Hasbiotech#2

Heberprot-P:Everything starts with one step

Cuban Cancer Vaccine

Tracking cancer tumors

CIGB-500 revolution

Procurement of imported medicines

Heberprot-P:Bir Adımla Başlar

Herşey

Küba Kanser Aşısı

Kanserdetümör takibi

CIGB-500 Devrimi

Yurtdışındanİlaç Temini

2009 yılından bu yana yenilikçi ve yaratıcı bir anlayışla biyoteknolojik ilaç alanın-

da hizmet veren Hasbiotech, Has Grup bünyesinde yer alıyor. Enerjiden inşaata, mobilyadan otomotive çok sayıda sektörde faaliyet gösteren ve temelleri 1989 yılında Kayseri’de atılan Has, Türkiye’nin istihdam ve üretimine her geçen yıl daha da büyük katkılar sağlıyor.

KÖKLÜ VE GÜÇLÜ BİR GRUPKayseri’den Türkiye’ye, Türkiye’den de dünyaya açılan Has Grup, 5 kıtada 100’e yakın bölgeyi kapsıyor. Yenilikçi ve gelişim odaklı stratejisi doğrultusunda cirosunun önemli bir kısmını Ar-Ge faaliyetlerine ayıran Has Grup, modern üretim tesisleri, binlerce çalışanı ve çözüm ortaklarıyla birlikte güçlü bir aile olarak ürün ve hizmet kalitesini sü-

rekli yükseltiyor. Has Grup, İstanbul Sanayi Odası tarafından belirlenen Türkiye’nin en büyük 500 sanayi kuruluşu listesinde Co-real Alüminyum ile 104, Hasçelik Kablo ile 212, Hasçelik Halat ile 213 ve Metal Matris ile 253’üncü sırada yer alıyor.

HEDEF, ORİJİNAL BİR TÜRK İLACI2009 yılında kurulan Hasbiotech, onkoloji ve yara tedavisi başta olmak üzere hema-tolojik, metabolik ve kronik hastalıklarda kullanılan ilaçlarla ilgili önemli çalışmalar yürütüyor. Mevcut tedavi seçeneklerine; biyoteknolojik yöntemlerle yeni çözümler üreten Hasbiotech, tüm dünya tarafından ilgiyle takip ediliyor. Yenilikçi yapısıyla deği-şen koşullara kolayca uyum sağlayabilen firma, hammadde dahil orijinal bir Türk ilacı üretme konusunda da emin adımlarla ilerliyor.

Hasbiotech:Bir dünya firması

Mevcut tedavi seçeneklerine, biyoteknolojik yöntemlerle yeni çözümler üreten Hasbiotech, tüm dünya tarafından ilgiyle takip ediliyor. Hasbiotech, hammadde dahil orijinal bir Türk ilacı üretme konusunda da emin adımlarla ilerliyor.

2

3

Hasbiotech:A global company

Serving in the field of biotechnological medicine since 2009 with an innovative and creative approach, Hasbiotech is a unit of Has Group. Has, which operates in a wide range of

sectors including, energy, construction, automotive and furniture, has laid its foundations in 1989 in Kayseri and provides greater contributions every year to the employment and production of Turkey.

A ROOTED AND POWERFUL GROUPExpanding from Kayseri to Turkey and from Turkey to the world, Has Group covers almost 100 regions in 5 continents. Having devoted a significant portion of its turnover to R&D activities in line with its innovative and growth-oriented strategy, Has Group con-stantly upgrades the quality of its products and services through its modern production facilities, thousands of employees and solution partners, as a powerful family. Has Group ranks as the 104th with Coreal Aluminyum, as the 212th with Hascelik Kablo, as the 213th with Hascelik Halat and as the 253rd with Metal Matris in the list of Turkey’s largest 500 industrial companies determined by the Istanbul Chamber of Industry.

THE GOAL IS TO CREATE AN ORIGINAL TURKISH MEDICINEFounded in 2009, Hasbiotech has been conducting important research on drugs used in hematological, metabolic and chronic diseases, especially in oncology and wound care. Hasbiotech, which brings new solutions to the current treatment options by biotechnological methods, is followed with interest all over the world. Being able to adapt to changing conditions with ease through its innovative structure, Hasbiotech is proceeding steadily to produce an original Turkish medicine including its raw materials.

THE WHOLE WORLD IS FOLLOWINGMajor steps have been taken in the production of biotechnological medicines thanks to the recommendation of Ömer Giray —the owner of the sole Turkish company in Cuba—, investment of HasCelik Group and experience of Seyfullah Dağıstanlı, MD. Has-biotech is currently importing many drugs from Cuba and is also working on to develop new, domestic and original medicines by enhancing the molecules bought from Cuba. Hasbiotech produc-es brand new ideas and creative work in this area and acts as the

Hasbiotech, which brings new solutions to the current treatment options by biotechnological methods, is followed with interest all over the world. Hasbiotech is also determined to produce an original Turkish medicine, including its raw materials.

TÜM DÜNYA TAKİP EDİYORKüba’daki tek Türk firmasının sahibi olan Ömer Giray’ın tavsiyesi; HasÇelik Grubu-nun yatırımı ve Dr. Seyfullah Dağıstanlı’nın birikimiyle hayata geçen projeyle biyo-teknolojik ilaç üretimi konusunda büyük adımlar atıldı. Hasbiotech, şu an Küba’dan birçok ilaç ithal ediyor ve aynı zamanda Kü-ba’dan satın aldığı molekülleri geliştirerek yeni, yerli ve orijinal ilaçlar üretmek üzere çalışıyor. Bu alanda yepyeni fikirler üretip yaratıcı çalışmalar yapan Hasbiotech, bu ilaç ve moleküller konusunda Kübalıların “dünya ortağı” olarak faaliyet gösteriyor. Bu konuda Türkiye’deki üniversiteler ve hekimlerle de yakın işbirliği yapan Hasbi-otech, bu alanda araştırma yapan Türk hekimlerini destekliyor ve araştırma sonuç-larının dünyanın en saygın yayınlarında yer almasını sağlıyor. Hasbiotech’in faaliyetleri ve Türk hekimlerinin bu alanda yaptığı çalışmalar, tüm dünya tarafından merakla takip ediliyor.

DAYANIŞMA VE ORTAK AKILİlaç sektöründe bir “dünya oyuncusu” olan ve hızla gelişen Hasbiotech, esnek bir örgütlenme yapısına sahip. Bu elasti-kiyet sayesinde, değişen koşullara hızla adapte olabiliyor. Şirket bünyesinde çalışan uzmanlar, sektörün ve akademik dünyanın yetkin isimlerinden oluşuyor. Hasbiotech bünyesindeki uzmanlar hem çalışıp hem de akademik kariyerlerini sürdürebiliyor-lar. Yepyeni bir şirket kültürü oluşturan Hasbiotech, dayanışma ve ortak aklın egemen olduğu yatay bir örgütlenmeyi benimsemiş durumda.

CESUR VE YENİLİKÇİHasbiotech’te herkes uzman; herkes, “kendi gemisinin kaptanı”; herkes, eylem halinde ve cesur; “yanlış yapmak”tan kork-muyor kimse… Yapılan “yanlış” elbirliğiyle telafi ediliyor. Herkes, birbirinden haberdar. Çalışanlar kendi uzmanlık alanlarının yanın-da yeni uzmanlıklar da edinebiliyor. İnsanlar uzmanlıklarına hapsolmuyor, kendilerindeki diğer potansiyellerin de farkına varıp yeni iş ve çalışma modelleri geliştirebiliyorlar. Yararlı bir iş yapmanın ve iş yaparken birikimlerini yaratıcı bir şekilde kullanmanın hazzını yaşıyorlar. İyi bir kariyer yapmanın yanı sıra; kariyerlerini, bu dinamik ortamda edindikleri yeni yeteneklerle zenginleştirebi-liyorlar. Ast – üst ilişkisi yerine; sevgi, saygı ve işbirliği esas alınıyor.

FARKLILIKLAR SİNERJİYE DÖNÜŞÜYORHasbiotech’te her kuşaktan insan çalışıyor. Ama “kuşak çatışması” yaşanmıyor: Farklılıklar, sinerjiye dönüşüyor. Bu dinamik ortam ve heyecanlı süreç, “işyeri”, “mesai saati” kavramlarını da yeniden tanımlanmış. İş ve yaşam geçişkenliği sağlanmış. Çalışanlar hem bireysel olarak

kendini gerçekleştirebiliyor hem de ekip çalışmasının hazzını yaşıyor. Şirket bünyesinde birçok sportif ve sanatsal etkinlikler yapılıyor ve birçok sosyal sorumluluk projesine imza atılıyor. Herkes kendini ifade edebiliyor, düşüncelerini rahatlıkla söyleyebiliyor, farklı olmaktan korkmuyor!

4

5

HAS GrupHAS Group

İlaç - Biyoteknoloji Medicine - BiotechnologyHASBIOTECH İLAÇ SAN. VE TİC. A.Ş.

Enerji Energy

COREAL ALUMINYUM KABLO SAN. TİC. A.Ş.

HASÇELİK KABLO SAN. TİC. A.Ş.

KABLO

HALAT

Halat ve Çelik Sanayii Steel Wire Ropes

HAS ÇELİK VE HALAT A.Ş.KABLO

HALAT

Mobilya Aksesuarları Furniture Spring Units

METAL MATRIS A.Ş.

“global partner” of the Cubans on these drugs and molecules. In this regard, also engaged in close cooperation with universi-ties and physicians in Turkey, Hasbiotech supports the Turkish physicians who have been conducting researches in this area and provide help for the results of research to take part in the world’s most respected publications. The activities of Hasbiotech and the work of Turkish physicians in this area are followed with curiosity by the whole world.

SOLIDARITY AND COMMON SENSEA rapidly developing “world player” in the pharmaceutical industry, Hasbiotech has a flexible organizational structure. Thanks to this elasticity, it can adapt quickly to changing conditions. The experts who work within the company are made up of the competent names of the industry and the academic world. Experts within Hasbiotech can both work and continue their academic career. Having created a brand new corporate culture, Hasbiotech has adopted a horizontal organization in which solidarity and common sense prevail.

BRAVE AND INNOVATIVEEverybody in Hasbiotech is an expert; everyone is “the captain of her/his own ship”; everyone is in action and brave; nobody is afraid of “doing wrong” ... The “wrong”, if any, is compensated by cooperation. Everyone is aware of each other. Employees can also gain new expertise in addition to theirs. People are not confined to their expertise, they are aware of their potentials and so they can develop new business and working models. They enjoy the pleas-ure of doing something useful and using their abilities creatively when doing business. In addition to making a good career, they can enrich their careers with new talents in this dynamic environ-ment. Instead of superior-subordinate relationship; love, respect and cooperation are basis.

THE DIFFERENCES ARE TURNING INTO SYNERGYPeople of every generation is working at Hasbiotech, but there is no “generation conflict”; differences are turning into synergies. This dynamic environment and the exciting process have also redefined the concepts like “workplace” and “working hours”. Professional and private life get intermingled. Employees are both able to realize themselves individually and enjoy the pleasure of team work. Many sporting and artistic activities are being organ-ized within the company and many social responsibility projects are being undertaken. Everyone feels comfortable to express herself/himself, without fear of being different!

Hasbiotech İş Geliştirme Departmanı, şirketin 2023 hedeflerine odaklanarak; standart rollerinin dışında Türkiye için model olacak global ve inovatif bir yaklaşım içinde olmayı misyon edinmiştir.

Halihazırda mevcut tedavi seçeneklerine yeni alternatifler geliştirmek;

Önümüzdeki yıllarda başta Onkolojide erken tanı kiti ve Kardiyolojide miyokard enfarktüsünden ölümü en-gelleyen ürünler ile tıpta karşılanmamış ihtiyaçlar hedeflenmektedir. Bu ileri biyoteknolojik ürünlerin de bütün AR-GE ve klinik çalışma aşamaları ülkemizde gerçekleşmektedir. Bu aşamaların tamamlanmasının akabin-de ürünlerin üretimi de Kayseri’deki tesisimizde yapılacaktır.

Mevcut ve gelecekteki ticari ortaklıklarımızın bir güven ortamı bağlamında kalıcılığını sağlamak;

Küba başta olmak üzere birçok ülke ile ortak projeler yürütülmekte olup ülkemizi dünya oyuncusu yapacak bir gelecek hazırlanmaktadır. Bu çerçevede yoğunlaştığımız özel tedavi alanları diyabete bağlı kronik yara tedavisi ile başlatılmış olup akciğer kanserinde terapötik aşı ile devam etmiştir.

Emin adımlarla ilerleyerek dünya çapında bir oyuncu olmak;

Özellikle Avrupa, Orta Doğu, Kuzey Afrika ve CIS ülkelerindeki olası iş ortaklarıyla uzun vadeli ilişkiler kurula-rak işbirliği fırsatları değerlendirilmektedir.

hedefleri arasında yer almaktadır. Hızla örgütlenebilen ve değişen koşullara adapte olan etkin, dinamik, etik ve ileriye dönük olan ekip, öncü birçok projede yer almaktadır. İlgili alanlarda çeşitli tecrübeye sahip profesyonel kadro şirketi bugünün dünyasının en son gelişimine ayak uydurma çabasında olan yenilikçi fikirlerle daha da geliştirmektedir.

