31
KUR'AN-1 KERiM ÖGRETiMi' Cumhuriyet Üniversitesi Fakültesi Dergisi Ci lt: VIII /1, s. 261-291 Yazan: Ömer Halil Hasan·· Çeviren: Yusuf ALEMDAR··· '" Anahtar Kelimeler: Kerim, Okuma-Ezberleme- Anlama, Yol-Yöntem, Araç-Amaç. Özet Bu makale, "Ürdün'de seviyesindeki -modem teknikler ve bilimsel· yöntemler kullanarak- sorusuna cevap bulmak kaleme bu hedef kitle, Kur'an konumundakt · yazar burada onlara, deney-gözlem ve veriler Kur'an yönelik pedagojik argümanlar _ Sözkonusu makale ana· bölümlerden Kerim'in önemi ve yeri, Kerim Kerim ana ilkeler, Kerim yöntem ve sonuç, ölçme ve kaynakça. pratik uygulama örnekleri dört ara yer ki, bunlar Tecvid yöntemleri, Kerim teknikleri, Kerim tefsiri(nin) ve Kerim('i) ezberleme usOIIeridir. Bu ülkemizde görevi bulunan bu alanda bizim ne(ler) ortaya koyma iyi bir fikir ve bu yapma da onlara yol göstereci bir rol tercüme The Teaching of the Qur'an Abstract Key words: The Holy Qur'an, Reading- Recitering-Understanding, Education-Teaching, W ay-Method, Tool-ldeal. Bu orijinal ismi "TedrisO (=Din Bilimleri olan 329-370. yer SözkonUsu kitap Dr. Abdurrahman Salih birinci olarak Riyad'da 1996/1417 en büyük ise, tek kaleminden Bu yönüyle eser, tam bir ekip ürünü olma Kitap 13 meydana olup, her biri "Islami llimler" diye bilinen bir bilim konu Bunlardan dokuzuncu bölüm, özgün "Tedrisü'I-Kur'iini'I-Kerim" olan ve tercümesini Dr. ömer Halil Hasan bu (çev.) .. Yazar; Amman özel Din olup, lisans 1395/1975'te üniversitesi Fakültesi'nden .. Master derecesini ise, 1410/199.0 senesinde Ürdün Üniversitesi Metodolojisi ve Ürdün'de temel için Islam (Din ve Inanç bilgileri)ne dair kitap komisyonunda bulundu. Halen Yerrnük üniversitesi ve Isliimi Fakültesi'nde Tilavet ve Tecvid bilim doçentidir . ... Dr., Üniversitesi Ilahiyat Fakültesi Görevlisi, Sivas.

KUR'AN-1 KERiM ÖGRETiMi' ALEMDAR··· - isamveri.orgisamveri.org/pdfdrg/D01956/2004_1/2004_1_ALEMDARY.pdf · 2015. 9. 8. · C.Ü. ilahiyatfakültesi dergisi, Vl!l/1, 2004 yusuf

  • Upload
    others

  • View
    8

  • Download
    0

Embed Size (px)

Citation preview

  • KUR'AN-1 KERiM ÖGRETiMi'

    Cumhuriyet Üniversitesi İlahiyat Fakültesi Dergisi Ci lt: VIII /1, s. 261-291 HAZİRAN-2004, SİVAS

    Yazan: Ömer Halil Hasan·· Çeviren: Yusuf ALEMDAR···

    '" Anahtar Kelimeler: Kur'an-ı Kerim, Öğretmen-öcirenci, Okuma-Ezberleme-

    Anlama, Eğitim-Öğretim, Yol-Yöntem, Araç-Amaç. Özet

    Bu makale, "Ürdün'de lıköğretim seviyesindeki öğrencilere -modem teknikler ve bilimsel· yöntemler kullanarak- Kur'an'ı olabildiğince doğru-düzgün nasıl öğretiriz?" sorusuna cevap bulmak amacıyla kaleme alınmıştır. Yazarın bu çalışmasında asıl hedef kitle, Kur'an öğreticisi konumundakt insanlardır. Dolayısıyla

    · yazar burada onlara, deney-gözlem ve araştırmaya dayalı veriler ışığında sağlıklı Kur'an öğretimine yönelik pedagojik argümanlar sunmaktadır. _

    Sözkonusu makale şu ana· bölümlerden oluşmaktadır: Giriş, Kur'an-ı Kerim'in önemi ve eğitim programlarındaki yeri, Kur'an-ı Kerim öğretiminin amaÇları, Kur'an-ı Kerim öğretiminde ana ilkeler, Kur'an-ı Kerim öğretiminin yöntem ve araçları, sonuç, ölçme ve değerlendirme, kaynakça.

    Ayrıca beşinci başlık altında pratik uygulama örnekleri eşliğinde dört ara kısım yer almaktadır ki, bunlar sırasıyla; Tecvid kuralları(nın) öğretim yöntemleri, Kur'an-ı Kerim okumayı öğretme teknikleri, Kur'an-ı Kerim tefsiri(nin) öğretim metodları ve Kur'an-ı Kerim('i) ezberleme usOIIeridir.

    Bu yazı, ülkemizde aynı görevi üstlenmiş bulunan meslekdaşlara; bu alanda bizim dışımızda ne(ler) olup-bittiğini ortaya koyma açısından iyi bir fikir vereceği ve bu işi yapma sırasında da onlara yol göstereci bir rol üstlaneceği düşüncesiyle tercüme edilmiştir:

    The Teaching of the Qur'an Abstract Key words: The Holy Qur'an, Teacher-Stu~ent, Reading-

    Recitering-Understanding, Education-Teaching, W ay-Method, Tool-ldeal.

    • Bu ma~ale, orijinal ismi "TedrisO U/Omi'Ş-şeria (=Din Bilimleri Öğretimi)" olan kitabın 329-370. sayfalarında yer almaktadır. SözkonUsu kitap Dr. Abdurrahman Salih Abdullah'ın editörlüğünde birinci baskı olarak Riyad'da 1996/1417 yılında yayınlanmıştır. Kitabın en büyük özelliği ise, tek kişinin kaleminden çıkmamış olmasıdır. Bu yönüyle eser, tam bir ekip çalışmasının ürünü olma niteliği(ni) taşımaktadır. Kitap 13 fasıldan meydana gelmiş olup, bunların her biri "Islami llimler" diye bilinen bir bilim dalının "eğitim-öğretiı:ni"ni konu almaktadır. Bunlardan dokuzuncu bölüm, özgün adı "Tedrisü'I-Kur'iini'I-Kerim" olan ve tercümesini yaptığımız Dr. ömer Halil Hasan imzalı bu yazıdır. (çev.)

    .. Yazar; Amman özel Öğretim Kurumları Eğitim-Öğretim Müdürlüğü Din Eğitimi danışmanı olup, lisans diplomasını 1395/1975'te Şam üniversitesi Şeriat Fakültesi'nden aldı .. Master derecesini ise, 1410/199.0 senesinde Ürdün Üniversitesi Eğitim Metodolojisi ve Uygulamaları alanında aldı. Ürdün'de temel eğitim programları için hazırlanan Islam Öğretisi (Din ve Inanç bilgileri)ne dair kitap yazım(ı) komisyonunda bulundu. Halen Yerrnük üniversitesi Şeriat ve Isliimi Araştırmalar Fakültesi'nde Tilavet ve Tecvid bilim dalı yardımcı doçentidir .

    ... Dr., Curı:ıh\Jriyet Üniversitesi Ilahiyat Fakültesi Öğretim Görevlisi, Sivas.

  • .. •'

    262 kur'an-ı kerim öğretimi

    This study was carried out to find an answer to the question: "How can we teach the Qur'an accurately to the pupil studying at primary school in Jordan employing modern technology and scientific methods?" The potemtial audience of the research are those who are in the position of. teaching the Qur'an. Thus,. the researcher introduces them pedagogical arguments in the light of the data gathered through experimental and observational research.

    The study includes fallawing main chapters: lntroduction, the importance of the Qur'an and its place in the curricula of education, the aims of teaching the Qur'an, the main principles in teaching the Qur'an, the methods and tools used in · t~aching the Qur'an, resul!, measurement and evaluation, bibliographical references. ·

    Chapter five has tour subdivisions providing examples of practical applications. These are:. The methods of teaching the rules of correct recitation (tacvid}, the techniques of teaching the Qur'an recitation, the methods of teaching Qur'an Commentary and the techniques of learning the Qur'an by heart.

    The research has been translated into Turkish considering that it would provide to colleagues who undertook the responsibility of teaching Qur'an a good idea of what is going on in this field in countries other than Turkey and would introduce them guidelines when teaching the Qur'an.

    MÜTERCiMiN ÖNSÖZÜ

    Hemen herkes tarafında·n gayet iyi bilinen bir husustur ki, tercüme; sözlü ya da yazılı bir şeyi, bir dilden başka bir dile aktarırndan ibarettir. Bu gerçekten hareketle, biz de makaleyi Türkçe'ye çevirirken aslına sadık kalmaya özen gösterdik. O nedenle yazarın gerek ana metinde, gerekse dipnotlar ve bibliyografyada kullandığı yazılım ~e yöntem biçimini çeviriye aynen yansıtma yolunu seçtik. Bundan dolayı, ülkemizdeki akademik. çalışmalarda uygulanan araştırma teknikleriyle uyuşmazlık arzeden birtakım ,noktaların tarafımızdan kaynaklanmadığını bilhassa belirtmek isteriz.

    Esas itibariyle makale, yazarın bulunduğu Ürdün'de temel eğitim (ilköğretim) aşamasında öğrenim gören çocuklara "nasıl iyi Kur'an öğretileceği"ni konu aldığı için, bizi yakından ilgilendirmiyor gibi gözükebilir. Çünkü bizim eğitim sistemimizde bu kadem~deki çocuklara ~'Kur'an okuma ve ezberleme"ye yönelik bir ders yoktur. Daha açıkçası, ülkemizde halen yürürlük!!= bulunan ve uygulanan müfredat programılıda yer almadığı için, bu çalışma çerçevesinde serdedilen tüm ifadeler bize yabancı gelebilir ve bizi bağlamayabilir. Zaten bunlar tamamen bizim dışımızda olup-biten veya yapılması arzu edilen faaliyetlerin dillendirilmesinden başka bir şey değildir.

    Bu yüzden denilebilir ki, yazıda sözü geçen öneri ve önermelerin tümü, Ürdün için ve oradaki talebeler adına bahis mevzOu edilmektedir. O sebeple tercümesini yaptığımız makalenin içeriğinde Türkiye'deki eğitim düzenini, öğretmen ve öğrencileri alakadar eden en ufak bir nokta mevcut değildir. Bu bağlamda bizim burada yaptığımız, sade~e "o diyar(lar}da ne var-ne yok"u göz(ler)-önüne sermeye aracılık etmektir; o kadar.

  • C.Ü. ilahiyatfakültesi dergisi, Vl!l/1, 2004 yusuf alemdar 263

    Bu cümleden olarak, işbu makale kapsamında ortaya konan fikir ve beklentiler, bize ait değil, aksine bizzat yazarının bulgu ve düşünceleridir. Bu değerlendirmenin dışına çıkıldığında ise, anlam kargaşasına yol açılabilir.

    Özetle; ülkemizd~ki eğitim yapılanmasına uymayan ve yine burada milletçe sahip olduğumuz görüş ve değerlerle bağdaşmayan bazı açıklamalar bizi bağlamamaktadır. Katılmadığımız halde tercümede bilnlara yer verınemizin yegane gerekçesi ise, asıl metne bağlı kalma endişemizden kaynaklanmaktadır. Bilinçli bir tercih olarak ortaya koyduğumuz bu tutumu, _müellif ve okuyucu böyle bilmeli ve algılamalıdır.

    Ayrıca belirtmekte fayda umduğum bir diğer nokta da, yazarın indi mütealalarıdır. Bu konuda şunları söylemekle yetinelim: Zaman zaman bizde de rastlanan ve düşmekten sakınamadığımız "duygusal yaklaşım" tarzı, burada müellifimizde de görülmektedir. Muhtemelen yazarın da kaçınamadığı ve normal karşılanması gereken bu hissi davranışın olağan bir uzantısı/eseri olan; islam'ı, Kur'an'ı vb. kutsal değerleri yorumlama iç-güdüsqyle y~r yer kullanılan bazı beyanlara iştirak etmemiz mümkün olmamakla b~raber; bu tür söylemleri, müellife saygımızın ve ana metne bağlılığımızın bir göstergesi olarak tercümede aynen korumayı 1,1ygun bulduk ki, -bir bütüncüllük içerisinde- benimsemediğimi;z bu düşüncelere de yazarın kendine özgü görüşleri olarak bakmak doğru olacaktır. Orijinaliteyi muhafaza uğruna başvurduğumuz böylesi bi[ tasarrufun, "elçiye zeval olmaz" deyimiyle özdeşleştirilmesini bekliyor; arada meydana gelen olası çeviri hatalarından dolayı okuyucu ve ilgililerin hoşgörüsüne sığınıyoruz.

    KONULAR:

    1. Giriş 2. Kur'an-ı Kerim'in önemi ve Eğitim Programlarındaki Yeri 3. Kur'an-ı Kerim Öğretiminin Amaçları 4. Kur'an-ı Kerim Öğretiminde Ana lıkeler 5. Kur'an-ı Kerim Öğretiminin Yöntem ve Araçları 6.Sonuç 7. Ölçme ve Değerlendirme 8. Kaynakça

    1. GiRiŞ Kur'an-ı Kerim('in) öğretimi (talimi), en şerefli ve en yüce işlerdendir. Allah

    bir kimse hakkında iyilik dilerse; -ister öğretici olsun, ister öğrenici olsun- bu işte onu başarılı kılar. Allah ResQiü (s.a.v.) şöyle buyuruyor: "Sizin en hayırlınız, Kur'an'ı öğrenen ve onu öğretendir." 1 Nasıl olmasın? Çünkü o, Allah'ın bize !atfettiği kelamıdır. Yaratıcı onu, devamlı okunan bir Kur'an ve kalbini aydınlattiğı kişileri doğru yola ulaştıracak ayetler ve Hakk'ın kendi adıyla vasfetfiği bir kitap olarak var etmiştir. Kur'an'ın öğrenimi ve öğretilmesi konusundan bahsetmek, boş söz değil; tersine

    ' ei-Buhari: Sahihu'I-Buhiiri, c. 6, s. 1 os.

