136
Y GS FELSEFE 01 MF TM TS MLMF MLTD S›ra No Dergi Ad› MODÜLER ÜN‹VERS‹TE HAZIRLIK DERG‹LERi ( GRUPLARA GÖRE DA/ILIM ) 01 02 03 04 05 06 07 08 09 10 11 12 13 14 15 16 17 18 19 20 21 22 23 24 25 26 27 28 29 30 31 32 33 34 35 36 37 38 39 40 41 42 43 44 45 46 47 48 49 50 51 52 53 54 55 56 57 58 59 60 61 62 63 64 65 66 67 68 69 70 YGS Türkçe 01 YGS Türkçe 02 YGS Türkçe 03 YGS Türkçe 04 YGS Tarih 01 YGS Tarih 02 YGS Tarih 03 YGS Co¤rafya 01 YGS Co¤rafya 02 YGS Co¤rafya 03 YGS Co¤rafya 04 YGS Felsefe 01 YGS Temel Matematik 01 YGS Temel Matematik 02 YGS Temel Matematik 03 YGS Temel Matematik 04 YGS Temel Matematik 05 YGS Kolay Geometri 01 YGS Kolay Geometri 02 YGS Kolay Geometri 03 YGS Fizik 01 YGS Fizik 02 YGS Fizik 03 YGS Fizik 04 YGS Fizik 05 YGS Kimya 01 YGS Kimya 02 YGS Meslek Biyoloji 01 YGS Meslek Biyoloji 02 YGS Meslek Biyoloji 03 LYS Dil ve Anlat›m 01 LYS Dil ve Anlat›m 02 LYS Edebiyat 01 LYS Edebiyat 02 LYS Edebiyat 03 LYS Tarih 01 LYS Tarih 02 LYS Tarih 03 LYS Ça¤dafl T. ve D. Trh. 01 LYS Ça¤dafl T. ve D. Trh. 02 LYS Co¤rafya 1-2 01 LYS Co¤rafya 1-2 02 LYS Psikoloji LYS Sosyoloji LYS Mant›k LYS Matematik 01 LYS Matematik 02 LYS Matematik 03 LYS Matematik 04 LYS Fizik 01 LYS Fizik 02 LYS Fizik 03 LYS Fizik 04 LYS Fizik 05 LYS Kimya 01 LYS Kimya 02 LYS Kimya 03 LYS Kimya 04 LYS Kimya 05 YGS-LYS Geometri 01 YGS-LYS Geometri 02 YGS-LYS Geometri 03 YGS-LYS Geometri 04 YGS-LYS Geometri 05 YGS-LYS Biyoloji 01 YGS-LYS Biyoloji 02 YGS-LYS Biyoloji 03 YGS-LYS Biyoloji 04 YGS-LYS Biyoloji 05 YGS-LYS Biyoloji 06 + + + + + + + + + + + + + + + + + + + + + + + + + + + + + + + + + + + + + + + + + + + + + + + + + + + + + + + + + + + + + + + + + + + + + + + + + + + + + + + + + + + + + + + + + + + + + + + + + + + + + + + + + + + + + + + + + + + + + + + + + + + + + + + + + + + + + + + + + + + + + + + + + + + + + + + Felsefeyle Tan›flma Bilgi Felsefesi Varl›k Felsefesi Ahlak Felsefesi Sanat Felsefesi Din Felsefesi Siyaset Felsefesi Bilim Felsefesi 2 22 46 62 78 92 102 118 ‹çindekiler Y GS FELSEFE | 01 KD00-SS.01MD12

MODÜLER ÜN‹VERS‹TE HAZIRLIK DERG‹LERi · 2018-02-12 · LYS Edebiyat 01 LYS Edebiyat 02 LYS Edebiyat 03 LYS Tarih 01 LYS Tarih 02 LYS Tarih 03 LYS Ça¤dafl T. ve D. Trh

  • Upload
    others

  • View
    13

  • Download
    0

Embed Size (px)

Citation preview

Page 1: MODÜLER ÜN‹VERS‹TE HAZIRLIK DERG‹LERi · 2018-02-12 · LYS Edebiyat 01 LYS Edebiyat 02 LYS Edebiyat 03 LYS Tarih 01 LYS Tarih 02 LYS Tarih 03 LYS Ça¤dafl T. ve D. Trh

YGSFELSEFE

01MF TM TS MLMF MLTD

S›raNo Dergi Ad›

MODÜLERÜN‹VERS‹TE HAZIRLIK DERG‹LERi

( GRUPLARA GÖRE DA⁄ILIM )

01020304050607080910111213141516171819202122232425262728293031323334353637383940414243444546474849505152535455565758596061626364656667686970

YGS Türkçe 01YGS Türkçe 02YGS Türkçe 03YGS Türkçe 04YGS Tarih 01YGS Tarih 02YGS Tarih 03YGS Co¤rafya 01YGS Co¤rafya 02YGS Co¤rafya 03YGS Co¤rafya 04YGS Felsefe 01YGS Temel Matematik 01YGS Temel Matematik 02YGS Temel Matematik 03YGS Temel Matematik 04YGS Temel Matematik 05YGS Kolay Geometri 01YGS Kolay Geometri 02YGS Kolay Geometri 03YGS Fizik 01YGS Fizik 02YGS Fizik 03YGS Fizik 04YGS Fizik 05YGS Kimya 01YGS Kimya 02YGS Meslek Biyoloji 01YGS Meslek Biyoloji 02YGS Meslek Biyoloji 03LYS Dil ve Anlat›m 01LYS Dil ve Anlat›m 02LYS Edebiyat 01LYS Edebiyat 02LYS Edebiyat 03LYS Tarih 01LYS Tarih 02LYS Tarih 03LYS Ça¤dafl T. ve D. Trh. 01LYS Ça¤dafl T. ve D. Trh. 02LYS Co¤rafya 1-2 01LYS Co¤rafya 1-2 02LYS PsikolojiLYS SosyolojiLYS Mant›kLYS Matematik 01LYS Matematik 02LYS Matematik 03LYS Matematik 04LYS Fizik 01LYS Fizik 02LYS Fizik 03LYS Fizik 04LYS Fizik 05LYS Kimya 01LYS Kimya 02LYS Kimya 03LYS Kimya 04LYS Kimya 05YGS-LYS Geometri 01YGS-LYS Geometri 02YGS-LYS Geometri 03YGS-LYS Geometri 04YGS-LYS Geometri 05YGS-LYS Biyoloji 01YGS-LYS Biyoloji 02YGS-LYS Biyoloji 03YGS-LYS Biyoloji 04YGS-LYS Biyoloji 05YGS-LYS Biyoloji 06

