3
ta hayra harcayanlara, kin ve öfkelerini ve affe- denlere gökler ve yer kadar olan bir cennet vaad edilmektedir (Al-i im ran 3/1 33 -13 4). Hz. Peygamber'in, merha- met Allah da merhamet etmez" (Buharl , "Tev J:Ud" , 2, "Edeb", 18: Müslim, " Fe zifil ", 66 ): "Merhamet etme- yene merhamet edilmez" (Buh arl, "Edeb", 1 8: Müslim, "Feza'il ", 65) ha- disleri karakteristik ifa- delerindendir. ResOluilah mürninleri bir- birini sevmekte, birbirine or- biri lerinin de bu yüzden elem çekip uykusuz vücuda (Buharl. " Ede b" , 27: Müslim, "Birr", 66) Hiçbir za- man öpmediklerini söyleyen- lere, "Allah kalpterinizden merhamet duy- gusunu çekip ben ne yapabili- rim?" diyerek üzüntüsünü (Bu- harl , "Edeb", 18: Müslim, "Feza'il" , 164), her alanda sev- gi, merhamet, ve ma yönünde (mese la bk. Buh arl , 7, "Mezalim", 3, " Edeb", 57 ; Müslim, "Zikir", 38 , "Birr", 32, 58 : Tir- mizi, "Birr", hayvan- lar konusunda da göstererek zor durum- daki bir kurtaran bu saye- de cenneti hak (Müsn ed, ll , 375 : Buharl, "Me zalim", 23, "Enbi ya' ", 54: Müslim , " Selam" , 153 -155), bir ölüme terkedenin de cehennemlik oldu- (Müsned, ll, 1 59, 261 ,3 1 7: Buh arl, 16 , "Enbiya'", 54: Müslim, 9, "Tevbe " , 25, "Selam", 151- 152, "Birr" , 1 33 -1 35) tim- mi yaparken hedef (Buh ilrl , 25: Müs- lim , 5 8, 60) . Hadis da ve ilgili kaynaklar da yüzlerce ör- bulunan bu tür hadisler bir m erham et dini gösteren belgeler olup bu ahlak sonraki is- lami kaynaklara da Fahred- din er-Razi, Beled suresinin 17. ayetini yoksullar ve mazlumlara yar- edip destek kö- yöneleniere kötülük engelleme yönündeki çaba- da bu ayetteki "merhameti tavsiye" içinde (MefatifJ.u '1- gayb, XXXI, I 86-187) . Gazzall de esrna-i hüsna- dair eserinde rahman isminin kula gaflete dahi merhametle mua- mele etmek, yu- m bir üslupla vaaz ve nasihat yapa- rak gafletten kurtarmak, isyankar- lara eziyet etmek yerine merhamet naza- bakmak; rahmet isminin da gücü mevki ve itibariyle muhtaç durumdaki her çevre- sinde ve memleketinde her fakirin bunlara gü- yetmiyorsa onun için dua edip üzün- tüsünü izhar ederek ve ortak kendisine hissetiirmek ( ' 1-esna, S. 3 9- 40) . : el-Mü{redat, " rl)m " md .; Tehanevi. I, 588; Müsned, II , 159, 26 1, 317, 375 ; Buhar!. " lman" , 7, "Tevl)id", 2, "Me- zalim", 3, 23 , 16, "Enbiya' ", 54, "Zeba'il) ", 25, "Edeb", 18, 27, 57; Müsiim, "Zi- k ir ", 38 , "Küsüf", 9, "Thvbe", 25, "Feza' il ", 65, 66 , 164 , "Se lam ", 151-155 , 58, 60 , " Birr ", 32, 58, 66 , 133-135; Tirmizi. "Bi rr " , 18; Gazzaii, Kahire 1322, s. 38- 40; Fahreddin er-Razi, I, 166- 171; XXXI, 184-187; a.mif .. Levami ' u'l -beyy i- nat, Kahire 1323, s. 116-127; Hak Di - ni, VIII , 5842-5843 . M USTAFA ÇAGRICI L MER'I b. YÜSUF ( .:,.! ) Zeynüddln Mer'i b. Yusuf b. Ebi Be kr b. Ahmed b. Ebi Bekr ei-Kermi (ö. 1033/ 1624) Hanbeli alimi. _j Filistin'de Nablus bulunan TGrkerm (TGikerm) köyünde renimini ve burada tahsili için önce Kudüs'e gitti , geçerek Ezher'e girdi. Kudüs'te Muhammed b. Ahmed ei-Merdavl ve Yahya b. Musa b. Ahmed ei-Haccav l' den Kahire'de Muhammed Hicaz! b. Mu- hamm ed b. Abdullah ei -Vaiz ei-Ekravl el- Ahmed b. Mu- hammed b. Ali el-Guneyml ve bir- çok alimden hadis, tefsir, okuyarak icazet faaliyetine Kur' an ve tefsir dersleri Ezher Camii'nde sonra Tolun Camii'nde Hanbeli okuttu ve Sultan Hasan Ca- mii tayin edildi. Son görevi sebebiyle halefi. tefsir ve Arap dili alimi Burhaneddin b. Muhammed b. lsa el-MeymGnl ile gerginlik MeymGnl göre- vine iade edildi. en-Nadire '1-garibe 'acib e risalesini bu olay kaleme MeymGnl'- MER'f b. YÜSUF nin de Mer'l risale söy- lenir. Bundan sonra ömrünü fetva vermek- le , ve telifte geçiren Mer'l b. Yusuf'un eserleri daha kendisi hayat- ta iken uzak beldelere ön planda kaynaklarda söz edilmez; an- cak biyografi Ebü 'I- Abbas Ahmed b. Yahya b. Yusuf b. Ebu Bekir ile Muhammed b. MG- sa b. Muhammed ei-Cemmazl el-Malik! ve Hanbeli müftüsü Abdülbaki b. Abdülkadir'in ona an- Mer'l b. Yusuf koyu bir Hanbeli taraf- olup nakillere. hadisin incelikle- rine ve ilimiere dair bilgi sahibiydi. çok verimli bir mü- ellif ve ictihadl olan bir fakihti. Selef akldesini ve usulünü benimser. bil- hassa eserlerinden din Teymiyye'ye sevgi beslerdi. ve hikmetli sözlerine Nefl)a- yer (b k. bibl.). Reblülewel1033'te (Oca k 1 624 ) Kahire'- de vefat etti. Eserleri. Müellifin, risale türün- de fazla 1. ti'l- ve'l-müraselôt . Mer'i diye eserin birçok (Bulak I242: Kahir e 1275, 1297 , I 298, 30 I, I 3 05 '1-'Attar ile birlik- tel: Abdürrezzak, Ka hi re 1299: is- tanbul I 299 ). Z. Gii ye tü'l-müntehd fi'l- cem' ve 'l-Münt eha Muhammed Ce mi! M. Züh ey r I-III , 1378). Haccavl'nin ile ei-FütGhl'nin Hanbeli dair dan ölçüde istifade edilerek 1026 (1617) ve 1028'de ( 16 I 9) iki versiyonundan biri Necid'e, di- "Kitabü'I-Vekale"ye. b. Abdülkerim el-Ciral'nin "Kitabü'l-Vekale"den "Kita- kadar eksik lerinden Mustafa es-SüyGtl, M e- ii Giiyeti'l- münt eha eseri sonuna kadar M. Züh eyr I- VI, yeri yok, I 38 011 96 1 , 141 5/199 4). Hasan b. Ömer de kitap üzerine Minl)atü mevle'l-fetl) fi tecridi di'l-Giiye isminde bir (1- VI, ye ri yok, 13 80/ 1961 1 Meta libü üli ' n-nühfl ile birli kte 14 I 5/ 1994 ). 3. Delilü ' t-talib li-n eyli'l-metalib . 1 O 19 ( 161 O) tamamlanan eser. b- 185