  • 264 kur'an-ı kerim öğretiiJli

    seçilmiş Peygamber (s.a.v.) ve onun arkadaşlarının (r.a.) sünnetine uyma ve ilim-irtan sahiplerinden selef-i salihinin peşinden gitme şeklinde değerlendirilmelidir. ResCılüllah (s.a.v.), lslam'a henüz yeni girmiş olanlara Allah'ın Kitabı'nı öğretmeleri için, ashabı içerisinden muallimler gönderdi. Ömer b. ei-Hdttat;> (r.a.)'ın lslam'a giriş hikayesi, buna tipik bir örnektir.

    Bu bölüm, Kur'an-ı Kerim öğretimi ile ilgili ölup, Allah'ın kendisine Kur'an'ı öğretme ve öğrenmeyi bahşettiği kişiler için faydalı olabilecek yol ve yöntemleri açıklamaktadır. Bu bölümle aşağıdaki li edefierin gerçekleştirilmesi ümit edilmektedir:

    * Kur'an-ı Kerim'in önemini ve eğitim müfredatındaki yerini öğrenmek. * Kur'an-ı Kerim öğretiminin amaçlarını bilmek. * Kur'an-ı Kerim öğretimindeki temel prensipleri kavramak. * Kt:Jr'an-ı Kerim öğretiminde başvurulan uygulamaları saptamak. * Kur'an-ı Kerim öğretiminin ehemmiyetine olan inancı pekiştirmek.

    2. KUR'AN-1 KERiM'iN ÖNEMi VE EGiTiM PROGRAMLARINDAKi YERi Allah'tan başka Ilah olmadığına ve Muhammed'in Allah'ın ResCılü olduğuna

    şehadet eden hiç kimse yoktur ki, Kur'an-ı Kerim'in önemini ve üstünlüğünü kabul etmiş olmasın. Çünkü o, bizzat Yüce Allah'ın Kitabı'dır; Peygamberi Muhammed (s.a.v.)'e, okunan bir vahiy olarak indirdiği ve onu zulmün ve muarızların elinden sonsuza dek koruyarak Islam Ümmeti'ne ikram ettiği kelamıdır. Yüce Allah şöyle buyurmuştur:

    "Zikri (Kur'iin't) Bizindirdik ve onu yine Biz koruyacağtz, Biz. '2

    'Kur'an-ı Kerim'in önemi: Yüce Allah, bu kitabın .özelliklerini beyan ederken de aynı şekilde ortaya çıkmaktadır. Zira .o, alemler için bir hidayet kaynağıdır. Yüce Allah şöyle buyurmuştur:

    "Şu kitap var ya, onda hiçbir şüphe yoktur; o mutfaki/er için de doğru yo/(un) göstericisidir. ,a

    O, gönüllere şifadır. Yüce Allah şöyle buyurmuştur: . "Kur'an'dan, mü'minfer adına şifa ve rahmet olan ne varsa onu indiririz. O, zatimferin ancak zarar/kaytpfarınt artmr. '11

    Onunla Allah mü'minleri güçlendirir ve onda, onlar için güzel bir son muştu vardır. Yüce Allah şöyle buyurmuştur:

    "De ki; onu, inananlan desteklemek ve müslümanlara bir hic{ayet rehberi ve -:. müjdeci d/sun diye Rabbin kendi katından hak yolla ROhu'J-Kiıds'ü indirdi. '6

    O, kendisinden önce gelen_tüm kitapların.hükümlerini ihtiva eden, güvenilir bir kaynaktır. Yüce Allah şöyle buyurmuştur:

    2 ei-Htcr. 9.

    "Biz sana Kitab't, (daha ewel indirilen) önündeki kitaplan doğrulaytel ve onlara hükmedici olarak sapa-sağlam bir yolla indirdik. '6

    3 ei-Bakara: 2. 4 el-ls ra·: 82. 5 en-Naht. 102. 6 ei-Maide: 48.

  • C.Ü. ilahiyat fakültesi dergisi, Vlll/1, 2004 yusuf alemdar 265

    O, islam toplumunun başvuracağı yegane yol gösterici {=hidayet rehberi)dir. Allah şöyle buyurmuştur:

    "Cahiliyye(t) yarglSim m1 istiyorsunuz? Akleden bir kavim için Allah'tan daha iyi hükmeden kim olabilir/'7

    Yine Yüce Allah şöyle buyurmuştur: "Ey inanan/ar; Al/ah'a itaat edin, Resü/'e. ve kendinizden olan yöneticilerinize

    de itaat edin! Herhangi bir şey ha kk mda tartişacak olursamz, onu Allah'a ve Resü/'üne götürün. Eğer Allah'a ve Ahiret gününe inamyorsamz, bu (yol) sizin için daha hayuf1 ve yofiJm bakimmdan da en güzel olamd1r. '8 ,

    Kur'an-ı Kerim'in önemi, benzer biçimde Peygamber {s.a.v.)'in yönlendirmelerinde de açıkça ortaya çıkmaktadır. Ibadet alanında namaz ancak Kur'an-ı Kerim kıraaliyle sahih olur. ResCılüllah {s.a.v.) şöyle buyurmuştur: 'Bir kimse Fatiha'yı okumadan namaz kılarsa, {bilsin ki,) o namaz kusurludur {yani kabule şayan

    · olmama ihtimali vardır)'9 • Resuluilah {s.a.v.) gerek farz, gerekse sünnet namaz olsun; Fatiha'yı her

    rekatta okur ve 'siz de, bende gördüğünüz gibi namaz kılın!' 10 buyururdu. Hüküm ve yargı alanında Kur'an-ı Kerim teşri kaynağı olarak kabul edilir.

    Müslümanlar yasalarını ondan çıkarır ve ihtilaflarında ona müracaat ederler. Çünkü son söz ve en adil kanun {çözüm yolu) ondadır. {Açıkçası; Kur'an-ı Kerim'in müslümanlar için bir referans kaynağı olduğu ve onların, aralarındaki anlaşmazlıkları giderme noktasında ona başvurma lüzumunu hissettiren şu diyalog çok anlamlıdır.) ResCılüllah {s.a.v.), Muaz b. Cebel'i Yemen'e göndermek istediğinde ona şöyle demişti:

    'Önüne, yargıda bulunman icabeden bir mes'ele çıkarsa onu nasıl çözersin? O şu cevabı verdi: Allah'ın kitabıyla hükmederim. ResCılüllah devamla sordu: Allah'ın Kitab'ında bulamazsan ne yaparsın? O, bu suale şu mukabelede bulundu: Allah ResCılü {s.a.v.)'nün . sünnetiyle hallederim. Buna karşılık ResCılüllah tekrar sordu: Hem Allah ResCılü'nün sünnetinde, hem de Allah'ın Kitabı'nda bulamazsan neye müracaat edersin? Bu kez o şu yanıtı verdi: Kendi görüşümle ictihad ederim, ama yine de bırakıp gitmem. Bunun üzerine ResCılüllah {s.a.v.) {memnuniyetini ve sevincini belirtmek için) ellerini göğsüne vurdu ve şöyle buyurdu: Allah ResCılü'nün elçisini, ResCılüllah'ın razı olduğu şeyde muvaffak kılan Allah'a hamdolsun' 11 • Peygamber {s.a.v.), Yüce Allah'a yakınlaşma kapsamında müslümanları

    çokça Kur'an-ı Kerim okumaya teşvik etmiş ve onlara, onu okuyanın ecrini bildirme sadedinde şöyle demiştir: 'AIIah'ın Kitabı'ndan bir harf okuyan kişi için bir hasene vardır ki, bunun değeri {normalin üstünde) on kat sevaptır. Yalnız, elif-lam-mim'in bir

    7 ei-Maide: 50. 8 en-Nisa~ 59. 9 Müslim: Sahihu Müslim bi-Şerhi'n-Nevevi, c. 4, s. 104. ei-Khidac: en-Noksiin (=eksiklik) demektir.

    10 ei-Buhiiri: Sahihu'I-Buhiıri, c. 1, s. 155. 11 Ebü Diivüd: Sünenü Ebi Davüd, c. 3, s. 302.

  • ' ı'

    266 kur'an-ı kerim öğretimi

    harf olduğunu söylemiyorum. Fakat diyorum ki; elif bir harftir, lam bir harftir ve mim de bir harftir'12•

    Ilim ve araştırma alanında Resülüllah (s.a.v.) bizi, Allah'ın Kitabı'nı öğrenme ve öğretmeye, ayetlerini incelemeye, hükümlerini anlamaya yönlendirrniş ve bu doğrultuda o şunu söylemiştir: :AIIah'ın Kitabı'nı okumak ve aralarında onu ders konusu yapmak üzere Allah'ın evlerinden birinde toplanan hiçbir topluluk yoktur ki; onların üzerine huzur inmemiş, rahmet" onları kaplamamış, melekler onların etrafını sarmamış ve Allah onları kendi katında olanlar arasında zikretmemiş olsun'13•

    Öte alemde yar ve yardımcı olma, hem dünya ve hem de ahiretteki izzeUşeref hususunda ResOiüllah (s.a.v.) şöyle demiştir: 'Kur'an('ı çokça) okuyun! Çünkü o burada kendisini yoldaş edinenlere, kıyamet günü şefaatçi olarak gelir'14. Yine Resülüllah (s.a.v.) şöyle buyurmuştur: 'Allah bu Kitap'la nice kavimleri yüceltir, nice kavimleri de alçaltır' 15 •

    Kur'an, müslümanların fıtne (kötü) ve bela (zor) günlerinde sığındıkları bir melce'dir. Yüce Allah bu suretle onları aziz kılar, onlara bolluk-bereket verir ve her fena'şeyden onları korur.

    'ei-Haris ei-A'ver'in şöyle dediği rivayet edilmiştir: Mescid'e uğramıştım. Bir de ne göreyim, insanlar lafa dalmışlar. Ali (r.a.)'nin huzur).Jna çıktım ve hemen ona dedim ki; (ey) mü'minlerin emiri! Insanların boş yere lakırdı ettiklerini (yani camide dünya kelamı konuştuklarını) görmüyor mustin? Buna karşın o, benim soruma şu soruyla cevap verdi: Gerçekten öyle mi yapıyorlar? Ben de, evet dedim. Bu sefer o şöyle dedi: Bir ara ResOiüllah (s.a.v.)'ın, aman ha dikkatli olun; bir fitne çıkacaktır dediğini duydum. Bunun üzerine ben; bundan kurtuluşun yolu nedir ya Resülellah? diye sordum. Buna cevaben o şöyle b\lyurdu: Allah'ın Kitabı ki; onda sizden öncekilerin haberi, sizden sonrakilerin .bilgisi ve aranızda olı:ıp-biteceklerin hükmü vardır. O kesin yasa koyucu olup, asla hafife alınacak bir şey değildir. Allah, onu terkeden zorbaların belini kırar. Y\llah, hidayeti onun dışında arayanları dalalete/sapıklığa sürükler. O, Allah'ın sağlam ipidir. O, çok kuwetli bir sözdür. O, dosdcığn{ bir yoldur. Düşünceler onunla yanlışlığa sapmaz. Konuşmalar onun aracılığıyla karmaşık hale gelmez. Alimler ona doymaz. lnkarın çokluğu onun değerinden bir şey eksiltmez. Onun harikuladelikleri tükenmez. Cinlerin ona kulak verdiklerinde hakkında hemen; 'doğruya

    · ulaşttran müthiş bir Kur'an dinledik ve derhal ona inandtk.' şeklindeki ifadeleri, yine ona yöneliktir. Kim onunla konuşursa doğru(yu) söyler ve kim onunla amel ederse mükafatını alır. Kim onunla yargıda bulunursa adaletli (davranmış) olur. Kim de ona çağırırsa en isabetliyolu bulur'16• Kur'an-ı Kerim'in önemi, onun, Peygamber Muhammed (s.a.v.)'in ebedi

    mucizesi ve nübüwetinin en büyük göstergesi oluşunda da açığa çıkmaktadır. Şöyle ki, Allah onunla insanlara meydan okumuştur. Dahası; benzeri on, hatta benzeri bir

    12 et-Tirmizi: Sünenü't-Tirmizi, c. 4, t, 248. 13 Müslim: Sahihu Müslim bi-Şerhi'n-Nevevi, c. 17, s. 21. 14 ay. e., c. 6, s. 90. • 15 ay. e., c. 6, s. 98. 16 et-tirmizi: Sünenü't-77rmizi, c. 4, s. 245-246.

