Upload
others
View
1
Download
0
Embed Size (px)
Citation preview
El
ISLAM VE YORUM Yorumun Tarihsel - Düşünsel Bağlamı ve
Güncel Toplumsal Hayata Yansıması
illa CİLT
Yayına Hazırlayan
Prof. Dr. Fikret KARAMAN
MALATYA İLAHİYAT VAKFI
MALATYA 2017
Malatya İlahiyat Vakfı İlmi Araştırmalar Serisi No: 1
Yayına Hazırlayan · Prof. Dr. Fikret KARAMAN
Takım Numarası
978-605-68015-0-1 (Tk)
ISBN 978-605-68015-3-2 (3.C)
1. Baskı Aralık 2017 Ankara 500 Adet
Editörler Prof. Dr. Mustafa ARSLAN Doç. Dr. M. Korkut ÇEÇEN
Yrd. Doç. Dr. Abdulkadir KIYAK Yrd. Doç. Dr. Tuncay AKGÜN Yrd. Doç. Dr. Serkan DEMİR
Arş. Grv. Mehmet Emin ŞAHİN
İsteme Adresi İnönü Üniversitesi İlahiyat Fakültesi _ __ 44280 Kampüs f MALATYA
Telefon: (0422) 3774999 '· e-posta: [email protected]
!
' • · ( j
- .-.. ~-~ . • • 1
' i · ı. __ :_]
Baskı
TDVumJ -~~G.m«ll
Serhat Mahallesi 1256 Sk. No: 11 Yenimahalle I Ankara
Tel.: 0312. 354 91 31 (pbx)
Faks: 0312. 354 91 32 e-posıa: [email protected].ır
Açıklama: Bu eserde " Kitaptan Bölüm" olarak yer alan metinlerin tüm sorumluluğu, yazarlarına aittir.
DİNİ YORUM GELENEGİNDE HİKMETİN (BİLGELİK) BÜTÜNLÜKÇÜ YAPISI
Prof. Dr. Mehmet Önal
İnönü Üniversitesi Fen Edebiyat Fakültesi Felsefe Bölümü [email protected]
1. Bilge ve Bilgelik
Arapçada hikme olarak ifade edilen bilgelik (hikmet) bir bilim olmadığı gibi dinin özüne ilişkin bir husus da değildir. Bazı İslam filozoflarının çalışmalarına
"jlasife" değil de" hikmet'' adını vermeleri bizi yanıltmasın. Bu adlandırma bitinçli
olarak yapılmıştır, çünkü din ile barışık olmayan falasife yerine dini
terminölojide önemli bir yere sahip olan "hikmet" tabirinin kullanılması aynı
zamanda İslam felsefesinin meşruluk zeminini oluşturmaktadır. Türkçede bilgelik olarak adlandırılanhikmet kavramı doğası gereği dinamik ve pratiktir.
İşte bu hikmet teriminin kendisi ve bu kavramın ifade ettiği anlamda bilge olan,
hikmet sahibi kimsenin özellikleri ortaya konarsa onun İslam dininin
anlaşılması ve dini metinlerin yorumlanmasında ondan nasıl istifade edileceği de· anlaşılmış -olacaktır. -Hikmetin dinamik ve pratik yapısı onu bilim ve
felsefeden, içeriğe değil de forma ait olması, yani bir bakış açısı imkanı sunması dinden ayırır. :·ı .... _.
Bilgelik (wisdom) üzerine yapılan çalışmalar göstermiştir ki ilk
medeniyetlerden beri bilgelik denen kavram ve bilge kişi var olagelmiştir. Bu medeniyetlerde öne çıkan bilge tipi hemen hemen her çağda benzer özelliklerle
tanımlanmıştır. Dinlerde aynı zamanda Tanrı'ya ait bir sıfat olan bilgelik birçok
medeniyette hayatın anlamı ve değeri konusunda derin bilgi sahibi olmayı,
olaylar karşısında soğukkanlı davranmayı ve problemlere sağlıklı ve kalıcı
çözümler üretmeyi mümkün kılan bir insan tipine ·işaret etmektedir. Bu bilge
kimselerin bir diğer özelliği de bütüncül (ho/istic) bir yaklaşım ve basiretli bir
davranışı temsil etmiş olmalarıdır. Bu bütüncüllük, bilge kimsenin zihin ve ruh
sağlığının yerinde olmasına, akılve duygu bütünlüğünü uyum içinde
sürdürmesine bağlanmıştır. Bilge kimse bunun yanında genel olarak eşyayı ve
106 İSLAM VE YORUM
insanı iyi bilen ve onlara doğalarına uygun davranana kimse, bilgelik ise
hayatımızı en iyi şekilde, yönetmemizi mümkün kılan, yaşantımızd!J. bize yol
gösteren bir neVi akıl yoludur. Bu anlamda bilgelik bize hayatın bütününü. hesaba katarak doğru ve sağlıklı karar verme imkanı sunar. Bu açıdan bilgelik,
bilim, din ve fe lsefeye hizmet eden bir düşünme ve karar verme etkinliğidir.
