26
ISSN: 1309 4173 (Online) 1309 - 4688 (Print) Volume 6 Issue 5, p. 193-218, September 2014 Journal of History Studies JHS H i s t o r y S t u d i e s Volume 6 Issue 5 September 2014 Milli Mücadele Yıllarında Suriye’deki Gelişmelerin Güney Cephesi ve Ankara Hükümeti Açısından Önemi –II The Impact of Developments in Syria on the Southern Front and Its Significance for the Ankara Government during Turkish War of Independence-II Doç. Dr. Sadiye Tutsak Uşak Üniversitesi - Uşak Öz: Bu çalışmada Milli Mücadele yıllarında Suriye’de meydana gelen gelişmelerin Güney cephesini nasıl etkilediği ve Ankara Hükümeti’nin Suriye’deki bu gelişmeler karşısında nasıl bir siyaset izlediği incelenmektedir. Makale izlenen bu siyasetin sonucu olarak hem Anadolu’nun güney illerinin Fransız işgalinden kurtarıldığını hem de Suriyeli Arapların Fransız mandası yerine Türk mandası isteyecek konuma geldiklerini tespit etmektedir. Anahtar Kelimeler: Anadolu, Fransa, Suriye, Mandater, Ankara Hükümeti Abstract: This study examines the impact of political developments in Syria on the southern front of Turkish Independence War along with the Ankara government’s policy on Syria. The article presents that the Ankara government’s policy on Syria not only helped to save southeastern Anatolian cities from French invasion but also brought Syrian Arabs in a position to seek a Turkish mandate instead of the French one. Keywords: Anatolia, Turkey, France, Syria, Mandate, Ankara Government 2. Güney Cephesinde Türk-Fransız Anlaşmazlığı Mondros Mütarekesi hükümlerine istinaden Ġtilaf Devletleri donanması 13 Kasım 1918 tarihinde Ġstanbul önlerine demir attı. Ġtilaf kuvvetlerinin Ġstanbul’da nüfuzunun arttığı bu sıralarda Fransızların Ġskenderun’a iĢgal etmek için girmesi Mustafa Kemal PaĢa’nın Suriye - Kilikya sınırı konusunda gösterdiği hassasiyetin sebebini daha iyi açıklamaktadır. Mustafa Kemal PaĢa’yı tedirgin eden Fransa’nın Ġskenderun’a girmesi, Ġngiltere ile güneyde yeni bir rekabeti de baĢlattı. Fransızlar, 1918 yılı sonunda Antakya’yı ve Pozantı’ya kadar Adana’yı iĢgal etmeye giriĢti. 1 Bu iĢgalin ardından 1919 yılı Nisan ayında Ġstanbul’dan Antakya’ya gelen Abdurrahman Melek, çok karıĢık bir ortamda bulunan burada çetecilik, diğer bir deyiĢle Kuva-yı Milliyeyi faaliyetlerinin emekli YüzbaĢı Asım Bey tarafından idare edildiğine tanık oldu. Melek’in ifadesiyle, YüzbaĢı Asım Bey’in idaresindeki bu çeteler dağdan Ģehre silâhlarla kurĢun sıkıyor, Ģehirlerdeki kıĢladan Fransız askerleri ise makineli tüfek ve toplarla karĢılık veriyorlardı. Silahlı çatıĢma nedeniyle Ģehir içinde ve dıĢında bir otorite kalmamıĢtı . 2 Bu gergin çatıĢma içinde dağdan Ģehre inen çeteler, sokaklarda Fransız devriyeleri ile karĢılaĢtıklarında, silâhlı çarpıĢmalar yaĢanıyordu. Fransız askerleri istedikleri kimseleri Ģehrin Bu makale, History Studies, Volume 6, Issue 4, July 2014’de yayınlanan “Milli Mücadele Yıllarında Suriye’deki GeliĢmelerin Güney Cephesine Etkisi ve Ankara Hükümeti Açısından Önemi –I”in devamıdır. 1 Ali Fuat Cebesoy, Bilinmeyen Hatıralar, Kuva-yı Milliyenin İçyüzü, Haz: Osman Selim Kocahanoğlu, Temel Yayınları, Ġstanbul 2011, s. 4-5; Ali Ġhsan Sâbis, İstiklâl Harbi ve Gizli Cihetleri, C.5, Nehir Yayınları, Ġstanbul, s.31-32; Justin McCarty, Ölüm ve Sürgün, Ġnkılâp Yayınları, Ġstanbul 1998, s. 232. 2 Abdurrahman Melek, Hatay Nasıl Kurtuldu, Türk Tarih Kurumu Yayınları, Ankara, 1991, s.3. Antakya civarında Emir Faysal lehine çetecilik faaliyeti gösteren kiĢi Asım Bey idi.

Milli Mücadele Yıllarında Suriye’deki Gelişmelerin Güney ... file1 Ali Fuat Cebesoy, Bilinmeyen Hatıralar, Kuva-yı Milliyenin İçyüzü, Haz: Osman Selim Kocahanoğlu, Temel

  • Upload
    others

  • View
    49

  • Download
    0

Embed Size (px)

Citation preview

ISSN: 1309 4173 (Online) 1309 - 4688 (Print)

Volume 6 Issue 5, p. 193-218, September 2014

Journal of History Studies

JHS

H i s t o r y S t u d i e s

Volume 6 Issue 5

September 2014

Milli Mücadele Yıllarında Suriye’deki Gelişmelerin Güney Cephesi ve

Ankara Hükümeti Açısından Önemi –II

The Impact of Developments in Syria on the Southern Front and Its Significance for

the Ankara Government during Turkish War of Independence-II

Doç. Dr. Sadiye Tutsak Uşak Üniversitesi - Uşak

Öz: Bu çalışmada Milli Mücadele yıllarında Suriye’de meydana gelen gelişmelerin Güney cephesini

nasıl etkilediği ve Ankara Hükümeti’nin Suriye’deki bu gelişmeler karşısında nasıl bir siyaset izlediği

incelenmektedir. Makale izlenen bu siyasetin sonucu olarak hem Anadolu’nun güney illerinin Fransız

işgalinden kurtarıldığını hem de Suriyeli Arapların Fransız mandası yerine Türk mandası isteyecek

konuma geldiklerini tespit etmektedir.

Anahtar Kelimeler: Anadolu, Fransa, Suriye, Mandater, Ankara Hükümeti

Abstract: This study examines the impact of political developments in Syria on the southern front of

Turkish Independence War along with the Ankara government’s policy on Syria. The article presents

that the Ankara government’s policy on Syria not only helped to save southeastern Anatolian cities

from French invasion but also brought Syrian Arabs in a position to seek a Turkish mandate instead

of the French one.

Keywords: Anatolia, Turkey, France, Syria, Mandate, Ankara Government

2. Güney Cephesinde Türk-Fransız Anlaşmazlığı

Mondros Mütarekesi hükümlerine istinaden Ġtilaf Devletleri donanması 13 Kasım 1918

tarihinde Ġstanbul önlerine demir attı. Ġtilaf kuvvetlerinin Ġstanbul’da nüfuzunun arttığı bu

sıralarda Fransızların Ġskenderun’a iĢgal etmek için girmesi Mustafa Kemal PaĢa’nın Suriye-

Kilikya sınırı konusunda gösterdiği hassasiyetin sebebini daha iyi açıklamaktadır. Mustafa

Kemal PaĢa’yı tedirgin eden Fransa’nın Ġskenderun’a girmesi, Ġngiltere ile güneyde yeni bir

rekabeti de baĢlattı. Fransızlar, 1918 yılı sonunda Antakya’yı ve Pozantı’ya kadar Adana’yı

iĢgal etmeye giriĢti.1 Bu iĢgalin ardından 1919 yılı Nisan ayında Ġstanbul’dan Antakya’ya

gelen Abdurrahman Melek, çok karıĢık bir ortamda bulunan burada çetecilik, diğer bir deyiĢle

Kuva-yı Milliyeyi faaliyetlerinin emekli YüzbaĢı Asım Bey tarafından idare edildiğine tanık

oldu. Melek’in ifadesiyle, YüzbaĢı Asım Bey’in idaresindeki bu çeteler dağdan Ģehre silâhlarla

kurĢun sıkıyor, Ģehirlerdeki kıĢladan Fransız askerleri ise makineli tüfek ve toplarla karĢılık

veriyorlardı. Silahlı çatıĢma nedeniyle Ģehir içinde ve dıĢında bir otorite kalmamıĢtı.2 Bu

gergin çatıĢma içinde dağdan Ģehre inen çeteler, sokaklarda Fransız devriyeleri ile

karĢılaĢtıklarında, silâhlı çarpıĢmalar yaĢanıyordu. Fransız askerleri istedikleri kimseleri Ģehrin

Bu makale, History Studies, Volume 6, Issue 4, July 2014’de yayınlanan “Milli Mücadele Yıllarında Suriye’deki

GeliĢmelerin Güney Cephesine Etkisi ve Ankara Hükümeti Açısından Önemi –I”in devamıdır. 1 Ali Fuat Cebesoy, Bilinmeyen Hatıralar, Kuva-yı Milliyenin İçyüzü, Haz: Osman Selim Kocahanoğlu, Temel

Yayınları, Ġstanbul 2011, s. 4-5; Ali Ġhsan Sâbis, İstiklâl Harbi ve Gizli Cihetleri, C.5, Nehir Yayınları, Ġstanbul,

s.31-32; Justin McCarty, Ölüm ve Sürgün, Ġnkılâp Yayınları, Ġstanbul 1998, s. 232. 2 Abdurrahman Melek, Hatay Nasıl Kurtuldu, Türk Tarih Kurumu Yayınları, Ankara, 1991, s.3. Antakya civarında

Emir Faysal lehine çetecilik faaliyeti gösteren kiĢi Asım Bey idi.

Milli Mücadele Yıllarında Suriye’deki Gelişmelerin Güney Cephesi ve Ankara Hükümeti Açısından Önemi

Journal of History Studies

JHS

194

H i s t o r y S t u d i e s

Volume 6 Issue 5

September 2014

herhangi bir semtinden sürükleyerek kıĢlaya götürüyor, hapis ve iĢkence ediyorlar, çeteler de

istedikleri kimseleri yakalayarak dağa kaldırıyorlardı.3 ÇatıĢmalarda atılan mermilerden ya da

serseri kurĢunlardan yaralananlar, ölenler olduğu gibi zarar gören Türk evleri de vardı.

YaĢanılan hadiselerden dolayı iĢgalci kuvvetler, Türklerden çekindikleri için Ģehir dıĢına ancak

askerî birlikler halinde çıkabiliyorlardı.4

Fransızlar, 1919 yılı ġubat ayında Adana’da belediye, polis, jandarma ve adliyeyi

kontrolü altına aldılar.5 Bu esnada Ġngilizler ise MaraĢ, Antep ve Urfa tarafını iĢgal etmek

niyetinde idi.6 Musul’u ele geçirmek isteyen Ġngilizlerin amacı, aslında buraları iĢgal ederek

Fransızlara karĢı elini güçlendirmekti.7 27 Aralık 1918 tarihinde Halep’ten Kilis’e gelen Ġngiliz

kuvvetleri 1 Ocak 1919’da Antep’i, 3 Ocak’ta Carablus’u, 22 ġubat 1919’da MaraĢ’ı iĢgal

ettiler.8 Urfa, 20 Mart 1919’da Ġngilizler tarafından abluka altına alındı

9 ve 24 Mart 1919’da

ise iĢgale maruz kaldı.10

Ġngilizler, 15 Eylül 1919 tarihinde Fransızlarla Suriye Ġtilafnamesi’ni

imzaladılar.11

Bu itilafname gereğince Ġngilizler diğer yerlerle birlikte MaraĢ, Urfa ve Antep’i

1 Kasım 1919 tarihinde Fransızlara terk ettiler.12

Anadolu halkı bu duruma tepki göstermek

için Mardin’de mitingler yaptı, protesto telgrafları çektiler.13

Ayrıca, merkezi Sivas’ta olan

Anadolu Kadınları Müdafaa-i Vatan Cemiyeti Reisi Melek ReĢit ile cemiyetin katibi ġefika

Kemal Hanımlar, Dersaadet, Ġngiltere, Fransa, Amerika ve Ġtalya siyasi temsilciliklerine

çektikleri telgraflarda, Fransızların halka hitaben yazıp dağıttıkları beyannamenin suretini derc

etmiĢlerdi. Halka nasıl zulm edileceğini açıklayan bu beyannameye dair protesto telgrafları, 24

Aralık 1918 tarihinde çekildi.14

Musul-ġam-Halep üçgenin kuzeyini kendi nüfuz sahası olarak belirleyen Fransa’nın

ihtiyaç duyduğu pamuk Anadolu’nun güneyinde fazlasıyla üretiliyordu. Bu sahadaki pamuk

istihsali Fransızların MaraĢ Antep ve Urfa’yı iĢgal etme iĢtahını kabartıyordu. Beyrut’ta

bulunan Fransız Yüksek Komiserliği çalıĢanı Ziraat Mühendisi Achort, 1919 yılında Kilikya’yı

dolaĢtıktan sonra tuttuğu raporunda; Fransa’nın pamuk ihtiyacını rahat karĢılayacak olan bu

3 Melek, age, s.3. 4 Age, s.3. 5 İstiklâl, 21 ġubat 1335/21 ġubat 1919. 6 Sâbis, age, C.5, s. 35. 7 YaĢar Akbıyık, Millî Mücadelede Güney Cephesi (Maraş), Kültür Bakanlığı Yayınları, Ankara 1990, s. 8-9. 8 Adnan Sofuoğlu- Adil Dağıstan, İşgalden Katılıma Hatay, Phoenix Yayınevi, Ankara 2008, s. 9; Akbıyık, age, s.

11-12. 9 Ankara Üniversitesi Türk Ġnkılap Tarihi ArĢivi (TĠTE ArĢivi), K (Kutu)25 Gömlek (G)30 Belge (B)30001. 10 Sofuoğlu- Dağıstan, age, s. 9; Akbıyık, age, s. 47. 11 Heyet-i Temsiliye Reisi Mustafa Kemal PaĢa, ülkenin tehlikede olduğunu bir kere daha açıklamak için

Kastomonu Vilayeti Belediye ve Müdafaa-i Hukuk Riyasetlerine Suriye Ġtilafnamesinin içeriğini açıklayan telgrafın

muhteviyatı aĢağıdadır.

