Upload
others
View
5
Download
0
Embed Size (px)
Citation preview
T.C.
ANKARA ÜNİVERSİTESİ
SOSYAL BİLİMLER ENSTİTÜSÜ
İKTİSAT ANABİLİM DALI
KAMU SERMAYESİ VE ÜRETKENLİK
İLİŞKİSİ: TÜRKİYE ÖRNEĞİ
Yüksek Lisans Tezi
Nilay ÜNSAL
Ankara-2012
T.C.
ANKARA ÜNİVERSİTESİ
SOSYAL BİLİMLER ENSTİTÜSÜ
İKTİSAT ANABİLİM DALI
KAMU SERMAYESİ VE ÜRETKENLİK
İLİŞKİSİ: TÜRKİYE ÖRNEĞİ
Yüksek Lisans Tezi
Nilay ÜNSAL
Tez Danışmanı
Prof. Dr. Hasan ŞAHİN
Ankara-2012
:
TÜRKİYE CUMHURİYETİ
ANKARA ÜNİVERSİTESİ
SOSYAL BİLİMLER ENSTİTÜSÜ MÜDÜRLÜĞÜNE
Bu belge ile bu tezdeki tüm bilgilerin akademik kurallara ve etik davranış
ilkelerine uygun olarak toplanıp sunulduğunu beyan ederim. Bu kural ve ilkelerin
gereği olarak, çalışmada bana ait olmayan tüm veri, düşünce ve sonuçları andığımı
ve kaynağını gösterdiğimi ayrıca beyan ederim. (…/…/2012)
Tezi Hazırlayan Öğrencinin
Adı ve Soyadı
Nilay ÜNSAL
İmzası
………………………….
ii
TEŞEKKÜRLER…
Tez danışmanım Prof. Dr. Hasan Şahin’e,
Ankara Üniversitesi Siyasal Bilgiler Fakültesi İktisat Bölümü öğretim
üyelerine ve bilhassa Prof. Dr. İrfan Civcir, Yrd. Doç. Dr. Türkmen Göksel ve Yrd.
Doç. Dr. Altuğ Yalçıntaş’a,
Prof. Dr. Yalçın Karatepe ve Doç. Dr. Alper Özer’e teşekkür ederim.
iii
İÇİNDEKİLER
TEŞEKKÜRLER… ................................................................................................... ii
İÇİNDEKİLER ......................................................................................................... iii
TABLOLAR VE EK TABLOLAR ......................................................................... vi
ŞEKİLLER VE GRAFİKLER .............................................................................. viii
KISALTMALAR ....................................................................................................... x
1. GİRİŞ ...................................................................................................................... 1
2. ÜRETKENLİK VE BÜYÜME............................................................................. 4
2.1. Toplam Faktör Üretkenliği ............................................................................ 6
2.2. Üretkenlik Ölçümleri ...................................................................................... 6
2.2.1. Endeks Sayılar Yöntemi .......................................................................... 8
2.2.2. Büyüme Muhasebesi Yöntemi ................................................................. 9
2.2.3. Ekonometrik Modeller........................................................................... 10
2.2.4. Veri Zarflama Analizi ...................................................................... 11
2.2.5. Ölçüm Yöntemlerinin Özellikleri ................................................... 11
2.3. Ölçme Hataları .............................................................................................. 13
3. TEORİK ÇERÇEVE, AMPİRİK ÇALIŞMALAR VE TARTIŞMALAR .... 16
3.1. Teorik Çerçeve .............................................................................................. 16
3.2. Toplam Faktör Üretkenliği ve İlgili Literatür Çalışmaları ...................... 16
3.2.1. Solow (1957) ............................................................................................ 16
3.2.2. Jorgenson ve Griliches (1967) ............................................................... 18
3.2.3. Sargent ve Rodrigez (2000) ................................................................... 19
3.3. Kamu Sermayesinin Üretkenliği ve İlgili Literatür Çalışmaları .............. 22
iv
3.3.1. Aschauer (1989) ...................................................................................... 22
3.3.2. Tatom (1991) ........................................................................................... 24
3.3.3. Lynde ve Richmond (1993) .................................................................... 26
3.3.4. Evans ve Karras (1994) .......................................................................... 27
3.4. Literatür Çalışmalarının Değerlendirilmesi ............................................... 29
3.4.1. Üretkenlik Çalışmalarının Değerlendirilmesi ..................................... 29
3.4.2. Kamu Sermayesi Üretkenliğine İlişkin Çalışmaların
Değerlendirilmesi ............................................................................................. 29
4. KAMU HARCAMALARININ İKTİSADİ GELİŞMEDEKİ ROLÜ ............. 30
4.1. Ekonomik Sınıflamaya Göre Kamu Harcamaları ..................................... 30
4.2. Kamu Sektörü ve Büyüme İlişkisi ............................................................... 32
4.2.1. Büyüme Modelleri .................................................................................. 34
4.3. Kamu Harcamaları ve Üretkenlik ............................................................... 35
4.3.1. Üretkenlik Çalışmalarında Kamu Sektörü Analizi ............................ 36
4.3.2.Türkiye Ekonomisi ve Kamu Sektörü ................................................... 37
4.3.3. GSYİH ve Kamu Sermaye Stoku İlişkisi ............................................. 41
5. TÜRKİYE EKONOMİSİ KAMU SERMAYESİ VE ÜRETKENLİK
İLİŞKİSİ: 1988-2010 DÖNEMİ ANALİZİ ....................................................... 49
5.1. Yöntem ........................................................................................................... 49
5.2. Değişkenler ve Veriler Seti ........................................................................... 52
5.3. Kamu ve Toplam Sermaye Stoku ................................................................ 53
5.4. Tahmin Sonuçları .......................................................................................... 58
5.5. Tahmin Sonuçları ve Modele İlişkin Testler .............................................. 59
5.5.1. Serilerin Durağanlığı ve Basit Birim Kök Teorisi ............................... 59
v
5.5.2. Sistem Tahmininin Gerekliliği .............................................................. 63
6. SONUÇ ................................................................................................................. 65
7. KAYNAKÇA ....................................................................................................... 69
ÖZET ......................................................................................................................... 78
ABSTRACT .............................................................................................................. 79
Ekler .......................................................................................................................... 80
vi
TABLOLAR VE EK TABLOLAR
Tablo 3.1. Üretkenlik Çalışmaları ..................................................................... 15
Tablo 3.2. Kamu Sektörünün Üretkenliğine Dair Çalışmalar ........................... 16
Tablo 4.1. Sektörler İtibariyle GSYİH ve Kamu Sermaye Stoku
Büyümesi ......................................................................................... 42
Tablo 5.1 Sektörler Bazında Kamu Sermaye Stoku Üretkenliği ...................... 59
Tablo 5.2 Sektörler Bazında Kamu Sermaye Stoku Üretkenliği (1. Fark
Değerleri) ......................................................................................... 62
Tablo 5.3. Modellerin Standart Hataları ve Sistem Tahmininin Var. Cav.
Matris Determinantı ......................................................................... 64
Ek Tablo 1. Sektörler İtibariyle Toplam Sabit Sermaye Yatırımları (Cari
Fiyatlar-Bin TL) ............................................................................... 80
Ek Tablo 2. Sektörler İtibariyle Kamu Sabit Sermaye Yatırımları (Cari
Fiyatlar-Bin TL) ............................................................................... 81
Ek Tablo 3. Sektörler İtibariyle Toplam Sabit Sermaye Yatırımları (98 yılı
fiyatlarıyla) ....................................................................................... 82
Ek Tablo 4. Sektörler İtibariyle Kamu Sabit Sermaye Yatırımları (98 yılı
fiyatlarıyla) ....................................................................................... 83
Ek Tablo 5. Sektörler İtibariyle Toplam Sabit Sermaye Yatırımı (Cari
fiyatlarla yüzde dağılım) .................................................................. 84
Ek Tablo 6. Sektörler İtibariyle Kamu Sabit Sermaye Yatırımları (Cari
fiyatlarla yüzde dağılım) .................................................................. 85
vii
Ek Tablo 7. Sektörler İtibariyle Toplam Sermaye Stoku (Cari fiyatlar- Bin
TL).................................................................................................... 86
Ek Tablo 8. Sektörler İtibariyle Kamu Sermaye Stoku (Cari fiyatlar- Bin
TL).................................................................................................... 87
Ek Tablo 9. Sektörler İtibariyle Toplam Sermaye Stoku (1998 yılı fiyatları-
Bin TL) ............................................................................................. 88
Ek Tablo 10. Sektörler İtibariyle Kamu Sermaye Stoku (1998 yılı fiyatları-
Bin TL) ............................................................................................. 89
Ek Tablo 11. İstihdamın Sektörel Dağılımı (+15 yaş nüfus, Bin) ......................... 90
Ek Tablo 12. Sektörler İtibariyle Gayrisafi Milli Hasıla (Cari fiyatlarla, Bin
TL).................................................................................................... 91
Ek Tablo 13. Sektörel Gayrisafi Milli Hasıla (1998 yılı fiyatlarıyla, Bin TL) ...... 92
Ek Tablo 14. Sektörler Bazında GSYİH, Kamu Sermaye Stoku Büyüme
Oranları ............................................................................................ 93
Ek Tablo 15. Sektörlere göre Yatırımların İktisadi Kullanım Süreleri .................. 94
Ek Tablo 16. Kamu Kesimi Genel Dengesi (GSYİH’ya oranı,%) ....................... 95
Ek Tablo 17. Birim Kök Test Sonuçları ................................................................ 96
Ek Tablo 18. 2002 Yılı Yatırım Programında Yer Alan Projelerin Başlama
Yıllarına Göre Dağılımı .................................................................. 97
Ek Tablo 19. Türkiye Kamu Yatırımları (2002-2011) .......................................... 98
Ek Tablo 20. Yılık Yatırım Programlarında Projelere Tahsis Edilen Kamu
Yatırımlarının Sektörel Dağılımı .................................................... 99
viii
ŞEKİLLER VE GRAFİKLER
Şekil 2.1. Üretkenlik Ölçüm Yöntemlerinin Sınıflandırılması ............................... 7
Grafik 4.1. Kamu Kesimi ve Özel Kesimin Sabit Sermaye Yatırımlarının
Toplam Sabit Sermayeden Aldığı Payın Yıllar İçinde Değişimi ......... 39
Grafik 4.2. Kamu Kesimi Genel Dengesinde Sabit Sermaye Ve Faiz
Ödemelerinin GSYİH’dan Aldıkları Payların Yıllar İçinde
Değişimi ............................................................................................... 40
Grafik 4.3. Kamu Kesimi Genel Dengesinde Sabit Sermaye Ve Yatırımların
GSYİH’dan Aldıkları Payların Yıllar İçinde Değişimi ........................ 40
Grafik 4.4. Madencilik Sektörü: Çalışan Başına Sektörel GSYİH Ve Kamu
Sermaye Stoku ..................................................................................... 43
Grafik 4.5. İmalat Sektörü: Çalışan Başına Sektörel GSYİH Ve Kamu
Sermaye Stoku ..................................................................................... 44
Grafik 4.6. Enerji Sektörü: Çalışan Başına Sektörel GSYİH Ve Kamu
Sermaye Stoku ..................................................................................... 45
Grafik 4.7. İnşaat Sektörü: Çalışan Başına Sektörel GSYİH Ve Kamu
Sermaye Stoku ..................................................................................... 46
Grafik 4.8. Ulaştırma Sektörü: Çalışan Başına Sektörel GSYİH Ve Kamu
Sermaye Stoku ..................................................................................... 47
Grafik 5.1. Madencilik Sektöründe Çalışan Başına Toplam ve Kamu
Sermaye Stoku .................................................................................... 55
Grafik 5.2. İmalat Sektöründe Çalışan Başına Toplam ve Kamu Sermaye
Stoku .................................................................................................... 55
ix
Grafik 5.3. Enerji Sektöründe Çalışan Başına Toplam ve Kamu Sermaye
Stoku .................................................................................................... 56
Grafik 5.4. İnşaat Sektöründe Çalışan Başına Toplam ve Kamu Sermaye
Stoku .................................................................................................... 57
Grafik 5.5. Ulaştırma Sektöründe Çalışan Başına Toplam ve Kamu Sermaye
Stoku .................................................................................................... 58
x
KISALTMALAR
CAPENE : Enerji Sektörü Toplam Sermaye Stoku (1998 Fiyatlarıyla)
CAPHİZM : Hizmetler Sektörü Toplam Sermaye Stoku (1998 Fiyatlarıyla)
CAPİMA : İmalat Sektörü Toplam Sermaye Stoku (1998 Fiyatlarıyla)
CAPİNS : İnşaat Sektörü Toplam Sermaye Stoku (1998 Fiyatlarıyla)
CAPMAD : Madencilik Sektörü Toplam Sermaye Stoku (1998 Fiyatlarıyla)
CAPSAN : Sanayi Sektörü Toplam Sermaye Stoku (1998 Fiyatlarıyla)
CAPUTH : Ulaştırma Sektörü Toplam Sermaye Stoku (1998 Fiyatlarıyla)
GDPENE : Enerji Sektörü GSYİH (1998 Fiyatlarıyla)
GDPHİZM : Hizmetler Sektörü GSYİH (1998 Fiyatlarıyla)
GDPİMA : İmalat Sektörü GSYİH (1998 Fiyatlarıyla)
GDPİNS : İnşaat Sektörü GSYİH (1998 Fiyatlarıyla)
GDPMAD : Madencilik Sektörü GSYİH (1998 Fiyatlarıyla)
GDPSAN : Sanayi Sektörü GSYİH (1998 Fiyatlarıyla)
GDPUTH : Ulaştırma Sektörü GSYİH (1998 Fiyatlarıyla)
GOVENE : Enerji Sektörü Kamu Sermaye Stoku (1998 Fiyatlarıyla)
GOVHİZM : Hizmetler Sektörü Kamu Sermaye Stoku (1998 Fiyatlarıyla)
GOVİMA : İmalat Sektörü Kamu Sermaye Stoku (1998 Fiyatlarıyla)
GOVİNS : İnşaat Sektörü Kamu Sermaye Stoku (1998 Fiyatlarıyla)
GOVMAD : Madencilik Sektörü Kamu Sermaye Stoku (1998 Fiyatlarıyla)
GOVSAN : Sanayi Sektörü Kamu Sermaye Stoku (1998 Fiyatlarıyla)
GOVUTH : Ulaştırma Sektörü Kamu Sermaye Stoku (1998 Fiyatlarıyla)
GSYİH : Gayrisafi Yurtiçi Hasıla
TFÜ : Toplam Faktör Üretkenliği
1. GİRİŞ
Ülke ekonomileri, son iki yüzyılda dünya tarihinde görülmemiş iktisadi
büyümeye ve gelir artışlarına tanık olmuştur. Özellikle Sanayi Devrimi’nden sonra
ortaya çıkan bu büyüme trendi, kesintiye uğradığı dönemler olsa da, gelişmiş
ülkelerin bugünkü ekonomik gücünü açıklayabileceği gibi tüm ekonomilerin uzun
vadeli sürdürülebilir büyüme politikası oluşturabilmesi için de üretkenliği sağlayan
dinamiklerin anlaşılması gerekmektedir.
Son iki yüzyıllık süreçte üretkenlik artışının iktisadi büyümeye ciddi
katkısının olduğu düşünülmektedir. İngiltere, Almanya, Birleşik Devletler gibi
gelişmiş ülkelerin bugünkü gelişmişlik seviyesine nasıl ulaştığı, Asya Kaplanları gibi
gelişmekte olan ülkelerin gerçekleştirdiği hızlı gelir artışları ve bunun
sürdürülebilirliği büyük ölçüde üretkenlik artışıyla açıklanabilmektedir. Diğer
taraftan üretkenlik artışı, az gelişmiş ülkelerde yoksulluk kısır döngüsünün
kırılmasını sağlayabilmektedir.
İktisat literatüründe pek çok yazar tarafından farklı yöntemler kullanılarak
üretkenliğin büyümeye katkısı ülkeler, sektörler veya firmalar açısından
incelenmiştir. Erken dönem çalışmaları çoğunlukla tarım ve madencilik sektörlerine
ilişkin analizleri içermektedir. Zaman içinde ekonomilerde gerçekleşen yapısal
dönüşüm sonucu milli gelirde sektörlerin paylarının değişmesiyle birlikte, ilerleyen
dönem çalışmaları sanayi, imalat, kamu sektörü ve ihracat ile üretkenlik ilişkisinin
analizi üzerine yoğunlaşmaktadır.
Kamu sektörü ve kamu sermayesi ile üretkenlik ilişkisi ülke ekonomileri
açısından önem kazanmaktadır. Üretken bir kamu sermayesi, özellikle büyümeye
2
katkısı ve kriz dönemlerinin az hasarla atlatılması ve sonrasında ekonominin hızlı
toparlanmasında önemli bir rol oynamaktadır. Bu nedenle bu çalışmada, Türkiye’de
sermaye birikiminin üretkenliği ve bunun büyümeye katkısının olup olmadığı
incelenecektir, kamu sermaye stokunun toplam faktör üretkenliğine (TFÜ) ne kadar
katkısı olduğuna bakılacaktır. Bununla birlikte literatürde ele alınan çalışmalar ve
analizler çerçevesinde Türkiye örneği incelenecektir. Sonuçları itibariyle de ülke
ekonomisinde kamu sermaye birikimi ve yatırımlarının geçmişi, bugünü ve geleceği
değerlendirilecektir.
Türkiye’de kamu sermaye stokunun ne kadar üretken olduğu ve büyümeye
katkısı çalışma kapsamında ele alınacak temel araştırma sorusudur. Bununla birlikte
üretkenlik ölçüm yöntemlerinin neler olduğu ve nasıl kullanıldığı, bu çalışma için
seçilen yöntemin neden tercih edildiği, Türkiye’de kamu sektörü üretkenliğinin
ekonomi için neden önemli olduğu soruları da cevaplanmaya çalışılacaktır.
İkinci bölümde üretkenlik ve büyüme ilişkisinin tarihsel sürecine değinilmiş
ve üretkenliğin ekonomiler için neden önemli olduğu açıklanmaya çalışılmıştır. Bu
sayede üretkenlik ve büyüme ilişkisine dair genel bir bakış açısı oluşturmak
amaçlanmıştır. Bunun için çalışmanın da temelini oluşturan toplam faktör
üretkenliğinden (TFÜ) ve üretkenlik ölçüm yöntemlerinden kısaca bahsedilmiştir.
Üçüncü bölümde toplam faktör üretkenliğine dair bu çalışmayla ilişkili
literatüre yer verilecektir. Bunun için konuyla ilgili teorik çerçeve, ampirik
çalışmalar ve bazı eleştirilere değinilecektir. Bunun için bu bölümde Solow (1957),
Jorgenson ve Griliches (1967), Sargent ve Rodrigez (2000), Aschauer (1989), Tatom
(1991), Lynde ve Richmond (1993), Evans ve Karras (1994) çalışmalarına yer
verilecektir.
3
Dördüncü bölümde kamu sektörünün genel olarak ekonomideki rolü,
büyümeyle ilişkisi temel iktisadi görüşler ve büyüme modelleri çerçevesinde kısaca
açıklanacaktır. Bununla birlikte kamu sektörü ve üretkenlik ilişkisi üzerinde
durulacak, çalışılan dönem (1988-2010) itibariyle Türkiye ekonomisinde kamu
sermayesi ve yatırımlarının geçmişine değinilecektir.
Beşinci bölüm çalışmanın temel sorusunun teknik olarak araştırıldığı ve
incelendiği bölümdür. Türkiye’de kamu sermaye stokunun toplam faktör
üretkenliğine katkısı seçilen sektörler bazında analiz edilecektir. Son bölüm olan
değerlendirme bölümünde ise çalışmada elde edilen sonuçlar ve bunların etkileri
değerlendirilecektir.
Bu çalışmadan elde edilecek sonuçların, ekonomi için önem teşkil eden
büyüme sürecinde, üretkenliğe dair yürütülecek politikalar açısından katkı
sağlayacağı umulmaktadır.
2. ÜRETKENLİK VE BÜYÜME
Dünya genelinde ulusların refah artışı Sanayi Devrimi’nden önceki dönemde
oldukça yavaş gerçekleşmiştir. Sanayi Devrimi ile birlikte ekonomilerin büyümesi ve
kişi başına gelir artışı ivme kazanmış, Batı’da gerçekleşen bu hareketlenme dünya
genelinde gerçekleşmediğinden bugün de görülen uluslararası aşırı gelir farklılıkları
ortaya çıkmaya başlamıştır.
18. yüzyılda başlayıp günümüze kadar artarak gelen bu gelir farklılaşmasının
temel nedenleri, büyüme ve kalkınma alanında birçok iktisadi çalışmanın konusu
olmuştur. Batının neden zengin olduğu sorusu dünyanın geri kalanında büyüme
politikaları için önemli bir sorudur. Bu farkları açıklayan temel faktör ise toplam
faktör üretkenliği farklarıdır (Prescott, 1997: 526).
Gelişmiş ülkeler açısından baktığımızda bu ülkelerin, tarihlerinin belli bir
döneminde teknoloji sayesinde üretkenlik sıçraması gerçekleştirebilmiş ve
dolayısıyla sürdürülebilir büyüme sağlayabilmiş ülkeler olduğunu görmekteyiz.
Sanayi Devrimi’yle gerçekleştirilen ilerleme, gelişmiş teknolojilerle ülke
ekonomilerinin daha üretken hale gelebilmesi durumudur. Böylelikle veri
kaynaklarla daha fazla üretim, daha ucuza yapılabilmiştir.
Üretkenlik artışı ile gerçekleştirilen hızlı ekonomik gelişme İngiltere’de
başlamasına rağmen, 19. yüzyılın sonlarında İngiltere’nin tacını Birleşik Devletler
almıştır. Günümüzde de her sektörde olmasa da genel ekonomik görünüm olarak
Birleşik Devletler, dünyanın en üretken ekonomisi olarak kabul edilmektedir
(Prescott, 1997: 546).
