1
} } 29 HAZİRAN 2012 SAYFA 11 EKO-MAGAZİN HAFTALIK İsmail Şen [email protected] KARİKATÜRLERDEKİ TARİH 1893 – 1978 yılları arasında yaşamış, ABD’li kimyager ve Harvard Üniversitesi’nin 23. Başkanı. Başlıktaki sözün her mahkeme salonunda yazılı halini hepimiz biliriz: “Adalet mülkün temelidir”. Sürekli tartışılan kimin sözü olduğu konusu bir tarafa, bu kadar çok kişinin bildiği ama bu kadar az kişinin idrak ettiği başka bir söz var mıdır acaba? Bu sözdeki “mülk” kelimesi genellikle taşınmaz mal olarak algılanıyor ve üstünde pek de düşünülmüyor… Anlamı tam olarak idrak edilemediğinden olacak günlük hayatta da çok kullanılmıyor. Türk Dil Kurumu Sözlüğünde, “mülk” kelimesinin eskiden kullanılan anlamı şöyle ifade ediliyor: “Devletin egemenliği altında bulunan toprakların bütünü, ülke.” Örnek olarak da malum söz ekleniyor: “Adalet mülkün temelidir.” Yani, “mülk” kelimesinin bir anlamı da “ülke”… Velhasıl söz aslında şöyle olmalı: “Adalet ülkenin temelidir.” ★★★ Bu kadar çıplak bir gerçek, bu kadar kısa olarak her zaman ifade edilemiyor. Gerçekten de adalet ülkenin temeli. Eksikliği üstüne kurulan her şey de eksik oluyor. İnsanların vicdanlarının “huzur” bulmasını engelliyor. Örneğin yoğun trafikte acil durumlar için ayrılan emniyet şeridinin bazı sürücüler tarafından tamamen keyfe keder kullanımını düşünün. Her an birilerinin canını kurtarmak amacıyla o şeridi kullanabilecek bir ambulans veya itfaiye aracını engellemek pahasına bazı sürücüler emniyet şeridine giriyor ve tıkıyorlar. Diğer sürücülerin “yol haklarına” tecavüz etmeleri bir yana, bazı insanların da “can haklarını” tehlikeye atabiliyorlar. İşin kötü tarafı bu eylemlerinden dolayı cezalandırılamıyorlar… Kurallara uyan sürücülerin bazen öfkeli, bazen çaresiz bakışları altında fütursuzca bu yolu kullanıyorlar… ★★★ Bir başka örnek Çek Kanunu’nda yapılan değişiklik sonrası yaşananlar… Karşılıksız çek yazanlara uygulanan yaptırımların hafifletilmesi sonucu karşılıksız çek oranı artmaya başladı, hem de katlanarak… Sattığı ürün veya hizmetinin karşılığında aldığı çeki mahkeme kanalıyla bile tahsil edemeyen tüccar adaleti nerede arasın? Hak edenin hakkını alamadığı yerde hesaplar sonuçta ahirete bırakılır. Ahirete ne kadar çok hesap kalırsa da bu dünya o kadar yaşanmaz olur… James Bryant Conant 1 Mart 1339 – 1 Mart 1923 Akbaba Dergisi BULMACA Haz›rlayan Nalan M. ALAKENT [email protected] SOLDAN SAĞA: 1- Şetat Şirketler Grubu’nun kurucusu, İstanbul’daki TAT Towers ve Sapphire Gökdeleni’nin sahibi olup, geçen günlerde Bodrum’da hayatını kaybeden Diyarbakırlı iş adamı (Ön adı Şehmus)… Belli, açık… 2- Üretici Fiyatları Endeksi anlamındaki kısaltma… Bir şeyi elden ele vererek aktarma… 3- İçine çeşitli maddeler konulan, sac, plastik veya çinkodan yapılmış kap… Ekmek ve kâğıt için ağırlık ölçüsü… 4- Kazanç sağlamak amacıyla ticaret veya sanayiye yatırım yapan kişi… Güney Afrika’nın plaka işareti… 5- Vatikan’ın internet harfleri… İtalya menşeli bir beyaz eşya markası… 6- Elektrik enerjisini kimyasal enerji olarak depolayan, İnci, Mutlu, Varta gibi markalardan hatırlayacağınız cihaz… Lahza… 7- 1935 yılında uçak kanadı üretmek amacıyla faaliyetine başlayan, günümüzde Düzce’deki fabrikasında mobilya ve hazır mutfak üreten bir firma… Eni büyük olan, geniş… 8- Tonga’nın plaka kodu… Bir elektrikli süpürge markası… 9- “Her genç kızın rüyası” sloganıyla hatırlanan dikiş