25
MARVIL SAYI 0 Bizi Takip Edin!!! marvilpressteam marvilpressteam Marvil Press Team MarvilPressTeam2015

Marvıl Sayı 0

Embed Size (px)

DESCRIPTION

SAGEF Gazete Sayı 0

Citation preview

Page 1: Marvıl Sayı 0

MARVIL SAYI 0

Bizi Takip Edin!!!

marvilpressteam

marvilpressteam

Marvil Press Team

MarvilPressTeam2015

Page 2: Marvıl Sayı 0

MARVIL EDİTO

Merhabalar,

Öncelikle Sanko Gençlik Eğitim Forumuna hoşgeldiniz!

4 günlük SAGEF süresince göremeyeceğiniz tek insan sanırım ben olacağım.

Marvıl basın ekibi ve ben, bu süreçte mükemmel gazeteler ve videolar ile sizin karşınıza çıkacağız. Sizleri bilgilendirmek istediğim birkaç konu var. Biz bu gazeteyi oluştururken hep olmayanı, yapılamayanı yapmaya çalıştık. Gazetemizin devamında göreceğiniz üzere komite yazıları dışındaki yazılarda gazetecilerimizin isimlerini göremeyeceksiniz. Gelecek sayılarda sizlere bir test

hazırlayacağız. Bu testte hangi Marvıl karakterinin hangi gazeteci olduğunu tahmin edeceksiniz ve sizlere birkaç sürprizimiz olacak. Sizleri gerçekten büyük sürprizler bekliyor. Konferans gazetesi olmanın dışında gerçekten severek ve merakla okuyabileceğiniz bir gazete olmaya çalıştık. Konferans bilincini sizlere kazandırıp ardından eğlendirmek en büyük görevimiz. Anlatacak çok şey var aslında SAGEF sizin için yeni başlasa da biz uzun bir süredir bu konferans için uğraşıyorduk. Son olarak burada olmama neden olan ve bu konferansı düzenleyen herkese teşekkür ediyorum. SAGEF’e başlıyoruz.

MARVIL1

NEREDEN BAŞLASAM DİYE SÖYLENENLERE EDİTÖR TÜYOSU:

EĞER İYİ ve ÇALIŞKAN BİR DELEGE İSENİZ sf.2

GAZETECİLERİMİZ TANIMAK İSTİYORSANIZ sf.10

Page 3: Marvıl Sayı 0

2

Güvenlik Komitesi

MARVIL

Devlet adamları ve organları hakkında ortaya çıkan önemli belgeler ya da konuşmalar art niyet sahibi ülkeler tarafından Türkiye’ye karşı silah olarak kullanılıyor. Ticari, ekonomik veya politik ilişkiler içinde olunan devletler bir adım uzaklaşıp düşünmeye başlıyor. Bu kayıtların başında son günlerde gündemde sıkça yer verilen talepler yer alıyor.

Yakın geçmiş zamanda başbakanın ses kayıtlarını sosyal medyada paylaşılıp yayılması üzerine Türkiye’de soysal medya kullanımın kısıtlanması konusu gündeme gelmişti. Diğer ülkelerce yapılan açıklamalara bakıldığında destekleyici bir yorum görmek çok zordu. ABD Dışişleri Bakan Yardımcısı Frantz’ın bu konuyla ilgili yorumu şu şekilde : “Sosyal medyayı yasaklamak 21’inci yüzyılda kitap yakmakla eşdeğerdir. Sızdıranı cezalandırın, teknolojiyi değil. ” olmuştu.

Dış imajımızı zedelemenin yanında ekonomik ilişkilerimiz de olumsuz etkileniyor. Türkiye’nin 2009 yılında Almanya ile imzalamış olduğu 3.5 milyar dolarlık donanım projesinin askıya alınma sebebinin arkasında tapilerin olduğu iddia edildi.

Bir ülkenin bürokratının, başbakanının, milletvekilinin diğer ülkelerce böyle kolaylıkla eleştirilmesi rahatsız edici olmakla beraber problemin çözümünün aciliyetini de ortaya koyuyor. Kalıcı bir çözüm üretilmediği taktirde neler olacağını kestirmek mümkün değil. Gizliliğin tartışılmasının gerekliliği ve içeriğinin Türkiye Cumhuriyeti için büyük önem teşkil etmesini göz önünde bulundurarak çözümler geliştirmeli.

Ayçıl ÖZMEN

Page 4: Marvıl Sayı 0

Çevre Komitesi

Göç etme dönemlerinde ise, kuşlar yüksek binalardan yayılan ışıklar nedeniyle yönlerini

şaşırmaktadır. Işık kirliliği, geceleri gökyüzünün gözükmesine de engel olmaktadır. Şehirlerden

gelen ışıklar, yıldızların gözükmemesine sebep olurken astronomi bilimi alanındaki çalışmaları da

engellemektedir. Şehirleşmenin az olduğu kırsal bölgelerden ve şehirlerden bakarak gökyüzü

karşılaştırıldığında, ışık kirliliğinin etkileri net bir şekilde göze çarpmaktadır. Daha fazla zarar

vermeden bu sorunlara bir çözüm bulunmalı ve insanların ışık kirliliği konusundaki bilinçleri

arttırılmalıdır.

Deniz GENÇER

Işığın gerekenden fazla miktarda; yanlış yer, yön

ve zamanda kullanılmasına ışık kirliliği denir. Gün

geçtikçe şehirdeki nüfusun artmasıyla ışık kirliliği

Türkiye için ciddi bir sorun haline gelmiş ve hala

gelmektedir. Hem binalardan hem de sokaklardan

gökyüzüne yayılan aşırı miktarda ışık; fazla harcanan

enerji, doğal hayatın bozulması, gökyüzünün

gözlemlenmesi gibi açılardan pek çok sorun doğurur.

Nüfusun artması daha çok enerji talebine neden olur ve

bizler bu sınırlı enerjiyi düzgün kullanmazsak, gelecek

nesillere elverişli bir ortam bırakamayız. Bunun yanında

pek çok canlı da insanların yarattığı ışık kirliliğinden

olumsuz yönde etkilenmektedir. Örneğin sahil ve sahil

çevrelerindeki aşırı miktarda ışık, gece yumurtalarından

çıkıp denize ilerlemesi gereken yavru deniz

kaplumbağalarını, denizden aksi yöne yönlendirmektedir

ve bu da ölümlerine sebep olmaktadır.

