22
HAYVANCILIKTA GDO 1-Hayvanlar üzerinde yapılan çalışmalar 2-Hayvan sağlığı ürünleri (Aşılar, İlaçlar vs.) 3-Hayvan Yemleri ve Yem Katkı Maddeleri

hayvansal biyoteknoloji (İndirme : 148)

  • Upload
    vohuong

  • View
    243

  • Download
    2

Embed Size (px)

Citation preview

Page 1: hayvansal biyoteknoloji (İndirme : 148)

HAYVANCILIKTA GDO

1-Hayvanlar üzerinde yapılan çalışmalar

2-Hayvan sağlığı ürünleri (Aşılar, İlaçlar vs.)

3-Hayvan Yemleri ve Yem Katkı Maddeleri

Page 2: hayvansal biyoteknoloji (İndirme : 148)

• İnsan terapötik proteinleri üretimi,

• Organ ve doku nakilleri,

• İnsan sütüne benzer inek sütü yapımı,

• Hastalıkların hayvan modelleri,

• Hücre terapisi,

• Et, süt vb. üretim artısı, özellik iyileştirmesi, hastalık direnci.

Hayvanlarda Gen Aktarım Nedenleri

Page 3: hayvansal biyoteknoloji (İndirme : 148)

Genetiği Değiştirilmiş (Transgenik)

Hayvanlar

Transgenik hayvanlar, genomlarında kendilerine ait olmayan

bir geni taşıyan hayvanlar olarak tanımlanır.

Niçin transgenik hayvanlar?

Yeni bilgilerin kazandırılması,

Genetik şifrenin çözülmesi

Fizyolojik sistemlerin genetik kodunun belirlenmesi,

Genetik olarak hastalık modellerinin geliştirilmesi,

Yeni özellikli hayvanların üretilmesi,

Yeni hayvansal ürünlerin üretilmesidir.

Page 4: hayvansal biyoteknoloji (İndirme : 148)

Hayvancılık alanında klonlama amaçları

1. Çiftlik hayvanlarının ıslahı –klon elit sürüler oluşturma

Page 5: hayvansal biyoteknoloji (İndirme : 148)

Tarımda, hayvanlar genetik özellikleri ve ticari değerleri açısından çok büyük

çeşitlilik göstermektedir. Sağlık, et kalitesi, süt üretimi, büyüme oranı, yapağı

üretimi ve döl verimi hayvanların değerlendirilmesinde dikkate alınan önemli

kriterler arasında sayılabilir. Klonlama teknolojisi tarıma önemli katkılarda

bulunabilir. Mükemmel kalitede süt veren bir inek veya diğerlerinin arasında

derhal göze çarpan ideal bir boğa gibi üstün niteliklere sahip seçilmiş

hayvanların birkaç kez kopyalanması veya çok kaliteli hayvanların kalabalık klon

sürülerinin elde edilmesi gibi seçenekler mümkündür

Seçilmiş hayvanların kopyalanmasına ek olarak, nükleer transferde kullanılacak

verici hücrelere kaliteyi yükseltecek genlerin transfer edilmesi ile, çiftlik

hayvanlarının ıslahı da mümkündür. Böylece doğan yavruya süt veriminin artışı,

et kalitesinin yükselmesi ve daha hızlı büyüme yeteneği gibi özellikler

kazandırılmış olunacaktır. Çiftlik hayvanlarındaki genlerin haritası

oluşturulmuştur ve fonksiyonlarının aydınlatılmasını takiben en yararlı genler

açığa çıkartılacaktır.

Page 6: hayvansal biyoteknoloji (İndirme : 148)

Nesli tükenmekte olan hayvanların klonlanması

Türler arası transferden elde edilen klon yaban koyunu ve taşıyıcı annesi olan evcil

koyun (LOI, 2001).

Page 7: hayvansal biyoteknoloji (İndirme : 148)

2. Hastalık direnci-mastitise dayanalıklı transgenik canlı

Bu teknoloji ile doğal olarak hastalıklara direnç geliştirmiş bireyler klonlanarak

çoğaltılabildiği gibi hastalıklara dirençlilik genetik değişiklik ile de sağlanabilir. Farenin dışında ilk knock-out memeli, sığır fibroblastlarında Prion Proteinini (PrP) kodlayan genin delesyonu ile klonlanmış (PATERSON, 2003) ve hedeflenen gen delesyonunu taşıyarak gelişen 8 gebeliğin 4 tanesi doğumla sonuçlanmıştır. PrP geni koyunlardaki scrapie,sığırlardaki bovine spongiform encephalopathy (BSE) ve insanlardaki Creutzfeld-Jacob (CJD)hastalıkları ile doğrudan ilişkilidir. Bu genin mutasyonu ile elde edilen prionsuz çiftlik hayvanlarının BSE ve scrapie gibi hastalıklara karşı dirençli olmaları beklenmektedir. Ayrıca,populasyonda varolan zararlı genlerde yaratılacak mutasyonlara ek olarak, hayvanların bakteriyal ve viral enfeksiyonlardan korunmalarını sağlayacak proteinleri kodlayan genlerin verici hücre genomuna eklenmesi de mümkündür (mastitise dayanalıklı transgenik canlı gibi).