Hasbiotech’teiş geliştirme çalışmaları

6

7

Business development studies in Hasbiotech

To develop new alternatives for current available treatment options;

In the following years, unmet needs are targeted mainly by early diagnosis kit inoncology and products preventing death due to myocardial infarction in cardiology.All stages of R&D and clinical studies of these advanced biotechnological productsare carried out in our country. Upon completion of these stages, the production willbe realized in our plant in Kayseri.

To make the existing and potential commercial partnerships lasting in a trust environment;

We are carrying out joint projects with several countries, mainly Cuba, and preparing a future for our country to make it a world player. Special treatment fields, which we focus within this scope, have been initiated with treatment of chronic wounds due to diabetes, and proceeded with therapeutic vaccination in lung cancer.

To become a global player with firm steps we take forward;

Cooperation opportunities are utilized by establishing long-term relationships with potential business partners particularly in Europe, Middle East, North Africa and CIS countries.

Hasbiotech Dış Ticaret MerkeziHasbiotech Dış Ticaret Merkezi, şirketin ulus-lararası işlerini yürütmek için İş Geliştirme Bi-rimi bünyesinde kuruldu. Biyoteknoloji sektö-ründe faaliyet gösteren şirketlerle uzun vadeli ilişkiler kurmak, işbirliği fırsatlarını değerlen-dirmek arzusundayız. Gücümüzü, Immuno-Onkoloji, Yara Tedavisi ve Miyokard Enfarktüs Tedavisi alanlarına yönelik özel tedavi yakla-şımlarını içeren özgün ürünlerimizden alıyoruz. Hedef pazarımızı öncelikle Avrupa, Orta Doğu, Kuzey Afrika ve CIS ülkeleri olarak belirledik ve amacımıza ulaşmak için çok çalışıyoruz.

Hasbiotech Foreign Trade CenterHasbiotech Foreign Trade Center is estab-lished under the Department of Business De-velopment to deal with the international affairs of the Company. Currently we are seeking for possible collaboration opportunities to set up long-term relationships with the companies who are also in biotechnology sector. Our strength is coming from our niche product line up, consisting very special treatment ap-proaches for some severe indications within the areas of ImmunoOncology, Wound Treat-ment and Myocardial Infarction Treatment. Our target market is prioritised as Europe, Middle East, North Africa and CIS countries and to achieve the goals we are working hard. 

Business Development Department of Hasbiotech has taken the mission ofpresenting a global and innovative approach to set an example for Turkey beside its standard roles with a focus on the following objectives of the company for 2023:

Quickly organizing and adapting to changing conditions, the active, dynam-ic, ethical and forward looking team involves in various pilot projects. The professional staff with various experiences in related fields further improves the company with innovative ideas aiming at keeping pace with the latest development of today’s world.

Hasbiotech Proje Üretim Merkezi Hasbiotech Project Development Center

Proje adıProject’s name

Kullanım alanıIntended use

Orijinal/Biyobenzer Original/Biosimilar

Terapötik alanTherapeutic area

Lansman tarihi Launch date

Racotumomab Biomarker Racotumomab etkililik ölçümüRacotumomab efficacy measurement

OrijinalOriginal

OnkolojiOncology

2019

14F7/Radyodiyagnostik Kanserin erken teşhisiEarly detection of cancer

OrijinalOriginal

OnkolojiOncology

2021

Biyobenzer ürün projeleriBiosimilar product projects

Çeşitli kanser tipleriVarious cancer types

BiyobenzerBiosimilar

OnkolojiOncology

2022

CIGB 500 Miyokard enfarktüsüMyocardial infarction

OrijinalOriginal

Kardiyoloji-Acil tıpCardiology-Emergency Medicine

2025

8

Şirketimiz 1964 yılında kurulan ve ilaç sektörünün çalışma koşullarını iyileştirmek, sağlık politikalarının gelişmesine katkıda bulunmak gibi önemli amaçlar doğrultusunda faaliyet gösteren ve sektöre önemli katkıları olan İlaç Endüstrisi İşverenler Sendikası’na 3 Ocak 2017 tarihi itibariyle üye olmuştur. Vizyonu Türkiye’de Türk uzmanlar tarafından bulunacak yerli molekülü dünyaya pazarlamak olan şir-ketimiz İEİS’in faaliyetlerine katkı sağlayacak olmaktan memnuniyet duymaktadır.

İEİS ile olan işbirliğimiz kapsamında şirketimiz, İEİS koordinasyonun-da, İEİS üyesi olan ve olmayan ilaç firmalarının katılımıyla oluştu-rulmakta olan “Türkiye Biyoteknolojik İlaç Platformu”nun da üyesi olmuştur. Platformun biyoteknolojik ilaçların ülkemizde geliştirilmesi ve üretilmesi ile hastaların ilaca erişiminin kolaylaştırılmasına ve dış ticaret açığını azaltarak ekonomiye katkı sağlayacak çalışmalar yapacağına inancımız tamdır.

Our company is a member of IEIS (Pharmaceutical Manufacturers Association of Turkey), which was founded in 1964 and which fo-cuses on improving working conditions in pharmaceutical industry, making contributions to the development of health policies, and realizing many other fundamental objectives as such, at the same time contributing to the industry in general, as of January 3, 2017. Having acquired the vision of marketing the domestic molecule to be discovered in Turkey by Turkish specialists throughout the world, our company wishes to express its appreciation for being given the opportunity to contribute to the activities of IEIS.

Within the scope of our cooperation with IEIS, our company has also been a member of “Biotechnological Pharmaceutical Platform of Turkey”, constituted by pharmaceutical firms, either members or non-members of IEIS, under the coordination of IEIS. We strongly believe that this platform will conduct studies focusing on devel-oping and producing biotechnological drugs in Turkey as well as facilitating patients’ access to these drugs, and at the same time improving the overall economy by reducing foreign trade deficit.

Fortune Dergisi, Bio-CubaFarma’dan Maida Mauri Pérez ile bir röportaj gerçekleştirdi. Türkiye’deki TÜBİTAK benzeri bir Küba kuru-luşu olan Bio-CubaFarma’nın direktörü olan Pérez, 1992-2008 yılları arasında Kübalı bilim insanları tarafından 51 ilaca ilişkin 103 klinik araştırma gerçekleştirildiğini söylüyor.

Küba’nın birçok ülkeye biyoteknoloji altyapısı ve “know-how” transferi gerçekleştirdiğini belirten Pérez, “Hasbiotech ile birlikte Türkiye’ye teknoloji transferi üzerinden orijinal yeni molekül ortaklığı gerçekleştiriyoruz” diyor.

Küba, 1980’lerin başından bu yana eğitim programına başlayarak profesyonel bir bilimsel altyapı oluşturdu ve bunu biyoteknolojide gelişme stratejisi izledi. 1981’de spesifik olarak başlatılan “Biyolojik Cephe” projesi altında farklı alanlardan bilimsel kurumlar dahil edildi. 1980-90 arasında, Küba’da, Genetik Mühendisliği ve Biyoteknoloji

Merkezi (CIGB), Laboratuvar Hayvanları Üretim Merkezi (CENPALAB), Ulusal Biyopre-parasyon Merkezi (BIOCEN) ve İmmünoloji Araştırma Mer-kezi ve Moleküler İmmünoloji Merkezi (CIM) gibi önemli bilim merkezleri kuruldu. Ek olarak, biyoteknoloji endüstrisine eklenecek şekilde mevcut kurumlar şekillendirildi.

Fortune Magazine has conducted an interview with Mayda Mauri Pérez. Director of Bio-CubaFarma, a Cuban institution similar to TUBITAK of Turkey, Pérez states that 103 clinical researches of 51 drugs have been developed by the Cuban scientists between 1992-2008.

Expressing that Cuba has been making biotechnology infrastructure and “know-how” transfer to many countries, Pérez says “We carry out original new molecule partnership over technology transfer to Turkey together with Hasbiotech.”

Cuba has created a professional scientific infrastructure by starting training program since early 1980’s and followed up development strategy in biotechnology. It has included scientific institutes in different areas under the project of “Biological Front” that launched in 1981 specifically. Between 1980 and 1990, important scientific centers such as Genetic Engineering and Biotechnology Center (CIGB), Laboratory Animal Production Center (CENPALAB), Na-tional Biopreparation Center (BIOCEN) and Immunology Research Center and Molecular Immunology Center (CIM) had been estab-lished in Cuba. In addition, the existing institutes have been mod-eled to be integrated to the biotechnology industry.

Hasbiotech, İEİS veBiyoteknolojik İlaç Platformu Üyesi...

Hasbiotech, a member of IEIS and Biotechnological Pharmaceutical

Platform...

Küba’nın Biyoteknoloji Devrimi

Cuba’s Biotechnology Revolution

9

Ekonomize Dergisi’nin her yıl geleneksel olarak düzenlediği ve bu yıl 8.’sini gerçek-leştirdiği Ekonomi, Siyaset ve İş Dünyası Zirvesi Ödül Töreni’nde şirketimiz Hasbio-tech, “İlaç Sektöründe Ar-Ge ve İnovasyon Ödülü” aldı.

Siyaset ve iş dünyasından seçkin davetlileri ağırlayan derginin Ankara Rixos Otel’de düzenlenen 8. yıl kutlamasında; Kalkın-ma Bakanlığı Bakan Yardımcısı Av. Yusuf Coşkun ve Ekonomize Dergisi Genel Yayın Yönetmeni Kadir Gürbüz tarafından takdim edilen ödül, Genel Müdürümüz Dr. Seyful-lah Dağıstanlı’ya teslim edildi.

Our company Hasbiotech has received “R&D and Innovation Award in Medicine Sector” at the 8th Economy, Politics and Business World Award Ceremony organised traditionally every year by the Ekonomize Magazine.

At the ceremony held in Ankara Rixos Ho-tel and attended by prominent guests from politics and business world, Adv. Yusuf Coşkun, Deputy Minister of Ministery of Development, and Kadir Gürbüz, the Chief Editor of Economize Magazine, presented the award to our Director General, Seyful-lah Dağıstanlı, MD.

Hasbiotech has received “R&D and Innovation

Award in Medicine Sector”

Hasbiotech’e“İlaç Sektöründe Ar-Ge ve

İnovasyon Ödülü”4 Aralık 2016 tarihinde Kayseri Sanayi Odası tarafından düzenlenen; yaptıkları yatırımlar-la ihracata, istihdama ve kalkınmaya katkı sağlayan köklü şirketlere ödüllerinin verildiği törene katılan Cumhurbaşkanımız Sayın Re-cep Tayyip Erdoğan, konuşmasında;

‘Marifet iltifata tâbidir, müşterisiz mal zâyidir’ atasözüne atıfta bulunarak, “Bu ilkeden ha-reketle, odamızın üyesi olarak yarım asırlık bu çınarın serpilmesinde katkısı olan firmaları-mıza, takdir ve teşekkürlerimizin bir nişanesi olarak bugün ödüllerini tevdi ediyoruz” dedi, Türkiye’de biyoteknolojik ilaç sektörüne yö-nelik aktif maddeden itibaren üretim yapacak ilk yatırımlardan olması nedeniyle, Hasbiotech adına Yönetim Kurulu Üyemiz Sn. Alper Özkaya’ya ödülünü takdim etti.

Our President Recep Tayyip Erdogan partici-pated in the ceremony organised by Kayseri Chamber of Industry on December 4, 2016 in order to grant awards to well-estab-lished companies that contribute to export, employment and development by means of their investments, and said the followings:

Referring to the proverb “Skill is subjected to compliment, the good without customer is lost”, President Erdogan said “From this point of view, we grant our companies, which have contributed to expansion of this half-century structure as a member of our chamber, their awards as a symbol of our appreciation and acknowledgement” and granted the award to Alper Ozkaya, the Member of Board of Directors, on behalf of Hasbiotech, mentioning that Hasbiotech is one of the first investments in Turkey to make production from active substances towards biotechnology medicine sector.

Cumhurbaşkanımızdan Hasbiotech’e ödül...

Our President grants award to Hasbiotech…

HABERLER / NEWS

11-13 Mayıs 2017 tarihleri arasında SANKO Üniversitesi tarafından üçüncü kez Gaziantep’te gerçekleştirilen TIPTA İNOVASYON BULUŞ-MALARI’nda; Onkoloji Grup Direktörü Buğraer Aslan “Turkey R & D and Innovation Ecosystem” başlıklı panele panelist olarak katılmış ve şirketi-mizin sektörde gerçekleştirdiği yenilikçi projeler-den bahsetmiş; gerek akademi gerekse devlet kurumlarıyla yenilikçi projelerde birlikte çalışma konusundaki şirket politikamızın altını çizmiştir. Toplantının diğer bir bölümünde ise şirketimiz Uluslararası Hukuk ve İş Geliştirme Koordinatö-rü Av. Seteney Nur Arslan, “Molekülden Ürüne Hukuki Süreçler” başlıklı sunumunda molekü-lün keşfinden pazara verilmesine kadar geçen süreçte sıklıkla karşılaşılan hukuki sorunlara değinmiştir.

Representatives of our company have actively participated in MEETINGS OF INNOVATION IN MEDICINE between May 11-13, 2017 which is held in Gaziantep for the third time by SANKO University. Buğraer Aslan, Oncology Group Direc-tor, has participated in the panel entitled “Turkey R & D and Innovation Ecosystem” as panelist and talked about innovative projects of our compa-ny and underlined our company policy on work along with innovative projects both with aca-demia and government agencies. In another part of the meeting, Lawyer Seteney Nur Arslan, our company’s International Law and Business Develop-ment Coordinator, has mentioned legal issues frequently encountered during the process from the discovery of molecules to the introduction of them to the market in her presentation titled “Legal Processes From Molecular to Product”.

