16
Sağlık turizminden Ankara payını istiyor Ankara Ticaret Odası’nın düzenlediği “Ankara’da Sağlık Turizmi” panelinde bir araya gelen özel sektör ve kamu temsilcileri Ankara’nn sağlık turizminden nasıl pay alabileceğini tartıştı. 4 )) Hekimler yine en önde TTB ve ATO üyesi hekimler Ankara’da yaşanan patlamanın ardından organize bir şekilde acil duruma müdahale edip katliamın sonuçlarının daha da ağırlaşmaması için çaba sarf ettiler. 6 )) ATO Sağlık Bakanı’nın asılsız suçlamalarını kınadı Provokasyonla suçlanan ATO tarafından yapılan açıklamada “Bakan halkı yanıltmakta ve hekimlerin saygın meslek örgütü Türk Tabipleri Birliği ve ATO’nun itibarını azaltmayı amaçlamaktadır” denildi. 10 )) Ankaralılar katliam gibi kazalara kurban edilemez Ankara Dikimevinde EGO otobüsünün karıştığı katliam gibi kazanın ardından Ankara Tabip Odası (ATO) kazanın sorumlularını kamuoyuna hesap vermeye çağırdı. 11 )) İade Adresi: Ankara Tabip Odası Mithatpaşa Cad. No: 62/18 06420 Kızılay ANKARA P.P. 44 Yenişehir Ankara Acil servise aile hekimi aranıyor Ankara Eğitim ve Araştırma Hastanesi acil servisin yükünü aile hekimlerine taşıtmaya hazırlanıyor. Hastane hafta sonları acil serviste gönüllü nöbet tutacak aile hekimleri arıyor. 13 )) TTB, DİSK, KESK VE TMMOB’un çağrıcısı olduğu Emek, Barış, Demokrasi Mitingi barış karşıtları tarafından kana bulandı. Kitleleri sindirmek için yapılan bombalı saldırıya cevaben demokratik kitle örgütleri yaptıkları ortak basın açıklaması ve Türkiye genelindeki grevle “barışı savunmaktan vazgeçmeyeceğiz” mesajı verdiler. 2-3 )) Korkmuyoruz! Barışta ısrarcıyız hekimlerin gücü, hekimlerle güçlü Ekim 2015 Sayı: 72 Güncel Güncel Güncel Güncel Güncel Emek, Barış, Demokrasi Mitinginde yaşanan patlama Ankara Tabip Odası başta olmak üzere ilgili meslek örgütlerinin Etlik ve Bilkent’te kurulacak şehir hastaneleriyle ilgili itirazlarında ne denli haklı olduklarını acı bir şekilde gösterdi. 8-9 )) Acil durumda şehirden hastaneye nasıl ulaşırız? Ankara Katliamı ders olsun: Dünyadan hekimler katliamı lanetledi 9 ))

Korkmuyoruz! Barışta ısrarcıyız

  • Upload
    others

  • View
    0

  • Download
    0

Embed Size (px)

Citation preview

Page 1: Korkmuyoruz! Barışta ısrarcıyız

Sağlık turizmindenAnkara payınıistiyorAnkara Ticaret Odası’nındüzenlediği “Ankara’da SağlıkTurizmi” panelinde bir arayagelen özel sektör ve kamutemsilcileri Ankara’nn sağlıkturizminden nasıl payalabileceğini tartıştı. 4 ))

Hekimleryine en önde TTB ve ATO üyesihekimler Ankara’da yaşananpatlamanın ardındanorganize bir şekildeacil duruma müdahale edipkatliamın sonuçlarınındaha daağırlaşmamasıiçin çaba sarf ettiler. 6 ))

ATO Sağlık Bakanı’nınasılsız suçlamalarınıkınadı Provokasyonla suçlanan ATOtarafından yapılan açıklamada“Bakan halkı yanıltmakta vehekimlerin saygın meslekörgütü Türk Tabipleri Birliği veATO’nun itibarını azaltmayıamaçlamaktadır” denildi. 10 ))

Ankaralılarkatliam gibi kazalara kurbanedilemez Ankara Dikimevinde EGOotobüsünün karıştığı katliamgibi kazanın ardından AnkaraTabip Odası (ATO) kazanınsorumlularını kamuoyunahesap vermeye çağırdı. 11 ))

İad

e A

dre

si:

An

kara

Tab

ip O

dası

Mit

hat

paşa

Cad

. No:

62/

18

0642

0 K

ızıl

ay A

NK

AR

A

P.P.

44

Yen

işeh

ir A

nk

ara

Acil servise ailehekimi aranıyorAnkara Eğitim ve Araştırma Hastanesi acil servisin yükünü aile hekimlerine taşıtmaya hazırlanıyor. Hastane hafta sonları acil serviste gönüllü nöbet tutacak aile hekimleri arıyor. 13 ))

TTB, DİSK, KESK VETMMOB’un çağrıcısıolduğu Emek, Barış,Demokrasi Mitingibarış karşıtlarıtarafından kanabulandı. Kitlelerisindirmek içinyapılan bombalısaldırıya cevabendemokratik kitleörgütleri yaptıklarıortak basınaçıklaması veTürkiye genelindekigrevle “barışısavunmaktanvazgeçmeyeceğiz”mesajı verdiler. 2-3 ))

Korkmuyoruz! Barışta ısrarcıyız

hekimlerin gücü, hekimlerle güçlü Ekim 2015 Sayı: 72

GüncelGüncelGüncelGüncel Güncel

Emek, Barış, DemokrasiMitinginde yaşanan patlama

Ankara Tabip Odası baştaolmak üzere ilgili meslek

örgütlerinin Etlik veBilkent’te kurulacak şehir

hastaneleriyle ilgiliitirazlarında ne denli haklıolduklarını acı bir şekilde

gösterdi. 8-9 ))

Acil durumdaşehirden hastaneye nasılulaşırız?

Ankara Katliamı ders olsun:

Dünyadan hekimlerkatliamı lanetledi 9 ))

Page 2: Korkmuyoruz! Barışta ısrarcıyız

güncel

Hekim PostasıSahibi:Ankara Tabip Odası adınaDr. K. Çetin AtasoySorumlu Yazı İşleri Müdürü:Dr. K. Çetin Atasoy

Yayımlayan:Ankara Tabip Odası Yayının Türü:Yerel, süreliYayının Şekli:Aylık Türkçe Yıl: 2015, Sayı: 7212.000 adet basılmıştır.

Yayın İdare Merkezi:Ankara Tabip Odası Mithatpaşa Cad. No: 62/18 Kızılay ANKARA www.ato.org.trTel : (312) 418 87 00 Faks : (312) 418 77 94

Yayın Kurulu: Dr. Selçuk AtalayDr. Ebru Basa Dr. Onur Naci KarahancıDr. Gülriz Erişgen Dr. Burhanettin Kaya Dr. Serdar Koç Dr. Mine Önal

Editör:Sibel Durak

Haber Merkezi:Kansu YıldırımSibel Durak

Haber, yorum ve yazılarınızı [email protected] gönderebilirsiniz.Ankara Tabip Odası BasınYayın Komisyonu ürünüdür.Ayda bir yayınlanır.

ATO üyelerine ücretsiz gönderilir.

Baskı öncesi hazırlık: GEO Tanıtım ve Reklam HizmetleriTurgut Reis Caddesi 47/6 06570Maltepe /Ankara Tel :(0532) 664 08 98 Faks :(0312) 230 82 76 [email protected]

Basım yeri ve tarihi: İhlas Gazetecilik AŞ. TurgutÖzal Bulvarı Demirciler Sitesi 1.Cadde No:68Siteler Ankara TEL: 353 29 61 / 28 Ekim 2015

“Savaşa hayır! Barış hemenşimdi” demek için Ankara’yagelen kitlelerin sesi iki intiharbombacısının alçak saldırısıylasusturulmak istendi. Bayramhavasında geçmesi planlananmiting için Ankara Garındatoplanmaya başlayan barış sa-vunucularının halayı saat10.04’te meydana gelen iki pat-lama ile kesildi. Patlamada100’den fazla yurttaş hayatınıkaybederken, 400’den fazlayurttaş yaralandı.

Emek, Barış, Demokrasi Mi-tingi'ni kana bulayan katliamınardından TTB, DİSK, KESK veTMMOB yöneticileri TTB'de or-tak basın toplantısı düzenledi-ler. Ortak basın açıklamasınıokuyan TTB Merkez KonseyiBaşkanı Dr. Bayazıt İlhan “Sa-vaşa İnat Barış Hemen Şimdi!”demek için gelmiştik. Saray’ınsaltanatı uğruna aylardır kandökenlere “Dur!” demek içingelmiştik. Savaşa karşı barışı;baskı, şiddet ve zora karşı öz-gürlükleri ve demokrasiyi; yol-suzluğa, hırsızlığa ve sömürüyekarşı emeğin mücadelesini hepbirlikte yükseltmek için gel-miştik. Başvurusu Ankara Va-liliği tarafından uygun görül-müş, bütünüyle barışçıl bir mi-ting için gelmiştik. Türküleri-mizle, halaylarımızla, pankart-larımızla, sloganlarımızla vecoşkuyla miting alanına yürü-yüşümüz başlarken patlattılarbombaları. Türkiye’nin göbe-ğinde, Ankara Garında, binlercepolisin gözü önünde patlattılar.Üzgünüz, öfkeliyiz, yastayız veisyandayız!” dedi.

“Katilleri tanıyoruz”Bu katliamın faili meçhul

olmadığını belirten Dr. İlhansözlerini “Bombaları tanıyoruz.18 Mayıs’ta Adana ve Mer-sin’deki, 5 Haziran’da Diyar-bakır’daki, 20 Temmuz’da Su-ruç’taki patlamalardan tanıyo-

ruz; “aynı seriden” olduğunubiliyoruz. Katilleri tanıyoruz.Katiller; diktatörlük hevesleri7 Haziran seçimlerinde kur-saklarında kalanlardır. Katiller;400 vekil alamadıkları için ül-keyi iç savaşa sürükleyenlerdir.Katiller; yarattıkları terör vedehşetin korkusuyla 1 Kasımseçimlerinden galip çıkmayaçalışanlardır. Katiller; aylardırakreplerle, TOMA’larla, tank-larla, toplarla ülkeyi kan gölüneçevirenlerdir.” diye sürdürdü.

Korkmayacağız,yılmayacağız,unutmayacağız,affetmeyeceğiz

Korkutarak ve yıldırarak onüç yıllık zulüm ve hırsızlık dü-zeninin sürdürülmeye çalışıl-dığını belirten Dr. İlhan mi-tinglerini kana bulayanlara “Bü-tün vahşetinize, bütün şidde-tinize, bütün katliamlarınızarağmen eşit, özgür, demokratikbir ülkede bir arada yaşamı vebarışı savunmaktan vazgeçme-yeceğiz! Korkmayacağız, yıl-mayacağız, unutmayacağız, af-fetmeyeceğiz” diye seslendi.Basın toplantısında, faşist kat-

liamı protesto etmek için 11Ekim’den itibaren üç günlükyas ve 12-13 Ekim tarihlerindetüm Türkiye'de grev ilan edil-di.

Üzgünüz,öfkeliyiz,yastayız veisyandayız!

10 Ekim Barış, Emek ve De-mokrasi Mitingi’ni kana bula-yan vahşi saldırı sonrası alınanüç günlük yas ve g(ö)rev kara-rının ardından hayatını kay-beden yurttaşları anmak içinyurt çapında anma etkinlikleridüzenlendi. Patlamaların ya-şandığı saat 10:04’te tüm has-tane, tıp merkezleri, aile sağlığıve toplum sağlığı merkezleriile sosyal hizmet kurumlarınınönünde anma etkinlikleri ger-çekleştirildi.

Bütün vahşetinizerağmen barış içindeyaşamanınmücadelesinisürdüreceğiz

Anma için TTB Merkez Kon-seyi Başkanı Dr. Bayazıt İlhan,ATO Başkanı Dr. Çetin Atasoy,SES Eş Genel Başkanı İbrahim

Kara ve çok sayıda sağlık emek-çisi 12 Ekim’de İbni Sina Has-tanesi bahçesinde bir araya gel-diler. Hayatını kaybeden yurt-taşlar için yapılan saygı duru-şunun ardından Dr. Çetin Ata-soy tarafından basın açıklamasıokundu. “Barışçıl bir mitingdeyüzü aşkın canımız gitti” diyenDr. Atasoy “Ey bombacılar! Kol-tuk hırsından gözü dönmüşler!Size sesleniyoruz: Bütün vah-şetinize karşın biz eşit, özgür,laik, demokratik bir ülkede, birarada, barış içinde, emeğimizinkarşılığını alarak yaşamanınmücadelesini sürdürmeye ka-rarlıyız” diye konuştu.

Kırmızıkaranfillerbırakıldı

Basın açıklamasının ardın-dan Dr. Çetin Atasoy, Dr. Ba-yazıt İlhan ve sağlık emekçile-rinden oluşan bir heyet İbniSina Hastanesi’nde yatan ya-ralıları ziyaret ederek durum-ları hakkında bilgi aldı ve geç-miş olsun dileklerini iletti. İbniSina Hastanesi bahçesinde saat12:00’de tekrar bir araya gelenTTB, TMMOB, ATO üyeleri veyurttaşlar buradan patlamanınyaşandığı tren garına doğruyürüyüşe geçtiler. Islıklarla, al-kışlarla “Savaşa inat barış he-men şimdi” sloganlarıyla barışaatılan bombaları lanetleyenyüzlerce kişi patlamanın ya-şandığı yere kırmızı karanfillerbıraktı.

10 Ekim Ankara’sınıunutturmayacağız

Tren Garı önünde ortak ba-sın açıklamasını okuyan Dr.Çetin Atasoy “Kimsenin enufak kuşkusu olmasın ki, buülkenin demokrasi güçleri 10Ekim Ankara’sını unutmaya-caklar, unutturmayacaklar.Emekten gelen gücümüzü kul-lanarak, cesur ve yılmaz ör-gütlülüğümüze dayanarak de-mokrasi taleplerimizi haykır-maya, akan kanın hesabını sor-maya, yaşamı savunmaya, si-lahların susması için mücadeleetmeye devam edeceğiz” dedi.

Korkmuyoruz! Barışta ısrarcıyız

Hekim Postası

TTB, DİSK, KESK VE TMMOB’un çağrıcısı olduğu Emek, Barış, Demokrasi Mitingi barış karşıtları tarafından kana bulandı.Kitleleri sindirmek için yapılan bombalı saldırıya cevaben demokratik kitle örgütleri yaptıkları ortak basın açıklaması veTürkiye genelindeki grevle “barışı savunmaktan vazgeçmeyeceğiz” mesajı verdiler.

