80

istanbul ili temel jeolojik özellikleri

Embed Size (px)

Citation preview

Page 1: istanbul ili temel jeolojik özellikleri
Page 2: istanbul ili temel jeolojik özellikleri

1

ĐSTANBUL BÜYÜKŞEHĐR BELEDĐYESĐ

Deprem Risk Yönetim ve Kentsel Đyileştirme Daire Başkanlığı

Deprem ve Zemin Đnceleme Müdürlüğü

ĐSTANBUL ĐL ALANININ GENEL JEOLOJĐ

ÖZELLĐKLERĐ

Necdet Özgül

Kenan Üner

Đskender Akmeşe

Đsmail Bilgin

Ramiz Kokuz

Đrfan Özcan

Zülküf Yıldız

Ümit Yıldırım

Özer Akdağ

Mesut Tekin

ĐSTANBUL

Page 3: istanbul ili temel jeolojik özellikleri

2

Ekim 2005

ĐÇĐNDEKĐLER

ÖZ

1. GĐRĐŞ

2. STRATĐGRAFĐ

2.1. ISTRANCA BĐRLĐĞĐ

2.1.1. Tekedere Gurubu

2.1.2. Kızılağaç Metagraniti

2.1.3. Şermat Kuvarsiti

2.1.4. Mahya Şisti

2.2. ĐSTANBUL BĐRLĐĞĐ

2.2.1. Polonezköy Gurubu

2.2.1.1. Kocatöngel Formasyonu

2.2.1.2. Kurtköy Formasyonu

2.2.1.2.1. Bakacak Üyesi

2.2.1.2.2. Süreyyapaşa Çakıltaşı Üyesi

2.2.2. Aydos Formasyonu

2.2.2.1. Başıbüyük Çakıltaşı Üyesi

2.2.2.2. Kınalıada Üyesi

2.2.3. Yayalar Formasyonu

2.2.3.1. Gözdağ Üyesi

2.2.3.2. Umurdere Üyesi

2.2.3.3. Şeyhli Üyesi

2.2.4. Pelitli Formasyonu

2.2.4.1. Mollafenari Üyesi

2.2.4.2. Dolayoba Kireçtaşı Üyesi

2.2.4.3. Sedefadası Üyesi

Page 4: istanbul ili temel jeolojik özellikleri

3

2.2.4.4. Soğanlık Kireçtaşı Üyesi

2.2.5. Kartal Formasyonu

2.2.5.1. Kozyatağı Üyesi

2.2.6. Denizli Köyü Formasyonu

2.2.6.1. Tuzla Üyesi

2.2.6.2. Yörükali Üyesi

2.2.6.3. Ayineburnu Üyesi

2.2.6.4. Baltalimanı Üyesi

2.2.7. Trakya Formasyonu

2.2.7.1. Acıbadem Üyesi

2.2.7.2. Cebeciköy Kireçtaşı Üyesi

2.2.7.3. Kartaltepe Üyesi

2.2.7.4. Küçükköy Üyesi

2.2.8. Kapaklı Formasyonu

2.2.9. Gebze Gurubu

2.2.9.1. Demirciler Formasyonu

2.2.9.1.1. Erikli Üyesi

2.2.9.1.2. Gürgendere Üyesi

2.2.9.1.3. Değirmen Kireçtaşı Üyesi

2.2.9.2. Ballıkaya Formasyonu

2.2.9.3. Tepecik Formasyonu

2.2.9.3..1. Kazmalı Üyesi

2.2.9.3..2. Kuşça Üyesi

2.2.9.3.3. Köytepe Üyesi

2.2.9.4. Bakırlıkıran Formasyonu

2.2.10. Sarıyer Formasyonu

2.2.10.1. Bozhane Üyesi

2.2.10.2. Garipçe Üyesi

Page 5: istanbul ili temel jeolojik özellikleri

4

2.210.3. Kısırkaya Üyesi

2.2.11. Yemişliçay Formasyonu

2.2.12. Hereke Formasyonu

2.2.12.1. Kutluca Kireçtaşı Üyesi

2.2.13. Akveren Formasyonu

2.2.13.1. Yunusludere Üyesi

2.2.13.2. Ahmetli Kireçtaşı Üyesi

2.2.14. Şile Formasyonu

2.2.14.1. Ağlayankaya Üyesi

2.2.14.2. Đmam Tepesi Üyesi

2.2.15. Yunuslubayır Formasyonu

2.2.16. Kırklareli Gurubu

2.2.16.1. Koyunbaba Formasyonu

2.2.16.2. Soğucak Kireçtaşı

2.2.16.3. Ceylan Formasyonu

2.2.16.3.1. Balık koyu Çakıltaşı Üyesi

2.2.17. Pınarhisar Formasyonu

2.2.18. Danişmen Formasyonu

2.2.18.1. Süloğlu Şeyil Üyesi

2.2.18.2. Gürpınar Üyesi

2.2.18.3. Çantaköy Volkanit Üyesi

2.2.18.4. Ağaçlı Üyesi

2.2.19. Çukurçeşme Formasyonu

2.2.20. Çekmece Formasyonu

2.2.20.1. Güngören Üyesi

2.2.20..2. Bakırköy Üyesi

2.2.21. Ömerli Formasyonu

2.2.21.1. Meşe tepesi Üyesi

Page 6: istanbul ili temel jeolojik özellikleri

5

2.2.21.2. Kayalı tepe Üyesi

2.2.21.3. Sultanbeyli Üyesi

2.2.22. Kuşdili Formasyonu

2.2.23. Altıntepe Formasyonu

2.3. GÜNCEL BĐRĐKĐNTĐLER

2.3.1. Kumul

2.3.2. Plaj kumsalı

2.3.3. Alüvyon

2.3.4. Yamaç molozu

2.3.5. Heyelan

3. MAĞMATĐTLER

3.1. Derinlik Kayaları;

3.1.1. Sancaktepe Graniti

3.1.2. Çavuşbaşı Granodiyoriti

3.2. Yüzey Kayaları

3.3. Damar Kayaları

4. YAPISAL JEOLOJĐ

4.1. KD-GB ve KB-GD doğrultulu makaslama fayları.

4.2. Sarıyer-Şile Fayı

4.3. Maltepe-Beykoz Fayı

4.4. Çamlıca Sürüklenimi

4.5. Yakacık Fayı

5. BÖLGENĐN JEOLOJĐK GELĐŞĐMĐNE ĐLĐŞKĐN DÜŞÜNCELER

6. SONUÇ VE ÖNERĐLER

6.1. Sonuçlar

6.2. Öneriler

7. ĐSTANBUL VE YAKIN DOLAYI ĐLE ĐGĐLĐ SEÇĐLMĐŞ YAYINLAR

Page 7: istanbul ili temel jeolojik özellikleri

6

ÖZ

Đstanbul metropolitan alanı, Erken Paleozoyik (Ordovisiyen)-Kuvaterner aralığını kapsayan

geniş bir jeolojik zaman diliminin önemli bölümünü temsil eden kayastratigrafi birimlerini

içeren ve bu süreçte etkin olmuş önemli tektonik olayların derin izlerini taşıyan bir bölge

üzerinde yer alır.

Đstanbul Đl sınırları içinde metamorfik olan ve metamorfizma göstermeyen iki büyük

kayastratigrafi birimi topluluğu yer alır. Bu raporda, niteliği henüz açıklığa kavuşturulamamış

önemli bir tektonik olayla yanyana gelmiş bulunan, bu iki topluluktan metamorfizma gösteren

istif “Istranca Birliği”, metamorfizma göstermiyen istif ise “Đstanbul Birliği” adlarıyla

açıklanmıştır.

Trakya yarımadasının kuzey kesiminde özellikle Tekirdağ-Edirne arasında geniş alanlar

kaplayan şist, kuvarsit ve mağmatitleri içeren Istranca Birliği metamorfitlerinin küçük bir

bölümü, Çatalca ilçesinin batı ve kuzey kesimlerinde Đstanbul il sınırları içine girer. Bu

inceleme konusunun kapsamı dışında kaldığından, sözkonusu metamorfitlerle ilgili raporda

yer alan bilgiler büyük ölçüde, MTA tarafından basılan “Trakya bölgesinin 1/100.000 ölçekli

jeoloji haritası” açıklamalarından sağlanmıştır. Çatalca yöresinde, söz konusu metamorfik

istifin “Tekedere Gurubu”, “Kızılağaç Metagraniti”, “Şermat Kuvarsiti” ve “Mahya Şisti”

adlarıyla bilinen birimleri yüzeylenir.

Đstanbul Birliği, Boğaz’ın her iki yakasında ve Kocaeli yarımadasında geniş alanlar kaplayan

Paleozoyik ve Mezozoyik yaşta metamorfizma göstermeyen kaya birimlerini içerir. Akarsu ve

lagün ortamlarını temsil eden Alt Ordovisiyen yaşta karasal çökeller (Kocatöngel Formasyonu

ve Kurtköy Formasyonu) metropolitan alanı ve yakın dolayında, Đstanbul Birliği’nin yüzeye

çıkan en yaşlı kaya birimlerini oluştururlar. Erken Ordovisiyen ’de kara halinde bulunan bölge,

Ordovisiyen yaşlı Aydos Formasyonu’nun kuvarsitleriyle temsil edilen bir transgresyonla

başlayan, Silüriyen ve Devoniyen’de giderek derinleşen, tektonik bakımdan duraylı bir denizle

kaplanır. Bu süreçte yaşlıdan gence doğru, miltaşı-kumtaşı ile temsil edilen Yayalar

Formasyonu (Alt Ordovisiyen), şelf tipi karbonat çökelimini yansıtan Pelitli Formasyonu (Alt

Ordovisiyen-Silürüyen), düşük enerjili açık şelf ortamını temsil eden, bol makrofosilli, seyrek

kireçtaşı arakatkılı mikalı şeyilleri kapsayan Kartal Formasyonu (Alt-Orta Devoniyen) ve açık

şelf-yamaç ortamını temsil eden yumrulu kireçtaşlarının yoğun olduğu Denizli Köyü

Formasyonu (Üst Devoniyen+Alt Karbonifer) çökelir. Denizli Köyü Formasyonu içinde ara

düzeyler halinde yer alan ve en üst kesiminde klavuz bir düzey olarak izlenebilen Alt

Karbonifer yaşta silisli (lidit) çökeller (Baltalimanı Üyesi), söz konusu denizel havzanın

Page 8: istanbul ili temel jeolojik özellikleri

7

yakınlarında, yoğun silis getirimine neden olan bir volkanik etkinliği düşündürür. Erken

Karbonifer’de filiş türü kumtaşı-şeyil ardışığı (Trakya Formasyonu) ile temsil edilen türbiditik

akıntıların geliştiği duraysız ortam koşulları egemen olur. Karbonifer-Permiyen aralığında etkin

olan tektonik hareketlere bağlı olarak, Sancaktepe Graniti (Permiyen) ile temsil edilen

mağmatik sokulumlar gelişir ve bölge su dışına çıkarak yeniden kara halini alır, buna bağlı

olarak Permiyen (?) – Erken Triyas yaşlı karasal istifler (Kapaklı Formasyonu) çökelir. Orta-

Geç Triyas aralığında bölge, sırasıyla gelgitarası çökelleri (Demirciler Formasyonu), şelf

karbonatları (Ballıkaya Formasyonu) ve yamaç çökelleri (Tepeköy Formasyonu ve

Bakırlıkıran Formasyonu) ile temsil edilen ve giderek derinleşen transgressif bir denizle

yeniden kaplanır. Bölgede Jurasik-Erken Kretase aralığında oluşmuş kaya birimine

rastlanmamıştır. Geç Kretase, andezitik volkanit ve filiş türü kırıntılılardan oluşan volkano-

tortul istifleri kapsayan Sarıyer Formasyonu ve Yemişliçay Formasyonu ile temsil edilmiştir.

Üst Kretase yaşlı “Çavuşbaşı Granodiyoriti”nin Tetis Okyanusu’nun kapanması sürecinde

etkin olmuş adayayı volkanizması ile ilişkili derinlik kayası olduğu düşünülmektedir

Eosen’de Anadolu’nun büyük bölümünü etkisi altına alan kompresif hareketler, Đstanbul

yöresini de kapsayan Marmara havzasında yoğun kıvrımlanma ve faylanmalara neden olur.

Paleozoyik ve Mezozoyik yaşta kaya birimlerinin Üst Kretase- Erken Eosen yaşta istiflere

bindirmesine neden olan ve bölgeyi kuzeyden kabaca D-B doğrultusunda kateden Sarıyer-Şile

Fayı’nın bu hareketlere bağlı olarak geliştiği düşünülmektedir. Şile bölgesinde görülen ve Alt-

Orta Eosen yaşlı Şile Formasyonu’nun şeyilleri içinde görülen olistostromların (Ağlayankaya

Üyesi) bu hareketlerin doğurduğu duraysız ortam koşullarına bağlı olarak geliştiği

anlaşılmaktadır. Orta Eosen (Lütesiyen)’de bölge yeni bir transgresyon uğramış ve Orta

Eosen-Erken Oligosen aralığında Çatalca ve Şile bölgeleri, kıyılarında kumsal ve resiflerin

(Hatipler Formasyonu, Koyunbaba Formasyonu, Yunuslubayır Formasyonu, Soğucak

Kireçtaşı), iç kısımlarına killi çamurların (Ceylan Formasyonu) çökeldiği bir denizle kaplanır.

Orta-Geç Oligosen’de Trakya havzasının bütününü etkileyen tektonik hareketlere bağlı olarak,

bölge yeniden yükselerek Günümüz’e değin süren bir karalaşma sürecine girer ve özellikle

Geç Oligosen–Geç Miyosen aralığını temsil eden akarsu birikintileri (Kıraç Formasyonu-

Çukurçeşme Formasyonu) ile lagün ve göl çökelleri (Danişmen Formasyonu ve Çekmece

Formasyonu) gelişir. Kabaca K-G doğrultulu sıkışmaya neden olan bu hareketlere bağlı olarak

KB-GD ve KD-GB eksen gidişli makaslama fay ve eklem sistemleri yoğun olarak gelişmiştir.

Bu makaslama kırıkları boyunca gelişen zayıflık zonları, Đstanbul ve Çanakkale boğazları ile

bölgenin büyük akarsu vadilerinin ve Haliç’in morfolojik gelişimini denetlemiş ve KB-GD ve

KD-GB doğrultularuyla uyumlu zikzaklı geometri kazanmalarına neden olmuştur.

Oluşturdukları zayıflık zonlarıyla morfolojiye güzel yansımış olan bu makaslama kırıklarının,

Page 9: istanbul ili temel jeolojik özellikleri

8

günümüzde aktif olabileceklerini gösteren öteleme, basınç sırtı vb herhangi bir saha verisi

saptanamanmış; aksine, en azından Üst Miyosen- Pliyosen yaşlı karasal birikintiler tarafından

örtülü bulundukları izlenmiştir.

1. GĐRĐŞ

Đstanbul Büyükşehir il sınırları içinde kalan alanın genel jeolojik özelliklerinin incelenmesi ve

Nazım Đmar Planlarına esas olmak üzere 1/100 000 ölçekli jeoloji haritasının yapılmasını

amaçlayan bu çalışma Đstanbul Büyükşehir Belediyesi Zemin ve Deprem Đnceleme Müdürlüğü

(ĐBBZDĐM) elemanları tarafından gerçekleştirilmiştir. Jeolojik harita alımı çalışmaları üç

aşamada yapılmıştır. Çalışmaların birinci aşaması Đstanbul ilinin 3030 sayılı alan içinde kalan

kesiminde 2000-2004 yılları arasında, ikinci aşaması 5216 sayılı yasa ile genişletilen il

alanının 3030 sayılı alanının batısında kalan kesiminde Nisan-Temmuz 2005 ayları arasında,

üçüncü aşaması ise Đstanbul ilinin, 3030 sayılı alanın doğusunda kalan kesiminde Ağustos-

Ekim 2005 ayları arasında gerçekleştirilmiştir. ĐBBZDĐM çalışanlarının dışında, 1.aşma

çalışmalarına Dr. Yakup Çelik (ĐÜ) katılmıştır. Şile-Ağva-Ömerli barajı dolaylarını kapsayan

3.aşama çalışmalarına Dr Necdet Özgül (GEOMAR) danışman olarak katılmıştır.

Kaya-stratigrafi birimleri esasına göre yapılan Jeolojk harita alımı çalışmalarında 1/25 000

ölçekli topoğrafya haritaları baz olarak kullanılmıştır. 3030 sayılı yasa ile belirtilen il alanının

doğusunda kalan Şile-Ağva-Ömerli dolayları ile batısında kalan Silivri-Çatalca-Karaburun

dolaylarını kapsayan alanlarda yapılan Jeolojik harita harita alımı sırasında, Maden Tetkik ve

Arama Genel Müdürlüğü tarafından yapılmış olan ve henüz yayımlanmadığı için özel izinle

kullanılmış bulunan, 1/25 000 ölçekli jeoloji haritaları temel veri kaynağını oluşturmuştur.

Rapor ekinde sunulan jeoloji haritası, 1/100 000 ölçekli harita standartlarına göre

düzenlendiğinden, bu ölçekte gösterilemeyecek boyuttaki verileri taşımamaktadır. Boğaz’ın iki

yakasında, özellikle Đstanbul’un Kocaeli yarımadasında kalan kesiminde, geniş alanlar

kaplayan ancak, yoğun olarak faylanmış oluşunun yanında, yerleşim alanı içinde kaldığı için

genellikle örtülü olan, Paleozoyik yaşlı kaya birimlerinin izlenme ve deneştirilmesinde önemli

güçlüklerle karşılaşılmıştır. Dolaysıla ekte sunulan jeoloji haritası büyük ölçekli yerleşim

planlamalarına yanıt verecek ayrıntıları taşımamaktadır. Nazım il imar planına esas olacak

jeolojik verilerin sağlanması için, bölgede daha büyük ölçekli ayrıntılı jeolojik harita

çalışmalarının yapılması kaçınılmazdır. Bu amaçla, Zemin ve Deprem Đnceleme Müdürlüğü

tarafından Đstanbul Đl sınırlarını kapsayan alanda, öncelikle 3030 sayılı yasa ile belirlenmiş alan

içinde yapılacak 1/5000 ölçekli jeolojik harita çalışmaları sonunda, amaca hizmet edecek

ayrıntılı verilerin sağlanacağı umulmaktadır.

Page 10: istanbul ili temel jeolojik özellikleri

9

Bu raporun hazırlanmasında ve kaya-stratigrafi birimlerinin adlama ve tanımlanmasında, Dr

Necdet Özgül tarafından TÜBĐTAK desteğinde sürdürülmekte olan “Đstanbul Dolayının

Jeolojisi Projesi” araştırmalarından sağlanan yayımlanmamış verilerden yararlanılmıştır. Nazım

Đmar Planı kapsamında sürdürülmelte olan büyük ölçekli jeoloji çalışmalarının tamalanması

sonunda, Đstanbul dolayının jeoloji özelliklerini yansıtan ve ayrıntılı jeoloji haritalarını

kapsayan rapor ayrıca düzenlenecektir.

1.1. Katkı Belirtme

Yukarıda da belirtildiği gibi, 3030 sayılı alanın doğusunda ve batısında kalan alanı içeren

jeolojik harita alımı çalışmalarında, Maden Tetkik ve Arama Enstitüsü tarafından üretilmiş

olan, bu yöreyi kapsayan yayımlanmış ve yayımlanmamış haritalardan önemli ölçüde

yararlanılmıştır. Bu konuda özellikle yayımlanmamış jeoloji haritalarından yararlanmamızı

sağlayan MTA Genel Müdürü sayın Mehmet Üzer’e ve Jeoloji Dairesi Başkanı sayın.Dr Erol

Timur’a teşekkürü görev sayarız.

Đstanbul Büyükşehir Belediyesi Zemin ve Deprem Müdürlüğü tarafından yürütülen bu projenin,

saha ve değerlendirme çalışmalarının proje amacı doğrultusunda ve öngörülen süre içersinde

gerçekleşmesi için, gerekli araç, gereç ve konaklama gereksinimlerinin eksiksiz olarak

sağlanmasını gerçekleştiren, Zemin ve Deprem Đnceleme Şube Müdürü sayın Mahmut Baş’a

teşekkürü borç biliriz. Proje çalışmaları sonunda üretilen jeoloji haritalarının

sayısallaştırmasını, proje çalışanları ile uyum içinde ve özverili çaba ile gerçekleştiren, Zemin

ve Deprem Müdürlüğü çalışanlarından Harita mühendisi Ayça Duman Kaya ve Jeoloji müh.

Betül Ergün Konukcu ve Ayşe Zeren’e teşekkür ederiz.

2. STRATĐGRAFĐ

Đstanbul ili ve yakın dolayını kapsayan inceleme alanı, Erken Paleozoyik’ten Günümüz’e değin

süren geniş bir zaman aralığında oluşmuş çok sayıda kaya birimlerini kapsaması, oldukça

karmaşık yapısal hareketlerin izlerini taşıması ve güncel tektonik hareketlerin etkin olduğu bir

bölgede yer alması dolaysıyla, 19.Yüzyıl’dan bu yana yerli ve yabancı bir çok yerbilimcinin

ilgisini çekmiş ve değişik amaçlı araştırmalara konu edilmiştir. Raporda yeri geldikçe bu

çalışmalara değinilmektedir.

Đstanbul Đl sınırları içinde metamorfik olan ve metamorfizma göstermeyen iki büyük

kayastratigrafi birimi topluluğu yer alır. Niteliği henüz açıklığa kavuşturulamamış olan önemli

bir tektonik hatla biribirinden ayrılan, bu iki topluluktan metamorfizma gösteren istif, inceleme

Istranca dağları ve dolayında geniş alan kapladığı için “Istranca Birliği”, metamorfizma

göstermiyen istif ise “Đstanbul Birliği” adlarıyla adlandırılmıştır. Aşağıda, göreli yaş ilişkileri

Page 11: istanbul ili temel jeolojik özellikleri

10

gözetilmeksizin, önce Istranca Birliği metamorfitleri, daha sonra kendi içinde yaşlıdan gence

doğru bir sıra ile Đstanbul Birliği’nin kayastratigrafi birimleri açıklanmaktadır.

2.1. ISTRANCA BĐRLĐĞĐ

Trakya yarımadasının kuzey kesiminde özellikle Tekirdağ-Edirne arasında geniş alanlar

kaplayan metamorfit ve mağmatitlerin küçük bir bölümü, Çatalca ilçesinin batı ve kuzey

kesimlerinde Đstanbul il sınırları içinde kalır. Bu inceleme konusunun kapsamı dışında

kaldığından sözkonusu metamorfitler ile ilgili bilgiler, MTA Enstitüsü Genel Müdürlüğü

tarafından basılan “Trakya bölgesinin 1/100.000 ölçekli jeoloji haritası” açıklamalarından

aktarılmıştır (Çağlayan ve Yurtsever, 1998). Çağlayan ve Yurtsever (1998)’e göre, Çatalca

yöresinde, söz konusu metamorfik istifin Tekedere Gurubu, Kızılağaç Metagraniti, Şermat

Kuvarsiti ve Mahya Şisti birimleri yüzeyler. Aşağıda, bu birimlerin belirgin özellikleri kısaca

açıklanmıştır.

2.1.1.Tekedere Gurubu

Tekedere Grubu , Istranca Birliği’nin Çatalca yöresinde yüzeylenen en yaşlı birimini oluşturur

(Çağlayan ve Yurtsever, 1998). Başlıca biyotitli şist, granatlı şist, gnays, amfibolit, yer yer

görülen migmatitleri ve kalkşist merceklerini içerir. Almandin fasiyesinden yeşilşist

fasiyesine değin değişen çeşitli mineral parajenezleri gelişmiştir. Metemorfitler alkali granit,

aplit ve pegmatitler ile kesilmiştir.

Tekedere Gurubu formasyon ve üye aşamasında çeşitli birimlere ayırtlanmıştır.

Đnceleme alanında Şermat Kuvarsitleri ve Mahya Şistleri tarafından uyumsuz olarak

üstlendiği belirtilmektedir (Çağlayan ve Yurtsever, 1998). Çilingoz koyu batısında , Safaalan

ve Binkılıç köylerinin kuzey-kuzeydoğusunda yüzeylenmektedir.

2.1.2. Kızılağaç Metagraniti

Çalışma alanında Çatalca ilçesinin güneybatısı, Akalan köyünün kuzeybatısı ve Büyükçekmece

gölünün batısında yüzeylenen metamorfik granitler Kızılağaç Metagraniti adıyla

adlandırılmıştır (Çağlayan ve Yurtsever, 1998). Metagranitler pembemsi gri, turuncumsu beyaz

renkli, kuvars, biyotit ve iri mikroklin kapsar; K-feldspat porfiroblastlı, gnays dokuludur.

Seyrek olarak aplit damarları gelişmiştir. Granit yüzeylemelerinin yer yer yüzeye yakın

kesimleri, ileri derecede ayrışma göstererak kaba kum görünümlü arenaya dönüşmüştür.

Birimin intrüzyon yaşının Permo-Triyas olduğu varsayılmaktadır (Çağlayan ve.

Yurtsever,1998).

2.1.3. Şermat Kuvarsiti

Page 12: istanbul ili temel jeolojik özellikleri

11

Şermat Kuvarsiti kirli beyaz, bej, açık külrengi, beyaz mika ve kıt feldspatlı kuvarsitten oluşur;

yer yer laminalı metakumtaşı-fillit ardalanmalıdır. Çatalca ilçesinin güneybatısında, Gökçeli

köyü kuzey ve kuzeydoğusunda ve Đhsaniye köyü kuzeydoğusunda, Binkılıç ve Çiftlik köyü

dolaylarında yüzeylemeleri vardır. Permo-Triyas yaşta oduğu düşünülen Şermat Kuvarsiti’nin,

Kızılağaç Metagranitleri üzerinde açısal uyumsuz olarak yer aldığı, Mahya Şisti tarafından

geçişli olarak üstlendiği belirtilmektedir (Çağlayan ve Yurtsever, 1998).

2.1.4. Mahya şisti

Mahya şisti başlıca, külrengi-koyu külrengi, mavimsi, biyotit ve beyaz mikalı fillat ile yeşilimsi

külrengi kloritşistlerden oluşur; değişik düzeylerinde kristalize kireçtaşı, kalkşist ve koyu kara-

külrengi renkli lidit arakatkılıdır. Çatalca-Muratbey köyü hattının güneybatısında ve Akalan-

Çanakkale-Oklalı köyleri arasında yüzlemeleri vardır. Altta Şermat Kuvarsiti ile dereceli

geçişli olduğu belirtilmektedir. Triyas yaşta olduğu varsayılan birim, Eosen ve daha genç

Tersiyer yaşlı birimler tarafından açısal uyumsuzlukla üstlenir.

2.2. ĐSTANBUL BĐRLĐĞĐ

Đstanbul ilinin, Istranca Birliği’nin dışında kalan çok büyük bölümünü kaplayan ve Paleozoyik

yaşta olanlar dahil metamorfizma göstermeyen kaya birimleri, bu incelemede “Đstanbul

Birliği” adı altında incelenmiştir. Đnceleme alanında Paleozoyik ve Mezoyik yaşta kaya

birimlerini kapsayan bu birliğe ait kayastratigrafi birimleri, yaşlıdan gence doğru bir sıra ile öz

olarak aşağıda açıklanmaktadır. Birliğin Paleozoyik yaşlı kaya-stratigrafi birimlerinin

genelleştirilmiş dikme kesiti Şekil 1de, Triyas yaşlı kaya-stratigrafi birimlerinin ise şekil 2’de

gösterilmiştir.

2.2.1. Polonezköy Gurubu

Tanım ve ad. Đstanbul ve yakın dolayında yüzeylenen en yaşlı kaya birimlerini oluşturan ve

büyük bölümü karasal (akarsu, göl, lagün) ortamda çökelmiş, kırıntılı kaya birimleri bu

araştırmada, yüzeylemelerinin geniş alan kapladığı Polonezköy’den esinlenerek, Polonezköy

Gurubu adı altında incelenmiştir. Polonezköy Gurubu yaşlıdan gence doğru Kocatöngel

Formasyonu ve Kurtköy Formasyonu olarak adlandırılan iki formasyonu kapsar

2.2.1.1. Kocatöngel Formasyonu

Tanım ve ad. Başlıca yeşilimsi, boz, külrengi, laminalı miltaşı, kiltaşı ve ince taneli

kumtaşından oluşur. Đlk kez, istifin Sakarya ilinin KD’sunda Kocatöngel köyü dolaylarındaki

yüzeylemeleri Yazman ve Çokuğraş (1983) tarafından, Đstanbul ili dolayındaki yüzeylemesi

ise Gedik ve Önalan (2002) tarafından tanımlanmıştır. Mahmutşevketpaşa köyünün güneyinde

Page 13: istanbul ili temel jeolojik özellikleri

12

yer alan Yeniçiftlik deresi vadisi, formasyonun Đstanbul sınırları içinde, incelenmeğe en

elverişli yüzeylemelerini kapsar.

Page 14: istanbul ili temel jeolojik özellikleri

13

Şekil 1. Đstanbul dolayının Paleozoyik yaşta kayastratigrafi birimlerinin genelleştirilmiş dikme kesiti

Page 15: istanbul ili temel jeolojik özellikleri

14

Dokanak ilişkileri ve kalınlık. Kocatöngel Formasyonu’nun, çalışma alanında açığa

çıkmayan alt dokanağının özelliği bilinmemektedir. Kurtköy Formasyonu’nun Bakacak Üyesi

tarafından uyumlu olarak üstlenir.

Formasyon, bölgedeki en kalın yüzeylemesinin yer aldığı Yeniçiftlik deresi vadisinde Gedik

ve diğ. (2005)’ e göre 1500m kalınık gösterir, Ancak, bu kesitte birimin alt dokanağının faylı

olduğu da göz önünde tutularak, birim kalınlığının 2000 m dolayında olabileceği

düşünülmektedir (Özgül, 2005).

Fosil kapsamı ve yaş. Kocatöngel Formasyonu’nun inceleme alanı içinde ya da dışındaki

yüzeylemelerinde, yaş belirleyecek herhangi bir fosil izine günümüze dek ratlanmamıştır. Geç

Ordovisiyen yaşta Kurtköy Formayonu’un altında uyumlu olarak yer aldığından, büyük bir

olasılıkla Erken Ordovisiyen yaşta olmalıdır.

2.2.1.2. Kurtköy Formasyonu

Tanım ve ad. Kurtköy Formasyonu, başlıca arkoz nitelikli kırıntılı kayalardan oluşur.

Paeckelmann (1938) sözkonusu arkoz birimini, altta taban çakıltaşı (Hauptkonglomerat)

düzeyi ile başlayan ve arkoz (Arkoz-Horizont) olarak devam eden Siluriyen sonu yaşta

“Quarzit-Serie” içinde tanımlamıştır. Altınlı (1951) istifi “Arkozlar” başlığı altında

incelemiştir. Birim için, Đlk kez

Haas (1968) tarafından, Đstanbul’un Anadolu yakasında Kurtköy dolayında geniş alan

kaplaması nedeniyle, Kurtköy Formasyonu (Kurtköy Schichten) adı kullanılmıştır. Daha

sonraları, Kaya (1978) ve Önalan (1981) tarafından da aynı coğrafya adı korunarak, istif

sırasıyla “Kurtköy Arkoz Birimi” ve “Kurtköy Formasyonu” adlarıyla incelenmiştir.

Đstanbul il sınırları içinde Kurtköy beldesi dolayında, Polonezköy-Cumhuriyet köyü arasında,

Reşadiye köyü kuzeyinde, Ümraniye ilçesi batısında (Çakmak mahallesi) Soyak-Yenişehir

sitesi dolaylarında, Maltepe’nin kuzeyinde Başıbüyük ve Gülsuyu semtlerinde, Paşaköy -

Ömerli Beldesi arasında ve Darlık Barajı güney-güneydoğu kesimlerinde, incelemeye elverişli

yüzeylemeler verir.

Kayatürü özellikleri. Kurtköy Formasyonu, başlıca açıklı koyulu mor-eflatun renkli, kil, mil,

kum ve çakıl boyutunda gereci kapsayan arkoz bileşimli kırıntılı kayalardan oluşur. Đstifin alt

kesiminde kumtaşı arakatkılı, ince laminalı kiltaşı-miltaşı, üst kesiminde ise değişik boyutlarda

çakıltaşı mercek ve ara düzeylerini kapsayan, kiltaşı- miltaşı arakatkılı kaba kumtaşı

egemendir. Formasyonun egemen kayatürünü oluşturan kumtaşı mor-eflatun, yer yer yeşilimsi

külrengi, orta-kalın katmanlıdır; orta-zayıf boylanma, yer yer derecelenme, koşut ve çapraz

laminalanma gösterir. Yuvarlanmış-yarı yuvarlanmış süt kuvars, kuvarsit, çakmaktaşı (chert),

Page 16: istanbul ili temel jeolojik özellikleri

15

mağmatit,metamorfit ve feldspatlı kaya kırıntıları, mafik mineral, değişen oranda mika pulları

ve yaşıt kiltaşı-miltaşından türemiş kırmızımsı renkli köşeli-yarı köşeli formasyon içi

(intraformational) çakılları kapsar. Taneler killi hamur ve daha az oranda silisli çimento ile

tutturulmuştur.Yüksek oranda feldspat vb dayanımsız bileşen içeriğinden dolayı kolay ayrışır.

Özellikle faylı bölgelerde, faylar boyunca etkin olan ileri derecede ayrışma sonucu, arkozlar

mavimsi külrengi, kirli beyaz, yer yer kızılımsı renklerin karışımından oluşan alacalı renkte,

kil oranı yüksek olan dayanımsız bir kayaya dönüşür.

Formasyonun üst bölümünde çakıltaşı mercek ya da arakatkılarını kapsar. Yer yer geniş

alanlar kaplayan çakıltaşları morumsu, yeşilimsi renkli, orta-iyi yuvarlanmış süt kuvars,

kuvarsit, çakmaktaşı, granitik ve gabroyik magmatit, volkanit ve şist çakılları ile arkozlardan

türemiş yarı köşeli-yarı yuvarlanmış formasyoniçi kırmızı şeyil ve arkozik kumtaşı çakıllarını

kapsar; seyrek kumtaşı-miltaşı arakatmanlıdır. Çakıllar orta, yer yer zayıf boylanmış, tane

destekli ya da kaba kumlu hamurla sıkı tutturulmuştur. Çakıl boyları genellikle 1-5 cm

arasındadır, yer yer 10-15 cm’ye çıkar. Söz konusu çakıltaşları formasyon içinde, değişik

düzeylerde, boyutları birkaç metreden yüzlerce metreye ulaşabilen, irili ufaklı mercekler

oluşturur. Formasyon altta boz-mor-eflatun renk ardalanmalı, yer yer laminalı miltaşı-

kumtaşından oluşan Bakacak Üyesi ve üstte mor renkli kaba kumtaşı-çakıltaşının egemen

olduğu Süreyyapaşa Üyesi olmak üzere iki üyeye ayırtlanabilir (Özgül, 2005).