Başta kadim Mısır, Mezopotamya ve İsrail hikmet literatürü olmak üzere, dünya hikmet literatürü üzerine karşılaştırmalı araştırmalar yapılmaya
başlandıktan sonra görülmüştür ki bilgelik aynı zamanda uluslar üstü bir insan
karakterine işaret etmektedir. Bütün dünyada ağırlıklı olarak iyi ile kötünün ne olduğu üzerinde yoğunlaşan bilgeler benzer yol ve yöntemlerle bilgeliği ortaya
koymaya çalışm ışlardır. İnsanların etrafında bulunan nesnelerin farkında
olması, onları tanıması amacıyla Sümer ile başlayan bilgelik geleneği zamanla
bütün Mezopotamya'da değer bilgeliği olarak öne çıkmış ve sosyal ve ahlaki bilgelik literatürüne dönüşmüştür. Bu anlamda bütün medeniyetlerde
karşılaştığımız gibi hem evrene hakim olan kozmos düzeni hem de topluma
hakim olan adalet sistemini bilmek bilgeliğin temeli olarak görülmüştür. Mısırda
Path-Hotep, Ani ve Amenemope gibi bir seri bilge düşünür de evrensel düzen kavramı üzerinden yönetici sınıfın eğitilmesi için .belgelik eğitimi diye
tanımlanabilecek olan bir eğitim sistemi geliştirmişlerdi. Çünkü hikmetten
yoksun kainat okumaları evrende düzen değil fesat (kaos) görmeye sebep olur' . Mısır bilgeliğinin en önemli kavramlarının, doğruluk, adalet ve evrene ve sosyal
hayata düzen vermek olduğu düşünülür ise onların da diğer medeniyetlerde olduğu gibi bilgeliği etik alan ile erdemlerle ilişkilendirdiklerini gösterir2 •
Tevrat metinlerinde ve Kuran-ı Kerimde bilgeliğin daha çok dini renge büründüğü ve bilgeliğin başı olarak Tanrı korkusu · olarak sunulduğu
görülmektedir. Buna bağlı olarak akabinde bilgeliğin doğal olarak- etik bir
pratiğe işaret ettiği de görülmektedir. Mesela Kuran-ı Kerim'de kendisine hikmet verilen bir Yahudi Peygamber olan Yahya peygamberle ilişkili olarak
şunları okuyo_ruz. "Biz, ona daha çocuk iken hikmet ve katımızdan kalp
yumuşaklığı ve ruh temizliği vermiştik. O, Allah'tan sakınan, anne babasına iyi
davranan bir kimse idi. İsyancı bir zorba değildi" (Meryem:12-14) dendiğini görüyoruz. Dolaysıyla hikmet burada, kalp yumuşaklığı ve temizliği, Allah'tan
sakınma, iyiliksever olma, zorbalık ve isyandan kaçınma gibi özelliklere sahip
insan karakteri olarak sunulmaktadır. Demek ki bilgelik dini, ahlaki ve diğer pek
çok insani karakterlerin doğru bir şekilde kazandırılması sayesinde ortaya çıka.n
1 http://www.kemal-ersozlu.net/ersozlufhikrnethtın (03.08.2016)
2 Önal, Mehmet Wisdom (lıikma) andphilosophy (fa/safa) in /slomicthought (asa frame workfor
inquiry), The University ofWales, Lampeter, 1998, s. 20-23.
İSLAM VE YORUM 107
bir karakterdir. Bilgelik iyilik halini sağlamak için özel bir yolla akla dayalı bir
araştırma yaparak elde edilen bilgileri pratik hayata uygulamaktır. Bu yönüyle
bilgelik aslında insan aklının en temel aktivitesidir.
