22
KEFAD Cilt 18, Sayı 3, Aralık, 2017 Sorumlu Yazar : Gamze Tezcan, Arş. Gör. Dr., Çanakkale Onsekiz Mart Üniversitesi, Türkiye, [email protected], https://orcid.org/0000-0002-7948-5885 Hülya Güvenç, Doç. Dr., Yeditepe Üniversitesi, Türkiye, [email protected], https://orcid.org/0000-0003-2031-7622 * Bu araştırma birinci yazar tarafından ikinci yazarın danışmanlığında Çanakkale Onsekiz Mart Üniversitesi Eğitim Bilimleri Enstitüsü’nde yürütülmüş olan doktora tezinden üretilmiştir. 193 http://kefad.ahievran.edu.tr Ahi Evran Universitesi Kırşehir Eğitim Fakültesi Dergisi E-ISSN: 2147 - 1037 4MAT Öğretim Modeli, Bütünsel Beyin Modeli’nin Fen Dersi Öz Yeterlik Algısına Etkisi * Gamze Tezcan Hülya Güvenç DOI:...................... Makale Bilgileri Yükleme:11/04/2017 Düzeltme:19/08/2017 Kabul:10/10/2017 Özet Araştırmanın amacı 4MAT Öğretim Modeli ve Bütünsel Beyin Modeli ile öğretimin Fen Bilimleri dersi öz yeterlik algısı üzerindeki etkilerini saptamak ve bu etkileri birbirleri ve araştırma-sorgulamaya dayalı öğretimin etkisi ile karşılaştırmaktır. Öğretimlerin öz yeterlik algısı üzerindeki etkilerinin öğrenme stillerine göre farklılaşıp farklılaşmadığı da araştırılmıştır. Araştırma statik grup ön test-son test deneysel desende, 68 6. sınıf öğrencisinin katılımı ile gerçekleştirilmiştir. Fen Bilimleri dersinde, gruplardan birinde 4MAT Öğretim Modeli, diğerinde Bütünsel Beyin Modeli, kontrol grubunda araştırma-sorgulama öğretim yaklaşımı uygulanmıştır. Veri toplama araçları olarak Fen Bilimleri Dersi Öz Yeterlik Algısı Ölçeği ve Kolb Öğrenme Stili Envanteri III uygulanmıştır. Sonuç olarak, 4MAT Öğretim Modeli’nin öz yeterlik algısını olumsuz etkilediği, diğer öğretimlerin ise her hangi bir etkiye yol açmadığı ve öğretimlerin öz yeterlik algısı üzerindeki etkilerinin farklılaşmadığı saptanmıştır. 4MAT Öğretim Modeli’nin öğrencilerin öz yeterlik algılarındaki öğrenme stillerinden kaynaklanan farklılıkları ortadan kaldırdığı ve diğer öğretimlerin öz yeterlik algısı üzerindeki etkilerinin öğrenme stillerinden bağımsız olduğu sonuçlarına ulaşılmıştır. Anahtar Kelimeler: 4MAT, Bütünsel Beyin, Öz Yeterlik, Araştırma-Sorgulama

Kırşehir Eğitim Fakültesi Dergisikefad.ahievran.edu.tr/InstitutionArchiveFiles/f44778c7-ad4a-e711-80ef... · beyin baskınlığı ve öğrenme stili gibi farklılıkların gözetildiği

  • Upload
    others

  • View
    16

  • Download
    0

Embed Size (px)

Citation preview

KEFAD Cilt 18, Sayı 3, Aralık, 2017

Sorumlu Yazar : Gamze Tezcan, Arş. Gör. Dr., Çanakkale Onsekiz Mart Üniversitesi, Türkiye, [email protected],

https://orcid.org/0000-0002-7948-5885

Hülya Güvenç, Doç. Dr., Yeditepe Üniversitesi, Türkiye, [email protected], https://orcid.org/0000-0003-2031-7622

* Bu araştırma birinci yazar tarafından ikinci yazarın danışmanlığında Çanakkale Onsekiz Mart

Üniversitesi Eğitim Bilimleri Enstitüsü’nde yürütülmüş olan doktora tezinden üretilmiştir.

193

http://kefad.ahievran.edu.tr

Ahi Evran Universitesi

Kırşehir Eğitim Fakültesi Dergisi

E-ISSN: 2147 - 1037

4MAT Öğretim Modeli, Bütünsel Beyin Modeli’nin Fen Dersi Öz

Yeterlik Algısına Etkisi *

Gamze Tezcan

Hülya Güvenç

DOI:...................... Makale Bilgileri

Yükleme:11/04/2017 Düzeltme:19/08/2017 Kabul:10/10/2017

Özet

Araştırmanın amacı 4MAT Öğretim Modeli ve Bütünsel Beyin Modeli ile öğretimin Fen Bilimleri dersi öz

yeterlik algısı üzerindeki etkilerini saptamak ve bu etkileri birbirleri ve araştırma-sorgulamaya dayalı öğretimin

etkisi ile karşılaştırmaktır. Öğretimlerin öz yeterlik algısı üzerindeki etkilerinin öğrenme stillerine göre farklılaşıp

farklılaşmadığı da araştırılmıştır. Araştırma statik grup ön test-son test deneysel desende, 68 6. sınıf öğrencisinin

katılımı ile gerçekleştirilmiştir. Fen Bilimleri dersinde, gruplardan birinde 4MAT Öğretim Modeli, diğerinde

Bütünsel Beyin Modeli, kontrol grubunda araştırma-sorgulama öğretim yaklaşımı uygulanmıştır. Veri toplama

araçları olarak Fen Bilimleri Dersi Öz Yeterlik Algısı Ölçeği ve Kolb Öğrenme Stili Envanteri III uygulanmıştır.

Sonuç olarak, 4MAT Öğretim Modeli’nin öz yeterlik algısını olumsuz etkilediği, diğer öğretimlerin ise her hangi

bir etkiye yol açmadığı ve öğretimlerin öz yeterlik algısı üzerindeki etkilerinin farklılaşmadığı saptanmıştır.

4MAT Öğretim Modeli’nin öğrencilerin öz yeterlik algılarındaki öğrenme stillerinden kaynaklanan farklılıkları

ortadan kaldırdığı ve diğer öğretimlerin öz yeterlik algısı üzerindeki etkilerinin öğrenme stillerinden bağımsız

olduğu sonuçlarına ulaşılmıştır.

Anahtar Kelimeler: 4MAT, Bütünsel Beyin, Öz Yeterlik, Araştırma-Sorgulama

194

Giriş

Fen, bireylere doğayı ve kendi bedenlerini anlama fırsatı verir. İyi bir fen öğretimi bireylere

olduğu kadar ülkeye de büyük kazanç sağlar. Fende öğrenilenlerin uygulamaya konulması, daha

fazla iş imkânı, artan gelirler, azalan çalışma saatleri, daha fazla ürün, angaryalardan kurtulma,

hastalıkların önlenmesi ya da tedavisi, milli kaynakların korunması, yüksek yaşam standartları

anlamına gelmektedir (Bush, 1945). Fenin kalkınma ile yakın ilişkisi nedeniyle, fen öğretimi tüm

ülkeler için olduğu gibi Türkiye için de oldukça önem arz etmektedir.

Fen Bilimleri dersinde başarıyı arttırmak üzere çeşitli düzenlemeler yapılmış ve

yapılmaktadır. Fen Bilimleri dersi öğretim programları, öğretim sürecinde öğrenciyi merkeze alacak

ve öğrencinin bilgiyi zihninde kendisinin yapılandırdığı yapılandırmacılık öğrenme kuramını

benimseyecek şekilde düzenlenmiştir. Yapılandırmacılık öğrenme kuramına göre öğrenme bireyden

ayrılamaz, bilgi doğrudan dış dünyadan alınıp olduğu gibi kaydedilemez, aksine bireyin eylem ve bu

eylemlerden edindiği deneyimleri ile ilişkili ve bağlama dayalıdır (Yurdakul, 2005). Bu öğrenme

kuramına göre birey yani öğrenci merkezde olduğu ve bilgiyi kendi zihninde yapılandırdığı için

bireylerin duyuşsal özelliklerindeki farklılıklar önem arz etmektedir.

Öz yeterlik algısı bu duyuşsal özelliklerden en önemlileri arasında sayılabilir. Öz yeterlik

algısı, bireyin istenen başarılı sonuçları elde edebilmek için gerekli olan davranışları sergileyebilme

yeterliğine dair kendi yargısı olarak tanımlanmaktadır (Bandura, 1977). Fen öz yeterlik algısının fen

dersi akademik başarısı ile pozitif ilişkisini ortaya koyan pek çok araştırma mevcuttur (Andrew, 1998;

Britner ve Pajares, 2001; Britner, 2002; Britner, 2008; Kupermintz ve Roaser, 2002; Pajares, Britner ve

Valiante, 2000). Bu sebeple uygulanan öğretimlerin Fen Bilimleri dersi öz yeterlik algısı üzerinde

olumlu etki yaratması önemlidir.

Uygulanan öğretimlerin öz yeterlik algısının kaynaklarını olumlu etkilemesi gerekmektedir.