++++––––––––+++++–––+++++++––––––––––––––––––+++++++++++++++++++++++++

+++++++++++++++++–––––––––––––+++++–––––++–––++++––––––––––+++++––––––

++++++++++++++++++++––––––––––+++++++++++++++–––––––––––––––––––––––––

++++––––––––++++++++++++++++++––––––––––––––––––––––––––––––––––––––––

++++++++++++++++++++––––––––––––––––––––––––––––––––––––––––––––––––––

Felsefeyle Tan›flma

Bilgi Felsefesi

Varl›k Felsefesi

Ahlak Felsefesi

Sanat Felsefesi

Din Felsefesi

Siyaset Felsefesi

Bilim Felsefesi

2

22

46

62

78

92

102

118

‹çindekiler

YG

SF

EL

SE

FE

|01

KD00-SS.01MD12

Page 2: MODÜLER ÜN‹VERS‹TE HAZIRLIK DERG‹LERi · 2018-02-12 · LYS Edebiyat 01 LYS Edebiyat 02 LYS Edebiyat 03 LYS Tarih 01 LYS Tarih 02 LYS Tarih 03 LYS Ça¤dafl T. ve D. Trh

2

01 FELSEFEYLE TANIfiMA

Felsefi düflüncenin nitelikleri nelerdir?

Felsefi düflünceyi anlaml› k›lan tutarl›l›¤›d›r.

Felsefi tav›r hayata dair sorgulama yapmakt›r.

Dil, felsefenin evidir.

Felsefe – bilim iliflkisi

Felsefe – sanat iliflkisi

Felsefe ne ifle yarar?

Felsefe – din iliflkisi

Hikmet bütün olup bitenlerin esas›n› bilmektir.

“Felsefe yolda olmakt›r.”

Felsefi söylem ilk olarak Yunanistan’da bafllar.

Felsefenin temel konular›n› üç bafll›kta toplayabiliriz.

Felsefe farkl› disiplinlerle iliflki içindedir.

Page 3: MODÜLER ÜN‹VERS‹TE HAZIRLIK DERG‹LERi · 2018-02-12 · LYS Edebiyat 01 LYS Edebiyat 02 LYS Edebiyat 03 LYS Tarih 01 LYS Tarih 02 LYS Tarih 03 LYS Ça¤dafl T. ve D. Trh

Felsefe, Yunanca “seviyorum, ar›yorum, peflindenkofluyorum anlam›na gelen “philes” ile bilgi, bilge-lik ve hikmet anlamlar›na gelen “sophia” sözcükle-rinin biraraya gelmesinden oluflmufl bir kavramd›r.Dolay›s›yla “philosophia” (felsefe) kavram› bilgeliksevgisi anlam›na gelir. Buna göre felsefe (philo-sophia), bilginin peflinde olmak, bilgiyi aramak, bil-giyi ve bilgeli¤i sevmek demektir.

Bilgiye ulaflmaya çal›flan ve bilgiyi seven, yani buu¤rafl›y› bir yaflama biçimine dönüfltüren kiflilereise filozof denir.

Bu kavram› ilk kullanan düflünürPythagaros (Pisagor)’dur. Ona görebilgelik Tanr›’ya özgüdür. ‹nsana dü-flen ise bilgeli¤i / hikmeti sevmek vedurmaks›z›n aramakt›r.

Bütün bunlar› yan yana getirdi¤imizde görülecek-tir ki, felsefe dedi¤imiz düflünme biçimi bilgiye, bil-geli¤e / hikmete ulaflma arzusuyla “sürekli yoldaolmak” ve zihinsel eylemlilik halini devam ettir-mektir.

Felsefe eylemini ortaya ç›karan en önemli sebepinsan›n bitmek bilmeyen anlama ve bilme arzusu-dur. ‹nsan, etraf›n› çeviren evrende, karanl›kta ka-lan her soruya cevap bulmak ister. Felsefe bir ba-k›ma, zihnini kurcalayan bu sorulardan kurtulupözgürleflmek için sürekli cevaplar arayan insan›n,zihinsel olarak sükunet aray›fl›d›r diyebiliriz.

Filozof akl›n› sürekli iflgal eden bu sorulardan kur-tulmak için s›rt›n› akla yaslamaktad›r. Çünkü felse-fe insan akl›n›n ürünüdür; insan›n akl›yla ulaflabile-ce¤i son noktaya gidebilme u¤rafl›s›d›r. Nitekimfelsefe, insan›n akl›yla yorumlayabildi¤i her fleyhakk›nda düflünce ileri sürebilir. Var olan her fleyiakl›n süzgecinden geçirerek aç›kl›¤a kavuflturma-ya çal›fl›r.

Genel anlamda insan›nmerak etme, anlama veö¤renme çabas›n›n ürünüolan felsefenin ne oldu¤ukonusunda de¤iflik bak›flaç›lar› ortaya konmufltur.

Örne¤in;

Socrates, felsefeyi “neleri bilmedi¤ini bilmek”

Anselmus, “inan›lan› anlamaya çal›flmak”

Spinoza, “genellefltirilmifl bir matematik”

Condillac ise “duyumlar›n bilgisi” olarak tan›mlan-m›flt›r.

Bu durum filozoflar›n inceledikleri konu ayn› olma-s›na ra¤men, kendi düflünce yap›lar›, olaylara ba-k›fl aç›lar› ve içinde yaflad›klar› kültürlerin farkl› ol-mas›ndan dolay› farkl› tan›mlamalar ortaya koy-duklar›n› göstermektedir. Dolayas›yla diyebiliriz kifelsefe herkesin kendi yolunda serüvenini devamettirmesidir.

Masal bu ya, yoksul bir köylü k›z› padiflah›n o¤luylaevlenir. Evlendikleri gün, efli saray›n k›rk odas› oldu-¤unu söyler. Odalar›n anahtarlar›n› ona vererek“Otuz dokuz oday› aç; ama k›rk›nc› oday› açma.” der.Yeni gelin hemen ertesi gün, izin verilen odalar›n ka-p›lar›n› aç›p bakar; kiminde para, kiminde mücevher,kiminde yiyecekler vard›r. Yani, bildik fleyler… Daya-namaz k›rk›nc› oday› da açar. Filozoflar da bu gelingibidir, tüm kap›lar› açmak isterler.

