Upload
others
View
3
Download
0
Embed Size (px)
Citation preview
M.S.G.S.Ü.
Fen Bilimleri Enstitüsü
Şehircilik Ana Bilim Dalı
Kentsel Koruma Ve Yenileme Programı
Kentsel Koruma ve Yenileme Atölyesi 2011-2012
“Kuzeybatı İstanbul Kırsal Alanların Rehabilitasyonu”
“Maden Alanlarının Rehabilitasyonu ve Ekolojik Köy Modeli: Ağaçlı Köyü”
Yürütücüler:Doç.Dr.Haydar Karabey
Yrd.Doç.Dr.Dilek Erden Erbey
Hazırlayan: Özlem ACİL
20117194
İÇİNDEKİLER
1. GİRİŞ
2. EKOLOJİK KÖY
2.1. Ekolojik Köylerin Temel Özellikleri
2.2. Bir Ekolojik Köyde Olabilecek Faaliyetler
2.3. Ekolojik Köylerin Durumları
2.4. Ekolojik Köylerin Mevcut Köylerden Farklı Yanları
2.5. Türkiye’deki Köylerin “Ekolojik Köy” Ölçütlerine Göre Genel Durumları
2.6. Ekolojik Köylerin Hayata Geçirilebilirliği
3.EKOLOJİK KÖY OLARAK ELE ALINAN AĞAÇLI KÖYÜ
3.1 Çalışma Alanının Genel Özellikleri
3.2. Mekansal Kullanımlar-Kırsal Doku Ve Yoğunluklar
4.AÇIK MADEN ALANLARININ REHABİLİTASYONU
4.1. Planlama
4.2. Arazi kullanım planlama çalışmaları
5.ÇALIŞMA ALANININ REHABİLİTASYONU VE EKOLOJİK KÖY OLARAK ELE ALINMASI
6. DEĞERLENDİRME
7.KAYNAKLAR
1. GİRİŞ
Mimar Sinan Üniversitesi Fen Bilimleri Enstitüsü Şehir ve Bölge Planlama Anabilim Dalı
Yüksek Lisans Programı Kentsel Koruma ve Yenileme Atölyesi kapsamında çalışılan
“Kuzeybatı İstanbul Kırsal Alanların Rehabilitasyonu” üst başlıklı proje kapsamında yapılan
analiz ve sentez çalışmaları sonucunda Ağaçlı açık maden alanının rehabilitasyonu ve doğanın
onarımı doğrultusunda “Maden Alanlarının Rehabilitasyonu ve Ekolojik Köy modeli: Ağaçlı
Köyü” başlığıyla ele alınan bir çalışma yapılmıştır.
Ağaçlı Köyü; İstanbul’un Eyüp İlçesine bağlı bir açık maden köyüdür. Köyde yıllarca
madencilik faaliyetleri yürütüldüğünden köyün doğal yapısı oldukça tahrip olmuştur. Köy
Karadenize kıyısı olan, içinden dere geçen, ormanlarla çevrili hakim bir tepe üzerinde
konumlanmış ve doğal bir ekolojik özellik gösteren kumulları olan bir köydür. İstanbul
metropolitan kentine bu kadar yakın mesafede kendini koruyabilmiş ve doğal güzelliklere
sahip bu köy; rehabilite edilerek doğanın onarımı ve sürdürülebilirliği sağlanması
amaçlanmaktadır. Ekolojik açıdan köyü sürdürülebilir kılmak için köy ekolojik köy olarak ele
alınmış ve çalışılmıştır.
İnsanoğlu bilim ve teknoloji üretiminde hayalleri zorlayacak derecede mesafe kat etmiş
bulunmaktadır. Bu hızlı ilerleyişin hangi noktada son bulacağı belli değil. Sonucu tahmin
etmek ise pek mümkün görünmüyor. Ancak ilerlemenin hızı ve niteliği ne olursa olsun,
gelinen nokta ve gidilecek noktanın insanların büyük bir kısmını memnun etmediği
gözleniyor. Bunca imkânlara rağmen insanoğlu açlık sorunu, çevre sorunu ve diğer sosyal
sorunlar için doğru çözümler üretebilmiş değildir. Ancak her alanda olduğu gibi, insanın
insani boyutlarda bir hayat sürdürebilmesi için de muhtelif arayışlar kendini göstermektedir.
İnsan doğaya saldırısını bir noktada durdurmak zorundadır. Doğa ile ilişki doğal şartlarda
gerçekleşmediği zaman, bedeli çok ağır ödenmektedir. Bu nedenle insanın doğa ile uyumlu
bir yaşam arayışı içinde bulunması ve kendi doğasına uygun bir yaşam tarzı üretmesi
kaçınılmazdır. “Ekolojik Köy” kavramının bu türden arayışların bir ürünü olduğu
söylenebilir.
2. EKOLOJİK KÖY
Vandemeulebroecke (2004), ekolojik köy kavramını gelecekte ortaya çıkacak yaşam
tarzlarından biri olarak görmektedir. Yazara göre, ekolojik köy insanın barış içinde uyumlu
bir yaşamı gerçekleştirmek üzere ekonomik, sosyal ve kültürel faaliyetlerini çevreyle
bütünleştirdiği bir yerdir. Burada gerçekleştirilen ekonomik, sosyal ve kültürel faaliyetlerin
temel amacı insanın içinde bulunduğu ortamla barışık ve uyumlu bir biçimde yaşamını
sürdürmesini sağlamaktır. İnsan merkezli bir yerleşim yeridir. Herkes birbirini tanır.
Ekonomik yapıda emek yoğun faaliyetler ağırlıktadır. Doğal bir biçimde dayanışma
ihtiyacının oluşmasına emek yoğun faaliyetler daha fazla katkı sağlayabilmektedir.