3 MARVIL

Page 5: Marvıl Sayı 0

Ekonomi Komitesi

Avrupa Ülkelerinin içinde bulunduğu Euro krizi göz önünde bulundurulduğunda bu ülkelerle etkileşimde olan Türkiye’nin olası bir krizden en az zararla çıkmasını sağlamak için nasıl bir politika izlenmelidir?

Yani başımızdaki Yunanistan'ın da içinde bulunduğu hatta İtalya ve İspanya gibi ülkeleri de geçtiğimiz son bir kaç yılda etkisi altına alan Euro krizinin etkileri bize ithal ettiğimiz ürünler ve uluslar aradı ticaret boyutu başta olmak üzere kendini göstermekte. 

Yanı başımızda oynayan dengelerden bizim etkilenmememiz olanaksız olsa da en az yarayla kurtulmamız gerekmekte. 4 gün boyunca konuşacağımız bu konu konferansın en iyi konularından olduğu gibi aslında bizim geleceğimiz. Ekonomi her devletin en temel taşıdır, ekonomi ne kadar güçlü durursa , vatandaşların yaşam standartları olarak iyileştirilebilir. 2009 krizine baktığımızda ülkemizde çok sayıda iş yerinin işçi sayısında ciddi bir azaltma yaptığını hatta kepenk kapatan büyük firmaların bile olduğunu gördük. En küçük esnaftan süper marketlere; gıda sektöründen tekstile , her alanda hissedilen kriz aslında bizi pek de teğet geçmemişti.Beklenen olası bir krizde hazırlıksız yakalanmamak devletin elinde olduğu gibi  alınacak önlemler hayat kurtarıcı olabilir. Eminim ki bu 4 günde bu güzel konuyu en verimli şekilde tartışacak ve geçerli bir taslakta toplayacaksınız. İyi şanslar arkadaşlar ... Hoş geldiniz!  

İpek AÇIKGÖZ

4 MARVIL

Page 6: Marvıl Sayı 0

İnsan Hakları Komitesi

5 MARVIL

“Engelli bireyler yaşadıkları toplum içinde psiko-sosyal ve ekonomik sorunlarla karşılaşmaktadır. Bu sorunlar, hem aile hem de sosyal çevresinde kendini göstermektedir. Toplumumuzun yadsınamaz bir kesimi olan engelli bireylerin günlük yaşamda karşılaştıkları sorunların en aza indirgenmesi ve engelli haklarının ihlallerinin önlenmesi için neler yapılmalıdır?”

Dünya nüfusunun %15’ini oluşturan, yaklaşık bir milyar insan engelli yaşamaktadır. Tüm ülkelerde, en yüksek engellilik nüfusu: kadınlar, yaşlılar ve ekonomik açıdan yoksulluk çeken savunmasız gruplarda görülür . Ülkemizde de resmi kayıtlara göre 1.536.306 kişi engellidir. Engelli bireyler hayatları boyunca binlerce zorlukla karşılaşırlar. Bu zorlukların çoğu toplumun onlara karşı tutumu, daha doğrusu ilgisizliğinden dolayı oluşur. Bir sorunu çözmeye başlamadan önce o sorunun temeline inilmelidir. Psiko-sosyal kelimesinin köküne inildiğinde; psiko, ruh sağlığı demektir. Peki ruh sağlığı nedir? İnsanların kendi yetenekleri çerçevesinde başarılı olabilmeleri, zorluklar karşısında ümitlerini kaybetmeyip toplumla uyumlu bir şekilde yaşayabilmeleri gibi öğeler; bir bireyin ruh sağlığını oluşturur. Sosyal sağlık ise; insanın yaşadığı çevrede ruh sağlığını bozabilecek olumsuzluklar olmaması demektir. Yani psiko-sosyal sağlık, ruhsal ve sosyal sağlığın birlikte değerlendirilmesidir. Ruh sağlığı olmadan sosyal sağlık olamaz. Sosyal sağlık olmadan da ruh sağlığından söz edilemez. Engellilerin karşılaştığı çok fazla sorun olmakla birlikte, psiko-sosyal ve ekonomik sorunların yeri çok büyüktür. Çünkü toplumsal destek sistemi engelli bireylerin yaşamını kolaylaştırmak yerine zorlaştırmaktadır. Engelli birey, kendisini sosyal ortamlardan uzaklaştırmakta, toplumun olumsuz tutumu nedeniyle duygusal anlamda sıkıntı yaşamaktadır. Engelli bireylerin hem ailelerinin arasında hem de kendi içlerinde, “engeli” kabul etme sürecinde yaşadıkları zorluklar; engelli bireyin kendisini yük olarak görmesine sebep olabilmektedir. Bu durumda engelli bireyin yaşadığı zorluk, hem kendisini yük gibi görmesine, hem özgüveninin kaybolmasına, hem de kendini dışlanmış hissetmesine sebep olmaktadır. Dünya’da engellilerin hayatını kolaylaştırmaya yönelik başta Dünya Engelliler Derneği olmak üzere bir çok özel dernek ve kurum olmasına rağmen verdikleri destekler yeterli değildir. Aynı zamanda Dünya Engelliler Günü’nün kutlanması gibi bilinçlendirici çalışmalar yapılması bu bilinçlenme yolunda daha ilk adımdır ancak hepimizin önünde çabucak harekete geçmemiz gereken uzun bir yol vardır.

İPEK SU TALU

Page 7: Marvıl Sayı 0

Dış İşleri Komitesi

6 MARVIL

Değerli Dış İşleri delegeleri, ben gazeteciniz Derin Sağmanlı. Konferans süresince sizler, ülkemizin uluslararası arenada izlemesi gereken yolları tartışacak ve çeşitli politikalar üretmeye çalışacaksınız. İşiniz hiç de kolay değil fakat hepiniz bu işin altından kalkabilecek potansiyelde bireyler olduğunuz için buraya seçildiniz zaten. Tabi ki ülkemizin izlemesi gereken dış politikaları oluştururken belirli bir referans noktanız olacak. Bu da komite konunuzda da belirtildiği üzere dünyanın çeşitli yerlerinde Türklere karşı yapılan ırkçı davranışlara ve ayrımcı tavırlara bir çözüm aramak ve yurtdışında azınlık olarak yaşayan Türklerin hakkını korumaktır.