  • C.Ü. ilahiyat fakültesi de.rgisi, Vlll/1, 2004 yusuf alemdar 267

    süreyle bile bu meydan okuyuş devam etmiştir. Sonunda onların çaresizlikleri ve zayıflıkları ayan-beyan ortaya çıktı. Allah bu defa onların acziyetlerini, sürekli okunan bir Kur'an olarak ortaya koymuştur. Yüce Allah şöyle bı,ıyurmuştur:

    "De ki; insanlar ve cinler bu Kur'an'm benzerini oluşturabilmek için bir araya gelseler, -birbirlerine yarc/tmct/destek olsalar dahi- asla onun bir benzerini meydana getiremezler''17•

    Bu konuda Resülüllah (s.a.v.) da şc,>yle buyurmuştur: 'Peygamberlerden hiçbir peygamber yoktur ki; ona, beşeriyetin inandığı bunun (yani Kur'an-ın-) benzeri ayetler verilmemiş olsun. Bana vahiy olarak . indirilenleri de -öncekiler gibi- Allah bildirdi. Kıyamet günü, insanların çoğunun bana uyanlardan olmalarını ümit ediyorum'18• Kur'an-ı Kerim'in önemi .ve büyüklüğü, kendisini dinleyenleri etkilernesinde

    ve kalplerin kendisine meyletmesinde de tezahür etmektedir. Bu sadece mü'minlere has bir durum olmayıp kafirler için de geçerlidir ve (dahi bu,) yalnızca insanla sınırlı bir özellik de değildir. Bilakis onlarla birlikte 'melekler ve cihler de ~una dahildir. Mü'minlere gelince, onların kalpleri onunla huzur bulur (sükunete kavuşur), netisieri ondan hoşnut olur, uzuv/organları onun ayetlerini işittiğinde huşü bulur. Yüce Allah şöyle buyurmuştur: ·

    "Onlar öyle kimselerdir ki; inançltdtrlar ve on/ann kalpleri Allah't zikretmekle mutmain olur. Zaten kalp/er, Aqah't anmakla rahata kavuşmaz mt?!"19•

    Yüce Allah şöyle buyurmuştur: "Sonra on/ann ciltlderileri ve kalpleri Allah'm zikrine karşt (zikri karştsmd;V yumuşak/tk gösterir'20• Kafirler sözkonusu olduğunda ise, Kur'an onları da etkiliyordu. Müslümanlar

    Kur'an okurlarken, onların, onları dinlemeye çabaladıklarını görebilirdin. Bu yüzdendir ki; -ona inanmamalarına, onu ·inkar etmelerine ve insanların onu dinlemelerini engellemelerine rağmen- onlardan bir kısmı, Kur'an'ın kendisini etkilediği kişilerden olup hidayete ermişlerdir. Diğer bir kısmı ise büyüklük tasiayarak küfür ve inadında ısrar etmiş, sıkıntıları daha da artmış ve böylece Yüce Allah'ın rahmetinden bir hayli .uzaklaşmışlardır. ömer b. ei-Hattab ve Cübeyr b. Mut'im (r.a.), onu işiterek onunla hidayet bulanlardandır. Cübeyr 1::1. Mut'im anlatıyor: Resülüllah (s.a.v.)'ı akşam namazında et-TOr Süresini okurken duydum. O ana dek ondan daha güzel ses ya da okuyuş işitmemiştim. Onun okuyuşunu dinleyince .kalbimin parçalandığın ı zannettim. Işte ondan dinlediği;· 'başka bir şeyden mi· yarattidt/ar yoksa yaratanlar kendileri midir?' mealinde ki ayeti, onun din e girme sebebi olmuştur. Ebu Cehil (ki, asıl adı Amr

    1

    b. Hişam'dır) ve ei-Ahnes .b. Şirrik; Kur'an'ın bu tesir gücüne rağmen müslüman olmayan, Resül (s.a.v.)'e açık bir düşmanlığı bulunan ve kalpleri Kur'an-ı Ke_rim'e meyleden bir kısım zavallıdan sadece iki tanesidir. Rivayetler, Ebu Cehil ve ei-Ahnes b. Şirrik'in de içinde bulunduğu bir grup Kureyşlinin, birbirlerinden habersiz olarak

    17 e/-/srfı ': 88. 18 ·eı-Buhıiri: Sahihu'I-Buhfır~ c. 8, s. 138. 19 er-Ra'd: 28. 20 ez-Zümer. 23.

  • 268 kur'an-ı kerim öğretimi

    Kur'an dinlemeye geldiklerini bildirmektedir. Ama bu durum ortaya çıkınca, bir daha (oraya) gitmemeye sözleşmişler. Ne var ki, kendilerini tutamamışlar ve üç gece daha gizli gizli tekrar gitmişlerdir. Ve nihayet bundan sonradır ki, oraya gitmekten vazgeçmişlerdir. Işte el-Velid b. ei-Muğire, Kur'an-ı Kerim'i dinledikten sonra bile inanınamasına rağmen, şu itirafı. yapmaktan kendini alamıyordu: Muhammed'den öyle bir söz işittim ki, ne insan sözüne ve ne de cin sözüne benziyor. Allah'a yemin olsun ki, onun bir tatlılığı (letafet) ve onda bir güzellik (çekicilik) vardır. O her şeyin fevkındedir; dolayısıyla onun üstüne çıkıl(a)maz.

    Öte yandan, meleklerin zikir meclislerinde ve Kur'an tilavetinde hazır bulundukları belirtilmiştir. Yüce Allah şöyle buyuruyor:

    "Sabah namazt ve bu ibadet esnasmdaki Kur'an ktraatine !j_ahitlik edilmektedir'21 • Bu aye1in tefsirintle, tanıklık edenlerin melekler olduğu geçmektedir. Resul (s.a.v.)'ün şu sözleri bunu kanıtlamaktadır: 'Melekler aranızda gece-gündüz dolaşıp duruyorlar. Onlar sabah ve ikindi namazlarında bir araya gelirler; sonra aranızda geceyi geçirenler arşa yükselirler. Rableri -ki, t:ınları en iyi bilendir- onlara sorar: Kullarım ne durumdayken onlardan ayrıldınız? Onlar da O'na şu cevabı verirler: Onları namaz kılar halde bıraktık ve onlara namaz kılarlarken kavuştuk'22 • Sahabe (r.a.), kendilerinden birinin Kur'an okuduğu yere meleklerin

    yaklaştıklarını müşahede ederlerdi. Böyle bir hadise Üseyd b. Hudayr'ın başına geldi: "Bir keresinde Üseyd gece vakti e/-Bakara Süresini okuyordu. Atı da yanında bağlı bulunuyordu. O Kur'an okurken at birden tepinmeye başladı. üseyd okumayı kesti. O susunca at da sakinleşti. Üseyd tekrar okumaya başladı. At yine tepindi. Üseyd sustu; at da durdu. Bundan sonra Üseyd bir daha okumaya başladı. At yine hırçınlaştı. Bunun üzerine Üseyd, (artık) okumaktan vazgeçti. Üseyd'in oğlu Yahya ise, ata yakın bir yerde (yatmakta) idi. Atın çocuğa bir zararı dokunmasından endişe ederek çocuğu geriye çekti ve onu attan uzaklaştırdı. Bu sırada başını kaldırıp göğe baktığında beyaz bulut gölgesine benzer bir sis içinde kandiller gibi (duran) bazı şeylerin parlamakta olduğunu. !:;jördü. Sabah olunca Üseyd ResCılüllah'a bu olayı anlattı. Peygamber ona; 'oku ey Hudayr oğlu, oku ey Hudayr oğlu!' dedi (yani okumaya devam etmesinin gerekliliğini bildirdi). Buna karşılık Üseyd ona; 'Ya ResCılellah, atın Yahya'yı çiğnemesinden korktum. Zira çocuk atın yakınındaydı (yani onun için okumayı bıraktım). O esnada başımı yukarıya kaldırdığımda gökyüzünde bulut- gölgesini andıran bir beyazlık içinde kandile benzer şeylerin parlamakta olduğunu müşahede ettim. Derken bu beyaz gölge tabakası, içindeki ışık huzmesi ile birlikte enginlere doğru çekilip çıktı. Nihayet onu gör(e)mez oldum (yani gözden kayboldu) ve ben de hemen oradan ayrıldım' dedi. Peygamber ona sordu: 'Onların ne olduğunu biliyor musun (yani aniadın mı)?' O da 'hayır' cevabını verdi. Bu sefer Peygamber ona; 'ey Üseyd, onlar senin sesini duyup gelen meleklerdi. Eğer okumaya devam etseyd;n, sabaha kadar onlar seni dinle.lerdi ve insanlar onları

    21 e/-/srtı': 78. 22 Müslim: Sahihu Müs/im, c. 5, s. 133.

  • 1

    1 c.ü. ilahiyat fakültesi dergisi, Vlll/1, 2004 yusuf alemdar 269

    seyrederdi; böylece onlar halkın gözünden kaybolmadan sen· de (o hal üzere) sabahlardın' açıklamasını yaptı"23 •

    Cinlerin hazır bulunuşu ve Kur'an('ın) okunuşunu• dinledikleri meselesine gelince, bu konu Kur'an-ı Kerim'de geçmektedir. Dahası Kur'an'dan bir sure, Cin Süresi olarak adlandırılmıştır. Alemierin Rabbi Allah şöyle buyuruyor:

    "De ki, bana cinlerden bir grubun kulak kesildiği şey (ayet) ler vahyolundu ki onlar; 'müthiş bir Kur'an işittik ve hemen ona\ inandtk. Bundan böyle Rabbimize hiç kimseyi ortak koşmayacağtz' dediler'2.4. Işte Alemierin Rabbi Allah'ın kel~mı olan Kur'an-ı Kerim budur. ResGiüllah

    (s.a.v.) onun hakkında şöyle diyor: "Kur'an okuması ve Ben'i zikretmesi kimin Ben'den bir şey istemesine mani clursa, ona, Ben'cen talepte bulunanlara verdiğimi!"! en iyisini veririm. Çünkü Allah Kelamı'nın diğer ·sözlere üstünlüğü, Allah'ın yarattıkları na olan üstünlüğü gibidir."25• Kur'an-ı Kerim, Peygamber (s.a.v.) döneminde müslümanların incelediği tek

    kitaptı. Ayetlerinin, surelerinin kaydedildiği Kur'an dökümanları; gerek mescidlerde, gerekse evlerde ve harp meydanlarında insanlara din işlerini ve Rablerinin Kitabı'nı öğreten muallimlerin yanında bulunuyordu (~ani mukriler. vahiy evrakını yanlarından ayırmıyorlardı).

    Müslümanların Kur'an-ı Kerim'den başka bir şey'e yönelmemeleri ya da ondan başka bir şeyle uğraşmamaları için ResOlüllah (s.a.v.) onları, Kur'an dışında başka bir şey yazmalarını -onunla karıştınlma endişesiyle- yasaklıyordu. Allah Resulü (s.a.v.) bu konuda şöyle buyurmuştur: 'Benim dediklerimi yazmayın. Kur'an haricinde benim söylediklerimi yazanlar varsa, derhal onu yok etsinler'26•

    Kur'an-ı Kerim'e olan aşırı ilgi, Hulefa-i Raşidin dönemine, hatta Peygamber (s.a.v.)'In hadislerinin toplanmasını emreden Emevi halifEisi Ömer b. Abdilaziz('in devrin)e kadar devam etti. Bundan sonra işler düzene girdi; bilim dalları birbirinden ayrıldı ve çeşitlendi. Her ilmin üstadları ve eserleri old~; Tefsir, Fıkıh, Hadis ilimleri gibi. Ancak bütün bunlar, hep Kur'an-ı Kerim etrafında dönüyordu ve ona hizmet etmek için ortaya konulmuştu. Çünkü dinin temeli ona daya~ıyordu ve bilahere icad edilen bilimlerin tümü, bu dine hizmet için vardı.

    Kur'an-ı Kerim hakkında söylediklerimizin tam::ımı, onun Kitap oluşu hakkındadır. Onun bir de okunan Kur'an oluşuna gelince, Peygambei (s.a.v.) döneminde ashaptan kurra olarak ön-plana çıkanlar olmuştu. Bunlardan bazıları şunlardır: ı iulefa-i Raşidin, Abduı'ıah b. Mes'Gd, Übeyy b. Ka'b ve diğerleri (r.a.). Abdullah b. Ömer (r.a.)'in şunu söylediği naklediliyor:

    23 eı-Buhari: Sahihu'I-Buhfiri, c. 6, s. 106. 24 ei-Cinn: 1-2. 25 et-Tirmizi: Sünenü't-Tirmizi, c. 4, s. 256. 26 Müslim: Sahihu Müs/im bi-Şerhi'n-Nevevi, c. 18, s. 129.

  • ··. 1.

    '1

    ''

    270 kur'an-ı kerim öğretimi

    'Peygamber (s.a.v.)'in şöyle bir beyanda bulunduğunu işittim: Kur'an'ı şu dört kişiden alın: ·lbn Omm-i Abd, ·Muaz b. Cebel, Übeyy b. Ka'b ve Ebu Huzeyfe'nin mevlası Salim'27• Kur'an-ı Kerim, müslümanların bilimsel çalışma ve öğretim programiarına

    hakimdi. Öğrenciler eğitimlerine bwnunla başlardı. Dolayısıyla Kur'an, eğitimin asıl ve temel kitabı idi. O nedenle öğrenciler, Kur'an ilimlerinde (yüzünden) okuma (tilavet), ezberleme (hıfz), anlama ve kavrama (ma'rifet) bakımından iyi bir seviyeye gelince ancak öteki bilim ve fenlere geçiyorlardı. Bu hususta lbn Haldun Mukaddime'sinde şöyle diyor: 'Kur'an-ı Kerim çocuğun öğrendiği bilgilerin başında gelmektedir. Çünkü ana-baba· içi': Kur'an öğretimi, di nin temel d üsturları ndan biridir. Bütün dindaşlar bunu böylece benimsemiş ve -kalbe hitap, imanın iyice sağlarnlaşmasında büyük rol

    oynadığı için- bütün Islam beldele~nde,Kur'an'a öncelik vermek adet haline getirilmiş ., ve Kur'an, Islam öğretisinde sonradan kazanılan becerilerin temelini teşkil eder konuma yükselmiştir'28 •

    Çağdaş eğitim müfredatı şçısından Kur'an-ı Kerim'e baktığımızda vaziyet değişmektedir. Şimdiki okul programlarında Kur'an-ı Kerim, artık Din Öğretimi veya Islam Eğitimi mevzuları arasında yer alır olmuştur. Durum, şu ya da bu müfredata göre farklılık arzetmektedir. Bazıları Kur'an-ı Kerim için bir veya birden fazla özel ders koyarken, bazıları da Din Eğitimi dersleri çerçevesinde akutulacak olan Din Dersi kitabına birtakım sureler yerleştirmekle yetinmektediL Ister ayrı bir ders tahsis edilsin, isterse Din Dersi kitabının arasına sokuşturulmuş olsun; Kur'an-ı Kerim öğretiminde şu sonuçların alınması hedeflenmelidir: Güzel bir okuyuş, yeterince ezber, manayı anlama, Kur'an'a dair bazı usul ve tarih bilgilerini öğrenme ve tecvid kurallarını bilme ve uygulama.

    3. KUR'AN-i KERiM ÖGRETİMİNiN AMAÇLARI Kur'an-ı Kerim öğretiminin hedeflerinden söz ederken; bizim

    perspektifınıizden bakıldığında, bu konunun, altı çizilmesi gereken iki noktası vardır: Birincisi, bunun dini inanca dayalı olması (itikadi boyut); ikincisi ise, öğretimle'ilgisinin bulunmasıdır (eğitimle alakah yÖnü). Yüce Allah'ın, kendilerini Kitab'ını öğretme ve öğrenmeyle onurlandırdığı kişilerin bu iki hususu birlikte gerçekleştirebilmeleri, Yüce Allah'ın kendilerini arzularına ulaşmada muvaffak kılması ve onların arnellerine karŞılık ecirlerini (kat kat) artırması için bu işin tam şuurunda olmaları lazım gelir.