Page 3: Korkmuyoruz! Barışta ısrarcıyız

Dr. Çetin AtasoyATO Yönetim Kurulu Başkanı[email protected]

Kim korkar hainbombadan?

ato’dangüncel

10 Ekim 2015, saat 10.04. Ankara, Tren Garı önü.Emek, Barış, Demokrasi Mitingi.İki bomba, yüze yakın ölü,

dörtyüz civarında yaralı…Lime lime olmuş, kimliklerini

bekleyen yitik bedenler; yanmışsuratlar; kopmuş bacaklar…

Geride kalanlar, analar-babalar,eşler-çocuklar, kardeşler-arkadaşlar…

Acılar, gözyaşları, öfkeye evrilenyaslar…

…Ey, düğünümüzü cenazeye,

barışımızı savaşa çevirenler,özgürlüklerimizi kelepçeleyenler,emeğimizin düşmanları…

Korkar mıyız, siner miyiz, susarmıyız? Unutur muyuz, sanırsınız?

Parçalayabilir mi bombalarınızkardeşliğimizi? Eşit/özgür yurttaşbirlikteliğimizi?

Yanıldınız. Bakın yinesokaklarda, meydanlardayız.Duymuyor musunuz sesimizi dörtbir yanından yurdun, “Emek” diyorGündoğdu’dan İzmirliler,

“Demokrasi” diyorKadıköy’den, Taksim’denİstanbullular, “Barış”diyor Kızılay’dan,Sıhhıye’den Ankaralılar…Kaçıncısındaanlayacaksınız “Birgideriz, bin geliriz”sözümüzün kerametini?

Savaş siyasetindenmedet umanlar,

bombalarla, mayınlarla,kurşunlarla beslenenler…

Boşunadır çırpınışlarınız.Mayınlarınız tohum,

bombalarınız gübre,kurşunlarınızvitamin olacakülkemizin barışçıl,özgür, eşitlikçi,aydınlık yarınlarına.

Kaybedeceksiniz…

Basın açıklamasının ar-dından Numune Hastane-si’ne doğru yürüyüşe geçengrup bomba ihbarı nede-niyle emniyet güçleri tara-fından durduruldu. Sıhhiyeköprüsünün altındaki şüp-heli paketin fünye ile pat-latılmasının ardından kitletekrar Numune Hastanesinedoğru yürüyüşe geçti ve ey-lem hastane önünde sonaerdi.

Numune Hastanesiçalışanlarınadestek ziyareti

Eylemin ardından TTBMerkez Konseyi Başkanı Dr.

Bayazıt İlhan, Merkez Kon-seyi Üyesi Dr. Filiz Ünal,ATO Genel Sekreteri Dr.Ebru Basa, Yönetim KuruluÜyesi Dr. Asuman Doğan veATO Üyesi Dr. Serdar KoçNumune Hastanesi acil ser-visinde görev yapan ve kat-liamın yaralarını sarmakiçin olağanüstü bir özveriyleçalışan sağlık çalışanlarınadestek ziyaretinde bulun-dular. Acil servis ziyaretinintamamlanmasının ardındanBaşhekim Prof.Dr.NurullahZengin'i makamında ziyaretederek hastaların güncel du-rumu hakkında bilgi alanheyet; Başhekimin şahsında

Numune Hastanesi yöneti-mine kriz yönetimi ve bilgipaylaşımı konusunda gös-terdiği hassasiyet nedeniyleteşekkürlerini ilettiler. Heyetpatlamada kız kardeşiylebirlikte yaralanan İstanbulTabip Odası Üyesi Dr. GönülKarataş'ı da klinikte ziyaretederek geçmiş olsun dilek-lerini iletti.

Yitirdiğimizcanlar anıldı

Barış Mitingine yapılankanlı saldırının ardından yi-tirilen canlar için anmalar13 Ekim’de de devam etti.TTB, DİSK, KESK veTMMOB’nin çağrısıyla yüz-lerce kişi Sakarya Meyda-nında toplandı. Eyleme, ATOYönetim Kurulu Üyeleri Dr.Mine Önal, Dr. Asuman Do-ğan, Dr. Rıza Özbek ve Dr.Onur Naci Karahancı katıldı.

Kurtuluş yoktek başına

Ellerinde yitirilen yurt-taşların fotoğraflarının ol-duğu dövizleri ve adlarınınyazılı olduğu balonları ta-şıyan yüzlerce kişi oturmaeylemine başladı. Sık sık“Savaşa inat barış hemenşimdi”, “Kurtuluş yok tekbaşına ya hep beraber yahiçbirimiz” sloganları atanacılı kalabalık tek tek isim-leri okunan kayıplar için“Aramızda” diye haykırdı.Alçak saldırıda yaşamını yi-tiren yüzlerce kişinin isim-lerinin yazılı olduğu balon-ların gökyüzüne bırakma-sıyla duygu dolu anlar ya-şandı.

10 Ekim günüSağlık Bakanınıgörmedik

ATO Yönetim KuruluÜyesi Dr. Asuman Doğanburada yaptığı konuşmada“10 Ekim günü çok büyük

bir katliam yaşadık fakatSağlık Bakanı’nı göremedik.Cizre’de 35 günlük bebek,80 yaşında insanlar ölürkende görememiştik” diyerekSağlık Bakanı’nı eleştirdi.Bakanın 10 Ekim günüTTB’nin telefonlarına çık-madığını belirten Dr. Doğan“Böyle olağanüstü günleriyaşarken işbirliği yapma-dıkları gibi hastanelerdenbilgi almamızı da engelle-diler” diye konuştu. SağlıkBakanı’nı istifaya çağıranDr. Doğan 10 Ekim günübüyük özveriyle çalışan sağ-lık emekçilerine de teşekküretti.

Yaralılarımızı biran evvel aramızdagörmek istiyoruz

ATO Yönetim KuruluÜyesi Dr. Mine Önal da, ya-ralı ve kayıp bilgilerini gün-cel tutabilmek adına hergün takip ettiklerini ve ede-ceklerini belirtti. ATO’nunbu bilgileri web sitesindepaylaştığını belirterek 118kişinin has-tanelerde te-davi altındaolduğunu,elliye yakınkişinin iseyoğun ba-kımda bu-lunduğunuifade edenDr. Önal“Yaralıları-mızı da bir anönce aramızda gör-mek istiyoruz” diyekonuştu. Faşizmekarşı birlik mesajıveren kitle-nin bir saatsüren otur-ma eyle-minin ar-d ı n d a nanma et-k i n l i ğ isona erdi.

Page 4: Korkmuyoruz! Barışta ısrarcıyız

güncel

Panelde konuşan Ankara Ticaret OdasıYönetim Kurulu Başkanı Salih Bezci, An-kara’nın uluslararası hastaların tedavi ama-cıyla geldikleri iller arasında İstanbul veAntalya’nın ardından üçüncü sırada yeraldığını belirterek, Bilkent ve Etlik’te yapımıdevam eden hastane komplekslerinin ta-mamlanmasının ardından ilk sıraya yük-seleceğini söyledi. Bezci, dünyada sağlıkturizminin son 10 yılda hızlı bir gelişmegösterdiğini, Hindistan’dan Kosta Rika’ya,Malezya’dan Küba’ya kadar pek çok ülkeninsağlık turizmiyle ilgilendiğini aktardı. Sağ-lıkta Dönüşüm Programı ile bölgesinde ca-zibe merkezi haline gelen Türkiye’nin sağlıkturizminde de adından söz ettirmeye baş-ladığını vurgulayan Bezci, “Türkiye coğrafikonumu, doğal kaynakları, Avrupa stan-dartlarıyla yarışabilecek düzeyde büyükve donanımlı hastaneleri, yetişmiş doktorlarıve diğer sağlık personeli açısından sağlıkturizminde lider olabilecek bir ülkedir”dedi.

Hastalar hekimlere güveniyorAKP Hükümetinin hedef göstermesine

karşın hastalar tarafından Türkiye’deki he-kimlere duyulan güven katılımcılar tara-fından panelde sıklıkla yinelendi. Ankara’nınsağlık turizminde avantajlı bir şehir oldu-ğuna dikkati çeken Bezci, 16 bini hekimolmak üzere 34 bin sağlık personeli bulun-duğunu kaydederek, “Ankara hekim kalitesive bilimsel gücü ile lider konumda” diyekonuştu. Termal kaynakların varlığının bü-yük önem taşıdığını belirten Bezci Ayaş,

Beypazarı, Çamlıdere, Çubuk, Güdül, Hay-mana, Kazan, Kızılcahamam ve Polatlı’nıntermal suları ile Ankara’yı marka şehiryolculuğuna taşıyacağını söyledi. Bezci, ha-len Ankara sınırlarında bulunan 56 termalotelde 3 bin 600 yatak kapasitesinin mevcutolduğunu, bu kapasitenin değerlendirilmeyibeklediğini kaydetti. Bezci, “Savunma vemedikal sanayide adından söz ettiren An-kara’nın kongre ve sağlık turizminde deparlak bir geleceği vardır” dedi. Türkiye’ninsağlık alanında 2023 yılında 2 milyon ya-bancı hasta ve 20 milyar dolar döviz girdisihedeflediğini hatırlatan Bezci, “Bizler AnkaraTicaret Odası olarak elimizi taşın altınakoyuyoruz. Ankara'yı sağlık turizmindemarka haline getirmek istiyoruz” dedi.

Hangi illerin destekleneceğiyıl sonunda belli olacak

Sağlık Bakanlığı Müsteşarı Eyüp Gümüşde konuşmasında, Sağlık Turizmi Koordi-nasyon Kurulu oluşturduklarını belirterekKurul’un Türkiye’de sağlık turizmini yön-lendirmek için çalışmalar yürüttüğünü, ko-nuyla ilgili tüzük ve yönetmeliklerin ha-zırlandığı bilgisini verdi. Kurul’un çalış-malarını tamamlamasının ardından sağlıkturizminde hangi illerin ve hangi sağlıkkuruluşlarının destekleneceğini bu yılınsonunda ilan edeceklerini kaydeden Gümüş,belirlenecek kriterlere uygun görülen has-tane ve kliniklere “sağlık turizmi yapabilir”sertifikası verileceğini bildirdi. Komşu ül-kelerden yaşlı bakımı konusunda taleplergeldiğini anlatan Gümüş, sağlık turizmindeAvrupa ve Ortadoğu ülkeleriyle işbirliğiyapacaklarını vurguladı.

Sağlık turizminden Ankara payını istiyor

Panelde “AnkaraSağlık TurizmininAltyapısı”,

“Ankara’da SağlıkTurizminin GelişimiÖnündeki Engeller” ve“Ankara SağlıkTurizminde HangiKonulara Odaklanmalı”başlıkları tartışılırkenAnkara’nın sağlık turizmipotansiyelini ölçmek içinyapılan “Ankara SağlıkTurizmi PazarıDeğerlendirme ÇalışmasıAraştırma Raporu2015”in sonuçlarıpaylaşıldı. Araştırmanın18 Aralık 2014-23 Şubat2015 tarihleri arasındasadece 13 sağlık turistiile görüşülerekraporlaştırılmış olduğugöze çarptı. Sağlıkturizmi konusundayetkilendirilmiş 27yönetici ve 13 sağlıkturisti ile yapılangörüşmeler sonundahekim kalitesi, sağlıkalanında güçlü akademikyapı ve bilimsel çalışma

disiplini, hastanelerinfiziksel altyapısı, kararvericilere yakın olma,termal kaynaklar,organize şehir yaşantısı,İstanbul’dan ucuz fiyatavantajı, trafiğin az oluşu,jeopolitik konumu, sağlıkturizmine sahip çıkaniradenin varlığı vebaşkent oluşu Ankara’nınsağlık turizmi içinavantajları olarak sayıldı.Araştırma sonucuna göreyurt dışından kısıtlısayıda direkt uçuş, dilbilen sağlık ve yan hizmetpersonelinin olmayışı,tanıtım eksiklikleri,kurumlar arası bütüncülstrateji ve ortak hareketeksikliği, yeterli sayıdaara eleman ve sağlıkpersoneli olmayışı,otelcilik ve hizmetyetersizliği, üniversitehastanelerine ayrılanbütçe ve personelkaynağının yetersizliğiAnkara’nın dezavantajlarıolarak açıklandı. İlaç vetıbbi malzeme için yıldaortalama 22 milyar dolarharcayan Türkiye’nin bugideri sağlık turizmi ilegeri kazanabileceği dilegetirilirken sadece gelirgetiren bir dal olarakgörülmesin diye ‘sağlıkturizmi’ yerine ‘sağlıkdiplomasisi’ ifadesininkullanılması önerildi.Özel hastaneler ile kamuhastaneleri arasındaortak kullanımprotokolleriningeliştirilmesi, fiyatrekabetinden çok kaliterekabetinin öneçıkarılması, sağlıkturistlerineyetkilendirilmiş seyahatacentaları vasıtasıylaulaşılması da paneldedile getirilen önerilerarasında yer aldı.

Hekim Postası

Ankara Ticaret Odası’nın düzenlediği “Ankara’da Sağlık Turizmi” panelinde bir araya gelen özel sektör ve kamutemsilcileri Ankara’nın sağlık turizminden nasıl pay alabileceğini tartıştı.

Page 5: Korkmuyoruz! Barışta ısrarcıyız

2015’in ilk aylarında Başba-kan Ahmet Davutoğlu toplam25 alan için kalkınma program-ları hazırladıklarını ve bu prog-ramların 9’uncusu olan sağlıkturizminin çok da uzun olmayanbir vadede Türkiye ekonomisi-nin sacayaklarından biri halinegeleceğini belirtmişti. Sağlığınsermayenin yeniden değerlene-ceği bir yatırım alanı olarak kıl-cal damarlarına kadar düzen-lenmekte olduğunu uzunca birsüredir zaten yazıp çiziyoruz.Sağlık turizmi strateji belgeleri,istihdam ve yatırım planları bi-raz daha yakından incelendi-ğinde sağlık turizminin bir ulusalendüstri olarak tarif edildiği an-laşılıyor. Sağlık turizmi endüs-trisi alanın bütünü gibi yine karodaklı olarak reorganize edilmişdurumda. Ancak bu kez AKP’nin“ustalık döneminin” ürünü en-tegrasyon “becerisi”nin kar mak-simizasyonunda çarpan etkisiyaratmasının hedeflendiği an-laşılıyor.