Hepinizin de bildiği üzere ülkemiz son yaşanan olaylar sebebiyle uluslararası alanda prestij kaybına uğramış ve yabancıların gözünde Türk insanı iyice küçülmüştür. Amacınız bu imajı ortadan kaldırmak ve Türk insanın tekrar hakkettiği saygıyı görmesini sağlayacak çözümler üretmektir. Yabancı devletler arasındaki söz hakkımızın boyutunu unutmadan onlara Türk insanının haklarını ve özgürlüklerini hatırlatmak, ülkelerinde yapılan Türk karşıtı eylemlere karşı tavır almaları gerektiğini vurgulamak sizlerin görevidir. Daha önce eşi benzeri görülmemiş bir yasa çıkararak “Türkler, Ermeni soykırımı yapmamıştır.” diyen herkesi hapis cezasıyla cezalandıran Fransız hükümeti adeta toplumuna Türkler barbardır”ı aşılamak istemektedir. Aynı şekilde Alman hükümeti de, Türk esnafların dükkanlarına yapılan saldırılara sessiz kalmış ve geçmişten beri Türk insanına ikinci sınıf vatandaş gözüyle bakmıştır. Ülkelerin bu tutumlarını değiştirmeye yöneltecek çözümler üretecek fakat bunu yaparken de gerçeklik sınırlarının dışına çıkmayacaksınız. Uluslararası alandaki gücümüzün ve ağırlığımızın farkında olarak, tartışmacı değil uzlaşmacı bir yol izleyeceksiniz. Hepinizin keyifli bir konferans geçirmesi dileğiyle. Hepiniz hoş geldiniz!

Derin Sağmanlı

Page 8: Marvıl Sayı 0

Sağlık Komitesi

7 MARVIL

Sevgili Sağlık Komitesi delegeleri,

Önümüzdeki dört gün boyunca siz değerli

delegeler, Dünyamızın en tehlikeli ve yaygın

hastalıklarından biri olan obeziteyi, Türkiye’deki

yaygınlığı bakımından değerlendirerek mantıklı

ve gerçekçi çözümler bulmaya çalışacaksınız.

İlk olarak obezite hastalığını tanımlamak isterim.

Türkiye Halk Sağlığı Kurumu’nun, obezite

tanımına göre bu hastalığı genel olarak bedenin

yağ kütlesinin yağsız kütleye oranının aşırı

artması sonucu boy uzunluğuna göre vücut

ağırlığının arzu edilen düzeyin üstüne çıkmasıdır.

Obezite, ülkemizde de göz ardı edilemez bir sorun haline gelmiştir. Türkiye Beslenme ve Sağlık

Araştırması ön raporuna göre Türkiye’deki erkeklerin %20.5’i, kadınların %41’i ve toplam nüfusun

%30.3’ü obeziteyle karşı karşıyadırlar. 0-5 yaş aralığındaki çocuklarda obezite sıklığı %8.5 iken 6-18 yaş

aralığında obezite sıklığı %8.2’dir. Görüldüğü üzere ülkemizde ciddi oranlara sahip bu hastalık oldukça

yaygındır. Dünya obezite sıralamalarında da ilk on ülke içinde bulunmaktayız.

Durumun ciddiyeti Türkiye Devleti tarafından fark edilince bu hastalığın ülke içinde yayılmasını

yavaşlatmak ve hatta engelleyebilmek için birtakım çalışmalar başlatılmıştır. Öncelikle 2006 yılında

İstanbul’da “Avrupa Obezite ile Mücadele Bakanlar Konferansı” yapılmıştır. Daha sonraları Obezite,

Diyabet ve Metabolik Hastalıklar Daire Başkanlığı kurulmuştur. 2010-2014 yılları arasında “Obezite ile

Mücadele ve Kontrol Programı” gerçekleştirilmiştir.

Dünyamızda ve ülkemizde oldukça yaygın ve tehlikeli olan bu hastalığın önüne geçilmesinde, siz Sağlık

Komitesi delegelerinin fikirleri herkes için çok önemli olacaktır. İyi çalışmalar.

Mert EGE

Page 9: Marvıl Sayı 0

Hayvan Hakları Komitesi

8 MARVIL

Merhaba sevgili hayvan hakları delegeleri, Öncelikle bu komiteyi seçtiğiniz ve hayvan haklarını düşündüğünüz için sizlere teşekkürü bir borç bilirim. Bildiğiniz gibi hayvanlar özellikle ülkemizde çok hor görülüyorlar. Ve halkımız çoğu zaman onlarında canlı olduğunu ve onlarında hakları olduğunu unutuyorlar maalesef. Ama bu sefer sizler hayvanların haklarını şiddet görmeleri üzerinden değil de çok daha farklı bir yönden işleyeceksiniz. Aynı zamanda bu sefer konu biraz daha uluslararası… Sevgili delegeler bu sefer sizler hayvanların beslenme şekillerini ve o hayvanların kesim zamanında onlara uygulanan metodları gözden geçirerek, bu hareketlere çözümler bulacaksınız.

Bildiğiniz gibi bu zamanlarda, hayvansal gıdalara olan talep daha önce hiç olmadığı kadar arttı. Bunu gören hayvansal ürün sektöründe (et, süt, peynir vb.)olan bazı firmalar ‘’Endüstriyel Hayvancılık’’ adı altında hayvan haklarını ciddi şekilde ihlal ediyorlar. Endüstriyel hayvanclığın çıkış amacı hayvanlardan daha kısa sürede daha çok verim almak. Aslında bu method üreticilere istediğini verdi, kabul ediyorum; fakat ya tüketici ? Öncelikle ne kadar çabuk olursa olsun bu şekilde ürün verebilmesi için hayvanlara yapılanlar çok büyük bir eziyet. Aynı zamanda bu tarz büyüyen hayvanlardan beslenenler sağlık açısından büyük bir tehlikeye giriyor.. Umarım araştırmlarınızı çok iyi yapmıssınızdır ve umarım komitemizin taslağını son gün hiç red almadan geçirebiliriz. Sizlere güveniyorum.

