16
Lûgatçe Türkçe-Interlingua Önsöz Elinizdeki bu lûgatçe Türkçe-Interlingua Türkler için uluslararası dil ögrenimini desteklemek için hazirlanmiştır. Bu sözlükçük en çok karşılaşılan yaklaşık 1500 kelimeyi içermektedir ve Dünyanın değişik yöreleriyle iletişim-degişim için saglam bir kelime bilgisi temelini oluşturur. Interlingua 1951 de Dünyanın değişik bölgelerinden gelen dil uzmanlarının oluşturdugu kısa adı (IALA) International Auxiliary Language Association birlik tarafından kamaoyuna açiklanmiştir. 1925 den buyana bu birlik “dillerin dilini” bulmaya çalısıyordu. Birçok arastırma, Ingilizce, Almanca, Fransızca, Ispanyolca, Italyanca, Portekizce ve Rusça gibi 7 büyük kültüre ait dillerin kelime olarak ortak uluslararası kaynaga dayandıklarını göstermiştir. Eger bir kelime yukarda anılan 7 dilin en az üçünde aynı yada benzer biçimde bulunuyorsa bu durumda uluslararası karakterde bir kelime olarak ele alınır ve Interlinguanin kelime hazinesine dahil edilir. Bu dillere ait düzensiz kuralları bir tarafa bırakılırsa, insan basit bir dilbilgisini inşa edebilir. Ancak böylece bir dil onu tanımıyan milyonlarca insan için anlaşılır olabılır ve kolay-hizlı ögrenılebilir. Interlingua dagıtımının koordinasyonu UMI (Union Mundial pro Interlingua) tarafından Dünyanın değişik ülkelerindeki üyeleri tarafından yapılmaktadır. Interlingua, dünya edebiyatından her yıl yapıtlar basıp dagıtmaktadır. Bunun yanında düzenli olarak Interlingua da dergiler yayınlanmaktadır. Dilin uluslararsı iletişimde gerekli bir araç olması nedeniyle bu çalısma aynı zamanda Türklerede yöneliktir. Bu sözlük detayları degil sadece ilgi duyanlar için gerkli görülen temeli içermektedir. Daha fazla bilgi ve malzeme için lütfen UMI ye başvurunuz. Sözlügün yazarı, bu çalışmayı gözden geçirdigi, gerekli düzeltmeleri yaptıgı için Elly Engel-van Amersfoort'a yürekten teşekür eder. Union Mundial pro Interlingua Interlingua – communication sin frontieras www.interlingua.com © 2017

Lûgatçe Türkçe-Interlingua Turkce-Interlingua.pdf · Lûgatçe Türkçe-Interlingua Önsöz Elinizdeki bu lûgatçe Türkçe-Interlingua Türkler için uluslararası dil ögrenimini

  • Upload
    others

  • View
    25

  • Download
    0

Embed Size (px)

Citation preview

Lûgatçe Türkçe-Interlingua

Önsöz

Elinizdeki bu lûgatçe Türkçe-Interlingua Türkler için uluslararası dil ögrenimini

desteklemek için hazirlanmiştır. Bu sözlükçük en çok karşılaşılan yaklaşık 1500

kelimeyi içermektedir ve Dünyanın değişik yöreleriyle iletişim-degişim için

saglam bir kelime bilgisi temelini oluşturur.

Interlingua 1951 de Dünyanın değişik bölgelerinden gelen dil

uzmanlarının oluşturdugu kısa adı (IALA) International Auxiliary Language

Association birlik tarafından kamaoyuna açiklanmiştir. 1925 den buyana bu birlik

“dillerin dilini” bulmaya çalısıyordu. Birçok arastırma, Ingilizce, Almanca,

Fransızca, Ispanyolca, Italyanca, Portekizce ve Rusça gibi 7 büyük kültüre ait

dillerin kelime olarak ortak uluslararası kaynaga dayandıklarını göstermiştir. Eger

bir kelime yukarda anılan 7 dilin en az üçünde aynı yada benzer biçimde

bulunuyorsa bu durumda uluslararası karakterde bir kelime olarak ele alınır ve

Interlinguanin kelime hazinesine dahil edilir.

Bu dillere ait düzensiz kuralları bir tarafa bırakılırsa, insan basit bir

dilbilgisini inşa edebilir. Ancak böylece bir dil onu tanımıyan milyonlarca insan

için anlaşılır olabılır ve kolay-hizlı ögrenılebilir.

Interlingua dagıtımının koordinasyonu UMI (Union Mundial pro

Interlingua) tarafından Dünyanın değişik ülkelerindeki üyeleri tarafından

yapılmaktadır.

Interlingua, dünya edebiyatından her yıl yapıtlar basıp dagıtmaktadır.

Bunun yanında düzenli olarak Interlingua da dergiler yayınlanmaktadır. Dilin

uluslararsı iletişimde gerekli bir araç olması nedeniyle bu çalısma aynı zamanda

Türklerede yöneliktir. Bu sözlük detayları degil sadece ilgi duyanlar için gerkli

görülen temeli içermektedir.

Daha fazla bilgi ve malzeme için lütfen UMI ye başvurunuz.

Sözlügün yazarı, bu çalışmayı gözden geçirdigi, gerekli düzeltmeleri

yaptıgı için Elly Engel-van Amersfoort'a yürekten teşekür eder.

Union Mundial pro InterlinguaInterlingua – communication sin frontieras

www.interlingua.com

© 2017

Prefacio

Iste parve dictionario turco-interlingua es un presentation del international lingua

auxiliar, interlingua, pro turcos. Illo contine le circa 1.500 parolas le plus frequente

e assi essera un bon vocabulario basic de conversationes e correspondentias in

interlingua con le resto del mundo.

Interlingua esseva publicate in 1951 per le “International Auxiliary

Language Association” (IALA), un association de linguistas professional ab plure

partes del mundo. Desde 1925 illes laborava pro trovar ``le lingua in le linguas''.

