2
İslam ve demokrasi tartışması bitti İslam demokrasiyle bağdaşır mı?” tartışması bitti. Arap devrimleriyle birlikte siyasal İslam ile demokrasi arasındaki karşılıklı bağımlılık giderek güçleniyor . İkisinin birbirinden bağımsız olarak var olması artık mümkün değil. Zira bundan böyle İslamcılar meşruiyetlerini ancak seçimler aracılığıyla kor uyabilirler . İslamcıların siyasal kültürü demokratik olmayabilir ama kendilerini yeni, demokratik çerçeveye uygun olarak yeniden tanımlamak zorundalar. Öte yandan siyasi dönüşüm geçirmekte olan Arap ülkelerinde demokrasinin, Mısır’da Müslüman Kardeşler, Tunus’ta Annahda, Yemen’de İslah gibi İslamcı akımları kapsamaksızın kök salması da mümkün değil. Demokrasinin, İslamcı ideolojinin merkezinde yer almadığı muhakkak. İslam dininin laik demokrasiyi özendiren bir yanı olmadığı da. Ne var ki, siyasal İslam ile demokrasinin evrimi, aynı hızla olmasa da, birbirine paralel olarak gelişiyor. Otoriter rejimler altında İslamcılar, siyasal sürece katılmak ya da bu süreçte kalmak için giderek daha uzlaşmacı bir çizgi benimsemek durumunda kaldılar. Örneğin Mısır’da Müslüman Kardeşler, her izin verildiğinde seçimlere katıldı. Fas’ta Adalet ve Kalkınma Partisi seçimlere katılabilmek için kralın dinsel kimliğini kabullendi. Öte yandan Batı’ya sürgün giden İslamî aktivistler, bir yandan ülkelerindeki otoriter rejimin liberal ve laik muhalifleriyle, öte yandan insan haklarını savunan Batılı sivil toplum kuruluşlarıyla yakın ilişkiye girdiler . Bu ilişkiler, görüşlerinin evrilmesine yol açtı. Sürgündeki İslamcılar 1990’lardan itibaren gündemlerini giderek artan ölçüde insan hakları ve demokrasi kavramlarına dayandırdılar . Annahda lideri Raşit Gannuşi, bundan yirmi yıl önce, diktatörlükle mücadelede demokrasi talebinin cihat ya da şeriat çağrısından çok daha etkili olduğu sonucuna vardı. Arap devrimleriyle birlikte daha iyi eğitimli ve dünyaya daha açık kuşaklar siyaset sahnesine çıktı. Bunların birçoğu, dindarlığın bireysel tercihleri ön plana çıkaran yeni yorumlarının cazibesine kapıldı. Bu durum Mısır’ın köktencileri, Selefiler ısından bile geçerli. On yıllarca siyasete uzak duran Selefiler, çeşitli partiler kurarak siyasete, bir anlamda “atlayarak” katıldılar .  Y eni kuşak İ slamcılar, teknokratik moder nizm ile muhafazakâr değ erlerin sentezini yapmaya yöneldi. Devrim değil istikrar ve barış isteyen geniş kitlelere, dolayısıyla da çok partili düzene sırt çevirmeleri artık mümkün değil. İslam’ı iyi yönetimle ve insan haklarına saygıyla bağdaştırmayı başaramadıkları takdirde, halk desteğini yitirme tehlikesiyle karşı karşıyalar .Bu nedenle İslamî kurallar yerine, daha çok evrensel nitelikteki muhafazakâr değerleri savunmak durumunda kalabilirler. Örneğin alkol satışını Suudi Arabistan’dan ziyade ABD’nin Utah eyaleti kurallarına

İslam ve demokrasi tartışması bitti

  • Upload
    nuritok

  • View
    226

  • Download
    0

Embed Size (px)

Citation preview

7/29/2019 İslam ve demokrasi tartışması bitti

http://slidepdf.com/reader/full/islam-ve-demokrasi-tartismasi-bitti 1/2

İslam ve demokrasi tartışması bitti

“İslam demokrasiyle bağdaşır mı?” tartışması bitti. Arap devrimleriylebirlikte siyasal İslam ile demokrasi arasındaki karşılıklı bağımlılık giderekgüçleniyor. İkisinin birbirinden bağımsız olarak var olması artık mümkün

değil.Zira bundan böyle İslamcılar meşruiyetlerini ancak seçimler aracılığıylakoruyabilirler. İslamcıların siyasal kültürü demokratik olmayabilir amakendilerini yeni, demokratik çerçeveye uygun olarak yeniden tanımlamakzorundalar.

