11
Akademik Sosyal Araştırmalar Dergisi, Yıl: 4, Sayı: 24, Mart 2016, s. 395-405 “Prof. Dr. İbrahim KAVAZ Özel Sayısı” Enfel DOĞAN 1 Milad SALMANİ 2 XVIII. YÜZYILDA YAZILMIŞ OLAN BİR TEFSİR: ŞEYH MUSTAFA’NIN FETİH SURESİ TEFSİRİ 3 Özet Bu makalede XVIII. yüzyılda telif edilmiş olan Şeyh Mustafa bin Şeyh Yusuf’un Fetih Suresi Tefsiri adlı eseri içerik ve dil özellikleri açısından tanıtılacaktır. Daha önce hiçbir araştırmacı tarafından incelenmemiş olan ve tefsir bibliyografyalarında da kayıtlı olmayan bu eser, Osmanlı sahası Türkçe tefsir kültürünün önemli bir parçasıdır. Eserin Millet Yazma Eserler Kütüphanesi, Ali Emiri Şeriye Bölümü, 40 numara ve Konya Bölge Yazma Eserler Kütüphanesi 5306 numara olmak üzere tespit edilebilmiş olan iki nüshası mevcuttur. Ali Emiri kitaplığında bulunan eser gerek içerdiği detaylı bilgiler gerekse imla ve dil uyumluluğu açısından müellif nüshası addedilebilirken, Konya nüshasının 1206 Hicrî (1792/93 Miladi) yılında Molla Ali isimli zat tarafından istinsah edildiği kayıtlıdır. Bu çalışmada müfessirin hayatı, eserleri, bu çalışmanın konusu olan eserinin bilinen nüshalarının şekli unsurları ve dil özellikleri hakkında bilgi verilecektir. Anahtar Kelimeler: Şeyh Mustafa bin Şeyh Yusuf, Fetih Suresi, Osmanlı’da Kur’an Tefsirleri. AN EXEGESIS WRITTEN IN XVIII. CENTURY: EXEGESIS OF SURAH AL-FATH BY SHEIKH MUSTAFA Abstract In this study exegesis (Tafsir) of Surah al-Fath written in XVIII century by Sheikh Mustafa bin Sheikh Yusuf will be introduced and examined in terms of content and 1 Doç. Dr., İstanbul Üniversitesi, Edebiyat Fakültesi, Türk Dili ve Edebiyatı Bölümü, [email protected] 2 İstanbul Üniversitesi İslam Tarihi ve Sanatları Bölümü, Türk İslam Edebiyatı Anabilim Dalı doktora öğrencisi, [email protected] 3 Bu makale Doç. Dr. Enfel Doğan’ın danışmanlığında İstanbul Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü’nde tamamlanmış olan Şeyh Mustafa Bin Şeyh Yusuf’un Fetih Sûresi Tefsiri (Metin-Günümüz Türkçesine Çeviri-İnceleme-Sözlük) başlıklı yüksek lisans tezinden üretilmiştir.

Milad SALMANİ XVIII. YÜZYILDA YAZILMIŞ OLAN BİR ...isamveri.org/pdfdrg/G00028/2016_24/2016_24_DOGANE...Milad SALMANİ2 XVIII. YÜZYILDA YAZILMIŞ OLAN BİR TEFSİR: ŞEYH MUSTAFA’NIN

  • Upload
    others

  • View
    4

  • Download
    0

Embed Size (px)

Citation preview

Page 1: Milad SALMANİ XVIII. YÜZYILDA YAZILMIŞ OLAN BİR ...isamveri.org/pdfdrg/G00028/2016_24/2016_24_DOGANE...Milad SALMANİ2 XVIII. YÜZYILDA YAZILMIŞ OLAN BİR TEFSİR: ŞEYH MUSTAFA’NIN

Akademik Sosyal Araştırmalar Dergisi, Yıl: 4, Sayı: 24, Mart 2016, s. 395-405

“Prof. Dr. İbrahim KAVAZ Özel Sayısı”

Enfel DOĞAN1

Milad SALMANİ2

XVIII. YÜZYILDA YAZILMIŞ OLAN BİR TEFSİR: ŞEYH

MUSTAFA’NIN FETİH SURESİ TEFSİRİ3

Özet

Bu makalede XVIII. yüzyılda telif edilmiş olan Şeyh Mustafa bin Şeyh Yusuf’un

Fetih Suresi Tefsiri adlı eseri içerik ve dil özellikleri açısından tanıtılacaktır. Daha

önce hiçbir araştırmacı tarafından incelenmemiş olan ve tefsir bibliyografyalarında

da kayıtlı olmayan bu eser, Osmanlı sahası Türkçe tefsir kültürünün önemli bir

parçasıdır. Eserin Millet Yazma Eserler Kütüphanesi, Ali Emiri Şeriye Bölümü, 40

numara ve Konya Bölge Yazma Eserler Kütüphanesi 5306 numara olmak üzere

tespit edilebilmiş olan iki nüshası mevcuttur. Ali Emiri kitaplığında bulunan eser

gerek içerdiği detaylı bilgiler gerekse imla ve dil uyumluluğu açısından müellif

nüshası addedilebilirken, Konya nüshasının 1206 Hicrî (1792/93 Miladi) yılında

Molla Ali isimli zat tarafından istinsah edildiği kayıtlıdır. Bu çalışmada müfessirin

hayatı, eserleri, bu çalışmanın konusu olan eserinin bilinen nüshalarının şekli

unsurları ve dil özellikleri hakkında bilgi verilecektir.

Anahtar Kelimeler: Şeyh Mustafa bin Şeyh Yusuf, Fetih Suresi, Osmanlı’da

Kur’an Tefsirleri.

