84

Click here to load reader

Has Parti Seçim Beyannamesi

  • Upload
    ht-34

  • View
    233

  • Download
    0

Embed Size (px)

DESCRIPTION

HAS Parti Seçim Beyannamesi yardım amaçlı bedelsiz yapılmıştır. Beyanname metni, logo ve resimler HAS Parti resmi internet sitesinden alınmıştır. 84 sayfalık bu çalışma 1.52 MB lık büyüklüktedir.

Citation preview

Page 1: Has Parti Seçim Beyannamesi

Halkın Sesi Partisi

DEVRAN DÖNECEK”

SEÇİM

http://www.hasparti.org.tr

“GÜNEŞ DOĞUYOR

HALKIN SESİ PARTİSİ

BEYANNAMESİ

12 HAZİRAN 2011

Page 2: Has Parti Seçim Beyannamesi

Halkın Sesi Partisi

Halkın Sesi Partisi

Page 3: Has Parti Seçim Beyannamesi

Halkın Sesi Partisi

Prof. Dr. Numan Kurtulmuş

HAS PARTİ Genel Başkanı

Page 4: Has Parti Seçim Beyannamesi

Halkın Sesi Partisi

4 HAS Parti Seçim Beyannamesi 2011

Page 5: Has Parti Seçim Beyannamesi

Halkın Sesi Partisi

www.hasparti.org.tr 5

Halkın Sesi Partisi

Page 6: Has Parti Seçim Beyannamesi

6 HAS Parti Seçim Beyannamesi 2011

SUNUŞ

Halkın Sesi Partisi

Page 7: Has Parti Seçim Beyannamesi

www.hasparti.org.tr 7

Günümüzde siyaset, sorun çözmek yerine sorunlar üzerinden gerginlikler oluştur-makta ve toplumu sert bir şekilde kutuplaştırmaktadır. Türkiye, üretilen gergin-likleri ve kamplaşmayı artık taşıyamamaktadır. Soğuk savaş döneminin eseri olan

bu çatışmacı siyaset tarzını geride bırakmak kaçınılmazdır. Has Parti, toplumsal problem-leri hukukun üstünlüğü ve demokratik ilkeler çerçevesinde uzlaşma ve adaletle çözmeyi temel siyasi yaklaşım olarak kabul etmektedir.

Has Parti, tüm insanları hür ve eşit olarak görür. Bu eşitlik, haklarda eşit olmayı, onur-da ve nimetlerin paylaşımında eşit ortak olmayı içerir. Bu üç eşitlik özgürlüğün te-minatıdır. Siyasetimizin amacı, yurttaşlarımızı bu özgürlüklere sahip kılmak ve böylece toplumu güçlendirmektir. Bunun için yurttaşların söz, yetki, karar ve denetim süreçlerine katılmalarını esas alıyoruz.

Bu seçim beyannamesinde yurttaşların söz, yetki ve karar süreçlerine nasıl katılacağı ve Türkiye’nin nasıl özgürleştirileceği ortaya konulmaktadır.

Demokrasi müsameresi oyununu bozup Türkiye’nin gerçekten demokratikleştirilmesini sağlayacağız. Demokrasi sadece belli aralıklarla seçimlerin yapılması değildir. Demokra-si; her türlü sosyal ve siyasal kurumun oluşturulması ve yönetilmesinde bireylerin eşit hak, yetki ve sorumluluğa sahip olmasıdır.

Demokrasilerde devlet milleti yönetmez, millet devleti yönetir

Bir yandan “Cumhursuz cumhuriyet, halksız demokrasi olmaz” sözleri sarf edilirken bir yandan da Türkiye’de siyaset; parti genel merkezleri, holding, medya plazaları ve askeri/sivil bürokrasinin loş koridorlarında belirlenmektedir.

Bürokratik oligarşi ile parti oligarşileri arasında kavgalar olsa da esasen halk hiçbir zaman siyasetin bir paydaşı olarak görülmemektedir.

Has Parti yurttaşların asil, seçilenlerin vekil olduğu bir siyasal sistem kurmayı taahhüt etmektedir.

Türkiye’de halk siyasal karar süreçlerinden dışlanmakta sadece parti liderlerinin yaptığı listeleri seçimle onaylayan bir konuma itilmektedir. Yani halk basit bir oy makinesine dö-nüştürülmektedir. Bunun sonucu, siyasetin alanı da iyice daraltılmıştır.

Has Parti her türlü toplumsal sorunun bizatihi siyasetin konusu olduğunu kabul eder. Bu meyanda; milli güvenlik, dış politika ve ekonomi gibi stratejik konular dâhil ülkenin hiçbir sorunu, siyasetten ve dolayısıyla milli iradeden soyutlanamaz.

Bugün Türkiye’de siyaset, maalesef ekonomik çıkar sağlama, başkaları üzerinde ta-hakküm kurma ya da devlet gücü kullanarak topluma şekil verme uğraşısına dönüş-müştür.

Yaşam tarzları, inançlar ve kimlikler alanındaki doğal farklılıklardan kaynaklanan sorun-ların demokratik iletişim ve diyalog ortamında çözülmesi mümkünken, mevcut siyaset sorunları çözmek yerine bu sorunları araçsallaştırarak siyasi rant elde etmektedir.

Siyasi partiler siyaseti iktidar oyunlarının aracı olarak gördükleri için bu sorunları çö-

Page 8: Has Parti Seçim Beyannamesi

Halkın Sesi Partisi

8 HAS Parti Seçim Beyannamesi 2011

zümsüz bırakmakta, umut tacirliği yapmakta ve sorunları istismar etmektedir.

İstismarcı siyasetçiler, düzeysiz bir dil kullanmakta, hakaret, küfürleşme ve gerilimi top-luma “siyaset” gibi sunmaktadırlar.

Bu siyaset anlayışı ve üslubu Türkiye’yi yormuştur. Türkiye bu şekilde yoluna devam edemez. Türkiye’nin adaleti, hukuku, hürriyeti ve eşitliği esas kabul eden, müzakereci ve sorun çözücü bir siyasete ve düzeyli bir siyasi üsluba ihtiyacı vardır. Bu anlamda Has Parti soğuk savaşın çatışmacı üslubuna son vermekte, yeni bir üslup, yeni bir siyasal dil ve muhteva ile Türkiye siyasetini yeniden formatlamaktadır. Nezaket ve zarafeti siya-sete taşımaktadır.

Has Parti kimlikler üzerinden değil, değer odaklı siyaset yapmak-tadır

Has Parti, kimlik, inanç ve yaşam tarzı farklılıklarından kaynaklanan sorunların aşılması için siyasetin kimlikler üzerinden değil, değerler üzerinden yapılması gerektiğine inan-maktadır.

Temel değerimiz hak, önceliğimiz insandır. Tüm toplumsal süreçler ve kurumlar; devlet, sivil toplum, ekonomi ve siyaset insan içindir. İnsan, ırkı, rengi, cinsiyeti, dili, dini, mezhebi, düşüncesi, sosyal konumu, ekonomik durumu ne olursa olsun “eşref-i mahlûkat”tır. İnsan, piyasadan da devletten de önceliklidir.

Her insan, insan olması hasebiyle haklara; can ve mal güvenliği, düşünce ve inancını ifade etme, barınma, sağlık, sosyal güvence, eğitim, istihdam hak ve özgürlüklerine sahiptir.

Hak ve özgürlüklerin kullanılmasında sınırlarımız; şiddete başvurulması, ırkçılık ve ay-rımcılık yapılmasıdır. Partimiz hayatın her alanındaki şiddeti, ırkçılığı ve ayrımcılığı la-netler ve bunlara karşı mücadele eder.

İnsan ve onun hakları, partimizin siyaset anlayışının temelini oluşturur. İnsan hak ve öz-gürlüklerinin çoğunluk iradesi ile sınırlanması söz konusu olamaz, temel hak ve özgür-lükleri ortadan kaldıracak ya da zedeleyecek yasalar çıkarılamaz, uygulamalar yapılamaz.

Eşit ve özgür yurttaşlık, partimizin hem varlık nedeni hem de temel amacıdır. İnsanla-rın kamusal ve toplumsal süreçlere katılımını zorlaştıran bireysel, sosyokültürel, yasal ve ekonomik engelleri kaldırmak için sonuna kadar mücadele edeceğiz.

İnsanın kendisini gerçekleştirmesi, hak ve sorumluluk ekseninde bir kamu fikrinin geliş-mesi ile mümkündür. Kamu fikri ise; siyasal ve ekonomik demokratikleşme ve demokra-sinin derinleştirilmesi ile gerçekleştirilebilir.

Partimiz, insanlığın ortak doğrusu ve medeniyetimizin kadim değerleri olan “Herkese özgürlük, herkese adalet ve refahın hakça paylaşımını” benimseyen ve bu değerlere inanan herkesin sözcüsü ve temsilcidir.

Has Parti, yeryüzünde tüm zayıfların ve yoksunların (madunların) hakkını aramayı temel görev kabul etmektedir. Bu fikre sahip insanların birlikteliğinin önemini idrak etmiştir.

Page 9: Has Parti Seçim Beyannamesi

Halkın Sesi Partisi

www.hasparti.org.tr 9

Tüm toplumsal, siyasal ve ekonomik süreçlerin küreselleştiği günümüzde mahallî özgür-lük ve adalet adacıklarının mümkün olmadığını biliyoruz. Bu nedenle tüm yeryüzünü kapsayacak şekilde, mazlum ve mağdur halklardan başlayarak toplumlar arası dayanış-mayı öngörüyor, yeni bir medeniyetin ortaya çıkması ve adaletin yeryüzüne yayılması için mücadele etmeyi temel bir ilke olarak benimsiyoruz.

HALKIMIZA SÖZÜMÜZ

Siyasetimizi icra ederken insanlık tarihi boyunca her toplumda görülen ve insanlık onuru için mücadele edilmesi gereken üç tür bozulmaya karşı duracağımızı beyan ediyoruz.

FİRAVUNLAŞMAYACAĞIZ; Yani siyasal iktidarı, devlet erkini, kamu kudretini bizden olmayanlar, bizim gibi inanmayanlar, bizim gibi yaşamayanlar, bize oy vermeyenler, bize muhalefet edenler hatta bizimle mücadele edenlere karşı bir TAHAKKÜM/DAYATMA aracı olarak kullanmayacağız. İktidarı ve gücü kendimizden menkul görmeyeceğiz, ik-tidarı tekelleştirmeyeceğiz. Çünkü siyasal vekâlet bir emanettir, halkın emanetine asla ihanet etmeyeceğiz.

KARUNLAŞMAYACAĞIZ; Yani siyasal iktidarı, kamu kaynaklarını ve devlet malını bizden yana olanlara, bizi destekleyenlere, “bizimkiler”e aktarmayacağız. Bizim hırsızı-mız olmayacak ve “hırsız bizdendir” diye asla korunmayacaktır.

BELAMLAŞMAYACAĞIZ; Yani başta dini inançlar ve medeniyetimizin değerleri olmak üzere, insanlığın ortak doğrusu olan hiçbir değer, ilke ve kuralı istismar etmeyecek ve ettirmeyeceğiz. İnanç ve değerlerimizi kendimizin, yakınlarımızın ve destekçilerimizin çıkarları için kullanmayacağız. Bu beyannamede belirlenen genel ilkeler çerçevesinde ön-celikle halkımıza, sonra tarihe ve en sonunda vicdanın ve ahlakın her yeri ve her şeyi ku-şatan kaynağı olan Allah’a hesap vereceğimize olan inancımızla hareket etmeyi taahhüt ediyoruz.

Ülkeyi halkın temsilcilerinin yönetmesini, devleti halkın denetlemesini, zenginliklerin adil bir şekilde paylaşılmasını sağlamak amacıyla siyasal sistemi, ekonomik sistemi ve Türkiye’nin dünya siyasetini değiştireceğiz.

Page 10: Has Parti Seçim Beyannamesi

10 HAS Parti Seçim Beyannamesi 2011

YENİ TÜRKİYE YENİ SİYASET

“SİYASAL SİSTEMİ DEĞİŞTİRECEĞİZ”

Halkın Sesi Partisi

Page 11: Has Parti Seçim Beyannamesi

www.hasparti.org.tr 11

ESKİ TÜRKİYE: VESAYET SİSTEMİ

Türkiye’de Cumhuriyetin ilanıyla birlikte “egemenlik milletindir” denilmiştir. Ne var ki, bu “millet” muhayyel bir varlıktır. Millet, “ezelden ebede giden soyut ve manevi bir var-lık” olarak tanımlandığı için, tek parti döneminde, halkın bütünüyle dışlandığı bir sistem kurulmuştur. Millet adına devleti idare ettiğini iddia eden bir seçkin grup siyaset, eko-nomi ve hatta dine kadar her sorun ve sosyal olguda söz sahibi olmuş, yeni bir ulus inşa etmeye çalışmıştır.

1950’de çok partili siyasal hayata geçildikten sonra halkın bir aktör olarak siyasal sürece dâhil edilmesi ile birlikte siyasal alanın daraltılması çabaları da eş zamanlı gelişmiştir. Siyasal ve ekonomik istikrarsızlık bahane edilerek yapılan darbe ve müdahalelerle sistem halkın aleyhine defalarca yeniden şekillendirilmiş, seçilmişlerin alanı sürekli daraltılmış-tır.

Bugünkü siyasal denklemde halkın belirleyiciliği, esas aktörler olan siyaset kurumu, bü-rokrasi, piyasa, küresel güçler ve medyaya nazaran oldukça sınırlıdır. En demokratik dö-nemlerde bile halk, belli aralıklarla önüne konulan milletvekili aday listeleri üzerinden iradesini ortaya koyabilmektedir. Ne var ki bu irade dahi Ankara’daki diğer aktörler tara-fından çoğu zaman başkalaştırılmaktadır.

2000- 2010 yılları arasında “reformlar” diye takdim edilen değişiklikler de esasen siyase-tin alanını genişletmemiştir. Siyasete devlet bürokrasisinin müdahalesi kısmen azalmıştır ama karşılığında piyasa alabildiğine güçlenmiştir. “Piyasa” dediğimiz ise ağırlıklı olarak İMKB’de işlem gören küresel finans kapital ile onun destekçisi ve ortağı olan yerli finans burjuvazisidir. Siyasi kararlar halkın belirleyiciliğinden “kurtarılmış” piyasanın kontro-lüne verilmiştir.

Bugün ülkemizde, siyasi partiler de devlet oligarşisine benzer şekilde örgütlenmiş-tir. Siyaset kurumu üzerinde bürokratik oligarşinin tahakkümü gerilerken parti/lider oligarşilerinin tahakkümü giderek artmaktadır. Bürokrasinin vesayetinden yakınan siyasetçiler, kendi partilerindeki vesayet sisteminin varlığına ise asla itiraz etmemek-tedirler.

Türkiye’yi yöneten siyasi gelenekler ideolojik donanımları ile de sorunludur. Bürokratik oligarşi ve onun siyasi temsilcisi olan CHP gibi statükocu partiler, devleti merkeze almak-ta, bireyi ve toplumu edilgen kılmakta, toplumu şekillendirme sevdasından vazgeçme-mektedirler.

Kendini reformcu olarak tanımlayan ama aslında politik muhafazakâr olan AKP benzeri partiler ise piyasayı merkeze alıp, toplumu piyasaya ve dış dinamiklere bağımlı kılmak-tadırlar. Yani birisinde siyasa, sosyal-ekonomik ve kültürel alanı işgal edip belirlerken; diğerinde piyasa her alanda hâkim olmaktadır.

Her iki tarz-ı siyasetten de tam ve işler bir demokrasinin çıkmayacağı kesindir. Biz ise, “ne sadece siyasa ne de piyasa; önce insan” diyoruz.

Page 12: Has Parti Seçim Beyannamesi

Halkın Sesi Partisi

12 HAS Parti Seçim Beyannamesi 2011

Türkiye’deki Sistem Vesayet Sistemi’dir, Halksız Demokrasi’dir

Türkiye’nin demokratik bir siyasal sisteme sahip olduğunu söylemek mümkün değildir. Görünürde yasama yetkisi TBMM’dedir. Anayasa Mahkemesi ise, TBMM’nin yasama yetkisini anayasaya uygunluk açısından denetlemektedir.

Ne var ki Anayasa Mahkemesi’nin birçok defa kendisini yasama mercii yerine koyduğu-na şahit olunmuştur.

Seçilmiş hükümetlerde olması gereken yürütme yetkisi ise çok başlı bir şekilde çeşitli or-ganlar arasında paylaştırılmıştır. Askeri tayin ve terfiler YAŞ’a; iç ve dış güvenliği tayin ve tespit MGK’ya; yargı bürokrasisine ilişkin tüm işlemler HSYK’ya; yüksek öğrenimi yönetme YÖK’e, para politikasını tayin ve tespit Merkez Bankası’na, stratejik ekonomik sektörlerde planlama, düzenleme ve denetim Üst Kurullar’a bırakılmıştır.

Bakanlar Kurulu, bu sınırlamalar içerisinde yürütme gücünü kullanmaya çalışmaktadır. Bakanlar Kurulu’nun tüm iş ve işlemleri de Danıştay denetimine tabidir. Son katsayı ka-rarında da görüldüğü gibi Danıştay yürütmenin iş ve işlemlerini sadece “şekil” yönün-den; kanunlara uygunluk açısından denetlemekle kalmayıp “esas”a ilişkin denetimler de yaparak fiilen yürütmenin yerine geçmektedir.

Ayrıca askeri bürokrasi de özerk olmanın ötesinde neredeyse ayrı bir devlet gibi örgütlen-miştir. MGK hala her konu ile ilgili tavsiye kararları almaktadır. Son anayasa değişikliğin-de yargı denetimine açılmasına rağmen YAŞ’ın tasarrufları oldukça geniştir.

Yargı birliğine aykırı bir şekilde askerlerin suçlarına bakan bir askeri yargı sistemi ve bu-nun başında Askeri Yargıtay bulunmaktadır. Ek olarak askerlerle ilgili tüm idari işlemleri denetleyen bir Askeri Yüksek İdare Mahkemesi de bu durumu iyice pekiştirmektedir.

1982 Anayasası zorunlu olarak “totaliter” bir devlet yapılanmasını gerektirmektedir. Çünkü Anayasasına resmi ideoloji koymuş olan devletin totaliterleşmesi kaçınılmazdır.

Demokratik bir ülkede devletin resmi ideolojisi olmaz. Demokrasi için anayasayı ide-olojiden arındırmak gerekir.

Demokratik ülkelerin anayasalarında etnik tanımlamalar olmaz. Anayasada etnik ta-nımlama yer aldığı müddetçe bu etnik tanımın dışında kalanlar hukuken ve siyaseten dışlanmış olurlar. Anayasadaki “etnik” tanımlamaların hukuki vatandaşlık kategorisi olan “Türkiye Cumhuriyeti Vatandaşlığı” ve “Türkiye Halkı” ile yer değiştirmesi zorun-ludur.

Yine 1982 Anayasasında “resmi dil” değil de “devletin dili” ifadesinin kullanılması sorun-ludur. Devletin dili olduğu müddetçe devlet diğer tüm dillere karşı sağır olur.

Vesayet sisteminin bir diğer tezahürü de TBMM’nin bütçe ve denetim yetkisinin sınırlan-dırılmasıdır

1990-2010 yılları arasındaki merkezi yönetim bütçe kanun tasarılarının TBMM Plan Bütçe Komisyonu ve TBMM Genel Kurulu’nda değişikliğe uğrama oranı-toplam 20 yıllık orta-lamada- % 1,5’tir. Yani TBMM en temel demokratik hak olan bütçe hakkını kullanama-maktadır.

Page 13: Has Parti Seçim Beyannamesi

Halkın Sesi Partisi

www.hasparti.org.tr 13

Aynı şekilde Milli Savunma Bakanlığı bütçesi Meclise geldiğinde hiç tartışılmaksızın onaylanmaktadır. Milli Savunma Bakanlığı ve Jandarma Genel Komutanlığı bütçesi üze-rinde iktidar ve muhalefetin söz alarak bu kurumlara tahsis edilen ödeneklerin nerede ve nasıl kullandığını sorguladıklarına dair tek bir tartışma-görüşme örneği yoktur. Böyle bir ortamda ne asker-sivil ilişkileri normalleşir ne de bütçe hakkı etkin kullanılabilir.

Teorik olarak TBMM’nin iki temel fonksiyonu vardır; yasama ve denetim. Ancak, yasama fonksiyonunu fiilen yürütme üstlenmiştir. Çıkan kanunların % 95’i hükümetin Meclise getirdiği yasa tasarılardır. Bu anlamda meclis fason üretim yapan bir kanun fabrikası ola-rak çalışmaktadır.

Toplumsal tercihler siyaset kurumu aracılığıyla siyasal kararlara dönüşürken anayasa, siyasi partiler yasası, seçim sistemi ile Meclis içtüzüğü temel metinlerdir. Eğer bu metin-lerden herhangi birisi toplumsal tercihlerin siyasal kararlara dönüşmesini engelliyorsa sağlıklı demokrasinin işlemesi mümkün değildir.

Has Parti, vesayet sisteminin temel direklerini oluşturan anayasa ve diğer antidemok-ratik yapıların tamamını değiştirecek ve halkın gerçekten tek egemen olduğu bir siste-mi kuracaktır.

Yüzde 10 seçim barajı nedeniyle millet iradesinin önemli bir kısmı parlamentoda tem-sil imkânı bulamamaktadır. Örneğin 2002’de geçerli oyların % 34’ünü alan AK Parti, Meclis’te %66 oranında çoğunluk elde etmiştir. Aynı seçimde geçerli oyların % 45’i ise Meclis’e yansımamıştır. Temsil kabiliyeti bu kadar düşük bir meclis bürokratik oligarşiye karşı milli iradeyi koruyamaz.

% 10 barajını savunmak için kullanılan “Baraj olmazsa ülke kaosa girer. İstikrar bozulur” benzeri iddialar kabul edilemez. Bu düşünce yapısı, ekonomik gelişme için demokrasiden fedakârlık edilebileceğini ifade ettiği gibi, bürokratik oligarşinin tehdit ve korkularını da aynen yansıtmaktadır. Baraj sistemini savunmak ve parti içi demokrasiye karşı çıkmak-la darbeleri savunmak arasında nitelik olarak bir fark yoktur.

Seçim sistemi ve siyasi partiler rejimi, toplumsal tercihler yerine parti liderlerinin kişisel emellerine aracılık etmektedir. Tüm milletvekili ve belediye başkanı adaylarını parti baş-kanının tespit ettiği bir sistem demokrasi olamaz.

Temsili demokraside siyasal kararların toplumsal tercihleri yansıtabilmesi için karar sü-reçlerinde saydamlık ve hesap verebilirliğin kurumsallaşması gerekmektedir. Devlet sır-rının olduğu, devletin çatık kaşlı olduğu bir yapıda demokrasi yoktur.

Demokrasi lüks bir mal değil, aşımız, işimiz ve ekmeğimizdir

Yoksulluğun, yolsuzluğun ve işsizliğin nedeni ekonomik-teknik değildir. Bu sorunların temelinde demokrasi eksikliği vardır.

Eğer devlet istihdam sağlayamıyorsa, eğer 6 milyon işsiz varsa, eğer 17 milyon insan fakir ve yoksul ise; bunun temel nedeni demokrasi eksikliğidir. Eğer ulusal servetin büyük bir kısmı 30 bin zadegânın elinde dönüp dolaşan bir tahakküm aygıtına dönüşmüşse, bunun nedeni de temsili demokrasideki aksaklıklardır.

Page 14: Has Parti Seçim Beyannamesi

Halkın Sesi Partisi

14 HAS Parti Seçim Beyannamesi 2011

Demokrasinin kurumsallaşmadığı yerde siyasi ve iktisadi bir seçkin zümre ortaya çıkar ve ulusal kaynaklara el koyar. Geniş halk kesimleri ise mahrum ve muhtaç bırakılır.

Bu nedenle demokrasi açığını/eksikliğini görmeden yoksulluk ve işsizlik vurgusu yap-mak asıl meseleyi gizlemektir. Ne işsizlik teknik bir sorundur ne de yolsuzluk sadece hukuki bir olgudur. Her ikisi de demokrasi yokluğunun kaçınılmaz sonuçlarıdır.

Has Parti, siyasal sistemi halkın tek belirleyici olduğu açık bir yapıya dönüştürmeyi ve seçilmişlerin hareket alanını daraltan kural ve kurumlara karşı açıkça tavır almayı birincil vazife olarak görmektedir.

Tanzimat’tan Bugüne Çözülemeyen Sorun: Anayasa

23 Aralık 1876 tarihinde Kânûn-i Esâsî’nin yürürlüğe girmesinden bu yana Türkiye ana-yasa meselesini tartışmaktadır.

23 Nisan 1920 Ankara’da toplanan Büyük Millet Meclisi’nin temsil kabiliyeti oldukça yüksekti. Bugün uzlaşmaz kesimler olarak görülen İslamcılarla Batıcılar, Türklerle Kürt-ler (ve diğerleri), Alevilerle Suniler kendi farklılıklarını koruyarak tek bir hedef etrafında toplandılar. Tek kelimeyle ifade etmek gerekirse bu hedef anti- emperyalist duruştu.

Kurtuluş Savaşını veren bu Meclis hem orduyu hem de Cumhuriyeti kurmuştur. Cum-huriyetimiz bir askeri cumhuriyet olarak kurulmamıştır. Aksine Mondros Mütarekesi sonrası fiilen tasfiye edilen orduyu da bu meclis tekrar kurmuştur.

I. Meclis Cumhuriyet tarihinin ilk darbesi ile dağıtılınca, millete ait olan egemenliğin so-mut bir karşılığı kalmamıştır. II. Meclis CHP Genel Merkezi’nden tayin edilen “müntehib-i sani”lerin seçtiği mebuslarla oluşturulmuştur. Böylece, aslında 1920’de milletin “kendi kaderini tayin etme” amacıyla ve fiili bir kalkışma ile ele geçirdiği ve 29 Ekim 1923’te de hukukileştirdiği hâkimiyet; asker-sivil bürokrasiyi temsil eden CHP’nin eline geçmiştir.

Halk, 1950 seçimleriyle ilk defa hâkimiyetin bila kaydı şart millete ait olduğunu net bir şekilde ortaya koymuştur. Bundan sonraki bütün kavga, millete ait olan egemenliğin na-sıl kayıt ve şart altına alınacağı kavgasıdır. Bugün de devam eden tüm tartışmaların arka planında bu vardır.

Şimdi Türkiye’nin önünde duran en önemli sorun tüm karar ve uygulamaların halk tarafından belirleneceği yeni bir anayasadır.

Türkiye’de öteden beri ‘devlet’ esas olarak alınır, devletin anayasadan önce var olduğu kabul edilir, anayasa da o devletin bekası için yapılır, o nedenle tüm anayasalar devleti korumaya yönelik maddelerle doludur. Oysa anayasalar toplum tarafından bir devlet dü-zeni oluşturmak amacıyla yapılan sözleşmelerdir.

1921 tarihli Teşkilat-ı Esasiye Kanunu’nda millet adına teşri ve icrada TBMM tek yetki-li organ olarak tanımlanmıştır. Bu durum ifade olarak 1924 Anayasasında da muhafaza edilmiştir.

1961 darbesi ile başlayan müdahaleler sürecinde TBMM’nin millet adına kullandığı ege-menlik yetkisi sürekli olarak sınırlandırılmaya çalışılmıştır.

Page 15: Has Parti Seçim Beyannamesi

Halkın Sesi Partisi

www.hasparti.org.tr 15

1961 Anayasası ile “Millet, egemenliğini, Anayasanın koyduğu esaslara göre, yetkili or-ganlar eliyle kullanır” denilerek vesayet sistemi kurumsallaştırılmıştır.

Yine darbecilerin yaptığı 1982 Anayasasında da bu durum aynen korunmuştur. Halen yürürlükte olan bu sistemde, milletin tek temsilcisi olan TBMM, millet adına egemenliği kullanan organlardan sadece birisidir ve bu yetkisini de belirli kayıt ve şartlara tabi olarak kullanmak zorundadır.

Bu siyaseten tam bir beyin felci durumudur. Devleti insan vücuduna benzetirsek, beyin konumundaki TBMM’nin, bu sistemde, vücudun çeşitli organlarını kontrol etme imkân ve kabiliyeti kalmamıştır.