Her ekolojik köyün kendine özgü bir yönelimi, kendine özgü bir duyarlılığı ve kendine göre
bir faaliyet alanı vardır. Burada yaşayan her ailenin bir evi ve bir işi bulunmaktadır. Bireylerin
“aşına, işine ve görüşüne” hiç kimse karışmaz. Bu üç alanda her birey özgürce hareket
edebilir. Ancak özgürce hareket etme, paylaşma ve dayanışma anlayışı çerçevesinde bir anlam
ifade etmektedir. Sürdürülebilir bir gelecek vücuda getirebilmek için paylaşma ve dayanışma
anlayışını yapının temeline yerleştirmek gerekmektedir. Bu anlayışın hakkaniyet ve çevreye
saygı esası çerçevesinde hayata geçirilmesi önem arz etmektedir. Paylaşma ve dayanışma
doğayı tahrip etmek, hukuku ortadan kaldırmak için de oluşturulabilir. Fakat böyle bir
anlayışın ekolojik köy kavramıyla ilişkisi yoktur. “Ekolojik köylerin temel amacı çevreye
saygılı ve hakkaniyet esasına dayalı müşterek bir hayat tarzını gerçekleştirmektir”. Ekolojik
köydeki bireysel özgürlüğün sınırlarını diğer insanlara ve çevreye saygı belirlemektedir.
“Burada her birey, diğer insanlara ve çevreye saygı göstermek suretiyle kendi nitelik ve
yeterlikleri ölçüsünde kendisini gerçekleştirebilir”.
Ekolojik köylerde dikkat edilmesi gereken önemli hususlardan birini “sürdürülebilir gelişme”
oluşturmaktadır. Köyde yapılacak her düzenlemede bu hususa dikkat etmek gerekmektedir.
Her düzenleme; çevreye etkisi, köy ölçeğinde ve yerel ölçekte iş imkânı oluşturma, komşular
arası ilişkilere katkısı açılarından ayrı ayrı değerlendirilir. Ekolojik, ekonomik ve sosyal
açıdan sürdürülebilir nitelikteki faaliyetler kabul edilir ve uygulamaya konur. Ekolojik
düzeyde; toprak düzenlemesi, inşaat, yenilenebilir enerji yönetimi, tarım, su yönetimi, atık
yönetimi etkili bir biçimde gerçekleştirilmesi önem arz etmektedir. Ekonomik düzeyde; yerel
küçük ticari işletmelerin bütünleştirilmesi suretiyle yerel üretimin dinamik bir yapıya
kavuşturulması daha etkili olabilir. Sosyal düzeyde; köy sakinlerinin çocuklara, gençlere ve
yetişkinlere yönelik toplantı ve eğlencelere katılmaları ve sosyal ortama uygun faaliyetler
sergilemeleri önerilebilir (Passerelle Eco, juin 2003).
2.1. Ekolojik Köylerin Temel Özellikleri
1999-2000 yıllarında ekolojik köyler ağına bağlı muhtelif atölyelerde yürütülen ortak
çalışmaların ürünü olarak ekolojik köylerle ilgili altı temel esas ortaya çıkmıştır. Bu esaslar;
özerklik, birlikte yaşama, açık olma, saygı duyma, dayanışma, kişisel inanca özgürlük alt
başlıkları altında toplanabilir. Özerklik (L’autonomie): Kendi başına sorumluluk üstlenme
iradesi ve sorumluluk alabilecek yeterlikteki diğer kişilerle karşılıklı bağımlılık,
davranışlarının sorumluluğunu üstlenme; ekonomi ve enerji konularında özerklik.
Birlikte Yaşama: Ötekini daha çok kabullenme, kardeşçe ve içten karşılama, farklılıklarıyla
kabul etme. Köyde yaşayan tüm birey ve ailelerle barışçı ilişkiler kurma yolunu arama.
Ekolojik köyde birlikte yaşayabilme ortamı ahenkli bir biçimde gelişebilmelidir.
Açık Olma: Yörenin tüm sakinlerine; sosyal, ekonomik, kültürel ortama, yerel kuruluşlara,
başka türlü yaşamak ve çalışmak isteyen “alternatif hareket” topluluklarına açık olma.
Saygı Duyma: Terimin genel ve özel anlamıyla temel ekolojik davranışlarla doğaya saygılı
olma; kendi inançlarını kabul ettirmeye çalışmadan, basit bir biçimde örnek bir yaşam
sergileyerek kararların alınmasında görüş birliği, diğerini dinleme kapasitesi, samimi bir
diyalog içinde olma, alınan kararlara saygı duyma- çatışmaları yönetecek uygun modeller
geliştirerek ve bundan yaratıcı potansiyeli açığa çıkartarak diğer kişilere saygılı olma; alkol ve
uyuşturucu müptelalığı gibi insanı küçültücü her türlü kötü alışkanlığı reddederekkendine
karşı saygılı olma.
Dayanışma: Dengeli bir işleyişi teşvik etme; yeni ve zor bir faaliyeti üstlenen kişilere topluca
yardım etme; daha iyi bir yaşam için uğraşan kişilerle aktif bir dayanışmaya girme; değişik
tipte ekolojik köylerin kurulmasını teşviketme.
Kişisel İnanca Özgürlük: Estetik, etik veya spiritüel, kendini aşma akıl veya duygularla
kazanılandan daha başka bir alandır. İç ekoloji kişisel ve açıklanamaz bir deneyimdir. Aşk,
Hakikat, Adalet veya Tanrı, bir başka “dünya düzeni” ile ilgili bu duygular özgürce ele
alınmalıdır. Mevcut dinlerden, “laik” kişisel gelişme yönteminden veya sanatsal ifade
iradesinden hareketle, “ekolojik köy” fikir alışverişlerinin ve farklı deneyimlerin açık bir
biçimde gerçekleştiği bir yer olabilmelidir. Ekolojik köyde kişiler arası saygı esastır
(Passerelle Eco, septembre 2004).