Bandura (1977) öz yeterlik algısının dayandığı kaynakları; (1) performans deneyimleri, (2) model

alma, (3) sözel ikna ve (4) fizyolojik ve psikolojik durumlar olarak sıralamaktadır. O halde, öz yeterlik

algısını arttırmak için yukarıdaki dört kaynağa sırasıyla şu şekilde müdahale edilebilir: (1) sınıf içi

etkinlikler öğrencinin başarıyı deneyimlemesine olanak verecek şekilde düzenlenebilir, (2) grup

çalışmalarıyla sosyal etkileşim ve model alma süreçleri kolaylaştırılabilir, (3) öğretmen destekleyici

tutumu ile yaparsın mesajını açık/ örtük verebilir, (4) esnek ve yapıcı sınıf ortamı ile kaygı

düşürülebilir. Kısaca Fen Bilimleri dersinde uygulanan öğretimin öğrencilere deneyim fırsatları sunan

etkinlik temelli, grup çalışmalarına olanak veren ve öğrencilerin duygu ve düşüncelerini serbestçe

ortaya koymalarına olanak sağlayacak öğretimler olması önemlidir.

195

İlköğretim Kurumları Fen Bilimleri Dersi Öğretim Programı (Milli Eğitim Bakanlığı [MEB],

2013) araştırma-sorgulamaya dayalı öğretimi önermektedir. Araştırma-sorgulamaya dayalı öğretim

öğrencilerin bilim insanlarının doğal dünyayı araştırırken geçirdikleri düşünme süreçlerine ve

yaptıkları etkinliklere benzer deneyimler geçirmesine dayanan öğretim olarak tanımlanabilir

(National Reseach Council [NRC], 2000). Bu öğretim yaklaşımı ‘problemi tanımlama, gözlem yapma,

hipotez kurma, veri toplama, verileri analiz etme ve sonuca varma’ vb. bilimsel süreç etkinliklerinin

yanında geleneksel öğretime daha uygun olan anlatım, tartışma, soru-cevap gibi etkinlikleri de

içerebilir (Dostál, 2015).

Araştırma-sorgulamaya dayalı öğretim, yapılandırmacılık öğrenme kuramı ile uyumlu bir

şekilde öğrencilerin bilgiyi kendilerinin araştırıp ulaşmalarına imkân sağlayan, öğrenme sürecinde

deneyimleme fırsatlarını arttıran bir yaklaşımdır. Ancak araştırma yapmak her öğrenci için zevkli bir

deneyim olmayabilir; çünkü öğrencilerin öğrenme stilleri farklılık gösterir. Öğrenme stilini, Kolb

(1976) bilgiyi alırken ve işlerken öğrencilerin benimsedikleri tercihler olarak tanımlanmaktadır.

Öğrenme stili, bir bireysel farklılıktır ve nörofizyoloji ile ilgili yapılan araştırmalar beyin ile

ilgili gizemleri çözmeye başladıkça öğrenme stili gibi öğrenmeyi etkileyen pek çok farklılığın beyin

baskınlığı ile ilgili olabileceği ortaya konmuştur (Herrmann, 1988). Beyin baskınlığı, beynin görevleri

farklı iki yarı küresinden bir tanesi ile ilgili uyarana daha hızlı cevap verme ve o kısımla ilgili

etkinliklerde daha yüksek beceri göstermedir (Lumsdaine ve Lumsdaine, 1995). Bu bilgiler ışığında,

beyin baskınlığı ve öğrenme stili gibi farklılıkların gözetildiği öğretimlerde öğrencilerin performans

deneyimlerinin ve psikolojik durumlarının daha olumlu olması beklenir. 4MAT Öğretim Modeli ve

Bütünsel Beyin Modeli beyin baskınlığını dikkate alan birer öğrenme stili modelleridir.

4MAT Öğretim Modeli

4MAT (4 Modes Application Techniques) Öğretim Modeli, beyin baskınlığı kuramına ve

Deneyimsel Öğrenme Modeli’ne dayanmaktadır (McCarthy,1990). Kolb (1984) tarafından ortaya

konan Deneyimsel Öğrenme Modeli’nde algılama somut deneyimden soyut kavramsallaştırmaya

doğru değişen, bilgiyi işleme ise aktif deneyimden yansıtıcı gözleme doğru değişen birer sürekli dizi

üzerinde bulunmaktadır. Bu modelde, bireylerin bilgiyi algılama ve işleme süreçlerindeki

farklılıkların, onların öğrenme stillerinde farklılığa yol açtığı savunulmaktadır (Kolb, 1984). Bu

doğrultuda algılama ve işleme sürecindeki tercihlerinin bu sürekli dizi üzerindeki konumuna göre

değiştirme, özümseme, ayrıştırma ve yerleştirme olmak üzere dört öğrenme stili tanımlamıştır:

196

Deneyimsel Öğrenme Modeli, her bir çeyreği bir öğrenme stiline yönelik olan bir döngüdür.

İlk çeyrek daha çok somut deneyim ve yansıtıcı gözlemi tercih eden değiştirme öğrenme stiline

yöneliktir ve ‘Niçin?’ sorusuna cevap aranır, ikinci çeyrek soyut kavramsallaşma ve yansıtıcı gözlemi

tercih eden özümseme öğrenme stiline yöneliktir ‘Ne?’ sorusu cevaplanır, üçüncü çeyrekte soyut

kavramsallaştırma ve aktif deneyimi tercih eden ayrıştırma öğrenme stiline uyumlu şekilde ‘Nasıl?’

sorusu cevaplanır ve son olarak somut deneyim ve aktif deneyimi tercih eden yerleştirme öğrenme

stili için ‘Eğer gerçekleşirse ne olur?’ sorusuna yönelik çalışılır (Kolb, 2000). McCarthy (1990) bu

modelden yola çıkarak döngünün her bir çeyreğini, sağ beyne ve sol beyne yönelik etkinlikleri içeren

2 adıma ayırmıştır.

Bu adımları McCarthy ve McCarthy (2006) şu şekilde açıklamıştır; birinci adımda sağ beyn

aktif kılınarak, öğrencilere bir deneyim yaşatarak onların içerik ile bağlantı kurması sağlanır. İkinci

adımda, bir sol beyin aktivitesi olarak, öğrenciler ilk adımda yaşadıkları deneyimi analiz ederler.

Üçüncü adımda, sağ beyni aktifleştirecek şekilde öğrencilerin öğrenecekleri kavramı metaforlar ve

görseller kullanarak hayal etmeleri sağlanır. Dördüncü adımda, sol beyne yönelik olarak öğrencilerin

kavram ile ilgili kitabi bilgileri edinmeleri sağlanır. Beşinci adımda ise öğrencilerin alıştırma yaparak

öğrenilenler hakkında uzmanlık kazanmaları sağlanır, sol beyin aktiftir. Altıncı adım bir buluş

sürecidir ve bu adımda öğrenciler öğrendiklerine kendilerinden bir şeyler ekleyerek, bir ürün ortaya

koyarlar ve öğrendiklerini genişletirler. Sol beynin aktif olduğu yedinci adımda, bir önceki adımda

ortaya koydukları ürünlerini ve arkadaşlarınınkini eleştirirler. Son adımda ise sağ beyne yönelik

olarak ürünlerinin son halini sunarlar. 4MAT Öğretim Modeli gibi öğrencilerin beyin baskınlıklarını

dikkate alan bir başka öğrenme stili modeli Bütünsel Beyin Modeli’dir.

Bütünsel Beyin Modeli

Bütünsel Beyin Modeli beyin baskınlığı denince akla gelen sağ ve sol serebral yarıkürelerin

yanı sıra; beyne gelen bilgilerin hafızaya aktarılmasında önemli görevi olan ve duyguları kontrol eden

limbik sistemi de sağ ve sol olarak ikiye ayırmaktadır (Herrmann, 1988). Limbik sistem fizyolojik

ihtiyaçlar ve mantıklı düşünme arasında bir aracılık üstlenir ve başarır da; örneğin gerçekçi

düşünceyi, duygusal enerji ile yenebilir (Herrmann, 1988). Bütünsel Beyin Modeli, serebral ve limbik

sistemin yarıkürelerini hep birlikte ele alarak beyni 4 çeyrek (A, B, C ve D Çeyrekleri) olarak

incelemektedir.

Bu dört çeyrekten üst çeyrekler (A ve D) daha çok bilişsel ve entelektüel işlemlerle, alt iki

çeyrek (B ve C) ise içgüdüler ve duygusal işlemlerle ilgilenmektedir. Sol çeyrekler (A ve B) daha çok

sol düşünme tarzını; sol üst çeyrek (A) mantıklı, analitik, sayısal ve gerçeğe dayalı düşünme tarzını,

197

sol alt çeyrek (B) ise daha planlı, organize, detaycı ve seri oluşturan düşünme tarzını benimserken; sağ

çeyrekler (C ve D) ise sağ tipi düşünme tarzını benimsemektedir. Buna göre, bütüncül, sezgisel,

sentezci, birleştirici düşünmeden sağ üst çeyrek (D) sorumluyken; kişilerarası, hislere dayalı,

duygusal ve devinimsel düşünmeden sağ alt çeyrek (C) sorumludur.