SİYASAL VE HUKUKİ SİSTEMİ DEĞİŞTİRECEĞİZ

Has Parti çoğulcu demokratik bir anayasanın yapılması için gereken süreci derhal başlata-caktır. Anayasa yapım süreci ile paralel olarak TBMM İçtüzüğü, Siyasi Partiler Kanunu ve seçim sistemi; çoğulcu, demokratik ve katılımcı bir perspektifle yeniden düzenlenecektir.

Has Parti bunları temin etmek için kapsamlı ve derinlikli bir siyasi ve hukuki reform sü-reci başlatacaktır.

Anayasa’yı Halk Yapacak: Anayasa Meclisi

Siyasal sistemimizin sorunlarının çözümü ancak köklü ve kalıcı bir siyasal ve hukuki dö-nüşümle mümkün olabilir. Millet egemenliğini sağlamanın bundan başka yolu yoktur.

Bunun ilk adımı, hukukun üstünlüğünü ve insan haklarını esas alan, özgürlükçü, katılım-cı ve çoğulcu demokratik bir anayasa yapmaktır.

Anayasayı elbette yeni bir toplum sözleşmesi olarak halk yapacaktır. Ancak bu yeni ana-yasanın, devleti birikim ve tahakküm aygıtı olarak gören zihniyetten toplumu koruyacak hükümleri içermesi zorunludur.

Bir başka zorunluluk, farklılıkları ötekileştirerek oluşturulan çatışma alanlarının ortadan kaldırılmasıdır. 1982 Anayasasının dayandığı temel felsefe ve başlangıç bölümü, herkesin zorunlu olarak Müslüman, Türk, Sünni, Hanefi ve laik olmasını istemektedir. Böyle bir ulus yaratma çabası; vatandaşların bir kısmının kendisini ikinci sınıf olarak hissetmeleri-ne neden olmaktadır.

Has Parti, hiç kimsenin özde ya da sözde yurttaş olarak ayrılmadığı, herkesin eşit ve özgür yurttaşlar olarak yaşadığı bir Türkiye inşa edecektir.

Bunu gerçekleştirmek için Türkiye’de yaşayan herkesi temsil edecek, bir ‘Anayasa Meclis’i oluşturacağız.

Usul esasa mukaddemdir. Elbette ne yaptığımız önemlidir ama nasıl ve hangi yöntem-lerle yaptığımız da en az bunun kadar önemlidir. İnsanların eşit ve özgür yurttaşlar ola-rak yaşamasını sağlayacak anayasa ancak tüm yurttaşların katılımını mümkün kılacak bir

Page 16: Has Parti Seçim Beyannamesi

Halkın Sesi Partisi

16 HAS Parti Seçim Beyannamesi 2011

yöntemle yapılabilir.

Bunun için Anayasa’nın 175. maddesini değiştirecek ve Anayasa Meclisi’nin seçilmesini mümkün kılacağız.

Anayasa Meclis’i tarafından toplumsal mutabakata dayanarak hazırlanacak anayasa taslağı derhal referanduma sunulacaktır. Böylece halkın birebir temsilcileri tarafından hazırlanmış ve doğrudan halk tarafından oylanarak kabul edilmiş bir anayasa yapıl-mış olacaktır.

Anayasa Meclis’i, dar bölge iki turlu seçim sistemiyle halk tarafından seçilen üyelerden oluşacaktır. Anayasa Meclisinin görevi, hazırlanan anayasa referandumda onaylandıktan sonra sona erecektir.

Devleti Halk Denetleyecek: Denetim Meclisi

TBMM’nin yürütme organı üzerindeki denetim yetkisi, yasal, kurumsal ve yapısal neden-lerle etkin bir şekilde kullanılamamaktadır. İçinden yürütmeyi çıkaran ve bu yürütmenin kontrolü altında olan yasama organının yürütmeyi denetlemesi mümkün değildir. Yürüt-menin etkin ve verimli denetlenebilmesi için halkın seçtiği ve münhasıran bu işle görevli bir denetim meclisine ihtiyaç vardır.

Has Parti TBMM’nin, denetleme işlevini Denetim Meclisi aracılığıyla gerçekleştire-cektir. Yeni oluşturulacak “Denetim Meclisi”nin üyeleri, doğrudan halk tarafından, iki turlu dar bölge sistemi ile yapılacak seçimlerle belirlenecektir.

Denetim Meclisi, kesin hesap yasa tasarılarının görüşülmesi, gensoru, meclis araştırması ve soruşturması gibi denetim fonksiyonlarını icra edecektir. Denetleme Meclisi, HSYK üyelerinin tamamı ile, anayasa mahkemesi dâhil yüksek yargı organları üyelerinin 2/3’ünü seçme yetkisine sahip olacaktır.

Cumhurbaşkanlığı’na bağlı olan Devlet Denetleme Kurulu, “TBMM Denetleme Kurulu” adıyla Denetim Meclisi’ne bağlanacaktır. TBMM Denetleme Kurulu’nun görev ve yetkile-ri, TSK dâhil edilecek şekilde genişletilecektir.

11 üyeden oluşacak TBMM Denetleme Kurulu üyeleri 5 yıllığına Denetim Meclisi Genel Kurulu’nca seçilecektir. Bu kurul aynı zamanda “Ombudsman” kurumu olarak da çalışa-caktır.

Denetim Meclisi idari ve hukuki denetimi TBMM Denetleme Kurulu, mali ve per-formans denetimini ise Sayıştay aracılığıyla yerine getirecektir. Böylece ülkemizin en temel sorunlarından biri olan yolsuzlukla mücadele denetim meclisinin yetki alanına dâhil edilerek daha etkin bir şekilde sağlanacaktır.

TBMM İçtüzüğü’nü değiştireceğiz

TBMM İçtüzüğü de 12 Eylül rejiminin derin izlerini taşımaktadır. Mevcut içtüzük mil-letvekilleri yerine parti gruplarını esas almakta ve iktidar partisine çok geniş yetkiler ve

Page 17: Has Parti Seçim Beyannamesi

Halkın Sesi Partisi

www.hasparti.org.tr 17

imkânlar tanıyarak TBMM’yi adeta iktidar partisi grubuna indirgemektedir.

Mevcut içtüzük üniversitelerin, baroların, sendika ve medya kuruluşlarının da görüş-leri alınarak TBMM’de temsil edilen ve edilmeyen tüm partilerin en geniş uzlaşısı ile aşağıdaki temel ilkeler çerçevesinde değiştirilecektir;

Halk adına seçilmiş hükümeti denetleme görevi yeni oluşturulacak olan Denetim Meclisi tarafından yapılacaktır,

Parti grupları 10 milletvekilinden oluşacaktır,

Parti grupları yanında milletvekillerinin de yasama süreçlerine etkin katılımı sağ-lanacaktır,

En son seçimde toplam kullanılan oy sayısının milletvekili sayısına bölünmesiyle elde edilecek sayı kadar noterden imzalı dilekçe ile vatandaşlar tarafından kanun teklifi verilebilecek; bu kanun teklifleri komisyon ve genel kurulda öncelikle görü-şülecektir,

Bütçe yasa tasarısı Yasama Meclisi Genel Kurulu’nda, kesin hesap yasa tasarısı ise Denetim Meclisi Genel Kurulu’nda görüşülüp karara bağlanacaktır.

Milletvekillerine kamu kurum ve kuruluşları ile yürütme ile doğrudan yazışma yetkisi verilecektir.

Siyasi Partiler Kanunu ve Seçim Sistemini değiştireceğiz

Mevcut siyasi partiler kanunu ve seçim sistemi halkın sesinin Ankara’ya ulaşmasını en-gellemektedir. Seçmenin tercih ve taleplerinin karara dönüşmesini sağlayacak bir siyasi partiler kanunu ve seçim sistemi, Türkiye’nin acil ihtiyacıdır.

Siyasi partilerin mevcut yapısı korunduğu müddetçe; katılımcı/çoğulcu/hesap verilebi-lir/şeffaf bir demokratik düzenin inşası, halkın siyasal karar alma mekanizmasına katılı-mı ve demokrasinin kurumsallaşması mümkün değildir.

Halk iradesinin siyasal kararlara dönüşmesini temin etmek amacıyla siyasi partiler ka-nunu ve seçim sisteminde yapacağımız değişiklikler;

Seçim barajı tamamen kaldırılacaktır.

Siyasi partilere yapılan Hazine yardımı seçimlerde aldıkları oy oranıyla orantılı bir şekilde dağıtılacaktır.

Bir partinin kayıtlı üyelerinin en az %5’inin teklifi ile her parti üyesi Genel Baş-kan adayı olabilecektir. Genel Başkan parti üyelerinin oylarıyla seçilecektir.

Partilerin merkez karar organları çarşaf liste ile genel başkan seçiminden ayrı ola-rak seçilecektir.

Siyasi partilerin il ve ilçe örgütleme zorunlulukları kaldırılacak bunun yerine il ve bölge temsilciliklerine dayalı esnek yapılı irtibat büroları aracılığıyla üyelik ve ön seçim işlemleri yürütülecektir.

Page 18: Has Parti Seçim Beyannamesi

Halkın Sesi Partisi

18 HAS Parti Seçim Beyannamesi 2011

Milletvekili ve belediye başkan adayları, performansa dayalı nitelikli üyelik şartla-rını yerine getiren üyelerin katılımı ile yargıç denetiminde yapılacak önseçimlerle belirlenecektir.

Siyasi partilerin seçime girebilmeleri için seçmen sayısının % 0,1 oranında kayıtlı üyeye sahip olmaları yeterli şart haline getirilecektir.

Siyasi partiler seçim bölgelerindeki milletvekili sayısının iki katı aday gösterecek-tir. Bu şekilde seçmene tercih hakkı sağlanacaktır.

Asker, polis ve yargı mensupları gibi öznel konuma sahip memurların dışındaki memurlara siyaset yapmanın yolu açılacaktır.

Sendikalar, meslek örgütleri, vakıf ve derneklere siyaset serbest olacak; siyasi partileri destekleyebilecek, bağış yapabileceklerdir.

Yönetilebilir, saydam ve hesap veren bir kamu yönetimini tesis edeceğiz

Bürokrasi üzerinde milli iradeyi egemen kılmak, yolsuzluk ve usulsüzlüklerin önüne geç-mek, kalıcı ekonomik istikrar ve sürdürülebilir ekonomik büyümeyi ve adil paylaşımı sağlamak için kamu yönetiminin yeniden düzenlenmesi zorunludur.

Tüm kararların merkezden alındığı hantal kamu yönetimi yapısı Türkiye’yi yönetilebilir olmaktan çıkarmıştır. Has Parti, adam-i merkeziyetçi bir anlayışla köklü bir kamu yöne-timini reformu yapacaktır. Bu çerçeveden merkezi yönetim için şu değişiklikler öngörül-mektedir:

Başbakan Yardımcılığı sayısı biri ekonomiden sorumlu olmak üzere iki ile sınırla-nacaktır.

Devlet Bakanı sayısı en fazla 5 olabilecektir. Devlet Bakanlıklarına bağlı olan mer-kezi yönetim kuruluşları, görev ve yetki açısında en yakın oldukları icracı bakan-lıklarla ilişkilendirilecektir. Devlet Bakanlıklarına her hangi bir kurum bağlanma-yacak, bunlar sadece Başbakanın vereceği görevleri üstleneceklerdir.

Bakanlıkların kuruluş görev ve yetkileri yeniden düzenlenecektir. Bakanlıklardaki idari hiyerarşi, Müsteşar, Genel Müdür, Daire Başkanı ve Uzmanlar şeklinde ya-pılandırılacak; müsteşar yardımcısı, genel müdür yardımcısı gibi bürokrasiyi ve israfı artıran ve fonksiyonel olmayan kadro ve unvanlar kaldırılacaktır.

Bakanlıklar nezdinde idari soruşturmalar “Teftiş Kurulları”, denetim ve inceleme-ler “İç Denetçiler” tarafından yürütülecektir.

Savunma konusunda bir danışma kurulu haline getirilecek olan MGK’nin Genel Sekreterlik kadroları azaltılacak, buradaki uzman ve tecrübeli personel Başbakan-lık Güvenlik İşleri Genel Müdürlüğü’ne nakledilecektir.

İstihbarat alanında çeşitli birimler arasında yetki, görev ve sorumluluk paylaşı-mında ortaya çıkan sorunları giderilecektir. Bu çerçeveden; MİT’in münhasıran dış

Page 19: Has Parti Seçim Beyannamesi

Halkın Sesi Partisi

www.hasparti.org.tr 19

istihbarat ile görevli ve yetkili hale getirilecek, yurtiçi istihbarat yapmakla görevli olan Emniyet İstihbarat Daire Başkanlığı’nın görev ve yetki alanları net bir şekilde belirlenecektir.

Jandarma Teşkilatı yerine, “Kırsal Polis” yapılanmasına gidilecektir.

Başbakanlık ve Bakanlık müşavirliklerinin sayıları azaltılacak, müşavirlerden ger-çek anlamda yararlanmanın esas ve usulleri belirlenecektir.

Yerel Yönetimleri Güçlendireceğiz: İl Meclisleri

Has Parti iktidarında kamu hizmetleri merkezi idare ile yerel yönetimler arasında pay-laştırılacaktır. Yerel yönetimlerin saydam, hesap verebilir, demokratik bir yapıda ka-musal değer yaratması temel amacımızdır.

Yerel yönetimlerin rol ve sorumlulukları artırılırken şu ilkelere dikkat edilecektir:

Yerindelik hizmeti gereğince hizmetin vatandaşlara en yakın birimlerce sunulması,

Sunulan hizmetlerle ilgili karar süreçlerine vatandaşların katkısının sağlanması,

Toplumsal tercihlerle uyumlu hizmetlerin sunulması,

Sunulan kamu hizmetlerinin ülke genelinde adil bir şekilde dağılımının sağlanma-sı,

Bölgesel ve yerel gelişmişlik farklarının giderilmesi,

Kendilerine hizmet sunulanlara hesap verebilirliğin hayata geçirilmesini temin et-mek.

Demokratik, saydam, katılımcı ve sosyal yerel yönetim sistemi için şunlar yapılacaktır:

İl özel idareleri kaldırılarak tüm görev ve yetkiler belediyelere devredilecektir.

Her ilde doğrudan seçimlerle belirlenen “İl Meclisleri” oluşturulacaktır. Emniyet, adalet, nüfus, tapu, askerlik ile birden fazla ili ilgilendiren ve bölge tipinde örgüt-lenen meteoroloji, vakıflar, devlet su işleri, karayolları gibi hizmetlerin dışındaki tüm kamu hizmetlerine ilişkin örgütleme, plan, program, bütçeye ile ilgili kararlar İl Meclislerine ait olacaktır.

Belediyeler İl Meclislerinin aldığı kararlar çerçevesinde hizmet sunacak, il merke-zindeki belediyelerin ayrıca bir belediye meclisi olmayacaktır.

Yerel yönetimlerin üstlendikleri görevleri sağlıklı bir şekilde yapmalarını sağlaya-cak şekilde mali kaynaklara sahip olmaları ve mali özerkliklerini koruyabilmeleri amacıyla nüfus, gelişmişlik, kentsel hizmet sunum ihtiyacı ve mali durumu esas alan “Mahalli İdarelere Genel Bütçe Vergi Gelirlerinden Pay Verilmesi Hakkın-da Kanun” çıkartılacak ve yerel yönetimlerin kendi imkânlarıyla gelir yaratmala-rının önü açılacaktır.

Yerel yönetimlerle ilgili standartları belirlemek, politika ve uygulama esaslarını tespit etmek ve bunlara uygunluğu denetlemek, yerel yönetimlerin finansman ihti-

Page 20: Has Parti Seçim Beyannamesi

Halkın Sesi Partisi

20 HAS Parti Seçim Beyannamesi 2011

yacını karşılamak amacıyla “Yerel Yönetimler Bakanlığı” kurulacaktır.

Büyükşehir Belediyeleri ile alt-kademe belediyeler arasındaki yetki karmaşası gi-derilecek ve Büyükşehir Belediyelerinin görev ve yetkileri koordinasyon ile sınır-landırılacaktır.

Muhtarlık müessesesi teknolojik ve idari gelişmeler çerçevesinde revizyona tabi tutularak güçlendirilecektir.

Diğer değişiklikler

Kamu tarafından yapılacak büyük ölçekli projelerin yerindeliğini danışacağımız “Halk Danışma Kurulları” oluşturacağız. Her büyük kamu projesi (kentsel dönü-şüm projeleri, barajlar, tarım ve orman arazilerinin imara açılması, sahillerin kulla-nımı, boğaz köprüsü gibi büyük projeler, termik santraller vb.) tasarım aşamasında iken mutlaka halkın görüşleri de alınarak karara bağlanacaktır.

Mahalleler kentsel dayanışma ve kaynaşmanın vuku bulduğu, toplumsal değerle-rin yeni kuşaklara aktarıldığı yerlerdir. Mahallelerin yeniden tesisi ve korunması için gerekenler yapılacaktır. İmar planları mutlaka geleneksel mahalle yaşamı dik-kate alınarak yapılacaktır.

Su havzaları yönetimi için etkin tedbirler alınacaktır.

Gıda ve su güvenliğini kesinlikle sağlayacağız.

“Kentli Hakları” ve “Kent Hakları Beyannamesi”ni oluşturacağız ve bu hakların takipçisi olacağız.

Köklü Bir Yargı Reformu Gerçekleştireceğiz

Devasa adalet sarayları inşa etmek adaletin var olduğu anlamına gelmez. Esas olan adil ve hızlı karar veren bir yargı sistemini inşa etmektir. Yapacağımız yargı reformunun te-mel ilkeleri şunlardır:

‘’Kuvvetler ayrılığı’’ ilkesine uygun olarak yargı bağımsızlığı ve tarafsızlığı güçlen-dirilecektir.

HSYK üyelerinin tamamı TBMM Denetleme Meclisi tarafından seçilecektir. Ana-yasa Mahkemesi ve diğer yüksek yargı organları üyelerinin 2/3’ü Denetim Meclisi tarafından seçilecek, 1/3’ü ise Yasama Meclisi’nin seçtiği 1/3’e tekabül eden sayı-nın iki katı aday arasından Cumhurbaşkanı tarafından atanacaktır.

Türkiye’deki çift başlı yargı sistemini kaldıracağız Yapacağımız yargı reformu kap-samında Askeri Yüksek İdare Mahkemesi kaldırılarak görev ve yetkileri Danıştay’a devredilecektir. Askeri ceza mahkemelerinin görev ve yetkileri yeniden düzenle-necek, bu mahkemeler askerlikle ilgili suçlara bakan bir tür disiplin mahkemele-rine dönüştürülecektir. Askeri Yargıtay da üst derece disiplin mahkemesi olarak

Page 21: Has Parti Seçim Beyannamesi

Halkın Sesi Partisi

www.hasparti.org.tr 21

yeniden yapılandırılacaktır.

Özel yetkili mahkemeler kaldırılacaktır.

Ceza infaz sistemi uluslararası standartlara kavuşturulacak; cezaevlerindeki tecrit uygulamalarına son verilecektir.

Savcıların polis ve jandarmaya bağımlılıkları büyük sorunlara neden olmaktadır. Cumhuriyet savcılıklarına bağlı “adli kolluk” oluşturularak bu sorun giderilecek-tir.

Yargılama faaliyetlerinin asli unsurlarından olan savunma makamı (avukatlık mesleği) güçlendirilecektir.

Mesleki ehliyet ve liyakatin artırılması için tedbirler alınacaktır.

Mevcut iş yüküne göre hâkim, savcı ve adli personel için yeni kadrolar ihdas edi-lecektir.

Hukuki uyuşmazlıklarda alternatif çözüm yollarının araştırılması suretiyle mah-kemelerin iş yükü azaltılacaktır.

Hâkim ve savcılar ile diğer adli personelin özlük hakları iyileştirilecektir.

TOPLUMSAL BARIŞIN SAĞLANMASI: BARIŞ VE KARDEŞ-LİK İÇİN GÖNÜLLÜ BİRLİKTELİK

Has Parti, barış ve esenliğin tesis edilmesine yönelik her türlü çabanın öncüsü olacak ve eşit yurttaşlığı mümkün kılacak siyasal ve ekonomik bir düzenin kurulması için gerekli reformları bir an önce hayata geçirecektir.

Ülkemizde değişik toplum kesimlerinin, mevcut anayasa ve yerleşik uygulamalardan kaynaklanan ve toplumsal barışı zedeleyen, çok sayıda sorunu vardır. Bu sorunlar ara-sında Kürt sorununun en önemli ve en yakıcı olduğu açıktır. Bu sorun çözülmeden başta demokrasi ve adalet sorunu olmak üzere ülkenin diğer sorunlarının çözülmesi mümkün değildir.

Kürt sorunu ve bunun sonucu olan Kürt milliyetçiliği ve terör sorunu, diğer sorunların örtüsü ve bahanesi haline gelmiş durumdadır. Yerleşik iktidarlar için Kürt sorunu, asgari insanî ve demokratik talepleri geri çevirme gerekçesi, toplumsal muhalefeti sindirme ara-cı haline gelmiştir.

Herkesin canını yakan, binlerce kurban vermeye sebep olan bir “terör” var. Fakat konuya sırf bu çerçeveden bakılarak işin içinden çıkılamaz. Aynı şekilde yıllarca devam eden bas-kı politikaları, yasaklar ve hak ihlalleri dolayısıyla ciddi bir insan hakları sorunu olduğu da inkâr edilemez. Kürtler yaklaşık olarak 80 yıldır kendilerini ötekileştirilmiş olarak gör-mektedirler. Aynı şey Aleviler, dindarlar ve gayrimüslimler için de geçerlidir.

Türkiye, 30 yıldır devam eden ve uluslararası güçler tarafından kullanılan terörün ve te-rör siyasetinin zorlamasına rağmen, milletimizin basireti ve taşıdığı medeniyet bilinci sa-

Page 22: Has Parti Seçim Beyannamesi

Halkın Sesi Partisi

22 HAS Parti Seçim Beyannamesi 2011

yesinde bir iç savaşa sürüklenmemiştir.

Kanın kanla yıkanmayacağı gerçeğinden hareketle beyaz bir sayfa açmak zorunlu hale gelmiştir. Hiç kuşku yok ki, Kürt sorununun çözümü için anayasa ve yasa değişiklik-leri gereklidir ama yeterli değildir.

Kürt sorunu, din sorunu ve yoksulluk sorununu eş zamanlı olarak ele almak sorunun çözümü için atılacak ilk adımdır. Bu meyanda Has Parti, her yurttaşımızın kendisini özde yurttaş olarak göreceği bir hukuki, siyasi ve sosyal düzen kuracaktır.

Bu bağlamda;

Devleti tahakküm ve birikim aracı olmaktan çıkaracağız,

Devleti, herkesin kendisi olarak temsil edildiği bir yapıya dönüştüreceğiz,

Siyaseti kimlikler yerine değerler üzerinden yapacağız,

Asker veya sivil olsun tüm bürokratik alanların millet adına denetimini, say-damlık ve hesap verilebilirliğini kurumsallaştıracağız,

Bireysel düzeydeki merhametin toplumsal yansıması olan “adalet”i tesis edece-ğiz.

Kürt sorunu ancak rızaya dayalı gönüllü birliktelik içinde çözülebilir. Biz, Türkiye’yi ve bu bölgeyi bölüp parçalamak isteyen küresel emperyal güçlerin ayrıştırıcı politika-larının değil, bölgedeki bütünleştirici politikaların adresi ve öncüsü yapacağız.

Bu coğrafyada yaşayan hiçbir topluluk, bir diğerinin acısı üzerinden huzur bulamaz. Bu topluluklar birlik olmadan da bu coğrafyaya huzur gelmez. Onun için daha fazla kardeş-lik partimizin temel ilkesidir.

Bu sürece hâkim olması gereken yaklaşım, kardeşliğe daha çok vurgu olmalıdır. Ancak kardeşlik bağı tek başına kavgayı önlemez, sorunu çözmez, sorunu kökten çözmek için kardeşler arasında adaleti tesis edecek bir projeye ihtiyaç vardır.

Bunun için herkesin kendisi olarak kalabileceği, bireysel ve kültürel haklarına sahip olacağı, kendi dili ile eğitim görebileceği, kültürünü geliştirebileceği, güvende olacağı, karnının doyacağı, onuru ile kendisinin ve bakmakla yükümlü olduğu aile bireyleri-nin geçimini sağlayabileceği, haksızlığa uğrayanın hakkının kendisine teslim edilece-ğinden emin olacağı, insanların kendi yöneticilerini kendi hür iradeleri ile seçebilece-ği şartları oluşturacağız.

Ancak bu şekilde bölgenin ekonomik, sosyal ve kültürel birliğini temin etmek mümkün olacaktır. Yüz yıldır bu coğrafyada yaşanan çatışmaların tamamı emperyalizmin bölgeye yüklediği milliyetçiliklerden kaynaklanmaktadır. Dün İngilizler ve Fransızlar, milliyetçi-likler icat ederek bunu yaptılar, bugün Amerika ve müttefikleri aynı şeyi “yeni milliyetçi-likleri” kışkırtarak yapmaktadır.

Türkler, Kürtler, Araplar, Farslar ve diğerleri, hepimiz bir medeniyetin varisleriyiz, aynı inancı ve coğrafyayı paylaşıyoruz. Bu medeniyetin tarihsel gelişimi ve medeniyet değer-leri içerisinde ırkçılık, herhangi bir grubun ve/veya ırkın diğerine karşı üstünlüğü asla yer almamıştır.

Page 23: Has Parti Seçim Beyannamesi

Halkın Sesi Partisi

www.hasparti.org.tr 23

Milliyetçilikler savaş, kargaşa, fakirlik ve huzursuzluk getirmiştir. Bölge halklarının bir-leşmek için çok sebebi var. Emperyalizmi bölgeden kovmak, kaynaklarına ve onuruna sahip çıkmak, insanları için barışı tesis etmek, çocuklarına güzel bir gelecek kurmak…

Bunu hiçbir bölge ülkesi tek başına yapamaz, bu, ancak bir birlik düşüncesi ile mümkün-dür. Kürt meselesi de nihai olarak ancak bu şekilde çözülebilir.

Bölge halklarının beslendiği bu zengin tarihsel/kültürel mirasın çoğul karakterinden, ka-tılımcı, eşitlikçi ve özgürlükçü değerler damıtarak yeni bir ufuk ve yeni bir umut oluştu-racağız.

Bu, sadece bölgemiz için değil, bütün insanlık için yeni bir umuttur. Hakkâri’nin, Diyarbakır’ın, Ankara’nın, İzmir’in problemlerinin çözümü sadece buraların problem-lerinin çözümü olarak görülemez. Bize göre, Kudüs’ün, Şam’ın, Kerkük’ün, Musul’un, Erivan’ın, Batum’un, Bağdat’ın, Bakü’nün meselesi aynı zamanda Türkiye’nin meselesi-dir.

Temel kavramları insaf, kardeşlik, eşitlik, adalet, hak, hukuk, paylaşma, alın teri, helâl kazanç, vicdan, merhamet, onur gibi kavramlar olan bambaşka bir medeniyetin öncü-lüğünü yapacağız.

Bu birlik ve barış medeniyetinin temel ve vazgeçilmez özelliği insanı en değerli varlık olarak kabul etmesidir. İnsan denince kast edilen her insandır; herkes en değerlidir.

Bu bilinçle Has Parti aşağıdaki adımları atacaktır;

Herkes dilediği gibi inanacak ve inandığını dilediği gibi yaşayacak ve inandık-ları doğrultusunda ifade ve örgütlenme hakkına sahip olacaktır. Herkes dinini, dilini, kültürünü öğrenip eğitimini alabilecektir.

Bu medeniyet havzasında yaşayan herkesin hiçbir kısıtlamaya bağlı kalmadan iste-diği gibi seyahat etme ve istediği yere yerleşme hakkı olacaktır.

Has Parti, soruna bu perspektifle yaklaşmakta, Kürt sorunu dâhil ülkedeki ve bölgedeki tüm sorunların çözülebileceğine, bölgede tekrar barış ve huzurun tesis edilebileceğine inanmaktadır.