MER'f b. YÜSUF - .:: İslâm Ansiklopedisi ::. er-Razi, Beled suresinin 17. ayetini açıklarken yoksullar ve mazlumlara yar dım edip destek olmayı teşvik yanında kö tülüğe

Embed Size (px)

Citation preview

Page 1: MER'f b. YÜSUF - .:: İslâm Ansiklopedisi ::. er-Razi, Beled suresinin 17. ayetini açıklarken yoksullar ve mazlumlara yar dım edip destek olmayı teşvik yanında kö tülüğe

ta mallarından hayra harcayanlara, kin ve öfkelerini bastıraniara ve insanları affe­denlere genişliği gökler ve yer kadar olan bir cennet vaad edilmektedir (Al-i im ran 3/133-134).

Hz. Peygamber'in, " İnsanlara merha­met etmeyenıere Allah da merhamet etmez" (Buharl, "TevJ:Ud" , 2, "Edeb", 18: Müslim, "Fezifil ", 66): "Merhamet etme­yene merhamet edilmez" (Buharl, "Edeb", 18: Müslim, "Feza'il" , 65) şeklindeki ha­disleri İslam ahlakının karakteristik ifa­delerindendir. ResOluilah mürninleri bir­birini sevmekte, birbirine acımakta , or­ganlarından biri hastalandığında diğer­lerinin de bu yüzden elem çekip uykusuz kaldığı vücuda benzetmiştir (Buharl. "Edeb" , 27: Müslim, "Birr", 66) Hiçbir za­man çocuklarını öpmediklerini söyleyen­lere, "Allah kalpterinizden merhamet duy­gusunu çekip almışsa ben ne yapabil i­rim?" diyerek üzüntüsünü belirtmiş (Bu­harl , "Edeb", 18: Müslim, "Feza'il" , 164), müslümanların her alanda ilişkilerini sev­gi, merhamet, yardımlaşma ve dayanış­ma yönünde geliştirmelerini , sıkıntılarını

