88
L L K J I M “Ey halkım, Allah’ ın davetçisine uyun!” (Ahkaf, 46/31) Bid‘at ve Müstehâb KABİR ZİYARETLERİ

L L K J I Mar lel ola rak bi d‘ ave t huâfe ler r de art m ış, sün ne tin ye r ni i in- ... Al lah kimi doğru yola iletirse, onu kimse saptıramaz. Kimi de saptıracak ... öte

  • Upload
    others

  • View
    0

  • Download
    0

Embed Size (px)

Citation preview

Page 1: L L K J I Mar lel ola rak bi d‘ ave t huâfe ler r de art m ış, sün ne tin ye r ni i in- ... Al lah kimi doğru yola iletirse, onu kimse saptıramaz. Kimi de saptıracak ... öte

L L K J I M“Ey halkım, Allah’ın davetçisine uyun!”

(Ahkaf, 46/31)

Bid‘at ve MüstehâbKABİR ZİYARETLERİ

Page 2: L L K J I Mar lel ola rak bi d‘ ave t huâfe ler r de art m ış, sün ne tin ye r ni i in- ... Al lah kimi doğru yola iletirse, onu kimse saptıramaz. Kimi de saptıracak ... öte
Page 3: L L K J I Mar lel ola rak bi d‘ ave t huâfe ler r de art m ış, sün ne tin ye r ni i in- ... Al lah kimi doğru yola iletirse, onu kimse saptıramaz. Kimi de saptıracak ... öte

İmâm Birgivî

Bid‘at ve Müstehâb

KABİR ZİYARETLERİ

TahkikProf Dr. Muhammed el-Humeyyis

Çeviri A. Muhammed Beşir

Page 4: L L K J I Mar lel ola rak bi d‘ ave t huâfe ler r de art m ış, sün ne tin ye r ni i in- ... Al lah kimi doğru yola iletirse, onu kimse saptıramaz. Kimi de saptıracak ... öte
Page 5: L L K J I Mar lel ola rak bi d‘ ave t huâfe ler r de art m ış, sün ne tin ye r ni i in- ... Al lah kimi doğru yola iletirse, onu kimse saptıramaz. Kimi de saptıracak ... öte

YA YIN CI DAN

İlmin azal dı ğı ve ce hâ le tin art tı ğı gü nü müz de bu na pa-ra lel ola rak bi d‘at ve hu râfe ler de art mış, sün ne tin ye ri ni in-san la rın dîn adı na son ra dan uy dur du ğu inançlar al mış tır.

Her dö nem de bir ye ni si ek le ne rek ar tan bi d‘at lar, ar tık câ-hil le rin na za rın da dînin ye ri ni al mış, de ğer ler de ğiş miş ve an-la yış lar sap mış tır. Şey ta nın dost la rı na vah ye de gel di ği bu hu râ-fe le rin pe şin den gi den ler, cen ne te gi den bir yol edin dik le ri ni sa na rak, bi le rek ve ya bil me ye rek ce hen nem eh li nin amel le ri ni ir ti kap et miş ler dir. Dos doğ ru yo lun et ra fın da ki her ka rı şık yo-lun ba şın da du ran şey tan, öm rü bo yun ca in sa nı bu yol lar dan bi ri ne dü şü re bil mek için kı yâ me te ka dar boş dur ma ya cak tır. Al lah dost la rı da inşâallah Kur’ân ve Sün ne t’i ko ru ma da hiç bir za man ta viz ver me den ça lı şa cak lar dır. Şüp he siz hak ve hak kın ya nın da olan lar her za man üs tün dür.

Şey ta nın in san la rı da lâ le te dü şür dü ğü tu zak la rın ba şın-da, eli niz de ki bu kıy met li eser de in ce len di ği gi bi “ka bir ler” gel mek te dir. Put çu lu ğun ba şı de mek olan ka bir ci lik ve ya ka-bir pe rest lik fit ne si, ger çek ten bir çok la rının gaflet te ol du ğu has sas bir nok ta dır.

Son de vir Ha ne fî âlim le rin den olan ve ay nı za man da Os-man lı dev rin de ye tiş me sin den ötü rü top lu mu muz kül tü rü-ne ya kın lı ğın dan do la yı İmâ m Bir gi vî rah me tul la hi aleyh’in özel lik le seç ti ği miz ve be ğe ni top la ya ca ğı nı um du ğu muz bu il mî ça lış ma sı; di le riz dîn de bü yük bir fit ne nin izâ le sin de her-ke se fay da lı olur.

Page 6: L L K J I Mar lel ola rak bi d‘ ave t huâfe ler r de art m ış, sün ne tin ye r ni i in- ... Al lah kimi doğru yola iletirse, onu kimse saptıramaz. Kimi de saptıracak ... öte

Bid‘at ve Müstehâb Kabir Ziyaretleri6

Her ilim eh li gi bi öm rü nü rı za-i ilâ hî uğ ru na il me ada-yan, Müs lü man hal kın dîn ve i’ti kâ dı nı ko ru ma yı ga ye edin-miş olan ve top lu mu muz da da bu özel li ğiy le ay rı bir ye ri olan İmâm Bir gi vî rah me tul la hi aleyh’in bu ça lış ma sı, di le riz onun için bir “Bâ ki ye-i Sâ li ha”, biz ler ve tüm kar deş le ri miz için de bir öğüt olur. Umu lur ki bu ve si le ile Al lah, hak kı mız da bir ha-yır mu râd et miştir ve şey ta nın aley hi mi ze kur du ğu bü yük bir tu zak tan kur tu la rak “Dâ ru’s-Se lâm”a va ran bir yol edin miş olu ruz.

Bu ra da, Gu ra ba Ya yın la rı ola rak, tüm ça lış ma la rı nın ol-du ğu gi bi, ya yın lan ma sı ve tah kî ki üze rine hay li yo rul du ğu bu kıy met li ri sâ le nin de ya yın hak kı nı biz le re ver di ği için Prof. Dr. Mu ham med b. Ab dir rah mân el-Hu mey yis ho ca ya te şek-kür et me yi ay rı ca bir borç bi li riz. Da ha ön ce ya yın la dı ğı mız eser le ri nin ol du ğu gi bi bu eseri nin de il gi top la ya ca ğı na ina-nı yo ruz. Al lah ona uzun ömür ler ver sin ve rı za sı na ka vuş tu-ra cak amel ler de onu mu vaffak kıl sın.

Ay rı ca, dîni üze ri ne titreyen, Se le f-i Sâ li hîn’in an la dı ğı gi bi Kur’ân ve Sün net üzere ya şa ma yı ken di si ne bir il ke edi-nen bü tün kar deş le ri mi ze, ya yın la rı mı za olan il gi le rin den do la yı te şek kür le ri mi zi su na rız. On lar dan ri câ mız Al lah’ın on la ra na sip et ti ği ha yır dan baş ka la rı nın da ya rar lan ma sı için gay ret li ol ma la rı dır. Çün kü bir hay rı gös te ren, o hay rı ya pan gi bi se vap alır. Şüp he siz tev fik Al lah’tan dır ve an cak O’na te-vek kül ede riz.

gu ra ba

Page 7: L L K J I Mar lel ola rak bi d‘ ave t huâfe ler r de art m ış, sün ne tin ye r ni i in- ... Al lah kimi doğru yola iletirse, onu kimse saptıramaz. Kimi de saptıracak ... öte

GİRİŞ

Hamd, Al lah’a muh sus tur. O’ndan yar dım is ter, O’n-dan ba ğış lan ma di ler, ne fis le ri mi zin şer rin den ve yap-tı ğı mız kö tü lük ler den O’na sı ğı nı rız. Al lah kimi doğru yola iletirse, onu kimse saptıramaz. Kimi de saptıracak olursa, onu kimse doğru yola iletemez. Al lah’tan baş ka hak ilâh ol ma dı ğı na, Mu ham med’in O’nun ku lu ve pey-gam be ri ol du ğu na şa hit lik ede rim.

“Ey îmân eden ler! Al lah’tan hak kıy la sa kı nın ve an-cak Müs lü man lar ola rak can ve rin.” (Âl-i İm rân, 102).

“Ey in san lar! Si zi bir tek ne fis ten ya ra tan ve ondan da eşi ni ya ra tıp iki sin den de bir çok er kek ler ve ka dın lar üre ten Rab bi niz ’den sa kı nın. Adı nı kul la na rak bir bi-ri niz den di lek te bu lun du ğu nuz Al lah’tan ve ak ra ba lık hak la rı na ri âyet siz lik ten de sa kı nın. Şüp he siz Al lah si zin üze ri ni ze gö zet le yi ci dir.” (Ni sâ, 1).

“Ey îmân eden ler! Al lah’tan kor unup sakının ve doğ-ru söz söy le yin ki Al lah, iş le ri ni zi dü zelt sin ve gü nah la rı-nı zı ba ğış la sın. Kim Al lah ve Ra sû lü ’ne itâ at eder se bü-yük bir kur tu lu şa er miş olur.” (Ah zâb, 70-71).

Şüphesiz, söz le rin en doğ ru su Al lah’ın ke lâm’ı, yol-la rın en güzeli Mu ham med sallallâhu aley hi ve sel lem’in yo lu

Page 8: L L K J I Mar lel ola rak bi d‘ ave t huâfe ler r de art m ış, sün ne tin ye r ni i in- ... Al lah kimi doğru yola iletirse, onu kimse saptıramaz. Kimi de saptıracak ... öte

Bid‘at ve Müstehâb Kabir Ziyaretleri8

ve amellerin en kötüsü, son ra dan çıkarı lan lar ıdır. Son-ra dan uy du ru lup dîne so ku lan her yenilik bid‘at ve her bid‘at bir sa pık lıktır. Her sa pık lık da ateş te dir.

Gü nü müz de, ka birperestler, ibâ de ti Al lah’tan baş-ka sı na yöneltme de ev vel ki müş rik le rin düş tü ğü yan lı şa düş müş ler dir. İbâdet le rden bir ço ğu nu Al lah’tan baş ka-sı na yöneltmiş; ka bir (ve tür be le rin) ya nın da na maz kıl-ma yı, ora la rı ta vaf et me yi, kur ban kes me yi ve on lar dan şe fâ at di le me yi bü yük bir amel say mış lar dır. Bun dan da öte ma ruz kal dık la rı kö tü hâl ler den kur tul ma gi bi bir ta-kım ha cet le rin de bu ra la ra ko şar ol muş lar dır. İş te mü el-lif, bura dan ha re ket le “Zi yâ re tu’l-Ku bû ri, eş-Şer’iy ye-ti ve’ş-Şir kiy ye/Şe r’î ve Şir kî Ka bir Zi ya re ti” ve ya “Zi yâ-re tû’l-Ku bû ri, Bi d‘ıyye tu hâ ve’s-Tih bâ bu hâ/Bi d‘at ve Müs-te hâb Ka bir Zi ya re tleri” adı nı ver di ği bu ese ri ni te’lîf et-miş tir.

Mü el lif, İmâm Bir gi vî el-Ha ne fî, Osmanlı Ha ne fi alim le ri nin bü yük le rin den dir. Hic rî onun cu asır da ya-şa yan İmâm, Os man lı dev ri ni gör müş tür. Allah ona rah-met etsin, şöy le der: “Za ma nı mız da bir çok la rı, ba zı ka-bir le ri put laş tır mış lar dır. Ora da na maz kı larak, kur-ban ke serek eh l-i imâ na ya kış ma ya cak söz ve dav ra-nış la ra düşmüş ler dir. İş te bu yüz den ko nu hak kın da İs-lâm’ın hük mü nü açık la ya rak hak ile bâ tı lı bir bi rin den ayır ma yı he def edin dim.” İş te bu, ese rin öne mi ni ay rı-ca or ta ya ko yu yor. Çün kü mü el lif, bâ tıl eh li nin ya yıl ma-sı na rağ men, sünnet eh li nin az lı ğıy la bir lik te hak kı be-yan et mek te, za ma nın da ki ka bir zi ya ret le ri nin yol aç tı-ğı inan ca iliş kin hu râ fe le ri, et ki le ri ni, işa ret le ri ni il mî bir

Page 9: L L K J I Mar lel ola rak bi d‘ ave t huâfe ler r de art m ış, sün ne tin ye r ni i in- ... Al lah kimi doğru yola iletirse, onu kimse saptıramaz. Kimi de saptıracak ... öte

Bid‘at ve Müstehâb Kabir Ziyaretleri 9

üs lup la te da vi et mek te, in ce le mek te ve hak kı üs te çı ka-rıp bâ tı lı yo k et mek te dir. Bu da her yer ve za man da, Al-lah için kul la ra de lil le ri açık la yan kim se ler bu lun du ğu-nun bir gös ter ge si dir. Şüp he siz bu, Al la h te âlâ’nın, dîni-ni ko ru ma sı ve bu yü ce dîni, bü tün dîn le rin üs tü ne çı-kar ma sı dır.

Eser iki de fa ba sıl mış tır:

Bi rin ci si: “Dâru Kü tü bü’l-İl miy ye” ya yın la rının es ki Mı sır bas kı sı nı tas vir ede rek yap tı ğı bas kı dır. Bu da Se-yid Ali Zâ de’nin “Şer hu Şi r’ati’l-İs lâm” ad lı ese rinin ha-şi ye sin dedir.

İkin ci si: Ri yad’da bu lu nan “İl mi Araş tır ma lar, Fet-vâ, Da vet ve İr şad Da ire le ri Baş kan lı ğı” ta ra fın dan ba-sıl mış tır.

Ben de bu bas kı da ese ri ha zır lar ken şöy le bir yol ta-kip et tim:

1- “İr şad Da ire le ri Baş kan lı ğı”nın bas kı sı nı esas al-dım.

2- Kı sa ve öz ola rak mü el li fin ha yat ter cü me si ne yer ver dim.

3- Kur’ân âyet le ri nin yerlerini tesbit edip göster-dim.

4- İm kan öl çü sün de ne be vî hadîs le rin kay na ğı na ve de re ce le ri ne yer ver dim.

5- Ya nın da bu lun du ğu fık ra nın içe ri ği ne iliş kin kı sa not la rın bu lun du ğu yan baş lık lar yer leş tir dim.

Page 10: L L K J I Mar lel ola rak bi d‘ ave t huâfe ler r de art m ış, sün ne tin ye r ni i in- ... Al lah kimi doğru yola iletirse, onu kimse saptıramaz. Kimi de saptıracak ... öte

Bid‘at ve Müstehâb Kabir Ziyaretleri10

Al lah’tan, ese ri oku yan her kes için bir fay da kıl ma-sı nı di le rim. Al lah, mü el li fin ve bu ese rin ya yı na ha zır-lan ma sın da eme ği ge çen le rin gü nah la rı nı mağ fi ret et-sin. Ni ye ti miz O’nun rı za sı dır; yar dım cı mız O’dur; O, ne gü zel bir ve kil dir.

Prof. Dr. Mu ham med el-Hu mey yis

Page 11: L L K J I Mar lel ola rak bi d‘ ave t huâfe ler r de art m ış, sün ne tin ye r ni i in- ... Al lah kimi doğru yola iletirse, onu kimse saptıramaz. Kimi de saptıracak ... öte

İMÂM BİR Gİ VÎ

İmâm Bir gi vî adıy la meş hur olan Şeyh Muh yid dîn Mu ham med b. Ali el-Bir gi vî el-Ha ne fî rah me tul la hi aleyh, 1521 (H.929) senesinde Balıkesir’de doğdu. Yö re sin de-ki bir çok âlim den İs lâ mî ilim tah sil et miş tir.

İstanbul’a gelerek “Ahizâ de” adıy la meş hur olan Şeyh Muhammed Muh yid dîn ve Os man lı ka dı la rın-dan Şeyh Mev le vî Ab dur rah man’dan derler aldı. Bunlar İmâm Bir gi vî’nin elin de ye tiş ti ği âlim ler den dir. Bir süre İstanbul medreselerinde ders verdi. Daha sonra İkinci Selim Hanın hocası Ataullah Efendi, Birgivî’nin ilimdeki kudretini takdir ederek, onu Birgi’de yaptırdığı medre-senin müderrisliğine tayin ettirdi. Birgi’ye yerleşip öm-rünü, talebe yetiştirmek, vaaz vermek ve kitab yazmak-la geçirdi.

İmâm Bir gi vî rah me tul la hi aleyh, her kes ta ra fın dan dîni mu ha fa za da ki has sa si ye ti, kö tü lük ve İs lâm’a ay kı rı ha-re ket le re kar şı mü ca de le siy le bi li nir. Al lah rı za sı uğ run-da ki gay re ti ni kı na yan kim se den kork maz dı. İn san la-rı et ki le yen vaaz la rıy la ol duk ça ün sal mış tır. İmâm Bir-gi vî rah me tul la hi aleyh, sü rek li bir ders ve ya va az la meş gul olur du. Ken di si ne bir çok yer den ilim ta le be le ri ge lirdi.

Page 12: L L K J I Mar lel ola rak bi d‘ ave t huâfe ler r de art m ış, sün ne tin ye r ni i in- ... Al lah kimi doğru yola iletirse, onu kimse saptıramaz. Kimi de saptıracak ... öte

Bid‘at ve Müstehâb Kabir Ziyaretleri12

Gece gündüz de me den ça lış ma sı üze ri ne dik kat le eği-lir ve onun bu gay re tin den bir çok kim se istifade ederdi. Çe şit li İs lâ mî ko nu lar da bir ta kım tas nîf ve te’lîf eser ler üze ri nde ça lış mış tır.

Bun lar dan ba zı la rı nı şöy le sa ya bi li riz:

1- Ki tap la rın dan sö z e dil di ğin de üze ri ne bir çok şerh ler ya zı lan meş hur, Ta ri ka tu’l-Mu ham me di yye'yi baş ta zik ret mek ge re kir.

2- Na hiv il min de Bey zâ vi Muh ta sa rı Şer hi.

3- Ce lâu’l-Ku lûb.

4- Ah vâ lu Et fâ li’l-Müs li mîn.

5- İn kâ zû’l-Hâ li kîn Ha şi ye si.

6- Zi yâ re tu’l-Ku bû ri, eş-Şer’iy ye ti ve’ş-Şir kiy ye. Bu da eli miz de ki eser dir.

7- Şerhu Hadîsi’l-Erbaîn.

8- Risâletun mine’l-Âdâb.

9- Durru’l-Yetîm fî İlmi’t-Tecvîd.

1573 (H.981)de Cu mâ di’l-Ev vel ayın da Birgi’de vefât etti. Kabri, İzmir’in Birgi kasabasında bir tepe üze-rindedir. (1)

(1) “el-Ak du’l-Man zûm fî Zik rî Efâ di lu’r-Rûm”, (s. 436-437); Bkz. “Keş-fu’z-Zu nûn”, (2/1111-1113); “Üzâ hu’l-Mek nûn”, (1/2); “He diy ye-tü’l-Âri fîn”, (2/252-253); Zi rik lî, “el-A’lâm”, (6/61); “Mu’ce mu’l-Mü-el li fîn”, (9/123-124); Se reks “Mu’ce mü’l-Mü el le fât”, (1/610).

Page 13: L L K J I Mar lel ola rak bi d‘ ave t huâfe ler r de art m ış, sün ne tin ye r ni i in- ... Al lah kimi doğru yola iletirse, onu kimse saptıramaz. Kimi de saptıracak ... öte

MÜ EL Lİ FİN ÖN SÖ ZÜ

Bü tün hamd ler; ha yır ve şer yo lu nu öğ ret me siy-le ki mi nin cen net, ki mi nin de ce hen ne min yo lu nu tut-tu ğu in sa nı ka tı şık bir nut fe den ya ra tan ve im ti han için onu işi tir ve gö rür kı lan Al lah’a mah sus tur.

Al lah’ın iz niy le in san la rı O’nun yo lu na ça ğı ran, hak la müj de le mek ve uyar mak üze re gön de ri len le rin en ha yır lı sı, ay dın la tan bir kan dil ola n Ra sû lul lah’a; dîni ih ya et me de ona des tek ve yar dım cı olan, mü ca de le-le rin de Al lah’tan baş ka ne bir yar dım cı ne de bir dost edin me yen eh line ve as hâ bı na sa lâ tu se lâm ol sun.

[Ki ta bın Te’lîf Ne de ni]

Bu say fa la rı, Şeyh Al lâ me İmâm İb n Kay yim el-Cev zi yye’nin(2) İğâ se tu’l-Leh fân min Ma sâ idi’ş-Şey tân ad lı ese rin den se çe rek ha zır la dım. Al lah, onun ru hu-nu, Rab bi ’ne, ra zi ye ve mar zi ye (ra zı ol muş ve ra zı olun-muş) ola rak dö ne cek ruh lar dan ey le sin. Ese ri ba zı âhiret kar deş le ri için yaz dım ve mu te ber eser ler de bul du ğum

(2) Beyrut, “Dâru Kutubu’l-İlmiyye” yayınları baskısında “el-Cevzî” şeklindedir. [İleride de geçeceği üzere lafız farklılıkları olan yerlerde “diğer baskıda...” diye kısaltacağız ve kastımız Dâru Kutubu’l-İlmiyye baskısı olacaktır.] (Yayıncı)

�Kitabın te'lîf nedeni

Page 14: L L K J I Mar lel ola rak bi d‘ ave t huâfe ler r de art m ış, sün ne tin ye r ni i in- ... Al lah kimi doğru yola iletirse, onu kimse saptıramaz. Kimi de saptıracak ... öte

Bid‘at ve Müstehâb Kabir Ziyaretleri14

bir ta kım fay da la rı da ek le dim. Çün kü za ma nı mız da bir çok la rı, ka bir le ri put laş tır mış lar; ora da na maz kı lar, kur ban ke ser bir hâle düşmüş; eh li imâ na ya kış ma ya-cak söz ve dav ra nış lara müptela olmuşlardır. Bu yüzden îmânı nı düzeltme yi isteyen, şey ta nın hi le sin den ve ateş aza bın dan kur tu la rak cen ne te gir me yi ar zu la yan lar için İs lâm’ın hük mü nü açık la ya rak, hak ile bâ tı lı bir bi rin den ayır ma yı gaye edinerek bu risâleyi yazdım. Şüphesiz doğ ru yo la ile ten Al lah’tır, O’na te vek kül ede riz.

Muh yid dîn Mu ham med el-Bir gi vî el-Ha ne fî

rah me tul la hi aleyh

Page 15: L L K J I Mar lel ola rak bi d‘ ave t huâfe ler r de art m ış, sün ne tin ye r ni i in- ... Al lah kimi doğru yola iletirse, onu kimse saptıramaz. Kimi de saptıracak ... öte

DÜN YA VE ÂHİ RET SAÂDE Tİ

Bü yük s aâdetin, dün ya ve âhirette bü yük ke râ me tin an cak (pey gam ber le rin so nun cu su) Hâ te mu’l-En bi ya sallallâhu aley hi ve sel lem’in yo lun dan git mek le müm kün ol-du ğu iyi bi lin me li dir. Al lah’ın sa lât ve se lâ mı; onun, eh-li’nin ve tüm as hâ bının üze ri ne ol sun.

An cak şey tan in san için apa çık bir düş man dır. Tür-lü hi le le riy le in sa noğ lu nu dos doğ ru yol dan sap tır ma-ya, on la rı bü yük gü na hlara dü şür me ye ça ğı rı r ki ce hen-nem eh lin den ol sun lar. Îmânı çe kip al ma yı yük sek bir he def edi nen şey tan, in sa nı sürekli ebe dî ate şe dü şür-me ye uğ ra şı r.

Al lah’ın, fit ne den uzaklaştırdıkları dı şın da, şey ta-nın in sa nı sürüklediği bü yük hi le le rin ba şın da ka bir fit-ne si ge lir. Şey ta nın es ki den be ri hiz bi ne il ham ede gel di-ği bu tu za ğın so nu cu, çok la rı ka bir eh li ni Al lah’tan baş-ka ilahlar edin di ler. Ka bir le ri ne ta pa rak, on la rı put laş-tır dı lar. Ka bir le rin üze ri ne hey kel ler ya pa rak, ora da ya-tan la rın sûret le ri ni üze ri ne iş le di ler. Za man la bu sûret-le ri göl ge si olan bir ce sed ha li ne so ka rak Al lah ile bir lik-te ta pın dık la rı bi rer put ha li ne ge tir di ler. Bu bü yük has-ta lı ğı ilk ola rak Nûh aley his se lâm’ın kav min de gö rü rüz.

�Kabir fitnesişeytanın hileleri içinde en büyük olanıdır

Page 16: L L K J I Mar lel ola rak bi d‘ ave t huâfe ler r de art m ış, sün ne tin ye r ni i in- ... Al lah kimi doğru yola iletirse, onu kimse saptıramaz. Kimi de saptıracak ... öte

Bid‘at ve Müstehâb Kabir Ziyaretleri16

Al la h te âlâ bu nu şöy le bil di rir:

n m l k j ihg f e d c نث x w v u t s r q p oمث £ ¢ ¡ ے ~ } | { z y

[نوح: ٢١ - ٢٣]“(Öğüt le ri nin fay da ver me me si üze ri ne) Nûh, “Rab bim! de di, doğ ru su bun lar ba na kar şı gel di-ler de ma lı ve ço cu ğu ken di zi ya nı nı ar tır mak tan baş ka işe ya ra ma yan kim se ye uy du lar. Bü yük hi-le ler, bü yük de si se ler kur du lar; ve de di ler ki, ‘sa-kın ilâh la rı nı zı bı rak ma yın. He le Vedd’den, Su-vâ’dan, Ye ğûs’tan, Ye ûk’tan ve Nesr’den as la vaz-geç me yin!’” (Nûh, 21-23).

Se lef’ ten İb n Ab bâs ve di ğer le ri âyetin tefsîrin-de şöy le de miş ler dir: “Bun lar Nûh kav min de, za ma nın sâlih kul la rı dır. Öl dük le rin de on la rın ka bir le ri ne de vam et ti ler ve tim sal le ri ni yap tı lar. Der ken bir za man son ra on la ra tap ınma ya baş la dı lar.”(3)

Put la ra tap mak böy le baş ladı. O za man on lar ka bir-le re de vam et mek ve ka bir eh li nin tim sal le ri ni çı kar mak üze re iki fit ne ye düş tü ler.

Bu hâ rî ve Müs lim’in sıh ha tin de müt te fik ol duk la rı

(3) Bu hâ rî, (VI II, s.535, h.4920; [“..Sa kın ilah la rı nı zı bı rak ma yın. He le Vedd’den, Su vâ’dan, Ye ğûs’tan, Ye ûk’tan ve Nesr’den as la vaz geç me yin!” âyeti nin tefsîri] bâ bı, ‘Atâ’nın İb n Ab bâs’tan ri vâ-ye tin de).

Page 17: L L K J I Mar lel ola rak bi d‘ ave t huâfe ler r de art m ış, sün ne tin ye r ni i in- ... Al lah kimi doğru yola iletirse, onu kimse saptıramaz. Kimi de saptıracak ... öte

Bid‘at ve Müstehâb Kabir Ziyaretleri 17

bir hadîsin de Ra sû lul lah sallallâhu aley hi ve sel lem’in bu iki fit-ne ye işa re ti şöy le dir: Âişe radıyallâhu an hâ şöyle anlatır:

ض بأر ا ه أت ر ة نيس ه ملسو هيلع هللا ىلص ك الل ول س لر ت ر ك ذ ة لم س أم «أن ال ق ر ف و ن الص ا م أت فيه ا ر ه م ت ل ر ك ة فذ ي ار ا م ه ال ل ق ة ي بش الحل ج الح أو الر بد الص ع م ال ات فيه ا م م إذ و ئك ق ه ملسو هيلع هللا ىلص أول ول الل س رئك أول ر و الص تلك فيه وا ر و ص و ا د ج س م ه بر ق لى ع ا نو ب الح الص

.« ه ند الل لق ع ار الخ ر ش“Um mu Se le me, Ra sû lul lah sallallâhu aley hi ve sel lem’e

Ha beş di ya rın da gör dü ğü, adına Mâ ri ye dedikleri bir ki-li se yi anlatır. Ummu Seleme ora da gör dük le ri ni an lat-tık tan son ra, Ra sû lul lah sallallâhu aley hi ve sel lem, şöy le bu yu-rur: “On lar, iç le rin den sâ lih bir kul ve ya sâlih bi ri öl dü-ğün de, kab ri üze ri ne mes cid edi nir ve üze ri ne (bah set-ti ğin) sûret le ri ya par lar. On lar Al la h ka tın da yaratılmış-ların en şer lileridir.”(4)

Hadîs te zik re di len sû ret edin me ve ka bir ler, put la-ra tap ma nın ilk ne de ni ve kay na ğı ol du ğun dan Ra sû lul-lah sallallâhu aley hi ve sel lem, ka bir fit ne sin den sa kın dır mış ve bir çok açı dan üm me ti ni bu fit ne ye düş mek ten neh yet-miş tir.