2.2.1.2.1. Bakacak Üyesi: Kurtköy Formasyonu’nun alt bölümünü oluşturan birim, alt

düzeyinde mor-boz renk ardalanmalı, üst düzeyinde mor renkli, mor kil-mil-kum boyu

kırıntılılardan oluşur. Birim, Gedik ve diğ. (2002) tarafından, Sakarya ili kuzeyinde Çamdağ

dolayında tanımlanan Bakacak Formasyonu’nun (Yazman ve Çokuğraş, 1983) eşleniği olarak

kabul edilmiş ve “Bakacak Formasyonu” adıyla formasyon aşamasında adlandırılmıştır.

Birbiriyle yanal ve düşey geçişli olan ve egemen kayatürü özellikleri açısından aralarında

yakın benzerlik bulunan Kurtköy ve Bakacak istiflerinin, farklı formasyon adlarıyla

adlandırılması, sahada tanınma, izleme ve haritalama açısından kavram karışıklığına ve önemli

güçlüklere neden olduğu gerekçesiyle, Özgül (2005) tarafından istifin tümünün “Kurtköy

Formasyonu” kapsamında tek bir formasyon adı altında tanımlanması ve mil-kum boyu

kırıntılıların egemen olduğu söz konusu alt bölümün “Bakacak Üyesi” olarak üye aşamasında

adlandırılması önerilmiştir.

Kurtköy Formasyonu’nun en alt düzeyini oluşturan Bakacak Üyesi, Kocatöngel

Formasyonu’nun boz renkli, laminalı miltaşları üzerinde boz ve mor renk ardalanmalı miltaş-

ince taneli kumtaşı düzeyi ile başlar; Kocatöngel Formasyonu’ndan renk ve tane boyu değişimi

ile ayırt edilir. Üst düzeylere doğru gidildikçe ve özellikle üstteki Süreyyapaşa Üyesi’ne

Page 17: istanbul ili temel jeolojik özellikleri

16

yaklaştıkça, kaba kum - çakılcık boyu egemen olur ve renk bütünüyle morlaşır. Dolaysıyla alt

ve üstteki birimlerle dereceli geçiş gösterir.

Bakacak Üyesi’nin kalınlığı yaklaşık 500 m dolayındadır.

2.2.1.2.2. Süreyyapaşa Üyesi: Kurtköy Formasyonu’nun üst bölümünü oluşturur. Kayatürü

özellikleri yukarıda belirtilmiş olan, mor renkli kumtaşları birimin egemen kayatürünü

oluşturur; Süreyyapaşa, Başıbüyük yörelerinde yaygın olarak yüzeyleyen çakıltaşı mercek ve

arakatkılarını kapsar. Önalan (1981) tarafından, istifin kumtaşı-şeyil ardalanmasından oluşan

bölümü “Süreyyapaşa Üyesi”, çakıltaşları ise “Maltepe Üyesi” adlarıyla incelenmiştir. Özgül

(2005), istifin egemen kaya türününün kumtaşı olduğunu, çakıltaşlarının ise boyları katman

ölçeğinden, onlarca metreye değin değişen, irili ufaklı mercek ya da arakatkılar halinde yer

aldığından, söz konusu kumtaşı ve çakıltaşlarının birlikte bir bütün olarak Süreyyapaşa Üyesi

adı altında incelenmesi gerektiğini savunur. Süreyyapaşa Üyesi’nin kalınlığı Yeniçiftlik deresi

vadisindeki yüzeylemesinde 1000 metreyi aşar.

Dokanak ilişkileri ve kalınlık. Kurtköy Formasyonu, alt düzeyini oluşturan Bakacak

Üyesi’nin miltaşı-kumtaşı katmanlarıyla, Kocatöngel Formasyonu’nu uyumlu olarak üstler;

Aydos Formasyonu tarafından açısız uyumsuzlukla üstlenir.

Formasyonun kalınlığı tam olarak bilinbmemektedir; toplam kalınlığının 1500 metreden fazla

olduğu düşünülmektedir.

Fosil kapsamı ve yaş. Kurtköy Formasyonu içinde günümüze değin herhangi bir fosile

rastlanmamıştır. Đnceleme alanında yaşı fosille saptanabilen en yaşlı birim olan Orta

Ordovisiyen yaşta Yayalar Formasyonu’nun ve Alt Ordovisiyen (Arenigiyen) yaşta Aydos

Formasyonu ‘nun altında yer aldığından En alt Ordovisyen olduğu düşünülmektedir.

2.2.2. Aydos Formasyonu

Tanım ve Ad. Đstanbul’un özellikle Anadolu yakasındaki başlıca dağlık alanlarını ve büyük

tepelerini oluşturan kuvarsitler, çeşitli araştırıcılar tarafından değişik ad ve başlıklar altında

incelenmiştir. Paeckelman (1938) söz konusu kuvarsitleri Silüriyen sonu yaşta “Kuvarsit Serisi

(Quarzit-Serie)” kapsamında “Ana kuvarsit düzeyi (Hauptquarzit Horizont )” olarak

tanımlamış. Haas (1968) “Ayazma Formasyonu (Ayazma Schichten)”, Baykal ve Kaya (1965)

“Ortokuvarsit Formasyonu”, Kaya (1978) “Aydos Kuvarsarenit Birimi”, Önalan (1981)

“Aydos Formasyonu” adlarıyla incelemiştir.

Aydos dağı, Kayış dağı, Alemdağ, Dragos tepesi, Çamlıca tepeleri, Yakacık, Kurtköy, Beykoz,

Başıbüyük, Paşaköy, Kınalıada, Büyük Ada’da, Ömerli Beldesi güney-güneybatısında, Darlık

Barajı güneyinde, Gebze kuzeybatısında Gaziler tepesi gibi birçok tepenin doruğunu oluşturur.

Page 18: istanbul ili temel jeolojik özellikleri

17

Kayatürü Özellikleri. Formasyon büyük bölümüyle kuvarsitlerden oluşur; kimi

yüzeylemelerinde süt kuvars çakıllarını yoğun olarak kapsayan, silis çimentolu çakıltaşı düzeyi

ile başlar. Çeşitli kesimlerinde değişen oranda arakatkılar halinde killi milli şeyilleri kapsar.

Kuvarsit; kirli beyaz, pembemsi, açık bej, mor, ayrışmışı kızıl-kahverengi, açık kahverengi,

orta-kalın-çok kalın katmanlı. Alt düzeylerde genellikle morumsu renkli, çapraz laminalı kaba

kum ve çakıllıdır; üst düzeylerde genellikle tane boyu küçülür, pembemsi bej kompakt

kuvarsitler egemen olur. Kuvarsitler genellikle % 90’ın üzerinde kuvars kapsar, kuvarsarenit

türü egemendir. Taneler iyi boylanmış, yuvarlanmış, tane destekli ve silis çimentoludur. Kaba

kumlu düzeylerde katmanlanmaya koşut gelişmiş mor ve bej renk ardalanması, derecelenme

ve koşut ve çapraz laminalanma belirgindir. Đnceleme alanındaki kimi yüzeylemelerinde,

kuvarsit katmanlarının arasında, kalınlığı 5-10 cm.yi bulan, kızılımsı, sarımsı bej, gri, mavimsi

renk karışımından oluşan alacalı renkli killi ve milli şeyil, killi kumtaşı (kuvarsvake)

arakatkıları görülür.

Genellikle yüksek eğimli dağ ve tepeleri oluşturan kuvarsitler, genellikle sık eklem ve çatlaklı

olduklarından, kolay parçalanıp yamaç aşağı taşınmakta, dolaysıyla eğimin kırıldığı alanlarda,

kalınlığı 20-30 metreyi aşabilen kırmızı kil-mil hamurlu kalın moloz yığınları oluşturmaktadır.

Özellikle Aydos dağı, Kayışdağı, Çamlıca ve Yakacık tepelerinin eteklerinde bu tür moloz

örtüleri yaygındır.

Aydos Formasyonu’nun alt düzeylerinde Başıbüyük Çakıltaşı Üyesi ve Kınalıada Üyesi

adlarıyla iki üye ayırdedilmiştir.

2.2.2.1. Başıbüyük Çakıltaşı Üyesi: Aydos Formasyonu çoğu yüzeylemelerinde, en alt

düzeyinde değişen kalınlıkta çakıltaşı birimini kapsar. Yoğun olarak süt kuvars çakıllı ve silis

çimentolu oluşuyla belirgin olan bu çakıltaşı düzeyi, çoğu araştırıcının dikkatini çekmiş ve

değişik adlar altında incelenmiştir. Altınlı (1951) “Kuvars Konglomerası” adıyla incelediği bu

çakıltaşlarının hem arkozların içinde kamalandığını hem de üsteki kuvarsit birimi (Aydos

Kuvarsiti) ile dereceli geçiş gösterdiğini belirtir. Kaya (1978), “Ayazma astbirimi” ve Önalan

(1981) “Başıbüyük Üyesi” adlarıyla tanımladıkları sözkonusu kuvars çakıllı çakıltaşlarının

arkozlarla geçişli olduğunu belirtir ve Kurtköy Formasyonu’na bağlı bir astbirim ya da üye

olduğunu savunurlar. Özgül, (2005)’e göre, kuvars çakıllı çakıltaşı düzeyi, Aydos

Formasyonu’nun taban düzeyini oluşturur ve kuvarsitlerle yanal ve düşey geçişlidir.

2.2.2.2. Kınalıada Üyesi: Aydos Formasyonu’nun Kınalıada’nın Kayaburnu çevresinde

yüzeyleyen alt kesimi Önalan (1982) tarafından Kınalıada Üyesi adıyla incelenmiştir. Adı

geçen araştırıcıya göre 178 m. kalınlıkta olan istifin, alt 100 metresi mor renkli

Page 19: istanbul ili temel jeolojik özellikleri

18

kumtaşlarından, üst kesimi ise ince-orta tabakalı ve çapraz katmanlanmalı mor kumtaşı-

çamurtaşı ardalanmasından oluşur.

Dokanak ilişkileri ve kalınlık. Aydos Formasyonu, Kurtköy Formasyonu’nun kum, çakıl

boyu kırıntılı kayalarını açısız uyumsuzlukla üstler (Özgül, 2005); Gözdağ Formasyonu

tarafından uyumlu olarak üstlenir.

Kurtköy Formasyonu ile Gözdağ Formasyonu arsınada klavuz bir birim özelliği taşıyan Aydos

Formasyonu, yanal ve düşey yönde sıkça kalınlık ve fasiyes değişikliği gösterir. Örneğin

kalınlığın en çok olduğu yüzeyelmelerde birinin yer aldığı ve üst dokanağının görülmediği

Aydos dağında, yaklaşık 200 m, Dudullu’nun batı ve kuzeyindeki sırtlarda ise 30-40 m

dolaylarında kalınlık gösterir.

Fosil kapsamı ve yaş .Formasyon içinde fosil bulunamamıştır. Ancak, üst kesimleri Orta

Ordovisiyen yaşta olan Yayalar Formasyunu’nun alt düzeyleriyle yanal ve düşey geçişlidir.

Diğer yandan, Safranbolu yöresinde Karadere çayı vadisinde Aydos Formasyonu’nun devamı

varsayılan kuvarsit istifinin üstünde yer alan kuvarsit arakatkılı siyah renkli şeyillede Dean ve

diğ. (2000) tarafından Arenigiyen’i temsil eden graptolit türleri tanımlanmıştır. Dolaysıyla,

Aydos Formasyonu’nun Arenigiyen yaşta olduğu anlaşılmaktadır.

2.2.3. Yayalar Formasyonu

Tanım ve ad. Başlıca mikalı, feldspatlı kumtaşlarından oluşan bu formasyon, çeşitli

araştırıcılar tarafından değişik adlarla tanımlanmıştır. Paeckelman (1938) tarafından,

“Halysites-Grauwacken Horizont” adıyla incelenen birim, ilk kez Haas (1968) tarafından

“Yayalar Formasyonu (Yayalar-Schichten)” adıyla incelenmiş ve kendi içinde “Umurdere

Üyesi”, “Şeyhli Üyesi” ve “Kayalı dere (Kanlı dere) Üyesi” olmak üzere üç alt birime

ayırtlamıştır. Daha sonraları, Kaya (1978) istifi “Büyükdere Şeyil Birimi, Gözdağ Litarenit

Birimi ve Şeyhli Subarkoz Birimi” olmak üzere üç birim adı altında incelemiş. Önalan (1981)

ise, istifi “Gözdağ Formasyonu ve Aydınlı Formasyonu” olmak üzere iki formasyona

ayırtlamıştır.

Özgül (2005), biribirleriyle yanal ve düşey giriklik gösteren ve daha çok egemen tane boyu,

tane türü, hamur ve çimento oranları açısından birbirlerinden ayırtlanabilen, sözkonusu

birimlerin tümünün tek bir formasyon kapsamında incelenmesi gerektiğini savunur ve istif için

ilk kez Haas (1968) tarafından verilen“Yayalar Formasyonu” adının kullanılmasını önerir.

Değirmen deresinin Yayalar mahallesinin KD’sundan geçen ve Haas (1968)’da Kınalı (ya da

Kayalı) dere olarak değinilen vadinin yukarı kesimi, Haas (1968) tarafından formasyonun tip

yeri olarak önerilmiştir. Pendik kuzeyinde Gözdağ tepesi ve güney yamacında, Đstanbul-Şile

Page 20: istanbul ili temel jeolojik özellikleri

19

karayolunun Çekmeköy batısından geçen kesiminde, Gümüşsuyu (Beykoz)-Zerzevatçı

mahallesi arasında, Soğanlık kuzeyinden geçen Tavşan deresi dolayında ve Şile güneyinde

Darlık barajının batı kıyılarında ve Boğaz’ın batı yakasında Büyükdere yöresinde yer alan

Kocataş tepesinin güney yamacında, geniş alanlar kaplar.

Kayatürü Özellikleri. Yayalar Formasyonu başlıca mika pullu, ince-kaba kum boyu taneli

kırıntılı kayalardan oluşur. Formasyon Özgül (2005) tarafından Gözdağ Üyesi, Umurdere

Üyesi ve Şeyhli Üyesi olmak üzere 3 üyeye ayırdedilmiştir.

2.2.3.1. Gözdağ Üyesi: Başlıca bol mika pullu kumtaşından oluşan birirm, Yayalar

Formasyonu’nun büyük bölümünü oluşturur. Kaya (1978)’nın “Gözdağ Litarenit Birimi”ni,

Önalan (1981)’ın “Gözdağ Formasyonu”nu ve Haas (1968)’ın “Kayalıdere Üyesi”ni kısmen

karşılar. Yeşil, grimsi mavi, ayrışmışı açık kahverengi, boz, orta-yer yer ince katmanlı ve koşut

laminalıdır. Başlıca ince-orta kum boyu, yarı yuvarlanmış, orta-iyi boylanmış kuvars,

çakmaktaşı, feldspat taneli ve bol mika pulludur; genellikle killi hamur kapsar; kimi

düzeylerinde silis çimentoludur. Taze iken sert ve dayanımlı, ayrışmışı yumuşaktır; özellikle

fay, eklem vb yapısal süreksizlikler boyunca gelişen ayrışma zonlarında, örneğin Büyük ve

Küçük Çamlıca tepelerini çevreleyen bindirme zonları boyunca, mika ve feldspat kapsamı ileri

derecede ayrışma gösterir ve kayaç ince kuvars gereçli sarımsı, boz, kızılımsı açık mavimsi

külrengi kile dönüşür.

2.2.3.2.Umurdere Üyesi: Gözdağ Üyesi’nin üstünde yeralan kızılımsı bordo ve yeşilimsi

renkli, şeyil düzeyi Haas (1968) tarafından Umurdere birimi adıyla incelenmiştir. Đstifin adını

aldığı Umur deresi, birimin eksik ve yeterince temiz olmayan küçük bir yüzeylemesini kapsar

ve Tuzla Piyade okuluna ait askeri yasak alan içinde kaldığından incelemeye açık değildir.

Buna karşılık Mollafenari-Cumaköy yolunun Cumaköy girişine yakın kısmında temiz

yüzeylemeleri bulunur. Yumrukaya deresinin Gebze Plastik Sanayi alanından geçen kesimi,

Đstanbul-Đzmit eski karayolunun Mollafenari köyüne batıdan girişinde, yolun kuzey

kenarındaki büyük yarmada ve Pelitli köyünün kuzeyinde yüzeylemeleri yer alır. Đstifin,

Çengelköy’de Aznavur (Çakal) deresindeki Umuerdere Üyesi’ne karşılık gelen şamozitli

şeyilleri, makrofosil kapsamıyla birlikte Sayar (1969) tarafından incelenmiştir. Umurdere

Üyesi, mor ve koyu yeşilimsi renkli şeyil kapsamasıyla, Gözdağ Üyesi’nin boz ayrışma renkli

kırıntlılarından sahada kolayca ayırtlanabilmektedir.

Umurdere Üyesi’nin bordo renkli şeyilleri içinde, saçılmış halde seyrek kireçtaşı yumruları ve

ince demirli (şamozit) oolitli ara düzeyler yer alır. Đstif üst düzeylerinde yer yer bol brakyopod

kapsar. Şeyhli Üyesi ile yanal ve düşey geçiş gösteren birimin kalınlığı birkaç m ile 40-50 m

arasında değişir; ortalama 30 m dolayındadır..

Page 21: istanbul ili temel jeolojik özellikleri

20

2.2.3.3. Şeyhli Üyesi: Yayalar Formasyonu’nun üst düzeyinde yer yer büyük mercekler

halinde yer alan kuvarsit görünümlü, feldspatlı kuvars kumtaşları (feldspatlı kuvarsvake,

litikarenit), Haas (1968) tarafından, Pendik’in kuzeyinde birimin incelendiği Şeyhli köyünden

esinlenerek, Şeyhli Üyesi adıyla adlandırılmıştır. Kaya (1978)’nın “Şeyhli Subarkoz Birimi”,

Önalan (1981)’ın “Aydınlı Formasyonu”na karşılık gelir. Özgül (2005), formasyonun en üst

düzeyinde Gözdağ Üyesi’nin mikalı kumtaşlarıyla yanal ve düşey giriklik gösteren ve

mercekler oluşturan birime, ayrı bir formasyon adı verilmesinin adlama kuralları açısından

sakıncalı olacağı gerekçesiyle birim için, adlamada öncelik kuralı da gözetilerek, “Şeyhli

Üyesi” adının kulanılmasını önerir.

Pembemsi bej, kirli beyaz, orta- kalın katmanlı, yer yer kuvars çakılcıklı, silis çimentolu

başlıca orta-kaba kum boyu kuvars ve daha az oranda feldspat ve mika kapsar. Genellikle

ayrışmış olan feldspat tanelerinin kayaca kazandırdığı beyazımsı noktacıklı görünümü ve kaba

kum boyu kuvars taneli oluşuyla Aydos’un kuvarsitlerinden çıplak gözle kolayca

ayırtlanabilen birim, stratigrafi konumuyla da ayrıcalık gösterir; Aydos kuvarsitleri Yayalar

Formasyonu’nun tabanında bulunmasına karşılık, Şeyhli Üyesi, formasyonun üst kesimlerinde

yer alır. Şeyhli Üyesi’nin kalınlığı yanal yönde çabuk değişim gösterir, birim çoğu kez

kamalanarak Gözdağ Üyesi’nin mikalı kumtaşı ve şeyillerine geçer. Üye, kalın

yüzeylemelerinden birini kapsayan Soğanlık semti kuzeyindeki Tavşan deresinde, 200 m

dolayındaki kalınlık gösterir. Şeyhli Üyesi ile Umurdere Üyesi’nin birbirleriyle ilişkisi

inceleme alanında doğrudan gözlenememiştir. Her iki birim de formasyonun üst düzeyinde yer

alır ve ayrı ayrı yüzeylemelerde Pelitli Formasyonu tarafından üstlenirler. Oldukça sığ deniz

koşullarını yansıtan bu iki üyenin eş zamanlı olarak çökeldikleri anlaşılmaktadır.

Dokanak ilişkileri ve kalınlık. Yayalar Formasyonu, Aydos Formasyonu’nu uyumlu olarak

üstler. Pelitli Formasyonu’nun Mollafenari Üyesi tarafından tarafından uyumlu olarak üstlenir.

Formasyonun yaklaşık 500 m kalınlıkta olduğu düşünülmektedir.

Fosil kapsamı ve yaş. Yayalar Formasyonu, değişik yüzeylemelerinde değişik araştırıcılar

tarafından saptanan makrofosil belgilemelerine göre, Erken Silüriyen – Erken Devoniyen

aralığını temsil eder (Haas,1968; Sayar,1984; Önalan,1981).

2.2.4. Pelitli Formasyonu

Tanım ve ad. Büyük bölümü kireçtaşından oluşan formasyon değişik düzeylerinde ince kil

arakatkılıdır; üst kesiminde yumrulu kireçtaşı düzeyini kapsar. Penck (1919) “Kalkerli Pendik

Fasiyesi (kalkige Pendikfazies)”, Paeckelmann (1938) Kartal-Pendik yöresindeki

yüzeylemelerini Kartal-Pendik Halysitesli kireçtaşları adlarıyla incelemiştir. Haas (1968)

istifin tabandan başlayarak büyük bölümünü kapsayan kesimini Akviran Serisi adıyla

Page 22: istanbul ili temel jeolojik özellikleri

21

tanımlamış ve bu seriyi Tavşantepe, Bağlarbaşı Cumaköy, Çakıllı Dere, Pelitli ve Kireçhane

birimlerine ayırtlamıştır; istifin en üst düzeyini oluşturan yumrulu kireçtaşı düzeyini ise

Marmara Serisi’ne ait Soğanlı birimi olarak adlamıştır. Kaya (1973) Sedef Gurubu adıyla

incelediği istifin alt bölümünü Dolayoba Kireçtaşı, üst bölümünü ise Đstinye Formasyonu

(Kaya 1978) olarak iki formasyona ayırtlamıştır. Önalan (1981) ise istifi Dolayoba,

Sedefadası, Đstinye ve Kaynarca formasyonları olmak üzere 4 formasyona ayırarak

incelemiştir. Gedik ve diğ. (2004) Kaya (1973)’nın kullandığı adlamayı, yalnızca gurup adını

Yumrukaya Gurubu şeklinde değiştirerek kullanmıştır.

Özgül (2005) tarafından, büyük bölümü şelf tipi karbonatlardan oluşan ve çökelme sürekliliği

gösteren istifin, birden çok formasyona ayırtlanmasının, gerek haritalama gerekse yanal yönde

izlenebilme açısından güçlük ve karışıklıklara neden olacağı gerekçesiyle, bu istifin tümünün

tek bir formasyon adıyla adlandırılması yeğlenmiş. Bu düşünce ile, istifin büyük bir

bölümünün incelemeye elverişli yüzeylemelerini kapsayan Gebze ilçesine bağlı Pelitli

köyünün adı, daha önceleri bu adın Haas (1968) tarafından, söz konusu kireçtaşı istifinin bir

bölümü için (Pelitli schichten) kullanılmış olduğu da gözönünde bulundurularak, formasyon

adı olarak kullanılmıştır.

Đstanbul’un doğusunda, Gebze ilçesinin doğusunda yer alan Beylik dağının güneyinden geçen

Büyükçeşme (çakal) deresi vadisi ve ilçenin kuzeyinden geçen Yumrukaya deresi vadisi,

Pelitli köyü dolayı, Beykoz, Çubuklu ve Đstinye dolayları, Dolayoba’nın DGD’sundan geçen

Kınalı dere vadisi, Kartal taşocağı, Örnek mahallesinin doğu kesimi formasyonun geniş

yüzeylemelerini kapsar.

Kayatürü Özellikleri. Pelitli Formasyonu büyük bölümüyle şelf tipi neritik karbonatlardan

oluşur. Alttan üste doğru kireçli şeyil-kumtaşı-killi kireçtaşı-kireçtaşı ardışığı (Mollafenari

Üyesi), bol makrofosilli resifal kireçtaşı (Dolayoba Kireçtaşı Üyesi), orta-ince katmanlı, yer

yer laminalı mikritik kireçtaşı (Sedefadası Kireçtaşı Üyesi) ve en üstte ince şeyil arakatkılı

yumrulu kireçtaşı (Soğanlık Kireçtaşı Üyesi) birimlerini kapsar

2.2.4.1. Mollafenari Üyesi: Pelitli Formasyonu’nun en alt düzeyini oluşturan bol

makrofosilli kireçtaşı-killi, kumlu kireçtaşı-şeyil ardışığından oluşur. Haas (1968) tarafından

Gebze dolayında tanımlanan Tavşan Tepe (Tavşan-Tepe-Schichten) ve Bağlarbaşı

(Bağlarbaşı-Schichten) adlarıyla incelenmiş istifleri kapsar. Đstanbul-Đzmit eski karayolunun

Mollafenari köyü girişinde, yolun kuzey kenarındaki büyük yarmada güzel kesiti bulunan istif,

Özgül (2005) tarafından bu köyün adıyla adlandırılmıştır.

Mollafenari Üyesi Yayalar Formasyonu’nun ince gereçli kırıntılılarıyla Pelitli Formsyonu’nun

karbonat istifi arasında geçiş düzeyini oluşturur. Mollafenari girişindeki yarmada açık olarak

Page 23: istanbul ili temel jeolojik özellikleri

22

izlenebildiği gibi, birim ince (5-10 cm) katmanlı kireçtaşı arakatkılı boz, sarımsı kahverengi

kireçli şeyillerle başlar, üste doğru ince-orta katmanlı, kavkılı, ince kumlu-killi kireçtaşı

arakatkısı giderek artan kireçli şeyil-kumlu, killi kireçtaşı ardışık düzeyine geçer. Birim

Mollafenarideki kesitinde yaklaşık 70 m. kalınlıktadır.

2.2.4.2. Dolayoba Kireçtaşı Üyesi: Mollafenari Üyesi’nin üzerinde yer alan Dolayoba

Kireçtaşı Üyesi, Pelitli Formasyonu’nun ayırtman klavuz düzeylerinden birini oluşturur. Açıklı

koyulu pembemsi-morumsu renkli bol mercan ve makrofosilli resifal kireçtaşlarını

kapsayışıyla belirgin olan bu karbonat istifi, Paeckelmann (1938) “Halysites’li Kireçtaşı” ve

Baykal (1943) “Mercanlı kalker” adlarıyla incelemişlerdir. Haas (1968)’ın Dolayoba

dolayında “Akviran Serisi” kapsamında incelediği Cumaköy ve Çakıllı dere birimlerine

karşılık gelir. Kaya (1978) söz konusu resifal kireçtaşlarını, Yayalar Formasyonu’nun üst

düzeyini oluşturan şamozitli şeyilleri ve Mollafenari Üyesi’ni de kapsayacak şekilde,

“Dolayoba Kireçtaşı”, Önalan (1982) ise aynı istifi Dolayoba Kireçtaşı adıyla formasyon

aşamasında incelemişler. Özgül (2005) tarafından, Pelitli Formasyonu’nu oluşturan platform

tipi kalın karbonat istifinin alt düzeylerinde resif mercekleri halinde yer alan sözkonusu

kireçtaşı biriminin, Pelitli Formasyonu’nun bir üyesi olarak tanımlanmasının daha uygun

olacağı gerekçesiyle, birimin Dolayoba coğrafya adı korunarak “Dolayoba Kireçtaşı Üyesi”

adıyla üye aşamasında adlandırılması önerilmiştir.

Bol mercan, krinoid ve brakyopodlu, açıklı koyulu pembe, yer yer morumsu renkli resifal

biyoklastik kireçtaşı üyenin egemen kayatürünü oluşturur. Yer yer ince katmanlı, kızıl

kahverengi kumlu killi şeyl arakatkılıdır. Üye, üst kesiminde külrengi ve yer yer düzgün

katmanlı oluşuyla alttaki pembe kireçtaşlarından ayrılan, kavkı kırıntılı ve mercanlı, ince şeyil

arakatkılı kireçtaşı düzeyini kapsar. Pelitli ve Mollafenari köylerinin güneyinde, Gözdağ

tepesinin GD eteklerinde incelemeye elverişli yüzeylemeleri bulunur.

2.2.4.3. Sedefadası Kireçtaşı Üyesi: Dolayoba Kireçtaşı Üyesi’nin resifal kireçtaşı

katmanlarının üzerine, kara-koyu külrengi, ince-orta katmanlı, yer yer laminalı, kireçtaşlarıyla

temsil edilen kalın karbonat istifi Sedef Adası Kireçtaşı Üyesi’ni oluşturur. Kaya (1973)’nın

Đstinye Formasyonu’na karşılık gelir. Haas (1968)’ın Pelitli ve Kireçhane formasyonlarını

kapsar. Önalan (1982), istifi önceleri Sedefadası formasyonu ve Đstinye Formasyonu olmak

üzere iki formasyona ayırmış, daha sonraki yayınında (Önalan,1988) ise Sedefadası

Formasyonu’nu üye derecesine indirgeyerek, istifin tümünü Đstinye Formasyonu adıyla

incelemiştir. Kaya (1973) Đstinye adını, Đstinye vadisinin kuzey yakasındaki kireçtaşı ocağında

açığa çıkan yüzeylemesinden esinlenerek kullanmıştır. Özgül (2005)’e göre sözkonusu ocakta,

Pelitli Formasyonu’nun, şeyil arakatkılı yumrulu kireçtaşını kapsayan ve Soğanlık Kireçtaşı

Page 24: istanbul ili temel jeolojik özellikleri

23

Üyesi’ne karşılık gelen yalnızca üst düzeyleri açığa çıkar; buna karşılık Sedefadası kıyıları

boyunca, istifin değişik fasiyeslerini içeren büyük bölümünün incelemeye elverişli temiz

yüzeylemeleri yer alır; dolaysıyla Sedefadası adının coğrafya adı olarak kullanılmasını

önermiştir.

Dolayoba Kireçtaşı Üyesi’nin bloklu görünüşlü resifal kireçtaşları üzerinde gerek kara-koyu

külrengi ve gerekse düzgün katmanlanmalı görünüşüyle sahada kolayca ayırtedilebilen

Sedefadası Kireçtaşı Üyesi, en alt düzeyinden başlamak üzere istifin çeşitli kesimlerinde

laminalı kireçtaşı ara düzeylerini kapsar. Özellikle alt kesimlerinde iyi gelişmiş olan laminalı

kireçtaşları, yüksek organik kapsamından dolayı koyu külrenli, ince katmanlı, milimetrik

kalınlıkta ince laminalı ve şeyil ara katkılı oluşuyla belirgindir. Đstif genellikle, Dolayoba

Kireçtaşı Üyesi’nin hemen üzerinde, iyi gelişmiş ince laminalı yaklaşık 8-10 m kalınlıkta

kireçtaşı düzeyile başlar; daha üstte, Pelitli köyünün güneyindeki yüzeylemelerinde güzel

görüldüğü gibi, laminalı kireçtaşı düzeyleri ile kara-koyu külrengi, orta katmanlı mikritik

kireçtaşı düzeyleri değişen oranda ardalanma gösterir.

Sedef Adası Kireçtaşı Üyesi, Soğanlık Kireçtaşı Üyesi tarafından uyumlu olarak üstlenir.

Birim kalınlığı 200 metrenin üzerindedir.

2.2.4.4. Soğanlık Kireçtaşı Üyesi: Pelitli Kireçtaşı’nın en üst bölümünü oluşturan yumrulu

kireçtaşı düzeyi, Paeckelmann (1938) tarafından Yakacık yumrulu kireçtaşları (Haas,1968

den), Haas (1968) tarafından Soğanlı Formasyonu (Soğanlı Schichten) ve Önalan (1982)

tarafından önce Kaynarca Formasyonu, daha sonra Kaynarca Üyesi (Önalan,1978) adlarıyla

incelenmiştir. Bu incelemede, istifi ayrıntılı olarak incelemiş olan Haas (1968)’ın adlaması,

adlamada öncelik kuralı da gözetilerek, benimsenmiştir. Ancak “Soğanlı” adı, topografya

haritalarında Soğanlık olarak geçtiğinden, birimin coğrafya adı Soğanlık olarak değiştirilmiş

ve üye aşamasında olmak üzere birim Soğanlık Kireçtaşı Üyesi adıyla incelenmiştir (Özgül,

2005). Đstanbul Boğazının Anadolu yakasında Çubuklu yerleşim alanı dolayındaki eski taş

ocaklarında temiz yüzeylemeleri yeralır. Yumrulu görünüşlü, ince-orta katmanlı ince şeyil

arakatkılı kireçtaşı-killi kireçtaşı egemendir. Yer yer, 5-10 cm. çapında kireçtaşı yumrulu ara

düzeyleri kapsar. Kireçtaşı, genellikle bol makrofosil (krinoid, brakyopod, bryozoa vb) kırıntılı

biyoklastik mikrit türündendir. Soğanlık Kireçtaşı Üyesi, Gebze’nin batısında yer alan

Yeniçeşme deresi vadisindeki yüzeylemesinde, yaklaşık 50 m dolayında kalınlık gösterir.

Dokanak ilişkileri ve kalınlık. Pelitli Formasyonu, en alt birimini oluşturan Mollafenari

Üyesi aracılığıyla Yayalar Formasyonu’nu uyumlu olarak üstler; Kartal Formasyonu’nun mika

pullu şeyilleri tarafında uyumlu üstlenir. Formasyonun kalınlığı, sığ ve değişken çökelme

koşullarına bağlı olarak, yerden yere değişir; toplam kalınlığı 500 m dolayındadır.

Page 25: istanbul ili temel jeolojik özellikleri

24

Fosil kapsamı ve yaş

Pelitli Formasyonu, Çeşitli düzeylerinde mercan, brakyopod, krinoid, stromatoporoid vb

makrofosil kapsar. Formasyonun en alt birimini oluşturan Mollafenari Üyesi, brakyopod ve iri

krinoid, Dolayoba Kireçtaşı Üyesi, yoğun olarak Halysites sp., Helioites sp., Favosites sp.