1. Ġngilizlerin haksız olarak iĢgal etmiĢ oldukları ve tahliye ettikleri mıntıkaları Fransızlar iĢgale baĢlamıĢlardır.

2. Sınır, Halebi dıĢarıda bırakarak, Ģehrin batısından geçecekti. Buradan Urfa, Antep, MaraĢ ile Adana vilayetinin

çoğunluğunu Ġslâm ve Türk teĢkil eden zengin topraklarını içine alarak kuzeye doğru Harput ve Sivas’a kadar

uzanacağı ve bu Ģehirleri de içine alarak daha sonra Sivas’tan güneye Mersin’e kadar ulaĢan bir hudut ile Doğu

Anadolu’yu Batı Anadolu’dan ayıran bir mıntıkanın Fransız nüfuz ve idaresine gireceği,

3. Ġtilafnamenin Suriye’ye ait kısmında bulunan Beyrut vilâyetinin Fransızlar tarafından iĢgal edilmek suretiyle

Müslümanların en zengin sahil kısımlarından mahrum edilmek istendiği ve güya Araplara kalan ġam, Hama ve

Halep mıntıkasında Fransızların iktisadî ve sınaî nüfuzları altına sokulacağı kararlaĢtırıldı. Bakınız (Bkz.) Nurettin

Peker, 1918-1923 İstiklâl Savaşının Vesika ve Resimleri: İnönü, Sakarya, Dumlupınar Zaferlerini Sağlayan

İnebolu-Kastamonu ve Havalisi Deniz ve Kara Harekâtı ve Hatıralar, Gün Basımevi, 1955, s. 108. 12 Kemal Atatürk, Nutuk, C.I, Türk Devrim Tarihi Enstitüsü Yayınları, Ġstanbul 1982, s. 278; Sofuoğlu- Dağıstan,

age, s. 9. 13 İrade-i Milliye, 3 TeĢrin-i Sani 1335/3 Kasım 1919. 14 Telgraf için bkz. Bekir Sıtkı Baykal, Millî Mücadele’de Anadolu Kadınları Müdafaa-i Vatan Cemiyeti, Atatürk

AraĢtırma Merkezi Yayınları, Ankara 1996, s. 23-24.

Sadiye Tutsak

Journal of History Studies

JHS

195

H i s t o r y S t u d i e s

Volume 6 Issue 5

September 2014

bölgenin elde tutulması gerekliliğini vurguladı. Bu rapor, Fransa’nın Suriye’nin kuzeyini ele

geçirmek için neden çaba harcadığını açıkça ortaya koymaktadır.15

Mondros Mütarekesi imzalanıncaya kadar Musul’u Osmanlı toprağı olarak tutmaya

muvaffak olan 6. Ordu Kumandanı Ali Ġhsan (Sâbis) PaĢa, bu mütarekeden sonra buradan

çekilmemek için Ġngiliz kuvvetlerine karĢı çok direndi. Fakat Sadrazam ve BaĢkumandan

Vekili olan Ahmet Ġzzet PaĢa’nın 9 Kasım 1918 tarihinde verdiği emirle Ali Ġhsan PaĢa, hemen

ertesi günü Musul’u Ġngilizlere bırakarak mecburen Nusaybin’e çekildi.16

Yıldırım Ordular

Grubunun lağv edilmesinden sonra Mustafa Kemal PaĢa’nın Ġstanbul’a tayinin çıkması, Ali

Ġhsan PaĢa’nın komutasındaki 6. Ordunun mesuliyet sahasının geniĢlemesine sebep oldu.

Fransa’nın iĢtahını kabartan Anadolu’nun güneyinde ortaya çıkması muhtemel bir askeri

zafiyetin bertaraf edilmesi, aslında Ali Ġhsan PaĢa’nın sorumluluk sahasını geniĢletmesi

sayesinde aĢıldı. Ġnsiyatif kullanarak PaĢa, Halep’in Ġngiliz iĢgali altında bulunması nedeniyle

güneyden gelecek saldırı tehlikesine karĢı Fırat nehrinden Dicle nehrine kadar olan geniĢ

arazide teyakkuz halinde olacaktı. Kuzey tarafından Ġngiliz kuvvetlerinin Diyarbakır, Bitlis,

Van, Erzurum, Trabzon, Sivas, Elazığ vilayetlerine sokulmaması vazifesini PaĢa, kendine

bağlı, ancak bir hayli zayıflamıĢ olan kuvvetleriyle üstlendi.17

Mütareke hükümlerine göre

diğer ordular lağv olunurken 6 ve 9. Ordular daha lağv edilmemiĢti.18

Ali Ġhsan PaĢa, doğabilecek Ġngiliz iĢgallerine karĢı emrindeki kuvvetlerin bunu

engelleyememesi halinde halkın kendi hukukunu savunabilmek için her Ģehir ve kasabanın

Müdafaa-i Hukuk Cemiyeti kurmaları ve mahalli milis kuvvetleri oluĢturmaları konusunda

valilere ve mutasarrıflara tavsiyelerde bulundu. Bu tavsiyeye ilk uyan Urfa Mutasarrıfı Nusret

Bey oldu. Bu sıralarda Ġngiliz komutan Yarbay Kiling’in Urfa’ya gelerek izin almadan Ermeni

kadın ve çocukları araması ve mütareke hattını aĢarak kıĢkırtıcı faaliyetlerde bulunması

karĢısında Ali Ġhsan PaĢa, Kiling’in nezaret altına alınmasını emretti. Fakat iki gün sonra

merkezden bu kiĢinin Halep’e iade edilmesi bildirildi. Ali Ġhsan PaĢa’nın bu direniĢi, 6.

Ordunun terhis edilmesi konusunda Ġngilizlerin Ġstanbul Hükümetine baskılarını iyice

arttırmasına sebep oldu. Bir taraftan 6. Ordunun terhisini olabildiğince geçiktiren PaĢa, diğer

taraftan Müdafaa-i Hukuk Cemiyetlerinin tez elden kurulması için uğraĢıyordu. Nihayetinde

Ali Ġhsan PaĢa’ya 12 ġubat 1919 tarihinde çekilen bir Ģifreli telgrafla 6. Ordunun 13.

Kolorduya dönüĢtürüldüğü ve hemen kendisinin de Ġstanbul’a dönmeleri emri ulaĢtı.19

Ertesi

günü 13. Kolordu Kumandanlığı Vekaleti’ne, Ġstanbul’da bulunan Ġngiliz komutan Allenby’in

Damat Ferit PaĢa hükümetine sunduğu taleplerin listelenmiĢ sureti eklenerek gönderildi. Bu

belge suretinde Ġngilizler, 6. Ordunun efradından haftada 900 askerin memleketlerine sevkini

talep ederken, istedikleri yerleri iĢgal etmeye haiz olduklarını da beyan ettiler. Güney bölgesini

ele geçirme niyetini bu belgeyle Osmanlı Devleti’ne kabul ettiren Ġngilizler, bahsi geçen belge

suretiyle bölgedeki askeri kuvvete de aynen kendi taleplerini kabul ettirme çabası

içindeydiler.20

YüzbaĢı iken askerlikten atılan Ali Ratip Bey21

, 1919 yılında Heyet-i Temsiliye’nin

emriyle 4. Kolorduya tayin edildi ve 12 Kasım 1919 tarihinde ise Garp Kilikya Cephesi

15 Süleyman Hatipoğlu, Türk-Fransız Mücadelesi, Atatürk AraĢtırma Merkezi Yayınları, Ankara 2001, s. 35. 16 Sâbis, age, C.5, s. 23, 35-38. 17 Sâbis, age, C.5, s. 24; Hatipoğlu, age, s. 35. 18 Age, s. 26. 19 Age, s. 26-29, 33; Bilâl N. ġimĢir, Malta Sürgünleri, Bilgi Yayınevi, Ġstanbul 1976, s. 89-95. Ali Ġhsan PaĢa tayin

emrini aldıktan sonra Ġstanbul’a gitmek için yola çıktı. Bkz. İstiklâl, 26 ġubat 1335/26 ġubat 1919. 20 Sâbis, age, C.5, s. 37-39; TĠTE ArĢivi, K25G87B87001. 21 YüzbaĢı Ali Ratip Bey, 28 Temmuz 1918 tarihinde yüzbaĢılığa terfi etmesi üzerine, Türk Ġstiklal Harbi’nin

baĢında Kayseri’de kurulan Jandarma Bölük Kumandanlığı’na tayin edildi. Kayseri Ulu Camiî’de verdiği

Milli Mücadele Yıllarında Suriye’deki Gelişmelerin Güney Cephesi ve Ankara Hükümeti Açısından Önemi

Journal of History Studies

JHS

196

H i s t o r y S t u d i e s

Volume 6 Issue 5

September 2014

Komutanlığına getirildi. Görevinin gizliliğinden dolayı bu eski askere Tekelioğlu Sinan veya

Sinan PaĢa denildi. Bu isimlerle nam salan Ali Ratip Bey, Büyük Taarruz öncesinde I. Ordu

Komutanlığından istifa eden Ali Ġhsan PaĢa’ya, Kayseri’de Jandarma Bölük Komutanı olarak

görev yaptığı dönemde gizli vazifeyle bulunduğu güney bölgesine dair bildiklerini anlatmıĢtır.

Ali Ġhsan PaĢa, Tekelioğlu Sinan Bey’in kendisine anlattıklarını hatıralarında Ģöyle

aktarmaktadır. “Ben Kayseri’de jandarma yüzbaşısı idim. Fransızlar Adana’yı mütarekede

işgal etmişlerdi… Kilikya’yı tamamiyle ellerine geçirip orada müstemleke idaresi kurmak

hülyasına kapıldılar. 1919 Nisan’ında süratle Kilikya’nın bütün şehirlerini ve köylerini işgale

ve türlü türlü zulümler yapmaya başladılar.”22

Mersin tarafından gelen bazı yolcuların verdiği

bilgiye istinaden 12 Mayıs 1919 tarihli istihbarat raporuna göre, bu bölgede büyük çatıĢmalar

yapıldığı ve Fransızların durumunun “pek elim” olduğu dile getiriliyor.23

Fransızlardan destek

bulan Ermeniler, Adana ve MaraĢ tarafında Müslüman Türk halka çeĢitli mezalimler yapmaya

devam ediyorlardı.24

Fransız iĢgal kuvvetleri; Adana, Mersin, MaraĢ, Antep’i iĢgal ederken peĢlerine çeĢitli

vaatlerle taktıkları Ermenileri silahlandırarak halka büyük mezalim yapıyorlardı. Bu zulümler

devam ederken Fransız iĢgal kuvvetleri komutanı Gouraud, neĢrettiği beyannamede Kilikya ve

Ģark arazisi ile Suriye’nin Fransız himayesine girdiğini ifade ederek, herkesin Fransız

kuvvetlerine hürmet etmesi gerektiğini deklare etti. Ayrıca beyannamede “Namuslu olanlar

Fransızların muzaffer silâhlarının himayesine sığınsın!” gibi Türk halkının içini acıtacak

davetler yapıldı.25

Fransız kuvvetleri, 10 Ağustos 1919 tarihinde Antep’in güneyinden kuvvetli

bir taarruz gerçekleĢtirdi. Bu taarruzda Türk milli kuvvetleri, birçok Fransız askerini zayiata

uğrattıktan sonra bir kısım birliğini Antep’in kuzeyine çekti, diğer kısmını ise Antep

savunmasına sevketti. Antep Ģehrini elinde tutan Fransızlar, ahaliye hitaben neĢrettiği

beyannamede, Osmanlı Hükümeti ile yapılan anlaĢma gereğince Antep’in Suriye’ye geçtiğini

ve Fransız mandasına terk edildiğini bildirdiler. Ahalinin iki saat içerisinde Antep’i

boĢaltmasını isteyen Fransızların bu yazılı talebi halk tarafından reddedildi ve halk mücadeleye

Kuva-yı Milliye ile devam etti.26

Beyannamede, Antep’in yapılan anlaĢmayla Suriye’ye dahil

edildiğini bildirmesi, bu bölgeyi Suriye’nin uzantısı olarak gördüğünü ve bunu halkada kabul

ettirme çabası içerisinde bulunduğunu göstermektedir. Halk ise Antep’i boĢaltmayarak giriĢtiği

mücadeleyle Fransa’nın bu siyasetini boĢa çıkaracaktır.

Samsun’a 19 Mayıs 1919 tarihinde kalabalık bir PaĢa grubu ile çıkmıĢ olan Mustafa

Kemal PaĢa, buradan baĢlattığı istiklal mücadelesinin ilk neticesini Güney cephesinde aldı. Ali

Fuat PaĢa, Sivas Kongresinden sonra Ankara’ya geldiğinde, Heyet-i Temsiliye’ye iki önemli

teklifte bulundu. Bu tekliften birisi Heyet-i Temsiliye’nin Ankara’ya gelmesi, diğeri iĢgal

altında olan güneydeki Adana, Ayıntap, MaraĢ ve Urfa’nın kurtarılması için hazırlıklara

giriĢilmesi idi. Ali Fuat PaĢa, bu konuda 3. Kolordu Kumandanı Miralay Çolak Sehattin Bey’le

hazırlamıĢ olduğu raporu Heyet-i Temsiliye’ye sundu.27

Mustafa Kemal PaĢa, Fransızlarla

konferanstan dolayı Ali Ratip Bey, Sadrazam Damat Ferit PaĢa’nın tarafından kurulan bir komisyonun aldığı

kararla askerlikten atıldı. Bkz. Genelkurmay BaĢkanlığı Askeri Tarih ve Stratejik Etüt Daire BaĢkanlığı (ATASE),

Kuvayı Milliye Komutanı Tekelioğlu Sinan Bey’in Günlüğü, Genelkurmay Basımevi, Ankara 2012, s. VII, 5. 22 Sâbis, age, C.5, s. 387. 23 TĠTE ArĢivi, K28G90B9001. 24 TĠTE ArĢivi, K22G16B16-1001; K22G17B17001. 25 Kılıç Ali, Kılıç Ali Hatıralarını Anlatıyor, Sel Yayınları, Ġstanbul 1955, s. 25. 26 TĠTE ArĢivi, K24G98B98001; K24G98B98-2001. 27 Cebesoy, age, s. 289.