    ·:Kur'an öğretiminin amaçlarından bahsederken, şunu da hatırlatmamız faydalı olacaktır: Hedefler alanı üçtür. Bunlar; edai (okuma ile ilgili) alan, ma'rifi (akli/zihinsel) alan ve kalbi (hissi/duygusal) alan. Kur'an-ı Kerim öğretiminden güdülen amaçlar, bunl~rın tümünü kapsar. Aşağıda bu hedeflerin başta gelenlerinin

    · açıklaması yapılmaktadır: 1. Tecvid ksidelerine riayet ederek iyi bir tilavette bulunmak, harfleri

    mahreçleri (tam yerleri)nden çıkarmak ve onları sıfatlarıyla telaffuz ı;ıtmek. Bu amaç, okuyucunun dilinin, Kur'an ayetlerini güzel okuyabilmesi için alıştırma (talim)

    27 ay.e., c. 16, s. 17-18. 28 lbn Haldün: el-Mukaddime, s. 771.

  • ı ı

    C.Ü. ilahiyat fakültesi dergisi, Vlll/1, 2004 yusuf alemdar 271

    çalışması (egzersiz yapması) ile eğitilmesini gerektirir. Böylece o kişi, Allah'ın; "Kur'an'ı ter ll üzere oku!'29 şeklindeki emritıi yerine getirmiş olacaktır.

    2. Ayallerin anlaşılması ve manalarının düşünülmesi. Bu hedef, okuyucunun, okuduğunu anlayan, ayet ve sarelerin manalarını idrak eden biri olabilmesi için, Kur'an'ın tek tek (münferid) kelime ve bileşik (cümle halindeki terkibi) ifadelerinin anlamlarının bilinmesini gerektirir. Bu takdirde o kimse, Yüce Allah'ın aşağıdaki ayet (meal)leriyle kastettiği şeyin bilincinde olacaktır:

    "Kur'an'ı düşünmezler mi? Yoksa kalpleri kilitli midir?'a0• "Kur'an'ı öğüt almak için kolaylaştırdık. Hani ibret alan yok mu?'a1• 3. Kur'an('ın) ayet Ve sOrelerinin ezberlenmesi. Bu da önce iyi bir tilavet,

    sonra da ilgili ayatierin ezberlenmesini zorunlu kılar. Böylece okuyucu, Allah'ın kendisine farz kıldığı görevi yerine getirmiş olur. Ezberlediklerini namazlarında okur ve ResCılüllah'ın; 'içinde/hafızasında Kur'an'dan bir şey bulunmayan kişi, harap ev gibidir'32 hadisiyle uyardığı kötü akıbetten kurtulmuş olur.

    4. Kalbin huşO ve huzur bulması. Bu, Allah'ın Kelı3mı'nı sevmeyi ve onu sıkça okumayı gerektirir. Böylece (bunu yapan şahıs) Yüce Allah'ın şu sözünün altına girer:

    "Allah en güzel sözleri, Rablerinden korkaniann bedenlerinin kendisinden ürperdiği ve sonra dışlan ve içieri Allah'ı zikretmeye karşı yumuşadığı,, içinde benzerlikler ve çiftlikilikler bulunan kitap olarak indirmiştir .• a3• 5. Sevap ve O'nun rızasını kazanmak için Yüce Allah'a yaklaşmak. Bu da

    Yüce Allah'ın, Kitabı'nın kıraat edilmesini sevdiğine ve (~unun) n:ıukabilinde ödül vereceğine olan inancın sağlamlığını gerektirmektedir. Bu hususta Resul (s.a.v.) şöyle buyuruyor:

    'Kıskançlık (haset) ancak şu iki konuda olabilir: Allah'ın kendisine Kur'an öğrettiği ve gece-gündüz onu okuyan kişi ile Allah'ın kendisine varlık verdiği ve onu hak yolda harcayan kimse hakkında'34 •

    6. Kur'an'ı anlamak isteyen herkesin ihtiyaç duyduğu Kur'an ilimlerinin öğrenilmesi ve hükümleri.nin bilinmesi. Bunlardan bazıları şunlardır: Nasih-mensCıh, Mekki-Medeni vd. ei-Hafız Ebu Ya'la'nın tahriç ettiği bir hadiste Ebu Hureyre (r.a.)'den naklen şöyle rivayet edilir: ResCılüllah (s.a.v.) buyurdu ki; 'Kur'an'ı i'rab edin ve i'rabını tam yapın (yani harf ve kelimelerinin hakkını ve müstehakkını vererek okuyun)!'35• .

    7. Yüce Allah'ın Kalarnı'nı yüceltmek. Bu, onu okuma ve ayetlerini dinleme esnasında edepli davranmakle gerçekleşir. Ayrıca kişi onu ancak temiz olarak eline almalı ve cünüp iken onu okumamalıdır.

    29 eı-Müzzemmit 4. 30 Muhammed: 24. 31 el-Kamer. 17. 32 et-Tirmizi: Sünenü't-Termizi, c. 4, s. 250. 33 ez-Zümer. 23. 34 ei-Buhari: Sahihu'J-Buhari, c. 6, s. 1 oa. 35 lbn Kesir: Fazlu'I-Kur'an, s. 92.

  • 272 kur'an-ı kerim öğretimi

    4. KUR' AN-I KERiM ÖGRETiMiNDE ANA iLKELER Kur'an-ı Kerim öğretiminin temel prensipleri incelenirken, Kur'an'ın Allah

    Kelamı olduğu ve onunla başka bir kitabın asla yarışamayacağı/mukayese edilemiyeceği gibi bir niteliğinin bulunduğu göz-ardı edilemez. Çünkü o, Yüce Allah'ın, insanları aciz bırakan kelamıdır. Onun mushaflardaki hattı (imlası), bazı kelimelerde, bilinen yazı stilinden farklı özellikler gösterir. Onun öğretim ve öğreniminin kural ve ilkeleri çağdaş eğitim normlarından önce, şer'i hükümlere boyun eğmiştir (yani dinsel ve geleneksel yasalara göre düzenlenmiştir). Aşağıda, Kur'an-ı Kerim öğretiminde gözetilen en önemli ilkeler sıralanmaktadır:

    1. Yüce Allah'a karşı niyetin içtenliği (ihlas). Müslüman, her halükarda Yüce Allah'a ibadet eden (kulluk görevini yerine getiren)dir. lbadetin kabul edflebilir olması ve onu yapanın da karşılığını tam olarak görebilmesi, Yüce Allah'a karşı niyetin samimi olmasını gerektirir. Gerçekte ilim de (bir) ibadettir. Bilimlerin en şerefiisi ise, Allah'ın Kitabı ve Kelamı'yla ilgili alandır. Öğretim ve öğrenimle alakalı beklentilerinin gerçekleşmesini kendilerine nasip etmesi için, öğretmen ve öğrencinin saf/temiz düşüneeli olması lazım gelir. ResOiüllah (s.a.v.) şöyle b yurmuştur: 'Ameller niyetiere göredir. Kişi için yalnız niyet ettiği şeyin karşılığı vardır'36 •

    2. Kur'an öğrenim ve öğretimi, müslümanı Rabbine en çok yaklaştıran ve Islam toplumunun en yardım-severlerinden kılan bir husustur. ResOiüllah (s.a.v.) · şöyle buyurmuştur: 'Sizin en hayırlınız, Kur'an'ı öğrenen ve öğretendir'37 •

    3. Kur'an-ı Kerim öğrenimi, ictihadla bağlantılı bir iş değildir. Bilakis bunun, senedi ta Peygamber (s.a.v.)'e kadar uzanan dini bir dayanağı vardır. O da, Rabbinin kendisine öğrettiği şeklin aynısıdır. Yüce Allah şöyle buyurmuştur:

    "Çabucak okumak için. dilini htzft hareket ettinneldepreştinne! Onun (Kur'an'nm) (senin zihnindelkalbinde) toplanmast ve okunmast (sana okutmast} Biz'e aittir. Onu (sana) okuduğumuzda sen (yalmzca) onun okunuşunu takip et! Sonra onu açtklamak, yine Biz'e düşer'38• Bunun içindir ki; Tecvid ve Kıraat alimleri, makbul kıraatin senedinin

    ResCılüllah (s.a.v.)'a kesintisiz qlarak ulaşmasını şart koşmuşlardır. 'Kurra'dan herhangi birinin kıraati, müşafehe (ağızdan aktarım) ve sema (kulaktan duyma) yoluyla isnadı, ResOiüllah (s.a.J.)'tan alan sahabeye dayanacak tarzda zincirleme olarak bir öncekinden aldığı tesbit edilmedikçe kabul edilmez. Arapça gramer kurallarına ve mushaf yazısına (imlaya) uygun olsa dahi, sahih bir isnadla nakledilmeyen kıraatler merduddur; alınmaz'39• Benzer bir durum, Kur'an('ın) tefsiri için de geçerlidir. Buna göre Kur'an:m tercüme ve açıklaması, Tefsir Usulü'ne dayanır. Re'y (ictihad) ile tefsir, me'sOr (rivayete dayanan) bir tefsire ters düştüğünde kabul edilmez. 'Kişisel mülahazayla yapılan tefsir, -kendisini övgüye layık bir düzeye getirecek şekilde tüm şartlara sahip olsa bile- kesin bir nasla ortaya çıkan me'sOr (rivayet) tefsir(in)e ters düştüğünde, kendisini haklı gösterecek· hiçbir gerekçesi olamaz. Çünkü re'y (bakış açısı), bir ictihaddır. Nassın geçtiği yerde ictihada

    36 eı-Buhari: Sahihu'I-Buhari, c. ı, s. 19. 37 ay.e., c. 7, s. 108. 38 et-Kwame: 16-19. 39 Subhi's-Salih: Mebahis fi U/ümi'I-Kur'an, s. 250.

  • 1

    1

    1 J

    C.Ü. ilahiyat fakültesi dergisi, Vlll/1, 2004 yusuf alemdar 273

    (yoruma) yer yoktur'40. Bu meyanda EbObekr es-Sıddik (r.a.) şöyle diyor: 'AIIah'ın Kitabı hakkında kendi görüşümle bir şey söyleyecek olursam, hangi gök beni altında barındırır ve hangi yer beni üstünde taşır(?!)'.

    's. Kur'an-ı Kerim tilavetinin öğretiminde aslolan müşafehe (sözlü nakil)dir. Bu ilim kitaplardan öğrenilmez; aksine (fem-i muhsin sahibi okuyuşu düzgün) kişilerin ağızlarından alınır. Nitekim Cibril (a.s.) onu ResOluilah (s.a.v.)'a, Rabbinin kendisine öğrettiği biçimde okumuştur. Yüce Allah şöyle buyurmuştur:

    "Onu (Kur'an'1) sana okuduğumuzda, sen (yalnızca) onun okunuşuna

    Yüce Allah ResOI (s.a.v.)'üne, Kur'an('ın) kıraatini Allah'ın istediği şekilde öğrenmeleri için, onu insanlara öyle okumasını emretmiştir. Yüce Allah şöyl~ buyurmuştur:

    "(Bu,) insanlara ağ1r ağ1r okumanı emrettiğimiz ve parça parça indirdiğimiz bir Kur'an('d1r)'A2•

    es-Sahlh'te, Cibril (a.s.)'in ResOiüllah (s.a.v.)'a Kur'an'ı sunduğu bildirilmiştir. (Örneğin,) Aişe (r.a.)'in şöyle dediği rivayet edilmiştir: ResOiüllah bana gizlice şunu haber verdi: Her yıl Kur'an'ı Cibril'le birbirimize arz ediyorduk. Bu yıl onu iki kez mukabele ettik. Bunu, ecelimin geldiğinden başka bir yönde değerlendiremiyorum'43 •

    6. Kur'an-ı Kerim'le ilişkili bal1is ve bilgiler -yani Kur'an llimleri-, sırf bilim yapmak için değil, tersine (onların) fonksiyonlarından dolayı elde edilir. Mesela; Tecvid Ilmi'nin gayesi, dili, Kur'an'da hata yapmaktan korumaktır. Tefsir Ilmi'nin hedefi, içindekilerle amel etmek "üzere Kur'an ayetlerini anlamak ve bu manalar üzerine düşünmektir. Mekki-medeni, nasıh-mensOh vb. diğer Kur'an ilimleri de böyledir. Sözgelimi; Tecvid Ilmi sadece idğam, ihfa, kalkale ve meddi beliemek maksadıyla değil, bilakis Kur'an okuyuşunda Yüce Allah'in emrini uygulamak üzere, (tilavette) bütün bunların gözetilmesi gerektiğinden dolayı bilindiğine dikkat çekmek amacıyla öğrenilmelidir.

    "Kur'an'1 tertfl üzere (doğru-düzgün biçimde) oku!'A4• Kur'an'ın lafız ve cümlelerinin manaları, salt dilsel kelime ve terkip

    olmalarından dolayı ezberlenmiş ve bilmiş olmak için değil; aksine bunlar, (kendilerini) işlevsel hale getirmek maksadıyla öğrenilir. Bunun pratiğe yansıması ise; okuyucunun okuduğunu anlaması, Kur'an-ı Kerim'in emirlerini yerine getirmesi ve ahkamıyla amel etmesi şeklinde tezahür eder.

    7. Kur'an öğretiminin amaçlarının gerçekleşmesi için akli (bilgisel), edai (kıraatin icrası) ve kalbi (içsel) olmak üzere üç hedefın alanını kapsaması icabeder. Derste okululmak üzere belirlenen sürelerin her birinde tilavetin hakkıyla yerine getirilmesi, ayetlerin anlaşılması ve Yüce Allah'ın Kelamı'nın azametinin ve onun

    40 ay. e., s. 293. · Yazar, galiba bir yanılgı eseri olarak 3. maddeden 4.'ye atlamış; yani asıl metinde 4. madde yok. Dolayısıyla

    biz de bu sıralamaya uyduk. (çev.) 41 ei-Kwame: 18. 42 e/-/sril': 1 06. 43 eı-Buhiiri: Sahihu'/-Buhi'Jri, c. 6, s. 101. 44 ei-Müzzemmit. 4.