PPaarrççaaddaakkii bbeennzzeettmmeeyyee ggöörree,, ffiilloozzooffuu kkaapp››llaarr›› aaççmmaa--yyaa iitteenn aaflflaa¤¤››ddaakkiilleerrddeenn hhaannggiissii oollaammaazz??

A) Merak etme

B) Bilinenle yetinmeme

C) S›n›rlar› zorlama

D) Sorunlar› çözme

E) Yeni ö¤renmelere istekli olma

(ÖSS 2006)

Parçada anlat›lan öykü arac›l›¤›yla felsefenin meraketme, bilinenle yetinmeme, s›n›rlar› zorlama ve yeniö¤renmelere istekli olma gibi özellikleri vurgulan-makta, sorunlar› çözme amac›yla yap›lmad›¤› belirtil-mektedir.

Cevap D

çözüm

örnek soru

FELSEFEYLE TANIfiMA

3

1.1 Felsefe yolda olmakt›r.

FELSEFE NED‹R?

Felsefe, insan›n b›kmadan, usanmadan ve hiç durmadan hikmetiarama serüvenidir.

Page 4: MODÜLER ÜN‹VERS‹TE HAZIRLIK DERG‹LERi · 2018-02-12 · LYS Edebiyat 01 LYS Edebiyat 02 LYS Edebiyat 03 LYS Tarih 01 LYS Tarih 02 LYS Tarih 03 LYS Ça¤dafl T. ve D. Trh

Bugün anlad›¤›m›z türde felsefi söylemin ve felse-fe üretimlerinin ilk örnekleriyle ‹.Ö 6. yüzy›lda Yu-nanistan’›n önemli ticaret merkezlerinden biri olan‹yonya'da karfl›lafl›yoruz.

Daha önceki dönemlerde farkl› toplumlarda (Çin,Hint vb.) çeflitli düflünme biçimleriyle karfl›laflsakda felsefenin bafllang›c› Antik Yunan'da gelifltirilensöylemler olarak kabul edilmektedir. Gerçekte in-san ayn› sorulara var oldu¤u günden bu yana fark-l› biçimlerde de olsa cevap aram›flt›r. Ancak bunlarfelsefeyle kar›flt›r›lmamal›d›r. Felsefe öncesi dü-flüncelerin en önemli özelli¤i; dinsel içerikli ve sis-temsiz olmalar›d›r. Bu düflünceler birbirinden ba-¤›ms›z metinler ya da bu metinlerin kopyalar›d›r.Kendi içlerinde tutarl› olmakla birlikte akla de¤il,inanca dayal›d›r.

Felsefe tarihinin ilk s›ras›na yerlefltirdi¤imiz isim, Milet dü-flünürlerinden biri olan Tha-les’tir. ‹lk dönem düflünürleri,dini bir gerekçe veya teknik birfayda beklemeksizin, salt bilgi-ye ulaflma, anlama ve bilmeamac›yla düflünce gelifltirip, sorulara cevap bulmaçabas›ndad›rlar.

Felsefi söylemin ilk olarak liman kentlerinde do¤-mufl olmas›n›n birçok nedeninden söz edilebilir.Co¤rafi, ekonomik, politik, sosyal birçok farkl› ne-denin biraraya gelmesiyle felsefe etkinli¤i ortayaç›km›fl ve sürekli geliflmifltir.

Bu bölgedeki ticaret kolonilerinde farkl› türdenkültürlerin karfl›laflmas›n›n, birbirini tan›mas›n›noldukça önemli oldu¤unu söyleyebiliriz. Bu karfl›-laflma sayesinde insanlar, farkl› ve yeni bilgilerinvarl›¤›ndan haberdar olmufllar ve bu sayede kendi-

leri gibi düflünmeyenlere, farkl› görüfllere karfl›hoflgörü ile bakabilme özelli¤ine sahip olmufllard›r.

Liman kentlerinde yo¤un olan ticari faaliyetler sa-yesinde insanlar›n yaflam seviyeleri, refahlar› art-m›fl ve böylelikle zihinsel üretimlerine de daha ge-nifl zaman ay›rabilme imkan›na sahip olmufllard›r.

Felsefe ilk kez Bat› Anadolunun zengin liman kentle-rinde ortaya ç›km›flt›r. Do¤udan gelen kervan yolla-r›n›n sonunda bulunan bu kentler, deniz ticaretininde merkezini oluflturmaktayd›. Ticari iliflkilerde sa-dece mallar de¤ifl tokufl edilmez, bu mallar›n üreti-minde kullan›lan bilgi, görüfl ve teknikler de ö¤reni-lirdi. ‹flte bu al›fl–verifl Bat› Anadolu'nun liman ken-terinde yaflayanlar›n dünyay› tan›ma dolay›s›yla es-ki düflüncelerinden kuflku duyma ve bunlar›n yerineyeni bilgi ve birikimlerine uygun bir düflünce sistemioluflturma yönünde büyük bir at›l›m yapmas›n› sa¤-lam›flt›r.

BBuu ppaarrççaaddaa,, ffeellsseeffeenniinn ddoo¤¤uuflfluu aaflflaa¤¤››ddaakkiilleerrddeenn hhaann--ggiissiinnee bbaa¤¤llaannmm››flfltt››rr??

A) Çeflitli uygarl›klar›n bilgi birikiminden yararland›¤›refah ortam›n›n oluflmas›n›

B) Ticaret yoluyla zenginleflen toplumlarda sanatç›ve düflünürlere yönetimde önemli görevler verilme-sine

C) Toplumda kültürel etkileflim yaflayanlar e¤itimeverilen öneminin de artmas›na

D) Üretim tekniklerinin geliflmesi sonucu ulafl›m araç-lar›n›n çeflitlenmesine

E) Ticaretin gelifltirdi¤i giriflimci kiflili¤in yaflam tarz›-na da yans›mas›na

(ÖSS 1999-ipt)

Parçada ticari iliflkiler sayesinde bilgi görüfl ve tek-niklerin karfl›l›kl› olarak ö¤renildi¤i dile getirilmekte-dir. Bu ifade A seçene¤inde belirtilmifltir.