Bun lar dan ba zı la rı şöy le dir:

(4) Bu hârî, (3/247, No: 1341, [Ce nâ iz, Ka bir üze ri ne mes cid in şâ et-mek bâ bı]); Müs lim, (1/375, No: 528, [Me sâ cid ve Me vâ ziu’s-Sa lât, Ka bir üze ri ne mes cid edin mek, on lar dan sûret ler yap mak ve ka-bir le ri mes cid edin mek ten sa kın dır ma bâ bı]. Âişe radıyallâhu an-hâ’dan Hi şâm b. Ur ve’nin ba ba sı ka na lıy la yap tı ğı mer fû ri vâ yet).

� Kabir üzerine mescid edinmeninsakıncası

Page 18: L L K J I Mar lel ola rak bi d‘ ave t huâfe ler r de art m ış, sün ne tin ye r ni i in- ... Al lah kimi doğru yola iletirse, onu kimse saptıramaz. Kimi de saptıracak ... öte

Bid‘at ve Müstehâb Kabir Ziyaretleri18

■ Ra sû lul lah sallallâhu aley hi ve sel lem, ka bir le ri mes cid edin mek ten neh yet miş tir. Müs lim’in Sa hî h’in de yer ver di ği ri vâ yet te Cun dub b. el-Be ce lî radıyallâhu anh, şöy-le de miş tir:

م ـبيـائـه ن أ ـبور ق ون ذ ـتخ ي انوا ك م ـك بل ق ان ك ن م إن و «أال م اك إني أنه د اج س م بور ق ال وا ذ ـتخ ت فال أال د اج س م م يه الح ص و

« لك ن ذ ع“Ra sû lul lah sallallâhu aley hi ve sel lem’i ve fa tın dan beş gün

ön ce şöy le der ken işit tim: “İyi bi lin ki, siz den ön ce ki ler pey gam ber le ri nin ka bir le ri ni mes cid ler edi nir di. Dik kat edin! Ka bir le ri mes cid ler edin me yin, si zi bun dan me n e diyorum.”(5)

Buhârî ve Müslim’in Sahîh’lerinde, Âişe radıyallâhu an-

hâ’dan, Ra sû lul lah sallallâhu aley hi ve sel lem’in ve fa tı na ne den olan has ta lı ğı sı ra sın da şöy le de di ği ri vâ yet edil miş tir:

« د اج س م م بيائه بور أن وا ق ذ اتخ ار النص ود و يه ه ال ن الل ع «ل“Al lah’ın lâneti Ya hu di ve Hı ris ti yan la rın üzerine

olsun. On lar pey gam ber le rinin ka bir le ri ni mes cid ler edin di ler.” Böylece onların yap tık la rın dan sa kın dır-mış tır. Hadisi rivâyet ettikten sonra Âişe radıyallâhu an hâ

şöyle dedi: Böy le ol ma say dı onun kab ri meydana çıka-

(5) Müs lim, (1/377, No: 532, [Me sâ cid ve Me vâ ziu’s-Sa lât, Ka bir üze-ri ne mes cid edin me nin neh yi bâ bı] Ab dul lah b. Hâ ris en-Nec-câ ri’nin Cun dub radıyallâhu an h’den, met nin ta ma mıy la mer fû ri vâ ye tin de). İb n Sa’d, (Ta ba kât, 2/240; “Siz den ön ce ki ler..” laf-zın dan iti bâ ren).

Page 19: L L K J I Mar lel ola rak bi d‘ ave t huâfe ler r de art m ış, sün ne tin ye r ni i in- ... Al lah kimi doğru yola iletirse, onu kimse saptıramaz. Kimi de saptıracak ... öte

Bid‘at ve Müstehâb Kabir Ziyaretleri 19

rılırdı. An cak mes cid edi nil me sin den kor kul du.(6)

“ Hu şi ye/kor kul du” ke li me si, Rasûlullah sallallâhu

aley hi ve sel lem’in kab ri nin bel li edil me me sin de ki il le ti/ne-de ni gös te rir. Çün kü Nebî sallallâhu aley hi ve sel lem’in ve fa tın-dan son ra, “pey gam ber le rin ve fat et tik le ri ye re def ne di-le ce ği” öğ re ni le ne ka dar def ni hak kın da ih ti laf edil miş-tir. Kim se ula şıp da ora yı mes cid edin me sin ve ya ora-da na maz kıl ma sın di ye ön ce den bil dik le ri çö le def net-me nin ak si ne, pey gam ber le rin ve fat et tik le ri ye re def ni ge rek ti ğin den, Efen di miz sallallâhu aley hi ve sel lem ve fat et ti-ği oda sı na def ne dil miş tir. Ra sû lul lah sallallâhu aley hi ve sel-

lem, ka bir ler mes cid edi nil me sin di ye ha ya tı nın son za-man la rın da üm me ti ni bun dan özel lik le sa kın dır mış ve bu nu ya pan Eh l-i Ki tâ b’a la net ede rek ehem mi ye ti ni ay-rı ca vur gu la mış tır.

Tüm mez heb alim le ri, kabirler üzerine mes cid ler(7) bi nâ etmenin ve ora ya yö ne le rek(8) na maz kıl ma nın neh ye di len bir dav ra nış ol du ğu ko nu sun da gö rüş bir li-ği için de dir ler. Bu ko nu da ki da ya nak la rı sa hîh sün net te açık olan nas lar dır. İmâm Ah med, Mâ lik ve Şâ fiî’nin as-hâ bı bu nun ha ram ol duğunu belirtmişlerdir.

(6) Buhârî, (VII, s.747, h.4443; [Me ğâ zi, “Ne bî sallallâhu aley hi ve sel lem’in mer hameti ve vefâtı] bâbı). Müslim, (I, s. 376, h.529; [Me sâ cid ve Me vâ ziu’s-Sa lât, “Ka bir üze ri ne mes cid edin me nin neh yi] bâ bı, Ubeydullah b. Abdillah’ın, Âişe ve İbn Abbâs’tan merfû rivâyetinde). Bu zi yâde ön ce ki hadîsin ba zı ta rîk le rin de, Buhârî’de yer al mış tır; (I, s.238, h.1330; [Ce nâ iz, Ka bir le ri mes-cid ler edin me nin ke râ hi ye ti] bâ bı). Müs lim, (I, s.376, h.529; [Me-sâ cid ve me vâ ziu’s-Sa lât, Ka bir üze ri ne bi nâ yap ma nın neh yi] bâ bı, Âişe radıyallâhu an hâ’dan Ur ve’nin ri vâ ye tin de.)

(7) Diğer Baskıda “Mescid” şeklindedir.(8) Diğer Baskıda “Orada namaz kılmak” şeklindedir.

�Tevhîdi korumada sahabenin gayreti

�Âlimler, kabir üzerine mescid yapmayı menetmiştir.�

Page 20: L L K J I Mar lel ola rak bi d‘ ave t huâfe ler r de art m ış, sün ne tin ye r ni i in- ... Al lah kimi doğru yola iletirse, onu kimse saptıramaz. Kimi de saptıracak ... öte

Bid‘at ve Müstehâb Kabir Ziyaretleri20

Yal nız bir grup bu nun mek ruh ol du ğu nu be lirt miş; an cak Ra sû lul lah sallallâhu aley hi ve sel lem’in yap mak tan neh-yet ti ği ve ya pa na da la net et ti ği bir dav ra nı şa ce vâz ver-dik le ri gi bi bir şey an la şıl ma sın di ye, bu ke râ ha tin tah rî-me ham lo lun ma sı ge rek ti ği ni söy le miş ler dir.

■ İmâm Ah med ve Sü nen sa hip le ri nin, İb n Ab bâs radıyallâhu an hu mâ’dan naklettiği şu ri vâ yette Ra sû lul lah sallallâhu aley hi ve sel lem, ka bir ler de kan dil yak ma yı neh yet-miş ve ka bir zi ya re ti ya pan ka dın la ra la net et miş tir:

ا يه ل ع ين ذ تخ م ال و بور ق ال ات ائر ه ملسو هيلع هللا ىلص ز الل ول س ر ن ع «ل « ج ر الس د و اج س م ال

“Rasûlullah sallallâhu aley hi ve sel lem, ka bir le ri zi ya ret eden ka dın la ra, ora la rı mes cid ler edi nen le re ve kan dil ya kan la ra la net et miş tir.”(9)

(9) Ne sâî, (4/94-95, [Ce nâ iz, Ka bir ler de kan dil edin me nin şid de-ti] bâ bı); Ebû Dâ vûd, (3/558, No: 3236, [Ce nâ iz, Ka dın la rın ka-bir zi ya re ti] bâ bı). Tir mi zî, (2/136, No: 320, [Sa lât, Ka bir üs tü nü mes cid edin me nin ke râ hi ye ti hak kın da vâ rid olan lar] bâ bı). İb n Mâ ce, (1/502, No: 1575; [Ce nâ iz, Ka dın la rın ka bir zi ya re ti hak-kın da vâ rid olan lar] bâ bı). Bun la rın tü mü de Ebû Sâ lih’in, İb n Ab bâs’tan ri vâ ye ti ile dir, yal nız İb n Mâ ce’nin laf zı “Ra sû lul lah sallallâhu aley hi ve sel lem, kabirleri zi ya ret eden ka dın la ra la-net et ti” şek lin de ik ti sar üze re dir. Ay nı za man da, İb n Hib bân’da bu ri vâ ye ti yap mış tır; (2/72, No: 2169, [Mus ta fa sallallâhu aley hi ve sel lem’in ka bir le ri mes cid ler edi nen ve kan dil ya kan ka dın-la ra la ne ti] bâ bı). Hâ kim, (1/374). Hâ kim, Ebû Sâ lih’in ri vâ ye ti için “Onun adı Bâ zan’dır ki, hüc ce te şa yân de ğil dir der, Buhârî ve Müs lim on dan hadîs ka bul et me miş tir”. An cak hadîs, bir çok ilim eh li ara sın da bi lin miş ve Suf yân es-Sev rî’nin ay nı met ni ri vâ yet et me si bu hadîse tâ bi ka bul edil miş tir. Hâ kim bu nu da tahrîc et-miş ve Ze he bî mu vâ fa kat et miş tir. Ayrıca İb n Hib bân bu nun la il-gi li ola rak “İh san”da (5/72): “Ebû Sâ lih, âdil ve si kâ/gü ve ni lir bir râ vi dir, O adı Bâ zam olan Kel bî’nin ar ka da şı de ğil dir.” der.

�Kadınların

kabir ziyareti vekabirlerde

kandil yakmanın

nehyi

Page 21: L L K J I Mar lel ola rak bi d‘ ave t huâfe ler r de art m ış, sün ne tin ye r ni i in- ... Al lah kimi doğru yola iletirse, onu kimse saptıramaz. Kimi de saptıracak ... öte

Bid‘at ve Müstehâb Kabir Ziyaretleri 21

Ra sû lul lah sallallâhu aley hi ve sel lem’in hak kın da la net oku du ğu şey bü yük gü nah lar dandır. Fa kih ler bu nun tah rîm/ha ram lık ifa de et ti ği ni be lir tir ler. Ebû Mu ham-med el-Mak di sî: “Ka bir ler de kan dil yak mak mu bah ol-say dı, bu nu ya pa na Ra sû lul lah sallallâhu aley hi ve sel lem la net et mez di. Çün kü bun da ma lı zâ yi et me ve ka bir le ri, put-la rı yü cel tir ce si ne if rat için de bir ta’zim var dır. Bu yüz-den alim ler, ka bir ler için adak ta bu lun ma ya, mum, yağ ve ben ze ri şey ler yak ma ya as la ce vaz/izin ver me miş ler-dir. Şüp he siz gü nah olan ada ğın ye ri ne ge ti ril me si ve bu nun üze ri ne va kıf ta bu lun mak ittifak ile ca iz de ğil dir. Böy le bir va kıf sa hîh ol ma ya ca ğı gi bi, yü rür lü ğe ge çi ril-me si de he lal ol maz.”

■ Ra sû lul lah sallallâhu aley hi ve sel lem, ka bir le rin al çı lan-ma sı nı (al çıy la sı van ma sı nı) ve üze ri ne bi nâ ya pıl ma-sı nı neh yet miş tir. Müs lim’in Câ bir b. Ab dil lah radıyallâhu

anh’tan yap tı ğı ri vâ yet şöy le dir:

.« ص ص بر أو يج ق لى ال بنى ع ه ملسو هيلع هللا ىلص أن ي ول الل س ى ر «نه“Ra sû lul lah sallallâhu aley hi ve sel lem, kab rin üze ri ne bi na

ya pıl ma sı nı ve al çı lan ma sı nı neh yet ti.”(10) Üzerine bina yapılmasının iki yönlü olduğu söylenmiştir: Bi rin ci si:

(10) Müs lim, (2/667, No: 970, [Ce nâ iz, Ka bir üze ri ne bi nâ yap ma ve al çı la ma nın neh yi] bâ bı); Ne sâî, (4/88; [Ce nâ iz, Ka bir le rin al-çı lan ma sı] bâ bı); Ebû Dâ vûd, (3/552, No: 3225; [Ce nâ iz, Ka bir üze ri ne bi na yap ma] bâ bı). Tir mi zî, (3/368, No: 1052; [Ce nâ iz, Ka bir le rin al çı lan ma sı ve üze ri ne yaz ma nın neh yi] bâ bı). İb n Mâ ce, (1/498, h.1562; [Ce nâ iz, Ka bir le rin üze ri ne bi na yap mak, on la rı al çı la mak ve yaz mak hak kın da vâ rid olan lar] bâ bı). Bun-la rın tü mü de Ebû Zü beyr’in, Câ bir’den mer fû ola rak yap tı ğı ri vâ yet tir.

Page 22: L L K J I Mar lel ola rak bi d‘ ave t huâfe ler r de art m ış, sün ne tin ye r ni i in- ... Al lah kimi doğru yola iletirse, onu kimse saptıramaz. Kimi de saptıracak ... öte

Bid‘at ve Müstehâb Kabir Ziyaretleri22

Taş ve ya ben ze ri şeylerle bi nâ yap mak, ikincisi: Üzerine çadır ve benzeri birşey kurmaktır. Herhangi bir faydası olmadığı, üstelik malı zayi etmeye sebep olacağı ve ca-hi li ye ade ti ol ma sın dan(11) ötü rü ikisi de neh ye dil miş tir.

■ Ra sû lul lah sallallâhu aley hi ve sel lem, ka bir ler üze ri ne yazı yaz ma yı da neh yet miş tir. Bu konu hakkında Ebû Dâ vûd’un Sü ne n’in de Câ bir radıyallâhu anh’tan ri vâ ye ti şöyledir:

ا». يه ل تب ع ك أن ي بور و ق ص ال ص ى النبي ملسو هيلع هللا ىلص أن تج «نه“Ra sû lul lah sallallâhu aley hi ve sel lem, kab rin al çı lan ma sı-

nı ve üze ri ne yazı ya zılmasını neh yet ti.”(12)

■ Ra sû lul lah sallallâhu aley hi ve sel lem, ka bir top ra ğı na top rak ek le me yi de neh yet miş tir. Ebû Dâ vûd yi ne Câ bir radıyallâhu anh’tan şöyle aktarır:

أو يه ل ع اد ز ي أو بر ق ال لى ع بنى ه ملسو هيلع هللا ىلص أن ي الل ول س ر ى «نه.« يه ل تب ع ك ص أو ي ص يج

“Ra sû lul lah sallallâhu aley hi ve sel lem, kab rin üzerine binâ yapmaktan veya toprak eklemekten veya al çı lama ktan veya üzerine yazı yazmaktan neh yet ti.”(13)

(11) Diğer baskıda “olmasıyla” şeklindedir.(12) Ebû Dâ vûd, (III, s.552, h.3226; [Ce nâ iz, Ka bir üze ri ne bi na yap-

ma] bâ bı). Tir mi zî, (III, s.368, h.1052; [Ce nâ iz, Ka bir le rin al çı-lan ma sı ve üze ri ne yaz ma nın neh yi] bâ bı, Ebû Zu beyr’in, Câ-bir’den ri vâ ye tin de). Ne sâî de hadîsi, Sü ley man b. Mû sa’nın, Ebû Zu beyr’den, O’nun da Câ bir’den ri vâ ye tin de îrad et miş ve: “Sü ley man b. Mû sa, metne ‘ve ya ya zıl ma sı nı’ ifadesini zi yâ de yap tı” de miş tir (IV, s.86-87). Yi ne İb n Mâ ce de hadîsi Sü ley man ka na lıy la tahrîc eder, (I, s.498, h.1563; [Ce nâ iz, Ka bir le rin üze-ri ne bi na yap mak, on la rı al çı la mak ve yaz mak hak kın da vâ rid olan lar] bâ bı). Hadîsi, el-El bâ ni de tashîh et miş tir, (“Sa hîhu’l-Câ mi”, II, s.1155, h.6841-6843).

(13) Bk. Önceki hadîs.

Page 23: L L K J I Mar lel ola rak bi d‘ ave t huâfe ler r de art m ış, sün ne tin ye r ni i in- ... Al lah kimi doğru yola iletirse, onu kimse saptıramaz. Kimi de saptıracak ... öte

Bid‘at ve Müstehâb Kabir Ziyaretleri 23

■ Ra sû lul lah sallallâhu aley hi ve sel lem, ay nı za man da ka bir le rin ya nın da (sec de si olan) na maz kıl ma yı neh-yetmiştir. Müs lim’in Sa hîh’in de Ebû Mer sed(14) el-Ğa-ne vî’den yap tı ğı ri vâ yet te:

ا». يه لوا إل ال تص بور و ق لى ال وا ع لس « ال تج“Ka bir le rin üze ri ne otur ma yın ve on la ra doğru na-

maz kıl ma yın.”(15) bu yur muş tur.

■ Ebû Sa ‘îd el-Hud rî radıyallâhu anh, şöyle anlatır: “Ra-sû lul lah sallallâhu aley hi ve sel lem şöyle buyurdu:

.« ام م الح ة و بر ق م د إال ال ج س ا م له ض ك ر «األ“Ha cet gi de ri len yer ler ve kab ris tan lar dı şın da, yer-

yüzünün tü mü mes cid dir.” Bu nu İmâm Ah med ve Sü-nen sa hip le ri ri vâ yet eder. (16)

(14) Diğer baskıda “Ebû Merted” şeklindedir. (15) Müs lim, (II, s.667, h.972; [Ce nâ iz, Ka bir üze rin de otur ma ve

na ma zın neh yi] bâ bı). Ebû Dâ vûd, (I, s.554, h.3229; [Ce nâ iz, Ka bir üze rin de otur ma nın ke râ hi ye ti] bâ bı). Tir mi zî, (III, s.367, h.1050; [Ce nâ iz, Ka bir üze rin de otur ma, yü rü me ve na maz kıl-ma hak kın da vâ rid olan lar] bâ bı). Ebû Mer sed el-Ğa ne vî’den, Vâ si le b. Es ka’ ri vâ yet et miş tir.

(16) Ah med, (III, s.83-96). Ebû Dâ vûd, (I, s.330, h.492; [Sa lât, Na-maz kıl ma nın neh ye dil di ği me kan lar] bâ bı). Tir mi zî, (II, s.131, h.317; [Sa lât, He lâ ve kab ris tan lar dı şın da ar zın tü mü nün mes-cid ol ma sı hak kın da vâ rid olan lar] bâ bı), fa kat bu hadîs te “iz-di râb” var dır. İb n Mâ ce, (I, s.246, h.745; [Me sâ cid ve ce mâ’at, Na maz kıl ma nın mek ruh ol du ğu yer ler] bâ bı). İb n Hib bân, (III, s.103, h.1697; IV, s.32, h.2312; IV, s.33, h.2316 “el-İh sân”da). Hâ-kim, (I, s.251). Hâ kim, hadîs le ri îrad et tikten sonra: “Se ned le rin tü mü Buhârî ve Müs lim’in şar tı üze re sahîh tir, an cak on lar tah-rîc et me miş lerdir.” der ve Ze he bî de bu na mu vâ fa kat eder. Bun-la rın tü mü; Amr b. Yah yâ el-En sâ ri’nin, ba ba sı, onun da Ebû Sa ‘îd el-Hud rî’den yap tı ğı mer fû ri vâ ye ti dir. el-El bâ nî, hadîsi Sa hî hu’l-Câ mi’de tashîh et miş tir. (I, s.536, h.2767).

�Rasûlullah,kabre karşınamazınehyeder

Page 24: L L K J I Mar lel ola rak bi d‘ ave t huâfe ler r de art m ış, sün ne tin ye r ni i in- ... Al lah kimi doğru yola iletirse, onu kimse saptıramaz. Kimi de saptıracak ... öte

Bid‘at ve Müstehâb Kabir Ziyaretleri24

Bun dan neh ye den hadîs ler de, şid det le sa kın dır ma açık ça gö rü lür. Çün kü, özel lik le ka bir le ri na maz kı lı nan yer ler edin mek; put la ra sec de ede rek on la rı ta’ zim et me-ye ve on la ra yak laş mak üze re bir yol edin me ye ben zer. Put la ra tap ma ya ka bir fit ne si nin yol aç tı ğı ve bu nu Ra-sû lul lah sallallâhu aley hi ve sel lem’in neh yet ti ği daha önce geç-miş ti. Ne bî sallallâhu aley hi ve sel lem’in Eh l-i Ki tâb’a la net et me se be bi, on la rın pey gam ber le rinin ka bir le ri ni mes cid ler edin me le riy di. O inat çı lar, pey gam ber le ri ni def net tik le-ri yer de na maz kı lı yor lar dı. Böy le ya pa rak ya on la rı ta’zim et tik le ri ne ina nı yor ve ya açık ça on la rı Al lah’a or tak edin-iyor lar dı. Bu yüz den Ra sû lul lah sallallâhu aley hi ve sel lem:

« بد ع نا ي ث ي و بر ل ق ع م ال تج «الله“Al la h’ım! Kab ri mi ta pı lan bir put kıl ma!”(17) di ye

duâ eder di. Bel ki de onlar, ibâ det ve pey gam ber le ri ta’zim et me nin bi r a ra da bu lun du ğu ge rek çe siy le, na-maz için ka bir le rin Al lah ka tın da da ha bü yük ol du ğu na ina nı yor lar dı ki, bu da giz li şirk tir.

İb n Kay yim İğâ se’de, ho ca sı İb n Tey mi yye’den nak-le de rek şöy le der: “Ümmetlerin çoğunda kü çük ve ya bü yük şir kin her han gi bir tü rü ne dü şül me si ne de niy le, şe rî at sa hi bi Al lah ta ra fın dan ka bir le rin mes cid ler edi-

(17) Ah med, (II, s.246; “..ta pı lan..” laf zı ol mak sı zın, Su heyl b. Ebi Sâlih’in, ba ba sın dan, onun da Ebû Hu rey re’den mer fû ola rak ri vâ ye tin de). Mâ lik, (I, s.172, h.85; [Sa lât, Na maz hak kın da ge-len le rin tü mü] bâ bı, Atâ b. Ye sâr’dan, o da Ra sû lul lah sallallâhu

aley hi ve sel lem’den mür sel ola rak ri vâ ye tin de). Ab dur rez zak da mür sel ola rak tahrîc et miş tir, (VIII, s.464, h.15916; Saf vân b. Se-lim, Sa ‘îd b. Ebî Sa‘îd -Mev lâ el-Ma’me rî- ka na lıy la, mer fû ri vâ-ye tin de).

Page 25: L L K J I Mar lel ola rak bi d‘ ave t huâfe ler r de art m ış, sün ne tin ye r ni i in- ... Al lah kimi doğru yola iletirse, onu kimse saptıramaz. Kimi de saptıracak ... öte

Bid‘at ve Müstehâb Kabir Ziyaretleri 25

nil me si neh ye dil miş tir. Sâlih ol du ğu na ina nı lan ki şi nin kab ri ne de niy le şir ke düş mek, bir ağaç ve ya ta şa ta pa rak şir ke düş me ye gö re nef se da ha ya kın dır. Bu yüz den bir çok la rı nı ka bir le re ko şar, ka bir eh lin den kor kar, ka bir le-re bo yun eğer, mes cid ler de ve ya o be re ket li se her va kit-le rin de yap ma dık la rı ibâ de tle ri (tür be ler de) tam bir iç-tenlikle ya par hâlde bu lu ruz.(18) Hat ta ki mi de türbelere sec de eder. On lar dan ço ğu,(19) ora da na ma zın be re ke ti ni ümi t e der ve mes cid ler de bek le me di ği ni ora dan bek ler-ler. Bu fe sad do la yı sıy la Ra sû lul lah sallallâhu aley hi ve sel lem, buna kar şı gelmiş ve ora lar da (Al lah için de ol sa) na maz kıl ma yı -o ka bir eh li ne na maz kıl mak is ten me se bi le- mut lak sûret le ya sak la mış tır. Gü ne şin doğ du ğu, yük se-le rek te pe ye gel di ği ve ba tar ken ki za man lar da na maz kıl mak müş rik le rin gü ne şe kıl dık la rı na maz va kit le ri ol-du ğun dan Ra sû lul lah sallallâhu aley hi ve sel lem, -na maz kı lan kişi, o müş rik ler gi bi ni yet et me se de- bu üç va kit te na-maz kıl ma yı neh yet miş tir. Kab ris tan da (ve ya tür be ler-de) na maz kı lan ki şi nin ni ye ti o yer den be re ket len mek-se, bu, Al lah ve Re sû lü’ne açık ça düş man lık, dî ne mu-ha le fet et mek ve Al lah’ın izin ver me di ği bir bi d‘a tı or ta-ya at mak tır. Çün kü ibâ det le rin as lı sün net ve(20) tâ bi ol-mak tır; he vâ ve bi d‘at lar de ğil dir. Müs lü man la rın Ra sû-lul lah sallallâhu aley hi ve sel lem’den bil dik le ri zo run lu şey ler ara sın da ittifak ile ka bir le rin ya nın da na maz kıl ma nın ya sak olduğu da vardır.

Bun da, ka bir ler de na maz kıl ma da ki neh yin (ne câ-

(18) Diğer baskıda “bulursun” şeklindedir.(19) Diğer baskıda “çokları” şeklindedir.(20) Diğer baskıda “delile dayanmaktadır” şeklindedir.

Page 26: L L K J I Mar lel ola rak bi d‘ ave t huâfe ler r de art m ış, sün ne tin ye r ni i in- ... Al lah kimi doğru yola iletirse, onu kimse saptıramaz. Kimi de saptıracak ... öte

Bid‘at ve Müstehâb Kabir Ziyaretleri26

set ola ca ğın dan) “ka zı lan ka bir” için ol du ğu nu id dia eden le rin da lâ le ti ne(21) açık bir ce vap var dır. Bu id dia, Ra sû lul lah sallallâhu aley hi ve sel lem’in kas det ti ğin den de fa-lar ca kez uzak tır ve bir çok açı dan bâ tıl dır:

Birincisi: Hadîs ler de kab rin ka zı lı ol ma sı ve ya ol-ma ma sı na iliş kin en ufak bir ayrım yok tur.