Bireyler öğrenirken bu çeyreklerinden bir tanesini ya da birkaçını diğerlerine oranla daha

fazla kullanmayı tercih edebilirler ya da tüm beyinlerini kullanabilirler (Herrmann, 1988). Öğrenirken

baskın olarak kullanılan çeyrek öğrenme tercihlerini etkilemektedir; kısacası öğrenme stillerinde

farklılığa neden olmaktadır. Bu sebepten, A çeyreğini baskın kullananlar, bir veri ya da öğretmenden

öğrenmeyi tercih ederken, B çeyreği baskın olanlar daha çok etkinlikler ile ve uygulamalı olarak

öğrenmeyi tercih etmektedir ve D çeyreğini baskın kullananlar gözlemleyerek ve sezileriyle

öğrenirken, C çeyreği baskın olanlar ise yaşanmışlıklardan, tartışmalardan, dönütlerden ve

değerlerden öğrenmektedir (Lumsdaine ve Lumsdaine, 1995).

Bütünsel Beyin Modeli ile öğretim yapılırken her bir çeyrek düşünme tipi için uygun olan

yöntemler arasında ders boyunca bir çeyrek için olandan diğerine zig-zag yapılarak hareket

edilir(Herrmann-Nehdi, 2008). Bu çeyrekler arasındaki geçişlerde sağ beyin- sol beyin- sağ beyin...

gibi beyin yarıküreleri arasında belirli bir örüntü takip edilmez. Burada sadece öğrenilen konunun

tüm önemli noktalarının her çeyrek için o çeyreğe uygun yöntemle işlenmesine önem verilir (De Boer,

Bothma ve Du Toit, 2011).

Yukarıda verilen açıklamalardan anlaşılacağı üzere, bu iki modelin benzerliklerinin yanında,

bazı farklılıkları da vardır. İlk olarak, ortaya koyduklarıöğrenme stilleri farklıdır. İkinci olarak, 4MAT

Öğretim Modeli beyin yarı kürelerini bir döngü takip ederek öğrenme sürecine dâhil ederken

Bütünsel Beyin Modeli her hangi bir döngü takip etmeksizin sağ ve sol yarı küreyi etkin hale

getirmektedir. Son olarak ise 4MAT Öğretim Modeli’nde sadece serebral yarıkürelerin dikkate alınmış

olduğu görülmektedir, Bütünsel Beyin Modeli’nde ise Limbik sistemin iki yarı küresi de öğretim

sürecine dâhil edilmektedir. Serebral yarıküreler, beyin baskınlığı denildiğinde kastedilen beynin

düşünen kısmı olarak kabul gören yarı kürelerken Limbik sistemin yarıküreleri bilişsel sürece katkı

sağlayan ve duyguları yöneten yarıkürelerdir (Herrmann, 1988).

Bu farklılıklarından ötürü bu modellerin öğrenme çıktılarında farklı etkiler yaratabileceği

düşünülmektedir. Öğrenme çıktısı olarak duyuşsal bir çıktı olan öz yeterlik algısı dikkate alındığında,

duyguları kontrol eden limbik sistemi öğrenme sürecinde dikkate alan Bütünsel Beyin Modeli’nin

daha olumlu etki yaratması beklenmektedir. Ancak modellerin Fen Bilimleri dersi öz yeterlik algısı

üzerindeki etkilerini karşılaştıran başka bir araştırmaya henüz rastlanılmamıştır. Modellerin birbirleri

198

ile bu anlamda karşılaştırılması önemlidir; çünkü beyin baskınlığı ve öğrenme stili gibi iki önemli

bireysel farklılığı dikkate alan modellerden fen öğretiminde üstün olanının saptanması uygulayıcılara

yön gösterecektir. Ek olarak, bu modellerin Fen Bilimleri dersi öğretim programının önerdiği

araştırma-sorgulamaya dayalı öğretim ile karşılaştırılması program geliştirmeciler ve uygulayıcılar

açısından önem arz etmektedir. Bu sebeple, modellerin öğrenme çıktılarındaki etkileri araştırma-

sorgulamaya dayalı öğretimin etkileri ile karşılaştırılmalıdır.

Bu araştırmanın temel amacı 4MAT Öğretim Modeli, Bütünsel Beyin Modeli ve araştırma-

sorgulamaya dayalı öğretimin Fen Bilimleri dersi öz yeterlik algısı üzerindeki etkilerini incelemek ve

karşılaştırmaktır. Yanı sıra, bu öğretimlerin Fen Bilimleri dersi öz yeterlik algısı üzerindeki etkilerinin

öğrencilerin öğrenme stiline göre farklılaşıp farklılaşmadığı da incelenmiştir. Böylece fen öğretiminde

öğretim programının önerdiği öğretim yaklaşımı ve uygulanan modeller arasından fen dersi öz

yeterlik algısı üzerinde en olumlu etkiye sahip olan ve bu olumlu etkisi öğrenme stillerine göre

farklılaşmayan öğretim tespit edilmeye çalışılmıştır.

Yöntem

Araştırmanın Modeli

Bu araştırmanın amacı uygulanan farklı öğretimlerin Fen Bilimleri dersi öz yeterlik algısı

üzerinde yaratacağı etkileri araştırmaktır. Araştırma, seçkisiz bir şekilde yeni grup oluşturmak kolay

olmadığından ve eşitlenmiş 3 grup bulmak zor olduğundan statik grup (eşitlenmemiş kontrol gruplu)

ön test-son test deseninde gerçekleştirilmiştir. Mevcut grupların kullanıldığı ve herhangi bir

eşleştirilmenin yapılmadığı desenler statik grup karşılaştırmalı deneysel desenler olarak

adlandırılmaktadır (Frankel ve Wallen, 2006; Karasar, 2004).

Araştırmada yer alan 2 deney grubu ve 1 kontrol grubu, bir ortaokulun 3 şubesi arasından

rastgele belirlenmiştir. Denel işlemler sırasında Fen Bilimleri dersi Deney I grubunda 4MAT Öğretim

Modeli ile, Deney II grubunda Bütünsel Beyin Modeli ile ve Kontrol grubunda İlköğretim Kurumları

Fen Bilimleri Dersi Öğretim Programı’nın önerdiği şekilde araştırma-sorgulamaya dayalı öğretim ile

yürütülmüştür. Deney öncesi ve sonrasında öğrencilerin Fen Bilimleri dersi öz yeterlik algısı düzeyleri

belirlenmiştir.

Katılımcılar

Bu araştırmaya 36 kız, 32 erkek olmak üzere Çanakkale Merkez ilçede bir devlet okulunun 3

şubesinde 6. sınıfa devam eden 68 öğrenci katılım sağlamıştır. Araştırmanın modeli açıklanırken

199

belirtildiği gibi öğrenciler yeniden gruplandırılmamış, bu 3 şube Deney I (n=29), Deney II (n=21) ve

Kontrol grubu (n=18) olarak rastgele atanmıştır.

Veri Toplama Araçları

Kullanılan veri toplama araçları Fen Bilimleri Dersi Özyeterlik Algısı Ölçeği ve Kolb Öğrenme

Stilleri Envanteri III’dür.

Fen Bilimleri Dersi Öz Yeterlik Algısı Ölçeği. Ölçeğin orijinal adında ve maddelerinde Fen Bilimleri

dersi ‘Fen ve Teknoloji Dersi’ olarak geçmektedir. Bunun nedeni, ilköğretim kurumlarında okutulan

bu dersin adının 2004-2013 yılları arasında Fen ve Teknoloji dersi olmasından kaynaklanmaktadır.

2013 yılında uygulanmaya başlanan güncel fen dersi öğretim programında ise dersin adı ‘Fen

Bilimleri Dersi’ olarak değiştirilmiştir. İsimler farklı olsa da söz konusu ders aynı olduğundan bu

araştırmada ölçek uygulanırken öğrencilerden maddelerdeki ‘Fen ve Teknoloji’ olarak geçen dersi

‘Fen Bilimleri’ dersi olarak kabul etmeleri istenmiştir.

Ölçek, Ilgaz (2011) tarafından geliştirilmiş ve geçerlik ve güvenirlik çalışmaları, ilköğretim

6.,7. ve 8. sınıf toplam 341 öğrenci ile yürütülmüştür. Yapılan faktör analizi sonucunda, ölçeğin iki

boyuttan oluştuğu saptanmış ve bu boyutlar ‘Öğrenebilme İnancı’ ve ‘Beceri İnancı’ olarak

isimlendirilmiştir. Ölçek, 8 Öğrenebilme İnancı boyutuna ait, 3 Beceri İnancı boyutuna ait toplam 11

maddeden oluşmaktadır. Ölçekte yer alan maddelerin madde düzeltilmiş madde toplam

korelasyonları 0,48 ile 0,73 (p<,01) arasında değişmektedir. Ölçeğin Cronbach-alpha içtutarlık katsayısı

her bir boyut ve ölçeğin tamamı için sırasıyla 0,83, 0,83 ve 0,87 olarak hesaplanmıştır.