Post multe recercas illes discoperiva que le septe grande linguas cultural ) anglese,

germano, francese, espaniol, italiano, portugese e russo ) se basava sur le mesme

vocabulario international. Anque le grammaticas esseva multo similar. Si on

removeva omne peculiaritates national remaneva un grammatica toto international,

completemente regular. Remaneva un base de un vocabulario e un grammatica

international sin irregularitateş apprensibile in curte tempore.

Quando un parola existe in le mesme o quasi mesme forma in al minus

tres del linguas in supra mentionate, illo es considerate international e pote esser

includite in le vocabulario de interlingua que assi es comprensibile a prime vista

per centos de milliones de homines ) anque si illes non lo cognosce in avantia.

Le essayos de diffunder interlingua es coordinate per le Union Mundial

pro Interlingua (UMI), que ha representantes o mesmo societates national in multe

paises del mundo. Un abundantia de litteratura es editate in interlingua, cata anno

appare nove titulos. Anque periodicos in interlingua appare frequentemente.

Iste obra se dirige al grande publico turc que ha besonio de un neutral

instrumento linguistic pro communicationes international. Le dictionario non es

ample ma pote coperir le besonio basic de cata nove interessato. Per favor, adressa

vos al UMI o a su representantes pro plus de informationes o materiales.

Le autor desira exprimer su grande gratias a Elly Engel-van Amersfoort

qui con grande diligentia e cura ha examinate iste manuscripto, corrigite errores e

facite additiones utile. Sin su adjuta gentil le obra non ancora haberea essite

publicate.

A cata nove lector: bon successo con le studio de interlingua! Per illo on

anque apprende maestrar su lingua materne melio.

Aabi fratre plus vetere

abla soror plus vetere

acaba demandar se

acayip, -bi estranie, rar

acele 1) haste 2) rapide

acı 1) acerbe, acute 2)

dolor, amar

acımak compatir

aç (haber) fame

açık 1) aperte, decoperite 2)

blonde

açmak aperir; comenciar

ad 1) nomine 2) fama,

reputation

ada insula

adalet justessa

adam viro

aded, -di numero; pecia,

cifra

âdet habitude

adım passo

adlı con le nomine,

nominate

adres adresse

af, -ffi amnestia

aferin bravo, ben facite

affetmek pardonar,

amnestiar

affedersiniz pardono,

excusa

aga maestro, domino, senior

agaç, -ci arbore

ağır difficile, seriose, grave;

disagradabile

agırlık peso, carga

agız, -gzi bucca

aglamak plorar, lacrimar

agustos augusto

ahşap, -bi lignose, de

arbore

aile 1) familia 2) sposa

ait pertinente a;

concernente; relative a

akıl, -klı ration, intellecto,

consilio

akıllı intelligente

akılsız stupide, non-

intelligente

akmak flottar

akraba parente, parentela

aksî opposite, inopportun,

difficile

aksilik infortuna (persona

disagradabile)

aktör actor

alan plana, area

alay etmek ridiculisar

alçak simple, basse,

primitive; vulgar, infame

aldatmak dupar, deciper,

fraudar

aldırmak prender

alet utensile, instrumento

alfabe alphabeto

alış comprar, incassation

alışmak devenir solite a,

habituar se a

alışveriş vendita e compra,

commercio

almak prender, comprar,

obtener

alt fundo; parte posterior,

podice, culo; parte inferior

altı sex

altın auro

altmış sexanta

ama ma, sed

amca 1) oncle 2) viro plus

vetere

an momento, presente

ana matre

Anadolu Asia Minor

anahtar clave

ancak 1) solmente 2)

totevia, a pena

anlam signification,

comprension

anlamak comprender

anlaşma concordia,

contracto

anne matre

aptal 1) idiota 2) stupide

ara intervallo

araba automobile, auto,

wagon, carro

aralık 1) intervallo 2)

decembre

aramak cercar

Arab, -bi arabo

araştırmak investigar,

explorar; recercar

arazi terra, area

arka 1) reverso, dorso 2)

detra, post

arkadaş amico

armut, -du pira

arsa terra, fundo

artık 1) resto 2) plus

artırmak facer

augmentar /crescer

artmak augmentar, crescer

arzu desiro

asker soldato

aslan leon

asmak pender, appender,

suspender

aşagı a basso, basso; sub;

basse, inferior

aşçı cocinero

âşık 1) amate 2) amator

aşırı exaggerate, plus, plus

alte, super, supra

aşk, -kı amor

aşmak superar, superpassar

at cavallo

ateş 1) foco, calor 2) febre,

calor

atlamak saltar, curvar se

atmak jectar, tirar, batter

Avrupa Europa

ay 1) luna 2) mense

ayak 1) pede 2) gamba

ayakkabı scarpa, calcea

aydın clar, lucide,

intellectual

ayıp, -bi 1) vergonia 2)

violante, profanante

ayırmak separar, divider

aylık 1) salario, paga 2)

periodico mensual

ayna speculo

aynı identic, mesme

ayrı separate

az poc, parve, micre, rar

azalmak reducer diminuer

aziz 1) amate, amabile 2)

sancte

Bbaba patre

babaanne granmatre

babacan gentil

bacak gamba

bacı soror plus vetere,

donna, sposa

bagırmak critar, clamar

bagışlamak dar, donar

bağlamak 1) ligar,

connecter 2) obligar

bağlı ligate, dependente

bahar primavera

bahçe jardin

bahsetmek discuter,

mentionar, parlar de

bakan ministro

bakım 1) cura 2) puncto de

vista, opinion

bakir 1) cupro 2) laton

bakkal mercante

bakmak recercar, curar;

reguardar

bal melle

balık pisce

bana dativo de ben

bant, -di banda

(magnetophonic)

banyo banio

bardak vitro, bicario

bari al minus

basamak scala, passo

basit basic, elementari,

simple

baş 1) capite 2)

comenciamento, comencio

başarı successo, bon

resultato

başarmak succeder, finir

başbakan prime ministro

başka 1) excepte de 2)