5
Üretkenlik artış sürecinde kendine yer bulan önemli ekonomilerden biri Japon
ekonomisidir. Japonya, Batı’nın yakaladığı başarıyı İkinci Dünya Savaşı’ndan sonra
başarmış; diğer gelişmiş ülkeler üretkenlik büyümesinde yavaşlama yaşarken
Japonya, üretkenlik artışı gerçekleştirmiş ve gelişmiş ülkelerin seviyesine ulaşmıştır.
Uluslararası gelir farklılıkları ne kadar fazla olursa olsun, bu farkı kapatmaya
çalışan gelişmekte olan ülke ekonomileri mevcuttur. Böyle bir çabanın varlığına
rağmen mevcut bazı performanslar, zamanında Birleşik Devletler ve İngiltere’de
olduğu gibi teknolojik gelişim ağırlıklı gözükmemektedir. Örneğin, 1990’larda Asya
Kaplanları önemli ekonomik performans sergilemiştir. Ancak hemen arkasında Asya
krizi yaşanmıştır. Asya Kaplanları’nın Japonya gibi sürdürülebilir büyüme trendi
yakalayamamasının en önemli nedeni sadece sermaye birikimiyle bunu
gerçekleştirmeye çalışmaları olmuştur. Ancak sermaye birikimi azalan getirilere
konu olduğundan istenilen performans gerçekleştirilememiştir. Toplam faktör
üretkenliği artışının önemi göz ardı edilmiştir (Krugman, 1994: 31).
Bugün dünyanın gözü Çin ve Hindistan ekonomileri üzerindedir. Bu ülkeler
oldukça yüksek yıllık büyüme trendleri yakalamıştır ancak bu ekonomiler
incelendiğinde ucuz işgücü nedeniyle uluslararası piyasada sahip olunan düşük fiyat
avantajından kaynaklanan rekabet gücü göze çarpmaktadır. Bu önemli bir ayrıntıdır.
Birleşik Devletler’de üretilen ürünlerin maliyetinin düşük olması teknolojiden
kaynaklanırken, Hindistan ve Çin’de ucuz işgücünden kaynaklanmaktadır.
Ülkelerin bugünkü durumları incelendiğinde, gelişmiş ülkelerde gerçekleşmiş
modern ekonomik büyümenin, TFÜ’deki artışla gerçekleştiği görülmektedir. Bugün
ülkeler arası gelir farklılıkları en önemli sebeplerinden biri TFÜ artışının farklı
6
ülkelerde farklı zaman dilimlerinde gerçekleşmiş olmasıdır (Prescott, 1998: 525). Bu
nedenle, ekonomilerin performansını değerlendirmek için TFÜ teorisi gereklidir.
2.1. Toplam Faktör Üretkenliği
Tarım toplumundan sanayi toplumuna geçiş sürecinin temel kaynağının
teknoloji olduğundan bir önceki bölümde bahsedilmiştir. Teknoloji, ekonomiler için
faktör üretkenliğinin kaynağıdır. Faktör birikiminden farklı olarak faktör üretkenliği
ekonomiler için sürdürülebilir büyümenin temel kaynağıdır.
Faktör birikimi; sermaye, emek, toprak gibi kaynaklar sınırlı olduğundan
ancak belli bir seviyeye kadar artırılabilir. Kaynaklarda, özellikle sermayede
yapılacak tasarruflar, sermaye faktörü1 azalan getirilere tabi olduğundan, belli bir
seviyeden sonra büyümeye istenen katkıyı sağlayamayacaktır.
Her ne kadar sermaye birikimi ekonomik büyümenin önemli bir kaynağı olsa
da, uzun vadeli büyüme için tek kaynak değildir (Krugman 1994: 28). Üretkenlikle
desteklenen faktör birikimi, iktisadi büyüme için istenilen başarıyı sağlayacaktır.
2.2. Üretkenlik Ölçümleri
TFÜ değişimi, büyümenin kaynaklarının araştırılmasında önemlidir. Bu
yüzden farklı hesaplama yöntemleri kullanılarak ölçülebilen TFÜ değişimi,
üretkenlik literatüründe oldukça geniş yer bulmuştur.
1 Fiziksel sermayeden bahsedilmektedir.
7
Üretkenlik
Ölçüm
Yöntemleri
Endeks Sayılar
Yöntemi
Büyüme
Muhasebesi
Ekonometrik
Tahmin
Malmquist TFÜ
Endeksi
Törnqvist TFÜ
Endeksi
Matematiksel
Programlama
Veri Zarflama
Analizi
(VZA)
Bu çalışmada çoğunlukla üretkenlikle ilgili büyüme muhasebesi yöntemi ve
ekonometrik modellerin kullanıldığı çalışmalara yer verilmiştir. Ancak bununla
birlikte bahsedilecek olan diğer yöntemlerde literatürde geniş yer bulduğundan
onlara da kısaca değinilecektir. Şekil 2.1’de üretkenlik ölçüm yöntemlerine ilişkin
basit bir sınıflandırmaya yer verilmiştir.
Şekil 2.1. Üretkenlik Ölçüm Yöntemlerinin Sınıflandırılması2
Girdi başına üretilen çıktı miktarının ölçülmesi (Boyle, 2006: 4) olarak
tanımlanan üretkenlik üzerine yapılan çalışmaların çoğunda endeks sayılar
yönteminin kullanıldığı görülmektedir. Bunun yanında ekonometrik çalışmalara ve
matematiksel programlara da yer verilmektedir. Ayrıca büyüme muhasebesi olarak
adlandırılan ve Solow (1957) tarafından geliştirilen yöntem de üretkenlik ölçümü ile
2 Yapılan literatür araştırması çerçevesinde oluşturulmuştur.
8
ilgili çalışmalarda sıklıkla yer almıştır. Barro (1999) ve Hulten (2001), Kızılırmak
(2005), Bauer vd.(2006), Banda ve Verdugo (2011) çalışmaları büyüme
muhasebesini yer veren çalışmalardan bazılarıdır.
Coelli (2005) ve Hughes (2002), üretkenlik ölçümlerinin karşılaştırmalı
olarak gösterildiği önemli çalışmalardır. Her iki yazar da ortak olarak en küçük
kareler, endeks sayılar yöntemi, VZA ve stokastik sınır yöntemlerini ele almıştır.
2.2.1. Endeks Sayılar Yöntemi
Bu yöntem toplam faktör üretkenliğini ölçebilmek için geliştirilmiştir. En
yaygın kullanımı olan üretkenlik ölçüm yöntemidir. Girdi yönlü veya çıktı yönlü
olarak hesaplanabilmektedir.
Malmquist ve Törnqvist endeksleri bu hesaplamalarda kullanılan
yöntemlerden iki tanesidir. Malmquist TFÜ endeksi, üretim teknolojisinde ölçeğe
göre sabit getiri varsayımı varsa, verimlilik değişimi ve teknik değişimi ölçmektedir.
Eğer ölçeğe göre sabit getiri varsayımı olmazsa bu endeks diğer üretkenlik büyüme
kaynaklarını, ölçek etkinliği ve kapsam ekonomilerini, ölçmekte başarısız
olabilmektedir (Coelli vd., 2005: 72-73).
Caves vd. (1982), endeks sayılar teorisi çalışmasına göre bu yöntem, farklı ve
aynı zaman dilimleri için çalışmaya konu olan birimin üretkenliklerinin
karşılaştırılabilir olduğunu söylemektedir. Caves vd.(1982) çalışmasında için konu
firmalardır. Yine bu çalışmaya göre, Malmquist endeksini hesaplamada fiyat ve
miktar verileri yeterli olsa da, hesaplama için parametre bilgileri gerektiğinden
ampirik kullanımı sınırlıdır.
9
Yine aynı çalışmada açıklanan diğer bir popüler endeks ölçüm yöntemi olan
Törnqvist endeksi, Malmquist’in özel bir halidir. Translog üretim formu ve ölçeğe
göre sabit getiri olduğu koşullarda daha iyi ölçüm yaptığı gösterilmiştir.
Abramovitz (1956), Hicks ve Moorstean (1961), Christensen ve Jorgenson
(1970), Caves vd. (1982) (CCD), Färe vd. (1994) ve Diewert ve Fox (2005) bu
yönteme dair önemli çalışmalardır.
2.2.2. Büyüme Muhasebesi Yöntemi
Diğer bir ölçüm yöntemi üretkenliğin üretim fonksiyonu çerçevesinde ele
alınmasıdır. Buna ilişkin ilk ampirik girişim Tinbergen (1942) tarafından yapılmıştır.
Sonrasında Solow (1957)’un geliştirdiği büyüme muhasebesi yöntemi ise birçok
çalışmada kullanılmıştır.
Solow (1957) çalışmasında Cobb-Douglas üretim fonksiyonu kullanılarak
toplam faktör üretkenliğini “kalıntı” olarak ölçmektedir. Fonksiyondaki teknoloji
değişkenindeki değişim TFÜ değişimi olarak hesaplanmaktadır. Buna göre üretim
fonksiyonundaki kaymalar, TFÜ değişimi olarak tanımlanmaktadır (Jorgenson ve
Griliches, 1967: 249). TFÜ temel olarak reel üretim büyüme oranının,
ağırlıklandırılmış girdilerin büyüme oranına farkına eşittir. Bu şekilde elde edilen
TFÜ’deki değişimin, üretimde meydana gelen değişimin üretim faktörleriyle
açıklanamayan kısmına tekabül ettiği kabul edilmektedir. Bu nedenle kalıntı veya
bilgisizliğin ölçüsü olarak kabul edilmiştir.
Bu yöntem sadece büyümenin temel belirleyicilerini göstermektedir. Ancak
belirleyicilerin değişmesine neyin neden olduğunu göz ardı eder (Romer, 2006: 28).
10
Bununla birlikte bu yöntem bir çok ampirik çalışmada kullanılmış ve ekonometrik
çalışmaların temelini oluşturmuştur.
2.2.3. Ekonometrik Modeller
Bu yöntemin uygulanabilmesi için üretim fonksiyonu tanımı gerekmektedir.
Cobb-Douglas üretim fonksiyonu kullanıldığı takdirde ölçeğe göre sabit getiri
varsayımı, CES fonksiyonu kullanıldığı sürece sabit ikame esnekliği varsayımı
yapılmalıdır. Translog üretim fonksiyonu ise sabit ikame esnekliği ile kısıtlı
olmadığından diğer ikisine göre daha genel bir fonksiyondur.
Farklı fonksiyonel formların üretkenlik ölçümlerinde kullanılmasıyla birlikte
üretkenlik ölçümlerinin yorumlanması da farklılık göstermektedir. Kimi çalışmalar
teknolojik değişimi büyüme fonksiyonuna bir değişken olarak ekleyip tahmin edilen
modelin katsayılarını üretime katkı olarak dolayısıyla üretkenlik ölçüsü olarak
değerlendirmektedir. Bunun yanında üretim fonksiyonunu ve TFÜ’yü kalıntı olarak
tahmin edip bağımlı değişkeni TFÜ olan yeni bir modeli tahmin ederek üretkenlik
artışının hangi değişkenlerden etkilendiğini göstermeye çalışan çalışmalar da
mevcuttur.
Ekonomiler için hesaplanan üretkenlik değeri fonksiyon formuna göre
farklılık göstermesi nedeniyle seçilen üretim fonksiyonunun formu, sonuçları
etkilemektedir.
11
2.2.4. Veri Zarflama Analizi
Bu analizde çok sayıda girdi ve çıktı kullanılarak üretkenlik hesaplaması
gerçekleştirilebilmektedir. Hesaplamada çıktıların ağırlıklı toplamının girdilerin
ağırlıklı toplamına oranı kullanılmaktadır.
Charnes vd. (1978) çalışmasıyla ilk defa geliştirilen bu yöntem parametrik
olmayan bir yöntemdir. Girdiler ve çıktılar arasında, kar, maliyet veya üretim
fonksiyonunda olduğu gibi fonksiyonel form belirlenmesi gerekmemektedir
(Charnes vd., 1994: 5). Bu nedenle parametrik formlarda olduğu gibi teknoloji terimi
ile ilgili diğer hesaplama yöntemlerindekine benzer sonuçlar elde edilemez.
Doğrusal programlama ile yapılan hesaplamalar nedeniyle diğer
yöntemlerdeki gibi istatistiksel bilgiler elde edilemez. Parametrik yöntemlerdeki gibi
istatistiksel testler ve analizlerin kullanılamaması bu yöntemin zayıf yönüdür. Çünkü
bu durum yöntemi ölçüm hatalarına duyarlı hale getirmektedir.
2.2.5. Ölçüm Yöntemlerinin Özellikleri
TFÜ ölçümünde kullanılan yöntemler temel olarak endeks sayılar yöntemi,
ekonometrik tahminler ve matematiksel programlama olarak gruplandırılabilir.
Büyüme muhasebesi yönteminde, daha önce de belirtildiği üzere üretkenlik, üretim
fonksiyonu çerçevesinde ele alınmıştır. Bu yöntem hesaplama olarak endeks sayılar
yöntemine benzemesine rağmen üretim fonksiyonunun analizde kullanılması
ekonometrik yöntemlere benzerlik göstermektedir. Nitekim ekonometrik çalışmaların
temelini oluşturmuştur.
12
Bu gruplandırmaya göre zaman serileriyle ilgili üretkenlik ölçümlerinde
endeks sayılar yöntemi ve matematiksel programlama, çoklu girdi-çıktı ile
hesaplama yapılabilmesine izin vermektedir. Endeks sayılar yönteminde çok sayıda
farklı girdi ve çıktının toplanabilmesi için fiyatla ağırlıklandırma yapmak
gerekmektedir. Ekonometrik ve matematiksel programlama yöntemlerinde fiyat
bilgisi gerekmemektedir (Hughes, 2002: 72).
Endeks sayılar yöntemi araştırmaya konu olan birimin üretkenliğinin farklı
veya aynı zaman dilimlerinde karşılaştırma yapmasına izin vermesine rağmen
TFÜ’nün kaynaklarının belirlenmesinde uygun bir yöntem değildir. Ölçüm yöntemi
nedeniyle de istatistiksel hataları içermediğinden ölçüm hatalarına duyarlı bir
hesaplamadır.
Ekonometrik tahmin yöntemi, endeks sayıların aksine TFÜ’nün kaynaklarının
belirlenmesinde uygun bir yöntemdir, çünkü girdi ve çıktı arasındaki fonksiyonel
formun tanımlanması gerekmektedir. Matematiksel programlamada ise girdi-çıktı
arasındaki ilişkiyi tanımlayan fonksiyonel bir form tanımlanması gerekmezken bu
yöntemde de istatistiksel hesaplamalar yoktur, bu nedenle ölçüm hatalarına duyarlı
bir yöntemdir.
Her ölçüm yönteminin güçlü ve zayıf olduğu yönleri bulunmaktadır. Bu
durumda, çalışmanın konusu itibariyle seçilen yöntemle yapılan analizde elde edilen
sonuçların doğru değerlendirilebilmesi için kullanılan yöntemin özelliklerinin de
dikkate alınması gerekmektedir.
13
2.3. Ölçme Hataları
Literatürde oldukça geniş yer tutan üretkenlik ölçüm yöntemlerinin güçlü ve
zayıf yanları vardır. Üretkenlik ölçümünde kullanılan tüm yöntemler ölçüm
hatalarına konu olmaktadır.
Toplam hesaplar yapılırken, verilerde kalite değişiminde meydana
değişiklikler göz ardı edilebilmektedir. Bu durum endeks sayılar yönteminde
üretkenliğin yüksek ölçülmesine neden olmaktadır. Üretim fonksiyonu kullanılarak
yapılan ölçümlerde ise doğru ölçülmeyen faktör girdileri nedeniyle kalite değişimleri
de teknolojik değişimin (kalıntı) içinde hesaplanmaktadır. Hâlbuki TFÜ, teknik
olarak üretim fonksiyonunda kaymalara neden olan teknolojik değişimi göstermelidir
(Chen, 2002: 24). Jorgenson ve Griliches (1967) bunu, üretim fonksiyonundaki girdi
çıktı ölçümleri doğruysa toplam çıktı büyümesinin büyük bir kısmının girdilerle
açıklandığı ve geriye kalanın TFÜ değişimi olduğu şeklinde açıklamaktadır.
TFÜ ile ilgili tartışmalar genellikle kullanılan değişkenlerin
hesaplanmasından kaynaklanan ölçüm problemleriyle ilgilidir. TFÜ’nün neyi
açıkladığını bu problemler yüzünden ayrıştırmak zor olabilmektedir. Bunu aşmaya
çalışan çalışmalardan biri olan Chen, 2002 yılında yayınladığı Asya ekonomileri ile
ilgili çalışmada TFÜ ‘nün hem kalite değişimlerini hem de teknolojik değişimleri3
kapsadığı basitleştirici varsayımıyla ölçüm problemini çözmeye çalışmıştır.
Yakın dönemde yapılan çalışmalarda, teknoloji tanımıyla ilgili basitleştirici
varsayımlara gidilerek ve kullanılan yöntemde yapılan düzeltmelerle ölçüm hataları
bertaraf edilmeye çalışılmıştır. Bu tür tartışmalara konu olsa da TFÜ ölçümü,
3 Disembodied technological change
14
üretkenlik ölçümü ve ekonominin performansının değerlendirilmesi açısından
önemini korumuştur.
3. TEORİK ÇERÇEVE, AMPİRİK ÇALIŞMALAR VE TARTIŞMALAR
3.1. Teorik Çerçeve
Toplam faktör üretkenliğinin ölçülmesi ile ilgili literatürde pek çok çalışma
mevcuttur. Bu çalışmalarda üretkenlik ölçümleri bölümünde de açıklanan yöntemleri
kullanarak firma, sektör veya ülke bazında ölçümler yapılmıştır.
Bu araştırmanın ampirik kısmına geçmeden önce bazı çalışmaların ve konu
oldukları tartışmaların açıklanması gerekmektedir. Tablo 3.1 ve 3.2’de ele alınacak
çalışmalara yer verilmiştir.
Tablo 3.1 Üretkenlik Çalışmaları
Yazar Analiz dönemi Sonuç
Solow (1957) 1909-1949
Analiz döneminde ortalama teknik değişim
(TFÜ) hızı %1.5’tir.
Jorgenson ve
Griliches (1967)
1945-1965
Doğru ölçülen girdilerle, TFÜ’ nün çıktı
artışını açıklamadığı gösterilmiştir.
Sargent ve
Rodrigez (2000)
1966-1998
TFÜ artışı, kişi başına çıktıdaki artışın
%50’sini açıklamaktadır.
Tablo 3.1’de Solow (1957), Jorgenson ve Griliches (1967) ve Sargent ve
Rodrigez (2000) olmak üzere 3 temel çalışmaya yer verilmiştir. Bu çalışmalar
kullanılarak TFÜ ile ilgili gerekli çerçevenin çizilmesi amaçlanmıştır.
16
Tablo 3.2. Kamu Sektörünün Üretkenliğine Dair Çalışmalar
Yazar Analiz dönemi Sonuç
Aschauer(1989) 1949-1985
Askeri olmayan kamu harcamalarının çıktı
(özel sektör üretimi) esnekliği 0.39’dur.
Tatom (1991) 1949-1989
Kamu sermaye stokunun özel sektör çıktısına
etkisi anlamlı değildir.
Lynde ve
Richmond(1993)
1958-1989 Kamu sermayesinin çıktı esnekliği 0.20’ dir.
Evans ve
Karras (1994)
1970-1986
(48 eyalet)
Kamu sermayesi ve hizmetleri, eğitim
harcamaları dışında üretken değildir.
Tablo 3.2’de ise yine bu bölümde açıklanacak olan kamu sermayesinin
üretkenliği ile ilgili temel çalışmalara yer verilmiştir. Bu çalışmanın konusunu kamu
sermayesi oluşturduğundan genel literatürle birlikte kamu sermayesinin üretkenliğine
ilişkin literatüre daha geniş yer verilecektir.
3.2. Toplam Faktör Üretkenliği ve İlgili Literatür Çalışmaları
3.2.1. Solow (1957)
Bu çalışma üretkenlik literatüründe Tinbergen (1942)’in çalışmasıyla birlikte
geniş yer tutmuştur. Solow’un kullandığı yöntem hem birçok üretkenlik çalışmasında
kullanılmış hem de literatürün ilerleyen yıllarında TFÜ’yü gerektiği gibi
ayrıştırmakta yetersiz olduğu için eleştirilmiştir.
17
Solow, toplam üretim fonksiyonu kullanarak TFÜ’yü artık olarak
hesaplamıştır. Teknolojik değişim (t), üretim fonksiyonunun kaymasına neden olacak
her türlü etkeni içermektedir. Yani, ekonominin yavaşlaması veya hızlanması, faktör
girdilerinde artan kalite gibi değişimler teknolojik değişim içinde yer alacaktır.
);,( tLKFQ (3.1)
Toplam üretim fonksiyonunda Q çıktıyı, K ve L sırasıyla sermaye ve emeği, t
ise F fonksiyonunda ortaya çıkan teknolojik değişim süresini temsil etmektedir.
Üretim fonksiyonunda gerçekleşen her türlü kayma teknolojik değişim olarak ifade
edilir. Teknik değişimin nötr olarak ele alındığında, yani marjinal ikame oranları
değişmeden veri girdiyle çıktıda artış veya azalışın olduğu durumda üretim
fonksiyonu şu şekilde yazılabilir ( Solow, 1957: 312);
),()( LKftAQ (3.2)
3.2’deki üretim fonksiyonunun önce logaritmasını sonra da her iki tarafın
türevini alırsak 3.3. ve 3.4’deki ifadelere ulaşırız:
L
Lw
K
Kw
A
A
Q
QLK
....
4 (3.3)
4 Kw
Q
K
K
Q.
ve LwQ
L
L
Q.
. Girdilere marjinal ürünü kadar ödenirken, ölçeğe göre sabit
getiri varsayımından dolayı dolayı 1LK ww ’dir.
