7
POSTMODERN ISLAMIC SOCIOLOGY: IS IT POSTMODERN? ALl SARIBAY PROF.DR., U.Ü. REKTÖR YARDIMCISI, BURSA Sosyal teori bir kriz Genel olarak toplumsal Ö7..cl .olarak da dinsel ve güçlük çekiyor. O karlar ki. teorik çer- çevet erin terkedilmesi Sosyal teorinin inde krtzl Wu - thnow (1 991) . birbirtyle temel Iki sebcbe Birinc isi , teor inin ne yapmaya anlamakta e konomik ' ve sistemlerin dlnamlkh;rlnl Dünya Siste- mi, vd.) belirleyici güçler olarak kabul etme- miz; dini de bu güçlerin h are kete bir olgu olarak görmemiz . Her lkJ sebebl n de as- teoriye pozitivi..c:;t bir yüklemekten söy leneblllr. Böyle b ir so- nuç Itibariyle. teorin in. yakalamaya yönelik kurgu kabul edilmeme- style uyumludur. Oysa, sosyal blllmlerde gide- rek b ir li teratürün de gl- bl; teorinin bir etkin- Ilk Bu çer- çevede sosyal blUmle rde özcll*le kültürün ye- niden modern dünya da da dlnln sosyal olaylar bir . anlam akademisyenlerln (Wu- thnow. 1991: 14). Böylece. sosyal olaylann . son tahlllde. o ol ayiann so- nucu olmayan. tersine onlardan ola- rak, onlar a anlam ve biçim veren bir gerç eklik lle Öte yaDdan, sosyal bl llml erde, modern ortaya özel- liklere, "Postmodernl zm" altmda keskin yöneiten Ise: red- kadar. onun olan Sosyolo- jlye de meydan okumakta. alternatif bir sosyo- JOURNAL OF ISLAM lC RESEARCH VOL: 7, NO: 2, SPRING 1994 ! - ... - ..... Postmo- de rn Sosyolojl. Bu tür bir sosyolojlye göre mo - dernlte ternetleri g<'lcneksel sosyo - lojln ln bugün yüzyüze Iki var- Ya sahip teorik Araçlarm yeni bir sosyal aramak, ya da eskJ öncül- lerini terkede rek yeni bir teorik kurgula m aya yönelmek 1992: 105). Ou teorik Ise, ancak, kopuk b ir realfknln ön - cülü üzerine edilebilir k i ela Postmo - elem Sosyolojlye giden yolu açnr. Benzer bir teorik kurgulama. kez mo- dernlteye ent<' llektlielle- rtnce yöneltilen harekclle. olarak. Snsyolojl. da. ? larak kenellnl gele- neksel Sosyolpjlye ve ara- yüklernesi .. Sosyoloji de bilimlerin Il eri sürmekte, sosyal olayiar dakl önemine dikkat çekmekteellr. Buna yorum konusunda Sosyolojl. Post mo- dern Sosyolojiden önemli hlr n okta da Postmodern Sosyolojl ye r e, "yo- ru mrlan kopuk gerçeklik" Sosyolojl, "gerçekli kten kopuk bir yo- rum olamaz" Bir Postmodern Sosyolo jlde gerçeklik ona miz yoruma tabidi r; ama Sosyolojide yoruma ed en blzatlhl ger çekllkti r. llu fark, her Iki sosyolojlnln hareket etmesinden Postmoelern Sosyolojl, Ulusal SosyoloJI Kongresi'ne hlldlrl: 3·4-5 Ka- 19fl3. lZMJR 123 .. ··-· ·--··

İSLAMi SOSYOLOJİ: POSTMODERN BİR SOSYOLOJİ Mİ?*isamveri.org/pdfdrg/D00064/1994_2/1994_2_SARIBAYA.pdf · POSTMODERN BİR SOSYOLOJİ Mİ?* ISLAMIC SOCIOLOGY: IS IT POSTMODERN?

  • Upload
    phamque

  • View
    233

  • Download
    0

Embed Size (px)

Citation preview

İSLAMi SOSYOLOJİ: POSTMODERN BİR SOSYOLOJİ Mİ? *

ISLAMIC SOCIOLOGY: IS IT POSTMODERN?

ALl YAŞAR SARIBAY PROF.DR., U.Ü. REKTÖR YARDIMCISI, BURSA

Sosyal teori gfınfımfızde bir kriz yaşıyor:

Genel olarak toplumsal olayları. Ö7..cl .olarak da dinsel hareketıert açıklamakt~ ve öngörm~kte güçlük çekiyor. O karlar ki. yerleşik teorik çer­çeveterin artık terkedilmesi gerektiği sık sık vurgulanıyor.

Sosyal teorinin Içinde bulunduğu krtzl Wu­thnow (1991). b irbirtyle lllntıll temel Iki sebcbe dayanrlırıyor. Birincisi, teorinin ne yapmaya nlyetlendlğlnl anlamakta gösterdiğimiz l;>aşarı­sızlık. İk1nclsl. ekonomik 've politık sistemlerin bazı dlnamlkh;rlnl (Modernleşme. Dünya Siste­mi, vd.) belirleyici güçler olarak kabul etme­miz; dini de bu güçlerin harekete geçirdiği bir olgu olarak görmemiz. Her lkJ sebebln de as­lında teoriye pozitivi..c:;t bir Işlev yüklemekten kaynaklandığı söyleneblllr. Böyle b ir Işlev, so­nuç Itibariyle. teorinin. olayların anlamlarını yakalamaya yönelik bır kurgu kabul edilmeme­style uyumludur. Oysa, sosyal blllmlerde gide­rek genişleyen bir literatürün de gösterdığı gl­bl; teorinin yorumlayıcı (lnterpretıve) bir etkin­Ilk olduğu anlayışı yaygınlaşmaktadır. Bu çer­çevede sosyal blUmlerde özcll*le kültürün ye­niden keşfl; modern dünya da da dlnln sosyal olaylar ıçın bir. anlam kaynağı olabileceğine akademisyenlerln dikkatını çekmiştır (Wu­thnow. 1991: 14). Böylece. sosyal bllı~Iertn ın­celed.Jğt olaylann. son tahlllde. o olayiann so­nucu olmayan. tersine onlardan bağımsız ola­rak, onlara anlam ve biçim veren bir gerçeklik lle 'Qağıntılı olabJleceğl anlaşılmıştır.