altere, diverse

başkan presidente

başkent capital

başlamak comenciar, initiar

başlık titulo, rubrica

başvurmak 1) adressar se a

2) cercar 3) usar

bati west

batmak submerger se,

perder

bavul coffro, valise

bay senior

bayan 1) seniora 2)

senioretta

bayrak bandiera

bayram 1) sancto 2) die

sancte

bazı alcun, qualque, poc

bedava gratis, gratuite

bekâr celibatario

bekçi guarda

beklemek attender a

belge documento, attesto

belirmek apparer

belirtmek decider,

accentuar

belki forsan

ben io

benzemek similar a, esser

simile a

benzin benzina, gasolino

beraber insimul, juncte

berber perrucchero

beri desde, depost

beslemek nutrir, alimentar

beş cinque

bey soverano, dominator

beyaz blanc

bey baba senior, patre

beyin, -yni cerebro,

intellecto

biçak cultello

birakmak lassar,

abandonar, quitar

biber 1) pipere 2) paprika

bildirmek informar,

communicar

bilet billet

bilgi cognoscentia, sapientia

bilim 1) sapientia 2) branca

de scientia

bin 1) mille 2) filio

bina construction, edificio

binmek ascender, montar

bir un

bira bira

biraz un poco

birbiri- mutualmente, le

un(es) le altere(s)

birisi, biri alcuno, uno,un

de illes/illas/illos

birkaç qualque, un poco,

alcun

birlik 1) unitate 2) union,

association

birlikte insimul, juncte

bitirmek finir, succeder

bitki planta, crescentia

bitmek finir, cessar

biz nos

bol large, assatis, satis

boru tubo

boş 1) vacue, libere 2)

disoccupate

boşaltmak vacuar

boşamak separar se

boşanmak separar, divider

boy 1) altitude 2) longitude

3) grandor

boya color

boynuz corno

boyun, -ynu 1) collo 2)

nuca

bozmak 1) destruer, demolir

2) cambiar moneta

bozuk destruite, demolite,

in pecias, rupte

bozulmak esser destruite,

esser rupte

böbrek ren

böcek insecto

bölge districto, area

bölmek divider, partir

bölüm parte, categoria,

capitulo

bu iste

bu kadar tanto multo

bugün hodie

bugday 1) frumento 2)

grano

bulmak trovar, discoperir

bulunmak esser situate,

esser, exister

buluşmak incontrar

bunca assatis multo, tanto

multo

bunun için pro isto, per

consequentia

burada ci, hic

buradan ab ci, ab hic

burasi ci, a iste loco

buraya a ci, a hic

buyurun(uz) per favor

byz gelato

büfe buffet, kiosque

bütün omne, tote

büyük grande

büyümek crescer, devenir

adulte

büyütmek aggrandir, facer

plus grande

Ccadde strata

cahil 1) ignorante, stupide

2) analphabeto

cam vitro

cami, -ii/-si moschea

can anima, vita, corde,

homine

canlı vivide

cemiyet union, association

cenaze funerales

cep, -bi tasca

cesaret corage

cevap, -bi responsa

ceza penitentia

cinayet crimine

civar vicinitate

cuma venerdi

cumartesi sabbato

cumhuriyet republica

Ççabuk rapide, agile,

prompte

çadır tenta

çagırmak 1) critar, clamar

2) invitar

çalışkan habile, capace,

diligente

çalışmak laborar, obrar,

functionar

çalmak 1) batter, sonar 2)

furar, robar

çanta tasca

çare consilio, remedio

çarpışmak collider

çarpmak 1) collider 2)

multiplicar

çarşamba mercuridi

çarşi bazar, mercato, placia

çay 1) the 2) fluvio, riviera

çayhane café (casa

solmente pro the)

çekingen timide

çekinmek evitar

çekmek tirar

çeşit, -di sorta, typo,

methodo

çevirmek 1) torquer 2)

transmitter, traducer 3)

cambiar

çıkarmak exiliar, deportar

çıkış exito; ascension,

montata

çıkmak exir, ir foras/foris;

ascender, montar; apparer

çıplak nude

çiçek flor

çift 1) copula 2) possession

çilek fraga

çoban 1) cervo 2) pastor

çocuk infante; puera; puero

çogalmak crescer,

augmentar, accrescer

çok multe

çorap, -bi calcea

çorba suppa

çöp immunditias

çözmek disligar

çünkü proque

Dda 1) e 2) anque, etiam

dağ 1) monte, montania 2)

marca a ferro rubie

daha ancora, plus

dâhi genio

daima sempre

dair in re, re, concernente,

super

dakika minuta

dal filial, branca

dalga 1) unda 2) cosa

danışma information

dar stricte

dava processo, judicio

davet invitation; citation

davetli hospite, visitante

davranmak comportar se

dayanmak appoiar se;

perseverar

dayı oncle

dede granpatre

deger valor, precio

degerli valorose

değil non

değişik cambiamento,

transformation

değişmek cambiar se,

alternar, variar

deli demente, alienate, insan

demek 1) opinar, pensar 2)

isto es, i.e. 3) voler 4)

acceptar

demir 1) ferro 2) ancora

denemek probar, tentar

deniz oceano, mar

derece 1) grado, volumine

2) thermome tro

deexterorgi magazin,

septimanal

derin profunde

ders 1) inseniamento 2)

hora, lection

dert, -di problema, tristessa

destek adjuta

devam continuation

devlet 1) felicitate, fortuna

2) stato, fortia

devrim revolution, reforma

diş 1) latere exterior 2)

extra, foras, foris, exterior

dişari 1) latere exterior 2)

extra, foras, foris, extere

diğer altere

dik scarpate, recte

dikkat attention

dikmek poner, pender,

plantar

dil lingua, linguage

dilekçe requesta, littera pro

sollicitation

dilemek desirar, precar,

demandar

din religion, fide

dip, -bi fundo

diri vivente

diş dente

diz genu, geniculo

dizi serie, linea

doğal natural

doğmak nascer, apparer,

surger

doğru ver, genuin, correcte

doğu est

doğurmak nascer

doksan novanta

doktor medico, doctor

dokuz novem

dolandırmak dupar

dolap, -bi 1) armario 2)