18
k
kw
A
A
q
qK
...
5 (3.4)
Ampirik çalışma 1909-1949 dönemi Amerika ekonomisi için yapılmıştır.
Çalışan başına çıktı, çalışan başına sermaye ve sermaye payı (kw ) kullanılmıştır. Bu
analize göre 40 yıllık dönem için ortala teknik değişim %1.5’ tir (Solow, 1957: 316).
Ayrıca 1929’dan sonraki dönemde öncesine göre teknik değişim daha fazla
gerçekleşmiştir.
Buradaki yöntem, teknik değişim tanımı ve kullanılan değişkenlerin
hesaplamalarında ortaya çıkabilecek ölçüm hataları nedenleriyle ilerleyen yıllarda
yapılan yeni çalışmalarda eleştirilmiştir.
3.2.2. Jorgenson ve Griliches (1967)
Yazarlar bu çalışmada 2. Dünya Savaşı sonrası 20 yılı ele alarak üretkenlik
analizi yapmışlardır. Bu çalışmayı kendinden önceki üretkenlik çalışmalarından
ayıran özellik ölçüm hatalarının düzeltilmesi olmuştur.
Yapılan düzeltmelerden biri işlem değerlerinin fiyat ve miktar olarak
ayrıştırılmasıdır. Bu şekilde içerilmiş-içerilmemiş (embodied- disembodied) teknik
değişimler ayrıştırılmaya çalışılmıştır. Diğer bir düzeltme değişkenlerin toplam
olarak hesaplanmasıyla ortaya çıkan kalite değişimlerinin göz ardı edilmesi
durumudur. Bunu için de kullanılan veriler sabit fiyatlarla yeniden hesaplanmıştır.
5 LQq / ve LKk /
19
Büyüme muhasebesi yöntemi kullanılarak Solow artığı olarak hesaplanan
TFÜ, 1945-1965 dönemi için yapılan bu çalışmada düzeltme öncesi yıllık ortalama
büyüme %3.49 ve bunun %1.83’ü girdideki büyüme, % 1.6’sı TFÜ artışıyla
açıklanmaktadır. Buna göre TFÜ, yani Solow artığı büyümenin yaklaşık %50’sini
açıklayabiliyor gözükürken, düzeltmelerle birlikte bu oran düşmektedir. Toplam
hatalarının düzeltilmesiyle büyüme oranının %54.3’ü; yatırım mallarının
hesaplanmasına ilişkin düzeltmeyle büyüme oranının %61’i girdilerdeki büyüme ile
açıklanabilmiştir. Sermaye, işgücü gibi girdilerin de hesaplamalarında yapılan
düzeltmeyle ise bu oran %90’a kadar çıkmaktadır (Jorgenson ve Griliches, 1967:
272).
Sonuç olarak, Jorgenson ve Griliches bu çalışmada üretkenlik
hesaplanmasında kullanılan diğer değişkenlerin ölçümlerinde yapılan hataların
TFÜ’ye yansıdığını göstermeyi amaçlamıştır. Yani doğru ölçülen girdilerle TFÜ
sıfıra yakındır ve büyüme, büyük oranla faktör girdilerindeki artışla açıklanmaktadır.
3.2.3. Sargent ve Rodrigez (2000)
Bu çalışma TFÜ, büyüme için uygun bir ölçü müdür, öyleyse hangi
durumlarda daha avantajlıdır sorularını araştırmıştır. Bu değerlendirme TFÜ ve
işgücü üretkenliği (LP) kullanılarak neoklasik ve içsel büyüme modelleri
çerçevesinde yapılmıştır.
Cobb-Douglas üretim fonksiyonunu ( 1LAKY , 0<α<1) birim işgücü
başına yazar ve türevini alırsak 3.5’teki denklemi elde ederiz.
20
...
kAy (3.5)
y işgücü üretkenliğini veya işgücü başına çıktıyı göstermektedir. k ise
sermaye yoğunluk seviyesini veya sermaye-işgücü oranını göstermektedir. .
y işgücü
üretkenliği büyüme oranı, .
A TFÜ büyüme oranı, .
k sermaye yoğunluğu büyüme
oranını göstermektedir. Uzun vadede kararlı durumda büyüme oranı 3.6’da
gösterilmektedir.
)1(
... Aky , 10 (3.6)
Neoklasik modelde, girdiler azalan getirilere sahip olduğundan TFÜ
üretkenlik için uygun bir ölçüm yöntemidir (Sargent ve Rodrigez, 2000: 42); zaman
içinde girdiler veriyken çıktıda meydana gelebilecek artışlar teknolojik değişimle
açıklanabilir. Burada sermaye artışı belli bir seviyeden sonra TFÜ artışı ile
artabilmektedir.
Çalışmada, Kanada iş sektörü (business sector) 1966-1998 yılları için, TFÜ
ve işgücü üretkenliği, büyüme muhasebesi yöntemi kullanılarak hesaplanmıştır.
Buna göre TFÜ’deki artış 1966-1973 dönemi için işgücü üretkenliğinin üçte birini
açıklarken, 1973 sonrasında % 50’sini açıklayabildiğini görülmektedir.
Bu modelin dezavantajı ise girdiler kalite değişimlerine
uyumlandırılmadığında teknolojik değişimin kalite değişimlerini de içermesi
durumudur.
21
İçsel büyüme modellerinde ise modele beşeri sermaye ve ARGE yatırımları
dahil edilmektedir. Bu durumda kişi başına üretimdeki artış:
....
)1( kMAy (3.7)
ve
.....
)1( MAkLPTFÜ6 (3.8)
olarak ifade edilebilir.
Bu modele göre, diğer girdiler için azalan getiriler söz konusu olmadığından
TFÜ daha iyi bir üretkenlik göstergesi olmayabilir. Sermayede uzun vadede artış
görebilmek için TFÜ artışı gerekmemektedir.
Uzun veya kısa vadede, politika yapıcıların kullanabileceği modeller tartışma
konusudur. TFÜ ve işgücü üretkenliği hangi modelin kullanılacağına bağlı olarak
değerlendirildiğinde her ikisi de kullanışlı ölçütler olarak değerlendirilmektedir.
Bununla birlikte yazarlar sermaye yoğunluğunun sadece belli bir dönem TFÜ’den
hızlı büyüyebileceğini belirtmektedirler. Bu nedenle 10 yıl ve daha uzun vadeli
çalışmalarda TFÜ’nün daha uygun bir ölçü olabilmektedir.
6 M farklı türde sermaye mallarını temsil eder.
22
3.3. Kamu Sermayesinin Üretkenliği ve İlgili Literatür Çalışmaları
3.3.1. Aschauer (1989)
Bu çalışmada, uzun vadede hükümet harcamalarının üretkenliğe katkısı ve bu
bağlamda hangi hükümet harcamalarının üretken olduğunun analizi yapılmıştır.
Çalışmanın önemli bir özelliği üretim fonksiyonuna kamu harcamalarını da
üçüncü girdi olarak modele dahil etmiş olmasıdır. Bu şekilde kamu sektörü
hizmetlerinin özel sektör üretimine katkısını incelemiştir. Bunun için Cobb-Douglas
toplam üretim fonksiyonuna kamu sektörünü de girdi olarak eklemiştir.
),,( ttttt GKNfAY (3.9)
Bu denkleme göre N toplam istihdamı, K konut dışı toplam sermaye stokunu,
G hükümet sektörü hizmet akımlarını, A üretkenlik ölçütü veya Hicks nötr teknik
değişimi7 temsil etmektedir. 3.9’da gösterilen fonksiyonu logaritmik olarak yazarsak;
tgtktntt gekeneay (3.10)
Denklem 3.10’a göre, kn ee , ve ge sırasıyla N,K ve G değişkenlerinin çıktı
esnekliğini temsil etmektedir. Toplam faktör üretkenliği ise 3.11’deki gibidir:
7 Hicks nötr teknlolojik değişim, teknolojinin hem sermaye hem işgücü girdilerinin etkinliğini aynı
oranda artırmasıdır.
23
)( ttgtt igeap (3.11)
ve
jjtntkt esnsksi ,
8 , KNj , (3.12)
olarak gösterilmektedir. Bununla birlikte özel sermaye başına özel üretim de toplam
faktör üretkenliği olarak yorumlanmaktadır.
Aschauer (1989) çalışmasında, 1949-1985 dönemine ilişkin askeri olmayan
hükümet harcamalarının üretkenliği hesaplanmıştır ve en küçük kareler tahmin
yöntemi kullanılmıştır. Teorik çerçeveden farklı olarak TFÜ denklemine kapasite
kullanım oranı, iş çevirimlerinin etkisini kontrol edebilmek amaçlı eklenmiştir.
Tahmin edilen denklemler 3.13 ve 3.14’te gösterilmiştir.
tttttttt ucuakgaknataaky 43210 )()( (3.13)
ttttt ecubigbtbbp 3210 )( (3.14)
3.13 ve 3.14’te yer alan taa 10 ve tbb 10
sabit ve zamana bağlı
değişkenlerin toplamından oluşan teknoloji değişimi, cu kapasite kullanım oranını,
te ve tu ise hata terimlerini göstermektedir.
Analiz sonuçlarına göre hükümetin askeri olmayan harcamalarının özel sektör
üretkenliğine pozitif katkısı olduğu gözlemlenmiştir. Kamu sermayesini özel
8
is : Faktör i’nin toplam üründeki gayrisafi vergi payı
24
sermaye stokuna oranı %1 arttığında toplam faktör üretkenliğinin %0.39 arttığı
sonucuna ulaşılmıştır. Bununla birlikte 1970’lerde yaşanan enerji krizi döneminde
üretimde kamu sermayesinde görülen düşüşle birlikte üretkenliğin de düştüğü
gözlemlenmişti.
3.3.2. Tatom (1991)
Tatom (1991) çalışmasında kamu sermayesinin özel sektör çıktısına doğrudan
ve dolaylı katkısının olup olmadığı araştırılmıştır. Doğrudan etki, kamu hizmetlerinin
firmaların marjinal ürününe katkısı olarak ele alınmıştır. Kamu sermayesinin özel
sermayenin tamamlayıcısı olabileceği durumlarda da dolaylı etkiden söz edilmiştir.
Ratner (1983), Aschauer (1989) ve Munnell (1990) ’in analizleri kamu
harcamaları üretkenliğine ilişkin geleneksel yaklaşımlar olarak kabul edilebilir. Buna
göre kamu sermayesi pozitif ve anlamlı çıktı esnekliğine sahiptir. Ratner (1983)
kamu sermayesini üretim fonksiyonuna dahil edildiği ilk çalışmadır.
)( trt
tttt ekgkAhQ (3.15)
Kullanılan değişkenler; h: çalışma saati, k: konut dışı özel sektöre ait kamu
stoku- bir önceki yıl sonu, kg: kamu sermaye stoku- bir önceki yıl sonu, r:
içerilmemiş (disembodied) teknolojik değişim, ε: rassal değişkendir. Ölçeğe göre
sabit getiri varsayımı yapılmaktadır, α+β+δ =1. 1949-1973 yöntemi için yapılan
tahminde kamu sermayesinin çıktı esnekliği 0.277 olarak hesaplanmıştır. Aschauer
25
(1989) ve Munnell (1990) çalışmalarında da benzer şekilde kamu sermayesi esneklik
katsayısı anlamlı ve pozitif çıkmıştır.
Tatom; Ratner (1983), Aschauer (1989) ve Munnell (1990) çalışmalarını
modellerinde göreli enerji fiyatlarının yokluğu, zaman trendinin olmaması9 ve
durağan olmayan değişkenlerin uygun modelle tahmin edilmemesi nedeniyle eksik
olduğunu belirtmiştir. Bu nedenle modele enerji fiyatları ve trend dahil edilmiş ve
1949-1989 dönemi için model tahmin edilmiştir.
)( trt
ttttt eEkgkAhQ (3.16)
E, kullanılan enerji miktarı olarak üretim fonksiyonuna dahil edilir. Ölçeğe
göre sabit getiri varsayımı hala geçerlidir, α+β+γ+δ=1. Bu model logaritmik formda
tahmin edilmiştir:
***
***
ln
)/ln()/ln(ln)/ln(
t
e
t
tttttt
trp
KKGkhAkQ
10 (3.17)
97.0
0001.0019.0
ln048.0)/ln(132.0)/ln(614.0595.1)/ln(
2
2
)23.4()42.8(
)41.6()77.2()88.12()29.15(
R
tt
pKKGkhkQ e
ttttttt
(3.18)
9 Aschauer ve Munnell’in adı geçen çalışmalarında trend kullanılmamıştır.
10)1/(,),1/(),1/(),1/(),1/( *)1/()1/(1*****
ttAArr
tkg kamu sermaye stokundaki (tKG )hizmet akışını temsil eder.
tk ise konut dışı net özel sermaye
stokunu (tK ) temsil eder.
26
Aschauer’de 0.39, Ratner’da 0.277 ve Munnell’de 48 eyalet için 0.06-0.15
arasında değişen, pozitif ve anlamlı olan kamu sermayesi esnekliği 0.13’lere
düşmüştür. Eklenen enerji fiyatları ve zaman trendini temsil eden değişkenler de bu
tahmin sonucuna göre anlamlıdır. Ancak değişkenler durağan olmadığından
regresyon sapmalıdır. Bununla birlikte modelin birinci farkları alınarak yapılan
tahminde kamu sermaye stokunun özel sektör çıktısına etkisi daha da azalmakta ve
esneklik 0.04’e düşmektedir.
Sonuç olarak, regresyonda gerekli sorunlar ele alındıktan sonra kamu
sermaye stokunun özel sektör çıktısına katkısı anlamsız olarak bulunmuştur.
3.3.3. Lynde ve Richmond (1993)
Lynde ve Richmond (1993) çalışmasında kamu sermaye stokunun çıktı
seviyesi ve üretkenlik üzerine etkileri incelenmektedir. Bu çalışmada farklı olarak
kar fonksiyonu kullanılmaktadır. K özel sermaye, G kamu sermayesi, L işgücü ve M
ara malı girdisini temsil ettiğinde girdi çıktı ilişkisi 3.19’da olduğu gibidir.
),,,,( tMGLKFq (3.19)
Lynde ve Richmond (1993) çalışmasının getirdiği yöntemsel yenilikler vardır.
Bunlardan ilki ara malı fiyatlarının da analize dahil edilmesidir. Diğeri ise durağan
olmayan zaman serisi verilerine uygun ekonometrik yöntemin kullanılabiliyor
olmasıdır. Bu nedenle sonuçlar önceki çalışmalar göre daha güçlüdür. Bunlara ek
olarak ölçeğe göre sabit getiri varsayımı yapılmamıştır.
27
Lynde ve Richmond (1993) çalışmasında da Aschauer (1989)’in bulduklarını
destekler. 1958-1989 dönemi finansal olmayan kurumsal sektör için yapılan
tahminde kamu sermaye esnekliğini 0.20 tahmin etmiştir. Yani kamu sermayesinin
üretkenliğe katkısı pozitiftir.
3.3.4. Evans ve Karras (1994)
Bu çalışmada, hükümet harcamalarının üretkenliği incelenmiş, kamu
harcamalarının özel sektör üretimine katkısının olup olmadığı araştırılmıştır.
Ratner (1983), Aschuer (1989) ve Munnell (1990)’in analiz sonuçları
eleştirilmiştir. Analiz sonuçlarının yanlış değerlendirildiğini iddia edilmiştir. Bu
çalışmalarda kullanılan yöntem stokastik süreç içerdiğinden, tahmin edilen üretim
fonksiyonunda hükümet harcamalarının büyümeye pozitif katkısı anlamlı değildir.
Evan ve Karras bu çalışmada 1970-1986 dönemine ait 48 eyaleti içeren panel
data kullanmıştır. Cobb-Douglas toplam üretim fonksiyonunun translog formuyla
çalışılmıştır.
stjst
l
i
l
j
istij
stIist
I
i
ist
uXX
UXY
j
lnln
*lnln
1
1 1
1
1
0
(3.20)
Denklemde s eyaleti, t zamanı, Y eyalet üretimini, X girdileri ve u hata terimi
göstermektedir. Mevsimsel ( s ) ve topografik ( t )etkiler zaman içinde ve eyaletler
28
arasında farklılık göstereceğinden, hata terimi bu farklılıkları içerecek şekilde
3.21’de ifade edilmiştir.
sttsstu (3.21)
ststst 1.11
(3.22)
Üretim fonksiyonu birkaç farklı girdi kombinasyonuyla tahmin edilir.
Bunlardan biri, tarım dışı sektörü itibariyle hesaplanan istihdam, özel sermaye stoku,
kamu sermaye stoku ve kamu hizmetleri kullanılarak yapılan 4 girdili tahmin, diğeri
de kamu hizmetlerinin eğitim, sağlık, güvenlik, altyapı gibi ayrıştırılarak girdi olarak
kullanıldığı 10 girdili tahmindir. Benzer şekilde imalat sektörü için de ayrı
hesaplamalar yapılmıştır.
En küçük kareler yöntemi (EKK), hata teriminin içerdiği sabit etkiler
nedeniyle tutarsız sonuç verdiğinden kullanılmamıştır. Bunun yerine ilk adım olarak
zaman ve eyalet ortalamalarının tahmin edilerek tüm verilerden. çıkartıldığı, ikinci
adım olarak EKK’nın kullanıldığı yöntem tercih edilmiştir.
Elde edilen tahmin sonuçlarına göre kamu sermayesi ve hizmetleri sadece
eğitim harcamalarında üretkendir. Eğitim harcamaları dışında kalan kamu
harcamalarının, Aschauer ve Munnell’deki durumun aksine, pozitif üretkenliği söz
konusu değildir. Aschauer (1989)’un tersine bu çalışmada kamu sermaye stokundaki
artışın çıktı üzerinde etkisi, eğitim sektörü haricinde, negatiftir.
11
st
, zaman ve eyaletten bağımsız, ortalaması sıfır olan sorunsuz hata terimidir.
29
3.4. Literatür Çalışmalarının Değerlendirilmesi
3.4.1. Üretkenlik Çalışmalarının Değerlendirilmesi
Solow (1957) çalışmasıyla üretkenlik literatürüne önemli bir katkıda
bulunmuştur. Bu çalışmada üretkenlik, ilk defa üretim fonksiyonu çerçevesinde
değerlendirilmiş ve kendinden sonra yapılan üretkenlikle ilgili ekonometrik
yöntemin kullanıldığı çalışmaların temelini oluşturmuştur. Bu makale üzerinden
büyüme muhasebesi yöntemine yaklaşımlar ikiye ayrılabilir. Bu yöntemi kullanan
pek çok çalışma olmasına rağmen verilerin ölçümü ve TFÜ’nün kapsamına ilişkin
eleştiriler de olmuştur. Jorgenson ve Griliches (1967)’in çalışması bu eksiklikleri
eleştiren temel çalışmalardandır. Bu çalışmada düzeltmelerle büyümenin önemli bir
kısmının, TFÜ’den ziyade faktör girdilerindeki artışla açıklandığını göstermişlerdir.
TFÜ ölçümlerine ve yapılan çalışmalara karşı diğer bir eleştiri TFÜ’nün
ekonomilerin performansı için uygun bir ölçü olup olmadığına ilişkindir. Bu alanda
önemli çalışmalardan biri olan Sargent ve Rodrigez (2000)’in çalışmasında
üretkenlik ölçümü büyüme modelleri çerçevesinde değerlendirilmiştir ve TFÜ’nün
uzun vadede uygun bir ölçü olduğu literatür açısından da önemli bir bulgudur.
3.4.2. Kamu Sermayesi Üretkenliğine İlişkin Çalışmaların
Değerlendirilmesi
Kamu sermayesine ilişkin çalışmalarda 1970’lerde ortaya çıkan ekonomik
yavaşlamanın nedenleri incelenmiştir ve kamu sermayesi ve özel sektör çıktısı
30
arasında pozitif ve anlamlı ilişki gösterilerek özel sektör çıktısındaki düşüşün nedeni,
kamu sermayesindeki düşüşle ilişkilendirilmiştir.
Kamu sektörü sermayesinin üretim fonksiyonuna girdiği ilk çalışma,
Ratner(1983)12
çalışmasıdır. Sonrasında Aschauer(1989) ve Munnell(1990), bu alana
önemli katkı sağlayan çalışmalardır. Bu 3 çalışmada da kamu sektörü sermaye
stokunun TFÜ’ye katkısı pozitif ve anlamlı bulunmuştur.
Tatom (1991) ile Evans ve Karras (1994) çalışmaları kamu sektörünün
üretkenliği ile ilgili yukarıda geçen çalışmaları özellikle yöntemsel açıdan eleştirerek
yaptıkları regresyonlarla kamu sermaye stokunun TFÜ’ye pozitif katkısı olmadığı
sonucuna ulaşmışlardır.
Bahsedilen çalışmalardan farklı olarak Lynde ve Richmond (1993) çalışması
kamu sermayesi üretkenliğinin ölçülmesinde yöntemsel yenilikler getirmiş ve
analizinde daha güçlü sonuçlara ulaşmıştır. Bu sonuçlar, Aschauer (1989) ve diğer
çalışmaların sonuçlarını destekler niteliktedir.
Bu literatürde özellikle ilk dönem çalışmalarına yapılan eleştiriler, yöntemsel
sorunlardan ve özellikle sermaye stokunun hesaplanmasına dair ölçüm hatalarından
kaynaklanmaktadır. Yakın dönem çalışmalarında ise ekonometrik yöntemler daha
güçlü sonuçların elde edildiği seçenekler tanımaktadır.
12
Tatom (1991)’de yer verilmiştir.
4. KAMU HARCAMALARININ İKTİSADİ GELİŞMEDEKİ ROLÜ
İktisat literatüründe geniş yer tutan kamu harcamaları ve iktisadi büyüme
arasında önemli bir ilişki vardır. Kamu harcamalarının uzun vadede iktisadi
büyümeyle olan ilişkisinin yanı sıra bu harcamaların üretkenliği de önemli bir
araştırma konusudur.