makinesi markası…(Tersi) Beyaz… 10- İplik… “İlgisi olsun olmasın her şeye karışan kimse” anlamında kullanılan bir benzetme… 11- Çay üretiminde ilk sırada yer alan ilimiz… Rütbesiz asker… “İşi bozulmak” anlamına gelen deyimde bu meyvenin ismi geçer… 12- Petrol, yağ gibi maddeleri arıtma işi, rafinaj… Çinko elementinin simgesi… Tanzanya’nın internet harfleri. YUKARIDAN AŞAĞIYA: 1- Türkiye Bilimsel ve Teknolojik Araştırma Kurumu’nun kısa yazılışı… “Çünkü” anlamındaki bağlaç… 2- Bir şeyi duyurmak veya tanıtmak için hazırlanan, kalabalığın görebileceği yere asılmış, genellikle resimli duvar ilanı… Değerinden çok aşağı bir fiyatla alınan veya alınabilecek olan şey, okazyon… 3- Alışveriş ve hizmet karşılığının ödenmesini sağlamak üzere paranın el değiştirmesi, sirkülasyon… (Tersi) Fiilden isim türeten bir ek… 4- Serbest meslek adamlarını içinde toplayan resmî birlik… Bir malın tür, miktar, fiyat gibi niteliklerini belirtmek için üzerlerine konulan küçük kâğıt… 5- Sodyum elementinin simgesi… Süreli yayınları, parasını önceden ödeyerek alma işi… 6- Kanada’nın internet kodu… Saat kadranı… Bayrak… 7- Konya’nın, kaplıcaları ile ünlü ilçesi… (Tersi) Falkland Adaları için internet kodu… Kripton elementinin simgesi… 8- 100 m2 değerinde yüzey ölçü birimi… Tavlada iki sayısı… Onun gibi yar olmaz… 9- İşsiz güçsüz… Hayvanlara veya eşyaya vurulan damga, işaret… Büyükşehirlerde serbest mesleklerde çalışanların oda veya daire tutup çalıştıkları birkaç katlı yapı… 10- Rüşvet… Doların yüzde biri değerinde para birimi… Yüzyıl’ı simgeleyen harfler… 11- Yeryüzü parçası, toprak… İşverenin işçileri topluca işten uzaklaştırma veya işten çıkarma kararı… 12- İşler ve Uygur soyadlı ünlülerimizin ortak adı… Dolaylı olarak anlatma… Çok karşıtı. BULMACANIN ÇÖZÜMÜ 9. SAYFADA O BİR İŞADAMI Otomotivin öncüsü silah üreticisi André-Gustave Citroën, 1878 yılında Paris’te doğdu. 1873 yılında Amsterdam’dan Paris’e göç eden Musevi bir ailenin beşinci çocuğuydu. Babasını 6 yaşındayken kaybeden André, 1900 yılında teknik okuldan mezun oldu. Bir süre orduda mühendis sınıfı subay olarak görev yaptıktan sonra, ilk önemli buluşu olan çift helozonik dişli üretimi için küçük bir fabrika kurdu. İki arkadaşıyla ortak olarak kurduğu bu fabrikadan 1908 yılında ayrılarak Mors şirketiyle çalışmaya başladı. Mors’un otomobil üretim kapasitesini 10 kat artırdı. Yıllık 125 otomobilden 1.200 otomobile çıkan üretim büyük bir başarıydı. Birinci Dünya Savaşı’nın başlarında hükümete günde 20 bin obüs mermisi üretecek bir fabrika açmayı öneren André Citroën, anlaşmayı imzaladıktan sadece altı hafta sonra üretime başladı. Zamanla günlük üretimi 55 bin mermiye çıkardı. Bu fabrika, savaştan sonra seri olarak üretim yapabilecek bir otomobil fabrikası haline dönüştürüldü. Hızla gelişen fabrika 1930’lu yılların başında dünyanın en büyük dört otomobil üreticisinden biri oldu. Bugün dünyanın birçok bölgesinde üretilen Citroën marka otomobillerin babası olan André Citroën, 1935 yılında mide kanserinden öldü ve Paris’te gömüldü. Adalet ülkenin temelidir… TARİHTE BU HAFTA İktisadi zafer… İktisadi zaferimizi hazırlarken: - İşte sizin senetleri de muhafaza için (kafese) koyuyorum!... André-Gustave Citroën Kaplumbağaya dikkat et. Ancak kafasını çıkarıp risk aldığında ilerleyebiliyor. 29 Haziran 1880 yılında bugün, Fransa Tahiti’yi topraklarına katarak sömürgeleştirirken, 1976 yılında aynı gün, Seyşel Adaları, İngiltere’den bağımsızlığını kazanmayı başardı. 