Upload
others
View
24
Download
0
Embed Size (px)
Citation preview
MANAS Sosyal Araştırmalar Dergisi 2017 Cilt: 6 Sayı: 4 MANAS Journal of Social Studies 2017 Vol.: 6 No: 4
ISSN: 1624-7215
İŞLETME YÖNETİCİLERİNİN ÇEVRE DUYARLILIĞI
ve FARKINDALIK DÜZEYLERİNİN BELİRLENMESİ
Yrd. Doç. Dr. Mehmet KARAHAN
Fırat Üniversitesi, İİBF
Öz
Günümüz işletmelerinin üretim yönetimine ilişkin aldıkları kararlarda artık çevre konularını da
dikkate almaları gerekmektedir. Çünkü günümüz koşullarında üretilen ürünlerin geri dönüşüm
ve tekrar kullanım imkânlarının araştırılması bir zorunluluk olmuştur. Bu yüzden, üretimden
arta kalan ve kullanılamaz durumdaki atıkların çevreye vereceği zararın en aza indirmek,
alınacak tedbirleri önceden planlamak işletme yöneticilerinin öncelikli sorumluluğudur.
Yapılan bu çalışmanın amacı; işletme yöneticilerinin çevre duyarlılık ve farkındalık düzeylerinin
belirlenmesi, çevre konusunda karşılaşılan sorunların tespit edilmesidir. Araştırmaya veri
sağlamak amacıyla, Elazığ ilinde faaliyette bulunan işletme yöneticilerinden 408 kişiye yüz yüze
anket uygulanmış, elde edilen verilerin önce frekans ve yüzde hesaplamaları, sonra t-testi ve f testi
ile ilişki analizleri yapılmıştır. Araştırmadan elde edilen verilere göre bayanların çevre
duyarlılıkları ve farkındalıklarının erkeklere göre daha yüksek olduğu, yöneticilerin yaşları ve iş
tecrübeleri arttıkça çevre duyarlılıklarının da arttığı, sivil toplum kuruluşlarına üye olan ve çevre
eğitimi alan yöneticilerin çevreye daha duyarlı oldukları tespit edilmiştir.
Anahtar Kelimeler: Çevre Duyarlılığı, Çevre Farkındalığı, Yeşil İşletmecilik, Yeşil Ürün.
DETERMINATION OF ENVIRONMENTAL SENSITIVITY
AND AWARENESS LEVELS OF BUSINESS MANAGERS
Abstract
Today's businesses need to take environmental considerations into account when making
decisions about production management. Because it is a necessity to investigate the possibilities
of recycling and reusing the products produced in today's conditions. Therefore, it is the
primary responsibility of business managers to minimize the harm that the remaining waste
from the production and unusable waste will give to the environment, and to plan the measures
to be taken in advance.
In this study, it was aimed to determine the level of environmental awareness and green product
awareness of the business managers, their participation in the related activities, and the
problems they encounter in the environment. In order to provide data for the survey, face-to-
face questionnaires were applied to 408 persons from business managers operating in Elazığ
province. The obtained data were firstly frequency and percentage calculations, then t-test and
f-test. According to the data obtained from the research, the environmental awareness of women
is higher than that of men. As business managers' ages and work experience increase,
environmental awareness also increases. It has been determined that managers who are
members of non-governmental organizations and who receive environmental education are
more sensitive to their surroundings.
Keywords: Environmental Sensitivity, Environmental Awareness, Green Business, Green
Product.
Manas Journal of Social Studies 360
1. Giriş
İşletmelerin topluma, yaşadıkları çevreye karşı sorumlulukları bulunmaktadır. İşletme
faaliyetleri doğal çevrenin bozulması, kirlenmesi gibi sorunlara sebep olabildiği kadar bu
sorunların çözümünün bir parçasını oluşturabilecek potansiyele de sahiptir. Bu kapsamda son
yıllarda Dünya çapında yürütülen çalışmalarla, işletmeler çevre sorunlarının çözümüne katkı
sağlamaya gayret etmektedirler. İşletmeler pazarlama kanalları içindeki konumlarından dolayı
topluma yakın, tüketicilerle sürekli ilişki içinde olan kuruluşlardır. Bu yüzden işletme
yöneticilerinin ve çalışanlarının çevre konusunda bilinçlenmesi ve bu bilinci faaliyetlerine
yansıtması, çevrenin korunması açısından çok önemlidir. Bu sayede işletmeciler tüketicilerin
çevre bilincinin gelişmesine katkı sağlayabilirler.
İşletmelerin, Dünya'daki çevre sorunlarının çözümünde önemli sorumlulukları
bulunmaktadır. Bu kapsamda, işletmeler çevre sorunlarının çözümünün bir parçası olmalı ve
tüm faaliyetleriyle çevre konularını bütünleştirmelidirler. İşletmelerin çevre konularına
yaklaşımları; çevre sorunları ortaya çıktıktan sonra çevre sorunlarına çözümlerin bulunması
olmamalıdır. Çevre konularına proaktif yaklaşım, işletmelerin kirliliği önleme teknolojileri
için daha çok kaynak ayırmalarıyla başarılabilir. Ürünlerin ve süreçlerin tasarım aşamasından,
üretim planlama ve stok kontrolü ve ürünlerin dağıtımı gibi tüm üretim yönetimi kararlarında
çevre konuları da değerlendirilmelidir. Çevreye duyarlı üretim ancak üretim yönetimi
kararları ile çevre yönetimi ilkelerinin bütünleştirilmesiyle yapılabilir. Günümüz
işletmelerinin, üretim yönetimine ilişkin kararlarında çevre konularını da dikkate almaları
gerekmektedir. Üretim yönetimi fonksiyonları ile çevre konularının birlikte değerlendirilmesi,
işletmelerin çevreye olumsuz etkilerinin azaltılmasında önemli fırsatlar sağlamaktadır. Üretim
sistemlerindeki anlayış, kaynak kullanımı ve atık oluşumunu önemli ölçüde azaltarak
sürdürülebilirliği benimsemelidir. Üretim sistemleri, atık oluşturmayacak ve çevreye etkileri
en az olacak şekilde tasarlanmalı ve uygulanmalıdır.
Bu çalışmada; işletme yöneticilerinin çevre duyarlık ve farkındalık düzeylerine,
çevreye duyarlı üretim faaliyetlerini uygulama düzeylerine ilişkin analizlerin yapılması
amaçlanmıştır. İşletmelerde kirliliği önlemeye yönelik yapılan uygulamalar, çevreye duyarlı
üretim faaliyetlerini uygulama düzeyi ve çevre performanslarını incelemek üzere bir anket
çalışması yapılmıştır. Anket çalışmasından elde edilen bilgilerden hareketle öncelikle
araştırmaya katılan işletme yöneticilerinin demografik özellikleri incelenmiş, daha sonraki
kısımda işletme yöneticilerinin çevre duyarlılığı ve farkındalık düzeleri belirlenmiş, daha
sonrada demografik verilerle çevre duyarlık ve farkındalık düzeyi arasındaki çapraz ilişki
analizi yapılmış, elde edilen bilgiler yorumlanmıştır.