Cevap A

çözüm

örnek soru

FELSEFEYLE TANIfiMA

1.2 Felsefi söylem ilk olarak Yunanistan’da bafllar.

4

Felsefede son durak yoktur. Felsefe hep ilerlemeyi gerektirir."Felsefe yolda olmakt›r" sözü onun bu özelli¤ini dile getirir. Filo-zof için sonuca ulaflmaktan çok ona ulaflmaya çabalamak esast›r.O sebeplede filozof yolculu¤u hiç bitmeyen bir yolcu gibidir.

Page 5: MODÜLER ÜN‹VERS‹TE HAZIRLIK DERG‹LERi · 2018-02-12 · LYS Edebiyat 01 LYS Edebiyat 02 LYS Edebiyat 03 LYS Tarih 01 LYS Tarih 02 LYS Tarih 03 LYS Ça¤dafl T. ve D. Trh

Felsefenin çok genifl bir araflt›rma alan› oldu¤unuifade edebiliriz. ‹nsan›n yaflam› boyunca zihninimeflgul eden tüm sorunlar felsefenin ilgi ve düflün-me alan› içine girebilir. Bu konulara yaklafl›mdafelsefi bak›fl›n, felsefi düflünme ve ifade tarz›n›nsürdürülür olmas› önemlidir. Dolay›s›yla felsefeninkonular› da insan zihninin ulaflabildi¤i alanlard›r.Felsefenin konular›, sorulan sorulara ve bu sorula-ra verilen cevaplara göre s›n›fland›r›labilir.

Felsefenin temel sorular› flunlard›r : Varl›k nedir?Bilginin kayna¤› ve de¤eri nedir? Güzel nedir? Dinnedir? Bilim nedir? ‹yi nedir?

Bir s›n›flama yapacak olursak felsefenin konular›n›temel olarak üç bafll›k alt›nda toplamam›z müm-kündür. Bunlar; varl›k, bilgi ve de¤er problemidir.K›saca de¤inirsek;

VVaarrll››kk PPrroobblleemmii

Felsefenin en eski düflünme alanlar›ndan biridir. ‹lkÇa¤'dan bu yana felsefe varl›¤› araflt›rmaktad›r.Varl›k Felsefesi (ontoloji), varl›¤›n ne oldu¤unu, ya-p›s›n›, ana maddesini, prensiplerini anlamak üzereortaya konan düflünceler bütünüdür. Felsefeninvarl›¤a yaklafl›m›, temel bilgilere ulaflma amac›n›tafl›r. Bu nedenle varl›¤a tümel/bütüncül bir bak›flaç›s›yla yaklafl›r. Di¤er bir ifadeyle, felsefenin ko-nusu varl›¤›n s›n›rl› bir parças› de¤il, genel olarakvarl›¤›n kendisidir.

BBiillggii PPrroobblleemmii

Felsefe bilginin ne ol-du¤unu, kayna¤›n›,nas›l elde edilebile-ce¤ini, imkan›n›, de-¤erini sorgular. BilgiFelsefesi (epistemo-loji), insan›n bilme s›-n›rlar›n›, do¤ru bilgi-nin mümkün olup ol-mad›¤›n› ve böyle birbilgiye ulaflabilmeninimkan›n› araflt›r›r.

DDee¤¤eerr PPrroobblleemmii

‹nsan›n bu dünyada yerini ve anlam›n› ifade edende¤erler bütünü vard›r. Bu de¤erler insan›n duru-flunu ve çeflitli alanlara iliflkin yarg›lar›n› belirler.Kimi zaman do¤runun ve yanl›fl›n ne oldu¤unu sor-

gularken, kimi zamanda iyinin ve kötünün,güzelin ve çirkinin neoldu¤u, insan›n haya-ta bak›fl›n› ve evren-deki yerini ifade ede-bilecek de¤erler so-runudur. Tüm bu de-¤erler, felsefenin de-¤iflik bafll›klar alt›ndakendisine konu edin-di¤i problem alanlar›-n› teflkil eder.

Her bir ak› karas›ndan seçerekVarl›k da¤lar›n› delip geçerekDüzde ben bir insan olmaya geldim

NNiimmrrii DDeeddee''yyee aaiitt bbiirr flfliiiirrddeenn aall››nnaann bbuu ddiizzeelleerriinn hheerrbbiirrii,, ss››rraass››yyllaa ffeellsseeffeenniinn aalltt ddiissiipplliinnlleerriinnddeenn hhaannggiilleerrii--nniinn kkoonnuussuu oollaabbiilliirr??

A) Epistemoloji - ontoloji - etik

B) Etik - epistemoloji - estetik

C) Ontoloji - estetik - etik

D) Etik - epistemoloji - ontoloji

E) Ontoloji - estetik - epistemoloji

(YGS 2012)

Her bir ak› karas›ndan ay›rmak; do¤ru ile yanl›fl› bir-birinden ay›rmak ve hakikati bulmak anlam›na gel-mektedir. Bu anlam bizi bilginin ne oldu¤unu, kayna-¤›n› sorgulayan ve do¤ru bilgiye ulaflma fikrini so-runsallaflt›ran bilgi problemine yani epistemolojiyegöndermektedir.Varl›k da¤lar›n› geçmek ise varl›¤› konu edinen onto-lojiye gönderme yaparken; düzde bir insan olma ifa-desi insan›n hayata bak›fl›n› ve eserdeki yerini ifadeedebilecek de¤erler problemine yani etik disiplininegönderme yapmaktad›r.

Cevap A

çözüm

örnek soru

FELSEFEYLE TANIfiMA

5

1.3 Felsefenin temel konular›n› üç bafll›kta toplayabiliriz.

Page 6: MODÜLER ÜN‹VERS‹TE HAZIRLIK DERG‹LERi · 2018-02-12 · LYS Edebiyat 01 LYS Edebiyat 02 LYS Edebiyat 03 LYS Tarih 01 LYS Tarih 02 LYS Tarih 03 LYS Ça¤dafl T. ve D. Trh

1.4 Felsefe – bilim iliflkisi

Felsefe ile bilim aras›nda zorunlu bir iliflki oldu¤u-nu söyleyebiliriz. Bunun temel nedeni ise, felsefe-nin varl›kla ilgili kapsay›c› çeflitli sorular sormas›-d›r. Bilim bu sorular aras›nda yan›tlanmas› müm-kün olabilenleri, yapt›¤› araflt›rmalar çerçevesindeyan›tlamaya çal›fl›r.