Tıpta İnovasyonBuluşmaları – 3

3rd Innovation in MedicineSummit

10

Topluma hizmet:

Sosyal sorumluluk projeleri Has Grup ve Hasbiotech, faaliyetleriyle ülkemizin istihdam ve üretimine büyük katkılar sunarken sosyal sorumluluk çalışmalarıyla da topluma hizmet ediyor.

Erciyes Üniversitesi’ne MR cihazı bağışlandıHasçelik Halat, 2017 Sosyal Sorumluluk Projeleri kapsamında Erciyes Üniversitesi Tıp Fakültesi Hastanesi’ne bir adet SIGNA Pioneer MR (Manyetik Rezonans) cihazı bağışladı.

MR unit has been donated toErciyes UniversityHasçelik Halat has donated an MR unit (SIGNA Pioneer Magnetic Resonance unit) to the hospital of Faculty of Medicine in 2017.

Erciyes Üniversitesi Nanoteknoloji Araştırma Merkezi (ERNAM) - KayseriTam kapasiteyle Nisan 2013’te faaliyete başlayan Erciyes Üniversitesi Nanoteknoloji Araştırma Merkezi (ERNAM), nanobilim ve nanoteknoloji alanlarında yürütülen çalışma-lara uygun bir altyapı sağlamak, lisans ve lisansüstü eğitimde yapılacak nanoteknoloji ile ilgili pratik çalışmalara katkıda bulunmak, teknolojik gelişmeler ve uygulama alanları konusunda analiz ve araştırmalar yapmak ve çözüm önerilerinde bulunmak amacıyla kuruldu.(http://ernam.erciyes.edu.tr/)

Nanotechnology Research Center of Erciyes University - KayseriStarted to operate with full capacity in April 2013, Nanotechnology Research Center of Erciyes University (ERNAM) was founded to provide an appro-priate infrastructure to the studies conducted in the fields of nano-science and nanotechnology, to contribute to the practical studies regarding nanotechnology in graduate and post-graduate educa-tion, to conduct analyses and researches in the field of technological devel-opments and prac-tice areas, and to make offers for solution. (http://ernam.erciyes.edu.tr/)

Fevzi Mercan - Mustafa Eraslan Çocuk Hastanesi - KayseriFevzi Mercan - Mustafa Eraslan Çocuk Hastanesi, Erciyes Üniversitesi Tıp Fakültesi Pediatri Anabilim Dalı’nı bir arada toplamıştır. Hastane binasın-da, pediatri, endokrin, metabolizma, pediatrik enfeksiyon, pediatrik gastro-enteroloji, pediatrik hematoloji-onkoloji, pediatrik kardiyoloji ve anjiyo, pediatrik nefroloji ve romatoloji, pediatrik nöroloji, pediatrik alerji, pediatrik yenidoğan ve pediatrik yoğun bakım, pediatrik radyo-loji ile Pediatrik ACİL üniteleri bulunuyor.

Fevzi Mercan - Mustafa Eraslan Çocuk Hastanesi, HasÇelik Grup yönetim kurulu üyelerinden Fevzi Mercan ve Mustafa Eraslan tarafından yaptırılarak Erciyes Üniversitesi Tıp Fakültesi’ne bağışlandı.(http://cocukhast.erciyes.edu.tr)

Fevzi Mercan - Mustafa Eraslan Children’s Hospital - KayseriFevzi Mercan-Mustafa Eraslan Children’s Hospital has pooled the Pediatrics Department of the Faculty of Medicine of Erciyes University. Pedi-atrics, endocrine, metabolism, pedi-atric infection, pediatric gastroenterol-ogy, pediatric hematology-oncology, pediatric cardiology and angiography, pediatric nephrology and rheumatol-ogy, pediatric neurology, pediatric al-lergy, pediatric newborn and pediatric intensive care unit, pediatric radiology and pediatric emergency units are available within the hospital’s building.

Fevzi Mercan-Mustafa Eraslan Children’s Hospital has been built by Fevzi Mercan and Mustafa Eraslan, members of the Board of Directors of HasCelik Group, and then donated to the Faculty of Medicine of Erciyes University.(http://cocukhast.erciyes.edu.tr)

11

Community service :

Social responsibility projectsHas Group and Hasbiotech not only support employment and production of our country but also serve the society through social responsibility projects.

Nazlı-Selim Eren Kronik Yara ve İnfeksiyonları Bakım Ünitesi - Aydın2015 yılında temeli atılan merkez, Has Grup tarafından Adnan Menderes Üniversitesi’ne bağışlandı. Merkezin Türkiye ve dünya çapında diyabetik ayak tedavi merkezi haline getirilmesi amaçlanıyor.

Nazlı-Selim Eren Chronic Wounds and Infections Care Unit - AydınFoundation of the unit was laid in 2015. Then it was donated to Adnan Menderes University by Has Group. It is aimed to make the unit a diabetic foot treatment center both in Turkey and the world.

Has Çelik Anaokulu2007-2008 yıllarında Has Çelik ve Halat San. Tic. A.Ş. tarafından Hacılar ilçesine yaptırılan okul, 2008-2009 eğitim öğretim yılında hizmete girdi. 80 öğrencinin eğitim gördüğü Hasçelik Anaokulu’yla Hacılar ilçesinin önemli bir eksiği giderilmiş oldu.

1318 m2 alan üzerine kurulan okulda geniş bir bah-çe, aletli ve aletsiz oyun parkı, kapalı oyun alanı, etkinlik sınıfları, veli bekleme salonu, yemek salonu, dinlenme alanları, gösteri ve tiyatro alanı, mutfak, kiler, sığınak, idare odaları, her yaş grubu için ayrı lavabo ve tuvaletler, etkinlik terası ve otopark gibi olanaklar bulunuyor.(http://hascelikao.meb.k12.tr/tema/index.php)

Has Çelik KindergartenFounded in the district of Hacilar in 2007-2008 by Has Celik, the school was put into service in the academic year of 2008-2009. A major gap of the district of Hacilar has been filled with Has Celik Kindergarten, where 80 students have education.

Established on an area of 1318 m2, the school has facilities such as a large yard, playground with/without equipment, indoor playground, activity classes, waiting area for parents, refectory, resting areas, performance hall and theater, kitchen, store-room, shelter, administration rooms, different toilets and lavatories for each group of ages, activity terraces and parking area.

Research and Practice Center of Clinical Engineering of Erciyes University(ERKAM)HasCelik Group has undertaken the construction of the building of ERKAM. The Center of which foundation laid in 2010 was donated after completed in January 2011 and its official opening was held on April 11th, 2011 and started to serve.

The basic objective of the Center is to improve the quality and efficiency of medical services using engineering knowledge and techniques for developing device technologies with the purpose of medical diagnosis and treatment, to develop the research potential in the field of biomedical engineering, to engage in scientific research and development activities and to make contribution to the development of medical technology through post-graduate and doctorate studies by establishing collaboration between the department and programs of the Faculty of Medicine, Faculty of Dentistry and other medical sciences and the Faculty of Engineering and other relevant faculty and departments, to provide possibility of internship and/or practice lessons to the students of biomedical engineering department and biomedical device technology department of vocational high school in coordination with the relevant units, to allow them reach to practical and actual information, and to make contribution to education and training of Biomedical Engineering.

Erciyes Üniversitesi Klinik Mühendisliği Araştırma ve Uygulama Merkezi (ERKAM)Kısa adı ERKAM olan merkezin inşaatını HasÇelik Grup üstlendi. Mart 2010’da temeli atılan merkez, Ocak 2011’de bitirilerek bağış-landı ve 11 Nisan 2011 tarihinde resmi açılışı yapılarak hizmet vermeye başladı.

Merkez, tıbbi teşhis ve tedavi amaçlı cihaz teknolojilerinin geliştirilmesinde, bakımında ve işletilmesinde mühendislik bilgi birikimi ve tekniklerini kullanarak sağlık hizmetlerinin kalitesini ve verimliliğini arttırmayı, biyomedikal mühendisliği alanında araştırma potansiyelini geliştirmeyi, tıp fakültesi, diş hekimliği fakülte-si ve diğer sağlık bilimlerinin anabilim ve bilim dallarıyla, mühendislik fakültesi ve diğer ilgili fakülte ve bölümler arasında işbirliğini tesis ederek yüksek lisans ve doktora çalışma-ları yoluyla bilimsel araştırma ve geliştirme faaliyetlerinde bulunmayı ve tıbbi teknolojinin gelişmesinde katkı sağlamayı, biyomedi-kal mühendisliği ve meslek yüksek okulu biyomedikal cihaz teknoloji öğrencilerine, ilgili birimlerle koordinasyon halinde staj ve/veya uygulama dersleri imkanı oluşturmayı, pratik ve güncel bilgilere ulaşmalarını sağlamayı, biyomedikal mühendisliği eğitim-öğretimine katkıda bulunmayı amaçlıyor.

12

Bir Adımla Başlar HerşeyHeberprot-P:

Diyabetli hastalarda yüksek kan şekeri düze-yine bağlı olarak hastalığın başlangıcından

itibaren gerek damarlarda gerekse sinirlerde olu-şan bozukluklar ayak yaralarının temel nedenidir. Ayakta mekanik yapının bozulmasından ötürü basınç noktaları değişir. Bu değişimle basınç bu noktalara daha fazla gelir ve bu bölgeler yara açılmasına adaydır.

Türkiye’de yapılan çalışmalar sonucunda, aya-ğında sorun yaşayan yaklaşık 700 bin civarında diyabetli hasta olduğu ve bir yıl içinde 25 bin civarında majör amputasyon yapıldığı tahmin edilmektedir. Amerika’da David Armstrong ve ekibinin yaptığı bir çalışmaya göre, diyabete bağlı majör amputasyon uygulanan hastaların 5 yıllık mortalite oranı %50 olarak belirtilmekte-dir. Çalışmada bu oran kansere bağlı mortalite oranları ile karşılaştırılmış ve diyabete bağlı majör amputasyonun birçok kanser türüne göre mor-talite oranının daha yüksek olduğu gösterilmiştir.

Diyabetik ayak yarası tedavisinde günümüzde birçok tedavi yöntemleri uygulanmaktadır. Bu tedavi yöntemleri içerisinde olan Epidermal Büyüme Faktörü (EGF) ilk olarak 1962 yılında Stanley Cohen tarafından keşfedilmiş olup, bu keşif ona Nobel Tıp Ödülü’nü kazandırmıştır.

Yaraların iyileşmesinde hem hücresel çoğalma, hem hücrelerin düzenli göçü hem de hücresel koruyucu etkiye sahip olan Epidermal Büyüme Faktörü;

l Fibroblast ve endotelyal hücrelerin yara bölgesine göçünül Hücreler arası kollajen matriks birikimi, maturasyon ve yeniden anjiyojenezi içeren granülasyon dokusu oluşumunul Miyofibroblast aktivasyonu ve proliferasyonu ile yaranın kontraksiyonunul Epitel hücre göçü ve proliferasyonu ile zarar görmüş bölgelerin kapanmasını

stimüle eder.

Diyabete bağlı oluşan yaralarda yara yatağındaki enzimatik yıkımın artması ve yüksek kan şekeri

Epidermal Büyüme Faktörü ve reseptörlerinin fizyolojisini bozar. Epidermal Büyüme Faktörleri-nin azalması sonucunda diyabetik doku onarımı yavaşlar ve kronikleşir.

Epidermal Büyüme Faktörü’nün yara iyileşme-sindeki bu etkileri göz önüne alınarak Küba’nın önde gelen enstitülerinden biri olan “Genetic Engineering and Biotechnology Center” (CIGB) tarafından diyabetik ayak yaralarında kullanılmak üzere çalışmalar başlamıştır. Bu çalışmalar ilk olarak topikal form üzerine olmuş ancak klinik deneylerde yaradaki bakteriyel biyofilm tabakası dolayısıyla Epidermal Büyüme Faktörü’nün par-çalanması ve asıl granülasyonu başlatacak olan alt dokulara etki edememesinden dolayı topikal form yara iyileştirme etkinliği açısından yeterli bulunamamıştır.

Bu nedenle çalışmalar intralezyonel form üzerine yoğunlaşmış ve faz çalışmaları tamamlanarak Heberprot-P diyabetik ayak yaralarında kullanıl-maya başlanmıştır.

Çalışmalarda yer alan birçok hasta majör ampü-tasyona aday olan hastalardır ve 75 mikrogram Heberprot-P tedavisi uygulanan hastalarda %83 ve üzeri tedavi başarısı sağlanmıştır.

13

Everything starts with one step

Disorders developing in veins or nerves from onset of the disease depending

on the high levels of blood sugar are the root causes of foot ulcers in patients with diabetes. The pressure points change due to disruption of mechanical foot structure. With this change, the pressure is higher at these points, and these points are candidates for foot ulcers.

As a result of studies conducted in Turkey, it is estimated that about 700 thousand diabetic patients suffer from foot problems and about 25 thousand major amputations are carried out within a year. According to a study con-ducted in USA by David Armstrong and his team, 5-year mortality rate for patients who have underwent major amputation associat-ed with diabetes is indicated as 50%. In this study, this rate is compared with mortality rates associated with cancer, and it is shown that mortality rates of major amputation as-sociated with diabetes are much higher than many of the cancer types.