İlk İslam filozofu olarak kabul edilen ·el-Kindi Felsefe Risaleleri adı altında
toplanan eserindehikmeti, düşünme gücüne ait bir erdem ve külli varllkların hakikatini bilme ve gereği gibi davranma,3 olarak tarif etmekle, onun hem teorik
hem de pratik boyutları olan bir bilgi türü olduğunu teyit etmiştir. Nitekim
düşünme yeteneği, sezgi gücü, iş ve sözlerde isabetli olma anlamlarına da gelen
hikmet kavramı, netice itibariyle, sadece fikir planında kalmayıp eyleme de
dönüşen, derin ve yararlı bilgi ve ilim ve akıl anlamında kullanılmıştır. Ancak,
zannedildiğinin aksine bilge olmak zeki ve yetenekli olmakla aynı şey değildir;
nitekim nice zeki ve yetenekli insanlar vardır ki kendi alanlan dışında hiç de
bilgece davranamazlar. Çükü, Edvard de Bonos'un Tekstbook of Wisdom adlı
eserinde aynen şu cümleyi okuyoruz: "Zeki olmak göze takılan bir lens gibi
insana bir şey üzerinde hızla odaklanma imkan sağlarken, bilge olmak, geniş
açılı bir lens gibi, bütünü görme imkanı da sunmaktadır."5
Elbette bilge kişi teorik bilgilere de sahip olabilir ancak bir bilgeyi bilge
yapan en önemli özellik iyi ve kötünün, güzel ve çirkinin birbirinden ayrılm~sını
sağlayan ve onu erdemli kılan davranışlarıdır. Bütün medeniyet ve düşünce
tarihi otoritelerinin üzerinde hemen hemen konsensüs sağladığı, bilgelere ait
temel özellik onların nasıl iyi yaşamalıyız sorusunun cevabını bulmuş
olmalarıdır. Bu yüzden olsa gerek, bilgelik, para, güç, hırs, taşkınlık ve
düşüncesizce davranmak gibi olumsuzluk içeren etik dışı kavramların karşıtı
olarak, haddini bilme, şefka~li olma, dikkatli davranma, sakinlik, sabır, tevazu
ve umutlu olma gibi pozitif vasıflarla ilişkilendirilmiştir ki bu bilgeliğin ahlaki
boyutııI1a işaret ed.er. Bu vasıfların daha çok hayat tecrübesi sayesinde
kazanılacağını düşünen bazı araştırmacılar ise, ister istemez, bilgeliğin yaşla
yani ihtiyarlık çağı ile de ilişkili olduğunu düşünmüşlerdir. Bu sayede bilgeler,
akıl, tecrübe, din, ahlak ve bilim sahalarında üretilen bilgi ve değerleri bir
bütünlük içinde uyumlu olarak kullanmayı bilen kimselerdir. Yani onlar, varlığıp
prensiplerini anlama, gerçeği yalandan, güzeli çirkinden ve iyiyi de kötüden
ayırma imkanına sahiptir6 . Öyleyse, kısaca, bilgelik hayata ve insan hallerine
3 Kindi, Felsefi Risaleler, Çev. Mahmut Kaya, 1994, iz yayıncılık, İstanbul, s. 71.
4 Dini Kavramlar Sözlüğü, Fikret Karaman, v.d., Diyanet İşleri Başkanlığı Yayınlan, Ankara 2006,
s.258. 5 Bonos, de Edvard, Tekstbook o/Wisdom, Penguen: Middlesex, England; 1996, s. 16.
