35
HUKUK FELSEFESİ AVRUPADA REFORM HAREKETİ VE MÜLKİYET SORUNU Yazan: Doçent Dr. Adnan GÜRİZ I — Feodal Düzen Reform hareketinin mülkiyet sorunu karşısındaki tutumunu incelemeye geçmeden önce, orta çağ Avrupa toplumunun feodal bünyesi üzerinde durmak zorunluluğu vardır. Çünkü reform hare- keti feodal düzenin yıkılış döneminde kendisini göstermiş ve bu hareketin iki önemli siması olan Luther ve Calvin'in mülkiyetle il- gili çeşitli fikirleri, içinde yaşadıkları sosyal, ekonomik ve kültürel ortamın etkisi altında kalmıştır. Orta çağın başında, batı dünyasının en önemli özelliği, eşit ol- mayan gelişme seviyesindeki medeniyetlerin karşılaşması ve birleş- mesi olmuştur. Bir yanda, temelleri bakımından güçlükle tek bir birim sayılabilecek olan Roma dünyası dikkati çekiyordu. Roma medeniyeti çeşitli mahallî âdetleri içine almıştı ve bu âdetler türlü sosyal sınıflar arasında birbirine benzemeyen hayat şekillerinin belirmesinde rol oynamış bulunuyordu. Diğer yanda, daha ilkel bir nitelik taşıyan Alman kavimleri göze çarpıyordu. Bu dönemde devletin iflâsı önemli bir etken olarak ortaya çık- mıştı. Devlet fikri tamamen ortadan kaybolmuş ve silinmiş değil- di. İnsanlar, uzak bir hükümrandan himaye beklemek alışkanlığını kaybetmiş bulunuyorlardı. Bununla beraber, düzen ve onun sağla- dığı himaye ihtiyacı devam ediyordu. İnsanlar bu himayeyi kendi- lerine sağlayacak yakın kişileri buldukları ölçüde, onlara, bağlan- makta tereddüt etmediler. Orta çağ Avrupa toplumunun siyasi yön- den parçalanmış bünyesini devlet otoritesini kullanan çeşitli siya- sal güçlerin çoğalması ve gittikçe yayılması olayı ile açıklamakta herhangi bir yanlışlık olmadığı söylenebilir.

Hukuk Felsefesi- Avrupa'Da Reform Hareketi Ve Mlükiyet Sorunu

Embed Size (px)

DESCRIPTION

avrupa hukuku

Citation preview

  • HUKUK FELSEFES

    AVRUPADA REFORM HAREKET VE MLKYET SORUNU

    Yazan: Doent Dr. Adnan GRZ I Feodal Dzen

    Reform hareketinin mlkiyet sorunu karsndaki tutumunu incelemeye gemeden nce, orta a Avrupa toplumunun feodal bnyesi zerinde durmak zorunluluu vardr. nk reform hareketi feodal dzenin ykl dneminde kendisini gstermi ve bu hareketin iki nemli simas olan Luther ve Calvin'in mlkiyetle ilgili eitli fikirleri, iinde yaadklar sosyal, ekonomik ve kltrel ortamn etkisi altnda kalmtr.

    Orta an banda, bat dnyasnn en nemli zellii, eit olmayan gelime seviyesindeki medeniyetlerin karlamas ve birlemesi olmutur. Bir yanda, temelleri bakmndan glkle tek bir birim saylabilecek olan Roma dnyas dikkati ekiyordu. Roma medeniyeti eitli mahall detleri iine almt ve bu detler trl sosyal snflar arasnda birbirine benzemeyen hayat ekillerinin belirmesinde rol oynam bulunuyordu. Dier yanda, daha ilkel bir nitelik tayan Alman kavimleri gze arpyordu.

    Bu dnemde devletin ifls nemli bir etken olarak ortaya kmt. Devlet fikri tamamen ortadan kaybolmu ve silinmi deildi. nsanlar, uzak bir hkmrandan himaye beklemek alkanln kaybetmi bulunuyorlard. Bununla beraber, dzen ve onun salad himaye ihtiyac devam ediyordu. nsanlar bu himayeyi kendilerine salayacak yakn kiileri bulduklar lde, onlara, balanmakta tereddt etmediler. Orta a Avrupa toplumunun siyasi ynden paralanm bnyesini devlet otoritesini kullanan eitli siyasal glerin oalmas ve gittike yaylmas olay ile aklamakta herhangi bir yanllk olmad sylenebilir.

  • 238 D- Dr- A d n a n GRZ

    Feodalizmin doduu sosyal ortamda mbadele tamamen yoktu denilemez. Bununla beraber mbadele'nin ekonomik hayattaki fonksiyonunun fazla nemli olmad sylenebilir. Toprak, balca zenginlik kaynan tekil ediyordu. Ticari ilikilerin gelimemi olmas, insanlarn kendi hkimiyetleri altnda bulunan toprak paras ile geinmeleri zorunluluunu dourmu bulunuyordu. Al veriin bugnn toplumunda grdmz gibi rahat ekilde yaplmas imknnn mevcut bulunmamas, cretli tarm ve endstri snflarnn domasn nlyordu.

    Feodalizmin en gelimi eklinin balca zellikleri, vasallk ve fief kurumlardr. Frank ve Lombard dnemlerinde dahi eitli tabakalara mensup bulunan hr insanlar, kendilerinden daha kuvvetli olan birisinin himayesini salamak ve hizmetlerini o kiiye vermek suretiyle, iyi bir hayat salamak yolunu aratryorlard. En fakir olan insanlar ise kle veya toprak kiracs durumuna dyorlard. Dier taraftan senyrler kendilerine salam ekilde bal sadk insanlara ihtiya duyuyorlard. Bu durum feodal sistemin en nemli zellii olan tbilik anlamasnn doumunda balca rol oynamt.

    Cermen hukukunda vasallk ilikisi, ekl bir fiille gerekletiriliyordu. Vasal ellerini senyrn birlemi olan elleri stne koyarak sadakat ifade eden baz szler sylyor, daha sonra da sen-yr ve vasal birbirlerini dudaklarndan pyorlard. Muhtemelen eski Cermen detlerinden gelen bu seremonide din herhangi bir zellik mevcut bulunmuyordu. Ancak baz hallerde anlama daha baka ekillerde de yaplyordu. Kendi topran senyre vermek suretiyle senyrn himayesine kavumak istyen kimse, sadakat yemininden sonra, senyrden bir avu toprak veya altn bir halka almak suretiyle tbilik mukavelesini tamamlyor ve bylece elinde bulundurduu topra fief eklinde tekrar geriye alyordu.

    Senyr ve vasaln haklar ve devleri, mahalli detler ve rfler tarafndan dzenleniyor ve devaml deimelere uruyordu. Vasal, senyre sadakat ve gerekli hallerde yardm borcu altnda idi. Maddi nitelii olan bu yardm borcu genellikle askeri bir karakter tayordu. Buna kar senyr, vasal devlet mahkemelerinin bulunduu yerlerde hukuk bakmdan korumak, ld zaman ksz kalan ocuklarn yetitirmek ve nihayet vasala belli bir toprak vererek bu sayede geimini salamak veya kendi maliknesinde, yedirmek ve barndrmak mkellefiyeti altnda bulunuyordu. Senyrn maliknesinde bulunan vasallerin says IX. ve X. yzyllarda

  • AVRUPADA REFORM VE MLKYET SORUNU 239

    nemli bir sayya ulamakla beraber asl uygulanan sistem seny-rn vasala belli bir toprak vermek suretiyle onun geimini sala-masyd. Senyr tarafndan vasala verilen topraa balangta beneficium ad verildii halde, zamanla Cermen detlerinin hkimiyet kazanmas sonucu olarak beneficium terimi yerini Alman asll fevum veya feodum kelimelerinden gelen fief terimine brakmt.

    Feodal herhangi bir mkellefiyet altnda bulunmayan topraa alodia ad verilmiti. Ancak bu zellii tayan toprak miktar devaml ekilde azalm ve siyasi himaye zorunluluu bu tip topraklarn gittike klmesinde nemli bir rol oynamt.

    Dier taraftan, bir ok hallerde, senyrden fief elde eden vasal, kendi fief'i zerinde bakalarna fief tanyabiliyor ve bylece ayni toprak fief yoluyla mufttelif vasallere balanabiliyordu. Teorik bakmdan, senyr'n tesis edilen ikinci fief'e rza gstermesi gerektii halde, uygulamada onun muvafakati aranmyordu. Bu uygulamann dourduu sonu, feodalizmin ahsi ballk yannda mlk ball da yaratmas olmutu.

    Feodal sistemin temel unsurlarndan birisi olan manor, senyr-n maliknesini ve buna dahil tarm topraklarm ifade ediyordu. Senyrn himayesine muhta bulunan kiraclar, kendilerine salanan himaye karlnda, toprak gelirinin belli ksmn, kendilerini himaye eden senyre vermek borcu altnda bulunuyorlard. Bundan baka senyre ait olan topraklar zerinde karlksz almak mecburiyeti toprak kiraclarna ve toprakszlara yklenmiti. Senyr angarya (corvee) sisteminden de yararlanyordu.

    Veraset usul balangta uygulanmam ve hem senyrn, hem de vasaln lm halinde yeni bir tbilik mukavelesinin yaplmas zorunluluu kabul edilmiti. Ancak, senyr, insana ihtiyac olduundan vasaln lm halinde, onun ocuklarnn hizmetini deerlendirmek durumunda bulunuyordu. Bir koruyucu arayan vasaln ocuklar da tbilik mukavelesinin devamnda fayda gryorlard. Bu sebebten, veraset usul yava yava feodal sisteme katld ve gittike yaygn ekilde uyguland.

    Feodalizmin ekonomik yapsnda senyrden, vasalden ve ikinci derecedeki vasallarden sonra en alt kademede bulunan serfler toprakta almak, retim iini gerekletirmek ve toprak el deitirdii zaman toprakla beraber sahip deitirmek durumunda bulunuyorlard.

  • 240 Do. Dr. Adnan GRZ

    Tawney, Orta a toplum yapsnn balca zelliklerini snf ayrcal, snf basks, istismar ve serflik olarak belirtilmekte (1) ve feodal mlkiyet sisteminden sz ederken de feodal mlkiyetin esas ak istismara dayanyordu. iftinin kendi topranda almas gerekli olan zamanda mecburi almaya tbi tutulmas bunun en dikkati ekici rneklerindendir. eitli mkellefiyetlerin yan sra, ifti budayn senyrn deirmeninde tmek, ekmeini senyre ait frnda piirmek ve senyr tarafndan muhakeme edilmek durumundayd demektedir. (2)

    Orta ada yalnz tarm hayatnda deil ayni zamanda ticaret ilikilerinde de kendine gre zellik tayan kurumlar dikkati ekmektedir. Ticaret hayatnda rol oynayan bu kurulular lonca olarak biliniyorlard. Ticaret loncalar Cermen lkelerinde gilde veya hansa, Latin lkelerinde ise caritas veya fraternitas olarak isimlendiriliyorlard.

    Ticaret loncalarnn balangta irad birlikler olduklar ve XII. yzyldan itibaren bunlarn ya btn bir ehir ticaretini y- tmek veya belli mallarn ticaretini yapmak hususunda ayrcalklara sahip olduklar sylenebilir. Feodal senyrler ve ehir idareleri ksa zamanda ticaret loncalarnn faaliyetini tanmak zorunda kalmlard. Bu tanmada, ticaret loncalarna ehirlerin btn zengin tccarlarnn ye olmas rol oynam bulunabilir. Ticar ama tayan ticaret loncalarnn yannda ve hi olmazsa XII. yzyldan nce sanatkr loncalarnn kurulduu ve bu loncalarn la-tince officlum veya ministerium kelimeleri ile ifade edildikleri bilinmektedir.

    Sanatkr loncalarnn kaynann nerede aranmas gerektii, hal zlmemi bulunan tartmal bir sorundur. Bu hususta birbirinden farkl ayr gr savunulmutur. Birinci gre gre, sanatkr loncalarnn kayna, Roma mparatorluu devrinde ehir sanatkrlarnn kurduklar collegia ve artes olarak isimlendirilen birliklerde aranmaldr. kinci fikir, Carolingler devrinde ve bu devirden sonra, senyr adna almak zere serlerden kurulan birliklerin sanatkr loncalarnn ilk ekli olduunu savunmaktadr. Ancak ehirlerin gelitii srada kayna klelik olan birliklere ok sayda insann katlmasnn ve daha sonra bunlarn sanatkr loncalar haline gelmesinin mmkn olamyaca ileri srlerek bu g-

    (1) Tawney, R. H. Religion and the Rise of Capitalism, London 1938 p. 37, (2) Tawney, R. H. op. ci t , p. 67.