paylaşmalarını emretmiştir (mesela bk. Buharl , "İman", 7, "Mezalim" , 3, "Edeb", 57; Müslim, "Zikir" , 38 , "Birr" , 32, 58: Tir­mizi, "Birr" , 1 8 ) . Aynı duyarlılığı hayvan­lar konusunda da göstererek zor durum­daki bir hayvanı kurtaran kişinin bu saye­de cenneti hak ettiğini (Müsned, ll , 375 : Buh arl, "Me zalim", 23, "Enbiya' ", 54: Müslim , "Selam" , 153 -155), bir hayvanı ölüme terkedenin de cehennemlik oldu­ğunu (Müsned, ll, 159, 261 ,3 17: Buharl, " Bed'ü'l-l;ı.all5" , 16, "Enbiya'", 54: Müslim, "Küsfıf", 9, "Tevbe" , 25, "Selam", 151-152, "Birr" , 133-1 35) bildirmiş. atış tim­mi yaparken canlı hayvanı hedef alanları lanetlemiştir (Buhilrl, "Zeba' iJ::ı " , 25: Müs­lim, "Şayd" , 58, 60) . Hadis mecmuaların­

da ve diğer ilgili kaynaklarda yüzlerce ör­neğ i bulunan bu tür hadisler İslamiyet'in bir merhamet dini olduğunu gösteren belgeler olup bu ahlak anlayışı sonraki is­lami kaynaklara da yansımıştır. Fahred­din er-Razi, Beled suresinin 17. ayetini açıklarken yoksullar ve mazlumlara yar­dım edip destek olmayı teşvik yanında kö­tülüğe yöneleniere acıyıp onların kötülük yapmalarını engelleme yönündeki çaba­ları da bu ayetteki "merhameti tavsiye" içinde değerlendirmiştir (MefatifJ.u '1-gayb, XXXI, I 86-187) . Gazzall de esrna-i hüsna­nın şerhine dair eserinde Allah'ın rahman isminin kula yansımasını Allah ' ın gaflete dalmış kullarına dahi merhametle mua­mele etmek, şiddete başvurmadan , yu-

m uşak bir üslupla vaaz ve nasihat yapa­rak onları gafletten kurtarmak, isyankar­lara eziyet etmek yerine merhamet naza­rıyla bakmak; rahmet isminin yansıma­sını da kişinin gücü yettiğince malıyla ,

mevki ve itibariyle muhtaç durumdaki her insanın imdadına yetişmek, çevre­sinde ve memleketinde yetişebildiği her fakirin ihtiyacını karşılamak, bunlara gü­cü yetmiyorsa onun için dua edip üzün­tüsünü izhar ederek sıkıntı ve ihtiyacına ortak olduğunu kendisine hissetiirmek şeklinde açıklamıştır ( ei-Makşadü '1-esna, S. 39-40) .

BİBLİYOGRAFYA :

Ragıb ei-İsfahani. el-Mü{redat, " rl)m" md.; Tehanevi. Keşşa{. I, 588; Müsned, II , 159, 26 1, 317, 375; Buhar!. " lman" , 7, "Tevl)id", 2, "M e­zalim", 3, 23 , " Bed'ü'l- l]al~", 16, "Enbiya'", 54, "Zeba'il)", 25, "Edeb", 18, 27, 57; Müsiim, "Zi­k ir", 38, "Küsüf", 9, "Thvbe", 25, "Feza'il " , 65, 66 , 164, "Selam" , 151-155, "Şayd ", 58 , 60 , " Birr", 32, 58 , 66, 133-135; Tirmizi. "Birr " , 18; Gazzaii, el-Makşadü 'l-esna, Kahire 1322, s. 38-40; Fahreddin er-Razi, Me{atil:ıu'l-gayb, I, 166-171; XXXI, 184-187; a.mif .. Levami 'u'l-beyy i­nat, Kahire 1323, s. 116-127; Elmalılı, Hak Di-ni, VIII , 5842-5843. r:;:ı

ıııiiııı M USTAFA ÇAGRICI

L

MER'I b . YÜSUF ( .....ıi,.ı~ .:,.! ı$= rı )

Zeynüddln Mer'i b. Yusuf b. Ebi Bekr b. Ahmed b. Ebi Bekr ei-Kermi

(ö. 1033/ 1624)

Hanbeli alimi. _j

Filistin'de Nablus yakınlarında bulunan TGrkerm (TGikerm) köyünde doğdu . İlk öğ­renimini ve hıfzını burada tamamladı . İlim tahsili için önce Kudüs'e gitti , ardından Mısır'a geçerek Ezher'e girdi. Kudüs'te Muhammed b. Ahmed ei-Merdavl ve Kadı Yahya b. Musa b. Ahmed ei-Haccavl'den fıkıh , Kahire'de Muhammed Hicaz! b. Mu­hammed b. Abdullah ei-Vaiz ei-Ekravl el­Kalkaşendl , Şehilbeddin Ahmed b. Mu­hammed b. Ali el-Guneyml ve diğer bir­çok alimden hadis, tefsir, fıkıh okuyarak icazet aldı . Öğretim faaliyetine Kur'an ve tefsir dersleri verdiği Ezher Camii'nde başladıktan sonra İbn Tolun Camii 'nde Hanbeli fıkhı okuttu ve Sultan Hasan Ca­mii meşihatına tayin edildi. Son görevi sebebiyle halefi. tefsir ve Arap dili alimi Burhaneddin İbrahim b. Muhammed b. lsa el-MeymGnl eş-Şafii ile aralarında gerginlik yaşandığından MeymGnl göre­vine iade edildi. en-Nadiretü '1-garibe ve'l-vfı]fı'atü'l-'acibe adlı risalesini bu olay hakkında kaleme aldığı, MeymGnl'-

MER'f b. YÜSUF

nin de Mer'l hakkında risale yazdığı söy­lenir.