AN EXEGESIS WRITTEN IN XVIII. CENTURY: EXEGESIS

OF SURAH AL-FATH BY SHEIKH MUSTAFA

Abstract

In this study exegesis (Tafsir) of Surah al-Fath written in XVIII century by Sheikh

Mustafa bin Sheikh Yusuf will be introduced and examined in terms of content and

1 Doç. Dr., İstanbul Üniversitesi, Edebiyat Fakültesi, Türk Dili ve Edebiyatı Bölümü,

[email protected] 2 İstanbul Üniversitesi İslam Tarihi ve Sanatları Bölümü, Türk İslam Edebiyatı Anabilim Dalı doktora

öğrencisi, [email protected] 3 Bu makale Doç. Dr. Enfel Doğan’ın danışmanlığında İstanbul Üniversitesi Sosyal Bilimler

Enstitüsü’nde tamamlanmış olan Şeyh Mustafa Bin Şeyh Yusuf’un Fetih Sûresi Tefsiri (Metin-Günümüz

Türkçesine Çeviri-İnceleme-Sözlük) başlıklı yüksek lisans tezinden üretilmiştir.

Page 2: Milad SALMANİ XVIII. YÜZYILDA YAZILMIŞ OLAN BİR ...isamveri.org/pdfdrg/G00028/2016_24/2016_24_DOGANE...Milad SALMANİ2 XVIII. YÜZYILDA YAZILMIŞ OLAN BİR TEFSİR: ŞEYH MUSTAFA’NIN

The Journal of Academic Social Science Yıl: 4, Sayı: 24, Mart 2016, s. 395-405

396

Enfel Doğan - Milad Salmani

ortographic features. This exegesis which has not previously been examined by any

researcher and nonregistered in the Tafsir bibliographies, is an important piece of

the Ottoman field Turkish exegesis (Tafsir) culture. Additionally, this exegesis is

important in terms of language research by being an example of classic Ottoman

language of XVIII century. The exegesis has two known copies: One is registered

with number 40 in the Department of Islamic law at the Ali Emiri Efendi, Millet

Manuscript Library and the other is registered with number 5306 in Konya

Regional Manuscripts Library. The copy in Ali Emiri Library can be accepted as

the copy of the author in terms of spelling and language compatibility and the

detailed information included. The duplicate in Konya is registered to be copied by

Mullah Ali in 1206 (1792/73).In this study the life of the exegete, the shape

elements of the known copies and ortographic features of his work will be

introduced.

Key Words: Sheikh Mustafa bin Sheikh Yusuf, Surah al-Fath, Qur’an exegesis in

Ottoman, Tafsir

GİRİŞ

Anadolu dışında Türklerin yaşadığı diğer bölgelerdeki tefsir çalışmaları ve Kur’an’ı

Türkçeye tercüme etme çabaları, Türklerin İslam’ı kabul ettikleri ilk yıllardan itibaren başlayan

bir faaliyettir. Anadolu Selçukluları ve Anadolu beylikleri yaptıkları ilmî faaliyetlerinde tefsir

ilmine önem vermişlerdir. Özellikle Anadolu beylerinin Türkçe dışında başka bir dile vâkıf

olmamaları bu çalışmaların önemini arttırmış ve neticede devrin ilmi geleneğine uygun olarak,

İhlâs, Yâsîn, Mülk gibi surelerin Türkçeye çevirileri ile Anadolu’da ilk Türkçe tefsir ve Kur’an

tercümeleri ortaya çıkmıştır. (Öztürk, 2012: 90-106). Bu faaliyet sonraki dönemlerde ve

Osmanoğullarının kurduğu devletin de geleneğinde devam ettirilmiştir ve Arapça İslamî

kaynaklar dışında,bazı Farsça ve Türkçe eserlere de şerh yazılma gerekliliği duyulmuş ve hatta

bazen şerh ve terfsir ifadelerinin birbirinin yerine kullanıldığı görülmüştür (Çınarcı, 2015: 182-

183). Osmanlı padişahlarının Kur’an rehberliğinde toplumu yönetme politikaları tefsir ilminin

her zaman ön planda tutulmasına ve padişahların din âlimleri ile yakından ilgilenmelerine sebep

olmuştur (Demir, 2006: 97-99). Bu faaliyet Osmanlı idaresi boyunca hız kesmeden devam etmiş

ve bu coğrafyada gerek Kur’an’nın tamamı, gerekse cüz’ veya sureler, hatta ayetler halinde

tefsirler ve tercümeler kaleme alınmasına vesile olmuştur. Sure tefsirleri genellikle Fâtiha,

Yâsîn, Tebâreke, İhlâs gibi sureleri kapsamıştır. Osmanlı döneminde sayısı çok fazla olmasa da,

Kur’anın tümünü içeren bazı Türkçe tefsirler ortaya çıkmıştır. Tercümetü’t-Tibyân fî Tefsîri’l-

Kur’ân, Zübdetü Âsâri’l-Mevâhib ve’l- Envâr ve çoğu Ebu’l-Leys es-Semerkandî’nin Tefsîru’l-

Kur’ân adlı eserinden esinlenerek Ahmed-i Dâî, Musa el-İznîkî, ve İbn Arabşâh gibi zâtlar

tarafından kaleme alınan eserler, bu bağlamda örnek olarak gösterilebilir. (Detaylı bilgi için bkz.

Aydar, 2012: 308-310; Birişik, 2004: 54-61; Öztürk, 2012:92-106)

Bu çalışmada XVIII. Yüzyılda Osmanlı şeyhülislâmı olan Esad Efendi’ye sunulmak

üzere Şeyh Mustafa bin Şeyh Yusuf’un kaleme aldığı Fetih Suresi Tefsiri içerik ve şeklî

unsurlar açısından tanıtılacak ve aynı dönemde istinsah edilmelerine rağmen mevcut olan iki

nüsha arasındaki farklılık ve benzerlikler kısaca ele alınacaktır.