19. yüzyıl Avrupa dışındaki dünyanın sömürgeleştirildiği bir yüzyıl olurken, 20. yüzyılın özellikle ikinci yarısı bu sömürgelerin bağımsızlığını kazanmasına tanık olacaktı. 30 Haziran 1936 yılında bugün, tüm zamanların en çok satan romanlarından Rüzgar Gibi Geçti, 1997 yılında aynı gün ise J. K. Rowling’in kaleme aldığı Harry Potter serisinin ilk kitabı yayınlandı. Her iki kitabın filme çekilmesi sonrası kapak tasarımları değişecekti. 1969 yılında bugün, Batman’ın Kuzey Magrip bölgesinde, Türkiye Petrolleri Anonim Ortaklığı tarafından yapılan aramalar neticesinde petrol bulundu. 1 Temmuz 1878 yılında bugün, Kıbrıs, “geçici olarak” İngiltere’ye devredildi. Anlaşma adanın toprak mülkiyetinin Osmanlılar’da kalmasını öngörüyordu. 1926 yılında bugün, Türkiye Cumhuriyeti’nde deniz taşımacılığına ve ticaretine ilişkin esasları düzenleyen Kabotaj Kanunu yürürlüğe girdi. Aynı gün Denizcilik ve Kabotaj Bayramı olarak kutlanacaktı. 1929 yılında bugün, İstanbul ile Ankara arasındaki telefon hattı hizmete girdi. 1966 yılında bugün, Kanada ilk renkli televizyon yayınını gerçekleştirdi. 1984 yılında aynı gün ise TRT, televizyonda tamamen renkli yayına geçecekti. 2 Temmuz 1698 yılında bugün, İngiliz mucit Thomas Savery, ilk buhar makinesinin patentini aldı. Bu makine bir başka mucit ve müteşebbis olan James Watt tarafından mükemmelleştirilecek ve öncelikle İngiltere’deki madenlerde ve daha sonra fabrikalarda yoğun olarak kullanılmaya başlanacaktı. 1904 yılında bugün, ünlü Fransız tenisçi ve Lacoste markasının kurucusu René Lacoste doğdu. 1962 yılında bugün, daha sonra dünyanın en büyük perakende zinciri olacak Wal-Mart’ın ilk mağazası Rogers, Arkansas’ta açıldı. 3 Temmuz 1935 yılında bugün, Fransız otomobil endüstrisi öncülerinden, 1878 doğumlu André Citroën öldü. 1938 yılında bugün, İngiltere’de bir buharlı tren 203 km/saat sürate ulaştı ve hız rekoru kırdı. 4 Temmuz 1932 yılında bugün, otomobiliyle Ankara’dan İstanbul’a giden İçişleri Bakanı Şükrü Kaya bu konuda bir ilki gerçekleştirdi. 5 Temmuz 1833 yılında bugün, dünyada ilk fotoğrafı çeken, 1765 doğumlu Fransız mucit Nicéphore Niépce öldü. Orta Asya’dan İstanbul’un merkezi sorumluluğunu hissetmek Bir Orta Asya ülkesi olarak Kırgızistan İstanbul, birçok alanda merkez olmaya ve bu doğrultuda rolünü ifa etmeye devam ediyor. Siyasette, ticarette, finansta, sporda, sanatta, kültürde, eğitimde hızla referans bir şehir haline geliyor. Bu doğrultuda da şehrin nüfuzu giderek artıyor. Bir grup İstanbul yöneticisi, Uluslararası İstanbul’u Yönetenler Derneği’nin organizasyonu ile Kırgızistan’a bir ziyaret gerçekleştirdik. Üç günlük bu ziyarette çeşitli temaslar oldu. Bu temaslardan yola çıkarak ülkemizin merkezi ve sivil toplum kuruluşlarının yaptıklarına dair kendi gözlemlerimizi de ekleyerek bir değerlendirme yapmaya çalıştık. Bu değerlendirmede İstanbul’u bir referans ve merkezi şehir olarak konumlandırdık. Kırgızistan, bilindiği üzere Orta Asya’nın yüzölçüm ve nüfus itibarı ile en küçük ülkelerinden biri. Altın dışında da çok önemli bir doğal kaynağı bulunmuyor, onu da yabancı bir firma işlemeye devam ediyor. Çok geniş tarım ve hayvancılık imkanlarına sahip olmasına rağmen kazanca dönüşen ürüne sahip değiller. Turizm ise henüz işin başlangıcında bile değil. Tarım ve hayvancılığın doğal ve organik ürünlerle