Öte yaDdan, sosyal blllm lerde, modern dünyanın ortaya çıkarmış olduğu kı1türel özel­liklere, "Postmodernlzm" adı altmda keskin eleştırller yöneiten akım Ise: modemıt.eyt· red­d~ttJğl kadar. onun olumlayıcısı olan Sosyolo­jlye de meydan okumakta. alternatif bir sosyo-

JOURNAL OF ISLAM lC RESEARCH VOL: 7, NO: 2, SPRING 1994

! -... - .....

l~Jinln gerekllllğlnl vurgulamaktadır; Postmo­dern Sosyolojl. Bu tür bir sosyolojlye göre mo­dernlte gıbı ternetleri sarsılan g<'lcneksel sosyo­lojlnln bugün yüzyüze olduğu Iki scçen~k var­dır: Ya sahip olduğu teorik Araçlarm yeni bir sosyal uygulamasıJJ# aramak, ya da eskJ öncül­lerini terkederek yeni bir teorik kurgulamaya (constructıon) yönelmek (Baıımann, 1992: 105). Ou yenı teorik kurgıılama Ise, ancak, "yonımdan kopuk b ir realfknln olmadığı" ön­cülü üzerine inşa edilebilir k i bıı ela Postmo­elem Sosyolojlye giden yolu açnr.

Benzer bir teorik kurgulama. bıı kez mo­dernlteye Batı-dışi toplumla rın ent<'llektlielle­rtnce yöneltilen eleştirielen harekclle. altematı( olarak. sunulmaktadır: İslami Snsyolojl. islamı Sosyol~fl, "bl~gtnln İslamlleşt.lrtlmesl'' hağlamın­da. halkı İsJamlaştırmanın bır · aracı ? larak kenellnl sunu,mlamaktaelır. Tıpkı. Batı'nın gele­neksel Sosyolpjlye kalkınma ve Ilerlemenın ara­cı Işlevint yüklernesi gıbı .. .İslami Sosyoloji de bilimlerin değer yargılanndftn ba~msız olmaelı-.

i;,rını Ileri sürmekte, yonımun sosyal olayiardakl önemine dikkat çekmekteellr . Buna karşılık, yorum konusunda İslami Sosyolojl. Postmo­dern Sosyolojiden önemli hlr n oktada ayrıl­maktadır: Postmodern Sosyolojlye göre, "yo­rumrlan kopuk gerçeklik" mfımkfın değilken; İslami Sosyolojl, "gerçeklikten kopuk bir yo­rum olam az" iddiasındadır. Bir başka eleytşle,

Postmodern Sosyolojlde gerçeklik ona - vereceği­miz yoruma tabidir ; ama İslami Sosyolojide yorum a kaynaklık eden blzatlhl ger çekllktir . llu fark, her Iki sosyolojlnln farklı önefıllerden

hareket etmesinden kaynaklanır. Postmoelern Sosyolojl, gerçekliğin parçalanmışlığı: islamı

•ı. Ulusal SosyoloJI Kongresi'ne sunulım hlldlrl: 3·4-5 Ka­sım 19fl3. lZMJR

123

-~· -· .. ··-· ·--··

1

1

ı i .

1 1

124

Sosy.oloji Ise, gerçekliğin birliği temelinde yfıkse­llr.

Bu durumda, moclernfteyt eleştiri gibi or­tak bir noktadan hareketle, yenı bir teorik kurgulamaya yönelen her lkt sosyolojl. bazı hususlarda birleşmekle beraber, çok temel bir noktada da ayrılmaktadır. O halde, bunlardan hangisinin geleneksel sosyolojlyt Ikame edecek bir alternatif teorik çerçeve önerdığı husmm. kendiliğınden önem kazanmaktadır.

Sözkonusu tartışmanın hareket noktası. esasen geleneksel sosyolojlnln bazı epistemolo­Jik meselelerldlr. Hemen sonra bu meselclcrln Postmodern SosyoloJinfn alternatif bir teorik çerçeve olarak bellrmeslne katkısı lncelen­mektedir. Paralel olarak, bir başka alternatif teorik çerçeve şeklinde sunuınıanan İ slamı Sosyolojlntn mahiyeti üzerınde dunılmaktadır. Nihayet. modernlle'nin bazı sosyo-kfıllfırel so­nuçları açısından. sözkonusu Sosyolojllerden hangısının alternatif sunumunun daha "Ikna edlcJ" olduğu tanşılmaktadır.

GELENEKSEL SOSYOLOJiNİN BAZI EPiSTEMOLOJiK MESELELERi

18.yy'da yoğunlaşan toplumsal dcğışmelcre JltşkJn problemler. mevcut sosyal Incelemelere hakJm olan anlayışı da etkllemlştl. Her şeyden önce toplumsal değişındere paralel olarak sos­yal realJtenJn büründüğü çok boyutlu ve gtrlfl görünüm karşıs~nda; olguları olması gereken glbl ele alan sosyal felsefeelliğin yeterstzltğt an­laşılmıştı. Bu tse, olguları olduğu gibi trdele­meye yönetık bilimsel yaklaşımın gelişmesinek bir .hareket noktası oluşturmuştu. Böylece, o zamana kadar genel htr kabul görmeyen "sos­yal yasa" ve "bağımsız sosyal bilim" anlayışı,

18.yy'dan Itibaren benlmsenmeye başlamıştı.