Sadiye Tutsak

Journal of History Studies

JHS

197

H i s t o r y S t u d i e s

Volume 6 Issue 5

September 2014

Ermenilerin MaraĢ’tan Antep’e yürüdükleri bilgisini aldıktan sonra, 12 Ekim 1919 tarihinde

Kılıç Ali’yi milli kuvvetler teĢkilatını kurmak üzere görevlendirdi.28

Sivas Kongresinin ardından 2 Ekim 1919 tarihinde istifa eden Damat Ferit PaĢa

hükümetinden sonra kurulan Ali Rıza PaĢa Hükümeti, Sivas Kongresi sonrasında 1 Kasım

1919 tarihinde Sivas’ta bulunan 3. Ordu Kumandanlığı’na gönderdiği bir telgrafta, “…Pek

aşikardır ki İtilâf devletlerinden herhangi birine karşı silâh kuvvetiyle bir muvaffakiyet

istihsali düşünülemez…” ifadesi, Ġstanbul Hükümeti’nin Güney cephesinde Fransızlara karĢı

tutumunu ortaya koymaktadır. Mustafa Kemal PaĢa, 12 Kasım 1919 tarihinde cevabi

tegrafında Ġtilaf Devletlerine karĢı Türk halkının silahlı mücadele etmesinin gerekliliğini

savunmaktadır. Telgrafta, Güney cephesinde Fransızların hoĢ tutulmasında kazancın ne olacağı

konusuna akıl erdiremediklerini dile getiren Mustafa Kemal PaĢa, bu düĢüncenin ne kadar

yanlıĢ olduğunu “Garp zihniyeti, tabasbus ve riyakârlığın hassaten zulüm ve itisafına uğradığı

bir milletten çıktığını görürse, o milletin yaşamak hakkı olmadığına, zelil, hakir, duygusuz

bulunduğuna hükmeder ve haince maksadlarını tatbike bir beis görmez….” ġeklinde sert bir

ifadeyle karĢılık vermektedir.29

Heyet-i Temsiliye, Güney cephesi için planlama ve mücadele verme gayreti içerisinde

iken bölgede tutanamayan Fransızlar ise barıĢ arayıĢlarının ilk iĢaretini vermeye baĢladı.

Fransızların Suriye Yüksek Komiseri olan Mösyö George Picot, 8 Aralık 1919 tarihinde

Sivas’ta Heyet-i Temsiliye Reisi Mustafa Kemal PaĢa ile yaptığı görüĢmede pek yakında Türk

milli siyasetine taraftar olacağını bildirmiĢtir. Bu görüĢmede; MaraĢ, Antep ve Adana’da Türk

milli kuvvetleri tarafından Fransız birliklerinin çok sıkıĢtırıldığı hususunda çok fazla vurgu

yapan Picot, kendi kuvvetlerine karĢı taarruza geçmekten vazgeçmelerini rica etti.30

Bu

görüĢmenin 1919 yılı Kasım ayında gerçekleĢtiğini açıklayan Atay, görüĢmenin içeriğini

Fransızların Ermenileri buradan çekecekleri, halka eziyet etmeyecekleri, Türk tarafının da

Fransızları rahat bırakacakları Ģeklinde açıklamaktadır. Ayrıca, Ġngilizlerin bu sözde

yakınlaĢmayı bile içlerine sindiremedikleri gerçeğini de Atay burada dile getiriyor.31

Bu

bilgiler ıĢığında görüĢmenin zemini, sağlıklı bir uzlaĢmayı bulmaktan ziyade, sadece bir temas

gerçekleĢtirmekti. Güney cephesinde Fransızların kendi zafiyetini dile getirmeye baĢlaması,

daha sonra Anadolu’da iĢgaci konumunda olan Ġtilaf Devletleri arasında yapılacak barıĢ

anlaĢmasının yolunu açacaktır.

Sivas’tan hareket eden Heyet-i Temsiliye, Kayseri yoluyla Ankara’ya 27 Aralık 1919

tarihinde geldi.32

Ġstanbul’da Meclis-i Mebusan’ın açılmadan önce Ankara’da mebuslar ile

yapılan toplantıda; 30 Ekim 1918 tarihinde Türk kuvvetlerinin elinde muhafaza ettiği sınırlar,

Türk milli hududu olarak kabul edildi. Bu alınan karara göre; güney sınırı, Ġskenderun-

Antalya-Halep (hariç)-Katma-Cerablus-Deyrizor-Musul-Kerkük-Süleymaniye hattı Ģeklinde

tespiti yapıldı.33

Güneyde sınır belirleme müzakereleri sonrasında Mustafa Kemal PaĢa’nın istihbarat

raporlarını gören YüzbaĢı Selahattin Bey, hatıralarında aktardığı bu kayıtlardan bölgede geçen

çetin muharebeleri öğrenmek mümkündür. 26 Ocak 1920 tarihli raporda; Fransızların 1.770

kiĢiyle Toprakkale’de, 270 kiĢiyle Katma’da, 600 kiĢiyle Kilis’te, 1.200 kiĢiyle Antep’te,

1.200 kiĢiyle MaraĢ’ta bulunduğu, 21 Ocak 1920’de ilk silâhın patladığı, 3. ve 20.

28 Hulûsi Turgut, Atatürk’ün Sırdaşı Kılıç Ali’nin Anıları, ĠĢ Bankası Kültür Yayınları, Ġstanbul 2006, s. 83. 29 Bıyıklıoğlu, age, s. 67-68. 30 Cebesoy, age, s. 295-296; Akbıyık, age, s. 143. 31 Falih Rıfkı Atay, Çankaya, BateĢ Yayınları, Ġstanbul 1984, s. 237-238. 32 Atatürk, Nutuk, C.I, s. 332. 33 Cebesoy, age, s. 294.

Milli Mücadele Yıllarında Suriye’deki Gelişmelerin Güney Cephesi ve Ankara Hükümeti Açısından Önemi

Journal of History Studies

JHS

198

H i s t o r y S t u d i e s

Volume 6 Issue 5

September 2014

Kolorduların MaraĢ halkına yardıma geçecekleri bilgisi yer alıyordu. 30 Ocak 1920 tarihli

raporda; 28 Ocak 1920 günü MaraĢlıların Ģehri ele geçirdikleri, Fransızların Ermeni komitaları

ve generalleriyle Amerikan kolejine sığındıkları kayıtlı idi. 31 Ocak 1920 tarihli raporda;

kiliselere sığınan Fransızların huruç hareketine geçmek istediklerini, ama baĢarıya

ulaĢamadıkları yazılıydı. 11 ġubat 1920’de MaraĢ’tan firara çalıĢan Fransızların, Islahiye yolu

üzerindeki “Belpınar”da elliden fazla ölü bırakarak MaraĢ’taki Ermeni komitacılarına teslim

oldukları rapordaki bilgiler arasındadır. 11 ġubat 1920 tarihli raporda; Antep’e gelmekte olan

bir düĢman kuvvetinin Anteplilerle çarpıĢmaya girdiği anlaĢılıyordu. Demek ki Ayvalık’ta

silah patlamasından sekiz ay sonra Antep’te mücadele baĢlamıĢtı. Mustafa Kemal PaĢanın

istihbarat raporları, Güneydoğu Anadolu’nun düĢmana baĢ kadırdığını bildiriyordu.34

Güney cephesinde Fransızların iĢgal ettiği yerlerden çekilmesi, raporlardan da

anlaĢılabileceği gibi, 1920 yılı baĢlarında peyderpey gerçekleĢmeye baĢladı. Kuva-yı Milliye

teĢkilatını 15 Ocak 1920 tarihinde kuran Urfalılar, 9 ġubat 1920 tarihinde Urfa’nın Kuva-yı

Milliye eline geçmesini sağladılar. Güçlenen milli kuvvetler karĢısında, 400 er ve 4 makineli

tüfekle bir Fransız birliği Gureba Hastanesine sığındı.35

Urfa’dan çıkmakta direnen Fransız

kuvvetleri 12 Nisan 1920 tarihinde çekildiler. Fransızlar, Antep’ten 9 ġubat 1920 tarihinde

atıldılar.36

MaraĢ halkı, Fransız kuvvetlerine karĢı kıyasıya mücadelesine devam ediyordu. Anadolu

Kadınları Müdafaa-i Vatan Cemiyeti’nin 6 ġubat 1919 tarihinde toplanan genel kurulunda

yaptığı konuĢmada ġefika Kemal Hanım, MaraĢ’ın Anadolu açısından önemini vurguladı.

Ardından konuĢmasına Fransızlar kuvvetlerinin Halep üzerinden bir yol bularak MaraĢ

halkının üzerine yürüdüğünü, burada birleĢtiği Ermenilerle Müsümanları nasıl bir mezalime

maruz kaldığını, çıkarılan yangına rağmen MaraĢlıların canhıraĢ bir Ģekilde nasıl direndiğini

Ģöyle aktarmaktadır.

….İslâm cesetleri bir toprağa bile tevdî olunmayarak alevler arasında cayır

cayır yanıyor. Burada da şu zulmü gören İslâmlar silâhlandı, aşâir ve urbân

ayaklandı. Onlar da çoluk çocuklarını terk ederek Fransız Ermeni hunharlarının

muvacehesine atıldı. Öldü ve öldürüldü. Halen de ölmekte ve öldürülmektedirler.

Maraş önlerinde devam eden bu harp bizim muvaffakiyetimizle neticelenmezse

Fransız ve Ermeni’den mürekkep bu istilâ ordusu oradan da Aziziye’ye,

Aziziye’den Sivas’a yürüyeceklerdir….37

Bu güçlü direniĢ karĢısında MaraĢ’ta tutunayan Fransızlar, 12 ġubat 1920 tarihinde Türk

kuvvetlerine karĢı baĢarısız olduğundan dolayı geri çekildi.38

Türkiye Büyük Meclisi’nin 23 Nisan 1920 tarihinde açılmasından hemen sonra Güney

cephesinde Fransızlara karĢı Adana, Mersin, Tarsus, Islahiye, Silifke mıntıkalarında milli

kuvvetler oluĢturuldu. Adana’nın doğusunda Tufan Bey takma adıyla YüzbaĢı Osman Bey,

milli müfrezeler kurarak Mersin, Tarsus, Adana Ģehirlerinin giriĢine kadar hakimyetini kurdu,

Pozantı’da ise Fransızları geri çekilmeye mecbur bıraktı. Kilikya’nın diğer kısmında da Topçu

BinbaĢı Kemal Bey milli teĢkilatlanmayı ve mücadeleyi sağladı. MaraĢ, Ayıntap ve Urfa

34 Ġlhan Selçuk, Yüzbaşı Selahattin’in Romanı, C.2, Remzi Kitabevi, Ġstanbul 1976, s. 145-146. MaraĢ’ın güneyinde

28/29 Ocak 1920 tarihinde Türk ve Fransız kuvvetleri arasında yapılan muharebede, Fransızların bir kısım

süvarileri Islahiye tarafına kaçtılar. Bkz. TĠTE ArĢivi, K27G190B190001. 35 Selçuk, age, C.2, s. 145-145; Enver Behnan ġapolyo, Türkiye Cumhuriyeti Tarihi (1918-1950), Milli Eğitim

Basımevi, Ġstanbul 1955, s. 61. 36 İrade-i Milliye, 13 Nisan 1336/13 Nisan 1919; ġapolyo, age, s. 62, 66. 37 Baykal, age, s. 55-56. 38 Akbıyık, age, s. 305.

Sadiye Tutsak

Journal of History Studies

JHS

199

H i s t o r y S t u d i e s

Volume 6 Issue 5

September 2014

civarında Kılıç Ali ve Ali Saip Beyler, iĢgal kuvvetlerinin buralardan çekilmesinde büyük

baĢarı kazandılar. MaraĢ, Antep civarında Kılıç Ali Bey tarafından milli teĢkilat kuruldu.

Bölgedeki askerlerin ve halkın büyük direniĢi neticesinde 1920 yılı Mayıs ayında Fransızlar

Ankara Hükümeti ile müzakere arayıĢına geçtiler.39

Fransız gazeteleri bu sıralarda, Fransızların

Kilikya’da müĢkül durumda olduklarını yazmaktan da imtina etmediler.40

Güney cephesinde

bu mücadele karĢısında Fransızlar, 1920 yılı Temmuz ayı baĢlarında Arapboğazı’nda önemli

miktarda erzak ve cephane bıraktılar ve Islahiye’yi tahliye ettiler.41

Fransız iĢgali altında

bulunan Adana-Tarsus arasındaki Yenice isyasyonuna Türk kuvvetleri 1920 yılı Temmuz ayı

baĢlarından baskın yaparak burayı iĢgalden kurtarmıĢ, iki zabit ile 26 nefer düĢmanı esir

alındı.42

Türkiye Büyük Millet Meclisi’nde 29 Mayıs 1920 tarihinde yapılan gizli oturumda

Mustafa Kemal PaĢa, Anadolu’nun güneyinde Türklere karĢı tutunamayan Fransa’nın Ankara

Hükümeti ile anlaĢmak istemesinin temel sebebini, en azından Suriye’deki menfaatlerini

koruyabilmek olarak açıkladı.43

D. Ankara’nın Suriye Arapları Arasında İttifak Kurma Çabası

I. Dünya SavaĢı devam ederken samimiyetten uzak bağımsız devlet kurma sözü verilen

Araplar, savaĢ sonrasında bunun gerçekleĢmeyeceğini anladıklarında, hem Fransızları hem de

Ġngilizleri kendi bölgelerinden atmak için mücadele vermiĢlerdir. Mustafa Kemal PaĢa’nın

önderliğinde Anadolu Türklerinin aynı Ġtilaf kuvvetlerine karĢı savaĢması, Araplar ile Türkler

arasında bir ittifakın kurulmasını elzem kılmıĢtır. Ġtalyan basını bu ittifakın olmasını doğal

kabul etmekte idi.44

Kandırıldıklarını idrak eden Suriye, Irak ahalisi, Ġngilizlerin idaresi altında

kalmak istemiyorlardı.45

Ġngiltere, yapılan gizli anlaĢmayla Suriye’den çekilirken bu bölgedeki

Hristiyan Suriyeliler zarar görmesin diye az bir kuvvetle Fransız müfrezelerinin buraya

yerleĢmesine razı olmuĢtu. Ġngiltere, bu planı Emir Faysal’a kabul ettirebilseydi eğer

Fransa’nın buraya yerleĢmesi sıkıntısız olacaktı.46

Fransızların Suriye’ye yerleĢmesi

konusunda Emir Faysal’ın isteksizliği, halkta istiklal direniĢinin baĢlaması nedeniyle bölgede

yeni bir siyasi çıkıĢ arayıĢı kendini gösterdi.

