31
MEHMET ÂKİF ERSOY

MEHMET ÂKİF ERSOY

  • Upload
    susan

  • View
    124

  • Download
    0

Embed Size (px)

DESCRIPTION

MEHMET ÂKİF ERSOY. HAYATI (1873-1936). İstanbul’da Fatih Sarıgüzel Mahallesi’nde doğdu. Babası Fatih müderrislerinden Mehmet Tahir, Annesi Emine Şerife Hanım’dır. İlköğrenimine Emir Buhari Mektebi’nde başladı. 1879’da Maarif Nezaretine bağlı İbtidâi Okulu’na girdi. - PowerPoint PPT Presentation

Citation preview

Page 1: MEHMET  ÂKİF  ERSOY

MEHMET ÂKİF

ERSOY

Page 2: MEHMET  ÂKİF  ERSOY
Page 3: MEHMET  ÂKİF  ERSOY

HAYATI (1873-1936)

İstanbul’da Fatih Sarıgüzel Mahallesi’nde doğdu.

Babası Fatih müderrislerinden Mehmet Tahir,

Annesi Emine Şerife Hanım’dır.

İlköğrenimine Emir Buhari Mektebi’nde başladı.

Page 4: MEHMET  ÂKİF  ERSOY

1879’da Maarif Nezaretine bağlı İbtidâi Okulu’na girdi.

1882’de Merkez Rüştiyesi’ne başladı.

1885’de Mülkiye Mektebi’ne girdi.

Daha sonra iş imkanı fazla olan Baytar Mektebi’ne girdi.

Page 5: MEHMET  ÂKİF  ERSOY

Baytar Mektebinin son sınıfında edebiyata olan ilgisi arttı.

Bu yıllarda güreş,yüzme koşu gibi spor dallarıyla

uğraşmıştır.

1893 yılında Baytar Mektebi’ni birincilikle bitirdi.

Page 6: MEHMET  ÂKİF  ERSOY

Âkif için okul dönemi bitmiş, yeni bir dönem

başlamıştı.

Bu zamana kadarki dönem, yetişme ve şahsiyetini

kurma devresiydi.

İkinci dönem ise şahsiyetinin etkili olma dönemidir.

Page 7: MEHMET  ÂKİF  ERSOY

Şair bu ikinci dönemde çağdaş İslâm düşüncesini okur

ve inceler.

O, devrin sanat dergileri olan Resmi Gazete ve Servet-i

Fünûn’da şiirler yayınlar.

Âkif’in edebiyat hayatında Muallim Naci, Ziya Paşa,

Abdülhâmid etkilidir.

Page 8: MEHMET  ÂKİF  ERSOY

ÂKİF’İN HAYATINDAN ÇİZGİLER İki yüzlülere garazdı. Fakat yaşı ilerledikçe; iki yüzlüleri

artık sever oldum. Çünkü yaşadıkça yirmi yüzlü insanlar

görmeye başladım diyordu.Ve yaşlandıkça herkesten

kaçıyordu. Daha yaşasaydı yalnız kalacaktı, cemiyetle karşı

karşıya tek adam…

Page 9: MEHMET  ÂKİF  ERSOY

Kendi olmayanlara kızardı. Benzemek sinirlendiği

şeydi, hayatının bir kısmı da bu sinirden ibarettir.

İki adamı sevmezdi; fazla terbiyeli ve fazla

terbiyesiz olanı. Gözünde fazla nazik olan gizli adamdı.

Page 10: MEHMET  ÂKİF  ERSOY

ÂKİF İLE AHMET ŞUAYP

Sultan Hamit zamanında Şevki Hoca’nın evini ziyaret

ettiği bir gündü. Ahmet Şuayp da orada idi. Sohbet

esnasında söz Kur’ân hakkında fikir söylemeye gelince

Şuayp Fransızca telaffuzu ile KORAN deyiverdi.