Şeyh Mustafa’nın Hayatı:

Page 3: Milad SALMANİ XVIII. YÜZYILDA YAZILMIŞ OLAN BİR ...isamveri.org/pdfdrg/G00028/2016_24/2016_24_DOGANE...Milad SALMANİ2 XVIII. YÜZYILDA YAZILMIŞ OLAN BİR TEFSİR: ŞEYH MUSTAFA’NIN

The Journal of Academic Social Science Yıl: 4, Sayı: 24, Mart 2016, s. 395-405

397

XVIII. Yüzyılda Yazılmış Olan Bir Tefsir: Şeyh Mustafa’nın Fetih Suresi Tefsiri

XVIII. Yüzyılın başında doğduğu tahmin edilen Şeyh Mustafa bin Şeyh Yusuf, Aydın’ın

Nazilli kasabasına mensuptur. Şeyh Mustafa, kaleme aldığı eserinde Nazillili olduğunu ve fıkıh

öğrendiğini ifade eder. XVIII. Yüzyılda Nazilli’de müftülük yapan Şeyh Mustafa’nın hayatı ile

ilgili kaynaklarda kesin bir bilgiye rastlanamamıştır. Lâkin kaleme aldığı eserine bakıldığında,

Mustafa’nın kendi hayatı ve XVIII. Yüzyılda yaşanan bazı hâdiseler ile alakalı kayda değer

bilgiler mevcuttur.

Şeyh Mustafa ismini belirtmediği bir şehirde ‘ulûm-ı nafia’ (fıkıh) öğrenmekle meşgul

iken, Nazilli’de müftü olan babası Şeyh Yusuf’un daveti üzerine H. 1144 (M. 1731/32) yılında

Nazilli’ye geri döner. Akrabalar ve tanıdıkların ısrarı ile müftülük için babasından icazet ister ve

olumlu cevap alarak Nazilli’ye yerleşir. Şeyh Mustafa eserinde o devirde âlimlerin ve fetva

ilminin rağbet gördüğünü, halkın refahta yaşadığını ve Sarıbeyoğlu isimli eşkıyanın ortaya

çıkmasıyla beraber halkın huzurunun kaçtığını eserinde şöyle ifade eder:

Ammā ol ‘aŝırda fi’l-cümle ‘ülemāya ve fetvāya raġbet ve i‘tibār ve beldede vus‘at ve

‘imār var idi. Beş altı sene refāh-ı ģāl üzre umūr-ı fetvā ile meşġūl iken civārda Ŝarı Bey Oġlı

nām yaġı žuhūr ve nėçe bilād ve ‘ibāda íŝāl-ı ĥasāret ve fütūr ėtmegile ahālí mużšaribü’l-aģvāl

ve ekśer-i nās ‘adem-i emniyyetden ve ziģām-ı ‘asākirden períşānü’l-bāl oldılar. (A.E

2a/12:2b/5)

Sarıbeyoğlu vakası Mustafa’nın Nazilli’ye yerleşmesinden beş ila altı sene sonra

gerçekleşir (M. 1736-37). Sarıbeyoğlu’nun ölmesiyle eşkıyanın halka verdiği rahatsızlıklar yine

de sona ermez ve onun arkadaşları isyan çıkarmaya devam eder. Şeyh Mustafa, Sarıbeyoğlu’nun

ölümünden sonra diğer haydutların daha beter olduğunu alttaki beyit ile ifade eder:

Raķibiŋ biri öldü biŋi ķaldı Ģayıf kim ölecegi diri ķaldı (A.E 2b/11:2b/12 )

Eşkıyanın başı olan Sarıbeyoğlu’nun ölümüyle diğer haydutların çevredeki eşrâf ve

zenginler tarafından desteklendiğini ve bu yüzden şehirde huzur kalmadığını belirten Şeyh

Mustafa, İstanbul’a göçer ve İstanbul’daki yirmi senelik ikameti boyunca bir yandan fıkıh ve

tefsir ilmi öğrenmeye devam edip bir yandan da kitabet yaparak hayatına devam eder. (M.

1737-1757)

A.E nüshasında kayıtlı olan bilgilere göre, 12 Aralık Perşembe günü 1754 tarihinde Şeyh

Mustafa, evine gönderilen çavuş vasıtasıyla Nazilli ağasının kendisinin İstanbul’da ikamet

etmesinden hoşnut olmadığını ve rüşvet verip bir kaç şerir kişiyi İstanbul’a göndererek Nazilli

kadısının Şeyh Mustafa’nın, memleketine geri gönderilmesi talebinde bulunduğunu ve kadının

talebinin kabul edildiğini öğrenir. Şeyh Mustafa çavuşlar emininden Nazilli’ye geri dönmeyip

başka bir yere gönderilmesi için talepte bulunsa da isteği kabul edilmez. Emir üzere, cuma günü

erkenden yola koyulmak için eşyalarını toplamaya başlar. Karara göre Cuma namazından sonra

Nazilli’ye gönderilecek olan Şeyh Mustafa, hemen abdest alıp iki rekât sabah namazı kılar, İsm-

i Azam olan ayetler ve hadisleri otuz üçer kere okumaya başlar. Şeyh Mustafa Cuma namazını

kılmak için izin istese de kendisine izin verilmez. Böylece, sadece öğle namazını kılmaya

koyulur. Namazda Şeyh Mustafa için bir işaret doğar. Namazı bitirir ve Osmanlı sarayını gören

divanhane penceresinden sarayı seyretmeye başlar. Birdenbire saray ehlinin telaşa kapıldığını

görür ve Sultan I. Mahmud’un Cuma namazından dönerken demir kapıdan içeri girdiğinde atın