Suriye’deki güçlü Arap aileleri I. Dünya SavaĢı’nda Osmanlı Devleti’ne sadık

kalmıĢlardı. Osmanlı’ya bağlı olan bu Suriyeli Araplar, Fransızları kıyılardan ve Lübnan’dan

çıkarmak istiyorlardı. Faysal’a karĢı da muhalif tavır sergileyen bu Osmanlı yanlısı Araplar

Türklerle ittifaka sıcak bakıyordu.47

Suriye’de Fransızlara karĢı her türlü Arap direniĢi,

Anadolu’daki yabancı iĢgaline karĢı mücadelenin selameti için önemliydi. Ġngiliz kuvvetlerinin

Fransızların yerleĢmesi amacıyla geri çekilmesi Arapları öfkelendirdiğinden dolayı ġam ve

Halep’teki nüfuzlu kiĢiler, Anadolu’daki milliyetçi hareketle temasa geçti. Bölgedeki ortak

menfaatler, Fransızlara karĢı direnen Araplar ile Güney cephesindeki Mustafa Kemal PaĢa

taraftarı Kuva-yı Milliyeciler arasında 1919 yılı sonbaharında ortak direniĢ hareketinin

39 Kemal Atatürk, Nutuk, C.II, Türk Devrim Tarihi Enstitüsü Yayınları, Ġstanbul 1982, s. 453; Atatürk, Nutuk, C.I, s.

278. 40 TĠTE ArĢivi, K24G63B63-3001. 41 TĠTE ArĢivi, K24G83B83001. 42 TĠTE ArĢivi, K24G74B74001. 43 Mustafa Kemal Atatürk, Türkiye Büyük Millet Meclisi Gizli Oturumlarında Sorunlar ve Görüşler (23 Nisan 1920-

29 Ekim 1923), Haz: RaĢit Temel, Ġstanbul 1990, s. 85. 44 TĠTE ArĢivi, K28G92B92-1001. 45 TĠTE ArĢivi, K24G37B37-3001. 46 TĠTE ArĢivi, K24G39B39001. 47 David Fromkin, Barışa Son Veren Barış, Modern Ortadoğu nasıl Yaratıldı? 1914-1922, Çev: Mehmet Harmancı,

Epsilon Yayınları, Ġstanbul 2013, s. 340, 361.

Milli Mücadele Yıllarında Suriye’deki Gelişmelerin Güney Cephesi ve Ankara Hükümeti Açısından Önemi

Journal of History Studies

JHS

200

H i s t o r y S t u d i e s

Volume 6 Issue 5

September 2014

baĢlamasını sağladı.48

Suriye’de bulunan Filistin Müdafaa-i Hukuk-ı Osmaniye Heyeti ġam,

Hama, Humus, TrablusĢam ve Kuneytra’da Ģubeler açtı. Heyet, Anadolu’daki Türk direniĢine

destek vermek suretiyle bölgedeki ortak düĢman Fransa’ya karĢı ittifak kurdu. Mustafa Kemal

PaĢa’nın amacı, Anadolu, Suriye ve Hatay’daki Türk Arap direniĢini müĢterek hale getirerek

Fransızlarla anlaĢma yapmaktı.49

Mustafa Kemal PaĢa ile Emir Faysal arasında doğrudan

ittifak olmamasına rağmen “Genç Araplar” Partisine dahil olan Araplar, bu ittifakın kurulması

taraftarıydılar.50

Ankara, Türk Arap ittifakın kurulması için gayret sarfederken, Suriye’nin

himayesinin Fransa’ya bırakılacağı haberini öğrenen Suriye’deki Arap murahhasları, Ġtilaf

kuvvetleri aleyhinde ittifak yapmaya sıcak bakıyorlardı.51

7 Ekim 1919 tarihli bir istihbarat

raporunda; Suriyelilerin Suriye’de hiçbir yabancı devletle iliĢki içerisinde bulunmayı kabul

etmeyecekleri, yalnız Osmanlı Devleti ile bağını devam etmeğe kararı verdiklerini ilan ettikleri

bilgisi yer alıyordu. Rapordaki bu bilgi, Suriyeli Arapların Türklerle iĢbirliği yapmak istediğini

açıkça ortaya koyuyordu52

Zaten Suriye halkı Ġtilaf kuvvetlerinden gördüğü mezalimden dolayı

Türklere yaklaĢmak için büyük çaba sarfediyordu.53

Bu isteğin bir iĢareti olarak Arap resmi

bayraklarına Ay yıldız koymalarıdır.54

Halep halkına 9 Ekim 1919 tarihinde dağıtılan Mustafa

Kemal PaĢa imzalı bildiride, Türklerle Arapların birlikte hareket etmesi çağrısında

bulunuluyordu.55

Ġngilizlerin 1919 yılı Kasım ayında ġam ve Beyrut’u Fransız idaresine teslim

etmesi Suriyeli Araplar tarafından kabul görmemiĢtir.56

Araplar, kendi topraklarına yönelik Ġngiliz ve Fransızların yürüttüğü emperyalist

siyasetlerini idrak ettikçe direniĢlerini sertleĢtirdi. Bu süreçte Anadolu’nun güney bölgesinde

Fransız zulmü baĢ gösterdi. Kilikya mıntıkasında, Ermeni ve Fransızlara karĢı daha alınması

gereken tedbirlerin tamamlanmasına bile fırsat kalmadan Müslüman halka mezalim baĢladı.

Bu durum karĢısında Türkleri seven Suriye ve Halep Milli TeĢkilatı ile geçici bir süre birlikte

hareket edilmesi zaruru idi. Bu durum karĢısında Fransızların Kilikya’yı Suriye’ye dahil etmek

için ilhaka kalkması keyfiyeti, bu iĢbirliğini daha da elzem kılıyordu.57

Toros ve Amanos

tünelleriyle Seyhun-Ceyhun nehirleri arasındaki tren köprüleri tahrip edilebilirse, Fransızların

burada tutunamadığı sanılacak ve bu durum Ġngiliz ve Fransızların arasını açmaya kadar

gidebilecekti. Heyet-i Temsiliye’nin Ankara’ya geldiği ve 20. Kolordudan Ali Fuat PaĢa’nın

geçici olarak çekildiği sıralarda, PaĢa yaverleri olan Ġdris ve Saim Beylerle milli cephelere ait

harekat ve teĢkilat üzerinde çalıĢtılar. Fransız ve Ermeni müfrezeleri Islahiye ve MaraĢ halkına

yaptıkları mezalimden sonra MaraĢ-Pazarcık arasında halkın direniĢi 20 Ocak 1920 tarihinde

baĢarıya ulaĢtı.

48 Hasan Kayalı, Jön Türkler ve Araplar, Osmanlıcılık, Erken Arap Milliyetçiliği ve İslamcılık (1908-1918), Tarih

Vakfı Yayınları, Ġstanbul 2003, s. 229-230. 49 Ömer Osman Umar, “Milli Mücadele Döneminde Atatürk’ün Ortadoğu Politikası”, Fırat Üniversitesi Sosyal

Bilimler Dergisi, C.20, S.1, 2010,s. 448. 50 Selâhi R.Sonyel, “Albay T. E. Lawrence, HaĢimi Araplarını, Osmanlı Ġmparatorluğuna KarĢı Ayaklanmaları Ġçin

Nasıl Aldattı, Ġngiliz Belgelerine Göre”, Belleten, C.LI, S.199, Nisan 1987, s. 246. 51 TĠTE ArĢivi, K28G28B28-1001. 52 TĠTE ArĢivi, K24G37B37-3001. Londra’daki bir istihbarat Ģefinin, ġam’da bulunan Arap Hükümeti’nin Mustafa

Kemal liderliğinde geliĢen istiklal mücadelesi ile ittifak yapabileceği konusunda Ġngiliz DıĢiĢleri Bakanlığı’nı

uyarması, bu durumun Ġngiltere tarafından da sezildiğini göstermektedir. Bkz. Fromkin, age, s. 340. 53 TĠTE ArĢivi, K28G89B89001. 54 TĠTE ArĢivi, K24G37B37-3001. 55 Sabahattin ġen, Ortadoğu’da İdeolojik Bunalım, Suriye Baas Partisi ve İdeolojisi, Birey Yayıncılık, Ġstanbul

2004, s. 82. 56 TĠTE ArĢivi, K22G17B17001. 57 Cebesoy, age, s 298-299. Adana’da Müsüman halk, tepeden tırnağa kadar silahandırılan Ermeniler tarafından her

dakika katliama mâruz kalıyordu. Bkz. Atatürk, Nutuk, C.I, s. 382.

Sadiye Tutsak

Journal of History Studies

JHS

201

H i s t o r y S t u d i e s

Volume 6 Issue 5

September 2014

Fransızlar, 1920 yılı baĢlarında kendilerine karĢı direnmeye çalıĢan Emir Faysal’ın,

Mustafa Kemal PaĢa’nın yanında yer alan milliyetçi Türklerle iĢbirliği kurduğu endiĢesini

taĢıyordu. Faysal bu esnada, önceden kendisine muhalif olan Osmanlı Devleti’ni desteklemiĢ

olan ġam’ın ve iç kısımdaki Ģehirlerin köklü ailelerinin desteğini almak istiyordu.58

Halep

civarında “Araplık” adıyla oluĢmuĢ bazı kuvvetler ise yapılan çalıĢmalar neticesinde Türklerle

birlikte hareket etmeyi kabul etmiĢlerdi.59

Mustafa Kemal PaĢa’nın Anadolu ve Rumeli

Müdafaa-i Hukuk Cemiyeti Hey’et-i Temsiliyesi namına neĢrettiği 24 Ocak 1920 tarihli

tamiminde bu konuda alınan tertibat Ģöyledir.

Güney cephesinde Adana’da 1.170, Toprakkale Ġslâhiye demiryolu hattı üzerinde

270, Osmaniye-Adana hattı üzerinde 200, Katma’da 300, Kilis’te 600, Ayıntap’ta 1.200,

MaraĢ’ta 1.200 kadar Fransız müstemleke ve Ermeni askeri olmak üzere iĢgal kuvvetleri

mevcuttu. Buna karĢılık “Hükûmet-i Arabiye”’nin Halep civarında bir fırkası vardı. Bu

fırka, kuvvetlerinin tamamına yakınıyla ve Halep ve Müslümiye’deki ileri kıtaatıyla

Halep-Kilis-Ġskenderun arasında bulunuyordu. Halep vilayetinin “Hükûmet-i Arabiyeyi”

teĢkil eden kısmında bir milli teĢkilat vücuda getirildi. Mustafa Kemal PaĢa bu tamimde

bu teĢkilatın kararlığını, “Bu teşkilât-ı milliye her ne suretle olursa olsun camia-i

Osmaniye’den ayrılmamağa azmetmiştir. Bunların bizimle hareket edecekleri zann

olunarak kendilerine bir talimat gönderilmiştir. Fırka Kumandanları Kaymakam Emin

Bey namında bir zat olup Halep teşkilâtına merbutturlar…” cümleleriyle

açıklamaktadır.60

Halep millî kuvvetlerinin Ġskenderun-Lazkiye, Humus, Dörtyol istikametlerini temin

etmesinden sonra üç kuvvetli müfreze oluĢturulacaktı. Bu müfrezelerin birincisi Islâhiye,

üçüncüsü Antep istikametinde hareket edecekti. Amanos’un batısında ve doğusundaki

Fransız Ermeni kuvvetlerinin muvasalasını kesmek maksadıyla Antilli tünelini tahrip

edilecekti61

.

Her iki tarafın müfrezeleri harekât mıntıkasına girer girmez iki kuvvet arasında ve

muvasalasından mahrum kalacak olan Fransız kuvvetlerinin karĢı koyamayacakları

tahmin edildiğinden müsademeden önce millî kumandanların en yakın Fransız

kumandanlarına aĢağıdaki mealde bir not vermeleri uygun görüldü.

Ekseriyeti Türklerle meskûn mukaddes vatanımızı birer bahane ile

parçalamak ve ilhak etmek ve hür olan Türk milletini esir etmekte ol’an azim

bulunduğunuzu görmekteyiz. Artık bu hale tahammülümüz kalmamıştır. Akaidi

diniye ve amali milliyemize merbut olan bizler mahiyeti meçhul olmıyan her nevi

tecavüzlerinize nihayet vemek için bütün mevcudiyetimizle azmettik.

Kuvveterimiz tahminimizden pek fazladır. Beyhude yere sefkidimadan sarfınazar

ederek milletimizin vukubulacak haklı ithamatından kurtulmak için 48 saat kadar

silah ve cephanelerimizi badetteslim memleketiminize avdet ettiğiniz takdirde

hakkınızda hiçbir hürmette kusur edilmeyeceği ve aksi takdirde hakkı

58 ġen, age, s. 178, 83. 59 Cebesoy, age, s. 298-300. Mustafa Kemal PaĢa, Nutuk’ta yirmi gün devam eden MaraĢ katliamınının Ermenilerin

intikam hırsından kaynaklandığını belirterek, yabancı kuvvetlerle birleĢen Ermenilerin, top ve mitralyözlerle MaraĢ

gibi eski bir Ġslâm beldesini “hâk ile yeksan” eyledikleri Ģeklinde katliamın nasıl yapıldığını açıklamaktadır. Bkz.

Atatürk, Nutuk, C.I, s. 381. 60

Cebesoy, age, s. 300-301. 61

Age, s. 301.

Milli Mücadele Yıllarında Suriye’deki Gelişmelerin Güney Cephesi ve Ankara Hükümeti Açısından Önemi

Journal of History Studies

JHS

202

H i s t o r y S t u d i e s

Volume 6 Issue 5

September 2014

meşrumuzun istihsali maksadıyla hiçbir fadakârlıktan çekinmeyeceğimizi tebliğ

ve cevabınıza intizar ederiz…62

Mustafa Kemal PaĢa, cemiyet adına Halep’te TeĢkilât-ı Milliye Riyasetine gönderdiği

mektupta ise Fransız-Ermeni müfrezelerine karĢı Güney cephesinde iĢbirliğinin nasıl

yapılacağına dair planını Ģöyle açıklamaktadır.

…Mektuplarınızda Suriye Irak ve Türkiye istiklallerini tahlis ederek bir

konfederasyon teşkil eylemek veyahut atiyen kararlaştıracak tarzda bir irtibat

tesis eyleyerek müttehiden hareket edilmesi bildirilmiş ve bizde bu teklifatınızı

kabul ederek mufassal talimat göndermiştik. Bunların vusulüne dair henüz bir

malûmat alamadığımızdan Maraş üzerinden daha çabuk alabileceğinizi

düşünerek mezkûr talimat hulasasını muhtasaran berveçhi ati arzederiz.