İkin cisi: Ne bî sallallâhu aley hi ve sel lem, Ya hu di ve Hı ris-ti yan la ra pey gam be rlerinin ka bir le ri ni mes cid ler edin-dik le ri için la net et miş tir. Bu nun ka zıl mak tan do la yı mey da na ge le bi le cek bir ne ca set le il gi li ol ma dı ğı gâyet açık tır. Çün kü pey gam ber le rin ka bir le ri as la ne cis ol-maz. Ka zıl dı ğın da en te miz yer ora sı olur. Ne ca se te gö-tü re cek en ufak bir yol bi le yok tur. Çün kü Al la h te âlâ yeryüzüne pey gam ber le rin be den le ri ni ye me si ni (çü-rüt me si ni) ha ram kıl mış tır. On la rın be den le ri ka bir le-rin de di ri ka lır.(22)

Üçün cü sü: Ra sû lul lah sallallâhu aley hi ve sel lem, tüm yer-yüzünün mes cid kı lın dı ğı nı söy le miş, bun dan ka bir ler ve ha cet gi de ri len yer le ri is tis na et miş tir. Bu nun ne de-ni, ne ca set ol say dı, ka bir ler den se ka zı ve ya ke sim ya pı-lan yer le rin zik ri da ha yerinde olur du.

Dör dün cü sü: Ka bir ler de kan dil ya kan lar la, ora la-rı mes cid ler edi nen le ri, Ra sû lul lah sallallâhu aley hi ve sel lem

la net te bir tut muş tur. Ora la rı mes cid edinmek, -kan dil yak ma da ol du ğu gi bi- on la rı ta’ zim et mek sûretiy le fit-ne ye düş mek için açık bir se bep ol du ğun dan, iki si bir tu tul muş tur.

(21) Diğer baskıda “sözüne” şeklindedir. (22) Diğer baskıda “bedenleri diridir, hatta namaz kılıyorlardır”

şeklindedir.

�Neyhi

kazılmış kabirle

sınırlandırana cevap

Page 27: L L K J I Mar lel ola rak bi d‘ ave t huâfe ler r de art m ış, sün ne tin ye r ni i in- ... Al lah kimi doğru yola iletirse, onu kimse saptıramaz. Kimi de saptıracak ... öte

Bid‘at ve Müstehâb Kabir Ziyaretleri 27

Be şin ci si: Ra sû lul lah sallallâhu aley hi ve sel lem’in:

م و لى ق ه ع ب الل ض تد غ ، اش بد ع نا ي ث ي و بر ل ق ع م ال تج «الله.« د اج س م م بيائه ن بور أ وا ق ذ اتخ

“Al la h’ım! Ka b ri mi ta pı lan bir put kıl ma! Pey gam-ber le rinin ka bir le ri ni mes cid ler edi nen kav me kar şı Al-lah’ın ga zâ bı pek şid det li dir.”(23) hadîsin de; “Al la h’ım! Ka b ri mi ta pı lan bir put kıl ma!” de dik ten son ra Al lah’ın şid det li ga za bını zik ret me si; on la rı ku şa tan la net se be-bi nin buna yeltenmeleri ol du ğu na dâir açık bir uya rı-dır.

Al tın cısı: Ora da na maz kı la rak şir ke düş me fit ne-si, açık ça ata la ra(24) ibâ det et me ye ben ze di ğin den, gü-nah olarak ke ra hat vak ti na maz kıl mak tan da ha ağırdır. Ra sû lul lah sallallâhu aley hi ve sel lem, na maz kı la nın hiç ak lı na gel me se de fe sa da gi den yo lun önü nü kes mek için -ke-ra hat vak ti na maz kıl mak tan- neh ye di yor sa; na sıl olur da ölü le re duâ et mek, on lar dan ih ti yaç gi der me yi is te-mek ve o ka bir (ve ya tür be)ler de kıl dı ğı na ma zın, mes-cid ler de kıl dı ğı na maz dan da ha ha yır lı ol du ğu na inan-mak ve ben ze ri gi bi açık tan şir ke gö tü ren, Al lah ve Re-sû lü’ne açık bir düş man lık olan bir fe sad neh ye dil me-miş olur? Bu fe sa dın ka bir ler de ki ne ca set le il gi li ol du ğu id di ası ne re de ka lır?

Ge nel ola rak: Şir ki, şirke gö tü ren yol ları ve se bep-le ri ni bi len, Ra sû lul lah sallallâhu aley hi ve sel lem’in getirdi-

(23) Hadîsin tahrici daha önce geçmişti. (24) Diğer baskıda “putlara” şeklindedir.

Page 28: L L K J I Mar lel ola rak bi d‘ ave t huâfe ler r de art m ış, sün ne tin ye r ni i in- ... Al lah kimi doğru yola iletirse, onu kimse saptıramaz. Kimi de saptıracak ... öte

Bid‘at ve Müstehâb Kabir Ziyaretleri28

ği hidâyet üze re olan kim se; Ra sû lul lah’ın “Yap ma yın!”, “Si zi bun dan me n e de rim” gi bi mü bâ la ğalı la fız lar kul-la na rak ka bir le ri mes cid ler edin mek ten neh yet me sinde (yasaklamasında) ve la net et me sin de ki he de fin as la ve as la ka bir le rin ka zıl ma sıy la mey da na ge le bi le cek pis lik-ten ol ma dı ğı nı bi lir. Ak si ne bu, O’na kar şı ge le ni, neh-yet ti ği ni iş le yeni, he vâ sı na uyup, Rab bin’ den kork ma ya-nı bek le yen bir şirk pis li ğin den sa kın dır ma dır. Böy le bi-ri nin “Lâ ilâ he il lal lah” şe hâ de ti nin ger çek leş me sin de ki na si bi pek az dır ya da hiç yok tur. Ra sû lul lah sallallâhu aley-

hi ve sel lem’den bu ve ben ze ri uya rı la rın tü mü; tevhîdi ona ge le bi le cek şirk ve ka ran lık tan ko ru mak, on dan baş ka-sı na yö nel mek ten arın dır mak tır. An cak in san la rın ço ğu, onun em ri ne is yan ede rek yüz çe vi ri yor, ya sak la dı ğı nı iş li yor lar. Şey tan on la rı, me şa yih ve sâlih le ri yü celt mek-le al da tı yor.

Bu lun duk la rı za man dan kı ya me te ka dar Ye ğûs, Ye ûk, Nesr ve di ğer put la ra ta pan lar, Al lah’a ye min ol sun ki bu ka pı dan (ka bir eh li ni yü celt mek ten) yo la çık tı lar. On-lar, aşı rı git mek le kal ma dı. O sâ lih kim se le rin yo lu nu da if sad et ti ler. An cak Al lah, doğ ru yo lu tu tan la ra hi dâyet et ti. Bu kim se ler, ka bir eh lini Allah’ın onlar için tak dir et ti ği kul luk mer te be si ne in di re rek, on lar dan rabb ol ma sı fa tı nı kal dır dı lar. İş te on la rı ta’zim et me nin ve on la ra itâ at et me nin ger çe ği de bu dur.

Doğ ru yo la uy mak la ken di si ne ni met ve ri len kim se, ka bir le ri put edin me, üze ri ne mes cid yap ma ve ora da kan dil yak ma da ki yasağın, ka bir eh li ni kü çült mek ol du-ğu nu san ma sın. Bu bi d‘at ve da lâ let eh li nin san dı ğı gi bi

�Kabirleri

mescidler edinmedeki

yasağın asıl gayesi

Page 29: L L K J I Mar lel ola rak bi d‘ ave t huâfe ler r de art m ış, sün ne tin ye r ni i in- ... Al lah kimi doğru yola iletirse, onu kimse saptıramaz. Kimi de saptıracak ... öte

Bid‘at ve Müstehâb Kabir Ziyaretleri 29

hiç bir za man on la rı kü çült mek de ğil dir. Ak si ne, on la ra ik ram ve hür met et mek tir. Sev dik le ri ni ya pıp sev me dik-le ri ni ter ket mek, on la rı say mak tır. On la rı se ven, yol la rı-nı üs tün kı lan ve hep si nin ve lî si Al lah de ğil mi? Sen de on la rın yo lu na uyar sın.

Ne var ki sa pıt mış bi d‘at çı lar, ta’zim edi yor gö rün tü sü al tın da on la rı kü çült mek tedir ler. Oy sa on la rın yo lu na uy-mak ba kı mın dan in san la rın en uza ğı ken di le ri dir. Hı ris-ti yan la rın Îsâ, Ya hu di le rin Mû sâ aley hi mus se lâm’dan, Şiîle rin Ali radıyallâhu anh’dan; eh li hak kın eh l-i hak la bir olup eh-l-i bâ tıl dan uzak ol ma sı gi bi uzak tır lar. Mü min er kek ler le mü min ka dın lar bir bir le ri nin, mü na fık er kek ler le mü na-fık ka dın lar da bir bir le ri nin dos tu dur lar. Kalp ler bi d‘at-lar la meş gul ol du ğun da sün net ler den yüz çev ri lir.

Bu yüz den çok la rı nı, sün net le ri ih ya ede nin söy le-dik le ri ni ve ça ğır dı ğı şey le ri bı ra kıp da ka bir le re ko şar bu lur sun.

Pey gam ber le ri ve sâlih kim se le ri ta’zim et mek; on-la rı sev ip ça ğır dık la rı fay da lı ilim ve gü zel amel den na-sip len mek le, on lar dan ka lan la ra sa rıl mak la olur. On la-rın yo lun dan git mek sev gi dir. Ka bir le ri ne ibâdet et mek, ora la ra koş mak ve -so nun da da tür be le ri- put edin mek de ğil! On la rın yo lu na uy mak, in san la rı da bu yo la ça ğır-mak, on la rın se vap la rı nı ar tı rır. On la rın da vet et tik le-ri yol dan yüz çe vir mek ve bu na ay kı rı olan la meş gul ol-mak, hem on la rı hem de ken di ni bu se vap tan mah rum et mek tir. Bu nun ne re sin de on la rı ta’zim ve onlara hür-met et mek var dır?

�Sâlihleri ta'zim etmek

�Sâlihlerisevmekonlara uymak ile olur.

Page 30: L L K J I Mar lel ola rak bi d‘ ave t huâfe ler r de art m ış, sün ne tin ye r ni i in- ... Al lah kimi doğru yola iletirse, onu kimse saptıramaz. Kimi de saptıracak ... öte

Bid‘at ve Müstehâb Kabir Ziyaretleri30

■ Ra sû lul lah sallallâhu aley hi ve sel lem, Müs lim’in Ebû Hey yâc el-Ese dî’den yap tı ğı ri vâ yet te gö rül dü ğü üze re yük sel til miş ka bir le rin yer seviyesine indirlmesini em-ret miş tir: el-Ese dî, Ali b. Ebî Tâ lib radıyallâhu anh’ın:

ثاال ع تم ه ملسو هيلع هللا ىلص أن ال تد ول الل س يه ر ل ثني ع ع ا ب لى م ثك ع ع «أب.« ته ي و ا إال س ف ر ش ا م بر ال ق ته و س إال طم

“Seni, Ra sû lul lah sallallâhu aley hi ve sel lem’in be ni gön-der di ği görevle gön de re yim mi? Sil me di ğin bir sûret, düz le me di ğin yük sel til miş bir ka bir kal ma sın!” de di ği-ni söy le miş tir.(25)

■ Ra sû lul lah sallallâhu aley hi ve sel lem ka birle ri n bay ram ye ri ne çev ril me si ni de yasaklamıştır. Ebû Dâ vûd'un Sünen’inde Ebû Hu rey re radıyallâhu anh’dan sâ bit olan ri-vâ yet te Ra sû lul lah sallallâhu aley hi ve sel lem şöy le bu yu rur:

لي لوا ع ص ا و يد ي ع بر لوا ق ع ال تج ا و بور م ق يوتك لوا ب ع « ال تج.« نتم يث ك ني ح بلغ م ت تك ال إن ص ف

“Ev le ri ni zi ka birlere, kab ri mi de bay ram ye ri ne çe-vir me yin. Her ne re de sa la vât ge tir se niz mu hak kak o ba na ulaştırılır.”(26)

(25) Müs lim, (II, s.666, h.969; [Ce nâ iz, yük sel til di ğin de kab rin düz-len me si em ri] bâ bı). Ebû Dâ vûd, (III, s.548, h.32184; [Ce nâ iz, kab rin düz len me si] bâ bı). Tir mi zî, (III, s.366, h.1049; [Ce nâ-iz, kab rin düz len me si hak kın da vâ rid olan lar] bâ bı). Bun la rın tü mü; Ebû Hey yâc el-Ese dî'nin, Ali b. Ebî Tâ lib radıyallâhu anh'tan yap tı ğı ri vâ ye tin de dir.

(26) Ebû Dâ vûd, (II, s.534, h.2042; [Me nâ sik, ka bir zi ya ret le ri] bâ bı, Sa‘îd b. Ebî Sa‘îd el-Mak be rî'nin, Ebû Hu rey re'den yap tığı rivâyetin de). el-Elbânî "Sahîhu'l-Câmi"de tashîh etmiştir, (II, s.1211, h.7226).

�Yüksek

kabirlerin yer

seviyesine indirilmesi

emri

Page 31: L L K J I Mar lel ola rak bi d‘ ave t huâfe ler r de art m ış, sün ne tin ye r ni i in- ... Al lah kimi doğru yola iletirse, onu kimse saptıramaz. Kimi de saptıracak ... öte

Bid‘at ve Müstehâb Kabir Ziyaretleri 31

Ebû Ya’ lâ el-Mav si lî’nin Müs ne di’nde, Ali b. Hü se-yin (Ra sû lul lah sallallâhu aley hi ve sel lem’in to ru nunun oğ lu) radıyallâhu an hu mâ’nın, Ra sû lul lah sallallâhu aley hi ve sel lem’in kab-rin de ki bir ara lı ğa ge lip de duâ eden ada mı gör dü ğün de şöy le de di ği yer alır: “Ba kın! Si ze dedem Ra sû lul lah’tan, on dan da ba ba mın söy le di ği hadîsi bil di re yim mi!

م ك ليم تس إن ف ، بورا ق م يوتك ب ال و ، يدا ع ي بر ق وا ذ تخ ت «ال .« نتم ا ك نم ني أي بلغ ي

“Kab ri mi bay ram ye ri ne, ev le ri ni zi de ka birlere çe-vir me yin. Her ne re de ol sa nız se lâ mı nız ba na ula ştırılır.” de miş tir.”(27)

Sa ‘îd b. Man sûr şöyle nakleder: “Ab du la zîz b. Mu-ham med, Su heyl b. Ebî Su heyl’den şöyle an lat mış tır: “Ha san(28) b. Ha san b. Ali b. Ebî Tâ lib radıyallâhu anh, Fâ tı-ma’nın evin de ak şam ye me ği ni yer ken kab rin ya nın da be ni gör dü ğün de ça ğır dı ve: “Gel de ak şam ye me ği yi-ye lim.” de di, ben: “Yi ye mem.” de dim. “Se ni kab rin ya-nın da gör dü ğüm doğ ru mu?” dedi. “Ra sû lul lah sallallâhu

(27) Ebû Ya' lâ, (I, s.245, h.465). İb n Ebî Şey be, (II, s.150, h.7542; [Ne bî sallallâhu aley hi ve sel lem'in kab ri ba şın da sa la vât] bâ bı). Bu-hâ rî "Tâ rîhu'l-Ke bîr"de, (I, 2/186). Ka dı İs mâ il "Fad lu's-Sa lâ ti ale'n-Ne bî sallallâhu aley hi ve sel lem" (s.10). İb n Tey mi ye "Ah-nâi'ye ce vap" ad lı ese rin de (s.144-145) şöy le der: [Bu hadîs, Ha fız Ebû Ab dil lah Mu ham med b. Ab dul va hid el-Mak disî'nin, seç ti ği "Sahîhayn'a zâ id olan seç me hadîs ler"in den dir; O'nun tashîhi Hâ kim'in tashîhin den mer te be ce da ha üs tün, Tir mi zî ve Ebû Hâ tim el-Büs tî'ye ya kın dır]. Bun la rın hep si; Ali b. Hü se yin'in, ba ba sı ve de de sin den mer fû ri vâ ye tin de dir. Se hâ vî "el-Kav lu'l-Be dî" de (s.155) "Bu, ha sen hadîs tir." der.

(28) "Kü tü bü'l-İl miy ye" bas kı sın da, "Ha san b. Ali b. Ebî Tâ lib".

�Kabirleribayramyerine çevirmenin yasak-lanması

Page 32: L L K J I Mar lel ola rak bi d‘ ave t huâfe ler r de art m ış, sün ne tin ye r ni i in- ... Al lah kimi doğru yola iletirse, onu kimse saptıramaz. Kimi de saptıracak ... öte

Bid‘at ve Müstehâb Kabir Ziyaretleri32

aley hi ve sel lem’e se lâm verdim.” de dim. Bunun üzerine: Ra-sû lul lah sallallâhu aley hi ve sel lem, mu hak kak şöy le buyur-muştur:

إن لي ، ف لوا ع ص ابر ، و ق م م يوتك ال ب يدا ، و يتي ع وا ب ذ تخ «ال ت.« نتم ا ك يثم ني ح بلغ م ت تك ال ص

“Evi mi bay ram ye ri ne, ev le ri ni zi de ka birlere çe vir-me yin. Ba na sa la vât ge ti rin, si zin sa la vâ tı nız her ne re de ol sa nız ba na ula şır.” de di."(29)

Kab ri, tüm ka bir le rin en üs tünü ve en fa zi let li si ol-du ğu hâl de bay ram ye ri ne çev ril me si bizzat Ra sû lul lah sallallâhu aley hi ve sel lem ta ra fın dan ya sak la nı yor sa, di ğer le ri için bu ya sak da ha ev lâ ye rin de olur. Son ra, Ra sû lul lah sallallâhu aley hi ve sel lem, bu neh yi: “...Ev le ri ni zi de ka birlere çe vir me yin” sö züy le bir lik te zik ret miş tir ki bu; na fi le ibâdet ler için ev le rin da ha uy gun ol du ğu na ve böy le lik-le ka birlere ben ze me ye ce ği ne dair bir emir ve ka bir yer-le rin de ibâdet yap mak tan nehiydir. Ra sû lul lah’ın bu sö-zü nü: “..Ba na sa la vât ge ti rin, si zin sa la vâ tı nız her ne re-de ol sa nız ba na ula şır.”(30) sö zü ta kip et miş tir. Bu nun la şu na işa ret edi lir: Sa la vâ tı nı zın kab ri me ulaş ma sı, ona uzak lık ve ya kın lı ğı nıza bağlı de ğil dir. Eh l-i Ki tâb müş-rik le ri nin pey gam ber le ri ve sâlih kim se le rin ka bir le ri ni bay ram ye ri ne çe vir di ği gi bi, kab ri mi bay ram ye ri edin-me niz ge rek siz dir. Kab ris tan la rı bay ram ye ri edin mek, İs lâm ön ce si yap tık la rı bay ram la rın dan dı. On la rın hem za man la hem de me kan la il gi li bir ta kım bay ram la rı

(29) Tahirici daha önce geçti.(30) Hadîsin tenkidi daha önce geçmişti.

Page 33: L L K J I Mar lel ola rak bi d‘ ave t huâfe ler r de art m ış, sün ne tin ye r ni i in- ... Al lah kimi doğru yola iletirse, onu kimse saptıramaz. Kimi de saptıracak ... öte

Bid‘at ve Müstehâb Kabir Ziyaretleri 33

var dı ki, İs lâm, gel me siy le bir lik te bun la rı de ğiş tir miş-tir.(31) Al la h te âlâ, za ma na bağ lı bay ram la rın ye ri ne Mi nâ gün le ri, Ra ma zan ve Kur ban bay ra mı nı ver miş; me kâ na bağ lı bay ram la rın ye ri ne de: Kâ be, Ara fat, Mi nâ ve Me-şâ ir (Sa fâ’yla Mer ve)’yi ver miş tir.

İb n Kay yim İğâ se'de şöy le der: “Hı ris ti yan ve Ya hu-di ler den esin le nen ba zı la rı bir ta kım şüp he ler ile bu de-lil le ri tahrîf et me ye kalk tı lar. Hıristiyanlardan şirki, Ya-hu di ler den tahrîfi öğ re nen bu kim se ler bunun şu anla-ma geldiğini öne sürdüler: “Kab ri mi bay ram ye ri ne ko-yup da yıl dan yı la de ğil her za man, her saat ziyarete ge-lin.” Böylece bu ko nu da vâ rid olan neh yi/ya sa ğı, bir bay-ram gi bi yıl da bir iki de fa zi ya ret et me ye ta şı dı lar.”

Bu yaklaşım; el bet te Ra sû lul lah’a düş man lık, onun ifa de ve ni ye ti ni çar pıt mak tır. Ken di ne kud si yet ya kış tır-ma ya ve hak kı ört me ye Ra sû lul lah’ı alet et mek tir. “Kab-ri mi bay ram ye ri edin me yin.” sö züy le bir şey em re-denin son ra da bu na itâ at ve sa rıl ma ya ça ğı ra nın böy le bir şey de me si; be yân ve de lâ let ten çok, -be yâ nın- zıd-dı na ve çar pıt ma ya da ha ya kın ol du ğun dan şüp he edil-mez. Bu bir nok san lık de ğil se, nok san lık de ni len ol gu-nun var lı ğı nı tüm den red det mek ge re kir. Bütün büyük gü na hların şid det ba kı mın dan şirk ten da ha ha fif ol du-ğu şüp he siz dir. Ra sû lul lah sallallâhu aley hi ve sel lem’in dînin-den ve sün net le rin den ek silt mek, gü na ha düş mek ten da ha çok ce za ge rek ti rir. Di ğer pey gam ber le rin dînleri böy le de ğiş ti ril miş ti.

Al la h te âla, dîni için yar dım eden ve sa vu nan kim-

(31) Kütübü'l-İlmiyye" baskısında, "..iptal etmiştir.."

�Türbedüşkün-lerinintahrîf ve şirki

Page 34: L L K J I Mar lel ola rak bi d‘ ave t huâfe ler r de art m ış, sün ne tin ye r ni i in- ... Al lah kimi doğru yola iletirse, onu kimse saptıramaz. Kimi de saptıracak ... öte

Bid‘at ve Müstehâb Kabir Ziyaretleri34

se le ri ha re ke te ge çir me sey di, di ğer dîn le rin ba şı na ge-len ler bu dînin de başına ge lir di. Ra sû lul lah sallallâhu aley-

hi ve sel lem:

يف ر نه تح ون ع نف وله ي د لف ع ل خ ن ك لم م ع ا ال ذ ل ه م «يح« لين اه يل الج أو ت بطلين و م ال ال تح ان الين و غ ال

“Bu il mi, sonradan ge len ler den âdil olan lar ta şır. Aşı rı gi den le rin tahrîfi ni, ip tal ci le rin id di ası nı ve ca hil-le rin yo ru mu nu on dan uzak laş tı rır lar.”(32) bu yu rur. Bu sö züy le Nebî sallallâhu aley hi ve sel lem, aşı rı la rın onun ge tir-di ği -nû ru- tahrîf ede cek le ri ni, ip tal ci le rin Ra sû lul lah’ın yo lu di ye ken di bâ tıl yol la rı nı öne sü re cek le ri ni ve ca hil-le rin de -onun ge tir di ği hak kı- ol du ğun dan baş ka bir şe-kil de yo rum la ya cak la rı nı bil dir miş tir.

İş te, İs lâ m’ı bo zan da bu üç grup ol muş tur. Ra sû lul-lah sallallâhu aley hi ve sel lem, o da lâ let eh li nin id dia et tik le ri-ni kas det miş ol say dı, ka bir le ri mes cid edin mek ten neh-yet mez, böy le ya pa na la net oku maz dı. Ka bir le ri mes-

(32) Ebû Nu aym, ("Mâ ri fe tu's-Sa hâ be", II, s.157-158, h. 730); Ha tîb, ("Şe re fu As hâ bi'l-Hadîs", s.29, h.55); İb n Adiyy, ("el-Kâ mil" mu-kad di me de, I, 1/91; Ebû Nasr es-Si czî, ("el-İbâ ne", Mûânid b. Ru faâ, on dan İb râ him b. Ab dur rah mân el-Aze rî ka na lıy la mer-fû ola rak, sa ha be li ği ne İb n Asâ kir hi laf et miş tir). Ha tîb, ("Şe re fu As hâ bi'l-Ha dîs", s. 29) şöyle der: "Ah med b. Han bel'e bu hadîsin mev zû olup olmadığı so rul du ğun da 'ha yır onun sahîh ol du ğu-nu bir çok kim se den duy dum...' de miş tir". Bkz. "Mif ta hu Dâ ri's-Sea'de" (s.178), bu sö zü Ah med b. Han bel'den nak le der. Su yû tî de ("Ted rî bu'r-Râ vî", s.200) -bu nu- nak let tik ten son ra Yah yâ b. Sa ‘îd el-Kat tân'ın Ah med'in bu sö zünü red det tiğine yer verir ve Irâkî'nin de hadîsin zayıf olduğunu söylediğini zikreder.

Page 35: L L K J I Mar lel ola rak bi d‘ ave t huâfe ler r de art m ış, sün ne tin ye r ni i in- ... Al lah kimi doğru yola iletirse, onu kimse saptıramaz. Kimi de saptıracak ... öte

Bid‘at ve Müstehâb Kabir Ziyaretleri 35

cid edi ne rek Al lah’a ibâ det et mek ten neh ye di yor sa, na-sıl olur da ka bir le re bağ la nıp ken di ni ora la ra ada ma yı; ora la ra yö ne lip koş ma yı em re der ve “bay ram gi bi yıl dan yı la zi ya ret et me yin” der? Na sıl olur da, kab ri mi bay ram ye ri edin me yin de dik ten son ra, “..her ne re de ol sa nız ba na sa la vât ge ti rin (o ba na ula şır)..” der? O’nun sa ha-be le ri ve Eh l-i Bey ti, na sıl olur da şirk le tahrîfi bi r a ra ya top la yan bu da lâ let eh li nin an la dı ğı nı an la maz lar?

Tâbiînin en üs tü nü Ali b. Hü seyn’in(33) Ra sû lul lah sallallâhu aley hi ve sel lem’in kab ri ba şın da duâ eden ada mı neh yet ti ği ve bu nun için ba ba sı Hü seyn’in de de si Ali radıyallâhu an hum’dan duy du ğu ve ri vâ yet et ti ği hadîsi de-lil ge tir di ği ni gör dün ki, on lar bu neh yin ne an la ma gel-di ği ni o sapkın lar dan elbette çok da ha iyi bi lirlerdi. Yi ne am ca sı oğ lu Ha san b. Ha san, bir ada mın mes cid edin-mek gi bi bir kas dı ol ma sa da kab re git me si ni ke rih gör-müş ve bu nu, ora yı bay ram ye ri edin mek le bir tut muş-tur.

İb n Kay yım İğâ se’de hocası İbn Teymiyye’den nak-le de rek şöy le der: “Bu sün ne tin kay na ğı na bir bak: Ri-vâyet eden ler, Ra sû lul lah’a hem ev hem de ne seb ba kı-mın dan yakın olan Me dîne eh li ve Eh li Beyt’ten kimse-ler. Sün ne ti ko ru ma da da ha ön de olduklarından, onlar buna diğerlerine göre daha çok ihtiyaç duyuyorlar.”

Ka bir le ri mes cid edin me de, Al lah’tan baş ka sı nın bilemeyeceği bü yük fe sad lar var dır. Kal bin de Al lah için va kar bu lu nan, tevhîd üze ri ne tit re yen, şirk ten nef ret

(33) "Kütübü'l-İlmiyye" baskısında, "..Hasan..".

�Kabirleri bayramyeri edinmedekifesâd

Page 36: L L K J I Mar lel ola rak bi d‘ ave t huâfe ler r de art m ış, sün ne tin ye r ni i in- ... Al lah kimi doğru yola iletirse, onu kimse saptıramaz. Kimi de saptıracak ... öte

Bid‘at ve Müstehâb Kabir Ziyaretleri36

eden, kü für ve bi d‘at tan iğ re nen kim se den baş ka sı bu na kız maz; şu var ki, “ya ra ölü ye acı ver mez”.