İşletme Yöneticilerinin Çevre Duyarlılığı ve Farkındalık Düzeylerinin Belirlenmesi 361
2. İşletmelerin Çevre Duyarlılığı
Çevre koruma konusunda 1970’lerde başlayan çözüm arayışları daha çok kirliliğin
önlenmesi temeline dayanıyordu. Bu ilkeye dayanılarak geliştirilen teknolojiler, kirleticilerin
havaya, suya ya da toprağa salınmadan önce engellenmeye çalışılıyordu. 1980’lerin başında
"çevre yönetimi" yaklaşımı birçok firma tarafından benimsendi. Bu firmalar, etkilerini çevre
ve enerji performanslarını artıracak biçimde yeniden tasarlandı. 1980’lerin ortalarına
geldiğindeyse "endüstriyel ekoloji" yaklaşımı gündeme geldi. Bu yaklaşım, endüstriyel
sistemlerdeki madde ve enerji akışını, akışın çevre üzerindeki etkilerini, teknoloji ve
uygulamalarının bu akış üzerindeki etkilerini anlamaya çalışıyordu. 1990’ların başında bu
yaklaşımlara toplam kalite yaklaşımı da eklendi. Bu yeni yönelim sonrası, alınacak basit
önlemlerle bile üretim süreci sonunda ortaya çıkan atıkların azaltılması, kaynakların daha
etkin kullanımı sayesinde kayıpların azaltılabileceği ortaya çıkmıştır. Bunu ürünlerin
içeriklerinin azaltılması, üretim için kullanılan maddelerin çevreye daha az zararlı olan
maddeler ile değiştirilmesi, üretim ve kullanım esnasında gerekli olan su ve enerji
ihtiyaçlarının düşürülmesi gibi gelişmeler izlemiştir. Sonuçta atık azaltılması, kirlilik önleme,
geri dönüştürme, yeniden kullanım, çevreye daha duyarlı ürünlerin tasarımı gibi konulara ilgi
ve araştırmalar hızla artmıştır (Yücel ve Ekmekçiler, 2008).
Günümüzde artmakta olan dünya nüfusu, plansız endüstrileşme yüzünden fabrikaların
zararlı atıkları ve insanlığın etkisi ile çevre, kendini tüketmeye başlamıştır (Hua ve Marsuki,
2014) Bu bağlamda, çevreye karşı olumsuz tutuma sahip bireyler, çevre sorunlarına duyarsız
kalmakta ve çevreye yönelik sorunlar çıkarmaya devam etmektedir. İlgili yazında, bireylerin
çevre ve çevre sorunlarına yönelik farkındalık düzeylerinin belirlenmesinin, çevre sorunları ile
başa çıkmanın ön şartlarından biri olduğu bildirilmektedir. Bu bağlamda, işletme yöneticilerinin,
çevre sorunlarına yönelik farkındalık düzeylerinin belirlenmesi, çevreye yönelik olumlu tutum ve
davranışların geliştirilmesi için oldukça önemlidir (Ünver, Avcıbaşı ve Özkan, 2015).
Bir süreç olarak bakıldığında çevreyi koruma bilincinin yaygın olarak kabul görmesi,
olumlu duyguların geliştirilmesi ve bu duyguların davranışa dönüşmesine bağlıdır. Böylelikle
çevreyi koruma bilincine sahip bireyler günlük hayatlarıyla ilgili tüm işlerinde, satın alma ve
tüketim davranışlarında bu bilinçle davranabileceklerdir. Tüketicilerin bilinçlendirilmesinde
ve eğitiminde; devlet, üniversite, özel kuruluşlara ve tüketici örgütlerine önemli görevler
düşmektedir ve bu birimler arasında uyumlu bir iş birliğinin oluşturulmasına ihtiyaç vardır.
Çevre eğitimi, her ne kadar toplumun bütün üyeleri için vazgeçilmez olsa da, çevre
sorunlarından en çok etkilenecek kesim olması nedeniyle çevre eğitiminin öncelikli hedef
kitlesi olarak genç nesli gösterilmektedir. Bu nedenle, genç neslin çevre sorunlarına dair
Manas Journal of Social Studies 362
farkındalık ve duyarlılık sahibi olması, çevresel değerleri korumaya aktif olarak katılmak için
motivasyon ve istek sahibi olması daha da önemlidir (Taştepe ve Aral, 2014).
İşletmelerin çevre konularına yaklaşımı; pasif, aktif ve proaktif olmak üzere üç
şeklinde yapılmaktadır. Çevre yönetiminde pasif yaklaşımın benimsendiği işletmelerde, çevre
bir maliyet unsuru olarak değerlendirilmekte, değişime direnç gösterilirken yeni fırsatlara
önem verilmemektedir. Çevre yönetiminde aktif yaklaşımın benimsendiği işletmelerde, çevre
ile ilişkin faaliyetler sadece yasalara uyumun sağlanması amacıyla gerçekleştirilmekte ve
üçüncü proaktif yaklaşımın benimsendiği işletmelerde, çevre konuları öncelikli konular
arasında görülmekte ve sürekli gelişim politikası çerçevesinde çevre konusunun tüm
çalışanlar tarafından benimsenmesi amaçlanmaktadır (Yüksel, 2015). Çevreye duyarlı işletme
yönetimi, çevreyle ilgili konuların işletme tarafından anlaşılması ve karar alma süreci ile
bütünleştirmesi, çevreye duyarlı olmayı bir hayat tarzı biçimine getirmesi gerekmektedir.
Çevreci yeşil işletmecilik; ekolojik çevreyi karar alma süreçlerinde önemli bir etken
olarak algılayıp önemseyen, faaliyetlerinde çevreye verilen zararı minimuma indirmeye
çalışan veya tamamen ortadan kaldırmayı hedefleyen ve bu çerçevede ürünlerin tasarımını,
paketlenmesini ve üretim süreçlerini farklılaştıran, ekolojik çevrenin korunması felsefesini
işletme kültürüne yerleştirmek için uğraşan, sosyal sorumluluk kapsamında topluma faydalı
olmayı kar sayan bir anlayıştır (Biner, 2014). Çevreci yeşil işletmecilik; çevre konularını
anlamayı, bu konulara karşı hassas olmayı, dengesiz kaynak dağılımını dengeleme noktasında
katkı sağlamayı ve tüm pazarlama karar ve uygulamalarında bu konularda toplumsal zarar
verici davranışlardan kaçınmayı ifade eder (Gök ve Türk, 2011). Bu anlamda, işletme
yöneticilerinin çevreci yeşil işletmecilik konusunun farkına varması, anlamaya çalışması ve
benimsemesi oldukça önemlidir.
Son yıllarda, uluslararası ticarette talep edilen şeffaflık isteği ve buna bağlı olarak
(hem olumlu hem de olumsuz) medya baskısı (Cave, 2014), çevreyi koruma bilincinin
toplumun her kesiminden destek görmesi, sürdürülebilir kalkınma kavramının giderek önem
kazanması, çevreye duyarlı uygulamaların rekabet avantajı sağlaması, maliyetleri düşürmesi,
çeşitli yasal düzenlemelerin yapılması, çevreci grupların baskısı, sosyal sorumluluk
kavramının gelişmesi (Aytekin, 2007), enerji politikalarında yapılan reformlar, çevre dostu
sanayinin geliştirilmesi, kirliliği önleme ve ekolojik koruma programları (Zhang ve Wen,
2008) gibi nedenler, işletmelerin daha sürdürülebilir çevre stratejilerine ve toplumsal
faydalara yönelmesini zorunlu kılmıştır.