desteklediği dağ ve Issık Gölü çevresinin kış ve yaz turizm potansiyeli var ama alt yapı sorunlarını çözmeden bu konuda yol alması mümkün görünmüyor. Ülkede kısa bir müddet önce geçilen demokratik düzen oturma sürecinin başında. Ama en azından gelecek açısından güven veriyor. Misyon yüklü yöneticilerin farkı Öngörü sahibi siyasi ve sivil toplum liderlerine zamanında başlattıkları çalışmalardan dolayı ne kadar teşekkür etsek az olur. Bugün bunların neticelerini görmekteyiz. Rahmetli Özal zamanında ülkemize gelerek ODTÜ’yü bitiren ve şimdi Bişkek’te her iki ülkenin yararına çalışan Ermek Omurali gibi kişilerin ne büyük bir kazanım olduğunu gördük. Bu gibi Kırgız vatandaşlarının kısa süre içerisinde artmasını dileyelim. Sebat Eğitim Kurumları’na bağlı olarak çalışan yani popüler deyimle Türk Okulları, Kırgızistan’ın her şehirdeki okulların yanında Atatürk Alatoo Üniversitesi’nde de azımsanmayacak sayıda öğrenci yetiştiriyor. Türkiye ve Kırgızistan devletlerinin ortaklaşa açtıkları Manas Devlet Üniversitesi, Orta Asya’nın en prestijli üniversitesi olarak biliniyor. Geçtiğimiz yıl açılan İlahiyat Fakültesi ise eğitim ve dini yayma çalışmalarını birlikte yürütüyor. Bu hafta temelini attıkları cami, geniş kütüphanesi ve okuma salonlarıyla tam bir külliye modelinde tasarlanmış. Rektör Sabahattin Balcı’nın konuşmasında İstanbul’u referans aldıklarını ifade etmiş olması bu çerçevede aziz şehir İstanbul’un sorumluluğunu artıran bir vurgu olmuştur. Aziz Mahmut Hüdai Vakfı da hizmetlerini yaygınlaştırma politikası içerisinde Bişkek’e gelmişler ve burada Oş Devlet Üniversitesi’ne bağlı olarak İlahiyat Fakültesi açmışlar. Kırgızistan’ın din adamları burada yetişiyor. Bununla birlikte Kur’an Kursu çalışmaları ile de hizmetlerini devam ettiriyorlar. Kırgızistan’da TİKA da ülke çapında ciddi çalışmalar yapıyor. Türkiye Cumhuriyeti Devleti resmi ve sivil kanadı ile yetişmiş insan kaynağı ile hizmetlerini hızlı bir şekilde sürdürüyor. Dikkat ettiğimiz bir nokta; kendini misyon yüklü olarak gören resmi görevliler inanılmaz başarılar gösteriyorlar. Bir misyonu olduğunun farkında ve bilincinde olmayanlar ise sıradanlığın dışında bir varlık gösteremiyorlar. Sivil toplum temsilcileri zaten bunun farkında ve şuurunda. Devlet, kendi görevlilerini seçerken özellikle yönetici düzeyinde bu hususa titizlik göstermelidir. Başarı, sistemin varlığının yanında misyonu olma bilinciyle geliyor. Aksi de büyük eleştiri getiriyor. İstanbul’un konumu Ülke ve milletimiz adına yapılan bütün bu türden çalışmalar üç aşağı beş yukarı bütün dünya ülkelerine yaygınlaştırılmaya çalışılıyor. Bu da ülke nüfuzumuzu giderek artıran bir yapıya bürünüyor. Burada dünya şehrimiz olan İstanbul’a yönelik inanılmaz bir ilgi ve teveccüh var. Birçok şey İstanbul üzerinden yürütülüyor. Dünya üzerinde Türkiye isminden çok bilinirliğe sahip olan İstanbul’un gerçekten bu alanda ve misyonda sorumluluğu çok yüksek. Çalışma alanına giren her birey İstanbul’u görmek istiyor, buna da yönlendiriliyor. Zira İstanbul üzerinden birçok kazanımın elde edileceğini herkes iyi biliyor. Bunun anlamı şu: İstanbul’un sorumluluğu ve rolü büyük. Bu da İstanbul’u yönetenlere yüklenen bir sorumluluk. İstanbul, her şeyiyle göreve hazır olmalı. İstanbul’u referans şehir olarak gören ve gösterenleri mahcup etmemeliyiz. PROF. DR. AHMET EMRE BİLGİLİ Sayfa11_Sayfa 10.qxd 28.06.2012 23:50 Page 1