Bu genel perspektifi taşıyan Has Parti toplumsal barışın sağlanması için şu hususları öne çıkarmaktadır:

Demokratikleşme ve özgürlüklerin genişletilmesinde tek bir toplumsal grup mu-hatap alınamaz. Sadece herhangi bir etnisiteyi muhatap alan, özgürlüklerin geniş-letilmesi ve demokrasinin derinleştirilmesi projesi, daha fazla bölünmeye ve par-çalanmaya yol açmaktan başka bir şey sağlamayacaktır. Kürt sorunu her şeyden önce, bir Türk sorunudur. Nasıl ki başörtüsü sorunu ile fakirliği, gayrimüslim va-tandaşların sorunlarıyla eğitim sorununu, Alevilerin sorunları ile örgütlenme so-rununu ayırmak mümkün değilse; Kürt sorunu da bu ülkedeki her kesim, sınıf, etnisite ve ferdin sorunlarından ayırmak mümkün değildir.

Sorunun çözümünde siyasi iktidarların sorumluluğu esas olmakla birlikte tüm si-yasi partilerin ve sivil toplumun atılacak adımlarda ortak sorumlulukları olma-lıdır. Has Parti, herkesi sorunun çözümünün bir parçası haline getirecektir. Bu,

Page 24: Has Parti Seçim Beyannamesi

Halkın Sesi Partisi

24 HAS Parti Seçim Beyannamesi 2011

sorunun siyasi risk ya da rant olarak görülmesi engellenecektir. Bunun için tavır ve söylemlere dikkat edilecek, gerginleştirici üsluptan kaçınılacak, süreç sükûnet ve işbirliği içinde yürütülecektir. Örgütlü ve örgütsüz kesimlerin sesini duyuracakları platformlar oluşturulacak, çözüm sürecinin elitlerin oluşturduğu dar kadrolarla yürütülmesinden kaçınılacaktır.

Sürecin en bariz özelliklerinden biri şeffaflık olacaktır. Gizli ve kapaklı hiçbir iş yapılmayacaktır, asla devlet sırrı kavramı arkasına saklanılmayacaktır.

Çözüm bir dayatma olarak değil Türkiye Cumhuriyeti ile vatandaşları arasında bir uzlaşma ve barışma şeklinde gerçekleşecektir. Kürtlerin masum ve haklı ta-lepleri ile Türklerin terör nedeniyle yaralanmış vicdanları arasında çelişki oluş-turmamak için toplumun makul ekseriyetinin kabul edeceği yöntemler uygula-nacaktır.

Birlikte yaşamayı sürdürmek için ortak bir dilin olması zorunludur. Bu ortak di-lin Türkçe olduğuna kimse itiraz etmemektedir. Devlet tüm yurttaşlarına ortak dil Türkçeyi öğretmek zorundadır.

Anadil ana sütü kadar helaldir. Türkiye Cumhuriyeti vatandaşlarının kültürle-rini ve dillerini öğrenme, kullanma ve geliştirme hakları anayasal güvence altın-da olacaktır. Devlet yurttaşların bu haklarını kullanmaları için gerekli ortam ve imkânları oluşturacaktır.

Resmi dil elbette Türkçedir. Ancak bir anadilin yoğun olarak konuşulduğu illerde merkezi ve yerel yönetimler, hizmetlerini sunarken resmi dilin yanı sıra kendi ana-dillerini de kullanabileceklerdir.

Değiştirilmiş olan yer isimleri iade edilecektir.

Devletin yıllarca uyguladığı ayrımcılık politikaları ve terör nedeniyle bölge, diğer bölgelere göre daha ağır ekonomik sorunlara sahiptir. Has Parti, bölgenin ekono-mik sorunlarını azaltmak için özel bir telafi programı uygulayacaktır. Bu programın temel hedefi, bölgede istihdam yaratmak, insanların yaşam kalitesini yükseltmek ve gençlere bölgelerinde yeni yaşam olanakları sunmaktır. Bu çerçevede Türkiye geneli için geliştirilen “bölgesel kalkınma ve işsizliğe çözüm programı”na Doğu ve Güneydoğu Anadolu Bölgesi’nden başlanacaktır.

Sadece ekonomi için değil, insan hakları, özgürlükler ve sosyal yapı için de ciddi telafi programları yürürlüğe konulacaktır. Bu amaçla şu öncelikli tedbirler alınacaktır:

Has Parti iktidarının ilk gününde Başbakan, devlet adına, terör nedeniyle ço-cuklarını kaybeden tüm ailelerden, devletin karıştığı cinayet, faili meçhul ve işkencelerden zarar gören tüm yurttaşlardan, evini-yurdunu terk etmek zorunda kalanlardan özür dileyecektir.

Başta Diyarbakır Cezaevi’nde yapılanlar olmak üzere, bölgedeki işkenceleri, tüm faili meçhulleri ve diğer hak ihlallerini araştırıp faillerini adalet önüne çıkaracak bir Araştırma ve Soruşturma Komisyonu kurulacaktır.

Diyarbakır Cezaevi ülkemizde yaşanan zulümlerin simgesidir. Bu nedenle ce-zaevinin bir bölümü müzeye, kalanı da İnsan Hakları ve Adalet için çalışan sivil

Page 25: Has Parti Seçim Beyannamesi

Halkın Sesi Partisi

www.hasparti.org.tr 25

toplum örgütlerinin kullanımına tahsis edilecektir.

Başta ilköğretimde her sabah okunan “Andımız” olmak üzere kamu kurum ve ku-ruluşlarında bir etnisiteyi önceleyen ve etnik ayrımcılık oluşturan tüm söylem ve ifadeler ve uygulamalar derhal kaldırılacaktır.

Gerekli güvenlik tedbirleri alınarak tüm sınırlar bölge halklarının vizesiz geçişine açılacaktır.

Bugüne kadar güvenlik gerekçesiyle zorunlu göçe tabii kılınan, köyleri ve mezra-ları yakılan ve halen büyük şehirlerin varoşlarında sefalete mahkûm edilen vatan-daşlarımızdan isteyenlerin bir an önce topraklarına geri dönmelerinin sağlanması için gerekli yasal, iktisadi ve güvenlik tedbirleri alınarak uygulamaya konulacaktır.

Koruculuk sistemi kaldırılacaktır. Bir mağduriyet yaşamamaları için korucular hayatlarını insan onuruna yakışır şekilde idame ettirebilecekleri işlere kavuştu-rulacaktır.

Örgütlerin silah bırakması ve üyelerinin topluma kazandırılması için gerekli yasal düzenlemeler yapılacaktır.

Page 26: Has Parti Seçim Beyannamesi

26 HAS Parti Seçim Beyannamesi 2011

“EKONOMİK SİSTEMİ DEĞİŞTİRECEĞİZ”

YENİ TÜRKİYE YENİ EKONOMİ

Halkın Sesi Partisi

Page 27: Has Parti Seçim Beyannamesi

www.hasparti.org.tr 27

TÜRKİYE EKONOMİSİNİN TEMEL YAPISAL SORUNLARI

Kamunun birikim aygıtı olarak kullanılması

Tanzimat Fermanı ile başlayan Batılılaşma sürecinin en belirgin özelliği, kamunun bölü-şüm aygıtı olmaktan çıkartılıp birikim aygıtına dönüştürülmesidir.

Cumhuriyetin kuruluşu ile birlikte “devletçilik” resmi/anayasal politika haline getiril-miştir. Daha sonra değişik dönemlerde farklı karakterler göstermesine rağmen, bir ara “her mahalleye bir milyoner” sloganı da üretilerek, kamu kudreti ile zengin yaratma ça-bası aralıksız devam etmiştir.

İktidar seçkinleri, yukarıdan aşağıya topluma şekil vermek için devlet gücünü kullan-maktadırlar. Bu şekilde tahakküm aracı olan devlet kendine sosyal taban oluşturmak için belirli kesimlere değişik yollarla kaynak aktarmaktadır. Sonuçta bir kısır döngü ortaya çıkmakta; tahakkümcü devlet zorunlu olarak birikim aygıtına dönüşmekte, birikim aygıtı olarak çalışan devlet de doğası gereği tahakkümcü bir yapı kazanmaktadır.

Dün olduğu gibi bugün de eski sistem partileri siyasetlerini bu anlayış üzerine kur-makta, tahakküm ve birikim aracı olan devleti ele geçirmek için siyaset yapmaktadır-lar.

Bu nedenle Türkiye’de serbest rekabete dayanan pazar ekonomisi ile halk iradesine daya-nan özgürlükçü bir demokrasi bir türlü tesis edilememektedir.

Sonuçta kazanan ve kaybeden pazardan değil, siyasetten kazanıp kaybetmektedir.

Siyasi kayıtlılığa karşılık mali kayıt dışılık

Türkiye’de başörtülü olup olmadığı, dini, mezhebi, etnik kökeni vb. kimlik esaslı kıstas-lar dikkate alınarak çoğu zaman hukuka aykırı bir şekilde vatandaşlar fişlenmiştir. Fakat olay mali kontrole gelince devlet, kayıt düzenini kendisi ortadan kaldırmaktadır.

Vatandaş ile devlet arasında adeta ”siyasal kayıtlılık” karşılığı “mali kayıt dışılık” üze-rinde bir anlaşma sağlanmıştır. Devlet, mali kayıt dışılığı kabullenme, hatta teşvik etme karşılığı, vatandaşlar üzerinden siyasal tahakkümünü kurmaktadır. Mali kayıt dışılık so-nucunda ortaya çıkan mali açık, borçlanarak kapatılmakta ve bu sayede belirli kesimlere kaynak aktarılmaktadır.

Mali kayıt dışılık, devlet seçkinlerine siyasi, devlete borç verenlere de ekonomik rant sağlamaktadır.

Kayıt ve belge düzeni oturtulup ticari aktiviteler kayıt altına alındığı oranda devlet güçlü olacaktır. Güçlü devlet demek otoriter, totaliter devlet demek değildir. Güçlü devlet, ka-yıt-belge düzenini oturtan, vatandaşlarının ticari-iktisadi aktivitelerini kontrol edip bun-lardan haberdar olan ve bu aktiviteleri adalet-hakkaniyet ölçüsünde vergilendiren dev-lettir.

Page 28: Has Parti Seçim Beyannamesi

Halkın Sesi Partisi

28 HAS Parti Seçim Beyannamesi 2011

Has Parti, mali kayıtlılık karşılığı siyasal kayıt dışılığı teklif etmektedir. Siyasi açıdan özgürlükleri derinleştiren ve genişleten devletin mali açıdan her yerde var olması sağ-lanacaktır

İkiz açıklar: Cari açık ve bütçe açığı

Cari açık ve bütçe açığı sorunu ekonomimizi, siyasetimizi, dış politikamızı ve savunma-mızı ipotek altına almıştır.

Bütçe açığı içerde, enflasyon ve faiz yoluyla geniş halk kesimlerinden küçük bir guruba kaynak aktarılmasına neden olmaktadır. Cari açık ise içerden dışarıya kaynak aktarmak demektir. Çünkü cari açık dış borçlanmayı, dış borçlanma da dışarıya faiz ödemeyi getir-mektedir.

Türkiye, Tanzimat’tan bu yana, halktan alıp dar bir kesime, içerden alıp dışarıya ak-taran bir soygun ve yağma düzeni ile karşı karşıya bırakılmıştır. Halktan oy alarak ik-tidara gelen partiler, dar bir azınlık sınıf ile dış menfaat gruplarının talep, beklenti ve çıkarları doğrultusunda politika üretmeyi, halktan alıp iç ve dış rantiyecilere vermeyi gelenek haline getirmişlerdir.

Dünya Sisteminde Türkiye’ye biçilen rol

Türkiye ekonomisinin çıkmazda olmasının en önemli nedenlerinden biri de dünya siste-minin Türkiye’ye önerdiği ya da dayattığı modeldir. Türkiye, modern dünya ekonomik sistemi içinde yarı-çevre ülkesi olarak konumlandırılmış, IMF programları ve değişik an-laşmalarla bu konumuna uygun çeşitli roller verilmiştir.

Kendisine dayatılan bu rol sonucunda 24 Ocak (1980) Kararları ile Türkiye, “arz yönlü ekonomi” olarak adlandırılan neo-liberal yeniden yapılanma programı ile ucuz emek ve yüksek kamu teşvikleri ile desteklenen ihracata dayalı büyüme modeline geçmiştir.

Türkiye’ye biçilen rol kapsamında eşanlı olarak hem siyaset hem de ekonomi küresel sis-teme uyum sağlanması amacıyla dönüştürülmüştür. Bu kapsamda Türkiye’de siyasal ve ekonomik sistemin değiştirilmesi için değişik operasyonlar yapılmıştır. Bunlar:

24 Ocak Kararları ile küresel finans kapitalizme eklemlenme ve neo-liberalizme geçişin altyapısı hazırlanmıştır. 12 Eylül 1980 askeri darbesi ise 24 Ocak Kararla-rını uygulatabilmek için gerçekleştirilmiştir.

28 Şubat post-modern darbesi ile 2000 ve 2001’deki ekonomik krizlerin siyasal alt yapısı oluşturulmuş, finans sistemi ve ekonomisi çökertilen Türkiye, IMF ve Dünya Bankası programlarına koşulsuz teslim edilmiştir.

1998’den beri altı ayrı hükümet iktidara gelmiş ve üç genel seçim yapılmıştır. Buna rağmen 1999’da IMF ile imzalanan 17. Stand-by sürekli yenilenerek devam etmiş-tir. Bu da temsili demokrasinin ve milli iradenin nasıl by-pass edildiğini açıkça ortaya koymaktadır.

Page 29: Has Parti Seçim Beyannamesi

Halkın Sesi Partisi

www.hasparti.org.tr 29

Türkiye ekonomisi neo-liberal değerler dizisi ile uyumlu olarak milli iradenin ve si-yaset kurumunun belirleyiciliği dışına çıkartılmıştır. IMF Programları ile ekonomi politiği tayin ve tespit yetkisi, siyasal iktidarlardan alındığı gibi bağımsız düzen-leyici ve denetleyici üst kurullar aracılığıyla da bu sistem sürekli hale getirilmiştir.

Merkez Bankası Kanunu’nda yapılan değişiklik ile para politikasını tayin ve tespit yetkisi, siyasal iktidarın ve dolayısıyla parlamentonun inisiyatifi dışına çıkartılarak yabancı sermayenin talep, beklenti ve çıkarlarına uygun olarak belirlenmektedir.

Kamu ekonomisinin piyasa lehine küçültüldüğü bir ortamda ekonominin asıl be-lirleyici unsuru yabancı sermaye dinamiği olmuştur. Cari açığı finanse eden yaban-cı sermaye, aynı zamanda döviz kuru, faiz oranı ve ekonomik büyüme oranlarını da belirleyen tek değişken haline gelmiştir.

Türkiye ekonomisi giderek ülke gerek ve gerçeklerine yabancılaşan bir özellik ka-zanmış, büyüme, faiz vb. makro verilerde iyileşme sağlandığı dönemlerde bile hal-kın sosyal refahı gerilemeye devam etmiştir.

Sonuçta Türkiye ekonomisi, IMF, bağımsız Merkez Bankası, üst kurullar, yabancı ser-maye baskısı ve özelleştirme aracılığıyla küresel finans kapitalizminin en rahat ope-rasyon yapabildiği ve en yüksek gelir sağladığı bir yapıya dönüştürülmüştür. Böylece yurttaş müşteri, devlet de uluslararası sermayenin tahsildarı haline gelmiştir.

FİSHER-DERVİŞ-ERDOĞAN EKONOMİSİ: TEZGÂHIN DA-ĞILMASI

Kemal Derviş zamanında başlatılan ve Ak Parti hükümetleri tarafından da harfiyen uygulanan makro ekonomik model şu şekilde işlemektedir:

Kamu maliyesinin tüm dikkat ve çabalarını öncelikli olarak iç ve dış borcun zama-nında ve tam ödenmesine hasretmek, kamu maliyesini borcu döndürme/çevirme işlevine indirgemek, net borç ödeyicisi olmak,

Yüksek reel faiz-düşük kur garantisi ile dışarıdan temin edilen fonlarla dış yüküm-lüklerin (dış borç anapara ve faiz ödemeleri) ve ithalatın karşılanmasını sağlamak,

Temel kamusal hizmetlerin piyasalaştırılarak kamunun özel sektör lehine küçül-tülmesi ve kamunun çekildiği alanları küresel sermayeye (imtiyaz tekellerine) terk etmek,

Kamu şirketlerinin satışından elde edilen bedellerle iç ve dış borcu ödemek,

Artan işsizlik, yoksulluk ve fakirliğin muhtemel tepkiselliğini gidermek için sosyal yardım programlarını hayata geçirmek.

Page 30: Has Parti Seçim Beyannamesi

Halkın Sesi Partisi

30 HAS Parti Seçim Beyannamesi 2011

Derviş- Erdoğan uygulamalarının ekonomimizde yol açtığı yı-kımlar:

Dış borç ve cari açıkla büyüme esasına dayanan bu modelle öncelikle üretim dış talebe (ihracata) bağlı hale getirilmiştir.

İç talep dış borca bağımlı hale getirilmiştir. Yüksek reel faiz/düşük döviz kuru politikası, dışarıdan döviz cinsi borçlanarak içerde TL cinsi borç vermeyi teşvik et-miştir. Firmalar dışarıdan yüksek tutarda döviz cinsi borç alarak içerde bunu TL’ye çevirip bankalara mevduat olarak yatırmışlardır. Bankalar ise bu mevduatı başta kredi kartı ve tüketici kredisi olarak iç tüketimin finansmanında kullanmışlardır. Bunun sonucunda hem üretim hem de tüketim dışarıya bağımlı hale gelmiştir.

Eğitim, sağlık, enerji, ulaşım vb. temel kamu hizmetlerinin kamusal nitelikleri kaldırılarak bu alanlar piyasanın insafına terk edilmiştir. Ak Parti iktidarlarında devam ettirilen ekonomik model sonrasında devlet artık eşit vatandaşların oluş-turduğu bir siyasal unsur olmaktan ziyade müşteriler grubunun yön verdiği bir piyasa aktörü haline gelmiştir. Devletin niteliği değişmiştir. Artık kamu hizmeti, kamu yararı, kamu beklentisi gibi kavramlar yerini piyasaya bırakmıştır.

İthalata rakip sektörlerde üretim ve yatırımlar gerilemiştir.

Dışarıdan döviz cinsi borçlanıp içerde TL cinsi borç vermek cazip olduğundan dış borçlanma artmıştır; eskiden sadece devlet borçlu iken şimdi herkes borçlu du-ruma gelmiştir.

İç tüketim ağırlıklı olarak ithalata yönelmiştir.

İç tüketim, bankacılık sisteminin dışarıdan temin ettiği fonlarla kredi kartı ve tüke-tici kredileri şeklinde finanse edilmiştir.

Sanayi yoğun sektörler tasfiye olurken, emek-yoğun sektörlerde kayıt dışı ve ucuz emek maliyetine dayalı üretim geliştirilmiştir.

Yanlış kamusal teşvik sistemi sonucunda tarım ve sanayi sektörü dış rekabete da-yanamayıp tasfiye sürecine girmiştir.

Bu yıkımların halkımızın gündelik hayatındaki karşılığı şu şekildedir:

İşi olan işini, tezgâhı olan tezgâhını kaybetmiştir.

İşini kaybetmeyen daha düşük kazanç elde etmeye mecbur kalmıştır.

Herkes kendisine ait olmayan kaynaklardan tüketmeye başlamıştır, yani borçla finanse edilen bir saadet zinciri oluşmuştur.

Toplumun önemli bir kesimi de yardımlarla geçinmeye mahkûm edilmiştir.

Page 31: Has Parti Seçim Beyannamesi

Halkın Sesi Partisi

www.hasparti.org.tr 31

Bu dönemde yukarıda sıralanan sorunlar oluşurken gelecekte ortaya çıkacak olan risk-ler şunlardır:

Sürdürülemez boyutlara ulaşan sosyal güvenlik sistemi açıkları,

Büyük enerji krizleri,

Tarım sektöründe devam eden kriz ve gıda güvenliği,

Plansız gelişen ve rant üzerinden eşitsizlikler üreten kentleşme,

Yurtdışı sermaye girişinde olası bir daralma durumunda 2001 krizinden daha ağır sonuçlar üretecek yüksek cari açık ve dış borç stoku,

Halk borçluluğunun artmasının getireceği iktisadi ve sosyal problemler,

Yoksulluk ve yoksunluğun giderek artması,

Dünya ve bölge ölçeğinde ortaya çıkan problemlere karşı aşırı kırılgan ekonomi gibi risklere de hiçbir hazırlık yapılmamıştır.

AKP iktidarlarında ekonominin temel sorunları çözülememiştir. Borsa endeksi, döviz ve altın fiyatları ile şişirilmiş büyüme rakamlarıyla değil de sosyal refahı ölçüt alarak mevcut iktidarı değerlendirdiğimizde Türkiye’nin temel sorunlarının çözülemediği ortadadır.

Gelir, servet dağılımı ve beşeri gelişme endeksi düzeltilememiştir

Türkiye ekonomisinin büyüme gösterdiği 2002-2010 yılları arasında gelir dağılımı bozukluğu giderilmediği gibi alt gelir gruplarının kullanılabilir gelirden aldığı pay daha da azalmıştır.

Nüfusun en fakir % 20’lik kesimi kullanılabilir gelirin % 5’ine sahipken, en zengin % 20’lik kesimi % 50’sine sahiptir. En fakir % 20’lik kesimin kullanılabilir gelirden aldığı pay % 7,5 oranında azalmıştır.

Türkiye’de 10 yıl içinde dolar milyarderleri sayısının 5’ten 38’a çıkması da sem-bolik ama uygulanan politikaların kimlerin lehine olduğunu göstermesi bakı-mından anlamlı bir veridir. Yani AK Parti döneminde zengin daha zengin, fakir daha fakir olmuştur.

Birleşmiş Milletler tarafından her yıl yayınlanan Beşeri Gelişme Endekslerine bak-tığımızda Türkiye’deki bu çarpık tablonun vahameti açık bir şekilde ortaya çık-maktadır. Dünyanın en büyük ekonomileri arasında 17. olan Türkiye, kişi başı-na milli gelir sıralamasında 57. sıradayken Beşeri Gelişme Endeksinde 83. sıra-dadır.

Fisher-Derviş-Erdoğan programı 10 yıldır uygulanmaktadır. Türkiye’de bugün Bağ-Kur emeklisi, SSK emeklisi, sosyal güvenceden mahrum işçi, işsiz, muhtaç,

Page 32: Has Parti Seçim Beyannamesi

Halkın Sesi Partisi

32 HAS Parti Seçim Beyannamesi 2011

güçsüz ve kimsesizlerden oluşan toplam 21 milyon 684 bin insanın geliri asgari ücretin altındadır. Bunun anlamı Türkiye’de hane halkının % 20’sinin artık sınıf altı (under-class) diye nitelenebilecek bir durumda yaşadığıdır. Türkiye’nin büyümesi, ekonomik koşullarının iyileşmesi bu insanların refahına hiçbir katkı yapmamıştır.

TÜİK rakamlarına göre 2008 yılında % 16,7 olan yoksulluk sınırı altında vatandaş-ların oranı 2009 yılında % 17,1’e çıkmıştır. TÜİK’in yoksulluk rakamı yerine TÜRK-İŞ’in rakamları dikkate alındığında Türkiye’de halkın % 24’ünün açlık, % 85’nin yoksulluk sınırı altında yaşadığı görülmektedir.

2002 yılı sonunda bankalardaki mevduatın % 27,3’ü 1 milyon TL ve yukarı he-saplardan oluşuyordu. Bu oran 2010 yılı sonunda % 46,5’e çıkmıştır. Aynı şekilde 2002’den 2010’a gelindiğinde 1 milyon TL ve üstü parası bulunan mudilerin sayı-sı 14 bin kişiden 30 bin kişiye çıkmıştır. Bunun anlamı Türkiye’de artan servetin önemli bir kısmının 16 bin yeni zengin tarafından paylaşıldığıdır. Artık toplumsal servetin yarıya yakın kısmı 30 bin civarındaki zadegâna aittir.

Bu zadegânlar, üretim, yatırım ve ticaret yaparak değil, ağırlıklı olarak imar tadi-latları ile gerçekleştirilen kentsel rantlar, daha önce verilen enerji ve maden ruhsat-larının yüksek bedellerle devredilmesi ve çeşitli kamu hizmetlerinin özelleştirilme-si ile zenginleştirilmiştir. Bu durum toplumun/ekonominin üretken kapasitesini olumsuz yönde etkilediği gibi iktisadi ahlakı da tahrip etmiştir.

AK Parti döneminde kullanılan kaynaklar heba edilmiştir

Ak Parti dönemi boyunca kullanılan kaynak, hiçbir Türkiye Cumhuriyeti hükümetine nasip olmamıştır. Başka bir ülkede kullanılan bu kaynaklarla yeni bir ülke inşa edilebile-cekken mevcut iktidar bu kaynakları verimsiz ve kısır bir anlayışla heba etmiştir.

2002 yılı sonundan 2010 yılı sonuna kadar;

Sıcak para olarak 87, 2 milyar dolar,

Doğrudan yabancı sermaye olarak 134,1 milyar dolar,

Dış borçlanma 138 milyar dolar olmak üzere

8 yılda 359, 2 milyar dolar toplam dış kaynak kullanılmıştır.

Aynı dönemde iç kaynak olarak;

Özelleştirme gelirlerinden 30 milyar dolar,

İç borç artışından 148 milyar dolar,

GSMH ve ithalat artışından kaynaklanan ek vergi gelir artışı olarak 100 milyar do-lar olmak üzere 278 milyar dolar toplam iç kaynak kullanılmıştır.

8 yılda kullanılan toplam iç ve dış kaynak 637, 2 milyar dolardır.

Page 33: Has Parti Seçim Beyannamesi

Halkın Sesi Partisi

www.hasparti.org.tr 33

Japonya ve Almanya 1945 sonrası, Güney Kore ise 1960 sonrası bu kadar kaynakla ken-di ülkelerini yeniden inşa ettiler. Oysa Ak Parti bu kadar kaynakla 8 yılda ortalama yıllık % 4,9 oranında büyüme sağlamıştır. Bu büyüme oranı ise Cumhuriyet dönemi ortalama büyüme rakamı kadardır.

Büyüme dönemleri:

Muhtelif Dönemler Büyüme %

1923-2009 4,81950-2009 (Çok Partili Dönem) 51950-1960 Demokrat Parti 7,31966-71 Demirelli Yıllar 6,51983-91 Özallı Yıllar 52003-2010 AK Parti 4,9

Yabancı sermaye yatırım ve istihdama dönüştürülememiştir

Türkiye’ye 2003-2010 yılları arasında toplam 71 milyar dolar doğrudan yabancı sermaye girişi olmuştur. Gelen doğrudan yabancı sermayenin % 80’i, dış ticarete konu olmayan yani ihraç edilerek döviz kazandırmaya olanak sağlamayan mal ve hizmetlere yatırılmış-tır.

Doğrudan yabancı sermaye yeni yatırım yapıp istihdam ve teknoloji sağlayıcı katkı sağlamamıştır. Nitekim 2003-2009 yılları arasında henüz kâr transferleri tam anla-mıyla başlamadığı halde doğrudan yabancı sermaye 11 milyar dolar net kâr trans-feri yapmıştır.

Yabancılar iletişim ve bankacılık gibi reel ekonomiyi doğrudan belirleyen stratejik hizmet sektörüne yatırım yapmışlardır.

Doğrudan yabancı sermaye Türkiye’nin kısa vadede cari açığını kapatmakta, an-cak orta ve uzun vadede kâr transferleri nedeniyle cari açığı arttırmaktadır.

Özelleştirmeler sonrasında KİT’ler aracılığıyla devletin elinde olan düzenleyi-ci üstünlük birkaç yabancı firmanın eline geçmiştir. Daha önce devletin tekel olarak yönettiği sektörleri şimdi yabancı şirketler tekel olarak yönetmeye baş-lamışlardır.

Page 34: Has Parti Seçim Beyannamesi

Halkın Sesi Partisi

34 HAS Parti Seçim Beyannamesi 2011

Uygulanan düşük kur-yüksek reel faiz politikasıyla reel sektör çökertilmiştir

Sabit döviz kurundan esnek döviz kuru sistemine geçilmesi ile birlikte finansal sistem, sıcak para girişleri ile küresel finansal kapitalizmin insafına bırakılmıştır.