Page 11: MEHMET  ÂKİF  ERSOY

O vakte kadar kah pencereye kah sıra sıra kitapların

dizildiği dolaplara bakan Âkif tahammül edemedi. Kısa

bir Allâhaısmarladıktan sonra kendini sokağa attı.

Koşarcasına yürürken arkadaşına:

Kuzum, Kur’ân’ı inkar etmeyi anlıyorum. Fakat Koran ne

oluyor? dedi.

Page 12: MEHMET  ÂKİF  ERSOY

ESERLERİSafahat: Bu şiirlerinin konusu genellikle tarihten ve

sosyal hayattan alınmadır.

Süleymaniye Kürsüsü’nde Balkan Harbinin toplum

üzerindeki etkisini silmek ve İslâm birliği düşüncesini

uyandırmayı amaçlıyordu.

Page 13: MEHMET  ÂKİF  ERSOY

Hakkın Sesleri: Bu eserde şair, âyet ve hâdis yorumlarıyla

İslâm âleminin problemlerine çözüm getirmek istiyordu.

Fatih Kürsüsü’nde; batıcı aydınlara tuttukları yolun yanlış

olduğunu, milletin kurtuluşunun İslâm’la olacağını anlatır.

Page 14: MEHMET  ÂKİF  ERSOY

Hatıralar’da sosyal problemlere ve cemiyet meselelerine

Kur’ân ışığında çözüm arar.

Asım, Birinci Dünya Savaşı’nda yenilgiye uğramamız,

şairin birlik ümidini kırar gibi olmuştur. Şairin, ümit ve

azmini dile getirir.

Gölgeler, kitap olarak çıkmıştır.

Page 15: MEHMET  ÂKİF  ERSOY
Page 16: MEHMET  ÂKİF  ERSOY

İSTİKLAL MARŞI Korkma, sönmez bu şafaklarda yüzen al sancak

Sönmeden, yurdumun üstünde tüten en son ocak;

O, benim milletimin yıldızıdır, parlayacak;

O benimdir, o benim milletimindir ancak!

Page 17: MEHMET  ÂKİF  ERSOY

Çatma, kurban olayım, çehreni, ey nazlı hilal!

Kahraman ırkıma bir gül, ne bu şiddet, bu celal?

Sana olmaz dökülen kanlarımız sonra helal.

Hakkıdır Hakka tapan milletimin istiklal...

Page 18: MEHMET  ÂKİF  ERSOY

ÂKİF’TEN BUGÜNE ŞİİRLER Kızımın iffeti batmakta rezilin gözüne...

Acırım tükrüğe billahi, tükürsem yüzüne.

Demiş olsaydı eğer: Kızlara mektep lazım...

Şu kadar vermelisin kahrolayım kaçmazdım

Elverir sardığımız bunları halkın başına...

Ben mezarımda huzur istiyorum, anladın a!

Page 19: MEHMET  ÂKİF  ERSOY

Zulmü alkışlayamam zalimi asla sevemem;

Gelenin keyfi için geçmişe kalkıp sövemem.

Biri ecdadıma saldırdı mı hatta, boğarım...

-Boğamazsın ki !

Hiç olmazsa huzurumdan kovarım!

Üç büyük soysuzun ardında zağarlık yapamam.

Page 20: MEHMET  ÂKİF  ERSOY

Hele Hak namına ölsem tapamam.

Doğduğumdan beridir aşığım istiklale

Bana hiç tasmalık etmiş değil altın lale.

Yumuşak başlı isem kim dedi uysal koyunum?

Kesilir belki, fakat çekmeye gelmez boynum

Page 21: MEHMET  ÂKİF  ERSOY

Kanayan bir yara gördüm mü yanar ta ciğerim

Onu dindirmek için kamçı yerim çifte yerim

Adam aldırma da geç git diyemem aldırırım

Çiğnerim çiğnenirim hakkı tutar kaldırırım

Zalimin hasmıyım ama severim mazlumu...