Eren ARAPKIR

Page 10: Marvıl Sayı 0

Kültür ve Turizm Komitesi

9 MARVIL

Çok sevgili kültür ve turizm komitesi delegeleri, günümüzde artık büyük bir sorun haline gelen, ülkemizin kötü imajı her gün git gide artmaktadır. Her ülkenin dışarıya yansıttığı bir imajı vardır. Sahip oldukları imaj o ülkenin kimliği gibi görülmektedir. Turistler genellikle nereye seyahat edeceklerine karar verirken, akıllarındaki ülke izlenimlerinden etkilenirler ve planlarını buna göre yaparlar. Türkiye’yi etkileyen siyasal ve sosyal olaylar, ülkemizin kötü tanınmasına neden olan olumsuz intibalardır. Türkiye, zaman zaman yanlış tanınmaya ilişkin bazı sıkıntılarla karşı karşıya gelmektedir. Bu sıkıntıların birçok nedeni olduğu söylenebilir. Bu nedenlerin bir bölümü çok eskiden beri ülke gündeminde bulunan ve çözümlenemeyen sorunlar ( Örn: Ermeni soykırımı iddiaları), diğer bölümlü ise son dönemde ortaya çıkan ve Türkiye’nin imajını olumsuz yönde etkileyen olaylardır, bu olaylara örnek olarak da Özge Can Arslan cinayeti gösterilebilir. Yapılan araştırmalara göre, ülkemizin dünya sıralamasında kadınların yalnız başına gezmemeleri gereken ülkeler arasında üçüncü sırada olduğunu biliyor muydunuz?

Eminim herkes günümüz Türkiye’sinde , ülkemizin dışarıdan nasıl göründüğünün farkındadır. Ülkemizde halkı etkileyen bir sürü siyasi ve sosyal olay olmaktadır. Buna en güzel örnek Gezi olayları olabilir. Bu yaşanan vakaların hepsi diğer ülkelerin Türkiye’ye bakış açışını etkilemektedir. Bütün bu yaşanan olaylar ülkedeki turizm sektörünü kötü etkilemekle kalmıyor, dış işlerdeki Türkiye imajını ezip geçiyordur. Bu yüzden turizm ve ülke imajı birbirlerine çok yakın kavramlardır. Bir ülkenin imajının zedelenmesi o ülkenin turizmini başta olmak üzere zedeler. İşte tam olarak da bu konuyu irdeleyip bir taslak oluşturacak olan komite de Kültür ve Turizm komitesi.

Cansu Hanlıoğlu

Page 11: Marvıl Sayı 0

Ayçıl Özmen

10 MARVIL

Özel Sanko Okulları’nda okuyan gazeteci arkadaşım Ayçıl 17 yaşında ve 8 Şubat 1998 doğumlu. En zeki insanların da çıktığı kova burcu mensubu. Sevgilisi var ve en sevdiği yemek yöresel bir tat olan yuvalama. Hayvanlardan pek hoşlanmıyormuş Ayçıl. En sevdiği şey içmeden kafayı bulmakmış (valla bravo). En komik ve aklında kalan Eyp macerasını anlattı valla benim de gözümde canlandı o an... "Meltem ve Can'la selfie çekiyorduk Genel Kurul’da, İdil Korbek'in keskin bakışlarına öyle bir yakalandık ki, ah o keskin bakışlar…” diyor.

Eyp'nin en sevdiği yanı ise hepimizin olduğu gibi müthiş arkadaşlıklarıymış, eh yani yoksa çekilir mi bu kadar ülke sorunu değil mi? En sevdiği renk yeşil   ve pembeymiş bu da canlı kişiliğini açıklıyor olsa gerek. En sevdiği film, The Notebook; en sevdiği şarkı ise Impossible. Son olarak Sagef’ten tek bir beklenti, belki de en güzeli: müthiş bir 4 gün ve dolu dolu bir konferans...

Elektra

Editör Notu: 2 fotoğraf arasındaki 7 farkı bulunuz.

Page 12: Marvıl Sayı 0

Cansu Hanlıoğlu

11 MARVIL

“Dünya’da iki tip insan olduğuna inanıyorum: ilki, sevdiği şarkıyı denk geldikçe dinleyenler; ikincisi, sevdiği şarkıyı nefret edene kadar dinleyenler... Ben ikinci tip insanlardanım.”

Beşinci konferansı olmasına rağmen ilk gazetecilik deneyimini yaşayacak olan Kültür komitesinin gazetecisi Cansu Hanlıoğlu, sıcacık gülümsemesiyle eminim hepinizin dikkatini çekmiştir. Ted İstanbul Koleji’nde 11. sınıf öğrencisi olan Cansu’nun, spor küçüklüğünden beri hayatının bir parçasıymış. 8 yıllık yüzme kariyerine son vermek zorunda kalsa da spordan asla vazgeçmemiş. Kışları kayak, yazları rüzgar sörfü yapıyor. Kendisiyle sadece on dakikalık bir telefon görüşmesi yapmış olsam da, sesinden ne kadar samimi bir kişiliğe sahip olduğu hemen anlaşılıyor. Zaten kendisi de en sevdiği özelliğinin doğal ve içtenliği olduğunu söyledi. Üşengeçlik de en sevmediği özelliğiymiş. Zaten boş zamanlarında en çok uyumayı seven birinin üşengeç olabileceğini tahmin etmek zor değil.

Boş zamanlarında uyumaktan geriye kalan vaktini dizi izleyerek değerlendiriyor. En sevdiği yabancı diziler; The 100, Gossip Girl ve The Big Bang Theory. Üniversiteyi Kanada’da, genetik mühendisliği okuyup akademisyen olmak istediğini söyledi. Stresli olduğu zamanlarda gözlerini kapatarak dünyadan kopup müzik dinliyor. Lamalara ve kedilere karşı özel bir sevgi besleyen Cansu’nun, en sevdiği gruplar; The Script ve Fall Out Boys. Kendisinin sevgilisi yok ve büyük gözlü erkekleri çok beğendiğini belirtti. Gözleriniz büyük değil diye ümitsizliğe kapılmayın, Cansu’yu etkilemek için ona patates kızartması almanız yeterli!