  • 274 kur'an-ı kerim öğretimi

    diğer beşeri sözlerden üstün oluşunun hissedilmesi gerekir. Zatı ve sıfatları bakımından bütün eksikliklerden uzak olan Allah'a benzer başka hiçbir şey yoktur. Yüce Allah şöyle buyurmuştur:

    "Onun benzeri hiçbir şey yoktur. O her şeyi tam olarak görür ve işiür'A5 • 8. Kur'an-ı Kerim'in tamamının ya da bazı süre ve ayetlerinin ezberlenmesi,

    öncelikle ve özellikle arzu edilen. bir husustur. Resülüllah (s.a.v.), kendisine inzai edilenleri ezberler ve ashabından da bunu isterdi. Bu yüzden sahabe, onu hem hafızasına nakşetmiş, hem de yazıya geçirmiştir. Yeni yetişen öğrencileri, Kur'an'ın süre ve ayetlerini ezberlemeye yönlendirme noktasında selef-i salih (ilk dönem-ler-in güzide nesli) de bu doğrultuda hareket etmiştir. Bize kadar gelen haberlerde, çok sayıda ilim talibinin henüz on yaşından ewel Kur'an'ın tümünü hıfz ettikleri bildirilmektedir. Günümüzde ise, yerel ve uluslararası Kur'an ezberleme/hafızlık yarışmalarına katılan birçok öğrencinin, daha on yaşının altında iken Kur'an'ın tamamını ya da cüzlerinin çoğunu ezberlediğini görmekteyiz.

    9. Kur'an-ı Kerim ayetlerinin kolay anlaşılır olması, bu ayetlerin ezberlenmesine yardımcı olmaktadır. Çünkü o; okuyanın anlayabildiği, alimierin dayamadığı ve herkesin aradığını bulabildiği, Allah_'ın karmaşık olmayan kelamıdır.

    1 O. Modern çağda eğitimcilerin ulaştıkları verilerden istifad~ etmek ve güdülen amaçl;:ırın elde edilmesine katkı sağlayacak olanları seçmek. örneğin;

    Eğitim Psikolojisi, öğretim metodları, eğitim teknikleri, ölçme ve değerlendirme araçları, hedeflere ulaşmada yardımcı etkenlerdir. Çünkü mü'min, -bilgi ve hikmet adına- yitirdiği şeyi nerede bulursa alır.

    11. Kur'an okumasını öğreten kişinin kıraat sahasında yetkin ve yetenekli olması son derece mühimdir. Çünkü onun yetersizliği ve yeteneksizliği hoş karşılanacak bir durum değildir. Zira bu konudaki eksiklik ve beceriksizlik, günah kapsamında değerlendirilecek bir husustur. Öğretmene düşen görev, öğrencilerin düştüğü hataları açığa çıkarinakia doğrudan bağlantılı olarak onların bu yöndeki kabiliyetlerini geliştirmektir. Bazı · öğretmenierin Kur'an okuyuşları kafi derecede olabilir; fakat onlar, öğrencilerinili düştüğü yanlış(lık)ları idrak edemedikleri takdirde, onların bu üstünlükleri zedelenir. Ürdün'deki eğitim-öğretim birimleri/müdürlüklerinden birinde yapılan alan araştırmalarından birinin sonucuna göre; araştırma kapsamına giren lise seviyesindeki bay-bayan öğretmenlerin, Kur'an okuma d~rsi programı h.azırlamada pek başarılı olamadıklarını göstermektedir46• Bu durum onların, öğrenCilerin Kur'an o~uma sırasında yaptıkları yanlışları tesbit etme ve düzeltme becerisinde istenilen noktaya varamadıkları anlamına gelmektedir. Bu zayıflık, öğretim faaliyetini olumsuz yönde etkileyen bir faktördür. Çünkü (bu halde) öğrencilerin düştükleri bazı hataları belirleme faydası ortadan kalkmaktadır.

    45 eş-Şürii: 11. . 46 Abdurrahman Salih Abdullah ve Huseyn Beni Halid: 'Meda ltkani Muallimi ve Muallimiiti't-Terbiyeli'l·

    lslamiyye fi'I-Merhaleti's-Saneviyye fi Muhafazati'I-Mefriı. Takvime'I-Ediii fi't·Tiliive (ei-Mefrik . Viiayati'nde Lise DOzeyindeki Bay ve Bayan Din Eğitimi Öğretmenlerinin Kur'lin-ı Kerim Okuma Dersi Programı Hazırlama Yetenekleri)', Ebhasü'I-YerniUk (Yermük AraşttrmalanJ: Siısiletü'I-Uiümi'l· lnsiiniyye ve'l-lctimaiyye (Insan ve Sosyal Bilimler Dizisi), ei-Mücelledü's-Sabi' (c. VII), ei-Adedü'r-Rabi' (sy. 4), m. 1991, s. 136.

  • C.Ü. ilahiyat fakültesi dergisi, Ylll/1, 2004 yusuf alemdar 275

    Öğretici konumundaki kişide sadece yanlışları ortaya çıkarma yeteneği bulun(ur)sa, bu da sorunu - çözmede yeterli olmaz. Devamla bunu, hataların düzeltilmesi izlemelidir. Bence; ayE!tin sonunda ya da ayet içinde durduğunda, Kur'an okuyan öğrenciye, yanlışlık yaptığı metni tekrar gözden geçirme fırsatı verilmelidir. Eğer bu sefer, hatasız olarak doğru bir şekilde okursa, onün bu durumu kabul edilebilir ve yanlış (artık) sözkonusu edilmez. Ancak ikinci kez okuduğunda yine (bir) yanlışlık yaparsa, o .zaman, telaffuzunda hata yaptığı kelimeye tekrar baktırılır ve ondan, olması gerektiği gibi okuması istenir. Bunu yapamayacak olursa, iyi okuyan bir arkadaşına o ayet akutturulur veya onu öğretmenin kendisi okur. Ondan sonra orayı tekrar hatasız bir şekilde doğru okuması istenir. Bu ·suretle öğretmen, -öğrencinin hatasını anladığından ve onu düzelttiğinden emin olur. Şayet öğrenci çok yanlışlık yapar yahut hata belli bir harf ya da bir sözcükte tekrarlanırsa, öğretmene düşen görev, bu yanlışlığın sebebini araştırmaktır. Belki de bu, yüzüne okuyuşun zayıflığından kaynaklanmaktadır. Işte burada Kur'an öğretmeni ile Arap Dili öğretmeninin yardımiaşması ve beraberce bu öğrenciyi daha iyiye götürmek için onun elinden tutmaları gündeme gelecektir. Ayrıca, bu ve benzeri öğrencilerin okuma zafiyetlerinin giderilmesi ve hatalarının azaltılması için eğitim danışmanı uzmanı olan kişilerle de işbirliği yoluna gidilerek (farklı} bir iyileştirme programı hazırlanmalıdır.

    Yukarıda zikredilen noksanlıkların nedeni, bir hastalıktan veya özellikle alt sınıflarda, çocuktaki konuşma hassalarının tam olarak gelişmemesinden yahut saplandığı (tik gibi) bir alışkanlıktan da kaynaklanabilir. Sebep ne olursa olsun, öğrencinin doğru ve hatadan uzak biçimde okumasını sağlamak ve bu yönde olumlu sonuçlar elde edebilmek için ciddi bir gözlem yapmak gerekir. Bütün bunlar, harflerin kontrolü ve telaffuzu ile ilgili hatalardır. Tecvid kaideleri ve uygula(n)ması ile alakah olanlara gelince, bu konuya da şu açıdan bakılmalıdır:

    Öğrenci bu kuralları yeterince öğrendi mi, ö~renmedi mi? Eğer öğrendiyse, okuyuşu düzeltme esnasında öğrenciye kaide hatıriatılmalı ve sonra bunun oraya nasıl uyarlanacağı ondan istenmelidir. Burada başarılı öğretmenin, teorik bilgilerden ciabildiğince destek alan ve ders öncesi hazırlığa özen gösteren ve dahi bunun yararına inanan kişi olduğuna işaret etmek yerinde olur. Öğretmen bir başka bahse ancak, üzerinde durulan şeyin iyice kavrandığından emin olduktan sonra geçmelidir. Şayet öğrenci bu meseleyi anlamamışsa, öğretmen (kendi ağzından) ona doğru okuyuşu dinletir ve ondan kendisini taklit etmesini ister. Yani sözün özü şudur: Başarılı öğretmen, öğrencinin tilavet hatasına asla göz yummayan, elinden geldiğince öğrenciden yanlış içermeyen doğru bir okuyuş dinlemeye gayret sarfeden kişidir.

    12. Yeni nesle, ilköğretim kademesinin başlangıcından itibaren ezberlemekle yükümlü oldukları miktarı, zihni melekeleriyle örtüşecek Kur'an surelerini seçerek, onlarla ezbere başlamalarını sağlamak çok uygundur. öteden beri bazılarının sık sık söyleye-durdukları; lafız ve mana bakımından Kur'an-ı Kerfm metniyle etkileşime girebilmelerini temin etmek amacıyla çocukları ezbere başlatmak için, ezberleyecekleri şeyleri aniayacak kapasiteye (bilgi birikimine) ulaşmaları; dolayısıyla bu aşamaya kadar onlara Kur'an öğretimini geciktirmeyi öngören fikirlere

  • 1

    276 kur'an-ı kerim öğretimi

    aldırış edilmemelidir. Zira -onların iddialarina göre- bu, ancak on iki yaşlarında; yani ı altıncı sınıftan sonra hayata geçirilebilir.

    su· bakış-açıs.ı son derece tehlikelidir. Çünkü bu, yeni kuşağın, (Yüce Allah'ın Kelamı'nı) ömrünün ilk merhalelerinde ve ilköğretim çağında öğrenmesini engelleme çağrısında bulunmakla eş-değer bir düşüncedir. Böylece. onlar, bu Kur'an'ın nurundan mahrum kalacaklar ve daha basit şeylerle uğraşacaklardır. Özellikle konu Kur'an-ı Kerim olunca, bu söylemin tutarsıziiğı aşikardır. Çünkü o, Yüce Allah'ın kolay ve akıcı kıldığı kelam(ı)dır. Yüce Allah şöyle buyurmuştur:

    "Anda/sun Kur'an'1 öğüt almak için kolay/aştudlk. Öyle iken ders alan var

    Nitekim ResCılüllah (s.a,v.), Yüce Allah'ın Kitabı'nı insanlara öğretme yqlunda aşırı hırs gösterir; üstelik çocuklara on.u öğretmelerini tavsiye ederdi.

    Kendisinden sonra ashabı da bu durumu çok iyi idrak etmişler ve her devir ve zamanda bu doğrultuda hareket etmişlerdir. Öğrencilerin ilgisiz davranmaları ve Kur'an-ı Kerim'den uzaklaşmaları, ancak Kur'an-ı Kerim'in insanların hayatından gittikçe çıkmasından, onunla aralarına bir yabancılık girmesinden, avamca konuşmaların iyice kök salmasından· ve yabancı dillerin, okul-öncesi eğitim aşamasında bile Kur'an-ı Kerim'le rekabet eder hale .gelmesinden sonra ortaya çıkmıştır.

    Modern ilim de bu savın yanlışlığını ortaya koymuştur. Bir bilim adamı, Dil ve Çocuk Gelişimi adlı kitabında şöyle diyor: Erken çocukluk döneminde çocuğa mücerred lafızları sunmada tereddüt etmememiz gerekir. Çünkü böyle bir

    · çekingenlik, bizi, sözgelişi; iyilik, yardımseverlik, adalet vb. kelimeleri -ki, bunların soyut içerikli terimler olduğunu gerekçe göstererek- çocuklarımızın önünde söylememize engel olur. Bu gibi. sözcükleri çocuklarımızın yanında sohbet konusu yapıtıamam ız, onların ahlaki ve vicdani.gelişmelerini etkiler. Oysa ki kavram dünyası, birbirini izleyen süreçlerle gelişir. Her bir düzeyin de kendine özgü hususiyetleri ve ayrıcalıkları vardır48 •

    Gerçek yaşam da bu gqrüşün yanlışlığını isbat etmektedir. Şöyle ki; resmi ve sivil, yerel ve uluslarara,sf, okul-içi ve okul-dışı organların düzenlediği müsabakalar, çocuğun, Kur'an'ın bazı bölümlerini ezberleyebileceğini açıkça ortaya koymuştur.

    13. Kur'an-ı Kerim öğretiminde kullanılabilecek gelişmiş eğitim teknikleri, işitsel ve:. görsel öğretim araçları öğretmenin rolünü ortadan kaldırmamaktadır. Bunlarla yelinilmesi mümkün değildir _ya da bunlar, kesinlik(e öğretmenin alternatifi olamaz. Çünkü bunlar, öğrencinin Kur'an-ı Kerim'i doğru bir şekilde dinlemeye yarayan vasıtalardır; ama onlar ne öğrenciyi diı:ıleyebilir, ne de onun hatalarını

    47 el-Kamer: 17. • Yazar bi.ırada Arap Alemi'nin bir gerçeğine vurgu yapıyor. O da, Arapça'yı 'ammice/darice' konuşan Arapların

    Kur'an'ı anlamadıkları; yani -sözüm ona-her Arapça konuşanın Kur'an'ın muhteviyatına vakıf olamayacağı realitesidir ki, bu, çok doğru bir saptamadır. (çev.)

    48 Watts: e/-Luğa ve Numuwi'I-Atfal (Dil ve Çocuk Gelişimt), s. 20. Ayrıca, şahsen biz de bu düşüneeye katılmadığımızı özellikle belirtmek isteriz. Çünkü Kur'an öğreniminin, -

    aynen san'at eğitimi gibi- ne kadar erken yaşta (örneğin; ilköğretim çağında) başlarsa, o denli sağlıklı ve verimli olacağına inananlardanız. Yıllardır bu işin içinde bulunan biri olarak, şu ana değin edindiğimiz tecrübeler de bunu kanıtlamaktadır. (çev.)