6 The Polish Language Mala Encylopedia.
108 İSLAM VE YORUM
ilişkin hususlarda doğru kararlar vermek ve sağlam yargılarda bulunmak olarak
tanımlanabilir7 •
Bilgelerin gözünde hayat iyi ve hoş bir şeydir. Fakat bu onların hayatta zorluklarla karşılaşmacfıkları anlamına gelmez. Çünkü onlar-da zaman zaman
pek çok · engel ve sıkıntı ile karşılaşmışlardır ama bu durumlar onların
morallerini bozamamış ve hayattan zevk almalarını engelleyememişti. Bilgelik
üzerine çalışan Ardelt'e göre, bilgeler bir kriz durumu ile karşılaştıklarında şu üç stratejiye başvuruyorlardı: Birincisi, zihinsel olarak kendilerini olayın etkişi
dışında tutarak rahat ve sakin davranıyorlardı. İkincisi, aktif olarak ne yapılması
gerekiyorsa, ya da yapılabilecekse onu yaparak kriz durumuna meydan okuyorlar. Üçüncüsü ise, hayatın kendilerine öğrettiği dersleri uyguluyorlardı.8
Yukarıda açıklaması yapılan çalışma bilgeliğin dış dünyada olup biten
olaylardan ziyade bireyin olayları anlama ve değerlendirmesi ile ilişl9li
olduğunu ortaya koymaktadır. Daha doğrusu bilgelik bir kimsenin düşünce ve eylemlerini etkileyen şeylerin öneminin ne olduğunu anlaması ile başlayan bir
süreçtir. Kısacası, bilgelik, bir tür çoğulcu ve bütünlükçü bir bilgidir ama onun
merkezinde, hayatın en önemli amacı (yüce amaç) ve değeri nedir, ona nasıl ulaşabiliriz, sorusuna verilecek cevaplarda saklı olan bir bilgi yatar.9
Bilgelik en iyi sonuca ulaşmak için en iyi aracı bulma çabasıolduğu için bilge
olmak zannedildiği kadar kolay bir iş değildir. Onun daha çok yaşlı ve tecrübe
sahibi kimselere ait bir sıfat olması da bundandır. Bilgeliği kazanmanın bir diğer
zorluğu ise bilgenin hayatın önemli ancak kesin olmayan hususlarında
mükemmel kararlar alan ya da ihtiyaç duyanlara öğütler veren bir kişi olmasıdır.
Aristoteles bilgeliği, teorik (sophia) ve pratik (phronesis) olarak ikiye ayırarak, birincisini felsefe/metafizik ile ikincisini ahlak ve siyaset ile ilişkili
.. -olarak değerler ve özellikle erdemlerle ilişkilendirmiştir. Aristoteles'te bu yüzden akıl yürütme, pratik ve teorik akıl yürütme olarak da ikiye ayrılmıştır.
Bu anlayış Ortaçağ felsefelerinden geçerek günümüze kadar gelmiş olduğundan
bugün biz teorik bilgeliği en üst bilgi elde etme aracı olarak, pratik bilgeliği ise hayata dair doğru karar verme kapasitesi olarak kullanmaktayız. ıo
7 The Oxford Dictionaıy, 2nd edition.
8 Ardelt, Monika, How Wise People Cope with Crises and Obstacles in Life, ReVision, Vol. 28, No:
l, Summer, 2005, p.7-19.
9 Nozick, Robert, What is wisdom and why do philosophers love it so, Theexamined life, 1989,
(267-278), 267-69.
ıo Delaney, CF. Wisdom, The Cambridge Dictionary of Philosophy, ed. Audi R. Cambridge:
Cambridge University Press; 1999, s. 976.
İSLAM VE YORUM 109
Kadim hikmet geleneğinin çağdaş savunucularından biri olan Rena
Guenon'a göre, felsefenin "hikmet sevgisi" anlamına gelmesinden hareketle,
onun insanı hikmete götürebileceği zannedilmiş ve bu durum hikmetin anlamı hususunda ciddi yanılgılara yol açmıştır. Bu süreç, insanı hikmete ulaştıracağı
kabul edilen felsefenin yaygınlaşmasını doğurmuş ve böylece, dindışı bir beşeri etkinlik olan felsefenin gitgide hikmetin yerine geçmesi ile sonuçlanmıştır.11
Halbuki bütüô medeniyetlerde karşımıza çıkan hikmet-pratiği ve yazılı hikmet
literatürü hikmetin dinle özdeşleşmese bile din ve inanç atmosferinde doğup geliştiğini ve dinle barışık olduğunu göstermektedir. Öyleyse hikmetin özellikle
felsefe ile karıştırı lmaması için özen göstermek gerekmektedir, çünkü felsefe hiç
kuşkusuz teorik bir zihin faaliyetidir. Aynca hikmetin insanlık açısından
felsefeye nazaran daha öncelikli ve daha kapsayıcı bir bilgi olduğu tartışmasız
kabul görmüştür. Nitekim her medeniyette ya da toplulukta hikmete rastlandığı
halde aynı şeyin felsefe için söylenmesi mümkün değildir. Ayrıca, yukarıda
geçtiği gibi, felsefe ile kıyaslandığında hikmetin din ile daha barışık olduğu,
onunla çatışmaya girmediği de ortadadır.