Storm

Page 13: Marvıl Sayı 0

Deniz Gençer

12 MARVIL

Bu yazımda sizlere benim de çok yakın

olduğum Çevre Komitesi gazetecisi Deniz

Gençer’i tanıtacağım. İşte başlıyoruz,

Deniz Gençer 17 yaşında ve Üsküdar

Amerikan Lisesi’nde okuyor. SAGEF’15

kendisinin 7. EYP konferansı ve 2.

gazeteciliği olacak. Onu aramızda görmek

de bizi fazlasıyla mutlu ediyor.

Kendisinin en sevdiği EYP oyunu, benim

en sevdiğim oyunla aynı: “Ninja”! En

sevmediği oyun ise başkalarının bacak

aralarından geçmesi gerektiği “Snake

Train”, çünkü aşağısının oldukça havasız

olduğunu düşünüyor (nefes alamıyormuş).

Deniz’in hobilerinin en başında arkadaşlarıyla beraber olmak ve onlarla zaman geçirmek var

(hemen hemen her okul çıkışı arkadaşlarıyla). Bunun üzerine ondan, arkadaşlarıylayken

yapmaktan zevk aldığı bir şeyi söylemesini istedim ve o da arkadaşlarıyla sinemaya gitmeyi

çok sevdiğini söyledi. Hemen ona en sevdiği sinema oyuncusunun kim olduğunu sordum ve o

da büyük bir heyecanla “CHANNING TATUM” dedi. Her filmini en az bir kere izlemiş ve

aralarından en beğendiği film “Dear John”muş. Hobilerinin yanı sıra Deniz, kuşlardan ve

kapalı alanlardan oldukça fazla korkuyor.

Son zamanlarda kendisini “Suits” dizisine fazlasıyla kaptırmış durumda ve “Harvey Specter”

ismi bir süredir ağzından düşmüyor. En sevdiği şarkı ise “Riptide”.

İşte sizlere Deniz Gençer. Başta Çevre Komitesi Başkanları ve gazeteciler olmak üzere bütün

delegeler ona sahip olduğu için çok şanslı.

Daredevil

Page 14: Marvıl Sayı 0

Derin Sağmanlı

13 MARVIL

Karizmatik Derin Sağmanlı Bey, İstanbul’da 16 Ocak 1998’de doğmuş. Kendisiyle yaşadığım garip tanışmadan sonra, birazdan vereceğim bilgileri sordum ve tanışma şeklimizin aksine kendisinin hiç de garip biri olmadığını fark ettim. Kendisi şu an TED İstanbul Koleji’nde 11. Sınıf öğrencisi ve bu okula 9. sınıfta gelmiş. Bundan önce de sırasıyla MEF ve Terakki’de eğitim görmüş. Önümüzdeki sene sınav senesi geldiğinde de işletme ve girişimcilik bölümlerini tercih edecekmiş. Kendisi gayet uzun boylu bir arkadaşımız ve basketbolda milli takımımızda yer almış. En son oynadığı takım ise Darüşşafaka Doğuş’muş. EYP tipi konferanslarda daha önce beş kez bulunmuş, ancak bu ilk press görevi aldığı konferans olacak. Özellikle bu konferansta bulunmasının tek sebebi SAGEF’in prestiji değil baklavaya olan aşkıymış.

Kendisini en iyi nasıl tanıtabilirim diye sorduğumdaysa “dışarıdan rottweiler içinde ise golden” olduğunu belirtti, ayrıca Galatasaray taraftarı olduğunu da belirtmekten kaçınmadı (favorisi Melo). Bunun dışında hapishane filmlerini (Shawshank Redemption), “patlayan müzikleri” sevdiğini ve dans etmekte iyi olduğunu da ekledi. Boş zamanlarında spor yapıp, kalan vakitlerde ise arkadaşları ile vakit geçirmeyi sevdiğini söylerken Zorro isimli bir Alman Kurdu sahibi olduğunu ekledi. Bir kötü özelliği bazen fazla ciddileşebilmesiymiş. Son olarak “Kısaca neden SAGEF?” sorusuna cevabı 3 yanıtlı oldu; baklava, seyahate düşkünlüğü ve daha önce bir hocasının onu SAGEF’e davet etmesi oldu.

Deadpool

Page 15: Marvıl Sayı 0

Dilara Çobanoğlu

14 MARVIL

Peki, siz video editörümüz Dilara’yı ne kadar iyi tanıyorsunuz? En baştan başlayalım, 23 Aralık’ta bir sahil kenti olan Bodrum’da doğmuş, beş yaşına kadar orada yaşadıktan sonra İstanbul’a taşınmaya karar vermişler. İlk öğretimin ilk beş senesini Göztepe İlköğretim Okulu’nda tamamladıktan sonra, şu anda da okuduğu TED İstanbul kolejine geçmiş ve bir Fen-Matematik öğrencisi. EYP’deki üçüncü seferi olacakmış. Akademik hayatından sıyrılıp, günlük hayatına biraz girecek olursak; Dilara’yı anlatacak en güzel kelime sportif olur. İkinci sınıftan beri oynadığı voleybolun yanına yelken ve rüzgar sörfünü de eklemiş. Bunlarla birlikte hobileri arasında müzik dinlemeyi, dizi izlemeyi ve kitap okumayı da saydı. İlerde hayalinin dünyayı gezmek olduğunu söyledi; kalacağı yer ise Avusturalya olacakmış.

Dilara’nın “en”lerini sayayım şimdi size: en sevdiği şarkı Magic Man’den Paris, en sevdiği film türleri aksiyon, fantastik ve eski-çağ tarihi; en sevdiği hayvan kirpi, en sevdiği Disney filmi The Lion King, en büyük takıntısı vans ayakkabıları, en vazgeçilmezi Sturbucks’tan alacağı sıcacık bir kahve, en sevdiği tatlı tiramisu, en sevdiği diziler ise Shameless, American Horror Story ve Game of Thrones (yeni sezon için çok heyecanlı olduğunu da söylemeyi ihmal etmiyor). En sevmediği özelliğinin de inatçı olduğunu söylüyor ama ben onunla yaptığım kısacık konuşmadan ne kadar cana yakın ve tatlı biri olduğunu hemen anlıyorum. Gelecekte veterinerlik okumak ve hayvan davranışlarında uzmanlık yapmak istediğini belirterek bitiriyorum. Hah, bir de kahve molalarında onu tatlı ve tuzluyu aynı anda yerken görürseniz sakın şaşırmayın, bu onun bir özelliği. Dilara’nın yaratacağı videoların mükemmelliğinden şimdiden emin olduğumu söyleyerek yazımı noktalıyorum. Ben de sizin gibi onu daha yakından tanımak için can atıyorum.