Sağlık Turizmininserencamı

Sağlık turizmi yönelimi karoranlarının düşme eğilimi genelyasasına koşut olarak giderekdeğersizleşmekte olan turizmsermayesinin sektörde yaşanandaralmaya çare bulma arayışınınürünü aslında ve bu niteliği ne-deniyle enternasyonalist bir ka-rakter taşıyor; yerli ya da AKP’libir açılım değil yani.

Sağlık turizminde öne çıkanüç fraksiyon; medikal turizm,termal turizm ve ileri yaş-engelliturizmi dünya genelinde turizmtrendlerini ölçüp değerlendirenkuruluşların raporlarında zatenyükselen pazarlar olarak tarifediliyor. Bununla birlikte sağlıkturizmindeki Türkiyeli projek-siyonun hedeflerinin kapsamıoranında hayli iddialı olduğunusöylemek mümkün:

- Termal turizmde 2018’ekadar 100 bin yatak kapasi-tesine ulaşılması

- 1 milyon 500 bin yabancıtermal turiste hizmet sunul-ması

- Termal turizmden 3 mil-yar dolar gelir elde edilmesi

- Türkiye’nin medikal tu-rizmde dünyanın ilk beş des-tinasyonu arasında yer al-ması (Türkiye medikal tu-rizmde 2015 yılı itibarıyla ilk10 ülke arasında yer alıyor)

- 750 bin medikal yabancıhastanın tedavisinin gerçek-leştirilmesi ve medikal tu-rizmden 5-6 milyar dolar gelirelde edilmesi

- İleri yaş turizminde 150bin yabancı turistin ülkeyi zi-yaret etmesi ve 750 milyondolar gelir elde edilmesi buhedefler arasında yer alıyor.

Bu stratejide hedef kitle-içmüşteriler bir yana-Türkiye’nin4 saatlik uçuş halkası içerisindeyer alan bir başka deyişle tekbiletle direkt uçuşların gerçek-leştirilebildiği ülkelerde yaşa-yanlar. Yani 1.5 milyar insan.Yani Rusya, Türki cumhuriyetler,Kuzey Afrika ülkeleri ve OrtaDoğu ülkelerinin yurttaşları. Ya-tırım coğrafyasında termal kay-nakların dağılımı kadar altyapıyatırımlarının gözetildiğini söy-lemek de mümkün; 3.Havaalanıprojesi gibi İstanbul’un kuze-yindeki ormanları yani kentinakciğerlerini yok edecek olanmega projeler değerlendirilirkenbu projelerin sağlık turizmi ya-tırım lokasyonlarıyla uyumu yö-nünden de ele alınmasında faydavar. Bir taşla üç kuş vurma man-tığı hakim mantık.

Güncel örneğini Şile’den ve-rebiliriz; Şile moda deyimle sağ-lık turizminin yeni gözdesi. Tür-kiye’de sağlık turizminden geçenyıl 2.5 milyar dolar gelir eldeedilmiş; 2023 yılında bu gelirin25 milyar dolara ulaşması bek-leniyor. Şile 3.Havaalanına,3.Köprüye ve Sabiha Gökçen Ha-vaalanına yakınlığı nedeniylebu projeksiyonda kritik önemdegörülüyor. Bakanlığın sağlık tu-rizmi teşvik kapsamına aldığıŞile yakın bir gelecekte Avru-pa’nın en büyük diyabet eğitimmerkezine ev sahipliği yapacak.Yine dünyanın en büyük engellieğitim ve yaz kampının da Şile’deaçılması hedefleniyor. İkinci ba-harını Şile’de geçirmek isteyenyaşlılar için kurulması hedefle-nen, içerisinde tıbbi bakım üni-teleri de olan 200 yataklı birgeriatri merkezinin yer aldığırehabilitasyon köyü de projelerarasında.

Sağlığın Geliştirilmesi GenelMüdürünün ifadesiyle bu köydedünyanın yaşlılarına biz baka-cakmışız. Ömer Tontuş, “Nara-yama Türküsü”nü izlemiş midiracaba? “Narayama Türküsü” fil-minde artık vadesinin geldiğinekarar verilen yaşlılar ölümü bek-

lemek üzere bir köye bırakılırlar.Teşbihte hata olmaz; Japon ge-lenekleri bir yana Şile’deki buyaşlı köyünün kendi ülkelerindeyaşlanmaları maliyetli bulunanyabancılar için bir nevi Nara-yama olduğunu söylemek müm-kün.

Sağlık turizminde strateji be-lirleyen kurul Sağlık TurizmiKoordinasyon Kurulu. SATURKKSağlık Bakanlığı, Kamu Hasta-neleri Kurumu, Kültür ve TurizmBakanlığı, Ekonomi Bakanlığı,Kalkınma Bakanlığı, TURSAB,aracı kuruluş ve STK’lardan olu-şuyor. Bu kurulun öncelikli gör-evi pazar araştırması yapmakve bu araştırmaların akabindeülke/bölge bazlı tanıtım ve pa-zara giriş stratejileri belirleyipeylem planları hazırlamak. Ku-rul, sağlık turizmi hizmet su-nucularının sahip olması gerekenminimum standartları, tanıtımstratejisini, fiyat listesini belir-leyecek ve sağlık turizmi ala-nındaki teşviklerin tümünün ak-reditasyonla ilişkisinin kurul-masını sağlayacak.

Sağlık turizmi ile ilgili teş-viklerden yararlanmada akre-ditasyon/yetkilendirme belgesinesahip olma şartı getiriliyor. Yet-kilendirme ve akreditasyon içinde TÜSEB’e bağlı Kalite ve Ak-reditasyon Enstitüsü var elbette.Oluşturulması planlanan sağlıkturizmi portalına da enstitününönerdiği yazılımla giriş yapıla-bilecek. Termal turizmden bek-lentiler de hayli yüksek. Termalkaynakların tedavi amaçlı kul-lanımı için bölgesel endikasyonveritabanı oluşturuluyor. En-vanteri çıkarılan ve ileri yaş ve

engellilere yönelik medikal, ter-mal, sağlık turizmi hizmeti su-nan kuruluşlar tematik önce-liklerine göre sınıflandırılacak.

El değmişken Sağlık Bakan-lığına bağlı kaplıca tesisleri dekullanım hakkı devri yöntemiylegeçerken özelleştiriliyor.

Sertifikasyon işibizden sorulur

AKP’nin entegrasyon “be-cerisi” burada yine devreyegiriyor. Öncelikle Bakanlık has-tanelerindeki 32 bin yatağaek olarak Kamu Özel Ortaklığıprojeleriyle temin edilmesi

planlanan 24 bin yatak dahabulunduğunu hatırlayalım.Sağlık turizmindeki hedef vebeklentilerin gereksinim duy-duğu yatak sayısı ise bu ra-kamların hayli üzerinde. Halböyle iken yeni Kamu ÖzelOrtaklığı projelerine girişmekyerine ihtiyaç duyulan yatak-ların turistik tesislerden dev-şirilmesi daha rasyonel bu-lunmuş ve 55 ilde en az 4 he-kimin görev yapacağı rehabi-litasyon klinik otellerin açıl-masına daha doğrusu otellerinkliniğe ya da kür ve rehabili-tasyon merkezlerine dönüş-türülmesine karar verilmiş.

REHA-Kliniklerde görevyapacak kişiler için “SağlıkTuristi Rehberliği/UluslararasıHasta Rehberliği” sertifikaprogramları düzenlenecek ve“sağlık turizmi potansiyeliniarttırmak amacıyla” tıp eğiti-mindeki yabancı öğrenci kon-tenjanı arttırılacak. Sertifikas-yon yine ve elbette Kalite veAkreditasyon Enstitüsü tara-fından sağlanacak. REHA-kli-niklerin müdürleri aynı za-manda başhekim de olacak.Planda sağlık turizminin ge-reksindiği özel nitelikler ne-deniyle ortaöğretim, ön lisansve lisans programlarına sağlıkturizmi seçmeli dersleri ko-yulacağı belirtilmişti.

Durumdan vazife çıkaranKapadokya Meslek YüksekOkulu yakın tarihte sağlık tu-rizmi işletmeciliği ön lisansprogramı açtı.

Pasta büyük Türkiye’ye gelen yabancı has-

ta sayısı 5 yılda 5 kat artarak583 bine ulaştı. Diş tedavileri,saç ekimi ve estetik/rekonstrüktifişlemler için başvuranlarla bir-likte sayı 1 milyona ulaşıyor.Savaş coğrafyasından gelen has-talar çoğunlukla ortopedik ame-liyatlar için ya da travma cer-rahisi amaçlı başvururken Kör-fez ülkelerinden gelenler ağırlıklaestetik ve rekonstrüktif işlemleriçin başvuruyorlar.

Türkiye saç ekiminde dünyaikincisi, sağlık turizminde dünyayedincisi. Plastik ve rekonstrük-tif cerrah sayısı bakımından ise

dünyada dokuzuncu sırada. Ni-telik yüksek ve işçilik ucuz ol-duğu sürece rekabet avantajı dakorunuyor. Örneğin ABD’de 129bin dolara yapılan koroner by-pass ameliyatı Türkiye’de 11-12 bin dolara yapılabiliyor. Tu-rizm sermayesini ilgilendirenelementer veri ise bir “sıradan”turistle sağlık turisti arasındakikatma değer farkı. Bir sağlık tu-risti en az iki sıradan turistebedel. Sıradan turist günlük or-talama 600-700 dolar harcarkensağlık turisti 1300-1400 dolarharcıyor.

Akreditasyon çalışır dageleneksel vetamamlayıcı tıpdurur mu?

Durmaz tabii. Bir haber deKızılcahamam’dan. Çin’in SincanUygur Özerk Bölgesi Urumçişehrinde faaliyet gösteren birşirketler grubunun termal sağlıkturizmini tamamlayıcı tıpla bir-leştireceği yatırımıyla ilgili. Ha-tırlarsınız; Uygur Özerk Bölgesive Çin Halk Cumhuriyeti ara-sındaki gerilimde Uygurlardantaraf olan bazı yurttaşlarımızAfyonlu bir işletmecisi olan ÇinLokantasının yine Uygur olanaşçısını dövmüştü. Bu karışık-lıktan mı bilinmez Cumhurbaş-kanı akabinde Çin’e uçmuş vebeklenenin tam tersi bir açıkla-ma yapmıştı. Diplomatik jestle-rin ardı arkası kesilmedi ve Uy-gur-Çin tababeti ayağımıza, Kı-zılcahamam’a geldi. İlçede birşifalı bitkiler fabrikası kurulacağıdolayısıyla şifalı bitkiler tarımıyapılacağını da aynı haberdenöğreniyoruz.

Şirketin Ankara’da kurduğuUrumçi Tarım AŞ ile YıldırımBayazıt Üniversitesi Tamamla-yıcı Tıp Merkezi arasında birprotokol imzalandı. Termal sağ-lık turizmi bu kez de Uygur veÇin tababetini içeren tamamla-yıcı tıbba entegre edilmiş oldu.Yıldırım Bayazıt ÜniversitesiTamamlayıcı Tıp Merkezi buhizmetler esnasında Uygur veÇin tamamlayıcı hekimlerininmuayene, tetkik, raporlama, re-çete ve diğer(?) uygulamalarınanezaret edecek.

Bu yazı için tarama yaparkennasıl yorumlayacağıma kararveremediğim bir anekdota rastgeldim. Sağlığın GeliştirilmesiGenel Müdürü Ömer Tontuş, Re-cep Akdağ zamanında sağlık tu-rizminin o kadar önemsenme-diğini, hatta bir tehdit olarakgörüldüğünü ve Recep Akdağ’ın“Kısıtlı kamu-özel imkanını va-tandaşa kullandırtmak yerineyurtdışına kullanıyorsunuz; bu-nun bize ne faydası var” dediğinibelirtmiş.

Yorumlarınıza bırakıyorum

güncel

Dr. Ebru Basa ATO Genel Sekreteri [email protected]

Turizm mi o?

Page 6: Korkmuyoruz! Barışta ısrarcıyız

güncel

Emek, Barış, Demokrasi Mitingindeyaşanan bombalı saldırının hemenardından TTB ve ATO üyesi hekimlerinhızlı müdahalesi olası can kayıplarınınartmasına engel oldu.

Olay anından itibaren yapılmayaçalışılanlar şöyle:

* Patlamanın hemen sonrası, pat-lamaya çok yakında bulunan TTBkortejindeki sorumlu hekimler ve odaemekçileri, yaptıkları anonslarla in-sanları sakinleştirip, düzenli bir şe-kilde yolları açmalarını sağlayarakalanda ilk değerlendirmeyi yaptılar.

* TTB, ATO, SES ve DİSK üyesisağlık emekçileri alanda triaj işlemiyaparak yaralıların aciliyet durumunusaptadılar. Vücut bütünlüğünü koru-yabilmiş olanlar içinde ağır yaralılaraöncelik vererek 112’den ambülans is-tediler. Orta derecede yaralılara alandamüdahale etmeye çalıştılar. Kan kaybıyaşayan, şok tablosu içindeki yaralı-lara klinik olarak yapılması gerekenişlemleri yaparak müdahale ettiler.Hekimler tek tek cenazeleri kontrolederek yaşam belirtisi olup olmadığınıkontrol ettiler.

* İkili bir görev üstlenen hekimlerbir yandan yaralılara müdahale eder-ken diğer yandan ambülansların ya-ralılara ulaşacakları yolu açmak içingörevli gibi davranmak durumundakaldılar.

* Sağlık emekçilerinin yaralılarıhayatta tutmaya uğraştığı sırada po-

lisin biber gazı saldırısı başladı. Alanaambülanslardan önce giren çevik kuv-vet ambulansların yaralılara ulaşma-sını engelleyecek şekilde insanlarıkıstırdı. Hekimler ağır yaralı ve so-lunum sıkıntısı çeken kişilere ölümcületkide bulunabilecek biber gazı sal-dırısı karşısında polisi engellemeyeçalıştılar.

* Patlamanın olduğu alan güvenlikşeridine alınmadığı ve çevik kuvvetbiber gazı ile saldırdığı için olay yeriinceleme ekipleri gelene kadar, delil-lerin karartılmaması adına alandakalarak güvenliği sağladılar.