Hemen ardından. sosyal bilimlerin şu Iki görevi yerıne getirmesi de Istenir olmuştu (Seidman ve Wagner. 1992: 3):

1. Toplumsal hayatın Işleyişinin ·genel "ya­salarını" keşfetmek.

2. Toplumsal llcrlemenın aracı olmak.

Bu tkt görevin, 1890'1arda sosyal b!Umlcrln "yeni" disiplini olarak ortaya çıkan Sosyolojlyl. temel JkJ epJsterrioloJik meseleye muhatap kıl­dığı görülmektedir. Blrlnclsl, toplumsal düzen mesetestdtr. Sosyolojlnln bu mesele bağlamında. cevap a_radığı soru, toplum hallnde yaşamanın nasil mümkün olduğu ldl. Cevabın yöneldiği

iSLAMi SOSYOLOJi: POSTMODERN BiR SOSYOLOJi Mi?

tartışmalar ise. insanları hlrhirlne bağlayan değerler sistemi veya ortak mornl düzen etrafın­da olmaktaydı. İkıncı meselc. kolektif lıayatın sm-mal anlarruna llişkJndl. Aslııırla bu mesele de, bir . toplum hallnde yaşamı:ıyı mümkün kı­lan sosyal IllşkJlerln dayanmnsı gereken teme­lin ne olduğu sanısunun cevabıyin hağlantıhyd! (Tıırner. 1991:x).

Toplumsal düzen yasalarının ve anlamın kcşHne çıkış, esasen modernllenın rahmi olan Aydınlanma felsefesinin bir yansımasıydı.

Çünkü. Hampson'un belirttığı gibi: Onsekizinci yüzyıl 'sonsu7. lıfı7.fın yaratan derın sorgulamalardan· oldukça kurtulmuş olnrak. yaratıcı güçlerını chşa. ınsanı top­lumsal çevresınde Ineekmeye yöneltti. Doğa hillmlerinde .olduj;,llı kadar cltğrr alanlarda da her çeşıt kanıt ve yenı hllglyc doğru büyük hlr arayış vardı. (Hampson. 1 nn 1: 81).

I3ıınnnla beraber, düzen ve sosyal eylernın anlam yapısı üzerinde yoğunlaşan gelenekse~ sosyolojl, bunların öznesi ınsanı . sosyal aktör olarak geri planda bırakmıştı. İnsan, ancak Ilerleme lehinde olduğunda veya ona diren­diğinde sosyolojlnln dikkatine muhatap atmak­taydı. Çünkü, geleneksel sosyolojlnln merkezi fikri. değerlerin kurumsallaşması ve Insanların toplıımsatlaşmasıydı. Bu da hiç hır zaman. In­sanın toplumsal düzenden ayrı olarak clfışiinfılmeslne Imkan vermemckteydl. (Tou­ralne, 1988: 2;5). Bunu yaparken. geleneksel sosyolojt. esasen modern toplum nosyonunda:

a. Toplumun tJpl lle tarihin anlamını birbl­rinde erltmeye.

b. Toplumsal düzenı devlet Ilc özdeşleştir­

meye,

c . Sosyal aktörleri IstMist.lkl kümeler lle ıkarneye de yönelmişti (Touranlne. 1988: 5).

Zaten, geleneksel sosyolojlnln toplumu In­celeyen blUm olarak kendiliğinelen tanımlanma­sının sebebi de bu noktada belirmekteydl: Mo­dem toplumun sosyal a~törlerin ön planda ol-

. d uğu toplulukların (communıtıcs) zıddı bir an­lam Içermesi (Touraıne, 1988: 3). Hatta bu ba­kımdan. Sosyolojl. bir anlamcia Aydınlanmacı akla karşı partikülarJstık romantizmin reak­styQnu lle mümkün hale gelmlşUr. Ama. sınıf. _kolektıf vicd~ ve ulus glhi parl'lkıilarizmlerle · ortaya çıkar çıkmaz da SosyoloJI. bunların akıl

. tarafından yeniden fethedllmesını sağladı:.• Böy­lece, moder.nizm de rasyonallst hareketin bir

iSlAMi ARAŞTIRMALAR CiLT: 7, SAYI: 2, BAHAR DÖNEMi 1994

All YAŞAR SARIBAY

parçası haline geldi (La.slı, 1991: 10). O karlar ki, geleneksel sosyolojl giderek mockrnltenln ideolojisine dönüştü; Ay<lınlanmayı meşrulaştı­ncı bir !şleve sahip oldu (Toııralne, 1988: 3).

_ Yukanda resmedilen kısa epistemolojik s e­rüven Sosyolojlyl. pozUivist bir karaktere bü­rünrlfırrlü: O da artık doğa hlllmlcrl gibi sa­dece gözlenchilir ve eleneye tabi tutulabilir ol­guları ve bunlar arasında ki ncrlcnscl bağları aç;klamaya yöneldi: Böylece, olgusal temeiı ol­mayan ve metafizik nitelikteki bilgileri dışlaclı;

posltivlst gövcleslnl. görgül (cmprtslsl') ve LL<>sal (rasyonalist) Iki sütupa ot.ıırttu.Görgülcülfık doğruların sadeec duyu organiarımızla elele eeli­len deneysel vcrllcrckn türetllehlleccğını irlrlla etmckteydl. Ussalcılık Ise, gerçekliğin hllgısıne ancak akıl yoluyla ulaşılalılleceğlnl. bütün açıklamaların merkezlnele aklın olchiğıınu vur­gulamaktaydı. Bu tür bir epistemolojik kıırgu­lamayla, .nctıceelc özne ve nesne, düşünce ve varlık arasında bir lkllcm (clualism) yaratıldı. Böylece, gerçeklik Insanın chşınrla yer aldı ve ınsan bütün eylemını (ad) kendı dışındaki nesnel bir dünya Ile ııyumlu,laştırma

(congruencc) çabasına yönct.lldl (Cohcn, 1980).

Sosyolojlnln pozitivist karakteıi. morlcrnlte­nln mühendislik mantalitesının adeta zorunlu sonucuydu. Görgfıl ve ussal cplstemol~liler, bu mantallteyl ·hayata geçiren araçlar oldu. Sözko­nusu mantaHteye göre. döğa<la ve toplumcin gözlenebilir bir düzenlilik vardı. Aynı şey, In­sanlararası tUşkiler Için ele geçerllydl: Tıpkı doğa[ hlllmlerde olduğu gıbı. ,"gözleyerek" ve "aklerlerek" ınsan llişkllcıinl "düzenleyen" · ku­rallar da keşfedllchlllrcll.