Ka bir le ri bay ram ye ri edin me de ki fe sa dın bir di ğe-ri de; bu taş kın la rın kab ri uzak tan gör dük le rin de bi le he-men ye re ka pa nıp öp me le ri dir. Baş la rı nı -ka pa lıy sa- aça-rak, ça ğır ma ya da ha uzak tan baş lar lar. Ne ya ra tma ya ne de di ril t-me ye kud re ti ol ma yan dan me det di le nir, fer yat-la ses le ri ni yük sel tir ler. Bu nun la da hac ya pan bi rin den da ha faz la se vap ka zan dık la rı nı sa nır lar. Kab re (ve ya tür-be ye) var dık la rın da iki re kat na maz kı lar, böy le ce iki kıb-le ye (Ak sâ ile Kâ be’ye) na maz kıl mış (sa ha be le r) gi bi ecir el de et tik le ri ne ina nır lar. Onları ka bir (ve tür be le rin) et-ra fın da sec de eder gö rür sün, ölü den lü tuf ve rı za is ter ler. Oy sa el de et tik le ri ha yal kı rık lı ğı ve hüs ran dan baş ka bir şey de ğil dir. Ses ler Al lah için de ğil, ya zık ki, şey tan için yük se lir. İh ti yaç la rın gi de ril me si, sı kın tı la rın da ğıl ma sı, yok sul la rın zen gin li ği, bir has ta lık ve be la ya uğ ra yan la rın afi ye ti ölü den (o tür be sa hi bin den) is te nir.

Ar dın dan, iki grup ha lin de kab rin et ra fı na ya yı la-rak, -tür be yi- Al lah’ın in san la ra bir hi dâ yet kıl dı ğı mü-ba rek Kâ be’ye ben ze tir ler. Son ra da Ha cer-i Es ved’e ya-pıl dı ğı gi bi ora yı öper, se lâm lar, yan la rı ve ya nak la rı üze-re ka pa nır lar. Der ken saç la rı nı kı sal ta rak ve tı raş ede rek ka bir hac cı ibâ det le ri ni ye ri ne ge ti rir ler. Ya ra tan ka tın da bir na sip le ri ol ma dı ğın dan o put tan ya rar la nır lar. Son-ra o put la ra kur ban lar adar lar. Na maz la rı, hac ibâdet le-ri ve kur ban la rı Alem le rin Rab bi Al lah’tan baş ka sı na dır. Şöyle bir baktığımızda, bir bir le ri ni “Al lah bi ze de si ze de bol se vap lar ver sin” di ye rek teb rik le şir ken gö rü rüz.

Page 37: L L K J I Mar lel ola rak bi d‘ ave t huâfe ler r de art m ış, sün ne tin ye r ni i in- ... Al lah kimi doğru yola iletirse, onu kimse saptıramaz. Kimi de saptıracak ... öte

Bid‘at ve Müstehâb Kabir Ziyaretleri 37

Dön dük le rin de ge ri de ki aşı rı lar dan ba zı la rı Kâ be hac cı se va bı na kar şı lık, ka bir hac cı se va bı nı de ğiş me-yi is ter ler. On lar da: “De ğil bu hac cın, her yıl ya pa ca ğın hac cın sevabı da ol sa de ğiş me yiz” der ler. [Ken di le rin-den bah set tik le ri mi zin yap tı ğı bü tün bi d‘at ve sa pık lı ğa bu ra da yer ver me dik.](34) Çün kü içi ne düş tük le ri da lâ le-tin bo yu tu nu id rak et me de akıl ye ter siz ka lır, bu bir ha-yal gi bi dir. İlim ve fı kıh tan az da ol sa nasiplenen her kes, sa kın dı rı lan bir şe ye ileten yo lun da ke sil di ği ni pe kâ la bi lir. Neh yet ti ği şe yin kar şı lı ğı olan ce za yı en iyi bi len, yi ne şe ri atın sa hi bi dir. Ha yır ve hi dâ yet O’na itâ at ve uy-mak la; şer ve da lâ let ise, O’na mu ha le fet et mekle ma si-yet te dir.

Ra sû lul lah sallallâhu aley hi ve sel lem’in ka bir ler hak kın da-ki sün ne ti ni araş tı ran, onun bu ko nu da ki emir ve ya sak-la rı nı; sa ha be ve on la ra ihsan ile tâ bi olan la rın yo lu nu bi-len ve in san la rın bu gün yap tık la rı na şa hit olan bir kim se, ara da bü yük bir çe liş ki ol du ğu nu açık ça gö rür. Bü yük öl-çü de zıt lık söz ko nu su dur. Çün kü Ra sû lul lah sallallâhu aley hi

ve sel lem, ka bir ya nın da na maz kıl mak tan neh yet ti ği hâl de on lar kı lı yor; ka bir le ri mes cid edin me yi ya sak la dı ğı hâl-de on lar bu na da mu ha le fet ede rek ka bir üze ri ne mes-cid ya pı yor lar. Son ra da bu na “ya tır” di yor lar. Ra sû lul lah, ka bir ler de kan dil yak ma yı ya sak la dı, on lar yi ne mu ha le-fet edi p, kan dil ler ve mum lar ya kı yor, el sü rü yor, bu nun-la da kal mı yor ka bir le re va kıf ta bu lu nu yor lar. Efen di miz

(34) Kü tü bü'l-İl miy ye" bas kı sın da ve diğerlerinde pa ran tez için de şu ibâ re düşül müş tür: (On la rın akıl al maz bi d'at ve sapıklığından burada zik ret me di ği miz mef sedeler den biri de..).

�Kabirdüşkün-lerinin sünnetle çelişmesi�

Page 38: L L K J I Mar lel ola rak bi d‘ ave t huâfe ler r de art m ış, sün ne tin ye r ni i in- ... Al lah kimi doğru yola iletirse, onu kimse saptıramaz. Kimi de saptıracak ... öte

Bid‘at ve Müstehâb Kabir Ziyaretleri38

sallallâhu aley hi ve sel lem, ka bir le rin düz len me si ni em ret ti. On-lar, bu kez de mu ha le fet ede rek, çev re si ni ev gi bi yük sel-ti yor lar. Ka bir le rin al çı lan ma ma sı ve üze ri ne bi na ya pıl-ma ma sı em re dil di. On lar bu na da mu ha le fet edi yor; ka-bir le ri al çıyla sıvayıp üze ri ne kub be ler di ki yor lar. Nebî sallallâhu aley hi ve sel lem, ka bir üze ri ne ya zı ya zıl ma ma sı nı em-ret ti. On lar mu ha le fet le ri ni sür dü re rek lev ha lar ya pı yor, üze ri ne âyet ve ya baş ka şey ler ya zı yor lar. Ka bir top ra ğı-na top rak ilâ ve edil me me si ni em ret ti. On lar muh ale fet edi yor dı şa rı dan (mer mer), top rak, taş ve ki reç ek li yor-lar. Pey gam ber sallallâhu aley hi ve sel lem, ka bir le ri bay ram ye ri edin me yi ya sak la dı, on lar yi ne Ra sû lul lah’a mu ha le fet edi yor ve ora la rı bay ram ye ri ne çe vi ri yor lar. Bay ram top-lan tı sı gi bi hat ta da ha da ka la ba lık bir şe kil de ka bir (ve tür be ler de) top la nı yor lar. Özet le Ra sû lul lah’ın sün ne ti ne tü müy le çe li şi yor, neh yet ti ği ne mu ha le fet edip ge tir di ği -nûra- düş man lık ya pı yor lar.

Bun lar, so nun da ka bir (ve tür be ler)de hac cet me yi meş rû gör me nok ta sı na gel di ler. Bu na uy gun özel ibâ-detleri ni be lir le di ler. Yi ne ye tin me ye rek, bir de bu nu an la tan “ya tır hac cı ibâ det le ri” adın da ki tap te'lîf et ti ler. Tür be le ri Kâ be’ye ben zet ti ler. Bu nun İs lâm’ dan ay rı la-rak put pe rest li ğe gir mek ol du ğu or ta da dır. Ra sû lul lah sallallâhu aley hi ve sel lem’in ka bir ler le il gi li ola rak say dı ğı mız meş rû kıl dı ğı ve ne h yet tik le riy le; on la rın meş rû kıl dı ğı ve yö nel dik le ri mu ha le fe te bir bak tı ğı mız da, bu nun; bo yut la rı be lir len eme ye cek öl çü de bü yük bir fe sat ol-du ğun dan as la şüp he edil emez. Bu fe sad lar dan ba zı la-rı nı şöy le sa ya bi li riz:

�Kabir

düşkün-lerininsürük-

lendiğidiğer

fesatlar

Page 39: L L K J I Mar lel ola rak bi d‘ ave t huâfe ler r de art m ış, sün ne tin ye r ni i in- ... Al lah kimi doğru yola iletirse, onu kimse saptıramaz. Kimi de saptıracak ... öte

Bid‘at ve Müstehâb Kabir Ziyaretleri 39

• Ba zı yer le ri, ak lı yi ti re cek öl çü de yü celt mek.

• Al lah’a en se vim li olan yer ler için de ora la rı öne ge çir irler. Ora la rı ululaştırır, say gı gös te rir ve yi ne ora-lar için kalp le ri yu mu şar, hu şû duyarlar. Mes cid ler de yap ma dık la rı ibâdet le ri ora da ya par lar. On lar için ora-la rın bir ben ze ri ve ya ya kı nı yok tur. Türbeleri şenlendi-rir mescidleri terk ederler. Al lah’ın pey gam be riy le bir-lik te gön der di ği dîn, bu nun ak si ni em re der. Bu yüz den il me ve dîne in san la rın en uza ğı Ra fî zi ler (Şi îler) ol muş-tur. On lar “ya tır”lar ya pıp mes cid le ri ha rap et miş ler dir.

• Ora la ra git mek le düş man la ra üs tün ge li ne ce ği ne, be la la rın gi de ce ği ne, yağ mur ya ğa ca ğı na ve ben ze ri di-lek le rin ger çek le şe ce ği ne inan mak.

• Ka bir ba şın da bü yük şir ke düş mek. Şirk, zu lüm-le rin zul mü, çir kin şey le rin en çir ki ni ve mün ker le rin mün ke ri ol du ğun dan Al lah te âlâ’nın buğ zett ti ği ve ke-rih kar şı la dı ğı iş le rin en ba şın da ge lir. Bu yüz den Al la h te âla, şirk eh li için dünyada ve âhirette ce za lar koy muş; şir ki asla ba ğış la ma ya ca ğı nı, müş rik le rin ne cis ol du-ğu nu bil dir miş; kur ban ve di ğer kes tik le ri nin yen me si-ni ha ram kıl mış tır. On lar dan ev len me yi ve on lar la dost-lu ğu ya sak la mış, on la rı; me lek ler, pey gam ber ler ve mü-min ler için düş man kıl mış tır. On la rın mal ve ka dın la rı-nı tevhîd eh li için he lal kıl mış, on lar dan kö le edin me-yi mu bah say mış tır. Çün kü şirk, Al lah’tan Ru bû bi yet hak kı nı gi der mek, İlâ hî bü yük lü ğü ne ha lel ge tir mek-tir. Alem le rin Rab bi hak kın da su-i zan da bu lun mak tır. On lar, Al lah hak kın da kö tü bir zan na ka pıl dı lar; böy le-

Page 40: L L K J I Mar lel ola rak bi d‘ ave t huâfe ler r de art m ış, sün ne tin ye r ni i in- ... Al lah kimi doğru yola iletirse, onu kimse saptıramaz. Kimi de saptıracak ... öte

Bid‘at ve Müstehâb Kabir Ziyaretleri40

ce Al lah’a or tak edin di ler. Oy sa hüs nü zan bes le se ler di, Al lah’ı hak kıy la bilir ler, O’ndan baş ka sın dan me det um-maz lar dı. İş te Al la h te âlâ, Kur’ân’da üç yer de on la rı şöy-le zik re der:

نث K J I H G FE D C B A مث [احلج: ٧٤]“Al lah’ı hak kıy la tak dir et me di ler.” (Hac, 74).

Bu, ger çek bir ma ri fet le O’nu bil me di ler, de mek tir. Baş ka sı nı Al lah’a denk tu tup son ra da onu se ven, on dan kor kan ve onun için ça ba sar fe den na sıl olur da Al lah’ı hak kıy la tevhîd etmiş/birlemiş olur ki?

Müş rik le rin; put la rı nı, Al lah’ın zâ tın a bir tut ma dık-la rı bi li nen bir şey dir. Sı fat la rın da ve ya ef‘alin de de put-la rı Al lah ile bir tut mu yor lar dı. Yer le ri ve gök le ri put la-rı nın ya rat tı ğı nı ve ya on la rın öl dü ren ve di ril ten ol duk-la rı nı da söy le mi yor lar dı. On la rın put la rı nı Al lah ile bir tut tuk la rı ko nu sev gi le riy di. Put la rı nı yü cel ti yor ve on la-ra ibâdet ve dua ediyorlardı. Bu nu Müs lü man ol du ğu nu söy le yen -tür be ve ya tır la ra ta pan- şirk eh lin de de gör-mek müm kün dür.(35)

• Ka bir le ri mes cit ler edi ne rek Al lah ve Re sû lü’nün la ne ti ne uğ ra mak.

(35) Al la h teâlâ şöy le bu yu rur: "İn san lar dan ba zı sı Al lah'tan baş-ka sı nı Al lah'a eş ler ve ben zer ler edi nir de on la rı, Al lah'ı se ver gi bi se ver ler. Îmân eden ler ise da ha çok Al lah'ı se ver ler. Keş ke za lim ler, aza bı gör dük le ri za man (an la ya cak la rı gi bi) bü tün kuv ve tin Al lah'a ait ol du ğu nu ve Al lah'ın aza bı na da yan ma nın zor lu ğunu ön ceden an layabil seler di" (Bakara, 165).

Page 41: L L K J I Mar lel ola rak bi d‘ ave t huâfe ler r de art m ış, sün ne tin ye r ni i in- ... Al lah kimi doğru yola iletirse, onu kimse saptıramaz. Kimi de saptıracak ... öte

Bid‘at ve Müstehâb Kabir Ziyaretleri 41

• Ka bir (ve tür be ler de) kal mak, üze ri ne ör tü ler bağ la-mak, ya nın dan ay rıl ma mak ve ora lar için mu ha fız edin-mek gi bi iş ler le put pe rest le re ben ze mek. Bu ka bir kö le-le ri, tür be mu ha fız lı ğı nın mes cid le re hiz met ten da ha üs-tün ol du ğu na ina nır ve Kâ be’ye kom şu ol mak tan sa tür-be le re kom şu ol ma yı yeğ ler ler.

• Tür be le re adak ta bu lun mak, ora la rı bek le mek.

• Dîn de meş rû kı lınan şey lerde Al lah ve Re sû lü ile çe liş mek.

• Sün net le ri öl dür mek ve bi d‘at la rı ya şat mak.

Bu bi d‘at lar dan ba zı la rı şöy le dir: Can ya kan bir yor-gun luk ve bü yük bir gü nah la tür be ler için yol cu luk yap-mak: Çün kü bü tün âlim ler, sâlih kim se le rin ve ya pey-gam ber le rin ka bir le ri ni zi ya ret et mek için yol cu luk yap-mak bid‘at tır, de miş ler dir. Alem le rin Rab bi’nin Pey gam-be ri böy le bir emir ver me di ği gi bi bu nu hoş kar şı la yan bir âlim de yok tur. Kim bu nun kur bet/ya kın lık ve tâ at ol du ğu na ina nır sa sün ne te ve ic mâ-ı üm me te mu ha-le fet et miş tir. Bu inanç la se fe re çı ka cak ol sa bu se fe ri, ic mây la ha ram dır. Bu du rum da tahrîm kur bet/ya kın-lık el de et mek ama cıy la yol cu luk ya pa ca ğın dan do la yı söz ko nu su olur. Bir tür be ye yol cu luk ya pa n kim se nin ama cı nın kur bet/ya kın lık edin mek ol du ğu gâyet açık tır. Sahîhayn’da Ra sû lul lah’ın,

ام ر الح د ج س د م اج س م ة ث ثال إلى ال إال ح الر د «ال تشا». ذ ي ه د ج س م ى و قص د األ ج س م و

�Kabirziyaretiiçin yolculukyapmakNebevî yasağaaykırıdır

Page 42: L L K J I Mar lel ola rak bi d‘ ave t huâfe ler r de art m ış, sün ne tin ye r ni i in- ... Al lah kimi doğru yola iletirse, onu kimse saptıramaz. Kimi de saptıracak ... öte

Bid‘at ve Müstehâb Kabir Ziyaretleri42

“Üç mes cid; Mes cid-i Ha ram, Mes cid-i Ak sâ ve be-nim şu mes ci dim dı şın da hiç bir yere (mescide) yo lcu-luğa çıkılamaz”(36) buyurduğu sa bit ol muş tur.

• Ka bir eh li olan sâlih le re ezi yet tir. Bu ra ya ka dar zik-re di len şey le rin ka bir le ri ba şın da ya pıl ma sın dan dolayı on lar ezi yet du yar lar. Hı ris ti yan la rın onun için yap tık la-rı nı Îsâ Me sih aley his se lâm na sıl ke rih gö rü yor sa, di ğer pey-gam ber ler, âlim ler ve sâlih kim se ler için ya pı lan böy le-si bi d‘at lar da on la ra ezâ ve rir. Kı yâ met gü nü ise bu sâlih kim se ler, bid‘at çı la rın yap tık la rın dan ta ma men uzak tır-lar. Al la h te âlâ şöy le bu yu rur:

` _ ^ ] \ [ Z Y نث h g f e d c b a s r q p o n m l k j i { z y x w v u t

| { ~ ے مث [الفرقان: ١٧ - ١٨]“O gün Rab bin on la rı ve Al lah’tan baş ka tap tık-la rını top lar ve der ki: “Siz mi sap tır dı nız şu kul-la rı mı, yok sa ken di le ri mi yol dan çık tı lar?” On-lar: “Se ni ten zih ede riz. Se ni bı ra kıp da baş ka dost lar edin mek bi ze ya raş maz; fa kat sen on la-

(36) Bu hâ rî, (III, s.76, h.1189; [Fad lu's,Sa lât, Mek ke ve Me di ne mes-cidi] bâbı). Müslim, (II, s.1014, h.1397; [Hac, Üç mescid dışında yolculuk yoktur] bâbı, Sa‘îd'in Ebû Hureyre'den merfû rivâyet-inde).

�Kabirlere

köle olmakehl-i olansâlih için

bir eziyettir

Page 43: L L K J I Mar lel ola rak bi d‘ ave t huâfe ler r de art m ış, sün ne tin ye r ni i in- ... Al lah kimi doğru yola iletirse, onu kimse saptıramaz. Kimi de saptıracak ... öte

Bid‘at ve Müstehâb Kabir Ziyaretleri 43

ra ve ata la rı na bol ni met ver din so nun da (se ni) an ma yı unut tu lar ve he lâ kı hak eden bir ka vim ol du lar.” der ler.” (Fur kân, 17-18).

U T S R Q P O N M L نث a _ ] \ [Z Y X W V p o n ml k j i h gf e d c bz y x wv u t s r q } | مث

[املائدة: ١١٦]“Al lah: “Ey Mer yem Oğ lu Îsâ! İn san la ra: Be ni ve an ne mi iki ilâh edinin di ye sen mi de din? bu-yur du ğu za man o; şöy le de di: Hâ şâ! Se ni ten zih ede rim. Hak kım ol ma yan şe yi söy le mek ba na ya kış maz.” (Mâ ide, 116).

■ Ra sû lul lah sallallâhu aley hi ve sel lem’in ka bir zi ya re tinde meş rû kıl dı ğı; âhireti ha tır la mak, ölü nün du ru mun dan ib ret ve öğüt al mak ve de ölü için du âda bu lu na rak ona ih san da bu lun mak tır. Zi ya ret te bu lu nan kim se, böy le ce hem ken di ne hem de mev tâ ya bir iyi lik yap mış olur. An-cak o bid‘at çı lar, bu nu al tüst ede rek dîn de yer ala nın tam ak si ni yap mış; zi ya ret ten mak sa dı, ölü yü Al lah’a or tak koşma ya çevirmişlerdir. Tür be ler den is te me ye, ih ti yaç lar için ölü le re yal var ma ya baş la mış lar dır. On lar dan be re ket ümit et miş ler dir. Hal bu ki böy le yap mak la hem ken di le ri-ne hem de ölü ye kö tü lük eder ler. Ra sû lul lah sallallâhu aley hi

ve sel lem, şir ke dü şül me teh li ke si yü zün den ilk za man lar da ka bir zi ya re ti ni mut lak sûret te ya sak la mış tı. Çün kü on lar

�Kabirziyaretininmeşrukılınması

Page 44: L L K J I Mar lel ola rak bi d‘ ave t huâfe ler r de art m ış, sün ne tin ye r ni i in- ... Al lah kimi doğru yola iletirse, onu kimse saptıramaz. Kimi de saptıracak ... öte

Bid‘at ve Müstehâb Kabir Ziyaretleri44

kü für den he nüz çık mış lar dı. Ra sû lul lah sallallâhu aley hi ve sel-

lem Tevhîd inan cı kalp le rin de iyi ce yer leş ti ği za man ka-bir le rin zi ya ret edil me si ne izin ver miş ve bun da ki ya rar-la rı bil dir miş tir. Ye ri ne gö re an la ta rak ve ya uy gu la ya rak on la ra zi ya re tin na sıl ya pı la ca ğı nı öğ ret miş tir. Bu nu bir-çok hadîs te gö re bi li riz.

Ka bir zi ya re ti ve Ra sû lul lah sallallâhu aley hi ve sel lem’in bu nun na sıl ya pı la ca ğı nı öğ ret me siy le il gi li ba zı hadîs-le re yer ve re lim:

İzin Hak kın da

Bun lar dan Ebû Sa ‘îd’in şu hadîsi ni zik re de bi li riz. Ra sû lul lah sallallâhu aley hi ve sel lem şöy le bu yu rur:

ا». ر ج وا ه ول ق ال ت ا و وه ور بور فز ق ة ال ار ي ن ز م ع يتك نت نه «ك“Siz le ri daha önce ka bir zi ya re tin den me n et miş-

tim. Şim di oraları zi ya ret edin. Ancak saç ma söz söy le-me yin.”(37) Bu hadîsi İmâm Ah med ve Ne sâî ri vâyet et miş tir.

Yi ne Müs lim’in Ebû Hu rey re radıyallâhu anh’tan ri vâ-yetin de Ra sû lul lah sallallâhu aley hi ve sel lem, şöy le bu yu rur:

.« ت و م ر ال ك ا تذ إنه بور ف ق وا ال ور «ز(37) Ah med, (III, s.38; Mu ham med b. Yah yâ b. Hib bân'ın am ca-

sı'ndan onun da Ebû Sa ‘îd'den mer fû ri vâ ye tin de, laf zı şöy le dir: ["Si zi ka bir zi ya re tin den me net miş tim, ar tık zi ya ret edin! Bun-da ib ret var dır"], Hey se mî, "el-Mec mau'z-Zevâid"de (III, s.57) "hadîsi Ah med ri va yet et miş tir ve ri câ li de sahîhin ri câ li dir" der. Ne sâî de tüm laf zıy la hadîsi tahrîc et miş tir, (IV, s.89, [Ce nâ-iz, Ka bir zi ya ret le ri] bâbı, Ebû Burey de'nin babasın dan yaptığı merfû rivâyetinde).

�Kabirleriziyarete

izinverilmesi

Page 45: L L K J I Mar lel ola rak bi d‘ ave t huâfe ler r de art m ış, sün ne tin ye r ni i in- ... Al lah kimi doğru yola iletirse, onu kimse saptıramaz. Kimi de saptıracak ... öte

Bid‘at ve Müstehâb Kabir Ziyaretleri 45

“Ka bir le ri zi ya ret edin, bu şüp he siz ölü mü ha tır la-tır.”(38)

Öğ ret me si Hak kın da

Ebû Sü ley man b. Bu rey de radıyallâhu anh, ba ba sın dan Ra sû lul lah sallallâhu aley hi ve sel lem’in on la ra kab ristana gir-dik le rin de “es-Se lâ mu alâ eh li’d-di yâr”(39) den me si ni öğ ret ti ği ni söy ler. Bu hadîs, Müs lim’in laf zın da

إنا إن ين و لم س م ال نين و م ؤ م ن ال ار م ي ل الد م أه يك ل م ع ال «الس.« افية ع م ال ك ل نا و ه ل أل الل ون أس ق ح ه لال اء الل ش

“Ey mü min ve müs lü man lar olan di ya rın sa kin le-ri! Al lah’ın se lâ mı üze ri ni ze ol sun. Biz ler de in şâ al lah siz le re ka vu şa ca ğız. Al lah bi ze de si ze de afi yet ver sin”(40) şek lin de dir.

Âişe radıyallâhu an hâ şöy le de miş tir: “Ra sû lul lah sallallâ-

hu aley hi ve sel lem, be nim le ol du ğu ge ce nin so nun da Ba ki‘ -me zar lı ğı na- çı kar ve

(38) Müs lim, (II, s.671, h.976; [Ce nâ iz, Ne bî sallallâhu aley hi ve sel lem'in, an ne sinin kab ri ni zi ya ret için Rab bin den izin is te-me si] bâ bı, Ebû Hâ zim'in Ebû Hu rey re'den mer fû ri va ye tin de; laf zın baş ta ra fı: "Rab bim den an ne me is tiğ fâr et mek için izin is te dim..." şek lin de dir).

(39) Müs lim, (II, s.671, h.975; [Ce nâ iz, Kab re gi rer ken ne de nir ve eh li ne na sıl duâ edi lir] bâ bı). Ne sâî, (IV, s.94; [Ce nâ iz, Mü min-le re is tiğ fâr edil me si nin em ri] bâ bı). İb n Mâ ce, (I, s.494, h.1547; [Ce nâ iz, Kab ris ta na gi rer ken de ni le cek şey hak kın da vâ rid olan lar] bâ bı). Ah med, (V, s.353-359). İb nu's-Sün nî, "Ame lu'l-yevm ve ley le"de, (s.197, h.594; Sü ley man b. Bü rey de'nin ba ba-sın dan yap tığı mer fû rivâyetin de).

(40) Bkz. Önceki hadîsin kritiği.

�Ziyaretesnasında yapılabilecek dualar

Page 46: L L K J I Mar lel ola rak bi d‘ ave t huâfe ler r de art m ış, sün ne tin ye r ni i in- ... Al lah kimi doğru yola iletirse, onu kimse saptıramaz. Kimi de saptıracak ... öte

Bid‘at ve Müstehâb Kabir Ziyaretleri46

ا د غ ون د توع ا م م اك أت و نين م ؤ م م و ق ار د م يك ل ع م ال « السيع ق ل ب ه أل ر ف اغ م الله ون ق ح ال م بك ه الل اء ش إن إنا و لون ج ؤ م

.« د ق ر غ ال“Mü min ler top lu lu ğu nun yur du! es-Se lâ mu aley-

kum! Va ’de di len şey si ze gel di, yarına er telen diniz. Biz-ler de in şâ al lah siz le re ka vu şa ca ğız. Al lah’ım! Bâki Ğar-kad eh line mağ firet et.”(41) der di. Bu iki hadîsi de Müs lim rivâyet et miş tir.

Bir baş ka hadîs de İb n Ab bâs radıyallâhu an humâ’dan şöyle gelmiştir: “Ra sû lul lah sallallâhu aley hi ve sel lem, Me dîne kab ris ta nı na uğ rar, yü züy le on la ra yö ne le rek:

نا ف ل تم س ن م أ ك ل نا و ه ل ر الل ف غ بور ي ق ل ال ا أه م ي يك ل م ع ال «الس.« ر ث ن باأل نح و

“es-Se lâ mu aley kum ey ka bir hal kı! Al lah bi ze de si ze de mağ fi ret et sin. Siz ler ev ve li miz si niz, biz ler de yol da yız.”(42) bu yurur du.” Hadîsi İmâm Ah med ve Tir mi-zî ri vâ yet et miş, Tir mi zî: “Hadîs, ha sen dir.” de miş tir.

