Upload
mehmet-enes-gungor
View
65
Download
0
Embed Size (px)
Citation preview
1
Matematik
Dünyas›’ndanMerhabaMatematik Dünyas› yepyeni bir biçim, biçem ve kadroyla karfl›n›zda. Dergiye
y›llarca büyük eme¤i geçen sevgili Ünal Ufuktepe’den görevi devrald›k.
Dergi bundan böyle üç ayda bir ç›kacak, yani art›k mevsimlik olaca¤›z. Buna
karfl›l›k sayfa say›m›z› bir hayli art›rd›k.
Her say›m›z›n “kapak konusu” olacak. Bu say›n›n kapak konusu fonksiyonlar.
Bir sonraki say›m›zda eflyap› fonksiyonlar›n› (otomorfizmalar›) konu edece¤iz.
Yaz›lar›m›z›n birbirinden olabildi¤ince ba¤›ms›z olmas›na özen gösterdik. Yani
bir yaz› okunmadan ya da anlafl›lmadan bir baflka yaz›n›n anlafl›l›r olmas›n› istedik.
‹steyenin bir yüzü kara...
Her yay›n organ›nda okurlarda al›flkanl›k yaratan fal, bulmaca, hava durumu,
doktorunuz diyor ki gibi baz› sabit köfleler vard›r. Dergimizde de bundan böyle bir-
çok sabit köfle bulacaks›n›z.
Tayfun Akgül’ün karikatür ve desenleri sayesinde, matematikten çok zorlan›n-
ca biraz olsun soluklanabilece¤iz.
Matematik Dünyas›’n›n yay›n felsefesinde dirhem de¤ifliklik olmayacak. Eski
hamam eski tas yani... Ne mutlu bize! Her ne kadar öncelikle gençlere yönelik bir
yay›nsak da, herhangi bir müfredata, örne¤in lise müfredat›na ba¤›ml› de¤iliz ve
kesinlikle üniversite girifl s›navlar›na haz›rl›k dergisi de¤iliz. Bu dergi gerçek ve ba-
¤›ms›z bir matematik dergisidir (dolay›s›yla üniversite girifl s›nav› gibi dünyevi me-
selelerle ilgilenmez!) Gençler kadar, ö¤retmen ve araflt›rmac› matematikçilerin de
zevkle okumas›n› istedi¤imiz bir dergidir. Bu dergide okuyaca¤›n›z yaz›lar›n konu-
lar› araflt›rmac› matematikçilerin içli d›fll› olduklar› konulard›r.
Yaz›lar›m›z›n oras›na buras›na sorular serpifltirdik. Bu sorular› yan›tlayanlara ki-
taplar arma¤an edece¤iz.
Dergimizin daha canl›, daha heyecanl›, daha albenili olmas› için, daha daha aflk,
flevk ve enerjiyle dolmam›z için, daha daha daha çok kiflinin bu dergiden yararlan-
mas› için, matematik ve güzellik için abone say›m›z› ve sat›fl›m›z› art›rmal›y›z. Dergi-
mizi okuyun, okutun, okutturun ve abone bulun. Edilgen de¤il etkin bir okur olma-
n›z› diliyoruz. Unutmay›n ki Matematik Dünyas› kâr amac› gütmeyen, çal›flanlar›n›n
gönüllü oldu¤u, profesyonel matematikçilerin amatör bir ruhla emek verdikleri bir
dergidir. Bizim ödülümüz, güzellikleri bizimle paylaflan okur say›s›d›r.
En baflta Ünal Ufuktepe olmak üzere, Refail Alizade, Oktay Pashaev, Engin
Büyükafl›k, ‹smail Aslan, Murat Atmaca ve Ali Ihsan Neslitürk’ten oluflan geçmifl
Yay›n Kurulu’na ve yaz›m, dizgi ve aboneli¤e eme¤i geçmifl olan Eylem Erdo¤an,
Ahmet Yant›r, Tina Befleri, Günnur Ufuktepe ve Hakan Kutucu’ya tüm matema-
tiksevenler ad›na teflekkür ederiz.
K›sa süre içinde üç önemli matematikçiyi kaybettik. S›ras›yla Do¤an Çoker,
Murat Sertel ve Gündüz ‹keda, bildikleriyle, deneyimleriyle, daha yapabilecek-
leriyle aram›zdan ayr›l›p bizi yasa bo¤dular. Tek tesellimiz kuflaktan kufla¤a hepi-
mizde yaflayacak olmalar›.
Matematik dolu günler, ve daha da önemlisi bar›fl dileyerek merhaba.
Matematik Dünyas›, 2003 K›fl
3
• Prof. Dr. Do¤an Çoker’i, Prof. Dr. Murat Ser-
tel’i ve Prof. Dr. Gündüz ‹keda’y› kaybettik, ma-
tematik dünyas›n›n bafl› sa¤olsun. Çoker, Sertel
ve ‹keda’yla ilgili yaz›lar›m›z› bu say›m›zda bu-
labilirsiniz. (sayfa 32-41)
• Matematik dünyas› 25 Ekim
2002’de ünlü Frans›z matematikçi
René Thom’u kaybetti. 1972’de
yazd›¤› “Structural Stability and
Morphogenesis” adl› fonksiyonla-
r›n tekilliklerini konu alan kitab›n-
da dünyaya duyurdu¤u katastrof kuram›yla mate-
matik dünyas› d›fl›nda da ünlenen Thom’un bu
kuram› biyoloji, sosyoloji, hisse senetleri borsala-
r›nda buldu¤u uygulamalar›n yan›s›ra daha önce
öngörülemeyen do¤a olaylar›n›n tahminlerinde de
kullan›lmaya çal›fl›ld›. Henri Cartan’›n doktora
ö¤rencisi olan Thom, buldu¤u Cobordizm kura-
m›yla 1958’de matematik ödüllerinin en sayg›n›
olarak kabul edilen Fields Ödülü’nü kazanm›flt›r.
Sovyet matematikçileri Pontryagin ve Rokhlin’in
çal›flmalar›na devam etmifl ve n-boyutlu kompakt
bir çokkatl›n›n (manifold) n+1 boyutlu bir çokkat-
l›n›n s›n›r› olmas› için gerekli ve yeterli koflullar›
vermifltir. Thom D‹E konu¤u olarak 90’l› y›llar›n
bafl›nda Ankara’ya da gelmifltir.
• Geçti¤imiz y›l Cahit Arf’›n bir-
çok etkinlikle an›ld›¤› bir y›l oldu.
‹zmir Yüksek Teknoloji Enstitüsü
Matematik Bölümü (http://www.iy-
te.edu.tr/mathweb/index.html) ö¤-
rencileri Cahit Hoca için yaz›lan
bir oyunu sahneleyip birçok yerde oynarken, ‹s-
tanbul Bilgi Üniversitesi Matematik Bölümü
(www.math.bilgi.edu.tr) Cahit Hoca an›s›na her
y›l yenilenecek bir matematik yar›flmas› düzenledi.
ODTÜ Matematik (www.math.metu.edu.tr) Top-
lulu¤u da Cahit Hoca’y› kaybetti¤imiz 27 Aral›k gü-
nü bir panelle ve Cahit Arf filmiyle onu and›lar.
‹kinci Cahit Arf Konuflmas› ODTÜ’de gerçekleflti ve
Collège de France’tan ünlü matematikçi Don Zagi-
er “Taylor Coeff›cients of Modular Forms” adl›
konuflmas›n› verdi.
• Özellikle matematik ö¤retmenlerimize tan›tmak
istedi¤imiz bir kurulufl var: The Mathematical As-
sociation. 1871’de kurulan bu kuruluflun amac›
üniversite öncesi matemati¤in ö¤retilmesine ve
matematik ö¤retmenlerinin meslekiçi geliflimine
katk›da bulunmak. Bu amaç do¤rultusunda yedi
de¤iflik dergi ç›kar›yorlar. Bunlardan ö¤retmenle-
rimizin ilgisini çekebilecek baz›lar› flunlar: Pri-
mary Mathematics, Mathematical Pie, Symmetry
Plus, Mathematics in Schools ve 1894’ten beri ya-
y›mlanan The Mathematical Gazette. ‹lgilenenler
için Gazette’nin ODTÜ kütüphanesinde oldu¤unu
belirtmek isteriz. Daha fazla bilgi için bu kurulu-
flun www.m-a.org.uk adresindeki web sayfas› ge-
zilebilir.
• Wolf Ödülü’nü bu y›l Mikio Sato ve John Tate
kazand›lar. Konuyla ilgili yaz›m›z bu say›da yer
al›yor. (sayfa 71)
• Ülkemizin ilk uygulamal› matematik enstitüsü
ODTÜ’de aç›ld›. Bilimsel Hesaplama, Kriptoloji ve
Matematiksel Finans ve Sigorta Matemati¤i konu-
lar›nda lisansüstü e¤itim ve araflt›rma yapacak
enstitü hakk›nda daha fazla bilgi ODTÜ web say-
falar›ndan elde edilebilir.
• 1844’te Eugene Catalan taraf›n-
dan sorulan ve Catalan Sav› olarak
an›lan sorunun çözüldü¤ü duyu-
ruldu geçen yaz. Soru, 8 ve 9 tam-
say›lar› gibi, tamsay›lar›n kuvveti
olan ard›fl›k tamsay›lar›n olup ol-
mad›¤›yd›. ‹leri sürüldü¤ü gibi bu özelli¤e sahip tek
tamsay› çiftinin 8 ve 9 oldu¤u A¤ustos 2002’de Ro-
manya as›ll› genç matematikçi Preda Mihailescu
(http://www-math.uni-paderborn.de/~preda/) tara-
f›ndan kan›tland›¤› duyuruldu. Kan›t›n yer ald›¤›
makale flu s›ralarda Crelle Journal dergisinin ha-
kemleri taraf›ndan denetleniyor.
• Poincaré sorusunun kan›tland›¤› duyuruldu. To-
poloji köflemizde bu konuda daha genifl bilgi bu-
labilirsiniz. (sayfa 53)
• Londra Matematik Derne¤i’nin (LMS) popüler
matematik videolar› var. Ederi 10 dolar civar›n-
da olan bu videolar›n baz›lar› flöyle: Codes, Simu-
lating the World, Fractals - The New Geometry,
Tangent Circles, Patterns and Packing. Daha faz-
la bilgi LMS’nin www.lms.ac.uk adresinden al›-
nabilir.* ODTÜ Matematik Bölümü ö¤retim üyesi.
K›sa K›sa...fiafak Alpay* / [email protected]
• Princeton ‹leri Araflt›rma Merke-zi’nden (Institute of Advanced Stu-dies) ünlü matematikçi RobertLanglands (http://www.sunsi-te .ubc.ca/DigitalMathArchi-ve/Langlands/intro.html) Hazi-
ran’da ülkemizi ziyaret edecek. ‹stanbul’daki FezaGürsey Enstitüsü’nün konu¤u olacak olan Lang-lands konuflmalar›n› Türkçe yapacak. LanglandsProgram› ad›yla an›lan program matemati¤in çeflit-li yap›lar›n› birlefltirmek amac›n› tafl›yor. Daha dasomut olarak, bu program Galois Grup temsilleriy-le otomorfik formlar aras›ndaki iliflkileri irdeliyor.Langlands’›n 60’l› y›llarda ortaya sürdü¤ü bu prog-ramdaki her ilerleme matematik dünyas›nda önem-li bir baflar› olarak addedilir. Bafllang›ç izleri Ga-
uss’un 1801’de kan›tlad›¤› bir teoreme kadar gidenLanglands Program›’na katk›lar› nedeniyle 2002 Fi-elds Ödülü verilen Frans›z matematikçi LaurentLafforgue’un fonksiyon cisimlerinde kan›tlad›¤›teorem bu program› bir ad›m daha ileri götürdü.Foto¤rafta Langlands’›n 1967’de Türkiye vizesiiçin sundu¤u vesikal›k foto¤raf görülüyor. ♠
Dergide birçok soruyla karfl›laflacaks›n›z. Bu soru-
lar aç›k aç›k sorulmam›fl ya da iyi ifade edilmemifl
olabilirler. Yan›tlar›n›z›, bulduklar›n›z›, yazar› bel-
liyse yazar›n adresine, yoksa dergi adresine ve 15
Nisan 2003 tarihine kadar yollay›n. Sordu¤umuz
sorular›n yan›tlar›n› biz de bilmeyebiliriz! Hatta ya-
n›tlad›¤›n›z yada yan›tlayamad›¤›n›z akl›n›za gelen
sorular›n›z› da bize yollay›n. En güzel yan›tlara (so-
rulara da!) ödül olarak kitap verece¤iz.
Ödüllerimizden Sadece Birkaç›:
• Michael Guillen, Dünyay› De¤ifltiren Befl
Denklem, Tübitak 2002.
• G.H. Hardy, Bir Matematikçinin Savunmas›,
Tübitak 2001.
• Georges ‹frah, Rakamlar›n Evrensel Tarihi (4
cilt), Tübitak 1999.
• Malcolm E. Lines, Bir Say› Tut, Tübitak 2001.
• Ali Nesin, Önermeler Mant›¤›, ‹stanbul Bilgi
Üniversitesi 2001.
• Ali Nesin, Develerle Eflekler, ‹stanbul Bilgi
Üniversitesi 2002.
• Sinan Sertöz, Matemati¤in Ayd›nl›k Dünyas›,
Tübitak 2002.
• Dennis Shasha, Bunu Ancak Dr. Ecco Çözer,
Tübitak 2001.
• Dennis Shasha, Dr. Ecco’nun fiafl›rt›c› Serü-
venleri, Tübitak 2001.
• Matematik Dünyas›, bir y›ll›k abonelik.
Ödüller
Korsanlar
Adlar› 1, 2, 3, 4, 5 olan befl ak›ll›
korsan 100 alt›n bulmufllar. Bu
100 alt›n› korsanlar flu yöntemle
paylaflacaklar. En küçük numaral› kor-
sandan bafllayarak, her korsan s›ras›
geldi¤inde bir paylafl›m önerecek. Öbür
korsanlar paylafl›m› kabul edip etmediklerine dair oy
kullanacaklar. E¤er paylafl›m oyçoklu¤uyla kabul
edilirse oyun bitecek. E¤er paylafl›m kabul edilmezse
paylafl›m› öneren korsan denize at›lacak ve paylafl›m
önerme s›ras› bir sonraki korsana geçecek. Birinci kor-
san nas›l bir paylafl›m önermelidir? ♠
4
Matematik Dünyas›, 2003 K›fl
Ankara Ü. her çarflamba 15,30.
Bilkent Ü. her çarflamba 15,30.
Bo¤aziçi Ü. her çarflamba 14-15 (sonra çay kahve).
‹stanbul Bilgi Ü. (Kufltepe) her cuma saat 13,30.
ODTÜ her perflembe 15,40.
Matematik Seminerleri
• Princeton ‹leri Araflt›rma Merke-zi’nden (Institute of Advanced Stu-dies) ünlü matematikçi RobertLanglands (http://www.sunsi-te .ubc.ca/DigitalMathArchi-ve/Langlands/intro.html) Hazi-
ran’da ülkemizi ziyaret edecek. ‹stanbul’daki FezaGürsey Enstitüsü’nün konu¤u olacak olan Lang-lands konuflmalar›n› Türkçe yapacak. LanglandsProgram› ad›yla an›lan program matemati¤in çeflit-li yap›lar›n› birlefltirmek amac›n› tafl›yor. Daha dasomut olarak, bu program Galois Grup temsilleriy-le otomorfik formlar aras›ndaki iliflkileri irdeliyor.Langlands’›n 60’l› y›llarda ortaya sürdü¤ü bu prog-ramdaki her ilerleme matematik dünyas›nda önem-li bir baflar› olarak addedilir. Bafllang›ç izleri Ga-
uss’un 1801’de kan›tlad›¤› bir teoreme kadar gidenLanglands Program›’na katk›lar› nedeniyle 2002 Fi-elds Ödülü verilen Frans›z matematikçi LaurentLafforgue’un fonksiyon cisimlerinde kan›tlad›¤›teorem bu program› bir ad›m daha ileri götürdü.Foto¤rafta Langlands’›n 1967’de Türkiye vizesiiçin sundu¤u vesikal›k foto¤raf görülüyor. ♠
Dergide birçok soruyla karfl›laflacaks›n›z. Bu soru-
lar aç›k aç›k sorulmam›fl ya da iyi ifade edilmemifl
olabilirler. Yan›tlar›n›z›, bulduklar›n›z›, yazar› bel-
liyse yazar›n adresine, yoksa dergi adresine ve 15
Nisan 2003 tarihine kadar yollay›n. Sordu¤umuz
sorular›n yan›tlar›n› biz de bilmeyebiliriz! Hatta ya-
n›tlad›¤›n›z yada yan›tlayamad›¤›n›z akl›n›za gelen
sorular›n›z› da bize yollay›n. En güzel yan›tlara (so-
rulara da!) ödül olarak kitap verece¤iz.
Ödüllerimizden Sadece Birkaç›:
• Michael Guillen, Dünyay› De¤ifltiren Befl
Denklem, Tübitak 2002.
• G.H. Hardy, Bir Matematikçinin Savunmas›,
Tübitak 2001.
• Georges ‹frah, Rakamlar›n Evrensel Tarihi (4
cilt), Tübitak 1999.
• Malcolm E. Lines, Bir Say› Tut, Tübitak 2001.
• Ali Nesin, Önermeler Mant›¤›, ‹stanbul Bilgi
Üniversitesi 2001.
• Ali Nesin, Develerle Eflekler, ‹stanbul Bilgi
Üniversitesi 2002.
• Sinan Sertöz, Matemati¤in Ayd›nl›k Dünyas›,
Tübitak 2002.
• Dennis Shasha, Bunu Ancak Dr. Ecco Çözer,
Tübitak 2001.
• Dennis Shasha, Dr. Ecco’nun fiafl›rt›c› Serü-
venleri, Tübitak 2001.
• Matematik Dünyas›, bir y›ll›k abonelik.
Ödüller
Korsanlar
Adlar› 1, 2, 3, 4, 5 olan befl ak›ll›
korsan 100 alt›n bulmufllar. Bu
100 alt›n› korsanlar flu yöntemle
paylaflacaklar. En küçük numaral› kor-
sandan bafllayarak, her korsan s›ras›
geldi¤inde bir paylafl›m önerecek. Öbür
korsanlar paylafl›m› kabul edip etmediklerine dair oy
kullanacaklar. E¤er paylafl›m oyçoklu¤uyla kabul
edilirse oyun bitecek. E¤er paylafl›m kabul edilmezse
paylafl›m› öneren korsan denize at›lacak ve paylafl›m
önerme s›ras› bir sonraki korsana geçecek. Birinci kor-
san nas›l bir paylafl›m önermelidir? ♠
4
Matematik Dünyas›, 2003 K›fl
Ankara Ü. her çarflamba 15,30.
Bilkent Ü. her çarflamba 15,30.
Bo¤aziçi Ü. her çarflamba 14-15 (sonra çay kahve).
‹stanbul Bilgi Ü. (Kufltepe) her cuma saat 13,30.
ODTÜ her perflembe 15,40.
Matematik Seminerleri
1. Tan›m. Fonksiyon
kavram›n›n matemati¤in
en önemli kavramlar›ndan
biri oldu¤unu söylemek
fonksiyon kavram›na büyük hak-
s›zl›k olur. Fonksiyon, matemati¤in en
önemli kavramlar›ndan biri de¤il, matemati¤in
en önemli kavram›d›r. Küme kavram› hariç, bel-
ki...
Bilimin b’sinin girdi¤i her yerde fonksiyona
rastlan›r.
Art›k ilkokullarda bile ö¤retiliyor fonksiyon.
Herhalde afla¤›dakine benzer flekilleri e¤itim ha-
yat›n›z boyunca s›k s›k görmüflsünüzdür.
Üst soldaki yumurta bir kümedir (fiekil 1).
Sa¤daki domates de... ‹çindeki noktalar kümele-
rin elemanlar›d›r. Soldaki yumurtan›n her elema-
n› sa¤daki domatesin bir eleman›na bir okla “gön-
derilmifltir”.
Burada X kümesinden Y kümesine giden bir
fonksiyon flekledilmifltir. Sol taraftaki X kümesi-
nin dört eleman› vard›r: a, b, c ve d. Aç›kça söy-
lenmez ama bu elemanlar›n birbirinden de¤iflik ol-
duklar› varsay›l›r. Sa¤ taraftaki kümeninse befl
eleman› vard›r: 1, 2, 3, 4, 5.
ƒ, sol taraftaki kümenin her eleman›n› sa¤ ta-
raftaki kümenin bir eleman›na gönderen bir ku-
rald›r. Örne¤in X kümesinin a ve b elemanlar› ƒkural› gere¤ince Y’nin 1 eleman›na giderler. Bu,
ƒ(a) = ƒ(b) = 1
olarak gösterilir. Ayn› biçimde,
ƒ(c) = 4
ƒ(d) = 5
yaz›l›r.
Y’nin 2 ve 3 elemanlar›na X’ten hiçbir eleman
gitmiyor. Bu hiç sorun edilmez. X’ten Y’ye giden
bir fonksiyon Y’nin her eleman›na dokunmak zo-
runda de¤ildir.
Bu ilk örnekte de oldu¤u gibi, X’in iki ayr› ele-
man› (a ve b elemanlar›) Y’nin ayn› eleman›na (1
eleman›na) gidebilir. Hatta X kümesinin bütün
elemanlar› Y kümesinin ayn› eleman›na gidebilir. Bu
tür fonksiyonlara sabit fonksiyon denir (fiekil 2).
X kümesinden Y kümesine giden bir fonksi-
yonda önemli olan, X’in her eleman›n›n, tan›m-
lanan kural gere¤ince, Y’nin tek bir eleman›na
gönderilmesidir.
Örne¤in fiekil 3’teki kural bir fonksiyon ta-
n›mlamaz. Çünkü burada X kümesinin a elema-
n› Y kümesinin iki ayr› eleman›na (1’e ve 3’e)
gönderilmekte. Fonksiyonun tan›m› bunu ya-
saklar.
Dileyen, fiekil 3’teki “fley”e baflka bir ad bu-
labilir, örne¤in “çok de¤erli fonksiyon” ya da
“monksiyon” gibi. Ama bu “fley” kesinlikle bir
fonksiyon de¤ildir.
fiekil 4’teki fley de bir fonksiyon de¤ildir. Çün-
kü bu kez X kümesinin b eleman› Y’nin hiçbir ele-
man›na gönderilmemifl. Fonksiyonun tan›m› bu-
nu da yasaklar. X’ten Y’ye giden bir fonksiyon
X’in her eleman›n› Y’nin bir (ve bir tek) eleman›-
na göndermeli.
5
Matematik Dünyas›, 2003 K›fl
Kapak Konusu: Fonksiyonlar
Fonksiyonlara Genel Girifl
X Yƒ
a
bc
d
1
23
4
5
fiekil 1. Bir fonksiyon resmi
fiekil 2. Sabit 3 fonksiyonu
12
3
4
5
X Y
a
bc
d
a
b
c
d
X Y
1
32
4
5
fiekil 3. Bir monksiyon.
Fonksiyonun Türkçesi “gönderme” olabilir.
Al›fl›nca yabanc›l›k çekilmiyor, her zaman oldu-
¤u gibi...
E¤er ƒ, X kümesinden Y kümesine giden bir
fonksiyonsa, bunu
ƒ : X → Y
olarak ve e¤er ƒ fonksiyonu X kümesinin x elema-
n›n› Y kümesinin y eleman›na gönderiyorsa bunu,
ƒ(x) = y ya da ƒ : x a y
olarak yazar›z. O zaman y eleman›na x’in gö-
rüntüsü ya da imgesi denir.
X kümesine ƒ fonksiyonunun kalk›fl kümesi,
Y kümesine de var›fl kümesi ad› verilir.
Örne¤in, ƒ(x) = x2 kural›, tamsay›lar kümesi
Z’den gerçel (reel) say›lar kümesi R’ye giden bir
fonksiyondur. Elbette ƒ(–2) = ƒ(2) = 4.
Ama ayn› ƒ(x) = x2 kural› bize Z kümesinden
gene Z kümesine giden bir baflka fonksiyon verir.
Ve hatta ayn› kural bize Z kümesinden do¤al sa-
y›lar kümesi N’ye giden bir baflka fonksiyon ve-
rir. Ve hatta ayn› kural bize R kümesinden gene
R kümesine giden bir baflka fonksiyon verir. Ve
hatta ayn› kural bize R kümesinden negatif olma-
yan gerçel say›lar kümesi R≥0 kümesine giden bir
baflka fonksiyon verir...
Bir baflka deyiflle, fonksiyon kavram›n›n tan›m›-
n›n içinde (fonksiyonun kural›ndan baflka) bir de
fonksiyonun kalk›fl ve var›fl kümeleri vard›r. Kural
de¤iflmese de, kalk›fl ve var›fl kümeleri de¤iflti¤inde
fonksiyonun da de¤iflti¤i kabul edilir. Yani bir fonk-
siyon sadece bir kural de¤ildir, fonksiyon tan›m›n›n
içinde fonksiyonun kural› vard›r, ama ayn› zaman-
da kalk›fl ve var›fl kümeleri de vard›r.
Bir fonksiyonu, (kalk›fl kümesi + var›fl küme-
si + kalk›fl kümesinin her eleman› için var›fl kü-
mesinin tek bir eleman›n› veren bir kural) ola-
rak tan›mlayabiliriz. Ama a¤›z al›flkanl›¤›yla ve
kolayl›k olsun diye, ço¤u zaman sadece kural
söylenir. Kalk›fl ve var›fl kümelerinin bilindikleri
varsay›l›r.
Örnekler. ƒ(x) = √x kural›, gerçel say›lar kü-
mesi R’den gerçel say›lar kümesi R’ye giden bir
fonksiyon tan›mlamaz, çünkü negatif gerçel say›-
lar›n karekökü yoktur (ya da R’de de¤ildir bu ka-
rekök.) X’ten Y’ye giden bir fonksiyon, X’teki
her eleman› Y’deki bir elemana göndermeli.
Öte yandan, ayn› kural, negatif olmayan ger-
çel say›lar kümesi R≥0’den R’ye bir fonksiyon ta-
n›mlar.
Buna benzer bir nedenden, ƒ(x) = 1/x kural›,
gerçel say›lar kümesi R’den gerçel say›lar küme-
si R’ye giden bir fonksiyon tan›mlamaz (0’in gö-
rüntüsü yok.) Öte yandan ƒ(x) = 1/x kural›, R>0
kümesinden R kümesine (R>0 kümesine de) giden
bir fonksiyon tan›mlar. Ayn› kural, R \ {0} küme-
sinden R’ye giden bir baflka fonksiyon tan›mlar.
ƒ(x) = ± x kural› da R’den R’ye giden bir
fonksiyon tan›mlamaz, çünkü ƒ(x) tek bir
de¤er olmal›. X’ten Y’ye giden bir fonksiyon,
X kümesindeki her eleman› Y kümesinden
tek bir elemana göndermeli.
Öte yandan, ƒ(x) = {x, –x} kural› R küme-
sinden R’nin (en fazla iki elemanl›) altküme-
ler kümesine giden bir fonksiyon tan›mlar.
Kural da Nesi? Bu “kural” sözcü¤ü sizi rahat-
s›z etmifl olabilir. Bu sözcükten ben de rahats›z›m.
Her fleyden önce “kural”›n tan›m›n› yapmad›k.
Kural da ne demek! Ayr›ca kural› belli olmayan
ya da kural› bilinip de hesaplanamayan fonksiyon-
lar da vard›r. Örne¤in, her do¤al say›y›, bafl›mda-
ki flu andaki saç teli say›s› art› ‹kinci Dünya Sa-
vafl›’nda ölen Frans›z subay› say›s›na yollayan
sabit fonksiyonun de¤eri san›r›m bilinmez, ama bu
“kural” gene de bir fonksiyon tan›mlar. Biz flim-
dilik bu tür tuhafl›klar› görmezden gelelim. Ama
sadece flimdilik... Seçim Fonksiyonlar› yaz›s›nda
kural› bilinmeyen fonksiyonlar› konu edece¤iz.
Sizi daha fazla rahats›z edecek bir fley daha
söyleyeyim: Fonksiyonun matematiksel tan›m› yu-
kardaki gibi de¤ildir. Matematikte her fley bir kü-
medir, fonksiyon da dahil olmak üzere... Ve biz yu-
kar›da fonksiyonu bir küme olarak tan›mlamad›k...
Ama – inan›n bana – fonksiyonun tam matematik-
sel tan›m›n› bilmek pek o kadar önemli de¤ildir.
Sonuç olarak, X kümesinden Y kümesine giden
bir fonksiyon, X kümesinin her eleman›n› Y küme-
sinden tek bir elemana götüren bir kurald›r.
6
a
b
c
d
XY
1
23
4
5
fiekil 4. Bir baflka monksiyon.
Say› Kümeleri
Do¤al say›lar kümesi = N = {0, 1, 2, 3,...}
Tam say›lar kümesi = Z = {..., -3, -2, -1, 0, 1, 2, 3, ...}
Kesirli say›lar kümesi = Q = {a/b : a, b ∈ Z, b ≠ 0}
Gerçel say›lar kümesi = R = “say› do¤rusu”ndaki tüm say›lar
Matematik Dünyas›, 2003 K›fl
2. Fonksiyonlar›n Bileflkesi. ƒ, X kümesinden
Y kümesine, g de Y kümesinden Z kümesine giden
bir fonksiyon olsunlar. Örne¤in afla¤›daki flekilde-
ki gibi:
Bu iki fonksiyonun bileflkesini al›p X’ten Z’ye
giden bir fonksiyon elde edebiliriz. fiöyle yapar›z:
X’ten herhangi bir eleman alal›m, diyelim a’y› al-
d›k. Bu elemana ƒ’yi uygulay›p Y’den bir eleman
bulal›m; örne¤imizde ƒ(a) buluruz, yani 1’i. fiim-
di Y’nin bu eleman›na g’yi uygulay›p Z’den bir ele-
man bulal›m, örne¤imizde g(1) buluruz, yani r’yi.
Bu bize yeni bir fonksiyon verir. Bu yeni fonksi-
yon, X’in a eleman›n› Z’nin r eleman›na gönde-
rir (fiekil 6.)
Yukar›da ƒ ve g fonksiyonlar›n› kullanarak el-
de etti¤imiz fonksiyona ƒ ve g’nin bileflkesi ad› ve-
rilir ve bu yeni fonksiyon g ° ƒ olarak yaz›l›r. Yu-
karda da gördü¤ümüz gibi,
(g ° ƒ)(a) = g(ƒ(a)) = g(1) = r.
Bunun gibi,
(g ° ƒ)(b) = g(ƒ(b)) = g(1) = r,
(g ° ƒ)(c) = g(ƒ(c)) = g(4) = u,
(g ° ƒ)(d) = g(ƒ(d)) = g(5) = u.
g ° ƒ bileflkesinden söz edebilmek için ƒ küme-
sinin var›fl kümesiyle g kümesinin kalk›fl kümele-
rinin ayn› kümeler olmas› gerekti¤ine dikkatinizi
çekerim. Kalk›fl ve var›fl kümeleri ayn› olan fonk-
siyonlar›n (yani bir X kümesinden gene ayn› X kü-
mesine giden fonksiyonlar›n) hiç düflünmeden is-
tedi¤imiz gibi bileflkelerini alabiliriz.
Fonksiyonlar›n bileflkesi önemli bir kavram-
d›r. Birkaç örnek daha verelim.
Örnek 1. ƒ : R → R≥0 fonksiyonu ƒ(x) = x2
kural›yla, g : R≥0 → R fonksiyonu g(x) = x – 5
kural›yla tan›mlans›n. O zaman, her x ∈ R için,
(g ° ƒ)(x) = g(ƒ(x)) = g(x2) = x2 – 5.
Bu örnekte g ve ƒ’nin de bileflkelerini al›p ƒ ° g
fonksiyonundan söz edebiliriz: Her x ∈ R için,
(ƒ ° g)(x) = ƒ(g(x)) = ƒ(x – 5) = (x – 5)2.
Görüldü¤ü gibi g ° ƒ ≠ ƒ ° g.
Örnek 2. ƒ : R≥0 → R≥0 fonksiyonu ƒ(x) = √x
olarak tan›mlans›n. g : R≥0 → R fonksiyonu da
g(x) = x – 5 olarak tan›mlans›n. O zaman, her
x ∈ R≥0 için, (g ° ƒ)(x) = g(ƒ(x)) = g(√x) = √x – 5.
Bu örnekte ƒ ° g diye bir fonksiyondan sözedeme-
yiz, çünkü g’nin var›fl kümesi negatif say›lar› içe-
riyor ama ƒ negatif say›larda tan›mlanm›yor.
Bileflkenin Birleflme Özelli¤i. Afla¤›daki gibi üç
fonksiyonumuz olsun:
ƒ : X →Y,
g : Y → Z,
h : Z → T.
Bu üç fonksiyonla ilk bak›flta de¤iflik gibi
görünen iki ifllem yapabiliriz:
1) g ° ƒ : X → Z ve h : Z → T fonksiyonlar›-
n›n bileflkesini al›p h ° (g ° ƒ) : X → T fonksiyo-
nuna bakabiliriz.
2) ƒ : X → Y ve h ° g : Y → T fonksiyonlar›-
n›n bileflkesini al›p (h ° g) ° ƒ : X → T fonksiyo-
nuna bakabiliriz.
Bu iki fonksiyon birbirine eflittir. Bunu kan›t-
layal›m.
Ama önce iki fonksiyonun ne zaman birbiri-
ne eflit oldu¤unu bilmeliyiz: E¤er ayn› kalk›fl ve va-
r›fl kümeleri olan iki fonksiyon, kalk›fl kümesin-
deki her eleman›, hep, var›fl kümesinin ayn›
eleman›na gönderiyorlarsa, o zaman o iki fonk-
siyon eflittirler. Örne¤in, R’den R’ye giden
a(x) = fonksiyonuyla b(x) = |x| fonksiyonu
birbirine eflittirler.
X’den T’ye giden h ° (g ° ƒ) ve (h ° g) ° ƒ fonk-
siyonlar›n›n ald›klar› de¤erleri hesaplayal›m, baka-
l›m eflitler mi? x ∈ X olsun. Bileflkenin tan›m›n› iki-
fler kez uygulayarak hesaplayal›m:
(h ° (g ° ƒ))(x) = h((g ° ƒ)(x)) = h(g(ƒ(x))
((h ° g) ° ƒ)(x) = (h ° g)(ƒ(x)) = h(g(ƒ(x)).
Demek ki, her x ∈ X için,
(h ° (g ° ƒ))(x) = ((h ° g) ° ƒ)(x).
Dolay›s›yla h ° (g ° ƒ) = (h ° g) ° ƒ.
Buna fonksiyonlar›n birleflme özelli¤i denir.
Bu demektir ki ikiden fazla fonksiyonun bilefl-
kesini al›rken parantez kullanmak gereksizdir; s›-
ra gözettikten sonra, bileflkelerini almak için fonk-
siyonlar› diledi¤imiz gibi grupland›rabiliriz. Bu
nedenle h ° (g ° ƒ) ya da (h ° g) ° ƒ yazmak yeri-
ne, parantezleri at›p h ° g ° ƒ yazar›z.
7
Matematik Dünyas›, 2003 K›fl
a
bc
d
X Yƒ g
Z
1
23
45
rs
t
u
fiekil 5. ƒ ve g fonksiyonlar›
X Zg ° ƒ
a
bc
d
rs
t
u
fiekil 6. g ° ƒfonksiyonu
x2
Bileflkenin Etkisiz Eleman›. X herhangi bir
küme olsun. X’ten X’e giden çok özel bir fonk-
siyon tan›mlayaca¤›z flimdi, özdefllik fonksiyo-
nunu. Özdefllik fonksiyonu, X’in her eleman›n›
gene kendisine gönderir, yani asl›nda hiçbir fley
yapmaz! X’ten X’e giden bu fonksiyon IdX ola-
rak gösterilir. Id, “özdefllik” anlam›na gelen ‹n-
gilizce identity’nin ya da Frans›zca identité’nin
Id’idir.
Demek ki, her x ∈ X için, IdX(x) = x.
Özdefllik fonksiyonlar›n›n flu özelli¤i vard›r:
E¤er ƒ : X → Y bir fonksiyonsa, o zaman,
ƒ ° IdX = ƒ ve IdY ° ƒ = ƒ.
Bu yüzden özdefllik fonksiyonuna, fonksiyonlar›n
etkisiz eleman› da diyebiliriz.
3. FONKS‹YON ÇEfi‹TLER‹: Birebir, Ör-
ten, Eflleme, Eflleflme. Bu bölümde fonksiyonlar›n
baz› önemli özelliklerini tan›mlayaca¤›z.
Örten Fonksiyonlar. fiekil 1’deki örne¤e bir
kez daha bakal›m. O örnekte X’ten hiçbir eleman
Y’nin 2 ve 3 eleman›na gitmemifl. fiimdi 2 ve 3 ele-
manlar›n› Y’den at›p yeni bir g fonksiyonu tan›m-
layal›m (fiekil 8. Var›fl kümesi de¤iflti¤inden, va-
r›fl kümesi art›k Y de¤il, var›fl kümesine Z diyelim.)
Bu sefer, var›fl kümesi Z’nin her eleman›na X’ten
bir eleman ulafl›yor. Bu özelli¤i olan bir fonksiyo-
na örten fonksiyon denir.
Daha formel bir biçimde ifade edecek olur-
sak, bir g : X → Z fonksiyonu, e¤er
her z ∈ Z için, g(x) = z eflitli¤ini
sa¤layan bir x ∈ X vard›r
özelli¤ini sa¤l›yorsa, o zaman g fonksiyonuna ör-
ten denir.
Örne¤in R’den R’ye giden ƒ(x) = x2 kural›y-
la tan›mlanm›fl fonksiyon örten de¤ildir, çünkü ka-
resi –1 olan bir gerçel say› yoktur. Ama R’den R≥0
kümesine giden ve gene ƒ(x) = x2 kural›yla tan›m-
lanm›fl fonksiyon örtendir.
n elemanl› bir kümeden Y kümesine giden
örten bir fonksiyon olmas› için, Y’nin en fazla n
eleman› olmal›d›r elbet.
Birebir Fonksiyonlar. Gene fiekil 1’deki örne-
¤e bakal›m. O örnekte X’in a ve b elemanlar›
Y’nin ayn› eleman›na (1’e) gidiyorlar. X kümesin-
den a ya da b’den birini atarsak böyle bir “so-
run”la karfl›laflmay›z. Diyelim b’yi att›k. Elde et-
ti¤imiz fonksiyona h diyelim. (fiekil 9. X kümesi
de¤iflti¤inden, kalk›fl kümesi art›k X de¤il. Kalk›fl
kümesine T diyelim.) fiimdi art›k h fonksiyonun-
da kalk›fl kümesi T’nin her eleman› var›fl kümesi
Y’nin bir baflka eleman›na gider. Yani h : T → Y
fonksiyonu,
her t1, t2 ∈ T için, e¤er
h(t1) = h(t2) eflitli¤i do¤ruysa,
o zaman t1 = t2 eflitli¤i do¤rudur
özelli¤ini sa¤lar. Bu özelli¤i sa¤layan fonksiyon-
lara birebir fonksiyonlar denir.
Örne¤in R’den R’ye giden ƒ(x) = x2 kural›y-
la tan›mlanm›fl fonksiyon birebir de¤ildir. Çünkü
örne¤in –3 ve 3 ayn› elemana (9’a) giderler. Öte
yandan R≥0 kümesinden R’ye giden ve gene ƒ(x)
= x2 kural›yla tan›mlanm›fl fonksiyon birebirdir.
Bir X kümesinden n elemanl› bir kümeye gi-
den birebir bir fonksiyon olmas› için, X’in en
fazla n eleman› olabilir elbet.
Efllemeler. Yukarda verdi¤imiz örneklerden
dördüncü özet olarak yazal›m:
1) ƒ : R → R, ƒ(x) = x2 fonksiyonu ne örten-
dir ne de birebir.
2) g : R → R≥0, g(x) = x2 fonksiyonu örten-
dir ama birebir de¤ildir.
3) h : R≥0 → R, h(x) = x2 fonksiyonu birebir-
dir ama örten de¤ildir.
4) k : R≥0 → R≥0, k(x) = x2 fonksiyonu hem
birebirdir hem de örten.
8
Matematik Dünyas›, 2003 K›fl
a
b
c
d
X X
a
b
c
d
fiekil 7. Özdefllik fonksiyonu
X Z
a
b
c
d
g
1
4
5
fiekil 8. Örten bir fonksiyon resmi.
a
c
d
T Y
1
23
4
5
fiekil 9. Birebir fonksiyon resmi.
h
Hem örten hem de birebir olan bir fonksiyo-
na eflleme denir. Demek ki dördüncü örnek bir efl-
leme, di¤er üçü de¤il.
IdX her zaman bir efllemedir elbet.
Aralar›nda eflleme olan iki sonlu kümenin ele-
man say›s› eflit olmak zorundad›r.
Bir kümeden gene kendisine giden efllemelere
eflleflme diyebiliriz.
Al›flt›rmalar. Afla¤›daki al›flt›rmalarda iki
fonksiyonun bileflkesinden söz edildi¤inde, bu
fonksiyonlar›n bileflkesinin al›nabilece¤i, yani bi-
rinin var›fl kümesinin di¤erinin kalk›fl kümesinin
içinde oldu¤u varsay›lmaktad›r.
i. ‹ki örten fonksiyonun bileflkesinin örten ol-
du¤unu kan›tlay›n.
ii. ‹ki birebir fonksiyonun bileflkesinin bire-
bir oldu¤unu kan›tlay›n.
iii. ‹ki efllemenin bileflkesinin eflleme oldu¤u-
nu kan›tlay›n.
iv. ƒ ° g örtense ƒ’nin de örten oldu¤unu ka-
n›tlay›n. g de örten olmak zorunda m›?
v. ƒ ° g birebirse g’nin de birebir oldu¤unu ka-
n›tlay›n. ƒ de birebir olmak zorunda m›?
Efllemelerin Tersi. ƒ : X → Y bir fonksiyon ol-
sun. ƒ, X’in elemanlar›n› Y’nin elemanlar›na gö-
türüyor. fiimdi, bunun tam tersini yapmak istiyo-
ruz, Y’nin bir eleman›n› X’e, aynen geldi¤i yere
geri göndermek istiyoruz. Örne¤in ƒ(a) = b ise, b’yi
a’ya geri göndermek istiyoruz ve bunu bir fonk-
siyonla yapmak istiyoruz.
‹ki sorun ç›kabilir:
1) Y’deki bir elemana ƒ dokunmayabilir. O za-
man dokunulmayan bu eleman› geri gönderecek
yer yoktur. Ama e¤er ƒ örtense o zaman bu sorun
ortadan kalkar.
2) Y’deki ayn› elemana X’ten birden çok ele-
man dokunabilir. O zaman Y’nin bu eleman›n›
kendisine dokunan elemanlardan hangi birine ge-
ri gönderece¤iz? Aralar›ndan seçim yapmak gere-
kebilir. Zor ifl! Ama e¤er ƒ birebirse böyle bir so-
runla karfl›laflmay›z.
E¤er ƒ hem birebir hem de örtense (yani eflle-
meyse), Y’nin her eleman›na X’in bir ve bir tek ele-
man› dokunur. O zaman ƒ fonksiyonunun tersi-
ni tan›mlayabiliriz:
Tan›m: ƒ : X → Y bir eflleme olsun.
ƒ –1 : Y → X
fonksiyonunu flöyle tan›mlayal›m:
ƒ –1(y) = x ⇔ ƒ(x) = y.
ƒ –1 fonksiyonu da bir efllemedir. ƒ –1 fonksi-
yonuna ƒ’nin tersi denir. Afla¤›daki eflitlik sa¤la-
n›r elbet:
ƒ –1 ° ƒ = IdX ve ƒ ° ƒ –1 = IdY.
Ayr›ca, g ° ƒ = IdX ve ƒ ° g = IdY eflitlikleri-
ni sa¤layan bir g : Y → X fonksiyonu ƒ –1 fonk-
siyonuna eflit olmak zorundad›r. (Neden?)
4. Görüntü ve Öngörüntü
ƒ : X → Y bir fonksiyon olsun. E¤er A, X’in
bir altkümesiyse, ƒ(A) kümesini flöyle tan›mlaya-
l›m:
ƒ(A) = {ƒ(a) : a ∈ A}.
ƒ(A), Y kümesinin bir altkümesidir elbette.
ƒ(A) kümesine A’n›n (ƒ alt›nda) görüntüsü ad› ve-
rilir. Örne¤in ƒ : R → R fonksiyonu ƒ(x) = x2 ku-
ral›yla verilmiflse,
ƒ({5}) = {25}
ƒ({−5, 5}) = {25}
ƒ({−3, 5}) = {9, 25}
ƒ((−1,1)) = [0,1)
ƒ(R) = R≥0
ƒ(∅) = ∅.
fiimdi de B ⊆ Y verilmifl olsun. X’in ƒ –1(B)
altkümesini flöyle tan›mlayal›m:
ƒ –1(B) = {x ∈ X : ƒ(x) ∈ B}.