Kolb Öğrenme Stilleri Envanteri III. Kolb Öğrenme Stili Envanteri’nin 3. versiyonu (KÖSE-III) 12

adet tamamlamalı maddeden oluşmaktadır (Kolb, 1999). Bu envanterin uygulanması sırasında,

katılımcılar, her madde için verilen 4 seçeneği, en uygun olana ‘4’, hiç uygun olmayana ‘1’ olacak

şekilde 1’den 4’e puanlandırırlar. Seçeneklerin her biri, soyut kavramsallaştırma(SK), somut deneyim

(SD), aktif deneyim (AD) ve yansıtıcı gözlem (YG) boyutlarından bir tanesine yöneliktir. Öğrenme

stilleri belirlenirken envanterden elde edilen toplam soyut SK puanı ile SD puanı arasındaki fark (SK-

SD) ve AD ile YG arasındaki fark (AD-YG) hesaplanır. Bu iki fark puanları Kolb (1999)’da verilen

koordinat düzlemi üzerine yerleştirilerek öğrencilerin öğrenme stilleri belirlenir.

Envanterin Türkçe uyarlama çalışması Gencel (2006) tarafından bu araştırmanın 12-13 yaş

grubu üzerinde yapılmıştır. Envanterin Türkçe ve İngilizce versiyonu arasındaki toplam korelasyon

katsayısı 0,77 olarak hesaplanmıştır. 0,70 ile 1,00 arasında bir değerde olan korelasyon katsayısı iki

200

değişken arasında yüksek ilişki olduğu anlamına gelmektedir (Büyüköztürk, 2009). Bu şekilde

envanterin Türkçe dil geçerlik çalışmaları sonuçlandırılmıştır.

Ölçeğin boyutlarının (SK, SD, AD, YG, SK-SD, AD-YG) güvenirlik katsayıları hesaplanmış ve

güvenirlik katsayılarının 0,71 ile 0,84 arasında değiştiği ortaya konmuştur (Gencel, 2006). Güvenirlik

katsayısı 0,60 ve 0,80 arasında olan ölçek oldukça güvenilir olarak nitelendirilir (Kalaycı, 2010).

Ayrıca, envanterin boyutları olan SK ile SD arasında (r=-0,61, p<,01) ve AD ile YG arasında (r=-0,45,

p<,01) güçlü negatif ilişki olduğu saptanmıştır ve birleştirilmiş puan hesaplamasıyla oluşturulan SK-

SD ile AD-YG öğrenme stilleri arasında düşük bir ilişki (r=-0,19) olduğu ortaya konmuştur (Gencel,

2006).

İşlem Yolu

Araştırma sürecinde sırasıyla hazırlıklar yapılmış, ön-test uygulanmış, denel işlemler

yürütülmüş ve son-test uygulanmıştır.Hazırlık aşamasında öncelikle bütün gruplar için 32 ders saatlik

ders planları ve materyaller araştırmacılar tarafından hazırlanmıştır. Uygulamanın gerçekleştirileceği

“Vücudumuzdaki Sistemler” Ünitesi için 6. Sınıf Fen Bilimleri Dersi Öğretim Programı’nda öngörülen

ders saati 32’dir (MEB, 2013). Grupların ders planlarında, öğretim programının kazanım, içerik,

değerlendirme gibi öğelerine tamamen sadık kalınmıştır. Kullanılan ders kitabı ve her türlü

materyalin bütün gruplarda aynı olmasına dikkat edilerek ders planlarının sadece öğrenme öğretme

süreci bakımından farklılaşması sağlanmıştır.

4MAT Öğretim Modeli’nin uygulandığı Deney I grubunun ders planları hazırlanırken her

konu için McCarthy ve McCarthy’nin (2006)’de belirtilen sıra ile Şekil1’de verilen 8 adımlı döngünün

her adımı sırasıyla planlanmıştır. Döngü hazırlanırken o konu için öğretim programında ayrılmış

zaman içerisinde tamamlanacak şekilde adımlar planlanmıştır. Örneğin Destek ve Hareket Sistemi ile

ilgili 8 ders saatinde tamamlanacak bir döngü oluşturulurken, Hücre konusu ile ilgili 6 ders saatini

kapsayan bir döngü oluşturulmuştur.

Deney II grubunun ders planları hazırlanırken, Bütünsel Beyin Modeli’nin vurguladığı

şekilde, sağ ve sol serebral yarıküreler ile sağ ve sol limbik sistemi‘sağ-sol-sağ-sol yarıküre’ gibi bir

örüntü gütmeden peş peşe etkinleştirecek etkinlikler tasarlanmıştır. Ancak ünitenin anahtar

kavramları ve odak noktalarıyla ilgili hem sağ hem de sol yarıkürelere yönelik etkinlik

hazırlanmasına dikkat edilmiştir. Ek olarak, etkinliklerin birbirleri ile uyum içerisinde olabilmesi için

belirli bir sistematik izlemek yerine konu akışına göre hangi yarıküreye yönelik etkinlik

hazırlanacağına karar verilmiştir.

201

Kontrol grubunun ders planları hazırlanırken ise, araştırma-sorgulamaya dayalı öğretimin

doğasına uygun olarak ‘Problemi Tanımlama’, ‘Hipotez Kurma’, ‘Araştırma’ ve ‘Verileri Analiz Etme

ve Sonuca Varma’ süreçlerine yer verilmiştir. Bu süreçler öğrencinin sorumluluğunda, öğretmenin

rehberliğinde gerçekleşecek şekilde tasarlanmıştır. Bu bilimsel araştırma süreçlerinin yanı sıra

konunun gerektirdiği soru-cevap, tartışma ve ders anlatımı gibi etkinliklere de yer verilmiştir.

Ders planları hazırlandıktan sonra, Fen Bilimleri dersi öğretim üyeleri ve öğretmenlerinin

görüşlerine sunulmuştur. Gelen dönütlere göre gerekli planlar tekrar düzenlenmiştir. Derslerin

planlanması ve materyallerin tasarlanması aşaması tamamlanınca uygulama için gerekli izinler

alınmış, uygulamanın yapılacağı okuldaki yöneticiler ve Fen Bilimleri dersi öğretmenleri denel

işlemler hakkında bilgilendirilmiş, deney ve kontrol grupları belirlenmiştir.

Denel işlemlerden önce, ön test olarak Fen Bilimleri Dersi Öz Yeterlik Algısı Ölçeği bir ders

saati süresince belirlenen gruplardaki öğrencilere uygulanmıştır. Ek olarak, öğrencilerin öğrenme

stillerini belirlemek amacıyla denel işlemler öncesinde Kolb Öğrenme Stilleri Envanteri III tekrar

uygulanmıştır. Ardından denel işlemlere geçilmiştir.

Denel işlemler sırasında, her bir grup için hazırlanan ders planlarına bağlı kalınarak, tüm

gruplarda eş zamanlı olarak araştırmacılardan biri tarafından uygulanmıştır. Denel işlemlerin (32 ders

saati) sonunda ön test olarak uygulanan Fen Bilimleri Dersi Öz Yeterlik Algısı Ölçeği bir ders saati

içinde son test olarak tekrar uygulanmıştır.

Verilerin Analizi

Veriler çözümlenirken uygulanacak analizlere karar verme aşamasında öncelikle araştırmanın

bağımlı değişkenlerinden olan öz yeterlik algısı için ön ve son test sonuçlarının gruplara göre

dağılımının betimsel analizi yapılmıştır. Yapılan incelemelerde dağılımların normalden anlamlı

düzeyde farklılaştığı görülmüş ve veri çözümlemesinde parametrik olmayan testler kullanılmasına

karar verilmiştir. Grupların ön ve son test puanları arasındaki farkın anlamlılığı araştırılırken aynı

örnekleme ait iki ortalamayı karşılaştıran Bağımlı İki Örnek t-Testi’nin parametrik olmayan alternatifi

olarak Wilcoxon İşaretli Sıralar Testi uygulanmıştır (Kalaycı, 2010). Ancak, gruplararası karşılaştırma

yapılırken; deneysel araştırmalarda sıklıkla kullanılan ve ön test puanlarının ortak değişken olarak

kontrol edildiği Kovaryans Analizi (ANCOVA)’nin (Büyüköztürk, 2009,s.112) parametrik olmayan bir

alternatifi bulunmadığından verilerin normal dağılıma dönüştürülmesi yoluna gidilmiştir.

Veri seti negatif çarpıklık gösterdiği için negatif dağılımı dönüştürmeye yönelik yöntemlerden

yararlanılmıştır. Negatif çarpıklıklar için her bir puan en yüksek puana 1 eklenerek bulunan sabitten

202

çıkartılarak pozitif çarpık dağılıma dönüştürülür, ardından karekök ya da logaritma dönüşümü

uygulanır (Büyüköztürk, 2009, s.43). Bu araştırmada dönüşüm yolu olarak veriler pozitif çarpık

dağılıma dönüştürüldükten sonra karekök dönüşümü uygulanmıştır.

Veri seti dönüştürüldükten sonra ANCOVA varsayımlarının karşılanıp karşılanmadığı

kontrol edilmiştir. Tüm grupların bağımlı değişkeninin varyansının eşitliği Levene’s Testi ile kontrol

edilmiş ve grupların son testlerinin varyanslarının farklılaşmadığı saptanmıştır, p>,05. Ayrıca

öğrencilerin bulundukları gruplara göre ön test sonuçlarına dayalı olarak öz yeterlik algısı son test

sonuçlarının yordanmasına ilişkin regresyon eğrilerinin eğimleri eşit çıkmıştır [F(2, 62)=,10, p=,91]. Bu

durumda, tüm varsayımları karşılanmış olan ANCOVA’nın gruplararası öz yeterlik algısı

karşılaştırılırken uygulanmasına karar verilmiştir.