Ge çen hadîs ler de de gö rül dü ğü gi bi Ra sû lul lah

(41) Müslim, (II, s.669, h.974; [Ce nâ iz, Kab re gi rer ken ne de nir ve eh li ne na sıl duâ edi lir] bâ bı). Ne sâî, (IV, 4, s.93-94; [Ce nâ iz, Mü min le re is tiğ fâr edil me si nin em ri] bâ bı, 'Atâ'nın, Âişe'den yaptığı merfû rivâyetinde).

(42) Tirmizî, (III, s.369, h.1053; [Cenâiz, Kabristana girenin ne diyeceği] bâbı, hadîs hakkında "Hasen ve ğarîb'tir" der). Tabe-rânî, ("Kebîr", XII, s.107, h.12613; Gâbûs b. Ebû Zabyân'ın babasından onunda İbn Abbâs'tan rivâyetinde).

Page 47: L L K J I Mar lel ola rak bi d‘ ave t huâfe ler r de art m ış, sün ne tin ye r ni i in- ... Al lah kimi doğru yola iletirse, onu kimse saptıramaz. Kimi de saptıracak ... öte

Bid‘at ve Müstehâb Kabir Ziyaretleri 47

sallallâhu aley hi ve sel lem, zi ya ret te ki mak sa dın hem zi ya ret ede nin ken di si ne, hem de ölü ye bir iyi lik ol du ğu nu bil-dir miş tir. Zi ya ret ede nin ken di si ne iyi lik et me si; ölü nün du ru mun dan ib ret ve öğüt ala rak âhireti ha tır la ma sı, bu ve si ley le zâ hid bir ha yat sür me siy le dir. Ölü ye iyi lik-se ona se lâm ver mek, Al lah’tan hak kın da rah met, mağ-fi ret ve afi yet is te mek le dir.

Al lah dost la rı nın ve ya her han gi bir mü mi nin ka b-rine gelen zi ya ret çi nin se lâm ver me si, ölü için Al lah’tan âfi yet ve mağ fi ret di le me si ge re kir. Hadîs ler de geç ti ği üzere Al lah’tan rah met is te me li dir. Son ra da ka bir sa hi-bi nin du ru munu dü şü ne rek ib ret al ma lı dır. Aca ba han gi şey den so rul muş tu? Ve o ne ce vap ver miş ti? Kab ri cen-net bah çe le rin den bir bah çe mi, yok sa ateş ten bir çu kur mu? Son ra ken di ni bir ölü gi bi dü şün me li, kab re ko nul-muş, eh li ni, ço cuk la rı nı ve tüm bil dik le ri ni yi tir miş, bir ba şı na kal mış. Şim di de so rguya çekiliyor. Pe ki ne ce vap ve re cek? Hâ li ne ola cak? İş te ora da kal dık ça bun la rı dü-şü ne cek ve ib ret ala cak tır. Bu deh şet li du rum dan kur-tul ma ya kar şı için de ka rar lı bir sev gi uya na cak tır.

Ka bir de Kur’ân-ı Ke rîm Oku mak

Ba zı âlim ler bu nu câ iz gö rür ler ken, ba zı la rı da me-net miş ve zi ya ret çi mu hak kak ib ret al mak la meş gul ol-ma lı, Kur’ân oku ya nın sa oku du ğu nu dü şün me si ge re kir, ken di ni oku du ğu na ver me li dir. Bu du rum da oku du ğu-nu dü şün mek le, ib ret al ma yı bir arada ya pa maz. Çün kü bir kalp te ay nı an da iki dü şün ce ol maz, de miş ler dir.

�Kabirziyaretininâdâbları

Page 48: L L K J I Mar lel ola rak bi d‘ ave t huâfe ler r de art m ış, sün ne tin ye r ni i in- ... Al lah kimi doğru yola iletirse, onu kimse saptıramaz. Kimi de saptıracak ... öte

Bid‘at ve Müstehâb Kabir Ziyaretleri48

Eğer: “Ben bir an dü şü nür, bir an oku rum. Kur’ân okun du ğun da rah met iner. Bu rah met ten bel ki ölü de bir fay da bu lur” de nir se, ce va bı nı bir kaç açı dan şöy le ve re bi li riz:

Ön ce lik le: Kur’ân oku mak bir ibâ det tir. An cak zi-ya ret çi nin az ön ce say dık la rı mı zı; ölümü ve iki meleğin sorularını dü şün me si de bir ibâ det ol du ğun dan ko num yal nız bu ibâ de ti yap ma yı ge rek ti rir. Bir ibâ det, bir diğer ibâdet için ter k edil mez.

İkinci olarak: Kur‘ân’ı evinde okusa ve okuduktan sonra sevabını “Allah’ım! bunun sevabını fülâ na yaz” di-ye rek he di ye et se bu da ona ula şır. Çün kü bu duâ gi bi-dir, du ânın ölü ye ulaş tı ğı da hi laf sız dır. Bu durumda ka-bir başında okumaya gerek yoktur.

Üçüncüsü: Kabir başında Kur’ân okumak med-fun için azaba veya aza bı nın art ma sı na ne den ola bi-lir. Amel edil me miş her âyet okun du ğun da ölü, “Bu nu duy ma dın mı? Na sıl mu ha le fet et tin?” de ni le rek mu ha-le fe ti için azap gö re bi lir. Şöy le bir olay nak le di lir; bi ri-nin rü yâ da çok azab için de ol du ğu gö rü lür, ona, “Kab ri-nin ya nı ba şın da ge ce gün düz oku du ğum Kur’ân fay da et me di mi?” dendiğinde: “İşte azabımı artıran bu oldu.” der ve yukarıdaki sebep zikredilir.

Öyleyse, ziyaretçinin sünnete tâbi olması ve meşrû kılınan çizgide durması gerekir. Kendine ve mevtâya iyi-lik yaptığını sanarak bu sınırı aşmamalıdır. Çünkü kabir ziyareti iki türlüdür: Meşrû ziya ret ve bi d‘at zi ya ret.

Page 49: L L K J I Mar lel ola rak bi d‘ ave t huâfe ler r de art m ış, sün ne tin ye r ni i in- ... Al lah kimi doğru yola iletirse, onu kimse saptıramaz. Kimi de saptıracak ... öte

Bid‘at ve Müstehâb Kabir Ziyaretleri 49

Meş rû olan zi ya ret; Ra sû lul lah sallallâhu aley hi ve sel-

lem’in izin ver di ği zi ya ret tir. Bu nun iki he de fi var dır:

İl ki: Zi ya ret ede ne dö ner ki bu da ib ret ve öğüt al-mak tır.

İkin ci si: Ölü ye râ ci dir. Bu da zi ya ret çi nin ona se-lâm ver me si ve zi ya re ti ne uzun sü re ara ve rip ter k et-me me si dir. Bu, ha yat taki birini ziyaret et mek gibidir. İh-mal edin ce unutulur. Ziyaret ettiğinde ise buna sevinir. Medfûnun bu ziyarete daha çok ihtiyacı vardır. Çünkü o ehlinden kardeşlerinden ve bildiklerinden ayrılık yur-dundadır. Biri ziyaret edip ona selâm ve duâ ettiğinde bununla sevinç ve huzuru artar.

Bi d‘at Olan Zi ya re tin Ga ye si

Ya nın da na maz kıl mak, ora yı ta vaf et mek, öp mek, el le mek, ya nak sür mek, top ra ğın dan al mak; ölü ye ya ka-ra rak on dan yar dım, rı zık, afi yet ve ço cuk is te mek, borç-la rı nın öden me si ni ve sı kın tı la rı nın gi de ril me sini ta lep et mek veya di ğer ih ti yaç lar için put pe rest le rin put la rın-dan is temesi gi bi ya pı lan bir ka bir ziyaretinin, imâm-ların da it tifakıy la meş rû olan bir yanı yok tur. Bunu ne Ra sû lul lah sallallâhu aleyhi ve sellem, ne sahabe, ne tâbiîn, ne de imâmlardan biri yapmıştır. Aksine bu bid‘at ziyaretin aslı putperestlerden alınmıştır.

Şunu iddia ettiler: O mevtânın Allah katında bir ya-kınlığı ve bazı üstünlükleri vardır. Ona bir takım lütuflar geliyor ve ruhundan hayırlar elde ediliyor. Bu du rum da zi ya ret çi ken di ni onun ru hu na bağ lar sa; ışınların net bir

�Meşruolan kabir ziyaretininhedefi

Page 50: L L K J I Mar lel ola rak bi d‘ ave t huâfe ler r de art m ış, sün ne tin ye r ni i in- ... Al lah kimi doğru yola iletirse, onu kimse saptıramaz. Kimi de saptıracak ... öte

Bid‘at ve Müstehâb Kabir Ziyaretleri50

aynadan karşısında du ran cis me yan sı ma sı gi bi zi ya ret edi le nin ru hun dan, zi ya ret çi nin ru hu na doğ ru bu lü tuf-lar dan taş ma olur.

Son ra şöy le de vam eder ler: Zi ya ret çi nin tüm ru-huy la ölü ye yö nel me si ge re kir. Him me ti üze re ya nın da kal ma sı, ni ye tiy le ona yö nel me li dir. On dan baş ka hiç-bir şe yi ha tı rı na ge tir me me li dir. Him met ve kal bi ni ona kar şı top la dık ça fay da ar tar. Zi ya re ti bu ve cih üze re İb n Si nâ, Fa râ bi ve yıl dı za ta pan di ğer le ri zik re de rek, ko-nu şan ne fi s ul vî ruh la ra bağ lan dı ğın da nur alır de di ler. Yıl dız la ra tap ma nın, on lar için hey kel edin me nin sır-rı da bu dur. Bu yüz den ba zı ekol ler ge liş miş ve bun lar için put lar edi nil miş tir. İş te ka bir (tür be ve ya tır) kul la-rı nı ora la rı mes cid edin me ye, yan la rı na mes cid in şâ et-me ye, üze ri ne ör tü ler yay ma ya, kan dil yak ma ya, mu ha-fız edin me ye, adak ta bu lun ma ya ve di ğer mün ker iş le ri yap ma ya iten ger çek se bep de budur.

Al lah’a ye min ol sun ki, O’nun pey gam ber gön der-me si ve ki tap lar in dir me si nin ne de ni; bu -şir ki- ip tal et-mek, eh li ni tek fir ve la net et mek, on la rın kan la rı nı ve mal la rı nı mu bah kıl mak tır. Ra sû lul lah sallallâhu aley hi ve sel-

lem, bu yüz den bu nu tü müy le red ve ip tal et me yi ga ye edin di. Ona gö tü ren yo lun önü nü ka pa dı. Ama o da lâ-let te ki ler ve da lâ le te gö tü ren ler, Ra sû lul lah sallallâhu aleyhi

ve sellem’in yo lun a kar şı dur du lar ve ga ye sin de onunla çe-liş ti ler. Kul, Al lah ka tın da seç kin bi ri nin ru hu na bağ lan-ır, him met le ona yö nel ir ve tüm kal biy le ya nın da olur sa ara sın da bir bağ olu şur ki bu nun la Al lah’tan o ru ha ge-len na sip ten fey z alır, de di ler. Üs te lik bu na bir de sul ta-

Page 51: L L K J I Mar lel ola rak bi d‘ ave t huâfe ler r de art m ış, sün ne tin ye r ni i in- ... Al lah kimi doğru yola iletirse, onu kimse saptıramaz. Kimi de saptıracak ... öte

Bid‘at ve Müstehâb Kabir Ziyaretleri 51

nın ya kı nın da hiz met eden ve ona çok bağ lı olan kim-se, sul tan ta ra fın dan bir çok ni met ler el de eder ve üs tün olur. O hiz met kâ ra bağ la nan da bağ lı lı ğı öl çü sün de his-se si ne dü şen den ya rar la nır, şek lin de mi sal ver di ler.

Böy le ce ka bir le re (tür be le re) ve eh li ne ta pın dı lar. On la rı, Al lah ka tın da şe fâ at le ri dün ya ve âhirette ya rar sağ lar dü şün ce siy le şe fâ at çi ler edin di ler. Oy sa Kur’ân ev ve lin den ahi ri ne ka dar, bu nu red det miş, bu bâ tıl gö rü şü ip tal et miş tir. Yâsîn sa hi bi(43)’nin ağ zıy la Al lah Kur’ân’da şöy le bu yu rur:

¶ μ ³ ² ± ° نثº ¹ « مث [يس: ٢٣]

“...Rahmân, eğer ba na bir za rar di ler se o si zin put la rı nı zın şe fâ ati ba na hiç bir fay da ver mez ve be ni as la kur ta ra maz lar.” (Yâsîn, 23)

Di ğer ba zı âyet ler de şöy le dir:

^ ] \ [ ZY X W V U T نث _ ` c b a مث [الزمر: ٤٣]

“Yok sa on lar Al lah’tan baş ka sı nı şe fâ at çi ler mi edin di ler?” (Zü mer, 43)

L K J I H G F E D C نثR Q P O N M مث [األنبياء: ٢٨]

(43) Yâsîn sa hi bi: Sû re nin ikin ci say fa sın da ki kıs sa da an la tı lan ve Al lah'ın, ken di si ni ik ra ma maz har kıl dı ğı sâlih kul. (çev).

�Kabirdüşkünlerininşefaat hakkındaki dalâletleri

Page 52: L L K J I Mar lel ola rak bi d‘ ave t huâfe ler r de art m ış, sün ne tin ye r ni i in- ... Al lah kimi doğru yola iletirse, onu kimse saptıramaz. Kimi de saptıracak ... öte

Bid‘at ve Müstehâb Kabir Ziyaretleri52

“...Al lah rı za sı na ulaş mış olan lar dan baş ka sı na şe fâ at et mez ler” (En bi yâ, 28)

نث ! " # $ % & ' )( مث [سبأ: ٢٣]“Al lah’ın hu zu run da, ken di si nin izin ver di ği kim se ler den baş ka sı nın şefâati fay da ver mez.” (Se be, 23)

Al la h te âlâ, şe fâ ati Kur’ân'da iki şe ye bağ la mış tır: Bi rin ci si, şe fâ at olu na cak kim se den ra zı ol ma sı; ikin ci-si de şe fâ at ede cek kim se ye izin ver me sidir. Bu ra dan da an la şıl dı ğı üze re, bu iki şart ol ma dı ğın da şe fâ atin ha sıl ol ma sı müm kün de ğil dir. Al la h te âlâ şöy le bu yu rur:

z y x w v u t s r نثے¡ ¢ £ ¤ ~ } | { ° ®¬ « ª © § ¦ ¥

± ² ³ مث [يونس: ١٨]“Al lah’ın yanı sıra ken di le ri ne ne za rar ne de fay da ve re meye cek şey le re ta pı nıyor ve “Bun-lar Al lah ka tın da bizim şe fâ at çi le ri miz dir.” di-yor lar. De ki: Al lah’a, gök ler de ve yer de bi lme di-ği bir şe yi mi ha ber ve ri yor su nuz? Hâ şâ! O, on-la rın or tak koş tuk ları her şey den uzak ve yüce-dir.” (Yûnus, 18)

Allah teâla, şe fâ at çi ler edi nen le rin O’na ortak ko-şan/müş rik ler ol du ğu nu bu ra da açıkça be yân et miş tir.

Page 53: L L K J I Mar lel ola rak bi d‘ ave t huâfe ler r de art m ış, sün ne tin ye r ni i in- ... Al lah kimi doğru yola iletirse, onu kimse saptıramaz. Kimi de saptıracak ... öte

Bid‘at ve Müstehâb Kabir Ziyaretleri 53

Şe fâ ate nâ il ol mak şe fâ at çi ler edin mek le de ğil dir. Şe fâ at an cak Al lah’ın ken di sin den ra zı ol du ğu na, yi ne O’nun ra zı ol du ğu kim se ye izin ver me siy le ola cak tır. Kim Al-lah’tan baş ka şe fâ at çi edi nir se müş rik olur. Edin di ği şe-fâ at çi nin şe fâ ati ona as la fay da ver me ye cek tir. Her kim Rab bu’l-Âle mîn’i ma’bû du ve mah bû bu edi nir, O’na yak laş ma ya ça lı şır ve O’nun rı za sı nı arar sa, Al la h te âlâ şe fâ at çi nin onun hak kın da şe fâ at et me si ne izin ve rir.

Bun dan do la yı şe fâ at çi le rin efen di si nin şe fâ ati ne nâ il ola cak en ev lâ in san lar, îmân la rı na hiç bir şey karış-tır ma yan tevhîd eh li ola cak tır. On lar, tevhîd le ri ni şir kin her tür lü ki rin den ve tü rev le rin den arın dır mış la r dır. Al-lah’tan baş ka şe fâ at çi ler edi nen şirk ehline gelince, Al-lah on lar dan ra zı ol ma ya cak ve şe fâ at eden le rin on lar için şe fâ at te bu lun ma la rı na izin ver me ye cek tir. Bu nun sır rı, bütün işlerin Al lah’a ait ol ma sın da dır. Hiç bir iş te O’nun la bir lik te hak sa hi bi olan yok tur. Mah lu kât için de en çok ik ra ma maz har olan ve en üs tün olan lar pey gam-ber ler ve mu kar rab/yak laş tı rıl mış me lek ler dir. On lar üs tün ve efen di dirler. Söz ve davranışları Allah’ın izniy-ledir, asla Allah’ın önüne geçmezler. Ne yaparlarsa yap-sınlar Allah’ın emri ve iz niy le ya par lar. Al la h te âlâ hak-kın da ve neyin farz, neyin de haram olduğu konusun-da in san la rın en ca hi li; şe fâ at çi edi ne rek Al lah’a ya kın-la şa ca ğı nı sa nan ve edin di ği şe fâ at çi nin ona şefâat ede-ceğine inanan kimsedir. Onlar Rabbu’l-Âlemîn’i, gerek-tiğinde onlara ulaş mak için ara cı lar edin dik le ri kral la ra ve sul tan la ra ben zet ti ler.

�Şefaate en lâyık olanlar; tevhîd ehlidir

Page 54: L L K J I Mar lel ola rak bi d‘ ave t huâfe ler r de art m ış, sün ne tin ye r ni i in- ... Al lah kimi doğru yola iletirse, onu kimse saptıramaz. Kimi de saptıracak ... öte

Bid‘at ve Müstehâb Kabir Ziyaretleri54

Bu fâ sid kı yas ne ti ce sin de, put la ra tap tı lar. Al lah’tan baş ka şe fâ at çi ler edin di ler ki bu da şir kin özü dür. Ay nı za man da Al lah’tan ru bû bi yet/rabb ol ma vas fı nı gi der-mek tir. Çün kü Al lah ka tın da şe fâ at çi edin me ye ça lı şan kim se ; ya Al lah’ın kul la rı nın is tek le ri ni bil me di ği ni sa nır ve bir ara cı edi ne rek -hâ şâ!- bu nu O’na öğ ret me ye kal-kar. Ya da -hâ şâ!- uzak ol du ğun dan du âsı nı ve ya ka rı şı-nı duy ma ya ca ğı na ina nır ki, bu du rum da da ka bul gö-ren bir ara cı edin me ye ge rek si nim du yar. Ve ya in sa nın in sa na işi düş tü ğün de, o da bu nu yap ma dı ğı za man va-sı ta edin me si gi bi bir va sı ta edi nir ki bu ka bul ol sun, ih-ti ya cı kar şı lan sın ve ya rar bul sun. Onu az dan ço ğa çı-kar sın, zilletten izzete kavuştursun. Ya da bugünkü dün-ya sultanlarının durumu gibi vasıtasız bir şey yapılama-yacağına inanabilir. Mahlûkun bir hak kı ol du ğu dü şün-ce si ne de ka pıl mış ola bi lir, krallar ve büyüklere ula şır-ken bir bir le ri ne üs tün ge len kim se le ri ve si le edin dik le-ri gibi bir vesile edinerek teves sül yapar. Edindikleri bu vesile aslında sultanların ve kralların ortaklarıdır. Çünkü onların sistemleri vesile edindikleri bu kimselerle yü-rür. Baştakilerin maslahatı onlarla sağlanır. Her işte on-lar yardımcıları ve destekleyicileridir. Onlar olmasa elle-ri ve söyledikleri insanlara ulaşmaz. Bu kimselere ihtiyaç duydukları için onların aracılığını kabul etmeye muh-taçtır lar. Hoş la rı na git me se de on la ra izin ver mek zorun-dadırlar. İs te se ler de is te me se ler de o ara cı la rı ka bul et-mek ten baş ka ça re le ri yok tur. İn san la ra va sı ta olan her ne ka dar yi ye cek ve ben ze ri ge rek si nim le re muh taç ol sa da ço ğu kez ara cı lık yap tı ğı kim se ye ih ti yaç duy maz. O

Page 55: L L K J I Mar lel ola rak bi d‘ ave t huâfe ler r de art m ış, sün ne tin ye r ni i in- ... Al lah kimi doğru yola iletirse, onu kimse saptıramaz. Kimi de saptıracak ... öte

Bid‘at ve Müstehâb Kabir Ziyaretleri 55

da yar dım al ma da des tek gör me de ve ben ze ri şey ler de ona muh taç tır. Her bi ri di ğe ri ne ih ti yaç du yar.

Ya el-Ğa nî/zen gin olan ve bu zen gin li ği zâ tın dan olan Al lah? O’ndan baş ka her şey O’na muh taç tır. Yer de ve gök te olan ne var sa O’nun ku lu dur. O’nun üs tün lü ğü ne mağ lup tur lar ve O’nun di lemesiy le tasar ruf ta bulunur lar. Kullarının hepsini helak edecek olsa O’nun mülkünden, sultanlığından, rubûbiyyet ve ulûhiyyetinden zerre kadar eksilme olmaz. Katında O’nun izni olmadan şefâat etme-ye kimsenin gücü yoktur. Şefâatin tümü O’nundur. Allah teâlâ şöyle buyurmuştur:

نث hg f e d مث [الزمر: ٤٤]“De ki: Şefâ atin tü mü Al lah’ın dır.” (Zü mer, 44)

O Al lah, yi ne ken di ne kar şı ku lu na şe fâ at ede rek ona mer ha met eder. Di le di ği ne de ken di si ne kar şı şe fâ-at et me si için izin ve rir. Aslında şefâat, yine O’nun için-dir. O’nun katında şefâat eden, ancak O’nun izni ve em-riyle önce kendine, sonra da başkasına şefâat edebilir. Bu, kulunu affetmek için O’nun dilemesidir. Allah şöy-le buyurmuştur:

» º ¹ ¶ μ نث ° ± ² ³ ¼ ½ ¾ ¿ Ã Â Á À مث [األنعام: ٥١]

“...Çünkü onların Rableri’nden başka ne dostla-rı, ne de şefâatçileri (aracıları) vardır.” (En’âm, 51)

نث WV U T S R Q P O مث [السجدة: ٤]

Page 56: L L K J I Mar lel ola rak bi d‘ ave t huâfe ler r de art m ış, sün ne tin ye r ni i in- ... Al lah kimi doğru yola iletirse, onu kimse saptıramaz. Kimi de saptıracak ... öte

Bid‘at ve Müstehâb Kabir Ziyaretleri56

“...O’ndan başka ne bir dost, ne de bir şefâatçiniz vardır..” (Secde, 4)

Âyet ler de gö rül dü ğü üze re Al la h te âlâ, O’ndan baş-ka bir şe fâ at çi ol ma dı ğı nı be yân et miş tir. O, ku lu na mer-ha met et mek is te di ği za man, şe fâ at et me sin den ra zı ol-du ğu baş ka bir ku lu na şe fâ at için izin ve rir. Bu Kur’ân’da şu âyetle belirtilir.

نث Z Y X W V ] \[ مث [يونس: ٣]“...Allah’ın izni olmadan hiç bir kimse şefâatçi ola-

maz.” (Yûnus, 3)

Şefâat O’nun izniyledir, O’ndan baş ka sıy la de ğil. Allah’tan baş ka şe fâ at çi -za ten- yok tur. İz niy le şe fâ at çi olan ancak O’dur. Bu, dün ya eh li nin bir bi ri ne ara cı ve şe fâ at çi (ve ya re fe rans) ol ma sın dan çok fark lı dır. İn san-la rınki; ön ce lik le izin le de ğil, ki şi nin bir ta kım se bep ler-den son ra is te ği nin ka bul edil me si üze re -sev sin ve ya sev me sin- ara cı ola cak şahsı ha re ke te ge çir me siy le dir. Bu ba zen güç ve idâ re, ba zen de ya rar ka zan ma hır sıy-la olur. İn san la ra kar şı şe fâ at çi (ve ya ara cı) is te ye nin, şe-fâ at çi ye bir men fâ ati do kun ma sı ge re kir. Böy le ce şe fâ at ede cek (ara cı ola cak) ki şi, ya sev di ği bir ya rar el de eder, ya da nef ret et ti ği bir za rar dan ken di ni ko rur (bu şart-la ken di si ne ge le n şahsın işi ni gö rür). Bu, Al lah ka tın-da ki şe fâ atin tam ak si dir. Al lah, şe fâ at çi nin şe fâ ati ni ya-rat maz ve bu na izin ver mez se -şe fâ atin- vü cu da gel me-si ne im kan yok tur. Şe fâ at çi nin, şe fâ at et me si ne de Rabb te âlâ’nın hiç bir ih ti ya cı yok tur. O, ne bir şey is ter, ne de bir şey den sa kı nır (yü ce ler yü ce si Al lah bun dan uzak tır,

�İnsanların

yanındaki şefaat ile

Allah katındaki şefaatin

farkı

Page 57: L L K J I Mar lel ola rak bi d‘ ave t huâfe ler r de art m ış, sün ne tin ye r ni i in- ... Al lah kimi doğru yola iletirse, onu kimse saptıramaz. Kimi de saptıracak ... öte

Bid‘at ve Müstehâb Kabir Ziyaretleri 57

mü nez zeh tir). O’nun ka tın da ki şe fâ at, yal nız ca em rine itâat ve boyun eğil mesin den ibâret tir. Pey gam ber ler ve me lek ler den her han gi bi ri ve ya tüm mah lû kâ tın, O’nun di le me si ol mak sı zın şe fâ at et me ye me cal le ri yok tur. Şe-fâ at çi yi şe fâ at etmesi üzere ha re ke te ge çi ren O’dur. İn-san lar da ki şe fâ at çi yi ha re kete ge çiren ise dileğinin ka-bul edil me si ni is te yen yâ ni şe fâ at (ve ya ara cı) ara yan ki-şi dir.

Bu nu bu ha liy le an la ma ya mu vaffak olan kim se de tevhîd hak kıy la ger çek le şir ve kişi kur tu lur. Şirk, müş rik olan is tese de is te me se de bir ek sik li ği be ra be rin de ge-ti rir. Şirk, Al la h te âlâ’nın ru bû bi yye ti ni ek siklik isnâd et-mek olduğundan, O’nun hik meti ve rab liğinin kemâli; şir ki affet memesini gerek tir miştir. Bu nedenle müşrikler cehennemde ebedî kalacaklardır. Al lah’a şirk ko şan hiç-bir kim se ol ma sın ki, -bu yap tı ğıy la Al lah’ı yü celt tiğini san sa da- (hâ şâ!) O’nu nok san bu lu yor ol ma sın. Bu tıp-kı bir bi d‘at çı nın Ra sû lul lah sallallâhu aley hi ve sel lem’i nok san gör me si gi bi dir. Bir de bi d‘a tı nın sün net ten ha yır lı ol du-ğu nu ve bi d‘a tıy la Ra sû lul lah’ı ta’zim et ti ği ni sa nır.(44) Bu kim se yap tı ğı nın bi lin cin dey se Al lah ve Re sû lü’ne açık-ça kar şı ge li yor de mek tir. Ak si tak dir de -bi d‘a tı- sün net sa na rak ca hil ce bir tak li din içi ne düş müş tür.