Yani ƒ –1(B), X’in ƒ fonksiyonu alt›nda B’ye
giden elemanlar›ndan oluflur. ƒ –1(B) kümesine
B’nin öngörüntüsü ad› verilir. Yukardaki R’den
R’ye giden ƒ(x) = x2 fonksiyonu örne¤ini alacak
olursak,
9
Matematik Dünyas›, 2003 K›fl
AX Y
ƒ(A)
ƒ
fiekil 10.A’n›n görüntüsü
X Yƒ
ƒ−1(B)
B
fiekil 11.B’nin öngörüntüsü
ƒ −1({25}) = {-5, 5}
ƒ −1({0, 25}) = {-5, 0, 5}
ƒ −1({3}) = {-√3, √3}
ƒ−1((−1,0)) = ∅ƒ −1([−1,0]) = {0}
ƒ −1([−1,1]) = [-1,1]
Böylece ƒ : X → Y fonksiyonu, ℘(X)’ten
℘(Y)’ye ve ℘(Y)’den ℘(X)’e giden iki fonksiyon
tan›mlar. Pek do¤ru de¤il belki ama, bu fonksi-
yonlar da genellikle ƒ ve ƒ −1 olarak yaz›l›r (oysa
ƒ ∼ gibi hafifçe de¤iflik bir biçimde yaz›lmas› da-
ha do¤ru olurdu.)Al›flt›rmalar.
i. A1 ⊆ A2 ⊆ X ise, ƒ(A1) ⊆ ƒ(A2) iliflkisini ka-
n›tlay›n.
ii. A1 ve A2 kümeleri X’in altkümeleriyse,
ƒ(A1 ∪ A2) = ƒ(A1) ∪ ƒ(A2) eflitli¤ini kan›tlay›n.
iii. A1 ve A2 kümeleri X’in altkümeleriyse,
ƒ(A1 ∩ A2) ⊆ ƒ(A1) ∩ ƒ(A2) iliflkisini kan›tlay›n.
Eflitli¤in her zaman do¤ru olmad›¤›n› gösterin.
E¤er ƒ birebirse eflitli¤in do¤ru oldu¤unu gösterin.
iv. B1 ⊆ B2 ⊆ Y ise, ƒ –1(B1) ⊆ ƒ –1(B2) iliflki-
sini kan›tlay›n.
v. B1 ve B2 kümeleri Y’nin altkümeleriyse,
ƒ –1(B1 ∪ B2) = ƒ –1(B1) ∪ ƒ –1(B2) eflitli¤ini ka-
n›tlay›n.
vi. B1 ve B2 kümeleri Y’nin altkümeleriyse,
ƒ –1(B1 ∩ B2) = ƒ –1(B1) ∩ ƒ –1(B2) iliflkisini kan›t-
lay›n. ♠
10
Altkümeler Kümesi
E¤er X bir kümeyse, X’in altkümelerinden oluflan küme ℘(X) olarak yaz›l›r. Örne¤in e¤er X = {1,
2, 3} ise
℘(X) = {∅, {1}, {2}, {3}, {1, 2}, {1, 3}, {2, 3}, {1,2,3}}
dir. Demek ki, bu örnekte {1, 2} ∈ ℘(X). Öte yandan 1 ∉ ℘(X), çünkü 1, X’in bir altkümesi de¤il, sadece
bir eleman›.
Bir baflka örnek: X = {1, 2, {1, 2}} olsun. Bu sefer {1, 2} kümesi hem X’in hem de ℘(X)’in bir ele-
man›d›r.
Genel olarak, X kümesinin n eleman› varsa, ℘(X) kümesinin 2n eleman› vard›r. E¤er tümevar›mla
kan›t›n ne demek oldu¤unu biliyorsan›z, bunu tümevar›mla kan›t yönetiyle kolayl›kla kan›tlayabilirsiniz.
℘(N), ℘(Z), ℘(Q), ℘(R) kümelerinin elemanlar›n› teker teker belli bir s›rayla yazmak olanaks›zd›r.
(Denemeyin! Sonsuzu Saymak yaz›s›na bak›n, sayfa 15) ama vard›r böyle kümeler.
Örne¤in, çift do¤al say›lar kümesi {0, 2, 4, 6, 8, 10, ...}, ℘(N), ℘(Z), ℘(Q) ve ℘(R) kümelerinin her-
birinin eleman›d›r. Asal say›lar kümesi {2, 3, 5, 7, 11, 13, ...} de bu kümelerin birer eleman›d›r.
Örne¤in, (3, 5) aç›k aral›¤› ℘(R) kümesinin bir eleman›d›r.
Elbette, X hangi küme olursa olsun, ∅ ve X, ℘(X)’in bir eleman›d›r. ♠
Sonlu bir kümeden o kümenin altkümeler kümesine giden örten bir fonksiyon yoktur çünkü 2n > n
dir (tümevar›mla kan›tlanabilir bu eflitsizlik.) Bu olgu çok daha genel olarak do¤rudur:
Teorem. Bir kümeden o kümenin altkümeler kümesine giden örten bir fonksiyon yoktur.
Kan›t: X bir küme olan ƒ, X kümesinden ℘(X) kümesine giden örten bir fonksiyon olsun. Bir çeliflki
elde edece¤iz.
X’in flu altkümesine bakal›m: Y = {x ∈ X : x ∉ ƒ(x)}.
Y, X’in bir altkümesi oldu¤undan, ℘(X)’in bir eleman›d›r da ayn› zamanda. ƒ örten bir fonksiyon
oldu¤undan, belli bir x ∈ X için, ƒ(x) = Y olmal›. fiimdi, x, Y’nin bir eleman› m› de¤il mi sorusunu soral›m,
can al›c› soru!
x ∈ Y ⇔ x ∉ ƒ(x) ⇔ x ∉ Y
(Birinci eflde¤erlik Y’nin tan›m›ndan , ikincisi Y = ƒ(x) eflitli¤inden ç›k›yor.) Bu bir çeliflkidir. Demek ki
X kümesinden ℘(X) kümesine giden örten bir fonksiyon yoktur. ♠
Matematik Dünyas›, 2003 K›fl
Soru 1. n elemanl› bir
kümeden m elemanl› bir
kümeye giden kaç
fonksiyon vard›r?
Yan›t: mn tane vard›r, çünkü n elemanl›
kümenin her eleman›n›n gidebilece¤i tam m yer
vard›r. n elemanl› kümenin her eleman› için m ele-
manl› kümenin herhangi bir eleman›n› seçebiliriz.
Soru 2. n elemanl› bir kümeden m elemanl› bir
kümeye giden kaç eflleme vard›r?
Yan›t: Efllemelerin say›s›n› bulmak da
oldukça kolay. E¤er n ≠ m ise bu say› s›f›rd›r,
öyle bir eflleme olamaz. E¤er n = m ise bu say›
n!’dir. Çünkü birinci eleman›n gidecek n yeri
vard›r. Birinci eleman›n gidece¤i yer belirlen-
di¤inde ikinci elemana n − 1 yer kal›r. Bu yer de
belirlendi¤inde, üçüncü elemana n − 2 yer kal›r...
Son elemana tek bir yer kal›r.
Soru 3. n elemanl› bir kümeden m elemanl› bir
kümeye giden kaç birebir fonksiyon vard›r?
Yan›t: E¤er n > m ise bu say› s›f›rd›r. E¤er n
= m ise, her birebir fonksiyonun bir eflleme olmas›
gerekti¤inden bu say› n! dir. Ya n < m ise?
Bu say›ya ƒ(n, m) diyelim. Demek ki, ƒ(n, n)
= n! ve e¤er n > m ise ƒ(n, m) = 0.
ƒ(n, m) say›lar›n› bulmak pek o kadar zor
de¤ildir, bulal›m.
n elemanl› kümemizi
A = {a1, ..., an}
olarak gösterelim, m elemanl› kümemizi de
B = {b1, ..., bm}
olarak gösterelim. A kümesinin birinci eleman›
a1’in B’de gidebilece¤i m yer vard›r. Bu yer belir-
lendi¤inde A’n›n geri kalan n − 1 eleman›na B’nin
daha seçilmemifl m – 1 eleman› aras›ndan de¤iflik
yerler be¤enmemiz gerekecek. Demek ki,
ƒ(n, m) = mƒ(n – 1, m – 1)
eflitli¤i geçerlidir. Bu eflitli¤i bir ad›m daha götüre-
lim, yani n ve m yerine n – 1 ve m – 1 say›lar›na
uygulayal›m:
ƒ(n, m) = m(m – 1)ƒ(n – 2, m – 2)
buluruz. Devamla,
ƒ(n, m) = m(m–1) ... (m–i)ƒ(n–(i+1), m–(i+1))
buluruz. fiimdi i = n – 2 olsun,
ƒ(n, m) = m(m–1) ... (m–(n–2))ƒ(n–(n–1), m–(n–1)),
yani
ƒ(n, m) = m(m–1) ... (m–n+2)ƒ(1, m–n+1)
buluruz. ƒ(1, m – n + 1) say›s›, 1 elemanl›k bir
kümeden m – n + 1 elemanl› kümeye giden bire-
bir fonksiyonlar›n say›s›, ki bu da m – n + 1’dir.
Demek ki
ƒ(n, m) = m(m–1) ... (m–n+2)(m–n+1),
yani
ƒ(n, m) =
Yan›t›m›z› bulduk. E¤er n = m ise, yukar›da
buldu¤umuz n! yan›t›n› buldu¤umuza dikkatinizi
çekeriz. Bu da yan›t›m›z›n bir tür sa¤lamas›d›r.
Soru 4. n elemanl› bir kümeden m elemanl› bir
kümeye giden kaç tane örten fonksiyon vard›r?
Yan›t: Bu soru yukardaki sorulardan daha
zordur (ve bu yüzden en sona b›rak›lm›flt›r.)
E¤er n < m ise yan›t s›f›rd›r elbet.
E¤er n = m ise, her örten fonksiyon birebir
olmak zorunda oldu¤undan, yan›t n!’dir.
Genel yan›t› bulaca¤›z.
A ve B, s›ras›yla n ve m elemanl› iki küme
olsun.
F, A’dan B’ye giden fonksiyonlar kümesi
olsun. Birinci soruda aç›kland›¤› üzere, |F| = mn.
Matematik Dünyas›, 2003 K›fl
Kapak Konusu: Fonksiyonlar
Fonksiyonlar› SaymakHayri Ardal* / [email protected]
* Bo¤aziçi Üniversitesi Matematik Bölümü yüksek lisans ö¤rencisi.
Demek ki n elemanl› bir kümenin rastgele
bir fonksiyonunun bir eflleflme olma olas›l›¤›
n!/nn dir. E¤er n = 1 ise bu olas›l›k 1, yani
yüzde yüzdür. E¤er n = 2 ise olas›l›k yüzde
elliye düfler. n = 3 ise 2/9’a... Tahmin edildi¤i
gibi n büyüdükçe eflleflme bulma olas›l›¤› azal›r.
Nitekim, e¤er n çok çok büyükse,
(Buradaki e logaritmik sabit olan 2,718...
say›s›d›r, demek ki olas›l›k yüzde elliden daha
h›zl› azal›yor.) Biraz basit analizle, bu olgudan,
n sonsuza gitti¤inde olas›l›klar›n s›f›ra
yak›nsad›¤› görülür.
n
ne
n
nn n
! ( ) !
( ).≈
+
+ +
1
1 1
m
m n
!
( )!-
11
?
Her i ∈ B için, Fi, A’dan B \ {i} kümesine giden fonksiyonlar kümesi olsun. Bir baflka deyiflle,
Fi = {ƒ ∈ F : her x ∈ A için ƒ(x) ≠ i}
olsun. Gene birinci sorudan dolay›, |Fi| = (m − 1)n.
Örten olmayan her fonksiyon Fi kümelerinden birinin eleman›d›r. Demek ki örten fonksiyonlar
kümesi F \ ∪i∈B Fi kümesidir. E¤er ∪i∈B Fi kümesinin eleman say›s›n› bulursak sorumuzu yan›tlaya-
biliriz.
Önce, her k ≤ m için, e¤er i1, i2, ..., ik, B’nin birbirinden farkl› k eleman›ysa,
eflitli¤ine dikkati çekelim.fiimdi ∪i∈B Fi kümesinin eleman say›s›n› bulal›m:
Dolay›s›yla, örten fonksiyon say›s›,
dir. Bulduk! Örten fonksiyon say›s› imifl. ♠
12
Matematik Dünyas›, 2003 K›fl
F F F F F F F F
mm
mm
m
i
i B
i
i B
i i
i i Bi i
i i i
i i i Bi i i
mi
i B
n n
∈ ∈ ∈≠
∈≠ ≠
−
∈
= − ∩ + ∩ ∩ − + −
=
− −
− +
∑ ∑ ∑U I
1 2
1 2
1 2
1 2 3
1 2 3
1 2 3
1
11
22
3
1
, , ,
... ( )
( ) ( )
− − + −
−
= −
−
−
−
=∑
( ) ... ( ) ( )
( ) ( ) .
mm
mm m
m
km k
n m n
k n
k
m
3 1
1
1
1
1
F F m
m
km k
m
km ki
i B
n k n
k
mk n
k
m
− = − −
− = −
−
∈
−
= =∑ ∑U ( ) ( ) ( ) ( )1 11
1 0
( ) ( )−
−
=∑ 1
0
k n
k
m m
km k
Yukardaki yan›ttan iki ilginç sonuç
ç›kar:
1) E¤er n < m ise, örten fonksiyon
olmad›¤›ndan,
2) E¤er n = m ise n! örten fonksiyon
oldu¤undan,
Nerden nereye!
( ) ( ) .−
− =
=∑ 1 0
0
k n
k
m m
km k
( ) ( ) !−
− =
=∑ 1
0
k n
k
n n
kn k n
n = m + 1 ise yukarda
bulduklar›m›z bize hangi ilginç
eflitli¤i verir?
?
F F F m ki i i
n
k1 2∩ ∩ ∩ =... ( ) .−
Bir oteliniz var. Otelinizin
sonsuz say›da odas› var.
Her odan›n bir numaras›
var: 1, 2, 3, 4, 5, 6,... Böy-
lece sonsuza kadar gidiyor.
En sonuncu oda yok...
Sonsuz numaral› oda da yok… Her odan›n
numaras› sonlu. Sadece oda say›s› sonsuz. Afla¤›-
daki gibi...
Birinci Hikâye. fiansl› bir gününüzdesiniz, bir
otobüs dolusu müflteri geliyor. Sonsuz say›da
müflteri... Müflterilerin adlar› 1, 2, 3, 4, 5, 6,...
Her müflteriye birer oda veriyorsunuz. 1 nu-
maral› müflteriye 1 numaral› oday›, 2 numaral›
müflteriye 2 numaral› oday›, 3 numaral› müflteriye
3 numaral› oday›...
Her fley yolunda seyrederken, birdenbire bir
müflteri daha ç›kageliyor. Bu müflteriye nas›l bir
oda bulursunuz?
Yan›t: Yerleflmifl müflterileri bir oda kayd›r›-
r›m. 1 numaral› müflteri 2 numaral› odaya, 2 nu-
maral› müflteri 3 numaral› odaya, 3 numaral›
müflteri 4 numaral› odaya geçer, herkes birer ka-
yar ve böylece boflalan 1 numaral› odaya yeni
gelen müflteriyi koyar›m...
“En son müflteri nereye gidecek?” demeyin, en
son müflteri yok. Nas›l en son oda yoksa, en son
müflteri de yok.
‹kinci Hikâye. Gene flansl› bir gününüzdesiniz,
bir otobüs dolusu müflteri geliyor. Sonsuz say›da...
Adlar› a1, a2, a3, a4, a5, a6,...
Hepsine birer oda veriyorsunuz. a1’i 1 nu-
maral› odaya, a2’yi 2 numaral› odaya...
Her fley yolunda seyrederken, birdenbire...
Birdenbire bir otobüs dolusu müflteri daha geli-
yor... Onda da sonsuz say›da müflteri var. Adla-
r› b1, b2, b3, b4, b5, b6,... Odalar›n›z dolu... Son-
suz say›da yeni müflteri geldi. Bu yeni müflterileri
nas›l yerlefltirirsiniz?
Yan›t: Birinci otobüsün müflterilerini çift say›-
l› odalara koyar›m: a1’i 2’ye, a2’yi 4’e, a3’ü 6’ya,
a4’ü 8’e, genel olarak an’yi 2n numaral› odaya
koyar›m. Böylece tek say›l› odalar boflal›r, onlara
da ikinci otobüsün müflterilerini yerlefltiririm: b1’i
1’e, b2’yi 3’e, b3’ü 5’e, b4’ü 7’ye, genel olarak
bn’yi 2n − 1 numaral› odaya yerlefltiririm...
Üçüncü Hikâye. Çok, ama çok flansl› bir gü-
nünüzdesiniz, sonsuz otobüs dolusu müflteri geli-
yor. Sonsuz tane otobüs... Her otobüsün bir nu-
maras› var: 1, 2, 3, 4, 5, 6,...
Ve her bir otobüste sonsuz say›da müflteri var...
Birinci otobüsün müflterileri:
(1, 1), (1, 2), (1, 3), (1, 4), ...
‹kinci otobüsün müflterileri:
(2, 1), (2, 2), (2, 3), (2, 4), ...
Üçüncü otobüsün müflterileri:
(3, 1), (3, 2), (3, 3), (3, 4), ...
.......
Müflterileri odalara nas›l yerlefltirirsiniz?
Yan›t: Birinci otobüsün müflterilerini 2, 4, 8,
16, 32, 64 gibi 2’nin katlar› olan odalara yerlefl-
tirirsiniz.
‹kinci otobüsün müflterilerini 3, 9, 27, 81,
243 gibi 3’ün katlar› olan odalara yerlefltirirsiniz.
Üçüncü otobüsün müflterilerini 5, 25, 125,
625 gibi 5’in (4’ün de¤il!) katlar› olan odalara yer-
lefltirirsiniz.
Dördüncü otobüsün müflterilerini 7’nin kat-
lar› olan odalara yerlefltirirsiniz.
Beflinci otobüsün müflterilerini 11’in katlar›
olan odalara yerlefltirirsiniz.
Genel olarak, n’inci otobüsün müflterilerini
n’inci asal›n katlar› olan odalara yerlefltirirsiniz.
Bu yöntemle her müflteri bir odaya yerleflti¤i
gibi, geriye sonsuz tane bofl oda kal›r. Örne¤in, 6,
10, 12, 14, 15, 18 numaral› odalar bofltur.
Bir Baflka Çözüm. Son problemi bir baflka
türlü de çözebiliriz. (n, m) say›l› müflteriyi, yani n
inci otobüsün m inci müflterisini 2n(2m − 1) nu-
maral› odaya yerlefltirelim... Böylelikle hepsine
bir oda düfler. Afla¤›daki flekildeki gibi, otobüsle-
ri s›ralarla, müflterileri sütunlarla gösterelim, ko-
lonlarla sütünlar›n kesiflimine de oda numaras›n›
yazal›m.
13
Matematik Dünyas›, 2003 K›fl
Kapak Konusu: Fonksiyonlar
Sonsuz Odal› Otel
1 2 3 4 5 6 7 8OTEL ...
1 2 3 4 5 6 7 8OTOBÜS ...
Teorem. X herhangi bir küme
olsun. X’in altkümeler kümesi ℘(X)
ile X’ten {0, 1} kümesine giden fonk-
siyonlar kümesi aras›nda bir eflleme
vard›r.
Kan›t: X’ten {0, 1} kümesine gi-
den fonksiyonlar kümesi 2X olarak
gösterilir.
E¤er A ⊆ X ise, ƒA : X → {0, 1}
flu fonksiyon olsun:
fiimdi ƒ(A) = ƒA olarak tan›m-
lanm›fl ƒ : ℘(X) → 2X fonksiyonu bir
efllemedir. Bunun kan›t›n› okura b›-
rak›yoruz. ♠
Sadece çift say›-
l› odalar kullan›ld›-
¤›ndan, sonsuz tane
oda gene bofl kal›r.
E¤er bütün oda-
lar› kullanmak isti-
yorsak, (n, m) say›l›
müflteriyi 2n−1(2m − 1) numaral› odaya yerlefltire-
lim, yani yukar›daki oda numaralar›n› 2’ye böle-
lim... O zaman müflteriler afla¤›daki gibi yerleflirler:
9 numaral› odan›n bofl kald›¤›n› sanmay›n. 9 =
20×9 = 20×(2×5 − 1) oldu¤undan, (1, 5) say›l› müfl-
teri (birinci otobüsün beflinci müflterisi) 9 numara-
ya yerleflir. 72 numaral› odaya da (4, 5) say›l› müfl-
teri yerleflir. Bu yötemle her oda dolar.
Bir Baflka Çözüm Daha: Müflterileri afla¤›daki
flekildeki gibi yerlefltirelim. S›ralar otobüsleri, sü-
tunlar müflterinin numaras›n› simgelesin. Örne¤in
ikinci s›rayla üçüncü sütunun kesiflimi ikinci oto-
büsün üçüncü yolcusunu simgelesin. Afla¤›daki
flekilde görüldü¤ü üzere bu yolcu 9 numaral›
odada yatacak.
Bu yerlefltirmenin bir formülünü bulabilir mi-
siniz? Örne¤in, (23, 45) say›l› müflterinin nereye
gidece¤ini teker teker saymadan bulabilece¤iniz bir
formül yazabilir misiniz? ♠
14
Matematik Dünyas›, 2003 K›fl
1 2 3 4 5 6
1 1 3 6 10 15 21
2 2 5 9 14 20
3 4 8 13 19
4 7 12 18
5 11 17
6 16
1 2 3 4 ...
1 1 3 5 7 ...
2 2 6 10 14 ...
3 4 12 20 28 ...
4 8 24 40 56 ...
..
....
..
....
..
....
ƒ A x
x A
x A( ) =
∈∉
1
0
e¤er ise
e¤er ise
1 2 3 4 ...
1 2 6 10 14 ...
2 4 12 20 28 ...
3 8 24 40 56 ...
4 16 48 80 112 ...
..
....
..
....
..
....
1. N ile N × N aras›nda efl-
leme. Sonsuz Odal› Otel
yaz›s›nda N × N küme-
siyle do¤al say›lar kümesi N kü-
mesi aras›nda afla¤› yukar› bir eflleme oldu-
¤unu gördük. Bu iki küme aras›nda gerçekten bir
eflleme kurabiliriz. ‹flte o eflleme:
ƒ(n, m) = 2n(2m + 1) − 1
kural›yla tan›mlanm›fl ƒ : N × N → N fonksiyo-
nu bu iki küme aras›nda bir efllemedir.
X kümesinden Y kümesine giden bir eflleme
varsa, bunu X ≈ Y olarak gösterelim. Bu iliflkiyi,
X ve Y kümelerinin “eleman say›s› ayn›” olarak
yorumlayabiliriz. E¤er X sonluysa, bildi¤imiz kav-
ramd›r bu, ama X sonsuzsa yepyeni bir kavram
bulmufl oluruz.
Demek ki N × N ≈ N. Tabii N × N ≈ N ilifl-
kisinden, N × N × N ≈ N × N ≈ N iliflkileri ç›kar.
Bunu kolayl›kla genellefltirebiliriz:
N × N × ... × N ≈ N.
Gene ayn› yaz›da,
N ≈ 2N ≈ N \ {0} ≈ N \ {0, 1}
iliflkilerini gördük. Genel olarak, e¤er A ⊆ N ise, ya
A sonludur ya da A ≈ N. Bunun kan›t› oldukça ko-
lay: E¤er A sonsuzsa, ƒ : N → A göndermesi,
ƒ (n) = A’n›n (n+1)inci eleman›
olarak tan›mlans›n. ƒ bir efllemedir. Örne¤in asal
say›lar kümesiyle do¤al say›lar aras›nda bir eflle-
me vard›r.
Bu yaz›da beklenmedik kümeler aras›nda efl-
lemeler bulaca¤›z.
2. N ve Z aras›nda eflleme. ƒ : N → Z fonksi-
yonunu, afla¤›daki flekilde gösterildi¤i gibi,
olarak tan›mlayal›m. Yukar›da tan›mlanan bu ƒfonksiyonu N ile Z kümeleri aras›nda bir eflleme-
dir, flekli de afla¤›dad›r.
3. Q≥0 ve N Aras›nda Eflleme. fiimdi Q≥0 ile
N kümeleri aras›nda bir eflleme bulal›m.
Birinci Yöntem. Q≥0 kümesinden N kümesi-
ne giden fonksiyonu afla¤›daki karede gösterildi-
¤i gibi tan›mlayal›m.
‹ki kümeyi nas›l efllefltirdi¤imi anlatal›m: a/b
kesirli say›lar›n› önce a + b toplam›n›n büyüklü-
¤üne göre diziyoruz (önce toplam› 1 olanlar, son-
ra 2 olanlar...), sonra küçük a’dan büyük a’ya gi-
diyoruz. Tabii aradan daha önce s›ralad›¤›m›z
say›lar› ç›kar›yoruz. Örne¤in, a + b = 8 oldu¤u ke-
sirli a/b say›lar›n› flöyle diziyoruz:
1/7, 3/5, 5/3, 7/1.
(2/6, 4/4 ve 6/2 daha önce dizilmiflti.) Daha son-
ra flu kesirli say›lar geliyor:
1/8, 2/7, 4/5, 5/4, 7/2, 8/1.
Ard›ndan
1/9, 3/7, 7/3, 9/1
say›lar› geliyor.
Bu yöntemle 52/47 kesirli say›s›n›n hangi do-
¤al say›yla efllefltirildi¤ini bulmak kolay de¤ildir.
Farey’in Yöntemi. Çok tuhaf gelebilecek bir
baflka efllefltirme daha vard›r. ‹lkokulda s›k s›k ya-
p›lan
15
Matematik Dünyas›, 2003 K›fl
Kapak Konusu: Fonksiyonlar
Sonsuzu Saymak
• Her X kümesi için IdX : X → X bir efllemedir.
Demek ki X ≈ X.
• E¤er ƒ : X → Y bir efllemeyse, ƒ −1 : Y → X de
bir efllemedir. Demek ki e¤er X ≈ Y ise Y ≈ X.
• E¤er ƒ : X → Y ve g : Y → Z birer efllemeyse,
g ° ƒ : X → Z bir efllemedir. Demek ki e¤er
X ≈ Y ve Y ≈ Z ise, X ≈ Z’dir.
0 1 2 3 4 5 6
-3 -2 -1 0
N ile Z aras›ndaki eflleme
1 2 3
ƒ
N
Z
f n
n n
nn
( ) =
e¤er çiftse
e¤er tekse
/ 2
1
2
− −
0/1 1/1 1/2 2/1 1/3 3/1 1/4 2/3 3/2 4/1 1/5 5/1 1/6 2/5 3/4 4/3 5/2 6/1 ...
↓ ↓ ↓ ↓ ↓ ↓ ↓ ↓ ↓ ↓ ↓ ↓ ↓ ↓ ↓ ↓ ↓ ↓
0 1 2 3 4 5 6 7 8 9 10 11 12 13 14 15 16 17 ...
hatas›n› kullan›r bu yöntem. 0/1 ve 1/0 “say›”la-
r›ndan bafllayal›m (1/0 “say›s›n›” umursamay›n
flimdilik):
Bu iki “say›”n›n ortas›na, “toplam”lar› olan
say›s›n› yazal›m:
‹ki yeni aral›¤›m›z var flimdi: [0/1, 1/1] ve
[1/1, 1/0] aral›klar›. Bu aral›klar›n ortalar›na uç-
lar›n “toplam”lar›n›, yani,
ve
say›lar›n› yazal›m:
Bu befl say› dört yeni aral›k belirliyor. Bu dört
aral›¤›n ortalar›na aral›klar›n uçlar›n›n “top-
lam”lar›n› yazal›m:
Bunu böylece sürdürelim. Bir sonraki aflama-
da 0/1, 1/4, 1/3, 2/5, 1/2, 3/5, 2/3, 3/4, 1/1, 4/3,
3/2, 5/3, 2/1, 5/2, 3/1, 4/1, 1/0 say›lar› belirir.
Böyle devam ederek her kesirli say›y› yaln›z bir
kez ve sadeleflmifl biçimde yazar›z... Bunun bildi-
¤im kan›t› uzun ama oldukça kolayd›r. Bu yüzden
kan›t›n› vermeyece¤im.
fiimdi, kesirli say›lar› Farey’in yukardaki
aç›klad›¤›m yöntemle, belirifl s›ras›na göre say›n.
Yaln›z 1/0’› atlamay› unutmay›n, öyle bir say›
yoktur!
Matematikçi olmayan jeolog Farey hakk›nda
daha fazla bilgiyi http://turnbull.dcs.st-
and.ac.uk/~history/Mathematicians/Farey.html
sitesinde bulabilirsiniz.
4. Q ve N Aras›nda Eflleme. Yukarda Q≥0 ve
N aras›nda bir eflleme bulduk. Demek ki,
Q≥0 ≈ N ≈ 2N.
Öte yandan,
Q<0 ≈ Q>0 = Q≥0 \ {0} ≈ N \ {0} ≈ N ≈ 2N + 1.
Dolay›s›yla,
Q = Q<0 � Q≥0 ≈ 2N � (2N + 1) = N.
(Buradaki � simgesi “bileflim” anlam›na gelir,
ancak, ayr›ca, bileflimi al›nan kümelerin ayr›k ol-
duklar›na dikkati çeker.) Demek ki kesirli say›lar-
la do¤al say›lar aras›nda bir eflleme var.
Tabii ki Q × Q × ... × Q ≈ N iliflkisi de do¤ru.
Ayr›ca, e¤er A, Q × Q × ... × Q kümesinin
sonsuz bir altkümesiyse, o zaman A ≈ N ≈ Q.
5. Say›labilir Sonsuzluk. Bir kümeyle N ara-
s›nda bir eflleme olmas›, o kümenin sonsuz oldu-
¤unu, ama elemanlar›n›n bir biçimde do¤al say›-
larla say›labilece¤ini gösterir (demek ki o kadar da
sonsuz de¤ilmifl küme!) Bu yüzden N ile aras›nda
eflleme olan kümelere say›labilir sonsuzlukta kü-
meler denir.
Say›lamaz sonsuzlukta kümeler var m›d›r?
Evet. Az ilerde say›lamaz sonsuzlukta kümeler
görece¤iz.
6. Aral›klar. Gerçel say›lar kümesinden bir
(a, b) aral›¤› alal›m. a < b olsun ki aral›k bofl ol-
mas›n. Bu aral›kla (0, 1) aral›¤› aras›nda bir eflle-
me vard›r. Örne¤in
ƒ(x) = (b − a)x + a
kural›yla tan›mlanm›fl ƒ : (0, 1) → (a, b) fonksi-
yonu bu iki aral›k aras›nda bir efllemedir. Bu efl-
leme afla¤›daki fleklin cebirsel halidir.
Burada, (0, 1) aral›¤›n› önce b − a ile çar-
parak, (0, b − a) aral›¤› yap›yoruz, sonra a ek-
leyerek bulmak istedi¤imiz (a, b) aral›¤› yap›-
yoruz.
Yukardaki yöntemle, [0, 1] ve [a, b] gibi ka-
pal› ve s›n›rl› aral›klar aras›nda da bir eflleme ol-
du¤u anlafl›l›r.
Peki, (0, 1] aral›¤›yla [0, 1) aral›¤› aras›nda bir
eflleme var m›? Var elbet! ‹flte bunlardan biri:
ƒ(x) = −x + 1. Ya da flöyle: (0, 1] ≈ (0, 1) ∪ {1} ≈(0, 1) ∪ {0} = [0,1). Demek yar› aç›k s›n›rl› ara-
l›klar aras›nda da bir eflleme var.
Daha zor bir soru: (0, 1) aç›k aral›¤›yla (0, 1]
yar› aç›k aral›¤› aras›nda bir eflleme var m›d›r?
0
1
1
3
1
2
2
3
1
1
3
2
2
1
3
1
1
0, , , , , , , ,
0
1
1
2
1
1
2
1
1
0, , , ,
11
10
21
+ = 01
11
12
+ =
0
1
1
1
1
0, ,
0
1
1
0
1
1+ =
0
1
1
0,
16
Matematik Dünyas›, 2003 K›fl
a
b
c
d
a c
b d+ =
+
+
0 1x
bƒ(x)
a
Evet! ‹nanmas› güç ama var. ‹flte o efllemelerden
biri:
(‹kinci eflleme sonsuz tane eflleme bir araya ko-
nularak elde edilmifltir.)
Bundan da flu sonuç ç›kar: (0, 1) ≈ (0, 1] =
(0, 1) ∪ {1} ≈ (0, 1) ∪ {0} ≈ (0, 1] ∪ {0} = [0, 1].
Demek tüm s›n›rl› aral›klar aras›nda eflleme var.
Peki (0,1) ile (0, ∞) aral›klar› aras›nda bir eflle-
me var m›? Daha neler! Ama var. ‹flte bunlardan
biri: ƒ(x) = 1/x − 1.
Ya (0, 1) aral›¤›yla reel say›lar aras›nda? O da
var:
(0, 1) ≈ (−1, 1) = (−1, 0) ∪ {0} ∪ (0, 1) ≈(−∞, 0) ∪ {0} ∪ (0, ∞) = R.
Demek bofl olmayan tüm aral›klar aras›nda
bir eflleme var...
Hatta (0, 1) ∪ (2, 3) kümesiyle (0, 1) küme-
si aras›nda bile var. Bunun kan›t›n› okura b›rak›-
yoruz.
R2 kümesiyle R aras›nda da bir eflleme vard›r.
Cantor kan›tlam›flt›r bunu, zorlanarak da olsa.
7. Say›lamayan Sonsuzlukta Bir Küme.
R say›lamayan sonsuzluktad›r. Bunu kan›tla-
mak için (0, 1) aral›¤›n›n say›lamayan sonsuz-
lukta oldu¤unu kan›tlamak yeterlidir. Diyelim,
(0, 1) aral›¤›yla N aras›nda bir eflleme var. Bun-
dan bir çeliflki elde edece¤iz. Efllemeye
ƒ : N → (0, 1)
diyelim.
E¤er n ∈ N ise, f(n) reel say›s›n› onluk siste-
me göre yazal›m:
ƒ(n) = 0.an,0an,1an,2an,3...
Buradaki an,k say›lar› 0’la 9 aras›nda bir tamsa-
y›d›r, ƒ(n)’nin rakamlar› bunlar. Yaln›z bunu ya-
parken an,k say›lar›n›n bir zaman sonra hep 9 ol-
mamalar›na dikkat edelim, örne¤in, 0,314 say›s›n›
0,3140000... olarak yazal›m, 0,31399999... ola-
rak de¤il.
fiimdi bn say›s› an,n say›s›ndan, s›f›rdan ve
dokuzdan de¤iflik herhangi bir say› olsun. Örne-
¤in, bn say›s›n› flöyle tan›mlayabiliriz:
Demek ki bn ≠ an,n . fiimdi 0.b0b1b2b3b4... sa-
y›s›na bakal›m. Bu say› kesinlikle (0, 1) aral›¤›n-
dad›r. Demek ki, f örten oldu¤undan belli bir n ∈N için f(n) = 0.b0b1b2b3b4... eflitli¤i do¤rudur.
Dolay›s›yla, an,n = bn olmal›. Ama bu yanl›fl. Bir
çeliflki elde ettik. Demek ki N kümesiyle (0, 1) ara-
l›¤› aras›nda bir eflleme yokmufl, yani R say›lamaz
sonsuzlukta bir kümeymifl.
Yukardaki kan›t matematikte çok ünlüdür
ve bu fikir baflka kan›tlarda da kullan›l›r. Bu fik-
re Cantor’un çarpraz yöntemi denir.
8. ℘(N) ile R aras›ndaki eflleme. (0, 1) aral›¤›-
n›n her say›s› onluk sistemde yaz›labildi¤i gibi, iki-
lik sistemde de yaz›labilir. (Afla¤›daki kareye bak›n.)
Virgülden önceki s›f›r› atarsak, (0, 1) aral›¤›ndaki
her gerçel say› sonu hep 1’le bitmeyen bir 0 ve 1 di-
zisine tekabül eder, yani N’den {0, 1} kümesine gi-
den bir fonksiyona. Burada ayr›nt›l› kan›t›n› verme-
yece¤iz ama bundan ℘(N) ile (0, 1) aral›¤› aras›nda
(demek ki R ile de) bir eflleme oldu¤u ç›kar.
9. Süreklilik Hipotezi. Bu son paragrafta çok
önemli bir soru soraca¤›z. Do¤al say›lar kümesi N
say›labilir sonsuzluktad›r elbet. Öte yandan, yedin-
ci paragrafta R kümesinin say›lamaz sonsuzlukta
oldu¤unu gördük. Demek ki N ile R aras›nda bir
eflleme yok. N’den R’ye giden birebir bir fonksi-
17
Matematik Dünyas›, 2003 K›fl
(0, 1] = = (0, 1).
1
1
1 1
1
1
1 1n n n nn n+
≈
+
=
∞
=
∞, ,U U
b
a
an
n n
n n
=≠
=
2 2
1 2
e¤er ise
e¤er ise
,
,
0.9999.... say›s› 1’e eflittir. ‹nan›lmas› güç
olabilir ama do¤ru. ‹nanmazsan›z ç›karma ya-
p›n: 1 – 0.9999... = 0.0000... en sona 1 koy-
mak gerekti¤ini düflünebilirsiniz, ama en sonu
yoktur ki bu dizinin. Dolay›s›yla 1 – 0.9999...
= 0, yani 1 = 0.9999...
Bunu flöyle de “kan›tlayabiliriz”: x =
0.9999... olsun. Demek ki 10x = 9.9999...
Dolay›s›yla 9x = 10x – x = 9.9999... –
0.9999... = 9, yani x = 1.
‹kilik Taban. r ∈ [0,1) aral›¤›nda bir ger-
çel say› olsun. r’yi ikilik tabanda yazaca¤›z. r,
ikilik tabanda da 0,... diye bafllayan bir say›
olacak. S›f›rdan sonra ilk rakam› belirleyelim.
E¤er r < 1/2 ise ilk rakam 0 olsun. E¤er r ≥ 1/2
ise ilk rakam 1 olsun. Diyelim r < 1/2. ‹kinci
rakam› belirleyelim. E¤er r < 1/4 ise ikinci ra-
kam 0 olsun, yoksa 1 olsun. Bunu böyle sür-
dürelin. r’nin ikilik tabanda yaz›l›m›n› elde
ederiz. Bu ikilik tabanda,
1/2 = 0.1000...
1/3 = 0.01010101...
0 = 0.00000...
1/4 = 0.01000...
Bu yöntemle, s›f›r ve birlerden oluflan bir (ai)i
dizisi için, eflitli¤i elde edilir. r ai
i
i=
=
∞∑ / 21
yon oldu¤undan, bir inanca göre (ve yayg›n bir
inanca göre!) bir anlamda R’de N’den daha fazla
eleman oldu¤unu söyleyebiliriz. fiimdi sorumuz
soral›m: E¤er N ⊂ X ⊂ R ise, X’le N ya da R kü-
meleri aras›nda mutlaka bir eflleme var m›d›r? Sü-
reklilik Hipotezi böyle bir efllemenin mutlaka ol-
du¤unu söyler. Süreklilik Hipotezi do¤ru mudur?
Bilinemez! Bilinmiyor de¤il, bilinemez! Yu-
karda sordu¤umuz sorunun olumlu ya da olum-
suz bir yan›t› bugün matematikte kabul edilen
belitlerle (aksiyomlarla) kan›tlanamaz1. Bunu Gö-
del ve Cohen’in teoremlerinden biliyoruz.
Bu konu ve daha fazlas› http://www.ii.com/
math/ch/#overview sitesinde var. ♠
18
Matematik Dünyas›, 2003 K›fl
1. Süreklilik Hipo-tezi sorusunu ilk Can-tor sormufltur. Hilbert1900’de Paris’teki kon-feransta matematikçile-re sordu¤u meflhur 23soru aras›na bu soruyuda alm›flt›r, hatta bu so-ruyu listesinin ilk soru-su yapm›flt›r.
2. Bu yaz›daki fikirler Cantor’a aittir.Ruh hastal›¤›ndan dolay› yaflam› ac› içindegeçen Cantor’un de¤erini ne yaz›k ki ça¤›n›nbirçok matematikçisi anlayamam›flt›. Büyükmatematikçi Hilbert anlayanlardand›. Bu sa-y›n›n Topoloji köflesinde konu etti¤imiz (veHilbert’le birlikte o ça¤›n en büyük matema-tikçisi) Poincaré ise anlafl›lmaz bir biçimde butür sorular› de¤ersiz bulanlardand›. ♠
1- Bugün kabul edilen belitler sistemine ZFC (Zermelo-Fraen-
kel-Choice) ad› verilir. ZFC’nin belitlerinden süreklilik hipote-
zinin do¤rulu¤u ya da yanl›fll›¤› kan›tlanamaz.
Georg Cantor (1845-1918)
Halk aras›nda “modern matematik” olarak bilinen kümeler kuram› 19. yüzy›l›n sonlar›na do¤ru
birdenbire ve çok büyük bir h›zla geliflti. Örne¤in, analizin ve geometrinin de¤iflimi uzun y›llarda hat-
ta birkaç yüzy›lda gerçekleflmifltir. Oysa kümeler kuram› birkaç y›l içinde ola¤anüstü at›l›mlarda bu-
lunmufltur. Bu geliflme büyük ölçüde Georg Cantor sayesinde olmufltur.
Cantor 1845’te Rusya’da Petersburg’da zengin bir tüccar›n o¤lu olarak dünyaya gelmifltir.
1856’da ailesiyle birlikte Almanya’ya göç etmifltir. Üç kardeflin en büyü¤üdür. Üç kardeflin üçüne de
annelerinden sanatç› duyarl›l›¤› geçmifl ve müzi¤e, resme ve felsefeye ilgi duymufllard›r. Cantor özel-
likle felsefe ve teolojiyle yak›ndan ilgilenmifltir.
Cantor genç yafl›ndan itibaren matemati¤e ilgi duyup matematik okumak istemifl, ancak pragma-
tik bir adam olan babas› o¤lunun mühendis olmas›nda ›srar etmifltir. Neyse ki o¤ul Cantor sonunda
istedi¤ini elde etmifltir. 1863’te Berlin Üniversitesi’nde matematik, fizik ve felsefe okumufltur.
Bitirme tezini say›lar kuram› üzerine yazm›flt›r; tezi Gauss’un yar›m b›rakt›¤› ax2 + by2 + cz2 = 0
denkleminin çözümleri üzerinedir.
1872’de Dedekind’le (1831-1916) tan›flmas›yla Cantor’un yaflam›nda büyük de¤iflimler olur. ‹ki
matematikçi uzun y›llar boyunca mektuplafl›rlar. Mektuplar›n›n birço¤u günümüze kadar korunmufl-
tur. Anlafl›lan o ki, Dedekind’in soyut düflünme biçiminden Cantor çok etkilenmifltir. Belki de küme-
ler kuram›n› biraz da Dedekind’e borçluyuz.
Say›lar kuram›ndan sonra, Heine’nin etkisiyle trigonometrik sonsuz toplamlarla ilgilenen Cantor,
buradan do¤al olarak nokta-küme topolojisine el atm›fl, topolojiden de sonsuz say›lara ve kümeler ku-
ram›na s›çram›flt›r. Cantor’dan önce “sonsuzluk” kavram› matematikte sadece “sonlu”nun karfl›t›
olarak bilinirdi, oysa “sonlu”nun bile tam matematiksel bir tan›m› yoktu. Cantor sonsuzluk kavram›-
na gerçek boyutunu kazand›rm›flt›r: Sonsuzluklar› derecelendirmifl, onlar› bir nevi say› olarak görme-
mizi sa¤lam›flt›r. Do¤al say›lar›n (N) sonsuzlu¤unun kesirli say›lar›n (Q) sonsuzlu¤una eflit oldu¤unu,
gerçel say›lar›n (R) sonsuzlu¤unun do¤al say›lar›n sonsuzlu¤undan büyük oldu¤unu ve Rn kümesinin
sonsuzlu¤unun R kümesinin sonsuzlu¤una eflit oldu¤unu kan›tlam›flt›r. Ancak Cantor’un matematik-
sel düflünceleri matematik dünyas›nda genel kabul görmemifl, çetin kavgalara neden olmufl, daha da
kötüsü, zaten psikolojik sa¤l›¤› zay›f olan Cantor’un s›k s›k hastanelerde yatmas›na ve çal›flamamas›-
na neden olmufltur. Gelece¤i görme konusunda ola¤anüstü bir yetene¤i olan ça¤dafl› Hilbert, büyük
bir özgüvenle “Cantor’un bize sundu¤u cennetten kimse bizi kovamaz” demifltir. ♠
E¤er A ≤ B ve B ≤ A
ise, o zaman A = B. Bu
önermenin do¤rulu¤un-
dan bu derginin sayfalar›n›
açmaya yeltenen kimsenin kuflkusu
olamaz.
Aç›k aç›k söylemedik ama, yukarda A ve B’yi
sonlu say›lar olarak ald›k. Ya A ve B’yi sonsuz sa-
y› olarak alsayd›k ne olurdu?
Sonsuz say› da ne demek!
Sonsuz say›dan ziyade, bir kümenin eleman
say›s›ndan sözedelim. A ve B birer küme olsunlar.