Today, various treatment methods are applied for the treatment of diabetic foot ulcers. Epidermal Growth Factor, being one of these treatment methods, was first discovered by Stanley Cohen in 1962, and he was awarded with Nobel Prize of Medicine with this discovery.

Having effect of growth, systematic migration and protection of cells in the healing of ulcers, EGF stimulates;

l Migration of fibroblasts and endothelial cells to wound areal Accumulation of intercellular collagen ma-trix, formation of granulation tissue including re-angiogenesis and maturation.l Contraction of ulcer by myofibroblast activation and proliferationl enables healing of damaged areas by migration and proliferation of epithelial cells.

Heberprot-P:

Cep telefonu kamerası ile karekodu taratıp Heberprot-P’un klinik çalışmalarına ulaşabilirsiniz.

You may scan the QR code to have access to the published clinical studies of Heberprot-P.

In the wounds developing due to diabetes, the physiology of EGF and its receptors is dis-rupted by increase of enzymatic degradation in wound bed and high levels of blood sugar. As a result of decrease in EGF, the diabetic tissue regeneration slows down and becomes chronic.

Having regard to these wound healing effects of EGF, “Genetic Engineering and Biotechnol-ogy Center” (CIGB), which is one of leading institutions in Cuba, has initiated studies to be used in healing of diabetic foot ulcers. These studies were primarily on topical form; howev-er, it wasn’t deemed sufficient in clinical trials in terms of healing efficiency since it was not able to act on sub-tissues, which would initi-ate disruption of EGF and actual granulation because of bacterial biofilm layer in wound.

Therefore, the studies focused on intralesion-al form, and Heberprot-P was started to be used in diabetic foot ulcers upon completion of phase studies.

Many of the patientsinvolved in studieswere candidatesfor major amputation, and success of treatment in patients treated with Heberprot-P 75 microgram was 83% and higher.

14

Heberprot-P Heberprot-P nedir?

Heberprot-P, biyoteknolojik bir ilaç olup, rekombinant insan Epidermal Büyüme Faktörü (rh EGF) içeren bir formülasyondur. Flakon içerisinde liyofilize toz halinde 75 µg rhEGF bulunur. 5 mL enjeksiyonluk su veya serum fizyolojik ile seyreltilir.

EGF, diyabetik ayak ülseri tedavisinde ilk olarak topikal olarak araştırılmış ve bazı ürünler kullanıma sunulmuştur. Bu şekilde uygulanan EGF’in proteazların yıkım etkisine maruz kaldığı bilinmektedir.

Diyabetik ayak ülserinde iyileşme süreci bozulmuştur ve bu kısmen yara bölgesindeki büyüme faktörlerinin eksikliğinden kaynaklanmaktadır. Ayrıca bununla birlikte granülasyon doku hücreleri yaranın en derin tabakalarından itibaren oluşmaya başlamaktadır. EGF reseptörleri de yaranın alt tabakalarında daha fazladır.

Temelde, sayılan bu nedenlere bağlı olarak yara içine uygulanan EGF (Heberprot-P) geliştirilmiştir. Bu yoldan uygulama ile hem proteazların yıkım etkisinden kaçınılmış, hem de EGF’in hedef hücrelere kolayca ulaşması sağlanmıştır.

İntralezyonel EGF bakıldığında topikal uygulamaların en önemli eksikliği olan “yara iyileşmesinde rol alan hücrelerin, kişinin sağlık bütünlüğüne etki etmeyecek maksimum dozda EGF ile etkilenmesi gerekir” ilkesindeki kısıtlılığı gidermek üzere geliştirilmiş bir ileri teknoloji ürünüdür.

Heberprot-P, haftada 3 kez (Pazartesi, Çarşamba, Cuma), lezyon çevresine ve/veya lezyon içerisine uygulanmalıdır.

Heberprot-P, diyabetik ayak ülserlerinde kullanılmaktadır.

Heberprot-P’un uygulama sıklığı ne kadardır?

Heberprot-P’un endikasyonu nedir?1 32

Heberprot-P, lezyonda tam granülasyon yanıt elde edilinceye kadar veya maksimum 12 haftalık (36 doz) tedavi süresince uygulanır. Granülasyona kadar geçen zaman ortalama üç haftadır.

Heberprot-P’un uygulama süresi ne kadardır? 6

Heberprot-P’un formulasyonunda bulunan rhEGF etkisini, hedef hücrelerin hücre zarında yerleşik olan, glikoprotein yapıda tirozin kinaz aktiviteli spesifik reseptörlere bağlanarak gösterir. EGF keratinositler, fibroblastlar ve vasküler endotelyal hücrelerin çoğalmasını arttırarak, granülasyon oluşumunu hızlandırır.

Heberprot-P’un etki mekanizması nedir?7

Heberprot-P uygulanırken bir flakonun içerisindeki tüm içerik enjektöre çekilir. Daha sonra lezyon çevresine ve/veya lezyonun içine uygulanır. Enjektör içerisindeki Heberprot-P çözeltisinin tümü bir noktaya uygulanmaz, lezyonun çeşitli bölgelerine uygulanır. Ponksiyon yapılan bölgede enfeksiyon varsa diğer bölgelere bulaşmasını önlemek için iğne uçlarının değiştirilmesi önerilmektedir.

Heberprot-P uygulaması öncesinde lezyon bölgesindeki enfeksiyonun kontrol altına alınması gerekmektedir.

Heberprot-P nasıl uygulanır?4 Heberprot-P neden intralezyonel şeklinde uygulanır?5

15

sıkça sorulan sorular

Acosta JB, Savigne W, Valdez C, Franco N, Alba JS, del Rio A, Lopez-Saura P, Guillen G, Lopez E, Herrera L, Férnandez-Montequín J. Epidermal growth factor intralesional infiltrations can prevent amputation in patients with advanced diabetic foot wounds. Int Wound J 2006;3:232–239.

Fernández-Montequín JI, Infante-Cristiá E, Valenzuela-Silva C, Franco-Pérez N, Savigne-Gutierrez W, Artaza-Sanz H, Morejón-Vega L, González-Benavides C, Eliseo-Musenden O, García-Iglesias E, Berlanga-Acosta J, Silva- Rodríguez R, Betancourt BY, López-Saura PA, for the Cuban Citoprot-P Study Group. Intralesional injections of Citoprot-P (recombinant human epidermal growth factor) in advanced diabetic foot ulcers with risk of amputation. Int Wound J 2007;4:333–343.

Fernández-Montequín JI, Valenzuela-Silva CM, Díaz OG, Savigne W, Sancho-Soutelo N, Rivero-Fernández F, Sánchez-Penton P, Morejón-Vega L, Artaza-Sanz H, García-Herrera A, González-Benavides C, Hernández- Cañete CM, Vázquez-Proenza A, Berlanga-Acosta J, López-Saura PA, for the Cuban Diabetic Foot Study Group. Intra-lesional injections of recombinant human epidermal growth factor promote granulation and healing in advanced diabetic foot ulcers: multicenter, randomised, placebo-controlled, double-blind study. Int Wound J 2009; 6:432–443

Jorge Berlanga, Silvia Álvarez, José de la Fuente and Pedro López-Saura Considerations on the transforming potential of the epidermal growth factor Biotecnología Aplicada 1998;15:65-69

Heberprot-P güvenlibir ilaç mıdır?

Evet. Heberprot-P standart faz çalışmalarına ek olarak yapılan genotoksik ve mutajenik testlerden başarıyla geçmiş güvenli bir ilaçtır.

8Heberprot-P uygulanmaya başlandığı ilk ülke olan Küba’da, 3 senelik bir zaman dilimini kapsayan ve Heberprot-P uygulanan hastaların toplamının %80’ine ulaşıldığı postmarketing çalışması mevcuttur. Bu çalışmanın temelde 3 önemli sonucu vardır. I) Heberprot-P bu kadar geniş hasta sayısında bakıldığında ciddi advers etki göstermemiştir. II) Ortalama tedavi süresi diğer diyabetik ayak ülseri tedavilerine göre çok daha hızlıdır. III) Heberprot-P ile tedavi olan hastalarda diyabetik ayak ülseri rekürensi diğer tedavi modellerine göre çok daha azdır.

Faz III çalışmasında ilacın iki dozu (25 ve 75 µg) plasebo kontrol grubu ile karşılaştırılmıştır. Bu çalışmada tedavi sonrasında, 75 µg ile % 87, 25 µg ile % 73 tam granülasyon oranı sağlanmıştır. Plasebo ile ortaya çıkan tam granülasyon oranı % 58’dir. Her iki doz için tam granülasyona kadar geçen zaman ortalama üç haftadır.

Heberprot-P’unpost-marketing (faz IV) çalışması mevcut mudur?9

Hayır. Bilindiği gibi diyabetik ayak ülserinin tedavisi, kan şekerinin regülasyonu, yara yerinde enfeksiyon kontrolü, debridman, gerekli ise revaskülarizasyon, büyüme faktörlerinin replasmanı ve granülasyon dokusu oluşumu sonrası greft işlemidir. Heberprot-P, diyabetik ayak ülserinde, genel yara bakım kuralları prensiplerine dikkat edilirken uygulanmalıdır. Klinik çalışmalarda uygun yara bakımı ile Heberprot-P uygulanan hastalarda tedavi başarısı %85’dir.

Heberprot-P kullanırken yara bakımı prensiplerindenödün verilebilir mi?11

Yara yatağında normal fizyolojik standartları sağlamaya çalışan yardımcı tedavi yöntemleri ile beraber kullanılabilir. Bu anlamda uygulayıcı klinisyenlerin iyileşme süresine katkı anlamında gözlemleri mevcuttur. Ancak bu hipotez klinik çalışmalarla desteklenmelidir.

Heberprot-P, yara bakımının yardımcı tedavileri ile beraber kullanılabilir mi?10

Heberprot-P Küba’da devlete bağlı CIGB enstitüsü tarafın-dan geliştirilmiş ve üretilmiştir. İlacın üretimi GLP stan-dartlarının mevcut olduğu tesislerde, AB üyesi İspanya’da yapılmaktadır.

Heberprot-P, 22 Mart 2011’de WIPO’dan (Dünya Fikri Mülkiyet Örgütü) “Gold Medal” (Altın Madalya) ve “Best Young Inventor” (En iyi buluş) ödüllerini almıştır.

Heberprot-P hangi ülkeden ithal edilmektedir?12

16

Heberprot-P What is Heberprot-P?

Heberprot-P is a biotechnological product and a formulation containing Epidermal Growth Factor (rh EGF). The vial contains 75 µg rhEGF in the form of lyophilized powder. It is diluted with 5 mL water for injection or serum physiologic solution.

EGF was first studied as topical for the treatment of diabetic foot ulcer and a number of products were introduced for use. It is known that EGF applied in such manner is exposed to disruption effect of protease.

The healing process of diabetic foot ulcer is disrupted and this is partially due to the lack of growth factors in wound area. In addition, formation of granulation tissue cells starts from the deepest layers of wound. EGF receptors are also much more in the lower layers of the wound.

Basically due to these mentioned reasons, EGF (Heberprot-P) applied inside wound has been improved. Application by this route ensures prevention of disruption effect of protease, and enables EGF to reach target cells easily.

Having regard to intralesional EGF, it is a hi-tech product developed to eliminate the restriction in the principle stating that “the cells involved in wound healing should be affected by EGF at maximum dose, which would not act on the health integrity of the person”.

Heberprot-P is applied around and/or inside the lesion 3 times a week (Monday, Wednesday, Friday).

Heberprot-P is indicated for diabetic foot ulcers.

What is the frequency of administration?

What is Heberprot-Pindicated for?1 32

Heberprot-P is applied until complete granulation in lesion is obtained or throughout the treatment over a period of maximum 12 weeks (36 doses). The average time to obtain granulation is three weeks.

How long is the application period of Heberprot-P?6

rhEGF found in the formulation of Heberprot-P demonstrates its action by binding to specific receptors with tyrosine kinase activity having glycoprotein structure, which are located on cell membranes of target cells. EGF accelerates granulation formation by increasing growth of keratinocytes, fibroblasts and vascular endothelial cells.

What is the action mechanism of Heberprot-P?7

While applying Heberprot-P, whole contents of the vial are drawn into the syringe. Then it is applied around and/or inside the lesion. Heberprot-P solution inside the syringe is not fully applied at one single point, but in different parts of the lesion. If the punctured area is infected, it is recommended to change the needles in order to prevent transmission to other areas.

Before applying Heberprot-P, the infection in the lesion site should be taken undercontrol.

How is Heberprot-P applied?4 Why is Heberprot-P applied by intralesional route? 5

17

frequently asked questions

Is Heberprot-P a safe medicine?

Yes. Heberprot-P is a safe medicine which has successfully passed genotoxicity and mutagenicity tests performed in addition to standard phase studies.

8In Cuba, the first country to apply Heberprot-P, there is a post-marketing study which covers a time period of 3 years and in which 80% of the total of patients treated with Heberprot-P were reached. This study concluded with 3 significant results: I) Considering the large number of patients, Heberprot-P has not caused any serious adverse reaction. II) Average treatment duration is faster than other treatments for diabetic foot ulcer. III) Recurrence of diabetic foot ulcer in patients treated with Heberprot-P is much less than other treatment models.

