12
^ ^

Kültür Yayınları Dizisiisamveri.org/pdfdrg/D250901/2014/2014_DEMIRCIM.pdf · 339 1996 REL KÜ A N TÜ H R V Ü E M Y Ü A G R D. R A D E L R I N C E A ULUSLARARASI GÜMÜşHÂNEVÎ

  • Upload
    others

  • View
    1

  • Download
    0

Embed Size (px)

Citation preview

Page 1: Kültür Yayınları Dizisiisamveri.org/pdfdrg/D250901/2014/2014_DEMIRCIM.pdf · 339 1996 REL KÜ A N TÜ H R V Ü E M Y Ü A G R D. R A D E L R I N C E A ULUSLARARASI GÜMÜşHÂNEVÎ

^ ^

Page 2: Kültür Yayınları Dizisiisamveri.org/pdfdrg/D250901/2014/2014_DEMIRCIM.pdf · 339 1996 REL KÜ A N TÜ H R V Ü E M Y Ü A G R D. R A D E L R I N C E A ULUSLARARASI GÜMÜşHÂNEVÎ

Kültür Yayınları Dizisi

Yayın YönetmeniLokman ÇAĞIRICI Yayın KoordinatörüKenan GÜLTÜRK EditörDoç. Dr. Hür Mahmut YÜCER ÇeviriProf. Dr. Süleyman DERİNProf. Dr. Halil İbrahim KAÇAR Tashih ve RedaksiyonDoç. Dr. Hür Mahmut YÜCEREkrem KIZILTAŞ DüzenleyenBağcılar BelediyesiGümüşhane Eğitim Kültür ve Sağlık VakfıBağcılar Gümüşhaneliler Kültür ve Yard. Derneği TasarımAsitane Organizasyon Dizgi ve Baskı Öncesi HazırlıkM. Fatih AKYÜZLÜ Baskı & Cilt Baskı TarihiŞubat 2014İstanbul

1996

RE

KL ÜL LE TN ÜA RH

VEÜ

YM AÜ RG D

.R

DA EL RI NC EAB

Page 3: Kültür Yayınları Dizisiisamveri.org/pdfdrg/D250901/2014/2014_DEMIRCIM.pdf · 339 1996 REL KÜ A N TÜ H R V Ü E M Y Ü A G R D. R A D E L R I N C E A ULUSLARARASI GÜMÜşHÂNEVÎ

338

1996

RE KL ÜL LE TN ÜA RH VEÜ YM AÜ RG D .R DA EL RI NC EABbildirilerULUSLARARASI GÜMÜŞHÂNEVÎ SEMPOZYUMUDOĞUMUNUN 200. YILI HATIRASINA

PROF. DR. MEHMET DEMİRCİDokuz Eylül Ü. İlahiyat Fak. Emekli Öğr. Üyesi

Ahmed Ziyâeddin-i Gümüşhânevî’nin

Mecmûatü’l-Ahzâb’ı Hakkında

Ahzâb ve Evrâd

Hizb sözlükte kısım, parça, bölük, silâh gibi anlamlara gelir, çoğulu “ahzâb”dır. Terim mânâ-sı şudur: Maddî-mânevî birtakım maksatların gerçekleşmesi için okunan duâların genel adı. Hizb’e yakın ama daha genel bir anlam taşıyan “vird”in çoğulu ise “evrâd”dır. Hizb belli şartlar ve kurallar dâhilinde maksada ulaşıncaya kadar okunur, evrâd ise devamlı okunan bir duâdır.

Hizbler, ilk olarak tarîkatların ortaya çıktığı VI./XII. yüzyılda tertip edilmeye başlanmıştır. Abdülkādir-i Geylânî, Muhyiddin İbnü’l-Ara-bî, Ebü’l-Hasan eş-Şâzelî, Şehâbeddin es-Süh-reverdî, Ahmed el-Bûnî, Ahmed el-Bedevî, İbrahim ed-Desûki, Ahmed er-Rifâî gibi ünlü mutasavvıflar, Gazâlî ve İmam-ı Âzam gibi âlimler tarafından düzenlenen veya onlara nis-bet edilen pek çok hizb mevcuttur.