Esnek kur adı altında düşük tutulan ve hükümet tarafından ekonomik başarı gös-tergesi olarak lanse edilen düşük döviz kuru ile ülkedeki rekabetçi üretim yapısı bozulmuştur.

Düşük kur ile birlikte uygulanan yüksek faizler sıcak para girişini artırmış, yabancı sermayeye yüksek miktarda faiz ve kur geliri transferi sağlanmıştır.

Sıcak para akımları döviz bolluğuna yol açarak döviz kuru üzerinde baskı oluş-turmuş bu da ülke ekonomisinin rekabetini olumsuz yönde etkileyerek dış ticaret açığını artırmıştır.

Türkiye’nin Açıkları:

MİLYAR DOLAR 1950-2002 2003-2010

DIŞ TİCARET AÇIĞI 193,6 279, 6CARİ İŞLEMLER AÇIĞI 45, 8 187, 2YABANCI SERMAYE GİRİŞİ 43,3 250, 6REZERVLER 2, 1 65, 2

8 yılda dışarıya kâr payı ve faiz olarak net 89 milyar dolar kaynak aktarılmıştır.

Türkiye’nin dış âleme olan yükümlülükleri, 148 milyar dolardan 457 milyar dolara çıkar-ken; net dış pozisyon açığı da 85 milyar dolardan 282 milyar dolara çıkmıştır. Yani dış âlemle yapılan ticaret ve sermaye işlemlerinden sonra Türkiye dışa karşı net 282 milyar dolarlık bir açıkla karşı karşıya bırakılmıştır.

Türkiye ekonomisi, son 8 yılda yıllık ortalama 10 milyar dolar dışarıya net kaynak ak-tarmıştır. Atatürk Barajı’nın inşa maliyetinin 4,5-5 milyar dolar olduğu dikkate alındı-ğında her yıl dışarıya net olarak 2 Atatürk Barajı kadar kaynak aktarılmıştır.

Kamu iç borç stoku azaltılamamıştır

Kamunun kullandığı iç kaynakların maliyeti açısından olaya bakıldığında kamu gelirle-rinde artış, kamu giderlerinde azalış olarak tarif edilen “sıkı maliye politikası” ve “yüksek özelleştirme gelirlerine” rağmen kamu iç borç stoku azalmamıştır.

Page 35: Has Parti Seçim Beyannamesi

Halkın Sesi Partisi

www.hasparti.org.tr 35

Kamu bütçesi daha çok iç tüketim ve ithalat üzerinden alınan vergilerle denkleştirilmeye çalışılırken kamunun açığı hane halkının ve toplumun açığına dönüştürülmüştür. Yani eskiden devlet borçlandırılırken şimdi devletin yanında vatandaş da borçlandırılmakta-dır.

Faiz ödemeleri azaltılamamıştır

Ak Parti iktidarı da diğer iktidarlardan farklı olmadığını, fakirden alıp zengine verme sisteminde herhangi bir değişiklik yapmamıştır.

Dönem boyunca toplam 620, 5 milyar TL rantiyeye yapılan ödemeye karşılık yalnızca 54, 6 milyar TL sosyal harcama yapılmıştır.

Hazine’den yapılan iç borç faiz ödemeleri aşağıdaki tabloda gösterilmiştir.

Yıllar (Milyar Dolar ) Toplam Faiz Ödemeleri Yıllık Ortalama Faiz Ödemeleri

1975 – 2000 127 51999 – 2002 125 312003 – 2010 294 36, 8

Ak Parti iktidarı yılda ortalama 36,8 milyar dolarlık iç borç faiz ödemesi yapmış ve zengini zengin etme alışkanlığına devam etmiştir.

İstihdam sorunları çözülememiştir

2002 yılı sonunda 3.493 bin kişi olan toplam işsiz sayısı 4.859 bin kişiye çıkmıştır.

2003-2010 döneminde ekonomi toplam % 39, 5 oranında reel olarak büyüdüğü halde aynı dönemde işsizlik % 48, 8 oranında artmıştır. Yani büyüme istihdama yansımamıştır.

İşsizlikte daha vahim olan durum ise 2002’de % 20, 5 olan genç işsizlik oranının 2009’da % 25,3’e çıkmasıdır.

2002’de yüksekokul mezunu işsiz sayısı 290 bin kişi ile % 11,1 oranında iken 2009’da 852 bin kişi ile % 13,5 oranına yükselmiştir.

İşgücüne katılımın % 48,8 olduğu Türkiye’de istihdam oranı % 42,4’tür. Yani aktif nüfu-sun ancak % 42,4’ü çalışmaktadır. Çalışanların ise % 43,5’i herhangi bir sigorta güvencesi bulunmamaktadır. Toplam 9.996 bin kişi asgari ücret altı bir ücretle kayıt dışı olarak ça-lışmaktadır.

Tarım sektörü 2003 yılında 7.385 bin kişi ile istihdamın yüzde 34’ünü oluştururken, 2009 yılında tarımsal istihdam yüzde 24 oranıyla 5.144 bin kişiye düşmüştür. Sadece son 7 yıl-da tarımda çalışan 2,2 milyon insan işini kaybetmiştir.

Page 36: Has Parti Seçim Beyannamesi

Halkın Sesi Partisi

36 HAS Parti Seçim Beyannamesi 2011

2002 yılında 5.250 bin kişi (toplam istihdamın yüzde 25’i) kendi hesabına çalışıyorken bu rakam 2009 yılında 4.532 bin kişiye (toplam istihdamın yüzde 20’si) inmiştir.

Kullanılan rekor düzeyde iç ve dış kaynağa karşılık olarak istihdam yapısında olumlu bir değişiklik olmamıştır.

Bölgeler arası gelişmişlik farkları giderilememiştir

Ak parti döneminde bölgeler arası gelişmişlik farkının giderilmesi kamu politikaları yeri-ne, piyasa dinamiklerine bırakılmış ve sonuçta gelişmişlik farkı daha da artmıştır.

Türkiye’nin özellikle Doğu, Güneydoğu, Karadeniz bölgeleri ile İç Anadolu’nun Kırık-kale-Çankırı-Niğde üçgeni, İç Ege ile Akdeniz’in iç bölgeleri ülke kalkınmışlık düzeyinin çok gerisinde kalmışlardır.

Nüfusun yüzde 16’sını barındıran 21 Doğu ve Güneydoğu ilinin ulusal gelirden aldığı pay 1980’de yüzde 8,2, 2001’de yüzde 7 iken 2009’da yüzde 6’ya inmiştir.

Ulusal gelirin yüzde 28’ine sahip olan İstanbul’daki kişi başına milli gelir ile Doğu-Güneydoğu’daki kişi başına milli gelir arasındaki fark üç kattan fazla olmuştur.

Tarım ve hayvancılığın tasfiyesi ve bölgedeki KİT’lerin özelleştirme nedeniyle yok edilmesi Doğu ve Güneydoğu’nun geri kalmışlığını yapısal hale getirmiştir.

Fertler, aileler ve şirketler ağır borç yükü altında ezilmektedir

2003 yılında 50,7 milyar dolar olan reel sektör firmalarının döviz cinsi borçları 2010 yılı üçüncü çeyreğinde 173 milyar dolara yükselmiştir.

Aynı dönemde reel sektör firmalarının döviz cinsi pozisyon açığı da 20,5 milyar dolardan 89 milyar dolara çıkmıştır.

Ağır bir döviz cinsi borç yükü altında olan reel sektör, dışarıdan borç temin etmedikçe mevcut borç stokunu döndürememekte ve dolayısıyla yatırım da yapamamaktadır. Reel sektör firmalarının borçları öz kaynaklarını aşmış ve toplam gelirlerinin % 20’sini borç anapara ve faiz ödemelerine ayırmak zorunda kalmışlardır. Bu kadar ağır iç ve dış borç yükü altında olan büyük sermayenin istihdam sorununu çözücü yatırımları gerçekleştir-mesi imkânsız hale gelmiştir.

AK Parti iktidarında halkın geniş kesimlerinin gelir düzeyi yükseltilmemiştir. Devle-tin yanında vatandaşların da borçlandırılması sonucu halkın sırtındaki borç yükü kişi başına milli gelir artışından daha fazla artmıştır.

Page 37: Has Parti Seçim Beyannamesi

Halkın Sesi Partisi

www.hasparti.org.tr 37

AKP’NİN BORÇ KARNESİ 2002 2010 Artış Tutarı Artış Yüzdesi %

İç borç (milyar dolar) 91,7 228,2 136,5 148,9Dış borç (milyar dolar) 129,5 282,3 152,8 118Kredi kartları (milyar dolar) 2,7 28,5 25,8 955,6Tüketici kredileri (milyar dolar) 1,4 118,6 117,2 8.357Toplam borç (milyar dolar) 225,3 657,6 432,3 191,9Kişi başına borç (dolar) 3.413 8,920 5,507 161,4Kişi başına GSYİH (dolar) 4.225 5.488 1,233 29,2

Döviz kuru değişimi ve enflasyondan arındırılmış gerçekçi kişi başına gelir, 2002 ile 2010 yılları arasında 1.263 dolar artarken kişi başına borç 5.077 dolar artmıştır.

Aileler borçlanarak tüketen bir hale getirilmiştir. Devlet gibi her birey, aile ve şirket gelirlerinin çoğunu borç faizine yatırmak zorunda kalmışlardır.

Adaletsiz vergi sistemi düzeltilememiştir

2002 yılından bu yana uygulanan ekonomi politikaları sonucu vergi adaleti ilkesi tama-men terk edilmiş ve giderek vergilerin önemli bir kısmı dolaylı vergilerden (KDV, ÖTV) oluşurken; devlet, vergi alınması gerekenlerden borç almaya devam etmiştir.

Devletin bütçe aracılığıyla toplayacağı vergilerin % 70’i dolaylı vergilerden oluşmakta-dır. Bugün Türkiye’de dünyanın en pahalı benzinini kullanmamızın nedeni bu dolaylı vergilerdir.

Kamu, alt gelir gruplarının gelirlerinin önemli bir kısmına dolaylı vergi olarak el koyar-ken alt gelir grupları da aynı refah seviyesinde kalabilmek için harcamalarını ağırlıklı olarak tüketici kredileri ve kredi kartları ile finanse etmektedirler.

AK Parti hükümetleri döneminde yerli üretim aleyhine ithalat teşvik edilmiş ve buradan alınan vergilerle bütçe finanse edilmiştir. Diğer yandan alt gelir grupları yüksek oranda vergilendirilerek kamu açığı kapatılmaya çalışılmıştır. İşte düzeldiği iddia edilen bütçe rakamları mucizesinin içyüzü budur.

Türkiye’deki gelir vergisinin vergi içindeki oranı % 22’dir. Gelir vergisinin % 60’ı ise bordrolu olarak çalıştırılan 13 milyonu aşkın memur ve işçilerden alınmaktadır.

Tasarruf ve yatırım kabiliyeti artırılamamıştır

Ülkenin kalkınıp kalkınmadığı, vatandaşların zenginleşip zenginleşmediğinin en önemli göstergelerinden birisi de yatırım ve tasarruf eğilimlerindeki değişimdir. Vatandaşların gelir düzeyinin yükseldiği ve gelir dağılımının düzeldiği durumlarda toplam tasarruf-

Page 38: Has Parti Seçim Beyannamesi

Halkın Sesi Partisi

38 HAS Parti Seçim Beyannamesi 2011

ların GSYİH’ye oranı artmakta, artan tasarruflara bağlı olarak da yatırımlar artmaktadır. Türkiye’nin 2000-2010 yılları arası tasarruf-yatırım dengesine bakıldığında şunlar görül-mektedir:

2000 yılında toplam tasarrufların GSYİH’ye oranı % 18,4 iken 2010 yılında artan yoksul-laşma ve gelir dağılımı adaletsizliğine bağlı olarak bu oran % 12,6’ya inmiştir. Aynı şekil-de toplam yatırımların GSYİH’ye oranı da % 21,2’den % 17,82’ye inmiştir.

Ak Parti döneminde Türkiye, giderek daha az tasarruf eden, daha az yatırım yapan ve mevcut yatırımlarını da ağırlıklı olarak dış kaynaklarla finanse eden bir ülke olmuştur.

HAS PARTİ’NİN EKONOMİ ANLAYIŞI

Has Parti olarak biz ortak doğrunun/marufun peşinde olan bir heyetiz. Maruf, esasta iyiliklerin yaygınlaşarak herkesi kuşatması halidir. Ekonomi, devlet ve sivil toplum da doğrunun yaygınlaşması için olmalıdır.

Bugün dünyayı kuşatan ekonomik ilişkilerin temel amacı kârdır. Bu sistemde insan, top-lum, devlet, ekonomik faaliyetler dâhil her şey kâr için araçtır. Devlet çoğu zaman güç-lülerin elindedir, onların çıkarına kullanılır. Has Parti, birikim aracına dönüşmüş olan devlet yerine “kerim devlet”i savunuyor. Kerim devlet, halkın sosyal ve iktisadi yaşamını güvence altına alan devlettir.

Devlet ve toplum fikrinin değişmesi gerektiğini söylüyoruz. Bunun için yeni bir “kamu” fikrine ihtiyaç var. Bize göre “kamu”, hükümet/devlet denilen aygıtın ötesinde ve üstünde bir alandır. Kamu devlete değil halka ait olandır. Kamu çıkarı dendiğinde tüm halk için, herkes için, tüm varlıklar için iyi olan anlaşılır. Böylesine bir kamu fik-ri, bireylerin ve başta hükümet olmak üzere kurumların sorumlulukları ve sınırlarını belirler.

İktisadi faaliyetlerde de bu kamu fikri esas olacaktır.

Bu kamu fikrine göre, insanların bir kısmı diğer insanların aleyhine ve onlara rağmen nimetlerde ve iktisadi süreçlerde imtiyaz talep edemeyeceği gibi, bir kısım devletler ve toplumlar da diğerleri aleyhine ve onlara rağmen bir hegemonik düzen tesis edemez. Hiç-bir kurum ve kişi içinde yaşadığı topluma ve çevreye zarar verecek şekilde ayrıcalığa sahip değildir.

Bu şekilde bir kamu fikrine sahip olan Has Parti, etkin ve demokratik bir kamu eko-nomisi öngörmektedir. Kamu, üretim ve ticari ilişkilerde katılım, saydamlık ve güçler arasında eşitliğin sağlanması için gerekli tedbirleri almakla yükümlüdür.

Bize göre servetin ve değerin kökeni insan ve toplumdur, kamusallıktır. Herkes bir şekilde üretim ve paylaşım sürecinde bulunma hakkına sahip olmalıdır. Yoksulluğun ve eşitsizliklerin sebebi, iktisadi süreçlere katılım eksikliği ve yanlış kurgulanmış ka-tılım biçimleridir.

Has Parti, iktisadi ilişkilerin demokratikleştirilmesinin zorunluluğuna inanıyor.

Servetin belirli eller arasında dönüp dolaşan bir tahakküm aracı olmaktan çıkartılması

Page 39: Has Parti Seçim Beyannamesi

Halkın Sesi Partisi

www.hasparti.org.tr 39

ve toplumun ortak iyiliği için kullanılması ancak bu şekilde mümkün olabilir.

İnsan, kendisini diğer insanların halinden ve geleceğinden soyutlayamaz. Toplum da in-sanın hali ve geleceğinden sorumludur. Ortak doğrunun tesisine yönelik ekonomik ve toplumsal faaliyetler, dinamik bir katılım ve var olma hali ile mümkündür.

Bu kamu fikrinin sonucu olan kamu ahlakı, “kendin için istediğini başkası için de isteme”yi gerektirir. Burada sözü edilen ahlak sadece bireysel sorumlulukla sınırlı bir ahlak değil-dir. Ahlak, yaşanan hayat üzerinden tanımlanır. Böyle olunca da, çalışma ve emek dışında imtiyaz ve rant peşinde koşmak bu ahlak ölçüleri içine giremez.

Has Parti, böylesine bir kamu fikri ve kamu ahlakının gelişmesini destekleyecek, iktisadi faaliyetlerin bu çerçevede yürütülmesine gayret gösterecektir.

Bunun için öncelikli olarak insan, tabiata, yaşadığı mekânlara ve hemcinslerine yabancı-laştıran cari ekonomik ilişkilerle hesaplaşmak gerekir. Sadece uygulama şekilleri ve uygu-layan aktörlere değil bizzat sistemin kendisi ile hesaplaşmak gerekmektedir.

Mevcut iktisat ideolojisinin savunucuları ekonomik etkinliklerin ancak adaletten fe-ragat edilerek mümkün olacağını iddia ediyorlar. Biz, bu iddianın aksine bölüşümde adalet ile ekonomik etkinlik ve verimliliğin birlikte olabileceğini söylüyoruz.

Eğer insanlar, kendi gelecekleri ile ilgili karar süreçlerine dâhil olurlarsa imtiyaz modelle-ri ve tahakküm ilişkileri ortadan kalkar. Has Parti, karar süreçlerine ve ekonomik faaliyet-lere halkın tamamını katarak imtiyaz ve tahakküm ilişkilerini aşacak ve adil bir toplumsal düzen tesis edecektir.

Ekonomi programımızı yönlendiren değerler:Tüm insanlar onurludur, herkesin onuru güvence altına alınmalıdır.

İnsanlar evrendeki tüm nimetlerin eşit ortağıdır.

Bireyler kendilerine layık gördüklerini başkaları için de layık görmelidirler.

Tüm iktisadi süreçler, insanın hemcinsleri ve çevresiyle sağlıklı ve kalıcı bir ilişki kurmasını sağlamalıdır.

Ekonomi programımızın taahhütleri:İnsanların özgürlüğü, eşitliği ve kardeşliği temelinde adalet ilkesi gözetilecek-

tir.

Toplumun dileyen tüm üyelerini kapsayacak bir üretim yöntemi geliştirilecektir.

Tüm kaynakları harekete geçirecek ve değerlendirecek bir büyük vizyon sergile-necektir.

Bütün bunları sağlayacak idari yapılanmalar ve hukuki düzenlemeler gerçekleşti-rilecektir.

Ekonomik performansın kriterleri, tahakküm ve imtiyazların kalkması, toplum-

Page 40: Has Parti Seçim Beyannamesi

Halkın Sesi Partisi

40 HAS Parti Seçim Beyannamesi 2011

sal adaletin gerçekleşmesi olacaktır.

Ekonomi programımızın hedefleri:

Özgür ve güvenli bir toplum olmak,

Ayrımcılığı ve yoksunlukları ortadan kaldırmak, sosyal adaleti tesis etmek,

Çalışmak isteyen herkese istihdam sağlamak,

Çalışma hayatı koşullarını iyileştirmek,

İktisadi süreçleri çevreye uyumlu hale getirmek,

Kentleşmenin insani yaşam koşullarına uygun olmasını sağlamak,

Gençleri ekonomik süreçlere dâhil etmek,

Sivil toplumu güçlendirmek,

Kamu fikrinin icracısı olacak dinamik bir kamu yönetimi tesis etmektir.

EKONOMİ POLİTİKALARIMIZ

Katılımcı yerel kalkınma modeli

Türkiye az gelişmişliğinin birçok nedeni bulunmakla birlikte temel nedenlerden biri ulu-sal mutabakatla eksenleri iyi belirlenmiş, sürekliliği olan, etkin bir toplumsal kalkınma stratejisinin uygulanmamasıdır.

80 yıldır uygulanan merkezi, bürokratik, “ilkel birikimi” öne çıkartan kapitalist kalkın-ma modeli, Türkiye ekonomisini tamamen dışa bağımlı finans piyasası hâkimiyetine bırakmış, fason üretim yapan bir taşeron haline getirmiştir.

Endüstrileşmeye dayalı kalkınma anlayışı yerine, kamu kaynaklarına dayalı “ilkel biri-kim” yoluyla zenginleşme her ne kadar belirli bir kapitalist sınıfın ortaya çıkmasına yol açmışsa da, 80’li yıllardan itibaren yaşanan bazı değişikliklere rağmen, bu sınıfın risk üst-lenerek yenilik yapan ve gelişme peşinde koşan müteşebbis/girişimci bir sınıfa dönüşme-sini sağlayamamış, üretken güçlerin önünü açma ve üretim düzeyini artırmada başarılı olamamıştır.

Ekonomi yönetimi, çeşitli bakanlıklar içinde yer alan birbirinden farklı birçok kurum ve kuruluş tarafından paylaşıldığı için, kendi içinde bütünlük arz eden, kaynakları israf et-meyen, etkin bir ekonomi politikasını tayin/tespit ve uygulamada başarısızlığa baştan mahkûm olmuştur.

Has Parti olarak ekonominin yönetilebilir hale gelebilmesi için yeni kalkınma modeli ile birlikte eşzamanlı yeni bir kamu örgütlenme modeline geçişi sağlayacaktır. Ekono-mi ile ilgili yapacağımız kurumsal düzenlemeler şunlardır:

Page 41: Has Parti Seçim Beyannamesi

Halkın Sesi Partisi

www.hasparti.org.tr 41

Merkezi düzeyde:

Ekonomi ile ilgili tüm kamu kurum ve kuruluşları kurulacak olan Ekonomi ve Kal-kınma Bakanlığı çatısı altına alınacaktır.

Hazine Müsteşarlığı ile Maliye Bakanlığı birleştirilecektir.

Sanayi ve teknoloji ile ilgili birimler Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı altında yapıla-nacaktır.

Makro ekonomi yönetiminin merkezi düzeydeki kararları dışındakiler “ Kal-kınma Ajansları”na devredilecek, koordinasyon görevi Ekonomi ve Kalkınma Bakanlığı’nda olacaktır.

Bu çerçevede yatırım ortamının iyileştirilmesi ve yatırım kararlarının etkinleşti-rilmesi amacıyla Kalkınma Ajansları’na bölgesel düzeyde izin ve ruhsat çıkarma yetkisi verilecektir.

Üstlendiği icrai görev ve yetkiler ilgili Bakanlıklara bırakılarak, DPT etkin bir think-tank ve strateji geliştirme merkezi haline getirilecektir. DPT, Kalkınma Ajansları-nın koordinasyonu ve denetimlerini yapacaktır.

TÜİK’e özerk bir statü kazandırılacaktır. TÜİK tarafından üretilen verilerin her tür-lü siyasal müdahaleden arındırılması ve sağlıklı veri üretimi sağlanacaktır.

Üst Kurullar giderek klasik bakanlık tipi örgütlenme modelinin alternatifi hali-ne gelmiştir. Sorumlu Bakanlara karşı, yetkili-sorumsuz üst kurullar; görev-yetki ve sorumluluk dengesinin bozulmasına, kamu yönetiminin bürokratik adacıklar şeklinde bölünerek parçalanmasına, etkin işbirliği ilkesinin yok olmasına, temel ekonomik politikaların yürütülmesinde gecikme ve yetki çekişmelerine yol açmak-tadır. Üst Kurullarla ilgili çerçeve kanun çıkartılacak ve kurul üyeleri Denetim Meclisince seçilecektir. Üst kurulların, hükümet politikaları, kalkınma planı ve yıllık programlara tabi olmaları sağlanacaktır.

TOBB, TESK, Ziraat Odaları gibi kamu kurumu niteliği taşıyan meslek örgütlerine zorunlu üyelik kaldırılacaktır.

Yerel / bölgesel düzeyde:

Her yıl ortalama olarak GSYİH’nin % 1,5’i kadar kaynağa mal olan çeşitli teşvik, muafiyet ve istisnalar ile fon transferlerinin merkezden tayin ve tespiti terk edilerek, tarımsal des-tekler hariç, tüm kamusal teşvik ve destekler, Kalkınma Ajansları aracılığıyla yürütü-lecektir. Böylece kalkınma, demokratikleşecek ve yerelleşecektir. Bu amaçla, 5449 Sayılı Kalkınma Ajanslarının Kuruluşu, Koordinasyonu ve Görevleri Hakkında Kanun yeniden düzenlenecektir.

Kalkınma Ajansları’nın karar organı “Kalkınma Kurulu”nun üyelerinin 1/3’ü mahalli idareler seçimlerinde doğrudan seçimle, 1/3’ü bölgedeki ekonomik aktörlerce, 1/3’ü de yerel kamu kuruluşları çalışanları arasından İl Meclislerince seçilecektir. Ayrıca, DPT ta-

Page 42: Has Parti Seçim Beyannamesi

Halkın Sesi Partisi

42 HAS Parti Seçim Beyannamesi 2011

rafından her dönemde bölgedeki il sayısı kadar planlama uzmanı, doğal kalkınma kurulu üyesi olarak Kurulda görevlendirilecektir.

DPT’nin koordinatörlüğünde tüm kalkınma ajanslarının katılımı ile ülke gene-linde ekonomik veritabanı hazırlayacaktır.

Kalkınma Ajanslarının hazırlayacağı “bölge kalkınma planları”, bölgesel reka-bet edebilirlik ve ulusal stratejiler ile ilişkisi açısından DPT tarafından denetle-necektir.

Kalkınma Ajanslarının bütçelerinin en az % 10’u eğitimli gençlere, % 10’u esna-fa, % 10’u da sosyal içerikli projelere tahsis edilecektir.

Kalkınma Ajanslarının Finansmanı

Türkiye’de merkezi otorite tarafından dağıtılan kaynakların büyük bir kısmı yatırım ve üretime gitmemekte, sadece belirli kesimlerin kamu aracılığıyla zenginleşmesine sebep olmaktadır. GSYİH’nın % 1,5’ine tekabül eden bu kaynağın miktarı yaklaşık 15 milyar dolardır. Ayrıca oda ve borsa şeklindeki mesleki örgütlerin zorunlu üyelik aidatları ve de-ğişik adlarla topladıkları paranın miktarı da 2 milyar dolardır. Bu paranın yaklaşık dörtte biri de nakit olarak atıl durmaktadır.

Bu meyanda; her türlü kamu teşvik, destek, vergisel muafiyet ve istisnayı kaldırıp her yıl GSYİH’nin % 2‘si oranında bir kaynağı Merkezi Yönetim Bütçesi’ne “Kalkınma Transfer-leri” olarak koyacağız ve bu kaynağı Kalkınma Ajanslarına aktaracağız.

Çarpan etkileri de hesaba katıldığında bu kaynak 2010 rakamları ile asgari 20 milyar dolar olacaktır.

Kalkınma Ajansları bu şekilde yeniden kurulduktan sonra elde edilecek kazanımlar şunlardır:

Destek, teşvik, vergisel muafiyet-istisnalar sayesinde kamu kaynaklarıyla zengin-leşme önlenecektir.

Ülkenin bölgesel dokusuna uygun bir üretim yapısı ortaya çıkacaktır.

Tekelci yapılar yerine “KOBİ” tipi üretken güçler ortaya çıkacak, bu da serma-yenin tabana yayılmasını sağlayacak ve “servetin belirli kişiler arasında dönüp-dolaşan bir güç olmasını” engelleyecektir.

“Büyük Sayılar Kanunu”na uygun olarak çok sayıda küçük ve orta boy işletme yatırımı yönlendirecek, bu da hem rekabeti hem de sosyal adaleti artıracaktır.

Kamu ve Kalkınma Ajansları marifetiyle büyük şirketler, teknoloji ve Ar-Ge çalış-malarına yönlendirilecek, bu şekilde ulusal sanayi ve teknoloji alanında yeni geliş-meler kaydedilecektir.

Sayısı 5 milyonu bulan meslek lisesi ile fakülte ve yüksek okul mezunu gençler üretken alanlarda kendi işinin sahibi olma imkânına sahip olacaklardır.

Kalkınmanın plan, uygulama ve desteklerinin yerelleşmesi demokrasiyi derinleşti-

Page 43: Has Parti Seçim Beyannamesi

Halkın Sesi Partisi

www.hasparti.org.tr 43

rip siyasal katılımı artıracaktır.

Tüm üretici yapılar ajanslara üye olacak ve yerinden teşvik ve denetime girecekler-dir. Bu şekilde başta esnaf ve küçük üreticiler olmak üzere kayıt dışı tüm ekonomik birimler kayıt altına alınarak “kayıtlı ekonomi” teşvik edilmiş olacaktır.

Sınır Aşan Sinerji Koridorları

Küresel kapitalist sistemin tıkanması ve dünya ölçeğinde yaşanmakta olan ekonomik kri-zin, sosyo-ekonomik olarak birçok alt-üst oluşa sahne olacağını öngörmek yanlış olmaya-caktır.