Öte yandan siyasi dönüşüm geçirmekte olan Arap ülkelerindedemokrasinin, Mısır’da Müslüman Kardeşler, Tunus’ta Annahda, Yemen’deİslah gibi İslamcı akımları kapsamaksızın kök salması da mümkün değil.Demokrasinin, İslamcı ideolojinin merkezinde yer almadığı muhakkak.

İslam dininin laik demokrasiyi özendiren bir yanı olmadığı da. Ne var ki,siyasal İslam ile demokrasinin evrimi, aynı hızla olmasa da, birbirineparalel olarak gelişiyor.

Otoriter rejimler altında İslamcılar, siyasal sürece katılmak ya da busüreçte kalmak için giderek daha uzlaşmacı bir çizgi benimsemekdurumunda kaldılar. Örneğin Mısır’da Müslüman Kardeşler, her izinverildiğinde seçimlere katıldı. Fas’ta Adalet ve Kalkınma Partisi seçimlerekatılabilmek için kralın dinsel kimliğini kabullendi. Öte yandan Batı’yasürgün giden İslamî aktivistler, bir yandan ülkelerindeki otoriter rejimin

liberal ve laik muhalifleriyle, öte yandan insan haklarını savunan Batılı siviltoplum kuruluşlarıyla yakın ilişkiye girdiler. Bu ilişkiler, görüşlerininevrilmesine yol açtı. Sürgündeki İslamcılar 1990’lardan itibarengündemlerini giderek artan ölçüde insan hakları ve demokrasikavramlarına dayandırdılar. Annahda lideri Raşit Gannuşi, bundan yirmi yılönce, diktatörlükle mücadelede demokrasi talebinin cihat ya da şeriatçağrısından çok daha etkili olduğu sonucuna vardı. Arap devrimleriylebirlikte daha iyi eğitimli ve dünyaya daha açık kuşaklar siyaset sahnesineçıktı. Bunların birçoğu, dindarlığın bireysel tercihleri ön plana çıkaran yeniyorumlarının cazibesine kapıldı. Bu durum Mısır’ın köktencileri, Selefiler

açısından bile geçerli. On yıllarca siyasete uzak duran Selefiler, çeşitlipartiler kurarak siyasete, bir anlamda “atlayarak” katıldılar.

 Yeni kuşak İslamcılar, teknokratik modernizm ile muhafazakâr değerlerinsentezini yapmaya yöneldi. Devrim değil istikrar ve barış isteyen genişkitlelere, dolayısıyla da çok partili düzene sırt çevirmeleri artık mümkündeğil. İslam’ı iyi yönetimle ve insan haklarına saygıyla bağdaştırmayıbaşaramadıkları takdirde, halk desteğini yitirme tehlikesiyle karşıkarşıyalar.Bu nedenle İslamî kurallar yerine, daha çok evrensel niteliktekimuhafazakâr değerleri savunmak durumunda kalabilirler. Örneğin alkol

satışını Suudi Arabistan’dan ziyade ABD’nin Utah eyaleti kurallarına

7/29/2019 İslam ve demokrasi tartışması bitti

http://slidepdf.com/reader/full/islam-ve-demokrasi-tartismasi-bitti 2/2

bağlayabilir; kadınların dinî kurallar yerine “aile değerleri”ne tabi olmasınıisteyebilirler.

İslamcıların kısıtları da çok sayıda: Silahlı kuvvetleri denetleyemiyorlar. Toplumları daha eğitimli ve fikirlerini özgürce açıklamaya eskisinden çok

daha hevesli. Kadınlar giderek daha büyük bir rol üstlenmekte. En büyükkısıt ise ekonomik gerçekler: Ekonomide başarılı olamazlarsa, iktidarıkoruyamazlar...

 Yukarıda, siyasal İslam ya da İslamcılığı en başarıyla analiz eden Batılıuzmanlardan biri olan Olivier Roy’nın “New Islamists / Yeni İslamcılar”(Foreign Policy, April 16, 2012) adlı makalesinin bir özetini yaptım. Zira buanalizin anlaşılmasına yardımcı olabileceği hususlar, kesinlikle Arapdünyasıyla sınırlı değil.