Gibi tablalı mercan, Sedef Adası Kireçtaşı Üyesi mercan, krinoid, stromatoporoid ve

brakyopod kapsar. Soğanlık Kireçtaşı Üyesi’nde brakyopod, gastropod, ortoceras, krinoid gibi

makrofosillerin yanında alttan başlayarak ilk 10 metrelik düzeyinde zengin konodont faunası

saptanmıştır (Haas, 1968). Fosil bulgularına göre, Pelitli Formasyonu, Erken Silüriyen–Erken

Devoniyen aralığını temsil etmektedir (Paeckelmann,1938; Haas,1968; Abdüsselmoğlu, 1977).

2.2.5. Kartal Formasyonu

Tanım ve ad. Kartal Formasyonu büyük bölümüyle, mikalı şeyillerden oluşur; belirli

kesimlerinde, özellikle üst düzeylerinde kireçtaşı arakatkılıdır. Đstanbul’un Anadolu yakasında

geniş alanlar kaplayan ve bol brakyopod, trilobit vb makrofosil kapsamıyla sahada kolay

tanınabilen birimi, Penck (1919) Bosporianiche Fazies, Paeckelmann (1938) “Pendik

Schichten, Altınlı (1951) Orta Pendik Tabakaları = Kanlıca Horizonu ve Üst Pendik

Tabakaları gibi değişik ad ve başlıklar altında incelemişlerdir. Đlk kez kaya-stratigrafi temeline

dayalı inceleme, Haas (1968) tarafından yapılmış ve söz konusu istif Marmara Serisi içinde

Kartal Formasyonu, Kurtdoğmuş Formasyonu ve Dede Formasyonu olmak üzere üç birime

ayırtlanmıştır. Kaya (1973) Pendik Gurubu adıyla adlandırdığı istifi, Kartal Formasyonu,

Kozyatağı Formasyonu ve Đçerenköy Şeyili olmak üzere 3 formasyona ayırtlamıştır. Önalan

(1981 ve 1982), Kaya (1973)’nın formasyon adlarını olduğu gibi kullanmış; ancak, daha

sonraki çalışmasında Kartal Formasyonu adını, tüm istifi kapsayacak şekilde kapsamını

genişleterek korumuş ve Kozyatağı ve Đçerenköy birimlerini Kartal Formasyonu içinde üyeler

olarak incelemiştir (Önalan, 1988).

Yakacık yerleşim alanının güney kesiminde formasyonun tekdüze şeyilleri yaygın olarak açığa

çıkar. Korucu köyünün doğusunda, Kavacık yerleşim alanı-Elmalı barajının batısı-Göksu

deresi vadisi arasında kalan alanda yaygın olarak yüzeylenir. Bostancı dolayından geçen

demiryolu yarmalarında ve temel kazılarında yapılan gözlemlere göre Erenköy–Sahrayıcedit–

Göztepe arasında Kartal Formasyonu’nun tekdüze şeyilleri ve Kozyatağı–Caddebostan-

Feneryolu arasında ise karbonatların yoğun olduğu Kozyatağı Üyesi yaygındır.

Kartal Formasyonu büyük bölümüyle kil-mil-ince kum boyu kırıntılı kayalardan oluşur. Taze

iken kara-koyu külrengi, ayrışmışı boz-açık kahverengi, ince-orta katmanlı, yarılgan, bol

mikalı şeyiller formasyonun egemen kaya türünü oluşturur. Seyrek olarak, 5-10 cm arasında

değişen kalınlıkta ince gereçli kumtaşı ve makrofosil kırıntılı kireçtaşı ara düzeylerini kapsar.

Page 26: istanbul ili temel jeolojik özellikleri

25

2.2.5.1. Kozyatağı Üyesi: Kartal Formasyonu, üst kesimlerinde Kozyatağı Formasyonu

(Kaya, 1973; Önalan 1982) ya da Kozyatağı Üyesi (Önalan,1988) adlarıyla bilinen kireçtaşı

arakatkılı düzeyi kapsar. Haas (1968)’ın Kurtdoğmuş köyü dolayında Kurtdoğmuş Tabakaları

(Kurtdoğmuş-schichten) adıyla incelediği krinoidli kireçtaşı arakatkılı kireçli şeyil düzeyine

karşılık gelir. Koyu külrengi, orta-kalın katmanlı, makrofosil kırıntılı kireçtaşı, killi kireçtaşı

Kozyatağı Üyesi’nin egemen kayatürünü oluşturur; değişen oranda kireçli kiltaşı–killi

kireçtaşı–şeyil arakatkılıdır. Üye çoğu yüzeylemesinin üst düzeylerinde ince orta katmanlı, kil

arakatkılı yumrulu görünüşlü kireçtaşı katmanlarını kapsar.

Dokanak ilişkileri ve kalınlık. Kartal Formsyonu Pelitli Kireçtaşı’nın Soğanlık Kireçtaşı

Üyesi’ni uyumlu ve geçişli olarak üstler ve Denizli Köyü Formasyonu tarafından uyumlu

üstlenir.

Formasyonun Korucu köyünün kuzeyindeki yüzeylemesinde, harita üzerinden hesaplanan

kalınlığı 600 metreyi bulur.

Fosil kapsamı ve yaş. Kartal Formasyonu, başta brakyopod olmak üzere krinoid, mercan,

trilobit, bryozoa, gastropod vb çok çeşitli ve zengin makrofosil kapsar; bu özelliği ile, sahada

diğer kırıntılı kaya istiflerinden, örneğin Yayalar ve Trakya Formasyonlarından, kolayca

ayırtedilebilir. Zengin fosil kapsamına dayanılarak, formasyonun Erken Devoniyen (Emsiyen)

ve Erken Devoniyen-Orta Devoniyen geçişini temsil ettiği bilinmektedir (Paeckelmann,1938;

Önalan,1981; Babin,1973; Carls,1973; Gandl,1973; Kullmann,1973)

2.2.6. Denizli Köyü Formasyonu

Tanım ve ad. Başlıca, ince şeyil arakatkılı kireçtaşı, killi kireçtaşı, lidit ve yumrulu

kireçtaşından oluşur. Haas (1968)’ın Tuzla Serisine karşılık gelir. Kaya (1973), birimi

Büyükada Formasyonu adı altında incelemiştir. Önalan (1981) Büyükada Formasyonu adını

Tuzla Formasyonu olarak değiştirmesine karşın, Kaya (1973)’nın tanımladığı üyelerden ilk

üçünü, adlarını değiştirmeden korumuştur.

Haas (1968)’ın Tuzla Serisi Gebze ve Denizli formasyonlarını (Gebze schichten, Denizli

schichten) kapsar. Gebze Formasyonu adıyla tanımlamış olduğu ince kumlu, killi, kırıntılı

düzeyin, alttaki Kartal Formasyonu’nun kırıntılılarından çıplak gözle ayırtedilmesi oldukça

güç olduğundan, Kartal Formasyonu kapsamında incelenmesi daha uygun görülmüştür. Tuzla

yöresinde istifin üst kesimleri yüzeylenmemiştir. Buna karşılık Denizli köyü dolayı, istifin

bütününün yüzeylediği pek az yerden biri olan Denizli köyünün adının, Özgül (2005)

tarafından istifin bütününü içerecek şekilde formasyon adı olarak kullanılması önerilmiştir.

Denizli köyü dolayında ve Şile’nin güneyinde yer alan Korucu köyünün güneyinde Darlık

Page 27: istanbul ili temel jeolojik özellikleri

26

barajının sağ yakasında istifin incelemeye elverişli yüzeylemeleri yer alır. Rumelihisarı

dolaylarında, Beylerbeyi-Üsküdar arasında ve Büyükada’nın güney kesimlerinde formasyonun

çeşitli düzeyleri yüzeylenmektedir.

Başlıca şeyil arakatkılı kireçtaşı, killi kireçtaşı, lidit ve yumrulu kireçtaşından oluşan

formasyon, alttan üste doğru “Tuzla Üyesi”, ”Yörükali Üyesi”, “Ayineburnu Üyesi” ve

“Baltalimanı Üyesi” olmak üzere 4 üyeden oluşur.

2.2.6.1. Tuzla Üyesi: Başlıca, mikrit-kavkı kırıntılı biyomikrit türü kireçtaşı-killi

kireçtaşından oluşur; değişen oranda genellikle 5-10 santimetreyi geçmeyen kalınlıkta killi

şeyil arakatkılıdır; Kaya (1973)’nın Tuzla Üyesi’ni kısmen karşılar. Kaya (1973) Tuzla Üyesi

adıyla incelediği birimin başvurma kesitinin Bostancı’da bulunduğunu belirtir; ancak, bu

incelemede Bostancı dolayında birimi temsil edecek bir yüzeyleme bulunamamıştır.

Dolaysıyla, Özgül (2005) tarafından, birimin Tuzla ilçesinin kıyı kesiminde ve özellikle Deniz

Harp Okulu sahasının kıyıları boyunca temiz yüzeylemelerin bulunduğu gerekçesiyle, Tuzla

Üyesi adıyla incelenmesi önerilmiştir. Formasyonun Tuzla dolayı dışında, Darlık barajının sağ

yakasında ve Büyükada’nın güneybatı kıyısında incelemeye elverişli yüzeylemeleri bulunur.

Korucu köyü güneyinde Darlık barajının sağ yakasındaki yüzeylemesinde, Tuzla Üyesi Kartal

Formasyonu’nun bol makrofosilli şeyilleri üzerinde, şeyil arakatkılı killi kireçtaşı düzeyi ile

başlar. Daha üstte siyahımsı koyu külrengi, ince-orta katmanlı, düzgün katmanlanmalı, ince

şeyil arakatkılı, seyrek fosil kırıntılı, yumrulu görünüşlü mikritik kireçtaşı düzeyi yer alır. Üye

en üst kesiminde 5-10cm kalınlıkta arakatman ya da seyrek yumrular halinde siyah lidit ara

katkılıdır. Üyenin toplam kalınlığı 30-40m ile yaklaşık 100m arasında değişir.

2.2.6.2. Yörükali Üyesi: Başlıca, ince şeyil arakatkılı liditlerden oluşan birimin adı, Kaya

(1973) tarafından Büyükada’da yüzeylemesinin incelendiği Yörükali mevkisinden alınmıştur.

Liditler kara-koyu külrengi, ayrışmışı açık külrengi-boz, ince katmanlı ve laminalı ve şeyil

arakatkılıdır; üste doğru kil oranı artarak lidit arakatkılı pembemsi, boz renkli, lamimalı

şeyillere geçilir. Tuzla Üyesi’nin lidit arakatkılı mikritik kireçtaşı katmanlarını uyumlu olarak

üstler Büyükada ve Tuzla yarımadasının kıyı kesimlerinde 20-30 metre kalınlıkta

yüzeylemeler verir.

2.2.6.3. Ayineburnu Üyesi: Denizli Köyü Formasyonu’nun üst düzeyinde yer alan yumrulu

kireçtaşı-killi kireçtaşı birimi Kaya (1973) tarafından, yüzeylemelerinden birinin bulunduğu

Büyükada’nın Ayineburnu mevkisinin adıyla adlandırılmıştır.

Makro kavkılı mikrit-biyomikrit türünün egemen olduğu yumrulu kireçtaşı, istifin alt

kesiminde açık külrengi, boz, üst kesimde ise pembemsi-kırmızımsı renkli ve kil arakatkılıdır.

Kireçtaşı yumruları genellikle küçük, 1-5 cm çapında, uzun eksenleri katmanlanmaya koşut

Page 28: istanbul ili temel jeolojik özellikleri

27

dizilmiş, birbiriyle bağlantısız, düzensiz küresel ya da elipsoid şeklindedir. Büyükada’nın GB

kıyısında, Beylerbeyi, Acıbadem dolayında, Koruköy’ün güneyinde darlık barajının sağ

yakasında ve Arnavutköy-Rumelihisarı arasında yüzeylemeleri yer alır.

Ayineburnu Üyesi Baltalimanı Üyesi’nin liditleri tarafından uyumlu üstlenir, yaklaşık 40 m

dolayında kalınlıktadır.

2.2.6.4. Baltalimanı Üyesi: Başlıca silisli şeyil arakatkılı siyah liditlerden oluşur. Đstif

önceleri lidit yada çört gibi sadece kayatürü başlıkları altında (Penk, 1919; Paeckelmann, 1938;

Abdüsselamoğlu, 1963) incelenmiş olan birim için, Kaya (1971) tarafından Baltalimanı’ndaki

yüzeylemesinden esinlenerek, Baltalimanı Formasyonu adı kullanılmıştır. Liditler, Denizli

Formasyonu’nun değişik düzeylerinde ince arakatman ve değişen kalınlıkta ara düzeyler

halinde yer alır. Kaya (1973), bölgedeki değişik stratigrafik konumda bulunan liditli düzeyleri,

biri Denizli Formasyonu’na ait “Yörükali Üyesi”, diğeri ise “Baltalimanı Formasyonu” olmak

üzere iki farklı formasyon kapsamında incelemiştir. Özgül (2005), benzer kayatürü özellikleri

gösteren ve farklı stratigrafik konumda bulunmalarına karşın aynı havzanın ürünleri olan söz

konusu liditlerin, çıplak gözle biribirinden ayırt edilmesinin çok güç olduğunu, böyle bir yapay

ayırımın formasyon adlamasından beklenen yararı sağlayamadığı gibi, özellikle alt üst

ilişkilerin görülemediği yüzeylemelerde, haritalama ve deneştirme açısından karışıklıklara

neden olduğunu gerekçe göstererek, Baltalimanı liditlerinin de coğrafya adı korunarak, Denizli

Köyü Formasyonu kapsamında Yörükali Üyesi gibi, bir üye aşamasında incelenmesini önerir.

Büyük bölümüyle liditlerden oluşan Baltalimanı Üyesi; üst düzeylere doğru oranı yükselen

şeyl-silisli şeyil arakatkılıdır. Liditler kara-koyu külrengi, ayrışmışı açık külrengi, boz, açık

kahverengi, ince katmanlı, yer yer laminalıdır. Đnce kesitinde mikrokristalli kuvars, radyolarya,

ve sünger sipikülü kapsar. Lidit katmanları içinde, boyutları genellikle 1-5cm arasında değişen

küresel şekilli, kara-koyu külrengi silis yumruları yer yer yoğun olarak yer alır. Silis

yumrularının fosfatca zengin oldukları ilk kez Abdüsselamoğlu (1963) tarafından fark

edilmiştir. Liditler, birkaç mm ile birkaç cm arasında değişen kalınlık ve sıklıkta şeyil-silisli

şeyil ara katkılıdır.

Baltalimanı Üyesi, altındaki Ayineburnu Üyesi ve üstündeki Trakya Formasyonu’nun şeyilleri

ile geçişlidir; yaklaşık 30m. dolayında kalınlık gösterir.

Dokanak ilişkileri ve kalınlık. Denizli Köyü Formasyonu, Kartal Formasyonu’nu uyumlu

olarak üstler; Trakya Formasyonu tarafından uyumlu üstlenir. Formasyonun kalınlığı 170m

dolayındadır.

Fosil kapsamı ve yaş. Denizli Köyü Formasyonu krinoid, brakyopod, trilobit vb makrofosil ve

belirli düzeylerinde konodont Lidit düzeylerinde ise yaş belirlemesine elverişli bolca

Page 29: istanbul ili temel jeolojik özellikleri

28

radyolarya kapsar. Çeşitli araştırıcılar tarafınan incelenen makro ve mikro fosil kapsamına

göre, Tuzla Üyesi’ne karşılık gelen alt düzeyleri Erken Eyfeliyen (Emsiyen-Eyfeliyen geçiş

zonu)-Frasniyen, Yörükali Üyesi’ne karşılık gelen liditli düzeyi Frasniyen ve üstteki yumrulu

kireçtaşı düzeyini kapsayan Ayineburnu Üyesi Üst Devoniyen (Fameniyen)-Alt Karbonifer

(Orta Turneziyen) ve Baltalimanı Üyesi’nin liditleri Alt Karbonifer yaştadır (Haas, 1968;

Gandel, 1973; Kullmann, 1973; Çapkınoğlu 1997); dolaysıyla formasyon Orta Devoniyen

(Eyfeliyen)-Erken Karbonifer (Orta Turneziyen) aralığını temsil eder.

2.2.7. Trakya Formasyonu

Tanım ve ad. Başlıca kumtaşı, miltaşı, şeyil, yer yer çakıltaşı türünden kırıntılı kayaların

değişen oranda ardalanmasından oluşur. Alt kesimlerinde, değişen kalınlıkta kireçtaşı arakatkı

ve merceklerini kapsar. Đstanbul’un Avrupa yakasında geniş alanlar kaplaması nedeniyle

1900’lü yılların başlarından beri değişik araştırıcılar tarafından Trakya Serisi (Thrazische

Serie) adıyla incelenmiştir (Penck,1919; Paeckelman, 1925, 1938). Yalçınlar (1951, 1954) ve

Baykal ve Kaya (1963) ilk kez fauna ve flora kapsamına dayanarak istifin alt düzeylerinin

Viziyen yaşta olduğunu belirtir. Haas (1968), Gebze yöresini konu alan çalışmasında, istifi Alt

Karbonifer yaşta “Ober Thrazische Serie” olarak inceler. Kaya (1971) kırıntılı istifin yaklaşık

2000 m kalınlıkta varsaydığı bölümünü Acıbadem, Küçükköy ve Çamurluhan üyelerini

kapsayan “Trakya Formasyonu” olarak adlandırır.

Trakya Formasyonu, büyük bölmüyle kumtaşı, miltaşı, şeyil ardalanmasından oluşur. Yer yer

çakıltaşı ve alt kesimlerinde, değişen kalınlıkta kireçtaşı arakatkı ve merceklerini kapsar.

Trakya Formasyonu’nu önceki incelemelerin ışığı altında, 1) Acıbadem Üyesi, 2) Cebeciköy

Kireçtaşı Üyesi, 3) Kartaltepe Üyesi ve 4) Küçükköy Üyesi olmak üzere dört üyeye

ayırtlanabilir (Özgül, 2005).

2.2.7.1. Acıbadem Üyesi: Trakya Formsayonu’nun en alt birimini oluşturan üye başlıca

killi, siltli şeyillerden oluşur; seyrek olarak siltaşı ve ince kum boyu taneli kumtaşı

arakatmanlıdır. Üye adı Kaya (1971) tarafından Boğaz’ın Anadolu yakasında,

yüzeylemelerinin bulunduğu Acıbadem yöresinden alınmıştır. Taze yüzeyi yeşilimsi koyu

külrengi, ayrışma yüzeyi açık kahverengi, ince katmanlı, yer yer silttaşı laminalı, kuvars ve

mika taneli, kil hamurlu kuvarsvake türü ince kırıntılılar egemen kayatürünü oluşturur. Seyrek

olarak, kalınlığı 20-30 santimetreyi bulan koyu külrengi kireçtaşı ve kumtaşı arakatkılıdır.

Acıbadem Üyesi’nin kalınlığı, yerden yere değişir. Kaya (1971), 90m dolayında kalınlık

öngörür; Gebze-Denizli köyü dolayını da kapsayan yüzeylemelerinde, birim kalınlığı 200

metreyi bulur.

Page 30: istanbul ili temel jeolojik özellikleri

29

2.2.7.2. Cebeciköy Kireçtaşı Üyesi: Başlıca şelf tipi neritik kireçtaşından oluşur. Birim,

Kaya (1971;1973) tarafından Cebeci Kireçtaşı adıyla formasyon aşamasında adlandırılmıştır.

Özgül (2005), bu ve benzeri kireçtaşlarının, Trakya Formasyonu içinde sınırlı sayıda mercek

ya da arakatkılar halinde yer aldığını, dolaysıyla Trakya Formasyonu kapsamında üye

aşamasında incelenmesi gerektiğini savunur.

Cebeciköy dolayında çok eski yıllardan beri taş ocakları olarak işletilmiş olan kireçtaşları, taze

iken kara-koyu külrengi, orta-kalın-çok kalın katmanlı, bol organik kapsamından dolayı H2S

kokuludur. Başlıca mikrit, foraminiferli ve algli mikrit ve biyomikrit türleri egemendir. Yer

yer ikincil dolomitleşme ve yeniden kristalleşme gösterir. Birimin, en kalın olduğu Cebeciköy

taş ocaklarında, tabanı açığa çıkmadığından kalınlığı tam olarak bilinmemektedir; işletilmekte

olan kesiminin kalınlığı 50-60 m dolayındadır.

2.2.7.3. Kartaltepe Üyesi: Başlıca lidit arakatkılı şeyilleri kapsayan bu birim, Kaya (1971)

tarafından, Kartaltepe Üyesi adıyla incelenmiştir. Liditler, taze iken kara-koyu külrengi,

aryrışma yüzeyi sütlü kahverengimsi-boz- beyazımsı açık külrengi, ince katmanlı, yarılgan ve

laminalıdır. Şeyiller, yeşilimsi, kara-koyu külrengi, sert, ayrışmışı kahverengi-sarımsı boz,

yumuşak, ince katmanlıdır. Kartaltepe dolayında lidit-şeyil ardalanması egemen iken üye,

Cebeciköy taş ocakları dolayında sarımsı-boz şeyil ve kiltaşıyla temsil edilir. Kalınlığı

yaklaşık 30m dolayındadır.

2.2.7.4. Küçükköy Üyesi: Acıbadem Üyesi’nin ince gereçli kırıntılılarının üstünde yer alan,

bol mikalı kaba kumtaşı-şeyil ardalanmasından oluşan filiş türü kırntılılar yer alır. Kaya (1971)

tarafından, sözkonusu kırıntılıların Đstanbul’un Avrupa yakasında Küçükköy dolayındaki

yüzeylemeleri Küçükköy Üyesi, adıyla incelenmiştir.

Küçükköy Üyesi fliş fasiyesinde türbiditik kumtaşı-şeyil ardalanmasından oluşur. Değişik

düzeylerinde, kanal dolguları şeklinde çakıltaşı merceklerini kapsar. Kumtaşı taze kırılma

yüzeyi yeşilimsi, koyu külrengi, ayrışma yüzeyi kahverengi-boz, ince-orta-kalın katmanlı, yer

yer laminalıdır; kuvars, çakmaktaşı, kuvarsit, feldspat taneli ve bol mika pullu, yer yer bitki

kırıntılı gereç kağsar. Koşut, çapraz ve konvolüt laminalanma, yer yer, yiv, oluk ve kaval tipi

taban akıntı yapıları ve yük kalıpları yaygındır.

Küçükköy Üyesi’nin, tektonizma nedeniyle oldukça kalınlaşmış olan yüzeylemeleri, Boğaz’ın

her iki yakasında, özellikle Avrupa yakasında, geniş alanlar kaplar. Üye kalınlığının 1000

metrenin üzerinde olduğu sanılmaktadır.

Dokanak ilişkileri ve kalınlık. Trakya Formasyonu, Denizli Köyü Formasyonu’nun

Baltalimanı Üyesi’ni uyumlu olarak üstler. Trakya Formasyonu’nun çeşitli düzeyleri,

Page 31: istanbul ili temel jeolojik özellikleri

30

Triyas’tan Neojen’e değin değişik yaşta kaya birimleri tarafından açısal uyumsuzlıkla üstlenir.

Formasyonu açısal uyumsuzlukla üstleyen en yaşlı birim, Alt Triyas yaşta kızıl renkli çakıltaşı

ve kumtaşından oluşan Kapaklı Formasyonu’dur.

Bölge Karbonifer-Neojen arasında etkin olmuş önemli tektonik olaylar sonucu kıvrımlanmış

ve faylanmış olduğundan, Formasyonun tümünü kapsayan düzenli bir kesit yeri

bulunamamıştır. Dolaysıyla istifin kalınlığı sağlıklı olarak bilinmemektedir. Formasyonun

1500 metrenin üzerinde bir kalınlığa sahip olduğu düşünülmektedir.

Fosil kapsamı ve yaş.Trakya Formasyonu’nun büyük bölümünü oluşturan kırıntılı düzeyleri

fosil bakımından kısırdır. Cebeci Kireçtaşı Üyesi içinde ve istifin en alttaki şeyilleri içinde

Erken Karbonifer mikrofauna ve florası saptanmıştır (Yalçınlar, 1951, 1954; Mamet and Kaya,

1971).

2.2.8. Kapaklı Formasyonu

Tanım ve ad. Bölgede Paleozoyik yaşlı taban kaya birimlerini açısal uyumsuzluka üstleyen

kızıl-mor renkli, karasal çakıltaşı-kumtaşı istifi önceki araştırıcılar tarafından “Taban

Konglomerası” (Baykal,1943; Erguvanlı, 1949; Yurttaş-Özdemir,1971; Assereto,1972),

“Kapaklı Formasyonu” (Altınlı,1968); “Ballıkaya Konglomerası” (Baykal ve Önalan,1979),

“Çakraz Formasyonu” (Gedik ve diğ, 2004, yazılı bilgi) gibi değişik adlar altında

incelenmiştir. Bu incelemede, adlamada öncelik kuralı da gözetilerek, birim için Altınlı (1968)

tarafından kullanılan “Kapaklı Formasyonu” adının kullanılmasının yeğlenmişir.

Kapaklı Formasyonu, tabanının görüldüğü tüm yüzeylemelerinde, daha yaşlı birimlerin

üzerinde, kalınlığı yerden yere değişen çakıltaşı düzeyi ile başlar. Çakıllar yarı yuvarlanmış -

yarı köşeli, yer yer derecelenmiş orta-zayıf boylanmalı başlıca kuvars, kuvarsarenit, kireçtaşı,

lidit, çakmaktaşı, volkanit kökenlidir. Kızıl renkli ve köşeli formasyoniçi (intraformatinal)

kumtaşı, şeyil çakıllarını kapsar. Çakıltaşları yanal ve düşey yönde, kumtaşı-miltaşına geçiş

gösterir. Kumtaşı orta-kalın-yer yer çapraz katmanlı, orta-iyi boylanmalıdır; yer yer

derecelenme ve laminlanma gösterir; değişen kalınlıkta şeyil arakatkılıdır; yer yer kumlu

hamur içinde saçılmış halde çakıllı mercekler kapsar.

Kapaklı Formasyonu içinde yer yer, spilitik bazalt türü yastıklı lav akıntıları yer alır. Kara-

koyu yeşil, koyu külrengi, kalsit dolgulu gaz kabarcıklı, plajiyoklas fenokristalli arakatkılar

halinde bulunan volkanitler Gümüşdere köyünün GB’sındaki yüzeylemelerinde 100 metreye

varan kalınlık gösterir. Đnceleme alanın doğu kesiminde Teke köyünün GD’sında yer yer açığa

çıkar.

Page 32: istanbul ili temel jeolojik özellikleri

31

Dokanak ilişkileri ve kalınlık. Kapaklı Formasyonu, çoğunlukla Karbonifer yaşta Trakya

Formasyonu’nu, yer yer de daha yaşlı birimleri, örneğin Şile güneyinde Kurtköy

Formasyonu’nun arkozlarını ve Denizli Köyü ve Pelitli Formasyonlarını açısal uyumsuzlukla

üstler. Taban topoğrafyası ve ortam koşullarına bağlı olarak kalınlığı sıkça değişir, dolaysıyla,

Gebze-Kocaeli-Şile arasında kalan alanın değişik kesimlerinde çalışan araştırıcılar, birim için

biribirinden çok farklı kalınlıklar ön görmüşlerdir. Örneğin, Özdemir ve diğ (1973) 50-1000m,

Gedik ve diğ, 10-1200m, Altınlı ve diğ. (1970) 700m, Baykal (1943) 400m, Erguvanlı (1949)

200m, Baykal ve Önalan (1979) 450m kalınlık önermişlerdir.

Fosil kapsamı ve yaş. Karasal kırıntılılarıdan oluşan formasyonun, inceleme alanı içinde ve

yakın dolayındaki yüzeylemelerinde, yaş belirleyecek bir fosile günümüze değin

rastlanmamıştır. Kessler (1909), Arthaber (1914) Triyas’ın (Verfeniyen’in altı) transgressif

tabanını oluşturduğunu ve Permiyen yaşta olabileceğini belirtirler. Assereto (1972), Avrupa’da

bilinen “Verrucano Fasiyesi” indeki karasal kırıntılılarla yakın fasiyes benzerliği ve üstteki Alt

Triyas yaşlı fosilli “kumtaşı ve marn” istifi ile bu çakıltaşları arasında gördüğü açısal

uyumsuzlıktan dolayı, formasyonun Permiyen yaşta olma olasılığından söz eder. Baykal

(1943) ve Erguvanlı (1949), Altınlı (1970), Yurtsever (1982) Kocaeli yarımadasında Triyas’ın

bu transgressif birimle başladığını savunurlar. Alişan ve Derman (1995), formasyonun Batı

Karadeniz bölgesindeki uzanımı olarak düşünülen Çakraz Formasyonu’nun Sakarya ilinin

KD’sunda Çamdağ’daki yüzeylemelerinin, Geç Permiyen yaşta olduğunu palinolojik bulgulara

dayanarak savunur.

2.2.9. Gebze Gurubu

Tanım ve ad. Gebze ilçesi dolayında geniş alanlar kaplayan Triyas yaşta karbonat ve kırıntılı

kayalardan oluşan kalın transgressif istif, bu incelemede “Gebze Gurubu” adı altında

adlandırılmıştır. Taban ve tavanından uyumsuzlukla sınırlanmış olan bu istif, önceki

araştırıcılar tarafından değişik adlarla incelenmiş olan çok sayıda kaya birimini kapsar (Toula,

1896, 1898; Kessler,1909; Arthaber1914, 1915; Baykal,1943; Erguvanlı,1949; Altınlı,1968;

Altınlı ve diğ.,1970; Yurttaş-Özdemir, 1971; Assereto,1972; Baykal ve Önalan,1979). Özgül (2005) tarafından, önceki çalışmaların ışığında, yeniden kaya-stratigrafi sınıflaması yapılmış

ve egemen kayatürü ve stratigrafi özelliklerine göre istif, Gebze Gurubu kapsamında olmak

üzere alttan üste doğru 1) Demirciler Formasyonu, 2) Ballıkaya Kireçtaşı, 3) Tepecik

Formasyonu, 4) Köytepe Formasyonu olmak üzere 4 formasyona ayırtlanmıştır (Şekil 2).

Page 33: istanbul ili temel jeolojik özellikleri

32

2.2.9.1. Demirciler Formasyonu

Tanım ve ad. Demirciler Formasyonu başlıca kumtaşı, şeyl, killi kireçtaşı ve kireçtaşının

değişen oranda ardalanmasından oluşur. Alt düzeylerinde kumtaşı, şeyil üst düzeylerinde şeyil

arakatkılı killi kireçtaşı-kireçtaşı egemendir. Formasyon adı Dağer (1978) tarafından

Demirciler köyünden alınmıştır. Demirciler Formasyonu adı Özgül (2005) tarafından, Dağer

(1978) ve Yurtsever (1982)’in Erikli Formasyonu’nu da içerecek şekilde genişletilmiş olarak

kullanılmıştır.

Demirciler Formasyonu alt düzeyinde başlıca şeyil arakatkılı kuvarsvake, kuvarsarenit türü

kumtaşı-miltaşı, üst düzeyinde ise kumlu-killi kireçtaşı, kireçtaşı, dolomitik kireçtaşı ve

şeyillerin değişen oranda ardalanmasından oluşur. Bu çalışmada, formasyonun kumtaşı-

kiltaşının egemen olduğu alt bölümü “Erikli üyesi”, kireçtaşının egemen olduğu üst bölümü

ise “Gürgendere Üyesi” adlarıyla incelenmiştir. Formasyon alt düzeylerinde, “Değirmen

Kireçtaşı Üyesi” olarak adlandırılan yer yer merceksel kireçtaşı düzeylerini kapsar

2.2.9.1.1. Erikli Üyesi: Başlıca şeyil arakatkılı kumtaşından oluşur, alt düzeylerinde yer yer

çakıltaşı merceklerini, üst düzeylerinde ise seyrek arakatkılar halınde kumlu kireçtaşı

katmanlarını kapsar. Assereto (1972) Gebze yöresinde, “Alacalı (Variegated) Kumtaşı ve

Marn” adı altında incelediği birimin alt bölümüne karşılık gelir.

2.2.9.1.2. Gürgendere Üyesi: Boz, açık külrengi, boz, yer yer pembemsi ve açık morumsu

renkli şeyil, koyu külrengi killi kireçtaşı ve kireçtaşı düzeylerinin ardalanmasınden oluşur.

Oolitli kireçtaşı, stramatolitli kireçtaşı, intraformasyonel çakıllı kireçtaşı, bol vermes izli

vermiküler kireçtaşı gibi gelgitarası fasiyesinde sığ deniz karbonatları egemendir. Belirli

düzeylerinde bol lamellibranş ve gastropod kapsar.

2.2.9.1.3. Değirmen Kireçtaşı Üyesi: Demirciler Formasyonu alt düzeylerinde yer yer,

Örneğin Cumhuriyet köyü kuzeyindeki “Şile Fayı” zonu boyunca yer yer açığa çıkan ve

bazıları işletilmekte olan taş ocaklarında görüldüğü gibi, kalın kireçtaşı-dolomitik kireçtaşı

merceklerini kapsar. Bu tür dolomit-dolomitli kireçtaşı-kireçtaşı merceklerinin Gebze’nin

KD’sundaki Değirmen deresindeki yüzeylemeleri Yurtsever (1982) tarafından “Değirmen

Kireçtaşı Üyesi” adı altında incelenmiştir.

Dolomit beyazımsı açık külrengi-boz, orta-kabakristalli, genellikle katmanlanmasız, som ve

kırılgandır. Taş ocaklarında, dolomit ve dolomitli kireçtaşını kapsayan ve 50-60 m kalınlık

gösteren karbonat istifi en üst düzeyinde 10-15 m kalınlıkta onkoidal kireçtaşı katmanlarıyla

sona erer.