üstünde vefat ettiğini öğrenir. Bu hadiseden sonra, Şeyh Mustafa Nazilli’ye gönderilmez. Saray

Page 4: Milad SALMANİ XVIII. YÜZYILDA YAZILMIŞ OLAN BİR ...isamveri.org/pdfdrg/G00028/2016_24/2016_24_DOGANE...Milad SALMANİ2 XVIII. YÜZYILDA YAZILMIŞ OLAN BİR TEFSİR: ŞEYH MUSTAFA’NIN

The Journal of Academic Social Science Yıl: 4, Sayı: 24, Mart 2016, s. 395-405

398

Enfel Doğan - Milad Salmani

ehli kendisine altınlar verir ve dualar ısmarlar. Böylece Şeyh Mustafa eskisi gibi ders ve

mutâlaaya meşgul olur.

Şeyh Mustafa H. 1185 (M. 1771/72) yılında, sevenlerinin ve dostlarının talebi üzere

Nazilli’ye döner ve birkaç sene orada ikamet ederek müftülük yapar; lakin kaç zaman sonra

görevden alınır ve inzivaya çekilmek üzereyken Şeyhülislâm Esad Efendi’nin verdiği ibka

yazısıyla tekrar görevine atanır. Böylece Şeyhülislam Esad Efendi’ye teşekkür etmek amacıyla

Fetih suresini tefsir eder; ancak tefsir bittikten sonra, Esad Efendi’nin ölüm haberi duyulur (28

Temmuz 1778) (Aktepe, 1995) ve Şeyh Mustafa, yazmış olduğu Fetih Suresi Tefsiri’ni bir

kenara bırakır.

H. 1197 (M. 1783/84) yılında bir köşede bekletilen Fetih Suresi Tefsiri adeta dile gelir ve

Şeyh Mustafa ile konuşur:

“Ben nėçe böyle bülbül-i hezār-gūy-ı maģbūs-ı ķafes gibi durayım ve bir alay-ı períşān iḉre

mu‘aššal olayım? Beni bir ķadr-şinās ve eşref-i nās eline ŝun, ģatta ķafesden ĥalās ve imtiyāz ve

iĥtiŝāŝ ile müntefi‘ün bih olayım.” (A.E 7a/7:7a/10)

Bunun üzerine, Şeyh Mustafa kitabını kime sunabileceği konusunda düşünmeye başlar ve

sonunda bu tefsiri Aydın’ın onuru ve yüzsuyu olarak tanıttığı kapıcıbaşı Cihânzâde Hüseyin

Bey’e sunmaya karar verir. Sicill-i Osmânî’de Aydın’a mensup kapıcıbaşı Cihânzâde Hüseyin

Bey’in ölüm tarihi H. 1230’dur. (M. 1814/15) (Süreyya, 1996)

Doğum tarihi hakkında kesin bilgi bulunmayan Şeyh Mustafa’nın ölüm yeri ve tarihi de

net değildir.

Bursalı Mehmet Tahir’in Aydın Vilâyetine Mensûb Meşâyih, Ulemâ, Şuarâ, Müverrihîn

ve Etibbânın Terâcim-i Ahvâli adlı kitabının meşayih faslında Nazilli’ye mensup olup H. 1163

(M. 1750/51) yılında İzmir’de vefat eden Mustafa Efendi isimli zatın bu çalışmadaki Şeyh

Mustafa ile aynı kişi olması muhtemel görülmemektedir. Sicill-i Osmânî’de H. 1203 (M.

1788/89) yılında vefat etmiş olan ve Cihanzâde Hasan Bey’in akrabası olan Mustafa Bey isimli

bir madde bulunmaktadır. Mustafa Bey için burada verilen ölüm tarihi (M. 1788/89), Fetih

Suresi Tefsirinin müellifi olan Şeyh Mustafa’nın eserinde yazdığı sergüzeşte göre istihraç

edilebilen muhtemel ölüm tarihine yakındır; lakin Tefsir’in sunulduğu zatın ismi Cihânzâde

Hasan Bey değil; Hüseyin beydir. İlaveten, aynı eserde Cihânzâde Hasan Bey olarak iki madde

bulunmaktadır. İkisi de Aydınlı olan bu zatların birinin vefat tarihi I. Abdülhamit devrinin (M.

1774-1789) başları, diğerinin ise H. 1228 (M. 1813/14) yılından sonraki bir tarih olarak

belirlenmiştir. Yazmada adı geçen ve tefsirin sunulduğu Cihânzâde Hüseyin Bey ile alakalı ise,

Sicill-i Osmânî’de tek başlık kayıtlıdır. Bu maddeye göre Hüseyin Bey Aydınlıdır, kapıcıbaşı

olup silahdar ağalığından azledilerek H. 1230 (M. 1815/16) tarihinde vefat etmiştir. Tercümenin

dile gelip Şeyh Mustafa ile konuşma hâdisesi M. 1783/84 yılında gerçekleşmiştir. Dolayısıyla

aynı yıllarda tercümenin ilgili şahsa sunulduğu varsayıldığında, Sicill-i Osmânî’de geçen Hasan

Bey’i yazmada adı geçen zat olarak kabul edip Şeyh Mustafa’ın ölüm tarihini H. 1203 (M.

1788/89) olarak kaydetmek isabetli olacaktır.