2.2. Bir Ekolojik Köyde Olabilecek Faaliyetler
Bir ekolojik köyde çok çeşitli faaliyetler olabilir. Bu farklı faaliyetler yerel bir ekonomik
yapılanmanın oluşmasına katkı sağlayabilmelidir. Bu bağlamda; biyolojik tarım, ziyaretçi
ağırlama, özgünlüğüne uygun eğitim merkezleri, ekolojik ve etik öçütlere uygun emek yoğun
işletmeler ekolojik köy ekonomisini sürdürebilir bir yapıya kavuşturabilir. Ekolojik Köyün
ekonomisi bir Yerel Değişim Sistemi ile bütünleştirilebilir. Böylece, farklı arz talep
ihtiyaçlarını takas etmek suretiyle para ödemeden bilgi, mal ve hizmet elde etme imkânı elde
edilebilir (Passerelle Eco, septembre 2004).
Thibaud (2004), ekolojik köylerin sosyal, ekonomik, ekolojik, kültürel, hukuki ve mali
nitelikleriyle ön plana çıktıklarını belirtmekte ve burada yapılması gerekli faaliyetleri sosyal,
kültürel, ekolojik ve ekonomik yapı çerçevesinde ele almaktadır. Thibaud’ya göre, ekolojik
köy, sosyal açıdan yerel dayanışmayla farklı deneyimlerin, mal ve hizmet değişim
sistemlerinin uygulanmaya koyulduğu yer olacaktır. Kültürel açıdan, bireylere yeni bir hayat
tarzı sunulacak. Orada kendi kendileriyle baş başa kalma imkânı bulacaklar. Dış dünyaya
kapalı her türlü sosyal oluşumu reddeder. Ekolojik köyde, insan belli bir dünya görüşüne
zorlanmaz, her insan kendi bilinçli özgürlüğü ile baş başa bırakılır. Ekolojik köyler
hareketinin ana eksenini, insani boyut, dostça ilişkilerin zenginliği, arzuların ve idealistliğin
sürekliliği oluşturmaktadır. Köylerin oluşturulmasında ve başarılarında bu olgular belirleyici
olacaktır. Ekolojik açıdan, ekoljik köyde çevreye ve insana saygı duyma, yapıcı ve sorumlu
bir tavır alma esastır. Temel ihtiyaçları karşılama da dâhil olmak üzere, insanı ve doğal
çevreyi sömürmekten kesinlikle uzak durmak gerekmektedir. Ekonomik açıdan, çok farklı
faaliyetler öngörülebilir:
l.Biyolojik Tarımın Geliştirilmesi: Biyolojik tarım, deneysel amaçlı da olabilir. Biyolojik
tarım köyün doğal manzarasına zarar vermeden yapılmalı.
2.Ziyaretçi Kabul Etmek: Yeşil turizm, sağlık, ekolojik köyde yapılan faaliyetler hakkında
bilgi edinmek amacıyla gelen insanlara ücretli hizmet sunma.
3.Ekolojik Ürünler Üretme: Belli bir teknoloji alanında uzmanlaşma, örneğin sağlık, eğitim
materyalleri, iletişim araçları, sağlıklı yapı malzemeleri, yenilenebilir enerji malzemeleri gibi.
4.Eğitim Merkezleri: Daha ileri bir toplum inşa etmeye hizmet edecek tekniklerin bir araya
getirilmesi ve staj veya seminer imkânlarının oluşturulması.
5.Sanat ve Zanaat Faaliyetleri: Bazı ekolojik köyler muhtelif sanat alanlarıyla ilgili atölyeler
kurabilirler, stüdyolar hazırlayabilirler
6.Yapı Şantiyeleri: Küçük boyutlu sağlıklı yapı elemanları üretilebilir. Özellikle gençlerin
çalışabileceği nitelikte olmalı.
7.Yeni Eğitsel Deneyimler: Milli Eğitim Bakanlığı ile işbirliği halinde eğitimde yenlikçi
uygulamalar için eğitim ortamları oluşturulabilir.
8.Kısmi Yerleşme: İletişim teknolojilerindeki gelişmeler sayesinde birçok iş yerine
uğramadan yapılabilmektedir. Bazı iş yerleriyle yapılacak anlaşmalarla bazı personel ekolojik
köyde ikamet ederek işlerini yürütebilir.
9.Eşit Düzeyde Gelir: Hayat düzeyi şehre göre çok daha yüksektir. Özellikle beslenme ve
barınma çok fazla sıkıntı yaratmamaktadır. Ortak veya kişisel bahçeler sayesinde yiyecek
sorunu kolayca çözülebilmektedir. Ev kiraları nispeten çok düşüktür (Thibaud, 2004).
Ekolojik köyler yeni bir yasal düzenlemeye ihtiyaç duyulabilir. Hatta özel yasalar da
düzenlenebilir. Toprak kullanımı, komşu köylerle olan ilişkiler belli bir esasa bağlanmalıdır.
Ekolojik köyler, insanın çevre, diğer insanlar ve teknoloji ile ilişkilerinde yeni bir yaklaşımı
somutlaştırması bakımından örnek yaşam alanları oluşturabilirler. Mevcut köylerin kendilerini
toparlamalarına katkı sağlayabilirler. Geçmişle gelecek arasında güzel bir köprü olabilirler.
2.3. Ekolojik Köylerin Durumları
Ekolojik köyler dünyanın muhtelif yörelerinde yıllardan beri faaliyet göstermektedir. En ileri
düzeyde düzenlenmiş ekolojik köyler anglo-sakson ülkelerinde kurulmuştur.
1992′de düzenlenen Rio zirvesinden sonra, 1994′de kurulan Global-Eco-village Network
(GEN, Küresel Ekolojik Köyler Ağı) düzenli bir biçimde genişlemektedir. Üç bölgesel büro
bulunmaktadır: Avustralya (Crystal Waters), Birleşik Devletler (the Farm) ve Almanya
(Lebensgarten)(Thibaud, 2004). GEN’in gelişim programının temel ekseni şunlardan
oluşmaktadır:
1.Tüketim toplumundan daha nitelikli yaşam tarzlarına, daha temiz toplumsal düzenlemelere
ve çevreye en az etkide bulunan bir topluma geçmek için alternatif çözümler sunan deneme
programlarının hazırlanması
2. Bu projeleri ekonomik olarak sürdürülebilir kılmak için sürdürülebilir teknolojiler ve
işletmelerin geliştirilmesi
3. Ekolojik köylerin bilgi ve beceri alışverişlerini sağlamak amacıyla uluslar arası bir bilgi
ağının eliştirilmesi; gençlerin eğitimine öncelik verilmesi(Vandemeulebroecke, 2004).