E¤er A’dan B’ye giden birebir bir fonksiyon var-
sa, sezgimiz, A kümesinin eleman say›s›n›n, B kü-
mesinin eleman say›s›ndan küçük ya da eflit olma-
s› gerekti¤ini söylüyor. Bu durumda, yani A’dan
B’ye giden birebir bir fonksiyon varsa, A ≤ B ya-
zal›m. E¤er A’yla B aras›nda bir eflleme varsa, o
zaman da A ≈ B yazal›m. Ve flimdi yukarda say›-
lar için yazd›¤›m›z,
“E¤er A ≤ B ve B ≤ A ise, o zaman A = B”
önermesini bu dile (kümeler diline) uyarlayal›m:
“E¤er A ≤ B ve B ≤ A ise, o zaman A ≈ B.”
Bu ikinci önerme do¤ru mudur? Yani A kü-
mesinden B kümesine giden birebir bir fonksi-
yon varsa ve B kümesinden A kümesine giden
birebir bir fonksiyon varsa, o zaman A kümesiy-
le B kümesi aras›nda bir eflleme var m›d›r?
Bu soruyu ilk soran, modern kümeler kuram›-
n› nerdeyse tek bafl›na bulan Rusya do¤umlu ün-
lü Alman matematikçisi Georg Cantor’dur. Soru-
yu sormufl ama yan›tlayamam›flt›r.
Soruyu Schröder (Alman, 1841-1902) ve
Bernstein (Rus, 1880-1966) yan›tlam›flt›r:
Teorem. A ve B iki küme olsun. E¤er A’dan B’ye
giden ve B’den A’ya giden birebir fonksiyonlar var-
sa, o zaman A’yla B aras›nda bir eflleme vard›r.
Kan›t: A’dan B’ye giden birebir fonksiyona ƒ,
B’den A’ya giden birebir fonksiyona g diyelim.
Afla¤›daki “çizge”ye bakal›m. Üst kata A’n›n ele-
manlar›n› yazd›k, alt kata da B’nin elemanlar›n›1.
Bir a ∈ A ve bir b ∈ B için, e¤er ƒ(a) = b ise a’dan
b’ye giden bir ok ç›kard›k, e¤er g(b) = a ise b’den
a’ya giden bir ok ç›kard›k. Alttan üste do¤ru giden
g oklar› daha kolay ayr›flt›r›ls›n diye noktal› çizdik,
yukardan afla¤›ya giden ƒ oklar›n› düz çizgiyle
çizdik. Böylece bir “çizge” oluflturmufl olduk. Yön-
lendirilmifl ve iki kampa ayr›lm›fl bir çizge...
Bu çizgenin flu iki özelli¤i var:
1) Her noktadan tam bir ok ç›k›yor. (Çünkü
ƒ ve g fonksiyondur.)
2) Her noktaya en fazla bir ok giriyor. (Çünkü
ƒ ve g fonksiyonlar› birebirdir.)
A’dan herhangi bir a noktas› alal›m ve bu
noktadan bafllayarak ve oklar›n ters yönünü izle-
yerek gidebildi¤imiz sürece bir afla¤› bir yukar› gi-
delim. ‹ki fl›k var: Ya sonsuza kadar böylece gide-
biliriz (oklar›n ters yönünde) ya da belli bir süre
sonra yolumuza devam edemeyiz (çünkü geldi¤i-
miz o noktaya bir ok girmemifltir). ‹kinci fl›kta iki
olas›l›k var: Yolumuz ya A’n›n bir noktas›nda ya
da B’nin bir noktas›nda sona ermifltir. E¤er yolu-
muz B’nin bir noktas›nda sona ermiflse, a’ya B’de
biten nokta diyelim.
Örne¤in, yukardaki flekilde, A’n›n en soldaki
birinci noktas› B’de biter, hem de tek ad›mda. Oy-
sa A’n›n ikinci noktas› A’da biter, oklar›n ters yö-
nüne do¤ru tek ad›m bile atamaz. A’n›n üçüncü
noktas› B’de biter, tam üç ad›mda...
E¤er a ∉ g(B) ise, a, B’de biten bir nokta ola-
maz, çünkü a’dan öteye oklar›n ters yönüne do¤-
ru bir ad›m bile atamay›z.
a’dan bafllayan bir yol flöyle gider:
a, g−1(a), ƒ−1(g−1(a)), g−1(ƒ−1(g−1(a))),...
(Burada ƒ(a) = b ise ƒ−1(b) = a yaz›yoruz. Ayn›
19
Matematik Dünyas›, 2003 K›fl
Kapak Konusu: Fonksiyonlar
Schröder-Bernstein Teoremi
A
B
...
...
1. A ve B kümelerinin ayr›k olduklar›n› (yani kesiflmediklerini) var-
sayabiliriz: Örne¤in A yerine A × {0}’›, B yerine B × {1}’i alabiliriz.
flekilde g(b) = a ise g−1(a) = b yaz›yoruz.) Gidebil-
di¤imiz yere kadar... Bu yol B’de bitiyorsa o zaman
a’ya B’de biten bir nokta diyoruz. Bu yol hiç bit-
miyorsa ya da A’da bitiyorsa, o zaman a, B’de bit-
meyen bir noktad›r.
fiimdi A’dan B’ye giden bir h fonksiyonu ta-
n›mlayaca¤›z. ‹flte h’nin kural›:
Bunun bir fonksiyon, dahas› bir eflleme oldu-
¤u sav›n› ortaya at›yor ve hemen kan›tl›yorum.
Bir. h bir fonksiyondur.
Kan›t: h’nin fonksiyon olmas›n› engelleyebile-
cek tek durum, yani ortaya ç›kabilecek tek sorun,
h’nin A’n›n her noktas›nda tan›mlan-
mam›fl olmas›d›r. (Tan›mland›¤› yerde
h(a)’n›n tek bir de¤er oldu¤u bariz.)
fiimdi a ∈ A olsun. E¤er ikinci fl›ktay-
sak, yani a, B’de biten bir nokta de¤il-
se, o zaman h(a) = ƒ(a) olarak tan›m-
lanm›fl. Bu durumda bir sorun yok:
h(a) bal gibi de tan›mlanm›fl! Birinci
fl›kta, yani a’n›n B’de biten bir nokta
oldu¤u fl›kta, h(a)’y› g−1(a) olarak ta-
n›mlamak istiyoruz. Demek ki bu du-
rumda g(b) = a eflitli¤ini sa¤layan bir
b ∈ B bulmal›y›z ki h(a) = b olsun. Böy-
le bir b ∈ B bulabilir miyiz? Evet, çün-
kü a noktas› B’de biten bir noktad›r,
dolay›s›yla a’ya giren bir ok olmal› (ki
oklar›n ters istikametine giden yolda bir
ad›m olsun gidebilelim.) Demek ki g
fonksiyonu a’ya dokunur, yani g(b) = a
eflitli¤ini sa¤layan bir b ∈ B vard›r (ve
tek bir tane öyle bir b ∈ B vard›r, çün-
kü g birebir bir fonksiyondur.)
‹ki. h örten bir fonksiyondur.
Kan›t: b ∈ B olsun. E¤er g(b), B’de
biten bir noktaysa, o zaman h(g(b)) =
g−1(g(b)) = b ve bu durumda bir sorun
yok, h fonksiyonu b’ye dokunmufl.
E¤er g(b), B’de biten bir nokta de¤ilse
(afla¤›daki flekle bkz.), o zaman b’ye giren bir ok
olmal› (yoksa g(b)’den bafllayan yol b’de biter ve
g(b), B’de biten bir nokta olurdu.) Demek ki, bel-
li bir a ∈ A için b = ƒ(a) eflitli¤i do¤ru. Ama a, B’de
biten bir nokta olamaz, çünkü g(b)’den bafllayan
yol a’dan geçmek zorunda (o yol önce b’ye, son-
ra da a’ya gider), dolay›s›yla a, B’de biten bir
nokta olsayd›, g(b) de B’de biten bir nokta olur-
du. Demek ki h fonksiyonunun tan›m›na göre
h(a) = ƒ(a) = b. Bu durumda da h fonksiyonu
b’ye dokundu.
Üç. h birebir bir fonksiyondur.
Kan›t: Diyelim a1, a2 ∈ A için
h(a1) = h(a2). Bu iki eleman›n eflit ol-
duklar›n›, yani a1 = a2 eflitli¤ini kan›t-
lamak istiyoruz.
E¤er ne a1 ne de a2, B’de biten
nokta de¤illerse, o zaman ƒ(a1) = h(a1)
= h(a2) = ƒ(a2). Bundan da, ƒ birebir
oldu¤undan, a1 = a2 ç›kar.
E¤er hem a1 hem a2, B’de biten
noktalarsa, o zaman g−1(a1) = h(a1) =
h(a2) = g−1(a2). Bundan da, a1 = a2 ç›-
kar.
Diyelim a1 noktas› B’de bitiyor ama
a2 noktas› B’de bitmiyor. O zaman g−1(a1) =
h(a1) = h(a2) = ƒ(a2). Demek ki yukardaki flekilde-
ki gibi bir durum söz konusu. Ama a1’den ç›kan
yol a2’den geçmek zorunda. Öte yandan a2, B’de
bitmiyor. Demek ki a1 de B’de bitemez. Ama ha-
ni a1 noktas› B’de bitiyordu? Bu bir çeliflkidir.
Bernstein-Schröder teoremi kan›tlanm›flt›r! ♠
20
Matematik Dünyas›, 2003 K›fl
h a
g a a B
a a B( )
( ) ,
( ) ,=
−
ƒ
1
e¤er ’de biten bir noktaysa
e¤er ’de biten bir nokta de¤ilse
a1a2
h(a1)=h(a2)
A
B
a g(b)
b
A
B
“Matematikte
soru sorma
sanat›, yan›t
bulma
sanat›ndan
daha
sayg›de¤er
bir yerde
olmal›d›r.”
Georg Cantor
1. Sn’nin Tan›m›. n ele-
manl› bir kümenin n! tane
eflleflmesi1 oldu¤unu bili-
yoruz. Demek ki {1, 2, ..., n}
kümesinin de n! tane eflleflmesi vard›r. Bu
kümenin eflleflmelerinden oluflan küme Sym(n) ya
da Sn olarak gösterilir. Yazmas› daha kolay diye
biz Sn’yi tercih edece¤iz. Bu yaz›da amac›m›z Sn
kümesini incelemek.
2. Elemanlar›n›n Yaz›l›m›. Önce Sn kümesi-
nin elemanlar›n› teker teker inceleyelim, sonra
modern matemati¤in gere¤i, kümeye bir bütün
olarak bakar›z.
Bir örnekle bafllayal›m. Yukar›daki eflleflmeye
bakal›m. Bu eflleflme 1’i 3’e, 3’ü 4’e, 4’ü 6’ya,
6’y› da 1’e göndermifl. Yani
1 → 3 → 4 → 6 → 1
diye bir döngü olmufl. Ayn› eflleflme 2’yi 5’e ve 5’i
2’ye yollam›fl. Demek ki bir de
2 → 5 → 2
diye bir döngü sözkonusu. Son olarak, bu efllefl-
me 7’yi 7’ye göndermifl. Yanda resmi görülen efl-
leflme (1346)(25)(7) olarak yaz›l›r. Her bir paran-
teze devir ad› verilir.
Örne¤in S7’nin (127)(3456) eflleflmesinin resmi
afla¤›dad›r. Görüldü¤ü gibi, (127) deviri yüzünden,
(ya da sayesinde) 1 sa¤›ndaki 2’ye, 2 sa¤›ndaki
7’ye, 7 de ta en bafltaki 1’e gidiyor. Her say› hemen
kendi sa¤›ndaki say›ya gider. Sa¤›nda say› olmayan
say›lar, bulunduklar› parantezin en bafl›na giderler.
S7’nin her eleman› (ki 7! = 5040 tane eleman› var-
d›r) böyle ayr›k devirler biçiminde yaz›labilir.
Yaln›z dikkat edilmesi gereken bir iki nokta
var. Bu yaz›l›mla, (127)(3456) ve (3456)(127) efl-
leflmeleri de birbirine eflittir. Ayn› biçimde,
(127)(3456) = (271)(3456) = (3456)(271)
= (4563)(271) = (5634)(712)
gibi eflitlikler geçerlidir.
S4’ün 4! yani 24 eleman›n› bu yaz›l›mla yaza-
biliriz:
Yaz›l›m› biraz daha sadelefltirebiliriz. Tek ele-
manl› devirleri yazmasak da olur. Örne¤in
(1346)(25)(7) yerine daha basit olarak (1346)(25)
yazabiliriz. Bunun gibi (123)(45)(6)(7) yerine
(123)(45) yazal›m.
Ama o zaman (1)(2)(3)(4)(5)(6)(7) yerine ne
yazaca¤›z? Onun yerine de Id7 yazal›m. E¤er 7
umurumuzda de¤ilse, Id7 yerine sadece Id yazal›m.
Bu daha basit yaz›l›mla, S4’ün 24 eleman›
afla¤›daki gibi yaz›l›r.
Id4
(12), (13), (14), (23), (24), (34)
(123), (132), (124), (142), (134), (143), (234), (243)
(12)(34), (13)(24), (14)(23)
(1234), (1243), (1324), (1342), (1423), (1432)
Bu yaz›l›m›n bir tehlikesi var. O da flu: Bu ya-
z›l›mla (1346)(25) eleman› S6’n›n da, S7’nin de,
S8’in de eleman› olabilir. Nas›l anlayaca¤›z han-
gisinin eleman› oldu¤unu? Konunun geliflinden...
Biraz dikkat etmek gerekir sadece o kadar.
Bu yaz›l›m›n, tehlikesi yan›nda, bir avantaj›
vard›r: Bu yaz›l›m sayesinde, örne¤in, S6’y› rahat-
l›kla S9’un altkümesi olarak görebiliriz. Nitekim
S6’n›n her eleman›, S9’un 7, 8 ve 9’u sabitleyen bir
eleman› olarak görülebilir.
21
Matematik Dünyas›, 2003 K›fl
Kapak Konusu: FonksiyonlarSn
ya da nam› di¤er Sym(n)
1- Bu eflleflmelere bazen permütasyon da denir.
1 2 3 4 5 6 7
1 2 3 4 5 6 7
1 2 3 4 5 6 7
1 2 3 4 5 6 7
S4’ün elemanlar›:
(1)(2)(3)(4)
(12)(3)(4), (13)(2)(4), (14)(2)(3), (23)(1)(4), (24)(1)(3), (34)(1)(2)
(123)(4), (132)(4), (124)(3), (142)(3), (134)(2), (143)(2), (234)(1), (243)(1)
(12)(34), (13)(24), (14)(23)
(1234), (1243), (1324), (1342), (1423), (1432)
3. Hangi Tipten Kaç Eleman Var?
Biraz hesap yapal›m. Sn’de “tipi” ayn› olan
elemanlar›n say›s›n› hesaplayal›m.
Örne¤in (12) gibi ikili devir biçiminde yaz›la-
bilen kaç eleman vard›r? E¤er n = 4 ise 6 tane var-
d›r: (12), (13), (14), (23), (24), (34). E¤er n = 5 ise,
10 tane vard›r: (12), (13), (14), (15), (23), (24),
(25), (34), (35), (45).
Genel olarak bu tip elemanlardan n’nin ikili-
si kadar, yani Cn2 tane vard›r1.
Ya (123) gibi yaz›labilen kaç eleman vard›r?
Cn3 tane de¤il. Çünkü seçti¤imiz her üçlü için iki
ayr› seçene¤imiz var. Örne¤in, 1, 2, 3 seçilmiflse,
bu say›larla elde edece¤imiz (123) ve (132) gibi iki
ayr› eflleflme var. Bu tipten toplam Cn3 × 2 tane ele-
man vard›r.
Ya (12)(34) tipinden? Birinci çift için Cn2
seçenek var. ‹kinci çift için Cn-22 tane seçenek
vard›r. Ancak bu iki say›y› çarparsak yanl›fl sonuç
buluruz. Çünkü böyle yaparsak (12)(34) ve
(34)(12)’yi sanki iki ayr› elemanm›fl gibi iki kez sa-
yar›z. Çarp›m› ikiye bölmek gerekir. So-
nuç olarak, (12)(34) tipinden Cn2 × Cn-2
2 /2 tane
eleman vard›r.
Ayn› tipten olan elemanlara efllenik denir. Efl-
lenik elemanlar›n tümünden oluflan kümeye de efl-
leniklik s›n›f› denir.
Soldaki tabloda n = 2, ..., 8 için, Sn’de her eflle-
nik s›n›f›nda kaç eleman oldu¤unu hesaplad›k. Her
kolonun alt›nda buldu¤umuz say›lar› toplayarak,
toplam›n n! olup olmad›¤›n› kontrol ettik. Böylece
yapt›¤›m›z hesaplar›n sa¤lamas›n› yapm›fl olduk.
(Gene de hata olabilir! Yanl›fla tahammülü olmayan
okur kendi bafl›na hesaplamal›d›r bu say›lar›.)
En fazla eleman olan s›n›flar› koyu harflerle,
Id’ninki d›fl›nda en az eleman olan s›n›flar› da
alt› çizili gösterdik.
Belli ki, e¤er n ≥ 4 ise en az (12) tipinde ele-
man var. Bunun kan›t›n› (dolay›s›yla do¤ru olup
olmad›¤›n› da) bilmiyorum. Kan›tlayana ödül ve
bir bravo!
Ve gene belli ki Sn’de en kalabal›k s›n›f
(12 ... n−1)
s›n›f›. Bu s›n›f›n n(n – 2)! tane, yani
tane eleman› var. Bir baflka deyiflle, her n−1 ele-
mandan biri bu tipten (yani bu eflleniklik s›n›f›n-
da). Bunun da kan›t›n› bilmiyorum. Bunu da do¤-
ru kan›tlayana ödül var!
Efllenik S›n›f› Say›s›. Peki Sn’de kaç tür, yani
kaç eflleniklik s›n›f› var? Yukarda n = 8’e kadar efl-
leniklik s›n›flar›n› teker teker bulduk. Biraz daha
ileri gidelim:
Sn’deki eflleniklik s›n›f› say›s› asl›nda n say›s›n›n
parçalan›fl say›s›na eflittir. Örne¤in, e¤er n = 6 ise,
6 = 1 + 1 + 1 + 1 + 1 + 1 Id s›n›f›
6 = 2 + 1 + 1 + 1 + 1 (12) s›n›f›
6 = 3 + 1 + 1 + 1 (123) s›n›f›
6 = 2 + 2 + 1 + 1 (12)(34) s›n›f›
6 = 4 + 1 + 1 (1234) s›n›f›
6 = 3 + 2 + 1 (123)(45) s›n›f›
6 = 5 + 1 (12345) s›n›f›
6 = 2 + 2 + 2 (12)(34)(56) s›n›f›
6 = 4 + 2 (1234)(56) s›n›f›
6 = 3 + 3 (123)(456) s›n›f›
6 = 6 (123456) s›n›f›
Bir do¤al say›n›n parçalan›fl say›s›, o say›y› (s›-
ra gözetmeden) do¤al say›lar›n toplam› olarak
kaç türlü yaz›labilece¤idir. Dolay›s›yla 6’n›n
n
n
!
− 1
22
Matematik Dünyas›, 2003 K›fl
S2 S3 S4 S5 S6 S7 S8
Id 1 1 1 1 1 1 1
(12) 1 3 6 10 15 21 28
(123) 2 8 20 40 70 112
(12)(34) 3 15 45 105 210
(1234) 6 30 90 210 420
(12)(345) 20 120 420 1120
(12345) 24 144 504 1344
(12)(34)(56) 15 105 420
(12)(3456) 90 630 2520
(123)(456) 40 280 1120
(123456) 120 840 3360
(12)(34)(567) 210 1680
(12)(34567) 504 4032
(123)(4567) 420 3360
(1234567) 720 5760
(12)(34)(56)(78) 105
(12)(34)(5678) 1260
(12)(345)(678) 1120
(12)(345678) 3360
(123)(45678) 2688
(1234)(5678) 1260
(12345678) 5040
Toplam 2 6 24 120 720 5040 40320
1- Tipografik nedenlerden dolay›, yerine (n seç k), Frans›z
gelene¤ine uyarak, Cnk yazaca¤›z.
n
k
n 1 2 3 4 5 6 7 8 9 10 11 12
s›n›f say›s› 1 2 3 5 7 11 15 22 30 42 56 77
parçalan›fl say›s› yukarda görüldü¤ü gibi 11’dir,
S6’n›n eflleniklik s›n›f› say›s›na eflittir. Genel ola-
rak, Sn’nin eflleniklik s›n›f› say›s› n’nin parçalan›fl
say›s›na eflittir. Bugün bile üzerine pek çok arafl-
t›rmalar yap›lan parçalan›fl say›s› üzerine ilerde-
ki sayfalarda bir yaz› bulacaks›n›z. (sayfa 25)
4. Sn’de Çarpma. Sn’de bileflke al›naca¤›n› bi-
liyoruz. Yukardaki yöntemle bileflke almak ol-
dukça kolayd›r. Örne¤in, diyelim, (15)(347)’yla
(1234)(56)’nin bileflkesini almak istiyoruz. Bilefl-
keyi almak istedi¤imiz s›raya göre bu iki elema-
n› yanyana koyal›m önce:
(1234)(56) (15)(347)
Bakal›m 1 nereye gitmifl?
(1234)(56) (15)(347) = (1?..
Sa¤dan bafllayarak her parantezi teker teker yokla-
yaca¤›z. Sa¤daki ilk (347) parantezinde 1 yok. De-
mek ki bu parantez 1’i 1’e gönderiyor. ‹kinci pa-
rantez 1’i 5’e gönderiyor. Üçüncü parantez 5’i
6’ya gönderiyor. En soldaki parantez de 6’y› 6’ya
gönderiyor. Demek ki yukardaki bileflke 1’i 6’ya
gönderiyor. Soru iflareti yerine 6 yazal›m:
(1234)(56) (15)(347) = (16?..
Bunu flöyle de gösterebilirdik:
(1234) (56) (15) (347)
6 ← 6 ← 5 ← 1 ← 1
fiimdi s›ra 6’da. Bakal›m 6 nereye gidecek?
(1234) (56) (15) (347)
5 ← 5 ← 6 ← 6 ← 6
Demek ki 6 da 5’e gidiyor. Yani
(1234)(56) (15)(347) = (165?..
fiimdi s›ra 5’te. 5’in 2’ye gitti¤i kolayl›kla anlafl›-
l›r. S›ra 2’ye geldi. 2, 3’e gider. 3 de 1’e gider. De-
vir kapanm›flt›r:
(1234)(56) (15)(347) = (16523)?..
Daha 4’le bafllayan deviri hesaplamam›fl›z.
Onu da tamamlayal›m.
(1234)(56) (15)(347) = (16523)(47).
Bundan böyle “bileflke almak” yerine “çarp-
mak” diyece¤iz. Böylece “gücünü almak” ve “ter-
sini bulmak” gibi terimleri de kullanabilece¤iz.
Sn’nin bir eleman›n›n gücünü al›rken, ortak sa-
y›lar› olmayan devirlerin yerlerini de¤ifltirebilece-
¤imizi bilmek çok yararl›d›r. Örne¤in, (123)(45)
= (45)(123) oldu¤undan,
((123)(45))8 = (123)8(45)8,
ve (123)3 = (45)2 = 1 oldu¤undan,
(123)8 = (123)2 = (132) ve (45)8 = Id
eflitlikleri geçerlidir. Dolay›s›yla,
((123)(45))8 = (123)8(45)8 = (132).
Dikkat edin, çarparken elemanlar›n yerlerini
her zaman de¤ifltiremezsiniz. Örne¤in (12)(23) ≠(23)(12).
Yukardaki gri karelerde çarpma, güç alma
ve tersini alma örnekleri verdik. Okur kendi ör-
neklerini kendi bulabilir. Bu yöntemle bir elema-
n›n tersi de kolay bulunur. Örnekler yukar›da.
5. Elemanlar›n Dereceleri. Sn’nin bir eleman›-
n›n derecesi (mertebesi), o eleman› Id yapan en kü-
çük pozitif güçtür; daha aç›k bir ifadeyle, e¤er α∈ Sn ise, α’n›n derecesi αn = Id eflitli¤ini sa¤layan
en küçük pozitif n do¤al say›s›d›r. α eleman›n›n
derecesi o(α) olarak yaz›l›r. Örne¤in,
23
Matematik Dünyas›, 2003 K›fl
Birkaç çarpma örne¤i:
(1234)(356) = (123564)
(1234)(243) = (12)
(123)(234)(345)(567) = (12)(4567)
(12)(23)(34)(45) = (12345)
(12345)(15432) = Id
(12)(34)(1432)(34)(12) = (1234)
(12)(123)(1234) = (134)
(15)(14)(13)(12) = (12345)
(12)(14253)(12) = (15324)
Güç Alma:
(12)2 = Id
(123)2 = (132)
(123)3 = Id
(1234)2 = (13)(24)
(1234)3 = (1432)
(1234)4 = Id
(12345)2 = (13524)
(12345)3 = (14253)
(12345)4 = (15432)
((12)(345))2 = (354)
((12)(34))3 = (12)(34)
((12)(3456))3 = (12)(3654)
((123)(4567))3 = (4765)
((12)(345)(6789))6 = (68)(79)
((1234)(56789))20 = Id
Tersini Alma:
Id−1 = Id
(12)−1 = (12)
(123)−1 = (123)2 = (132)
(1234)−1 = (1234)3 = (1432)
(12345)−1 = (12345)4 = (15432)
((12)(34))−1 = (12)(34)
((123)(456))−1 = (132)(465)
(1234567)−3 = (1234567)4 = (1526374)
(1234)2 = (13)(24),
(1234)3 = (1432),
(1234)4 = Id4
oldu¤undan, o(1234) = 4.
Belli ki o(12 ... n) = n. Yani devirin uzunlu¤u
derecesine eflittir.
Ve o(Id) = 1 her zaman. Id, derecesi 1 olan tek
elemand›r elbet.
Baflka örnekler yanda.
Derecesi 2 olan eleman-
lar, (12), (23), (13),
(12)(34), (12)(34)(56) gibi
ikilik ayr›k devirler halinde
yaz›lan elemanlard›r.
Yaln›z dikkatli olun,
(12)(23) eleman›n›n dere-
cesi 2 de¤il 3’tür, çünkü burada (12) ve (23) de-
virleri ayr›k devirler de¤ildir. Nitekim, o((12)(23))
= o(123) = 3.
Ayr›k devirlerin çarp›mlar›n›n derecesi, de-
virlerin uzunlu¤unun (yani derecelerinin) en kü-
çük ortak çarp›m›d›r. Bu, bariz.
Ayn› devir yap›s›na sahip yani ayn› tipte ele-
manlar›n dereceleri eflittir elbet. Örne¤in,
(1234)(567) ve (164)(2537) elemanlar›n›n derece-
leri eflittir (12’ye).
Sn’de en büyük derece kaçt›r? Bu çok daha zor
bir soru. Birkaç yan›t verdik afla¤›da.
d(n), Sn’deki en büyük derece olsun. Örne¤in,
yandaki çizelgeden d(12) = 60 oldu¤u görülüyor.
d(n) fonksiyonu n’ye göre nas›l art›yor? Hiç-
bir fikrim yok. ‹ki ad›mda bir ikiyle çarp›l›yor gi-
bi gözüküyor, yani sanki bir polinom gibi artm›-
yor.
d(n), elbette, n’nin parçalan›fllar›n›n parçala-
r›n›n en büyük en küçük ortak çarp›m›na eflit.
En büyük derece hakk›nda söyleyecekleriniz
var m›? En büyük dereceyi hesaplayan bir bilgi-
sayar program› yapabilir misiniz? (Elbette yap›la-
bilir! Ama marifet çabuk çal›flan bir program
yapmakta.)
Ya d(n)’nin n’yle birlikte nas›l artt›¤›n› bulabi-
lir misiniz? Örne¤in, her n için d(n) ≤ Cnk eflitsizli-
¤ini sa¤layan bir C ve k var m›? Sanmam. ♠
24
Matematik Dünyas›, 2003 K›fl
o(12) = 2
o(123) = 3
o((12)(34)) = 2
o(1234) = 4
o((12)(345)) = 6
o((12)(3456)) = 4
o((123)(456)) = 3
o((12)(345)(6789)) = 12
o((1234)(56789)) = 20
n eleman maks. derece
1 Id1 1
2 (1 2) 2
3 (1 2 3) 3
4 (1 2 3 4) 4
5 (1 2 3)(4 5) 6
6 (1 2 3 4 5 6) 6
7 (1 2 3)(4 5 6 7) 12
8 (1 2 3)(4 5 6 7 8) 15
9 (1 2 3 4)(5 6 7 8 9) 20
10 (1 2)(3 4 5)(6 7 8 9 10) 30
11 (1 2 3 4 5)(6 7 8 9 10 11) 30
12 (1 2 3)(4 5 6 7)(8 9 10 11 12) 60
52’lik iskambil kâ-¤›d› destesini fluyöntemle karmak istiyoruz: Desteyi tam or-
tadan (26−26) ikiye ay›ral›m. Destenin üst yar›s› sol eli-mizde, alt yar›s› sa¤ elimizde olsun… Sonra, bilinen fiya-kal› yöntemle, alttan bafllamak üzere, bir k⤛t sa¤desteden, bir k⤛t sol desteden olmak üzere s›rayla kâ-¤›tlar› karal›m. Önce sa¤ desteden bafllayaca¤›z, bu önem-li. Yani en üstteki ve en alttaki k⤛tlar yerinde kalacak-lar, üstten 27. k⤛t karmadan sonra üstten ikinci k⤛tolacak, üstten ikinci k⤛t üstten üçüncü k⤛t olacak, üst-ten 28. k⤛t üstten dördüncü olacak, üstten üçüncü kâ-¤›t üstten beflinci k⤛t olacak...
Bu ifllemi kaç kez tekrarlarsak k⤛tlar eski yerleri-ne gelirler?
Bu sorunun yan›t›n› bulmak için afla¤›daki eflleflme-nin derecesini bulmal›y›z. (Neden?)(1)(2, 27, 14, 33, 17, 9, 5, 3) (4, 28, 40, 46, 49, 25, 13,7) (6, 29, 15, 8, 30, 41, 21, 11) (10, 31, 16, 34, 43, 22,37, 19)(12, 32, 42, 47, 24, 38, 45, 23)(18, 35)(20, 36,44, 48, 50, 51, 26, 39)(52)
Bundan da tam sekiz karmada k⤛tlar›n eski yerle-rine geldikleri ç›kar.
Ya önce sol desteden k⤛t alsayd›k, yani üstten 27.k⤛t birinci k⤛t olsayd›? O zaman destenin eski halinegelmesi için kaç kez karmal›y›z?
Bu ikinci sorunun yan›t›n› bulmak için afla¤›daki efl-leflmenin derecesini hesaplamal›y›z. (Neden?)(1, 2, 4, 8, 16, 32, 11, 22, 44, 35, 17, 34, 15, 30, 7, 14,28, 3, 6, 12, 24, 48, 43, 33, 13, 26, 52, 51, 49, 45, 37,21, 42, 31, 9, 18, 36, 19, 38, 23, 46, 39, 25, 50, 47, 41,29, 5, 10, 20, 40, 27)
Demek ki bu sefer tam 52 karma sonunda ilk bafl-lad›¤›m›z duruma gelece¤iz.
2n k⤛tl› bir desteyi bu yöntemlerden biriyle karar-sak, k⤛tlar kaç karmada en bafltaki duruma gelirler? ♠
Bir do¤al say›n›n do¤al
say›lar›n toplam› olarak
yaz›l›fl say›s›na o say›n›n
parçalan›fl say›s› denir.
Örne¤in 3 = 1 + 2 = 1 + 1 + 1 ol-
du¤undan, ve 3’ün baflka parçalan›fl› olmad›-
¤›ndan, 3’ün parçalan›fl say›s› 3’tür. n’nin parça-
lan›fl say›s› p(n) olarak gösterilir.
p(n) say›s› üzerine ilk düflünen matematikçi
Leibniz’tir (1669). O zamandan bu zamana
p(n)’nin “kapal›” bir formülü bulunamam›flt›r1.
Formülünü bulamasa da, ‹s-
viçreli büyük matematikçi Euler
bu say›n›n hesaplanmas› için ko-
lay bir yöntem bulmufltur (1740).
Bu yöntemi aç›klayaca¤›z flimdi.
Polinom olmayan, ama poli-
n›mlara benzeyen flu seriyi alal›m:
α(t) := 1 + t + t2 + t3 + ....
Burada t yerine tk al›rsak,
α(tk) = 1 + tk + t2k + t3k + ....
elde ederiz. fiimdi bu serileri k = 1,
2, 3,... için çarpal›m:
Sonsuz tane seriyi çarpman›n
kolay olmad›¤›n› söyleyebilirsiniz.
Kolay de¤ildir belki ama çok zor
da de¤ildir. Örne¤in bu sonsuz
çarp›mda 1, t, t2, t3, t4 ve t5’in
katsay›s›n› hesaplamak için, k ≥ 6
için sa¤ taraftaki tüm tk’lar› yok
sayabiliriz (att›klar›m›z›n, örne-
¤in, t5’in katsay›s›na etkisi yok-
tur.) Ve çarpma yaparken de, k ≥
6 için sa¤ taraftaki tüm tk’lar› yok
say›p afla¤›daki gibi “modulo t6”
hesaplayabiliriz:
(1+t+t2+t3+t4+t5)(1+t2+t4)(1+t3)(1+t4)(1+t5)
≡ (1+t+t2+t3+t4+t5)(1+t2+t4)(1+t3+t4+t5)
≡ (1+t+2t2+2t3+3t4+3t5)(1+t3+t4+t5)
≡ 1+t+2t2+3t3+5t4+7t5.
Buldu¤umuz katsay›lara dikkat ettiniz mi?
Çarpmay› devam ettirelim:
1+t+2t2+3t3+5t4+7t5+11t6+15t7+22t8+30t9
+42t10+56t11+...
Katsay›lar› gördünüz mü? Sabit terimi s›f›-
r›nc› katsay› olarak sayarsak, kinci katsay› p(k).
fiafl›rt›c› bir biçimde,
eflitli¤i geçerlidir. (Burada
p(0) = 1 ald›k.) Her ne ka-
dar flafl›rt›c›ysa da, bunun
kan›t› pek zor de¤ildir. Bu
eflitlik üzerine biraz düflü-
nen okur eflitli¤in nedenini
kendi kendine bulur san›-
yorum.
Gene de büyük k’lar
için p(k)’y› hesaplamak çok
kolay de¤ildir. Bu yüzden k
çok çok büyükken p(k)’n›n
afla¤› yukar› kaç oldu¤unu,
yani p(k)’n›n “asemptotik
davran›fl›n›” bilmek yarar-
l›d›r. 1918’de ‹ngiliz mate-
matikçisi Hardy ve Hint
dahisi Ramanujan,
formülünü bulmufllard›r.
Bu formülün anlam› flu-
dur: n çok çok büyük al›-
n›rsa, sa¤daki ve soldaki
terimlerin birbirine oran› 1’e çok çok yak›nd›r, da-
ha do¤ru bir deyifller, oranlar›n limiti 1’dir.
Parçalan›fllarla e ve π say›lar›n›n ne iliflkisi var di-
ye soruyorsan›z, bilin ki ben de çok merak ediyorum.
Ramanujan bu konuda ak›l almaz formüller
bulmufltur. Üstelik kan›tlamadan... Kan›tlar› çok
sonralar› bulunmufltur. Ama bu say›n›n konusu-
nun d›fl›na ç›k›yoruz. Bu ola¤anüstü matematik-
çiden bir baflka say›da söz ederiz. ♠
25
Matematik Dünyas›, 2003 K›fl
Kapak Konusu: Fonksiyonlar
Parçalan›fl Say›s›
n p(n)
1 1
2 2
3 3
4 5
5 7
6 11
7 15
8 22
9 30
10 42
11 56
12 77
13 101
14 135
15 176
50 204.226
100 190.569.292
150 40.853.235.313
200 3.972.999.029.388
250 230.793.554.364.681
300 9.253.082.936.723.602
( ...)1 2
1
3+ + + +=
∞∏ t t tk k
k
k
1- Kapal› bir formül olmayabilir de. Kapal› formül say›s›
say›labilir sonsuzluktad›r. Oysa N’den N’ye say›lamaz
sonsuzlukta fonksiyon vard›r.
( ...)1 2
1
3+ + + + ==
∞∏ t t tk k
k
k
( ...) ( )1 2
1
3
0+ + + + =
=
∞
=
∞∏ ∑t t t p k tk k
k
k k
k
p n
e
n
n
( ) ≈π 2 3
4 3
/
Do¤al say›lar kümesi
N’nin eflleflmeleri Sym(N)
olarak gösterilir. Sn için
söylediklerimizin hemen
hemen hepsi Sym(N) için de ge-
çerlidir.
Örnek 1. N’den N’ye giden afla¤›da tan›mla-
nan ƒ fonksiyonuna bakal›m:
Bu bir eflleflmedir. ƒ’’yi devirlerine ay›r›p flöy-
le yazabiliriz: ƒ = (0 1)(2 3)(4 5)(6 7)... Elbette
ƒ 2 = IdN
eflitli¤i geçerlidir.
Burada (0 1), (2 3), (4 5) gibi sonsuz tane efl-
lemenin bileflkesinin al›nmad›¤›na dikkatinizi çe-
keriz. (0 1)(2 3)(4 5)(6 7) .... eflleflmesi sonsuz ta-
ne efllemenin bileflkesi de¤il, tek bir eflleflmedir.
Örnek 2. g = (1 2)(3 4)(5 6)(7 8)... fonksiyo-
nu da Sym(N)’nin bir eleman›d›r. Bu fonksiyon 0’›
sabitler, 1’i 2’ye, 2’yi 1’e gönderir... Bu fonksiyo-
nun da karesi birim fonksiyondur.
Örnek 3. Yukardaki eflleflmelerin bileflimleri-
ni al›p yeni eflleflmeler elde edebiliriz:
Bu örneklerde de görüldü¤ü üzere Sym(N)’de-
ki devirlerin bafllang›c› olmayabilir.
Örnek 4. (0 1) deviri Sym(N)’nin bir elema-
n›d›r. Bu eflleflme 0’› 1’e, 1’i 0’a götürür, geri ka-
lan say›lar› de¤ifltirmez.
Örnek 5. Sym(N)’de bir devirin bafllang›c›
varsa, o zaman o devir sonlu olmak zorundad›r.
Örne¤in, (0 1 2 3 4 ...) sonsuz deviri Sym(N)’nin
bir eleman› de¤ildir. Çünkü 0’a giden bir say›
yoktur. Sonsuz devirlerin ne bafllang›c› ne de so-
nu olabilir.
Örnek 6. Sym(N)’nin derecesi 2 olan eleman-
lar› belli (sonlu ya da sonsuz say›da) ayr›k ikilik
devirlerin yanyana getirilmesiyle elde edilir.
Örnek 7. Üçüncü örnekteki ƒ ° g eflleflmesinin
karesini alabiliriz:
Sn’nin (1 2) eleman› Sn’de bir baflka eleman›n
karesi olmad›¤› gibi, Sn’deki elemanlar›n karele-
rinin çarp›m› da olamaz. Bu, kan›t› pek kolay ol-
mayan, bilinen bir olgudur.
Soru 1. {ƒ ∈ Sym(N) : ƒ ° (1 2) = (1 2) ° ƒ}
kümesini bulun.
Soru 2. (1 2) eleman›n›n Sym(N)’den bir ele-
man›n karesi olamayaca¤›n› kan›tlay›n.
Soru 3. (1 2) eleman›n›n Sym(N)’de sonlu sa-
y›da karenin çarp›m› oldu¤unu kan›tlay›n.
Soru 4 ve 5. Yukardaki sorular› üçüncü örnek-
teki ƒ ° g eflle-
mesi için yan›t-
lay›n.
Soru 6. Sym(N)’
deki her eleman sonlu say›da karenin çarp›m› m›-
d›r?
Soru 7. p bir asal say› olsun. Sym(N)’deki her
eleman sonlu say›da eleman›n pinci gücü olarak
yaz›labilir mi? ♠
26
Matematik Dünyas›, 2003 K›fl
Kapak Konusu: Fonksiyonlar
Sym (N)
f n
n n
n n( ) =
−+
1
1
e¤er tekse
e¤er çiftse
ƒ ° g = ((0 1)(2 3)(4 5)(6 7) ...)((1 2)(3 4)(5 6)(7 8) ...) = ( ... 8 6 4 2 0 1 3 5 7 ...)
g ° ƒ = ((1 2)(3 4)(5 6)(7 8) ...)((0 1)(2 3)(4 5)(6 7) ...) = ( ... 7 5 3 1 0 2 4 6 8 ...)
( ... 8 6 4 2 0 1 3 5 7 ...)2 =
( ... 10 6 2 1 5 9 ... )( ... 12 8 4 0 3 7 11 ... )
Sym(N)’nin
(12)(34)(56)(78)...
eleman› (12), (34), (56),
(78), ... elemanlar›n›n bilefl-
kesi (ya da çarp›m›) de¤ildir. Sym(N)’de
sonlu tane eleman›n bileflkesini almas›n› ö¤rendik,
sonsuz tane eleman› nas›l çarpaca¤›m›z› bilmiyo-
ruz. Bu yaz›da, yukardaki (12)(34)(56)(78)... ele-
man›n›,
(12)
(12)(34)
(12)(34)(56)
(12)(34)(56)(78)
...
dizisinin “limiti” olarak görmesini ö¤renece¤iz,
yani bir anlamda, kimi zaman sonsuz tane ele-
man› çarpmas›n› ö¤renece¤iz. Bunun için
Sym(N)’de bir "uzakl›k" kavram› tan›mlama-
m›z gerekecek.
A herhangi bir küme olsun. F(N, A), N’den
A kümesine giden fonksiyonlar kümesini simge-
lesin. X de F(N, A)’n›n herhangi bir altkümesi
olsun. X = F(N, A) olabilir. Ya da A = N ise, X
= Sym(N) olabilir.
X’ten herhangi iki eleman alal›m, ƒ ve g. fiim-
di ƒ ve g aras›ndaki “uzakl›¤›” bir gerçel say› ola-
rak tan›mlayaca¤›m. Bu say›ya d(ƒ, g) ad›n› vere-
ce¤im. Tan›mlayaca¤›m d(ƒ, g) uzakl›¤› negatif
olmayan bir gerçel say› olacak, ve bir anlamda ƒve g’nin birbirlerine ne derece benzediklerini öl-
çecek. Fonksiyonlar ne kadar birbirine “benziyor-
larsa”, fonksiyonlar›n birbirine “uzakl›klar›” o ka-
dar küçük olacak.
E¤er ƒ = g ise, ƒ ve g aras›ndaki uzakl›k 0 ol-
sun, yani d(ƒ, g) = 0 olsun.
E¤er ƒ ≠ g ise, afla¤›daki koflullar› sa¤layan n
do¤al say›s›n› bulal›m (vard›r öyle bir say›):
ƒ(0) = g(0), ƒ(1) = g(1), ..., ƒ(n − 1) = g(n − 1),
ƒ(n) ≠ g(n).
Yani n, ƒ(n) ≠ g(n) eflitsizli¤ini sa¤layan en küçük
do¤al say› olsun. fiimdi ƒ ve g aras›ndaki uzakl›-
¤›, yani d(ƒ, g) say›s›n›, 1/2n olarak tan›mlayal›m.
Özetleyin,
Bu tan›ma göre, e¤er ƒ(0) ≠ g(0) ise ƒ ile g ara-
s›ndaki uzakl›k 1’dir. Bu uzakl›k, iki fonksiyon
aras›nda olabilecek en büyük uzakl›kt›r.
E¤er ƒ(0) = g(0) ise, ama ƒ(1) ≠ g(1) ise, ƒ ve
g aras›ndaki uzakl›k 1/2’dir.
E¤er ƒ(0) = g(0) ve ƒ(1) = g(1) ise, ama ƒ(2) ≠g(2) ise, ƒ ve g aras›ndaki uzakl›k 1/4’tür.
Yukarda tan›mlad›¤›m›z uzakl›k fonksiyonu
afla¤›daki koflullar› sa¤lar: Her ƒ, g, h ∈ X için,
U1. d(ƒ, g) ∈ R≥0 ve d(ƒ, g) = 0 ancak ve ancak
ƒ = g ise.
U2. d(ƒ, g) = d(g, ƒ).
U3. d(ƒ, g) ≤ d(ƒ, h) + d(h, g).
Matematikte (bir X kümesi üzerine) uzakl›k
denilen kavram iflte (X × X’ten R’ye giden ve) yu-
kardaki koflullar› sa¤layan bir fonksiyondur.
Uzakl›k kavram›n›n yard›m›yla “yak›nsamak”
kavram› tan›mlan›r. (ƒn)n, X kümesinden bir di-
zi olsun (yani her ƒn fonksiyonu X’in bir elema-
n›). Bir de ayr›ca bir ƒ ∈ X verilmifl olsun. E¤er her
ε > 0 için, “n > N ⇒ d(ƒn, ƒ) < ε” koflulunu sa¤-
layan bir N say›s› varsa, “(ƒn)n dizisi ƒ’ye yak›n-
sar” denir ve bu, limn→∞ ƒn = ƒ olarak yaz›l›r1.
Asl›nda bizim ilgilendi¤imiz kümede yak›nsa-
mak kavram› çok daha kolay bir biçimde ifade edi-
lebilir: E¤er her x ∈ A için, n > N oldu¤unda ƒn(x)
= ƒ(x) eflitli¤inin sa¤land›¤› bir N say›s› varsa, o za-
man (ƒn)n dizisi ƒ’ye yak›nsar ve bunun tersi de
do¤rudur. Bu ikinci tan›m›n birincisine göre flu üs-
tünlü¤ü vard›r: Uzakl›k kavram›n› kullanmaz ve
böylece yak›nsamak tan›m›n› baflka fonksiyon kü-
melerine genellefltirmemize olanak sa¤lar.