    .fmp*W-> . , l: < ., | r ' m |- | f W W f< >'l I* ' < ! * fW "M MJ|i'> i " - ^ I M #p| l ! fS| | t | i i l ' l *

  • AVRUPADA REFORM VE MLKYET SORUNU 241

    rn reddine allmtr. nc teze gre, sanat loncalarnn kayna, sanatkrlarn, tccarlarn rneini izleyerek birlemeleri olaynda aranmaldr. Modern yazarlarn ounlukla bu son gr benimsedikleri bu vesile ile belirtilebilir.

    Orta ada siyasi yneticiler, Roma geleneine uygun olarak, pazarlar idare etmek, arlklarn ve llerin kontroln yapmak, vergi yklemek ve uyumazlklar zmlemek devlerini yerine getirmilerdir. Merkezi iktidarn IX. yzyldan itibaren sratle kmesi bu durumu deitirmemi ve senyrler hkimiyetleri al tnda bulunan ehirlerde, devlete ait yetkileri kullanmlardr.

    Avrupada, XI. yzyln balarndan itibaren ehirlerdeki esnaf yaptklar ie gre gruplara ayrlm ve her grup belli bir sanatn. yalnzca kendi yeleri tarafndan yrtlmesi hakkn kazanm bulunuyordu. Balangta sanatkr loncalarnn ye olmayanlarn rekabetine kar kullanabilecei herhangi bir hukuk yetki mevcut bulunmuyordu. Ancak zamanla loncalar, ye olmayanlar ya yelie girmeye mecbur tutmak veya sanat terketmek klaryla kar karya brakmak yetkisini elde ettiler. Bu yetkinin kazanlmasnda, ehirleri yneten senyrlere veya kurullara ayrcalk karlnda denen para nemli bir rol oynamtr. Esnaf veya sanatkr loncalarnn heryerde tam bir zerklie sahip olduunu sylemek ve siyasi otorite karsndaki durumlarnda zdelik olduunu belirtmek doru olmaz. Bununla beraber bu kurulularn ekonomik yaplar hemen heryerde birbirine benziyor ve orta a ehir ekonomisinin ortak zelliklerini yanstyordu. Esnaf loncalarnn en byk zellii, sanatkr yalnzca dier ehirlerin deil, fakat ayni zamanda baka sanatkrlarn rekabetine kar korumasnda belirmektedir. ehir pazarna katlma hususunda, esnaf, lonca sayesinde bir imtiyaza sahip bulunuyor ve ayni zamanda lonca yelerinin dier yeler zararna zenginlemesi de nleniyordu. alma saatleri, cretler, mal fiatlar, her dkknda kullanlan alet ve altrlan insan says lonca tarafndan tesbit ediliyor, reklm yasa lonca tarafndan uygulanyordu. Lonca yeleri arasnda eitliin korunmasna daima nem veriliyordu. Bu sistem, retim metod-Jarnn gelitirilmesi ve daha ucuz retim imknlarnn aratrlmas ynnden fazla yararl bir nitelik tamyordu.

    Feodal dzenin en nemli zellii olan hiyerari,lonca tekiltnda da mevcut bulunuyordu. Esnaf loncalarnda sanatkrlar usta, kalfa, rak olmak zere grupa ayrlmt. Dkknda kullanlan letlerin ve ham maddenin mliki olan ustalar lonca hiye-

  • 242 Do. Dr. Adnan GRZ

    rarisinde en yksek yeri igal ediyorlard. raklktan kalfala gei fazla g olmamakla beraber ustalk mertebesine erimek olduka zordu. XIV. yzyldan itibaren ustalk derecesine ulamak daha da glemiti. Kalfalarn saysnn gnden gne oalmas bunlarn durumunun ktlemesinde rol oynam ve XV ile XVI. yzyllarda kalfalarn durumu gndeliki iinin durumuna gittike daha fazla benzemeye balamt. Bu sebebten XV. ve XVI. yzyllarda lonca tekiltn ele geirmek isteyen kalfalarn, eitli iddet hareketlerine giritikleri grlmt.

    Erich Fromm, orta a toplumunda lonca tekiltnn fonksiyonunu yle belirtiyor : Orta a toplumunda ehrin ekonomik organizasyonu olduka statikti. Sanatkrlar orta an ikinci ya-rsndanberi loncalarda birlemilerdi. Her ustann bir veya iki ra vard ve ustalarn says, toplumun ihtiyacna gre deiiyordu. Varln devam ettirmek iin ok almas gerekenler bulunmakla beraber, lonca yeleri genel olarak kendi ellerinin emei ile yaayabileceklerine inanyorlard Loncalar kendi yeleri ara-smda kuvvetli bir rekabetin belirmesini nlyorlar ve yelerini hamme madde satn alnmas, retim teknii, retilen mallarn fiyatlar hususunda ibirlii yapmaya zorluyorlard. (3)

    Ticaretin genel olarak kk tccarl.?r tarafndan yaplmas, toptanc ve perakendeci sfatlarnn ayni ahsta birlemesi, ticaret hayatna belli bir kararllk salyordu. Kk i adamlar, orta an sonunda byk kapitalin ve tekelci ticaretin gelimeye balad zamana kadar gze arpan bir gvenlik iinde bulunuyorlard.

    Orta a ekonomik dzeni karsnda kilisenin durumu zerinde de de durmakta fayda vardr. Orta a ekonomisi geni lde tarma dayanyor ve insanlarn byk ounluu geimini tarm retimi sayesinde salyordu. Tarm ekonomisi ise, bu kolda alanlarn byk ounluunu serf haline getirmi bulunuyordu. (4) Tarm topraklarnn nemli bir ksmnn gelirine sahip bulunan kilise, uygulanan sistemin haklln veya hakszln tartmak imknndan mahrum bulunuyordu. nk mevcut mlkiyet sisteminin tartlmas, kilisenin byk gelir kaynan tehlikeye drebilirdi. Ancak orta ada hi olmazsa teorik olarak ahlki bir amaca ynelmeyen btn ekonomik faaliyetlere pheli bir gzle

    (3) Fromm, Erich. Fear of Freedom, London 1960, pp. 43, 44 (4) Tawney, R. H. op. cit., p. 66, Tawney, orta ada insanlarn onda do

    kuzunun tarmla uratn ifade etmektedir.

  • AVRUPADA REFORM VE MLKYET SORUNU 243

    baklyordu. Maddi zenginliklerin ikinci derecede de olsa gereklilii kabul ediliyor ve bunlar olmakszn insanlarn kendilerini besle-yemiyecekleri ve birbirlerine yardm edemiyecekleri belirtiliyordu. Her insann sosyal durumu iin gerekli bir refah seviyesine erimeyi istemesi ve bunu salamak iin almas hakkyd.. Ancak gerekli olandan daha fazlasn istemek hrst ve hrs dine gre gnaht. eitli memleketlerin, farkl zenginlik kaynaklarna sahip bulunmalar ticaretin Tanr tarafndan istendiinin kant saylyordu. Bununla beraber ticari faaliyetin yrtlmesinde toplum yararnn gz nnde tutulmas, yksek kr yoluna bavurulmamas lzumluydu. zel mlkiyetin gnah mahsul olan bu dnya iin gerekli olduu syleniyordu. Mallar zel mlkiyete konu olduklar zaman insanlarn daha fazla altklarna ve daha az attklarna inanlyordu. (5)

    Bununla beraber orta a teorisi, hayatn .sl amac olan insann kurtuluu zerinde daima srar etmi ve ekonomik faaliyetlere, kiinin ruh ve din hayatndan sonra gelen ikinci derecede bir yer ve nem vermitir.

    II. Reform ncesi Avrupa Toplumu Reform ncesi Avrupasnda ticaret hayatnn feodal ticaret

    hayatna kyasla byk farkllklar gsterdii sylenebilir. Orta a ticareti esas itibariyle ehir ii karakter tayordu. Buna kar mill ve milletleraras ticaret, XIV. ve XV. yzyllarda sratli bir gelime

    (5) Orta a katolik mlkiyet anlayn St. Thomas Aquinas olduka ak bir ekilde belirtmitir. Ona gre, zel mlkiyet kurumu lzumludur. nk insan, yalnzca kendisine ait olan mallar zerinde retim faaliyetinde bulunmak hususunda daha isteklidir. almann zorluu dolaysyla insanlar, toplum iin istihsalde bulunmaya fazla hevesli deildirler.

    Bundan baka, herkes kendine ait olana sahip olursa insanlarn hayat daha dzenli olur. Eer insandan topluma ve bakalarna ait olan eyler konusunda dikkat ve aba istenirse karklk doabilir.

    St. Thomas Aquinas, zel mlkiyet kurumunu merulatrmak iin nc bir kant daha belirtmektedir. Herkes kendisine ait olanla tatmin edildii zaman toplumda daha salam bir bar salanabilir.

    Bununla beraber genellikle kabul edilen gr, St. Thomas'm sisteminde mlkiyetin tabii deil, pozitif bir hak olduudur. Dolaysyla devletin mlkiyet hakkn dzenleme yetkisi kabul edilmi olmaktadr. Dier taraftan St. Thomas faizi reddetmi, a kalan bir insann hrszlk yapmasnn hukuka aykr saylmamas gerektiini savunmutur. Bk. Symth, Frederic Hastings. The Midde Ages, edi tr : Fletcher, J. F. Christianity and Property, Philadelphia 1947, pp. 4-92.

  • 244 Do- Dr- Adnan GRZ

    gsterdi. Tarihiler, byk ticaret irketlerinin ne zaman gelimeye balad konusunda gr birliine varm deildler. Bununla beraber ticaret irketlerinin XV. yzylda gittike kuvvetlendikleri ve tekeller meydana getirdikleri aklkla belirtilebilir. Bu ekilde gelien irketler hem kk tccar hem de tketiciyi tehdit eder bir duruma gelmi bulunuyorlard.

    Bundan baka sermayenin endstrideki neminin gittike gelitiine reform ncesi Avrupa toplumu tank olmaktadr. Bu konuda en ilgin rneklerden birisi maden endstrisidir. Balangta maden loncas yelerinden herbirinin pay yaptklar ie gre deiiyordu. Ancak XV. yzyldan nce, ou zaman, maden ocaklarnn paylar almayan sermaye sahiplerine ait bulunuyor ve retim gittike oalan ekilde teebbste pay sahibi olmayan iile tarafndan yaplyordu. Ayni deime, dier endstri alanlarnda da grnyor ve zengin ile fakir arasndaki ayrlk ve fakir snflar arasndaki honutsuzluk oalyordu.

    XIV. yzyldan itibaren loncalar arasnda gittike byyen bir farkllk belirmeye balamt. Baz esnaf loncas yeleri dierlerinden daha fazla sermayeye sahip bulunuyorlar bir veya iki kii yerine be veya alt kii altryorlard. Bir sre sonra baz loncalarn, ancak belli bir sermayeye sahip olanlar lonca tekiltna kabul etmeye baladklar grld. Baz loncalar ise tekellemek ve mteriyi mmkn olduu kadar ok smrmek yolunu tuttular. Dier taraftan lonca mensuplarnn ounluu meydana gelen deime yznden fakirlemeye baladlar ve kendi geleneksel sanatlar yannda dier ileri yaparak hayatlarn srdrme zorunluluu ile kar karya kaldlar. Lonca sistemindeki bu deime, zellikle kalfalarn durumunun gittike ktlemesinde rol oynad.

    Ticaret hayatndaki bu nemli gelimede ve deimede yeni lkelerin bulunmasnn, denizar ticaretin ilerlemesinin ve zellikle Amerika ktasndan Avrupaya ok miktarda altn ve gm madeni gelmesinin etkili olduunu ayrca belirtmek gereklidir.

    iftinin durumunun da XVI. yzyln balarnda sratle k-tletii grlmektedir. Bunlarn byk ksm, topraa eitli mkellefiyetlerle bal bulunuyorlar ve yklendikleri devlerin gittike fazlalatn gryorlard.