Buna göre, Insan eykmi. kendi dışındaki nesnel bir gerçekilğin önceelen verlll çerçevesi Içinde meydana gclmekteydl. Geleneksel sosyo­lojlnln, aktörü, geri planda gören anlayışı tse; ınsana, bu gerçekliği yorumlama ve yeniden inşa etme Imkanı vermemckte, ona sadece uyuşumlu hale gelmeyi dayatmaktaydı.

Postmodern Sosyolojlnin sorduğu önemil bir soru, tam da bu noktada ortaya çıkmaktadır: İnsanların gerçekliği nasıl kavramlaştırdıklarına bakılmaksızın eylemleri anlaşılabilir ml ?

. Postmodern Sosyolojl. bu bağlamda, ınsan öğesini yadsımanın. son tahillde olguları keşfetmeyl teh11keye sakacağını Ileri sürerek (Mürphy, 1989: 39) geleneksel sosyolojlnln epistemolojik temellerını sorgular. Deleuze bu sorgulamayı şu şekilde formüle eder:

JOURNAL OF ISLAM lC RESEARCH VOL: 7, NO: 2, S PA ING 1994

~ ....... -

. 125

Olgulara ınarımakla yanlış yapıyoruz, çünkü onlar sadece işaretlerdir. Hakıkate inanmak­la yanlış yapıyoruz, çünkü onlar sadece yo­nımlamalardır (Murphy. 1989: 39).

Dcleuze'ün formülasyonııncla. sadece gele-neksel sosyolojl sorgulanmamakta; daha geniş bir çerçevede toplumu yenielen Inşa edici alter­natif hir eptstemoloji de önerllm<'ktedlr. Aşağı­

da bu hususu ayrıca ele alıyoruz.

POSTMODERN SOSYOLOJİ: ALTERNATiF BİR EPiSTEMOLOJiK TEMEL

Postmodern Sosyolojinln vı~ıC'ııt bulduğu or­tam. modernitenfn tüm karakterlstıklerlnfn sorgıılandığı ve bunların alf~rnatlflerinin ön plana geçtiği "dumm" la Ilgilidir.

İlerleme'nin karşısında reakslyon'un, şim­elf'nin karşısında geçmiş'In soyutlama'nın karşısında temsil'fn, avantgard*'ın karşısında

klt~<'h**'ln yer ald{ğı bu durum, postmodemıte olarak adlandırılmaktadır.

Postmodernitenin modcrnıtrnln sınırlarını

sorgulayıcı bir durum olarak hdlrmestyle. Sos­yolojlnln uygunluğu, llgllerf ve değert de sorgu­lanmaya. başlamıştır (Smart, 1993: 43). Bunun ardıncla yatan ise. Sosyolojlnln modernıtentn bilgisine tekabül eçlen bir araç olduğıı düşün­

cesidlr.

Oysa. postmodernitede bilginin konumlan­dığı durum değişmiştir. Bu sebeple değişen yeni durumu anlamak, ancak yenı bir eplstemolojlye dayanan birsöylemle mümkün olabilir. Çünkü,

... Bllglnih konumlandığı toplumun özclllklertriı bllmeksıztn, bllgının hangı konumda olduğu­

mı. bir başka deyişle. bilgının gelişmesi ve dağılımının bugün karşılaştJğı prohlemleıi bU­rnek müı:nkün değtldir (Lyotard·. 1990: 22). Postmodernitede bilgi. günlük yaşantının

meselcleıinde içkindir (Murphy. 1989: 21) ve bu bilgi Insan dolayımıyla anlaşılır. Bu Itibar­la, gerçeklik insanlar dışınçla bir yerde ol­mayıp. biZatihi onların y~rımiları üzerıne Inşa edlhnlştlr. Bu anlamda· realltc ve hakikat ınsa­

nı hlr metin (texture) nıtellğlndedlr. Metin Ise, okııma yoluyla yorumlandığıncla, hemen hemen sonsuz sayıda ihtimallere maruz kahr. Dolayı­

sıyla, hakikat ve düzen yapısal veya değişmez standartıara sahip olmayıp. Insanlar arasında

*Yeni ve deneysel kavramlan oluşturmaya ve geUştirmeye yönP.IIk. ö:ı:clllkle sanat alanlannda etkin hlr akım. **Popiıler. zevke yönelik ve genelele dı"işfık kalitede olan.

J 1

ı ı ·

!

126

yapılan sözleşmeye dayanır (~hırphy. 1988: 601). Bu sebeple. postmodernlstlere göre hakı­kat bir grup şahıs tarafından teyid edilen bil­glden ibaretUr (Murphy. 1988: 609). Öte yan­dan, postmodcrnistlere göre, gerçeklik lle dil arasında bir içiçelik vardır: Dil. gerçekliği ya­nılsamadan farklılaştıran kurallar dlzlslnl. ku­rumlaşhnr. Bu bakımdan. toplumsal düzen hlr dil cemaatinin temsiliyle özdeştlr; çünkü bir dil çevresı olmadan olgular anlamsızdır ve dünya ancak dil aracılığıyla kurnlur (Murpy. 1988: 605;612).

Bu bağlamda, postmodern sosyal ontoloji­nin anahtarı. şahıslararası gerçeklik. başka deyişle dilsel pragmatlkUr. Bu açıdan. toplum­sal gerçekliğin farklılığa dayandığı kabul edilir. dolayısıyla bütünsel ve birleşik olduğu yadsınır. Çünkü. gerçeklik aynı anda çeşıtli anlamlara sahip olabilir (Murphy. 1989: 45;67). Bu tse, gerçekilğin farkhlaşıp. parçalanması. nihayet çoğul hale gelmesldlr.

Zaten, postmodernleşme denilen durum da esasen budur: Modernlt.enln hayat alanlarını giderek farklılaştırmasının ve buna eşlik eden parçalanma sürecinin en uÇ' noktaya götürfıl-

. mesl (Kellner. 1993: 231; Crook ve diğerleri. 1993: 32). J.