Hizbler Arapça kısa ve seçilmiş cümlelerden oluşur. Edebî değeri yüksek, hikmetli metinler-dir. Bu durum hizbin okunmasını, ezberlen-mesini ve dinlenmesini kolaylaştırır. Hizblerde esmâ-i hüsnâya, Allah’ı öven, nîmetlerini dile getiren, kulluk görevlerini anlatan ifâdelere ve duâ cümlelerine geniş yer verilir.

Evrâd ve ahzâbtan maksat, Cenâb-ı Hakk’a duâ ve niyazdır. Duâ, küçükten büyüğe, aşağı-dan yukarıya vaki’ olan talep ve niyaz demektir. Duâ Allah’ın yüceliği karşısında kulun aczini itiraf etmesi, sevgi ve tevazu duyguları içinde lutuf ve yardım dilemesidir.

Hizbler, asıl olarak sırf Allah’a ibadet etmek ve O’na yaklaşmak için okunur. Hizbin insanı olgunlaştıran, ahlâkı güzelleştiren bir niteliği bulunduğuna inanılır. Allah’ın güzel isimlerini tekrar tekrar okumaktan maksat bu ilâhî nite-likleri kazanarak O’nun rızâsını kazanmaktır. Hizb okuyan kimse, Allah’ın kendisini kötü huylardan uzaklaştırıp güzel huylar edinmeyi nasip etmesini de ister, kötülerden ve kötülük-lerden O’na sığınır.

Yolculuk gibi sıkıntılı zamanlarda, hattâ ölüm yatağında dahi günlük evrâdı terketme-meye özen gösteren sûfîler feyzin gelmesini belli duâlara bağlamışlar, “Virdi olmayanın vâ-ridi olmaz” demişlerdir. İbn Atâullah el-İsken-derî virdi “Allah’ın kuldan istediği şey”, vâridi ise “kulun Allah’tan beklediği şey” olarak tarif etmiş ve bu tesbîtin aksinin de doğru olduğunu söylemiştir. Ona göre vâridi olmayanın virdi de

Page 4: Kültür Yayınları Dizisiisamveri.org/pdfdrg/D250901/2014/2014_DEMIRCIM.pdf · 339 1996 REL KÜ A N TÜ H R V Ü E M Y Ü A G R D. R A D E L R I N C E A ULUSLARARASI GÜMÜşHÂNEVÎ

339

1996

RE KL ÜL LE TN ÜA RH VEÜ YM AÜ RG D .R DA EL RI NC EABbildirilerULUSLARARASI GÜMÜŞHÂNEVÎ SEMPOZYUMUDOĞUMUNUN 200. YILI HATIRASINA

olmaz, yani Allah’ın feyzi ve lutfu olmadan kul virdini gerçekleştiremez.

Bu meyanda, beden veya ruh hastasının şifâ bulması, borçlunun borcunu ödeme gücüne kavuşması, sıkıntı ve üzüntünün, âfet ve musî-betlerin defedilmesi, düşman şerrinden emin olunması, yol güvenliği, zorlukların aşılması, zenginlik, zihin açıklığı, zorbaların kahredil-mesi, hapistekilerin hürriyetlerine kavuşması, devlet adamlarının gönüllerini kazanmak, karı koca arasındaki ilişkileri düzeltmek gibi çok çeşitli maksatlarla düzenlenmiş hizbler mev-cuttur.

Hizbler şöyle isimlenebilir; Mânevî kurtuluş için okunanlar Hizbü’l-felâh veya hizbü’n-ne-cât, iç aydınlığı için olanlara hizbü’l-işrâk, gönül râhatlığı için hizbü’t-tefrîc, zihin açıklığı için hizbü’lfehm, bereket temini için hizbü’l-be-rekât, denizde güvenle yolculuk yapılması için hizbü’1-bahr, düşmanın mahvolması için hiz-bü’s-seyf, başarı veya zafer için hizbü’n-nasr okunur. Meselâ Şâzelî’nin Allah’tan gelen bir

ilhamla yazıldığına ve ism-i a’zamı ihtiva etti-ğine inanılan hiz-bü’1-bahri özellikle denizde güvenle yolculuk yapmak için okunur. Bu hiz-bin okunması hâlinde en tehlikeli fırtınaların bile sakinleştiği kabul edilir.1

Hizbler bu tür farklı amaçları gerçekleştire-cek sayıda okunur. Hizbin her kelimesinin, har-finin ve okuma adedinin gizli bir tesiri olduğu, hizb okurken bunlar göz önünde tutulmazsa istenen faydanın hâsıl olmayacağı kabul edilir.