In Phase III study, double dose of the medicine (25 and 75 µg) was compared with placebo control group. In this study, complete granulation was obtained with 87% at a dose of 75 µg and 73% at a dose of 25 µg after the treatment. Complete granulation was 58% in placebo. Time to complete granulation for both doses was three weeks on average.

Is there a post-marketing (phase IV) study for Heberprot-P?9

No. As it is known, treatment of diabetic foot ulcer is a graft process after regulation of blood sugar, infection control on wound area, debridement, revascularization if needed, replacement of growth factors and granulation tissue formation. Heberprot-P should be applied in diabetic foot ulcer by paying attention to the principles of general wound care. In clinical trials, the success of treatment in patients treated with Heberprot-P under appropriate wound care is 85%.

Can principles of wound care be compromised on while using Heberprot-P?11

It can be used with complementary therapies which help maintaining normal physiological standards of the wound bed. In that regards, administrator clinicians have observati-ons considered as contribution to healing period. However, this hypothesis should be supported with clinical trials.

Can Heberprot-P be used with complementary therapies for wound care?10

Heberprot-P is developed and produced by governmental Institute of CIGB in Cuba. The medicine is produced in the plants having GLP standards in Spain, being a member of EU.

Heberprot-P was awarded by WIPO (World Intellectual Property Organization) with “Gold Medal” and “Best Young Inventor” on the 22nd of March, 2011.

Which country Heberprot-P is imported from?12

Acosta JB, Savigne W, Valdez C, Franco N, Alba JS, del Rio A, Lopez-Saura P, Guillen G, Lopez E, Herrera L, Férnandez-Montequín J. Epidermal growth factor intralesional infiltrations can prevent amputation in patients with advanced diabetic foot wounds. Int Wound J 2006;3:232–239.

Fernández-Montequín JI, Infante-Cristiá E, Valenzuela-Silva C, Franco-Pérez N, Savigne-Gutierrez W, Artaza-Sanz H, Morejón-Vega L, González-Benavides C, Eliseo-Musenden O, García-Iglesias E, Berlanga-Acosta J, Silva- Rodríguez R, Betancourt BY, López-Saura PA, for the Cuban Citoprot-P Study Group. Intralesional injections of Citoprot-P (recombinant human epidermal growth factor) in advanced diabetic foot ulcers with risk of amputation. Int Wound J 2007;4:333–343.

Fernández-Montequín JI, Valenzuela-Silva CM, Díaz OG, Savigne W, Sancho-Soutelo N, Rivero-Fernández F, Sánchez-Penton P, Morejón-Vega L, Artaza-Sanz H, García-Herrera A, González-Benavides C, Hernández- Cañete CM, Vázquez-Proenza A, Berlanga-Acosta J, López-Saura PA, for the Cuban Diabetic Foot Study Group. Intra-lesional injections of recombinant human epidermal growth factor promote granulation and healing in advanced diabetic foot ulcers: multicenter, randomised, placebo-controlled, double-blind study. Int Wound J 2009; 6:432–443

Jorge Berlanga, Silvia Álvarez, José de la Fuente and Pedro López-Saura Considerations on the transforming potential of the epidermal growth factor Biotecnología Aplicada 1998;15:65-69

18

BirADIMLA BAŞLAR

Herşey

Heberprot-Pİntralezyonel EGF

19

Bir

Herşey

Heberprot-P

Tedavi öncesiPretreatment

9. Doz9th dosage

Tedavi sonrası - 1. ayPosttreatment - 1st month

Tedavi öncesiPretreatment

12. Doz12th dosage

6. Doz6th dosage

Tedavi sonrasıPosttreatment

Heberprot-Pİntralezyonel EGF

Diyabetik ayak enfeksiyonu nedeniyle hastaneye yatan hastaya sol ayak 1. parmak transmetatarsal amputasyonu yapıldı. Sonrasında sıkı metabolik kontrol, antibiyoterapi, bası kaldırma, yara bakımı, hiperbarik oksijen tedavisi ve negatif basınçlı yara tedavileri uygulanan hastada belirgin bir iyileşme gözlenemedi.

Hastaya, granülasyon dokusu gelişimi sağlamak ve yaranın kapanmasını hızlandırmak amacıyla 9 doz Heberprot-P tedavisi uygulanmıştır.

17 yıldan beri tip 2 diyabetli hastanın aşırı iskemik yarası için uygulanan tedavilere ve balon anjiyoplastiye rağmen yarada nekroz gelişimi devam etti. Bu sırada hastanın topuğunda gelişen nekroz ilerledi. Hastanın yüksek mortalite riski nede-niyle periferik by-pass uygulanamamıştır ve hastaya diz üstü amputasyon kararı verilmiştir.

Hastaya diz üstü amputasyon yapılmayarak plantar yüzeydeki yaraya 12 doz, topukta bulunan yaraya ise 6 doz Heberprot-P tedavisi uygulanmıştır.

YAŞ: 52 AGE: 52

1) Aktaş Ş.et al.Intralesional application of epidermal growth factor in limb-threatening ischemic diabetic foot ulcers. Acta Orthop Traumatol Turc. 2016;50(3):277-83. doi: 10.3944/AOTT.2015.14.0434.

The patient hospitalized due to diabetic foot infection was underwent transmetatarsal amputation on the first toe of left foot. A significant recovery was not observed in the patient after strict metabolic control, antibiotherapy, depressuriza-tion, wound care, hyperbaric oxygen treatment and nega-tive-pressure wound treatment were applied.

The patient was treated with 9 doses of Heberprot-P in order to provide improvement in granulation tissue and to fasten wound closure.

Necrosis continued to develop in wound of the patient with type II diabetes for 17 years despite treatments applied for extremely ischemic wound and balloon angioplasty. Meanwhile, the ne-crosis that developed in patient’s heel progressed. Due to high mortality risk, the patient could not undergo peripheral bypass surgery, and decision for amputation from knee up was given.

The patient did not undergo amputation from knee up, but treated with 12 doses of Heberprot-P for the wound on plantar surface and 6 doses of Heberprot-P for the wound on heel.

YAŞ: 74 AGE: 74

Diyabetik ayak yarası tedavisinde Heberprot-P’un etkisiEfficacy of Heberprot-P in diabetic foot ulcers

20

The importance of glycemic control on the treatment of diabetic foot ulcer

Hipergliseminin, lökositlerin migrasyon ve adezyonunu, fagositozu ve opsonizasyonu bozduğu bilinmektedir. Bu nedenle tüm diyabe-

tik ayak yarası olanlarda iyi bir glisemik kontrol sağlanması hedeflen-melidir. Diyabetik ayak enfeksiyonu olan hastalarda glisemik hedefler belirlenirken enfeksiyon ve yaranın derecesinin dışında; hastanın yaşı, yaşam beklentisi, diyabetinin süresi, daha önceki diyabet kontrolü, diyabet tedavisi, var olan diyabet komplikasyonları, eşlik eden diğer hastalıkları ve kullandığı diğer ilaçlar dikkate alınmalıdır.

Saltoğlu, Neşe, ve diğerleri. “Diyabetik ayak yarası ve enfeksiyonunun tanısı, tedavisi ve önlenmesi: Ulusal Uzlaşı Raporu.” Klimik Derg28.Özel Sayı 1 (2015): 2-34.

ALINTI:

Diyabetik ayak yarası tedavisindeglisemik kontrolün önemi

I t is known that hyperglycemia disrupts phagocytosis and opsonization, migration

and adhesion of leucocytes. Therefore, main-tenance of a good glycemic control should be targeted for everyone suffering from diabetic foot ulcer. When setting glycemic targets for the patients with diabetic foot infection, the age, life expectancy, duration of diabetes, previous diabetic control, diabetes treatment, existing diabetes complications, other accompanying diseases of the patient, and other medicines being used as well as the level of infection and wound should be taken into consideration.

The level of HbA1c should not exceed 6.5% in low-risk, non-hospitalized patients having superficial wounds, who do not have comor-bidities or tendency to hypoglycemia, while

having long life expectancy. A fasting glucose level between 70-120 mg/dl and second hour postprandial glucose level below 140 mg/dl are targeted.

If moderate-risk, non-hospitalized patients with wound of Wagner Grade 3 do not suffer from comorbidities, the fasting blood glucose level or blood glucose level before meal should not exceed 130 mg/dl, and second hour postprandial blood glucose level should be maintained below 160 mg/dl, while HbA1c target of 7.0-7.5% is sufficient.

American Association of Clinical Endocrinol-ogists (AACE) and American Diabetes Asso-ciation(ADA) recommend that blood glucose level measured before meal is below 140 mg/dl, and glucose level measured any time of

the day is below 180 mg/dl for the patients who are hospitalized except intensive care unit and treated with insulin therapy; and they recommend flexible glycemic targets in case that the patient has comorbidities and any disease in terminal stage or the patient is not able to monitor the glucose level frequently. It is safer to maintain HbA1c target between 7.5-8.0% in order to protect these patients especially from hypoglycemia.

Turkish Association of Endocrinology and Metabolism (TEMD) also recommends achievement of such like glycemic targets.

Saltoğlu, Neşe, et al. “Diagnosis, Treatment and Prevention of Diabetic Foot Wounds and Infections: Turkish Consensus Report” Klimik Derg28.Suppl 1 (2015): 2-34.

CITATION:

Yarası yüzeysel olup hastanede yatmayan, komorbiditeleri bulunma-yan, hipoglisemiye eğilimli olmayan ve yaşam beklentisi uzun olan düşük riskli hastalarda HbA1c düzeyi %6.5’i aşmamalıdır. Açlık kan glukoz düzeyinin 70-120 mg/dl arasında ve ikinci saat postprandiyal kan glukoz düzeyinin 140 mg/dl’nin altında olması hedeflenir.

Hastanede yatmayan ve Wagner Derece 3 yarası olan orta riskli has-talarda ek komorbiditeler yoksa kan glukoz düzeyinin açlık veya öğün öncesinde 130 mg/dl’yi aşmaması, tokluk döneminin ikinci saatinde 160 mg/dl’nin altında tutulması ve HbA1c hedefinin %7.0-7.5 olması yeterlidir.

Amerikan Klinik Endokrinologlar Birliği (AACE) ve Amerikan Diyabet Derneği (ADA), yoğun bakım ünitesi dışında hastanede yatan ve insülin tedavisi almakta olan hastalarda öğün öncesi ölçülen kan glukoz düzeyinin 140 mg/dl’den, herhangi bir zamanda ölçülen glukoz düzeyinin ise 180 mg/dl’den düşük olmasını; hastanın ek komorbidi-teleri, terminal dönemde bir hastalığı varsa veya kan glukoz izlemini çok sık yapamayacak durumdaysa glisemik hedeflerin biraz daha esnek olmasını önermektedir. Bu hastalarda özellikle hipoglisemilerden korunmak için HbA1c hedefinin %7.5-8.0 aralığında tutulması daha güvenlidir.

Türkiye Endokrinoloji ve Metabolizma Derneği (TEMD) de benzer glise-mik hedeflere ulaşılmasını önermektedir.

21

Saklama koşulları 2-8˚C olarak belirlen-miş, sıcaklığa karşı hassas ürünlerin ka-

litesini, güvenilirliğini ve etkinliğini güvence altına almak amacıyla depolama ve taşıma süreçleri dikkatlice organize edilmelidir. Bu süreç “İyi Dağıtım ve Depolama Uygulama-ları” kılavuzlarında açıkça tanımlanan şekilde ve otorite tarafından denetime açık üretici/lisans sahibi firma, depolar, eczaneler ve hastaneler kontrolünde olmalıdır. Her bir ila-cın kendisi için önceden belirlenmiş sakla-ma koşullarına uygun olmayan sıcaklık, ışık, nem gibi fiziksel koşullara maruz kalması durumunda kalitesinden ve etkinliğinden şüphe edilmelidir.

Hastaya kadar takipÖzellikle saklama koşulu 2-8 ˚C olan soğuk zincir ürünler üretimden itibaren hastaya uygulanıncaya kadar izlenmelidir. Önceden validasyonu yapılmış saklama ve taşıma süreçleri sıcaklık takip cihazları ile izlenmeli ve kayıt altında tutulmalıdır. Ruhsatlı ürünler için Sağlık Bakanlığı tarafından sürecin paydaşları olan firmalar, depolar, eczane ve hastaneler periyodik olarak denetlen-mektedir. Off-label olarak tabir edilen ve reçete bazında TEB (Türk Eczacılar Birliği) tarafından tedarik edilen ürünler için de aynı kontrol yapılmakta ve ürünlerin hastaya ulaştırılması hassasiyetle izlenmektedir. Ancak yasadışı yollardan ucuz ilaç getirmek

amacıyla yurtdışından temin edilen ilaçlar hiçbir şekilde bu takip ve kontrole tabi değildir, bu nedenle bu tip yollarla temin edilen ürünlerin orijinalliğinden, kalitesinden ve etkinliğinden emin olunamaz.

Tedarik sürecine dikkat!Özellikle biyolojik yöntemlerle elde edilmiş aşılar ve onkolojik ilaçların korunma ve tedavi sürecinde herhangi bir gecikmenin ve etkinliği şüpheli bir ilacın uygulanmasının yaratacağı olumsuzluk göz önünde bulun-durulduğunda yasal tedarik sürecine dahil olan kurumlardan ürün temin edilmesinin gerekliliği anlaşılmaktadır.

