194

Kongre Sponsorları - Anasayfa › sites › 1 › upload › files › 6_sanayi_kongresi...Kongre Sponsorları AKBANK Oturum Sponsorları ~ BORÇELiK e CEm OFSEr mat b_acılık sanayii

  • Upload
    others

  • View
    3

  • Download
    0

Embed Size (px)

Citation preview

Page 1: Kongre Sponsorları - Anasayfa › sites › 1 › upload › files › 6_sanayi_kongresi...Kongre Sponsorları AKBANK Oturum Sponsorları ~ BORÇELiK e CEm OFSEr mat b_acılık sanayii
Page 2: Kongre Sponsorları - Anasayfa › sites › 1 › upload › files › 6_sanayi_kongresi...Kongre Sponsorları AKBANK Oturum Sponsorları ~ BORÇELiK e CEm OFSEr mat b_acılık sanayii

$Kongre Sponsorları

AKBANK

Oturum Sponsorları

~ BORÇELiKe

CEm OFSErmat b_acılık sanayii a.,. IIITEB

iletişim Sponsorlan

~k.CNBC-e

~Mj!liyel

Destek Sponsorları,

,--~_c_oı_ıez_ıo__.,"' r-=~J ~a=~ ~ ,--"_HA_ı,K_!._~~__.,Kkabiline

Page 3: Kongre Sponsorları - Anasayfa › sites › 1 › upload › files › 6_sanayi_kongresi...Kongre Sponsorları AKBANK Oturum Sponsorları ~ BORÇELiK e CEm OFSEr mat b_acılık sanayii

İstanbul, Şubat 2008ISBN 978-9944-60-238-9İso Yayın No: 2008/3

. .ıST ANBUL SANA YI ODASı

• •6. SANAYI KONGRESISürdürülebilir Rekabet Gücü .Endüstriyel Teknoloji ve Inovasyon

26 - 27 Kasım 2007, İstanbul

Page 4: Kongre Sponsorları - Anasayfa › sites › 1 › upload › files › 6_sanayi_kongresi...Kongre Sponsorları AKBANK Oturum Sponsorları ~ BORÇELiK e CEm OFSEr mat b_acılık sanayii

Sunuş

Sanayi Kongrelerimizin ilki, 2002 yılında Odamızın 50. kuruluş etkinlikleri çerçevesindedüzenlenmişti. 55. yıldönümümüzü kutladığımız 2007 yılında ise, 2002 yılından bu yanaaralıksız devam ettirdiğimiz Sanayi Kongrelerimizin altıncısını, "Sürdürülebilir RekabetGücü: Endüstriyel Teknoloji ve İnovasyon" başlığı altında 26-27 Kasım tarihlerindegerçekleştirdik.

İki gün süren 6. Sanayi Kongremizde, konuk konuşmacı ve onur konuğu oturumları ileberaber toplam 12 oturuma yer verilmiştir. Bu 12 oturumda, binin üzerindeki katılımcımız,14'ü uluslararası kurum temsilcisi 48 konuşmacının görüşlerinden faydalanma imkanıbulmuştur.

6. Sanayi Kongremizin birinci günündeki konuk konuşmacımız iş stratejisti Ray Hammond"Teknoloji, İnovasyon ve Rekabet" başlığını ele almıştır. İkinci gün ise, INSEADÜniversitesi İş ve Teknoloji Profesörü Soumitra Dutta "KOBİ, İnovasyon, Teknoloji",onur konuğumuz Friuli Venezia Giulia Özerk Bölgesi Başkanı Riccardo Illy de "Bölgeselİnovasyon Stratejileri" konularında birer sunum yapmışlardır.

Kongremiz kapsamında konuşmacılarımız, "inovasyon ve endüstriyel teknoloji" konusunugeniş bir pencereden, farklı boyutlarıyla ele almış, inovasyon kapasitemizi geliştirmekiçin yapılması gerekenleri, ülkemizin bu konudaki artılarını ve eksilerini daha netgörmemizi sağlamışlardır.

Kongremizde dile getirilen görüşleri, yapılan tartışmaları Kongre salonumuzun dışınada ulaştırarak, ilgili tüm kişi ve kurumlarla paylaşabilmeyi sosyal sorumluluk anlayışımızınbir gereği olarak kabul ediyoruz. Bu çerçevede, bundan önceki Kongrelerimizde olduğugibi 6. Kongremizi takiben de, konuşmacılarımızın konuşmalarını ve sunumlarını kitaphaline getirerek kamuoyunun bilgisine sunuyoruz. Altıncı kitabımızın da, daha öncekilergibi önemli bir başvuru kaynağı olacağına inanıyor ve konuya ilgi duyan herkesinfaydalanacağını ümit ediyoruz.

C. Tanıl Küçükİstanbul Sanayi OdasıYönetim Kurulu Başkanı

Page 5: Kongre Sponsorları - Anasayfa › sites › 1 › upload › files › 6_sanayi_kongresi...Kongre Sponsorları AKBANK Oturum Sponsorları ~ BORÇELiK e CEm OFSEr mat b_acılık sanayii

GEÇMiş KONGRELER

5. Sanayi Kongresi, 1-2 Kasım 2006Sürdürülebilir Rekabet Gücü: "Küresel Değişirnde Yeni Dinamikler veTürk Sanayiinin Yol Haritası"

4. Sanayi Kongresi, 25-26 Kasım 2005Sürdürülebilir Rekabet Gücü: "Avrupa Birliği'ne Üyelik Sürecinde Türk Sanayii"

3. Sanayi Kongresi, 12-13 Ekim 2004Sürdürülebilir Rekabet Gücü: "Küresel Değişime Uyum"

2. Sanayi Kongresi, 3-4 Aralık 2003Sürdürülebilir Rekabet Gücü: "Geleceği Yakalamak"

ı.Sanayi Kongresi, LO-LLAralık 2002Sürdürülebilir Rekabet Gücü

www.iso.org.tr/kongre

Page 6: Kongre Sponsorları - Anasayfa › sites › 1 › upload › files › 6_sanayi_kongresi...Kongre Sponsorları AKBANK Oturum Sponsorları ~ BORÇELiK e CEm OFSEr mat b_acılık sanayii

İçİNDEKİLER

Açılış Konuşmaları 9

C. Tanıl Küçükİstanbul Sanayi Odası Yönetim Kurulu Başkanı

11

Hüsamettin Kaviİstanbul Sanayi Odası Meclis Başkanı

13

M. Rifat HisarcıklıoğluTürkiye Odalar ve Borsalar Birliği Yönetim Kurulu Başkanı

15

Zafer ÇağlayanT.c. Sanayi ve Ticaret Bakanı

17

Bölgesel İnovasyonStratejileri

Onur Konuğu Riccardo IllyFriuli Venezia Giulia Özerk Bölgesi Başkanı

23

Teknoloji, İnovasyonve Rekabet

1. Gün KonukKonuşmacı

Ray Hammondİş Stratejisti

29

2. Gün KonukKonuşmacı

Soumitra DuttaINSEAD Üniversitesi İş ve Teknoloji Profesörü

37

KOBİ, İnovasyon,Teknoloji

Oturum lA Küresel Rekabet Trendleri ve İnovasyon 45

Oturum Başkanı Osman UlagayMilliyet Gazetesi Köşe Yazarı

47

Konuşmacılar John DrydenOECD Bilim, Teknoloji ve Sanayi Direktörlüğü Başkan Yrd.

47

Hasan ErselTEPAV Danışma Kurulu Üyesi

51

Suzan Sabancı DinçerAkbank Yönetim Kurulu Murahhas Üyesi

55

Prof. Dr. Arie NagelLjubljana Üniversitesi Öğretim Üyesi, Slovenya

57

Page 7: Kongre Sponsorları - Anasayfa › sites › 1 › upload › files › 6_sanayi_kongresi...Kongre Sponsorları AKBANK Oturum Sponsorları ~ BORÇELiK e CEm OFSEr mat b_acılık sanayii

İçİNDEKİLER

Oturum 1B 63İnovatif Teknolojiden Ürüne

Oturum Başkanı

Konuşmacılar

Doç. Dr. Talat ÇiftçiBiosfer Danışmanlık Kurucu Ortağı

Dr. Erbil PayzınPayzın Danışmanlık Genel Müdürü

İffet İyigün MeydanlıArçelik ArGe Sistem Geliştirme Yöneticisi

65

67

Dr. Ian McKayEurExcel Direktörü

70

Doç. Dr. Atilla DikbaşITU Proje Yönetim Merkezi Müdürü

72

Ufuk GüçlüFord Otosan Genel Müdür Baş Yardımcısı

75

Oturum 2A Bölgesel Rekabet Dinamikleri 81

Oturum Başkanı

Konuşmacılar

Prof. Dr. İlter Turan 83İstanbul Bilgi Üniversitesi Uluslararası İlişkiler Bölümü Öğretim Üyesi

Klaus Rohland 83Dünya Bankası Rusya Ülke Direktörü

Tuğrul ErkinDEİK Türk - Avrasya İş Konseyleri Başkanı

87

Prof. Dr. Gündüz UlusoySabancı Üniversitesi Mühendislik ve Doğa Bilimleri FakültesiÖğretim Üyesi

92

Oturum 2B 103Yerel Başarı Öyküleri

Oturum Başkanı

Konuşmacılar

105Prof. Dr. Fazilet Vardar SukanIRC-Ege Koordinatörüi

Hakan AltınayKale Altınay Robotics Genel Müdürü

107

Dr. İbrahim N. Ekber OnukYonca Onuk Ortaklığı Yönetim Kurulu Başkan Yardımcısı

111

Metin İsmail TaşkınAirties Teknolojiden Sorumlu Yönetim Kurulu Üyesi

114

Page 8: Kongre Sponsorları - Anasayfa › sites › 1 › upload › files › 6_sanayi_kongresi...Kongre Sponsorları AKBANK Oturum Sponsorları ~ BORÇELiK e CEm OFSEr mat b_acılık sanayii

içiNDEKiLER

Oturum 3A 121Küresel Rekabet Dinamikleri ve Türkiye

Oturum Başkanı

Konuşmacılar

Dr. Nurşen NumanoğluABGS Sektörel ve Bölgesel Politikalar Daire Başkanı

123

Michael ThumannDie Zeit Gazetesi Dış Politika Editörü

123

Andrew FinkelToday's Zaman Köşe Yazarı

125

Prof. Dr. Çelik KurtoğluDEİK Türk - Güneydoğu Avrupa İş Konseyleri Başkanı

127

Orhan BursalıCumhuriyet Gazetesi Bilim Teknik Dergisi Editörü

131

Oturum 3B 139İnovatif Şirket

Oturum Başkanı 141

Konuşmacılar

Erhan SaylanDeloitte Türkiye Finans Direktörü, CFO

Dr. Gregg S. Bennett3M Türkiye Genel Müdürü

143

Dr. Tolga YalçınkayaOrsem Grup Yönetim Kurulu Başkanı

145

C. Müjdat AltayNortel Netaş Genel Müdürü

147

Ekrem AkyiğitAkyiğit Tekstil Konfeksiyon Yönetim Kurulu Başkanı

149

Oturum 4A 155Teknolojik Gelişmeyi ve İnovasyonu Tetikleyen Ortam:Uluslararası Deneyimler

Oturum Başkanı 157

Konuşmacılar

Doç. Dr. Cemil ArıkanSabancı Üniversitesi Araştırma ve Lisansüstü Politikaları Direktörü

Michel PoireauAvrupa Komisyonu Araştırma Genel Direktörlüğü Bölüm Başkanı

159

Gabriele Gattiİtalya-Trieste AREA Bilim Parkı Bölüm Başkanı

162

Prof. Jungho SonuKore-Seul Myongji Üniversitesi İnşaat Yönetimi BölümüÖğretim Üyesi

166

Page 9: Kongre Sponsorları - Anasayfa › sites › 1 › upload › files › 6_sanayi_kongresi...Kongre Sponsorları AKBANK Oturum Sponsorları ~ BORÇELiK e CEm OFSEr mat b_acılık sanayii

içiNDEKiLER

Oturum4B Yenilikçi İnsan Kaynağı ve Eğitim 173

Oturum Başkanı Prof. Dr. Turan ÖzturanBoğaziçi Üniversitesi Rektör Yardımcısı

Konuşmacılar Selen KocabaşTurkcell İş Destekten Sorumlu Genel Müdür Yardımcısı

175

Dr. Kemal Tuğcu 177Türkiye Personel Yönetimi Derneği PERYÖN Etik Kurulu Başkanı

Murat Yeşildere 181Egon Zehnder International Yönetici Ortağı

Kapanış Oturumu Ulusal Rekabet Stratejisi ve İnovasyon 187

Oturum Başkanı Dr. Yılmaz ArgüdenARGE Danışmanlık Yönetim Kurulu Başkanı

189

Konuşmacılar Prof. Dr. Dündar KocaoğluPortland Üniversitesi Mühendislik ve Teknoloji YönetimiBölüm Başkanı

189

Ali PandırTofaş Türk CEO

190

Mustafa BoydakKayseri Sanayi Odası Yönetim Kurulu Başkanı

192

Kapanış Konuşması C. Tanıl Küçükİstanbul Sanayi Odası Yönetim Kurulu Başkanı

201

Page 10: Kongre Sponsorları - Anasayfa › sites › 1 › upload › files › 6_sanayi_kongresi...Kongre Sponsorları AKBANK Oturum Sponsorları ~ BORÇELiK e CEm OFSEr mat b_acılık sanayii

AÇıLıŞ KONUŞMALARı

/

", /,r -: r"

/.r r i-: r: -:/" /' -: -:,......... ~- -: r: "/""'" /" r- r__.. -: r- ,r r- /' »: -: r

r r / r- /' r

Page 11: Kongre Sponsorları - Anasayfa › sites › 1 › upload › files › 6_sanayi_kongresi...Kongre Sponsorları AKBANK Oturum Sponsorları ~ BORÇELiK e CEm OFSEr mat b_acılık sanayii

C. Tanıl Küçükistanbul Sanayi Odası Yönetim Kurulu Başkanı

"Sürdürülebilir Rekabet Gücü: Endüstriyel Teknoloji veİnovasyon" temalı altıncı Sanayi Kongremize hoş geldinizdiyor ve İstanbul Sanayi Odası adına sizleri saygıylaselamlıyorum. Açılışımızı onurlandıran değerlikonuklarımız ve iki gün boyunca bizlerle beraber olacakolan değerli katılımcılarımız; desteğinizin her geçen yılartması bizlere güç veriyor. Kongremize gösterdiğinizilgi için teşekkür ediyor ve altıncı Sanayi Kongremizde,bir kez daha bir araya gelmekten büyük memnuniyetduyduğumuzu ifade etmek istiyorum.

Sanayi Kongrelerimizin ilkini 2002 yılında Odamızın 50.Kuruluş Yılı etkinlikleri çerçevesinde gerçekleştirmiş vebu ilk Kongremizin temasını "Sürdürülebilir RekabetGücü" olarak seçmiştik.

Küresel koşullar, rekabeti iyice artırmış, adeta bitmeyenbir yarışa dönüştürmüştür. Küresel koşullarda, rekabettehedef, artık, bir yarışı kazanmaktan çıkmış, bir sonrakive daha sonraki etaplarda da kazanmak halini almıştır.Yarışa devam edebilmenin ve kazanmanın yolu ise,rekabet gücünü sürdürülebilir kılmaktan geçmektedir.Aksi takdirde, yarış dışına itilip, saha kenarında seyirciyedönüşrnek işten bile değildir.

İşte bu çerçevede, içinde yaşadığımız zamanın ruhunuçok iyi yansıttığına inandığımız, "Sürdürülebilir RekabetGücü" gerçeğini, 2002'den sonra, tüm Kongrelerimizinkalıcı teması haline getirdik.

Böylelikle, bu gerçeğin unutulmamasına, gündemdekalmasına katkıda bulunmayı hedefledik. Kaldı ki,sanayimizin hem iç pazarında hem de dış pazarlardarekabet mücadelesi verdiği küresel koşullarda,sürdürülebilir rekabet gücünü unutmak gibi bir lüksümüzyok. Demokles'in tepesinde sallanan, tek bir at kılınabağlı keskin kılıç misali bu gerçeği, daima hatırlamak veona göre hareket etmek zorundayız. SanayiKongrelerimizin, bu arumsatma işlevi anlamında önemlibir misyonu yerine getirdiğine inanıyoruz.

Takip edenlerin bildiği üzere, Kongrelerimiz kapsamında,sürdürülebilir rekabet gücü ana temamızın yanında, heryıl, küresel rekabetin farklı bir unsurunu alt tema olarakbelirliyor ve bu alt temaya odaklanıyoruz.

2003'te, alt temamız, "Geleceği Yakalamak"tı, 2004'de,"Küresel Değişime Uyum", 200S'de, "Avrupa Birliği'neÜyelik Sürecinde Türk Sanayi" ve 2006'da da "KüreselDeğişirnde Yeni Dinamikler ve Türk Sanayinin YolHaritası" idi. 2007 yılında ise, alt temamızı, "EndüstriyelTeknoloji ve İnovasyon" olarak belirlemiş bulunuyoruz.

Küreselleşme geri dönülmez bir süreç olarak hayatımızagirmiş bulunuyor. Türkiye ekonomisi, giderek artan bir

hızla küresel ekonomi ile bütünleşiyor. Rekabetmücadelesi verdiğimiz ve ümit ediyoruz ki, gelecekte devermeye devam edeceğimiz, küresel koşullara, küreselekonomiye baktığımız zaman; her şeyden önce, dünyanınimalat merkezi olma yolunda hızla ilerleyen Çin'igörüyoruz. Hemen yanında Hindistan var. Mevcut durumitibariyle, Çin ve Hindistan, her şeyi bizden daha ucuzaimal edebiliyor. Bugün Çin ve Hindistan, yarın diğerleri ...

Bu tablo bize şunu söylüyor: bu koşullarda, maliyete veucuz işgücüne dayalı rekabet için şansımız yok. Diğertaraftan, küresel koşullarda, kalite ve uygun fiyatın, ayırtedici bir üstünlük olmaktan çıktığını, adeta yarışakatılmanın ön koşulu haline geldiğini görüyoruz.

Rekabet üstünlüğüne giden yol, artık, yenilik yapmaktan,inovasyondan geçiyor. İnovasyon, yalnızca nihai ürünüdeğil, üretim zincirinin her halkasını, sürecin tümünükapsıyor. Dikkatinizi çekeriz, gelişmiş ekonomilerde,büyümenin yarıdan fazlası, inovasyondan kaynaklanıyor."İnovasyon ekonomisi" diyebileceğimiz bu dönemde,karlılık ve büyümeyi, artık, inovasyondaki yetkinlikbelirliyor. İnovasyon ekonomisinin merkezinde, Ar-Gevar, bilim ve teknoloji var, iyi yetişmiş insan kaynağıvar.

Biraz önce, maliyete ve ucuz işgücüne dayalı rekabet içinşansımızın olmadığını ifade etmiştik. Türk sanayi, bilgiye,özel beceriye dayalı bir üretim yapısına geçişi hedeflernekzorunda. Dolayısıyla, Türkiye ekonomisi, Türk sanayive tüm sektörlerdeki şirketlerimiz için, planlama yaparken,hedef tespit ederken, inovasyonu, inovasyon ekonomisinitemel referans olarak kabul etmek durumundadır.

İşte bu nedenle altıncı Kongremizin başlığı "EndüstriyelTeknoloji ve İnovasyon". İnovasyon konusu, daha öncefarklı alt temalarla gerçekleştirdiğimiz, beş Kongremizdede, hemen her oturumda karşımıza çıkmış ve küreselekonomiye yön veren temel dinamik olarak, mutlaka birşekilde gündeme gelmiştir. Ancak, altıncı Kongremizde"Endüstriyel Teknoloji ve İnovasyonu", çok daha etraflıbir şekilde ele alacak, detaylara odaklanacağız.

Kongremiz kapsamındaki dokuz oturumda dinleyeceğimiz48 konuşmacının her biri inovasyona farklı pencerelerdenbakacak. Konuk konuşmacılarımız, Ray Hammond,Soumitra Dutta ve Riccardo Illy, değişik ülkedeneyimlerini aktaracak, bizleri yeni ufuklara taşıyacaklar.

Her zaman ifade ettiğimiz ve bugünkü konuşmamın daana eksenini oluşturduğu üzere, sanayimizin,ekonomimizin geleceği, rekabet gücümüzü geliştirmekteortaya koyacağımız performansa bağlıdır. Bu noktada,hükümetler ve ekonomi yönetimlerine önemli görevlerdüşmektedir. Ancak, rekabet asıl işletmelerin alanıdır.

Page 12: Kongre Sponsorları - Anasayfa › sites › 1 › upload › files › 6_sanayi_kongresi...Kongre Sponsorları AKBANK Oturum Sponsorları ~ BORÇELiK e CEm OFSEr mat b_acılık sanayii

Bu çerçevede bizler hep şu ifadeyi kullandık: "devletinyapması gerekenleri, devletten talep etmeye devamedeceğiz ama kendi sorumluluklanmızın da farkındayız".Sanayi Kongrelerimizi de, başından itibaren, kendisorumluluklarımıza odaklandığımız bir etkinlik olarakplanladık. Burada, bu platformda, rekabete, rekabetgücüne, esas olarak, işletmeler cephesinden bakmayıhedefledik. Rekabet gücünü artırınak için işletmelerimizinyapması gerekenler üzerine yoğunlaştık.

Sanayimizdeki tabloya baktığımız zaman; mevcut durumitibariyle, sanayimizdeki üretim ve ihracat artışının,işletmelerimizin çabası ve fedakarlığı ile elde edildiğigörülmektedir. Son beş yılda Türkiye Ekonomisi'nde çokönemli kazanımlar elde edilmiştir. Ancak, ne yazık ki,rekabet gücünü iyileştirilmesinde somut hiç bir mesafekaydedilememiştir. Yapısal reformlar, hayatageçirilememiştir.

Türk sanayicisi, hala OECD içinde istihdam üzerindekien yüksek vergi ve prim yükünü taşıyan sanayicidir.Kullandığımız enerji hala rakiplerimizden pahalıdır. Kayıtdışının, kalitesiz ithalatın yarattığı haksız rekabet aynendevam etmektedir.

Hal böyle iken, kurlar, rekabet gücü açısından taşınamazbir noktaya gelmiştir. Geçen yıl, beşinci Kongremizinhemen öncesinde, 2006 Ekim ayında 158,3 olan Tüfebazlı reel kur endeksi, 2007 Ekim'de, 188,1'e ulaşmış ve1980'den bu yana en yüksek seviyeye çıkarak, tarihi birrekor kırınıştır.

Bu, 2007 Kasım ayında, sanayimizin rekabet gücünün,bir yıl öncesinden daha geride olduğu anlamınagelmektedir. Nitekim, bu gün daha çok fabrika kapanmave işçilerini zorunlu izne çıkarına noktasına gelmiştir.

Kurun bugün geldiği noktada, rekabet gücünü ilgilendirendiğer alanlarda iyileştirıneler yapılması her zamankindenacil bir hal almıştır. Kura müdahale edilemiyorsa, üretimve ihracata nefes aldıracak, destek sağlayacak, alternatifenstrümanı ar süratle devreye sokulabilmelidir. Aksitakdirde, üretim ve istihdam alt yapımızda ciddi kayıplarınortaya çıkması kaçınılmazdır.

Şu gerçeğin altını çizmeliyiz ki, evet rekabet işletmelerinsorumluluğudur ama üzerinde mücadele verdiğimiz zeminiyileştirilmeden, işletmelerin çabası sonuç getirmeyecektir.Ve, sosyal bedelleri de dahilolmak üzere, ödediğimizbedel her geçen gün artacaktır.

Sayın Bakanımız, içimizden biri olarak, sanayimizinsıkıntılarını çok yakından biliyorsunuz. Ümit ediyoruzki katkılarınızla, 2008, sorunlarımızın çözümü yönündesomut adımların atıldığı bir yılolabilecektir. Yine ümitediyoruz ki, önümüzdeki yıl, yedinci Kongremiz için biraraya geldiğimizde, önümüzde, sanayimiz adına,yeşermeye, iyileşmeye yüz tutmuş bir zeminigörebileceğiz.

Sıkıntılanmız var, ama biliyoruz ki, çok güçlü yönlerimiz,büyük potansiyelimiz de var. Özel sektörümüzün, Türkinsanının dinamik yapısı belki en büyük avantajımız. Sondönemde, olumsuz haberlerin yanında, olumlu haberleride daha sık duymaya başladık. Türk bilim adamlarının,Türk üniversitelerinin, Türk sanayi kuruluşlarının giderekartan, yeni buluş ve yeni ürün haberlerini büyükmemnuniyetle takip etmekteyiz.

Tüm bunlar, ülkemizin, sanayimizin, ekonomimizingeleceğine duyduğumuz güveni artırıyor. Önündekiengeller kaldırıldığı,yolundaki taşlar temizlendiği takdirde,sanayimizin küresel çapta bir oyuncu olabileceğineduyduğumuz inancı güçlendiriyor.

Altıncı Sanayi Kongremizin, zihinlerde, zaman içinde,sanayimiz adına, ülkemiz adına katma değere dönüşecek,pırıltılara, fıkir mayalanmalanna, vesile olmasını temenniediyorum.

Konuşmacılarımızı, oturumlarımızı zevk ve ilgiyle takipedeceğinizi ümit ediyorum.

Katılımınızdan dolayı bir kez daha teşekkür ediyor veYönetim Kurulumuz adına sizleri bir kez daha saygıylaselamlıyorum.

Page 13: Kongre Sponsorları - Anasayfa › sites › 1 › upload › files › 6_sanayi_kongresi...Kongre Sponsorları AKBANK Oturum Sponsorları ~ BORÇELiK e CEm OFSEr mat b_acılık sanayii

Hüsamettin Kaviİstanbul Sanayi Odası Meclis Başkanı

Bu yılki ana temamız Sürdürülebilir Rekabet Gücü anabaşlığı altında Endüstriyel Teknoloji ve İnovasyon. Gerçektesizlerin de bildiği gibi hepimiz artık bu sürecin parçasıyızve altı yıldır burada, Sanayi Kongremiz'de hepimiz buradagündeme getirilen konulardan kendimize özel paylarçıkarıyor, bunlardan istifade ediyoruz. Dolayısıyla buçerçevede biliyoruz ki, teknoloji, Ar-Ge, inovasyonkonularına önceki beş Kongremizde de değinildi. Ancakbu defa Endüstriyel Teknoloji ve İnovasyon başlığını,yurtdışından ve yurtiçinden gelen değerli uzmankonuklarımızIa bütün yönleriyle tartışacağız. Hepsininötesinde, sizlerin değerli katkılarıyla da zenginleşecek olanKongremizden hepimizin kendimize özel sonuçlarçıkaracağını ve 2008 yılına işletmelerimizde teknoloji veinovasyon adına yeni hedefler, yeni stratejiler belirlemişolarak gireceğimizi umuyorum.

Türkiye dış ticaret ve cari işlem açığını çok uzun zamandırkonuşmaktadır. Kuru, bazı mali politikaları, yapısalreformları konuşuyoruz ve konuşmaya da devam edeceğiz.Ancak bütün bunları tartışmaya devam ederken, Türkiyecari işlem açığını kontrollü bir şekilde sürdürebilmekadına, bugüne kadar orta ve uzun vadeli bir stratejigeliştirebildi mi? İç ve dış borcun Gayri Safi MilliHasıla'ya oranı ne olursa olsun, borç borçtur ve bu küreseldünyada yeri gelir bir gün baskıya dönüşebilir. O nedenleTürkiye'nin imalat sanayinin yapısını, ihracat ürünlerininkatma değer niteliklerini gözden geçirmesinin kaçınılmazve hatta bir yerde hayati olduğunu düşünüyoruz. GerçekteKOBİ'lerimiz ve büyük ölçekli sanayi kuruluşlarımızyanında üniversitelerimiz de artık bugün farklı bir arayışiçindeler. Ülkelerin yarıştığı bir dünyada hepimiz artıkrekabetin ne olduğunun farkındayız.

6. Çerçeve Programı bizim için eğitimdi ve bu seneninbaşlarında bitirdik. Şimdi 7. Çerçeve Programı'nın birinciyılının sonuna geliyoruz. Biz de bu programa makul birkatkı payıyla katılıyoruz. Çerçeve Programı'nın proje veAr-Ge yapanlara, teknoloji üretecek olanlara ayırdığıbütçe 50 milyar avronun üzerindedir. Şimdi gün, kurulmuşolan yeni teknoloji platformunda yerimizi almak veçoğulculuğa, katılımcılığa inanarak, üniversitelerimiz veişletmelerimiz arasında sinerji yaratarak, işbirliği yaparakbilgiyi, Ar-Ge'yi ekonomik değere dönüştürme günüdür.Tekstil ve konfeksiyon, elektrik elektronik, metal,otomotiv, denizcilik sektöründeki teknoloji platformlarınınyanına, geçtiğimiz Salı günü yapılan Bilim ve TeknolojiYüksek Kurulu'nda da ifade edildiği üzere, ilaç, enerjive bitki ve teknoloji platformları da ilave olmuştur.Buraların hepsi sizlere açık ve TÜBİTAK bu konudasizlere yardımcı olmaya hazırdır.

Türkiye'yi iyi tanımak lazım. Büyüklüğünü, gücünü,önemini doğru algılamak lazım. Türkiye tarımda, turizmdehiç şüphesiz büyük hamleler yapacaktır ve yapmak

zorundadır da. Ancak Türkiye'nin lokomotifi sanayidir.Cumhuriyet'in 100. yılında 2023'te nasıl bir Türkiyegörmek istiyoruz? Dünyada ilk beşe, ilk ona girmeyihedeflediğimiz sektörler acaba hangileridir? Hangibölgelerimiz, özellikleri itibariyle hangi sektörler içinuygun bir zemin oluşturmaktadır? Bu soruların cevaplarıbizde, hepimizdedir. Kamu - özel sektör ortaklığıyla, bizanlayışıyla, sahip olduğumuz bilgileri beraberce ortayakoyacağız ve Türkiye'nin bu konudaki önceliklerinibelirleyeceğiz. Bu bize, Türk sanayi stratejisininçerçevesini çizecektir.

Sayın Başkanımızın da bahsettiği gibi, Friuli VeneziaGiulia Özerk Bölgesi'nin Başkanı aramızda ve yarınkendisini dinleyeceğiz. Sektörel tercihlerini nasıl yaptıklarınıbizimle paylaşacaklar. İrlanda, 1980'li yıllarda sadece 2.800dolar olan kişi başına milli gelirini nasıl 44.000 dolaraçıkartabilmiştir? Bugün artık dünyanın bütün gelişmişülkelerinin arkasındaki sır belli: Public-Private Partnership,yani Kamu-Özel Sektör Ortaklığı. Bu yolla onlar,önceliklerini belirlediler, insana yatırım yaptılar, eğitimprogramı hedeflerini belirlediler, bilgi ve teknolojiyeyoğunlaştılar ve başarıya ulaştılar.

8 Kasım'da Çukurova Üniversitesi'nde Meslek YüksekOkulları 3. Ulusal Toplantısı'na katıldım. Toplantınınaçılışında Çukurova Üniversitesi Koro'sundan Türk veyabancı bestekarların eserlerini dirıledik. Orada olmanızıdilerdim. Başarının sım nerede, son derece açık: Özgüven.Bu konserde son derece büyük bir keyif aldım, hazduydum. Gördüm ki gençlerimiz çoksesliliği çok iyibaşarıyorlar, yeter ki iyi çalışılsın, iyi denetilsin ve iyikoordine edilsin. Türkiye farklılıklarını zenginliğedönüştürmelidir, demiyor muyuz? Önüm üz açık. Türkinsanının cesaretini ve yaratıcılığını, takım oyununadönüştürmenin zamanı geldi artık. Ar-Ge yapan,teknolojisini kendi üreten, yenilikçiliği temel bir misyonolarak belirlemiş Türk Sanayi, üniversiteleri ve gençinsanlarıyla 2023'e çok farklı bir Türkiye yaratabilir.

İnanıyorum ki, bugün ve yarın sizlerle beraber çok verimlibir çalışma yapacağız. Dünyaya açık, dünyayla işbirliğiiçinde, Avrupa Birliği ile müzakere sürecinde 7. ÇerçeveProgramı'ndaki etkinliğini artıran, gerçekleştireceğiprojeleriyle hedeflerine doğru adım adım ilerleyen, herköşesinde yeni arayışların, yeni heyecanların yeşerdiğibir Türkiye'yi beraberce başarabilmenin ümit ve heyecanıiçinde, 6. Sanayi Kongremizin sizlere ve sanayimizeyararlı olmasını dilerken, katkılarını ve katılımlarınıesirgemeyen siz değerli konuklarımıza İstanbul SanayiOdası olarak çok teşekkür ediyor, hepinize saygılarımızısunuyoruz.

Page 14: Kongre Sponsorları - Anasayfa › sites › 1 › upload › files › 6_sanayi_kongresi...Kongre Sponsorları AKBANK Oturum Sponsorları ~ BORÇELiK e CEm OFSEr mat b_acılık sanayii
Page 15: Kongre Sponsorları - Anasayfa › sites › 1 › upload › files › 6_sanayi_kongresi...Kongre Sponsorları AKBANK Oturum Sponsorları ~ BORÇELiK e CEm OFSEr mat b_acılık sanayii

M. Rifat HisarcıklıoğluTürkiye Odalar ve Borsalar Birliği Yönetim KI/rı/la Başkanı

Öncelikle memnuniyetle ifade etmek isterim ki, bugünaltıncısında bir araya geldiğimiz Sanayi Kongresi, heryıl Türk sanayinin sorunlarının en üst düzeyde tartışıldığıkıymetli bir platform haline gelmiş bulunmaktadır.Kongremizin gelenekselleşmesini sağlamış bulunanİstanbul Sanayi Odası'nın başta değerli Başkanı TanılKüçük olmak üzere, tüm Yönetim Kurulu üyeleriylesaygıdeğer Meclis Başkanı Sayın Hüsamettin Kavi vetüm Meclis üyelerini, organizasyonda emeği geçen tümçalışanları tebrik ediyorum.

Sanayi sektörünün içinden gelen, işin başında yetişmişSanayi ve Ticaret Bakanımız Sayın Zafer Çağlayan'a dabizlerin hep yanında olduklarını bir defa daha göstermişolduklarında dolayı teşekkür ediyorum. Sanayimizinsorunlarına bizzat vakıf olan sanayici bir Bakan'a sahipolmak, hepimiz için hem bir moral kaynağı, hem bir umuthem de gurur vesilesidir.

Yaklaşık altı yıldır ekonomimizin kesintisiz büyüdüğüneşahit oluyoruz. Bu Cumhuriyet tarihimizin en büyükbaşarılarından da birisidir. Altı yıllık büyümenin temelkaynağı, Türk sanayicilerinin, müteşebbislerinin her türlüzorluğa göğüs gererek gösterdikleri çalışma, üretme veihracat yapma azimleri olmuştur. Öte yandan büyümeyleberaber bir sürece daha şahit oluyoruz. Artık, eskidenpara kazandığımız faaliyetlerden kar edemiyoruz. En iyibildiğimiz işlerde, sektörlerde rekabette zorlandığımızıgörüyoruz. Rekabetin arttığı, karların düştüğü bir dönemiyaşıyoruz.

Ekonomimiz büyüyor, ihracatımız artıyor ama ekonomidene olup bittiğini yakından gören bizler, sanayimizde ciddiproblemler yaşandığının da farkındayız. Belki bundanon yıl önce, en çok t-shirt ve gömlek ihraç ederken, şimdiaraba ve televizyon ihraç eder olduk. Ancak daha sermayeyoğun, daha değerli ihraç eder hale gelmemiz,ürünlerimizin katma değerinin yüksek olduğu anlamınada gelmemektedir. Her ay ihracat rekoru kınyor olabilirizama düşen kurun etkisiyle ithal girdilerimiz çok arttıkçanet katma değerirniz düşmektedir. Bugün sanayimiz,düşük döviz kuru rüzgarının önünde sürüklenen, hangilimana gittiğini bilemeyen bir gemi durumundadır. Budurumda hepimizin aklına gelen, düşük kur olmaktadırama yalnızca kuru sorumlu tutmak, dümeni tutmayan birgemi fırtınada karaya oturunca, bundan sadece rüzgarısorumlu tutmaya benzer. Yaşadığımız sıkıntının temelindedöviz kuru kadar bir sanayi politikamızın olmaması dayatmaktadır. Döviz kuru sadece buzdağının görünenkısmıdır.

Uzun süredir birçok platformda, sanayiye yönelik birstratejinin bir an evvel tasarlanması ve uygulamayakonulması gerektiğini dile getiriyoruz. Kurun mecburbıraktığı faaliyetler değil, sanayimizin rekabet gücünekatkıda bulunacak yenilikçi faaliyet gelişmeli. Hangi

sektörlerin ihracat potansiyeli fazlaysa, hangi alandakatma değer fazlaysa, hep beraber onların büyümesineodaklanalım. Bunlara kur değil biz karar verelim. Küreselekonomiye nasıl entegre olacağımıza, küresel eğilimler,küresel sermayeli şirketler değil, biz kendimiz kararverelim. Türk sanayisinin daha nitelikli, daha yenilikçiürünler piyasaya sürecek bir olgunlukta olduğunu, bu düzeyeyükselmiş olduğunu da gösterebilelim.

Peki bizler bir sanayi politikasından neler bekliyoruz?Kapsamlı bir sanayi politikasının iki ayağı bulunmaktadır.Bunlardan birincisi, sanayicinin önündeki engellerinkaldırılmasıdır. Oradaki bir sanayinin 34 günde aldığıinşaat iznini, ben 188 günde alırken nasıl rekabetedebilirim? İşçirne ödediğim sosyal güvenlik primi, işsizliksigortası primi Malezya'nın, Hindistan'ın üç katıyken,ben bunlarla nasıl rekabet edebilirim? Bu nedenle, herbürokratın özel sektörün üzerindeki yükü daha nasılazaltınm diye düşünmesini bekliyoruz. Bürokratları hergördüğümde, onları özellikle ikaz ediyorum. Çocuklarınızyarın bizlerden iş isteyecek, onların geleceği bizimbaşarımıza bağlı, o yüzden her şeye olumsuz yaklaşan,iş yapmamayı marifet sayan eski düşünce kalıplarınızıdeğiştirin, diyorum.

Önümüzdeki bir diğer engel, sanayicimizin nitelikliişgücünü bulamamasıdır. Sanayicimizin işgücünde ençok ihtiyaç duyduğu ama bulamadığı üç nitelik şunlardır:pratik nitelik, yabancı dil bilgisi ve bilgisayar becerisidir.O yüzden meslek eğitimirıin, içirıde bulunduğu durumdankurtarılıp çağın gereklerine göre yenidenbiçimlendirilmesini de bekliyoruz. Sanayimizin verimliçalışması, ülkeye yeni teknolojiler getirecek yatırımlarınçekilebilmesi içirı, kurumsal yapımızın sağlamlaştınlması,hukuk sistemimizin etkin işlemesi gerekmektedir.Bağımsız yargı uyuşmazlıklan hızla ve etkinliğini artıracakbiçimde çözümlenmelidir. Bunun için yargının hemolanaklarının hem de ekonomik konulardaki kapasitesirıinartınımasını bekliyoruz.

Ancak bunlar da yeterli değildir. Kayıt dışılık bu kadaryaygın ve kanıksanmışken, küresel ekonominingerektirdiği büyük ölçekli şirketleri meydana getirerneyiz.Dünyanın en büyük ı7. ekonomisiyiz ama en büyük 100şirket içinde tek bir şirketimiz bile yok. Üstelik bizdendaha küçük ölçekteki Yunanistan'da, Portekiz'de,Finlandiya'da olmasına rağmen bizde bir tanebulunmamaktadır. Kayıt dışılık, finansal kaynaklaraulaşmaya da engeldir. Finansal kaynağa ulaşamamakdemek, küçük kalmaya mahkum olmak demektir. Küçükkalarak küresel arenada rekabet edebilmemiz de mümkündeğildir. Bundan dolayı, kurallara dayalı ve daha düşükoranda vergi sistemi, kayda girmenin maliyetlerinindüşürülmesi ve kayıt dışı belasına bir son verilmesiniistiyoruz.

Page 16: Kongre Sponsorları - Anasayfa › sites › 1 › upload › files › 6_sanayi_kongresi...Kongre Sponsorları AKBANK Oturum Sponsorları ~ BORÇELiK e CEm OFSEr mat b_acılık sanayii

Sanayi politikamızın bir ayağı sanayicimizin önündekiengellerin kaldırılmasıysa, diğer ayağı da sanayicininyüksek katma değerli faaliyetlere yönelmesidir. Bununaracı kuşkusuz teşvik sistemidir. Teşvik deyincebazılarımızın aklına bitmeyen fabrika iskeletleri geldiğinide biliyorum. çünkü her faaliyetin teşvik edilmesinin,aslında hiçbir şeyin teşvik edilmemesi anlamına geldiğinidikkate almayan karmaşık bir teşvik sistemimiz vardır.Artık şeffaf, getirisi ve götürüsü ölçülebilen, performansıizlenebilen bir sistem kurma zamanı da gelmiştir. Busistemde sektörler değil, küresel pazarda bir boşluğudoldurabilecek, katma değeri yüksek olabilecek yenilikçifaaliyetler teşvik edilmelidir. Bu faaliyetlerin illa yüksekteknolojili olması da gerekmez. 5 dolara de gömleksatarsınız, 500 dolara da; televizyonun 100 dolarlık olanıda vardır 5.000 dolarlık olanı da. Rüzgiirda savrulansanayici düşük katma değerli ürünlere yönelebilir. Doğrubilgi ve teşvikleri alan sanayiciyse rekabeti yüksek olanalanlarda faaliyet gösterecektir. Bir kez daha altını çizereksöylemek istiyorum ki, artık ucuz işgücüne dayalı rekabetdönemi sona ermiştir. Küresel arenada yenilikçi, niteliğiyüksek faaliyetlerimizle rekabet etmek zorundayız. Teşviksisteminin amacı da yenilikçi faaliyetleri geliştirmekolmalıdır. Türk sanayisinin katma değerini orta vadedeartırmasının, uzun vadede yüksek bir seviyede tutmasınınyegane yolu, yenilikçi faaliyetleri geliştirmektir. Şimdiyekadar, hiçbir sanayi politikası uygulanmadığı halde, bunuyapabilen firmalarımız olduğunu da unutmamalıyız. Dünçalışırken sabit duran bir çamaşır makinesi yapamazken,bugün Avrupa'da satılan her dört beyaz eşyadan bir tanesi,her iki televizyondan bir tanesi Türk malıdır. Bunu daüreten biz, Türk girişimcileridir.

Ne olduğunu tam bilemesek de inovasyon kelimesinisürekli kullanıp duruyoruz. Sanki bizde olmayan,yurtdışından gelmiş mucizevi bir çözüm arıyoruz. Buinovasyon kelimesinin yerine Türkçesi'ni çok şükür buldukve yenilikçiliği kullanmaya başladık. Ancak buyenilikçiliği de anlatırken maalesef zorlanıyoruz. TümTürkiye'yi gezerken girişimciler bana soruyor: Başkanbu yenilikçilik nedir? Yenilikçilik derken ne demekistiyorsun? Bize anlat. Ben de çok güzel bir örnek buldum.Dikkatinizi çekmek istiyorum. Simit geçmişte tabladasatılırken bugün saraya girdiyse, işte yenilikçilik,inovasyon budur. 15-20 farklı çeşitte simit üretiyorsak,simidin yanında peyniri, çayı, ayranı ve kolayı satıyorsak,işte inovasyon budur. Tüm bunlar bizim insanımızın,sanayimizin yenilikçilik potansiyelinin de açık birgöstergesidir.

Dünya Ekonomik Forumu'nun Özel Sektör GelişmişlikEndeksi'ne göre, Türk özel sektörü Orta Avrupa'dan OrtaAsya'ya uzanan bölgenin en gelişmişi durumundadır.Yine tüm bu ülkeler arasında 1 milyar doların üzerindeihracat yapan sektörler arasında Türkiye 16 sektörle ilksırada yer almaktadır. Demek ki boş durmamışız, kaydadeğer bir altyapıyı da Türk müteşebbisleri olarak inşaetmişiz. Şimdiyse nasıl ki simidi saraya sokmayıbaşardıysak, tüm şirketlerin üretim sürecinin her

aşamasında daha yenilikçi olması, daha çok patent alması,teknoloji altyapısını yükseltmesi, çalışanlarının pratikbilgilerinive eğitim düzeylerini geliştirmesigerekmektedir.Aksi halde Japonya'da bir sanayi çalışanı 92.000 dolarlıkkatma değer sağlarken, ülkemizde bunun 18.000 dolardakalmasına göz yummuş olacağız. Kapsamlı bir sanayipolitikasıyla, bu potansiyelimizi gerçeğedönüştüreceğimize gönülden inanıyorum.

Bahsettiğim bütün bu konuların hepsine vakıf olan birbakanımız var. Önümüzdeki dönemde uygulayacağı,geliştireceği ve Türkiye Cumhuriyeti tarihinde ilk defayürürlüğe girecek bir sanayi politikasıyla beraber, bizlerinbugünkünden daha iyi bir noktada olacağımız konusundaumutluyum.

Page 17: Kongre Sponsorları - Anasayfa › sites › 1 › upload › files › 6_sanayi_kongresi...Kongre Sponsorları AKBANK Oturum Sponsorları ~ BORÇELiK e CEm OFSEr mat b_acılık sanayii

Zafer ÇağlayanT.C. Sanayi ve Ticaret Bakanı

21. yüzyılın en stratejik konusu olan rekabet gücünü,ülkemizin gündemine taşıdıkları ve bu konuda toplumsalbir farkındalık yarattıkları için İstanbul Sanayi Odası'nıkutluyorum. Benden önce konuşan üç Başkan'ın bahsettiğikonularla ilgili olarak, Sanayi ve Ticaret Bakanlığımızınneler yapmış olduğundan bahsedeceğim.

Hepimizin bildiği ve hissettiği gibi, ülkemiz gerçektençok önemli bir değişim yaşıyor. Bu değişim sürecinin enaçık göstergesi, özellikle ülkemizin 2001 krizinde vesonrasında kesintisiz 6 yıl boyunca arka arkayabüyümesidir. 2001 krizinin arkasından sanayimiz, ihracattakaydedilen başarının da katkısıyla çok hızlı bir büyümedönemine girmiş ve biraz önce söylendiği gibi adetabüyümenin lokomotifi olmuştur. Kesintisiz büyüdüğümuzgerçeği, herkes tarafından görülmekte ve takdiredilmektedir. Büyürnede gösterdiğimiz başarının yanısıra, ihracatta özellikle 2003-?006 yılları arasındagösterdiğimiz performans da ciddi anlamda gözdolduruyor. İhracat rakamlarımız, dünyada bizimle aynıkategorideki diğer ülkelerin önüne geçtiğimizigöstermektedir. 2007 yılının ihracat performansıysa, soniki yıldan daha iyi bir konumda olduğumuzu ortayakoymaktadır. Yılın dokuz ayının sonunda, ihracatımızbir önceki yılın aynı dönemine göre %23,5 oranında birartış kaydetmiştir.

Bütün bunlar, sanayicimizin canını dişine takarak,verimliliği artırarak ihracat artışını devam ettirdiğinigöstermektedir. Burada daha da çarpıcı olan gelişmeaslında, ihracat ettiğimiz ürünlerdeki değişimdir. 1990yılında ihracatımız içindeki dayanıklı ve yarı-dayanıklıtüketim mallarıyla yatırım mallarının payı sadece %8,3iken, 2007 yılının sekiz ayı sonunda bu pay %38,6'yayükselmiştir. Alt sektörler itibariyle bakacak olursak,ihracatımız içinde makine ve teçhizatın payı 1990'da% 1,8 iken 2007 yılında %8'e, elektronik ve elektriklimakinelerin payı %3,I'den %6,9'a ve otomotiv in payıysa% 1,7'den % 19,5'e yükselmiştir. Kısacası Türkiye,sanayisinde ve ihracatında çok önemli bir değişimgerçekleştirmektedir. Katma değeri düşük mallarınihracatından sanayi mallarında yoğunlaşan bir ülke halinegeliyoruz.

Bu süreçte gerçekten karlılıktan fedakarlık yapıyoruz,hepiniz daha çok çalışıyorsunuz. Doğalolarak ülkemiziçin, üreticilerimiz için rekabetin hem şiddeti hem dekoşulları değişiyor. Verimliliği artırmak, yenilikleryapmak, farklılaşmak, markalaşmak artık hayatta kalmanınen önemli koşulu haline gelmektedir. Bunların yanındaülkemizin yatırım ortamı da değişmektedir. On yıllarboyunca alıştığımız, ülkemizin hastalığı haline gelenyüksek enflasyon artık bugün derdirniz olmaktan çıkmıştır.Makro ekonomik istikrar yarını daha net görmemizeyardımcı olmakta, hesabımızı daha sağlıklı yapmamızave bugün yarına yatırım yapmamıza imkan sağlamaktadır.

Türkiye bu gelişimin değerini çok iyi bilmek vedeğerlendirmesini çok iyi yapmak zorundadır.

Bugün bulunduğumuz nokta, Cumhuriyet tarihimizdesanayi ve ihracat potansiyelimizin değerlendirilmesindegeldiğimiz en üst noktadır ancak kuşkusuz son noktadeğildir. Yapılması gereken, yapısal değişimin hızlanarakdevam ettirilmesidir. Burada bulunan seçkin topluluk şugerçeği biliyor ve kabul ediyor olmalıdır: Türkiyekesintisiz ve yüksek oranlarda büyürnek zorunda çünkübaşta istihdam olmak üzere ekonomik ve sosyalproblemlerimizi çözebilmemiz, Avrupa Birliği ilearamızdaki mesafeyi kapatabilmemiz buna bağlıdır. Yineçok iyi biliyoruz ki, Türkiye ekonomisinde büyümeninlokomotifi sanayidir. O halde yapılacak şey, sanayimizin,üretimimizin, ihracatımızın önünü açmaktır.

İçinizden gelen biri olarak, bu gerçeği en iyi bilenkişilerden biri olduğumu ifade etmek istiyorum. Budurumun, başında bulunduğum Sanayi ve TicaretBakanlığı'nın yeniden yapılandırılmasında, sanayi politikave stratejilerinin yeniden oluşturulmasında bir avantajolacağı açıktır. 27 yıllık sanayicilik ve 12 yıllık SanayiOdası Başkanlığımın kazandırdığı tecrübe ve bakış açısıbana bu iddiayı ortaya koyma hakkı veriyor. Bu büyükiddiayla yola çıkıyorsam, Bakanlığırnın da atacağı adımlarbu iddiaya paralelolmalıdır.

i

Sanayi ve Ticaret Bakanlığı olarak neler yapacağımızıortaya koymadan önce, hükümet programımızda sizdeğerli sanayicilerimize yönelik olarak koyulan hedefleredeğinmek istiyorum. Hükümet olarak önceliğimiz açıktır:Bugün dünyanın ilk 20 ekonomisi arasında yer alanülkemizin, çok kısa bir süre içerisinde dünyanın en büyük10 ekonomisi arasına girmesidir. Bu hedefe ulaşmak için,kuşkusuz sanayicilerimizin yükünü hafifletmek gerekir.En büyük problemlerimizden biri olan istihdam üzerindekiyüklerimizin büyüklüğünün farkındayız ve ben de yıllarcabunu dile getirdim. Bu nedenle gerek partimizin seçimbeyarınamesinde ve gerek hükümet programımızda, SayınBaşbakanımızın da açıkladığı gibi, 2008 yılında SSKprimlerinin işveren hissesi 5 puan indirilecektir.

Bununla beraber sadece mali değil, idari ve yasal yüklerinazaltılması konusunda da çok ciddi çalışmalarımız var.Biliyoruz ki bu rekabet ortamında büyük hedeflere,ideallere ulaşmak için, stratejimizi iyi oluşturup, rotarnızıçizer ve gecemizi gündüzümüze katarak çalışırsak, bizihiçbir şey durduramaz.

Sanayi stratejimizin birbiriyle sıkı sıkıya bağlantılı dörttemel üssünü inşa etmek arzusundayız. Birincisi,girişimcilerimiz için en ideal yatırım ortamınınsağlanmasıdır. İkincisi, ekonomimizdeki piyasaaksaklıklarını giderecek, aktörleri doğru biçimdeyönlendirecek ve biraz sonra ayrıntılarına gireceğim

Page 18: Kongre Sponsorları - Anasayfa › sites › 1 › upload › files › 6_sanayi_kongresi...Kongre Sponsorları AKBANK Oturum Sponsorları ~ BORÇELiK e CEm OFSEr mat b_acılık sanayii

teşvik edebilecek bir sistemin işler hale gelmesidir.Üçüncüsü, özel sektör ve kamu sektörü arasında etkinişleyen bir iletişimin sağlanması ve her iki taraftakikoordinasyon problemlerinin giderilmesidir.Dördüncüsüyse, sanayi stratejimizi ortaya koyarak,ülkemizin dört bir yanında var olan kümelenmelerin dahagüçlenmesi için tedbir ve önlemlerin alınmasıdır. Herkümelenme için gerekli olan stratejileri tasarlayabilecekve uygulayabilecek, ayrıca her kümelenmeye ayrı ayrıyol gösterecek mekanizmaların hayata geçirilmesigerekmektedir.

Sanayi politikası dendiğinde, eskiden bizlere hepJaponya'nın, Kore'nin, Asya Kaplanları'nın hikayelerianlatılırdı. Ben de bunu çok anlattım. Son dönemdeyse,bildiğiniz gibi İrlanda'nın, Çin'in hikayeleri anlatılıyor.Bizim hedefimiz, yarın tüm dünyada Türkiye'nin başarıhikayesinin anlatılmasıdır. Bu karmaşık çağda, sanayipolitikası en etkili nasıl uygulanır, bunu tüm dünyayagöstermek istiyoruz.

Sanayi politikamız Türkiye'mizin dünyada nasıl birkonuma gelmek istediğine ışık tutmalıdır. Benim deBakan olarak en büyük hedefim budur. Sanayi politikamızıbu çerçevede hazırlarken, ülke kaynaklarının etkin veverimli bir şekilde yatırıma dönüştürülebilmesi için vesiz sanayicilerimize ve girişimcilerimize yol haritasıhazırlamak için gece gündüz çok ciddi çalışmalaryapıyoruz. Bu anlamda, yatırımların rasyonel bir şekilde,hangi ilde, hangi konuda ve hangi ölçekte yapılacağınadair 81 ilimizin sanayi potansiyeli ve yatırım alanlarıprojesi yoğun bir çalışmayla tamamlanmıştır. Bununyanında yatırım yapacak girişimcilerimizinbilgilendirilmesi amacıyla, Bakanlığımızda bugüne kadarsürdürülen çalışmalarla 256 ayrı yatırım konusunda sanayiprofıli çalışması ve 32 sektör ölçümü çalışması bitirilmiştir.Bu yatırımlarda gerekli olan bilgi ve belgelerin nelerolduğu ve nerelerden temin edileceği hususundaysayatırımcının hizmetine sunulmak üzere yatırımcı rehberihazırlanmıştır. Bütün bu çalışmaları Aralık ayı içindeaçıklayarak, siz sanayicilerimizin hizmetine sunacağız.

Sanayi potansiyeli ve yatırım alanları çalışmamızda,İstanbul'a özel bir önem verdik. İstanbul'un da sanayipotansiyeli ve yatırım alanları çalışmasını tamamladık.Malumunuz olduğu üzere İstanbul, Türk sanayinin veticaretinin kalbidir. Türkiye'deki sanayi kuruluşlarınınyaklaşık %40'ı İstanbul'da bulunmaktadır. Ancak İstanbul,sanayi ve ticaretin olduğu kadar finansın da, turizmin de,yönetimin de, lojistiğin de merkezidir. Böylesine önemlibir kentin geleceğinin planlanması, sadece yaşamsaldinamiklere bırakılmayacak kadar önemlidir ve biz buplanlamayı sizlerle birlikte tamamlamayı öngörüyoruz.Anadolu'daki üreticimiz, taeirimiz de son yıllardakigelişmelerle içinde bulunduğumuz bölgenin en güçlüözel sektörü haline gelmiştir. Ancak bu yeterli değildir;Anadolu'daki kaplanlarımızın Asya Kaplanları'nın önünegeçmesi için var gücümüzle çalışmalıyız. Üreticilerimizyenilikleriyle, markalarıyla, ürettikleri katma değerle ve

sağladıkları istihdamla küresel rekabet koşullarında nasılöne çıkar, nasıl en önde kalır, onun için çalışıyoruz.

Sanayi ve Ticaret Bakanlığı bu hedefe ulaşmamızda enönemli rolü oynayacak bakanlıklardan biridir. BugünAvrupa Birliği mevzuat uyumu çalışmasında, yapılmasıgereken 35 başlıktan 21 'i Bakanlığımız tarafındanyapılacaktır. Bu çerçevece 163 konudaki teknik mevzuatuyumundan 160'ı Bakanlığımızca tamamlanmış ve ResmiGazete'de yayınlanmıştır. Bu gerçeklerin bilincinde olarakyapılması gerekenleri arka arkaya sıraladık ve çalışmayabaşladık. Bu sorumluluğun bilincinde olarak göreve gelirgelmez attığını ilk adımlardanbir tanesi, sanayi stratejisininhazırlanması için Bakanlığımızın sorumluluk üstlenmesiolmuştur. Sayın Başbakanımızın da talimatlarıyla bugünekadar DPT tarafından çok değerli çalışmalarla yapılmışolan sanayi stratejisi ve politikaları kaldığı yerdenBakanlığımız tarafından gerçekleştirilecektir.

Bu çerçevede Oda Başkanlığım döneminde de sık sıkdile getirdiğim gibi, Türkiye'nin neyi ne kadar ürettiğinibilememesi, yani sanayi envanterinin olmaması en önemlisorunlardan biridir. Zaman zaman Odalar BirliğiBaşkanı'nın ve daha birçok başkanın da söylediği gibibir ordunun nerede, ne kadar askeri, ne kadar topu, nekadar tüfeği olduğunu bilmesi, savaşta galibiyetin temelşartıysa, Sanayi ve Ticaret Bakanlığı'nın da hangi ilde vebölgede kaç tane fabrika olduğunu, bunların hangisektörlerde faaliyet gösterdiğini, ne kadar üretim yaptığını,ne kadar istihdam yarattığını ve ne kadar enerji kullandığınıbilmesi ülkenin kalkınması açısından en önemli ve entemel koşuldur. Sanayi envanterini habercilerin iletişimdilinde kullandığı 5NIK formülüyle oluşturacağız. Yanineyin, nerede, nasıl, niçin, ne kadar ve kim tarafındanüretildiğini ortaya çıkaracağız.

Sanayi politikamıza yol haritası oluşturacak sanayienvanteri, yaşlanan teşvik sistemimizin yenidenoluşturulmasına imkan sağlayacaktır. Bölgesel ve sektörelplanda yeni bir teşvik sistemiyle üreticilerimizin ihtiyaçduyduğu kaynağı en kısa sürede doğru yatırımlara kanalizeedeceğiz. Teşvik sistemini oluştururken baz alacağımızdiğer önemli bir parametre de dünya ekonomisinin gelişmetrendi olacaktır. Önümüzdeki 10 yılda dünya ticaretinin3 kat büyüyeceği öngörülmektedir. Bu artışta sanayisektörünün bir kat, ticaret ve hizmetler sektörününse ikikat artması bekleniyor. Buna paralelolarak bilişimsektöründeki gelişmenin de dikkatle üzerinde durulmasıgerekmektedir. Bilişim sektörü genç nüfusumuzu bu alanakanalize edebilmemiz ve dünyada Hindistan gibi, busektörün kalbinin attığı bir ülke olmak çok büyük önemarz etmektedir. Kurumumuzdaki kapasiteyi bu işlere göreyeniden tasarlayıp geliştirmeye yönelik faaliyetlerimizebaşladık. Stratejik planımızı günümüzün ihtiyaçlarınacevap verecek şekilde tamamlamak üzereyiz.

Ülkemizde yatırım yapmak isteyen bir girişimcininkarşılaştığı ortamın tamamen idealolduğunusöyleyemeyiz. Sanayi stratejimizin en önemli

Page 19: Kongre Sponsorları - Anasayfa › sites › 1 › upload › files › 6_sanayi_kongresi...Kongre Sponsorları AKBANK Oturum Sponsorları ~ BORÇELiK e CEm OFSEr mat b_acılık sanayii

unsurlarından biri, yatırım yapmak isteyen girişimeiyeen uygun ortamın hazırlanması ve sunulması olacaktır.Bu açıdan ülkemizde Bakanlığımızın himayesinde gelişenOrganize Sanayi Bölgeleri çok büyük önem taşımaktadır.Organize Sanayi Bölgeleri, sanayicinin rahat, güvenilirbir iklimde çalıştığı yatırım vahaları olarak büyük birhizmet görmektedirler. Bu sebeple, hem mevcut OrganizeSanayi Bölgeleri'nin sorunlarına eğiliyor hem de yenibölgelerin gelişmesi için çaba sarf ediyoruz. Bundanböyle Organize Sanayi Bölgeleri'ni eskiden anlaşıldığıgibi, sadece bir düzenli kentleşme politikası aracı değil,sanayi politikasının en önemli araçlarından biri olarakele alıyoruz. Organize Sanayi Bölgeleri kümelenmeyaklaşımımızı hayata geçirmedeki en önemli araçlardanbiri olacaktır. Bu bağlamda Organize Sanayi Bölgeleri,sanayi arsası geliştirilmesi, fiziki altyapının iyileştirilmesi,çok sayıda izin ve ruhsatın etkin bir şekilde verilmesigibi konularda çok önemli işler başarmaktadır. Bunlaraek olarak, önümüzdeki dönemde Organize SanayiBölgeleri'nin işgücünün eğitimi, kalite standartlarınıngeliştirilmesi ve Teknoparkların yaygınlaşmasında yaratıcıhizmet sağlamasını hedefliyoruz. Organize SanayiBölgeleri'nin ülkemizde kaydetmiş olduğu bu başarıdandolayı, geçtiğimiz haftalarda Filistin ve İsrail'den gelenDevlet Başkanlarının Başkanlığı'ndaki heyetlerTürkiye'deki Organize Sanayi Bölgeleri'ni TOBBBaşkanımız ile beraber incelediler ve orada yapılacakolan Organize Sanayi Bölgeleri'ni yapılandırırkenülkemizde yapılandırılmış olan Organize SanayiBölgelerini örnek alacaklar.

Rekabetin arttığı bir ortamda ancak sürekli yenilik yaparakhayatta kalınabilir. Ar-Ge bildiğiniz gibi parayı bilgiye,inovasyon ise bilgiyi paraya dönüştürür. Ülkemizdebuluşları ve yenilikleri daha fazla ticarileştirmemizgerekiyor, bu amaçla Türk sanayisinin en önemliihtiyaçlarından biri olan Ar-Ge 'ye ayrılan paranınartırılması konusu hükümetimizin en önemli gündembaşlıklarından biridir. Hükümetimizin bu konudaki hedefi,2013 yılında GSMH'nın %2'sini Ar-Ge'ye ayırmaktır.2013 yılı için GSMH hedefırrıiz 800 milyar dolar olduğunagöre Ar-Ge'ye ayrılması hedeflenen miktar 16 milyardolardır. Bu 16 milyar dolar çok önemli bir rakamdır.Bugün bu rakam AB üyesi olan Estonya'nın, Malta'nınGSYH'sından daha büyük bir rakamdır. Bu hedefe ulaşmayolunda TBMM'ye sevk edilmek üzere olan MaliyeBakanlığı ve Bakanlığımız tarafından geliştirilen araştırmave geliştirme faaliyetlerinin desteklenmesi hakkındakanun tasarısıyla Ar-Ge ile ilgili yapılan tüm harcamalardavergi muafiyeti getiriyoruz. Bu düzenlemeyle Ar-Ge ileilgili araştırmacı çalıştıran tüm firmaların, bugüne kadarkendilerinin ödemek zorunda kaldıkları sigorta primiişveren payının yarısı devlet tarafından karşılanacaktır.Ayrıca Ar-Ge yapmak isteyen firmalara, kefilsiz veteminatsız 100.000 ile 200.000 YTL arasında bir tekno-girişim sermayesi desteği verilecektir. Ar-Ge çalışmalarınabu desteği verirken bilgi ve teknoloji tabanlı işletmeleringirişim sermayesi ihtiyaçlarını karşılamak amacıyla daçok önemli bir adım atıyoruz.

Yine hükümet programırmzda yer alan 200 milyon avrolukİstanbul Girişim Sermayesi Fonu'nu yarın yapacağımızbir törenle devreye sokuyoruz. KOSGEB'in 50 milyonavroluk bir katkıyla içinde bulunacağı İstanbul GirişimSermayesi Fonu, KOSGEB'in yanı sıra Avrupa YatırımFonu, Türkiye Teknoloji Geliştirme Vakfı ve TürkiyeKalkınma Bankası'nın katkılarıyla oluşturulmuştur. 16yıl süreli bu fon, ülkemizde girişim sermayesiningeliştirilmesine katkıda bulunurken KOBİ'lere de girişimsermayesi sağlayacaktır.

Bakanlık olarak Ar-Ge ve inovasyona dayalı kamu-üniversite-sanayi işbirliğiyle yürüttüğümüz stratejik birdiğer mekanizrnaysa, birçoğunuzun bildiği gibi sanayitezleri programıdır. Bu programla, ülke sanayimizinrekabet gücünün yükseltilmesi amacıyla, Ar-Ge veinovasyona dayalı fikirler, yüksek katma değerli bir ürünve üretim yönetimi olarak sonuçlanabilmesi için teşvikedilmektedir. Bu çalışmayla proje toplam tutarının %2S'iproje içindeki sanayici, %75'iyse Bakanlığımız tarafındanhibe olarak karşılanmaktadır. Bu bağlamda bugüne kadarmüracaat eden 230 projeden 8S'i desteklenmiştir. Buprojeler ağırlıklı olarak ileri malzemeler, nanoteknoloji,biyomedikal, gıda, tasarım ve mekatronik teknolojialanlarındadır. Bu çalışmaların sonucunda ortaya çıkacakyüksek katma değerli yeni ya da yenilikçi ürünle üretimyöntemleri ekonomimizin rekabet gücü açısındankarşılaştığı yapısal sorunların çözümüne de çok önemlikatkı sağlayacaktır. Yine Ar-Ge ve inovasyon teşvikleriçerçevesinde, Ar-Ge ürünlerinin patent, yatırım, pazarlamave tanıtım desteklerini de 2008 yılında yürürlüğesokacağız.

Bunun yanında yine 2008 yılında devreye sokacağımızbir diğer önemli proje, Patent Değerlendirme Ajansıolacaktır. Bu ajans, sınai mülkiyet hakları, patent vemarka tasarımının değerlendirmesini yapacak ve onunpiyasa değerini saptayacaktır. Böylece markaların ya dapatentlerin piyasa değeri belirlenecek ve şirketlerimizinentelektüel sermayeleri ortaya çıkacaktır. Ajans aynızamanda değerlendirme yaparak, buluş sahibi ve sanayiciyibir araya getirecek, arzla talebi buluşturacaktır. Bundansonra paterıtlerin ticarileşmesi sağlanacaktır. Patentkonusunda ülkemizin gelmiş olduğu seviye son dereceönemlidir. Türkiye bu konuda çok ciddi bir seviye artışıkaydetmiştir ancak burada esas olan, bu patent sayısıkadar elde edilmiş olan patentlerin de ticarileşmesinisağlamaktır ve bu ajans bu konuya yönelik olarakçalışacaktır.

Yine 2008'de kuruluşu tamamlanacak olan PatentAkademisi ile üniversitelere, araştırma merkezlerine,firmalara ve KOBİ'lere sınai mülkiyet konusunda genişkapsamlı eğitim verilecektir.

Sanayi ve Ticaret Bakanlığı olarak bu çerçevedeyaptığırmz önemli bir çalışma da üniversite-sanayi-kamuişbirliğini sağlamaya yönelik Teknoloji GeliştirmeBölgeleri ya da diğer adıyla "Teknoparklar"dır. Bildiğiniz

Page 20: Kongre Sponsorları - Anasayfa › sites › 1 › upload › files › 6_sanayi_kongresi...Kongre Sponsorları AKBANK Oturum Sponsorları ~ BORÇELiK e CEm OFSEr mat b_acılık sanayii

gibi, bu bölgeler verilen bir dizi teşvik sayesinde özelliklebüyük kentlerimizde hızla gelişmişlerdir. Bugün itibariyle28 teknopark kurulmuş ve bunlardan 17'si faaliyetegeçmiştir. Faaliyete geçen bu 17 teknoparkta 687 firmafaaliyet göstermekte ve bu firmalarda 9.314 kişiçalışmaktadır. Teknoparklarda üzerinde çalışılan projesayısı, altını çizerek belirtmek isterim ki 2.585'e, ihracatgelirleri 300 milyon dolara, yabancı firma sayısı 25'e,yabancı yatırım tutarıysa 450 milyon dolara ulaşmıştır.Teknoparklarda elde edilen patent sayısı 2007 Ekim ayıitibariyle 111 'e ulaşmıştır. Teknoloji geliştirmebölgelerinin, iyi bir fikri olup nasıl yapacağını bilmeyenşirketlerin büyük şirketler kurabildikleri, istihdamsağlayabildikleri merkezler olmasını sağlayacağız. Buyeni yaklaşımla teknoloji geliştirme bölgelerini büyükşehirlerden artık Anadolu'nun dört bir yanına yayacağız.

Sanayi ve Ticaret Bakanlığı, bilişimin ve teknolojinindönemimizdeki bütün çalışmaların odak noktasınayerleştirilmesi konusunda son derece kararlıdır. Bununen önemli kanıtı da Garanti Belgesi ve Satış SonrasıHizmet Yeterlilik Belgesi'nde elektronik imza veelektronik belge dönemini başlatmamızdır. Geçendönemde başlatılmış olan ve bu dönemde uygulamayasoktuğumuz bu çalışmayla artık bundan sonra GarantiBelgesi veya Satış Sonrası Hizmet Yeterlilik Belgesialmak için hiç kimsenin Bakanlığa gelmesi gerekmeyecek.Şu anda bu belgeyi almak için bir kişinin 7 ila 9 günü,yaklaşık 12 sayfalık bir rapor ve 48 adet paraf ve imzasıgerekiyor. Geçen yıl yapılan bu hizmetlerle, 9.400 belgeiçin sadece noterlere ödenen ücret 2,6 milyon YTL'dir.Aradaki aracıların ne aldığını tabii bilmiyorum. Başlatmışolduğumuz bu çalışmayla, işveren, sanayici oturduğuyerden bir tuşla Sanayi ve Ticaret Bakanlığı'nın ilgilibölümünü tıklayacak ve sadece geçen yıl kullanılan 1milyon kağıdın ve 1.315.000 imza ve parafın yerine birdakikada bu işlemini gerçekleştirecektir. Bu gerçektençok önemli ve çok ciddi bir gelişmedir. Diğer taraftantüketici de hangi ürünlerin garanti kapsamına girdiğinive hangi ürünlerin garanti kapsamı süresinin ne olduğunuda çok net bir şekilde buradan görebilecektir.

Bildiğiniz gibi güçlü bir özel sektörün en temel ihtiyacıgüçlü bir kurumsal yapıdır. Gerçek girişimcilerinkendilerine hareket imkanı bulamadığı, yatırımcılarınhaklarının korunamadığı, yargının uyuşmazlıklarınıçözemediği yerlerde ne verimli üretim ne de yenilikçifıkirler bulabiliriz. Bu nedenle düzenleyici ve denetleyicikuruluşlarımıza çok önem veriyoruz. Bu kurumlarınbağımsız konumlarının teminatı olmaya devam edeceğiz.Aynı zamanda teknik kapasitelerinin dünya standardındaolması için tüm olanaklarımızı kullanacağız. Yargımızında özellikle iktisadi konularda daha etkin çalışması içingerekli yasal düzenlemeleri yapmayı da önemsiyoruz.

Bu çerçevede çağımızın ihtiyaçlarına cevap verecek yeniTürk Ticaret Kanunu bizim için en önemli konularınbaşında gelmektedir. Yeni Türk Ticaret Kanunu ileihtiyaçlara cevap veremeyen ve benimle yaşıt olan yasa

tamamen değiştirilecektir. Bu yasayla sanayimizin küreseldeğer zinciri içine yerleştirilmesinden, yatırımın veverimliliğin önündeki engellerin kaldırılmasından, yetersizyasal ve kurumsal çerçevenin iyileştirilmesinden, kişi vekurumları kayıt dışılığa iten sebeplerin ortadankaldırılmasından, teknoloji ve yeniliklerin değer zincirininiyileştirilmesi için kullanılmasından, etkin piyasadüzenlemesi ve gözetiminden söz ediyoruz. Bakanlığımıztarafından yapılacak düzenlemelerle tek kişilik anonimve limited şirketler kurulması mümkün olacak, artık GenelKurullar, Yönetim Kurulları çağımızın getirdiği imkanlarlaonline olarak yapılabilecektir. Bu, şirketlerimiz için, işyapma şekillerini değiştirecek etkinliği, şeffaflığı, bilgiyeulaşımı mümkün kılacaktır. Yeni Türk Ticaret Kanunu,Ticaret ve Sanayi Akdi ile Bakanlığımıza piyasaları ilerive çağdaş esaslara ve tekniklere göre şekillendirme vedüzenleme yetkisi vermektedir. Biz Bakanlık olarak çokönemsediğimiz düzenlemeleri yaparken, aslında bir çeşitsatış sonrası hizmet sunacağız. İtibarına düşkün birfırmanın sorumluluk duygusuyla hareket edip mükemmeleulaşmaya gayret edeceğiz. Bizim yapacağımızdüzenlemeler, bir nevi özenli ve sorumlu satış sonrasıhizmet olacaktır.

Bildiğiniz gibi 29 Ağustos'tan bu yana yaklaşık üç aydırBakanlık görevini yürütüyorum. İnanınız ki masanın butarafından gördüklerim, Oda Başkanlığı dönemimdekiizlenimlerinden çok farklı değiL. Oda Başkanı olduğumdönemde en büyük sıkıntımız, kamu ile sürekli vesürdürülebilir bir diyalog kuramayışımızdı ki biraz önceTOBB Başkanımız da bunu ifade etti. Açıkça belirtmekisterim ki, Sayın Başbakanımızın da ısrarla söylediği vesizlerin de bildiği gibi, özel sektörden kopuk, sanayininihtiyaçlarına uzak bir bürokratik anlayışı kabul etmiyoruz.Amacımız hükümetimiz döneminde bürokrasi deninceakla hantallık değil hizmetin gelmesidir. Artık 50 yıllıkalışkanlıklarımızı değiştiriyoruz. Özel sektörün önündekiengelleri kaldırmaya dayalı yepyeni bir bürokratik anlayışıuygulamaya koyuyoruz. Bu anlayışımızın en somuticraatlarını da öncelikle Sanayi ve Ticaret Bakanlığımızdahep birlikte göreceğiz. Bu yeni dönemde tümpolitikalarımızın temeli diyalog olacaktır. Bürokrasi özelsektörü, özel sektör bürokrasiyi dinleyecektir. Aramızdakidiyalog kanallarını kurumsallaştıracağız, sürekli, devamlıve şeffaf hale getireceğiz, kişilere, kişisel ilişkilere bağlıolmaktan çıkaracağız. Bildiğiniz gibi Sayın Başbakanımızsiz sanayicilerimizle diyaloğa verdiği önemi, hem BelediyeBaşkanlığı hem de Başbakanlığı döneminde, başta TOBBolmak üzere odalarımız ve sanayicilerimize yapılanziyaretlerde defalarca ortaya koymuştur. Bu çerçevedehem hükümetimiz hem de Bakan olarak benim beklentim,siz sanayicilerimizin de her zaman olduğu gibi yapıcı birdiyalog anlayışı içinde olmanızdır. Biliniz ki bu anlayışıkorumaya ve sürdürmeye kararlıyız. İşte bu yüzden, özelsektörün tüm temsilcilerinin içinde yer alacağımekanizmalarla sanayinin daha verimli çalışması içinönümüzdeki tüm engelleri kaldıracağız. Ancak bunuyaparken devlet imkanlarının verimsiz faaliyetlerisürdürmek ve rant elde etmek için kullanılmasını da

Page 21: Kongre Sponsorları - Anasayfa › sites › 1 › upload › files › 6_sanayi_kongresi...Kongre Sponsorları AKBANK Oturum Sponsorları ~ BORÇELiK e CEm OFSEr mat b_acılık sanayii

önleyeceğiz. Sanayi stratejimizi uygulayacak bürokrasimizherkese tüm ihtiyaçlarını anlayacak kadar yakın ancakkişisellikten uzak olacaktır.

Sizlere hedeflerimiz, planlarımız, yaptıklarımız veyapacaklarımızın sadece bir bölümünü anlatmaya fırsatbulabildi ğim bu yeni dönemde, Türk sanayi aradığı yönübularak biriktirdiği potansiyelirıi gerçeğe dönüştürecektir.Bir kez daha belirtmek isterim ki, bu saydığım hedeflerarasında en önemlisi, kamu-özel sektör diyaloğunu etkinbir şekilde sürdürmektir. Konuştukça, karşılıklı anlayışlaçözülemeyecek problem, kaldırılamayacak engel yoktur.Türk girişimcisinin, sanayicisirıirı önünü açacak anahtarınbu diyalog olduğuna inanıyorum.

Açılışını yaptığımız bu önemli Kongrenin ülkemiz içinverimli geçmesirıi diliyor, Sanayi Kongresi'nin altıncısınıdüzenleyen İstanbul Sanayi Odası'nın değerli Başkanlarıbaşta olmak üzere tüm çalışanlarına ve tüm üyelerine,emeği geçen herkese teşekkür ediyor, sizlerin içindengelen bir arkadaşınız olarak her zaman sizlerle birlikteolmaktan gurur duyacağımı ifade ediyor, hepinizi sevgi,saygı ve hürmetle selamlıyorum.

Page 22: Kongre Sponsorları - Anasayfa › sites › 1 › upload › files › 6_sanayi_kongresi...Kongre Sponsorları AKBANK Oturum Sponsorları ~ BORÇELiK e CEm OFSEr mat b_acılık sanayii

ONUR KONUGU.

Bölgesel Inovasyon Stratejileri

Riccardo IIIyFriuli Venezia Giulia Özerk Bölgesi Başkanı

Page 23: Kongre Sponsorları - Anasayfa › sites › 1 › upload › files › 6_sanayi_kongresi...Kongre Sponsorları AKBANK Oturum Sponsorları ~ BORÇELiK e CEm OFSEr mat b_acılık sanayii

Riccardo IllyFriuli Venezia Giulia Özerk Bölgesi Başkanı

1933 yılında aile işletmesi olarak kurulan ve kahve sektöründe faaliyet gösteren Illycaffe'de çalışma hayatına başlayanRiccardo Illy, şirketin ve holding bünyesindeki diğer şirketlerin satış yapısını yeniden şekillendirmiş ve "illycaffe"için bir pazarlama birimi kurmuştur. Illycaffe firmasında Satış Müdürü ve Genel Müdür olarak görevalan RiccardoIlly şu anda "Gruppo Illy SpA" Yönetim Kurulu Başkanıdır. Trieste Sanayicileri Derneği Başkan Yardımcılığı veTranspadana Avrupa Demiryolu Komitesi Başkanlığı görevlerini yürütmüştür.

1993 ve 1997 yıllarında iki dönem Trieste Belediye Başkanlığına seçilen Riccardo Illy, Transpadana AvrupaDemiryolu Bağlantısı Komitesi Başkanlığı görevini yürütmüştür.

Gerçekleştirdiği çalışmalar nedeni ile İtalyan ve Avusturya Hükümetlerinden aldığı unvanları ve "Avrupa Birliği'ninDoğuya Açılması" çalışması ile Trieste Üniversitesi Politika Bilimleri Bölümü'nden alınan fahri doktora unvanıbulunmaktadır.

2001 yılında İtalyan Parlamentosu'nda "bağımsız milletvekili" olarak görevalan Riccardo Illy, 9. ParlamentoKomisyonu'nda Ulaşım, Posta ve Telekomünikasyon Komisyonu üyeliği ve yapısal reformları denetleyen ParlamentoDanışma Konseyi Genel Sekreterliği görevlerini yürütmüştür.

Riccardo Illy 2003 yılında İtalya'nın "Friuli Venezia Giulia" (FVG) Özerk Bölgesi Başkanı olarak seçilmiştir.

FVG Bölgesi günümüzde her 1.000 kişiye 10,5 araştırmacı oranı ile dünyanın sayılı araştırma sahalarından birisiolarak kabul edilmektedir. Aynı oran, İtalya için 3,3 ve Avrupa Birliği ortalaması olarak 5,3'tür. İtalya'nın kuzeydoğuucundaki Bölge üç üniversiteye ev sahipliği yapmaktadır. Trieste ve Udine Üniversiteleri ve Uluslararası İleriAraştırmalar Enstitüsü 1.236 öğretim üyesi ile 70 Teknik Fakültede hizmet vermektedir. 1.600 araştırmacı, 75araştırma merkezi ve laboratuarlarından oluşan Area isimli Teknopark, bölgede üretilen yeni teknoloji ve bilimselaraştırmalar ile birlikte yenilikçilik ağı şeklinde çalışmalarda bulunmaktadır.

Riccardo Illy, 2006 Kasım ayından itibaren 30 ülkeden 250'ye yakın bölgenin üye olduğu "Avrupa BölgeleriMeclisi'nin (Assembly of European Regions)" Başkanlığını yürütmektedir.

Page 24: Kongre Sponsorları - Anasayfa › sites › 1 › upload › files › 6_sanayi_kongresi...Kongre Sponsorları AKBANK Oturum Sponsorları ~ BORÇELiK e CEm OFSEr mat b_acılık sanayii

Böl esel İnovas on Strate iileri

Riccardo IIIyFriııli Veııezia Ciıılia Özerk Bölgesi Başkanı

Bu benim son 14 aydır İstanbul'a üçüncü gelişim. Bende sizler gibi bir girişimci ve yöneticiyim. Aynı zamanda14 yıldan beri de kamu işleriyle ilgili çalışmalaryürütüyorum. Trieste'nin başkenti olduğu Friuli VeneziaGiulia Özerk Bölgesi'nin başkanıyım. Bu bölgede uzunbir süredir pek çok Türk yaşıyor ve Türkiye ile derinbağları var. Trieste Sanayicileri Derneği'nin, İtalya'dakiSanayi Odaları arasında İstanbul Sanayi Odası ile anlaşmaimzalayan ilk ve tek oda olmasından gurur duyuyorum.Bizim bu girişimimizden sonra diğer odaların da büyükbir olasılıkla bu tür girişimlerde bulunacaklarınıdüşünüyorum.

Biz bölgemizde inovasyona çok fazla yatırım yapıyoruzve sizlere son beş yıl içerisinde kurumlar, şirketler vehatta yurttaşların inovasyon seviyelerini yükseltmek içinneler yaptığımızı anlatmaya çalışacağım.

Öncelikle senaryodan bahsetmek istiyorum. Bizler,küreselleşmenin ekonomik, finansal ve bilgiyle ilgilialanlara yayıldığı bir ekonomi içinde yaşıyoruz. Buradasanayi çağından bilgi çağına bir geçiş söz konusu vebazılarımız bu geçişi tamamlamışken bazılarımız halageçiş süreci içindeyiz. İnsanlık tarihinde bir kerede sadecebir tek büyük değişiklik olurken, burada küreleşme vebilgi çağına geçiş aynı anda yaşandı. Küreselleşme bizibilgi ekonomisine götürdü ve sonuç olarak rekabetgücümüzde artış yaşandı. Bununla bağlantılı olarak işgücümaliyetleri azaldı ve inovasyon yapmak bir görev halinialdı. Sık sık "yenilik yapmayanlar rekabetçi bir ortamdaölür" diyorum.

Avrupa Birliği'nde de, Birliğin 1954 kuruluşundan beriönemli değişiklikler yaşandı. 1993'te Ortak Pazar'ınkurulması, 1997'de Schengen Anlaşmaları'nınimzalanması, 2002'de ortak para birimine geçilmesiyleAvrupa Birliği içinde bir entegrasyon sağlandı. Umarımgelecek bir buçuk yıl içinde imzalanacak olan yeni birsözleşmeyle politik birliğin oluşturulması da sağlanacak.Biz bu sözleşmeyi artık yapısalolarak nitelernekistemiyoruz, daha çok Avrupa Birliği'nin entegrasyonunuderinleştirmesini istiyoruz. Bütün bunları yanındagenişleme adımları da atıldı. 1986'da İspanya ve Portekiz,1995'te Avusturya, İsveç ve Finlandiya AB'ye dahiloldu.2004 yılında Büyük Patlama dediğimiz büyük birgenişleme yaşandı. 8'i Orta Batı Avrupa'dan LO ülkeAB'ye dahiloldu. Bu yıl Romanya ve Bulgaristan'ınkatılmasından sonra yakında bir sonraki adımHırvatistan'ın ve daha sonra Türkiye'nin de Birliğekatılmasını umuyoruz. Hatta belki Rusya'nın da katılmasısöz konusu olacaktır. Amerikalı gelecek bilimci PeterSchwartz'ın birkaç yıl içinde Rusya'nın da AvrupaBirliği'nin üyesi olacağını söylediğini duydum. BöyleceAvrupa Birliği sadece ekonomik açıdan değil aynızamanda nükleer konularda da ABD'nin bile ötesinegeçmesi mümkün olacaktır.

Bölgemizin sosyo-ekonomik yapısı şöyledir:• 1.207.870 kişi yaşıyor ve bunun 60.l34'ü yanı

%4,9Tsini yabancılar oluşturuyor.• Yasa tarafından korunun üç azınlık dili var: Friulia

bölgesinin yerel dili Friulaca, Slovakça, Almanca.• Ortalama kişi başına düşen gelir: 23.081 avro ve

İtalya'da 7. sıradayız.• Aktif şirket sayısı: 102.378.• BT sektöründe faaliyet gösteren şirket sayısı: 1.771

(toplam şirketlerin % 1,Tsiyle İtalya'da 2. sıradayız.• Ar-Ge konusunda ,çalışanların nüfusa oranı % 1,51

ve İtalya'da 5. sıradayız.

Bölgemizde faaliyet gösteren en önemli şirketler arasında,çelik üretimi yapan Danieli, gemi üreten fırmaların başındagelen Fircatieli, sigorta alanında dünya çapında faaliyetgösteren ve merkezi Trieste'de bulunan Generali S.igortaşirketi, İtalya'daki merkezi Trieste'de olan Alliance ıtalya,çamaşır makinesi fabrikasıyla Ar-Ge ve BT departmanlarıbölgemizde bulunan Electrolux, ayrıca mutfak eşyaları vemobilya üreten fırmalar bulunmaktadır.

Bölge olarak İtalya'nın kuzeybatısında yer alıyoruz.Avusturya ve AB 'ye 2004 yılında katılan ve 21 Aralık'taSchengen Anlaşmasına dahilolacak Slovenya ilesınırımızın olmasından dolayı eşsiz bir jeopolitik konumasahibiz. Adriyatik Denizi'nin kıyısındayız ve bu bize OrtaDoğu Avrupa, Ortadoğu ve Asya ülkeleriyle ticaret yapmaaçısından ideal bir lojistik platform sağlıyor. AyrıcaAvrupa'nın güney doğusundaki Balkanlar'a da çok yakınız.Türkiye ve Trieste Limanı arasında yılda 200.000'denfazla tır, feribot ve RoRo aracılığıyla gidip geliyor.

Jeopolitik konumumuz, çok kültürlü bir toplum olmamız,yüksek yaşam kalitemiz ve çok sayıda araştırmakurumunun olması, bizim rekabetçi avantajlarırruzıoluşturuyor. Özellikle dil, kültür ve hatta din çeşitliliğiartık Avrupa'nın en önemli rekabetçi avantajınıoluşturmaktadır, çünkü birden fazla dil ve kültürün birarada olması yaratıcılığa büyük katkı sağlar ve bu dainovasyonu artırır. Bir grup içinde ne kadar çok çeşitlilikvarsa, yaratıcılık seviyesi ve inovasyon yapabilme beceriside o kadar yüksek olur ve nihayetinde dünya piyasasındarekabet edebilme gücü de artar. Yaşam kalitemiz sadecegelir anlamında değil aynı zamanda bölgemizin çevreselve kültürel zenginliği göz önünde bulundurulduğunda daoldukça yüksektir. Son olarak ve belki de günümüzün enönemli rekabet avantajı olarak bölgemizde üç üniversite,8.000 kişiye istihdam sağlayan 100 bilim kurumu olduğunadeğinmek istiyorum. Bu sayede bilgiyi üretiyor, daha iyiinovasyon yapabilmeleri için bilgi birikimini bilim parkıaracılığıyla şirketlere aktarıyoruz.

Bölgemizde yer alan dört şehrin her birine bir görevverdik. Buna göre, Triesta bilim şehri, Pordenone sanayişehri ki burada çalışan nüfusun yarısından fazlası üretimsektöründe istihdam edilmektedir, Gorizia entegrasyonşehri olup burası birkaç gün içinde ortadan kalkacak olanSlovenya ile sınırdan dolayı 'Küçük Berlin' olarak

Page 25: Kongre Sponsorları - Anasayfa › sites › 1 › upload › files › 6_sanayi_kongresi...Kongre Sponsorları AKBANK Oturum Sponsorları ~ BORÇELiK e CEm OFSEr mat b_acılık sanayii

anılmaktadır ve Udine inovasyon şehridir. Özellikleüretim, sigorta, finansal hizmetler, ulaşım ve lojistik,şarap, San Daniele jambonu ve Montasio peynirinin dahilolduğu yüksek kaliteli tarım ve gıda ürünleri ile turizmmükemmelolduğumuz konulardır. Bu ekonomik sektörlerSan Daniele'de kümeler halinde gruplanmıştır: Gıda,çelik, mekanik ve mobilya.

İnovasyon yapmanın çeşitli yolları vardır. En çok bilineniüründe inovasyon yapmaktır. Öte yandan hizmetlerde deinovasyon yapılmaktadır. Ürün ve hizmetlerin üretimsüreçlerinde ve ayrıca organizasyon içinde ve pazarınızıseçme biçiminizde de inovasyon yapabilirsiniz. En azındanpazarınıza ulaşmak için dağıtım kanallarında inovasyonyapılabilir. Üründe inovasyon dediğimde hem teknolojikhem de estetik inovasyondan bahsediyorum, çünkü estetikde bir ürünle ilgili bilgi içeriğini artıran hususlardanbiridir.

Bir yönetici ve kamu idarecisi olarak bence inovasyoniçin en önemli hususlardan biri kaynaktır. İnovasyonyapmak için insan kaynaklarına, hem üretmeniz hem deşirketinize aktarmanız gereken bilgiye dayalı kaynaklara,finansal kaynaklara, maddi ve idari kaynaklara ihtiyacınızvar. Kamu idaresi dediğiniz zaman, yaptıkları işlerikolaylaştırmak, büyümelerine ve inovasyon yapmalarınayardımcı olmak amacıyla firmaların hizmetinde olmanızgerekiyor. İkinci amacımız, inovasyon kültürünü yaymakolmalıdır. Biz kamu idaresinde inovasyon yaparak birörnek oluşturmaya çalışıyoruz.

İnsan kaynakları açısından yaptıklarımıza bakacak olursak,yüksek öğrenim kurumlarına, üniversitelere destekveriyoruz. Örneğin bölgemizde önemli bir işletme okuluvar. Daha fazla genç insanın bilimsel eğitim verenfakültelere kaydolması için maddi ve manevi açıdanteşvik veriyoruz; yeni bilgiler edinmeye yönelik süreklimesleki eğitimleri destekliyoruz ve bunu yapan ilkbölgeyiz; işten atılan kişilerin iş bulmalarına yardımcıolmak için eğitim veriyor ve bu kişilere vatandaşlık geliridediğimiz ödemeler yapıyoruz; son olarak bilgisayarkullanımı eğitimleri veriyoruz. Bu konuda geçen yıl biryasa yürürlüğe koyduk ve bu çerçevede yaşlı ve emekliinsanların, ev hanımlarının, bugüne kadar bilgisayarkullanmayı öğrenme fırsatı olmamış kişilerin bilgisayarkullanımı öğrenmeleri için eğitimler düzenliyoruz ve buyıl bu yasa sayesinde 7.000'den fazla kişi bu eğitimlerdenyararlandı.

Bilgiye dayalı kaynaklarla ilgili olarak, üniversitelerinve araştırma merkezlerinin bilgi üretmesini destekliyoruz,bu konuda öncelikli projelerimiz de vardır. Avrupa Birliğiiçerisinde bilimsel altyapının geliştirilmesi konusundailk olarak Trieste'de gerçekleştirilen 'serbest elektrolazerinkurulması'dır. Bu Avrupa'da çalışan ilk serbest elektrolazerolacak ve uzun yıllar da bu şekilde kalacaktır. Bu projeyeyaklaşık 13 milyon avro yatırım yapılmıştır. Patent almaprosedürlerini kolaylaştırıyoruz; bölgedeki dört şehre vebir dağa yayılmış dört bilim parkı aracılığıyla teknoloji

ve bilgi aktarımını ve bunlara erişimi basitleştirmeyeçalışıyoruz; araştırma kurumları ve şirketler arasındakietkileşimi teşvik ediyoruz.

Finansal kaynaklarla ilgili olarak, öncelikle 2005 yılında4 numaralı Bölgesel Yasayı onayladık. Bu yasayla sistemitamamen değiştirdik. Önceden isteyen herkese parasalkaynak sağlıyorduk ama artık sadece en iyi projelere paraveriyoruz. Geçen Şubat ayında toplam sermayesi yaklaşık1 milyar avro olan Friulia Holding aracılığıyla girişimsermayesi vermeye başladık. Bu sayede bölgemizdeki150 şirkette ortaklığımız var. Üniversiteler, AraştırmaEnstitüleri ve şirketler tarafından yürütülen araştırmafaaliyetlerine mali destek sağlıyoruz. Bu konuda yürürlükteolan 4 numaralı Bölgesel Yasa var. Son olarak yaklaşık%4 oranındaki Bölgesel İş Vergisi'ni seçici olarakazaltmaya yönelik çalışmalar yapıyoruz. Ancak buşirketlerin kar, işgücü maliyeti ve faizi ödemelerigerekiyor. Büyüyen bütün şirketler, maksimum %l'likvergi indirimi başvurusunda bulunabilirler. Ne yazık kihukuki nedenlerden dolayı yapabileceğimiz en büyükindirim % 1'lik bir oranla sınırlı. Elde edilen finansalkaynaklar, şirketin inovasyon, verimlilik artışı konularındafaaliyetlerine yatırılmaktadır.

Maddi kaynaklarla ilgili olarak, teknoloji ve bilgitransferini; insan ve mal ulaşımı ve elektrik enerjisiaktarımı ile telekomünikasyon altyapısını geliştirmeyeçalışıyoruz. Mercurio FVG şirketi, tüm bölgenin genişbant telekomünikasyona 82 milyon avroluk bir garantisağlamaktadır.

İdari kaynaklar açısından biz hem fırmalar hem de insanlariçin örnek olmaya çalışıyoruz. Örneğin internet üzerindetelevizyon yayınını bölge içerisinde ilk biz gerçekleştirdik.Bölgeyi dahili olarak yeniden organize ettik. Harici olarak,yerel kurumları yeniden organize ettik ve artıkbelediyelerimiz ve kentlerimiz var. Yurttaşlara daha yakınolan yerel kurumlara daha fazla güç, para ve işçi tedarikediyoruz. Son olarak idari prosedürleri basitleştirmeyeve izlenebilirliğini artırmaya yönelik çalışmalar yapıyoruz.Kamu hizmetlerinde bilgisayar sistemine geçilmesikonusunda destek ve teşviklerimiz söz konusu. Bölgeselsağlık sistemi için farklı dillerde web siteleri açıyoruz veçalışmaya bölgenin kendisi finansal kaynak sağlıyor veçalışmayı iki yıl önce kontrolünü satın aldığımız bölgeselBT şirketi Insiel gerçekleştiriyor. Şu anda bölgede yaşayan1 milyondan fazla yurttaşın Multiservice Smart Card'ıvar ve kısa bir süre önce bölgenin eşgüdümlü imajınıonaylamış bulunuyoruz.

Son olarak inovasyon kültürünü geliştirmeye yönelikçalışmalar yapıyoruz. Bu amaçla Bölgesel İnovasyonÖdülü veriyoruz. Bu yıl 60 şirket ve kar amacı gütmeyen30 kurum katıldı. Bütün İtalyan üniversitelerinin ortaklaşadüzenlediği Start Cup'a destek sağlıyoruz. Son üç yıldırUdine Üniversitesi burada ödül almaktadır ve en sonUlusal Ödülü de yine üniversitemiz almıştır. 260 bölgeninyer aldığı, benim Başkanı olduğum ve Türkiye'den 6

Page 26: Kongre Sponsorları - Anasayfa › sites › 1 › upload › files › 6_sanayi_kongresi...Kongre Sponsorları AKBANK Oturum Sponsorları ~ BORÇELiK e CEm OFSEr mat b_acılık sanayii

üyenin katıldığı Avrupa Bölgeleri Birliği tarafındandüzenlenen Avrupa Yaratıcı Bölgeler Ödülü için desteksağlıyoruz. Ayrıca, inovasyon üzerine yapılan çalışmalannve yazıların yayınlanması için hibeler veriyoruz. IsaacGetz tarafından yazılan Fikirleriniz Her Şeyi Değiştirecekisimli kitap bunlar arasındadır.

Bunlara ek olarak, her yıl INNOV ACTION adında birfuar düzenliyoruz. Fuar, gelecek yıl 14-18 Şubat tarihleriarasında gerçekleşecek. Fuar üç bölümden oluşuyor.Birincisi bilim kuruluşları ve üniversitelerin faaliyetlerinisunduğu Bilgi; ikincisi mucitlerin katıldığı Fikirler;üçüncüsü de Gerçek İnovasyon. Geçen yıl düzenlenenU dine fuarı kapsamında gerçekleşen sergilere vekonuşmalara 2S.000'den fazla kişi katıldı. İso dadavetlilerimiz arasındaydı. Gelecek yıl yapılacaketkinliğimiz için, Başbakan Recep Tayip Erdoğan'averilmek üzere İstanbul'daki Büyükelçiliğimize birdavetiye bıraktık.

Sonuç olarak çok fazla şey yaptık ve bunların firmalarve yurttaşlar için ne ifade ettiğine bakacak olursak,İtalya'daki istatistik kurumunun yayınladığı bilgilere göre2005 yılında GSMH'mız %3 oranında büyümüştür ve buoranla İtalya'nın birincisi konumundayız. Sizin bunun ikikatı bir oranla büyüdüğünüzü biliyorum ama kişi başınadüşen gelirimiz 23.000 avroya ulaşmıştır bile. Geçen yılihracat büyüme oranı %13,9 iken bu yıl %13,5 oranındagerçekleşti. Geçen yılın sonunda ve bu yıl ilk dokuzayında işsizlik oranı %3 oranında azaldı. Turizmkonusunda son sezonda gelen turist sayısında %5,7oranında bir artış kaydettik ve İtalya'da birinci sıradayız.İyi sonuçlar elde ettik ve bu, çalışanlarımızın,girişimcilerimizin ve idari yönetim faaliyetlerimizin iyiolduğunun göstergesidir.

Kişisel inancıma göre, Türkiye'nin Avrupa Birliği'ne üyeolması en azından ekonomik açıdan Birliğe, Türkiye'yeve mevcut üye ülkelere olumlu katkılar sağlayacaktır.Türkiye ekonomik açıdan çok dinamik bir ülke ve AB'yeüye olduğunuzda rekabeti artıracağınızı düşünüyorum.Bu hem Birlik içindeki rekabeti artıracak hem de busayede AB'nin küresel pazarda daha rekabetçi olmasınısağlayacaktır diye düşünüyorum.

Dil, din ve kültürel çeşitlilik açısından bakacak olursak,Türkiye'nin AB'ye üye olmasının, yaratıcılığa önemlikatkıda bulunacağı inancındayım. Önceden bahsettiğimgibi, bizim en önemli rekabet avantajımız dil, kültür vebelki din hususlarındaki çeşitliliğimizdenkaynaklanmaktadır. Bu bize, ortak bir dile ulaştığımız şuanda bile çok daha fazla yaratıcı olma imkanı tanımaktadır.Bir ara AB 'ye üye ülkelerin büyük bir çoğunluğu tarafındanreddedilmiş olmasına rağmen şu anda İngilizce ortakdilimiz ve bu küresel piyasada kendiliğinden oluşmuş birdurumdur. İngilizce konuşuyorum ve buradakikatılımcıların çoğunluğunun kulaklıklardan gelensimültane çeviri olmadan beni anlayabildiklerini

görüyorum. İngilizce ya da "gloabizce'nin" kısa bir süreiçinde ortak dil haline geleceğini düşünüyorum. Budurumda Avrupa'da mevcut bulunan dil, din ve kültürçeşitliliğinden büyük ölçüde faydalanacağımızıdüşünüyorum ve bu konuda ABD'den ve Asya'danüstünlüğümüz tartışılmaz olacaktır. Bu açıdan Türkiye'ninde olumlu ve büyük katkıları olacağını umuyorum.

Ayrıca Türkiye'nin üyeliğinin İslam ülkeleriyle ilişkileraçısından da olumlu katkıları olacağını düşünüyorum.Türkiye, çoğunluğun Müslüman olduğu laik bir ülke veTürkiye'nin AB'nin bir parçası olması diğer İslami ülkelerleilişkilerin geliştirilmesinde faydalı olabilir ve bizim bunaihtiyacımız olduğunu düşünüyorum.

Page 27: Kongre Sponsorları - Anasayfa › sites › 1 › upload › files › 6_sanayi_kongresi...Kongre Sponsorları AKBANK Oturum Sponsorları ~ BORÇELiK e CEm OFSEr mat b_acılık sanayii

Teknoloji, Inovasyon ve Rekabet

00

1. GUN KONUK KONUŞMACı

Ray Hammondİş Stratejisti

Page 28: Kongre Sponsorları - Anasayfa › sites › 1 › upload › files › 6_sanayi_kongresi...Kongre Sponsorları AKBANK Oturum Sponsorları ~ BORÇELiK e CEm OFSEr mat b_acılık sanayii

Ray Hammondiş Stratejisti

Geleceğin, toplumu ve iş dünyasını nasıl etkileyeceği konusunda araştırma ve yayınları bulunan Ray Hammond,Avrupa'nın önde gelen iş stratejistlerinden biri kabul edilmektedir.Konuşmalannda, vizyoner bir bakış ile geleceğeodaklanmakta ve enerji, çevre ve teknolojinin iş dünyasına etkileri konularında yol gösterici olmaktadır.

Dünyanın ilk on-line ticaret ve internet rehberini 1984 yılında hazırlamıştır. Avrupa'nın, strateji konusunu ele alanen başarılı yazarlarından biri olan Ray Harnmond'ın 15 kitabı 32 dile çevrilmiştir. ilham veren ve motivasyon sağlayanbir konuşmacı olan Ray Hamond, iş dünyası, kamu kesimi ve sivil toplum örgütleri tarafından birçok toplanyıyakonuşmacı olarak davet edilmektedir.

ABD Maryland Üniversitesi'nde editörlük yapmakta, London City Üniversitesi'nde akademik çalışmalara destekvermektedir. 2007 yılının Şubat ayında 91 Nobel ödüllü araştırmacı tarafından kurulmuş ve dünya çapında 3.000'eyakın üyesi bulunan "Dünya inovasyon Vakfı"nın üyeliğine seçilmiştir.

Page 29: Kongre Sponsorları - Anasayfa › sites › 1 › upload › files › 6_sanayi_kongresi...Kongre Sponsorları AKBANK Oturum Sponsorları ~ BORÇELiK e CEm OFSEr mat b_acılık sanayii

Teknoloji, İnovasyon ve Rekabet

Ray Hammondiş Sıratejisıi

Ben gelecek üzerine çalışıyorum. Bize fütürolog yanigelecek uzmanı deniyor: "Gelecek" ve "loji", yani bilim,bu iki şey nasıl bir araya gelebilir? Neden böyle ilginçbir terim kullanıyoruz? Bence kendi içinde çelişiyor buterim. Daha üzerinde çalıştığımız alan için bile uygun birteri m bulamıyoruz. Aslında genel anlamda geleceğeuygun bir dilimiz yok, dolayısıyla geleceğe ilişkin olarakkarmaşık durumlardan da bahsedemeyiz. Önceki gün birüniversitede konuşma yapıyordum. Genç bir bayan elinikaldırdı ve "Sanırım siz yanlış düşünüyorsunuz," dedi."Neden yanlış düşünüyorum?" diye sordum. "Shakespeareeserlerini dört yüz yıl kadar önce kaleme alıyordu amakelimeleri aslında çok güçlüydü ve bugün bile hala gücünükoruyor. Demek ki o gelecek için uygun bir dilbuiabilmiş," diye yanıtladı.

Doğru söylüyordu, ben gerçekten yanılmıştım. Aslındabizim geleceği ifade etmeye yeterli bir terminolojimizyok, daha doğrusu teknolojik anlamda geleceği ifadeedecek bir dilimiz yok, demeliydim. Shakespeareinsanlığın durumuyla ilgili, mesela aşkla, kızgınlıkla,kıskançlıkla ya da iktidarla ilgili yazılar yazıyordu.Teknolojiyle ilgili şeylerden bahsetmiyordu. Onuneserlerini kaleme aldığı dönemde teknoloji yoktu amagünümüzde teknoloji her yerde ve bu nedenle dünyanınhangi noktasına giderseniz gidin, sürekli bir telaş içindebir şeyler yaratmaya çalışıyoruz, her zaman birbirimizebağlıyız, çevrimiçiyiz. Sonuç olarak neler olup bittiğinianlatacak bir terim bulamıyorsunuz. Internet, bu her şeyinbirbirine bağlı olma durumunu anlatmak için hiç yeterlibir kelime değil: Onun yerine süpernet teriminiöneriyorum. İş yapma biçimimiz de artık bu. Buradakastedilen, içinde yaşadığımız, işlerimizi yürüttüğümüz,sosyal ilişkilerimizi ve iş ilişkilerimizi devam ettirdiğimizyeni bir ortam, yeni bir çevre aslında. Bu yüzden ben buortamın tamamen doğal, insarun doğasına uygun olduğunuve içinde bulunduğumuz evrimin doğal bir sonucuolduğunu düşünüyorum.

Bu çerçevede gelecekten, geleceğin iş dünyasını vetoplumu etkilemesinden bahsetmeden önce biraz neredengeldiğimizden söz etmek istiyorum. Winston Churchillşöyle demiş: "Geçmişe ne kadar derinlemesine bakarsangeleceği de o denli iyi anlarsın." Ben Winston Churchill'inçok akıllı bir adam olduğunu düşünüyorum ve şöyle birsoruyla başlamak istiyorum: Neden içinde bulunduğumuzbu sanalortama bu kadar uygunuz?

Bu sorunun cevabını aramak için bir milyon yıl kadargeri gidelim. Doğu Afrika'da ilk atalarımız yaniinsanoğlunun öncüleri garip ve çok ilgi çekici bir şeyyaptılar yani ayakları üzerinde doğruldular ve yukarıdoğru kalktılar. Sonra binlerce yıl boyunca bizimatalarımız, ayakta kalmayı başardılar. Bu süreç içerisindeiki önemli şey gelişti: Bunlardan bir tanesi, larenksleri(gırtlak) arkaya doğru gitti ve bu sayede genişleme alanı

buldu; ikinci olarak da kafatasıarının arkasında kemiklerde geriye doğru giderek gelişim göstermeye başladı.Bunun sonucunda binlerce yıl süren evrim tamamlandıve daha geniş bir ses kutusu ve beyin oluştu, sonuçta dilortaya çıktı. Bizi diğer tüm türlerden ayıran kilit unsurişte budur: DiL. Binlerce farklı dilden bahsediyoruz.İnsanlar ilk erken dönemlerinden itibaren çevrelerindegördükleri şeyleri isimlendirmeye çalıştılar ve bunu farklıdillerde yaptılar.

Dil ihtiyari yani bir bakıma sanalolarak gelişti. Virtüel,yani sanal terimi işte daha bu erken aşamada devreye girer,dar anlamıyla sanal gerçeklikten söz etmiyorum. KelimeninLatince kökeni, gücü olan, verimliliği olan ve bir şekildeeyleme geçen anlamını virtualist taşıyan kelimesidir. Bualarnda fiziksel bir temsili de olması gerekiyor. Bütünbunlardan yola çıkarak ben sanal kelimesinin daranlamından bahsetmiyorum, bütün bunları da içeren biranlam taşıdığını düşünüyorum.

Güney Fransa'daki mağaralarda 14.000 yıl kadar öncekiatalarımız bufalo, ağaç, okyanus resimleri çizmişlerdi.Bunları yaparken amaçları neydi? Sanat mı, eğitim mi?Belki de farklı bir şeyanlatmaya çalışıyorlardı, belki birharitaydı çizdikleri. Belki de o atamız Bill Gates'inakrabasıydı ve belki o duvardakiler ilk power pointsunumuydu. Orada olan şey dünyanın bir temsili, sanalbir temsil durumuydu. Taş duvar üzerinde olduğu içinsize sanal gelmeyebilir belki ama bu dünyalarının sanalbir temsildir.

Bugün Türkiye'nin komşusu olan Irak'ta, Sümerlertarafından 4.500 yıl kadar önce yapılmış ve günümüzmodern dünyasını şekillendiren üç sanal buluş ortayaçıktı. Bunlardan biri, önceki grafik şekillerden,hiyerogliften vs. ayrılan yazısal bir ifade olarak alfabedir.Alfabe ile yazı ortaya çıktıktan sonra ilk kez çok sayıdave karmaşık bilgi depolanmaya, insanlığın bilgi birikimisaklanmaya başlamıştır. Sanal yazıya dökülmüş vesaklanmıştır çünkü yazı, bilginin sanal depolanma şeklidir.İkincisi, evrensel dil yani matematiktir. Matematiksayesinde insanlar etraflarındaki dünyayı ölçmeye, sonrabu ölçümleri biriktirmeye ve diğer insanlara aktarmayabaşladılar. Üçüncüsü ve belki en akıllıcası ise paranınicadıdır. Bir gün tapınakta biri dururken, genç bir adamtakas etmek üzere buğdayını getiriyor. Bu sırada elindebir tavukla bir çiftçi geliyor ve genç çocuk ona diyor ki:"Bu taşı alalım ve para adını verelim. Birbirimizinmallarını istediğimizde taş verelim." Genç adam tapınağındışına çıktıktan sonra arkadaşlarına, "Ne kadar aptal birçocuk" der. Sözde yerden aldığımız taş karşılığındabirbirimizin mallarını alacakmışız.," diyor. Tabii buradaönemli olan şey, altta yatan ilkedir. Para biriminin kendibaşına herhangi bir değeri yok. Değer kazanabilmesi için,toplumun hatta uluslar arası toplumun bir şekilde onunbir değeri olduğu konusunda uzlaşması lazım. Parabirimlerinin birbirlerinden farklı değerlere sahip olmasınınnedeni de budur. O para biriminin kullanıldığı yere olangüvene ve bir takım hassasiyetlere göre para değer kazanır.

Page 30: Kongre Sponsorları - Anasayfa › sites › 1 › upload › files › 6_sanayi_kongresi...Kongre Sponsorları AKBANK Oturum Sponsorları ~ BORÇELiK e CEm OFSEr mat b_acılık sanayii

Para aslında tamamen sanaldır ve önemli olan paranınkazandığı, temsil ettiği değerdir. Paranın kendi içinde birdeğeri yoktur ve hatta mevcut bile değildir. Para bizimkazandığımız değeri temsil eder ve çağdaş dünyanın kilitbir sürücüsü durumundadır.

Şimdi hepsi de sanalolan ancak bizim çağdaş dünyamızışekillendirmeye devam eden birkaç teknolojiden sözetmek istiyorum. Örneğin yazılı basının ortaya çıkmasıylaokur-yazarlık arttı ve inovasyon başladı. Okyanuslardaseyahat edilmeye başlandı, sanayi devrimi aynı şekildeortaya çıktı, bilginin bir şekilde daha farklı bir alış-verişisöz konusu oldu. 19. yüzyıla geldiğimizde, telgraf vetelefon ortaya çıktı ve teknolojiyi ifade etmek için bir dilolmadığı anlaşıldı. Örneğin şu anda bir şekilde beni ekranayansıtan cihaz bulundu. ilk başta ingilizce dilinde sihirlifener anlamına gelen bir kelime kullandık çünkü o zamanprojektör diye bir şey yoktu. Otomobil demeyi akıledemedik, onun yerine atı olmayan araba dedik, teliolmayan anlamında telsiz, buzun konduğu kutu anlamındabuzdolabı dedik. Dil hep teknolojinin peşinden yetişmeyeçalıştı. Şu anda birçok farklı teknoloji ortaya çıkıyor veiş dünyasında stratejilerimizi belirlerken gerçekten çokciddi sorun yaşıyoruz.

20. yüzyılda telsizden televizyona, televizyondanbilgisayara, oradan kişisel bilgisayara geçiş yaptık, şimdide halka açık bilgisayar ağlarına geldik. Bugün şimdielimizde cep telefonu var. Bence cep telefonu da çokanlamlı bir ifade değiL.Eskiden gelen atsız araba gibi.Peki cep telefonu bu aracın yaptığı tüm işleri, yani mesajgönderme, fotoğraf çekme, e-posta gönderme, internetegirme, müzik dinleme gibi işleri tasvir ediyor mu? Meselaşu anda dünyanın en büyük fotoğraf makinesi üreticisi,aslında cep telefonu üreticisi olan Nokia'dır. Yani aslındacep telefonu resmi adıyla bildiğimiz bir cihazdanbahsediyoruz, çünkü tüm bunları doğru ve kapsayacakşekilde adlandıran bir terim yok. Bu cihazın öyle bir gücüvar ki, bir illüzyon gibi, aslında görünmez, sanal şeyleriifade ediyor, etrafını saran inanılmaz ağ içinde görünmezbir cihaz bu. Londra'daki futbol stadyumunda 6.000 tanedijital fare kapanı var. Bunların her birinin bir ıP adresivar ve internete bağlı durumdalar. Bir tuzak bir fareyiyakaladığında ağa bunu bildiriyor ve bu ağda hepsibirbirine bağlıdır. Kısa bir süre içinde, her şey ve herkesbirbiriyle iletişim içinde olur hale gelecek. Örneğin plastikbir ambalaj ın bir RF kimlik çipi olacak ve sadece onunyerini söylemekle kalmayıp koşullarından ve durumundanda bahsedecek. Örneğin her köprü kendini bir lojistik ağıiçinde tanımlayabilecek. Bugün köprülerde sensörler varve sürekli köprünün durumunu kaydediyorlar. Yakıngelecekte her musluğun bir sensörü olacak ve musluktakaçak başlamadan önce tesisatçı uyarılacak.Küçüklü büyüklü her şeyin birbirine gittikçe daha çoksayıda ağla bağlanacağı bu dünya, henüz kendisine uyumsağlayamadığımız bir dünya olacak, çünkü bunun içindilimiz ve plan yapacak bir deneyimimiz yok. Tüm budeğişikliklerin sonucunda iş dünyası da değişecek. Yeniiş yapma şekilleri ortaya çıkacak ve büyük küçük bütün

şirketler bundan kaçınılmaz olarak etkilenecek. Yine pekçok şirket bir dönüşüm yaşayacak ve piyasaekonomisinden benim abonelik ekonomisi dediğim sistemegeçilecek. Bu yeni ekonomide tedarikçiyle müşteriarasındaki bağlantının türü değişecek, çünkü hep birbirinebağlı ağlar söz konusu olacak.

Örneğin klima imal edip satan bir şirketlebunu açıklamayaçalışayım. Müşteri bu klimayı satın alıyor ve bir yüklenicifırma ya da satan firma klimayı müşterinin evine takıyor.Belli bir zaman sonra birisi aynı şekilde klimanın bakımınıda üstleniyor. Her zaman çevrimiçi, her zaman bağlıolduğumuz geleceğin dünyasında, klima imalatçısıherhangi bir şekilde klima üniteleri satmak istemeyecek.Bunun yerine imalatçı şirket soğuk hava tedarikçisi halinegelecek, çünkü en nihayetinde müşteri klima cihazınıdeğil soğuk hava satın almak isteyecek. Tedarikçiye olanmaliyeti ise, o klimayı müşterinin gidip evine veya ofisinetesis edecek ve her bir klima ile her gün, her dakika biriletişim olacak ve klima imalatçısı önceden uzlaşıyavarılmış dakikalar, miktar ve derece üzerinden soğukhava tedarik edecek. Diğer bir deyişle bu hizmeti sonkullanıcıya bir abonelik gibi verecek. Klima ünitesinintedarikçisi, mesela sorunların uzaktan tanısını yapacak,elektriği en uygun fiyattan satın alacak, gerekmediğindesistemi uzaktan kapatacak, güncelleyecek ve otomatikolarak değiştirecek. Bu noktada müşteriyle tedarikçiarasındaki ilişki, tamamen devam edegelen bir abonelikgibi olacak ve bu hem müşteri açısından hem de nakitakışı açısından daha iyi olacak.

Dijital baskı makineleri imal eden bir Japon şirketine bukonudan bahsediyordum. Halihazırda bu aboneliksistemine geçiş yapmakta olduklarını bana ifade ettiler,çünkü müşterileriyle internet üzerinden bir şekilde bağlantıiçindeler. Şirketler lojistik kolu sayesinde mürekkebitedarik edebiliyor, bakımını yapabiliyor, gereklideğişiklikleri gerçekleştirebiliyor ve aslında dijital baskıhizmetinin abonesi gibi oluyorlar. Yazıcı sadece yazdırıyorve şirket gereksiz yere o makinenin sahibi olmak ya dabakımını üstlenmek zorunda değiL.

Aynı şekilde BMW artık size BMW satmak istemeyecek.Onun yerine size BMW sürme deneyimini satacak, çünküsizin adınıza bunu uzaktan kontrol edecek, aracınızınperformansını değerlendirecek, sorunlarına bakacak,tanısal muayenesini yapacak, servis ihtiyacına bakacak.Bunun sonucunda gerektiğinde araç satın alacaksınız,yani bir BMWalıp bunu daha sonra satmak yerine birşekilde yaşam boyu bir BMW deneyiminin abonesiolacaksınız. Ben bunun çok daha farklı alanlarda dagerçekleşeceğine inanıyorum çünkü tedarikçiler, çokdüşük maliyetle ürettikleri ürünlerle her zaman bağlantıiçerisinde olacaklar. Hep çevrimiçi olmak, hep bağlıolmak, böyle bir toplum içinde olmaktan dolayı büyükdeğişiklikler gerçekleşecek.

Geleceğin dünyasında en önemli değişikliklerden biri işsüreçleriyle yani işleri fiilen yapma biçimleriyle ilgili

Page 31: Kongre Sponsorları - Anasayfa › sites › 1 › upload › files › 6_sanayi_kongresi...Kongre Sponsorları AKBANK Oturum Sponsorları ~ BORÇELiK e CEm OFSEr mat b_acılık sanayii

olacak. Bu süreçler sürekli kayıt altına alınacak, bu ağlartarafından yakalanacak ve sizin işinizle ilgiliölçebileceğiniz bir varlık haline dönüşecek. Yıllariçerisinde her işletme, özellikle de büyük ölçekli şirketler,yaptıkları şeyi daha iyi yapmanın yollarını buluyorlar.Mesela şirket, trafik sıkışıklığını gidermeye yönelik birsistem ya da hava trafiğini kontrol sistemi geliştiriyorolabilir ve bu süreçlere baktığımız zaman bunların hepinsanların zihinlerinde olduğunu görürüz. Tabii kisüreçlerin bir kısmı yazılı olabiliyor ama genellikleinsanların zihinlerinde saklıdırlar. Bundan sonra hepçevrimiçi, hep bağlı olacağımızdan, insanlar da dünyanınneresinde olurlarsa olsunlar hep bağlı olacaklar ve işintüm bileşenleri de birbirine bağlı olacak, ki bu sayedeartık fark edilebilir ve değer katan iş süreçleri söz konusuolacak. Bu, aslında sermayenin çok yeni bir şekli veönümüzdeki beş yıl içerisinde bilançonuzda yer alacak.Bundan beş ila yedi yıl sonrasını düşünün. Hep ağabağlıyız ve bu artık bir gerçeklik oldu. Ben buna fikrisermaye diyorum. Bir şirketin tüm bilgi birikiminikastediyorum.

Ne demek istediğimi yine bir örnek üzerinden anlatayım.Bundan beş ila yedi sene sonrasını düşünün. Hep ağabağlıyız ve bu artık bir gerçeklik olmuş. Örneğin, elektrikve elektronik devreler üreten ve tüm dünyaya satan çokbüyük ve başarılı bir Kore elektronik şirketirıin Meksika'dabir elektronik devre fabrikası kurmak istediğini düşünün.Oraya bir proje ekibi gönderip ön çalışma yapıyorlar.Pilot projenin akabinde ekip geri dönüyor ve maliyetin600.000 dolar tutarında olacağını söylüyor. YönetimKurulu onay veriyor ve arsa alınıyor, izinler alınıyor,çevreyle ilgili gereklilik yerine getiriliyor ve inşaatbaşlıyor. Bu süreçte bütün toplantılar sesli ya da dijitalolarak kaydediliyor, bütün e-postalar, telefon görüşmeleri,yazışmalar, şantiyede ya da ofislerde projeyle ilgili enufak bilgi kınntısı bir ağda saklanıyor. Burada olup bitenşeyin bir "big brother" durumu olduğunu düşünmeyin.Bu sistemin içerisinde olan bir şey ve projeye dahilolaninsanlar birbirleriyle kurdukları iletişim proje kapsamındakaydediliyor. Bunun dışındaki kişisel iletişimIeri mahremkalmaya devam ediyor.

Burada yapılan, iş süreçlerini bir çeşit fikri sermayeyedönüştürmektir. Projenin sonuna gelindiğinde her şeykayıt altında oluyor. Çelik girişler, paneller, elektrikkabloları, her bir şalter, vinç, kamyon, yani tüm bileşenlerinhepsi ağa bağlı ve veritabanında bir kamyonun kaç defaseyahat ettiği, ne taşıdığı, yükünü ne zaman boşalttığıtutuluyor. Nihayetinde belki bütçe biraz aşılarakMeksika'da fabrika kuruluyor, bütün verilerin depolandığıçok büyük bir de veritabanı var. Eğer proje liderlerindenbiri danışmanlık verecekse, başka bir elektronik şirketiMeksika'da benzer bir fabrika kuracağı zaman, kavramdanbitiş noktasına kadar projeyle ilgili bütün verilerintutulduğu bu veritabanından yararlanabilir mi? Tabii kiyararlanabilir. Ancak bu gibi değerleri günümüzdebilançoda gösteremiyoruz. Bu kadar fazlayapılandırılmamış veriye neden ihtiyaç var, diye

sorabilirsiniz. Bu durumda yeni arama araçlarımız olacakve arama işlemini arama anahtarlarıyla yapmayacağız damesela yüz tanıma programlarıyla, sesle, akla gelecekher türlü parametreyle yapacağız.

Şu anda bu veritabanını bilançoda gösteremememizinnedeni, Avrupa'da, Asya'da. Kuzey Amerika'dakimuhasebecilerin, düzenleyicilerin bu türden bir değerinbilançoda nasıl gösterilebileceğini, amortismanının nasılhesaplanacağını henüz anlayamamış olmalarıdır. Ben bufikri sermaye meselesine çok önem veriyorum ve onyıldır katıldığım uluslararası toplantılarda bu sermayeniniş süreçlerinde nasılortaya koyulacağını anlatmayaçalışıyorum.

2007 yılında, dünyanın en büyük şirketlerinden bir tanesiolan Procter & Gamble, fikri sermayeyi bilançosunayerleştirebildi. Fikri sermayeyi iş süreçleri altında bilançokalemi olarak gösteriyorlar. Henüz uluslararası bir standartolmamasına rağmen, bu bana göre geleceğe dair birişarettir.

Ben inanıyorum ki beş yıl içinde bu salondaki işletmesahiplerinin en azından yarısı bilançosuna bu söz ettiğimsermayeyi koyacaktır. Peki bu ne anlama geliyor?Öncelikle kendi ağlarınızla, yatırımlarınızia ilgili olarakçok dikkatli olmanız gerekiyor, çünkü bundan sonra hepçevrimiçi olacaksınız, işlerinizi böyle yürüteceksiniz.

Tüm işletmeleri etkileyecek olan geleceğin kilit iticigüçlerini şöyle görüyorum:

Dünya nüfusundaki patlama. Bugün dünyada 6,7 milyarinsan yaşıyor. 2030'da 8 milyarı aşacak, 2050'de ise 9 ila12 milyar olacak. Bu artışın büyük kısmı Afrika'dagerçekleşecek. Bildiğiniz gibi Avrupa'da nüfus azalıyor,Kuzey Amerika'da durağan, Latin Amerika, Asya'nınbazı yerlerinde ve Afrika'daysa patlama niteliğinde birartış olacak. Peki bu insanlara nasıl su bulacağız, besin,enerji nasıl sağlayacağız? 1986 senesinde dünya nüfusu5,5 milyar olduğunda, Wold Life Fund'ın tespitine göredünya doğal insan taşıma kapasitesirıi aşmıştı. Hızla artanbu nüfusu nasıl besleyeceğiz diye soruyoruz ama işdünyası bakış açısından bakıldığında nüfusun artması okadar da kötü bir şey değil, çünkü teminat altına alınansürekli artan bir küresel pazar var. Ben biliyorum ki insanbeyni genel anlamda bir çözüm bulacaktır.

İklim krizleri. Halihazırda etkileniyoruz ve gelecekte çokdaha fazla etkileneceğiz. Bilerek "iklim değişikliği"demiyorum, burada da dilin yetersiz kaldığınıdüşünüyorum. Son iki yıl boyunca artan miktardaolağandışı hava koşulları söz konusu oldu ve "iklim krizi"gerçekliğe dönüşmüş oldu. Son aylarda BM'ye bağlı iklimajansı IPCC, gidişatla ilgili olarak sesini çok fazlayükseltmeye başladı. Çok ciddi bir kriz başladığını veartık karbon emisyonu kesin bir şekilde kontrol altınaalınmazsa çok ciddi sorunların ortaya çıkacağıru söyledi.Şu anda tamamen fosil yakıtlara bağlıyız, dolayısıyla

Page 32: Kongre Sponsorları - Anasayfa › sites › 1 › upload › files › 6_sanayi_kongresi...Kongre Sponsorları AKBANK Oturum Sponsorları ~ BORÇELiK e CEm OFSEr mat b_acılık sanayii

yapılması bekleneni gerçekleştirmek çok zor. Diyelimbir mucize oldu ve yarın bir anda karbon emisyonu durdu;önümüzdeki otuz yıl bu olağandışı hava koşulları yinede devam edecek. Zira karbon döngüsü, yani atmosferdekietkisinin tamamen ortadan kalkma süresi otuz yıldır. Şuan karşı karşıya kaldığımız sorunların kökeni 1970'egidiyor, ki bugün o zamana göre dört kat daha fazlakarbon emisyonu üretiyoruz. Bu kötü haber mi? Selbariyerleri kuranlar için değiL. inşaatçılar için de değil,çünkü onlar yıkılan şehirleri yeniden kuracak ve parakazanacaklar. Ama sigortacılar için kötü haber. Aslındaçok açık bir görev var önümüzde: Kendi faaliyetlerimizigözden geçirmek zorundayız. Avrupa'daki, Avustralya'dakiya da ABD'deki tüketicilerin işletmelerin yeşilolmasıyönünde bir talepleri var. Dünyanın pek çok yerindekiişletmeler artık siyasetçilerle görüşüyorlar. işletmeler dekendi tüketicilerinin enerji sorumluluğunu taşımalarınıistiyorlar. Ben her türlü işletmeyi enerji konusunda bilinçliolmaları yönünde teşvik ederim. Bunların zorla ya dahırslı bir takım hedefler koyularak yapılacağınıdüşünmüyorum. Bence işletmenin kendisi sorumluluktaşımalıdır ki bu sayede emisyonlarda bir azalma olsun.Lider olanlar bu konuda değişikliği yaratacaklardır.Enerji krizi. Bu üçüncü kilit itici güç, ikincisiylebağlantılıdır. Şu anda temel olarak fosil yakıtlara dayalıyaşıyoruz. Bunların bir gün tükeneceğini hepimizbiliyoruz. Tabii ki biz hiçbir zaman her şeyi teminat altınaalamıyoruz. Aslına bakarsanız petrol hiç bitmeyecek,çünkü yakında o kadar azalacak ki, inanılmaz ölçüdepahalı hale gelecek ki artık gündelik olarak, örneğinevlerde ısınma amaçlı olarak kullanılamayacak. Petrolaslında taşımacılıkta kullanıldığında da ziyan edilmişoluyor. Gerçekte petrolün çok daha önemli kullanımalanları var. Örneğin plastik üretiminde kullanılması dahaakıllıcadır. Bugün dünyadaki petrolün %5'i plastiküretiminde kullanılıyor. Bu plastiğin değeri, küresel dolarterimleriyle %95. Yani taşımacılık için, enerji için yakılanpetrole karşılık gelen plastik çok daha değerli. Petrolegerçek değerini kazandıran aslında plastiklerdir; petrolplastiğe dönüştürüldüğünde kaybolmaz, varlığını plastiğiniçinde devam ettirir. Oradan başka şeye dönüştürülebilir.tekrar kullanılabilir ve geri kazanılabilir. En kötü halde,plastik petrolden kazanılacak ısı için yakılabilir. Bu iyiyanı, kötü yanıysa petrolün enerji için kullanılıyor olması.Etrafımıza bakacak olursak, etrafımızın doğal enerjikaynaklarıyla dolu olduğunu görürüz. Ama tembeliz vebu nedenle rüzgar, dalga, güneş, biyoyakıtlar ve etanolgibi enerji kaynaklarına dokunmuyoruz. Öncelikle, heralanda enerji tüketirnimizi azaltmamız gerekiyor. Mesela,daha az enerji kullanan araçlar üretilebilir. Bunun yanındaişletmelerimizde enerji bilincini oturtmalıyız ya dayenilebilir enerji kaynaklarına daha fazla yatırımyapmalıyız.

Nükleer enerjiye temelde karşı değilim ama iktisadianlamda verimsiz olduğunu düşünüyorum. Zira nükleerenerji üretiminin birim maliyetini kimse tam olarakbilmiyor. Mesela akademisyenler tüm dünyada hep bunuanlamaya çalışıyorlar ve gerçek maliyetini ölçebilmek

için büyük miktarda para harcıyorlar. Ancak maliyeti okadar uzun sürede ortaya çıkıyor ki sonuçta ölçülemiyor.Nükleer enerji santrallerini inşa etmenin maliyeti çokyüksek ve 20 yıllık bir süresi var ancak işletmesi nispetendüşük maliyetli. Uranyum da bir diğer doğal kaynakancak sınırlı miktarda mevcut ve tamamen tükenebilir.Nükleer bir enerji santralinin bütün ömrünün düşünün.Sonuna baktığınız zaman, tüm tesis sökülüyor ve bütünradyoaktif atıklarla mücadele etmek zorundasınız ve buyüzlerce yıl alıyor. Bu nedenle hiç kimse nükleer enerjiningerçek birim fiyatını tespit edemiyor. Seçilen hükümetdaha reaktörler işletmeye alınmadan önce gidiyor, projedensorumlu olan devlet memurları emekli oluyor. Dolayısıylahiçbir şeyenerji kadar siyasi değildir; hatta belki millisavunmadan bile daha fazla siyasidir. Hepimiz aslındasiyasetçilerin elindeyiz çünkü bizim adımıza onlar kararveriyorlar. Mesela Avustralya'da. insanlar KyotoProtokolü'nün imzalanması için zorluyorlar ve KyotoProtokolü'nü imzalamayı taahhüt etmiş kişilere oyveriyorlar. Avustralya kişi başına dünyayı en fazla kirletenülkelerden biri ve bunun nedeni de büyük olasılıkla çokfazla kömür olması. Yüzeye yakın, çıkarılması çok kolayve ucuz. Oysa Avustralya kıtası çok güneşli bir yer vegüneş enerjisi tamamen göz ardı ediliyor.