Gruplarda uygulanan öğretimin Fen Bilimleri dersi öz yeterlik algısı üzerindeki etkisinin

öğrenme stillerine göre farklılaşıp farklılaşmadığı araştırılırken ise öğrenme stillerinin gruplardaki

dağılımı incelenmiş, gruplardaki her bir öğrenme stili için o stile sahip öğrenci sayılarının çok küçük

olduğu saptanmıştır. Bu sebeple, parametrik olmayan testler kullanılmıştır. Deney ve kontrol

gruplarındaki öğrencilerin Fen Bilimleri dersi öz yeterlik algısı ölçeği ön ve son test puanlarının

öğrenme stillerine göre farklılaşıp farklılaşmadığını belirlemek üzere Kruskal Wallis Testi

uygulanmıştır. Kruskal Wallis Testi, sürekli değişkene sahip 3 veya daha fazla grup için karşılaştırma

yapmayı sağlayan parametrik olmayan bir testtir (Kalaycı, 2010). Farklılığın hangi iki grup arasında

olduğunu belirlemek için ise Mann Whitney U Testi uygulanmıştır. Bu test aralıksız ölçülen iki

bağımsız grup arasındaki farklılıkların testidir; yani t-testlerinin parametrik olmayan alternatifidir

(Kalaycı, 2010). Mann Whitney U teti sonuçlarında ve grupların ön ve son test sonuçları arasındaki

farklılığı araştırırken kullanılan Wilcoxon İşaretli Sıralar Testi sonuçlarında farklılığın anlamlı çıktığı

durumlarda, etki büyüklüğü (r), z değerinin iki grupta yer alan toplam katılımcı sayısının kareköküne

bölünmesi (Fritz, Morris ve Richler, 2012) ile hesaplanmış ve yorumlanması Cohen (1988)’e göre

yapılmıştır. Buna göre, 0,50 yüksek etki, 0,30 orta ve 0,10 küçük etki olarak kabul edilmiştir.

Bulgular

Uygulanan öğretimlerin her birinin grubun Fen Bilimleri dersi öz yeterlik algısı üzerindeki

etkileri araştırılırken grup içi karşılaştırma yapılmıştır. Buna dair Wilcoxon İşaretli Sıralar Testi

sonuçları Tablo 1’de verilmiştir.

203

Tablo 1. Fen Bilimleri Dersi Öz Yeterlik Algısı Ölçeği ön test ve son test puanlarının wilcoxon işaretli sıralar

testi sonuçları

Grup Son Test -

Ön Test

n Sıra

Ortalaması

Sıra

Toplamı

z p

Deney I Negatif Sıra 6 13,75 82,50 2,36 ,01

Pozitif Sıra 20 13,43 268,50

Eşit 3

Deney II Negatif Sıra 8 7,56 60,50 1,66 ,09

Pozitif Sıra 12 12,46 149,50

Eşit 1

Kontrol

Negatif Sıra 10 8,25 82,50 0,75 ,45

Pozitif Sıra 6 8,92 53,50

Eşit 2

Tablo 1’de verilen grupların Fen Bilimleri dersi öz yeterlik algısı ön ve son test puanları

arasındaki fark incelendiğinde Deney I grubunun öğrencilerinin öz yeterlik algısı ön ve son test

puanları arasında anlamlı farklılık saptanmıştır (z=2,36, p<,05). Bu farklılığın etki büyüklüğünün (r=

,44) orta düzeyde olduğu görülmüştür. Sıra ortalamaları dikkate alındığında, bu farkın öz yeterlik

algısı ön test puanları lehine olduğu görülmektedir. Buna karşın, Deney II grubunun öz yeterlik algısı

ön ve son test puanları arasında (z=1,66, p>,05) ve kontrol grubunun öz yeterlik algısı ön ve son test

puanları arasında (z=0,75, p>,05) anlamlı farklılık saptanmamıştır.

Deneysel uygulamaların Fen Bilimleri dersi öz yeterlik algısı üzerindeki etkilerinin gruplara

göre farklılaşıp farklılaşmadığını belirlemek için kovaryans analizine (ANCOVA) başvurulmuştur.

ANCOVA uygulayabilmek için normal dağılım ön şartının sağlanabilmesi için normal dağılıma

dönüştürülmüş öz yeterlik algısı ön ve son test puanları analiz edilmiştir. Bu haliyle, ön test

puanlarının etkisi kontrol altına alındığında son test dönüştürülmüş puanlarının puanlarının

düzeltilmiş ortalamaları Tablo 2’de verilmiştir.

Tablo 2. Dönüştürülmüş öz yeterlik algısı son test puanlarının düzeltilmiş ortalamaları

Grup n Ortalama Düzeltilmiş Ortalama

Deney I 29 9,83 9,53

Deney II 21 12,94 10,69

Kontrol 18 6,48 9,60

Tablo 2 incelenirken buradaki ortalamaların dönüştürülmüş puanların ortalamaları olduğu

gözden kaçırılmamalıdır. Dönüştürme işlemi yapılırken daha önce açıklandığı gibi en yüksek puana

‘1’ eklenerek elde edilen sayıdan tüm puanlar çıkarılmış ve karekökleri alınmıştır. Bu durumda puan

ne kadar büyükse, çıkarma işlemi ardından kalan o kadar küçük olacağı için bu tablodaki

204

ortalamalarda sıralamalar tersinden olacak şekilde yorumlanmalıdır. Bu haliyle, Tablo 2’de yer alan

dönüştürülmüş puanların düzeltilmiş ortalamaları incelendiğinde en yüksek Fen Bilimleri dersi öz

yeterlik algısı dönüştürülmüş son test düzeltilmiş ortalamasının Deney II ( =10,69) grubuna ait

olduğu bu grubu sırasıyla Kontrol ( =9,60) ve Deney I ( =9,53) grubu son test ortalamalarının

izlediği görülmektedir. Bu düzeltilmiş ortalamaların arasındaki gruplararası farklılığın anlamlılığını

test eden kovaryans analizi sonuçları Tablo 3’de verilmiştir.

Tablo 3. Fen bilimleri dersi öz yeterlik algısı Ölçeği son test dönüştürülmüş puanlarının gruba göre ANCOVA

sonuçları

Varyansın Kaynağı Kareler

Toplamı

sd Kareler

Ortalaması

F Anlamlılık Düzeyi

Ön test 571,69 1 571,69 62,82 ,00

Grup 15,65 2 7,82 0,86 ,42

Hata 582,40 64 9,10

Toplam 8229,83 68

Tablo 3’e göre farklı öğretimin uygulandığı gruplardaki öğrencilerin öz yeterlik algısı son test

puanları arasında anlamlı farklılık saptanmamıştır [F(2, 64)=0,86, p>,05]. Uygulanan öğretimlerin Fen

Bilimleri dersi öz yeterlik algısı üzerindeki etkisinin öğrencilerin öğrenme stillerine göre farklılık

gösterip göstermediği araştırılırken grupiçi karşılaştırma yapılmıştır. Herbir grubun öz yeterlik algısı

ön test puanlarının öğrenme stillerine göre Kruskal Wallis Testi sonucu Tablo 4’de verilmiştir.

Tablo 4. Fen bilimleri dersi öz yeterlik algısı ölçeği ön test puanlarının öğrenme stillerine göre kruskal wallis

testi sonucu

Grup Öğrenme

Stili

n Sıra

Ortalaması

sd X2 p

Deney I Değiştirme 4 5,50 3 10,06 ,01

Özümseme 8 13,19

Ayrıştırma 4 11,13

Yerleştirme 13 18,81

Deney II Değiştirme 6 8,75 3 2,34 ,50

Özümseme 2 13,75

Ayrıştırma 4 9,00

Yerleştirme 9 12,78

Kontrol

Değiştirme 2 11,75 2 3,15 ,20

Özümseme 0

Ayrıştırma 9 11,17

Yerleştirme 7 6,71

205

Tablo 4’te yer alan sonuçlar incelendiğinde, Deney I grubu öğrencilerinin Fen Bilimleri dersi

öz yeterlik algısı ön test puanlarının öğrenme stillerine göre anlamlı düzeyde farklılaştığı

görülmektedir [X2 (sd=3, n=29)= 10,06, p<,05]. Deney II grubundaki öğrencilerin [X2 (sd=3, n=21)=

2,34, p>,05] ve kontrol grubundaki öğrencilerin [X2 (sd=2, n=18)= 3,15, p>,05] Fen Bilimleri dersi öz

yeterlik algısı ön test puanları öğrenme stillerine göre anlamlı farklılık göstermemiştir. Sadece Deney

I grubundaki öğrencilerin Fen Bilimleri dersi öz yeterlik algısı ön test sonuçlarında saptanan

farklılığın hangi öğrenme stilleri arasında olduğunu araştırmak üzere uygulanan Mann Whitney U

Testi sonuçları Tablo 5’de verilmiştir.