    XVI. yzyl ekonomik hayatnn dourduu artlar orta a snf yapsn temelinden sarsyor, sermayenin, pazarn, rekabetin rol gittike byyordu. Bu roln XVI. yzylda, daha sonraki d-

    l**T|..|. ' ' " ' " " * ' " " ' " " ' " M ' IB (MI II . IIIKIHt .'HU.I' ..|1.U ,11*111,, l | , [ l f | ., . . . ^ M , ,11

  • AVRUPADA REFORM VE MLKYET SORUNU 245

    neme gre daha az nemli olduu doru olmakla beraber, modern kapitalizmin btn unsurlar ortaya km bulunuyordu. (6)

    Ekonomik hayatta meydana gelen hareket ve dalgalanma orta an snf yaps zerinde nemli tesirler meydana getirmi, fakir snflar daha fakir hale sokmu, orta snfn az gelirli zmresinin durumunu sarsm, kk aristokrasiyi .buhran iine atm, kilisenin iktisadi kuvvetine kar olan muhalefeti arttrm ve yeni fikirlerin ortaya kmasna ve gelimesine elverili bir ortam hazrlam bulunuyordu.

    Reform hareketinin doumunu hazrlayan sosyal ve ekonomik sebeblerin yannda, btn orta a boyunca devam eden kilise ve devlet mcadelesi, kilisenin stnlne kar cephe alan siyasi yneticiler iin elverili bir ortam yaratmt. Kilise ve servet aristokrasisi dnda kalan btn snflar, reformu desteklemeye istekliydi. Bundan baka, rnesans hareketi zengin ve kuvvetli snfn kltr ihtillini temsil etmekle beraber, eski Yunan ve Roma medeniyetine ait baz deerlere bir dnn ifadesi olmu ve insana evren iinde bamsz bir yer salama amacn gtmt. 1516 ylnda Erasmus'un kutsal kitab evirmesi fikir alannda rnesansla balayan hareketi glendirmi ve din bir reform iin gerekli psikolojik ortam hazrlamt.

    III. Luther ve zel Mlkiyet Sorunu Luther, katolik kilisesine kar orta an btn ikyetlerini

    Alman Aristokrasisine Hitabe isimli bildirisiyle aklamtr. Bu bildiri, orta a boyunca kiliseye kar yaplan tenkidleri bir araya getiriyor ve kuvvetli bir dille aklyordu. Papazlk grevinin satlmas, kilise byklerinin siyasi kudret sahiplerinin hayal bile edemedikleri bir hayat yaamalar, manastr hayatnda olmas gerekli fakirlik ve ahlkllk ile manastrlarda yaanlan hayat arasndaki farkllk, iftiden imparatora kadar herkesi fakirletiren papaln el koymalar, Luther tarafndan iddetle tenkid ediliyordu. (7)

    Luther ayrca, Roma Kilisesi'nin Tanr balamas konusunda herhangi bir tekele sahip olmamas gerektiini ifade ediyor ve kilisenin zenginliini tenkid ediyordu. Manastrlarda biriken ser-

    (6) Fromm, Erich. op. cit., pp. 51, 52. (7) Schlatter, Richard. Private Property, London 1951 p. 81.

  • 246 Do. Dr. Adnan GRZ

    veti tenkid ederken Luther, manastr keileri almadklarna gre, mreffeh bir hayat yaamalar iin herhangi bir sebeb de mevcut deildir diyordu. Luther'in grne gre', zenginlik ancak alma ile elde edilebilmelidir. Baz insanlarn almas ve dier insanlarn almadan yaamalar adalete aykrdr. Bu konuda Luther St. Paul'e de bavurmakta ve onun bir insan almazsa yememelidir de yolundaki ifadesini kendi tezini kuvvetlendirmek iin tekrarlamaktadr. (8)

    Luther'in mlkiyet konusundaki fikirlerinin en ilgin taraf, ilk Kuds kilisesinin uygulamasna da etkide bulunan, ortak mlkiyet anlayn reddetmesinde belirmektedir. Luther'e gre, Tanrnn dnyay ve onun rnlerini btn insanlara verdii yolundaki esaslar tekrarlamak iin herhangi bir sebeb yoktur. ncil'de de mlkiyetin ortak olduunu belirten herhangi bir beyan bulunmamaktadr. lk hristiyanlarn bazlar kendi istekleriyle mallarn birletirmilerdir. Fakat bakalarna ait mallar ortak yapmak yolunda herhangi bir aba harcamamlardr. (9)

    Luther, mlkiyetin tabii hukuk gereince ortak olduu grn kabul etmemekte ve bu gre kar teolojik bir kanta bavurmaktadr. Ona gre, tabii hukuk ve on emir birbirinin ayndr. On emir arasnda yer alan hrszlk yapmayacaksn ilkesi zel mlkiyetin temeli saylmaldr. Hrszln yasaklanmas zel mlkiyetin din tarafndan meru ve muteber sayldnn ak ifadesidir. Tabii hukuk ile on emrin ayni olduunu savunmak ve tabii hukuka bamsz bir yer vermemek suretiyle Luther, St. Thomas Aqu-inas'm tabii hukula ilgili btn fikirlerini reddetmi ve katolik grnden tamamen ayrlm oluyordu. Luther, mlkiyetin tabii hukuka ve insan aklna dayand yolundaki kant reddetmek suretiyle, orta a teolojisinin zerinde durduu, inceledii ve eski Yunan felsefesinden yararlanarak derinletirdii bir konuyu basit bir kantla zmlemek yoluna bavurmu bulunuyordu. Tabiatyla onun bu tutumu, katolik yazarlar tarafndan daha sonra iddetle tenkid edilmesine sebeb olmu ve kendisi, nemli felsef problemleri anlamamakla sulanmtr.

    Gerekte, Luther, St. Thomas Aquinas'a kar St. Augustine'nin ktmser dnya ve hayat felsefesinden ilham almt. Aslnda zel mlkiyet kurumu da, devlet gibi, insan gnahnn bir sonucu sayl-

    (8) Schlatter, Richard. op. cit., p. 82. (9) Schlatter, Richard. op. cit., p. 90.

  • VRUPADA REFORM VE MLKYET SORUNU 247

    majs lzmd. nsan mkemmel bir yaratk olsayd, yeryznde eitsizliin ve cebrin bulunmamas gerekirdi, insanlar byle bir olgunluk seviyesine eriemedikleri ve eriemiyecekleri iindir ki, zel mlkiyet kurumu, Luther'e gre gerekli bulunmaktadr. Devlet nasl lzumluysa, zel mlkiyet de lzumludur. Akl bir dallet iinde bulunan insanolu'nun, tabii hukuka ve tabii haklara bavurmas ve davranlarn bunlara gre dzenlemeyi istemesi, hibir zaman doru deildir.

    Siyasal bilimcilerin eskidenberi belirttikleri gibi, Luther siyasi iktidara kar ayaklanma eklindeki bir hak zerinde durmam, insanlara prensin en zalim davranlarna kar bile itaat ve sabr tavsiyesinde bulunmutur. Ancak kabul etmek gerekir ki, halka prensin otoritesine itaat tavsiye eden Luther, prensin devini adalet esaslarna gre yapmasn istemitir. Luther'in sisteminde prensin mlkiyeti kstlama hakknn bulunup bulunmad, eer varsa, bu hakkn snrlarnn nereye kadar uzad sorunu zerinde de durulabilir. Luther bu konuda ak bir tutum taknm deildir. Onun bu konudaki belirsizlii lmnden sonra nemli baz uyumazlklarn ortaya kmasna sebeb olmutur. Almanya da katolik pren-lerin protestanlara ait mallara el koymalar halinde, protestanlarn bu el koymalara kar koyup koyamyacaklar, Lutherciler tarafndan tartlmtr. Bu konuda en dikkati ekici karar Magdeburg ehri Luthercileri tarafndan verilmitir. Onlarn kansna gre, el koymalara protestanlarn kuvvet yoluyla kar durmalar gerekmeyebilir. Ancak el koymaya kuvvetle engel olmann hukuka aykr olduu da sylenemez. (10) Dikkat edilirse varlan sonu, Luther'in gr ile direnme hakkn uzlatrma niteliini tamtr.

    Luther mlkiyet hakk zerinde dururken, evlenmenin sosyal ynden zorunluluunu belirtmi ve zel mlkiyet olmakszn dzenli bir aile hayatnn imknsz olduu fikrini de savunmutur. (11)

    Luther, eitli frsatlardan yararlanarak mlkiyetle ilgili grlerini aklam ve zellikle bu hakkn kullanlmas konusunda kendi taraftarlarnn karlatklar problemleri zmeye uramtr. Bu sebebten Luther'in mlkiyet hususunda dzenli bir teori meyadana getirmedii sylenebilir. Onun fikirlerini sistemletirmek iini arkada ve takipisi Melanchton yapmtr.

    (10) Schlatter, Richard. op. cit, p. 93. (11) Schlatter, Richard, op. cit., p. 87.

  • 248 Do. Dr. Adnan GRZ

    Melanchton, Luther'in grlerini Loci Communes (Ortak Konular) isimli eserde zetlemitir. Melanchton, ilk nce btn hukuku, ilhi, tabii ve insan olmak zere e ayrmtr. Ona gre, nsann gnahkr zellii yznden, tabii hukuku, mukaddes kitaplara bavurmadan bulup bulamyaca phelidir. Hukukun ilkelerini yalnzca insan aklnda arayan dnrler yanlla dmlerdir. Hristyan filozof tabii kanun tanr. Bunlar, Tanry saymak, hikimseye zarar vermemek ve hereyi ortaklaa kullanmaktr. Ancak dallete dm olan insanolunun bu kaidelere uymas mmkn deildir. Dnya iin geerli drt tabii kanundan sz edilebilir. Bunlar, Tanrnn saylmas, kimseye zarar verilmemesi, sulular cezalandracak ve masumlar koruyacak idarecilerin tayinine imkn verilmesi ve nihayet mlkiyetin btn insanlar arasnda bar salayacak ekilde datlmasdr.

    Melanchton, ister ius naturale'den ister ius gentium'dan karlsn, mlkiyetin tabii bir kurum olduu grn benimsemektedir. (12) Tabii hukuk deimez bir nitelik tar. Bu hukukun asli ve tli ilkeleri arasnda bir atma olduu zaman, asl ilkelerin tercih edilmesi gerekmekle beraber, insan tabiatnn dalleti dola ysyla zel mlkiyet kurumunun kabul zorunludur. Melanchton mallarn insanlar arasnda bllmesinin insanolunun eseri olduunu ve blme olduktan sonra on emirle Tanr tarafndan kutsallatrldn ileri srmektedir. Bu sebebten mallarn insanlar arasnda dalm ebediyyen devam edecektir. Melanchton da, stad Luther gibi mlkiyet kurumunu on emrin hrszlk yapmayacaksn esas ile merulatrmaktadr. lmden sonraki hayatta herey ortak olacaktr. Dnyadaki hayat iin ise insanlarn zel mlkiyete sahip olmalar Tanr iradesine uygundur. (13)

    Siyasi iktidarn mlkiyeti hangi lde snrlayabilecei huunda Melanchton, Luther'e nazaran daha ak bir teze sahip bulun

    c a ) St. Thomas Aquinas'm teorisinde mlkiyetin tabii bir hak m yoksa pozitif bir hak m olduu sorunu tartmaldr. Melanchton, katolik dnrler gibi ius gentium'un tabii hukukla ayni ey olduunu kabul etmektedir. Bagi, Louis La garantie constitutonnelle de la prop-riete, Lausanna 1956 pp. 52, 53 de ius gentium ve ius naturale terimlerinin St. Thomas Aquinas tarafndan e anlamda kullanldn belirtmektedir. Friedmann ise St. Thomas Aquinas'n mlkiyete hibir zaman bir tabii hukuk kurumu gz ile bakmadn sylemekte ve katolik doktrinin St. Thomas Aquinas'n yanl yorumuna dayandn ifade etmektedir. Friedmann, Legal Theory, London 1953 p. 32.

    (13) Schlatter, Richard. op. cit., p. 97.

  • AVRUPADA REFORM VE MLKYET SORUNU 249

    maktadr. Kral tebaya vergi ykleyebilir. Baz hukuk sistemlerinde, kiraln vergi alma hakk snrldr. Dier baz lkelerde ise, verginin miktarn tayin hususunda hkmdar tamamen serbesttir. Hkmdarn vergi yklemek hakk tartma yaplmakszn kabul edilmelidir. Ancak hkmdar mallara el koymak veya mallarn blm eklini deitirmek yetkisine sahip deildir. Bir insann mallar zerindeki mlkiyet hakk, his naturale, ius gentium, on emir ve pozitif hukuk tarafndan daima kabul edilir. Btn bu esaslar hie sayan bir hkmdar, zulm ve gnah yoluna girmi saylmaldr.