Küreselleşme. Ben küreselleşmeden bahsettiğimde,insanların yarısı "Yaşasın küreselleşme mükemmel birşey" derken, diğer yarısı da "Çok kötü bir şey" der.Aslında ne o, ne de öteki tek başına doğrudur, çünkü bunasıl yaptığınızla ilişkilidir. Küreselleşmenin anlamlı veetik olan tek formu bence sürdürülebilir olanküreselleşmedir. Şirketler denizaşırı ülkelerde yatırımyaptıklarında, buralarda istihdam ettikleri kişilere çokdikkat etmeli, o topluma saygı göstermeli ve bütün bunlarıetik ve sürdürülebilir şekilde yapmalıdırlar. Küreselleşmeböyle algılanır ve devam ettirilirse, barışa da büyük katkısıolacaktır. Genç bir adama bir gelecek verirseniz, bir iş,bir kariyer, umut verirseniz ve bütün bunları sürdürmesözü verirseniz, size karşı bir bomba kullanmaz, size silahdoğrultmaz. Ama eğer geleceğini hiç düşünmezseniz, hiçumut vermezseniz, o zaman gelip sizin de geleceğiniziinkar edebilir.

Küreselleşme aslında dünyaya çok yeni bir şey getirdi:20 yıldan beri küresel ekonomiden bahsediyoruz ve son10 yıldır bunu çok daha doğru şekilde kullanıyoruz. 2002yılından bu yana sadece Çin'de 40 milyondan fazla insanyoksulluk sınırından çıkıp bir üst katmana geçti. Çin,Dünya Ticaret Örgütü'ne katıldı ve burada 40 milyonkişiden bahsediyoruz. Bu insanlar 5-6 yıl kadar öncegünde 1-2 dolardan fazla kazanamıyorlardı ama artık biraraba, bir evalmak için gelirlerinden tasarruf etmenoktasına geldiler ve bu gerçekten mükemmel bir şey.Benzer bir durum Hindistan ve Rusya'nın bazı bölgeleriiçin de geçerlidir. Türkiye için de benzer bir gelişmegeçerlidir. Uluslararası ticaretin sonucunda bir takımfırsatlar çıkıyor. Aslında şu anda tam anlamıyla doğru,serbest bir uluslararası ticaretten söz edemeyiz veyayolsuzlukların tam anlamıyla bittiğini söyleyemeyiz.

Page 33: Kongre Sponsorları - Anasayfa › sites › 1 › upload › files › 6_sanayi_kongresi...Kongre Sponsorları AKBANK Oturum Sponsorları ~ BORÇELiK e CEm OFSEr mat b_acılık sanayii

Özellikle yoksul ülkelerde yolsuzluk ciddi sorundur veo kadar kötü boyuttadır ki gidip o ülkelerde işyapamazsınız. Fakat yolsuzluğun farklı türleri de var veuluslararası ticarette yer etmeye başladı.

Örneğin ABD'nin güney eyaletlerindeki pamuk üreticileri,büyük çiftlikler, kolektif olarak yüz binlerce dolar paratoplayıp kongre üyelerine veriyorlar ki siyasi yaptırımlarsöz konusu olabilsin, tarım sübvansiyonları alabilsinler.Bu türden sübvansiyonların sonucunda, Amerikan pamukfiyatlan tüm dünya piyasalarına nazaran inanılmaz düşükoluyor. Örneğin Afrika'dan bile daha ucuz. Peki sizce buadil mi? Sadece ABD değil söz konusu olan, benzer birdurum AB'de verilen çok miktarda tarım sübvansiyonlaniçin de söz konusudur. Mesela AB 'deki her bir inek, birşekilde 2 dolar kadar sübvansiyon altında. Bununsonucunda özellikle et ve süt ürünlerine baktığınızda, ABülkelerinin çok daha ucuz olduğunu görüyorsunuz. Budurumda küresel bir adaletten söz edilebilir mi?Kalkınmadan, kalkınmaya yardım etmeye çalıştığımızdanbahsediyoruz. Artık tek bir süper güce bağlı değiliz.ABD'ye bir şeyolduğu zaman dünyanın kalanının dasarsıldığını görüyoruz. 2002'de petrol fiyatı varil başına24 dolardı, ondan bir yıl kadar önce de 13 dolardı. 11EylüJ'den sonra 23-24 dolara çıktı ve aynı zamanda birgerileme de başladı ve iktisatçılar petrol fiyatı varil başına40 dolar olursa küresel bir ekonomik erimeyle karşılaşırız,çok yıkıcı bir gerileme yaşanır dediler. Peki şu anda varilbaşına petrol fiyatı nedir? Ne oldu? Bugün beklenildiğikadar etkilenilmemesinin sebebi, küreselleşmedir. Çin,Hindistan, Rusya'da yaşayan milyarlarca insan, kendisiiçin onurlu bir yaşam kurmak istiyorlar. İlk defa tek birekonominin baskın olmadığını, küresel ekonominin hakimolduğunu gördük. Küreselleşme ileriye doğru atılan biradım ama bunu etik, sürdürülebilir ve adil bir şekildeyaptığınız sürece anlamlı, çünkü ancak bu sayede hepimizfayda sağlıyoruz ..

Tıpta yaşanan devrim. Bu biraz kişisel bir konu. Tıpbilimi çok hızlı ilerliyor. Örneğin artık DNA profilininÇıkanlması söz konusu. 1.000 dolar ödeyip kendi profiliniziçıkartabiliyorsunuz. Bu bilgiyi bir USB ya da bir CD'yekaydedip bir gün ihtiyacınız olursa diyesaklayabiliyorsunuz. Bu profile bakarak gelecekte sizegöre ilaç tedavileri tasarlanabilecek. Bunun çok dahafarklı sonuçları olacaktır. Bir başka önemli gelişme deelbette kök hücreyle ilgili. Buna rejeneratif tıp adı veriliyor.Belki de önümüzdeki 10 yıl içerisinde organlarımız,kemiklerimiz yeniden üretilebilecek. İnsanlar kendilerinigençleştirebilecekler mi bilemiyorum ama kendiekonominizle ilgili planlamalarınızı yaparken çok dahauzun yaşayacağınız gerçeğine dayanmanız lazım.Teknolojik gelişimin üssel olarak hızlanması. Bu o kadaruç bir itici güç ki belki de joker diyebiliriz. Birincisi hariçdiğer bütün itici güçleri etkileyebiliyor. Hepimiz bu hızıhissediyoruz ve hızın kendisi de hızlanmaya devam ediyoryani üssel bir şekilde artıyor. 1960'larda Intel çip üreticisi,çiplerin hızının birkaç yılda bir iki katına çıkacağını ve

aynı fiyata satılacağını fark ediyor. ı980'li yıllarda busürenin on sekiz aya indiğini gördük. Şimdi ise on ikiaya kadar düştü. Yani artık çiplerin hızı her sene ikiyekatlanıyor ve bu hızlanma duruluyor gibi görünmüyor.Bilgisayar çipleri hızlanınca aslında farkında olmadığımızpek çok başka şeyin hızı da ikiye katlanıyor. Örneğin birilaç imal edilirken kullanılan simülasyon veya bir köprüinşaatında kullarulan simülasyon gibi bilgisayarla herhangibir ilişkisi olan her şeyin hızı bir senede ikiye katlaruyor.Yaklaşık otuz yıla kadar bilgisayarlar, bugünkülerden 1-2 milyon kat daha hızlı olacak ve üssel ile kastettiğim debu. Biz gelecek bilimcilerin bu konuları açıklayacak birkelimemiz var: tekillik. Bu öyle bir nokta ki ötesinigöremiyorsunuz. Otuz yıl içerisinde bilgisayarlarınmilyonlarca kat daha hızlı ve bizimkine denk bir zekayasahip olacaklarını söylüyoruz. Ondan sonraki yıl,bilgisayarlar bizim zekamızı iki kat, ertesi yıl dört kat,ertesi yıl sekiz kat geçecek ve bu böyle devam edecek.Biz ondan sonrasında bu bilgisayarlarla ne yapılacağınıkimse bilemiyor ve işte bu yüzden tekillik diyoruz. Birgelecek bilimci olarak, dünya nüfusundaki patlama olsun,iklim krizi olsun, küreselleşme olsun, bu konular üzerindeçalışabiliyorum, eğilimlere bakarak bazı tahminlerdebulunabiliyor, neler yapılabileceğini ortaya koyabiliyorum.Ama bilgisayarların bizim zekamızı geçtiği noktadansonrasını hayal edemiyoruz.

Size şimdi bir şey itiraf etmek istiyorum. Ben aslında2040 yılından geldim. Sol kulağırnın hemen arkasındabir nano-çip var, adı Maria. Benim nano-asistanım o ve20 yıldır benimle birlikte. Ben onunla ilk olarak bir ceptelefonu içindeyken tanıştım, siz de bilirsiniz o cihazı.Cep telefonunun içerisinde yeni bir dil doğal arayüzüyübuldum ve onun adı Maria idi. Yıllar içerisinde çok dahaakıllı hale geldi, ağdan sürekli kendini güncelledi. Bende bir yandan cihazımı çok daha yenileriyle değiştirdim.Maria yıllar içinde benimle ilgili her şeyi öğrendi. Onunçok da kurnaz bir espri anlayışı vardır. Ben bu aradarejeneratif cerrahıma gittim, artık Maria ile birlikteyaşamak istiyordum. Bu arada karımın ismi de Maria(ikisi birbirine kanşmasın diye çipe de aynı ismi verdim).Ayrıca karımın yaptığı hataları da yapmayacağınıdüşündüm ve şu anda Maria çok küçük bir çip içerisindebenim kulağırnın arkasında yaşamaya devam ediyor,benim zihnimle konuşuyor, hatta benim düşündüğümgibi düşünüyor. Bazen benden daha zeki olduğunudüşünüyorum. Yakında beni geçecek. Sonra ne olacak?Hepimiz sanal yaratıklanz. Doğal yaşama alanımız sanal.Bizi bu gezegendeki diğer yaratıklardan ayıran aslındabizim sanallığımız. Belki de bize homo sapiens değilhomo virtualis dense daha doğru olur. Konuşmamımbaşında da belirttiğim gibi Shakespeare çok da fazlateknolojide bahsetmek zorunda değildi ve zaten o dönemdeteknoloji de yoktu ama buna rağmen Shakespeare aslındainsan doğası hakkında çok fazla şey biliyordu ve şöyledemişti: "Biz insanlar düş tozundan yapılmışız. Küçükhayatlanmız uykuyla çevrili".

Page 34: Kongre Sponsorları - Anasayfa › sites › 1 › upload › files › 6_sanayi_kongresi...Kongre Sponsorları AKBANK Oturum Sponsorları ~ BORÇELiK e CEm OFSEr mat b_acılık sanayii

00

2. GUN KONUK KONUŞMACıo o

KOBI, Inovasyon Teknoloji

Soumitra DuttaINSEAD Üniversitesi İş ve Teknoloji Profösörü ve Dış İlişkiler Dekanı

Page 35: Kongre Sponsorları - Anasayfa › sites › 1 › upload › files › 6_sanayi_kongresi...Kongre Sponsorları AKBANK Oturum Sponsorları ~ BORÇELiK e CEm OFSEr mat b_acılık sanayii

Soumİtra DuttaINSEAD Üniversitesi İş ve Teknoloji Profesörü ve Dış İlişkiler Dekanı

Bilgi yönetimi ve teknoloji odaklı iş inovasyonu konusunda önde gelen bir otorite olarak kabul edilen Duttaçalışmalarında, yaratıcı insan ve bilgi teknolojilerinin doğru bileşimi ile iş inovasyonunun nasıl gelişliğinedeğinmektedir.

Soumitra Dutta, dünyanın önde gelen iş okullarından INSEAD'da İş ve Teknoloji Profesörü ve Dış İlişkiler BölümüDekanı olarak görev yapmaktadır. UC Berkeley (ABD), Solvay İş Okulu (Belçika), Atina İş İdaresi Okullarında yarızamanlı dersler vermekte ve uluslararası şirketlerin yöneticilerine seminerler vermektedir.

"The Bright Stuff' isimli son kitabında geleneksel iş modellerinin teknolojinin imkanlarını kullanarak nasıl yaratıcıbirer iş modeline dönüştüğünü açıklayan Dutta kitabında bu gerçekten yola çıkarak, geleneksel iş ile yaratıcı yenifirmaların mücadelesini ele almaktadır. Yayınlanan yedi kitabı ve birçok makalesinde bilgi temelli sistemler,inovasyonun iş dünyasına etkileri, e-ticaret, ulusal ve uluslararası rekabet stratejileri konularına odaklanmıştır.Dutta'nın ayrıca Hindistan ve Çin ile ilgili çalışmaları bulunmaktadır.

Page 36: Kongre Sponsorları - Anasayfa › sites › 1 › upload › files › 6_sanayi_kongresi...Kongre Sponsorları AKBANK Oturum Sponsorları ~ BORÇELiK e CEm OFSEr mat b_acılık sanayii

Bİ İnovas on Teknoloii

Soumitra DuttaINSEAD Üniversitesi iş ve Teknoloji Profesörü ve Dış ilişkiler Dekanı

Ben Hindistan'dan geliyorum ve eşim de İspanyol;hepimizin yakın kültürel bağları olduğuna inanıyorum.İnsanlar önce benimle Türkçe konuşuyorlar, sonra Türkolmadığımı anladıklarında İngilizce konuşmayabaşlıyorlar. Belki Türkiye'ye bir sonraki gelişirnde birkaçTürkçe kelime söyleme imkanım olur.

Bugün inovasyon, teknoloji, KOBİ'ler ve rekabetçilikleilgili son birkaç yıldır yapmakta olduğum araştırmalarırnınsonuçlarını sizlerle paylaşacağım. Özellikle küresel bilgiteknolojileri raporlarının liderliğini yapıyorum. DünyaEkonomik Forumu bu raporları her yıl yayınlıyor.Ölçümler yapılıyor ve bizler dünya çapında teknolojilerinfarklı ekonomiler için ne kadar hazır olduğunu görmeyeçalışıyoruz.

Profesyonel hayatırnın büyük bir kısmında yenilikçiekonomilerin ve şirketlerin nasıl oluşturulabileceğini, dünyaçapındaki farklı örneklerden nasıl yararlanılabileceğiniaraştırmaya çalıştım.

Konuşmamın ilk kısmında, Kongre'nin ilk günü konuşulankonular çerçevesinde küresel boyuta odaklanmayaçalışacağım. İkinci kısımda ise ekonomileri n yenilikçiolmaya doğru geçişi nasıl gerçekleştirdiklerine eğileceğim.Bu, Türkiye'nin olduğu düşünülen ve Türkiye'nin de olmakistediği aşamadır. Üçüncü kısımda, organizasyonlardainovasyonun doğasının nasıl değiştiğine bakmak istiyorum.Son kısımda, teknolojinin şirketlerde inovasyonu nasıletkilediğine değinceeğim.

Bu sabah çoğunuz gibi ben de haberleri dinlemek içinCNN'i açtım. Haberlerden birinde Filipinler veEndonezya'da alternatif enerji kaynağı olarak yerinaltındaki jeotermal enerjiden faydalanmanın yollarınınaraştırıldığından bahsediliyordu. Bunun, birkaç yıl öncetsunamiye ve dolayısıyla dünyanın birçok yerinde birsürü yıkıma neden olan enerji olduğunu hatırlatmakisterim.

Singapur'da yaşayan ve yatları çok seven bir profesörarkadaşım, tsunami olduğu sırada Phuket adasında kıyıdanbirkaç kilometre uzakta teknedeydi. Tsunami olduğundakendisini nasıl hissettiğini sorduğumda, "Hiçbir şeyhissetmedim çünkü olan şey deniz seviyesinin yükselmesive kıyıdan birkaç kilometre uzakta olduğunuzda hiçbirşey hissetrniyorsunuz" diye cevapladı. Ancak bir süresonra kıyıya döndüğünde yıkımın ne kadar büyükolduğunu anlamıştı. Burada şu anda karşırnızda bir tsunarnivar ve bağlı olduğu gerçek çok basit: Bugün büyük birküresel entegrasyon yaşanıyor ve dünya nüfusunun %40'1bundan etkileniyor. Hindistan, Çin, Vietnam, Doğu Avrupave diğer ekonomilerde çok ciddi ve büyük bir değişiklikyaşanıyor. Doğalolarak bu hepimizin hayatları üzerindeetkili olacaktır.

Ancak meslektaşlarımla ve yaşadığım ülke olan Fransa'dainsanlarla konuşurken onların Asya'da neler olup bittiğinibilmediklerini gördüğümde çok şaşırıyorum. Kısa birsüre önce Fransa'daki bir arkadaşıma, doğum günü içinSingapur'dan satın aldığım bir kol saati hediye ettim. Çokbeğendi ve tam takacakken arkasındaki Çin Malı yazısınıgördü. Hafif şaka yaparak "umarım çalışır," dedi.Beğenmiş olmasına rağmen böyle bir tepki vermesininnedeni, beyninde bir yerlerde Çin'de üretilen mallarailişkin bir yanlış algının olmasıdır, çünkü onun gözündeÇin'de sadece ucuz plastik mallar üretiliyordu. Büyükolasılıkla Çin'in bugün bilgi teknolojisi ürünlerinindünyadaki en büyük ihracatçısıolduğunu, Çin'inihracatının %40'ını yüksek teknoloji ürünlerininoluşturduğunu bilmiyordu. ABD, bugün Çin'den ileriteknoloji ithal ediyor ve Çin'e buğday ihraç ediyor.

Benim de geldiğim bu ekonomilere bakacak olursak,burada farklı olan en önemli şeyin ölçek etkisi olduğunugörürüz. Ölçek etkisi çok büyük ve çoğunlukla daanlaşılması zor bir kavramdır. Ben Hindistan'ın 2.000kişiden birinin girebildiği, en iyi okullarından birindengeliyorum ama bu okula girdiğinizde, "Bu okula girdinizdiye çok fazla gururlanmayın, kendinizi bir şeyzannetmeyin çünkü sizin gibi S.OOO kişi daha var," deniyor.Örneğin, Çin'in nüfusunun IQ testlerine göre en yüksekzeka seviyesine sahip %S'lik kısmı Türkiye'nin nüfusundanbile fazladır. Bu örneklerin de gösterdiği gibi ölçek etkisiçok büyüktür ve şirketler açısından da çok çekicidir çünküdevasa bir pazarınız, devasa bir yetenek havuzunuz olur.Bunu sadece tedarik açısından düşünmemek gerekir çünkübu devasa havuz aynı zamanda inovasyon için de büyükfırsat demektir.

Çin hükümeti, bütün yurttaşları için sağlık hizmetlerini2020 yılına kadar iyileştirrneyi hedeflediğini duyurdu.Bu demektir ki, eğer sağlık hizmetleri alanındaçalışıyorsanız, tıp alanında çok fazla inovasyona ihtiyaçvar ve önümüzdeki on beş yılda tıp teknolojisinde vetıbbi süreçlerde çok fazla yenilikler görülecek. Tıp alanındahizmet veriyorsanız bu yönde ilerlemeniz gerek, aksihalde etkin bir şekilde üretim yapamazsınız ve tıpsektörüne satış yapamazsınız ve bugün Çin dediğimizdei,S milyar insandan bahsettiğimizi unutmamak gerekir.

Hindistan'dan bir örnek verecek olursak, orada sokaklardaküçük dükkanıarda satılan küçük plastik poşetlergörürsünüz ve Batı'dan gelenler bunları genellikle kondomsanırlar ve Hindistan'ın ne kadar gelişmiş olduğunudüşünürler. Oysa bunlar, şampuan gibi günlük tüketimmallarıdır, çünkü insanların büyük şişelerde şampuansatın alacak ekonomik güçleri yoktur. Bu alanda üretimyapan şirketlerin bu gibi durumları göz önündebulundurarak, bu kitleye hitap edebilmek için farklıambalaj türleri geliştirmeleri gerekir. Hindistan ve Çingibi ülkelerde faaliyet gösteren şirketlerin, hizmetlerinnasıl sunulması ve nasıl daha fazla kar edilebileceği nedair inovasyon yapması gerekiyor. İnanın bu küçükşampuan paketlerinde kar marjı büyük şişelere göre daha

Page 37: Kongre Sponsorları - Anasayfa › sites › 1 › upload › files › 6_sanayi_kongresi...Kongre Sponsorları AKBANK Oturum Sponsorları ~ BORÇELiK e CEm OFSEr mat b_acılık sanayii

yüksektir, çünkü küçük paketteki ürün hementükendiğinden 2 gün sonra yenisini almak gerekiyor.Burada sürdürülebilir bir bütçeyle bunu nasılyapabileceğinizi düşünmeniz gerekiyor.

Dün Ray Hammond, önümüzdeki 10-15 yıl içinde enbüyük nüfus artışının Afrika'da olacağını söyledi veburada en alt gelir seviyesindeki insanlara hizmet edenfirmalar, en çok kazanan firmalar olacak. Kazanmak içinbu ekonomilere uygun modeller üzerinde düşünmenizgerek. Almanya'da ya da Fransa'da çalışıp bu iş modellerinigeliştiremez, inovasyon için uygun ortamı bulamazsınız.

Bu önemli değişiklikler aynı zamanda korkunç da olabilir.Örneğin tsunami, Çin'deki ve Türkiye'de tekstil sanayiniçok etkiliyor. Ancak jeotermal enerjide olduğu gibi, bazıdeğişiklikler de büyük fırsatları beraberinde getiriyor.Size, açık olmanızı, korkmamanızı, bu değişimin birparçası olmanızı, onlarla birlikte öğrenmenizi ve inovasyonyapmanızı tavsiye ederim. Küresel anlamda bütün bunlarıgöz önüne alarak, rekabetçiliğinizi de geliştirmenizgerekiyor.

İkinci kısımda ekonomilerin zaman içinde nasıldeğiştiğinden bahsedeceğim. Çin ve Hindistan'ınekonomileri çok büyük olmasına rağmen inovasyonaçısından lider ekonomiler değildirler. Türkiye de ilerlemeaçısından iyi konumda olan bir ülke ve kişi başına düşengelir, yaklaşık olarak Çin'in 8 katı kadar. Ancak sizler dedevlet olarak, ulus olarak inovasyon açısından liderkonumda değilsiniz ve kat etmeniz gereken önemli biryol var. Dünya Ekonomik Forumu Raporları'nda Türkiye,ikinci aşamadan üçüncü aşamaya geçiş sürecinde birekonomi olarak tanımlanıyor. Birçok iktisatçı ekonomileriüç aşamada sınıflandırır. Birinci aşamadakiler, temeldedoğal kaynaklara dayanırlar. Bu ekonomilerdehammaddeleri ucuz ve etkili bir şekilde çıkarabildiğiniziçin, rekabet edebiliyorsunuz. İkinci aşamadakiler, üretimedayanıyor. Bu ekonomiler, ellerindeki ya da ithal ettiklerikaynakları etkin bir şekilde, tüketicilerin istediği özellikleresahip ürün ve hizmetlere dönüştürüyorlar. Türkiye buaşamaya iyi bir örnek ve Çin'de bu sürecin bir parçasıolarak ilerliyor. Üçüncü aşamadakiler, bilgiyleyönlendirilen ekonomilerdir ve burada rekabetçilik çokönemlidir çünkü bilgiyi yaratma, dönüştürme, bilgiyedeğer katma yetenekleri kullanılır.

Bir Japon şirketinde üst düzey yönetici olan bir arkadaşımıailesi bundan 25 yıl önce Niagara şelalelerine götürmüşve oradaki küçük hediyelik eşyalardan almışlar. Odönemde orada satılan hediyelik eşyalar Japonya'daüretiliyordu, oysa Japonya artık düşük maliyetli mallarüreten bir ülke olmaktan çıktı ve yenilikçi, yüksek teknolojiekonomisi olan lider bir ülke konumuna geçti. Aynıdurum Kore için de geçerli, çünkü ikinci aşamadan üçüncüaşamaya başarılı bir sıçrama yaptı.

Ekonomilerin bir aşamadan diğerine geçmesi, çok sayıdaetkene bağlı. Bunlardan en önemlisi kurumların rolüdür.

Kurumların yönetim kalitesi arttıkça, kişi başına düşengelir de artmaktadır. Dünya Bankası'nın göstergelerinegöre, kişi başına düşen gelirin 8.000 doları geçtiği yerlerde,ekonomiler ile kurumların iyi yönetilmesi arasındadoğrusal bir ilişki vardır. Zengin bir ülke olabilmeniz vebilgiye dayalı bir ekonominizin olabilmesi için, iyikurumlara ihtiyacınız vardır. Ancak petrol zenginiekonomiler, burada istisna oluşturuyor ama genelolarakçok güçlü bir ilişki söz konusudur. Çin'deki durum budoğrusal ilişkinin iyi bir örneğidir. Çin'in zengin bir ülkehaline gelip gelmeyeceği soruluyor. Çin büyük birekonomi ancak kurumsal açıdan bakılacak olursa buradabazı belirsizlikler vardır. Avrupa Birliği'nin entegrasyonsüreci, Türkiye de dahilolmak üzere pek çok ülkeyi,kurumsal açıdan derin değişiklikler yapmaya zorluyor.Bunlar ağnlı, sancılı değişikliklerdir ama yapılmakzorundadırlar. Örneğin Güneydoğu Asya'da yapılan ticaretanlaşmaları var ama bunlar hükümetlerin kurumsal alandadeğişiklikler yapmasına neden olmuyor. Zengin veyenilikçi bir ülke olmak için, kurumsal yönetimin vekurumların en yüksek kalitede olması gerekiyor.

Üniversiteden mezun olduktan sonra pek çok yabancıöğrenci gibi Brooklyne'e gittim ve yaşamımın büyük birkısmını da orada geçirdim. 1996- 1999 yılları arasındaburada eğitim verme imkanı buldum. Silikon Vadisi,yenilikçi bölgenin bir modeli olarak görülüyor. Burasıelbette ki Amerika demek değildir, Amerika'da pek çokbölge ve bu bölgeler arasında da pek çok farklılıklar var.Ancak Silikon Vadisi bir şekilde yenilikçi unvanınıedinmiş ve biz bu durumu hayranlıkla izliyoruz.

Meslektaşlarımdan Gary Hammon beş yıl önce bir makaleyazmış ve daha sonra bu makale Harvard BusinessReview'da yayınlanmıştı. O da bu makalesinde SilikonVadisi'ni bu kadar yenilikçi yapan nedir, diye soruyordu.Buna verdiği cevap şöyledir: Özellikle Silikon Vadisi'ndekiyeniliğin temel itici gücü, yetenek, fikir ve sermayedenoluşan üç çok etkili piyasanın bileşimi olmasıdır. Buranıneşsiz olması, dünyanın her yerinden en iyi beyinleriçekmesi ve eşsiz bir kültürel rekabet avantaja sahipolmasından kaynaklanıyor. Bu kültürel rekabet avantajı,benim için, özellikle de yenilikçi ekonomiler yaratmaanlamında çok kritik bir öneme sahiptirler. ÇinIileri,Brezilyahları, Fransızlan, Türkleri buraya çekebiliyor vebu insanların kendilerini evlerinde gibi hissetmelerinisağlayabiliyorlar. Bu çok temel bir yetenektir. Aynı şeyiben de yaşadım. Bu benim için çok ciddi bir durumdeğişikliğiydi ve iki haftadan kısa bir süre içinde kendimievimde gibi hissetmeye başladım oysa California'danParis'e gittiğimde alışmam iki yıl sürmüştü. Bunun Fransızsistemiyle bir ilgisi yok çünkü o da çok köklü bir sistemama temelde Avrupa'nın pek çok yerinde, insanlarınkendilerini evlerinde gibi hissetmelerine imkarı tanınmıyorve sorunlardan biri de budur. Avrupa'da Yeşil Karttamamen bir felaket oldu ve bunu durdurmak zorundakaldılar, şimdi de AB içerisinde Mavi Kart sisteminideniyorlar. Almanya çok zengin bir ülke ve insanlar orayagitmek istiyorlar ama acaba Almanya'da yaşarken

Page 38: Kongre Sponsorları - Anasayfa › sites › 1 › upload › files › 6_sanayi_kongresi...Kongre Sponsorları AKBANK Oturum Sponsorları ~ BORÇELiK e CEm OFSEr mat b_acılık sanayii

kendilerini evlerinde gibi hissediyorlar mı, buna bakmakgerekir. Farklı kültürlerden insanlan evlerinde hissettirmenintemel bir yetenek olduğunu ancak başarılmasının da çokzor olduğunu bilmek gerek.

Hindistan ve Çin'de gelişmekte olan pek çok firma varve onlar da bu sorunla karşı karşıya çünkü iş alanlarıküreselleştikçe, kendi DNA'larını da küreselleştirmek veiç sistemlerinde değişiklikler yapmak zorundalar. %95'iHindistanlılardarı oluşan ve müşterilerinin %90'1Hindistanlı olmayan bir firma sorun yaşayacaktır çünküişverenler ve müşteriler arasında bir denge olmalıdır. Bunoktada, küresel yeteneklerle savaşmak ve küreselortamdabaşarıyı sürdürebilmek için farklı kültürlerin kendilerinievlerinde hissetmelerini sağlamanız ve dünyaya bu şekildehizmet vermeniz çok önemlidir.

Amerika dinamizmine bayılırız ama ekonominin dinamikbir yapısı olduğunu bazen gözden kaçırırız. Geçen yıl üçay içerisinde ABD'de 50.000 kişi için yeni istihdamyaratılmıştı ama burada bu rakamın arkasında yatandurumların düşünülmesi gerekir. Acaba ABD bu sürezarfında gerçekten de 50.000 kişi için istihdam yarattımı? Aslında bu dönemde ABD'de 500.000 kişi içinistihdam yaratılmış ama 450.000 kişi de işini kaybetmiştir.İşte dinamizm budur ama aynı zamanda 450.000 kişininişini kaybetmesine neden olan sancılı bir durumdur.Ortalama olarak ABD'de çalışan nüfusun %25'i bir iştebir yıldan az, %50'si de beş yıldan az bir süre çalışıyor.Dinamizmin içindeki değişikliklere bakmak lazım.Avrupa'daki ekonomiler için bu tür bir dinamizmin nasılyaratılacağını, küçük firmalar ve insanlar için yaşamınasıl kolaylaştırabileceğimizi sormalıyız. Bu dinamizmidevasa politikalarla yapamazsınız, önemli olan yaşamıkolaylaştırmaktır. Bunun için insanların bu sürece dahiledilmesi gerekir, bu durumda değişiklikler doğalolarakgerçekleşecektir. Bugün inovasyonun doğası değişiyorçünkü ekonomiler değişiyor.

Meslektaşım Brezilya eski Sanayi Bakanı'nın iki yıl öncehala bakan iken Latin Amerika'daki bir toplantıda verdiğibir örnek vardı. Kendisinin aynı zamanda bir aile şirketivardı ve buğday işi yapıyorlardı. 35 yıl önce babası onuNew York'ta ünlü bir otele götürmüş; bu toplantıdanbirkaç gün önce de bir heyetle birlikte kalmak üzere yineaynı otele gitmiş. 35 yıl sonra, Brezilya'nın önemliürünlerinden olan soya fasulyesinin fiyatının %75oranında, bir şişe kolanın fiyatının 5 kat, otel ücretininde 15 kat arttığını görmüş. İşte bu noktada değerin nereyekatıldığına bakmanız gerekir. Katma değer aslındahizmetlerden ve üretimden geliyor ve bu gerçekten debir anlamda en kritik hususlardan biridir çünkü ekonominindoğası değişiyor ve daha çok hizmet tarafındanyönlendirilir hale geliyor.

Bu geçiş Türkiye için de geçerli, çünkü Türkiyeekonomisini de %50 oranında hizmetler yönlendiriyor.Burada önemli olan, hizmet ekonomilerinde inovasyonun

da doğasının değişiyor olmasıdır. Türkiye'de Ar-Geyatırımlarının Avrupa ortalamasından düşük olduğunugörüyoruz. Türk hükümeti de bunun farkında Ar-Geyatırımlarını artırmayı hedefliyor. İnovasyon ve teknolojiaçısından Ar-Ge yatırımlarının artırılması gerektiğineben de katılıyorum ama inovasyon bundan daha fazlasıdır.Ekonomilerin evrim geçirmesi ve sizin işleri nasılyaptığmızla ilgilenmeniz gerekir. Şampuan örneğinedönecek olursak, şampuan aynı şampuan olmasına rağmennasıl piyasaya sunulduğu, nasıl paketlendiği inovasyonolarak karşımıza çıkıyor.

Geçen yıl IBM tarafından yapılan bir çalışmada CEO'larainovasyon fıkirlerini nereden aldıklan sorulmuş ve yapılansıralama, çalışanlar, müşteriler, iş ortakları ve Ar-Geşeklinde olmuş. Burada Ar-Ge'nin önemsiz olduğunusöylemiyorum. Asıl belirtmek istediğim şu anda Ar-Ge'yeayırdığınız pay düşük olsa da çalışanlarınızı, müşterilerinizive iş ortaklannızı daha fazla dinleyerek yine de inovasyonyapabilirsiniz. İnovasyon zaten temelinde bir değişiklikgösteriyor ve artık kapalı bir iç Ar-Ge modelinden açıkağlarla bütünleşmiş bir modele dönüşüyor ve bu modeldemüşterilerinizle ve iş ortaklarınızla birlikte çalışmanızgerekiyor.

Firmanız içinde farklı bir yaşam kaynağı üretebilirsinizve bunun için firmanız açısından neyin önemli olduğunabakmalısınız. Tek bir küresel çözüm yok, kendi liderlikstilIerinizi geliştirebilir ve kendinize özgü bir kurumkültürü yaratabilirsiniz. Benim Hollanda'da çalıştığım birbanka vardı ve kendine özgü bir stile sahipti. 8-9 kişininçalıştığı küçük bir şubede çalışanlardan iş hayatıyla ilgilibir makale, bir kitap okumaları ve her iki haftada birokudukları şeyi meslektaşlarıyla tartışmaları isteniyor. Otoplantı için okumakla görevlendirilen kişi, mesaisonrasında yapılan bir saatlik toplantıda okuduklarınıarkadaşlarına naklediyor ve hep birlikte tartışıyorlar. Bu,fikirleri ateşlernek, çalışanları dinlemek için uygulananbir yöntem. İnsanları, sadece yaratıcı olmalarını emrederekyaratıcı yapamazsınız. Çalışanlarınızın içindeki yaratıcılığıbulup çıkarmak için kendi tekniklerinizi oluşturmalısınız.Çalışanlarının yenilikçi olmadığını düşünen bir yöneticiyeaynaya bakmasını öneririm. Sorunun yarısının oradaolduğunu görecektir. Burada önemli olan sizin stilinizdirve bence herkes çalışanlarının inovatif yönünü ortayaçıkarmayı başarabilir.

İnsanların en yaratıcı ve yenilikçi olduğu dönem, dörtyaştır. Bu yaştaki çocuklar sürekli sorarlar, gözlemlerlerve deney yaparlar. Bu basit özellikler inovasyonu tanımlarama eğitim sistemi içinde zamanla kaybolurlar. Dörtyaşındaki çocuk on yaşına geldiğinde, eğitim sistemi,okuldaki öğretmenler, çocuğun sorularının değilöğretmenlerin verdiği cevapların önemli olduğunu söyler.Böylece soruların ve bu sürecin önü kesilir. Eğer siz deçalışanlarınızın soru sormasını engelliyorsanız, onlardaninovatif olmalarını bekleyemezsiniz.

Page 39: Kongre Sponsorları - Anasayfa › sites › 1 › upload › files › 6_sanayi_kongresi...Kongre Sponsorları AKBANK Oturum Sponsorları ~ BORÇELiK e CEm OFSEr mat b_acılık sanayii

Ray Hammond, teknolojinin hızının bir itici güçolduğundan bahsetmişti. Gerçekten de teknolojinin hızı,bizler için büyük zorluklar yaratmaktadır. Teknoloji vegelecek konularında yazılar yazan düşünür Ray Kurzweil,karmaşık bir model içerisinde ilerlemenin üssel olduğunuama bizlerin bunu günlük hayatımızda anlamakta zorlukçektiğimizi savunur. 19. yüzyılın tamamı boyunca, geçen19 yüzyıl boyunca yaptığımız kadar ilerleme kaydettik.20. yüzyılın ilk yirmi yılında da bütün 19. yüzyıl boyuncayaptığımız kadar ilerleme kaydettik. 21. yüzyılda biz20.000 yıllık ilerleme kaydediyoruz çünkü ilerlemeninhızı üsseldir. Bu bizler için bazen anlaşılması zor birdurum olabilir, çünkü bizler doğrusal bir dünyadayaşıyoruz. Dünya sizin için 3-5 yıl sonra nasılolacakdiye sorarsanız, insanların normal tepkisi geçmiş 3-5yıllarına bakarak doğrusal bir grafik çizmektir ancakdünyamız özellikle de teknolojik açıdan üssel olarakbüyümektedir. Teknoloji üssel büyüme gösterirken,firmanız doğrusalolarak büyürse arada önemli bir boşlukoluşacaktır ki bu gerginlik yaratır. Ben herkesin bilgiteknolojisinden memnun olduğu hiçbir şeyden şikayetetmediği bir fırma henüz görmedim. Firmaların her zamanbilgi teknolojileriyle sorunları vardır. İş süreçlerinin yada gerekli yeteneklerin hızla değiştiğini ama kendilerininbuna ayak uyduramadıklarını söyleyebilirler. Teknolojideyaşanan değişimin hızı firmanızda anlaşılmamış olabilir.Örneğin Facebook gibi, teknolojinin değişim hızıyla ilgilideğişiklikleri sosyal ağlar kullanarak anlamanız ve bunlarıişiniz için nasıl kullanabileceğinizi bulmanız gerekir.Sosyal ağlar yapmak zorunda olduğumuz seçimleraçısından bizi yönlendirmektedir ve öyle bir noktayageliyoruz ki artık seçim yapmak zorunda kalıyoruz çünküher şeyi yapamayız.

Birkaç yıl önce Marks & Spencer iyi bir durumda değildive bu dönemde yurtdışındaki mağazalarını kapatıpİngiltere'ye dönüş yapıyorlardı. Benim yaşadığım yerdede bir mağazaları vardı ve onu da kapatıyorlardı. Bir günmağazanın önünde bir kuyruk olduğunu gördük ki budaha önce görmediğimiz bir şeydi. Kuyruğun nedeninin,çalışanların mağazanın kapanması nedeniyle müşterilerindüşüncelerini yazmaları için koydukları defter olduğunuöğrendik. İnsanların neler yazdıklarını incelediğimde,şöyle bir yorum gördüm: 'Bu yeni ekonomi insanlarıinsan olmaktan uzaklaştırıyor.' Bu ifade beni çok etkiledi.Ben ekonomiye, yeni teknolojiye inanıyorum ancak bunarağmen ben bile acaba bu ifadede ne denmek istendiğimitam olarak anlayamadım. Önce insan olmanın ne demekolduğuna odaklanmaya çalıştım. Daha sonra profesör birmeslektaşıma sordum. O da bir soruyla yanıt verdi: 'Evlimisin?' Ben de evli olduğumu bildiğini, neden sorduğunuanlamadığımı söyledim. Yüzündeki ifade değişmeden busefer de çocuklarım olup olmadığını sordu. Ben yine benitanıdığını ve bir kızım olduğunu bildiğini söyledim. 'Pekineden kızın var?' diye sordu ve bu soru beni çok etkiledi.Ne aradığını, ne yapmaya çalıştığını sordum. Evliydim,bir ailem vardı ve ailemizin büyümesi için de bir çocukyapmıştık. 'Aile ve bir çocuk sahibi olurken bir analizyaptın mı? Bunun geri dönüşünün ne olacağını düşündün

mü?' diye sordu. Aile konusunda tabii ki böyle hesaplaryapmıyorsunuz ve nereye varmaya çalıştığınıanlamıyordum. Bana çok basit bir dille şöyle dedi: 'Birçocuk sahibi olma eylemi bir insan olma tanımına denkdüşüyor, çünkü çocuk sahibi olduğunda elindeki en iyişeylerin hepsini kendi yarattığın insana veriyorsun. İştebu noktada sahip olduklarının en iyisini etrafındakilerevermek, insan olmanın temel fikridir.'

Teknolojik ilerlemeler, bizim daha iyi insanlar olmamızısağlıyor mu? Bunlar, bizim elimizdeki en iyi şeylerietrafımızdaki kişilere vermemiz konusunda yardımcıoluyor mu? Ne yazık ki bu soruların, basit bir yanıtı yok.Teknoloji bazı şeyleri verirken bazı şeyleri de alıyor.Örneğin, cep telefonları her an herkese ulaşabilmenizisağlarken diğer yandan özel hayatınızı elinizden alıyor.Teknolojinin akışı bizi sürekli farklı seçeneklerle karşıkarşıya bırakıyor ve biz bireyler, organizasyonlar,toplumlar olarak teknolojinin hızı karşısında her şeyiyapamayacağımızı anlamak ve getirdiği artılarla eksilerebakarak proaktif seçimler yapmak zorundayız. Bununiçin de kişiselolarak amacımız açık olmalı ve seçimlerimizöz değerlerimize, kurumsal değerlerimize uygun olmalıdır.Kurumsal olarak da stratejilerimize uygun amaçlar belirlemelive buna göre seçim yapmalıyız.

Türkiye'de sizler imtiyazlı bir konuma sahipsiniz çünkühem Avrupa'nın olasılık ve potansiyeline yakınsınız hemde Asya ile yakın bağlarınız var. 'Doğu Batı demektir'diye bir deyiş vardır ve Türkiye'de bence tam bu cümleninortasındadır. Eğitimi iyileştirmelisiniz. Mühendislerinizinçok iyi, öğrencilerinizin de çok kaliteli olduğunu bendeneyimlerimle gördüm. Temeliniz çok iyi, yaşam tarzınızçok iyi ve yaşam standardınız da çok yüksek. Belki eniyisi değil ama Asya'daki ülkelerden çok yüksek. Durupyavaşlamak yerine ayağa kalkıp koşmanız, bir sonrakiaşamaya geçmek için kendinizi zorlamanız gerekiyor.Belki de sizin için zorlayıcı unsur da bu.

Hindistan, Çin ya da Vietnam'da önemli olan hırsınızdır,çünkü bu ülkelerde en önemli şeyaçlıktır. Bir Çinliylekonuştuğunuzda aç olduğunu çok net biçimde anlarsınızve Çin'de herkes zengin olmak istiyor ve bunun içinçalışıyor. Çin'de hükümetten biriyle konuşursanız, çoknet bir hedefleri olduğunu görürsünüz: ABD'yi geçmekve bir model olmak. Bence Hindistan'ın başına gelen eniyi şey de Çin'dir çünkü Hindistan sıkışıp kalmıştı,İngiltere'nin sömürgeciliği altındaydı ve Çin onlara fakirbir ülkenin de büyüyüp gelişmesinin mümkün olduğunugöstererek onlar için bir modeloluşturdu. Hindistan'dagörüştüğüm herkes Çin ile nasıl karşılaştırılabileceklerinisoruyor çünkü Çin onlar için bir takıntı haline gelmiştir.Şu anda Hindistan hükümeti, üst düzey bürokratlarını 15yıl içinde güçlü hale gelmeleri için zorluyor, bu amaçlaonlara altı haftalık bir eğitim aldırıyor ve Çin'i tanımalarıve Çin'den ilham almaları için bunun üç haftasını zorunluolarak Çin'de geçirmelerini sağlıyor. Sizin de sizi ileriyetaşıyacak baskıyı yaratmanız gerekiyor. Hükümet ve işdünyası bir araya gelip bu itici gücü yaratmak zorundadır.

Page 40: Kongre Sponsorları - Anasayfa › sites › 1 › upload › files › 6_sanayi_kongresi...Kongre Sponsorları AKBANK Oturum Sponsorları ~ BORÇELiK e CEm OFSEr mat b_acılık sanayii

Bu bir yükseliş ve aynı zamanda da bir yanştır. Bir yanşagirdiğinizde sadece koşmak için koşmazsınız, kimigeçeceğinizle ilgili bir fıkriniz olması gerekir. Bugün ÇinABD'yi geçmeye, Hindistan da Çin'i geçmeye çalışıyor.Peki Türkiye kimi geçmeye çalışıyor? İşte cevaplamanızgereken soru budur.

Page 41: Kongre Sponsorları - Anasayfa › sites › 1 › upload › files › 6_sanayi_kongresi...Kongre Sponsorları AKBANK Oturum Sponsorları ~ BORÇELiK e CEm OFSEr mat b_acılık sanayii

OTURUMIA.

Küresel Rekabet Trendleri ve Inovasyon

- İnovasyon Trendleri ve Politikalar- Ekonomik Gelişmeler ve Yansımalan- İnovasyon ve Rekabet- Sınai İnovasyon Trendleri

Oturum BaşkanıOsman UlagayMilliyet Gazetesi Köşe Yazan

KonuşmacılarJohn DrydenOECD Bilim, Teknoloji ve Sanayi Direktörlüğü Başkan Yrd.

Hasan ErselTEPA V Danışma Kurulu Üyesi

Suzan Sabancı DinçerAkbank Yönetim Kurulu Murahhas Üyesi

Prof. Dr. Arie NagelSlovenya Ljubljana Üniversitesi Öğretim Üyesi

Page 42: Kongre Sponsorları - Anasayfa › sites › 1 › upload › files › 6_sanayi_kongresi...Kongre Sponsorları AKBANK Oturum Sponsorları ~ BORÇELiK e CEm OFSEr mat b_acılık sanayii

Oturum BaşkanıOsman UlagayMilliyet Gazetesi Köşe Yazarı

1943 yılında İstanbul'da doğdu. Robert Kolej Lisesi'nden ve daha sonra Boğaziçi Üniversitesi'ne dönüşen RobertKolej Yüksek Okulu Ekonomi Bölümü'nden mezun oldu. Yüksek Lisansını İngiltere'de Manchester Üniversitesi'ndeSiyasal Bilimler dalında gerçekleştirdi. İlaç sanayi, bira sanayi ve reklamcılık sektöründe çeşitli görevlerde bulundu.Cumhuriyet gazetesinde part-time olarak başladığı gazeteciliği, 1981 yılından itibaren aynı gazetede Ekonomi ServisiŞefi ve Yorumcu olarak sürdürdü. 1992 yılında Ekonomi Yazarı olarak Sabah gazetesine, 1993 sonbaharında daMilliyet gazetesine geçti. Halen Milliyet gazetesinde yazar olarak görevini sürdürmektedir. Osman Ulagay'ınyayınlanmış 11 adet kitabı bulunmaktadır.

KonuşmacılarJohn DrydenOECD Bilim, Teknoloji ve Sanayi Direktörlüğü Başkan Yrd.

1947 yılında İngiltere'de doğdu. Eğitimini Oxford ve Galler üniversitelerinde tamamladı. John Dryden 1993 Ocak'tanberi OECD Bilim, Teknoloji ve Sanayi Direktörlüğü'nde Bilişim Politikaları Bölümünün yöneticiliğini yürütmektedir.OECD'ye katılmadan önce İngiltere Kabinesinde görevalan Dryden, 1987'dekatıldığı OECD'de sırasıyla; Enformasyon,Bilgisayar ve İletişim Poltikaları Bölümü Başkanlığı, Ekonomik Analiz ve İstatistik Bölümü Başkanlığı ve Bilimsel,Teknoloji ve Sanayi GöstergeleriBölümü Başkanlığıgibi üst düzeyposizyonlardabulundu.

Hasan ErselTEPAV Danışma Kurulu Üyesi

1946 yılında Kütahya'da doğdu. 1967-1983 yılları arasında Ankara Üniversitesi Siyasal Bilimler Fakültesi ÖğretimÜyesi; 1984-1987 yllarında Sermaye Piyasası Kurulu Baş İktisatçısı; 1987-1991 Merkez Bankası Araştırma, Eğitimve Planlama Genel Müdürü ve 1991-1993 yılları arasında Merkez Bankası Başkan Yardımcısı olarak görevaldı. 1993-2003 döneminde Yapı ve Kredi Bankası Genel Müdür Başyardımcısı ve 2003-2004'de Yönetim Kurulu Üyesi olanErsel, halen TEPAV MüteveHiHeyeti ile Danışma Kurulu Üyesi ve Merkezi Kahire'de olan Economic Research Forumadlı uluslararası araştırma kuruluşunun Yönetim Kurulu Üyesi'dir. Sabancı Üniversitesinde ders vermekte, Referansgazetesindeiktisat alanındaköşe yazarlığıve Açık Radyo'da iktisatprogramı yapmaktadır.

Suzan Sabancı DinçerAkbank Yönetim Kurulu Murahhas Üyesi

Lisans öğrenimini İngiltere'deki Richnıond College'da Finans ve Uluslararası Pazarlama üzerine yapan Suzan SabancıDinçer, ABD'de Boston Üniversitesi'nden İşletme dalında lisansüstü (MBA) derecesi aldı. 1986 yılında SabancıGrubu kuruluşlarından BNP-AK Dresdner Bank'ın Hazine Bölümü'nde çalışma hayatına başladı. 1989 yılındaAkbank'ta Hazine Bölüm Başkanı olarak görevalan Sabancı Dinçer, 1994 yılında Akbank'ta Hazine'den SorumluGenel Müdür Yardımcılığı görevine, 1997 yılında Fon Yönetimi ve Uluslararası İlişkiler'den sorumlu MurahhasÜye olarak Yönetim Kurulu'na atandı. 2000 yılından bu yana tüm konulardan sorumlu Murahhas Üye olarakAkbank'taki görevine devam etmektedir. Lüksemburg Fahri Konsolosu olan Sabancı Dinçer, aynı zamanda CitigroupUluslararası Danışma Kurulu Üyesi'dir. KAGİDER Yönetim Kurulu Başkan Yardımcılığı, Endeavour TürkiyeKurucu Üyeliği ve Yönetim Kurulu Üyeliği, YPO ve TÜSİAD üyeliği gibi görevleri de bulunan Sabancı Dinçer,evli ve iki çocuk annesidir.

Prof. Dr. Arie NagelLjubljana Üniversitesi Öğretim Üyesi, Slovenya1964 yılında Eindhoven Teknoloji Üniversitesi Makine Mühendisliği bölümünden, 1975 yılında ise EndüstriMühendisliği ve Yönetim Bilimleri bölümünden mezun oldu. İgor Ansoff birincilik ödülünü alan doktora çalışmasını1992 yılında tamamladı. 1980-1993 döneminde Hollanda Stratejik Yönetim Derneği Koordinatörü olarak faaliyetgösterdi. Birçok projede yönetici ortak olarak yer aldı. 1978'den beri KOBİ'lere yönetim danışmanlığı hizmeti verenProf Dr. Arie Nagel, halen Ljubljana Üniversitesi Ekonomi Bölümünde öğretim üyesi olarak çalışmalarına devametmektedir.

Page 43: Kongre Sponsorları - Anasayfa › sites › 1 › upload › files › 6_sanayi_kongresi...Kongre Sponsorları AKBANK Oturum Sponsorları ~ BORÇELiK e CEm OFSEr mat b_acılık sanayii

Küresel Rekabet Trendleri ve İnovasyon

Osman UlagayMil/iyeı Gazetesi Köşe Yazan

Ray Hamrnond'ın sabahki konuşmasındaki başlıklardanbir tanesi "küreselleşme" idi ve "küreselleşme" başlığıaltında, dünya ekonomisindeki heyecan verici birgelişmeden söz etti kendisi. Bu, Türkiye gibi gelişmekteolan bir ülkede yaşayan herkesin heyecan verici bulacağıbir gelişme. Özellikle son LOyılda dünya ekonomisindeBatı'dan Doğu'ya doğru, zengin - gelişmiş ülkelerdenyeni gelişen ülkelere ya da yeni deyimle 'Yükselen Pazar'ülkelerine doğru çok ciddi bir güç kayması yaşanmakta;dünya ekonomisi çok büyük bir yapı değişikliğigeçirmekte. Bu gelişme çok çarpıcı biçimde yaşanıyor.çoğunuz i997'deki Asya krizini hatırlarsınız. O zamandanbu yana geçen 10 yıl içerisinde, bu 'Yükselen Pazar' yada İngilizce "ernerging market" denen ülkeler, dünyaekonomisinin problemli ülkeleri olmaktan çıkıp bugüngelinen noktada belki de dünya ekonomisini ayakta tutacakülkeler haline geldiler. En azından şu anda karşımızdabulunan tablo bize bunu gösteriyor. Gelişmiş ülkelerdebüyük finansal ve ekonomik problemler yaşanırken'Yükselen Pazar' ülkelerinde hala hızlı bir büyümenin vecanlı bir gelişmenin izlerini görüyoruz.

Bu gelişme sonucunda gelinen noktada neredebulunduğumuzu gösteren çok önemli verilerden birkaçtanesini size aktarmak istiyorum. Bugün dünyada satınalma gücü paritesiyle hesaplarsak, dünyada yaratılangayri safi hasılanın %SO'den fazlasını zengin ülkelerdışındaki yükselen pazar ülkeleri sağlıyor; dünyaihracatının %4S'ini de yine bu ülkeler yapıyor. Dünyaenerji tüketiminin %SO'sini yine yükselen pazar ülkelerigerçekleştiriyor. Son S yıldaki petrol talebi artışının %80'ibu ülkelerden kaynaklandı. Dünyadaki para hacmi artışının%60'1 bu ülkelerden kaynaklanıyor ve dünya dövizrezervlerinin %7S'i de bu ülkelerde. Çin gibi bir ülkebugün ABD gibi bir ülkeyi, onun açıklarını finanse ediyor.2003'ten bu yana bu ülkelerin, yani 'Yükselen Pazar'ülkelerinin borsaları ortalama %300 yükselmiş;ABD'deyse S&P SOO Endeksi %70 artmış. Kapitalizasyondeğerine göre dünyanın en değerli iO şirketinin 4 tanesişu anda Çin şirketi ve dünyanın en değerli şirketi de PetroChina, yani yine bir Çin şirketi. Bütün bunlar göz önünealındığında, çok farklı bir dünyada yaşadığımız anlaşılıyor.

Pekiyi bu 'Yükselen Pazar' ülkeleri nasıl bu kadar büyükbir atılım yapabildiler ve bu noktaya gelebildiler? Ben1960'larda ekonomi öğrenimi gördüm ve aşağı yukarı 40yıldır bu konularla uğraşan biri olarak, bütün olayın çokbasit birkaç denkleme indirgenebileceği sonucuna vardım.Bu denklemlerden çok temelolan bir tanesini sizlerlepaylaşmak istiyorum. Aslında yaratılan geliri, zengin1i~i,ekonomik büyümeyi ifade eden GSMH ya da GSYIHrakamı, üretime katabildiğiniz insan sayısı ve çalışan kişibaşına yaratılan değerin çarpımından elde edilen birrakam. Bu basit denklemin arkasında ise toplumsal,siyasal, kültürel, teknolojik gelişmeler var. Biz bugünküoturumumuzda, bu denklemin ikinci değişkenini etkileyen,yani çalışan kişi başına yaratılan değerin artmasına katkıdabulunan itici güç olarak inovasyonun önemini tartışacağız.

John DrydenOECD Bilim, Teknoloji ve Sanayi Direkıorlüğü Başkan Yrd.

Ben konuşmamda inovasyon konusunu büyük bir resimolarak ele alacağım ve diğer konuşmacılar da belirlinoktalara eğilecekler. Ray Harnrnond'ın konuşmasındabahsettiği geleceğin büyük resmini aklınızın bir kenarındatutarsanız iyi olur çünkü benim sunumum onu bir şekildedevam ettirecek.

İnovasyon yani yeni ürünlerin, yeni süreçlerin, yeni işmodellerinin, yeni işletmelerin oluşturulması aslındagelecekteki büyümenin anahtarını oluşturuyor ve OECD'yeüye ülkelerin -ki Türkiye de bunlar arasındadır- gelecekterekabet gücü sağlayabilmeleri açısından çok önemli birunsurdur. Bu sabah Sayın Bakan'ın da ifade ettiği gibi,Türk hükümeti de dahilolmak üzere hükümetler bukonuya çok dikkat ediyorlar.

İnovasyonu etkileyen çok çeşitli trendler var. Bunlardanbir tanesi, küreselleşmenin çok büyük bir hızla devametmesi, ikincisiyse genel geçer teknolojilerdeki, özelliklede bilgisayar ve iletişim teknolojisi, biyoteknoloji,nanoteknoloji, genetik konusundaki ilerlemelerdir. Buanlamda gelecekte de bu gelişmeler çok güçlü bir şekildedevam edecektir.

Küreselleşme bu grafiklerde de görüldüğü gibi çok hızlıbir şekilde ilerliyor. Küresel ticarete ilişkin grafiktebelirtildiği gibi yatırımlar çok hızlı ilerliyor. Dünyadakiüretimin %7S'i OECD'ye üye ülkeler tarafındangerekleştiriliyor ve bundan yıllar kadar önce OECD'yeilk katıldığımda bu şekilde ifade ediliyordu ancak şimdidurum farklı, çünkü OECD'ye üye olmayan Çin, Hindistan,Brezilya gibi gelişmekte olan ülkelerde de çok ciddi birgelişme söz konusu. OECD için eskiden zengin adamlarkulübü deniliyordu ancak bu grafikte altlarda yer alıyorve Çin herkesi geçmiş durumda. (Şekil l )

Küreselleşme hızla ilerliyor. ..Uluslararası ticaret ve finansal bağlantılar derinleşmektedir

Mal ve hizmetlenn uhalan. dılnya GSH'sinin ~si Sınır aşırı borç verme ve yatınm. dünya GSH'nin !lsı

16 Pi~asadÖViZkuruoranıarında14

12

10

8

99 2000010203 04 05 06 99 2000 01 02 03 04 05

OECD'ye üye olmayan ekonomilerin büyümesinin önemiOECD üyesi olmayan ülkelerin dünya GSH'dcki payı %

xureset yayılma devam ediyorReel GSViH büyümesi %

4746 Salın alma gucu paritesinde

4544

43

424140L..<:::::.._-----

99 2000 01 02 03 04 05 06 99 2000 01 02 03 04 05 06

Kaynak : OECD

Şekil 1

Türkiye bu anlamda çok güzel bir iş çıkarıyor. Son LOyıl içerisinde yılda yaklaşık %7 oranında bir büyümeden,son 12 yıllık bir dönemde ulusal gelirin iki katınaçıktığından bahsediyoruz. Hangi standarda bakarsanızbakın, Türkiye oldukça iyi bir performans sergiliyor. Bukırmızı çizginin gösterdiği gibi, Türkiye küreselleşme

Page 44: Kongre Sponsorları - Anasayfa › sites › 1 › upload › files › 6_sanayi_kongresi...Kongre Sponsorları AKBANK Oturum Sponsorları ~ BORÇELiK e CEm OFSEr mat b_acılık sanayii

içinde etkin bir katılımcı ve tabii ki küreselleşmeningetirdiği zorlukları yaşadığı gibi fırsatlarından dayararlanıyor. (Şekil 2)

... Türkiye aktif katılımcılardan biri(Mal ve hizmetlerin ithalat ve ihracatının GSYIH içindeki payı, %)

10,MO 1082 1064 ,~ UNI8 1eGO UIG2 HIQ.4 ,_ 1&811 2000 2002 2004 2008

Kaynak, RaufGı:inmç'ın Sunuma. OECD Ekonom, [k,ıwımanı. Til"")",, en, Masası, E)hll 2007

Şekil 2

Küreselleşmenin şu anki aşamasını belirleyen yeni birtakım trendler mevcuttur. Bunlardan biri, küresel üretimzinciri değerlerinin yayılması yani malların ve belli birölçüde hizmetlerin giderek artan şekilde ülkeler arasındadağılmasıdır. Bu durum, süs eşyaları, oyuncak ve otomotivgibi geleneksel sanayilerde bile daha fazla uzmanlaşmayave verimliliğe neden oluyor. Bir malın Amerika'da mıyoksa Çin de mi üretildiğini anlamak artık çok zor çünküüretimiyle ilgili olarak farklı değer zincirleri söz konusu.ilgi çekici bir diğer konu da çokuluslu şirketlerinfaaliyetleridir. Bir şirketin kendi içerisindeki alışverişiartık sınırları aşıyor.

Küreselleşmenin bir diğer boyutuysa hizmetlerdir.Bunların uluslararası anlaşmalar çerçevesinde devamettiğini görüyoruz ama bilgi ve iletişim teknolojisi de çokhızlı gelişmekte ve herkes bu konuda Hindistan'ı örnekgösteriyor. Yükselen ekonomiler küresel ekonomik sistemegittikçe artan bir şekilde entegre oluyorlar ve soğuksavaşın bitimi itibariyle özellikle Doğu Avrupa ülkeleride küresel pazara girmeye başlamış durumdalar. Çin'inde çok ciddi bir şekilde genişlemesi söz konusu.

Ancak bilim ve inovasyon dediğimiz zaman, yalnızcaOECD'nin gelişmiş ülkelerine ilişkin bir konudanbahsetmiyoruz. Bu grafıkteki daireler Ar-Ge'ye harcananparayı gösteriyor. Yatayeksen, Ar-Ge'nin GSYH'ya oranıve dikeyeksen de ı.000 çalışan başına düşen araştırmacısayısını ifade ediyor. Çin, burada oldukça ileride vetahminlere göre de Japonya'yı geçmesi mümkün. Türkiye,Güney Afrika'nın hemen yanında yer alıyor ve en kısasürede Avrupa Birliği ve ABD düzeyine ulaşmasıgerekiyor. (Şekil 3)

Küresel bilim ve inovasyon açısından, OECD'ye üye olmayanülkeler de artan bir önem taşıyor

2005 yılında Ar-Geharcamaları{çemberler milyar dolar olarakharcamaları gösteriyor-Kamu-özel ortaklığı)

ıo

Çin, küreselolarak Ar-Ge 'ye 8

en fazla yatırım yapanülkeler arasında ve 2020'yekadar %2.5 oranında Ar-Geyoğunluğuna ulaşmayıhedefliyor.

2005 'te. OECD üyesiolmayan ülkeler, tümdünyadaki Ar-Geharcamalarının %21 'inikapsıyordu, bu dön yıl oöncesinden %17 fazladır. o

RusSl..,federMtcın

" eU27

o R&OexperıdınılKın bılılonsaf current PPP

Tuı1Iey Chını

Scr.ıthA.Jn': ~4 ~... GERDas'ıı.QfGQP

Kaynak: OECD. Sf/fl/Cf. TrehııololU' and tndunry St'OrI'OOarı/2007

Şekil 3

Hükümetler neden inovasyona önem veriyorlar?İnovasyon, küreselleşmeye verilen bir yanıt çünkü rekabetetmeye devam etmek ve büyümek, değer zincirinde önemlibir yer almak gerekiyor. Bunun bir başka nedeni de bununküresel bir zorluk olmasıdır. Ray Hammond'ın da ifadeettiği gibi hepimiz aynı gezegen de yaşıyoruz. Biraşamadan sonra çevre konusu, iklim değişikliği, enerji,sağlık, ülkelerin pek çoğu için yaşlanan nüfus, kalkınma,yoksulluğun azalması, gelir dağılımındaki eşitsizlik gibiküresel zorlukların hepsine yanıt verir durumdaolamayacağız. Ancak bu zorlukların yanında fırsatlar davar ve yeni teknolojiler bu fırsatları ortaya koyuyor veküreselolarak çok daha fazla kaynak ARGE ve inovasyonaayrılabiliyor. Biz tek tek bireysel laboratuarlarımızdaçalışırsak, işbirliği yapmazsak bunu pek fazla bir anlamıyok.

Daha önce de söylediğim gibi inovasyon, ekonomikbüyüme açısından da çok büyük bir görev üstleniyor.İnovasyon, insan sermayesi ve yatırımla birlikte verimliliğiartırıyor ki bu da daha yukarıya gittiğinizde ekonomikbüyüme ve refah şeklinde devam ediyor. (Şekil 4)

inovasyon ekonomik büyümede önemli bir roloynuyor. ..

Şekil 4

OECD'ye ülkeleri şöyle bir gözden geçirecek olursak,yatırım ve inovasyonun çok hızlı bir şekilde arttığınıgörüyoruz. Tabii ki Ar-Ge tek başına bir inovasyongöstergesi değildir. Bu grafikte son otuz yıla bakarsak,Türkiye'nin rekabet edebilmesi için, diğer ülkelerinseviyesine ulaşması ve Ar-Ge çalışmalarını artırmasıgerekiyor. (Şekil 5)

Page 45: Kongre Sponsorları - Anasayfa › sites › 1 › upload › files › 6_sanayi_kongresi...Kongre Sponsorları AKBANK Oturum Sponsorları ~ BORÇELiK e CEm OFSEr mat b_acılık sanayii

Bazı OECD ülkelerinde inovasyona yapılan yatırımartıyor. (Ar-Ge harcamalarının GSYİH içindeki payt%)

50

LO

a s20

Kaynak: OECD. Science, Techno/Qg}' ond lndustry Du/look 2006.

Şekil 5

Bazı ülkelerde hükümet bütçesinden Ar-Ge 'ye ayrılanpayın çok yüksek olduğunu görüyoruz ve bu her alandayapılmaya çalışılıyor. Örneğin İrlanda olsun, Kore olsun,ABD olsun, hükümetler çok anlamlı çalışmalar yapıyorlar.Ancak konu yalnızca hükümet bütçelerinden ne kadarayrıldığıyla ilgili değil, özel sektörün Ar-Ge'ye ayırdığıpay da çok önemlidir. (Şekil 6)

Hükümet bütçesinden Ar-Ge 'ye ayrılan pay bazı ülkelerdeoldukça büyümüştür:(hükümetin Ar-Ge bütçesinin artış oranı, 2000-2006, cari fiyatlar, %)

Kaynak: OECD, Temel bılim ve Teknoloji Göstergeleri, 2006-11. AralıI:2006.

Şekil 6

Bu grafikte görüldüğü üzere Türkiye'de kamunun Ar-Ge'ye ayırdığı pay özel sektöre nazaran oldukça fazladır.Ancak özel sektörün katılımının artması yaşamsal önemtaşıyan bir husus çünkü kamunun ayırdığı pay diğerülkelerle hemen hemen aynı. İnovasyon tabii ki Ar-Ge'ninçok ötesindedir ve burada önemli olan, yazılım,organizasyon yapısı, eğitim gibi soyut şeylere, bir başkadeyişle bilgiye yatırım yapmaktır ve inovasyonun temelinide bu oluşturur. (Şekil 7)

Ancak anan Ar-Ge yoğunluğu büyük ölçüde özel sektörün Ar-Geharcamalarındaki artıştan kaynaklanıyor:(harcamalann GSYİHiçindeki payı. %, 2(05)

• Özel sektör Ar-Ge • D,~r Ar-Ge (i)

'.01,.,'.03.'

3.0

NO!: (1) Dile. R&D. hükümet. yurtdışı ve dıicr kaynakları içenrKaynak: OECD, Temel bılım ve Tücaoh,j; Gösıcrgeleri, 2IXl6-T1. Aralık 2006.

Şekil 7

ABD'ye ilişkin bu grafikte somut konulara yapılanyatırımların GSYİH ile orantılı olduğunu ancak soyutkonulara yapılan yatırımların da çok hızlı bir şekildearttığını ve sermaye yatırımı açısından somut olanı aştığınıgörüyoruz. Soyut konulara yapılan yatırımlar, yazılım,Ar-Ge ve eğitim ile fırmanın organizasyonu gibi faktörlereyapılan yatırımları kapsıyor. Bu soyut konular (bilgiyeyapılan yatırımlar) büyüme performansında artan bir roloynuyor. (Şekil 8)

İnovasyon Ar-Ge 'den daha fazlasıdır:Soyut konulara yapılan yatırımlar artıyor

Intangible tnveatment- Tangı~e Investment

ı"IJ

ı2

11

ıo

1\),50 1980 1990 2()(X)196() 1970Kaynak: Comıdo. Hultcn and S,etlel (2007)

Şekil 8

Bu sabah ifade edildiği gibi, ARGE dediğinizde parayıalıyor ve bilgiye dönüştürüyorsunuz, inovasyondaysabilgiyi alıyor paraya dönüştürüyorsunuz ve bundan dahafazla para kazanmayı umut ediyorsunuz. Peki bu sürecinasıl başlatacaksınız? ARGE sürecinin çıktılarına nasılbakacaksınız?

Bu grafıkte, bilimsel araştırma konularında iyi performansgösterenler ve araştırma sonuçlarından alıntı yapılanlarüstte yer alıyor. Türkiye'nin durumunu yorumlayacakolursak, görüyoruz ki bilimsel araştırmalar konusılndaiyi durumda, sayıca çok tebliği yapılıyor ancak buaraştırma sonuçlarından yapılan alıntı sayısı az. (Şekil 9)

Çıktılar büyük ölçüde farklılık gösteriyor ...Alıntı vaoılan bilimselliteratürlin eörece önemi. 2003 (1)

s.".,ı-ı;",rıa'-'d

l J'::;'!~",;;I.:~~~:0...........,-...

Un" • .:ı ''S~..'!f~o;:",.,_dF,nlond

Gorman"

e~EF",,::::'::

~i7:r.~ıı.,ıy

H .....ng ''''0'''0;1. ç .....neıNoO_ Z ... Jond

~pu,n.....pon

P<..~'tU\Jl'l~lngolX><.

HungeryChil.G,~~~:

ThOllllM">dCZ$ctı I~E-pul:>hc

~oJ!o~~~:S:.;,.."n..s.,'il,i!~e.-aı:'1

-,I,." ..... R$p.o._.t>lHe...."~.~~~:

Tu,k.y

i) "Gört« önem", dunyanın ~t'rl kalanı tarafından rdtrans Ilosınile" B&T lilrraıuru içindr bir ulbnin payının B&E

makalelerine oranı. K.ynak: OECD. SÔt~t. Ttcluıoiogy o'ld IMUSI')' yorrboard ZOO7

Şekilg

Patent konusunu incelediğimizde, Türkiye Çin veHindistan'la benzer bir seviyede yer alıyor ama bu konudasüreklilik arz etme çabalarının gösterilmesi gerekiyor.(ŞekillO)

Page 46: Kongre Sponsorları - Anasayfa › sites › 1 › upload › files › 6_sanayi_kongresi...Kongre Sponsorları AKBANK Oturum Sponsorları ~ BORÇELiK e CEm OFSEr mat b_acılık sanayii

Patent:(Milyar dolar GSYİH başına temel uluslar arası patentler. 2005)

Not: (i) Tnadrc patentler JPO. USI'TO ve lPO'ya yapıları patent baŞv\ll'\ll"rıııı göstrmlülc(lır

Kaynak: OECD,I'aıent İstausuklen ÖzctI2007.,Www Qı·çd0'R/:;r,ljpr.sli\ı"UU

Şekil 10

Bu grafiklerde görüldüğü gibi, çok fazla inovasyonperformansı olanların bazı ortak özellikleri var: Temelleriçok sağlam, işgücü ve ürün piyasaları iyi işliyor, bilgibirikimine yatırım, özellikle bilgi ve iletişim teknolojilerineyüksek erişim, güçlü verimlilik artışı, özellikle hizmetsektöründe süreç alanında inovasyon. İnsanlar çoğunluklaüretim alanındaki inovasyondan bahsediyorlar ancak bençoğu ekonominin çok sayıda nedenden dolayı hizmetekonomilerine kaydığını vurgulamak istiyorum. Teknolojikonusunda küreselleşmedeki durum da budur. Bütünolarak verimliliğinizi artırmak istiyorsanız, hizmetalanındili verimliliğinizi artırmak zorundasınız bu nedenlebu alana verilen önem artıyor. İnovasyon yapanların farklıtemelleri var ve inovasyon çoğunlukla büyük firmalartarafından yapılıyor; bunun yanında inovasyon yapanlarbölgeselolmakla birlikte aralarında bir ağ var.Laboratuarlarda, evde bilgisayarınızın başında ya daküçük Ar-Ge departmanınızda tüpler arasında inovasyonyapmaya çalışmayın, bilgi birikimini dışarıda arayın,bilimsel kuruluşlar ve kamu araştırma kurumları ile ilişkikurun. Ayrıca yabancı enstitülerden de yararlanın.

Herkes inovasyonun gelecek için hayati önem taşıdığınınfarkında ve çoğu ülke bu konuda iyileşmeye çalışıyorancak inovasyon aracılığıyla verimliliğin artırılmasınailişkin bu kayıt durumun pek iyi olmadığını gösteriyor.Hükümet bu konuda bir politika oluşturmaya çalışıyorve iş dünyasıyla iletişimieri de iyi ancak inovasyon birçoketkene bağlıdır ve hükümetin araştırmayı mali açıdandesteklemesi tek başına yeterli değildir. İnovasyon sadecebilim ve teknolojiden ibaret değil ve hem ulusal hem deküresel ekonomik politikaların koordinasyon halindeolması gerekiyor. inovasyon politikasına katılımınsağlanması uzun zaman alıyor ve konuyla ilgili çok fazlataraf var. Güçlü inovasyon, kazananları ve kaybedenleribelirleyebilir ve değişiklikler sonucunda küçüklerkaybedebilir. iş kayıpları olacaktır bu nedenle yeni işalanları yaratılması gerekir. Bu konuda deneyimlerin iyiuygulamaların paylaşılması yardımcı olabilir. Rekabetburada çok önemli. Rekabet ortamında daha fazlamühendislik yapabiliriz. (Şekilll)

Bilim-sanayi bağları daha da iyileştirilebilirYüksek öğrenim kurumlarıyla inovasyon konusundaişbirliği yapan firmalar büyüklüklerine göre, 2002-04

DSMEs .Largefirms

60

••• i i i.lJ~~~JJJJ Ir Ir

50

40

30

20

10

Ka nak: OECD, seence. Technoı

Şekil 11

Türkiye'de telekomünikasyon sektörünün rekabet gücüşu anda yeterli değil ve hızlı bir şekilde hareket etmekiçin bu konuda ilerleme kaydetmeleri gerek. Bir diğerkonu olan Doğrudan Uluslararası Yatırımlar alanındaTürkiye harikulade bir performans sergilemektedir.istikrarlı makro ekonomik koşulların oluşturulmasıgerekmektedir. Fikirleri uygulamak yeterli değil, aynızamanda finansman kaynaklarına da ihtiyacınız var.Ayrıca fıkri haklar konusunda bir rejimin olması ve bununiyi yönetilmesi gerekiyor çünkü inovasyonu teşvik etmeninbüyük bir bölümünü fıkri haklar oluşturuyor.

Türkiye yalnız değiL. Herkes ne yaptığını biliyor amabunu uygulamak önemli ve politik süreçler zorlukçıkarabiliyor ki birçok ülkede de durum aynı. Kamuaraştırmalarına ilişkin süreçler değişim gösteriyor.Üniversitelerde ve kamu araştırma merkezlerinde güçlütemellere ihtiyaç var. Ar-Ge'ye ayrılan pay, biraz öncede söylediğim gibi iyi durumda ama kamu araştırmakurumlarında reformlar yapılmasına ihtiyaç var ve budurum Türkiye için de geçerli. Mükemmellik ve uygunlukkonuları üzerine daha fazla odaklanmak gerekiyor.Herhangi bir araştırmanın değil en iyi araştırmanın fınansalolarak desteklenmesidir önemli olan. Eğer kamununparasını araştırmaya yatırıyorsanız, sürekli değerlendirin.OECD'ye üye birçok ülke artık bunu yapıyor.

OECD'ye üye ülkelerde artık daha az doğrudan destekveriliyor ancak Ar-Ge faaliyetlerinde vergi indirimisağlanıyor. Ancak böyle bir vergi sistemini tasarlamakoldukça karmaşık bir iş. Önce de söylediğim gibi,inovasyon sadece bilim ve teknoloji değildir, tutarlıpolitikaların oluşturulması da çok önemlidir. Bunun içinkoordinasyon stratejileri, uzun vadeli bakış açısı ve dahaiyi koordinasyon mekanizmaları geliştirilmelidir. Bunuhükümet içinde yapmanın birçok yolu vardır ve çeşitlideneyimler kazanılmıştır ancak gidilecek daha uzun biryololduğunu da belirtmek gerekir.

Ürün ve hizmet piyasasında kendiliğinden oluşan birinovasyon talebi olmasına rağmen bunun düzenlenmesigerekir. Teknolojik olmayan inovasyon, organizasyoneldeğişiklikler, pazarlama, tasarım, markalaşma konularında

Page 47: Kongre Sponsorları - Anasayfa › sites › 1 › upload › files › 6_sanayi_kongresi...Kongre Sponsorları AKBANK Oturum Sponsorları ~ BORÇELiK e CEm OFSEr mat b_acılık sanayii

inovasyon, inovasyonun küreselleşmesi ve küresel tüketimmalları için inovasyona önem verilmelidir. Ar-Ge'nin biruçta, inovasyonun yayılmasının diğer uçta olduğu modeldensürekli inovasyona doğru geçiş yaşıyoruz. Bu yeni modeldebirçok geri bildirim ve çok sayıda aktör var.

OECD içinde bizden, 21. yüzyılda inovasyon modelininnasıl işlediğini görmek için bir inovasyon stratejisioluşturmamız istendi. Üye üLkelere inovasyon politikasınailişkin kanıtlara dayalı tavsiyeler bulunuyoruz ve bukonuda üye ülkelerle tek tek çalışacağız. Türkiye'debirlikte çalışacağımız ülkeler arasında ilk sıralarda yeralıyor. OECD gelecek yılın ilk yarısında Türkiye'dekiinovasyon politikası üzerine bir gözden geçirme çalışmasıyapacak, sonuçlar yılortasına doğru teslim edilecek.Gözden geçirme raporunun hükümet politikası üzerindeetkili olmasını umuyoruz. İlgili herkes için bu çalışmasüreci aynı zamanda bir öğrenme süreci de olacak.Üzerinde duracağımız konular, inovasyon sisteminingeçmiş ve gelecekte kaydedilecek büyümeyle ilişkisi,politikanın önceliklerle ilişkisi, KOBİ'lerde Ar-Ge'nindestekleyip desteklemedikleri, sanayi ve bilimin ilişkisi,Türkiye'de inovasyon yapanların küreselleşme içindenasıl bir konum aldıkları, insan faktörü ile bilim veteknolojide kullanılan insan kaynakları. Türkiye'de çokiyi üniversiteler, çok zeki insanlar var ve bu açıdanbakıldığında gelecek Türkiye için oldukça parlakgörünüyor.

Burada gösterdiğim grafıklerin çoğunda Türkiye olmasınarağmen, bazılarında yoktu. Bunun nedeni, Türkiye'deyapılan ölçümler ve istatistiki bilgilerin, dünyanın gerikalanıyla karşılaştırma yapabilecek düzeyde olmamasıdır.Daha fazla ve karşılaştırılabilir uluslararası vertoplanmanızı sizden rica ediyorum böylece 21. yüzyıldainovasyonu incelerken Türkiye'yi de buna dahil edebiliriz.

Sonuç olarak, inovasyon dünyanın her yerinde veTürkiye'nin konumu oldukça iyi. Birçok zorluk var amaTürkiye için çok fazla fırsat da söz konusu. Burada işiyapacak olan iş dünyasıdır ve bu konuda iyi denemeleryapmaya uygun şekilde iyi konumlandığıruza inaruyorum.

Osman Ulagay

Sayın John Dryden'ın konuşmasında kullandığı grafıklerdegörüldüğü gibi, Türkiye'nin OECD ülkeleri arasındabulunduğu yer hiç de övünülecek bir yer değil veyapmamız gereken çok şey var. Sayın Sanayi ve TicaretBakanımız Zafer Çağlayan sabahki konuşmasında çokiddialı bir programdan bahsetti. Umarım OECD'nin dekatkılarıyla bütün bu çabalar gerçekleşir ve Türkiye ografiklerin en dibinden yukarılara, hiç olmazsa listeninortalarına doğru yol almaya başlar. Yine o grafiklerdeçok Çarpıcı olarak görülen bir başka faktör de, Türkiye'deözel sektörün Ar-Ge'ye katkısının çok düşük olmasıydı.Devletin yapması gerekenler kuşkusuz var ama özelsektörün de yapması gerekenler var. Türkiye'nin bukonuda çok hızlı bir şekilde mesafe kaydetmesi gerekiyor.

Hasan ErselTEPAV Damşma Kuru/u Üyesi

Türkiye'de bugün bir iktisadi karar biriminin (konumuzbağlamında bir sanayi fırmasırun) davranışlarını etkileyeniki önemli etmen var. Bunlardan birisi, bugünü dünleilişkilendiriyor, ötekisi ise yarınla. Dünle olan ilişkininbugüne yansımasına yol açan istikrar sorunu. Ülkeyi2001 'de köklü bir müdahale yapılmasıru gerektiren noktayakadar getiren kriz dolu istikrarsızlık süreci belleklerdeyer etti. Herkesin belleği eşit derecede güçlü değildir.Türkiye'de özel karar alıcılara oranla kurumsal belleğidaha güçlü olan devlet, istikrarın sağlanması sorunununçözümünde, hiç olmazsa, Merkez Bankası çatısı altındaısrarlı.

Bugünü yarına bağlayan ise küresel rekabet ortamındayarışma çabası içinde olmak zorunluluğu. Artık kimseye"seni tanımıyoruz" diyemeyiz. 19S0'lerde çocuktum.Minas Gerais adını bilip telaffuz edebildiğim içinetrafımdakilerden, hatta büyüklerimden "maşallah" dolunazarlar topluyordum. Çünkü pek kimse bu ismin neolduğunu bilmiyordu. Benim bilmemin nedeni ise coğrafyabilgimin iyi olup Brezilya'nın bu ey aleti hakkında bilgisahibi olmam değildi. Bu ismi taşıyan Brezilyadonanmasının en büyük savaş gemisi olan zırhlı ve onunemekliye ayrılmasından sonra aynı ismin Brezilyadonanmasına katılan uçak gemisine verilmiş olmasıylailgiliydim. Doğalolarak, Türkiye'de yaşayan her hangibir kimsenin bu önemsiz malumatı bilmesine hiç de gerekyoktu. Ama 1990'lardan Minas Gerais eyaleti valisi, dolarcinsinden iç borçlarını ödemeyi durdurma kararını almayakalkışınca İstanbul Borsası karışıverdi. Hepimiz hemeyaleti, hem valiyi hem de Brezilya'nın mali durumunuöğreni verdik. Dikkatinizi çekerim Brezilya'nın dışborcundan söz etmiyoruz. Brezilya'nın bir eyaletindenve onun iç borcundan söz ediyoruz ... Bu bile bizietkilediyse, Brezilya sanayi ürünlerinin rekabeti haydihaydi etkiler.

Peki, Brezilya tek rakibimiz mi? Hayır, hatta birazabartarak söyleyeyim, Çin varken belki rakibimiz bilesayılmaz. Demek ki potansiyel ya da gerçek daha çokrakibimiz var. Onlar davranışlarıyla bizi, biz de kendiçapımızda onları etkiliyoruz. Küreselleşme, istesek deistemesek de bizi aynı tekneye bindirmiş. Demek ki yarınabaktığımızda çok ciddi bir yarışa hazırlanmak zorunluluğuiçinde olmamız gerektiği ortaya çıkıyor.

İki arada bir derede kalmak da buna denir işte. Dünebakıp "sakin ol" diyen görüş ile yarına bakıp "atılım yap,yapmazsan silinirsin" diyen görüşün arasına sıkışmışolmak. Bu ortamda karar almanın kolayolmadığı açık.Bunun sonucunda görüş ayrılıkları, sürtüşmeler olacağıda. Sözü fazla uzatmadan çok ölçütlü karar almakurallarından birisi olarak, bir ölçütü belli bir düzeydedondurup, ötekisiyle ilgilenelim. İstikrar yolunda, 2007'yekadar gösterilen ciddiyetin, Bir yıllık aradan sonra tekrargösterilmeye başlanacağıru kabul edelim. Rekabet alanındane yapabiliriz ona bakalım.

Page 48: Kongre Sponsorları - Anasayfa › sites › 1 › upload › files › 6_sanayi_kongresi...Kongre Sponsorları AKBANK Oturum Sponsorları ~ BORÇELiK e CEm OFSEr mat b_acılık sanayii

Türkiye Rekabetçilikte nerede? Lozan'da InternationalInstitute for Management Development adlı bir

iaraştırma/eğitim kuruluşu var. Bu kuruluş 1989'dan buyana IMD World Development Handbook adlı bir dokümanyayınlıyor. Bu dokümanda ülkeler, rekabetçilik açısındandeğerlendiriliyor, bu değerlendirme puana dönüştürülüyorve sıralama yapılıyor. Bu değerlendirmenin özelliği bir ikiölçütle yapılıyor olmaması. İktisadi, toplumsal ve siyasalyaşamın rekabetle ilişkilendirilebilecek çeşitli boyutlarınısistematik bir biçimde ele alan 210 soruya dayanılarak budeğerlendirme/sıralama yapılıyor. Söz konusu dokümanın2007 yılı başında yayınlanan sonuncusundan biziilgilendirebilecek bazı ülkelerin rekabetçi olma puanlarınıve sıralamadaki yerlerini aldım. Tabii bu kadar çok bilgininsistematik olarak toplanabildiği ülke sayısı o kadar fazladeğiL. Sadece 55 ülke yer alıyor. Ama neyse ki aralarındahem Türkiye ve hem de bizi en çok ilgilendiren ülkelerinönemli bir kısmı yer alıyor. Aşağıdaki Tablo l'de bunlarveriliyor.

2007 Rekabetçilik Sıralamadakipuanı Yeri

ABD 100,000 1Çin n.c. 79,484 15İsrail 74,321 21Malezya 74,091 23Hindistan 63,380 27Yunanistan 57,431 36Bulgaristan 48,737 41Rusya 47,315 43TÜRKİYE 45,221 48Brezilya 44,706 49

Kaynak: TMD World Competitiveness Yearbook 2007

Tablo 1

Bu sonuç dünyada rekabetçilik açısından konumumuzunpek de tatmin edici olmadığını gösteriyor. Sadece o kadarmı? Acaba, aynı çalışmanın zaman içindeki sonuçlarınabakarsak Türkiye sıralamada nereden nereye gelmiş?

Yıl Bilgi Toplanan Türkiye'ninToplam Ulke Sayısı Sıralamadaki Yeri

2003 51 482004 51 462005 51 392006 53 432007 55 48

Kaynak: IMD World Competitiveness Yearbook 2007

Tablo 2

Türkiye 200S'den sonra sıralamada aşağıya düşüyor.Hem de 2007 ile 200S'i karşılaştırırsak tam dokuzbasamak. Bunun bir kısmını listeye 2006'da katılan ikive 2007'de katılan 2 ülkenin Türkiye'nin önünde yeralmaları ile açıklayabiliriz. Ama olayın bundan ibaretolmadığı da açık. Beş basamağı da listede yer alan ülkelerkarşısında kaybetmişiz. Bu dönemde Türkiye'de durumdançok şikayetçi değildik. Büyüme fena gitmiyordu,enflasyon düşüyordu, anlaşılan başka ülkelerde daha iyi

gitmiş. Demek ki, düne bakarak durumuzudeğerlendirmek, küresel ekonomide yaşamaya çalışanbir ülke için fazla anlam taşımıyor.

Konuya daha dar bir açıdan bakıp, sadece sınai faaliyetlerleilgili bazı temel göstergeler kullanıldığında da benzer birsonuç elde etmek olanaklı. UNIDO'nun CompetitiveIndustrial Performance Index'i kullanılarak değerlendirmeyapıldığında aşağıdaki sonuçlar elde ediliyor.

UNIDO'nun CIP Indeksine Göre Sıralama

1995 2000 2004Güney Kore 0,897 0,931 0,882Malezya 0,764 0,798 0,655Çin H.e. 0,409 0,437 0,479TÜRKİYE 0,232 0,220 0,272Hindistan 0,250 0,204 0,235Brezilya 0,322 0,253 0,21 ı

Kaynak: Diaa Nouredin, Manuel Albaladejo & Nihai EI Megharbel:Industrial Competitiveness-Engine of Growth?, The EgyptianCompetitiveness Report 2005-2006, Kahire: The Egyptian CompetitivenessCouncil: Mayıs 2006, s. 57.

Tablo 3

Görüldüğü gibi sıralamada değişiklikler var. AmaTürkiye'nin bu sıralamada da en üstte yer alanlardanepeyce geride olduğu gerçeği değişmiyor.

Türkiye'nin İhracatının Teknolojik özelliklerinebaktığımızda ise şöyle bir tablo oluşmaktadır. Türkiye'nindış ticaretine baktığımızda dikkatimizi çeken en önemlinokta Türkiye'nin ihracatı içinde ileri teknoloji içerenürünlerin payının düşük olmasıdır. UN ComtradeVerilerine göre 1990'da %3 olan bu pay 2004 yılındasadece %6,9'a yükselmiş. Oysa Çin'de aynı dönemde ileriteknolojili malların toplam ihracat içindeki payı sadece%5,1 den %31,8'e yükselmiş. Çin'in durumu sıra dışıdeyip geçemeyiz. Endonezya'da da benzer bir sıçramavar. 1990'da bu oran sadece %0,9 iken 2004'de %1O,3eyükselmiş. Örnekleri daha da artırmak olanaklıdır.

Ama bir başka noktayı da gözden kaçırmamak gerek.Türkiye ihracatında orta teknoloji malların payını epeycehızlı artırmış. Türkiye bu açıdan pek çok ülkeye oranlaçok büyük bir dönüşüm sağlamış görünüyor. 1990'datoplam ihracat içinde bu tür ürünlerin payı % 13,6 iken2004'de bu oran % 30,S'e çıkmıştır.

Bu oranlardaki hareketin göreli önemini görebilmek içinaşağıdaki tabloda Türkiye ve dünya ortalaması bilgilerikarşılaştırmalı olarak verilmekte

Page 49: Kongre Sponsorları - Anasayfa › sites › 1 › upload › files › 6_sanayi_kongresi...Kongre Sponsorları AKBANK Oturum Sponsorları ~ BORÇELiK e CEm OFSEr mat b_acılık sanayii

Türkiye (%) Dünya Ortalaması (%)

1990 2004 1990 2004İlksel Ürün 20,3 7,3 15,3 12,0Kaynak Yoğun 11,7 11,4 17,2 15,9Düşük Teknoloji 51,5 43,9 18,7 16,7Orta Teknoloji 13,6 30,5 33,5 33,1Yüksek Teknoloji 3,0 6,9 15,3 22,3

Kaynak: Diaa Nouredin, Manuel Albaladejo & Nihai EI Megharbel: Industrial Competitiveness-Engine of Growth?, The EgyptianCompetitiveness Report 2005-2006, Kahire: The Egyptian Competitiveness Council: Mayıs 2006, s. 62.

Tablo 4

Türkiye elde son veri olan 2004 yılı için belirgin birbiçimde "düşük teknolojili" ürünler ihraç eden bir ülke.Ama orta teknolojide ürünlerde çok hızlı bir gelişmegöstermiş. Gerçi geldiği noktada hala dünya ortalamasınıyakalayabilmiş değil ama, Türkiye'nin bu tür mallardaihracatındaki artış hızı 2000-2004 döneminde dünyaortalamasının 3,5 katı. Bu da ihmal edilebilecek bir rakamdeğiL.

Akla iki soru geliyor: 1) Türkiye'nin ileri teknolojili ürünihraç etmemesinin bir sakıncası var mı? 2) Türkiye ortateknolojili ürün ihracatını artırmakta pek çok ülkeyeoranla epeyce başarılı olmuş, pek neden ileri teknolojiliürünlerde bu başarı sağlanamamış?

İlk sorununu yanıtı piyasaya giriş kolaylığı kavramı ileilişkilidir. Basit teknoloji ile yapılan ürünlerin söz konusuolduğu piyasalara giriş kolaydır. Bir firma için karınıve/veya piyasa payını korumak zordur. Ülke açısındanda "karşılaştırmalı üstünlük" zamanın bir noktasındakazanılmış olsa bile kısa sürede kaybedilebilir. Bunakarşılık ileri teknolojili bir piyasaya girmek, hele büyükölçek de gerektiriyorsa, zordur. Bu alanda faaliyet gösterenfirmalar, rakiplerinin kimler olacağını ve nasıldavranacaklarını daha rahat kestirebilir. Bu da belirsizliğiazaltır.

İkinci sorunun yanıtı ise daha zordur. Acaba bu tür ürünleriüretebilecek insan gücü kapasitemiz mi yoktu, yoksaekonomide var olan özendirimler (piyasa sinyalleri ve/veyadevletin verdikleri) belli bir teknolojinin seçimini miakılcı kılıyordu? Bu sorulara, ancak mikro düzeyde detaylıaraştırmalar yaparak yanıt verilebilir.

Ancak bir noktada eldeki bilgilere dayanarak daha fazlabir şeyler söylemek olanaklı. O da devletin verdiğiözendirimlerin (teşvikler) amaca ne kadar hizmet ettiği.Türkiye'de 1960'ların başından bu yana sanayiye sağlananözendirimler, biçim ve nitelik değiştirmekle birlikte hepolagelmiştir. Bu teşviklerin verilme nedenleri ise çeşitlidir.Dolayısıyla "özendirim programları" çok amaçlı olmuştur.Bu amaçların göreli önemleri de zaman içinde değişmiştir.Bu konudaki düzenlemelerde rastlanan başlıca amaçlarşöyle sayılabilir:

i) Yatırım/GSYH oranını yükseltmekii) İstihdamı artırmak

iii) Verimliliği artırmakiv) Yatırımları seçilmiş sektörlere yöneltmekv) Bölgesel kalkınmayı hızlandırmakvi) Teknolojik değişmeyi hızlandırmakvii) İhracat kapasitesini artırmakviii) Çevre korumasına katkıda bulunmak

Özendirimlerin bu amaçlara ulaşılmasına ciddi katkıyaptığı kuşkuludur. Eldeki bilgilere dayalı çalışmalardaulaşılan sonuçlar, ya amacın sağlanamadığı ya da toplumamaliyetinin çok yüksek olduğu biçimindedir. Türkiye'deözendirirnler konusunda, resmi yayınlar dışında, aşağıdakiaraştırmaya başvurulabilir:Subidey Togan: fnvestment fncentives and Conditions ofCompetition in Turkey; Subidey Togan & Hanna Kheir EI-Din (Der.) Competitiveness in Middle East and North AfricanCountries, Kahire: ERF Publications, 2003

Türkiye'de izlenen özendirimlerin girişimeiyi bellidavranışlara özendirmek için mi, yoksa dışsalolumsuzlukların ortaya çıkardığı zorlukların mali yükününazaltılmasına yönelik mi olduğu ayrıca tartışılması gerekenbir konudur. Türkiye'de özendirimlerin bu biçimdeyorumlanabileceği görüşü için:Hasan Ersel & Alpay Filiztekin: fncentive or Compenation?Government Supportfor Private fnvestment in Turkey; ECESDiscussion Paper No.l07, Kahire, 2005.

Eğer bu görüş kabul edilirse, piyasa sinyallerininTürkiye'deki sanayi kuruluşlarını uluslararası piyasalardarekabet gücünü korumak için ileri teknolojiyeyönelt(e)mediği söylenebilir.

Sanayi politikası ve yeniliklere baktığımızda sanayimizinbugünkü başanm.ından memnun olmayabiliriz. Olmamalıyızda. Ama ulaştığımız durumu küçümsememek şartıyla.Yukarıdaki rakamlardan birisini bir kez daha anımsatayırn:Çok değil, daha 18 yıl önce ihracatımızın beşte birisiniilksel ürünler oluşturuyordu. 15 yılda bu payı % 7,3'eindirdik. Bu ne kadar titiz olursanız olun ciddi bir yapısaldeğişimdir.

Ancak ileriye doğru baktığımızda iki noktaya dikkatetmemiz gerekiyor. İlki bir uyarı: Yaklaşık 45 yıldıruyguladığımız özendirimler yoluyla sanayileşmeyiyönlendirme yaklaşımı ileriye uzatılabilir gibi görünmüyor.İkincisi ise bir saptama: Bundan vazgeçmenin karşılığı

Page 50: Kongre Sponsorları - Anasayfa › sites › 1 › upload › files › 6_sanayi_kongresi...Kongre Sponsorları AKBANK Oturum Sponsorları ~ BORÇELiK e CEm OFSEr mat b_acılık sanayii

sanayimizi dünyadaki çalkalanmaların insafına bırakmakdeğildir. Yeni sanayi politikası uygulamasını ülkemizegetirmektir.

Yeni sanayi politikasının üç temel özelliği vardır. Bunlardailki firma kuruluşlarını piyasadan ayrık tutmayaçalışılmamaktadır. Başka bir deyişle, "kar bireysel, zarartoplumsal" yaklaşımıyla rekabetten korkan ve bu nedenlekorunduğu sürece yaşayan bir sanayi oluşturulmasınaçalışılmamaktadır. Bunun nedeni ise çok açıktır. Bupolitikalar, piyasa güçlerini desteklemekten çok onlarınyerlerine geçmiş, dolayısıyla da sonuçta girişimeiyi yokederek özel sanayi kurmaya kalkışmak gibi acayip biryaklaşıma dönüşmüşlerdir. Oysa rekabetin giderekyoğunlaştığı dünyamızda en çok gerek duyulangirişimcidir. Girişimci olmadan yenilik (innovation) veatılım olmaz. Konuya böyle bakınca, geçmişte izlenen -sadece Türkiye'de değil,- sanayi politikası uygulamalarınınbeklenen sonucu vermemiş olması, şaşılacak değil,beklenen bir sonuçtur.

Bütün bunların olmuş olması iktisatta piyasa tökezlemesi(market failure) denilen olayın varlığını ortadan kaldırmaz.Hatta bizim gibi gelişmekte olan ülkelerde bu olayıngörece daha önemli olduğu gerçeğini de değiştirmez.Piyasa tökezlemesi (yani aksak rekabet, eksik bilgi,dışsallıklar ve kamusal malların varlığı) durumunda isepiyasa mekanizmasının kaynaklarının etkin dağılımınısağlayamayacağı biliniyor. Yani sanayi politikasıyaklaşımının fıkir babalarının başında gelen Dani Rodrik,devlet tökezlemesi'nden (govemment failure) aşırı çekinenideolojinin hakimiyet kurmasının, iktisadı piyasatökezlemesini ihmal etmeye yönelttiğine dikkati çekiyor.Oysa yeni sanayi politikası yaklaşımının ikinci temelözelliği olayın odak noktasına piyasa tökezlemesini koyupbunu giderebilmek için neler yapılması gerektiği üzerindedurmasıdır. Bu konuda yazarın aşağıdaki çalışmalarınıdikkati çekmek isterim:Dani Rodrik: Industrial Policy for the Twenty-First Century,UNIDO için hazırlanmış tebliğ, Eylül 2004.Ricardo Hausmann & Dani Rodrik: Doomed to Choose-Industrial Policy as Predicamenı, Harvard ÜniversitesiCenter for International Development'nin düzenlediği BlueSky seminerine sunulmak üzere hazırlanan tebliğ, 2 Eylül2006.Dani Rodrik: Industrial Development-Stylized Facts andPolicies, UN-DESA tarafından yayınlanacak olan fndustrialDevelopmentfor the 21st Centuryadlı kitap için hazırlananmakalenin taslağı, Kasım 2006.Dani Rodrik: Normalizing fndustrial Policy, Commisisonon Growth and Development için hazırlanmış tebliğ, Eylül2007.

Yeni sanayi politikası yaklaşımı, devlet tökezlemesikavramını ciddiye aldığı için, her şeyi bilen, dolayısıylatalimat vermek için görüşmeye gereksinimi olmayandevlet anlayışı yerine, tüm iktisadi karar birimleriyle,öğrenmek amacıyla bilgi alış verişi içinde olan bir devletanlayışını ikame etmektedir. Bu nedenle de söz konusuyaklaşım açısından bilinebilirlik, iletişim ve bilgi aktan m

maliyeti gibi kavramlar büyük önem taşımaktadır. Bununsonucu olarak da merkezden uzaklaşma (decentralization)sorunu kendiliğinden gündeme gelmektedir.

Dani Rodrik'in sanayi politikası bağlamında vurguladığıiki önemli nokta var. Bilgisel dışsallıklar (information alexternalities) ve eşgüdüm dışsallıkları (coordinationexternalities). Kısaca açıklayayım. Bilgisel dışsallıklarsorunu ekonominin maliyet yapısına ilişkin bilgilerin birgirişimci tarafından kolayca elde edilememesi olgusudur.Bu bilgilerin ona kazandırılması, onun başta teknik seçimiolmak üzere pek çok sorunu çözmesini sağlar. Eş güdümdışsallıkları ise, bazı büyük projelerin karlı olması içineşzamanlı olarak yaşama geçirilmesi gerekir. Ancakpiyasa mekanizması bu bilginin yaratılması ve taşınmasınaolanak sağlamayabilir. İşte bu noktalara odaklanacak birsanayi politikası, girişimcinin önünü görmesine ve aldığıriskin makul düzeyde kalmasına yol açacaktır. Dikkatedilirse bu yaklaşım rekabet olgusunu ortadan kaldırmakşöyle dursun güçlendirmeyi hedeflemektedir. Ülkelerindeneyimine bakarsak, sanayi politikası yoluyla bununbaşarılabileceği yönünde epeyce gözlem var.

Burada altını çizmek istediğim bir nokta daha var. Buyaklaşımda kamu müdahalesi önemli bir yer tutuyor.Ama amaç "kamu müdahale etsin" diye tanımlanmıyor.Önemli olan piyasa aksaklıklarını düzeltecek bir faaliyetingerçekleşiyor olmasi. Bunu yapanın ise özel bir kurumolmasında -rekabet koşulları altında- hiç bir sakınca yok.Hatta yarar var.

Bir örnek vermek istiyorum; Türkiye'den. 22 Kasım günübir kuruluşun açılışına davet edildim. Hiç bir fikrimolmayan bir konuda. Davet eden benim tam 42 yıldırgörmediğim ama lise yıllarımda çok sevdiğim birarkadaşımdı. Onu bunca yıl sonra bir daha görebilmekiçin gittim; iyi ki de gitmişim. Kuruluş RMI Boya ve IsıYalıtım Sistemleri Araştırma ve Eğitim Merkezi adınıtaşıyor. Yaptığı da boya dış cephe ısı yalıtım sistemleriüzerinde araştırma, geliştirme yapmak, dayanım testleriyürütmek ve eğitim vermek. Tümüyle bilgi üretimi veaktarımı faaliyetleri yapılmakta. İktisadi sonuçlarınabakalım. Türkiye'de üretilen bu tür ürünlerin kalitesiniartıracak yeniliklere (innovation) olanak sağlıyor. Buürünlerin Türkiye'de olduğu kadar Avrupa Birliği'ndesatışının yolu da açılıyor. Bu bir özel kuruluştur. Devletinburada görevi ne? Bu kuruluşun çalışabilmesi için ortamyaratmak (bu konularda insanları ve doğayı korumayayönelik standartları belirlemek), söz konusu kuruluşunve benzerlerinin ciddi çalıştığını belgelemek ve toplumavarlıklarını duyurmak. Ondan sonrasını piyasamekanizması zaten kendisi çözer.

Sonuç olarak bu konuları tartışmak için avantajlı biryıldayız. İktisadın, bilginin önemini ve amaca varmakiçin yapılması gerekenin, ortam-bilgi-amaç ilişkisinidikkatli bir biçimde ele alan dalını ortaya atan ve geliştirenüç büyük bilim adamına Sveriges Riksbank'ın (İsveçMerkez Bankası) Alfred Nobel adına koyduğu iktisat

Page 51: Kongre Sponsorları - Anasayfa › sites › 1 › upload › files › 6_sanayi_kongresi...Kongre Sponsorları AKBANK Oturum Sponsorları ~ BORÇELiK e CEm OFSEr mat b_acılık sanayii

bilimleri ödülü verildi. Leonid Hurwicz (mekanizmatasarımı kuramının kurucusu), Eric Maskin ve RogerMyerson bu ödülü paylaştılar. İktisat dünyasında coşkulubir tasviple karşılanan bu karar, Dani Rodrik'in(arkadaşlarıyla birlikte) geliştirdiği yaklaşımın kuramsaltemellerine verilen bir kuramsal destek olarak dadüşünülebilir.

Bir olumlu bilgiyi daha aktarmak istiyorum. TEPA V(Türkiye Ekonomi Politikaları Araştırma Vakfı) websitesine girerseniz Türkiye'nin Rekabet Gücü için SanayiPolitikası çerçevesi başlıklı bir doküman göreceksiniz.Bu doküman, DPT, özel kesim temsilcileri veakademisyenlerin katkılarıyla hazırlanmış olup, sözünüettiğim yeni sanayi politikası yaklaşımı içinde sorunlarıtanışmakta ve öneriler sunmaktadır. Bu rapor,benimsenirse, yaşama geçirilebilir; başarı da sağlanabilir.

Osman Ulagay

OECD'nin gelecek yıl başlataeağı çalışma da bu doğrultudabize yol gösterici bir çerçeve ortaya çıkartır diyeumuyorum.

Suzan Sabancı DinçerAkbank Yönetim Kuru/u Murahhas Üyesi

Türkiye'nin dünya ekonomisinde söz sahibi olması, sizdeğerı i sanayicilerimizin başarısına bağlı. Sizler,sınırlarımızı aşan başarılara imza attıkça, ülkemiz dünyaekonomisinde hak ettiği yere hızla gelecektir. Bugünfinans piyasaları açısından Türkiye'nin rekabet gücünüartırmak için inovasyonun ne kadar önemli olduğundanbahsedeceğim.

Son dönemlerde yaşanan rekabet koşullan, gelişen pazarlarve hızlanan küreselleşmeden dolayı, inovasyon çok fazlaöne çıkmaktadır. Hemen her ülkede, inovasyon yapanlarınbaşarılı olduğunu, inovasyonu yok sayanlarınsa yok olduğunugörmekteyiz. Akbank Yönetim Kurulu Üyesi olarakinovasyonla ilgili kendi tecrübelerimizden ve bazı yurt dışıömeklerinden bahsetmek istiyorum.

Akbank, Eylül 2007 itibarı ile 30 milyar dolar kredihacmine ulaşmıştır. Bu veriyi sizinle paylaşmak istedim,çünkü biz Akbank olarak, Türk sanayisi ve Türk iş dünyasıile kader birliği yapmış bir kuruluşuz. Sizin başarınız,bizim başarımız; biz böyle algılıyoruz, böyle çalışıyoruz.Dolayısıyla sadece kredi veren bir kurum olmak yerine,sizlere daha ne gibi hizmetler verebiliriz diye çalışmalaryapıyoruz. Bu pencereden bakınca inovasyon hemenönümüze çıkıyor.

"İnovasyon nedir?" diyerek başlayalım. Ne yazık kiinovasyon sözcüğüne karşılık gelecek bir Türkçe kelimehala yok. İnovasyonun karşılığı olarak çoğunlukla 'yenilik'kelimesi kullanılmakta, ancak 'yenilik', ticari bir başanyasahip olup olmadığına bakılmaksızın, her türlü yeni eylemiifade eder. Oysa 'inovasyon', ticari değer yaratan yenilik

anlamına gelmektedir. Bir buluşun inovasyon olaraktanımlanabilmesi için mutlaka ticari bir değeri olmasıgerekir. Başka bir deyişle, inovasyon farklılaşmakdemektir. Taklit etmek kolaydır, fakat farklılaşmak çokzordur ve yine unutulmaması gereken nokta değeryaratmaktır.

İnovasyon sadece teknoloji veya ürün değişimi olarakdüşünülmemelidir. İnovasyon, insan yaşamınıdeğiştirmektir. İnovasyonu elde edebilmek için büyükresmi görebilmek, kararlarda cesur olmak gerekir.İnovasyon için bir diğer şart da fırsatları iyideğerlendirebilmektir. Örneğin, "Rekabet etmeyin!"diyorlar. Ne demek isteniyor? "Rakipleri takip etmeyin.Rakiplerin arkasından gitmek, defansif olmak yerineproaktif olun, fırsatlan değerlendirin" deniyor. Hindistan'dason zamanlarda çok fazla kullarulan ve İspanya'nın Katalanbölgesinde katıldığım toplantılarda çok fazla öne çıkanKum Havuzu yaklaşımına dikkatinizi çekmek istiyorum.Kum Havuzu'nun içindeki kumu yaratıcıilk ve kenardakiduvarlarıysa 'olmazsa olmazlar' olarak algılıyorlar. İyibir inovasyon için dört tane 'oLmazsa olmaz' vardır deniyor:

• Dünya çapında kaliteli hizmet ve ürün,• Düşük maliyet,• Her yerde sunulabilecek ürün, yani ölçek,• Geniş kitlelere uygunluk ve böylece satış hacmini

artırıcı sonuç.

İnovasyonu sağlayabilmek için, uygun şirket iklimininyaratılması gerekir. Başka bir deyişle, inovasyon iklimdir,kültürdür. İnsanların kişiliği, şirketlerin ise kültürü vardır.Şirketlerin iş yapış şekilleri, ürün ve hizmetlerin alımı,pazara ve müşterilere bakış, çalışanlarla iletişim, bir bütününiç içe geçmiş parçalarıdır. İnovasyon iklimi için bu alanlardaanlayış farklılığı gerekir. Bu bütünün her bir parçası, kendiiçinde tamamlanmış olmalıdır.

IBM'in 2006 yılında yaptığı bir araştırmaya göre, en önemliinovatif fikirler, sırasıyla şirket çalışanlarından, işortaklarından, müşterilerden ve daruşmanlardan çıkmaktadır.Bu nedenle insan zekasını ve duygularını doğruyönlendirebilmek çok önemlidir. Başka bir araştırmanınsonucuna göre, duygusal zekayı yönetebilen şirketlerinbüyüme hızı, dünyarun en büyük ilk SOO şirketinin ortalamabüyüme hızından beş kat daha fazladır. Yine başka biraraştırmaya göre, şirketlerin değerlerinin yüzde 70'ini elletutulamayan varlıklar, yani çalışanların yaratıcılığı, markadeğeri, şirket kültürü, inovasyon iklimi oluşturmaktadır.Tüm bunlar dikkate alındığında görünen o ki bir şirketibaşarı ya taşıyan da, başarısız olmasına neden olan dakültürü, sahip olduğu iklimdir.

Günümüz iş dünyasında, globalortam ve rekabetçipiyasalardan dolayı inovasyon, inovasyondan dolayı daşirket kültürü çok büyük önem kazanmıştır. Bir şirketteinovasyon iklimi yaratabilmek için, o şirketin en tepenoktasının, özellikle CEQ'sunun bu konuya inanmasışarttır. CEO'nun ana misyonu, inovatif şirket iklimini

Page 52: Kongre Sponsorları - Anasayfa › sites › 1 › upload › files › 6_sanayi_kongresi...Kongre Sponsorları AKBANK Oturum Sponsorları ~ BORÇELiK e CEm OFSEr mat b_acılık sanayii

yaratmak ve sağlamaktır. CEO'nun bu iklimisağlayabilmesi için vizyon ve hedef net olmalıdır. CEObu vizyonu ve hedefi şirketiyle her zaman çok açık venet bir şekilde paylaşabiliyor olmalıdır. Hedefeulaşabilmek için, şirket içinde takım ruhu, takım çalışmasıöne çıkarılmalıdır. Takım ruhu yanında, kişisel başarılarödüllendirilmeli, şirket içi iletişim ve fikir alışverişi açıkve net olmalıdır. Bugün dünyada takım ruhu olanşirketlerin karlılığı, diğer şirketlerinkinden daha yüksektir.

Biraz önce de söylediğim gibi, insanların kişiliği,şirketlerin ise kültürü vardır. Olgun ve tutarlı kişilik içinüç faktör önemlidir: Zeka, motivasyon ve duygular. Bukişilik özelliklerini, şirketlerin kültürlerineuyarladığımızda; zeka denince, zekice düşünülmüş, düşükmaliyetli ve değeri yüksek bir inovasyon stratejisihazırlamalıyız. Motivasyon deyince, sürekli gelişimi,şirket içinde doğru süreci oluşturmalıyız. Duygularagelince, müşterilerin ve çalışanların duygularını anlamalıve onları harekete geçirmeliyiz.

Starbucks, 'zeka'ya çok güzel bir örnektir. Starbucks,müşterilere sunulan değere odaklanmıştır ve burada asıldeğeri yaratan, yaşatılan deneyimdir. Starbucks çalışanları,"Her bir müşteri kapıdan içeri girdiği an, bizim için onlaradoğru deneyimi yaratabileceğimiz bir fırsattır" diyedüşünüyorlar. Müşterilerine yaşattıkları deneyim ilemüşterilerini 'bizim müşterimiz' ve Starbucks'ı 'onlarıncafe'si haline getiriyorlar.

Akbank'a baktığımızda, biz de kredi verme sürecini yenibaştan tanımlamayı ve herkese, bankaya gitmeden kredialma kolaylığını yaşatmayı hedefledik. 2005 sonunda,inovasyon için bir mihenk taşı olarak kabul ettiğimiz CepKredi, bu sürecin sonunda çıkmıştır. Böylece uzun birsüre sonra, kredi alma süreci saniyelere inmiştir. Bankaşubelerine gitmek istemeyen müşterileri, Cep Krediaracılığıyla yeniden kazanmaya başladık. Dünyanın,teknolojik anlamında en gelişmiş ülkelerinde bilegörmediğimiz Cep Kredi'yi Akbank'taki ekip hayatageçirdi. Öyle ki, bu ürünümüz bizi sektörde farklı birnoktaya taşıdı. Zaman zaman yurt dışında bazı bankacılıkkonferansıarına katıldık ve bunu nasıl başardığımızıanlattık. Halen ihtiyaç kredilerimizin yüzde l O'unu bukanalla kullandınyoruz. Cep Kredi'yi hizmete sunduktansonra, sektörde başkalarının da bu aracı kullandıklarınıgörmek bizi mutlu etmekte ve bize heyecan vermektedir.

Motivasyona gelince: 3M, sürekli gelişim için ilginç birörnektir. Biliyorsunuz, 3M'de kuvvetli bir zamk geliştirmeyeuğraşırlarken başarılı olamayıp zayıf zanıkın kağıtlarauygulanmasıyla Post-it kağıtları devreye girmiştir. 3M'debuna benzer kazara yapılmış birçok inovasyon örneğivardır. Bu hikayelerini kamuoyuyla paylaşmalarındakisebep de hatalarını kucaklayabilmeleridir ve bu inovasyoniçin önemli bir kültür özelliğidir.

Akbank ise inovasyonu sürekli kılmak için her birçalışanının bu konuyu sahiplenmesini ve hatta çalışanlarını

reklam filminde oynatarak bu değerin daha dakökleşmesini sağlamıştır. Çalışanlarınızın yeteneklerinifaaliyete geçirmelisiniz ve takımın bir parçası olduklarınıher zaman hissettirebilmelisiniz. Bu çok çok önemlidir.

Duygulara gelince: Müşterilerin duygularını anlamak veonları harekete geçirmek açısından iPod bence güzel birörnektir. iPod, tüketicilerin hoşlanmadıkları CD bağımlılığıduygusunu ortadan kaldırmak ve daha özgür müzikdinlemelerini sağlamak amacıyla yaratılmıştır ve ne kadarbaşarılı olduğu da ortadadır.

Akbank olarak geçen sene faaliyete geçirdiğimiz KrediEkspres şubeleri de duyguları harekete geçirme konusundagüzel bir örnektir. Kredi Ekspres'lerde esas yapmakistediğimiz, bankacılığa yeni giren düşük gelir grubunubankaya girme konusunda cesaretlendirmek, onlara yenibir ortam yaratmak ve böylece tüketici grupla bankaarasındaki duvarları ortadan kaldırmaktır. Aynıuygulamayı üniversite öğrencileri için de yaptık. BugünLOüniversitede exi26 gençlik şubelerimiz var. Buradaçalışan personelimiz, Akbank çalışanları değil, oüniversiteden öğrencilerdir.

İnovasyon için şirketlerin yönetimi ve ikliminin yanı sıradikkat edilmesi gereken diğer konu başlıkları şunlardır:

1- Şirketimizin sınırlarını iyi bilmeliyiz,çalışmalarımızda gerçekçi olmalıyız.

2- Şirketimizin stratejileri ile altyapısı paralelolmalı.3- Varolduğumuz sektörde uzmanlaşmalı, odağımızı

dağıtmamalıyız.4- Fiyatlandırmamız erişilebilir olmalı.5- Müşteriye ulaşma süreçlerinde inovasyon yapmalıyız,

satış kanallarımız inovatif olmalı, müşteriye heryönden, her açıdan Uıaşabiliyor olmalıyız.

6- Müşteri kazanımımızı artırmalı, böylece satışhacmimizi ve yarattığımız değeri en yükseğeçıkarmalıyız.

Bugün hem iç hem dış iletişim çok önemlidir. Bugün,geleceği görebilme, müşteriler yerine hayal edebilmeçağıdır. Bugün, büyük ve cesur düşünme çağıdır: "Thinkbig and bold". Genelde şirket içi küçük değişimler başarıgetirmediği gibi, şirketlere zararları da olmaktadır.Dolayısıyla takım olarak büyük resmi görüp hareketetmeliyiz. Tüm bu değerler, bizim için inovasyonun birnevi ham maddeleridir.

Tekrar Akbank'a bakacak olursak, biz 2000 yılını en karlıbanka olarak geçirdik. 2001 krizini ise finansal açıdançok kuvvetli bir kurum olarak atlattık. Fakat o yıllardakidünya trendleri ve Türkiye'nin geleceğine baktığımızdavarolan iş modellerini koruyarak büyümenin mümkünolmadığını ve bunun için değişimin ön koşulolduğunugördük. Bankanın ana hissedarı dahil, tüm yönetim takımıbu değişimin gerekliliğine inandı.

Page 53: Kongre Sponsorları - Anasayfa › sites › 1 › upload › files › 6_sanayi_kongresi...Kongre Sponsorları AKBANK Oturum Sponsorları ~ BORÇELiK e CEm OFSEr mat b_acılık sanayii

Bu yüzden Yeni Ufuklar Değişim Programı'nı hayatageçirdik. Bu bir anlamda Akbank'ın kendini yenilemeprogramıydı. İlk bölümde bahsettiğim gibi, yenilikçiolmak, şirket ikliminin ve yönetim tarzının tümdendeğişiyor olması demektir.

Peki bu yolda biz neler yaptık? 2001 yılında başlattığımızYeni Ufuklar, tüm faaliyetlerimize yeni bir bakış açısıgetirdi, iş süreç faaliyetlerimizi baştan aşağı yeniledik.Organizasyon yapımızı, teknolojik altyapımızı, ciddiyatırımlar yaparak değiştirdik. Müşteri odaklı birorganizasyon yapısına kavuştuk ve buna paralelolarakürün ve hizmetlerimizde müşteri odaklı hale geldik. Tümyenilikleri bilgi teknolojileri, kurumsal iletişim ve güçlüinsan kaynaklarıyla destekledik. Yaklaşık beş yıl sürenköklü bir yenilenme programının ardından yarattığımızinovasyon iklimi, 2005 yılının sonunda meyvelerini birbiriardına vermeye başladı. Biraz önce de belirttiğim gibi,Cep Kredi ürünümüz, bizim için inovasyon konusundamihenk taşlarından biridir.

Şunu ayrıca belirtmek isterim ki, biz 12 bin kişilik biraileyiz. Çalışanlarımızın her biri, yarattığımız iklimsayesinde yenilikçiliği benimsemiştir. Örneğin, geçen yılçalışanlarımızdan 4 bin 500'e yakın öneri gelmiştir. Buönerilerden yüzde 41 'i proje olarak hayata geçirilmiş vehalen bankamızda uygulanmaktadır. Ne mutlu bize ki,yenilikçilik konusundaki çalışmalarımız kamuoyunun dadikkatini çekiyor. Son iki yıldır TNS araştırma şirketitarafından bağımsız olarak yapılan banka sektöraraştırmalarında, Türk tüketicisinin en büyük atılımlarıve yenilikleri yapan banka olarak Akbank'ı gördüğü ortayaçıkmaktadır.

Akbank'ın inovasyon konusundaki yaklaşımını sadeceyenilikçi ürün ve hizmetlerle sınırlandırmıyoruz. İnovasyonkonusundaki her türlü girişimi, bu konuda atılan her adımıdesteklemeye çalışıyoruz. Ana başlıklar olarakçalışmalanmızı şöyle özetleyebiliriz:

1- Tüm dünyada etkin girişimciliği destekleyen EndeavorTürkiye Derneği'nin kurucu üyeliğin i üstlendik.

2- Bu yıl Sabancı Üniversitesi'nin Girişimci GeliştirmeProgramı'na destek olarak, 'İşi Büyüten, İşe DestekOlan Fikirler' konulu bir program düzenledik.

3- Türkiye İhracatçılar Meclisi ve FED Trainingtarafından ilki geçen yıl yapılan İnovasyonKonferansı'nın ana sponsorluğunu bu yıl ikinci kezüstleni yoruz.

4- Sabah İş'te İnsan gazetesi ile işbirliği içindedüzenlediğimiz MBA Tour-Business Life Seminerlerikapsamında üst düzey yöneticilerimiz İstanbul'daki14 üniversitede, inovasyon konusunda farkındalıkyaratmak amacıyla MBA öğrencilerine seminerlervermektedir.

5- Bu yıl Bilkent Üniversitesi ile sadece üniversiteöğrencilerine yönelik bir girişimcilik yarışmasınıhayata geçiriyoruz.

6- Önümüzdeki dönemde süreklilik arz edecek olanpolitikalarının oluşturulmasını ve kamuoyundainovasyon konusunda bilincin geliştirilmesini hedefleyenUlusal İnovasyon Girişimi ile yeni projeleri hayatageçirmeyi hedefliyoruz.

Biz tüm bu çalışmaları yaparken, Türkiye'nin inovasyonyeteneğini artırmak için tüm toplum olarak el birliği ileçalışmamız gerektiğine inanıyoruz. Bu paralelde inovasyonyeteneğini katma değer katabilecek inovasyonkaynaklanna ulaşmak için destek vermek üzere üstümüzedüşen görevleri yapmaya hazır olduğumuzu belirtiyoruz.Akbank takımı olarak, Türkiye'nin önünün açık veinovasyonda çok parlak olduğunu görüyoruz. Türkiye'ninfarklılaşmada dünyada öne çıkabilecek sayılı ülkelerarasında olduğuna inanıyor ve hep beraber daha büyükbir güç yaratmak için çalışmalarımıza tüm hızıyla devamediyoruz. Daha inovatif ve dolayısıyla daha güçlü birTürkiye diliyoruz.

Prof. Dr. Arie NagelS/ovenya Ljubljana Üniversitesi Öğretim Üyesi

1970'lerde teknolojinin önemli olduğun fark edildi veyeni fikirler yaratılması üzerinde duruldu. 1980'lerde yeniürünlerin geliştirilmesi üzerinde duruluyordu ve yeniürünlerin başanlarını ve başansızlıklannı değerlendirmekiçin hem uygulama alanında hem de üniversitelerde hertürlü çalışma yürütülüyordu. Yeni ürünlerin geliştirilmesinidaha stratejik biçimde düşünürserıiz, karşınıza yolharitaları, portföy yönetimi, platform yönetimi gibikavramlar çıkar. Sadece bir projenin başanlı olması yeterlideğildir, aynı zamanda projenin bir bütün olarak şirketekatkıda bulunması önemlidir. Bir proje başarısız olabilirama eğer bu deneyimden çok şey öğrenirseniz şirketebüyük katkısı olabilir. Tabii 10 projeniz de başansız olurama siz çok şey öğrenseniz bile, bu sizin işiniz değildemektir. 1990'larda stratejik şirket birleşmelerinigörüyoruz. 2000'li yıllarda yenilikçi, açık şirketlerindönemidir.

Yönetim bilimine ilişkin bu grafikte de görüldüğü gibi,teknoloji en son katılan konudur. Ansoffun 1965 yılındayayımlanan ünlü kitabı Corporate Strategy'de, yeni işleraramak için bir araştuma yönteminden bahsedilir. Bundanönce büyük ölçekli üretim için talep vardı ancak sonrasındatalep azaldı bu nedenle ortaya bir araştuma süreci ihtiyacıçıktı ve çeşitlendirme de bunun sonucuydu. Diğerlerininyaptıklarını yapmanın yeterli olmadığını öğrendiler. Eğerbaşkaları yeni bir işten kar elde ediyorlarsa, bu sizin deedebileceğiniz anlamına gelmez. İşte teknoloji de buradadevreye girer. Durum böyle olduğunda teknoloji ve üretimönemli bir şekilde ortaya konmaya başlandı. Yatınınlar dabu şekilde şekillenmeye başladı. (Şekil ı)

Page 54: Kongre Sponsorları - Anasayfa › sites › 1 › upload › files › 6_sanayi_kongresi...Kongre Sponsorları AKBANK Oturum Sponsorları ~ BORÇELiK e CEm OFSEr mat b_acılık sanayii

Yönetim Bilimi TarihiDan & Marcic, Undcrstanding Managemenı, Thornson

1870 1880 1890 1900 1910 1920 1930 1940 1950 1960 1970 1980 1990 2000 2010

Şekil 1

Philips'in Strateji Bölümü'nden bahsetmek istiyorum.Bildiğiniz gibi Yönetim Kurulu bazen çok anlamsızsorular sorabiliyor ve yeni ürün geliştirmeyle ilgili olarakPhilips'in kaç ürününün başarılı olduğuna bakılıyor ve200 tanesinin başarılı olduğu görülüyor. Bu ürünlerdenbir tanesi de legoya benzeyen Philiform'dur. Neden birürün başarılı olurken bir diğerinin başarısız olduğunuanlamak için bir çalışma yapılmıştır. Teece tarafındanyapılan çalışma da yine her ürünün başarılı olmadığınıve bazı şirketlerin yenilikçi bazılarınınsa takipçi olduğunuortaya koydu. Şirketler arasındaki bu farklılığı şu şekildeinceleyebiliriz: (Şekil 2)

İnovasyon Yapanlar ve Takipçiler

hayır-----. Başarısız olması muhtemel

hayır----to- Ortak aramak

~ Başarısız olması muhtemel

Başarılı olması muhtemel

Şekil 2

1980'lerin ortalarında piyasaya sürülen Philips'in kasetçalarının iki yıllık bir geliştirme süreci oldu ancak dahasonra Japonların bunu altı ayda yaptığını öğrendiler. Nasılbaşardıklarını anlamaya çalıştılar. Burada eşzamanlımühendislik uygulamanız, daha modüler tasarım veplatform tasarımı olması, mühendisler ve pazarlarnacılarınilk aşamalardan itibaren birlikte çalışması gerekiyor veelbette hızlı bir şekilde prototip geliştiriliyor. Bu hususlarCooper ilkesine göre aşamalı bir algoritmaya oturtulabilir.

Yalnızca geliştirme projelerinin önemli olmadığı, ön uçve bulanık ön ucun da önemli olduğu ortaya konuldu.Burada 9P'den bahsetmeye başlıyoruz. i990'larda stratejikbirleşmeler, ittifaklar da önem kazanıyor. Burada esas

konu diğerlerinden bir şeyler öğrenebilmek. Microsoft'unda dediği gibi tek başına hiçbir şey yapamazsınız. Buanlamda gelişme önemlidir. Çekirdek yetkinlikleriniziçok iyi ortaya koyacaksınız. Çok fazla yetkinlik alanınınolduğu çok karmaşık bir ürün düşünün. Bunların hepsinibir arada ele almak zorundasınız ve stratejik birleşmeleribu çerçevede oluşturacaksınız.

Çeşitliliği yönetmeyi nasıl öğreneceğiz? Altın aramadanpiyasa, ürün/uygulama ve teknolojiyle sinerjiye geçmekgerekiyor. Bu mümkün değilse, başarısızlık oranı yüksekdemektir. Ancak bu da yeterli değiL. Bunun operasyonlarada uygun olması gerekir. Buna ek olarak, stratejikbileşmelerde belki de en önemli unsur olan kültürel, insanive stratejik uyuma da ihtiyaç vardır. Bu unsurlara dikkatedilmediği için stratejik birleşmelerin yaklaşık %70'ibaşarısız olmaktadır çünkü uzmanlık alanlarındatamamlayıcı olmak da çok önemlidir. Tüm yetkinlikleribir şirkette oluşturmak, mümkün olmadığı gibi, doğru dadeğildir. Şirketlerin uzmanlık alanları birbirlerinitamamlayıcı olmalıdır.

Bir şirketi daha yenilikçi yapmanın yolları şu şekildeözetleyebiliriz. Yenilikçi bir şirket planlamadan ziyadebir öğrenme ve deneyim ortamı yaratmalıdır. Bunun içinyenlikçilikle ilgili kitaplar okuyabilirsiniz. Şirketmerkezinin bu anlamda kendi iş birimleriniyönlendirmekten ziyade onlardan girişimlerin gelmesinikolaylaştırması gerekiyor ve bu, şirketler içindeteknolojiden sorumlu olan kişilere yönelik daha farklı birbakış açısı getiriyor. Girişimcilik sadece yeni işler kurmakdeğil, daha fazla yeni seçenek yaratmakla ilgilidir. Dünyayıkeşfetmek, araştırma yapmak, yeni fırsatlar bulmakgerekir. Bilgiye ulaşmak ve kendi yetkinliklerinizigüçlendirmek için de hep stratejik birleşmelere, ittifaklaraihtiyaç vardır. Ayrıca ortak hedeflere inanan ama güçlüfikir ayrılıkları olan iş ekipleri çok iyi yapılandırılmışoluşumlardan daha yenilikçidirler.

Joe Tidd'in Managing Innovation isimli kitabında (Wiley,1997, Bölüm 11: Building The Innovative Organization),yenilikçi bir organizasyon için gerekli 10 etkendenbahsedilir:i. Liderlik ve inovasyon yapma iradesi2. Uygun yapı3. Kilit bireyler4. Etkili ekip5. Esneyen kişisel beceriler6. Yaygın iletişim7. İnovasyona yüksek katılım8. Müşteriye odaklanma9. Yaratıcı iklim10. Öğrenen organizasyon

Şirketinizin yenilikçi olup olmadığını değerlendirmekiçin aşağıdaki sorular yardımıyla bir hızlı taramayapabilirsiniz.

Page 55: Kongre Sponsorları - Anasayfa › sites › 1 › upload › files › 6_sanayi_kongresi...Kongre Sponsorları AKBANK Oturum Sponsorları ~ BORÇELiK e CEm OFSEr mat b_acılık sanayii

1. Şirketin inovasyon stratejisine yönelik sorular

a. Şirketin net bir stratejisi var ve bu strateji her yıl gözden geçiriliyor Yanlış Doğrub. Şirket takipçiden ziyade yenilikçi

c--z.-urün inovasyonu, süreç inovasyonunun üzerinde bir önceliğe sahip~d. Universiteler, tedarikçiler, müşteriler ve meslektaşlarla güçlü bir işbirliği var

e. İnovasyon stratejisi kısa vadeden (1 yıl) ziyade uzun vadeyi hedefliyorf. Fikri mülkiyet hakkımız etkili bir şekilde korunabilir (patent ya da üstün bilgiyle)g. Güçlü bir uluslararası yönelimimiz var

2. Piyasa stratejisine yönelik sorular

a. Ürün geliştirenler ve mühendisler Türkiye'deki ve dünyanın geri kalan Yanlış Doğrukısmındaki piyasa ihtiyaçlarından haberdarlar

b. Ürünün tasarımı en az teknik işlevsellik kadar önemlic. Tasarım potansiyel alıcılara olumlu duygular hissettiriyord. Yeni ürünler piyasa sürülmeden önce test ediliyor; öncü kullanıcılarla işbirliği

içindeyize. Pazarlamacılar inovasyon sürecinin ilk evrelerinde girdi sağlıyorlar ve bunlar iyi

değerlendirili yorf. Piyasa stratejisi aktif olarak çekici piyasaları (hızlı büyüyen, karlı, vs.) hedefliyor

3. Ürün yaratma sürecine yönelik sorular

a. Ar-Ge ve mühendislik harcamaları uluslar arası standartlara uygun Yanlış Doğrub. Ürün yaratma sürecinde resmi, karmaşık bir aşama geçiş yöntemi kullanıyoruz

ve bu çizgilere uygun çalışıyoruzc. Yol haritalarımız tutarlı ve uyumlu bir resim çiziyor

4. İnovasyon kültürüne yönelik sorular

a. Üst yönetimimiz inovasyona istekli; inovasyonu benimsiyor ve teşvik ediyor Yanlış Doğrub. Direktif veren bir liderlikten ziyade katılımcı bir liderlik kültürümüz varc. İnovasyon için iddialı, somut, ölçülebilir performans hedeflerimiz vard. Başarısızlıklara tolerans gösterilir ve bunlardan bir şey öğrenilir; başarısızlıklar

cezalandırılmaz ya da görmezden gelinmez.