Evrâd kitaplarında yer alan sûre ve âyetler daha çok Allah’ın isim ve sıfatlarıyla ilgili âyet-ler ve “Rabbenâ”, “Allâhümme” gibi ifâdelerle başlayan metinlerdir. Salevat kısmında ise Hz. Peygamber’in özelliklerini sıralayan cümleler ve onun tavsiye ettiği duâlar yer alır.

Bâzan virdden önce Âyetü’l-kürsî ile Fâtiha, İhlâs, Felak, Nâs gibi sûrelerin, “sübhânel-lah, elhamdülillah” gibi ifâdelerle başlayan tesbih veya duâların okunması tavsiye edilir. Böylece psikolojik olarak duâ ve yakarışlara hazır olan

1- Hizbü’l-Bahr metni için bk. Gümüşhânevî, Mecmâtü’l-Ahzâb, İstanbul, 1289 ve 1311, s. 107-114

Page 5: Kültür Yayınları Dizisiisamveri.org/pdfdrg/D250901/2014/2014_DEMIRCIM.pdf · 339 1996 REL KÜ A N TÜ H R V Ü E M Y Ü A G R D. R A D E L R I N C E A ULUSLARARASI GÜMÜşHÂNEVÎ

340

1996

RE KL ÜL LE TN ÜA RH VEÜ YM AÜ RG D .R DA EL RI NC EABbildirilerULUSLARARASI GÜMÜŞHÂNEVÎ SEMPOZYUMUDOĞUMUNUN 200. YILI HATIRASINA

kişi bütün dikkatini okuduğu evrâda ve anlamı-na vererek tasavvufî hal ve duyguların atmosfe-rine girer.

Evrâdı en yaygın olan sûfî, Şâzeliyye tarî-katının pîri Ebü’l-Hasan eş-Şâzeli’dir. Özel-likle “hizbü’1-bahr ve hizbü’1-ber” adlı kısa ve özlü teşbihlerle duâlar asırlardan beri tasavvu-fi muhitlerde okunan ve şerhedilen virdlerdir. Şâzeliyye tarîkatı Osmanlı toplumunda yaygın olmadığı halde bu hizblerin çokça okunması dikkate değer bir husustur.

Muhyiddin İbnü’l-Arabî’nin çeşitli virdle-riyle Halvetiyye’nin ikinci pîri Seyyid Yahyâ-yı Şirvâni’nin evrâdı da tarîkatlar arasında çok meşhurdur. Yahyâ-yı Şirvânînin “Yâ Settâr” diye başladığı için Virdü’s-settâr adıyla anılan evrâdı, pek çok sûfi tarafından şerhedilmiş, bunlardan Harîrîzâde Kemâleddin Efendi’nin Türkçe şerhi basılmıştır (İstanbul 1287).

Delâilü’l-Hayrat, Şazeliyye’nin Cezûliyye kolunun kurucusu Şeyh Cezûlî’nin hazırladığı bir metindir. Sadece Şazeliler değil, başkaları da düzenli olarak okudular. Bunu okuyanların Hz. Peygamber’in şefaatine nâil olacakları, günah-larının affedileceği, kötü huyları terk edip iyi huylar edinecekleri, maddi ve dünyevî işlerinin düzeleceğine inanılır. Delâlil okumak için izin almak gerektiği, ehlinden usûlüne göre Delâil okumanın öğrenilmesi icap ettiği kabul edilir.

Evrâd okunurken dikkat edilmesi gereken âdâbın en önemlileri şunlardır: Evrâd mürşidin izin ve icâzetiyle okunur. İzinsiz okumak müm-

künse de yeteri kadar faydalı değildir. Evrâd okumak için uygun zamanlar seçilmeli, mad-dî - manevî temizlik yapıldıktan sonra kıbleye yönelerek ve bir yere dayanmadan okunmalıdır. Okunan metinlerin mânâsına nüfuz edilmeli, yavaş okunmalı ve okuma hatası yapmamaya özen gösterilmelidir. İhlâs ve inançla okunan duâlara Allah’ın icâbet edeceği umulmalı, duâ-ların kabulünün ihlâsa bağlı olduğu bilinmeli-dir.