    Luther fikirlerini aklarken daha ok orta snfn grlerini yanstmtr. XVI. yzylda orta snf bir yandan kilise otoritesine kar duruyor, dier yandan da ekonomik bakmdan gittike zenginleen tccar snfna ierliyordu. Protestan hareketinin geni anlamda bu snf temsil ettiini sylemekte herhangi bir yanllk yoktur. Luther 1524 ylnda yaynlad Ticaret ve Faiz Hakknda balkl brornde byk tccarlara kar kk tccarlarn ve tketicinin karlarn yle savunmaktadr : Tccarlar btn faydal mallar hkimiyetleri altnda bulundurmakta, btn hileleri aralksz uygulamaktadrlar. Fiatlar isteklerine gre ykseltmekte, indirmekte, kk tccarlar bask altnda tutmakta ve mahvetmektedirler..., sevgi ve inancn kaideleri dna kmaktadrlar... (14)

    Luther'in grlerinin fakir insanlar zerindeki etkisi daha farkl olmutur. XVI. yzyln balarnda ekonomik bakmdan ok ar bir basknn altnda bulunan iftiler Luther'in hristyanlarn hrriyeti ilkesini daha deiik ekilde yorumladlar. Luther'in kilise otoritesine hcum etmesini yrekten desteklediler ve bu ekilde iinde bulunduklar ekonomik basknn azalacan mid ettiler. iftilerin balca talebleri, rahiplerin halk tarafndan seilmesini, orman ve mera'lardan serbest ekilde faydalanmay, balk avlama zerindeki snrlamalarn kaldrlmasn ve en nemli olarak da toprak zerindeki ar mkellefiyetlerin hafifletilmesini kapsyordu. Luther balangta, siyas otoritelerle iftiler arasnda bir uzlamaya varlmasn istedi. Ancak byle bir anlamann yerine iddet hareketlerinin baladn grnce, ifti isyanlarnn hertr-l vastalarla bastrlmasn savundu.

    Katolik kilisesine kar byk bir antipati beslemesine ramen

    (14) Fromm, Erich, op. cit., p. 48.

  • 230 Do, Dr. Adnan GRZ

    Luther papann ve katolik din adamlarnn ldrlmesini hi bir zaman kendi taraftarlarna tavsiye etmedii halde, ihtillci kylleri grr grmez ldrmelerini btn Almanlardan istemekte tereddt etmemiti. Schlatter bu konuda diyor k i : Luther'in ihtillci kyllere kar olan bildirileri o kadar canavarca bir karakter tamtr ki, protestanlar o zamandanberi bu konuda z dilemektedirler. (15)

    Reform srasnda, Luther'in ve onun yolunu takip edenlerin uramak zorunda kaldklar kyl ve ifti ihtillleri, eitli gruplar tarafndan destekleniyor ve farkl doktrinlerce merula-trlyordu.

    Bu cereyanlar arasmda en ateli olanlar ve sosyal dzenin derhal deitirilmesini savunanlar dinci karekter tayan sosyalist hareketler olmutu. Anabaptistler ve anabaptisme bal dier baz mezhepler mal ortakl rejimini az veya ok kuvvetli ekilde gerekletirmeye alyorlard. (16) Anabaptizm (17) aka eiti ve ortak ideal bir hristyanlk toplumu kurmak amacn tayordu.

    Moravyah Kardeler (es Freres Moraves) (18) karlkl yardm ve hizmet esasna dayanan bir hristyan toplumu yaratmak gayesinde birlemilerdi. Sosyal yardm esasndan herhangi bir tviz vermemeye zellikle dikkat ediyorlard. Bu cereyan, reformcularn grne teorik ynden daha yakn fikirler savunduu iin hogr ile karland ve mevcudiyetini uzun sre devam ettirebildi.

    (15) Schlatter, Richard. op. cit., p. 78. (16) Bieler, Andre. La pensee economique et sociale de Calvin, Ceneve

    1959, p. 388. (17) Anabaptistler yalnzca ocuk vaftizini reddettikleri iin deil, dier

    baz noktalarda da Luther'den ayrldklar iin nem tarlar. Bu akma taraftar olanlar, ferd kararn bamszl ve hrriyeti yannda inan unsurunun din bakmndan nemi zerinde de durmulardr. Zvvickau'nun Lutherci rahibi Thomas Mnzer, 1525 ylnda balayan byk bir ifti ihtillinin lideri olmutur. Anabaptizm'in kurucusu saylan Mnzer'in giritii ortak toplum tecrbesi, Frankenhausen ehrinin igali ve kendisinin ldrlmesiyle neticelendi. Ancak anabaptistler Mnzer'in lmnden sonra da frsat bulduka ihtill tecrbesine girimekten geri kalmadlar. 1532 ylnda Mnsterde balayan ikinci ayaklanma, 1535 ylnda ehrin igali ve anabaptistlerin katledilmesiy-le bastrld.

    (18) Bu akm bazan Freres Bohemes veya Freres Tcheques olarak da isimlendiriliyor ve Bohemyal reformcu Huss'a bal bulunuyordu.

    ( ,,,1 : , | . . l | . | p.

  • AVRUPADA REFORM VE MLKYET SORUNU 231

    Bundanbaka sz geen akmn taraftarlar, reformcular gibi zel mlkiyet kurumunun muhafazas gerektiine inanyorlard.

    Libertenler (les Libertins) zel mlkiyeti aka reddediyorlar ve btn adaletsizliklerin kaynann bu kurum olduunu ileri sryorlard. Ksmen rnesansm tesiri altnda kalan libertenler, insanlarn tabii temayllerine uygun ekilde davranmak hrriyetine sahip olmalarn ve cinsel hayatta serbestlik fikrini alamaya gayret ediyorlard. Ancak bu akm, aksiyondan ok fikir alannda kald iin etkileri snrl olmutu. Calvin'in bu akma bal olanlar panteizmle ve ahlk hie saymakla sulad bilinmektedir.

    Luther, bir taraftan kilise mallarna el konulmasn hakl gstermek, dier taraftan da mlkiyet hakkn arlarn hcumuna kar korumak zorunluluu ile kar karya bulunuyordu. Reformun muhaliflerinin Anabaptist hareketinden Luther'i sorumlu tutmalar da Luther'in bu akma iddetle kar koymasnda rol oynamtr. Gene unutmamak gerekir ki, Luther, temsil ettii orta snfn haklarn ve karlarn savunmasnn protestanln zaferi iin kanlmaz olduunu anlamt. Hi phesiz Luther'in orta an gelenekiliine ball da doktrininin tutucu bir zellik tamasnda etkili olmutu. Luther'in sisteminde din radikalizm ve sosyal konservatizm birlemi bulunuyordu. (19) Ayni tutuculuk onun byk tccarlara kar olan hcumlarnda da dikkati ekmektedir. Fromm, Luther'in ekonomik konulardaki fikirlerinde orta a gelenekiliine bal kaldn yle belirtiyor : Luther'in ekonomik sorunlar hakkndaki gr tipik ekilde orta a vasfn tayordu.... nsan hayatnn ekonomik gaye iin bir ara haline gelmesi fikrinden nefret ederdi... (20) Bu vesile ile Luther'in en takdire deer hayat ekli olarak kylnn hayatn benimsediini, insan andrc ticar hesaplardan uzak yaamay t verdiini ve insanlarn, kaderin izdii yolda yrmelerini istediini belirtebiliriz.

    Luther'in mlkiyet gr, ana hatlar bakmndan, orta a mlkiyet anlayndan fazla ayrlm deildir. zel mlkiyet kurumunun lzumuna Luther inanyordu. Bununla beraber bu inan, mlkiyet kurumunu ve ferdin ekonomik faaliyetini n plnda deerlendirmesini gerektirmemitir. Reform hareketi mlkiyet anlaynn, kapitalist mlkiyet fikrinden ayrldn Lehmann aka ifade etmitir. Lehmann'a gre: Reformcular mlkiyeti hibir za-

    (19) Tawney, R. H. op. cit, p. 95. (20) Fromm, Erich. op. cit., p. 71.

  • 253 Do. Dr. Adnan GRZ

    man inhisar bir hak saymamlardr. Reformcu mlkiyet grn, kapitalist mlkiyet anlayndan ayran balca zellik budur. Aradaki fark kesin olarak yle belirtilebilir. Reformculara gre,

  • AVRUPADA REFORM VE MLKYET SORUNU 253

    ru bulmadn aklayan Luther, katolik dncesinin srarla zerinde durduu asetizm prensibini kendi teorisine dahil edebilmek iin, her insann kendisini iine, mesleine vermesini istemi ve bunun Tanr inayetine kavumak iin yararl bir ara olacan savunmutur. Bylece katolikliin yalnzca din bir zmreye tand asetizm'in daha geni ekilde uygulanmasn; her insann kendisini iine vermek suretiyle sakin ve huzur dolu bir hayat yaayabileceini ve byle bir yaama yolunun din ilkelerine de uygun olacan belirtmitir. Ancak katolik felsefesinde, asetizm daha ok din bir mkellefiyet olarak belirdii halde, Luther'in sisteminde, insann kendisini din ibadete deil fakat dnyav almaya vermek suretiyle Tanr'ya yaklaabilecei belirtilmitir. Max Weber, i yahut meslek teriminin hem kelime olarak hem de kavram olarak Luther tarafndan yepyeni bir anlamda kullanldn ve daha sonra da bu kavramn, zellikle Calvin'in retisi nda modern kapitalist ruhunun doumunda nemli bir rol oynadn savunmutur. (25) ngiliz tarihisi Robertson, Max Weber'in bu grn reddetmi ve Luther'in i veya meslek (beruf) kelimesine baka bir mana kazandrmadn kelimenin Luther tarafndan kullanlmas ile kapitalist sistemin gelimesi arasnda herhangi bir iliki aramann yanl olacan ne srmtr. (26) Alman sosyologu Max VVeber'in protestan reformu ve modern kapitalizmin gelimesi hakkndaki fikirleri zerinde ilerde ayrca duracaz.

    IV. Calvin ve zel Mlkiyet Sorunu Calvin, mlkiyet sorununu iki ayr dnem bakmndan ele alp

    incelemitir. lkel dnemde insanlarn mesut olduunu, mallarn serbest ekilde el deitirdiini, insanlarn ya hibe veya hakkaniyete uygun bir deime yoluyla ihtiya duyduklar mallar saladklarn ve bu sistemin btn insanlara bolluk iinde yaama ansn verdiini kabul etmitir. (27) Bu ilkel dnemin sona ermesi, ona gre, insann ilk gnah ilemesi yznden olmu ve ferdi mlkiyet Uakkmm uyguland yeni bir hayat safhas balamtr. Calvin, tabii hukukun deerini yitirdii ve mukaddes kitap esaslarnn uyguland yeni dnemde mlkiyet sorunu zerinde dururken, ml-

    (25) Fullerton, Kemper, op. cit., p. 12. (26) Robertson, H. M. A Criticism of Max Weber and His School, editr:

    Green Robert W. Protestantism and Capitalism, Boston 1959. pp. 68, 72.

    (27) Bieler. Andre. La pensee economique et sociale de Calvin, Geneve 1959. p. 345.