intriga

dolaşmak vagar

dolayı a causa de

doldurmak plenar

dolmak esser plenate,

devenir plenate

domuz poco

donmak gelar, glaciar

dost 1) amico 2) amate 3)

alliato

doymak devenir satiate

dökmek infunder, haurir,

jectar

dönmek retirar; rotar,

retornar

dört, -dü quatro

döviz 1) valuta 2) devisa

dövmek batter

dua prece

dul vidua; viduo

durak loco de parco

durmak cessar, stoppar

durum situation, stato

duygu sentimento, senso,

impression

duymak sentir, audir,

comprender

duyurmak narrar, contar;

facer sentir

dügün maritage

dükkân boteca

dün heri

dürüst ver, honeste

düşman inimico

düşmek cader

düşünce pensata, opinion

düşünmek pensar,

considerar

düz plan, recte, directe

düzenli regular, ordinari, in

ordine

düzgün plan, recte, directe,

harmonic, in ordine

Eeczane pharmacia

edebiyat litteratura

edilmek esser facite

efendi 1) senior 2) cortese,

polite

eğitim education,

inseniamento

eğlence intertenimento,

divertimento

eğlenmek amusar se,

intertener se

ekim 1) semination 2)

octobre

ekmek pan

eksi negative

eksik mancante, defecte

ekşi acide, irate

el mano

elbise vestimento; roba

elli cinquanta

elma poma

emek labor, obra, pena,

travalio

emekli pensionario,

pensionato

emin secur

emir, -mri ordine

emniyet securitate, fide;

policia

en latitude

epey assatis, satis

erik pruna

erkek viro

erken de bon hora

eşek asino

eşit equal

eşya cosa, mobile

et carne

etek 1) pede de un montania

2) gonna

etki effecto, influentia

etmek facer

ev casa

evet si

evlenmek maritar se

evli maritate

evvel ante, primarimente

eylûl septembre

Ffakat ma, sed

fakir povre

fark differentia

fasulye faba

fayda utilitate, avantage

fazla troppo, troppo multo

felâket catastrophe

fena mal

fırın 1) furno 2) furneria

fiat precio

filim film

fincan tassa

fiyat precio

fotograf photographo

fren freno

futbol, -ü football

Ggaliba probabilemente,

obviemente

gayet limite

gazete jornal

gebe pregnante

gebe pregnantia

gece nocte; vespere

geç tarde

geçerli valide

geçirmek lassar passar,

passar

geçmek passar

gelin sposa; filia affin

gelir receptas

gelişmek developpar se,

crescer

gelmek venir

gemi nave

genç, -ci 1) juventute 2)

juvene

geniş large

gerçek 1) ver, real 2) facto

gerek necessari, necesse

gerekli necessari, necesse,

demandate

gerekmek esser

necessari/necesse, deber

getirmek apportar

gezi tour, cursa

gida mangiar, alimento

gibi como

gidiş 1) viage 2)

continuation

girmek entrar

gitmek vader, ir

giymek portar vestimentos,

vestir

gizli secrete

göbek umbilico

göç vagation; immigration,

cambiamento de domicilio

gök, -kü/-gü celo

göl 1) laco 2) aqua

gölge umbra

gömlek camisa

göndermek inviar

göre secundo

görmek visitar; apprender;

reguardar

görünmek apparer, devenir

visibile

görüşmek incontrar;

discuter, parlar

göstermek monstrar

göz 1) oculo 2) tiratorio

gözlük berillos

güç, -cü fortia, energia

gülmek rider

gümrük doana

gümüş argento

gün die

günah 1) culpa, peccato 2)

peccabile

günaydin bon die! bon

matino!

gündüz in le die

güneş sol

güney sud

gürültü ruito

güvenmek fider se a

güzel nette, belle

Hhaber information, nova

hadi veni!

hadise evenimento

hafif legier, dulce, molle

hafta septimana

hak, -kki jure, derecto;

justitia

hakaret diffamation,

offensa

hakikaten ver, real

hakikî ver, genuin

hakim 1) judice 2)

governante, soveran, sage

hakkinda re, in re,

concernente, super

haklı juste, justificate

hal, -i condition,a ction

hâlâ pro le momento, ora

ancora

hala amita

halı tapis

halk gente, populo

hamam banio turc

hâmile pregnante

hangi qual

hanım dama, seniora,

senioretta

hapiş -psi imprisionamento

hareket movimento, action;

partita

harf, -i littera

hasta malade

hata error

hatırlamak memorar

hava aere, atmosphera

havaalani aeroporto

hayat vita

hayır no

hayvan animal

hazir preste, presente

hazırlamak preparar, facer

preste

haziran junio

hediye dono

hem .. hem e .. e

hemen immediatemente,

justo

hep tote, omne

hepsi omnes

her cata uno, cata, omne

herhalde obviemente,

securmente

herhangi qualcunque,

quicunque

herkes cata, omne

hesap, -bi calculation, conto

heyecanli excitante,

emotionante

hıristiyan christian

hırsiz fur

hız rapiditate, velocitate

hızlı agile, rapide

hiç absolutemente, jammais

hikâye historia, conto

hoş commode, placente

hudut, -du frontiera, limite

hukuk, -ku justitia, lege

hükûmet, hükümet governamento

hürriyet libertate

Iırgat obrero de construction

ısınmak 1) inamorar 2)

devenir calide

ısıtmak calefacer

ıslak humide

İicap, -bi necessitate,

consequentia,

eventualitate

iç subst interior; adj interior

içerde, içeride intra

içeri infra

için proque, a causa de

içinde in, infra

içki bibita alcoholic

içmek biber

ihtiyar 1) viro vetere 2)