Afla¤›daki örneklerde hep A = N alaca¤›z, ya-
ni N’den N’ye giden fonksiyonlara bakaca¤›z.
Örnek 1. fiu eflleflmeleri ele alal›m: ƒ0 = (0 1),
ƒ1 = (0 1)(2 3), ƒ2 = (0 1)(2 3)(4 5),... Yani
ƒn = (0 1)(2 3) ... (2n, 2n+1)
olsun. O zaman ƒn dizisinin (yukardaki anlamda) bir
limiti vard›r, ve bu limit, tahmin edilece¤i üzere,
(0 1)(2 3)(4 5)(6 7)...
eflleflmesidir. Demek ki eflleflmelerin limiti gene bir
eflleflme olabiliyormufl. Ama her zaman de¤il:
27
Matematik Dünyas›, 2003 K›fl
Kapak Konusu: Fonksiyonlar
Fonksiyonlarda Bir Uzakl›k Kavram›
1- Bu N say›s› ε’a ba¤›ml›d›r. ε küçüldükçe N büyümek zorun-
dad›r. Bu yüzden kimileyin N yerine Nε yaz›l›r. d f g
n f n g n
f g
n
( , )/ ( ) ( )= ≠
=
1 2
0
e¤er , eflitli¤ini sa¤layan ilk say›ysa
e¤er ise
Örnek 2. ƒ1 = (0 1), ƒ2 = (0 1 2), ƒ3 = (0 1 2
3),... olsun, yani, genel olarak ƒn = (0 1 2 3 ... n)
olsun. O zaman ƒn dizisinin (yukardaki anlamda)
bir limiti vard›r, ve bu limit – tahmin edilece¤i üze-
re - (0 1 2 3 4 5 6 7 ...) fonksiyonudur. Yukarda-
ki örne¤in tersine, bu kez buldu¤umuz bir efllefl-
me de¤il (limit birebir ama örten de¤il, 0’a giden
bir eleman yok.)
Örnek 3. ƒn : N → N fonksiyonlar› flöyle ta-
n›mlans›n:
Her ƒn örten bir fonksiyondur (ama birebir de-
¤iller). ƒn örten fonksiyonlar›n limiti, hep 0 de¤e-
ri veren sabit s›f›r fonksiyonudur. Demek ki örten
fonksiyonlar›n limiti örten olmayabiliyor...
Soru: Birebir fonksiyonlardan oluflan bir dizi-
nin limiti birebir olmak zorunda m›d›r?
fiimdi A’dan R kümesine giden fonksiyonlar
kümesi F(A, R) bakal›m. Bu kümeden bir (ƒn)ndizisi alal›m. Her x ∈ A için, (ƒn(x))n gerçel sa-
y›lar dizisinin bir limiti oldu¤unu varsayal›m.
Bu limite ƒ(x) ad›n› verelim:
limn → ∞ ƒn(x) = ƒ(x).
Demek ki ƒ ∈ F(A, R). Bu durumda ƒn fonk-
siyonlar›n›n (noktasal) limitinin ƒ oldu¤unu
söyleyece¤iz ve bunu
limn → ∞ ƒn = ƒolarak gösterece¤iz. Demek ki
limn → ∞ ƒn = ƒ ⇔Her x ∈ A için, limn → ∞ ƒn(x) = ƒ(x).
E¤er ƒn fonksiyonlar›n›n de¤erleri N’deyse
(yani her ƒn ∈ F(A, N) ise), aynen yukarda ilk
verdi¤imiz tan›m› elde ederiz.
F(A, R) kümesinin özel bir altkümesinde
çok daha ilginç bir uzakl›k kavram› tan›mlana-
bilir. Önce o özel altkümeyi tan›mlayay›m:
Fb(A, R) flu küme olsun:
Fb(A, R) = {ƒ ∈ F(A, R) : supx∈A |ƒ(x)| < ∞}.
fiimdi ƒ, g ∈ Fb(A, R) için flu tan›m› verelim:
d(ƒ, g) = supx∈A |ƒ(x) − g(x)|. d fonksiyonu yu-
kardaki U1, U2, U3 özelliklerini sa¤lar, yani d,
Fb(A, R) üzerine bir uzakl›kt›r. Bu uzakl›k kav-
ram›n› kullanarak Fb(A, R) kümesinde, yukar-
daki tan›mdan çok daha güçlü bir yak›nsama
tan›mlayabiliriz. Bu kavrama göre,
limn → ∞ ƒn = ƒ ⇔ Her ε > 0 için öyle bir N var-
d›r ki, e¤er n > N ise d(ƒn, ƒ) < ε. ♠
28
Matematik Dünyas›, 2003 K›fl
f x
x n
x n x nn( ) =
− ≥
0 e¤er = 0, 1, ..., ise
e¤er ise
Sonsuz say›da ayakka-
b› çifti var ve biri sizden
bu sonsuz say›da ayakka-
b› çiftinden her birinden bir ör-
nek getirmenizi istiyor... Her çiftten sol
ayakkab›y› seçebilirsiniz örne¤in. Ya da hep sa¤
ayakkab›y›... Yani iki ayakkab›dan birini seçmek
için bir kural bulabilirsiniz.
Ama diyelim sonsuz say›da ayakkab› çifti de-
gil de, sonsuz say›da çorap çifti var. Her çiftten bi-
rini seçeceksiniz. Çoraplar›n sa¤› solu belli olmad›-
¤›ndan bu sefer belli bir kural bulamazs›n›z.
Çoraplar›n biri sa¤da biri solda olsa, ya da biri üst-
te biri altta olsa, ya da biri y›rt›k biri sa¤lam olsa,
o zaman kural› koymak kolay. Sorun, sonsuz
say›da çorap çifti oldu¤unda ve çiftleri oluflturan ço-
raplardan birini di¤erinden ay›rdedemedi¤imizde.
Örne¤in, X = {{1, 2}, {3, 4}, {5, 6}, ...} ise, X’in
her eleman›ndaki en büyük say›y› seçebiliriz
E¤er X = {{1, 2}, {1, 3}, {1, 4}, ...} ise, 1, X’in
her eleman›nda oldu¤undan, hep 1’i seçebiliriz.
Soruyu daha matematiksel olarak flöyle ifade
edelim. Elinizde bir X kümesi var. Bu kümenin ele-
manlar› da küme, ve hiçbiri bofl de¤il. X’in her ele-
man›ndan bir örnek (numune, eflantiyon) seçecek-
siniz. Bir baflka deyiflle, kalk›fl kümesi X olan öyle
bir ƒ fonksiyonu bulacaks›n›z ki, her x ∈ X için,
ƒ(x) ∈ x olacak. Böyle bir fonksiyona seçim fonk-
siyonu denir.
Sorumuz flu: Bofl olmayan kümelerden oluflan
her kümenin bir seçim fonksiyonu var m›d›r?
Önce örneklerle sorunun zorluk derecesini
ölçece¤iz. Sonra da sorunun özüne inip yan›t› ve-
rece¤iz.
Kolay fi›klar. E¤er X, bofl olmayan kümeler-
den oluflan sonlu bir kümeyse, o zaman X’in bir
seçim fonksiyonunu bulmak çok basittir: X’in
her eleman›ndan belli bir eleman seçin, olsun bit-
sin! Sorun X sonsuz olunca...
E¤er X’in elemanlar›n›n ortak bir eleman› var-
sa, o zaman da kolay, hep o eleman› seçelim. Örne-
¤in yukardaki örneklerden birinde, 1, X’in bütün ele-
manlar›n›n ortak eleman›yd› ve biz hep 1’i seçmifltik.
E¤er X’in her eleman›nda, a ve b diye adlan-
d›raca¤›m›z iki elemandan biri varsa, o zaman
da kolay: X’in bir x eleman›n› alal›m. E¤er a ∈ x
ise a’y› seçelim. E¤er a ∉ x ise, o zaman x’ten b’yi
seçelim.
℘(A)*, A’n›n bofl olmayan altkümelerinden
oluflan küme olsun. Yani ℘(A)* = ℘(A) \ {∅}. Çe-
flitli A’lar için ℘(A)* kümesinin bir seçim fonk-
siyonunu bulmaya çal›flaca¤›z.
Örnek 1. ℘(N)* kümesinin seçim fonksiyonu.
Bofl olmayan her do¤al say› kümesinden bir
eleman seçebiliriz; örne¤in kümenin en küçük
eleman›n› seçebiliriz. Sözgelimi, bu yöntemle, {1,
5, 8} kümesinden 1’i, çift say›lar kümesinden 0’›,
asal say›lar kümesinden 2’yi seçeriz.
Örnek 2. ℘(Z)* kümesinin seçim fonksiyonu.
Bofl olmayan her tamsay› kümesinden de bel-
li bir yöntemle bir eleman seçebiliriz. Örne¤in flu
yöntemi deneyelim: ∅ ≠ x ⊆ Z olsun; e¤er x’in en
büyük eleman› varsa o en büyük eleman›, yoksa
x ∩ N kümesinin en küçük eleman›n› seçelim.
Böylece bofl olmayan her tamsay› kümesinden
bir eleman seçmifl olduk.
Örnek 3. ℘(Q≥0)* kümesinin seçim fonksi-
yonu.
Bofl olmayan bir pozitif kesirli say›lar küme-
sinden bir say› nas›l seçeriz? Kümeye x diyelim. fiu
kümeyi tan›mlayal›m:
A(x) = {a + b : a/b ∈ x}.
Bofl olmayan bir do¤al say› kümesi oldu¤un-
dan, A(x)’in en küçük eleman› vard›r. Bu elema-
na n diyelim. fiimdi,
{a/b ∈ x : a + b = n}
kümesine bakal›m. Bu, sonlu bir kesirli say›lar kü-
mesidir, dolay›s›yla bir en küçük eleman› vard›r.
‹flte x’ten bu eleman› seçelim.
Örne¤in,
x = {a2/b ∈ Q≥0 : a asal ve a2 + b2 say›s› 4’e ve
5’e bölünmez}
ise,
A(x) = {a2 + b : a asal ve a2 + b2 say›s› 4’e ve
5’e bölünmez}
kümesidir. A(x) kümesinin en küçük eleman› 7’dir
(a = 2, b = 3.) Dolay›s›yla yukarda aç›klad›¤›m›z
yöntemle x’ten 2/3’ü seçeriz. Bu seçim fonksiyo-
nu afla¤›da gerekecek, ona bir ad verelim: ƒ. Ör-
29
Matematik Dünyas›, 2003 K›fl
Kapak Konusu: Fonksiyonlar
Seçim Fonksiyonlar›
ne¤in, yukardaki örnekte, ƒ(x) = 2/3.
Örnek 4. ℘(Q)* kümesinin seçim fonksiyonu.
Bofl olmayan kesirli say› kümelerinden de birer
eleman seçebiliriz. x ⊆ Q bofl olmayan bir küme ol-
sun. E¤er x ∩ Q≥0 bofl de¤ilse, yukardaki yöntemi
kullanal›m ve ƒ(X ∩ Q≥0) eleman›n› seçelim. E¤er
X ∩ Q≥0 boflkümeyse, (−X) ∩ Q≥0 kümesi bofl
de¤ildir, o zaman da X’ten −ƒ((−X) ∩ Q≥0) elema-
n›n› seçelim.
Genel olarak, e¤er X say›labilir bir kümeyse
(bknz. Efllemeler yaz›s›), ℘(X)* kümesinin bir
seçim fonksiyonunu bulmak oldukça kolayd›r.
Nitekim, ƒ : X → N bir eflleme olsun. ∅ ≠ x ⊆ X
olsun. E¤er n, ƒ(x)’in en küçük eleman›ysa, x’ten
ƒ−1(n) eleman›n› seçeriz. (ƒ, Örnek 3’teki seçim
fonksiyonu.)
Örnek 5. Aral›klar kümesinin seçim fonksiyonu.
Reel say›lar kümesinin
[a, b], [a, b), (a, b], (a, b),
(−∞, a], (−∞, a), [a, ∞), (a, ∞), (−∞, −∞)
gibi altkümelerine aral›k ad› verilir. Reel say›la-
r›n bofl olmayan aral›klar›ndan da belli bir yön-
temle bir eleman seçebiliriz. [a,
b], [a, b), (a, b], (a, b) aral›klar›n-
dan “orta noktay›”, yani (a + b)/2
noktas›n›, (−∞, a], (−∞, a) aral›k-
lar›ndan a − 1 noktas›n›, [a, ∞),
(a, ∞) aral›klar›ndan a + 1 nokta-
s›n› ve (−∞, −∞) aral›¤›ndan 0
noktas›n› (gene orta noktay›!) se-
çelim.
Örnek 6. ℘(R)* kümesinin
seçim fonksiyonu.
‹flte en civcivli soruya geldik.
Yukardaki örneklerde kimileyin
kolayca kimileyin zorlanarak, her
seferinde bir seçim fonksiyonu
bulduk. Ama bu kez ifller hiç kolay de¤il.
Hemen söyleyelim: ℘(R)* kümesinin bir se-
çim fonksiyonunu bulamazs›n›z. ‹stedi¤iniz kadar
deneyin... Sadece siz de¤il, kimse bulamaz!
Bu kümenin seçim fonksiyonu yok demiyo-
rum. Var da demiyorum...
Yoksa elbet bulamazs›n›z. Ama varsa da bu-
lamazs›n›z!
Bu kümenin bir seçim fonksiyonunun oldu¤u
ancak flu aksiyomla (belitle) kan›tlanabilir:
Seçim Aksiyomu (C): Elemanlar› bofl olmayan
kümeler olan her kümenin bir seçim fonksiyonu
vard›r.
Bu aksiyom kullan›larak ℘(R)* kümesinin
bir seçim fonksiyonu oldu¤u kan›tlanabilir (elbet!),
ama o seçim fonksiyonunun kural› bulunamaz!
Yani aç›k aç›k seçim fonksiyonunu yazamazs›n›z.
Bir baflka deyiflle, varl›¤› (yukardaki aksiyom ta-
raf›ndan) kan›tlanan bir seçim fonksiyonunun
kural› yoktur. Olamaz da. Bu, Kurt Gödel tara-
f›ndan kan›tlanm›flt›r.
Kurt Gödel, Seçim Aksiyomu’nun, kümeler
kuram›n›n di¤er aksiyomlar›ndan ba¤›ms›z oldu-
¤unu kan›tlam›flt›r. fiöyle aç›klayay›m:
Kümeler kuram›n›n Seçim Aksiyomu d›fl›nda-
ki kabul edilen di¤er aksiyomlar›na ZF diyelim.
(Z, Zermelo’nun Z’sidir, F de Fraenkel’in F’si)
ZF’nin çeliflkisiz oldu¤unun (gene ZF’nin aksi-
yomlar› kullan›larak) kan›tlanamayaca¤›n› Kurt
Gödel kan›tlam›flt›r (1931). Gödel ayr›ca flunu
kan›tlam›flt›r (1940):
E¤er ZF çeliflkisizse, hem (ZF + C) hem de
(ZF + ¬C) çeliflkisizdir.
Bir baflka deyiflle, ZF kümeler kuram›na ister
C’yi istersek de C’nin de¤illemesini ekleyebiliriz ve
çeliflkisiz iki ayr› teori elde ederiz. Matematikçi-
lerin çok büyük bir ço¤unlu¤u C’yi kabul etme-
den yana olmufllar ve bugün ar-
t›k C aksiyomu kabul edilmifltir.
Bu yüzden, bugün kabul edilen
ve kullan›lan kümeler kuram› ak-
siyomlar›na ZFC denir.
Seçim Aksiyomunun Kulla-
n›m›. Seçim aksiyomundan çok
“do¤al” sonuçlar ç›kabildi¤i gi-
bi hiç de do¤al görünmeyen so-
nuçlar ç›kar. Her ikisinden de
birer örnek verelim.
“Do¤al” Bir Sonuç. X son-
suz bir küme olsun. X’in say›la-
bilir sonsuzlukta bir altkümesi
var m›d›r? Yani X’ten öyle x0, x1, x2, x3,... ele-
manlar› bulabilir miyiz ki, {x0, x1, x2, x3,...} bir kü-
me olsun? Seçim Aksiyomu olmadan böyle bir kü-
menin varl›¤›n› kan›tlanamaz. Zorluk flurdad›r:
{x0, x1, x2, x3,...} diye bir nesne vard›r. Bu nesne-
nin küme oldu¤unu kümeler kuram›n›n ZF aksi-
yomlar›yla kan›tlamak gerekiyor. Seçim aksiyomu
olmadan bu kan›tlanamaz. Baz› X kümeleri için
kan›tlanabilir, ama her sonsuz küme için kan›tla-
namaz. Küme olman›n baz› koflullar› vard›r. {x0,
x1, x2, x3,...} nesnesinin bu koflullar› yerine getir-
di¤ini kan›tlayamay›z.
30
Matematik Dünyas›, 2003 K›fl
Kurt Gödel
“Do¤al olmayan” bir sonuç. 1 yar›çapl› bir kü-
re alal›m. fiimdi çok flafl›rt›c› bir fley söyleyece¤im.
Bu küreyi öyle befl parçaya bölebilirim ki ve bu befl
parçay› döndürerek, öteleyerek, simetrisini ala-
rak, yani hacim ve alan de¤ifltirmeyen dönüflüm-
lerden geçirdikten sonra öyle toparlayabilirim ki,
parçalardan ikisinden yar›çap› 1 olan bir küre,
geri kalan üçünden gene yar› çap› 1 olan bir küre
elde edebilirim. Bu saçmasapan görünen teorem Se-
çim Aksiyomu’yla kan›tlanabilir ancak. Matema-
tikte buna Banach-Tarski Paradoksu denir (ama
asl›nda bir paradoks de¤ildir, sadece flafl›rt›c›d›r,
paradoksa benzer.) Befl parçan›n hiçbirinin alan›
olamaz elbet (yoksa alan› büyültemezdik.) Seçim
aksiyomunun yard›m›yla, R3 uzay›n›n alan› hesap-
lanamayan altkümelerini bulabiliriz. ♠
31
Matematik Dünyas›, 2003 K›fl
Can›na!Vay
r = ecosθ - 2cos(4θ) + sin5(θ/12)
Do¤an Çoker, 1951’de ‹stanbul’da do¤mufl-
tur. Genç say›lacak bir yaflta, 9 Ocak
2003’te, ard›nda eflini, iki çocu¤unu ve onlarca
ö¤rencisini b›rakarak aram›zdan ayr›lm›flt›r.
S›ras›yla Diyarbak›r, Ankara, Kocaeli,
tekrar Ankara’da okuduktan sonra, Do¤an
Çoker 1968’de Hacettepe Üniversitesi Mate-
matik Bölümü’ne girmifl ve s›ras›yla lisans,
yüksek lisans ve doktora diplomalar›n› elde
ederek 1976’da e¤itim hayat›n› bu üniversite-
de bitirmifltir. Gene ayn› üniversitede Mate-
matik E¤itimi Bölümü’nde ö¤retim üyesi ol-
mufltur. Profesörlük unvan›n› 1989’da alan
Çoker, 1997’de Akdeniz Üniversitesi Mate-
matik Bölüm Baflkan› olmufltur.
Çoker’in ilgi alan› analiz ve topolojiydi.
Matematik e¤itimine özel ilgi duyar ve önem
verirdi. YÖK-Dünya Bankas› “Milli E¤itimi Ge-
lifltirme” projelerinde görev alm›fl ve bu projele-
re katk›da bulunmufltur. Belirtisiz Kümeler ve
Belirtisiz Topolojik Uzaylar konular›na ilgi du-
yan Çoker bu konular›n ülkemizdeki öncülerin-
den olmufltur. Bugün üniversitelerimizde görev
yapan Hatice Tuna Yalvaç, Haydar Efl, Haflmet
Gürçay, Necla Turanl›, Mustafa Demirci ve Sa-
d›k Beyhan’›n doktora hocas› olmufltur.
Yaflam› boyunca çeflitli kurumlarda yöneti-
cilik görevlerinde bulunmufl, bilimsel dergilerde
yay›n kurulu üyeli¤i ve uluslararas› düzeyde ha-
kemlik görevi yapm›flt›r. On dört yüksek lisans
ve alt› doktora tezi dan›flmanl›¤› yapm›flt›r. Tez
dan›flmanl›¤›n› yapt›¤› dört doktora ö¤rencisini
yaln›z b›rakarak aram›zdan ayr›lm›flt›r. Mate-
matik Dünyas› yay›n kurullar›nda da görev ya-
pan Prof. Dr. Do¤an Çoker’i sayg›yla an›yoruz.
Matematik Dünyas›
32
Matematik Dünyas›, 2003 K›fl
Do¤an Çoker(1951-2003)
Matematik Dünyas›nda Üçlü BenzerlikÜnal Ufuktepe
‹zmir Yüksek Teknoloji Enstitüsü
Y›l 1997. Türk Matematik Derne¤i’yle yap›lan görüflmeler sonucunda Matematik Dünyas›’n›n
Akdeniz’de yaflat›lmas›na karar verildi. Yay›n Kurulu: H. ‹brahim Karakafl, Timur Karaçay, Do¤an
Çoker, ‹lham Aliev ve Ünal Ufuktepe.
Aral›k ay›nda bir ifli ilk kez yapman›n heyecan ve telafl›n› yafl›yoruz, elimizdeki yaz›lar›n düzenlen-
mesi, bilgisayar ortam›na geçirilmesi vs. Bölüm seminerine girmeden önce son bir kez gelen e-postala-
ra bak›yorum. Turkmath’a bir ölüm haberi düflmüfl: Cahit ARF hocay› kaybettik... Bir isyan duygusu
yerlefliyor içime, bir bilgi ve erdem ç›nar›n›n aram›zdan ayr›l›fl› bir e-postaya s›k›fl›p kalmamal›yd›...
Seminer salonunda Cahit Hoca’n›n say›l› doktora ö¤rencilerinden hocam Halil ‹brahim’in yan›na
oturdum ve bir k⤛da, “Bafl›m›z sa¤olsun, Cahit Hoca’y› kaybettik” notunu düfltüm. Seminer nas›l
geçti bilmiyorum ama sonraki kofluflturmacay› çok iyi an›ms›yorum. Hocam cenaze için ‹stanbul’a git-
ti, Do¤an Hoca’yla birlikte Cahit Arf’la ilgili kaynaklar› tarad›k bir hafta boyunca. Ona dair güzel söz-
leri özenle tarad›, rapido tak›m›yla sözcükleri ayd›nl›¤a ç›kard›. Matematik Dünyas›’n›n 7. cildinin ilk
say›s› kapakta Cahit Arf Hoca’n›n resmiyle matbaadan gelir gelmez sayfalar› ürkek ürkek tarad›k. Do-
¤an Hoca Samsun’undan keyifle bir nefes çekip, “Bafllang›ç için hiç de fena de¤il,” dedi.
Aram›zdan Ayr›lanlar
Matematik Dünyas›, 2003 K›fl
33
Sevgili Do¤an’la 27 y›l önce Hacette-
pe Matematik Bölümü’nde tan›flt›m. Do-
¤an Çoker ve Orhan Özer’le birlikte befl
kitap yazd›k. Çal›flmalar›m›zdan f›rsat
buldukça masa tenisi oynar, bundan da
büyük keyif al›rd›k.
Do¤an, Hacettepe Üniversitesi Mate-
matik Bölümü’nü bitirdi. Doktoras›n› ve
doçentlik dahil tüm derecelerini Hacette-
pe’den ald›. Lisans, lisansüstü ve doktora
dereceleri için yurtd›fl›na gitme imkân› ol-
masa da uluslararas› düzeyde bir bilim
adam› olunabilece¤inin örneklerinden bi-
ridir.
Çok say›da ö¤renciye doktora yapt›r-
d›. Ö¤rencileri aras›nda bugün hepimizin
tan›d›¤› Prof. Dr. Haydar Efl ve Prof. Dr.
Mustafa Demirci’yi de sayabiliriz. Seçkin
bir bilim adam›, iyi bir baba, arkadafl›m
ve dostum Prof. Dr. Do¤an Çoker’in an›-
s› önünde sayg›yla e¤iliyorum.
Kenan Tafl
Çankaya Üniversitesi, Rektör Yard›mc›s›
Mühendislik ve Mimarl›k Fak. Dekan›
1998’di galiba. Antalya’da yaz oku-
lunda karfl›laflt›k. Topoloji dersi veriyor-
du. Ö¤rencilerin pek ço¤u matemati¤e il-
gisinden de¤il, okulu bir an önce bitirmek
için yaz okuluna devam ediyordu. Soyut
düflünme kavramlar› hiç geliflmemiflti. Ge-
ne de Antalya’n›n o kavurucu s›ca¤›nda,
yak›nmak bir yana, duda¤›nda ince ironik
bir gülümsemeyle nas›l ö¤rencilerine bir
fleyler ö¤retmek için didindi¤ini hiç unut-
mayaca¤›m. Umar›m o ö¤renciler Do¤an
Çoker’in anlatt›klar›ndan olmasa da yafla-
ma biçiminden ve görev bilincinden bir iki
fley kapm›fllard›r. Bu mütevaz› insan› say-
g›yla selaml›yorum.
Ali Nesin
‹stanbul Bilgi Üniversitesi
Matematik Bölümü
Tart›fl›lmaz bilimselli¤i ve örnek kiflili-
¤iyle ö¤rencilerine verdi¤i ak›l, bilgi, sevgi
gibi yüce de¤erler ve güzellikler için de¤er-
li hocam›z Prof. Dr. Do¤an Çoker’e min-
nettar›z. Sizinle birlikte çok fley paylaflt›k
bu k›sac›k dönemde... Sayg›de¤er hocam›-
z›, sevgi, sayg› ve özlemle selamlarken...
Sizi hiç unutmayaca¤›z Hocam!
Haydar Efl / Hacettepe Üniversitesi
Matematik Bölümü
Y›l 2001. Matematik Dünyas› göçmen kufl-
lar misali bu sefer Akdeniz’den Ege’ye kanat
aç›yor. ‹zmir Yüksek Teknoloji Enstitüsü’nün
Matematik Bölümü’nde ulusal bir sorumlulu¤u
alman›n heyecan› içinde 10. cildin 1. say›s›n›
haz›rl›yoruz. Turkmath’a yine bir haber düflü-
yor: “Fikri GÖKDAL hocam›z› kaybettik.”
Do¤an Çoker hocam telefonla aray›p, “Ünal,
ilk say›ya Fikri’yle ilgili mutlaka bifleyler koya-
l›m” diyor. “Olur hocam!” dedim. Matematik
Dünyas›’n›n mavili bir gökyüzüyle süslü kapa-
¤›na “Öklid Düzleminde Geçen Bir Yaflam;
Fikri GÖKDAL” yerleflti.
Y›l 2003. Matematik Dünyas› Ege’den Mar-
mara’ya kanat açt› bu kez. Ne tuhaf, Turmath’a
kötü haber düfltü yine: “Do¤an Çoker hocay›
kaybettik”. fiimdi yeni y›l›n ilk say›s›na Do¤an
Hoca’yla ilgili haberi düflme görevi Ali Nesin’in.
Do¤an Hocam 24 A¤ustos 1951’de ‹stan-
bul’da do¤mufl. Yaklafl›k 52 y›ll›k bir yaflama o
kadar çok fley s›¤m›fl ki: 14 yüksek lisans ve 10
doktora ö¤rencisi, Topoloji, Bulan›k Mant›k ve
Matematik E¤itimi üzerine onlarca ulusal ve
uluslararas› sayg›n dergilerde bas›lm›fl makale-
ler, onlarca kitap, ulusal ve uluslararas› dergi-
lerde hakemlik, idari görevler, projeler, lisans ve
yüksek lisans düzeyinde verilen dersler, sevgi ve
sayg›y› hiç eksik etmedi¤i muhteflem bir aile re-
isli¤i... Hepsi bu 52 y›la s›¤m›fl. Bizleri her yö-
nüyle insan olan bu güzel insandan ay›rd›¤› için
art›k sigaradan nefret ediyorum. Paketimde ka-
lan son sigaradan onun için son bir nefes ald›m
ve bir daha yakmamak üzere söndürdüm.
Rahat uyu Hocam!
Aram›zdan Ayr›lanlar
Prof. Dr. Do¤an Çoker’i u¤urlama töreninde
(10 Ocak 2003) Prof. Dr. Timur Karaçay’›n yap-
t›¤› konuflman›n metnidir.
Sevgili Do¤an,
Sevgili Ö¤rencim,
Sevgili Meslektafl›m,
Seni seven ve seni u¤urlamaya gelen bu top-
lulu¤a, flu anda sesimi duyuramayacak kadar güç-
süzüm. O nedenle, ben seninle konuflaca¤›m.
Bilim adamlar›n›, bak›fl
aç›m›za ba¤l› olarak, de¤iflik
biçimlerde s›n›fland›rma ola-
na¤› vard›r. San›r›m flu s›n›f-
land›rma çok yanl›fl olmaya-
cakt›r: Bir, çok konuflup az
üretenler, iki, az konuflup çok
üretenler.
Düflünüyorum da, Sevgi-
li Do¤an, sen bu iki s›n›fa da
girmiyordun. Sen hiç konufl-
madan çok ama çok üreten
bir bilim adam›yd›n. Arkan-
da binlerce ö¤renci, onlarca
genç bilim adam›, uluslarara-
s› düzeydeki yabanc› dergi-
lerde yay›mlanm›fl makalele-
rin, büyük olanaks›zl›klar
direnerek bilim adam› karar-
l›l›¤›na sahip birkaç kifliyle
yay›mlad›¤›n dergilerin, ki-
taplar›n var. Bilim ve kültür
yaflam›m›za arma¤an etti¤in
bu yap›tlar seni ilelebet yafla-
tacakt›r.
fiimdi yan›mda durabil-
sen, asla izin vermeyece¤ini
bildi¤im bir konuyu aç›kla-
may› kiflisel borç biliyorum.
San›r›m, yaflam›n boyunca en çok üzüldü¤ün ko-
nu budur. O asla bozulmayan duyarl› kiflili¤in
ve engin hoflgörünle, Sak›n söyleme! deyiflini du-
yar gibiyim. Ama bilim ad›na, kültür ad›na söy-
lemeliyim.
Bir ülkenin bilim ve kültür hayat›na etki ede-
bilmek, o etkiyi y›llar sonra sürdürecek kal›c› ya-
p›tlar b›rakmak kolay de¤ildir.
O yap›tlardan biri, Cumhuriyet döneminde gi-
riflilen ve baflar›s›z kalan denemelerden sonra, se-
nin büyük azmin, gayretin ve insanüstü çabanla
haz›rlanm›fl olan Matematik Terimleri Sözlü-
¤ü’dür. Almanca, Frans›zca ve ‹ngilizce gibi üç
güçlü bilim dilinde binlerce y›lda biriken matema-
tik terimlerine Türkçe karfl›l›klar bulmak gibi çok
zor bir ifle birlikte girdik. Sen olmasan, öyle bü-
yük bir yap›t ortaya kona-
mazd›. Matematik Terimleri
Sözlü¤ü, Türk Dil Kuru-
mu’nun tarihinde yay›mlan-
m›fl en kapsaml› terim sözlü-
¤ü oldu.
Elbette, her sözlük yaza-
r›, önceki sözlüklerden yarar-
lan›r. Öncelikle, rahmetli Na-
z›m Terzio¤lu’nun TDK’ye
vermifl oldu¤u “müsved-
de”den yararlanmay› düflün-
dük. Ancak, aradaki kuflak
fark›n›n yaratt›¤› dil uyufl-
mazl›¤› ve TDK’nin o zaman-
ki amaçlar›, söz konusu
“müsvedde”yi temel almam›-
z› engelledi. ‹fle yeniden ko-
yulmak gerekti. Üstün çaban-
la bir kuyumcu titizli¤iyle
haz›rlanan sözlük, üç büyük
bilim dilindeki bütün mate-
matik terimlerine, Türkçe
köklerden Türkçenin kural-
lar›yla karfl›l›klar türetmiflti.
Bir terim sözlü¤ü halk›n
benimseyemedi¤i terimler
önermifl olabilir. Al›flkanl›k-
lar›n› b›rakamayan bilim ve
sanat adamlar›n›n tepkisini de çekebilir. Asl›n-
da, terim sözlüklerinin haz›rlan›fl nedeni de bu-
dur. Önerilen terimlerden baz›s› tutunamayabi-
lir; onlar yerine daha uygunlar› zamanla ortaya
konabilir. TDK’nin y›llar süren baflar›l› terim
türetme yolu budur. Bu yol, Türkçeyi zenginlefl-
34
Matematik Dünyas›, 2003 K›fl
Bir Bilimadam›na A¤›tTimur Karaçay
Baflkent Üniversitesi, ‹statistik ve Bilgisayar Bilimleri Bölümü
Prof. Dr. Do¤an Çoker’in cenazesi
Antalya Üniversitesinden Hacettepe
Üniversitesine 10 Ocak 2003 günü
geldi. Ö¤rencili¤ini ve meslek yaflam›-
n›n ço¤unlu¤unu bu üniversitede ge-
çirmiflti. Elbette, son yolculu¤una bu
üniversiteden, bir bilim adam›na ya-
rafl›r biçimde u¤urlanmal›yd›. Ama,
ne yaz›k ki rektör yoktu, onu temsil
edecek bir kifli yoktu. Ö¤rencileri,
dostlar› oradayd›; ama üniversite ku-
rum olarak orada de¤ildi. Törene ka-
pal› bir mekân tahsis edilmemiflti.
Yafll› annesi, efli, çocuklar›, hasta ya-
k›nlar›, onu seven ö¤rencileri ve mes-
lektafllar› o so¤uk günün ikindisinde
saatlerce titreyerek hüzünle u¤urlad›-
lar Do¤an’›. Bunu, son yolculu¤unda
bir bilim adam›na, onun ailesine, ö¤-
rencilerine ve meslektafllar›na yap›la-
bilecek en büyük haks›zl›k olarak gö-
rüyor ve k›n›yorum. Üniversite yöne-
ticileri bilmelidir ki bilim adamlar›
tarlada yetiflmiyor!
Timur Karaçay
Aram›zdan Ayr›lanlar
tirmenin, onu bilim ve kültür dili yapman›n bi-
ricik yoludur.
Bu önemli yap›t ne yaz›k ki yeni bas›m yapa-
mad›; çünkü Atatürk’ün kurdu¤u TDK o zaman-
larda y›k›lm›flt›. Yeni gelen TDK yönetiminin bir-
çok (baflar›l›!) çal›flmalar›ndan birisi de ilk bas›m›
bile tükenmeyen Matematik Terimleri Sözlü¤ü’nü
vitrinden indirmek oldu. Sözlükten arta kalanlar
ya depolarda çürütülmüfl ya da, kimbilir, k⤛t ha-
muru yap›lmak üzere fabrikaya gönderilmifl bile
olabilir.
Yeni TDK’nin bafllatt›¤› hareket bununla bit-
medi. O güzelim Türkçe köklerden türetilen terim-
ler d›flland›, Osmanl›ca ve Frans›zca köklerden tü-
reyen terimlerle yeniden yazd›r›ld›. Yeni TDK’nin
yeniden yazd›rd›¤› Matematik Terimleri Sözlü-
¤ü’nün kapa¤›n› aç›p bana gösterdi¤inde, gözle-
rinde ilk kez sessiz bir isyan› okudum. O bir an-
l›k isyan gözlerinden çarçabuk silindi, yeniden
engin bir hoflgörü kaplad› yüzünü. ‹syan›n› belir-
tecek tek sözcük ç›kmad› a¤z›ndan.
fiimdi senin ad›na o isyan› dile getiriyorum. Bu
ülkenin dilini, kültürünü gelifltirmek üzere kuru-
lan TDK yönetimi, Türk diline hizmet eden yap›t-
lar› çöpe atma yetkisini kendinde görebilir mi?
TDK yönetimi de bilim eti¤ine uymal›d›r. “Vefa”
dedikleri fleyi öncelikle bilim ve kültür yap›tlar›-
na ve onlar› yaratanlara karfl› duymal›d›r.
“Kal›c› yap›tlar›n üstü örtülemez” diye avu-
nuyorum flimdi. Dilerim, Türk Matematik Tari-
hi, senin o büyük yap›t›n›n de¤erini bir gün yazar.
Sevgili Do¤an, bugün sana bir gizimi aç›kla-
mak istiyorum. Hacettepe Üniversitesi Matema-
tik Bölümü’nün, ilk kurulufl y›llar›nda, ben tahta
bafl›ndayd›m, sen karfl›mda s›ralarda oturuyordun.
Genelde, ö¤rencilerin zor sayd›¤› dersleri anlatmak
bahtiyarl›¤›n› yaflad›m. O zor say›lan derslerin
s›navlar›nda hep tam not al›rd›n. Giderek, bende
bir yanl›fl›n› yakalayabilme iste¤i do¤mufltu. S›nav
k⤛tlar›n› özenle okuyor, bir yanl›fl›n› bulmaya
çabal›yordum. Hiç bulamad›m!..
Ama, Sevgili Do¤an, bugün ilk yanl›fl›n› yap-
t›n! Daha bu ülkenin gençlerine, bu ülkenin bilim
hayat›na, kültür hayat›na o verimli katk›lar›n ar-
tarak devam edecekken, b›rak›p gittin.
Çok acele ettin!
Çok zamans›z gittin!
S›ra sende de¤ildi!
‹nan s›ra sende de¤ildi!
Böyle bir günde söylenecek söz bellidir: Yetifl-
tirdi¤in bunca ö¤rencin, arkanda b›rakt›¤›n bun-
ca bilim ve kültür yap›t›, amaçlad›¤›n hizmeti
görmeye devam edecektir. Evet ama Sevgili Do-
¤an, bütün bu iflleri baflkalar›na b›rakmadan, bafl-
lad›¤›n gibi kendi kendine sürdürsen daha iyi de-
¤il miydi?
Rahat uyu!..
35
Matematik Dünyas›, 2003 K›fl
Aram›zdan Ayr›lanlar
Sevgili Do¤an,
‹nsan olman›n çok zor oldu¤u bir zamanda sen insand›n. Türkiye’nin yetifltirdi¤i ve yetifltirebi-
lece¤i ender bilim adamlar›ndand›n. Saniyelerini bile insanlara hizmet için adad›n.
Çok de¤erli oluflun, senin herhangi bir ö¤ünme veya baflkalar›n› küçümseyen söz veya davra-
n›fllar›nla de¤il, bizzat seni tüm tan›yanlar›n ortak yarg›s›yla ispatlanm›flt›r.
Sen hep bana,
Ayinesi ifltir kiflinin lafa bak›lmaz”
‹nsan›m demekle insan olunmaz”
vecizesini hat›rlat›yorsun.
Gazetelerde sayfalarca, televizyonlarda saatlerce gördüklerimizden, izlediklerimizden olmad›-
¤›n için medya suskundu. Bu da senin gibi de¤erli insanlar›n toplumda art›k çok daha zor yetiflebi-
lece¤inin habercisi oldu¤undan ac›m›z çok daha büyük oluyor.
Sen hayat›n boyunca sergiledi¤in yaflam tarz›nla güzel, seçkin insan olma dersini de vermifl ol-
dun. Bizler de hep seni anlatarak yar›m kalan bu dersini devam ettirmeye çal›flaca¤›z.
Seni hep sevgi, sayg› ve rahmetle anaca¤›z. Ruhun flad olsun.
T. Hatice YALVAÇ
Bu dünya size lay›k olabildi mi, bilmiyorum. Olamad› ki, fazla kalmak istemediniz burada. Ama
eminim ki, arkada kalanlar›n bu kadar üzülece¤ini bilseydiniz, böyle çabuk ayr›lmazd›n›z aram›z-
dan. Çünkü sizin ne kadar ince biri oldu¤unuzu hepimiz biliyoruz...
Zeynep Eken
Murat Rauf Sertel vefat
etti.
Murat Sertel, bizim
için bazen MRS yeterli ru-
muzdu, veya bir dönem
ö¤rencilerinin hitap ettik-
leri flekliyle “ulu Manitu”
- Heracles M. Polemarc-
hakis’e “God” dendi¤i gi-
bi - çok büyük bir akade-
misyen örne¤iydi.
Ekonominin analitik bak›fl aç›s› olmayan sos-
yolojizm (toplumbilimcilik) veya deskriptif (betim-
leyici) bir veri birikimi ve harmanlanmas›ndan
ibaret olmad›¤›n› gören ve bu düflüncesini uygu-
layan ülkemizin ilk bilimadamlar›ndan biridir.
Bildi¤im kadar›yla, ESRC bursuyla gitti¤i Ox-
ford’dan MIT’e gönderilmiflti. Tezini Solow im-
zalad› ama asl›nda topolojist James Munkres’le ça-
l›flt›. Asistanl›¤›n› yapt›¤› Evsey Domar’dan iflçi
yönetimine, reel sosyalizmin sorunlar›na ve yürü-
tülmesinin mant›ksal imkâns›zl›¤›na dair çok fley
ö¤rendi¤i tahmin edilebilir. 1975-80 aras› ko-
nuyla ilgili denemelerinden oluflan “Workers and
Incentives, North-Holland, 1982”, baz›lar›nca
fazla formel bulunmufl da olsa önemlidir ve bir
“Sertel Hayranlar› Klübü” kesinlikle mevcuttu.
Hakl› olarak.
Murat Sertel uzun y›llar Bo¤aziçi Üniversite-
si’nde - genelde dört y›l›n› ‹ngiliz edebiyat›yla ge-
çiren - baz› ekonomi ö¤rencilerine mikro ve ana-
litik bak›fl ö¤retti. Bunu çok k›sa sürede ve tek bir
ders vererek yapt›¤› söylenebilir. O tek ders 100
kiflilik bir lisans 3. s›n›f›nda daima 5-6 ö¤rencinin
kaderini ve sosyal sistemlere bak›fl›n› de¤ifltirmifl-
tir. Sertel bunu aflikar biçimde yapmad›. Merak-
l›s› tahtadaki formül ve ispatlar›n arkas›nda na-
s›l bir dünyan›n yatt›¤›n› dersten sonra kendi
kendine arad› ve buldu.
Murat Sertel’in Türk (matematiksel) iktisatç›-
lar›n›n duayen’i say›lmas› do¤ald›r ve bundan
sonra da öyle say›lacakt›r. Bafllatt›¤› gelenek, bu-
gün, uluslararas› oyun teorisi kongrelerine 30 ci-
var›nda genç Türk ekonomistinin efl anl› kat›ld›-
¤› bir düzeye ulaflt›. Demek, 200 kat›l›mc›s› olan
bir kongrede bu kadar yüksek oranda Türk kat›-
l›mc› olabiliyor. Bu yo¤unlu¤u MRS’in kuflaklar
boyunca yaratt›¤› esintiye borçluyuz. Ayn› yo-
¤unlu¤u ekonominin diger dallar›nda göremiyo-
ruz henüz. Tabii, MRS için, öncelikle bir matema-
tikçi - formel matematik e¤itimi olmasa da - sonra
bir iflyönetimcisi ve sadece üçüncü olarak bir eko-
nomist diyenler de ç›kabilir. Öyle olsun: What is
in a name?
Bugüne kadar karfl›ma ç›kan en büyük hoca
olan aziz hocam unutulmaz Murat Sertel’i sayg›y-
la selaml›yorum. Ne tam olarak onunla çal›flma
cesaretini gösterebildim, ne de tam olarak istedik-
lerini verebildim. Bu konudaki üzüntüm zaman›n
sona erdiremeyece¤i kadar derindir. Huzur içinde
yats›n.
36
Matematik Dünyas›, 2003 K›fl
Murat Rauf Sertel(1942-2003)
Gündüz F›nd›kç›o¤luTürkiye S›nai Kalk›nma Bankas› ve ‹stanbul Bilgi Üniversitesi
Aram›zdan Ayr›lanlar
Bo¤aziçi ve Koç üniversitelerinin ö¤retim
üyesi Prof. Dr. Murat Sertel Fransa’da kat›ld›¤› bir
konferansta geçirdi¤i kalp krizi sonucu hayata
veda etti.
1942 do¤umlu Sertel, Robert Kolej ‹fl ‹dare-
si ve ‹ktisat Yüksekokulu Ekonomi Bölümü’nden
mezun olmufl (1963), Oxford Üniversitesi’nde
‹ktisat dal›nda yükseklisans yapm›fl (1966) ve
Massachusetts Institute of Technology’den dok-
toras›n› (1971) alm›flt›r. Genç yaflta, 1979’da Bo-
¤aziçi Üniversitesi’nde profesör olmufltur. Ameri-
ka, Fransa, ‹srail, ‹spanya, Almanya, ‹talya gibi
birçok ülkede iktisat, matematik ve iflletme dal-
lar›nda araflt›rmac› ve ziyaretçi profesör olarak ça-
l›flm›flt›r. Murat Sertel ayn› zamanda Türkiye Bi-
limler Akademisi’nin (TUBA) kurucu üyesiydi.
1984 Sedat Simavi Sosyal Bilimler Ödülü,
1987 International Development Research Center
(Kanada) Araflt›rma Ödülü, 1992 Mustafa Parlar
Bilim Ödülü’nü alan Murat Sertel’in seksen dola-
y›nda bilimsel makalesi ve sekiz kitab› vard›r.