İşletmeleri çevre duyarlılıklarını artıran sebeplerden bazıları; gelişen ve değişen sosyal
sorumluluklar ile bireylerin çevresel duyarlılıkların artması, işletme faaliyetlerinin bireysel
İşletme Yöneticilerinin Çevre Duyarlılığı ve Farkındalık Düzeylerinin Belirlenmesi 363
tatminden ziyade toplumsal tatminin sağlanması düşüncesinin yaygınlaşması, kaynak
kullanımının, arıtma çalışmalarının, su ve toprak kirliliğinin gelecek nesilleri tehdit ettiğinin
farkına varılması, işletmelerin iş dünyasında kalabilmek için gittikçe çoğalan faaliyetler ile
çevreyi pazarlama stratejilerine ve uzun vadeli planlarına almak zorunda kalmaları, tüketicilerin
artık daha az kirleten, atıkları azaltan, daha fazla geri dönüşüm sağlayan yenilenebilir kaynakların
üretimde daha fazla kullanımını ve ürünlerin ekosistem için daha güvenli olmasını talep etmeleri
(Biner, 2014) gibi sebepleri sıralamak mümkündür.
Yeşil işletmecilik/çevreye duyarlı işletmecilik, karar alma süreçlerinde ekolojik
çevreyi önemli ve etkili bir unsur olarak göz önünde bulunduran, işletme faaliyetlerinde
çevreye verilen zararın en aza indirilmesini veya tamamen ortadan kaldırılmasını amaç edinen
ve bu çerçevede, ürünlerin tasarımını, paketlenmesini ve üretim süreçlerini değiştiren,
ekolojik çevrenin korunması felsefesini işletme kültürüne yerleştirmek için çabalayan, sosyal
sorumluluk kapsamında topluma karşı görevlerini yerine getiren işletmelerin benimsediği bir
anlayış olarak tanımlanmaktadır. Dünyada çevre bilicinin oluşması ve yeşil yönetim
konusunda düzenlenen uygulamalar, işletmelerin ekosistemin bozulmamasına yönelik çeşitli
standartlar uygulamasını beraberinde getirmiştir. Bu bağlamda işletmelerin yeşil sorumluluğu
ve yeşil etiği, başta tüketiciler olmak üzere, toplumların diğer kesimlerinde de yeşil
anlayışının yaygınlaşmasında itici güç haline gelmiştir. Yeşil olmak sadece çevreye verilen
zararın azalmasını değil, aynı zamanda işletmeler açısından önemli bir rekabet avantajı fırsatı
sunmaktadır (Ceyhan ve Ada, 2015). Çevre kirliliğinin sonuçları bölgesel veya ulusal değil,
küreseldir. Bu nedenle oluşturulması gereken politikaların etkili olabilmesi için uluslararası
düzeyde ortak uygulamalar yapılmalıdır (Zhang ve Wen 2008; Aydın ve Çamur, 2017: 22).
Çevresel farkındalığın oluşturulmasında ve çevresel kirlenmeyi engellemede önemli bir
yöntem de “kirleten öder” ilkesidir. Buna örnek olarak, 1983 tarih ve 2872 sayılı Çevre
Kanunu’nun 9. Maddesinin ilgili bendindeki, kirliliğin bedelini kirleten kurum ve
kuruluşlardan karşılanmasını ön gören cezai bir yaptırımdır (Aydemir, 2017: 297).
Çevre duyarlılığı işletmelere daha yüksek gelirler kazandırabilir ve müşteri sadakatini
artırabilir. Örneğin, enerji tüketimini ve ambalaj atığını azaltarak maliyet tasarrufu yoluyla
işletmeye kazanç sağlayabilir. Hatta yeşil pazarlama faaliyetleri ekonomik ve çevresel olarak
en iyi iş uygulaması olarak gösterilebilir. İşletmeler, toplumun ihtiyaçlarını temin etmek için
mal ve hizmet üreten, bunun karşılığında kar elde eden ekonomik varlıklardır. İşletmelerin
faaliyetlerini toplumun menfaatlerine zarar vermeden gerçekleştirmeleri sosyal sorumluluk
anlayışının bir gereğidir.
Manas Journal of Social Studies 364
3. ARAŞTIRMANIN YÖNTEMİ
3.1. Araştırmanın Amacı
Çalışmanın amacı, işletme yöneticilerinin çevre duyarlılığı ve farkındalık düzeylerinin
belirlenmesidir. Bu çalışma ile çevre duyarlılığı ve farkındalığı kavramları detaylı bir şekilde
açıklanmış ve işletme yöneticilerinin çevre duyarlık ve farkındalık düzeyleri ölçülmüştür.
Araştırmaya bilgi sağlamak amacıyla hazırlanan çevre duyarlılığı ve farkındalık düzeyini
ölçmeye yönelik bir anketle Elazığ ilinde faaliyet göstermekte olan işletme yöneticilerinin
farkındalık düzeyleri belirlenmiş ve konuyla ilgili karşılaşılan sorunlar, eksiklikler ve
belirlenen bu sorunların çözümü için gerekli öneriler geliştirilmiştir.
3.2. Araştırmanın Evreni ve Örneklemi
Araştırmanın evreni Şubat 2017 tarihinde Elazığ ilinde faaliyet göstermekte olan
KOBİ işletmeleri yöneticilerinin tümü olup bu evrenden örneklem olarak 408 işletme
yöneticisi seçilmiştir. İlgili yazında örneklem büyüklüğü hesaplamalarında, 0,05 anlamlılık
düzeyinde ve 0,05 örneklem hatası için belirlenen örnek sayısı 100.000’den büyük evren
büyüklükleri için 384 sayısı yeterli sayıldığından (Altunışık vd., 2010:135), araştırma için
rastgele yöntemle seçilen 408 örneğin yeterli olduğu ve bunların ildeki işletme yöneticilerinin
tümünü temsil ettiği varsayılmıştır.
3.3. Veri Toplama Aracı
Araştırmada veri toplama aracı olarak yüz yüze anket yöntemi seçilmiştir. Anketin
hazırlanmasında öncelikle ilgili yazın taranmış, daha önceki araştırmalarda kullanılan anketler
incelenmiş (Nakıboğlu, 2003; Keleş, 2007; Kuduz, 2011; Şua, 2012) ve bu bilgiler ışığında
“İşletme Yöneticilerin Çevre Duyarlılıkları ve Farkındalık Düzeylerini Belirlenme Anketi"
isimli yeni bir anket formu geliştirilmiştir. Hazırlanan bu anket iki bölümden oluşmakta olup
bunlar; demografik özellikler ve işletme yöneticilerinin çevre duyarlılığı ve farkındalık
düzeyinin ölçüldüğü bölümleridir. Soruların değerlendirilmesinde yöneticilere beşli likert tipi
soru seçenekleri sunulmuş ve yöneticilerin verdikleri cevaplar gerekli istatistik hesaplamalar
yapılarak puana dönüştürülmüştür.
Hazırlanan ankette, toplam 34 soru yer almakta olup bunlardan 10 tanesi yöneticilerin
demografik bilgilerini belirlemeye, 24 tanesi yöneticilerin çevre duyarlılık ve farkındalık
düzeyini ölçmeye yönelik sorulardır. Anketin ölçek kısmında bulunan 24 madde üzerinde
yapılan Alfa güven katsayısı 0.95 olarak bulunmuştur. Bu sonuca göre ölçeğin çok güvenilir
olduğunu söylemek mümkündür. Anketlerden elde edilen veriler, bilgisayar ortamına
aktarılmış ve SPSS 18 paket programıyla istatistiksel değerlendirmeleri yapılmıştır.