femina vetere

ihtiyarlamak devenir vetere

iken durante, durante que,

como

iki duo

iktidar partita in fortia,

potentia

iktisat, -di economia

il provincia, campania

ilâç, -ci medicina,

medicamento

ilâve appendice, addition

ile con, e

ileri avante, in avante

ilgi interesse, connexion

ilgilendirmek interessar,

concerner

ilgilenmek interessar se pro,

haber contacto con

ilim, -lmi 1) scientia 2)

cognoscentia, sapientia

ilişki connexion

ilk prime, le prime; primo

imkân possibilitate

imza signatura

inanmak creder, confider se

in

ince magre, tenue

incelemek studiar, examinar

inek vacca

inmek descender; atterrar

insan homine

inşa etmek construer

inşaat construction, edificio

inşallah si Deo lo vole,

sperabilemente

ise o

ise de mesmo si, ben que

isim, -smi nomine

iskele porta; quai

Islâm Islam,

mohammedanismo

istek desiro, exigentia

istemek desirar, demandar

istifade etmek facer usar,

usar

istikbal, -i futuro

istirahat reposo, silentio

iş travalio, labor

işaret signo, signal

işçi travaliator, obrero,

laborator

işitmek ascoltar, audir

işsiz non-occupate, sin labor

itibaren ab

itimat, -di confidentia

itiraz protesto, querela

iyi bon

Kkaba grosse, grande, vulgar

kabiliyet possibilitate,

facultate, intelligentia

kabul, -ü reception,

consentimento,

approbation

kaç 1) quante? 2) quanto?

kaçak 1) illegal 2) fugitivo

kaçırmak 1) robar 2) raper

kaçmak fugir, currer,

disparer

kadar tanto multo como,

tanto quanto

kadın femina

kafa capite, intellecto

kâfi assatis, satis

kâğit, -di papiro

kahvaltı jentaculo

kahve caffe; café

kahverengi brun

kalabalık pressa, multitude

de homines

kaldırmak remover, abolir

kalem 1) stilo, penna 2)

officio

kalın grosse, spisse

kalkınmak progreder,

developpar se

kalkmak levar se

kalp, -bi corde

kamyon camion

kan sanguine

kandırmak persuader,

seducer

kanun lege, regula

kapalı claudite

kapatmak clauder

kapı porta

kar nive

kâr profito, ganio

kara nigre, obscur

karaciğer hepate, ficato

karakol station de policia

karanlık 1) subst

obscuritate 2) adj obscur

karar 1) decision 2)

sententia

kardeş 1) masc fratre 2)

fem soror 3) masc + fem

fratres e sorores

karı femina

karışık in disordine, mixte

karışmak miscer se, facer

in disordine, occupar se de

karşı vis-à-vis, al altere

latere

karşılamak ir al incontro

karşılaştırmak comparar,

confrontar

karşılık 1) salario 2)

vendimento

karşılıklı reciproc, mutual

karmak adder, augmentar

kasap, -bi macelleria

kasım novembre

kaş supercilio

kaşuk coclear

kat 1) strato 2)

appartamento

katilmak participar, adherer

kâtip secretario

kavun melon

kaya rocca

kaybetmek perder

kaynamak cocer

kaza 1) accidente 2)

communa

kazanç, -ci ganio, profito

kazanmak ganiar

kedi catto

kelime parola, vocabulo

kemik osso

kendi mesme, se

kere vice

keskin acute

kesmek secar, colpar

kılıç, -ci spada, gladio

kırk quaranta

kırmak fracassar, triturar

kırmızı rubie

kısa curte, breve

kısaltmak diminuer,

accurtar

kısım, -smi parte

kış hiberno

kıyafet 1) aspecto 2)

vestimento

kız puera, filia, virgine

kızkardeş soror

ki assi que

kilo 1) kilo 2) litro

kim qui

kimse alcun, persona

kira locamento

kişi persona, homine

kitap, -bi libro

koca 1) subst sposo 2) adj

vetere

kokmak olfacer

koku odor

kol branca

kolay facile, legier

koltuk confortabile

komşu vicino

konmak placiar se

konu thema, subjecto

konuşmak parlar, conversar

kopmak finder se

korkmak timer

korku timor

korumak guardar, custodiar

koşmak currer

kovalamak chassar,

persequer

kovmak chassar, persequer

koymak poner

koyu 1) spisse, grosse 2)

obscur 3) fervente

kök radice

kömük carbon

köpek can

köprü ponte

kör cec

köşe angulo

kötü mal

köy village

kulak aure

kullanmak usar, facer usar

kum sablo, arena

kurban sacrificio

kurmak establir

kurt, -du 1) prato 2) verme

3) lupo

kurtarmak salvar

kurtulmak escappar

kuru sic

kuş ave

kutlamak celebrar, gratular

kutu cassa

kuvvet fortia

kuyu puteo

kuzey nord

kuzu agno

küçük parve, micre

kültür cultura

küpe pendente de aure

Llâf parlar, conversation

lâhana caule

lâzım necesse, necessari

leke vergonia, dishonor,

macula

lezzetli delicate

lise gymnasio

lokanta restaurante

lüzum necessitate

Mmahalle districto, quartiero

mahkeme tribunal

mahvedici destruente,

destructive

makale articulo

mal proprietate, merce

malum indiscutibile

malzeme material, articulo,

materia prime

manyak demente, alienate,

insan

manzara panorama, vista

mart martio

masa tabula

matbaa imprimeria

mavi blau

mayıs maio

mecbur fortiate, necessari

medeni cultura, civilisation

mektup, -bu littera

memleket pais

memnun gaudiose,

satisfacite

memur functionario

merak curiositate, interesse;

inquietation

merak etmek esser curiose,

interessar se; inquietar

merhaba bon die, hallo

merkez centro, central

mesafe distantia

meselâ per exemplo, p.ex.