2. İslam'ı Yorumlamada Bilgeliğin Yeri ve Önemi:
İslam hikmet anlayışını kavrayabilmek için ilkin, Kuran-ı Kerime bakinak gerekir. Kuran' da hikmet kavramı sekiz ayrı yerde "kitap ve hikmet" ifadesi ile
karşımıza çıktığı için bu ifade basitçe "Kuran ve Sünnet" olarak yorumlamıştır.
Örneğin, Cuma suresinin 63. Ayetinde "Yüce Allah Peygamber göndermekle sizi
kötülüklerden korumak ve size kitap ve hikmeti öğretmek istemektedir" buyrulmak;adır. Öyleyse hikmetin, Hz. Muhammet'e verilen ve Kuran' dan farkl ı
olan bir şey olması gerekir, çünkü "kitap ve hikmet" dendiğine göre iki ayrı
şeyden bahsediliyor o lmalı. Bu yüzden İmam-ı Şafi (767- 820) gibi bazı ilim
adamları hikmetin, vahyin pratik uygulanışı şeklinde yorumlanması gerektiği kanaatindedirler.12 O halde, bu ikinci bilgi, yani hikmet, Peygamberin Kuran'ın
ruhunu yansıtan pratik örnekliğini oluşturan Sünnetten başka bir şey değildir.
İlahiyatçı Hakkı Yılmaz, Kuran'daki Hikmet Sözcüğünün Anlamı adlı
makalesinde, hikmet kavramını, haksızlık, bozgunculuk ve kargaşaYı engellemek için konmuş kanun, düstur ve ilkeler13 bütünü olarak tanımlamıştır
ki bu derin ve bütüncü bir düşünme ve etik tavra işaret eder.
11 Guenon, Rena, "Nefsini Bil" (Çev. M. Tarh ah), Akademi Dergisi, s. 23, 24.
12 Önal, Mehmet, Türk Bilgelik Geleneğinin Kökleri ve Ahmet Yesevi'ninHikmetleri'ne Yansıması,
Geçmişten Geleceğe Hoca Ahmet Yesevi (Uluslararası Sempozyum Bildirileri), Şen Yıldız Yayıncılık. İstanbul, 2016. Cilt il, s 784-805.
ı3 Yılmaz, Hakla, Kuranda Hikmet Sözcüğünün Anlamı
110 İSLAM VE YORUM
Peygamberler vahiy bilgisini temele alarak hayatın bütün yönlerine ilişkin pratik rehberlik yapmışlar ve bunu da hikmet vasıtasıyla yürütmüşlerdir. Kadim
hikmet geleneği ile peygamberi rehberlik arasındaki kopmaz ilişki de böylesi bir
ortamda gelişmiş olmalı. Aynı şekilde, diğer din kurucuları, bilgeler ve din adamları da. bu hikmet geleneğine dayanarak insanlara rehberlik etmeyi
sürdürmüşlerdir. Bu· ~nlamda, Sokrates, Epiktetos, Budha, Konfüçyüs,. Tao, Gazali, Yunus Emre, Mevlana ve Hacı Bektaş Veli isimleri ilk akla gelen doğulu
ve batılı bilgelerdir. Bu kimselere dar ve teknik anlamıyla filozof demek doğru
değildir. Bunlar arasında belki Sokrates ve Gazali filozof grubuna giriyor
görünseler de hayatları ve düşünceleri dikkate alındığında onların ağırlıklı olarak inancın gölgesinde barındıklal".ını ve felsefeden ziyade bilgeliği temsil
ettikleri kolayca anlaşılabilir.