* Ambülansların alanda yaralı ol-duğu tespit edilen tüm yurttaşlarıgötürmesinin ardından alanda sağlıkemekçisi kalmadı. Ankara Tabip Odasıpatlama alanına en yakın yerlere dok-torların yönlendirilmesini sağladı. Buandan itibaren ATO üyesi hekimlerinher biri ihtiyaçların belirlenmesi, yar-dım ve koordinasyon için hastanelereyöneldi. Patlamanın ağırlık derecesigöz önünde bulundurarak çok fazlasayıda travma hastası olabileceği dü-şünülerek hastanelerin ortopedi ser-visleri ve kan merkezleri aranarakihtiyaçlar tespit edildi.

* Ankara Üniversitesi İbni SinaHastanesinde 0 Rh (-) kan ihtiyacı ol-duğunun öğrenilmesiyle ATO üyesihekimlere kısa mesaj gönderildi.

*Adli tıp uzmanı hekimler de eşzamanlı olarak Adli Tıp Kurumunagiderek burada yapılan çalışmalarakatıldılar.

* Alanda bu yaşananların yanındaATO çalışanları Mithatpaşa Cadde-sindeki adreste toplanarak kriz masasıoluşturdu. ATO üyesi tüm hekimlerecep mesaj atılarak Ankara’da bir pat-lama yaşandığı ve hastanelerde yar-dıma ihtiyaç olabileceği bilgisi pay-laşılarak üyelerden hastanelere ulaş-maları istendi. İletişim için numaralarpaylaşıldı.

*Oda personeli tarafından Anka-ra’daki kamu ve özel tüm hastanelerile tıp merkezleri aranarak ölen veyaralanan yurttaşların isimleri ve ya-ralıların sağlık durumuyla ilgili bilgialındı. Hastanelerde bulunan ATOüyesi hekimler elektronik iletişim yol-larını kullanarak hastanelerden al-dıkları yaralı yurttaşların isimlerinieş zamanlı olarak odaya bildirdiler.Patlamanın üzerinden geçen 2 saatlikzaman dilimi içinde patlamanın ağırbilançosu tespit edilmiş oldu.

* Kayıplarından haber alamayanlariçin sosyal medyadan duyuru yapıla-rak ATO’ya ulaşmaları istendi. Yara-lıların hangi hastanede tedavi altındaolduğu konusunda yakınlarına bilgiverildi.

* Oluşturulan listeler TTB ve An-kara Barosu kriz masası ile paylaşıldı.

* Kamuoyuna sağlıklı bilgilendirmeyapabilmek için patlamanın üzerindengeçen bir hafta boyunca hastanelerdüzenli olarak aranarak bilgiler gün-cellendi. Hastanelerdeki yaralılar ATOYönetim Kurulu ve hastane çalışanıaktivistlerce ziyaret edildi.

Hekim Postası

Hekimler yine en önde Gezi Direnişi sırasında kurdukları seyyar revirlerle gösteriler sırasında yaralananlarailk müdahaleyi yapan TTB ve ATO üyesi hekimler Ankara’da yaşanan patlamanınardından organize bir şekilde acil duruma müdahale edip katliamın sonuçlarının dahada ağırlaşmaması için çaba sarf ettiler.

Okuduğumda sanırım 12 ya da 13yaşındaydım

‘Bülbülü Öldürmek’ HarperLee’nin 1960‘da yazdığı Pulitzerödüllü 40 milyon satan romanı.Romanda adalet, özgürlük ve eşitliktemaları işleniyor.

Öykü 1930’lu yıllarda küçük birAmerikan kasabasında geçiyor.Asılsız bir iddia ile yargılanan birzenciyi savunmakla görevlendirilenbu yüzden kasabanın geri kalanıtarafından dışlanan hatta suçlananbir avukat, Atticus Finch ve onunküçük kızı ana kahramanlar. Hikâyeküçük kızın gözünden anlatılıyor.Önyargılar, riyakârlık, sınıf ve ırkçatışmaları kitabın örgüsünüoluşturuyor.

Ne yazık. Hala önyargılar, sınıf veırk çatışmaları dünyayı kanabulamaya devam ediyor.

Sonra, 1962 yılında kitap beyazperdeye başarıyla uyarlanıyor. Filmde en az kitap kadar içine işliyorinsanın. Başrolünde Gregory Peck.Onlar ve biz ayrımının derinleştiğikasabada siyah ve masum bir genci,beyaz ama yoksul ve yoksul olduğuiçin dışlanmış bir kadının ‘tecavüzeuğradım’ iddialarına karşısavunuyor. Aslında eşitliği, adaleti,iyiliği ve doğruluğu savunuyor.

Siyah ve beyaz. Biri ırkı diğerisınıfı nedeniyle toplumun horgördüğü her iki karakter de içiniziacıtıyor.

Öykünün bir yerinde küçük kızaverilen bir öğüt “Neye ateş edersenet ama bülbülleri vurma. Unutmabülbülü öldürmek günahtır.”

Bülbülü öldürmek.Kitap boyunca suçsuz insanların

zarar gördüğü her yerde akla geliyor.10 Ekim’de Barış, Emek ve

Demokrasi için Ankara Gar’ınınönünde buluştular. Kadın, erkek,işçi, doktor, öğrenci, mühendis…Aydınlık alınları, umut doluyürekleriyle. Tanıdıklarlakucaklaştılar. Tanımadıklarınayoldaş olmanın sıcaklığıyla sevgiylebaktılar.

O güzel insanları paramparçagördüğümde bu iki kelime geldiaklıma.

Bülbülü öldürmek…Bu kıyımda emeği geçen herkese

sonsuz lanetlerimle…

BülbülüÖldürmek

Dr. Mine ÖnalATO YK ü[email protected]

Page 7: Korkmuyoruz! Barışta ısrarcıyız

güncel

Türkiye, tarihinin en kanlı ey-lemlerinden birini yaşadık geç-tiğimiz hafta. Roboski, Reyhanlı,Soma, Ermenek ve en son Su-ruç’ta yaşanan gibi. Her biri, in-sanlığı örseleyen onarılması güçtravmalarımıza eklendi… Ve ye-niden gördük ki ülkenin tarihibir travmalar tarihi. İsyan vedevrimden daha çok. Cumhuri-yetin kuruluşundan bu yana iş-leyemediğimiz, tarihin raflarınabir türlü yerleştiremediğimiz, failibelli olup adaleti bir türlü tesisedemediğimiz olaylarla, katliam-larla dolu. 1930’lar 40’lar, 60’lar,70’ler ve 12 Eylül 1980. Ama son30 yıl içinde bizi en çok örseleyen,örsesi kalıcılaşmış, sonraki ku-şaklara aktarılmış travmaları,çok büyük katliamları yaşadık,yaşıyoruz. Ankara, Sivas, Suruçkatliamı... Maraş katliamı, 1 Ma-yıs 77 katliamı, Roboski Katliamı.Ankara Katliamı bunlardan yal-nızca biri. Olay ya da facia değil,katliam. Travmayı anlamlandır-manın ilk adımı yaşananın adınıdoğru koymaktır. Ama en üzücüolan da tüm bu katliamların, sa-vaşın, insanları öldürmenin, ço-cukları katletmenin siyasetin biraracı olarak kullanılması, insanhayatı üzerinden siyaset yapıl-ması, bununla oy toplanması…Bu iddianın ne denli gerçek ol-duğu devletin büyüklerinin dilsürçmeleri, miting konuşmaları,televizyon konuşmalarında, birboş bulunma anı olarak ortayaçıkan itiraflarında görülüyor.

Şu soru akla geliyor. Bu yaşa-nanlara tanık oldukça, uzaktanbaktıkça duyarsızlaşıyor muyuz?Bir şey çok tekrarlanırsa onakarşı duyarsızlaşmaya başlarız.Ama duyarsızlaşmak beraberindeörselenmeyi de getirir. Bir trav-mayı işlemeden, anlamlandırma-dan duyarsızlaşmak, onu dahaderine, kişiyi çok daha fazla ör-seleyecek bir yere itip hapset-mektir. Hapsetmek, onu oradatutabilmek için daha fazla enerjiharcamak demek. Örselenmekböyle kronikleşiyor. Yani örtükbelleğimize, bilinç dışımıza, enönceye itip, orada onu bastırmayaçalışarak yokmuş gibi davranmak

daha fazla enerji kaybettiriyor.Böylece işlenmemiş travmamızlakişiliğimizi, benliğimizi, kendi-liğimizi, tutumlarımızı, gelece-ğimizi -farkında olmadan- be-lirleyen bir süreci, bir dinamiğizihnimizin arka odalarına yer-leştirmiş oluyoruz. Bu hapsedi-len, etrafını tutuşturan kor ha-lindeki bir çekirdek gibidir.

Duyarsızlaşma herkeste aynıbiçimde, aynı düzeyde olmaz.Bunun nedeni insanların trav-maya verdikleri anlamdır. Bazıbireyler baştan duyarsızdır. Oyüzdendir ki patlama alanına

ölenleri anmak için bırakılan ka-ranfilleri tekmeleyen, “yaşın ya-nında kurular da yandı” şeklindeacımasızca sözler sarf edebilenlervar. Ama en başta “onlar insandeğil ki, hepsi terörist!” ya da“beni eleştiren herkes teröristtir!”diye tanımlayan ve kendi ve yan-daşı dışındaki her şeyi kötü olarakalgılayan, ötekileştiren bir iktidarvar. Bu böyleyken sokaktaki in-sanın katliamı bu şekilde algıla-ması, yorumlaması ve duyarsız-laşması daha da kolay oluyor.Aslında bu duyarsızlaşma değilduyarsızlıktır. Bunu söyleyebilenkişi zaten duyarsızdır. İnsani te-melde aynı dili konuşmadığınızaynı kavramlarda buluşmadığınızbiridir.

Peki, neden işlemiyor ya daanlamlandırmıyoruz? Bir trav-mayı işleyebilmenin ilk yolu onunne olduğunu bilebilmektir. Yaninedenlerini, faillerini, kimin, neiçin yaptığını anlayabilmektir.Tüm bunların açığa çıkartılma-sıdır. Adını koyma ile başlar iş.Yani siz, size yönelik bir eyleme,katliama “olay” derseniz anlam-landıramamaya başlarsınız. Oysaadlandırılmanın doğru yapılma-sıyla başlar anlamlandırma. Kat-liam yerine facia derseniz “Neişleri vardı orada, yapmasalardıkardeşim eylem! Barış onlara mıkalmıştı?” derseniz travma an-lamlandırılamamamış olur.

Travmalar duygusal bir do-nuklaşmaya yol açar. Oluşan ruh-sal bozukluğun en önemli belir-tilerinden biridir bu. Duygusalküntleşme, duygusuzmuş gibi gö-rünme hali aslında travmatik ya-şantının istek dışı akla gelmesinin,anımsanmasının, yoğun sıkıntıvermesinin sonucudur. Aslındabirey o yoğun sıkıntıyla baş ede-bilmek için duygusuzlaşır. Birtür savunma mekanizmasıdır.Duyguları, eğer bu olayı anlam-landıramıyor, işleyemiyorsa, or-taya çıkan bu kaygıyla yüzleşe-mezse donuklaşmaya başlar. Biryanıyla olayın duygusal yanıyla,bilişsel yanını birbirinden ayırtetmeye başlar. İzolasyon diyoruzbuna. Olay artık kuru bir şeyolarak anlatıldıkça katlanabilirhale gelir. Katlanamadığı için oduyguyu dışarda bırakır. Bu belkikısa süreli bir rahatlık sağlar.Koruyucu bir şey ama aslında iyibir şey değil. Olayın duygusal

yanını ihmal edip sadece kurgu-sal, mekanik yanıyla yüz yüzekalma, onu kuru bir olaya dö-nüştürme, o an için kişiyi koruyorolsa da uzun vadede kronikleş-meye yol açar. Yani yaranın izle-rinin kalıcılaşmasını sağlar. “Neyapalım, hayat devam ediyor” di-yerek olanları çok kısa süredenormalize etmek de uygun birbaşa çıkma yolu değil. Biz trav-matik anıları istek dışı anımsa-maya devam ediyoruz. Aklımızasık sık geliyor, kâbuslar görüyo-ruz. Küçük uyaranlarla aynı şeyyaşanıyormuş gibi bizim “flash-back” dediğimiz o anıya geri dön-melerimiz oluyor. Bu bedeninbulduğu bir başa çıkma meka-nizması. Ancak buradaki duyar-sızlaşma sağlıklı bir duyarsızlaş-ma değil. Bilgiyi işlemedikçe dedevam ediyor. Anımsamalarımızkontrollü bir şekilde yapılırsa,örneğin terapiyle, ancak bu iyi-leşmeye yol açıyor.

Görüntülere kontrolsüz bir or-tamda sürekli bakmak kişiyi ör-seler. Ama terapi sürecinde gü-venli bir ortamda görüntüleri ye-niden anımsama, o ana imgeselmaruz kalma iyileştirici bir süreçolarak kullanılabilir. Buna bağlıoluşan duygusal işleme ile yaşa-nan travma ile ortaya çıkan olum-suz inançların, olumluyla yer de-ğiştirmesine katkı sağlar. Aslındakorktuğumuz şeyin başımıza gel-mediğini, yüzleştiğimiz zamandayanabildiğimizi, bu olaya üzül-düğümüzü, üzüntümüzü doğalşekilde yaşadığımızı ama mah-volmadığımızı görmek gerekir.Ancak bu şekilde yaşam devamediyor ve biz buna alışabilirizdiyebiliriz. Bu, “Olur böyle şeyler,patlasın bombalar” dedirtmezbize. “Acı çekiyorum ama bunadayanabiliyorum, katlanabiliyo-rum, başa çıkabiliyorum”dur yüz-leşmedeki temel amaç. Yaşanan-ları tüm çıplaklığıyla tekrar tekrarkontrolsüzce görenlerde ise buyeniden travmaya (re-travma)yol açar. Re-travmatize olmakiçin illa da görüntüleri yenidengörmek gerekmez. Yapılan yo-rumlar, atıflar da buna yol açar.Örneğin İçişleri Bakanının so-rumluluğunu göz ardı ederek“Güvenlik zaafiyeti yok!” demesi,Adalet Bakanının insanların acı-larına gülmesi bir yeniden trav-madır. Bu artık tarihe mal olmuşbir gülüştür. İnsanlığın yenidentravmasında çok önemli bir imgeolarak kalacaktır. O gülüşü görenher insanın, o anı tekrar yaşamasıve tekrar travmatize olması, öfkeve tepki göstermesi olasıdır.