Yakın zamanda dünya ve bölgemiz (Güney/Doğu Avrupa, Ortadoğu, Avrasya) çapında-ki üretim (mal ve hizmet) hiyerarşisindeki değişimlere hep birlikte tanık olacağız.

Mevcut hiyerarşinin ürünü olan ‘eski iş bölümü’nün yerini yeni dizaynlar çerçevesinde bambaşka iş bölümlerine bırakması kaçınılmaz görünüyor.

Bölge halkları olarak eğer yeni düzende ortak geleceğimiz konusunda söz sahibi olma iddiamız olacaksa, “bekle-gör” yaklaşımından kurtulmamız gerekir.

Has Parti’nin, bu sorunları aşmak için izleyeceği stratejilerden biri, Sınır Aşan Sinerji Koridorları’nın hayata geçirmektir. Sınır Aşan Sinerji koridorları hem üretim alanına hem de tüketim pazarlarına sınırlayıcı etkisi olan siyasi sınırların aşılması ve bölge ekonomilerinin atılım yapmasında önemli bir katalizör etkisi olacaktır.

Küresel kapitalizmin dünyaya yüklediği krizlere ancak küresel direnişlerle karşı durula-bilir. Has Parti, Türkiye halkının barış, özgürlük, adalet ve refah arayışının ancak komşu, bölge ve nihayet tüm dünya halkları ile birlikte gerçekleşebileceğine inanmaktadır. O ne-denle iktidarımızda bölge ülkeleri ile her alanda olduğu gibi ekonomi alanında da sınırla-rı aşan ilişkiler geliştirilecektir.

Sınır Aşan Sinerji Koridorları projesi bölge ülkelerini, sınır aşan ekonomik koridorlarla birbirlerine bağlayacaktır.

Sınır Aşan Sinerji Koridorlarına dahil olan ülkeler, bir işbirliği protokolü çerçevesinde, bakanlardan oluşan bir Sınır Aşan Yüksek Planlama Konseyi, bir de ortak sekretarya ku-racaklardır. Sınır Aşan Yüksek Planlama Konseyi’nin yapacağı planlama ile sinerji kori-dorları belirlenecek, her bir koridor dünya çapında mukayeseli üstünlük sağlamak üzere sinerji oluşturan, ekonomik birim kümeleri şeklinde yapılandırılacaktır.

Bölge ülkeleri fiziki altyapıları ve yumuşak altyapıları kurmada liderlik edecekler ve ini-siyatif alacaklardır.

Fiziki Altyapılar

Ulaştırma: Demiryolu, karayolu, havayolu, denizyolu yatırımları ve iyileştirmele-ri, yeni ve yüksek kapasiteli lojistik merkezleri, üst düzey teknolojiye sahip ulaştır-ma ve depolama tesisleri ve sistemleri.

Page 44: Has Parti Seçim Beyannamesi

Halkın Sesi Partisi

44 HAS Parti Seçim Beyannamesi 2011

Enerji: Tüm bölgeyi besleyecek elektrik iletim şebekeleri, doğal gaz ve petrol boru hatları şebekeleri.

İletişim: Yüksek teknoloji fiber optik kablo şebekesi, ortak uydu altyapıları.

Yumuşak Altyapılar

Yüksek düzeyde karşılıklı güven temini için ortak ( koridora özgü) hukuki ve idari mevzuat düzenlemeleri ve uyum çalışmaları,

Ortak “çift ya da üç” dilde (koridor dilleri) eğitim kurumları, meslek okulları, araş-tırma enstitüleri ve “mükemmeliyet merkezleri”, kalkınma ajansları, koridor üni-versiteleri, teknoloji enstitüleri,

Finansal mevzuat düzenlemeleri ve uyum çalışmaları,

Vergi mevzuat düzenlemeleri ve uyum çalışmaları,

Koridor boyunca toprak mülkiyet haklarında yapılacak (rantı teşvik etmeyecek, üretim-odaklı yaklaşımı kolaylaştıracak ve cesaretlendirecek) düzenlemeler,

Yerel yönetimlerin ve STK’ların süreç içinde rol ve inisiyatif alabilmesine yönelik mevzuat düzenlemeleri.

Sinerji Koridorlarının olmazsa olmaz bir parçası da “Koridor Kimliklerinin” inşa edil-mesidir. Bu kimlik ortak menfaatlere, ortak iradeye, ortak değerlere ve ortak ekonomik ahlaka vurgu yapmalıdır.

(Türkiye’yi içeren) Potansiyel Koridorlar:

Adana-Antep-Urfa-Halep-Beyrut-Şam

Diyarbakır-Şırnak-Musul-Erbil-Kerkük

Mersin-K.Kıbrıs-G.Kıbrıs-Lazkiye

Trabzon-Batum-Soçi

Trabzon-Erzurum-Ağrı-Tebriz-Erdebil

Kars- Gümrü-Bakü

Edirne-Köstence-Varna

Tekirdağ-Kavala-Üsküp-Tiran

Üretici Birliklerine Dayalı Tarımsal Üretim

Tarım ve küçük üreticiliğin desteklenmesinin iktisadi karşılığı sorgulanamaz. Çünkü her ikisi de insani ve sosyal özelliklere sahiptirler. Türkiye’de kanunla her yıl GSYİH’nin en az % 1’i kadar “Tarımsal Destek” ödeneği ayrılması şart koşulmuştur. Fakat verilen des-tekler tarımsal üretimi artırma ve verimlilik artışı sağlama amacı yerine “köylü ve çiftçiyi ayakta tutma” amaçlı hibeler şeklinde verilmektedir. Bunun sonucu olarak tarımsal üre-ticiler hızla üretimden kopmakta ve siyasal nedenlerle desteklenen kitlelere dönüşmekte-dirler.

Page 45: Has Parti Seçim Beyannamesi

Halkın Sesi Partisi

www.hasparti.org.tr 45

Has Parti iktidarında;

Tarımsal Destek Ödemeleri her yıl GSYİH’nin % 1’i olarak bütçeye konulacaktır Des-teklerin % 10’luk kısmı küçük üreticiler ve organik tarıma tahsis edilecektir.

Et ve Balık Kurumu, Süt Endüstrisi Kurumu ile Yem Sanayi yeniden kamu sosyal kuruluşları (kâr değil, sosyal fayda amaçlı) olarak kurulacak, tarımsal desteklerin % 15’lik kısmı bu kuruluşlara aktarılacaktır.

Tarımsal Üretici Birlikleri çerçeve kanunu hazırlanacak, söz konusu birlikler de-mokratik ve katılımcı bir şekilde üreticilerin pazarlık gücünü artıran kurumlar ola-rak yerinden örgütlendirilecektir. Birlik yönetim kurulları “çiftçi kayıt sistemi”ne kayıtlı olan üreticilerin oyu ile belirlenecek, denetimleri ise merkezi yönetim tara-fından gerçekleştirilerek, denetim sonuçları kamuya ilan edilecektir.

Tarımsal desteklerin % 25’lik kısmı hitap ettikleri bölge ve kapsama aldıkları ürünlere bağlı olarak “Üretici Birlikleri”ne aktarılacaktır.

Tarımsal destekler doğrudan değil, üretime ve üretim unsurlarına (gübre, ma-zot, ilaç sulama vs.) verilecektir.

Motorin, gübre ve zirai ilaç üzerindeki dolaylı vergiler kaldırılarak girdi mali-yetleri düşürülecektir.

Tarımsal üretim yapılan köylerde yaşam koşulları iyileştirilecek, TOKİ köylere yönlendirilecek, konutların yanında hayvan barınakları (ahırlar, ağıllar) ve yayla evleri yapması da sağlanacaktır.

Veteriner ve tarım hizmetleri seyyar ekipler ile yerine getirilecektir. Bu hizmetlerin zamanında ve süratli yapılması için diğer ulaşım araçlarının yanında “Helikopter Filosu” da oluşturulacaktır.

Has Parti iktidarında çoban olabilmek için kanuni düzenleme yapılarak kısa dev-reli kurslar açılacak, kırsalda kesintisiz 15 yıl çobanlık yapan insanlar 20 yıl, 20 yıl çobanlık hizmetinde bulunanlar 25 yıl üzerinden emekli edilecek, bunların çocuk-ları devlet tarafından karşılıksız olarak okutulacaktır.

Arazileri büyük ölçekli yapılar şeklinde toplulaştırma faaliyetlerine hız verilecek, sulama imkânları artırılacaktır.

Hayvancılığa özel önem verilerek, hayvan nesil ıslahı sağlanacak, damızlık hay-van üretimi artırılacak, hayvancılığımız dışa bağımlılıktan kurtarılacaktır. Et it-halatına son verilecektir.

Süt üretimi, istikrarlı olarak devam ettirilecek, ani iniş çıkışlar önlenerek üretici ve tüketici mağduriyetlerine son verilecektir.

“Biyo Güvenirlik Yasası” ve “GDO’lu Ürünler Yönetmenliği” gözden geçirile-rek GDO’lu ürünlere ilişkin halkımızın endişeleri giderilecektir.

Tohumculuk çalışmaları, ülke gen kaynakları dikkate alınarak devlet denetiminde yapılacak, bu konuda da şeffaflık esas olacaktır.

Şeker pancarına konulan kota kaldırılacak, nişasta bazlı şeker üretimi kotaları

Page 46: Has Parti Seçim Beyannamesi

Halkın Sesi Partisi

46 HAS Parti Seçim Beyannamesi 2011

azaltılacaktır.

Tütün üretimi halkın çıkarları doğrultusunda yeniden organize edilecektir.

Pamuk üretimine önem verilerek, Nazilli Pamuk Araştırma Kuruluşu teknik ele-man ve maddi olarak desteklenecek, ülkemiz şartlarına uygun çeşit ıslahı sağlana-caktır.

Fiskobirlik ve diğer Tarım Satış Kooperatifleri ile Çay-Kur, üreticilerin söz sahi-bi olacağı şekilde yeniden düzenlenecek, Çay-Kur’un özelleştirilmesi gündemden çıkarılacaktır.

Ormanların korunması için mevzuat ve araç-gereçler konusundaki eksiklikler gi-derilecek, yeni orman alanlarının oluşturulması için gerekenler yapılacaktır.

Esnafın güçlendirilmesi

Hem esnaf üzerindeki vergi yükünün düşürülmesi hem de esnafın kayıt altına alınması sağlanarak kayıt dışı ekonominin azaltılması amacıyla;

Esnaftan var olan tüm vergiler kaldırılarak, sadece gerçek usulden % 1 oranında vergi alınacaktır.

Esnafın finansal sorunlarının giderilmesi, bankalara olan bağımlılığının azaltılması amacıyla Halk Bankası; yönetimi esnafta, denetimi devlette olacak şekilde esnaf bankası haline getirilecektir.

Gerçekçi döviz kuru uygulaması ile Çin vb. ülkelerin düşük fiyatlı malları ile reka-bet sağlanacaktır.

Alış Veriş Merkezleri (AVM) Kanunu bir an önce çıkartılacak; AVM’ler ancak şehir dışında açılabilecek ve çalışma saatleri sınırlanacaktır. Esnafa öncelikli olarak AVM’lere hissedar olma imkânı sağlanacaktır.

AR-GE ve ileri teknolojiye yönelik projeler

Halen gerek ileri teknoloji gerekse AR-GE yatırımları için hem düşük tutarlarda kaynak tahsis edilmekte, hem de tahsis edilen bu kaynaklar birçok kamu kurum ve kuruluşu eliy-le gerçekleştirildiği için etkin bir takip, denetim ve koordinasyon mümkün olmamaktadır.

İleri Teknoloji ve AR-GE yatırımlarını artırıp Türkiye’yi teknoloji üreten bir ülke haline getirebilmek için;

TÜBİTAK Kanunu’nda değişiklik yapılarak tüm ileri teknoloji ve AR-GE ya-tırımlarının, tahsis, takip ve denetlenmesinin TÜBİTAK tarafından yapılması sağlanacaktır.

TÜBİTAK’ın kurumsal kapasitesini artırmak için yurtdışından kamu bursu ile doktora yapanların öncelikle TÜBİTAK’ta istihdamı zorunlu kılınacaktır.

Page 47: Has Parti Seçim Beyannamesi

Halkın Sesi Partisi

www.hasparti.org.tr 47

İleri teknoloji ve AR-GE yatırımlarını gerçekleştirmek ve desteklemek için her yıl GSYİH’nin % 0,5’i kadar bir kaynağın “Teknoloji Transferleri” olarak TÜBİ-TAK bütçesine konulması temin edilecektir.

‘Tekno-Parklar’ yapımı ve eksikliklerinin giderilmesi için gerekli destekler sağla-nacaktır.

Kamu tarafından veya kamu-özel ortaklıklarınca ya da kamu desteği ile üretilen her türlü ileri teknoloji ve AR-GE’nin ülke içinde herkes tarafından kullanılması ve herkesçe yararlanılması sağlanacaktır.

SOSYAL REFAHI GERÇEKLEŞTİRME PROJELERİ

Vatandaşlık maaşı

Kurumsal yükümlüklerini yerine getirmek yerine hayırseverliğe yönelen devletin orga-nize ettiği kurumsal olmayan, geçici ve yetersiz sadaka gibi görülen yardımlar insanlık onuruna karşı işlenmiş bir suçtur.

Çünkü açlık sınırı üstünde bir gelire sahip olmak bir yardım değil, temel bir haktır.

Has Parti iktidarında açlık sınırı altındaki her haneye ortalama 600 TL vatandaşlık ma-aşı ödenecektir. Böylece her hanenin geliri açlık seviyesinin üstüne çıkarılacaktır.

Uluslararası standartlara göre Türkiye’de 3 milyon hane, açlık sınırı altında yaşamak-tadır. Nüfusun % 17’sini oluşturan bu insanların sayısı 12,7 milyondur.

Yapılacak yardımın miktarı, ikamet edilen bölge, hanedeki kişilerin sayısı, sağlık ve yaş durumlarına göre değişecektir. Ödemeler hane reisi adına her ayın 30’unda Ziraat Bankası’na yatırılacak, hak sahibi bu parayı banka kartı ile istediğinde çekebilecektir.

Vatandaşlık maaşı ödemelerinin yıllık tutarı, 3.000.000 X 600 X 12= 21,6 milyar TL’dir.

İşsizliğe çözüm programı

Aşağıdaki tedbirler alınarak 2 milyon 700 bin kişiye bir yıl içinde iş temin edilecektir:

Atama bekleyen 250 bin öğretmenin derhal atamaları yapılacaktır. Bunun bir yıllık maliyeti, 250.000X2000X12= 6 milyar TL’dir.

Köyüne dönen herkese 50 koyun (veya eşdeğer büyükbaş) verilecektir. Bu yolla 200 bin kişiye iş sağlamak mümkündür. Bu işin maliyeti, 200.000X50X400= 4 mil-yar TL’dir.

Yurt genelinde ağaçlandırma seferberliği başlatılacaktır. Bu yolla asgari ücretle 200 bin kişi istihdam edilecektir. Bu işin maliyet, 200.000X1000X12= 2,4 milyar TL’dir.

Kalkınma Ajansları aracılığıyla öncelikle gençler ve eğitimliler olmak üze-re 1 milyon insana istihdam olanağı sağlanacaktır. Bunun için her yıl bütçeden

Page 48: Has Parti Seçim Beyannamesi

Halkın Sesi Partisi

48 HAS Parti Seçim Beyannamesi 2011

GSYİH’nın % 1’i oranında “kalkınma transferi” ödeneği konulacaktır. Bu işin yıllık maliyeti 12 milyar TL’dir.

Kayıt dışılığı önlemek için 10 bin vergi, 10 bin sosyal güvenlik denetmeni istihdam edilecektir. Bu yolla 20 bin üniversite mezununa iş bulunmuş olacaktır. Maliyeti, 20.000X3000X12= 720 milyon TL’dir.

Tarım ve hayvancılık desteklemelerinin yerinde denetlenmesi amacıyla 10 bin veteriner hekim ve ziraat mühendisi istihdam edilecektir. Bu işin maliyeti, 10.000X3000X12= 360 milyon TL’dir.

Bu şekilde toplam istihdam edilecek insan sayısı 1 milyon 680 milyondur, bunların toplam maliyeti ise 21 milyar 480 milyon TL’dir.

Bu şekilde 4 kişinin istihdamı çarpan etkisi ile özel sektörde 1 kişinin iş bulmasını sağlayacaktır. Bu şekilde 420 bin kişi iş bulmuş olacaktır.

İstihdam artışı ile dar gelirlileri önceleyen sosyal politikaların iç talebi, ‘gerçekçi kur’un da dış talebi teşvik etmesi sonucu ortaya çıkan istihdamı sağlayıcı büyüme ile ayrıca 500 bin kişinin iş bulacağı ön görülmektedir.

Mayınlı arazilerin organik tarıma açılması ile de 100 bin kişiye iş olanağı sağla-nacaktır.

Emeklilerin refahını arttırma

2 milyon SSK, 600 bin Bağ-Kur emeklisi, Türk-İş’in 4 kişilik bir aile için açıkladığı açlık sınırı olan 870 TL’nin altında maaş almaktadır. Bu kabul edilebilir bir durum değildir. Has Parti iktidarı bu maaşları insanca yaşanabilir bir düzeye çekecektir. İktidarımızın ilk gününde bu maaşlar derhal 870 TL’ye çıkartılacaktır. Has Parti iktidarının ilk icraatlardan biri de Bağ-Kur’lular için kişi başına ortalama aylık 400 TL, SSK’lılar içinse kişi başına 150 TL fark ödenecektir. Bu işin yıllık toplam maliyeti ise yaklaşık 8 milyar TL’dir.

Asgari ücretin vergiden muaf tutulması

Şu anki asgari ücret, azami köleliktir. Has Parti iktidarında asgari ücret belirlenirken sendikalarca hesaplanan yoksulluk sınırı esas alınacaktır.

2011 yılı asgari ücret tutarı brüt 795,60 TL, net 629,96 TL’dir. TÜRK-İŞ hesaplamasına göre açlık sınırı 870 TL olduğuna göre, tespit edilen net asgari ücret açlık sınırının yüzde 65’ini karşılamaktadır.

Has Parti iktidarında asgari ücret vergiden muaf tutulacaktır. Bunun kamuya maliyeti ise yıllık 4 Milyar TL’dir.

Page 49: Has Parti Seçim Beyannamesi

Halkın Sesi Partisi

www.hasparti.org.tr 49

DİĞER SOSYAL PROJELERİMİZ

Kamudaki taşeron işçiler kadroya alınacaktır.

Kamudaki 250 bin taşeron işçinin kadroya alınmasının maliyeti, 250.000X1000X12= 3 mil-yar TL’dir.

Üniversite öğretim elemanlarının gelirleri iyileştirilecektir.

Daha iyi imkânlar sağlanana kadar 20 bin öğretim elemanının maşına seyyanen 1000 TL zam yapılacaktır. Bunun yıllık maliyeti, 20.000X1.000X12= 240 milyon TL’dir.

İlk ve ortaöğrenim öğrencilerine beslenme desteği yapılacaktır.

Maddi durumu iyi olmayan tüm öğrencilere bedava öğle yemeği verilmesinin maliyeti, 5.000.000 X 160 gün X 2,5 TL= 2 Milyar TL’dir

İlk ve ortaöğretim öğrencilerine servis desteği yapılacaktır.

Maddi durumu iyi olmayan ve uzak yerlerde oturan öğrencilerin servis masraflarının kamu tarafından karşılanmasının maliyeti, 500 milyon TL’dir.

Üniversite öğrencilerine burs ve yurt desteği verilecektir.

Öğrenci burslarının asgari ücretin yarısına (450 TL) çıkartılmasının maliyeti, 817.000X210X12= 2,1 Milyar TL. Kredi Yurtlar Kurumu yatak kapasitesinin 3 yıl içinde 1 milyona çıkartılmasının maliyeti, yıllık 1 Milyar TL’dir.

Bütün bu diğer sosyal projelerin maliyeti, 9,8 milyar TL’dir.

CARİ AÇIK SORUNU KALICI OLARAK ÇÖZÜLECEKTİR

Türkiye’nin müzminleşen cari açık sorununun kalıcı çözümü için şu tedbirler alınacaktır:

Türkiye’nin öncelikle kendi çevresinde ülkelerle ekonomik işbirliğini artırarak alternatif bir mali sistemin inşasına katkı sağlanacaktır.

Balkan-Kafkas-Ortadoğu havzasında bir ekonomik-finansal entegrasyon projesinin ha-yata geçirilmesi (örneğin; komşularla ortak bir ödeme birimi aracılığıyla ticaret) temin edilecektir.

Gelişmekte olan ülkelerin kendi aralarında yeni bir finansal mimari oluşturmalarına ön-cülük edilecektir.

Dış politika, dış ekonomik ilişkilerin ipoteği altındadır. Bunu ters çevirip dış politikanın dış ekonomi-politiği yönlendirmesi sağlanacaktır.

Düşük kur-yüksek reel faiz politikası terk edilecektir.

TOBİN vergisi vb. önlemlerle sıcak para akımlarının spekülatif atakları önlenecektir.

Gerçekçi döviz kuru uygulamaya konulacaktır.

Ulusal kaynakların döviz rezervleri gibi atıl fonlara bağlanması engellenip sadece kamu-

Page 50: Has Parti Seçim Beyannamesi

Halkın Sesi Partisi

50 HAS Parti Seçim Beyannamesi 2011

nun dış borç servisi yönetebilmek ve gerçekçi kur politikasını uygulayabilmek için gerekli olan düzeyde döviz rezervi tutulacaktır. Döviz rezervleri tek yabancı para biriminden değil, çeşitli para birimlerinden oluşacaktır.

Yerli ve yabancı mamuller üzerindeki dolaylı vergi yükü farklılaştırılacaktır.

Enerji ithalatını düşürmek için, yerli kaynaklara dayalı enerji üretimi teşvik edilecektir.

Geniş halk kesimlerine sanal refah sağlamak yerine, reel gelirlerini artırıcı maliye politika-sı uygulanacak, yani bölüşümde dar gelirliler lehine davranılacaktır.

Büyük sermayenin kârlılığı, gerçekçi kur sonucu artan dış talep ve bölüşüm yanlısı maliye politikaları ile yükselen iç talebe bağlı hale getirilecektir.

Mali kayıtlılık ve adil vergi sistemi ile kamu kesimi açıkları kontrol altına alınacak bu sayede dış tasarruflara olan bağımlılık ortadan kalkacak bu da cari açığa olan bağımlılığı azaltacaktır.

BÜTÇE AÇIĞI VE İÇ BORÇ SORUNU KALICI OLARAK ÇÖ-ZÜLECEKTİR

Ekonominin de siyasetin de en önemli sorunu iç borç stokundan kaynaklanan bütçe açığı ve bütçe içi faiz ödemeleridir. İç borç stokuna kalıcı bir çözüm üretilemeden Türkiye’de ne ekonomi düze çıkabilir ne de gerçek bir demokrasi tesis edilebilir.

Has Parti, Türkiye’nin birikmiş borç sokunu eritmek ve bütçe açığı sorununu kalıcı olarak çözmek için şu tedbirleri alacaktır:

352,8 milyar TL iç borç stokunun 51,4 milyar TL tutarındaki kamunun kamuya borcu kıs-mı karşılıklı mahsuplaşmayla silinecektir,

Kamunun başta TCMB olmak üzere bankalarda bulunan 54,3 milyar TL tutarındaki mev-duatı ile piyasaya olan iç borcun bir kısmı ödenecektir.

Kalan 247 milyar TL tutarındaki vadesi gelmemiş iç borç stoku 1211 sayılı Kanunda ya-pılacak değişiklikle TCMB’nın yönetimine devredilecek, borç anapara ve faiz ödemeleri Hazine yerine TCMB’nın imkan ve kaynaklarıyla yapılacaktır.

Bu şekilde kamu iç borç stoku eritildikten sonra Hazine’nin nakit finansman ihtiyaç üstü borçlanması kanunla yasaklanacaktır,

Yine 1211 sayılı Kanunda yapılacak değişiklikle, Hazine’nin kısa vadeli nakit ihtiyacı TCMB’den alınacak avansla karşılanacaktır.

Bu şekilde bütçeden 50 milyar TL iç borç faiz ödeme yükümlülüğü ortadan kalkacak ve bütçe açığı kalmayacaktır. Ayrıca iç borç stoklarından kurtulan Türkiye, dolaylı vergiler-den indirim yapabilecek, sosyal ve kalkınma amaçlı kamu harcamalarına da daha fazla kaynak ayırabilecektir.

Page 51: Has Parti Seçim Beyannamesi

Halkın Sesi Partisi

www.hasparti.org.tr 51

ADİL BİR VERGİ SİSTEMİ KURULACAKTIRVergi politikalarımızın temel esasları şunlardır;

Yatırım ve istihdam üzerindeki vergi yükü azaltılacaktır.

Herkes mali gücü ile doğru orantılı vergi ödeyecektir.

Yüksek vergi oranları yerine vergi tabanının genişletilmesi sağlanacaktır.

Harcama üzerinden alınan dolaylı vergiler yerine gelir ve servet üzerinden alı-nan doğrudan vergiler öne çıkarılacaktır.

Her türlü gelirin asgari ücret tutarındaki kısmı vergiden muaf tutulacaktır.

Başta faiz gelirleri ile kentsel rantlar olmak üzere her türlü rant etkin bir şekilde vergilendirilecektir.

Lüks tüketim etkin şekilde vergilendirilecektir.

Vergi muafiyet ve istisnaları yeniden gözden geçirilecektir.

Emek üzerindeki vergi ve sigorta primleri düşürülecektir.

Kayıt dışı ekonomi ile etkin bir şekilde mücadele edilecektir.

Bu hedeflere ulaşabilmek için şunlar yapılacaktır;

Kayıt dışı istihdamla mücadele edilecek, emek ücretleri üzerindeki vergi ve sigorta prim-leri düşürülerek istihdam üzerindeki vergi yükü % 25’e çekilecektir. Bu şekilde işgücü maliyeti azaldığı için istihdam ve küresel rekabet imkânı artacaktır.

Vergi muafiyeti ve istisnalar tamamen kaldırılacaktır.

Herkesi ve herkesimi vergi mükellefi yaparak herkesten mali gücü oranında vergi alına-caktır. Gelir ve kazançtan alınan vergilerin GSYİH’ye oranı yüzde 12’ye çıkarılacaktır.

Kurumlar vergisi oranı artırılacaktır. Şirketlerin büyüklüğüne göre, kurumlar vergisi, % 15-25 şeklinde düzenlenecektir.

Dolaylı vergilerin vergi gelirleri içindeki payı azaltılacaktır. Has Parti iktidarında bugün % 70’ler ulaşan dolaylı vergilerin vergi gelirleri içindeki payı ilk üç yılda % 50’ye, 5 yılda % 40’a çekilecektir.

Gelir dağılımında adaletsizliği gidermek ve yerli üretimi teşvik etmek için temel ihtiyaç maddelerindeki KDV % 1’e çekilecek, lüks tüketim ve ithal ürünlerde % 30’a çıkarılacak-tır.

Gelir Vergisi Kanunu ile Vergi Usul Kanunu yeniden düzenlenecektir.

Vergi reformu, ekonomide yapacağımız diğer düzenlemeler ve siyasetin yeniden yapı-lanması ile birlikte etkili olacaktır. Kayıt dışı ekonominin oranını ilk 3 yılda yüzde 20’ye, 5 yılda yüzde 10’a çekilecektir. Bu ilk üç yılda yıllık 50 Milyar TL, 5. yılın sonunda yıllık 100 Milyar TL vergi ve sigorta prim geliri sağlanabilecektir. Bu şekilde vergi oranları ve

Page 52: Has Parti Seçim Beyannamesi

Halkın Sesi Partisi

52 HAS Parti Seçim Beyannamesi 2011

sigorta primlerini düşecek, bütçe ve SGK açığına kalıcı çözüm getirilecektir.