İşletme Yöneticilerinin Çevre Duyarlılığı ve Farkındalık Düzeylerinin Belirlenmesi 365
3.4. Araştırmanın Bulguları ve Değerlendirme
Araştırmaya katılan işletme yöneticilerinden anketler vasıtasıyla toplanan veriler,
SPSS paket programında analiz edilmiş, elde edilen sonuçlar iki başlık halinde
düzenlenmiştir. Bunlar işletme yöneticilerinin demografik özellikleri, çevre duyarlılığı ve
farkındalık düzeyleri değerlendirmeleri başlıkları altında aşağıda ayrıntılı olarak sunulmuştur.
3.4.1. Araştırmaya Katılan İşletme Yöneticilerinin Demografik Özellikleri
Araştırmaya katılan işletme yöneticilerin %58(237)'si erkek, %42(171) bayandır.
%37(150)'si 31-40 yaş grubunda, %27(112) 19-30 yaş gurubunda, %26(108) 41-50 yaş,
%7(29) 51-60 yaş, %1(5) 61 ve üstü yaş ve %1(4) 18 ve altı yaştadır. İşletme yöneticilerinin
eğitim durumlarına göre dağılımı ise %37(151) lise mezunu, %27(111) lisans mezunu,
%26(106) ön lisans mezunu, %7(27) lisansüstü, %3(13) ilköğretim okulu mezunudur.
Yöneticilerin %38(157) kişisi 6-10 yıl, %33(133) kişi 1-5 yıl, %22(88) kişi 11-15 yıl, %7(29)
kişi 15 yıl ve daha fazla tecrübeye sahiptir.
Araştırmaya katılan yöneticilerin görev pozisyonlarına göre dağılımları; %57(232) alt
düzey, %30(123) orta düzey, %13(53) üst düzey yöneticilerdir. Yöneticilerin toplantı,
konferans gibi faaliyetlere katılım durumları; %41(168) birkaç faaliyete katılmış, %36(147)
hiç katılmamış, %21(84) mümkün olduğunca faaliyetlere katılmış, %2(9) hiçbir faaliyeti
kaçırmadığını ifade etmişlerdir. Araştırmaya katılan yöneticilerin sivil toplum kuruluşlarına
üyelikleriyle ilgili; %72(293) üye değil, %28(115) evet üyeyim cevabını vermişlerdir.
Araştırmaya katılan yöneticilerin konuyla ilgili ders ya da eğitim alıp almama sorusuna;
%73(297) hayır, %27(111) evet cevabı vermişlerdir. Araştırmaya katılan yöneticilerin doğa
dostu ürün bilgisi olup olmama durumuna göre dağılımı; %66(268) evet var, %18(73)
hatırlamıyorum, %16(67) hayır yok cevabı vermişlerdir.
3.4.2. İşletme Yöneticilerinin Çevre Duyarlılık ve Farkındalık Düzeyi Değerlendirmeleri
(Frekans ve Yüzde)
Araştırmaya katılan işletme yöneticilerinin çevre duyarlılığı ve farkındalık düzeylerini
belirlemek üzere yapılan anket çalışması sonucunda, "küresel ısınmanın sebeplerinden
birisinin bilinçsizce satın alınan, zararlı içerikler bulunan ürünler olduğu" düşüncesine katılım
durumları; %37(151)'si kesinlikle katılmakta, %33(135)'ü katılmakta, %15(62)'i
katılmamakta, %13(55)'ü kararsız, %1(5)'i kesinlikle katılmamaktadır. Bu sonuçlara göre,
araştırmaya katılan yöneticilerin çoğunluğu bilinçsiz satın alınan ürünlerin kesinlikle küresel
ısınmaya sebep olduğu düşüncesine sahiptir.
Manas Journal of Social Studies 366
Tablo 1: Çevre Duyarlılığı ve Farkındalık Düzeyi Ölçeğinin Değerlendirilmesi
Bu ölçekte; 1.Kesinlikle Katılmıyorum 2.Katılmıyorum
3.Kararsızım 4.Katılıyorum 5.Kesinlikle Katılıyorum
seçeneğini temsil etmektedir.
1 2 3 4 5
f
% f
% f
% f
% f
%
1. Küresel ısınmanın sebeplerinden biri de bilinçsizce satın alınan
zararlı içerikli ürünlerdir. 05
01
62
15
55
13
135
33 151
37
2. Bir ürünü satın aldığımda kullanım şeklinin, çevreyi ve diğer
tüketicileri nasıl etkilediğini düşünürüm. 04
01 104
25
43
10
122
30
135
33
3. Çevreye olumsuz etkisi olduğunu öğrendiğim ürünü satın
almayı bırakırım. 11
03
52
13
81
20
73
18
191
47
4. Doğal kaynakları elimden geldiğince tasarruflu kullanırım ve
doğal kaynakları kirletmem. 10
02
23
06
79
19
159
39
137
34
5. Aile fertlerini ya da arkadaşlarımı çevreye zarar veren ürünleri
almamaları için uyarırım. 05
01
83
20
63
15
110
27
147
36
6. Mümkün olduğunca geri dönüşümlü ambalajları (cam, plastik,
kâğıt) biriktirerek belediyelerin toplama noktalarına bırakırım. 21
05
34
08
121
30
142
35
90
22
7. Ürün satın alırken üzerinde çevreye duyarlı işaret, logo ya da
amblem olmasına dikkat ederim. 52
13
55
13
126
31
135
33
40
10
8. Deterjan satın alırken içerdiği fosfat ya da zararlı metal
olmamasına dikkat ederim. 148
36
47
11
87
21
72
18
54
13
9. Elektrikli ev eşyası satın alırken A+ sınıfı (enerji tasarruflu)
olanı tercih ederim. 15
04
03
01
52
13
213
52
125
31
10. Alışverişlerde; file, kese kâğıdı, gibi mümkün olduğunca
doğada çözünebilir malzemeleri kullanmayı tercih ederim. 134
33
81
20
89
22
60
15
44
11
11. Çevre dostu ürün satın almak için daha fazla para ödemeye
razıyım. 139
34
65
16
101
25
50
12
53
13
12. Çevre dostu ürün satın alınarak çevrenin korunmasına katkı
sağlanır. 06
01
21
05
84
21
170
42
127
31
13. Çevre dostu ürünler diğer ürünlere göre daha pahalıdır. 01 00
07 02
68 17
217 53
115 28
14. Çevre dostu ürünlere her yerden ulaşılamıyor. 04 01
07 02
177 43
135 33
85 21
15. Ürün satın alırken çevreci faaliyetlerde bulunan ve çevreyi
koruyan işletmeleri ya da markayı tercih ederim. 08
02
65
16
88
22
124
30
123
30
16. Ülkemizdeki çevre kirliliğini önleyici tedbirler yeterli değildir. 16 04
25 06
60 15
148 36
159 39
17. Dünyanın çevresel problemleri beni çok endişelendirmektedir. 16 04
52 13
65 16
78 19
197 48
Araştırmaya katılan işletme yöneticilerinin çevre duyarlılığı ve farkındalık düzeylerini
belirlemek üzere yapılan anket çalışması sonucunda, "bir ürünü satın alındığında kullanım
şeklinin, çevreyi ve diğer tüketicileri nasıl etkilediğini düşünmek gerektiği" düşüncesine
katılım durumları; %33(135)'ü kesinlikle katılmakta, %30(122)'u katılmakta, %25(104)'i
katılmamakta, %10(43)'u kararsız, %1(4)'i kesinlikle katılmamaktadır. Bu sonuçlara göre,
araştırmaya katılan yöneticilerinin çoğunluğu bir ürünü satın alındığında kullanım şeklinin,
çevreyi ve diğer tüketicileri nasıl etkilediğini kesinlikle düşünmek gerektiğine inanmaktadır.