A. Eserleri:

1. Fetih Suresi Tefsiri

Şeyh Mustafa’nın bu tarihe kadar bilinen tek eseridir. Yukarıda da belirtildiği gibi, Şeyh

Mustafa bu eseri XVIII. Yüzyıl Osmanlı Şeyhülislamı Vassâfzade Esad Efendi’ye teşekkür

Page 5: Milad SALMANİ XVIII. YÜZYILDA YAZILMIŞ OLAN BİR ...isamveri.org/pdfdrg/G00028/2016_24/2016_24_DOGANE...Milad SALMANİ2 XVIII. YÜZYILDA YAZILMIŞ OLAN BİR TEFSİR: ŞEYH MUSTAFA’NIN

The Journal of Academic Social Science Yıl: 4, Sayı: 24, Mart 2016, s. 395-405

399

XVIII. Yüzyılda Yazılmış Olan Bir Tefsir: Şeyh Mustafa’nın Fetih Suresi Tefsiri

amacıyla kaleme almış ama eserini Esad Efendi’ye sunamamıştır. Fetih Suresi Tefsiri’nin

bilinen iki nüshasına da bakıldığında, bu bilgi her iki nüshada doğrulanır. Şeyh Mustafa yaptığı

tefsirde bazı ayetleri diğer ayetler ile birleştirerek, bazılarını teker teker, bazılarını ise tek ayeti

bir kaç parçaya bölerek tefsir etmiştir. Ayetin verdiği mesajı açıklamak üzere Arapça nahiv ve

dilbilgisi açıklamaları yapmıştır ve Arapça beyit veya hadislerden örnekler vererek yaptığı

tercümeyi doğrulamaya çalışmıştır.

2. Hayâtü’l-Hayevân Tercümesi

Her ne kadar Konya Bölge Yazma Eserler Kütüphanesi nüshasında Mustafa’nın

Hayâtü’l-Hayevân kitabını Türkçeye çevirip tamamladığı kayıtlı olsa da, bu bilginin doğru olup

olmadığı karanlıktır. Zira Konya nüshasındaki imla hataları, cümle bozuklukları ve karalamalar,

bu yazmanın müstensihi olan Molla Ali’nin kitabet konusunda çok başarılı ve güvenilir bir kâtip

olmadığı zannını uyandırmaktadır. Ayrıca, Ali Emiri nüshasında sergüzeşt-i mütercim bölümü

detaylı bir şekilde aktarılırken böylesi mühim bir bilgiye yer verilmemiştir. Demiri tarafından

Arapça olarak kaleme alındığı bilinen Hayâtü’l-Hayevân’ın ise Mehmet b. Süleyman ve

Abdurrahman es-Sivasî tarafından Türkçeye çevirildiği bilinmektedir. (Çiçek, 2013)

Şeyh Mustafa’nın eserleri ile alakalı belirtilmesi gereken bir diğer önemli husus, Konya

nüshasındaki “Ģātem fí Beyān-ı Evŝāf-ı Resūl ‘Aleyhi’s-selām” ve “Hāźā Kitâbu Tercüme-i

Tefsír-i Sūre-i Vakı‘a” bölümleridir. Ali Emiri nüshasında bu iki bölümün bulunmaması ve de

eserin giriş kısmında bu bölümler ile alakalı bilgi verilmemesi dikkat çekmektedir. Ayrıca,

Konya nüshası, Nazilli Kazası voyvodası ve Hayâtü’l-Hayevân kitabının tercümesine sebep

olan zat olarak tanıtılan Ayçalızade Seyyid Hacı Hasan Ağa’nın oğlu Seyyid Halil beye

sunulmuştur.

B. Nüshalar

1. Ali Emiri Nüshası

“Tefsîr-i Sûre-i Fetih” başlığıyla kayıtlı olup 47 yaprak olan A.E nüshasının her

yaprağında 13 satır yer almaktadır. Eserin boyutları 198x126, 121x70 mm. olup yazı türü ise

nesihtir. Kütüphanenin katalogunda Şeyh Mustafa’nın ölüm tarihi H. 1144 (M. 1731/32) yazılsa

da, bu tarih Şeyh Mustafa’nın Nazilli’ye dönüş tarihidir ve ölüm tarihi değildir. İstinsah tarihi

ve müstensihi kayıtlı olmayan bu nüshanın – özellikle mütercimin hayatını detaylarla anlatması

göz önünde bulundurarak – temize çekilmiş müellif nüshası olması kuvvetle muhtemeldir. İmla

hataları ve anlam bozuklukları oldukça az olan bu nüsha temiz ve okunaklı bir üslup ile

yazılmıştır. Bu yazmada, 1b-8b varakları arasında mütercimin hayatı, eserin yazılış sebebi, kime

sunulduğu ve dönemin bazı tarihi hadiseleri hakkında bilgi verildikten sonra, ‘sebeb-i nüzul’

kısmı yer alır. Kısaca Fetih suresinin indiriliş sebebi açıklanır ve sırasıyla ayetler tefsir edilir.

Bununla birlikte, Şeyh Mustafa yaptığı çevirilerde ve açıklamalarda derinleşmemiş ve kaleme

aldığı çevirinin kısa ve özet olduğunu ifade etmiştir:

...anuŋ içün ehl-i tefsír çoķ vecihler yazmışlardur, bu muĥtaŝar tercümede ol vecihleriŋ

cümlesi[ni] yazmaķ münāsib olmaz. (A.E 20b/1:2)

Tefsirde, ayetlerin anlamı ve tefsiri açıklanırken, yer yer Osmanlı tarihi ile alakalı bilgiler

de yer alır. Örneğin Mısır sultanı Kayıtbay tarafından H. 1050 (M. 1640/41) yılında Hz.

Muhammed’in kadem-i şerifinin bir şahıstan yedi yüz altına satın alındığı ve bu kademi kendisi

için hazırladığı türbeye yerleştirdiği, bir süre sonra söz konusu kadem-i şerifin Sultan I.