5. İnovasyon projelerinin risklerine yönelik sorular

a. Başarısız olurlarsa şirketin varlığını tehlikeye atacak projeleri asla yürürlüğe Yanlış Doğrukoymayız

b. Yeni projelerin resmi, sistematik bir risk değerlendirmesini yaparızc. En üst kademedeki kendiliğinde nihai kararı alan kişi değildird. Bazı projeler kasti olarak daha doğmadan durdurulure. Şirketin tutkularının peşinden gitmesine yetecek kaynakları (bilgi birikimi,

sermaye) var

Page 56: Kongre Sponsorları - Anasayfa › sites › 1 › upload › files › 6_sanayi_kongresi...Kongre Sponsorları AKBANK Oturum Sponsorları ~ BORÇELiK e CEm OFSEr mat b_acılık sanayii

6. Stratejik seçeneklere yönelik sorular

a. Acil bir ihtiyaç olmasa bile, sürekli stratejik seçenekler araştırırız Yanlış Doğrub. (Bir çeşit) Gerçek Seçenek yaklaşımını uygularızc. İnovasyon kültürümüz planlamadan zıyade ögrenme ve deneyım kazanma

kültürüdürd. Yeni ürün ya da teknoloji girişimleri üst düzeylerden değil alttan gelire. Inovasyon alanımızı genişletmek için, dış bilgi kaynakları ve tamamlayıcı

sanayilerle işbirliği yapmaya çalışıyoruzf. Temel varsayımlarımızı düzenli olarak sorguluyoruz

7. İnovasyon sonuçlarına yönelik sorular

a. Projelerin başarılarından (daha da önemlisi) başarısızlıklarından açıkça bir şeyler Yanlış Doğru

öğreniyoruzb. Son 3 yılda piyasaya sürülen ürünlerin satışların (ya da elde edilen karın) oranı

üçte bir ya da daha fazla

Bu anket benim ve pek çok yüksek lisans öğrencisinin25 yıllık deneyimine dayanılarak hazırlanmıştır. Tamolarak bunun doğruluğu kanıtlanmış bir anket olduğunusöyleyemeyiz ama bir takım sorularla durumunuzudeğerlendirme imkanı tanıyor.

Sorular ve Katkılar

Soru

Fikri mülkiyet haklarının inovasyona olumsuz etkilerinasıl önlenebilir?

John Dryden

Fikri mülkiyet hakları bazen sorun olarak karşımızaçıkabilir ama ben buna tam tersi bir bakış açısındanbakıyorum. Sağlam bir fikri mülkiyet hakları sistemininolması özellikle de ekonomi açısından oldukça önemlidirçünkü bu haklar istikrar ve özellikle inovasyon veyaratıcılığı özendiren bir platform sunmaktadır. Böylesibir platformun olmaması halinde, fikri mülkiyet haklarızayıf olur ya da güçlü olur ancak saygı görmezler ve buda gerçekten araştırma ve rekabetçiliğe büyük zarar verir.Fikri mülkiyet hakları pek çok bölgede, pek çok alandasorun olarak karşımıza çıkabilir. Sistemin, özellikle degirişimcilerin teşvik ettiği noktalarda kullanılması tabiiki önemli fakat burada rekabet karşı bir savunmamekanizmasının da olması gerekebilir ve bu durum bazenbir sorun teşkil edebilir. Son olarak da fikri mülkiyetkonusunda sahtecilik, korsan, hırsızlık sorunlarıyla küreselolarak mücadele edilmesi gerekir.

Prof. Dr. Arie Nagel

Fikri mülkiyet hakları konusunda aslında bir çekince devar çünkü sırlarınızı açıklamış oluyorsunuz ve sırlarınızıkorumanın en iyi yolu aslında rakiplerinizden daha hızlıolmak. Bu, çok maliyetli bir süreç ve önemli bir aşama

kaydetmeniz gerekiyor. Sözleşmeler yaparak fıkri mülkiyethaklarına ilişkin korkularınızdan biraz arınabilirsiniz.Yapılan bir çalışmada, bir birleşmenin başarısıyla biranlaşmanın imzalanması arasında güçlü bir olumsuzbağlantı bulunmuştur.

Soru

Ülkemizde ARGE, markalaşma, inovasyon vekurumsallaşma hala gerekli ciddiyetle algılanamıyor.Kurumlar ve patronlar parayı bilgiye ayırmakta halacimriler ve taklit hala en kolay yololarak görülüyor.Bunun nedenleri nelerdir?

Suzan Sabancı Dinçer

Türkiye büyük bir geçiş dönemi yaşadı. 2002 yılındansonraki Türkiye'ye bakmak doğru olur diye düşünüyorum,çünkü hepimiz de biliyoruz ki, Türkiye özellikle 1990'lıyıllarda çok çalkantılı bir dönem geçirdi. Bu dönemdefaizler ve enflasyon sürekli zikzak çiziyordu ve uzunvadeli değerlendirmeler yapılamıyordu. 2002'den sonraTürkiye hem faiz politikalarında hem de enflasyonpolitikalarında çok büyük bir ivme kazanmıştır. Şirketlerde artık daha uzun vadeli düşünebiliyor, dolayısıyla dahauzun vadeli yatırım yapabiliyor ve daha uzun vadeli borçbulabiliyor oldular. Bizler de finans sektörü olarak reelsektöre artık daha farklı bakar olduk. Bunun tamamenbir evrim olduğunu düşünüyorum. Dolayısıyla da benönümüzdeki 5-7 yılı Türkiye için çok büyük fırsat olarakgörüyor ve büyük bir dinamizm yaşanacağına inaruyorum.

Soru

OECD şirketlerinde özel sektörün yenilikçilik konusundakamudan önde olduğunu söylemiştiniz. Bu ülkelerinAr-Ge harcamalarının ne kadar kamu tarafındankarşılanabiliyor?

Page 57: Kongre Sponsorları - Anasayfa › sites › 1 › upload › files › 6_sanayi_kongresi...Kongre Sponsorları AKBANK Oturum Sponsorları ~ BORÇELiK e CEm OFSEr mat b_acılık sanayii

John Dryden

Bu konuya sunumumda biraz değindim. Genelolarak,inovasyon, inovasyon sisteminin uygulanması ve sisteminbüyümeye dönüştürülmesi konusunda başarılı olanülkelere bakacak olursak, Ar-Ge çalışmalarının büyükkısmının özel sektörün kendisi içinde yapıldığını görürüz.İstatistiklere göre, kamu sektörünün araştırmaya ayırdığıfinansal kaynak toplamın üçte biri kadardır ve geri kalanüçte ikilik kısım özel sektör tarafından karşılanmaktadır.Ancak bu en iyi durumda olanların ortalamasıdır.Bunlardan bazılarında özel sektör üçte ikiden daha yüksekbir kısmı üstlenmektedir. Bunu genel bir oran ve sektörleredurum farklılık gösteriyor. Farmasötik, elektronik, bilgiteknolojileri gibi yüksek teknolojili sektörlerde rekabetgücünüzün olmasını istiyorsanız durum farklıdır. Kamusektörünün ne tür araştırmalara finansman sağladığınada bakmak gerekir. Küreselleşme ve teknoloji ilerledikçe,özel sektörün rekabet öncesi temel araştırmalara kaynaksağlamaya genelolarak gönülsüz olduğunu biliyoruz vebu alan hükümetin girebileceği bir alandır. Kamu, kuralolarak temel araştırmalara fon sağlar. Rekabetçi tekliflerinverilmesi, kamu araştırmalarının yapılması, kamununfinansman sağladığı araştırmaların yapılması oldukçaönemli. Ayrıca kamunun elde ettiği paranın özellikle deuluslararası ağlarda kullanılması büyük bir önem taşıyorçünkü bildiğiniz gibi bu özel sektörde zaman zaman birazyavaşlayabiliyor.

Soru

Çalışmalarınızda motivasyon ile inovasyon arasında nasılbir bağ kuruyorsunuz?

Suzan Sabancı Dinçer

Bizim müessesemizde performans ve karlılık sistemlerişu anda devrededir. Tabii ki motivasyonla inovasyonubir araya getirmek için, inovasyonun ticari bir değerininolması gerekir. Bizim kendi içimizde performans artırıcı,verimlilik artırıcı, maliyet düşürücü, hacim artırıcı iyifikirleri ödüllendirme sistemimiz var. Aynı zamanda tümiş birimlerimiz bazında ve her seviyeden herkesin karlılığakatkısına çok şeffaf ve açık bir şekilde bakılır, incelenir,karşılıklı fikir alışverişiyle paylaşılır. Dolayısıyla kişileraçık ortamda ticari değere ulaşabilmek için tüm inovatiffıkirleri bizlerle paylaşırlar. Motivasyon da onların aldıklarıprimler, kişilerin ya da iş birimlerinin aldıkları terfilerdir.

Soru

Türkiye'de hükümetlerin politika hazırlatıpuygulamadıkları bir gerçektir. Günümüzde hükümetinhazırlanacak sanayi politikalarını uygulamaya çalışacağıizlenimini edindim. Ancak sanayi şirketlerimizinçoğunluğunun yabancı ortaklı olduğu günümüz ortamında,hükümetimizin hazırlanacak ulusal sanayi politikasınıuygulamada bir sorun yaşanabilir mi?

Hasan Ersel

Geçen hafta, RM! Boya ve Isı Yalıtım Sistemleri Araştırmave Eğitim Merkezi'nin açılışına davet edildim. Burasıyabancı ve Türk ortakları olan bir firma. Yabancı tarafıağır basan bu firma para kazanmak için bu işe giriyor veTürkiye'de faaliyet göstermek istiyor. Boya ve yalıtımmaddelerinin dayanıklılığını, standartlarını vs. ölçüyor.Bu hizmeti sunduğu andan itibaren siz ürününüzünkalitesini artırmak, ürünürıüzü değiştirmek yani birinovasyon sürecine girmek istediğinizde, sonucunugörmenizi sağlıyor. Aksi halde, yurtdışına göndermekgerekiyor. Bir yabancı firma, inovasyonu teşvik edecekbir şey üzerine gelip Türkiye'de yatırım yapıyor. Birincisidemek ki bu oluyor.

İkincisi, neden 15 yıl önce değil de şimdi geliyor? Bu birortam değişikliği meselesidir. O yüzden de eğer hükümetbir inovasyon, sanayi programı vs. uygulayacaksa, oprogramın uygulanabilir olduğu ortamı yaratmaklayükümlüdür. Önce de söylediğim gibi rekabetçi bir ortamyaratacaksınız ve bozucu bir harekette bulunacak olursanızbir müeyyideyle karşılaşacaksınız. Tabii ki hiçbir şey% 100 olmaz ama bu hükümetin bir dereceye kadaretkileyebileceği bir şeydir çünkü sonuçta yabancı dediğinizinsanlar Türkiye'ye kazanç elde etmeye gelmiş insanlardır.O insanların çıkarlarıyla programınızı uyuşturmanızgerekir. Yabancı ya da yerli olması elbette ki önemlideğildir. İnovasyon yönünde çalışmaları için onlarınderdini anlamak, onlara uygun bir ortam yaratmak gerekir.Böyle olmadığında taklit ortaya çıkar. Uğraşmak yerineişler ters gidinceye kadar taklit edip, ters gittiği zamandabaşka bir şeyi taklit etme yoluna gidilir. 15 sene öncesiyleşimdi artık aynı ortam yok. Bu değişimi yaratan datoplumsal etkiler, sorunlar ve sonuçta bir yasaldüzenlemedir. Bunları yaptığımız takdirde, yerli yabancıher türlü yatırımcıyı ülkemize çekebiliriz.

Page 58: Kongre Sponsorları - Anasayfa › sites › 1 › upload › files › 6_sanayi_kongresi...Kongre Sponsorları AKBANK Oturum Sponsorları ~ BORÇELiK e CEm OFSEr mat b_acılık sanayii

OTURUMIB. ..Inovatif Teknolojiden Urüne

- Ar-Ge ve Teknoloji Geliştirme- İnovasyonda Değer Zinciri- Fikirden Ürüne- Akademik İnovasyondan Ürüne- İnovasyon ile Ticari Başarı

Oturum BaşkanıDoç. Dr. Talat ÇiftçiBiosfer Danışmanlık Kurucu Ortağı

KonuşmacılarDr. Erbil PayzinPayzın Danışmanlık Genel Müdürü

İffet İyigün MeydanhArçelik Ar-Ge Sistem Geliştirme Yöneticisi

Dr. Ian McKayEurExcel Direktörü

Doç. Dr. Atilla DikbaşİTÜ Proje Yönetim Merkezi Müdürü

Ufuk GüçlüFord Otosan Genel Müdür Baş Yardımcısı

Page 59: Kongre Sponsorları - Anasayfa › sites › 1 › upload › files › 6_sanayi_kongresi...Kongre Sponsorları AKBANK Oturum Sponsorları ~ BORÇELiK e CEm OFSEr mat b_acılık sanayii

Oturum BaşkanıDoç. Dr. Talat ÇiftçiBiosfer Danışmanlık Kurucu Ortağı

İTÜ Kimya Bölümü'nü tamamlayan Doç Dr. Talat Çiftçi, Biyokimya Mühendisliği alanında Master ve Doktora öğreniminiRutgers Üniversitesi'nde tamamladı. Profesyonel hayatına ABD'de Bristol-Myers şirketinde Araştırma- Geliştirme Uzmanıolarak başlayan Dr. Çiftci, daha sonra üst düzey yönetim görevlerinde bulundu. 1988'de Türkiye'ye dönerek Pakmaya'daAr-Ge bölümünü kurdu ve sonrasında, sırasıyla Fabrika Müdürü ve üç fabrikadan sorumlu İşletmeler Grup Müdürü olarak1995 tarihine kadar görev yaptı. Daha sonra, Eczacıbaşı Grubunda Genel Müdür ve Koordinatör Yarduncısı olarak görevaldı. Hakan Madencilik ve Simbiyotek, Bosfor Bioscience Partners fumalarının kurucu ortağı olan Dr. Çiftçi, 2006 yılındanbu yana Biosfer Danışmanlık firmasında Yönetim Kurulu Başkanı olarak çalışmalarını sürdürmektedir.

KonuşmacılarDr. Erbil PayzınPayzın Danışmanlık Genel Müdürü

1945 yılında Arıkara'da doğdu. 1966 yılında ODTÜ Elektrik Mühendisliği Bölümü'nden mezun oldu ve 1975 yılında aynıbölümden doktora derecesi aldı. 1980 yılında Telekomünikasyon ana bilim dalında Doçent oldu. 1966-1995 yıllan arasındaöğretim üyesi (ODTÜ), ASELSAN'da Proje Müdürü, Shape Technical Centre'de (Hollanda) uydu haberleşmesi dalındabaşuzman ve STFA SA VRONİK Elektronik'de Genel Müdür olarak çalıştı. 1995 yılından beri kurucu ortağı olduğuPAYZIN Danışmanlık çatısı altında, sanayi şirketlerine yeni ürün geliştirme süreçlerinin yönetimi ve Ar-Ge desteklerikonusunda danışmanlık hizmetleri vermektedir. Türk Elektronik Sanayicileri Derneği'nin (TESİD) şeref üyesidir.

İffet İyigün MeydanhArçelik ArGe Sistem Geliştirme Yöneticisi

1968 yılında Burdur'da doğdu. Boğaziçi Üniversitesi Makine Mühendisliğinden 1990 yılında mezun olduktan sonraöğrenimine ABD'de Mühendislik Yönetimi konusunda devam etti. 1992 yılında Arçelik A.ş. Ar-Ge MerkezindeAr-Ge Mühendisi olarak iş hayatına atıldı. Aynı bölümde, Ar-Ge Uzmanı ve Proje-Teknoloji Yönetimi GrupSorumlusu olarak çalışan Meydanlı, 2003 yılından bu yana Ar-Ge Yöneticisi olarak görev yapmaktadır, Bu dönemlerde;kalite yönetimi, teknoloji planlama, yeni ürün geliştirme, ArGe yönetimi, inovasyon ve yaratıcılık ile proje yönetimikonularında projeler yürüttü. TÜBİTAK Vizyon 2023 projesi Makine - Malzeme panelinde Raportör olarak görevyapan Meydanlı'nın ulusal ve uluslararası toplantılarda sunulmuş onun üzerinde bildirisi bulunmaktadır.

Dr. Ian McKayEurExcel Direktörü

1957 yılında İngiltere'de doğdu. Doğa Bilimleri üzerine Cambridge University'de yüksek lisansı bulunan McKaydoktorasını hücre biyolojisi üzerine Londra Üniversitesi'nde, Fikri Mülkiyet Yönetimi konulu yüksek lisansını iseQueen Mary Üniversitesi'nde tamamladı. McKay, 30 yılı aşkın bir süredir akademik alanda ve Merck, Sharp &Dohme ve Pera International Danışmanlık Teknoloji Bölümü Direktörü olarak sanayi sektöründe çalıştı. McKayşu anda ulusal ve Avrupa genelindeki Ar-Ge projelerinden kaynaklanan fıkri mülkiyet konularında Avrupalı KOBİ'leredestek sağlayan EurExploit firmasının yöneticiliğini sürdürmektedir.

Doç. Dr. Atilla DikbaşİTÜ Proje Yönetim Merkezi Müdürü

1964 yılında Kütahya'da doğdu. İstanbul Teknik Üniversitesi (İTÜ) Mimarlık Fakültesi'nden 1985 yılında mezunolan Dikbaş, 1987 yılından itibaren İTÜ Mimarlık Fakültesi Yapı Bilgisi Ana Bilim Dalı öğretim üyesidir. 1995-1997 yıllarında Doğu Akdeniz Üniversitesi'nde misafir öğretim üyesi ve Rektör Danışmanı olarak görevaldı. 1996yılında USA MIT'de "Project and Innovation Management" konusunda incelemeler yapan Dikbaş, 1997 yılındaTürkiye'ye dönerek İTÜ Rektör Danışmanı oldu ve 2004 yılına kadar İTÜ yatırım projelerini yönetmek üzere görevyaptı. Dikbaş, ARI Teknokent-İTÜ Teknoloji Geliştirme Bölgesi'nin kuruluş çalışmaları, Dünya Bankası'na sunulanfizibilite raporu hazırlıkları, kredilendirme çalışmaları ile Teknokent binalarının inşasında proje yürütücüsüdür.

Ufuk GüçlüFord Otosan Genel Müdür Başyardımcısı

1975 yılında ODTÜ Makina Fakültesinden mezuniyetinin ardından, Otosan A.Ş.'de Uygulama Mühendisi olarakgöreve başlayan Ufuk Güçlü, çeşitli kademelerde, muhtelif araç ve motor geliştirme projelerini yürüttü. 1982 yılındansonra Mamül Mühendislik Şube Müdürlüğü ve 1991 yılından bu yana sırasıyla, Genel Müdür Yardımcılığı (Teknik)ve Genel Müdür Yardımcılığı (Ürün Geliştirme) görevlerini yürüttü. Mayıs 2007 itibariyle, Ford Otosan GenelMüdür Başyardımcılığına atandı. TTGV Yönetim Kurulu Üyeliği ve TÜBİTAK-MAM Başkan Danışmanlığıgörevlerini de yürütmektedir. Ufuk Güçlü evli ve iki çocuk babasıdır.

Page 60: Kongre Sponsorları - Anasayfa › sites › 1 › upload › files › 6_sanayi_kongresi...Kongre Sponsorları AKBANK Oturum Sponsorları ~ BORÇELiK e CEm OFSEr mat b_acılık sanayii

İnovatif Teknolo 'iden Ürüne

Dr. Erbil PayzınPayzin Danışmanlık Genel Müdürü

Bana verilen konu Ar-Ge ve Teknoloji geliştirmeydi vebu konu çok geniş olduğundan biraz zorlandım. Bunedenle Rekabet için Stratejik Yaklaşımlar diye bir altbaşlık üzerine odaklandım.

Sanayide Ar-Ge ve teknoloji geliştirme faaliyetleriyapılmasının temel amacı sürdürülebilir rekabet gücükazanabilmek için yeni ürünler, üretim/teslirnat süreçlerigeliştirmek; mevcut ürünleri ve üretim/teslirnat süreçleriniiyileştirmektir. Ancak bu faaliyetlerin şirketin temelstratejik vizyonuyla uyumlu olarak yürütülmesigerekmektedir.

Temel stratejik vizyonu belirlerken, nereye gidiyoruz,oraya nasıl gideriz, neden başarılı olabiliriz sorularınısormaruz ve bunlara vereceğiniz yanıtlara göre stratejilerişekillendirmeniz gerekmektedir.

Temel stratejik vizyonun belirlenmesi için MichaelMcGrath'ın oluşturduğu bir model var. Bu modele göre,fırmanın temel stratejik vizyonu ortadaysa, bunun etrafındaonu şekillendiren 6 tane faktör yer almaktadır. Bunlardanbir tanesi şirketin temel faaliyet alanı ve iş hedefleridir.Bir diğeri finansal hedefler ve iktisadi büyüme modelidir.Büyümek istiyor muyuz istemiyor muyuz? Büyümeyiistememek de fırma sahibinin en doğal hakkıdır ama bunakarşılık Türkiye'de hızlı balıklar yani birkaç yıl içindeyüzde birkaç bin büyüyen şirketler de var. Burada neistediğiniz önemli. Bir diğer faktör temel becerileriniz;değer zinciri içinde nerelerde gücünüz olduğunu bilmenizgerekir çünkü diğer yapacağınız işler bunlardanetkilenecek. Pazar eğilimleriniz ve buradaki rekabetstratejileriniz de temel stratejik vizyonu etkileyenfaktörlerden bir diğeridir. Teknoloji eğilimleri ve bunagöre teknoloji stratejilerinizin neler olduğu ve tabii bunlarıniçinde ürün stratejiniz de sizin nereye niye gideceğinizive burada nasıl başarılı olacağınızı etkileyen faktörlerarasındadır. Bütün bunları belirledikten sonra teknolojipolitikanızı ve stratejinizi netleştirip, nerelerde ve nasılAr-Ge yapacağınızı ve nasıl ürünler arz edeceğinizibelirleyebilirsiniz. (ŞekilI)

Temel Stratejik Vizyonunun Belirlenmesi(Core Strategic Vision (CVS) Boundary Framework)*

Finansal hedefler/iktisadi büyüme

modeliTemel beceriler/

değer zinciri Temel faaliyetalanlan veiş hedefleri

Rekabette Michael Porter'ın belirlediği 5 temel güç var.Burada günümüzde mevcut rakiplerden çok dışarıdakileryani sektöre yeni girecek olanlar, ikame ürünler, alıcılarınve tedarikçilerin pazarlık gücü etkilidir. Özellikleküreselleşen dünyada bunlar da önem kazanmaktadır.Teknoloji ve Ar-Ge etkinliklerimizi planlarken buradakigelişmeleri de göz önünde bulundurmamız ve şirketinhangi rekabet stratejisini izleyeceğini karar vermemizgerekir. (Şekil 2)

MEVClIT RAKİPl...ER

pazar eğilimleri/Rekabet stratejileri

Ürün stratejisi

... Michael E. McGrıı.th. Product Sırategy, McGraw-HiIl, 2001

Şekil 1

Mevcul nrmalararasındakı rekabd

Şekil 2

Aşağıda yer alan şekil, yine Michael Porter'ın JenerikRekabet Stratejileri'dir. Bu sabah Tanıl Bey'de bahsetti,günümüzde düşük maliyet stratejisi denen köşede çalışmakartık biraz zor ve farklılık stratejisini benimsemek dahabüyük önem kazanmıştır. Türkiye'deki birçok şirket dedüşük maliyet stratejisinden farklılık stratejisine doğrugeçmektedir. O zaman bizim de Ar-Ge ve teknolojigeliştirme yaklaşımlarımızı benimsediğimiz rekabetstratejisi doğrultusunda belirlememiz gerekmektedir.(Şekil 3)

Porter'in Jenerik Rekabet Stratejileri*

lI~delPazarın RekabetAvantajınınKO)fUJğlKapsamı __

FarkhhkStratejisi

G~"ı,(sektörün/pazar,nıüm.üne yönelik)

DUşükMaliyetStratejisi

Dar Odaklanma Stratejisi 0dItIanma Sıraıejili(belirli pazar (DOşUk maliyet) (F1rkbI.ıt)

kesimine odaklı)

Şekil 3

Farklılık Stratejisi Örnekleri• Benzersiz özelliklere ve yeteneklere dayalı farklılık• Üstün performansa dayalı farklılık• Desteklenen standartlardan kaynaklanan farklılık• Müşteriye sağlanan (ölçülebilir) yarara dayalı farklılık• Müşteriye sağladığı kolaylığa dayalı farklılık• Artan verimliliğe dayalı farklılık• Kalite ve güvenilirliğe dayalı farklılık

Page 61: Kongre Sponsorları - Anasayfa › sites › 1 › upload › files › 6_sanayi_kongresi...Kongre Sponsorları AKBANK Oturum Sponsorları ~ BORÇELiK e CEm OFSEr mat b_acılık sanayii

• Müşterinin yatırımını korumaya dayalı farklılık• Toplam sahiplenme maliyetine dayalı farklılık• Tasarımdan kaynaklanan farklılık

Bulunduğunuz sektöre ve diğer temel becerilerinize bağlıolarak farklılıklarıruzı belirlersiniz ama sizi diğerlerindenayırt edebilecek bazı şeylere dayanmanız gerekir. Bütünbunlara dayanarak Ar-Ge ve ürün geliştirme stratejimizibelirlememiz gerekmektedir.

Pazar, teknoloji ve yeni ürün geliştirme ilişkileriniLeonard-Barton tarafından hazırlanan grafik üzerindeinceleyebiliriz. Yatay eksende ürün gamının müşteritabanıyla uyumu, dikey eksende de teknolojinin olgunlukdüzeyi yer almaktadır. Buna göre, bu iki eksendekideğerlerin çeşitli kombinasyonları yeni ürün geliştirmebiçimlerini ve bunların hangi amaca hizmet ettiğinigöstermektedir. (Şekil 4)

Pazar, Teknoloji veYeni Ürün Geliştirme İlişkileri*

Düny. İçınYeni

AZ CD .4~::!.u1it Bllinl'fI bir ihtiyaca

YOlU'lik yem bı, rö:üm

T.ltwIoji Nptı1JU,ft

bt!f'IIlMr,·liIlft,li

Bt'firsiz bir ihtıyoca yönetik&,Uşmekte olaıı bir çöıum

Ürün ve Süreç Geliştirme ProjeleriSınıfları *

t";~;::·""=_A='.c.="=~==:;C1CUr.t;;----,S;.urçç (pr0sç5) yenilikleriL ...~ • .::r Gef«d Finnanıflbir

Ytııi ıe~l ~JiI MlümiiM Kiiçiikprruf'ssüreci y6ltelik yenilik iyiftııirmeleri,fürrf

Pllıtror .. 0tdittlnMprojmri • ~ •••••

Gcl«f:k Nesilifade edilmemiı bır ıntryacayöııelıkYf'mbirç6:üm

CDK,d/m"c, 0ftıUII,_ dııyarll

,e14timwBüyükiyiJq:ıi~

1i

Jı!: Ililinf'lıhirilııi)'(/fayiJm'/ıJ.:

iyileşıirilmiş bir ç6:üm

0),:-::::;:;::WRdirlf'fltmbirihıiyuc:ayöırellk

)fııilil..,ı bir çii;üm

Te~f::;;",:· CDOlgunlaşmq(baskın)

Orun gamUlIII m''luri tabun, ,'lt- ııyumu --to> AZ

MenutMüşteriler

YeniMüşteriler

Yeni pazarı Bilinmeyenmüşterisını'ı

Şekil 4

Kısaca urun geliştirme projelerinin sınıflarındanbahsedecek olursak, ortak sistemi, modülleri ve parçalarıolan ürünler grubuna ürün ailesi diyoruz, ortak kısımlarınaürün platformu adını veriyoruz. Türev ürünler de buplatformdan türettiğimiz ürünlerdir. Bu grafiğe göreteknoloji geliştirirken aynı zamanda ürün degeliştiremezsiniz. Teknolojiyi geliştireceksiniz ve birtaraftan bunu üründe belki kullanabilirsiniz belkikullanamazsıruz ama öbür taraftan da sizin daha sistematikolarak ürün geliştirmeniz gerekecektir. Bir firmanın ürünve süreç geliştirme projelerini sınıflandırırken, yenilikoranı büyük olduğuna bu alanda sıçrama yapabilirsinizfakat size asıl para kazandıracak olan gelecek nesil ürünler,ürün ailesini genişleten ürünler ve küçük iyileştirmelerdir.Bunlar bir temel platform geliştirdiğiniz ve onun üzerindede değişik yeni ürünler geliştirdiğiniz sınıfa dahildir.Başarılı firmalar genelde bu tip platformları akıllıcatasarlayıp, bu platformlar üzerinde farklı ve ucuz ürünçeşitliliğini sağlamaktadırlar. (Şekil 5)

Ytnittmtfürı111

OrünujlrJitıigrtriflrttnilriiııler T~llnl"

projderi

(iyilqıu-"r,Ül_-ıiJ'd1iıiIrilUrUJ

Küp1A:iyiltl'irmrltr

Şekil 5

Ürün Stratejisi belirleme aşamasını şu şekildeözetleyebiliriz: (Şekil 6)

Ürün Stratejisi

Temel

-Nereye gidiyoruz?«Oraya nasıl gideriz«Neden başarılı olabiliriz?

Orun PlatformuStratejisi ·Teknolojinin tanımlanması

»Platform mimarisi-Ürun ailesi (gamı) planları»Ürun platformu yöneıimi

Ürün AilesiStratejisi

Yeni ÜrünGeliştirme Projeleri

Şekil 6

Burada da görüldüğü gibi yukarıdan aşağı inen bu süreçte,en son yapılacak olan yeni ürün geliştirme projeleridir.

Ürün platformlarına dayalı ürün aileleri geliştirmeninnedenleri şunlardır:• Ürün çeşitliliğini artırmak;• Ürün ailesindeki karmaşıklığı azaltmak;• Maliyetleri düşürmek;• Teslimat sürelerini azaltmak.

Ürün platformları otomotivde çok kullanılır. Örnekvermek gerekirse, Volkswagen şirketi aşağıdaki değişikmarka ve modellerde aynı ortak platformu kullanmıştır:VW:• VW Golf IV (3 ve 5 kapı, stationwagon, convertible,

minivan)• VW Bora (Sedan, coupe, convertible, station wagon)• VW Beatle (New Beatle, New Beatle Convertible)Audi:• Audi A3 (3 ve 5 kapı)• Audi TT• Audi TT RoadsterSeat:• Seat Leon (HB, coupe, convertible)• Seat Toledo (Sedan, coupe, convertible ve

stationwagon)

Page 62: Kongre Sponsorları - Anasayfa › sites › 1 › upload › files › 6_sanayi_kongresi...Kongre Sponsorları AKBANK Oturum Sponsorları ~ BORÇELiK e CEm OFSEr mat b_acılık sanayii

Skoda:• Skoda Oktavia (sedan, station wagon)

Platformu çok iyi tasarlamanız ve sizi gelecek nesletaşıyabilecek teknolojileri barındırmaruz halinde çok hızlıbir şekilde çok iyi ürünler geliştirebilirsiniz.

Ürün ailesi tasarımı yaklaşımları aşağıdaki grafikte yeralmaktadır. (Şekil 7)

Ürün Ailesi Tasarımı Yaklaşımları

11Ortak ürünplatformımadayalıtasarımlar

D

Yüksek Optimize edilmişbağımsıztasarımlar

En i)'ıtasarımlar

yi olmayantasarımlar

DUşUk ~==.::========~Az Ortak parça kullanımı derecesi (%) Çok

Şekil 7

Bu grafikte dikey eksende ürünün performansı, yatayeksende de ürün ailesindeki ürünlerin ortak parça kullanımderecesi yer almaktadır. Ortak parça kullanımı çok olanortak ürün platformuna sayalı ürünler yapabilirsiniz.Buların performansının yüksek olması halinde en iyitasarımları yapmış olursunuz. Diğer taraftan ürününperformansı düşükse ve ortak parça kullanım derecesi deaz ise, tasarımlarının iyi değil demektir ve tabii bu durumsize pahalıya patlar. Bazı durumlarda da spesifikuygulamalara yönelik ortak parçaları olmayan fakatperformansı yüksek ürünler de tasarlamanız gerekebilir.

Ürün platformu kullanmanın uygun olmadığı durumlarışu şekilde özetleyebiliriz:• Performanstan ödün vermeyen, yüksek performans

pazarına yönelik ürünler• Tek fonksiyonlu ürünler• Tek kullanıcıya/kullanıma yönelik ürünler• Ürün çeşitliliği gerektirmeyen, kısa ömürlü ürünler• Zaman içinde çok az değişen ürünler• Çok yavaş değişen pazarlarda satılan ürünler

Ancak eğer siz farklılık stratejisi uyguluyorsanız ve makulfiyatlarla hızlı bir teslimatla ürünler geliştirecekseniz,akıllıca bir platform tasarlamanız gerekmektedir.

Son söz: Ar-Ge ve teknoloji geliştirme faaliyetleri firmanıntemel stratejik vizyonunu ve rekabet stratejilerinidestekleyecek biçimde planlanıp sürdürülmelidir.

İffet İyigün MeydanhArçelik Ar-Ge Sistem Geliştirme Yöneticisi

Öncelikle inovasyonda değer zinciri kavramı üzerindebir anlam birliğine varalım istiyorum. Literatüre bakacakolursak, inovasyonda değer zinciri üç aşamalı, bazıkaynaklarda da dört aşamalı olarak tarif edilmektedir.(Şekil 1)

İnovasyonda Değer Zinciri...................> ~~y·Fikir, Buluş Fikrin "':Geliştirme Dön üsümü •~

~.

FikrinYayılımı

ÜrünBilgi

Değer

Kaynak: M.T.Hansen. J.Birkinshaw; "The lnnoVltian Value Oıa.in", HBR. Temmuz 2007

Iso - Sanaıyi Kongru;

Şekil 1

Buna göre inovasyon bir fikirle başlar, öncelikle bir fıkirsahibi olmamız, bir buluş geliştirme sürecinden geçmemizgerekir. Harvard Business Review'da yayınlanan bumakalede ikinci aşama fıkrin dönüşümüdür. Fikir açısındançok zengin bir şirketimiz olabilir, hepimiz fıkir üretebilirizama bunları önceliklendirmek, stratejik planlarımızauyumlu hale getirip kaynak tahsis etmekte zorlanıyorolabilir.

Demek ki fikir dönüşümünde anlamamız gereken, farklıkaynaklardan ortaya çıkan fıkirlerin bir seçim sürecindengeçirerek bizim için faydalı olanları önceliklendirip ayırtedebilmektir. Eğer bir firma fikirlerin bololduğunu amabunları hayata geçirmekte zorlandığını düşünüyorsa, budurumda mercek altına alması gereken aşama fikirdönüşümü aşaması olacaktır. En son aşamaysa fikrinyayılımıdır. Fikrimizi bir ürün ya da hizmetedönüştürdükten sonraki bu fikirden yaygın bir şekildefaydalanma yolları, şirket içinde bilginin tekrar kullanımı,pazardaki başarılarını sağlama konusundaki önlemlerbize inovasyondaki değer zincirinin son aşamasındaolması gerekenleri özetler.

Bir başka kaynakta inovasyonda değer zinciri oldukçabenzer adımlar ile şu şekilde aşamalandırılmıştır. Ben desunumumda burada kullanılan terminolojiyi kullanacağım,böylece bir eşgüdüm sağlamış olacağımızı düşünüyorum.(Şekil 2)

Page 63: Kongre Sponsorları - Anasayfa › sites › 1 › upload › files › 6_sanayi_kongresi...Kongre Sponsorları AKBANK Oturum Sponsorları ~ BORÇELiK e CEm OFSEr mat b_acılık sanayii

İnovasyon Değer Zinciri

ıso -Sanayi ~i_arçelik

ŞekiiZ

Özetle; fikir geliştirme, fikrin seçimi ve önceliklendinnesi,projelendirme (hayata geçirme), fikrin yayılımı (ürünün- hizmetin pazara çıkışı) İnovasyonda Değer Zincirikonusunda aramamız ve mercek altına almamız gerekenalt adımlardır.

Bundan sonraki bölümde, Arçelik özelinde inovasyonundeğer zinciri sürecine yaşadığımız deneyimler olarakbakmak istiyorum:

Şirketimiz açısından son 20 yılımızı baktığımızda, sabahoturumlarında da bahsedildiği gibi beyaz eşya sektörügloballeşme, çevresel faktörlerin ürünlerimize etkisi,global pazarlarda birleşmeler ve bu nedenle düşenmaliyetler ve artan performanslarla yüz yüze gelmiştir.Bu süreçte Arçelik, süreçlerini ve organizasyonel yapılarınıyeni bir anlayışla değiştirerek bugün bahsedeceğimsüreçlere sahip olmuştur.

ilk aşama fikir dedik ancak bunu sıfır noktası olarakdüşünmemek gerekir. İnovasyonun kaotik sürecininyönetilemez gibi görünmesinin sebebi fikrin her ançıkmasıdır ve bizim bu fikirleri yönetebilecekmekanizmalara sahip olmamız gerekir. Fikir bir projeninbaşında ya da ortasında çıkabilir, projede birlikteçalıştığınız bir üniversiteden gelebilir, ürünü birlikteürettiğiniz tedarikçiden kaynaklanabilir, bayiler aracılığıylamüşterilerden gelebilir ve doğal olarak çalışanlarımızdangelebilir. Dolayısıyla bu bilgi havuzunu yönetmeniz vedeğer kazanabilecek, şirkete değer katabilecek fikirleribirbirlerinden ayırmanız gerekir.

Arçelik'in son yıllarda patent konusunda gösterdiği başarınedeniyle dış buluşçulardan da önemli fikirler şirketimizeakmaktadır. Bizler bu konuda hem karşı tarafın hem deşirketimizin haklarını koruyacak şekilde sürecimizi işletipburadan gelen bilgileri kayıt altına almaya devam ediyoruz.Literatürde de birçok yerde önerilen beyin fırtınasıtekniklerinin kullanıldığı, kişilerin çalıştıkları ortamlardanuzaklaştırılıp fikir jimnastiği yapılan ortamların sağlanmasıda bizim işimize yarıyor. Bütün bunlar aslında bir elinparmakları gibi birbirini destekler şekilde çalışmaktadır.Hiçbir zaman tek alternatifle yürümeyi seçmedik, bu

nedenle de zaman zaman özgün fikir geliştirme ekiplerikurup, bu ekiplerin yıl içinde kendilerine ayrılan zaman vekaynak dahilinde farklı teknikleri kullanarak bir sonucayönelik çözümler geliştirmelerine olanak sağladık. Dahasonra bu fikirleri patent altına alma ve oradan da ürüneyansıtma noktasına geldik. ÖzeLLikleson bir yıldır da bununbir parçası olarak, sadece beyin fırtınası ya da benchmarkinggibi yöntemler değil, ilk olarak Rusya'da geliştirilen TRİZmetodolojisi üzerine de bir altyapıyı kurmaya çalıştık. Sonbir yıldır bu konuda ABD'deki Altshuller Enstitüsü'nüngözetiminde sertifıkalı uzmanlarımızı yetiştirmeye gayretettik. Bu ekipler yılın planlanmış belirli zamanlarında, birşekilde tarıımlanrruş problemlere yaratıcı çözümler bulmaküzere toplandılar ve böylelikle daha etkin ve hızlı bir şekildeçözümü bulmaya doğru ilerlemeye başladık. (Şekil 3)

Şekil 3

Bunların sonucu olarak Arçelik patent konusunda önemlibir atılımı gerçekleştirmiş ve geçen yıllarda Türkiye'degözle görülür bir farkla patent şampiyonu unvanınıalmıştır. (Şekil 4)

Patentler2005 yılında en razla sayıda paleni başvurusu yapan şirkel olarak,

Arçelik A.ş. Türkiye'de ilki Türk Patent Ensıilüsü taranndandüzenlenen "TPE·Palenl Ligi Ödülleri" yarışmasında "Paleni

Şampiyonu" oldu.

- Arçelik A.Ş .• son üç yılda Wlpo· ........................

Türkiye'de üretilen patentterin - r--------__,%I3'ünün sahibidir. -

- Son 3 yılda, Türkiye'denDünya Fikri Haklar Örgütü'ne :(WIPO) yapılan uluslar arasıpatent başvurulannın %45';Arçelik A.Ş. 'ye aittir.

iso - Sanayi K.onıresi

Şekil 4

İnovasyon sürecinde değer katan en önemli noktamızınürün teknoloji yol haritaları olduğuna inanıyoruz, Bunlartemelde, stratejiler ile teknolojiler arasında ilişkilendirmeyapmakta ve önceliklendirme sürecimizi tetiklemektedir.Bu süreç içinde gerek teknik birimler gerekse satış vepazarlama ekipleri bir büyük ekip olarak çalışmaktadırlar.Arçelik'in uluslararası bir şirket olması nedeniyle çokyaygın bir yapısı var ancak nihai kullanıcıların da

Page 64: Kongre Sponsorları - Anasayfa › sites › 1 › upload › files › 6_sanayi_kongresi...Kongre Sponsorları AKBANK Oturum Sponsorları ~ BORÇELiK e CEm OFSEr mat b_acılık sanayii

görüşlerine varan bir önceliklendirme yapabilmek için,hem trendler hem de teknolojik trendler analiz edilerekbir yol haritası oluşturulmaktadır. Bu da bizim projeportföyümüzü ortaya koymamıza yardımcı olmaktadır.(Şekil 5-6)

Ürün - Teknoloji Yol HaritalarıYol Haritaları, Stratejiler ile Projeler arasendaki i1işkilendirmeyi sağlar.

Pazarlama ve Teknik Grup Arasındaki işbirliği - Bilgi Paylaşımı - KararPlatformudur.

Pazar hedenerinin gerçekleşebilmesi için çalışılacak projelerin zaman planını bizegösterir.

Sektör ipazar • •Ürün

Şekil 5

Bayi GeribildirimleriMüşteri TalepleriPazar TrendleriFuar Gözlemleri

ISO - Sanayi Koogresi _arçelik

Şekil 6

Biraz önce bahsettiğim gibi çok büyük bir pazarda rekabetediyor olmamamız nedeniyle önceliklendirmede geneülke şartları ve rakiplerimizin o ülkedeki durumlarıfarklılık arz etmektedir. Dolayısıyla değerlendirme veönceliklendirme kriterlerimizi bu anlamda şekildeğiştirebilmektedir. (Şekil 7)

geko-Fransa

Beko-halya

Beko-. ispanyaBeko--Almanya Belto-Til ıkiye

Ort. Dotu

Şekil 7

Bu aşamadan sonra, elimizdeki proje portföyünübirçoğumuzun çok aşina olduğu bir geliştirme sürecinetabi tutmaktayız. Burada ilk kısmı biz teknoloji geliştirmeolarak adlandırıyoruz ve bu süreçte doğrulanmışteknolojiler bizim bir sonraki ürün geliştirme sürecimizinfarklı aşamalarına girdi teşkil eder. Dolayısıyla bildiğimiz,standart, literatürde gördüğümüz aşama geçit yönteminientegre bir şekilde kullanabilmekteyiz. (Şekil 8-9)

Gerçekleştirme Süreci:Aşama ve Geçit

Kavramsal ---+~Tasarun ~ -.. Proi

Üretim +_.., son~

• Değerlendirme

_ar_cellkıso - Sanayi Kongrtsi

Gerçekleştirme S~reci: DDDAşama ve Geçıt

fTEKNOlOJI GELIşTIRME AT_IkAzlbll,," +-- ...:::..~ "'=.

~ ...-.•ÜRÜN GELiŞTiRME

ProjeO... lm • Sonu

• DeOerlendırme

Iso- Sanayi Kong""

Şekil 9

Telve ürünümüzde biraz önce temel prensiplerinde kısacabahsettiğim süreçlerden geçti. Bu, 2002 yılında, bizimkullandığımız Fikir Bankası'nda tamamen çalışanlardançıkan bir fikirdi. Bizim Türk kahvesi makinesine sahipolabilmemiz için hangi teknolojilere sahip olmamızgerektiğini, 2002'den 2003'e kadar süren çalışma sürecimizsonucunda bulduk. O süreç içinde biz farklı tasarımlarlave farklı patentlerle bu fıkirleri koruma altına aldık. Şirketiçi değerlendirme sürecinden sonra, pazarlamarun görüşüylebu bir ürün geliştirme safhasına girdi ve sonuç olarak 8patent başvurusuna ve 3 marka tesciline sahip kahvemakinemizi ortaya çıkardık. (Şekil l O)

Page 65: Kongre Sponsorları - Anasayfa › sites › 1 › upload › files › 6_sanayi_kongresi...Kongre Sponsorları AKBANK Oturum Sponsorları ~ BORÇELiK e CEm OFSEr mat b_acılık sanayii

Telve

----<"0>-" M().:j >'TÜRK KAHVE MAKiNASı ÜRÜN GELİŞTıRME

0>--...-...---<0>------<0.M.y. Ap.tw

8 PATENT BAŞVURUSU VE 3 MARKA .... ,.., -TESCILI l'

CookSense (pişme algılama) .f.SploJet (su Jetı karıştırma)

AnliSpill (taşma önleme sistemi) ~

Jso - Sanayi Kongre i

Şekil 10

Özetle inovasyon aslında gerçekten bir belirsizlikortamıdır. Yönetilmesi güç olmakla beraber, yöneltebilirortamları, yaratıcı fikirlerin beslenebileceği ortamlarısağladığımız zaman, şirketlerin kendi içlerindekidinamiklerle otomatik olarak bir başarı ortamınagelebileceklerine inanıyorum. Yönetilebilmesi için uygunaraçlar, esnek süreçler ve açık bilgi akışını, şirketkültürünün bir parçası haline getirmemiz gerekir.

Ian McKayEurExcel Direktörü

Fikirden ürüne giden yolu konuşmak için buradayım. Şuana kadar bazı büyük firmaların bu konuda neleryaptıklarını dinledik, ben konuyu daha çok KOBİ'lertarafından ele alacağım.

EurExcel olarak KOBİ'lerin, kavram geliştirme,konsorsiyum oluşturma, bölgesel ve ulusal kurumlarlaAB tarafından verilen hibelere başvuruların yazılması vedeğerlendirmesi, fikri mülkiyet hakkı ve faydalanmastratejilerinin geliştirilmesi aracılığıyla Avrupa araştırmafonlarından faydalanmalarını sağlıyoruz.

Hepinizin bu klasik ürün yaşam çemberine aşinaolduğunuzu saruyorum. Ürünün geliştirilmesinden düşüşekadar geçen süre üründen ürüne büyük farklılık gösterir.Örneğin ilk cep telefonlarının geliştirmeden doygunluğaulaşmaları uzun yıllar sürmüştür. Ama İngiltere Euro2000futbol t-shirt'lerinin geliştirilmesi, piyasa sürülmesi,büyümesi ve doygunluğu çok kısa sürmüş, düşüşüyse sizinde tahmin edebileceğiniz gibi inanılmaz hızlı olmuş vesadece birkaç hafta sürmüştür. (Şekil 1)

Süre

. ",r..r..r*

€ ~ EX Ceithe eurcpeen association of innovating SMEs#w-A'

Klasik ürün yaşam çemberi

Satışlar "."d,~

Şekil 1

Neden inovasyon yapmalıyız? Çünkü ürününüzün ikiolası düşüş yolu vardır. Birincisi ürününüzü olduğu gibibırakırsınız ve ömrünü tamamlar. İkincisiyse, ürününüzeyeni özellikler katarak, son kullanıcıya yeni avantajlarve faydalar sağlayarak bu süreci devam ettirirsiniz amaen sonunda ürününüz yine de düşecektir. Cep telefonuörneğine geri dönecek olursak, kameralar ve metinmesajları eklenmiştir ama en sonunda bu cep telefonununkullanılabilirliği sınırlı hale gelecektir. (Şekil 2)

,,,r "".",.

;E~ EX C eitne EUrOPEanassociation of innovating 5MEs*~J.r

Neden inovasyon yapmalıyız?

Satışlar

Ürün ömrünU uzaımastratejilerinin etkileri

Süre

Şekil 2

'Fikirden ürüne' temel adımlar şunlardır:• Fikir üretme• Ürün eleme• Kavram testi• İş ve finansal analiz• Ürün geliştirme• Pazarlama testi• Ticarileşme (en önemli kısımdır çünkü para buradan

gelir)

Sayın Meydanlı, fikirlerin şirket içinden ve pazararaştırmalanndan geldiğinden bahsetti. Ben bunlara rakiplerinizlenmesini de eklemek istiyorum. Ayrıca planlı Ar-Geça1ışmalanndan ya da şans eseri veya sezgi yoluyla gelebilir.Beyin fırtınası, senaryo analizi gibi yaratıcı düşünce modelleride fikir üretmede kullanılabilir. Ufka bakmak yani RayHammond'ın söylediği gibi bundan 5- 10-20 yıl sonrainsanların neler kullanacaklarına, isteyeceğine vegereksineceklerine bakmak da bir yöntemdir.

Page 66: Kongre Sponsorları - Anasayfa › sites › 1 › upload › files › 6_sanayi_kongresi...Kongre Sponsorları AKBANK Oturum Sponsorları ~ BORÇELiK e CEm OFSEr mat b_acılık sanayii

Bu yöntemleri sadece fıkirlerin üretilmesi sürecinde değilaynı zamanda onlann elenmesi sürecinde de uygulanabilir.Aklınıza pek çok fikir gelebilir, bunları bir sırayakoyabilirsiniz, hepsini bir huniye koyup diğer tarafageçenlere bakabilirsiniz. Bu aşamada FABU analiziyapılabilir, buna göre ürünün özelliklerine, avantajlarına,hem tüketiciye hem de üretici olarak size sağlayacağıfaydalara ve sizi çeken kısmına bakarsınız. Örneğin ceptelefonun bir sürü özelliği, avantajı ve sağladığı faydalarvar ve hem sizi hem de tüketiciyi çekiyor. Tabii bu analizinsonucunda kazananları seçmeniz gerekir ama geri kalanlarada dikkat edilmelidir. Firmada bir şey geliştirirken,öncesinde neler olduğunu size hatırlatan bir şeylerinolması önemlidir çünkü sonuçta geçmişte herhangi birnedenden ötürü üretilemeyen bir ürün olabilir. Örneğinçipler çok eskiden üretilemezken şimdi çok hızlı birşekilde üretilebiliyorlar ve gelecekte bu konuda dahabirçok gelişme kaydedilecektir.(Şekil 3)

,r

EutEX Cei thE EUrOPEan associaUon of Innovating SMEs'it'it'it

Ürün Seçimi

FABU analizi

cı~atures (Özellikleri)ci A vantages (Avantajları)ci B nefits (Yararları)

ci -Appea! (Cazibe)

Kazananı seç ....

...ama her ihtimale karşı, kalanları da unutma!

Şekil 3

Bundan sonra kavramın test edilmesi gerekir. Bu aşamadainsanlar bir araya getirilip yeni ürün ya da hizmeteverdikleri tepki test edilir. Bunun için yeni ürün ya dahizmete odaklanan bir grup oluşturulabilir, sergileryapılabilir, fuarlara katılabilinir, internet kullanılabilir.Artık internet üzerinde web üzerinden seminerleryapılabilmektedir, insanları buraya davet edebilirsiniz vebu platformda belli ürünleri tartışabilirsiniz ve yine aynışekilde blogları kullanabilirsiniz. Ancak ürünlerinizi halkaduyurmaya başlamadan önce, fikri mülkiyet haklarınıkorumanız gerektiğini unutmayın. Bu konuda çalışacağımzgruplar ve kişilerle de bu ürünlerin fıkri mülkiyet haklarınınkorunması konusunda anlaşmalar yapmanız çok önemlidir.

Fikirleriniz seçip kavramı pazarda test ettikten sonra,yeni ürün geliştirme sürecine girilir:

Tasarım (üretim için)• Prototip geliştirme ve test• Ambalaj ve marka• Konumlandırma (ürünün doğru pazara ve bu pazarında

doğru kısmına konumlandırılması)• Kullanım testi ve geri bildirim (bir arıza söz konusuysa

bu bilginin elde edilmesi ve arızanın giderilmesi gerekir)• Pazarlama ve reklam• En son olarak da ki bu en önemlisidir SATIŞ!

KOBİ'ler için zaman zaman zorluklar teşkil edebilecekbütün bu ürün geliştirme aşamalarının çok dikkatli birşekilde yönetilmesi gerekir:• Tasarımlar ve sürüm kontrolleri - en son sürümlerin

kullanılıyor olmasına dikkat edilmelidir.• Fikri mülkiyet - korunması ve sürdürülmesi• Prototipin geliştirilmesi - eğer fikir dışarıdan geliyorsa

bunun da fikri mülkiyet hakkının korunması gerekir• Pazarlama, reklam ve satışlar• Nakit akışı

KOBİ'ler için en önemlisi nakit akışıdır çünkü satışyaparken nakdin size en kısa zamanda geri dönüyorolması gerekir.

KOBİ'ler her türlü teknoloji alanında tutarlı bir şekildeve devamlı olarak yeni ürünler geliştirmektedirler.Biyoteknoloji, bilişim, nakliye, lojistik vs. alanlarındaKOBİ'lerin geliştirdikleri ürünler bulunmaktadır. Yeniürün geliştiren KOBİ'lerle ilgili olarak iki örnek vermekistiyorum. Bunlardan birincisi Piezotag otomotiv parçalarıüretmektedir, ürününün adı da Piezotag ve bu lastikbasıncını izleyen bir sistemdir. Lastiğinizin basıncınınsizin için tehlike yaratacak bir seviyede düşük olupolmadığını ölçmektedir. Bu sistem, ticari araçların vebinek araçların yanında uçaklar için de kullanılmaktadır.

Sağladığı faydalar arasında kazaları azalttığı için güvenliğiartırması, enerjinin daha verimli bir şekilde kullanılmasıve aracın performansının artırması sayılabilir. Piezotag'inavantajlarından yapısında kaynaklanmaktadır. Sistem birtitreşim gönderiyor, transistor buradan elde edilen bilgileribilgisayara iletiyor. Bu cihazın pilinin bitmesi gibi birdurum söz konusu değil çünkü enerjisini tekerleklerdenalıyor.

Bu proje Ocak 2000'de başlatıldı. 2001 yılında İngiltere'depatent başvurusu yapıldı, 2003 yılında Grant Thorntonkaynak oluşturma sürecine destek vermek suretiyle projeyekatıldı. İlk finansman kaynağı, İngiltere'de bölgesel birfon olan Advantage Early Growth Fund'dır. Bunun dışındaBusiness Angels dediğimiz yatırımcılar bu sürece katkıdabulundular. 2004 yılında da anonim şirket oldu.

Piezotag'in pazarı, binek araçlar için yılda 120 milyonve ticari araçlar için de 40 milyon üniteden oluşmaktadır.Piezotag'in pazar payı %lO'dur ve bu da 16 milyon birimyapmaktadır. Piezotag'in iş modeline bakacak olursak,firma artık üniteleri kendisi üretmeyecek, onunyerinelisanslama yoluna gidecek. Özelolmayan lisans başınaücret 1 milyon avrodur ve bu lisanslamanın firma için nekadar önemli olduğunu göstermektedir. Şu andaPiezotag'in Avrupa'da üç adet patenti var. AB dışındakibaşka ülkelerde de patent alma süreci devam ediyor.ABD'de bir patent almış durumda ve VW ile Audi ilegörüşmeleri devam ediyor.

Bir diğer örneğim, Diesel Do Nicely adı verilen üründür.Bu hem firmanın hem de ürünün adı olup kısaca DDN

Page 67: Kongre Sponsorları - Anasayfa › sites › 1 › upload › files › 6_sanayi_kongresi...Kongre Sponsorları AKBANK Oturum Sponsorları ~ BORÇELiK e CEm OFSEr mat b_acılık sanayii

olarak anılmaktadır. Sloganları, 'pahalı soruna tamzamanında çözüm'. Bir sorunun zamanında anlaşılmasıçok önemlidir ve mevcut üretim süreçlerine bununyansıması söz konusudur. Bildiğiniz gibi dizelle çalışançok sayıda araç var ve dizel ile çalışan bir araca benzinkoyulması çok sık karşılaşılan bir sorundur. Benzinleçalışan bir aracı dizele çevirdiğinizde ya da tam tersi,veya bir ailede iki araba varsa ve bunların biri benzinlediğeri dizelle çalışıyorsa, bu sorunun yaşanılma olasılığıçok yüksektir. Şu ana kadar sadece İngiltere'de 120.000vaka bildirilmiştir, onarım maliyeti de araç başına 200ila 4.500 avrodur, dolayısıyla maliyetin hem kişiler hemde kurumlar için çok yüksek olduğu söylenebilir. Seslive mekanik çözümler söz konusudur. Örneğin 'bu aracasadece dizel koyun' gibi bir sesli mesaj olabilir.

DDN'nin ürettiği fikir, yanlış yakıt türü koyulmamasıiçin aracın benzin deposuna plastikten sert bir parçanınkullanılmasıdır. Bu çok etkili bir sistem, sesli mesajverdiği için insanların hata yapmasını engelliyor. Bu basitparçayı benzin deposunun kapağının altına rahatçaoturtabilirsiniz.

DDN'nin 'fikirden ürüne' sürecine bakacak olursak, proje2005 yılında başladı. 2006 yılında DON anonim şirketoldu. İlk prototipler 2006'nın sonunda üretildi. Ocak2007'de arkadaşlarından ve işletmelerden ilk önemli fonlar(75.000 avro) elde edildi. Test süreci başlan ve Ağustos2007'de Business Angels'tan ikinci kaynak (375.000 avro)aktarımı oldu.

Piyasa biraz önce de değindiğim gibi oldukça büyük veAvrupa'da binek arabalar için 55 milyon avroluk, hafifticari araçlar içinde 22 milyon avroluk bir rakamdanbahsetmek mümkün. Ancak bu mevcut pazar ve gelecektebelki de üreticiler bu gibi sorunların oluşmasınıengelleyecek çözümler bulacaklar ve böylece bu sorunortadan kalkacak. Ancak şu ansa bu sorunu yaşayabilecekmilyonlarca araç var.

DON, Piezotag'den farklı olarak bu ürünü lisanslamayıdeğil de daha çok taşeronlara devretmeyi düşünüyor. İlkpatent başvurusunu Şubat 2006'da yaptı ve 2008 başlarındaalınması öngörülüyor. Beş uygulama daha geliştirildi,halka tanıtılmadan önce test edilecekler. ilk siparişlerinialdılar ve şu anda üç grup alıcının ürünle ilgilendiğinibiliyoruz.

Özet olarak, eğer bir KOBİ iseniz ve yenilik yapmakistiyorsanız, bir şekilde bu fikri bulmak zorundasınız,aksi halde pek çok KOBİ'nin kaderi sizin de kaderinizolabilir. Fikir bulmak kolaydır ama önemli olan yeniürünlerin geliştirilmesidir ve uzun sürer. DON örneğindeplastikten sert bir parçadan söz ediyoruz ve bununüretilmesi 2 yıldan fazla sürınüştür. Piezotag biraz dahaelektronik bir ürün, dolayısıyla karınaşık bir proje olarakkarşımıza çıkıyor ve üretilmesi yaklaşık 8 yıl sürınüştür.Fikri mülkiyet haklarının mümkün olan en kısa süre içindekoruma altında alınması çok önemlidir, çünkü eğer

bunu yapmazsanız fikriniz çalınabilir ve değerikalmayacaktır. Son olarak, ailenize ve arkadaşlarınıza iyidavranın çünkü onların parasına ihtiyacınız olabilir.

Doç. Dr. Atilla DikbaşİTÜ Proje Yönetim Merkezi Müdürü

İnovasyonu belki bizim algı kanallarımızın dışında birşekilde tanımlamamız gerekir ve ben inovasyonu sosyalsüreç içinde değişimi telkin eden karmaşık bir süreçolarak algılıyorum. Hakikaten inovasyon aslında çoktanımlı bir süreç değil ve biz tanımsız bu süreç içindeürün geliştirıneyi amaçlıyoruz ama bu süreçte alınmasıgereken en önemli ders bence inovasyonu birbirimizetelkin etmek durumunda olmamızdır.

Teknolojik inovasyon konusunda özellikle üniversitelerinrolü çok önemlidir. Bu konuya satış ve pazar olarak ikiyönden bakmak gerekir, çünkü ticarileşme bir teknolojikinovasyon olarak algılanmalıdır. Teknolojik buluş veonun ticarileşmesi olan inovasyon süreci, akademikinovasyon, teknoloji pazarına da ürün sunmalıdır.Akademik inovasyonda mutlaka teknoloji tabanlı süreçlerve ürünler üretmek ve bu ürünlere odaklanmakdurumundayız Bu çok önemli bir husustur. Ama bu tekbaşına olmamaktadır ve teknolojik inovasyon sürecinitanımlarken diğer inovasyon süreçlerini de tanımlıyoruzve onlara ihtiyaç duyuyoruz. Teknolojik inovasyon, sosyal,prosedürel, idari, finansal ve pazar inovasyonlarınıtetiklemektedir.

İnovasyonu bir tetikleme, bir telkin etme süreci olaraktanımlamıştım, demek ki bir sosyal inovasyona daihtiyacımız var, dolayısıyla belki de algı kanallarımızıdeğiştirmek durumdayız.

Prosedürel inovasyonlara ihtiyacımızvar, çünkü inovasyonsüreci içerisinde hükümetin, sanayinin, üniversitelerin,teknoparkların mevzuatlarını değiştirerek bu karmaşıksüreç içerisinde katma değer üreten bir model yaratmakzorundayız.

Sanayide çoğu zaman pazar inovasyonu, teknolojikinovasyondan daha önemlidir, çünkü sanayi ürünün kısasüre içinde pazara çıkmasına ve ondan yine kısa zamaniçinde kar etmeye odaklanmaktadır. Oysa teknolojikinovasyondaki süreç o kadar hızlı değil ve bunu çözmemizgerekiyor. Sanayinin beklentisiyle akademik dünyanınbeklentisini bir noktada buluşturmak ve bu inovasyonsürecinde de buna bir model yaratmak durumundayız,sadece telkin yeterli değil tabii ki.

Pazar ve iş modelindeki inovasyon, teknolojikinovasyonun önünü açmaktadır. Teknolojik inovasyonunönünün açılması için mutlaka pazar ve iş modelindeinovasyonlar yapmak zorundayız ve bu da akademi yedüşen rollerden biridir.

Page 68: Kongre Sponsorları - Anasayfa › sites › 1 › upload › files › 6_sanayi_kongresi...Kongre Sponsorları AKBANK Oturum Sponsorları ~ BORÇELiK e CEm OFSEr mat b_acılık sanayii

Teknolojik inovasyon ve yatırımların gelişmesi, bubağlamda üniversite araştırmalarının ticarileşmesigerekmektedir. Aslında bu ikisi ayrı iki kolda yeralmaktadır ve ikisi arasında karşılıklı bir etkileşim sözkonusudur.

Model ne olmalıdır?Türkiye'nin teknoloji çağında satışlarını artık teknolojitabanlı ürünlere odaklı olarak yapması gerekmektedir.

Üniversiteler aslında kısaca kişilerin eğitimi, kamusalalan sağlanması, sanayi için problem çözümü ve katmadeğerin artırılması gibi bir takım alanlarda çalışırlar.(Şekil ı)

-Karier geliştirme·Yönetici geliştimıe

• Ara,umıa sOtecinin yOnUnucıknemek, belirlemek

-Toplanlilar ve konferansıar-Standart forumtartı evsahlpliaıyapmık~iri$imcilik men:ezleri &danışman proıramlar-Mcıun tebekesi (netwen)-Penonel delişim (intemship.r.kühe delişim. V.I.)-Endüstriyel inibat proaram1an-Danışman komiteler-MÜfredAl ıeUşıinnc komiteleri-BUıUn bunlan dcıııcldcyecek birçevrenin OlUŞlUNlma i

-Araşnrrnaanlaşmalan

• Endüstri ile ortakeraşurrna

• Teknoloji Lisansı-Damşmanhk• Ôzel labaratuvar ve

Şekil 1

Üniversitelerin yeni rolü ne olmalıdır diye bakacakolursak:1. Yeni sektörlerin geliştirilmesi:• Öncelikli ve temel bilim ve mühendislik araştırmalar

- Disiplinler arası tematik alanların geliştirilmesigerekmektedir. AB projelerine baktığımız zaman 6.Çerçeve Programı'nda buna yönelik çalışmalaryapılmaktadır. Sadece temel bilim ve mühendislikalanlarına yoğunlaşıldığında ürüne çıkmakta zorlukyaşanmaktadır, bu nedenle disiplinler arası tematikalanların geliştirilmesi gerekir.

• Girişimciliğe olanak veren teknolojik inovasyonugeliştirme politikaları yaratmak durumundayız. Eğerüniversiteler girişimciliğe önem veren ve teknolojikinovasyonu tetikleyen süreçleri taratamazsa, yenisektörlerin oluşturulması sağlanamaz.

• Sanayi ile akademik araştırmacılar arasındakibağlantının geliştirilmesi gerekir.

• Sanayi - Üniversite işbirliğinin yaratılması gerekir.• Teknoloji geliştirmede hükümet politikalarına itici güç

oluşturulmalıdır. Eğer üniversiteler kendi finansal veişleyiş yapılarını değiştiremezlerse, küreselleşmedeTürk üniversiteleri çok ciddi zaman kaybedecektir.

• Teknoloji Geliştirme enstrümanlarının yenidenirdelenmeli, tematik bölgeler oluşturulmalıdır.Teknoparkları hepimiz biliyoruz ama teknoparklarbugüne kadar yazılım yapan firmaların yerleri oldu.Oysa hangi üniversite hangi tematik alanda güçlüyse,

o bölgelere güdümlü projeler verilebilirdi ama bu trenikaçırmış değiliz.

• Uluslararası standartların belirlenmesi gerekmektedir.

2. Sanayi ile buluşturma. Buna göre yapılması gerekenlerşunlardır:• Konferansların, atölye çalışmalarının, girişimcilik

forumlarının oluşturulması,Probleme yönelik ortak proje fon sağlama,

• Uyumlu içerikli çalışmalar,• Firma ve tedarikçilere yönelik teknik yardım.

3. Sektörler arası iletişim ve ara yüz oluşturma. Bunagöre yapılması gerekenler şunlardır:• Kopuk aktörler arasındaki bağlantının kurulması,• Yapısal ve teknolojik açıkların tamamlanması,• Teknolojik ortaklıkların oluşturulması ve gerekli

ilişkilerin sağlanması,• Yeni endüstriyel kimliğin belirlenmesi.

Yeni sektörler oluşturup bunları sanayi ile buluşturduktansonra kopuk aktörleri yaratmak ve aralarında iletişimkurmak da üniversitelerin rolleri arasında olmalıdır.

4. Olgun sektörlerin geliştirilmesi.Araştırmalar ve üniversite danışmanlığında sanayiyeyönelik yeni problem çözme araçlarının geliştirilmesi,Eğitimli işgücünün geliştirilmesi,Global anlamda en iyi pratiğin araştırılması,Öngörüler ve KPI,Kullanıcı tedarikçi forumlarının oluşturulması, vs.(Şekil 2)

Sanıı)! ile

Ruluşturma

(iii

SektörleruruOiI Olgun sekıorterln

iletişim ve arayus (;ellştlrıınıe.,i

Oluşturma (11L1 (1\)

Yenı ~ek(nrlerin

Oluşturulması

(ii ı

/A,.... ..........n'nl\'tf'ltttdu ....... nd. 1MIj'l,ytyOMIlk)tOlpnılıltm

me .raçtannıııııt'iii1rIl_

....v.aııımlll.... O.O.ııolIıllril_

.,;clob&tu .. ...t. tft 1)'1praditn ..... urıIMIII

A)oI6oilItt"KPI"""iil\lnltıı_rtk~tof'\ınıılll'ınmohlfhınılırı .. ı

,,-onrıllılll \i Itmel bilim vf

mOhendl.Uk .... 'llrm.l.r-Olllpllnler.rUlltfl\ltlk.lInl.r1rtııttljllrUmt'lt

.;'Glı1tlmdllle otanak '"ertaleknoloJlk lno\'aıyorıuattlttlrmt poUıtk.l,rl

;ı'Sanaylllt 'k.dtmlk,rlfıırmlK'll,r .rtiındaklbafUnunl rtı If-Ilftlrllmtll

"Slrtııı.,t1- nlvtr'8lı1-'tblrllllnln YI,..l1lmul

"TıknoloJl '1IIttlrmtde!tDk meı poUılk.lırın.llldı~otu,ıurm.

II'TtknoklJlfillı,llrmtIni1rllm.nlırınırl yenıdenIrdılınmw- Ttm.llk böI.elir

"lJIu.l.ra,..I .. and.r1larınbelırlenmttı

-'Konrenuısların, 'lUı,.eçalışmalar1n1n.llrlşfmcllikrorumlarınınolıq:turulmaı

~ 1önellk ortakpnije rtıoı. ...

Aı)'Vırılulçtrfk-"F1~"lecbırlk(t1tt'ey6MIlk teknık yatdım

,"",opuk akIMkor aruıı,daklbqtanhnın kurulmlll

A'ıpıgl vf IfknoMjllt ,<ık"rınlIMımlanmul

/l'tknokljlll ort.klıklarınohlfuınılmuı \'i ttrtklılıı,klt.ı1nıııl"nma.ıu

;Yenı tndQıırlyel klmııalnbellrlenMfti

Şekil 2

Akademik inovasyondan ürüne uzanan bu karmaşıksüreçte yeni küresel ekonominin üç temel itici gücü vardır:üniversite, teknopark, sanayi. Üniversiteler gençler içinbi takım girişimcilik programları düzenledi, teknolojiktabanlı projelerde Ar-Ge tabanlı olanlara kaynak sağladıve sayede mucitler ortaya çıktı. Bunlar, buluşa yönelikaraştırmalardan yüksek teknolojide ekonomik kalkırırnayakadar giden süreç içerisinde yerlerini aldılar. Üniversitelerburada teknoparklaruu kullanmalıdırlar. Teknolojik tabanlı

Page 69: Kongre Sponsorları - Anasayfa › sites › 1 › upload › files › 6_sanayi_kongresi...Kongre Sponsorları AKBANK Oturum Sponsorları ~ BORÇELiK e CEm OFSEr mat b_acılık sanayii

araştırmayı tetikleyen ve onun ticarileşmesi için gerekliolan işleri yapan üniversite bu eksen içinde yer alabilir.Teknoloji Geliştirme Bölgeleri Kanunu'na göreteknoparklarımız var buna göre teknoloji yönetimi ofisleriüniversitelerin içinde olabilir. Bural ar korunmadan pazarave lisansa kadar, bence üniversitelerin mükemmeliyetmerkezlerinin konuşlandığı yerler olmalıdır veteknoparklarda bu konularda hizmet verilmelidir. Özelliklelisansların uygulanmasında, başlangıç aşamasındakifirmaların gelişmesinde, güvenilir firmaların olmasındave kuluçkaların olgunlaşması süreci içerisinde sanayiyeçok önemli rol düşmektedir. Demek ki üniversitemucitlerinin çıkmasından ekonomiye katma değer yaratanyüksek teknolojilerin oluşumunda üniversite, sanayi veteknopark üç önemli alandır. (Şekil 3)

Akademik Programlannrevizyonu ve teşvik/Internship, yan u.manh işler,asiıuuıhk/Proje çaltılan ve Giri4imci1ik/'Bilim ve Mühendislikte ÇıtayıyükseltmeAktifim. tanıtım. taunm

Şekil 3

Bu üç itici gücün yer aldığı modeli yeniden tanımlamamız,yeniden yapılandırmamız gerekmektedir. Bu modelde,üniversitelerde teknoparklardaki teknoloji yönetimofisleriyle teknolojik gelişmeleri yakalayan, koruyan,pazarlayan ve lisanslayan ve bu konularda üniversitelerile birlikte çalışan ve teknoparklarda Ar-Ge yöneten birtakım organizasyonlar olmalıdır. Teknoloji yönetimofisleri üniversitelerin içerisinden teknoparklara taşınmalıve teknoparklarda özellikle bir katalizör görevi görmelidir.Akademik programlar mutlaka revize edilmelidir. Sonsınıftan hatta 3. sınıftan başlayarak öğretim üyelerininyapmış olduğu araştırmalarda çalışan öğrenci kimliğiniyakalamamız gerekmektedir. Öğrencilere sadece bireğitim sürecini aşılarsak, biz eğitim görevimizi yerinegetirmiyoruz demektir. Üniversitedeki öğretim üyesininbirinci vazifesi sanayiden proje getirmesi ve öğrencisinide bu projelerde çalıştırmasıdır. Sanayi Odası'nın dabaşlattığı bir takım fonlar var ama yeterli değil, bu nedenlesanayi burada özellikle devreye girmeli ve teknoparklardaproje yaratmaya odaklanmalıdır. Aynı MIT modelindeolduğu gibi, öğretim üyesi teknoparklarda firmasınıkurarak burada öğrencisiyle birlikte çalışabileceği birtakım modeller geliştirilmelidir. (Şekil 4)

. ~ÜNiVERSiTE SANAyiProje Yaralma Ofisleri ve DeğerlendirmeSüreçleri-Tematık alan odaklı araştırma konuları-Patent araştırmaları-Proje Getl~tirme ve Yazma•

Start-Up Servisleri-Teknolojııçın lisans i ortaklıkanlaşması-Proje Yönetimi

•~Iralejlk ve Finansal plan-Ürün gelıştırme

KULUÇKA -Değru Pazar seçımı-Çekirdek sermaye

Teknoloji Yönetim Oflsleri . Başlangıç Hizmetleri-Ticari dqer analizleri-Proje Yönelimi-Pazarlama ve finans modeli - Sanayı ile Buluşma-Teknoloji ve/veya Ar-Ge Geliştirme-Teknoloji Yönetim Onsi ile Lisanslama çalışmalarınınbaşlaması

Şekil 4

Sanayi denince akla risk sermayesi sağlayıcıları,danışmanlar ve sanayi ortakları gelmektedir. Özellikleüniversitelerdeki Ar-Ge'rıin ve buluşun ticarileşme süreciiçerisinde, sanayinin sermayenin ve risk sermayesininortağı olması çok önemlidir. Bu, ön kuluçka evresindenkuluçka evresine kadar giden çok kapsamlı bir süreçtir.Bu süreç içerisinde özellikle başlangıç aşamasındakifırmalara hizmet verildiği ve teknolojik yönetim ofisleriyleberaber çalışıldığı, bu kuluçkaların sanayiylebu luşturulduğu yerlerde mutlaka sanayinin yer almasıgerekir. O zaman teknoparklarda, teknolojik tabanlı Ar-Ge'ye önem veren KOBİ'lerden büyük firmalara kadarçeşitli büyüklükte fırmaları ortaklaşa ofislerinın kurulmasıgerekmektedir. Eğer üniversitelerdeki bu mevzuatdeğişmeyecekse, sanayi artık ofislerini teknoparklarataşımalıdır. Teknoparklar sadece firmaların yer kiraladığıdeğil sanayiyle üniversitelerin ortak projeler yaptıklarıyerler haline gelmelidir. Bunu MIT ve Stanfordmodellerinde çok rahatlıkla görebiliyoruz.

Oluş aşaması ve sonrasında ticarileştirme sürecindemodelin etkin bir rolü vardır. Disiplinler arası araştırmaalanlarının keşfedilmesinden başlangıç aşamasındakifirmaların çekirdek sermayeye ihtiyaç duyarak gelişimsürecinde bir model var. Bunun enstrümanlarındanüniversiteler, geleneksel süreçlerini revize etmeli;teknoparklar, teknoloji yönetim ofislerini kurmalı vesanayiyi buralara çekmeli; sanayi teknoparklar içerisindeAr-Ge ofisleri olarak yer almalıdır. Bu üçlü modeliniçerisinde kuluçka firmaları yani teknoparklarlaüniversitelerin sanayiyle ortaklaşa yürütmüş olduklarıkuluçka yerleri olabilir. Kuluçka yerleri, bu tip projelerinyer aldığı büyük Ar-Ge alanlarıdır. Bu tür firmalarınsayısı ne kadar Ar-Ge yaptığınızla, ne kadarticarileştiğinizle, ne kadar ticari ürün çıktığıyla doğruorantılıdır.

Bu süreç içerisinde, ben direktörü olduğu Proje YönetimMerkezi bir proje başlattı: Genç Girişimci GeliştirmeProgramı. Bu programın birincisini yaparken bir yıliçerisinde 80 fikirden 40'lnı eledik. Değerli öğrencilerinve genç akademisyenlerin katıldığı çok güzel projelervardı. Burada Teknokent ile üniversitenin ara yüzünü

Page 70: Kongre Sponsorları - Anasayfa › sites › 1 › upload › files › 6_sanayi_kongresi...Kongre Sponsorları AKBANK Oturum Sponsorları ~ BORÇELiK e CEm OFSEr mat b_acılık sanayii

oluşturan, teknoloji yönetim ofisine benzeyen ve benimde içinde yer aldığım bir organizasyon olan TechnoBee'yikullandık. Genç Girişimci Geliştirme Programı'nın bizsadece eğitimde kalacağını düşünüyorduk ama sonundaüç tane çok güzel proje geliştirilmiş oldu. Bizim buprojelere risk sermayesi bulmak için proje sahiplerinirisk sermayecileriyle buluşturmamız gerekiyordu amaolmadı. Ama işi yanda bırakmak olmazdı ve bir BusinessAngel bulduk. Bizim üniversitemizden mezun ve yıllardaüniversiteye destek veren bir sanayicimiz bir kuluçkaorganizasyonu kurdu ve üç tane güdümlü projeye yerdesteği ve risk sermayesi desteği sağladı. Bu, özelliklekuluçka firmalarını tetikleyen üniversiteden çıkmışprojelerin ticarileşmesi için önemli bir modeldir.

Ufuk GüçlüFord Oıosan Genel Müdür Baş Yardımcısı

i. Dünya Savaşı'ndan sonra Avrupa sanayinde çok ciddibir üretim kaybı olmuştu, dolayısıyla üretilen her şey birmüşteri buluyordu. Sonra üretim kapasiteleri talebigeçtiğinde, bu sefer maliyet ön plana çıktı çünkü düşükmaliyeti üretenler kazanmaya başlamıştı. Bu sefermaliyetle kalitenin dengesi bozuldu ve birden bire kaliteninüzerinde çok yoğunlaşıldı. Sonra ürün yenileme süreçleriönem kazandı ve bunun için de esneklik ön plana çıktı.Şimdi de farklılıktan konuşuyoruz. Bilhassa içindebulunduğum otomotiv sektöründe bütün arabaların dörttekerleği, dört jantı var, bunları birbirinde farklı kılannedir? işte aradaki inovatif farklılıklar bu farklarıgetirmekteler.

Bu şekildeki inovasyon dörıgüsünü yalnızca bir çemberolarak görmemek gerekir, bu bir helistir ve zamaniçerisinde döne döne ilerler. Fikirden üretime, üretimdengeliştirmeye, sonra tekrar fikre ama yeni fikre doğruilerler. (ŞekilI)

İnovasyon Döngüsü

"D 'H.. .• e:... te € ~ ... . .

..

...::1......... . .-.~

.,

;>aqRek 3'" .. ı..~te

1 'ne

at sa C; rı t

aıe et rı e

lo: sk a...r::-

........ /:::.....................

Şekil 1

Türk otomotiv sanayiine baktığımızda, montaj ilebaşladığımızı, bilhassa hükümetlerin zorlamalarıyla yansanayinin gelişmekte olduğunu ve yerleştirme sürecindebilgi birikiminden yararlandığımızı görmekteyiz. 1980-1990 arasında kapasite artımı sırasında modernizasyona

da ciddi önem verildiğini ve bu sayede de üretimteknolojilerinin hem ana sanayilerde hem de yansanayilerde ciddi bir yenileme sürecine girdiğinigörmekteyiz. 1995 sonrası Gümrük Birliği'nin de getirdiğibir doğal rekabet gereği olarak, güncel model imalatıgündemde önemli bir yer almaktadır. Ancak bunun dayetmediğini görüyoruz. Bundan sonra katma değeri yüksekürünler geliyor. Bu, tasannuru ve teknolojisini en azındanortağınızla beraber yaptığınız ürünleri imal ederekmesafenin getirdiği nakliye dezavantajını ortadankaldırmaktır. (Şekil 2)

Türkiye OtomoLiv Sanayii'nin Gelişme Süreci: 1960n.oıo

Kapalıpazar

i Açık pazar

~K.ç

Şekil 2

Araç üretiminde dünyada şu anda 16 sıradayız. 20 i2 yılıiçin hedeflenen 2 milyon üretimle Hindistan'ın önünegeçmektir, tabii Hindistan da o sırada nüfusunun vermişolduğu potansiyelle ciddi bir sıçrama yapmazsa. 2006yılına ilişkin diğer bilgiler yansıda verilmiştir. (Şekil 3)

Şekil 3

Türk otomotiv sanayinin vizyonu AB içindeki en rekabetçiüretim ve gelişmiş bir Ar-Ge merkezi olmaktır. Stratejikhedeflerimizi şöyle sıralayabiliriz:

Stratejik Hedefler - 2012_ Dünyada Toplam Üretimde

AB'de Toplam ÜretimdeAB 'de Ar-Ge'de

ilk 10ilk 3ilk 5

Page 71: Kongre Sponsorları - Anasayfa › sites › 1 › upload › files › 6_sanayi_kongresi...Kongre Sponsorları AKBANK Oturum Sponsorları ~ BORÇELiK e CEm OFSEr mat b_acılık sanayii

Bu hedeflerin rakamlara tercümesi şudur:_ 2 milyon adet Üretim_ ı,5 milyon adet İhracat_ 25 milyar $ İhracat Geliri

600 bin İstihdam

İstikrarsız yerli pazar ve yüksek vergiler bizim en önemlizayıf yönlerimizi oluşturmaktadır. Çok iyi eğitimli,girişimci, rekabetçi ve motivasyonu yüksek insan gücümüzise en önemli kaynağımız. Gelişen pazarlardaki yeniüretim merkezleri, yani Hindistan ve Çin gibi ülkelerinbizden daha cazip oluşu ve global arenadaki genel üretimfazlalığı sektörümüz açısından en önemli tehditlerdir.İstikrarsız yerli pazar ve yüksek vergiler tehditler arasındada yer almaktadır. (Şekil 4-5)

SWOT Analizi / i

Güçlü Yönler

Çok iyi Eğitimli. Girişimci. Rekabetçi veMaıive insan Gücü

Zayıf Yönler

lstikrarstz Yerli Pazar

Uzun Vadeli Plan Eksiklgi

Düşük Kapasite Kullanımı-Yüksek Üretim SabitMaliyetleri

Aşırı ithalat MiktarıGüçIU Yan Sanayi ile Uluslararası Dizaynve Üretim Teknolojileri Yüksek Enerji Maliyetleri

Uluslurarası Teknik Mevzuata Uyum Ana Sanayi ve Yan Sanayiilişkilerinin Veriıyısizliği ve

ihracat Tecrübesi Eksikliği

Stratejik tokasyon : Yeni pazarlara yakınlık Yüksek Vergilerr-------~------~

Teknolojik Alıyapı ve UluslararasıStandardlarda Kalite

Yabancı Üreticiler ilc güçlü Entegrasyon veOrtaklıklar

~Koç

Şekil 4

SWOT Analizi / II

r--------------------r---Fırsatlnr Tehditler

• Ar:ışıınml&Oclişıinl1c 'de ileriTeknolojiler ilc Ynunm

AB ilc Artan Enıcgrusyou

Bölgedeki Yegane Global ÜretimMerkezi Ö/elliği

• Ticari Araç Üretim Merkezi OlmaYönündeki Önemli Yatmmlar

• Komşu Pazurlnru İhracat Kohıylığı

Gelişen Pazarlardaki Yeni ÜretimMerkezleri

Yubuncı Yaunm 'ın Diger GelişenÜlkcl~ri Tercih Ermesi

Yüksek Vergi Oraninn

İstikrarsiz Yerli Pazar

Global Arcnu 'daki Üretim FazlalığıL._ Doyrnumış Yerli Pazar

------------ -

~Koç

Şekil 5

Şirketim Otosan'ın ürün geliştirme faaliyetlerinedeğinirsem, Otosan 1960'tan beri ürün geliştirmedepartmanına sahip bir kuruluştur. Hafif ticari araç, motorve ağıt ticari araçlar konusunda ciddi projeler yapmıştır.Üç ana ürünümüz var. Bunlardan Transit Connect'in tümlisans, tasarım ve mühendislik haklarını yarı yarıya Fordile paylaşıyoruz. Yarı Transit'te Ford için yapmışolduğumuz mühendislik hizmetlerini fatura ediyoruz.Cargo kamyon ve Ecotorq motorunda ise tüm lisans,tasarım ve mühendislik haklarıysa yalnız bize aittir.

İnönü fabrikasında hem Puma motor hem de Ecotorqmotorun arka aks ve ön süspansiyonlarının imalatını

yapıyoruz, tasarımlarıysa Kocaeli fabrikasındayapılmaktadır.

Ürün geliştirme de çalışan insan kaynağımız ve bu alandafaaliyet gösteren bölümlerimiz şunlardır:

Personel Durumu

2007MühendislerPh.D 16M.Sc. 118B.Sc. 191CAD Designer 45Teknisyen 41Toplam Beyaz Ya ka 411

----saat Odemeli 35TOPLAM 446

Bölümler

Proje Yönetimi ve HomologasyonAktarına Organları ve MotorGövde MühendisliğiŞasi MühendisliğiElektrik MühendisliğiAraç MühendisliğiKargo Kamyon MühendisliğiTasarım Stüdyosu

--

-Özel Araç MühendisliğiPPMMaliyet AzaltmaAr-GePVT

Endüstriyel tasarımdan sürecin sonuna kadarki her türlüteknoloji altyapısına sahibiz. Bir Avrupalı otomotivüreticisinde, motor üreticisinde bulunan her türlü donanımve yazılım bizde mevcut. Bir üstünlüğümüz de benimhumanware dediğim insanlarımız. Her türlü gövde, araç,sistem testlerini yapabiliyoruz ve sürecin tamamınasahibiz.

Yakın tarihte gerçekleştirdiğimiz bir örneği vermekistiyorum. Ford'un yıllar önce cycle plan'inden çıkartmışolduğu 200 beygirlik bir motor ihtiyacı vardı. Kaynaklarınıönceliklendirdiği vakit, bu projeye kaynak ayırmakekonomik değildi. Biz tasarımını da, üretimirıi de yapmayatalip olduk. Ford ile bu konuda iş anlaşmasını yaptıktansonra, maliyet ve finansallar üzerinde de anlaşmaya varıpTürkiye ve Avrupa pazarlarında sınıfının en güçlü dizelmotorunu daha sessiz, daha dayanıklı ve hem kullanımhem de bakım açısından da daha ekonomik biçimdeyapmak üzere yola çıktık. AB'nin yasal regülasyonlannahazırlıklı olmak, bilgi sahibi olmak ve tecrübemizi artırmakgibi ikincil beklentilerimiz de vardı.

Bu motoru Ford yapsaydı ne olurdu? Bizim için hiçbirriski olmazdı, masrafı olmazdı ama biz Ford'a lisans

Page 72: Kongre Sponsorları - Anasayfa › sites › 1 › upload › files › 6_sanayi_kongresi...Kongre Sponsorları AKBANK Oturum Sponsorları ~ BORÇELiK e CEm OFSEr mat b_acılık sanayii

ücreti öderdik, maliyetine katlanırdık ve Ford'un ürüngeliştirmesi bize göre daha pahaılı olurdu. Bu kararımızsonucunda her ne kadar ürün geliştirme masrafını veüretim riskini biz yüklenmiş olsak da düşük ürün maliyeti,mühendislik krıow-how'ı, ürün ve maliyette tam kontrolve Ford ile yeni ortak geliştirme projelerinde yer almakmümkün oldu ve Connect'ten sonra bir de motorda referansalmış olduk.

Burada diğer bir örnek de yan sanayicilerle erkenişbirliğidir. Daha kavram oluşturma sürecinceyken herbir seçilmiş yan sanayiciyle bu motorun tasarımının, oparçaların mevcut üretim teknolojilerine ve tezgahlarınauyumu konusunda hemfikir olup tasarım standartlarınıona göre belirliyorduk.

Eğer Ar-Ge gücünüzü sürdürmek, inovasyon portföyünüzügeliştirmek istiyorsanız sadece bugüne bakamazsınız.Önünüzde beş yıllık bir iş programı olması gerekir. Eğerbu beş yıllık programı yönetici olarak yapmamışsanız,yatırımcıların sizin hakkınızda daha kısa süreli birprogramı vardır, ya da rakiplerinizin şirketiniz hakkındaciddi bir programı olur. Bu programı yaptığınızda ürünolarak ne yapacağınız önemli değil çünkü onudestekleyecek makine ve ekipmanı, parayı yatırdığınızzaman alabiliyorsunuz. Ancak onu gerçekleştirecekışgücünü, o tasarıyı yapacak insanı artık bulamayacakboyutlara geliyoruz. Onun için biz yaklaşık beş yıldırüniversite-sanayi işbirliği çerçevesinde üniversitelerleciddi bir çalışma başlattık ve bugüne kadar bu konuda 4milyar dolardan fazla harcadık. Üzerinde çalışılan konularteknik olarak gittikçe daha teknik konular olmayabaşladığından standart üniversite mezunlarıyla değil deözel konularda master ya da doktora yapmış kişilerleçözülebilir hale gelmektedir. Boğaziçi Üniversitesi ileotomotiv konusunda 22 öğrencilik bir yüksek lisansprogramı yaptık. Otomotiv Teknolojileri Ar-GeMerkezi'nde (OTAM) ve ODTÜ'nün "High G" TestMerkezi'nde çalışmalarımız ve TÜBİTAK ile hibrid araçtest merkezi çalışmalarımız var.

Hibrid aracın bir gün ticarileşebilmesinin, o aracın elektrikmotorunun, kontrol sisteminin ve bataryasının yerli üretimyapılmasıyla ve dünya piyasalarıyla rekabetçi bir şekildeyapılmasıyla mümkün olabileceğini gördüğümüz için,İnci Akü ve Arçelik ile ortak çalışmalar yapıyoruz.Geçmişte Fuelcell konusunda yine aynı şekilde çalışmalaryapmıştık ve günümüzde tüm dünyada ileriye dönükolarak otomotiv sektöründen en çok beklenen sürücügüvenliği konusunda da muhtelif üniversiteler ilekonsorsiyum halinde rekabet öncesi işbirliklerinde yeralıyoruz. Bu ortak işbirliği tecrübelerimiz konfor konusunuda kapsıyor. Ayrıca 6.Çerçeve Programı kapsamında2012 için Euro 6 Dizel Motor konsepti tasarımı konusundaGreen isimli bir projede yer aldık. 7. Çerçeve Programıiçin de başvurularımız var ancak henüz kesinleşmedi.

Sorular ve Katkılar

Soru

Bir rekabet stratejisi olarak teknoloji ve rakip analizi yaparkenpatent veritabaniarından nasıl yararlanıyorsunuz? Trizyöntemi, sadece ÜTÜngeliştirme yöntemi midir yoksa patentliteknolojileri patent haklarını ihlal etmeden kullanmanıza,patent analizi yapmanıza yardımcı olabilir mi?

İffet İyigün Meydanlı

Rekabet stratejilerimizi ve ürün geliştirme odaklarımızıbelirlerken, patent veritabanIarından faydalanıyoruz.Öncelikli olarak bir içerik analizinden ziyade sayısalanaliz yapıyoruz. Son 15-20 yıl içerisinde bizimbelirlediğimiz teknolojik alanlar ya da ürünlerimizdebelirlediğimiz kodlanmış teknik alanlar üzerine dünyaüzerinde alınmış patentleriri sıklığına, son dönemdekiyığılmalara ve nerelerde olduğuna bakarak ve bu verilerlekendimiz arasında bir 'gap analizi' yaparak girdi olarakkullanabiliyoruz. Özellikle teknoloji yol haritalarınınbaşlangıcında alternatif teknolojiler üzerine son yıllardahangi alanlarda paterıtlerin yoğun olarak alındığı bizimiçin bir yol gösterici oluyor.

Triz metodolojisi özünde, yaratıcı problem çözme olaraktanımlanmaktadır. Dolayısıyla Triz metodunu sadeceürün geliştirme değil, üretimdeki sorunlarınız ve Ar-Ge'deki temel zorlu problemleriniz için de kullanmanızmümkün çünkü sonuç olarak bu bir yaklaşım.

Bu yaklaşımı bilmeyenler için çok kısa bir açıklamayapmak istiyorum. Temeli, patentlerin taranmasındanortak çelişkiler matrisinin incelenmesiyle kendi özelprobleminizi genel tanımlanmış problemlere taşıma vegenel çözümlerden kendi özel çözümünüze ulaşmaktır.Bunun için temeli sağlam bir mühendislik bilgisine ihtiyaçvardır. Dolayısıyla bu her alanda kullanılabildiği gibişemsiye patentler yani bir konunun farklı çözümlerinibirkaç tane patentle korumak amacıyla kullanılabildiğigibi patent alınmış bir teknolojinin etrafından dolaşmakiçin de şirketlerin sıkça başvurduğu bir yöntemdir.

Soru

İnovasyon için küme şeklinde işbirliği yapan gruplarınverimliliği nedir ve bu konuda Euroexcel nasıl destekvermektedir?

Ian McKay

Kümeleşme şeklindeki ortaklık ilk olarak, aynı ürünüüreten kişilerin geleneksel coğrafi yerlerinden başlamıştır.İkinci kümeleşme, kuluçkaları ve teknoparklarıngeliştirilmesidir. Bir üçüncü kümeleşme de sanalkümelerdir ve AB bunları ortak projeler için finansmanaçısından desteklemektedir. Örneğin Avrupa'nın her

Page 73: Kongre Sponsorları - Anasayfa › sites › 1 › upload › files › 6_sanayi_kongresi...Kongre Sponsorları AKBANK Oturum Sponsorları ~ BORÇELiK e CEm OFSEr mat b_acılık sanayii

yerinden KOBİ'ler aynı projenin çatısı altında bir arayagetirilmişlerdir. Halihazırda geliştirilmekte olan dördüncütür de dinamik kümeleşmedir. Buradaki ana fikir,KOBİ'lerin hızla bir araya gelip tek bir proje üzerindeodaklanmaları, proje tamamlandığında yine hızlı birşekilde dağılıp başka bir proje için tekrar bir arayagelebilmeleridir. AB bu tür projeler için de finansmandesteği sağlamaktadır.

Euroexcel'in kümeleşme konusunda yaptıklanna bakacakolursak, biz kümeleşmenin avantajlannı ve etkili olduğunufark ettik ve KOBİ'lerin çeşitli sanal kümelere katılımınıteşvik etmek için bir takım çalışmalar yürütüyoruz. Genelolarak bunun çok önemli olduğuna inanıyoruz. Dinamikkümeler ve geleneksel kümeler konusunda her zamanüniversitelerin işbirliğini yapmasını sağlamaya çalışıyoruz,çünkü kümelerin bulunduğu belirli yerlerde üniversitelervar ve ellerindeki imkanlardan faydalanmak gerekir.Bence üniversiteler bu imkanları sandıklarından dahakolay bir şekilde kümelerin kullanımına açabileceklerinifark etmiyorlar. Örneğin, ekipmanlarını ya daüniversitelerde çalışanları hafta sonları ya da akşamlarıyani kendilerine gerekli olmadıkları zamanlarda KOBİ'leretahsis edebilirler.

Soru

KOSGEB-üniversite işbirliğiyle kurulan TeknolojiGeliştirme Merkezleri'nin altyapılarının sağlamlaştırılarakteknoparklara geçen işletmeleri daha sağlamdesteklemeleri doğru olmaz mı? KOSGEB'in TeknolojiGeliştirme Merkezleri TEKMER'in, inovasyon geliştirmesürecindeki yeri ve önemi nedir?

Doç. Dr. Atilla Dikbaş

TEKMER'ler önemli enstrümanlar ve önemli başarıöyküıeri ama benim söylemek istediğim model de birazönce Sayın McKay'in de söylediği dinamik kümeleşmedir.Kümeleşmenin belli bir noktada stratejisini yapmakgerekiyor. Başta bir strateji belirlemeden sektörlere yönelikolarak bu projeleri netleştirmeden belirli bir modeloluşturamayız. TEKMER'ler halihazır model içerisindekiişlevlerini yürütüyorlar ama farklı tematik alanlardakümeleşmelerin gelişmesini sağlamak ve bunlara yönelikyol haritalarının ve stratejilerin belirlenmesini sağlamaksanayi için çok önemlidir. Genç Girişimci GeliştirmeProgramı'nın ikincisinde bunu uygulayacağız. Sanayi 5-LOyıl sonrasında çıkacak problemlere yönelik Ar-Ge'yebelki yatırım yapabilir diye düşünüyorum çünkü sonuçolarak dağınık veya sayısı belli olmayan, kendisineyönelik bir hedef bulamayan sanayici, üniversite veteknopark işbirliğinden uzaklaşmaktadır.

Soru

TÜBİTAK MAM ile birçok Ar-Ge projesigerçekleştirdiğinizi düşünerek, bu işbirliğini üniversite-sanayi işbirliği konseptinin neresinde görüyorsunuz?

Ufuk Güçlü

Oldukça zor bir soru, çok dikkatli cevap verınek gerek.TÜBİTAK ile ortak projelerimiz devam ediyor ve edecek.

Soru

Kalite ve güvenirlik farklılığına dayalı rekabet stratejisininbelirlenmesinde hizmet sektörüyle sanayi sektörü arasıdane gibi farklılıklar vardır?

Dr. Erbil Payzın

Esasında hizmet sektörü ve sanayi sektörü diye ayırınakbiraz güç çünkü günümüzde sanayi sektörü de hizmetleberaber bir takım ürünleri sunmaya başladı. Buradaşirketler arasında bir takım farklılıklar oluyor. Teslimatgüvenilirliğini alırsanız, ben zamanında ürünümü teslimederim dediğiniz zaman bu sizi diğer üreticilerden ayıncıbir faktör olmaktadır. Bu, salt hizmet sektörü için debenzer bir husus onun için sektörler arasındaki değil deşirket arasındaki farklara bakmak gerekir. Zaten önemliolan da budur. O kalabalık arasında bir şeyleri farklıyapıp kendinizi diğerlerinden ayırt edebilmeniz lazım.

Soru

Yeni urun ıçın değer zincirini şirket dışına, yanitedarikçiden son kullanıcıya taşıyarak incelemek ve herpaydaşa yaratılacak değer önermesini planlamak veizlemek için önerileriniz nelerdir?

İffet İyigün Meydanh

Burada büyük bir model oluşturınak gibi bir niyetim yokama paydaşlardan biri son kullanıcıysa, zaten inovasyonkullanıcıya değer katma üzerine kurulduğu içinzannediyorum bahsettiğimiz değer zinciri içindemüşterinin gizli saklı ya da açıkça belirttiği beklentiyi yada aradığı değeri şirketler zaten tanımlamak zorundadır.Dolayısıyla bahsettiğimiz tüm inovasyon süreçlerindeson kullanıcı çok açık bir şekilde işin içinde. Tedarikçikısmıysa daha ziyade stratejik işbirlikleri ve ticarianlaşmalarla yönetilen bir boyut olduğu için o kısmınidaresi zannediyorum daha zor. Ancak buna rağmenrekabet öncesi araştırmalarda, özellikle AB fonlarınınyürütüldüğü projelerde daha araştırmaya yönelik projelerdebir araya gelmek ve projeler bazında inceleme yapmakdaha kolayolacaktır diye düşünüyorum.

Soru

ODTÜ'nün geliştirdiği hayalet uçak kaplama malzemesibuluşu örneklerinizden hangisine uymaktadır? Teknopark-üniversite işbirliği içinde mi gerçekleştirilmiştir?

Doç. Dr. Atilla Dikbaş

Bildiğim kadarıyla cevaplayabilirim çünkü ben de

Page 74: Kongre Sponsorları - Anasayfa › sites › 1 › upload › files › 6_sanayi_kongresi...Kongre Sponsorları AKBANK Oturum Sponsorları ~ BORÇELiK e CEm OFSEr mat b_acılık sanayii

gazeteden ve ODTÜ'deki arkadaşlarımdan öğrendim.Çok önemli bir buluş ama bu modeldeki hiçbir şeyeuymuyor, çünkü üniversitedeki Ar-Ge 'nin sonuç olarakçıkardığı bir ürün. Dünyanın her yerinde bu tip buluşlarçok önemlidir ancak bunlar binde birdir. Aynı şey ABDiçin de Avrupa için de geçerlidir. Biz bunların çoğalmasıiçin belli bir model önermek durumundayız. ÖzellikleODTÜ'nün geliştirdiği bu proje için, elimizde başkaenstrümanlar olsaydı belki çok daha öncedengeliştirilebilirdi.

Soru

Arçelik ve Ford Otosan yetkililerine proje seçim kriteriiçin uygulanan metodolojik bir yöntem mevcut mudur?Birçok proje geliştirme önerileri içinde en uygununu nasılve hangi yöntemle seçmektesiniz?

Ufuk Güçlü

En az parayla en çok getiriyi getiren projeleri her zamanseçeriz, bu da Time Adjusted Return Rate (T ARR)yöntemiyle hesaplanır. Yukarıdan aşağıya projelersıralanır, bunların içerisinde yasal projeler de vardır veonlar için TARR'a fazla bakmayız çünkü Euro4 ya daEuroS normu gelmişse bunu ya yapacaksınız ya işibırakacaksınız. Buna ek olarak, müşteri beklentilerindekiani değişikliklere dönük manevra alma durumları olabilir.Bunların hep yazılı kuralları vardır. Sanırım Arçelik'tede benzer uygulamalar vardır, en azından Koç Holdingikimize aynı cetvelle bakıyor.

Page 75: Kongre Sponsorları - Anasayfa › sites › 1 › upload › files › 6_sanayi_kongresi...Kongre Sponsorları AKBANK Oturum Sponsorları ~ BORÇELiK e CEm OFSEr mat b_acılık sanayii

OTURUM2A

Bölgesel Rekabet Dinamikleri

- Sosyo-Ekonomik Gelişmeler- Sınai Trendler, İş Fırsatları- Bilim ve Teknoloji

Oturum BaşkanıProf. Dr. İlter Turanİstanbul Bilgi Üniversitesi Uluslararası İlişkiler Bölümü Öğretim Üyesi

KonuşmacılarKlaus RohlandDünya Bankası Rusya Ülke Direktörü

Tuğrul ErkinDEİK Türk - Avrasya İş Konseyleri Başkaru

Prof. Dr. Gündüz UlusoySabancı Üniversitesi Mühendislik ve Doğa Bilimleri Fakültesi Öğretim Üyesi

Page 76: Kongre Sponsorları - Anasayfa › sites › 1 › upload › files › 6_sanayi_kongresi...Kongre Sponsorları AKBANK Oturum Sponsorları ~ BORÇELiK e CEm OFSEr mat b_acılık sanayii

Oturum BaşkanıProf. Dr. İlter Turanİstanbul Bilgi Üniversitesi Uluslararası İlişkiler Bölümü Öğretim Üyesi

1941 yılında İstanbul'da doğdu. Orta öğrenimini Türkiye ve Amerika Birleşik Devletleri'nde tamamladı. 1962'deOberlin Koleji'nden (ABD) Siyasal Bilimler Lisansı, 1964'te Colombia Üniversitesi'nden Siyasal Bilimler YüksekLisansı dereceleri aldı. İstanbul Üniversitesi İktisat Fakültesi Siyaset İlmi Kürsüsü'nden i966'da Doktor, 1970'deDoçent, 1976'da Profesörlük unvanlarını kazandı. 1984'te İstanbul Üniversitesi, Siyasal Bilgiler Fakültesi'nde görevalan Prof. Turan 1991'de aynı faküitede yeni kurulan Uluslararası İlişkiler Kürsüsü başkanlığını üstlendi. 1993yılından sonra Koç Üniversitesi'nde Siyasal Bilimler Profesörü olarak görevaldı. 1998-2001 yılları arasında İstanbulBilgi Üniversitesi'nde Rektörlük görevini üstlendi. Hali hazırda aynı üniversitenin Uluslararası İlişkiler BölümüÖğretim Üyesidir. Mukayeseli siyaset, Türk siyasal hayatı siyasal davranış, siyasal kültür, uluslararası ilişkiler vedış politika konularında yayınlanmış İngilizce ve Türkçe kitap ve makaleleri bulunan ve akademik mesleğine ekolarak muhtelif şirket ve vakıf yönetim kurullarında görev yapan Prof. Turan Dünya Gazetesi'nde haftalık makaleleryazmaktadır. Evli ve tek çocukludur.

KonuşmacılarKlaus RohlandDünya Bankası Rusya Ülke Direktörü

Almanya'da doğdu. Öğrenimini Marburg Üniversitesi'nde hukuk ve kamu yönetimi alanında tamamladı. DünyaBankası'na 1981 yılında Almanya Ülke Direktörü Danışmanı olarak katılan Rohland, aynı kururnda bu süre zarfındaçeşitli görevler üstlendi. i985 ve 1995 yılları arasında Alman Hükümeti ile uluslararası kalkınma destek politikalarıve uygulamaları konusunda çalıştı. Dünya Bankası bünyesinde Güney Amerika, Doğu Avrupa ve özellikle 90'larınortasında Çin Halk Cumhuriyeti'nde yürütülen kalkınma çalışmalarında yer aldı. Son görev yerlerinden biri olanve ülke direktörlüğü yaptığı Vietnam'da Dünya Bankası'nın en büyük imtiyazlı kredi programlarından birininuygulamasını takip etmiş ve Vietnam'ın DTÖ'ye katılması için tasarlanmış geniş ölçekli danışmanlık programınıyürütmüştür. Nisan 2007 itibariyle Dünya Bankası Rusya Federasyonu Ülke Direktörlüğü ve Daimi Temsilciliği'niüstlenen Rohland; evli ve iki çocuk babasıdır.

Tuğrul ErkinDEİK Türk - Avrasya İş Konseyleri Başkanı

1937 yılında İstanbul'da doğdu. İstanbul Teknik Üniversitesi'nden mezun olan Erkin, profesyonel hayatma Almanya'daRhein Braun kurumunda başladı. Takip eden yıllarda Hacettepe Üniversitesi'nde öğretim görevlisi olarak görevyapan Erkin; Kümaş, Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığı, İstanbul Büyükşehir Belediyesi, Alarko Topluluğu veTekser İnşaat gibi kurumlarda üst düzey pozisyonlarda görevler üstlendi. Bosphorus Gaz Corporation GenelKoordinatörü olarak görev yapan Erkin, aynı zamanda DEİK Türk - Avrasya İş Konseyleri Başkanı'dır.

Prof. Dr. Gündüz UlusoySabancı Üniversitesi Mühendislik ve Doğa Bilimleri Fakültesi Öğretim Üyesi

Makina Mühendisliği lisans ve yüksek lisans derecelerini sırası ile i970 yılında Robert Kolej'den ve 1972 yılındaRochester Üniversitesi'nden aldı. Doktora derecesini Virginia Tech'den Yöneylem Araştırması alanında 1975 yılındaaldı. 1976 - 1999 yılları arasında Boğaziçi Üniversitesi Endüstri Mühendisliği Bölümü'nde öğretim üyesi olarakgörev yaptı. Boğaziçi Üniversitesi Endüstri Mühendisliği Bölüm Başkanlığı (1985-1993) ve Rektör Yardımcılığı(1992-1994) görevlerinde bulundu. 1993-1997 yıllarında TÜBİTAK Bilim Kurulu Üyeliği ve 1995-1997 yıllarındaMarmara Araştırma Merkezi Yönetim Kurulu Başkanlığı görevlerini yürüttü. 1998-2002 yılları arasında KalDer'deYönetim Kurulu üyeliği ve Kalite Ödülü Yürütme Kurulu Başkanlığı yaptı. Sabancı Üniversitesi Mühendislik veDoğa Bilimleri Fakültesi Öğretim Üyesi olan Gündüz Ulusoy, TÜSİAD-Sabancı Üniversitesi Rekabet ForumuDirektörü ve Sanayi Liderleri Programı Koordinatörü olarak görev yapmaktadır. Araştırma ilgi alanları; teknolojive imalat stratejileri planlaması, rekabet ve kıyaslamadır.

Page 77: Kongre Sponsorları - Anasayfa › sites › 1 › upload › files › 6_sanayi_kongresi...Kongre Sponsorları AKBANK Oturum Sponsorları ~ BORÇELiK e CEm OFSEr mat b_acılık sanayii

ii

Böl esel Rekabet Dinamikleri

Prof. Dr. İlter Turanistanbul Bilgi Üniversitesi Uluslararası ilişkiler Bôliimü Öğretim Üyesi

Türkiye'nin merkez olarak alındığı bir bölge tanımıyaptığınız zaman bu, muhtelif bölgelerin kesişme noktasışeklinde ortaya çıkıyor: Ortadoğu, Kafkaslar, Orta Asya,Rusya, Balkanlar. Bu bölgelere ilişkin ortak bir siyasinitelik bulabilir miyiz diye soracak olursak, kısa bir süreöncesine kadar öyle olmasına rağmen, şu an için BalkanJandışarıda tutacak olursak, diğer bütün bölgelerin hepsindeotoriter sistemler egemendir. Otoriter sistemlerin aslındaiktisadi trendlerle oldukça yakın ilişkisi olduğuna işaretetmeden geçemeyeceğim. Çünkü otoriter sistemlerintemel zaafı, barışçıl değişime izin verememeleridir.Dolayısıyla otoriter sistemler, her zaman istikrarsızlıkunsurlarını da taşırlar. Bu piyasalarda beklenmedikdeğişikliklerin olabileceğine daima hazır olmak gerekir.

Bu değişiklikler içten olabileceği gibi, Irak'ta olduğu gibive zaman zaman İran ile ilgili spekülasyonlar yapıldığıgibi, dışarıdan da yaratılabilmektedir. Bunun iktisadialanda da bir yansıması vardır. Otoriter yönetimler, piyasaekonomisine uygun olmayan davranışlar dasergileyebilirler. Bu davranışlar bazen kendi içlerindekibir siyasi mücadelenin bir ürünü olabilir. Nitekim, TepeAkfen'in ilk Tahran Havaalanı'nın yapılmasında karşılaştığıgüçlükleri hatırlayacak olursak, İran'daki bir iç güçmücadelesinin sonunda, verilmiş bir işin bitiren firmanınelinden alınması durumu yaşanmıştı. Benzer bir durumShelJ'in İran'daki ihalelerinde de söz konusu olmuştur.

Rusya'ya baktığımız zaman, beklenmedik bir şekilde özelellere geçmiş gaz şirketlerini yeniden devlet almış veböylece yine belirsizlik ortaya çıkmıştır. Herhangi kararınne zaman alıp ne zaman uygulanabileceği konusunda daotoriter sistemlerin getirdiği belirsizlikler vardır. Kararınsadece ne zaman değil, kimin tarafından alındığı,hukukiliği, geçerli olup olmadığı da yine otoriter sistemlerve hatta otoriter olmayan ama istikrarsız sistemlerde birsorun yaratabilir. Bildiğiniz gibi Kuzey Irak hükümetibazı petrol firmalarına arama ruhsatı vermişti, ancakdünkü haberlere göre Irak Federal hükümeti kendilerininonayından geçmeyen herhangi bir ruhsatın geçerliolmadığını ve dolayısıyla gelecekte de tanımayacağınıifade etmiştir.

Bu şartlar altında bölgedeki rekabete girmenin önemliriskler içerdiğini hatırlamak gerekir. Bütün ülkeler içingeçerli olmasa bile, çevremizdeki ülkelerin önemli birbölümü petrol ve doğalgaz zenginidir. Petrol ve doğalgazınyarattığı ve otoriter yapıyı destekleyen sorun var. Petrol,doğalgaz ve benzeri ürünler, sonunda yeraltındançıkarılıyor, genellikle ruhsatı devlet veriyor, yeraltızenginliklerinin kamuya ait olduğu kabul ediliyor fakatbu servete sonunda siyasi kimliğe sahip az sayıda kişi elkoyuyor. Bu kişiler kendilerine bütün toplumunpaylaşamayacağı bir yaşam biçimi geliştiriyorlar, sonrada yaşam biçimini muhafaza edebilmek için de siyasiotoriteciliğe başvuruyorlar.

Otoritecilik değişimi engelliyor ve servet dağılımı üzerinebaşlayan bir kutuplaşma, Humeyni devriminde olduğugibi, beklenmedik bir değişimin zeminini oluşturabiliyor.Varlığa dayalı bir lüks yaşam tarzı, aslında petrolüngetirebileceği refahın topluma yaygınlaşmasını engelliyorve iktidardakiler de böyle bir durumda gitmemek için hertürlü vesileye başvurabiliyorlar.

Bu Türkiye açısından bir anlamda bir avantaj ama belkibir anlamda da bir dezavantajdır. Genellikle gelirleriniyeraltı zenginliklerinden elde eden ülkeler, başka geliryaratma yöntemleri, özellikle sınai yatırımlar üzerindefazla durmuyorlar, bu alana gereken önemi vermiyorlar,çabuk tatmin istiyorlar ve dolayısıyla bu ülkelere büyükbir ihracat potansiyeli ortaya çıkıyor. Buna karşılık,değişimin nasıl geleceğine ilişkin belirsizlik veistikrarsızlık, dolayısıyla uzun vadeli bakış açılarına sahipolmamanın getirdiği güçlükler dezavantaj olarak ortayaçıkıyor.

Bu bölgelerin başka bir ortak yönü de yozlaşmanın çokyaygın olmasıdır. Bu ülkelerin karar alıcıları, aldıklarıkarar sonucu doğabilecek menfaatlerden bir bölümününkendilerine düşmesi konusunda genelde istekli oluyorlar.Piyasa ekonomisinin egemen olduğu ve demokrasiyleyönetilen ülkelerdeyse, genelde bu tür yozlaşmaya karşıbir direnç vardır. Hatta bu olayın yeryüzünde ortadankalkmasını isteyen ülkeler, kendi ülkelerinde kurulufirmaların başka ülkelerde de yozlaşmaya başvurmasınıbir suç kabul etmektedirler.

Bu çok asil bir tutum olarak görülmekle birlikte, rekabetdinamiklerini saptırmaktadır. Yozlaşmanın kendisi rekabetdinamiklerini saptırır, çünkü normal şartlarda bir haleyialamayacak bir firma bu şekilde ihaleyi alırsa, bu piyasamekanizmasının işlemesine bir müdahaledir. Fakat bunakarşılık, yozlaşmayı engelleme çabaları da aynı sonucudoğurur çünkü aslında birçok firma kendi ülkelerininyozlaşmayla mücadeleye dönük kararlarına uyarken bupiyasalardaki rekabet avantajlarını kaybedebilirler. Sizinde bildiğiniz gibi Siemens firması bir takım sıkıntılaryaşamış, daha önce de hatırlayabileceğiniz gibi içindeTürkiye'nin de yer aldığı Mercedes fırmasının kullandığıyöntemler dolayısıyla sorgulanması, bazı yöneticilerininhesap vermesi söz konusu olmuştur.

Klaus RohlandDünya Bankası Rusya Ülke Direktörü

Öncelikle, biraz önce Sayın Turan'ın da söylediklerinedayanarak hem bu bölgede hem de dünyada siyasalgelişmelerin ne kadar önemli olduğunu belirtmekistiyorum. Tacikistan'dan Polonya'ya, Estonya'ya kadarbölgedeki birçok ülke aslında şaşırtıcı bir şekilde ekonomikanlamda iyi bir gelişme göstermişlerdir. Buradaki önemliülkelere bakacak olursak, bu ülkelerin de aynı trendi takipettiklerini görüyoruz. Yapısal çerçeveye odaklanmak daoldukça önemli ve bu çerçeve dahilinde de ekonomik vesosyal gelişmeler, kalkınmalar mümkün olabiliyor.

Page 78: Kongre Sponsorları - Anasayfa › sites › 1 › upload › files › 6_sanayi_kongresi...Kongre Sponsorları AKBANK Oturum Sponsorları ~ BORÇELiK e CEm OFSEr mat b_acılık sanayii

İlk olarak şu anki durumdan bahsetmeye çalışacağım.Bölgedeki bütün ülkelerde güçlü bir gelişme var. Bunlarpolitik reformlar, makro-ekonomik reformlar ve sosyalreformlarla gerçekleştirilmektedir. Aynı zamanda ticaretve doğrudan yabancı yatırımlar sayesinde dünyaekonomisiyle entegrasyon söz konusudur. Kısa vadedekarşılaşılan sorunlar arasında makro-ekonomiksavunmasızlık oldukça önemlidir. Orta vadede, malisektörle ilgili hususlar var bugün bu bölgede yer alanülkelere dikkat edecek olursak, herkesin aklında aslındabirbirini geçme fikri vardır. Orta vadedeki zorluklaradeğinecek olursak, yaratıcılık, özellikle de verimliliğinartırılması ve yapısal reformların gündem içerisindetamamlanmamış olmasıdır. Sizin de bahsettiğiniz gibi,buradaki ekonomik gelişmelerin dünya ekonomisi üzerindebüyük bir etkisi olacaktır. Daha güçlü bir yatırım ortamı,daha yüksek katma değerli ürünlerin ihracatı ve dahaderin finansal piyasalar da yine orta vadede gerçekleşecekgelişmelerdir.

Bu bölgedeki ülkeler, Türkiye de dahilolmak üzere, heryıl ortalama %5'ten fazla ekonomik büyümekaydetmektedir. Bölgenin uzak doğusunda yer alanTacikistan, Kırgızistan, Özbekistan, Kazakistan gibinispeten fakir olan ülkeler de ekonomik anlamdabüyümüştür ancak büyüme oranJarı daha düşüktür. Türkiyede dahilolmak üzere bölgedeki bütün ülkeler, önemli birkişi başına GSYİH artışı ile kendisini gösteren bir büyümekaydetmişlerdir. Aslında bazı ülkeler bunun dışında kalsada, tüm dünyada bir ekonomik büyüme söz konusudur.Ekonomik büyüme, özellikle de refaha ulaşmak isteyenülkeler için bir önkoşul olarak karşımıza çıkmaktadır.(ŞekilI)

Ekonomik GenişlemeDevam Ediyor. ..

Reel GSYH SüyUmesi(2001.100)

-AII.'O-f'.-ıUCII ...... -O"'~III7f-DIıOl<WıliaDT-nı.tI,..-. _..._ ........._ ......_--

Şekil 1

Bölgedeki ülkelerin yoksulluk düzeylerinde de aynıeğilimi görüyoruz. (Şekil 2)

Yoksulluk coğu ülkede azalıyoryotiulhık OranI,ŞPP., 1.I5pn-day

(YoIuulluk .ın'" Ahıddl KI,11fftn 0"1111)

~~-------------------4

Şekil 2

Bu, verimlilikteki artışa ilişkin ilginç bir grafiktir. Benimvardığım sonuçlardan biri, verimliliği artırmayaodaklanmak, gelecekteki kalkınmanın, ülkelerin sosyo-ekonomik açıdan gelişmesinin anahtarıdır. Buradabüyümeyi oluşturan etkenleri görüyoruz. çoğu ülkelerde,verimlilik:artışı kişi başına üretilen çıktıdan kaynaklanmaktadır.Türkiye gibi ülkelerde nüfus artışı yüksek olmasına rağmen,istihdarnın çalışan kişi sayısına olan oranı artınlmış, verimlilik:artışı sağlanmış ve böylece ekonomik büyümegerçekleştirilmiştir. (Şekil 3)

Güçlü Verimlilik ArtışıEkonomik Yayılmayı Yöniendiriyor ...

ECA'da kişi başına çıktı artışının kaynakları (1999·2004)10 __

(7.l)

,<O)

i • ().i) ii iLA)

i,o.z....ol

(3.1)

(.J.l)

1993-1998 1999-1004 1996-1998 1999-2004 199J,.1998 1999·2 1993-1998 1999-2004 1996-1998 1999-ZOIM

AB-lO Türkıye OrU GelirliBDT Düşük Gtllrll BIYf F.skl SSCB Dlkderl

• İşçi başına çıktı • istihdamın çalışan nüfusa oranıÇalışan nüfusun toplam nüfusa oranı KIP:başımabüyilmeçıkll5l paranltll Içinde

Şekil 3

Kendimize sormamız gereken kilit soru, inovasyon veverimliliğin ekonomide büyüme sağlamak için birlikte nasılçalışmaları gerektiği, olmalıdır. Sürekli insanlara makroekonomik istikrarın her şeyolmadığı ama makro ekonomikİstikrar olmadan da hiçbir şeyin sürdürülebilir olmayacağınısöylüyorum. Bölgede piyasanın mali dengeleri iyileştirdiğinigörüyoruz. (Şekil 4)

Page 79: Kongre Sponsorları - Anasayfa › sites › 1 › upload › files › 6_sanayi_kongresi...Kongre Sponsorları AKBANK Oturum Sponsorları ~ BORÇELiK e CEm OFSEr mat b_acılık sanayii

Çıktı artışı yurtiçipolitikalarla desteklenmektedir ...

Malı l)mıe(GSVIWyıoruıl- ,.)1001·2007

Şekil 4

Türkiye 200 i yılındaki inanılmaz büyüklükteki bütçeaçığını 2007 yılına kadar büyük ölçüde kapatmayıbaşarmıştır. Buradaki en büyük etken sürdürülebilir malipolitikalardır ve bunlar sayesinde gelecekte de büyükgelişme kaydedecektir. çoğu ülkede, makro ekonomikistikrar konusu açıldığında, birçok insan döviz kurlarındanşikayet etmektedir. Kendi para birimlerinin daha fazladeğer kazanmasını ve bu sayede rekabetçilik anlamındaavantaj elde etmeyi arzulamaktadırlar. Bu konuda dikkatliolmanızı öneririm. Makro ekonomik istikrarıyakaladığımızda onun her zaman olduğunu düşünürüzancak bu istikrar ortamını kaybettiğimizde ne anlamageldiğini anlarız. Bugün Rusya'da, petrol ve doğalgazdankaynaklanan, mali açıdan bir artı durum söz konusudurama yine de ben her gün makro ekonomik istikrarındeğerini hatırlıyorum. Özellikle kısa vadeli hedefierimizibelirlerken bunu hiç aklımızdan çıkarmamamız gerekir.Türkiye'nin makro ekonomik istikrar açısından doğruyolda ilerlediğini söylemek isterim.

Özel sektör ve kurumların yapısal reformları, aslındasizin altyapınızı geliştirir ve aynı zamanda ekonomik vesosyal gelişme için bir ön koşulolarak karşımızaçıkmaktadırlar. Bu grafiklerde Türkiye'nin yeralmamasının nedeni, bu verilerin alındığı AvrupaKalkınma Bankası'nın özellikle geçiş ekonomilerineodaklanmasıdır. Burada yapısal reformlar çok net birşekilde karşımıza çıkmaktadır. Geçiş ekonomisindekiülkeler geçmişle ve OECD ülkeleriyle karşılaştırılırlar.Petrolü olan ve OECD standartlarındaki ülkelerde -kibunlar genellikle AB üyesidirler- önümüzdeki yıllardayapısal reformların yapılmaya devam edileceğinisöyleyebiliyoruz. Bu maratonun bir yerinde OECD yapısıdaha güçlü hale gelecek ama yine de hala kat edilmesigereken bir yol vardır. (Şekil S)

... Yapısal reformlarda kaydedilen ilerleme

..- .- .- ._

~

-

i ~ -~~ ~--- - - - --"""""'-

~i -

i ,~

:- - - - - - -Şekil 5

Bölgedeki birçok ülke özellikle ekonomik ve sosyo-ekonomikgenişlerneye odaklanmaktadır. Bu iki unsur, bölgedekiticaretin artmasıyla gelişebilir. İş adamlan, iktisatçılar ya dadünya ekonomisiyle ilgilenen kişiler farklı bir görüşteolabilirler ama bazıları yoksulları da düşünmektedirler.Ancak sadece işleri korumak adına değişiklik yapılmamasıburada uygulanacak bir yanlış politika olacaktır çünkü sosyalgelişim ve istikrar amacı güden bir politika durağan biryaklaşıma odaklanamaz. Dünyayı olduğu gibi tutmayaçalışırsanız ve hiçbir şekilde değişmeyen bir stratejigeliştirirseniz, bu ne çalışanlara ne de istihdam düzeyindebir fayda sağlayacaktır, ayrıca bizi değişim döngüsündenuzaklaştıracaktır. Bazı eğitim uzmanları, okullarda neöğrenirseniz, eğer bu eski bir bilgiyse ve bugüneodaklanmıyorsa size bir faydası oLmayacaktır, demektedir.Ben eğitimimi 40 yıl önce gördüm ve o dönemde verilenbilgi genellikle gerçeklere ve bazı verilere dayanıyordu.Evde ödevlerimi yaparken anladığım şeylerden bir taneside, ı9S0'lerin, i960'ların gerçekleri, i990'larda artık gerçekolmuyorlardı ve bu durum 21. yüzyıl için de geçerlidir.(Şekil 6)

Ekonomik genişlerneyedış faktörlerin de etkisi olmaktadır

!:

Kaynak: Banka penooelinin hesaPamaian; BMComınıdc. 2fJI1

Şekil 6

Bölgede ekonomik genişleme, sosyal kalkınma oldukçagüçlü ve gerçekten de iyi bir başarı hikayesiyle devamediliyor. Bu başarı hikayesi, rekabetin sadece komşu ülkelerarasında değil, Çin'de, Hindistarı'da, aklınıza gelebilecekpek çok ülkede devam ettiğini göstermektedir. Kendirekabet gücünüze göre bunları değerlendirmektesiniz.

Page 80: Kongre Sponsorları - Anasayfa › sites › 1 › upload › files › 6_sanayi_kongresi...Kongre Sponsorları AKBANK Oturum Sponsorları ~ BORÇELiK e CEm OFSEr mat b_acılık sanayii

Kısa vadeli zorluklara bakacak olursak, özellikle makroekonomik savunmasızlık olarak, pek çok ülkede cari açıklaranlamında bir iyileşme görmekteyiz. Türkiye'nin bu grafiktekibilgileri dikkate alması gerektiğini düşünüyorum. Bu durumRusya'da çok fazla görülmüyor ama Sayın Turan'ın dabahsettiği gibi, özellikle doğal kaynaklara bağlı ekonomikbüyüme, uzun vadede yanıltıcı olabilir. Acaba Rusya buradaelde ettiği karları ne kadar sürdürebilecek? Bazı ülkelerburada hastalıklı ülkeler olarak karşımıza çıkabilmektedirlerve özellikle makro ekonomik anlamda zorluklarçekebilmektedir, çünkü bu süreç Nijerya gibi ülkelere zararvermiş ve pek çok ülkeye de refah getirmemiştir. Cari açıklar,özellikle de politikayı belirleyen yetkililerin odaklanmasıgereken hususlardan birisidir ve ne yazık ki kolay bir çözümüde bulunmamaktadır. (Şekil 7)

Kısa vadeli zorluklar:Büyük savunmasızhklar devam ediyor .•.

ıto,ooof..It'S.TM.,... etka._

"iao.'~ıçiıo,_~_ı<ıı

Şekil 7

Bölgedeki pek çok ülke, mali sektör açısından birçokhususta savunmasız konumdadır. Dün International HeraldTribune'de mortgage ile ilgili olarak ABD'de yaşanankrizlerden bahsediliyordu çünkü mortgage işlemleri yapanbazı bankalarda gelirlerle ilgili sorunlar yaşanmaktadır.Bazı kişilerden gelir beyanı istenmemesi, bir anlamdakumar oynamaya benzemektedir çünkü fiyatlar artışgösterebiliyor ve bankalarda sorunlar yaşanıyor.Günümüzde tüm dünyada mali sektörle ilgili sorunlaryaşanmaktadır ve dikkat edilmesi gereken hususlardanbir tanesi de mali riskin düzeyidir. Bu riskin mali piyasalarve sosyal sermaye açısından ciddi sonuçları olabilir. 200yıl önce de söylenildiği gibi, sosyal sermaye ve tröstler,özellikle de mali piyasalar için önemlidir. Bu noktadamali piyasaların denetlenmesi, güçlü merkez barıkalarınınolması, güçlü denetleyici yetkililerin olması, özellikle dedoğu Avrupa ülkelerinde, eski SSCB ülkelerinde,Türkiye'de çok önemlidir. (Şekil 8)

Kısa vadeli zorluklar:Mali piyasanın savunması

Om Stlı6~.mx.ıYll1ii'iKmIiIeı'IGSYIi·'" '~2001·2Illı

.'"- .",

om

-r-

r-r- -

- r--

c- r-

o '---~'---L[ ıl.....- -

Şekil 8

Kişi başına düşen gelire baktığımızda, AB'nin parlakdurumunu görürüz. Türkiye, Rusya yaklaşık %25 oranındabir artış kaydetmiştir. Bir yetişme süreci var. Büyümerakamı iki basamaklı olan Çin gibi ülkeler ekonomik birdev haline gelmektedir. Japonya'daki % 1'lik ekonomikbüyümenin, Çin'de görülen %7 -8'lik ekonomik büyümedendaha önemli olduğunu biliyoruz, bu nedenle verimlilikoranını artırmak gerekmektedir. (Şekil 9)

Orta vadeli zorluklar:Verimlilik artışı

Kişi başına düşen gelir, 1999-200512,00)

II,M

LO'>

"..-"..-~2.S~ ,.-

111>%2ıs..

",.,,...,.,

AB-lO

ıuooo9.<XX>

8)lX)

'.<XX>

'.<XX>

'.<XX>

4.000

3.<XX>

2.<XX>

l.<XX>

Düşük Gelirli Om Gelirli Eski SSCB Türk.iytBDT 8l1f ülkeleri

Şekil 9

Özel sektörün gelişimi, ekonomik büyüme ve verimlilikanlamında büyük bir roloynamaktadır. Türkiye'de işkurmanın prosedürler ve süre açısından diğer ülkeleregöre daha iyi durumda olduğunu görüyoruz. Bazı ülkelerderuhsatların alınması ve iş kurmak, iki yıldan daha uzunsürebilmektedir. Süre ve prosedürlerin azlığı bakımındanbirinci sırada yer alan Avustralya'da, bütün işlemler birgün içerisinde bilgisayardan yapılabilmektedir. Bu grafıkteTürkiye'de işten çıkarmanın işveren için diğer ülkelerenazaran çok maliyetli olduğunu görüyoruz. Çalışanlarınızısadece bunu dile getirerek korumanız mümkün değildir,yeni iş istihdarnlarırun yaratılması gerekir. Sonuçta fırmalariflas edebilir ve burada odaklanmanız gereken şey, işdeğil işçiler olmak durumunda. işten çıkarılanların işbulana kadar geçirdikleri süreyi kolaylaştırmanız gerekir,çünkü sosyalolarak geçirdikleri süreci kabul etmeyeçalışmaktadırlar. (ŞekillO)

Page 81: Kongre Sponsorları - Anasayfa › sites › 1 › upload › files › 6_sanayi_kongresi...Kongre Sponsorları AKBANK Oturum Sponsorları ~ BORÇELiK e CEm OFSEr mat b_acılık sanayii

Verimlilik artışı yapısal reformlardadaha fazla ilerleme kaydedilmesini gerektirir

lşyapıTl4k,2007

Oıu •• 'ı......~ .........ıo,a..~t.t.l,.,ır.,).

~ u..~~ .....-.. .....~T .... ..,.ı..}» ..,.......,_. _,.. _(Uo')(...._ ..)~,-)

11'- IIÇ'~ -'-IM10Iı;.lıJSÇ1l_

Şekil 10

Orta ve ileri teknolojili ürünlerin ihracat içindeki payınabaktığımızda, Türkiye'nin yine iyi bir durumda olduğunugörmekteyiz, bu konuda bir artış kaydedilmektedir. Butür ürünlerin katma değeri yüksek olduğundan, ekonomikaçıdan faydalı ürünlerdir.

Sonuç olarak, son yıllar kalkınma, büyüme ve bununlaberaber sosyal istikrar ve başarı anlanunda bölge ve Türkiyeiçin olumlu geçmiştir ancak bunların sürdürülmesigerekmektedir. Yapısal reformlar açısından verimliliğinartırılması, inovasyon yapılması, rekabet gücününkorunması oldukça önemlidir. Bu üç husus, belki degeleceğin kapılarını açacak bir şifre olarak karşımızaçıkabilir ve bu şifreler belki de eğitim, öğretim anlamındada bizim yolumuzu açacaktır. Böylece gelecekte eğitimve öğretim anlamında karşımıza çıkacak sorunları şimdidengörebilir ve üstesinden gelebiliriz.

Prof. Dr. İlter Turan

Anlaşılıyor ki siyasi konularla sosyo-ekonomik konulararasında birbirini tamamlayan bir boyut var.