SOSYAL REFAHI ARTTIRAN PROJELERİN MALİYETİ

PROJE ADI Yıllık Bütçe Maliyeti (Milyar TL)

İşsizliğe Çözüm Projesi 21.5Emeklilerin Sosyal Refahını Artırma Projesi 8.0Asgari Ücreti Vergiden Muaf Tutma 4.0Diğer Sosyal Refahı Artırıcı Projeler 9.8Vatandaşlık Maaşı 21.6TOPLAM 64.9

SOSYAL REFAHI ARTTIRAN PROJELERİN FİNANSMAN KAYNAKLARI

PROJE ADI Kaynak (MilyarTL)

Muafiyet ve istisnaların yeniden düzenlenmesi 16.5Lüks tüketim vergilerinin artırılması 3.0TCMB kârının % 50’sinin bütçeye gelir kaydı 1.0Kamu Yönetimi ve Personel Reformuyla sağlanacak tasarruf 1.0Bütçe içi tasarruf tedbirleri 2.5

Mali kayıt dışılığı 2 puan indirmek ve taşeron işçi ödemelerinin kaldırılması 12.0

Faiz ve rant gelirlerinin vergilendirilmesi 8.0Bütçedeki mevcut sosyal harcamalar 6.0Bütçe Faiz giderlerinden tasarruf 15.0TOPLAM 65.0

Page 53: Has Parti Seçim Beyannamesi

Halkın Sesi Partisi

www.hasparti.org.tr 53

EKONOMİK KALKINMA MODELİMİZİN MALİYET VE KAYNAKLARI

PROJE FİNANSMANİHTİYACI

KAYNAK

1-Yerel, Katılımcı Kalkınma Modeli GSYİH’nin % 2’si,

Halen bütçeden “Tarımsal Destekle-meler” için ayrılan GSYİH’nin % 0,05’i

Bütçeden faiz ödemelerine ayrılan kay-naklar olarak yıllık GSYİH’nin % 1’i

GSYİH’nin % 1’i oranında kamu har-camasına yol açan Merkezi Yönetim Bütçesi ve diğer kamu süreçleri aracı-lığıyla getirilen çeşitli teşvik, muafiyet ve istisnaları ile fon transferleri, kredi garantileri, faiz üstlenmeleri vb .

Yatırım artışı ve mali kayıtlılığı ar-tırmanın asgari getirisi olarak yıllık GSYİH’nin % 1’i

(Tahmin ve hedef olarak) Toplam GSYİH’nin %3,5’u

2-Üretici Birliklerine Dayalı Üretim Esaslı Tarımsal Destekle-meler

GSYİH’nin % 1’i

3-İleri Teknoloji ve AR-GE Yatırımla-rının TÜBİTAK Ve Kamu-Özel Ortaklık Modeli İçerisinde Artırılması

GSYİH’nin % 0,05’i

TOPLAM GSYİH’in %3,5’u yaklaşık olarak 28 Milyar Dolar

Page 54: Has Parti Seçim Beyannamesi

Halkın Sesi Partisi

54 HAS Parti Seçim Beyannamesi 2011

ENERJİ POLİTİKALARIMIZ

Dünya genelinde olduğu gibi Türkiye de enerji ihtiyacını büyük ölçüde petrol ve doğal-gazdan karşılamaktadır. Türkiye’nin yıllık ham petrol ve petrol ürünü ihtiyacı yaklaşık 30-31 milyon ton civarında olup, bu ihtiyacın yaklaşık % 7’si (2010 yılında 2,49 milyon ton) yerli kaynaklardan sağlanmaktadır. 2010 yılında ithal edilen petrole (ham petrol ve petrol ürünü olarak) ödenen tutar 20 milyar dolar civarında olmuştur.

2010 yılı sonu itibariyle doğal gaz ithalat miktarı yaklaşık olarak 38 milyar metre küp, ithalat tutarı 14-15 milyar dolardır. Ülkemiz yerli üretimi ise yaklaşık 800 milyon metre küptür.

Doğalgaz alım sözleşmelerinin önemli bir bölümü (% 80-85) “al ya da öde” yöntem ve şartını taşıdığından ihtiyaç fazlası olsa da taahhüt edilen miktarın parası ödenmek zorun-dadır. Bu durum da, ihtiyaç fazlası doğalgazın elektrik enerjisi üretiminde kullanılması zorunluluğunu getirmektedir. Bu şekilde üretilen elektriğin birim maliyeti normalin 6-7 katıdır.

Görüleceği üzere ham petrol+petrol ürünü+doğalgaz ithalatı için 2010 yılında ödenen tu-tar 34 - 35 milyar dolar civarındadır. Bu tutar, yine 2010 yılında ülkemizin yaptığı tüm ihracatın (110 milyar $) % 31’sini oluşturmaktadır.

Ham petrolün varil fiyatının yükselmesi ve doğalgazın fiyatının da petrol ürünlerine göre ayarlanıyor olması göz önüne alınırsa 2011 yılında petrole ödenecek tutar 45-50 milyar dolar olacaktır. Bu rakam Türkiye’nin enerji konusunda acil kararlar alıp yürürlüğe koy-masını zorunlu kılmaktadır.

Has Parti Türkiye’nin enerjide dışa bağımlılığını azaltmak için şu tedbirleri alacaktır:

Enerji teknolojileri çalışmaları hızlandırılacak,

Yerli üretimin teşvik edilmesi için her türlü kolaylık sağlanacak, bu çerçeveden arama faaliyetleri sürekli olarak denetlenecek, sondaj mükellefiyetlerinin yerine getirilmesi sağlanacak,

Arama ruhsatlarının verilmesinde eş-dost ve siyasi yakınlık yerine ehliyet, tecrübe, mali ve teknik yeterlilik göz önüne alınacak,

Bir ticari kazanç ve yatırım aracı gibi görülen ruhsat devirleri yasaklanacak, bu şekilde haksız kazançlar önleneceği gibi zaman kayıplarının da önüne geçilmiş olacak,

Ham petrol ve doğalgaz ithalatında temin noktalarında çeşitlilik arttırılacak,

Devlet kuruluşu olan TPAO’nın, petrol potansiyeli olan ve ülkemizle tarihi ve kül-türel bağları bulunan (Irak, İran, Azerbaycan, Orta Asya Türk Cumhuriyetleri ve diğer Arap Ülkeleri gibi) ülkelerde petrol aramalarına iştirak etmesi sağlanacak,

Son derece bakir olan denizlerimizdeki petrol ve doğal gaz aramaları faaliyetleri-ne hız verilecek, Akdeniz’de Kıbrıs Adası civarlarında bulunduğuna kesin gözle bakılan rezervler konusunda Türkiye’nin menfaatlerinin korunması için gerekli çalışmalar yapılacak,

Page 55: Has Parti Seçim Beyannamesi

Halkın Sesi Partisi

www.hasparti.org.tr 55

Ham petrol ve doğalgazın üretilmesi ne kadar önemli ise bunların (talep noktaları-na ) iletilmesi de bir o kadar önemlidir. Bu cümleden olarak, bölge ülkelerinde üre-tilen ham petrol ve doğalgazın talep noktalarına ulaşması için Türkiye üzerinden geçecek boru hatları için gerekli yatırımlar hızlandırılacak.

Başta orman köyleri olmak üzere kırsal kesimde linyit kömürü kullanımı teşvik edilecektir. Bu şekilde orman tahribatı önlemiş olacaktır.

Yerleşim yerleri, tarım ve turizm alanları korunarak rüzgâr enerjisi santralleri (RES) teşvik edilecektir.

Termal enerji kaynaklarının değerlendirilmesi için gerekli alt yapı çalışmaları yapı-lacak, termal enerjisi kullananlar desteklenecektir.

Uluslararası Enerji Ajansı’nın verilerine göre Türkiye özellikle sanayide en pahalı elektri-ği kullanan ülkedir.

Türkiye’de 1984 yılında üretilen elektrik enerjisinin % 60 Termik Santrallerden, % 40’ı da HES’lerden elde ediliyordu. 2009 yılı verilerine göre ise Türkiye’de üretilen 194 milyar KWH’lık elektrik enerjisinin % 18,5’i barajlar ve akarsular üzerinde kurulu Hidroelektrik Santrallerinden (HES), % 28,1’i kömürle çalışan termik santrallerden, % 52,0’si ise doğal gaz ve petrol ürünleri ile çalışan termik santrallerden elde edilmiştir. Rüzgâr ve jeotermal enerjisi ile üretilen elektriğin payı ancak % 1’dir. Bu rakamlar Türkiye’nin elektrik üreti-minde nasıl dışarıya bağımlı olduğunu açıkça ortaya koymaktadır. Hiç kuşku yok ki bu durum 1984-2009 yılları arasında Türkiye’yi yönetenlerin ayıbıdır.

Has Parti iktidarında bu tabloyu değiştirmek için gerekli adımlar atılacaktır. Bunun için yerli üretim petrol ve doğal gaz çalışmalarına hız verileceği gibi Türkiye’nin su kaynakla-rının kullanılması için gerekli yatırımlar yapılacaktır.

Has Parti enerji için gelecek kuşaklara ait olan zenginliklerin geri dönüşü olmayacak şekilde yağmalanmasına asla izin vermeyecektir. Bu nedenle baraj ve akarsular üzerle-rine kurulacak hidroelektrik santrallerin yapımı ve işletilmesi sırasında çevrenin tahrip edilmemesine azami şekilde dikkat edilecektir.

Bu tür yatırımların yapılacağı bölge sakinlerinin katılımı ile doğal ve kültürel zengin-liklerin dökümü çıkartılacak, alınacak kararlara insanlar ortak edilecektir.

HES yatırımlarında asla imtiyaz devri gibi yöntemler kullanılmayacaktır.

Katı yakıtların kullanıldığı termik santrallerin çevreye verdiği zararlar ortadadır. Bu sant-rallerle elektrik enerjisi üretilmeye devam edilecek ama çevreye zararlarının en aza indi-rilmesi için gerekli yatırımlar yapılacaktır.

Çok yüksek oranlara çıkan kayıp-kaçakların önlenmesi için gerekli yatırımlar bir an önce yapılacak, denetleme tedbirleri artırılacaktır.

Enerji tasarrufu konusunda halkın bilinçlendirilmesi için gerekli çalışmalar yapılacak, ısı yalıtımı desteklenecektir.

Ülkemizde enerji yetersiz olmasının yanında pahalıdır. Bunun için enerji fiyatları üzeride-ki vergi ve diğer kesintilerin gözden geçirilmesi yoluna gidilecektir.

Page 56: Has Parti Seçim Beyannamesi

Halkın Sesi Partisi

56 HAS Parti Seçim Beyannamesi 2011

Petrol ve doğal gazın rezervlerinin azalması ve fiyatlarının giderek yükselmesi, öte yan-dan su kaynaklarının da insanların kullanımına ayrılması tüm dünyayı nükleer enerjiye yöneltmiştir. Ancak risklerinin büyük olması insanları tereddütlere sevk etmektedir.

Bugün dünyada başta gelişmiş ülkeler olmak üzere birçok ülke enerji ihtiyaçlarının nük-leer santrallerle karşılıyor. Nükleer santrallerin tarihinin ise insan, hatta tüm canlıların varlığını tehdit eden kazalarla dolu olduğunu biliyoruz. En son Japonya’da deprem-den zarar gören FUKUŞİMA nükleer santralinden yayılan radyoaktif tehlike dünyanın büyük bir bölümünü hala tehdit etmektedir. Sadece kazalar değil nükleer santrallerin ürettikleri tehlikeli radyoaktif atıklar da canlı varlığı için tehdit oluşturmaya devam et-mektedir.

Has Parti insanı ve insanlığı öne alan bir siyasi partidir. Partimiz, insanlık için büyük bir tehdit olan nükleer santrallere karşıdır. Çünkü nükleer teknolojinin aslı barışçıl değil savaşçıldır. “Hata payı” kitlesel ölümler ve kalıcı hastalıklar olan bir teknoloji kabul edilemez. İktidarımızda Türkiye’de nükleer santral kurulmayacaktır.

Ayrıca, partimiz dünyadaki nükleer enerji karşıtları ile dayanışacak, nükleer santralle-rin kapatılması ve sayıları on binleri bulan nükleer silahların ortadan kaldırılması için çalışmalar yapacaktır.

ÇALIŞMA HAYATI POLİTİKALARIMIZ

İnsan Onuruna Yakışan Bir Çalışma Hayatı Kuracağız

Türkiye sosyal politikalarını yıllar içerisinde sınırlı kamu düzenlemelerine ve geleneksel kurumlara dayandırmıştır. Bu sınırlı ve yetersiz sosyal politikaların geliştirilmesi ve bu-nun değişen koşullarla uyumlu kılınması zorunludur.

Aile ve Sivil Toplum Merkezli Sosyal Politikalar

Sosyal politikaların geliştirilmesi ve uygulanmasında toplumsal mutabakat son derece önemlidir. Politikalar, ne kadar insan ve toplum merkezli olursa, bunların toplum tara-fından benimsenmesi o kadar kolay olur.

Bugün Türkiye’de 65 yaş ve yukarı nüfus % 7’lerle gelişmiş ülkelere göre çok düşüktür. Ayrıca yaşlı nüfus hala ayakta olan aile kurumu içinde kaldığı için devlet/toplum için bir sorun oluşturmamaktadır. Ancak yaşlı nüfusun giderek arttığı ve 2014 yılında % 14’e yük-seleceği, öte yandan da geleneksel aile yapısının da hızlı bir şekilde çözüldüğünü hesaba katmak zorundayız.

Toplumun Tamamını Kapsayan Sosyal Politikalar

Türkiye’de, bugüne kadarki süreç içerisinde, sosyal politika uygulamalarında tüm nüfus

Page 57: Has Parti Seçim Beyannamesi

Halkın Sesi Partisi

www.hasparti.org.tr 57

kapsam altına alınamamıştır. Özellikle kayıt dışında istihdam edilen büyük bir kesim, her türlü sosyal güvenceden uzak şekilde yaşamını sürdürmektedir. Yeşil kart ve benzeri uy-gulamalara rağmen sağlık hizmetlerine ulaşımda da ciddi sıkıntılar yaşanmaktadır.

Öte yandan sosyal yardımların, farklı kurumlar eliyle gerçekleştirilmesi, sistemi daha kar-maşık bir hale getirmektedir. Sosyal yardım ve hizmetlerden yaralananlara ilişkin sağlıklı veriler mevcut değildir. Bu hizmetleri sağlayan kurumlar arasında koordinasyon ve işbir-liğinin bulunmaması, kaynakların etkin kullanılamaması ve yardımların yetersiz kalması sonucunu doğurmaktadır.

Sosyal politikaların uygulanmasında çalışma hayatı ve sosyal güvenlik sisteminin ayrı bir yapılanma içinde örgütlenmesi büyük önem taşımaktadır. Bu sosyal güvenliğin etkinli-ğinin artırılması ve çalışma hayatının daha dinamik yapıda örgütlenmesi için gereklidir.

Has Parti’nin siyaset yapma amaçlarından biri de tüm toplumu içine alacak köklü ve kalıcı bir sosyal güvenlik sistemini kurmaktır. Bu ülkede yaşayan tek bir insanın bile kendisini açlık ve yoksulluk tehdidi altında hissetmeyeceği, gelecek endişesi yaşama-yacağı bir toplumsal ve ekonomik yapıyı hayata geçireceğiz.

Has Parti, halkın tercihlerine, tarihi ve sosyal birikimine, kimliğine, kültürüne göre şekil-lenen ve ortak doğrunun hayata geçirilmesinin aracı olan bir kamu ve farklılıkların ifadesi olan bir sivil toplumun inşasını, temel görevi olarak görmektedir.

Çalışma Hayatı ve Emeğin Mevcut Durumu

Modern sanayi toplumu, sosyal sınıfların, toplumsal üretimden güçleri oranında pay al-dıkları bir paylaşma sistemini öngörmektedir.

Bugün teknolojik, iktisadi, sosyal ve kültürel değişmelere bağlı olarak modern sanayi top-lumunun sınıfsal yapısında çok ciddi bir farklılaşmanın yaşandığını görmekteyiz. Bu du-rum ise yeni bir emek ve emek örgütleri anlayışını zorunlu kılmaktadır.

Bugünkü modern toplumda, sınıfsal yapıların nitelikleri de değişmektedir. Bu sürecin di-namiklerini kavrayamayan siyasi partiler ve emek örgütleri/sendikaların ayakta durma şansları yoktur.

Hiç kuşku yok ki, bu süreçte en büyük darbeyi yine emek ve emek örgütleri almıştır. Yani liberal politikalarla formatlanan küresel düzen, emeği yeniden metalaştırarak değersiz-leştirmektedir. Aynı şekilde değişen emeğin niteliği bahane edilerek emek örgütleri de anlamsızlaştırılmaktadır.

Talepkar ve tepkici bir gelenek içerisinden gelen ve kamu işyerlerinde doğup serpilmiş bir yapılanma olan Türkiye sendikacılığı, kurumsallaşma eksikliği ile maluldür. Toplu sözleşme sendikacılığı yapan sendikalar, toplumun genel sorunları ve siyasete ilgi göster-memektedir. Sendikalarda da tıpkı siyasi partilerde olduğu gibi lider ve sendika bü-rokrasisi egemendir, işçilerden kopukturlar.

Has Parti, emeğin, göçmen işçilik, kayıt dışı istihdam, taşeron işçiliği, sendikasızlaş-tırma gibi birçok araçla yeniden metalaştırılıp değersizleştirildiğinin farkındadır. Biz

Page 58: Has Parti Seçim Beyannamesi

Halkın Sesi Partisi

58 HAS Parti Seçim Beyannamesi 2011

emeği, en yüce insani değer olarak görüyoruz, o nedenle emeğin kazanımlarının ko-runması ve geliştirilmesini siyasetimizin temeline yerleştiriyoruz.

Has Parti, tam bir çürüme yaşayan ve sorun çözme yeteneğini kaybetmiş, hatta bizatihi kendisi sorun olmuş kurumları süratle tasfiye edecektir. Tüm alan ve kurumlarda olduğu gibi çalışma hayatı ve sosyal güvenlik alanında da etkin ve fonksiyonel bir yeniden yapı-lanma stratejisini izleyeceğiz.

Sosyal Politika İlkelerimiz

Çalışma hayatı iktisadi aklın insafına terk edilemez. Halkın iktidarında insan emeği bir meta olarak algılanmayacak, Has Parti hak merkezli bir çalışma ilişki-leri düzenini yaşama geçirecektir.

Çalışanın onurlu bir hayatı yaşayabilmek bakımından gerekli asgari ücreti kazana-bilmesi zorunludur; bu çerçevede asgari ücret, yoksulluk sınırının üzerinde belir-lenecektir.

Devlet çalışma hayatında kontrol edici ve dengeleyici bir rol üstlenecektir.

İş güvenliği ve sağlığı müzakere dışı tutularak gerekli yasal düzenlemelerle güven-ce altına alınacaktır.

İnsan emeğinin metalaştırılması olarak görülebilecek ve bir emek sömürüsü biçimi olarak kabul edilmesi gereken taşeronlaşmaya müsaade edilmeyecektir.

Esnekleşme ve kuralsız çalıştırmanın yaygın bir çalışma biçimi haline getirilmesine izin verilmeyecektir.

İş sahibi olmak, insanın maddi ve manevi varlığını geliştirmesi ve onurlu bir hayat sürdürebilmesi için zorunludur. Has Parti, istihdam imkânlarını arttırmak için tüm tedbirleri alacaktır; gerekirse kamu yatırımları yolu ile iş ortamları oluştu-rulacaktır.

Piyasalar, yerli tekeller ve küresel şirketlerin insafına bırakılmayacak, spekülatif hareketlere izin verilmeyecektir.

Çalışma Hayatında Yapacağımız Somut Değişiklikler:

Taşeron/ alt işveren uygulamasına son verilecektir.

657 sayılı Devlet Memurları Kanunu’nun 4-b ve 4-c statüsü ile 4924 sayılı Kanun’a tabi sözleşmeli personel statüleri aynı işi yapan insanlar arasında bü-yük haksızlıklara neden olmaktadır. Bu uygulamalara son verilecektir.

İş güvencesine ilişkin İş Kanunu’nun ilgili hükmü değiştirilerek, işçiye işe iade ya da tazminat talebi arasında bir tercih yapma şansı verilecektir.

Çalışma hayatının denetiminin tek bir merkezden ve sağlıklı bir şekilde yapılması

Page 59: Has Parti Seçim Beyannamesi

Halkın Sesi Partisi

www.hasparti.org.tr 59

için gerekli tedbirler alınacaktır.

İş sağlığı ve güvenliği kurulu ile işyeri hekimliği güçlendirilecek, bağımsız ve katı-lımcı bir esasta yeniden yapılandırılacaktır.

Tüm çalışanlar İş Kanunu kapsamına alınacaktır.

Ekonomik/Sosyal Konsey etkin bir şekilde çalışmamaktadır. Ekonomik / Sosyal Konsey, işçi ve işveren kuruluşlarının ağırlıklı yer alacağı, meslek birliklerinin ta-mamının katılacağı, hükümetten bağımsız bir teşkilatlanma yapısına sahip fonksi-yonel ve güçlü bir Ekonomik/Sosyal Konsey oluşturulacaktır.

Emek Örgütleri Alanında Yapacağımız Somut Değişiklikler

İşçilerde işkolu sendikacılığı, memurlarda hizmet kolu sendikacılığı korunarak güç-lendirilecek, işyeri ve meslek sendikacılığı taleplerine itibar edilmeyecektir.

Başta işyeri sendika temsilcisinin güvencesi olmak üzere sendikal güvenceler güçlendiri-lecektir. Sendikaların, örgütlendikleri işyerinde temsilci atamalarının önü açılacaktır.

Sendikalar Kanunu; yasaklara ve vesayet yapısına son verecek şekilde ve özgürlükçü bir anlayışla değiştirilecektir.

Ekonomik kaynakların neredeyse bütünü genel merkezler tarafından kullanıldığı, taşra teşkilatlarının merkeze karşı kendilerini savunamaz durumda kaldıkları sendikal sistem değiştirilecektir. Merkezin yetkilerinin bir kısmının şube yönetimi, baş temsilcilik, temsil-cilik hiyerarşisi içerisinde taşra teşkilatlarına aktarıldığı yarı merkezi-yarı âdem-i merke-ziyetçi bir sendikacılık anlayışı benimsenecektir.

Sendikalar için % 10 olarak konulan işkolu barajları makul bir düzeye çekilecektir. Buna esas olacak kayıtlar için de Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı içerisinde daha güveni-lir bir birim oluşturulacaktır.

Toplu sözleşme yetkisi sosyal tarafların başvurusu halinde referandum yoluyla tespit edilebilecektir.

Sendika içi demokrasinin gerçek anlamda hayata geçirilmesi bakımından işyerinden baş-layarak genel kurullara kadar yapılan bütün seçimler yargı denetiminde gerçekleştirilme-si için gerekli olan düzenlemeler yapılacaktır.

Sendikalar, özellikle memur sendikaları, siyasal iktidarlara karşı daha fazla güvencelere sahip hale getirilecektir.

Menfaat grevi yanı sıra hak grevinin de sendikal mevzuatımızda yer alması sağlana-caktır.

Avrupa Sosyal Şartı’nın; adil ücret hakkını düzenleyen 4. maddesine, sendikal örgütlen-me hakkını düzenleyen 5. maddesine ve toplu sözleşmeyle grev haklarını düzenleyen 6. maddesine çekinceler konulmuştur. Bu çekinceler kaldırılarak bu başlıklarla ilgili iç hu-kuk düzenlemeleri hayata geçirilecektir.

Kamu görevlileri sendika hakkının vazgeçilmez unsuru olan grev hakkına halen sahip de-

Page 60: Has Parti Seçim Beyannamesi

Halkın Sesi Partisi

60 HAS Parti Seçim Beyannamesi 2011

ğildir. Bu olumsuzluğun giderilmesi amacıyla, grev hakkına ilişkin Anayasal düzenleme ivedilikle yapılacaktır.

4688 sayılı Kamu Görevlileri Sendikaları Kanunu’nun mevcut hükümlerinde, görev yap-tığı kurum ve/veya görev unvanı nedeniyle sendika kurması veya sendika üyesi olması yasaklanan kamu görevlilerinin sayısı oldukça fazladır. Sendika üyesi olması yasaklanan TBMM Genel Sekreterliği, MGK çalışanları, Emniyet hizmetlerinde ve Silahlı Kuvvetler bünyesinde görev yapan sivil personel, 100 veya daha fazla kamu görevlisinin görev yap-tığı kamu işyerlerinin amirleri ve yardımcıları, özel koruma ve güvenlik personeli, ceza infaz kurumlarında görevli personel ve benzer diğer kamu görevlilerinin sendikalara üye olma yasağı kaldırılacaktır.

Özelleştirme ve taşeronlaşma yanında özellikle son yıllarda temel istihdam şekli gibi uy-gulanmakta olan sözleşmeli ve geçici personel uygulamaları, iş güvencesi, ücrette adalet, kamu hizmetlerinin kurumsallaşması gibi temel ilke ve değerleri tehdit hale gelmiştir. Kamuda sözleşmeli personel uygulaması kaldırılacak, geçici personel uygulamaları kurallara bağlanacaktır.

Kamuda kariyer ve liyakate dayalı bir düzen mutlaka kurulacaktır. Ayırımcı bir anlayışla kamu görevlisine makam ve mevki bahşetmek anlayışı terk edilerek, emaneti ehline ver-me anlayışı hayata geçirilecektir

Eşit ve işe eşit ücret verilmesi sağlanacaktır. Kamu hizmetinin sunumunda görev alan-ların, sadece ücret açısından değil, iş yükü açısından da eşit durumda olacağı bir sistem oluşturulacaktır.

Maaşlarından ve ücretlerinden sosyal güvenlik ve genel sağlık sigortası primi kesintisi yapılan çalışanlardan tedavi katılım payı alınmasına son verilecektir. Ayrıca Sosyal Gü-venlik Kurumu tarafından karşılanan tedavi, ilaç, ortez ve protezlerin kapsamı genişleti-lecektir.

Anne ve eş gibi ikame edilemez sıfatları da üzerlerinde taşıyan çalışan kadınların çalışma şartları, çalışma saat ve süreleri, izin süreleri, mali ve özlük hakları, emeklilik yaşı, kariyer ve liyakat değerlendirmeler bakımından bu durumlarına münhasır özel hükümlere tabi olmaları sağlanacaktır.

Toplu iş sözleşmesi görüşme süreleri kısaltılacaktır.

Grev oylamasına sadece sendika üyesi işçilerin katılması sağlanacaktır.

Grev ertelemesinin, Bakanlar Kurulu kararı ile değil yargı kararı ile olması sağlana-caktır.

Grev yasakları kaldırılarak, yasağın olduğu işler yargı kararına bırakılacaktır.

Has Parti, sendikalara siyaset yasağını kaldıracaktır.

İşverenlerin sermayelerini siyasette kullanabilmelerinin önünde bir engel olmadığı düşü-nüldüğünde, sendikal mücadelede iktisadi kaynakların siyasi faaliyetlerde kullanılabil-mesinin çok tabii bir tasarruf olduğu açıktır. Sendikalar siyasi partilere bağış yapabilecek, sendikacılar siyasi partilerde her kademede görev alabilecektir.

Memur sendikalarına, her hizmet kolu için ayrı ayrı olmak üzere, hizmet kolunun yetkili

Page 61: Has Parti Seçim Beyannamesi

Halkın Sesi Partisi

www.hasparti.org.tr 61

sendikası ile kamu işvereni arasında “hizmet kolu toplu sözleşmesi” yapma imkânı geti-rilecektir. Hizmet kolu yönüyle ayırım olmaksızın kamu görevlilerinin tamamının yarar-landığı hususlarda bağlı sendikalarının üye sayısı itibarıyla en çok üyeye sahip kamu gö-revlileri sendikaları konfederasyonu ile kamu işvereni arasında “kamu görevlileri toplu sözleşmesi” yapılması sağlanacaktır.

Sosyal Güvenlik Sisteminde Yapacağımız Değişiklikler

İşsizlik sigortasından yararlanma şartları genişletilecek, sağladığı güvenceler arttırılacak-tır.

Çalışma hakkı, her vatandaşın yaşam hakkının ayrılmaz bir parçasıdır. Çalışmak iste-yen vatandaşların çalışma imkânından mahrum bırakılması yaşama hakkına kastet-mekle aynıdır. Bu nedenle, işsizlik hiçbir gerekçe ile meşru görülemez ve gösterile-mez. Kendi beceri ve arzuları doğrultusunda çalışmak isteyenlere istihdam sağlanması devletin görevidir ve özel sektörde iş bulamayanlara devlet kamu kesiminde görev ver-mekle yükümlüdür.

Çalışmak isteyen her vatandaşa, çalışma fırsatı sağlanıncaya kadar, devlet her bir ay için asgari ücretten az olmamak koşuluyla tazminat ödeyecektir.