Page 22: MEHMET  ÂKİF  ERSOY

Zalimin hasmıyım ama severim mazlumu

İrticaın şu sizin lehçede manası bu mu

İşte ben mürteciyim, gelsin işitsin dünya

Hem de baş mürteciyim, patlasanız çatlasanız

Hadi kanunuz assın beni yahut yasanız

Page 23: MEHMET  ÂKİF  ERSOY

ÂKİF’TEN MESAJ Ya bakar geçeriz nazlı celilin yaprağına

Ya üfler geçeriz bir ölünün toprağına

İnmemiştir hele Kur’ân bunu hakkıyla biliniz

Ne mezarda okumak ne fala bakmak için

Ölüler dini değil, sen de bilirsin ki bu din

Diri doğmuş duracak dipdiri, zemin

Page 24: MEHMET  ÂKİF  ERSOY

ÂKİF’TEN MEMLEKETE Bakın da haline ibret alın şu memleketin

Nasıldın ey koca millet? Ne oldu akıbetin

Vakarı çoktan unuttun, hayayı kaldırdın,

Mukaddesatı ısırdın, Hüdâ’ya saldırdın!

Ne hatıratına hürmet, ne an’atını yad;

Deden de böyle mi yapmıştı ey sefil evlâd?

Page 25: MEHMET  ÂKİF  ERSOY

ÂKİF’TEN MİLLETE Nedir bu tefrika yahu! Utanmıyor musunuz?

Geçen faciaya hala inanmıyor musunuz?

Gömülmek istemeyenler boyunca hüsrana

Nifakı gömmeli artık mezar-ı nisyâna.

Ki dinlemezseniz elbette mahvolur millet

Sizin felaketiniz: tarumar olan vahdet

Page 26: MEHMET  ÂKİF  ERSOY

ÂKİF’TEN ÇAĞDAŞLARA Bu züppeler acaba hangi cinsin efrâdı?

Kadın desen, geliyor arkasından erkek adı:

Hayır, kadın değil erkek desen, nedir o kılık

Demet demetken o saçlar ne o bıyık

Sadâsı baykuşa benzer, hıramı saksağana

Hülasa, züppe demiştim ya, artık anlasan a!..

Page 27: MEHMET  ÂKİF  ERSOY

Bilirsiniz, hani insanda bir damar varmış

Ki yüzsüz olmak için mutlaka o çatlarmış.

Nasılsa Rabbim utandırmasın duası olan,

Bu arsızın o damar zaten eksik alnından!

(FATİH KÜRSÜSÜ’NDEN)

Page 28: MEHMET  ÂKİF  ERSOY

ÂKİF’TEN MEDYAYA Dalkavuk devri değil eski kasa’id yerine

Üdebanız ana avrat sövüyor birbirine!

Türlü adlarla çıkan na-mütenâhi gazete,

Ayrılık tohumunu bol bol atıyor memlekete

Yürüyor dine beş on maskara, alkışlanıyor

Nesl-i hazır bunu hürriyet-i vicdan sanıyor

Page 29: MEHMET  ÂKİF  ERSOY

Burnumuzdan tuttu düşman, biz boğaz kaydındayız

Bir bakın: hala mı hala ihtiras ardındayız

Saygısızlık elverir... bir parça olsun arlanın

Vakti çoktan geldi, hem geçmektedir arlanın

Zevke dalmak, şöyle dursun vaktiniz yok mateme.

Page 30: MEHMET  ÂKİF  ERSOY

Girmeden tefrika bir millete düşman girmez

Toplu vurdukça yürekler, onu top sindirmez

Müslüman, fırka belasıyla zebun bir kavme

Medeni Avrupa üç lokma edip yutmaz mı

Ey cemaat yeter Allâh için olsun uyanın

Sesi pek müthiş öter sonra kulakta çanın

Page 31: MEHMET  ÂKİF  ERSOY