Tuğrul ErkinDEiK Tiirk : Avrasya iş Konsey/eri Başkanı

Bölgesel rekabet dinamiklerini değerlendirmeye gayretedeceğim ve yaklaşık 40 yıldan beri izlediğim Avrasyabölgesini ele alacağım. Başkanlığını yaptığım Konseyi988 yılından beri faaliyet göstermektedir. O gün Türk-Sovyet İş Konseyi olarak kurulmuştur ve çalışma alanıolarak eski Sovyetler Birliği sınırlarını seçmiştir. BaltıkDevletleri'nden başlay'an ve Kazakistan'a kadar uzanan,Ukrayna-Rusya Federasyonu, Azerbaycan, Ermenistan,Özbekistan, Türkmenistan, Kırgızistan, Orta Asyaülkelerini içine alan dev bir coğrafyadır. 25 milyonkilometre karelik bu alanda 3 iO milyonu aşan bir nüfusyaşamaktadır. 1991 yılında SSCB dağılınca İşKonseyimizin muhatabı da kalmamıştır. Bu sınırlar içindei5 bağımsız devlet kurulmuştu ancak bu bağımsızdevletlerin ekonomik ilişkileri ve bağımlılıkları aynendevam ediyordu. Biz de bu ekonomik birliği bozmadanKonseyimizin adını Avrasya İş Konseyleri olarak

değiştirerek çalışmalarımızı sürdürüyoruz. BaltıküLkelerinin AB'ye katıLması, buna mukabil Afganistan veMoğolistan'ın iş konseylerimize katılmalarıyla sayımız14'e yükselmiştir.

25 milyon kilometrekare yüz ölçüme sahip bir alan, 310milyona yakın bir nüfus, i trilyon dolara yaklaşan milligelir, %30'a varan yüksek büyüme hızları, 670 milyardoların üzerinde ticaret hacmi, zengin petrol ve doğalgazkaynakları, zengin maden yatakları, su kaynakları olanyeni bir ekonomik güçten söz ediyorum.

Sovyetler Birliği'nin bir gecede dağılması hiç kimsetarafından beklenmiyordu. Özellikle bu dağılmasonucunda, bugüne kadar bütün ekonomik hayatını birmerkeze bağlı olarak yürütrnüş, aynı parayı, aynı orduyu,aynı dili, aynı merkezi planı kullanmış ve bütün dış ticaretimerkezden yönetilmiş Sovyet Cumhuriyetleri'nin birgünde kendi kaderlerine terk edilmeleri müthiş bir şoktu.Kaldı ki bu şok, Avrupa'da Demir Perde ülkeleri için deaynen geçerliydi. Tarihin bu en büyük şoku sonucundaAvrasya'ya genelolarak bakarsak, şunları görüyoruz:• Sovyetler Birliği'nin dağılması ve soğuk savaşın sona

ermesi• Küreselleşmeden bölgeselleşmeye geçiş• Planlı ekonomiden pazar ekonomisine geçiş• ilk yıllarda ekonomik çöküş, daha sonra toparlanma

ve ekonomik büyüme; burada büyümenin itici gücüenerji ve hammadde kaynaklarıdır

• Ekonomik büyümeye paralelolarak, her ülkede farklıölçüde olsa da, demokratikleşme

Kendi hayatımızdan da bildiğimiz gibi demokratikleşmekolay yapılabilir bir olgu değildir. Demokratikleşme,'demokratikleşeceğim' demekle bitmiyor. Onun için işadamların yabancı ülkelerdeki iş fırsatlarınıdeğerlendirirken dikkat etmeleri gereken en önemlihususlardan biri de, bir ülkede ne kadar demokratikleşmeolduğudur. Gelişmiş demokrasiyle yönetilen ülkeleryatırımcıya güven verir, bu nedenle Avrasya ülkelerindensöz ederken bu hususa çok dikkat etmeliyiz. Bu ülkelerdesüreç henüz tamamlanmamıştır ya da farklı ülkelerde hergün yeni bir safhaya geçmektedir.

Türkiye, Sovyetler Birliği dağılır dağılmaz, daha BağımsızDevletler Topluluğu şekillenmeden önce, genç devletlereekonomik dönüşüm süreçlerinde destek vermiştir. Türkiyebu ülkelerin egemenliğini ilk tanıyan devlettir ve derhaldiplomatik ilişkiler kurmuş, elçilikleri açmış, vize vermiş,THY bölgedeki ülkelere seferler başlatmış ve böylelikleiş için ulaşımı kolaylaştırmıştır. Bölge ülkelerinbürokratları Türkiye'de bankacılık, dış ticaret,vergilendirme konularında eğitim görmüştür ki bunlarınhiçbirisi bu ülkelerde bilinmiyordu. Bu eğitim görenleriniçinden bazıları daha sonraki yıllarda Bakan, BaşbakanYardımcısı olmuştur. Binlerce öğrenci Türk öğrenimkurumlarında öğrenim görmüş ve Türkiye, bölgeülkelerinde okullar, üniversiteler açmıştır. Türkmüteşebbisleri, girişimcilik ruhları ve yılmayan karakterleri

Page 82: Kongre Sponsorları - Anasayfa › sites › 1 › upload › files › 6_sanayi_kongresi...Kongre Sponsorları AKBANK Oturum Sponsorları ~ BORÇELiK e CEm OFSEr mat b_acılık sanayii

ile yüksek risk taşıyan bölgeye rahatlıkla girmiş, her türlücefayı üstlenmiş, gerekirse hanlarda yatmış ve oralardayer edinmiştir.

Bütün bu çabalar sonucunda, Türkiye'nin Avrasya Bölgesiile ticareti aşağıdaki tabloda görüldüğü gibi gelişmegöstermiştir. 1986 yılında tüm bu bölge ülkelerini kapsayanSSCB ile ticaret hacmimiz 493.225.000 dolar iken bugün30 milyar dolarlara gelmiş durumdadır. Bu artışın birazönce bahsettiğim çabaların sonucu olduğunu düşünüyorum.(ŞekilI)

Şekil 1

Yine aynı şekilde, bugüne kadar o ülkelerde hiç faaliyetgöstermediğimiz müteahhitlik sektörü büyük bir gelişmegöstermiştir. Bu ülkelerde yaptığımız inşaatların tutarı40 milyar doları aşmıştır. Bu da Türkiye'nin hem dışarıdakazandığı bir itibar hem de döviz geliridir. Bu bakımdanbunu da 1990 sonrası gelişimin bir sonucu olarak sunmakistiyorum. (Şekil 2)

Müteahhitlik Sektörü

2002-2006 Yılları Arasında ÜstlenilenProje Bedelleri ($)

10.000.000.000 /1.178.814.828

9.000.000.000 /"

8.000.000.000 /"

===§~:::~1.000.000.000

Türkiye'nin 2002·2006 yılları arasıoda toplam sözleşme bedeli:Yaklaşık 40 ınilrar $Avrasya ülkelerinin toplam sözleşme bede.lindeki payı: % 43'den fazla

Şekil 2

Diğer bir önemli gelişme turizm sektöründe görülmektedir.1980 yılında Rusya'dan ya da Sovyetler Birliği'ndenTürkiye'ye gelen turist sayısı 18'dir. O günden bugüneinanılmaz bir gelişme yaşanmış, toplam yaklaşık 3,4milyona varan bir turist sayısı elde edilmiştir ve bu rakamsürekli artmaktadır. Bu yıl Rusya'nın birinci turizmortağımız olacağı söylenmektedir. Rusya'da yapılanaraştırmalarda, Antalya'da tatil yapmanın Rusvatandaşlarının en çok özledikleri şeyolduğu ortayaçıkmıştır. (Şekil 3)

Avrasya Ülkeleriyle Turizm

Koy"ak:OTMTürkiye - Avrasya Turizm (2006)

Şekil 3

İleriye dönük olarak 2025 olarak şu tahminlerde bulunuyoruz

2006 2025Ticaret Hacmi 30 150 Milyar DolarMüteahhitlik 43 150 Milyar DolarTurizm 4 10 Milyon TuristTürk Yatırımları 12 20 Milyar Dolar

Sizlere takdim ettiğimiz potansiyel budur, dolayısıylahepimiz içinde ne kadar yer alırsak o kadar yer var diyedüşünüyorum.

Afganistan'daki işbirliği olanakları şöyledir:• Ulaşım başta olmak üzere her türlü altyapı inşası• Tarım ve sulama sistemlerinin kurulması alanında

yatırımlar• Ülkenin enerji altyapısının yeniden kurulmasına yönelik

projeler• 6 milyondan fazla Afgan mülteci için konut projeleri

Azerbaycan çok ilginç bir ülkedir. Geçen seneki kalkınmahızı %31 'dir. Enflasyon körüklenir diye korktuklarındandaha fazlasını yapmak istememektedirler. Azerbaycan'dapetrol ve doğalgaz ilıracatından sağlanan gelirden bir fonoluşturulmuş durumdadır. Azerbaycan yetkililerince 2020yılına kadar petrol gelirlerinden altyapı projeleri için 100milyar dolar ayrıldığı ifade edilmektedir. 20 yıl içerisindepetrol ve gaz gelirlerinin 650 milyar doların üzerindegerçekleşeceği beklentisi vardır. Dolayısıyla Azerbaycan,Türkiye için son derece ciddi fırsatları olan ve Türkiye'ninkardeş addettiği bir ülkedir. Diğer yandan petrol vedoğalgaz ihracatından sağlanan gelirler sayesindeAzerbaycan'da artan yatırım potansiyelinin Türkiye'yeçekilmesi için projeler geliştirilmelidir. Potansiyel taşıyansektörler: Bilişim teknolojileri, gıda, imalat sektörü, inşaatmalzemeleri, kimyasal ürünler, ilaç ve tıbbi malzemeler,tekstil, tarım.

Belarus, küçük bir ülke olmakla birlikte Batı teknolojisineen dönük, Avrupa'nın içine girmiş bir cumhuriyettir veen önemli tarafı da burada yatırım yapacak olursanız,Belarus ile Rusya Federasyonu arasındaki Gümrük BirliğiAnlaşması ve sonrasında gelen anlaşmalar sayesinde, buülkede üretilen malların sıfır gümrük ile Rusya

Page 83: Kongre Sponsorları - Anasayfa › sites › 1 › upload › files › 6_sanayi_kongresi...Kongre Sponsorları AKBANK Oturum Sponsorları ~ BORÇELiK e CEm OFSEr mat b_acılık sanayii

Federasyonu'na ihracatı mümkündür. İki ülke arasındakiilişkilerin ortak yatırımlarla desteklenmesi, uzun vadeliişbirliğini gündeme getirecektir. Belarus'ta özellikletelekomünikasyon, karayolları ve enerji gibi alanlardaaltyapı yatırımlarına büyük ihtiyaç duyulmaktadır.Otomotiv sanayi de yüksek bir potansiyel arz etmektedir.

Gürcistan küçük bir ülkedir fakat şu anda Rusya ileyaşadığı sorunlar nedeniyle Türkiye birinci dış ticaretortağı olmuş durumdadır. Vize olmadığı için direkt gidipgelinebilmektedir. İşbirliği fırsatları şunlardır:• Oldukça gelişmiş bir tarım sektörüne sahip olan

Gürcistan'ın tarım ürünlerinin işlenmesinde,paketlenmesinde ve ihracatında, meyve suyu üretimi,et ve süt ürünleri alanında ortak çalışmalar yapılabilir.

• Gürcistan'ın tekstil sanayisinin yenilenmesi ve derisanayisinin geliştirilmesine, ülke içinde midibüs-minibüsve kamyonet tipi özel girişim açısından önem taşıyanaraçların üretimine yönelik projeler yapılabilir.

• Gürcistan'ın kaynak suyu rezervlerinindeğerlendirilmesine yönelik projeler gerçekleştirilebilir.

• Gürcistan'ın Karadeniz kıyısındaki turistik bölgelerinegelen toplam turist sayısının yakında i milyona çıkmasıve turizm gelirlerinin kısa zamanda ikiye katlanmasıbeklenmektedir. Türk firmalarının bu alanda sahipoldukları geniş deneyim ile birçok projegerçekleştirebilirler.

• Özellikle yeni ve ileri teknoloji transferleri ve büyükfinansman kaynakları gerektiren projelerde üçüncüülkelerle işbirliği düşünülebilir. Örneğin; hidroelektriksantrallerinin inşaatı, petrol çıkarımı ve işlenmesi, gaztürbin ve termik santrallerinin inşaatı, elektrik dağıtımı,hidrokarbon ürünlerinin nakliyesi ve karayollarının,limanların ve demiryollarının rehabilitasyonugerekmektedir.

Kazakistan'daki işbirliği fırsatları şunlardır:Altyapı: Demiryolları, karayolları, havaalanları, denizve nehir limanları, köprüler ve geçitier, termal elektriksantralleri, elektrik hatları ve telekomünikasyon ağları.İmalat: Tekstil ve konfeksiyon, mobilya, tarım ürünleriişleme, gübre, balıkçılık, çocuk gıdası, şekerleme,içecek, şarap, yüksek teknolojili ekipmanlar, otomotiv,elektrikli aletler, ev aletleri, ilaç, veteriner malzemeleri,parfüm ve kozmetik, yüksek teknoloji ile demir vealüminyum işleme, yapı malzemeleri, atık yönetimi.Sosyal sektör: Sağlık, eğitim, spor, turizm, kültür vekonut yapımı alanlarında yatırımlar. Astana'nın imarıile ilgili faaliyetler. Burada beş yıldızlı otellerin vehastanelerin zaten büyük bir kısmı Türklere aittir.

Kırgızistan, yine yoksul, küçük ama doğal kaynaklaraçısından zengin bir ülkedir. Özellikle su kaynaklarıaçısından çok zengin olduğu için bu ülkede elektriküreterek Türkiye'ye taşımayı düşünenler vardır. Buradakibaşlıca yatırım alanları şunlardır:• Altın, uranyum, kömür gibi madenIerin çıkartılması,• Deri, deri benzeri maddeler ve kürk eşya sanayi (deriişleme ve deri kaplama üretimi),

• Çanak, çömlek, çini, porselen vb. sanayi,• Cam ve cam ürünleri sanayi,• Taş ve toprağa dayalı diğer sanayi (süper bazalt teli

üretimi, kuru üretim tipli çimento fabrikası),• İnşaat (karayolu, demiryolu ve konut inşaatı),• Taşımacılık• Haberleşme,• Gıda sanayi,• Turizm,• Pamuk ve yün işleme• Büyük hidrolik potansiyel

Moldova yakın bir ülkedir ve özellikle içinde Türkçekonuşan bir Gagavuz bölgesi vardır.

Moldova'nın avantajları: Orta Avrupa ve BDT ülkeleriarasındaki konumu; Rusya, Romanya ve Ukrayna gibipazarlara yakınlığı; ucuz iş gücü ve düşük vergi seviyesi.İç pazarın küçüklüğüne rağmen Moldova'dan bütünBDT ülkelerine ve Romanya'ya sıfır gümrükle ihracatyapma imkanı özellikle Serbest Bölgeler'de yatırım veüretim yapmayı cazip kılmaktadırÖzelleştirme sürecinin hızlandırılması ile birlikte Türkfirmalarının özellikle gıda, dericilik, şarap üretimi gibisektörlerde yatırım yapabilecekleri düşünülmektedir.Gagavuz Özerk Yönetimi ve burada bulunan VulkaneştiSerbest Bölgesi yatırım için uygun imkanlarsunmaktadır. Bu bölgede özellikle bağcılık, hayvancılık,süt ve süt ürünleri, seracılık konusunda geniş iş imkanlarıbulunmaktadır.

Moğolistan yine ufak bir ülkedir. Bakir maden kaynaklarıvar ve neredeyse hiç sanayi olmadığından her şeyi yapmakmümkün diyebiliriz.

Rusya Federasyonu en büyüğüdür. Rusya hakikatenTürkiye ile ilişkisini en fazla geliştiren ve çok büyük birgelişme gösteren bir ülkedir. Burada da her konudaortaklıklar kurulmuştur ve aşağı yukarı 5 milyar dolarcivarında Türk yatırımı vardır. Şişeden kristal vazoyakadar, biradan tutun da televizyona kadar çok çeşitlilikteimalat yapılmaktadır. i milyonun üzerinde büyük ekrantelevizyon üreten firmalarımız vardır, dolayısıyla burasıbizim için büyük bir potansiyeldir. Diğer önemli konuda, biz oraya yatırıma gitmeyi düşünürken bizim yatırımihtiyacımızın ne olduğunu da unutmamaktır. Rusfirmalarının Türkiye'ye gelmesini sağlayacak bir takımortaklıklar kurulabilir. Rusya'daki iş fırsatları şöyleözetlenebilir:• Türk firmalarının aracı kullanmaktan ziyade doğrudan

dağıtım sistemleri kurma ve ticaret noktaları oluşturmayoluna gitmeleri önem kazanmaktadır.

• Türk fırmalarının Rusya Federasyonu'ndaki yatırımlarınıbölgelere kaydırmaları teşvik edilmelidir.

• Türk firmalarının Rusya pazarına girişte geniş finansalkaynaklara ve teknolojiye sahip Batılı fırmalarla işbirliğiyapmaları için uygun zemin yaratılmalıdır.

• Türkiye ve Rusya Federasyonu'nun başta KEİ bölgesiolmak üzere üçüncü ülkelerde yatırım, enerji ve taahhütprojelerinde işbirliğine gitmelerinde fayda görülmektedir.

Page 84: Kongre Sponsorları - Anasayfa › sites › 1 › upload › files › 6_sanayi_kongresi...Kongre Sponsorları AKBANK Oturum Sponsorları ~ BORÇELiK e CEm OFSEr mat b_acılık sanayii

• İki ülke KOBİ'leri arasındaki işbirliği desteklenmelive KOBİ'ler alanında ortak projeler gerçekleştirilmelidir.

• Türkiye'nin serbest bölgeler konusunda sahip olduğudeneyimin Rusya'ya aktarılabilmesi için projelergeliştirilmelidir.

• Rus firmalarının Türkiye'de yatırım yapmaları teşvikedilmelidir.

Özbekistan, yine çok zengin ama ilişkilerimizin zayıfolduğu bir ülkedir. Hafif sanayi grubunda, inşaatmalzemelerinde, gıdada, endüstri grubunda, elektrik, teknikve makine alanında ihtiyaçları vardır.

Türkmenistan, yine en zengin ülkelerden birisidir veoralarda iş yapmak isteyenlerin önemle üzerinde durmasıgerekenlerden biridir. Türkmenistan'daki iş olanaklarışunlardır:• Türkmenistan Hükümeti henüz işletmeye açılmamış

petrol ve doğalgaz yataklarının ekonomiyekazandırılmasına yönelik projeler

• Şehirlerin yeniden imarına yönelik projeler• Mineral gübre üreten LOadet tesisin rehabilitasyonu• Doğalgaz boru hatlarına ilişkin inşaatlar Altyapı

yatırımları• Sebze-meyve, tahıl, pamuk, yağlı tohumlar, diğer

bitkiler, hayvansal ürünler işleme tesisleri ve girdisağlayan endüstriler

• Tahılın pazarlanması, depolama ve soğutma tesisleri,işleme tesisleri, un fabrikaları, makarna tesisleri, çeltikve mısır üretiminin boyutları göz önünde bulundurularakyeni çeltik fabrikalarının, mısır işleyen nişasta-glikozendüstrisi

Komşumuz Ukrayna'nın en önemli tarafı, hem 50milyonun üzerinde hem de en gelişmiş, en eğitimli nüfusasahip olmasıdır. Buna mukabil enerji kayakları olmadığıiçin büyük bir patlama yapamamıştır. Ancak demir çeliksanayinde Çin'in gelişmesine paralelolarak Çin'e demirve çelik satmaktadır. Gelişmiş eski bir teknolojisi var,bunu yenilernek ve ciddi iş ilişkileri kurmak mümkündür.

Bölgeyle ekonomik ilişkilerimizi ne gibi stratejiler üzerinekurabiliriz? Firmalar bazında izleyeceğimiz stratejiler neolmalı? Devlet olarak firmaların önünü açacak ne gibiyollar izleyebiliriz?

Avrasya ülkelerinde ekonomik ilişkiler öncelikle siyasiilişkilere dayanmaktadır. Siyasi ilişkiler ne kadar gelişirse,firmalar bazında ilişkiler de o kadar gelişmektedir.Devletlerin aldığı bazı ufak tedbirler bile, iş ilişkilerindepatlama yapmaktadır. Örneğin gümrük kapılarında yolcubavullarının açılıp derinliğine aranması talimatı, bavulticaretini öldürmekte, gümrükteki hoşgörüyse bu ticaretialabildiğine geliştirmektedir. Diğer bir örnek de vizeuygulamasıdır. Vize işlemlerinde güçlükler ilişkileridorıdurmakta, buna mukabil vizelerin kaldırılmasıtemasları alabildiğine hızlandırmaktadır. Aynı şekildeyatırımların karşılıklı olarak korunması veya serbestticaret anlaşmalarının mevcudiyeti, vergi muafiyeti gibi

desteklerde çok önem taşımaktadır. Özellikle AB kapısındabeklerken, bu bölgede kurulacak ekonomik birlikler, işilişkilerinde önemli fırsatlar yaratabilir. Amaç, bir AvrasyaEkonomik İşbirliği oluşturmak olmalıdır. Böyle bir birlikAB'ye alternatif olarak düşünülmerneli, mevcut büyükbir potansiyeli değerlendirmek amacı taşımalıdır. İkiyıldır gerçekleşen bazı devortak projeler, bu birliğinhabercisidir.

Bildiğiniz gibi Bakü- Tiflis-Ceyhan petrol boru hattı,Bakü- Tiflis- Erzurum doğalgaz hattı, Kars- Tiflis- Baküdemiryolu projeleri, üç ülkenin de katıldığı, bütün bölgeyiilgilendiren önemli projelerdir. Böylece Azerbaycanpetrolü ve doğalgazı Avrupa'ya ve dünyaya, Gürcistanve Türkiye üzeriden açılma imkanı bulmaktadır. Busayede Orta Asya ve Hazar havzası enerji kaynakları yenibir güzergaha kavuşmaktadır. Aynı şekilde Avrupa'danÇin'e kadar kesintisiz bir demiryolu gerçekleşmektedir.Böylece bütün bölgenin gelişiminde ve ticaretinde önemliartışlar olmakta, yeni iş fırsatları doğmaktadır. Geçenhafta Kars-Tiflis-Bakü demiryolu temeli atma töreninde,Cumhurbaşkanları fiilen kurulmakta olan üçlü ekonomikbirlikten açıkça söz etmişlerdir. Belli bir süre sonra bubirliğe yeni katılımlar sağlanabilir. Şirketler arasındaentegre özel birlikler kurulabilir. Özellikle sigortacılık,taşımacılık, bankacılık alanlarında fırsatlar yakalanabilir.

Bu yeni birliklerin oluşmasında Türkiye lider ülke olabilirmi ya da Türkiye'nin lider olabileceği birlikler seçilebilirmi? Önümüzdeki dönemin en önemli sorularından vehedeflerinden biri bu olmalıdır. Türkiye özellikle AB ileKafkasya ve Orta Asya arasındaki yani petrol ve doğalgazyataklanyla, pazar yani AB arasında güvenilir iletim yoluolma rolünü iyi oynayabilmelidir. Unutulmamalıdır kikimse vazgeçilmez değildir. Petrolü AB'ye indirecekmalum proje NABUKO'nun gerçekleştirilmesi, İran'ı buprojelere katmak, Rusya'yı dışlamamak gibi ince hassaspolitikaları izleyebilmeliyiz.

Diğer önemli bir konu Türk işadamlarının ürünlerindeveya hizmetlerinde olumlu farklılıklar yaratınası gereğidir.Türkiye farklı sektörlerde büyük farklılıklar yaratmayabaşlamıştır. Farklılık yaratmak derken, üretimde dahagelişmiş yeni teknolojiler uygulamayı, yeni ürünleregeçmeyi, üretim sürecinde çevre gibi yükselen değerleresaygı göstermeyi anlıyoruz. Avrasya bölgesinin en öndegelen ve en az gelecek LOyılı kapsayacak sektörünün inşaatve müteahhitlik olacağı düşünülmektedir. Sovyetdöneminden gelen şehirlerin ve yapıların hemen hepsininyenilenmesi, Batı standartlarına eriştirilmesi gerekmektedir.Ayrıca kentlere büyük göçlere maruz kalmaktadır. Çağdaşkonutlar, çağdaş işyerleri, eğlence merkezleri inşaedilmektedir. Bu gelişme, hemen her cumhuriyettegörülmekte, hatta bazıları yeni başkentler inşa etınektedirler.Ancak bu sektörde yerli şirketler de kurulmakta vegeleneksel Rusya inşaat tekniklerini terk ederek yabancışirketlerin uygulamakta oldukları yeni teknolojileregeçmektedirler. Binanın kalitesi arttıkça yabancı şirketlerinrekabet şansı artmaktadır.

Page 85: Kongre Sponsorları - Anasayfa › sites › 1 › upload › files › 6_sanayi_kongresi...Kongre Sponsorları AKBANK Oturum Sponsorları ~ BORÇELiK e CEm OFSEr mat b_acılık sanayii

Bu sektörde yarattığımız Enka, Tav Rönesans, Tefkengibi firmalar, güvenilir birer dünya markası olmuşlardır.Yenilerinin de ortaya çıkmaması için hiçbir sebep yoktur.İnşaat tekniklerinde gösterilen başarı, inşaat maliyet vekalitesini yükseltmektedir. Ancak unutmamamız gerekenen önemli unsur mimari projedir ve bu da eğitim vegörgüyle ilgilidir. Bu da bilgi satmak, akıl satmak teorisininne kadar doğru olduğunu gösterir.

Gelişim gösteren diğer büyük sektör de inşaat malzemelerisektörüdür. Yeni yapılan binalar, yenilenen eski binalarbüyük bir inşaat malzemesi talebi doğurmuştur. Talebinolduğu bölgelerde yapılacak üretim tesisleri ya da toptansatış merkezleri büyük fırsatlar taşımaktadır. Konut veişyeri talebinin yanında ev tekstili sektörü büyük fırsatlaraaçıktır. Bu sektörde dünya sıralamasında 4. sırada yeralan Türkiye, Çin, Hindistan ve Pakistan'a rağmen kolayrekabet edeceği bir niş yakalamıştır. Benzer fırsatlar,özellikle Ukrayna, Belarus ve Rusya'da fazlasıylamevcuttur. Farklı ve modaya uygun tasarımı, gelişedalgaları yakından izlemek, kaliteli ürün ve ciddi satışpolitikaları, müşteriyi yakından izlemek en önemliüstünlüklerimiz olabilir. Burada da tasarımın öneminibir kez daha vurgulamak istiyorum.

Bölgedeki büyük enerji hammaddesi potansiyelinerağmen, elektrik üretimine talep devam etmektedir.Özellikle Türkiye'yi de kapsayan geniş bir iletim hattıplanlanmaktadır. Bu bakımdan enerji yatırımlarına ilgiduyan şirketlerin değerlendirecekleri fırsatlar vardır.Bilhassa bölgenin büyük su potansiyeli hidrolik santrallerinkurulmasını gündeme getirmektedir. Aynı şekildemadencilik sektöründe de, başta kömür olmak üzere metalmadenIerinde büyük fırsatlar mevcuttur. Türkiye'ninenerji ihtiyacının büyük artış göstermesi, kömürmadenierine ilgiyi artırmaktadır. Üretip Türkiye'ye kömürgetirmeye başlayan firmalar çıkmıştır.

Diğer bir fırsat da tarım sektöründe söz konusudur.Bölgede özellikle yağlı tohumlar, pamuk, pancar gibigeleneksel tarım ürünlerinin üretimi için geniş fırsatlarvardır. Modern üretim yöntemleri ve entegre tesislerleyapılacak üretim cazip olacaktır. Diğer taraftan bölgeninçok kaliteli pamuk üretimi paralelinde tekstil sanayineyönelmek ve bu sayede tesisler kurup hazır giyim sanayinekadar uzanmak mümkündür. Tarım alanındakonservecilik, şarap üretimi, meyve suları, çeşitliiçeceklerde geniş işbirliği alanı vardır. Özellikle Gürcistan,Azerbaycan, Moldova gibi ülkeler bu konuda önemliişbirliği adımları atmışlardır. Fransız şarapçılığıMoldova'ya tamamen el koymuş gibidir.

Gelişen turizm paralelinde turizm endüstrisi ve taşımacılıkalanında da sürekli gelişen bir potansiyel mevcuttur vebu durum Türkiye'ye de bir yatırım imkanı tanımaktadır.Sanayi konusunda bölgede bugün hala üretime geçebilecekmuhtelif atıl sanayi tesisleri mevcuttur. Bu tesislerincelendiğinde önemli fırsatlar doğabilir. Elektrik

santralleri, fabrikalar, bölge ülkelerin kendi işlerindedeğerlendirebilecekleri yarım kalmış, eskimiş pek çoktesis vardır. Gelişmekte olan bir diğer konu da, bu ülkelerinher birinin ordu beslerneye başlamasından doğan birmalzeme ihtiyacıdır.

Son olarak bölgedeki genç ve eğitimli insan potansiyelide iş adamların değerlendirmelerine açık bir konudur.Özellikle temel bilimlerde, fizik, kimya, matematikalanlarında, bölge insanlarını kullanmak bizim için çokcazip olabilir ve bazı sıçramalar yapabiliriz. Bu arada bizimde Avrasya bölgesinde her ne çalışma yapacaksak yapalım,ciddi bir eğitim ve Ar-Ge çalışmasına ihtiyacımız vardır.Bölgedeki imkanlar daha iyi olanları öne çıkaracak kadarcaziptir. En iyi olan başarılı olacaktır.

Prof. Dr. İlter Turan

Ben Tuğrul Erkin'in yapacağı konuşmanın konusunu ilkgördüğümde, aklıma Türkiye'nin muhatap olduğunu sınaitrendler gelmişti. Bizim sanayimizin üzerindeki baskılaragelince, özellikle ilişkide bulunduğumuz sanayisi gelişmişdünyayla ilişkiler açısından baktığırtuz zaman, sanayimizingiderek daha fazla sosyal sorumluluk altına girdiğinizgörüyoruz. Sanayiler artık sadece bir üretim ajanı olarakdeğil aynı zamanda bir sosyal sorumluluk nesnesi olarakda görülmektedirler. İklim değişikliğine ve çevreninkirlemesine duyarlılık karşısında, sanayilerin üretimlerinibu veriyi göz önünde tutarak tasarlarnaları gerekmektedir.

Yine gördüğümüz gibi Ar-Ge 'nin önemi, geçmişe göreçok artmıştır ve yine sanayilerimiz bu alana daha fazlakaynak ayırma baskısıyla karşı karşıyadırlar. Ayrıca çokdeğişik piyasalara üretim yapmamız söz konusu olduğuiçin, sanayimiz değişik standartlara ve değişik taleplereuygun üretim yapma baskısıyla da karşı karşıyadır. Yakınilişkide olduğumuz ve referans aldığımız bölge AB olduğuiçin, AB ile uyum çerçevesi içerisinde kendi sınaiüretirnimizde sosyal içerikli yasalara giderek daha fazlayer vermek mecburiyetini de hissedeceğiz. Belki bir sontrend de, refah arttıkça neyi, nasıl ürettiğimizi gözdengeçirmek baskısı altında kalıyoruz ve bir dönem görecelirekabet avantajına sahip olduğunu düşündüğümüzalanlardaki başarımızı yinelemekte güçlük çektiğimiziçin o alanlarda da değişiklikler, yeni üretimler,markalaşma vs. gibi başka yollardan üretirnimizi devamettirmek durumunda kalıyoruz.

Türkiye'yi ilgilendiren karşılaştığımız bir olay da sözünüettiğimiz piyasalarda lüks tüketime aşırı düşkünlüktür. Bunuda gözden kaçırmamak gerekir ki zaten bazı fırmalarımızbu konuya hassasiyet sergiliyorlar.

Page 86: Kongre Sponsorları - Anasayfa › sites › 1 › upload › files › 6_sanayi_kongresi...Kongre Sponsorları AKBANK Oturum Sponsorları ~ BORÇELiK e CEm OFSEr mat b_acılık sanayii

Prof. Dr. Gündüz UlusoySabancı Üniversitesi Mühendislik ve Doğa Bilim/eri Fakii/tesiÖğretim Üyesi

Benim konum, bölgesel rekabet dinamikleri içinde bilimve teknoloji. Aslında diğer iki konuşmayla da birlikte elealındığında tamamlayıcı niteliği olan bir konu. SayınBaşkan ve diğer iki konuşmacı farklı bölge tanımlarıverdiler, ben de önce bir bölge tanımı yapmak istiyorum.Daha sonra da Dünya Ekonomik Forumu'nun 2007-2008Küresel Rekabetçilik Raporu'ndaki verilerinden hareketleTürkiye'nin bilim ve teknoloji açısından tanımladığımbölge üLkelerine göre konumunu yorumlamak istiyorum.Halen başında bulunduğum TÜSİAD-Sabancı ÜniversitesiRekabet Forumu, Dünya Ekonomik Forumu'nunTürkiye'deki ortak enstitüsüdür. 2004 yılı ve sonrasıitibariyle Dünya Ekonomik Forumu'nun Türkiye'dekiYönetici Anketini onlar adına biz uyguluyoruz. Bölgebazında bilim ve teknolojideki girdiler ve çıktılar üzerindedurduktan sonra bu konulardaki birkaç görüşürnü sizlerlepaylaşacağım.

Bölge tanımı dediğimizde, Türkiye gerçekten ilginç biryerdedir. Hem Karadeniz'e kıyısı vardır, hem Kafkasya ilekomşudur. Ortadoğu ülkeleri ile de komşuluğu vardır veaynı zamanda Akdeniz'in oldukça doğusunda olmaklabirlikte bir Akdeniz ülkesidir. İmparatorluk geçmişinde deAkdeniz önemli bir yer almıştır. Bu bölgelerin gayet tabiiki hepsinden bahsetmek mümkün olmadığı için iki ayrıbölge şeklinde olaya bakmayı tercih ettik.

Bu bölgeler~en biri Akdeniz bölgesidir: Fransa, İtalya,Yunanistan, Ispanya, Hırvatistan, İsrail, Tunus, Mısır veFas. Komşu ülkelerin oluşturduğu diğer bölgede iseBulgaristan, Romanya, Yunanistan, İsrail, Ukrayna, Rusya,Gürcistan, Azerbaycan, Ermenistan, İran, Suriye yer alır.Yunanistan ve İsr~il her iki bölgede de yer alıyor. Komşuülkeler içerisinde ısrail'i de ele alışırnın nedeni, bizim içinözellikle bilim ve teknoloji alanında taşıdığı önemdir.Gerçekten de büyüklüğüyle doğru orarıtının çok ötesindebir etkinlik gösteren önemli bir ülkedir İsrail.

Öncelikle Dünya Ekonomik Forumu'nun KüreselRekabetçilik Modeli hakkında bilgi vermek istiyorum.Esasında bu model son iki senedir uygulanmaktadır.Uygulamadan önceki ı-2 sene içerisinde model geliştirilmişve farklı bir model çerçevesinde veri toplanmakla birliktebu model de paraleLde değerlendirilmiş ve son iki senedirde Dünya Ekonomik Forumu'nun rekabetçilik modeliolarak uygulanmaktadır. Küresel Rekabetçilik Modeli 12ana başlıktan oluşuyor ve bu başlıklar da üç üst başlıkaltında toplanmıştır. Bir ülkenin bu üst başlıklardanhangisinde daha ağırlıklı olduğundan hareketle, o ülkeninbir anlamd~ ekonomik sınıflandırılması önerilmişolmaktadır. Omeğin, temel gerekliliklerde daha ağırlıklıolan bir ülkenin üretim faktörleri odaklı bir ekonomi olaraknitelendirilmesi gibi. (Şekil l )

Dünya Ekonomik Forumu (WEF)rekabet ilik modeli

Temel GerekliliklerKurumlar Üretim faktörleri odaklı

ekonomilerAltyapı

Makroekonomik istikrar

Scğhk ve temel eğitim

Verimlilik ArtırıcılarYüksek öğrenim ve hizmet içi eğitim

Ürün plyaselannm etkinliği

Emek piyasalannın etkinliği

Finansal piyasaJann çeşitliliği

Teknolojik altyapı

Pazar büyüklüğü

Verimlilik odaklıekonomiler

İnovasyon ve Çeşitlilik FaktörleriFaaliyet çeşitliliği (Iş Gelişmişliği)

lnovasyon

inovasyon odaklıekonomiler

Kaynak" World Economıc Forum, Global Compeduyenen M.cıxın 2001·0tl

Gıı..wı

Şekil 1

Bu i2 ana başlık aslında 113 göstergeden oluşmaktadır~.eher başlık altında yer alan gösterge sayısı aynı değildir.Omeğin, yüksek öğrenim ve hizmet içi eğitimin altındakigösterge sayısıyla pazar büyüklüğündeki aynı değildir.Ben burada, Kongrenin başlığı içerisinde de yer almasıve b~günkü konuşmalarda öne çıkan bir kavram olduğuiçin Inovasyon ve Çeşitlilik faktörlerinin altındaki iki anaunsuru açmak istiyorum.

Faaliyet çeşitliliği yani iş gelişmişliği altındadeğerlendirilen göstergeler şunlardır:• yerel tedarikçi kalitesi,• yerel tedarikçi sayısı,• kümeleşme düzeyi,• rekabetçiliğin yapısı,• değer zincirinin genişliği,• uluslararası dağıtırnın denetimi,• üretim süreçleri mükemmelliği,• pazarlamanın düzeyi,• yetki devrine yatkınlık.

İnovasyon altında değerlendirilen göstergelerse şunlardır:• inovasyon kapasitesi,• bilimsel kurumların kalitesi,• şirketlerin Ar-Ge harcamaları,• üniversite-sanayi işbirliği,• ileri teknoloji ürünlerinin kamu tedariki,• bilim adamları ve mühendislerin bulunabilirliği,• patentler.

Dün~a Ekonomik Forumu USD bazında kişi başınaGSYIH'dan hareketle bir değerlendirme yapıyor. Türkiye,bu değerlendirmede görüleceği üzere, 2. grup içerisindeyani 3.000-9.000 USD arasındaki kategoride yeralmaktadır. 2. ve 3. grup arasında olan ülkeler de vardırve Türkiye geçen sene bu gruptaydı, yani 3. gruba geçişaşamasında bir ülke idi. (Şekil 2)

Page 87: Kongre Sponsorları - Anasayfa › sites › 1 › upload › files › 6_sanayi_kongresi...Kongre Sponsorları AKBANK Oturum Sponsorları ~ BORÇELiK e CEm OFSEr mat b_acılık sanayii

Dünya Ekonomık Forumuna göreülke gruplan

ı.Aşama ı 2 2. Aşama 2 3 3. Aşama

*<2000$ 'ZOOO·3000 S .JOf)().9OQO S ·9000-J7J}()()$ ·>17.000$

Endonezya Arnavutluk Arjantin Barbados Almanya

Ermenistan Azerbaycan Brezilya Çek Cumhuriyeti ABD

Fas Bosna Hersek Bulgarütan Esıonya Belçika

Giacisıan Çin caaytr thrvatisıan Finlandiya

Hindistan Kaz.akistan Makedonya Macaristan Fransa

Kenya Kolombiya Malezya Malta lngilıere

Kırgızistan Tunus Meksika Slovakya ispanya

Mısır Ukrayna Polonya Tayvan israif

Nijerya Ranıanya ira/ya

Pakistan Rusya Japonya

Senegel Şili Kanada

Surı)'e Tayland KoreTÜRKİvE Yunon;stan

·"." .... CSy!1ı

ı Gilndüı UlUMlYK"..- 1I..,.~F.~F"""".Gı.JJ..IC....."..n"'T<w .. Rrpo1'11Q01-<M

Şekil 2

Sanırım bir önceki oturumda da konuşmacılardan birtanesi özellikle vurgulamıştı, hakikaten bu türlü rekabetkıyaslamalannda bir ülkenin sadece kendisinin kaydetmişolduğu gelişmeler işin sadece bir yüzüdür. Diğerlerininneler yaptığını da onunla birlikte göz önünde bulundurmakgerekir. Elbette sizinle birlikte başkaları da koşuyor. Sizhızlı koşuyor olabilirsiniz ama önemli olan diğerlerindendaha hızlı koşabilmektir.

Bütün bu bölgeleri aynı grafiğin içine sıkıştırmak mümkünolmadığı için, ben bunları farklı grafiklerde göstermeyitercih ettim. Konumuz bilim ve teknoloji olduğu için, bütünana göstergeleri koymak yerine bu konuya daha yakın olanlarburaya dahil edilmiştir. Bu örümcek ağı şeklirıi bütün diğerbölgeler için de kullanacağız. Komşu ülkelerle ilgili grafiğimizde şöyledir (Şekil 3)

Komşu ülkeler (batı ve kuzey)

Temel gereklilikler5

Etkinlik uruncuur

Hizmet içi eğtıim Faaliyet çeıjitliliai

IneveeyonYuksex öğrenim

Temel egitim

Yunanistan -Romanya Rusya -Türkiye-Ukrnyna-BulgariSIM

Şekil 3

Kırmızıyla gösterilen Türkiye'ye baktığımızda, faaliyetçeşitliliği göstergesine göre ki bu esasında iş dünyasınında faaliyetlerine ışık tutan bir göstergedir, oldukça iyi birkonumda olduğunu görüyoruz. Türkiye küreselrekabetçilik sıralamasında 131 ülke içerisinde bu sene53. sırada yer almıştır. Buna mukabil iş rekabetçiliksıralamasında Türkiye 127 ülke arasında 47. sıradaydı.Bu artık alışılmış bir sonuçtur diyebiliriz çünkü geçmişsenelerde de böyle olagelmiştir. Türk iş dünyasınınrekabetçiliği genel ülke rekabetçiliğinin sanki bir adımönünde gitmekte, sanki bir çekici güç rolü oynamaktadır.Türkiye faaliyet çeşitliliğinde bir farklılık yaratıyor.

Ancak vurgulamak isterim ki, Türkiye, bu ülkeler içindeöne çıktığı bir iki hususun dışında, gerek yüksek öğrenimdegerek temel eğitimde bu ülkelerin hepsinin gerisindegözükmektedir. Bu önemli bir göstergedir çünkü neticeitibariyle bir ülkeye bakarken zaman içinde bir kesitalıyorsunuz, yani bugünü değerlendiriyorsunuz. Halbukiyüksek öğrenim ve temel eğitim dediğiniz zaman, bu aynızamanda ileriye yönelik bir olgudur, yani sizin geleceğinizide bir anlamda belirleyen unsurlar arasındadır. Yükseköğrenim ve temel eğitimde hepsinden geri durumdayız.Teknolojik altyapı ve inovasyonda çok çok iyi olmamaklaberaber bu ülkelerin hepsinden daha iyi gözüküyoruz.

Yine komşu ülkelerden doğu ve güneye baktığımız zaman,biraz önce de altını çizdiğim ve burada pembe çizgiylegösterilen İsrail, tüm bu ülkelerin bir bütün olarak çokönemli ölçüde ilerisindedir. Bu şekilde İsrail rekabetçilikaçısından hakikaten önemli bir fark oluşturmuş olmaktadır.Türkiye bu ülkelerle de karşılaştınldığında, yüksek öğrenimve temel eğitimde özellikle İsrail ile arasında bir fark vardırama diğer ülkelerden çok büyük bir kopmuşluğu olmadığıgörülmektedir. (Şekil 4)

Komşu ülkeler (doğu ve güney)

Temel gereklilikler~5.~

Teknolojik ı:ılty'lpl Etkinlik eruncıtar

Faaliyet çcşitliliAiHizmet içi cğturn

Yüksek öğrenim lnovasyon

Temel eğitim

Ermenistan -Azerbaycan -GUrcistan İsrail-Suriye -Türkiye

Şekil 4

Akdeniz ülkelerine (kuzey) baktığımızda, Fransa'nınbütün bu göstergelerde tüm ülkelerden ileri olduğunugörüyoruz. İspanya ve İtalya farklı branşlarda daha öndegörünüyorlar fakat Türkiye'nin yüksek öğrenim ve temeleğitimde bütün bu ülkeler içerisirıde en geride olduğununaltını çizmek istiyorum. (Şekil 5)

Akdeniz ülkeleri (kuzey)Temel gereklilikler

6

Teknolojik altyapı Etkinlik artırıcılar

Hizmet içi eğtıtm Faaliyet çeşilliliAi

Yüksek öğrenim İnovssycn

Temel eğitimFrunsü -YunüniNlUn -halya Ispunya -TUrklyc-e-e--Hırvaristun

Şekil 5

Page 88: Kongre Sponsorları - Anasayfa › sites › 1 › upload › files › 6_sanayi_kongresi...Kongre Sponsorları AKBANK Oturum Sponsorları ~ BORÇELiK e CEm OFSEr mat b_acılık sanayii

Akdeniz ülkeleri (doğu ve güney) grubunda yukarıdabahsettiğim gibi İsrail yine yer almaktadır. Halkının büyükçoğunluğu Müslüman olan Kuzey Afrika ülkesi Tunus'unrekabetçilik açısından bütün bu göstergelerde Türkiye'dendaha önde olduğunu, sadece etkinlik artırıcılar göstergesindeiki ülkenin eşit olduğunu görüyoruz. Fas, Mısır ve Cezayiryine nüfusunun büyük bir kısmı Müslüman olan ülkelerdirve gerek yüksek öğrenimde gerekse temel eğitimde çokiyi bir resim görmüyoruz. (Şekil 6)

Akdenİz ülkeleri (doğu ve güney)

Temel gereklilikler6

Teknolojik altyapı Etkinlik artıncılar

Hizmet içi eğitim Faaliyet çeşitlifiği

İnovasyonYüksek öğrenim

Temel eğitim

Mısır İsrail-Fas -Tunus-Türkiyc-Ccuı.yir

Şekil 6

Teknolojik altyapı skoru ve küresel rekabetçilik endeksiskorunu beraber değerlendiren bu grafiğe bölge dışındanKore, Malezya, Çin, Endonezya'yı da ekledik. Görüldüğüüzere bu iki husus arasında oldukça net bir ilişki sözkonusudur. Teknolojik altyapı, teknolojiyi özümseyebilme,mühendis ve bilim adamı sayıları, internet gibi hususlarınküresel rekabetçilik endeksiyle çok yakından ilişkiliolduğunu buradan görüyoruz. (Şekil 7)

Teknolojik altyapı ve Küresel Rekabet Endeksi

5.5 ,----------

ısrail • Kore

Malezya.Fransa.

• Ispanya

Endonczya Türkiye

Rusya ..Azerbaycan

Ukrayna. • RomanyaSuriye • Gürcistan • Bulgaristan•

• İtalya

Ermenistan

3.5 '----------------------'

2.0 2.5 3.0 3.5 4.0 4.5 5.0 5.5Teknolojik alıyapı skoru. 2007

RL = 0.8332

Şekil 7

İnovasyon skorunun küresel rekabetçilik endeksi skoruylaarasında da, yine oldukça yüksek bir korelasyon vardır.Demek ki, eğer rekabetçi olmak istiyorsak teknolojik altyapıve inovasyon alanlarında önemli bir gelişmeningösterilebilmesi gerekmektedir. Burada Kore, İsrail, Malezyagibi bir takım ülkelerin Türkiye'den kopmuş olduğunugörüyoruz. Malezya, Kore ve İsrail'i özellikle belirtmeminnedeni, bu ülkelerin Türkiye'den oldukça sonra yarışabaşlamış olmalarıdır. (Şekil 8)

6.0

İnovasyon ve Küresel Rekabet Endeksı

5.5

:'i .o~~~

]3 4.5

]ı~

4.0]""

Kore

Fransa.Malezya·

• İsrail

İspanya• Tunus

• Çin

ıtalya

Türkiye •Rusya • • Endonezya

Fas

3.5 L- __J

2.0 2.5 3.0 3.:5 4.0 4.5 5.0 5.5 6.0

Inevasyon skoru. 2007

Şekil 8

Yine yüksek öğrenim skoru da küresel rekabetçilik endeksiskoruyla yakın bir ilişki içindedir. (Şekil 9)

Yuksek öğrenım ve Küresel Rekabet Endeksi

5.5

5.0

~~.;,ı]3 4.5

~~] 4.0

""3.5

2.5

.K:Jısrail. Fransa

• Malezya

• Çin

Endcnczya :ürk~C H

• Yunanistan•• • Llkrayna

Bulgaristan

3.0 3.5 4.0 4.5 5.0 5.5Yüksek öğrenim skoru. 2007

Rı :::0.69:59

Şekil 9

Literatürde Ar-Ge Yoğunluğu dediğimiz gösterge, çokönemli bir girdiyi teşkil eder ve uluslararası anlamda dayakın takip edilen bir göstergedir. 2004 yılı itibariyleülkelere baktığımızda, Türkiye biraz önce bölge diyetanımladığımız Suriye dışında 18 ülke içinde, GSYİH'danAr-Ge'ye ayırdığı payanlamında grafikte görüldüğü gibiortalarda bir konuma sahiptir. Türkiye'nin 2005 yılına aitbilgisini de buraya koydum çünkü çok ilginç bir hususugözden kaçırınarnak gerektiğini düşünüyorum. Biraz öncebu türlü çalışmaların zaman içinde bir kesite baktığınısöylemiştim ama tabii burada bir takım dinamikler de roloynuyor. Bu açıdan baktığımızda Türkiye'nin zamaniçindeki gelişimini de göz önüne almak gerektiğinidüşünüyorum. İki yıl arasındaki % 18'lik artış önemli birsıçramadır ve daha sonraki yıllarda daha da yukarı çıkılrnıştırzaten. (Şekil l O)

Page 89: Kongre Sponsorları - Anasayfa › sites › 1 › upload › files › 6_sanayi_kongresi...Kongre Sponsorları AKBANK Oturum Sponsorları ~ BORÇELiK e CEm OFSEr mat b_acılık sanayii

Bu rakamlardan anlıyoruz ki 2001 krizinin etkisi Ar-Ge'yeayrılan kaynaklar açısından üç yıl boyunca devam etmiştir,çünkü en kolay kesintiye gidilen şeylerden biri genellikleAr-Ge olmaktadır. Ancak 2005 yılında 200 i yılındakidüzeye ulaşılabilmiştir. Türkiye'de Ar-Ge harcamalarınınyaklaşık olarak üçte birini özel sektör karşılamaktadır.

GSYİH içindeki Ar-Ge payı 2004

F~~:~~§§§~~=~2~'16:------· 4.46Rusya 1,17

Ukrayna". i 1,16

H'N8"Slan' § 1.14İtalya. ı,14

Ispanya- 1,1 1

ının 0.67

Tlirkiye O.~;9. 2005 yılı

Tunus •• ~ 0.63

Fas··~O.62Yunanistan ~ 0.58

Bulgaristan ~o.5ıRomanya EO"

Azerbaycane= 0.3

GUı-cisıUlI.. 0.29

Ermenistan •• ~ 0.25

Mısır··· c___0_.1_9 _ _ __J

4o

Nasıl ki inovasyonda en önemli unsur Ar-Ge ise, Ar-Ge'deen önemli unsur da insandır. Bu anlayış içerisindenbaktığımızda, bölge içerisinde biraz öne çıkanlarlaTürkiye'nin karşılaştırması aşağıdaki grafikte yer almaktadır.(Şekil 12)

Bir milyon kişiye düşen Ar-Ge personeli 2004

Rusya

Fransa · 3

· 2195

1413

· 1296n 1279

n 1263

· 1213

· 1013

976

662. 2005 yılıcS42

Şekil 10

Başbakan'ın başkanlık ettiği ve TÜBİTAK'ın sekreterliğiniyaptığı Bilim Teknoloji Yüksek Kurulu'nun (BTYK) 2004yılında aldığı bir karar vardır: 2010 yılına kadar GSYİHiçinde Ar-Ge'ye ayrılan payın %2'ye çıkması için 2005 yılıbütçesinden başlayarak yeterli bütçe tahsis edilmesi. 2005yılı için tahsis edilen ek bütçe de 446 milyon YTL'dir.Yalnız bu sabah Sayın Bakan konuşurken, bu hedefin 2013yılına uzatıldığı gibi bir izlenim edindim, eğer vazgeçildiysebiraz çabuk vazgeçilmiş diye düşünüyorum.

OECD Science, Technologyand Industry Scoreboard'un2007 yılında çıkan son raporunda, Ar-Ge yoğunluğudediğimiz göstergenin dünyada ilk beş ülke için belirli birdönemde ortalama yıllık artışından bahsediliyor. Bunagöre:• Çin (2000-2005 dönemi): %18• İzlanda (1995-2005 dönemi): %12• Türkiye (1995-2004 dönemi): % II• Meksika (2004-2005 dönemi): %10• Güney Afrika (1997-2004 dönemi): %8

Türkiye'nin kaydettiği artış daha da süratle artacaktır çünkübiraz önce bahsettiğimiz gibi 2005 yılında önemli birenjeksiyon söz konusu olmuştur ve devam etmektedir.Başlamış olduğumuz noktayı bir kenara bırakırsak, artışlaritibariyle Türkiye aslında bir faaliyet içerisindedir.Türkiye'de Ar-Ge harcamaları içinde özel sektörün payıyıllar itibariyle şöyledir. (Şekil ll)

Ispanya

Yunanistan

Hırvatistan

İra

Bulgariste

ıtalya

Tunus=

Romanya

TUrkiy

500 1000 1500 2000 2500 3000 3500

339213

100

Ar-Ge harcamalan içinde özel sektörün payı

~....rih , "jf[ffl. i'.............i~i

Yıl YIk.MPIl11995 23,6

1998 31,6

2001 33,7

2002 28,7

2003 23,2

2004 24,2

2005 33,2

Gündüz

Şekil 12

BTYK'nın konuyla ilgili kararı şöyledir: 2004 yılında27.000 olan tam zaman eşdeğeri bilim insanı sayısının2010 yılına kadar 40.000'e çıkartılması. Belki bu da 2013'eertelenmiş olabilir ama böyle bir hedefimiz var. Bu hedefielbette ki eğitimden, yüksek öğrenimden, doktoraprogramlarınızdan, yurtdışına doktora programınagönderdiğiniz kişilerden karşılayacaksınız. Akdeniz ülkelerininokula kayıt oranları şöyledir. (Şekil 13)

Şekil 11

Akdeniz ülkeleri okul kayıt oranları 2005

Ispanya :::::::==:~:::==:Yunanistan

halyu ---II!!!!!!!!If!III!!!I!!!!!!If!III!!!!!!!I.!!!!!!!I!!!IIIf!!!!!!!I!fi!iii-----

F~sa ---~~~-~~------ ..İsrail -----~-Lf!II~~------

Tunus· ---------- .. -----

Cezayir"'· ----------_.-----

Mısır ---iiiiii~--------...-Türkiye ---------- .. ----

ırvaıislan··· :::::::=::=======-Fas·

° 20 40 60 80

%

Şekil 13

Buradan da Türkiye'nin eğitim resminin üzerinde daha çokçalışma gerektirdiğini görebiliyoruz. (Şekil 14)

Page 90: Kongre Sponsorları - Anasayfa › sites › 1 › upload › files › 6_sanayi_kongresi...Kongre Sponsorları AKBANK Oturum Sponsorları ~ BORÇELiK e CEm OFSEr mat b_acılık sanayii

Komşu ülkeler okul kayıt oranları 2005Forumu'nun sıralamasında 131 ülke içerisinde Türkiye 70.sırada yer almaktadır. Matematik ve fen bilimleri eğitimlerininkalitesi açısından da Türkiye 60. sıradadır. (Şekil 16)

Eğitimin kalitesi

100

Şekil 16

Ham verilere göre GSYİH'nın yüzdesi olarak temel eğitimeve yüksek öğrenime yapılan yatırıma baktığımızda, Türkiye131 ülke arasında 81. sırada yer almaktadır. 5. sıradaki İsrailşimdiden bunun meyvelerini toplamaktadır, ileride daha datoplayacaklarından da emin olabilirsiniz. (Şekil 17)

ısrail

İrun

Sur+yc'"

Bulgurtsuın

GUrcisu,"··

Romunyu

Rusya

Türkiye ~§~~~~~~~~~~~~~~-Azerbuycun

Ukruynu

Ermenistnn

20 40 60

Temel eğilim ve yüksek öğrenime yatırım

Şekil 17

Çıktılar olarak baktığımızda, bilimsel ve teknik dergilerdeyayımlanan makale sayısı önemli bir çıktıdır çünkütüretilmiş bir bilginin açık olarak kağıda dökülmesi vedünyayla paylaşılmasını ifade etmektedir. 2003 yılındadünya sıralamasında 22. sırada olan Türkiye, 2006'da 19.sıraya yükselmiştir. Yaklaşık son 8 senedir, Türkiye bualanda en süratli gelişme sağlayan ülkeler arasındadır.Dünya toplam yayınları içindeki payımız %9'dur. Bu bizimcesaretimizi kırmamalıdır çünkü ıs AB üyesi ülke, ABDve Japonya bütünün %70'ini kapsamakta ve geri kalan%30 dünyanın diğer ülkelerinin yayınlarını içermektedir.Dolayısıyla Türkiye'nin bu yüzdesini çok da küçüksememekgerekir. Ancak kendi ülkesi dışında dünyadan atıf almaoranının dünyaki yayın payına oranı %27'dir. YaniTürkiye'nin dünyada yayın payı 100 ise dünyada Türkiyedışından aldığı atıf payı 2Tdir. Bu oran, yayınların kalitesiaçısından bir gösterge olarak kullanılmaktadır. Türkiye,bu göstergede maalesef tüm OECD ülkeleri içerisirıde ensonda yer almaktadır.

O

Şekil 14

Tüm komşu ülkeleri ele aldığımızda, Türkiye burada daçok öne çıkmıyor. Ekonomik gelişme açısından daha gerideolan ülkeler olmasına rağmen, Türkiye baskın bir konumdadeğildir.

Yüksek lisans ve doktora olarak, matematik, fen bilimlerive teknik bilimler alanlarında eğitim gören kayıtlı öğrencisayıları aşağıda tabloda yer almaktadır. (Şekil Tfi)

Kayıtlı öğrenci adedi ve yüzdesi 2004-05

Yüksek lisans Doktora

Savı Yüzde Savı YüzdeMatemaıik

ve Fen 6.903 7.5 3.186 11.7Bilimleri

Teknik19.305Bilimler 20.9 6.450 23.6

AB Erasmus programı kapsarrunda AB31 ulkelerı ve Türkiye arasındakiöğrenci ve öğretim üyesi mübadelesi ve AB31 ülkelerinin kendi

içindeki toplam hareketiTürkiye AB31

2004-05 2005·06 2004-05 2005-06

Öğrenci Giden 1J42 2.852Gelen 299 828

144.035 154.482

Öğretim üyesiGiden 339 581

Gelen 218 44020.876 23.448

K., ......1 YOKK.ynoıI.2 EIlltlJa"C"lm".....:ın."""""'IOfI....ıT~ ı:.,..".....

Şekil 15

Biraz önce tam zaman eşdeğeri bilim insanı sayısını27.000'den 40.000'e çıkacağız dedik, bu 13.000'in hepsirıindoktoralı olması gerekiyor. Matematik, fen bilimleri veteknik bilimler alanlarında doktora eğitimine kayıtlı toplamöğrenci sayısı 2004-2005 yılında 10.000 civarındadır.Dolayısıyla bu alanda bazı yenilikçi değişikliklereihtiyacımız olacaktır. Sürekli olarak işbirliklerindenbahsediyoruz. Bir de Avrupa, AB dışındaki ülkeleri dekapsayacak şekilde 31 ülke arasında öğrenci ve öğretimüyesi mübadelesi yapıyor ki bu bence Avrupa'da uygulananprogramların en iyilerinden bir tanesidir. Böylece gençlerhem AB idealini hem de birbirlerini daha yakından tanımışolmaktadırlar. Türkiye'nin bunun içerisindeki yerine bakacakolursak, 2004-2005 dönemirıde Türkiye bu programa katılantoplam öğrenci sayısının sadece % 1'ini karşılamıştır. Bufaaliyetlerin de yine Türkiye'de yüksek öğrenimingelişmesinde katkıları olacaktır diye düşünüyorum.

Hem temel eğitimde hem de yüksek öğrenimde eğitimsistemirıirı kalitesine bakacak olursak, Dünya Ekonomik

Page 91: Kongre Sponsorları - Anasayfa › sites › 1 › upload › files › 6_sanayi_kongresi...Kongre Sponsorları AKBANK Oturum Sponsorları ~ BORÇELiK e CEm OFSEr mat b_acılık sanayii

Patent başvurulan sıralaması aşağıdaki grafıkte verilmiştir.(Şekil 18)

Patent başvuruları CTPE) 2004

Rusya~~~~~~~~~~;;;;;;;;;;;;;;;;;;;;;;;;;;;;;;;;;;;;;;;;;;;';;30~.l90;;;-lFransa ~ 17.290

İsrait*I- 10.2.58

halya" 9.273

Ukrayna S.778

Ispanya

Türkiye

Hırvatistan

5.175. 2006 yılı

o 5.000 10.000 15.000 20.000 25.000 30.000 35.000

Şekil 18

2004 yılından 2006'a yılına kadar Türkiye, TSE'ye yapılanpatent başvurusunda önemli bir artış kaydetmiştir amamutlak rakamlara baktığınızda oldukça düşük olduğunugörüyoruz. Türkiye patent alma çabasına son senelerdegirmiştir ancak önemli gelişmeler kaydetmektedir. Bukonuda önemli bir bilinçlenme söz konusudur ve nihayetpatentin önemli bir ekonomik değer olarak algılanmasındada bence epey bir mesafe alınmıştır.

1995-2005 döneminde Triadic patent sayılarında yıllıkortalama artış listesinde ilk beş sıraya giren ülkelerşunlardır:• Çin: %36,7• Türkiye: %29,8• Hindistan: %27,6• Yunanistan: %25,9• Kore: % 25,6

Evet mutlak rakamlanınız küçüktür ama Türkiye bir faaliyethalindedir, kendi bünyesinde bu konuda bir ilgi yaratmışvaziyettedir. Kore'nin %26'sı ile Türkiye'nirı %30'u aynısayıda patente denk: gelmemekle birlikte, neticede buhak:ikaten önemli bir gelişmedir.

Avrupa Patent Ofisi'ne başvurularda da Türkiye yinebüyük çoğunluğu yüksek teknolojiyle ilgili patentlerolmak üzere dünyada ilk beş ülke içerisinde 3. sırayıalmaktadır.• Çin: %43• Hindistan: %42• Türkiye: %39 (büyük çoğunluğu yüksek teknoloji)• Slovenya: %31• Kore: % 30

Ayrı bir başlık olarak faydalı modele baktığımızda, buradada kısa süreler içerisinde önemli gelişmeler olduğunugörüyoruz. (Şekil 19)

o 1.000 2.000 3.000 4.000 5.000 6.000 7.000 8.000

Faydalı model CTPEj başvuruları 2002

Rusya 6.696

Ispanya ••••••• 3.103

~ ••••• 2.456.2006 yılıTürkiye ~927

25.000

Yunanistan ~ 204

Bulgaristan 127

Ermenistan ı5L_ ~

Şekil 19

Kullanılmayan bir potansiyelin varlığı söz konusudur vebu kadar kısa süre içerisinde bu alanda somut neticelerevanlmış olmasını ancak böyle izah edebilmek mümkündür.

Tüm düzeylerde fen bilimleri, matematik ve mühendislikalanlarındaki mezun sayılarına baktığımızda, Fransa,İtalya, İspanya'nın nüfusu bizden daha düşük olmasınarağmen, Türkiye'nin daha alt sıralarda yer aldığınıgörüyoruz. (Şekil 20)

Fen Bilimleri. Matematik ve Muhcndislik alanlarındakimezun sa ısı i 2005

Fransa .1I•••••••• B--=~==-~5:5240=l

ıtalya 56428

tspanya 29490

21513

İsrail

o 20.000 40.000 60.000 80.000 100.000 120.000 140.000

• Fen BiLimleri, Matematik Mühendislik

Şekil 20

Türkiye'nin yıllar itibariyle tıp haricinde verdiği yükseklisans ve doktora mezunu sayısı şöyledir. (Şekil 21)

Doktora ve yuksek lisans mezun oğrencı sayısı

2003-Q4

2002-03

2001-02

2000-01

1999-00

1998-99

1997-98

1996-97

1995-96

1994-95

1993-94

21.8502.680

16.432.815

13.7192.472

9.5561.985

7.9432.214

8.5182.577

8.3292.364

7.5391.879

8.0702.104

5.4191.623

.5.0.571.466

O 5.000 10.000 15.000 20.000

Doktora - Yüksek lisans

Şekil 21

Page 92: Kongre Sponsorları - Anasayfa › sites › 1 › upload › files › 6_sanayi_kongresi...Kongre Sponsorları AKBANK Oturum Sponsorları ~ BORÇELiK e CEm OFSEr mat b_acılık sanayii

Biraz önce söylediğim araştırmacı kaynağı itibariylebaktığımızda, bunların daha da artması ve yurtdışındakiöğrenci sayımızı da artırarak bu kaynağı daha fazlabeslememiz gerektiğini görüyoruz.

Teknoloji ve inovasyon konularına baktığımız zaman,önemli göstergelerden bir tanesi, sanayi ihraç ürünleriiçerisinde ileri teknoloji ürünleri mal grubu ihracatınınpayıdır. Bu, bütün dünyada kabul edilmiş ve toplanan birveridir. Dünya Bankası'nın veri tabanından hareketle,Türkiye'nin henüz tam bir gelişme sağlayabildiğinisöyleyemiyoruz. (Şekil 22-23).

Sanayı ihraç urunlerı ıçınde yüksek teknoloji mal grubuıhracatı (Akdenız ülkeleri)

23.7520.02

25.09-- 8.47 13.9311.51~ 13.33

- 10.1911.28

~.10.15

9.177.84

7.647.05

3,424,93

~1.514,81

"" 1.054,14

",0/ı2ı.

Fas

İtalya

İspanya

Tunus·

Türkiye

Cezayir if<

Mısır=

LO ıs 20 25°% (Sanayi ihraç ürünleri)

2000 .2005

Şekil 22

Sanayı ıhraç ürünleri içinde yüksek teknoloji mal grubuıhracatı Kom u ülkeler

~::~~~~:::::;ı:.~~::~;;~::~LGürcistan 22.58

İsrail 13,93 25,09

Yunanistan 1-...............-- 10,19 13.33

Rusya 1----- 8,09 13..53

Bulgaristan ,- __

UkraynaRomanya

İran'"Türkiye

Suriye"AzerbaycanErmenistan ı::....ı.!..J...L -'

LO° iS 20 25

% (Sanayi ihraç ürünleri)

Şekil 23

Geçen sene Rekabet Forumu'nun Sektörel DerneklerFederasyonu ile birlikte düzenlediği RekabetKonferansı'nda değindiğim görüşleri burada dile getirmekistiyorum. Türkiye bir yol ağzındadır. Kaybetmekteolduğu ucuz işçiliğe dayalı rekabet avantajından inovasyonyolu ile üretkenliğini artırma, katma değerini yükseltme,pazarlarını genişletme yoluna geçiş aşamasındadır. Bugeçişi bizim yapabilmemiz gerekir yoksa elimizdekimevcut sanayinin de rekabet edebilmesi çok zor hattaimkansız hale gelecektir.

Türkiye'de imalat sanayinin ve hatta hizmet sektörününde geleceği açısından inovasyonun bu kadar önemliolduğunu söylerken, inovasyon alanındaki durumumuznedir dersek, aslında inovasyon alanında finansman gibi,

30

risk sermayesının henüz oluşmaması gibi önemlisorunlarımız vardır. Ancak Türkiye'de bunları zaten birsüredir tartışıyor ve önümüzdeki birkaç yıl içerisinde debu sorunları önemli ölçüde aşacağımızı düşünüyorum.

Kuzey-Marmara aksı dediğimiz yani Türkiye'de imalatsanayinin hemen hemen en çok gelişmiş olduğubölgelerden birinde TÜBİTAK projesi olarak yapmışolduğumuz, çok sayıda ve çeşitli büyüklüklerde imalatşirketini kapsayan bir çalışmaya ilişkin bir grafıkle, Türkiyeimalat sanayiinin inovasyon konusundaki sorunlarını birveriye bağlamak istiyorum.

Biliyorsunuz inovasyon dört ayrı kategoride değerlenctirilir:ürün, üretim süreci, pazarlarna ve organizasyon. Bu grafıkteçeşitli kategorilerde orijinal inovasyonun, yani firmanınkimseden kopya çekmeden, ithal etmeden yaptığıinovasyonun oldukça düşük düzeylerde olduğunugörüyoruz. İmitasyonurı, yani yurtiçinden ve yurtdışındanbaşkalarından almanın özellikle süreç, pazarlama veorganizasyon kategorilerinde %SO'nin üstünde olduğunugörüyoruz. Daha da ilginci, inovasyon yapılmadı diyenfirmalarımızın bütün alanlarda inkar edilemez düzeylerdeolmasıdır. (Şekil 24)

imalat sanayiinde inovasyon

İnovasyon

Türkiye'de elbette bunlar var ama iyi bir haber deinovasyonun imalat ve hizmet sektörünün gündeminegirmiş olmasıdır. İnovasyon göstergeleri arasında yeralan patent ve faydalı model sayıları düşük olmaklabirlikte son yıllarda önemli artışlar gözlemlemekteyiz.Benzer şekilde, yayın sayılarında da önemli artışlargerçekleşmektedir. Demek ki mutlak rakamdan ziyadeseneler içindeki artışa baktığımız zaman geleceğe yönelikbir umut taşımamak için hiçbir neden yoktur.

25%

adımsatütün radikal_orün süreç pazartama organi:raS'yOnel

ı.Orjınal inovasyoo .ıyileştırme oımıtasyon DınOVdSyony~llmaci i

Şekil 24

30

Ancak Türkiye temel eğitim ve yüksek öğrenimde önemliatılımlar yapmak durumundadır. Türkiye'nin sanıyorumburadaki en büyük dezavantaj ı, çok uzun yıllardan berihem temel eğitimin hem de yüksek öğrenimin Türkiye'deağırlıklı olarak bir siyasi olgu olarak ele alınmasıdır.Halbuki bunlar temelde bir ekonomik olgudur. Ancakdaima siyasi yönünün ağırlıklı olarak ele alınmasınedeniyle, sanıyorum Türkiye'nin biraz önce gösterdiğimgibi, kendi komşuları arasında arka sıralara düştüğünügörüyoruz.

Page 93: Kongre Sponsorları - Anasayfa › sites › 1 › upload › files › 6_sanayi_kongresi...Kongre Sponsorları AKBANK Oturum Sponsorları ~ BORÇELiK e CEm OFSEr mat b_acılık sanayii

Ekonominin diğer sektörlerine gelişme sağlama veyabazen salt varlığını sürdürebilme amacı ile verilenteşviklerin, bilgi sektörünün gelişmesi için de sağlanmasıgerekir. Türkiye öğrenme süreci için, hem imalat sektörünehem de hizmet sektörüne çok önemli kaynaklar ayırmıştır.Kanaatim odur ki, biraz önce değindiğim yükseköğrenimdeki büyük sıçrama ihtiyacına ve buna karşınyüksek öğrenim bütçelerine baktığımız zaman, Türkiye'ninburalara hakikaten çok önemli miktarda kaynak kanalizeetmek durumundadır. Bilgi sektörüne de fazla bir geridönüş beklentisinin olmadığı bir öğrenme sürecindengeçebilme olanağı verilmelidir. Türkiye'de son dört senediryüksek öğrenimde devlet üniversitelerinde doktoraöğrencilerinin yani Ar-Ge'yi fiilen gerçekleştiren kişilerinişgal ettikleri Araştırma Görevlisi kadrolarına hemenhiçbir yeni atama yapılmamıştır. Yaniaraştırma personeliyetiştirilmesinin bir anlamda önü kesilmiştir. Bununmantıklı bir izahını yapmak kanımca mümkün değildir.

Eğitimin, özellikle yüksek öğrenim in yönlendirilmesindeözel sektöre de önemli görevler düşmektedir. Yükseköğrenim de, temel eğitim de özel sektörün büyümesinde,gelişmesinde ve dünya rekabetçiliğinde bir yeredinebilmesinde çok önemli bir mekanizmadır. Dolayısıylaözel sektörün hayır işleri çerçevesinde yapılan katkılarındışında, özellikle yüksek öğrenimde daha agresif olması,hükümeti daha etkin bir biçimde yönlendirme çabasıiçinde olması önemlidir. Bu konulara ilişkin politikalarınsaptanmasında hükümetler, YÖK, Milli EğitimBakanlığının ötesinde özel sektörün ağırlıklı olarak görevalması gerektiği kanaatindeyim.

Sorular ve Katkılar

Prof. Dr. İlter Turan

Temel eğitimin fen bilimleri, matematik ve mühendisliktenibaret olmadığının ben de altını çizmek istiyorum.İnovasyon üzerinde durduk ve bu konuda çok ilginççalışmalar yapan bir grup da sosyal antropologlardırçünkü inovasyonu yaratanlar genellikle yarattıklarınınakla o kadar uygun olduğunu düşünmektedirler ki buinovasyonun toplumdaki sosyal ve ekonomik sonuçlarınıdeğerlendirmekte güçlük çekmekte ve inovasyonunbenimsenmernesi durumunda da insanların cahilolduğu,rasyonelolmadığı gibi ama aslında belki de kendirasyonellik eksikliklerini yansıtan değerlendirmelerdebulunabilmektedirler. O bakımdan daha temel meselerniziçinde sosyal bilimlerin de yer aldığı öğretim sistemimizde,analitik düşünce yapısının ön plana geçirilmesinisağlayacak tedbirlerin alınmasıdır.

Benim yürüttüğüm bir araştırmada, Eskişehir'in birilçesinde Teknik Ziraat Müdürü ve Veteriner Müdürü ilekonuşurken merinos koyununu aşılatma yoluyla orayagetirmeye çalıştıklarını ama kendi deyişleriyle "köylülercahiloldukları için" birkaç denemeden sonra bırakmakzorunda kaldıklarından yakındılar. Ben de oralarda

araştırma yaparken köylülere, 'Buralarda bir merinosdeneyi olmuş, neydi o?' diye sordum. 'Veterinerler geldi,hayvanlarımızı aşılattılar ama bu merinos türü bol su, bolyeşillik olan yerlerde yetişen hayvanlar, bizim buralardao kadar ot yok, o mera senin bu mera benim, gütmemizgerekti, yine de onlara ne ot, ne su yetiştirebildik. Bir debunlar zarif, hassas hayvanlar, meralara sürülmeyedayanamayıp bir çoğu hastalandı, öldü,' dediler. Buradakim rasyonel, kim değil, sizin takdirinize bırakıyorum.

Soru

Rusya faydalı model ve birkaç konuda çok iyi gözüküyor.Bu başarıları nereden geliyor ve bu gidişle önümüzdekion yılları hangi çizgide olacak?

Prof. Dr. Gündüz Ulusoy

Rusya, bizim komşu ülkeler arasındakideğerlendirmelerimizde birinci sırada yer alıyor amadiğer dünya ülkeleri de göz önüne alınsa belki birincilikanlamındaki başarıyı gösteremeyecektir. Diğer ikikonuşmacı, o bölge hakkında son derece bilgi sahibi, bunedenle çok fazla bir şey söylemek istemiyorum amabölgeye uzaktan bakan birisi olarak kısaca ifade etmekisterim. Sovyetler Birliğinin çöküşü ile Rusya çok büyükkayıplara uğramıştır. Fakat Rusya'nın önemli birentelektüel ve teknolojik birikimi vardır. Gerek uzayaraştırmalarında, gerek savunma araştırmalarında çokönemli mesafeler kat etmiş bir ülkedir. Dolayısıyla zatenbunun farklı bir ortam içerisinde tekrar geri kazanılacağı,kayıplardan dolayı aynı düzeyde olmasa bile, beklenebilirbir sonuçtu. Ön yıl çok uzun bir dönem, ancak mevcutekonomik yapılanmaya ve küreselleşmeye uyum sağladığıölçüde, bu alanlardaki başarısını sürdürecektir diyedüşünüyorum. Eski bir doğu bloku ülkesi olan ÇekCumhuriyeti'nin de benzer aşamalar içerisinde olduğunugörebiliyoruz.

Soru

Geleneksel siyasal, ekonomik güçlerin ve bunlarınoluşturdukları şirket ve yönetim kültürünün inovasyonadirençleri nasıl önlenebilecektir?

Klaus Rohland

Geleneklerini, nereden geldiğini ve nereye gittiğini bütünfırmaların gözden geçirmesi gerekir ama burada en önemlihusus, eğer değişmezseniz, inovasyon yapmazsanız gerikalırsınız, eğer yüzmezseniz bir taş gibi dibe batarsınızve dünya var olduğundan beri gelişmenin hikayesi deaslında budur.

Prof. Dr. İlter Turan

İnovasyon aslında çok geniş kapsamlı bir terim. Ufakyeniliklerden başlayıp, çok geniş ve hatta toplumlarınörgütlenip iş görme biçimlerini değiştirebilen buluşlara

Page 94: Kongre Sponsorları - Anasayfa › sites › 1 › upload › files › 6_sanayi_kongresi...Kongre Sponsorları AKBANK Oturum Sponsorları ~ BORÇELiK e CEm OFSEr mat b_acılık sanayii

kadar uzanır. Tabii bunlar paradigma değişikliğigerektirmeyen iyileştirmelerdir, yani toplumdaki kaynakdağılımını, toplumun sosyo-ekonomik yapısını tehditetmeyen yeniliklerin kabul edilme olasılığı daha fazladır.Yeniliklerin, toplumların değişik kesimleri tarafındankabul edilme oranları da birbirinden farklıdır.Antropolojide bu konu ele alındığında, yeniliği deneyecekolan kimse yeniliğin çalışmaması halinde varlığınıtamamen yitirecekse, yenilikten kaçındığı görülüyor.Ama bir kişinin iktisadi konumu bir miktar risk almasınaimkan veriyorsa, kişi iyileştirme olasılığına karşılık birmiktar kaybı göze alabiliyor. Tabii çok büyükdeğişikliklerde toplumdaki kaynak dağılımının ve bunabağlı olarak da güç dağılımının değişmesi söz konusuolduğu zaman, burada inovasyonu sadece teknolojikolarak düşünmemiz yeterli değildir, ideolojik inovasyon,düşünce ve model inovasyonu da olabilir. Buradagenellikle kaybetmesi muhtemel gözükenlerin,kaybedeceklerini düşünenlerin büyük bir direnç gösterdiğikonusunda gözlernde bulunabiliriz. Bununla birlikteyenilikler durdurulamıyor; ya en son ifade edildiği gibiyenilikleri reddeden toplumlar tamamen çöküyorlar yada şu veya bu şekilde değişiklikler oluyor hatta yenilikleredirenenlerin bir kısmı bilahare yeniliklere yaklaşarakdirenenlerin sayısını azaltıp yenilikleri getirebiliyorlar.Ancak yeniliklere direnmek sadece ülkemizde sıkrastlanan, yeniliklerin üretildiği ülkelerde pek rastlanmayanbir durum değil, yenilikler daima toplumun bazıkesimlerini, bazı grupları tehdit eder, rahatsızlar yaratır.Bu nedenle her toplumda yeniliklere direnmeylekarşılaşabiliriz. Bazen bu direnmenin sebebi, geriye doğrubakıldığında pek anlamlı gözükmeyebilir. İstanbulÜniversitesi'ne ilk bilgisayar geldiği zamanı hatırlıyorum,muhasebe, bordroların bile bilgisayarla hazırlanmasınakarşı büyük bir direnç göstermiş, olmadık mazeretlerüretmişlerdi çünkü bir kısmının işsiz kalacağınızannediyorlardı. Ancak hiç öyle bir şeyolmadı, işlerbüyüdü, daha çok iş yapılır oldu ama beklenilen tehditgerçekleşmedi.

Soru

İşten çıkarmalarda iş mahkemelerinin devamlı olarakişveren aleyhinde karar vermesi, şirketler üzerinde büyükyükler ve suistimaller oluştıırmaktadır. Hukuk sistemimizinbu konuda daha objektif çalışmasını nasıl sağlayabiliriz?

Tuğrul Erkin

Hukuk sistemimiz sadece bu konuda değil pek çok konudadoğru çalışmamaktadır, demek ki o arada bu konuda dadoğru çalışmamaktadır diyebilirim.

Prof. Dr. İlter Turan

Genelde belki Türk hukuk sisteminde yaşadığımız birsorun var ama esas itibariyle hukuk yapımız kuruluşhalinde olan ve kendini sağlamlaştırmayı amaçlayan bir

devletin yapısına göre oluşturulmuştur ve şu andavardığımız piyasa ekonomisi yapısının anlayışlarınıyansıtmamaktadır. Burada sadece yasaları değiştirmektenöteye, yasa uygulayıcılarının da eğitime, öğretime vesosyalleştirilmeye tabi kılınması hatta yargı sistemimizinde toplumdaki yeni ihtiyaçlara göre düzenlenmesi vebirçok konunun belki en azından ilk aşamada yargı konusuolmaktan uzaklaştırılması gerekmektedir. Bu konu üzerineyapılmış çok sayıda çalışma var ama yargı sistemindehızlı bir değişme ve yenileşme amaçladığınız zamantoplumdaki yargı sürecinde önemli aksamalara da sebepolacağınız endişesi belki de bunu engellemektedir. Amaşu anda yargıda şikayetçi olduğumuz konular, kararlarınistikrarsızlığıdır. Örneğin, temyiz edilip geri çevrilmeyenkarar oranı, dünyanın başka ülkelerine göre çok düşüktür.Yargı sürecinin tamamlanması için gereken süreler dünyastandartlarına göre çok daha uzundur. Bütün bunlar, tabiibazı hallerde yargı sürecini anlamsızlaştırmaktadır. Zamanaşımı dolayısıyla dava düşmesi oranı, zannediyorumdünyanın birçok ülkesine göre çok daha fazladır. Tümbunları bir araya koyduğunuz zaman, Tuğrul Bey'in deifade ettiği gibi, sadece işten çıkarmalarla ilgili değil aynızamanda genel bir sorunla karşı karşıyayız.

Soru

Bay Hammond, dünyayı gelecekte etkileyecek önemlialtı sorundan birisinin nüfus artışı olduğunu söyledi veTürkiye bu konuda inanılmaz bir trend göstermektedir.Sayın Ulusoy'un analizlerinde Türkiye'nin nüfus artışınınne kadar önemli olacağını gördüm. Benchmark'larınhepsinde nüfusu koyduğumuz zaman, Türkiye birYunanistan kadar olsa, nerede olurdu, diye sorduğumdabulduğum cevaplar beni son derece etkiliyor. O haldeTürkiye'nin bir sosyal sorunu vardır. Bu konuda hepimizebüyük bir sorumluluk düşüyor. İlköğretimin kalitesi,yüksek öğretirnde öğrenci sayısı, inovasyon ve teknolojikyeteneğimizin artmasının tümünün altında nüfus artışınınbulunduğunu düşünüyorum.

Tuğrul Erkin

Nüfus artışının hakikaten dağılım bozukluğu yarattığı vepek çok konuda bizi geride bıraktığı ortadadır. Ancakbunun tersinin söz konusu olduğu pek çok ülke vardır.Örneğin şu anda Rusya'nın en büyük sorunlarından birtanesi nüfus azalmasıdır ve dünyanın her yerinden Rusvatandaşı ithal etmeye uğraşmaktadırlar. Ayı şekildeKazakistan'ın en büyük sorunlarından bir tanesi nüfusazlığı, nüfus artışının durmasıdır. Zannediyorum BatıAvrupa ülkelerinde de aynı zorun var. Bunun bir ortayolunu bulmak gerekir. Nüfus artışını dondurduğunuzzaman da başka sorunlarla karşılaşıyorsunuz ve toplumyaşlanıyor. Toplumun yaşlanmamasının Türkiye'debugünkü inovasyonu, atılım gücünü en fazla yaratan,destekleyen faktör olduğunu düşünüyorum.

Page 95: Kongre Sponsorları - Anasayfa › sites › 1 › upload › files › 6_sanayi_kongresi...Kongre Sponsorları AKBANK Oturum Sponsorları ~ BORÇELiK e CEm OFSEr mat b_acılık sanayii

Prof. Dr. Gündüz Ulusoy

Esasında Türkiye kentleştikçe, beraberinde nüfus artışınınazalmasını da gözlemliyoruz ve Türkiye süratlekentleşiyor. Dolayısıyla nüfus artışı önümüzdeki on yıllariçerisinde bu şekilde devam etmeyecektir. Şu andaTürkiye'de birçok alanda sanki iki farklı ülke var ve buTürkiye'nin bir an önce çözmesi gereken ana sorunlarındanbiridir. İşte bu noktada yenilikçilik gündeme geliyor.Bunun temelinde yine eğitim yatmaktadır ve bu vesileyleeğitimin ekonomik ve sosyal boyutu ağırlıklı olan birhadise olduğunu tekrar vurgulamak istiyorum. Ancakhükümetlerimiz eğitimi ağırlıklı olarak siyasi bir olayolarak ele almışlardır.

Klaus Rohland

Nüfus artışında söz ettiğinizde, söylendiği gibi bölgedekidiğer ülkelerin de başka sorunları vardır. Örneğin şu andaRusya'nın nüfusu 15 milyondur ve belki de 2020'ye kadarbu rakam değişmeyecektir. Emeklilik fonları ve emeklilikleilgili başka hususlarda finansman sorunlarıylakarşılaşılabilecek, işgücünde azalma olacaktır. Yıllariçerisinde bu nüfusun daha da azalması söz konusu olabilir.Ülke içinde ve ülke dışına göç de çok önemli. Kalkınmasorunları da çok büyük bir önem taşımaktadır. Tabii kiTürkiye daha iyi bir şekilde kentleştiği zaman nüfus artışhızı belki de düşecektir ama bu süreç içerisinde ortavadede beklemek, odaklanmak gerekiyor.

Prof. Dr. İlter Turan

Bildiğiniz gibi şu anda Türkiye'deki nüfus artış hızı zatendüşmüş vaziyettedir. Esas mesele, nüfus artışının dinamikbir sorun olmasıdır. Bu sene doğan çocuk, 18-20 senesonra sizin işgücünüze katılabiliyor, bu arada onu eğitmekvs. durumundasınız. Şu anda biz, geçmiş fazla doğumunsorunlarıyla karşı karşıyayız. Şu anki doğumlar bizimiçin bir sorun teşkil edecek duruma gelmiş değil ama çokhaklı olarak daha büyük bir yatırımı ve dikkati gerektirenbir olguyla karşı karşıya bulunduğumuza işaret ettiniz.

Page 96: Kongre Sponsorları - Anasayfa › sites › 1 › upload › files › 6_sanayi_kongresi...Kongre Sponsorları AKBANK Oturum Sponsorları ~ BORÇELiK e CEm OFSEr mat b_acılık sanayii

OTURUM2B

Yerel Başarı Oyküleri

- İnovasyon Süreci- Teknokentten Sanayiye- İnovasyon Süreci

Oturum BaşkanıProf. Dr. Fazilet Vardar Sukan!RC-Ege Koordinatörü

KonuşmacılarHakan AltınayKale Altınay Robotics Genel Müdürü

Dr. İbrahim N. Ekber OnukYonca Onuk Ortaklığı Yönetim KuruluBaşkan Yardımcısı

Metin İsmail TaşkınAirties Teknolojiden Sorumlu Yönetim Kurulu Üyesi

Page 97: Kongre Sponsorları - Anasayfa › sites › 1 › upload › files › 6_sanayi_kongresi...Kongre Sponsorları AKBANK Oturum Sponsorları ~ BORÇELiK e CEm OFSEr mat b_acılık sanayii

Oturum BaşkanıProf. Dr. Fazilet Vardar SukanIRC-Ege Koordinatörü1956yılında İstanbul'da doğdu. 1978 yılında Ege Üniversitesi Mühendislik Fakültesi Kimya Mühendisliği Bölümündenmezun oldu. 1981 yılında Doktorasını İngiltere University College London'da Biyokimya Mühendisliği alanındatamamladı. 1982 yılında EÜ Kimya Mühendisliği Bölümü'ne Yardımcı Doçent olarak göreve başladı ve sırası ileaynı bölümde 1985'te Biyomühendislik Doçenti, 1992'de Profesör oldu. 2000 yılında kuruluşunda öncülük ettiğiBiyomühendislik Bölümü Başkanlığına atandı. 100'ün üzerinde bilimsel yayını, 2 kitabı ve kitap bölümleri, çoksayıda bilimsel bildirisi mevcuttur. Bugüne kadar toplam 9 adet AB Çerçeve Programı Projesi deneyimi bulunmaktadır.Bilimsel çalışmalarının yanı sıra halen Ege Üniversitesinin Ar-Ge çalışmalarını ve Üniversite-sanayi ilişkilerinikoordinasyonundan sorumlu Bilim-Teknoloji Uygulama ve Araştırma Merkezi Müdürlüğünü, A.B. ÇerçeveProgramları Bölgesel İrtibat Noktası görevini ve IRC-EGE Koordinatörlüğünü de yürütmektedir.

KonuşmacılarHakan AltınayKale Altınay Robotics Genel Müdürü

1964 yılında İstanbul'da doğdu. 1990 yılında İstanbul Teknik Üniversitesi Uçak ve Uzay Bilimleri Fakültesi'ndenmezun oldu. Aynı yıl içinde ensüdtriyel nitelikli robot çalışmalarına başladı ve Türkiye'nin ilk beş serbestlik dereceliAltınay 1 adındaki robotonu gerçekleştirdi. 1991 yılında aynı fakültede araştırma görevlisi olarak yüksek lisansçalışmalarına başladı. Türkiye'nin ilk teknoparkı İTÜ Tekmer'de girişimci araştırma şirketi Altınay Robotik veOtomasyon'u kurdu. 2001 yılında Kale Grubu Şirketleri ile kurduğu ortaklık sonucu şirketin ismi KaleAltınay Robotikve Otomasyon A.Ş. oldu ve ortak bir yönetim kurulu oluşturuldu. İki yıl boyunca TÜBİTAK tarafından organizeedilen "Vizyon 2023; Bilim Teknoloji ve Sanayi" çalışmasında görevaldı. 2004 yılında Endüstriyel OtomasyonSanayicileri Derneği'nin kuruluşunda ve Yönetim Kurulu'nda görevaldı. Bugüne kadar Girişimcilikte Yenilik, Patentve Yüksek Teknoloji Ödülü 1996, İş Fikirleri Girişimcilik Ödülü 1997, Yılın En Başarılı İktisadi Kurumu Ödülü2003 gibi çeşitli ödüller aldı. KaleAltınay firmasında Genel Müdür olarak çalışan Altınay Yönetim Kurulu BaşkanYardımcısı olarak da görev yapmaktadır.

Dr. İbrahim Nazmi Ekber OnukYonca Onuk Ortaklığı Yönetim Kurulu Başkan Yardımcısı

1948 yılında İstanbul'da doğdu. 1966'da Saint Joseph Lisesi, 1972'de İTÜ Makina Fakültesi ve 1974'te Von KarmannEnstitüsü'nde doktorasını tamamladı. 1972'de Otosan firmasında başladığı iş hayatında, Türk Hava Yolları, AnadoluHava Taşımacılık, Yonca Teknik, Onuk Taşıt Sanayii ve Yonca-Onuk Ortaklığı gibi değişik yapılanmalarda üstdüzey yönetici ve kurucu ortak olarak görevaldı. 1997'den beri Yönetim Kurulu Başkan Yardımcısı olarak görevyaptığı Yonca-Onuk Ortaklığı; "Savunma Sanayii Müsteşarlığı Mühendislik ve Tasarım Ödülü 2000", "DowFabricator's Exeellence Award 2002", "V. Teknoloji Başarı Ödülü 2003" gibi ödülleri almıştır.

Metin İsmail TaşkınAirties Teknolojiden Sorumlu Yönetim Kurulu ÜyesiMaster ve lisans derecelerini Boğaziçi Üniversitesi'nden aldıktan sonra Amerika'ya giden Metin İsmail Taşkın, ilkolarak Hittite Microwave şirketinde radar ve mikrodalga iletişim cihazları tasarladı. Daha sonradan Cisco'nun OutdoorWireless Bölümü'nde dış mekanlara yönelik kablosuz iletişim cihazlarının sistem tasarımını yaptı. Daha sonra,Wireless Local Area Networks (WLAN) Bölümü'ne geçen Taşkın, IEEE 802.1 ia standardına uygun bir OutdoorWireless Bridge olan BR1410 cihazının tasarımını yapan ekibin teknik liderliğini yürüttü. Bu ürün Cisco'ya aydaortalama 2,5 milyon dolarlık satış hacmi yarattı. Bu başarılarıyla Cisco Mucidi ödülü kazanan ilk ve tek Türkmühendisi oldu. Taşkın, Cisco'dan ayrıldıktan sonra AirTies'ın ortaklarından biri olarak Teknoloji Direktörü göreviniüstlenmiştir.

Page 98: Kongre Sponsorları - Anasayfa › sites › 1 › upload › files › 6_sanayi_kongresi...Kongre Sponsorları AKBANK Oturum Sponsorları ~ BORÇELiK e CEm OFSEr mat b_acılık sanayii

Yerel Başarı Öyküleri

Prof. Dr. Fazilet Vardar SukanIRC-Ege Koordinatörü

Ray Hammond bir takım yeni kavramlardan söz etti vebunların dilimize yerleşmesinin zaman aldığına değindi.İnovasyon kelimesi de bizim dilimize çok geç yerleşmişbir kelime. İnovasyonu kavram olarak daözümseyebilmemiz için Türkçe'de de tam karşılılığınıbulmamız gerekir. Şu anda inovasyon için Türk DilKurumu'nda iki ayrı karşılık var.

İNOVASYON: Yenileşim; yenilikçilik.YENİLEŞİM: Değişen koşullara uyabilmek ıçıntoplumsal, kültürel ve yönetimselortamlarda yeniyöntemlerin kullanılmaya başlanması (TDK)YENİLİKÇİLİK: Eskimiş, zararlı veya yetersiz sayılaneşya, söz, olay, iş veya durumun yeni, yararlı ve yeterliolanları ile değiştirilmesi (TDK)

Dolayısıyla tanımında dahi tam mutabık kalamadığımızbir kavram.

Türkiye'de bir inovasyon politikası son yıllarda giderekyerleşti. Özellikle özel sektörde inovasyon etkinliklerininartırılması, yeni teknoloji tabanlı start-up firmalarınteşviki, sanayi-üniversite ve sanayi-sanayi işbirliklerininartırılması, inovasyon, yaratıcılık ve işbirlikçi girişimciliğinulusal eğitimde de bir felsefe olarak gençlerimizebenimsetilmesi ve neticede de etkin bir inovasyonyönetişim sisteminin yerleştirilmesi ana başlıklardır.

Artık şirketlerimiz de, kurumlarımız da artık tamamenyenilikçi yaklaşımları benimsemek mecburiyetindelerçünkü fark edilebilmek için fark yaratmak gerekiyor. Buyeni teknolojileri, inovatif yaklaşımları nasıl eldeedebiliriz? Yeni projelerin seçilmesi ve uygulamayasokulması için değişik düzlemler ve değişik çalışmalarvar. Ancak bence bunu dört ana başlık altında incelemekdaha pratik olacaktır:I. Kurum-içi Ar-Ge: Artık birçok firmanın kendi

bünyesinde kurum içi Ar-Ge birimleri var.2. Kurum-dışı Ar-Ge: Ar-Ge çalışmalarının sözleşmeyle

bu alanda faaliyet gösteren başka kurumlarayaptırılması,

3. Ulusal Ar-Ge Merkezleri4. Teknoloji Transferi

KOBİ'ler, büyüklüklerine göre teknoloji geliştirmefaaliyetlerine katılma oranlarında farklılıklargöstermektedirler. KOBİ'ler büyüdükçe Ar-Gefaaliyetlerine katılma oranları globalolarak artmaktadırancak bunların ne tür Ar-Ge'ler olduğuna baktığımızda,çok küçük olanlar daha ziyade endüstriyel tasarımayönelirken orta büyüklükte olanlar kurum-içi Ar-Geyapıyorlar, daha büyük olanlar da dışarıdan teknolojitedariki yoluna gitmektedirler. (Şekil l)

KOBi'ler ve Türk Araştırma Teknoloji GeliştirmeKurumları

Teknıılııjik Yenilik Faalivetlerindekl \Ia,raf Kalemleri

Koııi'ler Kaynaklara C;lire Ar·Ge Faaliyetler!

Id,nn!ııji(,'uh~an C;t'li~lirnli' Kurum Kurum nonanun Telı.no!oji ":ndu~lri)eI t'aeura

'01\'" l-';ıaliH'linı' Içi nı'll rt"dariki Tedariki Tusarrm Sunum

I\.alılan

111·19 l;( 2l..1..ı '« 19.1 '«0.2 0/,62.5 0/,0..1 0/(' 43

20·~9 ~'ı- 21.S '« 11.1 %1 0/1'.0.7 %6.0 %0.6

50-99 q. lSA ck 0.1 tj'c .ıJ.2 '« 0.9 ('le OA 'le OA

1II0·ı~9 ek .1..&':;: 0/,6.2 ck 7S.1 C;c 1.7

(lıl.ıi.IıII,' '" .;ii .; , i" ~ ii

Şekil 1

Teknoloji transferi, en az bir tarafın, bilgi ve uzmanlığınakatkıda bulunarak rekabet gücünü arttırmak amacı ileteknolojik veya teknoloji ile ilgili yönetsel bilgi vedeneyimin bireyler, kurumlar veya kuruluşlar arasıhareketidir. Bunu biz günlük hayatımızda da, şirketlerarasında da, ülkeler arasında da yapıyoruz. Teknolojitransferinin birçok lokomotifi vardır:

• Ticari firmalar• Resmi araştırma kurumları• Üniversiteler ve üniversite bazlı merkezler• Teknoloji transfer kuruluşları

Teknoloji transferi şu şekilde gerçekleşir:• Özgün Ar-Ge imkanlarının ve yeteneklerinin kullanımı,• Teknik bilgi desteği sağlanması,• Ortak Ar-Ge çalışmalarının yürütülmesi,• Müşteriler için kontratlı Ar-Ge'nin yürütülmesi ve

sonuçların aktarılması,• Patent, yazılım, teknik know-how ve prototipierin

tescili,• Etkinliklerle bilginin paylaşımı• (korıferanslar, seminerler, proje pazarları, ziyaretler),• Ar-Ge kuruluşlarından teknoloji taban lı firmaların

kurulması (Ör.: spin-offs),• Ar-Ge veya teknoloji transferi konsorsiyumlarının

oluşturulması,• Sayılan etkinlikleri destekleyen veya hızlandıran diğer

her türlü mekanizma.

Teknoloji transferi uzun bir araştırmadan başlayarak uzunbir zincir halinde bütün toplumun her kademesine yayılanbir etkinliktir. Ara yüzey kuruluşları teknoloji transferinidestekleyen mekanizmalar arasında yer alır. Bunlaruygulamayla yani sanayiyle akademiyi birleştirenkuruluşlardır. Destekleyici bir diğer mekanizmadateknoloji transfer ağlarıdır.

Ben iki ayrı kimlikle karşınızdayım. Bunlardan bir tanesibir ara yüzey kuruluşu olan Ege Üniversitesi Bilim-Teknoloji Merkezi EBİLTEM. Yaklaşık 10 yıllık geçmişesahip olan EBİLTEM, Ege Üniversitesi'nin altyapısınıve uzmanlarını kullanarak üniversiteyle sanayinin birleştiği

Page 99: Kongre Sponsorları - Anasayfa › sites › 1 › upload › files › 6_sanayi_kongresi...Kongre Sponsorları AKBANK Oturum Sponsorları ~ BORÇELiK e CEm OFSEr mat b_acılık sanayii

bir teknoloji veya proje üretim merkezi ve ara yüzeykuruluşu olarak görevini sürdürmektedir. EBİLTEM'inçatısı altında değişik birimlerimiz var:• Sanayi İlişkileri Birimi• Proje Koordinasyon Birimi• AB Koordinasyon Ofisi• TPE Bilgi ve Doküman Birimi• IRC-EGE Ofisi• Ege Mobilite Merkezi• PUM Bürosu• Laboratuar Hizmetleri• Uydu Laboratuarları• Teknik Bakım Onarım Birimi• Bilgi işlem Birimi• İdari İşler Birimi• Mali İşler Birimi• Alt Yapı Destek Birimi

Bu oluşumun tüm sanayi kuruluşlarının ihtiyaçduyabileceği bütün bir yelpazeyi karşılayabilecekyaygınlıkta hizmetler sunmaktadır. Bu hizmetler,seminerler gibi teknik ve bilimselorganizasyonlardüzenleme, sanayi ve mülkiyet hakları konusundabilgilendirme, yenilik ve teknoloji transferi konusundaaracı olma, cihaz parkı ve teknik bakım onarım birimiyleyol gösterme, proje yönetimi konusunda bilgilendirme,Avrupa Birliği projeleri konusunda bölgesel bir irtibatnoktası olma, Ar-Ge projeleri için risk ve fon sermayesiaraştırmaları, sanayi politikaları ve güdümIü projelerdesanayinin problemlerini çözmeye yönelik çalışmalaryürütmektir.

Bugüne kadar, kontratlı araştırmayı sanayi kuruluşlarıile birlikte 190 kadar araştırma yürütmüştür. Kendişemsiyesi altındaki proje havuzunda da oldukça yükseksayıda yeni projeler bulunmaktadır ve 2000 yılında beridüzenlemekte olduğu Proje Pazarları ile de 500 kadarproje sergileyip 38 tanesini hayata geçirmiştir.

Firmalara destek verdiğimiz konular şunlardır:• Ulusal ve Uluslararası Ar-Ge desteklerine ulaşım

(TEYDEB, TTGV, KOSGEB, EUREKA, vs.)• Patent, faydalı Model ve marka tescili konusunda

yardım (TPE İrtibat Bürosu)• Yeni yatırım konularında danışmanlık (Sanayi İlişkiler

Birimi),• AB proje destekleri konularında bilgi proje

oluşturulmasından ortak bulmaya kadar projeninyönetimi (AB Koordinasyon Birimi),

• Yabancı firma ve üniversitelerle işbirlikleri ve ortakprojeler oluşturulması, araştırmacılara ve sanayikuruluşlarına çerçeve programlarında ve diğeretkinliklerinde ortaklar bulunması (Üyesi olduğuuluslararası ağlar),

• Uluslararası teknoloji transferi hizmetleri (IRC-EGEBirimi),

• Dışarıdan ücretsiz olarak yabancı uzman temini (PUMBirimi),

• Üniversiteden bilimsel destek, analitik hizmetler vedanışmanlık (Laboratuar Hizmetleri Birimi).

Teknoloji transferini destekleyen diğer mekanizmalararasında, etkinlikleri hızlandırmak maksadıyla oluşturulanteknoloji transfer ağlarından bahsetmiştim. Yurtdışındaçok değişik transfer ağları var ve 6 tanesi uluslararasıtanınırlığa sahiptir. IRC Ağı dünyadaki en büyük teknolojitransfer ağı olup Avrupa'nın uluslararası teknoloji transferiiçin kurduğu ve AB içinde fonksiyonlarını gösteren birağdır. (Şekil 2)

Şekil 2

IRC-Ege olarak 33 ülkede 71 merkez şeklinde faaliyetgösteren bu ağın 2004 yılından beri üyesiyiz. Amacımızuluslararası teknoloji transferine öncelik edilmesi, ortaklarbulunması ve bu şekilde Avrupa'daki bilgi birikimininfirmalarımız tarafından özümsenmesinin sağlanmasıdır.Başladığınuz zaman, ağırlıklı olarak yurtdışından ülkemizeteknoloji transfer edeceğimizi düşünmüştük ancak durumbundan farklı oldu. IRC'nin Lo yıllık bir geçmişi var,300'den fazla Proje Pazarı gerçekleştirmiştir ve en önemlisişu anda portföyünde 1.700'ün üstünde imzalanmışteknoloji transferi anlaşması var.

IRC-Ege, Ege Üniversitesi'nin koordinatörlüğünde, EgeBölgesi Sanayi Odası, İzmir Atatürk Organize SanayiBölgesi ve KOSGEB ortaklığıyla yürütülmektedir. Projehemen hemen sonuna gelmiş durumdadır. Merkez İzmirolmak üzere Çanakkale'den Mersin'e kadar 14 ildekişirketlere, sektöre hizmet vermeye çalışmaktadır.

3,5 yılda yaptığımız çalışmalar şunlardır:Farkındalık Çalışmaları:Çeşitli illerde 82 adet Bilgilendirme ToplantısıUlusal kanallarda 25 adet TV programıBölgedeki 14 ile toplam 27 ziyaretUlusal yetkili kuruluşlar ile 86 adet toplantıFarklı sektör temsilcileri ile 29 adet toplantı

• Ulusal ve uluslararası fuar ve etkinliklerde 101 adetstand açılması

• Firmalarla İlişkiler• 594 firmanın yerinde ziyaret edilmesi• 98 firmaya teknolojik değerlendirme• Farklı sektörler için 20 adet çalıştay

Page 100: Kongre Sponsorları - Anasayfa › sites › 1 › upload › files › 6_sanayi_kongresi...Kongre Sponsorları AKBANK Oturum Sponsorları ~ BORÇELiK e CEm OFSEr mat b_acılık sanayii

• 86 adet uluslararası Proje Pazarı'na katılım ve• Firmalara 1.870 adet birebir görüşme ayarlanması• Firmalar arası anlaşmalar için 119 adet aracılık• Bunlardan 66'sl için anlaşma hazırlandı ve• Toplam 48 adet teknoloji transferi gerçekleştirildi.

Biraz önce bahsettiğim gibi, bu projeye başladığımızdabu teknoloji transferinin tek yönlü olacağını düşünüyordukama 3,5 yılın sonunda 24 tane teknolojiyi Avrupaülkelerine satmış olduğumuz için çok mutluyuz. Bu, şuanda sektörümüzün bizlerin de tahmininin ötesinde nekadar ileriye gittiğini, ne kadar yenilikçi, inovatifyaklaşımlarla donatılmış olduğunu ve bunları hattateknoloji pazarlama şeklinde dahi yurtdışındaki şirketleresunabileceğimizi, bu yetkinliğe erişebildiğimizigöstermektedir. Daha da iyilerini yapacağımızdan daeminim. IRC-Ege gerçekleştirdiği imzalanmış teknolojitransferi ağı anlaşmaları açısından 3. yılın sonunda IRCAğı'nın içinde kendi kategorisinde yani Akdeniz ıRCıeriarasında 1. , 71 merkez içinde de 8. konuma gelmiştir.Performans göstergelerine göre yapılan diğer sıralamalardada 3. ve 5. sıralarda yer almaktadır. Bütün buyaptıklarımızın ekonomiye katkısına bakacak olursak,imzalanmış 48 teknoloji transfer anlaşmasıylaKomisyon'un değerlerine göre yaklaşık 30 milyon avrokatma değer ile 163 kişiye istihdam yaratılmıştır.

Hepimiz farklı farklı araçları ülkemizdeki inovatifyaklaşımları dominant ve daim kılmak için kullanıyoruz.Önemli olan bize uygun aracı bulmaktır, çünkü biliyoruzki uygun olmayan araçlar işimize yaramamaktadır.

Hakan AltınayKale Altınay Robotics Genel Müdürü

KaleAltınay üniversitedeki teknoloji geliştirme altyapısındansanayiye katılmış bir firmadır. Üniversite çağlarında hepbir hayalin peşinden koştuğumuzu hatırlıyorum. Hayaleden toplumlar hayal ettiklerini başarmak için onunpeşinde koşup bunları yapmaya çalışıyorlar yani yaratıcıtoplumlar oluyorlar. Türkiye'yi analiz ettiğimizde,hayallerinin peşinden koşanların ya da hayallerinigerçekleştirenlerin sayısının çok az olduğunu görüyoruz.Biz aslında kendimizi üretici toplum olarakkonurnlandırmışız, En önemli noktalardan biridir bu. Bizyaratıcı bir ulus olabiliriz, o yeteneğe, o zihinsel yeteneğesahibiz, dolayısıyla buradan hareket etmemiz gerekir.

1989 yılında İTÜ Uçak ve Uzay Bilimleri Fakültesi'ndebir hocam, 'bugüne kadar birçok proje yaptın, bir sanayirobotu yapar mısın,' dedi. Ödev sözelolarak aynenböyleydi. 'Tabii hocam,' dedim. Neye dediğinizi bilmeden'Tabii' demek kadar büyük bir cehalet olamaz. Gerçektende girişimcilerin birçok konuda cahil olduğunudüşünüyorum ve ben de öyleydim. Ancak yapma isteğiçok önemli oluyor. Üç eksenli bir robot, yani insankolunun benzer özelliklerini taşıyan bir robot yapmaküzere yola çıktık. Ben üniversitede uydu mekaniği vekontrol konusunda üç sene çalıştım, mekanizma tekniği

ve kontrol bir bütün olduğu için de robot disiplinineatlamakta pek zorlanmadık. Üç eksenli bir robot yapmakiçin yola çıkmışken, o zaman zarfında beş eksenli birrobot yaptık.

Bu robot, aslında sac parçalarının kıvnlarak otomobillerdekullanılan air conditioner motorlarının birleştirilmesiyleyapılan bir robot. O zaman tabii imkanlarırnız çok sınırlıolduğu için bir motorun gövdeyi kaldıramayacağınıdüşünerek, iki motoru karşılıklı ters bağladık. Motorlarında torkunu ölçmek için, bir pet şişenin içerisine motorunucunu bağladık, motoru döndürürken içine sürekli suaktarmaya başladık. Su, motorun döndürme momentinidengeleyebilecek bir hacme ulaştığı noktanın motoruntorku olduğuna karar verdik. Basit gibi gözükebilir amainanın bana o değerle biz 5 eksenli bir robot yaptık.Birazdan anlatacağım hikaye de aslında bu basit, hertarafı sallanan robotla başladı.

1991 yılında İTÜ'yü bitirdikten sonra Araştırma Görevlisiolarak görev yapmaya başladım. Burada görmekteolduğunuz robot basında ilk Türk robotu olarak çıkmıştı.Rahmetli Adnan Kahveci bir gün beni Meclis'e çağırdı.Hayatımda ilk defa Meclis'e gittim ve gittiğimde deoldukça çekinmiştim. Rahmetli Adnan Bey, Dedi ki:'Benim yüksek lisansım robotik konusunda, doktoramıda tıp elektroniğinde yaptım, gelecekte ülkemizin buteknolojiye çok fazla ihtiyacı olacak. Ben elimdekiimkanlarla sizi üniversitede desteklemeye gayretedeceğim. Bu teknolojinin savunucusu ve üreticisikonumundan lütfen vazgeçmeyin.' Sonraki dönemlerde,üniversitede bu çalışmaları yapıp sanayiye katamayacağırndüşüncesiyle, bu projeyi hayata geçirmek için beniTESTAŞ'ın başına getirmeyi teklif etti. Ben de devletkurumlarının siyasi iradeye çok bağlı olduğunu, kendisibir şekilde görevinden ayrılırsa, bu projeleringerçekleştirilemeyeceğini söyledim. Adnan Kahveci çokilginç ve kolay ulaşılabilir özel bir insandı. Bir akşambeni aradı ve İTÜ'nün içerisinde bir Teknoloji GeliştirmeMerkezi kuracaklarını ve bu görevi Sanayi Bakanlığı'nabağlı KOSGEB'e verdiklerini, İTÜ ile KOSGEB'in bunayönelik bir protokol imzaladıklarını söyledi. Bu protokol,fikri olup da parası olmayan genç insanlara desteksağlamayı amaçlıyordu. Ben de bir proje teklifindebulundum ve proje teklifim hemen kabul edildi.KOSGEB'de yani üniversitenin kampüsü içindeki teknolojigeliştirme bölgesinde çalışmaya başladım. BurasıTürkiye'de ilk defa İTÜ'nün çatısı altında kurulmuşTeknoloji Geliştirme Merkezi'dir.

İTÜ-TEKMER, bu robot projesini gerçekleştirebilmemiçin bana 44.000$ proje desteği sağladı. Ancakteknoparklarda ya da teknokentlerde fikri plandan üretimaşamasına gelmiş başarılı projeleri gerçekleştirmek içingerekli miktarda kaynak yoktu ve hala da olmadığınıdüşünüyorum. Ben yıllarca risk sermayesinin peşindekoşturdum ama artık koşturmuyorum. çünkü Türkiye'dekirisk sermayesi yani hayali destekleyecek, hayali finanseedecek risk sermayesi şirketleri gerçekten bu düşüneeye

Page 101: Kongre Sponsorları - Anasayfa › sites › 1 › upload › files › 6_sanayi_kongresi...Kongre Sponsorları AKBANK Oturum Sponsorları ~ BORÇELiK e CEm OFSEr mat b_acılık sanayii

hizmet etmiyorlar. O dönemlerde Vakıflar Bankası ilkrisk sermayesi şirketini kurmuştu, Genel Müdürü'nüziyarete gittiğimizde, farklı dünyalardan bahseden ikiinsan olarak konuşmaya çalışıyormuşuz hissinekapılmıştım. Yine ülkemizin en büyük risk sermayeşirketi ülkemizin en büyük ekmek fabrikalarından birtanesine fon sağlamıştır. Türkiye'de ekmek üretmeyi bilerisk olarak algılayan bir anlayış hüküm sürmekte.Türkiye'de mevcut atmosferi değiştirecek bir politikayaihtiyacımız var ve o da bilim ve teknoloji politikası ilesanayi politikasından geçiyor. Benim en büyük avantajımbana 44.000 dolarlık destek sağlama iradesiningösterilmesiydi. Bu desteği de almam gereken malzemeleribelirterek aldım, yani benim projeme sadece komponentbazında destek sağlandı.

Biz Türkiye'de Robot üretmeye ve bu işi başannaya inanmışbeş arkadaştık; iki tanesi aynı fakülteden arkadaşlarım,diğerleri de yine üniversitede akademik olarak görev yapankişilerdi ve hepimiz bir takımdık. Sn. Yük. Müh. Can Bayarile hillfrberaberiz, o da ben de akademik çalışmalarımızdan,yüksek lisans ve doktoradan bu proje uğruna vazgeçtik.Sn. Dr.Gökay Hurmalı kontrol konusunda çok yeteneklibir arkadaşımızdı. 1999 depreminden sonra 2000 yılındaAmerika'ya Microsoft'a gitti ve şu anda üst düzey yöneticiolarak görev yapıyor. Sn. Dr. Hamza Diken Bey profesörolduktan sonra, Türkiye'den ayrılıp başka bir ülkeye gittive çalışmalarına orada devam ediyor. Sn. Dr. Turgut BeratKaryot İTÜ'de akademik hayata devam ediyor. İşte buinsanların inancıyla, sanayide kullanılacak 6 eksenli birrobot yapmak için yola çıktık. İnanmayacaksınız belki ama,bana desteği sağlayan KOSGEB'in içinde, bu proje içinkaynağı sağlamış kurum olmalarına rağmen projeninbaşarılacağına inanmayanlar vardı. Bu ülkede önümüzdeduran ve yıkılması gereken en önemli duvarın özgüveneksikliği olduğuna inanıyorum. Herşeyden önce bizimortak bir dava etrafında kenetlendiğimizde herşeyibaşarabileceğimiz konusunda inanç sahibi olmamız gerekir.Biz sahip olduğumuz bilgiye inanmıyoruz. Bana, 'Eğerprojen başarısız olursa, git bir robot fırmasının temsilciliğinial, hiç olmazsa iş bittikten sonra en azından kendi geleceğinigaranti altına alırsın,' diyenler bile oldu. Böyle inançsızlıkolabilir mi! Ama realite bu ve bizim bunu değiştirmek içinulus olarak bilinçli bir çaba içine girmemiz gerekiyor.

Üniversite yılları çok toz pembe geçiyor. Üniversitedeykenteknoloji üretmek o kadar keyifli bir şey ki. Ben işin zorolan kısmının teknoloji üretmek olduğunu, ondan sonrakikısımların çok kolayaşılacağı fikrindeydim. Yani başarılıbir iş yaptıktan sonra ürününüzü sanayiye götürdüğünüzanda sizi kutlayacaklarını, teknolojiyi kullanmakistediklerini ve fabrikalarının size açık olduğunusöyleyeceklerini sanıyordum. Ben bu hayalle yola çıktımama öngörüyü doğru hesaplamış olsaydım, bu özgüveneksikliğinin sadece bürokraside değil ülkenin heryerindedolayısıyla sanayiye de, hakim olduğunu görebilecektim.Bu pazarlama stratejisini doğru kurmamızı sağlayacaktı.Ürünü endüstriye kabul ettirme sıkıntıları daha belirginolarak aşılacaktı.

İTÜ-TEKMER'de fikirden teknoloji üretme sürecinegeçen fazı gerçekleştirmek ürüne dönüştürmek, ürünü desanayiye kazandırmak konusunda çalıştık ve buna inandık.İTÜ- TEKMER netice itibariyle üniversite kampüsü içindekurulduğundan her Bakan değiştiğinde mutlaka bir Bakanziyareti olurdu ve beni de çağırırlardı. Bu proje devletinen büyük parasal destek sağladığı geliştirme projelerindenolduğu için. Ondan sonra da kimsenin bu büyüklüktedestek aldığını sanmıyorum. 2-2,5 senede 4 ila 5 Bakangörmüştüm ve yanılmıyorsam üçüncüsü ile tanışırken'Bakan Bey yüksek makine mühendisidir, sorularınızadikkat edin,' dediler. Bakan, kalabalık bir heyetle içerigirdi, resme baktı ve 'Hakan Bey bu robotun ayağı nerede?'dedi. Koca Bakan'a 'Sanayi robotlarında ayak olmaz,'denir mi? Herkes, 'Eyvah, Hakan Bey bir şey unuttu,'diye düşündü. 'Sayın Bakanım, bu projeye verilen kaynak44.000 dolar. Bu kaynakla sadece gördüğünüz kısımlarıyapabiliyoruz, ayak için ek ödenek alacağız,' deyinceherkes rahatladı. Bunun üzerine Bakan, 'Arkadaşa gereklidesteği sağlayın,' deyince tabii ben de rahatladım. Yüksekmakine mühendisi olan bir bakan, ziyarete gelmedenönce endüstri robotu konusunda iki sayfa olsun okuyarakaraştırabilir. Bu bir farkındalıktır. Bu konuda bilgi veyetenek sahibi olmadan bir ülkenin hangi vizyonla nereyegideceğini tespit etmeniz mümkün değildir. Sadeceönünüze gelen evrakları imzalarsınız. O dönemde gençbir mühendis olarak Türkiye'nin endüstriyel kabuğunudeğiştirebileceğimi, ülkeye katacak çok fazla şeyimolduğunu düşünüyordum ama artık kendimi değiştirmeyeuğraşıyorum.

1994'te üniversitede hem Araştırma Görevlisi hem de buprojenin peşinde koşarken aynı zamanda da ulusal birtakım meselelerin peşindeydik. Kendimize iki hedefbelirlemiştik. Bunlardan bir tanesi ülkemiz içindi ve şuhedefleri kapsıyor;• 21. yüzyılın gerektirdiği teknolojiyi üretmek ve tabana

yaymak,• Bilgiyi üretebilen, yönetebilen insan yetiştirmek,• Ulusal ve uluslararası kurumlara katkı sağlamak,• Ülkeyi bilgi toplumu haline dönüştürecek stratejilere

destek olmak.

Toplum olarak yapmasını bilme konusunda tecrübe sahibiolmak ve teknoloji üretmek. Biz "ben bunu yapabilirim"dedikten sonra bilginin bizde olması için çabaharcayacaktık. Bir çok sektörde 30-40 yıldır üretenolmamıza rağmen yeni ve özgün bir ürünü kendi inıkanve birikimlerimiz ile geliştirebilecek bilgiye sahip değiliz.Bugün bu konuda ülkemizde bulunan üretim ortaklarıTürkiye'den ayrılsalar, biz tek başımıza yüksek performanssağlayan endüstriyel birikimimizi, üretim ve satışbaşarılarını kaybederiz.

İkinci olarak da kurumsal hedefler belirledik. Robot verobota dayalı teknolojileri üreterek ülkemizin ;• Üretim tarzını, yönetim anlayışını değiştirerek• Ekonomik ve sosyal kalkınmaya katkı sağlamak,• Verimliliği arttırmak,

Page 102: Kongre Sponsorları - Anasayfa › sites › 1 › upload › files › 6_sanayi_kongresi...Kongre Sponsorları AKBANK Oturum Sponsorları ~ BORÇELiK e CEm OFSEr mat b_acılık sanayii

• Çalışanların çalışma şartlarını insanileştirmek,• Kaliteli ürün ve hizmet üretmek,• Yeni iş imkanları yaratmak.

1990'larda sanayimiz geleneksel yöntemlerle üretimyapıyordu. Biz bu anlayışın yerine yeni üretim tarzı veyönetim anlayışı getirmeyi hedefledik. Sanayimizin altyapısına destek olmak açısından bu düşüncelerimiz önemliidi.

İTÜ- TEKMER projesini, Türkiye'nin ilk ağır sanayirobotunu da kapsayan proje olması nedeniyle 1993 yılı30 Ağustos Zafer Bayramı 'nda başarı ilegerçekleştirdiğimizi kamuya açıkladık. Bu projede 2metre kol açıklığı, 100 mikron hassasiyetinde ve 60kilogram kaldırabilen bir robotu gerçekleştirdik. Bubaşarıdan sonra hedefimiz 1996 yılına kadar, endüstriyelaçıdan farklı kinematik yapılarda robotları üretmek veTürk sanayisinin hizmetine sunmaktı. Ülkemizde odönemlerde hem finans hem de robotik konusundakiendüstriyel yeteneğin az olması (olmaması), hedeflerimiziyeniden belirlernemize neden oldu. Hatta bir gün kredialmak için bankaya gittiğimizde, neden bize teminatsızkredi verilemeyeceğini anlattılar. 'Bir proje görüşmesiiçin şirketin beyin takımı sizler uçağa binseniz ve uçakdüşse, şirket biter, bizim de para gider,' diye açıkladılar.Bankacı bu beş kişilik şirkete (bize) krediyi bu yüzdenvermedi ama önemli bir gerçeği de gösterdi. Biz hakikatenaz sayıda idik. Kapasitemizi ve yeteneğimizigeliştirmemiz, sayımızı artırmamiz gerektiğini gördük.Bu nedenle sadece robot teknolojilerirti değil aynı zamandaüretim teknolojilerini de geliştirmemizin doğru olduğunakarar verdik. Robotu seri üretmek kolay değildi, bununiçin ciddi bir yatırım yapılması zorunluydu. Biz deTürkiye'de o finansal imkanı bulamadık. Kısacası 1996yılına kadar farklı kinematik yapılarda robotları başarıile geliştirdik.

1996 yılından sonra, robotların endüstride uygulanmasıkonusunda mühendislik yeteneklerini de geliştirmeyekarar verdik, Sadece robot yapma bilgisine sahipolmayalım, robotun endüstride nasıl kullanılacağıyla ilgiliüretim süreçlerini de geliştirelim dedik. Otomotivana veyan sanayisinde, cam, seramik endüstrisinde, gıdada,mobilyada, ilaç ve makine endüstrisinde farklı alanlardaprojeler yapmaya başladık. 1997-2001 arasında da bualanda tecrübe ve yetenek geliştirmeye başladık. Ancakbu da bizi rahatlatmadı çünkü fırmarruzı hızlı büyütmemiz,kapasitemizi artırmamız gerekiyordu ve bunusağlayamıyorduk. Çünkü barıkadan gerekli nakit ve gayrinakit teminatları bulamıyorduk. Küçük olduğumuz içinde sanayiden büyük çaplı projeleri bu nedenlealarruyorduk. 1999'da depremin olduğu gün Alman yatınmajasını ile Almanya'da teknolojik yatırımlar için bizesağlanan imkanları görüşmek üzere davetli idik. Oradanda İsviçre de aynı görüşmeleri yaptık. 'Siz gençsiniz,isteklisiniz, hırslısınız. Biz size destek olmak istiyoruz.Finansal imkanların yanında tesisleriniz için altyapıkurabileceğiniz imkanları sağlayacağız. Türkiye'den

sizinle beraber çalışan araştırmacılarınıza da oturma veçalışma izni vereceğiz. Nerede yer istiyorsunuz? Sizevergi açısından da muafiyet sağlayacak Hollanda-Almanyasınırında da yer verebiliriz. Hemen uluslararası bir firmaolursunuz, bir tarafa Almanya bayrağı, diğer tarafaHollanda bayrağı, ortalarına da Türk bayrağıdalgalandırabilirsiniz,' dediler. Benzer teklifleri İsviçre'dende aldım. Çok da güzel yerler ama depremden dolayıülke daha da kötü durumdaydı ve o aşamada "kızıp dabu ülkeyi bırakıp gidemeyiz " deyip, burada kalmayakarar verdik. Ama biz bu kararı verdiğimizde, Gökaygitmeye karar verdi ve gitti.

O dönemde bu konuyla ilgili gazetelerde de hakkımızdaçok fazla haber çıktı. Kale Grubu, bizim davamızainandığını, bizimle ortak olmak istediğini belirtti. 1999'unsonunda görüşmeye başladık, 2001 yılında ÇanakkaleSeramik Grubu ile ortak yatınm şirketi haline dönüştük.Tabii ondan sonra bankalardaki teminat sıkıntılarımızçözüldü ve geleceğe daha farklı bakma imkanımız oldu.Bir projeyi alırken gereken avansla ilgili bütün teminatlarırahatlıkla verebildiğimiz için, genelde her şeyi aynı olanfirmamız 2001 yılından sonra büyük projeleri almayabaşladı. O zamana kadar 180-200 metrekarelik atölyelerdeproje yaparken fırmamızı Gebze'de 3.000 metrekare kapalıalanı olan 10.000 metrekarelik bir fabrika halinedönüştürmüştük. Vizyonumuz bundan sonra artık özelliklegelişmekte olan yeni endüstrilerden proje almaya çokmüsait olduğu için yeni projeleri almaya başladık. Yine2001 'den sonra kapasitesi artan otomotivendüstrisindeotomobil üretim süreçlerini geliştirmek üzere projeyapmaya başladık.

2001-2006 yılları arasında da bir otomobilin gövde altıve taşıyıcı aktarına organlarından başlayarak camlarını,farlarını, kapılarını daha sonra da gövde yanlarını yaparhale geldik. Böylece otomotivendüstrisiyle ilgili ciddibir üretim teknolojisini geliştirme şansımız oldu. O üçarkadaşın başlattığı şirket, bugün itibariyle 130çalışanından 56 sı doktoralı veya yüksek mühendis olanbir yetenek bütünlüğüne ulaştı. Personelimizin yetenek

profili yansıda yer almaktadır. (Şekil l )

Yetenek Profili

140130

--------.., • Toplam çalışan

120100

• Teknisyen

20O

2• Doktora öğrencisi

• Mühendis

8060

• Mühendis (Yük.Lisans öğrencisi)

• Yük.Mühendis40

KaeAırınay xlŞekil 1

Page 103: Kongre Sponsorları - Anasayfa › sites › 1 › upload › files › 6_sanayi_kongresi...Kongre Sponsorları AKBANK Oturum Sponsorları ~ BORÇELiK e CEm OFSEr mat b_acılık sanayii

İTÜ- TEKMER in 44.000$'Iık desteğini de ödemeyükümlülüğümuz olmamasına rağmen, iki sene sonraüç taksitte geri ödedik. Neden ödedik? Bizden sonragelenlere para bulunamaması durumunda, onlara da destekolması amacıyla ödedik. İşte 1991 yılında verilen 044.000dolarlık küçücük destek bugün bizi bu konuma getirdi.Artık robot teknolojisinde hem robotu üretme konusunda,hem uygulama mühendisliği konusunda hem de onunlaberaber disiplin içinde olan otomobil endüstrisi konusundaçok güçlü bir mühendislik birikimine sahip olduk. Bugünaşağıda gördüğünüz disiplinlerde yüksek lisans ve doktorakonusunda çalışmalar yapıyoruz. Bizim hesaplarımızagöre bugüne kadar 650.000 saatlik bir Ar-Ge birikimimizvar. (Şekil 2)

KaleAltınay 'J:lŞekil 2

Ulusal bir yetenek olarak gördüğümüz KaleAltınay'ı 2006yılında yeni bir vizyon ile ülkemizin gelecekte ihtiyaçduyacağı yeni ve uç veren teknolojileri geliştirmekonusunda yeniden yapılandırmaya karar verdik. Yeniteknolojileri üretme yeteneği açısından savunma önemlibir araç olduğu için savunma, özellikle üretimteknolojilerine destek olmak amacıyla transport tekniği,hizmet robotiği, lazer ve biyomedikal konularında yenialanlarda projeler yapmaya başladık. Bunların bazıları,üniversitelerle ortak yürüttüğümüz projeler, bazıları dafirma içinde geliştirdiğimiz projelerdir. 2006 yılındasavunma konusunda başladığımız bir projeyi de geçtiğimizgünlerde Milli Savuma Bakanlığı'na teslim ettik.Yaptığımız proje imkan ve yetenekleri açısından gelişmişülkelerdeki projeler ve tesislere göre bilinen en teknolojiktesis oldu.

Bugün üç ana konuda çalışmaktayız: Savunma, Otomotiviçin montaj ve kaynak sistemleri ve genel endüstridenoluşmaktadır.

2001 yılında ciromuz 600.000 dolardı, bugün 23 milyondolar mertebesine ulaştı. Gelişen yapımızia beraberülkemizin teknolojik altyapısına katkı sağlamak,çalışanlarımızı daha iyi ortamlarda bulundurmak için2004 yılında yapımına başladığımız bir teknoloji merkezikurduk. Geçmişten beri bir teknoloji gemisi hayalimizvardı ve bu hayali gerçekleştirmek üzere gemiye benzerformda bir fabrika kurduk. Fabrikamızın üstü tamamen

Ülkemizin gelişmesine katkı sağlayacak en önemli husus,yapmasını bilen yeteneği geliştirmektir. Burada hepimizinsorumluluğu olduğunu düşünüyorum. Yapmak, yapmayıbilmek çok önemli, bu nedenle daima katma değeri yüksekürünleri sağlamaya yönelik bir hedefiniz varsa, mutlakaciddi bir stratejik planla insan yetiştirebiliyor olmanız dagerekmektedir. Son dönemde çok büyük sanayi şirketleri,özellikle ara kademe insan yetiştirme konusunda şöylebir kampanya başlattı, 'Meslek lisesi memleket meselesidir'gibi bir sloganları vardı sanırım. Bu akademik düzey içinde geçerlidir çünkü onların da ülkenin ihtiyaç duyduğukonularda araştırma yapmaları, bizim de geliştirdiğimizbilgi ile teknoloji üretmemiz gerekmektedir. Yapmasınıbilen insan yetiştirme konusunda çok fazla şey söylenebilirama biz özellikle üniversite staj dönemlerinde mümkünolduğunca çok sayıda arkadaşımıza imkan sağlamaçabasına girerek bu konuda sorumlu davranmayaçalışıyoruz. 130 kişilik bir şirketin 55 tane stajyer almasıçok zor bir olayama bunun bir dava olduğunu düşünerekhareket ediyoruz.

yeşil alan. Çalışan arkadaşlarımız araştırmalarını yaptıktansonra çıkıp burada rahatlıkla yürüyebiliyorlar. Mimariaçıdan da güzel bir çalışma oldu, ülkemize gelen yabancıkonuklar ulusal anlamda tüm değer ve yeteneklerimizide görmeye başladılar. Bizim de onlar gibi estetiğe,geleceğe, bilime, bilgiye ve insana değer verdiğimizigörüyorlar. (Şekil 3)

Satışlarx 1.000 USD:[ ~OOOL

19.000

10000 ,,-

600

2001 2002 2003 2004 2005 2006 2007 2008

KaleAltınay '1:lŞekil 3

Eşzamanlı mühendislik konusunda farklı uluslararasıfırmalara projeler yaptığımız için o ülkelerin standartlarınauygun ürünler tasarlamak zorundayız. Bu bizim açımızdanbiraz sıkıntılı olsa da bütün ulusların standartlarında projegerçekleştiriyoruz. Yaptığımız bütün sistemleri bilgisayarortamında canlandırmaya gayret ediyoruz. Çünkü zamanabağlı proje yapıyoruz ve yaptığımız her şeyin mutlaka tarifettiğimiz şekilde çalışması gerekiyor. Kullandığımızparçaların bir kısmını imal ediyoruz ve fırmarrıızın etrafındaönemli bir yan sanayimiz oluştu. Yaptığımız her sistemigötürüp, montajını yapıp, devreye alıyoruz ve oradakipersoneli eğiterek yetiştiriyoruz. Farklı sistemler için tekilparçalar, atanmış üniteler, içinde 1-2 robotun olduğu hücrelerüretiyoruz veya üretim hatları şeklinde projeler yapıyoruz.Teknoloji merkezirniz Tuzla'da, üretim merkezirniz Gebze'de,Bursa'da da bir destek altyapımız var.