Bafllang›çta filozof ve bilim adam› ayn› kiflidir.Özellikle felsefenin ilk dönemindeki filozoflara ba-k›ld›¤›nda birçok bilimsel geliflmenin öncüleri oldu-¤u görülecektir. Bu anlamda bilimsel geliflmelerfelsefenin içinden ortaya ç›km›flt›r diyebiliriz.

Daha sonraki dönemlerde bilimin geliflmesi felse-feden ba¤›ms›z bir alan haline gelmesine neden ol-mufltur. Bu ilerleyifl devam ettikçe bilim dallar›n›nkendi içinde de farkl› uzmanl›k alanlar› ortaya ç›k-m›flt›r.

Epikuros, “Hastalan›nca doktora gideriz; çünkü dok-torlar bedensel hastal›klar konusunda bizden fazla fleybilirler. Ruhsal sorunlar yaflad›¤›m›zda da ayn› neden-den ötürü filozoflara yönelmeli ve onlar› doktorlar›yarg›larken kulland›¤›m›z ölçütlere benzer ölçütlerlede¤erlendirmeliyiz. Hastal›¤› iyilefltirmedi¤i sürece t›pbilimi nas›l faydas›zsa, ruhsal ac›lar›m›z› dindirmedi¤isürece felsefe de o denli gereksizdir.” der.

EEppiikkuurrooss’’uunn bbuuggüünn ppssiikkoolloojjiinniinn iillggii aallaann››nnaa ggiirreenn rruuhh--ssaall ssoorruunnllaarr››nn ççöözzüümmüünnüü ffeellsseeffeeddeenn bbeekklleemmeessii,, aaflflaa--¤¤››ddaakkiilleerrddeenn hhaannggiissiinnee bbaa¤¤llaannaabbiilliirr??

A) Döneminde, baz› bilgi alanlar›n›n henüz ayr›flma-m›fl olmas›na

B) T›bb›, en geliflmifl ve insanlara en yararl› bilgi ala-n› olarak görmesine

C) Felsefenin sistemli bir bilgi alan› olmas›na

D) Felsefenin evrensel bir bilgi alan› olmas›na

E) Felsefenin elefltirel bir bilgi alan› olmas›na

(ÖSS 2006)

Bafllang›çta felsefe ve bilim içiçeydi. Filozof ayn› za-manda bilim adam›yd›. Felsefe ve bilimin alanlar› bir-birinden ayr›lmam›flt›. Epikuros'un bugün psikoloji-nin alan›na giren ruhsal sorunlar› felsefeden bekle-mesinin nedeni budur.

Cevap A

fiuras› muhakkak ki, felsefe ve bilim bugün iki fark-l› alan olmakla beraber birbirleriyle sürekli iliflkiiçinde olan düflünce biçimleridir. Felsefenin ortayakoydu¤u bilgiler, bilim taraf›ndan kullan›l›p nesnelbilgilerin ortaya konmas›na yard›mc› olabildi¤i gi-bi, felsefe de bilimin verilerinden yararlanarak so-rular›na cevap bulmaya u¤rafl›r.

Felsefenin ve bilimin birçok benzerli¤inden vefarkl›l›¤›ndan söz edilebilir.

FFeellsseeffee iillee bbiilliimmiinn bbaazz›› oorrttaakk nnookkttaallaarr›› flfluunnllaarrdd››rr ::

•• Her iki disiplin de varl›¤› konu edinir. Temelamaç varl›¤› anlamak, yorumlamak, varl›k hak-k›nda bilgi ortaya koymakt›r. Bu yönüyle iki di-siplin aras›nda konu benzerli¤i vard›r.

•• Felsefe de bilim de varl›k hakk›nda hakikateulaflmak isterler. Farkl› yöntemlerle de olsaamaç do¤runun ne oldu¤unu ortaya koymakt›r.

•• Her iki disiplin de mant›k ilkeleri çerçevesindebilgi ortaya koyma çabas› içindedir ve insan ak-l›n›n derinlemesine düflünmesinin ürünleridir.

•• Her ikisi de konular›na yaklafl›rken belli bir sis-tem dahilinde ve düzenli olarak düflünce üretir-ler. Gelifligüzel bir araflt›rma ve söylem ortayakoymazlar.

FFeellsseeffee vvee bbiilliimm aarraass››nnddaakkii öönneemmllii ffaarrkkll››ll››kkllaarr flfluunn--llaarrdd››rr::

•• Felsefe olaylara tümel/ bütüncül bir bak›fllayaklafl›rken, bilim s›n›rlar› belirlenmifl alanlardaçal›flmalar gerçeklefltirir. Örne¤in; felsefe,"Varl›k nedir?" sorusunu yan›tlamaya u¤rafl›r-ken, bilim, alanlar› kendi içinde bölerek varl›¤›nyap›s›n›, varl›¤›n hareketini, varl›¤›n de¤ifliminianlamaya çal›fl›r.

•• Bilimin konular› bir araflt›rma yöntemine konuedilebilecek somut olgular oldu¤u halde, felse-fe bunlara ek olarak soyut olgular üzerine dedüflünce üretir.

•• Bilimin amac› var olan durumu betimlemek, ol-du¤u gibi ortaya koymakt›r. Oysa felsefe, olma-s› gerekene iliflkin normatif /kural koyan biryaklafl›m da sergiler.

•• Felsefenin ortaya koydu¤u düflünce filozofunöznel görüfllerini yans›t›rken, bilim adam›n›n or-taya koydu¤u bilgi deneylenmifl, kan›tlanm›fl veherkesçe do¤ru olarak kabul edilen bir bilgidir.

çözüm

örnek soru

FELSEFEYLE TANIfiMA

6

Felsefesiz bilim ve teknoloji olamayaca¤› gibi bilimsiz de felsefeolamaz.

Bilim, bir problem alan› olarak felsefenin konusuyken bilim felse-fesi, bilimin de¤erini, imkan›n› sorgulayan bir felsefe alan›d›r.