Bazı kesimlerin yorumları de-humanizeydi. İnsansızdı. İnsan-sızlaşmıştı. Bunun ilk örneklerinidevletin siyasi erkânı sergilemişti.Onları model alan kitleler “Eğerbunlar söyleyebiliyorsa ben desöyleyebilirim” diyerek bu de-humanizasyonun ortağı oldular.Kitleler demokratik haklarını kul-lanmak, son derece insani, ev-

rensel ilkelerce kabul edilmiş birhakkını sunmak ve savunmakiçin Ankara’ya gitmişti. Barışıdillendirmek için oradaydılar.Güven duymamız gereken devletise katliamın yaşanmasına zeminhazırlayan stratejik bir ihmal-kârlık sergileyerek, özensiz dav-ranarak, güvenlik zaafı olmadığınısöyleyerek bunu yaptı. Polis aşırıterli gezen birini makul şüphedengözaltına alırken Başbakan’ınbombacıların, eylem yapmadan,yani bombayı patlatmadan tu-tuklanamayacağını söylemesi bu-nun en acımasız ve acı vericigöstergesidir. Bu ne anlama geli-yor? “Sen benim korumak iste-diğim önemli insanlardan birideğilsin! Sen benim için makulşüpheden her an gözaltına alı-nabilecek birisisin” anlamına ge-liyor. Onlar ise kesin kanıt olma-dan dokunulmayanlar oluyor. Ay-rımcılığın ve ideolojik ortaklığınen açık tezahürü

Bu tutumlar bizi re-travmatizeeder. Katliamdan kurtulan, tanıkolan, yakınını, dostlarını kaybe-den herkesi yaralar. Her bir açık-lama yeni bir bomba demektir.Her gülüş. Her biriyle yeni birbomba atılır ruhumuza.

Gündem Başbakan’ın artardagelen dil sürçmeleri ve şaşırtıcıifadeleri ile de dolu. Dil sürçmeleripsikiyatride çok önemlidir. Bilinçdışında bastırılan arzular, dü-şünceler bilinç dışından bilinçdüzeyine bazen dil sürçmeleriyleçıkar. Buna lapsus deriz. Üzerinekitaplar yazılmıştır. Lapsuslar(dil sürçmeleri) tesadüf değildir.Çok değerlidir. Psikodinamik ku-ramla uğraşanlar bilinçdışı yalansöylemez derler. Eğer,”IŞİD'le bi-zim savunduğumuz İslam ara-sında 360 derece fark var” deni-yorsa, ve bu bir lapsussa, benaslında “Onlarla aynı görüşteyim”anlamına gelebilir ve yanlış an-lamalara yol açabilir. Eğer doğ-ruysa Başbakan, karısıyla birlikteIŞİD’e katılan ve çocuklarınınkurtarılmasını isteyen bir aileyeIŞID’e canlı bomba olarak katılanbu çift için "Birbirlerine destekolurlar" diye bir yorum yapıyorsa,buradan IŞID’e yakınlık duyduğuanlamı çıkabilir ve bu çok tehli-kelidir. Bu katliamın asıl mü-sebbibinin kim olduğu konusundabir kuşku uyandırır. Unutmaya-lım ki, bir bombayı atan kadar,bu fikri, bu zihni hazırlayanınkim olduğu önemlidir.

Ben polisi anlayamıyorum. An-lamaya çalışıyorum. Çabalıyo-rum. Anlayamıyorum. Genç in-sanlar, yaşamlarını sürdürmeyeçalışıyorlar diyorum. Ama üret-tikleri bu şiddeti anlamama yet-miyor. Burada başka bir tartışmayürütmek gerekiyor. Polise karşıçıkan, demokratik haklarını kul-lanan, iktidarı eleştiren her bireyöteki, kötü ve şiddeti üretenlersadist ya da sapıklar değil, itaat-kârlardır. Boyun eğici, sistemegöbekten bağlı, çocukları çiçekleri

ve hayvanları seven ama inandığıdeğer adına şiddet uygulamayımeşru gören itaatkâr kişiliklerdir.Peki polis neden var? Güvenliği-mizi sağlamak için, sokakta gü-venle yürüyebilmemiz için değilmi? Demokratik haklarımı ve ifa-de özgürlüğümü, korumak içinyürüyüş yaptığımda beni koru-mak için var, engellemek için de-ğil. Benim her türlü eylemimikendine karşı terör, terörist bireylem olarak algılayan ve iktidarıeleştiren her türlü söylemimi düş-manca algılayan bir eğitimdengeçtiği için tam tersini yapıyor.Polisler bizlere hasta olarak ge-liyor, aileleriyle, çocuklarıyla yada kendileri ile ilgili ruhsal so-runlarını paylaşıyorlar. Yardımistiyorlar. Bir hekim olarak yar-dımcı oluyoruz. Ama aynı kişimeslek örgütümüzün flaması al-tında yürüdüğümüzde karşımızdakalkanlarıyla duran, bazen bizecop vuran, tartaklayan, bibergazı atan kişi oluyor. Benden yar-dım alan kişi, bana şiddet uygu-layana dönüşüyor. Kendisine yar-dım eden bizi kötü olarak algılı-yor, örseliyor. Bu bize en acıveren yaşantılardan biri. Yardımettiğimiz kişiyle düşmanca karşıkarşıya gelmek…

İktidara muhalif herkes tehditediliyor, şiddete maruz kalıyor,kimileri gözaltına alınıyor, tu-tuklanıyor. Toplumun genelindegerçekten çok büyük bir korkuvar. Kendini ifade etmenin büyükbir şiddetle karşılanacağı korkusuegemen. Hiç yazılmamış bir ki-taptan ceza alma ihtimaliniz var.İnsanlar güvenli bir ülkede ya-şamadıklarını düşünüyorlar. Sü-rekli tedirgin, tetikte olma hissivar herkeste. Belirsizlik var. İn-sanları daha da eve kapatmaya,kendi içine gömmeye yarayan birbelirsizlik. ‘Öğrenilmiş çaresizlik’.Bunu aşmanın yolu ‘öğrenilmişgüçlülük” olmalıdır. Güçlülüğüöğrenmeliyiz, çaresizliği değil.Sonuna dek barış demek. Yap-mamız gereken barışı dillendirip,toplumsal dayanışmayı geliştir-mek. Her şeye rağmen barışçılbir dili korumaya devam etmeli-yiz.

Ankara’da ve İstanbul’da Psi-kososyal Dayanışma Ağı kuruldu.Başka illerde de kurulacak. Ço-ğalacak. Türk Tabipleri Birliği,Türkiye İnsan Hakları Vakfı, Tür-kiye Psikiyatri Derneği, diğer tümbileşenleriyle dayanışma dalgasınıbüyütmek ve yaraları sarmakiçin çalışacak. Tüm gönüllüleriy-le… Bu umut verici. Dayanışma-lıyız. Her zaman barış, dayanış-ma ve bütün iyi değerleri savu-narak. İnsanları renk, dil, din,cinsiyet, kültür vs. diye ayırma-dan, eşitlikçi anlayışımızı koru-yarak birlikte yaşamalıyız. Ya-şamayı öğrenmeli ve başarmalı-yız.

Katili tanıyoruz, yastayız, isyandayız…

Dr. Burhanettin KayaATO İnsan Hakları Komisyonu üyesi

[email protected]

Page 8: Korkmuyoruz! Barışta ısrarcıyız

TCDD Garı ileAtatürk Eğitim veAraştırma Hastanesiarası mesafe:- Mevlana Blv/D200ve EskişehirYolu/D200 üzerinden15 dk - 11,7 km

- Eskişehir Yolu üze-rinden17 dk - 11,7 km

- Ankara Blv üzerin-den 17 dk - 14,0 km

17 dk14 km

15 dk11,7 km

17 dk11,7 km

Ankara Katliamı ders olsun: Acil durumda şehirden hastaneye nasıl ulaşırız?Emek, Barış, Demokrasi Mitinginde yaşanan patlama Ankara Tabip Odası başta olmak üzere ilgili meslek örgütlerininEtlik ve Bilkent’te kurulacak şehir hastaneleriyle ilgili itirazlarında ne denli haklı olduklarını acı bir şekilde gösterdi.

güncel

Kamu özel ortaklığı yöntemiyle bedelsizolarak tahsis edilen Hazine arazilerininüzerine kira karşılığı hastane yaptırılmasıiçin Sağlık Bakanlığı’nın açtığı ihaleyi alanşirketlere mevcut hastanelerin arazileri“kampus dışı ticari alan” adı altındaveriliyor. Etlik ihalesiyle birlikte şirketlereEtlik Kadın Doğum Hastanesi, DışkapıEğitim Araştırma Hastanesi, Etlik İhtisasHastanesi, 3 adet lojman, SGK’ya ait arşivve depo binaları ile marangozhane, garaj vesosyal tesisler içeren alan “entegre tesisalanı” olarak tahsis edildi. Şirketlere ayrıca,Dr. Sami Ulus Çocuk Hastanesi, Ulus DevletHastanesi, Dışkapı Yıldırım Beyazıt Eğitimve Araştırma Hastanesi, Dışkapı ÇocukHastanesi, Ulucanlar Göz Hastanesi, AnkaraEğitim ve Araştırma Hastanesi Ulucanlar EkPoliklinik Binası, Dr. Zekai Burak KadınDoğum Hastanesi, Dr. A.Y. Ankara OnkolojiEğitim ve Araştırma Hastanesi de “kampusdışı ticari alan” adı altında verildi. Hemenhepsi eğitim araştırma hastanesi olan bukurumlarda çalışan ve eğitim alanhekimlerin nerede çalışacağı, eğitimlerinenerede devam edeceği ise belirsiz. Bilkentihalesinde ise ihaleyi alan şirketlereNumune Eğitim Araştırma Hastanesi,Yüksek İhtisas Hastanesi ve Fizik Tedavi veRehabilitasyon Hastanesi verilmek istendi,ancak bunlar şirketler teklif vermediği içinşimdilik kamuda kaldı.

AKP Hükümetinin sağlık turizmin-den daha çok gelir kazanmak için sağ-lık hizmetlerini kampüs hastaneleradı altında şehrin sadece iki noktasınatoplamasının afet ve acil durumlardayaratabileceği sakıncalar Ankara Kat-liamı ile bir kez daha gözler önüneserildi.

Sağlık Bakanı Mehmet Müezzinoğlu3 bin 800 yatak kapasitesiyle Türkiyeve Avrupa'nın en büyük kapasitelişehir hastanesi olmaya aday BilkentŞehir Hastanesini önümüzdeki yıl 29Ekim’de açmış olacaklarını söylerkenTürkiye’nin sağlık turizminde yakıncoğrafyanın merkezi olması yönündeçalışmalar yaptıklarını duyurdu. Mü-ezzinoğlu 13 Ekim’de yaptığı açıkla-

mada şehir hastanelerine muhalefetedenlerin tedavilerinin de burada ya-pılacağını belirterek "Türkiye, bu şehirhastaneleriyle gerek cihaz ve tıbbiteknoloji donanımı gerekse fiziki me-kanlardaki saygın sunum anlamındaçok büyük bir başarıyı yakalamış ola-cak. Bu başarıyı algılayamayan veyabu vizyonda olmayan ne yazık ki Tür-kiye'nin muhalefeti bu projelerin ha-

yata girişini en az 3 yıl geciktirdi.Anayasa Mahkemesine gidildi, yürüt-meyi durdurma kararları alındı." söz-lerini sarf etti.

Yaralılar ilk andaSıhhiye’deki hastaneleregetirildi

Müezzinoğlu’nun projeleri 3 yıl ge-ciktirmekle suçladığı meslek örgütle-

Hekim Postası

Page 9: Korkmuyoruz! Barışta ısrarcıyız

rinin haklı itirazları Anka-ra’da yaşanan katliamın bi-lançosunun daha da ağırlaş-masına engel oldu. AnkaraTren Garında yaşanan bom-balı saldırı sonrasında yara-lılar trafiksiz yolda bile enaz 15 dakikada ulaşılabilecekBilkent arazisindeki hasta-nelere değil, 5 dakika içindeulaşılabilecek hastaneleretaşındı. İlk müdahaleleri mi-ting kortejinde bulunan he-kimler tarafından yapılan ya-ralıların ambülansların alanagelmesiyle taşındığı hasta-neler ilk anda olay yerine ya-kınlığından ötürü Sıhhiye yer-leşkesindekiler oldu. ATO’nunolayın hemen ertesinde has-taneleri arayarak elde ettiğibilgilere göre patlamanın üze-

rinden geçen yaklaşık 2 sa-atlik zaman diliminde Ha-cettepe Üniversitesi Tıp Fa-kültesi Hastanesine 34, An-kara Üniversitesi İbni SinaHastanesine 48 yaralı baş-vurdu.

Yaralıların dörttebirinden fazlasıNumune’ye getirildi

Patlamanın etkisiyle olaygünü Ankara’daki 24 hasta-neye 400’e yakın yaralı baş-vurdu. Yaralıların dörtte bi-rine ilk müdahale NumuneEğitim ve Araştırma Hasta-nesi’nde yapıldı. Olay yerinearaçla 5 dakikadan kısa me-safede bulunan Numune Has-tanesine patlamanın ardından

Hastane Başhekimi Prof. Dr.Nurullah Zengin’in verdiğibilgiye göre 121 yaralı geti-rildi.

Etlik Kampüsünün tamam-lanmasıyla arazileri ihaleyialan şirkete “kampüs dışı ti-cari alan” adı altında devre-dilecek hastanelerden DışkapıYıldırım Beyazıt Hastane-si’nde 54 yaralının tedavisiyapıldı. Hastane olay yerin-den 10 dakikalık mesafedebulunuyor. Ankara Eğitimve Araştırma Hastanesi’neise 25 yaralı getirildi. AnkaraBarosu Kriz Masasının aldığıbilgiye göre aynı gün BilkentŞehir Hastanesi arazisi için-deki Atatürk Eğitim ve Araş-tırma Hastanesi’ne sadece17 hasta başvurdu.