Kamu harcamaları, büyüme ve üretkenlik ilişkisinden bahsetmeden önce
kamu harcamalarının nasıl sınıflandırıldığının belirtilmesi gerekmektedir.
4.1. Ekonomik Sınıflamaya Göre Kamu Harcamaları
Bu sınıflandırmaya göre devlet harcamaları gerçek ve transfer harcamaları
olmak üzere ikiye ayrılır. Gerçek harcamalarla devlet cari üretimden pay alırken,
transfer harcamaları milli gelirde değişiklik yaratmayan, gelir dağılımı üzerinde
gerçekleşen müdahalelerdir. Transfer harcamalarının mal ve/veya hizmet karşılığı
yoktur.
Konumuz itibariyle bizi ilgilendiren harcamalar gerçek harcamalar ve
bunların niteliğidir. Devlet tarafından satın alınan mal ve hizmetler, cari dönem
üretimini veya fiyat düzeyini etkilerse gerçek harcama olarak kabul edilir (Uluatam,
2005: 213); yatırım harcamaları ve cari harcamalar olmak üzere ikiye ayrılır.
Kamu yatırım harcamaları, üretim sürecine katkı sağlayabilecek türden
harcamalardır. Sermaye mallarında veya stoklarda artış olarak karşımıza
çıkmaktadır. Sermaye birikimine ve istihdama katkısı olan bu harcamaların etkileri
ise cari dönemle sınırlı değildir. Etüt ve proje giderleri, yapı, tesis ve büyük onarım
32
giderleri, makine, teçhizat, taşıt alım giderleri (Uluatam, 2005: 228) (teknoloji
yatırımı) devlet bütçesinde yatırım harcamaları olarak yer almaktadır.
Cari harcamaların, yatırım harcamalarından farklı olarak doğrudan üretime
katkısı gözükmemektedir. Personel giderleri, devletin tüketim harcamaları gibi
kalemler cari harcamalardır ve etkileri gerçekleştikleri dönemle sınırlıdır. Bunlar
dışında fiziki sermaye birikimine katkısı olmayan eğitim, sağlık gibi harcamalar da
cari harcamalar içinde sınıflandırılmaktadır. Ancak bu harcamalar, üretime olan
katkıları dolayısıyla kalkınma carileri olarak sınıflandırılmaktadır.
Kamu harcamalarında üretkenlik araştırması, niteliği itibariyle gerçek
harcamalar üzerinden yapılacaktır. Bu anlamda milli gelire ve toplam faktör
üretkenliğine katkısı incelenecektir.
4.2. Kamu Sektörü ve Büyüme İlişkisi
Kamu sektörünü büyüme modelleri çerçevesinde incelemeden önce kamu
sektörünü Klasik ve Keynesyen temel iktisadi görüşleri çerçevesinde değerlendirmek
gerekmektedir.
Klasik iktisadi yaklaşım minimal devletin ekonomiler için en iyi durum
olduğunu savunmaktadır. Bu görüşe göre, devlet müdahalesi piyasa işleyişini
bozmakta ve kaynak dağılımını olumsuz etkilemektedir.
Ekonomide kamu sektörünün yoğunluğunun artması durumunda,
harcamaların finansmanı nedeniyle özel sektörü dışlayacağı görüşü savunulmuştur.
Diğer taraftan kamu harcamalarının kar maksimizasyonu güdüsüyle yapılmadığından
kaynak kullanımında etkinsizliğe neden olacağı savunulmuştur.
33
Kamu harcamaları, ekonomik büyümeyi olumsuz etkileyecektir. Bu nedenle
devlet sadece, özel sektörün üretmeyeceği, ulusal güvenlik gibi alanlarda yer
almalıdır.
Büyük Buhran’a kadar devletin rolünün sınırlı olması anlayışı iktisat
literatüründe geniş yer bulmuştur. 1929 krizi ile birlikte serbest piyasanın işleyişi
aksayınca, kamu sektörünün piyasaya müdahalesi gündeme gelmiştir. Kamu
harcamaları piyasa talebinin canlandırılması için gerekli hale gelmiştir. Büyük
Buhran’la birlikte gerektiğinde devletin piyasaya müdahalesinin ve devlet politikası
olarak kamu sektörünün önemi ortaya çıkmıştır.
Müdahaleci devlet anlayışının ortaya çıkışıyla sürdürülebilir ekonomik
büyüme ve kalkınma için devletin uygulayacağı etkin maliye politikaları gündeme
gelmiştir. Kısa vadeli dalgalanmalar söz konusu olduğunda, ekonomilerin
durgunluktan kurtulması için kamu politikaları gerekli olmaktadır. Devletin piyasa
başarısızlığına bu şekilde müdahalesi ekonomik büyümeyi olumlu
etkileyebilmektedir.
Kamu sektörü sadece resesyon durumunda değil, özel sektör girişiminin
yeterli olmadığı durumlarda devreye girmekte ve büyümeyi olumlu
etkileyebilmektedir. Kamu harcamaları bu şekilde, gelişmekte olan ülkeler (GOÜ) ve
az gelişmiş ülkeler (AGÜ) için büyümenin kaynaklarından olabilmektedir. GOÜ ve
AGÜ’ler açısından başarılı bir piyasa ekonomisine geçiş sürecinde özel sektör
tarafından yapılamayan yatırımların kamu yatırımları ile tamamlanması
gerekmektedir.
Kamu harcamalarından kasıt milli gelire katkı sağlayan yatırım
harcamalarıdır. Kamu yatırımları genel olarak krizlerin daha hafif atlatılmasını
34
sağlamakla birlikte, GOÜ ve AGÜ’de özel sektörün yatırım açığını kapatarak
büyümeye katkı sağlayabilmektedir.
4.2.1. Büyüme Modelleri
Kamu sektörü büyüme modellerinde üretim fonksiyonunun bir parçası olarak
Neoklasik model ve yeni büyüme modelleri (içsel büyüme modelleri) çerçevesinde
ele alınmıştır.
İlk olarak dışsal büyüme modeli olan Neoklasik modele göre sermaye
birikimi kısa ve orta vadede büyümeyi etkilerken, uzun vadede büyümenin temel
nedeni teknolojik gelişimdir, dışsal belirlenir ve sabit bir değerdir (Agell vd., 1996:
35-37). Teknolojik gelişim, TFÜ olarak tanımlanır.
Neoklasik modelde, teknolojik gelişimden sermaye stokuna doğru bir
nedensellik söz konusudur, sermaye stoku büyümesi TFÜ büyümesini takip eder. Bu
nedenle uzun vadede TFÜ büyümesi durursa, sermaye yoğunluğu büyümesi bundan
olumsuz etkilenir. Ayrıca sermaye stoku artışı TFÜ’den fazla gerçekleşirse bu durum
sürdürülemez, çünkü uzun vadede sermaye azalan getirilere tabidir ve yine bu
nedenle büyümenin temel kaynağı değildir.
Neoklasik modelin en büyük kısıtı sosyal, politik, iktisadi kurumların
etkileşimlerine yer vermemesidir. Kamu harcamaları açısından baktığımızda ise
neoklasik modelde hükümet politikalarının uzun vadede etkisi sınırlıdır, yani
politikanın etkisi sürekli değildir. Bu durumda da durağan durumda kamu
harcamalarının büyümeye katkısı yoktur.
35
Diğer taraftan yeni büyüme modellerinde sermaye beşeri sermayeyi de
içerdiğinden azalan getirilere tabi değildir. TFÜ’den fiziksel sermayeye olan
nedensellik mekanizması bu model de geçerlidir. Bu modelde TFÜ beşeri sermaye
yatırımı ve AR-GE harcamalarından da etkilenmektedir (Sargent ve Rodrigez, 2000:
41-42).
Bu modellere göre hükümet kaynakların yeniden dağılımını
etkileyebilmektedir. Verimli kamu harcamaları uzun vadede büyümede sürekli bir
artışa neden olup beşeri sermaye birikimi ve inovasyonla üretkenliğe katkı
sağlayabilmektedir (Kar ve Taban, 2003: 145).
Sonuç olarak iktisadi büyüme, kamu sermaye stoku artışıyla ve hükümet
harcamalarının doğru ve üretken alanlara yönlendirilmesiyle artırılabilmektedir.
4.3. Kamu Harcamaları ve Üretkenlik
Kamu sektörü politikaları, durgunluk dönemlerinde sadece büyüme için değil,
üretkenlik artışının olumsuz etkilenmemesi için de kritiktir. Ayrıca, kalkınma
aşamasında kamu, yatırım harcamalarıyla ülkelerin itici gücü olabilmektedir.
Bunların geçekleşebilmesi için kamu sektörünün harcamalarının üretken olması
gerekmektedir.
Hem Büyük Buhran’da hem de 1970’lerde petrol krizinde yaşananlar kamu
sektörünün ekonomideki rolünün önemini göstermektedir. Gelişmekte olan ülkeler
açısından kamu politikalarının uzun vadeli görüntüsü bu ülkelerde yüksek oranlarda
ve sürdürülebilir büyümenin gerçekleşmesidir, az gelişmiş ülkelerde ise yoksulluk
kısır döngüsünden çıkarak belli refah düzeylerine ulaşabilmesidir.
36
Diğer taraftan, gerektiğinden büyük kamu sektörü etkinlik kayıplarına neden
olmaktadır (Agell vd., 1996: 35). Çünkü optimalden fazla kamu sermayesinin
kullanılmasıyla ekonomiye sağlanan katkı, bunun finansmanı ile ortaya çıkan özel
sektör üzerindeki olumsuz etkileri bertaraf edemez. Kamu harcamalarının
kompozisyonu, üretken ve üretken olmayan harcamaların payları ve büyümeye
katkıları bu nedenle analiz edilmelidir.
Kamunun ekonomide ağırlığı artarsa teknik etkinliği azalmakta ve büyümeyi
olumsuz etkilemektedir. İstenen atıl bir kamu sektörü değildir.
4.3.1. Üretkenlik Çalışmalarında Kamu Sektörü Analizi
Ekonomilerin ilerleyebilmesi için bazı sektörlerin belli bir performans eşiğini
aşması gerekmektedir. Modern teknoloji yatırımlarının, ölçek ekonomilerinin
gerçekleştirilebilmesi için uzun vadede üretkenliği artırılmalıdır (Boratav, 2008:
122).
Ekonomilerde özel teşebbüs sermayesinin üretken yatırımlar
gerçekleştirmesinin mümkün veya yeterli olmadığı durumlarda kamu sermayesi ve
yatırımlarının niteliği ve büyümeye katkısı ön plana çıkmaktadır. Üretkenlik
çalışmalarında kamu sektörünün yer alması Ratner (1983) ile başlamıştır. Aschauer
(1989) ve Munnell (1990) da benzer bir yaklaşımı kullanarak kamu sektörünü
üretkenlik analizine dâhil etmiştir.
Bu çalışmalarda üretim fonksiyonuna kamu sermayesi girdi olarak eklenmiş
ve kamu sermayesinin büyüme ve üretkenlik üzerine etkisinin anlamlı olduğu
sonucuna ulaşılmıştır. Sonrasında yapılan bazı çalışmalarda ise bulunan anlamlı
37
sonuçların, ölçüm yöntemlerindeki sorunlar nedeniyle ciddiye alınmaması gerektiği
söylenmiştir. Evans ve Karras (1994) çalışması bunlardan biridir. Bu çalışmada
modelin tahmin edicilerinin tutarsız olduğu belirtilmekte, düzeltmeler sonrasında ise
hükümetin sadece eğitim harcamalarının üretken olduğu belirtilmektedir. Bu alanda
yapılan çalışmaların büyük bir çoğunluğu Amerikan ekonomisi üzerine yapılmış
çalışmalardır.
Üretkenlik açısından önemli olan kamunun uzun vadeli harcamalarıdır, yani
yatırım harcamaları ve uzun vadeli etkileri olan eğitim gibi cari harcamalardır. Bu
harcamaların potansiyel sosyal bir getirisi olmasıyla birlikte ekonomik açıdan
etkinsizliğe neden olabilmektedir. Dolayısıyla kamu harcamalarının büyümeye ne
kadar katkı sağladıkları ve üretkenlikleri ekonomi politikalarını etkilemektedir.
4.3.2.Türkiye Ekonomisi ve Kamu Sektörü
Çalışmanın ampirik analiz kısmına geçmeden önce Türkiye’de kamu
harcamaları ve yatırım harcamaları ile ilgili bazı noktalara değinilmesi
gerekmektedir. Bu nedenle bu bölümde kamu yatırım harcamalarının ve sabit
sermaye birikiminin Türkiye’deki geçmişine kısaca değinilecektir.
Türkiye ekonomisinde 1960-1980 yılları arasında ithal ikameci büyüme
stratejisi uygulanmıştır. Bu dönemde beş yıllık planlar çerçevesinde 1962-1976
döneminde ekonomide büyümenin sürükleyici gücünün kamu yatırımları ve devlet
işletmeciliği olduğu görülmektedir. Bu dönemde kamu, altyapı ve sermaye
yatırımlarıyla doğrudan üretim faaliyetinin bir parçası olmuştur.
38
1970’lerde dünya ekonomileri, serbestleşme politikaları izlemeye
başlamışlardır. Bu süreç Türkiye’ye 1980’lerde sirayet etmiştir ve bu dönemde
minimal devlet anlayışını ve ihracata dayalı büyüme stratejisini desteleyen ekonomi
politikaları izlenmiştir. 1980’li yıllarda yeni politika uygulamaları çerçevesinde
devlet imalat sanayi gibi doğrudan üretim yapan sektörlerden çekilmiş ve altyapı
hizmetlerine ağırlık vermiştir (Saygılı vd., 2008: 16). Kamu kesiminin sanayideki
payı 1963’te % 45 iken 1980’de %36 düzeyine gerilemiştir (Boratav, 2008: 134).
Grafik 4.1’de de görüldüğü üzere 1980’lerin ikinci yarısından itibaren kamunun sabit
sermaye içindeki payı da azalmaya başlamıştır.
Diğer taraftan aynı dönemde kamu harcamalarının dağılımı yatırım
harcamalarının aleyhine değişmiştir. Bunun temel nedeni ise devlet borç
ödemelerinde sürdürülebilirlik sorunlarının ortaya çıkmasıdır. Bu dönemde kamu
işletmelerinde borç sorunları nedeniyle tıkanmalar yaşanmış, kimilerinde yatırımlar
durdurulmuş, kimilerinde verimlilikte gerilemeler ve teknolojik aşınmalar
yaşanmıştır.
39
0.0
10.0
20.0
30.0
40.0
50.0
60.0
70.0
80.0
90.0
19
75
19
76
19
77
19
78
19
79
19
80
19
81
19
82
19
83
19
84
19
85
19
86
19
87
19
88
19
89
19
90
19
91
19
92
19
93
19
94
19
95
19
96
19
97
19
98
19
99
20
00
20
01
20
02
20
03
20
04
20
05
% p
ay
KAMU / TOPLAM (%) ÖZEL / TOPLAM (%)
Kaynak: T.C. Kalkınma Bakanlığı/Ekonomik ve Sosyal Göstergeler
Grafik 4.1. Kamu Kesimi ve Özel Kesimin Sabit Sermaye Yatırımlarının Toplam
Sabit Sermayeden Aldığı Payın Yıllar İçinde Değişimi.
Bu durum borçların artan faiz ödemeleri nedeniyle kamunun reel
harcamalarının toplam kamu harcamasındaki payının azalmasına neden olmuştur.
1978-1979 döneminde sanayi yatırımının toplam sermaye birikiminden aldığı pay
%29 iken, bu oran 1988’de %16’ya düşmüştür (Boratav, 2008: 162). Grafik 4.2’de
de görüldüğü üzere 1980’lerin ikinci yarısından itibaren artmaya başlayan faiz
ödemelerinin kamu kesiminden aldığı pay 2000’lerin başında zirveye ulaşmıştır. Bu,
Grafik 4.2’de de görüldüğü gibi kamu kaynaklarının giderek daha büyük kısmının
borçlar nedeniyle faiz harcamalarına ayrıldığının göstergesidir. Bununla birlikte
Grafik 4.3’te görüldüğü üzere, aynı dönemde sabit sermaye birikimi ve dolayısıyla
yatırımların payında da belli bir oranda azalma görülmektedir.
40
-8.0
-7.0
-6.0
-5.0
-4.0
-3.0
-2.0
-1.0
0.0
1975
1978
1981
1984
1987
1990
1993
1996
1999
2002
2005
2008
Kam
u Sa
bit
Serm
aye
Yatı
rım
ı/ G
SYİH
0.0
2.0
4.0
6.0
8.0
10.0
12.0
14.0
16.0
18.0
20.0
Kam
u Ke
sim
i Fai
z Ö
dem
eler
i/ G
SYİH
SABİT SERMAYE KAMU KESİMİ FAİZ ÖDEMELERİ
Kaynak: T.C. Kalkınma Bakanlığı/Ekonomik ve Sosyal Göstergeler
Grafik 4.2. Kamu Kesimi Genel Dengesinde Sabit Sermaye ve Faiz Ödemelerinin
GSYİH’dan Aldıkları Payların Yıllar İçinde Değişimi (Negatif Değerler
Fazlayı Göstermektedir).13
-9.0
-8.0
-7.0
-6.0
-5.0
-4.0
-3.0
-2.0
-1.0
0.0
1975
1978
1981
1984
1987
1990
1993
1996
1999
2002
2005
2008
Yatı
rım
lar/
GSY
İH
-8.0
-7.0
-6.0
-5.0
-4.0
-3.0
-2.0
-1.0
0.0
Kam
u Sa
biit
Ser
may
e Ya
tırı
mı/
GSY
İH
YATIRIMLAR SABİT SERMAYE
Kaynak: T.C.Kalkınma Bakanlığı/Ekonomik ve Sosyal Göstergeler
Grafik 4.3. Kamu Kesimi Genel Dengesinde Sabit Sermaye ve Yatırımların14
GSYİH’dan Aldıkları Payların Yıllar İçinde Gelişimi (Negatif Değerler
Fazlayı Göstermektedir).15
13
İlk eksen sabit sermaye yatırımlarının, ikinci eksen faiz ödemelerinin aldığı payı göstermektedir
41
1990’lı yıllarda ekonomide etkin devlet anlayışı geri dönmüştür. Ancak
önceki dönemden gelen devletin borç sürdürme sorunu bu dönemde daha şiddetli
hale gelmiştir ve kamu harcamalarında kesintiye gidilmiştir. Bu nedenle yine kamu
harcamalarında yatırım harcamalarının payı azalmış, faiz ödemelerinin payı artmıştır.
Dolayısıyla kamu kesiminin sermaye birikimine katkısı da sınırlı kalmıştır. Grafik
4.2 incelendiğinde kamu kesimi faiz ödemelerinin toplam kamu harcamalarından
aldığı pay 1990’ların sonunda %18 ‘i geçmiş ve zirve yapmıştır. Bununla birlikte
aynı dönem sabit sermayenin ve yatırımlarım payında da düşüş gözlemlenmiştir.
2000-2001 krizleri ve sonrasındaki Türkiye ekonomisi kendini kolay
toparlayamamış ve 1990’lı yıllardaki kadar olmasa da sermaye birikimi sınırlı kalmış
ve reel harcamalarda da aşınmalar olmuştur (Boratav, 2008: 189-191). Yine de 21.
yüzyılda artık devlet, sermaye birikim sürecini destekleyecek kurumsallaşmalar
gerçekleştirilebilmiştir. 2002 yılı ve sonrasında gerçekleştirilen yıllık yatırım
programlarının hazırlanması ve kamu yatırım harcamalarının rasyonelleştirilmesine
için hazırlanan Acil Eylem Planı’na yönelik Bakanlar Kurulu ve Yüksek Planlama
Kurulu Kararları bun alanda gerçekleştirilen önemli gelişmelerdir.
4.3.3. GSYİH ve Kamu Sermaye Stoku İlişkisi
Kamu sektörü yatırımları neoliberal politikalarla birlikte doğrudan üretim
yapan sektörlerden çekilmiştir. Kamu sabit sermaye yatırımlarının dolayısıyla kamu
sermaye stokunun azaldığı sektörlerde uzun vadede büyümenin olumsuz
14
Yatırımlar = Sabit Sermaye+Stok Değişimleri 15
İlk eksen yatırımların, ikinci eksen sabit sermaye yatırımlarının aldığı payı göstermektedir
42
etkilendiğini söyleyebiliriz, ancak bu tek faktör olmamakla birlikte analiz
sonuçlarında da gösterildiği üzere kamu sektörünün katkısı anlamlı olmayabilir.
Tablo 4.1’de 1990-1996 (1. dönem), 1997-2003 (2. dönem), 2004-2010 (3.
dönem) alt dönemleri itibariyle GSYİH ve kamu sermaye stoku ortalama büyüme
oranlarına yer verilmiştir. Bu tablo ve değişkenlerin 1988-2010 dönemine ait sektörel
grafikleri incelendiğinde, analiz sonuçlarını desteklediği görülmektedir.
Tablo 4.1. Sektörler İtibariyle GSYİH Ve Kamu Sermaye Stoku Büyümesi16
Sektörler Madencilik İmalat
gdpmad govmad gdpima Govima
1990-1996 -0.10 -15.06 5.79 -13.04
1997-2003 -0.64 0.20 2.59 10.06
2004-2010 4.16 14.55 5.72 8.38
Sektörler Enerji İnşaat
gdpene gdpins gdpins Govins
1990-1996 8.07 -16.48 1.90 -8.50
1997-2003 2.80 21.85 1.68 7.38
2004-2010 6.32 10.35 5.79 22.20
Sektörler Ulaştırma
gdputh Govuth
1990-1996 5.96 -5.83
1997-2003 6.37 14.35
2004-2010 5.86 17.17
16
Gdpmad, gdpima, gdpene, gdpins, gdputh sırasıyla madencilik, imalat, enerji, inşaat ve ulaştırma
sektörleri için sektörel reel GSYİH’yı temsil eder.