  • C.Ü. ilahiyat fakültesi dergisi, V)ll/1, 2004 yusuf alemdar 277

    düzeltebilir. Burada öğretim araçlarını ve eğitim tekniklerini öğretme, onları kullanma eğitimini verme ve (onlardan yeterli ölçüde ) istifade etmesi için de bu gereçleri öğretmene sağlama zorunluluğuna işaret edilmesi yerinde olacaktır.

    14. Öğretmen; hem Resulüllah (s.a.v.) ve selef-i salih'ten intikal eden öğretim yollarını araştırıp-incelemeli, hem de çağdaş öğretim metodlarını tanımalı ve kendisine uygun olanı almalıdır. Mesela; telkin ve taklit yöntemi, birinci ve ikinci, hatta dördüncü sınıftaki öğrencilerde işe yarar. Öğretmen okur, ardından öğrenci öğretmenini taklit eder. Böylece onun okuduğu gibi okur. Bu sınıflardaki öğrencilere bazı şeyleri ezberletmede, parçacı eğitim usülü faydalı olabilir. Bu ise, öğrencilerin, ezberlediklerini kontrol edip hatalarını düzeltmek için öğretmenin önünde/huzurunda okumaya dayanır. En tehlikeli durumlardan biri de, öğrencinin, bir kelimenin telaffuzunu doğru olmayan bir biçimde öğrenmesidir. Çünkü bu, hafızaya iyice yerleşirse düzeltilmesi zorlaşır. Bundan dolayı alt sınıf öğretmenlerinin, öğrencilere Kur'an surelerini ezberletirken, sonradan öğretmen ve öğrencinin okuyuşuna yansıyacak böyle bir hataya düşmemeleri için eve güvenmemeleri isabetli olur.

    Dördüncü sınıftan sonra, öğrenci artık tecvid kurallarını uygulayabilecek seviyeye gelmiş olur. Öğretmenin, kendilerine tanınan süre içerisinde öğrencilerin nazari/teorik bilgileri kavrama ve bunları, okuma esnasında (Kur'an'a) tatbik edebilme kabiliyetlerine göre bu kaidelerin öğretimi/bellenmesi için uygun yöntemi seçmesi gerekir.

    Olaya ezberleme açısından yaklaştığımızda ise, özellikle Kur'an-ı Kerim'in küçük/kısa (kısar-ı mufassal) sürelerinden olmak üzere -öğretmenin danışmanlığı ve yönlendirmesiyle- sürenin tamamının tümden-gelim metoduyla ezberlettirilmesi, öğrencinin kendisine güvenmesini mümkün hale getirecektir. Burada şu hususlara dikkat edilmesi iyi olur:

    a) Kendisinden ezberlemesi istenen şeyleri anlaması, kendisini ezberlemeye_ daha yatkın kılar; ezberlediği şeylerin zihnine iyice yerleşmesine ve kendisinin daha bilinçli ezber yapmasına katkı sağlar. Bunun için öğrenciye, üzerinde yoğunlaştığı süredeki ayet-i kerimelerin içerdiği Kur'an kıssasını açıklama veya ayet ya da ayetlerin nüzül sebebi (iniş nedeni)ni aniatma yoluna başvurulabilir.

    b) Öğrencinin Kur'an'dan ·herhangi bir şeyi yanlış telaffuzla ezberlememesi için, ezber ödevi verilmeden önce, ilgili sürenin ayetlerini hatasız okuduğundan emin olunması gerekir. Aksi halde, daha sonra bunun tashihi zorlaşır.

    c) Öğrenciler; ezberlerini muhafaza etmeye, çalışmalarını devamlı surette sürdürmeye ve hıfzettiklerinin ezberlerinde kalması için tekrar tekrar okumaya teşvik edilmeli ve onlara Peygamber (s.a.v.)'in; 'Kur'an'dan bildiklerinizi koruyunuz; Muhammed'in nefsi elinde olana yemin ederim ki, o, bağlı deveden daha hızlı kaçar (uçar-gider)'49 hadisi hatırlatılmalıdır. Nitekim ezberleme, sadece sınav için ya da not almak için değil; bilakis Yüce Allah'a yakın olma ve öğrencinin ezberlediklerinden, yaşarken ve öldükten sonra yararlanma maksadıyla olmalıdır.

    49 Müsıim: Sahihu Müslim bi-Şerhi'n-Nevevi, c. 6, s. 78.

  • 2.78 kur'an-ı kerim öğretimi

    15. Öğretmen, öğrencilere Kur'an-ı KerTm'i sevdirmeli; onlardan onu öğrenmelerini, onun ayet ve sürelerini olabildiğince hifzetmelerini özendirmelidir. Öğretmenin bunu gerçekleştirmek için yapacağı ilk şey, Yüce Allah'ın aşağıdaki sözüne uyarak -korkutmadan ve nefret ettirmeden- öğrencilerin kendisine ülfet peydah etmelerini sağlamak ve dersini cazip hale getirmek olmalıdır.

    "Eğer sen, kaba davranan kati yürekli biri o/saydm, insanlar (senin) etrafmdan dağ1f1p giderlerdi. O halde on/an bağ1şfa ve onlar için af dile! Bir iş yapmaya karar verdiğinde ise, onlara damş ve Allah'a dayan! Zira Allah, kendisine itimat edenleri sever'60• Ardından öğretmen, Resülüllah'ın müslümanlara bildirdiği şeyleri açıklayarak

    onlarda Kur'an'a, onun kıraatine ve ayetlerini ezberlemeye karşı heves uyandırır. Yine onları sorumlu tuttuğu hususlarda, onlara karşı baskıcı/insafsız davranmaz. O, bu noktayı gözetir ve başarılı olanları ödüllendirir; ama başarısız olanları da nefret ettirmez. Tersine, verdiği yükü_miOiükleri yapmaya karşı onlar..:la (bir) arzu ve istek

    . uyandırır. Neticede, öğrencileri aktif kılmaya ve yarışmacı bir ruha sahip olmaya teşvik ederek bu durumdan yararlanır. Bu yönde faal ve muvaffak olanları uygun hediyelerle mükafatlandırır.

    5. KUR' AN-I KERiM ÖGRETiMiNiN YÖNTEM VE ARAÇLARI

    Öğretimde kullanılan yöntem ve araçlar, eğitsel hedeflerin gerçekleşmesine yardımcı olurlar. Bundan dolayı öğretmenin, Yüce Allah'ın aŞağıdaki sözünü gerçekleştirmek üzere, yapmayı istediği şeyin farkında olması gerekir:

    · "YüzüstiJ tökezfenmiş vaziyette yürüyen mi, yoksa baş1 dik olarak dosdoğru yolda ilerleyen mi daha iyi rehberdir'51 • Öğretmenin, işini üç kısma ayırarak yapması mümkündür. Bunlar, planlama,

    uygulama ve değerlendirmedir. Planlamada; öğretmen, öğretilmek istenen davranışın amaçlarını belirler ve

    bunların gerçekleştirilmesine yardımcı olacak teknikleri, yöntem ve aktiviteleri tesbit eder. Uygulamada; hedefleri gerçekleştirebiirnek için, sistemli çalışma aşarnalarına göre uygun yöntem ve araçları ~eçer. Beklentilerin ne denli gerçekleştirildiğini ölçmek ve değerlendirmek için de öğretmen, doğru değerlendirme tekniklerini kullanır. Öğretilmek istenen herhangi bir· davranışın öğrencilerde yerleşmesi içinse, öğretmenin aşağıdaki adımları atması gerekir:

    ·=- * Davranışla ilgiH hedeflerin oluşturulması ya da oluşturulmuş olan bu hedeflerin tanınması.

    * Bu hedeflerin tahakkuku için uygun öğretim metodlarının seçilmesi. * Uygun eğitim araç ve tekniklerinin tercih edilmesi. * Öğrenim için gerekli kavramsal hazırlık ve ön-çalışmanın bilinmesi. * Derse uyan bir şeyle ön-girişin yapılması. * Hedefleri gerçekleştirecek atılımiara hizmet edecek uygun yol ve

    yöntemlerin kullanılması.

    so Al-i lmran: 159. st el-Mülk: 22.

  • C.Ü. ilahiyat fakültesi de~gisi, \(111/1, 2004 yusuf alemdar279

    ;-.~

    * Hedefle>rin gerçekleştiğinden emin olmak için ölç111e ve değerlendirme ·yapılması.

    Bütün bunlardan hareketle; yaptığı işte başarılı olduğunu görebilmek için, aşağıdaki soru ve cevapların, öğretmenin zihninde daima hazır tutulmasının şart olduğu sonucuna varıyoruz:

    - Ne öğretiyorum? Yani, öğretilmek isteı:ıen şeyin konusu nedir? - Kime öğretiyorum? Yani, öğretimin amaçlarını gerçekleştirebiirnek için kimlerle iletişime gireceğim? - Niçin öğretiyorum? Yani, yerine· getirilmesi beklenen öğretim hedefleri nelerdir? - Nasıl öğretiyorum? Yani, güdülen amaçlara ulaşılması için yapılması gereken işler nelerdir? Aşağıda sıralanan her bir mevzunun öğretimi için önerilen işlemler, az sonra.

    sunulacaktır:

    a) Tecvid Kuralları (sakin nun'a ait ızhar kaidesi). b) Mülk SOresinin okunması. · c) Duha SOresinin açıklanması. çl) /hlas SOresinin ezberlenmesi.

    a) Tecvid Kuralları(nın) Öğretim Yöntemleri Tecvid kuralları(nın) öğretim yöntemlerineden bahsederken, bunların,

    Arapça gramer kLiralları(nın) öğretim metodlarına benzediğini hatırlalmamız belki de faydalı olacaktır ki; bunların tümü, öğrencilerin bilı:nesi ve Kur'an kıraati sırasında ona göre hareket etmesi· beklenen kaidelerdir. Bu konunun anlaşılması için -uygun düştüğünden dolayı- aşağıdaki tedris usulleri zikredilebilir:

    1. Karşılaştırma (Kıyas) metodu: Bu metod; önce kuralın an!atılması, öğretilmek istenen kuralla ilgili kavramın izah edilmesi ve bu kuralla doğrudan ilişkili örnekler verilmek suretiyle açıklığa kavuşturulmasına dayanır. · 2. Türnevarım (lstikra) metodu: Bu metod; önce örnekler verip, sonra

    bunlardan kural çıkarmaya dayanır . . 3. Metni kullanarak. öğretim metodu: Bu metod ise; tecvid kurallarının

    öğretiminde, önce Kur'an metinlerini kullanmaya, sonra da o metinlerde geçen örneklerden kaide elde edebilmek için türnevarım yöntemini uygulamaya dayanır.

    Tekrar eğitim literatürüne dönecek olursak, bu metodlardan her birinin kuwetli ve zayıf yönlerinin bulunduğunu görürüz. O zaman bize düşen, güdülen gayeyl.e mutabık kalan yöntemi seçmek olacaktır.

    . Tecvid kurallarının öğretiminde istifade edilebilecek bazı araç ve_.öğretim tekniklerini anımsatmamızın yine yararlı olacağı kanısındayız. Bu araçlardan bazıları şunlardır: Karton, asetat, bloknot, teyp, dil laboratu(v)arı ve bilgisayar. Araç,· ancak öğrı:ıtmen onu iyi kullanırsa faydalı olabilir. Aksi takdirde zihni dağıtan, kullan(ıl)ma amaçlarını yerine getirerneyen bir araç haline dönüşür. Değerlendirmenin, -gerek başlangıç aşamasında, gerekse son aşamada olsun- hedeflerin ne kadar gerçekleştirildiğini ölçmekle birebir örtüşür vaziyette bulunma mecburiyelini

  • 280 kur'an-ı kerim öğretimi

    vurgulamak istiyoruz. Öğretmen,. konunun sırf teorik yönünü ölçmekle yetinmemeli; bilakis pratik yönünü de ölçmelidir.

    Aşağıda Tecvid ku~allarından birine ait uygulamalı bir ders planı vardır. Bunu, na?ari-ve ilmi-ameli tarafların bir araya getirildiği bir gayret olarak Kur'an-ı Kerim öğretmenlerinin istifadesine sunuyorum. Bu ders, temel eğitim (ilköğretim) seviyesindeki yüksek sınıflardan birinde tek bir ders saati olarak düşünülmüştür:

    Dersin Adı: lzhiir

    * Özel Amaçlar: Bu dersin işlenmesinden sonra öğrenciden şunlar beklenir: - Izhar kavramını öğrenmesi. - Jzhar harflerini bilmesi.

    Kur'an-ı Kerim'in bazı ayetlerinde ızhar hükmündeki yerleri belirleyebiltnesi.

    - Bazı ayetlerde, kendisinden sonra ızhar harflerinden birinin geldiği sakin nOn'u açıkça telaffuz edebilmesi. .

    - Ister tek bir kelimede, isterse iki kelimede olsun; kendisinden sonra ızhar harflerinin geldiği sakin nOn'un açık olarak okunduğunu kavraması.

    * Öğretim Gereçleri: Sakin nOn, tenvin ve ızhar harflerinin iyice belirginleştirilerek üzerine

    açıklayıcı ·örneklerin yazıldığı kartonlardan yararlanmak mümkündür. Yine, ızhar edilmiş olarak okunan sakin nOn'un telaffuzunu öğrencilere dinletmek için de teypten taydalanma yoluna gidilebiııf. -

    *Öğretim Yöntem ve Teknik/ert. Türnevarım metodu ve karşılıklı konuşma-tartışm!'l yöntemi kullanılabilir.

    Öğretim ise aşagıdaki şekilde, yür9tülebilir:

    Oğretmenin Rolü

    * Öğretmen, -dersin konusuyla bağlantılı ' olması şartıyla- uygun bir şekilde derse giriş yapar.

    Örneğin; sakin nOn ve tenvln kavramlarını tartışmak gibi. * Hazırlanan örnekleri sunar ve öğrencilerin bunlara bakmasını ve önce sakin nOn ya da tenvini, daha sonra hemzeden başlayıp, "kha" harfinde bitecek şekilde, onu takip eden harfi bulmalarını onlardan ister. - Malzeme, yazı tahtası üzerine asılacak bir karton ya da bl~knot olabilir.

    Oğrencinin Rolü

    * Öğrenciler, şu anda öğretmenleriyle birlikte öğrenime ne kadar hazır bulunduklarını tanımalarına yardımcı

    olması beklenen tartışmaya katılırlar.