Havran, Şam ve Baalbek civarındaki kuvvetlerinizle Şam’ı Zübdani

boğazında her nevi istila ordusuna karşı müdafaa etmek Amman, Merciiyun

kuvvetleriyle düşmanın Sayda ve Beyrut’tan dahile vukubulacak hareketini

(diğer) yandan tehdit etmek; Beyrut, Trablusşam dahilinde isyan çıkararak işgal

kuvvetlerinin dahile ilerlemelerini menetmek. Humus’taki kuvvetlerin Humus,

Trablusşam’a karşı müdafaa etmekle beraber Zübdaniye muavenet eylemesini

temin eylemek.

Yukarıda tarif eylediğimiz hareketin zamanı hazırlıkların derecesine tabi ise

de Türk Arap milletleri arasına girmiş olan Fransız-Ermeni işgal kuvvetlerini

serian bertaraf ederek emin bir surette sizlerle irtibat tesisi ve tevhidi hareketin

temini mülâhazasıyla harekete başladığımızdan bilâ ifate-i vakit Halep-Hama

kuvvetlerinin bervechi âti hareketini lüzumlu görürüz.

Bu kuvvetler Hama ve Haleb’i Lazkiye ve İskenderun’a karşı temin ettikten

sonra kısmı külli ile Islahiye ve ikinci derece kuvvetlerle Ayıntap-Osmaniye

istikametlerinde hareketle düşmanı arkadan vurması pek mühimdir….63

Yukarıdaki mektuptan anlaĢılacağı gibi, Türk Arap milletlerinin arasına girmiĢ olan

Fransız-Ermeni kuvvetlerini biran önce bertaraf etmeyi planlayan bu ittifakın temeli;

Arapların, Zübdaniye boğazında Ġtilaf kuvvetlerine karĢı müdafaada bulunmak, Beyrut ve

Sayda civarını düĢman karĢı tehdit etmek ve Beyrut Trablus civarında isyan çıkarması üzerine

kurulmuĢtur. Araplarla bu plan gerçekleĢirse hem Araplar hem de Türkler Fransız-Ermeni

müfrezelerinin tasallutundan kurtulacaktı.

Mustafa Kemal PaĢa, Türkiye Büyük Millet Meclisi’nin açılmasından bir gün sonra 24

Nisan 1920 tarihinde yaptığı meclis konuĢmasında; Fransızlara, Ġngilizlere sarılarak emellerini

yerine getireceklerini zanneden Arapların I. Dünya SavaĢı’nın ardından yaptıkları hatayı idrak

etmesi neticesinde Suriye’de muhtelif düĢüncelere kapıldığını özetleyerek, Emir Faysal ve

Emir Faysal’ı himaye eden Fransızların hususi murahhasları yoluyla kendileriyle temasa

geçtiğini açıklamıĢtır. Bu geliĢmeler karĢısında Suriye’ye karĢı takip edilen siyaseti Mustafa

Kemal PaĢa, Ģöyle ifade etmektedir.

…Herhalde Suriye’liler herhangi bir devleti ecnebiye ile münasebetinin

kendileri için binnetice esaret olacağına kani oldular… Suriyelilerde hududu

dahilinde ve hâkimiyeti milliye esasına müstenit olmak üzere sebest ve müstakil

olabilirler. Ahali bunu(bu) arzuları(n) fevkinde… Emir Faysal milletin bu arzusu

62 Age, s. 301-302. 63 Age, s. 302-303.

Sadiye Tutsak

Journal of History Studies

JHS

203

H i s t o r y S t u d i e s

Volume 6 Issue 5

September 2014

karşısında kendi emellerinin sarsılmakta olduğuna vakıf oldu ve müracaatları

bunun üzerine oldu. Ahalinin arzusu fiile de inkılâp etti... Emir Faysal sühuletle

tesisi hâkimiyet edemiyeceğini ve Fransızlarla bir müstakil (devlet) halinde

orasını kolaylıkla kullanamayacaklarını zannettilerki… bizde sizin fikrinizdeyiz.

.. Ancak hakiki irtibat hükümet şeklinde değil fakat Suriye milleti ile Suriyelilerle

olmuş oldu ve oradaki (bu hareket) hakikaten bize manevî kuvvetle beraber

maddi kuvvet zammetmiştir. Hududu millimizin güney cephesindeki harekâtı

nazarı dikkaten geçirecek olursak bu fiiliyatın semeratı maddiyesini görebiliriz.64

Suriye’de bulunan Arapların önemli kısmı, 1920 yılı Mayıs ayında Türkler lehine bir

siyaset takip ederek Fransızlara karĢı muhalif bir mücadele veriyordu. 24 Nisan 1920 tarihinde

toplanan San Remo Konferansından sonra kandırıldıklarını iyice anlayan Suriyeli Araplar,

Türklerle ittifak kurmak için daha kuvvetli arayıĢa geçtiler. Suriye ve Filistin Ġttihad-ı Ġslam

murahhası olan ġeyh Abdülkadir Efendi, Araplar ve Emir Faysal temsilcisi olarak Gaziantep’e

gelmesi bu arayıĢın delilidir. Suriye’nin Fransızlar tarafından iĢgali öncesinde Mustafa Kemal

PaĢa’nın yanına BinbaĢı Bedi ve Sait Haydar Beylerin gizlice gelmesi bu arayıĢın bir baĢka

iĢaretidir. Mustafa Kemal PaĢa’nın Suriye’de izlediği siyasetin Anadolu’nun güneyi

doğusunda ne kadar isabetli olduğunu göstermektedir.65

Elcezire Cephesi Kumandanlığı, Suriyelileri Anadolu’daki milli hareketin safhına

çekebilmek için iĢbirliği içinde bulunduğu Araplara 6 Aralık 1920 ve 24 Ocak 1921

tarihlerinde tezkereler gönderdi. Ankara Hükümeti, Arap ileri gelenlerine yardım ve iltifat

etmek gayesiyle 27 Ocak 1921 tarihinde çıkardığı kararname ile bu bölgede nüfuzlu aĢiret reisi

GaniĢ’e “emirülümeralık” tevcihi ve üçüncü rütbeden mecidi niĢanı verilmesini, ġammar

aĢireti reisine beĢbin, Cobur ve Toy aĢireti reislerine dörderbin ile Cobur aĢireti meĢayihinden

birisine üçbinbeĢyüz maaĢ tahsisatının düzenlenmesine karar verdi.66

Mustafa Kemal PaĢa Fransızlara karĢı Arap direniĢini daha güçlendirmek ve direniĢçileri

Türklere yakınlaĢtırmak için Anadolu’daki istiklal mücadelesine taraftar olan Suriye’deki

iĢbirlikçi Ģahıslar yoluyla beyannameler dağıtılması emrini verdi. Ortak düĢman Fransa

karĢısında Suriye’deki siyasi partiler Türkleri desteklediler. Osmanlı Devleti idaresine alıĢkın

olan Suriye Araplar, Mustafa Kemal PaĢa’ya tekrar Türk idaresine girmek istediklerine dair

yazılar gönderdiler. Yasin PaĢa, Mustafa Kemal PaĢa’ya gönderdiği heyetle, Türkiye, Suriye

ve Irak arasında bir konfederasyon kurulmasını teklif etti. Suriye’de önemli aĢiret reislerinden

olan Hacim PaĢa, Çerkes Bedri Bey komutası altında bulunan Ġbrahim Henanu Bey ile Türk

kuvvetleri Fransızlara karĢı ortak hareket etti. Hacım PaĢa, Mustafa Kemal PaĢa’ya Halep,

Deyrizor ve Bağdat sahasında vereceği görevleri yerine getireceğini bidirdi. Suriye’deki

direniĢçi Araplar ile Mustafa Kemal PaĢa 2. Kolordu vasıtasıyla irtibatı sağladı.67

2. Kolordu

Komutanı Cemalleddin Gazi Bey, Suriye Filistin Kuva-yı Osmaniye Heyet-i Reis Vekili ve

Siyasi MüĢaviri, Halep Heyet-i Merkeziye Reisi, Hilal Suriye ve Filistin Kuva-yı Osmaniye

Heyet-i Erkân-ı Harbiye Reisi Natık Bey’in kendisine sunduğu raporu, doğrudan gönderdiği

Büyük Millet Meclisi Riyaseti’ne gönderdi. Bu rapordan Ankara Hükümeti ile Araplar

arasında bu dönemde irtibatın ne kadar kuvvetli olduğu Ģu cümlelerden çok iyi anlaĢılmaktadır.

Arabların kendi kendilerine bir hükûmet teşkil itmelerine seciye-i

ırkiyelerinin gayr-ı müsâid bulunduğu kanaât ve imânı bugün en mazarrat Arap

miliyetperverâni ve mütefekkirin-i siyâsiyeleri bile taşımağa mecbur idilmişler ve

64 Atatürk, Türkiye Büyük Millet Meclisi…, s. 19-20. 65 Umar, “Milli Mücadele Dönemi”, s. 449-450. 66 BCA, 030.01.01.2.33-6. 67 Umar, “Milli Mücadele Dönemi”, s. 450-451.

Milli Mücadele Yıllarında Suriye’deki Gelişmelerin Güney Cephesi ve Ankara Hükümeti Açısından Önemi

Journal of History Studies

JHS

204

H i s t o r y S t u d i e s

Volume 6 Issue 5

September 2014

binâenaleyh umûm Arabistan ve bilhassa Suriye ve Filistin içün tatbik-i muvaffak

şekl-i hükûmetin Mustafa Kemal Paşa hazretlerinin geçen martta heyetimiz

riyasetine tebliğ buyurduğu ve cümle ancak Türklerle bir konfederasyon tarzında

olmasını ve kabul ve tervic itmişler ve bu gaye yolunda kendi çabalarına devam

ittirilmekdedirler şu şekl-i siyâsi hilâfında Suriye’de hiçbir vechile kendi nam ve

hesablarına ne mücâhede ne mukavemet gösterilemeyeceği ve ne azm-i sebât

idileceği hakkında bütün hepimiz erkânında da kanâat getirilmişdir.68

Bu raporda, Fransız kuvvetlerini istemeyen Suriye Araplarının Türk Kuva-yı Miliyesinin

direniĢine isnat ederek, “Türk bayrağı altında fiîl-i asârını göstermiş” olduğu dile getiriliyor.69

Suriye’de bu ittifak çalıĢmaları neticesinde ġam’da Türkiye için çalıĢanların bulunduğunu

iĢaret eden bir isim listesi mevcuttur. Bu isim listesi, Türkiye’nin ve Suriye’nin ortak düĢmanı

olan Ġtilaf kuvvetlerine karĢı Suriyeli Arapların Ġstiklal Harbi döneminde Türklere yardım

ettiklerini somutlaĢtırması bakımından önemlidir. Ġsim listesinin atında “bunlardan başka

birçok eşhâs-ı ma’rûfe ve zevât makbere (?) daha Türkiye tarafdar bulunuyorsa (da) bunlar

henüz cemiyete resmen mukayyed değildir” ifadesinin bulunması, gizli bir cemiyet yoluyla

istihbarat iĢleri yürtüldüğünü açıklamaktadır.70

Tablo: ġam’da Türkiye Ġçin ÇalıĢan ġahıslar Listesi71

İsmi Görevi/Lakabı

Abdülhamid PaĢa Sâbık Erkân-ı Harb Mirlivalığından Mütekâid

Zahid PaĢa Sâbık Türkiye zamanında Süvâri Mirlivâsı idi.

Emir Said Bey Cezayirli Ali PaĢazâde

Celal Bey Ġstinâf Müddeî Umûmisi

Doktor Mustafa Fahri

Bey

-

Gezberizade(?)

Mehmed Efendi

Tüccârân-ı makbere ve zevâtdan

Selim Ağa cirvedi Ashâb-ı emlâk ve zevât-ı mârûfeden

ġeyh Abdülkadir Efendi Eskandani (?) Ali’den

Salih Zeki Bey Piyade BinbaĢısı

Zümrüt Bey Hacı EĢrâf makberanından

68 BCA, 030.10/262.764.1.4-9. 69 BCA, 030.10/262.764.1.4-9. 70 TĠTE ArĢivi, K35G50B50-7a001. 71 TĠTE ArĢivi, K35G50B50-6001; K35G50B50-7001; K35G50B50-7a001.