Eğer yukanda tanımlanan anlamda post­modernleşme, modernleşmeden tamamen ko-

. puk bir süreç değilse: bu özellik, Sosyolojlyl yenı bir eplstemolojlye dayandırmaya da yan­sıyacaktır. Çünkü. Eanman'ın belirttıği glhi: postmodern durıımlfır altında Sosyolojl. mo­dem Ilgilerin devamına bir eğlllm gösterebilir. B~ tse. sosyolojik çalışmanın yenı yöntemleri ve amaçları tarafından ayırt cdllmeychillr. Yenı bır araştırma nesnesi belirlenmediği sürece de btf böyle devam edecl!ktlr. Bir an. bu nesnenın bellrlendlğtnl düşünsek hile. hu kez. Postmo­dern Sosyolojl yerine. postmodernitenin sosyo­lojlslne yönelmemiz kaçınılmaz olacaktır (Bau­man. 1992: 111) . .

Bu bakımdan. postmodernitenin sosyolojl­sını yapmak; geleneksel sosyolojlnin bakışın­

dan kurtulamayacağımız Için. dcgişiml. riıoder­nıtenln bir uzantısı görmekle eş anlamlı sayı­lacaktır (Crook ye diğerleri. 1993: 233). Öte yandan. Postmodern Sosyolojl; e~r . kendine toplumda.ıi. başka bir Jncele~e nesnesi btılal • • matsa; modemlte ıçınde hangi süreçlerin, post-moderhleşmeyi ·ortaya çıkardığ)nı s~ptamak güçleşecekUr; ·

iSLAMi SOSYOLOJi: POSTMODERN BiR SOSYOLOJi Mi?

Bıı iUbarla. Postmodern Sosyolojl. klasik sosyolojlnln "toplumsal düzen" ve "kolektıf

hayatın sosyal anlamı" meselelerine geUrdiği çözümü. postmodernitenin sosyal parçalan­mışlık ve çoğul anlamlar mesel~lerine getirmek · zorundadır. Bunun Için Postmortern Sosyolojl­nln önünde duran sorular en az geleneksel sosyolojlninki kadar beHrglndlr:

. 1. Sosyal parçalanmışlık nasıl mümkün olmaktadır ?

2. Çoğul anlamlar. toplumsal Ilişkilerin

sürdürfılmestnJ nasıl sağlamaktadır?

Bu sorulara verilecek cevap(lar). Postmo­dern Sosyolojl denen girişlm·ı paradoksal ola­rak. postmodern durum_un mımetık· tasarımı olmaktan kurtarmayacaktır (Bauman. 1992: 42). O zaman da Postmodern Sosyoloji yap­mak. aslında postmodernitenin sosyolojislnl yapmakla aynı olacaktır.

Sözkonusu aynillk. esasen modernite ile postmodernite arasındaki sürekliliğın bir sonu­cu sayılmalıdır. Çünkü. postmodcrnlzmJn ken­disi. farklı epistemolojik temellere dayanarak. durumu değtştırmemlştır; sadece o duruma ba­kışı değlştlrmlştır. Bu da yenı bir Sosyoloji or­taya çıkarmamış yeni bir sosyoloji yapmaya Imkan vermlştlr.

Postmodernitenin sosyolojlslnl yapmak. kal­kış noktası olarak toplumdan hareket etmemeyi gerektirir. Bauman'a göre, postmodernitenin koşııllarıyla IllnUll bir sosyoldJI. toplum kavra­mının yerine toplumsallık (soclalll;y) kavramını koymak zorundadır. Tophımsallık. her şeyden önce. sosyal gerçekliğin süreçsel durumunu (ino­dallly) resmeder (Bauman. 1992: 190) . .

Toplumsallığın diğer önemli özellikleri ise: organık (layanışmayı. sembolik tlcUşlml, man­tık! olmayan kategorileri ve anlık Ilglieri Içer­mesidir (Maffesoll. 1989: 1).

Bu bağlamda toplumsallığı esas alan bir sosyoiC?JI, günlük hayat tarzı üzerinde yoğun­laşan bir sosyolojl olmak zorundadır. Çünkü. günlük hayat tarzının nasıl Inşa edildiği ve bu

· hayat Içindeki ilişkilerin nasıl anlamlandırıldığı anlaşılmadan; modernite ne · postmodernite arasınôaki gerlllmin mahlyetınl ortaya çıkar­mak güçtür.

Postmodern hayat tarzl.bu bakımdan. yapa- . cai,rımız sosyoloJinln haı;tket noktası olabilir.

'Taklit

islAMi ARAŞTIRMALAR CiLT: 7, SAVI: 2, BAHAR DÖNEMi 1994

ALl YAŞAR :>ARIBAY

Postmodern hayat tarzı, sabıt sta~-· gnıp­

larımn olmadığı bir tophımsallığa dayanır. Böyle bir toplumsallık. stabilize ve hiyerarşik olmayan aynı ?..amanda ImaJ bolhığuna daya­nan bir t(lketim kültürü ekseninde şekillen­miştir. ÖZelllkle kentlerde kökleşen sözkonusu hayat tarzının, en önemli özelliklerinden biri, öznenın tamamen marJinal hale gelmiş olması­

dır. Bunun en önemli sonucu Ise, cemaatlerln ön plana çıkmasıdır. Cemaatlerln önem kazan­masına yol açan sebep. postmodemitede korku ve endlşelerln özelleşmiş olmasıdır . . Bunlardan kurtulmak Için, Insanlar güçlü bir otorite arayışma gereksinim duyrn~kta; buna başkala­

nnın aracılığıyla değil biZzat kendilerinin fuıyal ettikleri. cemaatler aracılığıyla ulaşmak Istemek­tedırler (B~uman, 1992: xvlll).

Bu hayall cemaatler. öznel anlamiandırma yapmanın. özerk özne olara~ varolmanın ve ken­di gerçekliğini yaşamanın da ortamlarıdır (Bau­man. 1992: 35). Özerk özne olarak varolma ve kendı gerçeğini yaşama, şüphesiz, modernltenln parçaladığı sosyal gerçekliği. post-modernitede daha da parçalamıştır. O karlar ki, parçalanmış sosyal gerçekliğin nasıl onarılacağı. Neo-Muhafa­zakanndan (örneğin D.I3cll) Neo-Marksistine (ör­neğin F. Jameson) kaanr bir çok postmodemıstın problemi olmuştur. İlginçtir, bu postmodernıst­lerıo her biri de sözkonusu onarmacia dinsel sembollzmin yenilenmesi çağrısında bulun­muştur (O'Nelll, 1988: 493).