Ahmet’in talimatı ile Kayıtbay’ın türbesinden sökülerek İstanbul’a getirtildiği, Sultan Ahmet’in

Page 6: Milad SALMANİ XVIII. YÜZYILDA YAZILMIŞ OLAN BİR ...isamveri.org/pdfdrg/G00028/2016_24/2016_24_DOGANE...Milad SALMANİ2 XVIII. YÜZYILDA YAZILMIŞ OLAN BİR TEFSİR: ŞEYH MUSTAFA’NIN

The Journal of Academic Social Science Yıl: 4, Sayı: 24, Mart 2016, s. 395-405

400

Enfel Doğan - Milad Salmani

kadem-i şerifi Eminönü’nde karşıladığı ve teslim alınca söylediği meşhur beyitler,

Peygamber’in ayak izlerini kendi elleriyle At Meydanı’ında bulunan camiye yerleştirdiği ve

bunun üzerinde Peygamber ve Kayıtbay’ı rüyasında görerek kadem-i şerifi tekrar aldığı yere

geri gönderdiğini 14. ayetin tefsirinde anlatmıştır. Şeyh Mustafa yine 27. ayetin tefsirinde,

Kâbe’nin beş kez inşa edildiğini ve tarih kitaplarında okuduğu bilgilere istinat ederek H. 1016

(M. 1607/08) yılında Sultan Ahmet’in Kâbe binasında köklü bir onarım yaptığını söyler

(Salmani, 2015). Ayrıca, 43a’da “teshîr-i kulûb” (gönülleri ele geçirme) babında yazılmış olan

bir vefk-ı şerîf (muska) vardır. Bu duayı Şeyh Mustafa şöyle açıklar:

Ve bu vefķ-ı şerífiŋ tesĥír-i ķulūb bābında daĥı ‘acíb ĥaŝŝesini beyān ėtmişlerdür. Bu

vefķı yazuṕ bir kimse yanında götürse ol kimse mulūk ve vüzerā ve ekābir yanlarında sevgülü

olur. Ve ba‘żı ĥavāŝŝı bu faķíriŋ ŝaģíģen mücerrebüm olmaġıla buĥl ėtmeyüṕ bu maģalla

ŝūretini yazdum. (A.E 43a/2:43a/3 ve haşiye.)

Eserin mukaddime kısmında yer yer Arapça beyitler ve Türkçe açıklamalarının yer alması

Şeyh Mustafa’nın şiire ilgi duyduğunu gösterir.

Ali Emiri nüshasının ilk sayfası:

Page 7: Milad SALMANİ XVIII. YÜZYILDA YAZILMIŞ OLAN BİR ...isamveri.org/pdfdrg/G00028/2016_24/2016_24_DOGANE...Milad SALMANİ2 XVIII. YÜZYILDA YAZILMIŞ OLAN BİR TEFSİR: ŞEYH MUSTAFA’NIN

The Journal of Academic Social Science Yıl: 4, Sayı: 24, Mart 2016, s. 395-405

401

XVIII. Yüzyılda Yazılmış Olan Bir Tefsir: Şeyh Mustafa’nın Fetih Suresi Tefsiri

2. Konya Nüshası

Konya nüshası 84 yapraktır ve her yaprakta 15 satır yer almaktadır. Yazmanın ebatları

209-120-157x72 mm. olup Konya Bölge Yazma Eserler Kütüphanesinde 287.211 numarada

“Tercüme-i Tefsir-i Sûre-i Fetih” başlığıyla kayıtlıdır. İnternet sitesindeki katalogda eserin

müellifi Seyyid Halil Bey gösterilmiştir; lakin bu eser Şeyh Mustafa’nın Fetih Suresi Tefsiri’nin

bir diğer edisyonudur. Seyyid Halil Bey ise eserin sunulduğu zatın ismidir. Her ne kadar eserin

başlığında “Hâzâ Kitabu Terceme-yi Tefsîr-i Sûre-yi Fetih” yazsa da, yaprak sayısının diğer

nüshadan fazla olmasının nedeni, bu eserin Fetih Suresi Tefsiri’nin yanı sıra dört halifeyi

anlatan ve Vakı’a suresinin tefsirini içeren iki ek bölümü ihtiva etmesidir. Harekeli olan bu

nüshanın yazım üslubu A.E nüshasıyla aynı olmakla beraber, bu nüshadaki imla hataları, cümle

bozuklukları, karalamalar ve yanlış harekelendirmeler oldukça fazla ve dikkat çekicidir.

Konya nüshasında Şeyh Mustafa’nın Nazilliye dönüş tarihi H. 1145 (M. 1732/33) olarak

belirtilmiştir. Bu nüshada Sarıbeyoğlu vakası çok özet anlatılır, Sultan I. Mahmud’un ölümü

hadisesi hakkında bilgi verilmez ve Nazilli’ye geri dönüş yılı ise H. 1180 (M. 1766/67) olarak

gösterilir. Tefsirin verdiği ibka yazısına teşekkür etmek amacıyla Şeyhülislam Esad Efendi’ye

teşekkür etmek amacıyla kaleme alındığı fakat Esad Efendi’nin ömrünün buna yetmediği bu

Page 8: Milad SALMANİ XVIII. YÜZYILDA YAZILMIŞ OLAN BİR ...isamveri.org/pdfdrg/G00028/2016_24/2016_24_DOGANE...Milad SALMANİ2 XVIII. YÜZYILDA YAZILMIŞ OLAN BİR TEFSİR: ŞEYH MUSTAFA’NIN

The Journal of Academic Social Science Yıl: 4, Sayı: 24, Mart 2016, s. 395-405

402

Enfel Doğan - Milad Salmani

nüshada da belirlenmiştir; lakin diğer nüshaya göre önemli fark, yukarıda da belirtildiği üzere,

bu nüshada Şeyh Mustafa’nın üç yıllık bir süreyi inzivada geçirdiği ve bu süre içinde Hayâtü’l-