Sûfîlere göre vird konusunda müridler gibi şeyhlerin de göz önünde bulundurmaları ge-reken kurallar vardır. Bunların en önemlisi, okunacak evrâdın miktarını müridin kābiliyet ve ruhî durumuna göre tesbit etmektir. Bu ko-nuda aşırı davranan ve böylece dervişlerin ruhî dengelerinin bozulmasına sebep olan şeyhlere “evrâd şeyhi” adı verilmiştir.2

Evrâd, ezkâr ve ahzâbı gaybın, ilahi ve mâ-nevî alemin şifreleri gibi kabul etmek mümkün-dür. Usulüne riayet ederek ve ihlâsla okunduğu takdirde, arzu edilen neticeye ulaşılmaması için bir sebep yoktur. Tabii ki burada birinci maksat özellikle mânevî feyz, bereket ve ahlâkî kemâli talep etmek olmalıdır. Böyle düşünüp davra-nanlardan birinin şu beyânı hoştur:

“Bütün tarîkatlerin evrâdında istisnâsız o kadar tatlı bir zevk vardır ki, insanın okumakla bu zevke doyası gelmez. Kanaatimce Kur’an ve Hadisten sonra, maddi ve mânevî yönden fay-dalanmak ve bunlara kanmak ümidi ile okuna-cak şey, Delâilü’l-hayrat ve tarîkatlere ait diğer evrâddır.”3

2- Bk. Süleyman Uludağ, “Hizb”, DİA, c. 18, s. 182; aynı yazar, “Delâilü’l-Hayrat”, DİA, c. 19, s. 114; Mus-tafa Kara, “Evrâd”, DİA, c. 11, s. 5533- Sadık Vicdânî, Tomar-ı Turuk-ı Aliyye, haz. İrfan Gündüz (Tarîkatlar ve Silsilesi), Enderun Kitabevi, İstanbul 1995, s. 146

Page 6: Kültür Yayınları Dizisiisamveri.org/pdfdrg/D250901/2014/2014_DEMIRCIM.pdf · 339 1996 REL KÜ A N TÜ H R V Ü E M Y Ü A G R D. R A D E L R I N C E A ULUSLARARASI GÜMÜşHÂNEVÎ

341

1996

RE KL ÜL LE TN ÜA RH VEÜ YM AÜ RG D .R DA EL RI NC EABbildirilerULUSLARARASI GÜMÜŞHÂNEVÎ SEMPOZYUMUDOĞUMUNUN 200. YILI HATIRASINA

Ahzâb ve evrâd hakkında H. Mahmut Yü-cer’in etraflı bir makalesi var: “Tarîkat Gelene-ğinde Evrâd, Hizb ya da Ed’ıye”. Yücer burada evrâd ve hizbin tariflerini ve evrâd literatürünü verir, çeşitli tarîkatlerin virdlerine temas eder, her bir evrâdın özelliğini belirtir. Evrâd ve hizb metinlerindeki bölümleri, inceler. Bunlar istiğ-far, salevat-ı şerifeler, tesbih, tehliller, esmâ-i hüsnâ, münâcatlar, duâ ayetleri, özel duâlar baş-lıkları altında incelenir.4

Mecmûatü’l-Ahzâb

Bu sempozyum için asıl konumuz Ahmed Ziyâeddin-i Gümüşhânevî’nin (1813-1893) tertip ettiği Mecmûatü’l-Ahzâb hakkında bil-gi sunmaktır. Kitap, kendi türünde önemli bir eserdir. Bildiğim kadarıyla bu çapta başka bir benzeri de yoktur. İslâmın ilk dönemlerinden itibaren Hak dostlarının tertib ettiği duâ ve evrâd metinlerini, bütün tarîkatlerin evrâd ve ahzâbını bir araya getirmeyi düşünmek önemli bir projedir. Bugünün baskı tekniğinin çok ge-risinde olan bir devirde bunu yapmak ayrı bir azim ve başarı göstergesidir.