Bu noktada, postmodernitenin sosyoloJisl. geleneksel sosyoloJlnln epistemoloJik meselele­rtyle karşı karşıyadır: Toplum hallnde yaşama­nın nasıl mümküri oldu[,ıu ve kolektıf hayatın anlamının kaynağı ?

Blllndlğl gibi. geleneksel sosyoloJI. bu sonı­lara cevap olarak "dln"l göstermişti. Bu öu­rumda, postmodernitenin öznelerarası Ilişkileri

anlamlandırmanın ve gerçekliği yorumlamanın kaynağı din mı olmaktac_lır ?

Ya da, modernttenln din karşısında aklı öne geçlrmesl; postmodernıt.enın. modemlt.enln her şeyini olduğu gibi, bu yönünü . de tersine çevirmesi mıdır ? Yoksa. postmodernıstler ıçın bilgi kaynağı olan "dilsel cem aat". "dinsel ce­maat" e mi dönÜşmektcdir ?

Eğer, bu sorulara olumlu cevap vereblllyor­sak; o zaman. ıster Postmodem SosyoloJI. ıster postmodernitenin sosyoloJisl niteliğinde olsun, hiç bir "alternatif' epistemoloJik kurgu sözko­nus\1' ol~az. Modemlteyt sorgulamadan hare-

JOURNAL OF ISLAM lC RESEARCH VOL: 7, NO: 2, SPRING 1994

! ·.·· ...

121

kct.le, onun maıjlnal konuma Ittiği dlne van­Iıyorsa, bu zaten başka bir paradlgmanın Işidir. Çünkü, artık sözkonusu olan modernl­tcnln .sosyoloJislnl değil, dinln sosyolojlslnl yap­maktır. Zaten "İslami SosyoloJI" de Batı-dışı bir başka alternatif paradıgma olarak tam da bu noktada gündeme girmektedir:. Şimdi bu konuya eğllelfm.

BATI-DIŞI BIR ALTERNATiF PARADİOMA OLARAK İSLAMi SOSYOL<)Ji

Postmodernistlerin geleneksel sosyolojlyt poziUvlzmle malul görmelerl, İslam dünyasında da yankı bulmuştur. Kendilerını "İslami Kim­lik" sahibi olarak tanımlayan sosyal bllimciler, geleneksel sosyoloJinln en fazla "pozitif ruhu­nu" eleştlrmişlerdir. Onlara göre. toplumu ve ınsan doğasını Inceleyen Batılı araştırmacılar;

Insan davramşına aıt her konunun gözlemle­neblllr. sınıflandır,ılablUr ve ölçülebilir olmadı­ğını farkcdememişlerdir. Oysa. Insan olgusu sadece doğal unsurlardan oluşmadığından ah­lak ve Insan ruhu gibi daha farklı unsurlann hesaba katılması gerekirdi. Bu unsurlar ise. doğanın yan elemanları olmadıklan gibi; doğayı Inceler gibi Inceleyerek de bulunamazlar. Bu bakımdan, İslamist sosyal bilimellere göre, bl­Ilm Insan davranışlannda sadeec gözlemlenebl­len, doğal unsurları analız etmiş ve sonuçta eksik açıklamalar ve becerlksiz teoriler gelJştır­mlştlr (Faruki, 1988: 44). Bu.~ aynı zamanda. bir diğer yaniışı doğurmuştur: "Harfi harfine bilim kurallarına uyan herhangi bir araştırma­cının sosyıiı gerçekleri yönlendiren kuralları saptayablleceğf" yaniışı ... O kadar kJ; bu yan­Iışı sürdürerek. Batılı sosyal bilimci. sonunda. değerlerden annmış bir bilim anlayışına var­mıştır (Faruki, 1988: 45).

Bu son husus. İslamıst sosyologlar ·.tara­fından şiddetle reddedllmektcdlr. Onlara göre. değerden · arınmış bir sosyal bilim mQmkün değildir, çünkü, her toplumun kendi mensup olduğu medeniyetı ve kültürü. o toplumu ince­leyen araştırmacıları mutlaka etkiler: "Araştır­

macının davranış biçimi, tercihlerine karşı tep­kisiz değildir" (Faruki. 1988: 45).

Örneğin. Batılı sosyolojl. dini Hrtstıyanlığın tecrübesinden yola çıkarak açıklamıştır. Oysa, bu açıklamaları. Hrtstıyan olmayan toplurolann dJnl hayatlan için geçerli sayamayız. Çünkü, o topluıniann kendine özgü bir değerler sıstemı ve kültürü vardır (Ba-Yumıs. 1988: 18).

' f 1

128

Bu ltlbarla; Dir toplumun medeniyet.. kiılliır ve sıstemının tam olarak anlaşılm::ısı ve tanıminnması an­cak ve ancak o topluma ve o toplumun diline özgü sernantık çerçeve ve oluşumunun yaki­nen bılJnmesı ve kavramiara yiıklcnlkn mı-ına ve değerlerin bu çerçeve Içinele gcllştlı1lmesl lle mümkün olabilir. (Davucloğhı, 1992: 77).

Öyle tse, İslamıst sosyologlar da postmo­dernıstler gıbı, bilgının ve clcğcrlerın. dil (ve kfıltfır) bağımlı olduğtımı lıcnimseycrck. gerçck­llğln son tahllldc diLc;el bir <'cmaatln ınşAsı ol­dui,rı.ınu ileri sünncklcdlrlcr. Buna rağmen. İs­lamlst sosyologlar. postmodcrnlsUcrın aksine. -gerçekliğin öznelerara..c;ı (lntC'rsııhjectıvc) olduğu-

nu kabul etmezler. Çfınkfı . onlara göre Üm.­met. her şeyin üstfınclcdlr.