43
0
1,000
2,000
3,000
4,000
5,000
6,000
7,000
8,000
9,000
1988
1990
1992
1994
1996
1998
2000
2002
2004
2006
2008
2010
gdpmad/labmad
0
200
400
600
800
1,000
1,200
1,400
1,600
1,800
govmad/labmad
gdpmad/labmad govmad/labmad
Kaynak: T.C. Kalkınma Bakanlığı/Ekonomik ve Sosyal Göstergeler
Grafik 4.4. Madencilik Sektörü: Çalışan Başına Sektörel GSYİH Ve Kamu Sermaye
Stoku (Reel Değerlerle)17
Tablo 4.1’i incelediğimizde madencilik sektöründe ilk dönem kamu sermaye
stokunda %15.06 küçülme gerçekleşmiş ve sonraki alt dönemde sektörde daralma
gözlemlenmiştir. Birinci dönemden ikinci döneme gerçekleşen kamu sermaye
birikimi artışı üçüncü dönemde sektörel büyümeyi pozitif etkilemiş gözükmektedir.
Ancak Grafik 4.4 incelendiğinde, sektörde özellikle 2000 ve sonrasında kamu
sermaye stokundaki artışın sektör çıktısındaki artıştan daha fazla gerçekleştiği
görülmektedir.
17
Grafik 5.8 - 5.14 : ilk eksen GSYİH ve toplam sermaye stoku, ikinci eksen kamu sermaye stoku
değerlerini (Bin TL) göstermektedir.
44
0
1,000
2,000
3,000
4,000
5,000
6,000
7,000
1988
1990
1992
1994
1996
1998
2000
2002
2004
2006
2008
2010
gdpima/labima
0
50
100
150
200
250
300
350
govima/labima
gdpima/labima govima/labima
Kaynak: T.C.Kalkınma Bakanlığı/Ekonomik ve Sosyal Göstergeler
Grafik 4.5. İmalat Sektörü: Çalışan Başına Sektörel GSYİH Ve Kamu Sermaye
Stoku (Reel Değerlerle)
İmalat sektöründe ilk dönem kamu sermaye stokunda %13.04 seviyesinde
küçülme gerçekleşmiş, bununla birlikte birinci dönem %5.79 olan sektör büyüme
oranı izleyen alt dönemde %2.59’a düşmüştür. Yine madencilik sektöründe de
olduğu gibi ikinci dönem kamu sermaye stoku büyümesi önceki döneme göre artmış,
%10.06 seviyesinde gerçekleşmiş, bununla beraber üçüncü dönem büyümesi de
artarak %5.72 olarak gerçekleşmiştir. Ancak bu sektörde de özellikle 2000 yılı ve
sonrasında yaşanan kamu sermaye stoku artışının sektör çıktısına katkısının sınırlı
olduğunu Grafik 4.5’te görebiliriz.
45
0
5,000
10,000
15,000
20,000
25,000
30,000
35,000
40,000
1988
1990
1992
1994
1996
1998
2000
2002
2004
2006
2008
2010
gdpene/labene
0
5,000
10,000
15,000
20,000
25,000
30,000
35,000
40,000
45,000
50,000
govene/labene
gdpene/labene govene/labene
Kaynak: T.C. Kalkınma Bakanlığı/Ekonomik ve Sosyal Göstergeler
Grafik 4.6. Enerji Sektörü: Çalışan Başına Sektörel GSYİH Ve Kamu Sermaye
Stoku (Reel Değerlerle)
Enerji sektöründe ilk dönem kamu sermaye stoku büyümesi %16.48 daralmış,
ikinci dönemde de enerji sektöründe daralma gerçekleşmiş, büyüme %8.07’den
%2.8’e gerilemiştir. 2. dönemde yine aynı sektörde sermaye birikimi büyümesi
%21.85 olarak gerçekleşirken 3. dönemde enerji sektörü büyümesi artış göstermiş ve
%6.32 olarak gerçekleşmiştir. Grafik 4.6’da da görüldüğü üzere sektörün kamu
sermaye stokunun, özellikle 2003 ve sonrasında sektör çıktısına katkısı olduğu
söylenebilir. Nitekim regresyon sonuçları da enerji sektörü için bunu destekler
niteliktedir.
46
0
1,000
2,000
3,000
4,000
5,000
6,000
1988
1990
1992
1994
1996
1998
2000
2002
2004
2006
2008
2010
gdpins/labins
0
50
100
150
200
250
300
350
govins/labins
gdpins/labins govins/labins
Kaynak: T.C.Kalkınma Bakanlığı/Ekonomik ve Sosyal Göstergeler
Grafik 4.7. İnşaat Sektörü: Çalışan Başına Sektörel GSYİH Ve Kamu Sermaye
Stoku (Reel Değerlerle)
İnşaat sektöründe birinci alt dönemde, %8.50 daralma gözüken sektör birinci
dönemden ikinci döneme geçildiğinde büyüme oranını %1.9’dan %1.68 düşmüştür.
İkinci dönem %7.38 seviyesine çıkan kamu sermaye stoku büyümesi sektör
büyümesini de olumlu etkilemiş, büyüme %5.79 seviyesinde gerçekleşmiştir. Her ne
kadar dönemler itibariyle baktığımızda kamu sermaye stoku-çıktı ilişkisi var gibi
gözükse de grafik ve analiz sonuçları bu durumu desteklememektedir. Grafik 4.7’den
de görülebileceği üzere bu sektörde de madencilik ve imalat sektörlerinde olduğu
gibi, çıktı artışı ve kamu sermaye stoku artışı arasında bir paralellik
gözükmemektedir.
47
0
2,000
4,000
6,000
8,000
10,000
12,000
14,000
16,000
18,000
1988
1990
1992
1994
1996
1998
2000
2002
2004
2006
2008
2010
gdputh/labuth
0
1,000
2,000
3,000
4,000
5,000
6,000
7,000
8,000
govuth/labuth
gdputh/labuth govuth/labuth
Kaynak: T.C. Kalkınma Bakanlığı/Ekonomik ve Sosyal Göstergeler
Grafik 4.8. Ulaştırma Sektörü: Çalışan Başına Sektörel GSYİH Ve Kamu Sermaye
Stoku (Reel Değerlerle)
Ulaştırma sektöründe 1994-1996 dönemlerinde kamu sermaye birikiminin
sırasıyla %15.62, %14.32 ve %20.2 oranlarında daralmasıyla ilk alt dönem ortalama
kamu sermaye stoku büyümesini aşağıya çekmiştir. Buna rağmen ikinci dönem
büyümesine etkisi negatif olmamıştır. 1990’larda, kamu sermayesi kamu faiz
ödemelerinden olumsuz etkilense de ulaştırma sektörünün toplam kamu
yatırımlarından aldığı pay oldukça yüksek olması bu durumu etkilemiştir. Grafik
4.8’de görüldüğü üzere sonraki dönemde kamu sermaye stoku büyümesinde ciddi
oranda artış olsa da, sektör üretkenliğine katkı sağlayamamıştır. Tahmin sonuçlarına
göre bu sektördeki kamu sermaye stokunun üretkenliğinin katkısı negatiftir.
Madencilik, imalat ve inşaat sektörlerindeki kamu sermaye stoku
büyümesinin katsayısı regresyon sonucunda anlamsız çıkmıştır. Bu çalışmada elde
edilen sonuçlar açısından enerji ve ulaştırma sektörlerinin üretkenliğe katkısı vardır.
48
Grafiklerden de anlaşılacağı üzere incelen beş sektörde de kamu sermaye
stoku 2002 yılı veya sonrasında ivme kazanmıştır. Madencilik, imalat ve inşaat
sektörleri incelendiğinde sektörel GSYİH seviyelerinin sermaye birikimleri kadar
artmadığı gözlemlenmektedir. Bununla beraber enerji sektöründe, kamu sermaye
stoku artışının sektördeki milli gelir artışına katkı sağladığı gözlemlenmektedir. Bu
da kamu birikiminin üretken olduğunu anlamına gelmektedir. Bununla ilgili veriler
ek tablo 14’te yer almaktadır.
Sonraki bölümde yapılacak üretkenlik analizi ile kamu harcamalarının,
özellikle kamu sermaye birikimi çerçevesinde, gayri safi yurtiçi hasılaya yani
üretime ve toplam faktör üretkenliğine katkıları incelenecektir.
5. TÜRKİYE EKONOMİSİ KAMU SERMAYESİ VE ÜRETKENLİK
İLİŞKİSİ: 1988-2010 DÖNEMİ ANALİZİ
5.1. Yöntem
Üretkenlikle ilgili yapılan ampirik çalışmaların çoğunda Cobb-Douglas
üretim fonksiyonu kullanılmıştır. Literatür çalışmalarında varsayımları nedeniyle
eleştirilen bu fonksiyonel form, üretkenlik ölçümlerinde avantajlı olabilmektedir.
Varsayımlar ve fonksiyonel form yapılan araştırmanın konusuna göre
esnetilebilmektedir (Bhanumurthy, 2002: 75).
Bu çalışmada da kamu sermayesinin sektörel bazda üretkenliği incelenirken
Cobb-Douglas üretim fonksiyonu kullanılacaktır. Cobb-Douglas fonksiyonel
formuna, çalışmanın konusu itibariyle kamu sermaye stoku da bir girdi olarak
eklenmiş ve modeldeki girdi sayısı artırılmıştır. Bu formla, üretim kaynakları olarak
belirlenen değişkenlerin TFÜ’ye katkısı uygun bir şekilde ölçülmesi beklenmektedir.
tststststststssts GLKY loglogloglog 3210
18 (5.1)
5.1’de gösterilen fonksiyonda Y gayri safi milli hasıla, K toplam sabit
sermaye stoku, G kamu sermaye stoku, L on beş yaş ve üzeri istihdamdır. Değerler
reel olarak, 1998 yılı fiyatlarıyla kullanılmaktadır; s sektörleri, t ise zamanı temsil
etmektedir.
18
Ölçeğe göre sabit getiri varsayımımızdan dolayı 1321 tststs ‘dir.
Bu çalışmada TFÜ, 1988-2010 dönemi için madencilik, imalat, enerji, inşaat
ve ulaştırma olmak üzere Türkiye verileriyle 5 sektör üzerine çalışılmıştır. TÜİK
tarafından düzenlenen ve T.C. Kalkınma Bakanlığı’nın sitesinde yer alan seriler
kullanılmıştır. Verilerle ilgili tablolara ekte yer verilmektedir.
Tahmin için doğrusal bir tahmin yöntemi olan Seeminly Unrelated
Regression (SUR) modeli kullanılmıştır. Literatürde de farklı ekonometrik yöntemler
kullanılmıştır, EKK tahmin yöntemi en sık tercih edilen yöntemdir. Bu çalışmada
EKK ile tek tek modellerin tahmini yerine SUR modelinin kullanılmasının nedeni
daha etkin sonuçlar elde edebilmektir. Çünkü hata terimleri zaman içinde bağımsız
ancak veri dönemde hata terimleri kendi aralarında ilişkili olabilmektedir. 19
SUR
modelinde bağımsız değişkenlerin birbiriyle ilişkisi hata terimleri üzerinden olduğu
için dolaylıdır. Yani hata terimleri ilişkiliyse denklemler de ilişkilidir. Veri bir
dönemde gerçekleşebilecek bir şok bu sektörleri eş zamanlı etkileyebilmektedir.
Mesela, daha sonra da üzerinde durulacak olan Grafik 5.1-5.5 incelendiğinde beş
sektörde (madencilik, imalat, enerji, inşaat, ulaştırma) çalışan başına düşen kamu
sermaye stoku 1990’ların sonlarına doğru gerileme göstermiştir. Bunun temel
nedenlerinden biri, o dönem için istikrarsız makro ekonomik koşullara sahip olan ve
kötüye gidiş sergileyen Türkiye ekonomisinde kamu sektörü sermaye stoku
azalmıştır. Bu dönemlerde azalmaktadır. geçen sektörler şoklardan ve dolaylı olarak
da birbirlerini etkilenmişlerdir. Bu kısıt nedeniyle SUR tahmin yöntemi tercih
edilmiştir.
Zellner (1962) tarafından geliştirilen bu yöntem bu çalışma için şöyle ifade
edilebilir:
19
0)( kttE t ve jsE sjtjts )( için.
51
stsstst xy ' 20 , s = 1,……,5 ve t = 1988,….., 2010 (5.2)
1*
1
1*
1
*
2
1
1*
1
.
.
.
.
..0
....
0.0
0.0
.
.
sst
t
ssssst
t
t
sst
t
x
x
x
y
y
(5.3)
Bu modele göre gözlem sayısı (t) 23 yıldır (1988-2010 dönemi), denklem
sayısı incelenen sektör sayısına (s) eşit ve 5 sektördür.
Modele göre tahmin edilecek denklemlerimizi yazarsak;
tmadtmad
tmadtmadmadt
GOVMAD
LABMADCAPMADGDPMAD
)log(
)log()log()log(
3
210 (5.4)
timatima
timatimaimat
GOVIMA
LABIMACAPIMAGDPIMA
)log(
)log()log()log(
3
210 (5.5)
tenetene
teneteneenet
GOVENE
LABENECAPENEGDPENE
)log(
)log()log()log(
3
210 (5.6)
20
X değişkeni için dışsallık varsayımı yapılır.
Hata terimi normal dağılıma sahip olup hata teriminin ortalaması sıfır ve varyansı sabittir.
[ ),0( 2IN ]
52
tinstins
tinstinsinst
GOVINS
LABINSCAPINSGDPINS
)log(
)log()log()log(
3
210 (5.7)
tuthtuth
tuthtuthutht
GOVUTH
LABUTHCAPUTHGDPUTH
)log(
)log()log()log(
3
210 (5.8)
Seçilen beş sektör içinde açıklanan değişken olarak sektörel reel GSYİH;
açıklayıcı değişken olarak reel toplam sermaye stoku, istihdam ve reel kamu sermaye
stoku kullanılmıştır. Daha önce belirtildiği gibi denklemler sistem olarak tahmin
edilmektedir. Çünkü bu eşitliklerde açıklanan değişkenler doğrudan değil ama hata
terimleri dolayısıyla dolaylı bir şekilde ilişkili olma durumu söz konusudur.
5.2. Değişkenler ve Veriler Seti
Bu çalışmada veriler, TÜİK tarafından derlenen ve T.C. Kalkınma
Bakanlığı’nın yayınladığı 1950-2010 Ekonomik ve Sosyal Göstergeler veri setleri
kullanılarak oluşturulmuştur. 21
Değişkenlerden sermaye birikimi ve teknoloji girdisinin katkısı önemlidir,
çünkü büyüme trendinin sürdürülebilirliği belli bir aşamaya kadar sermaye
birikimiyle ve sonrasında teknolojik gelişim ile sağlanmaktadır. Burada teknolojiden
kastedilen kaynakların daha üretken kullanımı sağlayacak olan teknik donanımlardır.
21
Verilere ek tablo listesinde yer verilmiştir.
53
Sermaye stoku serisini elde edilmesi oldukça sorunludur. Genelde
çalışmalarda kullanılan yöntem, yıpranma oranını ve sabit sermaye yatırımlarını
içeren fark denklemi yöntemidir. Bu çalışmada da aynı yöntem kullanılarak ilgili seri
elde edilmiştir. (Ek Tablo 7- 10)
11)1( ttt IKK (5.9)
n/1 (5.10)
Başlangıç sermaye stoku, 1963 yılı sabit sermaye yatırımı olarak alınmıştır.
Yıpranma oranları( ) için OECD ülkeleri için hesaplanan ortalama kullanım
oranlarıdır ve kullanım süresi (n) kullanılarak hesaplanır. Madencilik 23 yıl, imalat
26 yıl, enerji 31 yıl, ulaştırma 25 yıl, konut 62 yıl olarak kullanılmıştır. Sermaye
stoku, toplam ve kamu sermaye stoku olarak ayrı ayrı hesaplanmıştır.
Kullanılan verilerden toplam ve kamu sermaye stokunun zaman içinde
değişimi ve sabit sermaye yatırımları önemli olduğundan ayrı alt bölüm olarak
incelenecektir.
5.3. Kamu ve Toplam Sermaye Stoku
Gelişmekte olan ülkelerde sermaye birikimi ülkelerin belli bir büyüme
ivmesini yakalaması ve bunu devam ettirebilmesi açısından önemlidir. Ancak bu
birikim yeni ekonomilerde özel sektör tarafından yeterince
54
gerçekleştirilememektedir. Bu durumda kamu, üretim sürecine, yaptığı sermaye
birikimi ve yatırım aracılığıyla dahil olmaktadır.
Türkiye’nin ithal ikameci politikalar uyguladığı 1980 öncesi dönemde, üretim
sürecinde kamu müdahalesiyle sermaye birikimi süreci hızlandırılmaya çalışılmıştır.
1980 sonrasında liberal politikalar nedeniyle, daha önce de belirtildiği gibi, kamu
sektörü yatırımları ulaştırma, altyapı yatırımları gibi hizmetler sektörü üzerinde
yoğunlaşmıştır. Aşağıdaki grafiklerde sektörler itibariyle reel toplam ve kamu
sermaye stokunun 1988-2010 yılları arasında nasıl bir seyir izlediği görülebilir.
Grafikler de incelendiğinde sanayi madencilik, imalat ve enerji sektörlerinde
kamu sermaye stokunun 1980’lerin ikinci yarısından 2000’lerin başına kadar ciddi
bir azalma sergilediğini görebiliriz.22
Madencilik ve imalat sektörlerinde kamu
sermaye birikimi hiçbir zaman 1988 yılı değerine ulaşamamıştır.
22
Tablo değerleri ekte yer almaktadır.
55
0
1000
2000
3000
4000
5000
6000
7000
8000
9000
1988
1989
1990
1991
1992
1993
1994
1995
1996
1997
1998
1999
2000
2001
2002
2003
2004
2005
2006
2007
2008
2009
2010
capm
ad/l
abm
ad
0
200
400
600
800
1000
1200
1400
1600
1800
govm
ad/l
abm
ad
capmad/labmad govmad/labmad
Kaynak: T.C. Kalkınma Bakanlığı/Ekonomik ve Sosyal Göstergeler
Grafik 5.1. Madencilik Sektöründe Çalışan Başına Toplam ve Kamu Sermaye Stoku
(1998 yılı fiyatlarıyla, Bin TL)23
0
2000
4000
6000
8000
10000
12000
14000
1988
1989
1990
1991
1992
1993
1994
1995
1996
1997
1998
1999
2000
2001
2002
2003
2004
2005
2006
2007
2008
2009
2010
capi
ma/
labi
ma
0
50
100
150
200
250
300
350
govi
ma/
labi
ma
capima/labima govima/labima
Kaynak: T.C. Kalkınma Bakanlığı/Ekonomik ve Sosyal Göstergeler
Grafik 5.2. Imalat Sektöründe Çalışan Başına Toplam ve Kamu Sermaye Stoku
(1998 yılı fiyatlarıyla, Bin TL).24
23
CAPMAD, GOVMAD, LABMAD sırasıyla madencilik sektörü için sermaye stoku, kamu sermaye
stoku ve işgücünü temsil etmektedir.
56
Enerji sektöründe kamu sermaye stoku ise 2003 yılında 1988 yılı seviyesine
yakın seviyeye gelmiştir. Diğer taraftan inşaat sektöründe de kamu sermaye stokunda
benzer dönemde düşüş görülmektedir ancak bu sanayi sektörü ve alt sektörleri kadar
yüksek seviyelerde gerçekleşmemiştir.
0
2000
4000
6000
8000
10000
12000
14000
16000
18000
20000
1988
1990
1992
1994
1996
1998
2000
2002
2004
2006
2008
2010
cape
ne/l
aben
e
0
5000
10000
15000
20000
25000
30000
35000
40000
45000
50000
gove
ne/l
aben
e
capene/labene govene/labene
Kaynak: T.C. Kalkınma Bakanlığı/Ekonomik ve Sosyal Göstergeler
Grafik 5.3. Enerji Sektöründe Çalışan Başına Toplam ve Kamu Sermaye Stoku
(1998 yılı fiyatlarıyla, Bin TL)25
24
CAPIMA, GOVIMA, LABIMA sırasıyla imalat sektörü için sermaye stoku, kamu
sermaye stoku ve işgücünü temsil etmektedir. 25
CAPENE, GOVENE, LABENE sırasıyla enerji sektörü için sermaye stoku, kamu sermaye stoku ve
işgücünü temsil etmektedir.
57
0
2000
4000
6000
8000
10000
12000
14000
16000
1988
1989
1990
1991
1992
1993
1994
1995
1996
1997
1998
1999
2000
2001
2002
2003
2004
2005
2006
2007
2008
2009
2010
capi
ns/l
abin
s
0
50
100
150
200
250
300
350
govi
ns/l
abin
s
capins/labins govins/labins
Kaynak: T.C. Kalkınma Bakanlığı/Ekonomik ve Sosyal Göstergeler
Grafik 5.4. İnşaat Sektöründe Çalışan Başına Toplam ve Kamu Sermaye Stoku
(1998 yılı fiyatlarıyla, Bin TL)26
Ulaştırma sektörleri incelendiğinde 2000 öncesinde kamu sermaye stokunda
belli bir seviyeyi korumuştur. Grafik 5.1-5.5 incelendiğinde hizmetler sektörünün
parçası olan ulaştırma ve inşaat sektörlerindeki kamu sermaye birikimi, sanayi
sektörünün parçası olan madencilik, imalat ve enerji sektörlerindeki kamu sermaye
birikimine kıyasla daha istikrarlı bir süreç izlemiştir. Bunun önemli bir nedeni, daha
önce de belirtildiği üzere özel sektörün sanayide payının artmasına yönelik
politikalar çerçevesinde kamu sermayesinin sanayi sektörlerinden çekilip altyapı,
ulaştırma gibi hizmetler sektörüne kaymasıdır.
26
CAPINS, GOVINS, LABINS sırasıyla inşaat sektörü için sektörü sermaye stoku, kamu sermaye
stoku ve işgücünü temsil etmektedir.