(44) "Bi d‘at-ı Ha sene" di ye rek, ha ram olan bir şe yi gü zel gör me le ri ör ne ğin de ol du ğu gi bi. Sün net bir hay ra de lâ let et me de ye ter-siz ve ya ek sik miş gi bi, on da yer al ma yan ye ni ibâ det ve amel ler çı ka ra rak da ha ha yır lı bir iş yap tık la rı nı sa nır lar. Mâ ale sef bu an lam da çı ka rı lan bi d‘at lar an la tı la cak ol sa cilt ler ce te'lîf yapı-labilir. (çev.)

Page 58: L L K J I Mar lel ola rak bi d‘ ave t huâfe ler r de art m ış, sün ne tin ye r ni i in- ... Al lah kimi doğru yola iletirse, onu kimse saptıramaz. Kimi de saptıracak ... öte

Bid‘at ve Müstehâb Kabir Ziyaretleri58

İb n Kay yim, İğâ se ad lı ese rin de şun la rı söy ler: “Mâ-lik b. Enes’in: “Bu üm me tin ba şı ne ile ıs lah ol duy sa so nu da an cak onun la ıs lah olur” de me si ne hoş tur. Ne var ki, bir üm me tin pey gam be ri ne olan bağ lı lı ğı ve imâ nı azal-dık ça, bu nun ye ri ne uy dur duk la rı bi d‘at ve şirk yer le şir. Se le f-i Sâlihîn, tevhîdi arın dı ra rak, onu her yan dan ko-ru du lar. Hat ta sa ha be ve tâ biî n, Ve lîd b. Mâ lik za ma nı na ka dar mes cid den ay rı olan Ra sû lul lah sallallâhu aley hi ve sel-

lem’in oda sı na gir dik le rin de hiç bir za man ibâ det tü rün-den bir şey yap maz lar dı. Ora da ne na maz kı lar, ne de duâ eder ler di. Bun la rın tü mü nü yal nız mes cid de ya par lar dı. İç le rin den bi ri Ra sû lul lah sallallâhu aley hi ve sel lem’e (kabrine) se lâm ver dik ten son ra, duâ et mek is te di ğin de; ön ce sır tı-nı kab re ve rir ve kıb le ye yö nel dik ten son ra duâ eder di”

Seleme b. Verdân ise şöyle demiştir: “Enes b. Mâlik’i Ra sû lul lah sallallâhu aleyhi ve sellem’i selâmlarken gördüm. Sonra kabrin duvarına sırtını dayadı ve duâ etti. Bunda âlimler arasında bir hilaf yoktur. Hakkında hilaf olan konu selâmın nerede verileceğindedir. Ebû Hanîfe rahi-

mehullah, selâm verirken de kıbleye döner, asla kabre yö-nelmezdi. Diğerleri de: “Sadece selâm verirken kabre yönelmelidir” derler. Dört imâmdan hiçbiri, duâ eder-ken kabre yöneleceği gibi bir şey söylememiştir. Bu ko-nuda eldeki tek delil İmâm Mâlik’e ve arkadaşlarına nis-bet edilen asılsız bir hikâyeden ibarettir. Yine İmâm Şâfiî rahmetullahi aleyh’e, Ebû Hanîfe’nin kabri başında ona yö-nelerek duâ ettiği nisbet edi lir ki bu da dü pe düz ya lan-dır. Bi la kis, duâ ede ce ği za man kıb le ye dön dü ğü ve ka-bir ba şın da duâ et ti ği gi bi bir ne ti ce çık ma sın di ye kab-

Page 59: L L K J I Mar lel ola rak bi d‘ ave t huâfe ler r de art m ış, sün ne tin ye r ni i in- ... Al lah kimi doğru yola iletirse, onu kimse saptıramaz. Kimi de saptıracak ... öte

Bid‘at ve Müstehâb Kabir Ziyaretleri 59

re dön me di ği ni söy le miş ler dir. Çün kü duâ, Tir mi zî’nin mer fû ola rak aktardığı:

.« ة باد ع و ال اء ه ع «الد “Şüp he siz duâ ibâ det tir.”(45) ri vâ ye tin de de gö rül-

dü ğü üze re bir ibâdet tir. İş te Se le f-i Sâlihîn, Al lah’a ibâ-de ti ay rı tu ta rak, Ra sû lul lah sallallâhu aley hi ve sel lem’in izin ver di ği: “Se lâm ver mek, ölü için mağ firet ve rah met dilemek.”(46) dışın da hiç bir ibâdeti as la kabir başın da yap madılar.”

Özet olarak, ölü nün tüm ame li ke sil miş tir. Biz zat o du âya ve şe fâ at çi ye muh taç tır. Na mazdayken ya şa ya-nlar dışında ölü lerin hayrına duâ et mek, vâ cip ve müs-te hâb ol mak üze re bu yüzden meş rû kı lın mış tır.

Avf b. Mâ lik, şöy le de miş tir: “Ra sû lul lah sallallâhu aley-

hi ve sel lem, bir ce na ze için na maz kıl dı rır ken du âsın dan şun la rı ez ber le dim:

(45) Ah med, (IV, s.267-271-276-277). Ebû Dâ vûd, (V, s.161, h.1479; [Sa lât, duâ) bâ bı). Tir mi zî, (V, s.374, h.2969), ve (V, s.374, h.3247; [Tef sir, Ba ka ra sû re si] bâ bı) ve [Mü mi nûn sû re si], (V, s.456, h.3372; Duâ, du ânın fa zi le ti] bâ bı), Tir mi zî, "hadîs ha sen dir, sahîh tir" der. İb n Mâ ce, (II, s.1258, h.3828; [Duâ, du ânın fa zi le ti] bâ bı). İb n Ebî Şey be, ("Mu san naf", VI, s.21, h.29167; [du ânın fa zi le ti] bâ bı). Bu-hâ rî, ("Ede bü'l-müf red", s.105). İb n Hib bân, ("es-Sa hîh", II, s.124, h.887). İb n Ce rîr, ("Tef sîr"in de, XXIV, s.78-79). Bey ha kî, ("eş-Şu-ab", II, s.37, h.1105). Hâ kim, ("Müs ted rek", I, s.491; "Hadîsin is-nâ dı sahîh tir, Buhârî ve Müs lim'in şar tı na uy gun dur, an cak on lar tahrîc et me di ler" de miş, Ze he b” de bu na mu vâ fa kat et miş tir). Bun la rın hep si de, Yes ba' el-Kin dî el-Had re mî'nin, Nu'man b. Be şîr'den yap tı ğı mer fû ri vâ ye tin de dir. el-Elbânî de "Sahîhu'l-Câ-mî'de hadîsi tashîh et miş tir, (I, s.641, h.3407).

(46) Da ha ön ce açık lan dı ğı şek liy le.

Page 60: L L K J I Mar lel ola rak bi d‘ ave t huâfe ler r de art m ış, sün ne tin ye r ni i in- ... Al lah kimi doğru yola iletirse, onu kimse saptıramaz. Kimi de saptıracak ... öte

Bid‘at ve Müstehâb Kabir Ziyaretleri60

ع س و ه و ل ز م ن ر أك نه و ف ع اع افه و ع ه و م ح ار ه و ر ل ف م اغ «اللهيت ق ا ن م ا ك طاي ن الخ ه م ق ن د و بر ال الثلج و اء و م ه بال ل س اغ ه و ل خ د ما ير ال خ أه ه و ار ن د ا م ير ا خ ار ه د ل د أب نس و ن الد يض م ب ب األ الثواب ذ ن ع ه م ذ أع نة و ه الج ل خ أد ه و ج و ن ز ا م ير ا خ ج و ز له و ن أه م

.« اب النار ذ ن ع بر أو م ق ال“Al la h’ım! Ona mağ fi ret et, mer ha met et, afi yet ver

ve onu ba ğış la. İne ce ği ye re ik râm ey le. Gi re ce ği ye ri ge niş let, onu suy la, kar ve do luy la te miz le. Be yaz bir giy si yi kir den arın dır dı ğın gi bi onu gü nah lar dan arın-dır. Ona evin den da ha ha yır lı bir ev, eh lin den da ha ha-yır lı bir ehil, eşin den da ha ha yır lı bir eş na sib et. Onu cen ne te gir dir, ka bir aza bın dan ve ateş aza bın dan ko ru.” Ra sû lul lah sallallâhu aley hi ve sel lem’in bu du âsı nı işi-tince ona maz har olan o ölü nün ye rin de ol ma yı ar zu-la dım”(47) Hadîsi Müs lim ri vâ yet et miş tir.

Ebû Hu rey re radıyallâhu anh şöy le de miş tir: “Ra sû lul lah sallallâhu aley hi ve sel lem’i (bir ka dı nın) ce na ze na ma zın da:

أنت م و ال س ا لإل ته ي د أنت ه ا و ته ق ل أنت خ ا و ه ب م أنت ر «اللها». نيته ال ع ا و ه ر لم بس أنت أع ا و ه وح ت ر بض ق

(47) Müs lim, (II, s.662, h.963; [Ce nâ iz, Na maz da ölü ye duâ et mek] bâ bı). Ne sâî, (IV, s.73; [Ce nâ iz, duâ] bâ bı). Tir mi zî, (III, s.345, h.1025; [Ce nâ iz, Ölü ye na maz kı lar ken ya pı la cak duâ] bâ bı). İb n Mâ ce, (I, s.481, h.1500; [Ce nâ iz, Ölü ye na maz kı lar ken ya-pı la cak duâ hak kın da vâ rid olan lar] bâ bı). Ah med, (VI, s.28). İb n Hib bân, (V, s.31, h.3064). Hep si de, Cü beyr b. Ne fîr'in Avf b. Mâ lik el-Eş caî'den ri vâ ye tin de yer alır.

�Cenaze

namazında ölüye

yapılacakdua

Page 61: L L K J I Mar lel ola rak bi d‘ ave t huâfe ler r de art m ış, sün ne tin ye r ni i in- ... Al lah kimi doğru yola iletirse, onu kimse saptıramaz. Kimi de saptıracak ... öte

Bid‘at ve Müstehâb Kabir Ziyaretleri 61

“Al la h’ım! Onun rab bi sen sin, onu sen ya rat tın ve İs-lâ m’a sen ilet tin. Ru hu nu sen kab zet tin. Giz li si ni de açı-ğı nı da en iyi bi len sin.” der ken işit tim”(48) hadîsi İmâm Ah med b. Hanbel rah me tul la hi aleyh Müsned'inde ri vâ yet et-miş tir.

Ebû Dâ vûd rah me tul la hi aleyh’in Sü nen’in de Ebû Hu-rey re radıyallâhu anh’ın şöy le de di ği yer alır: “Ra sû lul lah sallallâhu aley hi ve sel lem şöy le bu yu rur:

.« اء ع ه الد وا ل لص أخ يت ف م لى ال يتم ع ل ا ص «إذ“Bir ölü ye na maz kı la ca ğı nız za man, ona iç ten lik-

le duâ edin.”(49)

Âişe radıyallâhu an hâ ve Enes radıyallâhu anh’tan gelen bir rivâyette Ra sû lul lah sallallâhu aley hi ve sel lem şöy le buyur-muştur:

م له ة ك ائ ون م بلغ ين ي لم س م ن ال ة م يه أم ل لي ع يت تص ن م ا م «م.« وا فيه ع ف ه إال ش ون ل ع ف يش

“Bir ölü için (sa yı la rı) yü zü bu lan Müs lü man bir

(48) Ebû Dâvûd, (III, s.538, h.3200; [Ce nâ iz, Ölü ye duâ] bâ bı). Ne sâî, ("Ame lu'l-yevm ve ley le", VI, s.265, h.1/10915; [Ce nâ iz, Ölü ye na maz da na sıl duâ edi le ce ği] bâ bı). Ah med, (II, s.345; Ebû'l-Cel lâs, Ali b. Şe mâh -ve ya se mâh-'tan: Mer vân'a ye tiş miş, Ebû Hu rey re'ye sor muş ve hadîsi zik ret miş tir).

(49) Ebû Dâvûd, (III, s.534, h.3199; [Ce nâ iz, ölü ye duâ] bâ bı). İb n Mâ ce, (I, s.480, h.1397; [Ce nâ iz, ce na ze ye na maz da ya pı la cak duâ hak kın da vâ rid olan lar] bâ bı). İb n Hib bân, (V, s.31, h.3065; [Ce nâ iz, ölü ye na maz kı la nın, du âsın da iç ten ol ma sı nın zik ri] bâ bı).

Page 62: L L K J I Mar lel ola rak bi d‘ ave t huâfe ler r de art m ış, sün ne tin ye r ni i in- ... Al lah kimi doğru yola iletirse, onu kimse saptıramaz. Kimi de saptıracak ... öte

Bid‘at ve Müstehâb Kabir Ziyaretleri62

top lu luk na maz kı larsa hepsinin şe fâ at le ri mu hak kak ka bul- olur.”(50) hadîsi Müs lim ri vâ yet eder.

Yi ne İb n Ab bâs radıyallâhu an hu mâ şöy le der: “Ra sû lul-lah sallallâhu aley hi ve sel lem:

ال ج ون ر بع ته أر ناز لى ج وم ع يق وت ف م لم ي س ل م ج ن ر ا م «م.« ه فيه م الل ه ع ف يئا إال ش ه ش ون بالل ك ر ال يش

“Bi ri ölür de ce na ze sin de, Al lah’a hiç bir şe yi or tak koş ma yan kırk ki şi bu lu nur sa, Al lah on la rı şefâat lerini kabul eder.” buyur du”(51) Bu hadîsi de Müs lim rivâyet et-miş tir.

(50) Müs lim, (II, s.654, h.947; [Ce nâ iz, Ki me yüz ki şi na maz kı lar sa, ona şe fâ at çi olur lar] bâ bı). Ne sâî, (IV, s.75; [Ce nâ iz, Yüz ki şiy-le na ma zı kı lı nan kim se nin fa zi le ti] bâ bı). Tir mi zî, (III, s.348, h.1029; [Ce nâ iz, Ölü ye na maz ve ona şe fâ at hak kın da vâ rid olan lar] bâ bı). İb n Hib bân, ("el-İh sân", V, s.33, h.3070; Ab dul-lah b. Ye zîd'in Âişe'den mer fû ri vâ ye tin de). İb n Mâ ce, (I, s.477, h.488; [Ce nâ iz, Müs lü man lar dan bir top lu lu ğun ken di si ne na-maz kıl dı ğı kim se hak kın da vâ rid olan lar) bâ bı, Ebû Sâ lih'in, Ebû Hu rey re'den mer fû ri vâ ye tin de).

(51) Müs lim, (II, s.655, h.948; [Ce nâ iz, Ki me kırk ki şi na maz kı lar sa ona şe fâ at eder ler] bâ bı). Ebû Dâvûd, (III, s.517, h.317; [Ce nâ-iz, Ce nâ ze ye na maz kıl mak ve du yur ma nın fa zi le ti] bâ bı). İb n Mâ ce, (I, s.477, h.1489; [Ce nâ iz, Onun için müs lü man lar dan bir top lu lu ğun na maz kıl dı ğı kim se hak kın da vâ rid olan lar] bâ bı). İb n Hib bân, (V, s.33, h.3071; [Ce nâ iz, Kırk ki şi na maz kıl-dı ğı za man, on la rı şe fâ at çi kıl ma sıy la Al lah'ın ölü ye olan mağ-firetinin zik ri] bâbı, Kureyb'in, İb n Ab bâs'tan mer fû rivâyetin-de). Hadîsi, Ne sâî de tahrîc et miş tir, (IV, s.76; [Ce nâ iz, Yüz ki şiy le na ma zı kı lı nan kim se nin fa zi le ti] bâ bı, Ab dul lah b. Sa lît, Mey mû ne radıyallâhu an hâ'dan "..bir top lu luk.." laf zıy la, Ebû Mu-layh bu nu "..kırk ki şi.." olarak tef sir et miş tir.

Page 63: L L K J I Mar lel ola rak bi d‘ ave t huâfe ler r de art m ış, sün ne tin ye r ni i in- ... Al lah kimi doğru yola iletirse, onu kimse saptıramaz. Kimi de saptıracak ... öte

Bid‘at ve Müstehâb Kabir Ziyaretleri 63

Bu da, ölü için na maz kıl mak tan mak sa dın; ona duâ, is tiğ fâr ve şe fâ at et mek ol du ğu nu açık ça gös te rir. Ce na-ze nin ba şın da dur du ğu muz da, ölü için duâ edi yor, on-dan duâ ta lep et mi yor; ölüye şe fâ at edi yor, on dan şe fâ-at is te mi yor sak, o def ne dil dik ten son ra da böy le ol ma sı elbette daha uygundur. Def ne dil dik ten son ra onun du-âya da ha çok ih ti ya cı var dır. Çün kü o, ar tık sor gu su al le kar şı la şır. Ebû Dâ vûd, Os man b. Affân radıyallâhu anh’tan şu nu ri vâ yet eder:

ال ق يه ف ل قف ع يت و م فن ال ن د غ م ر ا ف ان النبي ملسو هيلع هللا ىلص إذ «ك.« أل س ن ي ه اآل إن ه بالتثبيت ف لوا ل س م و يك خ وا أل ر ف تغ اس

“Ra sû lul lah sallallâhu aley hi ve sel lem, ölü yü def net tik ten son ra ba şın da du ra rak şöy le de miş tir: “Kar de şi niz için Al lah’tan mağ fi ret ve se bat is te yin. Çün kü o, şim di sor-guya çekiliyor”(52)

Suf yân es-Sev rî radıyallâhu anh’tan ya pı lan ri vâ yet te, şöy le de miş tir: “Ölüye “Rab bin kim?” di ye so rul du ğun-da, şey tan ona bir şe kil de gö rü nür ve ken di ni işa ret ede-rek, “İş te ben se nin Rab bi nim” der. Tir mi zî: Bu bü yük bir fit ne dir, de r. Bu yüz den Ra sû lul lah sallallâhu aley hi ve sel-

lem, se bat için duâ eder ve:

.« ه وح اء لر م اب الس تح أبو اف ه و نطق ة م ال س م ند ال بت ع م ث «الله(52) Ebû Dâvûd, (III, s.550. h.3221; [Cenâiz, Ayrılırken kabir başında

ölü için istiğfâr etmek] bâbı). Hâkim, (I, s.370; tashîh etmiş ve Zehebî de muvâfakat etmiştir; Osman b. Avf'ın kölesi Hânî, kanalıyla merfû rivâyetinde). el-Elbânî de hadîsi, "Sahîhu'l-Câmî'i's-Sağîr"de tashîh etmiştir, (I, s.224, h.945).

Page 64: L L K J I Mar lel ola rak bi d‘ ave t huâfe ler r de art m ış, sün ne tin ye r ni i in- ... Al lah kimi doğru yola iletirse, onu kimse saptıramaz. Kimi de saptıracak ... öte

Bid‘at ve Müstehâb Kabir Ziyaretleri64

“Al la h’ım! O sorulurken di li ne se bat ver, onun ru hu için gö ğün kapılarını aç.” der di.”(53)

Ölü mezara konduğu zaman, “Allah’ım! Onu taşlan-mış şeytandan koru” diye duâ edilmesini hoş görürlerdi.

İşte bu, Ra sû lul lah sallallâhu aleyhi ve sellem’in, yirmi kü-sür yıl boyunca uyguladığı sünnetidir. Aynı zamanda Hulefâ-i Râşidîn’in, tüm sahabe ve tâbiînin de sünneti böyledir. Ne var ki bi d‘at ve da lâ let eh li, sö zü on la ra söy-len di ği şekli de ğiş ti re rek ölü ye duâ et me yi, ölü den duâ is te me ye; ölü ye şe fâ at et me yi de ölü den şe fâ at di le me ye çe vir di ler. Ra sû lul lah sallallâhu aley hi ve sel lem’in hem zi ya ret edene hem de zi ya ret olu na na bir iyi lik ol sun di ye meş-rû kıl dı ğı ka bir zi ya re ti ni; ölüye yalvarmak üze re özel-lik le ka bir le re git mek ha li ne ge tir di ler. Hal bu ki duâ -Al-lah’tan baş ka kim se ye ya pı la mı ya cak- ibâ de tin bey ni dir. Ka bir baş la rın da hu şû için de bir kalp le ha zır bu lun ma-yı; mes cid lerde ve se her va kit le rin de ay nı hal üze re ol-mak tan da ha üs tün tut tu lar. Ölü ye yal var mak, ka bir ba-şın da ve ya on lar la (te ves sül ede rek) duâ et me k; meş rû ve sâlih bir amel olsaydı sa ha be, tâbiîn ve et bâu’t-tâbiîn gi bi en ha yır lı üç dev rin bu nu ih mal et me si müm kün ol-mazdı. On lar dan son ra ge len, yap ma dık la rı nı söy le yen ve em rolunmadıklarını ya panlar, bir de tu tup bu ame-li üs te çı ka rı yor lar. Yok eğer böy le bir şe yi en ha yır lı üç dev rin yap ma dı ğın da şüp he eder sen bak bakalım; aca-ba yer yü zün de bir be şe rin bu ko nu da sahîh, ha sen, za-yıf ve ya mün ka tı de olsa bir sened ge tir me si müm kün

(53) Üzerinde durmadım.

Page 65: L L K J I Mar lel ola rak bi d‘ ave t huâfe ler r de art m ış, sün ne tin ye r ni i in- ... Al lah kimi doğru yola iletirse, onu kimse saptıramaz. Kimi de saptıracak ... öte

Bid‘at ve Müstehâb Kabir Ziyaretleri 65

mü ? Öyle bir ri vâ yet olsun ki, en ha yır lı üç dev rin, bir ih-ti yaç la rı ol du ğun da ka bir le re ko şup ora da, duâ et tik le-rin den ve el le ri ni yüz le ri ni kab re sür dük le rin den ya da ka bir eh li ne ih ti yaç la rı nı ar zet tik le rin den sö z et sin! Bir de ne re de kal dı ora lar da na maz kıl mak? Bu ko nu da tek bir ta ne de lil ge tir sin ler!

Böy le bir se ne di o ha yır lı dö nem den ge tir me le ri as la müm kün de ğil dir. Bu nu ve hat ta da ha faz la sı nı an-cak on lar dan son ra ki ler den ve za ma nın o mü ba rek de-vir den uzak laş tı ğı her ev re sin den ge ti re bi lir ler. Zaman geçtikçe ve devir ilerledikçe tüm bunlara bir yenisi daha eklendi. Derken bu konuda; içinde ne Ra sû lul lah sallallâhu aleyhi ve sellem, ne sahabeler ne de tâbiînden sabit olan bir harf bile olmayan bir çok eserler yazıldı.

Ra sû lul lah sallallâhu aley hi ve sel lem’den sa bit olan ve da ha ön ce zik ret ti ği miz: “Siz le ri ka bir zi ya re tin den men-et miş tim. Şim di kim zi ya ret et mek is ter se zi ya ret et sin. Saç ma söz söy le me yin”(54) hadîsi gi bi sahîh ri vâ yet le re yer ve ril me di . Ter si ne, sün ne te mu ha le fet eden söz ler esas alın dı. Hadîs te ifa de edi len “saç ma söz”, “münker” de mek tir. Ka bir ya nın da ya pı la cak söz de ve ya inanç ta şirk ten da ha bü yük bir münker var mı ?

Kabirlerle Şirke Düşmede Sahâbenin Hassasiyeti

Sa hâ be den bu ko nu da sa bit olan lar ise, ne re dey-se der le ne me ye cek ka dar çok tur. Sa hî h-i Bu hâ rî’de yer

(54) Hadîsin kritiği daha önce geçti.

Page 66: L L K J I Mar lel ola rak bi d‘ ave t huâfe ler r de art m ış, sün ne tin ye r ni i in- ... Al lah kimi doğru yola iletirse, onu kimse saptıramaz. Kimi de saptıracak ... öte

Bid‘at ve Müstehâb Kabir Ziyaretleri66

alan hadîs de bun lar dan dır: Ömer radıyallâhu anh, Enes b. Mâ lik radıyallâhu anh’ı kab rin ya kı nın da na maz kı larken gör dü ğün de: “Ka bir var, ka bir!” di ye uyar mış tı.(55)

İb n Kay yım İğâ se’de şun la rı söy ler: “Bu hadîs, ka-bir ler de na maz kıl ma da ki neh yin, sa ha be ka tın da Pey-gam ber le ri nin on la ra öğ ret ti ği en ke sin şey ler den ol-du ğu na açık bir de lildir. Bu ra da Enes’in na maz kıl ma sı onun bu nu do ğal kar şı la dı ğı an la mın da de ğil, bel ki de o kab rin far kı na var ma dı ğı ve ya gör me di ğin den dir. Böy-le ce dal gın lı ğa düş tü ve na maz kıl dı. Ömer radıyallâhu anh, onu uyar dı ğın da da he men dik kat et ti.”

Mu ham med b. İs hak, Me ğâ zî’sin de şun la rı zik re der: Yû nus b. Bu keyr, Ebû Hâ li de Hâ lid b. Dî nâr’dan: “Ebû’l-Âli ye şu nu an lat tı, diyerek nakleder: “Tus ter’i fet het ti ği-miz za man, Hür mü zan’ın mal oda sın da ba şın da bir ki-tap olan ölü bir be de nin uzan mış ol du ğu bir yatak bul-duk. Onu Ömer b. el-Hat tab’a ta şı dık. Ka’b’ı ça ğır dı ve o kitabı Arap ça ya çe vir tti. Ben Arap lar dan o met ni oku yan ilk ki şi yim. “Ebû’l-Âli ye! de dim, ne var on da?” “Gi di şa tı-nız, iş le ri niz, yan lış söz le ri niz ve he nüz ol mak ta olan lar var.” de di. “Bu ada mı kim sa nır dı nız?” de dim. “Bu Dan-yal aley hiss se lâm de ni len bi ri dir.” de di. “Onu ne za man-dan be ri ölü bul du nuz?” de dim. “Üç yüz yıl dır.” dedi. “Ondan değişen nedir?” diye sordum. “Başından ba zı saç lar dı şın da bir şey de ğil.” de di. “Böy le dir; pey gam-ber le rin et le ri ni top rak çü rü te mez, hay van lar yi ye mez.” Bu kez: “On dan ne umar lar dı.” de dim. “Gök on la ra ka-

(55) Buhârî ta'likan rivâyet etmiştir, (I, s.624; [Sâlât, Câhiliye müşrik-lerinin kabirleri kazılarak, yerine mescid edinilir mi?] bâbı, 48).

Page 67: L L K J I Mar lel ola rak bi d‘ ave t huâfe ler r de art m ış, sün ne tin ye r ni i in- ... Al lah kimi doğru yola iletirse, onu kimse saptıramaz. Kimi de saptıracak ... öte

Bid‘at ve Müstehâb Kabir Ziyaretleri 67

pan dı ğın da yatağı çı ka rıp yağ mur bek ler ler di” “Onu ne yap tı nız?” de dim. “Gün düz vak ti bir bi rin den ay rı on üç ka bir kaz dık, ge ce ol du ğun da onu -bi ri ne- def net tik ve kab ri düz yap tık ki, in san lar an la ma sın da son ra dan ge-lip kaz ma sın lar.” de di.

Bu an la tı la nda, Muhâcirlerin ve Ensârın yap tı ğı-na bir bak ma lı dır. Kab ri bu lup da in san la rın bir fit ne ye düş me sin den kor ka rak onu giz le mek için ne ka dar gay-ret edi yor lar. Ya nı ba şın da duâ edil sin, in san lar on dan be re ket bek le sin di ye kab ri bel li et mek se as la! Gü nü-müz de ka bir le ri yü celt me ye ça ğı ran lar, o za man bun la-rı sa vun sa lar dı, sa ha be ler on lar la kı lıç la rıy la sa va şır lar-dı. On la rı Al lah’tan baş ka sı na ibâ det eden ler ola rak gö-rür ler di. On lar ka bir eh li nin hey kel le ri ni yap tı lar, ba şı-na mu ha fız dik ti ler ve ora la rı mes cid ler den da ha önem-li ma bed ler ha li ne ge tir di ler.