Page 104: Kongre Sponsorları - Anasayfa › sites › 1 › upload › files › 6_sanayi_kongresi...Kongre Sponsorları AKBANK Oturum Sponsorları ~ BORÇELiK e CEm OFSEr mat b_acılık sanayii

Bugün robot teknolojisini, otomotiv üretim teknolojilerini,insan eli değmeden ilaç depolama sistemlerini, camendüstrisi soğuk uc teknolojilerini ve savunma alanını dada kendi bigi ve yeteneklerimiz ile geliştirdik. Artıkülkemizin bu teknolojiyi geliştiren ve gerçekleştiren enbüyük varlığı insan yeteneği ve onun vücut bulduğu kurumuvar. Teknolojiyi araştınp geliştiren, var eden herkese vebeni dinlediğiniz için sizlere çok teşekkür ederim.

İbrahim N. Ekber OnukYonca Onuk Orıaklığı Yönetim Kurulu Başkan Yardımcısı

MRTP Çok Amaçlı Taktik Programını, buradaki tasarım,mühendislik ve imalat sürecini anlatmaya çalışacağım.Broşürümüzün önündeki Yönetim Kurulu Başkanımızınaçış yazısında, '1986 yılında ileri kompozit teknolojiylebotlar dizayn etmek ve üretmek amacıyla tersaneyikurduğumuzda rüyamız bu konuda dünya lideri olmaktı'diye bir başlangıç var. Bugün ne kadar mutluyuz ki bizimbu ideallerimizi paylaşan müşterilerimiz var ve YoncaOnuk Ortaklığı yüksek hızlı hücum bot konusunda dünyateknoloji lideridir.

Bizim inandığımız bir söz var: Sürdürülebilir yeganerekabetçi avantaj, rakiplerden daha hızlı öğrenebilmektir.Yonca-Onuk Ortaklığı hızlı büyümesini öğrenmeyi anahedef kabul eden bu yaklaşmına borçludur. Nitekimdünyanın pek çok bölgesinde MRTP platformları tekniküstünlükleri kanıtlanmış hücum botlar olarak görevyapmaktadır. Tersane 1986 yılında kuruldu, 7.000metrekare kapalı alan, 55 metreye ve 400 ton deplasmanakadar yüksek teknolojik kompozit botlar üretebilmeyeteneğine sahip, AQAP21 10 Kalite Güvence Sistemidoğrultusunda ve DNV Norveç Lloyd'unun yüksek hızlıhafif tekneler sınıflandırma kurallarına tam uyumlumühendislik ve üretim yapmaktadır.

Bugüne kadarki üretimimizden bahsedecek olursak:başladığımız küçük yatlar var, 4 adet Yontek 45, sonra31 metrelik Motali ve geçen sene teslim edilen YONtechS23. Daha sonra ONU K MRTP hücumbotları geldi: 25adet "Kaan 15" sınıfı MRTP15 ani müdahale botu, 16adet MRTP16 yüksek hızlı müdahale botu, 1 adetMRTP20 geliştirilmiş ani müdahale botu, 9 adet MRTP29sahil güvenlik botu ve 10 adet Kaan33 sınıfı MRTP33yüksek hızlı hücum bot.

Yonca Onuk ortaklığın en büyük avantajı, mühendislikve endüstriyel dizaynı kendi oluşturabilme yeteneğidir.Burada benim geçmişte çalıştığım otomotivendüstrisininstandartlarına uygun dizayn ve üretim resimleri yapmayıhedefliyoruz ve bugüne kadar bunu büyük ölçüde sağladık.Bilgisayar destekli tasarım ve bilgisayar desteklimühendislik konusunda ana platform olarak Catia V5'ikullanıyoruz. Dünyanın çeşitli kongrelerinde çeşitliliğirnizianlattık.

Yaratıcılık önemli bir konu ve tasarım mühendisliğininayrıcalıklı bir görevidir. Her iş bir fikirle başlar. Bir işin

büyümesi, kararlılığı, sonuçtaki başarısı yaratıcı düşünceakımının sürekliliğine bağlıdır. Tasarım mühendisliğiningörevi yaratıcılıktır ve bu da bilinen tarihi boyunca hepYaratıcıya özene n insanoğlu için ulaşılabilir yaratıcılıkhedefidir. Biz de biliyoruz ki başarı ancak, çalışma, inanç,sabır ve ısrarla sağlanabilir. Birçok projede geriye dönüpbaktığımızda derin acıların izlerini görebiliriz ama sonundabunu biz yaptık demenin keyfi hiçbir şeye benzemez.Tasanmınızı kendiniz yapabiliyorsanız, dışa bağırnlılığınızen alt düzeye gelmiş demektir. Memleketimizin de bilhassabugün buna çok ihtiyacı vardır. Burada ciddi bir problemlekarşılaşıyoruz çünkü ulusal kaynaklı tasarımları amaçlarınaengelolarak gören yabancı ürünleri veya tasarımlarıpazarlayarak kolay kazanç elde etmek isteyenler, bilgieksikliğinden doğan yabancı hayranlığını ve başarısızlıkkorkusunu alevlendirerek ulusal tasarım gücünün önünükesmeye çalışmışlardır. Bu bizim de başımıza geldi.

Bu işe başladığımızda konuya çok yabancıydık, dünyadakiyüksek hızlı tekne sanayini ineeledik ve çok bilimsel birsektör olmadığını, iyi malzeme kullanıldığını ama bukonuda oldukça zayıf olduklarını gördük. Sonra ilkteknemizin tasarımını yaptık. Kompozit yapı, üstün açıkdeniz performansı, 65 knota kadar uygun sualtı formu vespor tekne görünümünde bir tekneydi bu. Yeni bir alandaolsa bile uygun yöntemle, doğru uzmanlar bulup, hedefleriyi tarif edilerek sonuca varılabilmişti. Bu bir teknolojitransferi değildi, onlara bölümleri yaptırarak oluşturulanbütündü. Daha sonra 200 saatlik test ve paralel hesaplarsonucu, teknenin dinamik davranışı hissedip hesaplayabilirhale geldik. Böyle bir teknenin saatte 600-1.200 litreyakıt yaktığı düşünülürse, o günkü mütevazıimkanlanrruz la bu konuya ayırdığımız kaynağınseviyesinin ne kadar yüksek olduğu kolayca anlaşılır.

Daha sonra Yontech 105 Motali yatını yaptık. Motalidünya endüstri tasarım tarihinde önemli bir aşamadır.Amerika Endüstri Tasarım Derneği IDSA'in 1992'dekibronz madalyası sahibi olup IDSA'den bugüne kadar ödülalmış tek teknedir.

Daha sonra askeri projelerimiz başladı. MRTP çok amaçlıtaktik platformun görevi barışı ve insanları korumak diyedüşündük. Denizlerdeki strateji 1990'ların ortalarındadeğişerek bizlere de ciddi bir fırsat sağladı: Önceki yıllardaSovyet Donanması ile Norveç Denizi'nde karşılaşmayıplanlayan NATO donanması ve buna uygun alınan denizgüçlerinin şekilleri artık geçersizdi. SSCB'nin çöküşündensonra denizlerdeki yeni savaş ortamı, kıyısal sularadönüştü. Kıyı bölgelerindeki tehditler, mevcut sistem vekuvvet yapısını güç durumda bırakmaktaydı. Açık denizgüçlerine dayanarak kıyının kontrolü mümkün değildi.Kıyının kontrolü, o amaca yönelmiş özel beceri vekaynaklarımızı gerektiren bir hedefti. 21. yüzyılda kıyısalsuları ve ayru zamanda açık denizleri kontrolünü ellerindetutmak isteyen güçler, platformlarının tasarımı için şu üçana hedefe odaklanmak durumundaydı. Biz bunlara MRTPprogramının 3S'i diyoruz:

Page 105: Kongre Sponsorları - Anasayfa › sites › 1 › upload › files › 6_sanayi_kongresi...Kongre Sponsorları AKBANK Oturum Sponsorları ~ BORÇELiK e CEm OFSEr mat b_acılık sanayii

1. Speed - Hız2. Sea keeping - Denizcilik3. Stealth - Hayalet özelliği düşük iz seviyesi.

Çok amaçlı taktik platformlarda maliyetin, teknebüyüklüğünün, mürettebat sayılarının tespit edilebilmeimkanının azaltırken menzili, silah yükünü, hızı, değişikgörev yapabilme yeteneğini artırmak şeklinde bir hedefeulaşmaya odaklandık. Bunun için kompozit yapıyagüvendik. Ağırlığın azaltılmasıylaperformansın artırılmasıyani aynı güçle daha yüksek hız veya daha yüksek taşımakapasitesi ya da yakıt tasarrufu elde etmek mümkündü.Ciddi bir korozyon dayanıklılığıyla ticari kullanım ömrüçok yüksek tekneler elde edildi. Ancak azaltılmış izler,kompozit yapının çok ciddi bir artısı olarak da önümüzegeldi. Günlük trafikte, gör-görül-hayatta kal diye birprensibimiz var ama sıcak bir ortamda gör-görülme-hayatta kal prensibi geçerlidir. Kompozit yapı, izlerimiziakustik,manyetik, kızıl ötesi ve radar kesit alanını azaltarakhayatta kalma şansını artırmaktadır. Stealth konusundaKaan Ufımtsev'in yaklaşırnırunyapılabilir olduğuna inandıve bunu kanıtladı. Artık stealth formları çizebiliyordukve radar emici kaplamayla (yurdumuzda artık bu dayapılmaktadır) son noktaya ulaşılması mümkündü.MRTP'ler ileri teknolojileri, üstün denizcilikleri ve 50-75 knot hızlarıyla geleceğin güven veren deniz gücününkıyısal sulardaki görevini üst1enebilecek platformlarıolarak öne çıktılar.

Savuma sanayiinin 1997 senesinde açtığı uluslararasıkatılıma açık bir ihale sonucunda MRTP 15 botuylaYonca-Onuk Ortaklığı savunma sanayiine ilk adımınıattı. Bugüne kadar 25 adet Kaan15 sınıfı bot teslim edildi.Bunların 18 tanesi Sahil Güvenlik Komutanlığı'nda, 3tanesi Gümrükler Muhafaza Genel Müdürlüğü'nde. 4tanesi de ihraç edildi. Bu, Savunma SanayiiMüsteşarlığı'nın denetim ve kontrol yürüyen bir projedir.Pakistan Deniz Kuvvetleri'nin Özel Harekat Bölümü 2004senesinde 2 adet Onuk MRTP 15 satın aldı ve bu Pakistanile ilişkilerimizin başlangıcı oldu.

Daha sonra MRTP 15'lerin yoğun profesyonel kullanımı,tasarımı ve tecrübesinden elde edilen birikimi e OnukMRTP 16botları geliştirildi; daha üstün performans, dahaüstün denizcilik ve dayanıklılık sağlayacak, daha uzunve daha geniş bir sualtı ve ağırlık merkezinde 6g düşeyivemeye dayanacak yeni bir yapıya sahipti. SavunmaSanayii Müsteşarlığı, Hudut Sahiller Genel Müdürlüğüiçin bu botlardan bir seri satın aldı ve Gümrük Muhafazaiçin de bu botlardan 3 tane üretildi. Bunlardan 1 tanesişu anda dünyada kendi klasındaki en yüksek hıza sahipinterceptor kabul ediliyor, İstanbul'da görevli ve 72 knothıza sahip. MRTP 16,2 tane 1.100 beygirden 2 tane 1.600beygire kadar motor kabul edebiliyor; yüzey pervanesiveya su jeti kullanabiliyor; 26 ton tam deplasmanı var;75 knotın üzerinde hız yapabilecek bir forma sahip; 300deniz mili menzili, 4 kişilik mürettebatı ve 8 kişi taşımakapasitesine sahip; 3 deniz durumunda her yönde 55 nat,4 deniz durumunda her yönde 30 knot hız yapabiliyor.

1998 yılında Sahil Güvenlik Komutanlığı'nın 90 tonlukbot ihtiyacı için açılan bir uluslararası ihale sonucunda,Yonca-Onuk Ortaklığı'ndan 10 adet bot sipariş edildi.Projenin denetim ve kontrolünü yine Savunma SanayiiMüsteşarlığı yürütmekteydi. Bugüne kadar 9 adet Kaan29 sınıfı bot Sahil Güvenlik Komutanlığı'na teslim edildive tüm botların kesin teslimi yani geçici teslimden 12 aysonra tüm garanti işlemleri tamamlanarak kabuloldu. 90tonluk projenin devamı da 10. bot ile MRTP 33 olarakyürütüldü.

MRTP 29 projesinden sonra Türkiye Teknoloji GeliştirmeVakfı ile daha iyi araştırmak için bir Ar-Ge yapmayakarar verdik. Su jetli MRTP 15'in geliştirilmesi, MRTP15'in sualtı formunun geliştirilerek 60 knotın üstüneçıkılması, MRTP 16'nın tasarımı ve üretimi, 75 knot hızve yapısının iyileştirilerek ilave ağırlık getirmeden tasarımbasınçlarının iki misline çıkılması sağlandı. 75 knot veüstün denizcilik hedefleyen geliştirilmiş ani müdahalebotu MRTP 20'nin tasarımı yapıldı, MRTP 33'ün tasarımve havuz testleri tamamlanarak üretme hazır hale getirildi.Bu alanda şu anda tek devam eden proje performanszarflarını belirlemek için tam ölçekte test sisteminintasarım ve teminidir.

MRTP 20 bu Ar-Ge çalışmalarının bir sonucu oldu;yüksek denizcilik performansı ve taşıma kabiliyetiyleTürkiye ve'çevresindeki denizler ve kıyısal sularda ihtiyaçduyulabilecek çeşitli görev ve hizmetleri yapabilmeyeteneğine sahip olmak üzere tasarlandı. Diğerbotlarımızın tasarım, üretim ve kullanımından doğanbilgilerle tüm dünyadaki gelişmeler değerlendirilerekTürkiye'nin ve dünya pazarının gelecekteki teknik vetaktik ihtiyaçlarını aşabilmek amacıyla tasarlanmış özelyetenekli bir bottur ve 62 knot hıza sahiptir. Sahil GüvenlikKomutanlığı önümüzdeki yıllarda 18 adet MRTP 20 satınalacak. Önümüzdeki 5 yıl için öngörülen ana makinesevk sistemi, kompozit yapı konusundaki tüm gelişmelerdikkate alındı ve ilave taşıma yükü sağladı. 2004 yılındaSahil Güvenlik Komutanlığı bir ARGE projesiçerçevesinde geliştirilmiş ani müdahale botunu yapmakararını aldı ve ilk bot Eylül 2006'da teslim edildi. 2007yılında da Deniz Kuvvetleri Komutanlığı, 2 adet su jetligeliştirilmiş ani müdahale botu sipariş etti ve bu botlarşu anda üretilmektedir. Toplam boyu 22,5 metre, yüzeypervanesi veya su jetleriyle 2 adet 1.100 ila 2 adet 2.400beygir gücünde motor taşıyabilmekte, toplam deplasmanı36 ton ve ileri kompozit bir yapıya sahip. Her yönde 1-2 deniz durumunda 75 knot, 3 deniz durumunda 60 knot,4 deniz durumunda 30 knot hareket edebi1iyor. Ciddi birsilah yükü taşıyabiliyor. Bu projeyi ASELSAN ile birlikteyürütüyoruz. Stabilize taret 25-30 milimetre top ve at-unut tipi tel güdümlü mermiler taşıyabiliyor, arkadahelikopterlere karşı stingerleri var, 2 adet 12,7 ağırmakineli ve ortada Hell Fire 2 yüksek hassasiyetli güdümlümermi1er taşıyabiliyor.

Daha sonra Onuk MRTP 33'ün üretimi başladı. Türkiye'ninve dünya pazarının gelecekteki teknik ve taktik

Page 106: Kongre Sponsorları - Anasayfa › sites › 1 › upload › files › 6_sanayi_kongresi...Kongre Sponsorları AKBANK Oturum Sponsorları ~ BORÇELiK e CEm OFSEr mat b_acılık sanayii

ihtiyaçlanru aşabilmek amacıyla MRTP 29'un daha yüksekgörev yükü ve daha iyi denizcilik özelliklerine birversiyonudur. Çift dizel veya CODAG sistemine sahipolabilecek, farklı müşteri ihtiyaçlarına görekonfigürasyonu değiştirilebilecek bir tekneydi. SahilGüvenlik Komutanlığı, projenin MRTP 33 olarakdevamına karar verdi ve ilk ünite olan SG 3012004 yılısonunda Sahil Güvenlik Komutanlığı'na teslim edildi.Toplam boyu 35,60 metre olan tekne, iki adet 3.650beygir motorla teçhiz edilen MRTP33 iki tane 6.000beygire kadar motor kabul edebiliyor. 115 ton deplasmanıvar, 750 deniz mili seyir mesafesi, 3 kuvvetinde denizdeher yönde 50 knot, 4 kuvvetinde denizde her yönde 40knot ve 5 kuvvetinde denizde her yönde 28 knotyapabiliyor. MRTP 33 çok ciddi bir silah yükütaşıyabiliyor. Önünde i adet 25-30 milimetre baş topuve electroptic direktörü var. Arkada, helikopterlere karşıyerden havaya atılan güdürnlü mennileri var ama tekneninortasında orta merızilli bir Harpoon Blok 2 bataryasıtaşıyabiliyor. Dünyada bu boyda Harpoon Blok 2bataryasını taşıyabilen ilk ve tek hücum bottur. Bu hücumbot birkaç saat öncesinde Pakistan Deniz Kuvvetleri'ndebir törenle hizmete girdi. Birçok kişinin tebrik telefonlanrualdık. 2003 yılında Teknoloji Başarı Ödülü bize verildi.Ayrıca platformlarımızda yüksek hızlı yatlar yapıyoruz.Buna ek olarak MRTP 33'ün üzerine yapılmış 36 metrelik,60 knotın üzerinde giden bir yatırnız var.

Bütün bunları haricinde otomobil üretmeye çalışıyoruz.Türkiye'nin gurur duyduğu Murat Günak projelerimizdedestek vermekte. Kendi tasarımımız olan spor otomobili2009 yılında piyasaya çıkarmayı planlıyoruz. Kompozitsektöründe de ciddi desteğimiz var.

Türk savunma sanayiinin durumuyla ilgili bazı ayrıntılarvermek istiyorum. Savuma sanayiirıin Türkiye'de büyükşansı var çünkü çok güçlü bir yerel talebimiz var. Globalanlamda rekabetçi olabilmek için üretimin yanında Ar-Ge'ye ve şirket için bilgi yönetimine önemli kaynaklarayrılması gerekmektedir. Bu kaynaklar da ancak belliboyuttaki projelerle sağlanabilir. Savuma teknolojisindegüçlü ama küçük ülkeler, İsveç ve İsrail gibi, iç Pazardarlığı nedeniyle ya yoğun devlet desteğiyle ayakta duranya da dış satışa fazlaca bağımlı, dolayısıyla dünyadengelerinde kolayetkilenen, kınlgan sanayilere sahipler.Türkiye bölgenin en önemli askeri güçlerinden birinesahiptir ve jeopolitik durumu itibariyle, bilhassa bugünbu gücünü kendi kaynaklarına dayanmak önceliğiyleartırmak ve sürdürmek durumundadır. Bu ihtiyaç Türksavunma sanayii için ciddi boyutta bir talep oluşturmaktave bu talep savunma sanayimize önemli bir kaynaksağlamaktadır. Savunma sanayiinin gelişmesi için buönemli bir şanstır. Başlangıçta Türk savunma sanayiininhedefleri, sadece Türkiye'nin savunma ihtiyaçlarınıgidermeye yönelikti ama artık planlar değişmiş, dış satırnaağırlık verme eğilimi vardır. Savunma SanayiMüsteşarlığı'nın yeni teklif ve çağrı dosyalarında bunugörüyoruz. Türk savunma sanayiinin başarısı büyükölçüde geleceği nasıl planlayacağına bağlı olacaktır.

Değişen hedefleri özetlersek, çevremizde olup bitenidikkate aldığımızda kuvvetlerimizin, eskiden hesabakattığımız sınırlı güçteki tehditlere değilolabilecek engüçlü düşmanla, bir süper güçle karşı karşıya gelmesininbüyük olasılık olduğunu görüyoruz. Bu da, Türk savunmasanayiinin çıtayı çok yükseltmeye ve öne geçmek içinkendi teknolojisini yaratmaya mecbur olması demektir.Dünyada üretildiği veya üretileceği bilinen ürünlerdendaha iyi olmayı hedefleyen ve bunu sağlayabilen ürünlerinfiyat olarak da doğru konumlandıklarında dış pazarlardarekabetçi olacakları açıktır. Ayrıca dünyada oluşan fırsatve talepleri önceden algılayarak istenen ürünlerirakiplerden öce hazır etmenin veya özgün çözümleryaratabilmenin Türk savunma sanayiinin esashedeflerinden olması gerekmektedir.

Kısaca prensiplerimize değinmek istiyorum. Yönetimçok ciddi bir şekilde ekibini çalıştırmak zorunda amatakımı koştururken, Profesör Nihat Berker ile birlikteyıllar önce düşündüğümüz 4 ana hususu hiç unutmayız.Biz takımımızı çok çalıştırırız ama sadece biziçalıştırıyorlar diye düşünülmemesi için yönetim olarakda çok çalışırız. Güler yüzümüzü hiç eksik etmeyiz ve(bu çok önemli bir noktadır) asla kin tutmayız; herkesehatasını anlama ve düzeltme şansı tanırız.

Önemli bir diğer nokta da nasıl karar verdiğimiz,hedeflerimizi asıl seçtiğimizdir. Yonca-Onuk Ortaklığıhedeflerini seçerken aslında birbirine ters düşen iki prensibiuygulamaktadır. Bunlardan biri sanayi devi Dowe'ınSMART Goal - Akıllı Hedefler diye tarif ettiği sistem.Beş kelimenin baş harflerinden oluşuyor:Specific - açık seçik tarif edilmişMeasurable - ölçülebilirAchievable - başarılabilir, yapılabilirRelevant - şirket için anlamı olanTrackable - izlenebilir.

Yönetim hedef seçerken bu çok temkinli ve akıllı yolumutlaka uygular ve hedefleri buna göre tarif eder. Ancakbiz bir sanayi devi gibi her şeyi mantıklı yapma lüksüneher zaman sahip olamıyoruz. Belli bir hızı, büyürneyiyakalayabilmek için bazen ciddi risk almak gerekebilir.Bu yüzden de tüm SMART hedeflerimizi, eski yarışçıPamelli Jones'un 'Her şey kontrol altındaysa yeterincehızlı değilsindir,' kabulüne göre tekrar gözden geçirir verisk alırız. Eşzamanlı olarak yürütülen birden fazla ürününyapılabilirlik spiralirıi içeren bir yöntem uygulanmaktadırama bu süreç dinamik bir süreçtir ve planların yapılmasınadeğil yaşayan planlama sürecine odaklanmaktadır.

Sistemin çeşitli aşamaları şunlardır: algılama, tasarım,test ve geliştirme, mühendislik, üretim ve kontrol,değerlendirme.

Yonca-Onuk Ortaklığı, kendi özgün konsept ve tasarımlarıile kendi geliştirdiği ileri kompozit teknolojisiyle yüksekhızlı botlar üretmektedir. Kuruluş, otomotiv ve uçak

Page 107: Kongre Sponsorları - Anasayfa › sites › 1 › upload › files › 6_sanayi_kongresi...Kongre Sponsorları AKBANK Oturum Sponsorları ~ BORÇELiK e CEm OFSEr mat b_acılık sanayii

sanayinde kullanılan kural ve yöntemleri, yüksek hızlıtekne tasarım ve üretimine uygulayarak önemli bir avantajelde etmiş ve teknoloji lideri konumuna gelmiştir. Bundaniki hafta önce Hindistan Savunma Bakanı, Pakistan'ınyeni aldığı yüksek hızlı hücum botların güdümlü mermikabiliyetiyle kıyısal sulardaki dengeyi Hindistan aleyhinebozduğu beyanını verdi ve bu da bizi mutlu etti. Bu projeyurdumuzda, teknolojik bir ürünün tasarım, mühendislik,geliştirme ve imalatının yapılabileceğinin bir ispatıdır.Yonca-Onuk Ortaklığı, MRTP ailesi için dışarıdan anahtarteslimi komple bir proje ve teknoloji satın almak yerinebüyük ölçüde kendi ihtiyaçları ve tarifleri çerçevesindenşekillenmiş bir çözümü oluşturma yoluna gitmiştir.

Esasında bir başka müşteri ülke için, amaç için, devreiçin dizayn edilmiş bir ürünün bizim amacımıza aynenve başarıyla uyabilmesi, matematikselolarak mümkünolmadığı için böyle bir yol seçilmiştir. Yabancıyapımcıların ve tersanelerin de uç teknoloji gerektirenkonularda dış uzman kuruluşları alt yüklenici olarakkullandığı herkes tarafından bilindiğine göre, kimlerdenne tür hizmet ve/veya bilgi istenileceği bilinen ve isteklerinaçık ve seçik olarak tarif edilebildiği hallerde, aynıyöntemle başarıyla sonuca gidilir. Hatta bu tip birçalışmayla kimsenin sahip olmadığı bir ipucuna ulaşarakrakiplerin önüne geçmek bile mümkündür. Bu seviyeyegelmiş bir kuruluş ya da ülke için artık bir başkasınınyaptığı çözümün aynen satın alınmasına ve/veya böylebir aracın kullanılmasına gerek yoktur. Uzun vadede adınıve hayatiyetini korumak isteyen her işletme gayretli,ciddi, dürüst ve güven verici olmak zorundadır. içte vedışta sağlanan güven ortamı, katı bir disiplin ve kontrolüsağlayabileceğinden çok ötede bir verime ulaşmanınyoludur. Yaşayan bir kuruluşu sürdürülebilir rekabet içinyegane avantajı, rakiplerden hızlı öğrenebilmektir.

Yaratıcılığı biraz da olsun başarınca sonsuzluğa,ölümsüzlüğe de gözümüzü dikiyoruz; ve biliyoruz ki "herölümlü adı, anısı, eseri son kez anılıncaya kadar yaşar".

Metin İsmail TaşkınAirıies Teknolojiden Sorumlu Yôneıim Kurulu Üyesi

AirTies firması 4 seneden daha az bir süre önce Şubat2004'te kuruldu. Amerika'nın Silikon Vadisi'nde yaşayanben ve Bülent Çelebi, Türkiye'ye dönüp bu fırmayı kurduk.Bizim odağımız, Avrupa, Ortadoğu, Afrika ve eski SSCBdevletlerinde tüketiciler ve küçük işyerleri için kablosuzquad play, Geniş Bant router, yani internete ADSL kablove fiber üzerinden bağlantı sağlayan kablosuz cihazlar,internet üzerinden ses iletimini sağlayan cilıazlar, internetüzerinden televizyon yayını ve aynı zamanda mobililetişimi sabit iletişimle birleştiren teknolojiler üzerindeürünler üretiyoruz. Ürünlerimiz her zaman evin içindeveya küçük işletmelerde bulunan ürünler. Servissağlayıcılar veya şebeke üzerinde çalışan büyük cihazlarüretmiyoruz.

Bizim iş modelimiz yerelleştirilmiş komple ürünlerdir.Bu bir kavram gibi görünüyor ama burada ifade etmeyeçalıştığım, dünyanın herhangi bir yerinde çalışan ürününbaşka bir ortama geldiğinde çalışacağını kimse garantiedemez, dolayısıyla o ürünün yerel şartlara göretasarlanması ve ayarlanması gerekir. Yerelleştirilmişderken, o ülkenin servis sağlayıcısına, satış kanallarına,mevzuatlarına, diline, çevre koşullarına ve şekillerineuygun ürünler tasarlanmasından bahsediyoruz. Bir ürüntek başına bir şey ifade etmez, onu çevreleyen servisler,teknik destek, satış kanalları gibi bütün parçalarını içerirve onlarla birlikte bir komple ürün haline gelir. Amacımızinsanların ihtiyacını karşılayan ve diğer parçalarıylauyumlu çalışan ürünler üretmek. Ürünlerimizi veteknolojilerimizi tasarlarken müşterilerden aldığımız geribeslemeler doğrultusunda çalışıyoruz, yani müşterilerdenöğreniyoruz. Teknolojilerimizi uyguladığımız, çipleriürettirdiğimiz çip üreticileriyle yakın bağlantımız var.Yazılım ve sistem mühendisliği, teknik destek,markalaşma, satış ve kanal yönetimini kendimiz yapıyoruz.Üretimiyse taşeron firmalara yaptınyoruz. Biz bir üretimfirması değiliz, fakat tasarımın, markanın sahibiyiz vecihazların satışından ve pazarlamasından sorumluyuz.Şirkette toplam 123 kişi çalışıyor ve bunların ı7 tanesiAmerika'dan geri dönmüş insanlar. 38 Ar-Gemühendisimiz, 44 teknik destek teknisyenimiz var.

Burada anlatılan diğer firmalardan farkımız, iletişimteknolojileri üzerinde çalışmamız. Şu anda birçoğunuzunevinde ADSL vardır ve ADSL üzerinden bilgisayarlarınızıveya oyun aletlerini internete bağlayabiliyorsunuz ve bunuda kablosuz ağ üzerinden yapabiliyorsunuz. Bu, bugünçoğunlukla kullandığımız teknolojidir. Ama geçtiğimizyıllarda, bunun üzerine aynı internet bağlantısını kullanantelefonlar daha doğrusu internet üzerinden ses iletimi yapantelefonlar teknolojisi eklendi ya da ekleniyor diyebiliriz.Bundan sonra gelen teknolojiyse, yine internet üzerinden,ama bunun ADSL olması şart değil farklı bir erişim teknolojiside olabilir, video, televizyon yayınlarını alabilecek cihazıneklenmesi ve bunların hepsinin kablosuz ağ üzerindenbirbirilerine bağlanmış olmasıdır. Sürekli konuşulan veyakında geleceği söylenen bir sonraki teknoloji, dış ortamdaartık kabloya da ihtiyaç duymadan bütün bu servislerialabileceğimiz WiMax teknolojisidir. (Şekil l)

Vizyon : Kablosuz Veri Ses Görüntü -EiJAirTies

Şekil 1

Page 108: Kongre Sponsorları - Anasayfa › sites › 1 › upload › files › 6_sanayi_kongresi...Kongre Sponsorları AKBANK Oturum Sponsorları ~ BORÇELiK e CEm OFSEr mat b_acılık sanayii

AirTies'ın vizyonu, bu ürünleri tasarlamak, ürettirmek,pazarlamak ve aynı zamanda teknik desteğini sağlamanındışında bu ürünlerin servisi veren sistemlerle de uyumluçalışmalarını sağlamaktır.

Türkiye'de inovasyon yapılabilir mi? İleri teknoloji fırmalarıkurulabilir mi, kurulurlarsa yaşayabilirler mi? Bu sorularıncevabı olarak verebileceğimiz birinci mesaj şudur: Türkiyebüyük ve hızlı büyüyen bir bilgisayar iletişim teknolojileri(IT) pazarıdır. Dünya olarak düşünürsek, içindebulunduğunuz ülkenin aynı zamanda büyük bir pazarolması, aslında her yeni kurulan fırmaya fazla nasip olmaz.Türkiye bu açıdan büyük bir Pazar olması itibariyle ıeTveya IT sektöründe Ar-Ge yapan veya ürün geliştirenfirmalar için bir fırsattır.

Türkiye, yeni geniş bant abonesi olma sıralamasında,dünyada 10. sırada yer almaktadır. Yani Türkiye'de ıyıliçinde çok fazla sayıda insan geniş banta abone olmaktadır.Bu sıralamada ı. Çin, 2. ise ABD'dir. İtalya, İspanya,İngiltere, Almanya, Fransa bu sıralamada bize yakın olanülkelerdir. (Şekil 2)

Türkiye yeni geniş bant abonesisayısıyla 10. sırada

.sıAirTiesIto.db<ınd Subscrlber Added

OW1JSAF1ance<lMr'ıaı'Pf~l.KSpan8rm~TuA;ty

FIgure 7. 'Top Ten' Broodband countrles by number of IInes added In Q4 2006

Şekil 2

Biz 2004 yılında satış yapmaya başladık ve o yıl satışımız700.000 dolar civarındayken, 2007 yılını yaklaşık 50milyon dolar satışla tamamlıyoruz. Bu satışların %9s'tenfazlasını Türkiye pazarında yaptık. 3 yıl içinde nasıl böylebir yere geldik? Türkiye'de kurulmuş, bu ürünleriTürkiye'de tasarlamış, satışını ve markasını Türkiye'deyaratmış bir firma olarak yurtdışında düşünebileceğinizher türlü rakibin ülkemizde faaliyet göstermesine karşın,AirTies Türkiye'deki %60 pazar payına ulaşmıştır. Buişe, Türkiye ve Türk Telekom'un hatları için lokalizeedilmiş ürünlerle başladık yani bu ürünleri Türkiye'yegöre tasarladık. 7 gün 24 saat teknik destek veren ilkfirmaydık ve şu anda da çok az sayıda firma bunuyapabiliyor. Arka arkaya 4 kere kendi ürünümüzle, kenditasarımımızIa Türk Telekom'un ihalesini kazandık.Türkiye'de Amerika'daki ileri teknoloji firmalarındanöğrendiğimiz şekilde bir firma kurduk ve yönettik.

Burada odaklarımak çok önemli, çünkü her önünüze gelenişe girmemeniz gerekir, teknoloji firmalarında da neyapacağınıza değil ne yapmayacağınıza karar vermek

Şekil 3

En yüksek geniş bant büyüme hızına sahip LOülkeden8'i Türkiye'nin çevresinde er almaktadır. Hindistan veVietnam hariç diğer bütün ülkeler bizim uçakla birkaçsaatte ulaşabileceğimiz yerler, dolayısıyla bu sektörde

önemlidir. Bugün özellikle bizim sektörümüzdeki birçokfırma, birçok işe birden girip hiçbirisini tamamlayamamakgibi bir hataya düşmektedir. Müşteri servisine, firmanınişleyişinin kalite standartlarına uygun olmasına çok önemverdik. Hiçbir kalite standardımız yok ama iddia ediyoruzki kalite standartlarını, birçok kalite standartları sertifıkasıolan firmadan daha iyi bir şekilde uyguluyoruz.Çalışanlarımıza ortaklık opsiyonları verdik. AirTies'daçalışan herkes AirTies'ın ortağı ve mali yönetimlerimizi,şirketin kar-zarar hesaplarını, yatırım kararlarını, yatınmbütçelerini uluslararası kabul edilmiş standartlara uygunbir şekilde yapmaya çalıştık. Sadece bunları yani düzgünbir iş yapmanın gereklerini yerine getirirseniz, Türkiye'deciddi bir rekabet avantajı sağlıyorsunuz.

İkinci mesajımız: Dünyada hızla büyüyen IT pazarlarınagirebilmek için, Türkiye ideal bir yer. Biz bu firmayısadece Türkiye'de satış yapalım, Türkiye'deki pazarın%sO-60'ını alalım diye kurmadık. Bizim amacımızTürkiye'de bir firma kurup Avrupa, Ortadoğu, daha çokKuzey Afrika olmak üzere Afrika ülkelerinde ciddi Pazarpayına sahip bir firma olmaktı.

Yatayeksende, nüfusun % kaçının geniş bant abonesiolduğunu gösteriyor. Dikey eksendeyse, büyüme hızıyani bu pazarların abonelik sayısının yıllar itibariyle nekadar hızlı büyüdüğünü, dairelerin çapı da o bölgelerinnüfusunu gösteriyor. Bu grafiğe göre Kuzey Amerika veBatı Avrupa'da çok sayıda geniş bant abonesi var ve bunüfusun neredeyse %20-2s'ine karşılık geliyor. Aslındaher evde 3-4 kişinin yaşadığı düşünülürse, buna nüfusun%ıOO'ü de denebilir. Geniş bant erişiminin az olduğuama büyümenirı çok olduğu yerler Doğru Avrupa ülkeleri,Ortadoğu ve Kuzey Afrika, Latin Amerika'dır. Buülkelerin hepsi Türkiye'ye çok yakın ve Türkiye'de bununiçinde. Gerçi bu sene itibariyle Türkiye penetrasyon daoldukça yüksek rakamlara ulaştı. Bizim bulunduğumuzyer, bizim yaptığımız iş açısından çok önemli bir konumasahip. (Şekil 3)

Türkiye çevresindeki bölgeninpotansiyeli yüksek

.sıAirTies

-5.00% 0.00% 5.00% 10.00% 15.00% 20.00% 25.00%~."",.oonb1''''''''

Page 109: Kongre Sponsorları - Anasayfa › sites › 1 › upload › files › 6_sanayi_kongresi...Kongre Sponsorları AKBANK Oturum Sponsorları ~ BORÇELiK e CEm OFSEr mat b_acılık sanayii

bir iş yapmak için Türkiye'nin çok önemli bir noktadır.Yapmakta olduğumuz işleri, yaşadığımız yerleri bırakıpTürkiye'de bu işi başlatmamızın sebeplerinden biri debudur. (Şekil 4)

Yüksek büyüme hızı olan 10ülkeden 8'i Türkiye çevresinde

.f!i)AirTies

350%

300%

250%

200%

150%

100%

50%

0%

CDo(1

# & ~ ~ ~ ~ ~ # ~~?,<:' OV rz,rz, # o'li ",,'ii ~ 'ii ",'ii v"'''

~r§ 0~ «:-0 (} .:i'~ ,,~ v qO

Figııre 7 'Top Ten' broadband countries by growth: 31 Mar 2005 - 31 Mar 2006

Şekil 4

Ortadoğu, Avrupa ve eski SSCB ülkelerinin tam ortasındabir yerdeyiz ve burada bir teknoloji üretip bu ülkelerepazarlamak için kurulduk. Türkiye'de mühendislikfaaliyetlerinin, Avrupa veya ABD'de aynı işi yapanfirmalara göre çok daha düşük olduğunu kabul etmemizgerekir. Ar-Ge ve operasyon merkezini burada tutup,ürünleri burada geliştirip, ilk pazarımızı burası yapıp,daha sonra bu ülkelere ihracat yapmayı amaçlıyoruz.Şimdi Türkiye'de büyük bir pazar payımız var, bugünYunanistan'dayız, Rusya'ya girdik, Ukrayna'ya girmeküzereyiz, Almanya'da pazarımız var. Bu faaliyetlere busene başladık, önümüzdeki sene diğer ülkelerde de ilkona gireceğiz. Hızlı büyüyen pazarlara şu anda Türkiye'desattığımız ürünlerle girmeyi, daha gelişmiş olanpazarlaraysa orada daha yeni başlayan uygulamalarlagirmeyi hedefliyoruz.

Üçüncü mesajımız: Türkiye'de inovasyon mümkündür.Bizim sektörümüzde bize rakip olan firmaların geneldeişleyiş şekilleri biraz farklı. Yapılan ürünler aslında,standart komitelerinde metodların, teknolojileringeliştirilmesi neticesinde daha çok çip üreticileri tarafındantasarlanıp, donanımın hatta yazılırnın bile onlar tarafındanyapılması şeklinde hazırlanmaktadır.

Taiwan ve Çin 'deki üretici firmalar bu ürünü olduğu gibialıp üretilebilir hale getiriyorlar ama üzerine fazla bir şeykatmıyorlar. Bizim rakibimiz olan Linksys ve Dlink gibifirmalar, aslı marka ve pazarlama şirketleri, Ar-Geyetenekleri yok ve genelde herhangi bir ürünün üzerineyeni bir şey katmıyorlar. Bunlar ürünlerini dağıtıcı satışkanalları üzerinden bayilere ve oradan da son kullanıcılaraulaştırıyorlar. Son kullanıcının bir problemi olduğu zaman,genellikle o ülke içinde muhatap olacağı herhangi birfirma olmuyor ve dağıtıcıyla muhatap olması gerekiyor.Daha sonra dağıtıcı, ciddi ve büyük rahatsızlık yaratanbir problem söz konusuysa, durumu markanın sahibi olanfirmalara iletiyor. Bu markaların sahibi olan firmalarınaslında ürün üzerinde yapabilecekleri fazla bir şeyleri

Rakiplerimiz chip üreticilerine bağımlı .f!i)AirTies

yok, dolayısıyla onlar da problemi aldıkları yere iletiyorlar.Sonuç olarak problem ya doğru yere hiç ulaşmıyor ya dahiçbir zaman çözülmüyor. (Şekil 5)

Şekil 5

Biz endüstrinin işleyişinde bir değişiklik yaptık. AirTiesolarak ürünlerin Ar-Ge'sinden, yeni özelliklerineklenmesinden, bulunan hataların düzeltilmesinden veteknik desteğinden biz sorumlu olduk. Bu, sektörümüzdeyapılan en büyük değişiklik oldu. Müşterilere teknikdesteği doğrudan biz sağlıyoruz ve bunu sadece Türkiye'dedeğil Yunanistan'da da biz yapıyoruz. İstanbul'da Yunancakonuşan elemanlarımız var ve Yunanistan'dan herhangibirisi aradığında bizim firmamıza ulaşıyor. Bayilerin vesatış kanallarının eğitirnini de biz verdik. Çip üreticileriyledoğrudan irtibat halinde olup teknolojin temel taşlarınıolardan transfer ettik ve üzerine biz kurduk. YineTaiwan'daki üreticileri kullandık. Bu piyasada rekabetedebilmemiz için üretimi kendimiz yapmamız mümkündeğildi zaten biz bir üretim firması da değiliz. (Şekil 6)

Şekil 6

Teknolojiyi de IEEE, Wifi gibi komitelerde kendimiztakip ettik. Bu fikirle yola çıkmıştık ve bu fikirle değişikteknolojiler geliştirdik. Beton duvarların sinyal zayıflatmasorununu, AirTies'ın geliştirdiği Mesh teknolojisiyle aştıkve Türkiye'de ciddi bir fark yarattık. Bu sadece Türkiyedeğil, Avrupa, Ortadoğu ve betonarrne bina kullanan heryer için geçerli. Bütün bunları Türkiye'de yapmış olmamızaslında böyle şeyleri Türkiye'de yapmanın mümkünolduğunu göstermektedir. (Şekil 7)

Page 110: Kongre Sponsorları - Anasayfa › sites › 1 › upload › files › 6_sanayi_kongresi...Kongre Sponsorları AKBANK Oturum Sponsorları ~ BORÇELiK e CEm OFSEr mat b_acılık sanayii

Şekil 7

Amerika'da özellikle Türkiye'ye gelmek isteyen ama enbüyük problemleri Türkiye'de iş bulmak olan birçokeğitimli ve tecrübe kazanmış insan var. BunlarınTürkiye'ye getirilmesi mümkün ve AirTies'da ben veCEO'muz Bülent Bey de dahil bu şekilde 17 kişi çalışıyor.Şirketimizde yüksek düzeyde çalışan kişilere ilişkin kısacabilgi vermek gerekirse:

• Bülent Çelebi, CEO• Ağ teknolojileri ve kablosuz çip şirketlerindemühendislik, pazarlarna, ve üst düzey yöneticiliktecrübesi• ADI'da 250 milyon dolarlık bir departmanınbaşkan yardımcısı/genel müdürü, NSC da LOyıl(LAN & Asia), Ubicom CEO• 2002'de Red Herring tarafından seçilen ilk 10yenilikçiden biri, 2006 TABCON iş dünyasıliderliği ödülü, Endeavor girişimeisi

• Metin İsmail Taşkın, CTO• WiMax, WiFi gibi kablosuz ağ teknolojilerindeLOyıllık tecrübe• BR1410 ürünü tasarımıyla "Cisco Yenilikçileri"ödülünü kazandı. USA'da 7 patenti var

• Okan Karlıova, CFO• Applied Materials, BEA ve NET şirketlerindemühendislik ve finans konulannda 8 yıl tecrübeli

• Müjdat Pakkan: ArGe Direktörü• II yıllık VolP sistemleri için yazılım tasarımıtecrübesi• Silikon VadisiNSA da Cisco, SS8 Networksve Syndeo şirketlerinde VolP ürünleri geliştirmeçalışmalarını yürüttü

• Bahar Yegin: ADSL ve Kablosuz Ağlar ArGeYöneticisi• 8 yıllık bilgisayar ağları ve telekomünikasyonürünleri için yazılım geliştirme tecrübesi• Silikon VadisiNSA da NET şirketinde YazılımYöneticisi olarak çalıştı

• Ziya Boyacıgiller: Yatırımcı ve Yönetim Kurulu üyesi• MAXIM IC kurucularından• Şu anda yeni kurulmuş çeşitli şirketlerdesponsor yatırımcı ve yönetim kurulu üyesi• Sabancı ve Boğaziçi üniversitelerinde MBAkonusunda ders veriyor

Bunlar güzel şeyler ama AirTies'ı Türkiye'dekurduğumuzda çok ciddi problemlerle de karşılaştık, çokiyi şeyler de oldu, çok kötü şeyler de. Türkiye'de fikrepara veren insan yok denilebilir. Venture Capitalistdediğimiz firmalar var ama etkin değiller ve geneldekurulmuş, bir yere gelmiş fırmalara kredi vermek şeklindeçalışıyorlar. Bu 3,5 sene önce böyleydi, şu anda da pekbir şeyin değiştiğini görmüyorum. Yeni pazarlarda sürümantığı var yani birisi bir yerde para kazanıyorsa mutlakaonun yanına bir farklılaşa göstermeden aynı işi yapanbaşkaları da gelir. Biz buraya geldiğimizde ADSL pazarıyeni oluşmuştu ve 100 tane ADSL markası vardı, kimÇin 'den ya da Tayvan'dan modem bulduysa getirmişsatıyordu.

Türkiye'de finansal sistemler ve muhasebe sistemlerivergiye yönelik ama şirketi işletmeye yönelik değiL.Burada çok zorluk çektik ve sonunda Amerika'da bu işiyapan bir arkadaşı getirdik. Türkiye'de evrak işi çok fazlave birim yurtdışındaki rakiplerimiz bu kadar evraklauğraşmıyorlar, dolayısıyla bize karşı bir evrak getir-götüravantajları var.

Türkiye'de TTGV ve KOSGEB gibi finansal destekmekanizmaları var. Bunlar kağıt üzerinde güzel şeylerama ne yazık ki işleyişleri o kadar da güzel değiL. BizimTEYDEB'ten destekli iki tane 2 senelik projemiz var,ikisi de bitti. Başvurulmuş ve kabul edilmiş olmasınarağmen birisinden daha hiçbir destek alamadık,diğerindense almamız gereken desteğin yaklaşık %ıs'inialdık. Bu süreçler yavaş işliyor ve Ar-Ge buna toleransgösterebilecek bir iş değiL. Ar-Ge'de hızlı olmanız gerek,bekleyemezsiniz. Biz böyle yerlere başvuruyoruz, yardımalma hakkını elde ediyoruz ama beklemiyoruz, devamediyoruz ve projelerimizi kendi finansal kaynaklarımıziayapıyoruz.

Aynı kurallar başka merciiler tarafından da uygulanıyor.Örneğin, ürünlerimizin bir kullanım kılavuzu var veSanayi Bakanlığı tarafından onaylanıyor ve ürününüzüancak bu şekilde satabiliyorsunuz. Ancak SanayiBakanlığı'nın bir takım kriterleri var ve kullanımkılavuzları bunlara göre hazırlanıyor. AmaTelekomünikasyon Kurumu da yem bir yönetmelik çıkarıpkullanım kılavuzlarının nasıl olması gerektiğine dairkurallar belirlemiş ve bizim bundan haberimiz yoktu.Böyle bir sıkıntı çıktı ve kullanım kılavuzlarında oyönetmeliğe göre de bazı değişiklikler yapmak zorundakaldık.

Bildiğiniz gibi Teknopark yasalarının birçok açığı vesıkıntısı var. Biz teknoparktayız, imkanlarındanyararlanıyoruz ama bunun için zorluklar çekiyoruz. Bunlardaha kolay, daha hızlı düzenlenebilir diye düşünüyorum.Yeni bir inovasyon kanunundan bahsediliyor, bu kanunçıktığı zaman bu sıkıntıların birçoğunun giderileceğiniumuyorum.

Page 111: Kongre Sponsorları - Anasayfa › sites › 1 › upload › files › 6_sanayi_kongresi...Kongre Sponsorları AKBANK Oturum Sponsorları ~ BORÇELiK e CEm OFSEr mat b_acılık sanayii

Telekomünikasyon piyasasında serbestleşme hala tamdeğil, yıllar önce oldu gözüyle bakılsa da aslında birserbestleşme yoktu. İçinde bulunduğumuz sene büyükilerleme kaydedildi, daha olacak diye düşünüyorum.

Türk vatandaşı olmayanlar için çalışma izni almak çokzor. Bir garson için alabiliyorsunuz ama bir mühendisiçin alamıyorsunuz. Türkiye'ye teknoloji transferinden,bilginin getirilmesinden, bilginin burada dağıtılmasındanve öğrenilmesinden bahsediyoruz ama yabancı birisininTürkiye'ye gelip çalışmasına izin vermiyoruz. BugünABD'de çalışma izni almak Türkiye'de almaktan çokdaha kolay.

Türkiye'de AirTies 50 milyon dolarlık satış yapan, satışyaptığı ürünlerin hepsini kendisi tasarlamış, yazılımlarınıkendisi yapmış bir firma. Ama Türkiye'de üretici olarakkabul edilmeyen bir firma. Biz örneğin kullanımkılavuzunda üretici firma olarak kendi adımızıyazamıyoruz onun yerine Tayvan'da 100 markaya üretimyapan fabrikanın adını yazmak zorunda kalıyoruz. Bizimürünlerimiz gibi yüksek teknoloji içeren bilgi teknolojileriürünlerinde değer zinciri var yani bir ürünün içinde birçokfirmanın tuzu var. Ürünlerin içinde belli çipler var ve anateknolojiyi belirleyen de çipler. Bu çipleri üreten Intelgibi, Texas Instrumerıts gibi firmalar çipleri tasarlıyorlar,üretiyorlar veya ürettiriyorlar ve bu çiplerin üzerindereferans tasarım yapıyorlar. Bu firmaların bunlarıyapmaları karşılığında elde ettikleri brüt marj %40 ile%70 arasında değişiyor. Bu tabii net kar değil çünkübunun içinde Ar-Ge'ye harcanan ciddi marjlar var. Yapılanbu referans tasarımı bizim sektörümüzde daha çokTayvan'daki, Çin'deki fabrikalarda üretiliyor ve bu işiyapan Solectron, Foxcon gibi fabrikalar, büyük kontratüreticiler. Bu şirketlerin kar marjları %10 ile %15arasındadır. Biz bunu Türkiye'deki otomotiv sektöründeve elektronik sektöründen de biliyoruz; çok düşük karmarjları en büyük problem olarak karşımıza çıkıyor.Ürüne markasını veren, Ar-Ge'sini yapan, ürünütasarlayan, pazarlayan, marka oluşturan ve teknik desteğinisağlayan Cisco gibi, HP gibi büyük firmaların kar marjları%30 ile %70 arasındadır. Ürünün üzerindeki en büyükkatma değerin sahibi buradaki fırmalar ve çip üreticileridir.Bunlara ek olarak satış kanalları var bunlar her zamanayı şekilde işliyorlar. (Şekil 8)

ŞekiiS

AirTies olarak biz bu değer zincirinin neresindeyiz diyebakarsak, biz Cisco ve HPnin bulunduğu yerde çıkıyoruzve Türkiye'deki kar marjımız da buradaki gibi. BizTürkiye'de ne üretici olarak ne de ürünün sahibi olarakkabul ediliyoruz. Türkiye'deki kanunlara göre en çokdeğer gören şey üretim, işçilik. Ancak bu mantıktan birazçıkmamız gerekiyor. Bugün Avrupa'da üretimin çoğuUzakdoğu'ya kaydırıldı, ABD'de üretim yapan firma yokgibi. Çok yükse katma değerli ürünler üretiliyor amabizim bulunduğumuz sektördeki ürünlerin neredeysehepsi Uzakdoğu'da üretiliyor. Biz de Türkiye olarak katmadeğerli ürünlere yönelmemiz gerektiğiniz düşünüyorumve AirTies olarak bunu yapıyoruz. Kanunlarımızın,mevzuatlarımızın buna göre değiştirilmesive tasarımı, ürünün sahibini destekleyen hale getirilmesigerekir. Üretim konusunda da ilerlemeli ve yüksek katmadeğerli ürünler üretmeliyiz ama tasarım konusunda çokdaha fazla yol almamız gerekmektedir.

Türkiye iyi bir Ar-Ge merkezi ya da bölgesel birheadquarter olabilir. Türkiye'de çok büyük bir yerelteknoloji pazarı var. Gelişmekte olan bölgesel pazarlarave Avrupa'ya çok yakın. Avrupa'daki ABD'deki yeteneklielemanların geri gelişi mümkün. Avrupa ve ABD ilekıyaslandığında Türkiye'de yüksek sermaye verimliliğineyani Ar-Ge'nin daha iyi koşullarda yapılabilmesi ve düşükoperasyon maliyetlerine ulaşmak daha olasıdır. Türkiye'niniyi bir lojistik ve Telekom altyapısı bulunmaktadır. Negatifkoşullar da söz konusu elbette ve bunlarla uğraşmayahazırlıklı olmanız gerekmektedir. Yerel sorunlarlakarşılaşıldığında yardım etmesi için yerel bir ortak ya dadanışmanla çalışılmasını tavsiye ediyorum. Yerelyeteneklerle AB ve ABD tecrübesini birleştirmek gerekir.

Sorular ve Katkılar

Soru

Her türlü sektörde kullanılabilen uluslararası robotteknolojisini uygulayabildi~imizi düşünüyor musunuz?Gelecekte nasıl bir robot üretmeyi hedefliyorsunuz?

Hakan Altınay

Her sektörde uygulanabilecek robot, farklı kinematikyapılarda olacaktır muhtemelen. Yapmak tabii ki mümkünama bunun için hem insan açısından hem de finansmanaçısından bir kaynağa ihtiyaç var. Bu nedenle şu andaher sektörde çalışan robot yapmıyoruz. Gelecekle ilgiliolarak öncelikle mühendislik yeteneğinin insanıolabildiğince taklit etmeye çalıştığını söylemeliyim. Bunedenle, insana benzer özellikleri olan, insana benzeyenrobotlar geliştirme konusunda başta Japonya olmak üzere,Kore'de, ABD'de ve son dönemde Avrupa'da ciddiçalışmalar var. Bu konuyla ilgili önemli başarılar eldeedildi. Biz de elimizdeki imkanlarla, yürüme yeteneğiolan bir platform geliştirmek için çalışıyoruz.

Page 112: Kongre Sponsorları - Anasayfa › sites › 1 › upload › files › 6_sanayi_kongresi...Kongre Sponsorları AKBANK Oturum Sponsorları ~ BORÇELiK e CEm OFSEr mat b_acılık sanayii

Soru

2012 senesinde MRTP teknolojisini nereye getirmeyiplanlıyorsunuz? Çalışmalarınızda ihtiyaç duyduğunuzinsan kaynağını nasıl sağlıyor ve muhafaza ediyorsunuz?

İbrahim N. Ekber Onuk

Carry Johnson SR71 programının içerisinde, ElectronicCounter Measures - Elektronik Karşı Tedbirler konseptiniortaya attığında, bir arkadaşım E ile M harfi arasında kaçtane C olduğunu kimse bilmiyor demişti. Karşı tedbirinkarşı tedbirin karşı tedbiri var dolayısıyla 2012 yılındaMRTP platformları çok daha yoğun karşı tedbirleri içerensilah yüklerini, çok daha sofistike ve birbiriyle çalışmalıgüç olan sistemleri taşımak mecburiyetinde kalacak. Busistemleri taşırken daha az personelle bunları işletebileceksenaryo ve ergonomi çözümleri getirmeyi, daha hafifolabilmek için daha özel yapılara yönelmeyi ve bütünbunları yaparken de izleri en alt seviyeye indirmeyiplanlıyor. 201 2 yılındaki MRTP'ler herhalde bugünkülerdençok daha yüklü, çok daha hızlı ve daha değişik bir yapıyasahip olacak. Şu anda zaten bunları hazırlamaktayız. Yonca-Onuk Ortaklığı, Amerikan Sahil Güvenlik Komutanlığı'nınaçmış olduğu fast response cutter projesine teklif vermeküzere seçilmiş olan tersanelerden bir tanesi. Eğer bu projeyeseçilirsek, MRTP 40 ile Amerika toprakları üzerinde bubahsettiğimiz hedefleri gerçekleştirme imkanırnız olacak.Türkiye'de buna benzer platformları başka yerler için deüretmeyi planlıyoruz.

Çalışmalarımız için insan gücünü gayet tabii gençlerdenbuluyoruz. Yonca-Onuk Ortaklığı 1997'de işe başladığındayaş ortalaması 25'in altında olan, çoğu kaybettiğim oğlumKaan'ın sınıf arkadaşlarından oluşan bir ekiple işe başladı.Bu ekip çok başarılı oldu ve bugün de ekibimizi çoğuİTÜ'den olmak üzere çeşitli öğrenci projelerindetanıdığımız ve bizi tanıyan kişilerden oluşturuyoruz.Ekibimizi bir yarış takımı gibi hazırlıyoruz. Şu anda bizeahlaken çok uygun gelmese bile ünlü tenisçiNavratilova'nın çok sevdiğim bir sözünü anlatarak işebaşlamalarını sağlıyoruz. 'Önemli olan kazanmak değilyarışmış olmaktır' sözünün kaybedenlerin icadı olduğunudüşünüyoruz ve biz bu gençleri kazanmak, birinci olmakiçin motive ediyoruz ve onlar da birince olmayı hedeflemişbir takımın içinde olmanın keyfmi ve gururunu yaşıyorlar.Bizimle çalışmaya devam etmelerini, bunu onayladıklarışeklinde yorumluyorum.

Soru

Türk insanı IPTV'ye ne kadar hazır? Yeni teknolojilerinizigeliştirirken bir araştırmayı nasıl yapıyorsunuz?

Metin İsmail Taşkın

Türkiye dünyada en çok televizyon seyreden ülke, demekki televizyona çok hazır. Türkiye'nin altyapısı IPTV'yene kadar hazır diye düşünürsek, geliştirmele yapılması

gerekiyor. Sanırım önümüzdeki sene bu konuda çok ciddifaaliyetler olacak ve önümüzdeki senenin ikinci yarısındanitibaren denemeler başlayabilir ve 2009'da IPTV artıkalınabilecek bir servis haline gelebilir.

Projelerimizi seçerken, vizyonumuz doğrultusunda hangiteknolojilerde neler yapacağımızı önceden tasarlamışoluyoruz ve bunlardan hangisinin ne zaman yapılacağıkonusunda piyasadan aldığımız geri beslemeler,yurtdışında gördüklerimiz ve yaptığımız piyasaaraştırmaları sonucunda bir karara varıp ürünlerimizigeliştiri yoruz.

Soru

Yürüttüğürıüz Ar-Ge faaliyetlerinde herhangi bir şekildeAB, TÜBİTAK gibi kaynaklardan fon alıyor musunuz?Bu projelerinizi nasıl yürütüyorsunuz?

Hakan Altınay

TÜBİTAK desteklerinden istifade ediyoruz. Süreç uzun,bürokrasisi de ağır olduğundan her yaptığımız Ar-Geprojesi için değil öncelikli olan projeler için başvuruyoruz.7. Çerçeve Programı ile ilgili bir hazırlığımız var, onunlailgili bir altyapı oluşturduk. Özellikle çerçeveprogramlarına katılıp orada bir proje yapmak istiyoruz.

Kamu ve sanayi projelerini kolaylaştırıcı oluyor mu diyesoruyorsanız, Türkiye'de kolaylaştırıcı hiçbir şey yok.Her şey için çaba sarf edeceksiniz. İş Bankası'nın 10Kasım'da bir reklamı vardı. Bu realite doğrudur. Eğerhakikaten güzel bir gül kokusu almak istiyorsan dikeninede razı olacaksın, burada gül bitmez diyeni deduymayacaksın, gülü dikip yetiştirmek için çaba sarfedeceksin. Bu ülke zor bir ülke ama bu çabalarladeğişeceğini ümit ediyorum.

Page 113: Kongre Sponsorları - Anasayfa › sites › 1 › upload › files › 6_sanayi_kongresi...Kongre Sponsorları AKBANK Oturum Sponsorları ~ BORÇELiK e CEm OFSEr mat b_acılık sanayii

Orhan BursalıCumhuriyet Gazetesi Bilim Teknik Dergisi Editörü

OTURUM3A

Küresel Rekabet Dinamikleri ve Türkiye

- Sosyo-Ekonomik Gelişmeler- Küresel Dinamikler ve Yansımaları- Sınai Trendler, İşbirliği imkanları- Bilim ve Teknoloji

Oturum BaşkanıDr. Nurşen NumanoğluAvrupa Birliği Genel Sekreterliği Sektörel ve Bölgesel Politikalar Daire Başkanı

KonuşmacılarMichael ThumannDie Zeİt Gazetesi Dış Politika Editörü

Andrew FinkelToday's Zaman Köşe Yazan

Prof. Dr. Çelik Kurtoğlu .DEIK Türk - Güneydoğu Avrupa Iş Konseyleri Başkanı

Page 114: Kongre Sponsorları - Anasayfa › sites › 1 › upload › files › 6_sanayi_kongresi...Kongre Sponsorları AKBANK Oturum Sponsorları ~ BORÇELiK e CEm OFSEr mat b_acılık sanayii

Oturum BaşkanıDr. Nurşen NumanoğluAvrupa Birliği Genel Sekreterliği Sektörel ve Bölgesel Politikalar Daire Başkanı

1965 yılında Artvin'de doğdu. Ankara Üniversitesi'nden mezun oldu. 1988-1997 yılları arasında Çevre Bakanlığı'ndaMühendis, 1997-2000 yılları arasında Hazine Müsteşarlığı Yabancı Sermaye Genel Müdürlüğü'nde uzman, 2000-2002 yılları arasında Sanayi ve Ticaret Bakanlığı'nda AB Koordinasyon Genel Müdür Yardımcısı olarak görevaldı.2002 yılından itibaren Avrupa Birliği Genel Sekreterliği'nde çevre, ulaşım, enerji, eğitim ve kültür, bilim ve araştırma,sanayi politikası, bilgi toplumu, sosyal politika, istihdam ve bölgesel politikalardan sorumlu Sektörel ve BölgeselPolitikalar Dairesi Başkanı olarak görev yapmaktadır.

KonuşmacılarMichael ThumannDie Zeit Gazetesi Dış Politika Editörü

1962 yılında doğdu. Die Zeit Gazetesi'nin Güney Avrupa temsilcisi olarak görevaldı. 1996-2001 yılları arasındaaynı gazetenin Moskova Büro Şefliği görevini yürüttü. 2000 yılında ABD'de Woodrow Wilson International Center'daKamu Politikaları üzerine çalıştı. Halen aynı okula bağlı bir enstitüde Danışma Konseyi Üyesi olarak görevyapmaktadır. Tarih, Siyasi Bilimler ve Slav Edebiyatı alanlarında Berlin'de Free Üniversitesi, New York'da ColumbiaÜniversitesi ve Leningrad Üniversitesi'nde çalışmalar yürüttü. Michael Thumann, 2002 yılından beri Die Zeit GazetesiDış Politika Koordinatörlüğü görevini yürütmektedir.

Andrew FinkelToday's Zaman Köşe Yazarı

1953 yılında Philadelphia'da doğdu. Finkel 1989'dan beri Türkiye'de bir gazeteci olarak The Daily Telegraph, TheTimes, The Economist, Time ve CNN gibi yazılı ve görsel medyada görevaldı. Finkel ayrıca; The Washington Post,Cornucopia Magazine ve son zamanlarda Le Monde Diplomatique gibi yayınlara da katkı sağladı. Finkel Türk basınkuruluşlarının haber ofislerinde ve köşe yazarı olarak (Sabah, Milliyet) görev yaptı ve televizyon programlarınakatıldı. 2002-2003 yıllarında Michigan Universitesi'nde misafir öğretim görevli olarak bulundu ve 2005 yılındaWashington'da öğretim üyeliği ünvanı aldı. Today's Zaman gazetesinde köşe yazarlığı yapan Finkel aynı zamandaserbest muhabir olarak da çalışmalarına devam etmektedir.

Prof. Dr. Çelik KurtoğluDEİK Türk - Güneydoğu Avrupa İş Konseyleri Başkanı

1942 yılında Ankara'da doğdu. 1995 yılında İstanbul Üniversitesi'nden İktisat Profesörü olarak emekli oldu. 1987'den1995'e kadar Dış Ekonomik İlişkiler Kurulu'nda kurucu üye olarak görev yaptı. Kurumsal finans, strateji ve işgeliştirme danışmanlık hizmetleri sunan Kurdoglu Danışmanlık firmasını kuran Prof. Kurtoğlu aynı zamanda DEİKTürk - Güneydoğu Avrupa İş Konseyleri Başkanlığı görevini yürütmektedir.

Orhan BursalıCumhuriyet Gazetesi Bilim Teknik Dergisi Editörü

1947 yılında Rize'de doğdu. Berlin Hür Üniversitesi Otto Suhr Enstitüsü'nden mezun oldu. 33 yıllık gazetecilikyaşamında, 20 yıl Bilim Teknoloji Dergisi editörü; Cumhuriyet Gazetesi köşe yazarı ve Gazete Yayın Kurulu Üyesiolarak görevaldı. Bilim Merkezleri Vakfı Kurucusu, Vakıf Müdürü ve ilk bilim şenlikleri organizatörü olan Bursalı,TRT 2'de l Oü'ü aşkın bilim programı editörlüğü ve sunuculuğu ile İstanbul Üniversitesi İletişim Fakültesi'nde 3dönem bilim ve teknoloji gazeteciliği öğretim üyeliği yaptı. Bilim ve teknoloji politikaları üzerine üniversitelerdekonferanslar veren, söyleşilere katılan ve yazılar yazan Bursalı "Bilim Nereye Koşuyor?" program yöneticisi vekitabının editörüdür.

Page 115: Kongre Sponsorları - Anasayfa › sites › 1 › upload › files › 6_sanayi_kongresi...Kongre Sponsorları AKBANK Oturum Sponsorları ~ BORÇELiK e CEm OFSEr mat b_acılık sanayii

Küresel Rekabet Dinamikleri ve Türkiye

Nurşen NumanoğluAvrupa Birliği Genel SekreterliğiSektörel ve Bölgesel Politikalar Daire Başkaııı

Önemli bir konu olan küreselleşme ye değiniyoruz bugün.Küreselleşme, hepimiz için yadsınamaz bir politikaaracıdır. Ülkemiz için de önemlidir çünkü zatenuluslararası platformlarda, uluslararası kuruluşlarlailişkilerinde küreselleşmeden oldukça etkilenen birkonumdayız. Sosyo-ekonomik trendlerimiz de bu olgudanetkilenmeye çokça fırsat veren bir yapı taşımaktadır.Küreselleşme olgusu sadece ülkemiz için değil, üyelikyönünde oldukça çaba sarf ettiğimiz AB için de önemlidirçünkü orada da bu konuda tartışmalar ve çalışmalar devametmektedir. Kendi içlerinde de bilgi toplumu temellirekabetçi bir yapı oluşturma hedefi gütmektedirler ki buda birçok tartışmayı da beraberinde getirmektedir.

Küreselleşme dediğimizde, benim ilk aklıma gelen heranlamda rekabet olgusudur. Tabii enerji gibi, ulaştırmaağları gibi sektörler stratejik önem kazanmaktadır. Ancakbunun yanı sırada bazı alanlara da ciddi yatırımlaryapılması ve emek sarf edilmesi gerekmektedir.Yenilikçilik ön plana çıkmaktadır. Eğitim büyük önemkazanmaktadır; burada eğitimden kast ettiğim eğitimsistemi içindeki zorunlu eğitim değil aynı zamandainsanların istihdam edilebilirliğini artırmaya yönelik,yaşam boyu eğitimi de bunun içine katıyorum.

Yeni istihdam olanaklarını yaratmak ama bir o kadar dayabancı sermayeyi çekebilecek piyasaları oluşturmak;piyasaları rekabete açtığınızda bunları düzenleyecekkurumları ve sistemleri oluşturmak; rekabet edebilmekiçin ürün kalitesini geliştirmek ama bunu yaparken de enuygun kaliteye en uygun fiyatla ulaşmak için kaynakarayışına girmek ancak bu rekabet olgusu içinde mücadeleedebilmek için tüketiciye en uygun fiyatlarla bunusunabilmek; çalıştırdığınız kişilerin iş güvenliğini standardınıkorumak, sosyal güvenlikle ilgili tedbirleri almak amarekabet edebilmek için de ekonomik göstergeleri iyitutabilmek gerekmektedir.

Küreselleşme, bazı kaynaklar için aşırı tüketimini deberaberinde getirebilmektedir; çevre gibi çok önemli olanbazı alanlarda ilave tedbir alınması gerekmektedir. Bununyanı sıra entegre politikaları, yatay politikaları daküreselleşme çabaları içinde birlikte düşünmek gerekir.

Michael ThumannDie Zeit Gazetesi Dış Politika Editörii

Panelimizin konusu küresel rekabetin dinamikleri ve benTürkiye açısından gerçekten çok önemli olan artan küreselrekabet konusundan bahsetmek istiyorum ve enerjikonusuna odaklanacağım. Son iki haftadır gazetelerigözden geçirdiyseniz, son iki haftadır Türkiye'nin çokönemli ve ulaşılması da çok zor olan enerji anlaşmalarınaimza attığını ve Batı'ya doğru da yeni bir boru hattınınaçılışına tanık olduğunu okumuşsunuzdur.

Özellikle doğalgazın, uluslararası enerji piyasalarıaçısından en sıcak konu olduğu bilinmektedir ve gazıntaşınması konusunda da çok ciddi yatırımlara ihtiyaçvardır. Onlarca yılolmasa da yıllarca süren yoğunplanlamalar yapılmaktadır. Tabii genel kuralolarak daçok sayıda ulus devletin imzasının alınması gerekmektedir.

Türkiye'de az miktarda hidro-karbon bulunmaktadır amacoğrafi konumu inanılmaz derecede önemlidir; hem büyükgüçleri hem de önemli bölgeseloyuncuları içeren önemliboru hatlarının merkezinde yer almaktadır. Türkiye'ninOrtadoğu'daki konumu, özellikle Almanya'nın OrtaAvrupa'daki konumuna benzetilebilir çünkü enerjikaynakları açısından hem transit bir ülke hem de önemlibir tüketicidir. Son yıllarda her iki ülkede de enerjiaçısından gerçekten çok büyük değişiklikler yaşanmıştır.Her iki ülkenin liderleri doğalgazın önümüzdeki onlarcayıl süreyle güvenilir ve makul fiyatlarla taşınmasınısağlayabilmek için kilit kararlar vermiştir. Rusya gibiçok sayıda tedarikçi ülkeden gelen baskılar söz konusudur.Onun dışında, ABD enerji rekabeti açısından gerçektenönemli bir noktada yer almaktadır.

Putin, Rusya'nın enerji sektörünün çoğunu, Kremlin'ikontrol altına almıştır. Gazprom'a baktığımızda, dünyadatüketilen gazın beşte birini ürettiğini görmekteyiz ve buanlamda ulusal bir şampiyon olduğunu söyleyebiliriz.Gazprom birçok açıdan aslında bir tekeL. Rusya'nındoğalgaz kaynaklarının büyük bir kısmını elindetutmaktadır ve başka şirketlerin iş sahaları üzerinde desöz hakkına sahiptir. Rusya Federasyonu'nun topraklarıüzerindeki gaz üreticilerinin tamamı, transit geçiş içinGazprom tekelinden izin almak zorundadır. AncakGazprom bir takım sorunlarla karşı karşıyadır; önceliklegaz üretimi yavaş da olsa düşmektedir ve aynı zamandaişletmedeki operasyon halindeki gaz sahaları da kısmentükenmektedir. Özellikle Batı Sibirya'daki üç büyüksahadaki rezervler azalmaktadır.

Gazprom Avrupa'da pek çok ülkeyle yaptığı tedariksözleşmeleriyle ilgili olarak sorun yaşamaktadır. BatıAvrupa'ya olan tedarik 2006 Ocak ayının başında azalmıştırve bunun nedeni sadece Ukrayna'daki çok soğuk kış şartlarıdeğil, Avrasya'da da aynı şekilde soğuk hava şartlarınınolmasıdır. Ayrıca mevsimsel bir talep olduğu için sistem buanlamda tükenmiştir. Bu noktada Rusya'nın özellik:le enerjisektörü de 2006 yazında, kömür ve fuel oil gibi alternatifkaynaklara dönmüştür.

Uluslararası enerji ajansıarının uzmanları, Gazprom'unyeterli seviyede yatırım yapmadığını ifade etmiştir. Ayrıcagaz fiyatları da oldukça düşüktü ve bu konuda tüketicilerde enerji tasarrufu yapmaya teşvik edildi. Rusya'nın eskiEnerji Bakanı Yardımcısı Viladimir Milov, 2002 yılındakendi isteğiyle görevinden ayrılmıştır, çünkü Gazpromgibi tekel konumunda bir şirketin öncelikle bu tekelgücünü artırmaya değil ama çok daha uzun yukarı akışprojelerine para aktarması gerektiğini ifade etmiştir.

Page 116: Kongre Sponsorları - Anasayfa › sites › 1 › upload › files › 6_sanayi_kongresi...Kongre Sponsorları AKBANK Oturum Sponsorları ~ BORÇELiK e CEm OFSEr mat b_acılık sanayii

Gazprom bu noktada özellikle Yamal Yarımadası'nda veBarent Denizi'nde yeni rezerv arayışına gitmiştir. İkinciseçenek, doğalgaz rezervlerine komşu BDT ülkelerini dedahil etmek açısından önemliydi.

Rusya ve Türkmenistan'da büyük gaz üreticileri olduğubilmektedir, bu anlamda Türkmen gazının Rusya sistemiüzerinden önümüzdeki 25 yıl boyunca taşınmasına kararverilmiştir. Türkmenistan'ın yeni Cumhurbaşkanı, Rusyaile enerji birliği sözü vermiştir. Moskova'nın amacı esasenGazprom'un rezervlerini artırmaktı ama aynı zamandaTürkmenistan'ın Avrupa'ya ya da BDTye doğru bağımsızbir gaz tedarikçisi olmasını da engellemek istemiştir. Bunoktada Gazprom, Kazakistan ve Özbekistan ilegörüşmeler başlattı ve yeni anlaşmalar yapmaya, doğalgazOPECi gibi bir kartel çalışmıştır.

Geçtiğimiz yıl Putin, Gazprom'un içerisinde Cezayir,Katar ve İran'ın yer aldığı diğer gaz üreticileriyle yakınişbirliğine tanık olmuştur. Putin'in bunun altında yatangerekçesi gaz diplomasisiydi, çünkü Avrupa ve Asya'dadaha az rekabetçi tedarikçiler olursa Gazprom dadoğalgazını istediği yere çok daha uygun şekildesatabilecekti. Gazprom, bir devlet tekeli olarak aslındaçok sayıda rekabet eden tedarikçiler açısından uygun biranlaşma ortaya koymayı başaramamıştır.

Peki bunun Türkiye için anlamı nedir? Rusya, Türkiye'yeiçin ciddi doğalgaz ithalatı yapmakta, iki ülkeyi birbirinebağlayan Mavi Akım projesi var ve buna ek olarak PutinTürkiye'nin ana geçiş merkezi olması açısından da adımlaratmıştır. Ayrıca İsrail ile olan ilişkilerini dikkate almıştır.Ancak dikkatli olmakta fayda var çünkü Putin benzerteklifleri geçmişte Almanya'ya. Avusturya'ya veMacaristan'a da yapmıştı; bu anlamda amacı Gazprom'unenerji şebekesini mümkün olduğunda genişletmekti.

Geçtiğimiz hafta Ankara'da Türkiye, Rusya'nın Türkiye'yibir transit noktası olarak algıladığını çok daha iyianlamıştır. Gazprom ve İtalyan enerji şirketi Eni, Rusyaile Bulgaristan arasında bağlantıyı kurmak üzereKaradeniz'de bir başka boru hattı olan güneyakımprojesiniüzerinde çalışmaktadırlar. Burada amaç, gazı Rusya'dangüneydoğu Avrupa'ya ithal ederken Türkiye'yi bypassetmekti. Gazprom transit ülkelerden bağımsız olmak içinbu anlamda çok çeşitli seçenekler aramaktadır.

Bu çerçevede Türkiye'nin başka seçenekleri olduğunusöyleyebiliriz. Ana üreticilerin büyük çoğunluğu, özelliklede Hazar Denizi'ndeki Azerbaycan, Kazakistan, İran,Irak, biraz daha güneyde Körfez ülkeleri, Türkiye'nindoğu sınırında yer almaktadır. Doğalgazın Ortadoğu'danTürkiye'ye taşınması ve oradan da Avrupa'ya gitmesiNabucco projesiyle de ilgilidir. Avusturya'dan.Bulgaristan'dan ve Türkiye'den enerji şirketleri boru hattıüzerinden gazı orta Avrupa'ya taşımak için çabavermektedirler.

Geçtiğimiz hafta bir doğalgaz ağı söz konusu olmuşturve bu taşımacılık açısından bölgedeki seçenekleriartırmıştır. Yeni boru hattı sayesinde Azerbaycan,Kazakistan ve belki de İran yani Hazar Denizi'ne komşuolan ülkelerin gazı taşınmasına imkan sağlayacak. TabiiRusya'daki siyasetçiler durumu çok erken bir evredeanladılar ve doğrudan Hazar Denizi'nden bir boru hattıolması, rakiplere yardımcı olacak, BDT ülkeleri Avrupapazarına erişecek ve Gazprom'un rezervlerinin yapacağıkatkıları sınırlandıracaktı. Bu anlamda Rusya'nın Türkiyeüzerindeki planları da bozulacaktı; tabii bu noktada MaviAkım projesinin tamamlanması da önemli ve bu yeniboru hattı, Nabucco boru hattına da rakip olacaktı.

Gazprom benzer bir şekilde 2006 yılında, Nabucco üyesiMacaristan'da MOL isimli bir devlet şirketinin ülkedekitesisler ve boru hatlarını kullanmasına izin verdi ki buda daha ileride Nabucco işletmecileri tarafındankullanılacaktır. Kuzey kolundan orta Avrupa'ya doğruaynı boru hattını kullanacak olan Güney Akım projesigeçtiğimiz hafta Rusya ve İtalya tarafından ortaya konmuşve anlaşmalar yapılmıştır. Bu da tabii Gazprom'unAvrupa' daki elini güçlendirmiştir.

Bölgedeki bir başka önemli oyuncu da ABD'dir. 1994yılından bu yana yüzyılın en önemli sözleşmesi Bakü'deimzalanmıştır. ABD Hazar'daki enerji zenginliklerininRusya ve İran'ın bölge güçlerinin herhangi bir katkısıolmadan dünya piyasalarına ulaştırılmasını istiyordu. Buanlaşmada Türkiye'de önemli bir roloynamak da ABD'ninplanları içerisindeydi.Bu, 2007 yılının erken dönemlerindeAvrupa Komisyonu'nun enerji stratejisiyle de kısmen üstüste binen bir durumdur, çünkü çok daha uzak birgelecekte birçok Avrupa Birliği ülkesi de HazarDenizi'nden ve İran'dan ithalat yapmayı düşünmektedir.

İran piyasaya gireceği zaman, kaç kişinin onunla ittifakkuracağının da dikkate alınması gerekir. Türkiye buradayine çok önemli olan konumunu kullanmaktadır. İranaslında sadece en güçlü komşulardan biri olmakla kalmıyoraynı zamanda ı990'lı yılların ortalarından bu yanaTürkiye'ye gaz da tedarik etmektedir.

Geçtiğimiz hafta Enerji Bakanı Güler, iki ülke arasındakienerji iletim hatlarının aktarılması, güncellenmesi ve inşaedilmesiyleilgili olarak 5 milyar dolar tutarındabir anlaşmaimzalamıştır. İran'dan Türkiye'ye çok uzun boru hatları veİran'ın gaz üretimine Türk şirketlerin dahil edilmesi sözkonusudur. Elbette ki Washington bu konuda eleştirel birses tonuyla bazı itirazlarda bulundu. Ancak ABD'in buyaklaşımında biraz paradoks da var çünkü Washingtongerçekten de Rusya'nın Avrasya enerji piyasasındaki bugüçlü konumunu kırmak istemektedir ve bunu yapmanınyollarından bir tanesi İran'ı güçlendirmek olacaktır çünküdünyanın ikinci büyük doğalgaz rezervlerine sahip ülkedir.Tabii ABD'nin böyle bir şey yapmayacağı çok açıktır. Budurumda, buradaki sorun, özellikle Azerbaycan veKazakistan'ın tek başına bu boşluğu dolduramayacakolmasından kaynaklanmaktadır.

Page 117: Kongre Sponsorları - Anasayfa › sites › 1 › upload › files › 6_sanayi_kongresi...Kongre Sponsorları AKBANK Oturum Sponsorları ~ BORÇELiK e CEm OFSEr mat b_acılık sanayii

Türkiye çok ciddi bir şekilde önemli bir enerji topografyasıüzerinde yer almaktadır. Almanya'nın 1970'Ii yıllardayaşadığı zorlu duruma çok benzer bir durumla karşıkarşıyadır. O dönemde ABD ya da İran değil ama SSCBsöz konusuydu. Almanya özellikle ham petrol ithalatınadayanıyordu ve bu, 1974'teki petrol krizinden önceydi.Krizden sonra dışa bağımlığın ortadan kaldırılmasıgerektiği anlaşılmıştır.

Almanya'nın kömür rezervleri olmasına rağmen, çevreyleilgili kaygılar da taşınıyordu çünkü doğalgaz gerçektentemiz bir alternatif olarak ortaya çıkrruştı. SSCB o noktadaen büyük üreticiydi ve tedarik etmeyi önermişti. AlmanyaFederal cumhuriyeti SSCB ile doğalgazla ilgili olarakçok geniş müzakerelere başlamıştı. ABD, bu durumunNATO ülkelerinin bağımsızlığını etkileyeceğini ortayakoydu ve pazarlıkların sona erdirilmesi için Bonn üzerindebaskı kurdu. Ancak Almanya devam etti ve ABD'ninbaskılarına karşı geldi. 1980'Ierin başlarında sigortasertifikasıyla Almanya'ya gaz verilmeye başlandı.Hollanda, İngiltere, Norveç de aynı şekilde KuzeyDenizi'nde offshore doğalgaz üretimine başlamıştı.Almanya oradan da gaz ithalatı yapıyordu. Böylelikletek bir tedarikçiden yalnızca ihtiyacının %25'ini karşılamaksuretiyle bir tedarikçiye bağlı kalmaktan kurtulmuş veenerji karması yaratmıştır.

Türkiye bundan ne gibi dersler çıkarabilir? Öncelikleenerji ithalatı, az önce bahsettiğimiz %25-30 oranı gibibir sınırı aşmadığı süreci zararlı değildir. Dünyada enerjiüreten ülkelerin çoğu, Norveç kadar barışçıl ya da istikrarlı,İran ya da Rusya kadar da zorlu yerler değildir. ÖrneğinRusya ve İran, enerji kaynakları açısından oldukça uçrejimler uygulanmaktadır. Burada önemli olan tek birüreticiye bağlı olmaktan kurtulmak ve olabildiğince çoksayıda tedarikçiyle çalışmaktır.

Türkiye coğrafyası nedeniyle bunu gerçekleştirebilmekbakımından çok iyi bir noktadadır. Hem İran'dan, hemRusya'dan gaz ithal etmeli, hatta Hazar Denizi gazını daithalatı arasında dahil etmelidir. Onun dışında, dünya gazrezervleri sıralamasında 3. sırada yer alan Katara bağlantısağlamak gibi olasılıkları araştırmalıdır. Hem enerji çeşidihem de tedarikçi bakımından çeşitlilik çok önemlidir.Türkiye'nin belki hidrokarbon kaynakları çok az ama suçok fazladır; bu kaynağını en iyi şekilde kullanabilir. Şuan itibariyle Türkiye'de enerji santrali yok ama çok yakınzamanda ilk jenerasyon nükleer reaktörlerin inşası içinplanlar yapılmaktadır. Türkiye, güneş enerjisi ya da rüzgarjeneratörleri gibi yenilenebilir enerji kaynakları çok fazlakullanmamaktadır. Tüm bu teknolojiler kullanılabilir veyakın bir gelecekte kullanılacaktır da.

Çok önemli unsurlardan bir tanesi, üç rejimlere ve dalgalıtedarikçilere bağımlılığı azaltmak için enerji tasarrufuyapmaktır. Türkiye'de bu konuda çok fazla şeyin yapılmasıgerekmektedir. Ülkenin büyük bir kısmında kış mevsimiçok soğuk geçmektedir, dolayısıyla evlerde iyi izolasyona

ihtiyaç vardır. Ayrıca insanların da tükettikleri nispetteödeme yapması gerekir. Ekim ayında Türkiye'yegeldiğimde hava hala çok güzeldi ama yine de insanlarınkaloriferlerini yaktıklarını gördüm. Mesela Ocak ayındaneden evinizde t-shirt ile oturasınız ki? Rus gazını dahafazla tedarik edip daha fazla para ödemek yerine Türkyün hırkalarına para ödemek çok daha anlamlı diyedüşünüyorum.

Nurşen Numanoğlu

Sayın Thumann, hem enerji ihtiyacı açısından hem deenerji ihtiyacı ve enerji kaynağı olan ülkelere yakınlığınedeniyle Türkiye'nin stratejik önemini sergileyen birkonuşma yaptı ve çok önemli konulara değindi. Çokönemli bir ayrıntıya da dikkat çekti: Bölgesel dinamikler,kaynak çeşitliliğinin önemi, bölgesel politikalardakideğişimin bu sektör açısından önemi. Kuşkusuz ülkemizde çeşitli projelerde gerek kendi kaynak ihtiyacını gereksede ihtiyaç duyan komşu ülkelerin ihtiyacını karşılamayönünde bir enerji merkezi olma yönünde politikalarınışekillendinnektedir. AB sürecinde de enerji bu anlamdaçok stratejik önemi olan bir alandır ve bu önem her ikitarafça da çeşitli platformlarda dile getirilmektedir.

AB de arz-talep dengesini kunnada çok ciddi olarak sıkıntıyaşamaktadır, giderek artan bir enerji ihtiyacı vardır vemevcut düzenlemeleri uygulamanın etkinliğine imkanvermemektedir. Avrupa enerji iç pazarını dahaetkinleştirecek, bu anlamda uygulamaların daha etkinolmasını mümkün kılacak ve ayrıca daha sürdürülebilir vedaha sistemli çalışacak bir enerji politikası, çok yeni birmevzuat paketi üzerinde çalışmaktadır.

Belki enerji politikalarında hep petrol, doğalgaz üzerindetartışmalar yapılıyor ama son dönemde biraz da çevreyeduyulan hassasiyetten dolayı yenilenebilir enerji konusugündeme gelecektir ki bence gelmesi de gerekir. Ülkemizbu anlamda AB ortalamalarına eşit hatta ortalamanın daüzerinde yenilenebilir enerji kullanıyor görünmektedir.Ancak bu anlamda daha da fazla potansiyeli olduğu dilegetirilen bir ayrıntıdır. Hem ülkemiz hem de bölge içinyenilenebilir enerji kaynaklarına olan yatırımın daha datitizlikle ele alınması, bu tartışmalar açısından faydalıolacaktır.

Andrew FinkelToday's Zaman Köşe Yazarı

Küreselleşmeden ve değişimden bahsediidi. Ben neredeyse40 yıldır Türkiye'de yaşıyorum ve bugün kendimi biraznostaljinin eline bırakmak istiyorum. Ancak İstanbul'dayaşayanlar bu kentirıin nostaljinin düşmanı olduğunu çokiyi bilirler. Bu şehirde yaşayıp da değişikliği ya dadeğişikliğin biçimini inkar etmek isteyenler hemenkendilerini bunu yapamaz halde bulurlar. Ben İstanbul'ailk geldiğimde nüfusu bir milyonu sadece biraz aşmıştı.Bu bina, bu binanın etrafındaki semtler yoktu o zaman.Burası ağaçlık bir yerdi, babam buranın ne kadar yeşilbir yer olduğunu söylemişti. Yeşilliklerin arasında babamın

Page 118: Kongre Sponsorları - Anasayfa › sites › 1 › upload › files › 6_sanayi_kongresi...Kongre Sponsorları AKBANK Oturum Sponsorları ~ BORÇELiK e CEm OFSEr mat b_acılık sanayii

kullandığı arabayla giderken bir tabela görmüştük ve tamda o tabelanın olduğu yer bugün finans merkezi olanMaslak'tı.

Buradaki konuşmacıların çoğu İstanbul'da yaşayan vedeğişimin ne kadar baskın olduğunu ve ne kadar güzelşeyler öğretebileceğini ortaya koymaktadır. Biz acabadeğişikliği nasıl yöneteceğiz? Değişiklikten nasılfaydalanacağız, ona nasıl uyum göstereceğiz ki Türkiye'ninsahip olması gereken beceriler değişimle aynı hizayagelebilsin? Hiçbirimizin tahmin ederneyeceği değişikliklerde yaşanacak. Örneğin, toplu taşımacılığın yaygın olarakkullanılmamasından dolayı inanılmaz bir trafik sorunuyaşanıyor ve eğer şehrin kalmasını istiyorsak bu ve benzeridurumları değiştirmemiz gerekecektir. Acaba iş dünyasıaçısından İstanbul'da ve genel anlamda Türkiye'de nelerolduğuna biraz değinmek istiyorum. Kamuoyunun nasıldeğiştiğini göstermek için kendi sektörümden debahsedeceğim çünkü bizim esas sorumluluğumuzkamuoyunu gözlemlemek ve bu noktada insanlarınzorluklarla nasıl mücadele ettiklerinden de bahsedeceğim.

Gazetede işteki ilk günümden söz etmek istiyorum. Yenibir dönemin başlangıcı olan ı989 yılının başlarıydı. BerlinDuvarı yıkılmadan hemen önceydi; öyle bir zamandı kiTürkiye'de yanınızda 1 dolar bile taşıyamıyordunuz. Türkekonomisinin henüz çok fazla açılmadığı, küreselleşmeninrüzgarina henüz kapılmadığı dönemlerdi ama bir yandanda büyük dönüşüme girmenin de arifesindeydi Türkiye.İşteki ilk günüme dönecek olursak, bu İngilizce çıkan birgazeteydi ve Sabah gazetesinin bir eki niteliğinde çıkıyordu.Başlangıçta çok da fazla bir iş planı yoktu. Aslındagazetelerin yayın hayatlarına girerken bir tiraj hedefleriolur, çünkü belli bir tiraja ulaşmazsanız o gazete ölür amabu gazetenin öyle hedefleri yoktu.

Türkiye ilk geldiğim yıllarda uzun dönem akademiysenolarak çalışmıştım ve yaşamım hep olgulara dayanıyordu.Mesela bu şehrin nüfusunun 10 yılda bir iki katına çıkacağınıdüşünüyordum. Aslında ben o dönemde bu şehrin hem işyaşamına hem de özel yaşamına hakim olan bir kültürolduğunu düşünüyordum. Burada kastettiğim devlet vedevlet düzenlemelerine karşı oluşturulan tutumdur.Gecekonduların ortaya çıktığı dönemi hatırlarsınız. Şehregöç ediyorsunuz ve burada bir araziye gidip orada önceevinizin ilk katını belki sonra ikinci ve üçüncü katlarınıçıkıyorsunuz. Nihayetinde, 'evet ben bu evi yasadışı yollarlainşa ettim ama belki bir şekilde ruhsatını, imar iznini alırım,daha sonra onu satarım ve birisi oraya 20 katlı bir binadiker, ben de 20 katlı bir apartman sahibi olurum,' diyedüşünülüyordu.

Akademisyenlik yaparken soyut çalışıyordum amagazetecilik yaptığım dönemde çok somut bir şekilde bunugördüm çünkü aslında gazetenin çalıştığı bina da biranlamda gecekondu işletmesiydi. Burada kastettiğimBüyükşehir Belediyesi'nden tapu alma meselesi değil amaörneğin devlet kuruluşlarından reklam alma şeklindeyapılıyordu bu.

Gazetenin ön sayfasında Etibank'ın reklamı olurdu hep,çünkü devlet böyle bir gazete üzerinde etki yaratmaya,hükümetle gazete arasında bir bağ kurmaya çalışıyordu.Bir gün gazeteyle hükümetin arası bozuldu ve Etibank'tanreklamlar gelmemeye başladı. O dönemde nelerin olupbiteceğini öngörüyordum ve bir başka gazete için, Güneşgazetesi için çalışmaya başlamıştım. Gazetenin sahibiAsil Nadir'di ve gazeteyi kurma amacı da hükümetlearasında bir takım ilişkiler kurmaktı, bildiğiniz gibi kendisihüküm giydi ve şu anda kaçıyor. Türk basınında ilk üçdeneyimimi sizlerle özellikle paylaşmak istedim. Birincipatronum tutuklandı, ikincisi hüküm giydi ama kaçıyor,üçüncüsü de uzun süre yargılandı. O sadece Etibank'tanreklam almayı değil Etibank'ın kendisini istiyordu. Sabahgrubu Etibank'ı satın aldı ve banka yaklaşık ımilyardolar borçla battı.

Ticaret ve hükümet arasındaki sembiyotik ilişkininanlaşılması gerekir. Bu masanın altında bir ilişkidir vegazeteler bu gibi durumlarda gerçeğin sadece bir kısmınıyazarlar. Dolayısıyla toplum engellenemez krizlere karşıyeterli donanıma sahip olamaz. Bunun en büyüknedenlerinden biri bu şehrin nüfusunun 1 milyondan 12milyona çıkmasıdır. Ben burada Türk toplumununoluşmasına tanık oldum. Bir toplumun şu ya da bu şekildesiyasi araçlarla yönetilmesi gerekiyor ve bunun yakıtı dauygulamayla ilgilidir. 2001 yılına ilişkin çoğumuzun çokacı hatıraları var. O dönemde bu siyasi makinenin yakıtıbitti ve bu kültür ortamında bir nesil siyasetçi hiç kopmazzannederek oturdukları dalı kestiler ama en nihayetindebu dal koptu. Bu dinamiği anlamak büyük önemtaşımaktadır .

Siyasalortamı sağ ve sol diye ayırıyoruz ve buradakiA vrupa siyasetinde olduğu gibi bir yelpaze değil.Avrupa'da devletle olan ilişkiler dediğimizde, devletingünlük, rutin, iktisadi olaylarla ne kadar dahilolduğu,makro düzeyde neler yaptığıyla ilgilidir. Gelenekselolarak sağa baktığımızda, devletin çok daha pasif bir rolüolsun ister, sol ise daha aktif rol oynamasından yanadır.Ancak hepinizin bildiği gibi bu farklılıklar da yavaş yavaşortadan kalkmaktadır. Örneğin Amerika Başkanı kültürelolarak her ne kadar sağ kanatta olsa da farklıdavranmaktadır. Ancak sağ ve sol arasındaki bu ayrımTürkiye'de çok da fazla değişim göstermemiştir, çünküsiyasi partiler aslında hep devletle iş dünyası arasındakiyakın ilişkiye dayanmıştır, dolayısıyla Avrupa siyasetindeolan ayrım Türk siyasetinde çok fazla gözlemlenmemiştir.

Yakın zamanda Türk toplumuna ilişkin bir çalışmayapılmıştır. Bunun sonuçlarına göre artık çoğu insankendisini orta sınıf olarak nitelendirmektedir, araştırmayakatılanların %2S'i eğer çok çalışıp para biriktirebilirlerseileride refaha kavuşabileceğine ve politik açıdan etkiliolabileceklerine inanmaktadır. İnsanlar oyunun kurallarınınkendi içlerinde belirlendiğini düşünmektedirler. İnsanlarartık 2001 krizinden öncekinden daha düzenli bir evrendeyaşadıkları düşüncesine nasıl kapılmıştır? Türkiye'demoralotoritesi iki garip kaynaktan gelmektedir: IMF ve

Page 119: Kongre Sponsorları - Anasayfa › sites › 1 › upload › files › 6_sanayi_kongresi...Kongre Sponsorları AKBANK Oturum Sponsorları ~ BORÇELiK e CEm OFSEr mat b_acılık sanayii

AB. Bunlar sizin de bildiğiniz gibi kendilerini Türkekonomisinin çapası gibi görmektedirler. 2002 yılındaseçilen hükümetin işi bir anlamda kolaydı çünkü ekonomikpolitika Washington'da IMF tarafından ve dış ilişkilerpolitikası da Brüksel'de AB tarafından belirlenmişti ve tekyapmaları gereken çok fazla hata yapmamaktı. Bunu dabaşarmışlar ve hatta tekrar seçilmişlerdir.

Ama şimdi hükümet, kendisini bu evrende biraz yalnızkalmış gibi hissetmektedir. Peki neden? çünkü dünyadabazı koşullar var ve buna mukabil AB 'nin ve IMFninverdiği bir takım teşvikler var. Tabii bu teşvikler, bukuralların hakim olduğu bir evren için verilmekteydi amaartık bu koşullardan biri ortadan kalkmaya başlamıştır.

Eskiden Türkiye'ye 'şunu şöyle yap, bunu böyle yap,böylelikle pazarlık ve müzakere yapabilirsin ve şunlarışunları yaparsan bir gün bu müzakereler tam üyeliklesonuçlanacak' deniliyordu. Bu noktada Türkiye'nin üyeolmayı gerçekten isteyip istemediği de sorulabilir. Benmesela kimi zaman Türkiye'nin çok da fazla üye olmakistemediğini düşünüyorum çünkü üyeliğin avantajları daartık azalmaya başlamıştır ve üye olduktan sonra işin zorkısımlarını üstlenmeniz gerekir. Çok fazla müktesebat,çevreyle ilgili uyulması gereken çok fazla kural, sosyalkonularla ilgili çok sayıda fasıl ya da tarım politikası varve bunlar yapılması çok daha zor şeylerdir. Böyle bileolsa Türkiye kendisini evrende biraz yalnız hissetmiştir,çünkü Türkiye'nin koşulsallığı biraz zayıflamayabaşlamıştır. Avrupa Türkiye'nin üyeliğiyle ilgili olarakçok daha az coşku duymaya başlamıştır.

Türkiye'de son yıllarda 'kötü bir ulusalcılık' görülmeyebaşlamıştır. Buna savunmacı ulusalcılık da denebiliraslında çünkü bu, Türkiye'nin çıkarlarının değil içtengelen tepkilerin yönlendirdiği bir ulusalcılıktır. Budönemde Türkiye'nin en büyük siyasi projesi egemenlikiçin müzakere etmektir ama AB'de sorumluluk, egemenlikgibi her şeyi paylaşmaktasınız ve bu Avrupa'nınkoşulsallığıdır. Avrupalı siyasetçiler, 'şunları şunlarıyapmanız gerekir ama bunu isteyen Brüksel' dediğinde,her şeyi yapan ve söyleyen, siyasetçilerin de bir şekildebir takım tedbirler alması gerektiğini söyleyen Brükselgibi duruyor. Bu durumda Türkiye'de kamuoyunun aklıkarışmaya başlamıştır. Müzakereler devam etmekte amaacaba biz bunu egemenlik için mi yapıyoruz yoksa Türklükhissimizi, anlayışımızı mı korumaya çalışıyoruz, gibisoru işaretleri oluşmaktadır.

Türkiye'ye ilk geldiğim dönemlerde bu Türklük hissi, busınır o kadar sıkıydı ki para biriminin kendisi bilekorunuyordu. Türkiye'nin uyum sağlaması gereken şeyaslında bir projeydi ve bu nedenle çok daha fazla kafakarışıklığı oluşmuştur. Avrupa'da çok fazla Türk var veburada artık 3., 4. nesil söz konusudur. Almanya'da,Brüksel ve Belçika'da ayrı ayrı etnik bir Türk nüfusuyaşamaktadır. Sonuç olarak, bu aslında Türkiye'nin AB'yegirişinin bir öncüsü niteliğindedir. Ancak günümüzAvrupası'nda bu nüfusa biraz şüpheyle bakılmakta, bir

zorlayıcılık olarak görülmektedir çünkü 27 ülkeyigenelleştirdiğimiz zaman, en büyük sorunlarından birtanesi göç eden nüfus ve bunun getirdiği hususlardır.Göçle gelen bu nüfusa sadece iş bulmak değil sorunçünkü bu kişiler aynı zamanda ekonomiye değer katanbir topluluk olarak değerlendirilmektedir. Burada esaszorlayıcı konu çok kültürlülüktür ve Türkiye bu mozaiğinyalnızca bir parçasıdır.

Bu noktada Türkiye'nin kendi ülkesindeki çeşitliliğebakrnası gerekir, böylece Avrupa için sorunun ne olduğunudaha iyi anlayabilecektir. Kültürel ve etnik çeşitliliğehoşgörüyle bakan bir ülke olma yolunda iyi bir adımolabilir bu, çünkü çok fazla olmasa da bunun aksinigösteren olaylar da yaşanmaktadır. Örneğin bu yıl Ermenibir gazetecinin, Hrant Dink'in öldürülmesi Türkiye'niniki yönünü göstermektedir. Bir tarafta birçok kişininbeklentilerini de aşan dayanışma yürüyüşleri yapıldı, birtarafta da sadece etnik ve dini kimliğinden dolayı birkişinin öldürülmesi. Bu durum kamuoyunda da bir miktarşaşkınlığa neden olmuştur. Bazıları kültürel ve etnikçeşitlilik karşısında çok hoşgörülü olduğunu ortayakoyarken, bazıları da suiskastı gerçekleştiren kişiyikahraman yapmıştır. Bu olayın dışında, bir Alman ve ikiTürk misyoner oldukları gerekçesiyle Malatya'daöldürülmüştür. Bu misyonerlerin aslında orada yaptıklarıhiçbir şey yoktu, onlar başkalarının dinlerinideğiştirmelerini sağlama çabası içinde değillerdi,dolayısıyla onların be nedenle öldürüldüklerininsöylenmesi bana pek ikna edici görünmüyor.

Bence Türkiye bu noktada gerçekten Avrupalı olmakisteyip istemediğine karar vermek durumundadır. Avrupalıolmanın ne anlama geldiğini ve Avrupa'nın çok kültürlüdoğasını anlaması gerekmektedir. Brüksel'de İstanbulMerkezi açılmıştır ve bu merkezin amacı tamamen TürkToplumu'nu, İstanbul Toplumu'nu tanıtmaktır ve bu sivilbir girişimdir. Böyle bir girişimin çok sayıda kişi tarafındandestekleneceği görüşündeyim.

Nurşen Numanoğlu

Sayın Finkel küreselleşmeye, kendi gözlemlerine,algılarına ve değerlendirmelerine dayanarak farklı biraçıdan baktı. Bence küreselleşmenin kültürel etkileri,politikayı belirleyen aktörler ya da aktörlerin politikaylaetkileşim anlamında oldukça ilginç örnekler verdi.

Prof. Dr. Çelik KurtoğluDEiK Türk - Güneydoğu Avrupa iş Konsey/eri Başkanı

Ben Dış Ekonomik İlişkiler Konseyi ile olan ilişkimnedeniyle bu kongreye davet edildim. İlişkim halen devametmekle birlikte şu anda birinci sorumluluğum TEMAVakfı Başkanlığı'dır. Çevre ve enerji konuları gündemegelince tabii ben ilk önce bu sorumluluğumla bağlantılarkuruyorum.

Tartışmak istediğim konular sürdürülebilir rekabet gücü,piyasa kalitesi ve şirket stratejileridir. Politikacılar olarak,

Page 120: Kongre Sponsorları - Anasayfa › sites › 1 › upload › files › 6_sanayi_kongresi...Kongre Sponsorları AKBANK Oturum Sponsorları ~ BORÇELiK e CEm OFSEr mat b_acılık sanayii

iş adamları olarak, araştırmacılar, danışmanlar olarakamacımız rekabet gücünü sağlamak ve bununsürdürülebilirliği için gerekli politikaları konuşmak,hazırlamaktır. Sürdürülebilir rekabet gücünün arkasındakiesas ikietkenden biri saydam piyasalardır. İktisat teorisindepiyasaların saydam olduğu öğretilir, analizin temelindebu varsayım yatar; acaba oluşan fiyatlardan, makineninkapasitesinden, mühendisin bilgi düzeyine kadarduyduğumuz, gördüğümüz bilgi gerçeği yansıtmaktamıdır? Piyasalar gerçekten saydam mıdır? Piyasanın vebilginin mükemmeliyet derecesi nedir? Bununla bağlantılıkamu politikaları ne durumdadır?

AB'deki tek pazar çalışmalarından söz edildi. Bana kalırsatek pazar, AB'nin en önemli konusudur, çünkü başarısıbuna bağlıdır. İkinci etkense, günümüzde teknolojininherkes tarafından ulaşılabilen bir faktör olmasıdır. Bilgi,süreç vs. anlamında teknolojiye laboratuarlarda,kütüphanede ulaşmanız mümkün, önemli olan neyapacağınızı, ulaştığımız teknolojiyi hangi amaçlakullanacağımızı bilmektir. Teknolojiyle ne yapacağız,onu nerede arıyoruz, teknolojinin kullanımında değişik,"aykırı" düşünebiliyor muyuz vs. hususunda çeşitliyaklaşımlar söz konusudur.

Evet teknoloji herkes tarafından ulaşılabilen bir faktördürama teknoloji yapmak yatırımla mümkündür. Nasıl kibilet almadan piyango çıkmıyorsa, Ar-Ge yapmadan dateknolojiyi yaratmak mümkün değildir. Üstelik ARGEyapmadan doğru teknikleri bulmak, onları yerindekullanmak ta mümkün değildir.

Tartışmayı şu sorular etrafında sürdürmek istiyorum.Küreselleşme ile uluslararası şirketlerin stratejileritamamlayıcı mı?Küreselleşmeyi belirleyen haberleşme mi, yeni finanskolaylıkları mı?Şirketlerin değer zincirinin neresinde yer alacağınıüretim süreci mi belirliyor?Bir şirket tek başına rekabet gücünü belirleyebilir mi?Bir hükümet tek başına rekabet gücünü belirleyebilirmi?Kimin rekabet gücü?Hangi politikalar?

Şirketlerin, değer zincirinin neresinde yer alacağınınbelirlenmesinde üretim zincirinin önemli roloynadığınıdüşünüyorum.

Ülke uygulamaların bakacak olursak, şu tespitlerdebulunabiliriz:• İleri sanayi ülkelerinin hükümetleri teknoloji geliştirme

sürecini bire bir desteklemektedir. Hükümetlerinkendileri, örneğin İngiliz hükümeti, Fransız hükümetiteknolojiyi geliştirmek için kendi ülkelerindekiçalışmalara ek olarak, ABD'de ve diğer ülkelerde ARGEçalışmaları için çok ciddi fonlar yatırmaktadırlar.Bunların her birinde serbest piyasa ekonomisibulunmaktadır, hükümetler piyasanın ve şirketlerinrekabet gücünü yükseltmek üzere vergi mükellefinin

parasını yarın o vergi mükellefine refah sağlayacakdoğrultuda harcamaktadırlar.

• Akıllı ülkeler - demek ki akıllı olmayanlar ve daha azakıllı olanlar da var - imkanları sınırlı da olsa bilinçlipolitikalarla kendi teknoloji nişlerini yaratıyor.1990'ların ortasında, Finlandiya çok ağır bir ekonomikkriz yaşamaktaydı. Bu dönemde Finlandiya Başbakanı,Finlandiya Bilimsel Teknik Araştırma KuruluBaşkanı'nı davet ederek ve ona teknoloji geliştirmeçalışmalarında kullanılmak üzere çok ciddi bir bütçetahsis etmişti. Sonuç Nokia ve Nokia ile bağlantılıolarak gördüğümüz diğer ileri teknoloji ürünleridir.Bugün Finlandiya'da Helsinki'den Hindistan'ınMumbai'sine, eski adıyla Bombay'a günde beş uçakseferi yapılmaktadır. Bir anlamda bir hava köprüsükurulmuştur. Finlandiya'da yaratılan bir bilginin,Hindistan'da belki oradakilerin beşte biri ücretle çalışanmühendis ve teknisyenlerce geliştirilmesinigörmekteyiz.

• Sürecin başlangıcı parayı nereye bağlayacağınızıbilmektir. Benim yaşımdakiler 1983'te Güney Kore'ninnerede bizim nerede olduğumuzu anımsayacaktır.Güney Kore akıllı yönetildiği için bu duruma gelmesinibecerebilmiştir. 1983 yılında araştırma yaparkenSeul'e gittim, bir teknoloji fuarın gezdim. Samsungşirketine ait pavyonun önünde kelimenin tam anlamıylaneredeyse yedi aylıktan doksanyedi yaşına kadarinsanların sıralandığı upuzun bir kuyruk vardı. Hepsiorada ilk defa sergilenen, Samsung'un yaptığı 64 KRMdiski sergilemek için bekliyormuş. Ve işte bugününGüney Koresi.

• Çin Komünist Partisi, bütün Çin rekabet gücününarkasındadır. Bugün Çin'de herhangi bir buluşyapılmamaktadır. Çin'deki tek buluş faizi, döviz kurunu,işçi ücretlerini merkezden belirlemektir. Bu yönetimşekli ciddi sui istimalolasılıklarını bünyesindebulundurur. Ama Çin'de sui istimale kalkışanyöneticinin bunun bedelini hemen canı ile ödediğinigösteren örnekler pek çoktur.

• Komünist Partisi bunu, buradaki 7-8 serbest bölgeimkanlarıyla kıtanın geri kalanında kalan 1 milyarınüzerindeki insana iş yaratmak için yapmaktadır? ÇinKomünist Partisi'nin çok ciddi bir sosyal sorunu var,bu insanlara aş ve iş sağlaması gerekir, onun için tümbu yapay fiyatları belirlemektedir. Bunun ne kadarsüreceği o dönüşümü yapma hünerine bağlıdır. BugünABD'de vs. çok ciddi matematik, fizik vs. eğitimigören uçaklar dolusu Çin'li, ülkelerine dönüp Çin'deBatılı şirketlerin açtıkları laboratuarlarda çalışmak içinbaşvurmaktadırlar. Eskiden herkesin tüylerinin dikendiken olduğu kızıl Mao'nun Çin'i, o Mao öğretisiyleböyle bir noktaya gelmiş durumdadır. Çin yönetimiartık kedinin rengi ile değil fare tutmasıyla ilgilidir.

• Türkiye'de uzun süren yüksek enflasyon, piyasanınkalitesini bozmuştur. Bugün ne gördüğümüz dövizkuru, ne de faiz oranları doğrudur. Dolaylı olarak neişçi ücretlerimiz, ne vitrinlerde gördüğümüz mallarınfiyatları doğrudur. Halil çoğumuzu dilinde 'milyonlar'var ve bu hepimizde bir algılama sorunu yaratmaktadır.

Page 121: Kongre Sponsorları - Anasayfa › sites › 1 › upload › files › 6_sanayi_kongresi...Kongre Sponsorları AKBANK Oturum Sponsorları ~ BORÇELiK e CEm OFSEr mat b_acılık sanayii

Kararlanmızı alırken gördüğümüz parametreler doğrupiyasa sinyallerine yol açmamaktadır.

• Yıllarca yanlışlara yol açan müdahalelerden sonrabenimsenen "serbest piyasa", sanayi politikasıkavramını tabu haline getirmiştir çünkü eskiden yapılanyanlışları akla getirmektedir.

• Şirketlerin teknolojik gelişme doğrultusunda bir yandanbelirsizliklerden olanak ölçüsünde arındırılması, diğeryandan Ar-Ge desteğine ve rehberliğe ihtiyacı önemliboyuttadır. Burada bahsedilen rehberlik, doğrudandoğruya ilgili Bakan'ın veya belirli bir kamukuruluşunun değil, karmaşık ulusal, uluslararası,sektörel veriler ışığında tasarlanıp kurgulanacakpolitikaların rehberliğidir.

Türkiye'de sanayi politikası ve serbest piyasa ekonomisineilişkin şu hususlar üzerinde durmak istiyorum.

Makro denge önceliği ve "kriz korkusu" ile güçlü YTLbir yandan sanayinin daha yüksek katma değerli alanlarayönelmesine yardım ederken, diğer yandan dövizkuru, faiz oranı gibi diğer göstergeler Türkiye'de"sanayi içi", yani aynı sektörde çalışan şirketlerarasındaki ticareti zayıflatmıştır. Bu şirketlerin, üretim,kapasite, fiyatlama göstergeleri, tedarikçi veya müşteriolarak sağlıklı işaret vermemektedir. Bir aşka deyişlepiyasanın etkinliği zayıflamıştır.Türk şirketleri birbirlerinden çok yurtdışındakişirketlerle alışveriş ilişkisi içindedir ve bu bağımsızbir şekilde sürdürülebilir rekabet gücü geliştirmeleriniengellemektedir. Benim sunumumun ana tezi de iştebudur.

Küreselleşme açısından, AB ile ilişkilerimize şirketlerplanında bakacak olursak, şirketlerimizin geldiği noktaGümrük Birliği'nin çok ötesindedir. Bugün Türk şirketleriTürkiye'deki tedarikçilerinden çok Avrupa'daki vedünyanın diğer yerlerindeki tedarikçileri ve müşterileriyleilişki içindedir. Türkiye'deki imalatçımız kendikomşusunda ne olduğuyla ilgili değildir.

Avrupa Sanayiciler Yuvarlak Masası (ERT), Avrupa'dakien büyük sanayi şirketinin başkanlarının davetle üyeoldukları bir demektir. 47 üyesi bulunmaktadır,Türkiye'den de Eczacıbaşı Grubu'nun Başkanı ERTninüyesidir. ERT bu yıl bir araştırma yapmıştır. ERT üyelerinitoplamda 6,5 milyon insan çalıştırmakta, 400 milyar avromertebesinde katma değer üretmektedirler. Buaraştırmanın amacı bu büyük şirketlerin Avrupa'dakikatma değer üretimine olan katkısını tespit etmektir.

Elde edilen sonuçlar, aşağıdaki görüntülerdeaçıklanmaktadır. (Şekil 1-2-3-4)

AB'de Şirketler Tarafından Yaratılan İstihdamın Bölünüşü

AB Genelinde istihdamın %41'i imalatta çalışanlardan, %28'iprofesyonel ve teknik kişilerden oluşmakta

ERT şirketlerinde profesyonel ve teknik kişilerin oranı %36,imalatta çalışanların payı ise %34.

ERT şirketlerinde düz işçilerin payı %4 iken, bu AB genelinde%10 luk paya sahip

Şekil 1

ERT Şirketlerinin AB'de İstihdama Doğrudan ve Dolayh Katkısı

ERT şirketlerinin sağladıkları 6.6 milyon istihdamın 2.6milyonu bu şirketlerde çalışanlardan oluşuyor

ERT şirketlerinin tedarik ilişkisi yoluyla neden olduklarıistihdam 2.9 milyonla doğrudan istihdamdan daha büyük

Doğrudan ve dolaylı istihdam ın yol açtığı tüketim yoluylayaratılan istihdam ise 1.1 milyon kişi

Şekil ı

ERT Şirketlerinin Yol Açtıkları Dolayh İstihdamın bölünüşü

İstihdamın %46'sını oluşturan tedariklerin yarıdan fazlasıenerji, hammadde ve çeşitli parçalardan oluşuyor

Tedariklerin üçte biri taşımacılık, haberleşme de dahilolmaküzere hizmetlerden meydana geliyor

Sermaye malı ve entellektüel sermaye alımları toplamın%14'üne eş

Şekil 3

AB Genelinde yapılan ARGE'nin %14'ü ERT şirketleri tarafındanüstleniliyor

ERT Şirketlerinin Rekabet Artışına İmkan veren ARGE FaaliyetineKatkısı

AB'de iş aleminin yaptığı ARGE faaliyetinin %23'ü ERT firmalarınaait

ERT ARGE çalışanlan AB araştırmacılannın %28'ini oluşturuyor

Şekil 4

Page 122: Kongre Sponsorları - Anasayfa › sites › 1 › upload › files › 6_sanayi_kongresi...Kongre Sponsorları AKBANK Oturum Sponsorları ~ BORÇELiK e CEm OFSEr mat b_acılık sanayii

Burada çok yoğun bir piyasa içi ilişki olduğunu görüyoruzki sürdürülebilir rekabete ulaşmak için bu gereklidir. ERTtarafından yapılan ve AB 'de Komisyon'a sunulan buçalışma sonucunda, tek pazarın mükemmelliği vekaçınılmazlığı ile bunun AB 'nin en önemli sermayesiolduğu tespit edilmiştir. Ne zaman ki bu tedarikçiler ilenihai şirketler arasındaki ilişkiler üzerindeki suni yüklerortadan kalkar, işlem maliyetleri yani doğrudan doğruyaüretimle ilgili olmayan maliyetler sıfırlanır ya da sıfırayaklaştırılır, o zaman rekabet gücü çok daha ciddi noktalaragelir. Birinci bulgu budur ve zaten AB 'yi AB yapan veönünü açacak olan tespit de budur.

Evvelki yıl, ERTnin çalışmasından bir yıl önce yine ERTbağlantılı olarak bu kez Türkiye'de bir çalışma yaptık.Bu çalışmayı yaparken sorduğumuz soru şuydu:Türkiye'deki yatırımları artırmak için, ve yerli-yabancışirketlerin katma değerleri yükseltmek için eksik olannedir? Bildiğimiz eksikler nedir, daha üstüne ne yapmamızlazım?

Bu ERT şirketlerinden 16 tanesi Türkiye'de de faaliyetgöstermektedir. Bu şirketlerle 3 aya yakın bir süre mülakatyaptık, bunun yanında konuları itibariyle bu şirketlerebenzeyen yani aynı zorluklarla baş etmek zorunda kalan20'yi aşkın şirketin üst düzeyleriyle görüştük.

Aşağıdaki grafikte yer alan ve 1980')i yıllarda MichaelPorter'ın gündeme getirdiği değer zincirinden yola çıktık.(Şekil 5)

Türkiye'de Şirketlerin Değer Zincirinden Yola Çıkılarak RekabetPerformansının Belirleyicileri

QI,.......-ı-n'-.-.tm-.-n'-ı-en-"-.p-'.-n.-u'-sh-IP-......,.fduCltlOn syıum iAcıd.ml.

.Ubour mlrk,t (.kllled iun'kHl'd, Iıbour coct.flexlblllly)

-LeQ'llfımework(bureıucrıcy, lPR,competmon, tn,permiKlOn., control)

-Fln,nce (venture e,pltll,lnvestment upltll, workingcapltıl, Interest "teı)

·ınfrııtructure ,,,,lIabllltv,nd (OıU: (lındı transport,,n.rgy, communlcıtton)

.RJw m,terl'l. Ivlll,bU/ty.nd coıts (en.,gy. metalı,,grlcultur. producu:,bk)CUVI,.lty, etc.)

.Tr.de 'greements

.Non·Mlrkıt P,rameter.(poIlUc.1''''blllly, .. cu~ly,.otl'l Itruetur .. )

-we-eteree Qu.llty-Technology i ıer-R&O

~ Jl'roductıvltylL--9'" Value Add

Competltlven ...Grewth

-Knowledge; -Innov.l:lon

~5 .R •• chıng Mirk ...ol ~'-- ---'

-Market growth..,..11:::::==== -em,.ı.yment"'iiiiii -Tu revenueı

-Incentlveı

Şekil 5

Türkiye'deki bu şirketlerin değer zincırının bazıhalkalarında faaloldukları varsayımında bulunduk. Yerliveya yabancı bu şirketlerin değer zincirinin diğerhalkalarında da faalolmaları için ne gerekir, diye sorduk.Önce bir değer zinciri boyunca şirketlerin fotoğrafınıçektik ve diğer halkalara geçmek için neye ihtiyaçlarınısorduk. Bu grafikte sol tarafta gördüklerimiz, Enablerdenilen imkan sağlayıcı1ar, yani eğitim sistemi, iş piyasası,hukuki altyapı, finansman, altyapı, hammadde, ticarianlaşmalar, siyasi istikrar gibi piyasa dışı engeller veteşviklerdir. Bunlar, rekabet gücüne imkan verenunsurlardır.

Yaptığımız görüşmelerde, bütün fırmalar eğitim sisteminin,risk sermayesinden yatırım sermayesine ve işletmesermayesine kadar finansmanın ve ulaştırma, haberleşme,enerjinin de dahilolduğu altyapının çok ciddi sorunkaynakları olduğunu ifade etmişlerdir. Bunlar, değer zinciriiçindeki diğer halkalara sirayet etmemizi önleyen temelsorunlarımızdır. Eğer bunlar giderilirse, yatırım yapmaimkarn doğacaktır, işgücünün kalitesi değişecektir, teknolojigelişebilecektir, Ar-Ge kolaylaşacaktır, bilgi artacaktır,buluşun önü açılacaktır ve piyasalara girmemiz imkandahilinde olacaktır. Burada bir döngü söz konusudur.Yatırımın artması halinde, verimlilik artmakta, rekabetgücü büyümekte, piyasa büyümekte, istihdam ve vergidenelde edilen gelirler artmaktadır. Daha sonra tüm bunlar,imkan sağlayıcıları güçlendirmekte, onları takviyeetmektedir.

Aşağıdaki grafik, biraz önce bahsettiğim grafiğin arkaplanıdır. (Şekil 6)

Şekil 6

Görüştüğümüz kişilere sorunları, ilişkileri nasılalgıladıklarını, burada sıraladıklarımızın etkileşmeilişkilerinin neler olduğunu sorduk. Burada gördüğümüztablo bilmediğimiz bir tablo değildir.

Yatay eksende en az gelişmiş ülkeler, gelişmekte olanlarve gelişmiş ülkeler yer almaktadır. Yükte hafif, paradaağır ürünleri elde edenlerin gelişmiş ülkeler olduğunugörüyoruz. Bunlar nanoteknolojiden, yazılıma vebilgisayara kadar uzanan en sağdaki elipsin içindekiürünleri üretmektedirler. Bizim gibi gelişmekte olanülkeler de ilaç, otomotiv, kumaş üretip elbise dikmek,demir-çelikle uğraşmak, çimento üretmek gibi yükte ağırpahada ise o kadar ağır olmayan bir takım ürünlerüretmektedirler ve bunlar da grafikte oradaki elipslegösterilmiştir. Bunların yer aldığı yer, kilogram başınaasgari teknolojinin, asgari Ar-Ge'nin yapıldığı alanlardır.Az gelişmiş ülkelerse, çok yük taşıyıp düşük rekabet gücüaz olan değerler yaratmaktadırlar. Engeller ortadankaldırılıp imkan vericilerin önü açılırsa, ülkeler değeriyüksek hafif mallar üretebileceklerdir. (Şekil 7)

Page 123: Kongre Sponsorları - Anasayfa › sites › 1 › upload › files › 6_sanayi_kongresi...Kongre Sponsorları AKBANK Oturum Sponsorları ~ BORÇELiK e CEm OFSEr mat b_acılık sanayii

Çeşitli Endüstrilerin "ARGE'de Ağır Yükte Hafifliğe" Göre Kümelenmesi

S!kg

Loss t>ove"'-,oped--Dove-'-OP-'''''---Oov-o'-''''''''-'-~':,:'ı~~merCountrles Countrlos r~trl81lsod

Counlrles

Az gelişmiş ülkeler çok yük taşıyıp düşük rekabet gücü ile az değer yaratıyorEngeller ortadan kaIdırilıpimkan vericilerin önü açılırsa ülkeler değeri yüksek "hafif "mallar" üretebiliyor.

Şekil 7

Sonuçları şu şekilde özetleyebiliriz:Piyasalar bilgi oluşumunu engelleyen eğilimlerden veetkenlerden arındırılmalıdır. Piyasanın bir piyasa gibiişlemesinin önü açılmalıdır. Gölgenin ortadankaldırılması, rekabet girmesi gerekir. Böylece firmalarbirbirleriyle çalışabilirler, içerideki piyasa büyür.Yaptığımız en önemli gözlem, ERT şirketleri de dahilolmak üzere görüştüğümüz firmaların hemen hepsi,Türk firmalarından ne alacaklarını bilmediklerini dilegetirmişlerdir. 1960, 1970'lerde Sanayi Bakanlığı'ndaithalatın önünü açan, ithalat rekabetine karşı kiminkorunacağına karar vermek için içeride ne üretildiğinisorgulayan bir ithalat rejimi vardı. Bugün Türkiye'dekiyerli-yabancı imalatçılar, Türkiye'nin çeşitli yerlerindekimden ne alabilecekleri sorusunun cevabınıbulamamaktadırlar.

• Dün bir sanayi envanteri eksiğinden söz edildi. Piyasaekonomilerinde sanayi envanteri yasayla, kitaplayapılabilecek bir şey değildir. O envanteri toplarsınızama daha matbaaya girineeye kadar o malzeme eskir.Bunu piyasayı saydamlaştırarak yapmak zorundasınız.Bu, daha öncede belirttiğim gibi, piyasadaki fiyatlarındoğru teşekkül etmesini sağlayarak mümkün olabilir.Fiyatların doğru olması gerekir, eğer i, i 9 YTL'dendolar alıyoruz diye gururlanırsak en büyük yanılgınıniçine girmiş oluruz çünkü gerçeğimiz bu değildir.Neredeyse iki yıl evvel içine girdiğimiz yüksek faiz,güçlü YTL sarmalından kurtulmamız, gerçeğe dahayakın fiyatlarla piyasayı sağlığına kavuşturmarnızgerekir.

• Bu yapıldığı takdirde işlem maliyetleri azalacaktır veher üreticinin karşılaştırmalı üstünlüğüne göre değerzincirine kendisini yerleştirmesi mümkün olacaktır.

• Türkiye'de rekabet gücünü beslernesi gerekirken onuadeta engelleyen etkenler ortadan kaldırılmalıdır.

Orhan BursalıCumhuriyet Gazetesi Bilim Teknik Dergisi Editörü

Son aylarda, haftalarda hatta günlerde Türk şirketlerindeve üniversitelerinde önemli başarılara imza atılmıştır.Örneğin bu haftaki Bilim ve Teknoloji Dergisi'nekoyduğumuz haberleri karıştırdım ve şunlarla karşılaştım:

• Türk Koyun Dolly, 3 tane daha geliyor.• Transjenik fare yapıldı ... Bu araştırmalar, çeşitli

hastalıklar vb açısından modeller oluşturmak ve deneyseltedavi vb geliştirmek açısından önemlidir.

• ODTÜ'de insansız uçak, Yepyeni Kızılötesi termalkameralar yapıldı ve bunlar özellikle savuma sanayiiiçin kullanılmaktadır.

• Teknoloji Ödülleri, Tesid Ödülleri ... Bunların her birininarkasında en az onar tane başarı ödülü saklıdır. Ayrıcaİngiltere'de teknoloji başarı ödülü almış Türk şirketiArtesis var.

• Yine ODTÜ'den ekranlara yepyeni bir polimer.• Öte yandan örneğin BİLKENT'de Nanoteknoloji

merkezlerimiz inşa edilmektedir.

Bu son bir aylık haberlere baktığımızda Türkiye sanki birteknoloji ülkesi gibi görülüyor, fakat AB ülkelerindeinovasyon durumlarını inceleyen 2006 tarihli bu grafik,Türkiye için aynı şeyi söylemiyor. Burada Türkiye hiçbirgrupta değildir, en altta solda yer almaktadır, hatta yatayeksene yani Genel İnovasyon Endeksine göre eksikonumdadır. Yenilikçi liderler arasında İsviçre, Finlandiya,Danimarka, Japonya gibi ülkeleri görüyoruz. Demek kibizim okuduğumuz haberler ve başarı öykülerine rağmen,Türkiye çapında sistematik bir Ar-Ge, bilim ve teknolojiüretimine dönüşmemiştir. Bu da bize Türkiye'de bilim veteknoloji politikalarının eksikliğini hatırlatıyor. (Şekil l )

Yenilikçilik, AB ve Türkiye

000

Avrupa Yenilikçilık Konumları, 2006

Şekil 1

Aşağıdaki grafikte i990'dan 2006 yılına kadar büyümeoranımızın inip çıkmakta olduğu görülmektedir. AyrıcaGSMH'nın kriz dönemlerinde inip çıktığı da ortadadır.Şu anda Türkiye'de ekonomi iyi durumda görüntüsüveriyor,. Şimdi kalkıp da beş yıl ve daha önceki yıllaraait önceki kriz durumlarını neden gündeme getirelim,denebilir. Ama geçmişe ne kadar derin bakarsak, geleceğede o kadar derin görebiliriz. Bizim bu economie yakıngeçmişimizi anlatan grafikte gördüğümüz tablonun biröyküsü var elbette. Türkiye 60 yılda 20 kez kriz yaşamıştır,dolayısıyla ortalama olarak 3 yılda bir IMF'nin yönetiminegirmişiz, Türkiye ekonomisi toplam 28 yıl kesintisizolarak IMFnin talimatları çerçevesinde yönetilmiş veson LOyıldır da (1998-2008) kesintisiz yine IMFninyönetimi söz konusu olmuştur. (Şekil 2)

Page 124: Kongre Sponsorları - Anasayfa › sites › 1 › upload › files › 6_sanayi_kongresi...Kongre Sponsorları AKBANK Oturum Sponsorları ~ BORÇELiK e CEm OFSEr mat b_acılık sanayii

İnişler ve Çıkışlar Ülkesi Türkiye ve Dünya

Aşağıdaki grafık iktisat tarihi araştırmacılanmızdan ŞevketPamuk tarafından Cumhuriyet Bilim ve TeknolojiDergisinin 140. sayısında yayınlanan makalesinde yer 30almıştır. Bu grafikte 1920-2025 arasında ülkelerin kişibaşına düşen GSYİH'ya göre ve Batı Avrupa ile ABD'ninyüzdesi olarak gelişme eğrileri gösterilmektedir. Enyukarıda Japonya yer almakta. Onun altında sırasıyla 0.1...--~ +r-1 ------'ı---.----ıGüney Avrupa ülkeleri ve Güney Kore geliyor. Burada 1980 1985 1990 1995 2000 2005Türkiye'nin durumunu gösteren, yatay beyaz çizgidir.Demek ki Türkiye ekonomik bakımdan genellikle hepyatay devam etmektedir. Elbette ki, krizleri, yükselişdönemleri vs. var ama toplam grafik içindeki yeri yatay Şekil 4

olarak nitelendirilebilecek bir konumda seyretmektedir.(Şekil 3)

GSMH, 145 milyar dolardan 400 milyara çıkll'"

Şekil 2

Bu krizler, yukarıdaki grafikleri ve inovasyon endeksinibir arada ele aldığımızda şöyle bir tablo ortaya çıkmakta,bu tablo Dünya Rekabet Endeksi'nce (IMD)yayınlanmıştır:

2003 2005 2007

Ekonomik başarım 50 44 53Siyasal Yönetişim Verimliliği 49 43 49İş verimliliği 36 24 37Altyapı 45 43 45

Türkiye, Dünya Rekabet Endeksi sıralamasına göre, 2007yılında 55 ülke arasında 48. sırada yer almaktadır, iki yılönce de ise 43. sıradaydık. Demek 2005'e göre bile 5 sıradaha geriledik.

Ekonomimizin yakıtı hep dışarıdan gelmektedir. Bununsonucunda, artan dış borç, sürekli ithalata dayalı bir büyüme,sürekli cari açık, ithalata dayalı ihracat ve ekonomik yapıoluşmuştur ve bütün bunlar şu veya bu bugün bir krize yolaçmaktadır. Bu yapıyı değiştirecek, Türkiye ekonomisinikriz üreten bir yapıdan kurtaracak bir önlem bugüne kadarhiç bir siyasi iktidarca alınmamıştır. Bugün de bu yapınınürettiği bir kriz korkusu oluşmuştur. Bugün en çokkonuşulan konulardan bir tanesi, acaba ne zaman bir krizkopacağıdır.

Şnı.. ..ıPamuk eBT ıt~cı

Şekil 3

Bu grafik size şunu anlatıyor: Dünya ekonomisi içindeülkeler farklı gelişme çizgisi gösteriyor. Gerideki ülkelerinöndekileri yakalaması ve hatta geçmesi normal ve doğaldır.Ülkeler isterlerse, kendi zayıf ve güçlü yönlerini dikkatealan bir kalkınma stratejisi izlerlerse, yazgılarınıdeğiştirebilirler.Burada yazgılarını değiştiren iki örnek ülkedenbahsedeceğim: Çin ve Finlandiya,

Çin Örneği'ne bakıldığında; II. Dünya Savaşı'ndan sonra,İtalya, İspanya, Güney Kore, İrlanda, Japonya, Finlandiya,Çin büyük bir gelişme göstermiştir. Bunlardan Çin, bugündünyada konuşulan ülkelerden önde gelenidir. Ekonomikperformansının 1978'den beri yılda ortalama %9-12 oranıarasında büyümesi onu dünyanın 6. büyük ekonomisihaline getirmiştir. Dış ticaret hacmi bakımından dünyada4. sırada yer almaktadır. Kişi başına düşen ortalama gelirise 1.000 dolardır.