Üç ciltlik 2000 sayfaya yakın Mecmûa-tü’l-Ahzâb taş basması olarak 1298/1881’de basıldı. Bazı tashihlerle ikinci defa tıpkıbasım şeklinde 1311/1893’de tekrar tab edildi. Bu ikinci baskının baş tarafında şöyle bir not yer alır:

“Gümüşhâneli reşâdetlü şeyh Ahmed Ziyâed-din Efendi Hazretleri cem’ ve tertibine muvaffak

olduğu “Mecmûatü’l-Ahzâb” namıyla tevsim ey-lediği iki bin sahifeye karib, bir cümle meşayih-i kiramın evrâd ve ahzâbı bu kerre müşârünileyh tarafından hıyn-i tedrisinde kemâl-i ı’tina ile tas-hih edilip Maârif Nezâret-i Celîlesinin 338 nüm-rolu ruhsatnâmesiyle tab’ ve temsil kılındı. 1311”

Son olarak, tashihli nüshanın bir tıpkı ba-sımı 1981’de yapıldı. Ayrıca el-Kulûbu’d-dâria Mecmuatü’l-ahzâb’dan Seçmeler adıyla Meh-met Ergene’nin hazırladığı bir küçük risâle de vardır (Işık yayınları, Çağlayan basımevi, İzmir 2005).

Her cildin sonunda Osman Selâhaddin De-de’nin bir takrîzi yer alır. Osman Selâhaddin Dede (ö.1304/1887) çok iyi yetişmiş bir irfan adamıdır. Uzun süre Yenikapı Mevlevihanesi şeyhliğinde bulundu. Kuruluşundan itibaren on yıl (1868-1878) Meclis-i Meşâyih reisliği yaptı.5 Söz konusu takrîzi bu sıfatı dolayısıyla yazmış olmalıdır. Arapça olan takriz şu cümle-lerle biter:

“Bu hiziblerde sayısız hassa ve fazîletler var. Herhangi bir evde bu kitaptan bir nüsha bulu-nursa, o ev ve sâkinleri âfet ve belâlardan korun-muş olur. Ben böyle düşünüyor, tahsin ve teberrük sadedinde imzâmı koyuyorum. 7 Şa’ban gecesi 1289. Ve ene’l fakîr zü’l-meskeneti ve’t-taksîr ah-karu’l-beriyye hâdimü’l-fukarai’l-Mevleviyye Os-man Salâhaddin ibn-i Nâsır es-Seyyid Abdulbaki Dede gaferallahü zünâbehu ve uyâbehu.”

Kitapta ilk devirlerden îtibâren, ulaşılabilen bütün evrâd ve ahzâb yer almakla birlikte; bi-

4- Bk. H. Mahmut Yücer, “Tarîkat Geleneğinde Evrâd Hizb ya da Ed’ıye”, Süleyman Uludağ Kitabı içinde, Dergah yayınları, İstanbul, 2008, s. 311-3515- bk. Defter-i Dervişan Yenikapı Mevlevihanesi Günlükleri, haz. B. Ali Kaya-Sezai Küçük, Zeytinburnu Belediyesi, Kültür Yayını, İstanbul 2011, s.21; Mustafa Kara, Tekkeler ve Zaviyeler, Dergah yayınları, İstanbul, 1990, s.305, 306¸Sezai Küçük, Mevleviliği Son Yüzyılı, Vefa Yayıncılık, İstanbul, 2007, s.122

Page 7: Kültür Yayınları Dizisiisamveri.org/pdfdrg/D250901/2014/2014_DEMIRCIM.pdf · 339 1996 REL KÜ A N TÜ H R V Ü E M Y Ü A G R D. R A D E L R I N C E A ULUSLARARASI GÜMÜşHÂNEVÎ

342

1996

RE KL ÜL LE TN ÜA RH VEÜ YM AÜ RG D .R DA EL RI NC EABbildirilerULUSLARARASI GÜMÜŞHÂNEVÎ SEMPOZYUMUDOĞUMUNUN 200. YILI HATIRASINA

rinci ciltte Şazelî, ikincide Nakşıbendî, üçüncü cillte ise Muhyiddin İbn’ül Arabî’ye ait evrâd ve ahzâb geniş yer tutmaktadır.

Üç ciltlik Mecmûatü’l Ahzâb’ın her cildinde ortada ahzâb ve evrâd metinleri yer alır. Hâşi-ye olarak sayfa kenarlarında ise bâzı hizblerin şerhi, hizb okuma âdâbı hakkında kısa bilgiler bulunur.