  • 254 Do. Dr, Adnsn GRZ

    kiyetin Tanr'ya ait olduu yolundaki teolojik kanttan hareket etmektedir. Ancak ona gre, Tanr, kendisine ait olan mlkiyet hakkn, duyduu sevgi dolaysyla insana balamtr. Ferdi mlkiyet hakkna sahip olan insann mlkiyeti yalnzca kendi menfaati iin kullanmasn Calvin doru bulmamaktadr. Malik olan kiiye yalnzca manev ynden Tanrya kar deil, maddi ynden de iinde bulunduu topluma kar baz sorumluluklar yklenmitir. (28)

    Calvin, mlkiyet hakkn bu ekilde snrlamaya teebbs ettii gibi, onun arta bal bir hak niteliini tadn da belirtmektedir. Mlkiyet toplum yararna kullanlmas gereken bir Tanr hibesi olduuna gre, mlkiyeti yalnzca kendi bencil amalarna gre kullananlarn ve halk ezmek iin mlkiyetin verdii kuvvetten yararlananlarn, bu haklarndan ilhi iddet yoluyla mahrum edileceklerine de Calvin inanmaktadr. Bundan baka Calvin, mlkiyetin arta bal zelliinden sz ederken, mlkiyet hakknn malike alma borcunu da yklediini belirtmekte, malikin mlk sahibi olduu iin tembellie, israfa sapmamasnn, aksine mlk konusu olan eyi deerlendirmek maksadyla almasnn gerektiini aklamaktadr. Calvin'e gre Tanrnn kendisine verdii mallar ilemeyen, Tanr nnde suludur. (29); insanlar tabiat ilemek iin yaratlmlardr. (30)

    Hristyan Dininin Kurumlan isimli eserinde Calvin, Luther gibi, on emrin hrszlk yapmayacaksn ilkesinin mlkiyetin varln gsteren salam bir teolojik kant olduunu ileri srmektedir. (31) Calvin, mlkiyet teorisini gelitirirken, orta a teologlarnn kullandklar baka bir ilkeden, de yararlanmtr. nsanlar, Tanrnn yeryzndeki vasalleri sayan teoriye gre, mlkiyet malike sadece hak salamamakta, fakat fief mukavelesinde olduu gibi baz vecibeleri de yklemektedir. Bu vecibeler arasnda mlkij'etin dil ekilde kullanlmas bata gelmektedir. Bundan, baka iyi niyetli mlikin bu teoriye gre himayesi de kabil bulunmaktadr. Dier yandan Calvin, sz konusu teoriye dayanarak kilise mallarna el konulmasn da merulatrmaya alm ve gnah yuvalar sayd manastr mallarna el konulmasnn Tanrnn iradesine de uygun olacan savunmutur. (32)

    (28) Bieler, Andre. op. cit., pp. 352, 353. (29) Ibidem. (30) Gagnebin, Charles. Calvin, Paris 1948 p. 195. (31) Schlatter, Richard. op cit., p. 101. (32) Schlatter, Richard. op. cit., p. 101, 102,

  • AVRUPADA REFORM VE MLKYET SORUNU 255

    Mlkiyet hakknn devlet iktidar tarafndan snrlandrlmas sorununda Calvin'in teorisi fazla akla sahip bulunmamaktadr. Bunun sebebi, Calvin'in doktrinini, o devir Avrupasnn siyasal bakmdan kararl ve ekonomik bakmdan kuvvetli olan Cenevre ehrinde aklamas ve byle bir problemle karlamamas olabilir. (33) Ancak Calvin'in siyasal yneticilerin ferdlerin mlkiyet alanna karmamasn istedii sylenebilir. Siyasi otoritenin temel .amac herkesin rahatsz edilmeksizin mlkiyetten yararlanmasn salamak olmaldr. Prenslerin kamu yarar iin vergi toplamaya haklar vardr. Bununla beraber kamu gelirini israf eden bir prens mstebit vasfn kazanr. Btn bu fikirlerine ramen Calvin, mlkiyet hakkna devlet yneticilerinin sayg gstermemesi halinde ihtill yoluna bavurulmas tavsiyesinde bulunmu deildir. Dier taraftan, Calvin'in devletin grevini, mlkiyetin hukuk yoluyla korunmas olarak snrlamadn da belirtmek gerekir. Devlet yneticisi, mlkiyetin semerelerinin toplum yararna kullanlmasn salayacak tedbirleri almaya Calvin tarafndan arlmaktadr. Ona gre, yneticinin ekonomik basireti, ereflilik kadar byk bir fazilettir. (34) Ekonomik hayata Calvin'in devlet mdahalesini istediinin dier bir kant, Calvin'in yolundan yryenlerin Cenevre' de kurduklar yrtme organnda-ki hem rahiplerden hem de rahip olmayanlarn kurulu idi - mterisini aldatan tccar, idarenin tes-bit ettii fiyatn stnde sat yapan kasab, yabancya yksek fiyatla elbise diken terziyi, ameliyat iin yksek para isteyen cerrah cezalandrmalardr. (35)

    Calvin faiz konusunda hem Luther'den hem de orta a teolojisinden ksmen farkl bir yol takib etmitir. Onun dncesine gre, fakir bir insann faiz yoluyla smrlmesi ahlk ve adalet ilkelerine aykrdr. Bu yzden faizle dn para veren kiinin ve einin baz din yinlere kabul edilmemesini Calvin uygun grmt. Bununla beraber amacnn faizle para verilmesini tamamen ortadan kaldrmak veya faiz kurumunu yok etmek olmadn belirtmekten de geri kalmamt. Zengin bir tacirin iini ilerletmek iin faizle dn para almasn Calvin meru karlyor ve byle birine bor vereni de ayplamyordu. Calvin'in faizle ilgili snrl yasa Calvinist liderlerden birisi olan Claudius Salmasius'un 1638 ylnda yazd Faiz Hakknda (De Usuris) isimli eserinden sonra daha da

    (33) Fromm, Erich. op. cit., p. 74 . (34) Bieler, Andre, op. cit., p. 383. (35) Tawney, R. H. op. cit., p. 117k

  • 256 Do. Dr. Adnan GRZ

    yumuatlm ve bir sre sonra da nemini tamamen kaybetmitir. (36)

    Ahlk sistemi bakmndan Calvin'in en nemli zellii ilhi takdir (predestination) zerinde srarla durmasndan domaktadr. Onun kanaatine gre, Tanr baz insanlar ebedi lanete mahkm etmitir. Baz insanlar ise doularndan Tanrnn balamasna sahip bulunurlar. Bylece Calvin, St. Augustine'ninkine benzeyen bir gr savunmu olmaktadr. Baz insanlarn hayr iin, dier bazlarnn er iin seilmesinin sebebini insan akl aklayamaz. Bu kaderi insanlarn ne kadar aba gsterirlerse gstersinler deitirmelerine de imkn yoktur. Bunun iindir ki, Fromm, Calvin'in tasavvur ettii Tanrnn, sevgi ve adalet kavramlarn ona mal etmeye almasna ramen, esas itibariyle sevgi ve adalete sahip bulunmayan bir zalim olduunu ifade etmektedir. (37)

    Calvin'in ilhi takdir teorisinin konumuz bakmndan nemi bu teori dolaysyla almaya verdii deerden ileri gelmektedir. Calvin, insanlarn kurtulua (salvation) erimesinin kendi ellerinde olmadn sylemekle beraber, devaml ekilde almay ve faaliyette bulunmay onlara tavsiye etmeye zellikle dikkat etmitir. Calvin'in tavsiye ettii faaliyet muhtemelen ahlki faaliyet olmutur. Ancak Calvin teorisindeki alma unsuru daha ok dnyev faaliyet olarak yorumlanm ve anlalmtr. Bu konuda Calvin'in Tanr kendi inayetinin alanlarn elleri zerinde olacana sz vermitir. (38) ve hayatlarn tembellikle geirenler iin zr bulunmayacaktr. (39) gibi aklamalar yaptn ve almay muhtelif frsatlardan yararlanarak daima tevik ettiini belirtebiliriz. Clavier, Calvin'in almaya Luther'den de fazla nem verdiini sylemektedir. (40)

    almann deeri zerinde dururken Calvin, ilhi takdir ilkesinden vazgememektedir. nsanlar kendileri iin mukadder olan hayat yaamak zorundadrlar. Bununla beraber Calvin insann almasn, aba gstermesini, kurtulua (salvation) erimenin bir iareti olarak deerlendirmeye de temayl etmitir. Gerekte,

    (36) Bu konuda bk. Weber, Max. General Economic Theory, ngilizceye eviren : Knight, Frank H. 1930, p. 271.

    (37) Fromm, Erich. op. cit., p. 75. (38) Gagnebin, Charles, op. cit., p. 194. (39) Bagi, Louis. La garantie constitutionnelle de la propriete, Lausanne

    1956, p. 49, n. 128. (40) Clavier, H. Le Christianisme et le travail, 1944, p. 75,

    l : .u:| M I

  • AVRUPADA REFORM VE MLKYET SORUNU 257

    insan kendi geleceinin ne olaca, kurtulua eriip eriemiyecei phesi iinde yaar. Bu pheyi yenmenin, gelecee mitle bakmann en iyi yolu insann kendisini almaya vermesidir. nsann alma yoluyla kaderini deitiremiyecei bir gerek olmakla beraber, alma yoluyla kazand baar, ebedi imtihannda onu teselli eden, ve belki de Tanr sevgisinin kendisiyle beraber olduunu gsteren deerli bir iarettir.

    Orta a dncesinden ve ksmen de Luther'den Calvin'i ayran dier bir zellik, onun ticari faaliyeti olumlu saymasnda belirmektedir. Orta ada, toprak geliri fazla tartma konusu yaplmam ve bu gelirin normal ve meru nitelik tadna inanlmtr. Buna kar hristyan dini, ticari faaliyetlere ou zaman pheli gzle bakmtr. Ayni gr Luther'in fikirlerini de etkilemitir. Calvin, muhtemelen Cenevre gibi ticari bir ehirde yaad ve retisini benimseyenler arasnda tccarlar aktif bir grup olarak belirdikleri iin, ticari faaliyeti olumlu ve faydal karlamak yolunu tutmutur. Onun bu konudaki aklamalar, ticari faaliyeti yararl saydn ve ticaret yoluyla elde edilen kazanc meru olarak nitelendirdiini ifade etmektedir. Calvin i adamnn kazancnn toprak sahibinin kazancndan daha fazla olmamas iin bir sebeb var mdr?... Tccarn kazanc da yalnzca onun sebat ve alkanlndan gelmez mi? diyerek ticari faaliyet ve kazanc merulatr-mtr. (41)

    Kalvinizm'in, Anabapistlere ve dier arlara kar tutumu Luthercilerinkine benzemektedir. Calvin de, Luther gibi ortak mlkiyet uygulamasn reddetmi, orta snfn, temayllerine uygun bir dokrinin savunmasn yapmtr. Tawney'e gre, kalvinizm ilk h-ristyanlk ve modern sosyalizm gibi bir ehir hareketi nitelii tamtr. Bu akmn memleketten memlekete yaylmasnda tccarlar ve iiler nemli bir fonksiyon ifa etmilerdir. (42) Ancak Calvin'in kendi doktrinini yayd srada urat problemler, Luther'inki-ler kadar ok olmamtr. Bundan baka Calvin'in sisteminde, ifti ve kyl sorunlar fazla nemli bir yer igal etmemitir.

    Luther'in retisi Avrupada byk yanklar uyandrd halde Calvin'in fikirleri Anglo - Sakson lkelerinde daha etkili olmutur. zellikle ngilterede beliren puritanizm hareketi Calvin retisinin Anglo - Sakson memleketlerindeki vrisi saylmtr. ngil-

    (41) Tavvney, R. H. op. cit., p. 105. (42) Ibidem.

  • 258 Do. Dr. Adnan GRZ

    terede XVI. yzyln ikinci yarsnda ortaya kan, orta snf arasnda taraftarlara sahip bulunan puritanizm, ferdin deeri ve nemi zerinde durmu, dorulua ve almaya dayanan bir hayat yolunun dine uygunluunu belirtmi, hem din, hem siyas alanda her-tr l despotizme kar kmtr. Puritanizmin etkisi yalnzca ngiltere'de kalmam, zellikle XVII. yzylda Kuzey Amerika'ya yerleen puritanlar, Yeni ngilterede kendi doktrinlerini uygulamak iin elverili bir or tama sahip olmulardr. Yeni ngilterede puri-tanlarn kurduklar toplumda, devlet ve kilise yelii ayni ahsta birlemi, dier din grlere hogr gstermeyen bir sistem uygulanmtr. Ancak zamanla yaplan din snrlamalar nemini kaybetmi ve dier mezheplerden olanlara vicdan ve ibadet hrriyeti tannmtr .

    Calvin'in mlkiyet teorisi, imdiye kadar verdiimiz izahattan da anlalaca gibi, mlkiyeti mutlak bir hak saymam, hele bu hakk tabii hukuk yoluyla merulat rmak teebbsnde bulunmaktan dikkatle kanmtr. Ancak Calvin insanlar arasnda sosyal ve ekonomik ilikilerin sknet ve adalet iinde yrmesi bakmndan, zel mlkiyetin yararl ve lzumlu bir kurum olduunu kabul etmitir. Toplum hayatnda iktisad ahengin gereklemesi bakmndan devletin mdahalesini ve iktisaden zayf olanlarn kuvvetli olanlara kar korunmasn kalvinizmin destekledii sylenebilir. (43) Dier taraftan Calvin'in ticari ve iktisadi faaliyetlerde daha az snrl bir hrriyet grn destekledii, faiz kurumunu dier orta a teologlarndan ve Luther 'den daha farkl ekilde ve olduka geni bir hogr ile karlad ayrca belirtilebilir. Calvin doktrinin en ilgin zelliklerinden birisi, almay din sebebler dolaysyla da olsa daima tevik etmesi olmutur.