Ka bir ba şın da duâ et mek, na maz kıl mak; bir sün-net, fa zi let ve ya mu bah bir dav ra nış ol say dı, bu nu en iyi bi len ler Ensâr ve Mu hâ cir ler ola ca ğın dan ön ce lik le on-lar böy le ya par; bunu ken di le rin den son ra ki le re de bir sün net ola rak bı ra kır lar dı. Ne var ki, on lar ken di le rin den son ra ge len ve da lâ lete dü şen ler den çok da ha iyi bir ilim-le Al lah’ı, Re sû lü’nü ve dîni bi li yor lar dı. Tâ biî n de bu yol üze rey di. Et rafla rın da Ra sû lul lah sallallâhu aley hi ve sel lem’in bir çok sa ha be si nin kab ri bu lu nur ken, on lar dan hiç bi ri ora la ra gi dip de me det um ma mış, ka bir le ri ba şın da on-lar dan bir şey is te me di ği gi bi on la ra -ora da- duâ da et-me miş; as la on lar dan yar dım bek le me miş tir. Bu ko nu-da sa bit olan en ufak bir şey ol say dı, şüp he siz bu biz le re

Page 68: L L K J I Mar lel ola rak bi d‘ ave t huâfe ler r de art m ış, sün ne tin ye r ni i in- ... Al lah kimi doğru yola iletirse, onu kimse saptıramaz. Kimi de saptıracak ... öte

Bid‘at ve Müstehâb Kabir Ziyaretleri68

ula şır dı. Bu sa bit ol say dı özel lik le nakledileceği ortada-dır. Böyle bir şeyin nakledilmesi için himmetleri coştu-racak yeterince sebep var dır. O hal de, ka bir ba şın da duâ et mek ve ya ka bir eh li ne du âda te ves sül et mek meşru de-ğildir. Böy le bir fa zi le ti sa ha be ve tâ biî n na sıl olur da bil-mez ve ya amel et mez; üm me tin en ha yır lı üç dev ri olan-lar böy le bir fa zi let ten na sıl ca hil ka lır da son ra dan ge-len ler il men ve ame len bu nu sa vu nur lar?

Hay rın tü mü ne hırs la sa rı lan, hoşlanmasa da bir se be bi bile ih mal et me den darda kaldıkları herhangi bir ihtiyaç la rı için duâ eden sa ha be le rin, ka bir ba şın-daki fa zi le ti bi le bi le orada duâ etmemeleri as la nor mal kar şı lan maz. Bu hem şer’an, hem de ta bi atıyla müm kün değil dir. Böylece diğer kısım da ortaya çıkıyor ki, bu ne meşrûdur, ne de hakkında bir izin var dır. Bu, an cak ka-bir le re ta pan la rın meş rû kıl dı ğı bir amel dir. Al la h te âlâ, bu nu meş rû kıl ma dı ğı gi bi, hak kın da hiç bir bur han da in dir me miş tir.

Sa ha be, bun dan da öte şey le re kar şı çık mış tı. Bu ko nu da Ma’rûr b. Su veyd’den on dan da bir çok kimse-nin yap tı ğı ri vâ yetde şöy le de miş tir: “Ömer radıyallâhu anh ile bir lik te Mek ke yo lu üze rin de sa bah na ma zı kıl dık. -Na maz da- "Gör me din mi Al lah fil sa hip le ri ne ne yap-tı" (Fil sûresi) ve "Ku reyş’e sev di ril me sin den ötü rü..." (Ku reyş

sûresi) ’ni oku du. Son ra in san la rı bir ye re gi der ler ken gör-dü ve “Bun lar ne re ye gi di yor lar?” de di. “Ey mü min le-rin emî ri! Ra sû lul lah sallallâhu aley hi ve sel lem’in na maz kıl dı-ğı bir mes cid var, ora ya gi di yor lar.” de nil di. Bunun üze-rine Ömer: “Siz den ön ce ki ler de böy le si bir şey le he lâk

Page 69: L L K J I Mar lel ola rak bi d‘ ave t huâfe ler r de art m ış, sün ne tin ye r ni i in- ... Al lah kimi doğru yola iletirse, onu kimse saptıramaz. Kimi de saptıracak ... öte

Bid‘at ve Müstehâb Kabir Ziyaretleri 69

ol du lar. On lar pey gam ber le ri nin eser le ri üze ri ne dü şü-yor, ora la rı ki li se ve ma bed ler edi ni yor lar dı. Bir na maz vak ti ne ka vu şan -bu ra da- na ma zı nı kıl sın, diğer zaman-larda ge çip git sin ve önem ver me sin.” dedi.”(56)

Ay nı şe kil de in san la rın, sa ha be nin Ra sû lul lah sallallâhu

aley hi ve sel lem’e bey'at et ti ği ağa ca yö nel di ği ona ulaş tı ğın da der hal o ağa cın ke sil me si ni em ret miş tir. İb n Vad dâh, ki-ta bın da şu nu nak le der: “İb n Yû nus’u şöy le der ken işit-tim: “Ömer b. el-Hat tâb, al tın da Ne bî sallallâhu aley hi ve sel-

lem’e bey’at edi len ağa cın ke sil me si ni em re de rek onu kes-tir di. Çün kü in san lar o ağa cın ya nı na gi de rek al tın da na-maz kı lı yor du. O da bir fit ne çık ma sın dan kork tu.”

Ebû Be kir el-Hal lâl, Hu zey fe b. el-Ye mân’a isnad et-tiği ri vâ ye tin de hum mâ ’dan -şi fâ olur inan cıy la- azı di-şin de ip tu tan bir adam ken di si ne gel di ğin de: “O -ip- üze rin de ol duğu hâlde öl sen, -ce na ze ne- as la gel mem.” de di ği ni ile tir. Yine Ra sû lul lah sallallâhu aley hi ve sel lem silâh-la rı nı asa cak la rı bir ağaç la rı nın ol ma sı nı is te yen sa ha-be le re kar şı çık mış tır. Buhârî, Sahîh’inde bunu Ebû Vâkid el-Ley sî’den şöy le rivâyet et miş tir:

د ه ع اء ث د ح ن نح و نين ح إلى ملسو هيلع هللا ىلص ه الل ول س ر ع م نا ج ر «خ ، م ته لح ا أس نوطون به ي ا و ه ند ون ع ف ك ع ة ي ر د كين س ر ش للم ر و ف بكنا ل ل ع اج ه الل ول س ر ا ي نا ل ق ف ة ر د بس نا ر ر فم اط أنو ات ذ ا ه ل ال ق ي(56) Abdurrezzâk, ("Musannaf", II, s.118-119, h. 2734; Â'meş'in,

Ma'rûr'dan, onun da Ömer'den yaptığı rivâyetinde). Bkz. Hafız İbn Hacer'in onun hakkında ki sözü için, "Fethu'l-Bârî" (I, s.678).

Page 70: L L K J I Mar lel ola rak bi d‘ ave t huâfe ler r de art m ış, sün ne tin ye r ni i in- ... Al lah kimi doğru yola iletirse, onu kimse saptıramaz. Kimi de saptıracak ... öte

Bid‘at ve Müstehâb Kabir Ziyaretleri70

ا إنه بر ه أك ه ملسو هيلع هللا ىلص: الل ول الل س ال ر ق اط ف ات أنو م ذ ه ا ل م اط ك ات أنو ذنا ل ل ع ى اج وس ائيل لم ر نو اس الت ب ا ق م ا ك ذ ي ه الذ تم و ل نن ق السان ن ك نن م بن س ك تر لون ل ه م تج و م ق : إنك ال م ق ة ث م آله ه ا ل م ها ك إل

.« م بلك ق“Ra sû lul lah sallallâhu aley hi ve sel lem ile birlikte Huneyn’e

doğ ru yo la çık tık. He nüz ye ni Müs lü man ol muş tuk. Müş rik le rin bir ağa cı var dı. Ya nın da ibâdet edi yor, ona silâh la rı nı ası yor lar dı. Ona Zâ t-u En vât de ni lirdi. Biz de bü yük ye şil bir ağa ca rastla dık ve “Yâ Re sû lal lah! Bi zim için de bir Zâ tu En vât yap san.” de dik. Bu nun üze ri ne Ra sû lul lah sallallâhu aley hi ve sel lem “Al la hu Ek ber! Siz, kav-mi nin Mû sâ’ya: ‘Bi zim için on la rın ilâh la rı gi bi bir ilâh belirle’ de di ği gi bi dediniz. ‘(Mû sâ on lara) Siz cahil lik yapan bir kavim siniz dedi.’ Siz den ön cekilerin adetle-rini takip ediyorsunuz!” buyurdu.”(57)

(57) Hadîsi Bu hâ rî'nin Sa hî h'in de tahrîc et ti ği ni söy le me si mü el li fin ha ta sı dır. Hadîsi Tir mi zî tahrîc et miş tir; (IV, s.475, h.2180; [Fi-ten, Siz den ön ce ki le rin adet le ri ni takip edi yor su nuz hak kın da vâ rid olan lar] bâ bı, Tir mi zî, hadîs için "Ha sen dir, sahîh tir" der). Ah med, (V, s.218). Ab dur rez zak, (XI, s.369, h.20763; [Siz den ön-ce ki le rin adet le ri] bâ bı). Ta be râ nî, ("Ke bir", III, s.3290-95). İb n Hib bân, ("el-İh sân", IIX, s.248, h. 6667; [Bu üm me tin, ön ce ki le-rin adet ve günah larına uy masıy la il gili haber lerin zik ri] bâbı). et-Ta yâ li sî, (s.1346). Ebû Ya' lâ, ("Müs ned", II, s.159, h.1437). Hu-mey dî, ("Müs ned", II, s.375, h.848). İb n Ce rîr, ("Tef sir", s.72). İb n Ebî Âsım, ("Sün ne", I, s.37, h.76). el-Lâ lekâî, ("Şer hu Usû li'l-İ'ti-kâd", I, s.124, h.504-205). İb n Ebî Şey be, İb nu'l-Mün zir, İb n Ebî Hâ tim, Ebû'ş-Şeyh ve İb n Mer de ve yh, "ed-Durr"de yer al dı ğı gi bi hadîsi, Si nân b. Ebî Si nân, onun da Ebû Vâ kid el-Ley sî'den mer fû ri vâ ye tin de tahrîc et miş ler dir. Hadîs sahîh tir.

Page 71: L L K J I Mar lel ola rak bi d‘ ave t huâfe ler r de art m ış, sün ne tin ye r ni i in- ... Al lah kimi doğru yola iletirse, onu kimse saptıramaz. Kimi de saptıracak ... öte

Bid‘at ve Müstehâb Kabir Ziyaretleri 71

Ona ibâdet yapılmamasına ve ondan bir dilekte bu-lunulmamasına rağmen sırf silah asmak ve al tın da ibâ-det ya pmak ve böylelikle bereketlenmek için bir ağaç edin mek, Al lah’tan baş ka bir ilâh edin mek sa yı lı yor sa; ka bir ler de ibâdet yap mak, ora da duâ et mek ve kabir eh-lin den yar dım dilemek ne sayılır?

Al lah’ın, Rasû lü’nü gön der di ğiy le, da lâ let ve bi d‘at eh li nin bu gün yap tık la rı nı bi len bir kim se, se lef ve ha-lef ara sın da; do ğuy la ba tı ka dar uzak lık ol du ğu nu pe-kâ la bi lir.

Buhârî, Sahîh’inde Ummu’d-Derdâ’nın şöyle dedi-ğini rivâyet eder:

ال ق بك ف ض ا أغ لت م ق ب ف ض غ و م ه اء و د ر لي أبو الد ل ع «دخا». يع م لون ج م يص يئا إال أنه د ملسو هيلع هللا ىلص ش م ح ة م ن أم ف م ر ا أع ه م الل و

Ebû’d-Derdâ, bir gün kızgınlıkla geldi, “Neyin var?” dediğimde ise, “Allah’a yemin ederim ki, Muhammed sallallâhu aley hi ve sel lem’in sün ne tin den, top lu ca na maz kıl-ma la rın dan baş ka bir şey gö re mi yo rum” de di.(58)

İmâm Zuh rî şöy le der: Enes b. Mâ lik radıyallâhu anh’in Dimeşk’te(59) ya nı na git ti ğim de onu ağ lar ken bul dum. “Se ni ağ la tan ne dir?” di ye sor dum. “Gör dük le rim den

(58) Bu hâ rî, (II, s.161, h.650; [Ezan, Sa bah na ma zı nı ce mâ at le kıl-ma nın fa zi le ti] bâ bı, Sâ lim'in, Üm mü'd-Der dâ'dan, o da Ebû'd-Der dâ'dan mev kûf ri vâ ye tin de). Ebû Nu aym da bu nu tahrîc eder, ("Hil ye", VI, s.85; Kâ sım'ın Um mu'd-Der dâ'dan yap tı ğı ri vâ ye tin de).

(59) Bu gün kü Şam/(Damas cus). (çev).

�Kabir-perestlerinhâliselef-i sâlihin'eçok çok uzaktır.

Page 72: L L K J I Mar lel ola rak bi d‘ ave t huâfe ler r de art m ış, sün ne tin ye r ni i in- ... Al lah kimi doğru yola iletirse, onu kimse saptıramaz. Kimi de saptıracak ... öte

Bid‘at ve Müstehâb Kabir Ziyaretleri72

bil di ğim, şu na maz dan baş ka bir şey bulamıyorum, o da zâyi edilmiş” dedi. Rivâyeti Buhârî zik ret miş tir.

Mubârek b. Fudâle ise şunu anlatır: Hasan, cuma nama zı nı kıl dık tan son ra otu ra rak ağ la ma ya baş la dı. “Se ni ağ la tan ne dir, yâ Ebû Sa ‘îd?” di ye sor dum. “Ağ la-dı ğım için be ni ya dır gı yor mu sun? Muhâcir ler den bi ri mes ci di ni zin ka pı sın dan içe ri bir bak sa, si zin yap tık la rı-nız da şu kıb le niz den baş ka Ra sû lul lah sallallâhu aley hi ve sel-

lem za ma nın dan, bir şey bul ma sı im kan sız.” de di.

Ab dul lah b. Mes‘ûd’un bü yük fit ney le il gi li şu sö-zün de bu na işa ret var dır: “Bü yük lerin içinde ko ca dı ğın-da, kü çük lerin içinde ye tiş ti ği fit ne yarın si zi ku şat tı ğın-da ne ya par sı nız. İn san lar ken di le ri ne gö re sün net ler edi nir, de ğiş ti ril di ğin de sün net de ğiş ti ya da bu mün-ker dir” der ler.

Bu nun hak kın da İb n Kay yim İğâ se’de şun la rı söy-ler: “Bu, sün ne te mu ha lif bir amel câ ri ol du ğun da onun iti bar görmeyeceğini ve ka bul edil me ye ce ği ni gös te ren de lil ler den bi ri dir. Az ön ce gö rül dü ğü üze re Ebû’d-Der-dâ ve Enes’in za ma nın dan be ri sün ne tin hi lâ fı na amel et mek ya yıl mış tır.”

İn san la rın ço ğu, Al lah ve Re sû lü’nün ra zı ol ma dı ğı birçok bi d‘at ibâdet tür le riy le meş gul ol du lar. Bununla Al lah ve Ra sû lü on lar dan ra zı ol ma dı. Çün kü on lar meş-rû olan dan yüz çe vir di ler, gö rü nüş te bir ibâdeti ya pı yor ol sa lar da o ibâdet ten mak sad olan ha ki ka tı ter k et ti ler. Meş rû kı lı nan ibâdet le rin, kalp le rin gı da sı ol du ğu sa-bit tir. Bu du rum da bi d‘at la gı da la nan kim se de bir fa zi-

Page 73: L L K J I Mar lel ola rak bi d‘ ave t huâfe ler r de art m ış, sün ne tin ye r ni i in- ... Al lah kimi doğru yola iletirse, onu kimse saptıramaz. Kimi de saptıracak ... öte

Bid‘at ve Müstehâb Kabir Ziyaretleri 73

let kal maz. Her kim, ger çek an lam da kal bi ve be de niy le na maz la ra yö ne lir ve on da meş rû kı lı nan va cip ve sün-net le ri ye ri ne ge ti rir; rü kun lar es na sın da ya pı la cak gü-zel söz ve sâlih amell le ri edâ eder, bu na özen gös te rir se şirk ve bi d‘at ta as la bu la ma ya ca ğı üze re ken di ni arın dı-ra cak bir çok du rum ve yük sek ma kam lar la kar şılaşır.

Bun da ku sur lu olan ki şi, ku su ru ora nın da şirk ve bid‘a ta düş müş tür. Kim tüm kal biy le Al lah’ın ke lâ mı nı ve Ra sû lul lah’ın hadîsi ni din ler, bu din le di ği ilim ve hi-dâ yet ten bir şey ler kap ma ya ken di ni ha zır lar sa, iki sin-de de hak la ba tı lı, gü zel le çir ki ni ayı re de bi le ce ği bir çok fay da lı ilim el de eder. As lın da ne fis le rin ve şey tan la rın ves ve se si olan ha yal ve bi d‘at lar dan uzak olur. Bu bi d‘at ve ha yal ler den uzak olan kim se, kar şı lı ğın da ona fay-da ve re cek şey ler bu lur. Kal bi ni Al lah sev gi siy le, Al lah zik riy le, te vek kül le ve O’nun kor ku suy la ona ran kim se, baş ka kim se nin sev gi si ne, zik ri ne ve kor ku su na muh taç kal ma dan ve kim se ye te vek kül et me ye ge rek si nim duy-mak sı zın bir çok gü zel hal ler bu lur. Ak si tak dir de he vâ-sı na ta par. Ho şu na gi den her şey onun ben li ği ni tut sak edin ce de ona kul luk et me ye baş lar.

Tevhîd den yüz çe vi ren, bu sı fa tı is te se de is te me se de müş rik ve kâfir dir. Sün net ten yüz çe vi ren de yi ne is-te sin ve ya is te me sin bid‘at çıdır, dalâlet eh lin den dir.

De nil se ki: “Ne zarar, ölüm, hayat, ne de diriltmeye gücü yetmeyen bir halkı oldu ğu hal de ka bir ler de, ka bir-pe rest le rin akıl la rı nı baş la rın dan alan şey ne dir?”

De ni lir ki: “Bu nun ba zı ne den le ri var dır.”

�Kabir-perestlerin, türbelerde akıllarına durgunlukverennedenler

Page 74: L L K J I Mar lel ola rak bi d‘ ave t huâfe ler r de art m ış, sün ne tin ye r ni i in- ... Al lah kimi doğru yola iletirse, onu kimse saptıramaz. Kimi de saptıracak ... öte

Bid‘at ve Müstehâb Kabir Ziyaretleri74

Al lah’ın, Ra sû lü ile gön der di ği ha ki kat tan ca hil ol-ma la rı bu ne den ler den dir. Hat ta tüm pey gam ber le rin tevhîdi yer leş tir mek, şirk ve şir kin se bep le ri ni im ha et-mek üze re gön de ril di kle rin den bilgisiz ol mak tır. Şey-tan, bu sağlam tevhîd inan cın dan na sip le ri pek az olan-la rı ka bir ler le fit ne ye düş meye çağır dığın da, cahillikle-ri oranında bu davete derhal icâbet ederler. Kendilerini ancak bildikleri kadar koruyabilirler. Oysa onların bu daveti iptal edecek bir ilimleri yoktur.

Kabirperestlerin Ra sû lul lah’a iftira ettikleri uydur-ma hadîsler de bu nedenler arasındadır. Bu aynı za-manda onun getirdiği tertemiz dînde bir çelişki çıkar-maktır. “Olaylar size acı verdiğinde kabir ashabına sığı-nın”(60) ve “Ta şın bi le ya rar ve re ce ği ne hüsn-i i’ti kâd et-se niz (inansanız) mu hak kak ya rar ve rir”(61) uydurma hadîs le ri bu if ti ra la ra ba riz bi rer ör nek tir . Ka bir pe rest le-rin uy dur du ğu, dîni bo zan bu ve ben ze ri hadîs ler, on lar gi bi di ğer ce ha let ve da lâ let eh li nin sü rek li il gi oda ğı ol-muş tur. Oy sa Al la h te âlâ, Re sû lü’nü ağaç la ra ve taş la ra i’ti kad edenleri (ina nan la rı) yo k et mek üze re gön der di. Da ha ön ce de geç ti ği gi bi her açı dan ka bir fit ne si ne yak-laş tı ran yol la rın tü mün den üm me ti ni sa kın dır dı.

(60) Şey hu lis lâm, "Hadîs bi len ilim er bâ bın ca ya lan ol du ğu ko nu-sun da tüm ilim eh li it ti fak et miş tir. Güvenilir hadîs kaynak-larında böyle birşey yoktur" der. (Bkz. "et-Tevessül ve'l-Vesîle", s.297 t./ Thk. Dr. Rabi' ve'r-Reddu ale'l-Bekrî muhtasaru kita-bi'l-İstiğâse, s.302-303).

(61) "Temyîzu't-Tayyibi mine'l-Habîs"te (s.133) rivâyete yer verdik-ten sonra İbn Teymiye şöyle der: "Bu mevzûdur." İbn Hacer de rivâyetin aslının olmadığını söylemiştir.

Page 75: L L K J I Mar lel ola rak bi d‘ ave t huâfe ler r de art m ış, sün ne tin ye r ni i in- ... Al lah kimi doğru yola iletirse, onu kimse saptıramaz. Kimi de saptıracak ... öte

Bid‘at ve Müstehâb Kabir Ziyaretleri 75

Yi ne ken di le ri gi bi kim se le rin an lat tı ğı hi kâ ye ler bir baş ka ne den dir: “Dar lık için de olan fa lan ca şa hıs, fa lan kim se nin tür be si ne git miş de kur tul muş ya da bir baş-ka sı gi dip duâ et ti ğin de hem de kab rin sa hi bin den di-lek te bu lun du ğun da ih ti ya cı gi de ril miş tir. Bir baş ka sı git ti ğin de çek ti ği ra hat sız lık kay bol muş ...”

Ka bir bek çi le rin de, ka bir pe rest ler de bu ve ben ze-ri hi kâ ye ler uzun uza dı ya an la tı la cak ka dar faz la dır. Bu hi kâ ye le ri an la tan lar, ölü süy le di ri siy le Al lah’ın ya rat tık-ları için de en yalan cı olan larıdır.

Nefisler, ihtiyacın giderilmesi ve zararın def edilme-sine oldukça hırslıdır. Birinin kabirden dolayı afiyet bul-duğunu duyan hemen oraya meyleder. Şeytan da dave-tini yaparken önce yumuşak tarafından alır ve ona git-tiğinde yalnız duâ etmesi için vesvese verir. Gittiğinde elem, kırıklık içinde ve boyun eğerek duâ eder.

Allah te âlâ da ka bir den de ğil, bu iç ten yö ne li şin-den do la yı onun du âsı nı ka bul eder. Bu hal üze re he-lâ da, çar şı da, mey ha nede de ya ka ra cak ol sa ona icâ bet eder. Ca hil ki şi de bu du rum da kab rin et ki li ol du ğu na ina nır. Al la h te âlâ, kâfir de ol sa dar da ka la nın du âsı nı ka bul eder. An cak bu, Al lah’ın du âsı nı ka bul et ti ği her-kes ten ra zı ol du ğu, sev di ği ve yap tı ğı nı ka bul et ti ği an la-mı na gel mez. Al la h te âlâ; fâ cir, sâlih, kâ fir ve ya mü min her ke sin du âsı na icâ bet eder.

İn san la rın ço ğu duâ eder ve du âsın da aşı rı olur, şir-ke dü şer ve ya is ten me si câ iz ol ma yan bir şe yi is ter de bu is te ği nin ta ma mı ya da bir kıs mı olur. O da sâlih amel-

Page 76: L L K J I Mar lel ola rak bi d‘ ave t huâfe ler r de art m ış, sün ne tin ye r ni i in- ... Al lah kimi doğru yola iletirse, onu kimse saptıramaz. Kimi de saptıracak ... öte

Bid‘at ve Müstehâb Kabir Ziyaretleri76

li ol du ğu nu, Al lah’ın on dan ra zı ol du ğu nu sa nır. Mal ve ev lat la ken di si ne ge niş lik ve ri len bir kim se nin, Al lah’ın onun için ha yır ka pılarını aç tığını düşün mesi gibi bir ta-kım his le re ka pı lır. Bu nu şu âyeti ke ri mede gö re bi li riz:

Ó Ò Ñ Ð Ï Î Í Ì Ë Ê نثÞ Ý Ü Û Ú Ù Ø × Ö Õ Ô مث [األنعام: ٤٤]

“On lar, ken di le ri ne ya pı lan uya rı la rı unu tun ca, (da-

ha önce indirmiş olduğumuz darlık ve musibetleri kaldırıp) üzer le ri ne bü tün ni met le rin ka pı la rı nı açı ver dik.” (En’âm, 44)

Duâ ba zen ibâ det olur ve ki şi is te di ği şey den ötü-rü se vap alır. Al la h te âlâ, kâfir de ol sa zor da ka la nın du-âsı nı ka bul eder. Du âyı ka bul eder, an cak hak kı nın zâ yi edi lip koy du ğu sı nır la rın aşıl ma sın dan do la yı da ce za ve rir.

Şey tan, ka bir ba şın da duâ et me yi ev de, mes cid de ve ya se her va kit le rin de duâ et mek ten da ha se vim li gös-te re rek in sa na tu zak ku rar. Bu nu ba şar dı ğın da bir de re-ce da ha ile ri gi der, onu ka bir ba şın da duâ et mek ten kab-rin sa hi bi ne ya kar ma ya; onun la Al lah’a ye min et me ye götürür. Şeytan için bu bir ön ce kin den da ha bü yük tür. Günah bakımından baş ka sı na ye min et mek ve ya Al lah’ı bı ra kıp kul lar dan is te mek el bet te da ha bü yük tür.

İmâm lar bu nu red det miş ler dir. Ebû’l-Ha san el-Ku-dû rî, Ker hî’nin ki ta bı nı şer h e der ken şöyle aktarır: Bişr b. Ve lîd, Ebû Yû suf’tan şöy le de di ği ni nak le der: “Ebû Ha nî fe: ‘Bir kim se nin Al lah’a bir baş ka sı nı ara cı ya pa-rak duâ et me si ol maz’ der. ‘Ar şı 'ndaki iz zet tah tıy la, fa-

Page 77: L L K J I Mar lel ola rak bi d‘ ave t huâfe ler r de art m ış, sün ne tin ye r ni i in- ... Al lah kimi doğru yola iletirse, onu kimse saptıramaz. Kimi de saptıracak ... öte

Bid‘at ve Müstehâb Kabir Ziyaretleri 77

lan kim se nin hak kı için, en bi yâ ve pey gam be rin hak kı için ve ya Kâ be’nin hak kı için di ye rek duâ ya pıl ma sı nı hiç hoş bul mu yo rum.’ de miş tir”

Ebû’l-Ha san da şöy le der: Al lah’tan baş ka sın dan bir şey di le mek imâm la ra gö re mün ker dir. Çün kü bu, Al-lah’tan baş ka kim se nin hak kı de ğil, kul la rı üze ri ne yal-nız Al lah’ın hak kı dır.

İb nu’l-Bel de cî, Şer hu’l-Muh tar’da şun la rı söy ler: “Al lah’a baş ka sı nı ve sî le edi ne rek duâ et mek ke rih gö rü-lür. “Fa la nın hak kı, me lek le ri nin, pey ga ber le ri nin hak-kı için” di ye rek ve ya ben ze ri bir tarz da duâ edi le mez. Çün kü hiç bir ku lun, ya ra tı cı sı üze ri ne bir hak kı yok tur. “Ar şı nda ki iz zet tah tıy la” de ni le mez.