mesele question, caso,

problema

meslek profession

mesul, -ü responsabile

metin, -tni texto

metre metro

mevcut, -du existente,

presente

mevsim saison

meydan placia

mexar tumba

mide stomacho

miktar multitude, quanto,

quantitate

millet nation, populo

millî national

milyon million

misafir hospite, visitante

modern moderne

motor, motör motor

muamele 1) action 2)

formalitate

muayene investigation,

recerca, inspection

muhafaza etmek proteger,

conservar

muhakkak, -ki certe, secur

muhasebe contabilitate

muhtelif diverse, varie

muhtemel probabile

mukayese etmek comparar

mum cera, candela de cera

mutfak cocina

mutlaka absolute, complete

mutlu felice

muvffak successose

muz banana

mücadele lucta, battalia

müddet periodo

müdür director, gerente

mühendis ingeniero

mühim importante

müjde bon nova

mükemmel perfecte,

excellente

mümkün possibile

münasebet connexion

müracaat etmek tornar se,

adressar se, consultar

müsaade etmek permitter,

consentir

Müslüman mohammedano,

moslem, musulman

müşterek commun

müşteri, müvekkil cliente

müthiş terribile

müze museo

müzik musica

Nnadir rar

namaz prece (ritual

mohammedan)

namus honor

nasıl como; qual sorta;

nasılsın como sta tu?

naylon 1) nylon 2) sacco de

plastico

nazaran secundo;

comparate a; pois que

ne lo que

ne .. ne ni .. ni

ne zeman quando

neden 1) proque 2) causa

nefîs delicisiose, bon, belle

nehir, -hri fluvio

nem humiditate

nemli humide

nere que? qual?

nerede ubi?

nereden de ubi?

nereli de ubi? de qual

origine?

nereye a ubi?

neşe bon humor, gaitate

netice resultato,

consequentia

niçin proque?

nihayet fin; al fin,

finalmente

nine granmatre

nişanli fidantiate

niye proque?

nokta puncto

normal normal

numara numero

nüfus populo, habitantes

Oo masc ille, fem illa, neutr

illo

ocak 1) furno 2) club 3)

familia

ocak januario

oda camera, officio

odun ligno

oğul, -glu filio

okul schola

okumak leger

olay evenimento

olgun 1) matur 2) adulte

olmak esser, devenir;

occurrer, evenir

olumlu positive

olumsuz negative

omuz spatula

on dece

ora illac

orada illac

oradan de illac, ab illac

ordu armea

orman foreste

orta medio

ot herba

otel hotel

otobüs autobus

otomat automato

oturmak seder, seder se

otuz trenta

oy opinion, voce

oynamak 1) mover se 2)

jocar 3) dansar

oyun 1) joco 2) dansa

Ööbür le altere

ödemek pagar

ödev deber, obligation, obra

ögle 1) mediedie 2)

prandio, dinar

ögrenci studente, discipulo,

alumno

ögrenmek apprender

ögretmek inseniar, instruer

ögretmen masc inseniator,

fem insenia trice

öküz bove

ölçmek mesurar

öldürmek assassinar

ömek morir

ölüm morte

ön copertura, fronte

önce previemente,

anteriormente

önem importantia

önemli importante

önlemek impedir

öpmek basiar

örnegin per exemplo, p.ex.

örnek exemplo

öte altere latere

öz 1) nucleo, essentia,

substantia 2) mesme, ver

özel personal, private,

special

özellik peculiaritate

özellikle special, super toto

özgür libere, independente

özlemek desirar, mancar

Ppahalı costose

paket pacco

palto mantello pro hiberno

pamuk coton

pantalon, pantolon pl

pantalones

para moneta

parça parte

parmak digito

parti partita

pasta torta

patlamak exploder

pay parte, quota

paylaşmak partir, divider

pazar 1) mercato 2)

commercio 3) dominica

pazartesi lunedi

pek forte, firme

peki in ordine, OK

pembe rosa

pencere fenestra

perde cortina

perşembe jovedi

peşin 1) in avantia 2)

contante

peynir caseo

pil batteria

piliç, -ci galletto, pullo

pirinç, -ci rispis immunde

pişirmek cocer, cocer in

furno

pişman remorsante,

repentente

pişmek cocer, frir

plaj plagia

polis 1) policia 2) policiero

portakal orange

posta posta

pratik practic

prensip, -bi principio

problem problema

program programma

pul 1) timbro postal 2)

scalia

Rradyo radio

raf planca

ragmen malgrado

rahat subst silentio,

commoditate, adj silente,

commode

rakı aquavite

randevu rendezvous

rastlamak incontrar, trovar

razı de accordo, contente

reddetmek refutar, negar,

refusar

reklam reclamo

renk, -gi color

resim, -smi 1) pictura,

portrait 2) derecto

resmî public, official,

formal

rihtim porto

rica etmek desirar,

demandar

roman romance

ruh anima

rutubet humiditate

rüya sonio

rüzgâr vento

Ssaat 1) horologio 2) hora

3) tempore

sabah matino

sabır, -bri patientia

sabun sapon

saç capillo

saçma nonsenso

sade pur, simple

sadece solmente

sag dextere

sag vivente, indamnificate

sağir surde

saglam solide

saglamak assecurar,

procurar

sağlık sanitate, vita

sahip, -bi possessor

sahte false

sakal barba

sakat invalide

sakın silente, tranquille,

quiete, calme

saklamak conservar, celar

salata salata

salatalık cucumbre

salça sauce

saldırmak attaccar

salı martedi

sallamak balanciar

sanat arte

sanayi, -ii industria

sandalye sedia

sanık suspectate, accusate

saniye secunda

sanki si-nominate, como si,

quasi que

sanmak supponer, creder,

intender

santim centimetro

sap manico

saptamak 1) constatar 2)