[email protected] Adalet ülkenin temelidir…ismailsen.com/pdf/06.29.2012.pdf · kadar kısa olarak her zaman ifade edilemiyor. Gerçekten de adalet ülkenin temeli. Eksikliği

  • Upload
    others

  • View
    12

  • Download
    0

Embed Size (px)

Citation preview

Page 1: ismail.sen@ito.org.tr Adalet ülkenin temelidir…ismailsen.com/pdf/06.29.2012.pdf · kadar kısa olarak her zaman ifade edilemiyor. Gerçekten de adalet ülkenin temeli. Eksikliği

} }2 9 H A Z İ R A N 2 0 1 2

SAYFA 11

EKO-MAGAZİN

HAFTALIK İsmailŞen

[email protected]

KARİKATÜRLERDEKİ TARİH

1893 – 1978 yılları arasındayaşamış, ABD’li kimyager

ve Harvard Üniversitesi’nin23. Başkanı.

Başlıktaki sözün her mahkemesalonunda yazılı halini hepimizbiliriz: “Adalet mülkün temelidir”.

Sürekli tartışılan kimin sözüolduğu konusu bir tarafa, bu kadarçok kişinin bildiği ama bu kadar azkişinin idrak ettiği başka bir söz varmıdır acaba? Bu sözdeki “mülk”kelimesi genellikle taşınmaz malolarak algılanıyor ve üstünde pek dedüşünülmüyor…Anlamı tam olarakidrakedilemediğindenolacak günlükhayatta da çokkullanılmıyor.

Türk DilKurumuSözlüğünde,“mülk” kelimesinineskiden kullanılananlamı şöyle ifade

ediliyor:“Devletin egemenliği altında

bulunan toprakların bütünü, ülke.”Örnek olarak da malum sözekleniyor: “Adalet mülküntemelidir.”

Yani, “mülk” kelimesinin biranlamı da “ülke”… Velhasıl sözaslında şöyle olmalı:

“Adalet ülkenin temelidir.”

★★★

Bu kadar çıplak bir gerçek, bukadar kısa olarak her zaman ifadeedilemiyor. Gerçekten de adaletülkenin temeli. Eksikliği üstünekurulan her şey de eksik oluyor.İnsanların vicdanlarının “huzur”bulmasını engelliyor.

Örneğin yoğun trafikte acildurumlar için ayrılan emniyetşeridinin bazı sürücüler tarafındantamamen keyfe keder kullanımınıdüşünün.

Her an birilerinin canınıkurtarmak amacıyla o şeridikullanabilecek bir ambulans veyaitfaiye aracını engellemek pahasınabazı sürücüler emniyet şeridinegiriyor ve tıkıyorlar.

Diğer sürücülerin “yol haklarına”tecavüz etmeleri bir yana, bazıinsanların da “can haklarını”

tehlikeye atabiliyorlar. İşin kötü tarafı bu eylemlerinden

dolayı cezalandırılamıyorlar…Kurallara uyan sürücülerin bazenöfkeli, bazen çaresiz bakışları altındafütursuzca bu yolu kullanıyorlar…

★★★

Bir başka örnek Çek Kanunu’ndayapılan değişiklik sonrasıyaşananlar… Karşılıksız çekyazanlara uygulanan yaptırımlarınhafifletilmesi sonucu karşılıksız çekoranı artmaya başladı, hem dekatlanarak…

Sattığı ürün veya hizmetininkarşılığında aldığı çeki mahkemekanalıyla bile tahsil edemeyen tüccaradaleti nerede arasın?

Hak edenin hakkını alamadığıyerde hesaplar sonuçta ahiretebırakılır. Ahirete ne kadar çok hesapkalırsa da bu dünya o kadaryaşanmaz olur…

James BryantConant

1 Mart 1339 – 1 Mart 1923 Akbaba Dergisi

BULMACAHaz›rlayan

Nalan M. ALAKENTile ti sim@so rus hop.com

SOLDAN SAĞA: 1- ŞetatŞirketler Grubu’nunkurucusu, İstanbul’daki TATTowers ve SapphireGökdeleni’nin sahibiolup, geçen günlerdeBodrum’da hayatınıkaybeden Diyarbakırlı işadamı (Ön adıŞehmus)… Belli, açık…2- Üretici FiyatlarıEndeksi anlamındakikısaltma… Bir şeyi eldenele vererek aktarma… 3-İçine çeşitli maddelerkonulan, sac, plastikveya çinkodan yapılmışkap… Ekmek ve kâğıtiçin ağırlık ölçüsü… 4-Kazanç sağlamakamacıyla ticaret veyasanayiye yatırım yapankişi… Güney Afrika’nınplaka işareti… 5- Vatikan’ıninternet harfleri… İtalyamenşeli bir beyaz eşyamarkası… 6- Elektrikenerjisini kimyasal enerjiolarak depolayan, İnci,Mutlu, Varta gibimarkalardanhatırlayacağınız cihaz…Lahza… 7- 1935 yılındauçak kanadı üretmekamacıyla faaliyetinebaşlayan, günümüzdeDüzce’deki fabrikasındamobilya ve hazır mutfaküreten bir firma… Eni büyükolan, geniş… 8- Tonga’nınplaka kodu… Bir elektriklisüpürge markası… 9- “Hergenç kızın rüyası” sloganıylahatırlanan dikiş makinesimarkası…(Tersi) Beyaz…10- İplik… “İlgisi olsunolmasın her şeye karışankimse” anlamında kullanılanbir benzetme… 11- Çayüretiminde ilk sırada yeralan ilimiz… Rütbesizasker… “İşi bozulmak”anlamına gelen deyimde bumeyvenin ismi geçer… 12-