Bundan sonra ömrünü fetva vermek­le, ayrıca öğretim ve telifte geçiren Mer'l b. Yusuf'un eserleri daha kendisi hayat­ta iken uzak beldelere yayıldı. Eğitimde ön planda olmasına rağmen kaynaklarda öğrencilerinden açıkça söz edilmez; an­cak biyografi kitaplarından yeğeni Ebü'I­Abbas Ahmed b. Yahya b. Yusuf b. Ebu Bekir ile Mısır Kadısı Muhammed b. MG­sa b. Muhammed ei-Cemmazl el-Malik! ve Dımaşk Hanbeli müftüsü Abdülbaki b. Abdülkadir'in ona talebelikyaptığı an­laşılmaktadır.

Mer'l b. Yusuf koyu bir Hanbeli taraf­tarı olup fıkhl nakillere. hadisin incelikle­rine vakıftı ve başka ilimiere dair geniş bilgi sahibiydi. Ayrıca çok verimli bir mü­ellif ve ictihadl bakış açısı olan bir fakihti. Selef akldesini ve usulünü benimser. bil­hassa eserlerinden etkilendiği Takıyyüd­

din İbn Teymiyye'ye aşırı sevgi beslerdi. Bazı şiirleri ve hikmetli sözlerine Nefl)a­tü'r-reyl){ın e'de yer verilmiştir (b k. bi bl.) . Reblülewel1033'te (Ocak 1624) Kahire'­de vefat etti.

Eserleri. Müellifin, çoğu risale türün­de yetmişten fazla çalışmasından bazıları şunlardır : 1. Bedi'u 'l-inşa' ve'ş-şıfat ti 'l­mükôtebfıt ve 'l-müraselôt. İnşfı'ü Mer'i diye tanınan eserin birçok baskısı yapıl­mıştır (Bul ak I242 : Kahire 1275, 1297 , I 298, ı 30 I, I 305 Jİnşa'ü '1-'Attar ile birlik­tel: nş r. Şeyh Abdürrezzak, Kah i re 1299: is­tanbul I 299). Z. Giiyetü'l-müntehd fi'l­cem' beyne 'l-İ]fnfı' ve 'l-Münteha tnşr. Muhammed Cemi! eş -Şattl- M. Züheyr eş-Şavlş, I-III , Dımaşk 1378). Haccavl'nin el-İ]fna'ı ile İbnü'n-Neccar ei-FütGhl'nin Hanbeli fıkhına dair Müntehe'J-irdddt'ın­

dan geniŞ ölçüde istifade edilerek hazır­lanmıştır. 1026 (1617) ve 1 028'de ( 16 I 9) yazılan iki versiyonundan biri Necid'e, di­ğeri Şam'a gönderilmişti r. İ bnü ' I -İmad'ın "Kitabü'I-Vekale"ye. İsmail b. Abdülkerim el-Ciral'nin "Kitabü'l-Vekale"den "Kita­bü'n-Nikat:ı"a kadar gelebildiği eksik şerh­lerinden başka Mustafa es-SüyGtl, M e­tfılibü üli'n-nühfı ii şerl)i Giiyeti'l­münteha adıyla eseri başından sonuna kadar şerhetmiş ( nş r. M. Züheyr Şavi ş , I­VI, baskı yeri yok, I 38011 96 1 , 141 5/1994). Hasan b. Ömer eş-Şattl de kitap üzerine Minl)atü mevle'l-fetl) fi tecridi zevfı'i­di'l-Giiye ve 'ş-Şerl) isminde bir haşiye yazmıştır (1-VI, baskı yeri yok, 1380/ 1961 1 Metalibü üli 'n-nühfl ile birli kte ı. 14 I 5/ 1994 ). 3. Delilü 't-talib li-neyli'l-metalib. 1 O 19 ( 161 O) yılında tamamlanan eser. İ b-

185

Page 2: MER'f b. YÜSUF - .:: İslâm Ansiklopedisi ::. er-Razi, Beled suresinin 17. ayetini açıklarken yoksullar ve mazlumlara yar dım edip destek olmayı teşvik yanında kö tülüğe