Araştırmadan elde edilen bulgulara göre işletme yöneticilerinin, "çevreye olumsuz
etkisi olduğu öğrenilen ürünleri satın almamak gerektiği" düşüncesine katılım durumları;
%47(191)'si kesinlikle katılmamakta, %20(81)'si kararsız, %18(73)'i katılmakta, %13(52)'ü
İşletme Yöneticilerinin Çevre Duyarlılığı ve Farkındalık Düzeylerinin Belirlenmesi 367
katılmamakta, %3(11)'ü kesinlikle katılmamaktadır. Bu sonuçlara göre, araştırmaya katılan ve
Elazığ ilinde faaliyet gösteren işletme yöneticilerinin çoğu, çevreye olumsuz etkisi olduğu
öğrenilen ürünlerin kesinlikle satın alınmaması gerektiğini düşünmektedir.
Araştırmadan elde edilen bulgulara göre işletme yöneticilerinin, "doğal kaynakların
mümkün olduğunca tasarruflu kullanılması ve kirletilmemesi gerektiği" düşüncesine katılım
durumları; %39(159)'u katılmakta, %34(137)'ü kesinlikle katılmakta, %19(79)'u kararsız,
%6(23)'sı katılmamakta, %2(10)'si kesinlikle katılmamaktadır. Bu sonuçlara göre, araştırmaya
katılanların çoğunluğu, doğal kaynakların mümkün olduğunca tasarruflu kullanılması ve
doğal kaynakların kirletilmemesi gerektiğini düşünmektedir.
Araştırmadan elde edilen bulgulara göre işletme yöneticilerinin, "aile fertleri ya da
arkadaşların çevreye zarar veren ürünleri almamaları konusunda uyarma" düşüncesine katılım
durumları; %36(147)'sı kesinlikle katılmakta, %27(110)'si katılmakta, %20(83)'si katılmamakta,
%15(63)'i kararsız, %1(5)'i kesinlikle katılmamaktadır. Bu sonuçlara göre, araştırmaya
katılanların çoğunluğu çevreye zarar veren ürünleri almamaları konusunda yakınlarının
uyarılması gerektiğini düşünmektedir.
Araştırmadan elde edilen bulgulara göre işletme yöneticilerinin, "mümkün olduğunca
geri dönüşümü kolay ambalajları (cam, plastik, kâğıt vs.) biriktirerek belediyelerin toplama
noktalarına bırakılması" düşüncesine katılım durumları; %35(142)'i katılmakta, %30(121)'u
kararsız, %22(90)'si kesinlikle katılmakta, %8(34)'i katılmamakta, %5(21)'i kesinlikle
katılmamaktadır. Bu sonuçlara göre, araştırmaya katılanların çoğunluğu geri dönüşümlü
ambalajların belediyelerin toplama noktalarına bırakılması gerektiğini düşünmektedir.
Araştırmadan elde edilen bulgulara göre işletme yöneticilerinin, "ürün satın alırken
üzerinde çevreye duyarlılık işareti, logosu ya da amblemi olmasına dikkat edilmeli" düşüncesine
katılım durumları; %33(135)'ü katılmakta, %31(126)'i kararsız, %13(55)'ü katılmamakta,
%13(52)'ü kesinlikle katılmamakta, %10(40)'u kesinlikle katılmaktadır. Bu sonuçlara göre,
araştırmaya katılanların çoğunluğu ürün satın alırken üzerinde çevreye duyarlılık işareti, logosu ya
da amblemi olmasına dikkat edilmesi gerektiğini düşünmekle birlikte, dikkate değer bir kısmı da
kararsızdır.
Araştırmadan elde edilen bulgulara göre işletme yöneticilerinin, "deterjan satın alınırken
içeriğinde çevreye zararlı kimyasallar olmamasına dikkat edilmeli" düşüncesine katılım
durumları; %36(148)'sı kesinlikle katılmamakta, %21(87)'i kararsız, %18(72)'i katılmakta,
%13(54)'ü kesinlikle katılmakta, %11(47)'i katılmamaktadır. Bu sonuçlara göre, araştırmaya
katılanların çoğunluğu deterjan satın alırken içerdiği fosfat ya da zararlı metal olmamasına dikkat
Manas Journal of Social Studies 368
etmek gerektiği düşüncesine kesinlikle katılmamaktadır. Bu konudaki duyarlılık seviyeleri çok
düşüktür.
Araştırmadan elde edilen bulgulara göre işletme yöneticilerinin, "elektrikli ev eşyası
(buzdolabı, fırın, çamaşır makinesi, ütü, elektrikli süpürge vb.) satın alırken A+ sınıfı (enerji
tasarruflu) olanların tercih edilmesi gerektiği" gerektiği düşüncesine katılıma durumları;
%52(213)'si katılmakta, %31(125)'si kesinlikle katılmakta, %13(52)'ü kararsız, %4(15)'ü
kesinlikle katılmamakta, %1(3) katılmamaktadır. Bu sonuçlara göre, araştırmaya katılanların
çoğunluğu, ev eşyası alırken tasarruflu olanın tercih edilmesi gerektiğini düşünmektedirler.
Araştırmadan elde edilen bulgulara göre işletme yöneticilerinin, "alışverişlerde; file, kese
kâğıdı, pamuklu torbalar gibi mümkün olduğunca doğada çözünebilir malzemeleri kullanmayı
tercih ederim" düşüncesine katılım durumları; %33(134)'ü kesinlikle katılmamakta, %22(89)'si
kararsız, %20(81)'si katılmamakta, %15(60)'i katılmakta, %11(44)'i kesinlikle katılmaktadır. Bu
sonuçlara göre, araştırmaya katılan ve Elazığ ilinde görev yapan yöneticilerin çoğunluğu
alışverişlerde file, kese kâğıdı, pamuklu torbalar gibi mümkün olduğunca doğada çözünebilir
malzemelerin kullanılması gerektiği düşüncesine katılmamaktadır.
İşletme yöneticilerinin, "çevre dostu ürün satın almak için daha fazla para ödenmesi
gerektiği" düşüncesine katılım durumları; %34(139)'ü kesinlikle katılmamakta, %25(101)'i
kararsız, %16(65)'sı katılmamakta, %13(53)'ü kesinlikle katılmakta, %12(50)'si katılmaktadır.
Bu sonuçlara göre, araştırmaya katılan yöneticilerin çoğunluğu çevre dostu ürün satın almak
için daha fazla para ödenmesi gerektiği düşüncesine kesinlikle katılmamaktadırlar.
İşletme yöneticilerinin, "çevre dostu ürün satın alınarak çevrenin korunmasına katkı
sağlanır" düşüncesine katılım durumları; %42(170)'si katılmakta, %31(127)'i kesinlikle
katılmakta, %21(84)'i kararsız, %5(21)'i katılmamakta, %1(6)'i kesinlikle katılmamaktadır.
Bu sonuçlara göre, araştırmaya katılan yöneticilerin çoğunluğu çevre dostu ürün satın alınarak
çevrenin korunmasına katkı sağlanacağı düşüncesine sahiptir.