58
0
5000
10000
15000
20000
25000
30000
1988
1990
1992
1994
1996
1998
2000
2002
2004
2006
2008
2010
caputh/labuth
0
1000
2000
3000
4000
5000
6000
7000
8000
govuth/labuth
caputh/labuth govuth/labuth
Kaynak: T.C. Kalkınma Bakanlığı/Ekonomik ve Sosyal Göstergeler
Grafik 5.5. Ulaştırma Sektöründe Çalışan Başına Toplam ve Kamu Sermaye Stoku
(1998 yılı fiyatlarıyla, Bin TL)27
5.4. Tahmin Sonuçları
Dördüncü bölümün birinci kısmında tanımlanan Denklem 5.4 - 5.8 SUR
modeliyle tahmin edilmiştir.28
Denklemlerden farklı olarak tahmin ederken tüm
değişkenler çalışan başına ifade edilmiştir. Elde edilen sonuçlar tablo 5.1’de
gösterilmiştir.
Tablo 5.1’de yer alan tahmin sonuçlarına göre enerji ve inşaat sektörleri
dışında kalan sektörlerde çalışan başına kamu sermaye stokundaki bir artış toplam
faktör üretkenliğini negatif etkilemektedir. Enerji sektöründe kamu sermaye
stokundaki %1’lik artış üretkenliği %0.47 artırmaktadır. Ulaştırma ve madencilik
sektörleri toplam faktör üretkenliği en düşük olan sektörlerdir. Bununla birlikte
27
CAPUTH, GOVUTH, LABUTH sırasıyla ulaştırma sektörü için sermaye stoku, kamu sermaye
stoku ve işgücünü temsil etmektedir. 28
Tahmin için Eviews paket programı kullanılmıştır.
59
inşaat sektörü pozitif etkiliyor gözükse de katsayı %5 anlamlılık düzeyinde anlamlı
değildir.
Tablo 5.1. Sektörler Bazında Kamu Sermaye Stoku Üretkenliği
Sektörler
Değişkenler Madencilik İmalat Enerji İnşaat Ulaştırma
Bağımlı Değişken log(Y/L) Katsayılar 1
Sabit 6.70* (0.47)
7.62* (0.105)
5.78* (0.398)
4.54* (0.54)
6.28* (0.23)
log(K/L) 0.50* (0.04)
0.157* (0.012)
-0.057 (0.08)
0.40* (0.08)
0.62* (0.05)
log(G/L) -0.32* (0.07)
-0.08* (0.019)
0.47* (0.07)
0.025 (0.056)
-0.33* (0.07)
R 2 0.82 0.86 0.82 0.76 0.94
DW 1.329 2.09 1.317 0.774 1.028 1 *Değerler %1 seviyesinde anlamlıdır. Parantez içindeki değerler katsayı tahminlerinin standart
hatalarını göstermektedir.
Tahmin sonuçlarının daha iyi değerlendirilebilmesi açısından tahmin
sonuçlarına ilişkin ilgili testler ve sektörel bazda GSYİH, toplam sermaye stoku ve
kamu sermaye stoku ilişkileri alt bölümler olarak incelenecektir.
5.5. Tahmin Sonuçları ve Modele İlişkin Testler
5.5.1. Serilerin Durağanlığı ve Basit Birim Kök Teorisi
Zaman serilerinde yapılan analizlerde sonuçların anlamlı olabilmesi için
serilerin durağan (stationary) olması gerekmektedir. Durağan olmayan seriler trend
içermektedir ve regresyon sonuçları da olumsuz etkilenmektedir ve sahte regresyon
gibi sonuçlar ortaya çıkmaktadır.
60
Zaman serileriyle çalışılırken durağan olmayan serilerin durağanlaştırılması
gerekmektedir. Öncelikle serilerdeki durağanlık problemi birim kök testi ile
sınanmalıdır. Bu çalışmada birim kök sorunu için genişletilmiş (augmented) Dickey
Fuller (ADF) testi kullanılmıştır. Test yapılırken SIC (Schwarz Info Criterion)
kullanılmış, serilerin fark denklemleri, serilerin özelliklerinden dolayı sabitli ve
trendli tahmin edilmiştir.29
Serilere ilişkin durağanlık incelenirken aşağıdaki rassal yürüyüş modeli EKK
ile tahmin edilir.
ttt YY 1 (5.11)
Eşitlik 5.13’teki hata terimi stokastik hata terimidir ve bu eşitlik Y
değişkeninin değerinin zamana bağlı olarak değiştiğini göstermektedir. Bu modelde
1:0H (birim kök var) ve alternatif hipotez 1:1H (birim kök yok)
incelenmiştir. Yapılan ADF testi ile bu seviyede tüm değişkenlerin birim köke sahip
olduğu gözlemlenmiştir. Buna ilişkin test sonuçları ekte yer almaktadır.
Düzeyde durağan olmayan serilerin durağan hale getirilmesi için seriler
birinci farkları alınarak testler tekrar edilir. Serilerin birinci farkları alındığında
durağan olmaktadırlar. İlgili tablolar ekte yer almaktadır. 30
Eşitlik 5.11 birinci fark olarak yazılırsa;
tttt YYY 11 )1( (5.12)
29
govene serisi sabitsiz trendsiz tahmin edildiğinde 1. farkı durağan hale gelmektedir. Test yapılırken
Maksimum üç gecikme alınmıştır. 30
Bkz. Ek Tablo 16.
61
Çalışmanın serileri için kullanılan birinci fark denklemleri 5.13’deki model
formunda tahmin edilmiştir.
tptpttt YYYtcY ...111 (5.13)
c sabit, t trend değişkeni, ptpt YY ...11 ise AR(p) sürecini
temsil etmektedir. katsayısı 5.12 ‘teki 1tY ’in katsayısı olan ( 1) değerine
eşittir. Bu durumda test edilen hipotezler:
0)1(:0:
0)1(:0:
11
00
HveyaH
HveyaH (5.14)
Kullanılan serilerin tümü birinci farkları alındığında seriler durağan hale
gelmiştir ve 5.16’daki boş hipotezler reddedilmiştir.
Modelimiz farkı alındığında durağanlaştığından Tablo 5.1’de elde edilen
tahmin sonuçları bizim modelimiz açısından artık geçerli olmayacaktır. Denklem
sistemi birinci farkları alınarak tekrar SUR modeli ile tahmin edilmiştir. Kullanılan
fark denklemi sistemi aşağıda belirtilmiştir. Bu denklemlerdeki değişkenler
logaritmik büyüme oranları olarak çalışan başına ifade edilmiştir.
tmadtmad
tmadmadt
GOVMAD
LABMADCAPMADLABMADGDPMAD
)log(
)/log()/log(
2
10 (5.15)
timatima
imaimat
LABIMAGOVIMA
LABIMACAPIMALABIMAGDPIMA
)/log(
)/log()/log(
2
10 (5.16)
62
tenetene
teneenet
LABENEGOVENE
LABENECAPENELABENEGDPENE
)/log(
)/log()/log(
2
10 (5.17)
tinstins
tinsinst
LABINSGOVINS
LABINSCAPINSLABINSGDPINS
)/log(
)/log()/log(
2
10 (5.18)
tuthtuth
tuthutht
LABUTHGOVUTH
LABUTHCAPUTHLABUTHGDPUTH
)/log(
)/log()/log(
2
10 (5.19)
Tahmin edilen model sonuçları ise Tablo 5.2’de yer almaktadır. Bu tablodaki
sonuçlara göre seçilen beş sektörden, enerji ve ulaştırma sektöründe çalışan başına
kamu sermaye birikiminin toplam faktör üretkenliğine katkısı anlamlıdır. Bununla
birlikte enerji sektörünün TFÜ’ye katkısı pozitif, ulaştırma sektörünün TFÜ’ye
katkısı ise negatiftir. Diğer sektöründeki kamu sermaye birikiminin katkıları ise
anlamlı değildir.
Tablo 5.2. Sektörler Bazında Kamu Sermaye Stoku Üretkenliği (1. Fark Değerleri) 1
Sektörler
Değişkenler Madencilik İmalat Enerji İnşaat Ulaştırma
Bağımlı Değişken
∆log(Y/L)
Katsayılar 2
Sabit 0.0356
(0.039)
0.0026
(0.029)
0.0412***
(0.024)
-0.0047
(0.025)
0.0384**
(0.019)
∆log(K/L) 0.4953**
(0.19)
0.2879*
(0.097)
-0.0634
(0.125)
0.1770
(0.168)
-0.0062
(0.103)
∆log(G/L) -0.0191
(0.177)
-0.0096
(0.067)
0.9583*
(0.126)
0.1277
(0.135)
-0.2446**
(0.103)
D20023
-0.0899***
(0.05)
-0.0415
(0.046)
-0.0778**
(0.037)
0.0004
(0.046)
0.0901
(0.029)
Regresyon
Standart Hatası
0.1219
0.1006
0.0935
0.0926
0.0687 1 * %1, ** %5, *** %10 anlamlılık seviyesini temsil etmektedir. Parantez içindeki değerler katsayı tahminlerinin
standart hatalarını göstermektedir. 2Bu denklemler 1. sıra içsel bağıntı için test edilmiş ve sonrasında Cochrane or Cutt yöntemi ile düzeltilmiştir. 3 Kukla değişken 2002 yılından öncesinde sıfır değerini almaktadır.
63
5.5.2. Sistem Tahmininin Gerekliliği
Bu çalışmada incelenen toplam faktör üretkenliği- kamu sermaye stoku
ilişkisini sektörler bazında değil de sistem olarak tahmin etmenin anlamlı olup
olmadığı sorusu da kullanılan yönteminin daha etkin olduğunun gösterilmesi için
önemlidir. Bunun için likelihood ratio (LR) testi ile sektörlerin birbiriyle ilişkili
olmadığı kısıtı altında sistem tahmininin gerekli olup olmadığı için kullanılabilir.
LR testi için kısıtlı ve kısıtsız iki model tahmin edilir ve bu değerler
karşılaştırılır. Tablo 5.2 de sistem tahmininin kovaryans matrisi determinantı ( ln )
ve tek tek her modelin varyansı kullanılarak ( 2ln ms ) LR testi yapılacaktır. Test edilen
boş hipotez kısıtın geçerli olması durumudur.
lnln 2
mLR sT , m:1,…5(sektörler), T:1,….,22(yıllar) (5.24)
2
jLR X , j: serbestlik derecesi= 2
)1(mm (5.25)
Kısıtsız model (UI ) ve kısıtlı model ( RI )
.
...
.....
.....
..
..
1
22221
11211
mmm
m
m
UI ve
mm
RI
..00
.....
.....
0..0
0..0
22
11
64
Bu çalışmada LR testi için gerekli olan değerler tablo 5.3’te verilmiştir. Bu
değerlerle hesaplanan test istatistik değeri 54.66’dır. Ki kare tablo değeri, serbestlik
derecesi 10 ve anlamlılık düzeyi %5 iken 18.31’dir. Hesaplanan değer tablo
değerinden büyük olduğundan boş hipotez reddedilir. Yani, kısıt geçerli
olmadığından sistem tahminine ihtiyaç vardır. Bu durumda kullanılan sistem tahmin
yöntemi olan SUR modeli bize EKK’ dan daha etkin sonuçlar vermiştir.
Tablo 5.3. Modellerin Standart Hataları Ve Sistem Tahmininin Var.Cav. Matris
Determinantı
Modelin
Standart
Hatası
Model
Varyansı
Madencilik 0.1219 0.014864
İmalat 0.1006 0.010124
Enerji 0.0935 0.008754
İnşaat 0.0926 0.008590
Ulaştırma 0.0687 0.004725
Sistem Tahmininin Varyans-Kovaryans Matris Determinantı31
3.96E-12
31
3.96E-120=.00000000000396
6. SONUÇ
Bu çalışmanın amacı, kamu sektörünün sermaye birikiminin toplam faktör
üretkenliğine ve dolayısıyla büyümeye katkısının araştırılmasıdır. Bu etki
madencilik, imalat, enerji, inşaat ve ulaştırma olmak üzere beş sektörün üretim
fonksiyonları üzerinden incelenmiştir.
Analizde ölçeğe göre sabit getiri varsayımıyla Cobb Douglas üretim
fonksiyonu kullanılmıştır. Kamu sermaye stoku üretim fonksiyonuna üçüncü bir
girdi olarak dahil edilmiştir. Analizde kullanılan veri seti sektörel bazda ve reel
değerlerle GSYİH, toplam sermaye stoku, kamu sermaye stoku ve istihdamı
içermektedir. Kullanılan veri seti TÜİK’e ait, T.C. Kalkınma Bakanlığı tarafından
düzenlenmiş serilerden oluşturulmuştur. Çalışmada kullanılan değişkenler, kamu
harcamalarının üretkenliğine ilişkin literatürde yer alan çalışmalarla benzerlik
gösterse de kullanılan yöntem bu çalışmalarda tercih edilen yöntemlerle aynı
değildir. Sektörel üretim fonksiyonları sistem olarak SUR modeliyle tahmin
edilmiştir. Bu şekilde daha etkin tahmin sonuçlarının elde edilmesi planlanmıştır.
Bu çalışmada 1988-2010 döneme dair yapılan üretkenlik analizi sonuçlarına
göre enerji sektöründe kamu sermaye stokunun TFÜ’ye katkısı pozitif ve anlamlı,
ulaştırma sektöründe kamu sermaye stokunun TFÜ’ye katkısı negatif ve anlamlı,
diğer sektörlerde kamu sermaye stokunun TFÜ’ye katkısı anlamsız bulunmuştur. Bu
sonuçlara göre enerji sektörü kamu sermaye stokunda %1 oranında bir artış sektör
üretkenliğini %0.96 oranında artırmaktadır. Ulaştırma sektöründe ise % 1 oranında
kamu sermaye stoku artışı üretkenliğini %0.24 oranında azaltmaktadır.
66
Türkiye ekonomisi açısından geç başlanan kamu sermayesinin üretkenliğine
ilişkin çalışmalara ve uygulamalara 2002 sonrasında düzenlenmeye başlayan yıllık
yatırım programlarında yer verilmeye başlanmıştır. 2001 krizi sonrası dönemde
kamu sektörü ekonomik ve sosyal altyapıyı geliştirebilecek yatırımlara yönelmiş,
yatırım programlarında uygulamaya dair bazı düzenlemeler yapılmıştır. 2002/39
sayılı Yüksek Planlama Kurulu kararında belirtilen ilke ve esaslar çerçevesinde
hükümetin Acil Eylem Planı oluşturulmuştur. Bu planla kamu yatırım programının
rasyonelleştirilmesi kararı alınmıştır.32
2002 yılı öncesinde yapılan projelere ayrılan pay, ek tablo 17’de gösterildiği
üzere sonraki yıllara göre daha fazla gözükmektedir. Ancak bu projeler üretkenlikleri
düşük projelerdir. Bitirme süresi uzadığı için fizibiletisini kaybetmiş projeler, bu
payın yüksek görünmesine neden olmaktadır. Bu durum sınırlı olan kamu
kaynaklarının etkinsiz kullanımına yol açmış, kamu sermayesinin üretkenlik
performansı yetersiz kalmıştır. Bunun sonucunda da proje süreleri uzamış, maliyetler
artmış, projelerden istenen getiri sağlanamamıştır.
2003 yılı ve diğer yılların yatırım programları incelendiğinde programlarda
kamu yatırımlarının planlanması ve uygulanmasında etkinlik sağlanması, projelerin
ekonomik büyüme ve kalkınmaya katkısının artırılması temel amaç olarak
belirlenmiştir. Bunun için kamu sermayesinin üretken kullanımı gerekmektedir. Bu
amaca yönelik olarak projelerin ortalama tamamlanma süresi zaman içinde
azaltılmıştır. Bununla birlikte kamu yatırım projelerine ayrılan ödenek artarken proje
sayısı azaltılmıştır. Ek tablo 18’de görüldüğü üzere, 2002’de 8.5 yılken ortalama
tamamlanma süreci, 2011’e gelindiğinde 4.2 yıla düştüğü görülmektedir. Yine aynı
32
Yatırım programları ile ilgili bilgiler için 2003-2012 yılları için hazırlanan yıllık yatırım
programlarından faydalanılmıştır. (http://www2.dpt.gov.tr/kamuyat/index.html)
67
tabloda 2002 ‘de 9.8 milyar TL tahsisi edilen 4414 proje varken, 2011’de 2534
projeye 31.3 milyar TL tahsis edildiği görülmektedir.
Ulaştırma sektörü yapılan yatırımlarda her zaman en yüksek payı alsa da33
TFÜ’ye katkısı negatiftir. Burada, düzeltilmeye çalışılan kamu yatırım sürecinin
üretkenlikte artış yakalayamadığını görmekteyiz. İncelenen dönemde kamu
sektörünün doğrudan üretimden ziyade hizmetler ve özellikle ulaştırma sektörüne
kaynak ayırdığını düşünürsek, kamu sermayesinin başarısız kullanımı olarak
değerlendirebiliriz.
Enerji sektörü açısından baktığımızda, bu sektörün genel olarak kamu
yatırımlarında ulaştırma sektöründen sonra en fazla payı aldığını görmekteyiz.
Sektör, TFÜ’ye katkısı ile birlikte değerlendirildiğinde, ulaştırma sektörünün aksine
kamu yatırımlarının üretken bir şekilde değerlendirildiğini söyleyebiliriz. Türkiye
enerji politikaları açısından son dönemde önemli projeler gerçekleştirmektedir.
Sektöre yapılan yatırımların üretken olmasının en önemli nedenlerinde biri projelerin
kamu-özel işbirliği çerçevesinde gerçekleştirilmesi ve tamamlanması sonrasında
işletilmesinin özel sektöre bırakılması olarak gösterilebilir.
2002 öncesinde sistematik proje döngüsünün eksikliği, etkin proje izleme ve
değerlendirme mekanizmasının eksikliği, kamu kuruluşlarının yetersizliği ve
özellikle 2002 öncesinde Türkiye ekonomisinin en temel sorunun olan
makroekonomik istikrarsızlıklar yatırım programlarında belirlenen temel sorunlardır.
2002 krizi sonrasında yıllar itibariyle kriz etkisinin azalması, Avrupa Birliği’nden
alınan proje fonlarının artması ve kamu özel işbirliğini artıracak uygulamaların, yeni
projelere ayrılan kamu sermayesinin üretkenliğini artırması beklentisi oluşmuştur.
33
Ek tablo 19.
68
Yine Avrupa Birliği fonlarının da kullanılmaya başlanmasıyla projelerde hazırlama,
takip etme ve değerlendirme açısından standart uygulamalara geçilmesinin de
üretkenlik sürecine katkı sağlaması beklenmiştir.
Kamu sabit sermaye yatırımlarının kullanımında 2005 ile birlikte iyileşme
gözükmesine rağmen kamu yatırımlarının yetersizliği ve var olan kaynakların da
etkin kullanılamaması sorunu hala mevcuttur. 10 yıllık süreçte kaynak kullanımına
dair gerçekleştirilen iyileştirmelere rağmen yüksek üretkenlik seviyeleri
gözlemlenememektedir. Yapılan analizde en çok kaynak ulaştırma sektörüne
aktarılmasına rağmen kamu sermaye stokunun üretkenliği negatif görülmektedir.
Bu çerçevede yatırım programlarında temel sorunlar belirlenmesine ve kamu
yatırımları açısından üretkenliğin artırılması hedeflenmesine rağmen enerji sektörü
hariç diğer sektörlerde kamu sermaye birikiminin üretkenliğe pozitif katkısı
gözükmemektedir. Uzun vadede kamu kaynaklarının daha etkin kullanılmasını ve
sermaye birikiminin performansının artırılmasını sağlayacak projeler teşvik edilmeli.
Enerji sektöründe olduğu gibi diğer sektörlerde de üretkenliği artıracaksa kamu-özel
işbirliğine yer verilmedir.
Bu çalışmada incelenen soruya dair yapılan analizi farklı sektörler ekleyerek
genişletmek mümkündür. Ayrıca farklı teknikler kullanılarak hesaplanan
üretkenliklerin karşılaştırması da mümkündür. Bu çalışmanın sorusu Türkiye
ekonomisi açısından çok fazla incelenmemiştir. Bu nedenle çalışmanın farklı
tekniklerle ve genişletilerek incelenmesi sonraki çalışmaların konusu olacaktır.
69
7. KAYNAKÇA
Abramowitz, Moses (1952). “Resource and Output Trends in The United States
Since 1870,” American Economic Review, 46(2): 5-23.
Acemoglu, D. ve F. Zilibotti (1999). “ Productivity Differences,” NBER Working
Paper: 6879.
Agell, J., T. Lindh ve H. Ohlsson (1997). “Growth and The Public Sector,”
European Journal of Political Economy, 17: 33-52.
Akdoğan, A. (2003). “Kamu Maliyesi,” Gazi Kitabevi, Dokuzuncu Baskı.
Altunç, A.F. (2011). “Kamu Harcamaları ve Ekonomik Büyüme İlişkisi: Türkiye’ye
İlişkin Ampirik Kanıtlar,” Yönetim ve Ekonomi, 18(2): 145-157.
Amiti, M. ve J. Konings (2007). “Trade Liberalization, Intermediate Inputs and
Productivity,” The American Economic Review, 97(5): 1611-1638.
Aschauer, D.A. (1989). “ Is Public Expenditure Productive,” Journal of Monetary
Economics, 23: 177-200.
Aschauer, D.A. (1989). “ Public Investment and productivity Growth in the Group of
Seven,” Economic Perspectives, 13(3): 17-25.
70
Baier, S.L. vd.(2006). “How Important Are Capital and Total Factor Productivity for
Economic Growth?,” Economic Inquiry, 44(1): 23-49.S
Banda, H. S ve L.E.B. Verdugo (2011). “Multifactor Productivity and Its
Determinants: An Empirical Analysis for Mexican Manufacturing,”
Journal of Productivity Analysis, 36: 293-308.