Page 8: hayvansal biyoteknoloji (İndirme : 148)

3. İnsan hastalıklarının tedavisi için genetik modifikasyon ve klonlama

A Farmasötik üretimi Hastalıkların tedavi edilebilmesi amacıyla proteinlerin üretilmesi, karmaşık doğalarına bağlı olarak oldukça zordur. Bununla beraber, tıbbi açıdan önemli bir proteini kodlayan insan genini, bir hayvan genomuna yerleştirmek günümüzde mümkündür. Nükleer transfer yoluyla üretilen ilk transgenik hayvanlar 1998 yılında rapor edilmiştir. Fetal fibroblastlar nükleer transfer öncesinde insan pıhtılaşma faktörü IX’u kodlayan gen ile transfekte edilmiş ve bu gen meme bezlerinde yüksek düzeyde ekspresyonun sağlanması için başka gen dizileriyle birleştirilmiştir. Genleri süt promoter dizilerine bağlamak proteinin sütte salgılamasını sağlamaktadır ve bu yolla rekombinant proteinler toplanabilmektedir. İnsan pıhtılaşma faktör genini taşıyan üç kuzu doğmuştur. İnsan pıhtılaşma faktörü IX’un eksikliği sonucu hemofili meydana gelmekte ve bu faktör günümüzde insan plazmasından saflaştırılabilmektedir. Ancak, bu yolla proteinin elde edilmesi, insan kanıyla taşınan bulaşıcı hastalıkların varlığı nedeniyle risklidir. Günümüzde nükleer transferin verimidüşük bile olsa, en azından iki çalışmada, genetik modifikasyon ile beraber yürütülenklonlama deneylerinde, bir tane transgenik hayvanın elde edilebilmesi için oldukça az sayıda hayvanın gerektiği belirtilmiştir. Transgenik klonlar tıbbi açıdan önem taşıyan proteinleri, örneğin, diyabet hastaları için insülini, viral infeksiyonlar içininterferonları ve doku plazminojen aktivatörlerini geniş ölçüde üretecek şekilde dizayn edilebilirler. Buna ilaveten, tekniğin sadece koyun ve keçilerle sınırlı olmadığı, sığır ve domuzlara da uygulandığı unutulmamalıdır

Page 9: hayvansal biyoteknoloji (İndirme : 148)

B Ksenotransplantasyon

Bugün tüm dünyada organ transplantasyonu için sırada bekleyen yüzlerce insan vardır ve bunların büyük çoğu uygun organ bulamadıkları için hayatlarını kaybetmektedirler. Biyolojik ve fizyolojik olarak insana yakınlığı ve organ büyüklüğünün uygunluğu dolayısıyla domuz organ transplantasyonunda en iyi aday hayvan olarak görülmektedir. Gerek doğmamış domuz yavrusunun gerekse yetişkin domuzun hücrelerinin kullanılmasıyla klon domuzlar üreten araştırıcılar klonlama teknolojisinin hücreler üzerinde istenen geni hedefleyerek değişiklik yapma olanağı sağlamasından faydalanarak özel bir gen üzerinde yoğunlaşmışlardır. Bu gen domuz hücrelerinin yüzeyinde α-1,3-galaktoz adı verilen bir şekerin birikmesine vedolayısıyla domuz hücre ve dokularının reddine sebep olmaktadır. Ancak 2002 yılında ikifarklı araştırma grubu bu geni ortadan kaldırılmış transgenik klon domuzlar üretmeyi başarmışlardır. Bu transgenik domuzların organ ve hücrelerinin insan vücudunda herhangi bir reaksiyona sebep olmayacağı iddia edilmektedir. Bununla birlikte en büyük endişeyi domuzlardan insanlara geçebilecek olan viral etkenler oluşturmaktadır.