Page 34: istanbul ili temel jeolojik özellikleri

33

SĐSTEM

SERĐ

KAT

GURUP

FORMASYON

ÜYE

KAYATÜRÜ DĐĞER ÖZELLĐKLER

ULAMA

KALINLIK(m)

BĐRĐM

KALINLIĞI(m)

SĐSTEM

SERĐ

KAT

GURUP

FORMASYON

ÜYE

KAYATÜRÜ DĐĞER ÖZELLĐKLER

ULAMA

KALINLIK(m)

BĐRĐM

KALINLIĞI(m)

450 m

0

Demirciler Formasyonu

Gebze Gurubu

Olenekiyen (Üst Đskitiyen + Alt Aniziyen)

Dolomit-dolomitik kireçtaşı; taze yüzeyi külrengi, ayrışmışı külrengi-boz, orta-kalın katmanlı, ince-orta kristalli, Stromatolit arakatmanlı dolomit egemen; üst düzeylerinde açık külrengi, kalın katmanlı,intraklastlı ve krinodli dolomitik kireçtaşı-kireçtaşı arakatkılıdır.

Kumtaşı- şeyil ardışığı; taze yüzeyi koyu külrengi, günlenme yüzeyi kahverengi-boz, ince-orta-yeryer kalın katmanlı, yer yer koşut ya da çapraz laminalı kumtaşı ile kara-koyu külrengi,yeşilimsi şeyil ardışığı; kumtaşı ince-kaba kum boyu, yer yer çakılcıklı, boylanma ve yer yer derecelenme gösteren başlıca kuvars, çakmaktaşı, kuvarsit ve kireçtaşı taneli, bol bitki kırıntılı, çoğun silisli, yer yer killi kireçli ve sıkı çimentolu; seyrek olarak ince katmanlı, ince kuvars kumlu kireçtaşı ve mikrit arakatkılı;Köytepe Üyesi ile geçişli

Kireçtaşı arakatkılı marn; külrengi-boz, ince katman- lı, lamellibrenşlı,kireçtaşı (mikrit, biyosparit,pelsparit, intrasparit),arakatkılı (5-10 cm), yeşil- külrengi tonlu, seyrek bitki kırıntlı laminalı marn

Yumrulu kırmızı kireçtaşı (Ammonitiko rosso); kırmızı- pembe, ince katmanlı (2-5 cm), yumrulu,bol ammonitli,kavkı kırıntılı mikrit-biyomikrit; kırmızı, yeryer yeşilimsi ince (birkaç cm) şeyil arakatkılı

Yumrulu kireçtaşı-şeyil ardışığı;kırmızı yada sarımsı külrengi,5-10 cm kalınlıkta şeyil düzeyleriyle ardalanan, koyu külrengi yumrulu kireçtaşı

külrengi-boz yada pembe

Yumrulu kireçtaşı-marn ardışığı; kara-koyu külrengi marn ardalanmalı ve ortasında çakmaktaşı yumru ve arakatkılarını kapsayan yumrulu kireçtaşı

ÖLÇEK: 1 / 2 00000

300

900

65

35

935

975

40

1065

90

• 35

65

35

Kazmalı Üyesi

T R Đ Y A S

Üst Aniziyen

??

Orta Triyas

35

40

90

Köytepe Üyesi

Bakırlıkıran Formasyonu

Karniyen

Ladiniyen

Üst Triyas

Alt Triyas

-

130 m-

Kireçtaşı-killi kireçtaşı; taze iken koyu külrengi, ayrışmışı boz, açık külrengi, yer yer açık pembemsi, ince-orta katmanlı;boz,külrengi,pembemsi,morumsu şeyil, miltaşı ve seyrek olarak kumtaşı arakatkılı

~50

~50

Değirmen

Gürgendere

Erikli

800

~100

500

Max

200

Kuşça Üyesi

Tepecik Formasyonu

Ballıkaya Formasyonu

Şeyil - kumtaşı; boz-yeşil,pembe, ince-orta katmanlı, yer yer çapraz laminalı, kil-kireç çimentolu kumtaşı- kumlu kireçtaşı-şeyil ardışığı

Dolomit-dolomitik kireçtaşı; beyaz çık külrengi-boz, orta-kabakristalli, genellikle katmanlanmasız,

ımsı aüst

düzeyinde 10-15 m kalınlıkta onkoidal kireçtaşı

Şekil 2. Gebze Gurubu kaya-stratigrafi birimlerinin genelleştirilmiş dikme kesiti

Dokanak ilişkileri ve kalınlık. Demirciler Formasyonu, en alt birimini oluşturan Erikli Üyesi

aracılığıyla, Kapaklı Formasyonu’nun kızıl renkli karasal kırıntılılarını uyumsuzlıkla üstler;

Ballıkaya Formasyonu’nun karbonatları tarafından uyumlu üstlenir

Sığ kıyı denizi çökellerinden oluşan Demirciler Formasyonu, Yanal ve düşey girikliler ve kalın

karbonat merceklenmeleri gösterdiğinden, kalınlığı yerden yere değişir. Assereto (1972) 90 m,

Özdemir ve diğ. (1973) 80-300 m, Dağer (1978) toplam 220 m ve Gedik ve diğ. (2004, yazılı

Page 35: istanbul ili temel jeolojik özellikleri

34

bilgi) 50-480 m kalınlık öngörürler. Đnceleme alanında Teke köyü güney ve doğusundaki

yüzeylemelerinde kalınlığının 200 metreyi aştığı gözlenmektedir.

Fosil kapsamı ve yaş .Demirciler Formasyonu’nun alt bölümünü oluşturan Erikli Üyesi kıt

fosillidir. Gürgendere Üyesi ve Değirmen Kireçtaşı Üyesi’nde Dağer (1978) tarafından, Erken

Triyas’ı (Đskitiyen) temsil eden mikrofauna saptamıştır.

2.2.9.2. Ballıkaya Formasyonu

Tanım ve ad. Formasyon kireçtaşı, dolomitik kireçtaşı ve dolomitleri kapsayan kalın bir

karbonat istifiden oluşur. Đnceleme alanının yakın doğusunda, Şile güneyinde, Gebze ilçesi

dolayında ve Gebze-Đzmit arasında yaygın yüzeylemeleri bulunan ve çoğu taş ocağı olarak

işletilen bu karbonat istfi önceki araştırıcılar tarafından değişik ad ve başlıklar altında

incelenmiştir. Kullanılan adların çoğunun coğrafya bileşeni yoktur, daha çok kayatürlerini

yansıtırlar. Yurtsever (1982) tarafından kullanılmış olan Ballıkaya Formasyonu adı bu

incelemede de benimsenmiştir. Ballıkaya vadisi boyunca, Tepecik köyünün yakın kuzeyinde,

Şile doğusunda Teke köyü dolaylarında yüzeylemeleri bulunur.

Ballıkaya Formasyonu, inceleme alanındaki yüzeylemeleri genellikle dolomitlerden oluşur.

Dolomitler kirli beyaz-açık külrengi, orta-kalın katmanlı, ince-orta kristallidir; yer yer

stramatolitli ara düzeyleri kapsar; seyrek olarak kireçtaşı ve dolomitli kireçtaşı arakatkılıdır.

Dokanak ilişkileri ve kalınlık. Ballıkaya Formasyonu Demirciler Formasyonu’nun kireçtaşı

katmanlarını uyumlu olarak üstler ve Tepecik Formasyunu’nun ince katmanlı yumrulu

görünüşlü kireçtaşı düzeyi tarafından uyumlu üstlenir.

Sığ deniz karbonatlarından oluşan formasyonun kalınlığı, değişken kıyı koşullarına bağlı

olarak yerden yere değiştiğinden, formasyon için değişik araştırıcılar tarafından farklı

kalınlıklar öngörülmüştür. Örneğin, Asserato (1972) toplam 350-400 m, Özdemir ve diğ.

(1973) 240-260 m, Altınlı (1968) tip kesitinde 950 m, diğer bir kesitte ise 480 m kalınlık

önermişlerdir.

Fosil kapsamı ve yaş. Ballıkaya Formasyonu’nun Geç Đskitiyen ve Erken Aniziyen aralığını

temsil eden mikrofauna kapsar (Baykal,1943; Dağer,1978; Erguvanlı,1949; Özdemir ve

diğ.,1973)

2.2.9.3. Tepecik Formasyonu

Tanım ve ad. Ballıkaya Formasyonu’nun üzerinde yer alan yumrulu kireçtaşı, şeyil, killi

kireçtaşı, kireçli kiltaşı ardalanmasından oluşan istif, bir çok araştırıcı tarafından, değişik ad ve

başlıklar altında incelenmiştir. “Tepecik Formasyonu” adı Altınlı ve diğ.(1970) tarafından,

Page 36: istanbul ili temel jeolojik özellikleri

35

istifin temiz yüzeylemelerinden birinin yer aldığı Gebze ilçesine bağlı Tepecik köyünden

alınmıştır. Ballıkaya Formasyonu’nun kalın sığ deniz karbonat istifi üzerindeyer alır. Alttan

üste doğru Kazmalı Üyesi, Kuşça Üyesi ve Köytepe Üyesi olmak üzere üç üyeye

ayırtlanmıştır..

Đnceleme alanında Teke köyünün GD’sunda Melen çayı projesi kapsamında açılan isale hattı

yarmalarında temiz kesitleri açığa çıkar.

2.2.9.3.1. Kazmalı Üyesi: Tepecik Formasyonu’nun, alt düzeyini oluşturan birim, Đrtem

(1963) ve kapsamı genişletilmiş olarak Yurtsever ve diğ.(1982) tarafından “Kazmalı

Formasyonu adyla incelenmiştir. Özgül (2005) büyük bölümü ammonitli yumrulu kireçtaşı

şeyil ardışığından oluşan Tepecik Formasyonu’nun bir düzeyini oluşturduğu gerekçesiyle, istifi

bu formasyon kapsamında olmak üzere “Kazmalı Üyesi” adıyla üye aşamasında incelemiştir.

Başlıca külrengi-boz ince-orta katmanlı, şeyil, kiltaşı arakatkılı, ammonitli yumrulu

kireçtaşından oluşur yer yer çakmaktaşı yumrularını kapsar. Ballıkaya Formasyonu’nun

dolomit-dolomitik kireçtaşı katmanlarını uyumlu olarak üstler. Birimin biyostratigrafisini

ayrıntılı olarak incelemiş olan Assereto (1972) Yaklaşık 100m dolayında kalınlık gösterdiğini

belitir.

2.2.9.3..2. Kuşça Üyesi: Tepecik Formasyonu ile ilgili jeoloji yayınlarında Ammonitico Rosso

ya da Hallstatt Fasiyesi olarak bilinen, kırmızımsı pembe renkli yumrulu, bol ammonitli

kireçtaşı birimi Altınlı ve diğ. (1970) tarafından Kuşça Üyesi adıyla incelenmiştir. Tepecik

köyünün yakın kuzeyinde Kuşça tepesinden alınmıştır. Tipik Ammonitico Rosso fasiyesini

yansıtan birimin Đl sınırları dışında kalan Gebze ilçesine bağlı Tepecik, Çerkeşli ve Köseler

köyleri dolayındaincelemeye elverişli yüzeylemeleri bulunur. Kuşça Üyesi Kazmalı Üyesi’ni

uyumlu üstler, birim kalınlığı Yurttaş ve diğ. (1971)’e göre 35 m, Assereto (1982)’ye göre Dil

iskelesinde 15 m’dir.

2.2.9.3..3. Köytepe Üyesi: Tepecik Formasyonu’nun en üst düzeyini oluşturan üye Altınlı ve

diğ. (1970) tarafından adlandırılmıştır. Assereto (1982)’ye göre başlıca külrengi-boz, ince

katmanlı, mikrit, biyopelsparit, intrasparit ve kalkarenit türü kireçtaşı arakatkılı (5-10cm),

yeşil- külrengi tonlu laminalı marnlardan oluşur. Kuşça Üyesi’ni uyumlu üstler. Tepeköy

mezarlığında 40m kalınlıktadırdır.

Dokanak ilişkileri ve kalınlık. Tepecik Formasyonu Ballıkaya Formasyonu’nu uyumlu olarak

üstler; Bakırlıkıran Formasyonu tarafından uyumlu üstlenir. Đnceleme alanıdaki

yüzeylemelerinde yaklaşık 80-100m dolayında kalınlık gösterir.

Page 37: istanbul ili temel jeolojik özellikleri

36

Fosil Kapsamı ve yaş. Formasyon başta ammonit olmak üzere makrofauna, foraminifer ve

konodontca zengin düzeyler kapsar. Fosil kapsamına göre Orta-Geç Triyas aralığını temsil

eder (Yurttaş-Özdemir,1971; Assereto,1972; Dağer,1978)

2.2.9.4. Bakırlıkıran Formasyonu

Tanım ve ad. Kaya ve Lys (1982) tarafından “Bakırlıkıran Formasyonu” adıyla kısaca

tanıtılmış olan birim, başlıca bitki kırıntılı kumtaşı şeyil ardışığından oluşur. Đstanbul’un

Avrupa yakasında Gümüşdere köyü dolaylarında ve Anadolu yakasında Tepecik köyü

yakınında Pınarlar dolayında incelemeye elverişli yüzeylemeleri yer alır.

Bitki kırıntılı kumtaşı-şeyil ardışığı formasyonun egemen kayatürünü oluşturur. Koyu

külrengi, ayrışmışı kahverengi-boz, ince-orta katmanlı, koşut ya da çapraz laminalı kumtaşı

ile şeyil değişen oranda ardalanma gösterir.

Dokanak ilişkileri ve kalınlık. Bakırlıkıran Formasyonu, Tepecik Formasyonu’nun en üst

düzeyini oluşturan kireçtaşı arakatkılı marnlarını uyumlu olarak üstler; Üst Kretase yaşta

Hereke Formasyonu tarafından açısal uyumsuzlukla üstlenir.

Đnceleme alanında sınırlı sayıdaki yüzeylemesi bulunan formasyon’un, Üst Kretase öncesi ve

güncel aşınma dolaysıyla ilksel kalınlığı bilinmemektedir. Özdemir ve diğ. (1973) 90 m, Gedik

ve diğ. (2004) 35 m kalınlıkt öngrür.

Fosil kapsamı ve yaş. Formasyon kıt fosillidir. Kömürleşmiş ve taşınmış bitki kırıntıları ve

seyrek olarak krinoid antroklarının dışında, fosil saptanamamıştır. Bu formasyonun Balya

yöresindeki benzeri olan Üst Triyas yaşta bitki kırıntılı kumtaşı-şeyil birimi içinde, Bittner

(1895) ve Aygen (1956)

tarafından Üst Triyas’ın ayırtman lamellibranşları tanımlanmıştır (Yurttaş-Özdemir,1971 de).

Tepecik Formasyonu’nun Karniyen yaşta Köytepe Üyesi’ni üstlediğine göre formasyonun yaşı

Karniyen ya da Geç Triyas olmalıdır.

2.2.10. Sarıyer Formasyonu

Tanım ve ad. Đstanbul Boğazı’nın her iki yakasında, Şile-Karaburun arasında Karadeniz

kıyısına kabaca koşut uzanan Üst Kretase yaşlı kırıntılı ve volkanik kayaç topluluğu değişik

araştırıcılar tarafından Sarıyer Formasyonu (Pehlivan,1990), Đstanbul Volkanitli Filişi ve

Đstanbul Volkaniti (Bayrak ve Murat,1990), Kilyos Volkanitli Flişleri, Sarıyer Gurubu

(Yurtsever, 1996), Đsaklı Formasyonu ve Riva Formasyon’nu kapsayan Yemişliçay Gurubu

(Gedik ve diğ., 2004, yazılı bilgi), Bozhane Formasyonu, Garipçe Formasyonu ve Kısırkaya

Formasyonu’nu kapsayan Kavaklar Gurubu (Keskin ve diğ., 2003) gibi değişik adlar altında

Page 38: istanbul ili temel jeolojik özellikleri

37

incelenmiştir. Söz konusu kırıntılı ve volkanitlerden oluşan alan üzerinde yer alan Sarıyer

ilçesinin adının, istifin tümü için formasyon adı olarak korunması önerilmiştir. Đstifin alt

düzeyinde kırıntılılar üst düzeyinde ise volkanitler egemendir. Özgül (2005) tarafından,

birbiriyle yanal ve düşey geçişli olan ve biribirine ait kayatürlerini arakatkılar halinde

kapsayabilen bu iki düzeyin, tek bir formasyona ait üyeler olarak adlandırılması ve bu düşünce

ile, Keskin ve diğ.(2003) tarafından kullanılan Bozhane, Garipçe ve Kısırkaya formasyon

adlarının, Sarıyer Formasyonu kapsamında olmak üzere, “Bozhane Üyesi”, “Garipçe Üyesi”

ve “Kısırkaya Üyesi” olarak üye derecesine indirgenmesi benimsenmiştir (şekil 3).

2.2.10.1. Bozhane Üyesi: Sarıyer Formasyonu’nun alt birimini oluşturan Bozhane Üyesi,

başlıca kumtaşı-şeyil ardışığından oluşur. Keskin ve diğ.(2003) tarafından “Bozhane

Formasyonu” olarak adlandırılmış olan birim bu incelemede, Özgül (2005) tarafından üye

derecesine indirgenmiştir. Adını, yüzeylemelerinin yaygın olduğu Bozhane köyünden alır;

önceki araştırmalarda “Normal fliş” ve “Kaba fliş” (Baykal, 1943), “Đstanbul Volkanitli Filişi”

(Pehlivan, 1990), “Kilyos Volkanitli Flişleri” (Yurtsever, 1996), “Đshaklı Formasyonu” (Gedik

ve diğ., yazılı bilgi, 2004) gibi değişik adlarla incelenen birimlerin bütününü ya da büyük

bölümlerini karşılar. Kumtaşı, koyu yeşilimsi, ayrışmışı külrengi-açık kahverengi yeryer

kızılımsı, orta-kalın ve düzgün katmanlıdır; alt düzeylerde çakıl ve çakılcıklı orta-kaba kum

boyu, üst düzeylerde ise ince-orta kum boyu gereç egemendir. Başlıca, yarı yuvarlanmı

yuvarlanmış kuvars, mika, feldspat, az mafik mineral, seyrek glokoni ve kuvarsit, çakmaktaşı,

kireçtaşı, kumtaşı türünden litoklast kapsar. Yer yer, kömürleşmiş bitki kırıntılıdır. Kumtaşı

katmanları değişen kalınlıkta şeyil ardalanma gösterir. Đshaklı ve Kılıçlı köyleri arasında asfalt

yolboyunda ve Göllü köyünün kuzeyinde güzel görülen bu volkanitler için, Gedik ve

diğ.(2004, yazılı bilgi) 500 m kalınlık öngörmüştür.

2.2.10.2. Garipçe Üyesi: Sarıyer Formasyonu’nun, büyük bölümüyle volkanitlerden oluşan

üst kesimi Keskin ve diğ. (2003) tarafından Garipçe Formasyonu adı altında incelenmiştir.

N.Özgül (2005) tarafından, yukarıda belirtilen nedenlerle, birim Sarıyer Formasyonu’na ait

üye derecesine indirgenmişitir. Adını, Boğaz’ın batı yakasında, söz konusu volkanitlerin

yoğun olarak yüzeylediği Garipçe köyünden alır. Boğaz’ın Karadeniz’e çıkış kesiminin her iki

yakasında ve Karadeniz kıyı kesiminde yaygın olan volkanitler çeşitli araştırıcılar tarafından

değişik adlar altında, örneğin, Üst Kretase Püskürmeleri (Baykal, 1943), Tüf aglomera,

lav(Akartuna, 1963), Şile Volkanitleri (Yurtsever, 1996), Đstanbul Volkaniti” (Pehlivan, 1990),

Riva Formasyonu (Gedik ve diğ., 2004,yazılı bilgi) vb gibi, incelenmiştir.

Garipçe Üyesi başlıca andezit-bazaltik andezit türü volkanit kökenli kum, çakıl, blok

boyutunda kaotik gereç kapsayan, genellikle porfirik dokulu aglomera, volkanik breş ve

Page 39: istanbul ili temel jeolojik özellikleri

38

lavlardan oluşur Keskin ve diğ. (2003), Garipçe Formasyonu adıyla inceledikleri birimin, 2000

metreyi aşan kalınlık gösterdiğini, % 98’lere varan bölümüyle volkanit kökenli, kaba

kırıntılılardan oluşan ve uzun ekseni yer yer 10 metreyi bulan blokları kapsayan, epiklastik

çökellerden oluştuğunu, ancak % 1-2 oranında lav kapsadığını belirtir.

SĐSTEM

SERĐ

GURUP

FORMASYON

ÜYE

KAYATÜRÜ DĐĞER ÖZELLĐKLER

ULAMA

KALINLIK(m)

BĐRĐM

KALINLIĞI(m)

SĐSTEM

SERĐ

GURUP

FORMASYON

ÜYE

KAYATÜRÜ DĐĞER ÖZELLĐKLER

ULAMA

KALINLIK(m)

BĐRĐM

KALINLIĞI(m)

500

ÖLÇEKSĐZ

2500

~

~

2000

Kumtaşı-şeyil ardışığı; Kumtaşı, koyu yeşilimsi-haki, günlenme yüzeyi külrengi-boz-açık kahverengi yeryer kızılımsı,orta-kalın ve düzgün katmanlı;

alt düzeylerde çakıl ve çakılcıklı orta-kaba kum boyu, üst düzeylerde ince-orta kum boyu

yarı yuvarlan- mış,orta-zayıf boylanmış,derecelenmiş,

gereçli

Püskürük kayaçlar; andezit-bazaltik andezit kökenli kaba kum, çakıl, kocataş boyutlarında kaotik gereçli kapsayan, aglomera, volkanik breş epiklastik çökeller egemen;

.

β

β β

β

β βββ β

βββ Bazalt ve volkanoklastikler ; kara, kızılımsı, yeşilimsi, ince dokulu, olivinli, kabarcıklı bazaltik lav akıntıları

~

500~

2700~

00

Bozhane

Garipçe

Kısırkaya

S a r i y e r

Geç Santoniyen-Kampaniyen

Maastrihtiyen

??

K R E T A S E

Kireçtaşı-kalkarenit;kırmızımsı pembe-boz renkli orta katmanlı, biyoklastlı, kumlu kireçtaşı-kalkarenit katmanları bol bentonik foraminifer ve makrofosil ka ps ama kta ; vo lka ni t le r iç inde a r a düz e y oluşturmakta

200

Marn killi kireçtaşı-kireçli kiltaşı- ; kremrengi-boz, yeşilimsi külrengi,yer yer pembe;ince katmanlı,seyrek kumtaşı ve kireçtaşı arakatkılı;

Kireçtaşı ve killi kireçtaşı (kireçli kiltaşı, marn, şeyil ve seyrek olarak kumtaşı arakatkılı);beyazımsı,boz,kremrengi, açık külrengi, kimi düzeylerde kırmızımsı-pembe, ince-orta katmanlı; algli, biyoklastlı,kalkarenit arakatmanlımi; alt düzeylerinde kuvars kumlu, mercanlı, alg ve bentonik foraminiferli yeryer bol makrofosilli mikrit-biyomikrit türü kireçtaşı düzeylerini kapsamakta.

Uyumsuzluk

Max200

600

A k v e r e n

Ahmetli

Yunuslu dere

Geç Kampaniyen -

Üst Maastrihtiyen

Orta+Geç Paleosen

? ?

Ü s t K r e t a s e

T E R S I Y E R

? ?

2900

3500

~

100

Kiltaşı-kumtaşı-çamurtaşı; mavimsi külrengi, ayrışmışı boz-açık kahverengi, ince-orta katmanlı, yarılgan şeyl, kiltaşı, kireçli kiltaşı, miltaşı, ve kumtaşından oluşur. Bol mika pullu, türünden kum-mil boyu gereç kil hamurla tututrulmuştur; bolca bitki kırıntılıdır

200

~

Ağlayankaya

Đmam tepesi

Ömerli

Şile

3600

3800

Meşe

tepesiKayalı

tepeSultan-

beyli

40

50

30

Yunuslubayır

100

3900

4000~

Uyumsuzluk

UyumsuzlukKumtaşı, kumlu kireçtaşı, çakıltaşı ; Sarımsı ince-orta-kalın katmanlı, bol Nummulitli ve lamellibranşlı

Çakıl-kum, bloklu

Kil-mil; kömür arakatkılı

Çakıl-kum-mil

Olistostrom; Akveren Formasyonu’ndan türemiş çakıl blok ve olistolitleri kapsar

andezit-bazaltik aglomera, lav; andezit türü volkanit kökenli kum, çakıl, blok boyutunda kaotik gereçli aglomera, volkanik breş ve lavlardan oluşur

Lütesiyen

Đlerdiyen

Oligo-Miyosen

Paleosen-Eosen

Şekil 3. Đstanbul Boğazı’nın Avrupa ve Anadolu Yakasında yüzeyleyen Kretase-Tersiyer yaşta kayastratigrafi birimlerinin genelleştirlmiş dikme kesiti.

Page 40: istanbul ili temel jeolojik özellikleri

39

Garipçe Üyesi, Đshaklı-Kılıçlı köyleri arasındaki yol boyunca görüldüğü gibi, Bozhane

Üyesi’nin kırıntılılarıyla ardalanan aglomera düzeyleri ile başlar, üste doğru volkanitler ve

volkanik kökenli kırıntılılar egemen olur.

2.210.3. Kısırkaya Üyesi: Sarıyer Formasyonu’nun görülebilen üst kesiminde yer alan bazik

volkanitler ve onun üstünde bordo ayrışma renkli volkanit kökenli kırıntılılar, Keskin ve diğ.

(2003) tarafından Kısırkaya Formasyonu olarak adlandırılmıştır. Bu incelemede, Sarıyer

Formasyonu’nun diğer üyeleriyle yakın benzerlik gösteren ve özellikle altındaki Garipçe

Üyesi’nden makroskopik olarak ayırtlanması güç olan birimin, Sarıyer Formasyonu’na ait

Kısırkaya Üyesi adıyla, üye derecesinde adlandırılması benimsenmiştir. Keskin ve diğ.

(2003)’ne göre, 200m kalınlık gösteren birim açığa çıkmış en alt kesiminde, üst üste gelen 30-

40cm kalınlığında çok sayıda lav akıntılarından oluşan, yaklaşık 50 metreye ulaşan kalınlıkta,

kara, kızılımsı, yeşilimsi renkli bazalt düzeyini kapsar.

Dokanak ilişkileri ve kalınlık. Đnceleme alanında Sarıyer Formasyonu Sarıyer-Şile Fayı (bkz.

Yapısal Jeoloji bölümü) ile sınırlı bulunduğundan alt dokanağının niteliği bilinmemektedir. Bu

fay, formasyonun Bozhane ve Garipçe üyelerini verev keser. Đnceleme alnının doğu dışında,

Şile-Ağva-Gebze dolayında benzer özellikteki filiş türü kırıntılıları ve volkanitleri kapsayan

ve Gedik ve diğ. (2004 yazılı bilgi) tarafından Yemişliçay Gurubu adıyla incelenen istif, Üst

Kretese yaşlı Akveren Formasyonu tarafından uyumsuzlıkla üstlenir.

Sarıyer Formasyonu’nun inceleme alanı sınırları içinde az çok yanal süreklilik gösteren

Bozhane Üyesi için, Keskin ve diğ. (2003) 250 m’den çok, Gedik ve diğ.(2004, yazılı bilgi) ise

500 m dolayında kalınlık öngörür. Garipçe Üyesi ise özellikle Sarıyer ilçe merkezi ile

Karadeniz kıyısı arasında 2000 m’nin üzerinde kalınlık gösterir. Ancak, birim kalınlığı, istifin

değişken kayatürü kapsamına bağlı olarak, yanal yönde önemli ölçüde değişim gösterir.

Örneğin Gedik ve diğ. (2004, yazılı bilgi), Riva Formasyonu adı altında inceledikleri Garipçe

Üyesi’ne karşılık gelen volkanitlerin, Riva dolayında 400m kalınlık göstermesine karşın, Şile-

Gebze-Kocaeli arasında filiş türü kırıntılılar içinde kamalandığını belirtir. Karadeniz kıyı

kesimlerinde toplam kalınlığı 2500-3000 metreyi bulan Sarıyer Formasyonu’nun, bölgenin

doğu ve güneyine doğru belirgin olarak inceldiği ve yaşıt formasyonlar içinde kamalandığı

anlaşılmaktadır.

Fosil kapsamı ve yaş. Başlıca filiş türü ve volkanit kökenli kırıntılılar ve volkanitlerden

oluşan Sarıyer Formasyonu genellikle kıt fosillidir. Formasyonun Đstanbul yakın dolayındaki

yüzeylemelerinde, istifin alt düzeyini oluşturan ve kumtaşı-şeyil ardışığının egemen olduğu

Bozhane Üyesi Geç Santoniyen-Kampaniyen’i, volkanitlerin egemen olduğu Garipçe Üyesi ise

Maastrihtiyen’i temsil eder (Baykal, 1943; Gedik ve diğ., 2004, yazılı bilgi).

Page 41: istanbul ili temel jeolojik özellikleri

40

2.2.11. Yemişliçay Formasyonu

Tanım ve ad. Şile ilçesi yakın batısından başlayarak Karadeniz kıyısı boyunca doğuya doğru

uzanan Üst Kretase yaşlı kırıntılı ve volkanitlerden oluşan volkanosedimanter istif, ilk kez

Ketin ve Gümüş (1963) tarafından Yemişliçay Formasyonu adı altında incelenmiştir.

Formasyon adı, adı geçen araştırıcılar tarafından, yüzeylemesinin incelendiği Ayancık Đlçesi

batısında yer alan Yemişliçay deresinden alınmıştır. Đl alanının Şile ilçesi dolayını kapsayan

küçük bir bölümünde yüzeyleyen Yemişliçay Formasyonu bu incelemede yeteri ayrıntıda

incelenemediğinden formasyon ile ilgili bilgilerin, ana çizgileriyle belirtilmesiyle yetinilmiştir.

Yemişliçay Formasyonu Sarıyer Formasyonu’na benzer şekilde, genellikle altta kumtaşı-şeyil

ardışığı ve üstte volkanitlerin egemen olduğu iki düzeyden oluşur. Sarıyer Formasyonu’nun

Bozhane Üyesine karşılık gelen kumtaşı-şeyil ardışık düzeyi taze iken koyu yeşil-koyu

külrengi, ayrışmışı kahverengi-boz, genellikle, kumtaşı arakatkılı kil-mil boyu ince kırıntılı

kayaları kapsar; başlıca kuvars, mika ve volkanit kırıntlı, kil hamurlu kuvarsvake türü

egemendir. Taneler boylanmış ve derecenmiştir. Seyrek olarak, çakıltaşı, aglomera, tüf ve

Yemişliçay Formasyonun’un Sarıyer Formasyonu’nun Garipçe Üyesine karşılık gelen üst

düzeyi andezitik lav akıntıları, aglomera, tüf vb volkanitlerden oluşur Kumtaşı düzeyeleri

kuvarsit kahverengimsi gri ve kahverenkli, ince-orta tabakalı volkanojenik kumtaşı ve yeşil-

yeşilimsi gri, yer yer kırmızı renkli, ince tabakalı şeyl ardalanması ile aglomera, tüf, andezit

gibi volkanik kayaçlardan oluşur.

Yemişliçay Formasyonu ile Sarıyer Formasyonu arasında kayatürü ve stratigrafi özellikleri

açısından yakın benzerlikler vardır. Bölgesel bir deneştirme sonucu bu iki istifin tek bir

formasyon adı altında birleştirilmeleri gerekebilir. Ancak araştırmanın bu aşamasında sağlıklı

bir dneştirme yapılamamaktadır. Şile dolaylarında Yemişliçay ve Sarıyer Formasyonları ve bu

formasyonlarla dokanak ilşikili bulunan birimler Sarıyer-Şile Fayı ile biribirilerinden ayrılmış

bulunmaktadır. Sarıyer Formasyonu, doğrultu atımlı karekteri baskın olan Sarıyer-Şile Fayı’nın

kuzey blokunda, Yemişliçay Formasyonu ise bu fayın güney blokunda yer almaktadır.

Dokanak ilişkileri ve Kalınlık .Yemişliçay Formasyonu, bölgede Şile’nin doğusunda Yeniköy

dolayında, Tiyas yaşlı Gebze Gurubuna ait kaya birimlerini açısal uyumsuzlukla üstler.

Formasyonun üst düzeyini oluşturan volkanit Akveren Formasyonu’nun taban kırıntılıları

tarafından uyumsuzlukla üstlenir. Dokanak ilişkisi Yunuslu derenin sol kıyısında güzel görülür.

formasyon için 500 metrenin üzerinde bir kalınlık öngörülmüştür.

Fosil kapsamı ve yaş. Yemişliçay Formasyonu’nun Sinop yöresindeki yüzeylemelerini

inceleyen Ketin ve Gümüş (1963) istifin Türoniyen – Alt Kampaniyen yaşta olduğunu belirtir.

Page 42: istanbul ili temel jeolojik özellikleri

41

Gedik ve diğ. (2005,yazılı bilgi) Sarıyer Formasyonu ile deneştirerek formasyonun Üst

Santoniyen-Campaniyen yaşta olması gerektiğini belirtir.

2.2.12. Hereke Formasyonu

Tanım ve ad. Büyük bölümüyle çakıltaşı, çakıllı kireçtaşı ve az oranda rudistli kireçtaşından

oluşan formasyon, iyi yuvarlanmış çakıl kapsamıyla pudinge benzer görüntüsünden dolayı,

önceki araştırmalarda “Hereke Pudingi” adıyla anılmıştır (Erguvanlı, 1949 den).

Hereke Formasyonu büyük bölümüyle kireçtaşı çakıllı, kireç hamurlu, çakıltaşı, çakıllı

kireçtaşı ve az oranda, bol makrofosilli sığ deniz karbonatlarından oluşur. Formasyonun hakim

kayatürünü oluşturan çakıltaşı, çoğunlukla Triyas yaşta Ballıkaya Formasyonu’ndan ve daha

az oranda Paleozoyik yaşlı birimlerden türemiş kalın-çok kalın katmanlı, iyi yuvarlanmış,

zayıf boylanmış, kum, çakıl yer yer blok boyutunda, külrengi gereç ve kızılımsı, pembemsi,

morumsu, krem rengi kireçtaşı hamuru kapsar.