Gümüşhânevî cild başlarında tekrarlanan “tenbîhat” başlığı altında, bütün bu evrâd ve ahzâbı nasıl bir araya getirdiğini açıklar, ayrı-ca okuma usul ve âdâbı hakkında kısa bilgiler verir.

Bu evrâd ve ahzâbın nasıl bir araya getiril-diği özetle şöyle anlatılır: Bunlardan bazıları her tarîkatin ilk ve en muteber kaynaklarından alındı. Bir kısmı şerhlerden derlendi. Bir bölü-mü de mürettib ve müelliflerin evlâd ve ahfâ-dından temin edildi, bâzısı kütüphânelerdeki yazma metinlerden istinsah edildi. İlk devirlere ait hizibler tasavvuf târihi kaynaklarından der-lendi. Pirlerden tevatüren nakledilip günümüz-de icrâ edilen evrâd ise derlendikten sonra esas kaynaklardaki asıllarıyla karşılaştırılıp tashih edildi ve öyle kayda geçildi.

Gümüşhânevî’nin ifâdesine göre, bazı hi-zipler içinde Süryanice kelimeler vardır. Bunla-rın tarîkat pirlerinden bizzat zuhur ettiği kesin bilgisine ulaşılanlar için mânâsı ve sözleri anla-şılabiliyorsa Gazâlî, Kuşeyrî ve başkaları okun-masını uygun bulmuşlardır.

Bâzı hiziblerde az da olsa bir tür şifre gibi manasını bilmediğimiz sözler bulunur. Bun-lar bir nevi melâike-i kiram lisânı üzere vârid olan kelimelerdir ki pek çok faydaları vardır, inkâr olunmaya. Bu konuda kitabımızın hâşiye kısmında birkaç yerde açıklama yapıldı. Yâfiî, Abdurrahman Bistâmî ve Şa’rânî de bu husûsa temas ederler.6

Gümüşhânevî, evrâd ve ahzâbın önemi-ni şöyle dile getirir: Bütün ahzâb ve esmânın ehemmiyeti şuradadır ki; tarîkat mensupların-dan avam olsun havas olsun seyr ü sülûk üze-re bulunanların hepsinin, mânevî menzillerde ilerleyebilmeleri ve iki dünya saâdeti için ahzâb ve evrâd, bir nevi dînî azık, hattâ hepsinin rûhu mesâbesindedir.

Hizblerin okunma maksatları hakkında şunlara dikkati çeker: Asla, mü’min olan hiç kimsenin zarar görmesi veya helâk olması için okunmamalıdır. Buna rağmen mü’min bir kim-seye düşmanlık olsun diye okuyan olursa, es-mâyı üzerine sıçratmış olur ve zararını görür. Mü’min olmayan için okunması câizdir.7

Gümüşhânevî ahzâb okuma âdâbı hakkında şunları söyler: “Okuma sırasında maddi mânevî tam bir tahâret ve hâlis niyet olmalı. Okuyan kim-se bütün kötülüklerden kaçınmış bulunmalıdır.” Bu demektir ki, evrâd ve ahzâb okumak sıradan bir iş değildir. Tam bir teveccüh ve konsatras-yon gereklidir. Ümid edilen vâridat ve tesir her halde o zaman hâsıl olacaktır.

6- Türkçe olan tenbihatın son cümlesi Arapçadır ve bu son konu hakkındadır. Şöyle denir: “Bilinmeli ki, hi-ziplerdeki Arapça olmayan isimler mülk ve melekut aleminin avamının ve alimlerinin dilinden değildir. Onlar, Ceberutiyye lisanından olup Allah onları ceberut bahçelerinde zikreder. Onlar evvelin ve ahirin ilminde cem oldu. O kelimelerle duâ etmek isteyen taharet-i kamile sahip olmalı, aksi halde hummaya maruz kalır.”7- 1930’lu yıllarda “Kahriyye” okumak için bir araya gelip sonra görülen rüya üzerine bundan vazgeçenlerin canlı hikayesi için bk. İsmail Kara, Şeyh Efendi’nin Rüyasındaki Türkiye, Kitabevi, İstanbul, 1989, s. 9