Bu bakımdan, Ilk bakıştA ellisel hlr cemAA­tın eseri gibi görünen gerçeklik. ümmct <lolayt­sıyla Aslında dinserbır c<>mAatın escrıciır:

!Ümmeti. hiç bır ckğcrın ve hiç hlr 7.onınlu­hığıın . hiç bir . .em n n. s::ıcic:ce bireyle ılgılı olA­mayacağını söyler. Ayni şekilde. değer algı­lanması da sadece htrcykı1n hıllnçlcı1ne ve onlAnn A1lalı'la kışısel Ilişkilerine aıt değildir.

islam Allah'ın bııynıklnrının ve ahlaki zo­nınluluklannın toplumımi olduğunu vurgu­lar. Bunlar tamamen ümmetin sosyal ciilze­nlne bağlıdırlar. ( ... ) İslamiyet ıçın. değer ve ümmct göriışlcı1 birbirlerine eşıt ve aynı zamanda hlrlıirlnc

dönüşebilen göriışlcrcllr. .. Değer kavramı ol­madan, gerçek l uıkkın·cta bılgı edınllcmez:

ümmetln dışında elini vcya ahlaki eleğer ola­maz (Fanık.J. 1988: 47-48).

Ümmet. ortak bir Inancı. ortak bir amAcı paylaşan insaniann ahenklı hiçimele bir araya geldikleri toplum demektır (Şeriatı. 1985: 123).

O halde, İslamıst sosyologlar Için temel sonı da pozitivist karşıtbırının toplumsal cliı ­

zen Için sorduklarına henzer niteliktedir: Üm­met hallnde yaşamayı mfımkfın kılan nedir; ve bu yaşam biçımının anlamı nereden kaynak­lanmaktadır ?

"İslami Sosyolojl", bu soruya aranan ceva­ba lllşkın bir glı1şlmdlr. Batıh·sosyolojlnln "po­zitif ruhu"nu reddedip, değcr-bAğımlı bir gi­rişim oldugu Için de, " İsl.aml Sosyolojl"; bu değerlerinin ana kaynağı olaı:ak Kur'an'ı görür. Böylece, yukanda bellrtllcn sorunun cevabının ne ol<:fuğu da kendiliğinden ortaya çıkar: Üm­met haltnde yaşamayı Kur'an'a olan inanç

iSLAMi SOSYOLOJI: POSTMODERN BiR SOSYOLOJI Mi?

mümkün kılar; ümmet olarnk kolektıf hayat da anlamını gene Kur'an'dan alır. Hatta, bu açıflan. Kur'an esaslarına ciayanan "İslami Sosyolojl"ye, "Allah'ın Sünnctkrl İlml" (Cebecl. 1987: 7) demek bile mümkfındıir.

Bu açıdan, "İslami SosyolnJI"nln, ümmet hayatının bilgisini keşfetmek yanında, "halkı

İ ı:-lamlaştınnak" (Ba-Yunus ve Ahmed, 1986: 60) glhi teleolojlk bir karakteri ele vardır. Ger­çekten de, din, insanlan sadece duygusal etkı yoltıyla kutsal cemaat şeklinele hlr arada tut­mnz. Aynı zamanda onları kokkt ır amaçlara normatıf ve alturlstlk olArnk semboller ve değerler yoluyla bağlar (Tıırncr. Hl9l: xl). Bu anlamda. dini esas alan herhflngi bir sosyolojl­nln telcolojlk karakterele olması kaçınılmazdır.

7..atcn. din ve sosyolojlnln ynkın Ilişkiye glnne­sıntn nedeni de budur: Soı:-yolnJinln kurul­clıığıından beri meşgul olclıı~ıı Iki problem: Toplumsal düzen ve sosyfll cylı'mln anlamlan­dmlması fl'urner, 1991: x-xl).

Tckrarlarsak, "İslami Sosyolojl", yukarıdaki hağlamda, toplumsal dü.7.en ye rıne ümmet lıauatım koyan: sosyal eylemin anlamını, o hayatın Kur'an'dan kaynaklanan hilglsl üzerıne Inşa <':den bir paradlgmadır. nıı IUbarla "İsla­mi SosyoloJI", postmodcrnlsllc!rln önerdikleri şosyolojlk paradlgmadan çok daha özgün gö­riinmrktedJr. Bunun gerekçelerini. modernıte­

nın en önemli boyutu olan toplumsal ra..c;yo­nelleşme açısından ortaya koymak mümkün­dür.

nııındlğl gibi, toplumsal rasyonelleşme, mocicrnlzmln toplumlar modcrnlcştıkçe özelllk­Ic dinsd değerler yerine aklın lwklm olacağına clalr hlr öngörüsü ldl. Webcr'ln formülleştirdJğl şeklide, toplumsal rasyone11cşmrnln dayandığı

en önemli zeminlerden biri hil~lcllr (Crook ve dti,~rlcrl 1993: 8-9; Brubaker'a alfen).

RAsyonel davranmak. lı<>r şeyelen önce, hll~lye dayanarak hareket etmckll. Ru bilgi di­nin yerini almakta; dünyayı "ente11cktüe11eştı­rcrck", onun büyüsünü bozmAkt-aydı. ÇJerçeklJk de lm bilgi sayesinde şahısların clışında nesnel 'olarak Inşa edilmiş bulunmaktayclı. Dolayısıyla gerçeklığın öznel algılanması sözkonusu değildi. Postmodernistler, gerçeklığın yorumdan bağım­

sız olamayacağını söyleyerek. rasyone11eşmen1n bu yönünü . sarstılar. "İslami Sosyoloji" Ise. "bilginin İslamlleştirllmesi" rrıesclesl üzerinde yağıınıaşarak (Özel. 1992: Açık~enç. 1992); in­sanın toplumsallığlnın. dünya hakkında sadece

ISlAMi ARAŞTIRMALAR CiLT: 7, SAYI: 2, BAHAR DÖNEMI1994

ALi YAŞAR SARIBAY

düşündüklerini ckğll. Inandıklarını kapsarlığını iddia etmektedir. Dahası. lınnnın ge-rçeklik ka­dar gerekli olcl ıığunu saVlınmaktaciır. Üstelik. gerçekliğın bilgısının somut kaynaklarını gös­termektedir: Kur'an ve Sünnet.