2.2.12.1. Kutluca Kireçtaşı Üyesi: Hereke Formasyonu, egemen kayatürünü oluşturan

çakıltaşı ve çakıllı kireçtaşlarıyla yer yer yanal ve düşey geçişli olarak bol makro fosilli

kireçtaşı mercek ve düzeylerini kapsar. Erguvanlı (1949) tarafından “Rudistli Kalkerler” adıyla

incelenmiş olan bu kireçtaşları, Altınlı (1968) tarafından Hereke Çakıltaşı formasyonu

kapsamında “Kutluca Kireçtaşı Üyesi” adıyla tanımlanmıştır. Üye adı Kocaeli’nin kuzeyinde

yer alan Kutluca köyünden alınmıştır. Açık kül rengi, boz, pembemsi ve krem rengi tonlarda,

orta-kalın katmanlı, kaba dokulu kireçtaşı, kumlu kumlu kireçtaşı, yer yer bol makrofosil

kırıntılı biyoklastik kireçtaşı türlerini kapsar.

Kutluca Kireçtaşı Üyesi’nin Gebze yöresinde, Çerkeşli ve Tavşanlı köylerinin kuzey ve

batısında, Köseler köyünün güneyinde yüzeylemeleri bulunur.

Dokanak ilişkileri ve kalınlık. Hereke Formasyonu genellikle Triyas, daha az oranda da

Paleozoyik yaşta taban kayaları açısal uyumsuzlukla üstler. Taban kayalardan, çoğunlukla

Triyas yaşta kireçtaşlarından (Ballıkaya Formasyonu) türemiş iyi yuvarlanmış çakılları kapsar.

Formasyon, Akveren Formasyonu tarafından uyumlu olarak üstlenir.

Karadan getirimin yoğun olduğu, değişken sığ ortam koşullarına bağlı olarak, formasyon

kalınlığı, birkaç m’den yaklaşık 100 m arasında, yerden yere sıkça değişiklik gösterir.

Fosil kapsamı ve yaş. Hereke Formasyonun, çakıltaşı bileşeninin egemen olmasına karşın,

yüksek oranda kireçtaşı kapsayan kesimlerinde Hippurites, Actaeonella ve Ostrea vb

makrofosil kapsar. Formasyonun özellikle Kutluca Kireçtaşı Üyesi, Geç Kretase’yi (Geç

Kampaniyen-Erken Maastrihtiyen) temsil eden bolca bentonik foraminifer kapsar.

Page 43: istanbul ili temel jeolojik özellikleri

42

2.2.13. Akveren Formasyonu

Tanım ve ad. Başlıca pelajik kireçtaşı, killi kireçtaşı, algli ve bentonik foraminiferli neritik

kireçtaşı ve marndan oluşan formasyon, Batı Karadeniz bölgesinin, Gebze-Şile çizgisi ile

doğuda Ayancık ilçesi dolayları arasında kalan geniş bir kesiminde yayılım gösterir.

Formasyon adı, ilk kez Ketin ve Gümüş (1962) tarafından istifin Sinop dolayındaki

yüzeylemeleri için kullanılmıştır. Formasyonun Kocaeli yarımadasındaki yüzeylemeleri

Ahmediköy Kalkerleri (Baykal,1943), Şemsettin Kireçtaşı (Altınlı,1968; Altınlı ve diğ.,1970),

Yunusludere Formasyonu + Ahmetli Kireçtaşı (Baykal ve Önalan,1979) ve Akveren

Formasyonu (Gedik ve diğ., 2004, yazılı bilgi) gibi değişik ad ve başlıklar altında

incelenmişitir. Bu araştırmada istif için, adlamada öncelik kuralı da gözetilerek, Akveren

Formasyonu adının kullanılması yeğlenmiştir. Darıca yöresinde, daha doğuda Darıca-Gebze

arasında, Dil iskelesi dolayında ve Hereke kuzeyinde, Ahmetli köyü dolayında ve Şile’nin

doğusunda geniş alanlar kaplar.

Akveren Formasyonu başlıca algli kireçtaşı, planktonik foraminiferli mikrit türü kireçtaşı ve

killi kireçtaşından oluşur; kireçli kiltaşı, marn, şeyil ve seyrek olarak kumtaşı arakatkılıdır.

Formasyon, Kocaeli yarımadasının özellikle kuzey kesimlerinde, Şile-Ağva yöresinde,

kumtaşı ve kireçtaşı arakatkılı killi kireçtaşı-kireçli kiltaşı-marn ve şeyil ardalanmalı düzeyle

başlar. Baykal ve Önalan (1979) istifin, kil oranı yüksek olan alt düzeyini Yunuslu dere

Formasyonu, kireçtaşının egemen olduğu geri kalan bölümünü ise Ahmetli Kireçtaşı olmak

üzere, iki formasyona ayırtlar. Özgül (2005) tarafından, birbiriyle yanal ve düşey giriklik

gösteren sözkonusu iki birimin, kil-kireç kapsamı değişimine bağlı olarak farklı formasyon

adlarıyla tanımlanmalarının, formasyon adlama kuralları açısından sakıncalı olacağı

gerekçesiyle, Akveren Formasyonu kapsamında olmak üzere, istifin kil oranı çok yüksek olan

alt düzeyinin Yunuslu dere Üyesi, kireçtaşının egemen olduğu geri kalan kesiminin ise Ahmetli

Kireçtaşı Üyesi” adlarıyla adlandırılması önerilmiştir.

2.2.13.1. Yunusludere Üyesi: Akveren Formasyonu’nun alt düzeyini oluşturur. Başlıca

kireçtaşı ve seyrek kumtaşı arakatmanlı, krem rengi-boz, yeşilimsi kül rengi, yer yer pembe,

killi kireçtaşı - kireçli kiltaşı - marn ve şeyil ardışığından oluşur. Ahmetli Kireçtaşı Üyesi ile

yanal ve düşey geçişlidir. Birim için 250m kalınlık öngörülmüştür (Baykal,1943).

2.2.13.2. Ahmetli Kireçtaşı Üyesi: Şile güneyinde yüzeylemelerinin yaygın olduğu Ahmetli

köyünden adını alan üye, beyazımsı, boz, krem rengi, açık kül rengi, kimi düzeylerde

kırmızımsı-pembe, ince-orta düzgün katmanlı, ince dokulu, porselenimsi kırılmalı, planktonik

foraminiferli mikrit ve biyomikrit türü kireçtaşı formasyonun egemen kaya türünü oluşturur.

Yeşilimsi açık kül rengi, krem rengi şeyil, killi kireçtaşı, kireçli kiltaşı ve bol biyoklastlı, ince

Page 44: istanbul ili temel jeolojik özellikleri

43

katmanlı, kalkarenit arakatmanlıdır. Kimi düzeylerde sarımsı-açık kahve rengi, siyahımsı

çakmaktaşı yumru ve arakatmanlarını, alt düzeylerinde kuvars kumlu, mercanlı, alg ve

bentonik foraminiferli yer yer bol makrofosilli mikrit-biyomikrit türü kireçtaşı düzeylerini

kapsar. Altınlı (1968) ve Altınlı ve diğ.(1970)’nin “Şemsettin Kireçtaşı” birimini karşılar.

Baykal (1943)’a göre yaklaşık 600 m Gedik ve diğ.(2004,yazılı bilgi)’ne göre yaklaşık 350 m.

kalınlık gösterir. Şile güneyinde Ahmetli ve Çayırbaşı köyleri dolayında yaygındır.

Dokanak ilişkileri ve kalınlık. Akveren Formasyonu’nun kireçtaşı ve kumtaşı arakatkılı

kiltaşı, marndan oluşan alt düzeyi taban çakıltaşı düzeyi ile Sarıyer Formasyonu’nun Garipçe

Üyesi’ne karşılık gelen volkanitleri transgressif olarak üstler. Baykal (1943) “Aralarında

kalker bulunan marnlar” adıyla tanımladığı, Yunuslu dere Üyesi’nin karşılığı olan, alt

düzeyinin 25 m ve “Beyaz kalkerler” adıyla tanımladığı, Ahmetler Kireçtaşı Üyesi’nin

karşılığı olan üst düzeyinin 600 m kalınlıkta olduğunu belirtir. Altınlı (1968), istifin

“Şemsettin Ölçülmüş Stratigrafi Kesiti” adı altında ölçmüş olduğu kesitinin 633.50m kalınlıkta

olduğunu belirtilir. Aynı araştırıcı, daha sonraki bir çalışmasında (Altınlı ve diğ., 1970),

formasyonun “Sarıbayır (Sarı) tepesi ile Tavşanlı arasında yer alan ölçülmüş stratigrafi kesitini

gösteren dikme kesitinde, toplam 345m stratigrafik kalınlık ölçmüştür.

Fosil kapsamı ve yaş.

Đnceleme alanındaki yüzeylemelerinde, benktonik foraminiferli ve algli, yer yer makrofosil

yığışımlı mikrit-biyomikrit türü kireçtaşı egemen kayatürünü oluşturur. Fosil içeriğine göre

formasyonun, Geç Kampaniyen - Geç Paleosen aralığını temsil eder (Baykal,1943; Dizer ve

Meriç, 1972; Gedik ve diğ., 2004).

2.2.14. Şile Formasyonu

Şile ilçe merkezi ve yakın dolayında yüzeylenen, çeşitli boyda olistolit ve olistostrom

merceklerini kapsayan kiltaşı-miltaşı-kumtaşı birimi Baykal ve Önalan (1979) tarafından

bütünüyle “Şile Sedimanter Karışığı (Şile Olistostromu)” adı altında incelenmiştir. Birim, aynı

kapsamda olmak üzere, bu incelemede kayastratigrafi adlama kuralları gözetilerek, Şile

Formasyonu adıyla incelenmiştir. Formasyon, olistolit ve olistostromal kapsayan düzeyleri

Ağlayankaya Üyesi” ve sözkonusu olistolit ve olistostromların taşındığı ortamı oluşturan kil,

mil, kum boyu kırıntılılı kesimi ise “Đmam tepesi Üyesi” olmak üzere iki üyeye ayırtlanmıştır.

2.2.14.1. Ağlayankaya Üyesi: Şile Formasyonu içersinde bulunan değişik boy ve

yoğunlukta olistostrom, moloz akıntısı birikintisi (debris flow) ve boyları onlarca metreyi

bulan kireçtaşı olistolitleri, bu incelemede Ağlayankaya Üyesi adıyla incelenmiştir. Bu tür

oluşuklar, Şile ilçe merkezinin 2 km doğusunda deniz kıyısında yer alan Ağlayankaya

Page 45: istanbul ili temel jeolojik özellikleri

44

mevkisinde temiz yüzeylemeler verir. Üye, killi milli hamur ve köşeli-yarı köşeli, kötü

boylanmış, irili ufaklı çakıl ve blokları kapsayan birikintilerinin yanında karbonat çimentolu,

bütünüyle köşeli çakıl ve bloktan oluşan hamur oranı çok düşük ya da bütünüyle tane destekli

kötü boylanmış kiretçaşı yığıntılarını kapsar. Çakıl ve blokların büyük bölümü ve özellikle

olistolitlerin hemen hemen bütünü Akveren Formasyonun’dan türemiştir; seyrek olarak

Sarıyer Formasyonu’ndan türemiş kırıntılı kaya ve volkanitlerin çakıl ve bloklarını kapsar. Şile

ilçe merkezinin doğusunda ve kuzeyindeki iskele alanında kıyı boyunca açığa çıkan temiz

yüzeylemelerinde görüldüğü gibi, çakıl, blok ve boyları onlarca metre olan olistolitlerin hemen

hemen bütünü Akveren Formasyonu’nun Ahmetli Kireçtaşı Üyesi’nden türemiştir. Şile’nin

Karadeniz kıyısı boyunca, Ayazma Burnu, Şile feneri ve Eşek adası ve Yunuslubayır arasında

kıyı falezi boyunca incelemeye elverişli temiz yüzeylemeler verir.

2.2.14.2. Đmam Tepesi Üyesi: Şile Formasyonu’nun Ağlayankaya Üyesini oluşturan olistolit

ve olistostrom ve moloz akması birikintilerini kapsayan, başlıca kil, mil, kum boyu kırıntılılar

bu incelemede, Şile ilçe merkezinin güney kesiminde, yüzeylemelerinin yaygın olduğu Đmam

Tepesi’nin adıyla üye aşamasında adlandırılmıştır. Taze rengi, mavimsi külrengi, ayrışmışı

boz-açık kahverengi, ince-orta katmanlı, yarılgan şeyl, kiltaşı, kireçli kiltaşı, miltaşı, ve

kumtaşından oluşur. Bol mika pullu, kuvars, volkanit, kumtaşı ve kireçtaşı türünden kum-mil

boyu gereç genellikle kil hamurla tututrulmuştur; bolca bitki kırıntılıdır. Özellikle kıyı

falezlerindeki temiz yüzeylemelerinde açığa çıkan mavimsi külrengi, parlak midye kabuğu

kırılma yüzeyli kiltaşı ve miltaşları birimin egemen kayatürünü oluşturur.

Đmam Tepesi Üyesi, Gedik ve diğ.(2004, yazılı bilgi)’nin Atbaşı ve Çaycuma formasyonlarını

kısmen karşılar. Ancak adı geçen araştırmaya ait jeoloji haritasının Şile güneyini kapsayan

kesiminde, olasılı bir fayla birbirinden ayrılmış olan bu iki formasyon, bu incelemeye göre,

sık sık ayrışma rengi ve egemen tane boyu farklılıkarı gösteren ve bu incelemede Đmam Tepesi

Üyesi adıyla incelenen tek bir birime ait olmalıdır. Diğer yandan, adı geçen kırıntılıların, Şile

Formasyonu’nun olistolit, olistostrom vb. kaotik bloklarını irili ufaklı mercek ve ara düzeyleri

halinde kapsadıklarından, onlardan ayrı olarak tek başına bir formasyon adıyla adlandırılması,

kayastratigrafi adlama kuralları açısından sakıncalı olur. Dolaysıyla, birim için Gedik ve

diğ.(2004.yazılı bilgi) tarafından kullanılmış olan Atbaşı ya da Çaycuma formasyon adlarından

herhangi biri bu incelemede kullanılmamış, Şile Formasyonu’nun olistolit, olistostrom vb.

oluşuklarını kapsayan Ağlayankaya Üyesi’nin dışında kalan ince gereçli kırıntılılarının bütünü,

üye aşamasında Đmam tepesi Üyesi olarak incelenmiştir.

Dokanak ilişkileri ve kalınlık. Đnceleme alanında Şile Formasyonu’nun açığa çıkmamış olan

alt dokanağının niteliği bilinmemektedir. Formasyon Ömerli Formasyonu’nun sıkılaşmış kum-

Page 46: istanbul ili temel jeolojik özellikleri

45

çakıl düzeyleri tarafından uyumsuzlukla üstlenir. Formasyon kalınlığı, değişik boyutta olistolit

ve olistostromları kapsaması nedeniyle, yerden yere 5-10m. ile birkaç yüz m. arasında

değişir.

Fosil kapsamı ve yaş. Paleosen (Tanesiyen)-Orta Eosen (Lütesiyen) aralığını temsil eden

mikrofauna kapsamaktadır, Baykal, 1943; Baykal ve Önalan,1979; Gedik ve diğ., 2004).

2.2.15. Yunuslubayır Formasyonu

Tanım ve ad. Yunuslubayır Formasyonu başlıca, sarımsı boz renkli, bol nümmülitlli, kumtaşı,

kumlu-killi kireçtaşı ve çakıltaşından oluşur. Formasyonun inceleme alanındaki yüzeylemeleri,

Baykal ve Önalan (1979) tarafından, Şile’nin 5km. doğusunda, yüzeylemelerinden birinin

bulunduğu Yunuslubayır’ın adıyla, Gedik ve diğ. (2004, yazılı bilgi) tarafından ise Çaycuma

Formasyonu kapsamında incelenmiştir. Formasyon, kayatürü özelliği ve stratigrafi ilişkileri

açısından, Gedik ve diğ.(2004)’nin Çaycuma Formasyonu’nundan farklı özellikler taşır. Oysa

Gedik ve diğ. (2004,yazılı bilgi) tarafından Şile’nin GD’sunda yer alan Hatipler köyü

dolayındaki yüzeylemeleri, Hatipler Formasyonu adıyla incelenmiş olan sarı renkli kumtaşı-

çakıltaşı ile başlayan Nümmülit’li kireçtaşı ile devem eden Hatipler Formasyonu ile yakın

benzerlik gösterir. Bu incelemede istif için Baykal ve Önalan (1979) tarafından kullanılmış

olan Yunuslubayır Formasyonu adının kullanılması, adlamada öncelik kuralı gereği

yeğlenmiştir. Sarımsı boz, ince-orta-kalın katmanlı, bol Nummulit vb. bentonik foraminiferli,

lamellibranşlı, killi-kireçli çimentolu, kumtaşı, kumlu kireçtaşı ve çakıltaşı katmanlarının

düzensiz ardalanmasından oluşur. Alt düzeylerinde çakıltaşı oranı yüksektir. Çakıl ve kum

boyutundaki gereç, yarı yuvarlanmış-yuvarlanmış, orta-zayıf boylanmış, gevşek

tutturulmuştur; başlıca kuvars, çakmaktaşı, Sarıyer ve Akviran formasyonlarından türemiş

kumtaşı, volkanit ve kireçtaşı türündendir; kumlu, killi, kireçli hamur kapsar. Formasyon üst

kesimlerinde Nümmülit’li kireçtaşı-kalkarenit düzeylerini kapsar. Birim egemen sarımsı boz

rengi ile sahada kolayca izlenebilmektedir.

Şile’nin doğusunda, Eşekadası ile Yonga deresi arasında kıyı falezlerinde temiz yüzeylemeleri

açığa çıkar.

Dokanak ilişkileri ve kalınlık. Đnceleme alanında Şile’nin doğusu ile Yonga deresi arasında

kıyı falezleri boyunca açığa çıkan yüzeylemelerinde güzel görüldüğü gibi, Şile Formsyonu’nun

mavimsi külrengi kiltaşlarını (Đmam Tepe Üyesi) düşük bir açısal uyumsuzlukla üstler. Aynı

yörede yer alan Eşekadası’nın üst kotlarında, Yunuslubayır Formasyonu’na ait sarımsı boz

renkli, yatay katmanlı, bol Nümmülit’li kumtaşı-kumlu kireçtaşı katmanlarının, adayı oluşturan

Şile Formasyonu’na ait büyük bir kireçtaşı (Ahmetli Kireçtaşı Üyesi) olistolitini transgressif

Page 47: istanbul ili temel jeolojik özellikleri

46

olarak uyumsuzlukla üstler. Formasyon bu özellikleriyle Gedik ve diğ. (2004,yazılı bilgi)’nin

Hatipler Formasyonu ile deneştirilebilmektedir.

Ömerli Formasyonu tarafından uyumsuzlukla üstlenen formasyonun inceleme alanındaki

yüzeylemeleri 40-50m. dolayında kalınlık gösterir.

Fosil kapsamı ve yaş. Yukarıda da belirtildiği gibi formasyon gerek kırıntılı gerecin

hamurunda gerekse üst kesimlerinde yer alan kireçtaşı-kalkarenit katmanlarında, Lütesiyen’i

temsil eden Nümmülit vb bentonik foraminiferleri yoğun olarak kapsar (Baykal,1943, Baykal

ve Önalan, 1979; Gedik ve diğ., 2004).

2.2.16. Kırklareli Gurubu

Tanım ve ad. Kırklareli Gurubu, Trakya Tersiyer havzasının doğu kesiminde Kırklareli-

Çatalca-Đkitelli-Terkos gölü arasında kalan alanda yüzeyleyen Orta Eosen-Alt Oligosen yaşta

kaya birimlerini kapsar. Đstifin yaygın olduğu yörelerden biri olan Kırklareli ilinin adı, birçok

araştırıcı tarafından, Eosen yaşlı resifal karbonatları içeren istifler için, üye ya da formasyon

adı olarak kullanılmıştır (Kemper, 1961; Keskin, 1966, 1974; Ünal, 1967; Yurtsever,1996;

Umut ve diğ., 1983). Özgül (2005), Kırklareli adını, birim adının coğrafya bileşeni olarak

korunmasını ancak, birimin derecesinin, bölgedeki Orta Eosen-Alt Oligosen yaşta kaya

birimlerinin bütününü kapsayacak şekilde, gurup aşamasına yükseltilmesini önerir. Kırklareli

Gurubu, biribirleriyle yanal ve düşey giriklik gösteren ve biri diğerinin lehine ya daaleyhine

incelip kalınlaşan, kabaca alttan üste doğru, 1) Koyunbaba Formasyonu (Tersiyer yaşlı istifin

taban kırıntılı alt düzeyi), 2) Soğucak Kireçtaşı (resifal kireçtaşı) ve 3) Ceylan Formasyonu

(killi marnlı resifler arası ve havza çökelleri) olmak üzere üç formasyonu kapsar (şekil 4).

2.2.16.1. Koyunbaba Formasyonu

Tanım ve ad. Trakya bölgesinin, Istranca ve Çatalca metamorfitlerini güneyden sınırlayan ve

Kuzey Ergene Havzası olarak da bilinen kuzey kesiminde Tersiyer yaşlı çökellerin transgressif

taban birimini oluşturan kırıntılılar, başlangıçta Krausert ve Malal (1957) tarafından

Koyunbaba Üyesi (Siyako ve diğ.,1989 da) adıyla incelenmiş ve kesit ölçümü yapılmıştır.

Keskin (1966) istifi, önce Đslambeyli Formasyonu, daha sonraki yayınında (Keskin,1974) ise,

Koyunbaba Formasyonu adılarıyla incelemiştir. Bölgede çalışan MTA jeologları tarafından,

aynı birim için Đslambeyli Formasyonu adı kullanılmıştır (Yurtsever, 1996; Umut ve diğ.,1983

ve 1984; Gedik ve diğ., 2003). Özgül (2005), gerek Trakya havzasının çeşitli kesimlerindeki

yüzeylemelerinde, gerekse sondajlardan edinilen yeraltı bilgileri ışığında ayrıntılı olarak

incelemiş bulunan sözkonusu birimin, yerli ve yabancı petrol jeologları arasında yagın olarak

kullanılan ve adlamada öncelik taşıyan “oyunbaba Formasyonu”adının kullanılmasını önerir.

Page 48: istanbul ili temel jeolojik özellikleri

47

Şekil 4. Trakya Tersiyer havzasının Đstanbul il alanı içinde kalan kesiminde yüzeyleyen

Tersiyer yaştaki kayastratigrafi birimlerinin genelleştirilmiş dikme kesiti

Çatalca’nın KB’sında yer alan Đnceğiz köyünün 3-3,5 km B’sında Teferiç tepesinin doğu

yamacı, Akartuna (1953) tarafından birimin bu yöredeki en iyi görüldüğü yer olarak

belirlenmişir.

Page 49: istanbul ili temel jeolojik özellikleri

48

Đnceleme alanının batı ucunda, Çatalca metamorfitlerinin ya da Karbonifer yaşlı Trakya

Formasyonu’nun üzerinde gevşek tutturulmuş kum ve çakıl birikintileriyle başlar; yanal ve

düşey geçişli olarak, seyrek ve ince kömür arakatkılı piritli, nefti yeşil-koyu külrengi şeyil ve

miltaşı düzeylerini kapsar. Çakıllar genellikle, üzerinde yer aldıkları taban kayasından türemiş,

başlıca şist, metagranit, kuvarsit, kuvars ve Trakya Formasyonu’na ait kumtaşı-miltaşından

oluşur; yuvarlanmış-yarı yuvarlanmış, zayıf boylanmıştır. Kumlar genellikle sarımsı, yeşilimsi,

boz, zayıf boylanmalı, orta-kaba tanelidir; gevşek tutturulmuş ya da tutturulmamış mika,

feldspat, kuvars gereç ve killi hamur kapsar. Kimi yüzeylemelerinde, örneğin Çatalca

dolayında, iyi boylanmış ve yuvarlanmış, çok iyi yıkanmış ve temizlenmiş olduğu için döküm

ve cam sanayinde kullanılmakta olan kum birikintilerini kapsar.

Dokanak ilişkileri ve kalınlık. Koyunbaba Formasyonu, inceleme alanının yakın batısında,

Çatalca metamorfitleri ve Trakya Formasyonu’na ait kumtaşı-şeyil birimini kapsayan temel

kayaları açısal uyumsuzlukla üstler. Üstünde yer alan Soğucak Kireçtaşı ile yanal ve düşey

geçiş gösterir.

Formasyonun kalınlığı düzensiz taban topoğrafyası ve değişken çökelme koşullarına bağlı

olarak yerden yere, 1-2 m ile yaklaşık 100m arasında sıkça değişir.

Fosil kapsamı ve yaş. Koyunbaba Formasyonu kıt fosillidir. Çakıltaşı hamur içinde Lütesiyen

- Priaboniyen aralığını temsil eden Nummulit vb. iri bentonik foraminifer pelesipod, gastropod

ve ekinid kavkılarını kapsar (Akartuna,1953; Umut ve diğ.,1983; Kasar ,1987)

2.2.16.2. Soğucak Kireçtaşı

Tanım ve ad. Kırklareli Gurubu’nun ayırtman kayatürlerinden birini oluşturan Soğucak

Kireçtaşı, resif ortamının çeşitli fasiyeslerini temsil eden karbonatlardan oluşur. Söz konusu

kireçtaşı istifi, Kırklareli Formasyonu’na ait “Soğucak Üyesi” (Holmes, 1961) Soğucak

Kalkeri (Ünal, 1967), Soğucak Kireçtaşı (Keskin, 1974; Kasar, 1987) ya da Soğucak

Formasyonu (Kasar ve diğ., 1983; Sümengen ve diğ., 1987) gibi adlarla incelenmiştir.

Đnceleme alanının doğu kesimlerinde, Çatalca ilçesi ile güneyindeki Muratbey köyü arasında

taş ocaklarının bulunduğu alanda Bahçeşehir’in D’sunda Karanlık dere vadisinde, Çatalca

masifinin doğu yamacında ve Çatalca’nın D’sunda Altınşehir-Kayabaşı-Şamlar arasında dar

kuşaklar boyunca yer yer temiz yüzeylemeleri görülür.

Soğucak Kireçtaşı, başlıca resif çekirdeği, resif önü ve resif gerisi gibi resif ortamının çeşitli

fasiyeslerini temsil eden istifleri kapsar. Kireçtaşı kirli beyaz, açık krem, boz, orta-kalın çok

kalın katmanlı, bol makrofosil ve bentonik foraminiferli kireçtaşından oluşur. Kovuklu ve

gözenekli dokuya sahiptir, yer yer dolomitleşme gösterir. Đrili ufaklı paleokarstik erime

boşlukları yaygındır. Bol algli, mercanlı bağlamtaşı ve tanetaşı türünden kireçtaşı egemendir.

Page 50: istanbul ili temel jeolojik özellikleri

49

Taş ocaklarında en çok 100 m dolayında kalınlık gösterir, ortalama kalınlığı 50 metre

dolayındadır.

Dokanak ilişkileri ve kalınlık. Soğucak Kireçtaşı, Koyunbaba Formasyonu’nu uyumlu üstler.

Yer yer, metamorfit ya da Karbonifer yaşlı temel kayaları, arada Koyunbaba Formasyonu

bulunmaksızın, transgressif aşmalı olarak doğrudan açısal uyumsuzlukla üstler. Birim, Ceylan

Formasyonu’nun marnları tarafından uyumlu üstlenir.

Fosil kapsamı ve yaş. Soğucak Kireçtaşı, çok zengin mikro ve makrofosil topluluğunu kapsar.

Formasyonun, Trakya Tersiyer havzasının değişik kesimlerindeki yüzeylemelerinden ya da

petrol sondajlarından edinilen veriler Lütesiyen-Erken Oligosen aralığını kapsayan bir süreç

içinde çökeldiğini gösterir (Dacı, 1951; Akartuna, 1953; Sayar, 1955; Batı ve diğ., 2002;

M.Siyako, 2003, yazılı bilgi; K.Şentürk, 2004, yazılı bilgi).

2.2.16.3. Ceylan Formasyonu

Tanım ve ad. Çatalca kuzeyinde ve Sazlıdere dolaylarında yaygın olan marn-kiltaşı ağırlıklı

istif, Ceylan Formasyonu’nu oluşturur. Trakya havzasında yapılan ve istifi kesen petrol ve

doğal gaz amaçlı sondajlardan sağlanan yeraltı bilgilerine göre yapılan adlamada, istif için,

Ünal (1967) tarafından formasyon aşamasında Ceylan Şeyli (Keskin, 1974 de), Keskin (1974)

tarafından Ceylan Formasyonu adları kullanılmıştır. Birim Doust ve Arıkan (1974) tarafından,

Pınarhisar Formasyonu’nun “Đhsaniye Üyesi”, daha sonraları Yurtsever ve diğ. (1991),

Yıldırım ve Savaşkan (2003), Gedik ve diğ. (2004) tarafından Đhsaniye Formasyonu adlarıyla incelenmiştir.

Đnceleme alanında, Bahçeşehir’in D’sundan geçen ve bölgeyi KB-GD doğrultusunda kesen

Kartal deresi vadisi boyunca, Sazlıdere barajının kuzey yakasında ve Çatalca’nın doğusunda

geniş alanlar kaplar.

Ceylan Formasyonu başlıca değişen oranda marn-killi kireçtaşı-kireçli kiltaşı ardalanmasından

oluşur; kumtaşı ve kireçtaşı arakatkılıdır, alt düzeylerinde tüf ara düzeylerini kapsar.

Formasyonun egemen kayatürünü oluşturan marn ve kiltaşı taze iken mavimsi-külrengi,

ayrışmışı sarımsı boz-krem rengi, orta ve düzgün katmanlı, dış bükey ya da iç bükey kırılma

yüzeylidir. Bentonik foraminiferli mikrit ve biyomikrit türü kireçtaşı, killi kireçtaşı, seyrek

olarak biyoklastik kireçtaşı-kalkarenit ara düzeylerini kapsar.

2.2.16.3.1. Balık koyu Çakıltaşı Üyesi: Trakya’nın Karadeniz kıyısında yer alan Karaburun

burnunun batı kıyısında Balık koyu adıyla bilinen küçük bir koyda yüzeyleyen kalın çakıltaşı-

kaba kumtaşı birimi, ile onun üzerinde yer alan kireçtaşı arakatkılı ve olistostromal düzeyler

içeren mil-kil boyu gerecin egemen olduğu ince kırıntılı düzey, Oktay ve diğ. (1992)

Page 51: istanbul ili temel jeolojik özellikleri

50

tarafından Karaburun Formasyonu adıyla incelenmiştir. Ancak, Karaburun adı, Gelibolu

yarımadası ve Saroz körfezi dolayındaki Eosen yaşta birimler için, Önem (1974) ve Önal

(1984) tarafından formasyon aşamasında (Karaburun Formasyonu), Saner (1985) tarafından

Karacahisar Formasyonu’na ait üye adı olarak (Karaburun Üyesi) kullanılmıştır. Diğer

yandan, bu çakıltaşı biriminin üzerinde geçişli olarak yer alan ve Oktay ve diğ. (1992)

tarafından Karaburun Formasyonu kapsamında incelenen mil-kil boyu gerecin egemen olduğu

kırıntılı istif, Özgül (2005) tarafından Ceylan Formasyonu’nun devamı olduğu gerekçesiyle

Ceylan Formasyonu kapsamında, daha üstte yer alan kömür arakatkılı birim ise ortam ve yaş

birlikteliğinden dolayı Gürpınar Formasyonu kapsamında Ağaçlı Üyesi olarak incelenmiştir.

Dolaysıyla Özgül (2005) tarafından, Karaburun adının önceki araştırmalarda başka birimler

için kullanılmış olduğu ve birimin Balık koyunda incelemeye elverişli yüzeylemesinin

bulunduğu gerekçesiyle, Balık koyu Çakıltaşı Üyesi olarak adlandırılmıştır. Yanal sürekliliği

olmadığı için, Özgül (2005) tarafından Ceylan Formasyonun içinde kamalandığı gerekçesiyle,

formasyonun bir üyesi incelenen Balık koyu Çakıltaşı Üyesi, Oktay ve diğ. (1992)’nin

Karaburun Formasyonu adıyla incelediği istifin alt düzeyine karşılık gelir.

Đnceleme alanında yalnızca Karaburun beldesi kıyısı boyunca yüzeyleyen Balık koyu Çakıltaşı

Üyesi Ceylan Formasyonu’nun bu yöredeki yüzeylemesinin en alt düzeyini oluşturur. Soğucak

Kireçtaşı’nı doğrudan üstler. Adından da anlaşılacağı gibi birimin tamamına yakın bölümü

çakıltaşından oluşur; yanal ve düşey geçişli olarak çakıl ve çakılcıklı kaba kumtaşı

arakatkılıdır. Çakıl ve hamur kapsamına bağlı olarak boz, açık külrengi, yeşilimsi renklerde,

orta-kalın ve düzgün katmanlanma gösteren, istif, kumlu-killi hamurla tutturulmuş, 1-2 cm’den

20-30 cm’ye değin değişen (ortalama 3-5 cm) boyutlarda, çoğunlukla taban kayayı oluşturan

Soğucak Kireçtaşı’ndan ve daha az oranda volkanitlerden türemiş, kaba kum, çakılcık, çakıl ve

blok boyu gereci kapsar; koşut ve çapraz katmanlanmalı, derecelenme ve merceklenme

gösterir. Çakıllar çoğunlukla yarı yuvarlanmış, kötü boylanmıştır; bloklar çakıltaşı içinde

saçılmış halde bulunur.

Dokanak ilişkileri ve kalınlık. Ceylan Formasyonu, yukarıda da değinildiği gibi, Soğucak

Kireçtaşı’na ait resiflerin geliştiği sırt blokları arasında kalan göreli olarak daha derin

ortamlarda çökelmiştir; dolaysıyla Soğucak Kireçtaşı ile giriklik gösterir, genellikle yanal

düşey geçişli olarak Soğucak Kireçtaşı’nın üstünde yer alır. Birim, Pınarhisar Formasyonu

tarafından uyumsuzlukla üstlenir.

Birim kalınlığı, taban topoğrafyasına ve giriklik gösterdiği resiflerin (Soğucak Üyesi)

gelişimine bağlı olarak, yerden yere 40-50 m ile 150-200 m arasında değişir.

Page 52: istanbul ili temel jeolojik özellikleri

51

Fosil kapsamı ve yaş. Ceylan Formasyonu genellikle pelajik foraminifer bakımından zengin

düzeyler kapsar; yer yer, bentonik foraminifer, makrofosil kavkısı ve bitki parçalarını içerir.