2.4. Ekolojik Köylerin Mevcut Köylerden Farklı Yanları
Vandemeulebroecke (2004), mevcut köylerle ekolojik köyler arasındaki farkı değerler
açısından ortaya koymaktadır. Vandemeulebroecke’a göre, “ekolojik köy az da olsa eski
köydeki yapıları yeniden uygulamaya koymaktadır, fakat burada insanlar ortak bir ideal
etrafında toplanmaktadırlar. Mevcut köyde zorunlu olarak yaşanmaktadır, sosyal baskıya ve
mevcut değerlere katlanmak zorunluluğu vardır. Ekolojik köylerle mevcut köyler arasındaki
farklar ekolojik, kültürel, sosyal ve ekonomik olmak üzere dört açıdan değerlendirilebilir.
Ekolojik açıdan bakıldığında, mevcut köylerde çevre hassasiyeti ekolojik köye göre oldukça
geri bir durumdadır. İstisnai durumlar olsa bile genel anlamıyla çevre bilinci istenilen düzeyde
değildir. Özellikle de çevreyi tüm boyutlarıyla geliştirme doğrultusunda tam bir dayanışma
olduğu söylenemez. Kültürel açıdan incelendiğinde, ortak değer üretime ve geliştirmede,
insanlar arası dostça ilişkilerde, ilişkilerin zenginliğinde ekolojik köyün diğerinden önde
olduğu görülmektedir. Sosyal açıdan, dayanışma ve paylaşım esas alındığında da ekolojik
köyler mevcut köylerden daha ileride bulunmaktadır. Mevcut köylerde dayanışma yok
mudur? Elbette vardır, ancak bu sosyal dayanışma oldukça sınırlı düzeyde gerçekleşmektedir.
Ekonomik açıdan, üretim çeşitliliği ve özellikle yerel ekonomiyle bütünleşmeye dönük
yapılanma mevcut köy yapısında sınırlılık arz etmektedir. Ekonomik anlamda dayanışma dış
zorlamalarla gerçekleşmektedir. Belli ürünler konusunda uzmanlaşmış köylerin sayısı ise
oldukça sınırlıdır.
2.5. Türkiye’deki Köylerin “Ekolojik Köy” Ölçütlerine Göre Genel Durumları
Şu an itibariyle ekolojik köy ile ilgili kabul görmüş altı ölçüt bulunmaktadır: Özerklik, birlikte
yaşama, açık olma, saygı duyma, dayanışma, kişisel inanca özgürlük. Bu ölçütlere göre
köylerin incelenip bir karara varılması ayrı bir yazının konusu oluşturabileceği için burada
çok genel hatlarıyla bir değerlendirme yapılmıştır. İlgili dostların bu alanda bir araştırma
yapmaları bu doğrultudaki arayışlara çok önemli katkılar sağlayabilir. Yazının başında da
belirtildiği gibi, insanlık daha insani bir yaşam tarzı geliştirme çabası içerisine girmiş
bulunmaktadır. Bu güzel gayretlere içinde bulunduğumuz coğrafyadan da bir destek verilmesi
anlamlı olur kanaatindeyim.
Her köyümüzü bu ölçütlere göre değerlendirdiğimizde, ölçütlerin tümünden tam puan
alabilecek köy bulmamız neredeyse imkânsız. Ancak bu ölçütlerin bazılarını kısmen bazılarını
tümüyle hayata geçirebilen köyler bulabiliriz. Belirtilen ölçütlerden bir kısmına uygun
yapılanmalar, köy şartlarının doğal zorlamasıyla ortaya çıkmaktadır. Köy sakinleri kendi
başlarının çaresine bakabilecek duruma ulaştıklarında, toplumsal sorumlulukların büyük bir
kısmından uzak durabiliyor. Örnek ekolojik köyler kurulması durumunda, mevcut
köylerimizin olumlu yönde etkileneceği düşüncesindeyim. Yüzde yüz olmasa bile, büyük
oranda yeni değerler benimsenebilir.
2.6. Ekolojik Köylerin Hayata Geçirilebilirliği
Bu çalışmada da görüldüğü gibi, ekolojik köy düşüncesi ve uygulaması henüz yeni bir
olgudur. Yeni olmasına rağmen dünyanın muhtelif köşelerinde kurulmuş köyler
bulunmaktadır. Bu köylerin içerisinde az da olsa tarihi eski olanlar da vardır. Diğer yandan
ekolojik köylerin küresel düzeyde örgütlenme çabaları da gözlenmektedir. Bu verilerden
hareketle, ekolojik köylerin kısa sürede olmasa bile uzun vadede belli bir gelişme
gösterebileceği söylenebilir. Şehir ortamında, benzer dünya görüşüne sahip kişilerin siteler
kurmak suretiyle bir arada bulunma çabaları da bir anlamda bir ekolojik köyleşme eğilimi
olarak yorumlanabilir. Bu eğilim bir müddet sonra daha doğal ortamlara doğru yönelebilir.
Nitekim büyük şehirlerin yakınlarında benzer yapılanmalara rastlamak mümkündür. Bu ve
benzer hareketler ekolojik köy ölçütleri çerçevesinde düzenlenebilirse, ekolojik köy
düşüncesini hayata geçirmede belli mesafeler alınabilir.
3.EKOLOJİK KÖY OLARAK ELE ALINAN AĞAÇLI KÖYÜ
3.1 Çalışma Alanının Genel Özellikleri
Konum: Eyüp ilçesi kırsal alanı Eyüp kırsal alanı;
doğuda Sarıyer ve Şişli, güney-doğuda Kağıthane,
güneyde Eyüp merkez ve Gaziosmapaşa, batıda
Gaziosmanpaşa Mücavir alanı ve kuzeyde
Karadeniz kıyıları ile çevrilidir. Kemerburgaz
Yerleşkesi ve buraya bağlı olarak Mimar Sinan,
Mithatpaşa ve Yayla mahalleleri, Göktürk İlk
Kademe Belediyesi ile Akpınar, Ağaçlı, Çiftalan,
İhsaniye, Işıklar, Odayeri, Pirinççi köyleri yer almaktadır.