Page 7: MODÜLER ÜN‹VERS‹TE HAZIRLIK DERG‹LERi · 2018-02-12 · LYS Edebiyat 01 LYS Edebiyat 02 LYS Edebiyat 03 LYS Tarih 01 LYS Tarih 02 LYS Tarih 03 LYS Ça¤dafl T. ve D. Trh

Felsefe de din de varl›¤› tan›mlama ve ona anlamyükleme biçimidir. Her ikisi de evrene ve insana aitkonularda ortak sorulara cevap verirler. Bu ortakamaca ra¤men birbirlerinden farkl›laflt›klar› çokönemli bir nokta vard›r. Bu ise felsefenin anlamaray›fl›n› akla dayal› olarak ortaya koymaya çal›fl-mas›na karfl›l›k dinin kalk›fl noktas›n›n ilahi bilgi(vahiy) olmas›d›r. Bu iki kayna¤›n farkl›l›¤› felsefe-yi ve dini iki ayr› bilgi haline getirmifltir.

Felsefenin elefltirel karakteri, inan›fllara karfl› ge-lifltirdi¤i sorgulay›c› tutum, felsefe ile din aras›ndayer yer bir çat›flman›n oluflmas›na neden olmufltur.Felsefe tamamen akla dayan›rken, dinde esas olanvahyin bilgisine inanmakt›r.

Gerçekte felsefenin dine karfl›tl›¤› gibi bir fleydensöz etmek do¤ru de¤ildir. Felsefe dini rasyonel birbak›flla irdeler. Din, bir olgu olarak felsefenin konu-sudur. Felsefe, Din Felsefesi alan›nda dinlere ak›l

penceresinden bakarak, dine bir problem alan› ola-rak yaklafl›r.

Felsefe ve dinin amac› evreni aç›klamak ve bu konuda do¤rular› ortaya koymakt›r. Ancak felsefe olgular›ortaya ç›karma ve aç›klamada akla dayal›, mant›kl›,düflünmeyi temel al›rken din kutsal kitap ve kaynakla-ra dayal› vahiyle gelen bilgileri temel al›r.

BBuunnaa ggöörree,, aaflflaa¤¤››ddaakkii yyaarrgg››llaarrddaann hhaannggiissiinnee uullaaflfl››llaa--mmaazz??

A) Felsefe ve dinin inceledi¤i konular ayn›d›r.

B) Felsefe ve dinin amac› inceledikleri konularda do¤-ruyu ortaya ç›karmakt›r.

C) Felsefe ve dinin konuya yaklafl›m tarzlar› birbirin-den farkl›d›r.

D) Felsefenin do¤rular› ve dinin do¤rular› elefltiriyeaç›kt›r.

E) Felsefe sonuçlar›n› bilime, din ise dogmalara veinanca dayand›r›r.

Dinin do¤rular› kutsal kitap ve dogmalara dayand›-¤›ndan elefltirilere aç›k de¤ildir, do¤rudan kabul ge-rektir.

Cevap D

çözüm

örnek soru

FELSEFEYLE TANIfiMA

7

1.5 Felsefe – din iliflkisi

1.6 Felsefe – sanat iliflkisi

Sanat insan›n, var olan›, düflündüklerini ve duygu-lan›mlar›n› ifade edebilmek için kulland›¤› bir dildir.Herkesin kullanmad›¤› bir üst dil. Felsefe de günlükhayat›n üzerinde bir dil alan›n› ifade eder.

Sanatç› var olana ve de¤erlere iliflkin yeni bir anla-t›m biçimi gelifltirir. Sanat›n amac›, t›pk› felsefeninoldu¤u gibi var olana farkl› bir formda anlat›m bi-çimi gelifltirmektir. Bu yönüyle sanatç› ve filozofyarat›c› hayal güçlerini kullanarak üretimlerinigerçeklefltirirler.

Sanatç›n›n ortaya koydu¤u ürün/sanat eseri kendiparmak izlerini tafl›yacak kadar özgündür. Filozo-fun söylemi de ayn› oranda kendi özelliklerini yan-s›t›r.

Bu ortak yaklafl›mlara ra¤men vard›klar›/varmakistedikleri sonuç birbirinden farkl›d›r. Filozof ev-ren, insan, hayat, de¤erler hakk›nda do¤ru ola-n›/hakikati ararken, sanatç›n›n ulaflmak istedi¤ifley hofla giden/güzel oland›r.

Page 8: MODÜLER ÜN‹VERS‹TE HAZIRLIK DERG‹LERi · 2018-02-12 · LYS Edebiyat 01 LYS Edebiyat 02 LYS Edebiyat 03 LYS Tarih 01 LYS Tarih 02 LYS Tarih 03 LYS Ça¤dafl T. ve D. Trh

Felsefeye genel anlamda evreni, yaflant›lar›m›z›anlaml› k›lma u¤rafl›d›r diyebiliriz. O bütün önyar-g›lardan s›yr›lm›fl, elefltirel yap›s›yla düflünceleri-mizi zenginlefltirmeyi sa¤layan yeni ufuklar açar.Hayata dair dünya görüflümüzü özgürce kurmaimkan›m›z›n s›n›rlar›n› zorlar. Bu anlamda felsefeciddi bir öneme sahiptir.

Bizim dünyaya bak›fl›m›z› özgür k›lan bu düflüncekiflisel olan›n d›fl›nda farkl› disiplinlere de ön ayakolur. Varl›¤a iliflkin sorular sorarak bilimlerin iler-lemesine, bilimlerin vard›klar› sonuçlar›n irdelen-mesine, dinlerin, dogmalar›n ak›lla temellendiril-mesine yard›mc› olmufltur. Asl›nda laf› uzatmakmümkün ama amiyane bir yaklafl›mla söylersekfelsefenin elinin de¤medi¤i alan yoktur. Yani fel-sefe her fleyle her fley de felsefeyle iliflkilidir. Böy-le olunca felsefenin gereklili¤i ve yararl›l›¤› belir-ginlik kazan›r.

Geçmiflten bugüne felsefenin ifllevine gelince bafl-lang›çta evrende olup biten her fleyi aç›klama ça-bas›nda olan felsefe, bilimin git gide güçlenmesiy-le kavramsal çözümlemeler yapmaya bafllad›. Gü-nümüzde ise felsefe, art›k kapsaml› bir dünya gö-rüflü ortaya koymaktan ziyade bilim, sanat, ahlakalanlar›ndaki kavramlar› aç›kl›¤a kavuflturmakgayretindedir.

‹nsano¤lu sadece para kazanmak peflinde de¤ildir. O,evrenin yap› ve düzenini, yaflam›n de¤er ve amac›n›,madde ve ruh iliflkilerini, bilgilerimizin güvenirlik de-recesini, iyi, güzel ve do¤runun niteliklerini bilmek is-ter. Felsefe, iflte bu iste¤i karfl›lama çabas›ndad›r.