Akartuna (1953), Đnceğiz köyünün GB’sında, kireçtaşı istifinin (Soğucak Kireçtaşı) marnlara

geçtiği, olasılıkla Ceylan Formasyonu’nun alt düzeyne karşılık gelen katmanlarda Oversiyen-

Priaboniyen geçiş düzeyini gösteren Nummulites fabianii türünün bulunduğunu belirtir. Sirel ve

Gündüz (1976) Ceylan Formasyonu’nun bu yöredeki alt düzeyine karşılık gelen killi kireçtaşı

katmanlarında Erken-Orta Oligosen’i gösteren mikrofosilleri kapsadığını belirtir. Sonuç olarak

Ceylan Formasyonu’nun Geç Eosen’den Erken-Orta Oligosen’e uzanan süreci temsil ettiği

anlaşılmaktadır.

2.2.17. Pınarhisar Formasyonu

Tanım ve ad. Pınarhisar Formasyonu başlıca kireç, çimentolu çakıltaşı arakatkılı kireçtaşı,

çakıllı kumtaşından oluşur. “Konjeriya’lı Kireçtaşı” adıyla da bilinen istif için Pınarhisar adı,

ilk kez Kemper (1961) tarafından, Keşan Formasyonu’na ait üye derecesinde, daha sonraları

Keskin (1966) tarafından formasyon derecesinde coğrafya adı olarak kullanılmıştır.

Büyükçekmece gölünün batısında Manastır tepede, Çatalca’nın güneyinde Koğul deresi

vadisinin sol yakasında ve Çatalca’nın kuzeyinde Domuz deresi vadisinde, Pınarhisar, Çakıllı,

Poyralı, Süloğlu, Dolhan, Eriklice dolaylarında istifin incelemeye elverişli yüzeylemeleri yer

alır (Umut ve diğ.,1983; Umut ve diğ.,1984)

Pınarhisar Formasyonu başlıca, kireç çimentolu çakıltaşı arakatkılı, oolitli, pelletoidli, çakıllı, kumlu

kireçtaşı ve kumtaşından oluşur. Formasyonun kireç kapsamı yüksek olan alt bölümünde beyaz-

kremrengi, orta katmanlı, oolitli, onkolitli, bol makrofosil kavkılı, algli kireçtaşı ve çakıllı kireçtaşı

egemendir. Özellikle alt düzeylerinde, bol Congeria sp. kapsamasıyla belirgindir. Yanal ve düşey

geçişli olarak kireç hamurlu çakıltaşı ve çakıllı kireçtaşı arakatkılıdır.

Pınarhisar Formasyonu Soğucak Kireçtaşı’nı açısal uyumsuzlukla üstler. Rückert-Ülkümen (1960),

istifin balıklı şeyiller tarafından uyumsuz olarak üstlendiğini savunur. Buna karşılık araştırıcıların

büyük çoğunluğu tarafından balıklı şeyil, karton şeyil, Süloğlu formasyonu vb gibi değişik adlarla

anılan şeyiller tarafından uyumlu olarak üstlendiğini belirtirler (Aslaner, 1956; Sönmez-Gökçen,

1963; Keskin,1971; Siyako,2003 yazılı bilgi;).

Fosil kapsamı ve yaş. Formasyon Oligosen’i temsil eden foraminifer ve ostracodları kapsar

(Sönmez-Gökçen,1963; Umut ve diğ.,1983; Umut ve diğ., 1984). Başta Congeria sp. olmak

üzere bol lamellibranş, gastropod, balık dişi ve üst düzeylerinde balık kalıpları kapsamasıyla

belirgindir.

Page 53: istanbul ili temel jeolojik özellikleri

52

2.2.18. Danişmen Formasyonu

Tanım ve ad.

Trakya havzasında taşkın ovası, göl ve bataklık çökelleriyle temsil edilen regressif delta

ortamı çökellerinin bütünü ya da bir bölümü, önceki araştırmalarda Yenimuhacir Formasyonu

(Holmes,1961), Danişmen Formasyonu” (Beer ve Wright, 1960; Ünal, 1967; Umut ve diğ.,

1984) ve Danişmen Şeyili (Ünal,1967) gibi değişik adlarla incelenmiştir. Bu incelemede

bölgede petrol amaçlı incelemeler yapan yerbilimciler tarafından yaygın olarak kullanılmış

olan Danişmen Formasyonu adı benimsenmiştir.

Büyük bölümü kumtaşı, çakıltaşı ve miltaşı arakatkılı, kiltaşı ve şeyillerden oluşan ve tüf-tüffit

ve kömür (linyit) aradüzeylerini kapsayan Danişmen Formasyonu bu incelemede 1) Süloğlu

Şeyil Üyesi; 2) Gürpınar Üyesi, 3) Çantaköy Volkanit Üyesi ve 4) Ağaçlı Üyesi olmak üzere

dört üyeye ayırtlanmıştır (şekil 4).

2.2.18.1. Süloğlu Şeyil Üyesi: Đstifin alt düzeyinde varvlı yapı gösteren şeyil birimi yer alır.

Önceki araştırmalarda, balık fosili kapsamından dolayı Balıklı Şeyil (Rückert-Ülkümen,1960)

ve / ya da açık havada nemini yitirince ince levhamsı yarılma gösterdiğinden Karton Şeyil

(Akartuna 1953; Aslaner,1956) adlarıyla incelenmiştir. Đstif, Boer (1954) ve Umut ve

diğ.(1984) tarafından Süloğlu Formasyonu adıyla incelenmiştir.

Kumtaşı arakatkılı şeyiller Süloğlu Üyesi’nin egemen kaya türünü oluşturur. Đnce mil ve kil

laminalarının ardalanmasından oluşan varvlı şeyiller, taze iken kara-koyu yeşilimsi, koyu

külrengi, ayrışmışı açık kahvemsi, boz, açık külrengi ve dağılgandır; 20-30 m kalınlık gösteren

varvlı şeyiller, büyük olasılıkla kışları donan, durgun tatlı su ortamında çökelmiş yıllık ince kil

ve mil düzeylerini kapsayan lamina çiftlerinin aradalanmasından oluşmuştur. Birim, yer yer

ince kömür mercekleri ve jips içerir. Yer yer, beyaz ve küçük boyutlu bol lamellibranşllı ara

düzeyler kapsar.

Büyükçekmece gölünün doğu kıyısında ve doğusundaki sırtlarda, Çatalca ilçesi yöresinde yer

alan Akören, Bekirli, Kabakça köyleri dolayında ve Hoşdere köyünün güney ve

güneydoğusunda ve Büyükçekmece gölünün kuzey doğu kıyısında yüzeylemeleri bulunur.

Süloğlu Üyesi Pınarhisar Formasyonu’nu uyumlu olarak üstler ve Gürpınar Üyesi tarafından

yanal ve düşey geçişli olarak üstlenir.

2.2.18.2. Gürpınar Üyesi: Başlıca, gevşek tuturulmuş kumtaşı ve miltaşı arakatkılı kiltaşı-

şeyil türü ince kırıntılılardan oluşur; ince linyit ve tüf-tüfit ara düzeylerini kapsar. Terkos,

Büyükçekmece ve Küçükçekmece gölleri arasında ve Gürpınar yerleşim alanı dolayında

çoğunlukla vadi tabanı ve yamaçlarında açığa çıkar. Birim adı, Sayar (1977) tarafından,

Page 54: istanbul ili temel jeolojik özellikleri

53

yüzeylemelerinin yaygın olduğu Gürpınar semtinden alınmıştır. Özgül (2005) tarafından,

Danişmen Formasyonu’nun diğer üyeleriyle yanal ve düşey geçiş gösterdiği gerekçesiyle,

Danişmen Formasyonu kapsamında üye derecesine indirgenmiştir.

Başlıca ince kum-mil arakatkılı kiltaşları, Gürpınar üyesinin egemen kaya türünü oluşturur;

seyrek olarak çakıl-çakılcık merceklerini kapsar. Kiltaşı, taze iken yeşilimsi-koyu külrengi,

ayrışmışı boz, açık külrengi, ince-orta katmanlı ve laminalıdır; katmanlanmaya koşut dizilmiş

kireçli konkresyon ve kil topaklarını kapsar. Kumtaşı ara katmanları kalınlığı 20 cm’yi

geçmeyen ara düzeyler oluşturur. Genellikle küçük boyutlu, ince kavkılı, beyaz renkli

lamellibranş ve gastropod kavkı yığınlarını kapsayan, 5-10 cm kalınlıkta makrofosilli ara

düzeyler ve seyrek olarak Congeria’lı beyaz kireçtaşı arakatmanlarını kapsar.

2.2.18.3. Çantaköy Volkanit Üyesi: Gürpınar yerleşim alanında Gürpınar Üyesi’nin değişik

düzeylerinde kalınlığı yer yer 8-10 metreyi bulan felsik tüf-tüfit arakatkıları yer alır.

Volkanitlerin Tekirdağ yöresindeki yüzeylemeleri Çantaköy Formasyonu ya da Çantaköy

Tüfiti adı altında incelenmiştir (Umut ve diğ.,1983; Çağlayan ve Yurtsever, 1998). Özgül

(2005), Gürpınar Üyesi’nin değişik düzeylerinde ince dokulu, kalınlığı yer yer 8-10 metreyi

bulan arakatkılar oluşturduğu gerekçesiyle, sözkonusu tüf-tüfitlerin, üye derecesinde

adlandırılmasını yeğlenmiştir. Gürpınar yerleşim alanının Marmara denizine bakan

yamaçlarında Gürpınar ve çevresinde, Kavaklı-Yakuplu semtlerinin güneyinde, Çantaköy

batısında ve kuzeyinde, Yolçatı, Büyükkılıçlı, Seymen, Sinekli, Büyüksinekli köyleri

dolayında, Kurfallı köyü güneybatısında, Celaliye-Kamiloba-Ovayenice köyleri arsında,

yüzeylemeleri bulunur. Gürpınar dolayındaki yüzeylemelerinde Çukurçeşme Formasyonu

tarafından uyumsuzlukla üstlenen Danişmen Formasyonu’nun en üst düzeyini oluşturur.

2.2.18.4. Ağaçlı Üyesi: Đstanbul’un Avrupa yakasında Karadeniz’in Karaburun-Kilyos

arasında kalan kıyı şeridinde yaygın olan, özellikle Ağaçlı beldesi dolayılarındaki ocaklarda

işletildiği için “Ağaçlı kömürü” ya da “Ağaçlı linyiti”adlarıyla bilinen kömürlü düzeyleri

kapsamasıyla karakteristik olan kil-kum-çakıl- birimi, Özgül (2005) tarafından yaş ve fasiyes

birlikteliğinden dolayı Danişmen Formasyonu içinde düşünülmüş ve istifin, ekonomik değerde

kömürlü kil düzeyleri kapsamıyla, formasyonun diğer üyelerinden farklı nitelik taşıdığı

gerekçesiyle, “Ağaçlı Üyesi” adıyla ayrı bir üye olarak adlandırılması yeğlenmiştir.

Ağaçlı Üyesi, biribirleriyle girikli gösteren, kömür arakatkılı yeşilimsi-külrengi kil düzeyleri

ile sarımsı-boz, kirli beyaz-açık külrengi, orta zayıf boylanmalı, yuvarlanmış-yarı yuvarlanmış

kum-çakıl düzeylerini kapsar. Günümüzde “Ağaçlı linyiti” olarak ekonomik değer taşıyan ve

işletilmekte olan ocaklarda 30-40 metrelik kesitlerde, üst üste 2 ya da 3 düzey halinde açığa

çıkmış olan kömürlü (linyit) düzeylerin kalınlıkları 1-5 m arasında değişir. Bunun dışında killi

Page 55: istanbul ili temel jeolojik özellikleri

54

düzeyler içinde, kalınlığı birkaç mm’den onlarca cm’ye değin değişen kömürlü ince

arakatkılar görülür. Kum-çakıl düzeylerinde kama ve tekne tipi çapraz katmanlanma, yontulma

yapıları gelişmiştir.

Çantaköy volkanit Üyesi, yeşilimsi, boz, ayrışmışı kirli beyaz, kaba kum boyu taneli dokulu

felsik tüf ve tüffitlerden oluşur. Camsı hamurla tutturulmuş başlıca biyotit ve ayrışmış feldspat,

kaya kırıntısı kapsar.

Danişmen Formasyonu inceleme alanında Soğucak Kireçtaşı’nı uyumsuzlıkla üstler. Soğucak

Kireçtaşı’nı doğrudan üstlediği yerlerde, Soğucak kireçtaşı’ndan türemiş çakıl ve blokları

kapsayan kum-çakıl düzeyi ile başlar. Yıldırım ve Savaşkan (2003), Küçükçekmece-

Halkalı’da yapılan sondajlarda formasyonun, Soğucak Kireçtaşı’nın üstünde “kireçtaşı blok ve

çakıllı kum ve kil ile başladığını, üste doğru kömür bantları içeren yeşil killere geçtiğini

belirtir.

Dokanak ilişkileri ve kalınlık. Formasyon, inceleme alanında Pınarhisar Formasyonu’nu

uyumlu olarak üstler; Çekmece Formasyonu tarafında uyumsuz üstlenir. Yıldırım ve Savaşkan

(2003)’a göre Eminönü-Fatih ilçeleri dolayında 40-90 m, Küçükçekmece dolayında 80 m

kalınlıktadır. Gürpınar yöresinde, tabanı açığa çıkmamış olan yüzeylemelerinde 100 m’nin

üzerinde kalınlık gösterir.

Fosil kapsamı ve yaş. Formasyon yer yer, lamellibranş, gastropod vb kavkılı düzeyleri kapsar.

Umut ve diğ (1983) Formasyonun Orta Oligosen’i gösteren foraminiferleri kapsadığını belirtir.

Palinolojik belgilemelere göre, Danişment Formasyonu’nun Geç Oligosen ve Erken Miyosen’i

temsil eden palinomorfları kapsar. Fosil bulgularına göre formasyon Orta Oligosen - Erken

Miyosen aralığını temsil eder.

2.2.19. Çukurçeşme Formasyonu

Tanım ve ad. Formasyon, başlıca, tutturulmamış çakıl, kum, mil karışımından oluşur.

Küçükköy, Çukurçeşme ve Mahmutbey semtlerinde sınırlı bir alanda yüzeylenen çapraz

katmanlı, bol mikalı, yer yer kil arakatkılı, ufak çakıl ve çakılcıklı tutturulmamış kumların

egemen olduğu istif, önceki araştırmalarda Çukurçeşme Formasyonu (Sayar, 1976), ya da

Çekmece Formasyonu kapsamında Çukurçeşme Üyesi (Sayar, 1989) adlarıyla incelenmiştir.

Đstifin bu yöredeki yüzeylemeleri başlıca, sarımsı, boz, külrengi, çapraz katmanlı, bol mika

pullu, boylanmış, orta-kaba kum boyu kuvars, kuvarsit, çakmaktaşı, volkanit ve Paleozoyik

yaşlı birimlerden türemiş tutturulmamış gereci kapsar. Bu incelemede, Đstanbul’un Avrupa

yakasında Sarıyer-Kemerburgaz-Terkos gölü arasında, Büyükçekmece gölü doğusunda,

Gürpınar, Arnavutköy ve Çakmaklı semtleri dolaylarında geniş alanlar kaplayan kızıl-

Page 56: istanbul ili temel jeolojik özellikleri

55

kahverengi çakıl-kum birikintileri de Sayar (1989)’ın Çukurçeşme dolayındaki

yüzeylemesinde tanımladığı, yukarıda özellikleri açıklanan Çukurçeşme Üyesi kapsamında

incelendiğinden, birimin kapsamı ve yayılımı genişlemiş; dolaysıyla niteliği değişen

Çukurçeşme Üyesi’nin, kaya stratigrafi birimi derecesi yükseltilerek, formasyon aşamasında

Çukurçeşme Formasyonu olarak adlandırılması zorunlu görülmüştür.

Bu incelemede, yeteri ayrıntıda incelenemediği için ayrı bir birim olarak ayırtlanamamış ve

Çukurçeşme Formasyonu kapsamında incelenmiş olan kızıl-kahverengi çakıl ve kum

birikintileri Arpat (1999) ve Arpat ve Şentürk (2000) ve Özgül (2005) tarafından, Çukurçeşme

Formasyonundan farklı olarak, Kıraç Formasyonu adı altında incelenmiştir. Söz konusu kızıl-

kahverengi çakıl-kum biriminin büyük bölümü, tutturulmamış çakıl ve daha az oranda kum-

mil boyu gereçten oluşur. Đrili ufaklı, omurgalı kemiği ve yer yer büyüklüğü 1-2 metreküpü

bulan, köşeleri yuvarlaklaşmış silisleşmiş ağaç parçalarını kapsar. Çakıllar, 1-2cm’den 20-

30cm’ye değin değişen boyutta, kötü boylanmış, iyi yuvarlanmıştır. Adı geçen araştırıcılara

göre: “bu birim, inceleme alanı yakın dolayında günümüzde herhangi bir yüzeylemesi

bulunmayan ofiyolitli seri kökenli radyolarit, gabro, serpantinit türünden çakılları kapsar;

ortalama gereç boyunun güneyden kuzeye doğru küçülmesi, güney kesimdeki yüzeylemelerin

önemli bir kısmında, binik yapı gösteren yassı çakılların güneye eğimli kiremit dizilimi

göstermesi, tekne tipi çapraz katmanlanmalarda tekne eksenlerinin kabaca K-G doğrultusunda

yönelim göstermesi ile birlikte ön takımların kuzeye eğimli bulunması kabaca güneyden

kuzeye, diğer bir anlatımla Marmara denizi yönünden Karadeniz’e doğru akışlı bir akarsu

ortamının etkin olduğunu gösterir. Bu veriler ışığında, Erken Miyosen-Oligosen’de Marmara

denizi tabanının deniz düzeyinin üstünde yüksek bir alan oluşturduğu, ofiyolitleri de kapsayan

bu yüksek alandan Karadeniz yönüne akışlı yüksek enerjili akarsularla taşınan kum-çakıl

biriminin geniş bir alana yayıldığı anlaşılmaktadır. Bu özellikleriyle bölgenin jeolojik

gelişimine ilişkin değerlendirmelerde özel bir önem taşıyan bu istifin, Maramara denizinin de

oluşmasını sağlayan Miyosen tansiyon hareketleri sonucu Đstanbul’un Avrupa yakasında

gelişen göl ve lagün ortamına malzeme getiren Çukurçeşme kum-çakıl biriminden farklı bir

birim adıyla adlandırılmasının gerekir”. Dolaysıyla, adı geçen yazarlar tarafından, birimin

temiz yüzeylemelerinin bulunduğu Kıraç beldesinin adından esinlenilerek Kıraç Formasyonu

adıyla adlandırılması önerilmiştir. Aynı araştıcılara göre, “Sayar (1989) tarafından

Çukurçeşme semti dolayında Çukurçeşme Üyesi adı altında incelenmiş olan boz renkli

kumların egemen olduğu birim, ofiyolit kökenli gereç kapsamadığı gibi, güneyden kuzeye

akışlı, yüksek enerjili akarsu ortam koşullarını yansıtan Kıraç Formasyonu’ndan farklı olarak,

göl ortamı koşullarında çökelmiş olan Çekmece Formasyonu’nun Güngören ve Bakırköy

üyeleriyle giriklik gösterdiğinden Çekmece Formasyonu kapsamında bir üye olarak

Page 57: istanbul ili temel jeolojik özellikleri

56

incelenmelidir”. Yukarıda da belirtildiği gibi, çalışmaların bu aşamasında bu denli bir

ayırıntıya girilememiş olduğundan, bölgedeki az çok yaşıt sayılabilecek kum-çaklı istiflerinin

bütünü Çukurçeşme Formasyonu adı altında haritalanmıştır.

Dokanak ilişkileri ve kalınlık. Çukurçeşme Formasyonu, Danişmen Formasyonu ve daha

yaşlı birimleri açısal uyumsuzlukla üstler; Çekmece Formasyonu tarafından açısız

uyumsuzlukla üstlenir. Büyükçekmece-Kıraç dolayında yaklaşık 30 metre dolayında olan birim

kalınlığı kuzeye Karadeniz’e doğru gidildikçe artış gösterir.

Fosil kapsamı ve yaş. Çukurçeşme Formasyonu yukarıda da değinildiği gibi omurgalı

kemikleri ve silisleşmiş ağaç parçalarını kapsar. Tabanında yer alan en genç birim olan

Gürpınar Formasyonu’nun Geç Oligosen-Erken Miyosen yaştadır. Geç Miyosen yaşlı

Güngören Formasyonu tarafından üstlendiği de göz önünde bulundurularak, Kıraç

Formasyonu’nun Erken-Orta Miyosen yaşta olduğu anlaşılmaktadır.

2.2.20. Çekmece Formasyonu

Tanım ve ad. Đstanbul’un Avrupa yakasının batı kesimimde Marmara denizi kıyıları ile

Karadeniz kıyısı arasında yaygın olan Neojen çökellerinin Çekmece gölleri dolayındaki

yüzeylemeleri H. Nafiz ve A. Malik (1933) tarafından ilk kez “Çekmece Serisi” adıyla

incelenmiştir. Arıç (1955) istifi ilk kez alttan üste doğru, “Congeria’lı kalker ve greler”,

“Kemikli kum ve çakıllar”, “Kil ve Marnlar” ve “Mactra’lı kalkerler” başlıkları altında

incelemiş; sonra “Çekmece Gurubu” kapsamında olmak üzere, istifi “Çukurçeşme

Formasyonu” “Güngören Formasyonu”, “Bakırköy Kireçtaşı” olmak üzere üç formasyona

ayırtlamış (Sayar, 1976); daha sonra aynı istifi “Çekmece Formasyonu” kapsamında

Çukurçeşme Üyesi, Güngören Üyesi ve Bakırköy Kireçtaşı Üyesi olarak daha alt dereceden

birim adllarıyla adlandırmıştır. (Sayar,1989). Bu çalışmada Sayar (1989) tarafından yapılan en

son sınıflama kısmen izlenmiş; yalnızca, kendine özgü kaya türü özellikleri ve temsil ettiği

çökelme ortamı koşulları bakımından, Çekmece Formasyonu’ndan önemli ayrımlar gösteren

ve Đstanbul’un Avrupa yakasında geniş alanlar kaplayan kızıl-kahve renkli çakıl-kum

birikintilerini de (Özgül, 2005’in Kıraç Formasyonu), kapsayacak şekilde haritalanmış olan

Çukurçeşme Üyesi, Çekmece Formasyonu kapsamından çıkarılarak, Çukurçeşme Formasyonu

adıyla, ayrı bir formasyon olarak incelenmiştir. Dolaysıyla. Çekmece Formasyonu bu

incelemede alttan üste doğru 1) Güngören Üyesi ve 2) Bakırköy Üyesi olmak üzere iki üyeye

ayırtlanmıştır.

2.2.20.1. Güngören Üyesi: Başlıca kum-mil arakatkılı killerden oluşur; üst düzeylerinde

makrofosil kavkılı ince, kireçtaşı arakatmanlıdır. Đstif Güngören Formasyonu (Sayar, 1976) ya

da Çekmece Formasyonu’nun Güngören Üyesi (Sayar, 1989) adlarıyla incelenmiştir.

Page 58: istanbul ili temel jeolojik özellikleri

57

Güngören Üyesi bol mikalı, çapraz katmanlı kum-kil ardışığıyla başlar, daha üstte istifin

egemen kaya türünü oluşturan bitki kırıntılı yeşil killer yer alır. Killer seyrek olarak, orta

boylanmış, çapraz katmanlı gevşek ince kum aradüzey ve merceklerini içerir. Üye, özellikle

üst kesimlerinde, makrofosil kavkılı Bakırköy Üyesi’nin kireçtaşlarına benzer özellikte, 5-30

cm kalınlıkta kireçtaşı, killi kireçtaşı, kireçli kiltaşı arakatkılıdır.

Üye adının alındığı Güngören semti dolayında, yoğun kentleşme yüzünden, birimin

incelemeye elverişli yüzeylemeleri görülememektedir. Küçükçekmece gölünün doğu

yakasında, Avcılar ve Firuzköy’ün yeraldığı sırtın Küçükçekmece gölüne bakan doğu

yamacındaki kimi ocak ve yarmalarda, birimin temiz kesitleri açığa çıkar.

Güngören Üyesi, Yedikule civarındaki yüzeylemelerinde 120-140 m dolayında kalınlık

gösterir.

2.2.20.2. Bakırköy Üyesi: Çekmece Formasyonu’nun üst düzeyini oluşturan Bakırköy

Üyesi, büyük bölümüyle kireçtaşından oluşur, değişen oranda kil ve marn arakatkılıdır. Bolca

Mactra kapsamından dolayı önceleri “Mactra’lı kalkerler” (Arıç,1955; Sayar 1962; 1976),

sonraları “Bakırköy Formasyonu” (Sayar, 1976), “Bakırköy Kireçtaşı” (Sayar, 1977) ve

“Bakırköy Üyesi” (Sayar, 1989) adlarıyla incelenmiştir.

Bakırköy Üyesi, Haliç-Marmara kıyısı arasındaki alanda, Yeşilköy-Yeşilyurt dolaylarında,

Avcılar-Firuzköy, Kavaklı ve Küçükçekmece yerleşim alanlarının yer aldığı sırtların üst

kotlarındaki yatay düzlükleri oluşturur. Kireçtaşı kirli beyaz-krem rengi, ince-orta-kalın

katmanlı, boşluklu-gözenekli, genellikle algli, onkoidlidir; kil-killi kireçtaşı-marn ara

düzeylerini kapsar. Kil-kireç oranı çok değişkendir; alt düzeylerde kil üst düzeylerde kireç

kapsamı artar. Bolca mactra cinsi lamellibranş kapsaması ayırtman özelliklerindendir.

Güngören Üyesi’ni yanal ve düşey geçişli olarak üstler; yüzeylemeleri genellikle güncel

aşınmaya açık olduğundan birim kalınlığı tam olarak bilinmemektedir; görünür kalınlığı 30-

40 m dolayındadır.

Dokanak ilişkileri ve kalınlık. Çekmece Formasyonu, inceleme alanında Çukurçeşme

Formasyonu, Kırklareli Gurubu ve Trakya Formasyonu’nun değişik düzeylerini uyumsuzlukla

üstler.

Çekmece Formasyonu’nun birim kalınlığı yanal yönde sıkça değişir. Kalınlık genellikle,

güneye Marmara denizine doğru gidildiçe artar. Yaklaşık toplam kalınlığı 150-200 m

dolayındadır.

Page 59: istanbul ili temel jeolojik özellikleri

58

Fosil kapsamı ve yaş. Bolca mactra cinsi lamellibranş, gastropod fosillerini kapsar. Omurgalı

ve molusk fosil kapsamına göre, Çekmece Formasyonu’nun Üst Miyosen (Üst Sarmasiyen-

Kersoniyen) yaşta olduğu belirtilmektedir (Sayar, 1989).

2.2.21. Ömerli Formasyonu

Tanım ve Ad. Đstanbul’un Anadolu yakasında Ömerli beldesi ve Ömerli barajını çevreleyen

geniş bir alanda yüzeyleyen kil, kum ve çakıl birikintileri, Ömerli Formasyonu adıyla

incelenmiştir. Ömerli Formasyonu Gedik ve diğ. (2004) tarafından inceleme alanının

doğusunda Şile ilçesinin güneyindeki alanlarda incelenen, Kayalıtepe ve Meşetepe

Formasyonlarını da kapsar. Biribirleriyle yanal ve düşey giriklik gösteren çakıl-kum-mil-kil

boyu tutturulmamış birikintilerinden oluşan istifin, Gedik (2004)’de olduğu gibi, egemen gereç

boyuna dayalı olarak birden çok formasyona ayırtlanması, adlama kuralları açısından sakıncalı

olacağı gerekçesiyle, istifin bütününün tek bir formasyon adı altında incelenmesi yeğlenmiştir

ve bölgenin geniş kitlelerce bilinen ve sözkonusu kırıntılıları yaygın olarak kapsayan, Ömerli

ilçesi adının istifin tümü içeren formasyon aşamasında kullanılması önerilmiştir. Meşe tepesi

ve ve Kayalı tepe adları ise, Gedik ve diğ.(2004) tarafından kullanıldıkları kapsamda olmak

üzere, Ömerli Formasyonu’na ait Meşe tepesi Üyesi ve Kayalı tepe Üyesi olarak üye

derecesinde kullanılmıştır.

Ömerli Formasyonu, boyutları ve biçimleri yerden yere değişen kil, kum, çakıl

birikintilerinden oluşur. formasyon genellikle iri çakıl-kaba kum birikintileriyle başlar, daha

üstte yanal ve düşey giriklik gösteren mil-kil boyu ince gereçli birikintilere geçer; en üstte

kızılımsı sarı, seyrek çakıllı, çakılcıklı kum-mil boyu ince taneli birikintiler yer alır.

Formasyon “Meşe tepesi Üyesi”, “Kayalı tepe Üyesi” ve “Sultanbeyli Üyesi ” olmak üzere 3

üyeye ayırtlammıştır.

2.2.21.1. Meşe tepesi Üyesi: Ömerli Formasyonu’nun genellikle alt düzeyini oluşturan çakıl-

kaba kum birikintilerini kapsar. Çoğunlukla kuvars, kuvarsit, çakmaktaşı, daha az oranda

arkoz, kireçtaşı, kumtaşı ve volkanitlerden oluşan çakıllar 1-20 cm boyda, yarı yuvarlanmış,

genellikle zayıf boylanmış ve kabaca derecelenmiştir. Çakıllar çoğunlukla kaba kumlu gereç

içinde tane desteksiz ve dağınık olarak yer alır. Yaklaşık 30-40 m kalınlıktadır; Neojen öncesi

yaştaki kaya birimlerini açısal uyumsuzlukla üstler; Kayalı tepe Üyesi’nin kil-mil boyu ince

gereçli kırıntılıları yanal ve düşey geçişlidir.

2.2.21.2. Kayalı tepe Üyesi: Ömerli Formasyonu’nun kömür ara katkılı ince kum, kil, mil

boyu ince gereçli birikintileri, Gedik ve diğ.(2004) tarafından Kayalıtepe formasyonu adıyla

tanımlanmıştır. Başlıca boz, mavimsi külrengi, mor, yatay katmanlanmalı, laminalı, ince

kömür arakatkılı kiltaşı – kireçli kiltaşı – miltaşı egemen kayatürünü oluşturur. Melen çayı -

Page 60: istanbul ili temel jeolojik özellikleri

59

Đstanbul su isale güzergahının Polonez köyü-Mahmutpaşa köyü yolunu kestiği yerde yolun

batısındaki kazı şevlerinde incelemeye elverişli kesitleri açığa çıkmıştır. Kayalı tepe Üyesi söz

konusu yüzeylemede, taban kayayı oluşturan arkozların (Kurtköy Formasyonu) üzerinde,

birkaç cm kalınlıkta seyrek kömür arakatkılı killi-milli birkintilerle başlar; yaklaşık 50 m

kalınlık gösterir.

2.2.21.3. Sultanbeyli Üyesi: Đnceleme alanının Anadolu yakasında Sultanbeyli, Kurtköy,

Orhanlı köyleri arasında ve kuzeyde Kılıçlı-Riva (Çayağzı)-Kurnaköy arasında geniş alanlar

kaplayan kum, çakıl birikintileri Sultanbeyli Üyesi adıyla incelenmiştir. Çakıl mercek ve ara

düzeylerini kapsayan kum gereç egemendir; değişen oranda, kırmızımsı-sarımsı kil-mil kapsar.

Çapraz katmanlanma, yontulma, merceklenme ve kamalanma yapıları gelişmiştir. Kurna

köyünün doğusundaki yüzeylemelerinde Devoniyen yaşta kireçtaşı ve şeyilleri (Denizli köyü

ve Pelitli formasyonları) üstler. Ömerli Formasyonu’nun diğer üyeleriyle ile ilişkisi ayrıntılı

olarak incelenememiştir. Meşe tepesi ve Kayalı tepe üyelerinin engebeli bir taban

topografyasına sahip olmalarına karşın, Sultanbeyli Üyesi, kabaca K-G gidişli sırtların

yaklaşık 90-100 m kotunun üstünde kalan kesimlerinde kuzeye düşük eğimli taban (aşınma)

düzlüğü üzerinde 30-40 m kalınlıkta örtüler halinde korunmuştur. Sultanbeyli Üyesi’nin bu

konumu, peneplenleşmiş bir tabanı örttüğü, diğer bir anlatımla, Meşe tepesi ve Kayalı tepe

üyelerini uyumsuzlukla örtmüş olabileceğini düşündürür. Bu durumda Sultanbeyli Üyesi’nin

Ömerli Formasyonu’ndan ayrı bir birim olarak, formasyon aşamasında “Sultanbeyli

Formasyonu” olarak adlandırılması ve haritalanması gerekebilir. Ancak araştırmanın bu

aşamasında, yeterli veriler sağlanmadan, ayrı bir formasyon adlamasının yapılması sakıncalı

bulunmuştur. Yüzeylemeleri aşınmaya açık olduğundan, birim kalınlığı bilinmemektedir;

inceleme alanındaki yüzeylemelerinin görünür kalınlığı 30 metrenin üzerindedir.

Dokanak ilişkileri ve kalınlık. Formasyonun yüzeylemeleri güncel aşınmaya açık oluşu

dolaysıyla, gerçek kalınlığı bilinmemektedir. Engebeli bir taban topoğrafyasını üstlemesi,

merceklenme ve kamalanma yüzünden sıkça yanal değişimler göstermesi nedeniyle kalınlık

değişir; görünür yüzeyleme kalınlığı yer yer 70-80 m’yi bulur.

Fosil kapsamı ve yaş. Đnceleme alanında, istif içinde makrofosile rastlanmadığından,

formasyonun yaşı ile ilgili dolaysız bilgi sağlanamamıştır. Gedik ve diğ.(2004) istif içindeki

kömür arakatkılarının, olasılıkla Oligosen’i düşündüren palinomorf türlerini kapsadığını

belirtir.

Ömerli Formasyonu’nun özellikle Meşe tepesi ve Kayalı tepe üyeleri, Danişmen Formasyonu

kapsamında tanımlanan, kömür arakatkılı kil, kum, çakıl birikintilerini kapsayan Ağaçlı Üyesi

ile eş tutulabilir Özgül (2005).