    V. Reform Hareketi ve Kapitalizm Alman sosyologu Max Weber'in 1904-1905 yllarnda ve 1906

    ylnda yazd makalelerde ne srd, modern kapitalizmin douunda ve gelimesinde protestanhn etkili bir rol oynad g-

    (43) Bieler, Andre. op. cit., pp. 389, 390, Bieler, Calvin'in ekonomik ve sosyal fikirleri konusunda yapt aratrmada, Calvin retisinin ticaret ve endstri kapitalizminin ortaya kmasnda bir rol olmadn, aksine Calvin'in parann tahakkm edici bir g haline gelmesini ve, fakirlerin zenginler tarafndan ezilmesini reddettiini; devletin dil ve dengeli bir ekonomik dzen kurmak iin mdahale etmesini istediini savunmaktadr. Sz geen grlerin tenkidi iin Bergier'in Annales economies, societes, civilisations No. 2 Mars, Avril 1962 de kan makalesine baknz.

    t i * :*>'*> i..fn

  • VRUPADA REFORM VE MLKYET SORUNU 259

    r uzun tartmalarn yaplmasna sebeb olmutur. Makalelerden birisi Protestan Ahlk ve Kapitalizm Ruhu (Die protestantische Ethik und der Geist des Kapitalismus), dieri ise Protestan Mezhepleri ve Kapitalizm Ruhu (Die protestantische Sekten und der Geist des Kapitalismus) baln tamtr. Dnrler bu konuda We-ber'in tezini kabul edenler ve reddedenler olmak zere deta iki ayr kampa ayrlmlardr. YVeber'in tezini aklamasndan sonra sz geen sorunla ilgili olarak yaplan aratrmalar zellikle Reform devresi Avrupa toplumunun sosyal ve ekonomik bnyesinin daha iyi incelenmesi ve anlalmas hususunda yardmc olmutur. Bununla beraber tartmann tazeliini ve canlln hal muhafaza ettiini bu frsattan yararlanarak belirtmek gerekir. Reform hareketinin, modern kapitalizmin douunda ve gelimesinde etkisi olup olmad, eer olmusa bu etkinin derecesinin tesbiti, inceleme konumuzla dorudan doruya ilgili deildir. Zaten Max YVeber'in ileri srd tez, protestanln mlkiyet grnn kapitalizmin doumunda tayin edici bir rol oynad esasna dayanmamaktadr. Bununla beraber reform retisinin yeni bir toplum dzeninin douunda nasl bir etkide bulunduu sorunu aratrlmadan Luther ve Calvin'in sosyal ve ekonomik grlerinin gerektii ekilde deerlendirildii de sylenemez. Bu sebebten sz geen problem zerinde ksaca olsa bile durmakta fayda vardr.

    Max Weber, ilk nce kapitalizm deyimini incelemitir. Ona gre, elde etme ve kazanma saikinin, mmkn olduu kadar ok paraya sahip olma amacnn, kapitalizmle dorudan doruya hibir ilikisi yoktur. Bu saik garsonlar, doktorlar, arabaclar, artistler, rveti memurlar, kumarbazlar ve dilencilerde de bulunabilir. Kazanma saikinin, btn zamanlarda ve btn memleketlerde objektif bir imkn var olduu takdirde, btn insanlar arasnda ortak olduu sylenebilir. Snrsz kazan hrs kapitalizmle ayni ey deildir, bu hrsn kapitalizm ruhu ile ilikisi ise ok daha azdr. Buna kar kapitalizmin, itidal ile hi olmazsa, gayri akli kazan saikinin akl yoluyla hafifletilmesiyle ayni ey olduu ileri srlebilir. Ancak kapitalizmin, kazan peinde komakla, devaml, akl, kapitalist teebbs aracl ile daima yenilenen ekilde kazan peinde komakla ayni ey olduu ifade edilebilir. Bunun byle olmas da lzmdr. nk tamamen kapitalist bir toplum dzeninde, kr elde etmek hususundaki frsatlardan yararlanmayan bir kapitalist teebbs, yok olmaya mahkmdur.

    Max Weber'e gre alacakl ve borlu snflar toprak sahipleri ile toprakszlar yani, serfler veya kiraclar; reticiler ve tketiciler

  • 260 Do. D r- A d n a n GRZ

    arasnda atmalar deiik ekillerde heryerde dikkati ekmitir. Bununla beraber, batda grlen byk endstri mteebbisi ile cretli hr ii arasndaki atma tamamen modern ve evvelce var olan atmalardan farkl bir nitelik tamaktadr.

    Kapitalizm, mbadele temeline dayanmakta ve iki snfn faaliyeti bu sistemde grlmektedir. retim aralarna sahip bulunanlar kapitalist sisteminin sjeleridir. Bir de mlkiyet hakkndan yararlanmayan iiler vardr ki, bunlar da sistemin objeleridir Kapitalizm, kazan arzusu ve ekonomik rasyonalizm tarafndan idare edilir.

    Teknik imkanlarn gelimesi bat tipi kapitalizme geni lde etki yapmtr. Ancak bat kapitalizmi sadece teknik istihsal aralarna deil, fakat belli bir hukuk sistemine de ihtiya duyar. Modern rasyonel kapitalizm, yalnzca teknik retim aralarna deil ayni zamanda gvenilir bir hukuk sistemine ve ekl kaidelere dayanan bir idare sistemine de sahip olmaldr. Byle bir hukuk dzeni olmakszn cretli veya karaborsac kapitalizm mmkn olabilir. Fakat ferdi teebbs fikrine bal, belli bir kapitale ve belirli hesaplara dayanan rasyonal kapitalizm, mevcut olamaz. Modern kapitalizme elverili bir hukuk ve ekonomi sistemi ise ancak batda grlmtr. Bu hukukun nereden geldii sorunu zerinde duran Max Weber, kapitalist karlarn byle bir hukuk dzeninin kurulmasnda kendilerine den fonksiyonu ifa ettiklerini, ancak bu karlarn kendiliklerinden hukuku yaratmalarna imkn olmadn ifade etmektedir. (44) Tamamen baka nitelik tayan kuvvetlerin bu gelimede rol oynam bulunmas lzmdr. Bu gelimeyi salayan kuvvetler zerinde yaplacak bir inceleme bizi, bat kltrnn rasyonalizmi sorununa gtrr. ktisadi rasyonalizmin gelimesi, rasyonel ekonomi tekniine ve hukuka bal olmakla beraber, insanlarn belli pratik davranma ekillerine kendilerini uydurma temayl ve kabiliyetleri de bunda rol oynar, By ve din kuvvetinin ve bunlara dayanan ahlki dev fikrinin insan davranlarnn ekillenmesinde daima nemli bir rol olmutur. Her din sosyal ve iktisadi bir ahlk grn gelitirir. Dinlerde sakl bulunan sosyal ve ekonomik ahlk insanlarn sosyal hareketle-lerini kuvvetle tesir altnda brakmakla kalmaz, ayni zamanda toplum dzeninin objektif bnyesi esaslarm tayinde de rol oynar.

    (44) Weber, Max. The Auhor Defines His Purpose, editr : Green, Robert W. Protestantism and Capitalism, Boston 1959, p. 5.

    . ," > I I M I | > I il M < "" >> W < > < " l W > ' ' ' t , ! l p t '

  • AVRUPADA REFORM VE MLKYET SORUNU 261

    Modern kapitalizm ruhunun ne olduu Max Weber'in asl anlamak ve aklamak istedii sorundur. Ona gre, modern kapitalizmin balca zellii, psikolojiktir, dier bir deyimle para kazanma zellii modern kapitalizmin ayrc psikolojik unsurudur.

    Burjuvazinin byk ticaret snflar balca protestanlar arasnda dikkati ekmektedir. Belli bal mteebbislerin, tccarlarn, sermayedarlarn, teknik uzmanlarn says protestanlar arasnda katoliklere oranla daha fazladr. spanyollar bunu ok nceden grmler ve Hollanda kalvinizmini kastederek dalletin ticareti ilerlettiini sylemilerdir. (45) Modern anlamda kapitalizmin gelimesi, dikkati ekici lde, Protestanln Luthercilie aykr asetik (ascetic) eklinin yaylmas ile ayni zamanda olmutur. We-ber, bunun basit bir tesadf olmad, kapitalist ruhun belirmesi ile Kalvinist teolojinin hkimiyeti altnda bulunan protestanlm asetik eklinin gelimesi arasnda organik bir ilikinin bulunduu fikrindedir.

    Bir insann btn kabiliyeti ve enerjisi ile para kazanmasnn gerekli olduunu Benjamin Franklin'in Gen Bir Tccar'a t'n-de (Advice to a Young Tradesman) akladna Max Weber iaret ediyor. Benjamin Franklin'e gre para ihtiyalar karlamak veya gelecekte harcanmak zere kazamlmamaldr. Aksine para kazanma bal bana bir ama olmaldr. Baka deyimle, para kazanmak iin, para kazanlmaldr. Franklin'in zerinde durduu nokta, para sevgisi deil, para kazanma zorunluluudur. Kendi tezini dorulamak iin Franklin, Tevrat'tan da iktibasta bulunmakta ve Sleyman'n Meselleri Kitabnda yer alan inde gayretli adam gryor musun? O krallarn nnde durabilir. szn belirtmektedir. Weber, para sevgisinin deil, para kazanma zorunluluunun Franklin'in retisinde balca rol oynadn ve modern kapitalizm ile gemi zamanlardaki kapitalizm ekilleri arasndaki temel farklln para kazanma zorunluluunun insanlara alanmasnda belirdiini ifade ediyor. (46)

    Max Weber kapitalizm ncesi ekonomi ekillerinde, iinin de i verenin de gelenekiliin (traditionalism) etkisi altnda para'-ya kar belli bir kaytszlk gsterdiini, kapitalizmden sonra, daha fazla para kazanmaya kar olan ilgisizliin mteebbisler ara-

    (45) Fullerton, Kemper, Calvinism and Capitalism: an Explanation of the Weber Thesis, editr: Green, Robert W. Boston 1959, p. 7.

    (46) Fullerton, Kemper, op. cit, p. 8.

  • 262 Do. Dr. Adnan GRZ

    smda kaybolduunu, fakat iiler arasnda devam ettiini sylyor.

    Bununla beraber modern kapitalizm ruhunun, para kazanmay, bal bana bir ama saymas yannda, ikinci bir zellii daha vardr. Modern i hayatnda devaml baar gsteren mteebbisler yalnzca kazan uruna kazan amacn gtmemekte, bunun yannda kendi kendini disiplin altna alma veya asetizm de onlarn hayatnda dikkati ekmektedir. Bu insanlarda israf temayl, gsteri arzusu bulunmamaktadr. O halde kapitalizm ruhunun ikinci zellii, gsteri ve israfa kamayan, disiplinli ve asetik bir hayat tarz olarak tesbit edilebilir. Acaba sz konusu bu disiplinin amac nedir? Weber bu feragatin gayesinin gittike daha fazla kazanmak olduunu belirtmektedir.

    Weber iin nemli olan kapitalizm ruhu'dur. Genel olarak kapitalist ekonomi ekilleri ile kapitalist ruh bir arada grnr. Fakat bunun byle olmad zamanlar da olabilir. Kapitalist ruh, yani bir insann kendi mesleine ve iine ball XVII. yzylda puritanlarm hkim bulunduu Amerikadaki Yeni ngilterede dikkati ekiyordu. Bununla beraber Yeni ingilterede gelimi bir ekonomi hayat mevcut bulunmuyordu. Ekonomik ynden ok daha gelimi olan Amerikann gney devletlerinde ise, kapitalist ruhun bu dnemde bulunmadna Max Weber dikkati ekmektedir. Gene XIV. ve XV. yzyllarda katolik Floransada kapitalist ekonomi ekilleri var olduu halde kapitalist ruhun mevcudiyetinden sz edilmesine imkn yoktur. (47)

    Kapitalist ruh ile protestan ahlk arasnda bir ilikinin bulunduuna inanan Weber, din tarihi ile ilgili baz aratrmalar yaparak, daha nce sz konusu ettiimiz Luther'in retisindeki beruf kelimesinin, protestan reformcu tarafndan o zamana kadar kullanlandan farkl bir anlamda kullanldna iaret ediyor. VVeber'e re, ne antik felsefe, ne de katoliklik i veya meslek terimini. Luther'in anlad manada deerlendirmi deildir. Luther, gnlk almann Tanr tarafndan emredilen bir dev olduunda srar etmi ve beruf kelimesine bambaka ve dnyev bir anlam kazandrmtr. Ancak, Luther, para kazanmaya kar olan tutumu bakmndan bir geleneki olarak kalm ve modern kapitalizm ruhunu yan-stamamtr.