Tablo 5. Deney I grubu öz yeterlik algısı ön test puanlarının öğrenme stillerine göre U testi sonucu

Öğrenme Stili n Sıra

Ortalaması

Sıra

Toplamı

U P

Öz Yeterlik Algısı

Ön Test

Değiştirme 4 4,00 16,00 6,00 ,11

Özümseme 8 7,75 62,00

Değiştirme 4 3,25 13,00 3,00 ,15

Ayrıştırma 4 5,75 23,00

Değiştirme 4 3,25 13,00 3,00 ,00

Yerleştirme 13 10,77 140,00

Özümseme 8 6,75 54,00 14,00 ,73

Ayrıştırma 4 6,00 24,00

Özümseme 8 7,69 61,50 25,50 ,06

Yerleştirme 13 13,04 169,50

Ayrıştırma 4 5,50 22,00 12,00 ,11

Yerleştirme 13 10,08 131,00

Tablo 5’de görüldüğü üzere, 4MAT Öğretim Modeli’nin uygulandığı Deney I grubunda

bulunan değiştirme ve yerleştirme öğrenme stiline sahip öğrencilerin Fen Bilimleri dersi öz yeterlik

algısı ön test puanları arasında yerleştirme öğrenme stiline sahip öğrenciler lehine anlamlı düzeyde

farklılık olduğu görülmektedir (U=3,00, p<,05). Bu farklılığın etki büyüklüğünün (r=,63) yüksek

düzeyde olduğu saptanmıştır. Diğer öğrenme stillerine sahip öğrencilerden değiştirme- özümseme

(U=6,00, p>,05), değiştirme-ayrıştırma (U=3,00, p>,05), özümseme-ayrıştırma (U=14,00, p>,05),

özümseme-yerleştirme (U=25,50, p>,05) ve ayrıştırma-yerleştirme (U=12,00, p>,05), öğrenme stillerine

sahip olanların Fen Bilimleri dersi öz yeterlik algısı ön test puanları arasında anlamlı farklılık

saptanmamıştır. Deneysel uygulamanın ardından öğrencilerin Fen Bilimleri dersi öz yeterlik

algılarının öğrenme stillerine göre farklılık gösterip göstermediği belirlemek için uygulanan Kruskal

Wallis Testi sonucu Tablo 6’da verilmiştir.

206

Tablo 6. Fen bilimleri dersi öz yeterlik algısı ölçeği son test puanlarının öğrenme stillerine göre kruskal wallis testi

sonucu

Grup Öğrenme

Stili

n Sıra

Ortalaması

sd X2 p

Deney I Değiştirme 4 10,13 3 5,12 ,16

Özümseme 8 13,19

Ayrıştırma 4 11,13

Yerleştirme 13 18,81

Deney II Değiştirme 6 9,25 3 0,82 ,84

Özümseme 2 10,50

Ayrıştırma 4 11,25

Yerleştirme 9 12,17

Kontrol

Değiştirme 2 9,75 2 0,25 ,88

Özümseme 0

Ayrıştırma 9 10,06

Yerleştirme 7 8,71

Tablo 6 incelendiğinde, ön test puanlarında öğrencilerin öğrenme stillerine göre anlamlı

farklılığın görüldüğü Deney I grubu öğrencilerinin öz yeterlik algısı son test puanlarında öğrenme

stillerine göre anlamlı farklılık saptanmadığı görülmektedir [X2 (sd=3, n=29)= 5,12, p>,05]. Aynı

zamanda, Deney II grubu öğrencilerinin [X2 (sd=3, n=21)= 0,82, p>,05] ve Kontrol grubu öğrencilerinin

[X2 (sd=2, n=18)= 0,25, p>,05] de Fen Bilimleri dersi öz yeterlik algısı son test puanları öğrenme

stillerine göre anlamlı düzeyde farklılaşmamıştır.

Tartışma ve Sonuç

Bu araştırmada 4MAT Öğretim Modeli, Bütünsel Beyin Modeli ve araştırma-sorgulama

öğretim yaklaşımı ile fen öğretiminin Fen Bilimleri dersi öz yeterlik algısı üzerindeki etkisi

araştırılmıştır. Araştırma sırasında öncelikle her bir öğretimsel uygulamanın Fen Bilimleri dersi öz

yeterlik algısı üzerindeki etkisi ayrı ayrı araştırılmış. Ayrıca, uygulanan farklı öğretimlerin Fen

Bilimleri dersi öz yeterlik algısı üzerindeki etkilerinin farklılaşıp farklılaşmadığı da gruplar arası

karşılaştırma ile araştırılmıştır. Son olarak, bu öğretimlerin Fen Bilimleri dersi öz yeterlik algısı

üzerindeki etkilerinin öğrencilerin öğrenme stillerine göre farklılık gösterip göstermediği analiz

edilmiştir.

İlk olarak yapılan grup içi karşılaştırmalarda, 4MAT Öğretim Modeli’nin Fen Bilimleri dersi

öz yeterlik algısını olumsuz etkilediği saptanmıştır. Başka bir değişle, öğrenciler Fen Bilimleri

dersinde kendilerini daha yetersiz görmeye başlamışlardır. Bu sonuç irdelenirken öz yeterlik algısının

207

kaynakları (performans deneyimleri, model alma, sözel ikna, fizyolojik ve psikolojik durumlar)

üzerine düşünülmesi gerekmektedir.

4MAT Öğretim Modeli’nde öğrencilerin her konu sonunda öğrendiklerini kullanarak bir ürün

ortaya koymaları, bu ürünü arkadaşları ve öğretmenlerinin eleştirilerine sunmaları ve bu eleştiriler

doğrultusunda iyileştirdikleri son halini sunmaları beklenmektedir. Modelin bu basamakları,

öğrencilere alışkın olduklarından farklı bir iş yükü getirmiştir. Aktaş (2011) modelin fen derslerinde

uygulanmasının ardından öğrencilerin görüşlerini almış ve öğrencilerin modelin dezavantajlarını

sıralarken sıkıldıklarını ve modelin fazla zaman alıcı olduğunu belirttiklerini ortaya koymuştur. Bu

durum onların fizyolojik ve psikolojik durumlarına etki yapmış olabilir.

Alanyazında 4MAT Öğretim Modeli’nin çeşitli duyuşsal özellikler üzerindeki etkisini

araştıran başka araştırmalar bulunmaktadır. Bunlardan öz yeterlik algısı, modelin üzerindeki etkisinin

en az araştırıldığı duyuşsal özelliktir. Yapılan araştırmalarda genellikle modelin tutum (Delaney,

2002; Ergin ve Sarı, 2016; Jackson, 2001; Mutlu, 2004;Tatar ve Dikici, 2009; Ursin, 1995; Wilkerson ve

White, 1988) ve güdü (Aktaş, 2011; Ergin ve Sarı, 2016; Hsieh, 2003) üzerindeki etkisinin araştırıldığı

görülmektedir. Ergin ve Sarı (2016) ise modelin fizik öz yeterlik algısını arttırdığını saptamışlardır.

Ancak, eldeki araştırmanın modelin Fen Bilimleri dersi öz yeterlik algısı üzerindeki etkisine dair

sonucu yapılacak yeni araştırmalar ile irdelenmelidir. Gelecek araştırmalarda, modelin

uygulanmasının ardından öğrenciler ile yapılacak görüşmelerin, modelin öğrencilerin öz yeterlik

algısına etkisinin altındaki nedenler hakkında önemli veriler sunabileceği düşünülmektedir.

Bütünsel Beyin Modeli’nin öğrencilerin Fen Bilimleri dersi öz yeterlik algıları üzerine etkisine

dair bulgular ise modelin Fen Bilimleri dersi öz yeterlik algısı üzerinde anlamlı bir farka yol

açmadığını göstermiştir. Alanyazında modelin tutum (Tokcan, 2007) ve güdü (Bawaneh, Md Zain,

Saleh ve Abdullah, 2012) üzerindeki etkisini araştıran araştırmalar mevcutken öz yeterlik algısı

üzerindeki etkisini araştıran bir araştırmaya rastlanılmamıştır. Modelin duyguların merkezi limbik

sistemi de öğrenme sürecine katıyor olması duyuşsal özelliklerde daha olumlu etki yaratması

beklentisini doğurmaktadır. Oysa, model Fen Bilimleri dersi öz yeterlik algısı üzerinde etki

yaratmadığı gibi modelin Fen Bilimleri dersi öz yeterlik algısı üzerindeki etkisi uygulanan diğer

öğretimlerin etkisine göre farklılık da göstermemiştir. Uygulanan üç öğretimin de Fen Bilimleri dersi

öz yeterlik algısı üzerindeki etkilerinin farklılaşmadığı saptanmıştır.

Bütünsel Beyin Modeli gibi araştırma sorgulamaya dayalı öğretim de Fen Bilimleri dersi öz

yeterlik algısında olumlu ya da olumsuz bir etkiye neden olmamıştır. Bu sonucu destekleyecek

nitelikte Çalışkan (2004) da araştırma sorgulamaya dayalı öğretimin öz yeterlik algısı üzerinde

208

etkisinin olmadığını ortaya koymuştur. Şensoy ve Aydoğdu (2008) ise araştırma sorgulamaya dayalı

öğretimin öğrencilerin öz yeterlik algılarını arttırdığını saptamıştır. Bu konu ile ilgili yaygın bir kanı

bulunmamaktadır. Bütünsel Beyin modeli ile öğretimin öz yeterlik algısı üzerindeki etkisi gelecek

araştırmalar ile irdelenmelidir.