Page 61: istanbul ili temel jeolojik özellikleri

60

2.2.22. Kuşdili formasyonu

Tanım ve ad. Đstanbul’un Boğaz’a açılan büyük akarsuların akışaşağı (mansap) kesiminde

kalınlığı yer yer 70-80 metreye varan başlıca killi kum-mil türü ince gereç kapsayan

birikintiler yer alır. Đstanbul’un Kadıköy semtinde yer alan Kurbağalı Dere’nin akışaşağı

kesiminde, Kuşdili çayırı olarak bilinen ve bu tür birikintileri kapsayan düzlükte yapılan sondaj

verilerini inceleyen Meriç ve diğ. (1991) tarafından, birim Kuşdili Formasyonu adıyla

tanımlanmıştır. Küçükçekmece gölünün doğusunda Ayamama deresi vadisinin taban düzlüğü

(Ayamama çayırı) ve Boğaz’ın Anadolu yakasında Göksu vadisinin akışaşağı kesiminde yer

alan Küçüksu çayırı büyük oranda Kuşdili Formasyonu’na ait birikintilerden oluşur.

Formasyon koyu mavimsi külrengi, kahverengimsi, yer yer siyahımsı, haliç çökellerinden

oluşur. Başlıca kuvars, kuvarsit vb killi mil-kum boyu gereç kapsar; tane boylarının göreli

oranı yerden yere değişir. Seyrek olarak, yarı köşeli yarı yuvarlanmış çakıl ve çakılcıklı kum

mercek ve ara düzeylerini kapsar. Engin ve diğ.(1991) tarafından incelenen sondajlarda, yer yer

bitki kırıntılı ya da bunların ayrışmasından oluşan organik kapsamı yüksek siyahımsı killi ince

düzeyler kesildiği, Kuşdili çayırı yöresinde yapılan iki adet sondajın karotlarında, tabanda pirit

ve piritleşmiş kavkı parçalarıyla organik kapsamı yüksek olan kesimlerde mollüsk kavkı ve

kavkı kırıntılarının bulunduğunu belirtilmektedir.

Yüzeylemeleri güncel aşınmaya açık oduğundan kalınlığı tam olarak bilinmemektedir. Sondaj

verilerine göre, yaklaşık 30-40 m kalınlıkta örtüler oluşturur.

Fosil kapsamı ve yaş. Kurbağalı dere dolayında, DSĐ tarafından Fenerbahçe stadyumunun

batısında DSĐ tarafından yapılan sondaj karotlarının fosil kapsamını inceleyen Meriç ve

diğ.(1991), formasyon için Geç Holosen yaşını öngörür.

2.2.23. Altıntepe Formasyonu

Tanım ve ad. Đstanbul’un Anadolu yakasında, özellikle Bostancı-Küçükyalı-Maltepe arasında

Paleozoyik yaşta kaya birimlerininin oluşturduğu kabaca K-G uzanımlı sırtların üzerinde, ince

örtüler halinde korunmuş çakıl-kaba kum birikintileri, Özgül (2005) tarafından Altıntepe

Formasyonu adıyla incelenmiştir.

Formasyon, Küçükyalı yöresinde, E5 (D100) karayolunun Altıntepe sırtını kestiği yol

yarmasında yolun her iki şevinin üst kotlarında izlenebilmektedir. Ayrıca, Altıntepe sırtı ve bu

sırtın doğusunda K-G doğrultuda uzanan sırtların üst kotlarında, Kartal ve Cevizli semtlerinde

yer yer açılan ve geçici süre açıkta kalan temel çukurlarında geçici süre açığa çıkmaktadır.

Altıntepe Formasyonu sarımsı kahverengi-kızılımsı-boz, başlıca kuvars, kuvarsit ve arkoz türü

çakıl-kaba kum boyu sıkılaşmamış gereçten oluşur; sarımsı kil-mil mercek ve düzeylerini

Page 62: istanbul ili temel jeolojik özellikleri

61

kapsar. Boyutları yer yer 20-50 cm’yi bulan kuvarsit bloklarını kapsar. Çakıllar köşeli–yarı

köşeli, kötü boylanmalıdır. Çoğunluğu Aydos Formasyonu’na ait kuvarsitlerin oluşturduğu az

yuvarlanmış ve kötü boylanmış çakıl ve blokların egemen olduğu gevşek birikintilerden oluşan

Altıntepe Formasyonu, olasılıkla Pliyo-kuvaterner’de Aydos kuvarsitlerinin oluştırduğu yüksek

alanlardan hızlı aşınma, taşınma ve yamaç eteklerinde yığılma sonucu gelişmiş olmalıdır.

2.3. GÜNCEL BĐRĐKĐNTĐLER

2.3.1. Kumul. Đstanbul ilinin Anadolu ve Avrupa yakasında Karadeniz kıyısı boyunca, sarımsı,

boz-kızıl renkli, iyi boylanmış, kaba kum gereçli kumul birikintileri yer yer geniş alanlar

kaplar. Özellikle Terkos gölü dolayında, kıyıdan yaklaşık 5 km içlere doğru ilerlemiş olan

yüksekliği deniz düzeyinden 40-50 metreye varan tepecikler ya da kıyıya koşut uzanan sırtlar

oluşturur.

2.3.2.Plaj kumsalı. Karadeniz kıyısı boyunca, genellikle dar şerit halinde, olgunlaşmamış plaj

kumsalları yer alır. Genellikle çakıllı, yer yer bloklu, iyi yıkanmamış ve kaba kum boyu gereç

egemendir.

2.3.3.Alüvyon. Đnceleme alanında özellikle Boğaz’a ve Marmara denizine açılan vadilerin

akışaşağı kesimlerinde yer alan geniş düzlüklerde, çoğunlukla ince gereçli kalın haliç ve akarsu

çökelleri Kuşdili Formasyonu adıyla ayrı bölümde incelenmiştir. Gerek Kuşdili

Formasyonu’nun oluşturduğu düzlükler üzerinde zaman zaman yer değiştirmiş olan akarsu

boylarında, gerekse denizlere ve boğaza açılan vadi tabanlarında dar şeritler halinde alüvyon

birikintileri gelişmiştir. Çimen (2000), Ayamama deresi düzlüğünde, Kuşdili Formasyonu’nu

oluşturan haliç çökellerinin üstünde 6,5 m kalınlıkta güncel alüvyon birikintisinin yer aldığını

belirtir. Karadeniz’e dökülen göreli olarak yüksek eğimli ve dik yamaçlı akarsular boyunca ve

onların denize kavuştuğu alanlarda hızlı aşınma ve taşınma nedeniyle çakıllı ve bloklu gereç

egemendir. Buna karşılık Boğaz’a ve Marmara denizine açılan akarsuların özellikle akışaşağı

kesimlerinde, buzul sonrası deniz düzeyinin yükselmesine bağlı olarak boğulma ve dolaysıyla

düşük enerjili akış nedeniyle vadi içlerine doğru ilerleyen kum-mil boyu ince gereçli alüvyon

birikintileri gelişmiştir.

2.3.4. Yamaç molozu. Bölgenin kuvarsit vb. dayanımlı kayaçlardan oluşan yüksek yamaç

eğimli dağ ve tepelerinin eteklerinde, daha çok eğim kırılma alanlarında yer yer kalın yamaç

molozu birikintileri gelişmiştir. Aydos dağı, Kayış dağı, Büyük ve Küçük Çamlıca tepelerinin

yamaç ve eteklerinde yer yer kalınlığı 30-40 metreye varan bu tür birikintiler yaygındır. Kum,

çakıl ve blok boyu köşeli-yarı köşeli, boylanmamış gereç ve kızılımsı-sarımsı kahverengi killi

milli hamur kapsar. Yakacık semtinde kimi temel kazılarında açığa çıkan kesitlerde, yatay

Page 63: istanbul ili temel jeolojik özellikleri

62

sıralanım gösteren çakıl düzeyleriyle ve kızıl renkli killi-kumlu düzeylerin kabaca

ardalandıkları güzel görülür.

Kınalıada’nın kuzeye bakan yüksek eğimli yamaçlarında, deniz kıyısından başlayarak 40-50 m

kotuna ulaşan kalın yamaç moloz birikintileri gelişmiştir

2.3.5. Heyelan. Đstanbul’un Avrupa yakasında Küçükçekmece-Büyükçekmece gölleri arasında

özellikle Harami derenin batı yamaçlarında, Avcılar’ın Marmara denizine bakan yamaçlarında,

Küçükçekmece gölünün batı yakası ve Büyükçekmece gölünün doğu yakasındaki yamaçlarda

çok sayıda heyelan gelişmiştir. Arpat (1999)’a göre sözkonusu heyelanların tümüne yakını,

günümüzdekinden farklı bir topoğrafyada gelişmiş olan eski heyelanlardır; ancak günümüzde

eğim arttırıcı yapay inşaat kazılarıyla etkinlik kazandırılmıştır. Heyelanlı sahaların büyük

bölümü, su taşıma kapasitesi yüksek ve aşınmaya karşı daha dayanımlı olan çakıl ve kaba kum

boyu gereçli Çukurçeşme Formasyonu tarafından üstlenen geçirimsiz ve aşınmaya karşı

dayanımsız olan Gürpınar Üyesi’nin heyelana elverişli dik yamaçlı topografyalar oluşturan

kiltaşlarının yaygın olduğu bölgelerde gelişmiştir (bu yöredeki heyelanlar ile ile ilgili geniş

bilgi için bkz Arpat,1999).

3. MAĞMATĐTLER

Çeşitli yaş ve türden magmatik etkinliğin yoğun olduğu Đstanbul ili ve yakın dolayında,

derinlik, yüzey ve damar kayaları yer yer geniş alanlar kaplar.

3.1. Derinlik Kayaları

Bölgede Sancaktepe Graniti ve Çavuşbaşı Granodiyoriti adlarıyla bilinen iki farklı derinlik

kayası yüzeylemektedir.

3.1.1. Sancaktepe Graniti

Gebze ilçesinin K-KB’sında Balçık, Şekerpınar ve Çayırova köyleri arasında yaklaşık 100 km²

genişliğinde bir alan kaplayan granitler, Yılmaz (1977) tarafından “Sancaktepe Graniti” adıyla

incelenmiştir.Granitler genellikle kirli beyaz, pembemsi renkli, holokristalli dokuludur; başlıca

kuvars, biyotit, plajiyoklaz (oligoklaz), K-feldspat (ortoklaz) ve opak mineral kapsar. Đleri

derecede ayrışma gösterdiğinden genellikle arenaya dönüşmüştür.

Đnceleme alanında Ordovisiyen–Karbonifer aralığında önemli bir kesiklik göstermeksizin

çökelimini sürdürmüş olan Paleozoyik yaşta istifi doğrudan ya da aplit ve pegmatit gibi damar

kayalarıyla kesmiş ve dokanağı boyunca yer yer kontak metamorfizma gelişmiş olduğundan,

intrüzyonun yaşı Karbonifer’den genç olmalıdır. Diğer yandan, Yılmaz (1977) tarafından

yapılan yaş ölçümlerinde, Rb-Sr yöntemiyle 255±5 my, K-Ar yöntemiyle 254 my gibi

Page 64: istanbul ili temel jeolojik özellikleri

63

biribirine yakın değerler bulunmuştur (Yılmaz, 1977). Birbiriyle uyuşan stratigrafik ilişkiler ve

jeokronolojik veriler, Sancaktepe Graniti’nin intrüzyon yaşının Permiyen olduğunu gösterir.

3.1.2. Çavuşbaşı Granodiyoriti

Polenezköy’ün güneybatısında Çavuşbaşı köyü ve Çekmeköy arasında yaklaşık 25 km²

genişliğinde bir alanı kaplayan derinlik kayaları, çeşitli araştırıcılar tarafından, örneğin,

“Çavuşbaşı granitleri” (Abdüsselâmoğlu, 1963), “Çavuşbaşı Granodiyoriti (Bürküt, 1966) ve

“Çavuşbaşı derinliktaşı” (Öztunalı ve Satır, 1975) “Çavuşbaşı Çiftliği granodiyorit-

kuvarsdiyorit plütonu” (Ketin, 1983) gibi değişik adlar altında incelenmiştir.

Başlıca plajiyoklaz, K-feldispat, hornblend, kuvars, biyotit ve ikincil derecede apatit, zirkon,

epidot, titanit ve opak mineral kapsadığı belirtilen birim kuvarslı diyorit ve granodiyorit

özelliği taşır (Yılmaz, 1977; Öztunalı ve Satır, 1975). Sancaktepe Graniti’nde olduğu gibi ileri

derecede ayrışma gösterir ve yüzeye yakın kesimlerinde genellikle arenaya dönüşmüştür.

Đnceleme alanında başta Kurtköy Formasyonu’nun arkozları olmak üzere Paleozoyik yaşta

çeşitli kaya birimlerini kesmiş ve yer yer onların anklavlarını kapsar; dokanak zonu boyunca

belirgin olarak kontak metamorfizma zonu gelişmiştir.

Pendik-Dolayoba arasında Tavşan tepesi dolayında Pelitli Formasyonu’nun kireçtaşlarını

kesmiş ve metamorfizmaya uğratmış küçük bir asidik derinlik kayası yer alır. Pendik

kuzeyinde E5 (D100) karayolu yarmasında da izlenebilen bu intrüzif kaya, Okay (1947)

tarafından “Granit porfir”, Bürküt (1961) ve Abdüsselâmoğlu (1963) tarafından “Pendik

Tavşantepe kuvarslı dioriti” adlarıyla tanıtılmıştır. Söz konusu intürizifler, doğrudan ilişkisi

gözlenememiş olmasına karşın, benzer özellikte olması nedeniyle bu çalışmada Çavuşbaşı

Granodiyoriti kapsamında düşünülmüştür.

Đnceleme alanında, Çavuşbaşı Granodiyoriti’nin Paleozoyik’ten daha genç birimlerle dokanak

ilişkisi gözlenememektedir. Buna karşılık jeokronolojik yaş belirleme çalışmalarında, K/A

yöntemiyle 87,3±3 my (Bürküt, 1966) ve Rb-Sr yöntemiyle 65±10 my ile 60±13 my (Öztunalı

ve Satır, 1975) gibi Geç Kretase’yi (Santoniyen-Daniyen) gösteren değerler bulunmuştur.

3.2. Yüzey Kayaları

Đl sınırları içinde özellikle Karadeniz kıyı bölgesinde geniş alan kaplayan Sarıyer

Formasyonu’na ait Üst Kretase yaşlı volkanitler (Garipçe Üyesi) ve Kapaklı Formasyonu’na ait

Permo-Triyas yaşlı volkanitler ilgili bölümlerde açıklanmıştır.

3.3. Damar Kayalar

Đstanbul dolayında Özellikle Paleozoyik yaşta kaya birimleri içersinde bir kaç santimetreden

onlarca metreye değin değişen kalınlıkta ve farklı özellikte çok sayıda volkanik damar kayaları

Page 65: istanbul ili temel jeolojik özellikleri

64

izlenir. Đleri derecede ayrışmış (kaolinlemiş) ince dokulu sarımsı kahverengi damarların

yanında, yeşilimsi gri renkli, ayrışmamış, sert ve sağlam diyabaz daykları, porfirik dokulu, iri

plajiyoklas kristalli andezitik dayklar sıkça görülür. Damar kayaları çoğunlukla, egemen eklem

takımlarına koşut gelişmiştir. Bunun yanında sil şekilli olanlar, katmanlanmayı verev ya da dik

kesen tansiyon faylarına yerleşmiş olanlar da yaygındır.

Damar kayaların yaşları ve biribirleriyle ilişkileri konusunda yeterli bir araştırma günümüze

değin yapılmamıştır; ancak, önemli bir bölümünün, Sarıyer Formasyonu kapsamında incelenen

Üst Kretase yaşlı volkanizma ile ilişkili ve yaşıt olduğu düşünülmektedir.

4. YAPISAL JEOLOJĐ

Đstanbul ve yakın dolayı Karbonifer-Neojen aralığında etkin olmuş çok sayıda ve değişik

nitelikte tektonik hareketlerin derin izlerini taşır. Bu hareketlere bağlı olarak gelişmiş kıvrım,

fay ve eklem gibi yapısal unsurlar bu çalışmada yeterince incelenemediğinden, bu bölümde

jeolojik harita alımı sırasında dikkati çeken bazı fayların ana çizgileriyle belirtilmesiyle

yetinilmiştir.

Đstanbul’un özellikle Paleozoyik yaşta kaya birimlerinin yüzeylediği kesimlerinde D-B, K-G,

KD-GB ve KB-GD doğrultulu büyüklü küçüklü çok sayıda fayların varlığı dikkati çeker

Đnceleme alanında kazı ve doğal şevlerde doğrudan izlenen ya da dokanak, klavuz düzey vb

çizgiselliklerin izlenmesi sırasında harita örneği ile kendini belli eden fayların yanında,

kilometrelerce uzunlukta bölgesel faylar da gelişmiştir.

Bölgede izlenen başlıca fay gurupları ve sürekliliği ile dikati çeken büyük faylar aşağda ana

çizgileriyle belirtilmeye çalışılmıştır.

4.1. KD-GB ve KB-GD doğrultulu makaslama fayları.

Jeoloji haritasında da görüleceği gibi, bölgede KD-GB ve KB-GD doğrultulu düşey ya da

yüksek eğimli faylar yoğunluk gösterir. Bu nitelikteki fay ve eklem gibi süreksizlikler, bölgede

etkin olmuş K-G doğrultulu Oligosen sıkışma hareketleri sonucu gelişmiş olmalıdır.

Đstanbul’un Alibey deresi, Kağıthane deresi, Riva çayı, Ömerli barajı ve yan kolları gibi

başlıca büyük akarsuları, ve Boğaz ve Haliç’in zikzaklı bir kıyı morfolojine sahip oldukları

görülür. Özellikle Boğaz’ın her iki kıyısının KD-GB ve KB-GD doğrultuda keskin zikzaklı

geometrisi çok belirgindir. Sözkonusu zikzaklı morfoloji, akarsuların ve eski akarsu vadilerini

izleyen Boğaz ve Haliç’in, fay ve eklem gibi zayıflık zonlarını izlemesiyle gelişmiştir.

4.2. Sarıyer-Şile Fayı

Sarıyer-Zekeriyaköy bölgesinde varlığı ilk kez Chaput and Hovasse (1930, Baykal 1943’de)

tarafından ortaya konmuş olan bu fayın doğu uzanımı, Boğaz’ın Anadolu yakasında Üvezli-

Page 66: istanbul ili temel jeolojik özellikleri

65

Hüseyinli köyleri arasında Okay (1949) tarafından Övezli-Hüseyinli Şariyajı, Şile bölgesinde

Parejas et Baykal (1937), Baykal (1943) ve Akartuna (1963) tarafından Şile Şariyajı, Baykal

(1963) tarafından Sarıyer-Zekeriya köyü Şariyajı yada Sarıyer Şariyajı adlarıyla incelenmiştir

Önceki araştırıcıların tümü, sözkonusu fayın Paleozoyik+Triyas yaşlı kayabirmlerinin, Geç

Kretase-Erken Tersiyer yaşlı kaya birimlerini üstleyen şariyaj niteliği taşıdığı görüşünde

birleşmişlerdir. Baykal (1943) Şile Şariyajı adı altında incelediği hareketin, Đpreziyen-

Lütesiyen aralığında gerçekleştiğini ve bu harekete bağlı olarak Paleozoyik yaşlı birimlerin ve

“Ahmediköy kireçtaşı” adını verdiği (Ahmetli köyü Kireçtaşı Üyesi) Üst Kretase yaşlı kireçtaşı

blok ve dilimlerinin Đpresiyen marnları üzerine şariye olduğunu ve kireçtaşı bloklarının

Đpreziyen marnları içine gömüldüğünü savunur. Baykal ve Önalan (1979), Đpreziyen marnları

içindeki kaotik oluşumun, Baykal (1943)’ın aksine, söz konusu şariyaj hareketine bağlı olarak

gelişmediğini, Erken Tersiyer (Đpreziyen) yaşta sedimanter kökenli bir olistostromal oluşumla

açıklanması gerektiği görüşünü savunur. Fayın varlığı tüm araştırıcılar tarafından kabul edilmiş

olsa da, niteliği ve bölgesel anlamı henüz tartışmalı olduğundan, “şariyaj” ya da “Bindirme”

gibi nitelik belirten sözcüklerin kullanılmasından kaçınılarak “Sarıyer-Şile Fayı” yeğlenmiştir.

Sarıyer-Şile Fayı’nın niteliği bu araştırmada yeterince incelenememiştir. Fayın Đstanbul’un

Anadolu yakasında Şile dolayından Avrupa yakasında Gümüşdere köyünün batısına kadar,

kabaca D-B doğrultusunda kesiksiz uzanım gösterir. Bu fay boyunca, Paleozoyik ve Triyas

yaşlı kaya birimleri ile Üst Kretase - Paleosen (Sarıyer Formasyonu, Akveren Formasyonu)

karşı karşıya gelmiştir. Fay düzlemi çoğunlukla dik ya da güneye yüksek eğimlidir. Yer yer,

Sarıyer dolayında olduğu gibi, düşük eğimli fay özelliğini taşır.

4.3. Maltepe-Beykoz Fayı

Đstanbul’un Anadolu yakasında Maltepe-Beykoz arasında, “Maltepe-Beykoz Fayı” adıyla

incelenen fay, KB-GD doğrultusunda gidiş gösterir. Fayın niteliği tartışmalıdır. Araştırıcıların

bir bölümü düşük açılı ters eğim ayrımlı fay olduğunu savunur. N.Özgül’e göre düşey yada

yüksek eğimli ve doğrusal gidişli oluşu nedeniyle bu fay doğrultu atımlı fay özelliği gösterir.

Bu fay boyunca Pelitli, Kartal ve Denizli Formasyonları genellikle Kurtköy Formasyonu ile

karşıkarşıya gelmişlerdir.

4.4.Çamlıca Sürüklenimi: Boğaz’ın Anadolu yakasında, büyük bölümü Aydos

kuvarsitlerinden oluşan Küçükçamlıca (228 m) ve Büyükçamlıca (263 m) tepelerinin yapısal

konumu önceki araştırmalarda farklı yorumlama ve tartışmalara konu olmuştur. Penck (1919)

ve Paeckelmann (1925) söz konusu kuvarsitleri, Devoniyen yaşta “Boğaziçi grovak zonu”nun

üstünde görmüş olmalarına karşın, aralarındaki ilişkiyi açısal uyumsuzlukla açıkladıkları için,

kuvarsitlerin Devoniyen’den genç olduğunu varsaymak zorunda kalmışlardır. Paeckelmann

Page 67: istanbul ili temel jeolojik özellikleri

66

(1938) Pendik kuzeyindeki kuvarsitlerin, Üst Silürüyen yaşta birimlerle arakatkılı olduğu

savıyla, Silüriyen yaşta kabul etmiş, dolaysıyla Devoniyen yaştaki kaya birimleriyle ilişkisini

düşey faylanmalarla açıklamaya çalışmıştır. McCallieen and Ketin (1947) Çamlıca tepelerinin

bütünüyle bir klip özelliği taşıdığını savunmuştur. Altınlı (1954), Çamlıca tepelerinin yapısal

konumunu McCallieen and Ketin (1947)’in savunduğu gibi şariyajlanmayla kazanmadığını,

Çamlıca tepelerin karmaşık yapısından mozayik faylanmaların sorumlu olduğunu savunmuştur.

Ustaömer (1983) üniversite bitirme tezi çalışmasında, yörenin jeoloji haritasını yaparak,

Çamlıca diliminin kendi içinde de dilimlendiğini fark etmiş ve McCallieen and Ketin (1947)’in

tezlerini doğrulayan sonuca ulaşmıştır. Özgül (2005), Çamlıca tepelerini oluşturan Aydos

formasyonu kuvarsitlerinin yer yer tabanındaki Kurtköy arkozları ile birlikte Yayalar, Pelitli,

Kartal ve Denizli formasyonlarını kapsayan Devoniyen yaşlı kaya birimi topluluğu üzerinde

yatay ya da düşük eğimli bir klip (kondu) halinde bulunduğunu ve bu konumunu Geç

Paleozoyik yaşlı, kabaca D-B doğrultulu bir sıkışma hareketleriyle kazanmış olabileceği

görüşünü savunur.

4.5.Yakacık Fayı: Aydos dağının GB eteğinde Yakacık-Dolayoba arasında Aydos

Formasyonu kuvarsitlerini B ve G’den sınırlayan fay “Yakacık Fayı” adıyla incelenmiştir.

Kuzeyden güneye doğru Yakacık tepesi, Deliklikaya tepesi, Kurfalı tepesi, Orta tepe ve

Gözdağ tepesi gibi deniz düzeyinden yükseklikleri 380-200 m arasında kuvarsit tepelerinin

batı eteğinden geçen kesimi izlenebilen fay, Aydos Formasyonu kuvarsitleri Kartal

Formasyonu’nun bol makrofosilli şeyilleri arasından geçer. Fay düşük eğimli bindirme fayı

özelliğini taşır.

5. BÖLGENĐN JEOLOJĐK GELĐŞĐMĐ ĐLE ĐLGĐLĐ DÜŞÜNCELER

Đstanbul Đl sınırları içinde metamorfik olan ve metamorfizma göstermeyen iki büyük

kayastratigrafi birimi topluluğu yer alır. Bu raporda, niteliği henüz açıklığa kavuşturulamamış

olan önemli bir tektonik olayla yanyana gelen, bu iki topluluktan metamorfizma gösteren istif

“Istranca Birliği”, metamorfizma göstermiyen istif ise “Đstanbul Birliği” adlarıyla

açıklanmıştır.

Trakya yarımadasının kuzey kesiminde özellikle Tekirdağ-Edirne arasında geniş alanlar

kaplayan şist, kuvarsit ve mağmatitleri içeren Istranca Birliği metamorfitlerinin küçük bir

bölümü, Çatalca ilçesinin batı ve kuzey kesimlerinde Đstanbul il sınırları içine girer. Bu

inceleme konusunun kapsamı dışında kaldığından, bu metamorfitler ile ilgili raporda yer alan

bilgiler büyük ölçüde, MTA tarafından basılan “Trakya bölgesinin 1/100.000 ölçekli jeoloji

haritası” açıklamalarından sağlanmıştır. (Çağlayan ve. Yurtsever, 1998). Çağlayan ve

Yurtsever (1998)’e göre, Çatalca yöresinde, söz konusu metamorfik istifin “Tekedere

Page 68: istanbul ili temel jeolojik özellikleri

67

Gurubu”, “Kızılağaç Metagraniti”, “Şermat Kuvarsiti” ve “Mahya Şisti” adlarıyla bilinen

birimleri yüzeylenir.

Đstanbul Birliği, Boğaz’ın her iki yakasında ve Kocaeli yarımadasında geniş alanlar kaplayan

Paleozoyik ve Mezozoyik yaşta metamorfizma göstermeyen kaya birimlerini içerir. Akarsu ve

lagün ortamlarını temsil eden Alt Ordovisiyen yaşta karasal çökeller (Kocatöngel Formasyonu

ve Kurtköy Formasyonu) Đstanbul Birliği’nin metropolitan alanı ve yakın dolayında yüzeye

çıkan en yaşlı kaya birimlerini oluştururlar. Erken Ordovisiyen’de kara halinde bulunan bölge,

Ordovisiyen yaşlı Aydos Formasyonu’nun kuvarsitleriyle temsil edilen bir transgresyonla

başlayan, Silüriyen ve Devoniyen’de giderek derinleşen, tektonik bakımdan duraylı bir denizle

kaplanır. Bu süreçte yaşlıdan gence doğru, miltaşı-kumtaşı ile temsil edilen Yayalar

Formasyonu (Alt Ordovisiyen), şelf tipi karbonat çökelimini yansıtan Pelitli Formasyonu (Alt

Ordovisiyen-Silürüyen), düşük enerjili açık şelf ortamını temsil eden, bol makrofosilli, seyrek

kireçtaşı arakatkılı mikalı şeyilleri kapsayan Kartal Formasyonu (Alt-Orta Devoniyen) ve açık

şelf-yamaç ortamını temsil eden yumrulu kireçtaşlarının yoğun olduğu Denizli Köyü

Formasyonu (Üst Devoniyen+Alt Karbonifer) çökelmiştir. Denizli Köyü Formasyonu

içerisinde ara düzeyler halinde yer alan ve en üst kesiminde klavuz bir düzey olarak izlenebilen

Alt Karbonifer yaşta silisli (lidit) çökeller (Baltalimanı Üyesi), söz konusu denizel havzanın

yakınlarında, yoğun silis getirimine neden olan bir volkanik etkinliğin başladığını düşündürür.

Ordovisiyen’den Karbonifer başlangıcına değin tektonik duraylılık gösteren havza, Erken

Karbonifer’de filiş türü kumtaşı-şeyil ardışığı (Trakya Formasyonu) ile temsil edilen türbiditik

akıntıların etkin olduğu duraysız ortam karekterine bürünür. Karbonifer-Permiyen aralığında

etkin olan tektonik hareketlere bağlı olarak, Sancaktepe Graniti (Permiyen) ile temsil edilen

mağmatik sokulumlar gelişir ve bölge su dışına çıkarak yeniden kara halini alır, buna bağlı

olarak Permiyen (?) – Erken Triyas yaşlı karasal birikintiler (Kapaklı Formasyonu) birikir.

Orta-Geç Triyas aralığında bölge, sırasıyla gelgitarası çökelleri (Demirciler Formasyonu), şelf

karbonatları (Ballıkaya Formasyonu) ve yamaç çökelleri (Tepeköy Formasyonu ve

Bakırlıkıran Formasyonu) ile temsil edilen ve giderek derinleşen transgressif bir denizle

yeniden kaplanır. Jurasik-Erken Kretase aralığı ile ilgili veri yoktur; bu sürece ait bir istifin

bulunamamış olması karalaşma ya da Geç Kretase öncesi aşınma ile açıklanabilir. Geç

Kretase’de bölgenin tümünü etkiliyen yeni bir transgresyon başlar ve Üst Kretase yaşlı Sarıyer

Formasyonu, Üst Kretase–Paleosen yaşlı Akveren Formasyonu gibi değişik ortam koşullarını

yansıtan istifler çökelir. Bu süreçte, olasılıkla Tetis Okyanusu’nun kapanmasına bağlı olarak

gelişmiş ve Karadeniz bölgesinin büyük bölümünü etkileyen adayayı volkanizmasını temsil

ettiği düşünülen Sarıyer Formasyonu’nun andezitik volkanitleri bölgenin özellikle kuzey

Page 69: istanbul ili temel jeolojik özellikleri

68

kesimini kaplamıştır. Üst Kretase yaşlı “Çavuşbaşı Granodiyoriti” ile Paleozoyik istifi içinde

yoğun olarak görülen andezitik volkanik dayklar bu dönemde gelişmiştir.

Eosen’de Anadolu’nun büyük bölümünü etkisi altına alan kompresif hareketler, Đstanbul

yöresini de kapsayan Marmara havzasında yoğun kıvrımlanma ve faylanmalara neden

olmuştur. Paleozoyik ve Mezozoyik yaşta kaya birimlerinin Üst Kretase- Erken Eosen yaşta

istiflere bindirmesine neden olan ve bölgeyi kuzeyden kabaca D-B doğrultusunda kateden

Sarıyer-Şile Fayı’nın bu hareketlere bağlı olarak geliştiği düşünülmektedir. Şile bölgesinde

görülen ve Alt-Orta Eosen yaşlı Şile Formasyonu’nun şeyilleri içinde görülen olistostromların

(Ağlayankaya Üyesi), bu hareketlerin doğurduğu duraysız ortam koşullarına bağlı olarak

geliştiği anlaşılmaktadır. Orta Eosen (Lütesiyen)’ de bölge yeni bir transgresyon uğramış ve

Orta Eosen-Erken Oligosen aralığında Çatalca ve Şile bölgeleri, kıyılarında kumsal ve

resiflerin (Koyunbaba Formasyonu, Yunuslubayır Formasyonu, Soğucak Kireçtaşı), iç

kısımlarına killi çamurların (Ceylan Formasyonu) çökeldiği bir denizle kaplanmıştır. Orta-

Geç Oligosen’de Trakya havzasının bütününü etkileyen tektonik hareketlere bağlı olarak,

bölge yeniden yükselerek Günümüz’e değin süren bir karalaşma sürecine girmiş ve özellikle

Geç Oligosen–Geç Miyosen aralığını temsil eden akarsu birikintileri (Kıraç Formasyonu-

Çukurçeşme Formasyonu) ile lagün ve göl çökelleri (Danişmen Formasyonu ve Çekmece

Formasyonu) gelişmiştir. Kabaca kuzey-güney doğrultulu sıkışmaya neden olan bu

hareketlere bağlı olarak özellikle KB-GD ve KD-GB eksen gidişli makaslama fay ve eklem

sistemleri yoğun olarak gelişmiştir. Bu makaslama kırıkları boyunca gelişen zayıflık zonları,

Đstanbul ve Çanakkale boğazları ile bölgenin büyük akarsu vadilerinin ve Haliç’in morfolojik

gelişimini denetlemiş ve KB-GD ve KD-GB doğrultularuyla uyumlu zikzaklı geometri

kazanmalarına neden olmuştur. Büyükçekmece ve Küçükçekmece gölleri ile Çatalca

yükseliminin günümüzdeki KB-GD uzanımlarını, aynı sistemde gelişmiş hareketlerle

kazanmış oldukları düşünülmektedir. Ancak oluşturdukları zayıflık zonlarıyla morfolojiye

güzel yansımış olan bu makaslama kırıklarının, günümüzde aktif olabileceklerini gösteren

öteleme, basınç sırtı vb herhangi bir saha verisi saptanamanmış; aksine, en azından Üst

Miyosen- Pliyosen yaşlı karasal birikintiler tarafından örtülü bulundukları izlenmiştir.

Metropolitan alanını kapsayacak büyük ölçekli ayrıntılı jeolojik incelemeler sonunda, bu

konuda daha sağlıklı verilerin sağlanabileceği umulmaktadır. Bölgede özellikle

Büyükçekmece, Beylikdüzü ve Gürpınar semtlerinde, zemin akma ve kaymalarına neden olan

ve ayrıntılı araştırmayı gerektiren, aktif ve potansiyel heyelanların yoğun olduğu

bilinmektedir.

Page 70: istanbul ili temel jeolojik özellikleri

69

6. SONUÇ VE ÖNERĐLER

6.1. Sonuçlar

Đstanbul Büyükşehir il sınırları içinde kalan alanın genel jeolojik özelliklerinin incelenmesi ve

Nazım Đmar Planlarına esas olmak üzere 1/100 000 ölçekli jeoloji haritasının yapılmasını

amaçlayan bu çalışma ile sağlanan sonuçlar aşağıda öz olarak belirtilmiştir.