Eyüp İlçesi’nin kırsal alanı kuzeybatıya, Karadeniz’e doğru uzanmaktadır. Kentsel alan
engebeli bir yüzeyde yerleşmiş olmasına karşın Eyüp’ün kırsal alanı fazla yüksek olmayan
tepeler, sırtlar ve hafif düzlüklerden meydana gelmektedir. Fakat maden çıkarımları nedeniyle
topoğrafya bozulmuş ve derin şevler oluşmuştur. Batı Yakası’ndaki ‘su bölümü hattı’nda yer
alan akarsular güneye, Haliç’e doğru akmaktadır. Eyüp İlçesi’nin bu bölümü, doğusundaki
Sarıyer ilçesi ile birlikte İstanbul’un Kuzey Bandı’ndaki en önemli potansiyel dinlenme
alanıdır. Yoğun yerleşim birimlerinin su ve oksijen kaynağı olan ormanlar, kıyıdaki manzara
setleri ve kumsallarda var olan dinlenme alanları ilçenin doğal zenginliklerindendir. Bu geniş
alan, batıda Gaziosmanpaşa ilçesi üzerinden Çatalca ormanlık alanına, oradan Terkos
(Durusu) Gölü’ne ve giderek Istrancalar’ bağlanmaktadır.
Eyüp ilçesi, aynı zamanda, İstanbul Metropoliten
Alanı’nın birçok hizmet alanlarını da
barındırmaktadır. Bölgenin kuzeyinde,
Karadeniz sahillerinde faal maden ocakları ile
çöp depolama alanları bulunmaktadır. Bu ocaklar
yaptıkları kazılarla topoğrafyanın değişmesine ve
çıkarılan toprakların denize doldurulmasıyla kıyı
çizgisinin değişmesine neden olmaktadır.
Ulaşım: Haliç’in karşı yakasından geçen kıyı
yolu kuzeye doğru Kemerburgaz ve Göktürk
Şekil 1.Eyüp İlçesi’nin İstanbul’da Konumu
Şekil 2.Köylerin Ulaşım Bağlantıları
yönünde devam etmektedir(Bkz.Tablo 1). Bu yol Eyüp’ün kırsal alanı ile ilişkisini sağlayan
ana akstır ve Işıklar (Kısırmandıra) ve İhsaniye üzerinden Akpınar Köy’üne ulaşılmaktadır.
Bu yoldan ayrılan tali bir yol Odayeri üzerinden kuzey-doğu istikametinden Ağaçlı’ya
ulaşılmaktadır (Bkz.Şekil2)
Tablo 1.Köylerin Kemerburgaz’a Erişim Mesafeleri ve Ortalama Süreleri
ERİŞİM MERKEZİ MESAFE SÜRE
AKPINAR Kemerburgaz Merkez 16,15 km. 29 dk.
AĞAÇLI Kemerburgaz Merkez 14,00 km. 24 dk.
Sosyoekonomik Yapı: Çalışma alanda genel olarak iki çeşit sosyal tabaka mevcuttur. Biri
köylerde yaşayan ve gelir düzeyi açısından oldukça düşük bir seviyede olan tabaka, diğeri ise
bu köylerden toprak alıp ikinci konut yapan ve gelir düzeyi açısından üst gelir düzeyinde
bulunan sosyal tabakadır. Bu ikili yapı kırsal alana keskin çizgilerle yansımakta ve bu alanda
oldukça büyük bir sosyal ve ekonomik problem teşkil etmektedir. Ekonomik olarak genellikle
hayvancılıkla uğraşılmakta ve yakın mesafede bulunan Göktürk’te hizmet sektöründe
çalışılmaktadır.
3.2. Mekansal Kullanımlar-Kırsal Doku Ve Yoğunluklar
Ağaçlı Köyü Eyüp İlçesi içinde yer almaktadır.
Bölgenin kuzeyinde Karadeniz, doğusunda Çiftalan
Köyü, batısında Akpınar Köyü, güneyinde ise orman
alanları bulunmaktadır. Ağaçlı Köyü toplam olarak
363.6 Hektardır.
Ağaçlı henüz kırsal niteliğini kaybetmemiştir ancak
gerek bölge ekonomisinin durağanlığı, gerekse de
iletişim olanaklarının eksikliği nedeni ile ilçe ve kent
merkezinden kopuk bir yaşantısı bulunmaktadır.
Dağınık bir yapılaşması vardır. Hemen her evin
bahçesi bulunmaktadır. Köyde ikinci konutlara sıkça
rastlanmaktadır. Bu durum kırsal niteliğini yavaş yavaş Şekil 3.Ağaçlı Köyü Arazi Kullanımı
kaybetmesine yol açmaktadır. Köy içinden geçen derenin bakımsız oluşu köy dokusuna zarar
vermektedir ve görsel kirlilik yaratmaktadır. Ayrıca köyde kumul alanları, orman alanlarıi
meralar,göller ve kumsal bulunmaktadır. (Bkz. Şekil.3)
Tablo 2 Ağaçlı Köyü Alan ve Yoğunluk Değerleri (2010)
Köy
Yerleşmeleri
Toplam alan
(Ha.)
Yerl. Alanı (Ha.) Mevcut
Nüfus(kişi)
Yoğ.(Kişi/ha.)