Invisible Woman

Page 16: Marvıl Sayı 0

Eren Arapkir

15 MARVIL

Sempatik gazetecimiz Eren Arapkir, Ted İstanbul Koleji Lisesi’nde on birinci sınıf öğrencisi. Kendisi on dört yıldır Ted’de okumakta. 9 Eylül 1997 doğumlu olan Eren, Muş doğumlu. Uzun yıllardır tiyatroyla uğraşıyor ve bunu anlamak hiç de zor değil. Gerek konuşurken kullandığı jest ve mimikleri gerekse tonlamalarıyla hemen kendini belli ediyor. Tabi ki ses tonuna ve mimiklerine bu kadar iyi hükmedebilmesi ona sadece günlük konuşmada bir avantaj sağlamıyor, aynı zamanda neredeyse on beş farklı kişinin taklidini yapabilmesini de sağlıyor. Taklit yapma ve topluluğu eğlendirme konusunda üstüne kimseyi tanımadığım Eren’in uzmanlık alanı ise binlerce kez izlediği Gora. Türkü İbrahim Tatlıses’den, arabesk Orhan Gencebay’dan, Gora’da Eren Arapkir’den dinlenir dersek abartı olmaz.

Boş zamanlarında taklit çalışmalarının yanı sıra evde arkadaşlarıyla toplanıp Playstation oynamayı ve muhabbet etmeyi çok seviyor bu sempatik gazetecimiz. Çok sosyal ve topluluğu eğlendirebilme potansiyeline sahip olan Eren aynı zamanda çok da açık sözlü. Zaman zaman bu açık sözlülüğü fazla kaçabiliyor fakat karşısındakini kırmamaya dikkat ediyor Eren. Bazen sert çıkışları olsa da, bu özelliğini içi dışı bir olmaya borçlu samimi gazetecimiz. Kesinlikle yapmacıklıktan uzak bir tutum sergiliyor. Ayrıca Eren’in farklı takımların futbol ve basketbol formalarından oluşan derin bir koleksiyonu da var. Günlük hayattaki sorunlara ve arkadaşlarının problemlerine akılcı çözümler getirebilmesi Eren’in en sevdiği özelliği. Konferansı dört gözle bekleyen Eren, unutulmaz bir dört gün geçireceğimizi düşünüyor ve hepinize hoş geldiniz diyor.

Wolverine

Page 17: Marvıl Sayı 0

Haliskan Yurtyapan

16 MARVIL

22 Haziran 1995’te doğan Haliskan, anasınıfından ilköğretim 5.sınıfın sonuna kadar Nişantaşı Işık’ta okumuş. Bu sırada beş sene boyunca zeybeklik ve ege yöresi halk oyunu eğitimi almış. 6.sınıftan, 8. sınıfın sonuna kadar eğitimine Eyüboğlu’nda devam etmiş. Eyüboğlu’nda geçen zamanı boyunca da beysbol ve robotik alanlarında beceri kazanmış. Lise eğitimini de Bilfen’de tamamlamış. İlk olarak Bilfen’in fen lisesindeymiş, ama sonra Anadolu Lisesinin Fen-Matematik bölümüne geçmiş. Fakat hayata dair kararlarını değiştirmesi üzerine, son yılında eşit ağırlık bölümüne geçerek lise eğitimini tamamlamış. Üniversite sınavları sonucu İstanbul Üniversitesi İktisat Fakültesi’ni kazanmış. Haliskan arkadaşımız, şuan üniversite ikinci sınıfta ve 100 kişilik sınıfının temsilciliğini yürütmekte. Bununla kalmamış, aynı zamanda İşletme Kulübü’nde yönetim kurulunda olup finans direktörlüğü yapmaktadır. Mücadeleci olmayı sevdiğini söyleyen Haliskan, üniversite 1.sınıftan beri okulu ile beraber bir işte çalıştığını da belirtti. İlk sene reklam organizasyon firmasında dokuz ay boyunca proje stajyerliği yapmış ve bundan sonra 2014’ün Ağustos ayında, global bir firmadan çok güzel bir teklif almış. Orada da şuan yedinci ayını doldurmak üzereymiş.Çok çalışkan ve başarılı olduğunu düşündüğüm Haliskan’ı bir de günlük hayatında tanıyalım; Kaç konferansa katıldığını sorduğumda, saymadığını ama katıldığı konferansları söylediğince ve kendisinin de üniversitesinde konferanslar düzenlediğini öğrenince, Haliskan’ın konferanslar hakkında deneyimli olduğunu öğrendim. Boş zamanlarında sahilde bisiklete binmeyi çok sevdiğini ve dizi izlemekten hoşlandığını da eklemeyi unutmadı. En sevdiği diziler Breaking Bad, 24 ve How I Met Your Mother ve dinlemeyi en sevdiği gruplar ise Queen ve The Black Keys. Güzel bulduğu ünlüler Emma Stone ve Jennifer Morrison. Kendisinin inatçı olduğunu söyleyen Haliskan, bu özelliğini bazen sevdiğini söyledi. En sevdiği özelliklerinden biri de aile bağlarının kuvvetli olmasıymış. Kendisini bir hayvan sever olarak tanımladığım Haliskan, en sevdiği yemeğin sadece bir tane olmadığını, yemek ayrımı yapmadığını belirtti; ama en sevdiği tatlı baklava olduğu için Gaziantep’e gitmek için çok heyecanlı olduğunu söylemeyi de unutmadı.