İşletme yöneticilerinin, "çevre dostu ürünler diğer ürünlere göre daha pahalıdır"
düşüncesine katılım durumları; %53(217)'ü katılmakta, %28(115)'i kesinlikle katılmakta,
%17(68)'si kararsız, %2(7)'si katılmamaktadır. Bu sonuçlara göre, araştırmaya katılan
yöneticilerin çoğunluğu çevre dostu ürünlerin diğer ürünlere göre daha pahalı olduğu düşüncesine
sahiptir.
İşletme yöneticilerinin, "çevre dostu ürünlere her yerden ulaşılamadığı" düşüncesine
katılım durumları; %43(177)'ü kararsız, %33(135)'ü katılmakta, %21(85)'i kesinlikle
katılmakta, %2(7)'si katılmamakta, %1(4)'i kesinlikle katılmamaktadır. Bu sonuçlara göre,
İşletme Yöneticilerinin Çevre Duyarlılığı ve Farkındalık Düzeylerinin Belirlenmesi 369
araştırmaya katılan işletme yöneticilerinin çoğunluğu çevre dostu ürünlere her yerden
ulaşılamadığı düşüncesine sahiptir.
İşletme yöneticilerinin, "ürün ya da hizmet satın alırken çevreci faaliyetlerde bulunan
ve çevrenin korunmasına önem veren işletme ya da markanın tercih edilmesi gerektiği"
düşüncesine katılım durumları; %30(124)'u katılmakta, %30(123)'u kesinlikle katılmakta,
%22(88)'si kararsız, %16(65)'sı katılmamakta, %2(8)'si kesinlikle katılmamaktadır. Bu
sonuçlara göre, araştırmaya katılan yöneticilerin çoğunluğu çevrenin korunmasına önem
veren işletme ya da markanın tercih edilmesi gerektiği düşüncesine sahiptir.
İşletme yöneticilerinin, "ülkemizdeki çevre kirliliğini önleyici tedbirlerin yeterli
olmadığı" düşüncesine katılım durumları; %39(159)'u kesinlikle katılmakta, %36(148)'sı
katılmakta, %15(60)'i kararsız, %6(25)'sı katılmamakta, %4(16)'ü kesinlikle katılmamaktadır.
Bu sonuçlara göre, araştırmaya katılan işletme yöneticilerinin çoğunluğu ülkemizdeki çevre
kirliliğini önleyici tedbirlerin yeterli olmadığı düşüncesine sahiptir.
İşletme yöneticilerinin, "Dünyadaki çevresel problemlerin endişe verici düzeyde olduğu"
düşüncesine katılım durumları; %48(197)'i kesinlikle katılmakta, %19(78)'u katılmakta,
%16(65)'sı kararsız, %13(52)'ü katılmamakta, %4(16)'ü kesinlikle katılmamaktadır. Bu sonuçlara
göre, araştırmaya katılan yöneticilerin çoğunluğu Dünyadaki çevresel problemlerin endişe verici
düzeyde olduğu düşüncesine sahiptir.
3.4.3. Demografik Veriler ile Çevre Duyarlılığı ve Farkındalık Düzeyi Arasındaki
İlişki Analizleri
Araştırmaya katılan işletme yöneticilerinin cinsiyetleri ile çevre duyarlılığı ve
farkındalık düzeyleri arasında yapılan çapraz ilişki analizi (t-testi) sonucuna göre,
değişkenler arasında bayanların lehine anlamlı bir ilişki tespit edilmiştir (t=3,318, p=0,001).
Tablo 2: Cinsiyet ile Çevre Duyarlılığı ve Farkındalık Düzeyi İlişki Analizi (t-testi)
Cinsiyet N
S t P
Çevre Duyarlılığı ve Farkındalık Düzeyi 1.Bay 237 3,58 0,811 3,318 0,001
2.Bayan 171 3,83 0,668
Tablo 2'de görüldüğü gibi, bayanların çevre duyarlılığı ve farkındalık puanları
( =3,83) erkeklerinkinden ( =3,58) büyüktür. Bu sonuca göre bayanların çevre
duyarlılıklarının ve farkındalıklarının erkeklere göre daha yüksek olduğu ifade edilebilir.
İşletme yöneticilerinin yaşları ile çevre duyarlılığı ve farkındalık düzeyi arasında
yapılan ilişki analizi (F testi) sonucuna göre, değişkenler arasında anlamlı bir ilişki bulunduğu
(orta yaş gurubu lehine) tespit edilmiştir (F=5,417, p=0,000).
Manas Journal of Social Studies 370
Tablo 3: Yaş Durumu ile Çevre Duyarlılığı ve Farkındalık Düzeyi İlişkisi (F testi)
Boyutlar Yaş Durumu N
S F p
Yaş Durumu
18 ve altı 004 4,33 0,192
5,417 0,000
19-30 112 3,47 0,820
31-40 150 3,62 0,064
41-50
51-60
61 ve üstü
108
029
005
3,93
3,75
4,05
0,054
0,123
0,169
Tablo 3'de görüldüğü gibi, işletme yöneticilerinin yaşlarına göre çevre duyarlılık ve
farkındalık düzeyleri değişmektedir. Buna göre orta ve üst yaş (41-50 ve 61+) gurubundaki
yöneticilerin çevreye daha fazla duyarlı olduğu ( =3,93) yorumu yapılabilir.
İşletme yöneticilerinin iş tecrübesi durumlarıyla çevre duyarlılığı ve farkındalık
düzeyleri arasında yapılan ilişki analizi (F testi) sonucuna göre, değişkenler arasında anlamlı
ilişki (11-15 yıl yönetim tecrübesi olanlar lehine) bulunduğu tespit edilmiştir (F=2,467,
p=0,044).
Tablo 4: Tecrübeye Göre Çevre Duyarlılığı ve Farkındalık İlişkisi (F Testi)
Boyutlar
Yönetim
Tecrübesi
n
S
F
p
Yöneticilerin iş tecrübesi Süresi
1-5 yıl 133 3,63 0,807
2,467 0,044 6-10 yıl 157 3,61 0,781
11-15 yıl 088 3,89 0,626
16 ve fazla 030 3,66 0,760
Tablo 4'de görüldüğü gibi, işletme yöneticilerinin tecrübesine göre çevre duyarlıkları
ve farkındalık düzeyleri değişmektedir. Buna göre, yönetim tecrübesi arttıkça ( =3,89) çevre
duyarlılığı, sorumluluk hissi de artmaktadır yorumu yapılabilir.
İşletme yöneticilerinin sivil toplum örgütlerine üye olma durumları ile çevre
duyarlılığı ve farkındalık düzeyleri arasında yapılan ilişki analizi (F testi) sonucuna göre,
değişkenler arasında anlamlı ilişki bulunduğu tespit edilmiştir (F=5,418, p=0,000).
Tablo 5: Sivil Toplum Üyeliği İle Çevre Duyarlılığı ve Farkındalık İlişkisi
Boyutlar STK
Üyelik
n
S
t
p
Sivil Toplum örgütlerine üye olma durumu Evet 115 4,00 0,523
5,418 0,000 Hayır 293 3,56 0,807
Tablo 5'de görüldüğü gibi, işletme yöneticilerinin sivil toplum kurumlarına üye
olmaların çevre duyarlılık ve farkındalık düzeyi ( =4,00) üye olmayanlara göre ( =3,56)
daha yüksektir. Buna göre, STK üyelerinin çevre duyarlılığı daha fazladır yorumu yapılabilir.