Sadiye Tutsak

Journal of History Studies

JHS

205

H i s t o r y S t u d i e s

Volume 6 Issue 5

September 2014

Berazîzade Mustafa

Bey

Hama mebûs-ı sabıkı ve oranın zî-nüfûz ve eĢrâfdan

Kâmil Bey Sâbık Nizâmiye kaymakamlarından

Hasan Yahya Bey Sâbık Erkân-ı Harp yüzbaĢılarından

Hasan Bey Cabi Sâbık jandarma kaymakamlarından veya kolordu

kumandan-ı sâbıkı

Davud Efendi Mardinî sâbık-ı ser-komiserlerden

Selahaddin Efendi Halihâzır merkez komiserliğinden

Salih Aziz Bey ġam merkez tahrir ser-komiseri

Çerkes Ramazan Bey Halihâzır husûsi ser-komiseri

Alaaddin Bey Husûsi komiserlerden

Doktor Bahaddin Bey -

Ġbrahim Efendi mağribî Komiser-i sâlis

Siyahî Ağa kasabbaĢı ġam Belediye Meclisi azalarından

Subhi Ragıb Bey DiĢ tabibi

Receb Bey Aslâb-ı emlâkdan

Ebulhayr Efendi Tüccârdan

Enver Bey Bikrizâdelerden ġam’dan zî-nüfûz zevâtdan

Musa Kâzım Bey Dava Vekili

ġefik Bey Kut’lu Sâbık mebûslardan

ġeyh Bedreddin Efendi MeĢhûr ulemâdan

Celâl Bâki Bey Dava vekili

Nuri Bey Tahakkuk MüfettiĢ

Abdullah Efendi ġam Muhâsebe Mümeyyizi

Halil Rıfat Bey ġam Ġstinaf Ceza Mahkemesi Reisi

Milli Mücadele Yıllarında Suriye’deki Gelişmelerin Güney Cephesi ve Ankara Hükümeti Açısından Önemi

Journal of History Studies

JHS

206

H i s t o r y S t u d i e s

Volume 6 Issue 5

September 2014

ġeyh Rıza Efendi Ulemâdan

Doktor Nureddin Bey Hâfî zevâtdan

ġeyh Bedreddin Efendi Kandıra müfettiĢi

Hacı Süleyman Efendi Kandıra’nın en zevâtdan

Ġbrahim Hakkı Efendi Kandıra’nın en zevâtdan

Alaaddin Bey Kandıra’nın en zevâtdan

Hacı Receb Efendi Kandıra’nın en zevâtdan

Subhi Efendi ġam tüccârândan

Lütfi Efendi Tüccârdan

Muhiddin Bey Sâbık süvâri kaymakamlarından

Ġsmail Bey Mevkiî yüzbaĢılarından

Ziver Bey Bedirhanızâdelerden

Hüseyin Ağa Merv Geru aĢireti rüesâsından

Emir Mahmud Zahor(?) Fazl aĢireti emiri en meĢhur Arabistan’daki aĢiretin reisi

Cerab grubu(?) Kandra yolunda Orat(?) aĢiretinden

Ġshak Bey BinbaĢı Sâbık ġam ahz-ı asker-i sâbıkası reisi

ġerif Bey Sâbık süvâri binbaĢılarından

Türkiye, Ankara AnlaĢması’yla Fransa ile barıĢ yapmasına rağmen Suriye’de Fransızlarla

mücadele eden aĢiret reislerini desteklemeye devam etti. ġammar ġeyhi olan Abdülkerim

Bey’in Hasice nahiyesinde 8 Mayıs 1922 tarihinde Fransızlara karĢı verdiği mücadeleyi

Türkiye desteklemeye çalıĢtı. Halep Müdafaa-i Hukuk Cemiyeti Reisi Hilal Bey’in 3 Haziran

1922 tarihinde tuttuğu raporda, ġam’da yapılan gösterilerde halkın “Yaşasın İstiklal, Yaşasın

Mustafa Kemal ve O’nunda himayesini istiyoruz” bağırdıklarını yazması, gönül bağının devam

ettiğini gösteriyor.72

Suriye Araplarıyla yapılan bu ittifak ve çalıĢmalar neticesinde, Türk

Ġstiklal mücadelesinin baĢarıya ulaĢdığı haberini alan Halep halkının sokaklarını Türk

bayraklarıyla süslemesi73

, bu konuda oluĢan bağın samimiyetini açıklıyor. Hatta 1922 yılı

sonunda Filistinli Arapların Türk mandası altında geleceklerini belirlemek için Mustafa Kemal

PaĢa’ya müracaat etmeleri, Türk Arap yakınlaĢmasının samimiyet derecesinin üst seviyeye

ulaĢtığını ortaya koyuyor.74

72 Umar, “Milli Mücadele Dönemi”, s. 452. 73 Agm, s. 451. 74 Kayalı, age, s. 231.

Sadiye Tutsak

Journal of History Studies

JHS

207

H i s t o r y S t u d i e s

Volume 6 Issue 5

September 2014

E. Türk-Fransız Uzlaşması

I. Dünya SavaĢı öncesinde sömürgecilik konusunda ortak menfaatleri örtüĢtüğünden

dolayı aynı blokta yeralan Ġngiltere ile Fransa, savaĢ sonunda Almanya’nın uğradığı ağır

hezimet karĢısında, eski iki rakip devlet olarak menfaatleri çatıĢtıkça itilafa düĢmeye baĢladılar

ve birbirine karĢı duydukları güvensizlik gittikçe derinleĢti. SavaĢ sonrasında iki büyük Ġtilaf

Devleti’nin bu anlaĢmazlığı, Mondros Mütarekesi sonrasında iĢgallere maruz kalacak olan

Anadolu Türkleri açısından gözden kaçırılmaması gereken bir fırsattı. Mütarekeden hemen bir

hafta sonra Fransa’nın Türkiye’de ticari kaynakları bulunan Ģahısları kendi tabiyetleri altına

alması, Enver PaĢa’nın ailesine pasaport vermesi, Maliye nazırı Cavit Bey’in Fransa’ya

kaçırılması gibi hadiseler yaĢanmıĢtı. Bunlar, Fransızların müttefiki olan Ġngiltere’ye karĢı

duyduğu güvensizlikten ötürü Türklere verdiği desteğini gösteren somut hadiselerdir.75

Ġngiltere’nin Osmanlı Devleti ile yakınlaĢmaya çalıĢtığını düĢünen Fransa, Kilikya

bölgesinde Türk kuvvetleriyle pek çatıĢma içine girmek istemedi. Suriye Yüksek Komiseri

olan George Picot, 5-6 Ağustos 1919 tarihinde Sivas’a gelerek Mustafa Kemal PaĢa ile

görüĢmesinde Kilikya’nın Türkiye’nin bir parçası olduğunu kabul ettiğini, Fransa’nın burada

çıkarlarının karĢılanması halinde terk edilebileceğini ifade etti. Picot’un bu ziyareti, Fransa’nın

Ġngiltere’ye karĢı bir arayıĢ içerisinde olduğunu iĢaret eden bir baĢka misaldir.76

Daha Türkiye

Büyük Millet Meclisi açılmadan önce Fransa ile Ankara’da bulunan Heyet-i Temsili’ye

arasında iktisadi sebeplerden dolayı gümrük konusunda bir itilaf yapılması hususunun

gündemde olması, Fransa ile Ankara arasında anlaĢma zemini zorlayan diğer bir etken olarak

ortaya çıkmaktadır. Çünkü eskiden beri Anadolu’dan Suriye’ye debbağat, bakır, yün ve pamuk

ipliği, koyunculuğa ait eĢya, üzümden yapılan tatlılar vs. Ģeyler gönderilirken, Suriye’den ise

Anadolu’ya sırmalı iplik girdisi, ipek, sabun vs. gibi malzemeler geliyordu. Bu savaĢ

ortamında Suriye’nin Buğday, arpa, zeytinyağı, sadeyağ ihtiyacı bulunuyordu.77

San Remo Konferansı’nda Ġngiltere ile Fransa arasında yapılacak müzakereler sırasında

Suriye ve Adana’nın durumu tayin edilecekti. Bu konferansta alınan kararların yedinci

kısmında; henüz tayin edilmemiĢ olan bir mandater devlet tarafından idare edilmek Ģartıyla

Suriye ve Irak müstakil hükümetleri tanınacak, Filistin ise müttefik devletlerin kendi aralarında

seçeceği bir mandater devlete bırakılacaktı.78

Arap topraklarında mandaterlik tartıĢmaları sürerken, Kilikya bölgesinde Türk direniĢin

kuvvetle devam ediyordu. Güçlü Türk direniĢi karĢısında tutunma güçlüğü yaĢayan

Fransızların 1920 yılı Mayısında mütareke istemesi, Ankara’da büyük bir sevinç yarattı. Suriye

Fevkalade Komiseri adına hareket eden Mösyö Duqest baĢkanlığındaki bir heyet, 20 Mayıs

1920 tarihinde Ankara’ya geldi. Ġki taraf arasında 23 Mayıs 1920’de yapılan müzakere

neticesinde, 29/39 Mayıs 1920 tarihinden itibaren baĢlayacak 20 günlük bir mütareke yapıldı.79

Fransızların Ġstanbul Hükümeti yerine Ankara Hükümeti ile bu mütarekeyi yapmalarını

Mustafa Kemal PaĢa, mühim siyasi nokta olarak değerlendirmektedir.80

Fransa’nın Suriye

Yüksek Komiserliği Yüksek Sekreteri M. Robert de Caix, 23 Mayıs 1920 tarihinde General

Gouraud’a gönderdiği telgrafta Mustafa Kemal PaĢa’ya bildirilmek üzere yapılacak 20 günlük

ateĢkesin Ģartlarını Ģöyle açıklamaktadır.

75 Armstrong, age, s. 59-60. 76 Sofuoğlu- Dağıstan, age, s. 18. 77 Ali Canibi, “Türkili-Suriye Gümrük Ġtilafı”, Gazi Sancak, 7 Mart 1336/7 Mart 1920. Suriye’ye zahire sevkinde

1919 yılı Aralık ayında sıkıntı yaĢanmıĢtır. Bkz. İrade-i Milliye, 8 Kanun- Evvel 1335/8 Aralık 1919. 78 Kâzım Özalp, Milli Mücadele 1919-1922, C.I, Türk Tarih Kurumu Yayınları, Ankara 1988, s. 126-127, 132. 79 Atatürk, Nutuk, C.II, s. 454; Hatipoğlu, age, s. 84-85. 80 Atatürk, Nutuk, C.II, s. 454.

Milli Mücadele Yıllarında Suriye’deki Gelişmelerin Güney Cephesi ve Ankara Hükümeti Açısından Önemi

Journal of History Studies

JHS

208

H i s t o r y S t u d i e s

Volume 6 Issue 5

September 2014

1.Ġki taraf arasında belirlenecek Ģartlar doğrultusunda, savaĢ tutsaklarıyla siyasî tutuklular

değiĢ-tokuĢ edilecekti.

2. Fransızlar, Pozantı ve Sis noktalarının boĢaltılmasını ve bu garnizonların Mersin-

Adana demiryoluna çekilmesini kabul etti. Antep Ģehri de boĢaltılacak ve orada bulunan

Fransız karakolları kendi karargâhına çekilecekti. Bu boĢaltmalar, mütarekenin onuncu

günde yapılacaktı. Ermeni mahallesine yeni bir saldırıda bulunulmayacaktı.

3. Adana halkı ile Türk makamları arasında serbestçe yıldırım telgraf haberleĢmesi

yapılacaktı.81

Türkiye Büyük Millet Mecisi BaĢkanı Mustafa Kemal PaĢa, Karaisalı’da bulunan Batı

Kilikya Mıntıkası Komutanı Tekeli Sinan Bey’e verdiği emirde, mütareke Ģartlarına

uyulmasına büyük hassasiyet gösterilmesini istedi.82

Erkan-ı Harbiye Reisi Ġsmet PaĢa, Kilikya Kuva-yı Milliye Komutanlığı’na gönderdiği

31 Mayıs 1920 tarihinde gönderdiği tahrirde, mütarekenin yirminci günün nihayetinde Adana,

Tarsus ve Mersin’in zaptı için taarruza geçileceğini bildirdi. Mütarekeden sonra çarpıĢmalar

yine devam etti.83

Fransızlarla Türkler, Suriye’nin kuzey, Anadolu’nun ise güney kısmı için uzlaĢma zemini

bulmaya çalıĢırken, 10 Ağustos 1920 tarihinde yapıla Sevr AnlaĢması’yla Suriye sınırı;

sahilden, yaklaĢık KarataĢ Burnu’ndan baĢlayarak Osmaniye, Bahçe, Gaziantep, Birecik, Urfa,

Mardin ve Nusaybin’i epey güneyde ve Suriye arazisinde bırakan bir hudut olarak çizilmiĢti.84

Buna istinaden Ankara Hükümeti tarafından Halep ve Mardin demiryolu hattının raylarının

sökülerek Erzurum hattına nakledilmesi kararlaĢtırıldı.85

Kuduz bir maymun tarafından ısırılması yüzünden 25 Ekim 1920 tarihinde ölen Yunan

Kralı Aleksander’ın yerine tahta, Alman yanlısı ve bir Alman kadınla evli olan Konstantin

geçti. Yunanistan’daki bu taht değiĢikliği, Almanya’dan hala tedirgin olan Fransa’nın

Yunanistan’a batıda yardımını keserek Türklere destek çıkmasına sebep oldu. Fransızlar

Türklere uçak ve malzeme yardımında bulunuyordu.86

Ankara’da hakim düĢünce; Fransa’nın,

Türkler batıda Yunanistan’a karĢı esaslı bir baĢarı kazandıktan sonra Adana cephesinde

harekata geçerek bunda muvaffak olacağı87

kanaatini taĢıdığı yönündedir ve bunda da haklı

çıkmıĢtır.

I. Ġnönü Muharebesi sonrasında düzenlenen Londra Konferansı görüĢmeleri esnasında

Fransız Osmanlı delegeleri arasında varılan anlaĢma gereğince düĢmanlığın derhal sona

erdirilmesi kararı alındı. Bu minvalde Türk Fransız düĢmanlığının 19 Mart 1921 tarihinden

sonra bitirilmesi kesinlik kazanacaktı. Bundan dolayı Fransız kuvvetleri saldırgan tavrından

vazgeçti. Güney cephesi, 1921 yılı Mart ayı sonlarına doğru sakin geçiyordu. 1921 yılı Nisan

ayı baĢında da bu sakinliğin cephede devam etmesi, 12 Nisan 1921 tarihinde Batı cephesine iki

piyade, bir süvari milis alayı Batı cephesine sevk edilmesini sağladı.88

Güney cephesinde

81 Mülâzım Mehmet Sinan, age, s. 55-56. 82ATASE, age, s. 124. 83 Age, s. 125. 84 Ali Naci Karacan, Lozan, Milliyet Yayınları, 1971, s. 648. 85 BCA, 030.018.001.001.1.9.1. 86 Armstrong, age, s. 90, 134. 87 BCA, 030.10/54.354.16. 88 ATASE, age, s. 493, 500-501.