Formel matematik e¤itimi olmayan Sertel,
matemati¤i kendi kendine ö¤rendi¤ini vurgulamak
amac›yla, kendisi için - büyük bir alçak gönüllü-
lükle - s›k s›k “ben bir sokak matematikçisiyim”
derdi.
Ailesinin, sevenlerinin, bilim dünyas›n›n ba-
fl› sa¤olsun.
Matematik Dünyas›
Matematik Dünyas›, 2003 K›fl
37
1979’da Türkiye’ye geldi¤inde hakim olan tasvi-
ri ve içine kapal› iktisat anlay›fl›n› y›km›fl, yerine ana-
litik ve uluslararas› standartlarda araflt›rmaya dayal›
bir perspektifi getirmifltir. Böylece, ülkemiz, ‹ktisat Ku-
ram›’nda dünyaya aç›k, uluslararas› bilimsel cami-
ada tan›nan ve say›lan bir seviyeye gelmifltir. Bugün
iktisat sahas›nda uluslararas› düzeyde araflt›rma yapan
Türk biliminsanlar›n›n, dünyan›n önde gelen üniver-
sitelerinde doktora yapan Türk talebelerin, neredey-
se hepsi do¤rudan ya da dolayl› olarak Murat Ser-
tel’den ilham alm›fllar, onun yaratt›¤› dönüflümün
rüzgar›ndan istifade etmifllerdir. Yak›n tarih, tek bir
insan›n, bir ülkenin bir bilim sahas›ndaki kaderini
böylesine de¤ifltirdi¤ine herhalde flahit olmam›flt›r.
Murat Sertel’in bu ola¤anüstü baflar›s›n›n alt›n-
da, azimli kiflili¤i ve birey olarak uluslararas› bilim ca-
mias›ndaki sayg›nl›¤› yatmaktad›r. Oyun Kuram›,
Sosyal Seçme Kuram› ve ‹ktisadi Tasar›m gibi saha-
larda önde gelen biliminsanlar›ndan biridir. ‹ktisat
Kuram›’n›n en sayg›n yay›n organlar›nda neflredilen
sekseni aflk›n makalesi ve sekiz adet kitab›n›n yan›n-
da, birçok bilimsel kuruluflun sayg›n bir üyesi, say›s›z
bilimsel toplant›n›n düzenleyicisi ve çok say›da bi-
limsel derginin de editörüdür. Bunlar aras›nda kuru-
cusu ve baflkan› oldu¤u Center for Economic Design
(‹ktisadi Tasar›m Merkezi) ile kurucusu ve bafleditö-
rü oldu¤u Review of Economic Design (‹ktisadi Ta-
sar›m Dergisi) bu sahan›n önde gelen kurumu ve ya-
y›n organ›d›r.
Murat Sertel’in ‹ktisat Kuram›’na yapt›¤› ulusla-
raras› düzeydeki katk›lardan kaynaklanan sayg›nl›¤›,
Türkiye’nin de bu sahadaki yükselifline yol açm›flt›r.
K›sa zamanda kendisinden feyz ve/veya ilham alan bir
kuflak yetiflmifl ve bugün onun açt›¤› yolda yürüyen
Türk biliminsanlar›, ‹ktisat Kuram›’nda gerek nicelik
gerek nitelik olarak dünyan›n önde gelen bilimsel ze-
minlerinde varl›k göstermeye bafllam›fllard›r. Özetle,
Murat Sertel dünyada ‹ktisat Kuram›’n›n bugün bu-
lundu¤u noktaya gelmesinde çok katk›larda bulun-
mufl, daha da önemlisi, dünyan›n ulaflt›¤› noktay›
Türkiye’ye tafl›yarak ülkemize emsaline nadir rastla-
n›r bir hizmette bulunmufltur. Bugün, Japonya’dan
Amerika Birleflik Devletleri’ne dünyan›n her ülkesin-
den ya¤an baflsa¤l›¤› mesajlar›, onun bu katk› ve hiz-
metlerinin tescilidir.
Murat Sertel’i 25 Ocak 2003 tarihinde, Marsil-
ya’da, kat›ld›¤› bir uluslararas› konferansta görev ba-
fl›nda kaybettik. Tutuflturdu¤u meflale ise kendisinden
ilham alan biliminsanlar› yaflad›kça ülkemizi ve insan-
l›¤› ayd›nlatmaya devam edecek.
Remzi Sanver
‹stanbul Bilgi Üniversitesi ö¤retim üyesi
Profesör Sertel s›cak kiflili¤i ve bilimsel vizyo-
nuyla evrensel bilim çevrelerinde tan›nan ve say›lan
pek az say›daki Türk akademisyeninden biriydi.
Profesör Sertel pek çok kuflaktan ekonomi ö¤ren-
cisi ve akademisyene ufuk açm›fl, ilham vermifltir; ev-
rensel düzeyde baflar›ya ulaflm›fl ve en üst standartlar-
da doktora ö¤rencilerini yetifltiren bir kimse olmay›
baflarabilmifltir. ‹yi bir vatansever ve dünya insan›yd›.
Murat Sertel dostlar›, ö¤rencileri, Türkiye ve
dünyadaki akademik toplulukça çok özlenecek. Üni-
versitemiz nam›na efli Jenny, o¤lu Tevfik ve tüm aile-
sine içten baflsa¤l›¤› dileklerimizi iletiyorum.
Attila Aflkar / Koç Üniversitesi Rektörü
[...] Parlak bir zekâya, çözümleyici ve yarat›c› bir
beyne sahipti. Türkiye’nin alt›n bir donemi olan 60’l›
y›llar›n da etkisiyle, eme¤i ön plana ç›karan bir siya-
sal-ekonomik düzenin yap›s›n› da anlama çabas› için-
deydi. Mant›kl› ve y’leri yutan çok hofl bir konuflma
üslubu vard›. Girdi¤i tart›flma gruplar›ndaki ö¤ren-
cilerin kendisine hayran oldu¤unu bugün gibi hat›r-
l›yorum. Ayr›ca, bilir misiniz ki, Murat, o s›rada An-
kara’da çok tutulan kulüplerden birinde flark›
söyleyen ve program›n› “Mühür gözlüm” türküsüy-
le sonland›ran flark›c› Alpay’›n arkas›nda bateri ça-
l›p vokal de yapm›flt›r.
Murat Sertel çok önemli bir kifliydi. Bu bak›mdan,
kendisini ve yapt›klar›n› anlay›p takdir edecek önem-
li araflt›rmac›lar da yetifltirmifl olmas›na ve onlar›n
Murat’›n yapt›klar›na eriflen ürünler verece¤ine dair en
küçük bir kuflkum olmamas›na ra¤men, Turkiye’nin
kayb›n›n çok büyük oldu¤unu bilelim.
Hat›ras› önünde sevgi ve özlemle e¤iliyorum.
Herkesin bafl› sa¤ olsun.
Fikret Görün
Dogu Akdeniz Üniversitesi Ekonomi Bölümü
Say›n Murat Sertel’in ö¤rencisi oldu¤um için gu-
rur duyuyorum ve kendimi çok flansl› hissediyorum.
Derslerden sonra olan PS saatlerinde sizi sorular›mla
bunaltsam da bana hep sab›rla yan›t verdiniz ve beni
her zaman do¤ru yönlendirdiniz. Sizi hep hat›rlayaca-
¤›z ve sayg›yla anaca¤›z. Hepimizin bafl› sa¤olsun.
Özlem Ayaz Arda-Koç MBA I
Bugüne kadar ö¤rencili¤ini yapt›¤›m en ilham
verici Hocam› kaybetmenin üzüntüsünü yafl›yorum.
Hocam senin ö¤rencin olabildi¤im için kendimi çok
flansl› görüyorum. Herkesin bafl› sa¤olsun.
Deniz Aylan, Koç MBA 2004
De¤erli Hocam, gerçekten çok fley ö¤rendim sen-
den. Ah be hocam, keflke böyle gitmeseydin, çok kö-
tü oldu bu, çok.
Yavuz Durgut
Aram›zdan Ayr›lanlar
Matematik Dünyas›, 2003 K›fl
38
Tübitak Bilim Ödülü (1979) sahibi, k›rk do-
lay›nda matematiksel makaleye imza atm›fl, de¤er-
li matematikçimiz Gündüz ‹keda’y› kaybettik.
25 fiubat 1926’da Tokyo’da do¤an Masatos-
hi Gündüz ‹keda, 1948’de Osaka Üniversitesi’nin
Matematik Bölümü’nden mezun oldu. Doktoras›-
n› ayn› üniversiteden 1953’te
ald›. 1960’da Ege Üniversitesi
T›p Fakültesi’nde “yabanc› ma-
tematik ve istatistik ihtisas sahi-
bi” olarak Türkiye’ye gelme-
den önce Nagoya, Osaka ve
Hamburg üniversitelerinde ça-
l›flt›. Ege Üniversitesi’nde doçent (1965) ve profe-
sör (1967) oldu. 1969-76 y›llar› aras›nda OD-
TÜ’deydi. 1970-73 aras› Tübitak’ta, 1976-78 aras›
Hacettepe
Üniversitesi
Matematik Bölümü baflkanl›¤› yapt›. 1978-1991
aras› ODTÜ’ye geri döndü. 1991-93’te Kuzey
K›br›s’ta, 1993-95’te Marmara Araflt›rma Merke-
zi’nde, 1995-97’de Gebze’de, Elektronik ve Krip-
toloji Araflt›rma Merkezi’nde görev ald›. 1997’den
beri Feza Gürsey Enstitüsü’nde çal›fl›yordu. Bu
zaman zarf›nda, Hamburg
(1966), San Diego (1970-71)
ve Yarmouk (1986) üniversi-
telerinde, Oberwolfach Mate-
matiksel Araflt›rma Enstitü-
sü’nde (1988) ve son derece
prestijli Princeton ‹leri Araflt›r-
malar Enstitüsü’nde (1976) zi-
yaretçi profesör olarak bulundu.
‹htisas alan› cebir, cebirsel say›lar kuram›,
kodlar kuram› ve kriptolojiydi. Araflt›rma alan›
Galois ve ters Galois kuramlar›yd›.
Masatoshi Gündüz ‹keda(1926-2003)
Aram›zdan Ayr›lanlar
Ç o k
k › y m e t l i
ma t ema -
tikçi Say›n
G ü n d ü z
‹ k e d a ’ y ›
60’l› y›llar-
da ‹z-
mir’de ta-
n›d›m. O
z a m a n
Türkiye’ye
A l m a n -
ya’dan ye-
ni gelmiflti. Geldi¤inde Türk matemati¤ine kat-
k›s›yla, cana yak›nl›¤› ve alçak gönüllülü¤üyle
herkesin gönlünü fethetmiflti. Rahmetli babam
Gündüz Beyleri bize yeme¤e davet etti¤inde,
onun gösterdi¤i ilgiyi ve yak›nl›¤› hiçbir zaman
unutmuyorum. Y›llar sonra onunla FGI’de tek-
rar karfl›laflmak ve s›cakkanl›l›¤›nda zerre kadar
de¤iflme olmad›¤›n› görmek beni çok mutlu et-
miflti. Gündüz Bey yolun aç›k olsun!
Selman Akbulut / Michigan State University
Sadece birkaç kez görüflebildik ama ilk gö-
rüflte sevilecek insanlardand›. Güzel ve yalans›z
dolans›z yaflad›. ‹yi ifller yapt›. Sevgi, iyilik ve iç-
tenlik taflard›. Birileri bize bu dünyada bir gö-
rev biçmiflse, görevini fazlas›yla yaparak ayr›l-
d› aram›zdan.
Ali Nesin
‹stanbul Bilgi Üniversitesi
Gündüz Bey’le ilk kez ben ODTÜ üçüncü s›-
n›fta ö¤renciyken tan›flt›m. Bize Advanced Cal-
culus anlatmaya gelmiflti. Matematikte stan-
dard bir düzey oldu¤unu, bunun hat›r, gönül ya
da özel duruma göre indirilip yükseltilemeyece-
¤ini böylesine bir ciddiyetle ilk kez ondan ö¤-
renmifltik.
Son kez de Antalya Cebir Günleri’nden bi-
rinde bir probleme yapt›¤› katk›y› anlat›rken
duydu¤u o araflt›rmac› heyecan›n› hat›rl›yo-
rum. Bize vaazlar›yla de¤il davran›fllar›yla ör-
nek olurdu, bunu da gözümüze sokmazd›.
Sinan Sertöz
Bilkent Üniversitesi
“Hayat›n› tam anlam›yla matemati¤e
adam›fl olan Cahit Bey’i örnek alarak, biz
de yaflad›¤›m›z sürece matematik
yapmaya devam etmeliyiz, hem de
kendisinin daima tekrarlad›¤› gibi,
difllerimizi g›c›rdatarak…”
Gündüz ‹keda
Matematik Dünyas›, 2003 K›fl
39
Aram›zdan Ayr›lanlar
Dün elektronik postam› açmamam ve arkadafllar›m›n telefonla ula-flamamas› sonucu de¤erli hocam›z Gündüz ‹keda’n›n vefat›n› ancak bu-gün ö¤renebildim. Üniversite yaflam›m›n ilk y›llar›ndan bafllayarak,birçok dönemdafl›m gibi akademik oluflumumuzda, edindi¤imiz bilim-sel kültürde önemli etkileri olmufl, çok önemli bir bilim insan›n› dahakaybetmenin derin üzüntüsünü yafl›yorum.
70’li y›llarda bir cebir bir de cebirsel geometri dersinde Gündüz Bey’in ö¤rencisi olmufltum. Buderslerde belli bir felsefesi vard›. Nas›l olsa belirli konular› daha derinlemesine çal›flaca¤›m›z› amamatematikte genel kültürün ileri yafllarda biraz zor kazan›ld›¤›n› savunurdu. Bu nedenle, çok kü-çük bir s›n›f olmam›zdan da yararlanarak, bu derslerde bizi genifl bir yelpazeye yay›lm›fl pek çok önem-li konuyla tan›flt›rd›.
Daha sonraki y›llarda da kendisinin her zaman bilimselli¤i destekleyen ve baflka fleylerden ayr›tutan yaklafl›mlar›n› izleme, yönlendirici sohbetlerini bolca dinleme flans›m›z oldu. Üniversitenin vebölümümüzün en problemli dönemlerinde bile bilimselli¤i herfleyin üzerinde tutacak, sorunlara hertürlü kamplaflmadan uzak, bilim adam› tarafs›zl›¤› ve dürüstlü¤ü ile yaklaflabilecek Gündüz ‹kedagibi insanlar›n oldu¤unu bilmek çok rahatlat›c› bir unsurdu.
Gündüz ‹keda, bilimle u¤raflman›n bir yaflam flekli oldu¤unu en iyi simgeleyen insanlardan bi-riydi. Emeklili¤inden sonra Feza Gürsey’deki y›llar›nda bile sadece kendi konusunda de¤il, mate-mati¤in baflka konular›nda hatta fizikte neler olup bitti¤ini yak›ndan izledi¤ini hayranl›kla gözle-dim. Son rahats›zl›¤› döneminde, grup halinde s›kça yapt›¤›m›z ziyaretlerde de o, konuyu hepTürkiye’de bilimin gelece¤i, nelerin yap›lmas› gerekti¤i yönünde odaklaflt›rmay› ye¤ledi. Gözleri da-larak iletti¤i dilekler, vurgulad›¤› hedefler eminim uzun zaman ak›llar›m›zdan ç›kmayacak.
Ailesine ve tüm bilim dünyas›na bafl sa¤l›¤› diliyorum.
Turgut Önder / ODTÜ
B‹R YAZ OKULU ANISIBayram›n birinci günü vefat›n› üzüntüyle gazeteden ö¤rendi¤im çok k›ymetli hocam, Prof. Dr. Gündüz
‹keda’n›n bende b›rakt›¤› izleri sizlerle paylaflmak istedim. 1979 y›l› Temmuz ay›nda ODTÜ’de matemati-¤e ilgi duyanlar için lisanüstü yaz okullar› yap›l›yordu. Bugün düflünüyorum, bu okullar benim gibi Ana-dolu’da görev yapan genç asistanlar için çok güzel örneklerdi ve çok k›ymetli Gündüz ‹keda gibi hocalar›-m›z› tan›mak için önemli f›rsatt›. Kendisinden cebir dersi ald›¤›m› hat›rl›yorum. Gerçek bir bilim insan›yd›,ve bizim idealimizdeki bir örnekti.
Bu k›sa sürede matemati¤in yan›s›ra insanl›k olarak çok fleyler verdi bizlere. Bu yaz okullar›nda idealist bir-çok matematikçi görev alm›flt›, fikir kimden ç›km›flt› bilmiyorum, ama bilim ad›na çok faydal› ve iddial›yd›. Ha-t›rlayabildi¤im kadar›yla Bahattin Cengiz, Cemal Koç, Ayd›n Aytuna, Alev Topuzo¤lu, Y›lmaz Aky›ld›z, fia-fak Alpay, Halil Ibrahim Karakafl ve daha birçok k›ymetli hocam›z görev alm›flt›. Bu yedi hafta içinde birçokmisyon yüklenmiflti bize. Bunun eksikli¤ini hâlâ duyu-yoruz. Meflaleyi tafl›yamad›¤›m›z› düflünüyorum.
Konunun ne oldu¤unu hat›rlayam›yorum ama, ‹ke-da Hocam›n cevab›n› y›llarca unutamad›m ve unutama-yaca¤›m: S›n›ftaki bir genç arkadafla, “Araban olsa, ya-t›n da olsa, hadi uça¤›n da olsa sonuçta ne olur ki” diyeverdi¤i cevab› unutam›yorum. Hocan›n bu cümlesini,ben de daha sonra, para h›rs› olan ö¤rencilerime gerek-ti¤i zaman kulland›m. Ayr›ca cebirde doktora yapan ikiarkadafl›ma (bugün her ikisi de profesör) nas›l yard›m
edip, onlara moral ver-di¤ini de çok iyi hat›r-l›yorum. Sevgili ‹kedaHocam, sizi çok özle-yece¤iz.
Serpil Pehlivan /SDÜ
‹KEDA hocam›z›n aram›zdan ayr›laca¤›n›
hiç düflünememifltim. Kalanlara uzun ömür,
hocam›za Allah’tan rahmetler diliyorum.
Sen 60 yafl›ndan sonra gençlerle yar›flmay›n
diye bana tavsiye de bulunmufl olsan bile ben
“IKEDA-NAKAYAMA Modules” ile “IKE-
DA-NAKAYAMA Rings” konular›na devam
edece¤im.
TÜRK Matemati¤ine katk›lar›n asla unutul-
mayacakt›r.
Topra¤›n nur dolu olsun Say›n Hocam.
Abdullah Harmanc›
Hacettepe Üniversitesi
Gündüz ‹keda Ersan Aky›ld›z’la
Masatoshi Gündüz ‹kedaMehpare Bilhan* / [email protected]
Prof. Dr. Gündüz ‹keda’y› yirmi dokuz y›l önce
tan›d›m ve o zamandan beri yak›n çevresinde ça-
l›flabilmek flans›na sahip oldum. Matematik de-
has›, engin kültürü ve bilge kiflili¤iyle hepimize daima
örnek oldu ve öncülük etti. Matematikte önemli ge-
liflmelere yol açan büyük katk›lar yapt›.
Gündüz ‹keda’n›n babas› Tokyo’da bir sigorta
flirketinde istatistik uzman›yd›. Daha ortaokuldayken
evde babas›n›n matematik kitaplar›n› okuyarak ken-
di kendine matematik ö¤renmeye bafllar, harçl›¤›yla
matematik kitaplar› ve popüler bilim dergileri al›r.
Bunlardan birinde Galois hakk›nda bir yaz› okur ve çok
etkilenir. Galois teorisinin kurucusu olan Evariste Ga-
lois, 23 yafl›nda bir düelloda öldürülmüfl bir Frans›z
matematikçidir. Gerçekten çok etkileyici ve dramatik
bir yaflamöyküsü vard›r. ‹keda, okul kütüphanesinden
yafl›na göre çok ileri olan bir kitap alarak Galois teori-
si hakk›nda bilgi edinir. Üniversite yafl›na gelince aile-
sini ikna ederek Osaka Üniversitesi Matematik Bölü-
mü’ne girer ve buradan 1948’de “Rigaku-Shi” (B.S.)
derecesi al›r ve lisansüstü ö¤renimine bafllar.
Matematik literatürüne katk›lar› henüz daha
doktora ö¤rencisiyken, 1950’de bafllar. Cebirin büyük
isimlerinden Nakayama’yla birlikte yay›mlad›¤› ilk
makalesi Frobenius ve quasi-Frobenius cebirlerinin s›-
n›fland›rmas› üzerindedir. Daha sonra yapt›¤› çal›fl-
malarda bu sonuçlar› gelifltirir. 1952’de Kaplansky’nin
bölümlü halkalarda komütatiflik ile ilgili bir teoremi-
ni genellefltirir ve bunun uygulamas› olarak Herstein’›n
1951’de yapt›¤› bir san›y› yar› basit halkalar için ka-
n›tlar. Bu arada Gaschütz’ün 1952’de grup-halkala-
r› için verdi¤i bir teoremi Frobenius cebirlerine genel-
lefltirerek temsil teorisi literatürüne “‹keda Operatörü”
ad›yla kaynak olur. 1953’te, ikinci kohomoloji grup-
lar› s›f›r olan cebirlerin (absolutely segregated algeb-
ras) yap›s›n› inceler, bunu Hochschild’in 1945’te ver-
di¤i biçimden daha kullan›fll› bir biçime getirir,
doktora takdim tezi olarak di¤er alt› çal›flmas›yla bir-
likte sunar ve 1953’te Osaka Üniversitesi’nden “Ri-
gaku-Hakushi” (Ph.D.) unvan›n› al›r. 1954’te Yu-
kawa bursunu kazanarak Nagoya Üniversitesi
Matematik Bölümü’nde cebirsel sistemlerin koho-
moloji teorisi üzerinde araflt›rmalar yapar.
1954 -1955 y›llar›nda Nakayama ve çevresinde bir
cebir ekolü oluflturan Nagao, Yoshii, Eilenberg gibi ce-
bircilerle birlikte konuyu gelifltiren makaleler yay›mlar.
1955’te Osaka Üniversitesi Matematik Bölü-
mü’ne “Koshi” (senior lecturer) olarak atan›r. O y›l
Tokyo’da dünyan›n en ünlü isimlerinin kat›ld›¤› Ce-
birsel Say›lar Sempozyumu yap›l›r ve ‹keda’n›n gele-
ce¤i üzerinde çok etkili olur. O zamana kadar halka-
lar, modüller ve cebirler üzerinde çal›flan ve on iki ma-
kale yay›mlayan, ama daha ortaokul ça¤›ndan beri
Galois teorisine merak duyan ‹keda’n›n ilgisi art›k ce-
birsel say›lar teorisine kayar. Alexander von Hum-
boldt Vakf›’n›n bursuyla 1957-1959 aras›nda Ham-
burgh’a gider ve burada, 20. yüzy›l›n say›lar teorisine
damgas›n› vurmufl olan Hasse’nin yan›nda, bu teori-
de ve özellikle Galois genifllemelerinin yerleflme prob-
lemi üzerinde çal›flmaya bafllar. Say›lar teorisinin en
önemli problemlerinden birisi olan Galois teorisinin
ters problemi, verilen bir grubun Galois grubu olarak
kabul eden bir cisim genifllemesinin olup olmad›¤›n›n,
e¤er varsa bunun hangi taban cismi üzerinde ger-
çekleflebilece¤inin belirlenmesi olarak özetlenebilir.
Günümüzde hâlâ çözülememifl olan bu probleme ve-
rilmifl olan k›smi çözümler literatüre çok önemli kat-
k›lar oluflturmufltur. Örne¤in Reichardt’›n 1937’de bir
p-grubunu Galois grubu olarak kabul eden bir say›
cismi infla etmesi, 1954’te Schafarevich’in çözümlü
(solvable) bir grubun bir say› cismi üzerinde Galois
grubu olarak gerçekleflebilece¤ini ispatlamas› önem-
li sonuçlard›r. Yerlefltirme problemi de bu temel
problemin çok önemli ve zor bir yönünü olufltur-
maktad›r. ‹keda’n›n 1960’ta yay›mlad›¤› ve bir K sa-
y› cismi için, “K üzerinde abelyen çekirdekli, sonlu
yerlefltirme problemi” olarak adland›r›lan proble-
min “zay›f çözümü” varsa çözümünün var oldu¤u-
nu ispatlayan çal›flmas› baflvurulan önemli bir kaynak-
t›r. ‹keda’n›n bu teoremi sonra Hoechsmann
taraf›ndan K’n›n bir cebirsel foksiyon cismi oldu¤u
durumda (1966), daha sonra Fried ve Jarden taraf›n-
dan (‹keda’n›n ispat› kullan›larak) K’n›n Hilbert cis-
mi oldu¤u durumda verilmifltir (1986).
1960’ta böyle parlak bir çal›flma döneminden
sonra ‹keda, ileride evlenece¤i Emel Ardor’la birlik-
te Türkiye’ye gelir. Hamburg’da kalmas› için onu bo-
flu bofluna ikna etmeye çal›flan Hasse, Türkiye’de es-
ki ö¤rencisi Cahit Arf’› bulmas›n› tavsiye eder. Arf’la
‹keda böylelikle tan›fl›rlar. O dönemde ‹keda ‹z-
mir’i ‹stanbul’a tercih eder. Ege Üniversitesi’nin Fen
Fakültesi’nin kurulmas›n› beklerken, Ege T›p Fa-
kültesi’nde 1963’e kadar istatistik uzman› olarak ça-
l›fl›r. 1964’te Emel Han›m’la evlenir, mahkeme ka-
rar›yla ad›na Gündüz ekletir. Ege Üniversitesi
Matematik Bölümü’nde 1965’te doçent ve 1966’da
profesör olur ve Teorik Matematik Kürsüsü’nü ku-
rar. Bu zorluklarla dolu dönemde hem halkalar ve
cebirler, hem de cebirsel say›lar teorisinde çal›flma-
lar›n› paralel olarak sürdürmüfl ve yapt›¤› önemli kat-
k›lar› yedi makalede toplam›flt›r. 1963’te Grunwald
varl›k teoremiyle yine yerlefltirme problemine önem-
li bir katk›da bulunur.
40
Matematik Dünyas›, 2003 K›fl
Aram›zdan Ayr›lanlar
* ODTÜ Matematik Bölümü ö¤retim üyesi.
1964’te Turán eflitsizli¤i olarak bilinen eflitsiz-
li¤i Bernouilli polinomlar› ve Riemann zeta fonksi-
yonu aç›s›ndan inceler. 1966’da komütatif olma-
yan halkalar üzerinde önemli bir çal›flma yay›mlar.
1966 Bahar döneminde Gündüz ‹keda Ham-
burg Üniversitesi’ne davet edilir ve orada Galois te-
orisi ve say› cisimlerinin yerlefltirme problemi üze-
rinde dersler verir.
1967’de Türkiye’ye döner. O dönemde Cahit
Arf, ODTÜ Matematik Bölümü’ne geçmifltir ve Gün-
düz ‹keda’y› da ODTÜ’ye geçmesi için ikna etmeye ça-
l›flmaktad›r. O y›l Cahit Bey iki kez Gündüz Bey’i zi-
yarete gider ve nihayet ikna eder. 1969’da ODTÜ
Matematik Bölümü’ne profesör olarak atan›r. O y›l,
Cahit Bey’le birlikte Oberwolfach’ta Hasse taraf›ndan
organize edilen bir cebirsel say›lar teorisi toplant›s›-
na giderler.
Bu toplant›da Neukirch’le tan›fl›rlar. Neukirch o
s›rada Bonn Üniversitesinde doktora tezini yeni bitir-
mifl parlak bir genç matematikçidir. Çok ilginç bir te-
zi vard›r ve tezinde yan›t› bilinmeyen bir problem
vard›r. Neukirch, kesirli say›lar cismi Q’nün mutlak
Galois grubu GQ’nün kapal› ve normal her alt-gru-
bunun topolojik anlamda karakteristik oldu¤unu,
yani GQ’nün sürekli grup otomorfizmalar› alt›nda in-
variant kald›¤›n› göstermifl, ve buna dayanarak,
GQ’nün sürekli otomorfizmalar›n›n iç otomorfizma
(inner automorphism) olaca¤›n› tahmin etmifltir. “Ne-
ukirch San›s›” ad›yla an›lan bu problemi çözmek için
u¤raflan çok kifli vard›r. Türkiye’ye dönünce Gündüz
‹keda, bu prestijli problem üzerinde u¤raflmaya bafl-
lar ve bir süre sonra çözer. Önce GQ’nün sürekli her
otomorfizmas›n›n, grubun her efllenik s›n›f›n› invari-
ant b›rakt›¤›n› gösterir. Sonra bunu kullanarak as›l so-
nuca ulafl›r, ve Neukirch’in tahmininin do¤ru oldu¤u-
nu 1975 ve 1977’de yay›mlad›¤› çal›flmalarla kan›tlar.
Bu çal›flmas› GQ’nün yap›s› hakk›nda say›lar teorisi-
ne çok önemli bir katk›d›r ve bunun üzerine konunun
uzmanlar› olan Arf, ‹keda, Hasse, Neukirch, Roqu-
ette, Geyer ve Frey’in kat›l›m›yla 1975’te Silivri’de dü-
zenlenen Cebirsel Say›lar Teorisi Sempozyumu’nda
konu tart›fl›lm›flt›r.
1971’de San Diego Eyalet Üniversitesi’nde mi-
safir profesör olarak komütatif cebir ve Galois teori-
si üzerinde dersler verir. 1972’de Hasse-Arf Teore-
mini genellefltiren bir teorem ispatlar.
1969 - 1977 dönemindeki çal›flmalar› halkalar
ve cebirsel say›lar üzerinde paralel gitmektedir.
Eylül 1976’da Hacettepe Üniversitesi Matema-
tik Bölümü’ne geçer. 1976 Sonbahar döneminde, da-
vet edilmifl oldu¤u Princeton’da, Galois teorisinin ters
problemi üzerinde misafir profesör olarak araflt›rma-
lar yapar. Sonra Hacettepe’ye döner ve 1978’e ka-
dar orada bölüm baflkan› olarak çal›fl›r. 1978’de
tekrar ODTÜ’ye döner. 1979’da, Cebir ve Say›lar Te-
orisine yapt›¤› üstün katk›lar›ndan dolay› TÜB‹TAK
Bilim Ödülü’nü al›r.
1985 -1987 y›llar›nda Ürdün, Yarmouk Üniver-
sitesinde misafir profesör olarak bulundu¤u s›rada
komütatif halkalar üzerinde yüksek mertebeli türev-
ler üzerinde çal›fl›r. 1988 yaz›nda iki ay Oberwol-
fach’ta misafir profesör olarak araflt›rma yapar.
KKTC Do¤u Akdeniz Üniversitesinde taml›k
ve Euclid bölgeleri üzerinde çal›flmalar yapar.
1992’de ODTÜ’den emekliye ayr›l›r. Do¤u Ak-
deniz Üniversitesi’nden Eylül 1993’te ayr›l›r ve TÜ-
B‹TAK Marmara Araflt›rma Merkezinde çal›flmaya
bafllar. Bu, yeni bir dönemin bafllang›c› olur. Bura-
da TÜB‹TAK Diskret Matematik Ünitesini kurar, flif-
releme ve kodlama teorisi üzerinde aktif bir çal›flma
bafllat›r. Bu çal›flmalar› 1995-1997 aras›nda MAM’
da Ulusal Elektronik ve Kriptoloji Araflt›rma Ensti-
tüsü’nde sürdürür.
1994’te ODTÜ, Mustafa Parlar Bilim, Hizmet
ve Onur Ödülü’nü, 1996’da TÜB‹TAK Marmara
Araflt›rma Merkezi Liyakat Ödülü’nü al›r.
1997’den itibaren hayat›n›n sonuna kadar Fe-
za Gürsey Enstitüsü’nde çal›flt›. Gündüz Bey’in öne-
risi üzerine, 1997-2000 aras›nda ‹lhan ‹keda ve
Gündüz ‹keda’yla birlikte “nonabelian class field the-
ory” çerçevesinde çal›flmak üzere ben de Feza Gür-
sey Enstitüsü’nde ek görev ald›m. Burada kurmufl ol-
du¤u o ideal araflt›rma atmosferini biraz da olsa
paylaflabilmifl olmaktan çok mutluyum.
Son zamanlarda, Artin’in bir tahmini üzerinde
çal›fl›yordu. Artin 1927’de, a ≠ ±1, tam kare olma-
yan bir tamsay› ise a’y› ilkel kök (primitive root) ka-
bul eden sonsuz say›da p asal say›s› olaca¤›n› tahmin
etmiflti. Gündüz ‹keda, tamsay› yerine cebirsel tam-
say› ve asal say› yerine asal idealler için bu tahmini
ispatlamaya çal›flt›.
Prof. ‹keda, bugün aktif olarak çal›flan çok sa-
y›da matematikçinin do¤rudan veya dolayl› olarak
doktora hocas› olmufltur. Benim saptayabildi¤im
isimler flunlard›r: Cemal Koç, Arif Kaya, Timur Ka-
raçay, Nurettin Cengiz, Gönül Uslu, Birol Temelku-
ran, Bekir K›l›ço¤lu, Mahmut Hayfavi, Abdullah
Harmanc›, Sadi Abou Saymeh, Rüstem Kaya, Ahmet
Sharary, Abdurrahim Y›lmaz, Fethi Çall›alp, Cesa-
rettin Koç, Mustafa Akgül, ‹brahim ‹brahimo¤lu,
Hasan ‹lhan Tutalar, James Conlon.
Prof. Dr. Masatoshi Gündüz ‹keda, son derece
aktif bilimsel hayat› ve özverili çal›flmalar›yla Türk
matemati¤ine ivme kazand›rm›fl, aktif görevler alm›fl,
matematikteki yenilikleri ve uygulamalar› sürekli
izlemifl, çevresini yönlendirmifl ve öncülük etmifltir.
Kendisini sevgi, sayg› ve flükranla an›yorum.
41
Matematik Dünyas›, 2003 K›fl
Aram›zdan Ayr›lanlar
Bu konuflmada sizlere, matemati¤in nas›l bafl-
lad›¤› ve hangi aflamalardan geçerek günü-
müze geldi¤ini anlatmaya çal›flaca¤›m.
Bir matematik tarihçisi olmad›¤›m›, anlatacak-
lar›m›n okuduklar›m›n bir sentezi oldu¤unu, or-
jinal çal›flmalar› inceleyerek haz›rlanm›fl bir konufl-
ma olmad›¤›n› belirtmek isterim.
Matematik Nedir? Matematik, insanl›k tari-
hinin en eski bilimlerinden biridir. Çok eskiden,
matematik, say›lar›n ve flekillerin ilmi olarak ta-
n›mlan›rd›. Matematik de, di¤er bilim dallar› gi-
bi, geçen zaman içinde büyük bir geliflme göster-
di; art›k onu birkaç cümleyle tan›mlamak
mümkün de¤il. fiimdi söyleyeceklerim, matema-
ti¤i tan›mlamaktan çok, onun çeflitli yönlerini
vurgulayan sözler olacakt›r.
Matematik bir yönüyle, resim ve müzik gibi
bir sanatt›r. Matematikçilerin büyük ço¤unlu¤u
onu bir sanat olarak icra ederler. Bu aç›dan bak›n-
ca, yap›lan bir iflin, gelifltirilen bir teorinin, mate-
matik d›fl›nda flu ya da bu ifle yaramas› onlar›
pek ilgilendirmez. Onlar için önemli olan, yap›lan
iflin derinli¤i, kullan›lan yöntemlerin yenili¤i, es-
tetik de¤eri ve matemati¤in kendi içinde bir ifle ya-
ramas›d›r.
Matematik, baflka bir yönüyle, bir dildir. E¤er
bilimin gayesi evreni ve evrende olan her fleyi an-
lamak, onlara hükmetmek ve yönlendirmekse,
bunun için tabiat›n kitab›n› okuyabilmemiz gere-
kir. Tabiat›n kitab› ise, Galile’nin çok at›f alan söz-
leriyle, matematik dilinde yaz›lm›flt›r; onun harf-
leri geometrinin flekilleridir. Bunlar› anlamak ve
yorumlayabilmek için matematik dilini bilmemiz
gerekir.
Matematik, baflka bir yönüyle de satranç gi-
bi entelektüel bir oyundur. Kimi matematikçiler
de ona bir oyun gözüyle bakarlar. Matematik, kul-
lan›c›s› için ise sadece bir araçt›r.
Matemati¤in ne oldu¤unu, onun içine girdik-
ten sonra, bilgimiz ölçüsünde ve ilgimiz yönünde
anlar ve alg›lar›z. Anlad›¤›m›z ve alg›lad›¤›m›z›n
ise, file dokunan körün fili anlad›¤› ve alg›lad›¤›n-
dan daha fazla oldu¤unu hiç sanm›yorum.
Matemati¤in Bafllang›c›. Matematik sözcü-
¤ü, ilk kez, M.Ö. 550 civar›nda Pisagor okulu üye-
leri taraf›ndan kullan›lm›flt›r. Yaz›l› literatüre gir-
mesi, Platon’la(Eflatun) birlikte, M.Ö. 380
civar›nda olmufltur. Kelime manas› “ö¤renilmesi
gereken fley”, yani, bilgidir. Bu tarihlerden önce-
ki y›llarda, matematik kelimesi yerine, yer ölçü-
mü manas›na gelen, geometri yada eski dillerde
ona eflde¤er olan sözcükler kullan›l›yordu.
Matemati¤in nerede ve nas›l bafllad›¤› hakk›n-
da da kesin bir fley söylemek mümkün de¤ildir.
Dayanak olarak yorum gerektiren arkeolojik bul-
gular› de¤il de, yorum gerektirmeyecek kadar
aç›k yaz›l› belgeleri al›rsak, matemati¤in M.Ö.
3000 –2000 y›llar› aras›nda M›s›r ve Mezopotam-
ya’da bafllad›¤›n› söyleyebiliriz.
Herodotos’a (M.Ö. 485-415) göre, matema-
tik M›s›r’da bafllam›flt›r. Bildi¤iniz gibi, M›s›r top-
raklar›n›n %97’si tar›ma elveriflli de¤ildir; M›-
s›r’a hayat veren, Nil deltas›n› oluflturan %3’lük
k›s›md›r. Bu nedenle, bu topraklar son derece de-
¤erlidir. Oysa, her sene yaflanan Nil nehrinin ne-
den oldu¤u taflk›nlar sonucunda, toprak sahiple-
rinin arazilerinin hudutlar› belirsizleflmektedir.
Toprak sahipleri de sahip olduklar› toprakla oran-
t›l› olarak vergi ödedikleri için, her taflk›ndan
sonra, devletin bu ifllerle görevli “geometricileri”
gelip, gerekli ölçümleri yap›p, toprak sahiplerine
bir önceki y›lda sahip olduklar› toprak kadar top-
rak vermeleri gerekmektedir. Heredot geometri-
nin bu ölçüm ve hesaplar›n sonucu olarak olufl-
maya bafllad›¤›n› söylemektedir.
Matemati¤in do¤uflu hakk›nda ikinci bir gö-
rüfl de, Aristo (M.Ö. 384-322) taraf›ndan ileri
sürülen flu görüfltür. Aristo’ya göre de matematik
M›s›r’da do¤mufltur. Ama Nil taflmalar›n›n neden
oldu¤u ölçme-hesaplama ihtiyac›ndan de¤il, din
adamlar›n›n, rahiplerin can s›k›nt›s›ndan do¤-
mufltur. O tarihlerde, M›s›r gibi devletlerin tek en-
telektüel s›n›f› rahip s›n›f›d›r. Bu s›n›f›n geçimi halk
42
Matematik Dünyas›, 2003 K›fl
Matemati¤in K›sa Bir Tarihi-I
M›s›r ve Mezopotamya Matemati¤iAli Ülger* / [email protected]
* Koç Üniversitesi Matematik Bölümü ö¤retim üyesi.
Ali Ülger’in bu yaz› dizisi, ki asl›nda bir
konuflmad›r, birkaç say› sürecektir. Bu
say›da matematik tarihinin ilk dönemi
anlat›lmaktad›r.
veya devlet taraf›ndan sa¤land›¤› için, entelektü-
el u¤rafllara verecek çok zamanlar› olmaktad›r.
Kendilerini meflgul etmek için, baflkalar›n›n sat-
ranç, briç, go gibi oyunlar icat ettikleri gibi, on-
lar da geometri ve aritmeti¤i, yani o zaman›n ma-
temati¤ini icat etmifllerdir.
Bu her iki görüfl de do¤ru olabilir; rahipler ge-
ometricilerin iflini kolaylaflt›rmak istemifl, yada
da¤›t›m›n adil yap›ld›¤›n› kontrol için, üçgen, ya-
muk gibi baz› geometrik flekillerdeki arazilerin
alanlar›n›n nas›l hesaplanaca¤›n› bulmufl ve bu fle-
kilde geometrinin do¤mas›na neden olmufl da ola-
bilirler.
Matematik Tarihinin Dönemleri. Matemati-
¤in yaz›l› tarihini befl döneme ay›raca¤›z.
‹lk dönem M›s›r ve Mezopotamya dönemi
olacak; bu dönem afla¤› yukar› M.Ö. 2000-500
y›llar› aras›nda kalan 1500-2000 y›ll›k bir zaman
dilimini kapsayacak.
‹kinci dönem, M.Ö. 500 - M.S. 500 y›llar› ara-
s›nda kalan ve Yunan Matemati¤i dönemi olarak
bilinen 1000 y›ll›k bir zaman dilimini kapsayacak.
Üçüncü dönem, M.S. 500’lerden kalkülüsün
(analizin) bafllang›c›na kadar olan ve esasta Hint,
‹slam ve Rönesans dönemi Avrupa matemati¤ini
kapsayacak olan 1200 y›ll›k bir zaman dilimini
kapsayacak.
Dördüncü dönem, 1700-1900 y›llar› aras›n-
da kalan, matemati¤in alt›n ça¤› olarak bilinen,
klasik matematik dönemini kapsayacak.
1900’lerin bafl›ndan günümüze uzanan, ve
modern matematik ça¤› olarak adland›r›lan, için-
de bulundu¤umuz dönem de beflinci dönem ola-
cak. Her dönemi ayr› ayr› ele al›p, eldeki kaynak-
lar çerçevesinde, o dönemdeki matemati¤in geli-
flimi, katk› yapan matematikçileri, matemati¤in
toplum hayat›ndaki yeri ve o dönem matemati¤i-
nin temel özellikleri hakk›nda bilgi vermeye çal›-
flaca¤›m.
Birinci Dönem
M›s›r ve Mezopotamya Matemati¤i
(MÖ 2000-500)
M›s›r Matemati¤i. ‹lk döneme M›s›r mate-
mati¤iyle bafllayaca¤›z. Eski M›s›r matemati¤i ve
genelde de M›s›r tarihiyle ilgili yaz›l› belge - tari-
hi eser kal›nt›lar›n› kastetmiyorum - yok denecek
kadar azd›r. Bunun temel iki nedeni vard›r. Birin-
cisi, eski M›s›rl›lar›n yaz›y› papirüslere yazmala-
r›; ikinci nedeniyse ‹skenderiye kütüphanelerinin
geçirdikleri üç büyük yang›n sonucunda, ki bu
yang›nlar›n sonuncusu 641’de M›s›r’›n Müslü-
manlar taraf›ndan fethi s›ras›nda olmufltur, yaz›-
l› belgelerin yok olmufl olmas›d›r.
Papirüs, Nil deltas›nda büyüyen, k›rm›z›mt›-
rak renkte, saz türü bir bitkinin, ortalama 15-25
metre uzunlu¤unda ve 30-50 santim geniflli¤inde
olan yapraklar›d›r. Bu yapraklar kesilip, birleflti-
rilip, preslendikten ve baz› basit ifllemlerden geçi-
rildikten sonra, k⤛t yerine yaz› yazmak için kul-
lan›l›rm›fl. “Paper”, “papier” gibi Bat› dillerindeki
k⤛t karfl›l›¤› sözcükler, papirüs sözcü¤ünden tü-
retilmifltir. Bir papirüsün ortalama ömrü 300 y›l-
d›r; 300 y›l sonra, papirüs, nem, ›s› ve benzeri ne-
denlerle, pul pul olup dökülmektedir.
Matematikle ilgili, istisnai flartlar alt›nda sak-
land›¤› anlafl›lan, iki papirüs gelmifltir günümüze.
M›s›r matemati¤i hakk›ndaki bilgimizin ana kay-
naklar› bu iki papirüstür.
Bu papirüslerden ilki, Ahmes (ya da
Rhind) papirüsü olarak bilinen, 6 met-
re uzunlu¤unda ve 35 cm kadar genifl-
li¤inde olan bir baflka papirüstür. Bu
papirüsün, M.Ö. 2000’li y›llarda yaz›l-
m›fl olan bir papürüsün, M.Ö.
1650’lerde Ahmes isimli bir “matema-
tikçi” taraf›ndan yaz›lan bir kopyas›d›r.