Ağaçlı 363.6 50 652 13
Ağaçlı Eski Maden Alanlarının Eyüp Kırsal Alanı İçindeki Konumu: Ağaçlı Eski Maden
Alanları, Eyüp kırsal alanında Karadeniz sahili boyunca uzanmaktadır. Bu alan çevresel
verileri ve Antik devirden itibaren geçerli olan manevi kimliği nedeniyle öteden beri sürekli
yada geçici yerleşmelere sahne olmuştur. Kemerburgaz’ın 14 km. kuzey-batısında, Çiftalan ve
Ağaçlı Köyleri arasında Ağaçlı ve Tayakadın dereleri ile Karadeniz kıyısı ve güneyde bodur
ağaçlarla kaplı makilik alanlarla sınırlana eski kumulun üzerinde orta Paleolitik Çağ-Neolitik
Çağ sürecinde kamp yeri olarak kullanıldığı saptanan izler bulunmuştur. Karadeniz kıyılarının
ve ormanlık alanın içerdiği flora ve fauna zenginliği nedeniyle Trakya sözü edilen çağda avcı,
toplayıcı, balıkçı topluluklar için, mevsimlik de olsa uygun konaklama olanakları sunmuştur.
1973-1974 yıllarında farkedilen bu arkeolojik izleri barındıran kumulun, günümüzde alttaki
kömürü çıkartmak ve yol açmak amacıyla tahribi söz konusudur (Bkz. Şekil 4.)
Şekil 4.Ağaçlı Kumulları
Karadeniz sahili boyunca uzanan çok geniş bir alanda yüzeylenmiş birim üzerinde çok sayıda
kil-kum-kömür ocağı açılmıştır ve bunların bir kısmı faaliyetine halen devam etmektedir. Bu
ocaklar yüzünden yüzey topoğrafyası oldukça bozulmuştur. Kimi yerlerde düzensiz derin
kazılar, bazı yerlerde göllenmeler, kimi yerlerde de çok kalın ve geniş alanları kapsayan
maden pasası ve dolgular oluşturulmuştur. Bu maden alanlarının yer aldığı bölge Ağaçlı,
Akpınar ve Çiftalan köylerinin büyük bir bölümünü kaplamaktadır.
4.AÇIK MADEN ALANLARININ REHABİLİTASYONU
Madencilik faaliyetleri sonrası cevher zenginleştirme artıkları olarak geride bırakılan maden
atıkları uygun şekilde bertaraf edilmediğinde çevre ve ekolojik dengenin bozulmasının temel
kaynağı olabilmekte ve dolayısıyla da insan sağlığı acısından tehdit oluşturabilmektedir. Bu
gerçekten hareketle küresel ölçekte yapılan yasal düzenlemeler maden atık yönetimi
kavramını değiştirmiş, başlangıçta nehir, göl ve akarsulara boşaltılan atıkların daha sonraları
gölet ve baraj gibi mühendislik inşa yapılarında bertarafını zorunlu kılmıştır. Son 30 yıldaki
yeni sıkı yasal düzenlemelerle de maden atık yönetimi kavramı, maden atık alanlarının
kapatılması, rehabilitasyonu ve uzun sureli yönetimine dair konuları da içerecek şekilde
bugünkü halini almıştır.
Çevre dostu maden atık yönetimi, maden atık alanlarının duraylılık ve çevresel performans
kriterlerini sağlayacak şekilde kapatılmak üzere tasarlanmasını ve inşa edilmesini
gerektirmektedir. Maden atık alanı kapatma planı, maden isletme projesinin bir parçası olarak
proje başlangıcında, maliyet ve belirsizliği azaltan risk temelli bir yaklaşımla hazırlanmalı,
teknik, ekonomik ve sosyal olarak fizibil olmalıdır. Kapatma planı projenin mevcut durumunu
yansıtmalı ve dinamik bir süreç olmalı, düzenli aralıklarla gözden geçirilerek gerektiğinde
revize edilebilmelidir (Paul, 2009). Maden atık alanlarının kapatılmasında standart
oluşturmaya yönelik son yıllarda dünya genelinde çalışmalar yürütülmekle beraber, genel
olarak rehabilitasyon çalışmalarında dikkate alınması gereken temel konular; 1)fiziksel
duraylılık, 2) kimyasal duraylılık ve 3)alan kullanımı olarak belirtilmektedir (Tailsafe, 2004).
Fiziksel duraylılık: Geride bırakılan tum insan yapımı yapıların fiziksel duraylılığı
sağlanmalıdır.
Kimyasal duraylılık: Fiziksel yapıların kapama sonrası kimyasal duraylılığı da sağlanmalıdır.
Biyolojik duraylılık: Alanın eko-sistemi ile dengeli ve doğal bir biyolojik cevre oluşturulmalı
veya biyolojik çeşitlilik ve doğal bir rehabilitasyon oluşturabilecek şekilde dengeli bir ortam
bırakılmalıdır.
Hidroloji ve hidrojeoloji: Kapatma işlemi, yüzey ve yeraltı sularına fiziksel ve kimyasal
kirleticilerin taşınımını ve alıcı ortamın kalitesinin düşürülmesini önlemeyi hedeflemelidir.
Coğrafi ve iklimsel etki: İklim koşulları (yağış, fırtına), mevsimsel uç şartlar ve coğrafik
faktörler bazında bulunduğu yörenin şartlarına ve ihtiyaçlarına uygun olmalıdır.
Yerel hassasiyetler ve fırsatlar: Kapatma işlemi alanın yeniden düzenlenmesinde fırsatları
optimize etmeli ve alan kullanımının iyileştirilmesinin uygun ve/veya ekonomik olarak fizibil
olması dikkate alınmalıdır.
Alan kullanımı: Rehabilitasyon nihai alan kullanımını optimize edecek şekilde olmalı, cevre
alanına uygun ve bölgede yasayanların ihtiyaçlarını karşılamalıdır.
Kapama maliyeti: Kapama planının uygulanmasını sağlayacak yeterli ve uygun para
olmalıdır.
Sosyo-ekonomik şartlar: Bölgede yasayanlar için alternatif fırsatlar oluşturulmalı, pozitif
sosyoekonomik şartlar maksimize edilmelidir.
4.1. Planlama
Madencilik faaliyetleri nedeniyle bozulan arazilerin ıslah çalışmalarında en önemli nokta,
çalışılan alanın madencilik sonrası hangi amaçla kullanılacağının belirlenmesidir. Bu nedenle
madencilik faaliyetlerine başlanmadan önce, madencilik sonrası arazi kullanım planlama
çalışmalarının yapılması çok önemlidir. İyi bir planlama sayesinde yeniden kazanım
maliyetleri minimize edilebilir ve arazinin doğal dengesine en yakın ekolojik şartların
sağlanması mümkün olur.