Aşağıda Natura dergisinde yayınlanan Çin üzerine birkaçgrafik yer almaktadır. Görüldüğü gibi ithalat ve ihracatarasında her zaman bir fark olmuştur ve bu fark gittikçebüyümektedir. (Şekil 4-5)

Doğrudan Yabancı Yatırrm60,---------------------------,

1980'lerde IR mia $,2003'te toplam SOOmia $ '."un

Page 125: Kongre Sponsorları - Anasayfa › sites › 1 › upload › files › 6_sanayi_kongresi...Kongre Sponsorları AKBANK Oturum Sponsorları ~ BORÇELiK e CEm OFSEr mat b_acılık sanayii

. .Ihracat - Ithalat

OO.-------------------------------~Milyar $

00 r

300

OL_~~~~~~~------~1975 1980 1985 1990 1995 2000 2005

2002: 260 mia$; 2006: 800 mia$,(2008 hedef: i trilyon $)

Dünyanın 3. Büyük ithalatçısı (06) '","re

Şekil 5

Çin'de emek ucuzdur ve bunu şu bilgilerle açıklayabiliriz:• Türkiye'ye kıyasla 4-5 kat daha az kazanç• Ama, emek yılda ortalama %14, en düşüğü % 30 artıyor,

artık "süper ucuz" emekten bahsedemiyoruz ... Asgariücret: 70 avro

• Yıllık kazanç 2.000'de: 880 avro; 2006'da:1.974 avro• Meslek sahipleri için: 2235 avro; fabrika ve inşaatta

ücret artışı son iki yılda % 30-50 arasında gerçekleşti

Çin'in yüksek teknoloji ihracatı çok önemlidir ve bunuaşağıdaki verilerle açıklayabiliriz:• 2000: 30 milyar $• 2005: 220 milyar $• Toplam ihracattaki payı: %28!

Bu veriler Türkiye'nin yüksek teknolojideki yerini (yüzde5 civarında!) belirlemesi açısından dikkat çekicidir.

Çin, ekonomik yapısını düzenli olarak değiştirrnekte,yüksek teknolojik yapı giderek egemen olmaktadır. ÇinBilim ve Sanayi sitesinden aldığım aşağıdaki grafikteÇin 'in ileri teknoloji ürünleri ihracatının 2003 yılı itibariyleartıya geçtiği görülmektedir. (Şekil 6)

Yüksek Teknoloji İth-İhracat.~D#L lnu:ıorıs o:§:#! Balence

ıı~;;;USD 100 nulbon2500 2182 5

200016531\134

1500

L00:ı

500

·1174 ·981 -158 -895 -1289 .ISHi -1766 -1498 ·898·500

199S ı996 1997 ı998 ı999 200) 20J i 2002 2003 2004 2CXlS

: 1995 - 2005 (2004'te +)

Şekil 6

771

Yeni teknolojilere hız verilmiştir ve çok hızla yatırımyapılmaktadır. Örneğin sadece yeni kanser tedavilerigeliştirmek için kurulan bir enstitüde, 100 doktoralı 200

Çin şirketlerinin dış yatırımlarının da arttığını görüyoruz.Bu verilere bakacak olursak:

Ulusal şirketler 2006: 21 milyar $ (Mali 3,5)2006 sonunda: 5 bin Çin şirketi 170 ülkede LObindenfazla şirket kurmuş. Yabancı şirketleri satın almaktadır,örneğin IBM ...Afrika'daki madenierde hızla yayılmaktadır. Afrikaülkelerine karşı ucuz kredi verme politikası izliyor veAfrika'da önemli yer tutuyor. Bu durum AB ülkelerindegerçek bir telaş yaratmıştır.i.330 milyar avro rezervleri var, dolayısıyla yatırımimidnları fazladır.

Teknolojik Durum Endeksi'ne göre Çin'in durumu, ABDve Japonya ile karşılaştırmalı olarak aşağıdaki grafikteincelenmiştir. (Şekil 7).

Teknolojik Durum Endeksi100~---------------------------,908070605040302010

O

o ABD• Japon• Çin

1999 20031993 1996

Çin teknolojik durumunu LOyılda2 kattan fazla iyileştirdi ... ...ı. '"" .. T"h

Şekil 7

Çin'in Ar-Ge harcamaları durumuysa şöyledir. (Şekil 8)

ARGE Harcamaları

~3OO..-------------------------------~ H~ 250 1.-1~ ı.z ::~ 200

2000 200 i 2002YEAR

2005

2005: % 1,34; 2006 Üç kat; 2020 hedefi: % 2,5

" Araştırma harcamaları ekonomiden daha hızlıbüyüyor: 2003'te yüzde 19.6 arttı.

" Temel bilimsel araştırmalarında artış % 18,8.

Şekil 8

Ar-Ge elemanlarının %64'ü iş ve piyasada istihdamedilmektedir. Bu çok dikkat çekici bir veridir. Deneyselaraştırmalarda çalışan Ar-Ge elemanlarının sayısındakiyükseklik (yüzde 69,8) de dikkat çekicidir. Bu, Ar-Ge'ninesas olarak üretime yöneldiğini gösteriyor.

Page 126: Kongre Sponsorları - Anasayfa › sites › 1 › upload › files › 6_sanayi_kongresi...Kongre Sponsorları AKBANK Oturum Sponsorları ~ BORÇELiK e CEm OFSEr mat b_acılık sanayii

teknisyen çalışmaktadır. Çip üreten 7 fabrikasıyladünyanın 2. en büyük çip üreticisi konumundadır. ABDve AB'den ileri teknoloji ihaleleri almaktadır. Ayrıcadünya rekabet endeksinde 2007 yılında 3 sıra yukarıçıkarak 15. sıraya yükselmiştir. 1980'den bu yana 170bin Çinli mühendis, girişimci ve teknisyen ülkesine geridönmüştür. Müherıdisliğe çok ağırlık vermişlerdir veüniversite öğrencilerinin %35 mühendislik bölümlerindeokumaktadır. ABD 'deki mühendislik doktorantların dörttebirini Çinliler oluşturmaktadır.

Ekonomik yapısal dönüşü şu verilerle özetleyebiliriz:1950 - 2002 arası:• Tarım: % 45,4 > 14.5• Sanayi: % 34,4 > 51.8• Hizmet: % 20.2 > 33.7

Bilimsel makale yayınında müthiş bir artışgözlemlenmektedir. En çok yayın yapan ülkelersıralamasında 2. sıraya yükselmiştir. Bugün yılda 92.000makale Çinli bilim adamları tarafından üretilmektedir.

Çin'de sadece üç yıl içerisinde, 2000-2003 arasındapatentlerde %42'lik bir artış söz konusudur. Yerli patentbaşvuru sayısı 2003'te 56.769 olarak gerçekleşti.

Peki Çin nasıl başardı? Çin'in başarısının ardında bilinçli,orta ve uzun vadeli, hedefe odaklı ekonomi politikalar,ekonomiyi düşük teknolojik yapıdan orta ve yüksekteknolojik yapıya geçirmek emeli yatıyor.

1986'da ana plan ile Çin ekonomisine, bilim ve saayigüçlerine verilen ana görev gelişmiş Batı biliminiyakalamaktır. Bu amaçla ekonomi aktörlerinin her aracıkullanması söylenmiştir. Bakanlıklar yüzlerce Çinlibilimciyle dünya pazarını 15 bilim ve teknoloji alanındaincelemiş, rekabet edilebilirliği araştırmışlar ve gerekliyönlendirme yapmışlardır. Hemen arkasından, temelaraştırma hedeflerinin saptandığı 1995- 1997 planlarıdevreye girmiştir.

2006 yılında yeni bir ana plan yayınlanmıştır. Çeşitlibakanlıklar hayati önem taşıyan 20 alan belirlemiş vebütün güçlerini bu noktaya yoğunlaştırmışlardır. Bu,hedefi 2020'ye kadar, jumbo jetten uzay teknolojisinekadar hemen hemen bütün alanlarda Çin malı üretmekolan, bütün ayrıntılarıyla bir bilim teknoloji ve inovasyonplanıdır. 2020'de inovasyon toplumu olmayıhedeflemektedirler, 13 mega proje devreye girmişdurumdadır. ithal teknolojiye bağımlılık yüzde 30'unalıtna çekilecek ve patent sayısında ilk 5'e girilecektir.2050 için hedefleri de bilim ve teknolojide dünya lideriolmaktır.

İkinci bir örnek olarak Finlandiya'ya bakmak istiyorum.1950 öncesinde yoksul, köylü, bir cazibesi ve doğalkaynakları olmayan bir ormancı ülke iken, 1980- 1990arasında ilk bilim ve teknoloji planlarını oluşturmuştur.II. Dünya Savaşı'ndan sonra Marshall Yardımı almayan

ülkelerden bir tanesidir. Finlandiya, 1990'da Sovyetsisteminin çöküşüyle büyük bir kriz yaşamış, işsizlik%20'ye varmış ve iflasın eşiğine gelmiştir.

Bu sorunlar karşısında siyaset adamları, bütün aydınlarve düşünürler tek kurtuluşlarının bilim, teknoloji veinovasyona önem vermek olduğu karar vermiş ve ele elevererek bir plan hazırlamışlardır. Buna göre çok aktörlübir bilim ve finans sistemini yürürlüğe koymuşlardır.Kurdukları inovasyorı yapısı ve başarılarının ayrıntılarınaweb sitelerinde ulaşılabilir.

Demek ki Finlandiya'nın lider ülkeler arasında katılmasınınöyküsü son 17 yıla dayanmaktadır. Bilim ve teknolojiinovasyon göstergelerinde Finlandiya ı. ve 5. sıralararasında yer almaktadır. Uluslararası bilimsel yayınlardadünya dördüncüsüdür ve yayınlarının etki derecesi deoldukça yüksektir (%15). Milyon nüfusa düşen bilimselyayın sayısı da yıllar itibariyle şöyledir:• 1990: 3.900 (milyon nüfusa: 8ı2)• 1995: 5.700 (milyon nüfusa: 1.163)• 2000: 7.200 (milyon nüfusa: 1.440)• 2005: 8.200 (milyon nüfusa: 1.580)

Bu rakamlarla dünya dördüncüsüdür.

Finlandiya aynı zamanda bir Ar-Ge lideridir. 2006 yılındaGSYİHden Ar-Ge 'ye ayırdığı miktar 3,6 milyar avrodur.Ar-Ge personelinin %55'i özel sektörde çalışmaktadır veüçte biri kadındır. Yüksek teknoloji ihracat ve ithalatınabakacak olursak, 2006 yılında 1ı,2 milyar avroluk ihracat,7,8 milyar avroluk da ithalat yapmıştır, yani 3,4 milyaravroluk yüksek teknoloji fazlası vardır. (Şekil 9)

Yüksek Teknolojiİhracat İthalat

.,1991 %6 12,1,.'1995 % 12,4 16,1_'2000 % 23,3 18,9,-2005 % 21,3 15,7

, 2006: 11,2 mia En ihra; 7,8 mia En itha=+ 3,4 mia Eu Fazlalık

Şekil 9

Finlandiya'nın patentler konusundaki durumu aşağıdakigrafıkte özetlenmiştir. 6. Çerçeve Programı'nda 298 milyonavroluk projeye ortak olmuşlardır, 862 projeye destekolmuşlardır. İnovasyon stratejilerini 'harcamayı kes, Ar-Ge'ye destek yarar' şeklinde özetleyebiliriz. (Şekil 10)

Page 127: Kongre Sponsorları - Anasayfa › sites › 1 › upload › files › 6_sanayi_kongresi...Kongre Sponsorları AKBANK Oturum Sponsorları ~ BORÇELiK e CEm OFSEr mat b_acılık sanayii

Şekil 10

Dünya liderliklerine ilişkin veriler aşağıda yer almaktadır,Finlandiya'nın kendine özgü i milyon avroluk bir ödülüvar. Teknolojik ürünleri ödüllendirilen Millennium Prize2004 yılında kurulmuştur ve 2008 yılında 3.sünüaçıklayacaklar; başvurular arasında Türkiye'den de ikitane bulunmaktadır. Finlandiya, İsveç'in Nobel ödülleriniizleyen ve en yüksek ödülü koyan diğer bir İskandinavülkesidir. Ayrıca dünyada hemen hemen herkesin bildiğiLinux işletim sistemi bir Finli tarafından geliştirilmiştir.(Şekil 11-12-13)

Şekil 13

Finlandiya'yı başarıya götüren unsurları şöyleözetleyebiliriz:

Yüksek Siyasi İrade,Ülkeye hizmet, evrensel başarma azmiMerkezi yönlendirme. Biz de her şeyi ya piyasanın yada devletin yapması gerektiği düşünülür, oysa piyasanınyaptığı şeyler olurken, duruma göre devletin üstleneceğive ülkede yürürlüğe koyacağı merkezi politikalarkaçınılmazdır. Piyasa uzun vadeli değil kısa vadelibakar ve kısa vadede kazancı ön planda tutar. Oysakalkınma, hele hele öndekilere, önden gidenelereyetişme politikaları, ancak orta ve uzun vadeli birkarakter taşır; devlet ve siyasi partiler de bu ulusalpolitikalarının sürdürücüsü ve takipçisi olurlar. Atımımyapan ülkelerin hemen hepsinde, bu tür ulusalpolitikaların uygulanışını görüyoruz. Finlandiya'dabilim ve teknoloji politikalarını piyasa geliştirmemiştir,bunlar ülkenin ve devletin ulusal politikaları olarakgündeme gelmiştir.Proje Gerçekleştirme Yüksek MotivasyonuÜlke "BT ve İnovasyon Motoru"na bağlıdırİş becerme, gerçekleştirme isteği

Tınaz Titiz 1987'de Bakan iken Teknopark fikrini ortayaatmıştır, ancak teknoparkların kurulmasına 2001 yılındabaşlanabilmiştir. Finlandiya ise projelendirdiği bütünkalkınma politikalarını hemen hayata geçirmiştir.

Türkiye'nin dünyadaki konumuna baktığımızda ortayaçıkan tablo dikkat çekicidir. II. Dünya Savaşı'ndan sonrayükselen ülkelerin hemen hepsinde bilim ve teknolojipolitikalarının ekonomiyle bütürıleştiği bir süreçbaşlatılrruştır; ABD bunun başını çekmiş, diğer ülkelerdede bu politikalar ABD'nin arkasından yaygınlaşmıştır. Buülkelerin ortak özellikleri hemen hepsinde bir bilim veteknoloji politikası olması, araştırmaya önem vermeleri,ekonomilerini yernden yapılandırmalan ve bilgi ekonomisineyavaş bir şekilde geçmeleridir.

Bizim de sürdürülebilir bir ekonomik yapıya, sürdürülebilirbüyümeye, güçlü ekonomi ve refah düzeyine ihtiyacımızvardır. Burada gerekli araç bilim teknoloji ve inovasyonpolitikası, sistemidir çünkü bunun dışında hemen her şey

Page 128: Kongre Sponsorları - Anasayfa › sites › 1 › upload › files › 6_sanayi_kongresi...Kongre Sponsorları AKBANK Oturum Sponsorları ~ BORÇELiK e CEm OFSEr mat b_acılık sanayii

denenmiştir. Son 3-4 yıl içinde ana politika olarakbenimseyip teşvik vermediğimiz tek alan bilim, teknolojive inovasyondur. Sayın Sanayi Bakanımız dünkükonuşmasında bu konuda çalışmalar yaptıklarını ifadeetmiştir, merakla bekliyoruz.

Bugünkü eksik demokrasimizle, eksik refahırnızla, BTve inovasyon politikalarımızın olmaması arasında birebirilişki kurmak gerekir. İyi ekonomi, iyi demokrasi, iyirefah ve zenginlik ve hepsinden de önemlisi bu topraklardavar oluşumuzu sürdürebilme yeteneği, vizyoner, siyasal,bilimsel ama aynı zamanda entelektüel bir konudur.

Kalkınma ve sürdürülebilir gelişme öncelikle bir fikir,düşünce ve tercih konusudur. Doğal kaynaklarımız yokdiye yakınmak anlamsızdır, çünkü Çin'in, Finlandiya'nınve Japonya'nın da yoktu ama onlarda düşünce ve sistemvardı. Kalkınma ve zenginlik bir doğal kaynak sorunudeğildir; bir düşünce, tercih, istek, kısaca bir beyinkonusudur.

Eğer 1945'ten itibaren bilim ve teknoloji egemenliğinibu toplumda kurabilseydik ve ekonomimizi bunun üzerineinşa edebilseydik, acaba bugün ülkemizin görüntüsü nasılolurdu?

Ben çok daha farklı olacağını düşünüyorum.

Sorular ve Katkılar

Soru

Türkiye'ye özgü bilgi oluşumunu engelleyen eğilimlerve yetkinlikler nelerdir?

Prof. Dr. Çelik Kurtoğlu

Bilim herhangi bir ülkeye özgü olmaz. Soruyu soranarkadaşımız bir zamanlar Hindistan'dan kaynaklananyerel teknoloji kavramından mı bahsediyor bilemiyorumama küreselleşme diyorsak ülkeye özgü bir şeyolamaz.Bu değer zincirinin içinde nerede yer alabildiğiniizebakmamız gerekir. En küçük çabayla değil, pahada ağır,yükte hafif neyi üretip kar edebileceğimize bakmakgerekir. Hedef, kar etmek olmalıdır. Tabiatıyla buradakamunun yönlendirici yönü vardır ama kamununtanımında da mutabık olmamız gerekir. Benim için kamu,benim ödediğim vergiyi benim adıma yönlendirip kullananorgandır ve bunun dışında bir yetkisi yoktur. Kamuyupiyasanın yerine koyamam ama politikalarıyla piyasadakiçarpıklıkları gidermek, kamunun görevidir. Kamupiyasadaki sinyalleri doğrultur yoksa biraz önce debelirttiğim gibi, bugünkü sinyallerle çok fazla uzağagitmemiz mümkün değildir.

Soru

Döviz kurlarını kim ayarlıyor?

Prof. Dr. Çelik Kurtoğlu

Döviz kurlarını tabii ki piyasa ayarlar ama tabiibırakırsanız. Siz %10-11 reel faiz öderseniz, o piyasadöviz kurunu ayarlayamaz. Sıcak para dediğimiz şeyindünyadaki insanların parası olduğunu da sanmamakgerekir.Bunun önemli bir kısmı, ben görmedim, saymadımama kendi vatandaşımızın kendi parasıdır. %1-12 faiziçin dönüp dolaşıp Türkiye'ye gelir, faizler biraz düşerseBrezilya'ya gider, başka yerlere gider. Risk peşinde yükseknema almak isteyen tasarruf sahibinin, sermayedarınparasıdır bu. Geçen hafta danışmanlık yaptığım bir şirketiziyaretim sırasında, 'Duydunuz mu, Türk parası ile dolarbirebir olacakmış,' dedi. Ne zaman olacakmış? 2B Yasasıgeçtiği zaman olacakmış. Önce ikikonu arasındaki ilişkiyialgılayamadım. Dediler ki, '2B Yasası geçtiği zaman,eski hesaba göre 25, şimdikine göre 50 milyar dolargelecek Türkiye'ye, 50 milyar dolar YTL talep edecek,o zaman Türk lirasıyla dolar aynı seviyeye gelecek.' Butabii mümkün olmayacak çünkü 2B Yasası'nı biz TEMAolarak geçirmeyeceğiz. Aslında o para hiçbir zamangelmeyecek bence ama gelirse de 10-20 yıl taksitlegelecek. Ama burada önemli olan böyle bir zihniyetinolmasıdır. Bizim piyasamızın kalitesi maalesef hiç degurur verici bir düzeyde değildir.

Soru

Bugün Türkiye olarak dış ticarette başarılı mıyız?

Prof. Dr. Çelik Kurtoğlu

Dış ticaret yapılabiliyorsa başarılıyız demektir. Ama esassoru dış ticaretten kazanıp kazanmadığımız olmalıdır.Cari işlemler açığına baktığımız zaman kazanmadığımızıçok açık bir şekilde görebiliyoruz. Toplamdakazanmıyoruz. Kazandığımız elektrik, su, damga, harçbedeli ve fasoneunun komisyonudur. Bunlar da toplamihracatın %8-12'sidir. Bütün dünya almakta ve satmakta,orada önemli olan 'değer katıp satabiliyor muyuz' sorusuna'evet' cevabını verebilmektir.

Soru

Türkiye'de firmalar sanayi envanterini nasıl yapabilir?

Prof. Dr. Çelik Kurtoğlu

Bunu firmalar da yapamaz. Biraz önce belirttiğim gibi,sanayi envanteri dediğimiz şey, ülkenin bir haritasınıçıkartmak demektir. Nerede ne üretildiğiniz, nasıl birkatma değer üretildiğini bilmiyorsunuz, nasılöğreneceğinizi de çok merak ediyorum. Eğer GSMH'dakatma değerin yarısı kayıt dışıysa, siz neyin envanteriniyapacaksınız? Biz ülkenin birçok yerinde firmalarla

Page 129: Kongre Sponsorları - Anasayfa › sites › 1 › upload › files › 6_sanayi_kongresi...Kongre Sponsorları AKBANK Oturum Sponsorları ~ BORÇELiK e CEm OFSEr mat b_acılık sanayii

konuşuyoruz. 'Basel II geliyor, ne yapacaksınız?' diyesoruyoruz. 'Basel II gelemez çünkü yaptığım işin yarısıkayıt dışı. Gelirse biz bunu nasıl oturtacağız?' diyorlar.Zihniyet bu olursa ok fazla bir şeyin envanterini deyapamayız. Orhan Bey bunun bir kültür meselesi olduğunusöyledi ama bu kültürün çok uzağında da duramayız.Krize girecek miyiz diye soruluyor ama bu açıdan kriziniçindeyiz zaten. Eğer katma değerinizin %40-50'si kayıtdışıysa, bu krizin ta kendisidir. Ben burada daha fazlagüncel kriz konularına girmek istemiyorum.

Soru

Türkiye'nin Avrupalı olma hızının engelleyicileri nelerdir?

Prof. Dr. Çelik Kurtoğlu

Avrupalı olmak Rönesansa'tan beri gelen bir kültürdür.Türkiye kendi rönesansını yapar ya da küresel rönesansauyum sağlar ve Türkiye Türkiyeli olur. Ama aydınlığagider, aykırı düşünmesini becerir ve en önemlisi amabizim hiç beceremediğimiz eleştirelolmayı becerir. Bunakültürümüz mü, aile terbiyemiz mi engel bilmiyorumama eleştirelolmayı beceremiyoruz. Dünyalı olursunuz.Çin Avrupalı mı? Kore Avrupalı mı? Yok öyle bir kavram.Avrupa bir kıtadır ama dünyanın en mükemmel modeliniyerleştirmektedir. Bugün tek Pazar dediğim politikahedefinden başlayarak dünyanın en mükemmel modeliniyerleştirmektedir. O modele çok yakın bir şeye bundançok önce SSCB kalkışmıştı: COMECON. Ama piyasaolmadığı için başarılı olamamıştır. Aslına bakarsanız ABile COMECON çok benzerdir, hedefleri ortaktı. Ama ABpiyasa dayanaklı yola çıktığı için, dünyanın en mükemmelmodelini geliştirmekteler ve dilerim Türkiye'de o modelinparçası olur.

Andrew Finkel

Bence Türkiye zaten Avrupalı bir ülke. ı9 LOyılındaTürkiye'nin, Avrupa'nın hasta adamı olduğunu, hastaolmasına rağmen Avrupalı olduğunu herkes kabul etmiştir.Ama sorunun sahibi Avrupalı ile AB'nin üyesi olmayıkastetti sanırım. Bu anlamda Türkiye'de hem iyi krizlerhem de kötü krizler var. İyi krizler sizler yani İstanbul'daoturanlardır. Ama Avrupa'da oturan Türkler arasında 20sene önceki Türkiye'de oturanlar da var. Örneğinİngiltere'ye yerleşebilmek için siyasi iltica etmeniz gerekir.Bunun için bazen doğru, bazen de yanlış bir şekildeTürkiye'de insan haklarının ihlal edildiğini önesürmektedirler. Ama bunlar Türkiye'yi insan haklarınıihlal eden bir ülke olarak göstermektedir. Demek ki bukulisi ortadan kaldırmak için Türkiye'nin değişmesigerekir. Türkiye'nin kendi sorunlarını çözerken dahaAvrupalı olacağını tahmin ediyorum.

Soru

Laik bir ülke olan Türkiye'de dinin çok öne çıkmasını,özellikle dini referans gösteren yöneticilerin artmasını

nasıl değerlendiriyorsunuz? Küreselleşme, olumlu muyoksa olumsuz mudur?

Andrew Finkel

Pragmatik olarak konuşursak, küreselleşmenin hem olumluhem de olumsuz tarafları vardır. Olumlu tarafları, geçenhafta İngiltere'nin Dış İşleri Bakanı buradaydı. KendisiTürkiye'ye çok destek vermektedir. Destek vermesininnedeni, Türkiye'yi kabul edemeyen Avrupa'nın Avrupaolmadığını düşünmesidir. İslami inançlarına rağmen değil,bunlardan dolayı Avrupa'nın Türkiye'yi kabul etmesigerekir, diyor. Avrupa'da milyonlarca Müslüman var vehoşgörülü olmayan bir Avrupa, hiç kimsenin istemediğibir Avrupa'dır. Ancak Türkiye'nin laik kesimi bunugörünce, 'bizi bölmeye çalışıyorlar' diyor. Batılı olmakistiyorlar ama hangi Batı diye sorarsanız, çok soyut birBatı'yı kastettikleri anlaşılmaktadır. Türkiye'de butartışmanın şekli bence çok önemlidir. Mesela Amerika'dabenzer bir tartışma var. Orada da aşırı Cumhuriyetçileryani çok muhafazakar bir kesim var ve onlarla ılımlıkesim arasında büyük bir çatışma var. Aslında butoplumsal tartışma medeni bir şekilde, Cumhurbaşkanı'nınbaşörtüsünden çok daha önemli bir düzlemde yapılmalıdır.Türkiye kendi iç sorunlarını demokratik bir şekildeçözebilirse, Avrupalı demektir. Kısacası yurtta sulh oluncaTürkiye Avrupalı olacak.

Soru

Türkiye enerji üreten bir ülke olabilir mi?

Nurşen Numanoğlu

Galiba cevabı hem evet, hem hayır.

Michael Thumann

Bu sorunun iki yanıtı var. Eğer enerji üretimini sadecepetrol ve gaz olarak sınırlarsak ve enerji ithalatından sözederek Türkiye bir enerji üreticisi olamaz. Ancak eğerevlerdeki enerji tüketiminden söz ederken, çok şeyyapılabilir. Özellikle petrol 30-40 sene içinde, gaz ise60-70 yıl içinde tükenecektir. Bu nedenle bugündenhazırlıklı olmakta fayda var. Tüm dünyada nükleerenerjiyle petrol ve doğalgaz arasında gördüğümüzrekabetin nedeni de budur zaten. Bu sadece İran ile ilgilibir mesele değil, aynı zamanda nükleer gücün olası başkakullanım alanlarıyla da ilgilidir. Burada petrol ve gazdanbağımsız olabilmek için enerjinin nasıl üretileceğihususuna bakmak gerekir. Teknolojik olarak su veözellikle de güneş enerjisi açısından Türkiye'nin büyükbir potansiyeli var. Teknolojinin ileri gitmesinin iyiyönetilmesi gerekir çünkü şimdiye kadar güneş enerjisininverimli kullanımı konusunda pek başarılı olunamamıştır.Bu enerjinin depolanması ve nakledilmesi açısındanproblemler vardır. Bunlara ek olarak enerji üretmek etkiliolmaktır. Sunumurnda da değindiğim gibi, evleriolabildiğince hızlı inşa etmeyi tercih ediyoruz onun yerine

Page 130: Kongre Sponsorları - Anasayfa › sites › 1 › upload › files › 6_sanayi_kongresi...Kongre Sponsorları AKBANK Oturum Sponsorları ~ BORÇELiK e CEm OFSEr mat b_acılık sanayii

yalıtıma biraz daha fazla para harcayıp daha az enerjitüketmek tercih edilmelidir. Örneğin süpermarketlerdekibütün açık buzdolaplarını kapatmak da büyük enerjitasarrufu sağlayacaktır. Evet sütü ya da ayranı açık biryerden almak daha kolayama önünde küçük bir camkapak olsa, büyük miktarda enerjiden tasarruf edilebilir.

Dünyada enerji piyasasında gerçek bir rekabet var. Bu,aynı zamanda 10 şirketin tüm dünya pazarının %75'inesahip olduğu madencilik piyasası için de geçerlidir.Aslında bir yandan da şirketlerin büyük ölçüdedevralındığını düşünürsek tam bir rekabetten de sözedilemez. Viladimir Ilyiç Lenin bu durumu monopolkapitalizmi olarak nitelendirmiştir ve bu durum gerigelmektedir. Bir avuç özel şirket piyasayı paylaşmaktave fiyatlar belirlemektedir. mUa sınırlı bir rekabetten sözedilebilir ama bu da azalıyor. ABD ya da AB gibi büyükpiyasalarda karteller söz konusudur. Küresel tabandabuna çözüm bulunması gerekir. Devletlerin sahip olduğubüyük kuruluşlar var ve uluslararası bir örgütün olmasızorunludur. 10 yıl önce, varil başına petrol fiyatları 10-12 dolarken BP, Shell gibi firmalar uluslararası piyasadabüyük oyunculardı. Bugün bu durum kökten değişmiştir,artık Gazprom, Suudi Aramco, Venezuella ya da Çin'dekifirmalar devredilmektedir yani burada da karteller vardır.Bu durumda yine mali durumlara ve etkilerine bakmakgerekir.

Burada enerji maliyetinin ve dünya piyasasının yani buiki durum arasındaki boşluğun fiyatları nasıl dahaazaltabileceğine bakmak gerekir. Fiyatlar eğer daha daartarsa, buna bağlı olarak talep de azalabilir. Tüketiciülkeler çok hızlı bir şekilde, petrol ve gaza yatırım yapmakzorundadırlar ve burada yapacakları şey de tüketimlerinisınırlamak olacaktır. Rekabet içerisine girebilmelerigerekiyor. Eski petrol ve gaz enerjine alternatifkaynaklarınbulunması gerekir. Yine bu açıdan bakıldığında, petrolve gaz üreticilerinin hakimiyetine odaklanılmalıdır.

Soru

Çin'de teknoloji potansiyeli için yabancı şirketleredışarıdan insan kaynağı sağlayan şirketlerin payı nekadardır?

Orhan Bursalı

Bilmiyorum. Ancak teknolojiyi, bilimin ticari açılımıolarak kabul edersek teknolojinin sahibi nasıltanımlanabilir? Dün başarı örnekleri arasında Airtieshakkındaki sunumu dinledim. Hiçbir zaman üretici birşirket olmadıklarını aslında bir tasarım şirketi olduklarınıöğrendim. Her şeyi tasarlıyorlar ve kutusu dahilolmaküzere bunları ürettiriyorlarmış. Türkiye'deki şirketlereüretim yaptırıyorlar ve Taiwan'dan gerekli olan çiplerialıp, tasarımı tamamlayıp bir kutu içinde pazarlıyorlarmış.Burada teknoloji kime ait? İşte dünya bunu yaşıyor. Birsürü üretici şirketle çalışıp yeni bir anlayış yeni birtasarımla bir şey üretiyorlar, paketleyip satıyorlar,

yazılımları yapıyorlar ve bu nedenle bence teknolojiburada Airties'a aittir. Örneğin Vestel, kristal ekranlarınhepsini yurtdışından alıyor. Vestel kendi tasarımınıyapıyor, bir ürün yelpazesi ortaya çıkıyor, damgasınıbasıyor, paketleyip satıyor. Teknoloji artık böyle bir şey.her şeyi tamamıyla siz üretemezsiniz. Pek çok parçasınıdaha kaliteli ve ucuza başka şirketlerden satın alıp üzerinekatma değer katıyorsunuz. Ne kadar çok katma değerkatabilirseniz, fikir katabilirseniz o kadar daha başarılıbir ürün üretiyorsunuz.

Prof. Dr. Çelik Kurtoğlu

Ben bir değer zinciri tarif etmeye çalıştım. Bu değerzinciri bir trenin vagonları gibi. Her bir vagonun bunabir katkısı var. Gerisi, her bir vagon ne kadar yük taşır,buradan ne kadar para kazanır ve bilançonun sonundakisiyah rakam da ne kadar büyüktür. Oyun budur.Türkiye'ye, şuraya buraya özgü teknoloji olmaz. Ne olurbırakalım bunları. Bakın 19S0'lerin sonunda beri her ülkenereye gitti, biz geriye gittik. Biz geriye doğru hızlakaymaya devam ediyoruz. Bir masanın etrafında 200 ülkeoyun oynuyor. Akıllı ülkeler, bu oyunu daha büyükkazançla masadan kalkmak için oynarken, biz ve bizebenzeyen başka ülkelerse olaya bu mantıkla yaklaşmıyor.Ürünü kim üretiyor? Sorun bu değil. Akıllı bir işadamıbütün süreci kurguluyor, kimin neyi yapacağını belirliyor.Bizim genellikle taşımacılık diye tanımladığımız lojistikolayıdır bu ve bundan sonra ekonominin omurgası dalojistiktir. Lojistik de kurgulamaktan, tasarlamaktan nihaimalı getirmekten oluşur. Bunu yapmak zorundayız, aksihalde daha çok kongrelerde toplanır, birbirimizi görür,sohbet ederiz. Lütfen değer zinciri ve değer kavramınıanlayalım, benimseyelim. Bugüne kadar biz hep maliyettensöz ettik, olaylara hep bu gözle baktık. Bana ne kadaramaloluyor, demek yerine ben ne kadar değer yaratıyorumve yaratılan değerin ne kadarını ben kendi şirketime maledebiliyorum diye bakmak gerekir. Çin, yıllarcakendisinden saklanan bilgisayar sanayinden IBM'i satınaldı. Bundan 10 sene evvel, Çin'e bilgisayar teknolojisiyleilgili hiçbir şey vermeyeceksiniz diyen bir KOKOManlaşması vardı. Bugün Çin'in IBM'i satın almasına kimseses etmiyor; ABD'nin kendisi Çin'de imalat yapıyor. Kimiçin? Çin'deki 1,5 milyar insan için. Tabii bir de Çin'inbüyük bir pazar olması gibi bir unsur da söz konusu.İnsanlar oradaki rekabetten de korkuyor.Becerebiliyorsanız, Çin'deki tüketiciye mal satmak içinişletmenizi Çin'e taşıyın çünkü o tüketici hızlazenginleşiyor. Artık o tüketecek ve dışarıdaki pazaraihtiyacı yok.

Page 131: Kongre Sponsorları - Anasayfa › sites › 1 › upload › files › 6_sanayi_kongresi...Kongre Sponsorları AKBANK Oturum Sponsorları ~ BORÇELiK e CEm OFSEr mat b_acılık sanayii

OTURUM3B

Inovatif Şirketler

- Şirketlerde İnovatif Yapılanma- Uründe Inovasyon- Süreçte İnovasyon- Pazarlamada İnovasyon

Oturum BaşkanıErhan SaylanDeloitte Türkiye Finans Direktörü, eFO

KonuşmacılarDr. Gregg S. Bennett3M Türkiye Genel Müdürü

Dr. Tolga YalçınkayaOrsem Grup Yönetim Kurulu Başkanı

c. Müjdat AltayNortel Netaş Genel Müdürü

Ekrem AkyiğitAkyiğit Tekstil Konfeksiyon Yönetim Kurulu Başkanı

Page 132: Kongre Sponsorları - Anasayfa › sites › 1 › upload › files › 6_sanayi_kongresi...Kongre Sponsorları AKBANK Oturum Sponsorları ~ BORÇELiK e CEm OFSEr mat b_acılık sanayii

Oturum BaşkanıErhan SaylanDeloitte Türkiye Finans Direktörü, CFO

1960 yılında Bigadiç'te doğdu. 1982 yılında İstanbul Teknik Üniversitesi İşletme Mühendisliği'nden mezun oldu.1982-2000 tarihleri arasında Arçelik'de Yönetici, 2000-2003 tarihleri arasında Arçelik LG'de Yönetici, 2003-2005tarihleri arasında Aretic'de Genel Müdür Yardımcısı ve 2005-2007 tarihleri arasında Beko LLC'de Genel MüdürYardımcısı olarak çalıştı. Deloitte Türkiye'de Finans Direktörü görevini yürüten Saylan, evli ve bir kız çocuğubabasıdır.

KonuşmacılarDr. Gregg S. Bennett3M Türkiye Genel Müdürü

1964 yılında Wisconsin'de doğdu. Wisconsin Üniversitesi Kimya Mühendisliği Bölümü'nde B.S. (1987), Massachusetts-Amherst Üniversitesi Polimer Bilimi ve Mühendisliği alanında ise M.S (1989) ve PhD. (1991) derecelerine sahipoldu. 3M'in Endüstri ve Tüketim Sektörü Araştırma Laboratuarı'na 1991 yılında katıldı. 1991-1995 yılları süresincebir dizi eşsiz yapıştırıcı ve bant teknolojisi geliştirdi. 1995-1997 yılları arasında 3M'in Neuss, Almanya'da bulunanEurolab'ında teknoloji transferi görevinin bir parçası olarak çalıştı. Bennett, A.B.D'ye dönmesiyle birlikte, YapıştırıcıTeknolojileri Merkezi'ne katıldı ve teknik yönetirnde çalışmaya başladı. ı997-2001 yıllarında artan sorumluluklarıylabirlikte teknik yönetimin çeşitli pozisyonlarında görevaldı. 2001 yılının Mayıs ayında, floropolimer üretimi vesatışından sorumlu olarak 3M Dyneon'a Global Teknik Müdür olarak tayin edildi. Ekim 2003'te Uluslararası TeknikMüdür olarak atanan Dr. Gregg S. Bennett, 3M Uluslararası Laboratuarları'nın işletme sorumluluğunu aldı. 3MTürkiye'ye Genel Müdür olarak tayin edilene kadar bu pozisyondaki görevini sürdürdü. Bennett'in Amerika'da kayıtlı21 adet patenti bulunmaktadır.

Dr. Tolga YalçınkayaOrsem Grup Yönetim Kurulu Başkanı

ı966 yılında Ankara' da doğdu. 1990 yılında Hacettepe Üniversitesi Tıp Fakültesinden mezun olan Yalçınkaya, 1994yılında İstanbul Üniversitesi Cerrahpaşa Tıp Fakültesi Kadın Hastalıklan ve Doğum dalında ihtisasını tamamlamıştır.1995-2005 yılları arasında kurucusu olduğu Plato Grubunun Yöneticisi olarak görev yapmıştır. Dr. Tolga Yalçınkaya2005 yılı mart ayından bu yana Orsem Grubu Yönetim Kurulu Başkanlığı görevini sürdürmektedir.

c. Müjdat AltayNortel Netaş Genel Müdürü

1954 yılında Merzifon'da doğdu. İstanbul Teknik Üniversitesi Elektronik ve Haberleşme Bölümü'nu bitirdikten sonraBoğaziçi Üniversitesi'nde Yüksek Lisans yaptı. Nortel Netaş'ta 198 ıyılında Ar-Ge mühendisi olarak çalışmayabaşladı. Türkiye'nin telekomünikasyon alanında en büyük araştırma-geliştirme bölümünde değişik kademelerde 16yıl görev yapan Altay birimin başarı ile büyümesinde önemli rol aldı. Müjdat Altay 1992-1997 yılları arasındasürdürdüğü Ar-Ge Grup Direktörlüğü'nün ardından, 1997 yılında Nortel İngiltere grubu bünyesinde görevaldı, ı998yılında Lisanslı İşletmeciler Grup Direktörlüğü'ne atandı. Şirketin Lisanslı İşletmeciler pazarının oluşturulmasınıve bu alanda faaliyetlerinin artırılmasını sağlayan Müjdat Altay, 2001 yılında Nortel tarafından "Masters" ödülünelayık görüldü. 2002 yılı başında Türk Telekom Satış ve Pazarlamadan sorumlu Genel Müdür Yardımcılığı'na atananMüjdat Altay, 2004 yılı Aralık ayından bu yana görevine Genel Müdür olarak devam etmektedir. C. Müjdat Altayevli ve 2 çocuk babasıdır.

Ekrem AkyiğitAkyiğit Tekstil Konfeksiyon Yönetim Kurulu Başkanı

1956 yılında Elazığ'da doğdu. Ekrem Akyiğit 70'li yıllarda vitrincilik yaparak tekstil sektöründe faaliyet göstermeyebaşladı. 23 Ağustos 1987 yılında Collezione markası adı altında mağazalaşmaya başladı. Bugün tamamı yerli sermayeile ülke ekonomisine önemli katkı sağlayan Collezione; merkez, mağazalar ve üretim tesislerinde toplam 86.000metrekare üzerinde, yaklaşık 2.000 personeliyle faaliyette bulunmakta ve Türkiye genelinde 90 mağaza, 123 bayi;yurt dışında ise 18 ülkede 32 satış noktası ile hedef kitlesiyle buluşmaktadır. Ekrem Akyiğit, Türkiye GiyimSanayicileri Derneği (TGSD), İstanbul Ticaret Odası (İTO) ve Türk Sanayici ve İşadamları Derneği (TÜSİAD)üyesidir. İstanbul Sanayi Odası (İSO) Meclis Üyesi; Birleşmiş Markalar Derneği (BMD), Alışveriş Merkezleri vePerakendeciler Derneği (AMPD), İTKİB (İstanbul Tekstil ve Konfeksiyon ihracatçı Birlikleri) ve İHKİB EğitimVakfı'nda ise Yönetim Kurulu Üyesidir.

Page 133: Kongre Sponsorları - Anasayfa › sites › 1 › upload › files › 6_sanayi_kongresi...Kongre Sponsorları AKBANK Oturum Sponsorları ~ BORÇELiK e CEm OFSEr mat b_acılık sanayii

İnovatif Şirketler

Erhan SaylanDeloitre Türkiye Finans Direktörü. eFO

Deloitte'un yaptığı bazı araştırmalardan da yararlanarakhazırladığım "Kurumsal İnovasyon" kavramı ile ilgilibazı bilgileri sizlerle paylaşmak istiyorum.Günümüzdeinovasyon artık bir gereklilik, bir zorunluluk halinegelmiştir. Kurum karlarına olan doğrudan etkisininyanında, kurumların hayatta kalmalarını veya sahnedençekilmelerini etkileyebilecek bir unsur haline gelmiştir.Günümüzde hissedarlar, sermaye piyasaları, firmalardanartık sürekli büyüme istemekte, daha fazla karlılıkbeklemektedir, bu durum da kurumsal inovasyonun dahaiyi anlaşılmasını zorunlu hale getirmektedir. Büyümebütün yöneticilerin gündemlerinin ilk sırasında olan birkonudur. Sermaye piyasalarında yatırımcılar istikrarlıbilançolardan artık çok tatmin olmamaktadır, onlar içinde büyüme ilk sırada yer almaktadır. Gerçek büyürneyiyakalamanın yolu artık yeni fikirler, yeni ürünlergeliştirmekten geçmektedir. Dolayısıyla artık kurumlarıngündemlerinin ilk sırasında inovasyon yer almaktadır.

Bu konuda Deloitte'un yakın zamanda yaptığı biraraştırmarun sonuçlarına göre CEO'lar ezici bir çoğunluklagelecek 3 yıl içinde büyümenin şirketlerin geleceğininana motoru olduğuna inandıklarını ve bu ana motorun dayeni ürün ve yeni hizmet geliştirme olduğunu göstermiştir.

Bir şirkette inovasyonun varlığı aslında çalışanlar açısındanda çok önemli bir unsur, yeni bir motivasyon kaynağıdır.Dolayısıyla daha iyi, daha yetenekli insanları bünyedebarındırmak için önemli bir fırsattır. Bütün bunlarınolabilmesi için de inovasyonun ne olduğunun ve nasılyararlanılabileceğinin iyi anlaşılması gerekmektedir.

Her şeyden önce Yöneticiler,inovasyonun gelenekselolarak bir ürün geliştirme olduğu inancından ekiplerinikurtarıp,iş modellerinin tümünü kapsayacak şekilde- yani360 derecelik bir bakış açısı ile konuya yaklaşmalarıgerekliliğine inandırmalıdırlar. İnovasyonun odaknoktasında değer yaratmak ve bu değeri müşteriyeaktarmak olmalıdır. Bütün bunları toparladığırnızda şöylebir tanım yapabiliriz: "Mevcut iş sisteminin bir ya dadaha fazla boyutunu çarpıcı biçimde değiştirerek ya datamamen yeni iş sistemleri yaratarak, müşteriler veorganizasyon için dikkat çekici ya da radikal yeni birdeğer yaratılması"

Bu konuyu aşağıdaki diyagramla ele aldığımızda,inovasyonun dört ana boyutu olduğunu görüyoruz.(Şekill)

i ~urumsal Düzeyde İnovasyonInovasyonu Tanımlamak

i 1 Kurumsal Düzeyde Innovasyon i Erhan Saylan C2OO6 DeIOitLe TOıtdye

Şekil 1

1. Ürünler2. Müşteriler3. Süreçler4. Kanallar

Bütün bunları topladığımızda, modelin toplam 12 boyuttatemsil edilebildiğini söyleyebilirim, yani bir şirkette bütünbu alanlarda inovasyon yapmak mümkündür. Yapılacakolan inovasyonun mutlaka bir katma değer yaratacaknitelikte olması gerekir. İcat edilen bir fikir fonlanmaz,test edilmez ve pazara sunulmaz ise, o zaman bununinovasyon açısından da bir değeri yoktur.

Özetle, inovasyonu bir işin her yönü ile ilgili olabilenve değer yaratmaya odaklanan, geniş tabanh bir faaliyetolarak düşünmeliyiz. Tarif ettiğimiz bu iş modelininküçük küçük iyileştirmelerinden ziyade yeni fikirler vekavramlarla tamamen yeni fikirler geliştirmeye dönükolduğunu unutmamalıyız.

Neden inovasyon yapmamız gerekiyor? Bu soruyusorduğumuz zaman 2000'li yıllardaki 'dot.com' furyasınıhatırlayalım. O dönemde internet üzerinden iş yapmayaninsanlar günün gerçeklerinden bi-haber olarak görülürve herkes çılgın bir şekilde internet üzerinde bu türşirketler kurmaya ve onların pazarlama faaliyetlerineodaklanmışlardı ama kısa sürede gerçek ortaya çıktı.Bunlar desteklenmedikleri, altları çok sağlam olmadığıiçin bir süre sonra bir kısmı geri çekilmeye başladı veşirket iflasları, küçülmeler,yatınm ertelemeleri gündemegeldi. Yapılan araştırmalarm önemli sonuçlarından biri,büyümeyle inovasyon arasında çok ciddi bir bağolduğudur. Dolayısıyla inovasyon yapmazsanız, gerçekanlamda büyüyemiyorsunuz. Müşterinin taleplerininsürekli artması da inovasyonu zorlayan bir faktördür.Buna ek olarak şirketlerin değerini artırmak için bugünekadar kullanılan klasik yöntemlerin artık tükenmeye vesonuç vennemeye başlaması da inovasyonu zorunlu kılanetkenler arasındadır.

İnovasyonun ilk ve en güçlü nedeni büyümektir. Bununneden gerekli olduğunu göstermek için iki yöntemkullanılabilir. Bunlardan bir tanesi eğer iş modelimizi

Page 134: Kongre Sponsorları - Anasayfa › sites › 1 › upload › files › 6_sanayi_kongresi...Kongre Sponsorları AKBANK Oturum Sponsorları ~ BORÇELiK e CEm OFSEr mat b_acılık sanayii

değiştirmezsek başımıza neler gelebileceğini hesaplamak,ikincisi de bir şeyi yapmanın bize ne gibi getirileri olabileceğinihesaplamaktır. İnovasyon yapmamanın risklerini birkaçörnekle açıklamak istiyorum.

Marks and Spencer 1980'lerde İngiltere'de tartışmasızalışveriş sektörünün lideriydi. 1990'ların sonlarındaysakar sıkıntısı çeken ve küçülmeyi hedefleyen bir kurumhaline gelmiştir. Aynı sektördeki bir başka isim Hollandamenşeli C&A de aynı yıllarda Marks and Spencer gibibaşarılı olamayıp İngiltere pazarını tamamen terk etmiştir.Her ikisinin de ortak problemi, Design etiketli mallaraolan talebi iyi değerlendirememeleri ve tedarikzincirlerindeki müşteri taleplerine yeteri kadar cevapverememeleri ve buna uygun süreçlerini iyigeliştirememeleridir. Aynı dönemde Next, New Look veZara gibi daha küçük ama daha şık giysileri çok dahadinamik bir tedarik zinciriyle müşteriye ulaştırabilenkuruluşlarsa pazarda herkesi şaşırtır boyutta bir gelişmekaydetmişlerdir.

Bunun yanında inovasyonu sürekli gündemlerinde tutanve iş modellerini devamlı geliştiren firmalar da var veNokia bunların en çarpıcı örneklerinden biri. 1994-2000yılları arasında yılda 26 milyondan 400 milyona çıkanbir mobil telefon pazarından bahsediyoruz. Bu pazardaGSM teknolojisine, rakiplerine göre bir yıl önceden ulaşanNokia, pazarda rakip konumundaki Motorola'yı geridebırakmıştır. Bunu yaparken kurumsal anlamda inovasyonusürekli teşvik etmiş ve çılgın sayılabilecek fikirleridestekleyen bir şirket kültürü geliştinniştir.2000'li yıllardamobil pazarında yaşanan duraklamaya rağmen, 2001 'de15 tane, 2002'de 30 tane yeni modeli pazara çıkardı. Budönemde rakipleri kameralı telefonu pazara sunduğunda,Nokia piyasanın durgun olmasına rağmen sekiz aydırkameralı telefon satıyordu.

İngiltere'deki Tasarım Konseyi'nin şirket büyümesiyleilgili yaptığı bir araştırmanın sonucunda, inovasyonu işyapışlarının bir parçası haline getiren kurumların büyümehızlarının ülke ortalamasının çok üstünde seyrettiği ortayaçıkmıştır.

Deloitte olarak 2006 yılında Türkiye'de yaptığımız birçalışmada ise, hızlı büyüyen Türk teknoloji şirketlerinin5 yıllık ortalama büyüme hızlarının %680 olduğunugördük.

İnovasyon yapmak zorunda olmanın önemli ikinci nedenimüşterilerin yeniliğe gittikçe artan talepleridir. Bu aynızamanda şirketleri en çok zorlayan konulardan biridirçünkü eğer müşterilerin taleplerini karşılayamazsanızmüşteri sizi terk edecektir. Dolayısıyla bu konuda başkaseçeneğiniz olmadığı için yeni ürün ve yeni iş modellerigeliştirmek zorundasınız.

İnovasyon yapmak zorunda olmanın diğer nedeni de,birçok şirketin hissedarlarına daha iyi gelirler sunmakiçin başka alternatiflerinin kalmamasıdır. Birleşmeler,

başka şirketleri devralmalar, gider tasarrufu gibi eskiyöntemler artık yatırımcıların ilgisini pek çekmiyor veonlar artık şirketlerin gerçekten değer yaratmasınıbekliyorlar. Deloitte'un Teknoloji, Medya,Telekomünikasyon (TMT) Fast 500,2003 Global CEOaraştırması da bu yönde sonuçlar vermiştir. Dünyadakien hızlı büyüyen TMT şirketlerinin CEO'larının %70'i,büyümenin artık şirket birleşmeleriyle değil, içkaynaklardan gelecek gerçek değer yaratan değişimlerleolacağına inandıklarını belirtmişlerdir.

Sonuç olarak, gerçekten büyürnek için; iş yapış şekillerive yeni ürünler devreye girmek zorundadır. Bunu yapanlarbaşarılı olmaktadır.

Bunu anladıktan sonra, büyüme nasıl yaratılıyor, nasılyönetiliyor, organizasyonlarda büyürneyi sağlayacak anamotorların nerede olduğuna bakmamız gerekmektedir.2003 yılında Uluslararası İnovasyon Yetkinlikleri ilebilinen on kurum ile Deloitte'un ortaklaşa yaptığı birçalışma şöyle bir sonuç ortaya koymuştur: Büyük fikirlernadiren dahilerden çıkmaktadır! Büyük fıkirler ekonomiksistem içindeki çalışanlar, iş ortakları,tedarikçiler ve hattarakipler arasındaki fikir alışverişinden çıkmaktadır.Fikir üretmek için ille de çok zeki insanlar olmasıgerekmemektedir. Bunu söyledikten sonra bazı efsaneleride açıklığa kavuşturmamız gerekmektedir.

Son iki asra baktığımızda Graham Bell ve Henry Fordgibi büyük dahilerin yaptıkları işleri incelediğimizdeonların aslında, dahilikten ziyade bilgi simsarı olduklarınıgörüyoruz. Bulundukları endüstriyi ve dünyamızıdeğiştirme başarısını göstermiş olan bu kişiler, çeşitlikaynaklardan elde ettikleri bilgileri birbiriylebütünleştirerek, sonuçlarını başkalarına aktararak yeniteknik gelişmelerin önünü açmışlardır. Örneğin HenryFord seri üretim teknolojisiyle devrim yaratırken,mezbahalardaki yürüyen askı sisteminden esinlenerekotomotiv üretim bandı sistemini geliştirmiştir. GrahamBell de benzer şekilde, bu konuda geliştirilmiş küçükküçük buluşları birleştirerek bir katma değer üretecekolan telefona dönüştürmüştür. Dolayısıyla aslındainovasyon, tek bir kişinin yarattığı bir bilgiden ziyadeeko-sistern diyebileceğimiz ekonomik sistem içindeçalışanların da, tedarikçilerin de ve hatta rakiplerin debir bilgi zinciridir. Konuyu bu şekilde değerlendirdiğimizdeçok fazla kaynağımiz olduğunu görmekteyiz. Artıkinovasyonun kaynağı sadece Ar-Ge değildir, herkesinovasyonun içinde olabilir.

Sürecin ilk adımı fikrin üretilebilmesidir. Değeryaratabilmesi için de bu fikrin üretim sürecine girerekpazara sunulması gerekmektedir. Sadece fikri ortayaatmak yeterli değildir, bunun inovasyon olarakkullanılabilmesi için mutlaka bir değere, bir ürünedönüşmesi gerekir. Graham Bell, Henry Ford gibiinovatörler de bunu en iyi uygulayanlardır. Bunlar,buldukları fikirleri, ticari başarıya dönüştürebilmiş hattabunun için şirketler kurabilmiş kişilerdir.

Page 135: Kongre Sponsorları - Anasayfa › sites › 1 › upload › files › 6_sanayi_kongresi...Kongre Sponsorları AKBANK Oturum Sponsorları ~ BORÇELiK e CEm OFSEr mat b_acılık sanayii

Bu fikirlerin geliştirilmesi, filtrelenmesi, test edilmesi,uygulanması ve yönetilmesiyle ilgili olarak "etkininovatörlerin 7 alışkanlığı" aşağıdaki diyagramdaanlatılmaktadır. (Şekil 2 )

I Kurumsal Düzeyde inovasyonEtkili Yenilikçiliğin Yedi Alışkanlığı

• Olt~"""~• ~,...~tıtIiftInnek• OdOInperfonnarıt.ınenııemı,.....haM~

Şekil 2

Öncelikle fikri ele geçirmek ve dışarıdan gelen fikirleribirleştirmemiz gerekir ve bu aşamaya fikir üretme adıverilir. Daha sonra bu fikirler mutlaka bir filtredengeçmelidir. Her fikir değerlendirilir ama hepsi de üretimedönüştürülmez, dolayısıyla bu fikirlerin içindekullanı labilir olanlar değerlendirilmelidir. B unlarınprototipierinin hazırlanıp test edilmesi gerekir. Daha sonrauygulamaya dökmek ve mutlaka piyasadaki gelişiminigözlemlemek gerekir. Bütün bunlan da güçlü bir liderliğinşemsiyesi altında gerçekleştirmek gerekmektedir. Etkininovatörlerin inovasyonu şirketlerinde kültür!eştirirkenuyguladıkları adımlar bunlardır.

Kısaca özetleyecek olursak:• Kurumsal düzeyde inovasyon kurumların hayatta

kalması ve büyümesi için çok önemlidir vegündemlerinde ilk sırada yer almaktadır.

• Kurumsal düzeyde inovasyon sadece teknoloji ile ilgilideğil, herkesin içinde olduğu bir fikir üretme sürecidir.Fikirler ancak geniş bir platformda tartışıldıklannda,beslendiklerinde ve test edildiklerinde tümpotansiyellerini ortaya koyarlar.

• Fikirlerin mutlaka bir ticari değere dönüşmesigerekmektedir.

Dr. Gregg S. Bennett3M Türkiye Genel Miidiirii

Kariyerime 3M'in araştırma laboratuarlarında başladımve bu sayede laboratuarın kalbinden başlayıp, ürünlerinticarileştirilmesinde ve pazarlanmasında yaşananzorluklara ve en sonunda başarılı olmasına kadar uzananinovasyon sürecine tanıklık etme şansını buldum. İşdünyasında iş fırsatları aramak ve yeni iş modellerioluşturmak inovasyonun ayrılmaz parçalarıdır.

3M'in geçtiğimiz yıllar içinde inovasyonu kendi kurumsalkültürüne nasıl entegre ettiğinden bahsedeceğim. Einstein,

'Hayal etmek bilgiden daha önemlidir,' demiştir. İnovatifbir şirket olmak istediğinizde, çalışanlarınızın da parçasıolduğu başka insanların yaratıcılıklarına da önem vermenizgerekir. Burada çok önemli olan hususlardan biri deinsanların fikirlerini alıp inovasyon içinde uyumlu halegetirmektir. İnovasyon çok güzel bir senfoni ve bildiğinizgibi senfonilerde keman çalmak çok zordur çünkü bütünkemanların uyum içinde çalınması gerekir. Yönetimin,ürün geliştirmenin, aynı zamanda pazarlamanın ve imalatınsesini duymanız gerekir çünkü herkesin rolü çok önemlidir.

İnovasyonun bu kadar önemli olmasının nedenlerindenbiri de günümüzde hayatta kalmak için yenilikçi olmanızınşart olmasıdır. Herkes bir ticari üründen bahsediyor veeğer eşsiz bir fikriniz varsa insanlar bunu hızlakopyalayabilir ve inovasyonunuzu değersiz hale getirebilir.Bunu önlemek amacıyla, çalışanlarınızı kullanarakinovasyonu sizin için bir ürün avantajına dönüştürmenizgerekmektedir.

3M yaklaşık 100 yıllık bir şirket ve inovasyon anlamındada çok önemli bir şirket anlayışımız var. 23 milyar dolarlıkçeşitli teknolojiler yaratan bir firmayız. 7 farklı sektördefaaliyet gösteriyoruz. Post-it® ürününden bantlara, tüketimve ofis malzemelerine, sağlık ve bakım alanlarına kadarçeşitli alanlarda ürünlerimiz var. Ar-Ge'ye yaklaşık 1milyar dolar harcıyoruz. Bugün pazarda SO.OOO'inüzerindeürünümüz var. Satışlanmızın %60'ından fazlasını dünyanınçeşitli yerlerinde gerçekleştiriyoruz.

3M yenilikçi firmalar arasında genellikle ilk beşte yeralmaktadır. 2003 yılında 3M 1. sıradayken 200S'te çokönemli bir değişiklik oldu ve Apple bilgisayar firması 1.sıraya, 3M de 2. sıraya oturdu. 2003 ile 200S yıllarıarasında en önemli ve ilginç şeylerden bir tanesi, Applebilgisayar firmasının i-pod'lan piyasaya sürmesidir. Buonlar açısından çok önemli bir avantaj olmuştur, çünküçocuklar başta olmak üzere pek çok kişi için önemli birüründü. İnternetten indirebileceğiniz bir şarkıyı cebinizdetaşıyabileceğinizi kim düşünebilirdi ki?! Bu aslındamüziğe yönelik tamamen yepyeni bir iş alanı oldu.Memory stick içine kaydedilebilen ve aynı anda binlerceşarkıyı içine alabilen bir ürünün küçücük bir kutu içineambalajlanıp cebinize koyabileceğiniz bir ürünolabileceğini kim düşünebilirdi? Apple bu yenilikçi fikrialdı ve ürün haline getirip gündeme oturttu. Kullanımımnsizin inisiyatifinize bağlı olması da ürünün önemliavantajlanndan ve sıralama değişikliğinin nedenlerindenbiridir.

Bu yenilikçi firmaların ne kadar başarılı olduklarınabakacak olursak, bu firmalar yaklaşık olarak 22 milyardolarlık bir sermayeye sahip olup bunu ortalama %Soranında bir avantaja dönüştürmektedirler. Yenilikçilikfikrini doğru bir şekilde kullanabilen firmaların karlılıkdüzeylerinde de iyileşme görülmektedir.

3M'in böyle bir geleneği var. Özellikle de Post-it® notdefterleri, esnek devreler, cilt kanserini önleyebilecek

Page 136: Kongre Sponsorları - Anasayfa › sites › 1 › upload › files › 6_sanayi_kongresi...Kongre Sponsorları AKBANK Oturum Sponsorları ~ BORÇELiK e CEm OFSEr mat b_acılık sanayii

kremler olsun, çok çeşitli pazar segmentlerinde faaliyetgöstermekteyiz. İnovasyon hikayemize ve kurulduğuyıllardaki vizyonlarına bakacak olursak, kurucularımızçok önemli bir kaya bulduklarını ve bunu metalizımparalamak için kullanabileceklerini düşünüyorlar. Herşey gibi bu yenilikçi süreçte de bir finansman bulunması,yatırımcıların risk alması gerekiyordu ve aynı zamandagirişimcilere ihtiyaçları vardı. 3M de ilk yıllarındayatırımcılarla çalışmaya başladı. Ancak 7 yıl sonra,buldukları bu kaya parçasının gerçekte çok bilinen birmaden olduğu ortaya çıktı ve bekledikleri sonucu eldeedemediler, ürünlerini karlı bir şekilde satamadılar. Bununortaya çıkması için 7 yıl çabalamaları gerekmişti. Amagüzel bir yatırım yapmışlardı ve bunu yaparken işmodellerini tamamen değiştirınişlerdi. Daha fazla parayıuzun süre kendilerini finanse etmek için kullandılar amaeğer rekabetçi olmak istiyorlarsa o madene gerçektenihtiyaçları olduğunu düşündüler. Bu sert kaya Pennsylvaniaeyaletinde bulunuyordu ve tekel altındaydı ama İspanya'dada çıkıyordu. 3M o dönemde kayayı İspanya'dan KuzeyMinnesota'ya ithal etmeye karar verdi ve zımpara kağıdıböyle oluştu. Bu ürünü üretebilmek için çok anahtar birteknoloji kullanılması gerekiyordu. Bu kayayı aldılar,yapıştırıcının üzerine koydular ve daha sonra kağıdayapıştırarak zımpara kağıdı yarattılar.

Sürekli inovasyon yapmak istiyorsanız know-howbirikimine ihtiyacınız var. 3M'in ilk gerçek inovasyonuda ıslık-kuru zımpara kağıdıydı. Zımpara yaparken tozçıkıyor ve işçiler de o tozu soludukları için sağlıklarıtehlikeye giriyordu. O dönemde patlayan otomotivsektörüne hizmet ederken, bu toz sorununu dikkate almalarıgerekti. Bu sorundan kaçınmak için, ıslak zımpara kağıdıfikri ortaya atıldı. Bu kağıt sayesinde çok az toz çıkıyorduama o dönemde piyasada olan yapıştırıcılar daıslandıklarında kağıda yapışmıyorlardı. 3M bu sorunu elealdı ve karşısındaki fırsatın ne olduğunu anlamaya çalıştı.Orada bir dış teknoloji söz konusuydu. Bir kişi, özelliklezımpara kağıdında kullanılabilecek ve ıslakken deyapıştırılabilecek yeni bir yapıştırıcı geliştirmişti. Bu NewJersey'de bir kişinin banyosunda geliştirmiş olduğu birbuluştu. 3M'in CEO'su o kişiye yazarak bir bilgi talebindebulundu. Daha sonra bu teknolojiyi alıp işe yarayabilecekbir hale getirdiler. Biz buna 'keşfedilmemiş teknolojisendromu' adını veriyoruz. İnsanlar eğer 3M'deyaratılmadıysa iyi değildir diye düşünüyorlar ama buteknoloji transferi açısından çok önemli bir örnektir.Sonuçta, pazarda satılabilecek bir şeyi yaratmak için birteknoloji transferi söz konusu oldu ve 3M'in ürünü de buşekilde ortaya çıktı.

İnovasyonu engelleyebilecek durumlar çok önemlidir. Yarekabet yönünde çok önemli bir adım atacaksınız, birdeğişiklik yapacaksınız ve o değişikliğe imza atacaksınızya da bunu eğer başkaları yaptıysa siz de hızlı bir şekildeadapte olacaksınız. Herhangi bir şekilde yolunuzun önündebu değişime engel olabilecek bir şey varsa onu doğru birşekilde ortadan kaldırınanız gerekir.

Yapışkanlı bant1arkonusuna dönecek olursak, o dönemdeotomotiv sektöründe bütün araçlar siyahtı. 1920'li insanlaryavaş yavaş bir tane parçayı değiştirdiler ve arabanınyarısı başka renk olurken diğer yarısı siyah kaldı. Odönemde boyayı yapanlar yapışkan kullanıyorlardı veyapışkanın üzerine gazete koyup daha sonra boyuyorlardı.Ama yapışkan akıyordu ve beyazla siyah arasında hiçbirşekilde kusursuz bir sınır oluşturularnıyordu. 3M busorunu biliyordu ve yine doğru pazarda çalışıyordu.Müşterilerinin sıkıntılarını biliyordu ve bu noktadayapışkanlı bant diye bir şey bulmaya karar verdiler.

İlk baştaki zımparalı kağıt hikayesini düşünecek olursak,bu sorun karşısında da yeni fikirden yola çıktılar. Eğerdoğru yapışkan çeşidini doğru miktarda kullanacak olursakuzun süre yapışık kalacak yapışkanlı bant yapabiliriz diyedüşündüler. 6 yıl bu proje üzerinde çalıştılar. O döneminCEO'su artık bu proje üzerinde çalışmayın dedi çünkügerçekten de bir yere varılamıyordu. Ama bir taraftan dabu insanların yeteneklerine gerçekten çok değer veren,o dönemin şartlarında alışılmışın dışında bir kişiydi.Pazarı görebildi ve kendi kariyerini riske attı ve çok zorlubir 17 yıllık süreçten sonra yapışkanlı bandı bulmuşoldular. Tozsuz zımpara kağıdından sonra bu yapışkanlıbandı 3M'e çok büyük karlılık sağlayacak şekilde icatettiler.

Sorunların çözülebilmesi ıçın yeni bir yöntemgeliştirebiliyorsanız çok çarpıcı bir inovasyon yapmışolursanız. Eğer bu vizyona, bu know-how'a sahipseniz,yavaş yavaş pazara odaklanmaruz gerekir. Artık bu bantlarsayesinde yırtık kağıtları onarabiliyorsunuz oysa insanlardaha önce böyle bir ihtiyaçları olduğunu dahi bilmiyordu.Tıbbi ürünler için kullanılan ya da karayollarındakullanılabilen bantlar da yapışkanlı bant bir kere icatedildikten sonra bu şekilde geliştirilebildiler. Bu sayedeinovasyonu çok hızlı bir şekilde istediğimiz ucagötürebiliyoruz.

3M genelolarak ürüne dayalı bir şirkettir ve dolayısıyladaha çok ürüne dayalı inovasyonlardan bahsediyoruz. 42farklı teknoloji platforınumuzla kendimizi en ileri firınaolarak görüyoruz ve SO'denfazla pazara hizmet ediyoruz.Teknolojilerimizi biliyoruz, pazarlarımızı biliyoruz,müşterilerimizi çok iyi tanıyoruz. Bunların sayesindeyavaş yavaş çalışanlarımızı, elimizdeki teknolojilerinmüşterilerimizin sorunlarını daha iyi çözebilecek şekildenasıl birleştirebileceğimizi düşünmeye sevk etmeyebaşladık. Burada iletişimi güçlü kılmak zorundayız vebu da çok kaotik bir süreç oluyor. çünkü çok fazla karmaçalışma yapıyoruz ve bu nedenle de her şeyi iyiplanlamamız gerekiyor.

Sonuçta eğer gerçekten iyi bir kültüre ilham vereceksenizve doğru organizasyonu kurınaya çalışacaksınız bu kişilere'siz olsanız yatırım yapar mıydınız?' diye sorınanız lazım.Doğru kültür, inovasyonun en önemli ilhamkaynaklarından biridir. Vizyon sahibi bir kurucumuzolduğu için çok şanslıyız. Kariyerine 1907 yılında defter

Page 137: Kongre Sponsorları - Anasayfa › sites › 1 › upload › files › 6_sanayi_kongresi...Kongre Sponsorları AKBANK Oturum Sponsorları ~ BORÇELiK e CEm OFSEr mat b_acılık sanayii

tutarak başlamış bir muhasebeci olup 1929-1949 yıllarıarasında şirketin başkanlığını yapmıştır. 1950'li yıllarda,'Şirketimiz büyüdükçe sorumluluklarımızı başka insanlaradevretrnek zorunda kalacağız ve çalışanlarımızı inisiyatifalmaya teşvik etmemiz gerekecek. Bu durumda toleransçok önemli hale gelecek. Tabii ki hatalar yapılacaktırama eğer bir kişi ilk başta haklıysa yapmış olduğu hatalar,uzun vadede çok ciddi olmayacak, o kişiye işinikaybettirecek hale gelmeyecektir. Yönetim gerçekten buinisiyatifleri öldürmeyecek bir yaklaşım benimsemelidirve eğer büyüyeceksek inisiyatif alabilecek pek çok kişiyibünyemize almamız gerekir' demiştir.

Karlılığın azaldığı o dönemde, çalışanlarına sorumlulukdelege edebilmek, onlara güvenmek yönünde ettiği sözler3M kültürünün bir parçası olmuştur. Çalışanlarımız,zamanlarının % 15 ini istedikleri konuya ayırarak veyaptıkları şeyi geliştirerek geçiriyorlar ve bu 3M'inkültürünün en önemli unsurlarından bir tanesidir. Doğrukişilerin seçilmesi de gerçekten çok önemli. Girişimciliközelliği olan kişiler var ve bunların gizli becerileri olabilir.Deneyimlerimizden bu kişilerin özellikle yetki verilmesigereken kişiler olduğunu öğrendik. Biz bilim adamlanmızıbaşarı kariyerleri olması gerektiği yönünde zorlamıyoruz.Onlara ilham alabilecekleri ya da kurumsal bilime katkıdabulunabilecekleri herhangi bir fikir üzerinde çalışmafırsatı veriyoruz. O nedenle insanlar iyi oldukları şeyiyapsınlar diyoruz. Bazı bilim adamlarımızın çalışmalarısonucunda belki milyonlarca sonuçlanmamış ürünolabiliyor ama neticede yaptıkları şeyde çok iyi olduklarıiçin direkt bir ürünle değil, birden fazla ürünleilgilenebiliyorlar.

İnovasyona bir de hangi stratejilerin iyi olacağı açısındanbakalım. Bir ürünün zaman içerisindeki işlevselliği çokönemlidir. Üç kademeden söz edebiliriz. Bunlardanbirincisinde herkesin dikkate alması gereken beş işlevsellikşunlardır: performans, güvenilirlik, ikna edebilirlik, fiyat,tasarım. İkinci kademedeyseniz dikkate alınması gerekenişlevsellikler azalıyor: performans, güvenilirlik veuygunluk. Bu kademede başarılı olmak için farklıstratejileri uygulamanız gerekiyor. Intel ve Microsoftstratejilerini teknolojiyle birlikte uyguladılar. 1980'liyıllarda herkesin masasının üzerinde bir bilgisayar olsundiye düşündüler. O dönemde kimsede böyle bir vizyonyoktu. Daha sonra yavaş yavaş zorlayıcı teknolojileri,inovasyonu, kendi sunucularını getirdiler ve yukarı doğrutırmandılar.

Diğer bir strateji de müşterilerini iyi tanımak, neistediklerini bilmektir. 1993'te master öğrencisiyken,bilgisayarlarımızda tam olarak ne kadar megabitlik bellekya da ne gibi özellikler olmasını istediğimizi biliyorduk.Deli gibi firmaların başarılı olmasının en önemlinedenlerinden bir tanesi müşterilerinin ne beklediğinibilmeleridir. Bu gibi firmaların artık tek yaptıkları şeyPC leri bir araya getirmek. Belki o dönemde bizimgöremediğimiz şey, annem gibi kişilerin de bilgisayar

almak istemiş olmalarıydı. Örneğin annem, sesli birşekilde 'Bayan Bennett, nasıl çalışmak istersiniz?' diyesoran bir bilgisayar hayal ediyordu. Önemli olan pazarıntalebinin iyi bilinmesidir ve i-pod'un başarısının temelindede bu vardır ve iki hafta kadar önce i-phone adında çokbüyük bir inovasyon yapıldı.

Dünyaya bakarak stratejilerimizi doğru seçmek çokönemlidir. Doğru fikirleri tespit edebilmek içinönceliklerimizi iyi belirlememiz gerekir. 3M'de ürünügeliştirme, ilk defa pazara sunma diye bir sürecirniz var.Bu, en iyi fikirleri pazara getirinceye kadar devam edenbir süreç ve ürünün ticarileştirilmesine kadar gidiyor.Pazarın, müşterinin ve aynı zamanda bizimyapabileceklerimizin sesirıi dinlemek, elimizdeki verilerindoğru bir şekilde okunması ve böylelikle de pazarıntalebinin hızlı bir şekilde karşılanması çok önemlidir.Yeni fikri n ortaya çıkma süreci çok büyük bir süreç veyavaş yavaş gelişiyor. Ticarileşme tarafının da hızlı olmasıgerekir. Burada doğru seçimleri yapmak büyük önemkazanıyor. En önemli hususlardan bir tanesi de yenilikçibir organizasyon yapısına sahip olmaktır. Size doğrukapıyı açabilecek geçit fikirlere yol vermek önemlidir.

Özet olarak,inovasyonun girişimcilik açısından çokönemli bir araç olduğunu anlamanıız gerek. Sürdürülebilirbaşarının anahtarı doğru kültüre, doğru insanlara, doğrukonumlamaya sahip olmaktır.

Dr. Tolga YalçınkayaOrsem Grup Yönetim Kurulu Başkanı

ORSEM olarak tıbbi cihaz ve sarf malzemesi sektöründefaaliyet gösteriyoruz. Spesifik olarak bakacak olursak,ortopedi cerrahisinde kullanılan implantların satış veüretimirıi gerçekleştiriyoruz. Bunlar örneğin halk arasındaplatin olarak bilinen, kemik kırıldığında yerleştirilentravma ürünleri, insanlar yaşlandıklarında bir dejenerasyonolması halinde yerleştirilen diz ve kalça protezleri, omurgaeğriliklerinde kullanılan cihazlar ve son yıllarda gelişenbiyoteknolojik ürünlerdir.

Ben doktorum ve uzmanlığımı tamamladığım 1995yılından beri bir girişimci olarak bu sektörde yeralmaktayım. Ancak şimdi bahsedeceğim hikaye, birkurumsal yönetici olan ve Türkiye'de sağlık sektöründekiçok büyük şirketlerde üst düzey yöneticilik yapmış olanMehmet Tanyolaç ile birlikte 2005 yılında kurmuşolduğumuz ORSEM Grup'un hikayesidir. Şu andaşirketimizde 88 kişi çalışmaktadır.

Tıbbi cihaz dediğim zaman bir kısmınızın aklına makinelergeliyor olabilir ama aslında hastanelerde kullanılan ilaçdışındaki her şey tıbbi cihazdır. Bunun içine hastanınkaryola da, kullanılan pamuk da girmektedir. (Şekil I)

Page 138: Kongre Sponsorları - Anasayfa › sites › 1 › upload › files › 6_sanayi_kongresi...Kongre Sponsorları AKBANK Oturum Sponsorları ~ BORÇELiK e CEm OFSEr mat b_acılık sanayii

Tıbbi Cihaz Pazarı, Global (2003) Büyüme

OrtopediKardiyovasköler

Cerrahi AletlerOftalmoloji

DlyalizYar. Bakımı

IVNasküler ErişimSolunum Tedavisi

Hasta

1/~

$17S Mılyar .-

':::_/ ;-r-r-

10 15 20

Şekil 1

Sektörün en büyük kısmını, hastaneye girdiğiniz zamankullanılan laboratuar cihazları, tıbbi görüntülerne adınıverdiğimiz röntgen ve ultrasonografi cihazları gibi cihazlarve bunun arkasından belki şaşırtıcı olarak ortopedi cihazlarıoluşturmaktadır ki bu pazarın değeri dünyada 25,5 milyardolardır.

Global bazda ya da Türkiye çapında bakıldığı zamanönemli görünmeyebilir ama kendi sektörümüz için bazıilkleri başardık. Örneğin sektörümüzde ilk defa,Türkiye'nin önde gelen girişim sermayesi şirketlerindenbiriyle ortaklık yapmak üzereyiz. Üniversite Sanayiişbirliği Merkezi ÜSAM, Hacettepe Üniversitesi, Tübitakve 5 şirketten oluşan Biyomedtek adlı araştırmaorganizasyonunun parçasıyız. Yurtdışında ve yurtiçindeüniversite ve Ar-Ge şirketleriyle işbirliği yapıyoruz.Global şirketler için fason üretim yaparak önce kalitemiziispatladık ve yine global şirketlerle Türkiye dışındabölgesel bir şirket olmaya çalışıyoruz.

Bizim büyüme modelimiz, lokal bir şirketten global birşirkete, jenerik bir üreticiden orijinal ürün üreten şirketedönüşerek büyümektir. Bu da zaten inovasyonun niçingerekli olduğunu ortaya koymaktadır.

Bugün şirketimiz grafikte sol alt köşede yer almaktadır,yani mevcut pazarlarda mevcut ürünler üretiyoruz. Bualanda yer alan şirketlerin büyürnek için yeni pazarlaragitmeleri ya da yeni ürün ve hizmetler sunmasıgerekmektedir. Bizim büyüme h ikü y ern iz igerçekleştirrneyi umduğumuz nokta, önceliklebiyoteknolojiye gitmektir, ki bu tamamen inovatifürünlerin, bugün var olmayan, standart teknolojiyleüretilmeyen ürünlerin ürün yelpazemize eklenmesianlamına geliyor. Bir diğer yaklaşımımız ise yurtdışımarka yolculuğudur. (Şekil 2)

25

................................................................................... .: :~ Biyoteknoloji ~

: :

.,.§ ~

l~~ e

t~

Mtvaıt YeniMüşteriler

Şekil 2

Ürün inovasyon kayrıağımız olarak akademik çevrelerleişbirliği içindeyiz. Çok yüksek teknolojinin kullanıldığıbir alandayız. Kemiklerin içine yerleştirilen çok özelvidalardan ve plakladan bahsediyorum. Bunlar çok özelhammaddelerden imal edilmektedirler, halk arasındabilindiği gibi platin değil titanyum ve çeliğin çok özelalaşımlarıyla çalışıyoruz. Kemiğin yerini alabilecek biralaşım da henüz mevcut değil; kemiğin ne sertliğini, nedayanıklılığını ne de esnekliğini henüz elde edemiyoruz.Bu nedenle bizim hammadde anlamında üniversitelerleçok yoğun bir şekilde çalışıyoruz. Bir başka konu daürettiğimiz ürünlerin kemiklere tutunması ve bunun içinde çok özel kaplamalar üzerinde çalışıyoruz. Bunlara ekolarak bazı çok özel teknoloji platformlarını kurmaya vetakip etmeye çalışıyoruz.

Bu sektörün bir farklı yönü de müşterimizin, ürünlerimizinkullanıcısının aynı zaman da doktor yani akademik çevreninbir parçası olmasıdır. Bir doktor yeni bir tedavi bulduğundao tedaviyi gerçekleştirmek için yeni bir ürüne ihtiyaçduyabilmektedir. Mevcut bir tedavi için yeni bir ürünü yada bir ürünü başka bir yerde kullanması da mümkündür.Bazen de bir ürünün geliştirilmesini arzu edebilmektedir.Bu nedenle bizim müşterilerimiz inovasyon sürecimizin,Ar-Ge projelerimizin her zaman bir parçasıdır. Pek çokşirkette olduğu gibi, bazen bizim de şirketin içerisindenkaynaklanan fikirlerimiz oluyor ancak bu fikirleri de yineürünün kullanıcısı olan doktorlarla beraber çalışmak,beraber tasarlamak zorundayız.

Ürün geliştirme konusunda bizim sektörümüzdeki liderşirketlerden biri olan Medtronik'in kullandığı modelikullanmaktayız. ilk önce bir analiz aşamamız var. Buaşamada iş planını, maliyeti, rakip analizlerini, şirketkaynaklarını değerlendiriyoruz. Bir sonraki aşamadeğerlendirmedir ve bu aşamada ürünün Ar-Geçalışmalarını yaparken ileride karşımıza çıkabilecek bütünproblemleri bulmaya çalışıyoruz çünkü sektörümüzdeürün inovasyonu çok pahalıdır ve ürünlerimizin bazıkalite sistemlerine bağlı olmak zorundayız. Ürettiğimizürünün Ar-Ge sürecini tamamladıktan sonra insanvücudunda 5-10 yıl sonra yaratacağı etkileri en baştanöngörmek zorundayız ve nispeten uzun bir Ar-Gesürecinden bahsediyoruz.

Page 139: Kongre Sponsorları - Anasayfa › sites › 1 › upload › files › 6_sanayi_kongresi...Kongre Sponsorları AKBANK Oturum Sponsorları ~ BORÇELiK e CEm OFSEr mat b_acılık sanayii

Bunun için, gerekli teknoloji ve ürünün uygulanabilmesiiçin gereken yan teknolojilerin varlığını öncedendeğerlendirmek zorundayız. Örneğin mükemmel bir dizprotezi yapabiliriz ancak bu diz protezi kemiği kesen özelbir motorla yerleştiriliyor bu nedenle protezimizin bumotora uygun olup olmadığım önceden bilmek zorundayız.Çıkardığımız bir ürünün CE Sertifikası alabileceğiniöngörmediğimiz durumda bizim bu inovasyon sürecinehiç başlamamamız gerekir. En sonunda da bir protezüreterek vücuda uygulanabilirliğini mutlaka doktorlarlateyit ederiz. Bu aşamadan sonra Ar-Ge ve inovasyonsürecine başlıyoruz ve bu nokta kesin karar aşaması olupbu noktaya geldikten sonra ürüne dönüşmeden sürecisonlandırmı yoruz.

Ortopedi alanında ürün inovasyonunun diğer sektörlerdenbazı farklılıkları vardır. Öncelikle bizim ürünlerimizinhepsi ameliyat ortamında yerleştirilir. Bu nedenleameliyatta çıkabilecek bütün sorunların çözümü ürününüzerinde olmak zorundadır. Ürünün uygulanacağıpopülasyon çok önemlidir, çünkü bir Kuzey Avrupa'nınkemik yapısıyla bir Asyalınırıki birbirinden çok farklıdır.Ürünler sahaya sunulmadan önce mutlaka çok özel testaşamalarından ve klinik deneylerden geçmek zorundadır.CE Sertifikası her ürün için var ama insan vücudununiçine yerleştirilen bir ürün için gerekli olan CE Belgesiçok özel bir belgedir ve alınması çok pahalı ve zor birsüreçtir. Uyguladığımız ürünlerin hepsinin hastalardakitakiplerini de yapmak zorundayız.

Ürün inovasyonlarımızı biz iki grup altında topluyoruzve bunlardan bir tanesi yeni teknoloji platformları. Pahalıbir ürün geliştirme sürecinden bahsediyoruz onun içinmümkün mertebe bel li platformlar elde ederek buplatformlardan birden fazla ürün çıkartmaya çalışıyoruz.Protezlere elektromanyetik alan yüklenmesi ya da ilaçsalgılayan implantlar gibi bizim şu anda üzerindeçalıştığımız iki teknoloji platformumuz var. Bunun dışındada ürün geliştirmelerimiz var ve ürün geliştirirkençıkarttığımız ürünlerin sağlık alanındaki teknolojiliderleriyle aynı seviyede olmasını amaçlıyoruz.

Dünya çapında bir yer elde etmesini planladığımız buteknoloji platformlarından bir tanesi hakkında biraz bilgivermek istiyorum. Önümüzdeki dönemde tıbbi cihazlarlailaçları bir arada göreceğiz. Bu iki grubunun evliliğiyleilgili şu anda kullanımda olan birkaç örnek var. Bunlardanbir tanesi gebeliği önlemek amacıyla kadınlarda kullarıılanspiraller, diğeri de son zamanlarda çok konuşulan ilaçlıstent kavrarrudır. Bu, kalp krizi geçiren insanlarda, koronerdamarların içine yerleştirilen stent1erin tekrar tıkanmayıengelleyi bir ilaçla özel bir şekilde kaplanmasıteknolojisidir. Bu önemli çünkü siz hastaya bir ilaçverdiğinizde o ilaç hastanın bütün vücuduna yayılıyor.Oysa bazen bir hormonun yalruzca rahmin içinde olmasımya da tıkanma örneğinde olduğu gibi ilacın yalnızcakoroner damarın içinde olmasını isteyebilirsiniz.

Bir başka proje, titanyum kalça protezinin antibiyotiksalgılayan bir proteze dönüştürülmesidir. Protezameliyatları yapılan hastaların %5 ile %6'sında ameliyattansonra implant bölgesinde enfeksiyon gelişmektedir ve buçok ciddi bir enfeksiyon olup ancak yeni bir ameliyatlaprotezin çıkartılması yoluyla iyileşir. Bizim çözümümüz,protezlerin ameliyattan sonraki dört hafta boyuncakontrollü bir şekilde çevresindeki mikropları öldürecekdüzeyde antibiyotik salgılamasını sağlamak ve böyleceikinci ameliyata engelolmaktır. Bu uygulamanın klinikaşamaları tamamlandı ama henüz dünyada uygulanmadı,şu anda sertifikasyon aşamasındadır.

Biz Türkiye'den global şirket çıkabileceğine inanıyoruz.Bunun yolu da inovatif ürünlerdir. Bu inovatif ürünleriTürkiye'de sanayinin üretmesini sağlayacak olan bilgibirikimi akademik çevrelerde mevcuttur. Tek yapmamızgereken şey, bu işbirliğini modelini bulmak ve geliştirmektir.

C. Müjdat AltayNorıel Netaş Genel Müdürü

İnovasyon dediğimizde hepimizin aklına öncelikle ürüngelmektedir ve çevremize baktığımız zaman da birçokinovatif ürün görüyoruz. Ancak ürünün arkasında o ürünühazırlayacak inovatif ortamı ve inovatif süreçleri degözden kaçırmamak gerekir.

İnovatif ürün olsun, inovatif süreç olsun, hepsinin arkasındabir talep ve o talebi karşılamak için pazara sunulan birürün var. Bu da pazar-müşteri ilişkisini doğurmaktadır.Bundan 30-35 sene öncesi ile şu an arasındaki geçişlerisizlerle paylaşmak istiyorum. 1970'li yıllarda bilgiyeulaşmak çok zordu, bir takım inovatif ürünlerle ve lokalbir şekilde pazarın ihtiyaçlarını karşılayabiliyordunuz.Halbuki 80'li, 90'lı yıllarda iletişim çağı devreye girdi,müşterilerin daha fazla bilgiye ulaşması söz konusu oldu.2000'1i yıllarda küreselleşme süreci ve internet ile birliktemüşteriler çok daha net bir şekilde pazarda neler olduğunuve rekabetin nereye doğru gittiğini görmeye ve ona görede pazarı yönetmeye başladılar ve bugün pazarı çok netbir şekilde müşteriler belirliyor. Buna tepki olarak rekabetteçok hızlı büyümektedir. (Şekil l)

Page 140: Kongre Sponsorları - Anasayfa › sites › 1 › upload › files › 6_sanayi_kongresi...Kongre Sponsorları AKBANK Oturum Sponsorları ~ BORÇELiK e CEm OFSEr mat b_acılık sanayii

Rekabet konusunda yüksek atlamayı örnek vermekistiyorum. 191O'lu yıllarda erkeklerde yüksek atlamarekoru 1,98 metre iken, insan yapısında çok büyük birdeğişiklik olmamasına rağmen, 2007'de rekor 2,35metredir. Burada devreye süreçler girdi. 19ıo'larda yüzüstü atlama yapılırken daha sonra sırt üstü atlama yapılarakdaha iyi dereceler elde edilmiştir. Pazarı aslında müşterileretkiliyor demiştik, evet her şeyin başında bir talep vemüşteri var. Müşteriler öncelikle ihtiyaçlarına uygunkaliteli bir ürünü, maliyet etkin bir biçimde ve ihtiyaçlarıolduğu anda istiyorlar. Eğer kalite, teslimat ve maliyetkriterleri içinde çözümünüzü oluşturabilirseniz müşteritaleplerini karşılıyor ve rekabet karşısında da firmanızıdaha iyi bir noktaya getirebiliyorsunuz.

Bunu yapabilmek içirı de olaya iki yönden bakmak gerekir.Legacy dediğimiz şirketler olaya kendi süreçlerindenbakarlar; kendi satış-pazarı ama ekipleri, çözümgeliştiricileri, uygulamacıları ve destek ekipleri ayrı ayrıgruplar halinde müşteriye giderler. Oysa müşteri birtanedir. Eğer yönümüzü değiştirirsek, süreçlere müşteriningözünden bakarsak, o zaman müşterinin ihtiyaçlarına,isteklerine daha yaratıcı, daha güzel çözümler bulmaşansını elde ederiz. Bunu yapmak için de organizasyoniçindeki bariyerleri yıkmak zorundayız. Bu şekilde ikitaraf da, hem müşteri, hem tedarikçi kazanıyor ve yeniyöntemleri inovatif ürünler pazara giriyor. (Şekil 2)

• Herkesin müşterilere ve finansal göstergelereodaklanmasını sağlamak,

• Süreç performansını müşterinin bakış açısıyla ölçmek,• Sağlam istatistiksel analizler yaparak süreçleri geliştirip,

temel finans ve müşteri göstergelerini daha daiyileştirmek ve bununla yönetmek.

Altı Sigma'da inovasyonu nasıl getirdiğimize bakacakolursak, bugün yaptığımız işlerimizi yapmak içinharcadığımız enerjinin ancak %5'i o işe yöneliktir. Eğerboşa harcadığımız vakitleri, oluşturduğumuz disiplinlerleminimuma indirirsek o zaman yaratıcı insanlarayaratıcılıkları için vakit ayırmış oluruz.

Bu grafik, bugün Nortel Netaş'ta uyguladığımız yöntemigöstermektedir. Öncelikle fikirleri topluyoruz, butopladığımız fıkirleri küçük thirık-tank dediğimiz gruplardadeğerlendiriyoruz ve şirketirı ana hedeflerine göre eliyoruz,çünkü bir şirket içinde kaynaklar sonsuz değildir.Kaynaklarımızı en optimum ve şirket amaçlarına uygunşekilde kullanmak için gelen tüm fikirler arasında analizyapıyor ve en iyi fikirleri de süreç olarak, ürün olarakfirmaya katıyoruz. (Şekil 3)

Şekil 2

Süreçte inovasyonun özü şudur:

• Müşteriye daha gelişmiş ürün - yüksek değerli servissunmak

• Verimliliği artırmak• Üretkenliği artırmak• Çalışan memnuniyetini artırmak• Masrafları düşürmek• Karlılığı artırmak

Böylece pazara sunum süresi kısalır ve rekabette farkyaratabiliriz. Nortel buna yönelik yöntemleri inceledi vegeçtiğimiz yıl itibariyle Nortel Yalın Altı Sigma süreciniseçti. Yalın Altı Sigma, müşteri memnuniyetini, şirketverimliliğini ve karlılığını arttırmayı hedefleyen birdisiplindir. Bu disiplinin alt parametreleri şunlardır:

Süreçte inovasyonu sağlayabilmek için, sürecin şirkettarafından özümsenmesi gerekir. Bu nedenle öncelikleNortel'in CEO'su bu fikri uygulama kararı aldı ve dahasonra tüm ekibirıi topladı. Bu ekip iki günlük bir seminerdeneler yapılacağını tartıştı ve sonunda tüm birimlerinişbirliğiyle Yalın 6 Sigrna'run uygulanmasına karar verildive dört tane alan seçildi: müşteri memnuniyeti, pazaraçıkış süresi, nakit yönetimi ve kalitenirı artırılarak kalitedendoğacak masrafın azaltılması. Bir ay içirıde bunlarla ilgiliprojeler başlatıldı ve kara kuşaklar atandı. Nortel tüm busüreçlere girerken, altı noktaya dikkat çekti:

• Üstün-nitelikli yönetim, kültür ve süreçler• Bilanço, kurumsal yönetim ve iş / finans göstergelerine

agresif odaklanma• Dünya standartlarında maliyet yapısı ve kalite seviyeleri

sağlamak• Bütün ana aktiviteler içirı %20 pazar payıru hedeflemek• Karlı büyüme için yatırım yapmak• Servis ve yazılım çözümlerine daha fazla yoğunlaşmak

Page 141: Kongre Sponsorları - Anasayfa › sites › 1 › upload › files › 6_sanayi_kongresi...Kongre Sponsorları AKBANK Oturum Sponsorları ~ BORÇELiK e CEm OFSEr mat b_acılık sanayii

Bunlar bütün şirkete yayıldı ve bütün Yalın 6 Sigmaprojeleri bu kararların ışığı altında yönetilmeye başlandı.Şu anda 246 civarında proje var ve 6-7 aylık süre zaıfındabu projelerin şirkete sağladığı net maliyet indirimi 50milyon doların üzerindedir. Hedef burada maliyetindirmekten ziyade müşteri memnuniyetini ve pazarhakimiyetini art ınn ak ama yan fayda olarak da böyle birmaliyet indirimi gerçekleşti.

Buna paralelolarak Netaş'ta da biz aynı sistemikullanıyoruz. Netaş bu sene itibariyle 40 yıldır Türkiyepazarında faaliyet gösteriyor. Tüm operatörlerimize veTürk Silahlı Kuvvetleri'ne hizmet veriyoruz. Şu anda 997çalışanımız var ve bunların 850'si Ar-Ge, teknolojipersoneli. Çok yoğun teknoloji üreten bir firmayız.1973'ten beri Ar-Ge yapıyoruz ve 400 tane Ar-Gepersonelimiz var. Bunların 100 tanesi silahlı Kuvvetleriçin çok yoğun çalışmalar yapıyor, geri kalan 300 taneside Nortel'in üçüncü nesil ürünlerini Türkiye'detasarl ıyorlar. Nortel bu ürünlerin bütün sahipliğiniTürkiye'ye verdi. Diğer taraftan 400 tane teknik personelleKuzey Amerika, Avrupa, Afrika, Ortadoğu, Rusya,Kazakistan yani dünya coğrafyasının %75'inden fazlasınateknik destek veriyoruz, ki bunun içinde ürün geliştirmeve yeni özelliklerin katılması da dahildir.

Yıllar boyunca süreçlerimize çok önem verdik, bununsemeresini de 1996, 1997, 1998 yıllarında EFQM'dealdığımız ödüllerle, 1995 yılında Türkiye'de Kalder'denaldığımız ödüllerle ve Nortel'den aldığımız bronz vegümüş kalite ödülleriyle gördük. Şimdi de buyolculuğumuza Yalın 6 Sigma ile devam etme kararınıaldık. Başlangıçta kendi kabineme tanıtımını yaptım vekendim dahilolmak üzere bir arkadaşımla birlikte Yalın& Sigma Şampiyon eğitimini aldım. İlk kara kuşaklarımızıtespit ettik, yurtdışı eğilimlerini verdik, pilot çalışmalarbaşladı ki bunlar çok başarılı oldu. Bunların arkasından'Sahipleri' projeleriyle birçok sürecimizi iyileştirdik veşu anda 30 adet 'Sahiplen' projesi devam ediyor. Diğertaraftan i8 kişi yeşil kuşak eğitimi alıyor. Şu anda Yalın6 Sigma projeler listesi, biraz önce verdiğim örnektekigibi oluşturuluyor. Buna çok önem veriyoruz çünkü bizTürkiye'den 850 kişiyle tüm dünyaya hem araştırmageliştirme hem de teknoloji hizmeti veriyoruz. Buradaen iyi süreçlerde inovatif hizmetler vermek amacınıgüdüyoruz ve bunun da en doğru yolunun Yalın 6 Sigmaolduğuna tüm şirket olarak yürekten inanıyoruz. Buprojeleri kara kuşaklarımızia birlikte başlattık. Diğertaraftan da süreç yönetimi ve kontrol sistemuygulamalarıyla da Eylül ayından itibaren süreçlerimizikontrol altına aldık ve bu uygulamalar Aralık ayı sonundatamamlanacak.

Ekrem AkyiğitAkyiğit Tekstil Konfeksiyon Yönefiili Kurulu Başkanı

Biz pazarlama inovasyonuna, şirketin tüm birimlerininpazarlamaya hizmet eden bir anlayışta olması olarakbakıyoruz ve tüketicinin hayatına değer katacak çözümlerisosyal ve küresel ilkelerle birlikte işleyen, tüm birimlerinortak pazarlama hedefi olan stratejiler bütünü olarakgörüyoruz.

Collezione'nin kronolojisi şöyledir. 1987 yılında ilkmağazamız Bakırköy'de açtık,1989 yılında perakende satışın yanında üretime girişsürecimiz başladı, 1996 tüketicinin ihtiyaçlarıdoğrultusunda Uzakdoğu'da ucuz fason üretim çalışmalarıbaşladı, 2003 yine tüketicinin isteği doğrultusundaUzakdoğu'daki fason üretimi azatlık, 2003 iç pazardafason üretimini artırma (hızlı moda), 2004 emek yoğunüretimlerimizi stratejik partneriere kaydırma, 2004teknoloji ağırlıklı üretime geçiş, 2006 teknoloji ağırlıklıüretimi stratejik partnerlere kaydırrna ve 2006 perakendeyeodaklanma.

Herkesin söylediği, hepimizin düşündüğü şeyaynı: Herne yapıyorsak müşteri için yapıyoruz. Dolayısıylamüşteriyi dinlemek çok önemli, perakendede daha daönemli. Rakipleri ve pazarı koklamak gerekiyor, çüküyol haritanızı ancak bu doğrultuda hazırlayabiliyorsunuz.(Şekil i)

Müşterisini dinlemeyen,beklentilerini anlamayan

Rakiplerini ve pazarı tanımayanşirket, ihtiyacı olan yol haritasınıoluşturamaz .•.

Şekil 1

Pazarlama bölümünün bu sene yapmış olduğu araştırmasonucunda öncelikleri farklı olan 2 ayrı tüketici profiliçıktı:• Fiyat ve kalite odaklı• Hemen şimdi ve moda ürüne odaklı (Fast Fashion)

Bu araştırma sonucunda çıkan sonuç şu ortak değerlerivermiştir: Müşteri• modayı,• eder fiyatta olmasını yani fazla para ödememeyi,• hemen şimdi,• görsel sunumun kuvvetli olmasını ve paketlenmesini• aynı zamanda kazandığımız değerlerin bir bölümünüde soysal ve küresel ilkeler için bir kenara ayınnamızıistiyor.

Page 142: Kongre Sponsorları - Anasayfa › sites › 1 › upload › files › 6_sanayi_kongresi...Kongre Sponsorları AKBANK Oturum Sponsorları ~ BORÇELiK e CEm OFSEr mat b_acılık sanayii

Bunlardan yola çıkarak yapmamız gereken ilk şeyin bilgive teknolojiye yatırım olduğuna karar verdik. Öncedenbir ürünü üretirken deseni kumaş üzerine uygulamak için25 gün beklememiz gerekiyordu. Teknolojiye yatırımyaparak bu süreyi 1,5 saate düşürdük, ürünün prototipinide 3 saatte hazırlayabilir hale geldik. Tabii bu sürecinsadece bir ayağıdır. (Şekil 2)

'-

- -;ı,"-- Jk collezıone

Geçmişte 25 gün desennumunesini beklerken busüreyi teknoloji yatırımlanile 1.5 saate indirdik.Orijinal numuneyi ise 3saatte elde ediyoruzArge yatırımlan toplamgiderimizin içinde yüzde 3paya sahiptir.Tüm sistemde Online biryapıda çalışıyoruz.Bilgiyi verimli kullanmakiçin PLM ve MIS gibi birçok özel yazılunlarkullaruyoruz

Şekil 2

Merkezde bunları çok rahat yapabiliyordunuz ama önemliolan tedarik zinciri bandınızın olmasıydı. Biz şirket olarakAr-Ge'ye çok önem veriyoruz ve toplam giderlerimiziniçinde %3 pay ayırıyoruz. Tüm sistemi on-line halegetirdik, çünkü pazarda tüketicinin bilgisine ulaşmak veonu hızla hayata geçirmek için sistemin bütününü aynıanda görmeniz gerekiyordu ve bu yapıyı oluşturduk. Yinebu bilgiyi verimliliğe dönüştürebilmek için, tüm yaşamınıkayıt altına aldık, böylelikle ürünün araştırması, tasarımı,kumaşının aldığı yer ve fiyatı, yapılma süresi ve satıştagösterdiği performansını izleyebileceğimiz PLM sisteminioturttuk. Yeni aldığımız MIS yazılımı sayesindeparametreleri girerek istediğimiz her türlü raporu alabilirhale geldik.

Collezione'yi kuralı 20 yıloldu, ondan önce de 18 senevitrin görsel işi yapmıştım. Bizim zamanımızda, modayılda bir kere değişiyordu, sonra 6 ayda bire düştü vebununla birlikte müşterinin ziyareti arttı. O zamanlarmodayı elde etmek için Taksim'e, Beyoğlu'na çıkmak yada Bakırköy'e gitmek gerekiyordu ama sonradan modahızlı iletişim araçlarıyla mahallelere kadar geLmeye başladı.Dolayısıyla müşteri de sizi artık daha sık ziyaret ederoldu. Artık ayda bir kere mağazaya uğrayan müşterisizden hızlı moda istiyordu. Biz de müşterinin bu talebinikarşılamak için yılda 6 ana, 6 flash koleksiyon yapmayabaşladık fakat gelecekle ilgili iletişim araçları kendini bukadar hızlı yenilerken müşteri talebi de değişecektir diyedüşünüyoruz ve yakında kirlet-at- yenile trendininbaşlayacağını öngörüyoruz. Suyun tükendiğirıi, deterjanınpahalılaştığını ve zamanında önemini düşünürsek, artıkinsanlar muhtemelen aldıkları şeyi birkaç kez giydiktensonra yıkamak yerine, hızlı moda düşüncesiyle atacak veyerine yenilerini alacaktır. Bu nedenle Collezione olarakşimdiden 12 ana ve 12 flash koleksiyon yapmaçalışmalarına başladık.

Önceden comer ve bayilik sistemimiz vardı ve başlardaiyi işleyen bu yapıda 480'li rakamlara çıkmıştık ancaktüketiciyi ve ortağımızı ölçemiyor, ona destekçıkamıyorduk. Bu sorunu çözmek için franchisingsistemine geçtik. Şu anda 130 franchise ile hizmetveriyoruz. Karlılık çalışmalarımızı değiştirdik; tüm ürüngruplarını kendi içlerinde ayrı ayrı değerlendiriyoruz.Üretimden çıkıp, bu faaliyetleri stratejik ortaklarımızadevrederek hem hız kazandık hem de kalitemiz yükseldi.Biz de buradan kalan zamanı perakendeye ayırarak ocephede daha verimli işler yapmaya başladık.

Rekabetin tasarım ayağı, merkezde yapılabilecek belkiama artık rekabetin markalar arasında değil tedarikzincirleri arasında olacağını düşünüyoruz. Eğer üretimbantlarım kısaltamazsanız ve bu süreci iyi yönetemezseniz,muhtemelen gelecekte sorun yaşarsınız. Zaten işler artıkdondurma gibi olmaya başladı, çünkü süre kısa, ürünriskli ve müşteri talebi devamlı değişiyor.

Yukarıda bahsetmiş olduğun uygulamaları yaparkenküresel ilkelere de dikkat ediyoruz çünkü ülkemizin tümkaynaklarını, hem insan kaynağını hem de çevreselkaynakları düşünmek zorundayız. Bununla ilgili olaraktedarik zinciri yönetiminde sözleşmeLere çok dikkatediyoruz. Hedef satışın altında alan hedefi, karlılık hedefi,mağaza hedefi gibi bir çok parametre var. Biz bu senebunların içinden hedef mağaza sayısına ulaşırken eldekimağazaların yeniden değerlendirmesi, geliştirilmesi veverimliliğinin artırılması programını uyguladık. Değişenmağazaların, ilave masrafa katlanmadan bize çok ciddigeri dönüşleri olduğunu gördük. (Şekil 3)

i ,.,'. Jk collezıone

ti'

KÜRESELOGOIOPıOIIr

• Çalışanın haklanna, değerlerine saygılt

• Çocuk işçiliğinin önüne geçilmesi

• Çevreye saygılı, zarar oluşmadanönleyen çalışmalara katılma

• Çevreye dost ürünleri destekleme

Şekil 3

Bütün bunları yaparken şu düşüneeye çok önem verdik:Bir şirketi bir noktaya getirmek istiyorsanız, çalışanlarınızıda o noktaya çekmek zorundasınız. Bunun tek yolu dayukarıda konuşulan tüm bilgilerin aşağıdaki icracılarayayılmasıydı. Bu amaçla kendi bünyemizde CollezioneAkademi'yi kurduk. İster yeni bilgi olsun, ister oryantasyonolsun bu süreçte Akademi bize çok faydalı oldu(Şekil 4).

Page 143: Kongre Sponsorları - Anasayfa › sites › 1 › upload › files › 6_sanayi_kongresi...Kongre Sponsorları AKBANK Oturum Sponsorları ~ BORÇELiK e CEm OFSEr mat b_acılık sanayii

EGİTİME KATKı

• Collezione olarak eğitim projelerineöncelik veriyoruz. ><Kısa vadeli planlanmız arasındasektördeki ara eleman açığınıkapatmak ve kalifiye elemanyetiştirmek irin Moda Marka vePazarlarna LisesiniUzun vadede Pazarlarna veperakende üniversitesini kurmak

• Akyiğit Eğitim Kültür ve SanatVakfı 'nın öncelikleri arasında.Ülkene, sektörüne, insanına, vegeleceğine sorumluluğunu unutma.

Şekil 4

En son projemiz de Moda Marka ve Pazarlama Lisesikurmak çünkü hem bizim hem de ülkemizin ara elemanihtiyacının yüksek olduğunu düşünüyoruz. 60 derslik,ı.800 kişinin eğitim alacağı, içinde uygulama alanlarınınolacağı bir lise projemiz var. Yakın zamanda temeliniatacağız. Uzun vadeli planlarımız arasında bir dePazarlama ve Perakende Üniversitesi kurmak var. Buradakendimiz için belirlediğimiz ilke şudur: Ülkene,sektörüne, insanına ve geleceğine sorumluluğunu unutma.

Sorular ve Katkılar

Soru

Günü kurtarırken kurumsal inovasyon yapmak mümkünmüdür? Yani Türkiye'deki sanayi ve ticaret erbabı birtaraftan devletin yüksek vergi yüküyle uğraşırken birtaraftan yerli ve yabancı rakiplerle, bir taraftan da faizleyani günü kurtarmakla uğraşırken kurumsal inovasyonnasıl olacak? Kırılma noktası ya da eşik noktası nedir?

Erhan Saylan

Günümüzün rekabetçi ortamında lokal problemler hemenhemen her şirketin karşılaştığı sorunlar. Bunlar biraz şekildeğiştirerek farklı formlarda global piyasa oyuncularınınhepsinin karşısına çıkan sorunlar. Ben konuşmamda?üyümenin üzerinde durdum ve büyürnek içinınovasyonun gerekliliğinden bahsettim. Aslındabüyümenin bir adım gerisine giderek, inovasyonun hayattakalmanın mecburiyeti olduğunu burada altını çizerekbelirtmek istiyorum. Bu rekabetçi ortamda şirketlerinyaş~ya?i~meleri için inovasyon yapmaları, yani iş yapışşekillerini, ürünlerini değiştirmeleri, rakipleriyle aralarındafark yaratmaları, pazarda var olmaları ve hayattakalabilmelerinin tek şartıdır. Günü kurtararak bir süreyaşamak mümkün fakat her alanda hayat o kadar hızlıakıyor ki ve rekabet o kadar yoğun ki, durma şansınız~ok. Durduğunuz takdirde rakipleriniz sizi ezip geçer.Inovasyon ertelenebilecek bir konu değil, bugündenyapılacak yatırımlar, gelecekteki güzel günler için mutlakgerekli olan şeyler. Sonuçta Nokia örneğini hatırlayalım.

Pazarın durduğu, rakiplerin hiçbir şey yapmadığı, 1-2modelle yetindiği dönemde bile, önce 2000 yılında 15modelle, sonraki yıl 20 yeni modelle piyasayı zorlayanbir marka ve bugün geldiği noktayı hepimiz biliyoruz.Yangın söndürme faaliyetleri içinde boğulup kaldığımızdarakiplerin sadece bugünü değerlendirmediklerini ve ayruzamanda geleceğe de yatırım yaptıklarını unutmamızgerekiyor.

Soru

Türkiye 3M'in lideri olarak, insan kaynaklarınızı veorganizasyonunuzu nasıl motive ediyorsunuz? Doğrukültürü nasıl kullanıyorsunuz?

Dr. Gregg S. Bennett

Benim kişiselolarak uyguladığım yaklaşımlarda birisibir zamanlar duyduğum bir söze dayanıyor: Adanızıtanıyın, ad anızı sevin, adanıza hizmet edin ve sizin birada olmadığınızı unutmayın. Almanya'da, ABD'de veşimdide Türkiye'de edindiğim deneyimlerden biri, herkültürün kendine has güçlü yönleri ve zayıf yönleriolduğudur. İnsan kaynakları organizasyonumuzun 3Mkültürünün üç temel öğenin çevresinde oluşmasınayardımcı olduğundan emin olmaya çalışıyorum:güçlendirme, açık sistemler ve insanların başarılı olmayateşvik edilmesi. Bunun için ben kişiselolarak, yılda üçkere küçük gruplar halinde şirketimizdeki bütünçalışanlarla bir araya geliyorum ve iyileştirilmesigerektiğini düşündükleri alanları ve bu konudaki fıkirlerinidinliyorum ..Bu fikirleri topluyor ve gerekeni yapmayaçalışıyoruz. Insan Kaynakları departmanımız da aynı şeyiyapıyor ve çalışanlarımızın kendi fikirlerinin dinlenipona göre eyleme geçilmesinden motive olduklarınıdüşünüyorum.

Soru

En inovatif şirket belirlenirken hangi kriterler dikkateal ınmaktadır?

Dr. Gregg S. Bennett

Benim sizlere bahsettiğim araştırma Boston ConsultingGroup tarafından yapılmıştı. Benzer araştırmalarınsonuçlarını gazetelerde ve News Week'te de görebilirsiniz.Bu araştırmalardan birinde şirket liderlerine ürün vehizmetler açısından sektörlerindeki en inovatif şirketinhangisi olduğu sorulmuştu. Bunlar benim de düşündüğümgibi müşterileri ve finansal performanslara ağırlıkvermişlerdi.

Soru

Şirketinizde inovatif şirketlerin yaratılmasını sağlamakiçin ne tür araçlar kullanıyorsunuz?

Page 144: Kongre Sponsorları - Anasayfa › sites › 1 › upload › files › 6_sanayi_kongresi...Kongre Sponsorları AKBANK Oturum Sponsorları ~ BORÇELiK e CEm OFSEr mat b_acılık sanayii

Dr. Gregg S. Bennett

3M'in süreçleri çok açıktır. Çalışanlardan fikirler toplamak,bu fıkirlerin doğru insanlara ulaştığından emin olmak vedeğerlendirme sonuçlarını öğrenebilmek için intranetkullanıyoruz. Ayrıca kendimiz için zorlu ve çok yüksekiş amaçları da belirliyoruz ve bu konuda tarihsel düşünmebiçimine dayanan aşamalı inovasyona ihtiyacınız var.Buna ek olarak, şirketin içinde teknolojileri, platformlarıkuluçkaya yatırıyoruz, buradaki ana fikir de bu işplatformlarının teknolojilerle desteklenmesidir. Sonuçneden ilişkilerini inceliyoruz, dünyada kazananlarıincelediğimiz daha küçük araçlarımız var, beyin fırtınası,6 Sigma, PV hesaplamalarını kullanıyoruz.

Soru

3M'in üçüncü dünya ülkeleri için üretim yapmak üzereTürkiye'de fabrika kurma planları var mı?

Dr. Gregg S. Bennett

Türkiye 3M'in halihazırda Türkiye'de 8.000 metrekarebüyüklüğünde bir fabrikası var zaten. Burada üretilenürünlerin %60'ı Türkiye pazarına giderken geri kalan%40'i ihraç ediliyor. Türkiye'de satılan bütün Scotch-Bright ürünleri orada üretilmektedir. Bu fabrikada ayrıcaişçileri korumak için havalandırma cihazları, sanayi tipibantlar, medikal ve sanayi tipi filtreler vs. üretiyoruz.

Soru

Tedarikçiler, ürün inovasyon sürecine nasıl entegreoluyorlar? Tedarikçilerin yetenekleri 3M'in lokalinovasyon süreçlerini nasıl etkiliyor?

Dr. Gregg S. Bennett

Tedarikçilerin en iyi nasıl kullanılacağı konusu büyükbir zorluktur. Herkesi zorlayan bir diğer konu da sanayiyive orada bir inovasyon olduğunu bilmektir. Diğerleriniyakalamaya çalışmak ve inovasyon yapmamak, butedarikçilerden beklemek gibi bir durum olabiliyor. Bazende bir şeyler yapmanız gerekiyor ama ürünyeteneklerinizin çok ötesinde oluyor. Bu gibi durumdabizim için tercih önceliği olan tedarikçilere gidiyor veözel bir düzenleme altında o ürünü bizim için üretıneleriniistiyoruz. Lokal olarak 3M Türkiye'nin içinde küçük birgeliştirme organizasyonumuz var. Bunun dışında Türkiyepazarındaki ihtiyaçları değerlendirmeye, neleryapabileceğimize bakmaya ve en sonunda da markamızıve satışlarımızıyükseltıneye çalışıyoruz.Böyle durumlardaçok sayıda üçüncü partiyle çalışıyoruz ve ürünlerimizipazarlarnalarını istiyoruz.

Soru

Özellikle ilk yıllarda Ar-Ge için sermayeyi nasılbuluyorsunuz?

Dr. Gregg S. Bennett

3M olarak 65 ülkede organizasyonlarımız var. Öncelikleglobal ürün yapımızda var olan ürünleri ithal ediyoruz,yerel pazarda satıyoruz ve dağıtımını yapıyoruz. Bu aradaölçeğimizbüyürken o ülkede organizasyonumuzukurmayadevam ediyoruz. Ölçeğimiz büyüdüğünde sadece ithaletmek yerine ürünlerin belirli kısımları üretmeyebaşlıyoruz. Satışa hazır halde bantlar ithal etmek yerinebandı ham halde alıp son haline getirme işlemini buradayapıyoruz. Daha da büyüdükçe, ürün yeteneklerimizi degeliştiriyoruz. Bu bizim farklı farklı ülkelerdekullandığımız modeL. Eğer bir alana yeni giriyorsanız,büyük ölçüde fona ihtiyacınız oluyor. ABD'de bu işigirişim sermayesi şirketleri yapıyor ama onlar da Ar-Geyapabildiğinizden emin olmak istiyorlar.

Soru

Türkiye'de özel sektör-akademik çevre işbirliklerini yeterlibuluyor musunuz? Her ikisi de birbirinden şikayetçi.Mekanizmanın daha iyi işlemesi için fikir ve önerileriniznelerdir?

Dr. Tolga Yalçınkaya

Ben hep üniversite ortamında, araştırmanın içerisindeydimve hep bilim adamı olacağımı düşüyordum. Dünyayaoradan baktığınız zaman ve sanayici olarak baktığınızzaman bambaşka iki bakış açısı geçerli. Bilim çevresi biraraştırma projesi yaptığı zaman elde ettiği kaynağıkullanarak üniversite ortamına daha yeni cihazlar, dahamodern teknolojiler satın almak istiyor. Yapılançalışmaların makaleler yazılması suretiyle akademikçevrelerde kabul edilmesini, akademik personeline gelirelde etmek istiyor. Ancak sanayicilerin bu araştırma-geliştirme projelerinden beklediği tek şey var: ürün. Buaçıdan baktığınız zaman, arada bir uzlaşmazlık olduğudoğru. Biz bunun çözümünün şu şekilde olduğunudüşünüyoruz: Öncelikle Türkiye'de inovasyonudestekleyen TÜBİTAK'ın kuruluşu TEYDEB, TTGV veKOSGEB gibi kurumlar var ve biz bu kurumlardan ciddidestekler aldık. Bu kurumların bazı projeleri üniversitelerlesanayicileri bir araya getirmek için düzenlenmiştir, onuniçin mutlaka bu kuruluşlardan faydalanılmasını öneririm.

İkinci bir konu, biz bir akademik çevreyle proje yaptığımızzaman projenin bir bütçesi oluyor. Projenin mutlaka bellisafhalara bölünmesi, ürüne yönelik olması ve ancakprojenin belli aşamalarının gerçekleşmesi kaydıyla bukaynakların akademik çevreye paylaştırılmasının,üniversİtenin odağının da ürün olmasını sağladığıdüşünüyoruz. Benim bir de bir hayalim var. Yurtdışındabir iki tanesine katıldım, Türkiye'de var mı bilmiyorum.Sanayici olarak biz üniversiteye uzağız ama üniversiteleriniçerisinde KOSGEB ve teknokent şirketleri var. Fakatbiz çoğu zaman bu şirketlerin ne yaptığını bilmiyoruz,onlar da bizim ne yaptığımızı bilmiyorlar. Yurtdışındabu iki grubu birleştirmek amacıyla düzenlenen özel

Page 145: Kongre Sponsorları - Anasayfa › sites › 1 › upload › files › 6_sanayi_kongresi...Kongre Sponsorları AKBANK Oturum Sponsorları ~ BORÇELiK e CEm OFSEr mat b_acılık sanayii

toplantılara katıldırn. Burada fikri olan teknokent ya daKOSGEB şirketi sanayicilerden oluşan dinleyicilere LOdakikalık bir sunum yapıyor, şirketini ve elindeki projelerianlatıyor. Bu toplantıların arkasından da sanayicilerle buşirketler arasında birebir görüşmeler gerçekleşiyor. Bununçok iyi bir modelolduğunu düşünüyorum.

Soru

Tıbbi alet ile tıbbi cihaz konusunda inovasyon süreçleri birmidir? Tıbbi aletlerin üretimi için üniversite-sanayi işbirliğinasıl inovatif bir duruma getirilebilir?

Dr. Tolga Yalçınkaya

Bu terminoloji aslında bayağı karışık. Tıbbi alettenkastımızın, ameliyatlarda kullanılan makas, pens, bisturisapı gibi medical instruments yani aletler olduğunudüşünüyorum. Bence üniversite-sanayi işbirliği için buradaçok fırsat var fakat fırsat ve yük sanayiciye düşüyor.Dünyadaki tıbbi alet konusundaki en büyük üretici AlmanAesculap firmasıdır. Bu firmanın kataloğunu açtığınızdabeyin cerrahisinde kullanılan yaklaşık 25 tane aletin ismiYaşargil olarak başlar. Kardiyoloji bölümünü açarsınız,özel makaslar vardır ve isimleri Turgut Özal'ın ameliyatıruyapmış olan De Bakey makasıdır. Eğer tıbbi aletkonusunda bir şey yapmak istiyorsanız, Türkiye'dehekimler kendi ameliyatlarında kullanmak üzere özel aletdizaynına ihtiyaç duyuyorlar, bunu istiyorlar, tek yapılmasıgereken şey şirketlerin müşterilerle beraber ürün dizaynlarıüzerine çalışmasıdır. Ama burada üniversitelerde var olanpek çok teknoloji var ki bunlar da kullanılabilir.

Bugün Türkiye'de tıbbi alet sektörünün rekabetçiolmadığını düşüyorurn, çünkü Pakistan ve Çin 'inmaliyetleri çok düşüktür ama örneğin ameliyatta kullarıılanaletleri ağır çelikten yapmak yerine titanyumdan yapmakistiyorsanız, bu üniversiteyle yapılacak bir proje olabilir.Mikropları öldürmek için aletleri üzerlerini gümüş nitratile kaplayalım deseniz, bu da yine bir proje olabilir. Uçlarıdaha keskin olsun diye seramikle kaplasanız, bu bir projeolabilir. Bence burada üniversite-sanayi işbirliğinde yükve sorumluluk sanayicilerdedir. Eğer sanayici ne istediğinibilirse, bunu üniversite ortamından çok rahat bulabilirdiye düşünüyorum.

Soru

Mühendislik tabanlı şirketlerde beyaz yakalılar tarafındanüretilen çalışmaların sadece %5'inin değer katan çalışmaolması, %95'lik kullanılmayan bilginin üre kabul edilmesiAr-Ge şirketlerini sonuç odaklı olmaya yöneltmez mi?Sonuç odaklı olmak, kalite maliyetleri açısından Ar-Geşirketlerinin kaliteye ulaşma faaliyetlerini ne ölçüdeolumsuz etkiler?

C. Müjdat Altay

Bu %5, %95'i ilk duyduğumda ben de pek inanılırbulmamıştım. Daha sonra birkaç kara kuşak çalışmasınakatıldığımda, bu yüzdelerin gerçekten olabileceğinigördüm. Birincisi, bir takım faaliyetleri yaparken gerçektengitmemiz gereken yere eski alışkanlıklarımızı da katarakgidemiyoruz. Gördüğüm örneklerden bir tanesi bir müşterişikayetinin analiziydi. 4-5 noktadan geçen bu müşterianalizi ve arkadan şikayetin tamamlanıp doğrulanmasıve müşterinin memnun hale gelmesi 20 gün civarındasürüyordu. Halbuki bu 20 günlük süre içinde gerçektenmüşteriye katma değer sağlayan kısım 6 saat kadardı,çünkü 4-5 tane stop noktasından geçen bu faaliyetteherkesin kendi uygun zamanına göre belirli beklemeler,kayıplar vardı. 6 Sigma Projesi ile bunu tabii ki 6 saateindiremedik ama 24 saate indirmeyi başardık. Önemliolan müşteriye maliyet-kalite-teslimat üçgeninde bir ürünsunabilmek. Bundan üç sene önce, bir cep telefonu üreticifirması, Ar-Ge laboratuarı na bir ürün isteğiyle gidiyor.En sonunda ürün geliyor ve gelen ürünün ve cep telefonunyaşam süresi 200 sene. Bugün bir cep telefonunu 2 senedenfazla kullanmıyoruz, o ekstra i98 yıl, gayet güzel birkalite ama maliyet olarak şirkete yansıyabiliyor.

Soru

Netaş'ın, telefon santralleri ve komünikasyon ürünlerindekullanılan VLSI çiplerinin üretimi ya da hizmete özelçiplerin tasarımı konusunda çalışması var mı?

C. Müjdat Altay

i990'11 yıllardan beri bu çalışmamız var ama teknoloji okadar ilerledi ki içinde 1 milyon tane, hatta bu rakamşimdilerde 10 milyona doğru çıkıyor, programlanabilirkapının olduğu çipler geldi. Biz şimdi aldığımızyazılımlarla bu çipleri programlıyoruz ve kendiv Sl.I'lanmızı bu şekilde elde ediyoruz. Eskiden olduğugibi bir VLSI tasarımı yapıp daha sonra bunun yurtdışındaüretilmesi gibi işlere girmiyoruz çünkü girdiğimiz zamançok büyük üretim kapasitelerine çıkmamız gerekiyor.Savunma sanayinde çok özel tasarımlar yaptığımız içingenelde bu teknolojiyi kullanıyoruz.

Soru

Toplam satın almalarınızın ne kadarını yurtdışındanyapıyorsunuz?

Ekrem Akyiğit

Satışlarırnızın içindeki toplam satın alma payımız %9-LOcivarında, trikoda da %2-3 civarında.

Soru

Her hafta piyasaya 24 yeni model çıkarıyorsunuz. Bumodellerin hepsinin satılması mümkün değil?

Page 146: Kongre Sponsorları - Anasayfa › sites › 1 › upload › files › 6_sanayi_kongresi...Kongre Sponsorları AKBANK Oturum Sponsorları ~ BORÇELiK e CEm OFSEr mat b_acılık sanayii

Ekrem Akyiğit

Doğru. Bunları müşteri oranlarına göre değerlendiriyorve ona göre üretiyoruz. Bu nedenle elimizde fazla ürünkalmıyor. Zaten bu da bizim yeni bir inovatif çalışmamız.

Soru

Konfeksiyon alanında eğitim açısından meslek liseleriylebir çalışmaruz var mı? Önde giden bir fırma olarak okullarayol gösterici çalışmalar yapıyor musunuz?

Ekrem Akyiğit

Evet, hem üniversitelerle hem de meslek liseleriyle butür çalışmalar yapıyoruz. Ara eleman ihtiyaçları içinokullardan stajyer talebeler alıyor, onları eğitiyoruz.

Soru

Kirlet-at trendinin başlayacağını düşünerek, atılanürünlerin ekonomiye kazandırılmasıyla ilgili çalışmanızvar mı?

Ekrem Akyiğit

Ar-Ge bölümüyle hemen bunu görüşeceğim ve devreyealınmasını sağlayacağım.

Soru

Sunumunuzda müşteri memnuniyetinin sizin için çokönemli olduğunu vurguladınız. Kendi deneyimlerinizçevresinde müşterilerinizin memnuiyetini nasılölçüyorsunuz? Kullandığınız yöntemler nelerdir?

Ekrem Akyiğit

Müşteri memnuniyetini ölçmek için 'Meçhul müşteri'uygulamasını kullanıyoruz. İade oranımız az, kaliteproblemimiz yok, satışlarımız da iyi diye düşünüyorum.

Soru

İnovatif ürünler yapsanız dahi, bunların taklit dilmesiçok basit olmayacak mı?

Ekrem Akyiğit

Doğru ama sürenin kısalmasının taklidin önüne geçmebakımından en önemli şeyolduğunu düşünüyorum. Sürekısaldıkça yeni ürün çıkacak, hemen arkasından yeni birürün daha çıkacak. Müşterinin de buna duyarlı olacağınıdüşünüyorum.

Soru

İnovasyon sonucunda üretilen ürünler hızlı tüketimikörüklüyor ve doğalolarak inovasyondan da beklenen

de bu. Fakat bunun neticesinde kaynakların hızlatüketilmesi dünyanın geleceğini tehdit etmiyor mu?

Erhan Saylan

Aslında inovasyonun en önemli çıktısı inovasyonun yaşamkalitesini yükseltmesidir. O nedenle, sadece tüketimboyutuna bakmak yerine esas görmemiz gereken,inovasyonun hayatı kolaylaştırması, işlerin daha kolayyapılma biçimlerinin bulunması, günlük hayatımızdakarşılaştığımız sorunların en azından üstümüzdeki yüklerialacak şekilde çözülmesidir. Olaya bu boyutundanbaktığımızda, katkısının çok daha fazla olduğunudüşünüyorum.

Page 147: Kongre Sponsorları - Anasayfa › sites › 1 › upload › files › 6_sanayi_kongresi...Kongre Sponsorları AKBANK Oturum Sponsorları ~ BORÇELiK e CEm OFSEr mat b_acılık sanayii

Prof. Jungho SonuKore-Seul Myongji Üniversitesi İnşaat Yönetimi Bölümü Öğretim Üyesi

OTURUM4A

Teknolojik Gelişmeyi ve Inovasyonu TetikleyenOrtam: Uluslararası Deneyimler

- AB ve İnovasyon. İtalya Örneği. Kore Örneği

Oturum BaşkanıDoç. Dr. Cemil ArıkanSabancı Üniversitesi Araştırma ve Lisansüstü Politikaları Direktörü

KonuşmacılarMichel PoireauAvrupa Komisyonu Araştırma Genel Direktörlüğü Bölüm Başkanı

Gabriele Gattiİtalya-Trieste AREA Bilim Parkı Direktörü

Page 148: Kongre Sponsorları - Anasayfa › sites › 1 › upload › files › 6_sanayi_kongresi...Kongre Sponsorları AKBANK Oturum Sponsorları ~ BORÇELiK e CEm OFSEr mat b_acılık sanayii

Oturum BaşkanıDoç. Dr. Cemil ArıkanSabancı Üniversitesi Araştırma ve Lisansüstü Politikaları Direktörü

1942 yılında Elazığ'da doğdu. Orta Doğu Teknik Üniversitesi (ODTÜ) Elektrik Mühendisliği bölümünde BSc, MScve PhD derecelerini sırasıyla 1964, ı966 ve ı971 yıllarında aldı. 1982 yılına kadar ODTÜ'de öğretim üyeliği görevinisürdürdü. 1982'de ASELSAN'da çalışmaya başladı. 1988-1991 yılları arasında Roketsan Genel Müdürlüğü, 1991-1994 yıllarında BARMEK Holding Genel Koordinatörlüğü ve 1994-1995 yıllarında da Tema A.Ş. Genel Müdürlüğügörevlerini yürüttü. 1995 yılında tekrar kamu görevine döndü ve TÜBİTAK Başkan Yardımcısı olarak 4 yıl görevyaptı. Ocak 2000'de Sabancı Üniversitesi'ne katıldı. Doç. Dr. Cemil Arıkan Sabancı Üniversitesi'nde Araştırma veLisansüstü Politikalar Direktörlüğü görevini sürdürmektedir.

KonuşmacılarMichel PoireauAvrupa Komisyonu Araştırma Genel Direktörlüğü Bölüm Başkanı

1949 yılında Paris'te doğdu. Ecole Nationale d'Administration, Paris'te tarih, hukuk, siyasi bilimler üzerine gördüğüöğrenimi müteakip, Güney Fransa ve Almanya'da yerel yönetimlerde, sonrasında da Paris'te 7 yıl boyunca çeşitlibakanlıklarda çalıştı. 1984'ten beri Avrupa Komisyonu Brüksel'de Bilgi Toplumu Genel Direktörlüğü ve AraştırmaGenel Direktörlüğü'nde bilgi teknolojisi, havacılık ve enerji araştırmalarında başarılı çalışmalar yaptı. 2001-2006 yıllarıarasında nükleer bölünme ve füzyon enerji araştırmaları çalışmalarına katılan Poireau, 2007 yılında Sanayi TeknolojileriYatay Konular ve Koordinasyon Bölüm Başkanı oldu. Evli ve iki çocuk babasıdır.

Gabriele Gattiİtalya-Trieste AREA Bilim Parkı Direktörü

1947 yılında Alessandria, İtalya'da doğdu. Bilim ve teknoloji parkıarı geliştirme ve yönetme konusunda uluslararasıtecrübeye sahip bir uzman olan Gatti, elektronik mühendislik konusunda Turin Polytechnic Enstitüsü'nden derecealdı. Yüksel teknolojik elektronik savunma önlemleri ve endüstriyel otomasyon sistemleri konusunda Ar-Ge vepazarlamada tecrübeli bir geçmişe sahip olan Gatti, aynı zamanda ulusal ve uluslar arası sanayi gruplarının uygulamalıaraştırma ve teknolojik yenilikçilik programlarında yönetici ve danışman olarak görevaldı. 1992 yılında, şu andada pazarlama ve uluslararası ilişkiler direktörü olarak çalıştığı İtalyanın çoklu sektör anlayışlı bilim ve teknoloji parkıolan AREA Science Park of Trieste'ye katıldı. Bölge sathında yenilikçilik odaklı kalkınma için stratejik planlama,teknoloji odaklı iş ve risklere yatırımın teşviki, teknoloji yoğunluklu endüstriyel kümelenme ve ulusal ve uluslararasıdüzeyde müşterek Ar-Ge programlarının yönetimi görevlerini yürütmektedir.