    * Öğrenciler, öğretmenin verdiği örnekleri dikkatle inceler ve onlarda bulunan .ızhar harflerini tesbit etmeye çalışırlar.

  • C.Ü. ilahiyat fakültesi dergisi, Vlll/1, 2004

    Projektör . aracılığıyla yansıtılacak asetattar da olabilir. - Bilgisayarda yazılmış ve ekranda gösteriliyar da olabilir.

    * Sınıf, ızhar harflerinin sayısı olan altı gruba bölünür ve her grup, ızhar harflerinden birinin ismiyle anılır. Mesela; 'hemze' grubu, 'he' grubu, ... 'kha' grubu gibi. * Öğretmen, Kur'an ayetlerini okur ve okurken, sakin nün'a ve ızhar harfine işaret eder. * Öğretmen, öğrencilere örnekleri duyduklan gibi okutturur ve yanlış yapanların hatalarını düzelterek, doğru okuyanları da överek onların tilavetini dinler.

    _...yusuf alemdar 281

    * Her gruptaki öğrenciler, kendilerine verilenler dışında başka örnekler ararlar.

    * Öğrenciler, öğretmenin okuyuşunu dinlerler.

    * Hemze grubu, içinde hemze harfinin bulunduğu, öteki gruplar da kendi harflerinin geçtiği ayetleri okurlar.

    * Öğrencilere teypten bir Kur'an metni * Öğrenciler, kendilerine söyleneni dinlettirir, sonra onlardan metinde geçen yerine getirirler. ızhar yerlerini belirlemelerini ve her bir yerde geçen ızhar ~arfini belirtmelerini ister.

    * Öğretmen, her öğrenciden, içinde sakin nun'un açıkça okunduğu/ızhar olarak geçtiği bir ya da iki ayet okumasını ister.

    * Onların, ızharın tanımını yapmalarına yardımcı olur.

    * Öğrenciler, kendilerinden istenen okumayı yaparlar.

    * Öğrenciler, onun tanımını yaparlar.

    b) Kur'a.n-ı Kerim Okumayı Öğretme Teknikleri . Kur'an-ı Kerim okuyuşu; dilin, harfleri iyi telaffuz edebilme, harflerin (birebir)

    hakkını ve (cümle içinde de) müstehakkını verebilme eğitimi (ta'limi)ne dayanan bir beceri (meleke)dir. Bu ise, Yüce Allah'ın müslümanlara Kur'an'ı gereğince okumalarını em rettiği tertil dir. Yüce ·Allah şöyle buyurmuştur:

    "Kur'an't tertil üzere oku!'82• Allah da Kitab'ını o tarzda indirmiştir. Yüce Allah şöyle buyurmaktadır: "(Bu,) insanlara ağtr ağtr okurnam emrettiğimiz ve (sana da) tertil üzere (aheste aheste) okuttuğwpuz (bir) Kur'an{'dtr)" 53• Bu alışkanlık, ancak (fem-i muhsin sahibi) iyi okuyucuların ağızlarından

    karşılıklı okuma (mukabele) yoluyla ka"zanılabilir. Bunun için, Kur'an okumayı

    52 ei-Müzzemmit 1. 53 ei-lsra ': 106.

  • 282 ,kur'an-ı kerim öğretimi .~.

    öğrenmek isteyen kişilerin, Kur'an'ı güzel okuyan öğretici aramaları gerekir. Kur'an okumayı öğretmek isteyen herkesin, aynı zamanda iyi birer Kur'an okuyucusu (kari) olması gerekir. Kur'an-ı Kerim muallimi, öğretim araçlarının ve öğrenciye, ünlü Kur'an okuyucuları (kurra)nın okuyuşlarının kaydedildiği güzel kıraat örneklerini dinlettirme imkanı veren teknolojinin varlığına kanmamalıdır. Çünkü bu araçlar, öğretmenin rolünü ortadan kaldırmaz ve (asla) ona alternatif olamaz. Hoca, Kur'an okumayı öğretme konusunda ehil bir kişi olı,ır; ama öte yandan buna da izin verilirse, umulan hedefleri gerçekleştirmeye yardımcı olması bakımından daha başka eğitim yol ve yöntemleri aramasında hiçbir sakınca yoktur. Kur'an-ı Kerim tilavetinin öğretiminden bahsederken, üzerinde durulması gereken şeylerden biri de, öğretmenin, yüzünden okuma dersinde ondan uzaklaşıp farklı bir işle meşgul olmaması ve vaktini onun dışında başka uğraşlar için harcamaması dır.

    Yine öğretmen, sahip olduğu bilgileri hayata geçirme ve bunlardan yararlanma mahareti kazanabiimelen için, öğrencilerin, -tecvid kuralları, kelime ve terkip anlamları gibi- öğrendikleri bilgileri güzel bir şekilde pratize etmelerini sağlamalıdır. Öğretmenin yapması gereken şeylerden bir diğeri de, kişisel farklılıkları gözetmesi, öğrencilerini ve onların kabiliyellerini yeterince tanıması, her öğretim aşamasında onları Kur'an-ı Kerim'den .-kısa bir bölüm de olsa- dinlemeye gayret etmesidir. .Öğretmen, dersine gerektiği kadarıyla hazırlanmalı ve öğrencilere, okunuşunu öğretmek istediği yerleri (önce) kendisi okumalı, öğrencilere Kur'an-ı Kerim kıraati derslerini sevdirmeye çalışmalı ve onları öğrenmeye özendirme çabası içiAde olmalıdır. Aşağıda, öğretmenin Kur'an-ı Kerim okumayı öğretme dersini işlerken istifade edebileceği ön~ri kabilinden atacağı adımlar sıralanmıştır: ..

    _1. Derse uygun düşecek şeyle başlama: Öğren~ileri motive etmek, onları yeni şeyler öğrenmeye hazır hale getirmeye teşvik etmek ve onlarda ulaşmak istediği sonuçları gerçekleştirme isteği uyandırmak için; öğretmen, dersin konusuyla bağlantılı olarak uygun bir ön-giriş yapmalıdır .

    . 2. Öğrejmen tarafından ürnek ,okuyuş: Öğretmen, dersin konusu olan ayet-i kerimeleri okur ve bu okuyuşuııda teehniye (acele etmemeye), huşuya, duraklarda durmaya ve sesini gQzelleştirmı3'ye'dikkat eder.

    3. Zihne iyice yerleştirme okuyuşu: Öğretmenin, vakit müsaitse, öğrenciiere kıraati ikinci kez dinlemelerine olanak tanıması hoş olur. Doğru okuyuşun, öğrencilerin belleklerinde iyice yer etmesi amacını gerçekleştirmek üz-ere kıraali iyi olan öğ~encilerden yardım alabilir ya da teyp kullanabilir.

    . 4. Ayatierin genel anla'!lını açıklama: Öğretmen bunu, öğrencilerin okuduklarını anlama melekesi edinmeleri için yapar.

    _ 5. Değerlendirme Okuyuşu: Öğretmenin; ... her öğrenciyi -birazcık da olsa-dinlemesi, her birinin okuyuşunu takip etmesi, onların yaptıkları hatalara dikkat çekmesi ve onlardan, bunları düzeltmelerini istemesi; ya da öğretmen bunu, onlar adına -kendisinin tashih etmesi koşuluyla- Hgili metni veya bazı ayetleri öğrencilere

    · ok,utmak suretiyle yapar. Bu arada öğretmen, öğrencilerin öğrendikleri tecvid kurallarını ne kadar uygulama yoluna gittiklerini de gözetlemiş olur. Aşağıda, konusu Mülk SOresi olan bir yüzünden okuma dersinin, tarafımızdan öngörülen uygulamalı bir işleyişi bulunmaktadır:

    1.

  • :;;; --

    C.Ü. ilahiyat fakültesi dergisi, Vlil/1, 2004 yusuf alemdar 283

    * Özel Hedefler. Dersin bitiminde öğrencid~n şunlar beklenir: 1. Mülk Süresinin ayetlerini doğru bir şekilde okuması. 2. Mülk Süresinin ayetlerinin genel anlamını ve bahsettiği konuları bilmesi.

    3. Süre'nin ayetlerinde geçen kelimelerin manalarını beliemiş olması. 4. Etrafında gördüğü yaratıklara bakarak Yüce Allah'ın büyüklüğünü ve

    gücünü kavraması.

    * Öğretim Araç/an: Teyp ve Mülk Süresinin kayıtlı olduğu bir kaset. Ayrıca bir tane bu surenin

    yazılmış olduğu ve bir tane de kelimelerinin anlamlarının yazılı bulunduğu asetat.

    * Ders Işleme Etkinlik/ert. Öğretmen, sureyi, öğrencilerin seviyelerine ve bıkıp-usanmadan okuyuşu

    i:G;Ieme kapa~itelerine bağlı olarak üç veya iki kısma bölebilir; yahut olduğu gibi tek parça halinde bırakabilir. Öğrencilerin takip ~tme iradelerinin varolduğunu farzedecek olursak, su re tümüyle aşağıdaki şekilde verilebilir:

    Oğretınenin Rolü / • Öğretmen; bu sürenin faziletini ya da tilavet iidabını anımsatmak gibi, uygun gördüğü şeylerin izahını yaparak bir ön-girişle derse başlar. • Öğrencilere mushaflarındaki sürenin bulunduğu yeri açtırır. Öğrencilerin mushaflarının aynı basım ve yazısının açık-seçik olması veya sürenin yazılı· olduğu asetatı göstermesi de güzel olur. • Öğretmen, sürenin ayetlerini kendini dinlettirecek güzel bir ses ve teenni ile ve de içt~n. dokunaklı bir şekilde tertil üzere okur. • Öğretmen, kıraali düzgün olan fıazr öğrencilere sCırenin ayetlerini okutturur ya da teybi kullanır ve öğrencilerin bu Illaveli takip edip etmediklerini, dinleyip dinlemediklerini gözetler. • Öğretmen, öğrencilere ayet-i kerimelerio genel manası çerçevesinde karşılıklı kısa bir konuşma ve bu amaca yönelik hızlı bir tartışma yaptırır. Böylece öğretmen, öğrencilerin, sürenin konularını ne kadar anladıklarını öğrenmiş olur; dahası, öğrencilerin derse aktif biçimde katılmamalarından kaynaklanarı monotonluğunu giderir ve onları bir sonraki safhaya yönlendirir. • Öğretmen, -dersin zamanı ve öğrenci sayısı gibi daha bir çok faktörü dikkate alarak- her öğrenciye, ayet-i kerimelen ya da bazı kısımlarını, imkan dahilinde öteki öğrencilerili hepsinin veya büyük çoğunluğunun duyabileceği bir tarzda okutturur. Öğretmen, düşlükleri hataları ya bizzat kendisi tashih eder yahut bazı öğrencilerden düzelirnelerini ister. • Öğretmen, öğrencilerin bir kısmandan, sürede değinilen temaların en önemlilerini yazmalarını talep eder.

    Oğrencilerln Rolü

    • Öğrenciler, öğretmenin kendilerine aktardığı aÇıklamayı dinlerler ya da diyalogu andıran sorularına cevap verirler. • Öğrenciler· mushaflarındaki Mülk Süresini açarlar ya da asetatta gösterilen ayetlere bakarlar.

    • Öğrenciler, öğretmenlerinin kıraatini dinler ve izlerler.

    • Kendilerinden okuması istenen öğrenciler, okurlar. Bu sırada diğer öğrenciler de okunanları dini erler.

    • Öğrenciler, diyaloga katılır ve öğretmenin sorularını cevaplar.

    • Her öğrenci, öğrendikleri kıraat kaldelerini gözeterek okunması istenen ayetleri okur. Arkadaşları da onun okuyuşunu dinlerler. Öğretmen arzu ettiği takdirde bazıları onun yanlışlarını düzelimeye kalkışabilir.

    • Kendilerinden, sürede geçen ana fikirleri yazmaları istenen Öğrenciler, bunu yerine getirirler. Sonra hep birlikte bunları defterlerine kaydederler.

  • 284 kur'an-ı .kerim öğretimi

    cj Kur'an-ı Kerim Tefsiri(nin) Öğretim Metodları Kur'an-ı Kerim tefsiri(nin) öğretim metodlarından bahsederken, ilgimizi (o

    dersin) üzerine çekmeyi başarabilmek için, lazım olan kafi miktardaki ders saatini ona tahsis edebilmek amacıyla bu dersl.erden güdülen gayeyi 've hangisinin ön-planda ve daha mühim olduğunu hatırlamamız icabeder.

    Tefsir dersinin hedefleri arasında şunlar yer alır: 1. Açıklanması istenen ayet-i kerirrielerin düzgün bir şekilde okunması. Buna

    göre öğretmenin, bu hedefi nasıl gerçekleştireceğini düşünmesi ve dersin i.ıygun bir zaman dilimini ona ayırması gerekir.

    · . 2. Kur'an ayetlerinin manalarının anlaşıldığını gösterecek tarzda tefsir yapma ve Yüce Allah'ın bizden istediğini idrak edebilme. · 3. Kur'an-ı Kerim'in azametini hissetme ve onun i'caz yönlerini kavrama.

    4. Kur'an'ın lafız ve cümleleriyle sürekli etkileşim içinde olmaları sağlanarak, öğrencilerin kelime hazinesinin artırılması.

    Buna göre, Kur'an-ı Kerim hocasına, istifade etmesi için bazı tekliflerde bulunmamız yerinde olacaktır:

    * Öğretmenin, öğrencilerini inceleme ve yararlanmaya yönlendirebilmesi için okul, mescid veya okula yakın halk kütüphanesindeki tefsirlerden haberdar olması gerekir.

    * Öğretmen, Kur'an tefsiri dersinde kullanmak üzere, karşılıklı konuşma ve tartışma ya da anlatım (takrlr) metoçlu vb. uygun yöntemleri seçmelidir.

    * Öğretmen, öğrencilerin -gayretlerinden faydalanarak onlara, -danışmanlığı ve kendi inisiyatifinde olmak üzere- ortamı kendi kendilerine idare etme fırsatı verebilir.