MER'l b. YÜSUF

nü'n-Neccar el-FütGhi'nin Müntehe'l-ira­ddt'ının muhtasarı mahiyetinde olup Su u­di Arabistan'da yüksek öğretim de ders ki­tabı olarak okutulmaktadır (nşr. Muham­med b. Mani', Dımaşk 1961; Kahire 1389/ ı 969; nşr. Abdullah ömer el-BarGd!, Bey­rut I 985). Eser üzerinde çeşitli şerh, ha­şiye ve nazım çalışmaları yapılmış olup bunlar arasında İbn Ebu Tağlib ile (Ney­lü 'l-me'arib, ı-11, Bu l ak I 288; Kah i re I 324 ı er-Ravzü'l-mürbi' ile birlikte ı. I 374; Kü­veyt I 397; nşr. Muhammed Süleyman Ab­dullah ei-Eşkar, l-ll, Küveyt 1403/ 1983) İbn Duveyyan'ın (Menarü's-sebfl, nşr. M. Zü­heyr eş-Şav!ş, 1-11, Dımaşk 1378/1958, 1399/ 1979; nşr. isam Kal'ad, ı-ıı. Dımaşk 1982; Riyad 1985) şerhleri anılabilir. İbn Duvey­yan ve İbn Ebu Tağlib'in şerhlerini Ali Ab­dülham!d Baltaci ve M. Vehbi Süleyman el-Mu'temed ii tı~hi'I-İmam AJ:ımed adıyla bir araya getirmişlerdir (1-11, Bey­rut 1412/1991 ). 4. el-Kevakibü'd-dürriy­ye ii mena~ıbi'l-müctehid (eş-Şeyi]) İbn Teymiyye. Şemseddin İbn Abdülha­dl, Ebü Hafs Siraceddin Ömer b. Ali el­Bezzar ve Ahmed b. Fazi'ın İbn Teymiyye hakkında yazdıkları menakıbnamelerden

istifade edilerek 1 OZ7'de ( 1618) kaleme alınmıştır (Kah i re 1329, el-MecmQ'u 'l­müştemil 'ale 'd-düreri'l-atiye içinde, s. 137-231; nşr. Abdullah ei-Eşkar, I-Iı, Kü­veyt ı 985; nşr. Necm Abdurrahman Halef, Beyrut 1406/1986). s. el-Feva'idü'I-mev­zu'a fi'l-eJ:ıadişi'l-mevzu'a. Eserde 206 rivayete yer verilmiştir (nşr. Muhammed b. Lutfl es-Sa b bağ, Riyad ı 39511975. I 4 I 8/ 1998; Beyrut ı 397/1977) . 6. Kala'idü'l­mercan ii (beyani)'n-nasil]. ve'l-men­sul]. mine'I-Kur'an (nşr. Sam! Ata Hasan, Küveyt 1400/1980; nşr. Muhammed er-Ru­hayyil Garayibe- Muhammed Ali ez-Zügül, Am man 142112000). Eyüp Aslan tarafın­dan Türkçe'ye tercüme edilmiştir (baskı

.-~(J;..~ "l'.:,~4ıt:......... ~..ı'&,

(-!';~~ı ~\i;l.l;.:i~ .. u. '