Prof. Jungho SonuKore-Seul Myongji Üniversitesi İnşaat Yönetimi Bölümü Öğretim Üyesi

1940 yılında Kore'de doğdu. 1963'te Seoul National University'de İnşaat Mühendisliği Bölümü'nden mezun olanSonu, yükseklisansını Saskatchewan Üniversitesi, doktorasını ise 1973 yılında Colorado Üniversitesi'nde tamamlamıştır.1974'te Seul Üniversitesi'nde İnşaat Mühendisliği Bölümü'nde profesor olarak görevalan Prof. Sonu MühendislikFakültesi Dekanlığı, Üniversite Başkan Yardımcılığı ve 1996 yılında Rektörlük görevlerini yürüttü. 2000-2004 yıllarıarasında Myongji Üniversitesi'nde Rektör olarak hizmet verdi. Bu dönem boyunca; eğitmen, biliminsanı ve mühendisolarak yükseköğretimde bilim ve teknoloji konulu birçok komitede başkan ve üye olarak görevaldı. Halen, YongsanUlusal Park Planlama Kurulu'nda Başbakan ile birlikte eş başkanlık görevini yürüten Prof. Sonu, Kore Mühendislik UlusalAkademisi'nin müteveIli heyeti ve Kore Bilim ve Teknoloji Akademisi'nin de üyesidir.

Page 149: Kongre Sponsorları - Anasayfa › sites › 1 › upload › files › 6_sanayi_kongresi...Kongre Sponsorları AKBANK Oturum Sponsorları ~ BORÇELiK e CEm OFSEr mat b_acılık sanayii

Teknolojik Gelişmeyi ve İnovasyonu Tetikleyen Ortam: Uluslararası Deneyimler

Doç. Dr. Cemil ArıkanSabancı Üniversitesi Araştırma ve Lisansüstü Politika/an Direktörü

İnovasyon ile büyümenin arasındaki ilişkiyi incelediğimizde,Yeni Büyüme Kuramı dahilinde Paul Romer "Keşif vebuluş/inovasyon süreci yaşam standardındaki uzun vadeliiyileşmeleri yaratan süreçtir" demektedir. OECD'ye görede 1970- ı995 yılları arasında gelişmiş ekonomilerdekibüyümenin yarıdan fazlasının inovasyondan kaynaklandığıgörülmektedir.

Bu grafik AB'nin inovasyon endeksi ne göre ülkelerinsıralamasını göstermektedir. Türkiye'nin burada altsıralarda olması moralimizi bozmamalıdır ama yenilikyaratmada inovasyon yeteneğimizi artırmamız gerektiğinide hiçbir zaman unutmamalıyız. (Şekil I)

Özet inovasyon Endeksi

Ficı:ıu: ı: Tın: 2006 SnnHRY h:\"o\"ATIO:\" L"DEX (SIl)

0.60

0.70

0.60

0.50

0.40

0.30

Şekil 1

İnovasyon yeteneği endeksinin 16 tane girdi parametresivardır. Bu parametrelere göre eğitim, araştırma,araştırmaya ayırdığınız kaynaklar, bilişim teknolojisi,KOBİ'ler, girişimeilikle ilgili olarak yapılanlardeğerlendirildikten sonra 10 tane de çıktıya bakılıyor.Buna göre istihdam durumu, istihdam ın nerede olduğu,kimlerin hangi işte çalıştığı, ihracatın durumu, ihracatınhangi ürünlerde yapıldığı, ihraç edilen ürünler arasındayüksek teknoloji ürünleri olup olmadığı ve patentlerdeğerlendiriliyor. Bir taraftan inovasyonu tetikleyen,oluşturan, bilginin oluşmasını sağlayan parametreler vedaha sonra da bunların sonucuna neler elde edildiğideğerlendiriliyor. Aslında bunlar hepimizin hayatınıetki leyen değerlerdir. İnovasyon yeteneği endeksigörüldüğü gibi teorik bir süreç değildir. (Şekil 2)

Şekil 2

İnovasyon Yönetimi Sistemi'nde, Başbakan'dan başlayıpkullanıcıya kadar giden süreçlerde çeşitli kurumlar görevalıyorlar, dolayısıyla burada söz konusu olan aslında çokoyunculu bir süreçtir. Bir şirket tek başına çok önemli amayeterli değildir, çünkü onu destekleyecek politikalarıoluşturacak, finansal sistemi yapılandıracak, ortamıoluşturacak şeylere ihtiyaç vardır. Eğer bunlar yoksa, o güzelşeyler kendi başlarına örnek olarak kalıyorlar veyaygınlaşamıyorlar. Dolayısıyla bu sürecin çok kapsamlıbir süreç olduğu unutulmamalıdır. (Şekil 3)

TOBITAK PMr!Nl"IıAraştırmaMerhı; II IClmUYIIAtllştıfINKurum!.n ıOniYersrt ... 5.iıın.yi Ort.ıc:Ar~tırml Merbzleri ii TOSITAK AIt-GE Merkezleril

~.~ Yan "-musal ve Sivil Org,lnil.asyonlar

Şekil 3

Ulusal İnovasyon Girişimi 2005 yılı ortasında başlayansivil bir girişimdir. Amacı şunlardır:

Türkiye'de inovasyon politikalannın oluşturulması veuygulanması safhalarında özel sektör-üniversite-siviltoplum işbirliğini pekiştirmek ve yönlendirmek,Siyasi irade ve kamu kurumlanyla diyalogu geliştirerekve görüş ve öneriler hazırlayarak inovasyon politikalanoluşturma sürecine katkıda bulunmak,İnovasyon konusunda kamuoyunda bilinç oluşturmak.(Şekil 4)

Page 150: Kongre Sponsorları - Anasayfa › sites › 1 › upload › files › 6_sanayi_kongresi...Kongre Sponsorları AKBANK Oturum Sponsorları ~ BORÇELiK e CEm OFSEr mat b_acılık sanayii

e Takvimi

'I KasımlOOS29 Nlyn 20061 Ekim 2005 EylOl 2006 Ekim 2006

Ikinci Toplantı

Birinci Çalıştay

...Kurucu Oyelerve t

ça """Ikinci Toplantı

2005

2006

Şekil 4

Bu sivil gırışım, TÜSİAD'ın çağrısıyla 21 kişiylebaşlamıştır ama daha sonra yüzün üzerinde kişininkatkılarıyla beş alanda çalışma yapmaya başlamıştır. Bu'?eş çalışma grubundan bir tanesi ortam ve altyapıdır.Once bir vizyonunuzun, ardından insan kaynağınızın vefinansman kaynağınızın olması gerekir. Eğer bu üçünesahipseniz, inovasyon yapılabilmesi için ortam vealtyapının da uygun olması gerekir. Diğer çalışmagrubumuz da kamuda inovasyondur çünkü hepimizbiliyoruz ki kamu eğitim, savunma, sağlık alanlarındahaHt çok büyük bir yatırımcı ve önemli de bir hizmetüreticisidir. Dolayısıyla, özel sektör ne kadar inovatifolsa da, kamunun da en az onlar kadar yenilikçi süreçlerikendi içine taşıyan, bize sağladığı hizmetleri en üstdüzeyde inovatif yöntemlerle yapabilen yeteneklere sahipolması gerekir. Bu nedenle, kamunun bu inovasyonkonuşmaları içinde sadece politika düzenleyici olarakanılmaması, aynı zamanda kendini de bu yöne taşıyıcıbir takım faaliyetler içinde olması gerekir. (Şekil 5)

Organizasyon Şeması

Ortam ve AltyapıFaruk Eczacıbaşı

Metin Ger

Şekil 5

Sanayi, ünivers~te ve sivil toplumdan yaklaşık 130 kişiyleyapılan Ulusal Inovasyon Girişimi çalışmaları sonucundaortaya çıkan ana başlıklar şunlardır:• İnovasyona dayalı kalkınma ve büyüme yaklaşımı

konusunda toplumsal mutabakatın sağlanması:İnovasyon dediğimizde sadece bireyin girişimini vebaşarılarını konuşmadığımızı, aslında bunun çokötesinde sosyal hayatın da değişmesini konuştuğumuzu

gördük. Dolayısıyla aslında biz kalkınmayı, refahıkonuşuyoruz. Bu durumda eğer bir ülkede kalkınmave büyümeyle ilgili bir şeyler yapılıyorsa, inovasyonmutlaka bunun temelini oluşturmalıdır.

• Yaratıcılık ve inovasyonun eğitim süreçlerininomurgasını oluşturması: Kısa bir süre önce eğitimleilgili olarak elimize ulaşan istatistiklere göre, 15yaşındaki Türk gençlerinin aldıkları temel anlayışlarlailgili bütün dünyada yapılan bir test sonucunda çok iyiyerde olmadığımız görünüyor. Dolayısıyla eğitiminderinlemesine üzerinde durulması gerektiği veinovasyonun çok temel taşlarından biri olduğununfarkında olmak zorundayız.

• Kadın işgücünün inovasyon potansiyelinin hareketegeçirilmesi: Kadın işgücüne ve dolayısıyla onların~.rkeklerden farklı olan yeteneklerini kullanmıyoruz.Oncü ve disiplinlerarası bilimsel araştırmaların en üstdüzeyde desteklenmesi: İnovasyon derken bilginindeğere dönüşmesi sürecinden bahsediyoruz; iyiinovasyon yapabilmek için de bütün bilimselaltyapınızın çok sağlam, çok üst düzeyde, dolayısıylada disiplinlerarası olması gerekir.

• Bölgesel inovasyon süreçlerinin oluşturulması ve?esteklenmesi; Kalkınma Ajansıarı ile ilişkilendirilmesi:Inovasyonda bölgesellik, yerellik çok önemlidir.Ankara'dan Gaziantep'i inovatif yapamazsınız, mutlakayerel paydaşların birlikte hareket ettiği süreçlere ve?irlikte oluşturdukları stratejilere ihtiyaç vardır.

• Inovasyon ile ilgili farkındalığın toplumun tümkesimlerinde oluşturulması

Or~amla ilgili ana hususları şöyle özetleyebiliriz:• Inovasyonun kurumsal çatısı. Halihazırda

inovasyonun bir sahibi yoktur, dolayısıyla bununmutlaka kurumsal bir çatısının olması gerekir.Eğer kalkınmayı, kalkınmanın yeniliğe dayanmasıgerektiğini konuşuyorsak, bu durumda inovasyonun~aşbakanlık düzeyinde bir sahipliliğe ihtiyacı vardır.Ikinci düzeyde bölgesel paydaşlardan oluşan birsahipliliğe ihtiyaç vardır. Örneğin Mersin 2 yıldır, birAB projesi çerçevesinde Bölgesel İnovasyon StratejisiMersin Projesi'ni yapmaktadır. Çok başarılı bir şekildedevam ediyorlar, stratejilerini oluşturdular, çok sayıdakarar alıp yürürlüğe sokabildiler. Ankara'dan biz onlarane yapmaları gerektiğini söyleseydik, belki hiçbirisinibu şekilde yapmazlardı. Ancak şimdi kendioluşturdukları bu süreçte inovasyon sürecini Mersiniçin oluşturuyorlar. Dolayısıyla bölgesellik, bölgesel~.apılanma ve bölgede sahiplilik çok önemlidir.Uçüncü olarak sivil toplumun da bu süreçte sahipliğininolması gerekmektedir.

• Özel sektör kuruluşları ve inovasyon. Şirketlerimizininovatif olabilmesi için şirket ortamındaki inovasyonanlayışlarının da değişmesi, yenilik yapma kültürününşirketlere taşınması gerekir. Bu çok basit bir formülleolmayacaktır çünkü burada bir kültürel değişimdenbahsediyoruz. Başanya kadeh kaldırılabildiği gibibaşarısızlığa da kadeh kaldırabilme becerisinigösterebilmemiz gerekir çünkü başarısızlık denemenin

Page 151: Kongre Sponsorları - Anasayfa › sites › 1 › upload › files › 6_sanayi_kongresi...Kongre Sponsorları AKBANK Oturum Sponsorları ~ BORÇELiK e CEm OFSEr mat b_acılık sanayii

bir sonucudur. Başarılı olursunuz ya da olamazsınızama siz onu kutsayamıyorsanız, ikinci kezdenemeyebilir, dolayısıyla yeniliği denemenin kültürelbir boyut olduğunu ve şirketlerin süreçlerinin yanındaanlayış biçimlerini de değiştirmeleri gerekmektedir.İnovasyona gitmek, riskli alanlara yatırım yapılmasıdemektir. Dolayısıyla bunların da uygunmekanizmalarla teşvik edilmesi gerekir.

• İnovasyon arayüzleri. Üniversiteyle sanayinin bir arayagelemediğinden, beraber bir şeyler yapamadıklarındanşikayet edilmektedir. Burada bir takım ara kurumlarıneksik olduğunu söylenebilir. Bu raporda çıkanİnovasyon Aktarırn Merkezleri (AB'nin Inovation RelayCenter dediği), şu anda da İş ve İnovasyon Ağlarıdenilen bir takım yapılar var. Bunlar bu ilişkilerinoluşmasına destek vermektedirler. Üniversitelerde debir takım arayüzlere ihtiyaç vardır çünkü bir profesörlebir sanayicinin birebir konuşmasını beklemek çokgerçekçi değildir. Bunun için üniversitelerde TeknolojiTransfer Ofisleri'nin kurulması söz konusudur.Kuluçkalıkların, teknoparklann yaygınlaştırılmasıgerekmektedir. Bunun yanında birlikte hareketedebilmeye yönelik olarak ağ yapılarınınoluşturulmasına ihtiyaç vardır.

• Ortam ve altyapıyla ilgili tamamlayıcı öneriler. Fikrimülkiyetle ilgili olarak farkındalığın yaygınlaşmasıgerekmektedir çünkü eğer biz yenilikten, bilgidenbahsediyorsak, bunun bir fikri mülkiyet bilinci olmasıgerekir. Bunu koruyabilmeliyiz ama koruma da hiçbirzaman yeniliği engeller boyutta olmamalıdır.Dolayısıyla sadece kuralcı değil yine kültürel birdestekle birlikte, bununla ilgili ciddi bir altyapıyaihtiyaç vardır. Kamu tedarik politikalarının dadüzenlenmesi gerekir çünkü birçok ülke, gelişmiş Batıülkesi diye bildiğimiz ülkeler, bütün rekabet kurallarınauyarak bir takım kamu alımlarında araştırmaya dayalısatın alım gibi süreçleri kullanarak önemli gelişmelersağlamışlardır. Türkiye de bunu yapabilecekdurumdadır. Bunun yanında üniversitelerle ilgilisıkıntıların, Çerçeve Programları ile sorunların elealınması gerekir. Ar-Ge desteklerinin deçeşitlendirilmeye, farklılaştırılmaya ihtiyacı vardır.Geçtiğimiz 2 yıl boyunca bu alanda ciddi yol katedilmiştir ama özellikle işbirliklerini destekleyecek,araştırmada birlikte hareket edilmesini teşvik edecekbir takım mekanizmaların yeterince olmadığınısöyleyebiliriz.

Michel PoireauAvrupa Komisyonu Araştırma Genel Direktörlüğü Bölüm Başkanı

Benin konum AB ve inovasyon ama özellikle inovasyonüzerine odaklanacağım. Ancak şu ana kadar inovasyonhakkında çok şey söylendi ve AB 'nin bu alanda neleryapmaya çalıştığı dışında pek fazla bir şeyeklemeyegerek görmüyorum. Şu üç soruya cevap bulmayaçalışacağım:ı. İnovasyon için bir Avrupa politikasına neden ihtiyaç

var?

2. Bu politika nelerden oluşuyor?3. Deneyimlerimize dayanarak sanayi için verebileceğimiz

mesajlar nelerdir?

İki gündür diğer konuşmacılar tarafından inovasyonuntanımı yapıldığı için bu konuya fazla girmeyeceğim.Yalnız, inovasyonun teknik, endüstriyel, finansal, insani,psikolojik bir grup karmaşık konuyu içeren karmaşık birproblem olduğunu belirtmek istiyorum. Bu problemleilgilenebilmek için bir grup karmaşık eylemlerdebulunmamız ve tedbirler almamız gerekir. Burada amaç,hem bireylerin, organizasyonların ve toplumlarınyaratıcılığını tetiklemek hem de inovasyonun piyasadafırsatlara dönüşmesinin önündeki uzun bir engellerlistesinin üstesinden gelmektir ve AB 'nin bu konuda birrol üstlenmesi gerektiğini düşünmemizin nedeni de budur.

Yukarıda bahsettiğim birinci soruya gelecek olursak,inovasyon dünyanın bu kısmında, öncelikle rekabetin,büyüme yeteneğinin, istihdam ve refah yaratmayısürdürebilmenin, başarının anahtarıdır. Bu AB 'nin birproblemidir çünkü Avrupa da dünyanın çeşitli kısımlarıiçin artan bir rekabetle birlikte küreselleşmeyle karşıkarşıyadır. Ancak aynı zamanda uzman araştumacılarımız,çok iyi üniversitelerimiz, Nobel ödüllerimiz, çok sayıdayayınımız bulunmaktadır. Burada Avrupa'nın paradoksu,bu mükemmel bilgi birikimini dünya piyasalarında rekabetedebilecek inovasyona, ürünlere, süreçlere ve hizmetleredönüştürememesidir.

Bu konuların Avrupa düzeyinde tartışılmasının nedeni,AB 'nin güçlü yönlerini ve faaliyetlerinin, üye ülkelerin,aday üye konumundaki ülkelerin, sanayilerin Avrupa'dakivatandaşların sorumluluklarıyla birleştirilmesinin gerekliolmasıdır. Burada vatandaşların sorumluluğu vardır çünkükonu sadece bir sistem sorunu değildir, paraya,girişimcilere, girişimci ruha da ihtiyaç vardır. Bu birkatılım meselesidir ve AB'nin katılımı tek başına yeterlideğildir, başkalarının da katılımının sağlanmasıgerekmektedir.

Lokal ya da bölgesel düzeyde birçok şey yapılabilir amaburada katma değer sağlayacak bir şeylerin de yapılmasıgerekmektedir. Bu konuda 7 yıl önce Avrupa liderleriarasında Lizbon'da bir anlaşmaya varılmıştır. Çıkansonuçlara, daha sonra Goeteborg'da da tartışılıpgüncellendiği için Lizbon ve Goeteborg stratejisi adıverilmiştir. Buna göre, Avrupa Birliği ekonomisini 2010yılına kadar dünyanın en rekabetçi ekonomisi yapmayakarar verilmiştir. Bunu başarmak için, inovasyon, araştumave eğitim üzerinde durulmasuun yanında bu üçü arasındakiçeşitli bağlantıların da ağırlık verilmesine karar verilmiştir,çünkü bunlar dönüşümün gerçekleştiği süreçlerdir.

AB'nin inovasyon politikası beş temel üzerine kuruludur:ı. Daha fazla bilgi birikimi yaratmak. Burada sadece

daha fazla bilgi birikimi yaratmanın ötesinde bilgibirikiminin daha etkili bir şekilde yaratılması daamaçlanmaktadır. Lizbon'da belirlenen, rekabete

Page 152: Kongre Sponsorları - Anasayfa › sites › 1 › upload › files › 6_sanayi_kongresi...Kongre Sponsorları AKBANK Oturum Sponsorları ~ BORÇELiK e CEm OFSEr mat b_acılık sanayii

yönelik elle tutulabilir bir hedef söz konusudur: 2010yılına kadar GSYİH'nin %3'ünü araştırmaya ayırmak.Bunu yapmak için sanayinin araştırmaya daha fazlayatırım yapmasını ve kamu araştırma faaliyetleriarasında daha fazla sinerji olmasını sağlayarakyapacağız. Burada %3'lük payın %2'sinin sanayitarafından karşılanması öngörülmektedir çünkü iyiaraştırmalar, sanayinin kendisine fayda getireceğinidüşündüğü alanlarda yine sanayi tarafından kaynaksağlanarak yapılan araştırmalardır. Ama sanayiyesürekli olarak 'Lütfen yatırım yapın; diyemeyiz. Birdizi sorunun ve kısıtlamanın var olduğunun ve bunlarlailgili çalışmalar yapılması gerektiğinin farkındaolmamız gerekir. Avrupa Komisyonu gibi kamu idaresikurumları, bu zorlukların ve engellerin hafifletilmesineyardımcı olabilirler.

Sanayinin araştırmaya daha fazla yatırım yapması şudemektir:

• Sanayinin en iyi yatınmın araştırmaya yapılan yatınmolduğunu anlaması gerekir. Bu kongreye özel sektördenbu kadar çok insanın katılmış olması, Türkiye'nin buanlamda iyi durumda olduğunun bir işaretidir.

• İnsan kaynaklarının var olması gerekmektedir çünküyatınm iyidir ama üniversitelerden doğru insanları işealabilmeniz ve bu kişilerin ülkenizdeki ya da Atlantik'inöbür tarafındaki diğer şirketler karşısındaki rekabetiniziartırması için şirketinizde kalmalarını da sağlamanızgerekir. Yetenekli mühendislerin, bilim adamlarınınbulunabilmesi özellikle yaşlanan Batı Avrupa açısındanbir zorluk oluşturmaktadır. Bu konuda yeni bir şeylerinyapılması ve önceden hazırlıklı olunması gerekir.

• KOBİ'ler için özel çözümler geliştirilmelidir. TümAvrupa'da ve Türkiye'de şirketlerin büyük kısmınıKOBİ'ler oluşturmaktadır.

• Kullanılabilecek en iyi teknolojilerin daha geniş alanayayılması sağlanmalıdır. Halihazırda çok sayıda iyiteknoloji mevcuttur, bunların yayılmasına ihtiyaç vardır.

• Sanayinin katılımını teşvik eden kamu programlarınaihtiyaç vardır. KOBİ'ler için özel çözümler geliştirmekve teknolojinin yaygınlaşması için 2007 yılında AvrupaBirliği tarafından Rekabet ve İnovasyon Programıhazırlanmıştır ve Türkiye de bu programa başvurabilir.

Araştırmaya daha fazla yatırım yapılması gerektiğinedeğindik ama bu yatırımların aynı zamanda daha etkilibiçimde gerçekleştirilmesine ihtiyaç vardır. Bunun içinulusal araştırma faaliyetleri arasında daha fazla işbirliğiolmalıdır. Ortak bir Avrupa programımız yok, onun yerine20-27 tane sağlık, bilgi teknolojileri, vs. alanında ulusalprogramlar var. Buna ek olarak, paranın % 10'u AraştırmaÇerçeve Programı tarafından merkezi olarakyönetilmektedir. Japonya ya da ABD'nin yaptıklarıylabizim yaptıklarımızı karşılaştırmak için sadece bir örnekyeterlidir: Nanoteknoloji.

Biz Avrupa olarak kamu araştırmalarına Japonya ya daABD'den daha fazla yatırım yapıyor olabiliriz ama bupara 15-17 tane daha küçük programa bölünmektedir.

Burada sinerji yaratılmalı ve bunu iyileştirmeliyiz. Buradaüye ülkelerin çalışmalarını daha iyi programlar sayesindekoordine etmemiz, ulusal düzeyde neler yapıldığınabakmamız ve AB düzeyinde karşılaştırmalı programlargeliştirmeliyiz. Bunun için, AB tarafından desteklenenamaçları olan ERANET'ler ya da ERANET artı projelerkullanmalıyız. Bu amaçlar; özel farklı araştırmafaaliyetlerinde çalışan insanların görüşlerini, programlarınıve bilgi birikimlerini paylaşmaları ve ortak görüşmeleryapmalarıdır.

Paranın % 10'u ulusal programlar için merkezi olarakyönetilmesine rağmen, AB Çerçeve Programlarınıgüçlendirmemiz gerekir ki bunu yapmayı da başarıyoruz.Bu durum, 2000 Lizbon stratejisinin sonuçlarından biridir.Burada Avrupa liderleri araştırma programları için dahafazla hevesli olunması gerektiği ve bütçelerin %40 dahayüksek olması, önceden 5 yılolan sürenin 7 yılaçıkarılması ve çok temel araştırmalardan devrim niteliğindeinovasyonlar yapılmasını sağlayacak büyük araştırmalarave KOBİ'lere özel desteğe kadar çeşitli araçlarınkullanılması gerektiği konusunda mutabık kalmışlardır.

2. Bilgi birikiminin dolaşımını sağlamak. Bilgi birikimien çok üniversİtelerde ve okullarda oluşmaktadır amaburalardaki eğitim sistemine AB olarak müdahaleedemeyiz, buna iznimiz yok ve bu bizimsorumluluğumuz değiL. Ancak bu, hiçbir şeyyapmayacağımız anlamına gelmiyor. Ulusal düzeydeyapılanları Avrupalılaştırmak için destekler verebiliriz.Bunun için araştırmacıların (Marie Curie programı),öğrencilerin (Erasmus programı kapsamında 2013yılına kadar 3.000 öğrenci başka bir ülkede üniversiteyegidecek), öğretmenlerin ve erişkinlerin hareketliliğini;başka üniversitelerle ortak müfredat oluşturulmasınıve deneyimlerin karşılıklı aktarılmasınıdestekleyebiliriz. Bu sayede hangi üniversitelerin hangikonularda neden iyi, neden kötü olduklarınıaraştırabiliriz.

3. Bilgi birikimi korumak. Rekabet şiddetli bir şekildehüküm sürüyor ve bu noktada AB 'nin üstlenmesigereken bir rol var.

• Birkaç yıl önce Münih'te Avrupa patent sisteminioluşturduk, şu anda ımilyondan fazla patent ve burakam giderek daha da artıyor. Ancak istenildiği kadariyi işlemiyor ve maliyeti yüksek, bu nedenle deiyileştirilmesine ihtiyaç var. Bunun yanında bazı ülkeleriçin dokümanların İngilizce'ye tercüme edilmesi gibibir problem yaşanıyor. Bu sorunu kısa süre içindeçözümlerneyi umuyoruz. Ayrıca bir anlaşmazlık halindekullanılmak üzere entegre dava sisteminin oluşturulmasıgerekmektedir.

• KOBİ'ler dahilolmak üzere sanayiye ve üniversitelerekonusunda verilen desteği iyileştirmemizgerekmektedir. Bunun için, AB lPR yardım masasınaerişimin önündeki engeller kaldırılmalı, bu konudafarkındalık artınımalı ve bu yardım masası

Page 153: Kongre Sponsorları - Anasayfa › sites › 1 › upload › files › 6_sanayi_kongresi...Kongre Sponsorları AKBANK Oturum Sponsorları ~ BORÇELiK e CEm OFSEr mat b_acılık sanayii

iyileştirilmelidir. Buna ek olarak, kullanıcılar ve haksahipleri arasında daha iyi bir denge kurmak ve yeniteknolojilerle, yeni iş modelleriyle gelen yeni zorluklarınüstesinden gelmek için lPR stratejisi geliştirilmelidir.

4. Bilgi birikimini ürünlerde, süreçlerde ve hizmetlerdeinovasyona dönüştürmek. Bu, AB'ne üye olan bütünülkeler için küresel bir zorunluluktur. Üç nedeni vardır:

• Nano, biyo, bilişim ve iletişim teknolojileri gibi birbirineyakınlaşan teknolojiler konusunda yapılanaraştırmalarda kaydedilen ilerlemeler, yeni ürünler vehizmetler için fırsatlar yaratmaktadır.

• Bütün AB ülkeleri düşük teknoloji ürünleri ve hizmetlerikonusunda ucuz ülkelerde rekabet etmekte gittikçedaha fazla zorlanmaktadır. Bunun için hepimizin yeniişlevler katarak vs. 'geleneksel' ürünlere değer katmamızgerekmektedir.

• Bütün ekonomiler için sorun olan sürdürülebilirliğeçözüm bulmanın tek yolu, yüksek teknolojiler vekullanılabilir en iyi teknolojilerdir. Enerji, ticari mallarve suyun fiyatının arttığından, kıtlığın yaklaşmaktaolduğundan bahsediliyor aynı zamanda petrol fiyatlanda en yüksek seviyeye ulaşmıştır ve tüm bunlara karşıhazırlıklı olunması gerekmektedir.

Peki bu konuda neler yapılabilir. Bizler ve AB, bilgibirikimini sanayiye, piyasalara ve genelolarak kamuyayakınlaştırmalıdır. Bu konuda, Avrupa'nın sanayininkatılımını sağlayarak inovasyonu güçlendirme çalışmalanvar. Bunun için kullanılan araçlar şunlardır:• Avrupa Teknoloji Platformları: Geçtiğimiz yıl,

KOBİ'lerle, sanayiyle, akademisyenlerle, düzenlemekururnlanyla, kamu idareleriyle yani bütün paydaşlarlaçok uzun ve ilgi çekici tartışmalar yapıldı, stratejikhedefler ortaya kondu, yeni teknolojilerin nasılgeliştirilebileceğine, mevcut potansiyelden nasılfaydalanılabileceğine bakıldı ve 2015-2020 ve hattaötesi için uzun vadeli vizyonlar belirlendi. Buna ekolarak, stratejik bir gündem ve bu doğrultuda yolharitaları belirlenmeye çalışıldı. Bu büyük çalışmaulusal gündemleri de bir şekilde etkilemektedir.Türkiye'de de bu türden bir girişim olduğundanbahsedildi ve ben bunu takdir ettiğimi söylemek isterimçünkü ortak teknolojik girişimlere ihtiyaç vardır.Gelişmekte olan teknolojiler için kamu-özel sektörortaklıkları kurulmalıdır, çünkü mevcut piyasalardabu konuda büyük potansiyel var. Araştırmayı veinovasyonu artırmak, sanayi ile kamunun birlikteliğinidaha fazla desteklemek önem arz etmektedir.Biyomedikal, nanoteknoloji, vs. konularında ortakteknoloji girişimleri desteklenmektedir. Aşağıda AvrupaTeknoloji Platformu (ATP) Ağı'na ilişkin bir grafikyer almaktadır. Burada görüldüğü gibi farklı ATP'lerbirbirleriyle bağlantı içerisindedirler. Bunların birkısmına yönelik Türkiye'de de bir takım faaliyetlerolduğunu biliyorum.

• İnovasyonu daha fazla destekleyen piyasalar bu konudaiki şey yapılabilir. Bunlardan bir tanesi, OturumBaşkanımızın da bahsettiği gibi kamu satın almalarındainovasyon yapmak. İnovatif çözümler çok daha iyi

biçimde anlaşılmalı ve yaygınlaştırılrnalıdır. Bu amaçlakamu satın almalannda inovatif çözümler için birelkitapçığı geliştirilmesi söz konusudur. Buna ek olarak,Avrupa satın alma ajansıarı oluşturulmaktadır. Diğerçözüm, standartlaşma politikasının gözdengeçirilmesidir. Bunun için, bu politikanın daha etkilihale getirilmesi ve daha fazla inovasyona yönelikolmasına çalışılmalıdır. Buna yönelik olarak bilişimve iletişim teknolojilerindeki paydaşlarla istişarelerdevam etmektedir.

Tüm bunların dışında çok büyük sosyal ve ekonomikdeğeri olan piyasalan hedeflernek gerekir. Elbette ki bunuoluşturacak olan AB değil, sanayiciler ve tüketicilerdirama AB olarak bizim görevimiz uygun politikalarıbelirlemek, uygun düzenlemeleri getirmek, standartlaşmayıve belgelendirmeyi sağlamaktır. Bu tür piyasalar, geridönüşüm, yenilenebilir enerji, biyo tabanlı ürünlerininovatif kullanımı gibi teknik konularda olabilir.

Ayrıca yeni iş modellerinin ortaya çıkışıyla ilgili olarakda almamız gereken tedbirleri ortaya koymakgerekmektedir. Bu sabah da ifade edildiği gibitedarikçilerle son kullanıcılar arasındaki bağlantıların netbir şekilde ortaya konması gerekir. Ürün ve hizmetboyutunun artan bir entegrasyonu söz konusudur. Bunedenle ürünlere ve hizmetlere katma değer katabilmekgerekir.

İnsanların inançları ve kaygıiarına da karşılık vermekdurumundayız. Örneğin Avrupa nüfusunun yaşlanan birnüfus olduğunu göz önünde bulundurarak bu nüfusayönelik yeni ürünler ve hizmetler geliştirilmelidir. Aynışekilde davranışlar ve değerlerde meydana gelendeğişikliklerin de dikkate alınması gerekmektedir. Örneğinçevreci ve etik ürünler ve hizmetler için niş bir piyasavar ve bundan yararlanabilmek gerekir. İnsanların yeniteknolojilerin potansiyel riskleri konusundaki endişelerigöz önünde bulundurulmalıdır. Yeterince erken biraşamada, Avrupa düzeyinde bu konulara yöneliktartışmaları yapmamız, uygun yasal çerçeveyioluşturmamız ya da ortak bir görüş belirlememiz gerekirve bunlar da önyargılara değil bilime dayanmalıdır.

5. Lizbon'da belirlenen amaçlara doğru kaydedilenilerlemeyi değerlendirmek ve yönetmek. Politikdüzeyde, bu konu sürekli olarak AB'nin gündemindeyer almaktadır ve birbirini izleyen Başkanlıkdönemlerinde de izlenmektedir. Ulusal ve teknikdüzeyde de yapılması gereken şeyler var. Burada iyiölçümler gerektiren bir politik süreç söz konusudur.Ancak inovasyonun ve kaydedilen ilerlemenin nasılölçüleceği bir sorundur. Yayınlar, patentler, lisanslar,yeni kurulan şirketler, standartlar gibi bir takımgöstergeler ve yöntemler bulunmakla birlikte bunlaryeterli değildir. AB düzeyinde birbirimizi inceliyor vedeneyimlerimizi aktarıyoruz ve toplu olarak yerimizigörebiliyoruz.

Page 154: Kongre Sponsorları - Anasayfa › sites › 1 › upload › files › 6_sanayi_kongresi...Kongre Sponsorları AKBANK Oturum Sponsorları ~ BORÇELiK e CEm OFSEr mat b_acılık sanayii

Lizbon stratejileri belirlendikten sonraki yedi yıl geçti,ve bu konuda siyasi irade hillil var ama ilerleme eşitdeğil. Yedi yıl sonraki yerimizi görebilmek için üyedevletler işbirliği yapıyor, görüş alışverişindebulunuyorlar. %3 hedefine henüz ulaşılamadı ve bukonuda bütün ülkeler şu ana kadar eşit düzeyde ilerlemekaydedemediler. Örneğin İsveç, Norveç ve Finlandiyabu hedefe ulaşmış olmasına rağmen diğer ülkelerdedurum farklıdır. Başarılı olmak için Innovat ve ProInno Portals gibi yeni AB araçlarının kullanımı da sözkonusudur. 7. Çerçeve Programı ya da lider piyasalarkonusunda alınan kararlar var. Ayrıca Lizbon kararlarınıdaha iyi desteklemek için, Yapısal Fonları yenidenyönlendirme girişimlerinde bulunuluyor. Bölgeler arasıişbirliği ve eko-inovasyon potansiyeli dedeğerleridirilmektedir.

Sanayiye yönelik olarak burada vermek istediğim birtakım mesajlar var. Öncelikle kamu idarelerinin de sürecedahilolması gerekir. Geleceğin bir gün geleceğininfarkında olarak ileriye dönük düşünmek zorundayız.Bunun için, teknolojilerin, piyasaların ve tüketicilerindeğişen ihtiyaçları, yeni ortaya çıkan kısıtlamalarınpotansiyelleri göz önünde bulundurulmalıdır. Ayrıca bilgibirikiminin yaratılması ve kullanılması sürecine katılmakgerekmektedir. Burada işgücünün gelişen teknolojileregöre yeniden eğitilmesi ve yeni beceriler edinmesi,üniversiteler arasında bağlantıların kurulması vs.önemlidir. Bunun dışında, AB 'nin çeşitliliğinin veinovasyonu destekleyen ulusal araçların kullanılmasıgerekir.

Gençler arasında girişimci ruhu teşvik edin çünküyenilikçiler olmadan inovasyon olmaz.

Gabriele Gattiİıalya-Trieste AREA Bilim Parkı Direktörü

Bugün sizlerle özellikle inovasyonun geliştirilmesi veyönetilmesiyle ilgili tecrübelerimizi paylaşmak istiyorum,çünkü inovasyon süreci, otomatik bir süreç değildir vediğer tüm endüstriyel süreçler gibi yönetilmesi gerekir.

Öncelikle Başkanımız Riccardo Illy'nin bir sözünü sizlereaktarmak istiyorum. 'Küreselleşme ve sanayiekonomisinden bilgi birikimine dayanan ekonomiye geçişdöneminde, yeni teknolojiler şirketler için sadece faydalıdeğil aynı zamanda gereklidir. Ürünlerin, verimlisüreçlerin, şirket organizasyonunun, ticari ağların vedağıtım kanallarının inovasyonuna doğru çekilme,şirketlerimizin sürekli tutumu haline gelmek zorundadır.'Bu cümlede rekabetçi olabilmek için gerekli olan teknolojigelişimi ve inovasyondan bahsedilmektedir, çünkü buradabir seçim değil bir zorunluluk söz konusudur.

İlk olarak bugünün konusu olan inovasyonun tanımınıyapmak istiyorum. İnovasyon, yeni fikirlerden başarılıbir şekilde yararlanmaktır. Yeni bilgi birikimi ve süreçlerin

işe dahil edilmesi ve yeni, katma değeri yüksek ürünlerin,süreçlerin ve hizmetlerin geliştirilmesiyle ilgilidir. Ancakzorlu olan konu inovasyonun nasıl geliştirileceğidir.İnovasyonu geliştirme ve yönetmek için gerekli olanaraçların bulunması sürecindeki adımları bir göz atalım.Öncelikle inovasyon bilgi birikimi sermayesine dayanır.İnovasyon lokal olarak yoğunlaşma eğilimi gösterir.Ayrıca biraz önceki sunumda da dinlediğimiz gibi,bölgesel bir boyutu da vardır, çünkü bilgi birikimininakışı ki buna Bilgi Birikiminin Yayılması diyoruz, belirlibir bölgeyi diğerlerinden farklı kılan sosyal, kültürel,kurumsal ve gayri resmi ilişkiler üzerine kuruludur.İnovasyonu lokal olarak yoğunlaştırma gereği de buradankaynaklanmaktadır. Bölgesel inovasyondan bahsedebilirizama ulusal politikadan konuşmak zordur ve ulusal düzeydeancak inovatif olmanın nedenlerine ilişkin olarakkonuşabiliriz. İnovasyonu geliştirmenin en iyi yolu,ülkenizin belirli bir bölgesine odaklanmaktır ve ben kendibölgemde yaptıklarımızdan bahsedeceğim. Son olarakinovasyon, çok sayıda farklı sektörü kapsayan, paylaşılanve etkileşimli bir süreçtir.

Bu noktada Bölgesel Kümeler devreye girmektedir.Bölgesel Kümeler, aynı yerde bulunan ve birbirine bağlıfarklı sektörler, bölgesel yetkililer, sanayiler, araştırmatoplulukları, finansalorganizasyonlar ve bunları birbirinebağlayan işbirliği kurumlarından oluşur. Bu işbirliğikurumları, araştırma ve sanayi, finans ve iş dünyasıarasında köprü kuran, bilim ve teknoloji parkları, işmerkezleri, inovasyon yönetimi merkezleridir. Bunlar,bölgesel kümeleri yöneten ya da yönetebilecek aktörlerdir.Bölgesel kümeler aynı zamanda, ortak teknolojileringeliştirilmesi ve kullanımıyla birbirlerine bağlı olan küçükve orta büyüklükteki esnafları, yüksek teknoloji fırınalarınıkapsar. Bazı durumlarda da büyük firmaları ve bunlarınlokal tedarikçilerini içeren üretim sistemlerininyoğunlaştığı yerlerdir.

Bölgesel kümelerin amaçları şunladır:• Ortak vizyonların geliştirilmesini kolaylaştırmak ve

böylece ortak amaçların başarılmasına katkıdabulunmak

• Bilgi birikiminin hızlı yayılımıyla, katılan firmalarınrekabetçiliğini artırmak

• İnovasyonları kolaylaştırmak ve ivme kazandırmak• İnovasyonları piyasa olgunluğuna eriştirmek• Bilgi birikimi ve uzmanlığın yayılmasını sağlamak• Kaynakların ve fonların yoğunlaşması için etkili bir

araç sunmak• Bölge için değer yaratmak• Bölgeler arasında işbirliği yapılmasını ve ağ

oluşturmasını teşvik etme konusunda köprü görevigörmek

Küme Politikaları üç temel fonksiyonlarıyla fark yaratırlar• Özellikle sanayi, araştırma v bölge idaresi arasındaki

ilişkileri güçlendirmek• Şirketler içindeki ve şirketlerle araştırma kurumları

arasındaki Ar-Ge işbirliğine odaklanmak

Page 155: Kongre Sponsorları - Anasayfa › sites › 1 › upload › files › 6_sanayi_kongresi...Kongre Sponsorları AKBANK Oturum Sponsorları ~ BORÇELiK e CEm OFSEr mat b_acılık sanayii

• İşbirliğini, ya rakipler arasında yatayolarak ya dadeğer zinciri boyunca dikeyolarak teşvik etmek

Bir sonraki aşama AB'nin Araştırmaya Yönelik Kümelerdediği kümelerin oluşturulmasıdır. Bunlar, Ar-Ge'ninşirketlerin ve sanayilerin rekabeti için inovasyonungeliştirilmesini yönlendiren güç motoru olduğu kümelerdir.Avrupa Komisyonu'nun "Bilgi Birikimi Bölgeleri"programı vardır. Bu programın amacı, bölgenin bilgibirikiminin üretilmesi, aktarımı ve bilgi birikimindenfaydalanılmasında rolünü belirlemektir. Bu, bölgeselpolitikalan belirleyenler için, bölgedeki farklı sektörlerinkümelenmesi için bütçelerin düzenlenmesi ve bu kümelerinbölgesel, ulusal ve uluslar arası düzeyde ağlara dahiledilmesi bakımından iyi bir programdır.

Bu diyagramda araştırmaya yönelik küme paradigmasıgösterilmektedir. (Şekil l)

Bilgi Birikimi Bölgeleri ~Araştırmaya Yönelik Küme Paradigmas _f/i((_

-::o:.="'"

i't/' ."

Şekil 1

Bu diyagram da, küme modelinin sadece pratik biruygulamasıdır, pratik diyorum çünkü biz bu modeli FriuliVenezia Giulia bölgesinde değişik durumlarda uyguladık.En üstteki Uygulamalar kapsamında yer alan sektörler,bizim bölgemizdeki sanayinin gelişimi açısından stratejikönem taşıyan sektörlerdir. Sağ tarafta Ar-Ge ve İnovasyonbaşlığı altında yer alan kurumlar bize bu alanlarda yardımeden kurumlardır. Sol taraftaki hizmet ve fınans şirketlerialtında yer alan faaliyetler, kümelerin işleyişi vefinansmanı açısından destek veren ve aynı zamandakümeler içinde yeni adresler bulunmasına yardım edenkonulardır. Son olarak üretim fırmalan hem kümelerin başaktörleri hem de hedefidirler. (Şekil 2)

BilgiBUüdmiB~geleriİ.şlemekte olan Araştırmaya yönelık Küme Modeli _"--==-

Şekil 2

Bir kümenin içinde beş faaliyet alanını yönetebilirsiniz:Bilgi ve iletişim: Kümelerin kendileri aynı zamandaaktörler arasındaki entegre bilginin ve iletişimindüzenlenmesi ve yönetilmesi için sistemlerdir.Nitelik: Özellikle insan kaynaklarının yönetimineyönelik çok sayıda enstrüman ve araçla geliştirilir.İşbirliği ve gelişim: Bir kümenin işleyişinin odaknoktasıdır. Burada, araştırma, teknoloji, inovasyon,araçların ve politikalar için benclımarking, kümelerinfarklı seviyelerde ağlarla birbirlerine bağlanmasıolasılığı üzerine yoğunlaşırız.Pazarlarna: Küme aslında, ulusal ve uluslararasıpiyasalarda promosyonu yapılması gereken bir şirkettir.Uluslararasılaştırma: Küresel piyasalarda rekabetedebilmemiz için buna ihtiyacımız var ve kümelerinbu piyasalarda rekabet edebilmenin bir aracıdır.(Şekil 3)Bügi Birikimi Bô'lg~kri

Küme Girişimleri için Benchmarking GöstergeleriHer bir küme girişimi için belirlenmesi gereken bazı anahtar göstergeler

Önemli ortak şirket sayı irakam/ar

ortak şirketlerin toplam iç hacmi i DiQer göstergeler

ortak şirketlerin toplam personel sayısı i İncvetif ve yüksek teknolojiKOBI'lerin oranı.

INitelik Düzenlenen etkinlik sayısı iŞirket ziyaretieri sayısı i

Bu etkinlit.lere katılanların sayısı i Katılan attörlkurum sayısı JARGE ve inovasyon projeleri

J[şbiriigi ~birliıi projelerinin sayısı iiçin sa1lanan kamu fonlannınoranı

projeleriBu işbirliği projelerin katıjan şirketlerin i ~=~=~i~~saAıanan isayısı

Küme girişimlerinin arunJması (yatınm J Yılda yapılan müşteri tatmini Jmaliyetlerine kıyasla hibeler) ana.Liı.ı sayısıi't/' ." ~...,

Şekil 3

Önceden de söylediğim gibi inovasyon otomatik bir süreçdeğildir ve yönetilmesi gerekir. Bunun için, kümeleridesteklemek amacıyla inovasyon yönetimi teknikleriniuygulayabilirsiniz. Bu tabloda inovasyon yönetimteknikleri dört kategoride sımflandınlmıştır ve her birineuygulanabilecek teknikler gösterilmiştir. (Şekil 4)

Page 156: Kongre Sponsorları - Anasayfa › sites › 1 › upload › files › 6_sanayi_kongresi...Kongre Sponsorları AKBANK Oturum Sponsorları ~ BORÇELiK e CEm OFSEr mat b_acılık sanayii

Bügi Birikimi BölgeleriKüme Girişimleri için İnovasyon Yönetimi Teknikleri

Bilgi Yönetimi Teknikleri lARGE

D Yaratıcıhğu geliştirmeD Teknolojiyi izlemeD ARGE'nin stratejik yönetimiD IPR yönetimi

Bilgi Yönetimi Teknikleri i ürün-süreçgelişimi

D Endüstriyel tasanmD İş süreci mühendisliği (Reengineering)D Kalite yönetimiD CAD ve karar destek sistemleri

Bilgi Yönetimi Teknikleri i TeknolojiTransferi

D Teknoloji denetimi ve simsarlikD BenchmarkingD Teknolojinin değerlendirilmesiD Teknoloji lisanslarna ve patentleme

Bilgi Yönetimi Teknikleri i piyasa

D Değer analiziD Tedarik zinciri yönetimiD Dışandan kaynak tedarik etmeD E-ticaret

Şekil 4

Benim çok önem verdiğim bir diğer husus da araştırmayayönelik kümelerin ve küme ağlarının, Ar-Ge ve inovasyonkonusunda kaydedilen ilerlemeleri üç alanda yönetmesidir.Bunlar:• Bilgi birikimini artırmak: Amacı bir bölgenin farklı

branşlardaki genel bilgi birikimi seviyesini artırmaktırve bunun için araştırmalar yapabilirsiniz. Bu sadecebasit bir bilgi birikimi üretimi değildir, bölgeninaraştırmaya ayırdığı bütçeyi de artırmanız gerekir.

• Bölgenin kalkınması: Bölgenin yaşam kalitesini vegelişmiş sanayilere yatırım açısından çekiciliğiniartırmak.

• Rekabetçifiği artırmak: Lokal işletmelerin küreselpiyasalarda en inovatif ve teknolojik açıdan gelişmişsektörlerinde rekabet edebilme yeteneklerini artırmak.

Bölgelerarası araştırmaya yönelik kümeler ve kümeağları, yukarıdaki üç alanda yapılan araştırmalardançıkan farklı sonuçlarla yüzleşmemizi sağlarlar.

Hükümetimiz 'Sanayi 2015' adında bir programbaşlatmıştır. Bu ulusal programın amacı, sanayiden gelenbüyük bir proje skalasını teşvik etmek ve finansmanınadestek olmaktır. B_uprogram, ulusal bir program niteliğinitaşımakla birlikte ıtalya'nın farklı bölgelerine ayrılacaktır.Bu program kapsamında, Friuli Venezia Giulia bölgesindebiz, enerji ile ulaşım ve lojistiği içeren mobilite sektörlerineodaklanıyoruz. Bu projede bizim odak noktamız sanayileriteşvik etmek ve TOTEM adını verdiğimiz programıdesteklemektir. TOTEM, çeşitli inovasyonları tek birüründe birleştiren ve ilgili sanayi zincirini olabildiğinceiçeren işleyen bir prototiptir. inovasyon sürecine dahilolan farklı aktörlerin geliştirdikleri inovatif bileşenlerinve sistemlerin değerlendirilmesini sağlayan fiziksel birobje olması gerekir. Ayrıca piyasa odaklı olmalı ve sonkullanıcıların ihtiyaçlarına göre geliştirilmelidir. inovatifbileşenler ve sistemler, kesişen teknolojiler (bilişim veiletişim teknolojileri, nanoteknolojiler, vs.) üzerine kuruluolduklarında ve farklı sanayi sektörlerineaktarılabildiklerinde, farklı sanayi sektörlerine ait olanfarklı TOTEM'leriı:ı parçası olabilirler. inovatif bileşenlerve sistemler için Işleyen Prototip, ürün/süreç/hizmet/metodolojinin eşi olmaya bir modelidir.

Bu oldukça inovatif bir yaklaşımdır. Ancak bizimsanayideki inovasyonlarımızı çeşitlendirmemizgerekmektedir. Bu nedenle endüstiyel inovasyonubüyütme ve değerlendirme sürecine katılan aktörler deçeşitlilik göstermektedir. Bunlar:• Ticaret ve Sanayi Odası• Sanayiciyi Birlikleri• Araştırmaya yönelik kümeler• Teknoloji kümeleri• Üniversite-Sanayi Bağlantı Ofisleri• Lider sanayiler• Bölgesel ve ulusal düzeyde yetkili merciler

Bu tarz bir girişim yaratıcılık açısından da çok faydalıdırçünkü TOTEM çeşitli sayıdaki sistem, alt-sistem vebileşenlerden oluşmaktadır ve bunların her biri belki deinovatif bir çözüm haline gelebilir. Bu anlamda ulusalpolitikalar açısından iyi bir örnek teşkil ettiğimizidüşünüyorum.

Farklı bileşenleri topladığımız Bilim ve Teknoloji Parkları(BTP), küme tabanlı etkili bölgesel inovasyon sistemlerive bilgi birikimi ekonomisine giriş kapılarıdır. BTP, esasamacı inovasyon kültürü ve inovasyonun yayılmasını,bağlı işletmelerin ve bilgi birikimi tabanh kurumlarınınrekabetçiliğini teşvik ederek topluluğunun refahınıartırmak olan uzmanlaşmış profesyoneller tarafındanyönetilirler. Bu amaçlara ulaşılmasını sağlamak için, BTPüniversiteler, Ar-Ge kurumları, şirketler ve piyasalararasındaki bilgi birikimi ve teknoloji akışını tetikler;kuluçkalama ve yayılma süreçleri aracılığıyla inovatifşirketlerin yaratılmasını ve kalkınmasını kolaylaştırır;yüksek kaliteli mekan ve tesislerle birlikte başka katmadeğerli hizmetler sunar. BTP genelolarak bölgeningelişmesi için bütün aktörler arasında bir köprü işlevigörür. (Şekil 5)

2100 n~i~TıkhPersonel .ır;ş~ı~nnacıı~.teknisyenler. girişimciler ve hiz~~tpersoneli c

Inovasyonu. teknoloji transferini ve ışgeliştirmeyi desteklemek ıçın bır katmadeğerli hızmetler yapısı

ıtalya Universtre ve AraştırmaBakanhğr'na bağlı bır araştırmakurumu taratmdan yönetilir

Frıulı Vcnczla Giulia bolgcsındeTircste ') i çev roleyen ıcpclcrinüzerinde Padriciuno ve Basovizzn'daıkı kampus (55 hektar)

Şekil 5

ilgilendiğimiz teknoloji alanları şunlardır:• Biyoteknolojiler ve teşhise yönelik teknolojiler

Biyomedikal teknolojiler• Yeni malzemeler• Nanoteknolojiler• Bilişim ve iletişim teknolojileri• Elektronik

Page 157: Kongre Sponsorları - Anasayfa › sites › 1 › upload › files › 6_sanayi_kongresi...Kongre Sponsorları AKBANK Oturum Sponsorları ~ BORÇELiK e CEm OFSEr mat b_acılık sanayii

• Enerji ve çevre teknolojileri• Lojistik ve sürdürülebilir mobilite

Biraz önce de belirttiğim gibi bilim ve teknoloji parklarındainovasyonu, teknoloji transferini ve bilgi birikimi taban lıişleri teşvik etmeyi hedefliyoruz. (Şekil 6)

AREA Bilim Parkıİnovasyon, Teknoloji Transferi ve Bilgi Birikimi Tabanh İş

Şekil 6

AREA Bilim Parkı, ulusal Moleküler Biyotıp TeknolojiKümesi'nin merkezlerini ve ama Ar-Ge tesislerinibarınmaktadır ve Teknoloji Kümesi'ni yöneten CBM Scrlşirketinin ana hissedarıdır. Moleküler Biyotıp TeknolojiKümesi, genomics, proteomics ve inovatif moleküler tıpalanında uzmanlaşmış çok disiplinli bir yapı olup kamuaraştırmalarını inovatif sanayiye bağlar, ortak Ar-Geprojelerine mali kaynak sağlar ve yüksek teknolojigirişimlerini tetikler. Moleküler biyotıp alanındaki bukümelenme ulusal bakanlıklar tarafından dadesteklenmektedir. 3 yıl kadar önce, Teknoloji Kümeleriadı altında, belirli sektörlere odaklanmış bir girişimgerçekleştirdik. ARBA Bilim Parkı, aynı zamanda bölgeselDenizcilik Teknoloji Kümesi "DlTENA VE"in ortağıdır.Bu girişimde KOBİ'lerin, sektörel araştırma ve inovasyonmerkezleri, teknik üniversitelerin de yer aldığı çok genişbir ağ söz konusudur.

AREA Bilim Parkı'nın bölgesel stratejileri aşağıda yeralmaktadır. (Şekil 7)

AREA Bilim ParkıBölgesel Stratejiler

Işe yönelik ve kurumsal ilişkiler ve ortaklıklarayönelik bölgesel. ulusal ve uluslararası ağlar

Biz bir hizmet sistemi geliştiriyoruz ve bu sistemimizleinovasyonu destekliyoruz. Bu amaçla yaptığımızInnovazione 360 sistemimiz var. Burada inovasyonlailgili bütün sektörleri kapsadık. (Şekil 8)

AREA Bilim Parkı360' inovasyon

inovatifSirketlerfabrikası

...,.,~\~

Aktarılabilirbilgi birikimi

ağı

inovasyoneğitimi

..!:fL ••Şekiıa

Bildiğiniz gibi yeni yüksek teknolojili şirketler yaratmakşirketler açısından çok önemli ve bankalar, finansalkurumlar bunu sağlayamıyorlar çünkü çok riskli bir alanve bunun gerçekten de teşvik edilmesi gerekiyor. ProgettoSister projesi, üniversitelerdeki araştırma kurumlarınınyaptığı araştırmaların sonuçlarını kullanıyor. Bir izlememerkezimiz var, burada sanayideki yenilikleri izliyoruz.Topladığımız sonuçları araştırma kurumlarına veriyor veinovasyon ile ilgili çözümler arıyoruz.

Innovation Network, Progetto Sister'ın bir yansımasıdır.Bütün bölgedeki çok disiplinli uzmanlık merkezleri ağınınüyesi olan 20'den fazla teknoloji ve inovasyon simsarıarınadayanır. Bu simsarlar, şirketlerin inovasyon ihtiyaçlarınıdeğerlendirir ve incelerler; iş dünyasının teknoloji veinovasyon talebini uygun inovatif çözümler sağlayabilenuzmanlıklara bağlarlar; şirketlere bir inovasyon projesiniuygulamaları için tüm çalışma boyunca güvenilir vebağımsız destekler verirler. (Şekil 9)

Plastik veYeniMalzemeler

AREA Bilim Parkı 2003Innovation Network çalışmaya başlıyor

İleri teknoloji sektörlerine giren ve bunlardan çıkanyatırımları iyileştirmek i~in uluslararasılaştınnaprogramlanmn teşvik edilmesi Işletme MDbeodislili

Bölgesel teknoloji kümelerinın ve inovatif sanayimıntıkalannın yaratılması

LfL ."Bölgesel kalkınma için stratejik alanlarda, ARGE veendüstriyel inovasyona yönelik bölgelerarasıprojelenn yönetilmesi G. GM' 7

Şekil 7

1'& ."Şekil 9

Page 158: Kongre Sponsorları - Anasayfa › sites › 1 › upload › files › 6_sanayi_kongresi...Kongre Sponsorları AKBANK Oturum Sponsorları ~ BORÇELiK e CEm OFSEr mat b_acılık sanayii

Çalışmalarımızın sonucunda İnovasyon için BölgeselPolitikalar isimli bir kitapçık hazırladık ve bunu FriuliVenezia Giulia bölgesinde dağıttık. Avrupa düzeyindefarklı inovasyon politikalarını ve uygulamalarına yönelikbenchmarking yaptık ve en iyi uygulamaları toplayıp bukitapçığa dahil ettik. İnovasyonu teşvik etmek isteyenbölgesel politika belirleyiciler için iyi bir kaynak olduğunudüşünüyorum.

Konuşmamı Mareel Proust'un inovasyonun tam anlamınıveren şu sözüyle noktalamak istiyorum: "Gerçek keşifseyahati, yeni topraklar aramak değil yeni gözlere sahipolmaktır."

Prof. Jungho SonuKore-Seul Myongji Üniversitesi İnşaat Yönetimi Bölümü Öğretim Üyesi

Öncelikle Kore Savaşı'nda bize destek verdiğiniz içinsizlere ve Türk halkına teşekkür etmek istiyorum. Sizinözveriniz ve desteklerİniz olmasaydı, Kore bugün varolmayacaktı. Çok teşekkür ederim.

Son 50 yıldır Kore'de kaydedilen teknolojik ve ekonomikgelişmeyi anlatmak üzere çeşitli toplantılara davet edilirim.Genellikle, Kore'nin nasıl ve böyle bir hızla gelişip umutveren bir ekonomi haline geldiğini öğrenmek isterler. Busoruya iki şekilde yanıt veririm: Kültürel geçmişimiz veülkenin lideri. Kore bildiğiniz gibi çok farklı kültürlerinyaşandığı bir ülkedir ve Konfiçyus kültürü var. Buna göreçocukların eğitimi çok önemli bir konudur. Gerçekten deailenin en büyük görevi çocukları eğitmektir. Kore Savaşısırasında bile okuryazarlık oranı çok yüksekti ve okuryazarolmayanların oranı sadece %5'ti. Sosyal statünündeğişmesini yolu eğitimden geçmektedir. Budan 5-6 yılkadar ulusal düzeyde sınavlar yapılırdı ve bu sınavdabaşarılı olanların sosyal statüsünde yükselme söz konusuolurdu.

Gelişmemizin arkasındaki bir diğer nedenin de ülkeninlideri olduğu belirtmiştim. Ülkeyi yönetmek için çok doğruzamanlarda çok doğru insanların görevalmış olması Koreaçısından büyük şanstır. 1953'teki Kore Savaşı'ndan sonrainsanların hayatta kalmak için büyük mücadele vermesive bu anlamda yoksulluktan kurtulması gerekti. Ekonomikkalkınmamiz 1961 yılında Başkan Park'ın iktidaragelmesiyle başlamıştır. Park, çok dürüst, güçlü, aynızamanda vizyonu olan bir kişiydi. Bu sayede yüzlerceyıldır hüküm süren yoksulluktan kurtulmaya başladık. Ağırsanayiye odaklanıldı, petrokimya tesisleri kuruldu, gemiinşası, makine ve tezgah imalatına başlandı. O dönemdeinsanlar çok sıkı çalıştılar, öyle ki 30 yıl boyunca bir kezbile tatile çıkmayan çok sayıda insan vardır. Bunların 21.yüzyılda değişim yaratmamızın arkasındaki kilit unsurlarolduğunu düşünüyorum. (Şekil l)

KORE VE TÜRKIVE KARşıLAşTıRMASı 1006

KORE TÜRKIVE

Yüzölçiimü (K98.000(116.) 780.000(4S)ml)

NÜrU5 4900(26') 7Im(19.)

GSVIH ı,196milyar $(U) MOrnilyar$ (20)

GSVIHlKIII 24,500 S (4S) 9,100 S (93.)

İhracat 33lmllyar $ (12.) 91 mılyar $ (35.)

İthalat 302milyar $ (14.) 13lrnUyar $ (25.)

Dövız Kuru 2J9milyar S (S.) 63milyar $ (19.)

Internet kullanaeıları 34m(S.) tım (24.)

Cep telefonu 40 m(12.) 43m(19.)

İhraç edilen mallar

Kore: Yarı lIetkenler, Kablosuz Telekomünikasyon Ekıpmanları,

Motorlu Araçlar, Bilgisayar. Çelik. Gemı, Petrokimya ürünleri

Türkıye: Giyim eşyası, Gıda, Tekstil ürünleri, Metal ürünleri,

Ulaşım Ekıpmanları

"World Factbook", CIA ABD

Şekil 1

1960'tan günümüze teknolojik gelişmemiz üç aşamadangeçmiştir:ı.Taklit aşaması (1960- 1980): Bu dönemde Batı

ülkelerinden, Japonya'dan ya da ABD'den aldığımızteknolojileri kopyalıyorduk ve bunu çok ucuz işgücüylegerçekleştiriyorduk. Bu dönem içerisinde hükümetimizçok uzun vadeli projeler başlattı.

Bunlardan biri, özel sektöre odaklanan Kore Bilim veTeknoloji Enstitüsü'nün kurulmasıdır. O dönemde özelsektörün çok fazla araştırma kabiliyeti yoktu, bu nedenleherhangi bir sorunla karşılaşıldığında Enstitü sorunuçözüyordu. Yine aynı dönemde Bilim ve TeknolojiBakanlığı kuruldu. O zaman için gelişmekte olanülkelerde bu alanda kurulmuş ilk bakanlıktır. AyrıcaKore Gelişmiş Bilim ve Teknoloji Enstitüsü kurulduve Teknoloji Geliştirme Yasası ve MühendislikHizmetini Teşvik Yasası yürürlüğe girdi.

Ar-Ge'ye ayrılan kaynaklarla ilgili bilgiler aşağıdakitabloda yer almaktadır:

1963 19801970Hükümet: Özel 97: 3 71 : 29 64: 36Ar-Ge/GSYIH 0.25 0.83 0.77

Bu tabloda 1980'de devletin araştırmaya MUi yüksekbir katısı olduğunu görüyoruz. Bu oranlar yüksek gibigörünmesine rağmen, o dönemde GSYİH da çokdüşüktü.

1977 yılında Kore Bilim ve Mühendislik Vakfı kuruldu.Bu vakıf ABD'nin NSF'ine benzer ve genel anlamdaüniversitelerde yapılan araştırmaları desteklemiştir.Aynı dönemde hükümet tarafından petrokimya gibibazı uzmanlık alanlarında Devlet Araştırma Enstitülerikuruldu.

2. İçselleştirme aşaması (1981-1990): Bu dönemde Koreürünleri dünya piyasalarında rekabetçi bir hale geldi.Artık gelişmiş ülkelerden bize teknoloji transferiyapılmıyordu ve o noktada ürünlerimizin dünyapiyasalarında rekabetçi olabilmesi için artık kenditeknolojimizi geliştirmek zorunda olduğumuzu anladık.

Page 159: Kongre Sponsorları - Anasayfa › sites › 1 › upload › files › 6_sanayi_kongresi...Kongre Sponsorları AKBANK Oturum Sponsorları ~ BORÇELiK e CEm OFSEr mat b_acılık sanayii

Sanayi de Ar-Ge'nin önemini kavradı ve Ar-Geçalışmalarına yatırım yapmaya başladı.O dönemde Ar-Ge'ye ayrılan kaynaklarla ilgili tabloyabaktığımızda bir önceki ne göre farklılıklar olduğunugörüyoruz.

1963 1970 1980 1990

Hükümet: Özel 97: 3 71 : 29 64: 36 18: 81Ar-Ge/GSYİH 0.25 0.83 0.77 1.87

Yukarıda görüldüğü gibi 1990'da özel sektörün Ar-Ge'ye ayırdığı fonda büyük bir artış söz konusudur.Yine aynı şekilde Ar-Ge'nin GSYİH içindeki payı daönemli bir artış göstermiştir. Özel sektörün bugelişiminin üzerine araştırma enstitülerinin yer aldığıDaeduck bilim şehri oluşturuldu. Kore'nin yaptığı enbüyük atılımlardan biri de ElektronikTelekomünikasyon Enstitüsü tarafından Yeni ElektronikTelefon Santrali Sistemi'nin geliştirilmesidir. İlk baştailkel bir düzeyde olan bu sistemi geliştirmek için birtakım mekanizmalar kullanıldı. Bunun dışında Koremarkalı otomobillerin ihracatı başladı ve EğitimBakanlığı tarafından üniversitelerdeki araştırmalarıdesteklemeyi de amaçlayan Kore Araştırma Vakfıkuruldu. Kore'deki Samsung tarafından geliştirilenDRAM, Kore tarihindeki ilk yüksek uç teknolojidirve en büyük atılımlardan biridir.

3. Üretim-Geliştirme aşaması (1991-): Bu dönemdearaştırmacılarda 'denedik ve yapabiliriz' ruhu vardı veböyle bir özgüven gelişmişti. Ar-Ge'ye ayrılankaynaklarda da değişiklik gözlemlenmektedir:

1963 1970 1980 1990 2004

Hükümet: Özel 97: 3 71: 29 64: 36 18: 81 23: 77Ar-Ge/GSYİH 0.25 0.83 0.77 1.87 2.85

Bu dönemde kamunun Ar-Ge'ye katılımının artmasınınnedeni hükümetin büyük ölçekli araştırma projeleribaşlatmış olmasıdır. Ar-Ge 'ye ayrılan payın GSİYH'yeoranının 2004 yılında %3'e yaklaştığını görüyoruz. Budönemde Bilim ve Teknoloji Bakanlığı bir takımgirişimler başlattı. Bunlar büyük ölçekli ve uzun vadeliçalışmalardı. G7 projeleri başlatıldı, üniversiteler vearaştırma enstitüleri nezdinde bilim ve teknolojialanında Mükemmellik Merkezleri kuruldu ve 2 ı. SınırProjesi başlatıldı. Bu projenin maliyeti LO milyon dolarcivarındaydı. Bunlara ek olarak, Eğitim ve İnsanKaynakları Bakanlığı tarafından üniversite mezunuöğrencileri desteklemek amacıyla BK2 ıprojesibaşlatıldı. Bu yılsa, Bilim ve Teknoloji Bakanlığıgüçlendirilerek Başbakanlık Vekili düzeyine yükseltildi,böylelikle her alandaki projelerin eşgüdümünüüstlenildi.

Kore'deki Ar-Ge yatırımları aşağıdaki grafikte yeralmaktadır. (Şekil 2)

Kore'nin ARGE Harcamalarının EOilimi

25 3,5

3 tv) 2fl / :ı;2- 2,5 ::E~ ~ 15

~

CIL

-a a 2 o

~ ~ ıo 1,5 2

~'" ı 5:ı: 5 "o 0,5 oo ~~ O O

i964 i970 ı975 i980 ı985 ı990 ı995 2LXXL mAr-Ge HarounaIan (US S/M;lyar)Year Ar-Ge onın . GSMH (%)

_ R&D Expeııditure in Bn US S • Raıio of R&D Lo GDP (%)

Şekil 2

Bu grafikte, 1985 yılına kadar Ar-Ge harcamalarının vebunların GSYİH'ye oranının çok düşük olduğunugörüyoruz. Ancak 1985 yılında başlayan hareketlenme2005 yı Iında üssel bir artışa dönüşmüştür.

Ar-Ge Fonunun belli başlı alanlara dağılımı şu şekildegerçekleşmiştir.(Şekil 3)

Ar-Ge Fonlarının Alanlara Göre Dağılımı_!_ Percentage

3530252015Lo5

Şekil 3

Burada Ar-Ge fonunun yaklaşık %30'unun elektrik veelektronik alanına, toplam fonun yaklaşık yarısının daelektronik-elektronik, bilgi ve telekomünikasyon alanınaharcandığını görüyoruz. Bunları % i3 civarında makineizlemektedir, bunun nedeni de otomotiv sektörüdür. Diğeralanlar içinse eşit bir dağılım söz konusudur. Genelolarakdeğerlendirecek olursak, Ar-Ge fonunun temel bilimlerdeziyade uygulamalı teknolojilere ayrıldığını görüyoruz.

1000 çalışan başına düşen araştırıcı sayısı yıllar itibariyleşöyledir. Görüldüğü gibi 1985'ten 2005'e kadar çok hızlıbir artış söz konusudur. (Şekil 4)

Page 160: Kongre Sponsorları - Anasayfa › sites › 1 › upload › files › 6_sanayi_kongresi...Kongre Sponsorları AKBANK Oturum Sponsorları ~ BORÇELiK e CEm OFSEr mat b_acılık sanayii

1000 Çalışan Başına Düşen Araştırmacı Sayısı

" 71------+-----+-----+-------rf--

ı6~----~----_+------~r=--~.ıı§ 5~----~--~~~~~~----~...'41-----+---:-:/----+------+-----1-ı3~~~+_----4-----4_----_+_0:21- -+ -+- -+- 1-i11------+-----+-----+-----1--z OL- ~ -L ı_ L-

YEAR

Şekil 4

Yıllar itibariyle üniversite mezunu öğrenci sayısındakiartış şöyledir. (Şekil 5)

Kore'deki Üniversite Mezunu ÖOrenci Sayısındaki Artış

imm~ ısnn"'o~Iımxıo

~mxl

i···1••. j

O+---,--.---.--,.--~--.-__,1'IiI) 1975 198J i~ 19\U ım

Year

Şekil 5

Burada da özellikle 1995-2004 yılları arasında çok hızlıbir artış söz konusudur. Bunun nedeni Eğitim Bakanlığı'nınBK21 Projesi'dir ve bu proje kapsamında çok yükseksayıda öğrenci destek almıştır.

Yıllar itibariyle bilim ve mühendislik öğrenci sayısınıntoplam öğrenci sayısıyla karşılaştırması şöyledir. (Şekil 6)

Kore'deki Bilim ve Mühendislik Öğrencileri

i~-------------------ııoo:xxı"······_···· _ __ .

1985 1990 20041995Year

• Total No. ot Univ. Stııdents • No. ofStudents Majoring Science&.Engineering

~zı çubuklar bilim ve mühendislik öğrencisi sayısını,mavi çubuklar da toplam üniversite öğrencisi sayısınıgöstermektedir. Burada görüldüğü gibi tüm üniversite

öğrencilerinin yarıya yakıru bilim ve mühendislik alanlarındaeğitim görmektedir. Ancak şu anda iyi öğrencilerin bilimve mühendislik alanlarına eskisi kadar ilgi göstermemelerigibi bir durum söz konusudur ve biz bunu bir sorun olarakdeğerlendiriyoruz. Tıp, işletme ve hukuk alanlarına birkayma söz konusudur.

Ar-Ge harcamaları ve araştırmacı sayısı bakımındanKore'nin dört ülkeyle karşılaştırması yer almaktadır. Heriki grafıkte de Türkiye'nin diğer ülkelere kıyasla alt sıradayer aldığını görüyoruz. (Şekil 7 - 8)

5 Ülkenin Ar-Ge Harcamaları

180000

160000

.. 1.40000rJ)

::ı 120000c~

.S; 100000

".ii 80000'6iii 60000

~W 40000o

"" 20000a:

.~ ......,.....

--Fıance --Gerrrwıy Jarnın

Şekil 7

Araştırmacı Sayısı

12

-= 10 ,_ --,...i:;

8 -+- France.....cC~ -- Germany....... 6

gl ... 6 - Japan~,g~cı. 4 Korea... 6c'-t;l ""*"" TurkeyQ 2Z

L~~LE LE LE lE H H LE

OIİ tn le r- 00

~ ~... N g ğs o-, o-, g; g go-, o-,

ii... ... ... ... ... N N N N N

Year

Şekil 8

Türkiye, Japonya ve Kore'de yıllar itibariyle Ar-Ge fonlannınaraştırma enstitülerine dağılımı şöyledir. (Şekil 9)

Ar-Ge Fonlannın Araştırma Enstitülerine DaOllıml

.t~:···C

90 1~1

8070

i60 ~ ID Kamu'::: 50 ~c 40 f- • Sanayi"~ 30 ~ O Üniversite&

20 -; H HLO Id ın ,d ]1,\ O

, !.! ;ıH !~nHB, ~ .~~:.:~§:.:~~:.:~~:.:~~:.:~~ :.:~,"..., t-o"" E- ..... E-""" e-..., e-....., l-

1999 2000 200 i 2002 2003 2004

Şekil 9

Page 161: Kongre Sponsorları - Anasayfa › sites › 1 › upload › files › 6_sanayi_kongresi...Kongre Sponsorları AKBANK Oturum Sponsorları ~ BORÇELiK e CEm OFSEr mat b_acılık sanayii

Şekil 11

Finlandiya'nın her iki gösterge açısından da ilk sırada yer Şekil 14

aldığını görüyoruz. Onu Japonya izliyor ve Kore deGSYİH'den Ar-Ge'ye ayrılan paya göre üçüncü sıradayer alıyor.

Japonya ve Kore'de %70'den daha fazlasının sanayitarafından karşılandiğını ancak Türkiye'de en büyükoranın üniversitelerde olduğunu görüyoruz. Teknolojikbüyüme ve sanayinin Ar-Ge 'ye ayırdığı payekonomikbüyümeyle yakından ilişkilidir ama üniversiteler buamaçla daha fazla kullanılıyorsa, Ar-Ge faaliyetlerininçoğunlukla temel bilimlere yönelik olduğu sonucunuçıkarabiliriz.

Türkiye, Japonya ve Kore'de yıllar itibariyle Ar-Ge'ninGSYİH içindeki payı şöyledir. Bu oranın Türkiye'deJaponya ve Kore'ye kıyasla oldukça düşük olduğunugörüyoruz. Japonya ve Kore'de bu oran %5'e yakınken,Türkiye'de %0,5 civarındadır. (Şekil LO)

Ar-Ge'nirı GSYİH içindeki Payı

3,5 r---

? 3r~~~-.~~~~~~ ~e- ~ ~ ••:'§' 2,5 :-- ....---- -;-r - • La p a n'ii 2 r--::-.....--=--.--------- • Korea

cı::: •• Turkeycı ı.s 1---------------'1·· ..

~ 0,5 '_' - ----- !

O~~~~~~~~~~~~~~

Year

Şekil 10

Ar-Ge harcamalarını GSYİH içindeki payı ve 1000 çalışanbaşına düşen toplam araştırmacı sayısına göre OECDülkelerinin karşılaştırması şöyledir. (Şekil ll)

OECD Ülkelerinin Karşılaştırması

3.5 ,-----------------0----,''''~ .. 200', i

ChI"a(2002).

Şekil 13

Bu farkı yaratan ekonomik büyümedir. Yıllar itibariyleKore'nin ithalat ve ihracat rakamlarını da aşağıdagörebilirsiniz. (Şekil 14-15)

- 3..~~ 2.5

~~ 2~~ 1.5cı~

Kore'nin Ekonomik Büyümesi

• USA{200l'

900- - 1800l

800~ + 16CXXl

700 - + 14OO:l

0600- - 12000en

1::ı 500+ -.- 10000 oc en~400- - 800L ::ı

cc 300+ - 6CXXL200+ - 4OO:L

100 - - 2000

O·~ O1960 1970 1980 1990 2000 2003 2005

T.ıwan(2002) • • 511'10."0 ... (2002)

Year

_ GDP in Bn US S • GDP /Copi!o US $

U.K.{20(2) ..

ci 1 Ir.I.nd(2001)

o~ct: TIrl..y(2004)

0,5

° 2 4 6 8 10 12 14 16 18Total researcher per 1000 em ployment

1964'teki Seul ile 2000 yılındaki Seul arasındaki farkıaşağıdaki görebilirsiniz. (Şekil ı2- ı3).

Page 162: Kongre Sponsorları - Anasayfa › sites › 1 › upload › files › 6_sanayi_kongresi...Kongre Sponsorları AKBANK Oturum Sponsorları ~ BORÇELiK e CEm OFSEr mat b_acılık sanayii

Kore'nin İhracat ve İthalatı (Milyar ABD Doları)

... 350cı:Q 300rJL;;;ı

250.51:: 200ocı. 150e....

100-ecos 50.....o ocı... ...~

III to- cı- ...~ ~ ~ ~ ~ 8... ... ... ... M

i ----- Export lmport Year

Şekil 15

Samsung'un DRAM projesinden bahsetmiştim. Kore'de64k'lık DRAM'ler 1983'te geliştirilmeye başlandı. Japonyaile Kore arasında 64k'lık DRAM için 6 yıllık, 2S6k'lıkDRAM içinse 4 yıllık bir fark söz konusudur. Ancak64M'lik DRAM'lerde bu fark sıfıra inmiştir. 64k'llkDRAM2i Kore 1984'te üretmeye başladı ve o yıl Japonyaile arasında 4 yıllık bir fark vardı. Fakat 1992 yılında 64MlikDRAM'in Japonya ve Kore tarafından aynı yıl üretilmesiylebu fark kapanmıştır. (Şekil 16)

Gelişmiş Ülkeler ve Kore Arasındaki Fark

64k 2SQı IM 4M 16M 64M 2S6M lG, Deveiop US/Japan ım 1'ISO 1983 i~ 1988 1992 1994 1996

Korea 1983 1984 i~ 1988 1989 1992 1994 L996Dur. 6 yem 4 yem 3 yem 2 yem I yem O years itadiııg leading

MaDur. US/Jıpan 1'ISO 1'182 1985 1989 ım 1994 1998KOlU 1984 1985 ı987 1990 1992 1994 1998

iı,.M. 4 years 3 years 2 years i year O year leadiog leading

Şekil 16

64k'lık DRAM, ı983'ün Mayıs ayında Kore'degeliştirilmeye başlandı ve aynı yılın Kasım ayında testedildi. Bu dönemde Kore'de ve deniz aşırı ülkelerde ikiayrı ekip paralelolarak çalıştı. Geliştirilmeyebaşlanmasıyla topluma üretime geçiş arasında yaklaşıkbir buçuk yıllık bir süre söz konusudur. 2S6k'lık DRAM'ler1985'ün Mart ayında Kore'de, 1983'ün Eylül ayında dadeniz aşırı ülkelerde başladı. Başarısızlık olasılığınıortadan kaldırmak ve rekabetçi bir ortam yaratmak içiniki ayrı ekip çalıştırılmıştı.

Son 10 yılın en rekabetçi 10 teknolojik alanına ilişkin şubilgileri verebiliriz:1. DRAM ve NAND Flash Bellek Çipleri

DRAM'in dünya piyasasındaki payı: %60NAND Flash bellek çiplerinin dünya piyasasındakipayı: %70

2. CDMA Sistemi ve Telefonuİlk ticari kullanımı: 1996

Yurtiçinde kullanımı: 37 milyon kullanıcıİhracat: dünyaya 1SO milyon cep telefonu

3. LCDKore'nin ihracatı (2005):Taiwan'ın ihracatı:Japonya'nın ihracatı:Diğerleri:

4. Internet üzerinde on-line oyunDünya on-line oyun piyasası:Kore on-line oyun piyasası:Kore'nin dünyaya ihracatı:

S. Super Scale LNG Taşıyıcıİlk Super Scale LNG Taşıyıcının (250.000 m3) tasarımıve inşaatı200S'te dünya talebinin %80'i Kore'de inşa edilmiştir

6. Otomobil tasarımı ve üretimi2004 yılında 2,47 milyon araba üretilmiştir, dünya6.sıdır.2005 ihracatı: 32,7 milyar $Kore kendi motorunu ve otomobilini tasarlayacak veüretecek kapasiteye sahiptir.

7. Gökdelen inşaatı teknolojisiBuj Dubai (2005 - 800m.), Taipei Finans Merkezi(2004 - S08m.)Petronas Tower (1998 - 4S2m.) bir Kore şirketitarafından inşa edilmiştir.2007 yılında fabrika projeleri de dahilolmak üzeredeniş aşırı ülkelerde yapılan inşaatlardan 35 milyardolardan fazla gelir elde edilmesi beklenmektedir.

8. 2. Nesil Lityum Pil2005 yılında dünya piyasasının %20 sahipti.BT ve otomobil sanayilerinin önemli parçaları

9. Kore Standart Nükleer ReaktörüNükleer reaktör tarafından üretilen enerji Kore'nintoplam kapasitesinin %40'ını kapsamaktadır (ToplaKapasite 63.000Mw)2005 yılında 20 nükleer reaktör çalıştırılmıştır, bunlarıntasarımı, inşaatı ve işletmesi Kore Teknolojisi tarafındanyapılmıştır.

10. Demir ve Çelik TeknolojisiEnerji tüketimi 33MBtu/ton çelikten i8MBtu/ton çeliğedüşmüştür.Ticari amaçlı enerji tüketimi için ilk FINNEXteknolojisi geliştirilmiştir ve bu alandaki tüketim18MBtu/ton çelikten 13 MBtu/ton çeliğe düşmüştür.Dünyanın en büyük S. kapasitesine sahiptir (12 milyar $)2004 yılında işletme karı sıralamasında dünyabirincisidir.

i99 milyon ünite173 milyon ünite146 milyon unıte7,4 milyon ünite

3,4 milyar $0,85 milyar $0,39 milyar $

Sonuç olarak, herhangi bir şekilde teknolojik gelişmeolmazsa, ekonomik büyüme de gerçekleştirilemez. Buanlamda hükümetin yönlendirmesi ve halkın bu konudakifarkındalığı çok önemlidir. Teknolojik gelişmeninolabilmesi için politika yapıcıların devreye girmesizorunludur. Elbette ki üniversitelerin de önemli bir roloynaması gerekmektedir, yani burada bir görev paylaşımısöz konusudur. Ar-Ge konusunda uzun vadeli bir ulusalyol haritası oluşturulması gerekmektedir. En önemlisi de

Page 163: Kongre Sponsorları - Anasayfa › sites › 1 › upload › files › 6_sanayi_kongresi...Kongre Sponsorları AKBANK Oturum Sponsorları ~ BORÇELiK e CEm OFSEr mat b_acılık sanayii

insan kaynakları bağlamında Ar-Ge'yi yönetebilmektir.En doğru kişileri tespit etmek bu anlamda büyük önemtaşımaktadır.

Sorular ve Katkılar

Soru

AB'de bilgi birikiminin dolaşımıyla ilgili limitler var mıdırve AB'nin buradaki yaklaşımı nedir?

Michel Poireau

Coğrafi olarak hiçbir sınırlama yok. Uygulamadanbahsetmek gerekirse, çok daha fazla hareket kabiliyetiolması lazım ama bu biraz da fikri mülkiyet haklarıylada çok ilgilidir. Soruyu tam yanıtlayabildim mibilemiyorum.

Soru

İnovasyona %3 oranında teşvik verdiğinizi belirttiniz.Burada sanırım araştırmaya ayrılan kaynağın oranındasöz ediliyor. İnovasyona yatırımın geri dönüşünü nasılölçüyorsunuz? Bu metriğin dağılımını siz mi ölçüyorsunuzve nasıl bir strateji kullanıyorsunuz?

Michel Poireau

Burada %3'lük hedef, %2 ve % i'lik iki kısımdanoluşmaktadır. %2 sanayi, % i de kamu yani vergi ödeyenlertarafından karşılanacaktır. Burada önemli olan kamuaraştırma kurumlarının daha iyi çalışması ve sanayiyedaha yakın olmalarıdır. AB düzeyinde ve ulusal düzeydebu alanda kamu programlarımızın olmasının ve sanayi-kamu araştırmaları arasındaki ilişkiyi güçlendirmemizinnedeni de budur. Bunu bir eş-finansman gibi düşünmekgerekir. Rekabet çerçevesinde araştırma giderlerininyaklaşık %SO'sinin kamu kaynaklarından karşılanmasıgibi genel bir kural var.

Paranın nereden gelip, nereye gittiğini ve sonuçları izlemekve ölçmek tabii ki önemli bir konu. Şirketler nezdindeartan bir ihtiyaç var ve kamu idareleri de bu paralarınnasıl harcandığını değerlendirmeye çalışıyor. Biz deBrüksel'de bunu oturtmaya çalışıyoruz ve eğer proje ABtarafından finanse ediliyorsa çeşitli ölçüm kriterlerinegöre değerlendirme yapıyoruz. Projeler bittiğinde, başarılıve başarısız olanlar belirleniyor. Daha küçük projelerdaha büyüklere kıyasla daha az başarılı olabiliyor.

Soru

İki gün boyunca katıldığırn inovasyon seminerinin temelinibilgi ve eğitimin oluşturduğunu gördüm. Okumayı vearaştırmayı sevmeyen bir toplum olarak bu yüzyılda halaokul açma kampanyaları düzenleyip, bir taraftan kızçocuklarını okula göndermeye diğer taraftan okumak

isteyenlere engelolmaya çalışarak inovasyonun Türkiye'debir moda ve akım olarak kalıp kalmayacağını bir akademisyenolarak açıklarsaruz sevinirim.

Doç. Dr. Cem il Arıkan

Bütün istatistikler gençlerimize daha fazla eğitim verilmesigerektiğini gösteriyor. 1000 kişi başına düşen araştırmacısayısı, Kore'de 7,S, AB ortalaması S, ABD'de 7 ikenTürkiye'de 1,2. Dolayısıyla bütün olumsuzluklara rağmengençleri miz i eğitmek, Türkiye'nin geleceği için çokönemlidir.

Soru

Güney Kore'nin ihracatının artmasının nedeni inovasyonmudur?

Prof. Jungho Sonu

Cep telefonları, LPG taşıyıcıları gibi en temel ihracatkalemlerine baktığımızda, tabii ki inovasyona çok dayalıürünler bunlar. Son 20 yıldır ihracat, artık teknolojidekigelişmeye bağlı oldu. Teknolojik gelişme olmazsaekonomik kalkınma da olmaz dememizin nedeni buydu.

Soru

Neden Türk sanayi Ar-Ge'ye, Kore'ye göre daha az paraharcıyor? Sizce nedeni nedir?

Prof. Jungho Sonu

1980'li yıllarda Türkiye'deki Ar-Ge faaliyetleri Kore'dençok daha azdı. Politika yapıcılar arasında Türkiye'de debir uzlaşıya ihtiyaç var. Kore'de GSYİH içinde Ar-Ge'yeayrılan payın bu kadar yüksek olmasının nedeni, bilimadamları ve mühendislerin bu konuda hükümetten süreklitalepleri olmasıydı. O dönemde Başkanlık seçimleri olduve adayların çoğu, Ar-Ge'ya ayrılan bütçeyi ve projelerinsayısını artırmayı taahhüt etti. %3 seviyesine çıkarılacakdenildi ve sonuç olarak bunu gerçekleştirdiler. Kore çokküçük bir ülke ve insanlar hayatta kalmamızın tek yolununürünlerimizi dünya pazarlarına satmak olduğununbilincindeler. Bu da teknolojik gelişmelerle çok ilgili vebaşka türlü hayatta kalmanızın imkanı yok. Bu Kore halkıiçinde genel bir uzlaşıydı.

Soru

Bu bilgi birikimini Türk yetkililerle paylaşmayı düşünüyormusunuz? Türkiye'ye danışmanlık verebilir misiniz?Başka önerileriniz var mı?

Prof. Jungho Sonu

Türk hükümetiyle bilgi birikimini paylaşma konusundabir bağlantı kurabilirsem çok memnun olurum.

Page 164: Kongre Sponsorları - Anasayfa › sites › 1 › upload › files › 6_sanayi_kongresi...Kongre Sponsorları AKBANK Oturum Sponsorları ~ BORÇELiK e CEm OFSEr mat b_acılık sanayii

Kore'nin ihracatı (2005):Taiwan'ın ihracatı:Japonya'nın ihracatı:Diğerleri:

4. Internet üzerinde on-line oyunDünya on-line oyun piyasası:Kore on-line oyun piyasası:Kore'nin dünyaya ihracatı:

5. Super Scale LNG Taşıyıcıİlk Super Scale LNG Taşıyıcının (250.000 m3) tasarımıve inşaatı200S'te dünya talebinin %80'i Kore'de inşa edilmiştir

6. Otomobil tasarımı ve üretimi2004 yılında 2,47 milyon araba üretilmiştir, dünya6.sıdır.2005 ihracatı: 32,7 milyar $Kore kendi motorunu ve otomobilini tasarlayacak veüretecek kapasiteye sahiptir.

7. Gökdelen inşaatı teknolojisiBuj Dubai (2005 - 800m.), Taipei Finans Merkezi(2004 - S08m.)Petronas Tower (1998 - 4S2m.) bir Kore şirketitarafından inşa edilmiştir.2007 yılında fabrika projeleri de dahilolmak üzeredeniş aşırı ülkelerde yapılan inşaatlardan 35 milyardolardan fazla gelir elde edilmesi beklenmektedir.

8. 2. Nesil Lityum Pil2005 yılında dünya piyasasının %20 sahipti.

199 milyon ünite173 milyon ünite146 milyon ünite7,4 milyon ünite

Samsung'un DRAM projesinden bahsetmiştim. Kore'de64k'lık DRAM'ler 1983'tegeliştirilmeye başlandı. Japonyaile Kore arasında 64k'lık DRAM için 6 yıllık, 2S6k'lıkDRAM içinse 4 yıllık bir fark söz konusudur. Ancak64M'lik DRAM'lerde bu fark sıfıra inmiştir. 64k'lıkDRAM2i Kore 1984'te üretmeye başladı ve o yıl Japonyaile arasında4 yıllıkbir fark vardı.Fakat 1992yılında64M'likDRAM'in Japonya ve Kore tarafındanaynı yıl üretilmesiylebu fark kapanmıştır. (Şekil 16)64k'lık DRAM, 1983'ün Mayıs ayında Kore'degeliştirilmeye başlandı ve aynı yılın Kasım ayında testedildi. Bu dönemde Kore'de ve deniz aşırı ülkelerde ikiayrı ekip paralelolarak çalıştı. Geliştirilmeyebaşlanmasıyla topluma üretime geçiş arasında yaklaşıkbir buçuk yıllık bir süre söz konusudur. 2S6k'lıkDRAM'ler1985'ün Mart ayında Kore'de, 1983'ün Eylül ayında dadeniz aşırı ülkelerde başladı. Başarısızlık olasılığınıortadan kaldırmak ve rekabetçi bir ortam yaratmak içiniki ayrı ekip çalıştırılmıştı.

Son 10 yılın en rekabetçi lOteknolojik alanına ilişkin şubilgileri verebiliriz:1. DRAM ve NAND Flash Bellek Çipleri

DRAM'in dünya piyasasındaki payı: %60NAND Flash bellek çiplerinin dünya piyasasındakipayı: %70

2. CDMA Sistemi ve Telefonuİlk ticari kullanımı: 1996Yurtiçinde kullanımı: 37 milyon kullanıcıİhracat: dünyaya 150 milyon cep telefonu

3.LCD

3,4 milyar $0,85 milyar $0,39 milyar $

Page 165: Kongre Sponsorları - Anasayfa › sites › 1 › upload › files › 6_sanayi_kongresi...Kongre Sponsorları AKBANK Oturum Sponsorları ~ BORÇELiK e CEm OFSEr mat b_acılık sanayii

Murat YeşildereEgon Zehnder International Yönetici Ortağı

OTURUM4B

Yenilikçi İnsan Kaynağı ve Eğitim

- Teknoloji ve İnovasyon için Eğitim, Ortam- Inovatif Insan Kaynağı ..- Sürekli Gelişim, Yaşam Boyu Oğrenim

Oturum Başkanı ..Prof. Dr. Turan OzturanBoğaziçi Üniversitesi Rektör Yardımcısı

KonuşmacılarSelen KocabaşTurkcell Iş Destekten Sorumlu Genel Müdür Yardımcısı

Dr. A. Kemal Tuğcu ..Türkiye Personel Yönetimi Derneği PERYON Etik Kurulu Başkanı

Page 166: Kongre Sponsorları - Anasayfa › sites › 1 › upload › files › 6_sanayi_kongresi...Kongre Sponsorları AKBANK Oturum Sponsorları ~ BORÇELiK e CEm OFSEr mat b_acılık sanayii

Oturum BaşkanıProf. Dr. Turan Özturan

Boğaziçi Üniversitesi Rektör Yardımcısı

1952 yılında İzmir'de doğdu. Boğaziçi Üniversitesi Mühendislik Fakültesi İnşaat Mühendisliği Bölümü'nden 1974yılında lisans, 1977 yılında yüksek lisans derecelerini aldı. Askerlik hizmetini yaptıktan sonra doktorasını 1984yılında İstanbul Teknik Üniversitesi İnşaat Fakültesi'nde 1984 yılında tamamladı. Aynı yıl Boğaziçi ÜniversitesiMühendislik Fakültesi İnşaat Mühendisliği Bölümü'nde yardımcı doçent olarak göreve başladı. 1988 yılında doçentve 1998 yılında profesör ünvanıarını aldı. İnşaat Mühendisliği bölüm başkanı, Fen Bilimleri Enstitüsü müdüryardımcısı ve Mühendislik Fakültesi dekan yardımcısı olarak görev yaptıktan sonra 2004 yılından beri rektöryardımcılığı görevini sürdürmektedir.

KonuşmacılarSelen Kocabaş

Turkcell İş Destekten Sorumlu Genel Müdür Yardımcısı

İstanbul Üniversitesi İngilizce İktisat bölümü mezun olan Selen Koçabaş Marmara Üniversitesi'nde İnsan KaynaklarıYönetimi üzerine lisansüstü eğitimini tamamladı. Profesyonel iş hayatına Koç Holding'de management trainee olarakbaşlayan Kocabaş, Arçelik'te İnsan Kaynakları Uzmanı olarak, daha sonra 5 yıl boyunca Marshall'da İnsan KaynaklarıKoordinasyon Şefi, ardından 4 yıl DanoneSA'da Su ve Süt şirketlerinin kurulması, yapının oluşturulması ve doğruinsan kaynaklarıyla yönetilmesi konularında İnsan Kaynakları Direktörü olarak çalıştı. Turkcell ailesine 2003 yılındakatılmıştır ve 01.05.2003 tarihinden bu yana İnsan Kaynakları, Kurumsal Bilgi Sistemleri, Satın Alma ve KontratYönetimi ve İdari İşler Bölümlerinden sorumlu İş Destek Genel Müdür Yardımcısı olarak görevini sürdürmektedir.

Dr. Kemal TuğeuTürkiye Personel Yönetimi Derneği PERYÖN Etik Kurulu Başkanı

1955 yılında İstanbul'da doğdu. 1978 yılında Boğaziçi Üniversitesi'nden mezun oldu. Dr. Tuğcu 1978-1984 yıllarıarasında Illinois Üniversitesi'nde (ABD) Doktora öğrenimi sırasında Kontrol ve Sistem Mühendisliği alanıdanÖğretim Görevlisi olarak çalışma hayatına başladı. 1984-1988 yılları arasında General Motors AraştırmaLaboratuarlarında (ABD) Uzman Araştırma Mühendisi olarak görev yaptı. 1988-2001 yılları arasında Arçelik A.Ş.'deçalıştı, 1990 yılında Ar-Ge Yöneticisi ve 1997 yılında İnsan Kaynakları ve Kalite Direktörü olarak atandı. 2001yılından beri PRAESTA'da Yönetici Koçluğu yapmaktadır. Dr. Kemal Tuğcu aynı zamanda Türkiye Personel YönetimiDerneği PERYÖN Etik Kurulu Başkanıdır.

Murat YeşildereEgon Zehnder International Yönetici Ortağı

1969 yılında İstanbul'da doğdu. Lisans eğitimini Boğaziçi Üniversitesi Endüstri Mühendisliği bölümünde tamamladı.Manchester UMIST'ten İşletme Ekonomisi dalında yüksek lisans derecesini aldı. Kariyerine finansal kiralamasektöründe başlayan Yeşildere, Philip Morris, GSD Holding ve GSD Yatırım Bankası'nda Hazine ve Fon Yönetimikonularında üst düzey yöneticilik yaptı. Murat Yeşildere Ekim 2000 itibarı ile Egon Zehnder International İstanbulofisinde başladığı Danışmanlık görevini halen Ofis Müdürü olarak sürdürüyor. Fenerbahçe Spor Kulubü, FIDYAK,GYIAD, PERYÖN ve Ekonomistler Platformu üyesi olan Murat Yeşildere, profesyonel kariyerinin yanında Radikal,Yeni Yüzyıl ve Vatan gazetelerinde yazarlık da yaptı. Yeşildere halen Platin ve Aktüel Kadın dergilerinde ekonomi,finans ve yönetim konularında yazarlık yapmaya devam etmektedir.

Page 167: Kongre Sponsorları - Anasayfa › sites › 1 › upload › files › 6_sanayi_kongresi...Kongre Sponsorları AKBANK Oturum Sponsorları ~ BORÇELiK e CEm OFSEr mat b_acılık sanayii

Yenilik i İnsan Kaynağı ve Eğitim

Selen KocabaşTurkcell iş Destekten Sorumlu Genel Müdür Yardımcısı

Turkcell olarak, değer yaratan teknoloji ve iletişimçözümleriyle müşterilerimizin hayatını kolaylaştınrız,diyoruz. Bu iddialı bir söylem, bir ufuk, bir yolculuk, bunedenle de vizyonumuz olarak kabul ettik.

Bu yola giderken bizim üç temel önceliğimiz var. (Şekill)

Stratejik Önceliklerimiz

REKABETEKARŞI

KAZANMAK

ÇALIŞANLARlMIZ VE iş ORT AKLARlMIZ

ıxov ASYON VE OPERASYONEL MUKEMMELLlK

TURKCELL

Şekil 1

ı. Win - rekabete karşı kazanmak. Rekabetin olduğu birpazarda faaliyet gösteriyoruz ama burada olumlu biryaklaşımla ve pazarı büyüterek bu oyunu Türkiye'yeve bu dünyaya en geniş şekilde sunmak istiyoruz. Birodanın tavanı ne kadar yüksekse, ne kadar sıçrarsanızsıçrayın onun ötesine geçemezsiniz, diye bizim de çokkatıldığımız bir söz vardır. Aslında bizim rekabetleyapmak istediğimiz, bu tavanı bir şekilde daha dayukarı itmek suretiyle pastayı büyütmektir.

2. Drive - Müşteri memnuniyeti: bu bizim temelönceliğimiz. Biz aslında hemen hemen hepimizinhayatındayız; ürün ve servisi sadece satmıyoruz, birürün ve servisi verdiğimiz noktada müşteriyle biryolculuğa başlıyoruz ve bu yolculuğu da en etkili, enverimli şekilde yürütmek, yönetmek istiyoruz.

3.Grow - Büyümek: Yarattığımız bu temel değeri farklıiş alanlarıyla büyütme arzumuz var.

Biz bu temel üç stratejimizi, kendi çalışanlarımız, işortaklanmız ve var olan eko-sistemimizle sağlayacağımızainanıyoruz. Turkcell Mobil'in içerisinde 3.000'e yakınçalışanımız var fakat grup olarak baktığımızda 9.000çalışanımız, eko-sistem olarak baktığımızdaysa bayiimiz,iş ortağımızla 30.000 çalışanımız var. Biz bu 30.000çalışanla 35 milyon aboneye her gün bir şekilde değiyoruz.Aslında temel önceliklerimizden olan müşterimemnuniyeti yolculuğumuzda, biz bu 30.000 kişiyi nasılen etkin, en verimli şekilde yönlendirip, müşterilerimizinbir şekilde hayatını kolaylaştırıp, farklılaştırıp,zenginleştirip onları şaşırtacak neler yapabileceğimizebakıyoruz, bunu sorguluyoruz. Buna da inovasyon veoperasyonel zenginlik diyoruz. Bir tarafta yaptığımız işien verimli, en etkin şekilde yani basireti i bir tüccar gibisorguluyor muyuz diye bakıyoruz.

İnovasyonu biz şu şekilde yorumluyoruz: Fark yaratacakunsurları biz nasıl görüyoruz? Bu, teknolojik bir unsur yada çok operatif seviyede bir unsur olabilir.

Bizi biz yapan, damarlarımızdan akan kanda, soluduğumuzatmosferde beş tane değerirniz var:1. Önce müşterimiz için varız, müşterimiz yoksa biz

yokuz. O nedenle de üç stratejik önceliğirtıizin ortasınamüşteri memnuiyetini koyduk.

2. Çevik bir takımız. Bahsettiğimiz 30 küsur bin kişilikyapı, Turkcell'in içine geri döndüğümüzde belli birbürokrasiyi, belli bir şişmanlığı yaşatabilir. Bu nedenlede mümkün olduğunca bu tür risklerden sıyrılarak,hızlı ama gerektiğinde doğru manevrayı yaparakhayatımıza nasıl devam ettiğimiz bize fark kazandırıyor.Bu nedenle bu çeviklik bizim her noktadaönceliklendirdiğimiz bir alan.

3. Açık iletişim. Bunun altında güven yatar, güveninüzerinde samimiyet ve samimiyetin üzerinde de oaçıklık vardır. Zaten temelde o güven olmadığı noktadao silsilenin yukarı doğru çıkacağını düşünmüyoruz.Burada hatayı kabul etmek, hatalara fırsat vermek devar.

4. Fark yaratırız. İnovasyon noktasında belki insanlarıyönlendirme noktasında, belki hataya, risk alınmasıgerektiğine kişileri yüreklendirmek gerektiğinidüşünüyoruz ve bunun da arkasındayız.

5. İnsana değer veririz. Çalışanlarımız ve iş otaklarımızvar ama temelde toplum var. 35 milyon insanadeğiyoruz diyoruz, onun sorumluluğunu, onun yükünübu bilinçle sırtımızda taşımamız gerektiği bizim içinolmazsa olmaz bir noktadır.

Beş temel değerimizden biri olan fark yaratma güdümüzühangi ortamlarda ve nasıl yaşatmak istiyoruz? Aslındabu konuda belki de şirketlerin genlerine de bakmakgerekir. ı993 yılında girişimci bir kişi, GSM operasyonunuTürkiye'ye getirme fıkriyle holdinglere gidiyor, bir holdingbunu kabul ediyor. Bu belki o dönem için ciddi bir riskve zaten ana iş planlarında belirlenen rakamların çoküzerine çıkılmış ama bu fark yaratma, öncü olmagüdüsüyle hareket edilmiş ve bu işi yapmak üzere birekip kurulmuş. Bu noktada hangi alanlarda proaktifolacağımızı bilmemiz gerekir. Bazı alanlarda reaktif dekalabiliriz ama güçlü olduğunu, fark yaratacağımızıdüşündüğümüz alanlarda çekinmediğimizi veçekinmeyeceğimizi vurguluyoruz. Buna ek olarak,yaratıcılığı ve inovatif düşünceyi teknoloji başta olmaküzere her alanda destekliyoruz. Alanlardan kast ettiğim,hayatımızda, bizim yaşamamız i sağlayan birer kaldıraçvazifesi gören belli platformlar var. Bu alanların da olması,doğru zeminin yaşatılması ve bunun bir davranış biçimihaline dönüştürülmesi son derece önemlidir. Sorumlulukve inisiyatif alarak sonuca giden kişileri teşvik etmek dehakikaten önemlidir.

Bemard Shaw'un şu sözünü hepimiz seviyoruz: Dünyadadeğişiklik yapmakta başarılı olanlar, değişiklik yapmayakendilerinden başlayanlardır. Sık sık Turkcell olarak çokfarkhlaştığırruzdan, değişiklik yaptığımızdan bahsedilir.Bu durum, teknoloji ve iletişim sektörünün dinamikleriyle

Page 168: Kongre Sponsorları - Anasayfa › sites › 1 › upload › files › 6_sanayi_kongresi...Kongre Sponsorları AKBANK Oturum Sponsorları ~ BORÇELiK e CEm OFSEr mat b_acılık sanayii

de çok alakalıdır. Evet değişiklik yaşıyoruz ve bir takımşeyleri de denemekten çekinmiyoruz. Burada hatalarırruzda olabiliyor ama bu hatalarımızı konuşarak bir sonrakisefer daha az hata yapmaya, daha iyi şeyler ortayakoymaya gayret ediyoruz.

Bizim 'Çok iyi bir fıkrim var!' diye bir platformumuz var.Intranetimiz içinde intracell'de bir alan vardır, çalışanırruziyileştirme, değiştirme ya da yenilik yapmaya yönelikfıkrini buraya girebilir. Yaklaşık beş senedir, sürdürülebilirve tutarlı bir şekilde bu yaklaşımımızı uyguluyoruz vebugüne kadar l4.000'e yakın öneri geldi. 2007 yılındatemel anlamda değerlendirebileceğimiz 1.300'e yakınfikir geldi. Bunların arasında maddi olarak değeryaratabilecek, müşteri memnuniyeti yaratabilecek 308tane fikri tamamen hayata geçirdik. 'Çok iyi bir fikri mvar!' platformunun bir kırıiımı olan En Cin Fikirkampanyaları düzenliyoruz. Yeni bir ürün ya da servisihayata geçireceğimiz zaman bunu öncelikli olarakçalışanırruza sorarız. Burada bir takım fikirler gelir ve buplatform da o fikirler içindir. Bazı arkadaşlar, şeytanınavukatlığını yapar, bazıları fikri destekler ve sonuç olarakbu düşünceler o ürün yada servisi geliştiren arkadaşlaramutlaka geri bildirim olarak geri döner. Bunun yanındaeğer biz bir servisi hayata geçiriyorsak, mutlaka o servisikullanıyor, biliyor, deneyimliyor ve eğer yaşadığımızsıkıntılar varsa bunları ilgili platformlara haber veriyorolmamız gerekiyor.

'Çok iyi bir fıkrirn var' platformunda kullandığırnız intracellüzerindeki talep formu aşağıdaki gösterilmektedir. Buradaönemli bir takım mesajlar verilmektedir. Örneğin benzertalepler önceden geldiyse, arama motoruyla aranmasıuyarısı verilir. Çalışanın bu açıdan hayatını kolaylaştırıp,fikirleri süzgeçten geçirip doğru bir şekilde bu platformaakmasını sağlayacak bir yaklaşımla hareket edilir.(Şekil 2)

Çok İyi Bir Fikrim Var!

Intracell ._ ........ -._ ._.i~ ---_ ..----_.__ ..-

.......- .__ ...-._._,..--------.._ ..- .._--_ ..._-_ ...._ ...__ .

._-----._---_..__ ._-...... _ .._-----o ..~ d- ....._ -.f-- *-

TURKCELLŞekil 2

Genelolarak çalışan fikrini sisteme girer. Farklı farklıdepartmanlardan çalışanların oluşturduğu Çok İyi birFikrim var takımı, öncelikle gelen önerinin temel tanımlıkriterlere ne kadar uyduğuna bakar, eğer uyuyorsa ilgilifonksiyonel kategori sorumlusuna bu fikri yönlendirir.Sonra işin gerçek sahibi fikri değerlendirir, kabul eder,reddeder ya da "Askıya" alabilir. Hayata geçirilen fıkirleride ödüllendiririz. Bu iş akışının elektronik ortam üzerindeolması bizim hayatımızı kolaylaştırmaktadır. Buödüllendirme platformunu hem öneriyi getiren kişi hem

Doğru fikirlerin yeşermesi için takdirin çok önemliolduğunu düşünüyoruz. Hepimiz için, şirketimizden 'senvarsın ve bizim için değerlisin' mesajını almak önemlidir.Bunun için her dört ayda bir Genel Müdür ve GenelMüdür Yardımcılarımızın katıldığı bir platformda bufikirleri ödüllendiriyoruz. Örneğin 'Kim Kimdir?' diyebir uygulamamız var. Turkcell'de çalışan kişinin adınıyazarsınız ve hangi departmanda çalıştığı, ne yaptığıdışında aldığı ödüller de burada görülür. Burada amacırruzo kişinin kendi yaptığı işin ötesinde şirketi farklı platforma,farklı yerlere taşımak için çaba sarf ettiğini, değer kattığınıve bunun da takdirini aldığını yansıtmaktır.

de hayata geçiren kişi için uygularız. Intracell'de bir de'İşte Buna Ödül Verilir' diye bir yer var. Burada bir çalışanbaşka bir çalışanın fark yarattığı bir hususu görür ve okişiyi nedenlerini de belirterek o platforma aday gösterir.Hem takdir mekanizması hem de öneriyle iyileştirmesüreçleri farklı kanallardan bir şekilde hayata geçiriliyor.Burada, fark yaratan kişiyi görüyoruz, hissediyoruz, takdirediyoruz mesajı verilmiş oluyor. Yıllardır dört ayda birödül töreni yaparız ve bugüne kadar da 80,3 milyondolarlık değer yarattık. Tabü bunlar yöneticilerin takdirindeparasalolarak ölçülebilen rakamlar ama bunların ötesindemüşteri memnuniyeti ya da bir takım süreçlerde deiyileştirmeler yapıldı.

Tıkla kullan servisini örnek vermek istiyorum. Normaldeyeni bir servis hizmete girdiğinde, müşterilerimizin buservisten yararlanmak için bir numaraya SMSgöndermelerini isteriz. Bir grup arkadaşımız, biz madenmüşterinin hayatını kolaylaştırma iddiasındayız, o haldeSMS yerine servisi n geldiği yerde müşteri tıklasın ve oşekilde geri dönsün, diye bir fıkirle geldi. Bu fıkir örneğinhaber paketlerine katılırru katlayarak artırdı. Fikri getiren,hayata geçiren arkadaşırruza, 'madem bunu düşünüyorsun,şirkete değer katıyorsun o zaman bunun ödülünü sen deşirketle paylaş' diyoruz.

Bir diğer örnek Otomatik İş Emri Projesi. Türkiye'nn tümtrafik ağını takip ettiğimiz bir network merkezimiz var.Arkadaşlarımız sorunu merkezden çözemezlerse buradanilgili mobil ekipleri bilgilendirirler. Bir arkadaşımız buekipleri manuel ve insan olarak bilgilendirmek yerinekitlendiği noktada bu bilgi talimatının otomatik olarakgitmesi fikrini getirdi. Bunu ekip olarak çalıştılar ve hemadam saat olarak hem de kaynak kullanımında azalmasağladılar. Mesela, Güney Asya depreminin olduğu gece,bir arkadaşımız orada bulunun Türklerin Hazırkartkullanıcı ya da faturalı müşterimiz olabileceğini vekontörsüz kalabileceklerini düşündü ve bu müşterilerinyerini bulma, hızlıca kontör gönderme ve ilgili bağlantıyısağlama fıkrini getirdi. Depremin olduğu gece 2.300 tanefaturalı, 164 Hazırkart müşterisi oradaydı ve biz bu fikrihemen o gece hayata geçirdik. Bu sayede gerçekten büyükbir müşteri memnuniyeti sağlamış olduk. YTL'ye geçişde bir başka örnek. Bu bizde kapsamlı bir proje grubuydu .Bu bir aynntıydı ama oradaki arkadaşın işini sahiplenmesive ısrarıyla Merkez Bankası ile konuştuk ve virgüldensonra 2 değil 6 dijite yuvarlanmasının Türkiye için ciddibir rakamsal değer yarattığı anlatılarak o dönemde 6 dijiteyuvarlanması sağlandı.

Page 169: Kongre Sponsorları - Anasayfa › sites › 1 › upload › files › 6_sanayi_kongresi...Kongre Sponsorları AKBANK Oturum Sponsorları ~ BORÇELiK e CEm OFSEr mat b_acılık sanayii

Yönetselin dışında çalışana yönelik de bir takımyetkinliklerimiz var. Eğitim ve gelişim planlaması, işealma, yeteneklkariyer yönetimi ve yedekleme planı ile360 derece yetkinlik değerlendirme programının kalbindeaslında yetkinlik yatıyor. Yönetici yetkinliklerimizse:1. Müşteri odaklılık: Değerimizin de kınlımı olan bir

noktadır2. Performansı başarıya yönlendirmek: Var olan kişisel

enerjiyi, potansiyeli iş sonucuna yönlendirecek biryönetim tavrı ve yaklaşımı sergilemektir.

3. Sonuç başarma:4. İnovasyon/yenilikçilik: Farklı noktaları hayata geçirmek

için büyük önem taşır.

İnovasyon ve yaratıcılık dediğimizde, yöneticinin işietkileyecek her noktada farklı düşünceye, katma değeryaratacak düşüneeye kulaklarının açık olmasını anlıyoruz.Artık yöneticilerin, kendi kararlarının değişmez olduğuinancını taşımasını istemiyoruz. Birçok şey değişebilir,her taraftan farklı bir görüş açısı gelebilir ve bunlardeğerlendirilmelidir. Bunun dışında şirket ana hedeflerinekatkısı anlamında yöneticinin fikirleri nasıl gördüğü,katma değeri yüksek fikirleri iş sürecine nasıl entegreettiği ve kültürel, stratejik, organizasyonel, süreçsel,sistemselolarak baktığında neleri farklı yapabildiği,ekibini nelere yönlendirdiği de temel bir yetkinlik alanıolarak hayatımızdadır.

Turkcell Akademi bizim gelişim platformumuzunbulunduğu yerdir. Müşteri deneyimi, müşterinin yaşadığısüreçlerle ilgili olarak geliştirilebilecek, inovasyonyapılabilecek nasıl bir platform var diye baktığımızda,bu konuda İnovasyon Elçileri diye bir kavramımız var.Ancak elçiliği sadece inovasyonla sınırlarnıyoruz, örneğinmüşteri elçilerimiz, değer elçilerimiz de var. Şirketinherhangi bir departmanında çalışan bu elçiler, ilgili konularüzerinde düşünen, farklı fikirleri nasıl hayatageçirebileceğini, bunu şirketin ana gündemi olarak herplatformda nasıl savunabileceğini ve destekleyebileceğinibulmaya çalışan kişilerdir. Buna yönelik olarak belligruplarla sohbetler gerçekleştirilmektedir. TurkcellAkademi'de yapılan diğer etkinlikler de atölye çalışmalarıve iş çıktılarıdır. İş çıktıları olarak, kişilerin bir takımfikirleri sadece havada uçuşturmakla mı kalıyorlar yoksaiş çıktılarına, performanslarına bir şekilde yansıtabiliyorlarmı ve bu fikirleri nasıl değerlendiriyorlar diye bakıyoruz.

Turkcell Akademi bünyesinde birçok e-Iearning, hemuzaktan hem de yerinde gelişim çözümleri yaparken,arkadaşlar yaptıkları için büyük bir kısmın mobiloperasyon olduğundan yola çıkarak eğitimlerin ceptelefonu üzerinden verilmesini gündeme getirdiler. Bukonu üzerinde hızlı bir şekilde çalıştık ve şu anda dünyadailklerden olan bu tür birkaç eğitimi cep telefonu üzerindenveriyoruz. Bunu günlük eğitim olarak değil, mesela sahaorganizasyonu olan ilaç şirketlerini düşünün. Herhangibir yeni ürünü hayata geçireceğinizde sahada çalışanlarao eğitim içeriğini göndererek, on-line, senkron ya daasenkron eğitim verebilirsiniz. Buna ek olarak sadecebilgi alacağınız zemini görmek ve kullanmak için defaydalanabilirsiniz. Bunu şu anda içimizde, kendi sahaekiplerimizle deniyoruz ama ileride müşterilerimize de

sunacağımız bir platform haline gelmesini planlıyoruz.Turkcell Akademi içerisinde bir ürün yönetimiprogramımız var. Ürünü nasıl fıkir olarak oluşturuyoruz,nasıl hayata geçiriyoruz, nasıl yaşatıyoruz ve gerektiğindenasıl öldürüyoruz ve bu süreci etkin olarak nasılyönetiyoruz konularına bakıyoruz. Burası bir gelişimplatformu ve dışarıdan akademisyenlerden de destekaldığımız gibi kendi içimizde de eğitmenierimiz var. Bukapsamda teknoloji programımız da var. Biz fıkri doğuran,besleyen platformlar olarak üniversitelerin son dereceetkili olduğunu düşünüyoruz. Yaklaşık 1,5 sene önceTürkiye'nin bütününün gelişmesinin önemli olduğudüşüncesinden yola çıkarak '7 Bölge 7 Üniversite' dedik.Erzurum'da Atatürk Üniversitesi ile başladık, sonraGaziantep -Üni versitesi ve şimdi de Karadeniz TeknikÜniversitesi'nde GSM Gelişim Teknolojileri Programıyapıyotuz. Bu tür programlar hem Turkcell olarak bizedeğer katıyor hem de biz üniversiteye katkı sağlamışoluyoruz. Karşılıklı fikirlerin doğduğu platformlarıyaratmak ve karşılıklı beslenmek bizim için son dereceönemli.

Aynı şekilde nitelikli işgücünü istihdam etmek açısındanda doğru bir platform. IEEE / Servis ve Ürün GeliştirmeProgramı'nda da çok genç potansiyel öğrencilerimiz var.Fikirlerle dolu bu öğrencilerle ortak projeler yapıyoruz,onları akademide topluyoruz ve yeni ürün, servis,duruşumuzIa ilgili fikir getirmelerini istiyoruz. Bu sektördenelerin değişmesini istediklerini soruyoruz. O fikirleryeni ürünlere, yeni servislere ciddi anlamda fıkir sağlıyor.Üniversite-sanayi işbirliği kapsamında Microsoft ile elele verip üniversitelerde teknoloji üzerine bir programabaşladık. Turkcell Ar-Ge'nin içinde yer aldığı bir teknolojişirketimizde de benzer platformlar var.

Sonuç olarak şirketleri besleyen doğru platformlarıhayatımızın içerisinde bulundurmanın son derece önemliolduğunu düşünüyoruz.

Dr. A. Kemal TuğcuTürkiye Personel Yönetimi Derneği PERYÖN Etik Kurulu Başkanı

İnovasyon son birkaç senedir sıcak bir konu olduğundanher yerde konuşuluyor. Sunuşuma bu konudaki ikidüşüncemi belirterek başlamak istiyorum. Öncelikle,insanların inovasyon konusundan biraz da bıkmışolabileceğini düşünüyorum. İkinci olarak da inovasyondeyince, sözüm meclisten dışarı, başkalarının bu konudaneler yaptığını dinlemek, fikir almak için iyi bir yöntemama yerli ve yabancı şirketlerin inovasyon için neleryaptıklarını, bu konuda nasıl başarılı olduklarınıhayranlıkla dinlemekle yaratıcı ve inovatif olurunaz diyedüşünüyorum. Ben bu güne dek on sene kadar fiilenaraştırma ve geliştirme yaptım, yine bir on sene kadar daaraştırma ve geliştirme faaliyetlerini yönettim. Bu sürecinsonunda bazı gerçekleri daha iyi anladım ve bu iş galibaböyle olmayacak, daha iyisini yapmak için sanayi-üniversite-devlet işbirliği lazım dedim. Bu amaçdoğrultusunda siyasetle ilgili bir şey yapılabilir mi diyealtı ay - bir yıl arası bir süre ile bir girişimim oldu. Busürenin sonunda siyasetle ilgilenen tüm arkadaşlara hayattabaşarılar ve kolaylıklar diledim ve girişimime son verdim.

Page 170: Kongre Sponsorları - Anasayfa › sites › 1 › upload › files › 6_sanayi_kongresi...Kongre Sponsorları AKBANK Oturum Sponsorları ~ BORÇELiK e CEm OFSEr mat b_acılık sanayii

Son saptamam bu işin asıl kökündeki problernin kültürelolduğudur. Araştırma kültürü mü dersiniz, ülke kültürümü dersiniz, bu araştırma - geliştirme işini ülke çapındadaha iyi yapabilmek için bu kültürel sorunun halledilmesigerektiği kanaatine vardım.

İnsan kaynakları alanında çalıştığım beş sene boyunca,şirketteki liderlere, üst düzey yöneticilere, orta yönetimebu iş nasıl yapılır, insanlar nasıl motive edilir, insanlardakiinovasyon becerileri nasıl ortaya çıkartılır konularınıanlattım. Bu deneyimimden bir yaklaşım geliştirdini vebugün size o hap şekline getirilmiş yaklaşımı sunacağım.Şirketlerinizde inovasyonun başlamasını, ar-gedepartmanlarının kurulmasını sağlamak için bir yaklaşımönereceğim. Bunların yanı sıra 30 yıllık deneyimdendamıtılmış bir takım bilgiler de vereceğim.

İnovatifİnsan Kaynağı arıyoruz? Nerede bu kişiler? Birgrup insan, şirketimizin dışında. Ülke olarak inovatifinsan yetiştirebilir miyiz dediğimizde ; bu grubunyetişmesinden, ülkenin eğitim sistemiyle, ülkeninkültürüyle yoğurulmasından bahsediyoruz. İnsanlarımızıdaha inovatif, daha açık fikirli, her şeyi sorgulayabilenkişiler vs. yapabilir miyiz, dediğimizde eğitim sistemine,oradan ülkenin sistemine, ta üniversitelerin ücretpolitikasına kadar gidiyoruz ve oralarda çok tartışılacakmalzeme var. Şirket açısından baktığımızda, bu inovatifinsanlardan bazıları seçip şirketimize almaya kararveriyoruz. Bu durumda yapılması gereken, inovatifinsanları bulup işe almak ve bu insanları kendi vereceğimizeğitimlerimizle yetiştirmek, desteklemektir. İnovasyonunöncelikle önemli olduğu bölümlerden biri Ar-Ge' dir.Benim geldiğim sanayi şirketlerinin Ar-Ge, ürün geliştirmedepartmanlarında, sadece mühendislere iş olur diyebaşlanmıştı. Teknisyen dışında bir destek elemanı almayane kadro ne de izin çıkardı. Ancak bir tek mühendisleribir odaya koyarak bu işi yapmanın olanaksızlığını açıkçagördüm. Geçmişimden hatırladığım olaylardan bir tanesi,proje yönetimi, getir-götür, sekreterlik vesaire hizmetler içinayrı bir destek elemanı almamızla ilgilidir.

Çalıştığı m şirkette ilk defa proje yönetimi için ayrı bireleman ayırmayı ve bununla ilgili bir destek teknisyenialmayı düşündük. İzin çıkaramadık. Ancak teknisyenilaboratuarda çalışacak diye yalan söyleyerek aldırabildik.20 sene önce Ar-Ge departmanlarına mühendis ve aletkullanacak teknisyen dışında personel almak zordu. Şuanda bu işlere yeni başlayacak ya da halihazırda yapaninsanlara tavsiyelerimden biri, destek elemanlarını da iyiplanlayıp bu departmanlarda görev yaptırmalarıdır.

Şirketinizdeki inovatif insanları, inovasyon kabiliyetleriniortaya çıkaracak şekilde yönetmek ve bu işin liderliğiniyapmak asıl iştir. Dolayısıyla nasıl yöneteceğizdediğimizde. buna hem üniversite, hem şirket üst yönetimihem de insan kaynakları taraflarından bakıyorum.Şirketlerde insanları yönetenler departman yöneticileridir.Hatta işimiz biraz azalsın diye onların da birer insankaynakları yöneticisi olduğunu söyleriz sık sık. İnsankaynakları üst yönetiminin de temel görevi, şirketyöneticilerini nasıl etkin liderlik yapacaklarıyla ilgilieğitmektir. Şirket içinde dolaşırız, motivasyon nedir,

insanlar nasıl motive edilir, liderlik nedir, iletişim nedirvs. anlatırız, bu kişileri ilgili eğitimiere göndeririz. Fakatsonuç olarak ben kendimi insanlara motivasyonu teorikolarak anlatırken buldum. Satın alma yöneticisine buteorik konulardan bahsettiğinizde bir süre sonra gözleridüşüyor. Benim gördüğüm kadarıyla pazarlamacıya,satıcıya, lojistikçiye motivasyon bu şekilde anlatılamıyor.Dolayısıyla bir hap geliştirmem gerekti. Bu hap sayesindebunu bunu yaparsan bu işin %30'unu yapmış olusun amasonuçlar itibarı ile de bu işin %70'ini başarırsın şeklindebir hedef yer alıyor. Bu yüzden bu modele 30 - 70Uygulama Modeli' diyebiliriz.

İnovatif insan kaynağı modelinin işlemesi için iki şeygereklidir. (ŞekilI)

Şekil 1

1. Yaratıcı insan2. İnovatif ortam.

Bu modeli matematikselolarak yorumlarsak, yaratıcıinsanın olup inovatif ortamın olmadığı durumda sonuçsıfır olacaktır. Aksi durumda, yani inovatif ortamın olduğuama yaratıcı insanın bulunmadığı durumda da sonuç yinesıfırdır. Elbette iki girdinin de sıfır olduğu durumda sonucutahmin etmek zor değiL. İnovasyon için her iki girdinin devar olması gerekli ve yeterli şart.

Yaratıcı insan içinse, motivasyon ve yaratıcı bir ortamgereklidir. Burada da bunlardan herhangi biri olmadığındayaratıcı insan var olamaz. Bir kişiyi şirket içinde motiveetmek için yapılması gereken üç temel şey vardır. (Şekil 2)

Page 171: Kongre Sponsorları - Anasayfa › sites › 1 › upload › files › 6_sanayi_kongresi...Kongre Sponsorları AKBANK Oturum Sponsorları ~ BORÇELiK e CEm OFSEr mat b_acılık sanayii

1. Sorumluluk: Bu kişi yaptığı işten sorumlu olmalıdırancak burada sorumluluk responsibility anlamındadeğil accountability anlamındadır yani işini bilecek,bu benim işimdir diyecek.

2. Bilgi / Beceri: Sorumlu olan kişinin aynı zamandakendisine verilen işi yapabilecek bilgi ve beceriyesahip olması gerekir.

3. Tanınma / Takdir: Gerekli bilgi ve beceriye sahip olankişiye bir işi verdiğinizde ve o da bu sorumluluğubenimseyip işini yaptığında onu tanıyıp takdiretmezseniz, bir süre sonunda motivasyon yine sıfıradönüşür.

Başarılı olmak yani sonucun 1 olması için, matematikselyaklaşımla düşünürsek, yukarıdaki bütün maddelerin ıolması gerekiyor. İçlerinden birinin O olması halindesonuç sıfır olacaktır.

Burada bahsedilenlerin hepsi yöneticilikle ilgilidir veinsanları departmanlara ayıran, departmanları organizeeden, bu departmanlardaki insanlara işleri veren hepyöneticilerdir. Diyelim ki insanları bütün yönetimselorganizasyonumuzla, iş dağıtımımızla, doğru insanlarıdoğru projelere yönlendirmekle. doğru eğitimlerinialmalannı sağlamakla bilgi becerilerini tamamladık. Ödül,ücret vs. gibi takdir ve tanıma mekanizmalarımız datamam, dolayısıyla motivasyon için her şey tamam. Budurumda yaratıcı ortam için ne yapmamız gerekir?

1. Açık iletişim: Kişiler arasında açık iletişimin sağlanmasıgerekir. Bunu yapacak olanlar da yine yukarıdan aşağıkadar yöneticilerdir. Kişilerin konuşmalarını, kişilerinaçık konuşmalarını, konuşurken birbirleriyle kavgaetmeyip problemlerle savaşmalarını sağlayanyöneticilerdir. Bunu yapmak için de öncelikle örnekolunması gerekir.

2. Hatadan öğrenme: Öyle bir ortam olmalı ki, çalışan'ben hata yaparsam benimle ilgili değil hatayla ilgilikonuşacağız, bu hatanın tekrarlanmamasına yönel ikkonuşacağız, dolayısıyla korkmama gerek yok,'diyebilmelidir.

3. Takım çalışması: Takım çalışması inovasyon ve yaratıcıortam için çok önemlidir. Eğer takım çalışmasıyapıyorsanız, inovasyonun ortaya çıkması için, kişilerbelli yetenekleriyle, belli uzmanlıklarıyla birbirleriyleiletişim halinde olması ve birbirlerine yardım etmesigerekir. Aynı durum departmanlar için de geçerlidir.Bir Ar-Geci, bir üretirnci, bir pazarlamacı, bir satışçıbirbiriyle çalıştıklan zaman daha inovatif fikirler ortayaçıkabilir. Sektörler arası iletişim de çok önemlidir.Diğer şirketlerin ne yaptığını öğrenmek için takımçalışmasını kullandığınızda daha yaratıcı bir ortamyaratırsınız. (Şekil 3)

Şekil 3

Yukarıdakileri gerçekleştirdiğinizde yaratıcı insanınızhazır olacaktır ve burada da hepsinin aynı anda olmasıgereklidir yani 1-0 kuralı burada da geçerlidir.

İnovatif ortam için gerekli olanlar şunlardır. (Şekil 4)

Şekil 4

1. Müşteri odaklılık: Bütün çalışanlar inovatif olmak içinmüşteri odaklı olmak zorundadırlar.

2. Öneri sistemleri: Kişiler fikirlerini bir şekilde ortayaçıkıp bir yerlere sunmak zorundadır.

3. Fikri haklar korunması: Bunun da bu işin ödülüolduğunu düşünebilirsiniz. Korunmayan bir şey, ne birkişi, ne bir şirket ortaya yenlik çıkarmaz çünküçıkarmanın getirisi olmaz. İnovasyonu ticari neticesiolan buluş diye nitelendirdiğimize göre, bütün bunlanyaptığımız takdirde inovatif insanı elde edebiliriz.

Müşteri odaklılık ve öneri sistemleri için bir takımyöntemler vardır:1. Ürün geliştirme komitesi: Bir pazarlarnacı, bir satışçı,

bir Ar-Geci, bir ürün geliştirrneci, bir satın almacıdanbir komite oluşturma fikri vardır. Ürünler konusundainovasyon için, hem birbirlerini tanımalan hem de yeniürün geliştirmeleri açısından bu insanları bir arayagetirmek çok önemli bir başlangıçtır.

2. Özdeğerlendirme: Süreçler konusunda inovasyon için,özdeğerlendirmeyi becermemiz gerekir.Özdeğerlerıdirme, üst yönetim ve alt yönetimdeninsanların birbirleriyle açık açık şirketin süreçlerini vs.

Page 172: Kongre Sponsorları - Anasayfa › sites › 1 › upload › files › 6_sanayi_kongresi...Kongre Sponsorları AKBANK Oturum Sponsorları ~ BORÇELiK e CEm OFSEr mat b_acılık sanayii

eleştirebilmesi ve bundan çıkacak sonuçları düzelmeyolunda ilerletebilmesiyle ilgilidir.

3. Öneri sistemleri: Gerek bilgisayar sistemleri, gerekformlarla vs. herkesin önerilerini verebileceği bir sistemolmalıdır. Model budur ve bu konuda neleryapılabileceğini siz yaratmalısınız.

Dolayısıyla motivasyonu olan yaratıcı ortamdaki insanlar,yaratıcı olurlar; yaratıcı insanları da inovatif bir ortamakoyarsanız, inovatif insanı elde edersiniz.

Şirketlerde inovasyonu tetikleyenler, sistemlerle,süreçlerle, ürünlerle vs. sürekli kavga eden, bunları 'keyifle'sorgulayan insanlardır. Burada önemli olan, bu eleştirmeişinin insanlar kavga ederek değil keyifle yapılmasıdır.Dolayısıyla bu tür insanları bulmanız lazım. Bu türinsanları yönetecek ve oradan çıkacak fikirleri şirket içineuygulayabilecek, değişime ve gelişime açıkyöneticilerinizin olması gerekir. Şunu unutmayınız kişirket içinde her şeyin sürekli eleştirilmesi YönetimKurulu'nun da kulağına gidecektir. Sadece eleştirileriduyan şirket sahipleri bundan rahatsızlık duyar ve "gereğiniyapmaya" kalkarlar. Dolayısıyla bu iyi sürecin sonundaharcanmamak için bu eleştiri gelişim sürecini şirketinsahibine önceden anlatsanız iyi olur.

Biraz da inovasyona engel insanlardan bahsetmekistiyorum.ı. Zihni Sinir'ler: Bir gün, hep aynı tip insanları işe alıyor

ve uzman olarak yetiştiriyoruz, bir tane de hep bizimgibi kurumsal düşünmeyen yaratıcı adam alalım dedik.Böyle bir arkadaşı işe aldık, o da sürekli yaratıcı fikirlergetiriyordu ama altı ayın sonunda beceri konusundahata yaptığımızı anladık çünkü söylediklerini yapmaknoktasında sorun yaşıyordu. Dolayısıyla da söylediğiher yeni fikir, bütün Ar-Ge departmanının üzerine işolarak kalıyordu. Bu arkadaşı korumaya, gerekliilişkileri kurmaya çalıştık ama olmadı. Demek ki 'zihnisinir' tipindeki insanları departmanlarda dikkatlikullanmak gerekiyor.