Page 8: Kültür Yayınları Dizisiisamveri.org/pdfdrg/D250901/2014/2014_DEMIRCIM.pdf · 339 1996 REL KÜ A N TÜ H R V Ü E M Y Ü A G R D. R A D E L R I N C E A ULUSLARARASI GÜMÜşHÂNEVÎ

343

1996

RE KL ÜL LE TN ÜA RH VEÜ YM AÜ RG D .R DA EL RI NC EABbildirilerULUSLARARASI GÜMÜŞHÂNEVÎ SEMPOZYUMUDOĞUMUNUN 200. YILI HATIRASINA

8- Gümüşhânevî, Mecmûatü’l-Ahzâb, “Tenbîhât”, s. 4, İrfan Gündüz, Gümüşhânevî Ahmed Ziyâeddin, Seha neşriyat, İstanbul, 1984, s. 92-939- Şazeli’nin Hızbü’n-Nasr metni için bk. Mecmûatü’l-Ahzâb, c. I, s. 10310- Bk. Mecmûatü’l-Ahzâb, c. I, s. 457-466 hâmiş11- Mecmûatü’l-Ahzâb, I, s. 489-491 hâmiş12- Mü’min, 40/60

Halvetiyye ve Celvetiyye gibi tarîkatlerde riyâzet de gereklidir. Aslında evrâd ve ahzâbın hepsinde beklenen tesirin hâsıl olması için oruçlu olmak, az yemek, helâl yemek, doğru sözlü olmak ve sadaka vermek icap eder. Evrâd ve ahzâb, umûmun menfaati için de okunabilir. Bu takdirde emr bi’l-ma’ruf nehy ani’l-münke-re riâyet edilmesi elzemdir.

Bütün bu şartlara riâyet etmeksizin ve hata ve isyanla dolu olarak okunursa, zehirle şekeri bir araya getirmek kabîlinden bir sonuç doğar.8

Mecmûatü’l-Ahzâb’ta “Havâssu Hız-bi’n-Nasr”9 başlığı altında bazı hassalara işâret edilir10: Tufan vukuunda, sultanı (devlet büyü-ğünü) etki altına almak, çözümü zor bir konuyu halletmek, mal kazanmak, düşmanı defetmek, mârifetullaha ermek, yolculuğa çıkmak, anla-yış sahibi olmak, zalimin ölümü, bütün işlerde başarı, mecnun ve mahpusu kurtarmak gibi konularda hangi tarzda kaç kere okunup ya-zılacağına dâir bilgi verilir. Sonraki sayfalarda bu hizbin esrârı üzerinde durulur. Bunun gam ve kederi dağıttığı, düşman elindeki mazlumu kurtarma konusunda iyi geleceği belirtilir.

Şeyh efendiden kaç defa okunacağına dair bir şey nakledilmemişse; hizbin her yerde her zaman okunabileceği, ancak tam bir îkan ve ih-lâsla okunması ve üçten az okunmaması gerek-tiği söylenir.11

SonuçHak Taâlâ “Üd’ûnî estecib leküm”12 (Bana

duâ edin, benden isteyin, duânızı kabul edeyim, isteğiniz yerine getireyim) buyurur. Buna göre isteklerimize, duâ ve niyazlarımıza mukābele-de bulunması tabiidir. O’nun dostları, O’ndan neyin nasıl isteneceğinin âdâbını, üslubunu iyi bilirler. Onlar, buna göre evrâd ve ahzâb tertip etmişlerdir.

Yazılanlara bakılırsa bu hizblerin neredey-se her derde deva oldukları görülür. Ortalama insan bu konuda tereddüte düşebilir. Mâdem öyle, bütün işlerimizi çeşitli hizbler okuyarak hallediverelim, denebilir. Bir başkası bunun sûiistimal ve tembellik olduğunu söyleyebilir. Hepsini bir parça haklı görmek mümkündür.

İşin doğrusu şu olmalıdır. Bütün hizb, vird, zikir ve duâlardan asıl maksat, Hak yakınlığına ermek, O’na yaklaşmak, O’nunla iletişim kur-mak; böylece mânevî kemâle ermektir. Evrâd ve ahzâbın akıcı, seçili, zengin manalı, tılsımlı sözleri bunu sağlayan vasıtaların başında gelir.