4.2. Arazi kullanım planlama çalışmaları
İyileştirme çalışmalarının planlanmasından önce, madenciliğin neden olduğu veya olacağı
arazi bozulmaları dikkatle incelenmelidir. Bu amaçla bölgede topoğrafik, jeolojik,
hidrojeolojik, klimatolojik, biyolojik, sosyolojik ve toprak araştırmaları ile alan kullanım
planlaması yapılmalıdır. Alan kullanım planlaması, bir alanın değişik faktörler yönünden
irdelenip, önerilen kullanımlara uygunluğunun araştırılmasıdır. Her alan için uygun bir
kullanım ve her kullanım için uygun bir alan bulunabileceği ilkesinin çift taraflı işletilip,
geliştirilmesine bağlı olarak sağlayacak planlamalar dizinidir. Bu tip planlamalar çevre
değerlerini koruyarak ya da zararları minimuma indirerek kaynaklardan optimum düzeyde
yararlanmayı sağlar. Genel bir kullanım planlamasında süreç, sorunun tanımlanmasıyla
başlayarak, analiz – değerlendirme – sentez yardımıyla çerçeve plan, master plan ve tasarım
aşamalarından geçer. Ancak açık ocak madenciliği sonrası alan kullanım planlamasından
oldukça farklıdır. Herhangi bir planlama çalışmasında mevcut doğal ve kültürel değerler
dikkate alınır, analiz edilir. Açık ocak madenciliği sonrası yapılacak alan kullanım planlaması
‘Yeniden Yaratmak’ tır. Ayrıca, açık ocak işletmelerinin planlanmasında karşılaşılan en
önemli sorun, çevreye yapılan olumsuz etkiyi en aza indirgerken en fazla üretimi sağlamak ve
çalışmaların yasalara uygun olmasını temin etmektir.
Madenciliğin tüm safhalarını da içine alan planlamanın basamakları özetle aşağıda verilmiştir.
Madencilik öncesi koşulların envanterinin çıkarılması.⎯
Etkilenecek birimlerin ihtiyaç ve isteklerini karşılayacak şekilde arazinin işletme sonrası⎯
gereksinimlerinin belirlenmesi ve bu konuda karar verilmesi.
En uygun çözüme ulaşmak için alternatif işletme ve yeniden düzenleme-iyileştirme ile⎯
ilgili tüm planların analizi.
Teknik, sosyal ve ekonomik koşullara uyumlu, kabul edilebilir entegre işletme, yeniden⎯
düzenleme, iyileştirme ve buna esas olacak alan kullanım planlarının geliştirilmesi.
Yeniden kazanım konusu, üretim planlaması ve ülkesel ya da yöresel kanunlara uygun olarak
farklı meslek dallarından konunun uzmanları tarafından ele alınmalıdır. Ramani ve Sveigard
(1983), tüm maden planlama safhası (alan kullanım planlaması ve diğer tüm planlamalar dahil
olmak üzere) ve her safhanın uzmanlık alanlarını belirlemişlerdir. Buna göre; maden
mühendisi, alan kullanım plancısı (şehir bölge plancısı – peyzaj mimarı – mimar), ziraat
mühendisi, çevre mühendisi, ekolog, biyolog, coğrafyacı, kartograf, inşaat mühendisi,
hukukçu, mali müşavir, jeolog, hidrojeolog, arkeolog, sosyolog, ekonomist yer alabilecek
mesleklerdir. Planlama aşamasında ise, çalışılacak yörenin fiziksel ya da topoğrafik
özelliklerinin belirlenmesi ve yöre halkının beklentilerinin karşılanması gibi konular üzerinde
durulur.
Böylece daha önce oluşturulan çerçeve planın işlerliği daha iyi görülebilir. Burada esas olan,
bölgenin eski topoğrafik özelliklerine ne kadar yaklaşabileceği veya peyzaj özellikleri dikkate
alınarak yöre halkının beklentilerinin karşılanıp karşılanamayacağıdır (Bkz.Şekil5).
Şekil 5.Açık Maden Alanı Rehabilitasyon Öncesi ve Sonrası
Ocak çukurunun göl olarak düzenlenmesi : Açık ocak nihai çukuru işletme sonunda yeraltı su
tablasının altında bulunuyorsa, bunun bir göl olarak düzenlenme olanağı vardır. Ancak bu
yapılırken, özellikle dökülmüş gevşek malzemeden oluşan şevlerde eğimin yeterince düşük
olmasına özen gösterilmelidir (1:4 ila 1:10) aksi takdirde bu şevler ( göl oluşumundan sonra
bu şevler, kıyı gibi davranacaktır ), göldeki dalgalar nedeniyle sürekli aşınarak yıkılacak, bu
da kullanılabilir alanı küçültecektir.
Su bitkileriyle donanmış bir kıyı, erozyona karşı korunmuştur ve göle doğal bir görünü
kazandırır. Kıyı toprağını erozyona karşı korumanın yanı sıra, bu bitkilerin kıyı bölgesi içinde
ekolojik etkileri de söz konusudur (su sıcaklığı, ek oksijen üretimi ve sığ bölgelerdeki suyun
biyojen havalandırılması). Bu faktörler de suyun kendi kendini temizleme yeteneğini artırır.
Ancak nihai çukurun bir göl haline getirilmesi, bazı dezavantajları da içerir. Bunlardan en
önemlisi, derinliğine çalışmış ocakların nihai çukurlarında ( yeraltı su tablasının durumuna
göre ) su derinliğinin yatay uzanıma göre çok fazla olabileceğidir. Bu özellik suyun yetersiz
hareketine, bu ise derinlerde oksijen içermeyen ölü su tabakalarının ve bunlardan kaynaklanan
problemlerin ortaya çıkmasına yol açar. Diğer bir dezavantaj ise, yüksek orandaki buharlaşma
ve buna bağlı olarak kuru iklim bölgelerinde yeraltı suyunun azalabileceğidir. Suni olarak
oluşturulacak göletler sadece rekreasyon amaçlı da kullanılabilir, bunun yanında su şartları da
uygunsa balıkçılık da yapılabilir (Bkn.Şekil6).