PPaarrççaayyaa ggöörree,, ffeellsseeffeenniinn iiflfllleevvii aaflflaa¤¤››ddaakkiilleerrddeenn hhaann--ggiissiiddiirr??

A) Anlama ve gerçe¤i görme ihtiyac›n› gidermek

B) Yaflamda baflar›l› olmay› ö¤retmek

C) Mutlu olmay› ö¤retmek

D) Toplumsal yaflam› düzenlemek

E) Okuma al›flkanl›¤› kazand›rmak

(ÖYS 1992)

‹nsan›n yap›s›nda ‘merak’ duygusu vard›r. O hep bil-mek ister. Felsefede insano¤lunun bu ihtiyac›n› kar›fl›-lamaya yönelik bir faaliyettir.

Cevap A

çözüm

örnek soru

Sanat bilgisi, varolana, daha çok yarat›c› hayal gücü,yarat›c› zeka ve duygularla yönelmenin sonucunda,öznede estetik haz duygusu meydana getiren bir bil-gi türüdür.

BBuunnaa ggöörree ssaannaatt bbiillggiissii iiççiinn aaflflaa¤¤››ddaakkiilleerrddeenn hhaannggiissii--nnee uullaaflfl››llaammaazz??

A) Özne nesne etkileflimi sonucunda ortaya ç›kar.

B) Yarat›c› zekan›n kavray›fl›yla elde edilir.

C) Özne nesne etkileflimi duygu ba¤›na dayan›r.

D) Haz uyand›ran her bilgi sanatsald›r.

E) ‹mgelem gücünün canl› kalmas›n› sa¤lar.

Aç›klamadan sanat bilgisinin özne–nesne etkileflimi-nin bir sonucu oldu¤unu, yarat›c› zeka gerektirdi¤i,özne-nesne etkilefliminin duygu ba¤›na dayand›¤› veimgelem gücünün canl› kalmas›n› sa¤lad›¤›n› ö¤reni-yoruz. Öte yandan D seçene¤indeki haz uyand›ranher bilgi sanatsald›r ç›kar›m›na parçadan ulafl›lam›-yor.

Cevap D

çözümörnek soru

FELSEFEYLE TANIfiMA

8

1.7 Felsefe ne ifle yarar?

Filozof ve sanatç›n›n ulaflmak istedi¤i de¤erler birbirinden farkl›-d›r.

Page 9: MODÜLER ÜN‹VERS‹TE HAZIRLIK DERG‹LERi · 2018-02-12 · LYS Edebiyat 01 LYS Edebiyat 02 LYS Edebiyat 03 LYS Tarih 01 LYS Tarih 02 LYS Tarih 03 LYS Ça¤dafl T. ve D. Trh

FELSEFEYLE TANIfiMA

9

1.8 Hikmet, bütün olup bitenlerin esas›n› bilmektir.

‹nsan›n dünyay› anlamland›rmaçabas› içerisin-de sordu¤u so-rular›n eksiksizve kesin bir ce-vaba ulaflmas›,varl›k, bilgi vede¤er üzerindetam ve bütün birbilginin ortayaç›kmas› veya bir insan›n böylesine kapsay›c› bir bil-giye sahip olabilecek ölçüde olgunlu¤a ermesi ha-line hikmet (bilgelik) denir. Böylesi bir bilgi; ulafl-mas›, sahip olunmas› çok güç bir bilgidir.

Bunun için ‹lk Ça¤ düflüncesine göre her fleyi anla-mak / bilmek Tanr›’ya mahsus olarak anlafl›lm›flt›r.Bu düflünce o döneme göre mant›kl›d›r. Çünkü on-lara göre bilgeli¤e sahip olmak insan gücünü ve s›-n›rlar›n› aflan bir fleydi. O zaman bilgelik denincebütün bilimler akla geliyordu. Ancak bir insan›n s›-n›rl› ömrü içinde bütün bilimlerin ilmine sahip ol-mas› mümkün de¤ildir.

Felsefe ise tüm bilimlerin ele alm›fl oldu¤u konula-r› ele ald›¤› için kapsay›c› bir disiplin oldu¤u içinhikmetle ba¤lant›s› anlafl›labilir. Ancak felsefe hik-met de oldu¤u gibi tüm ilimlerin bilgisine sahip ol-du¤u iddias›n› bar›nd›rmaz. Evet o tüm ilimlerin il-gilendi¤i konularla ilgilenir ancak o bu alanla ilgili

bilgiye temel anlamda ulaflabilme de¤il sadecearama iddias›ndad›r ve bu anlamda da o hikmetesahip de¤il hikmeti sevme ona hasret duyma, onayönelme özelli¤ine sahip bir bilgidir.

Eski Yunanl›lar›n dilinde felsefe (philosophia) sözcü-¤ü “bilgelik sevgisi” anlam›na gelmektedir. Eskiça¤-daki anlam›yla bilgelik, yaln›z bilmeyi de¤il erdemlive mutlu yaflam sürmeyi de içermektedir. Dolay›s›y-la filozof, her fleyi bilen de¤il, bilgiyi ve bilgeli¤i se-ven, onu ele geçirmek için u¤raflan kiflidir.

BBuu ppaarrççaayyaa ggöörree,, ffeellsseeffee iillee bbiillggeelliikk aarraass››nnddaa nnaass››ll bbiirriilliiflflkkii vvaarrdd››rr??

A) Bilgelik felsefe yapabilmek için gereklidir.

B) Felsefe bilgeli¤e ulaflma çabas›d›r.

C) Felsefe bilgeli¤e bir konum kazand›rma çabas›d›r.

D) Bilgelik felsefenin geliflmesi için çaba harcamakt›r.

E) Bilgelik, felsefe sevgisidir.(ÖYS 1996)

“Filozof, her fleyi bilen de¤il, bilgiyi ve bilgeli¤i seven,onu ele geçirmek için u¤raflan kiflidir.” ifadesi filozo-fun bilgeli¤e ulaflma çabas› içinde oldu¤unu vurgulu-yor. Bu bak›mdan parça B seçene¤i ile örtüflmektedir.