Barro, R.J. (1999). “Notes on Growth Accounting,” Journal of Economic Growth, 4:
119-137.
Bhanumurthy, K.V. (2002). “Arguing A Case for the Cobb Douglas Production
Function,” Review of Commerce Studies, 75-91.
Bom, P.R.D. ve J.E. Ligthart (2008). “How Productive is Public Capital? A Meta
Analysis,” Tilburg University Discussion Paper: 2008-10.
Boratav, K. (2008). “ Türkiye İktisat Tarihi,” İmge Kitabevi Yayınları, 12. Baskı.
Boyle, R. (2006). “Measuring Public Sector Productivity: Lessons From
International Experience,” CPMR Discussion Paper: 35.
Burada, M.C. ve B. Severgnini (2008). “Solow Residual without Capital Stocks,”
SFB 649 Discussion Paper: 2008-040.
71
Camerom C. ve P. K. Trivedi (2005). “Microeconometrics, Methods and
Applications,1st Edition” Cambridge Universtiy Press, 206-215.
Caves, D.W., L.R. Christensen, W.E. Diewert (1982). “The Economic Theory of
Index Numbers and the Measurement of Input, Output and
Productivity,” Econometrica, 50(6): 1393-1414.
Chen, E.K.Y. (2002). “The Total Factor Productivity Debate: Determinants of
Economic Growth in East Asia,” Asian- Pasific Economic Literature,
11(1): 18-38.
Coelli, T.J. vd. (2005). “An Introduction to Efficiency and Productivity Analysis,”
Springer Second Edition.
Çetinkaya M. ve A. Şahin (2009). “Türkiye’de Toplam Kamu Harcaması ve Üretim
İlişkisi,” Sosyal Bilimler Dergisi, Selçuk Üniversitesi, 22: 105-115.
Destefanis, S. ve V. Sena (2010). “Public Capital and Total Factor Productivity: New
Evidence from the Italian Region: 1970-98,” Regional Studies, 39(5):
603-617.
Diewert, W.E. ve K.J. Fox (2005). “Malmquist and Törnqvist Productivity Indexes:
Returns to Scale and Technical Progress with Imperfect Competition,”
CAER Working Paper: 3
72
Eşiyok, B.A. (2009) “Türkiye Ekonomisinde Sabit Yatırımlar, Sabit Sermaye
Birikimi, Göreli Fiyatlat, Tasarruflar ve Büyüme,” Mülkiye Dergisi,
31(254): 195-246.
Evans, P. ve G. Karras (1994). “Are Government Activities Productive? Evidence
From a Panel of U.S. States,” The Review of Economics ans Statistics,
76(1): 1-11.
Färe, R., S. Grosskopf and P. Ross (1996). “On Two Definitions of Productivity,”
Economic Letters, 53: 269-274.
Fox, J.T. ve V. Smets (2011). “Does Input Quality Drive Measured Differences in
Firm Productivity?,” International Economic Review, 52(4): 961-989.
Griliches, Z. (1996). “The Discovery of the Residual: A Historical Note,” American
Economic Association, 34(3): 1324-1330.
Hammouda, H.B. vd. (2010). “Growth, Productivity and Diviersification in Africa,”
Journal of Productivity Analysis, 33: 125-146.
Hansen, G.D., E.C. Prescott (1998). “Malthus to Solow,” NBER Working Paper:
6858.
Holtz-Eakin, D. (1994). “Public Sector Capital and the Productivity Puzzle,” The
Review of Economics and Statistics, 76(1): 12-21.
73
Hughes, A. (2002). “Guide to the Measurement of Government Productivity,”
International Productivity Monitor, No:5.
Hulten C.R., E.R. Dean ve M.J. Harper (2001). “New Development in Productivity
Analysis,” NBER, University of Chicago Press.
Jorgenson, D.W, Z. Griliches (1967), “The Explanation of Productivity Change,”
The Review of Economic Studies, 34(3): 249-283.
Kamps, C. (2004). “New Estimates of Government Net Capital Stock for 22 OECD
Countries 1960-2001,” IMF Working Paper, WP/04/67.
Kar, M. ve S. Taban (2003). “Kamu Harcama Çeşitlerinin Ekonomik Büyüme
Üzerine Etkileri,” SBF Dergisi, Ankara Üniversitesi, 58(3): 145-169.
Karadağ, M. (1989). “Total Factor Productivity Growth in the Turkish Regional
Manufacturing Industries,” METU Studies in Development, 16: 65-69.
Kendrick, J.W. (1961). “Productivity Trends in the United States,” NBER books,
National Bureau of Economic Research, Inc, No: kend61-1.
Kendrick, J.W. ve B.N Vaccara (1980). “New Developments in Productivity
Measurement,” NBER books, National Bureau of Economic Research,
Inc, No: kend80-1: 1-14.
74
Kızılırmak, A.B ve H. Şahin (2003). “Form of Production Function in Turkish
Manifacturing Industries,” Ankara University, Research Center for
Developmet & Society, Working Paper: 55.
Kızılırmak, A.B. (2005). “Türkiye Özel İmalat Sanayinde Nitelikli İşgücü İstihdamı
ve Toplam Faktör Verimliliği: 1988-1998,” İktisat, İşletme ve Finans,
20(229): 105-114.
Krugman, P. (1994). “The Myth of Asia’s Miracle,” Foreign Affairs, 73(6): 62-78.
Lipsay, R.G. and K.I. Carlaw (2004). “Total Factor Productivity and the
Measurement of Technological Change,” The Canadian Journal of
Economics, 37(4): 1118-1150.
Lynde, C. ve J. Richmond (1993). “Public Capital and Total Factor Productivity,”
International Economic Review, 34(2): 401-414.
Mahdevan, R. (2003). “To Measure or Not to Measure Total Factor Productivity
Growth?,” Oxford Development Studies, 31(3): 365-378.
Milbourne, R. v.d. (2010). “Public Investment and Economic Growth,” Applied
Economics,” 35(5): 527-540.
75
Mullen, J.K. (2001). “Long-run Technical Change and Multifactor Productivity
Growth in US Manufacturing,” Applied Economics, 33: 301- 308.
Munnell, A. H. (1990). “Why Has Productivity Growth Declined? Productivity and
Public Investment,” New England Economic Review, January/February:
3-22.
Nadiri, I. (1970). “ Some Approaches to the Theory and Measurement of Total
Factor Productivity: A Survey,” Journal of Economic Literature, 8(4):
1137-1177.
Nordhaus, W.D. (1997). “Traditional Productivity Estimates are Asleep at the
(Technological) Switch,” The Economic Journal, 107(444): 1548-1559.
Nordhaus, W.D. (2002). “Productivity Growth and the New Economy,” Brookings
Papers on Economic Activity, 2: 245-262.
Oktayer, N. ve N. Susam (2008). “ Kamu Harcamaları- Büyüme İlişkisi: 1970-2005
YıllarıTürkiye Örneği,” İstanbul Üniversitesi İktisadi ve İdari Bilimler
Dergisi, 22(1): 146-164.
Prescott, E.C. (1998). “Lawrence R. Klein Lecture 1997: Needed: A Theory of Total
Factor Productivity,” International Economic Review, 39(3): 525-551.
76
Romer, D. (2006). “Advanced Macroeconomics,” The McGraw Hill Companies,
Third Edition, 5-44.
Sargent, T.C ve E.R. Rodriguez (2000). “Labour or Total Factor Productivity: Do
We Need to Choose?,” International Productivity Monitor, 1: 41-44.
Saygılı, Ş. vd. (2001). “Verimlilik ve Büyüme: Türkiye Ekonomisi için Ülke
Karşılaştırmalı Bir Analiz,” Sayıştay Dergi, 43: 23-56.
Saygılı, Ş. vd. (2008). “Türkiye Ekonomisinde Sermaye Birikimi, Verimlilik ve
Büyüme: 1972-2003,” TÜSİAD Büyüme Stratejileri Dizisi, 6.
Solow, R. M. (1957). “ Technical Change and the Aggregate Production Funtion,”
The Review of Economics and Statistics, 39(3): 312-320.
Tatom, J.A., (1991). “Public Capital and Private Sector Performance,”Federal
Reserve Bank of St. Louis, May, 3-15.
Tinbergen, J. (1952). “The Influence of Productivity on Economic Welfare,” The
Economic Journal, 62(245): 68-86.
Tuncer, İ. ve Y. Özuğurlu (2004). “Türkiye Ekonomisinde Büyüme ve Sektörel
Üretkenlik Analizleri: Bölgesel Karşılaştırmalar 1980-2000,” Türkiye
Ekonomi Kurumu, Tartışma Metni: 24.
77
Türk, İ. (2009). “ Maliye Politikası: Amaçlar, Araçlar ve Çağdaş Bütçe Teorileri,”
Turhan Kitabevi, Yirmi ikinci Baskı.
Uluatam, Ö. (2005). “Kamu Maliyesi,” İmaj Yayınevi, Dokuzuncu Baskı.
Uzay, N. (2002). “ Kamu Büyüklüğü ve Ekonomik Büyüme Üzerindeki Etkileri:
Türkiye Örneği 1970-1999,” İ.İ.B.F. Dergisi, Erciyes Üniversitesi, 19:
151-172.
Ünlü, A. (2010). “Türkiye için Sermaye Stok Verileri Güncellenmesi ve Büyüme
Oranıyla İlişkisi: 1972-2008 Dönemi,” Akademik Araştırmalar ve
Çalışmalar Dergisi, 2(3): 98-116.
Wyatt, G.J. (2005). “ Government Consumption and Industrial Productivity: Scale
and Composional Effects,” Journal of Productivity Analysis, 23: 341-
357.
Zaim, O. ve F. Taşkın (1997). “The Comparative Performance of the Public
Enterprise Sector in Turkey: A Malmquist Productivity Index
Approach,” Journal of Comperative Economics, 25: 129-157.
Zellner, A. (1962). “ An Efficient Method of Estimating Seemingly Unrelated
Regression and Tests for Aggregation Bias,” Journal of the American
Statistical Association, 57(298): 348-368.
78
ÖZET
Bugün dünya ekonomilerinde gözlemlenen uluslararası gelir farklılıklarının
temel nedeni toplam faktör üretkenliğindeki (TFÜ) farklılıklardır. Bu nedenle
üretkenlik artışı, gelişmekte olan ve gelişmiş ülke ekonomilerinin performansları
açısından önem teşkil etmektedir. Bu ekonomilerde TFÜ ile sürdürülebilir
büyümenin sağlanabilmesi için, özel sektörün yeterli olmadığı durumlarda, kamu
sektörü yatırımları ve sermayesi ile bunu sağlayabilmektedir.
Bu çalışmada kamu sermaye birikiminin Türkiye ekonomisi açısından toplam
faktör üretkenliğine katkısı incelenmiştir. Analiz 1988-2010 dönemi için 5 sektörde
SUR modeli ile yapılmıştır. Analize sonuçlarına göre enerji ve ulaştırma sektörü
hariç diğer sektörlerde kamu sermaye stokunun toplam faktör üretkenliğine katkısı
anlamlı değildir. Tahmin sonuçlarına göre enerji sektörünün TFÜ’ye katkısı
pozitifken, ulaştırma sektörünün TFÜ’ye katkısı negatiftir.
Anahtar Kelimeler: Toplam Faktör Üretkenliği, Kamu Sermaye Stoku, Büyüme
79
ABSTRACT
One of the main reasons of income differences between countries is the total
factor productivity (TFP). This is why productivity growth is essential for developing
and less developed countries. In these economies public sector investments and
capital maintain sustainable growth with TFP when private sector investment and
capital are not sufficient.
In this study public capital stock’s contribution to TFP is analyzed for
Turkish economy. 1988-2010 period and 5 sectors for Turkish economy are analyzed
with seemingly unrelated regression (SUR) model. The results show that none of the
sectors’ public capital stock except for energy and transportation sectors’
contributions to TFP is significant. According to estimation results, energy sector’s
contribution to TFP is positive, but transportation sector’s contribution to TFP is
negative.
Key Words: Total Factor Productivity, Publica Capital Stock, Growth.
80
Ekler34
Ek Tablo 1. Sektörler İtibariyle Toplam Sabit Sermaye Yatırımları (Cari Fiyatlar-Bin TL)
Madencilik İmalat Enerji İnşaat(Konut) Ulaştırma
1988 964 7,624 3,749 17,224 6,545
1989 1,196 10,481 6,318 27,015 9,675
1990 1,961 24,431 7,445 41,763 19,325
1991 3,422 39,628 11,231 69,016 34,081
1992 5,348 65,879 14,810 117,899 68,064
1993 8,704 131,098 22,097 239,920 165,125
1994 17,920 254,915 33,271 541,602 197,679
1995 31,074 572,149 60,969 912,186 448,863
1996 55,869 1,101,741 220,217 1,596,497 984,545
1997 118,298 1,917,268 746,166 2,744,726 2,393,833
1998 227,215 3,099,863 1,249,683 4,154,790 3,813,968
1999 323,325 3,819,277 1,475,170 4,587,174 5,031,746
2000 381,839 7,011,951 2,291,034 6,317,698 10,205,513
2001 590,328 7,280,718 4,368,431 5,981,995 9,956,874
2002 840,574 14,589,959 5,343,647 10,086,885 11,888,114
2003 1,425,084 22,880,512 4,591,937 13,617,467 14,488,352
2004 2,083,967 40,984,682 3,936,382 15,166,648 24,660,275
2005 2,359,859 51,222,831 5,413,795 13,465,080 30,539,357
2006 2,915,846 66,378,384 6,860,815 17,666,598 34,475,595
2007 2,934,649 69,881,318 8,253,699 22,376,695 35,032,367
2008 2,881,398 69,537,730 9,604,659 19,785,597 42,644,685
2009 2,787,762 50,015,728 12,626,921 14,922,725 40,340,554
2010 3,576,698 62,487,012 12,202,851 28,613,581 53,650,465
34
Tüm tablolar Kalkınma Bakanlığı/Ekonomik ve Sosyal Göstergeleri kullanılarak oluşturulmuştur.
81
Ek Tablo 2. Sektörler İtibariyle Kamu Sabit Sermaye Yatırımları (Cari Fiyatlar-Bin TL)
Madencilik İmalat Enerji İnşaat(Konut) Ulaştırma
1988 672 893 4,058 270 4,483
1989 715 1,025 6,728 416 6,775
1990 1,236 1,632 7,829 1,428 12,280
1991 2,177 3,129 10,452 1,370 22,757
1992 3,629 5,697 15,400 2,764 38,734
1993 4,742 5,976 22,508 2,181 80,064
1994 6,462 7,886 29,168 4,193 96,557
1995 8,945 24,317 55,234 6,569 129,329
1996 14,820 40,208 128,267 17,232 344,337
1997 36,678 56,751 285,742 28,749 800,803
1998 50,391 90,705 564,385 36,954 1,145,567
1999 77,592 134,494 796,616 67,247 1,908,774
2000 103,225 249,461 1,307,522 68,817 3,027,946
2001 158,201 452,002 1,706,307 101,700 3,401,315
2002 121,154 553,846 3,599,996 138,461 4,742,302
2003 172,875 449,476 2,887,016 172,875 4,702,206
2004 269,656 485,381 2,408,927 179,771 6,058,271
2005 368,675 417,831 3,023,133 417,831 8,454,940
2006 569,283 597,747 2,903,342 398,498 9,507,023
2007 650,684 325,342 3,351,020 520,547 9,467,446
2008 665,096 352,110 3,599,345 586,850 14,749,489
2009 826,189 432,766 3,737,521 629,477 11,802,699
2010 894,221 376,514 3,059,177 705,964 20,567,082
82
Ek Tablo 3. Sektörler İtibariyle Toplam Sabit Sermaye Yatırımları (98 yılı fiyatlarıyla)
Madencilik İmalat Enerji İnşaat(Konut) Ulaştırma
1988 177,843 1,928,365 609,946 4,203,171 1,453,631
1989 127,044 1,541,363 751,349 4,395,773 1,285,070
1990 149,729 2,399,801 547,323 4,319,205 1,626,344
1991 175,407 2,461,993 482,844 4,047,005 1,781,544
1992 179,486 2,556,502 344,387 4,351,214 2,150,140
1993 187,428 3,189,623 310,964 4,879,893 3,254,826
1994 168,015 2,767,859 222,055 5,967,932 1,758,723
1995 148,937 3,448,076 260,341 5,928,919 2,212,206
1996 147,508 3,989,003 483,051 5,457,668 2,637,453
1997 177,782 3,885,194 955,803 4,848,443 3,334,705
1998 227,215 3,099,863 1,249,683 4,154,790 3,813,968
1999 222,889 2,658,624 890,209 3,191,640 3,330,389
2000 155,422 3,570,969 957,300 3,119,366 4,479,043
2001 158,217 2,499,924 1,021,285 1,915,501 2,672,891
2002 160,492 3,788,392 911,451 2,677,190 2,332,349
2003 189,199 4,981,187 669,666 3,112,621 2,411,044
2004 220,009 8,284,097 566,870 2,953,067 3,761,917
2005 209,880 9,713,996 792,982 2,463,761 4,439,586
2006 232,570 11,725,422 970,366 3,065,701 4,579,328
2007 215,132 11,984,128 1,040,418 3,586,559 4,412,796
2008 174,264 10,988,009 980,775 2,676,385 4,745,484
2009 148,681 7,774,750 1,126,086 2,067,284 4,417,081
2010 180,174 9,335,546 1,047,062 3,753,915 5,629,772
83
Ek Tablo 4. Sektörler İtibariyle Kamu Sabit Sermaye Yatırımları (98 yılı fiyatlarıyla)
Madencilik İmalat Enerji İnşaat(Konut) Ulaştırma
1988 123,926 225,935 660,222 65,911 995,765
1989 75,900 150,790 800,062 67,668 899,864
1990 94,363 160,290 575,576 147,734 1,033,441
1991 111,560 194,398 449,368 80,312 1,189,627
1992 121,778 221,067 358,115 101,992 1,223,605
1993 102,126 145,397 316,749 44,362 1,578,170
1994 60,584 85,626 194,673 46,206 859,054
1995 42,874 146,549 235,854 42,694 637,393
1996 39,130 145,580 281,355 58,909 922,429
1997 55,121 115,001 366,021 50,784 1,115,550
1998 50,391 90,705 564,385 36,954 1,145,567
1999 53,489 93,622 480,727 46,789 1,263,371
2000 42,016 127,043 546,343 33,978 1,328,919
2001 42,400 155,200 398,914 32,566 913,072
2002 23,132 143,810 614,041 36,749 930,400
2003 22,951 97,853 421,029 39,515 782,506
2004 28,468 98,108 346,904 35,003 924,187
2005 32,789 79,238 442,811 76,452 1,229,117
2006 45,406 105,589 410,637 69,152 1,262,800
2007 47,700 55,794 422,412 83,434 1,192,552
2008 40,224 55,639 367,545 79,383 1,641,317
2009 44,063 67,272 333,317 87,203 1,292,334
2010 45,046 56,251 262,492 92,618 2,158,192
84
Ek Tablo 5. Sektörler İtibariyle Toplam Sabit Sermaye Yatırımı (Cari fiyatlarla yüzde dağılım)
Madencilik İmalat Enerji İnşaat(Konut) Ulaştırma
1988 2.2 17.2 8.4 38.7 14.7
1989 1.8 15.6 9.4 40.1 14.4
1990 1.7 20.9 6.4 35.6 16.5
1991 1.7 20.2 5.7 35.1 17.4
1992 1.6 19.5 4.4 35.0 20.2
1993 1.3 19.1 3.2 34.9 24.0
1994 1.4 20.4 2.7 43.4 15.8
1995 1.3 23.4 2.5 37.2 18.3
1996 1.1 22.6 4.5 32.7 20.2
1997 1.2 19.2 7.5 27.5 24.0
1998 1.4 19.1 7.7 25.6 23.5