İnsanlık tarihinde peygamberlerden sonra kadim hikmet gelene·ği işte bu bilgeler aracılığıyla temsil edilmiş ve bunlar aynı zamanda insanlığın istisna
rehberleri olmuşlardır. Bilgece yürüttükleri rehberlikleri sayesinde bu
insanlara günümüzde, din ya da inanç farkı gözetmeden, herkes hürmet etmeyi
sürdürmektedir. Öyleyse ilahi hikmet bütün hikmet geleneğinin ilham kaynağı, ana referansı ve teorik temelini oluşturmakta, peygamber ve diğer din bilginleri
ile düşünce tarihinde hakim (bilge) olarak tanınan düşünürler ve mistikler de
bu teorik hikmetin pratikte nasıl yaşanması gerektiği hususunda insanlığa rehberlik etmişlerdir. Sokrates, Epiktetos ve bazı doğulu bilgelerin ısraila,
sundukları sözlü bilgileri yazmaktan kaçınmaları ve bunların pratikte
yaşanması hususunda ısrar etmeleri de bu yüzden olsa gerektir. Son
peygamberlerden olan Hz. İsa ve Hz. Muhammed'in sözlerinin yazılmasını
istememe!eri ve en azında onlar hayatta iken, sözlerinin yazıya geçirilmemesi de yine hikmetin bu pratik boyutu ile ilişkili gözükmektedir.
Hikmetin felsefeden en önemli farkı önce varlığa değil, onu bilmeye, anlamaya ve kullanmaya yönelen insanın kalbine hitap ederek ona basiret
kazandırması, davranışlarını terbiye etmesi ve fıtratını temizlemesi gibi
önceliklere yönelmiş olmasıdır. Felsefi bir dille söylersek, hikmet bilenecek
olandan önce bilene yönelmekte . ve insanın bilme ve anlama kalitesini yükseltmeye, düşünme kabiliyetini geliştirmeye ve _olaylara insaf ve adalet
ölçüsüyle bakmaya yönelik pratiklere önem vermektedir. Demek ki bilgeliğin insan açısından ayırıcı özelliği insan işlevinin optimum seviyede olmasıdır.
Öyleyse hikmet insana doğuştan bağışlanan bir bilme potansiyelinin uyarılması ve işlevsel hale getirilmesidir, diyebiliriz. Kısaca hikmet, bilgiden önce hali
düzeltmeyi, aleme bakmadan önce ona bakacak olan öznenin nazarını
( www.istekuran.com/index.php?page=kur-an-dakihilanet-soezi:ueguenuen-anlami-11-01-2006).
İSLAM VE YORUM 111
hazırlama}'l, yani doğruyu görmeden önce doğru bakma}'l gerekli görür. İşte bu
iş başarılmadan yapılan İslam yorumları ve dini hayata ilişkin değerlendirmeler
hep eksik ve yavan kalacaktır. Hikmet (bilgelik) ve hakim (bilge) hakkında
yapılan bu değerlendirmelerden sonra insana ait bu vasfın İslam'ı anlama ve
yorumlamaya katlosını tartışmaya geçebiliriz.
İslam'ı anlamak ve yorumlamak deyince daha çok Kuran-ı Kerimi anlama ve yorumlama· işi, yani Tefsir ilmi gelmektedir. Buna, daha çok rivayetlerin
güvenirliği üzerinde yoğunlaşan ve hadisleri metin değil daha çok ravi kritiğine
tabi tutan klasik hadis çalışmalarının ortaya çıkardığı hadis yorumlarını da
eklemek gerekir. Bu durumda İslam'ın temel kaynağı ve onun bir nevi açıklaması ve uygulaması hükmünde olan hadislerin tefsirleri bilgelik açısından
ele alınıp değerlendirilmelidir. Bu bize metin üzerinde yapılan çalışmalar
yanında hayat gerçekliğini de işin içine katan, referanslara kendi iç yapısı ve
hayatın bütünlüğü açısından holistik balana imkanı sağlayan bilgeliğin
yorumlamada ne kadar gerekli olduğunu gösterir. Gerek dini metinlerin,
gerekse hukuk normlarını ifade eden metinlerin yorumlanmasında genel olarak
mantıksal, kavramsal, amaca yönelik bakma ya da metnin işaret ettiği işlevsellik ile fayda temin edip etmediğine bakarak yorumlama metotları vardır. Bu
metotların her birinin bir yönüyle doğruluk içerdiğini ama aynı zamanda ekSik
yönlerinin de olduğunu söyleyebiliriz.