TCDD Garı ileAnkaraNumuneEğitim veAraştırmaHastanesiarası mesafe:- Talatpaşa Blvüzerinden2 dk - 1,3 km

TCDD Garı ileDışkapı YıldırımBeyazıt Eğitim VeAraştırmaHastanesi arasımesafe:- Cumhuriyet Cd.,Çankırı Cd. ve İrfanBaştuğ Cd. üzerin-den 9 dk - 2,8 km

- D200 üzerinden8 dk - 5,6 km

- Kazım KarabekirCd. üzerinden8 dk - 3,7 km

TCDD Garı ileAnkaraHastanesiarası mesafe:- Talatpaşa Blvüzerinden9 dk - 3,3 km

- Talatpaşa Blvve UlucanlarCd. üzerinden11 dk - 4,0 km

- CumhuriyetCd. ve Bentdere-si Cd. üzerinden12 dk - 3,8 km

2 dk1,3 km

12 dk.3,8 km 11 dk

4,0 km

12 dk3,8 km

8 dk5,6 km

8 dk3,7 km

9 dk2,8 km

güncel

Emek, Barış, Demokrasi Mitingi’ni kana bulayansaldırının ardından dünyanın dört bir köşesindenTTB’ye taziye ve geçmiş olsun mesajları yağmayadevam ediyor. Sınır Tanımayan DoktorlarUluslararası Eş Temsilcisi Serap Öztürk, TTB adınaDr. Bayazıt İlhan’a gönderdiği mesajda “10 Ekim2015 Cumartesi günü DİSK, KESK ve TMMOB ilebirlikte düzenlemiş olduğunuz Emek, Barış,Demokrasi Mitingi’nde meydana gelen saldırı vesonrasında yaşananlara büyük bir şok ve üzüntüiçinde tanıklık etmiş bulunuyoruz. Kendini insanhayatını kurtarmaya adamış uluslararası bir insaniyardım kuruluşu olarak bu ağır saldırıyı kabuledilemez buluyoruz.” dedi. Öztürk, TTB’ninyaralıların sağlık durumlarının saptanması, acilsağlık hizmetlerinin yürütülmesi ve yaşamınıkaybeden ve yaralanan insanlarla ilgili güvenilirbilgilerin derlemesi konusundaki çabasını saygıylave içtenlikle selamladıklarını söyledi. İsviçre-Türkiye Hekimler ve AkademisyenlerDerneği'nden gelen mesajda ise “Barışçıl amaçlaDİSK, KESK ve TMMOB ile birlikte düzenlemişolduğunuz Emek, Barış, Demokrasi Mitingitoplanma alanında yapılan bombalı hain saldırıyışiddetle kınıyoruz. Size ve nezdinizde tüm TTBüyesi sağlık çalışanlarına geçmiş olsundileklerimizi iletmek istiyoruz. Cumhuriyettarihimizin bu en büyük terör eyleminde ölenvatandaşlarımızın ailelerine başsağlığı,yaralılarımıza acil şifalar diliyoruz.” ifadelerine yerverildi. Sağlık ve Çevre Birliği (HEAL) ve NorveçTabipleri Birliği de başsağlığı mesajlarını TTB’yeiletti.

“Barışa ve emeğekonan bombalara şahit olduk”Kıbrıs Türk Tabipleri Birliği’nden gelen mesajdaKıbrıslı hekimler katliamın ardından duyduklarıüzüntüyü “Düzenlemiş olduğunuz Emek, BarışDemokrasi Mitingi’nde meydana gelen insanlık dışısaldırıyı ve sonrasında yaşananları biz Kıbrıslı TürkHekimler an be an büyük bir şok ve üzüntü içindeizledik. Yüreğimiz paramparça, boğazımız düğümdüğüm, çaresizlik içinde barışa ve emeğe konanbombalara şahit olduk. TTB’nin saldırı sonrasındakurduğu kriz masası acil sağlık hizmetleriniyürütmesi ve sağlıklı bilgiye ulaşılması içinüstlendiği sorumluluk takdire şayandı. Köklü vesaygın bir kurum olan TTB kurumsallaşmasının nekadar güçlü olduğunu sağlık ve halk adınaüstlendiği bu sorumlulukla bir kez daha kanıtlamışoldu. Biz Kıbrıs Türk Tabipleri Birliği olarak KuzeyKıbrıs’taki tüm hekimler adına TTB’nin verdiğiemek, barış ve demokrasi mücadelesini saygıylaselamlıyoruz.” cümleleriyle dile getirdiler.

Dünyadanhekimler katliamılanetledi Ankara’da yaşanan katliamın ardındandünyanın çeşitli ülkelerinden hekimörgütleri Türk Tabipleri Birliği’neyolladıkları taziye ve geçmiş olsunmesajlarıyla yaşanan katliamılanetlediler.

Hekim Postası

Page 10: Korkmuyoruz! Barışta ısrarcıyız

güncel

Barış mitingine katılmakiçin Ankara’ya gelen Dr.Berrak Sancak ve Dr.Gönül Karataş dapatlamada yaralandı.Fethiye’den miting içinAnkara’ya gelen Dr. BerrakSancak patlamada göğüs vebacağından yaralanarakHacettepe Üniversitesi TıpFakültesi Hastanesinekaldırıldı. İstanbul’dagörev yapan Dr. GönülKarataş da patlamanınardından Numune Eğitimve Araştırma Hastanesinekaldırıldı. Ankara TabipOdası Yönetim KuruluÜyesi Dr. Onur NaciKarahancı meslektaşlarınıtedavi gördüklerihastanede ziyaret etti. Heriki doktorun da geneldurumunun iyi olduğuöğrenildi.

Hekim Postası

PatlamadayaralanandoktorlaraziyaretAnkara Tabip Odası,Barış Mitingindekipatlamadayaralanan doktorlarıtedavi gördüklerihastanede yalnızbırakmadı.

Ankara’da 100’den fazlaölüm, 400’den fazla yaralan-mayla sonuçlanan Türkiye ta-rihinin en vahşi ve alçak sal-dırılarından birinin yaşanma-sının ardından ATO, üyesi olanhekimlere, İbni Sina HastanesiKan Merkezinin 0 Rh (-) kangereksinimi olduğunu öğrene-rek saat 12.19’da üyelerine 0Rh (-) kan ihtiyacı olduğunu,kan vermek isteyenlerin İbniSina Hastanesi Kan Bankası’nabaşvurması gerektiğini belir-ten bir kısa mesaj gönderdi.

Bakandan akıl almazyorum

ATO’nun üyelerine yaptığıbu kan bağışı çağrısını SağlıkBakanı can kayıplarını artır-maya yönelik bir hamle olarakyorumladı. Bakan MehmetMüezzinoğlu 14 Ekim 2015gecesi katıldığı televizyon prog-ramında Ankara Tabip Oda-sı’nın olay günü üyelerine gön-derdiği mesaj ile gereksiz birkan bağışı anonsu yaptığını,bunun bir provokasyona des-tek anlamına geldiğini ifadeederek ATO’yu can kaybınasebep olan bir ortam yarat-mayı amaçlamakla suçladı.Bakan konuşmasında ATO’nunyaptığı kan bağışı çağrısı sa-yesinde yoğun bağışçı talebiylekaos ortamı yaratarak yaralı-ların tedavisini aksatmayı vebu yolla can kaybını artırmayıamaçladığını ima etti.

Meslek örgütününitibarını azaltmayıamaçlıyor

Bakanın bu beyanını kına-yan ATO yayınladığı açıkla-mada Sağlık Bakanı’nın halkıyanıltmayı ve hekimlerin say-gın meslek örgütü Türk Ta-

bipleri Birliği ve Ankara TabipOdası’nın itibarını azaltmayıamaçladığını belirtti. Üyelerecep telefonu mesajı ile gönde-rilen çağrının salt İbni SinaHastanesine yönelik olarak ya-pıldığı belirtilen açıklamada,bu çağrının sadece 0 Rh (-)kan grubuna sahip ATO üyesihekimleri ilgilendirdiği vur-gulandı.

Bu çağrı ile Bakanıniddia ettiği gibi birolumsuzluk meydanagelmemiştir

Açıklamada “Sayın Bakançok iyi bilmektedir ki 0 Rh (-)az bulunan, bu tür toplu ya-ralanmalarda en çok gereksi-nim duyulan bir kan grubudur.Sayın Bakan çok sayıda yurt-taşın bu çağrı üzerine hasta-nelere akın ettiğini ve bu du-rumun kaos yarattığını ileri

sürmüştür. Oysa söz konusumesaj sadece ATO üyesi he-kimlere gitmiştir ve bu mesajıalan hekimlerden uygun kangrubuna sahip olanların hep-sinin İbni Sina hastanesinekan bağışı için başvurduğuvarsayılsa bile bu sayının ora-da bir kaos yaratmayacağınıaritmetik bilen herkes kolaycatahmin edebilir. Nitekim araş-tırmalarımız İbni Sina Has-tanesinde kan bağışı başvu-rusundan kaynaklanan ve yö-netilemeyecek bir durumunyaşanmadığını göstermekte-dir.” denildi.

Yurttaşlarkendiliğindenhastanelere gitti

10 Ekim günü hastaneler-den edinilen bilgiye göre pekçok yurttaşın olası kan ihti-yacı nedeniyle hastanelere

kendiliğinden bağış yapmakiçin gittiğini belirten ATO,“Sayın Bakan bunun kendi so-rumluluğunda olan, Bakan-lıkça yönetilmesi gereken veböylesine fazla sayıda ölü veyaralıya yol açan katliamlardabeklenmesi gereken bir tepkiolduğunu biliyor olmalıdır.Bunun yönetilememesindenileri gelen bir sorun oluşmuş-sa, ki gözlemlerimiz bu du-rumun sağlık hizmetine olum-suz bir etkisinin olmasına izinverilmediği yönündedir, Ba-kanlık nedeni başkalarındadeğil kendisinde aramalıdır.”ifadelerine yer verildi. Olaygünü çeşitli hastanelerde sağ-lık personeli tarafından kanbağışı yapılması istendiğinihatırlatan ATO, Bakanın alan-dan yeterli bilgi alamamasın-dan dolayı gerçek gereksinim-leri ve yaşananları değerlen-diremediğini kaydetti.

ATO Sağlık Bakanı’nın asılsız suçlamalarını kınadıHekim Postası Sağlık Bakanı’nın Ankara Tabip Odası’nı Ankara Katliamı’nın hemen ardından kan bağışı anonsu

yaptığı için provokasyonla suçlaması ATO tarafından sert bir dille kınandı. Açıklamada kanbağışı çağrısının sadece kendi üyelerine, tek bir hastaneye yönelik olarak ve sadece gereksinimolduğu doğrulanan 0 Rh (-) kan grubu için yapıldığı belirtilerek “Bakan halkı yanıltmakta vehekimlerin saygın meslek örgütü Türk Tabipleri Birliği ve ATO’nun itibarını azaltmayıamaçlamaktadır” denildi.

Page 11: Korkmuyoruz! Barışta ısrarcıyız

güncel

Türk TabipleriBirliği, DNAonarımmekanizmalarıüzerine yaptığıçalışması ile2015 yılı NobelKimya Ödülü’nükazanan üç biliminsanından biri olan Prof.Dr. Aziz Sancar’a bir tebrikmektubu yolladı.TTB Başkanı Dr. Beyazıtİlhan ve Genel Sekreter Dr.Özden Şener imzalımektupta “DNA onarım

mekanizmalarıüzerine yaptığınızçalışma ile 2015yılı Nobel KimyaÖdülü’nükazanmaya hakgörülen üç biliminsanından biriolmanızdan dolayı

mutlu ve gururluyuz. Tıp vebilim dünyasına yaptığınızbu mühim katkı nedeniylesizi yürekten tebrik ediyor,çalışmalarınızdabaşarılarınızın devamınıdiliyoruz.” denildi.

Dikimevi’nde 1 Ekim’de ya-şanan kazada EGO otobüsünündurakta bekleyenlere çarpmasısonucu 12 kişi hayatını kaybe-derken 12 kişi de yaralandı.EGO otobüslerinin teknik ak-samları ve otobüs şoförlerinin

tutumunun sorgulanmasına se-bep olan kazanın ardından 4Ekim’de ATO tarafından bir ba-sın açıklaması yapıldı. Açıkla-mada “Bu kadar sık belediyeotobüsü kazası yaşanan bir baş-kentin “çağdaş” olduğunun id-dia edilmesi gülünçtür. Dahaönceleri de çok sayıda benzer

kazalar yaşanmış olmasına rağ-men hepsinden daha fazla ölü-me yol açan yeni bir kazanıngerçekleşmemesi için önlemalınmamış olmasının hiçbir ma-zereti yoktur.” denildi. Anka-ra’da 20 Haziran’da Gölbaşı’ndavirajı alamayarak şarampoledevrilen belediye otobüsünde

3 kişi ölmüş, 26 kişi yaralan-mıştı. 5 Ağustos 2014, 11 Tem-muz 2014 ve 21 Nisan 2014’te,Çankaya, Sincan ve Şaşmaz’dabelediye otobüslerinin karıştığıüç ayrı kazada toplam 6 kişiölmüş 25 kişi de yaralanmıştı.

“Yaygın toplu ulaşım,güvenli trafik demek”

Uygar ülkelerde kentsel ula-şımın önemli bir bölümününtoplu ulaşım araçlarıyla sağ-landığı ve toplu ulaşımının enönemli bileşeninin raylı sis-temler olduğu belirtilen açık-lamada “Toplu ulaşımın yaygınolduğu kentlerde bireysel ula-şım araçlarına, otomobilleredaha az gereksinim olduğun-dan, daha güvenli bir trafiksöz konusu olmakta, trafik ka-zaları ve bunlara bağlı ölümve yaralanmalar azalmaktadır.”bilgisi verildi.

Ankaralılar bireyselulaşıma zorlanıyor

Ankara’da toplu ulaşımınçok uzun yıllardır ihmal edildiğibelirtilirken “4 milyondan fazlanüfusu olan bir başkent içinsadece birkaç hat ile sınırlı olanve çalışma saatleri de oldukçakısa olan, gece ulaşımına izinvermeyen metro ve hafif ray

sistemi bir utanç kaynağıdır.Raylı sistemlerin ve onları des-tekleyen otobüs hatlarının ge-reksinimlere oranla çok kısıtlıolması, Ankaralıları bireyselulaşıma zorlamaktadır. Kentulaşımının kabul edilemeyecekkadar büyük bir bölümü oto-mobiller aracılığıyla olmaktave sonuçta zaten yetersiz olanşehir içi yollarda giderek sıkışanbir trafik sorunu ortaya çık-maktadır.” açıklaması yapıldı.

Halk sağlığınıetkiliyor

Toplu ulaşımdaki sorunların,güvenli taşıma dışında başkahalk sağlığı sorunlarını da do-ğurduğuna işaret edilen açık-lamada Ankara halkının güvenlive sağlıklı olan toplu ulaşımyerine bireysel taşımacılığamahkum edilmesinin trafik sı-kışıklığını arttırmak yoluyla,Ankara’da toplu ölümlere da-vetiye çıkaran trafik kazalarıiçin riskleri büyüttüğü, havakirliliğine bağlı sağlık sorun-larına yol açtığı söylendi. Ka-zanın sorumlularını kamuoyu-na hesap vermeye çağıran ATOAnkara halkını da güvenli vesağlıklı ulaşım hakkına sahipçıkmaya davet etti.