Bununla beraber. İslam'da . gerçekliğin bil­gisine sadece vahy yoluyla clc·ğll. Mc-şailer gthl akıl yoluyla ulaşahllcccğını söylcyf'n akımlar cin vardır. Ancak, İslnm'da gerçeklik (lıaklknl) h er haliıkarda tck ve lıölfınmc-?.cilr; dolnyısıyla Iki veya daha çok olarak tasnrlnnamaz nllellktecllr (Btılnç, 1993). Gerçeklığın tekllğl , "İs~Aml Sos­yolojl"yl, postmoclernıst pararllgmaclan farklı­

laştırmaklaclır: Postmodernıst paracligmada yo­nımclan bağımsız olamnyac-nğı söylenen gerçek­llğın yerini, " İslami Sosyolojl" de yonımun hıhl olacağı bir gerçeklik nlnıaklaclır.

Gerçekliğe bilgi dolayımı lle atfedilen özd­llk ne olursa olsun postmoclcrnıst paractıgma lle " İslami Sosyolojl"yl orl·ak noktacia hlrlC'şll -

ı. Açıkgenç A., Bflgl Felslifc>sf .. istnnhııl. 1992.

2. Ba-Yunus 1., Niçin islam Sosyolojlsf. çev. Gü­ner i .. İstanbul, 1988.

3. Ba-Yu nus İ., Alımeel F .. İslam Sosuolqjlsf: Bir Glrlş Denemesi. Çev. Kaya R . • istan­bul, 1986.

4. Bulaç A.. İslam Dnştınceslnde İki Alan Yak­laşımını Aşma Sorunu, T. islam Düşlineesi Scmpoeyumuna Sıınıılan Tdıllğ, Trabzon, 22-23 Eklın 1993.

ıs. Daııman Z., lntfmntfons q( Postmodemfty, T..on­don. 1992.

6. Cebccı L.. Kur'an Sosyolojtsl üzerine Bir De­neme, İslami Araştırmalar. 19R7(3).

7. Coh en BP .. Deııelopfng &ırlologlcal Knowlc>dge, Engleıı•ood Cl([Js, 1980.

8. Crook S., Paloılskt .J., Waters M .. Postmoden:ıt·

zatton. Lon don (lkpıinl). 1 !J!J3.

9 . Davudoğlıı A., Sosyal nıllmkrln Evrenselliğine Yönelik Medolojlk Btr KıitJk ve Sosyal nııınıl~ıin İslamlleşmesı Mcscl<'sl, Tahakoğhı, l!J92.

10. Ertürk Y., Trends ın the Development of Soclo­logy ın Turkey. Journal of JJııman Sctcnces, ı990; 9/2.

ll. Faruk! İ.R., Sosyal Bilimlerin İslamfleştlrllmesl, Ba-Yunııs, 1988.

12. Featherstone M., Postmodemfsm. London. 1988.

13. Hampson N .. Aydırılanma Çnğı .. Çev. Parla J . . istanbul. 199 ı.

JOURNAL OF lSLAMIC AESEARCH VOL: 7. NO: 2, SP RING 1994

~ -· ...

. 129

ren hlr husus var . O da gerçekliğin temelinin her Iki paradlgmada da yerelleşmiş olması .

Poslmodernistlcr bunu çoğul gf'rçckllğe olanak tanıyara k sağlıyorlar (Murphy. ı 989: 68). İsla­mıst sosyologlar, aynı şeyi, İslam·a kültürel ota ntiklik atfeclcrek yapıyorlar (Ert tirk, 1990: 48-50).

Du bağlamda her tkisi de aynı noktadan hnrckct ed ip, gene aynı noktaya varm ış

oluyorlar: Evrensel bir .olgu olarak modemlte­nın meşruluğu,nu sorgulamaktaıı... yerelllğt meşrıılaştırmaya vanş.

Yerellik etrafında yapılan bir sosyolojl Ise, ne kadar özgün olsa da tanım Itibariyle sınırlı kalmaya mahkumdur. Dolayısıyla, al­ternatif bır paradlgma olma Imkanından da yoksundur .

"İslami" veya "Postmoclern", hangi sosyolo­Jiııln daha ikna edici bir all crnnl lf paradlgma olduğu, bu bakımdan Ikincil öncmclccllr.

1

14. Kcliner D., Toplumsal Teori Olarak Postmoder· nlzm. Küçük, ı993 .

15. Kfıı;fık M., Modemlle versus Postmoriemlte., An­kara. 1993.

16. Lash S., Soclology of Postmodc>mfsm, London (Rcpıint). 1991.

ı 7. Maffcsoll M., The Soctologu q( F:PenJday Life. Current Soclology, 1989: 37(1). _

18. M1ırphy _J.W., Postmodem Social Annlusts and Ctiflsm, Iircw York, 1989.

' 19. Mıırphy -!.W., Making Sense q( Postmodem Soclo·

logy, Brl~sh Journal of Socloloey. 19RR; 39/4.

20. O'Nclll J., l?ellgfon and Postmodemism: The Dur­khelmlan Bond tn Bell and Jnmeson. Feathers-tone. ı 988. '

21. Özel i., ~aslilman ve Bilgi, Tıılıakoi{lıı . 1992.

22. Seidman S., Wagner DG. Postmodenıtsm and Social Theory, Oxford, Hl92.

23. Şcıiatl A., ToplumblUm üzerine. Çev. Sökmen K. İstanbul, ı 985.

24. Smart B., Postmodemlty, London, 1993.

25. Tabakoğlu A., Bllgt. Btllm ve islam. IT istanbul, ı 992.

26. Tıırner B.S., Rellgton and Social T/u>onJ. Lon don (Second EdtUon), 1991.

27. Toıırnlne A.. Return of tlıe Artor, Çev. Godzlch M. Mtnneapolls, 1988.

28. Wulhnow R., Understandfng Rt>Ugfon and Poli­tics, Daedalus, 1991. 120/3.

... ·-:-· .... ---