Hayevân isimli kitabın tercümesini bitirdiğidir. Nüshadaki bilgiye göre Şeyh Mustafa

mahcuriyet döneminde hayatı boşa harcanmasın diye üç senede bu kitabı çevirmiştir:

...ve ba‘dehu vašan-ı aŝliyyemiz olan Nāzilli Ķaŝabasına gelüṕ ke’l-evvel ders ve

mušāla‘aya meşġūl olunuṕ bu ģāl üzere sene-i hicriyye seksen tāriĥine vardıķda ba‘żı eģbābıŋ

ta‘rifiyle yėne Nāzilli fetevāsına me’źūn oluṕ bir ķaḉ seneler mekś ve iķāmet üzere iken bi-

taķdíri’llāhı te‘āla fetevādan maģcūr oluṕ tażyi‘-i evķāt olmasun iḉün Ģayātü’l-Ģayavān

kitābını üḉ senede tercüme eyleyüṕ elģamduli’llāh te‘ālā itmāmı müyesser oldı... (KN,

2b/11:3a/5)

Esad Efendiye sunulamayan tercümenin dile gelme tarihi bu nüshada H. 1196 (M.

1782/83) olarak kayıtlıdır. Ayrıca, bu nüsha Nazilli Voyvodası olarak tanıtılan Seyyid Halil

Bey’ye takdim edilmiştir. Bu nüshadaki müellif bilgileri diğer nüshaya göre oldukça eksiktir ve

tarihlerde de uyuşmazlık vardır. İstinsah tarihi H. 1206 (M. 1792/93) olan bu nüshanın

müstensihi Molla Ali Kesebi isimli zattır. Görünen o ki, Molla Ali istinsah sırasında birebir

istinsah etmeyip eseri harekelendirmekle beraber kendi yorumunu da eklemeye çalışmıştır.

Konya Nüshasının ilk sayfası:

İmla özellikleri

A.E nüshası oldukça tutarlı bir üslup ile yazılmıştır ve sınırlı hatalar hariç, Arapça

harflerin birbirine karştırılması ve çift imlalı kelimeler söz konusu değildir. Örneğin سرگذشت

Page 9: Milad SALMANİ XVIII. YÜZYILDA YAZILMIŞ OLAN BİR ...isamveri.org/pdfdrg/G00028/2016_24/2016_24_DOGANE...Milad SALMANİ2 XVIII. YÜZYILDA YAZILMIŞ OLAN BİR TEFSİR: ŞEYH MUSTAFA’NIN

The Journal of Academic Social Science Yıl: 4, Sayı: 24, Mart 2016, s. 395-405

403

XVIII. Yüzyılda Yazılmış Olan Bir Tefsir: Şeyh Mustafa’nın Fetih Suresi Tefsiri

kelimesi سرگزشت (4b/4) olarak yazılmıştır. Bunun dışında, alsı Farsça olan iki kelimede /î/ sesi

kısalmıştır:

şāhín > şāhin 13 شاهنa/13

çirkín > çirkin 15 چرکنb/3

A.E nüshasında sadece ayetler ve okunuşu zor olan Arapça ibareler harekelidir ve

dönemin klasik imla üslubuna uygun olarak Türkçe kelimelerde hareke kullanılmamıştır. (İmla

özellikleri ile ayrıntılı bilgi için bkz. Salmani, 2015)

KN. Nüshası ise tamamen harekeli olup ayetler kırmızı mürekkeple yazılmıştır. Bu

nüshada müstensihin imla hataları oldukça fazladır. Bu nüshadaki bazı imla hatalar alttaki

gibidir:

rûy-ı arzda ( ارضده روی ) 3b/13

tażarru‘ (تضرع) 5b/9

âĥirete (آخرته) 7b/11

vuģûş (وحوش) 8b/7

ṕenḉesine ( سنه پنجه ) 9b/8

Bu nüshada şeddeler de genellikle yerinde kullanılmamıştır:

muģabbet (محبّت) 5a/7

Nazilli (نازّلی) 4b/8

Sonuç

XVIII. Yüzyılda Şeyhülislam Esad Efendi’ye sunulmak üzere Şeyh Mustafa bin Şeyh

Yusuf tarafından kaleme alınmış olan Fetih Suresi Tefsiri, araştırmacıların ve özellikle tefsir

üzerine çalışma yapanların gözünden gizli kalan önemli bir eserdir. XVIII. Yüzyılın başlarında

doğup aynı yüzyılın sonlarında vefat etmiş olduğu tahmin edilen Şeyh Mustafa, eserinde Fetih

suresinin nüzul sebebini açıkladıktan sonra ayetleri bazen teker teker bazen birkaç ayetin

beraber getirmek suretiyle tercüme ve tefsir etmiş, bazı kelimeleri ve ibareleri Arapça dilbilgisi

açısından açılımını yapmış ve şerh etmiştir. Bu eser İslam tarihinde yaşanmış olan bazı

hadiseler ve Hz. Peygamber’in Hudeybiyye fethi esnasındaki mucizesi, Za’ide isimli hatuna

beliren keramet, Harun Reşid’in avlanma hikayesi, Hz. Muhammed’in ayak izlerinin Mısır’dan

İstanbul’a getirtilip geri gönderilmesi vb. gibi rivayetler açısından kayda değer bilgiler

içermektedir. İlaveten, eser Sultan I. Mahmud’un vefat hadisesi, Aydın’da Sarıbeyoğlu’nun

eşkıyalığı ve benzer olayları belgeleyen bazı tarihî hadiselerin de bilgilerini ihtiva etmektedir.