Soğuk zincir ürünlerin tedarik süreciÖzellikle biyolojik yöntemlerle elde edilmiş aşı ve onkolojik ilaçların tedarik sürecinde “soğuk zincir” çok önemlidir. Saklama koşullarına dikkat edilmediğinde ilacın kalitesi ve etkinliği düşüyor.

Procurement process of cold chain products“Cold chain” has great importance on procurement process of especially vaccines and oncology medicines obtained by biological methods. When no attention is paid to storage conditions, the quality and efficiency of medicine decreases.

I n order to guarantee the quality, reliability and efficiency of the sensitive products, for which storage conditions are determined

as 2-8˚C, the processes of storage and transportation should be organized with caution. This process should be as clearly defined in guidelines of “Good Distribution and Transporta-tion Practices”, and under the control of manufacturer/license-holder companies, warehouses, pharmacies and hospitals which are open to audits by authorities. In case of exposure of any medicine to physical conditions such as heat, light and moisture not complying with pre-determined storage conditions, the quality and efficiency of said product should be questioned.

Tracking up to the patientIn particular, the cold-chain products, for which storage condition is 2-8˚C, should be tracked from production until it is administered to patient. The storage and transportation processes, which are already validated, should be tracked by

temperature tracking devices and recorded. For licensed products, the companies, warehouses, pharmacies and hospitals involved in the process are periodically inspected by Ministry of Health. Same control is conducted for the products called as off-label

and supplied by TEB (Turkish Pharmacists’ Association) on prescription basis, and delivery of products to the patient is tracked with precision. However, the medicines supplied illegally from foreign coun-tries in order to bring cheap medicine are not subject to this tracking and control under no circumstances; therefore, authenticity, quality and efficiency of the products supplied by such manners are not ensured.

Attention to procurement process!Having regard to negative results caused by a delay in the course of protection of vaccines and oncology medicines especially

obtained by biological methods, and treat-ment process, and administration of a medicine

with questionable efficiency, the necessity of supply of products from organizations involved in

legal procurement process is understood.

22

Makalede, birinci aşama kemote-rapilerini gördükten sonra, hedef

odaklı immunoterapi aşısı olan Raco-tumomab kullanan ve ileri evre küçük hücreli dışı akciğer kanseri olan 12 has-tanın tedavi sonuçları yer almaktadır.

Yayınlanan sonuçlara göre, tedavi gören hastaların serumlarında, aşının oluşturmuş olduğu yanıtın tespit edilmesi amaçlanmış ve hastaların progresyonsuz sağ kalımları üzerindeki etkileri değerlendirilmiştir.

Aşının tedavi şemasına göre hasta-lara ilk 5 doz iki haftada bir uygulan-dıktan sonra aylık dozlar ile devam

edilmektedir. Hekimlerin takibinde olan bu hastaların aşıya verdikleri yanıt belirli aralıklarla tespit edilmiştir. Sonuç olarak yüksek yanıt veren hastaların progresyonsuz sağ kalım sürelerinin daha uzun olabileceğine dair sonuçlar yayınlanmıştır.

12 hastanın ortalama progresyonsuz sağ kalımı 13,8 aydır ve birkaç ay ile ölçülen değeri oldukça arttırmıştır.

Racotumomab resmi olarak Avrupa ve bölge ülkeleri arasında sadece Türkiye’de Türk Eczacılar Birliği kanalı ile temin edilebilmektedir.

Aralarında Anadolu Sağlık Merkezi, Ege Üniversitesi Hastanesi, Acıbadem Hastanesi ve Koç Üniversitesi hastanesinin bulunduğu merkezlerin yürütmüş olduğu çalışma sonuçları, bilimsel makale olarak uluslararası bir dergi olan Advances in Modern Oncology Research’te yayınlandı.

Aşının tedaviye etkisi 11 Temmuz 2017 tarihli Hürriyet gazetesine haber oldu.

The efficiency of vaccine on treatment has been published in Hurriyet newspaper dated 11th of July, 2017.

Küba Kanser Aşısı içinbir uluslararası yayın da Türkiye’den!

23

An international scientific article from Turkey on Cuban-developed Cancer Vaccine

T he article contains treatment results of 12 patients who had advanced non-small cell lung cancer and used

Racotumomab, being a target-oriented immunotherapy vaccine, after having phase one chemotherapy.

According to the published results, it was aimed to determine the response formed by vaccine in the sera of treated patients and its effects on patients’ survival without progression was evaluated.

According to the vaccine treatment schedule, administra-tion of first 5 doses to patients every two weeks is followed by monthly doses. The responses of these patients to vaccine, who were followed-up by physicians, were peri-odically examined. In conclusion, published results showed that survival time without progression for patients with high response would be much longer.

For 12 patients, the average survival time without progres-sion was 13,8 months, and it considerably increased the value measured with a few months.

Across Europe and among countries in the region, Racotu-momab can be officially supplied only in Turkey by Turkish Pharmacists’ Association.

The results of studies carried out by medical centers including Anadolu Medical Center, Ege University Hospital, Acibadem Hospital and Koc University Hospital are published as a scientific article in the international journal of Advances in Modern Oncology Research.

23

24

Barsak bakterileri,kanser tedavisini ‘güçlendiriyor’Fransız ve Amerikalı uzmanların yaptığı araştırmalara göre, sindirim sistemimizin derinliklerinde yaşayan bakteriler, kanser tedavisi sırasında tümörlerin büyüyüp küçülmesinde etkili oluyor.

Intestinal bacteria‘boost’cancer treatmentAccording to the researches carried out by French and American experts, the bacteria residing in deep digestive system act on growth or shrinkage of tumors during cancer treatment.

I n the researches, the microbiomes, i.e. microscopic organisms residing in our body, in cancer patients have been

examined.

In two studies published in Science magazine, the effects of specific bacteria types and overall microbiome diversity on immunotherapy drugs used for treatments stimulating immune system were exam-ined.

Trillions of microorganisms reside in our body and the relationship between us and them is indeed far beyond the infectious diseases.

raştırmalarda, kanser hastalarındaki mikrobiyomlar, yani içimizde yaşayan mikroskobik organizmalar incelendi.

Science dergisinde yayımlanan iki çalışma-da, belirli bakteri türleri ve genel anlamda mikrobiyom çeşitliliğinin, bağışıklık sistemini harekete geçiren tedavilerde kullanılan immunoterapi ilaçları üzerindeki etkilerine bakıldı.

Vücudumuzda trilyonlarca mikro organizma yaşıyor ve bizimle aralarındaki ilişki aslında enfeksiyon hastalıklarının çok ötesine gidiyor.

İmmunoterapi ve tümörlerHer iki çalışmada da vücudun tümörlerle savaştaki kendi savunma mekanizmasını güçlendiren immunoterapi tedavisi gören hastalar incelendi. İmmunoterapi her hastada işe yaramıyor ancak bazı vakalar-da ölümcül aşamaya gelen tümörler bile temizlenebiliyor.

24

Paris’teki Gustave Roussy Kanser Kam-püsü’nde yapılan bir çalışmada, böbrek veya akciğer kanseri teşhisi konulmuş 249 hasta incelendi. Araştırma sonucu, örneğin dişlerindeki bir apse için antibiyotik alan hastaların, mikrobiyomlarına zarar verdik-leri ve immunoterapi tedavisi görürken tümörlerinin büyüme ihtimalinin daha büyük olduğu sonucuna varıldı.

Mikrobiyomun önemiÖzellikle bir bakteri türü, Akkermansia muciniphila, tedaviye yanıt veren hastaların yüzde 69’unda bulunuyordu. Bu bakteri, tedaviye yanıt vermeyenlerin ise sadece üçte birinde vardı. Farelerde yapılan test-lerde ise Akkermansia muciniphila seviyesi arttırılanların, immunoterapiye daha iyi yanıt verdikleri tespit edildi.

Bu arada, Teksas Üniversitesi Kanser Merkezi’nde incelenen, ilerlemiş kötü huylu tümörlere sahip 112 hastanın mikrobiyom-ları incelendi. Daha zengin ve büyük çeşitli-

liğe sahip mikrobiyomları olanların, olmayanlara kıyasla tedaviye daha iyi yanıt verdiği görüldü. Doku örnekleri incelenin-ce de yararlı bakterilere sahip hastaların tümör-lerinde daha çok kanserli hücre öldüren bağışıklık sistemi hücresi bulunduğu tespit edildi.

Teksas’taki araştırmayı yapan ekipten Dr. Jennifer Wargo, BBC’ye yaptığı açıklamada, “Bir hastanın mikrobiyomunu bozarsa-nız, kanser tedavisine yanıt verme kabiliyetini bozabilirsi-niz. Bizim teorimiz, hastanın mikrobiyomunu daha iyi olacak şekilde yeniden düzenlerseniz, tedaviye daha iyi yanıt verebilir şeklinde” dedi.

25

Immunotherapy and tumorsIn both of the studies, the patients receiving immunotherapy that boosts body’s own defense mechanism to fight tumors were examined. Immunotherapy does not work on every patient; however, in some cases, it can even clean terminal tumors.

In a study carried out in Gustave Roussy Cancer Campus in Paris, 249 patients diagnosed with kidney or lung cancer were examined. The research concluded that the patients using antibiotics, such as for dental abscess, damaged their microorganisms, and that they were more likely to see theirtumors grow while on immunotherapy.

Importance of microbiomesOne species of bacteria in particular, Akker-mansia muciniphila, was in 69% of patients who responded to treatment. This bacteria was found only in one third of the patients who did not respond to treatment. In the tests performed on mice, it was found that those whose level of A.muciniphila raised better responded to the immunotherapy.

In the meantime, microbiomes of 112 patients suffering from advanced malignant tumors were examined in Cancer Center of Texas University. It was observed that those having a richer and wider variety of micro-biomes better responded to the treatment

25

in comparison with those who did not. Examined tissue samples showed that there were more cancer-killing immune cells in the tumor of patients with benefi-cial bacteria.

Dr. Jennifer Wargo, from the team con-ducted the research in Texas, stated on BBC: “If you disrupt a patient’s micro-biome you may impair their ability to respond to cancer treatment. Our hypoth-esis is if we change to a more favorable microbiome, you just may be able to make patients respond better.”

26

Kanserde tümör takibi vekişiselleştirilmiş tedavide gelişmelerHekimler kanserli her hasta için değişkenlik gösteren tümörün genetiğine bakılabildiği ve tedavilerin kişiselleştirilmeye başlandığını belirtiyor. Bu amaçla, artık tümör biyopsisi sadece dokudan değil kandan da alınabilmekte ve tedavinin süreci ileri teknoloji ile takip edilebilmektedir.

26

Likit biyopsiLikit biyopsi, klasik girişimsel biyopsilerin aksine sadece basit bir kan örneği ile hastanın tümör genetiğini incelemeye olanak tanır. Likit biyopsi tek-nolojisindeki gelişmeler akciğer, meme ve pankreas kanserleri gibi ulaşılması güç solid doku kanserle-rinin de hematolojik kanserler gibi kan veya diğer vücut sıvılarından tespit edilmesine olanak sağlıyor. Özellikle metastatik kanserlerde, hastanın kan dola-şımında serbest halde bulunan tümör DNA’sının izole edilmesi ile birlikte uygulanan moleküler testler tedavi yönlendirici bilgi sağlayabilmektedir.

CTCTümör dokusundan ayrılan ve kan dolaşımına karışan serbest dolaşan tümör hücreleri, CTC ya da Circulating Tumor Cell olarak adlandırılır.

Son teknolojilerden birisi olan CTC ile, basit bir kan testi aracılığıyla kanda dolaşan tümör hücrelerini çok erken evrede buluyor, hücrelerinin sayılarını, hatta hangi tür kanser olduğunu tespit edebiliyor. Böylelik-le kanser daha yolun çok başındayken önlem alma şansı doğuyor.

Kanda dolaşan tümör hücrelerinin (CTC’lerin) araş-tırılması, 7.5 mL’lik bir kan tüpünde, bir ila birkaç yüz hücre arasında değişen sayıları ile (arka plan-daki milyarlarca kan hücresine karşı) oldukça ender sayıda görüldüklerinden son derece zordur. Etkin bir şekilde yakalanmaları ve izole edilmeleri için birden fazla yöntem uygulanmaktadır. Bu teknikler, genel-likle farklı moleküler biyolojik belirteç profillerinden, CTC’lerin fiziksel özelliklerinden ve kan numune-lerinin hücreyi sabitleyen reaktiflerle ön işleme tabi tutulması gibi yöntemlerden yararlanır.

Test, Türkiye’de de yapılıyorKlinik açıdan bakıldığında, CTC’lerin potansiyel faydası; tanı ve prognozun tahmin edilmesi, genel sağ kalım, tekrarlama riskinin değerlendirilmesi ve kemoterapötiklerin etkinliğini izleme gibi sıralanabilir.

Metastatik meme, prostat, akciğer ve kolorektal sistem kanserlerinde yapılmış olan çoklu çalışmalar-da yüksek CTC sayıları kötü hastalık seyrinin bir gös-tergesi olarak ortaya çıkmıştır. CTC’lerin bu anlamda onkolojide güçlü araçlar olabileceği kabul edildi ve günümüzde Türkiye’de de CTC testi yapılmaktadır.