    * Öğretmen, sınıf ortamında, derslerde işlenecek ayatierin tefsiri doğrultu~unda öğrencilerin serbest .düşünme yeteneklerini geliştirme idealini taşımalıdır.

    . * Öğretmenin, Kur'an ayetlerinin tefsiriyle kastedilen (asıl) şeyin, onun gerçek hayatta uygulanacak şekilde anlaşılması olduğunu bilmesi gerekir.

    * Öğretmenin, amaçlarına ulaşınaya yardımcı olacak -imkan dahilindeki-öğretim araç ve tekniklerini edinmesi, bunları kullanabilecek ve etkin hale g~tirebilecek kabiliyete sahip olması lazım gelir.

    ~*·:Öğretmen, beklentilerinin ne derece gerçekleştiğini belirleyebilmek için uygun değerlendirme yqliarina başvurmalıdır .

    . * Öğretmen, sınıf içi ve ev faaliyetleri tesbit etmeli; öğrencilerine bu faaliyetleri yapma sotumluluğu aşılamalı, verimli olmaları(nı temin) için de bunları uygulattırmalı ve kontrol etmelidir. -

    Öğretim aşamalarını ise şu şekilde özetleyebiliriz: 1. Derse uygun bir şeyle ön-giriş yapmak. 2. Ayetlerin, öğretmen veya okuyuşu güzel bir öğrenci tarafından okunınası

    ya da teypten dinlenmesi.

    3. Ayetlerin tefsir eıdilmesi ve bunun için uygun araç ve yöntemlerin kullanılması.

    4. Hedeflerin ne kadar gerçekleştiğinin ölçülmesi.

  • C.Ü. ilahiyat fakültesi dergisi, Vlll/1, 2004 yusuf alemdar 285

    Aşağıda, tek saatte tatbik edilmek üzere bir ders planı bulunmaktadır.

    Dersin Başlığı DuhB SOresi'nin Tefsiri * Dersin Amaç/an:

    Bu dersi gördükten sonra öğrenciden şunlar beklenir: 1. Du ha Sılrestnin ayetlerini güzel bir şekilde okumas ı. 2. Duha Sılrestnin nüzül sebebini bilmesi. 3. Sürede geçen kelime ve terkipierin karşılıklarını verebilmesi. 4. SGrenin ayet-i keriinelerini, anlamlarını açıklayacak · tarzda tefsir

    edebilmesi. 5. Yüce Allah'ın, Resülü (s.a.v.)'ünü gözetip koruduğu sonucunu

    çıkarabilmesi.

    6. Yetim ve miskinlere karşı Islam'ın öngördüğü adab/tavra bürünmesi. 7. Yüce Allah'ın nimetlerini ta'zim etmesi ve bunlara karşın şükretmesi.

    * Öğretim Araç/an: Üzerinde, süreyi oluşturan ayet-i karimalerin açık, güzel ve Kur'an

    imlası/hattıyla yazılı olduğu levha, asetatlar, yetim ve yoksula iyi muamele örneklerini gösteren renkli resimler, teyp ve Duh~ SOresinin kayıtlı olduğu bir kaset.

    * Ders Işleme Etkinlikleri:

    . Oğretmenin Rolü • Öğretmen, dersine uygun bir şekilde başlangıç yapar. Burada girişe, sürenin iniş nedenini zikretmekle ya da lnşirah SOresinde Yüce 'AIIah'ın, Resüi'One ikramda bulunuşunu .hatırlatmakla başlamak önerilmektedir. • Öğretmen, sürenin ayetlerini okur ve sürenin ayetlerinin kaydedilmiş olduğu bir de kaset kullanabilir . • Öğretmen, bir veya daha fazla öğrenciye ayetleri okutturur ve ilgiyle o kıraali dinler. • Kelimelerin anlamlarını açıklar.

    • Ayet-i kerimeler, öğrencilerin bilgi seviyelerine ve zihinsel düzeylerine uygun düşecek şekilde tefsir edilir. • Süre; üç parçaya bölünür ve her bir parça için bir öğrenci grubu belirlenir: Sürenin ilk ayatinden "Allah sana verecek ve sen de raz1 olacaksm• ayetinin sonuna kadar birinci grup; "Seni yetim bulmadi m1?" ayatinden "Seni, yoksul buldu da zengin etmedi mi?" ayetinin sonuna kadar ikinci grup, "Yetime gelince, ... • ayetinin başından sürenin sonuna kadar da üçüncü grup olarak belirlenir. Sonra her gruptan, Islam Eğitimi kitabından veya Ôğretmenin, önceden kendilerine tanıttığı bir tefsir eserinden, o surenin yapılmış lafsirini okumalarını ister ve .yine her

    Oğrencilerin Rolij • Öğrenciler, öğretmenin söylediklerini dinlerler.

    • Öğrenciler, öğretmenin okuyuşunu takip ederler ya da o kıraali teypten dinlerler.

    • Öğrenci, sürenin ayetlerini okur.

    • Öğrenciler, öğretmenin, manalarını bilmedikleri sözcüklere getirdiği izahları dikkatlice dinlerler. • Öğrenciler, öğretmenin açıklamasını dinlerler ve tam olarak anlamadıkları manaiarın biraz daha ayrıntsını isterler. * Her grup, kendileri için belirlenen ayetleri okurlar, diğer grup üyeleriyle aralarında görüş alışverişinde bulunurlar ve bu ayatierin yorumu hususunda belli bir seviyeye ulaşırlar.

  • 286 kur'an-ı kerim öğretimi

    gruptan, ·bu ayet-i kerimelelin anlamından ·çıkardıkları şeyleri yazmalarını talep ecıer. • Her grubun sözcüsü, grup üyelerinden, elde ettikleri tefsiri sunmalarını ister ve sunumlarını izler. Doğru bilginin öğrencilerin belleklerine iyice yerleşmesi için onların söylediklerine yorum getirir. • Bütün bu sınıf-içi faaliyetler yerine getirildikten sonra, öğretmen, bundan güdülen amacın gerçekleşip gerçekleşmediğini öğrenmek için son bir değerlendirme yapar. *Her birinden, bulundukları yerleşim yerinde, yelimi koruma yolları 'hakkında kısa bir rapor hazırlamalarını isteme5i -gibi; öğrencilere uygun bir ev ödevi verir.

    • Sözcü, grubun ulaştığı sonuçları sınıfa takdim eder ve - bununla her öğrenci, surenin ayet-i kerimelennden gruP.Iarın aniayarak vardıkları neticeleri özümseme imkanı bulur. • Öğrenciler, öğretmenleriyle birlikte aktif davranarak öğretmenlerinin kendilerine yönelttiği ölçm-e-değerlendirme sorularına cevap verirler.

    Öğrenciler, ödevi defterlerine yazar ve öğretmenlerine, bu vazifeyi yerine getirmek için (ellerinden gelen) tüm çabayı harcayacakianna dair söz verirler.

    d. Kur'aWı Kerim('i) Ezberleme Usulleri Kur'an-ı Kerim('i) öğretme hedeflerinden biri de, öğrencilere Kur'ah-ı

    Kerim'den bazı süre ve ayetleri ezberletmek suretiyle, onların, bunları namazlarında okumaları ve kalplerini bunlarla ihya etmeleridir. Çünkü içinde Kur'an-ı Kerim'den bir miktar bulunmayan kişi, harap ev gibidir. Nitekim Allah Resul (s.a.v.)'ü şöyle buyuruyor: 'Zihninde/ezberinde Kur'an'dan hiçbir şey olmayaiı şahıs, harabeye dönmüş eve benzer'54• O halde eğitimcilerin, özellikle Kur'an-ı Kerim öğretimi yaptıranların gÖrevi, bu yüce gayeyi gerçekleştirmeye önem vermeleri, öğrencilerine Kur'an-ı Kerim ayetlerini hıfz etmeyi sevdirmeleri ve bunu başarabilmeleri için de onlara yardımcı olmalarıdır. Çocuğa Kur'an'dan birtakım pasajlar ezberletme işi, örgün öğretimin ilk yıllarından itibaren ki, ilk üç sınıf öğrencileri için öğretmenin gözetim ve denetimi altında· başlar. Şöyle ki; öğrenciye,· kaldırabileceği seviyeye geldiğinde -sınıf dışında yapmak üzere- belirlenen sureler ezber ödevi olarak verilebilir. Bu durumda öğretmen, öğrencilerini ezberlemekle yükümlü tuttuğu yerleri ezberleyebilmelerinde yönlendirici ve bwnu gerçekleştirmede onlara yardımcı olmalıdır. Bu ·çerçevede öğretmene tavsiye edebileceğimiz yollardan birk~çı şunlardır:

    ·1. Öğrencilere, ezberl~meleri istenen şeylerin okuyuşunu düzelimeden önce ezber sorumluluğu yüklememesi.

    2. Onlara, ezber yapmak için uygun olan zaman, mekan ve halleri önermesi. Sözgelişi; sabah namazından sonraki vakitler, mescid benzeri yerler, öğrencinin başka bir: şeyle meşgul olmadığı anlar gibi.

    _. 3. Onlara, nasıl ezberleyecekleri hususunda yol gösterici olması ve ezberlerini takip etmesi. . .

    4. Nihayet onlara, • ezberlediklerini nasıl muhafaza edecekleri yönünde kilavlızluk yapması.

    Aşağıda, birinci sınıf talebesinin /hlas SOresini tek ders saatine sığdıracak şekilde ezberlemesine yönelik bir program örneği yer almaktadır.

    * Özel Amaçlar.

    54 et-Tirmizi: Sünenü't-Tirmizi, c. 4, s. 250.

  • C.Ü. ilahiyat fakültesi dergisi, Vlll/1, 2004 yusuf alemdar 287

    Bu dersin verilmesinden sonra öğrenciden şunlar beklenir:

    1. Sürenin ibarelerini güzel biçimde telaffuz etmesi.

    2. /hlas SOresi'ni ezbere okuması. 3. Yüce Allah'ın bazı sıfatıarını tanıması.

    * Ders Işleme Etkinlik/ert.

    Oğretınenin RoiU *Öğretmen, 'insanları ve her şeyi Allah'ın yarattığı' sonucuna vardıracak kolay sorular sormak suretiyle öğrencilerin katılacağı bir diyalog ve tartışma ortamı oluşturarak bir sunuş yapar. * Öğretmen, süreyi iiyel ayet okur; öğrencilere ikinci kez dinletmek için de teyp kullanır ve onların kıraali izleyip-izlemediklerini konirol eder. • Sürenin basit bir manasma ulaşmak için öğrencilerle karşılıklı konuşma havasına girer; öğrenciler de sürede bahsedilen sıfatları bulup çıkarırlar. Bu, şu doğrultuda gelişir: - Öğretmen, öğrencilerine şöyle diyerek hitap eder: Çocuklar! Gelin, Yüce Allah'ın sürede geçen sıfatıarını tanımaya çalışalım.

    - Birinci iiyeti okur: (De ki; Allah birdir.) ve sorar: Bu iiyette belirtilen sıfat nedir? - Ikinci iiyeti okur: (Allah Samed'dir.) ve sorar: Bu iiyette zikredilen sıfat nedir? - Üçüncü iiyeti okur: (O ne doğurmuş, ne de doğurulmuştur.) ve sorar: Bu iiyette yer alan iki sıfat nedir? - Dördüncü iiyeti okur: (O'nun dengi·ofabi/ecek hiç kimse yoktur.) ve sorar: Bu iiyette geçen sıfat nedir? - Anlamalarını sağlamak için 'Küfüv' kavramını açıklar.

    • Bundan sonra öğretmen, öğrencilere süreyi ezberletme aşamasına geçer. Birinci iiyeti okur ve öğrencilerden önce toplu olarak, sonra grup halinde, daha sonra teker teker kendisini taklit etmelerini ister. Öğrencilerin okumalarını takip eder ve yanlışları olursa düzeltir; tiliiveıin düzgün bir şekilde yapılmasına dikkat eder. * Ikinci iiyeti okur ve birinci iiyette olduğu gibi öğrencilerden kendisini taklit etmelerini ister. * Her birinden iki iiyeti birlikte okumasını ister. • Üçüncü iiyeti okur ve her öğrenciden, duyduğu gibi okumasını ister. * Öğrencilerden, her üç · iiyeti birlikte okumalarını ister ve her birinin okuyuşunu takip eder; kıraat hatalarını da düzeltir. * Öğretmen, dördüncü iiyeti okur ve öğrencilerin her birinden, işittiği gibi okumasını ister. * Her bir öğrenciden süreyi tamamen okumasını ister ve oJ

  • 288 kur'an-ı kerim öğretimi

    uygun bir faaliyet yaptırır. Zayıf olanın yetene(ksizli)ğini gözönünde bulundurarak ona, ezberlemesinde yardımcı olur. Kendi takibi ve rehberliği eşliğinde arkadaşlarına ezberlerini yapiırma yönünde durumu iyi olan öğrencilerden istifade edebilir.

    6. SONUÇ Değerli öğretmen; işte Allah'ın kitabı! Her kim onunla amel ederse c;loğru

    yolu bulur. Her kim de onunla karar verirse adaletli davranmış olur. Kim onun ayetlerini okursa mükafatlandırılır. Hayır/mutlak iyilik, hem onun öğreniminde hem de öğretiminde (gizli)dir. Yüce Allah bizi onunla şereflendirmiş, bizleri müslümanlar kılmış ve Kur' an' ı kendi dilimiz olan· Arapça ile. indirmiştir. O halde, bize düşen görev onu ezberlemek, onu korumak, içindekilerle amel etmek ve onu diğer insanlara öğretmektir.

    Yüce Allah Kitab'ını ·muhafaza altına almış ve onu nakletme işini emin kullarına bahşetmiştir. Ruhu'l-Emin (Cebrail) onu, doğru sözlü ve güvenilir Muhammed (s.a.v.)'e indirmiş; o da onu, ashabından ve onlara tabi olanlardan güvenilir hiifızlara aktarmıştır. Bizim de bu değerli Kitab'a karşı itimat uyandıran bir tutum sergilememiz ve onu sağlam bir şekilde başkalarına nakletmemiz, yaymamız

    . ve insanlara öğretmemiz gerekiyor. Ayrıca hükümlerini ve öğretilerini, hakkını vererek uygulamalıyız ki; Yüce Allah'ın hoşnutluğ