Ankaralılar katliam gibi kazalara kurban edilemezAnkara Dikimevinde EGO otobüsünün karıştığı katliam gibi kazanın ardından Ankara Tabip Odası (ATO) kazanınsorumlularını kamuoyuna hesap vermeye çağırdı.

Hekim Postası

Aramızdan ayrılışının dokuzuncuyılında TTB Merkez KonseyiBaşkanlarından Dr. Füsun SayekTürk Tabipleri Birliğindedüzenlenen etkinlikle anıldı.Etkinliğe Sayek’in ailesi, yakınları vemeslektaşları katıldı. 19 Ekim 2015Pazartesi akşamı düzenlenenetkinlik TTB Merkez KonseyiBaşkanı Dr. Bayazıt İlhan’ın açışkonuşmasıyla başladı. ArdındanProf. Dr. Gülriz Erişgen, “TıptaUzmanlık Sınavı” konulu bir sunumyaptı. Sayek'in kızı CHP İzmirMilletvekili Selin Sayek Böke'nin vekatılımcıların duygu vedüşüncelerini paylaşmalarınınardından etkinlik sona erdi.

Füsun Sayek anıldı TTB’den Sancar’a tebrik mektubu

Page 12: Korkmuyoruz! Barışta ısrarcıyız

işçi sağlığı

Eylül ayında 177 işçi

yaşamını yitirdi

İş Sağlığı ve İş Güven-liği Meclisi’nin yayın-ladığı İş Güvenliği Ra-

poruna göre Ocak ayında 128,Şubat ayında 85, Mart ayında140, Nisan ayında 135, Mayısayında 167, Haziran ayında155, Temmuz ayında 171,Ağustos ayında 159, Eylülayında ise 177 olmak üzere2015 yılının ilk dokuz ayındaiş cinayetlerinde 1317 işçican verdi.

2012 yılından bugüne Ey-lül ayında yaşanan iş cina-yetleri sayılarına da yer ve-rilen rapor işçi ölümlerindekiartıştan hareketle işçi sağlığıiçin gereken önlemlerin alın-madığını gözler önüne serdi.2012 yılının Eylül ayında 83,2013 yılının Eylül ayında125, 2014 yılının Eylül ayında152 olan iş cinayeti sayısı2015 yılının Eylül ayında 177olarak belirlendi.

İş cinayetlerigüvencesizçalışmanın hakimolduğu işkollarındayoğunlaşıyor

Güvensiz çalışmanın ha-kim olduğu işkollarındaölümler yine yoğunlaştı. Eylülayında tarım-orman işkolun-da 49; inşaat-yol işkolunda40; taşımacılık işkolunda 23;ticaret-büro- eğitim-sinemaişkolunda 14; madencilik iş-kolunda 10; sağlık-sosyal hiz-metler işkolunda 10; beledi-ye-genel işler işkolunda 8;konaklama-eğlence işkolunda

5, çimento-toprak-cam işko-lunda 3; metal işkolunda 3,savunma-güvenlik işkolunda3; ağaç-kağıt işkolunda 2;enerji işkolunda 2; gıda-şekerişkolunda 1; petro-kimya-lastik işkolunda 1; tekstil-deri işkolunda 1; gemi- ter-sane- deniz-liman işkolunda1 işçi hayatını kaybetti, 1 iş-çinin ise çalıştığı iş kolu be-lirlenemedi.

Eylül ayında yaşamını yi-tiren 177 emekçinin 138’iişçi, memur statüsünde çalı-şan ücretlilerden; 39’u kendinam ve hesabına çalışanlar-dan oluşuyor.

9 çocuk 45 yaşlı işçihayatını kaybetti

Eylül ayında yaşanan işcinayetlerinin nedenleri ara-sında 67 ölümle trafik-serviskazaları yine ilk sırada yeraldı. Yıldırım düşmesi, inti-har, silahlı saldırı, kalp krizi,beyin kanaması gibi diğernedenlerle 34; ezilme-göçüknedeniyle 25; düşme nede-niyle 19; elektrik çarpmasınedeniyle 13; patlama- yan-ma nedeniyle 7; zehirlenme-boğulma nedeniyle 7; nesnedüşmesi nedeniyle 4; kesil-me-kopma nedeniyle 1 işçican verdi. Eylül ayında iş ci-nayetlerinde 17 kadın, 9 ço-cuk ve 45 yaşlı işçi can verdi.İş cinayetlerinde 8’i Suriyeli1’i Türkmen 9 göçmen işçide hayatını kaybederken işcinayetleri en çok İstanbul,Antalya ve Hatay’da yaşandı.

Zafer direnen emekçininTürkiye’nin dört bir yanında güvencesiz çalışmaya,sendikasızlaştırılmaya karşı seslerini çıkaran taşeron işçiler,direndikçe kazanıyor.

ESHOT'ta kadrolu işçilerleaynı işi yapmalarına rağmen

taşeron şirketten sigortalı gösterildikleriiçin dava açan ve bu yüzden işten çıka-rılan işçiler hukuki sürecin sonunda ka-zanım elde ettiler. Yargıtay 7. Hukuk

Dairesi kadrolu işçilerle aynı görevi yap-

masına karşın taşeron olarak çalıştırılan

işçileri haklı buldu. Yargıtay, ESHOT ve

İZELMAN'ın yaptığı itirazların hepsini

reddetti. (03. 09. 2015 - Yeniasır)

a

Çankaya Belediyesi’nde iştenatılmaları üzerine direnişe

geçen Nakliyat-İş üyesi 97 işçi kazanımelde etti, belediye geri adım attı. ÇankayaBelediyesi’nde taşeron Norm Altaş A.Ş.

bünyesinde çalışırken sendikalaştıklarıgerekçesiyle işten atılan DİSK/Nakliyat-İş üyesi 97 işçinin direnişi sonuç verdiişçiler yeniden işbaşı yaptı. (10. 08. 2015-Sendika org)

a

Maltepe Üniversitesi Has-tanesinde sendikalı ol-

dukları gerekçesiyle işten çıkartılan 98işçinin 194 günlük hak mücadelesi zaferlesonuçlandı DİSK’e bağlı DEV SAĞLIK-İŞüyesi oldukları gerekçesiyle Maltepe Üni-versitesi Hastanesinde işten çıkartılan98 işçi hastane bahçesine kurdukları ça-dırla direniş yapmışlardı. İşçiler 194 gün

süren mücadele sonunda işlerine geridöndü. Hastanede temizlik, hasta bakımıgibi işlerde çalışan aralarında engellilerinde olduğu çoğu kadın olan işçilerden22’si açtıkları işe iade davasını kazandıve mahkeme işçilerin işe iadesinin yanısıra 12 brüt maaş tutarında sendikal taz-minatlarının ödenmesine karar verdi.(03. 07. 2015- Maltepe Ekspres)

a

İstanbul Üniversitesi ÇapaTıp Fakültesi Hastanesi’nde

haklarını talep ettikleri için işten atılanDİSK Genel-İş üyesi taşeron işçilerinindirenişi, daha başladığı gün kazanımlasonuçlandı. İşçiler hastane bahçesine di-reniş çadırı kurmalarının hemen ardındanişe geri alındı. Vurallar isimli taşeronfirma bünyesinde çalıştırılan ve kadrohakkı, ücret kesintilerinin geri ödenmesive sağlıklı çalışma koşulları için mücadeleyürüten DİSK Genel-İş üyesi ameliyathaneişçileri, 19 Ocak’ta yaptıkları eyleminardından işten atılmakla tehdit edilmişti.İşçiler, pişman olduklarını, özür diledik-lerini belirten savunmalar vermeye zor-lanmış, bunu kabul etmeyen dört işçi

‘provokatörlük yaptıkları ve işçileri greveteşvik ettikleri’ gerekçesiyle işten atılmıştı.TAŞ.İŞ.DER Başkanı İsmet Çeçen’in deişten çıkarılmasıyla birlikte, işten atılanişçi sayısı beş olmuştu. İşten atılmalarüzerine işçiler hastane bahçesinde ger-çekleştirilen kitlesel yürüyüşün ardındanbir basın açıklaması yaparak direnişçadırı kurdu. Direniş çadırının kurulma-sının ardından işçiler ve sendika temsil-cilerinden oluşan bir heyet, hastane yö-netimi ve taşeron firma yetkilileriylegörüştü. Görüşmeler işçilerin lehine so-nuçlandı ve hastane yönetimi ve taşeronfirma işçilerin yeniden işbaşı yapacakla-rını duyurdu. (27. 01. 2015-Birgün)

a

Page 13: Korkmuyoruz! Barışta ısrarcıyız

güncel

Angarya iş yükü altında ezilen he-kimlerin ücretsiz izne çıkması nedeniyleacil servisi Haziran ayında bir süreliğinekapanan Ankara Eğitim ve AraştırmaHastanesine hafta sonları gönüllü nöbettutacak aile hekimleri aranıyor. Dok-torların bir kısmının istifa etmesi birkısmının da yoğunluktan ötürü raporalması sonucu kapısına “tadilat nede-niyle kapalıdır” yazısı asılan acil servis

bir süre kapalı kalmıştı. Yoğunluğu hergeçen gün artmasına rağmen, kapasitesiyıllardır aynı kalan hastane, acil servisinyükünü aile hekimlerine taşıtacak.

Gönüllü nöbet 250 TLAltındağ Toplum Sağlığı Merkezi ara-

cılığıyla 23 Temmuz’da aile hekimlerineiletilen yazıda “Ankara Hastanesindehafta sonu gönüllü olarak nöbet tutmakisteyen hekimlerimizin merkezimiz ileiletişime geçmesi hususunda; “denildi.

Günlük ortalama bin civarı hastanıngeldiği acil serviste hafta sonları gönüllünöbet tutacak aile hekimlerine 250 TLnöbet ücreti verilecek.

“Acil serviste çalıştırılacakkimse bulunamamasınınnedenlerine değinmekgerek”

Hastanenin kendi personelinden acilserviste çalıştıracak kimse bulamama-sının nedenlerine değinmek gerektiğinibelirten Ankara Tabip Odası Genel Sek-reteri Dr. Ebru Basa “Burada bir dirençvar çünkü hastanede görev yapan aciltıp uzmanları iş yükünden dolayı yagörevi bırakmış ya da ücretsiz izne ay-rılmış durumda ve farklı klinik dallarınasistanları acil nöbetini eğitimlerininbir parçası olarak görmüyorlar. Uz-manlık öğrencisi olmakla hizmet vermekya da iş gören olmak arasındaki farkgibi. Beri yandan Ankara Hastanesi acilservisi şiddet olaylarının en sık vukubulduğu acillerden. Kaldı ki zaten Tür-kiye'de geçen yıl nüfusu aşan bir acilservis başvurusu olduğunu hatırlarsak

ve acil sağlık hizmetinin donanım veyetkinlik gerektiren niteliğini de gözönünde bulundurursak bu hastane öze-linde yaşanan sıkışmayı kavrayabiliriz.“açıklamasını yaptı.

“Bir tür taşeronlaşma”Hastanenin ücretle nöbet tutacak

aile hekimi arayışının bir nevi taşe-ronlaşma olduğunun altını çizen Dr.Basa sözlerini şöyle sürdürdü: “Geçiciçözümler adı üzerinde geçicidir ve çö-züm değildir ama en acayibi askıyaçıkar gibi acil hizmetlerin bir nevi ihaleedilmesidir. Buna rahatlıkla bir tür ta-şeronlaşma da diyebiliriz. Hiç bir şekildekabul edilemez. Hizmet sürekliliği tekamaç olamaz; nitelik önemsenmek zo-rundadır. Uzun sürelerle ve aşırı çalış-tırdığınız sağlıkçıların tükenmesini yada şiddet görmesini engelleyemezsinizzaten; hal böyleyken acil servisi açıktutmakta ısrar etmek yerine kapatmakgerekir, nitekim bir süre böyle oldu.Acil başvuru sayısını azaltmayı hedef-lemeden geçici önlemlerle ne kadaridare edilebilirse o kadar edilecek.”

Acil servise aile hekimi aranıyor

Hekim Postası

Acil serviste nöbet tutması beklenen aile hekimleri ve ailesağlığı çalışanları hastane acillerinde dayatılan angarya ve fazla

çalışmaya direnmiş ve gitmemişlerdi. Yılın başında yeni bir nöbetgenelgesi yürürlüğe girdi ve birinci basamakta görev yapan ailesağlığı çalışanlarının bu kez de görevli oldukları ASM'lerde haftasonları angarya ve fazla çalıştırılması gündeme geldi. Bu dayatmayakarşı da bu nöbetleri tutmayacaklarını deklare eden aile hekimleridirenişlerini hala sürdürüyorlar.

Ankara Eğitim ve Araştırma Hastanesi acil servisin yükünü aile hekimlerine taşıtmaya hazırlanıyor. Hastane hafta sonlarıacil serviste gönüllü nöbet tutacak aile hekimleri arıyor.

Sağlık Bakanlığı’nda hizmet alımı ile çalışan sayısı 2002 yılından 2014 yılına 2.9 kat artış kaydetti

Kaynak: Sağlık Bakanlığı, Faaliyet Raporu 2014

“Sağlık Bakanlığı Faaliyet Raporu2014”te verilen bilgilere göre SağlıkBakanlığı bünyesinde 2002 yılında

67 bin 496 olan hizmet alımıyla çalışanlarınsayısı 2014 yılında 196 bin 459’a yükseldi. Türkiye Kamu Hastaneleri Kurumu’nun,2014 yılı için bünyesinde çalışan personeleilişkin yayınladığı “Sağlık İnsangücüAnalizi”ne göre kurumda 2013 yılında 121bin 291 olan hizmet alımıyla çalışan personelsayısı 2014 yılında 11 bin 524 kişi artarak132 bin 815 kişi oldu. Kurum personeli içindememurların ardından en fazla istihdamedilen personel olarak hizmet alımıkapsamında çalışanlar yer alıyor.

Page 14: Korkmuyoruz! Barışta ısrarcıyız

dünyadan

Sudoku

Yanıtına www.hekimpostasi.org.tr adresinden ulaşabilirsiniz.

Sınır Tanımayan Dok-torlar Örgütü, Afga-nistan’ın Kunduz ilin-

deki hastanelerine düzenlenenhava saldırısında ölenlerinsayısının 22’ye yükseldiğiniaçıkladı.