27

Liquid biopsyLiquid biopsy allows examination of genetics of tumor of the patient by a simple blood sample contrary to typical interventional biopsy. The de-velopments in liquid biopsy technology enable detection of hard-to-access solid tissue cancers such as lung, breast and pancreas cancers through blood or other body fluids just as in hematologic cancers. Particularly in metastatic cancers, molecular tests applied together with isolation of tumor DNA, which is free in blood-stream of patients, can give information that guides treatment.

CTCFree circulating tumor cells, which are isolated from tumor tissue and enter into bloodstream, are called as CTC or Circulating Tumor Cell.

CTC, being one of the state-of-the-art technolo-gies, allows early detection of circulating tumor cells in blood by a simple blood testing, and it enables detection of number of cells and even type of cancer. Therefore, it gives chance to take precautions at early period of cancer.

Research of circulating tumor cells (CTC) in blood is extremely difficult, since they are rarely found with a number ranging between one to several hundreds of cells (against billions of blood cells in the background) in a blood tube of 7.5 mL. Multiple methods are adopted in order to effectively catch and isolate them. In general, these techniques use methods such as various molecular biological indicator profiles, charac-teristics of CTCs and reagents which fix blood samples to cells.

Test is performed in TurkeyWhen considered clinically, CTCs provide po-tential benefit for following; estimation of diag-nosis and prognosis, overall survival, evaluation of recurrence risk and tracking the efficiency of chemotherapies.

Multiple studies carried out on metastatic breast, prostate, lung and colorectal cancers showed that high number of CTCs indicates unfavorable course of disease. It is accepted that CTCs can be a powerful means in oncol-ogy in this sense, and today, CTC test can be performed in Turkey.

Tumor tracking in cancer anddevelopments in personalized treatments

27

Physicians state that genetics of the tumors, which vary depending on each cancer patient, can be examined and the therapies are being personalized. For this purpose, tumor biopsy can be performed not only through tissue, but also through blood, and course of the treatment can be tracked by advanced technology.

CIGB-500 molekülüBir devrim hazırlığı:

Hasbiotech, CIGB-500 adlı Küba molekülünün tüm fazlarını ülkemizde tamamlayarak Türkiye tarihinde molekülden ilaç üreten ilk firma olma yolunda hızla ilerliyor.

Dünyada en sık ölüm nedeninin iskemik kalp hastalıkları olduğu bilinmektedir. Günümüzde, hekimler bu hastalarda

“reperfüzyon süresinin, kurtarılan miyokard miktarı ile doğrudan ilişkili olduğunu” bilmekte ve gereğini yerine getirmektedir.

İskemi / Reperfüzyon hasarıNe yazık ki, reperfüzyon tedavisine rağmen bu kadar çabanın ve emeğin boşa gittiği bir hasta grubu da bulunmaktadır. Hastaya en iyi bakım ve tedavi koşulları sağlandığında bile iskemi / reperfüzyon hasarı denilen patofiz-yolojik süreç sonunda, hasta beklenenden daha fazla nekroz alanı ile karşılaşabilmekte hatta ölüm meydana gelebilmektedir. İskemi / reperfüzyon hasarı günümüzde sadece kardiyologların primer tedavi ettiği akut mi-yokard enfarktüsünü değil, aynı zamanda bu patofizyolojik durumun gözlemlendiği inme,

organ nakli, flep operasyonları, post-CPR gibi klinik durumları ve hastalıkları içeren kümeyi kapsamaktadır. İskemi / reperfüzyon hasa-rının yönetiminde bir “ilaç” şu an için tedavi protokollerinde yer almamaktadır. Var olan bazı moleküllerin bu süreçte etkili olabilecek-lerine dair bir takım teoriler varsa da bunlar hâlâ hayvan klinik çalışmaları ya da gözlemsel çalışmalar düzeyinde araştırılmaktadır. Özel-likle akut miyokard enfarktüsü hastalıklarına yönelik son dönemlerde bazı moleküllerin faz çalışma sonuçları göstermektedir ki başarılı sonuçlar çok yakın görülmemektedir.

Hasbiotech’ten yenilikİşte tam bu dönemde çalışmalarımızın olumlu sonuçlanması halinde, CIGB-500 molekülü bir devrim hazırlığı içindedir. Yapılmış olan hayvan çalışmaları, FAZ I ve FAZ IB çalışması molekülün güvenli bir sahada ilaç olmaya

doğru emin adımlarla ilerlediğini göstermekte-dir. Planlanan FAZ II çalışmasının koordinas-yon merkezinin Türkiye Cumhuriyeti üniver-sitelerinden birisinin olacak olması ve tüm dünyanın çare bulmakta zorlandığı bir alanda Türk bilim insanları ve Hasbiotech olarak el ele yürüyecek olmamız bizim için gurur verici olacaktır.

CIGB-500 molekülünün hikayesi başarıyla ya-zılırsa günümüzde kullanılan ERC (European Resuscitation Council) ve AHA (American He-art Association) kılavuzlarında yer alan tedavi algoritması içinde, klinik çalışmaları Türkiye’de yapılmış bir ilacı görmek ve belki de Türkçe bir isimle görmek ilaç ve tıp dünyamız için farklı bir tat olacaktır.

28

29

Preparing for revolution:

CIGB-500 moleculeHasbiotech has completed all phases of Cuban molecule CIGB 500, and it forges ahead to become the first company to produce drug derived from molecule in the history of Turkey.

I t is known that most common reason of death in the world is ischemic heart diseases. Today, physicians know that

“reperfusion time in patients is directly associated with the amount of myocar-dium survived”, and thus they do what is necessary in this respect.

Ischemia / Reperfusion damageUnfortunately, there is also a group of patients for which such efforts go vain de-

spite reperfusion treatment. Even if the patients are provided with optimum

care and treatment conditions, they may experience a

necrosis area wider than expected, and

even death as a result of

29

pathophysiologic process called ischemia / reperfusion damage. Today, ischemia / reperfusion damage includes not only acute myocardial infarction primarily treated by cardiologists, but also clinical cases and diseases such as stroke, organ transplantation, flap operations, post-CPR in which this pathophysiological condition is observed. The management of ischemia / reperfusion damage does not include a “medicine” in current treatment protocol. Even though there are a number of the-ories that some of the existing molecules may act on this process, these theories are still being studied at the level of clinical trials on animals or observational studies. The results of recent phase studies aimed at particularly acute myocardial infarction, which are performed on certain mole-cules, show that successful results are not too close.

Innovation from HasbiotechRight at this time, if we can conclude our studies with favorable results, CIGB-500 will be preparing for a revolution. Trials on animals, PHASE I and PHASE IB studies show that the molecule moves forward with firm steps to become a medicine in a safe field. We will be honored that one of the universities of Turkish Republic will be the coordination center of planned PHASE II study and also that Turkish scientists and we, as Hasbiotech will join hands and walk in a field, which whole world has difficulty in finding a remedy.

If the story of CIGB-500 molecule can be written successfully, pharmaceutical and medical world of us will enjoy seeing a medicine, whose clinical trials are carried out in Turkey and for which a name in Turkish may be given, included in treat-ment algorithm in guidelines of ERC (Eu-ropean Resuscitation Council) and AHA (American Heart Association).

30

İlgili kılavuz, hastalıkların teşhis ve tedavisinde kullanılmak üzere yurt dışından reçete bazın-da veya acil durumlarda toplu temini ile

söz konusu ürünlerin bilimsel veriler doğrul-tusunda tıbbi, etik, hukukî ve akılcı kullanımını sağlama amacı taşımaktadır. İlaç kullanım raporlarında hastaların kimlik bilgileri ve verildiği

Yurtdışından getirilen ilacın temininderötar veya iptalHastaların tedavisi için hekim tarafından gerekli görülen ancak Türkiye’de ruhsatlı olmayan veya ruhsatlı olduğu halde çeşitli nedenlerle üretimi veya ithalatı yapılamayan ve Türkiye İlaç ve Tıbbi Cihaz Kurumu tarafından ithalat izni verilen ilaçlar “Yurtdışından İlaç Temini ve Kullanımı Kılavuzu” usul ve esasları gereğince reçete edilmektedir.

Delay or cancel in the procurement of imported medicinesThe medicines, which are considered necessary by physicians for the treatment of patients, but not registered in Turkey, or which are registered but not produced or imported due to various reasons, or which are granted with import permit by Turkish Medicines and Medical Devices Agency, are prescribed in accordance with the procedures and principles of “Guideline on Procurement of Medicines from Abroad and Usage”.

hastanenin açık adına yer verilmesi, rapor tarih ile numarasının bulunması gerekecektir; reçete tarihi rapor tarihinden önce olamaya-cak ve 56 gün süre ile geçerliliğini koruya-caktır. Reçeteler tarih, protokol numarası, ilaç adı, kullanım dozu, kutu adedi bilgileri ile hekimin kaşe ve ıslak imzasını içermelidir.

“Soğuk zincir” çok önemli!Peki bu esaslara uygun olarak reçete edilmiş ilaçların hastaya ulaşmaması veya geç temin edilmesi halinde ne olur, hasta mağduriyetinin giderilmesi adına nasıl bir yol izlemelidir? Önemle belirtmek gerekir ki, yurtdışından temin edilen çoğu ilaç özel saklama koşulu gerektiren, 1 gün bile gecikme yaşandığı takdirde bozulabilen “soğuk zincir” ilaçlardır. Dolayısıyla yaşanacak bu tarz aksaklıklar, hastaların sağlık ve yaşamlarını tehlikeye sokabilecek ve “sağlık hakları”nı ihlal edebilecek niteliktedir.

30

B y procurement from abroad on pre-scription basis or, in emergent cas-es, collectively, the related guideline

aims at enabling medical, ethical, legal and rational use of said products in ac-cordance with scientific data. Medicine usage report should include patient’s ID details, name of the issuer hospital, as well as report date and number; the date of prescription should not be earlier than the report date and it should be valid for 56 days. The prescriptions should include date, protocol number, name of medicine, dosage, total amount in the box and seal and original signature of physician.

“Cold chain” is crucial!So what would happen if appropriately prescribed medicines did not reach patients or in case of a delay in procure-ment? What actions should be taken for aggrieved patients? It should be strongly emphasized that many of the medicines procured from abroad are “cold chain” products which are perishable even in a delay of 1 day and require special stor-age conditions. Therefore, such failures may danger health and life of patients and violate “rights to health”.

31

Av. Begüm GİRAY

Delay or cancel in the procurement of imported medicines

“Right to Health”“Right to Health” is included in international regulations, as well as various Laws, Bylaws and Regulations, particularly the Constitution. Likewise, article 25 of Universal Declara-tion of Human Rights states that everyone has the right to health “as being a human being”. Article 17 entitled “right to live”, and Article 56 regulating “right to health” under the Constitution are based on the principle stating that the life and health of citizens will be protected. Likewise, each citizen’s right to live is under protection within the scope of the state guarantee and positive liability. The state regulates healthcare organizations so as to render consolidated service in order to Begüm GİRAY, Attorney-at-Law

ensure that everyone maintains a healthy life in physical and mental terms, and to realize the collaboration by increasing savings and yield in terms of labor force and materials, and fulfills this duty by benefiting from and inspecting private health organizations and social institutions.

Paths to be followed by patientsPatient not supplied with his/her medicine should firstly apply to the Ministry of Health, and obtain the “approval for import”, then to forward this approval to the Turkish Pharma-cists’ Association, and have the procurement of the said medicine from abroad inquired. For being aggrieved as s/he is not supplied

31

with medicine or as a result of delay in pro-curement, s/he can resort to administrative jurisdiction concerning “violation of her/his right to health, which is within the fundamen-tal rights and freedoms, and claim for indem-nification of the losses incurred thereby; if s/he has no legal steps to take, then s/he may file an individual application with the Constitu-tional Court.

We wish you all days with wellness and awareness of your rights...!

“Sağlık hakkı”“Sağlık Hakkı” başta Anayasa olmak üze-re çeşitli Kanun, Tüzük ve Yönetmeliklerin yanı sıra uluslararası düzenlemelerde de yer almaktadır. Zira İnsan Hakları Evrensel Bildirgesi’nin 25. maddesi tüm insanların “insan olmaları sıfatıyla ‘sağlık hakkı’na sahip olduklarını” belirtmektedir. Anayasanın “yaşam hakkı” başlıklı 17. maddesi ile “sağlık hakkı”nı düzenleyen 56. maddesi de; vatandaşın canı ve sağlığının gözetileceği ilkesi üzerine ku-ruludur. Zira tüm yurttaşların yaşama hakları devlet güvencesi ve onun pozitif yükümlülüğü kapsamı içinde koruma altındadır. Devlet, herkesin hayatını, beden ve ruh sağlığı içinde sürdürmesini sağlamak; insan ve madde gü-cünde tasarruf ve verimi arttırarak, iş birliğini gerçekleştirmek amacıyla sağlık kuruluşlarını tek elden planlayıp hizmet vermesini düzenler ve bu görevini kamu ve özel kesimlerdeki sağlık ve sosyal kurumlarından yararlanarak, onları denetleyerek yerine getirir.