Sosyal yardımların takip edildiği ortak bir elektronik veri tabanı kurulacak, bu şekilde sosyal güvenlik harcamaları kontrol altında tutulacaktır.

Sosyal yardımların yanı sıra mikro kredi sistemi geliştirilip yaygınlaştırılacaktır.

Mevsimlik işçilerin sosyal güvenlik ve diğer sosyal hakları geliştirilecektir Mevsimlik işçilerin çalıştığı dönemde ödedikleri primler, iş sözleşmesinin askıda olduğu süreler de dikkate alınarak bütün bir yıl ödenmiş sayılacak; bu işçilere özel ücretli izin ve iste-ğe bağlı diğer sosyal haklar sağlanacaktır.

İşsizlik sigortası fonu Sosyal Güvenlik Kurumuna devredilecek, bu fonda biriken parala-rın başka amaçlarla kullanılması engellenecektir.

Sosyal yardım hizmetleri Sosyal Güvenlik Kurumu çatısı altında toplanacaktır.

SSK, Emekli Sandığı ve Bağ-Kur emeklileri arasında norm birliği sağlanacak, intibaklar gerçekleştirilecektir.

ENGELLİLER POLİTİKAMIZ: ENGELLERİ KALDIRACAĞIZ

Has Parti, fiziksel ve psikolojik durumu sağlıklı insan standardının altında olan tüm fert-lerin gündelik hayatını idamesindeki engellerin kaldırılması ve hayata intibaktaki ekono-mik, sosyal, eğitim, ulaşım ve sağlıkla ilgili ihtiyaçların, yoksulluk sınırı altında olmamak kaydıyla karşılamayı temel varoluş nedeni olarak görür, kurum, kuruluş veya hiçbir bi-reyin vicdanına terk etmez.

Has Parti, özelde engelli, genelde tüm yurttaşlarına karşı görevlerini “hak” ve “adalet”

Page 62: Has Parti Seçim Beyannamesi

Halkın Sesi Partisi

62 HAS Parti Seçim Beyannamesi 2011

kavramlarıyla yerine getirir. Hak ve adalet kavramları yerine, bireysel erdemlere ait “yardım”, “şefkat”, “iane” gibi kavramları kullanmaz. Has Parti, engellilere yönelik hukuki düzenlemeler ve yasa tekliflerinin görüşülmesi için bir “engelliler meclisi” ku-racaktır.

Türkiye’de engelli engelsiz ayrımı, Sağlık Bakanlığı kriterlerine göre fiziksel ve zihinsel yetilerinin en az % 40’ını kaybetmiş kimseler olarak tanımlanmaktadır. Türkiye Özürlülük Araştırması’ndaki örnekleme sistemi ile tahmin edilen engelliler sayısı 8 -12 milyondur.

Has Parti öncelikle Özürlüler İdaresi Başkanlığı’nı yeniden düzenleyecek, özürlü kuru-luşlarını etkin olduğu bir yapıya kavuşturacaktır.

Engellilerin Ekonomik Sorunlarına Çözümlerimiz:

Türkiye’deki engellilerin temel sorunları maruz kaldıkları ayrımcılık temelinde, ekono-mik, sağlık, ulaşım, imar ve eğitim alanlarında yoğunlaşmaktadır.

Türkiye’deki engellilerin mevcut ulaşım ve imar sorunlarından dolayı, serbest olarak eko-nomik hayata katılmaları oldukça zordur.

Türkiye’de engelliler ekonomik hayatlarını daha çok ücretli sisteme katılarak sürdürmek-tedirler. Ama bu katılım oranı toplam engelli sayısına oranla çok düşüktür ve engellilere ödenen ücret de asgari geçim standardının çok altındadır.

Engellilerin genellikle asgari ücretle niteliksiz alanlarda istihdam edilmesi, devletin mec-buri % 4’lük istihdam yasasından kaynaklanmaktadır. Son yıllarda bu yasaya rağmen binlerce kontenjan boş tutulmaktadır. İşverenlerin gerekli cezayı ödemelerine rağmen is-tihdam etmedikleri ve ya asgari ücret ödeyip engellinin işyerine gelmesini istemedikleri görülmektedir. Bugün Türkiye’de engellilerin iş gücüne katılım oranı % 21,7’dir. Diğer bir deyimle 5 kişiden biri ancak istihdam edilebilmektedir. Bu oran, erkeklerde % 32,7, kadınlarda ise % 6,7’dir.

Has Parti iktidarında; Belli bir takvimle şehirlerin ve binaların engellilerin gündelik yaşa-ma katılmalarını sağlayacak şekilde düzenlenmesi için gerekli tedbirleri alınacaktır.

İstihdamda engellileri dışlayıcı ayrımcılık yapılması suç sayılacak ve bunun için cay-dırıcı cezai yaptırımlar getirilecektir. Kontenjan istihdamında verilecek olan ücret yok-sulluk sınırı altına düşmeyecektir.

Kota sistemi korunacak, bu kotaların doldurulması için gerekli denetimler yapılacaktır.

Kota sistemine ek olarak, sıradan personel alımları engellilere açık olacak, iş tanımına ve mesleki kalifikasyona göre işe alımlar yapılarak engellilere yeni imkânlar sağlanacaktır, bu şekilde engelliler, engelli kadrolarına mahkûm edilmeyecektir. Engellilerin eğitimini aldıkları, kalifiye oldukları mesleklerde/kadrolarda çalışmalarına mani olmak suç sayı-lacaktır.

Engellilerin özel yeteneklerinin geliştirilmesiyle beden işçiliği ve santral memurluğu gibi düşük ücretli alanlar dışında da istihdam kapıları açılacak, devlet çalışanları için özel bir gerekliliğin bulunmadığı alanlarda sağlık durumu şartı aranmayacaktır.

Page 63: Has Parti Seçim Beyannamesi

Halkın Sesi Partisi

www.hasparti.org.tr 63

Kendi işini kuran engellilere borç ve kredi gibi ekonomik katkılar devlet güvencesi ile verilecektir.

Has Parti iktidarında devlet, engellilerin mümkün olduğunca genel hayat içerisinde is-tihdam edilmesine öncelik verilecektir. Çalışamaz durumdaki engelliler de, yoksulluk sınırı altında olmamak kaydıyla maaşa bağlanacaktır.

Engellilerin Sağlık Sorunlarına Çözümlerimiz:

Engellilerin % 47,5 sosyal güvenlik kapsamındadır, geri kalanın önemli bir kısmı da “yeşil kart” kapsamından sağlık hizmetlerinden yararlanmaktadır. Yeşil kart sistemi ek sağlık sorunları ile karşı karşıya kalan engelliler için yetersizdir. Yeşil kart sistemi, sadece has-tane ve ilaç bedellerini ödemekte, bölge ve üniversite hastanelerine sevk ve protezlerin karşılanması konusunda önemli sıkıntılar yaşanmaktadır. Aynı şekilde ağır ve süreğen hastalığı olanlar ile aynı aileden birkaç engelli hastanın bulunduğu durumlarda bu sis-temler yetersiz kalmaktadır.

Has Parti iktidarında; devlet SGK kapsamı dışında olan engelli yurttaşların tüm sağlık giderlerini hiçbir koşul öne sürmeksizin üstlenecektir. SGK sistemi içinde olan engellilere de özel durumları dikkate alınarak, gerekli ayrıcalıklar tanınacaktır.

Engellilerin Ulaşım Sorunlarına Çözümlerimiz:

Has Parti iktidarında; engellilerin ulaşımını kolaylaştırmak için aşağıdaki tedbirler alına-caktır:

Toplu taşıma vasıtalarının tamamının engellilerin rahatça binebilecekleri yapıda olması zorunlu kılınacaktır. Engellilere belediyeler tarafında verilen ücretsiz seyahat kartı tüm şehirlerde geçerli olacaktır.

Engellilerin kullandığı özel araçlarda vergiler sıfırlanacak, araç temini için engellilere sıfır faizli krediler temin edilecektir. Ayrıca durumu uygun olmayan engellilere özel araç temini için sosyal güvenlik bütçesinden pay ayrılacaktır. Aynı uygulamalar akülü sandalyeler için de geçerli olacaktır.

Kentlerdeki cadde ve sokaklar ile kaldırımlar, kısa mesafeler için engelli bireyin sosyal hayata katılmasını sağlayan tekerlekli sandalyelere uygun hale getirilecek, isteyen her en-gelliye ücretsiz tekerlekli sandalye verilecektir.

Engellilerin Eğitim Sorunlarına Çözümlerimiz:

Türkiye’deki engellilerin % 36,4’ü okuma yazma bilmemektedir. Engellilerin ancak % 7’si lise, % 2,5’i üniversite okuyabilmektedir. Engellilerin eğitimi sorunlarının çözülmesi ha-yatı önemi haizdir.

Page 64: Has Parti Seçim Beyannamesi

Halkın Sesi Partisi

64 HAS Parti Seçim Beyannamesi 2011

Has Parti iktidarında; Okulların fiziki koşulları, öğretmenlerin eğitimi ve araç gereçler uygun hale getirilerek tüm engellilere diğer çocuklarla birlikte eksiksiz eğitim olanağı sağlanacaktır. Her engelli yaşadığı yerde okuluna devam edebilecektir. Devlet, özel eğitime ihtiyaç duyan engellilere gerekli imkânları hazırlayacaktır.

Engelliler için mesleki eğitim ve meslek içi eğitim olanakları artırılacaktır.

Engellilerin İmarla İlgili Sorunlarına Çözümlerimiz:

Has Parti iktidarında; imar alanında şu tedbirler alınacaktır:

Öncelikle imarla ilgili mevzuat şehirler ve binaların engellilerin yaşamına uygun hale ge-tirilmesini sağlayacak değişiklikler yapılacaktır.

Belediyelerde engelliler adına engelli görevliler her türlü imar faaliyetlerini proje aşa-masındayken kontrol edecek ve onaylayacaktır. İmar yönetmeliğindeki engellilerle ilgili standartları yerine getirmeyen projeler kesinlikle ruhsatlandırılmayacaktır. Bu konuda ih-malde bulunan belediye, kurum ve şahıslara ağır cezai müeyyideler getirilecektir.

Mevcut binaların engellilerin yaşamına engel olan durumlarının düzeltilmesi için ge-rekli tedbirle alınacak, engelli kişilere mekân değişikliği, tamir, taşınma ve ya uygun mekân edinme gibi ihtiyaçlarında devlet ekonomik ve sosyal yardımda bulunacaktır.

ÖZGÜRLEŞTİREN BİR EĞİTİM SİSTEMİ KURACAĞIZ

Has Parti, insanın yaratıcı muhayyilesi ve özgürlük fikri ile insanî değerleri geliştiren, toplumsal çeşitliliğe ve zenginliğe katkı yapacak bir eğitim sisteminden yanadır. Eğitim sisteminden medeniyetin değerlerine bağlı, tasavvuru olan, sorunları ve dünyayı bilen, düşünme ve akletmeyi becerebilen, problem çözebilen, yeniliklere/değişime açık, sorum-luluk duygusu ve toplumsal duyarlılık sahibi, bilim ve teknoloji üretimine yatkın, giri-şimci, demokrat, kültürlü, inançlı, ahlaki, manevi değerleri güçlü, iletişim becerileri olan, Türkçeyi iyi kullanabilen, ekip çalışmasına yatkın, özgüveni olan ve kendini ifade edebi-len gençler yetiştirmesini bekliyoruz.

Türkiye’deki eğitimin mevcut/geleneksel yapısı, insana toplumun ihtiyaç duyduğu de-ğerler ve yetenekleri kazandırmanın çok uzağındadır.

Dönemsel ve kısmi değişiklikler, sistemi yapboza dönüştüren, halkın ve eğitim sistemini oluşturan unsurların güvenini kaybeden uygulamalardır ve yetersiz kalmaktadır.

Eğitimi özgürleştirmek için uygulayacağımız politikalar;

Has Parti özgürleştiren bir eğitim için sistemin tamamen değiştirilmesini planlamaktadır.

Bu amaçla;

Page 65: Has Parti Seçim Beyannamesi

Halkın Sesi Partisi

www.hasparti.org.tr 65

Eğitim reformunun hayata geçirilmesi için bilimsel altyapı çalışmaları derhal başlatılacak-tır.

Eğitim reformu hazırlanırken sistemin tüm unsurlarının aktif katılımı sağlanacaktır.

Eğitim şuraları göstermelik olmaktan çıkartılacaktır. İşin başında sık aralıklarla toplana-cak eğitim şuralarında yapılacak eğitim reformunun parametreleri tespit edilecektir.

Öğretmen yetkinliği/etkinliğinin artırılması için öğretmen yetiştirme programları gözden geçirilecektir.

Öğretmenlerin işe alınmalarında mevcut KPSS’den vazgeçilecek, mesleki yeterliliği ölçecek sınav sistemi getirilecektir.

Öğretmenin eğitime odaklanmasını sağlayacak tedbirler alınacak, eleştirel düşünme be-cerisi kazandıran, öğrenmeyi öğreten, bilgi aktaran değil rehberlik eden öğretmenlik öne çıkarılacaktır.

Öğretmenlerin, kendilerini bireylerin ve toplumun geleceğinin inşasında stratejik bir gö-rev ve rol alan bireyler olarak algılamaları için eğitim programları yapılacak.

Sözleşmeli ve ücretli öğretmenlik sistemi kaldırılacak, bu şekilde çalıştırılan öğretmenler kadroya geçirilecektir. Atama bekleyen öğretmenlerin atamaları derhal yapılacaktır.

Öğretmen maaşları öğretmenin yaptığı mesleğe uygun, örnek bir insan olabilecek imkânları sağlayacak şekilde arttırılacaktır.

Okul öncesi eğitime özel bir önem verilecektir. Bu amaçla öğretmen yetiştirmekten derslik ve araç-gereç ihtiyacının karşılanmasına kadar tüm eksiklikler giderilecektir

İlköğretimde beşinci yıldan sonra çocukların yetenekleri ve velilerin talepleri doğrultu-sunda değişik programlara yönlendirilmesi mümkün kılınacaktır.

Zorunlu eğitim ve öğretim 5+3 şeklinde kademeli olacaktır.

Zorunlu eğitimin ikinci ve üçüncü kademesi mesleki ve teknik eğitime geçişi kolaylaştı-racak şekilde programlanacak, yüksek öğretime geçişte fırsat eşitliği ilkesi esas olacaktır.

Mesleki ve teknik eğitim ile çıraklık eğitimi ve meslek edindirme kursları geliştirilecektir.

Ölçme, değerlendirme ve sınav sistemleri değiştirilecektir. Başarısızlığı değil, analitik ve eleştirel düşünme, farklı ve kendine özgü özel durumlar oluşturma, izlenecek alternatif yollar geliştirme vb. yetenekleri ölçen yeni değerlendirme sistemleri geliştirilecektir

Dershane sistemine son verilecek, mevcut dershanelerin okullara dönüştürülmesi teş-vik edilecektir.

Her düzeyde eğitim devletin güvencesi altına alınacak ve eğitim devlet okullarında kesin-likle bedelsiz sunulan bir kamu hizmeti olacaktır.

Her düzeyde öğrenci için kaliteli ve yeteri kadar yurt yapılacaktır.

Anadille eğitimin önündeki engeller kaldırılacak, gerekli hazırlıklar yapıldıktan sonra devlet okullarında da anadil eğitimine başlanacaktır.

Din eğitimi önündeki engeller kaldırılacak, herkesin inandığı dini öğrenmesi ve çocukla-

Page 66: Has Parti Seçim Beyannamesi

Halkın Sesi Partisi

66 HAS Parti Seçim Beyannamesi 2011

rına öğretmesi için gerekli alt yapı hazırlanacaktır.

Sivil toplum, çocuklar için böyle bir ortam hazırlayana kadar ilk ve orta öğrenimde seçme-li ders olarak “Din Dersi” konulacaktır.

“Din Kültürü” dersi diğer tüm dinler hakkında genel bilgi sahibi olmayı sağlayacak şekil-de müfredatı değiştirilerek zorunlu ders olarak okutulmaya devam edilecektir.

Kur’an kursları için uygulanan yaş sınırlaması kaldırılacaktır.

Üniversite harçları kaldırılacaktır.

YÖK kaldırılacaktır.

YÖK yerine yüksek öğretim konusunda devlete düşen görevleri ve üniversiteler ara-sındaki koordinasyonu sağlamak üzere, üyeleri Denetim Meclisi tarafından seçilen bir üst kurul oluşturulacaktır.

Üniversite rektörleri, üniversite öğretim üyeleri, araştırma görevlileri ve öğrenci temsilci-leri tarafından seçimle belirlenecektir.

Üniversitelerin uygulayacakları kurallar, seçimle oluşturulan “üniversite konseyleri” ta-rafından konulacak, uygulamalar yine seçimle gelen üniversite yönetim kurulları tarafın-dan yapılacaktır.

Üniversite Konseyleri ve yönetim kurullarında araştırma görevlisi ve öğrenci temsilcileri de bulunacaktır.

Fakülte dekanı ve bölüm başkanlarının atamaları üniversite konseyleri tarafından yapıla-caktır.

Askerlik hizmeti, gençlerin geleceklerini planlarken karşılaştıkları önemli sorunlar-dan biridir. Biz askerliğin zorunlu olmasına karşı değiliz. Ancak süre çok uzundur. Has Parti iktidarında orduda gelişmiş teknoloji ve uzmanlaşmayı esas alacağız. Asker-lik hizmeti herkes için 3 ay olacaktır. Kamuda ya da özel sektörde çalışanlar ücretsiz izinli sayılacaklardır. İsteyene ailelerinin geçimini sağlamak üzere faizsiz kredi temin edilecektir.

KADIN, ÇOCUK VE AİLE POLİTİKALARIMIZ Has Parti, aileyi sağlıklı bir toplumun temeli olarak görmekte ve korunması için gerekli tedbirleri almayı taahhüt etmektedir. Ailenin korunması ve güçlendirilmesi için ilk yapıl-ması gereken ailenin temel ihtiyaçlarını temin edebilecek bir gelir düzeyine sahip olma-sıdır.

Has Parti’nin kadın, çocuk ve ailenin desteklenmesi bağlamında şu tedbirleri alacaktır:

Ana ve çocuk sağlığı merkezleri bünyesinde evlilik danışmanlığı merkezleri kuru-lacak ve yaygınlaştırılacaktır.

Evlenmeyi kolaylaştırıcı ve teşvik edici tedbirler çerçevesinde yeni evlenenlere ekonomik (yardım ve sıfır faizli kredi gibi) kolaylıklar sağlayacaktır.

Page 67: Has Parti Seçim Beyannamesi

Halkın Sesi Partisi

www.hasparti.org.tr 67

Çalışan annelerin çocukları için yeteri kadar kreş açılması için ilgili kuruluşlar des-teklenecektir.

Şiddet gören kadınlar için gerekli yasal ve kurumsal tedbirler alınacak, kadına yönelik şiddete asla müsaade edilmeyecektir.

Bugün Türkiye’de kadınlara karşı yapılan ayrımcılıkların en başında tercih ettikleri yaşam tarzı ve kıyafetlerinden dolayı eğitim ve çalışma haklarından mahrum edil-meleri gelmektedir. Has Parti iktidarında hiç kimse başörtüsü ya da tercih ettiği başka bir kıyafet dolayısıyla eğitim ve çalışma hakkından mahrum edilmeyecektir.

Ev kadınlarının ev-içi emeği, kırsal kesimlerde çalışan kadınlarımızın da aile-içi emeği “çalışma” olarak kabul edilerek bu kadınlar sosyal güvenlik kapsamı-na alınacak emeklilik haklarına kavuşturulacaktır.

Kendi işini kuran kadınlara ek destekler verilecektir.

Kadın iş gücünün düşük ücretle çalıştırılması ve kayıt dışına çıkarılması önle-necektir.

Kadın, çocuk ve ailenin korunması çerçevesinde mahallenin korunmasını hayati önemde görüyoruz. Bu çerçevede kentsel dönüşüm adı altında şehirlerimizdeki geleneksel mahallelerin yok edilmesine izin verilmeyeceği gibi yeni yerleşim yer-lerinin ruhsuz ve kişiliksiz bloklar yerine geleneksel mahalleye uygun bir şekilde planlanması sağlanacaktır.

Türkiye hala sokak çocukları olgusu ile karşı karşıyadır. Hiç kuşku yok ki bunun en başta gelen sebebi yoksulluktur. Has Parti, çocuk yoksulluğu ile mücadeleyi hak temelli bir sosyal devlet yaklaşımı olarak görmektedir. Çocuğun ağır iş koşulları, sokak ile tanışıp kendi çocukluğu ve içinde yaşadığı toplum ile bağlarını koparma-sına izin vermeden çocuk odaklı sosyal politikalar geliştirilecektir.

Ucuz iş gücü amacıyla çocuk emeğinin istismarı önlenecektir.

Risk altındaki çocuklar (sokak çocukları, suça itilen çocuklar ve her türlü istismara maruz kalan çocuklar) özel olarak izlenecek, gerekli rehabilitasyon ve rehberlik hizmetleri verilecektir.

Engelli çocukların eğitimi yaygınlaştırılacak, engelli çocuğun mutlaka aile için-de kalması ve toplumsal yaşantıdan kopmaması için ailelere rehberlik ve destek hizmetleri verilecektir.

Zorunlu göçe maruz kalmış, yoksulluk nedeni ile köyden kente göç etmiş çocukla-rın yeni yaşamlarına uyum sağlamaları için telafi eğitimleri verilecektir.

Genç kızların “evde çocuk bakımı ve eğitimi” kurslarına katılmaları sağlanarak, çocuk bakım ve eğitimi için gerekli alt yapı sağlanacaktır.

“Eş seçimi”, “Aile içi iletişim”, “Karı koca arasında sorun çözme” konusunda evli-lik adaylarını bilinçlendirme ve eğitme amacıyla “evlilik okulları” açılacaktır.

Çocuğun gelişim özelliklerini ailelere tanıtmak ve onlarla sağlıklı iletişim kurma becerileri kazandırmak üzere “ana-baba okulları” açılacaktır.

Page 68: Has Parti Seçim Beyannamesi

Halkın Sesi Partisi

68 HAS Parti Seçim Beyannamesi 2011

Sosyal Hizmetler ve Çocuk Esirgeme Kurumu’nun yapısı değiştirilerek, çocuklar “Çocuk Bakım Yurtları” ve “Çocuk Yetiştirme Yurtları” yerine farklı yaştaki çocuk-lar, bakıcı annelerin gözetiminde, sıcak aile ortamlarında eğitileceklerdir. 18 yaşın-daki gençlerin kurum dışına bırakılması yerine 20 yaşına kadar meslek edindirme kurslarına gitmeleri ve iş sahibi olmaları sağlanacak, ancak işe başladıktan sonra kurumla ilişkileri kesilecektir.

Suça itilmiş çocuklar konusu yeniden değerlendirilerek Çocuk Mahkemeleri Yasası yeniden düzenlenecektir. Bu konuda “önleyicilik” ve “yeniden eğitim”e önem verilecek, çocuğu suça iten nedenleri belirleyerek suçlu çocuklarımızın topluma kazandırılmaları sağlanacaktır.

Yaşlılara Yönelik Çözümlerimiz:

Türkiye’de 7,3 milyon yaşlı var. Yani nüfusumuzun % 10,3’ünü yaşlılar meydana getiri-yor. Yaşlıların % 33’ünün sosyal güvencesi yok, % 30’u kronik hastadır.

Sosyal yapının değişmesi yaşlıları aileden mahrum etmeye başlamıştır. Ailenin desteklen-mesi yaşlı sorunlarının azaltılması için de elzemdir. Has Parti yaşlı bireylere sahip ücret-lilere ek bir ödeme yapacaktır.

Sadece ağır özürlülere (kendi öz bakımını yapamayan) verilen bakım parası, “bakım” kavramının muhtevası genişletilerek yalnız yaşayan yaşlılara da teşmil edilecektir.

SAĞLIK POLİTİKALARIMIZ

Kaliteli ve Kolay Ulaşılabilir Hizmet Sunan Bir Sağlık Sistemi KuracağızAk Parti’nin Sağlık Reformu: Hastaneler İşletme - Hastalar Müşteri’ye dönüşmüştür. Sağlık Bakanlığı’nın Dünya Bankası uzmanları ile birlikte hazırladığı “Sağlıkta Dönüşüm Programı” Haziran 2003’te yürürlüğe girdi. Bu programın en belirgin cümlesi, “Hizmet-lerin sunumunda karar verme, gelir elde etme ve harcama yapma yetki ve sorumlulukla-rının, idari ve mali açıdan özerk kamu hastanelerine aktarılması” şeklinde olan cümledir. Sağlıkta Dönüşüm Programı çerçevesinde “Aile Hekimliği Sistemi”ne devredilen birinci basamak hizmetler dâhil tüm sağlık hizmetleri “işletme”lere dönüştürülerek piyasanın konusu haline getirilmiştir. Kamu hastanelerinde neredeyse tüm hizmetler taşerona dev-redilerek özelleştirilmiştir. Bu sürecin sonucu; sağlık hizmetlerinin tamamen serbest piya-sa koşularına terk edilmesi olacaktır.

Sistemin en büyük sorunu, birinci basamak sağlık hizmetleri, sevk zincirleri ve koruyu-cu hekimlik hizmetlerinde çıkmaktadır. Birinci basamak sağlık hizmetleri yerine kurulan aile hekimliği uygulaması tam bir kargaşa ve çıkmaz içindedir. O nedenle sevk zinciri bir türlü oluşturulamamaktadır. Koruyucu sağlık hizmetlerini yürütmekle görevli Top-lum Sağlığı Merkezleri ise, verilen düşük ücret ve çalışma koşulları nedeniyle genellikle iktidara muhalif hekimlerin sürüldüğü veya emekliliği yaklaşmış hekimlerin toplandığı

Page 69: Has Parti Seçim Beyannamesi

Halkın Sesi Partisi

www.hasparti.org.tr 69

merkezler haline gelmiştir. O nedenler bu merkezler, okul sağlığı, çevre sağlığı, su sağlığı gibi temel koruyu sağlık hizmetleri ciddi bir şekilde aksamaktadır.

“Sağlıkta dönüşüm” çerçevesinde yapılan uygulamalar, yalnızca hekimleri ve sağlık personeli için çalışma hayatını çekilmez hale getirmekle kalmıyor, kaliteli ve ulaşıla-bilir sağlık hizmetleri amacına da ters düşüyor.

İlaç fiyatlarındaki düşüşe inat sağlık harcamaları artıyor. Tetkik ve ilaç israfı muazzam boyutlara ulaşmıştır. İlaç kullanma oranı eskiden yerli ilaç % 70, ithal ilaç % 30 şeklindey-ken şimdi tam tersine dönmüş durumdadır. Yazılan reçeteler geçmişe kıyasla onlarca kat artarken, yerli ilaç oranının düşmesi sağlıkta sürekli dışarıya kaynak aktarılmasına neden olmuştur.

Gelişigüzel alınan tıbbi cihazlar ülkemizi tıbbi cihaz çöplüğüne dönüştürmüş vaziyette-dir. Çoğu Avrupa ülkesinden daha fazla tıbbi cihaz ülkemizde atıl bir şekilde çürümeye terk edilmiştir.

Kamu ve üniversite hastanelerinde uygulamaya konulan performans sistemi, başta iş ba-rışı, sistem ahlakının çökmesi ve sağlık eğitiminde bariz kalite düşmesi olmak üzere birçok soruna yol açmıştır. Sağlık Bakanlığı, sürekli artan poliklinik sayılarıyla övünmektedir. Bu sayıların performans sistemindeki suiistimallerden büyük ölçüde etkilenmiş olmasını bir kenara koysak bile, yaşlanmış nüfusa sahip batıyla aynı poliklinik sayısını tutturan ülkemizde Sağlık Bakanlığı bu konuda övünmesi gereken son mercidir. Bu kadar genç nüfusla bu kadar poliklinik yapılmasından kıvanç duyacak tek mercii ülkemize sağlık malzemeleri ihraç eden firmalar olmalıdır. Bu aynı zamanda koruyucu sağlık hizmetleri-nin çöktüğüne sağlam bir delil teşkil etmektedir.