Afganistan’ın kuzeydoğu-sunda Taliban tarafından elegeçirilen Kunduz şehrine yö-nelik başlatılan askeri ope-rasyonlarda ABD’nin düzen-lediği hava saldırısında SınırTanımayan Doktorlar’a (MSF)ait hastane vuruldu.

Saldırıda ilk belirlemeleregöre 12 MSF çalışanı, üç hastaçocuğun da olduğu 19 kişihayatını kaybetti, 37 kişi deyaralandı. Yaralı 37 kişiden19’unun MSF personeli oldu-ğu ve 5’inin hayati tehlikesi-nin devam ettiği belirtildi.MSF, daha sonra yaptığı açık-lamada ölenlerin sayısının22’ye yükseldiğini açıkladı.

MSF Yöneticisi Bart Jans-sens yaptığı açıklamada “Sal-dırıdan ve personelimizle has-talarımızın öldürülmesindendolayı büyük bir şok içeri-sindeyiz” dedi. MSF açıkla-

masında savaşın taraflarınasağlık hizmeti veren binalarıngüvenliğine saygı göstermeçağrısı yaptı.

MSF hastanenin “nokta atı-şıyla” vurulduğunu belirtti.MSF yetkilileri “Uçaklar daireçizip geri geldi. Bu süreklidevam etti. Hastanenin anabinası alevler içindeydi. Has-talar, yataklarından kalkıpkaçamadı, yanarak can ver-diler” diye konuştu.

MSF, hastanenin GPS ko-ordinatlarını defalarca NATOyetkililerine verdiklerini,“ikincil (sivil) kayıp” açıkla-masını asla kabullenemeye-ceklerinin altını çizdi.

Afganistan Devlet BaşkanıEşref Gani de, sivil kaybındandolayı derin üzüntü duydu-ğunu bildirdi.

Uluslararası Kızılhaç Ko-mitesi, Afganistan’da MSF ör-gütünün işlettiği hastaneyeyönelik saldırıyı kınadı vehiçbir şekilde sağlık çalışan-larının ve tıbbi tesislerin hedefalınmasının kabul edileme-yeceğini bildirdi.

Birleşmiş Milletler GenelSekreteri Ban Ki-Moon ve BMİnsan Hakları Konseyi BaşkanıZeid Ra’ad el Hussein, havasaldırısının hiçbir şekilde hak-lı gösterilemeyeceğini bildirdi.BM, olayın “savaş suçu” ola-rak değerlendirilebileceğineişaret etti.

Beyaz Saray Sözcüsü JoshEarnest, günlük basın brifin-ginde, Obama'nın, Afganis-tan'ın kuzeyindeki Kunduzkentinde MSF'nin işlettiği has-taneye hafta sonu ABD uçak-larınca yapılan hava saldırısısonrası 22 kişinin hayatınıkaybetmesiyle ilgili MSF'ninUluslararası Başkanı Dr. Jo-anne Liu'yu telefonla arayaraközür dilediğini söyledi.

ABD Savunma Bakanı AshCarter da, taziye dileklerindebulunurken, Afgan hüküme-tiyle birlikte bir soruşturmaaçıldığını bildirdi. Afganis-tan’daki Amerikan Kuvvetle-rinin Komutanı OrgeneralJohn Campbell, saldırıyla ilgili“kapsamlı soruşturma” sözüverdi.

VOA & Sputnik News

Binlerce hekim,hemşire ve sağlıkçalışanı Londra’da

Başbakanlık binasının olduğuDowning Street’te “Şartsız,amasız, pratisyen hekim ke-sintilerine hayır!” sloganla-rıyla yürüdü.

Haziran ayında Sağlık Ba-kanlığı Sekreteri JeremyHunt tarafından geliştirilen“Yeni Sözleşme”, pratisyenhekimlere standart ücret vecumartesi günleri ekstra ça-lışma saati getiriyor.

Yeni Sözleşmeyi protestoeden sağlık çalışanları hekim,hemşire ve asistanların hep-sinin maaşlarından kesinti-lerin olacağı ve Ulusal SağlıkHizmetlerinde bir dağılmabaşlayacağı konusunda hem-fikir.

Britanya Tabipleri Birliği(BMA) hükümetle sözleşme-nin değişmesine yönelik “He-kimler için ve Ulusal SağlıkHizmetleri için kötü bir du-

rum” şiarı ile mücadele edi-leceğini belirtti.

Hekimler, protestolarınınsadece para ile ilgili olmadı-ğını, eğer yeni sözleşme de-vam ederse güvencesiz veyoğun çalışma saatleri se-bebiyle hastaların zarar gö-receğini, hastalara karşı ye-terince koruyucu olamaya-caklarını belirtiyorlar.

Tıp öğrencileri ise mes-lekteki gelecekleri hususundaendişeli olduklarını belirtti-ler. Bir tıp öğrencisi “Son se-nemdeyim ve mezun olduk-tan sonra ilk iş başvurumubaşka ülkelere yapacağım.Bu bizim yurtdışında çalış-mayı düşünmeden öncekison şansımız” diye konuştu.

Hekimler “Ulusal SağlıkSistemini Koruyalım”, “Ne-redesin, Jeremy?” sloganla-rıyla eylemlerini sonlandır-dılar.

BuzzFeed News

ABD uçaklarıAfganistan’da hastane vurdu

Pratisyen hekimlertartışmalara nedenolan yenisözleşmeleriDowning Street’teprotesto etti

Page 15: Korkmuyoruz! Barışta ısrarcıyız

güncel

Duruşma öncesi Samsun’da bir arayagelen sağlık meslek örgütleri, hekimlerve sağlık çalışanları, ortak bir basınaçıklaması yaptılar. Basın açıklamasınaTTB Merkez Konseyi Başkanı Dr. Bayazıtİlhan, TTB Genel Sekreteri Prof. Dr.Özden Şener, İstanbul Tabip Odası adınaDr. Osman Öztürk, Ankara Tabip OdasıYönetim Kurulu üyesi Dr. Mine Önal,Edirne Tabip Odası Başkanı Dr. ErtuğrulTanrıkulu, Gaziantep Tabip Odası Baş-kanı Dr. Hamza Ağca, Sağlık ve SosyalHizmet Emekçileri Sendikası (SES) EşBaşkanı İbrahim Kara ve SES SamsunŞube Başkanı Süleyman Bal ile hekimlerve sağlık çalışanları katıldı. Ortak açık-lamayı TTB Merkez Konseyi BaşkanıDr. Bayazıt İlhan okudu.

Dr. İlhan sağlık çalışanlarına yönelikşiddet olaylarının münferit olaylar ola-rak gösterilmeye çalışıldığını aktararak“Sağlık Bakanlığı yetkilileri Ersin Arslanöldüğünde cinayeti mazur gösterenaçıklamalar yapmış, katilin ‘bir kendinibilmez’ olduğunu söylemiş, ‘olur böylevakalar’ demeye getirmişti; Dr. MelikeErdem SABİM soruşturmasından yılıpcanına kıydığında Sağlık Bakanı bunumeslektaşımızın kişisel sorunlarına bağ-lamıştı. Bugün de ‘Pek de sağlıklı ol-mayan bir kişi gelmiş, vurmuş’ diyerekDr. Kamil Furtun için aynı şeyi söylüyorBakanlık” dedi.

“Cinayet ihmalsonucu ortaya çıktı”

Dr. İlhan, Dr. Kamil Furtun cinaye-tinin Sağlık Bakanı’ndan başlayarakhastane başhekimi dahil bu hastaneninyönetiminde söz sahibi olan her düzeydeyöneticinin ihmali, görevini yapmamasısonucu ortaya çıktığını, Bakan dahiltüm yöneticilerin bu cinayetin sorum-lusu olduğunu söyledi.

İş Sağlığı GüvenliğiKurulu’nun gündemmaddesinde görüşüldü

Dr. İlhan, daha önce gece nöbetindehastane çalışanını yumrukladığına dairtutanaklar bulunan sanık hakkında du-

yulan rahatsızlığın hastanenin İş SağlığıGüvenliği Kurulu’nun cinayetten birgün önceki toplantısının gündem mad-delerinden birisi olduğunu kaydetti. Sa-nık İsmail Koyun’dan duyulan rahat-sızlığın “Hastane içerisinde sürekli ola-rak bulunan çalışan dışı İsmail isimlikişi konusunda neler yapılabileceği veyauzaklaştırmak için nasıl bir yöntem iz-leneceği görüşüldü” şeklinde toplantıtutanaklarına geçtiğini bildiren İlhan“İhmalin boyutlarını görüyorsunuz,değil mi? Başhekimliğin bu şahısla ilgiliolarak o güne dek gerekli tedbirleri al-madığı, şahsı hastaneden uzaklaştır-madığı bu tutanakla, hem de hastaneninbir kurulu tarafından kayda geçirilmişoluyor” dedi.

“Sadece katilin değil onuazmettirenlerin de tespitiiçin gayret göstereceğiz”

Dr. İlhan sözlerini “Bizim görebildi-ğimiz kadarıyla; hastane para kazanı-

yorsa, hastaların sağlığının, sağlık ça-lışanlarının canının kıymeti yoktur busistemde. Cinayet sonrası Bakanlığınüç icraatı olmuştur: Bakan, Dr. KamilFurtun’un cenaze törenine katılmıştır,hastaneye meslektaşımızın adı veril-miştir, cinayeti protesto için iş bırakansağlık çalışanlarına soruşturma açıl-mıştır. Hepsi bu. Şiddete karşı alınmasıgereken tedbirlerden hiçbirisi yoktur.Bizler bu olayı, bu davayı sonuna dekbüyük bir dikkatle izleyeceğiz. Cinayetinardından sıcağı sıcağına söylediğimizgibi; sadece katilin değil onu görmezdengelenlerin, görevini savsaklayanların,bir anlamda ‘azmettirenlerin’ de tespitedilmesi için azami gayret göstereceğiz.”diye sonlandırdı.

Basın açıklamasının ardından du-ruşmaya girildi. Duruşmada TTB, SESve Samsun Tabip Odası’nın davaya mü-dahil olma talepleri kabul edildi. Mü-dahil avukatları, sanığın bir kamu gö-revlisini tasarlayarak öldürdüğü gerek-çesiyle, Türk Ceza Yasası’nın ağırlaştı-rılmış müebbet hapsi öngören 82/a veg maddelerinden yargılanmasını talepettiler.

Cinayet göz göre göreişlendi

Sinop Cezaevi’nde tutuklu bulunansanık İsmail Koyun, avukat istemediği

için CMK gereğince Samsun Barosu’ndanbir avukat tarafından temsil edildi.Sinop Cezaevi’nden video konferansbağlantısı kurulan sanığa iddianameve ifadelerin okunmasının ardından nediyeceği soruldu. Cinayet sonrası “Nedenyaptın?” sorusuna “Canım sıkıldı. Böylezevklerim var abi. Hoşuma gitti ondanvurdum” yanıtını veren Koyun, duruş-mada kendisine sorulan soruları “Benkral eşek arısıyım. Benim iki tane kra-liçem var, oğullarım var. Sizleri soka-cağım, oğullarıma sizi sokturacağım.Bana bir kovan bal verirseniz ifademisöylerim” şeklinde cevapladı.

Mahkeme heyetince dinlenen tanıkifadeleri arasında sanığın yıllardır has-taneye sıklıkla girip çıktığı, kantin ci-varında dolaştığı, bir sohbet esnasındahastanede görev yapan din görevlisine“ben buradan büyük birini götüreceğim”dediği, cinayetten 2 gün önce Dr. KamilFurtun’a muayene olduğu ve Furtun’unsanıktan tomografi istediği yer aldı.Mahkeme, diğer tanıkların dinlenmesiiçin 24 Kasım 2015 tarihine ertelendi.

“Furtun cinayeti ciddiihmaller sonucundagerçekleşti”

Duruşmanın ardından mahkeme çı-kışında basın mensuplarına açıklamayapan TTB Merkez Konseyi BaşkanıDr. Bayazıt İlhan, Furtun cinayetininciddi ihmaller sonucunda gerçekleştiğinisöyledi. Bu ihmallerden sorumlu olan-ların belgelerin nasıl sızdığına dair has-tane içerisinde soruşturma yürüttük-lerini belirten Dr. İlhan, “Ortada çokçirkin bir olay var. Şimdi de olayınaçığa çıkması için çalışan sağlık çalı-şanları tehdit ediliyor, baskı altına alın-maya çalışılıyor. Yeni çirkinler yaratı-lıyor” diye konuştu. Dr. İlhan TTB, tabipodaları ve sağlık örgütleri olarak sürecintakipçisi olmayı sürdüreceklerini bil-dirdi.

Dr. Kamil Furtuncinayetinin ilk davası görüldüSamsun’da görev yaptığı Göğüs Hastalıkları ve Göğüs Cerrahisi Hastanesi’ndeöldürülen Göğüs Cerrahisi Uzmanı Dr. Kamil Furtun cinayeti davasının ilkduruşması 18 Eylül’de Samsun 2. Ağır Ceza Mahkemesi’nde gerçekleştirildi.Sanık İsmail Koyun’un tutuklu bulunduğu Sinop Cezaevi’nden video konferans sistemiylekatıldığı dava, diğer tanıkların dinlenmesi için 24 Kasım 2015 tarihine ertelendi. MahkemeTTB, SES ve Samsun Tabip Odası’nın davaya müdahillik talebini kabul etti.

Hekim Postası

Samsun GöğüsHastalıkları ve GöğüsCerrahisiHastanesi’nde görevyapan Göğüs CerrahisiUzmanı Dr. KamilFurtun, 29 Mayıs 2015tarihinde, görev yaptığıhastanede uğradığısilahlı saldırı sonucuyaşamını yitirmişti.

Page 16: Korkmuyoruz! Barışta ısrarcıyız

YASTAYIZ! İSYANDAYIZ! BARIŞTA ISRARCIYIZ!

Daha fazla kan akmasın, çocuklarımız yaşamlarını yitirmesin,daha fazla acı ve gözyaşı olmasın diye Ankara’da toplanan

on binlerce barış savunucusunun ortasında alçakça patlatılanbombalarla 100’ün üzerinde yoldaşımız, arkadaşımız, canımız

yaşamını yitirdi, yüzlercesi yaralandı.Yastayız, isyandayız…

KORKMAYACAĞIZ, YILMAYACAĞIZ,UNUTMAYACAĞIZ!

Bedeli ne olursa olsun, barış ve demokrasimücadelesinde ısrarcıyız…