~ı.:~ı.;S.~Jt-&.. ~~ı ~\..,\;..ı1-.~~

1111. ,.. • 1 '

~~~lrv.J.·t.tı '-€.ıı,.:ıwı:

~~ı~ı~'(~l

~lul~_,l -..::;.t-3<:..UI.JO

tı.~ıul, ~ tıJ._, ~ liJı --.:..J .. l;Uw~~ı.., .. ~ ~~ --.:.~L.....II

"}' ~"'"' ~ Y1 v..,.:.ı '-~U· ı.A-vJ.

186

~1

yeri ve tarihi yok ı Hak Yayınları]). 7. eş-Şe­hadetü'z-zekiyye ii şena'i'I-e'immeti 'ala İbn Teymiyye (nşr. Necm Abdurrah­man Halef, Beyrut 1404/1983). B.El;ıı'ivi­lü'ş-şil;ıı'it ii te'vili'l-esma' ve'ş-şıfat ve'l-ayati'l-muJ:ıkemat ve'l-müteşabi­

hat (nşr. Şuayb ei-ArnaGt , Beyrut 1406/ 1985). 9. İrşadü ?;evi'l-'iri an lima fi'l­'umr mine'z-ziyade ve'n-nol;ışan. Mü­ellifin kendisine ait Behcetü'n-na~ırin ve ErvaJ:ıu'l-eşbôJ:ı fi'l-kelam 'ale'l-er­vaJ:ı adlı eserlerinin muhtasarıdır (nşr. Meşhur Hasan Mahmud Selman, ürdün 1408/1988). 1 o. Mesbukü'?;-?;eheb ii faz­li'I-'Arab ve şerefi'l- 'ilm 'ala şerefi'n­neseb. Tahkik edilerek basılmıştır (Ür­dün 1408/1988;Riyad 1411/1990).11. TaJ:ı­l;ıil;ıu '1-burhôn ii işbôti J:ıal;ıil;ıati'l-mizan (nşr. Süleyman b. Salih el-Huzz!, Kahire 1409/ 1989; nşr. Meşhur H. Mahmud Sel ­man, Kah i re ı 990). 12. el-Laf~ü'l-muvat­ta' ii beyôni'ş-şalati'l-vüsta (nşr. Abdü­laz!z b. Mebruk el-Ahmed!, Medine 1412/ I 99 ı) . 13. Tenvirü beşa'iri'l-mu~allidin ii mena~ıbi'l-e'immeti'l-müctehidin (nşr. E bO Yahya Abdullah el-Kündür!, Bey­

rut I4ı 9/1998). 14. Behcetü'n-na~ırin ve ayatü'l-müstedillin (fi ayati'l-müstedil­lln). 1 OZZ'de (ı 613) tamamlanan ve çe­şitli kütüphanelerde nüshaları bulunan (mesela Beyazıt Devlet Ktp., Bayezid, nr. 1416) eser hakkında Halil İbrahim Ah­med doktora tezi hazırlamıştır (el-Cami­atü'l-islamiyye kısmü'l-akide) 15. Kala'i­dü '1-'i~an ii feza'ili (mülüki) ali 'Oş­man. Osmanlı hanedanını yüceltmek için onun şerefli bir soya bağlama amacını güden eser 1 031' de (ı 62 ı ı kaleme alın­mış (Darü'l-kütübi'l-Mısriyye, nr. ı 174; Ra­bat, el-Hizanetü'l-amme. nr. 2380; Musul, Mektebetü'l-evkaf, Mecmua, nr. 22/9; Sü­leymaniye Ktp., Esad Efendi , nr. 2340; N uruosmaniye Ktp., nr. 609; Viyana Milll

Mer'i b. Yüsuf'un ~ala'idü '1-'il<:yan adlı eserinin ilk ve son sayfaları (Süleymaniye Ktp., Esad Efendi, nr. 2340)

Ktp., nr. 979; Bibliotheque Nationale. nr. 1624) ve Şa'ban-ı Şi fal tarafından bazı ilavelerle Türkçe'ye çevrilmiştir (tercüme üzerine yapılan iki tez çalışması için bk. iü Ktp., nr. 2551, 6121 ). 16. TaJ:ıl;ıil;ıu'l-bur­han ii şe'ni'd-dul].an elle?;i yeşrabü­hü'n-nasü'l-an (nşr. Meşhur Hasan. baskı yerivetarihiyokıDarüAmmar]).17. TaJ:ı­

l;ıil;ıu '1-l].ilôf ii aş./:ıdbi'l-a'raf. 1 O varaklı k bir risaledir (nşr. Meşhur Hasan, baskı yeri ve tarihi yok ıDarü's-sahabe] ). 18. el-Me­serre (el-Ma'arre) ve'l-bişare ii fazli's-sal­tana ve'l-vizare. 1 03Z'de ( 1623) yazılmış

olup müellif nüshasından istinsah edilen bir kopyası günümüze ulaşmıştır (Wash­ington, The LibraryofCongress, nr. 105). 19. el-Mul].taşar ii 'ilmi'ş-şarf (TSMK, nr. 180). 20. Nüzhetü'n-na~ırinii(taril]i) men veliye Mışra mine'l-l].ulefa' ve's­selôtin. 1 007'de (ı 598) telif edilen eser. fetih öncesinden Osmanlı dönemine (Ah­med Paşa devri) kadar muhtasar bir Mı­sır tarihi olup çeşitli kütüphanelerde on beş kadar nüshası mevcuttur (M er'! b. Yu­suf'un kardeşi tarafından yazılan ve 1035 ı I 625] yılına kadar gelen zeyliyle birlikte; yazma nüshaları için bk. Babinger, s. 176). Eseri Johann Jacob Reiske Almanca'ya

(Büsching's Magazin, V ı Hamburg- Hall e I 771]. s. 366-454, bölüm bölüm). Sieur Philibert Deva! (Münih Devlet Ktp., AY, nr. 295). Volney (Babinger, s. 176) ve Ven­ture (Revue d'Egypte, Kahire 1896, 1, 321-348, 385-399; lll, 99-112. 143-183) Fransız­ca'ya çevirmiştir. 21. TaJ:ıl;ıil;ıu'~-~unun bi-al].bôri't-td'un. 1 028 'de (I 6 19) kale­me alınan eserin İstanbul (Köprülü Ktp., Ahmed Paşa, nr. 115). Riyad (Camiatü'l­imam Muhammed b. Suud el-islamiyye, nr. 1650) Berlin (Staatsbibliothek, nr. 6313) ve Paris'te (Bibliotheque Nationale, nr.