- Bu çalışma sonunda Đstanbul Büyükşehir il sınırları içinde kalan alanın 1: 100 000

ölçekli jeoloji haritasının yapımı gerçekleştirilmiştir. Kaya-stratigrafi birimleri esasına

göre yapılan Jeolojk harita alımı çalışmalarında 1/25 000 ölçekli topoğrafya haritaları

baz olarak kullanılmıştır.

- Rapor ekinde sunulan jeoloji haritası, küçük ölçekli harita standartlarına göre

düzenlendiğinden, bu ölçekte gösterilemeyecek boyuttaki ayrıntıları taşımamaktadır

- Jeolojik harita çalışmalarında, formasyon aşamasında kaya-stratigrafi birimlerinin

haritalanması yöntemi izlenmiştir. Bunun için önceki araştırmalar taranarak, il alanı ve

yakın dolayında yüzeyleyen kayastraigrafi birimlerinin adları ve stratigrafi ilişkileri

gözden geçirilmiş ve Stratigrafi Adlama Kuralları da gözetilerek, kaya-strtatigrafi

sınıflaması yapılmıştır. Bu yolla, kaya ve zemin özellikleri ile ilgili standartların

saptanması, uygulanması ve denetlenmesi aşamalarında, günümüzde sürmekte olan isim

ve kavram karmaşasının giderilmesine çalışılmıştır.

- Jeolojik veriler Coğrafya Bilgi Sistemi içinde Zemin ve Deprem Đnceleme Müdürlüğü

tarafından sayısallaştırılmıştır.

- Đl alanı içinde, özellikle Paleozoyik yaşta istifler içinde çok sayıda fay izlenmiştir.

Bölgeyi KKB-GGD doğrultusunda boydan boya kesen Erken Eosen-Oligosen

aralığında etkin olmuş Şile-Sarıyer Fayı Maltepe-Beykoz Fayı, Yakacık Fayı, gibi

bindirme faylarının yanında Çamlıca sürüklenimi, Büyükdere sürüklenimi gibi düşük

eğimli ters ayrımlı faylar izlenmektedir.

- Orta-Üst Oligosen’de Marmara havzasının bütününü etkilemiş olan K-G doğrultulu

sıkışma hareketlerine bağlı olarak gelişmiş olan KB-GD ve KD-GB doğrultulu

makaslama fay ve eklemleri il alanında yoğun olarak izlenmiştir. Đstanbul’un Alibey

deresi, Kağıthane deresi, Riva (Çayağzı) çayı gibi başlıca büyük akarsuları ile Boğaz

ve Haliç’in keskin zikzaklı geometrileri, bu kırık sisteminin oluşturduğu aşınmaya

elverişli zayıflık zonlarıyla kontrol edilmiştir.

- Bölgede yoğun olarak görülen sözkonusu bindirme ve makaslama fayları aktif fay

özelliği taşımamaktadır. Bu faylar Üst Oligosen-Miyosen yaşlı Ömerli Formasyonu’nun

Page 71: istanbul ili temel jeolojik özellikleri

70

yüzeylemelerinin bulunduğu alanlarda bu formasyon tarafından örtülü

bulunduklarından Üst Oligosen_Miyosen öncesi gelişmiş olmalıdır.

- Đstanbul il alanı içinde, Marmara denizi çukurluklarını izleyen Kuzey Anadolu Fayı

dışında, önemli bir aktif fayın varlığını gösteren saha verisi bu çalışmalar sırasında

bulunamamıştır.

- Đstanbul’un Avrupa yakasında Küçükçekmece-Büyükçekmece gölleri arasında özellikle

Harami derenin batı yamaçlarında, Avcılar’ın Marmara denizine bakan yamaçlarında,

Küçükçekmece gölünün batı yakası ve Büyükçekmece gölünün doğu yakasındaki

yamaçlarda çok sayıda heyelan gelişmiştir. Heyelanların büyük bölümü,

günümüzdekinden farklı bir topoğrafyada gelişmiş olan eski heyelanlardır; ancak

günümüzde eğim arttırıcı yapay inşaat kazılarıyla eski heyelanlara etkinlik

kazandırılmaktadır. Heyelanlı sahaların büyük bölümü, su taşıma kapasitesi yüksek ve

aşınmaya karşı daha dayanımlı Çukurçeşme Formasyonu tarafından üstlenen geçirimsiz

ve aşınmaya karşı dayanımsız olan Gürpınar Üyesi’nin heyelana elverişli dik yamaçlı

topografyalar oluşturan kiltaşlarının yaygın olduğu bölgelerde gelişmiştir.

6.2. Öneriler

- Buçalışma sonunda üretilen bölgenin 1:100 000 ölçekli jeoloji haritası, önemli bir

boşluğu doldurmasına karşın, ölçeği gereği, Đstanbul Büyükşehir ve ilçe beledyelerinin

zemin, deprem, taşkın, çevre kirliği, yerleşim vb alanlardaki gereksinimlerini

karşılıyacak ayrıntıları taşımamaktadır. Yapılan bu çalışma ve üretilen jeoloji haritası

baz alınarak, il alanının büyük ölçekli jeoloji haritasının yapılması kaçınılmazdır. Böyle

bir çalışma için 1:5000 ölçekli topografya haritalarının baz olarak kullanılmasının

uygun olacağı düşünülmektedir.

- Büyük ölçekli jeoloji çalışmaları il alanı içinde kıvrım, fay ve kırık sistemleri gibi

yapısal unsurlarının ayrıntılı olarak incelenmesi gerçekleştirilebilecektir. Böyle bir

çalışma sonunda aktif faylanmaların varlığı konusunda daha sağlıklı veriler

sağlanabilecektir.

- Heyelenların yoğun olarak geliştiği Büyükçekmece ve Küçükçekmece göl havzaları,

Harami dere vb alanlarda sürdürülecek jeoloji çalışmalarının, gerektiğinde 1/2000 ya da

1:1000 ölçekli ayrıntıda yapılması gerekebilecktir.

- Yerleşim alanları içinde sürdürülecek büyük ölçekli çalışmalar sırasında, saha

verilerinin doğru ve sağlıklı olarak kaydedilebillmesi ve formasyonların izlenmesi,

Page 72: istanbul ili temel jeolojik özellikleri

71

heyelan, fay ve kırık sistemlerinin analizi için, güncelleştirilmiş büyük ölçekli

stereoskopik hava fotografları ve GPS kullanılması kaçınılmazdır.

7. ĐSTANBUL VE YAKIN DOLAYI ĐLE ĐGĐLĐ SEÇĐLMĐŞ YAYINLAR

Abdüsselamoğlu, Ş., 1963, Đstanbul boğazı doğusunda mostra veren Paleozoyik arazide

stratigrafik ve paleontolojik yeni müşahedeler: Maden Tetkik Arama Enst. Derg., 60, 1-7.

Akartuna, M.,1963, Şile şariyajının Đstanbul boğazı kuzey yakalarında devamı: Maden Tetkik

Arama Enst. Derg., 61, 14-21.

Akartuna, M., 1953, Çatalca - Karacaköy Bölgesinin Jeolojisi Hakkında: ĐÜ Fen Fak. Mec., B,

XIII, 3-4, 183-204.

Akartuna, M., 1953, Çatalca - Karacaköy Bölgesinin Jeolojisi: ĐÜ Fen Fak. Monografileri ,13,

88 s.

Akgün F. ve Akyol F., 1992, Amasra-Bartın Karbonifer havzası kömürlerinin palinolojisi ve

paleoekolojisi: Doğa-Türk Yerbilimleri Derg., 1, 49-56.

Altınlı, Đ, E., 1951, Kayışdağı bölgesinin jeolojisi: ĐÜ Fen Fak. Mec., B, XVI, 2, 189-205.

Altınlı, Đ, E., 1951, Filyos çayı batı kenarının jeolojisi: ĐÜ Fen Fak. Mec., B, XVI, 2, 153-188.

Altınlı, Đ, E., 1954, Çamlıca şariyajlı mıdır?: ĐÜ Fen Fak. Mec., B, XIX, 3, 213-222.

Altınlı, Đ, E., Soytürk, N. ve Saka K., 1970, Hereke-Tavşancıl-Tepecik alanının jeolojisi: ĐÜ

Fen Fak. Mec., B, XVI, 1-2, 69-75.

Arıç, C., 1950, Đstanbul-Küçükçekmece arasındaki arazide jeolojik bazı müşahedeler: ĐTÜ

Derg., 8, 4, 214-216.

Arıç, C., 1955, Đstanbul Paleozoyik arazisinde bulunan oolitli ve fosilli demir madeni: ĐTÜ

Derg., II, 3-4, 67-68.

Arpat, E., 1999, Büyükçekmece ile Küçükçekmece (Đstanbul) Heyelenlerının Genel Özellikleri

ve Yarattıkları Başlıca Sorunlar: 52. Türk.Jeol. Kurultayı Bildiriler Kitabı, Anakara, 17-23.

Arpat, E. ve Şentürk, K., 2000, Marmara Denizi’nin gelişimi: Marmara Denizi 2000”

Sempozyumu Bildiriler Kitabı; 231-237, Türk Deniz Araştırmaları Vakfı, Đstanbul.

Assereto R., 1972, Notes on Anisian biostratigraphy of the Gebze area (Kocaeli Peninsula,

Turkey): Z. Deutsch. Geol. Ges., 123, 435-444.

Page 73: istanbul ili temel jeolojik özellikleri

72

Assereto R., 1974, Aegean and Bithynian: Proposal for two new Anisian substages: The

Stratigrafi of the Alpine-Mediterrranean, ed. H., Zaphe, Springer, Vien., 23-39.

Babin, C., 1973, Bivalvia of the Kartal Formation of Devonian age, Istanbul: O.Kaya ed.

Paleozoic of Istanbul da, 37-87.

Baykal, F.,1943, Şile bölgesinin jeolojisi, ĐÜ Fen Fak. Monog., 3, Đstanbul, 86 s.

Baykal, F., 1981, Avcılar’da Üniversite binaları için var olan kayma tehlikesi ve alınması

gerekli tedbirler: ĐÜ Yerbilimleri Derg., 1, 2, 67-69.

Baykal, F. ve Akartuna, 1953, Réponse a <Nouvelles observations sur la tectonique de la

region de Sarıyer - Zekeriyaköy (NW de la Turquie)> de Yalçanlar: Extrait du C.R.S. de la

Soci. Geol. France, 13, 250-252.

Baykal, F. ve Kaya O., 1963, Đstanbul bölgesinde bulunan Karboniferin genel stratigrafisi:

Maden Tetkik Arama Enst. Derg., 61, 1-9.

Baykal, F. ve Kaya, O.,1965, Đstanbul Siluriyeni hakkında: Maden Tetkik Arama

Enst.Derg.,64,1-7.

Baykal, F. ve Kaya O., 1966, Đstanbul Boğazı kuzey kesiminin jeolojisi: Türkiye Jeol. Kur.

Bült., 10, 31-43.

Carls, P., 1973, Strophomenids of the Lover Devonian Kartal Formation, Istanbul: O.Kaya ed.

Paleozoic of Istanbul da, 89-96.

Chaput, E., 1931, Observations sur la structure du Neogene des environs de Constantinopole

(Đstanbulun civarındaki Neogen arazisinin bünyesi hakkında müşahedeler): ĐÜ Jeoloji Enst.

yayını, 4, 32 s.

Chaput, E. ve Pamir, H., N.,1934, Đstanbulun garbında Neogen arazisi hakkında yeni

müşahedeler: ĐÜ Jeoloji Enst. yayını, 9, s. 9-12.

Chaput, E. et Hovasse, R., 1933, Notice préliminaire sur le Crétasé superieur de Zekeriyaköy,

au Nord de Constantinopole: ĐÜ Fen Fak. Mec., B, 4.

Chaput, E. et Mlle. Gillet, S., 1938, Les faunes mollusques des terrains A Hipparion gracile de

Küçükçekmece pres Istanbul: ĐÜ Jeoloji Enst. yayını,.

Chaput, E. ve Yalçınlar, Đ., 1951, Une lambeau de calcaires Carboniféres au Nord Ouest

d’Đstanbul: C.R. Acad. Sci., 232, 994-995.

Page 74: istanbul ili temel jeolojik özellikleri

73

Çağlayan, M. A. ve Yurtsever, A., 1998, 1/100.000 Ölçekli Türkiye Jeoloji Haritaları, Burgaz-

A3, Edirne-B2 ve B3; Burgaz-A4 ve Kırklareli-B4; Kırklareli B5 ve B6; Kırklareli-C6

Paftaları. Pafta No. 20,21,22,23, MTA Yayını, Ankara.

Çakır, Ş.,2000, Đzmit-Körfez (Kocaeli) Dolayının ve kuzeyinin Stratigrafisi, Kocaeli Ü. Müh.

Fak. Jeol. Bl., 1-13.

Çapkınoğlu, Ş.,1997, Conodont fauna and biyostratigraphy of the Famenian of Büyükada,

Đstanbul, orthwestern Turkey: Bulletino della Società Paleontologica Italiana, 35 (2), 1996,

165-185.

Çapkınoğlu, Ş., 2000 Late Devonian (Famenian) Conodonts from Denizliköyü, Gebze,

Kocaeli, Northwestern Tırkey: Turkish Jour. Earth. Sci. 9, 91-112.

Dacı, A., 1951, Küçükçekmece ile Çatalca arasındaki Nummulitiğin paleontolojik etüdü II: ĐÜ

Fen Fak. Mec., B, XVI, 3, 207-246.

Dağer, Z., 1978, Les foraminiféres du Trias de la Péninsule de Kocaeli - Turquie: Note du Lab.

de Paleontologie de l’univ. de Geneve, fasc. 3, 4, 23-71.

Dalgıç, S., 2000, Gürpınar (Đstanbul) Heyelanlarını Önlemede Drenaj Galerileri:

Dizer, A., 198 , Kuzeybatı Anadolu’da Üst Kretase - Paleosen biyostratigrafisi: Maden Tetkik

Arama Enst. Derg., 149-163.

Erben, H.K., 1962, Über böhmischeund türkische Vertreter von Anetoceras (Ammon.,

Unterdevon): Palaont. Z., 36, 14-27, Stuttgart.

Ercan, A., Yağmurlu F. ve Uz, B., 1988, Çatalca (Đstanbul) yöresinde kömür içeren Tersiyer

tortullarının çökelme özellikleri ve jeofizik incelenmesi: Türkiye Jeol. Bült., 31, 1-12.

Erentöz, C., 1949, Çatalca masifi ve dolayının jeolojisi hakkında: ĐÜ Fen Fak. Mec., B, XIV,

307-320.(GEOMAR Kitaplığı)

Erguvanlı, K., 1947, Kocaeli Triyasında yeni fosil yatakları: Türkiye Jeol. Kur.Bült., 1, 158-

163.

Erguvanlı, K., 1948, Aydınlı-Mudarlı arasındaki bölgenin jeolojik etüdü (Kocaeli yarımadası):

ĐTÜ Derg., 5, 2-3.

Ercan, A., Yağmurlu F. ve Uz, B., 1988, Çatalca (Đstanbul) yöresinde kömür içeren .tersiyer

tortullarının çökelme özellikleri ve jeofizik incelenmesi: Türkiye Jeol. Bült., 31, 1-12.

Erguvanlı, K.,1949, Đmralı adasının jeolojisi: Türkiye Jeol. Kur.Bült., 2, 1, 118-121

Page 75: istanbul ili temel jeolojik özellikleri

74

Erguvanlı, K.,1949, Hereke pudingleriyle Gebze taşlarının inşaat bakımından etüdü ve

civarlarının jeolojisi: ĐTÜ yayını, 1949, Đstanbul, 88 s.

Gandl, J., 1972, Trilobites from the Devoniyen of Istanbul: O. Kaya (Ed.) Paleozoik of Đstanbul

da, Ege Üni. yayını., 40, 95-96.

Gedik,Đ ve Önalan M., 2002, Çamdağ (Sakarya ili) Paleozoyik Stratigrafisine ait yeni

gözlemeler: Yerbilimleri Derg. Đ.Ü., 14,1-2,61-76.

Görür, N.,1982, Kocaeli yarımadasında Silürüyen-Alt Devoniyen yaşlı “Gebze Kireçtaşı”’nın

sedimantolojisi; 36.Türkiye Jeoloji Kurultayı (22-26 Şubat,1982), Bildiri Özetleri, s 69-70.

Ankara.

Haas, W., 1968, Das Alt-Palaozoikum Von Bithynien Nordwest-Türkei: N.Jb. Geol. Palaont.

Abh., 131-2, 178-242.

Haas, W., 1968, Trilobitenaus dem Silur und Devon von Bithynien: Paleont. Abh., A

Kaya, O., 1969, Karbon bei Istanbul: N.Jb. Geol. Palaont. H.,3, 16-173.

Kaya, O.,1971, Đstanbul’un Karbonifer stratigrafisi: Türkiye Jeol. Kur. Bült., XIV, 2, 143-199.

Kaya, O.,1973, The Devonian and Lower Carboniferous stratigraphy of the Đstinye, Bostancı

and Büyükada subareas: ed, Kaya, O., Paleozoik of Đstanbul da, Ege Üni. yayını., 40, 1-36.

Kaya, O., 1978, Đstanbul Ordovisiyen ve Silüriyeni: Yerbilimleri, HÜ Yerbilimleri Enst. Yayın

organı, 4, 1-2, 1-22.

Kaya, O. ve Mamet, B., 1971, Biostratigraphy of the Visean Cebeciköy Limestone near

Đstanbul, Turkey: Journal of Foraminiferal Research, 1,2, 77-81.

Kaya, O. ve Lys, M., 1982, Đstanbul Boğazının batı yakasında (Kilyos) yeni bir Triyas

bulgusu: Maden Tetkik Arama Enst. Derg., 93/94, 20-26.

Ketin, Đ., 1950, Kızıladaların jeolojisinde yenilikler: 6. Türk Coğrafya Kurumu toplantısı (3-10

Mayıs 1950).

Ketin, Đ., 1953, Tektonische untersuchungen auf den Prinzeninseln nahe Istanbul (Türkei):

Geol. Rundsch., 41, 161-172.

Ketin, Đ., 1959, Çamlıca bölgesinin tektoniği hakkında: Türkiye Jeol. Kur. Bült., 7, 1-18.

Ketin, Đ.,1941, Alemdağ batısındaki granit masifi hakkında: ĐÜ Jeol Enst. yayını, 7, Đstanbul, 1-

13, Đstanbul.

Malik, A. ve Nafiz, H, 1933, Küçükçekmece Fosil Fırkalı Hayvanlar Mecmuası: Đst.

Darülfünunu Geologie Enstitüsü Neşriyatından, 8,3-4, 119 s.

Page 76: istanbul ili temel jeolojik özellikleri

75

Mamet, B., L., 1973, Foraminiferal Biostratigraphy of the Lover Carboniferous Trakya and

Heybeliada Formations, Istanbul Region, Turkey: O.Kaya ed. Paleozoic of Istanbul da, 137-

143.

McCallien, W.,J., 1947, A note on the Devonian Kieselschiefer the Bosphorus: ĐÜ Fen Fak.

Mec., B, 12, 173-182.

McCallien, W.,J., Đstanbul Boğazının silisli şistleri hakkında: ĐÜ Fen Fak. Mec., B, XII, 3, 181-

188.

McCallien, W.,J., 1950, Baltalimanında Trakya Grovakları: Türkiye Jeol. Kur. Bült., 2, 18-24.

McCallien, W., J. ve Ketin Đ.,1947, The structure of the Çamlıca, Western Asia Minor, near

Istanbul: Ann. de l’Univer. d’ Ankara, 1, 209-226.

Meriç, E., Sakınç, M. ve Eroskay, 1988, Đstanbul Boğazı ve Haliç Çökellerinin Evrim Modeli:

Müh. Jeolojisi Bült., 10, 10-14.

Meriç, E. ve Sakınç, M., 1991, Đstanbul Boğazı güneyi ve Haliç dip çökellerinin (Holosen)

foraminifer topluluğu ve çökelme ortamının ekolojik özellikleri: 44. Türkiye Jeoloji

Kurultayı Bildiri Özleri, Ankara.

Meriç, E. ve diğ, 1999, Đstanbul Boğazı’nın Oluşumu Hakkındda Yeni Bulgular: 52. Türkiye

Jeol. Kurultayı Bildiriler Kitabı, 374-375, Ankara.

Okay, A., C., 1948, Şile, Mudarlı, Kartal ve Riva arasındaki bölgenin jeolojik etüdü: ĐÜ Fen

Fak. Mec., B, XIII, 4, 311-355.

Okay, A., C., 1947, Geologishe und petrographiche Untersuchung des Gebietes zwischen

Alemdağ, Karlıdağ und Kayışdağ in Kocaeli Bithynien, Türkei): ĐÜ Fen Fak. Mec., B, XII,

4, 269-288. (Geomar Kitaplığı)

Oktay, F.Y., Eren R.H. ve Sakınç M., 1992, Karaburun-Yeniköy (Đstanbul) Çevresinde Doğu

Trakya havzasının Sedimenter Jeolojisi: Türkiye 9.Petrol Kongr. Bildiriler Kitabı, 92-101,

Ankara.

Öztunalı, Ö. ve Satır, M., 1975, Rubidium-Strontium-altersbestimmungen an tiefengesteinen

aus Çavuşbaşı (Istanbul): ĐÜ Fen Fak. Mec., B, XIII, 40, 1-4, 1-7.

Öztunalı, Ö. ve Satır, M., 1975, Çavuşbaşı Kristalin Karmaşığının Petrografi ve Petrolojisi:

50.Yıl Yerbilimleri Kongr. Tebliğler Kitabı, 445-456.

Önalan, M., 1981, Đstanbul Ordovisiyen ve Siluriyen istifinin çökelme ortamları: Yerbilimleri

Derg., ĐÜ Müh. Fak.,161-177.

Page 77: istanbul ili temel jeolojik özellikleri

76

Önalan, M., 1981, Pendik bölgesi ile Adalar’ın jeolojisi ve sedimanter özellikleri: Doktora tezi,

ĐÜ Yerbilimleri Fak., 193 s.

Önalan, M., 1988, Đstanbul Devoniyen çökellrinin sedimanter özellikleri ve çökelme ortamları:

Yerbilimleri Derg., ĐÜ Müh. Fak., 1-2, 92-108.

Önalan, M., 1990, Đstanbul Devoniyen istifinde yumrulu kireçtaşlarının oluşumu: Maden

Tetkik Arama Enst. Derg., 111, 37-46.

Özgül, N, 2005, Đstanbul Đl Alanının Genel Jeoloji Özellikileri: Đstanbul Büyükşehir Belediyesi

Planlama ve Đmar Daire Başkanlığı, 78 s. (yayımlanmamış).

Öztürk, H., 1998, Beykoz (Đstanbul-Türkiye) Civarının Jeolojisi ve Đstanbul Boğazının

Gelişimine Bir Yaklaşım: Yerbilimleri Derg. Đ.Ü., 11,1, 1-10.

Paeckelmann, W., 1925, Beitrage zur Kenntnis des Devons am Bosporous, insbesondere in

Bithynien: Abh. Preuß. Geol. L.-A., n.f. 98, 152 p., Berlin.

Paeckelmann, W. und Sieverts, H., 1932, Neue Beitrage zur Kenntnis der Geologie,

Paleontologie und Petrographie der Umgegend von Konstantinopel, 1. Obersiluriche und

devonische Faunen der Prinzeninseln, Bithynien und Thraziens: Abh. Preuß. Geol. L.-A., n.

f.142, 79 p., Berlin.

Paeckelmann, W., 1938, Neue Beitrage zur Kenntnis der Geologie, Paleontologie und

Petrographie der Umgegend von Konstantinopel, 2. Geologie Thraziens, Bithyniens und der

Prinzeninseln: Abh. Preuß. Geol. L.-A., n. f. 186, 202 p., Berlin.

Paeckelmann, W., 1938, Geologie von Konstantinopel: Abh. Preuß. Geol., L.-A., n.f., 168,

Berlin.

Pamir, H.N. ve Sayar. M., H, 1933, Vértébrés fossilles de Küçükçekmece: ĐÜ Fen Fak. Mec.,

3-4.

Pamir,H.N.,1938, Đstanbul Boğazının Teşekkül Meselesi: MTAEnst.Mec.,3/ 4,61-68.

Parejas, E. ve Baykal, F., 1938, Şilede bir şariyaj örtüsü: ĐÜ Jeol. Enst.,Yayını,1, 1-6.

Penck, W., 1919, Grundzuge der Geologie des Bosporus: Veröff. Đnst. F. Meeresk.,

Rückert-Ülkümen, N., 1960, Trakya ve Çanakkale mıntıkalarında bulunan Neojen balıklı

formasyonları hakkında: ĐÜ Fen Fak. Monog., 16, 80 s. (Geomar Kitaplığı)

Sayar, C., 1960, Đstanbul’un batısındaki arazide yeraltı suları ve arteziyen imkanları: ĐTÜ

Hidrojeoloji Enst. Yayını, 6, 14 s.

Page 78: istanbul ili temel jeolojik özellikleri

77

Sayar, C., 1960, Kartal - Pendik civarının Silüriyen - Devoniyen Brachiopodları ve bölgenin

stratigrafisi: ( Doç. tezi), ĐTÜ Maden Fak.,119 s., Đstanbul.

Sayar, C., 1962, New observations in the Paleozoic sequence of the Bosphorus and adjoining

areas, Đstanbul, Turkey: Symp.Band. 2.Intern.Silur / Devon Bonn-Bruxelles,1960, 222-223,

Stuttgart.

Sayar, C., 1964, Ordovician Conularids from the Bosphorus Area, Turkey: Geol. Mag., 101,

193-197, London.

Sayar, C., 1979, Đstanbul Boğazı ve çevresinde Ordovisiyen - Siluriyen sınırı: Türkiye Jeol.

Kur. Bült., 22, 161-167.

Sayar, C., 1979, Đstanbul Pendik kuzeyinde Kayalıdere grovaklarının biyostratigrafisi ve

brakiyopodları: (Prof. tezi) ĐTÜ Maden Fak., 128 s., Đstanbul

Sayar, C.,(1962), New observation in the Paleozoic sequence of the Bosphorus and adjoining

areas, Istanbul, Turkey: Symp. Band 2. Intern Silur-Devon. Bonn-Bruxelles, 1960, 222-

223, Stuttgart.

Sayar, C., 1969, Boğaziçi arazisinde Ordovisien Conularia’ları: Türkiye Jeol. Kur. Bült., XII,

1-2, 140-175.

Sayar, C., (1977). “Haliç ve Civarının Jeolojisi”: B.Ü., Đstanbul. Haliç Sorunları ve Çözüm

Yolları Ulusal Sempozyumu, 1976, Đstanbul.

Sayar, C., (1979), Đstanbul - Pendik kuzeyinde Kayalıdere grovaklarının biyostratigrafisi ve

Brachiopod'ları: ĐTÜ Maden Fakültesi, Đstanbul

Sayar, C., 1979, Đstanbul Alt Paleozoik serilerinde Brakiyopod - Diplograptid zonu fosilleri:

Altınlı Sempozyumu, 6-7 Mart, 1979, 27-35.

Sayar, C., 1984, Đstanbul çevresinde Ordovisiyen brakiyopodları: Türkiye Jeol. Kur. Bült., 27,

99-109.

Sayar, C., (1989). “Đstanbul ve Çevresi Neojen Çökelleri ve Paratetis Đçindeki Konumu”:

Maden Fakültesi 40.Yıl Bült., pp. 250-266.

Sayar, C., 1989, Silurian sediments and faunal assosiation of the western Pontides (Turkey):

Abst. The Muchison symp. 28 March - 9 April 1989.

Sayar, C., 1977, Đstanbul Yeni Đskan Yöreleri Geoteknik ve Sismik Etüdü: ed. Tezcan, Boğaziçi

Ü.Deprem Müh. Araştırma Enst., Cilt 1, 119s.

Sayar, M., (1951), Đstanbul civarında Üst Miyosen omurgalılarına ait yeni müşahadeler: ĐTÜ Derg.., C. 9, Y. 9, S. 3, 9-12,

Đstanbul.

Page 79: istanbul ili temel jeolojik özellikleri

78

Sayar, M., ve Pamir, H., (1932), Une faune de vertebre fossile Miocene pres de’Istanbul: C. R.

Soc. Geol. Fr., 6, Paris.

Schmidt, W., 1963, Ein henanide (Arthrodira) aus dem Unteren Mittle-Devon der Türkei: N.

Jb. Geol. Palaont. Abh., 118, 217-230, Stuttgart.

Seymen, Đ., 1995, Đzmit Körfezi ve Çevresinin Jeolojisi. Đzmit körfezi Kuvaterner Đstifi: Ed. E.

Meriç,1-23.

Sirel, E. ve Gündüz, H., 1976,Kırklareli yöresi (kuzey Trakya) denizel

Oligosen’ininstratigrafisi ve Nummulites türleri: Türkiye Jeol. Kur. Bült., 19, 2, 155-158.

Siyako, M:, Bürkan, K., A. ve Okay, A., Đ., 1989, Biga ve Gelibolu Yarımadalarının Tersiyer

Jeolojisi ve hidrokarbon olanakları: Türkiye Petrol Jeologları Der. Bült., V, 1/3, 183-199.

Sönmez-Gökçen, N., 1964, Çatalca (Trakya) civarı Neojeninden Congeria’lı serinin

Ostracod’larla bulunan yeni yaşı hakkında not: Maden Tetkik Arama Enst. Derg., 63, 43-54.

Şenol, M., 1980, Keşan (Edirne) ve Marmara Ereğlisi (Tekirdağ) Yörelerinde Oligosen Yaşlı

Birimlerin Çökel Ortamları ve Linyit Oluşumları: Türkiye Jeol. Kur. Bült., 23, 133-140.

Taner, G., Ünsal Đ., Özer, A., M. ve Göksu, Y., 1991, 44. Türkiye Jeoloji Kurultayı Bildiri

Özleri, Ankara.

Taugourdeau, Ph. et Abdüsselamoğlu, Ş., 1962, Présence de Chitinozaires dans le Siluro-

Dévonien turc des environs D’Istanbul: Extrait du Somm. des Seances de la soci.

Geol. de France, 8, 238-239.

Tchihatcheff, P. De, 1864, Le Bosphore et Constantinople avec Carte Geologique, Paris.

Tchihatcheff, P. De, 1866-1869, Asie Mineure: Bd. 4, Paleontologie, Paris.

Temel, R., Ö. ve Çiftçi, N., B.,2002, Gelibolu Yarımadası, Gökçeada ve Bozcaada Tersiyer

Çökellerinin Stratigrafisi ve Ortamsal Özellikleri: TPJD Bilt., 14,2,17-40.

Ullyot Ph. ve Ilgaz, O., 1946, Boğazda Đncelemele1er III. Sulardaki turbulens derecesi: ĐÜ Fen

Fak. Mec., B, XI, 2, 107-123. ( GEOMAR Kitaplığı)

Yalçınlar, Đ., 1944, Đstanbul Boğazı Batısında jeomorfolojik Araştırmalar: Türkiye Coğr. Derg.,

2, 131-136.

Yalçınlar, Đ., 1949, Notes sur la Géomorpholgie des environs d’Đstanbul et de la presqu’ile de

Kocaeli: Türkiye Jeol. Kur. Bült., II., 1, 134-143.

Yalçınlar, Đ., 1951, Đstanbul civarının Paleozoik arazisine yeni müşahedeler: Türkiye Jeol. Kur.

Bült., III. 1, 125-130.

Page 80: istanbul ili temel jeolojik özellikleri

79

Yalçınlar, Đ.,1953, Nouvelles observations sur la tectonique des regions de Sarıyer -

Zekeriyaköy et de Şile (NW dela Turquie): Extrait du C.R.S. de la soci. Geol. de France, 5,

71-72.

Yalçınlar, Đ.,1954, Sur la présence de schistes carboniféres et de plantes fossils a l’W

d’Đstanbul: Extrait du C.R.S. de la soci. Geol. de France, 2, 23-25.

Yalçınlar, Đ.,1954, Şile’de breş ve konglomeraları üzerindeki falezler (Kocaeli): ĐÜ Coğrafya

Enst. Derg., 112-134.

Yalçınlar, Đ.,1955, Notes sur la structure de la région de Sarıyer - Zekeriyaköy (N d’Đstanbul,

Turquie):

Yalçınlar, Đ.,1955, Đstanbul’un Çengelköy Silur Şistleri:ĐÜ Coğrafya Enst. Derg.,3-8.

Yalçınlar, Đ., 1955, Note préliminaire sur la schistes a Graptolithes du Silurien découverts prés

d’Đstanbul ( NW de la Turquie): Review Geogr. Inst. Univ. Đstanbul, 2, 167-172.

Yalçınlar, Đ., 1964, Les couches du Paléozoique Đnférieur dans la Turquie méridionale: Inst.

Géogr. Univ. D’Đstanbul, 39, Đstanbul.

Yılmaz Y. ve Sakınç, M., 1990, Đstanbul boğazının Jeolojik gelişimi Üzerine Düşünceler.

Đstanbul Boğazı Gineyi ve Haliçin Geç Kuvaterner (Holosen) Dip Tortulları: E. Meriç Ed.,

ĐTÜ Vak+-fı, 99-105.

Yurtsever, A., 1982, Kocaeli Triyası Biyostratigrafi Projesi, Gebze-Hereke-Tepecik alanında

Mesozoyik-Senozoyik kayalarının jeolojisi: MTA Rap. No. 7195, Ankara

(yayımlanmamış).

Yurtsever, A., 1996, Đstanbul Yarımadasının (1/50.000 ölçekli haritasının) jeolojisi. MTA Rap.

No. 9989, Ankara.

Yurttaş-Özdemir, Ü., 1975, Kocaeli Triyasının tipik Belemnitleri hakkında: Maden Tetkik

Arama Enst. Derg., 85, 149-162.

Yurttaş-Özdemir, Ü.1973, Kocaeli yarımadası, Tepeköy Triası makrofaunası ve

biyostratigrafisi :.. Maden Tetkik ve Arama Dergisi, 77, 57-116.

Yurttaş-Özdemir, Ü., Gökçen Talay ve Ayhan Yurtsever, 1974, Kocaeli Triyası projesi Kocaeli

Triyasının biyostratigrafik etüdü>: 50.Yıl Yerbilimleri Kongresi, 17-19 Aralık