2. Sabit fikirli uzmanlar: Genellikle personeldepartmanının ya da üretimin başı gibi kişiler şirketlerdeuzun süre çalışmış (tecrübeli ve eski) kişilerdir, bukişilere dikkat etmek gerekir.

3. Her şeyi bilen satıcılar: Bir de satışın başındaki insanlargenelde her şeyi bilirler, vakitleri yoktur, genellikle"inovasyonla - motivasyonla filan bizi uğraştırmayın,vaktimiz yok, iki tane bayiye gidelim, her şey hallolur"derler.

4. Pazarlamacı satıcılar: Pazarlarna, stratejik pazarlarna,ürün gamı yaratma ayrı iştir, bir ürünü satmak ayrıiştir. Türkiye'de satıcılık ve pazarlama biraz birbirinekarışır. Satışçılar kendilerinin aynı zamanda pazarlamacıolduklarını düşünürler ama buna dikkat etmek gerekirçünkü iki ayrı iştir.

5. Ar-Ge'ye özenen Ür-Ge'ciler: Üretim ve ürün geliştirmedepartmanları, aslında yapmakta oldukları iş çok önemliolmasına rağmen, kendilerinin Ar-Ge 'yi deyapabileceklerini, teknolojiyi de geliştirebileceklerinidüşünürler. Oysa Ar-Ge ayrı iştir, Ür-Ge ayn iştir; amaberaber çalışmaları gerekir.

6. Sanayide Ar-Ge ve sermaye desteği olmadan inovasyon

zor diyenler: Evet para olmadan inovasyon yapmakzor. Peki nasıl yapacağız? İnovasyon 20 sene önceşarttı, şimdiyse şart değil hayatidir. Burada uygulanacakyöntem, benim önereceğim ve arkadan hançer metoduadını verdiğim metottur.

Örneğin bir şirkette toplam kalite eğitimleri alınıyordu.Genel Müdür'e kendisinin de bu eğitimleri almasıgerektiğini söyledik. Genel Müdür ise, 30 yıllık yöneticiolduğunu, bunların yeni şeyler olmadığını, kendileri içinyarım günlük bir sunuş ayarlamamızı istedi. Tamam yarımgünlük bir sunuş - eğitim ayarladık diyelim ama dahasonra en alttan başlayarak bütün çalışanlara çok iyi birtoplam kalite yönetimi verdiğinizde aradaki eğitim farkıdeyim yerindeyse sıntmaya başlıyor. Yaklaşık 2 senesonunda yeni kalite yaklaşımları ile şirkette oluşturduğunuzmotivasyonu sıfıra indirebilirsiniz çünkü insanlaryöneticilerinden nefret eder duruma geliyorlar. Tabii budurum arkadan gelen hançer gibi oluyor ve eğitimlereherkesi, yani üst yönetimi, dahil edecek şekilde yenidenbaşlanıyor.

Yaşadığım bir diğer örnek de şirket içi liderlik gelişimprogramıyla ilgili. İnsan kaynakları direktörüydüm, asılyapmam gerekenin sadece insan almak, çıkarmak veyaperformans sistemi çalıştırmak vs. değil, liderleriyetiştirmek olduğunu anlamıştım. Bunun için bir lidergeliştirme programı gerekiyordu. Bu programı tasarladıkve her zaman dediğimiz gibi bu konuda da üst yönetimdesteği şart olduğundan öncelikle üst yönetimin desteğinialıp programı başlatacaktık. Ama onları bu eğitimiherkesten önce almaya ikna edemedik. Halkımızgenellikle, inovasyon konusunda da olduğu gibi,anlatmayla pek anlamıyor. Ayrıca, burada kullanılanhançerin ucunun sivri olması lazım. Biz de bu amaçlaçok çok iyi bir eğitim programı ayarladık ve orta kademeyöneticilere vermeye başladık. Sonra onlar "siz bu eğitimiasıl bizim müdürlere anlatın" demeye başladılar. Biz deonlara, "gidin kendiniz söyleyin" dedik. Onlar da bizidinleyip gidip söylediler. Ardından İnsan KaynaklarıDirektörlüğü'ne müdürlerin de bu eğitimi istediği bilgisigeldi. Müdürlere de eğitimi vermeye başladık. Onlar dayine aynı şekilde, "siz bu eğitimi asıl Genel Müdür'e veYardımcılarına verin" demeye başladılar. Biz yine aynışekilde "gidin söyleyin, verelim" dedik. Sonuçta tüm üstyönetim dahil herkes eğitimi almak durumunda kaldı.

Bu yaklaşımı inovasyon yapmaya nasıl uygulayabiliriz?Ar-Ge, finans vs. desteği olmadan inovasyon yapmakiçin, şirketinizde süreçlerinizi ve ürünlerinizi geliştirmekiçin, çeşitli departmanlardan insanları bir araya getiripbir ürün geliştirme komitesi kurun. Bu insanlar oradabelli zamanlarda ürünlere neler yapılabileceği, nelerkatılabileceği hakkında konuşmaya başlasınlar, Bir şeyyapılması gerekiyor, bunun için de başka bir teknolojigerekiyor ve orada kalıyorsunuz. Hiç problem değiL.Fuara gidersiniz ve orada genellikle şu tür konuşmalargeçer: "Adamlara bak neler yapmışlar". Eğer bu önerdiğimsüreci başlatırsanız, 5 sene sonra bir fuara gittiğinizde"Biz bunu beş sene önce konuştuk. Yapabilseydik şimdibunu ortaya çıkaran biz olurduk. Bak adamlardüşündüklerimizin aymsım yapmışlar" demek durumunda

Page 173: Kongre Sponsorları - Anasayfa › sites › 1 › upload › files › 6_sanayi_kongresi...Kongre Sponsorları AKBANK Oturum Sponsorları ~ BORÇELiK e CEm OFSEr mat b_acılık sanayii

kalan yönetici, arkasındaki hançeri çok kötü hissediyor. Budurumu bir kere yaşadıktan sonra da "Ar-Ge'ye ve inovasyonabaşlayalım, yavaş yavaş bu konuya para yatıralım, insanyetiştirelim" demeye başlıyorlar.

Sizlere son sözüm şudur: Sadece yerli yabancı başkalarınınbaşarı öykülerini dinlemekle, evet feyiz alırsınız amainovasyonu gerçekleştirmeniz kendiliğinden başlamayacaktır.Derhal çalışanlarımzı en azından bu modele göre yönetıneyeçalışarak ve inovarif insanlara dönüştürerek bu işe başlayabilirve inovasyonu da başarabilirsiniz.

Murat YeşildereEgon Zehııder International Yönetici Ortağı

Neyi bekliyoruz? Nereye koşuyoruz? Aslında bununbaşka varyasyonlarını da yazmak mümkün. Hepimiz biryerlere koşuyoruz, hepimiz bir şeyleri bekliyoruz. Kimizaman eve gitmek için işimizin bir an önce bitmesinibekliyoruz, kimi zaman çorbayı içerken diğer yemeklerbekliyoruz, kimi zaman trafiğin açılmasını ve yola devametmeyi bekliyoruz, yani hep bekliyoruz. Sürekli sonucaulaşıp devam etmek zorunda kalıyoruz ve yaptıklarımızdanda pek fazla tat alamıyoruz. Sanırım her geçen gün, iyiveya kötü, biraz daha sonuç odaklı oluyoruz. İyi veyakötü diyorum çünkü benim yaptığım işte, yönetici bulmakonusunda, sonuç odaklı olmak çok önemli bir yetkinlik.Biz yöneticilerin sonuç odaklı olmasını veya performans ınbaşarıya veya sonuca dönüşmesini önemsiyoruz. Ancakgeçen süreçleri çok da hissetmeden, yaşamadan, tatmadandevamlı bir sonrakine koşmak aslında giden bir trendeetrafına bakmadan devamlı inmeyi beklerneye benziyor.Etrafınıza bakmadığıruzda da öğrenme fırsatlarına, gelişmefırsatlanna da bir anlamda gözünüzü kapatmış ve bir anlamdafütursuzca harcamış oluyorsunuz.

Ben endüstri mühendisiyim. Sanayi Kongresinde konuşupJaponya'dan bahsetmemek olmazdı. Japonca Kaizenkelimesini oluşturan "kai" değişim, gelişim; "zen" iyilik,güzellik anlamına geliyor. Birlikte kullanıldıklarındasürekli gelişirne, güzelleşmeye doğru bir değişimi ifadeediyor. Bu aynı zamanda, endüstriyel kuruluşlardabirçoğunuzu~. hiç de yabancı olmadığı bir yönetimfelsefesidir. Ozellikle Il. Dünya Savaşı sonrasındaJaponya'nın yeniden yapılanması sırasında, Japonyamucizesinin yaratılmasında son derece önemli bir pay daelde etmiştir. Ancak Kaizen'i bireysel hayatımıza dauygulayabilmek yani küçük adımlarla sürekli gelişmeyi,değişmeyi teşvik edebilmek bence mümkün. Bu Batıfelsefesinde yeri olan kısa zamanda sonuç elde etmedüşüncesiyle çelişiyor; ama o küçük adımlar, sürekli eniyiye doğru koşma, aslında bazı şeyleri daha yaşayarak,daha hissederek üzerinden gitmemizi, bu yaşadıklanmızında bize yeni öğrenme fırsatları sunmasını sağlıyor. Dahada önemlisi, aslında Kaizen bence en iyiye doğru enönemli yolculuk. Nuri Çolakoğlu'nun çok sevdiğim birsözü var; 'En iyi dergi daha yapılmamış olandır, en iyigazete daha çıkmamış olandır, en iyi konuşma dahayapılmamış olandır'. Dolayısıyla hep daha iyisi var. Buradaen önemlisi kendimizi o en iyiyi yapma konusunda motiveederek hayatımızı sürdürebilmektir.

Hayattan bahsedince, bebeklik ve çocukluk dönemi engüzel ve en zor laboratuardır. O yılları pek hatırlamıyorumama şimdi kendi çocuklarıma baktığımda, hatta anne vebabamın torunlarına olan yaklaşımına baktığımda,çocukların motivasyonun değişiminde öğrenme kanalların!kapatmanın ne kadar kolayolduğunu görüyorum.Başarısızlıklarını cezalandırıp, başarısız olduklarındatakdir edilmeyeceklerini gösterip onları denemektenvazgeçirmek o kadar kolay ki. Bunu yaptığınızda aslında,başarısızlığın, denemenin kötü bir şeyolduğunu çok güzelbir şekilde erken yaşlardan yerleştirmeye başlıyorsunuz.O alışkanlık da yıllar boyunca değişiyor. Dünyanın enbüyük beyinlerinden bir tanesi olan Albert Einstein 9yaşına kadar düzgün konuşamıyormuş ve ailesi bubozukluk, bu sakatlık nedeniyle onu tecrit etmeyi biledeğerlendirmiş. O düzgün konuşamayan Einstein, dahasonra dünyayı değiştirecek buluşlara imza attı. Dolayısıylahepimizin kendi çocuklarımıza, kendi çevremizde yetişenbeyinlere, başarısızlığın aslında o kadar kötü bir şeyolmadığını ve başarısızlığın aslında en önemli öğrenmefırsatı olduğunu gösterebilmemiz gerekiyor. Bunuyapabildiğimiz zaman, başarısızlığı başarıya dönüştürmefırsatını ve bunu yapabileceklerine dair güveni onlaravermiş oluyoruz.

İlk önyargılar, ilk varsayımlar da çocukluktan başlıyor.Bir şeyin yapılamayacağına, başarılamayacağına dairv.arsayımlarımızın temeli de çocuklukta atılıyor.Oğrenmenin bence en büyük düşmanı önyargılardır. Oönyargılara kendinizi kaptırıp daha önce denenmişi vedaha önce yapılmışı takip etmeye başladıkçainovasyondan, yenilikten ya da en azından farklılıktanbahsedebilmek mümkün olamıyor. Çünkü yapılmamışhep risk içeriyor; özgüveninizi toplayıp, yapılmamış olanıdenediğinizde ise anne-babanızın, öğretmeninizin,okuldaki müdürün, işyerindeki patronun sizieleştirmesinden, takdir etmemesinden korkarakbüyütülüyorsunuz.

Öğrenme kavramından bahsederken, öğrenmenin tarumınıda yapmak gerekir. Öğrenmeyi elde edilen bilgi vetecrübenin öncelikle kendinde olanlarla karşılaştırılması,algılanması, yorumlanması ve geri bildirim olarak yanietkileşim olarak da karşı tarafa aktarılabilmesi olaraktanımlamak istiyorum. Bunu inançlarınızın, değerlerinizin,alışkanlıklarınızın, reflekslerinizin değişmesi olarak datanımlamak istiyorum. Öğrenim etkileşim içinde, süreklidevam eden bir süreçtir. Bu açıdan bakıldığında daöğrenmenin tek taraflı bir süreç olmadığını, iki taraflıilerlediğini ve daha da önemlisi bireyin öğrenme güdüsüyleilgili olduğunu düşünüyorum.

Bu noktada biraz geleneksel öğretim modeli, biraz dagünümüzde yaşadığımız paylaşırncı öğrenim modeli veyaeğitim modeli üzerinde konuşmakta fayda var. (Şekil l )

Page 174: Kongre Sponsorları - Anasayfa › sites › 1 › upload › files › 6_sanayi_kongresi...Kongre Sponsorları AKBANK Oturum Sponsorları ~ BORÇELiK e CEm OFSEr mat b_acılık sanayii

Öğrenme eylemi bir yaşam şekline dönüşüyor

Geleneksel öğretme Payıaşarak öğrenme

Şekil 1Sol taraftaki diyagramda, bizim alışık olduğumuz, tekmerkezden bilginin aktanldığı, bilgiyi alanınmotivasyonunun çok da fazla sorgulanmadığı yanisürahiden bardağa su boşaltır gibi yapılan bir öğretimveya eğitim modeli var. Sağdaki diyagramdaysa, eldeedilen bilginin algılanıp yorumlandığı, geri bildirimlerlekarşı tarafa aktarıldığı, yani paylaşımcı, gelişirnci ve ikitarafın da birbirini etkilemesine yönelik bir öğrenimmodeli var. Ben burada merkeze koyduğu m tek bir kişiiçin bunu tanımlamaya çalıştım ama aslında herkesinetrafında buna benzer diyagramlar var. Siz dünyanın öbürucundaki bir insandan, hele mevcut teknolojiyle, anındaçok ilginç şeyleri öğrenme, bunları da başkalarına aktarınaşansına sahipsiniz. Hatta daha da ileri giderek, sondönemde Türkiye'de dahi basına yansıyan YouTube,Facebook gibi iletişim mecralanrun da sağdaki diyagramdayer alan modele yani etkileşim son derece öne plandaolduğu ve herkesin birbiriyle paylaşarak bilgiyi artırdığı,büyüttüğü, öğrenimi ve eğitimi hızlandırdığı bir modeledayanarak yapıldığını görüyoruz.

Satır aralarında birkaç kez deyinmeye çalıştım: Öğrenmekiçin en önemli nokta motivasyona sahip olmaktır. Obilgiyi bilmediğini, bilmediği bilgiyi öğrenme arzusuiçinde olduğunu, öğreneceği şeye ihtiyacı olduğunu vebunu kul lanab ileceği ni algılayabilmeye yönelikmotivasyon bireylerde varsa, o zaman öğrenme ve gelişimhızlanıyor ve sürekli hale gelmeye başlıyor. Bundanbahsederken uygun öğrenme ortamından da bahsetmekbence son derece gereklidir. Birçoğumuz için öğrenmeakademik ortamda veya işyerlerindeki sınıf eğitimlerindeya da birisinin size oturup tecrübelerini aktarmasıyla olanbir süreçtir. Aslında öğrenme süreklilik arz eden birkonudur çünkü etkileşim hiçbir zaman bitmiyor veöğrenmeyi bir takım kalıplarla tanımlamak mümkündeğiL. Okuduğunuz, yazdığınız, konuştuğunuz en önemlisidinlediğiniz, yaşadığınız, denediğiniz, hissettiğiniz heran bir şeyler öğreniyorsunuz. Yeter ki o öğrendikleriniziya da yaşadıklarınızı daha fazla hissetmeye, gözlerinizitrenin istasyona varınası için beklerken, kapatmadan yolboyunca neler olduğunu incelemeye, irdelemeye çalışın.

Tecrübe en pahalı eğitim tarzı derler. Zaman zaman bunakatılmasam da, hiçbirimiz o kadar zengin değiliz!Dolayısıyla öğrenmeyi hızlandırmanın bir başka yolu dasadece seyrederek, beş duyuyla hissederek değil,

çevremizdeki insanlarında tecrübelerinden yani birazönce bahsettiğim etkileşimden faydalanmaktır. Ancakbunu yapmak da aslında çok kolay değil çünküapoletlerimizden, egomuzdan, sosyal statümüzden,unvanlarımızdan sıyrılıp karşı taraftaki kişinin bir çocuk,sizden daha az eğitimli bir insan, farklı kültürden gelenbirisi olduğuna bakmadan ondan öğrenilebilecek bir şeylerolduğuna inanarak dinliyor olmanız gerekir. Biz dinlemeyigenellikle karşırruzdaki insanın susup lafın bize ne zamangeçeceği beklemek olarak algılıyoruz. Karşırruzdaki insanıdinlemek yerine ona ne cevap vereceğimizi düşünüyoruz.Halbuki karşıdaki insan çok anlamlı bir bilgiyle veyayarın kullanabileceğiniz bir değerle size yaklaşıyor daolabilir. (Şekil 2)

Şekil 2

Aşağıdaki karikatür hakkında aslında söylenecek pekfazla bir şey yok, kendi kendini anlatıyor zaten: Curiositykilled the cat - Kediyi merak öldürür. Denemekten hiçbirzaman sakınmamak, geri durmamak lazım çünkü denemeköğrenmenin en önemli yoludur. (Şekil 3)

Öğrenmek için denemekten korkmayın !

Şekil 3

Öğrenmek için pratik yapmak yani o bilgiyi kullanmafırsatlarının da olması gerekir. Ne zaman ki bilgiyikullanabildiğinizi hissediyorsunuz, görüyorsunuz o zamanbilgiyi edinme motivasyonunuz artıyor. O zaman dahayeni bilgiler almak istiyorsunuz, etkileşimle daha fazlasınıda yapabileceğinizi ve o daha fazlası için de daha fazla

Page 175: Kongre Sponsorları - Anasayfa › sites › 1 › upload › files › 6_sanayi_kongresi...Kongre Sponsorları AKBANK Oturum Sponsorları ~ BORÇELiK e CEm OFSEr mat b_acılık sanayii

öğrenmeye ihtiyacınız olduğunu anlıyorsunuz. Örneğin,ben bu sunuma hazırlanmak için internette dolaşırkenbir farenin susuzluğa deveden daha dayanıklı olduğunuya da çok basit olarak bir dosya kağıdını arka arkayayedi kattan fazla katlayamayacağırruzı öğrendim. Bunlannne anlamı, ne önemi var, diyebilirsiniz. Doğru hiçbiranlamı yok zaten o nedenle de bu bilgileri öğrenmeyeçalışmıyoruz. Ama eğer kullanabileceğimiz bir konudabir şeyler öğrenmeye çalışıyorsak, o zaman öğrenmehızımızın da arttığını ve öğrenmek için o etkileşimfırsatlarını daha fazla araştırdığırruzı görüyoruz.(Şekil 4)

Öğrenmek için pratik yapılabilecek fırsatlar sunuımalı

Şekil 4

Çocukluktan itibaren başarısızlığın ne kadar kötü bir şeyolduğunun öğretildiği, başarısız olmamak üzereyetiştirilmiş nesillerin hata yapmamak üzere denemektenimtina ettiği bir grup bireyden bahsettim. İş hayatı daaslında çok farklı değiL. Selen Hanım'ın sunumunu ilgiyleve heyecanla izledi m ama maalesef Türkiye'de de,dünyada da her iş ortamında, Turkcell'deki fırsatlarıbulabilmek kolay değiL. Biz genellikle kontrolle, yetkilerle,bütçelerle, uyumla ve bunların benzeri bizi kısıtlamayave sistematize etmeye çalışan bir takım yöntemlerleyönetiliyoruz. Belki de işin ihtiyacı bu yönde, amadüşündüğünüzde karışıklığın, yaratıcılığın, hislerin enbüyük öğrenme fırsatı olduğunu da görüyorsunuz.

Dünyanın en büyük teknoloji şirketlerinden bir tanesi,Sun'ın kurucularından olan Khosla: "krizler harcanmasıfelaket olan fırsatlardır" diyor. O fırsatları kaçırırsanız,aslında yıllar boyu bekleyeceğiniz, çok büyük başarı eldeedebileceğiniz veya çok önemli şeyler öğrenebileceğinizfırsatları kaçırıyorsunuz demektir. Biz krizden, kaostankaçınmaya çalışırken bir takım insanlar da oradan faydaelde etmeye, o ortamlarda öğrenme eğrilerini daha dayukarı taşımaya gayret ediyorlar. Einstein'ın 'dünyayıhayal gücü döndürür,' diye bir sözü vardır. Bu sözhakikaten çok önemli çünkü ancak hayal etmeyibaşardığımızda ileri gidebiliyoruz. Kennedy diyor ki:'Dünyaya bakıp neden diye soruyorlar. Ben, dünyayafarklı yerden bakıp neden olmasın diye soruyorum.' İşteaslında farklı bakabilmeyi başardığınızda öğrenme veyasürekli gelişim fırsatlarını takip etme şansınız da artıyor.

Sürekli gelişimden bahsedince öğrenmenin yaşıolmadığını da belirtmek gerek. Hiçbir zaman o fırsatı

Konu yaratıcı ve yenilikçi insan kaynağı olunca, her nekadar şirketler, kuruluşlar, firmalar kendi içlerindeyaratıcılığı, yerıilikçiliği'geliştirmek, bu eğitimleri yapmakkonularında modeller geliştirip çeşitli yöntemleroluştursalar da, unutmamak gerekir ki bunun ilk kaynağıüniversiteler yani eğitimin yapıldığı, kişilerin eğitildiğiyerlerdir. Dolayısıyla bir akademisyen olarak be de bukonuda birkaç şey söylemek istiyorum.

kaçırmış değiliz, yeter ki isteyelim, yeter ki deneyelim,yeter ki karşımıza çıkan şeyleri kendimizi kapatmadanalgılamaya, öğrenmeye çalışalım.

Ben yönetici bulma, atama konusunda çalışan bir şirkettegörev yapıyorum. Yılda yaklaşık bin tane mülakatyapıyorum. Bu mülakatların büyük bir çoğunluğundakarşımda oturan kişilere çok basit bir soru soruyorum:Şu an sahip olduğunuz bilgi, beceri, tecrübe, olgunlukhayatınızın herhangi bir döneminde baştan itibaren eğersizinle birlikte olsaydı, bir şeyi değiştirir miydiniz ya daneyi değiştirirdiniz? Sayın Başkan'ın da müsaadesiyle busoruyu dinleyicilere de sormak istiyorum. Aramızda şuan sahip olduğu bilgi, beceri, tecrübe, olgunluk,yetkinliklerle geçmişe gidip o zaman yaptığı bazı şeylerideğiştirecek kaç kişi var?

Burada %5 civarındaki katılımcı ellerini kaldırdı. Bu benişaşırttı çünkü benim genelortalamam %1-2 civarında.Neden çünkü biz diyoruz ki 'hayatta hiçbir şeyden pişmandeğilim, hayatta her yaptığımla gurur duyuyorum,geçmişimle de gurur duyuyorum, bugün olsa gene aynısınıyapardım.' Benim oturduğum yerden bu aslında şu demek:Hayata bir alet çantasıyla başlıyorsunuz ve yol boyuncao alet çantasına isteyerek veya istemeyerek bir takımaletler, maymuncuklar, anahtarlar atıyorsunuz. Alet çantasıumuyorum yol boyunca ağırlaşıyor ve bugün geldiğiniznoktaya varıyorsunuz. Şimdi ben size diyorum ki o aletçantasını dolu haliyle alın, yolun en başına gidin ve yolboyunca önünden geçtiğiniz yol aynmlarını, kilitli kapıları,tercihlerinizi tekrar gözden geçirin. Ellerini kaldırmayanlarbana diyor ki, 'ben bu yolların hepsinde doğru kapılarıaçtım, o maymuncuklar, o anahtarlar benim yanımdaolsa da yine aynı kapıları açardım, aynı tercihleri yapardım.Ben bu söylediğinizden üç tane anlam çıkartabiliyorum:1. Boş bir alet çantasıyla başladınız ve bugün geldiğiniz

yerde alet çantanız hala boş, yani hiçbir şeyöğrenmediniz.

2. Dolu bir alet çantasıyla başladınız, alet çantasındakienstrümanlarla doğru kapılan açtınız, gelirken yanınızdaolan alet çantası aynı şekilde bugün hala yanınızdaama yine hiçbir şey öğrenmediniz.

3. Öğrenmekle hiç uğraşmadınız. O kadar şansıısınız kibütün kapılar zaten sizin tercihlerinizle, yazı-turaylaveya rüzgarın yönüne bakarak açıldı. Ama yineöğrenmediniz.

Dolayısıyla lütfen pişmanlıkla öğrenme fırsatlarınızınönünü kapatmayın.

Prof. Dr. Turan ÖzturanBoğaziçi Uııiversitesi Rektör Yardımcısı

Page 176: Kongre Sponsorları - Anasayfa › sites › 1 › upload › files › 6_sanayi_kongresi...Kongre Sponsorları AKBANK Oturum Sponsorları ~ BORÇELiK e CEm OFSEr mat b_acılık sanayii

Türkiye büyük bir ülke ve Avrupa'ya göredeğerlendirdiğiniz zaman çok büyük bir nüfusu var. Şuandaki üniversitelerimizin sayısıysa bence bu nüfusa göreçok az. Bu benim kendi görüşüm ama üniversite sayımızınatmasından korkmamak gerekiyor. Ancaküniversitelerimizin sayısını artırırken, eleman yetiştirmekapasitemizi artırırken, üniversitelerimize farklı misyonlarve farklı kuvvetli yanlar vererek veya üniversitelerimizibu şekilde farklılaştırarak geniş bir mezun kalitesi yelpazesioluşturacak farklı programlar içeren üniversitelerinoluşturulması gerektiğini de unutmamalıyız. Bu durumda,üniversitelerimizin bu farklılık içinde araştırma-geliştirmepotansiyellerini geliştirirken ve yenilikleri amaçlarkenözel misyonlarının olması gerekiyor.

Üniversitede her seviyede, lisans, yüksek lisans, doktoraseviyelerinde araştırma bazlı eğitim yapmak, öğrencilerearaştırma deneyimini kazandırmak ve daha sonra çalışırkenkariyerleri süresince yenilikçiliğe, araştırmaya veyaratıcılığa ilgi duymaya cesaretlendirrnek gerekiyor.Üniversiteler de araştırma faaliyetlerini iyileştirmek veyenilikçi kapasitelerini geliştirmek için çeşitli çabalariçinde bulunuyorlar. Bunların en önemlilerinden bir tanesitabii ki üniversite-sanayi işbirliğidir. Üniversiteyle sanayibirlikte yenilikler geliştirmek temeline dayanarakişbirliklerini sürdürmek zorundalar. Bu çeşitli şekillerde,çeşitli yöntemlerle ve modellerle yapılabilir. Sanayiyledesteklenmiş, bütünleştirilmiş doktora programlarının busoruna önemli çözümleri olabilecektir. Üniversite öğretimüyelerinin çeşitli yollarla sanayi ile ilişki içinde bulunmasıyine araştırma ve geliştirmenin, yenilikçi düşünceninsanayiye aktarılması ve paylaşılması konunda önemlidir.

Boğaziçi Üniversitesi'nde Teknoloji GeliştirmeMerkezimiz birkaç yıl aralıkla, gençleri girişimciliğe veyeniliğe yönlendirmek amacıyla Genç Girişimci GeliştirmeProgramları uyguluyor. Öğrencilerin daha kariyerplanlaması yaptıkları 3., 4. sınıf ta alışılagelmiş alternatifdışında girişimciliği önlerine bir seçenek olarak sunarak,onları girişimciliğe, kendi işlerini kurmaya, yönetmeyeyönlendirmek ve üniversitede girişimcilik kültürününyaygınlaşmasını sağlamak amacını güdüyoruz. B uprogramları başarıyla bitirenlere de, bu öğrenciler daha4. sınıftayken KOSGEB destekleriyle start-up fırmalarıylateknoloji merkezirnizde yer veriyoruz. Ayrıca üniversiteninörgün eğitiminin dışında Yaşam Boyu Eğitim Merkezivasıtasıyla da üniversite dışındaki ortamlara, üniversiteprogramları dışında çeşitli yenilikçi, uzmanlıkçı vegüncelleştirici konularda da eğitim almalarını vekurumlarla, sanayiyle üniversite işbirliğini yürütmeyeçalışıyoruz.

Sorular ve Katkılar

Soru

Çalışanlarınız ve üniversitelerle yaptığınız işbirliği dışındamüşterilerinizden fikir talep etmek için onları teşvikettiğiniz bir projeniz var mı? Kullanıcılarınızın inovasyonsürecindeki yeri nedir?

Selen Kocabaş

Kesinlikle var. Müşterinin Sesi Platformu diye bir yapımızvar. Bu internet ana sayfamızda yer alıyor. Buradanmüşterilerin beklentilerini, şikayetlerini ve taleplerinimutlaka topluyoruz. Bunun ötesinde Gerçekle KarşılaşmaAnı diye bir sürecimi var. Şirkete giren her seviye çalışan,normal oryantasyon programının bir parçası olaraköncelikle çağrı merkezimize gider ve orada çağrı dinler.Bu dinledikleri çağrıları bir şekilde değerlendirir. Örneğinçağrı kendi işiyle ilgiliyse, bir iyileştirme noktasına 'sözveriyorum' diyebilir; farklı bir noktaya deyecek bir şey se'görevalıyorum' deyip onu o platforma taşıyabilir. ÇağrıMerkezi'nin dışında bir bayiye Turkcell ekstra ziyaretiylede müşteriyi deneyimler. Bunu işe girişin dışında belirlidönemlerde tekrarlarız. Sadece satış, pazarlamadepartmanlarında çalışanlar değil diğer bölümleri nçalışanlarına da uygulanır.

Burada kendi deneyimimden bahsetmek istiyorum. Geçenyıl, böyle bir Turkcell ekstra ziyaretinde bir müşteri geldive oradaki bir müşteri temsilcimize sıkıntısım anlatıyordu.Müşteri temsilcisi, 'bu problem Çağrı Merkezi tarafında,orada çözmemişler' dedi. Ben burada direkt 'kendime sözveriyorum, görevi aldım' dedim çünkü ister çağrımerkezinde çalışsın, ister bayide Turkcell'i temsil ederlerve müşteriye bu şekilde dönerneyiz, müşterinin sıkıntısınıorada bir şekilde çözmemiz gerekir. Bu platformları herseviyeden herkes yaşıyor. Bunun dışında Genç Turkcellbizim için önemli bir kitle. Bunu biz üniversite şemsiyesialtında da değerlendiriyoruz. Üniversite ile yaptığımızişbirliklerinde, biz üniversitelerde müşterilerimizle biraraya geliyoruz, onlardan fıkirleriniz alıyoruz. Bir üçüncüplatform da kurumsal müşterilerimiz. Bununla ilgili özelbir departmanımız var ve bu müşterilerimizle birlikteihtiyaçları doğrultusunda özel çözümler de üretiyoruz.

Soru

Doğru insanları seçme ve işe alma sürecinden önce,inovasyon ile toplumsal gelişme arasında nasıl bir ilişkivar? Eğitim sisteminin inovatif insan yetiştirmesi içinneler yapılmalıdır? Şirket ve kişiselolarak kültürelbariyerleri nasıl aşabiliriz?

Dr. A. Kemal Tuğcu

Kişiselolarak on yıl Amerika'da yaşadım ve bu kültürelbariyerleri aşmam da çok etkili oldu. Bunun üzerinde birde özgür ruh olunca aşabiliyorsunuz. Tabii size deönerdiğim taktikler çerçevesinde harcanmadan.

İnovasyonla toplumsal gelişme birbirlerini etkiliyorlar.İnovasyon yaptığınız takdirde zenginleşiyorsunuz,zenginleştiğiniz takdirde daha gelişmiş bir toplum halinegelebilirsiniz. Gelişmiş toplum dediğimizde o toplumunbireylerine, iletişimi güçlü, özgüvenIeri olan, parası olan,takım çalışmasına yatkın, birbirleriyle iyi iletişim kuran,uyumlu, bilgili insanlar dersek, bu bireylerden inovasyonyapabiliyoruz, inovasyon ülkenin zenginliğini tetikliyorve böylece ikisi birbirini etkileyerek gidiyorlar diyedüşünüyorum.

Page 177: Kongre Sponsorları - Anasayfa › sites › 1 › upload › files › 6_sanayi_kongresi...Kongre Sponsorları AKBANK Oturum Sponsorları ~ BORÇELiK e CEm OFSEr mat b_acılık sanayii

Bu arada benim lisede felsefe dersi okumama engelolanzihniyeti şiddetle kınıyorum, çünkü siyasetle uğraşıpuğraşmamaya karar verme sürecinde yaptığımokumalardan çok şey öğrendim ve çok eğlenceli bir konuolduğunu düşünüyorum, size de tavsiye ederim. Eğereğitim sistemimiz bilgi vs. dışında takım çalışması, insanolmak ve birlikte çalışmak, yaratıcı ortamlar sağlamakkonusunda insanları yetiştirebilirse, o zaman eğitimsistemimiz de inovasyona katkı yapacaktır.

Soru

o hataları yaptım ki o çantayı doldurdum, o hatalarıdeğiştirmem lazım ki öğreneyim, diyemez miyiz?

Murat Yeşildere

Elbette o hataları yaptıkça öğreniyoruz ama soru şu: 90kilometre hızla duvara vurduğunuz bir arabanıniçindesiniz, arabadan canlı olarak çıkıyorsunuz ve bensize diyorum ki, geri dönüp tekrar arabanın içinegirdiğinizde aynı şekilde mi arabayı kullanırsınız. Tekrar90 kilometre hızla o arabayı duvara vurmanıza gerek yok.Orada bir öğreti var dolayısıyla ya direksiyonu kırmak,ya frene basmak ya da başka bir şey yapmak gerekiyor.Benim söylemeye çalıştığı m, geçmişten pişman olmaklageçmişten bir şey öğrenmeye çalışmak farklı şeyler. Oyüzden de evet hatalar yapmalıyız ve o hatalarla birlikteöğrenmeliyiz. Sunumun en başında söylediğim gibi,başarısızlıktan korkmak, aslında gelişimi, öğrenmeyiengelleyen bir faktör. Ama öğrendikten sonra da ısrarlaaynı tekrarı yaparsak bu biraz Karadenizli'nin Westernfilm seyretmeye sinemaya gitmesine benziyor. 9. defaaynı filmi seyrettikten sonra 'Gene kaybetti buKızılderililerı diye çıkıyor sinemadan. Bir şekilde bir dersvarsa, o ders her seferinde aynı, çok da fazla değişmiyor.

Soru

2007 yılında önerilen fikirlerin %20'sinden fazlasınınhayata geçirildiğini söylediniz. Bu kadar çok öneriylekim, hangi birim ya da departman ilgileniyor? Bir fikrinhayata geçirilme süresi nedir?

Selen Kocabaş

Fikirleri değerlendirdik, birçoğunu erittik, şimdi de işimizedevam ediyoruz gibi matematiksel bir yaklaşımsergilemiyoruz. Tam tersine, aslında bu bizim hayatımızınbir parçası. Bu platformu yöneten, birçok fonksiyondanoluşmuş 7-8 kişilik bir ekip var ama bu kişiler bu temelsistemin işlemesini sağlıyorlar. Onun dışında, biz bufikirlere hediye gözüyle bakıyoruz yani onlar bizim içiniyileştirici, geliştirici fırsatlardır. Bu fikirleri biz hepbekliyoruz. Bazı fikirler var ki çok ilginç şekilde hayatbulabiliyor, hemen ilgili birim konuyu sahipleniyor vebir ekip kuruyor, hayata geçirmek için teknik taraf daçalışıyor. Bazı fikirler de daha çok temenni niteliğindeolabiliyor ve önceliklendiremiyoruz. Bazıları da gündemdeolmasına rağmen daha uzun soluklu olabiliyor. Budurumda ilgili kişileri dönemler halinde hangi noktada

olduğumuz konusunda bilgilendiriyoruz. Bu fıkirler bizimhayatımızın parçası ve 'benim bakış açırn dışında, yaptığımişin körlüğünün dışında beni besleyen bir takım araçlarvar ve ne güzel ki ben bunları işlerime katıyorum'yaklaşımını sergilemek gerektiğini düşünüyorum.

Soru

Şirketinizde yarattığınız inovasyon ortamı içinde,inovasyon elçileri, atölye çalışmaları ya da projelerdeçalışanların inovatif yetkinliklerini artırmak içinkullandığınız spesifık araçlar, yöntemler ve metodolojilernelerdir?

Selen Kocabaş

İnovasyon elçileri konusunda, bu işi iş edinmiş kişiler,bu işin içerisinde fark yaratan fikirleri ortaya çıkarmamisyonunu edinmek ve kendi bölüm toplantılarında bufarkındalığı kendi ekiplerinde planlı bir yaklaşımladesteklemek, itmek, paylaşmak ve buradan da diğerplatformları beslemek için gönüloluyorlar. Temeldeinovasyon elçileri bu yaklaşımlar belli bir grupçerçevesinde bir araya gelip şirket içerisinde hangi gruptafikirlerin daha rahat yeşerdiğini, yeşeren bu fikirlerinene kadarının hayata geçtiğini tartışıyorlar. Eğer bu fikirlerçok büyük projelerse değerlendirildikleri belli platformlanyaşıyoruz. Ancak biz gelişim platformlarına, inovatif yada fark yaratma yetkinliği diye bahsettiğimiz platformları,dışarıdan birinin verdiği sınıf içi eğitimlerle çok fazladesteklemiyoruz. Şirket içerisinde bir rol modelliği yada mentor'lük yaklaşımımız var. Bu anlamdasöyledikleriyle yaptıkları paralelolan, inovasyonla farkyaratan ağabeyleri ablaları olabiliyor. Bu kişilerle sohbettoplantıları yapabiliyoruz. Eğer bu yönetici seviyesineyönelikse, o konumda fark yarattığını düşündüğümüzkişilerle ne tip sıkıntılar yaşadıklarını, o ortamda farkınasıl yeşerttiklerini konuşuyoruz. Bunlara ek olarak çokfonksiyonlu proje çalışmaları yaptırtabiliyoruz. Örneğinpazarlamayla ilgili yeni bir ürün lanse edilecektir, buradainsan kaynaklarının ne işi var diyebilirsiniz ama biz böyledüşünmüyoruz. Biz insan kaynaklarının da, finansın dayani farklı bakış açılarının da orada işi olduğunudüşünüyoruz. Ayrıca biz özdeğerlendirme yaptığımız, birsonraki yılım gelişim platformlarını planladığımız birzemini de içimizde yaşatmaya çalışıyoruz.

Page 178: Kongre Sponsorları - Anasayfa › sites › 1 › upload › files › 6_sanayi_kongresi...Kongre Sponsorları AKBANK Oturum Sponsorları ~ BORÇELiK e CEm OFSEr mat b_acılık sanayii

Mustafa BoydakKayseri Sanayi Odası Yönetim Kurulu Başkanı

KAPANıŞ OTURUMU

Ulusal Rekabet Stratejisi ve Inovasyon

Oturum BaşkanıDr. Yılmaz ArgüdenARGE Danışmanlık Yönetim Kurulu Başkanı

KonuşmacılarProf. Dr. Dündar KocaoğluPortland Üniversitesi Mühendislik ve Teknoloji Yönetimi Bölüm Başkanı

Ali PandırTofaş Türk CEO

Page 179: Kongre Sponsorları - Anasayfa › sites › 1 › upload › files › 6_sanayi_kongresi...Kongre Sponsorları AKBANK Oturum Sponsorları ~ BORÇELiK e CEm OFSEr mat b_acılık sanayii

Oturum BaşkanıDr. Yılmaz ArgüdenARGE Danışmanlık Yönetim Kurulu Başkanı

Dr. Yılmaz Argüden, geliştirdiği yaratıcı ve yenilikçi yönetim stratejileri ile tanınan, ARGE Danışmanlık'ın YönetimKurulu Başkanlığını yürütmektedir. Deneyimleri özel sektörden, kamu sektörüne ve uluslararası kuruluşlara; sivil toplumörgütlerinden, akademik hayata kadar geniş bir yelpazeyi kapsamaktadır. Rothschild Yatırım Bankası Türkiye YönetimKurulu Başkanlığının yanısıra yurt içinde ve dışında çeşitli kuruluşların Yönetim Kurulları'nda da görevalan Dr. Argüden,deneyimlerini Boğaziçi Üniversitesi'nde ve Koç Üniversitesi MBA programında strateji ders i vererek ve çeşitli gazeteve dergilerdeki köşe yazılarıyla ve kitaplarıyla paylaşmaktadır. Yaşam kalitesini yükseltme konusundaki çalışmalarınedeniyle Dünya Ekonomik Forumu tarafından Geleceğin 100 Global Lideri arasına seçilmiştir. ARGE Danışmanlık,Avrupa Parlamentosu'nda kurumsal sosyal sorumluluk alanındaki çalışmaları nedeniyle geleceği şekillendiren en iyi üçşirket arasında değerlendirilmiştir.

KonuşmacılarProf. Dr. Dündar KocaoğluABD-Portland Üniversitesi Mühendislik ve Teknoloji Yönetimi Bölüm Başkanı

1939 yılında Türkiye'de doğdu. 1960 yılında lisans eğitimini Robert Kolej İnşaat Mühendisliği üzerine tamamlayanKocaoğlu 1962'de yükseklisansını Lehigh Üniverstesi'nde Yapı Mühendisliği alanında, bir diğer yükseklisansını i972'dePittsburgh Üniversitesi'nde Endüstri Mühendisliği alanında ve doktorasını i976'da aynı üniversitede İşlem Araştırmalarıve Sistem Yönetimi konusunda tamamladı. 1987 yılında Portland Üniversitesi'nde kurduğu Mühendislik Yönetimi Programıdaha sonra Mühendislik ve Teknoloji Yönetimi Bölümü'ne dönüştü. Prof. Kocaoğlu; Portland Üniversitesi Mühendislikve Teknoloji Yönetimi Bölümü'nde hem akdemiysen, hem de Bölüm Başkanı olarak görev yapmaktadır, aynı zamandaPICMET (Portland Mühendislik ve Teknoloji Yönetimi Uluslarası Konferansı) Başkanlığı görevini yürütmektedir. Araştırmaalanları arasında; teknoloji yönetimi, proje yönetimi, Ar-Ge yönetimi, karar teorisi, hiyerarşik karar modellemesi, gelişenteknolojilerin değerlendirilmesi ve seçimi ve kaynak optimizasyonu yer almaktadır. Bugüne kadar devlet kurumlarındanve sanayi kuruluşlarından i milyon doların üzerinde destek alan araştırma çalışmalarını yürüten Prof. Kocaoğlu 1980'denbügüne kadar ıoOO'in üzerinde yükseklisans, 30'un üzerinde doktora öğrencisinin çalışmalarına danışmanlık vererekdeğerlendirme komitelerinde bulundu. Bugüne kadar 50'nin üzerinde makalesi yayınlanan Prof. Kocaoğlu, 30'un üzerindeorganizasyonda konuk konuşmacı olarak katıldı. Mühendislik ve teknoloji yönetimi konusunda i50'nin üzerinde konferanstatebliği sunan Kocaoğlu, 7 kitabın yazarı, editörü ve yardımcı editörüdür.

Ali PandırTofaş Türk CEO

1956 yılında doğdu. 1980 yılında İstanbul Teknik Üniversitesi'nden mezun olan Pandır iş hayatına Koç Ar-Ge Merkezi'ndeProje Mühendisi olarak başladı. i984-2000 yılları arasında Otokar, General Motos (GM) Türkiye, GM Avrupa-Opel, GM Asyave Pasifik Operasyonları ve GM Warehousing & Trading Co. Şanghay'da görev yaptı. 2000 yılında GM Asya ve PasifikOperasyonları Tedarik Zinciri Bölge Direktörlüğünü yürüten Pandır, 2003-2005'de GM Denizaşırı Dağıtım Şirketi İdari Direktörüve 2005-2006 yıllarında ise GM Endonezya Başkanı olarak görevaldı. Pandır 2006 yılından itibaren Tofaş Türk firmasındaGenel Müdürlük görevini yürütmektedir. Pandır İngilizce ve Almanca bilmektedir.

Mustafa BoydakKayseri Sanayi Odası Yönetim Kurulu Başkanı

1963 yılında Kayseri'nin Hacılar ilçesinde dünyaya gelen Mustafa Boydak, ilk, orta ve lise öğrenimirıi Kayseri'de tamamladı.1983 -1987 yılları arasında Muğla Üniversitesi İşletmecilik Yüksek Okulu İşletme Yönetimi Bölürnü'nü bitirdi. Üniversiteeğitimini takiben HES Kablo bakır üretim biriminde iş hayatına atıldı. 1990-1994 yıllarında HES Kablo Satın Alma veDış Ticaret Bölümlerinde yönetici olarak görev yaptı. 1994 yılı sonunda Boydak Ailesi'nin, ticari ve sınai faaliyetlerikapsamında, yeni kurulan Merkez Çelik A.Ş.'de Yönetim Kurulu Başkanlığı görevini üstlendi. Bu sürede yine Grubunbirçok şirketinde yönetim kurullarında üyelik ve Başkanlık görevlerinde bulundu. 1999 yılında eski adıyla HES Grubu'nunortaklık yapısının değişmesiyle birlikte, HES Kablo Genel Müdürlüğü ve Anadolu Finans Kurumu Yönetim KuruluBaşkanlığı görevlerini üstlendi. Grubun, Boydak Holding olarak yeniden yapılanması üzerine HES Kablo Yönetim KuruluBaşkanlığı görevini üstlendi. Mustafa Boydak, bu iki görev yanında Boydak Holding Yönetim Kurulu Başkan Vekili vegrubun birçok şirketinde Yönetim Kurulu Üyesi'dir. i998'den beri Türkiye Sanayici ve İşadamları Derneği'nin (TÜSİAD)üyesi olan Boydak, 2005 yılından bu yana Kayseri Sanayi Odası Yönetim Kurulu Başkanı'dır. Birçok mesleki kuruluşundada üyelikleri bulunan Mustafa Boydak, evli ve 5 çocuk babasıdır.

Page 180: Kongre Sponsorları - Anasayfa › sites › 1 › upload › files › 6_sanayi_kongresi...Kongre Sponsorları AKBANK Oturum Sponsorları ~ BORÇELiK e CEm OFSEr mat b_acılık sanayii

i

Ulusal Rekabet Stratejisi ve İnovasyon

Dr. Yılmaz ArgüdenARGE Donışmanlık Yônetim Kurulu Başkanı

Ulusal rekabet düzeyi neden önemlidir? Öncelikle herülkenin refah düzeyi, rekabet gücüyle belirlenir. Ülkelerne kadar fazla katma değer üretebilirse, onu paylaştırmasıda daha kolayolmaktadır. Rekabet gücü bir taraftanuluslar açısından konuşulurken bir taraftan da sektörlerve kurumlar açısından da konuşulan bir konudur.Son günlerde çok önde olan Çin örneği ile konuya girişyapmayı arzu ediyorum. Genellikle insanlar Çin'in rekabetgücünün ucuz işçilikten geldiğini düşünmektedir. Oysabence önümüzdeki 10 yıl içerisinde değiştirmemiz gerekenbakış açılarından biri budur. Çünkü her ne kadar Çinbugüne dek ucuz işgücüyle rekabet ettiyse de bugünkükonumu itibariyle birkaç tane çok önemli başarı eldeetmiştir. Birincisi, Çin'e gelen firmaların en sonteknolojileri Çin'e getirmesi şartını koşmuştur. Dolayısıylaucuz işgücünden faydalanma şartı olarak Çin'e ileriteknolojili yatınmların yapılmasını şart koşmuştur. İkincisibir takım Ar-Ge çalışmalarının orada yapılmasını zorunluhale getirmiştir. Her ne kadar ilk başta Çin 'deki fabrikalarınçoğu ihracat odaklı çalışıyor idiyse de artık Çin'de refahdüzeyi arttıkça içeriye dönük olarak da üretim yapmayabaşlamışlardır. Bu demektir ki, Çin 'in iki tane büyükavantajı olmuştur. Birincisi boyutları itibariyle ölçekekonomisidir. Ölçek ekonomisi nedeniyle Çin'de yapılanherhangi bir küçük inovasyonun getirisi çok yüksekolduğundan Çin 'de inovasyon yapma kapasitesi de dahayüksek olmaktadır. Geçenlerde Dünya EkonomikForumu'yla birlikte Çin'deydim. Ampullerle ilgili birbuluş yapmış bir kişiyle tanıştım. Bu buluşu sayesindezengin olmuş çünkü Çin 'de çok fazla ampulkullanılmaktadır. Dolayısıyla en ufak bir buluştan çokdaha fazla kaynak yaratabilecek bir ortam yaratılmışolmaktadır. Bugün ABD'nin rekabet gücünü sağlayan enönemli unsurlardan bir tanesi nasıl pazarınınbüyüklüğüyse, Çin'de bu pazar büyüklüğü sayesinde dahafazla inovasyona ön ayak olacak bir ülke haline gelmeyebaşlamıştır.

İkinci konu olarak, Çin'e neden dikkat etmemiz gerekir.Çin'i sadece bir rakip, ucuz işgücü kaynağı olarak değil,öğrenme kaynağı olarak görmeye başlamamızgerekmektedir. Mademki orada daha fazla araştırmayapılacak ve çalışan insanların o yeni teknolojilerikullanma yetkinlikleri daha hızlı gelişmektedir, demekki önümüzdeki dönemde de inovasyon konusunda dabüyük gelişimleri Çin 'den beklemek hiç de şaşırtıcı olmasagerek. Gerek Türkiye, gerek dünya gerekse Çin açısındanbunu sağlayabilmek için, teknoloji transferinin sadeceÇin'e doğru değil Çin'den de olabileceğini anlamamızgerekir. Bugüne kadar İngilizce yaptığımız konuşmalarıbelki bundan sonra Mandarince yapmamız gerekecek vebu dili öğrenmek zorunda kalacağız. Belki Çin'e bu bakışaçısıyla bakmamız gerekecek. Belki Çinlilerin uluslararasıgirişimlerinde yönetim mekanizmalarına daha yabancıkatabilmeleri, daha katılımcı yönetimleri sağlayabilmelerive buradaki bilgi birikimlerini dünyaya yaymak için çaba

göstermeleri gerektiği anlamına gelmektedir. Bu nedenlebelki de entelektüel sermayeyi koruma konusundakizafiyetlerini gidermeye başlarken belki de kendileri içinavantaj elde edebilecek bir konumda da olabilirler.

Prof. Dr. Dündar KocaoğluPorttand Üniversitesi Mühendislik ve Teknoloji Yôneıimi Bölüm Başkanı

Sayın Dutta, bu sabahki konuşmasında, 'Teknoloji acabainsanlığı yok mu edecek?', diye bir soruyla karşılaştığındanbahsetti. Sonra bu konuyu felsefi olarak açıkladı veteknoloji acaba insanlık açısından köyü bir şey mi, diyesordu. Ben öyle görmüyorum. Bugün dünya teknolojiçağına girmiş bir dünyadır. Önceleri tarımsal dünyaydı,19. ve 20. yüzyılın başında endüstriyel bir dünya oldu kibu, Avrupa'nın çok başarı kazandığı üretimde randımanınarttığı ve büyüme gücünün onu yapan kimselere gittiğibir dünyaydı. 20. yüzyılın ikinci yarısından (bu döneminbaşlarında bilgisayarlar kullanılır hale gelmiştir) itibarendünya teknoloji çağına girmiştir. Bu çağın bazı özelliklerivar. Bundan önce ben bu çağı yakalayamadım, hadiyakalayayım dediğiniz zaman, 20-30 yıllık bir zamanasahiptiniz. Bugün kimse o lükse sahip değiL. Bu çağıyakalayamayan çok kısa zamanda o çağın dışındakalmaktadır çünkü teknolojilerin değişmesi 20-30 yıldaolmamakta, bu süre zarfında teknolojinin 20-40 nesligelmektedir. Ya onun içinde olacaksınız ya da dışındakalacaksınız. Bu firma olarak da, endüstriyelolarak da,ülke olarak da böyledir. Kuvvet dengesi ve odak noktasıteknoloji çağında olan ve ona liderlik edebilen yerlerekaymaktadır. Bugün o kuvvet dengesi, 19. yüzyılın çokbüyük endüstriyel gücü olan Avrupa'dan Asya'ya doğrugitmektedir. Bugün o güç, inovasyonu yani yaratıcılığıfikir olarak alıp, kullanılır hale getirip test edebilen birsüreçten geçirebilenlerdedir. Bunun içine giremeyenlerfirmalarsa batmakta, endüstrilerse çökmekte, ülkelerseçökmüyor, batmıyor ama kendi kararlarını kendileriveremez hale gelmektedirler. Bu acımasız bir çağ ve oçağın içinde 'insanlığa karşı mı?' demektense, teknolojininne getirdiğine bakmak daha faydalıdır.

Ben üniversitede Teknoloji Yönetimi Bölümü'nünbaşındayım. Biz teknoloji yönetimini, teknolojinininsanlığın iyileşmesi için kullanılır hale getirilmesi veyönetilmesi olarak tanımlarız. Bazen teknoloji biziyönetmektedir, örneğin nükleer teknolojinin biziyönetmesine müsaade ettiğimiz kanaatindeyim. O zamanişte ona esir oluyoruz. Ancak çoğunlukla biz teknolojiyiyönetiyoruz ve ondan faydalanıyoruz.

Sayın Kemal Tuğcu bugünkü konuşmasında, 'İnovasyonagitmek, okuyup başkaları şu yapıyor demekle olmuyor,'demişti. Çok doğru. İnovasyon demek, bir inovasyonkültürünü yaratabilmek ve orada yaratıcı fıkirlerin yeşeriportaya çıkmasını sağlamak ve o fikirlerin sonunda birürün olup kullanılır hale geldiği süreçten geçmesinisağlamak demektir. Bazen bunu devlet yapsın, diyorlar.

Page 181: Kongre Sponsorları - Anasayfa › sites › 1 › upload › files › 6_sanayi_kongresi...Kongre Sponsorları AKBANK Oturum Sponsorları ~ BORÇELiK e CEm OFSEr mat b_acılık sanayii

Benim 35 ülkeden gelen öğrencim var ve özellikle Arapülkelerinden gelen öğrencilerim devlet yapmadığı içinülkelerinde inovasyon olmadığını düşünmektedir. KruşçevAmerika'ya geldiği zaman, satış yapılan mağazalara çokhayran kalmış ve Nixon'a 'Siz çok güzel şeyleryapıyorsunuz, yiyecek satılan mağazalara baktım, NewYork'un ekmeklerini yöneten hangi devletorganizasyonuysa beni onla tanıştırın,' demiş. Bunubekleyen bir düşünce kurallarla, kısıtlamalarla yönetmişolur ancak bunlar inovasyonun düşmanıdır.Kişisel olarak, organizasyonel olarak ya da ülke olarakinovasyona yardımcı olan şeylere bakarsak, eğitim sistemiçok önemlidir ve bugün de üzerinde durulmuştur. Eğitimsistemi dünyanın bazı yerlerinde oku-ezberle-tekrarlasistemidir. 'Kitap böyle diyor, doğrudur; profesör öylediyor, ben soru sorarnam' zihniyeti hakimdir. Bununkarşıtı öğren-yarat-uygula sistemidir. Birincisindeinovasyon aramayın çünkü o kuralların dışına çıkmayıyok etmektedir. İkinci eğitim sistemi insanları iter, baskıaltında tutar, beraber çalışmaya zorlar ve sorunlarıntanımlamaya zorlar ve işte inovasyonu orada görmekteyiz.Buna ek olarak, yanlış yapmayı kabul eden bir kültür,inovasyona gitmeyi kabul eden bir kültürdür. Biraz önceYılmaz Bey Çin'den bahsetti; Çin birçok yanlışlaryapmaktadır ve onların (Asya) kültürü, genelolarakyanlışı kabul etmeyen bir kültürdür. Ancak ben birçokyöneticiden, gerek Çin 'de gerekse Kore'de Japon modeliistenmediğini, Japonya gelip bir noktada durduğu içinonların katılığından uzaklaşmak istediklerini duydum.Bunu bilerek söylemekteler ve kendi kültürlerinin dışınaçıkma gayreti içindedirler. 1984 yılında burada dakullanılan Otis asansörlerini Çin'e getirmek istiyorlardı,biz de üniversite olarak yardımcı oluyorduk. O tarihte,Yılmaz Bey'in de belirttiği gibi, 'Gelecekler amateknolojilerini istiyoruz biz,' dediler. Burada 23 yılöncesinden bahsediyorum ve o düşünce inovasyonagidecek düşüncedir.

Çin, çok hızlı büyüyen bir ekonomi, bugün %10-15oranında bir büyüme hızı var ve bunun ne kadarsüreceğiniz bilmemekteyiz. ABD'nin ekonomisiningelişme hızı %3,9'dur. Fakat ABD'nin GSYİH rakamlarınıve yıllık %3,9'luk büyüme hızını göz önündebulundurursanız, ABD'nin her 4,5 yılda bir içinde bir Çinekonomisİ yarattığını görürsünüz. İkinci Japonya'dır,önceden üçüncü Almanya iken bu sene Çin onu geçmiştir.B unlar büyük ekonomilerdir fakat nispi olarakbaktığınızda, nüfusu Çin'in nüfusunun altıda biri kadarolan ABD'nin ekonomisi son derece büyüktür ve başındabüyük dertli bir savaş vardır. Konut piyasasında düşmevar ve bu durum daha da kötüleşecek ama buna rağmenbüyümektedir.

Bundan 1,5 yıl kadar önce, Microsoft'un Genel Müdür'üüniversitemize gelmişti. Microsoft'un İnovasyonMerkezi'ni açmıştık bir de mühendislik binası yapıyorduk.'Microsoft olarak Oregon'a sık sık gelirirn çünkü 120.000'inüstünde ortak çalıştığımız organizasyon var burada,' dedi.Oregon yüzölçümü yaklaşık Türkiye'nin yarısı kadar olan

ama tüm nüfusu 4.200.000 olan büyük bir eyalettir. Böylebir yerde 120.000 bin organizasyonla iş yapmaktalar; benbunların 30 tanesini filan söyleyebilirim peki geri kalan119.970 tanesi? Microsoft'un iş yaptığı McDonalds yada Starbucks değil, ufak teknoloji firmaları. Bunlar,sıfırdan başlayan, girişimci insanlardır; yazılım ve donanımüretmektedirler. Amerika'nın ekonomisinin, büyümehızının temeli budur. Bugünün dünyası budur. Ya bunuyakalayacağız ya da dışında kalacağız.

Dr. Yılmaz Argüden

İnovasyon ve Ar-Ge meseleleri, aslında çok yeni konulardeğildir. Bundan 30 sene önce Koç'un bir Ar-Gedepartmanı vardı, ben de orada çalıştım, Ali Bey debenden sonra orada çalışmış. Dolayısıyla 30 sene öncede bu konulara eğilenler olmaya başlamıştı. Ancak gerçekmanada bu konuya eğilme, çok yeni bir durumdur.Ağırlıklı olarak teknolojiyi hep dışarıdan almakta veüretimi burada yapmaktaydık. Memnuniyetlegözlemliyoruz ki, şimdi bazı konularda ve sektörlerdeTürkiye'den de yenilikler çıkmaktadır.

Yenilik demek sadece teknolojik yenilik demek değildir,bazen uygulamada da yenilik olabilmektedir. Örneğin,tekerlekli bavullar. Bavul da tekerlek de yüzlerce yıldırvar ama tekerlekli bavul son 25 senenin inovasyonu vebizi birçok bel ağrısından da kurtaran bir inovasyondur.Ancak özellikle teknolojinin bu kadar hızlı geliştiği birdönemde, teknolojik inovasyona da çok ciddi dikkatetmek gerekmektedir.

Çin örneğinde bahsetmiş olduğum gibi, aslında bir işiçok yapıyor olmak, yenisini yapıyor olmak, o konudakibilgi yetkinliğini geliştirmenin de en temel yöntemlerindenbiridir. Bugün otomotiv sektörü Türkiye'de en çok ihracatıyapan sektör konumuna gelmiştir ve kalitesi nedeniyleAvrupa' daki birçok fabrikanın önüne geçmiştir. Acabaotomotiv sektörü Türkiye'nin rekabet gücünü artıracakyeni teknolojilere, yeni gelişmelere, daha fazla büyümeyeve farklı sektörlere yayılmaya neden olabilir mi?

Ali PandırTofaş Türk CEO

Yılmaz Bey'in dediği gibi, biz 1980'lerde Koç Holdingbünyesinde Ar-Ge departmanında, komple bir motor vebir otomobil tasarımı gibi o zaman için çağın çok ötesindebir projenin çeşitli zamanlarında çalıştık. Bugün sabahleyinaynı zamanda bir Otomotiv Kongresi vardı ve ben deorada bir panele katıldım. Orada da, Türkiye neden kendiotomobilini, kendi markasını yaratmıyor, diye konuşuldu.1980'li yıllarda buna başladık ama çağın çok ötesindeydi,o zamanki Türkiye'nin yapısı ve gerek iç pazarı gerekseşirketlerin gücü nedeniyle, böyle bir projeyi prototipolmaktan öteye götürüp ticarileştirmeye kimsenin gücüyetmiyordu, onun için orada kaldı, diye açıkladım. Bugünyaratılamaz mı konusunu da tartıştık.

Page 182: Kongre Sponsorları - Anasayfa › sites › 1 › upload › files › 6_sanayi_kongresi...Kongre Sponsorları AKBANK Oturum Sponsorları ~ BORÇELiK e CEm OFSEr mat b_acılık sanayii

Öncelikle otomotiv sanayisine global bir perspektiftenbakmak, daha sonra da Türkiye nerede, nereye gidebilir,ne yapabilir konularına değinmek istiyorum. Dünyadaotomotiv sanayii, bildiğiniz gibi lokomotif sanayilerdenbiridir. Dündar Bey'in Microsoft örneğinde olduğu gibi,biz de sadece ana sanayi değilona bağlı yan sanayiler devar, bu nedenle çok büyük bir endüstri hareketinin odaknoktasında yer almaktayız. Örneğin Bursa'da bizimdoğrudan yarattığımız istihdam 8.000'i, dolaylı endüstrileriyani tedarikçilerimiz ve diğer hizmetleri sunanları dakatarsak 15-20 bini bulmaktadır. Bu sanayi, dünyadainovasyon ve teknolojik gelişim açısından da en öndegidenlerden biri. Devamlı kendini yenilernek zorunda veAr-Ge'de çok büyük yatırımlar gerektirmektedir. Ancakbuna karşılık, dünyada sektörümüzde bir kapasite fazlasıvardır. Bunun yanında hükümetlerin, özellikle ABD 'deve Avrupa'da sürekli sıkılaştırdıklan çevre düzenlemelerinedeniyle, daha güvenli, daha fazla çevreci ve daha aztüketen arabalar yapmak için hem geliştirme masraflarıhem de nihai ürünün maliyet sürekli artmaktadır. Bunedenlerden dolayı Ar-Ge 'ye daha fazla yatırım yapıyorve dolayısıyla ürünün fiyatım artırıyoruz ama diğer taraftantüketici bırakın daha fazla para vermeyi, daha az paravererek o ürünü almak istemektedir. Böyle bir ikilemiçinde, inovasyon bizim sektördeki şirketlerin DNA'sındaolmalıdır.

Bizim Fiat şirketinin yurtdışındaki bir başarısını örnekolarak vermek istiyorum. Ana lisansörümüz ve ortağımızolan Tofaş'ın Fiat şirketi, 2000'li yıllardan başlamak üzereİtalya'da çok zor duruma düşmüştü ve başka bir otomotivdevi tarafından yutulacağına mutlak gözüylebakılmaktaydı. Fakat mucizevi bir şekilde son iki senedirbu kaderini değiştirdiği gibi şu anda Avrupa'nın Pazarpayını en çok artıran, karlılığı da en çok olan firmakonumuna gelmiştir. Öyle ki kan 2 milyar avroya kadarçıkmış ve daha da artmaktadır. Bunu İtalyan hükümetindenherhangi bir teşvik ya da yardım alarak yapmamıştır.Bunu yapanlar öncelikle insanlardı, yönetim değişmiş,daha yenilikçi bir yönetim gelişmiştir; birimlere özerkliktanınmış ve eski bürokratik yapı kırılmıştır; insanlar dahaserbest düşünme ve düşüncelerini uygulama imkanıbulmuşlardır. Bundan sonra da bir takım inovasyonlarsırayla gelmiştir.

İnovasyon denince önce ürün akla geliyor ama Fiat'tabaşka alanlarda da inovasyonlar yapılmaktadır. Örneğinbugün bir aracı geliştirme süresi üç seneyi aşmakta,binlerce mühendis çalışmakta ve maliyeti de milyarlarcadolan bulmaktadır. Zararda olan bir şirketin kendinikurtarabilmesi için bunu değiştirmesi gerekmekteydi.Fiat şirketi, öncelikle uçak sanayinde kullanılan prototipve simülasyon teknolojilerini getirmiş, böylece testlerdedenenmek üzere prototip yapılması masrafındankurtulmuştur. Bu sistem değişikliği hem masraflarıazaltmış hem de süreyi kısaltmıştır; normalde 3 senesüren bir süreci bugün 18 aya kadar düşürme başarısınıgöstermiştir. Bu da karlılık olarak kendini göstermektedir.Buna ek olarak bu yıl, yılın aracı seçilen Fiat 500,

gerçekten inovatif bir üründür. Gelecek sene Türkiye'yegelecek olan bu ürün ve daha başka inovatif ürünlerlepazar payını artırmıştır. Microsoft'la birlikte geliştirdiklerive aslında bilinen bir teknoloji olan Blue and Meteknolojisini bir otomobilin içine getirmek, ilk defa Fiat'ınyaptığı bir şeydir. Telefonunuzla arabanız arasında ilişkikuran, telefonlarımza cevap veren, ses tamyan vs.teknolojileri otomobilin içine getirerek böyle bir inovasyonyapmıştır. Bunlar peş peşe gelince, Fiat büyük bir ticaribaşanya ulaşmıştır.

Tofaş olarak veya Türk otomotiv sanayii olarak neredeyiz?Türk otomotiv sanayii son beş yıldır büyük bir atılımiçindedir. Sürekli olarak yeni yatırımlar ve projelergelmektedir. 250.000 olan kapasitemizin yıllardır zar zor%60-70'ini kullanırken, şu anda tamamını kullanılır halegelerek 400.000 kapasiteye çıkmaktayız. Bunlar büyükatılımlar ve rakiplerimiz de büyük atılımlar yapmaktadır.Fakat bundan da önemlisi, sadece ürün kapasitesi olarakdeğil, aynı zamanda Ar-Ge konusunda da büyük yatırımlariçindeyiz. Bundan 4-5 sene, Tofaş araç geliştirme sürecineküçük bir kadroyla başlamıştır ondan sonra bizim minikargo projesi dediğimiz projede geliştirme sürecininbüyük bir bölümü Türkiye'de yapılmıştır ve o projeninfikri mülkiyet haklan da bizim olmuştur. Hem de sadeceFiat değil, Peugeot, Citroen'in de dahilolduğu üç markaiçin tek bir araç geliştirdik. Şimdi de mevcut Dobloaracımızın yerine geçecek 263 projesiyle bir projeiçindeyiz. Bunlann hepsi yaklaşık 350-400 milyon avrocivarında yatırımı olan büyük mühendislik ve ürün yatırımıprojeleridir. Ancak bunun iyi bir tarafı, her projeyaptığımızda, her yeni bir ürün geliştirdiğimizde, Ar-Ge'deki yetkinliğimiz artmakta ve daha çok aracınbölümlerini Türkiye'de geliştirir hale gelmekteyiz.Amacımız sıfırdan bir aracı burada geliştirmek, şu anda%70-80 civanndayız. Ayrıca Türkiye'de geliştirilmeyenaraçları da Türkiye'de geliştirmek ve bir anlamda beyingücümüzü ihraç etmek yönünde ilerliyoruz.Bu arada hükümetin özellikle Ar-Ge teşvikleri konusundabir Kanun Tasarısı var. Seçimlerden öndeParlamento'daydı, erken seçimler nedeniyle geçememiştiama şu anda gündemde. Biz ana sanayi olarak Ar-Ge 'dezaten yatırımlarımızı yaptık ve belli bir yoldailerlemekteyiz ama Türkiye'de katma değeri artıracakolan esas küçük ve orta işletmelerin yani bizimtedarikçilerimizin, KOBİ'lerin de bizimle birlikte geliştirmesürecine katılmasıdır. Co-design dediğimiz, yan sanayininana sanayiyle birlikte geliştirme yapması artarsa, o zamanüretilen katma değer daha da artacaktır, çünkü şu andadünyada yan sanayi tedarikçileri, Ar-Ge merkezlerininetrafında, aynı ülkede ya da aynı bölgedegelişebilmektedirler. Geliştirme sürecine erken aşamalardakatılırlarsa, daha sonra geliştirdikleri o ürünün ticariolarak da kendilerine sipariş edilmesi olasılığı çok fazladır.Dolayısıyla bizim Ar-Ge'ye yaptığımız yatırım, yan sanayiolarak Türkiye'ye iş getirmekle kalmayıp yan sanayicilerinde geliştirme sürecine katılmasıyla gittikçe artan bir katmadeğer yaratmayı amaçlamaktadır.

Page 183: Kongre Sponsorları - Anasayfa › sites › 1 › upload › files › 6_sanayi_kongresi...Kongre Sponsorları AKBANK Oturum Sponsorları ~ BORÇELiK e CEm OFSEr mat b_acılık sanayii

Dr. Yılmaz Argüden

Yenilikçilik, inovasyon birkaç tane girdiyigerektirmektedir ve bunlardan bir tanesi de bilgi birikimdir.Söylediğiniz gibi ne kadar çok iş yaparsanız, o birikimde o kadar çok artmaktadır. Dolayısıyla inovasyon vekatma değer yaratmak isteyen bütün sanayicilerimizin,sürekli çalışıyor olması gerekmektedir ki bu parakazanmaktan daha önemli bir konudur çünkü o süreçtenkoptu mu oraya yaklaşmak mümkün değildir. Birikiminyanı sıra bir iklim ve ortam gerekir. Siz bu konudan dabahsettiğiniz ama Türkiye'deki boyutlarını daha daaçarsanız faydalı olur diye düşünüyorum. Yan sanayiylebirlikte olma, belli yerlerde odaklanma, üniversite-sanayiişbirliğinin gelişmesi, bunların hepsi bu birikimin uygunbir ortamda oluşmasını sağlamaktadır. Üçüncüsüyse, birteşvik mekanizmasının olmasıdır. Teşvik gerek devletpolitikasıyla, gerek pazar büyüklüğüyle gerekse dünyayahitap edebilmekle olmaktadır. Bu konuda sadece Ar-Geteşvikleri mi önemli yoksa otomotiv sanayisirıirı büyümesiaçısından vergilerin de önemi var mıdır? Bursa'daki yansanayinin kapasitesi, bugün dünyadaki başka yerlerle.karşılaştırıldığında ne durumdadır?

Ali Pandır

Öncelikle birikim konusunda size katıldığımı ifade etmekisterim. Bugün teknoloji aslında satın alınabilmektedir,yani otomotivde firmaların birbirlerine göre aslında çokbüyük teknolojik üstünlükleri yok. Belki değişik motorteknolojileri geliştirmede ufak tefek farklılıkları olabilirama tek başına kimse hareket etmemektedir. Buradaönemli olan o teknolojiyi nasıl kullandığınız ve nasılticarileştirdiğinizdir. Bunun da en güzel örneği, özelliklebir Çin, bir Rusya gibi otomotive yeni katılan ülkelerdegörülmektedir. Bizim Tofaş olarak 40 yıllık bir geçmişimizvar ve bu bilgi birikimi ve tecrübe satın alı~amayan birteknolojidir. Biz bunu nasıl kullanıyoruz? Orneğin Fiatşirketinin dünyadaki yapılanmasında bizimmühendislerimiz yer almaktadır. Geçenlerde bir gazetedede çıktı, 'Ruslar uzaya gitti ama otomobil yapmayı bizöğretiyoruz,' dedim. Gerçekten de öyle bizimmühendislerirniz bizim teknolojimizle Rusya'daki Fiatotomobil fabrikasını kurmaktalar. Dolayısıyla bu bilgibirikiminin çok büyük önemi vardır.

Elbette ortam da büyük bir önem taşımaktadır. Şu andaBursa, Türkiye'nin Detroit'i gibidir, otomotiv in kalbiorada atmaktadır, çünkü hem yan sanayi orada hem deUludağ Üniversitesi'nin Teknoparkında bizim Ar-Gemerkezimiz yer almaktadır. Uludağ Üniversitesi ile çoksıkı işbirliği içindeyiz hatta yakın zamanda TorinoPoliteknik Üniversitesi'ni bizim sponsorluğumuzla UludağÜniversitesi ile birleştirdik ve Otomotiv YüksekMühendisliği Master Programı'nı Tofaş sponsorluğuylaile başlatmış bulunmaktayız. Bursa her bakımdan birotomotiv merkezi olmuştur. Bu ortam içinde inovasyonda ona göre gelişmektedir. Artistik tasarımı da acabaBursa'ya getirsek mi diye kendi içimizde tartışmaktayız,

çünkü şu anda Fiat'in merkezi olan Torino İtalyantasarımının baş şehri olduğu için orada kalmalıdır, belkiBursa artistik tasarım yapmaya uygun değildir diyedüşünüyorum. Ama şu anda küçük bir nüve oluşturdukve denemekteyiz.

Dr. Yılmaz Argüden

İnovasyon dediğimiz zaman, sadece üründe inovasyondeğil, aynı zamanda ürünün piyasa sürülmesinde hatta işmodellerinde inovasyon da çok kritik ve dolayısıyla daçok kapsamlı bir konudur. .

Mustafa BoydakKayseri Sanayi Odası Yönetim Kurulu Başkanı

Bu gibi toplantılar iş dünyasına bir vizyonkazandırmaktadır ve İstanbul Sanayi Odası Türkiye'ninen büyük sanayi odası olup toplam ihracatırnızın neredeyseyarısına yakınını yapmaktadır. Türkiye'de ı ı adet SanayiOdası var ve İSO'nun Başkanı da aynı zamandaKonseyimizin Başkanıdır.

İnovasyonun temelinde insan ve insanların mutluluğuyatmaktadır. Hem iş hayatırnızda hem de özel hayatırnızdayapılan yeniliklerin tümüne ben aslında inovasyon gözüylebakmaktayım. Kayserimiz Türkiye'nin önemlişehirlerinden bir tanesidir ve kendi dinamikleriylegayretlerini artırmaktadır. İnovasyonun temelinde insanınolmasının nedeni insanların mutluluğudur. Ben bu açıdanmeseleye yaklaşmakta yarar görmekteyim. Temelindeinsan olan programlarda amacın, insanlarınzenginleşmesirıi, daha rahat yaşamasını ve geleceğe dahagüvenle bakmasını, ülkelerin de temel görevlerininbaşında, kendi vatandaşlarının yaşamlarını güven vehuzur içerisinde sürdürmelerini ve adil bir görev dağılımınısağlamak olduğunu düşünüyorum.

Sanayi Odası Başkanlığı görevimden dolayı ben, olayasanayi cephesinden bakıyorum. Sanayi de üretimle ilgiliinovatif çalışmalar hızlı bir şekilde devam etmektedir.Aslında geldiğimiz noktayı çok küçümsemernek gerekir.Geçen hafta Bilim ve Teknoloji Yüksek Kurulu'nuntoplantısında değerli Başkanım ile beraberdik. Oradayapılan sunumlarda bir takım rakamlar açıklandı. Benimdikkatimi çeken şu oldu: Tüm AB ülkelerinde Ar-Ge veürün geliştirme faaliyetlerine ayrılan fonun miktarıGSMH'nin % 1,8'ine karşılık gelmekteyken Türkiye'debu rakam 2005 yılı verilerine göre %0,8, bir önceki yılda%0,6'dır. Burada olumlu bir gelişme trendi görmekteyiz.

Dr. Yılmaz Argüden

Biraz önceki oturumdaki Kore'den gelen konuşmacımızbunun ülkelerinde %3 olduğunu söylemişti.

Page 184: Kongre Sponsorları - Anasayfa › sites › 1 › upload › files › 6_sanayi_kongresi...Kongre Sponsorları AKBANK Oturum Sponsorları ~ BORÇELiK e CEm OFSEr mat b_acılık sanayii

Mustafa Boydak

AB ülkelerine yeni katılan ülkeler var ve bunlarınbazılarında %2'yi geçen rakamlar da söz konusudur.İrlanda ve Kore'nin durumu tabii hepimiz açısından birrealitedir. Türkiye aslında çok kötü bir yerde değil çünkübaktığımız zaman %0,2'lerden buraya geldik. Elbette kiTürkiye'nin daha yapacağı çok iş var ve bize göre öncelikletemelinin iyi oturtulması gerekmektedir.

Bu çalışmaların yapılabilmesi için altyapı ve ortam çokbüyük önem taşımaktadır. Kendi iç problemlerini çözmüş,istikrarlı bir ekonomi yönetimi ve büyüme sürecinde olanülkelerde ve gelecekteki hareketleri öngörülebilir ülkelerdebu çalışmalar, sürekli devam etmekte ve daha rahatyapılabilmektedir. Yasal altyapı çok önemlidir vedevletimizin bundan sonraki dönemde Ar-Ge ve ürüngeliştirme çalışmalarına vereceği destek çok önemlidirancak eğer sadece bu destekleri bekleyecek olursakkaybederiz. Türkiye'de yaşayan vatandaşlar olarak,Türkiye'nin her kesimiyle belli bir yerden yukarıya doğrusıçramasına olanak sağlayacak bir anlayış içerisindeolmamız gerekmektedir ve bunun da yolu eğitimdengeçmektedir. Kaçırdığımızı sanmıyorum pek ama bizimnesil treni kaçırdıysa bile bizden sonrakileri iyi eğitmemizve özellikle eğitim hayatlarında bu anlayışlarını geliştirenbir model içerisinde onları yetiştirmemiz gerekmektedir.Bireyler kendi çaplarında bu çalışmaları yaparken, hemkendi şehirlerinin gelişip kalkınmasına, bölgedeki kentlerinlideri olmasına hem de daha çok kar edip daha çok vergivermek suretiyle devletimizin kalkınmasına katkısağlamakta olduğunu söyleyebiliriz.

Sanayiciler olarak işin bir başka boyutundan da bakıyoruz.Son 5-6 yıldır Türkiye'nin makro ekonomik dengelerindeönemli iyileşmeler söz konusudur ancak her yıl kaydedilen%7 büyümenin sanayimize aynı şekilde yansıdığınısöyleyemeyiz. Bu dönemde sanayimiz kendini verimlilikçalışmalarıyla idare etmiştir. Bu da bir inovasyondurbence çünkü bir işin nasıl daha iyi yapılacağını araştırıpbulmak da bir anlamda inovasyondur. Biz bu dönemdearadaki makası biraz bu sayede kapattık diyebilirim.Kayseri'de de bunu sağlamış durumdayız. Bunlarıyaparken bir taraftan üyelerimizin moralini yüksek tutmak,diğer taraftan da gerçeklerle yüz yüze olduğumuzuunutmamak zorundayız.

Son dönemde inovasyonla ilgili yapılan bütün çalışmalarabüyük saygım var ve biz de bir sanayici olarak bunlarınçok önemli olduğunu düşünüyoruz. Yalnız sunulan ürünüpazarlamak günümüzde çok daha önemli hale gelmiştir.Günümüzde ürünü üretmekle beraber o ürünü tüketiciyedoğru biçimde lanse etmek, sağlayacağı faydaları doğruve dürüst bir şekilde anlatmak da çok önemli hale gelmiştir.Bugün Başbakanımız, Cumhurbaşkanımız dahil hepimizinher lafının başında artık küreselleşme var. Ekonomikolarak sınırlar kalkmış gibidir çünkü bir tuşa basarakdünyanın diğer ucundaki ürünü bulma ve sahip olmaşansımız var. Dolayısıyla bizim burada özellikle hayat

anlayışımızia beraber işin pazarlama tarafına da büyükönem vermemiz gerekmektedir.

Kayseri Sanayi Odası olarak, üyelerimizin rahat biçimdekendilerini ifade edecekleri ve ihracat pazarlarınaulaşacakları şartların oluşmasına katkıda bulunmayaçalışıyoruz. Eğer ürünün nakliye optimizasyonunusağlayabilirsek, o zaman Kayseri'den daha fazla ihracatyapılmasını sağlayabiliriz. Bildiğiniz gibi Kayseri'deeskiden beri demiryolları bağlantısı vardır. Biz de bukonuda, demiryollarında faaliyet gösteren bir firmamızımotive etmek suretiyle orada küçük bir yatırım yaptırdık,konteynır organizasyonu yapabilecek bir yapıyagelmelerini sağladık. Ama sonra işi büyüttüler velimandaki vinçler benzeri araçlar da kullanmaya başladılar.Yetmedi, ihracatçılanmız ve ithalatçılanmız için gümrüklüve gümrüksüz antrepo sahaları oluşturduk çünküTCDD'nin orada sağladığı imkanlar yeterli düzeydedeğildi. Bu sayede özellikle küçük ihracatçılarımızaihracat pazarlarına erişim imkanı sağlamış olduk. Bununbize faydası, oradaki ekonomik hayatın canlanmasıdır.Bu tür çalışmaları yaparken bütçe imkanlarını dikkatealmak gerekir. İnovatif çalışma yaparken kaynaklarınağır bir şekilde israf edilmesinin de önüne geçilmelidir.Devletimizin imkanları malum ve Türkiye ciddi anlamdadünyanın en borçlu ülkelerinden birisi konumundadır,hiila borç ödemekle meşgulüz ve borcumuzu henüz makulbir düzeye getirebildik. Dolayısıyla bu dönemdedevletimizden inovatif çalışmalar anlamında beklentimizinçok yüksek olmaması gerektiğini düşünüyorum ancakbirkaç yıl sonra istemek en doğal hakkımız olacaktır.Buna ek olarak, sektörel adalete de çok dikkat etmekgerekir. Türkiye'de kimi sektörler var ki, hem markayapmakta hem de adeta yoktan var ederek ülkeye % 100katma değer sağlamaktadır. Dışarıdan Iliralık harnrnaddegetirip onu 100 liralık malolarak ihraç edebilmektedirler.Ancak diğer taraftan 98 liralık ithal edip 100 liralık çıktısağlayan sektörlerimiz de var. Bu dengeyi iyi korumarnızgerekir.

Marka bence çok önemli ve her sektörde markalaşmakçok iyi tabii ama eğer markalaşamıyorsak kendimizehedefler belirlememiz gerekir. Hükümetlerin sanayiyebakışı daha makul hale gelmelidir. Son 15 yılabaktığımızda, Türkiye'yi zor durumlardan, ihracathamleleriyle sanayi sektörü çıkarmıştır. Makinesektörümüzü çok takdir ediyorum ve onların görünmezyıldızımız olduğunu düşünüyorum. Bu sektörde faaliyetgösteren fırmalarırnız, en küçüğünden en büyüğüne kadar,bizim gelecekle ilgili sigortalarımızdır bu nedenle makinesanayimizin çok önemli biçimde desteklenmesigerekmektedir, çünkü katma değerin büyük bir kısmı daoradadır.

Türkiye olarak, kendi içimizde insan temelliçalışmalarımızda insanların mutluluğu ve refahınıhedefleyeceğimizi umuyorum. Özür dileyerek teknolojinininsanlığa yok ettiğine katılmıyorum çünkü teknoloji bizim

Page 185: Kongre Sponsorları - Anasayfa › sites › 1 › upload › files › 6_sanayi_kongresi...Kongre Sponsorları AKBANK Oturum Sponsorları ~ BORÇELiK e CEm OFSEr mat b_acılık sanayii

için var ve biz olmazsak zaten teknoloji de olmayacaktır.Teknoloji sayesinde inşallah trafik kazalarının ortadankalktığı günleri göreceğiz. Neticede her şey insanlık için,insanlarınvar olması ve rahat yaşaması için.

Prof. Dr. Dündar Kocaoğlu

Sayın Mustafa Bey'in verdiği %0,6 rakamı hatta %0,7,karamsar olmayacak bir nokta değil diye düşünüyorum.Aslında son derece iyimserlik verici bir rakamdır. 1979yılında %0,2 idi ve yakın zamana kadar hiç değişmedi.Aynı dönemde Avrupa ortalaması %1,2 idi, bir aradadüşme yaşadı sonra yine yükselmiştir. En ön sırada %3,8ile İsveç yer almaktadır, arkasından %3,5 ile Finlandiya,%3,3 ile Japonya, %3 ile Kore, yaklaşık %2,6 ile ABDgelmektedir.

Sayın Nükhet Yetiş son derece dinamik bir atılım yaparakbir kararname çıkmasına önayak olmuştur. Sanıyorum 4yıloldu. %0,2'den %2'ye çıkmasını hedefleyen bukararnameyi devlet onaylamıştır. Bu, yılda yarım milyardolar kadar bir para etmektedir. %2'ye 10 yılda ulaşılacaksanırım. İlk yıl ve ikinci yıloparanın tahsis edilmesi içinproje teklifleri üniversitelerden gelmemiştir, çünkü bunahazır değillerdi. Burada yavaş yavaş bir yükselme olmasıgayet iyi çünkü böyle bir potansiyel var ve emin adımlarlailerlenecektir.

Dr. Yılmaz Argüden

Türkiye'de teknoloji konusundaki gelişim aslında,yaptığımız işlerin etrafında gelişmeye başlamıştır, örneğinotomotiv, makine gibi. Dünyada bazı ülkelerde bilimdünyasının etrafında teknoloji gelişir ve oradan yeni işlerçıkarılır. Bizdeyse daha çok iş dünyasından motive edilenbir yaklaşım var. Acaba bu bizim atılımcı olmamızı,merdivenleri atlayarak çıkmamızı önleyici bir unsurmudur? Çünkü mevcutların üzerine bir şeyeklemekelbette ki çok sağlam temelli bir yaklaşım ama diğertaraftan gen mühendisliği gibi alanları geliştiren ülkelerdeözellikle bilim dünyasının daha gelişmiş olduğunu veoralardan işler çıktığını görmekteyiz. Bunu geliştirmekiçin neler yapılabilir? Alternatiflerden bir tanesi, bunungibi gelişmiş birkaç konuda bilimsel çalışmanın teşvikedilmesi olabilir mi? Bildiğiniz gibi II. Dünya Savaşı'ndansonra, Almanya'dan kaçan birçok bilim adamı Türkiye'dekibilim dünyasında üniversitelerin kurulmasında vegeliştirilmesinde çok ciddi katkılarda bulunmuşlardır.Acaba bugünkü dünyamızda da belli araştırmamerkezlerinde bir sonraki aşamada olan teknolojilerinTürkiye'deoluşmasınısağlayıpgirişimcilerinonun etrafındaiş kurması sağlanabilir mi? Bunun örnekleri var mı?

Prof. Dr. Dündar Kocaoğlu

Bir radikal inovasyon bir de yavaş yavaş, adım adımyapılan inovasyon var. Bu yavaş olan inovasyon, ufaktefek iyileştirmelerle (ve genellikle üretim alanında vesüreçlerde) olmaktadır ve mevcudu biraz daha iyi hale

getirmektedir. Teknolojinin artık hızla gelişmediğisanayilerde bu daha çok görülmektedir. Sizin bahsettiğinizhayatı değiştiren, yeni standartlar getiren ve bir öncekileriartık kullanılmaz hale getiren radikal inovasyondur.Aslında teknoloji çağında olmanın getirdiği bir avantajvar. XIX. yüzyılda, ki o Avrupa'nın yüzyılıydı,sanayileşmek çok büyük yatırım gerektirmekteydi. XX.yüzyılın ilk yarısı da böyleydi. Şimdi teknoloji çağı, çokyıpratıcı şekilde hızla değişmekte ama onu yapmak içingereken büyük fabrikalar değil beyin gücüdür.Niye Hindistan bugün büyümektedir? Çünkü Hindistanbilgisayar teknolojisi üzerine beyin gücüyle büyümektedir.Hindistan'da büyük çelik fabrikaları vardır ve aslındahiçbir yere gitmediler. Ancak birçok dil kullanmaları veherkesin dünya dili İngilizceyi de konuşması, onlarınbilgisayar alanında gelişmeleri açısından bir avantajsağlamıştır. Bugün Rusya'da da var ama Hindistan'dakiçok daha hızlı bir şekilde olmuştur. Bu fırsat herkestevar, onu kanalize etmek gerek.

Mesela Costa Rica'da telefon sistemi yok denecek kadarazdır ama telsiz telefonu, cep telefonu getirmişler vemüthiş bir iletişim sistemi oluşmuş. Bugün Costa Rica'daoy verilmesi olsun, sağlık hizmetleri olsun, eğitim olsuntelsizden faydalanılarak en ücra köşelere kadargötürülebilmektedir. Bugün bu, her ülke için yüzyılöncesine nazaran daha kolaydır. Bugün bilgisayarteknolojisi artık olgun hale gelmektedir, iletişim teknolojisidaha olgunlaşmadı ama hızla gelişmekte, biraz öncebahsettiğiniz biyoteknoloji, gen teknolojisi venanoteknoloji yeni olmasına rağmen hızla gelişmektedir.20-30 yıl sonra ne olacağını kimse bilmiyor ama bu üçteknolojinin yani iletişim, nanoteknoloji vebiyoteknolojinin birleşeceğini biliyoruz. Bugün Intel 45nanoluk bir çip üretmektedir yani bir çip 45 hücrebüyüklüğündedir. İki yıl önce 90 nanoluk yapmayauğraşıyorlardı bugün 45 nanoluk yapabilmektedirler. Bugelişme bilgisayar ve iletişim teknolojilerininanoteknolojiyle birleştirmektedir. Bunlar, gerek tarımda,gerek tekstilde, gerek otomotivde gerekse sağlıkhizmetlerinde dünyayı müthiş değiştirecek. Başlangıçtada söylediğim gibi, o dünyaya giremeyenler o dünyanındışında kalacaklar. Bunun nasıl yapılacağını söyleyememama bunu anlayamayan ülkeler ilintilerini kaybetmekzorundalar. Bunu yapmak artık bir lüks değil, kaynaklarıno tarafa gitmesi şart.

Dr. Yılmaz Argüden

İnovasyon ve stratejileri düşünürken bakmamız gerekenbir başka konu da ihtiyaç boyutııdur. Hangi ihtiyaca cevapvermeye çalıştığımızı bilmek, ne gibi inovasyonları ortayaçıkaracağımızın önemli bir aşamasıdır diye düşünüyorum.Örneğin Türkiye'de ağırlıklı olarak kendi iç pazarımızıdeğil, dünya pazarını, belki çevre pazarımızı ve oradakigelişmeleri ve trendleri takip etmek ve onlara çözümüretmek üzere araştırma ve geliştirme faaliyetlerindebulunmak önemli bir araç olacaktır.

Page 186: Kongre Sponsorları - Anasayfa › sites › 1 › upload › files › 6_sanayi_kongresi...Kongre Sponsorları AKBANK Oturum Sponsorları ~ BORÇELiK e CEm OFSEr mat b_acılık sanayii

Otomotiv le ilgili olarak biraz çılgın bir fikir ortayaatmıştım, konunuz itibariyle size sormak istiyorum SayınPandır. Dünyada otomotiv kullanımındaki en önemlikısıtlardan bir tanesi enerji bir tanesi de altyapıdır.Dolayısıyla altyapıyı çok etkin kullanmamız ve enerjikullanımını da daha iyi yapmamız gerekmektedir. Oysaotomobillerin çoğu en az dörder kişilik ama bir hadibilemediniz iki kişi kullanıyor. Koskoca otomobilyaparken ayrı, kullanırken ayrı enerji tüketiyoruz. Acababu otomobilleri yarısından kesip ince ince yapsak, ikişeritli yolda dört tanesi bir arada gitse, istediğimiz zamanikisini bir araya koyabilsek ve buna da vergi avantajısağlasak, dünya için bir çözüm üretmiş olur muyuz?

Ali Pandır

Galiba bizim sizi Ar-Ge'ye danışman olarak almamızlazım. Avrupa'da tek kişilik araçlar, miniler var amaortadan kesip iki tekerlekli yapmayı ilk defa duydum.Evet otomotiv sektöründe, özellikle daralan enerji vediğer kaynaklar, öte taraftan küresel ısınma - artık ciddiyetiherhalde anlaşılmıştır - üreticileri özellikle o konulardadaha inovatif olmaya zorluyor. Bütün üreticilerin özellikleuğraş tığı, daha az yakan, çevreyi daha az kirleten ve dahagüvenli araçlar yapmaktır. Bu konuda Türkiye nasılinovatif olabilir? Ben son 10 küsur yılımı Asya'dageçirdim, üç yıl da Çin'de kaldım ve o kaplanların inişini,çıkışı yaşadım. Orada bir Singapur örneği var. Singapurbundan 4-5 sene önce, zenginliğini limandan,havaalanından, petrolü olmamasına rağmen dünyanın enbüyük petrol rafinerilerine sahip olduğu için petroldenalıyordu. Ancak bu zenginlikle bir rehavet içine girdi.Sonunda çevre ülkelerine kıyasla fark yaratmak için birşey yapmaları gerektiğini anladılar. Çünkü Çin yatınmlarıçekiyordu, Malezya ve Kore gelişiyordu. Sonundahükümet inovasyon alanında fark yaratacak bir çalışmayaptı ve onun üzerine çevre ülkelerin onlarla rekabetedemeyeceği bir takım konularda araştırma yapmayıseçtiler. Şu anda başka yerlerde de olmasına rağmen, ozaman biyoteknoloji ve genetik mühendisliği konularındadünyanın en iyi profesörlerini de davet edip muazzamteknoparklar kurdular. Orası küçük bir devlet olduğundanyönetimi kolay. Bu nedenle başka ülkelerde belki böylebir şeyi yapmak mümkün olmayabilir ama bu dediğinizçok doğru. Özellikle Türkiye'nin artık bu sanayinin içindengelen inovasyonun dışında bu tip şeyler yapmak için deçalışması gerekir.

Dr. Yılmaz Argüden

Avrupa'da ortalama ömürler uzuyor, ortalama yaş 80'igeçiyor, dolayısıyla acaba yaşlıların kullanacağı arabalargeliştirmek gibi bir şey de düşünülebilir mi?

Ali Pandır

İnsan unsurundan, beyin gücünden bahsedildi. Bendünyanın sekiz ülkesinde çeşitli milletlerden insanlarçalıştım. Buradan edindiğim deneyimlere dayanarak,

bizim DNA'mızda inovasyon olduğuna inanıyorum. BuHintliler de biraz var, Uzakdoğu'da bazı ülkelerde meselaFilipinliler'de var. Bunlar yokluk içinde olup da yoktanvar etme arzusunda olan, yoktan var eden insanlar. Bizimde, özellikle ithalatın kısıtlı olduğu, daha az geliştiğimizdaha önceki dönemde, hakikaten zorluklardan geçtik vebirçok şeye sadece nasıl çözebileceğimiz konusundakafamızı çalıştırarak çözüm bulduk ve bu sayede birinovasyon altyapımız olmuştu. Bu özelliğimizi çok iyideğerlendirebiliriz. Bugün Tofaş'ın Ar-Ge'sindeki beyingücü dünyanın herhangi bir ülkesiyle rahatlıkla yarışabilir.

Dr. Yılmaz Argüden

Bildiğiniz gibi, güçlükten güç doğar diye bir kavram var.Nerede zorluk varsa, o zorluğun etrafında inovasyonoluyor. Paranın çok olduğu yerde çok inovasyon olacakdiye bir kural yok. Cep telefonlarının kuzeydegeliştirilmesinin nedeni buzullardır, kablo döşeyemedikleriiçin cep telefonunu bulmuşlardır. Japonya'da yer az olduğuiçin sahip oldukları yeri en iyi şekilde kullanmanınyollarını buluyorlar. Dolayısıyla biz de güçlüklerimizibize güç katacak şekilde kullanabiliriz diyorsunuz.

Ali Pandır

Ben 1998-2000 arasında Çin'de yaşadım ve oradakiendüstriyeloluşumda da yer aldım. Konumuz küreselrekabet ve inovasyon ama o dönem Çin'de rekabet yoktu.Hükümet zoruyla oraya yabancı teknoloji geliyor çünküo kadar büyük bir iç pazara girmek için yabancı şirketlermecburen Ar-Ge'lerini de getiriyorlar. Ancak diğer taraftaniçeride rekabet olmaması, birçok şeyin sübvansiyonlaveya devlet sektörünün haıfi bir takım teşvikler vermesiyleyürüyordu. Orada muhasebe sistemi de halen çok açıkdeğil, örneğin kimin ne kadar kar ettiği, kimin ne kadarverimliliği olduğu da çok açık değildir. Bu durum,rekabetçi bir ortamın ve tabii fıkir özgürlüğünün olmamasıtabii ki onların inovatif olmasını engelliyor. Benim oradayaşadığım dönemde, insanlar konuşurken görürımeyenbir perde baskısı altında olduklarını hissediyordunuz.

Dr. Yılmaz Argüden

Son zamanlarda bu konuda Çin 'de bir gelişme olduğunusöyleyebilirim ama bunun kültür haline gelmesi tabiibiraz zaman alacaktır.

Sorular ve Katkılar

Soru

Mustafa Bey, faaliyet gösterdiğiniz tüm sektörlerdefirmalarınız lider konumdalar. Ayrıca Ar-Ge veinovasyona büyük önem verdiğinizi de biliyoruz.Kayseri'de oluşturulan teknopark ve bilimpark da sizinbüyük katkılarınızla şu anda hayata geçmiş durumda.Firmalarınızın ve Kayseri'deki sanayicilerin, Microsoft'un

Page 187: Kongre Sponsorları - Anasayfa › sites › 1 › upload › files › 6_sanayi_kongresi...Kongre Sponsorları AKBANK Oturum Sponsorları ~ BORÇELiK e CEm OFSEr mat b_acılık sanayii

yolunu izleyerek daha küçük araştırmacılarla, teknoparkınsağladığı ortamı da kullanarak ortak projeler yürütmeleriyönündeki düşünceleriniz nelerdir?

Mustafa Boydak

Kayseri'de 60 şirketin faaliyet gösterdiği bir teknoparkasahibiz. Sanayi Odası olarak orada küçük bir hissemizvar esas ağırlık Erciyes Üniversitesi'nindir. Orada birmiktar kamu desteği almakla beraber kendi içimde birfon yarattık. Bir alanımız vardı ve çeşitli yap-işlet-devretyöntemlerini takip etmek suretiyle devlete fazla bir yükolmadan teknoparkı kurduk. Ancak şu anda teknoparklarlailgili bir yasal altyapı sorunu var. On yıllık muafiyetsüresi verilmişti ve bu sürenin yarısı geçti. Dolayısıylailave bir süreye ihtiyaç var. Buna ek olarak Gelir İdaresiBaşkanlığı'nın uygulamalarında zaman zaman değişiklikleroluyor. Orada faaliyet gösteren firmalarımızı arada birvergi denetimine tabi tutuyorlar ve bunun da düzelmesigerekiyor. Bununla beraber, aynen Tofaş örneğindenolduğu gibi büyük firmalarımız oralara daha fazlaehemmiyet göstereceklerdir. Kayseri'de de bizişadamlarımızı teşvik ettik. Özellikle yazılım sektöründeKayseri'de de küçük oyuncular var, bunların bir arayagelmesiyle bir modeloluşabilir. Ancak çok erkendenhülyalara dalmamamız gerekir. Haddimizi bilip küçüktenbüyüğe doğru gitmenin yollarını aramak lazım. Büyükörnekler güzel ama hayal kırıklığına da uğramamalıyız.Benim rehberim bu. Hep Çin, Hindistan ömek gösteriliyorama buralarda insanların büyük bölümü hala aç. Bizimülkemizin bu açıdan daha iyi konumda olması elbette kibizi teselli etmesin. Ülke olarak bizim ulusal bir duruşsergileyerek önceliğirnizi gösterişten uzak olarak çalışmayaverecek olursak, bu ülkeleri geçeceğimizi düşünüyorum.

Soru

Ali Bey, Türkiye'de yeni düzenlenmekte olan Ar-Geyasasıyla ilgili beklentileriniz nelerdir? Firmanızınmerkezinin bulunduğu İtalya'daki teşvikler nelerdir? Ar-Ge ve inovasyon için ortamın da çok önemli olduğundanbahsettiniz. Bu ortam sizce fabrikaların bulunduğu alanlarmıdır yoksa genel tüm sanayicilerin bulunduğu kümelenmealanları mı daha doğrudur?

Ali Pandır

Anladığım kadarıyla ana sanayi ve yan sanayi ilişkilerive bunun teknoparkta mı ya da hangi ortamda daha iyiolacağını soruyorsunuz. Aslında bu konuşmamdabahsettiğim Ar-Ge yasasıyla gündeme gelen, tartışılanbir konu çünkü bugüne kadarki teşvikler sadece fizikselolarak teknoparklar içinde yer alan şirketlere veriliyordu.Yeni tasarıda bu kısıt kaldırılıyor ve Tübitak ve bazıüniversiteler de bu teknoparklardan dışarıya doğru birkaçış olacağından endişe ediyorlar. Bence inovasyon için,ana sanayi ve yan sanayinin co-design sürecinin aynılokasyonda olması şart değil, yan bugün özellikle

bilgisayar sektöründe dünyanın çeşitli yerlerindeki yazılımgeliştiricileri sanalortamda sanal ekipler olarak bu işiyapabiliyorlar. Bugün otomotiv geliştirme sürecinin büyükbir kısmı da bilgisayar ortamında olduğu için, yan yanaoturmak şart değil ama diğer taraftan birlikte hareketetmenin de avantajları var. Eğer sorun uz özellikleteknoparkların geleceği açısındansa, en azından bizimTofaş olarak stratejimiz, yeni yasa tasarısı kanunlaşırsa,Platform A.Ş. adı altında ayrı bir şirket olan teknoparktakiAr-Ge şirketimiz aracılığıyla oraya ileriye dönük projelerve co-design projeleri vermek suretiyle orada başka birortam yaratmak, onun dışında bizim mevcut ürünlerimizinbakımı şeklindeki geliştirmeleriyse fabrikamız içindeüretime daha yakın olan bir Ar-Ge departmanına vermekgibi rol ayrımı yapıp her iki taraftan da maksimum faydayısağlamaktır.

Soru

Dündar Bey, ABD'de Microsoft ile çalışan bu küçükfirmalar daha çok risk sermayesi yöntemiyle mi işbirliğiyapıyor yani Microsoft ile ortak mı oluyor, yoksa özelbir yasa çerçevesinde, risk sermayesi dışında da ABDhükümeti tarafından kendilerine bir yol haritası gösterilmeksuretiyle beraber çalışmaları için bir ortam mıoluşturul uyor?

Prof. Dr. Dündar Kocaoğlu

Microsoft'un Genel Müdürü o zaman bu 120.000 fırmaylailişkileri için ortaklık terimini kullanmıştı. Ancak buortaklığın ayrıntılarını bilmiyorum. Amerikan hükümetinindesteği var mı diye sordunuz. Amerikan hükümetinin"küçük işletmeler" diye bir programı vardır ve Tübitak'akarşılık gelen bir organizasyon aracılığıyla parayı verir.Bu konuda büyük bir rekabet vardır. Küçük firmalarıninovasyona dönük atılımlarını desteklemek için, yaaraştırma, ya geliştirme ya da ürün konusunda bu şekildebir desteği vardır ama 4 küsur milyon nüfusu olan biryerde 120.000 firma olduğundan yola çıkarak Amerikaçapındaki adedi düşünürseniz, bütün hepsini desteklemekşeklinde bir uygulamak yoktur. Bunlar genellikle, büyükbir firmada çalışan bir kimsenin işinden ayrılıp bir ortaklakendi şirketini kurması şeklindedir. Önce kendikaynaklarını kullanırlar, sonra biraz iyi duruma geldilerse"Angel Investor" lardan para alırlar. Tabii bu yatırımcılarparayı vermek için firmayı analiz ederler. Biraz dahabüyürlerse "Girişim Sermayesi" fırmalarına giderler fakatbu rakamlara bakarak bu firmaların büyük olasılıklaMicrosoft'un desteklediği yazılım projelerinin yapıcılarıolan ufak firmalar olduklarını söyleyebilirim.Aslında Amerika Ticaret Bakanlığı'nın rakamlarına göre,kurulan firmalar içinden 5 yıl içinde başarılı olanlarınoranı %5 civarındadır. Bu, kişilerin risk almaya hazırlıklıolduğunu, atılım yapabildiklerini göstermektedir. ÖrneğinFacebook bundan 4 sene önce okulunu bırakarakHarvard'dan ayrılan 23 yaşındaki bir öğrenci tarafındankurulmuştur. Bu kadar yıl sonra bu firmanın değeri LOmilyar dolar olmuştur. Google da buna bir örnektir.

Page 188: Kongre Sponsorları - Anasayfa › sites › 1 › upload › files › 6_sanayi_kongresi...Kongre Sponsorları AKBANK Oturum Sponsorları ~ BORÇELiK e CEm OFSEr mat b_acılık sanayii

Bundan LO yıl önce oğlum gelip de 'ben Google diye birfirmada çalışacağım' deseydi, sen neden bahsediyorsunderdim. Yahoo da aynı şekilde. Ama bu firmalar şimdihükmünü sürdürüyor. Oradaki modeli tam bilmiyorumama sanıyorum başlangıç biçimleri bu.

Soru

Şirketimiz altmışın üzerinde ülkeye transformatör vemanyetik komponentleri imal ediyor. Biz çok inovatifçalışan 30 yıllık bir şirketiz. Şirketimizde altmıştan fazlamühendis çalışıyor ve iki profesör müşavirimiz var.Ürünlerimizi ilgili alanlarda faaliyet gösteren Batıfirmaları, Japonlar, Koreliler alıyor. Bu firmalar birkaçyıldan beri şirketimizi Çin 'de üretim yapmaya, buradakiüretirnimizi oraya taşımaya davet ediyorlar, çünküonlarında da Çin'de çok büyük üretim yerleri var. İkiyıldır Çin'deki bu durumu analiz ediyorum. Bütün Batılılarbana çok dikkatli olmam konusunda uyarıda bulunuyorve bu uyarı tabii büyük bir korku yaratıyor. çoğu bizimyaptığımız inovatif şeylerin üç hafta gibi bir süre içindekopyalanacağını söylüyor. Dolayısıyla iki yıldan beri bizde Çin'de üretim yapmayı geri çekiyoruz. Bundan nasılkurtulabiliriz? Bir de Çin'de kopyacılığın had safhadaolduğunu söyleniyor. Özellikle Çin 'de yatırım yapmakisteyen bizim gibi KOBİ'ler var. Şangay'da çok iyi birGaranti Bankası müşavirimiz var, ona 5-6 yıldır Çin'deyatırım yapan Tofaş gibi, Koç gibi büyük şirketlerharicinde kaç firma olduğunu sordum. Şimdiye kadarsentetik çuval yapan bir tek firma olduğunu, onun dışındakimsenin üretim yapamadığını, herkesin ticaret yaptığını,bunların çoğunun da ithalat yaptığını söyledi. Bununçözümü olarak bize ne tavsiye edersiniz?

Dr. Yılmaz Argüden

Böyle bir konuda ayak üstü tavsiye veremem ama Çin 'deentelektüel sermayenin korurunası önemli bir konu ancakhükümet olarak da bu konuya artık eğilmeye başladılar.Birkaç sene içerisinde bu konuda önemli gelişmelerkaydedeceklerini düşünüyorum. Ama buna dikkat edilmesigerektiği hususundaki uyarılara dikkat etmenizde faydavar.

Soru

İnovasyon ve Ar-Ge'de başarılı olursak, bunun sonuçlarıbiz tüketicilere yansıyacak mı yoksa sadece firmalarınkarlarını mı artıracak. Bir örnek vermek istiyorum, Çin'inekonomi yönetimine Türk vatandaşı olarak teşekkürborçlu olduğumu düşünüyorum; şu kolumdaki saati toptanithalat yapan firmadan iki sene önce 2 dolara satın aldım,aynı saatler Türkiye'de işportada 4 dolara satılıyor. Benarkadaşlarıma bu saatin normal satış fiyatı ne kadardıracaba siye sordum, i00 ila 200 dolar arasında tahminleryürütüldü. Burada anlaşılıyor ki, Çin'in aslını kopyaederek geliştirdiği bir saat endüstrisi var ve İsviçre'yiyıkacak. Acaba otomotiv sektörü için de aynı tehlike var

mı? Bütün gelişmeler sonunda, tüketicinin korunması,tüketicinin bu işten pozitif yönde nemalanması mümkünmüdür? Bu saatlerin 20 tanesi bir kilogram geliyor, ozaman paslanmaz çeliğin kilosu 2 dolardı ve ortalamamalzeme girdisini alırsak aşağı yukarı ana malzemefiyatını ona katlayarak satmış oluyor bir saati, yine dekar edilebilir mi? Aynı yaklaşımı otomotiv sektörü içinde düşünürsek burada bir tehlike var gibi geliyor bana.

Dr. Yılmaz Argüden

Kopyacılığı nasıl algıladığımıza bakmak gerekir. Çoksaygı duyduğum iki işadamlarından Vehbi Bey, 'en pahalıdeneyim kendi edindiğin deneyimdir, dolayısıylabaşkasından öğrenin,' derdi. Jack Welch de 'ne kadarkonuyu başkalarından öğrenebilirseniz, o kadar çoköğrenin,' derdi. Tabii bu demek değildir ki haklankorunmuş bir takım tasarımları çalalım, buna müsaadeedelim. Ama insanoğlu zaten bakarak, başkalarınınyaptıklarını işleyerek öğreniyor, dolayısıyla kopyacılığınlimitine dikkat etmek gerekir. Hepimiz birbirimizden birşeyler öğreniyoruz. Bir danışman olarak ben de, herverdiğim danışmanlıkta bir şeyler öğreniyorum. Saatkonusunda, herkesin 150 dolar olduğunu düşündüğü birsaate 2 dolar ödediyseniz, burada sizin için 148 dolarlıkkatma değer yaratılmış demektir. Arada i dolar maliyetlei dolar da firma kar ediyorsa, ne mutlu firmaya da.

Mustafa Boydak

Bugünkü toplantı konulanmızdan biri de ulusal rekabetstratejisi ve biz ne kadar rekabetçi olursak hayatta kalmaşansımız da o kadar artıyor. Aslında siz de bunu ortayakoyuyorsunuz. Zaten rekabetçi olamazsak, inovasyonçalışmalarıyla maliyetlerimizi ucuzlatıp tüketiciyekendimizi kabul ettiremezsek zaten yaşama şansımız yok.Türkiye yıllarca fahiş fiyatlara buzdolabı, televizyonkullandı. Oysa bugün benim bir işçim bir aylık ücretiyledört adet televizyon alabiliyor. Eskiden bir televizyonualtı aylık maaşıyla alabiliyordu. Rekabetçiliğimiziartırdığımızda elde ettiğimiz artı, sadece firmaya karolarak gelmez adil bir şekilde bölüşülür aksi haldetüketiciye kendimizi kabul ettiremeyiz. Eski filmlerdestadyum reklamlarında gördüğümüz nice marka artıkyok, bu nedenle firmalarımızın çok dikkat etmesi gerek.Tabii tüketicimiz de bu noktada yarar sağlayacak inşallah.

Ali Pandır

Otomotiv sanayisindeki kopyacılıkta Çin 'de bugüne kadargörülmemiş düzeye geldi bu olay. Bir Japon profesörüntanımıyla, bugüne kadar yapılmamış bir endüstriyelcasusluk teşkilatı var gibi. Bir takım modeller artık okadar birebir kopya edildi ki, birinin kapısını alıp başkabir arabaya taktığınızda, aralığı dahi sanki aynı kalıptançıkmış gibi kopya ediliyor. Bu hem etik olarak hem dekanuni olarak doğru bir şey değiL. Diğer taraftan, rekabettabii ki çok önemli. Geçen hafta Türkiye'nin AB'ye

Page 189: Kongre Sponsorları - Anasayfa › sites › 1 › upload › files › 6_sanayi_kongresi...Kongre Sponsorları AKBANK Oturum Sponsorları ~ BORÇELiK e CEm OFSEr mat b_acılık sanayii

girişiyle ilgili düzenlenen bir panelde hem İtalyan firmasıolduğumuz hem de Türk olduğum için AB 'ye girmesürecindeki görüşümü sordular. Ben, sonunda girelim yada girmeyelim bu süreç bizi çok rekabetçi yaptı ve çokşey öğretti diye düşünüyorum.

Bundan 10 yıl önce Gümrük Birliği'ne girdiğimizde,Türkiye batar, kimse ayakta kalamaz diye çok kıyametkoptu, oysa hiçbir şeyolmadı ve otomotiv sanayii olarakayakta kaldık hatta ihracat yapar ve kalitemizle ihracattada rekabet eder hale geldik. Geçtiğimiz sene ve bu senebaşında otomotiv sanayiinde Block Exemption Regulationdenilen bir düzenlemeyle otomotivin perakendeciliği ABnormlarına uyduruldu. Bu düzenleme, rekabetin önününaçılması için arabaların sadece özel/ayrıcalıklı bayilerdedeğil her yerde satılabilmesini öngörüyor. Orada bayilikteşkilatımız çok endişe etti. Bu sene izliyorum vebayilerimizin belki daha zor para kazandıklarını ama birşekilde işlerini iyi yönetip ayakta kalmayı ve otomotivinçevresindeki işlerden para kazanmayı öğreniyorlar, busayede rekabetçi olmayı öğreniyorlar. Tüm bunlardandolayı, bizi AB 'ye alsalar da almasalar da bizimrekabetçiliğimiz gelişiyor ve aslında bizi almamalarıhalinde kendi rekabetçiliklerini sınırlıyorlar diyedüşünüyorum.

Prof. Dr. Dündar Kocaoğlu

Çok güzel bir soru sordunuz. Intel firmasının kurucusuder ki: Bugünün dünyasında hayatta kalanlar ancakparanoyaklardır, başkalarına hayat yoktur. Intel'inkültürünü bu şekilde yarattılar. 'Rahat olmamanız lazım,'dediler. Sizin söylediğiniz, gümrük duvarları gibi yapaykorumalar içindeki firmaların tüketiciye saygıduymamalarının sonucudur. O firmaların teknolojisikötüdür, kopyadır, vs., Hanover'daki bir şeyin benzeriniyapmışlardır çünkü orijinali buraya gelememiştir ve buteknoloji sahiplerinin kar oranları üç mislidir. Ancakbunlar geçicidir çünkü bir yerdeki piyasa yeteri kadarzenginleşirse, o şekilde girmesine müsaade edilmeyenfirmalar kendi teknolojilerini o piyasaya sokacaklardırve bu dünyanı her tarafında olmaktadır. Piyasanın biraziyileşme si halinde - kopya edenlerin niyeti de budur -,teknoloji getiren firma bunu fiyatlarını düşürmek içinyapacaktır, bu durumda da o söylediğiniz firmalaryaşayamaz. Dolayısıyla bu geçici bir şeydir.

Mustafa Boydak

İstikbal ve Bellona markası bizim temsil ettiğimiz grubunparçasıdır. Orada da ürünler üç dört yıldır aynı fiyatlarasatılıyor. Şartlar zorlandıkça, rekabet arttıkça firmalardaha iyisini yapıyor ve kendilerine bir yol çiziyor.

Soru

Ali Bey, Türkiye'de tek tek firmaların Ar-Ge'lerini veinovasyonlarını geliştirmeleri tabii ki desteklenmelidir.Ancak gerek üniversitelerde gerekse şirketlerde bazen

eşgüdümsüzlükten ve iletişim eksikliğinden ötürü aynıalanlarda araştırma yapılıyor. Bunlar da bazen aynı işlerinikikere yapılmasınaneden oluyor ve bir yerde kaynak israfıoluyor. Acaba makro düzeyde bir strateji belirlense, bireşgüdüm oluşturulsa daha iyi olmaz mı?

Ali Pandır

Size hak veriyorum. Böyle ülkesel bir araştırma envanteriya da veritabanı yok. Bizim işbirliği yaptığımız İTÜ,Uludağ Üniversitesi ve ODTÜ'de ortak yürüttüğümüzaltmışa yakın araştırma projesi var ama onun dışında hangiüniversitede hangi doktora çalışması yapılıyor, yurdunneresinde ne geliştiriliyor bilemiyoruz. Dolayısıyla belkiböyle bir duplikasyon olabilir ama bunun otomotiv sanayiiiçin geçerliolduğunudüşünmüyorum, çünkükonsantrasyonzaten otomotiv mühendisliğinde. Bu alan sadece bir ikiüniversitede ve Uludağ Üniversitesi teknoparkıylaGebze'deki teknoparkta projeler olduğu için, otomotivprojelerinebüyük bir konsantrasyonvar ama onun dışındakisektörlerde dediğiniz belki oluyordur dolayısıylakoordinasyonda fayda olabilir.

Soru

Ali Bey, yanılmıyorsam 1980'li yıllarda yerli markanınoluşamayışının nedeninin standartların düşüklüğüolduğunu söylediniz. Acaba yatırımcının tercihinin içpazar olması ya da hükümetlerin buna yeteri kadar destekvermeyişinin katkısı da oldu mu? Üreticilerin o zamansadece iç pazarı tercih etmelerinin bir sebebi de bu muduryoksa hükümetler de yine benzeri şekilde destek vermediğiiçin mi yerli markalar oluşamamış, standartlartutturulamamıştır?

Ali Pandır

Yerli marka konusunda çok sorulan bir soru bu, sabahkatıldığım konferansta da aynı soru soruldu. Ulusalotomotiv sanayii ya da ulusal bir marka yaratmayı birçokülke denedi. Tarihselolarak otomotivin yaratıldığı ülkelerve sonradan katılanlar var. Sonradan katılanların bir kısmı,o ülkelerden aldıkları teknolojiyle elindekini bir başkaşekle getirip kendi ülkesinde bir başka araç yaratıyor, birkısmı da Malezya gibi sıfırdan kendi ulusalotomotivsanayisirıikurmaya çalışıyor. Aslında bugün Ar-Ge olarakve üretim teknolojisi olarak bizim hiçbir eksiğimiz yok;bugün sıfırdan bir aracı tasarlayabiliyoruz, imalatteknolojimizde bugün dünyanın her yerine ihracatyapabilecek kalite seviyesindedir. Burada bütün olaytamamen ticaridir. Bir Türk markası yaratmak ve bunudünyanın her yerinde satmak, o teşkilatı kurmak, markayao yatırımı yapmak çok büyük paralar gerektiriyor. Onuniçin de bir Türk otomobili yaratıp da onu Türk ismiyledünya pazarlarına çıkarınanın fizibilitesini denk getirmekmümkün değil. Bunu yapan ülkeler de gümrük duvarlarıylakapalı olup bu kapalılık içinde o şartlarda gelişen ülkelerama duvarlar yıkıldığı anda durum değişiyor. %60-70pazar payına sahip olan Malezya'nın milli otomobili,

Page 190: Kongre Sponsorları - Anasayfa › sites › 1 › upload › files › 6_sanayi_kongresi...Kongre Sponsorları AKBANK Oturum Sponsorları ~ BORÇELiK e CEm OFSEr mat b_acılık sanayii

hükümet koruması kalktığı ve duvarlar indiği anda hızlaaşağı iniyor. Normalde açık pazarlarda hiçbir firmanın%ı5-ı8'den fazla pazar payı yoktur. ABD'de bile durumbu şekildedir, artık üç büyükler diye bir şey kalmadı veJapon rekabeti bütün Amerikalı firmaları bile geridenbıraktı. Dolayısıyla artık bir marka yaratmak oldukça güç.

Soru

Yılmaz Bey, dün akşam buradan çıktıkta sonra taksiyebindim. Trafikten dolayı ağır ağır giderken şoför, 'Bunereye kadar böyle gidecek? Yenilikçi olmak lazım.Önceden şehir merkezinden bir müşteri alıp Hadırnköy'egötürüyordum fakat adam yabancı olduğunda İngilizcebilmediğim için geri dönüp dönmeyeceğini soramıyordum.Şoförler için İngilizce diye bir kitap aldım, her gün bircümle ezberliyorum, müşteriyi Hadırnköy'e ya daÇerkezköy'e götürdüğüm zaman, 'Will you come back?What time?' diye soruyorum, gerektiği zaman geri getiripiki misli para kazanıyorum,' dedi. Biraz önce belirtildiğigibi inovasyonun Türklerin DNA'sında olduğu görüşüneben de katılıyorum. Biz de dahilolmak üzere bütün dünyainovasyonu konuşuyor, yani biz de biraz arkasındankoşmak1a birlikte sürüyle beraber gidiyoruz. Oysa bizimbir mor inek yaratıp, böyle bir toplantıda inovasyondainovasyonu tartışmamız gerekmiyor mu?

Dr. Yılmaz Argüden

Çok iyi olur.

Page 191: Kongre Sponsorları - Anasayfa › sites › 1 › upload › files › 6_sanayi_kongresi...Kongre Sponsorları AKBANK Oturum Sponsorları ~ BORÇELiK e CEm OFSEr mat b_acılık sanayii

KAPANıŞ KONUŞMASı

Page 192: Kongre Sponsorları - Anasayfa › sites › 1 › upload › files › 6_sanayi_kongresi...Kongre Sponsorları AKBANK Oturum Sponsorları ~ BORÇELiK e CEm OFSEr mat b_acılık sanayii

c. Tanıl Küçükİstanbul Saııayi Odası Yönetim Kurulu Başkanı

"Sürdürülebilir Rekabet Gücü: Endüstriyel Teknoloji veİrıovasyon" başlıklı altıncı Sanayi Kongremizin sonunagelmiş bulunuyoruz.

Birlikte geçirdiğimiz bu iki günde, bizce, ortak birbilgilenme ve öğrenme deneyimi yaşadık. İki günde,farklı başlıklardaki dokuz ayrı oturumda bir araya geldik.Bu oturumlardaki, birbirinden değerli 48 konuşmacımız,bilgilerini bizlerle paylaştılar, ortaya koyduklan görüşlerle,bakış açımızı zenginleştirdiler, ufkumuzu genişlettiler.Siz değerli katılımcılarımız ve konuklarımız ise,varlığınızla, ilginizle, sorularınızla, Kongremize anlamkattınız, bizlere destek oldunuz, cesaretlendirdiniz. Tümkonuşmacılarımıza, oturum başkanlarımıza,katılımcılarımıza, konuklarımıza ve Kongremiziniçeriğinin geniş kitlelere ulaşmasına imkan tanıyankıymetli basın mensuplarımıza, ilgi ve katkıları için çokteşekkür ediyoruz.

Şimdi, her yıl yaptığımız gibi, oturumlanmızda ortayakonan görüş ve düşüncelerden hareketle, birliktegeçirdiğimiz bu iki güne ilişkin bazı not ve izlenimlerisizlerle paylaşmak istiyorum. Öncelikle, kelime olarakinovasyon ile başlayacak olursak, ki çeşitlioturumlarımızda konuşmacılanmız bunu dile getirdiler.İnovasyon, Türkçe'de yenilik - yenilikçilik olarak kabulgörüyor. Ancak, konuşmacılanrnızın ortak görüşü, yenilikve yenilikçiliğin inovasyonu tam olarak karşılamadığıyönünde idi. Zira, bir yeniliğin, bir buluşun inovasyonolabilmesi için mutlaka ticari değere dönüşmesi gerekiyor.Ticari değer yaratan bir yenilik, bir buluş inovasyonsayılabiliyor. Bu durumda, Türkçemize haksızlık yapmakpahasına olsa da, içerik zenginliği ve ifade gücü açısından,inovasyon kelimesini tercih etmek daha doğru gibigörünüyor.

Diğer taraftan, inovasyon, mutlaka teknolojik yenilikanlamına gelmiyor. Ürün, üretim süreci, pazarlama veorganizasyon oLmak üzere, her aşamada, ilave ticari değeryaratan, yeni fikir, yeni bakış açısı, inovasyon kapsamınagiriyor.

Kongremiz kapsamında, konuşmacılanmız, yaptıklarısunumlarla inovasyon kapasitesini geliştirmenin nelerebağlı olduğunu, bunlan geliştirmek için neler yapılmasıgerektiğini ve ülkemizin bulunduğu noktayı daha net birşekilde görmemize imkan tanıdılar. Gördük ki, Türkiye,inovasyona geçiş aşamasında. Önümüzdeki mesele, geçişibaşarabilrnek, bu geçişi gerçekleştirebilmektir. Artılarımızabakacak olursak, öncelikle, inevasyon konusu, imalatsanayimizin gündemine girmiş durumda. Halihazırdaciddi bir zemin, bir farkındalık oluşmuş durumda. Ümitverici gelişmeler, nispi başanlar var. Ama önemli sorunlarve eksikler de var.

Şimdiye kadar bu yönde özel bir politika olmadığı halde,kendi sezgileriyle, çabalarıyla inovasyonu keşfetmiş veuygulamış işletmelerimiz, sanayimiz adına, çok kıymetlibir veri seti oluşturuyor.

Kongremizde de gündeme gelen farklı ülke öyküleri,dünyadaki diğer deneyimlerden faydalanmamızı mümkünkılıyor. Görüyoruz ki, bu noktada, karar alıcıların, mevcutbirikim ve deneyimleri en iyi şekilde değerlendirerek;kapsamlı, hedef odaklı, dönüştürücü politikalar oluşturup,uygulayarak; inovasyon yoluna girmiş Türk sanayinin,Türkiye ekonomisinin inovasyona geçişini sağlamalarıgerekiyor. Süreç iyi yönetildiği takdirde, bunu başarmamakiçin hiç bir neden yok.

Bulunduğumuz noktadaki artılarımıza, eksilerimizebakarak gitmeye devam edecek olursak; Türkiye,inovasyonun temeli diyebileceğimiz Ar-Ge konusundason dönemde önemli bir sıçrama yapmış görünüyor. Tektek rakam olarak baktığımızda, elde edilen ilerleme elbettehala yetersiz, ancak, eğilim itibariyle küçümsenmeyecekbir iyileşme mevcut. 1994-2005 arasında Türkiye dünyada,Ar-Ge harcamalarını en çok artıran ilk beş ülke arasınagirmiş bulunuyor. Uluslararası bilimsel endeksteyayımlanan makale sayımızda ciddi bir artış var.Ülkemizdeki patent başvuruları giderek artıyor. Bunlarelbette çok önemli ve sevindirici gelişmeler.Bu sevindirici gelişmelerin yanında, Ar-Geharcamalanrnızın büyük bölümü kamu kaynaklı. Maalesef,özel sektörümüzün Ar-Ge harcamaları olması gerekendüzeyin hala epeyce altında. Diğer taraftan, uluslararasıkarşılaştırmalar, temel eğitim ve yüksek eğitimde çevreülkelerin oldukça gerisinde kaldığımızı, hatta neredeyseen gerilerde olduğumuzu gösteriyor.

İnovasyon ve Ar-Ge'nin özünün insan, özellikle deeğitilmiş insan olduğunu düşünürsek, temel eğitim veyüksek eğitimdeki gerilik, en sorunlu ve hemen müdahaleedilmesi gereken alanlardan biri olarak karşımıza çıkıyor.Makale sayımız artıyor ancak, makalelerin patentedönüşme oranında maalesef yine sonlarda yer alıyoruz.Kanaatimizce, bu başarısızlığın nedeni, sanayimizleüniversitelerimizin gündeminin birbirinden kopukolmasıdır. Üniversitelerimizle yaptığımız ortakçalışmalarda bu durumu gözlemliyorduk. Aynı konuKongremizde de önemle dile getirildi. İnovasyonda başaniçin, bu kopuk1uğun giderilmesi çok önemli. Bu iki kesimbuluşmalı, üniversitelerimiz ve sanayimiz birbirininihtiyaçlarından haberdar olabilmelidir.

Kongremiz kapsamında zevkle, ümitle dinlediğirniz başanöyküleri, zaten bildiğimiz ve dile getirdiğimiz bir konuyu,çarpıcı bir şekilde bir kez daha önümüze getirmiştir.İnovasyonun önündeki en büyük engellerden biri sermayeeksikliğidir. Ticari değere dönüşebilecek fikri olan

Page 193: Kongre Sponsorları - Anasayfa › sites › 1 › upload › files › 6_sanayi_kongresi...Kongre Sponsorları AKBANK Oturum Sponsorları ~ BORÇELiK e CEm OFSEr mat b_acılık sanayii

girişimcilerimiz para bularnamaktadır. Dolayısıyla,inovasyonu destekleyecek finansal mekanizmaları süratlegeliştirmek zorundayız. Bu anlamda son dönemde olumlugirişimler oldu. Risk sermayesi yönünde atılan adımlarvar. Ancak, önemli olan, bunların adım olarak kalmayıp,olgunlaşması, gerçek anlamda işlev kazanmasıdır.Sermaye desteği ile birlikte, fikri mülkiyet haklarınıngüvence altına alınması da büyük önem taşımaktadır.Yerel başarı öyküleri, üretim, finansman dışında, birbaşka noktaya, özgüven eksikliğine dikkatimizi çekmiştir.Girişimcilerimiz, bu ülkede farklı bir şeylerinyapılabileceğine inanan, insan ve kurum bulmakta nekadar zorlandıklarını anlattılar.

İşte, bizler bu duyguyu değiştirmeliyiz. Ülkemizin,insanımızın, özel sektörümüzün, dinamizmini,potansiyelini gözden kaçırmamalıyız.

Bugünkü konuk konuşmacımız Soumitra Dutta, buanlamda çok önemli bir noktaya işaret etti. Çin'in, fakirbir ülkenin neler başarabileceğini göstererek Hindistan'açok önemli bir örnek teşkil ettiğini söyledi. Unutmayalımki, küreselleşme, tüm ülkeler için tehditler yanında fırsatlarda getirmektedir.

Fırsatları iyi değerlendirdiği takdirde Türkiye de kendibaşarı öyküsünü yaratabilir.

Son olarak, kongremiz kapsamında gündeme gelen çokönemli bir noktaya daha değinmek istiyorum. Bu konudaha önceki kongrelerimizde de sıkça ifade edilmişti.İnovasyon kapasitemizi geliştirmek için hemşirketlerimizde, hem eğitim sistemimizde yaratıcıdüşüneeye uygun bir iklimi yaratmak zorundayız. Uyguniklim olmaksızın, yaratıcı düşünce ortaya çıkamaz,gelişemez.

Bırakın, çalışanlarınız icat çıkarsırı, eski köye yeni adetgetirsin. Evet, yaratıcı iklim çok önemli, ancak şunu dabiliyoruz ki, inovasyonda başarı, esas olarak, anlık dehaparlamalarından çok adanmışlık ve sürekli çalışma ileelde edilebiliyor. Dolayısıyla, inovasyonda başarı için,şirketlerimizde, yaratıcı iklim yanında, planlı, sistemlive sürekli çalışma alt yapısını da oluşturmak gerekiyor.

Sözlerimi bitirirken, kongremizdeki tüm sunumlara,Odamızın, web sayfasından ulaşabileceğinizi hatırlatmakistiyorum. Bu vesileyle, daha önceki kongrelerimizdeolduğu gibi, bu kongremizi takiben de, buradagerçekleştirilen tüm sunum ve konuşmaları bir kitaptatoplayacağımızı ayrıca ifade etmek istiyorum.Son olarak, tüm konuşmacılarımıza ve katılımcılarımızabir kez daha teşekkür ediyorum.

Ayrıca, Kongremizin gerçekleşmesine imkan tanıyanYürütme Kuruluna, Program Komitemize,Sponsorlanmıza, Kongremizin organizasyon ve özelliklehazırlık çalışmalarına büyük emek veren Odamızçalışanlarına sonsuz teşekkürler ediyoruz.

Gelecek Kongremizde buluşmak dileğiyle, YönetimKurulumuz adına sizleri bir kez daha saygıylaselamlıyorum.

Page 194: Kongre Sponsorları - Anasayfa › sites › 1 › upload › files › 6_sanayi_kongresi...Kongre Sponsorları AKBANK Oturum Sponsorları ~ BORÇELiK e CEm OFSEr mat b_acılık sanayii