2026/2) yazma nüshaları mevcuttur. 22. TaJ:ısin ü 't -turul;ı ve '1-vü cu h ii l;ıav lihi 'aleyhi's-selam "Utlubü'l-l].ayra 'inde J:ıisani'I-vücuh" (Darü'l-kütübi'z-Zahiriy­ye, nr. 1985). 23. TavziJ:ıu'l-burhan ii'l­farl;ı beyne'I-İslam ve'l-iman (Hacı Se­lim Ağa Ktp ., nr. 657/5). 24. Tell].işu ev­

şafi'l-Muştafa ve ?;ikru men ba'dehu mine'l-l].uleta' (Süleymaniye Ktp., Şehid Al i Paşa, nr. 1861). 25. Teşvil;ıu '1-enam

ila J:ıacci Beyti'llahi'l-J:ıaram (Patna Hu­dabahş Ktp. nr. 290/l ). 26. Tevl;ıifü'l-feri­l;ıayn 'ala l].ulUdi ehli'd-dareyn (Huda­bahş K tp., nr. 2602/2; müellifin diğer eser­leri için bk. Brockelmann. GAL, Il , 484-485; Suppl., ll, 496-497; Abdullah b. Sü­leyman ei-Gufeyll, sy. 52ı 1418 ı. s. 353-364; el-Feva'idü 'l-mevzQ'a, neşredenin girişi, s. 28-35).

Page 3: MER'f b. YÜSUF - .:: İslâm Ansiklopedisi ::. er-Razi, Beled suresinin 17. ayetini açıklarken yoksullar ve mazlumlara yar dım edip destek olmayı teşvik yanında kö tülüğe

BİBLİYOGRAFYA :

Mer'i b. Yusuf, E~avilü 'ş-şi~at (nşr. Şuayb el­ArnaGt) . Beyrut 1406/1985, neşredenin girişi, s. 29-43; a.mlf .. Mesbükü '?·?eheb {i faili'I-'Arab (nşr. Necm Abdurrahman Halef) , Riyad 1411/ 1990, neşredenin girişi, s. 13-22; a.mlf., el-Fe­ua'idü 'l·mevzü'a ( nşr. M u hammed b. Lutfl es­Sabba~). Riyad 1419/1998, neşredenin girişi, s. 16-35; Muhibbi, ljulaşatü'l-eşer, IV, 358-361; a.mlf .. Nefl:ıatü'r-Reyf:ıiine,ll, 244-250; İbn EbG Tağlib, Neylü 'l-me'a rib bi-şerf:ıi Delili't-ıalib (nşr. M. Sü leyman Abdul lah ei-Eşka r). Küveyt 1403/1983, neşredenin girişi, 1, 11-16; Kema­leddin ei-Gazzi. en-Na'tü'l-ekmel (n ş r. M. Mutl' ei-H afız- Nizar Abaza). Dımaşk 1402/1982; Mustafa es-SüyGti, Metalibü üli'n-nüha {i şerf:ı i

Gayeti'l-münteha (nşr. M. Züheyr Şavlş). [baskı yeri yok[ 1415/1994, neşredenin girişi, 1, c-d; Osman b. Bişr en-Necdi. 'Unvanü '1-mecd {i ta­ril]i Necd, Riyad, ts. (Mektebetü 'r-Riyadi'l-hadl­se). l, 3 1-33; İbn Humeyd, es-Süf:ıubü'l-uab ile 'ala çiara'if:ıi 'l-fja nabile (nşr. Bekir b. Abdul lah Ebu Zeyd- Abdurrahman b. Süleyman ei-Usey­mln). Beyrut 1416/1996, lll, 1118- 1125; Ab­dülkadir Bedran , el-Medl]al ila me?hebi'L-imam A/:ı.med b. fjanbel(nşr. Abdullah b. Abd ülmuh­si n et-Tü rki), Beyrut 1405/1985, s. 226-228; Serkis, Mu'cem, ll , 1162, 1290, 1737-1738, 1961 ; Brockelmann. GAL,II, 484-485; Suppl., ll, 496-497; M. Nasıruddin ei-Eibanı. irua'ü'l­galil {i tal]rici ef:ıii dişi Menari's·sebil, Bey rut 1399/ 1979, 1, 25; Babinger (Üçok). s. 175-177; cı. Gilliot. "Textes arabes ancien s etites en Egypte au cours des annees ı 990 a ı 992", MIDEO, XXI ( 1993), s. 485; Abdullah b. Süley­man ei-Gufeyli, "el-'Ailame Mer'i b. Yusuf el­ı:ıanbell aşaruhü'l-'ilmiyye", Mecelletü'l-buf:ı.ü­

şi'l-is lamiyye, sy. 52, Riyad 1418, s. 337-365; L. A. Giffen. "Mar' i ibn Yusuf", Encyclopedia of Arabic Uterature (ed . 1. S. Me isa mi- P. Starkey), London 1998, ll, 51 O. r;ı,:ı

I.!!J KASIM KIRBlYlK

L

ME'RİB (y}<>l

Yemen'de tarihi bir şehir. _j

Tarihleri milattan önce VIII. yüzyıla ka­dar inen Sebe kitabelerinde Mryb (Mrb) şeklinde kaydedilen şehrin adı Arapça kaynaklarda Me'rib (Marib) olarak geç­mektedir. Me'rib kelimesi hakkında, Se­be krallarına verilen bir unvan veya Ad kabilesinin kollarından birinin adı olduğu yahut "sahib, hakim" anlamını taşıyan Himyerlee rnekiden ya da Arapça " ihti­yaç" anlamındaki erebden geldiği yolun­da çeşitli görüşler ileri sürülmüştür (Ya­küt, V, 41; İA, VII, 337).