Sadiye Tutsak

Journal of History Studies

JHS

209

H i s t o r y S t u d i e s

Volume 6 Issue 5

September 2014

çeĢitli tarihlerde firar eden Fransız kıtalarındaki askerler, Türk ordusuna iltica etttiler. Bu

Fransız askerler, üsera garnizonlarına sevk edildiler.89

Fransa, Ankara Hükümeti ile anlaĢmak için Mösyö Franklin Boullion’u Anadolu’ya

gönderdi. Boullion’un gizliden yürütmeye çalıĢtığı müzakereleri Ġngiltere ile Ġtalya uzaktan

takip ediyordu.90

Sakarya Muhaberesi öncesinde Ankara’ya 9 Haziran 1920 tarihinde gelen

Boullion ile Hariciye Vekili Yusuf Kemal Bey müzakerelere devam ettiler.91

Mustafa Kemal

PaĢa, MaraĢ-Antep sınırının belirlenmesinde Hariciye Vekili olan Yusuf Kemal TengirĢek’e

yardımcı olması için Kılıç Ali’yi görevlendirdi.92

Bu çalıĢmalar sonrasında Mösyö Franklin

Boullion, Mustafa Kemal PaĢa’ya Fransız kuvvetlerinin bölgeden çekilmesinde Ankara’da

kendisine gösterilen nezaketten duyduğu memnuniyeti ifade eden 28 Haziran 1921 tarihli bir

telgraf çekti.93

Ankara Hükümeti, Fransa ile anlaĢma yapılmadan önce gerçekleĢen

muharebeler esnasında alınan esirlerin Kayseri’de tutulması kararını aldı.94

Sakarya Muharebesi’nde Türk kuvvetlerinin Yunanlılara karĢı ezici bir zafer kazanması

neticesinde barıĢ müzakereleri baĢlatıldı ve iki taraf arasında 20 Ekim 1921 tarihinde Ankara

Ġtilafnamesi imzalandı.95

Fransa’nın, Suriye’yi elinde tutma konusunda taĢıdığı endiĢeden

dolayı bu anlaĢmayı yaptığı seziliyordu.96

Ġngilizlerin kendilerine ihanet olarak gördüğü

Ankara Ġtilafnamasi Türk-Fransız savaĢını bitirdi. Suriye sınırı bu anlaĢmanın 3. maddesiyle;

Ġskenderun sahilinden baĢlayarak Cezire-i Ġbn Ömer’den Dicle’ye ulaĢan sınırda Çobanbey ile

Nusaybin arasında bulunan demiryolu Türkiye'ye bırakıldı. AnlaĢma’nın 11. maddesinde yer

alan Türkiye-Suriye sınırının güneyinde kalan ve halkı sırf Türk veya Türk-Arap ırkına

mensûb karma mahiyete sahip “zîr-i ziyân” havâlide husûsi bir idare tarzı temin idilerek Türk

ırkından olan halka hürriyetlerinin inkiĢâfı temin olunacak ve Türk lisanı resmi dil olarak

kullanılacakdır ifadeleriyle, günümüzde Hatay olarak bilinen Ġskenderun mıntıkası Suriye’ye

özel bir idareyle bırakıldı. Bu maddeyle ekseriyeti Türk olan Ġskenderun halkının yaĢam

biçimine dokunulmayacak ve resmi dil Türkçe olacaktı.97

Ġskenderun Sancağı 1921 yılında

Fransız Fevkalade Komiserliğinin kararnamesi ile muhtar bir idare Ģeklinde Halep’e bağlandı.

Halep bağlı olarak müstakil yapıda; daire baĢkanları ve hakimler tayin edildi, Halep Devleti

tarafından yapılmak koĢuluyla idarenin baĢına sivil bir mutasarrıf getirildi. Osmanlı kanunları

yürürlükte kaldı. Adlî teĢkilat, Beyrut Temyiz Mahkemesi’ne tabi olmak üzere Ġskenderun’da

bir istinaf mahkemesi kuruldu. Aynı tarihte güneyde bayır, bucak nahiyeleri Ġskenderun

sancağından ayrılarak Lâzkiye’ye bağlandı. Zamanla Ġskenderun sancağı da Suriye

Hükümeti’nin baĢkenti olan ġam’ın nüfuz idaresi altına girdi.98

Türkiye ile Fransa arasında yapılan Ankara Ġtilafnamesi, Ġstiklal Harbi’nde Anadolu’nun

güneyde yaĢanılan savaĢı sona erdirdi, fakat yüzyıllardır iç içe yaĢamıĢ olan bölge halkının

çizilen bir sınırla, daha sonra ortaya çıkacak olan meselelerin çözümüne çare bulamadı. Çizilen

hududun ötesinde malı mülkü kalmıĢ olan Anadolu insanının derdinin çözümüde itilafname

89 BCA, 030.10/54.354.16; 030.10/55.362.3.16. 90 Armstrong, age, s. 134. 91 Atatürk, Nutuk, C.I, s. 621. 92 Turgut, age, s. 113. 93Bilâl N. ġimĢir, Atatürk İle Yazışmalar 1920-1923, Kültür Bakanlığı Yayınları, Ankara 1992, s. 118. 94 BCA, 030.18.01.01.3.12.2. 95 BCA, 030.10/262.764.3.1; 030.10/265.764.4-5; Atatürk, Nutuk, C.I, s. 620, 625. 96 Bıyıklıoğlu, age, s. 65. 97 BCA, 030.10/262.764.3.1-2; ġapolyo, age, s. 74-75; Ankara Hükümeti’nin Hariciye Vekili Bekir Sami Bey ile

Briand arasında yapılan, fakat Türkiye Büyük Millet Mecisi’nde kabul edilmeyen 11 Mart 1921 tarihli Türk-Fransız

anlaĢmasında çizilen Suriye ile Anadolu arasında sınır, küçük düzeltmelerle Ankara Ġtilafnamesinde kabul edildi.

Bkz. Bıyıklıoğlu, age, s. 134. Anadolu’nun sınırları için bkz. Ek 2. 98 Melek, age, s. 11.

Milli Mücadele Yıllarında Suriye’deki Gelişmelerin Güney Cephesi ve Ankara Hükümeti Açısından Önemi

Journal of History Studies

JHS

210

H i s t o r y S t u d i e s

Volume 6 Issue 5

September 2014

maddeleri yetersiz kalıyordu99

. Ankara Hükümeti, bu itilafname gereğince Fransızların tahliye

ettiği bölgede meydana gelen cürümlerin affedildiğine dair 3 Kasım 1921 tarihinde umumi bir

kanun çıkardı.100

Ankara Ġtilafnamesi’nin imzalanmasından sonra Ġskenderun ve Antakya’da bulunan

Türkler, Türk idaresinden ayrılmanın üzüntüsünü yaĢadılar. Bu mıntıkada bulunan Fransızlar,

beraberindeki Ermenilerin pek çoğu ve Kuva-yı Miliye’ye karĢı olanlar, Ġskenderun

topraklarına yerleĢerek Türk varlığını tehdit eden hasmiyane tavırlarını burada devam ettirme

çabasına girdiler. Antakya’nın Musa Dağı’nda 1916 yılında isyan edip Fransız gemileriyle

Kıbrıs ve Mısır’a kaçmıĢ olan Ermenilerin, Mondros Mütarekesi’nin imzalanmasından sonra

Ġskenderun-Antakya ve havalisine 30.000-40.000 civarında geldiği dikkate alındığında,

Türkler açısından tehlikenin boyutu daha iyi anlaĢılır.101

Suriye’de Fransız mandasını tanıyan Ankara Hükümeti102

, 1 Haziran 1922 tarihinde

Suriye ile Gümrük AnlaĢması’nı imzaladı.103

Daha sonra Suriye ile Türkiye arasında gümrük

meselelerinin halledilmesi için Ankara’da bir komisyonu kuruldu.104

Evvelden Suriye, Irak ve

diğer ülkelerden gelen “ümera ve zabitan”ın Ankara Ġtilafnamesinden sonra bölgeden

ayrılmaları için Ankara Hükümeti tarafından 20 Temmuz 1922 tarihinde bir kanun layihası

çıkarıldı.105

Ġstiklal Harbi sona ermesine rağmen Ankara Hükümeti, Suriye’deki geliĢmeleri çok

yakından takip ediyordu. Fransa mandater devlet olarak Suriye’de bulunan Elbistan-ı Kebir,

ġam, Haleb ve Alevi Hükümetleri isimleriyle anılan müstakil devletleri, 1923 yılı Ocak ayı

baĢında bir hükümet Ģeklinde birleĢtirdi. Suriye’deki bu yeni yönetim anlayıĢı nedeniyle

pekçok memur açığa çıktı. Bu memurlar Arap, Ermeni ve Hristiyan idi.106

Ankara Hükümeti,

güney bölgesinde sınırdaĢ olduğu Suriye ile halledilmesi gereken meselelerin diplomasi

yolunu açık tutmak için 1923 yılı Haziran ayı baĢlarında Halep ve Beyrut’a konsolos tayin

edilmesi çabasına girdi.107

SONUÇ

Osmanlı Devleti’nin çatısı altında uzun tarihi bir birliktelik yaĢamıĢ olan Türkler ve

Araplar, I. Dünya SavaĢı sonrasında yaĢadıkları topraklar üzerinde Ġtilaf Devletlerinin taksim

planları uygulamalarına maruz kaldıkları tarihi bir gerçektir. Bu savaĢ yıllarında büyük

devletlerin bağımsız devlet kurma sözüne kanan isyancı Araplarda, Osmanlı idaresinden

kopuĢlarınınn hemen ardından tam bir hayal kırıklığı yarattı. Anadolu’nun güneyinde Arapça

konuĢulan yerlerde devlet kurma düĢüncesiyle yaklaĢtıkları büyük devletlerin mandacılık

kıskacında savrulan bu Araplar, büyük sancılar yaĢadılar. Arapların mevcut olduğu coğrafi

sahanın kuzeyinde yaĢayan Anadolu Türkleri de Ġtilaf Devletlerinin kendi topraklarında

yapmak istedikleri ameliyata izin vermeyerek istiklal mücadelesine giriĢmiĢlerdi. GeçmiĢte

aynı devletin çatısı altında hayat süren bu iki toplum, aĢağı yukarı eĢ zamanlı olarak büyük

devletlerin musallatı karĢısında aynı kaderi paylaĢıyorlardı. Bu kader, komĢu iki toplumu

mecburi ortaklık arayıĢına girmelerini yol açtı. Özellikle, Anadolu’nun güneyinde stratejik

99 BCA, 030.10/140.4.4.3. 100 BCA, 030.18.01.01.3.35.6. 101 Melek, age, s. 6-7. 102 BCA, 030.18.001.001.4.52.5. 103 BCA, 030.18.01.01.5.18.3; 030.01.01.5.17.12. 104 BCA, 030.10/211.437.2. 105 BCA, 030.18.01.01.5.20.17. 106 BCA, 030.10/262.764-11. 107 BCA, 030.10/244.648.1.

Sadiye Tutsak

Journal of History Studies

JHS

211

H i s t o r y S t u d i e s

Volume 6 Issue 5

September 2014

konuma sahip Suriye’deki geliĢmeler, Ġstiklal Harbi’ne girmiĢ olan Türkler açısından Güney

cephesinin istikbalini çok yakından ilgilendiriyordu. Türkler istiklal mücadelesinde

Anadolu’nun güneyinde Suriye’de ilkönce Ġngilizlerle daha sonra Fransızlarla karĢı karĢıya

kaldılar. Burada Türklerin Araplarla kurduğu bağlantılar, Fransızların bölgede tutunmasını

zorlaĢtırdı. Türkler, bu coğrafyada Araplarla yapacakları ortak mücadele ile sıkıĢtıracakları

Fransızların kendi topraklarından atılmasını kolaylaĢtırmayı hedeflediler. Mustafa Kemal PaĢa

liderliğinde Türkler, Anadolu’da bu siyaseti gerçekleĢtirmekte muktedir olurken, Araplar kendi

aralarındaki parçalanmıĢlıktan dolayı Ġngiliz Fransız emellerinin girdabından kurtulamadılar.

Bu karıĢık dönemde çöken Osmanlı Devleti’nin enkazı altında verdikleri mücadeleyle Anadolu

Türkleri, Ankara merkezli yeni bir idare kurmaya muktedir oldular, ama Osmanlı’dan kopan

Araplarla irtibatı da kesmediler. Ortak menfaat neticesinde baĢlayan bu irtibat Araplar arasında

yeni bir umut ıĢığı doğurdu. Suriye Arapları, Mustafa Kemal PaĢa’yı kendi kurtuluĢları için de

lider olarak görüp, Fransız mandası yerine Türk mandasını isteyecek konuma geldiler.

KAYNAKLAR

A. Arşivler Vesikaları

TİTE Arşivi (Ankara Üniversitesi Türk İnkılap Tarihi Arşivi): Kutu (K)20 Gömlek

(G)127 Belge (B)B127001; K22G16B16-1001; K22G17B17001;

K24G39B39001; K24G37B37-3001; K24G63B63-3001; K24G74B74001;

K24G83B83001; K24G94B94-4001; K24G98B98001; K25G30B30001;

K25G87B87001; K27G190B190001; K28G28B28001; K28G28B28-1001;

K28G45B45-2001; K28G46B46-4001; K28G77B77-1001; K28G77B77-2001;

K28G83B83-1001; K28G89B89001; K28G90B9001; K28G91B91001;

K28G92B92-1001; K31G77B77001; K28G77B77-1001; K31G56B56001;

K35G50B50-6001; K35G50B50-7001; K35G50B50-7a001; K77G19B19001;

K77G20B20a001.

BCA (Başbakanlık Cumhuriyet Arşivi): 490.01.58.228.5.2; 272/74.67.31.11.4;

272/11.13.42.8.5; 272/11.13.42.8.6; 272/11.13.44.10-1; 272/11.8.9.22;

030.18.01.01.5.20.17; 030.18.01.01.4.52.5; 030.18.01.01.5.18.3;

030.01.01.5.17.12; 030.18.01.01.3.35.6; 030.18.01.01.3.12.2; 030.01.01.2.33-6;

030.018.001.001.1.9.1; 030.10/262.764-11; 030.10/265.764.4-5;

030.10/262.764.3.1-2; 030.10/244.648.1; 030.10/211.437.2: 030.10/140.4.4.3;

030.10/54.354.16; 030.10/55.362.3.16; 030.10/54.354.16; 030.10/262.764.1.4-9.

B. Gazeteler

Gazi Sancak, 7 Mart 1336/7 Mart 1920.

İrade-i Milliye, 3 TeĢrin-i Sani 1335/3 Kasım 1919; 24 TeĢrin-i Sani 1335/24 Kasım 1919;

8 Kanun- Evvel 1335/8 Aralık 1919; 8 Kanun- Evvel 1335/8 Aralık 191914

Kanun- Evvel 1335/14 Aralık 1919; 23 ġubat 1336/23 ġubat 1919; 13 Nisan

1336/13 Nisan 1919.

İstiklâl, 8 Kanun-ı Sani 1335/8 Ocak 1919; 17 Kanun-ı Sani 1335/17 Ocak 1919; 22

Kanun-ı Sani 1335/22 Ocak 1919; 3 ġubat 1335/3 ġubat 1919; 5 ġubat 1335/5

ġubat 1919; 6 ġubat 1335/6 ġubat 1919; 18 ġubat 1335/18 ġubat 1919; 21 ġubat

1335/21 ġubat 1919; 26 ġubat 1335/26 ġubat 1919; 17 Mart 1335/17 Mart 1919;

25 Mayıs 1335/25 Mayıs 1919; 11 Haziran 1335/11 Haziran 1919; 20 Eylül

1335/20 Eylül 1919; 22 TeĢrin-i Evvel 1335/22 Ekim 1919; 27 TeĢrin-i Evvel

1335/27 Ekim 1919.

