Upload
nuritok
View
226
Download
0
Embed Size (px)
Citation preview
7/29/2019 İslam ve demokrasi tartışması bitti
http://slidepdf.com/reader/full/islam-ve-demokrasi-tartismasi-bitti 1/2
İslam ve demokrasi tartışması bitti
“İslam demokrasiyle bağdaşır mı?” tartışması bitti. Arap devrimleriylebirlikte siyasal İslam ile demokrasi arasındaki karşılıklı bağımlılık giderekgüçleniyor. İkisinin birbirinden bağımsız olarak var olması artık mümkün
değil.Zira bundan böyle İslamcılar meşruiyetlerini ancak seçimler aracılığıylakoruyabilirler. İslamcıların siyasal kültürü demokratik olmayabilir amakendilerini yeni, demokratik çerçeveye uygun olarak yeniden tanımlamakzorundalar.
Öte yandan siyasi dönüşüm geçirmekte olan Arap ülkelerindedemokrasinin, Mısır’da Müslüman Kardeşler, Tunus’ta Annahda, Yemen’deİslah gibi İslamcı akımları kapsamaksızın kök salması da mümkün değil.Demokrasinin, İslamcı ideolojinin merkezinde yer almadığı muhakkak.
İslam dininin laik demokrasiyi özendiren bir yanı olmadığı da. Ne var ki,siyasal İslam ile demokrasinin evrimi, aynı hızla olmasa da, birbirineparalel olarak gelişiyor.
Otoriter rejimler altında İslamcılar, siyasal sürece katılmak ya da busüreçte kalmak için giderek daha uzlaşmacı bir çizgi benimsemekdurumunda kaldılar. Örneğin Mısır’da Müslüman Kardeşler, her izinverildiğinde seçimlere katıldı. Fas’ta Adalet ve Kalkınma Partisi seçimlerekatılabilmek için kralın dinsel kimliğini kabullendi. Öte yandan Batı’yasürgün giden İslamî aktivistler, bir yandan ülkelerindeki otoriter rejimin
liberal ve laik muhalifleriyle, öte yandan insan haklarını savunan Batılı siviltoplum kuruluşlarıyla yakın ilişkiye girdiler. Bu ilişkiler, görüşlerininevrilmesine yol açtı. Sürgündeki İslamcılar 1990’lardan itibarengündemlerini giderek artan ölçüde insan hakları ve demokrasikavramlarına dayandırdılar. Annahda lideri Raşit Gannuşi, bundan yirmi yılönce, diktatörlükle mücadelede demokrasi talebinin cihat ya da şeriatçağrısından çok daha etkili olduğu sonucuna vardı. Arap devrimleriylebirlikte daha iyi eğitimli ve dünyaya daha açık kuşaklar siyaset sahnesineçıktı. Bunların birçoğu, dindarlığın bireysel tercihleri ön plana çıkaran yeniyorumlarının cazibesine kapıldı. Bu durum Mısır’ın köktencileri, Selefiler
açısından bile geçerli. On yıllarca siyasete uzak duran Selefiler, çeşitlipartiler kurarak siyasete, bir anlamda “atlayarak” katıldılar.
Yeni kuşak İslamcılar, teknokratik modernizm ile muhafazakâr değerlerinsentezini yapmaya yöneldi. Devrim değil istikrar ve barış isteyen genişkitlelere, dolayısıyla da çok partili düzene sırt çevirmeleri artık mümkündeğil. İslam’ı iyi yönetimle ve insan haklarına saygıyla bağdaştırmayıbaşaramadıkları takdirde, halk desteğini yitirme tehlikesiyle karşıkarşıyalar.Bu nedenle İslamî kurallar yerine, daha çok evrensel niteliktekimuhafazakâr değerleri savunmak durumunda kalabilirler. Örneğin alkol
satışını Suudi Arabistan’dan ziyade ABD’nin Utah eyaleti kurallarına
7/29/2019 İslam ve demokrasi tartışması bitti
http://slidepdf.com/reader/full/islam-ve-demokrasi-tartismasi-bitti 2/2
bağlayabilir; kadınların dinî kurallar yerine “aile değerleri”ne tabi olmasınıisteyebilirler.
İslamcıların kısıtları da çok sayıda: Silahlı kuvvetleri denetleyemiyorlar. Toplumları daha eğitimli ve fikirlerini özgürce açıklamaya eskisinden çok
daha hevesli. Kadınlar giderek daha büyük bir rol üstlenmekte. En büyükkısıt ise ekonomik gerçekler: Ekonomide başarılı olamazlarsa, iktidarıkoruyamazlar...
Yukarıda, siyasal İslam ya da İslamcılığı en başarıyla analiz eden Batılıuzmanlardan biri olan Olivier Roy’nın “New Islamists / Yeni İslamcılar”(Foreign Policy, April 16, 2012) adlı makalesinin bir özetini yaptım. Zira buanalizin anlaşılmasına yardımcı olabileceği hususlar, kesinlikle Arapdünyasıyla sınırlı değil.