Bu papirüsü 1850’lerde ‹rlandal› anti-
kac› H. Rhind sat›n alm›flt›r, flimdi Bri-
tish Museum’dad›r. Bu papirüs, mate-
matik ö¤retmek gayesiyle yaz›lm›fl bir
kitapt›r. Girifl k›sm›nda, kesirli say›-
larla ifllemleri ö¤retmek gayesiyle veri-
len birkaç al›flt›rmadan sonra, çözüm-
leriyle 87 soru verilmektedir. Bu
sorular, paylafl›m hesab›, faiz hesab›
43
Matematik Dünyas›, 2003 K›fl
veya baz› geometrik
flekillerin alan›n›
bulmak gibi, insan-
lar›n günlük hayat-
ta karfl›laflabilece¤i
türden sorulard›r.
Bu, az çok bizim 8.
s›n›f matemati¤i dü-
zeyinde bir mate-
matiktir.
Moskova papi-
rüsü diye bilinen ve
flimdi Moskova
müzesinde olan
ikinci papirüs de M.Ö. 1600’lerde yaz›lm›fl bir ki-
tapç›kt›r. Bu papirüs 25 soru içermektedir. Bu
sorular, ikisi hariç, Ahmes papirüsündeki sorular
türündendir. Di¤er iki soruya gelince, onlardan bi-
ri, bir düzlemle kesilen bir küre parças›n›n hacmi
ve yüzeyinin alan›n›n hesaplanmas›d›r. Di¤eri ise,
yine bir düzlemle kesilen bir piramidin hacminin
bulunmas› sorusudur. Her iki soru da do¤ru ola-
rak çözülmüfltür. Bu iki soru M›s›r matemati¤inin
zirvesi olarak kabul edilmektedir.
M›s›rl›lar, dairenin alan›n›n çap›na orant›l›
oldu¤unun fark›na varm›fllar ve π say›s›n› 4 ×(8/9)2, yani 256/81 ≈ 3,16 olarak bulmufllard›r.
M›s›r matemati¤inin 2000 y›l boyunca bu düzey-
de kald›¤› ve kayda de¤er bir ilerleme gösterme-
di¤i anlafl›lmaktad›r.
M›s›r say› sistemi, on taban›na göredir ve ra-
kam sistemlerinin yaz›m› ve kullan›m› Romen ra-
kamlar›n›nki gibidir. Bu rakamlarla hesap yapma-
n›n çok zor oldu¤u, Romen rakamlar›yla hesap
yapmay› deneyen herkesin kolayca görece¤i gibi,
aç›kt›r. M›s›r matemati¤inin geliflmemesinin bir
nedeni bu olabilir.
Mezopotamya Matemati¤i. Mezopotam-
ya’da yaflam›fl medeniyetlerden (Sümerler, Akat-
lar, Babiller, Kaldeyenler, Asurlar, Urlar, Huri-
ler vb. ve fetihler nedeniyle, bir zaman Hititler,
Persler...) zaman›m›za, M›s›r’dan kalandan çok
kat daha fazla yaz›l› belge kalm›flt›r. Bunun ne-
deni, Mezopotamyal›lar›n yaz› arac› olarak kil
tabletleri kullanmalar›d›r. Piflirilen yada günefl-
te iyice kurutulan bir kil tabletin ömrü sonsuz de-
necek kadar uzundur. Yap›lan kaz›larda yar›m
milyondan fazla tablet bulunmufltur. Bu tablet-
lerin önemli bir k›sm› ‹stanbul Arkeoloji Müze-
si’ndedir. Di¤erleri de dünyan›n çeflitli - Berlin,
Moskova, British, Louvre, Yale, Colombia ve
Pensilvanya - müzelerindedir. Bu tabletlerin,
flimdiye kadar incelenmifl olanlar›n›n içinde, befl
yüz kadar›nda matemati¤e rastlanm›flt›r.
Bu bölgede yaflam›fl medeniyetlerin matema-
ti¤i hakk›nda bilgimiz bu tabletlerden gelmekte-
dir. Bu tabletlerden anlafl›ld›¤›na göre, Mezopo-
tamya’da matematik, M›s›r matemati¤inden
daha ileridir; Mezopotamyal›lar lise iki düze-
yinde bir matematik bilgisine sahiptiler. M›s›r-
l›lar›n bildikleri matemati¤i bildikleri gibi, ikin-
ci dereceden baz› polinomlar›n köklerini
bulmas›n›, iki bilinmeyenli iki denklemden olu-
flan bir sistemi çözmesini de biliyorlar. fiunu söy-
lemem gerekir ki, o zamanlarda henüz negatif ve
irrasyonel (kesirli olmayan) say›lar bilinmemek-
tedir. Bu nedenle ikinci dereceden her polinomun
köklerini bulmalar› mümkün de¤ildir. Mezopo-
tamyal›lar, daha sonra Pisagor Teoremi olarak
adland›r›lacak olan teoremi biliyorlard›. π say›-
s›n› karesi 10 olan bir say› olarak bilmekteler.
Daha sonralar› 3.15 olarak da kullanm›fllard›r.
Mezopotamyal›lar›n say› sistemi 60 tabanl›
bir say› sistemidir. Bu say› sistemi günümüzde de,
denizcilik ve astronomi de kullan›lmaktad›r. Bi-
zim say› sisteminde 10 ve 10’un kuvvetlerini kul-
land›¤›m›z ve say›lar› buna göre basamakland›r-
d›¤›m›z gibi, onlar da say›lar› 60 ve 60’›n
kuvvetlerine göre basamakland›rmaktayd›lar. Bu
say› sisteminin en önemli özelli¤i basamakl›, ya-
ni konumlu bir say› sistemi olmas›d›r. Saatin 60
dakika, günün 24 saat ve dairenin 360 dereceye
bölünmüfl olmas› bize bu say› sisteminden kalan
miraslardan sadece birkaç›d›r. Mezopotamyal›-
lar›n 60 tabanl› bir say› sistemi seçmifl olmalar›-
n›n nedeni bilinmemektedir. Bu konuda ileri sü-
rülen belli bafll› görüfl ya da varsay›m flunlard›r:
44
Matematik Dünyas›, 2003 K›fl
Moskova papirüsü
Rhind (Ahmes) papirüsü
1) 60 say›s›n›n 2, 3, 4, 5, 6, 10, 12, 20, 30 gi-
bi çok say›da bölenleri olmas› onu günlük hayat-
ta çok kullan›fll› k›l›yordu; bu nedenle 60 taban-
l› bir say› sistemi seçmifllerdir.
2) 60 tabanl› say› sisteminin seçiminden ön-
ce, o bölgede 10 ve 12 tabanl› say› sistemlerini kul-
lanan medeniyetler olmufltur. Daha sonra gelen bir
medeniyet, daha önceki ölçü birimleriyle uyum
sa¤lamak için, 10 ile 12 nin en küçük ortak kat›
olan 60’› say› sistemlerinin taban› olarak alm›fllar-
d›r.
3) 60 tabanl› say› sisteminin seçimi, bir elde-
ki, bafl parmak hariç, dört parmakta bulunan üç
eklem yerini o zaman›n insanlar› say› saymak için
kullan›yorlard›; 4 parmakta 12 eklem yeri oldu-
¤u ve bir elde de befl parmak oldu¤u için bu iki sa-
y›n›n çarp›m› olan 60’› say› sistemlerinin taban›
olarak alm›fllard›r.
Bu konuda görüfller bunlard›r. E¤er bir gün 60
say›s›n›n niçin seçildi¤ini izah eden bir tablet bu-
lunursa o zaman gerçek anlafl›lacakt›r.
Birinci Dönemin Genel De¤erlendirmesi. Bu
dönemin matemati¤ini toptan de¤erlendirecek
olursak, temel özellikleri flunlard›r.
a) Bu dönem matemati¤inde teorem, formül
ve ispat yoktur. Bulgular emprik veya deneysel, ifl-
lemler say›sald›r. Bunun böyle olmas› kaç›n›lmaz-
d›r, zira o dönemde matematik, simgesel olarak
de¤il, sözel olarak ifade edilmekteydi. Sözel ve sa-
y›sal matematikte (geometrik çizimler hariç) for-
mel ispat vermek olanaks›z olmasa da, kolay de-
¤ildir.
b) Bu dönemin matemati¤i zanaat düzeyinde
bir matematiktir; matematik “matematik için ma-
tematik” anlay›fl›yla de¤il, günlük hayat›n ihtiyaç-
lar› için, yani “halk için matematik” anlay›fl›yla
yap›lmaktad›r. Matemati¤in kullan›m alanlar›
ise, zaman-takvim belirlemek, muhasebe iflleri ve
günlük hayat›n, inflaat, miras da¤›t›m› gibi di¤er
iflleridir. Dini ve milli günlerin, ibadet saatlerinin,
deniz yolculuklar›n›n ve tar›ma uygun dönemle-
rin belirlenmesi için, bugün oldu¤u gibi, eski za-
manlarda da do¤ru bir takvim yapmak son dere-
ce önemli bir ifl olmufltur. Bu da ancak uzun süreli
gözlem, ölçüm ve hesapla mümkündür. Bu mate-
mati¤in kullan›m alanlar›ndan en önemlisi ve ma-
temati¤in geliflmesine neden olan temel ihtiyaçlar-
dan biridir. Devlet gelir giderinin hesaplanmas›,
mal varl›klar›n› tespit, kay›t ve muhasebesi de
devlet düzeni için elzem olan ve matemati¤in kul-
lan›ld›¤› di¤er bir aland›r.
Bu dönem matemati¤i ve bu bölge ülkelerinin
kültürel varl›klar› Pers istilas›yla son bulur. ♠
45
Matematik Dünyas›, 2003 K›fl
Rhind (Ahmes) Papirüsü
3 = 2 + 6 53 = 30 + 318 + 795
5 = 3 + 15 55 = 30 + 330
7 = 4 + 28 57 = 38 + 114
9 = 6 + 18 59 = 36 + 236 + 531
11 = 6 + 66 61 = 40 + 244 + 488 + 610
13 = 8 + 52 + 104 63 = 42 + 126
15 = 10 + 30 65 = 39 + 195
17 = 12 + 51 + 68 67 = 40 + 335 + 536
19 = 12 + 76 + 114 69 = 46 + 138
21 = 14 + 42 71 = 40 + 568 + 710
23 = 12 + 276 73 = 60 + 219 + 292 + 365
25 = 15 + 75 75 = 50 + 150
27 = 18 + 54 77 = 44 + 308
29 = 24 + 58 + 174 + 232 79 = 60 + 237 + 316 + 790
31 = 20 + 124 + 155 81 = 54 + 162
33 = 22 + 66 83 = 60 + 332 + 415 + 498
35 = 30 + 42 85 = 51 + 255
37 = 24 + 111 + 296 87 = 58 + 174
39 = 26 + 78 89 = 60 + 356 + 534 + 890
41 = 24 + 246 + 328 91 = 70 + 130
43 = 42 + 86 + 129 + 301 93 = 62 + 186
45 = 30 + 90 95 = 60 + 380 + 570
47 = 30 + 141 + 470 97 = 56 + 679 + 776
49 = 28 + 196 99 = 66 + 198
51 = 34 + 102 101 = 101 + 202 + 303 + 606
Ahmes’in (MÖ. ≈1680 - ≈1620) kendi yazd›¤›na göre,
Rhind papirüsü MÖ 2000’de yaz›lm›fl bir baflka papirüsün
kopyas›d›r. Orijinal hali afla¤› yukar› 5,5m _ 0,3m boyu-
tunda olan ve hiyeroglif yaz›s›n›n bir türü olan hieratik ya-
z›s›yla yaz›lan papirüsün ön taraf›, 2/3, 2/5, 2/7, 2/9, ...,
2/101 say›lar›n› 1/n kesirli say›lar›n›n toplam› olarak veri-
yor, çünkü Eski M›s›rl›lar, 2/3 d›fl›nda, sadece 1/n kesirli
say›lar›n› biliyor ve yazabiliyorlard›. Yandaki tablodaki a
= b + c k›saltmas›, 2/a = 1/b + 1/c olarak alg›lanmal›. Ör-
ne¤in, birinci sat›rda, 2/3 = 1/2 + 1/6 yazmaktad›r.
Asl›nda, 2/3’ü en az iki türlü böyle yazabiliriz:
2/3 = 1/3 + 1/3 = 1/2 + 1/6.
Soru: 2/3 baflka türlü 1/a + 1/b biçiminde yaz›labilir
mi?
Sorular› ço¤altabiliriz.
Soru: En sondaki 2/101 için dörtten daha az terimle
yaz›lan bir ifade bulabilir miyiz? Ya da 1/29 için? Ya da
1/43, 1/73 için?..
Soru: Verilmifl bir a tek say›s› ve bir k do¤al say›s› için,
2/a = 1/a1 + ... + 1/ak
eflitli¤ini sa¤layan sonlu tane mi a1, ..., ak do¤al say›s› var-
d›r?
Soru: E¤er öyleyse, bu eflitli¤i sa¤layan kaç tane (a1,
..., ak) vard›r?
Soru: Ve en küçük k kaçt›r?
Soru: 2/a yerine 3/a al›rsak bu sorular›n yan›t› ne olur?
Salih Zeki 1864’te ‹stanbul Cibali’de Küçükmus-
tafapafla mahallesinde yoksul bir ailenin çocu-
¤u olarak dünyaya geldi. Ad› sadece Salih’ti,
Zeki mahlas›n› daha sonra alacakt›r. Dört yafl›nda
annesi Saniye Han›m’›, alt› yafl›nda babas› Boyabat-
l› Hasan A¤a’y› kaybeder. Büyükannesi taraf›ndan
önce mahalle mektebine gönderilen Salih Zeki, us-
lu bir çocuk olmad›¤›n› düflünen ö¤retmeninin iste-
¤i do¤rultusunda okuldan al›narak bir esnaf›n ya-
n›na ç›rak olarak verilir. Salih Zeki on yafl›ndayken,
yetimleri okutmak üzere kurulan Darüflflafaka’ya gi-
rer ve okulu 1882’de birincilikle bitirir.
Salih Bey’in Salih Zeki Olufl Öyküsü
Salih Zeki, Posta ve Telgraf Naz›r› (Bakan›)
‹zzet Efendi taraf›ndan oluflturulmak istenen bi-
limsel araflt›rma grubunda yer almak üzere Pos-
ta ve Telgraf Fen Kale-
mi’nde ifle
bafllar. Çal›fl-
malar› Frans›z
Emile Lacoin
yönetmektedir.
Bir y›l kadar
telgraf tekni-
¤iyle ilgili ça-
l › flmalardan
sonra ö¤renimi-
ni sürdürmek
üzere Paris’e
g ö n d e r i l i r .
Darüflflafaka’y›
ondan bir y›l
önce
bitiren ve yine Fen Kalemi’nde çal›flan arkadafl›
Ahmed Fahri de vard›r yan›nda. Bafllang›çta biraz
zorlanmalar›na karfl›n elektrik ve matematik a¤›r-
l›kl› e¤itimlerini baflar›yla bitirirler.
Ahmed Fahri, Salih Hoca’n›n Zeki mahlas›n›n
öyküsünü Muallimler Mecmuas›’n›n May›s 1924 sa-
y›s›nda yay›mlanan mektubunda flöyle anlatm›fl:
Salih’in Zeki lakab› taraf›mdan verilmifltir. Bu da
kendisinin hakl›l›¤›n› gösteren bir hat›raya daya-
n›r. Politeknik talebesinden bir arkadafl›m›zla bir di-
feransiyel ifadenin integralini bulmak bahis konusu
olmufltu. Politeknikli, eski hat›ras›na göre u¤rafl›yor-
du. Netice alamad›k. Mesele bizi dostça münakafla-
ya götürdü. Salih, dersten al›nan bir düsturdan [for-
mülden] yararlanarak integrali buldu ve netice has›l
oldu. O vakit, “Salih sen zekisin!”, (Salih, vous êtes
intelligente) dedim. Bunun üzerine arkadafllar da bu
lakab› almas›n› teklif ettiler; kabul etti. ‹flte Salih’in
“Salih Zeki” olmas› böyle bir matematik meselesi se-
bebiyledir [Salih Zeki Bey Hayat› ve Eserleri, Celâl
Saraç, Yay. haz. Yeflim Ifl›l Ülman, s.155]. Salih Ze-
ki doktora yapmak ister ancak Nezaret (Bakanl›k)
taraf›ndan geri ça¤›r›l›r, Posta ve Telgraf’ta 750 ku-
rufl maaflla çal›flmaya bafllar (1887). Bir yandan da
Darüflflafaka’da ve Mülkiye’de ders vermektedir.
Ahmed Fahri’yle birlikte ilk kitab›n› yazar: Hik-
met-i Tabiiye, yani Fizik. Bu kitap liseler içindir ve
1892’de bas›l›r. Ayn› y›l ilk çocu¤unu da kuca¤›na
al›r: Daha sonra ordinaryüs profesör unvan›n› tafl›-
yacak olan o¤lu Malik do¤mufltur. Salih Zeki
1895’te Rasathane Müdürü olur. ‹lk efli Vecihe Ha-
n›m’dan bofland›ktan sonra 1901’de ikinci efli olan
Halide Edip’le evlenir.
Ö¤rencilikten Evlili¤e
Halide Edip 1900 yaz›nda Üsküdar Amerikan
K›z Koleji’nin son s›n›f›na geçmifltir. Daha önce
R›za Tevfik’ten Frans›z Edebiyat› dersleri alm›fl ve
onun benzersiz Arapça ve Farsça bilgisiyle anlat-
t›¤› Do¤u Edebiyat› ve Felsefesi dersini izlerken
46
Salih Zeki
Haluk Oral* / [email protected]
* Bo¤aziçi Üniversitesi Matematik Bölümü ö¤retim üyesi.
Matematik Dünyas›, 2003 K›fl
Do¤u mistisizminin etkisi alt›nda kalm›flt›r. O y›l
Halide Edip, matematik konusunda zay›f kald›¤›-
n› düflünerek özel ders almak istedi¤ini babas›na
bildirir. R›za Tevfik’in edebiyat derslerinde baflar-
d›¤›n› matematikte baflarabilecek bir özel hoca is-
temektedir. Babas› arkadafl› Salih Zeki’nin ders ve-
rece¤ini bildirince Halide Edip önce biraz korkar,
çünkü Salih Zeki matematik dahisi olarak tan›n-
maktad›r ve Beyo¤lu rasathanesinin müdürüdür.
Halide Edip, Salih Zeki öldükten çok sonra Ad-
nan Ad›var’la evliyken yazd›¤› kitab›nda onu flöy-
le anlat›r: Salih Zeki Hoca’n›n ilim ve felsefe mev-
zular›nda ifade etti¤i çetin ve daimî alâkas›, daha
fazla müspet ilimlere saplanm›flt›. Bu devirde en
fazla Auguste Comte ile meflgul oluyordu. Ona
göre, hakikî insan dünyas›n›n realitesini yaln›z
ilim adamlar› anlam›fl ve onlar›n sayesinde in-
sanlar vahfletten kurtulmufltu. Fikir sahas›na gir-
meyen herhangi bir görüflle alay ederdi. Ona gö-
re sadece bir milletin de¤il, bütün insaniyetin tek
yüksek s›n›f›, tek insanlar› sevk ve idare edebile-
cek s›n›f âlimlerdi. Buna ra¤men kendisi siyaset-
le hiç alâkadar olmam›flt›r.
Tabiîdir ki, o bana, R›za Tevfik Hoca’dan da-
ha fazla ve yeni bir dünya görüflü açm›flt›. Halbu-
ki ben, o günlerde fikir itibar›yla daha fazla mis-
tik ve ruhî tesirlere tâbi idim. Salih Zeki Hoca
benim tabiî temayülümün ifrat›n›n [do¤al e¤ilimi-
min afl›r›l›¤›n›n] önüne geçti ve fikri tekâmülümü
[düflünsel oluflumumu] ayarlad›.
Salih Zeki Hoca ele ald›¤› herhangi bir mu¤lak
mevzuu çok sade, fakat göz kamaflt›ran bir vuzuh-
la [aç›kl›kla] tahlil ederdi. Bu, bir taraftan, yeni bir
istikamette kafam›n inkiflaf›na [geliflimine] yard›m
etti, olanca gayreti ile beni müspet ilim anlay›fl›na
sevketti. Ayn› zamanda Kolej’de bafllayan genç ve
serbest temayülün önüne bir set çekti. [Mor Salk›m-
l› Ev, Halide Edip Ad›var, Özgür Yay›nlar›, Tem-
muz 2000 s.132.] Okul bafllad›ktan sonra Salih
Zeki Halide Edip’le ba¤›n› uzun mektuplarla sürdü-
rür. Bu mektuplar romantik olmaktan çok üniver-
site derslerini an›msatan mektuplard›r. Okulun bit-
mesine yak›n Halide Edip’e evlenme teklif eder ve
bu teklif hemen kabul edilir. Okul biter bitmez ev-
lenirler. Halide Edip henüz on sekiz yafl›ndad›r, ya-
flam› boyunca onu etkileyebilecek (belki de tek) er-
kekle evlenmifltir. Çok ciddiye ald›¤› ev kad›n›
rolünün yan›nda o s›rada Kamus-u Riyaziyat adl›
yap›t›n› yazmakta olan efline sekreterlik ve asistan-
l›k da yapmaktad›r. Büyük filozof ve matematikçi-
lerin yaflamöykülerini çeflitli kitaplardan derler ve
kocas›na iletir. On iki ciltten oluflan bu yap›t›n yal-
n›zca iki cildi bas›labilmifltir. 1897’de bas›lm›fl olan
bu iki cilt, do¤al olarak Halide Edip’in yard›m et-
ti¤i bölümleri içermez.
Halide Edip çok istemesine karfl›n, doktorlar›n
en az›ndan yirmi yafl›na kadar beklemesini tavsiye
etmeleri üzerine, 1903’e kadar çocuk sahibi ol-
maz. O y›l ilk çocu¤u Ayetullah, ertesi y›l ikinci o¤-
lu Hikmetullah dünyaya gelir. Bütün bunlar Hali-
de Edip’in yaz›lar›n› sürdürmesine engel olmam›flt›r.
De¤iflik gazetelerde Halide Salih ad›yla yaz›lar› ya-
y›mlanmaktad›r. 1908’de kendi yaz›lar›n›n d›fl›nda,
Salih Zeki’yle beraber filozof Auguste Comte’la
ilgili bir makaleye de imza atar [Auguste Comte ve
Felsefe-i Müsbete, Ulûm-u ‹ktisadiye ve ‹çtimaiye
Mecmuas›, Cilt 1, Say› 2, ‹stanbul 1324.]
1908 Meflrutiyeti’nin ilan› Salih Zeki ve aile-
si taraf›ndan sevinçle karfl›lan›r, Salih Zeki, Ma-
arif Meclisi azas› seçilir. Devrimi yapan ‹ttihat ve
Terakki Partisi’ne yak›nd›r. 31 Mart (13 Nisan
1909) ayaklanmas› s›ras›nda Halide Edip yaz›la-
r›ndan dolay› gericilerin hedefi haline geldi¤inden
çocuklar›n› alarak M›s›r’a kaçar. Bir ay sonra Sa-
lih Zeki de M›s›r’a gider. Salih Zeki çocuklar›
al›p bir ay sonra ‹stanbul’a döner, Halide Edip’se
dört ayl›¤›na ‹ngiltere’ye gider.
Salih Zeki, 1910’da zaman›n Maarif Naz›r›
(E¤itim Bakan›) Emrullah Efendi’yle anlaflamaya-
rak istifa eden Tevfik Fikret’in yerine Galatasaray
47
Matematik Dünyas›, 2003 K›fl
Lisesi Müdürlü¤ü görevine getirilir. Bu atama ba-
s›nda uzun uzun konu edilir, “edebiyatç›” ve “bi-
lim adam›” k›yaslamalar› ve tart›flmalar› yap›l›r.
Ayn› y›l Salih Zeki’yle Halide Edip’in yollar› da
ayr›l›r. Mor Salk›ml› Ev’den: 1910’da benim ai-
le hayat›mda büyük bir de¤iflme olmufltu. Salih
Zeki Bey ikinci defa evlenmeye karar vermiflti. Ta-
addüdü zevcat [efl say›s›n›n artmas›] aleyhine hiç-
bir zaman de¤iflmeyen ve taassup [ba¤nazl›k] de-
recesini bulan bir kanaatim vard›. O zaman
Yanya’da bulunan babam› çocuklar›mla beraber
ziyarete gittim. Salih Zeki Bey’e karar vermeden
evvel düflünebilmesi için zaman vermek istedim.
Döndü¤üm zaman, bu meselenin kapanmas›n›n
mümkün olmad›¤›n› görerek ayr›ld›m. Yani dokuz
senelik hayat arkadafll›¤›m›z sona erdi. (Mor Sal-
k›ml› Ev s.177)
Salih Zeki 1912’de Maarif müsteflarl›¤›na,
1913’de Darülfünun Umumî Müdürlü¤ü’ne yani,
flimdiki söylenifliyle, üniversite rektörlü¤üne ata-
n›r. Yaflam›n›n son y›llar›n› ak›l hastal›¤›n›n teda-
visi nedeniyle fiiflli’deki La Paix Frans›z Hastane-
si’nde geçiren Salih Zeki, 2 Temmuz 1921’de 57
yafl›nda ölür.
Mezar› Fatih Camii bahçesindedir. Mezar ta-
fl›nda, Yenikap› Mevlevihanesi’nin son fleyhi, Ab-
dülbakî’nin yazd›¤› bir fliir yer al›r:
‹lm û fen nâm›na bir zât-› flerif
Eyledi ömr-i azizin kûtâh
Ola mahflerde hesab› âsân
Nâil-i rahmet etsin Allah
A¤lay›p söyledi yârân tarih
Gitti Salih Zeki eyvâh eyvâh
fiiirin son dizesinde, ebced hesab›yla1 Salih Ze-
ki’nin ölümüne tarih düflülmüfltür.
Ya Halide Edip’in duygular›? Salih Zeki’yi
unutmufl mudur? Çeflitli kaynaklardan ö¤rendi¤i-
me göre, hay›r, hiç unutmam›flt›r. Ama bunun öte-
sinde, Halide Edip’in Salih Zeki’ye her zaman bü-
yük sayg› duydu¤u kesindir. Bu sayg›, Halide
Edip’ten ikinci efli Dr. Adnan Ad›var’a da geçmifl
ve Dr. Adnan’›n ilk çevirisi Salih Zeki’nin çok de-
¤er verdi¤i Bertrand Russell’dan olmufltur. Bunu,
Halide Edip’in flu sat›rlar›ndan anl›yoruz: Orada
[Ingiltere’de] B. Russell’›n evinde bir hafta misafir
kald›m. Salih Zeki, bana ondan, zaman›m›z›n en
büyük ilim kafas› diye bahseder dururdu. (Mor
Salk›ml› Ev s.169). Bu misafirlik Halide Edip’in
1909’da ‹ngiltere’ye yapt›¤› yolculuk s›ras›ndad›r.
Bu arada, Halide Edip’in Russell’la olan dostlu¤u-
nun sonraki y›llarda devam etti¤ini de belirtelim.
Ölümünden sonra Salih Zeki üzerine pek çok
inceleme yap›lm›flt›r. Bu incelemelerden biri de Dr.
Adnan Ad›var’›n 1933’te Isis adl› bilim tarihi der-
gisinde ‹ngilizce olarak yay›mlanan makalesidir.
Birkaç y›l mezar› bafl›nda an›lan Salih Zeki bi-
lenlerinin azalmas›yla tarih albümünün sararan re-
simlerinden biri olmaya bafllad›. Yap›tlar›n›n yeni
harflerle bas›m› çal›flmalar›n›n sonuçlanmas›n› di-
lemekten baflka yapacak bir fley kalm›yor bize. ♠
48
Matematik Dünyas›, 2003 K›fl
Sol: Darülfünun-u Osmani Riyazi-ye fiubesi Dersleri Hikmet-i Tabi-iye-i Umumiyeden Mebhas-i Elas-tikiyet ve fia’riyet [Genel FiziktenEsneklik ve K›lcall›k Bilgileri] Mat-baay› Amire, ‹stanbul 1327[1911]. Salih Zeki bu kitab›n› flöy-le imzalam›fl: Maarif-i UmumiyeNaz›r› fiükrü Beyefendiye takdim20 fiubat 328 Salih Zeki.
Sa¤: Darülfünun-u Osmani Riya-ziye flubesi Dersleri Hikmet-i Tabi-iye-i Umumiyeden Mebhas-i Savt[Genel Fizikten Ses Bilgisi] Mat-baay› Amire, ‹stanbul 1326[1912]. Salih Zeki bu kitab›n› daflöyle ithaf etmifl: Maarif-i Umu-miye Naz›r› [E¤itim Bakan›] fiük-rü Beyefendiye takdim-i acizanem-dir. 20 fiubat 328 Salih Zeki.
1 Eski Türkçede - Arapça, Latince, ‹branice ve Yunancada da
oldu¤u gibi - her harfe bir say› de¤eri verilmiflti. Son m›sras›n›n
harflerinin say› de¤erleri toplanarak ölüm, do¤um, bina inflas›
gibi önemli günlerin tarihleri fliire flifrelenirdi. Buna ebced (elif-
be-cim-dal, yani 1-2-3-4) hesab› denirdi. ‹lerde bu konuda da-
ha kapsaml› bir yaz› yazaca¤›z.
Matematik Dünyas›, 2003 K›fl
49
sergisinden üç mecidiyeye ald›¤› Montucla’n›n Matematik Tarihi kitab›n› sevinçle gösterir. Avrupa’da Do¤u
matematikçilerinin katk›lar›n›n pek bilinmedi¤ini söyleyerek, Salih Zeki’ye kütüphanelerdeki kitaplar› ince-
leyip bunlar› ortaya ç›karmas›n› önerir. Salih Zeki biraz düflündükten sonra bu öneriyi kabul eder. Yaln›z Do-
¤u’nun de¤il, Do¤ulu matematikçilerin yararland›¤› Eski Yunan matemati¤i döneminin yap›tlar›n› da inceler.
Böylece Do¤ulu bilim adamlar›n›n eski Yunan matemati¤inin üstüne neler katt›klar›n› ve Bat›ya hangi düzey-
de ulaflt›rd›klar›n› ortaya koymaya çal›fl›r. Kitap, ad›n› El Birunî’nin Asâr-ül Bakiye an kurun-il Haliye adl›,
astronomi ve tarih konular›n› içeren kitab›ndan alm›flt›r.
Yay›mlad›¤›m›z nüshalarda Salih Zeki, Asâr-› Bâkiye’nin birinci cildini, Azizim Efdaleddin Efendi’ye ya-
digar›md›r 20 teflrinisanî 329, ikinci cildiniyse Atüfetlü Efdaleddin Beyefendi biraderimize takdimimdir ithaf-
lar›yla imzalam›fl.
Mehmet Efdaleddin (Tekiner) (1870-1957) tan›nm›fl bir tarihçimizdir. 1893’te Mektebi Mülkiye’yi, ya-
ni Siyasal Bilgiler’i bitirdikten sonra Dahiliye Nezareti’nde (‹çiflleri Bakanl›¤›) memuriyete bafllad›. Bu göreve
ek olarak 1896’da ö¤retmenli¤e de bafllayan Efdaleddin Bey birçok okulda tarih, ‹slam tarihi ve sanayi ve ti-
cari co¤rafya dersleri verdi. Tarih-i Osmani Encümeni’nde ve Türk Tarih Kurumu’nda üye olarak bulundu.
Osmanl› ve ‹slam tarihi üzerine yap›tlar› vard›r.
Asâr-› Bâkiye [Yüzy›llardan
Geriye Kalan] Muhteviyat›n›n ba-
z› k›s›mlar› Darülfünun-u Osmani-
ye’de konferans suretinde verilmifl-
tir. Salih Zeki’nin meflhur yap›t›n›n
birinci ve ikinci ciltleri. ‹stanbul,
Matbaay› Amire’de 1329’da
(1913) bas›lm›flt›r. Bu kitap Do-
¤u’nun matemati¤e katk›s›n› bu
konuda yaz›lan yap›tlar› da tan›ta-
rak anlat›r. ‹lk cilt düzlemsel ve
küresel trigonometri, ikinci cilt ce-
bir üzerinedir. Kitab›n önsözüne
göre Salih Zeki’nin matematik ta-
rihine ilgisi arkadafl› Crédit Lion-
nais bankas› müdürü Le Moine’›n
yönlendirmesiyle bafllar. Le Mo-
ine eski astronomi ve matematik
kitaplar›na merakl›d›r. Bir gün Sa-
lih Zeki’ye Yüksekkald›r›m’da sah-
hafl›k yapan yafll› bir Musevinin
Bir sihirbaz sahnede yapt›¤› numarayla kü-
çük dilinizi yutturabilir ama nas›l yapt›¤›n›
ö¤rendi¤inizde numaran›n bütün havas› kay-
bolur. Numaran›n gerçekten sihirbazl›k olmad›¤›-
n› anlars›n›z! Bu bir düflk›r›kl›¤› yarat›r. Onun için
sihirbazlar numaralar›n› nas›l yapt›klar›n› aç›kla-
mazlar. Nedendir bilinmez insano¤lu sihirbazl›¤› bi-
lime ye¤ler, sihirbazl›¤› daha e¤lenceli bulur.
Matematikte de ilk bak›flta zor görünen ba-
z› problemlerin çözümü çok basit olabilir, flafl›r-
t›c› derecede basit bir matematiksel ilkeye daya-
nabilir. Matematikçilerin s›rlar›n› paylaflmamas›
(en az›ndan günümüzde) söz konusu olmad›¤›n-
dan bu ilkelerden birini aç›klayaca¤›z: Çekmece
‹lkesi, nam› di¤er Güvercin Yuvas› ‹lkesi.
‹lke gerçekten çok basit. Ama önce numara-
m›z› yapal›m:
Küçük Gauss babas›yla
ormanda gezerken sormufl:
− Bu ormanda yaprak sa-
y›s› ayn› olan iki a¤ac›n olma-
s› için herhangi bir koflul söy-
leyebilir misin?
Baba Gauss böyle bir ko-
flul düflünemeyince yan›t› kü-
çük Karl vermifl:
− E¤er ormandaki yaprakl› a¤aç say›s›, bu
orman›n en çok yapra¤› olan a¤ac›n yaprak say›-
s›ndan daha fazlaysa, en az iki a¤ac›n yaprak sa-
y›s› ayn›d›r...
Bu öykü büyük bir olas›l›kla uydurmad›r.
Ama küçük Gauss’un büyüdü¤ünde dünyan›n
gelmifl geçmifl en büyük matematikçisi olaca¤›
gerçektir.
Gauss’un yan›t› kar›fl›k gibi görünebilir ilk
bak›flta. Ama çok kolay oldu¤unu flu aç›klamay›
okuyunca fark edeceksiniz: Güvercin besledi¤ini-
zi düflünelim, her akflam da güvercinler yuvalar›-
na girsinler. E¤er güvercin say›s› güvercin yuvas›
say›s›ndan fazlaysa, örne¤in 4 yuva ve 5 güvercin
varsa, en az bir yuvada birden fazla güvercin var-
d›r. ‹lkeye Güvercin Yuvas› ad› verilmesinin ne-
deni bu aç›klamad›r.
Bu ilke de¤iflik ama denk ifadelerle de verile-
bilir. Örne¤in,
1. Belli say›da güvercin ayn› say›da yuvaya
yerlefltirildi¤inde yuvalardan birinin bofl kalmas›
için gerek ve yeter koflul, en az bir yuvada birden
fazla güvercin olmas›d›r.
2. E¤er belli say›da güvercin belli say›da yu-
vaya hiçbir yuvaya birden fazla güvercin koyma-
dan yerlefltirilebiliyorsa, o zaman güvercin say›s›
yuva say›s›ndan küçük veya eflittir.
3. ‹ki sonlu küme aras›nda birebir eflleme ol-
mas› için gerek ve yeter koflul, bu iki kümenin ele-
man say›s›n›n eflit olmas›d›r.
Ormana ve a¤açlara dönelim. Ne demiflti Ga-
uss? Ormandaki yaprakl› a¤aç say›s› en fazla yap-
ra¤› olan a¤ac›n yaprak say›s›ndan fazlaysa... Or-
manda 5 a¤aç olsun ve her a¤aç en fazla 4 yaprakl›
olsun. ‹lk dört a¤ac›n yaprak say›lar› 1, 2, 3, 4 ola-
rak farkl› olabilir. Ama sona kalan a¤ac›n yaprak
say›s› bu say›lardan birine eflit olmak zorunda
kalacakt›r.
fiimdi üç örnek problem ve bu problemlerin
çözümlerini verelim.
Örnek 1. Bir düzlemin bütün noktalar› iki
renkle boyan›rsa, dört köflesi de ayn› renkte olan
bir dikdörtgen vard›r.
Çözüm: Üç yatay ve dokuz dikey do¤ru çize-
lim. Üç nokta iki renge 23, yani 8 de¤iflik flekilde
boyanabilece¤inden dikey do¤rular›n en az ikisi-
nin üç yatay do¤ru ile kesiflimi ayn› flekilde renk-
lendirilmifl olmal›d›r. Üç noktadan en az ikisi ay-
n› renk olaca¤›ndan aranan dikdörtgeni buluruz.
Örnek 2. Kenar uzunlu¤u 2 olan bir eflkenar
üçgenin içinde al›nan befl noktadan en az ikisi
aras›ndaki uzakl›¤›n 1’den küçük veya eflit oldu-
¤unu gösteriniz.
Çözüm: Üçgenin üç kenar›n›n orta noktalar›-
50
Matematik Dünyas›, 2003 K›fl
Çekmece ya da
Güvercin Yuvas› ‹lkesiHaluk Oral* / [email protected]
* Bo¤aziçi Üniversitesi Matematik Bölümü ö¤retim üyesi.
n› birlefltirelim. Böylece üçgeni kenar uzunlukla-
r› 1 olan dört eflkenar üçgene ay›rm›fl oluruz. Bu
üçgenin içinde befl nokta al›rsak en az ikisini ay-
n› küçük üçgenden almak zorunda kal›r›z. Ve ka-
n›t›m›z tamamlanm›fl olur.
Bu sorunun afla¤›daki genellenmifl halinin ka-
n›tlanmas›n› size b›rak›yoruz.
Örnek 3. f(x), katsay›lar› tamsay› olan bir
polinom olsun. E¤er f(x) = 2 eflitli¤ini sa¤layan üç
tamsay› varsa, f(x) = 3 eflitli¤ini sa¤layan bir tam-
say› olmad›¤›n› kan›tlay›n.
Çözüm: Önce, p ve q say›lar› ne olursa olsun,
p − q say›s›n›n f(p) − f(q)’yü böldü¤ünü gözlem-
leyin1. fiimdi f(a) = f(b) = f(c) = 2 ve f(d) = 3 ol-
sun. Bu durumda,
(d − a) | (f(d) − f(a)) = 3 − 2 = 1
(d − b) | (f(d) − f(b)) = 3 − 2 = 1
(d − c) | (f(d) − f(c)) = 3 − 2 = 1
oldu¤undan2, d − a, d – b ve d – c say›lar› ya 1’e
ya da −1’e eflit olmal›d›r. Güvercin yuvas› ilkesi-
ne göre bu üç say›dan en az ikisi birbirine eflit ol-
mal›. Bundan da a, b ve c say›lar›ndan en az iki-
sinin eflit olmas› gerekti¤i ç›kar. Böylece kan›t›m›z
tamamlanm›flt›r.
Sorular
1. n + 1 tamsay› aras›nda, farklar› n’ye tam ola-
rak bölünen en az iki say› vard›r.
2. Bir düzlem üzerindeki 25 noktan›n herhan-
gi üçü aras›ndaki minimum uzakl›k 1’den
az olsun. Bu noktalar›n en az 13’ünü içine
alan 1 yar›çapl› bir çemberin varoldu¤unu
gösteriniz.
3. n ve k pozitif iki tamsay› olsun. n’nin k ile bö-
lündü¤ünde ayn› kalan› veren en az iki kuvve-
ti oldu¤unu gösteriniz.
4. 7’nin 0001 ile biten bir kuvveti oldu¤unu
gösteriniz.
5. Yar›çap› 1 olan bir çemberin içinde al›nan 6
noktadan en az ikisi aras›ndaki uzakl›¤›n 1’den
küçük veya eflit olaca¤›n› gösteriniz.
6. Otuz günde her gün en az bir hap içmek ko-
fluluyla 45 hap içen bir hastan›n, içti¤i hap
say›s›n›n toplam 14 oldu¤u ard›fl›k bir günler
dizisi oldu¤unu gösterin. ♠
51
Matematik Dünyas›, 2003 K›fl
Polinom
a0 + a1x + ... + anxn biçiminde yaz›lan bir ifa-
deye polinom denir. a0, a1, ..., an say›lar› bu po-
linomun katsay›lar›d›r. Örne¤in, −2 + 3x2 + 7x3,
katsay›lar› tamsay› olan bir polinomdur. π + √2x
katsay›lar› gerçel say›lardan oluflan bir baflka po-
linomdur. Ama √x bir polinom de¤ildir. 1/x de bir
polinom de¤ildir. 1 + x + x2 + x3 + ... + xn + ...
gibi sonsuz ifadeler de polinom de¤ildirler.
Bir Sihirbazl›kYöntemin gücünü daha iyi göstermek için bir
baflka teorem kan›tlayal›m. Buram buram sihir-bazl›k kokan bir teorem... 1’le 50 aras›ndan her-hangi on say› seçin. fiimdi çok iddial› bir fley söy-leyece¤iz: Bu on say› aras›ndan, toplamlar›birbirine eflit olan iki tane befl say›l›k küme bula-bilirsiniz. Örne¤in, diyelim,
{2, 5, 24, 26, 27, 30, 33, 34, 42, 50}say›lar›n› seçtiniz. Afla¤›daki befl ö¤eli altkümele-re bakal›m:
{2, 24, 27, 33, 42} ve {5, 26, 30, 33, 34}.Bu iki kümenin say›lar›n›n toplamlar› birbiri-
ne eflittir. ‹nanmazsan›z toplay›n.‹sterseniz baflka on say› seçin. Biraz denerse-
niz – ne sihirdir ne keramet – seçti¤iniz on say›aras›ndan, toplamlar› eflit olan iki tane befl ele-manl› küme bulabilirsiniz.
Bu sav› kan›tlayal›m. A, on say›l›k kümemizolsun. A’n›n kaç tane befl ö¤eli altkümesi vard›r?
tane vard›r. Bu say›y› akl›m›zda tutal›m, birazdangerekecek. Her befl ö¤elik altkümenin say›lar›n›ntoplam› en az
1 + 2 + 3 + 4 + 5 = 15olabilir, en çok da
46 + 47 + 48 + 49 + 50 = 240.Toplamlar›n 15’le 240 aras›nda de¤iflti¤ini bul-duk. 15’le 240 aras›nda
240 – 15 + 1 = 226say› vard›r. Bu say› da önemli olacak, akl›m›zdatutal›m.
Demek ki, 252 tane befl ö¤elik altkümeninsay›lar›n›n toplam› (15’le 240 aras›ndaki) 226say›dan biri olmal›. 252, 226’dan daha büyükoldu¤undan, güvercin yuvas› ilkesine göre, bu252 altkümeden en az ikisi ayn› toplam› verme-li. Teoremimiz kan›tlanm›flt›r. ♠1 ‹pucu: n bir do¤al say›ysa, p – q say›s› pn − qn say›s›n› böler.
2 u|v ifadesi “u say›s› v’yi böler” anlam›na gelmektedir.
10
5
= 252
Matematik Dünyas›, 2003 K›fl
52
Bir Baflka Sihirbazl›kBir baflka sihirbazl›k daha yapal›m. n herhangi bir say› olsun ve rastgele n tane tamsay› seçin.
Bu say›lar›n hepsi birbirinden de¤iflik olmayabilir.
fiu sav› ortaya at›yorum. Bu n say›dan birkaç›n›n toplam› n’ye bölünür.
Örne¤in n = 5 ise ve 2, 4, 9, 9, 17 say›lar›n› seçmiflsek, 2 + 9 + 9, 5’e bölünür (ya da 9 + 9 + 17).
Sav› kan›tlayal›m. Say›lar›m›za,
a1, a2, ... , an
ad›n› verelim. Afla¤›daki n + 1 say›y› ele alal›m:
0
a1
a1 + a2
a1 + a2 + a3
a1 + a2 + a3 + ... + an
Bu n + 1 say›n›n herbiri n’ye bölündü¤ünde, kalan 0’la n – 1 aras›nda bir say›d›r. 0’la n – 1 ara-
s›ndaysa yaln›zca n tane say› vard›r. n, n + 1’den küçük oldu¤undan (flansa bak!), güvercin yuvas›
ilkesine göre, yukardaki n + 1 say›dan ikisi n’ye bölündü¤ünde kalanlar› eflittir. Bu iki say›dan kü-
çü¤ünü büyü¤ünden ç›kar›rsak, elde etti¤imiz say› n’ye tam olarak bölünür (ve en baflta seçti¤imiz
n say›dan birkaç›n›n toplam›d›r.) ♠
…
Karenin Kare Say›s›
n × n tane noktadan oluflmufldüzgün bir karede (kenarlar› yatayve dikey) kaç kare vard›r? Örne¤in,n = 3 ise toplam 5 kare vard›r, dör-dü küçük, biri büyük. ♠
Kare Oyunu
n ≥ 2 bir tam say› olsun. n × ntane noktadan oluflmufl bir karedeiki kiflilik flu oyunu ele alal›m: Heroyuncu s›ras› geldi¤inde daha önceseçilmemifl bir noktay› seçiyor.Hangi noktay› hangi oyuncununseçti¤i ay›rdedilmiyor. Dört köflesio ana dek seçilmifl noktalardanoluflan bir diktörtgen elde eden ilkoyuncu oyunu kaybediyor. E¤er n= 2 ise oyunu birinci oyuncu kaza-n›r, hem de nas›l oynarsa oynas›nkazan›r. E¤er n = 3 ise bu oyunuhangi oyuncu kazan›r? Genel ola-rak, n × n tane noktadan oluflmufloyunlar› hangi oyuncu kazan›r?(Not: Burada “dikdörtgen”lerimizkenarlar› yatay ve dikey olan dik-dörtgenlerdir, çarpraz diktdörtgen-leri diktdörtgenden saym›yoruz.) ♠
Clay Matematik
E n s t i t ü s ü
(http://www.cl
aymath.org/) matema-
ti¤e olan ilgiyi art›r-
mak amac›yla, bu mi-
lenyumun bafl›nda
yedi matematik prob-
lemini seçerek, bu so-
rulardan herhangi biri-
ni çözene tam bir
milyon dolar ödül ve-
rece¤ini duyurdu. Bu
sorulardan biri, topolo-
ji alan›nda son yüzy›l›n
tart›flmas›z en ilginç soru-
su olan Poincaré san›s›d›r.