Petrol, yağ gibi maddeleriarıtma işi, rafinaj… Çinkoelementinin simgesi…Tanzanya’nın internetharfleri.YUKARIDAN AŞAĞIYA: 1-Türkiye Bilimsel veTeknolojik AraştırmaKurumu’nun kısa yazılışı…“Çünkü” anlamındakibağlaç… 2- Bir şeyiduyurmak veya tanıtmakiçin hazırlanan, kalabalığıngörebileceği yere asılmış,genellikle resimli duvarilanı… Değerinden çokaşağı bir fiyatla alınan veyaalınabilecek olan şey,okazyon… 3- Alışveriş vehizmet karşılığınınödenmesini sağlamak üzereparanın el değiştirmesi,sirkülasyon… (Tersi) Fiildenisim türeten bir ek… 4-Serbest meslek adamlarınıiçinde toplayan resmîbirlik… Bir malın tür, miktar,fiyat gibi niteliklerinibelirtmek için üzerlerinekonulan küçük kâğıt… 5-Sodyum elementinin

simgesi… Süreli yayınları,parasını önceden ödeyerekalma işi… 6- Kanada’nıninternet kodu… Saatkadranı… Bayrak… 7-Konya’nın, kaplıcaları ileünlü ilçesi… (Tersi) FalklandAdaları için internet kodu…Kripton elementininsimgesi… 8- 100 m2değerinde yüzey ölçübirimi… Tavlada iki sayısı…Onun gibi yar olmaz… 9-İşsiz güçsüz… Hayvanlaraveya eşyaya vurulandamga, işaret…Büyükşehirlerde serbestmesleklerde çalışanlarınoda veya daire tutupçalıştıkları birkaç katlıyapı… 10- Rüşvet… Dolarınyüzde biri değerinde parabirimi… Yüzyıl’ı simgeleyenharfler… 11- Yeryüzüparçası, toprak… İşvereninişçileri topluca iştenuzaklaştırma veya iştençıkarma kararı… 12- İşler veUygur soyadlı ünlülerimizinortak adı… Dolaylı olarakanlatma… Çok karşıtı.

BULMACANIN ÇÖZÜMÜ 9. SAYFADA

O BİR İŞADAMI

Otomotivin öncüsü silah üreticisi

André-Gustave Citroën, 1878 yılındaParis’te doğdu. 1873 yılındaAmsterdam’dan Paris’e göç edenMusevi bir ailenin beşinci çocuğuydu.Babasını 6 yaşındayken kaybedenAndré, 1900 yılında teknik okuldanmezun oldu.

Bir süre orduda mühendis sınıfısubay olarak görev yaptıktan sonra, ilkönemli buluşu olan çift helozonik dişliüretimi için küçük bir fabrika kurdu. İkiarkadaşıyla ortak olarak kurduğu bufabrikadan 1908 yılında ayrılarak Morsşirketiyle çalışmaya başladı. Mors’unotomobil üretim kapasitesini 10 katartırdı. Yıllık 125 otomobilden 1.200otomobile çıkan üretim büyük birbaşarıydı.

Birinci Dünya Savaşı’nın başlarındahükümete günde 20 bin obüs mermisiüretecek bir fabrika açmayı önerenAndré Citroën, anlaşmayı imzaladıktansadece altı hafta sonra üretime başladı.Zamanla günlük üretimi 55 binmermiye çıkardı.

Bu fabrika, savaştan sonra seri olaraküretim yapabilecek bir otomobilfabrikası haline dönüştürüldü. Hızlagelişen fabrika 1930’lu yılların başındadünyanın en büyük dört otomobilüreticisinden biri oldu. Bugündünyanın birçok bölgesinde üretilenCitroën marka otomobillerin babasıolan André Citroën, 1935 yılında midekanserinden öldü ve Paris’te gömüldü.

Adalet ülkenin temelidir…

TARİHTE BU HAFTA

İktisadi zafer…

İktisadizaferimizihazırlarken:

- İşte sizinsenetleri demuhafaza için(kafese)koyuyorum!...