Fen derslerinde uygulanan öğretimlerin Fen Bilimleri dersi öz yeterlik algısı üzerindeki

etkisinin öğrenme stillerine göre farklılaşmaması öğretimlerin fen derslerinde uygulanması için

önerilmesine önemli bir dayanak oluşturacaktır. Bu sebeple, uygulanan farklı öğretimlerin Fen

Bilimleri dersi öz yeterlik algısı üzerindeki etkilerinin öğrenme stillerine göre farklılık gösterip

göstermediği de araştırılmıştır. Sonuç olarak, 4MAT Öğretim Modeli’nin uygulandığı gruptaki

öğrencilerin Fen Bilimleri dersi öz yeterlik algılarının denel işlemler öncesinde Kolb öğrenme stillerine

göre farklılık gösterdiği görülmüştür. Benzer şekilde, Shiue (2003) öğrencilerin öz yeterlik algılarının

Kolb öğrenme stillerine göre farklılaştığını saptamıştır.

4MAT Öğretim Modeli’nin uygulandığı gruptaki öğrencilerin Fen Bilimleri dersi öz yeterlik

algısı ön test puanlarındaki bu farklılığın, öz yeterlik algısı son test puanlarında ortadan kalktığı

görülmüştür. Bu sonuçlardan yola çıkarak, 4MAT Öğretim Modeli’nin öğrencilerin öz yeterlik

algılarındaki öğrenme stillerinden kaynaklanan farklılıkları ortadan kaldırdığı yargısına varılabilir.

Alanyazında bu sonuç ile ilişkili araştırma bulunmasa da, 4MAT Öğretim Modeli’nin Kolb

Deneyimsel Öğrenme Kuramına dayandığı ve Kolb öğrenme stillerine yönelik öğretimlere sırasıyla

yer verdiği düşünüldüğünde uygulama sonrasında öz yeterlik algılarında öğrenme stillerine göre

farklılaşma olmaması beklenen bir sonuçtur. Fakat bu sonuçla ilgili başka araştırmalara ihtiyaç vardır.

Bütünsel Beyin Modeli ve araştırma-sorgulamanın uygulandığı gruplarda denel işlemler

öncesinde öğrencilerin Fen Bilimleri dersi öz yeterlik algılarında öğrenme stillerine göre anlamlı bir

fark saptanmamıştır. Bu bulgu ile örtüşecek şekilde, öz yeterlik algısının Kolb öğrenme stillerine göre

farklılaşmadığını saptayan araştırmalar vardır. Örneğin, Gökmen ve Ekici (2012) ortaöğretim

öğrencilerinin biyoloji öz yeterlik algılarının öğrenme stillerine göre farklılaşmadığını saptamıştır.

Kahyaoğlu (2011) öğretmen adaylarının çevre eğitimi öz yeterlik algılarının öğrenme stillerine göre

farklılık göstermediğini ortaya koymuştur. Chou ve Wang (2000) ise lise öğrencilerinin bilgisayar öz

yeterliklerinde öğrenme stillerine göre farklılık saptamamıştır.

Denel işlemler sonrasında da bu grupların Fen Bilimleri dersi öz yeterlik algılarının öğrenme

stillerine göre farklılaşmadığı saptanmıştır. Bu durumda, Bütünsel Beyin Modeli ile öğretimin ve

araştırma sorgulamaya dayalı öğretimin Fen Bilimleri dersi öz yeterlik algısı üzerindeki etkisinin

209

öğrenme stillerinden bağımsız olduğu sonucuna varılabilir. Ancak, bu sonucu destekleyecek gelecek

araştırmalara ihtiyaç vardır.

Kaynakça

Aktaş, İ. (2011). 4MAT Modeline dayalı öğretimin ilköğretim 7. Sınıf öğrencilerinin maddenin yapısı ve

özellikleri ünitesindeki başarı, motivasyon ve öğrenme stillerine etkisi. Yayınlanmamış yüksek lisans

tezi, Mustafa Kemal Üniversitesi, Hatay.

Andrew, S. (1998). Self-efficacy as a predictor of academic performance in science. Journal Of Advanced

Nursing, 27, 596-603.

Bandura, A. (1977). Self-efficacy: Toward a unifying theory of behavioral change. Psychological Review,

84(2), 191-215.

Bawaneh, A. K. A., Md Zain, A. N., Saleh, S. ve Abdullah, A. G. K. (2012). Using Herrmann Whole

Brain Teaching Method to enhance students' motivation towards science learning. Türk Fen

Eğitimi Dergisi, 9(3), 3-22.

Britner, S. L. ve Pajers, F. (2001). Self-Efficacy beliefs, motivation, race, and gender in middle school

science. Journal of Women and Minorities in Science and Engineering, 7(4), 10-15.

Britner, S. L. (2002). Science self-efficacy of African American middle school students: relationship to

motivation self-beliefs, achievement, gender, and gender orientation. Doctoral dissertation, Emory

University, Atlanta, ABD.

Britner, S.L. (2008). Motivation in high school science students: a comparison of gender differences in

life, physical, and earth science classes. Journal of Research in Science Teaching, 45(8), 955-970.

Bush, V. (1945). Science: The endless frontier. Transactions of the Kanas Academy of Science, 48(3), 231-

264.

Büyüköztürk, Ş. (2009). Sosyal Bilimler için veri analizi el kitabı (10. Baskı). Ankara:PegemA

Chou, H.W. ve Wang, T.B. (2000). The influence of learning style and training method on self-efficacy

and learning performance in www homepage design training. International Journal of Information

Management, 20, 455-472.

Cohen, J. (1988). Statistical power analysis for the behavioral sciences (2nd ed.). Hillsdale, NJ: Lawrence

Earlbaum Associates.

Çalışkan, I. S. (2004). The effect of inquiry-based chemistry course on students' understanding of atom concept,

learning approaches, motivation, self-efficacy and epistemological beliefs. Yayınlanmamış yüksek

lisans tezi, Orta Doğu Teknik Üniversitesi, Ankara.

Delaney, A. (2002). Better teaching model? Middle school science classroom using the 4MAT instructional

strategy vs. lesson created without this model. Master’s thesis, University of North Texas, Texas,

ABD.

210

De Boer, A., Bothma, T. ve Du Toit, P. H. (2011). Enhancing ınformation literacy through the

application of whole brain strategies. Libri, 61, 67-75.

Dostál, J. (2015). The definition of the term “Inquiry-Based Instruction”. International Journal of

Instruction, 8(2), 69-82.

Ergin, S. ve Sarı, M. (2016). Fizik eğitiminde 4MAT öğretim yönteminin öğrencilerin seçilmiş

duyuşsal özelliklerine etkisi. Hacettepe Üniversitesi Eğitim Fakültesi Dergisi, 31(1), 212-230.

Fraenkel, J. R. ve Wallen, N. E. (2006). How to design and evaluate research in education (6th ed.). New

York: McGraw Hill.

Fritz C. O., Morris P. E. ve Richler J. J. (2012). Effect size estimates: Current use, calculations, and

interpretation. Journal of Experimental Psychology: General, 141, 2–18.

Gencel, İ. E. (2006). Öğrenme stilleri, deneyimsel öğrenme kuramına dayalı eğitim, tutum ve sosyalbilgiler

proğram hedeflerine erişi düzeyi.Doktora tezi, Dokuz Eylül Üniversitesi, İzmir.

Gökmen, A. ve Ekici, G. (2012). Ortaöğretim öğrencilerinin biyoloji öz-yeterlik algı düzeyleri ile

öğrenme stilleri arasındaki ilişkinin değerlendirilmesi. Gazi Üniversitesi Gazi Eğitim Fakültesi

Dergisi, 32(3), 843-866.

Herrmann, N. (1981, Ekim). The creative brain. Training and Development Journal, 11-16.

Herrmann, N. (1988). The creative brain. North Carolina: Brain Books

Herrmann-Nehdi, A. (2008). Whole brain design: engage and retain your learners. 15.12.2013

tarihinde https://www.elearningguild.com/showfile.cfm?id=2799 adresinden alınmıştır.

Hsieh, H. C. (2003). The effect of whole-brain instruction on student achievement, learning, motivation and

teamwork at a vocational high school in Taiwan. Doctoral dissertation, Idaho State University,

Pocatello, ABD.

Ilgaz, G. (2011). İlköğretim öğrencilerinin fen ve teknoloji dersi öz-düzenlemeli öğrenme stratejileri, öz-yeterlik

ve özerklik algılarının incelenmesi. Doktora tezi, Gazi Üniversitesi, Ankara.

Jackson, P.R. (2001). The effects of teaching methods and 4MAT learning styles on community college

students’ achievement, attitudes and retention in introductory microbiology. Doctoral dissertation, The

Lynn University, Boca Raton, ABD.