Bu san›n›n ne oldu¤unu
olabildi¤ince az teknik te-
rim kullanarak ifade et-
meye çal›flaca¤›m.
Bir portakal›n etraf›na
geçirilmifl bir lastik düflü-
nelim. Bu lasti¤i kopar-
madan ve portakal›n yü-
zeyinden ayr›lmas›na izin
vermeden portakal›n üzerinde
herhangi bir noktaya do¤ru
büzülmesini sa¤layabili-
riz. Ama ay-
n› lasti-
¤in bir simitin üzerine simiti bir kere saracak ve
ortas›ndaki delikten bir kere geçecek flekilde ge-
çirildi¤ini düflünelim. Bu durumda bu lasti¤i ko-
parmadan veya simiti bölmeden yüzey üzerinde-
ki bir noktaya büzmek mümkün de¤ildir.
Demek ki bir portakal›n yüzeyi bir simitin yü-
zeyi “topolojik” olarak ayn› de¤ildir. Bu özellik,
iki boyutlu bir küreyi (portakal›n yüzeyini) di¤er
yüzeylerden ay›ran bir özelliktir. Yani, bu özellik
küreyi “topolojik olarak” belirler.
fiimdi üç boyutlu bir küre düflünelim. Üç bo-
yutlu küre, dört boyutlu Öklid uzay›nda merke-
ze olan uzakl›¤› birim olan noktalar kümesi ola-
rak tan›mlan›r, yani {(x, y, z, t) ∈ R4 : x2 + y2 +
z2 + t2 = 1} olarak. Bunu,
iki boyutlu kürenin tan›-
m›n›n genellefltirilmesi
olarak alg›layabilirsiniz.
Poincaré nerdeyse bir
yüzy›l önce flu soruyu
sordu: ‹ki boyutlu küreyi
di¤er yüzeylerden ay›ran
lasti¤in bir noktaya bü-
zülebilme özelli¤i, acaba
üç boyutlu küreyi de di-
¤er üç boyutlu uzaylar-
dan ay›ran bir özellik midir? Yani e¤er üç boyut-
lu bir “manifold” üstünde gerilmifl olan
herhangi bir lastik kopar›lmadan bir nokta-
ya büzülebiliyorsa, bu uzay üç boyutlu küre-
nin “topolojik bir kopyas›” m›d›r?
‹lk akla gelen yan›t: Elbette öyledir.
Bir yüzy›ld›r bu soruyu kimse yan›tlaya-
mam›flt›r. Bu sat›rlar›n yaz›ld›¤› s›-
rada Poincaré San›s› hâlâ bir çözü-
me kavuflmam›flt›r, yani 1 milyon
dolar daha sahibini bulamam›flt›r. ♠
Matematik Dünyas›, 2003 K›fl
Bir Milyon Dolarl›k Soru
Burak Özba¤c›
T poloji Köflesi
Henri Poincaré
(1854-1912)
Poincaré San›s› n ≠ 3 ise tüm n boyutlu çokkatl›lar (ma-nifold) için kan›tlanm›flt›r. 1960’ta Smale n > 7 için, 1961’deZeeman n = 5, 1962’de Stallings n = 6 için kan›tlam›flt›r. Step-hen Smale kan›t›n› daha sonra n ≥ 5 için genellefltirmifltir. Yir-mi y›l sonra, 1982’de M. Friedman çok de¤iflik yöntemlerledaha genel bir teorem kan›tlayarak Poincaré san›s›n› n = 4için kan›tlam›flt›r. Dunwoody, Nisan 2002’de san›y› kan›t-lad›¤›n› duyurmuflsa da, makalesinde daha sonra hata bulun-mufltur. fiimdi bir kan›tlama yöntemi öngören bir makalesi-ni matematikçilere sunmufl (http://www.maths.soton.ac.uk/pure/viewabstract.phtml?entry=655). K›sa bir süre önce deS. Nikitin san›y› kan›tlad›¤›n› matematik dünyas›na duyur-du (http://arxiv.org/PS_cache/math/pdf/0210/0210334v1.pdf).Hakemler makaleyi okuyup düflüncelerini belirtecekler. He-yecanla bekliyoruz.
* Koç Üniversitesi
Matematik Bölümü ö¤retim üyesi.
53
Soru: Taban uzunluklar› 2 ve 8 olan ve köflegen-
leri dik kesiflen dik yamu¤un yüksekli¤i kaçt›r?
Çözümler: Önce sorudaki koflullara uygun
bir yamuk çizip verileri yan›na koyal›m.
2 ve 8 uzunlu¤undaki kenarlar flekilde do¤ru
orant›da de¤iller. Teknik resim dersinde olmad›-
¤›m›zdan bu pek önemli olmayacak bizim için.
Çözüm 1. fieklimizde alt› tane dik üçgen var.
Bundan yararlanmal›y›z elbette. “‹ç içe dik üçgen-
lerin verildi¤i flekillerde efl aç›lar, dolay›s›yla ben-
zer üçgenler vard›r” öngörüsü ve umuduyla flekle
bak›ld›¤›nda, PDC, PBA, DAC ve ABD dik üçgen-
lerinin birbirlerine benzer olduklar› görülecektir.
Bu dört benzer üçgen ikifler ikifler ele al›narak,
tam , yani alt› farkl› üçgen benzerli¤i yaz›labilir.
Biraz fazla... Kenarlar› bilinenler ve istenen uzunlu¤u
göz önünde bulundurarak DAC ve ABD benzer üç-
genlerini seçelim. DAC ≈ ABD benzerli¤inden,
eflitli¤ini elde ederiz. Yani 2/h = h/8. Bundan da
h2 = 16 ç›kar. Demek ki h = 4.
Çözüm 2. PDC ≈ PBA üçgen benzerli¤ini gö-
rerek ve DAC dik üçgeninde (DP ⊥ AC oldu-
¤undan) Öklid ba¤›nt›s›n› kullanabilece¤imizi
umarak, bulduklar›m›z› yazal›m.
a) |PC| = m olsun. PDC ≈ PBA benzerli¤inden,
eflitliklerini, bundan da |PA| = 4m elde ederiz.
b) Yukarda buldu¤umuz eflitli¤i ve DAC di-
küçgeninde Birinci Öklid Ba¤›nt›s›n› kullanarak,
|DP|2 = |PA| |PC| = 4m2 buluruz. Bundan da |DP|
= 2m ç›kar.
c) PDA ve PDC dik üçgenlerine Pisagor teore-
mini uygulayal›m. S›ras›yla,
m
PA
PC
PA
DC
BA= = = =
2
8
1
4
DC
DA
AD
AB=
4
2
54
Matematik Dünyas›, 2003 K›fl
Bir Soru, Befl Çözüm, Bir Yorum
ya da Hekareeflittirace Teoremi
Ahmet Do¤an
D
h
A B
CAC⊥DB
DC⊥AD
DA⊥AB
|DC| = 2
|AB| = 8
|AD| = h = ?
8
2
D C
h
BA
P
2
8
βαβ
αβ α
D C
BA
2
h
4m
2mm
P
8
* MEF Dersaneleri matematik ö¤retmeni.
h2 = (2m)2 + (4m)2 = 20m2
ve
22 = m2 + (2m)2 = 5m2
buluruz. ‹kincisini 4’le çarparak 20m2 = 16, ve bu-
nu birincisiyle efllefltirerek h2 = 16 buluruz. Yani
h = 4.
Çözüm 3. Bir önceki çözümde oldu¤u gibi
PDC ≈ PBA üçgen benzerli¤ini görerek ve ‹kinci
Öklid Ba¤›nt›s›n›n (Bir dik üçgende, bir dik kena-
r›n karesi, hipotenüs üzerindeki izdüflümüyle hi-
potenüs uzunlu¤unun çarp›m›na eflittir) ADC üç-
geninde kullan›labilece¤i öngörüsü ve umuduyla
hesaplara geçiyoruz:
a) Aynen yukardaki gibi bafllayaca¤›z: |PC| =
m olsun. PDC ≈ PBA üçgen benzerli¤inden
elde ederiz. Yani |PA| = 4m.
b) ADC dik üçgenine ‹kinci Öklid Ba¤›nt›s›-
n› her iki dik kenara da uygulayarak,
h2 = (4m)(5m) = 20m2
ve
22 = m(5m) = 5m2
eflitliklerini elde ederiz. Bunlardan da kolayl›kla
(aynen yukardaki gibi) h = 4 ç›kar.
Çözüm 4. Burada bir yarat›c›l›k söz konusu
olacak... AC ve DB kenarlar›n›n dik kesiflme özel-
li¤ini, flekildeki gibi, bir DM paraleliyle D köfle-
sine tafl›yabiliriz. fiimdi DMB dik üçgenine Bi-
rinci Öklid Ba¤›nt›s›n› uygulayal›m:
h2 = |DA|2 = |MA| × |AB| = 2 × 8 = 16
buluruz, yani h = 4.
Çözüm 5. Köflegenleri dik kesiflen bir dik ya-
mukta, “yüksekli¤in karesi taban uzunluklar›n›n
çarp›m›na eflittir” özelli¤inden
h2 = 2 × 8 = 16
bulunur. Bundan da h = 4 ç›kar.
Çözümler Üzerine Yorum. ‹lk üç çözüm (ki
bunlara benzer baflka çözümler de bulunabilir)
benzerlik kavram› ve ba¤›nt›lar›yla kan›tlanabilen
Öklid ba¤›nt›lar›na dayanmaktad›r. Benzerlik ve
Öklid ba¤›nt›lar› lise matemati¤i için ö¤renilme-
si zorunlu temel ba¤›nt›lardand›r. Benzerlik konu-
sunun, lise müfredat›nda bulunan çokgenler, çem-
ber, daire, uzay geometrisi, analitik geometri gibi
matemati¤in çok temel konular›nda kullan›laca-
¤› düflünüldü¤ünde, Öklid ba¤›nt›lar›n›n önemi
aç›kt›r.
Dördüncü çözümde bir yard›mc› do¤ru çize-
rek soruyu daha bildik bir hale getirmenin hofllu-
¤u ve güzelli¤i vard›r.
Beflinci çözüme gelince... Beflinci çözüm, da-
ha önceki dört çözümün herbirinin sonucu olan
bir özelli¤e dayanmaktad›r. Bu son çözüm, özel bir
dörtgenin (yamu¤un), özel bir yamu¤un (dik ya-
mu¤un), özel bir durumunun (köflegenleri dik ke-
siflen yamu¤un) yüksekli¤iyle tabanlar› aras›nda-
ki iliflkiyi ezbere bilmeye dayanmaktad›r. Daha da
kötüsü, böyle bir flekli gören ö¤rencilerin birço-
¤u, dörtgen, MNPR dörtgeni olarak verilse bile,
hemen, “Hocam, bu soruda h2 = ac var!” diye at›l-
maktad›r.
Elbette amac›m Hekareeflittirace Teoremi’ni
ezberleyen ö¤rencileri suçlamak de¤il. Amac›m, bu
ve benzeri birçok ba¤›nt›y› ezberleten, ve böylece
ö¤renciyi matematikten so¤utan ve korkutan sö-
zümona kaynaklar› elefltirmek. Ne yaz›k ki, Üni-
versiteye Haz›rl›k ad› alt›nda yaz›lan birçok kitap-
ta bu tür bir e¤ilim vard›r. Ö¤renciler bu nedenle
matemati¤i ezberlemeye yönelmektedir. Yine ne
yaz›k ki birçok ö¤retmen arkadafl›m›z da bu an-
lay›flla geometri ö¤retmeye çal›flmaktad›r.
Hiçbir akl› bafl›nda matematikçinin, bir ö¤ren-
ciye, “bakal›m h2 = ac ba¤›nt›s›n› ezberlemifl mi?”
düflüncesiyle bir soru soraca¤›m› sanm›yorum.
Matemati¤i ezberlenecek formül y›¤›n›na dö-
nüfltüren, ö¤renciyi düflünmekten ve üretmekten
al›koyan, yarat›cl›¤› gelifltirmeyen, ö¤renciyi en ha-
fif deyimiyle “anlamaz” yerine koyan anlay›fl hem
matemati¤e hem de ö¤renciye sayg›s›zl›k de¤il
midir? ♠
m
PA
PC
PA
DC
BA= = = =
2
8
1
4
55
Matematik Dünyas›, 2003 K›fl
D
h
M A
C
B
P
82
2
Yaz› tura at›yorsunuz. Yaz› gelirse 1 puan al›yor-
sunuz, tura gelirse 2 puan. Ve puanlar›n›z› toplu-
yorsunuz. Toplam›n bir zaman sonra n olma ola-
s›l›¤› kaçt›r? (Lineer cebir gerekebilir.) n sonsuza
gitti¤inde, bu olas›l›klar bir say›ya yak›nsar m›?
Yak›nsarsa kaça yak›nsar? Bir baflka deyiflle, n çok
çok büyük oldu¤unda, toplam›n bir zaman son-
ra n olma olas›l›¤›n› afla¤› yukar› bulabilir misi-
niz? (Analiz gerekebilir.) ♠
Yaz› Tura
Bu köflede liseli gençlerimizin proje-
lerini yay›mlayaca¤›z. Yay›mlanma-
s›n› istedi¤iniz projelerinizi bize yol-
lay›n.
Bu say›m›zda, Mef Okullar›’ndan Asl›han
Ak›n’la Özgür Paksoy’un 2000 Tübitak
Proje Yar›flmas›’na sunduklar› Gerçel Sa-
y›lar Kümesinde Tan›mlanm›fl Bir ‹fllemin Fibo-
nacci Say›lar›na Uygulan›fl› adl› çal›flmalar›ndan
bir bölüm sunaca¤›z.
Fibonacci’nin ününün nedeni Liber Abaci
(Abaküs kitab›) adl› kitab›nda al›flt›rma olarak
sordu¤u flu sorudur: Biri erkek biri difli bir çift
tavflan›n›z var, bir ayl›kken çok genç oldukla-
r›ndan üreyemiyorlar, ama ikinci ay›n sonunda
erginleflip üremeye bafll›yorlar. Her ay her çiftin
biri erkek biri difli olmak üzere yeni bir çift üret-
ti¤ini varsayal›m. Tavflanlar bu flekilde üremeye
devam ederlerse bir y›l sonunda kaç çift tavfla-
n›n›z olur? Sorunun devam› bu sorunun genel-
lefltirilmifl halidir: n ay sonunda kaç çift tavfla-
n›n›z olur?
Birinci ay 1 çift, ikinci ay üremediklerinden
gene bir çift, bir sonraki ay iki çift... Her ayda
kaç çift eriflkin tavflan oldu¤unu hesaplarsak flu
diziyi buluruz:
1, 1, 2, 3, 5, 8, 13, 21, 34, ...
Görüldü¤ü üzere, üçüncüden itibaren her say›
kendinden önceki iki say›n›n toplam›na eflittir.
Bu diziye Fibonacci dizisi, dizinin terimlerine de
Fibonacci say›lar› ad› verilmifltir. Diziyi daha
matematiksel olarak flöyle tan›mlayabiliriz:
ƒ0 = 0, ƒ1 = ƒ2 = 1,
ƒn+2 = ƒn+1 + ƒn.
Fibonacci say›lar› aralar›nda birçok iliflki
sa¤larlar. Örne¤in:
ƒ1 + ƒ2 + ... + ƒn = ƒn+2 – 1
ƒ1 + ƒ3 + ... + ƒ2n−1 = ƒ2n
ƒ2 + ƒ4 + ... + ƒ2n = ƒ2n+1 – 1
ƒ1 − ƒ2 + ƒ3 − ... + (−1)n+1ƒn = (−1)n+1ƒn−1 + 1
ƒ12 + ƒ2
2 + ... + ƒn2 = ƒnƒn+1
ƒ3 + ƒ6 + ... + ƒ3n =
ƒn+hƒn+k − ƒnƒn+h+k = (−1)nƒhƒk
ƒ2n = ƒn+12 − ƒn−1
2
Bu eflitlikler ve daha baflkalar› bilinir. Asl›-
han Ak›n’la Özgür Paksoy projelerinde afla¤›da-
ki sonuçlar› bulmufllar, daha do¤rusu kan›tla-
m›fllar:
Teorem 1. m|n ⇔ ƒm|ƒn.
Teorem 2. EBOB(ƒn, ƒm) = ƒEBOB(n, m)
Projede daha daha ilginç fleyler de var.
Fibonacci dizisinden yararlanarak flu sonsuz
kuvvet serisini olufltural›m:
F(z) = ƒ0 + ƒ1z + ƒ2z2 + ... = .
Bu seriyi z ve z2 ile çarpal›m ve
F(z) − zF(z) – z2F(z)
serisini hesaplayal›m. Fibonacci dizisinin tan›-
m›n› kullanarak, basit bir hesapla,
F(z) – zF(z) – z2F(z) = z
buluruz. Yani,
F(z) = .
E¤er sa¤daki “kesirli polinomu” yeniden
seri biçiminde yazabilirsek, bu serinin katsay›-
lar› bize Fibonacci say›lar›n› verecektir. Bu
yaklafl›m kullan›lan yöntemin özünü olufltur-
maktad›r.
z
z z1 2− −
f zn
n
n =
∞
∑0
f n3 2 1
2
+ −
56
Matematik Dünyas›, 2003 K›fl
Asl›han Ak›n ve Özgür Paksoy’un Projeleri
Fibonacci Say›lar›
Nihat Ayber*
Proje Köflesi
* MEF Okullar› matematik ö¤retmeni.
= 1 + αz + α2z2 + αz3 + ...
eflitli¤inin1 alt›n› çizdikten sonra,
(*)
eflitli¤ini sa¤layan A, B, α ve β say›lar›n› bulma-
ya çal›flal›m. Diyelim bu eflitli¤i sa¤layan say›lar
bulduk. Bak›n o zaman neler oluyor:
= A(1 + αz + α2z2 + αz3 + ...) +
B(1 + βz + β2z2 + βz3 + ...)
= (A + B) + (Aα + Bβ)z +
(Aα2 + Bβ2)z2 + (Aα3 + Bβ3)z3 + ...
yani
ƒn = Aαn + Bβn
oluyor... ƒn için
bir formül
bulmufl oluyo-
ruz... A, B, α,
β say›lar›n›
bulman›n bir-
çok yolu var-
d›r. (*) denk-
leminin pay-
dalar› eflitlene-
rek elde edilen
polinomlar›n
katsay›lar›na
bakab i l i r i z .
Ya da z’ye çe-
flitli de¤erler
v e r e b i l i r i z
(dört bilinmeyen oldu¤una göre en az dört de-
¤er vermek gerekir). Örne¤in z = 0 al›rsak, A +
B = 0 buluruz, yani B = −A ve böylece B’den
kurtuluruz. Hatta her iki taraf› da 1 − αz ile
çarp›p z’yi sonsuza götürebiliriz. Hatta ve hatta
z = 1/α alarak, sa¤ taraf› sonsuz yapar›z, sol ta-
raf da sonsuz olmak zorunda oldu¤undan,
1 − 1/α − 1/α2 = 0, yani α2 − α − 1 = 0 bulu-
ruz. Ayn› flekilde β2 − β − 1 = 0 bulunur. Bun-
lardan da α ve β’n›n x2 − x − 1 = 0 denklemi-
nin kökleri oldu¤u ç›kar. Dolay›s›yla, (α ≠ β ol-
du¤undan),
bulunur. fiimdi A ve B’yi bulmak kolay: A =
±1/√5, B = −A = ∓1/√5. Demek ki art›k ƒn’nin
bir formülü var. Bir seçim yapal›m:
olsun. Demek ki,
.
Böylece, ƒn Fibonacci say›lar› için n’ye ba¤-
l› bir formül elde etmifl olduk.
Bu formülden flöyle bir sonuç elde edebili-
riz: α−n say›s›n›n mutlak de¤eri 1’den küçük ol-
du¤u için, n’nin büyük de¤erleri için α−n çok
küçük oldu¤undan, ƒn tamsay›s› αn/√5 irrasyo-
nel (kesirsiz) say›s›na çok yak›n olur. Örne¤in,
55 = ƒ10 ≈ α10/√5 ≈ 55,00364,
89 = ƒ11 ≈ α11/√5 ≈ 88,997775.
Görüldü¤ü üzere oldukça baflar›l› bir çal›fl-
ma. Ancak yerimizin darl›¤›ndan dolay› bu pro-
jenin ikinci bölümünü bir sonraki say›m›zda ya-
y›mlayaca¤›z. ‹kinci bölüm esas itibariyle proje-
nin ismini de tafl›yan k›s›m olacak. Bu yaz›y› bir
soruyla bitirelim:
Soru: n > 2 ise, ƒm say›s›n›n ƒn2 say›s›na bö-
lünebilmesi için gerek ve yeter flart nedir? ♠
fn
n n
=α α+ − −( )
5
α β α 1= = =
1 5
2
1 5
2
+ −− − ve
α β = =
1 5
2
1 5
2
± ve
m
F z
z
z z
A
z
B
z( ) =
− −=
−+
−1 1 12 α β
z
z z
A
z
B
z1 1 12− −=
−+
−α β
1
1 − αz
57
Matematik Dünyas›, 2003 K›fl
Leonardo Fibonacci
≈1175 - 1250
?Kaç tane Fibonacci sa-
y›s›n›n asal oldu¤u bi-
linmiyor, sonlu ya da
sonsuz olduklar› bile
bilinmiyor.
1 Tüm bu eflitliklerin matematiksel aç›klamas› ve kan›t› vard›r.
Ama bunu burada aç›klamaya yerimiz yok. Baz› say›lar için
geçerli olan bu eflitlikler “bilinmeyen” z’ler için de geçerlidir.
Al›flt›rma Problemleri
A276. x2 − 6y2 = 2003 eflitli¤ini sa¤layan x ve
y tam say›lar› var m›d›r?
A277. ABCFGH d›flbükey alt›geninde (yani
kenarlardan herhangi biri uzat›ld›¤›nda alt›genin
tamam› uzat›lan kenar›n ayn› bölgesinde kalan bir
alt›gende) AB = CF = GH, α(A) = α(C) = α(G) ve
α(B) = α(F) = α(H) ise1, BC = FG = HA oldu¤u-
nu gösteriniz.
A278. Bir s›n›ftaki ö¤rencilerin yedide biri er-
kektir. S›n›fa on üç yeni ö¤renci gelince erkekle-
rin say›s› artar ancak s›n›ftaki yüzdesi azal›r. K›z-
lar›n say›s› kaç artt›?
A279. Bir kutuda yeflil, sar› ve k›rm›z› elmalar
bulunur. Bunlar Amasya, Bursa ve Gülbahçe el-
malar›d›r. Yeflil elmalar›n say›s› Amasya elmala-
r›n›n say›s›ndan, Amasya elmalar›n›n say›s› sar› el-
malar›n say›s›ndan, sar› elmalar›n say›s› Bursa
elmalar›n›n say›s›ndan, Bursa elmalar›n›n say›s›
k›rm›z› elmalar›n say›s›ndan, k›rm›z› elmalar›n
say›s› da Gülbahçe elmalar›n›n say›s›ndan daha
fazlad›r. Böyle bir durum olabilir mi?
A280. P(x), katsay›lar› tamsay› olan bir poli-
nomdur (bkz. sf. 49) ve üç de¤iflik x tamsay›s› için
de¤eri 1’dir. P(x)’in tamsay› kökünün olmad›¤›-
n› kan›tlay›n.
Yar›flma Problemleri
Y276. m ve n tamsay›lar› 1’den büyük. n3 − 1
say›s› m’ye, m − 1 de n’ye bölünür. m = n3/2 + 1
ve m = n2 + n + 1 eflitliklerinden birinin do¤ru ol-
mas› gerekti¤ini kan›tlay›n.
Y277. Ters yaz›l›m›yla çarp›ld›¤›nda, son üç
basama¤› s›f›r olan sekiz basamakl› bir say› veren
tüm dört basamakl› say›lar› bulun.
Y278. 2n + 1 kifliden oluflan bir toplulukta, her
n kiflilik grubun tüm bireylerini tan›yan ve bu
grupta bulunmayan biri vard›r. Bu toplulukta
herkesi tan›yan birinin varl›¤›n› kan›tlay›n.
Y279. Tekdüze (monoton) artan f : [0,1] → R
fonksiyonu f(0) = 0 eflitli¤ini ve f(1) > 1 eflitsizli-
¤ini sa¤lar ve ayr›ca e¤er a, b, a + b ∈ [0,1] ise
f(a) + f(b) ≥ f(a + b)
eflitsizli¤i gerçekleflir.
sn = f(1) + f(1/2) + f(1/3) + ... + f(1/n)
dizisinin s›n›rl› olmad›¤›n› gösterin.
Y280. Her üç eleman›ndan en az birinin yine
o üçlüden bir baflkas›na bölündü¤ü sonlu bir po-
zitif tamsay›lar kümesi verilmifltir. Bu kümenin
tüm elemanlar›n›n, ayn› renkten olan her iki ele-
mandan biri di¤erini bölecek flekilde iki renge bo-
yanabilinece¤ini kan›tlay›n›z.
Geçmifl Sorular›n Çözümleri
A266. 3698765432123456789 ve
345678909876543 say›lar›n›n çarp›m› kaç ba-
samakl›d›r?
Çözüm. Say›lar› s›ras›yla a ve b ile gösterelim.
O halde 36 × 1017 < a < 37 × 1017 ve 34 × 1013
< b < 35 × 1013 eflitsizlikleri sa¤lan›r. Buradan,
1224 × 1030 < ab < 1295 × 1030 eflitsizli¤i elde
edilir. Dolay›s›yla ab say›s› 34 basamakl›d›r.
A267. Merkezi ABC ikizkenar (AB=BC) üçge-
ninin AC kenar› üzerinde bulunan çember AB ve
BC kenarlar›na te¤ettir ve ayr›ca AC kenar›n› üç
parçaya böler. Üçgenin yüksekli¤i BH olsun. BH
× AC = 18√2 ise, çemberin yar›çap› kaçt›r?
58
roblemler ve ÇözümleriPRefail Alizade*
Bu bir y›l sürecek bir yar›flmad›r. Grup halinde, okul
olarak ya da bireysel olarak kat›labilirsiniz.
Dergimize al›flt›rma problemlerinin çözümlerini de¤il,
yaln›zca yar›flma problemlerinin çözümlerini yollay›n›z. Ay-
r›ca lütfen flu noktalara dikkat ediniz:
Her sorunun çözümünü ayr› bir k⤛da okunakl› ve an-
lafl›l›r bir biçimde yaz›n›z.
K⤛d›n sa¤ üst köflesine ad›n›z›, soyad›n›z›, adresinizi, ö¤-
renciyseniz okulunuzu ve s›n›f›n›z› yaz›n›z.
Çözümleri, ‹zmir Yüksek Teknoloji Enstitüsü, Matema-
tik Bölümü, Gülbahçe Köyü, Urla ‹zmir adresine 15 Nisan
2003 tarihine kadar ad›ma gönderiniz.
Not
* ‹zmir Yüksek Teknoloji Enstitüsü ö¤retim üyesi.
1. α (H), H’nin aç›s› anlam›na gelir.
Matematik Dünyas›, 2003 K›fl
Çözüm. Çemberin yar›çap›n› r ile gösterelim.
AF = FE = EC = 2r (flekle bak›n›z) oldu¤undan CD
= = 2r√2 elde edilir. CHB ve CDH üç-
genlerinin benzerli¤inden, BH/r = BH/HD =
CH/CD = 3r/2r√2 = 3/2√2 buluruz. Bunlar› ko-
fluldaki eflitlikte yerine yazd›¤›m›zda, önce
= 18√2,
buradan da r = 2 elde ederiz.
A268. −7’den 7’ye kadar olan tüm tamsay›lar,
her say›n›n iki komflusunun çarp›m› negatif olma-
yacak biçimde çember boyunca dizilebilir mi?
Çözüm. Böyle bir dizilimin bulundu¤unu var-
sayal›m. 0’dan bafllayarak say›lar› saat yönünde a0,
a1, ..., a14 ile gösterelim. O halde, a2’nin iki kom-
flusu olan a1 ve a3 say›lar›n›n iflaretleri ayn›d›r (ya
ikisi de pozitif ya da ikisi de negatiftir.) Benzer bi-
çimde a3 ile a5, a5 ile a7, a7 ile a9, a9 ile a11 ve a11
ile a13 say›lar›n›n iflaretleri ayn›d›r. Ayn› nedenden,
a2, a4, ..., a14 say›lar›n›n iflaretleri ayn›d›r. Di¤er
taraftan a0’›n iki komflusu olan a1 ile a14’ün ifla-
retleri ayn›d›r. Dolay›s›yla a0 d›fl›nda tüm say›la-
r›n iflaretleri ayn›d›r. Çeliflki! Böylece koflullar›
sa¤layan bir dizilim mümkün de¤ildir.
A269. [x], x gerçel say›s›n›n tam de¤erini,
{x} = x × [x] de kesir de¤erini göstermek üzere,
[x] × {x} ≥ 3
eflitsizli¤ini sa¤layan en küçük pozitif gerçel x sa-
y›y› bulun.
Çözüm. [x] × {x} < [x] oldu¤undan [x] > 3 ol-
mas› gerekir. Di¤er taraftan, [x] = 4 al›rsak, {x} ≥3/[x] = 3/4 eflitsizli¤inden, verilen koflulu sa¤layan
en küçük say›n›n 4 + 3/4 = 4,75 oldu¤u anlafl›l›r.
A270. a, b, c gerçel say›lar› max(a, b) + max(c,
2002) = min(a, c) + min(b, 2003) eflitli¤ini sa¤lar.
b ≥ c eflitsizli¤ini kan›tlay›n.
Çözüm. max(a, b) ≥ a ≥ min(a, c) oldu¤undan,
önce min(a, c) + b ≥ min(a, c) + min(b, 2003) =
max(a, b) + max(c, 2002) ≥ min(a, c) + c elde ede-
riz, buradan da b ≥ c ç›kar.
Y266. n say›s›n›n pozitif tam bölenlerinin sa-
y›s›n› τ(n) ile gösterelim. τ(n2 + 1) dizisinin hiçbir
n say›s›ndan bafllayarak kesin artan olmayaca¤›-
n› kan›tlay›n›z.
Çözüm. n2 + 1 bir kare olmad›¤›ndan, bölen-
lerinin kümesi, d < n olmak üzere {d, } gi-
bi ikililere ayr›labilir.
Dolay›s›yla τ(n2 + 1) çift say›d›r.
n bir çift say›ysa, n2 + 1 say›s›n›n tüm bölen-
leri tektir, dolay›s›yla, d’nin alabilece¤i de¤erler
n’den küçük olan tek say›lar olabilece¤inden, τ(n2
+ 1) < n eflitsizli¤i elde edilir.
fiimdi τ(n2 + 1) dizisinin bir n0 say›s›ndan bafl-
layarak kesin artan oldu¤unu varsayal›m. O hal-
de τ(n2 + 1) sadece çift say› de¤erleri ald›¤›ndan,
her m ≥ n0 ve k > 0 için,
τ((m+k)2 + 1) ≥ τ((m+k−1)2 + 1) + 2
≥ ... ≥ τ(m2 + 1) + 2k
eflitsizlikleri elde edilir.
m ve k’yi çift say› ve k > m − τ(m2 + 1) olarak
ald›¤›m›zda
m + k > τ((m + k)2 + 1) ≥ τ(m2 + 1) + 2k,
buradan da k > m − τ(m2 + 1) > k fleklinde çelifl-
ki elde edilir.
Y267. ABCD paralelkenar›n›n köflegenlerinin
kesiflim noktas› O olsun. ABO üçgeninin çevrel
çemberi AD kenar›n› bir E noktas›nda, DOE üç-
geninin çevrel çemberi de BE do¤ru parças›n› bir
F noktas›nda kesiyor. α(BCA) = α(FCD) eflitli¤i-
ni gösterin.
Çözüm. α(EFD) = α(EOD) = α(OEB) +
α(EBO) = α(BAD) = α(BCD) oldu¤undan
BFDC’nin bir kirifl dörtgeni oldu¤u (yani üstünden
bir daire geçti¤i) anlafl›l›r. O halde α(BCF) =
α(BDF) = α(OEF) = α(OAB) = α(ACD) eflitli¤i,
buradan da α(BCA) = α(FCD) elde edilir.
n
d
2 1+
3
2 26
rr×
9 2 2r r−
59
Matematik Dünyas›, 2003 K›fl
DB
A F H E C
2r2r r r
r
DC
E
O
F
AB
Y268. On k⤛t parças›n›n her birine bir-
kaç tane 2’nin kuvvetlerine eflit olan say› ya-
z›lm›flt›r. Tüm k⤛t parçalar›ndaki say›lar›n
toplam› ayn›d›r. Yaz›lan tüm say›lar aras›nda
en az alt› kez rastlanan bir say› bulundu¤unu
kan›tlay›n.
Çözüm. Bir k⤛t parças›ndaki say›lar›n
toplam› m olsun. 2k ≤ m eflitsizli¤ini sa¤layan
en büyük k say›s›n› ele alal›m. Tüm k⤛t par-
çalar›ndaki say›lar›n toplam› 10m’dir. Di¤er ta-
raftan say›lardan hiçbirine 5’ten fazla kez rast-
lanmasayd›, tüm say›lar›n toplam› en fazla
5(2k + 2k−1 + ... + 1) = 5(2k + 1 − 1)
= 10 × 2k − 5 < 10m
olabilirdi. Dolay›s›yla en az alt› kez rastlanan
bir say› bulunur.
Y269. a, b, c gerçel say›lar› 9a + 11b + 29c
= 0 eflitli¤ini sa¤lamaktad›r. ax3 + bx + c = 0
denkleminin [0, 2] aral›¤›nda en az bir kökü
bulundu¤unu kan›tlay›n›z.
Çözüm. ƒ(x) = ax3 + bx + c olsun. Demek
ki ƒ(0) = c ve ƒ(2) = 8a + 2b + c. O halde 0 =
9a + 11b + 29c = ƒ(0) + ƒ(2) + a + 9b + 27c
= ƒ(0) + ƒ(2) + 27(a/27 + b/3 + c) = ƒ(0) + ƒ(2)
+ 27 f(1/3), yani f(0) + f(2) + 27ƒ(1/3) = 0 eflit-
li¤i elde edilir. ƒ(0), ƒ(1/3) ve ƒ(2) say›lar›ndan
biri s›f›rsa, 0, 1/3 ve 2 say›lar›ndan biri denk-
lemin [0, 2] aral›¤›ndaki bir köküdür. E¤er
ƒ(0), ƒ(1/3) ve ƒ(2) say›lar›n›n hepsi s›f›rdan
farkl›ysa, son eflitlikten dolay›, en az ikisinin
iflaretleri birbirinden farkl›d›r. O halde, ƒ(x)
fonksiyonu sürekli oldu¤undan, [0, 1/3], [1/3,
2] ve [0, 2] aral›klar›n›n birinde denklemin kö-
kü bulunacakt›r.
Y270. Afla¤›daki iddialardan ikisinin do¤-
ru, birinin yanl›fl oldu¤u biliniyorsa, n pozitif
tamsay›s›n› bulunuz:
1) n + 51, bir tamsay›n›n karesidir;
2) n say›s›n›n son basama¤› 1’dir;
3) n – 58, bir tamsay›n›n karesidir.
Çözüm. ‹kinci iddia do¤ru olursa, n + 51
say›s›n›n birler basama¤› 2, n − 58 say›s›n›n
birler basama¤› da 3 olur, dolay›s›yla bunla-
r›n hiçbiri bir tamsay›n›n karesi olamaz. O
halde ikinci iddia yanl›flt›r, birinci ve üçün-
cü ise do¤ru, yani n + 51 = x2 ve n − 58 = y2
eflitliklerini sa¤layan x ve y pozitif tamsay›-
lar› bulunur. Buradan x2 – y2 = 109, yani (x
+ y)(x − y) = 109 eflitli¤i elde edilir. 109 asal
oldu¤undan x + y = 109 ve x − y = 1 eflitlik-
leri, buradan da x = 55, y = 54 ve n = 2974
bulunur. ♠
60
Matematik Dünyas›, 2003 K›fl
61
Öklid geometrisi 2000 y›l› aflk›n bir süredir çal›fl›lm›flt› ve art›k bu alanda yeni bir fley keflfedil-
mesi pek mümkün gibi görünmüyordu. Buna ra¤men Amerikal› matematikçi Frank V. Mor-
ley 1899 y›l›na kadar keflfedilmemifl olmas› inan›lmas› güç ve zaman›nda büyük flaflk›nl›k uyan-
d›ran temel geometriye ait bir teoremi keflfetmiflti. Teorem flunu ifade ediyordu:
Teorem. Herhangi bir ABC üçgeninin iç aç›lar›n› eflit üç aç›ya bölen alt› do¤ru (“bölen”) çizilsin
(afla¤›daki flekilden takip edin.) Komflu bölenlerin kesiflim noktalar› bir eflkenar
üçgen oluflturur (flekilde XYZ).
Frank Morley’den teoremin hikâyesini dinleyelim: O zamanlar or-
taokul ça¤›ndayd›m. Benden 40 yafl büyük olan babam bir gün kur-
flun kalemle yukar›da ifade edilen teoremin en basit haliyle flek-
lini çizivermiflti bir k⤛da.
Kendim çizim aletlerimle bunu test etmifltim önce.
Hangi üçgenle bafllarsam bafllayay›m, sonuç hep ay-
n›yd› ve bölenlerin kesiflim noktalar›n›n olufltur-
du¤u ortadaki üçgen hep eflkenar ç›k›yordu.
Büyüleyici ve esrarl›yd› ama do¤ruydu.
Morley’in bu teoremini kan›tla-
yabilir misiniz? ♠
Morley’in Esrarengiz Üçgeni
Alparslan Parlakç›*
Geometri Köflesi
A
BC
X
Y Z
* ‹stanbul Bilgi Üniversitesi Bilgisayar Bölümü ö¤retim üyesi.
π
π
π
=+
= + +××
+× ×× ×
+× × ×× × ×
+
= + +×
× ×× +
×× ×
××
× ×× +
×× ×
××
+
=
∞∑ ( !)
( )!
...
(
n
n
n
n
2 1
0
2
2 1
21
1
3
1 2
3 5
1 2 3
3 5 7
1 2 3 4
3 5 7 9
31
608
2 3
7 8 313
2 3
7 8 3
3 5
10 11 318
2 3
7 8 3
3 5
10×× ××
×× ×
× +11 3
5 7
13 14 323 ...
1 = 1/3(2 + 1/4(3 + 1/5(4 + 1/6(5 + 1/7(6 + ....)))))
Can›na!Vay
Sonuncu formül için bkz. R.W. Gosper, Acceleration of series, Memo no. 304, M.I.T. Artificial Intelligence
Laboratory, Cambridge, Mass., 1974.
Matematik Dünyas›, 2003 K›fl
n ≥ 2 herhangi bir tamsay› olsun. n × n nok-
tadan oluflan düzgün bir kare ele alal›m, afla¤›da-
ki flekillerde görüldü¤ü gibi. Bu n2 noktan›n “dik-
dörtgensiz” altkümeleriyle ilgilenece¤iz, yani
herhangi bir diktörtgenin dört köflesini birden
içermeyen altkümeleriyle. Bu tür altkümelere dik-
dörtgensiz altküme diyelim. Burada “dikdört-
gen”, kenarlar› yatay ve dikey olan dikdörtgen an-
lam›na kullan›lmaktad›r.
E¤er n = 2 ise, üç noktal› her
altküme dikdörtgensiz bir altküme-
dir, ve dikdörtgensiz daha büyük
bir altküme bulamay›z. Demek ki n
= 2 ise, dikdörtgensiz en büyük alt-
kümenin nokta say›s› 3’tür.
E¤er n = 3 ise, dikdörtgensiz bir-
sürü altküme bulabiliriz. Afla¤›daki bu altküme-
lerden üçü görünüyor (seçti¤imiz noktalar› siyah
yapt›k.). Bunlardan en sonuncusunun 6 noktas›
var. Bundan daha kalabal›k dikdörtgensiz bir alt-
küme bulamay›z. (Neden?)
fiimdi n = 4 olsun. En ka-
labal›k dikdörtgensiz altküme
9 noktadan oluflur, bunun ka-
n›t› oldukça kolayd›r. O kare
solda.
E¤er n = 5 ise, 12 noktal›
dikdörtgensiz bir altküme bu-
labiliriz. Hatta, afla¤›daki fle-
kilde görüldü¤ü gibi, de¤iflik yap›da iki dikdört-
gensiz altküme bulabiliriz.
n = 2, 3, 4, 5 için flimdiye kadar buldu¤umuz
dikdörtgensiz en büyük altkümelerin eleman sa-
y›lar›n› yazal›m:
3, 6, 9, 12.
Sanki bir düzen var... Karesiz en büyük altkü-
menin eleman say›s› sanki 3(n − 1) gibi...
E¤er n = 6 ise dikdörtgensiz en büyük altkü-
menin kaç eleman› var? Yukardaki diziye baka-
cak olursak yan›t›m›z 15 olmal›. Nitekim 15 nok-
tal› ve daha da büyütülemeyen dikdörtgensiz bir
altküme var. Ama 16 elemanl› bir baflka dikdört-
gensiz altküme daha var...
E¤er n = 7 ise 21 noktal› dikdörtgensiz bir alt-
küme bulabiliyoruz, 3(n − 1)’den fazla...
Yaflam her zaman basit olmuyor...
Bu konuda soru sormay› okura b›rak›yoruz.
‹lginç bir soru soral›m ama. n sonsuza gider-
ken, dikdörtgensiz en büyük altkümenin toplam
noktalara oran›, yani, 3/22, 6/32, 9/42, 12/52,
16/62, 21/72 dizisi bir say›ya yak›ns›yor mu?
Yak›ns›yorsa kaça yak›ns›yor? Yukardaki dizi
hep azal›yor mu? Bu sorular›n yan›t›n› bu soru-
lar› soran da bilmiyor. ♠
62
Matematik Dünyas›, 2003 K›fl
Karenin Dikdörtgensiz Altkümeleri
3
655
9
12 12
16
21
A¤ustos 2002’de kaybetti¤imiz büyük bilgisayar bilimcisi Edgar W. Dijkstra, “Astronominin
teleskoplarla iliflkisi ne kadarsa, bilgisayar biliminin de bilgisayarlarla iliflkisi o kadard›r!”
demiflti.
Bilgisayar bilimi bilgisayarlarla ilgili de¤ilse ya neyle ilgilidir? Özünde, bilgisayar bilimi ifl yapma
yöntemleri hakk›ndad›r. Bu ifllerin, her söylenene itaat eden bir insana ya da bir makineye emir (ko-
mut) verirek yap›ld›¤› düflünülebilir. Sordu¤umuz sorular bunlar: ‹fl nas›l tan›mlan›r? Bir ifl en güzel
ve aç›k flekilde nas›l ifade edilebilir? Bu ifli yapmak mümkün müdür? Bir ifli gerçeklefltirmek için veri-
len komutlar nas›l ifade edilmeli ve makina taraf›ndan nas›l kavranmal›? Verilen komutlar her koflul-
da bu ifli gerçeklefltirir mi? Gerçeklefltirirse bunu kan›tlayabilir miyiz? Bu ifli en ekonomik biçimde ve
en az zamanda nas›l gerçeklefltirebiliriz?
fiu son derece basit örnek üzerinde düflünelim:
Bir robot, hem sa¤›na hem soluna do¤ru sonsuz uzanan bir duvar›n önünde. Duvarda her metre-
de bir bir kap› var. Kap›lardan sadece biri aç›k, di¤erleri kapal›. Aç›k kap› ya sa¤da ya solda, az ya
da çok ileride, ama kesinlikle kap›lardan biri aç›k, nerde oldu¤unu bilmiyoruz. Robot aç›k kap›y› bul-
mal›, görevi o. Ve ne yaz›k ki robot kap›n›n aç›k oldu¤unu
kap›n›n ancak tam yan›ndayken anlayabiliyor. Robotu na-
s›l programlamal›y›z ki robot en az mesafe yürüyerek aç›k
kap›y› bulsun?
Robot sa¤a ya da sola gidebilir. Her gitti¤i yerde önünde-
ki kap›n›n aç›k m› kapal› m› oldu¤unu anlayabilir.