Page 10: hayvansal biyoteknoloji (İndirme : 148)

3. Hastalık modelleri

Transgenezis ve klonlama teknolojileri, evcil hayvanların belirli insan hastalıklarını sergileyebilmelerine olanak tanımakta ve insan hastalıklarının tedavisi ve temel bilimsel araştırmalar için bir model olarak hizmet edebilmelerini sağlamaktadırlar. Günümüzde çok sayıda genetik yapısı değiştirilmiş model fare olmasına rağmen fizyolojik açıdan insanlara daha yakın olan büyük hayvanların kullanılmasının avantajları inkar edilemez. Örneğin, insan hastalıklarıyla sonuçlanan bazı gen mutasyonları, farelerde aynı tip hastalıklara neden olmamaktadır. Kistik fibrosis geni knock-out edilmiş bir fare insanlarla aynı patolojiyi göstermemektedir. Akciğer fizyolojisi ve boyutuna bağlı olarak, kistik fibrosis gibi insan solunum hastalıklarını araştırmak için koyun ideal bir hayvan modeldir. Hastalığı teşvik etmek üzere kistik fibrosis geninin ilk kez knock-out edilmesi ile elde edilen klon koyun, yeni terapilerin uygulanması ve ilaçların test edilmesi amacıyla kullanılabilir

Page 11: hayvansal biyoteknoloji (İndirme : 148)

• Avusturalya’daki Bresatec domuzları (hayvanın yemden yararlanma kabiliyeti ve et verimi arttırılmıştır).

• ABD’deki AquAdvantage somon balıkları (okyanus yayın balığının antifreeze protein geni aktarılmış, kısa sürede büyüyen balık).

• İnsan sütüne benzer inek sütü yapılmıştır.

Page 12: hayvansal biyoteknoloji (İndirme : 148)
Page 13: hayvansal biyoteknoloji (İndirme : 148)

doymuş yağ asitlerini doymamış yağ asitlerine ne çeviren domuz

If there is one meat product that is preventing me from turning into a vegetarian, it will be bacon—which generally has a bad reputation in the health food community. But now might be the time for those health fanatics to take back their own words: scientists in Japan have genetically modified pigs that are both meat and vegetable!

Dubbed “Popeye Pigs,” these pigs have been inserted with a spinach gene that converts saturated fat into unsaturated fat (linoleic acid). Although the pigs have been cleared of any health complications, their announcement was met with public outcry, with many people wondering why shoppers aren’t happy eating vegetables instead of trying to mutate pigs into something they’re not.

Page 14: hayvansal biyoteknoloji (İndirme : 148)

gen atış yöntemiyle üretilmiş deniz atı

you can now buy yourself aglittery gold seahorse.

These creatures are created by Vietnamese scientists and are the first ever genetically modified animal from Vietnam. Gold dust was mixed with jellyfish proteins, then inserted into seahorse’s eggs by using the “gene shooting method,” which has incredible potential uses. With more research and trials, gene shooting can potentially treat incurable human diseases, like diabetes, by replacing problematic DNA in the patient’s body.

Page 15: hayvansal biyoteknoloji (İndirme : 148)

hipoalerjenik evcil hayvanlar

A company called Lifestyle Pets claims that they are able to breed hypoallergenic pets by selecting cats and dogs that have “naturally occurring genetic divergences” for breeding. This group of cats and dogs doesn’t produce the types of pet allergens (a total of four in cats and six in dogs) responsible for allergic reactions in humans. But with prices starting at $6,950. It’s interesting to note that before Lifestyle Pets found the proper pets to breed, they actually turned to gene modification to produce their first batch of hypoallergenic pets. The scientists isolated the protein responsible for producing the allergens in cats and destroyed it with a method called “gene silencing.” As the name suggests, it can be a very torturous experience for the animal—and perhaps an unjust one, considering the pet owner could just vacuum more often and maybe take some antihistamines now and again.

Page 16: hayvansal biyoteknoloji (İndirme : 148)

iyileştirici protein üreten develer

Dubai scientists believe that the best way to cure genetic diseases is by modifying animals to produce curative proteins in their milk. But not just any animals—so far, the experiments have focused on camels. Why camels? Because they’re cheap: they are disease-resistant, able to adapt to many climates, easily maintained, and have an efficient food conversion ratio.

Page 17: hayvansal biyoteknoloji (İndirme : 148)

karanlıkta parlayan balıklar-slucanlarGlowy-Glowy-Fish-Face-e

It seems like once the scientists figured out how to make glow-in-the-dark animals, they wasted no time in making everything within reach into a Halloween decoration. Although the cool factor is probably enough to start someone experimenting (one rabbit was created solely for art’s sake), there are actually other, nobler reasons for these strange-looking creatures.