Page 10: Milad SALMANİ XVIII. YÜZYILDA YAZILMIŞ OLAN BİR ...isamveri.org/pdfdrg/G00028/2016_24/2016_24_DOGANE...Milad SALMANİ2 XVIII. YÜZYILDA YAZILMIŞ OLAN BİR TEFSİR: ŞEYH MUSTAFA’NIN

The Journal of Academic Social Science Yıl: 4, Sayı: 24, Mart 2016, s. 395-405

404

Enfel Doğan - Milad Salmani

Şeyh Mustafa’nın Fetih Suresi Tefsiri’nin Millet Yazma Eserler Kütüphanesi, Ali Emiri

Şeriye Bölümü, 40 numara ve Konya Bölge Yazma Eserler Kütüphanesi 5306 numara olmak

üzere iki nüshası tespit edilmiştir. Konya nüshası Molla Ali isimli zat tarafından 1206 Hicrî

(1792/93 Miladi) yılında istinsah edilmiştir ve Ali Emiri nüshasının istinsah tarihi kayıtlı

değildir.

Ali Emiri nüshasında Fetih suresine ait olan 29 ayetin yanı sıra, Kur’an-ı Kerim’den 9

farklı ayete de yer verilmiştir. Metinde toplam 3 Türkçe beyit, 1 Farsça beyit, 11 Arapça beyit

ve 2 hadis vardır. İlaveten, kaynakları gösterilerek 2 rivâyet de eserde yer almaktadır.

Osmanlı dönemi tefsir bibliyografya çalışmalarında bu eserle alakalı bilgilere

rastlanamamıştır. Bu sebeple, söz konusu tefsirin ilim dünyasına tanıtılmasıyla birlikte Osmanlı

Türkçe tefsir geleneği halkalarından biri daha ilim âleminin istifadesine sunulmuştur.

KAYNAKLAR

ABAY, Muhammed, (1999), “Osmanlı Döneminde Yazılan Tefsir ile İlgili Eserler

Bibliyografyası”, Divan, C.1, S. 6, s. 249-303.

ABAY, Muhammed, (1992), Osmanlı Dönemi Müfessirleri, Uludağ Üniversitesi Sosyal

Bilimler Enstitüsü, Bursa.

AKTEPE, Münir, (1995), “Esad Efendi”, Diyanet İslam Ansiklopedisi (DİA), C.XI, s.

347, İstanbul.

AYDAR, Hidayet, (2012), “Osmanlı Tefsir Kültürü Açısından Mühim Bir Eser; Bursa

Ulucami 435 Numaralı Tefsir Nüshası”, Turkish Studies, Volume 7/3, Summer

s.307-327.

BİRIŞIK, Abdülhamit, (2004), “Osmanlıca Tefsir Tercümeleri ve Hüseyin Vaiz-i

Kaşifi’nin Mevahib-i Aliyye’si”, İslami Araştırmalar Dergisi, C.17, S.1, s.53-68.

BURSALI Mehmet Tahir bin Rıfat, (1994), Aydın Vilâyetine Mensûb Meşâyih, Ulemâ,

Şuarâ, Müverrihîn ve Etibbânın Terâcim-i Ahvâli, Akademi Kitabevi, İzmir.

ÇİÇEK, Ali, (2013), Hayâtül-Hayevân Tercümesi Üzerine Bir Dil Çalışması, (İnceleme –

Metin – Dizin), Fenomen Yayıncılık, İstanbul.

DEMİR, Ziya, (2006), XIII.-XVI. y.y. Arası Osmanlı Müfessirleri ve Tefsir Çalışmaları,

Ensar Neşriyat, İstanbul.

GÜMÜŞKILIÇ, Mehmet, (2008), “Orta Osmanlıcada İmlâ-Telaffuz İlişkisi”, Turkish

Studies, Volume 3/6, Fall s.272-288.

ÖZKAN, Mustafa, (2013), Türk Dilinin Gelişme Alanları ve Eski Anadolu Türkçesi, Filiz

Yay., İstanbul.

ÖZKAYNAK, Kemal, (1944), Aydın Şairleri ve Müellifleri, C.H.P. Basımevi, Aydın.

ÖZTÜRK, Mustafa, (2012), Osmanlı Tefsir Mirası, Ankara Okulu Yayınları, Ankara.

SALMANİ, Milad, (2015), Şeyh Mustafa Bin Şeyh Yusuf’un Fetih Sûresi Tefsiri (Metin-

Günümüz Türkçesine Çeviri-İnceleme-Sözlük), İstanbul Üniversitesi, Sosyal

Bilimler Enstitüsü, İstanbul.

Page 11: Milad SALMANİ XVIII. YÜZYILDA YAZILMIŞ OLAN BİR ...isamveri.org/pdfdrg/G00028/2016_24/2016_24_DOGANE...Milad SALMANİ2 XVIII. YÜZYILDA YAZILMIŞ OLAN BİR TEFSİR: ŞEYH MUSTAFA’NIN

The Journal of Academic Social Science Yıl: 4, Sayı: 24, Mart 2016, s. 395-405

405

XVIII. Yüzyılda Yazılmış Olan Bir Tefsir: Şeyh Mustafa’nın Fetih Suresi Tefsiri

SÜREYYA, Mehmet, (1996), (Haz., Nuri Akbayar), Sicill-i Osmani, I, II, III, IV., Tarih

Vakfı Yurt Yayınları, İstanbul.

Tefsîr-i Sûre-i Fetih, Millet Yazma Eserler Kütüphanesi Ali Emiri Şeriye bölümü No.40,

İstanbul. (A.E)

Tercüme-i Tefsîr-i Sûre-i Fetih, Konya Bölge Yazma Eserler Kütüphanesi No. 5306 ,

Konya. (KN)