fixar

saray castello, palatio

sarhos ebrie

sarı jalne

sarmak inveloppar

sarsmak nocer

satıcı venditor

satın almak comprar

satış vendita

satmak vender

savaş guerra, battalia, lucta

savaşmak luctar

savunmak defender

sayesinde gratias a

sayfa latere, pagina

saygı respecto

sayı numero, cifra

sayin masc senior, fem

seniora

saymak contar, enumerar

sebep, -bi causa

sebze legumine

seçim votation, election

seçmek eliger, seliger

sekiz octo

seksen octanta

sen tu

sene anno

serbest libere

sergi exhibition

serin fresc

sert forte, dur

ses sono, voce

sevgi amor

sevgili adj amate; masc

amate, fem amata

sevinmek gauder

sevmek amar

seyahat viage

seyirci spectator

seyretmek spectar

sıcak 1) adj calide, calde 2)

subst calor 3) amabile

sıgır vacca

sıhhat sanitate

sıkı firme, captivante, stricte

sıkılmak sentir se

indisposite; enoiar se

sıkıntı difficultate; enoio

sıkmak premer, crampar

sınıf classe

sınır frontiera, limite

sınırli limitate

sır, -rri secreto

sıra colonna

sırt dorso

sıvı liquido

sızmak facer aqua

sigara cigarro

silâh arma

silmek fricar, essugar

sinek musca

sinema cinema

sinir nervo

sinirlenmek devenir

nervose; excitar

sinirli nervose, irritate;

excitate

sis nebula, bruma

sistem systema

sivri acute

siyah nigre

siyaset politica

siyasi politic

siz vos

soba furno

sofra tabula de mangiar

soğan cibolla

soğuk frigido

soğumak prender frigido,

devenir frigide

sokak strata, via

sol sinistre

somut concrete

son fin

sonbahar autumno

sonra plus tarde

sonuç, -cu resultato,

consequentia

sopa baston

sormak demandar

soru question

sorumlu responsabile

sorun question, problema,

caso

sosyal social

soy familia, generation

soyadi supernomine,

nomine familial

soymak excoriar, piliar

soyut abstracte

sönmek sortir

söylemek parlar, dicer

söz 1) parola, vocabulo 2)

promissa

sözleşmek convenir de

sözlü 1) oral 2) fidantiate

sözlük dictionario

spor sport

su, -yu aqua

suç, -cu culpa, crimine

sunmak 1) offerer 2) inviar

susmak tacer

süpürge scopo

süre tempore

sürmek 1) exiliar, ingrassar

2) conducer, pulsar

sürü multitude

süs ornamento

süt lacte

Şşahane regal, principal

şahış, -hsi persona

şaka joco

şans chance

şanslı felice

şanssiz infelice

şapka capello

şarap, -bi vino

şarkı canto

şart 1) condition 2) necesse,

necessari

şaşırmak meraviliar se

şaşmak meraviliar

şayet si

şeftali persica

şehir, -hri citate, urbe

şeker sucro

şekil, -kli figura; modo,

forma

şemsiye parapluvia, parasol

şey cosa

şimarik arrogante

şiddet intensitate; violentia

şikâyet etmek querelar

şimdi nunc, ora

şişe bottilia

şişman corpulente

şişmek inflar

şoför chauffeur

şöyle talmente, assi

şu iste; ille

şubat februario

şurada 1) illac 2) ci, hic

şuradan 1) de illac 2) de ci

şurası 1) a iste loco 2) a ille

loco

şuraya 1) a illac 2) a ci

şüphe dubita

Tta mesmo, usque

tabat platto

tabi editor, imprimitor

tabiat natura

tabiî natural

tahmin etmek supponer,

divinar

tahsil 1) appropriation 2)

studio

tahta ligno, planca

takım gruppo

takip etmek sequer

takmak poner, pender,

fiscar

taksi taxi

talebe studente, studiante,

discipulo, alumno

tam integre, complete,

intacte

tamam 1) finite, complete

2) in ordine

tamamen complete, total

tamir etmek reparar

tane 1) pecia 2) semine,

grana, grano

tanıdık 1) cognoscite 2)

cognoscentia

tanık teste

tanımak cognoscer,

recognoscer

tanınmış apprender

cognoscer

tanrı deo; deitate

taraf latere, parte, direction

tarafindan de

tarafsiz neutral, neutre

taramak pectinar

tarif etmek describer,

definir

tarife 1) tarifa, lista de

precios 2) instruction de

uso

tarih historia

tarla campo, agro

tartişmak discuter, debatter

tartmak pesar

tas bicario

taş petra

taşimak portar, transportar

taşinmak cambiar domicilio

tat, -di gusto, delecto,

placer

tatil vacantias, suspension

tatlı 1) dulce, deliciose 2)

sympathic 3) dessert,

torta

tatmak gustar, degustar

tavsiye etmek

recommendar, consiliar

tavuk gallina

tayın etmek decider,

promover, proclamar

taze fresc

tebrik etmek gratular,

congratular, felicitar

tecrübe 1) essayo 2)

experientia, practica

tedavi etmek curar

tehlike periculo

tek sol, singular, singule

tekerlek rota

teklif etmek proponer,

offerer

teknik 1) technica 2)

technic

tekrar repetition, de novo

tekrar etmek repeter

tekrarlamak repeter

tel 1) filo, cablo 2)

telegramma

telefon telephono

temas etmek toccar, haber

connexion con, haber

contacto con

tembel pigre

temel fundamento, base

temin etmek garantir,

assecurar

temiz munde, nette, pur

temmuz julio

temsil etmek representar,

comparar, presentar

tencere casserola, marmita,

pote, olla

tenha sol, deserte, isolate

tepe collina, cresta

tepmek 1) dansar 2)

manifestar se, monstrar se

tepsi tabuliero (de servicio)

ter sudor, transpiration

tercih etmek preferer

tercüme traduction

tercüme etmek traducer

tereyaği butyro

terlemek sudar, transpirar

ters 1) opposite, oblique,

inclinate 2) inamical 3)

reverso

tesadüf coincidentia

tesadüfen per hasardo,

casualmente

tesir effecto, impression

tespit etmek junger, fixar,

establir, determinar

teşebbüs etmek probar,

essayar

teşekkür ederim gratias!