Halk sağlığı ilkesinin ihlali, ileride çok vahim sonuçlara yol açacaktır. İlan edilen katılım-cılık, uzlaşmacılık ve gönüllülük ilkeleri gerçekleşmemiş; Sağlık Bakanlığı, Dünya Ban-kası ve sektör temsilcilerinin kurdukları sistemle ve dayatmacı bir zihniyetle Türkiye halkının sağlığını piyasanın insafına terk etmiştir.

Bu sistemde en çok zarar gören kurumların üniversite hastaneleridir. Bakanlık adeta üniversite hastanelerine savaş açmıştır, iflas eden üniversite hastanelerinin sağlık hiz-meti verememeleri bir yana tıp eğitimi de büyük yaralar almıştır.

Bir Temel İnsan Hakkı Olarak Sağlık

Has Parti, sağlıkta bugün yaşanan sorunların, neoliberal ekonomik politikalardan ba-ğımsız olmadığını düşünmektedir. Sağlıkta Dönüşüm Projesi de önceki uygulamalar da Türkiye’nin sağlık sorunlarını çözemez. Türkiye’nin, uluslararası sermeye ve onun ku-ruluşu olan Dünya Bankası’nın değil halkımızın taleplerini ve önceliklerini dikkate alan sağlık politikalarına ihtiyacı vardır.

Has Parti, sağlığın piyasa mantığıyla ele alınmasının önüne geçecek, insanı ve toplumu her şeyin üstünde tutan bir sağlık anlayışıyla hareket eden politikalar geliştirecektir.

Bu politikalar bir Master plan çerçevesinde ele alınacaktır. Master planının temel esas-ları şunlardır:

Page 70: Has Parti Seçim Beyannamesi

Halkın Sesi Partisi

70 HAS Parti Seçim Beyannamesi 2011

Hekim ve sağlık personeli sayısında artış sağlanacak ve bunların niteliği artırıla-caktır.

Sağlık hizmetleri kaliteli ve kolay ulaşılabilir hale getirilecektir.

Maddi gücüne bakılmaksızın herkesin sağlık hizmetinden yaralanması esas olacaktır.

Birinci basamak sağlık hizmetleri güçlendirilecektir.

Hizmet alanlar kadar hizmet sunanların da memnun kalacağı bir sağlık sistemi oluşturulacaktır.

Sağlık hizmeti ticari meta olmaktan çıkartılacak, ancak kâr amacı gütmeyen, in-sanlara yardım amacına odaklanmış, vakıflar ve diğer kuruluşlar, sağlık hizmeti üretmeleri için teşvik edilecektir.

Bu çerçevede;

Birinci basamak hizmetleri bütünüyle ücretsiz olacaktır. Aile hekimliği siste-mindeki aksaklıklar ve eksiklikler giderilecektir. Aile hekimliğinde işletme mantığı kaldırılacak, bu birimler hizmetlerini kamu hizmeti esası ile yürütecek-lerdir.

Sosyal güvencesi olmayan tek bir yurttaşın bile kalmayacağı Has Parti iktidarında tedavi edici sağlık hizmetlerinin finansmanı büyük ölçüde Sosyal Güvenlik Kuru-mu tarafından karşılanacaktır. Sosyal Güvenlik Kurumu’nda emeklilik ve sağlık si-gortası birbirinden ayrılacaktır. Sağlık sigortası primleri yurttaşın gelir durumuna göre farklı bir şekilde belirlenecek, yoksul yurttaşların primleri devlet tarafından karşılanacaktır.

Sağlık hizmeti temelde bir kamu hizmetidir. O nedenle tedavi edici hizmetlerde de kamu hastaneleri (devlet ve üniversite hastaneleri) esas kurumlar olmaya devam edecektir. Kamu ihtiyaç duyulan durumlarda özel sektörden de hizmet satın ala-bilecektir. Özel sağlık kuruluşları (muayenehaneler dâhil) ücretleri hastadan değil sağlık sigortası kurumundan (veya özel sigorta şirketinden) alacaktır.

Has Parti, kapsamlı bir kamu yönetimi reformu tasarlamaktadır. Bu çerçevede böl-ge ve eğitim hastaneleri dışındaki devlet hastaneleri yerel yönetimlere devredi-lecektir. Yerel yönetimler hastaneleri kamu hizmeti esprisi ile yönetecek, Sağlın Bakanlığı da standartları koyma ve denetleme görevini üstlenecektir.

Hekimler ve diğer sağlık personeli sağlık hizmetinin temelini oluştururlar. Has Parti iktidarında, gecesi gündüzü olmadan fedakârca hizmet veren canımızı teslim ettiğimiz sağlık çalışanları hak ettikleri saygı ve yaşam standardına kavuşacaklar-dır.

Has Parti, sağlık hizmetlerini piyasa, hastayı müşteri olarak gören anlayışın “performans” kavramını reddetmekte ve böyle bir değerlendirme sistemini he-kimlerimize saygısızlık olarak kabul ediyor. Hekimler ve diğer sağlık personeli örgütlenecek ve ücretlerinin tespit edilmesine serbest toplu sözleşmelerle katı-lacaklardır.

Page 71: Has Parti Seçim Beyannamesi

Halkın Sesi Partisi

www.hasparti.org.tr 71

Türkiye’nin hekim açığı yurt dışından hekim getirilerek kapatılamaz. Hekim açığı sorunu eğitim imkânlarının arttırılması ve hekimlerin bölgelere dengeli dağılımı ile çözülebilir. Bu anlamda mecburi hizmet geçici bir uygulama olarak gündeme getirilebilir. Has Parti, mecburi hizmeti, devlet hizmeti yükümlülüğünün karşılı-ğı olarak görmektedir. Bu nedenle hekimlerin mecburi hizmeti askerlik hizme-tinin yerine sayılacak şekilde düzenleme yapılacaktır.

Page 72: Has Parti Seçim Beyannamesi

72 HAS Parti Seçim Beyannamesi 2011

“ADİL BİR DÜNYA SİSTEMİNİN KURULMASINA KATKI SAĞLAYACAĞIZ”

YENİ TÜRKİYE YENİ DIŞ POLİTİKA

Halkın Sesi Partisi

Page 73: Has Parti Seçim Beyannamesi

www.hasparti.org.tr 73

20. yüzyılda uluslararası ilişkilerin incelenmesi, izlenmesi, anlaşıl-ması kolaydı. Sovyetler Birliği ve ABD’nin başını çektiği

iki kutuplu dünya dengesi içinde ülkeler, merkez ülkeler ve çevre ülkeler diye tanımlan-mıştı. Ve bu çerçevede dünyadaki her sorun bu ikili denge içinde ele alınıyordu. Ancak özellikle 1990’dan sonra Sovyetler Birliğinin çözülmesiyle birlikte dünyada güç dengesi bozulmuş, onun yerine güçler denklemi diyebileceğimiz yeni bir uluslar arası ilişkiler arayışı başlamıştır. 2. Dünya Savaşı sonrasında oluşan bütün kurum ve kuruluşlar fonksiyonlarını yitirmeye başlamış, hattı bir kısmı tamamen işlevsiz hale gelmiştir.

Kapitalizm tarihinde krizler hiç eksik olmamıştır; ancak 21. yüzyılın başında dünya hiç görmediği küresel krizlerle karşı karşıyadır. Mali ve finansal krizlerden sonra şimdi de su, enerji ve çevre gibi yeni krizler bekleniyor.

Öte yandan gelir dağılımı adaletsizlikleri, bölgeler ve kıtalar arası dengesizlikler, açlık ve sefalet, baskı, zulüm ve işgaller dünyamızı kasıp kavurmaktadır.

Zengin kuzey ülkeleri ile yoksul güney ülkeler arasındaki uçurumun giderek derinleş-mektedir. Böyle giderse 2030 yılında, dünyanın ekilebilir alanları, kullanılabilir su kay-nakları ile yer altı ve yer üstü zenginliklerinin kontrolü bütünüyle zengin ülkelerin elinde olacaktır. Buna mukabil güney ülkelerde kıtlık, yoksulluk, açlık ve sefalet kitlesel ölümle-re neden olacaktır.

Bütün bunlar sıradan krizleri işaret etmiyor. Esasen 3 asırdır değerleri ve kurumlarıyla dünyaya yön veren sistemin çöküşene işarettir bütün bunlar. Modern değerler üzerinde yükselmiş olan güç uygarlığının krizi ile karşı karşıyayız. Bu yaşanan medeniyet krizin-den başka bir şey değildir. Temel değerleri çıkar ve kâr olan güç uygarlığı çatırdıyor.

Bugün yeni bir sese, yeni bir soluğa ihtiyaç vardır. Yeni bir insan modeline, yeni bir para-digmaya, yeni bir medeniyete ihtiyaç vardır.

Medeniyet siyaseti yapan Has Parti, dünya siyasetinin merkezine “çıkar”ı değil, eşitlik, özgürlük ve adaleti koymaktadır. Antiemperyalisttir; siyasi baskı, sömürü, haksızlık, iş-gal ve zulümlere karşı çıkar.

BİZ yeryüzünde bütün insanların yaradılış itibariyle eşit olduğuna inanıyoruz. Hiç kim-senin bir diğerine üstünlüğü yoktur. Hiç kimse bu dünyada refah içinde yaşamayı bir diğerinden daha fazla hak etmemektedir. Hiç kimsenin doğuştan, ırkından, mezhebin-den, sınıfından dolayı bir ayrıcalığa ya da ayrımcılığa tabi tutulması mümkün değildir. İnsanların eşitliğini esas almayan uluslar arası ilişkilerin yeryüzünde barış ve adaleti sağlaması mümkün değildir.

Has Parti’nin dünya siyaseti vizyonunun temeli Âdem’in çocuk-larının kardeşliğidir.

Has Parti, sadece kendi halkını değil, Amsterdam’ın, New York’un arka sokaklarında ha-yattan koparılan genç insanları, Meksika’nın topraksız bırakılan köylülerini, Filistin’de evinden yurdundan edilenleri, Afrika’nın susuz ve ekmeksiz bırakılan insanlarını dikkate

Page 74: Has Parti Seçim Beyannamesi

Halkın Sesi Partisi

74 HAS Parti Seçim Beyannamesi 2011

alan ve dünyayı bir barış ve esenlik yurdu haline getirecek bir uluslar arası politikanın izini sürecektir.

Dış Politikada Temel İlkelerimiz;

Yeryüzünde yaşayan bütün insanlar eşitliği,

İlişkilerde esas ölçünün hakkaniyet ve adalet olması,

Haklı olandan yana olmak,

İnsanların dayanışması ve yardımlaşması,

Zalimlerin dışında hiç kimseye, hiçbir millete ve hiçbir devlete kategorik olarak düşman olmamak, husumet beslememek,

Emperyalizme ve hegemonik güçlere karşı dünya halklarının örgütlenmesinin paydaşı olmak,

Barıştan yana olmak, sorunların müzakere ile çözülmesini esas almak,

Bütün bu ilkeler dayalı uluslar arası bir hukukun tesis edilmesi,

Başta komşu ve bölge ülkeleri olmak üzere tüm dünya hakları ile iyi ilişkiler kurmak,

Önemli dış politika kararları ve anlaşmalarını referandum yoluyla yürürlüğe koymak.

Uluslararası Kurumlara ve Bölgesel Sorunlara İlişkin Görüşlerimiz;

AVRUPA BİRLİĞİ

Ülkemizin Avrupa Birliği üyeliği hedefi, bu doğrultuda atılan adımlar, şu anda ulaşılan sonuçlar ve muhtemel gelişmeler ışığında yeniden değerlendirmeye muhtaçtır.

AB üyeliğini medeni dünya ailesine katılmak için yegâne çare olarak gören bakış açısı “kompleks” ile maluldür. Has Parti AB’yi mevcut Hükümet gibi bir medeniyet projesi olarak görmemektedir.

Halkımız AB’yi, çözemediği bazı sorunları aşmak için bir araç olarak görmüştür.

Bugün gelinen noktada üyelik konusunda tarafların yeterince isteği ve gayretinin kalma-dığı açıktır. Avrupa ülkeleri, AB konusunda bekledikleri sonuçlara ulaşamamış, birliğin geleceği belirsiz bir hal almıştır. Türkiye ise AB’nin toplumsal, siyasal ve ekonomik stan-dartlar koyan çok kültürlülüğü esas alan bir proje olduğuna dair inancını kaybetmiştir. AB süreci bu haliyle sürdürülemez.

Page 75: Has Parti Seçim Beyannamesi

Halkın Sesi Partisi

www.hasparti.org.tr 75

Has Parti iktidarında Türkiye’nin AB üyeliği hedefi ile Türkiye-AB ilişkileri gözden geçi-rilecektir. Konu ile ilgili nihai karar halk oylaması ile verilecektir.

BALKANLAR

AB ile iç içe olsa da komşularımız olan Balkan ülkeleri ile ilişkilerin ayrı ele alınması ge-rektiğini inancındayız.

Tüm komşularla, bu arada Balkan ülkeleri ile kurulacak ilişkilerde eşitlik ilkesine dikkat edeceğiz. Ayrıca etnik ya da dini ayrımlardan uzak durarak, sadece tarihi dostluk ve kar-deşlik bağlarımız olan “Müslüman” toplumlarla değil, Tüm Balkan halklarıyla iyi kom-şuluk ilişkileri tesis edeceğiz.

NATO

NATO Soğuk Savaş döneminde bir savunma örgütü olarak kurulmuştur. Soğuk Savaş’ın sona ermesiyle birlikte NATO İttifakı’nın hem görev kapsamı hem de operasyon alanı Batı’nın yeni emperyalist öncelikleri çerçevesinde değiştirilmiştir. NATO, üye ülkelere yapılacak saldırılara mukabele eden bir müşterek savunma örgütü olmaktan çıkartılmış, Batı müdahaleciliğinin en etkili aracı haline getirilmiştir. Maalesef Türkiye’de bu saldır-ganlığın bölgesel taşeronu konumuna sokulmuştur.

Aslında NATO Türkiye için varlık sebebini çoktan kaybetmiştir. Sovyetlerin dağılma-sından sonra NATO’nun başta İslam coğrafyası olmak üzere ‘istikrarı bozucu unsurlar’ olarak gördüğü ülke ve bölgelere yöneldiği bir gerçektir. Batının ekonomik çıkarları için de askeri operasyonlar yapma kararları almaktadır. İslam coğrafyasının bir parçası olan Türkiye’nin hala bu örgütün içinde olması paradoksal bir durumdur.

Şu an NATO kuvvetleri Afganistan ve Irak’ı işgal altında tutuyor. Birçok bölge ülkesini de işgal ediyor. Bu işgallerde milyonlarla ifade edilen insan ölmüştür. NATO üyesi Türkiye, 1 Mart 2003’te TBMM’nin onay vermemesi nedeniyle Irak’ın işgaline fiilen katılmamış ama hem Irak’ın hem de Afganistan’ın yerle bir edilmesi ve sonra da işgal edilmesinde, başta İncirlik üssü olmak üzere topraklarını kullandırmıştır. Şimdi de Libya’nın yerle bir edilmesi ve belki de işgal edilmesine ortak olmaktadır. Yarın bu girişimlerin başka ülkeler için devam etmeyeceğinin bir garantisi de yoktur.

Böylesine bir askeri gücün dünya barışını tesis etmesi mümkün değildir. Birleşmiş Mil-letler (BM) de bu haliyle dünya barışına katkı sağlayamaz. Has Parti, Birleşmiş Milletler Teşkilatı’nın dünya halklarının eşit temsili esasında yeniden organize edilmesine öncülük edecektir. Bu bağlamda BM Güvenlik Konseyi’nin beş daimi üyesinin veto haklarına sa-hip olduğu mevcut yapısının değiştirilmesi için gerekli olan çalışmaları yapacağız.

BM Antlaşması’nda zaten var olan ama bu güne kadar hiç uygulanmayan Uluslararası Genel Kurmay yapılanmasının canlandırılması, küresel güvenlik sorunlarına NATO üze-rinden Batı’nın emperyal emelleri çerçevesinde değil, vicdan ve adalet ilkesi çerçevesinde

Page 76: Has Parti Seçim Beyannamesi

Halkın Sesi Partisi

76 HAS Parti Seçim Beyannamesi 2011

BM tarafından müdahale edilmesinin mekanizmalarının kurulması için çalışacağız.

Bilindiği gibi, NATO’yu kuran Kuzey Atlantik Antlaşması tüm kararların üye ülkelerin oybirliği ile alınmasını öngörmektedir. Has Parti iktidarında Türkiye NATO’dan çıkacak-tır. Ancak bu süreçler gerçekleşene kadar, NATO’nun görev kapsamı ve alanı konusunda Kuzey Atlantik Antlaşması’nda belirlenmiş olan “müşterek savunma” dışında görev üst-lenilmesini engelleyeceğiz.

ABD

ABD dediğimizde büyük ölçüde uluslararası finans ile silah ve petrol şirketlerinin güdü-mündeki bir dünya gücünden söz ediyoruz. ABD hükümetlerinin yeryüzünün en büyük saldırgan dış politika ve kültür emperyalizmi odağı olduğu sır değildir. Küresel kapita-lizmin tüm kurum ve kuruluşları ile tahrip edici gücü ortada olan Amerikan ordusu ile ABD halkını ayırıyoruz.

Elbette emperyalizme ve saldırganlıklara karşı çıkıyoruz, ama bunlara karşı çıktığımız kadar işgal ve savaş karşıtı, sömürü ve emperyalizm muhalifi, sağduyu ve vicdan sahibi Amerikalarılar ile ABD’nin içinde ezilen, dışlanan ve sömürülen kitlelere sempati ile bakı-yoruz. Yani küresel kapitalizm, saldırganlık, işgal, sömürü ve emperyalizm kelimeleriyle özdeşleşen ABD yönetimi ve destekçileri ile öteki Amerika’yı birbirinden ayırıyoruz. Da-hası, ABD’nin kan, ölüm, gözyaşı ve yıkım ile sonuçlanan saldırgan politikalarını gerilet-mek için öteki Amerika ile ilişkilerin yoğunlaştırılması gerektiğine inanıyoruz.

Has Parti’nin dünya siyaseti için deklare ettiği genel ilkeler ABD ile ilişkiler için de geçer-lidir. ABD ile de adalet ve eşitlik ilkesi önde olmak koşuluyla karşılıklı çıkarlarımızı koru-yacak siyasi, kültürel ve ticari ilişkiler kuracağız. Bu ilişkilerin üçüncü ülkelerin aleyhine olmamasına dikkat edeceğiz.

Bugüne kadar ABD ile “ortak düşman” gerekçesi ile kurulan ikili askeri ilişkileri gözden geçireceğiz. Stratejik ortaklık ve model ortaklık gibi kavram ve yaklaşımları reddediyo-ruz. ABD’nin bölgemizde göstermiş olduğu saldırgan faaliyetlere asla destek vermeye-cek, topraklarımızın bu amaçla kullanılmasına izin vermeyeceğiz.

İSLAM ÜLKELERİ

Uzun yıllar gerilimli, soğuk, düşük yoğunluklu ve isteksiz ilişkiler şeklinde sürdürülen İslam ülkeleri politikaları, seksenli yıllardan sonra ülkemizin “resmi ideoloji” takıntısını hafifletip dışa açılma politikalarına yönelmesiyle farklı bir döneme girmiş, son yıllarda bu süreç daha da hızlanmış bulunmaktadır. Temelde olumlu görünen bu gelişmelerin daha yakından ve daha derin analizlere tabi tutulmaması durumunda, gelecekte birtakım sıkıntıların ortaya çıkması kaçınılmazdır.

Önce İslam coğrafyasında olup bitenlerin tarihi arka planı ve bugün yaşananları analiz etmek gerekir.

Osmanlı İmparatorluğunun parçalanması sonrasında dönemin emperyalist işgalcileri

Page 77: Has Parti Seçim Beyannamesi

Halkın Sesi Partisi

www.hasparti.org.tr 77

tarafından bazen mezhep, bazen kabile, bazen de petrol bölgeleri esas alınarak sınırları çizilen İslam ülkeleri bugün çok ciddi sorunlarla karşı karşıyadır. Bu ülkelerin neredey-se tamamı uzun yıllar diktatörler tarafından yönetilmiştir. Hepsi batılı emperyalistler ta-rafından desteklenen bu diktatörler bölge halkına nefes aldırmazken, işbirliği yaptıkları batılı şirketler aracılığıyla başta petrol olmak üzere bölgenin zenginliklerini de yağmalat-mışlardır.

Şimdi devran döndü, dönem yeni liberalizm dönemi, dünya sistemi petrole el koymakla yetinmiyor, aynı zamanda bölge halklarını tüketim ağı (ve kredi kartı) sistemine dâhil etmek istiyor. O nedenle bölgede farklı politikalar uygulanıyor; kiminde askeri müdahale ve işgallerle, kiminde ise halk ayaklanması ve isyanlarla diktatörler tasfiye edilerek böl-geye sözde “demokrasi ve özgürlük” getiriliyor(!) Elbette bölge halklarının demokrasi ve özgürlük taleplerini saygı ile karşılıyor ve destekliyoruz. Ancak yıllarca bölge halklarını ezen diktatörleri destekleyenlerin şimdi demokrasiden yana olmalarına da şüphe ile ba-kıyoruz.

Bölgenin bölünmüşlüğü ile ilgili ise bir değişiklik yok; dayatılan yeni yapının yerleşmesi için yine etnik ve dini farklılıklar kışkırtılıyor, bölgenin bazı ülkeleri daha şimdiden yeni-den bölünmüş durumdadır.

Has Parti, bölge halkları ile kuracağı ilişkilerde şimdikinden farklı olarak en fazla dikkat edeceği konu bütüncül bir yaklaşım geliştirmek olacaktır. Etnik ve dini/mezhebi temelli yaklaşımlar yerine bölge hakkı ile adalet, eşitlik ve kardeşlik temelinde ilişkiler geliştiri-lecektir. Bu ilişkilerin eşit hakların ilişkisi şeklinde olması son derece önemlidir. Elbette ortak geçmiş ve ortak değerler ilişkileri kolaylaştırır ama “Osmanlıcılık” adı altındaki em-peryal çağrışım yapan yaklaşımlardan kaçınmak gerekir.

İşbirlikçiler her zaman her yerde olacaktır ama bir bütün olarak bölge halklarının genel talebi gerçek anlamda demokrasi ve özgürlüktür; insanlar, kendi ülkelerini kendileri yö-netmek istiyor, barışı tesis edip ülkelerinde özgür bir şekilde yaşamak, ürettikleri zengin-likleri de adil bir şekilde paylaşmak istiyor. Has Parti’nin programı da bu kavramlar üze-rinde oturmaktadır. O nedenle Halkın Sesi iktidarında bölge halkları ile gerçek demok-rasi, emperyalizme karşı zenginliklerimize sahip çıkma, özgürlük ve adalet paydalarında bölgede yeni işbirlikleri ve ortaklıklar kuracağız.

Has Parti, “medeniyetler çatışması/diyalogu”, “dinler çatışması/diyalogu” gibi kafa ka-rışıklıklarına da itibar etmemektedir. Ortada medeniyetler ya da dinler çatışması yok; sa-dece güç uygarlığının tüm kitabi dinlere ve diğer din mensuplarına, yani tüm insanlığa saldırısı var. Küresel kapitalizm, yani uluslar arası sermaye ve çok uluslu şirketler dün-yayı yutmak istiyor. Tankları, topları, bombardıman uçakları ile bölgemize gelmelerinin nedeni bölgede zenginliklerin toplanmış olmasıdır, petroldür, doğal gazdır. İslam’ı düş-man olarak görmelerinin nedeni de bu dinin kapitalizme uygun olmayan esaslarıdır. Ka-pitalizme direnmeyen bir din anlayışını, “ılımlı İslam” adı ile destekleyip yaygınlaştırmak istediklerini gizlemeden açıkça beyan ediyorlar.

Has Parti bütün bunların farkındadır. Partimizin iktidarında, Türkiye’ye yüklenmek iste-nen bu tip model arayışları kabul edilmeyecektir, medeniyet değerlerimizin sömürü aracı olarak kullanılmasına asla izin vermeyeceğiz. Bizim medeniyet tasavvurumuz insanlığın eşitliği, özgürlüğü ve adalet ilkesini esas alır, ayrımcılığı ve sömürüyü reddeder. Komşu-

Page 78: Has Parti Seçim Beyannamesi

78 HAS Parti Seçim Beyannamesi 2011

larımız ve bölge ülkeleri ile kuracağımız ilişkilerde bu ilkeler esas alınacaktır.

FİLİSTİN SORUNU VE İSRAİL’LE İLİŞKİLER Filistin sorununu bölgendeki birçok bunalımın kaynağı olarak gören Has Parti, Filistin sorununun adil, kapsamlı ve kalıcı bir şekilde çözümlenmesinin yolunun Filistin halkının demokratik iradesine saygı duyulmasından geçtiğine inanmakta ve Filistin halkının 25 Ocak 2005’teki Yasama Meclisi Seçimlerinde ortaya koyduğu iradenin tanınması gerekti-ğini vurgulamaktadır.

Bu cümleden olmak üzere, Filistin halkının 25 Ocak 2005’ye ortaya koyduğu demokra-tik iradenin cezalandırılması anlamına gelen her türlü ambargo ve ablukanın derhal kal-dırılması, Filistin halkının demokratik tercihlerini yansıtan örgüt ve kurumların temsil rolünün tanınması, İsrail’in işgal ettiği topraklarda kurduğu yerleşkelere ve Kudüs’ü Yahudileştirme projesine son verilmesi ve Filistin ulusal bütünlüğünün sağlanması için başlatılan ulusal diyalog sürecine yönelik dışarıdan müdahalelere son verilmesi, sorunun müzakere masasına gelmesinin ön şartları olarak değerlendirilmektedir.

Has Parti, 11 Aralık 1948 tarihli BM Genel Kurulu’nun 194 sayılı kararı doğrultusunda tüm Filistinli mültecilerin yurtlarına dönmelerinin sağlanmasını, Filistin halkının demok-ratik tercihiyle ortaya çıkan temsilin tanınmasını ve bu temsilin çözüm yönündeki irade-sine saygı gösterilmesini sorunun adil, kapsamlı ve sürdürülebilir çözümü için temel şart olarak görmektedir.

Has Parti, Türkiye’nin İsrail’le yapmış olduğu tüm askeri anlaşmaları iptal edeceğini ilan eder. Siyasi, kültürel ve ticari ilişkiler de İsrail’in saldırgan politikalarını durdurması ve işgal ettiği topraklardan geri çekilmesine kadar askıya alınacaktır.

Biz birleşik demokratik bir Filistin yanayız ama Filistin sorununun adil ve kalıcı çözümü, İsrail işgal ettiği topraklardan geri çekildikten ve tüm Filistinliler evlerine geri döndükten sonra tüm bölge halkının katılımı ile yapılacak referandumla mümkün olabilecektir.

DİĞER BÖLGELER

Has Parti, dünya siyasetini yukarıdaki ilkeler çerçevesinde tespit edecek ve uygulayacak-tır. Bu çerçeveden tarihi ve kültürel yakınlığımız olan Asya ve Afrika’nın diğer ülkelerinin önceliği söz konusudur. Ama bizim dünya siyasetimiz tüm dünyayı kapsamakta, özellik-le emperyalizme karşı direnişin bayraktarlığını yapan Latin Amerika ülkeleri ve halkları ile iyi ilişkiler geliştirmek istiyoruz. Elbette devletler/hükümetler arası ilişkiler gereklidir, ama biz halklar arası ilişkilerin daha da önemli olduğuna inanıyoruz. O nedenle hükümet dışı kuruluşları ilişkileri geliştirme konusunda teşvik edeceğiz.

Page 79: Has Parti Seçim Beyannamesi

www.hasparti.org.tr 79

Halkın Sesi Partisi

Page 80: Has Parti Seçim Beyannamesi

Halkın Sesi Partisi

80 HAS Parti Seçim Beyannamesi 2011

Page 81: Has Parti Seçim Beyannamesi

Halkın Sesi Partisi

www.hasparti.org.tr 81

Page 82: Has Parti Seçim Beyannamesi

Halkın Sesi Partisi

82 HAS Parti Seçim Beyannamesi 2011

Page 83: Has Parti Seçim Beyannamesi

Halkın Sesi Partisi

www.hasparti.org.tr 83

Page 84: Has Parti Seçim Beyannamesi

84 HAS Parti Seçim Beyannamesi 2011

http://www.hasparti.org.tr

Halkın Sesi Partisi