André-GustaveCitroën

Kaplumbağayadikkat et. Ancak

kafasını çıkarıp riskaldığında

ilerleyebiliyor.”

29 Haziran1880 yılında bugün, Fransa Tahiti’yitopraklarına kataraksömürgeleştirirken, 1976 yılında aynıgün, Seyşel Adaları, İngiltere’denbağımsızlığını kazanmayı başardı.19. yüzyıl Avrupa dışındaki dünyanınsömürgeleştirildiği bir yüzyıl olurken,20. yüzyılın özellikle ikinci yarısı busömürgelerin bağımsızlığınıkazanmasına tanık olacaktı.

30 Haziran1936 yılında bugün, tüm zamanlarınen çok satan romanlarından RüzgarGibi Geçti, 1997 yılında aynı gün iseJ. K. Rowling’in kaleme aldığı HarryPotter serisinin ilk kitabı yayınlandı.Her iki kitabın filme çekilmesi sonrasıkapak tasarımları değişecekti.1969 yılında bugün, Batman’ınKuzey Magrip bölgesinde, Türkiye

PetrolleriAnonim Ortaklığıtarafındanyapılan aramalarneticesindepetrol bulundu.

1 Temmuz1878 yılındabugün, Kıbrıs,“geçici olarak” İngiltere’yedevredildi. Anlaşma adanın toprakmülkiyetinin Osmanlılar’da kalmasınıöngörüyordu. 1926 yılında bugün, TürkiyeCumhuriyeti’nde deniz taşımacılığınave ticaretine ilişkin esaslarıdüzenleyen Kabotaj Kanunuyürürlüğe girdi. Aynı gün Denizcilikve Kabotaj Bayramı olarakkutlanacaktı. 1929 yılında bugün, İstanbul ileAnkara arasındaki telefon hattıhizmete girdi.1966 yılında bugün, Kanada ilk renklitelevizyon yayınını gerçekleştirdi.1984 yılında aynı gün ise TRT,televizyonda tamamen renkli yayınageçecekti.

2 Temmuz1698 yılındabugün,İngiliz mucitThomas Savery, ilk buharmakinesinin patentini aldı. Bumakine bir başka mucit ve

müteşebbis olan James Watttarafından mükemmelleştirilecek veöncelikle İngiltere’deki madenlerdeve daha sonra fabrikalarda yoğun olarak kullanılmayabaşlanacaktı. 1904 yılında bugün, ünlü Fransıztenisçi ve Lacoste markasınınkurucusu René Lacoste doğdu. 1962 yılında bugün, daha sonradünyanın en büyük perakende zinciriolacak Wal-Mart’ın ilk mağazasıRogers, Arkansas’ta açıldı.

3 Temmuz1935 yılındabugün, Fransızotomobilendüstrisiöncülerinden,1878 doğumlu André Citroën öldü.1938 yılında bugün, İngiltere’de birbuharlı tren 203 km/saat sürateulaştı ve hız rekoru kırdı.

4 Temmuz1932 yılında bugün, otomobiliyleAnkara’dan İstanbul’a giden İçişleriBakanı Şükrü Kaya bu konuda birilki gerçekleştirdi.

5 Temmuz1833 yılında bugün,dünyada ilk fotoğrafıçeken, 1765doğumlu Fransızmucit NicéphoreNiépce öldü.

Orta Asya’dan İstanbul’un merkezi sorumluluğunu hissetmekBir Orta Asya

ülkesi olarakKırgızistan

İstanbul, birçokalanda merkez olmayave bu doğrultudarolünü ifa etmeyedevam ediyor.Siyasette, ticarette,finansta, sporda,sanatta, kültürde,eğitimde hızla referans bir şehirhaline geliyor. Bu doğrultuda daşehrin nüfuzu giderek artıyor.

Bir grup İstanbul yöneticisi,Uluslararası İstanbul’u YönetenlerDerneği’nin organizasyonu ileKırgızistan’a bir ziyaretgerçekleştirdik. Üç günlük buziyarette çeşitli temaslar oldu. Butemaslardan yola çıkarak ülkemizinmerkezi ve sivil toplumkuruluşlarının yaptıklarına dairkendi gözlemlerimizi de ekleyerekbir değerlendirme yapmaya çalıştık.Bu değerlendirmede İstanbul’u birreferans ve merkezi şehir olarakkonumlandırdık.