For example, cats injected with the glow-in-the-dark gene are more resistant to feline HIV, which affects 500 million cats around the world. Scientists have also injected fish with glow-in-the-dark genes in order to track their migration. If you couldn’t care less about cats or the environment (what kind of monster are you?), then perhaps knowing that scientists are also using glow-in-the-dark animals to learn more about debilitating diseases, such as Parkinson’s and Alzheimer’s, will change your mind.

With all these noble causes, there will

always be the odd one out, and in this

case, it’s the glowing silkworm. Some

were infused with glow-y powers by

Japanese scientists in order to create

exotic silk for expensive dresses.

Page 18: hayvansal biyoteknoloji (İndirme : 148)

plasmodium parazitinde ölen sivrisinekler

Each year, one million deaths are caused by malaria, and another 300 million people are infected—so it stands to reason that scientists should develop ways to end the fight against this disease. With the inspiration of fighting fire with fire, scientists have come up with malaria fighting mosquitoes. These types of mosquitoes have been genetically modified to develop resistance against the plasmodium parasite—making it near impossible to infect the host mosquito. But past experiences have shown that plasmodium parasites are able to quickly evolve and develop an immunity to anything that threatens to destroy them.

So would it be better if scientists just killed all mosquitoes?Funny you should mention that: a team of scientists have banded together to create a type of mosquito that are supposed to pass on a “sudden death” gene to their offspring, which will cause those baby mosquitoes to die of old age before they reach sexual maturity. However, the devastating ecological effect must be taken into consideration: if mosquitoes were eradicated, organisms like bats, which depend on mosquitoes for food would quickly face extinction as well.

Page 19: hayvansal biyoteknoloji (İndirme : 148)

Tilapia balığı

• Tilapia have been genetically modified to drastically reduce the time it takes for the fish to reach maturity, to make them larger, and to help them survive with less food. That’s all standard stuff for genetically modified animals, but there’s one tweak that’s largely unique to their species: tilapia farmers want their fish to be primarily male.

• The reason has to do with their reproduction. Female tilapia protect their eggs through a tactic called “mouthbrooding” that involves holding the eggs in their mouth for an extended period of time. To avoid swallowing its own eggs, the female tilapias will not consume anything during this period, which obviously negatively impacts their size. For this reason, tilapia farmers prefer males.

Page 20: hayvansal biyoteknoloji (İndirme : 148)

tüysüz ve kuş gribine dayanıklı tavuk

In the name of economy and KFC-loving

humans, scientists in Israel have created a

prototype of a breed of featherless

chickens that can save time on plucking,

are more environmentally friendly, and in

general significantly reduce the cost of

raising them. The scientists claimed that

featherless chickens are extremely safe

because they are created by breeding a

regular broiler chicken with a Naked Neck.

Despite the number of benefits featherless

chickens will provide, there are some

serious drawbacks to consider. Mother

Nature wouldn’t give chickens feathers if

she thought they were useless. The

feathers on the chicken are there to

protect chickens from parasites, harsh

weather conditions, and overzealous

cocks that can hurt the hen’s skin when

mating.

Page 21: hayvansal biyoteknoloji (İndirme : 148)

süper sığır Herman the Bull, the first genetically modified bovine, was created in 1990 to humanize his calves’ milk, but we’ve come a long way since him. We now have cows that are less horny and resistant to mad cow disease and udder infections. We can even determine their sex or turn out a Belgian Blue.

Although the Belgian Blue was not created through genetic modifications, you can be forgiven for thinking otherwise. The Belgian Blue is a breed that has a defective myostatin gene (the gene that is responsible for muscle inhibition) that results in double muscling. Belgian Blues are said to have more lean meat and reduced fat content, which leads to significantly more health risks (and inbreeding) than other breeds and puts a premium price on these steaks.

Page 22: hayvansal biyoteknoloji (İndirme : 148)

otizm engellilik vs den arınmış dizayn edilmiş bebekler

The first batch of genetically modified babies were created in 2001. Out of the 30 babies that were born, 15 were found to have DNA from three different adults. Although having DNA from more than two sources can occur naturally (as in the cases of microchimerism and tetragametic chimerism), these 15 babies were created with a method called “cytoplasmic transfer,” which had been banned by the FDA. The method was initially developed to save female eggs that had been difficult to fertilize and was showing much promise—until tracking the growth of the genetically modified babies revealed that one of the babies had been diagnosed with pervasive developmental disorder, a classification of developmental disorders that includes autism.