Kahyaoğlu, M. (2011). Öğretmen adaylarının öğrenme stilleri ile çevre eğitimi özyeterlikleri

arasındaki ilişki. Eğitim Bilimleri Araştırmaları Dergisi, 1(2), 67-82.

Kalaycı, Ş. (2010). SPSS uygulamalı çok değişkenli istatistik teknikleri (5th ed.). Ankara: Asil Yayın

Karasar, N. (2004). Bilimsel araştırma yöntemi (13. Baskı). Ankara: Nobel

Kolb, D. A. (1976). Learning style ınventory: technical manual. New Jersey: Prentice-Hall.

Kolb, D. A. (1984). Experiential learning: experience as the source of learning and development. New Jersey:

Prentice-Hall.

211

Kolb, D.A. (1999). The Kolb leaarning style ınventory version III. Philadelphia: Hay/McBer.

Kolb, D. A. (2000). Facilitator’s guide to learning. Philadelphia: Hay/McBer.

Kupermintz, H. ve Roeser, R. (2002). Another look at cognitive abilities and motivational process in science

achievement: a multidimensional approach to achievement validation. (CSE Technical Report. No.571).

University of California, ABD. 10.05.2016 tarihinde

https://www.cse.ucla.edu/products/reports/TR571.pdf adresinden alınmıştır.

Lumsdaine, E. ve Lumsdaine, M. (1995). Creative problem solving. Singapur: McGraw-Hill Books.

McCarthy, B. (1990). Using the 4MAT system to bring learning styles to schools. Educational Leadership,

31-37. 04.10.2013 tarihinde

http://www.ascd.org/ASCD/pdf/journals/ed_lead/el_199010_mccarthy.pdf adresinden

alınmıştır.

McCarthy, B. ve McCarthy, D. (2006). Teaching around the 4MAT cycle. California: Corwin Press.

Milli Eğitim Bakanlığı [MEB] (2013). Milli Eğitim Bakanlığı Talim ve Terbiye Kurulu Başkanlığı İlköğretim

kurumları fen bilimleri dersi öğretim programı. 16.01.2016 tarihinde

http://ttkb.meb.gov.tr/www/guncellenen-ogretim-programlari/icerik/151 adresinden alınmıştır.

Mutlu, M. (2004). İlköğretim 8. sınıf fen bilgisi dersinde fotosentez- hücresel solunum konusunun 4MAT

öğretim modeli kullanılarak öğretilmesinin öğrenci tutum ve başarısı üzerine etkisi. Doktora tezi, Gazi

Üniversitesi, Ankara.

National Research Council [NRC] (2000). Inquiry and the National Science Education Standards. ABD:

National Academy Press.

Pajares, F., Britner, S.L.ve Valiante, G. (2000). Relation between achievement goals and selfbeliefs of

middle school students in writing and science. Contemporary Educational Psychology, 25, 406–422.

Shiue, Y. M. (2003). The effects of cognitive learning style and prior computer experience on

Taiwanese collage students’ computer self-efficacy in computer literracy courses. Journal of

Educational Technology Systems, 31(4), 393-409.

Şensoy, Ö. ve Aydoğdu, M. (2008). Araştırma soruşturma tabanlı öğrenme yaklaşımının fen bilgisi

öğretmen adaylarının fen öğretimine yönelik öz-yeterlik inanç düzeylerinin gelişimine etkisi.

Gazi Üniversitesi Eğitim Fakültesi Dergisi, 28(2), 69-93.

Tatar, E. ve Dikici, R. (2009). The effect of the 4MAT method (learning styles and brain hemispheres)

of instruction on achievement in mathematics. International Journal of Mathematical Education in

Science and Technology, 40(8), 1027-1036.

Tokcan, H. (2007). Sosyal bilgiler öğretiminde bütünsel beyin yaklaşımı ile modellendirilmiş etkinliklerin

akademik başarı ve tutumlar üzerine etkisi. Doktora tezi, Gazi Üniversitesi, Ankara.

212

Ursin, V. D. (1995). Effects of the 4MAT system of instruction on achievement, products, and attitudes toward

science of ninth-grade students. Doctoral dissertation, The University of Connecticut, ABD.

Wilkerson, R. M. ve White K. P. (1988). Effects of the 4MAT system of instruction on students’

achievement, retention and attitudes. The Elementary School Journal, 88(4), 357-368.

Yurdakul, B. (2005). Yapılandırmacılık. In Demirel, Ö. (Ed.) Eğitimde yeni yönelimler (pp. 39-65).

Ankara: Pegem A.

213

The Effects of 4MAT Teaching Model and Whole Brain Model on Science Course

Self-Efficacy

In order to increase achievement in science, various arrangements were made and continued

to be made. In 2013, by the last arrangement in the Science Course Teaching Program (MEB, 2013),

inquiry based teaching approach is started to be suggested. Despite this teaching approach is an

efficient one in science teaching, it may not create similar amount of pleasure in all students for doing

research because of their individual differences. These individual differences include brain dominance

and learning style. Therefore, it is important to compare the effects on science teaching of the 4MAT

Teaching Model and the Whole Brain Model, which are learning style models that take into account

brain dominance and to compare those effects with the ones of inquiry based instruction.

In addition, it is also important to compare those effects of the models with each others’. In

spite of the all similarities, they differ in the learning styles that they defined and in the brain

hemispheres that they consider. 4MAT Teaching Model is based on the Kolb Learning Styles; while

the learning styles given in Whole Brain Model are determined according to the dominantly used

brain hemisphere. Another difference between the models is that 4MAT Teaching Model activates

only the classically known cerebral hemispheres. However, besides these hemispheres, Whole Brain

Model takes into account also the hemispheres of the limbic system. Finally, 4MAT Teaching Model

activates brain hemispheres sequentially in a cycle; whereas Whole Brain Model does not follow a

cycle, it activates the brain hemispheres by taking into account the subject flow.

These differences may also result in differences in learning outcomes. When, self-efficacy

belief is under consideration as an affective outcome, it was foreseen that Whole Brain Model, which

considers the limbic system that controls emotions will provide superiority. Therefore the main

purpose of this research is to examine and compare the effects of 4MAT Teaching Model, Whole Brain

Model, and inquiry based instruction on science course self-efficacy. In addition, it was also examined

whether the effects of these instructions on the science course self-efficacy beliefs differentiate

according to the learning styles of the students or not.

The study was designed in a static group pre-test and post-test experimental design.

Participants of the study were 68 6th grade students in three classes of a middle school. These three

classes were assigned randomly as Experiment I, Experiment II and the control group. The system in

our body unit was instructed through 4MAT Teaching Model in Experiment I group, Whole Brain

Model in Experiment II group and inquiry in control group for 32 class hours. While preparing the

lesson plans, the elements of the teaching program (MEB, 2013) such as outcome, content, assessment

and evaluation were kept in all of the groups’ plans. The only difference in the groups’ lesson plans

were tried to be created in learning and teaching processes.

214

While collecting data, Science Course Self-Efficacy Scale developed by Ilgaz (2011) was applied as a

pre and post test. The scale consists of learning beliefs and skill beliefs subscales. The Cronbach-alpha

coefficient for these subscales and the whole scale was calculated as 0.83, 0.83 and 0.87, respectively

(Ilgaz, 2011). In order to determine the learning styles of the students, Kolb Learning Style Inventory

III was applied before the experimental procedures. The adaptation of the inventory in Turkish was

conducted by Gencel (2006). The correlation between the Turkish version and the English version was

calculated as 0.77 and the reliability coefficients of the subscales of the Turkish version were found to

be changed between 0.71 and 0.84 (Gencel, 2006).

During the analysis of the data, non-parametric tests were used as the data did not show a

normal distribution. These used tests are Wilcoxon Signed Test, Kruskal Wallis Test and Mann

Whitney U Test. In addition, while comparing the effects of the models and inquiry based instruction

with each other Analysis of Covariance Test (ANCOVA) which is a parametric test was conducted by

converting the data to a normally distributed one; since ANCOVA does not have a nonparametric

alternative.

The first finding revealed that science teaching by using 4MAT Teaching Model caused a

decrease in science course self-efficacy. It may be results from the extra work load, such as creating a

product related to subject, that the model brings to the students. This work load may make the

students get bored. In the line with this inferring, in another study, students criticize the model as

being boring and time consuming (Aktaş, 2011). On the other hand, Whole Brain Model and inquiry

based instruction did not cause any change in students’ self-efficacy beliefs.

The second finding showed that there was not any difference between these three different

instructions’ effects on science course self-efficacy. This is a surprising result. Since, Whole Brain

Model takes into account the limbic system which regulates the emotions, it was expected that it will

positively affect the self-efficacy beliefs which is an affective characteristic. In literature, the effects of

Whole Brain Model on only two of the affective characteristic, attitude (Tokcan, 2007) and motivation

(Bawaneh, Md Zain, Saleh & Abdullah). However, there is not another study investigating the effect

of the model on self-efficacy.

Finally, it was found that 4MAT Teaching Model eliminated the differences in self-efficacy

believes according to the students’ learning styles. Since, the model rooted from the Kolb’s Learning

Style Model, this result is a reasonable result. Whereas, in the groups in which Whole Brain Model

and inquiry base instruction were used, any differences in science course self-efficacy beliefs stems

from learning styles were not detected before and after the experimental processes.