Kırgızistan, bilindiği üzere OrtaAsya’nın yüzölçüm ve nüfus itibarıile en küçük ülkelerinden biri. Altındışında da çok önemli bir doğalkaynağı bulunmuyor, onu dayabancı bir firma işlemeye devamediyor. Çok geniş tarım vehayvancılık imkanlarına sahipolmasına rağmen kazanca dönüşenürüne sahip değiller. Turizm isehenüz işin başlangıcında bile değil.Tarım ve hayvancılığın doğal veorganik ürünlerle desteklediği dağve Issık Gölü çevresinin kış ve yazturizm potansiyeli var ama alt yapısorunlarını çözmeden bu konuda yolalması mümkün görünmüyor.Ülkede kısa bir müddet önce geçilendemokratik düzen oturma sürecinin

başında. Ama en azından gelecekaçısından güven veriyor.

Misyon yüklü yöneticilerin farkı

Öngörü sahibi siyasi ve siviltoplum liderlerine zamanındabaşlattıkları çalışmalardan dolayı nekadar teşekkür etsek az olur. Bugünbunların neticelerini görmekteyiz.Rahmetli Özal zamanında ülkemizegelerek ODTÜ’yü bitiren ve şimdiBişkek’te her iki ülkenin yararınaçalışan Ermek Omurali gibi kişilerinne büyük bir kazanım olduğunugördük. Bu gibi Kırgızvatandaşlarının kısa süre içerisindeartmasını dileyelim. Sebat EğitimKurumları’na bağlı olarak çalışanyani popüler deyimle Türk Okulları,Kırgızistan’ın her şehirdeki okullarınyanında Atatürk AlatooÜniversitesi’nde deazımsanmayacak sayıda öğrenciyetiştiriyor.

Türkiye ve Kırgızistandevletlerinin ortaklaşa açtıkları

Manas Devlet Üniversitesi, OrtaAsya’nın en prestijli üniversitesiolarak biliniyor. Geçtiğimiz yıl açılanİlahiyat Fakültesi ise eğitim ve diniyayma çalışmalarını birlikteyürütüyor. Bu hafta temelini attıklarıcami, geniş kütüphanesi ve okumasalonlarıyla tam bir külliyemodelinde tasarlanmış. RektörSabahattin Balcı’nın konuşmasındaİstanbul’u referans aldıklarını ifadeetmiş olması bu çerçevede aziz şehirİstanbul’un sorumluluğunu artıranbir vurgu olmuştur.

Aziz Mahmut Hüdai Vakfı dahizmetlerini yaygınlaştırmapolitikası içerisinde Bişkek’egelmişler ve burada Oş DevletÜniversitesi’ne bağlı olarak İlahiyatFakültesi açmışlar. Kırgızistan’ın dinadamları burada yetişiyor. Bununlabirlikte Kur’an Kursu çalışmaları ilede hizmetlerini devam ettiriyorlar.

Kırgızistan’da TİKA da ülkeçapında ciddi çalışmalar yapıyor.Türkiye Cumhuriyeti Devleti resmi

ve sivil kanadı ile yetişmiş insankaynağı ile hizmetlerini hızlı birşekilde sürdürüyor. Dikkat ettiğimizbir nokta; kendini misyon yüklüolarak gören resmi görevlilerinanılmaz başarılar gösteriyorlar. Birmisyonu olduğunun farkında vebilincinde olmayanlar isesıradanlığın dışında bir varlıkgösteremiyorlar. Sivil toplumtemsilcileri zaten bunun farkında veşuurunda. Devlet, kendigörevlilerini seçerken özellikleyönetici düzeyinde bu hususa titizlikgöstermelidir. Başarı, sisteminvarlığının yanında misyonu olmabilinciyle geliyor. Aksi de büyükeleştiri getiriyor.

İstanbul’un konumuÜlke ve milletimiz adına yapılan

bütün bu türden çalışmalar üç aşağıbeş yukarı bütün dünya ülkelerineyaygınlaştırılmaya çalışılıyor. Bu daülke nüfuzumuzu giderek artıran biryapıya bürünüyor.

Burada dünya şehrimiz olanİstanbul’a yönelik inanılmaz bir ilgive teveccüh var. Birçok şey İstanbulüzerinden yürütülüyor. Dünyaüzerinde Türkiye isminden çokbilinirliğe sahip olan İstanbul’ungerçekten bu alanda ve misyondasorumluluğu çok yüksek. Çalışmaalanına giren her birey İstanbul’ugörmek istiyor, buna dayönlendiriliyor. Zira İstanbulüzerinden birçok kazanımın eldeedileceğini herkes iyi biliyor.

Bunun anlamı şu: İstanbul’unsorumluluğu ve rolü büyük. Bu daİstanbul’u yönetenlere yüklenen birsorumluluk. İstanbul, her şeyiylegöreve hazır olmalı. İstanbul’ureferans şehir olarak gören vegösterenleri mahcup etmemeliyiz.

PROF. DR.AHMET EMRE

BİLGİLİ

Sayfa11_Sayfa 10.qxd 28.06.2012 23:50 Page 1