İşletme Yöneticilerinin Çevre Duyarlılığı ve Farkındalık Düzeylerinin Belirlenmesi 371
Araştırmaya katılan işletme yöneticilerinin Çevre ile ilgili eğitim alıp almama durumu
ile çevre bilinci ve farkındalık düzeyi arasında yapılan ilişki analizi (t-testi) sonucunda
değişkenler aralarında anlamlı bir ilişki (eğitim alanlar lehine) olduğu tespit edilmiştir
(t=8,165, p=0,000).
Tablo 6: Eğitim Alma Durumu ile Çevre Duyarlılık ve Farkındalık İlişkisi
Boyutlar Eğitim
Alma
n
S
t
p
Çevreyle ilgili herhangi bir eğitim alma durumu Evet 111 4,15 0,510
8,165 0,000 Hayır 297 3,51 0,770
Tablo 6'de görüldüğü gibi, işletme yöneticilerinden çevre ile ilgili eğitim alanların
duyarlılık ve farkındalık düzeyi ( =4,15), eğitim almayanlardan ( =3,51) daha yüksektir. Bu
sonuca göre, eğitim hayatlarında çevreyle ilgili herhangi bir ders alan yöneticilerin çevre
duyarlılık ve farkındalık düzeyleri daha yüksek olmaktadır yorumu yapılabilir. Bradley vd.,
(2010) yaptıkları çalışmada, bu bulguları destekler mahiyette kısa süreli kurslar şeklinde de olsa
eğitim alanlar lehine (%22 oranında çevresel bilginin arttığı) olumlu sonuçlar elde etmişlerdir.
4. Sonuç
Çevrenin korunmasında toplumu oluşturan tüm bireylerin ve tüm kuruluşların ortak
sorumlulukları bulunmaktadır. Topluma yakın ve insanlarla sürekli ilişki içinde bulunan tüm
kuruluşlar ve bunların yöneticilerinin çevre konusunda bilinçlenmesi ve bu bilinci
faaliyetlerine yansıtmaları çevrenin korunması açısından oldukça önemlidir. Çevresel
olumsuzlukları en aza indirmek, bu gün toplumsal sorumlulukların belki de en önemlilerinden
birisi olarak kabul edilmektedir. Bu yüzden işletme yöneticilerinin öncelikli olarak bu tür
sorumlulukları ele almaları, aldıkları kararlarda çevre konularına daha duyarlı bir yaklaşım
göstermeleri ve insan yaşamı ile çevre konularını birlikte değerlendirmeleri gerekmektedir.
Yapılan bu çalışmada, işletme yöneticilerinin çevre konusunda yeterince duyarlı
olabilmeleri için gerekli olan farkındalık düzeyleri, konuyla ilgili faaliyetlere katılımları ve bu
tür faaliyetlerde karşılaştıkları sorunlar, işletmelerin çevre kirliliğini önlemeye yönelik yaptığı
uygulamalar, çevreye duyarlı üretim faaliyetleri ve çevre performanslarını incelemek üzere bir
anket çalışması yapılmıştır. Anket çalışmasından elde edilen bilgilerden hareketle öncelikle
araştırmaya katılan işletme yöneticilerinin demografik özellikleri incelenmiş, daha sonraki
kısımda işletme yöneticilerinin çevre duyarlılığı ve farkındalık düzeleri belirlenmiş, daha
sonrada demografik verilerle çevre duyarlılığı ve farkındalık düzeyleri arasındaki çapraz
ilişkiler test edilmiştir.
Manas Journal of Social Studies 372
Araştırmadan elde edilen sonuçlara göre, araştırmaya katılan ve Elazığ ilinde faaliyet
göstermekte olan işletme yöneticilerin çoğunluğu; bilinçsiz satın alınan ürünlerin küresel
ısınmaya sebep olduğu, bir ürünü satın alındığında kullanım şeklinin, çevreyi ve diğer
tüketicileri nasıl etkilediğini düşünmek gerektiğini, çevreye olumsuz etkisi olduğu öğrenilen
ürünlerin satın alınmaması gerektiğini, çevreye zarar veren ürünlerin alınmaması konusunda
yakınlarının uyarılması gerektiğini, ürün satın alırken üzerinde çevreye duyarlılık logosunun
olmasına dikkat edilmesi gerektiğini, ürün seçerken çevre dostu olanın tercih edilmesi
gerektiğini, çevre dostu ürün satın alınarak çevrenin korunmasına katkı sağlanabileceğini,
çevrenin korunmasına önem veren işletme ya da markaların tercih edilmesi gerektiğini,
alınacak iki ürün arasında seçim yaparken çevre dostu olanın tercih edilmesi gerektiğini
düşünmektedirler.
Araştırmadan elde edilen sonuçlara göre araştırmaya katılan işletme yöneticilerinin
çoğunluğu; ülkemizdeki çevre kirliliğini önleyici tedbirlerin yeterli olmadığını, Dünyadaki
çevresel problemlerin endişe verici düzeyde olduğunu, çevreyi kirleten ürünlerden daha fazla
vergi alınması gerektiğini, doğal kaynakların mümkün olduğunca tasarruflu kullanılması ve
doğal kaynakların kirletilmemesi gerektiğini, geri dönüşümlü ambalajların belediyelerin
toplama noktalarına bırakması gerektiğini, kullanım sonrası ürünlerin kaplarını, kutularını ve
ambalajlarını tekrar kullanarak değerlendirilmesi gerektiğini, çevre dostu ürünlerin
reklamlarının satın alma davranışlarını etkilediğini, çevre dostu ürünlerin diğer ürünlere göre
daha pahalı olduğunu, çevre dostu ürünlere her yerde ulaşmanın zor olduğunu
düşünmektedirler.
Yapılan ilişki analizi sonuçlarına göre; bayanların çevre duyarlılıkları ve
farkındalıklarının erkeklere göre daha yüksek olduğu, işletme yöneticilerinden orta ve üst yaş
gurubunda olan yöneticilerin çevreye daha fazla duyarlı olduğu, iş tecrübesi ve yönetim
tecrübesi arttıkça çevre duyarlılığı ve sorumluluk hissinin de arttığı, sivil toplum örgütlerine
üye olan yöneticilerin çevreye daha fazla duyarlı olduğu, yöneticilerin çevreyle ilgili herhangi
bir eğitim almalarının çevre duyarlılık ve farkındalık düzeylerini artırdığı yorumlarını yapmak
mümkündür.
Araştırmadan elde edilen bu sonuçlar ışığında işletme yöneticilerinin uygulaması
gerektiğine inanılan öneriler özet olarak aşağıda sıralanmıştır.
İşletme yöneticileri, çevreyle ilgili sorunlar ortaya çıkmadan gerekli tedbirleri almalı,
çözüm alternatiflerini önceden hazırlamalı, üretim yönetimine ilişkin kararlar alınırken çevre
konuları da dikkate alınmalı, üretim sistemleri atık oluşturmayacak ve çevreye etkileri en az
olacak şekilde tasarlanmalıdır.
İşletme Yöneticilerinin Çevre Duyarlılığı ve Farkındalık Düzeylerinin Belirlenmesi 373
İşletme yöneticileri, çevre eğitimi ve çevre koruma programlarının düzenlenmesi
faaliyetlerine öncelik vermeli, elemanlarının bu tür faaliyetlere katılımını teşvik etmelidir.