E¤er aç›k kap›n›n kesinlikle solda oldu¤unu bilseydik, prob-
lem kolay çözülürdü. Robotu aç›k kap›y› bulana kadar sola
do¤ru yürütürdük. Aç›k kap› bafllang›çta robottan ne kadar
uzaksa, robot aç›k kap›y› bulmak için o kadar mesafe yürümek
zorunda kal›rd›.
Ancak aç›k kap›n›n ne tarafta oldu¤unu bilmiyoruz, uzakl›¤›
hakk›nda da en ufak bir fikrimiz yok. E¤er robotu sadece tek yö-
ne do¤ru yürütürsek ve aç›k kap› “yanl›fl” taraftaysa aç›k kap›y›
kaç›r›r›z. Ne yapabiliriz? Belli ki aç›k kap›y› bulana kadar ro-
botu önce sola, sonra sa¤a, sonra tekrar sola yü-
rütmemiz gerekli.
fiu stratejiyi irdeleyelim: Duvar› bir do¤ru
gibi görelim. Robotun bulundu¤u noktaya 0
noktas› diyelim. Her metrede bir bir kap› var.
Kap›lar› tam say›larla numaraland›ral›m. Sol-
daki kap›lar›n numaralar› eksi say›lar olsun,
sa¤dakilerin art›. Robot, önce 1 kap›s›na gitsin
ve o kap› aç›k m› diye baks›n (robot 1
metre yürüdü.) Kapal›ysa, robot −1 kap›-
63
0
1
0 00
0 0
000
011
1111
0001
1
111
0 0
00
0
11
11
1
111 Köfleyi Dönen Robot
Chris Stephenson ve Ali Nesin*
[email protected], [email protected]
Bilgisayar Bilimi Köflesi
* ‹stanbul Bilgi Üniversitesi ö¤retim üyesi.
Matematik Dünyas›, 2003 K›fl
s›na gitsin ve o kap›ya baks›n (robot 2 metre da-
ha yürüdü). Kap› gene kapal›ysa, bu sefer öbür is-
tikamete gitsin, ta 2 kap›s›na kadar (robot 3 met-
re daha yürüdü). Kap›y› aç›k bulursa ne âlâ.
Bulamazsa -2 kap›s›na gitsin (robot 4 metre da-
ha yürüdü). Ve robot böylece devam etsin. Aç›k
kap›y› bulmak için en fazla kaç metre yürüye-
cek?
Diyelim ki aç›k
kap›n›n numaras› -
n < 0. Aç›k kap›-
n›n numaras› pozi-
tif olsayd›, ufak bir
fark olsa da, aç›k
kap› daha k›sa sü-
rede bulunacakt›.
Fakat biz en uzun
mesafeyle ilgileni-
yoruz.
Robot, yukardaki yöntemle, 1 + 2 + 3 + ... +
2n metre yürüdükten sonra -n numaral› aç›k ka-
p›ya ulaflacakt›r, yani toplam
= n(2n + 1) = 2n2 + n
metre sonra.
Pek iyi bir sonuç say›lmaz. E¤er -1000 numa-
ral› kap› aç›ksa, ki bu kap› robotun bafllang›ç
noktas›ndan sadece 1 kilometre uzakta, robotun
aç›k kap›y› bulmas› için bu yöntemle 2.001.000
metre yani 2000 kilometreden fazla yürümesi ge-
rekecek.
Üstelik aç›k kap› ne kadar uzak olursa, bu
stratejimiz o kadar kötü sonuç verecektir. Çünkü
yürünen uzakl›k için buldu¤umuz formül, aç›k ka-
p›n›n bafllang›ç noktas›na olan uzakl›¤›n›n kare-
si kadar büyüyor. Aç›k kap›n›n numaras› ikiye
katland›¤›nda, robotun yürümesi gereken mesa-
fe dörde katlanacak. Aç›k kap›y› bulman›n daha
k›sa bir yolu var m›?
Problemi daha aç›k sunal›m. Örne¤imizde ol-
du¤u gibi, bafllang›ç noktas›yla aç›k kap› aras›n-
daki uzakl›¤›n karesine ba¤›ml› olan bir arama
yöntemi yerine, do¤rusal ba¤›ml› olacak bir ara-
ma yöntemine “daha iyi bir yöntem” diyelim.
Daha aç›k bir ifadeyle: E¤er aç›k kap›, robotun bu-
lundu¤u yerden n metre uzaktaysa, öyle bir stra-
teji (algoritma) istiyoruz ki, (1) robot aç›k kap›-
y› bulsun ve (2) robotun bu stratejiyi izleyerek n
mesafe ilerdeki aç›k kap›y› bulmak için gidece¤i
ƒ(n) mesafesi, bir C sabiti için.
ƒ(n) ≤ Cn
koflulunu sa¤las›n.
C sabitinin n’den ba¤›ms›z olmas› gerekti¤ine
dikkatinizi çekerim.
Bu “daha iyi” tan›m›yla daha iyi bir yöntem
gelifltirebilir misiniz? C’nin de¤eri nedir? C’yi ne
kadar küçültebilirsiniz?
Yan›tlar›n›z›, yorumlar›n›z›, düflüncelerinizi
ve sorular›n›z› [email protected] e-posta adresine
yollay›n lütfen.
Ayr›ca, bu köflede görmek istediklerinizle ilgi-
li düflüncelerinizi bekliyoruz. Programlama ör-
nekleri görmek ister misiniz? ‹sterseniz, hangi di-
li kullanmal›y›z?
Bizim “en iyi” olarak adland›rd›¤›m›z çözümü
bir sonraki say›da verece¤iz. Belki sizinki bizim-
kinden daha iyi olur, kimbilir! ♠
2 2 1
2
n n ( )+
64
Matematik Dünyas›, 2003 K›fl
Yürünen Mesafe Kap›
1 1
2 -1
3 2
4 -2
5 3
6 -3
7 4
8 -4
★
★★
★
52kartl›k standart bir iskambil desteniz var. Bu kartlarla asistan›n›z›n da yard›m›yla seyirci-
lerinize küçük bir numara yapacaks›n›z.
Seyircilerden biri iyice kar›flm›fl deste içinden rastgele befl kart› asistan›n›za verecek. Asistan da bu
befl karttan birini seçerek cebine koyacak ve di¤er 4 kart› istedi¤i s›rada tek tek size gösterecek. Siz de
cebindeki son kart›n ne oldu¤unu fl›p diye söyleyivereceksiniz. Asistanla aran›zda kartlar› gösterece¤i
s›ra d›fl›nda önceden belirlenmifl bir flifre (mimikler, el hareketleri vb.) olmamal›.
Bu numaray› yapmak için nas›l bir yöntem izlemelisiniz? ♠
★★ ★ ★
★Abra ★
★
★Murat Kipel*
kadabra
* TradeOrbis, yaz›l›m uzman›.
s›na gitsin ve o kap›ya baks›n (robot 2 metre da-
ha yürüdü). Kap› gene kapal›ysa, bu sefer öbür is-
tikamete gitsin, ta 2 kap›s›na kadar (robot 3 met-
re daha yürüdü). Kap›y› aç›k bulursa ne âlâ.
Bulamazsa -2 kap›s›na gitsin (robot 4 metre da-
ha yürüdü). Ve robot böylece devam etsin. Aç›k
kap›y› bulmak için en fazla kaç metre yürüye-
cek?
Diyelim ki aç›k
kap›n›n numaras› -
n < 0. Aç›k kap›-
n›n numaras› pozi-
tif olsayd›, ufak bir
fark olsa da, aç›k
kap› daha k›sa sü-
rede bulunacakt›.
Fakat biz en uzun
mesafeyle ilgileni-
yoruz.
Robot, yukardaki yöntemle, 1 + 2 + 3 + ... +
2n metre yürüdükten sonra -n numaral› aç›k ka-
p›ya ulaflacakt›r, yani toplam
= n(2n + 1) = 2n2 + n
metre sonra.
Pek iyi bir sonuç say›lmaz. E¤er -1000 numa-
ral› kap› aç›ksa, ki bu kap› robotun bafllang›ç
noktas›ndan sadece 1 kilometre uzakta, robotun
aç›k kap›y› bulmas› için bu yöntemle 2.001.000
metre yani 2000 kilometreden fazla yürümesi ge-
rekecek.
Üstelik aç›k kap› ne kadar uzak olursa, bu
stratejimiz o kadar kötü sonuç verecektir. Çünkü
yürünen uzakl›k için buldu¤umuz formül, aç›k ka-
p›n›n bafllang›ç noktas›na olan uzakl›¤›n›n kare-
si kadar büyüyor. Aç›k kap›n›n numaras› ikiye
katland›¤›nda, robotun yürümesi gereken mesa-
fe dörde katlanacak. Aç›k kap›y› bulman›n daha
k›sa bir yolu var m›?
Problemi daha aç›k sunal›m. Örne¤imizde ol-
du¤u gibi, bafllang›ç noktas›yla aç›k kap› aras›n-
daki uzakl›¤›n karesine ba¤›ml› olan bir arama
yöntemi yerine, do¤rusal ba¤›ml› olacak bir ara-
ma yöntemine “daha iyi bir yöntem” diyelim.
Daha aç›k bir ifadeyle: E¤er aç›k kap›, robotun bu-
lundu¤u yerden n metre uzaktaysa, öyle bir stra-
teji (algoritma) istiyoruz ki, (1) robot aç›k kap›-
y› bulsun ve (2) robotun bu stratejiyi izleyerek n
mesafe ilerdeki aç›k kap›y› bulmak için gidece¤i
ƒ(n) mesafesi, bir C sabiti için.
ƒ(n) ≤ Cn
koflulunu sa¤las›n.
C sabitinin n’den ba¤›ms›z olmas› gerekti¤ine
dikkatinizi çekerim.
Bu “daha iyi” tan›m›yla daha iyi bir yöntem
gelifltirebilir misiniz? C’nin de¤eri nedir? C’yi ne
kadar küçültebilirsiniz?
Yan›tlar›n›z›, yorumlar›n›z›, düflüncelerinizi
ve sorular›n›z› [email protected] e-posta adresine
yollay›n lütfen.
Ayr›ca, bu köflede görmek istediklerinizle ilgi-
li düflüncelerinizi bekliyoruz. Programlama ör-
nekleri görmek ister misiniz? ‹sterseniz, hangi di-
li kullanmal›y›z?
Bizim “en iyi” olarak adland›rd›¤›m›z çözümü
bir sonraki say›da verece¤iz. Belki sizinki bizim-
kinden daha iyi olur, kimbilir! ♠
2 2 1
2
n n ( )+
64
Matematik Dünyas›, 2003 K›fl
Yürünen Mesafe Kap›
1 1
2 -1
3 2
4 -2
5 3
6 -3
7 4
8 -4
★
★★
★
52kartl›k standart bir iskambil desteniz var. Bu kartlarla asistan›n›z›n da yard›m›yla seyirci-
lerinize küçük bir numara yapacaks›n›z.
Seyircilerden biri iyice kar›flm›fl deste içinden rastgele befl kart› asistan›n›za verecek. Asistan da bu
befl karttan birini seçerek cebine koyacak ve di¤er 4 kart› istedi¤i s›rada tek tek size gösterecek. Siz de
cebindeki son kart›n ne oldu¤unu fl›p diye söyleyivereceksiniz. Asistanla aran›zda kartlar› gösterece¤i
s›ra d›fl›nda önceden belirlenmifl bir flifre (mimikler, el hareketleri vb.) olmamal›.
Bu numaray› yapmak için nas›l bir yöntem izlemelisiniz? ♠
★★ ★ ★
★Abra ★
★
★Murat Kipel*
kadabra
* TradeOrbis, yaz›l›m uzman›.
“Paradoks”un çeflitli tan›mlar› vard›r.
Matematiksel ya da mant›ksal anlamda, bir
paradoks “x = y ve x ≠ y” gibi çeliflkili, ama ka-
n›tlanm›fl bir önermedir. Matematikte flimdilik
bilinen bir paradoks yoktur. Geçen yüzy›l›n bafl›n-
da bulunan matematiksel paradokslar matemati-
¤in temelleri de¤ifltirilerek çözülmüfltür.
Matematik dahil, birçok bilimde kimi zaman
paradoks, “flafl›rt›c› sonuç” anlam›nda da kulla-
n›lmaktad›r.
Bir baflka anlamda, bir paradoks bize çok
saçma gelen bir durumdur. Örne¤in, “Okuma
yazma bilmeyenler saat 5’e kadar 317 numaral›
odaya baflvursunlar” yaz›l› bir tabela bu anlam-
da bir paradokstur. Bir ülkede çok say›da çok
yoksulun ve az say›da çok çok zenginin bulunma-
s›, hatta bu zümrelerin birbirine çok yak›n yafla-
mas› birçok sosyal bilimci taraf›ndan “paradok-
sal” olarak nitelendirilir.
Bir baflka anlamda (belki psiko-sosyo-kültü-
rel ve epistemolojik anlamlarda) paradoks, al›fl-
kanl›klar›m›zla, sezilerimizle, sezgilerimizle, gele-
neklerimizle, kültürümüzle, al›flageldi¤imiz
düflünme biçimiyle çeliflen durumlard›r.
Bu yaz›da, hangi türden olursa olsun, birçok
tür paradoksun özünü oluflturan ortak bir ö¤eden
sözedece¤iz.
MÖ. 4. yüzy›lda yaflam›fl Eubulides’in Bu
önerme yanl›flt›r önermesini do¤ru veya yanl›fl di-
ye etiketlendiremeyiz. Do¤ru oldu¤unu varsayd›-
¤›m›z anda önermenin kendisi önermenin yanl›fl ol-
du¤unu söyleyerek varsay›m›m›z› çürütecektir.
Önermenin yanl›fl oldu¤unu varsaymam›z da, ben-
zer bir flekilde bizi geri göndererek varsay›m›m›z›n
çeliflkiye yol açt›¤›n› gösterecektir. Dolays›yla, Eu-
bulides’in önermesi epistemolojik anlamda bir pa-
radokstur: Her önermenin do¤ru ya da yanl›fl ol-
mas› gerekti¤i kan›m›zla (sezimizle) çeliflir.
Bu son paradoksu iki seviye aras›nda bir dön-
gü olarak da alg›layabiliriz. Her seviye bizi öbür
seviyeye gönderir. Douglas Hofstadter, ünlü Gö-
del, Escher, Bach isimli kitab›nda bu olay› “Ga-
rip Döngüler” olarak adland›rm›flt›r.
Bu basit döngü, 19 ve 20. yüzy›lda baz› ma-
tematikçilere (George Boole, Augustus De Mor-
gan, Georg Cantor, Bertrand Russell, David Hil-
bert, Henri Poincaré, Kurt Gödel vs.) ilham
kayna¤› olmufl ve matemati¤in temellerinde bir
sorgulama bafllam›flt›r.
“Garip Döngüler” özellikle bir sanatç›y› çok et-
kilemifl ve bu sanatç›n›n yap›tlar›nda ana tema
olarak ifllenmifltir. Sözetti¤im sanatç›, 1898’le 1972
y›llar› aras›nda yaflam›fl Hollandal› grafiker Maurits
Cornelis Escher. Garip döngülerin flafl›rt›c›l›¤›n›
görsel olarak ola¤anüstü bir baflar›yla sunmufltur.
Escher’in fiekil 1’deki Resim Galerisi resmini
inceleyelim. Bir resim galerisinde bir genç adam bir
65
Matematik Dünyas›, 2003 K›fl
Paradokslar, Garip Döngüler ve Escher
Burak Bitlis*
Dikkat Paradoks Var!
* Purdue University West Lafayette, Elektronik Mühendisli¤i
yükseklisans ö¤rencisi.
Önerme do¤ru Önerme yanl›fl
fiekil 1. Escher, Resim Galerisi
resmi inceliyor. ‹nceledi¤i resimde küçük bir ka-
saban›n liman›nda bir gemi, düz çat›l› evler ve
apartman›ndan d›flar› bakan bir kad›n var. Kad›-
n›n apartman›n›n tam alt›nda bir resim galerisi ve
bu resim galerisinde bulunan genç adam bir res-
mi inceliyor. ‹nceledi¤i resim de küçük bir kasa-
ban›n resmi!.. Bir anda bafllad›¤›m›z düzeye geri
döndük. Her ne kadar bafllad›¤›m›z noktaya (ga-
leri) ulaflmak için ara seviyelerden geçtiysek de
(genç adam, resim, ev, galeri), sonuç olarak gale-
ri içinde galerinin kendisi de bulunmaktad›r. Ben-
zer bir biçimde resmin bir parças› resmi içermek-
tedir ve hatta genç adam kendini içermektedir!
Eubuplides paradoksu da, Escher’in Resim
Galerisi resmindeki sorun da kendi kendine refe-
ranstan kaynaklanmaktad›r. Oysa kendini do¤ru-
dan referans etmeden de paradoksal önermeler ya-
ratabiliriz. Örnek olarak flu iki tümceye bakal›m:
• Bir sonraki tümce yanl›flt›r.
• Bir önceki tümce do¤rudur.
‹lk tümceye do¤ru dedi¤imizde, ikinci tümce
bu varsay›m› yalanlayacakt›r. Benzer bir nedenle
ilk tümceyi yanl›fl olarak da nitelendiremiyoruz.
Buradaki sorunu birinci veya ikinci tümce tek
bafl›na yaratmamaktad›r. Her tümcenin ötekisiy-
le ilgili bilgi vermesi, bu iki tümcenin birlikte bir
Eubuplides türü paradoks yaratmas›na neden ol-
mufltur.
Bu paradoksu Escher fiekil 2’de görülen Çizen
Eller yap›t›nda resmetmifltir. Sa¤ el sol eli, sol el
de sa¤ eli çiziyor... ‹kinci aflamada paradoksa
düfltü¤ümüzü anl›yoruz. Baz› resimlerde para-
doksa ulaflmam›z daha çok aflama gerektirebilir.
Örne¤in, fiekil 3’te görülen Ç›kanlar ve ‹nenler
resminde yürüyen rahiplerlerden iç k›s›mdakilerin
devaml› afla¤›,
d›fl k›s›mdaki-
lerin ise de-
vaml› yukar›
yürüdü¤ünü
gözlemliyoruz
ki bütünün
paradoks ol-
du¤unu gör-
mek için iki üç
rahibe bak-
mak yeterli ol-
muyor (yakla-
fl›k 45
basamak veya
10’dan fazla
rahip ilerle-
mek gereki-
yor). Her basamak ve rahip mant›kl› bir resim par-
ças› oluflturdu¤u halde bu parçalar birleflti¤inde bir
imkâns›zl›k yarat›l›yor. Benzer bir resim fiekil 4’te
verilen “Ça¤layan”. Ça¤layandan akan suyun
dönüp dolafl›p kendi kayna¤›n› oluflturmas›, Ç›-
kanlar ve ‹nenler’e göre daha az aflama al›yor.
Escher’in bu resimlerini alg›layabiliyoruz ama
r e s i m l e r i
kendi içinde
aç›klamaya
kalkt›¤›m›z-
da para-
doksla kar-
fl›lafl›yoruz.
Bunlar› pa-
radoks ol-
madan aç›k-
lamak için
görünme-
yen ve daha
güçlü bir se-
viyeye ihti-
yac›m›z var.
Örne¤in Çi-
zen Eller
resmini çi-
zen Escher, resimdeki ellerden daha güçlü bir se-
viyededir ve ellere istedi¤i kurallar› koymaktad›r.
Ve bizler de güçlü seviyede oldukça imkâns›-
z› yaratabilece¤iz. ♠
Kaynakça
1. Douglas Hofstadter, “Gödel, Escher, Bach: An
Eternal Golden Braid”, 1989
2. http://www.mcescher.com
3. http://www.mathworld.com
66
Matematik Dünyas›, 2003 K›fl
fiekil 2. Escher, Çizen Eller
fiekil 3. Ç›kanlar ‹nenler
fiekil 4. Ça¤layan
2003-I-1. Boyutlar› afla¤›daki gibi olan bir
oda düflünün. Karfl›l›kl› dar kenarlar üzerinde iki
nokta var. Noktalardan biri yerden 1 tavandan 9,
di¤eriyse tam tersine yerden 9 tavandan 1 birim
uzakl›kta.
Noktalar›n birinden di¤erine gidecek olan bir
kar›ncan›n yürüyece¤i en k›sa mesafe kaçt›r?
(Melda Erçelikcan’›n sorusu)
2003-I-2. Küreler: Yüz katl› bir gökdelen ve
birbirinin t›pat›p efli iki küre var. Kürelerin gök-
delenin belli bir kat›na kadar yükseklikten at›l›n-
ca k›r›lmayaca¤›n›, ama her ikisinin de ayn› kat-
tan at›l›nca k›r›laca¤›n› biliyoruz. Yani her iki
kürenin de sa¤laml›k dereceleri ayn›.
Kürelerin k›r›lmadan at›labilece¤i en yüksek
kat› bulmak için en az kaç deneme gerekir?
‹pucu: E¤er tek bir küremiz olsayd›, birincisin-
den bafllayarak teker teker bütün katlar› denemek
zorunda kalacakt›k, yani 100 deneme gerekecekti.
(Murat Tuncer’in sorusu)
Bu soru ço¤alt›labilir: Üç küreyle en az kaç de-
neme gerekir? Ya dört küreyle?.. En az say›da
deneme için en az kaç küre gerekir?
2003-I-3. Befl ciltlik bir ansiklopedi seti bir raf-
ta cilt numaralar›na göre s›rayla duruyor. Her cil-
din kal›nl›¤› 5 cm. Bir kitap kurdu birinci cildin ön
yüzünden girip, beflinci cildin arka yüzün-
den ç›karsa, toplam kaç cm’lik yol katet-
mifl olur?
2003-I-4. Yandaki flekildeki her
noktadan sadece bir kez geçecek biçim-
de ve sonunda bafllad›¤›n›z yere dönme
kofluluyla alt› do¤ruyla birlefltirebilir
misiniz?
2003-I-5. Muz ticareti yapan bir tüccar A
flehrinden B flehrine deveyle muz tafl›yor. ‹ki flehir
aras› 100 kilometre. Tüccar›n sadece bir devesi var
ve deve ayn› anda en fazla 100 kilo muz tafl›ya-
biliyor. Ayr›ca deve yürüdü¤ü her kilometre için
bir kilo muz yemek zorunda, yoksa yola devam
edemiyor.
Bafllangݍta A flehrinde 300 kilo muz var.
Tüccar bunlardan en fazla kaç kilosunu B flehri-
ne ulaflt›rabilir?
Çözüm için ipuçlar›: Örne¤in, tüccar 100 ki-
lo muz yükleyip 21. kilometreye kadar gider, 58
kilo muzu oraya boflalt›r, 21 kilometre geri gider,
vs.. Muzlar istenildi¤i gibi kesirlere ayr›labilir.
Kilometreler de tamsay› olmak zorunda de¤il.
2003-I-6. A, B ve C ad›nda üç silahflor ara-
lar›nda sadece birinin hayatta kalaca¤› bir düel-
lo yapmaya karar veriyorlar. Birbirlerinden ye-
terince uzak 3 köfleye gittikten sonra herbiri
silah›n› kullanacak ve sonra s›ra di¤erine geçe-
cek. En son silahflor kalana kadar tura devam
edilecek.
Silahflorlar›n hedefi tutturabilme yüzdeleri
flöyle:
A: yüzde 33
B: yüzde 50
C: yüzde 100
‹lk olarak A, daha sonra B, sonra
da C atefl ediyor ve A-B-C s›ras›yla tri-
ello devam ediyor.
Siz A’n›n yerinde olsan›z ilk olarak
hangi yöne atefl ederdiniz? ♠
67
Murat Kipel*
Eureka!Bilmece A¤›
405
510
Bu köfledeki bilmeceler yaklafl›k 3,5 y›ldan beri
bilmeceseverlerin internet üzerinde iletiflimlerini
sürdürdükleri, zekâ bilmeceleri ve çözümlerini
paylaflt›klar› [email protected]
grubunda yay›mlanan sorulardan derlenmifltir.
Gruba kat›lmak için
http://groups.yahoo.com/group/zeka-oyunlari
adresini ziyaret edebilirsiniz.
Matematik Dünyas›, 2003 K›fl
* TradeOrbis, yaz›l›m uzman›.
AÇILIfiTA AT FEDASI
Pek ço¤umuz satranc› sadece analitik yönü
için de¤il, gambitler, fedalar ve sürprizlerle dolu
oyunlar› için severiz. Bu yüzden tam do¤ru olma-
sa da, fedalar›n oldu¤u oyunlar daha çok ilgi çe-
ker, bu tarzda oynayan oyuncular daha çok sevi-
lir. Bu tür oyunlar oynamak isterseniz iflte uygun
bir aç›l›fl:
1. e4 e5 2. Af3 Ac6 3. Ac3 Af6 4. A×e5. Lite-
ratürde “Müller-Schulze Gambiti” diye an›lan bu
aç›l›fl bofl yere at feda eder gibi gözükse de, (özel-
likle h›zl› oyunlarda) feday› kabul eden siyah ço-
¤unlukla bafletmesi zor bir hücumla karfl› karfl›ya
kal›yor. Son y›llarda Internet üzerinde s›k oynanan
bu gambitle ilgili birkaç oyun veriyoruz:
evbad (WGM) - agro (FM), ICC, yld. 3′, 1999
Brause - Ctoth (IM), ICC y›ld›r›m 5′, 1998
Brause - Dorobanov (FM), ICC y›ld›r›m, 1997
Eflref Eflkinat*
Satranç Köflesi
KAZANILMIfi POZ‹SYONDA
TERKETMEK
Satrançta yap›labilecek en büyük hata her-
halde kazan›lm›fl bir pozisyonda durumu umut-
suz san›p terketmektir. ‹flte bu durumun ya-
fland›¤› birkaç ilginç örnek:
Von Popiel - Marco Monte Carlo 1902
d4’deki fili kurtaramayaca¤›n› sanan siyah
terketti. Oysa Fg1 hamlesi hemen kazan›rd›.
* Bo¤aziçi Üniversitesi Makine Mühendisli¤i ö¤retim üyesi.
1. e4 e5 2. Af3 Ac6 3. Ac3 Af6
4. A×e5 A×e5 5. d4 Ag6 6. e5 Ag8
7. Fc4 d6 8. Vf3 Fe6 9. V×b7 d×e5
10. Fb5+ fie7 11. d×e5 A×e5 12. O-O Af6
13. Fg5 h6 14. Fh4 Kb8 15. V×a7 Vc8
16. Kfe1 Ag6 17. Vc5+ fid8 18. Kad1+ Fd6
19. K×d6+ c×d6 20. V×d6+ Fd7 21. Ad5 Vb7
22. A×f6 g×f6 23. F×f6+ fic8 24. Vc5+ Vc7
25. F×d7+ fi×d7 26. Vf5+ fic6 27. Ke3 Khe8
28. Kc3+ fib6 29. Fd4+ fia6 30. Vd3+ fia5
31. Ka3+ fib4 32. Vb3 mat
1. e4 e5 2. Af3 Ac6 3. Ac3 Af6
4. A×e5 A×e5 5. d4 Ag6 6. e5 Ag8
7. Fc4 d5 8. F×d5 c6 9. Fb3 Fe6
10. O-O F×b3 11. a×b3 f5 12. Vd3 A6e7
13. Fg5 g6 14. d5 c×d5 15. Kfe1 h6
16. Ff6 Kh7 17. Ab5 Fg7 18. Vc3 fif8
19. Ac7 1-0.
1. e4 e5 2. Af3 Ac6 3. Ac3 Af6
4. A×e5 A×e5 5. d4 Ac6 6. d5 Ab8
7. e5 Ag8 8. d6 c×d6 9. e×d6 F×d6
10. F×d6 Ve7+ 11. V×e7+ A×e7 12. Ab5 Aa6
13. Ad6+ fif8 14. Fd2 Ac7 15. Fc4 Ae6
16. O-O h5 17. Kad1 h4 18. Fb4 Kh5
19. F×e6 d×e6 20. Af5 1-0.
68
Matematik Dünyas›, 2003 K›fl
B‹R POZ‹SYONDA ÜÇ PROBLEM
W. Shinkman, 1887
Beyaz sekiz hamlede mat yapar.
Bu ünlü problemin iki de¤iflik çözümü var.
Problemin yarat›c›s› sadece bir çözüm öngörmüfl
ama daha sonra bir çözüm daha bulunmufl. Nis-
beten kolay olan bu çözümleri bulduktan sonra bu
pozisyondan türetilen bir di¤er problemle de u¤-
raflabilirsiniz. Bu problem flöyle: Dikkat ederse-
niz, yukar›daki pozisyona gerçek bir oyun sonun-
da ulafl›lm›fl olabilir. Beyaz piyonlar a-hatt›na 15
siyah tafl› alarak dizilmifller. ‹stenen, birinci ham-
leden bafllayarak en az hamlede bu pozisyona ula-
flan hamleleri belirlemek. ‹lginizi çekerse bu prob-
lem gelecek say›ya kadar sizi u¤raflt›rabilir. E¤er
40’tan az hamlede bu pozisyona ulaflabilirseniz
çok baflar›l› say›l›rs›n›z. Bulunan en az hamle
(flimdilik) 34. ♠
Meyrinck - Eilinger 1936
Siyah 1... Ae3+ 2.f×e3 Kb2 kombinasyo-
nunu oynay›nca beyaz terketti. Oysa 3.Kf2
c2 4.Fa3 c1V 5.K×b2 ile veziri kazanabilirdi.
Jonasson - Angantysson
‹zlanda 1984
Bu pozisyonda siyah 26...e2 hamlesini
oynad›. 27.f×e7 Bd4+ den sonra çare göre-
meyen beyaz terketti. Bu oyun pek çok sat-
ranç köflesinde parlak bir kazanç olarak ya-
y›mland›. Ta ki Observer gazetesine “beyaz
28. Ae3 oynasa ne olurdu?” diye soran bir
okur mektubu gelene kadar.
RAT‹NG FARKININ FARKI
Aralar›nda 400’den fazla rating fark›
olan iki kifli oynay›nca düflük ratinglinin
pek flans› olmuyor. ‹flte örnek :
Cobb, J (2318) - Adams, M (2745)
4NCL/Div1/SWD-WG1Rd01-West
Bromwich (1.1), 23.11.2002
1. e4 e5 2. Af3 Ac6 3. d4 e×d4
4. Fc4 Fc5 5. O-O d6 6. c3 d×c3
7. Vb3 Vd7 8. Ke1 Aa5 9. V×c3 A×c4
10. V×g7 f6 11. V×h8 Vf7 12. b3 Fg4
13. b×c4 F_f3 14. Ad2 Fg4 15. Ab3 Fb6
16. Fb2 O-O-O 17. h3 Fd7 18. c5 d×c5
19. e5 c4 20. Ad4 Vg6 21. e6 Fa4
22. Af3 Fc6 23. e7 Ke8 24. fih1 Fa5
25. Ke3 (Kde1 daha uzun dayan›rd›) c3 0-1.
69
Matematik Dünyas›, 2003 K›fl
Fermat’n›n Son Teoremi. Si-
mon Singh, çeviren: Sabir Yu-
cesoy, Pan Yay›nc›l›k, 2001.
Dik üçgenlerle ilgili Pisa-
gor Teoremini ilkö¤retim sene-
lerimizde hepimiz görmüflüz-
dür: E¤er dik üçgenimizin dik
kenar uzunluklar› a ve b, hipo-
tenüs uzunlu¤u h ise, üç kenar birbiriyle a2 + b2 =
h2 formülüyle iliflkilidir.
Diophantos’un Arithmetika adl› kitab›n›n
ikinci cildinde kenar uzunluklar› do¤al say› olan
dik üçgenler incelenmifltir. Örne¤in (3, 4, 5) üç-
lüsü böyle bir üçlüdür. Ayn› flekil-
de, (5, 12, 13) üçlüsü de bir dik
üçgene karfl›l›k gelir. Diophan-
tos’un Arithmetica’s›ndan çok et-
kilenen Fermat, bu problemin do-
¤al genellemesi olarak, 3 ≤ n ∈ N
için, xn + yn = zn (*) denklemleri-
nin tamsay› çözümlerini bulmak
ister. Yapt›¤› hesaplar sonucu,
Fermat, ancak (0, 0, 0), ve n dere-
cesinin tek veya çift olmas› duru-
muna göre, (±a, 0, ±a) ve (0, ±a,
±a) gibi aflikar çözümler d›fl›nda
(*) denkleminin tamsay› çözümle-
rinin olamayaca¤›n› iddia eder, ve
elindeki Arithmetica cildinin Pisa-
gor’la ilgili bölümünün kenar›na
buna dair latince bir not düfler. Say›lar kuram›-
n›n, ve genel olarak matemati¤in geliflmesinde
bu notun büyük rolü olacakt›r. Fermat’n›n (ka-
n›t›n› − varsa − yazmad›¤›) bu sav› matematikte
Fermat’n›n Son Teoremi olarak an›l›r.
350 y›l boyunca, pek çok kifli için (*) denk-
lemi bir tutku olur. Pek çok hatal› ispat yap›l›r.
Dolay›s›yla, 1993’te, Princeton Üniversitesi ma-
tematikçilerinden Andrew Wiles, Fermat’n›n
Son Teoremi’nin ispat›n› yapt›¤›n› duyurdu¤un-
da, matematik dünyas›, do¤al olarak, o güne
kadar duydu¤u en büyük heyecan› yaflar. Asl›n-
da Wiles, Shimura-Taniyama Problemi olarak
an›lan çok daha derin bir problemi çözerek Fer-
mat’n›n Son Teoremi’ni elde etmifltir.
Ancak daha sonra Wiles’›n çal›flmas›n›n üçün-
cü bölümünde çok ciddi bir hata bulunur. Bu ha-
tay› düzeltmek için bir y›l boyunca, büyük psiko-
lojik bask› alt›nda geceli gündüzlü çal›flmalar›na
devam eden Wiles, sonunda eski talebelerinden
Richard Taylor’un yard›m›yla hatay› onar›r, ve
günümüz matemati¤inin en uç ve modern teknik-
lerinin yer ald›¤› yüz sayfal›k “Mo-
dular elliptic curves and Fermat’s
Last Theorem” adl› makaleyi ve
Taylor’la birlikte kaleme ald›klar›
“Ring-theoretic properties of certa-
in Hecke algebras” adl› son derece
teknik yard›mc› makaleyi prestijli
Annals of Mathematics dergisinde
yay›mlar. Matematik tarihinin ki-
lometre tafllar›ndan biri olarak ka-
bul edilen bu çal›flmalar Wiles’›n
üstün gayret ve yarat›c›l›¤›n›n ürü-
nüdür.
Kitab›n ilk bölümünde Fer-
mat’n›n Son Problemi’nin tarih-
çesi genel matematik tarihi pers-
pektifi içerisinde inceleniyor. Da-
ha sonra, Wiles ve çevresindeki matematikçiler,
yapt›klar› çal›flmalar ve bu çal›flmalar›n Fer-
mat’n›n Son Teoremi’yle olan ba¤lant›lar› ay-
r›nt›lara inilmeden özetleniyor. Son bölümde
Wiles’›n kan›t›ndaki hatay› düzeltme süreci,
canl› ve dramatik bir biçimde iflleniyor.
Kitap, matematikçilerin yaflamlar›n› canl›
bir dilde okura sunuyor. Yazar, matematikte
araflt›rma yapman›n büyüsünü ve heyecan›n›,
matematikçi olman›n ayr›cal›¤›n› çok güzel an-
latm›fl. Kitab›n dilimize çevirisi özenle yap›lm›fl.
Hofl bir kitap...
70
Matematik Dünyas›, 2003 K›fl
‹lhan ‹keda*
Yay›n Dünyas›
* ‹stanbul Bilgi Üniversitesi Matematik Bölümü ö¤retim üyesi.
Andrew Wiles
WOLF ÖDÜLÜ. Küba’n›n ‹srail diplomat›, mucit ve hay›rsever Alman do¤umlu
Dr. Ricardo Wolf (1887-1981) ve efli Francisca Subirana-Wolf (1900-1981) tara-
f›ndan 1976’da kurulmufl olan ve tek amac› insanl›k ad›na bilim ve sanat› destek-
lemek olan Wolf Vakf›, her y›l temel bilim ve sanat dallar›nda özgün çal›flmalar›y-
la insanl›¤a kal›c› katk›larda bulunmufl bilimcilere ve sanatç›lara ödül vermektedir.
2003 y›l› ödüllerini matematik dal›nda M. Sato ve J. Tate ald›lar.
Fizik ve Ötesi. Hans Grassmann, çeviren: Çi¤dem Bu¤dayc›,
Türkçeye bilimsel uyarlama: Yüksel Atakan, Evrim Yay›nevi (2001).
Halen aktif olarak fizik araflt›rmalar›n› sürdüren Grassmann’›n
yazd›¤› “Alles Quark?” adl› kitab›n çevirisidir. Fizik ve matematik
bilgisi gerektirmeden, okuru fizi¤in temel ve büyük kuramlar› hak-
k›nda bilgilendiren bu kitap, klasik mekanik, temel parçac›klar, gö-
relilik kuram›, elektrik ve manyetizma, kuantum mekani¤i, ve termo-
dinamik bölümlerinden oluflmaktad›r. Ayr›ca, kitab›n sonunda,
kullan›lan matematik teorilerini aç›klayan, özellikle ö¤rencilerin ya-
rarlanabilece¤i bir ek de bulunmaktad›r. Kitab›n en büyük eksikli-
¤i sonunda dizin olmamas›.
Kendisi de fizikçi olan çevirmen, pek çok aç›klay›c› dipnotlarla
kitab› orijinaline göre daha kapsaml› hale getirmifl. Fizikle ilgilenen
gençlere önerilir. ♠
71
Sato ve Tate 2003 Wolf Ödülünü Kazand›lar
MIKIO SATO. Kyoto Üniversitesi, Matematik Bilimleri Araflt›rma Enstitü-
sü’nden emekli olan Mikio Sato 1928’de Tokyo’da do¤mufltur. Doktoras›n› Tok-
yo Üniversitesi’nde 1963’te tamamlad›ktan sonra, Osaka, Tokyo, ve Kyoto üni-
versitelerinde çal›flm›flt›r.
Matematikte Cebirsel Analiz konusunu kuran Sato, bu konuda gelifltirdi-
¤i hiperfonksiyon ve mikrofonksiyon kuramlar› sayesinde hiperfonksiyonlar›n
kotanjant lifleri üzerindeki singülaritelerini betimlemifltir. Ö¤rencileriyle mate-
matiksel fizikte – özellikle holonomik kuantum alanlar kuram›nda − pek çok
önemli çal›flmalar yapm›fl, pek çok baflar›l› matematikçi yetifltirmifltir.
JOHN TATE. 1925’te Minneapolis flehrinde do¤mufl, Princeton, Columbia ve Harvard üniversitele-
rinin matematik bölümlerinde çal›flm›fl ve halen Texas Üniversitesi’nde çal›flmalar›n› sürdürmektedir.
1950’de Princeton Üniversitesi’nden, Emile Artin’in dan›flmanl›¤› alt›nda “Fo-
urier analysis in number fields and Hecke’s zeta-functions” adl› tez çal›flmas›y-
la doktoras›n› alm›flt›r. Bu tez çal›flmas›yla, matematikte pek çok yeni araflt›r-
ma sahalar› aç›lm›flt›r. 20ci yüzy›l matemati¤ine, özellikle say›lar kuram› ve
cebirsel geometri konular›na, yön verecek pek çok çal›flmalar yapm›flt›r. Kendi
ismiyle an›lan pek çok konu ve matematiksel kavram vard›r. Lokal cisimlerde
ve adele halkalar›nda Fourier analizi ve p-sel Hodge teorisi kurdu¤u konular-
dan baz›lar›d›r. Kendi ad›yla an›lan kavramlara da, Tate kohomolojisi, abelyen
varyetelere ait Tate modülleri, Lubin-Tate gruplar›, ve Tate-Shafarevich grup-
lar› gibi örnekler verebiliriz. ♠
Matematik Dünyas›, 2003 K›fl
Matematikçe
www.matematik.edu.tr.tc
Matematik Dosyas›
www.matematik.dosyasi.com
Matematikçe, tipik bir yengeç oldu¤unu beyan
eden Gültekin Buzkan taraf›ndan, Matematik Dos-
yas› ise Türkiye’nin en popüler matematik sitesi ol-
du¤unu iddia eden Ayhan Dalg›ç taraf›ndan haz›r-
lanm›fl. Bundan da Ayhan Dalg›ç’›n akrep burcun-
dan olabilece¤i sonucunu ç›kar›yoruz. Her iki arka-
dafl da Ege Üniversitesi Matematik Bölümü ö¤ren-
cileri. Siteler birbirine benziyor. Zaten bütün bu tür
Türk siteleri üç afla¤› befl yukar› birbirinin efli. Ama
bu iki site ald›klar› reklamlara kadar benziyorlar.
Reklamlar› da abartm›fllar. Kimileyin reklamlar yü-
zünden sitelere girmek resmen imkâns›zlafl›yor.
Sitelere emek verilmifl ve veriliyor, canl›, yafla-
yan siteler. ‹çerikleri toparlarsak flöyle bir manzara
ç›k›yor: Matematik tarihi, matematik yay›nlar› ta-
n›t›m›, Atatürk ve matematik, java ve matematik,
üniversite haz›rl›k sorular› (Matematikçe), zekâ so-
rular›, bir matematik sözlü¤ü bafllang›c› (Matema-
tik Dosyas›), forum, Türk üniversitelerinin ve dün-
yan›n dört bir yan›ndan matematik bölümlerinin
web adresleri ve matematik konulu mizah köflesi...
www.sanalmatematik.com
Baz› sayfalar›na ulafl›lam›yor. Haydutlar›n hü-
cumuna u¤ram›fl, yeniden yap›lan›yormufl, umar›z
bir an önce tüm site çal›fl›r. Ziyaretçilerin özgürce ya-
z›flabildi¤i, birbirlerine soru sorup arada bir dere
tepe düz gittikleri, dolay›s›yla oldukça e¤lendirici bir
oda var. Arada bir adres flafl›r›p arkadafl arayanla-
r› bile gördük.
Aksiyomlar bölümü içler ac›s›, o kadar çok yan-
l›fl› o kadar az yere s›¤d›rmak kolay olmamal›... O
bölüm derhal kapat›lmal›, gözden geçirilip öyle su-
nulmal›.
Sitenin düzenledi¤i ödüllü matematik yar›flma-
s› 1 Eylül’de bafllayacakm›fl. Neden o kadar geç?
Bütün olarak son derece iyi niyetle haz›rlanm›fl
ö¤rencilere yararl› bir site. Bir profesyonelin yard›-
m›yla çok daha iyi olabilir.
www.tmd.org.tr/
TC’nin resmi matematik sitesi diyebiliriz. Türk
Matematik Derne¤i’nin sitesi. Herhangi bir amaç
gütmeyen bir girifl sayfas› var. Saatlerce beklemeyin,
biflicikler ç›kmayacak, t›klay›n tam göbe¤inden. Sa-
nat dedikleri bu olsa gerek. “XIV. Ulusal Matema-
tik Sempozyumu 19-21 Eylül 2001 tarihleri aras›n-
da Eskiflehir’de düzenleniyor. Ayr›nt›l› bilgi için
buraya t›klay›n” sat›rlar›ndan, en son befl yüz gün
önce filan güncellendi¤i anlafl›l›yor. Link’leri fena de-
¤il ama. (Baflkan: fiu siteyi adam edelim yaa...)
http://www.cybermaths.8m.com/
Genel görünüm biraz lunapark› and›r›yor. Sa¤-
da solda hareket eden nesneleri gördükçe tüfe¤imi
do¤rultmak geçti içimden. ÖSS deneme s›navlar› ve
baflka s›navlar, kitap tan›t›m, mizah köflesi, hesap
makinas›, asal say› bulma makinas› falan filan...
Ay›n matematikçisi Galile... Buraya kadar iyi güzel
de, ay›n flash animasyonu pek zay›f kalm›fl: Karekök
buluyor! Say›n›n kendisini bulsayd› bari!
Öte yandan Graphmatica adl› fonksiyon çizme
makinas› program baya¤› hofl ve kullanmas› kolay.
Siteden program› bilgisayar›n›za yükleyebilirsiniz.
Ben yükledim!
P›trak gibi p›rtlayan reklamlardan g›na geldi
ama. Her fleyin bir s›n›r› vard›r!
http://members.tripod.com/kprens/matema-
tik/Matematik_Odasi.htm
Di¤er siteler gibi... Matematik tarihi, matema-
tikçiler, pi say›s›, Peano aksiyomlar›, say›lar... Her
yerde ayn› fley...
Cahit Arf için tek tümcelik “Türk matematikçi-
si. Cebir, say›lar kuram› ve esneklik üzerine baflar›-
l› çal›flmalar› vard›r” tan›t›m›, nas›l söylesem ki, bi-
raz tuhaf... “Baflar›l› çal›flma” daha çok bir ev ödevi
için uygun bir niteleme de¤il mi? “Do¤al say›lar› Pe-
ano aksiyomlar›n› kullanarak afla¤›daki biçimde el-
de ederiz” tümcesi de yanl›fl. Do¤al say›lar kümesi
Peano aksiyomlar›yla elde edilmez. Olsa olsa, Peano
aksiyomlar›n› sa¤layan bir kümenin (“do¤al say›lar
kümesi”nin) var oldu¤u varsay›l›r. ♣
72
Matematik Dünyas›, 2003 K›fl
Vebi Derya
vebiderya@boflküme.kom
‹nternet Dünyas›