1999 1.6 18.9 7.3 22.7 24.9
2000 1.1 20.2 6.6 18.2 29.4
2001 1.5 18.5 11.1 15.2 25.3
2002 1.4 24.3 8.9 16.8 19.8
2003 1.8 28.9 5.8 17.2 18.3
2004 1.8 35.4 3.4 13.1 21.3
2005 1.7 36.9 3.9 9.7 22.0
2006 1.7 38.7 4.0 10.3 20.1
2007 1.6 38.1 4.5 12.2 19.1
2008 1.5 36.2 5.0 10.3 22.2
2009 1.7 30.5 7.7 9.1 24.6
2010 1.7 29.7 5.8 13.6 25.5
85
Ek Tablo 6. Sektörler İtibariyle Kamu Sabit Sermaye Yatırımı (Cari fiyatlarla yüzde dağılım)
Madencilik İmalat Enerji İnşaat(Konut) Ulaştırma
1988 4.5 5.9 26.9 1.8 29.7
1989 3.2 4.5 29.8 1.8 30.1
1990 3.4 4.5 21.7 4.0 34.0
1991 3.5 5.0 16.8 2.2 36.6
1992 3.4 5.4 14.5 2.6 36.5
1993 2.5 3.2 12.0 1.2 42.6
1994 2.6 3.1 11.6 1.7 38.4
1995 2.1 5.7 12.9 1.5 30.2
1996 1.5 4.1 12.9 1.7 34.7
1997 1.6 2.5 12.4 1.2 34.8
1998 1.5 2.7 16.8 1.1 34.1
1999 1.5 2.6 15.4 1.3 36.9
2000 1.2 2.9 15.2 0.8 35.2
2001 1.4 4.0 15.1 0.9 30.1
2002 0.7 3.2 20.8 0.8 27.4
2003 1.0 2.6 16.7 1.0 27.2
2004 1.5 2.7 13.4 1.0 33.7
2005 1.5 1.7 12.3 1.7 34.4
2006 2.0 2.1 10.2 1.4 33.4
2007 2.0 1.0 10.3 1.6 29.1
2008 1.7 0.9 9.2 1.5 37.7
2009 2.1 1.1 9.5 1.6 30.0
2010 1.9 0.8 6.5 1.5 43.7
86
Ek Tablo 7. Sektörler İtibariyle Toplam Sermaye Stoku (Cari fiyatlar- Bin TL)
Madencilik İmalat Enerji İnşaat(Konut) Ulaştırma
1988 1,897 14,875 2,007 17,400 12,122
1989 2,799 22,085 3,891 34,699 18,317
1990 3,898 31,934 6,575 61,714 27,460
1991 5,730 55,642 7,811 103,345 46,087
1992 8,974 93,950 11,715 172,122 79,029
1993 14,043 157,578 15,494 289,684 145,339
1994 22,316 285,327 23,054 529,895 308,067
1995 39,636 534,542 34,703 1,074,155 497,513
1996 69,630 1,097,968 63,350 1,987,887 935,762
1997 123,627 2,180,271 226,817 3,585,349 1,903,244
1998 238,997 4,053,346 768,919 6,329,028 4,270,470
1999 455,821 6,997,312 1,274,487 10,381,737 7,913,619
2000 759,328 10,547,461 1,516,283 14,801,464 12,628,820
2001 1,108,153 17,153,741 2,339,946 20,880,429 22,329,180
2002 1,650,301 23,774,699 4,443,913 26,525,643 31,392,886
2003 2,419,122 37,450,246 5,486,999 36,184,695 42,025,285
2004 3,739,027 58,890,364 4,768,937 49,218,538 54,832,626
2005 5,660,427 97,610,033 4,090,219 63,591,339 77,299,596
2006 7,774,181 145,078,631 5,545,738 76,030,752 104,746,969
2007 10,352,020 205,877,067 7,039,710 92,471,048 135,032,685
2008 12,836,580 267,840,037 8,480,786 113,356,275 164,663,744
2009 15,159,866 327,076,227 9,878,233 131,313,545 200,721,880
2010 17,288,503 364,512,100 12,945,574 144,118,310 233,033,559
87
Ek Tablo 8. Sektörler İtibariyle Kamu Sermaye Stoku (Cari fiyatlar- Bin TL)
Madencilik İmalat Enerji İnşaat(Konut) Ulaştırma
1988 1,786 2,951 6,352 569 7,933
1989 2,395 3,749 10,288 836 12,192
1990 3,020 4,652 16,824 1,247 18,620
1991 4,150 6,138 24,272 2,685 30,409
1992 6,191 9,096 34,157 4,039 52,421
1993 9,626 14,561 48,774 6,795 89,859
1994 14,048 20,100 70,175 8,911 167,985
1995 20,032 27,376 97,683 13,048 259,820
1996 28,292 51,144 150,909 19,542 381,432
1997 42,188 90,217 276,961 36,816 717,636
1998 77,791 144,672 559,680 65,565 1,506,300
1999 124,800 229,812 1,106,011 101,462 2,591,614
2000 196,967 355,467 1,866,949 167,072 4,396,724
2001 291,628 591,257 3,114,247 233,194 7,248,800
2002 437,149 1,020,518 4,720,094 331,133 10,360,163
2003 539,297 1,535,113 8,167,829 464,254 14,688,059
2004 688,724 1,925,546 10,791,367 629,641 18,802,742
2005 928,436 2,336,867 12,852,185 799,256 24,108,903
2006 1,256,744 2,664,819 15,460,731 1,204,196 31,599,488
2007 1,771,385 3,160,073 17,865,340 1,583,272 39,842,531
2008 2,345,052 3,363,873 20,640,059 2,078,282 47,716,276
2009 2,908,190 3,586,603 23,573,596 2,631,611 60,557,113
2010 3,607,936 3,881,423 26,550,679 3,218,643 69,937,528
88
Ek Tablo 9. Sektörler İtibariyle Toplam Sermaye Stoku (1998 yılı fiyatları- Bin TL)
Madencilik İmalat Enerji İnşaat(Konut) Ulaştırma
1988 349,920 3,762,470 326,515 4,246,189 2,692,221
1989 297,220 3,247,822 462,726 5,646,125 2,433,028
1990 297,732 3,136,840 483,338 6,382,495 2,310,878
1991 293,674 3,456,861 335,826 6,060,045 2,409,138
1992 301,180 3,645,823 272,413 6,352,410 2,496,529
1993 302,406 3,833,867 218,042 5,892,063 2,864,829
1994 209,232 3,098,075 153,868 5,838,929 2,740,824
1995 189,973 3,221,437 148,183 6,981,662 2,451,973
1996 183,841 3,975,344 138,959 6,795,647 2,506,770
1997 185,790 4,418,148 290,541 6,333,369 2,651,296
1998 238,997 4,053,346 768,919 6,329,028 4,270,470
1999 314,227 4,870,875 769,104 7,223,350 5,237,830
2000 309,073 5,371,494 633,573 7,308,227 5,542,596
2001 297,003 5,889,949 547,051 6,686,144 5,994,198
2002 315,095 6,173,278 757,986 7,040,249 6,159,023
2003 321,170 8,153,081 800,198 8,270,939 6,993,535
2004 394,738 11,903,313 686,764 9,583,241 8,364,700
2005 503,424 18,510,954 599,112 11,635,570 11,237,245
2006 620,073 25,627,443 784,366 13,193,685 13,913,342
2007 758,881 35,306,391 887,389 14,821,352 17,009,177
2008 776,343 42,322,762 866,011 15,333,632 18,323,718
2009 808,527 50,842,727 880,954 18,191,210 21,978,002
2010 870,896 54,458,030 1,110,791 18,907,383 24,453,204
89
Ek Tablo 10. Sektörler İtibariyle Kamu Sermaye Stoku (1998 yılı fiyatları- Bin TL)
Madencilik İmalat Enerji İnşaat(Konut) Ulaştırma
1988 329,490 746,408 1,033,392 138,933 1,761,991
1989 254,283 551,365 1,223,467 136,000 1,619,458
1990 230,650 456,930 1,236,824 128,946 1,566,933
1991 212,690 381,356 1,043,558 157,428 1,589,603
1992 207,782 352,980 794,285 149,078 1,655,978
1993 207,287 354,261 686,376 138,206 1,771,238
1994 131,711 218,248 468,359 98,196 1,494,539
1995 96,013 164,985 417,112 84,806 1,280,515
1996 74,697 185,173 331,022 66,805 1,021,801
1997 63,402 182,818 354,774 65,033 999,695
1998 77,791 144,672 559,680 65,565 1,506,300
1999 86,033 159,974 667,436 70,594 1,715,326
2000 80,172 181,028 780,098 82,492 1,929,655
2001 78,161 203,015 728,073 74,671 1,945,918
2002 83,466 264,985 805,093 87,887 2,032,578
2003 71,599 334,201 1,191,157 106,117 2,444,277
2004 72,710 389,204 1,554,042 122,596 2,868,353
2005 82,573 443,168 1,882,516 146,243 3,504,775
2006 100,239 470,727 2,186,702 208,965 4,197,300
2007 129,856 541,929 2,252,012 253,768 5,018,701
2008 141,826 531,543 2,107,650 281,128 5,309,849
2009 155,104 557,524 2,102,325 364,564 6,630,689
2010 181,747 579,884 2,278,172 422,265 7,338,843
90
Ek Tablo 11. İstihdamın Sektörel Dağılımı (+15 yaş nüfus, Bin)
Madencilik İmalat Enerji İnşaat(Konut) Ulaştırma
1988 229 2,550 27 1,012 778
1989 184 2,635 28 942 829
1990 194 2,625 26 893 804
1991 189 2,736 27 975 821
1992 159 2,949 27 1,049 875
1993 135 2,706 27 1,238 933
1994 180 3,013 102 1,208 894
1995 154 3,027 114 1,238 878
1996 164 3,237 86 1,298 907
1997 159 3,445 111 1,320 907
1998 148 3,463 112 1,325 968
1999 134 3,555 94 1,364 952
2000 81 3,638 91 1,364 1,067
2001 98 3,581 95 1,110 1,034
2002 120 3,731 103 958 1,004
2003 83 3,664 100 965 1,022
2004 97 3,742 80 966 1,043
2005 110 3,994 74 1,107 1,074
2006 118 4,066 85 1,196 1,101
2007 128 4,088 98 1,231 1,136
2008 115 4,235 91 1,241 1,089
2009 103 3,949 78 1,249 1,081
2010 115 4,216 165 1,431 1,009
91
Ek Tablo 12. Sektörler İtibariyle Gayrisafi Milli Hasıla (Cari fiyatlarla, Bin TL)
Madencilik İmalat Enerji İnşaat(Konut) Ulaştırma
1988 3,104 39,068 3,726 13,168 20,078
1989 6,091 69,223 5,806 20,946 34,659
1990 8,257 113,667 10,200 32,591 61,228
1991 12,856 183,997 18,226 58,131 98,197
1992 19,684 311,567 37,669 98,129 175,606
1993 28,729 543,142 67,759 192,063 311,945
1994 71,248 1,124,044 147,742 347,319 677,083
1995 129,784 2,306,964 253,086 561,325 1,292,069
1996 241,116 4,113,036 540,516 1,129,672 2,557,053
1997 443,683 8,189,931 971,511 2,295,848 5,292,513
1998 729,072 16,791,078 1,310,649 4,085,861 7,735,727
1999 988,954 22,889,249 2,139,824 5,687,701 12,102,368
2000 1,658,124 33,454,594 3,276,249 8,405,526 20,299,164
2001 2,353,927 45,829,468 5,656,849 10,702,029 31,963,787
2002 3,225,992 62,361,454 8,013,139 14,707,329 49,025,450
2003 4,538,250 80,627,034 9,826,640 18,405,464 62,934,587
2004 5,898,572 97,193,358 10,658,842 24,661,000 76,021,278
2005 7,628,517 112,051,658 11,956,714 28,694,134 89,087,295
2006 8,952,359 130,393,077 13,452,105 35,849,263 104,123,045
2007 10,530,738 141,853,309 16,117,886 41,013,267 117,583,068
2008 13,458,457 153,721,455 20,637,525 44,657,644 135,030,193
2009 14,235,361 144,992,162 22,818,051 36,577,637 127,283,537
2010 15,785,419 170,983,275 25,454,991 45,239,597 146,779,803
92
Ek Tablo 13. Sektörel Gayrisafi Milli Hasıla (1998 yılı fiyatlarıyla, Bin TL)
Madencilik İmalat Enerji İnşaat(Konut) Ulaştırma
1988 572,482 9,881,460 606,245 3,213,387 4,459,158
1989 646,782 10,179,932 690,418 3,408,230 4,603,647
1990 630,565 11,165,429 749,852 3,370,611 5,152,631
1991 658,906 11,431,205 783,609 3,408,756 5,133,180
1992 660,621 12,090,709 875,954 3,621,585 5,547,405
1993 618,671 13,214,647 953,538 3,906,488 6,148,832
1994 668,018 12,204,829 986,050 3,827,118 6,023,903
1995 622,047 13,903,002 1,080,690 3,648,433 6,367,911
1996 636,609 14,891,812 1,185,632 3,861,816 6,849,973
1997 666,781 16,596,253 1,244,458 4,055,519 7,372,682
1998 729,072 16,791,078 1,310,649 4,085,861 7,735,727
1999 681,750 15,933,358 1,291,303 3,957,358 8,010,260
2000 674,914 17,037,385 1,368,969 4,150,231 8,908,992
2001 630,890 15,736,113 1,322,502 3,426,908 8,580,577
2002 615,945 16,192,617 1,366,778 3,903,516 9,618,386
2003 602,512 17,552,856 1,433,070 4,207,040 10,473,106
2004 622,726 19,645,369 1,534,957 4,801,693 11,597,023
2005 678,461 21,249,692 1,751,352 5,250,284 12,950,854
2006 714,046 23,033,310 1,902,611 6,220,955 13,830,467
2007 771,983 24,326,791 2,031,737 6,573,647 14,811,164
2008 813,954 24,290,306 2,107,391 6,040,811 15,026,108
2009 759,220 22,538,467 2,034,945 5,067,196 13,936,885
2010 795,179 25,544,865 2,184,157 5,935,140 15,402,230
93
Ek Tablo 14. Sektörler Bazında GSYİH, Kamu Sermaye Stoku Büyüme Oranları (%)
t gdpmad govmad gdpima govima gdpene govene gdpins govins gdputh govuth
1989 12.98 -22.83 3.02 -26.13 13.88 18.39 6.06 -2.11 3.24 -8.09
1990 -2.51 -9.29 9.68 -17.13 8.61 1.09 -1.10 -5.19 11.93 -3.24
1991 4.49 -7.79 2.38 -16.54 4.50 -15.63 1.13 22.09 -0.38 1.45
1992 0.26 -2.31 5.77 -7.44 11.78 -23.89 6.24 -5.30 8.07 4.18
1993 -6.35 -0.24 9.30 0.36 8.86 -13.59 7.87 -7.29 10.84 6.96
1994 7.98 -36.46 -7.64 -38.39 3.41 -31.76 -2.03 -28.95 -2.03 -15.62
1995 -6.88 -27.10 13.91 -24.41 9.60 -10.94 -4.67 -13.64 5.71 -14.32
1996 2.34 -22.20 7.11 12.24 9.71 -20.64 5.85 -21.23 7.57 -20.20
1997 4.74 -15.12 11.45 -1.27 4.96 7.18 5.02 -2.65 7.63 -2.16
1998 9.34 22.69 1.17 -20.87 5.32 57.76 0.75 0.82 4.92 50.68
1999 -6.49 10.59 -5.11 10.58 -1.48 19.25 -3.15 7.67 3.55 13.88
2000 -1.00 -6.81 6.93 13.16 6.01 16.88 4.87 16.85 11.22 12.49
2001 -6.52 -2.51 -7.64 12.15 -3.39 -6.67 -17.43 -9.48 -3.69 0.84
2002 -2.37 6.79 2.90 30.52 3.35 10.58 13.91 17.70 12.09 4.45
2003 -2.18 -14.22 8.40 26.12 4.85 47.95 7.78 20.74 8.89 20.26
2004 3.35 1.55 11.92 16.46 7.11 30.46 14.13 15.53 10.73 17.35
2005 8.95 13.56 8.17 13.87 14.10 21.14 9.34 19.29 11.67 22.19
2006 5.24 21.39 8.39 6.22 8.64 16.16 18.49 42.89 6.79 19.76
2007 8.11 29.55 5.62 15.13 6.79 2.99 5.67 21.44 7.09 19.57
2008 5.44 9.22 -0.15 -1.92 3.72 -6.41 -8.11 10.78 1.45 5.80
2009 -6.72 9.36 -7.21 4.89 -3.44 -0.25 -16.12 29.68 -7.25 24.88
2010 4.74 17.18 13.34 4.01 7.33 8.36 17.13 15.83 10.51 10.68
94
Ek Tablo 15. Sektörlere göre Yatırımların İktisadi Kullanım Süreleri
(Saygılı vd., 2008: 37)
Sektörler Yatırım Ömrü
(Kullanım süresi)
Madencilik 23
İmalat 26
Enerji 31
Ulaştırma 25
İnşaat 62
95
Ek Tablo 16. Kamu Kesimi Genel Dengesi (GSYİH’ya oranı, %)
Kaynak: Kalkınma Bakanlığı
CARİ
GİDERLER YATIRIMLAR
SABİT
SERMAYE
KAMU KESİMİ
FAİZ
ÖDEMELERİ
CARİ
TRANSFERLER
1975 -7.0 -7.2 -6.1 0.4 -1.1
1976 -6.8 -7.3 -6.7 0.3 -1.7
1977 -7.6 -7.4 -7.5 0.4 -2.7
1978 -7.6 -5.7 -6.3 0.3 -3.8
1979 -7.5 -4.7 -6.0 0.5 -3.1
1980 -7.8 -7.0 -6.6 0.4 -3.0
1981 -6.6 -7.9 -6.8 0.7 -2.6
1982 -5.6 -5.9 -6.2 0.6 -1.5
1983 -6.3 -6.2 -6.5 1.1 -3.0
1984 -5.6 -6.0 -6.0 1.5 -3.7
1985 -5.0 -6.7 -6.9 1.4 -3.7
1986 -5.1 -7.6 -7.6 1.9 -5.5
1987 -5.2 -7.7 -7.4 2.3 -6.4
1988 -5.0 -6.3 -6.6 2.9 -6.2
1989 -6.3 -5.5 -5.7 2.7 -5.8
1990 -7.5 -6.5 -5.2 3.8 -5.1
1991 -8.4 -5.7 -5.6 4.6 -4.5
1992 -9.2 -5.1 -5.5 4.6 -5.1
1993 -9.2 -5.5 -5.4 6.2 -7.0
1994 -8.0 -2.7 -3.7 8.1 -8.4
1995 -7.2 -2.9 -3.1 7.1 -8.2
1996 -7.4 -4.0 -3.8 8.7 -10.2
1997 -8.2 -5.0 -4.6 6.7 -8.8
1998 -8.4 -5.2 -4.8 9.6 -11.5
1999 -10.0 -5.0 -4.9 11.5 -13.8
2000 -9.3 -5.2 -5.2 13.2 -14.8
2001 -9.6 -4.1 -4.7 18.0 -19.9
2002 -9.9 -4.9 -4.9 15.5 -17.6
2003 -9.7 -3.7 -3.8 13.4 -15.9
2004 -9.2 -3.2 -3.2 10.4 -12.8
2005 -9.0 -4.0 -3.8 7.2 -10.2
2006 -9.5 -3.7 -3.8 6.2 -8.8
2007 -9.9 -3.9 -3.9 6.0 -8.9
2008 -10.0 -4.3 -4.1 5.5 -8.6
2009 -11.3 -4.4 -4.1 5.8 -11.0
96
Ek Tablo 17. Birim Kök Testi Sonuçları35
ADF test statistics
Test Critical Values
Level(1) 1st Difference(2) Level(3) 1st Difference(4)
labmad -3.0030 -6.1566* -3.6329 -3.6450*
gdpmad -1.9286 -5.1769* -3.6329 -3.6450*
capmad -0.9733 -5.9260* -3.6450 -3.6908*
govmad -1.3006 -5.4350* -3.6329 -3.6908*
labima -3.6327 - -3.6329 -
gdpima -2.2346 -4.4265* -3.6329 -4.4679*
capima -0.2328 -3.6566** -3.6736 -3.2774**
govima -3.8615 - -3.6329 -
labene -2.1710 -3.6545** -3.6329 -3.2690**
gdpene -2.9097 -3.6831* -3.6736 -3.6450*
capene -3.2437 -4.5910* -3.6450 -3.6584*
govene36
0.0431 -1.9385** -1.9581 -1.6078**
labins -2.1835 -2.6928* -3.6450 -3.6450*
gdpins -2.0426 -3.7704* -3.6329 -3.6450*
capins 0.2987 -4.3579* -3.6329 -3.6450*
govins 2.1275 -3.3347* -3.6329 -3.6450*
labuth -1.9468 -5.0449* -3.6329 -3.6450*
gdputh -1.8602 -4.5687* -3.6329 -3.6450*
caputh 2.5813 -3.5503** -3.6736 -3.2615**
govuth 1.1752 -4.2026* -3.6329 -3.6450*
35
Sütun (2)’deki değerlerde * ve ** sırasıyla %5 ve %10 anlamlılık değerlerini göstermektedir. Sütun
(4)’deki değerler ise MacKinnon(1996) tablo değerleridir. * ve ** sırasıyla %5 ve %10 anlamlılık
değerlerini göstermektedir. 36
Tüm serilere birim kök yapılırken sabitli trendli form kullanılmıştır. Bu seri sabitsiz trendsiz formda
1. farkta durağan hele gelmektedir.
97
Ek Tablo 18. 2002 Yılı Yatırım Programında Yer Alan Projelerin Başlama Yıllarına
Göre Dağılımı (1)
Kaynak: Kamu Yatırımları 2012 yılı programı (http://www2.dpt.gov.tr/kamuyat/2003program.html)
98
Ek Tablo 19. Türkiye Kamu Yatırımları (2002-2011) (1)
2002 2003 2004 2005 2006 2007 2008 2009 2010 2011
Proje Sayısı
(Adet) 4 414 3 851 3 555 2 627 2 525 2 710 2 759 2 332 2 425 2 534
Toplam Proje Tutarı
(Cari Fiyatlarla,
Milyar TL)
166,8 187,1 196,1 206,7 200,4 209,3 219 245,8 273,4 303,7
Toplam Program
Ödenek
(Cari Fiyatlarla,
Milyar TL)
10,6 12,5 12,0 16,2 17,5 17,1 17,1 21,5 27,8 31,3
Toplam Program
Ödenek /
Toplam Proje Tutarı
(%)
6,3 6,7 6,1 7,8 8,7 8,2 7,8 8,7 10,1 10,3
Yatırım Stokunun
Ortalama
Tamamlanma Süresi
(Yıl) (2)
8,5 7,6 8,1 6,6 5,5 5,8 5,8 5,3 4,6 4,2
Kaynak: Kamu Yatırımları 2012 yılı programı (http://www2.dpt.gov.tr/kamuyat/program.html)
(1) Mahalli idare yatırımları, kamulaştırma harcamaları ve yatırım programında toplam dışı tutulan
yatırımlar hariçtir.
(2) Mevcut stokun, ilgili yıldaki program ödenek seviyesiyle tamamlanması için gereken ilave
süreyi göstermektedir.
99
Ek Tablo 20. Yılık Yatırım Programlarında Projelere Tahsis Edilen Kamu
Yatırımlarının Sektörel Dağılımı
Ulaştırma Enerji Madencilik,İmalat,Turizm,Konut
2002 24.2 20.9 9.4
2003 23.5 21.3 7.6
2004 26.2 17 7.2
2006 31 14.2 7.3
2007 23 14.6 8.1
2008 23.1 14.1 8.1
2009 24.2 13.1 7
2010 28.7 12.1 7.5
2011 28.2 10 8.7
Kaynak: Yıllık Kamu Yatırım Programları (http://www2.dpt.gov.tr/kamuyat/index.html)