    (47) Fullerton, Kemper. op. cit., p. 9.

    lMMMfOttmlt I! I 'M < ' i 'IH>I i MK| W 1 I f i i l . : ! ! : l ^ f H ! * | UM

  • AVRUPADA REFORM VE MLKYET SORUNU 263

    Calvin, retisinin, modern kapitalizm ruhunun belirmesinde ok nemli bir fonksiyon ifa ettiine, Weber inanyor. Hristiyan dinini Roma Kilisesine kar aklarken Calvin, Tanr kavramndan hareket etmitir. Tanrnn mutlak bir irade, mkemmel ekilde hr tek varlk olduunu belirtmi, yani Tanr iradesinin onu ister anlayalm, ister anlamayalm, doru olduunu veya yle kabul edilmesini gerektiini sylemitir. Weber'e gre, Calvin akl olmayan bir Tanr kavramndan balamakta, daha sonra bu kavram aklle-tirmeye gayret etmektedir. nsan akln, Tanr idealinden uzaklatracak herey reddedilmelidir. nsan faaliyetinin Tanrya ynelmesi ancak disiplinli ve mnzevi bir yaama eklinin benimsenmesiyle mmkn olabilir. Bu sebebtendir ki, asetizm kalvinizmin ve daha sonraki puritan hareketinin nemli bir zellii olmutur.

    Bundanbaka Weber, daha nce zerinde durduumuz ilh takdir (predestnation) sorununa deinmekte, Calvin'in katolikli-in itiraf metodunu reddettiini; dolaysyla insann din kurtuluu (salvation) iin uygulanacak iki yol kaldn; bunlardan birisinin insann Tanr kuvvetinin kendisiyle beraber olduu hususunda derin bir inanca sahip olmas, dierinin ise devaml ekilde al t ve baard takdirde Tanr iradesinin kendi yannda bulunacann insana retilmesi olduunu aklamaktadr. Calvin, birinci yolu tercih etmi ve buna teolojisinde nemli bir yer vermitir. Ancak ikinci yol, uygulamada gittike artan bir nem kazanmtr.

    Weber'e gre, Calvin Tanr ve insan arasnda kilisenin aracln reddettii iin Luther gibi ferdiyetidir. nk ferdin ayr ve bamsz bir deer olduunu kabul etmitir. Ancak kalvinizm ar ferdiyetiliin yannda youn sosyal almay da desteklemi ve bu ynden Lutherci protestanlktan ayrlmtr. (48)

    O halde kalvinizm, bir yandan insann devaml ekilde iiyle uramas ve baar kazanmas, te yandan da, disiplinli ve mnzevi bir hayat, yaamas zerinde srarla durmutur.

    Puritanizm, Calvin'in retisini pragmatik anlamda daha da ileriye gtrmtr. Herkesin iine en byk ilgiyi gstermesi prensipi, disiplinli ve asetik hayat gr ile birletirilmi, alma takdir edilirken israf yerilmitir. Puritanlar, feodal aristokrasinin yaama yolunu tenkid etmiler, tketimin mmkn olduu kadar

    (48) Fullerton, Kemper. op. cit., p. 11.

  • 264 Do. Dr. Adnan GRZ

    az olmasn, fakat alma ve retimin daima oaltlmasn istemilerdir. (49)

    Tketimin dikkatle snrlanmas, retimin metodlu ekilde artrlmas, sermayenin toplanmas neticesini dourmutur. Bylece, zenginliin insan ahlkn bozucu etkisi ile ilgili puritan retisi gittike nemini kaybetmitir.

    Balangta almann insann kurtuluunu (salvation) salayan bir ara olduu savunulduu halde, kapitalizmin gelimesiyle beraber, para kazanmak, Benjamin Franklin'in belirttii gibi bal bana bir ama haline gelmitir. Soyut i veya meslek fikri, Tanrnn her insan iin tayin ettii i veya faaliyet kavramnn yerini almtr.

    Max VVeber'in teorisi kar ve yana eitli grleri davet etmi ve enine boyuna tartlmtr. Weber, tezini aklarken, modern kapitalizmin gelimesinde kapitalizm ruhunun nemli bir rol oynadn savunan Werner Sombart'n grlerinden yararlandn belirtmitir. Bununla beraber Werner Sombart, daha sonra kapitalizmin Protestanlktan daha nce doduunu beyan ederek, Weber'i tenkid eden Alman dnr F. Rachfall'n fikirlerine katldn aklamtr. Sombart'a gre, puritanizm olsa olsa perakendecilikle uraan kk tccarn faaliyetini tevik etmi saylabilir. Puritanlar arasnda byk baz kapitalist mteebbisler bulunmutur. Ancak bunlarn baarlarnda puritan ahlk grnn rol oynayp oynamad phelidir. Bununla beraber kabul etmek gerekir ki, "VVeber'in tezini en kuvvetli ekilde tenkid eden fikir adam ngiliz tarihisi Robertson olmutur.

    Robertson, Weber'in kapitalizmin gelimesi problemini tarih deil, sosyolojik adan incelemesinin yanl olduunu ifade etmekte, kapitalizm ruhu nun din saiklerin deil, fakat medeniyetin maddi artlarmdaki gelimenin sonucu olduunu sylemektedir. (50)

    Luther, beruf kelimesini, Robertson'a gre yeni bir anlamda kullanm deildir. Herkesin Tanr tarafndan kendisi iin tayin edilen ile uramas ilkesinin ok eski bir gemie dayandn St. Paul'un almayann, yemeye de hakk olmadn size emret-

    (49) Fullerton, Kemper. op. cit, p. 18. (50) Robertson, H. M. A Criticism of Max Weber and His School, editr:

    Green, Robert W. Protestantism and Capitalism, Boston 1959. p. 67.

  • AVRUPADA REFORM VE MLKYET SORUNU 265

    tik dediini Robertson ayrca ileri sryor. Herkesin Tanr tarafndan arld ii yapmas fikrinin ilhi ve tabii datc adalet (distributive justice) grnn normal sonucu olduunu ve bu konuda katoliklik ve puritanizm arasnda herhangi temel ayrlk olmadn aklyor. (51) Bir insann Jsendisi iin tayin edilen ii yapmas fikrinin a gzl ihtirasa kar bir panzehir olarak dnldn, fakat daha sonra bu fikrin anlamn deitirerek, ticari bir halkn karna elverili bir doktrin yarattn ve bu gelimede bizzat kapitalizmin etkili olduunu belirtiyor.

    Ferdiyetilik, temel olarak serbest ticaret, rekabet ve mlkiyet sistemidir. Ferdi ve ferd kabiliyeti, sosyal organizasyonun esas sayar. Orta ada yalnzca mlkiyet hakk tannm, serbest ticaret ve rekabet ilkeleri reddedilmiti. Dier taraftan orta an mlkiyet anlay da modern mlkiyet anlayndan farklyd. Bununla beraber kapitalizm, genel ekilde uygulanmad orta an sonunda biliniyordu. Bu sebebten ona reformun bir sonucu gzyle bakmak doru deildir. nk kapitalizmin zellikleri orta a sonunda mevcut bulunuyordu.

    Orta a kilisesi, farkl snflara mensup insanlara kar olan devini biliyordu. Balca iki snf vard. Bir tarafta zenginler ve bykler, dier tarafta fakirler ve sefiller. Bu basit snf ayrm deersiz hale geldii zaman kilise yeni baz problemlerle karlat. Bu yeni problemler nem kazanmaya balad srada St. Thomas Aquinas olduka isteksiz ekilde tccarlarn faaliyetini meru gsteren yazlar yazmak zorunda kald. St. Antonio da XIV. yzyl Floransasnda benzer ve daha nemli sorunlarla uramak zorunluluunu duydu. XVI. yzylda btn kiliseler ekonomik dzendeki deimenin dourduu problemlerle karlatlar. Robertson'a gre, btn bu rnekler, kapitalist gelime ile protestanlk arasnda bir iliki bulunmadn gstermektedir. (52)

    Zaten kapitalizm ruhunu douran en nemli sebeb kapitalizmin kendisi olmutur. Bu gelime genel kltr artlarndaki, zellikle ekonomi tekniindeki deimenin sonucu olmu, siyasi ve hukuk kurumlar da sz konusu deimeyi etkilemitir. (53)

    Burjuva liberalizminin zaferini salayan belli bal faktr, burjuvaziyi nemli klan ekonomik gelime olmutur. Bu arada (51) Robertson, H. M. p. cit., p. 69. (52) Robertson, H. M. op. cit., p. 83. (53) Robertson, H. M. op. cit., p. 81.

  • 266 Do. Dr. Adnan GRZ

    Robertson ngiltere'de burjuva ahlknn dinin yerini almasnn puritanizmle ilgili olmadn da belirtmektedir. (54)

    Robertson'un vard sonu, kapitalizmin maddi artlardaki deimenin bir sonucu olduu ve protestanlkla, zellikle kalvinizmle bu gelime arasnda herhangi bir iliki olmad yolundadr. Robertson, VVeber'in teorisinin, ekonomi tarihinin nemli bir sorunu hakknda, modern dnceye yanl bir istikamet verdiini ve amacnn bu yanll dzeltmek olduunu aklamaktadr.

    talyan politikacs ve iktisats, Amintore Fanfani de sz geen tartmaya katlmtr. Fanfani genel olarak Robertson'un grlerini paylamakla beraber baz noktalarda ondan ayrlmaktadr.

    Fanfani, protestan ihtillinden nce Avrupa'nn kapitalizmle karlatn, reformdan bir asr nce kapitalizmin gittike byyen etkili bir kuvvet niteliini tadn, yalnzca kiilerin deil fakat ayni zamanda sosyal gruplarn da yeni bir ruhla dolu olarak henz kapitalizmi kavramam olan orta a toplumu ile savatklarn ifade etmektedir. Bu sebebten Fanfani, Robertson'un savunduu, Protestanln kapitalizmi deil, fakat kapitalizmin protestanl etkiledii grn benimsiyor. (55)

    nsan, Fanfani'ye gre kazan igds ile doar. D kuvvetler bu igdy ya engellerler veya tevik ederler. te bu igd kapitalizmin zdr. Bu anlamda kapitalist ruh her zaman var olmutur ve her zaman var olmaya devam edecektir. Ancak sosyal bir kuvvet olarak kapitalist ruhun her zaman mevcut bulunduu sylenemez.

    Ekonomik alanda yeni bir grn yaratlmas, protestanln ii olarak vasflandrlamaz veya herhangi bir protestan mezhebine mal edilemez. Bu yeni gr, rnesans ve reformu belirten bir dnce devriminin sonucudur ve, sanata, felsefeye, dine, ahlka, ve ekonomiye orta ada konulan snrlamalardan ferdin kurtulma abasn ifade etmitir. Protestanlk, dnyev alma inancn insanlara alamak yoluyla kapitalist ruhun hkimiyetini kolaylatrm veya onu merulatrm ve kutsallatrmtr. (56)

    (54) Robertson, H. M. op. cit, p. 85. (55) Fanfani, Amintore. Catholicism, Protestantism and Capitalism, Edi

    tr: Green, Robert W. Protestantism and Capitalism, Boston 1959, pp. 87, 90.

    (56) Fanfani, Amintore. op. cit., p. 93.

  • AVRUPADA REFORM VE MLKYET SORUNU 267

    Ksaca belirtmek gerekirse, Fanfani, kapitalizmin, hi olmazsa onun grlebilir iaretlerinin, reformdan nce var olduunu kabul etmekte, ancak kapitalist sistemin gelimesinde protestan ahlk anlaynn, kolaylatrc, yardm edici bir rol oynadn sylemektedir.

    Bu konudaki tartma btn canll ile devam etmektedir. phesiz tartmaya katlan fikir adamlarnn kendi din inanlarnn az veya ok etkisi altnda kalmalar, sorunla ilgili kantlarn bazan Weber'in tezi iin, bazan da onun tezine kar deerlendirilmesine sebeb olmaktadr.