Sage

Page 18: Marvıl Sayı 0

İpek Su Taluİpek Su Talu, 22 kasım 1998’ de İstanbul Nişantaşı’ndaki Amerikan Hastanesi’nde dünyaya gözlerini açtı. Birinci sınıfta Amerika’nın San Francisco şehrinde bir sene geçirdi ve tekrar İstanbul’a döndü. Şuan Üsküdar Amerikan’da hazırlık dolayısıyla onuncu sınıfı okuyor. En büyük akademik arzusu ise Amerika’da psikoloji mezunu olmak. Ama psikoloji İpek için sadece bir meslek değil. Kendisi için psikoloji hem bir tutku hem de bir yaşam felsefesi haline gelmiş. Bunu da arkadaşlarının ve kendisinin sorunlarını çözmedeki başarısından anlayabiliyorum. Aynı zamanda -İpek’in söylediğine göre - kardeşiyle de çok iyi anlaşıyormuş. Kardeşler arasında çok rastlamadığımız bu ‘’abla-kardeş iyi anlaşması’’ durumunda da kesinlikle İpek’in psikolojiye olan yatkınlığının faydası olduğunu düşünüyorum.

Hobilerine gelince kendisinin sporcu kimliği gözümüze çarpıyor. Yedi yıl lisanslı yüzücülük

yapmış ama bırakmış şuan ise Krav Maga yapıyormuş. (Krav Maga yapması çok hoşuma

gitmedi değil. Çok güzel bir dövüş sanatıdır. Bırakın yapmasını ismini biliyor olması bile

gözümdeki değerini çok arttırdı.).Aynı zamanda İpek on yaşından beri bir şarkı yazarıymış…

ama kimseye şarkılarından bahsetmiyormuş, o nedenle şşşşh. Boş zamanlarında dizi izlemeyi

tercih ediyor. Blue Mountain State hastasıymış ki bu, beni onunla ilgili Krav Maga’dan sonra

en çok şaşırtan şey olabilir … Biz SAGEF PRESS TEAM olarak kendisini minion taklidiyle

tanıdık desem yalan olmaz. Kendisinin yaptığı minion dublajını izlemenizi şiddetle tavsiye

ediyorum. Zaten minion hastası olduğunu söylememe gerek kalmamıştır sanırsam. Kendisinin

en iyi özelliğinin samimiyeti olduğunu savunan İpek, aynı zamanda da yapmacık insanlardan

nefret ediyormuş. Konferans geçmişine gelirsek kendisi İnsan Hakları komitesinde. Dördüncü

konferansı ve ilk gazeteciliği. Daha önce sadece delege olmuş. Şu ana kadar kendisiyle ilgili

öğrendiklerim bu kadar olsa da onu daha çok tanımaya can atıyorum.

Thor

17 MARVIL

Page 19: Marvıl Sayı 0

Mert Ege

18 MARVIL

Mert Ege (arkadaşları arasında Tege olarak anılır). 12 Ocak 1998 tarihinde İstanbul’da doğdu. İlkokulu TED İstanbul’da bitirdikten sonra Üsküdar Amerikan Lisesi’nde lise hayatına başladı. Arkadaşları tarafından fazlasıyla sevilen Mert sempatik ve bir o kadar da mizah yeteneği kuvvetli biri. Buna rağmen uzun süredir yalnız. Oğlak burcu ve burcunun özelliklerini büyük bir kısmını taşıyor. Kararlı, sorumluluk sahibi, mantıklı… 1 metre 95 santimetre boyunda, genlerinin yanı sıra iyi bir basketbol oyuncusu olmasının da katkısı büyük. En sevdiği renk lacivert. En merak ettiği Antep yemeği İmam Çağdaş’tan baklava.

Hayallerinin mesleği doktorluk… Hangi branşı seçeceğine bile karar vermiş. En büyük ideallerinden biri başarılı bir estetik cerrahı olmak. Çok istemesine rağmen hayatta en çok korktuğu şeylerin başında onlarca yıl süren tıp eğitimi var. Yaşamaktan zevk alan birisi, hayatından memnun yani değiştirmek istediği herhangi bir şey yok. Tam bir film aşığı. Bu özelliğini 1962 yılından beri çevrilmiş olan bütün filmleri izlemiş olmasından ve sinemaya gitmeye bayılmasından anlayabiliriz. Kocaman bir film arşivi var. İzlediği sayısız film arasından kendisi için James Bond’un özel bir yeri var. Interstellar da sevdiği filmler arasında. EYP konferanslarına bayılıyor. En özel konferansı 2.ALEF ve SAGEF’in harika olacağından fazlasıyla emin.

Jean Grey

Page 20: Marvıl Sayı 0

Mina Yılık

19 MARVIL

Dünya tatlısı editor yardımcımız Mina, 5 Ekim 1998, Bursa doğumlu ve terazi burcu. Ortaokulu Emine Örnek’te okuduktan sonra lise için İstanbul’a gelmiş. Kendisi şimdi Üsküdar Amerikan’da 10. sınıf öğrencisi. Gelecekteki hedefi bilgisayar mühendisi olmak. Editör yardımcımız ona yakın konferansa katılmış. Fakat bunlardan sadece üç tanesi EYP formatında ve bu yüzden de EYP’de yeni olduğunu söylüyor. İlk kez editor yardımcılığını yapacak ve bunun için çok heyecanlı olduğu her halinden anlaşılıyor. Boş zamanlarında web tasarımı yapmayı ve bolca dizi izlemeyi çok seviyor. En sevdiği diziler The Mentalist, Friends, Blue Mountain State ve American Horror Story. O da diğer kızlar gibi Evan Peters’a aşık. Kısa boylu olduğunu söyleyen sevimli editor yardımcımız sevgilisinin olmadığını, en çok basketçi, iyi kalpli erkeklerden etkilendiğini söylüyor. İki yıl boyunca jimnastik yapan Mina, künefeye bayıldığını söylemeden geçemiyor.