Tevrat, İncil ve Kuran-ı Kerim' de bilgeliğin peygamberlere, yöneticilere ve
dini önderlere ait bir vasıf olarak sunulması bir gerçekliği anlatır. O da hayatın bütünlüğünün göz ardı edilmemesi, etik bir duyarlılıkla, din, bilim ve sanat gibi
farklı bilgi sahalarının elde edilen tecrübe .ve bilgileri bir bütün olarak yerli
yerine kullanmak gibi bir vasıfla çıkar karşımıza. Yani, bilgelik belki dar anlamda
bir bilgi verme işlevine sahip değil ancak bir bilinç ve duyarlılık kazandırmak suretiyle yorumcu ve uyguJa}'lcıların mevcut bilgileri belli bir uyum ve etik
düzen içinde sunmalarını mümkün lolmaktadır. Çünkü olaylara, eşyaya ya da bir
metne hikmetle bakmak bunlara insani bir boyut ve gerçeklik katmak ve geniş
bir baloş açısı ile yaklaşmak demektir.
3. Sonuç:
Dini anlamak, yorumlamak, uygulamak ve yaşamak sadece dini metinleri
anlamak için geliştirilmiş olan metin yorum metotları ile dine yaklaşmak değildir. Dünya}'l, hayatı ve insanı bilmek, samimi bir imana sahip olmak, bilgiyi
taşıyacak bir ahlaki olgunluğ~ erişmek ve hepsinden önemlisi olaylara ve eşyaya
bir bütün olarak bakabilmek gibi çok sayıda vasfı kişiliğinde toplayan hikmet
sahibi bilge olmakla mümkündür. Peygamberlerin peygamberlik gelmeden önce hikmet yolunda eğitilmesi, vahyi almaya, yorumlamaya ve uygulamaya hazır
112 İSLAM VE YORUM
hale getirilmesi de bundandır. Buradan çıkacak nihai netice de şudur: Din
adamlarının, dini önderlerin ve din yorumcularının öncelikle bilge olarak
yetiştirilmesi elzemdir. Aksi halde dini yorumlar, katı mantık, kuru akıl
yürütmeleri veya kısır ka.vram tartışmaları ile bütünlüğünü -kaybeden ve
paramparça bir görünüm kazanan bir yapıya bürünecektir, Bütünlüğü kaybolan
bir öğreti, din ya da felsefenin bir hayat nizamına ve yaşam tarzına dönüşmesi
de zaten mümkün değildir.
KAYNAKÇA:
Ardelt, Manika, How Wise People Cope with Crisesand Obstac/es in Life, ReVision, Vol. 28, No: 1, Summer, 2005, p.7-19.
Bonos, de Edvard, Tekstbook of Wisdom, Penguen: Middlesex, England; 1996, s. 16.
DelaneY, CF. Wisdom, The Cambridge Dictionary of Philosophy, ed. Audi R. Caıiıbridge: Cambridge UniversityPress; 1999, s. 976.
Dini Kavramlar Sözlüğü, Fikret Karaman, v.d., Diyanet İşleri Başkan/191 Yayınları, Ankara . 2006, s. 258.
Guenon, Rena, "Nefsini Bil" (Çev. M. Tarhalı), Akademi Dergisi, s. 23, 24.
http://www.kemal-ersozlu.net/ersozlu/hilanethtm (03.08.2016)
Kindi, Felsefi Risaleler, Çev. Mahmut Kaya, 1994, İz yayıncılık, İstanbul, s. 71.
Nozick, Robert, What is wisdomandwhy do philosopherslove it so, Theexamined life, 1989, (267-278), 267-69;
Önal, Mehmet, Türk Bilgelik Geleneğinin Kökleri ve Ahmet Yesevi'ninHikmetleri'ne Yansıması, Geçmişten Geleceğe Hoca Ahmet Yesevi (Uluslararası Sempozyum Bildirileri), Şen Yıldız Yayıncılık, İstanbul, 2016. Cilt il, s 784-805.
Önal, Mehmet Wisdom (hilana) andphilosophy (falsafa) in Islamicthought (asa frameworkforinquiry), TheUniversity ofWales, Lampeter, 1998, s. 20-23.
The Oxford Dictionary, 2nd edition.
The Polish Language Mala Encylopedia ..
Yılmaz, Hakkı, Kuranda Hilanet Sözcüğünün Anlamı (www.istekuran.com/index.php?page=kur-an-dakihilanet-soezcueguenuenanlami-ll-Ol-2006).