Şekil 6.Maden Gölü Rehabilitasyonu
5.ÇALIŞMA ALANININ REHABİLİTASYONU VE EKOLOJİK KÖY OLARAK ELE ALINMASI
Çalışma alanı olan Ağaçlı Köyü’nde maden ocaklarının tahribatına yönelik ilgili yasa
gereğince maden işletmeleri doldurma yöntemiyle alanı toprakla doldurarak düzeltmektedir
fakat bu işlem yapılırken doğanın geri kazanımı ve yeniden işlevlendirilmesine yönelik farklı
uygulamalar göz önüne alınmalıdır. Ağaçlı Köyü İstanbul Metropolitan Kenti içinde bakir
kalmış, dere, sahil, orman alanı, göller kumullarıyla doğal güzelliklere; köy dokusu, sosyal
yapı bakımından da hala köy özelliğini koruyabilmesiyle oldukça önemlidir (Bkz.Şekil.7).
Şekil 7.Ağaçlı Köyüne İlişkin Fotoğraflar
Şekil 8.Ağaçlı Köyüne Göl Fotoğrafı
Alanda bulunan açık maden ocağı işletmelerinin yıllardır faaliyet göstermesi sebebiyle doğal
yapısında oldukça fazla deformasyon görülmektedir(Bkz.Şekil.9).
Şekil 9.Ağaçlı Köyü Maden Faaliyetleri Sonucu Deformasyonu
Ayrıca meden nedeniyle oluşmuş göletler alanın içme ve kullanma suyunu tehdit etmektedir.
Köy için tehdit oluşturan bu etmenler planlı bir çalışmayla fırsata çevrilebilir. Bu nedenle
köyün fiziksel ve sosyal yapısının sürdürülebilirliği düşünüldüğünde ve kent kullanıcıları ele
alındığında köyün doğal yapısını iyileştirmek ve köyü bir EkoKöy haline getirmek
amaçlanmıştır.
Öncelikli olarak atılacak adım maden sahalarının iyi bir reklamasyon projesiyle doğal ve
ekolojik yapısına kavuşturulması ve o alanların rekreatif amaçlar doğrultusunda kullanılması
sağlanmasıdır. Sonraki adımlar köyün sosyal yapısı ve kent kullanıcıları düşünülerek köye
uygun rekreasyon, piknik alanı, at biniciliği, traking, agro turizm, günübirlik deniz turizmi,
kamp alanları; göllerde yapılacak kano, kayık kiralama, seyir terasları gibi faaliyetler
yapılması düşünülmüştür (Bkz.Şekil.10).
Şekil 10.Ekolojik Köy Olarak Ele Alınan Ağaçlı Köyü
6. DEĞERLENDİRME
Çalışma alanı olarak seçilen Ağaçlı Köyü Metropolitan kentin içinde bakir kalabilmiş, içme
suyu havzalarına yakınlığı, doğal özellik ve güzellikleri nedeniyle koruma kullanma dengesi
içinde ele alınması gereken, kent yaşantısı ve stresinden sıkılmış insanların günümüzde
giderek önemi artan kentsel kamusal yeşil alanlarda vakit geçirme isteği, kitle turizmine
alternatif olabilecek ve doğanın sürdürülebilirliğini sağlayacak ekolojik köyler turizmi ve agro
turizm faaliyetleriyle birlikte öncelikli olarak yaşayanlarına sonrasında ise İstanbul kentine
alternatif bir nefes alabilecekleri faaliyet alanı sunmaktadır. Maden alanlarının
rehabilitasyonu ve sonrasında alınacak plan kararları ve uygulama süreci alanın kullanımı ve
doğasını sürdürülebilir kılmak bakımından oldukça önemlidir
Üretme ve tüketme medeniyetin itici gücünü oluşturmaktadır. Bu durum mevcut hızıyla
devam ederse, insanlığın bir bölümü çok anlamsız üretim ve tüketim alışkanlıkları
edinecektir. Şu anda bile insanın ihtiyaç hiyerarşisinde yer almayan çok sayıda ürün
göstermek mümkündür. Dışsal zorlamalarla oluşturulan tüketim alışkanlıklarının nerede
duracağı pek belli değil. İşin kötü yanı, ihtiyaç hiyerarşisinde yer almayan tüketim alışkanlığı
insanın kendi doğasına yabancılaşmasını da hızlandırmaktadır. İnsanın yeniden doğal
yaşamına kavuşma isteği ekolojik köy modelini ortaya çıkarmıştır. Bu model, sürdürülebilir
kalkınma kavramı ile birlikte düşünülürse ve hayata geçirilirse bir anlam ifade eder.
7.KAYNAKLAR
Passerelle Eco (2003). “Qu’est-ce qu’un é c o v i l l a g e ” .http://www.passerelleco.info/article.php3?id_article=115
Paul M., (2009); Uranium Mine Closure and environmental remediation, Workshop on Environmental Remediation, 23-27 November 2009, Pocinhos do Rio verde, Brazil.
Passerelle Eco (2004). “Ecovillagesvers une écocharte”http://www.passerelleco.info/article.php3?id_article=349Pelt, J-M. (2000). La Terre en héritage, Fayard, Paris.
Taılsafe (2004). Implementation and Improvement of closure and restoration plans for disused tailings facilities, a report of TAILSAFE. The International Network for Acid Prevention (INAP), 2003. Evaluation of the long-term performance of dry cover systems, Final report. O’kane Consultants Inc., (Eds). Report No. 684- 02, March.
Thibaud, Y. (2004). “Concept des Eco-villages”http://www.passerelleco.info/article.php3?id_article=350
Vandemeulebroecke, G. (2004). “Ecovillages: une alternative vers l’écoresponsabilité”.http://www.passerelleco.info/article.php3?id_article=116
www.koopkur.org.tr/pdf/karinca/831.pdf