En sevdiği özelliğinin sevecen olması ve en sevmediği özelliğinin de fazla takıntılı olup hiç bir şekilde isteklerinden vazgeçememesi olduğunu söylüyor. Kendine uygun kitap bulamadığı için ‘’ Okursam en azından kaliteli olsun.’’ diyor ve en sevdiği yazarın Charles Dickens olduğunu belirtiyor. Evet, gerçekten de fazla kaliteli ve elit bir kişiliğe sahip kendisi. En sevdiği film türü komedi; çünkü izlerken kafasını dağıttığına inanıyor. En sevdiği film ise Nightmare Before Christmas (emin olamayanlar için, evet çizgi film olan). Konuşma arasında Mina’ya gelecekte konferanslara katılmayı planlayanlar için bir önerisi var mı diye sordum ve ‘’Kendilerinin hatırlayacakları ve bizim( medya ekibinin) de hakkında yazabileceğimiz güzel, unutulmaz anılar yaratsınlar.’’ cevabını aldım. Evet duydunuz bu dört gün boyunca eğlenmeye hazır olun!

Black Cat

Page 21: Marvıl Sayı 0

Umut Aziz Göksel

20 MARVIL

Umut benim 5 sene önce tanıştığım en yakınlarımdandır. Yakın olmamızın sağladığı nedenlerden birisi de 2 kat altımda oturması ve devamlı birlikte olmamızdır. Size biraz Umut’tan bahsetmek istiyorum. Umut 3 Ağustos 1995’te doğmuştur. Doğum yeri Ankara’dır fakat aslen Silivrili’dir. Anaokulundan lise son sınıfa kadar Ted İstanbul Koleji’nde eğitim görmüş olup şu anda da Maltepe Üniversitesi Tıp Fakültesi’nde eğitim görmektedir. Umut hayatının belirli dönemlerinde gitar,keman, piyano enstrümanlarının temel eğitimlerini ; Müjdat Gezen Kültür ve Sanat Merkezi’nde de tiyatro eğitimi almıştır. Şu anda devam edemese de vakit bulur bulmaz bu uğraşlara dönmek en büyük arzularındandır. Umut’un en sevdiği yemeğe gelirsek bu sorunun cevabını vermiyoruz fakat yemeğin yanında yoğurt, olmazsa olmazlarındandır ve bana da bu zevki katmıştır. İMDB Top 250’nin en az 200’ünü izleyen Umut’un seyretmekten haz aldığı filmler arasında Pulp Fiction, Schindler’in Listesi ve Alfred Hitchcock’un Psycho’su yer almaktadır. Klasik Müzik ve Klasik Rock dinlemekten zevk aldığı müzik türleridir. Karar vermek durumunda kaldığında hiçbir zorlanmayan Umut’un en güzel özelliklerinden birisi de yapmaya başladığı bir işi asla yarım bırakmamasıdır. “Bilimin Askeri” lakabını en çok yakıştırabileceğimiz insanlardan birisidir ve her ne pahasına olursa olsun bilim yolundan asla taviz vermez. Tıp bilimini okuyan ve okuduğu faydalı bilgileri etrafıyla paylaşıp şimdiden başarılı bir doktor olma yolunda ilerleyen Umut’un uzmanlığını yapmak istediği alan Estetik Cerrahi’dir. Bu demek oluyor ki ilerde estetik ile ilgili bütün operasyonlarımızda Umut’a emanetiz Zevklerine devam edecek olursak favori dizileri bir sürü.. Fakat bunlar arasında ilk 3’e Dexter,Breaking Bad ve Supernatural’i koymayı uygun görüyorum. Umut’un kendine has özelliklerinden başka birisi de konsol oyunlarda birinciliği asla elden bırakmaması. Bitirmesi en zor, en meşakatli oyunları %100 bir şekilde tamamlıyor. Başlayıp da bitirmediği oyun kesinlikle yok en sevdiği oyun Skyrim’dir. Aynı zamanda tavla ustasıdır. Normalde iyi oynadığımı düşünsem de Umut’a kaybettiğim oyun sayısı kazandıklarımdan fazladır. Şarap tadımı konusunda da uzmanlaşmaktadir. Popüleri değil kaliteliyi tercih eden Umut bu konferans için çok heyecanlı. Güzel dostlukların kurulacağı unutulmaz anıların yaşanacağı bu konferansın muhteşem geçmesini tıpkı benim gibi umut etmekte.

Ghost Rider

Page 22: Marvıl Sayı 0

MARVIL21

İpek Açıkgöz

Ekonomi komitesinin sevgili gazetecisi İpek Açıkgöz, 5 Şubat 1998 doğumlu, ve İstek

Kemal Atatürk lisesinde okuyor. SAGEF’e İstanbul’dan katılıyor. Ancak kendisini tek kelimeyle

ifade ettiği zaman cevabı “İzmirli”. Yapmayı en sevdiği şeyleri sorduğumda ise konuşmak ve yazı

yazmak diyor. Buradan da anlayabileceğimiz gibi İpek, insanlarla iletişim kurmayı seven,

sıcakkanlı birisi. Hayatta en değer verdiği şeyin gülümsemek olduğunu söyleyen İpek’ten,

soğukkanlı olmasını bekleyemezdik zaten. Şimdi nasıl konuşkan ise, küçükken de aynı şekilde

susmayı pek sevmezmiş. 10 yaşında İpek deyince kafanızda kırmızı yanaklı ve saçları iki yandan

toplanmış hiç susmayan İpek resmi belirebilir. Sevmediği şeylerin başında ise fikre yapılan

saygısızlık ve kendisine bir şeyin şart koşulması geliyor. En sevdiği şarkı Dream On, en sevdiği

film de Harry Potter. Biraz da EYP hayatından bahsedelim. Onun için EYP, yapmaktan hep keyif

alacağı, asla sıkılmayacağı, lise hayatının en güzel yanlarından bir tanesi. Bir konferanstan çıktıktan

sonra mutluluk ve bittiği için hissettiği buruk  üzüntü arasında bir duyguyla, “Ne güzeldi…”

diyebilmeyi çok seviyor. Eğer bir gün bir şeyle yer değiştirebilecek olsa uçağa binmeyi çok sevdiği

ve kuşlara çok özendiği için bir kuşla yer değiştirirmiş. Bir özelliğinle ünlü olacak olsan bu ne

olurdu deyince ise tiyatroyla ilgili olmasını istediğini söylüyor. Umarım bu konferansın sonunda da,

İpek “Ne güzeldi...” diyebilir.

Rogue

Page 23: Marvıl Sayı 0

Zamanda Yolculuk

22 MARVIL

Page 24: Marvıl Sayı 0
Page 25: Marvıl Sayı 0