Milli Mücadele Yıllarında Suriye’deki Gelişmelerin Güney Cephesi ve Ankara Hükümeti Açısından Önemi

Journal of History Studies

JHS

212

H i s t o r y S t u d i e s

Volume 6 Issue 5

September 2014

İstiklâl Harbi Gazetesi, Haz: Ömer Sami CoĢar, 23 Mayıs 1919; 10 Haziran 1919.

C. Telif Eserler

ADAMOF, E.E., ve diğerleri, Anadolu’nun Taksimi Planı, Günaydın Kitaplığı Dizisi,

Ġstanbul 1972.

AKBIYIK, YaĢar, Millî Mücadelede Güney Cephesi (Maraş), Kültür Bakanlığı Yayınları,

Ankara 1990.

ALTUĞ, Seda, “Suriye Arap Milliyetçiliğinde Vatan ve Suriyelilik”, İstanbul

Üniversitesi Sosyal Bilimler Fakültesi Dergisi, S.39, Ekim 2009, s. 71-94.

ARMSTRONG, Harold, Türkiye Nasıl Doğdu, Çev: Ömer Rıza Doğrul, Özgü Yayınları,

Ġstanbul 2011.

ATATÜRK, Kemal, Nutuk, C.I-II, Türk Devrim Tarihi Enstitüsü Yayınları, Ġstanbul

1982.

ATATÜRK, Mustafa Kemal, Türkiye Büyük Millet Meclisi Gizli Oturumlarında Sorunlar

ve Görüşler (23 Nisan 1920-29 Ekim 1923), Haz: RaĢit Temel, Ġstanbul 1990.

ATAY, Falih Rıfkı, Atatürk’ün Bana Anlattıkları, Sel Yayınları, Ġstanbul 1955.

ATAY, Falih Rıfkı, Çankaya, BateĢ Yayınları, Ġstanbul 1984.

ATAY, Falih Rıfkı, Zeytindağı, Cumhuriyet Yayınları, 1998.

BAYKAL, Bekir Sıtkı, Millî Mücadele’de Anadolu Kadınları Müdafaa-i Vatan Cemiyeti,

Atatürk AraĢtırma Merkezi Yayınları, Ankara 1996.

BIYIKLIOĞLU, Tevfik, Atatürk Anadolu’da (1919-1921), Cumhuriyet Gazetesi

Yayınları, 2000.

BORAK, Sadi, Atatürk’ün Özel Mektupları, Ġkinci Baskı, Varlık Yayınları, Ġstanbul 1970.

BORAK, Sadi, Öyküleriyle Atatürk’ün Özel Mektupları, ÇağdaĢ Yayınları, Ġstanbul 1980.

CEBESOY, Ali Fuat, Bilinmeyen Hatıralar, Kuva-yı Milliyenin İçyüzü, Haz: Osman

Selim Kocahanoğlu, Temel Yayınları, Ġstanbul 2011.

DEMĠR, ġerif, “Dünden Bugüne Türkiye’nin Suriye ve Ortadoğu Politikası”, Turkish

Studies, Vol.6/3, Summer 2011, s. 691-713.

ELPELEG, Zvi, Filistin Ulusal Hareketinin Kurucusu Hacı Emin el-Hüseynî, Çev: Dilek

ġendil, ĠletiĢim Yayınları, Ġstanbul 1999.

ERDEN, Ali Fuat, Birinci Dünya Harbinde Suriye Hatıraları, Haz: Alpay Kabacalı,

Yürkiye ĠĢ Bankası Yayınları, Ġstanbul 2003.

FĠLMER, Cemil, Hatıralar, Emek Matbaacılık, Ġstanbul 1984.

FROMKĠN, David, BarıĢa Son Veren Barış, Modern Ortadoğu nasıl Yaratıldı? 1914-

1922, Çev: Mehmet Harmancı, Epsilon Yayınları, Ġstanbul 2013.

GELVĠN, James L., “Demostrating Communities in Post-Ottoman Syria”, Journal of

Interdisciplinary History, Vol.25, No.1, Summer 1994, s. 23-44.

GENELKURMAY BAġKANLIĞI ASKERĠ TARĠH VE STRATEJĠK ETÜT DAĠRE

BAġKANLIĞI, Kuvayımilliye Komutanı Tekelioğlu Sinan Bey’in Günlüğü,

Genelkurmay Basımevi, Ankara 2012.

Sadiye Tutsak

Journal of History Studies

JHS

213

H i s t o r y S t u d i e s

Volume 6 Issue 5

September 2014

GÜNAY, Selahattin, Bizi Kimlere Bırakıp Gidiyorsun Türk?, ĠĢ Bankası Kültür Yayınları,

Ġstanbul 2006.

GÜNAY, Selçuk, “II. Abdülhamit Döneminde Suriye ve Lübnan’da Arap Ayrılıkçı

Hareketlerinin BaĢlaması ve Devletin Tedbiri”, Ankara Üniversitesi Dil ve Tarih-

Coğrafya Fakültesi Tarih Bölümü Tarih Araştırmaları Dergisi, C.17, S.28, 1995,

s. 85-108.

HARRĠS, William, Levant, Bir Kültürler Mozaiği, Çev: Ercan Ertürk, Literatür Yayınları,

Ġstanbul 2005.

HATĠPOĞLU, Süleyman, Türk-Fransız Mücadelesi, Atatürk AraĢtırma Merkezi

Yayınları, Ankara 2001.

ĠNÖNÜ, Ġsmet, İnönü’nün Hatıraları, Gençlik Subaylık Yıllarım 1884-1918, Haz:

Sabahhin Selek, C.1, Burçak Yayınları, 1969.

KARACAN, Ali Naci, Lozan, Milliyet Yayınları, 1971.

KANDEMĠR, Feridun, Peygamberimizin Gölgesinde Son Türkler, Yağmur Yayınevi,

Ġstanbul 1974.

KARABEKĠR, Kâzım, İstiklâl Harbimizin Esasları, Sinan Matbaası NeĢriyet Evi, 1933-

1951.

KAYALI, Hasan, Jön Türkler ve Araplar, Osmanlıcılık, Erken Arap Milliyetçiliği ve

İslamcılık (1908-1918), Tarih Vakfı Yayınları, Ġstanbul 2003.

Kılıç Ali, Kılıç Ali Hatıralarını Anlatıyor, Sel Yayınları, Ġstanbul 1955.

KEMAL, Cemal, “Osmanlı’nın Filistin Cephesi’ndeki Son Muharebesi”, Ankara

Üniversitesi Türk İnkılâp Tarihi Enstitüsü Atatürk Yolu Dergisi, S.45, Bahar

2010, s. 37-69.

KHOURY, Philip S., “Continuity and Change in Syrian Political Life: Nineteenth and

Twentieth Centuries”, The American Historical Review, Vol.96, No.5, December,

1991, s. 1374-1395.

MCCARTY, Justin, Ölüm ve Sürgün, Ġnkılâp Yayınları, Ġstanbul 1998.

MELEK, Abdurrahman, Hatay Nasıl Kurtuldu, Türk Tarih Kurumu Yayınları, Ankara

1991.

MERAY, Seha L., Lozan’ın Birinci Öncüsü Prof. Ahmet Selâhattin Bey 1878-1920, Türk

Tarih Kurumu Yayınları, Ankara 1976.

METĠN, BarıĢ, Esaretten Zafere, Akademi AKY, UĢak 2012.

Mülâzım Mehmet Sinan, Harp Hatıraları Çanakkale-Irak-Kafkas Cephesi, Vadi

Yayınları, Ankara 2006.

LAWRECE, T.E., Bilgeliğin Yedi Direği, Bir Casusun Anıları, Rey Yayıncılık, Kayseri

1991.

MAĞMUMĠ, ġerafeddin, Bir Osmanlı Doktoru’nun Anıları, Yüzyıl Önce Anadolu ve

Suriye, Çev: Cahit Kayra, Büke Yayınları, Ġstanbul 2002.

NUMANĠ, ġibli, Anadolu, Suriye ve Mısır Seyahatnamesi, Çev: Yusuf Karaca, Risale

Yayınları, Ġstanbul 2002.

Milli Mücadele Yıllarında Suriye’deki Gelişmelerin Güney Cephesi ve Ankara Hükümeti Açısından Önemi

Journal of History Studies

JHS

214

H i s t o r y S t u d i e s

Volume 6 Issue 5

September 2014

OKDAY, Ġsmail Hakkı, Yanya’dan Ankara’ya, Sebil Yayınevi, Ġstanbul 1994.

ÖZALP, Kâzım, Milli Mücadele 1919-1922, C.I, Türk Tarih Kurumu Yayınları, Ankara

1988.

ÖZKAYA, Duman, Olcay- Birsel, Haktan, “Bir Misyonerin Mezopotamya Gezi

Notlarından Günceler: Ġskenderun’dan Fırat’a, Kuzey Suriye-Batı

Mezopotamya”, History Studies, Vol. 4, Is.3, Ekim/October 2013, s. 53-68.

PEKER, Nurettin, 1918-1923 İstiklâl Savaşının Vesika ve Resimleri İnönü, Sakarya,

Dumlupınar Zaferlerini Sağlayan İnebolu-Kastamonu ve Havalisi Deniz ve Kara

Harekâtı ve Hatıralar, Gün Basımevi, 1955.

POOL, David, “From Elite Class: The Transformation of Iraqi Leadership, 1920-1938”,

International Journal of Middle East Studies, Vol.12, No.3, November 1980, s.

331-350.

RABINOVICH, Itamar, “The Compact Minorities and Syrian State, 1918-1945”, Journal

of Contemporary History, Vol.14, No.4, October 1979, s. 693-712.

SÂBĠS, Ali Ġhsan, İstiklâl Harbi ve Gizli Cihetleri, C.5, Nehir Yayınları, Ġstanbul 1993.

SELÇUK, Ġlhan, Yüzbaşı Selahattin’in Romanı, C.2, Remzi Kitabevi, Ġstanbul 1976.

SĠMĠTH, Charles D., “The Invention of a Tradition: The Question of Arab Acceptance of

the Zionist Right to Palestine during World War I”, Journal of Palestine Studies,

Vol.22, No.2, Winter 1993, s. 48-61.

SOFUOĞLU, Adnan- Dağıstan, Adil, İşgalden Katılıma Hatay, Phoenix Yayınevi,

Ankara 2008.

SONYEL, Selâhi R., “Albay T. E. Lawrence, HaĢimi Araplarını, Osmanlı

Ġmparatorluğuna KarĢı Ayaklanmaları Ġçin Nasıl Aldattı, Ġngiliz Belgelerine

Göre”, Belleten, C.LI, S.199, Nisan 1987, s. 253-287.

ġAPOLYO, Enver Behnan, Türkiye Cumhuriyeti Tarihi (1918-1950), Milli Eğitim

Basımevi, Ġstanbul 1955.

ġEN, Sabahattin Ortadoğu’da İdeolojik Bunalım, Suriye Baas Partisi ve İdeolojisi, Birey

Yayıncılık, Ġstanbul 2004.

ġĠMġĠR, Bilâl N., Malta Sürgünleri, Bilgi Yayınevi, Ġstanbul 1976.

ġĠMġĠR, Bilâl N., Atatürk İle Yazışmalar 1920-1923, Kültür Bakanığı Yayınları, Ankara

1992.

TEZER, Ali ġükrü, Atatürk’ün Hatıra Defteri, Türk Tarih Kurumu Yayınları, Ankara

1989.

THOMAS, Martin, “Bedoun Tribes and the Imperial Intelligence Services in Syria, Iraq

and Transjordan in the 1920s”, Journal of Contemporary History, Vol.38, No.4,

October 2003, s. 539-561.

TOMRUK, Ahmet Esat / Ġngiliz Kemal, Türk Casusu İngiliz Kemal Ortadoğu’da, Geçit

Kitabevi, Ġstanbul 2005.

TOYNBEE, Arnold J., Türkiye, Bir Devletin Yeniden Doğuşu, C.I, Çev: Kasım Yargıcı,

Cumhuriyet Gazetesi Yayınları, 1999.

Sadiye Tutsak

Journal of History Studies

JHS

215

H i s t o r y S t u d i e s

Volume 6 Issue 5

September 2014

TURGUT, Hulûsi, Atatürk’ün Sırdaşı Kılıç Ali’nin Anıları, ĠĢ Bankası Kültür Yayınları,

Ġstanbul 2006.

TÜRKGELDĠ, Ali Fuad, Görüp İşittikerim, Türk tarih Kurumu Yayınları, Ankara 1987.

UMAR, Ömer Osman, “Suriye’de Fransız Emperyalizmi”, Fırat Üniversitesi Sosyal

Bilimler Dergisi, C.12, S.1, 2002, s. 297-310.

UMAR, Ömer Osman, “Milli Mücadele Döneminde Atatürk’ün Ortadoğu Politikası”,

Fırat Üniversitesi Sosyal Bilimler Dergisi, C.20, S.1, 2010, s. 443-470.

D. Tezler

ġĠRĠN AYRANCI, ZiĢan, Türkiye-Suriye İlişkileri, (Anadolu Üniversitesi Sosyal Bilimler

Enstitüsü Tarih Anabilim Dalı, BasılmamıĢ Yüsek Lisans Tezi), EskiĢehir 2006.

Milli Mücadele Yıllarında Suriye’deki Gelişmelerin Güney Cephesi ve Ankara Hükümeti Açısından Önemi

Journal of History Studies

JHS

216

H i s t o r y S t u d i e s

Volume 6 Issue 5

September 2014

EK1: Gaziantep’in Teslim Beyannamesi108

108 TĠTE ArĢivi, K77G19B19001.

Sadiye Tutsak

Journal of History Studies

JHS

217

H i s t o r y S t u d i e s

Volume 6 Issue 5

September 2014

Gaziantep’in Teslim Beyannamesinin Arapça ve Fransızca

Kısmı109

109 TİTE Arşivi, K77G20B20a001.

Milli Mücadele Yıllarında Suriye’deki Gelişmelerin Güney Cephesi ve Ankara Hükümeti Açısından Önemi

Journal of History Studies

JHS

218

H i s t o r y S t u d i e s

Volume 6 Issue 5

September 2014

EK 2: Yapılan Anlaşmalarla Türkiye Sınırlarını Gösterir Harita110

110 BCA, 490.01/58.228.5.2