Ülke genelinde, yazılı basının çevre konularına daha fazla yer vermesi, yerel ve kamu
yöneticilerince farkındalık kampanyalarının düzenlenmesi, kirlilik tipleri ve sebeplerinin tüm
taraflara ayrıntılı bir şekilde anlatıldığı çevre koruma programları düzenlenmesi (Katoch,
2010), çalışanlara kısa süreli de olsa hizmet içi eğitim yada seminerler şeklinde çevreyle ilgili
bilgilendirmelerin yapılması gerekmektedir. Bu bağlamda Bradley vd., (2010) yurt dışında
yaptıkları bir çalışmada, katılımcıların çevre bilgisinin %22 oranında artırıldığını, çevreye
karşı tutumlarının pozitif yönde değiştiğini belirlemişlerdir.
Çevre duyarlılığı ve farkındalığının toplumun her kesimine yaygınlaştırılması için her
kademede eğitimler verilmesi oldukça önemlidir. Özellikle küçük yaşlardan itibaren çevreyle
ilgili etkinlikler ve çalışmalar düzenlenerek, çocukların ve ailelerinin bu konudaki
duyarlılıkları artırılmaya çalışılmalıdır. Çevresel duyarlılığının geliştirilmesi çalışmalarında
sivil toplum kuruluşlarıyla işbirliğine gidilmesinin de önemli katkılar sağlayacağı açıktır.
Kaynakça
Altunışık, R., Coşkun, R., Bayraktaroğlu, S. ve Yıldırım, E. (2010). Sosyal Bilimlerde Araştırma Yöntemleri,
SPSS Uygulamalı, 6. Baskı, Ankara, Pegem Akademi.
Aydemir, İzzet (2017). Türkiye’de Çevre Bilinci Kapsamında Tıbbi Atık Üretim Süreçleri ve Yönetimi, Bingöl
Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü Dergisi, Cilt: 7, Sayı: 13, s.296-311.
Aydın, A.Hamdi ve Çamur, Ömer (2017). Avrupa Birliği Çevre Politikaları ve Çevre Eylem Programları
Üzerine Bir İnceleme, Bingöl Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü Dergisi, Cilt: 7, Sayı: 13, s.21-44.
Aytekin, Pınar (2007). Yeşil Pazarlama Stratejileri, Celal Bayar Üniversitesi, SBE, Sosyal Bilimler, Cilt: 5, Sayı:
2, s.1-20 Manisa.
Biner, Nur (2014). Tüketicilerin Yeşil Ürün Satın Alma Davranışlarının İncelenmesi, Trakya Üniversitesi Sosyal
Bilimler Enstitüsü İşletme Anabilim Dalı Yüksek Lisans Tezi, Edirne.
Bradley, J.C., T. M. Waliczek & J. M. Zajicek (2010). Relationship Between Environmental Knowledge and
Environmental Attitude of High School Students, The Journal of Environmental Education Volume 30,
Issue 3, p.17-21
Cave, Adam H. (2014). Environmentally responsible management in international business: a literature review,
Multinational Business Review, Vol. 22 No. 1, 2014 pp. 78-102. DOI 10.1108/MBR-09-2013-0051
Ceyhan, Sümeyre ve Ada, Serkan (2015). İşletme Fonksiyonları Açısından Çevreye Duyarlı İşletmecilik,
Uluslararası Yönetim İktisat ve İşletme Dergisi, Cilt 11, Sayı 26, www.ijmeb.org
Gök, Ayda ve Türk, Mevlüt (2011). Perakendeci İşletmelerde Çevreyi Koruma Bilinci Üzerine Bir Araştırma,
Süleyman Demirel Üniversitesi İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi Dergisi Cilt:16, Sayı: 2, s.125-152.
Hua, A. K., Marsuki, M. Z. (2014). Public perception towards environmental awareness Case study: Malacca
River, International Journal of Academic Research in Environment and Geography , Vol. 1, No. 2,
December, 2014, pp. 53 – 61. E-ISSN: 2313-769X
Katoch, Suman Kumari (2010). A Comparative Study of Environmental Awareness of Secondary School
Teachers of Himachal Pradesh, International Journal of Education and Allied Sciences, July-Dec. 2010,
Volume 2, No. 2, pp. 143-150 ISSN-0975-8380, Online ISSN-2231-4733
Keleş, Ceyda (2007). Yeşil Pazarlama Tüketicilerin Yeşil Ürünleri Tüketme Davranışları Ve Yeşil Ürünlerin
Tüketiminde Kültürün Etkisi İle İlgili Bir Uygulama. Yüksek Lisans Tezi.Adana: Çukurova
Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü.
Kuduz, Necla (2011). Yeşil Pazarlama Faaliyetlerinin Tüketicilerin Satın Alma Davranışlarına Etkilerinin
Belirlenmesine Yönelik Bir Araştırma, Yüksek Lisans Tezi, Selçuk Üniversitesi, Sosyal Bilimler
Enstitüsü, Konya.
Manas Journal of Social Studies 374
Nakıboğlu, Burak (2003). Çevreci Pazarlama Anlayışı ve Tüketicilerin Çevreci Tutumlarının Tüketici
Davranışları Üzerindeki Etkisi İle İlgili Bir Uygulama. Yüksek Lisans Tezi, Çukurova Üniversitesi
Sosyal Bilimler Enstitüsü, Adana.
Şua, Esra (2012). Yeşil Pazarlama ve Tüketicilerin Çevre Dostu Ürünleri Kullanma Eğilimleri. Yüksek Lisans
Tezi, İstanbul Aydın Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü, İstanbul.
Taştepe, Taşkın ve Aral, Neriman (2014). Üniversite Öğrencilerinin Çevresel Bilgi Ve Tutumlarının
İncelenmesi, Eğitim ve Öğretim Araştırmaları Dergisi, Kasım 2014 Cilt: 3 Sayı: 4, s.142-153.
Ünver, Seher; Avcıbaşı, İlker Murat ve Özkan, Zeynep Kızılcık (2015). Üniversite Hastanesinde Çalışan
Hemşirelerin Çevre Tutumu Ve Farkındalık Düzeylerinin Belirlenmesi, Anadolu Hemşirelik ve Sağlık
Bilimleri Dergisi, 2015;18:4
Yücel, Mustafa ve Ekmekçiler, Ümit Serkan (2008). Çevre Dostu Ürün Kavramına Bütünsel Yaklaşım: Temiz
Üretim Sistemi, Eko-Etiket, Yeşil Pazarlama, Elektronik Sosyal Bilimler Dergisi, Güz-2008 Cilt 7 Sayı
26 s.320-333.
Yüksel, Hilmi (2015). İşletmelerin Çevreye Duyarlı Üretim Faaliyetlerinin Ampirik Bir Çalışma İle
Değerlendirilmesi, Makina Mühendisleri Odası, Endüstri Mühendisliği Dergisi Cilt: 14 Sayı; 2 Sayfa:
(21-32), https://www.mmo.org.tr/sites/ default/files/6ec2dceb6d91b0f_ek.pdf
Zhang, K. and Wen, Z. (2008) Review and challenges of policies of environmental protection and sustainable
development in China, Journal of Environmental Management, Volume 88, Issue 4, September 2008,
Pages 1249-1261. https://doi.org/10.1016/j.jenvman.2007.06.019Get rights and content