Hastaların izleyebileceği yollarİlacı temin edilmeyen hasta, ilk aşamada konu ile ilgili Sağlık Bakanlığı’na müracaat edip “yurtdışı ithale uygun onayı” almak ve bunu Türk Eczacılar Birliği’ne ileterek, ilacın temini adına yurtdışında araştırma yapmala-rını sağlamak durumundadır. İlacın kendisine ulaşmaması veya geç temin edilmesinden dolayı yaşadığı mağduriyete istinaden ise; yu-karıda yer verilen açıklamalar ışığında “temel hak ve özgürlükleri kapsamında sayılan sağlık hakkının ihlal edildiği”nden bahisle İdari yargı yollarına başvurup zararlarının tespit ile tazmi-nini talep edebilir; tüm kanun yolları tüketildiği takdirde ise Anayasa Mahkemesi’ne bireysel başvuru yapabilir.

Haklarınızın bilincinde, sağlıklı günler dileriz..!

32

Sanatçının 2013 – 2017 yılları arasında çektiği fotoğraflardan oluşan sergi, “Gizlenmiş Suretler” adını taşıyordu. Hasbiotech bünyesinde Halkla İlişkiler uzmanı olarak çalışan Özge Yüksel, fotoğraf çalışmala-rına 2013 yılında İFSAK’ta başladı. Daha sonra Galata Fotoğrafhanesi

Belgesel Fotoğrafçılık Atölyesi’ne katılan sanatçı, 2016 yılından bu yana çalışmalarını Mehmet Çağlarer eğitmenliğindeki Akbank Sanat Fotoğraf Atölyesi’nde sürdürüyor. Yüksel’in çalışmaları-nı daha yakından inceleyebilmek için web sitesini ziyaret edebilir-siniz: http://ozgeyuksel79.wix.com/photography-lovers

Özge Yüksel’in fotoğraf sergisi:

“Gizlenmiş Suretler”Hasbiotech ekibinden Özge Yüksel, ilk kişisel fotoğraf sergisini açtı. 11 – 16 Eylül 2017 tarihleri arasında Beşiktaş Belediyesi Sanat Galerisi’nde açılan sergi, 32 fotoğraftan oluşuyordu.

In the presentation bringing Prof. Dr. Andreas Schachner together with Hasbiotech employees, Hatti and Hittite, being two major civilizations of Bronze Age, were focused on; their origins, geography they lived in, level of civilization, their contri-bution to art and architecture were analyzed. Details on diplomatic relations they established with their neighbors, economic systems they developed and flow of daily life were

shared in the presentation, while way of belief in that period was mentioned.

Touching on also excavations and archaeological researches con-ducted in Alacahoyuk and Bo-gazkoy Hattusa, Prof. Schachner stated that this was the first great excavation realized by Turkey and underlined that this excavation was under the leadership of Ataturk.

Hasbiotech’te sunum:

“Tunç Çağında Hattiler ve Hititler”Alman Arkeoloji Enstitüsü’nden Hititolog Prof. Dr. Andreas Schachner, 13 Mart 2018 tarihinde Hasbiotech’in Fenerbahçe ofisinde Hasbiotech çalışanlarıyla bir araya geldi.

SANAT / ART

The exhibition, consisting of photographs taken by the artist between 2013 – 2017, was named “Hidden Surrogates”. Ozge Yuksel, working as public relations specialist in Hasbiotech, started to be interested in pho-tography works in 2013 in IFSAK (Istanbul Photography and Cine-ma Amateurs’ Association). Then

the artist attended Documentary Photography Workshop in Galata Photography House, and she has been maintaining her works in Ak-bank Sanat’s Photography Work-shop since 2016 under coaching of Mehmet Caglarer. You can take a close look at her works in her website: http://ozgeyuksel79.wix.com/photography-lovers

Photograph Exhibition of Ozge Yuksel:“Hidden surrogates”Ozge Yuksel from Hasbiotech team held her first exhibition. The exhibition, opened in Art Gallery of Municipality of Besiktas between the 11th and 16th of September, 2017, was composed of 32 photographs.

Prof. Dr. Andreas Schachner’in Hasbiotech çalışanlarıyla buluştuğu sunumda, Tunç Çağının iki önemli uygarlığı olan Hattiler ve Hititler ele alındı; kökenleri, yaşadıkları coğrafya, uygarlık düzeyleri, sanat ve mi-mariye yaptıkları katkılar incelendi. Komşularıyla kurdukları diplomatik ilişkiler, geliştirdikleri ekonomik sistemler ve bu uygarlıklarda gündelik yaşamın nasıl aktığına dair bilgilerin de paylaşıldığı sunumda dönemin inanç biçimlerine de değinildi.

Alacahöyük ve Boğazköy Hattuşa’da yapılan kazılara ve arkeolojik çalışmalara da değinen Prof. Schachner, Alacahöyük kazılarının, Tür-kiye’nin yapmış olduğu ilk büyük kazı olduğunu belirtti ve bu kazının Atatürk öncülüğünde gerçekleştiğinin altını çizdi.

Presentation in Hasbiotech:

“Hatti and Hittite in Bronze Age”Hittitologist Prof. Dr. Andreas Schachner from the German Archaeological Institute met with Hasbiotech employees in Hasbiotech’s office in Fenerbahce on the 13th of March, 2018.

33

Ücretsiz bir anatomi uygulaması olan YOU ile tıbben doğru şekilde, iç organ-lar ve sistemleri de dahil olmak üzere, biyolojik yapılarda gezilebiliyor. Kalp atışı gibi işlevleri kontrol edebiliyor, hastalığın yayılışını görebiliyorsunuz. Uygulama,

hastaların tedaviyi daha iyi anlamalarını sağlıyor. Uygulamanın üreticisi Sharecare şirketinin kurucularından biri Dr. Mehmet Öz. YOU, insan vücudunun Google Maps’i olmaya aday görünüyor.

Sanal gerçeklikle vücudunu keşfet

Discover your body in virtual realityYOU is a free anatomy app for the human body, where you can navigate medically accurate biolog-ical structures including internal organs and their systems. You can also

control functions such as heart rate or see how diseases spread. The app helps patients better understand treatments. VR healthcare company “Sharecare” created the

app. The company was co-founded by Dr. Öz. YOU is a candidate to be the Google Maps of the human body.

TEKNOLOJİ / TECHNOLOGY

Yatırımcı-mühendis Elon Musk’ın girişim-lerinden biri olan Neuralink, insan beyni ile bilgisayar arasın-da iletişim kuracak çok çok yüksek bant genişliğine sahip bir beyin-bilgisayar arabirimi geliştirmekte olduğunu duyur-du. San Francisco’da bulunan şirket, bu teknolojiyi geliştirmek için 100 milyon dolar yatırım yapıyor ve yetenekli mühendis ve bilim insanlarını Neurolink’te çalışmak üzere başvurmaya çağırıyor.

Neuralink, one of the ventures of

the investor-en-gineer Elon Musk,

announced that it is developing ultra high band-

width brain-machine interfaces to connect humans and computers. San Francis-co-based company is planning to invest $100 million and expects talented and determined engineers and scientists to apply for positions at Neuralink.

Beyin-bilgisayar iletişimi

Connecting humans and computers

34

K ristof Kolomb’un 1492’de keşfederek İspanyol toprağı ilan ettiği Küba’da ilk yerleşim 1511 yılında kuruldu. İspanya’dan düzenli gemi

seferlerinin başlaması Havana’nın ticari ve stratejik önemini artırdı.

Bir film seti gibi…Bugün Küba’nın başkenti Havana’da kolonyal dö-nemden kalma birçok eser bulunuyor. Bu sebeple 1982 yılında UNESCO tarafından Dünya Kültür Mirası listesine dahil edilen Havana, adeta bir film setini andı-rıyor. Havana’nın nüfusu 2.5 milyon. Küba’nın toplam nüfusuysa 11 milyon. Küba’ya yılda yaklaşık 3.5 milyon turist geliyor. Pek yakında bu rakamın 10 milyona ulaşa-cağı söyleniyor.

Antika otomobillerHer şeyin hızla değiştiği dünyada Küba 1950’lerde donup kalmış gibi! Otomobillerin büyük kısmı 1950’li yıllara ait. Batista yönetimi ve öncesinde Amerika’dan Küba’ya getirilen araçlar hâlâ kullanılıyor. Eski arabalar ülkenin her yerinde var. Mecburiyetten dolayı kullanılan bu araçlar, günümüzde turistik bir değer taşıyor.

1950’li yıllardan kalan otomobiller ve 1500’lü yıllardan kalan binalarıyla Küba, tüm dünyanın ilgisini çekiyor. Küba’da zaman, yavaş akıyor!

KÜBAAdeta bir film seti:

Trinidad ve görkemli yapılarKüba’da UNESCO tarafından Dünya Miras Listesi’ne alınan bir başka şehirse Trinidad…1500’lü yıllarda kurulan şehir, dünya şeker üretiminin merkezlerinden biriymiş. Şe-ker kamışından elde edilen gelirlerle inşa edilen görkemli malikaneler, bugün müze ya da restoran olarak hizmet veriyor.

Küba mutfağıGeleneksel Küba mutfağı, Karayip, Afrika ve İspanyol mutfaklarının karışımından oluşuyor. Siyah barbunya ve beyaz pirinçten yapılan “Congri”yse Küba’nın “milli yemeği” olarak öne çıkıyor. Deniz ürünü olarak da en çok ıstakoz tüketiliyor. Yeşil muz kızartması da Küba mutfa-ğının vazgeçilmezleri arasında yer alıyor. Ananas, muz ve avokado gibi tropikal meyveler açısından oldukça zengin olan adada tütün, şeker kamışı ve kahve de üretiliyor.

Hasbiotech ve KübaSon yıllarda tıp alanında önemli gelişmelere imza atan Küba’da ilaç endüstrisi de hızla gelişiyor. Hasbiotech, Kü-ba’da üretilen bioteknolojik ilaçların Türkiye’de ruhsatlan-dırılması ve satılması konusunda Küba’yla işbirliği yapıyor.

35

E xplored by Christopher Columbus in 1492, Cuba became a Spanish colony, and first settlement was made in 1511. With initiation of regular voyages from

Spain, commercial and strategical importance of Cuba increased.

Just like a movie set…Today Havana, the capital city of Cuba, hosts many artifacts from colonial times. Included in UNESCO World Cultural Heritage list in 1982 for this reason, Havana evokes a movie set. Population of Havana is 2.5 million. Total population of Cuba is 11 million. About 3.5 millions of tourists visit Cuba every year. It is speculated that this figure will soon reach 10 million.

Antique carsIn a world where everything changes rapidly, Cuba seems like frozen in 1950s! Most of the cars belong to 1950s. The cars brought to Cuba from America during and before dictatorship of Batista are still being used. Old cars are all over the country. These cars, being used mandatorily, currently have touristic value.

Trinidad and magnificent buildingsAnother city of Cuba included in UNESCO World Cultural Heritage list is Trinidad… Established in 1500s, this city was one of the centers of sugar production. Magnificent mansions built by income earned from sugar cane serve as museums or restaurants today.

Cuban cuisineTraditional Cuban cuisine is a mix of Caribbean, African and Spanish cuisines. “Congri”, cooked with black beans and rice, has become prominent as “national food” of Cuba. Mostly lobster is consumed as seafood. Fried green banana is one of the must-haves in Cuban cuisine. The island is a rich source of tropical fruits such as pineapple, banana and avocado, and production of tobacco, sugar cane and coffee is available.

Hasbiotech and CubaIn Cuba, where outstanding developments are realized in the field of medicine in recent years, pharmaceutical industry also develops rapidly. Hasbiotech cooperates with Cuba for registration and sales of Cuban-made biotechno-logical products in Turkey.

Cuba attracts whole world with cars from 1950’s and buildings from 1500s. Time flows slowly in Cuba!

CUBAJust like a movie set:

Hasbiotech–Küba arasındaki dostluğun temelleri 2009’da yapılan ilk ürün anlaşmalarıyla atıldı. Aynı çerçevede, 21 Mart 2016’da kardiyovasküler teda-viye yönelik, kalp krizine bağlı reperfüzyon hasarında etkin orijinal molekülün dünya haklarının alınmasıyla birlikte işbirliği katlanarak devam etti. Ayrıca, aynı molekülün yurt içi ve yurt dışı merkezli faz çalışmalarının sponsorluğu, dizaynı ve takibi üstlenilerek klinik AR-GE desteği ile oluşturulan inovatif iklime katkı sağlanmaktadır.

The companionship between Hasbiotech and Cuba was established in 2009 with the first product agreements. In this sense, the cooperation continued increasingly upon obtainment of world rights for original molecule, which is intended for cardiovascular treatment and acts on reperfusion damage due to myocardial infarction, on the 21st of March, 2016. In addition, the sponsorship, design and tracking of domestic-based and foreign-based phase studies are undertaken, contributing towards innovative climate formed with the support of clinical R&D.

Hasbiotech ve Küba dostluğu

Companionship of Hasbiotech with Cuba

36

Turkish RevolutionIn Biotechnology

HASBİOTECH İLAÇ SANAYİ VE TİCARET A.Ş.

Zühtüpaşa Mh. Fener Kalamış Cd. Tibaş Belvü Evleri No:108/1 A2 Blok Daire:1 34724 Fenerbahçe-Kadıköy / İSTANBUL, TURKEYwww.hasbiotech.com l info@hasbiotech.com l T: +90 216 339 81 49 l F: +90 216 340 50 38

Yapı

m /

Prod

uctio

n: T

etra

Med

ya İl

etişi

m l

ww

w.te

traile

tisim

.com