    VI. Sonu XVI. yzyl reform hareketi, btn Avrupay sarsan sosyal

    ve ekonomik bir deimeyle beraber belirmitir. Orta a feodal dzeninin yklmaya balad, ticaret hayatnn gelitii ve ticaret loncalarnn kapitalist ticaret nnde nemini yitirdii, senyr ve vasal anlamasna dayanan ve serflik kurumu ile beslenen ekonomik ilikilerin yeni bir yn kazand, merkezi siyasi iktidarn kuvvetlendii bir dnemde, katolik kilisesinin haksz servetine, din zerindeki tekelciliine bir ba kaldrma niteliini tayan reform hareketi, kltr hayatn boyunduruktan kurtarmak amacn gden rnesans akmnn din alannda bir devam olmutur.

    Bundan nceki blmlerde, reform akmnn iki nl adam, Luther'in ve Calvin'in mlkiyet konusundaki fikirleri, enine boyuna tartlm, ayrca onlarn mlkiyet gr ile orta a mlkiyet anlay arasndaki ayrlklar zerinde durulmutur. Mlkiyet konusunda ne Luther'in, ne de Calvin'in, hristyan mlkiyet kavramn kendi zamanlarnn sorunlar ile uzlatrmaktan teye geen bir katklar olmad sylenebilir. Gene onlarn, St. Thomas Aquinas gibi sistemli bir mlkiyet teorisi kuramadklar da belirtilebilir.

    Her a sosyal ve ekonomik hayata ait teorisini yaratr ve deien ihtiyalara gre bu teoriyi dzeltir, tekrar dzeltir ve gelitirir. Orta a insannn problemleri, reform dneminde karlalanlardan farkl zellikler tamtr. Statik orta a teorisi, dinamik glerin devaml faaliyet gsterdii, reform ncesi ve reform sras Avrupa toplumunun ihtiyalarn karlayabilecek gten yoksun bulunuyordu. Orta a snf dzeni bozulmu, yeni snflar belirmi ve bunlar karlarn, toplum iinde etkili ekilde savunmaya balamlard. Sermayenin, pazarn ve rekabetin ekonomik hayatta-

  • 268 Do. Dr. Adnan GRZ

    ki rol gittike bymeye balamt. Roma kilisesinin manev nfuzu sarslmt. Yeni dzenin kurulu sanclar yeni problemler getirmiti.

    Luther'in amac, byle bir sosyal ortamda yeni bir din ve ahlk anlayn hkim klmak olmutur. Yaad toplumun artlar, alkalanmalar, Luther'i yalnzca bir teorici olarak deil, ayni zamanda bir eylem adam olarak tezini savunmak zorunda brakmtr. Luther, mlkiyet doktrinini, tabii hukuka deil, fakat din ve ahlk grnde olduu gibi dorudan doruya kutsal kitaba dayandrmak istemitir. On emirde bulunan hrszlk yapmayacaksn ilkesinden zel mlkiyetin kutsal kitap retisine uygun olduu sonucuna varm, bunun yannda, ticar faaliyete, zellikle byk tccarlarn ticar faaliyetine, orta a teologlar gibi kar durmaktan kanmamtr. Faizcilik, Luther iin St. Thomas Aquinas iin olduu kadar haksz kalmtr. XVI. yzylda iftinin karlat ar ekonomik bask ve bunun sonucu beliren ve btn Avrupa'y sarsan ifti ayaklanmalarnn zellikle Almanyada iddet kazanmas, Luther'i bu harekete btn gcyle kar koymaya gtrmtr. Luther'in mlkiyet konusundaki fikirlerinin ounun, ifti ayaklanmalarn destekleyen anabaptist tezin reddine yneldii de sylenebilir. Roma kilisesine btn gcyle saldran radikal reformcu Luther, ifti ayaklanmalarn daha byk bir iddetle sulamaktan ekinmemitir.

    Protestan hareketi Almanyada balca orta snflara ynelmi ve bu snflarn sosyal ve ekonomik haklarn desteklemek amacn gden bir gelime gstermitir. Kilise mallarna el konulmasn btn gcyle destekleyen Luther, kyllerin isteklerini olumlu karlamamtr. Bylece Luther'in bir elimeye dt sylenebilir. Hem teori hem de eylemle uramak zorunda kalanlarn elimeden kendilerini her zaman kurtaramadklarna tarih tanklk etmektedir. Fakat urasn da belirtmek gerekir ki, Luther mlkiyet hakk zerinde dururken, snrsz ve mutlak bir mlkiyet grn benimsemi deildir. Yani Luther iin mlkiyet, faydalanma ve kullanma gerekleri yznden meru bir haktr. Yoksa, XVIII. yzyl dnrlerinin yaptklar gibi, mlkiyeti mutlak bir hak sayarak bundan faydalanma hakkn karmaya Luther almamtr. Faiz kurumunu reddetmesi de, onun ekonomik grlerinde, orta a geleneinin ne lde etkili olduunun baka bir kant saylabilir.

    Calvin'in mlkiyet teorisi, ana izgileri ynnden Luther'in-

  • AVRUPADA REFORM VE MLKYET SORUNU 269

    kinden fazla farkl olmamtr. O da, Luther gibi, mlkiyetin kutsal kitap retisi ynnden faydal olduunu belirtmitir. Calvin, iyi ileyen bir toplum dzeni ynnden mlkiyet hakknn gerekli olduuna inanmtr. Ancak Calvin'in teorisinde, mlkiyet yannda devlet dzenlemesini destekleyen fikirler de yer almtr. Mlkiyet hakknn snrlarn belirtmenin, mlkiyet uygulamasnn dourabilecei hakszlklar nlemenin, devletin devleri arasnda bulunduu kansn tamtr. Cenevrede ekonomik ve ticar faaliyete konulan snrlamalar, Calvin'in olduka kat bir devletilii benimsediinin kant saylmtr. Calvin, ticaret hayat hareketli ve zengin Cenevre ehrinde yaad iin, ticaret konusundaki tutumu Luther'inkinden deiik olmutur. Orta a doktrininin ticar faaliyetin pheli olduu ve soylu bir alma alan olmad yolundaki kansn paylamam, tccarn kazancnn da toprak sahi-bininki gibi kiisel emee bal olduunu ve onun kadar hakl saylmas gerektiini ileri srmtr. Faiz konusundaki tutumu da orta a teologlarnn ve Luther'in grnden ayr bir zellik tamtr. Orta a teolojisi ve Luther doktrini, faizin her eklini haksz olarak tanmlarken, Calvin, ticaret faizini desteklemi, fakiri smrme amacn gden faizle dn para vermeyi ise yermitir.

    Modern kapitalizmin douunda protestanln etkisi sorunu, Max Weber'in ilgin tezini aklamasndan bu yana, sonu gelmez tartmalara sebeb olmutur. Weber, kapitalist retim ekli ile kapitalizm ruhunu dikkatle birbirinden ayrmaya alm, kapitalizmin balca kapitalist ruhun bir sonucu olduu zerinde durmutur. Kapitalist ruhun en nemli iki zelliinin para kazanmak iin para kazanmak eilimi ve gsteriten, israftan uzak mutedil bir yaama olduunu ileri srmtr. Modern kapitalizm ruhuna ait bu iki zelliin kaynan aratrrken Weber, by ve din fikirlerinin ve bunlarn yaratt sosyal ve ekonomik ahlkn insanlarn yalnzca sosyal davranlarn etkilemekle kalmad, ayni zamanda toplum dzeninin objektif esaslarn belirtmede de din inancnn nemli bir fonksiyon ifa ettii yolundaki sosyoloji anlayndan hareket etmitir.

    Weber, byk kapitalist mteebbislerin protestan lkelerde, katolik memleketlere gre daha fazla olduu yolundaki gzleminden yararlanarak, teorisinin temeli yapt kapitalist ruhun, yukarda akladmz iki zelliinin protestan retisi ile en ok Calvin'in grleri ile ilgili bulunmas gerektiini savunmutur.

  • 270 Do. Dr. Adnan GRZ

    Protestanln, Tanr ve kii arasndaki ilikide kilisenin araclm kaldrdn, Luther'in ancak inan aracl ile Tanrya ulamann mmkn olabileceini sylediini, bir de her insann kendisini Tanr tarafndan gsterilen almaya ve ie balamasn t verdiini, Calvin'in retisinde ise, insann kurtulua (sal-vation) ulamak iin, kendini iine vermesinin savunulduunu, balangta i ve almann ahlki devlerin yerine getirilmesi olarak anlaldn, fakat sonradan alma kavramnn tammen insann kendisini zerine ald ie yneltmesi olarak deerlendirildiini, almak iin almann tavsiye edildiini, Weber aklamtr. Gene Weber'e gre almak iin alma ilkesi, zamanla para kazanmak iin para kazanma olarak yorumlanmtr.

    Weber, bundan baka, katolik felsefesinin manastr hayat ilkesini reddeden Calvin'in, sz geen ilkeyi dnya hayatna aktardn, insanlara israf ve gsteriten uzak, disiplinli bir yaama yolu tavsiye ettiini ve bu hayat eklinin kapitalist ruhun ikinci unsuru olan disiplin fikrini gelitirdiini ileri srmtr.

    Bylece VVeber'e gre, insann kendisini iine vermesi, retimin oalmas, disiplinli, israf ve gsteriten uzak bir hayat yaamas, tketimin azalmas sonucunu dourmu ve bu iki faktrn birlemesi, kapitalist gelimenin vazgeilmez art olan sermaye toplanmasn salamtr.

    Weber'in vard sonu, protestan lkelerde kapitalizmin, kapitalist ruhun egemenlii dolaysyla sratli bir gelime gsterdii ve kapitalizm ile Calvin'in retisi, zellikle bu retiyi Anlo - Sak-son lkelerinde yayan puritanizm arasnda organik bir ilikinin bulunduudur.

    Ksaca zetlediimiz bu tez, dncemize gre, gerei yanstmaktan uzak bulunmaktadr. Birinci ve kinci blmlerde aklamaya altmz gibi, Avrupa toplumunda kapitalizme ait temel zellikler, ekirdek halinde olsa bile, reform hareketinden nce vard. XV. asrda, yani reform hareketinden aa yukar yz yl nce, ticaret hayatnda byk irketlerin ve tekellerin egemen olduu bilinmektedir. u halde Robertson'un hakl olarak belirttii gibi, kapitalizm kendisinden sonra domu olan bir akmn etkisi altnda kalm ve onun tarafndan yaratlm olamaz. Fanfani de daha nce akladmz gibi ayni gr paylamaktadr.

    Dier taraftan, kapitalist ekonominin protestanlk tarafndan yaratld kabul edilirse, feodal sosyal dzen ruhunun da Avrupa-

  • AVRUPADA REFORM VE MLKYET SORUNU 27!

    da feodalizmin doduu orta a balangcnda katolik inanc tam ve kesin bir egemenlie sahip bulunduuna gre, onun etkisi altnda belirdiini ve gelitiini sylemenin kabil olmas gerekir. Byle bir iddiann, gerekle ilikisi olabilecei, hatta ciddi saylabilecei son derece phelidir. Bundan baka, belli bir ekonomi sistemi olan kapitalizmi mutlaka din retisi ile aklamak gerekirse, Wer-ner Sombart'n kapitalizm ruhunun yahudilikle ilgili olduu yolundaki grne eit lde hak vermemek iin herhangi bir se-beb yoktur. nk, Weber'in mant kullanlarak kapitalist mteebbisler arasnda yahudilerin saysnn az olmad, bu sebeble yahudilik ahlk ile kapitalizm arasnda bir ilikinin bulunmas gerekebilecei savunulabilir. Btn bu rnekler Weber'in temelde bir yanlla dtnn kant olabilir.

    Robertson'un syledii gibi, kapitalist ruhu douran en nemli sebebin kapitalizmin kendisi olduunu belirtmekte herhangi bir yanllk yoktur. Max Weber'in tezinde doru olan, kalvinizmin ksmen deimi bir ekli olan puritanizmin, Anglo Sakson lkelerinde, kapitalizmi ahlki adan desteklemek hususunda belli bir rol oynaddr. Ancak bu rol, kapitalist dzenin puritan doktrin zerinde yapt etki ile aklamak phesiz kabil bulunmaktadr ve byle bir yorum, puritan ahlk grnn XVII. ve XVIII. yzyllarda geirdii deiiklii aklamak ynnden de yararl olabilir.