Ra sû lul lah sallallâhu aley hi ve sel lem’in böy le duâ et ti ği yo lun da ve Ebû Yû suf’a is nad edi len ce vaz ise Arş’ ta ki iz zet tah tı nın, Al lah’ın azâ me tiy le bir lik te onun la Ar ş’ı ya rat tı ğı kud re tin an la şıl ma sı üze re dir ki, san ki va sıfla-rıy la duâ et miş tir.

Ebû Ha nîfe ve ar ka daş la rı nın: “Hoş bul mu yo rum, ke rih gö rü yo rum” şek lin de ki ifa de le ri; İmâm Mu-ham med’e gö re ha ram, İmâm Ebû Ha nî fe ve İmâm Ebû Yû suf ’a gö re de ha ra ma ya kın dır, an cak gâ li ben tahrîm dir.

Şey tan, kab rin sa hi biy le ye min ve ya duâ et tir me ye mu vaffak olur sa, onu ki şi nin gö zün de yü celt me ye uğ ra-şır. Böy le ce ih ti ya cı nı gi der miş ve bir aşa ma da ha kay-det miş olur. Bu nu bir baş ka aşa ma ta kip eder, bu da kab-ri ibâ det ede ce ği bir put ha li ne getir mek tir. Çevresine

Page 78: L L K J I Mar lel ola rak bi d‘ ave t huâfe ler r de art m ış, sün ne tin ye r ni i in- ... Al lah kimi doğru yola iletirse, onu kimse saptıramaz. Kimi de saptıracak ... öte

Bid‘at ve Müstehâb Kabir Ziyaretleri78

kandil ve mum yakar, üzerine örtü yayar ve bir mes-cid inşâ eder; secde ederek ona tapar ve tavaf eder. Onu öper, sarılır, hacceder ve kurba nı nı ora da ke ser (kab re adak ta bu lu nur). Bu nu da bir di ğer mer ha le iz ler; ar tık in san la rı da o ka bir (ve ya tür be ye) ibâdet et me ye, ora-yı bay ram ye ri ne çe vir me ye ve me nâ sik le ri (hac ibâ det-le ri ni) edâ et me ye da vet eder. Bu on la rın gö zün de hem dînle ri hem de dün ya la rı için çok yararlı bir iştir.

Kabirperest lik Bi d‘a tı nın Mer te be le ri

Ho ca sın dan nak le de rek İb n Kay yim İğâ se’de şun la-rı söy ler:

“Ka bir baş la rın da ki bu bi d‘at iş le rin bir ta kım mer-te be le ri var dır. Bu nun İs lâm’ dan en uzak ola nı, ölü den ih ti ya cı nı gi der me yi is te mek ve bir çok la rının yap tı ğı gi bi ora da ölü den yar dım bek le mek tir. İş te on lar, put pe rest-le rin bir başka tü rü dür. Şey tan bu yüz den on la ra ölü kı-lı ğın da ve ya ba zı za man lar uzak ta ki bi ri kı lı ğıy la ken di-ni his set ti rir. Bü yük gör dü ğü bi ri ne duâ eder, şey tan da onun la ko nu şur ve bi lin me yen ba zı şey ler den sö z e der. Şey tan, gü cü yet ti ğin ce âde moğ lu nu sap tır ma ya uğ ra-şır. Gü ne şe, aya ve di ğer yıl dız la ra ta pan lar ve de on la-ra duâ eden ler le ko nu şur, on la ra ba zı şey ler an la tır. On-lar da bu na yıl dız la rın rû ha ni ye ti der ler. Hal bu ki o, şey-ta nın ta ken di si dir. İn sa na ba zı is tek le rin de yar dım et se de ver di ği ya ra rın de fa lar ca faz la sı ona za rar ve rir. Ka-bir pe rest le rin de ka bir baş la rın da ba zı hal le ri var dır ki bu nu ke râ met sa yar lar. Oy sa şey tan dan dır. Ör ne ğin sâ-ra lı bir has ta, ke râ me ti ne ina nı lan bi ri nin kab ri ya nı na

Page 79: L L K J I Mar lel ola rak bi d‘ ave t huâfe ler r de art m ış, sün ne tin ye r ni i in- ... Al lah kimi doğru yola iletirse, onu kimse saptıramaz. Kimi de saptıracak ... öte

Bid‘at ve Müstehâb Kabir Ziyaretleri 79

ge ti ri lir, son ra da iyi leş ti ği ni gö rür ler. As lın da insanlar sapıt sın diye şeytan onu ser best bırak mıştır.

En büyük tuzağı da şeytanın amelinden bir pislik olan fal okları ve dikili taşlar dikmesidir. Al la h te âlâ mü-min le re bun lar dan uzak dur ma la rı nı em ret miş, kur tu-luş la rı nı bu na bağ la mış tır:

نث ! " # $ % & ' ) ( * + , - . / 0 مث [املائدة: ٩٠]

“Ey îmân eden ler! Şa rap, ku mar, di ki li taş lar, fal ve şans ok la rı; şey ta nın ame lin den bir pis lik tir. Bun lar dan uzak du run ki kur tu lu şa ere si niz.” (Mâ ide, 90).

“el-En sâb/di ki li taş lar” laf zı, “nu sub” ve ya “na sub” ke li me si nin ço ğu lu dur ve Al lah’tan baş ka ken di si-ne ibâdet edil mek üze re di ki len her şeyi kap sar. Bu bir ağaç, bir taş, bir put ve ya bir ka bir ola bi lir.

Mü câ hid, Ka tâ de ve İb n Ce rîr şöy le der: “Kâ be’nin et ra fın da ba zı taş lar var dı. Câ hi li ye eh li bun la rı bü yük gö rür ve ta par lar dı. Kur ban la rı nı on la rın üs tün de ke ser, et le ri üze rin de di lim ler di ler. An cak on la ra gö re ger çek put lar on lar de ğil, sûreti ya pı lan ve -ta şa- iş le nen ler di.

“Di ki li taş” laf zı nın as lı, şey ta nın in san lar için dik ti ği ağaç, di rek, ka bir ve ben zer le ri dir. Va cip olan bun la rın tü-mü nü yık mak, izi ni yo k et mek tir. İn san la rın, Kur’ân’da:

نث _`gfe dcb a مث [الفتح: ١٨]

Page 80: L L K J I Mar lel ola rak bi d‘ ave t huâfe ler r de art m ış, sün ne tin ye r ni i in- ... Al lah kimi doğru yola iletirse, onu kimse saptıramaz. Kimi de saptıracak ... öte

Bid‘at ve Müstehâb Kabir Ziyaretleri80

“An dol sun ki o ağa cın al tın da sa na bi at eder ler-ken Al lah, mü min ler den râ zı ol muş tur.” (Fe tih, 18)

Âyetin de zik re di len ve Ra sû lul lah sallallâhu aley hi ve

sel lem’e bey’at edi len ağa ca yö nel di ği ken di si ne ula şan Ömer radıyallâhu anh, ağa ca böy le yap mış tır. Bu ağaç ve in-san la rın fit ne ye düş tü ğü, bu yüz den be lâ ya dü şen le rin art tı ğı ay nı hü küm de ki di ki li her şe yin du ru mu da bu dur.

Bundan daha açık olan, Ra sû lul lah sallallâhu aleyhi ve

sellem’in Mes cid-i Dı râr’ı yık tır ma sı dır. Bu ay nı za man da fe sad ba kı mın dan da ha bü yük olan ka bir üze rin de ki mes cid le rin de yı kıl ma sı ge rek ti ği ne bir de lil dir. İs lâ m’ın bun lar hak kın da ki hük mü, yer le bir se vi ye ye va ra na dek yı kıl ma la rı dır.

Kabirler Üzerine Yapılan KubbelerinYıkılmasının HükmüKa bir ler üze ri ne ya pı lan kub be le rin yı kıl ma sı va-

cip tir. Çünkü bun lar, Ra sû lul lah sallallâhu aley hi ve sel lem’e mu ha le fet üze re ya pıl mış tır. O’na ma si yet ve mu ha le fet üze re ya pı lan her ya pı nın yı kıl ma sı ge re kir. Bun la rı yık-mak Mes cid-i Dı râr’la rı yık mak tan da ha ev lâ dır. Çün kü Ra sû lul lah sallallâhu aley hi ve sel lem, kabirlerin üzerine bina yapılmasını nehyetmiş ve kabirleri mes cid edinen leri lanet le miş tir. Yük sel ti len her kab rin yı kı la rak yer le ay nı se vi ye ye ge ti ril me si ni, düz len me si ni em ret miş tir.

Ra sû lul lah sallallâhu aley hi ve sel lem’in la net ede rek, yı kıl-ma sı nı em ret ti ği şey de ace le et mek ve ça buk ol mak ge-re kir. Ora lar da ya kı lan kan dil ve mum la rın yo k e dil me si de zo run lu dur. Bun la rı ya pan lar da Ra sû lul lah’ın di liy le

Page 81: L L K J I Mar lel ola rak bi d‘ ave t huâfe ler r de art m ış, sün ne tin ye r ni i in- ... Al lah kimi doğru yola iletirse, onu kimse saptıramaz. Kimi de saptıracak ... öte

Bid‘at ve Müstehâb Kabir Ziyaretleri 81

mel’un dur lar. Al la hu teâlâ, dîni ni ve Re sû lü’nün sün ne-ti ni ko ru yup sa vu na cak kim se le r var etmiştir.

İmâm Ebû Bek r et-Tar tû şî şun la rı söy ler: Ba kın ki, Al-lah siz le re mer ha met et sin! İn san la rın yö nel di ği ve tâ zim et ti ği, bez bağlayıp çivi çaktığı ar dın dan iyi lik ve şi fâ um-du ğu bir ağa cı ne re de bu lur sa nız ke sin. İş te o “Zâtü En-vât”tır.(62)

Ebû Şâ me kün ye siy le meş hur, ha fız Ebû Mu ham-med Ab dur rah man b. İs mâil, el-Havâdis ve’l-Bidâ’ adlı kitabında şöyle der: Şeytanın avâma süslü gösterdiğiy-le mübtelâ olan bir diğer kısım da; duvar, sütun, kandil ve özel mekanlar edinen kimselerdir. Her yerde onlara anlatılır, tanınmış sâlih ve velî bir zât rüyada görünür. Sonra onlar da Al lah’ın farz kıl dı ğı nı ve Re sû lü’nün sün-ne ti ni ye ri ne ge tir me me le ri ne rağ men, Al lah’a yak laş-tık la rı na inanarak böy le yapar lar. Artık, iç le ri ne dü şen bu yer le ri bü yük gör me ye baş lar lar. Has ta la rı için şi fâ arar, adak ada ya rak ih ti yaç la rı nın gi de ril me si ni bek ler-ler. Bu ya bir ağaç, ya bir taş, ya bir du var, ya da bir pı nar-dır.(63) “Bu ağaç, bu taş ve pı narı adak ka bul eder” der-ler ki, bu da Al lah’tan baş ka sı na ibâdet et mek tir. Adak ta bu lun mak, kur ba nın ken di si ne adan dı ğı var lı ğa yak laş-ma ya ve si le dir. On lar bu nun la di ki li taş (ve ben zer le ri-ne) el sü rer, on la ra do ku nu r lar.

Se le f-i Sâ li hîn, el-Ez ra kî’nin de Mek ke ki ta bın da zik ret ti ği üze re; Al la h teâlâ’nın:

(62) "el-Havâdis ve'l-Bidâ' " (s.105 t. Dâru'l-Ğarb).(63) "el-Bâisu alâ inkâri'l-Bidâ' ve'l-Havâdis" (s.101 t. Dâru'r-Râye).

Page 82: L L K J I Mar lel ola rak bi d‘ ave t huâfe ler r de art m ış, sün ne tin ye r ni i in- ... Al lah kimi doğru yola iletirse, onu kimse saptıramaz. Kimi de saptıracak ... öte

Bid‘at ve Müstehâb Kabir Ziyaretleri82

نث ´ º¹ ¸ ¶ μ مث [البقرة: ١٢٥] “...Siz de İb râ him’in ma kâ mın dan bir na maz ye ri edi nin...” (Ba ka ra, 125)

Âye tin de bu yur du ğu na maz ye ri edi nil me si ni em-ret ti ği İb râ him aley his se lâm’ın ma kâm ta şı na el sür meye şiddetle kar şı çık mış tır. Şöyle der: Onlar dokunmakla değil, orada namaz kılmakla emrolundular. Tüm alim-ler, Ha ce rü’l-Es ved’den baş ka hiç bir ta şın öpül me ye ce-ğin de it ti fak et miş ler dir. “Rük nu’l-Ye mâ nî” için de yal-nız se lâm ve ri lir, öpül mez de miş ler dir.

Bu di ki li taş la rın en bü yük fit ne si, ka bir eh li fit ne-si dir. Sa ha be ve tâbiînin de söy le di ği gi bi bu pu ta tap-ma fit ne si nin de başıdır. Şey tan, in san ların büyük gör-düğü bir kim senin kabrini diker, sonra da onu Allah’tan başka tapılan bir put haline ge ti rir. Ar dın dan dost la rı-na, ona kul ol ma yı, ora yı bay ram ye ri ne çe vir me yi en-gel le ye nin ve kab rin putlaştırıldığını söy leyenin hak-sız ol duğunu, onun değerini küçülttüğünü vahyeder. Cahiller de derhal o kimseyi öldürmeye veya cezalan-dırmaya koşar ve onu kâfirlikle suçlarlar. Oysa onun gü-nahı yalnızca Allah ve Resûlü’nün emrettiği ve ya sak la-dı ğı nı on la ra bil dir me si dir.

Fal ok la rı na ge lin ce; Sa ‘îd b. Cu beyr şöy le der: Ca hi-li ye eh li nin, iç le rin den bi ri sa va şa çık mak ve ya otur mak is te di ğin de kıs me ti ni öğ ren me si için ku ra çek tik le ri kü-çük taş la rı var dı.

De vam la şöy le der: Ca hi li ye nin iş le rin de ku ra çek-tik le ri, bi rin de “Rab bim em ret ti”, di ğe rin de “Rab bim

Page 83: L L K J I Mar lel ola rak bi d‘ ave t huâfe ler r de art m ış, sün ne tin ye r ni i in- ... Al lah kimi doğru yola iletirse, onu kimse saptıramaz. Kimi de saptıracak ... öte

Bid‘at ve Müstehâb Kabir Ziyaretleri 83

alıy koy du” ya zı lı iki ok la rı var dı. Bir iş ya pa cak la rı va kit on la rı giz ler, “Rab bim em ret ti” çık tı ğın da he ves ettikle ri şe yi ya par, “Rab bim alı koy du” çık tı ğın da yapacak ların-dan vaz geçer ler di.

el-Ezherî de:

نث : ; >= مث [املائدة: ٣]“.... ve fal oklarıyla kısmet aramanız...” (Mâide, 3), âyeti

hakkında “Bu, oklar ciheti ile iki işten size takdir edileni aramanız an la mın da dır.” de miş tir.

Ebû İs hâk ez-Züc câc ve di ğer le ri: Bir yıl dı zın do ğu-şu na ba ka rak “çık” ve ya bir baş ka yıl dı zın do ğu şuy la da “çık ma” di yen bir mü nec cim (ast ro log) ile fal ok la rıy la kıs met ara yan ara sın da bir fark yok tur.

Çün kü Al la h te âlâ:

نث ÏÎ Í Ì Ë Ê É مث [لقامن: ٣٤]“... Hiç kim se ya rın ne ka za na ca ğı nı bi le mez...” (Lok man, 34) bu yur muş tur.

Bu; bi ze gayb olan Al lah’ın il mi ne mü da he le et mek-tir. Bu ha ram dır, de miş ler dir.

Uğur da bu na gi rer. Za ma nı mız da bir çok la rı bu na ina nı yor ve bir de “Kur’ân’ın uğu ru”, “Dan yâl aley his se lâm de di” gi bi fal ok la rıy la kıs met ara ma cin sin den şey ler söy lü yor lar. Bu nu yap mak veya doğruluğuna inanmak câ iz de ğil dir. Çün kü bun da gayb il min den ha ber ver-mek, Kur’ân’la bir şey le ri uğursuz say mak var dır. Bura-da doğ ru olan, “doğruya ileten” ve “başarılı”.. gibi is te-ni le ne uy gun olan bir ke li me ve ya sö zü; ha yır, iyi li k ve

Page 84: L L K J I Mar lel ola rak bi d‘ ave t huâfe ler r de art m ış, sün ne tin ye r ni i in- ... Al lah kimi doğru yola iletirse, onu kimse saptıramaz. Kimi de saptıracak ... öte

Bid‘at ve Müstehâb Kabir Ziyaretleri84

be re ke te yo rum la mak tır. Buhârî ve Müs lim’in ri vâ ye tin-de it ti fak et tik le ri Enes radıyallâhu anh’tan ge len bir hadîs te Ra sû lul lah sallallâhu aleyhi ve sellem:

ال ق أل ف ال ا م و وا ال ق أل ف ال بني ج ع ي و ة طير ال و و د ع « ال .« يبة ة ط لم ك

“Hastalığın kendiliğinden geçmesi ve uğur suz luk yoktur, iyimserlik ise hoşuma gider”. “İyimserlik nedir?” dediklerinde ise: “Güzel sözdür”(64) buyurmuştur.

Tirmizî’nin Enes radıyallâhu anh’tan yaptığı bir diğer rivâyet de şöyledir:

د اش ا ر ع ي م ة أن يس اج ج لح ر ا خ به إذ ج ع ان ي «أن النبي ملسو هيلع هللا ىلص ك.« يح ا نج ي

“Bir haceti için çıktığında: “Ey doğruya ileten.. Ey başarılı” sözlerini duyması Ra sû lul lah’ın hoşuna gi-derdi.(65)

Hasılı, Al lah’ın sâlih kul la rı dîn ve ya dün ya la rın-da bir iş le kar şı laş tık la rın da hay rı Al lah’tan is ter ve Buhârî’nin Sa hî h’in de Câ bir ra dı ya lal la hu anh’tan yap tı ğı ri-vâ yet üze re is ti hâ re ya par lar. Câbir şöy le anlatır:

(64) Buhârî, (X, s.387, h.7390; [Tıp, İyim ser lik ve hastalığın bulaşması yok tur] bâ bı). Müs lim, (IV, s.1746, h.2224; [Se lâm, uğur suz luk ve iyim ser lik] bâ bı); Ka tâ de'nin, Enes'ten ri vâ ye ti.

(65) Tir mi zî, (IV, s.161, h.1616; [Si yer, Uğur suz luk hak kın da vâ rid olan lar] bâ bı: "Hadîs, ha sen dir, ga rip tir, sahîh tir" der). Al bâ nî de tashîh et miş tir, ("Sahîhu'l-Câ mî", II, s.890, h.4978; hadîsi, Tir mi zî, Hâ kim, Ta yâ li sî ve Ebû Nu aym'a nis bet et miş tir).

�Sâlih

kimselerle, kabirpe-

restler arasındaki

fark

Page 85: L L K J I Mar lel ola rak bi d‘ ave t huâfe ler r de art m ış, sün ne tin ye r ni i in- ... Al lah kimi doğru yola iletirse, onu kimse saptıramaz. Kimi de saptıracak ... öte

Bid‘at ve Müstehâb Kabir Ziyaretleri 85

ا م ا ك له ور ك م ة في األ ار تخ س نا اال لم ع ه ملسو هيلع هللا ىلص ي ول الل س ان ر «كع ك ير ل ف ر م باأل م ك د أح م ه ا إذ ول ق ي آن ر ق ال ن م ة ور الس نا لم ع يك لم بع ك ير تخ أس إني م الله ل ليق م ث ة يض ر ف ال ير غ ن م تين ع ك رال ر و د ق إنك ت ظيم ف ع لك ال ن فض ألك م أس تك و ر د ك بق ر د تق أس ولم أن ع نت ت م إن ك يوب الله غ م ال ال أنت ع لم و ال أع لم و ع ت ر و د أقل اج ال ع ي أو ق ر اقبة أم ع ي و اش ع م ير لي في ديني و ر خ م ا األ ذ هلم ع نت ت إن ك ك لي فيه و ار م ب ه لي ث ر يس ه لي و ر د اق له ف آج ي و ر أمفي ال ق أو ي ر أم اقبة ع و ي اش ع م و ديني في لي ر ش ر م األ ا ذ ه أن ير ر لي الخ د اق نه و ني ع ف ر اص ني و ه ع ف ر له فاص آج ي و ر ل أم اج ع

ني». ض م أر ان ث يث ك حRa sû lul lah sallallâhu aley hi ve sel lem, Kur’ân’dan bir sû re

öğ re tir gi bi her iş için is ti hâ re yi öğ re tir: “Siz ler den bi ri, bir şey yap mak is te di ğin de far zın dı şın da iki re kat na-maz kıl sın ve son ra, Ey Al la h’ım! İl min den hay rı, kud re-tin den kud ret is ter; ‘Se nin bü yük faz lın dan di le rim. Tak-dir eden sen sin, ben tak dir ede mem; bi len sen sin, Ben bi-le mem, şüp he siz ki sen tüm gaybı bi len sin. Al la hım! Eğer bu işi dî nim, dün yam ve işi min âki be ti hak kın da -er ve ya geç ol ma sın da- ha yır lı bi li yor san onu ba na tak dir et ve ba na onu ko lay laş tır. Son ra da onu ba na mü ba rek kıl. Eğer onu dî nim, dün yam ve işi min âki be ti hak kın da -er ve ya geç ol ma sın da- şer li bi li yor san, onu ben den, be ni

�İstihare duası

Page 86: L L K J I Mar lel ola rak bi d‘ ave t huâfe ler r de art m ış, sün ne tin ye r ni i in- ... Al lah kimi doğru yola iletirse, onu kimse saptıramaz. Kimi de saptıracak ... öte

Bid‘at ve Müstehâb Kabir Ziyaretleri86

on dan çe vir. Ne re de olur sa hay rı ba na tak dir et ve beni ondan hoşnut kıl’ de sin.” buyururdu.(66)

Ne var ki, hidâ yet yo lun dan sa pan fısk ve ce hâ let eh li, bir iş yap ma ya ni yet len dik le ri za man mü nec cim ve ka hin le re, kum ve taş sa hip le ri ne gi der ler. On lar da onun ak lıy la oy nar lar. So ru la rıy la ce hâ let ve zi yan da de-rin le şir, ona de ni len le ri onay lar. Bir de üs tü ne pa ra ve-rir. Za val lı bu yap tı ğı nın hem dîni ni, hem de dün ya sı nı yık tı ğı nın far kın da bi le de ğil dir.

Çün kü Ra sû lul lah’ın:

بل ق م ت بـر به ل ا أخ ه بم ق د م ص ر ث ن أم ه ع أل نا ، فس اه ن أتى ك «م.« باحا ين ص ع ب ه أر ت ال ص

“Kim bir kâ hi ne gi der, ona bir şey so rar ve söy le di-ği ni onay lar sa kı la ca ğı kırk sa bah lık na ma zı ka bul ol-maz.”(67) de di ği ri vâ yet edil miş tir.

Bir di ğer ri vâ yet te:

.« د م ح لى م ل ع ا أنز ر م ف د ك ق نا ف اه ق ك د ن ص «م(66) Buhârî, (XI II, s.387, h.7390; [Tevhîd, Al la hu teâlâ'nın "..De

ki: Kâ dir olan O'dur..." kav li] bâbı). Ahmed, (III, s.344). Ebû Dâvûd, (II, s.187, h.1538; [Salât, istihâre] bâbı). Ne sâî, (VI, s.80; [Ni kah, is ti hâ re] bâ bı). Tir mi zî, (II, s.345, h.480; [Sa lât, is ti hâ re na ma zı hak kın da vâ rid olan lar] bâ bı). İb n Mâ ce, [Sa lât, is ti hâ re na ma zı hak kın da vâ rid olan lar] bâ bı). Mu ham med b. el-Mün-ke dir'in, Câ bir'den mer fû ri vâ ye tin de.

(67) Müs lim, (IV, s.1751, h.2220; [Se lâm, ke hâ net ve kâ hi ne git me nin ha ram lı ğı] bâ bı). Ah med, (V, s.380). Nâ fî'nin, Sa fiy ye'den, onun da Ne bî sallallâhu aley hi ve sel lem'in ba zı eş le rin den yap tı ğı ri vâ ye tin de.

Page 87: L L K J I Mar lel ola rak bi d‘ ave t huâfe ler r de art m ış, sün ne tin ye r ni i in- ... Al lah kimi doğru yola iletirse, onu kimse saptıramaz. Kimi de saptıracak ... öte

Bid‘at ve Müstehâb Kabir Ziyaretleri 87

“Kâ hi ni onay la yan kim se, Mu ham med aley his se lâm’a in di ri le ni in kar et miş tir.”(68) şek lin de dir.

Kâ hin, mü nec cim dir. İs ter se ke hâ ne ti ni, kum, ça kıl ta şı, ar pa ve ya baş ka bir şey le yap sın far k et mez.

Bun dan amaç, bir çok kim se nin di ki li taş lar ve fal ok la rıy la im ti han edil di ği nin be ya nı dır. Di ki li taş lar; şirk ve ibâ det, fal ok la rı; ke hâ net ve Al lah’ın il min den el de et mek is te ği dir. Bu ilim için, di ğe ri de amel için dir. Al lah’ın dîni ise bu iki si ne de zıt tır. Ra sû lul lah sallallâhu

aley hi ve sel lem, bu iki si ni ip tal et mek için gön de ril di.

Yar dım is te ni le cek ve gü ve ni le cek olan Al lah’tır.

Yü ce ve bü yük olan Al lah ver me dik çe; ne güç ne de kuv vet yok tur.

(68) Ah med, (II, s.429). Hâ kim, (I, s.8; Tal lâs ve Mu ham med'in, Ebû Hu rey re'den yap tık la rı ri vâ ye tin de; Hâ kim'in, "Buhârî ve Müs-lim'in şar tla rı na uy gun olup on lar tahrîc et me di ler" sö zü ne Ze he bî mu vâ fa kat et miş tir. el-El bâ nî de, "Sahîhu'l-Câ mî"de hadîsi tashîh et miş tir, (II, s.1031, h.5939).

Page 88: L L K J I Mar lel ola rak bi d‘ ave t huâfe ler r de art m ış, sün ne tin ye r ni i in- ... Al lah kimi doğru yola iletirse, onu kimse saptıramaz. Kimi de saptıracak ... öte

İÇİNDEKİLER

Yayıncıdan .............................................................................. 5

Giriş ........................................................................................ 7

İmâm Birgivi .......................................................................... 11

Müellifin önsözü .................................................................... 13

Dünya Ve Âhiret Sâadeti ....................................................... 15

Kabir Fitnesi ........................................................................... 15

Kabir Üzerine Mescid Edinmenin Sakıncası ....................... 17

Tevhîdi Korumada Sahabenin Gayreti ................................. 19

Sâlihleri Tâzim Etmek ........................................................... 29

Sâlihleri Sevmek Onlara Uymakladır ................................... 29

Yüksek Kabilerin Yer Seviyesine İndirilmesi Emri .............. 30

Kabirleri Ziyaretine İzin Verilmesi ....................................... 44

Kabir Ziyâretinin Âdâbları .................................................... 47

Kabirde Kur’ân-ı Kerîm Okumak .......................................... 47

Bidat olan ziyaretin gayesi .................................................... 49

Şefâat meselesi ....................................................................... 51

Ölüye Yapılacak Duâ ............................................................. 60

Kabirlerle Şirke Düşmede Sahabenin Hassasiyeti .............. 65

Selefi Sâlihin ve Kabir Düşkünleri ........................................ 71

Kabirperestlik Bidatı ve Mertebeleri .................................... 78

Kabirler Üzerine Yapılan Kubbelerin Yıkılması Hükmü ..... 80

Sâlihlerle Kabirperestler Arasındaki Fark ............................ 84

İstihâre Duâsı ......................................................................... 85

İçindekiler .............................................................................. 88