teşekkür etmek regratiar

teyze amita

tiraşetmek rasar, tonder,

taliar

ticaret commercio, negotio

titiz 1) minutiose, pedantic

2) precisemente,

strictemente

tok 1) grosse, obtuse 2)

satiate

top 1) balla, bolla 2)

integritate

toplamak colliger

toplanti incontro,

assemblea, congresso

toplum societate

toprak terra

torba sacco

toz pulvere

trafik traffico

tren traino

turist tourista

tutmak 1) capturar 2)

concordar 3) amontar a

tutuklamak attachar

tuvalet toilette

tuz sal

tükenmek finir, cessar

tüketmek consumer

tüm completemente, toto

tür sorta, specie

Türk 1) subst turco 2) adj

turc

Türkçe 1) lingua turc, turco

2) in turco

Türkiye Turchia

türkü canto popular

Uucuz de bon mercato

uçak avion

uçmak volar

ufak parve, micre

uğramak 1) visitar 2)

suffocar 3) stoppar

uğraşmak esser occupate de

/per

ulus nation

umumî commun, total,

general, public

umut, -du spero, sperantia

unutmak oblidar

usul, -ü methodo, systema,

modo, maniera

utanç, -ci confuse, timide

utanmak haber vergonia,

vergoniar se

uyandırmak eveliar

uyanmak eveliar se

uydurmak adaptar,

accomodar, adjustar,

escogitar

uygarlık civilisation

uygun apte, conveniente

uyku somno

uymak convenir

uyumak dormir

uzak distante, remote,

lontan

uzanmak extender, tender

uzatmak allongar, extirar

uzun alte, lontan, longe

Üücret salario, pagamento

üç tres

ülke pais

ülkü ideal, desiro

üniversitate universitate

ünlü 1) famose 2) vocal

üst superior, copertura

üstün arrogante, superbe

üşümek refrigerar,

frigorificar

üzere a fin que/de, sub

condition que, secundo

üzerinde concernente,

super, re

üzerine super, de

üzmek 1) affliger, attristar,

contristar, desolar 2)

inquietar, preoccupar

üzüm uva

Vvahşi salvage, brutal, cruel

vakit, -kti tempore

var existente, presente, il ha

varmak arrivar, venir

vasıta 1) medio 2) mediator

3) vehiculo

vasıtasiyele per medio de

vatan patria

vatandaş cocitatano,

compatriota, conational

vazgeçirmek facer

renunciar a, facer desister

de

vazife mission, deber,

obligation

vaziyet situation, position

ve e

vergi taxa, imposto

vermek donar, dar

veya, veyahut ovicdan conscientia

vurmak batter, colpar

vürut, -dü 1) arrivata 2)

idea

Yya o, ya

ya .. ya o .. o

yabanci estranier

yağ grassia, oleo

yağmak pluver, nivar,

grandinar

yağmur pluvia

yağmur, yağmak pluver

yakalamak capturar,

arrestar

yakın 1) proxime, vicin,

presso 2) proximitate,

ambiente, vicinitate

yakışıklı belle, incantator

yaklaşmak approximar se

yalan mentita

yalnız 1) sol, singular,

singule 2) ma, totevia

yan latere, parte, direction

yanaşmak approximar se

yani a saper

yanlış incorrecte, erronee

yanmak arder

yapı edificio, construction,

structura

yapışmak glutinar, toccar,

attachar se

yapıştırmak glutinar

yapmak facer

yaprak folio

yaralamak vulnerar

yaramak esser apte

yarar 1) avantage, utilitate

2) utile, utilitari,

profitabile

yaratmak crear

yardım adjuta, supporto,

subvention

yardım etmek adjutar,

supportar, subventionar

yarı medietate

yarım medie, semi-

yarımada peninsula

yarın deman

yasak interdiction,

prohibition, inhibition

yaş etate

yaşamak viver, habitar

yaşlı vetule, vetere, ancian

yatak lecto

yatmak jacer

yavaş lente

yavru parvo, juvene, pullo

yaya pedestre, pedon

yayan a pedes

yaygin allargamento

yaymak diffunder, extender

yaz estate

yazar autor, scriptor

yazı scriptura

yazık triste, desolate

yazmak scriber

yedi septe

yel vento

yemek mangiar, prandio

yemek mangiar, devorar

yeni nove

yer loco, placia

yerinde in loco de

yerleşmek 1) seder se,

placiar se 2) montar 3)

establir

yeşil verde

yeter assatis

yetişmek attinger

yetmek bastar, esser

sufficiente

yetmiş septanta

yıkamak lavar

yıkmak destruer, demolir,

ruinar

yıl anno

yıldız stella, astro

yırtmak tirar, grattar

yine de novo, ancora un vice

yirmi vinti

yogurt, -du yogurt

yok non-existente, il non ha

yokluk manco

yoksa o, si non, alteremente

yol strata, via

yolculuk viage

yollamak inviar, expedir

yorgun fatigate

yorulmak fatigar se

yön direction, latere

yöneltim conducta

yönetmek diriger

yukarı in supra, supra,

superior

yukarıda in supra

yukarıdan ab supra

yukarıya supra

yumurta ovo

yumuşak dulce, blande

Yunan grec

Yunanca greco, in greco

Yunanistan Grecia

Yunanli greco

yurt, -du 1) pais, patria 2)

casa

yuvarlak rotunde

yük onere, carga, fardello

yüksek alte

yün lana

yürümek ambular, vader, ir,

marchar

yüz cento

yüz facie

yüzmek flottar, natar

Zzahmet difficultate, pena,

fatiga

zaman tempore

zannetmek creder, pensar,

supponer

zarar damno, detrimento,

torto, perdita

zaten il ultra, ulteriormente

zavallı povre

zayıf magre

zehir, -hri veneno, toxico

zeki intelligente, sage

zengin ric, plen

zevce sposa

zevk gusto, placer

zeytin oliva

ziyade 1) plus 2) surplus,

profito, ganio

ziyaret etmek visitar,

pelegrinar

zor 1) difficile 2) problema

zorlamak fortiar, coager,

coercer

Edition turc