Kimler tarafından ne zaman kurulduğu bilinmeyen Me'rib. milattan önce ı. bin­yılda Güney Arabistan'ın deniz ipek yolu üzerindeki en büyük merkezi ve Sebe Krallığı'nın başşehriydi. Arkeolajik kazı sonuçlarına göre antik şehir 1 km2 '1ik bir alanı kaplamaktaydı ve sekiz kapılı bir

surla çevrilmişti. Me'rib'in en büyük ve en meşhur yapıları arasında saraylar ve mabedler yer almaktaydı. Hemdanl Me'­rib'de Selhln. Hecer ve Kaşlb adlı saray­lardan bahseder (el-İklll, VIII , 55, 56, 60) Kitabelerde de adı geçen Selhln (Selhim) Sarayı kralların yönetim merkezi ve ika­metgahı olarak kullanılmakta. paralar da burada basılmaktaydı. En önemli tapı­nak, şehirden S km. mesafede ay tanrısı Almakah adına yapılan ve bugün Haremü (Mahremü) Belkis denilen Evam adlı hac merkeziydi. Diğer önemli bir tapınak da onun yakınındaki yine aynı tanrı adına in­şa edilen ve günümüzde Amaid diye bili­nen Ber'an'dı. Halen beş sütunu ayakta duran bu binanın kalıntılarına. Kur'an'da büyük bir tahta (arş) sahip olduğu belir­tilen Sebe melikesine izafetle (en-Nemi 27/23) Arşu Belkis de denilmektedir. Za­manımızda Mescidü Süleyman adıyla ca­mi olarak kullanılan sütunlu bina da eski bir mabeddir. lll. yüzyılda Himyerller'in eline geçen Me'rib. başşehrin Zafar'a ta­şınmasına rağmen ticaret ve hac merkezi niteliğiyle önemini korumaya devam et­ti ; SZS yılında Habeşler'in Yemen'i işga­linden sonra buraya bir de kilise yapıldı. Şehrin kurak iklim kuşağında bulunması sebebiyle çevresindeki bütün zirai faali­yetler suni sulamaya bağlıydı ve bunun için birçok sulama tesisi yapılmıştı. Bun­ların en ünlüsü Kur'an-ı Kerim'de de bah­si geçen Me'rib. Sebe veya Arim Seddi denilen barajdı (bk ARİM)

Şehrin sahip olduğu zengin ve kaliteli kaya tuzu yataklarından üretilen Me'rib tuzu çok meşhurdu . Hemdan i tuz yatak­larının bulunduğu dağdan (Cebelülmilh) bahseder ve billur gibi olan bu tuzun ben­zerinin bulunmadığını söyler ( Şıfatü Ce­zireti'L-'Arab, s. 221 , 362) Hz. Peygamber' e elçi olarak gelen Ebyaz b. Hammal ei­Me'ribl (ei-MazinT) İslamiyet'i kabul ede-

Eski Me'rib'den bir görünüş

ME'RiB

rek yılda yetmiş elbise göndereceğine söz vermiş ve isteği üzerine Me'rib yakı­nındaki tuz ocakları kendisine ikta edil­mişti. ResGl-i Ekrem'e tuzun akarsu gibi kamu malı sayıldığı hatırlatılınca onun da rızası alınarak tuz ocakları Cevf bölgesin­deki bir araziyle değiştirilmiştİ (EbO Da­vGd, " İmare", 36; ibn Sa'd, V. 523-524; HemdanT, Şıfatü Cezireti'L-'Arab, s. 362). Vali Bazan ' ın vefatından sonra Hz. Pey­gamber Yemen'in yönetimini bölgelere ayırmış ve bunlardan Me'rib'in başına Ebu Musa ei-Eş'arl'yi getirmiştir (Taberl, lll , 228, 318).

IV. (X.) yüzyılda Hemdanl. Şıfatü Cezi­reti'l- 'Arab'da (s . 220-22 ı) Me'rib'i Ye­men'in "mihlaf" adı verilen küçük idari birimlerinden biri olarak zikreder; el-İk­lil'de de (Vlll , 52-53) buranın tarihi açıdan dikkat çekici şeylere sahip bulunduğunu. ancak sağında ve solundaki verimliliğiyle ünlü iki ovanın yıkılan baraj ın suları altın­da kaldığı için ziraata elverişsiz hale gel­diğini , bununla birlikte su maksemlerinin ayakta durduğunu belirtir ve tarihi sed­din kalıntılarından söz eder. Me'rib V. (Xl.)

yüzyıla ve sonrasına ait coğrafya kaynak­larında da küçük bir kasaba olarak anla­tılır.

Yemen tarihine dair eserlerde Me'rib'­den bazı siyasi hadiseler sebebiyle bah­sedilir. V. (X l. ) yüzyılın başlarında Naıt'ta imamlık iddiasıyla ortaya çıkan bir kişi Me'rib'e giderek burada imamlığını ilan etmiş ve kendisine bağlı olanlarla birlikte San'a'ya ve Yemen'in diğer bazı bölgele­rine girmeyi başarmışsa da bir süre sonra Ansiler tarafından öldürülmüştür (Yah­ya b. Hüseyin es-San'anl, s. 243-244). 599 ( 1202-1203) yılında Me'rib halkı zekatla­rını imam Abdullah b. Hamza ei-MansGr­Billah ' ın görevlendirdiği amil Ahmed b. Muhammed'e vermek isterneyince imam kardeşi İbrahim b. Hamza'yı bir ordunun

187