İnsanoğlu zayıf yaratılışlıdır. Maddî ve dün-yevî gāyeler için de hizbler okumaya yatkındır. İyi niyetle, daha çok başkaları veya toplum için olmak üzere bu da mümkündür. Burada sonuç almak için tam bir ihlâs ve samimiyetin ve yu-karıda zikredilen âdâb ve usule uymanın şart olduğu bilinmelidir. Gene bilinmelidir ki tasav-vufun amacı zayıf yaradılışı aşmak, kâmil insan olmaya çalışmaktır.

Page 9: Kültür Yayınları Dizisiisamveri.org/pdfdrg/D250901/2014/2014_DEMIRCIM.pdf · 339 1996 REL KÜ A N TÜ H R V Ü E M Y Ü A G R D. R A D E L R I N C E A ULUSLARARASI GÜMÜşHÂNEVÎ

344

1996

RE KL ÜL LE TN ÜA RH VEÜ YM AÜ RG D .R DA EL RI NC EABbildirilerULUSLARARASI GÜMÜŞHÂNEVÎ SEMPOZYUMUDOĞUMUNUN 200. YILI HATIRASINA

Şahsî sıkıntılarımız ve isteklerimiz için hizbler okunabilir mi? Olabilir, ama bu konuda şu târihî örneği, Allah Resûlü’nün (as) şu unu-tulmaz tavrını hatırlatmakta fayda var:

Asr-ı saâdette epilepsi yani sar’a hastası bir kadın vardır. Bir gün Peygamberimizden ricâda bulunur, Ya Resûlellah duâ etseniz de bu hasta-lığım geçse, der. Resûl-i Ekrem’in cevâbı:

- Olabilir, bu konuda duâ ederim; ancak buna sabredersen daha iyi olur.

Kadın:

- Sabrederim, fakat sara nöbeti sırasında üstüm başım açılıyor, sonra bu bana üzüntü veriyor, deyince Peygamberimiz bu yönde duâ buyururlar ve nöbet sırasında kadın daha sâkin olur ve artık üstü başı açılmaz.13

Mecmûatü’l-Ahzâb gibi değerli bir mânevî-yat hazinesini bizlere miras bırakan, Hak dostu Ahmed Ziyâeddin-i Gümüşhânevî’ye rahmet dileklerimle.

13- Müslim, Birr, 54

Page 10: Kültür Yayınları Dizisiisamveri.org/pdfdrg/D250901/2014/2014_DEMIRCIM.pdf · 339 1996 REL KÜ A N TÜ H R V Ü E M Y Ü A G R D. R A D E L R I N C E A ULUSLARARASI GÜMÜşHÂNEVÎ

345

1996

RE KL ÜL LE TN ÜA RH VEÜ YM AÜ RG D .R DA EL RI NC EABbildirilerULUSLARARASI GÜMÜŞHÂNEVÎ SEMPOZYUMUDOĞUMUNUN 200. YILI HATIRASINA

Mecmuatü’l-Ahzab C. I fihristi ilk sayfası

Page 11: Kültür Yayınları Dizisiisamveri.org/pdfdrg/D250901/2014/2014_DEMIRCIM.pdf · 339 1996 REL KÜ A N TÜ H R V Ü E M Y Ü A G R D. R A D E L R I N C E A ULUSLARARASI GÜMÜşHÂNEVÎ

346

1996

RE KL ÜL LE TN ÜA RH VEÜ YM AÜ RG D .R DA EL RI NC EABbildirilerULUSLARARASI GÜMÜŞHÂNEVÎ SEMPOZYUMUDOĞUMUNUN 200. YILI HATIRASINA

C. I Haşiye fihristi

Page 12: Kültür Yayınları Dizisiisamveri.org/pdfdrg/D250901/2014/2014_DEMIRCIM.pdf · 339 1996 REL KÜ A N TÜ H R V Ü E M Y Ü A G R D. R A D E L R I N C E A ULUSLARARASI GÜMÜşHÂNEVÎ

347

1996

RE KL ÜL LE TN ÜA RH VEÜ YM AÜ RG D .R DA EL RI NC EABbildirilerULUSLARARASI GÜMÜŞHÂNEVÎ SEMPOZYUMUDOĞUMUNUN 200. YILI HATIRASINA

1311 tarihli ikinci baskıya ait tanıtım yazısı