Cevap B

çözüm

örnek soru

1.9 Felsefi düflüncenin nitelikleri nelerdir?

Felsefe, insan yaflam›n›n anlam›, genel anlamdavarl›k, bilgi ve de¤erlerle ilgili sorulara kapsaml›yan›tlar verme çabas›d›r. O, bu alanlara yönelikolan sorulara yan›t vermeye çal›fl›rken, insanl›¤›nortak olarak üretti¤i bilgi birikiminden yararlan-maya çal›fl›r. Zira felsefe için yan›t vermekten da-ha önemli olan, soru sormakt›r. Felsefeyi felsefeyapan bu oldu¤u gibi; önemli olan felsefe okumakve felsefeyi bilmek de¤il, felsefi düflünebilmek, fel-sefi davranabilmek ve felsefe yapmakt›r: Felsefeyapmak ise varl›¤› bir bütün olarak görmek, onunbilgisini bu bütünlük içinde kavramak, yaflam içeri-sinde ortaya ç›kan sorunlar› ve olaylar› çok boyut-lu olarak görmek ve aç›klamakt›r.

Kant’a göre felsefeden ö¤renilecek tek fley vard›r:Felsefe yapmak. Tarih boyunca her filozof, bizi tar-t›flmaya açt›¤› sorunlara e¤ilmeye ça¤›rm›flt›r. Felse-fe yapmak iflte bu ça¤r›ya uymakla bafllar. Filozofla-r›n önermelerini sorgulamak, elefltiriye yöneltir bire-yi. Böylece akl›n ›fl›¤›nda do¤rular araflt›r›lm›fl olur.

BBuu ppaarrççaayyaa ggöörree,, ffeellsseeffee yyaappmmaakk nneeddiirr??

A) Ço¤unlu¤un benimsedi¤i görüfllere uyma eylemidir.

B) Akl›n ilkelerinden destek alarak düflünme çabas›d›r.

C) Bilimsel araflt›rmay› yayg›nlaflt›rma çabas›d›r.

D) Filozoflar›n görüfllerinin günlük yaflama uygulan-mas›d›r.

E) Filozoflar›n düflüncelerini yayma çabas›d›r.

(ÖYS 1998)

örnek soru

Page 10: MODÜLER ÜN‹VERS‹TE HAZIRLIK DERG‹LERi · 2018-02-12 · LYS Edebiyat 01 LYS Edebiyat 02 LYS Edebiyat 03 LYS Tarih 01 LYS Tarih 02 LYS Tarih 03 LYS Ça¤dafl T. ve D. Trh

FELSEFEYLE TANIfiMA

10

Filozoflar görüfllerini tart›flmaya aç›k bir flekilde or-taya koyarak, bu görüfllerin sorgulanmas›n›, elefltiril-mesini sa¤lam›fl olurlar. Bu flekilde, ortaya konan dü-flünceler akl›n süzgecinden geçirilerek araflt›r›lm›flolur. Öyleyse felsefe yapmak, akl›n ilkeleri ›fl›¤›ndadüflünme çabas›d›r.

Cevap B

Bu aç›klamalardan yola ç›karak, felsefi düflünme-nin bafll›ca özelliklerini flu flekilde s›ralayabiliriz:

FFeellsseeffee,, bbiirr ssoorruu ssoorrmmaa eettkkiinnllii¤¤iiddiirr..

Felsefe, varl›¤› anlamland›rma çabas› ile süreklisorgulama içerisinde olan bir etkinliktir. Buradaönemli olan soru sorabilmeyi beceriyor olmakt›r.Felsefe etrafta olup bitenlere sa¤›r kalmama hali-dir bir anlamda. Onun içindir ki sürekli soru sora-rak anlam aray›fl›na girer.

Felsefe için soru sormak esas oldu¤undan bir bak›-ma soru sormak cevaplardan dahi önemlidir. Çün-kü her sordu¤umuz sorunun cevab›n› belki bula-mayabiliriz ama cevab›n› bulamayaca¤›z diye et-raftaki sorunlara gözümüzü de kapatamay›z.

Baz› filozoflara göre, felsefe bir soru sorma etkinli¤i-dir. Felsefi sorulara sürekli de¤iflik cevaplar verilebi-lir ya da tüm denemeler ra¤men sorular cevaps›z ka-labilir. Bu nedenle felsefedeki sorulara eksiksiz, herdurumda geçerli, baflka türlüsü tasarlanamayan ce-vaplar bekleyenler her zaman hayal k›r›kl›¤›na u¤ra-yacaklard›r.

BBuu ppaarrççaaddaa ffeellsseeffii ssoorruullaarr››nn hhaannggii öözzeellllii¤¤ii ssöözz kkoonnuu--ssuu eeddiillmmeekktteeddiirr??

A) Ak›l ve mant›k ilkelerine uygun olarak tasarlanma-s›

B) Deneysel bilimlerin çözemedi¤i konularda ilgili ol-mas›

C) Cevaplara ancak uzun u¤rafllardan sonra ulafl›lma-s›

D) Cevab›n sorudan daha önemli olmas›

E) Kesin cevap verilmesinin olanaks›z olmas›

(ÖYS 1996)

“Felsefi sorunlara sürekli de¤iflik cevaplar verilebilirya da tüm denemelere ra¤men sorular cevaps›z ka-labilir.” ifadesi felsefede kesin cevaplara ulaflman›nmümkün olmad›¤›n› vurgulad›¤›ndan do¤ru cevap Eseçene¤idir.

Cevap E

FFeellsseeffee ggeenneell oollaann››nn bbiillggiissiiddiirr..

Felsefe nihai ve yüksek fleyleri, genel olarak varl›-¤›, bir bütün olarak evreni, insan›n eylemlerini vede¤erlerini kendisine konu edinir. Bunlar› yapar-ken bütüncül bir bak›fl aç›s› sergiler. Dar bir bak›fl-tan s›yr›l›p, tümel bir anlay›flla bütün problemalanlar›na yaklafl›r.

Sofistler, düflünürlerin o zamana kadar üzerine dur-mad›klar› kültür, ahlak ve siyasetle ilgili sorunlar› eleal›p tart›flm›fl, bu konular› felsefeye kazand›rm›flt›r.Bu, felsefenin geliflmesi aç›s›ndan büyük bir kat›k›d›r.

BBuu ppaarrççaaddaa ffeellsseeffii ddüüflflüünnmmeenniinn ggeelliiflflmmeessiinnddee aaflflaa¤¤››--ddaakkiilleerrddeenn hhaannggiissiinniinn öönneemmiinnddeenn ssöözz eeddiillmmeekktteeddiirr??

A) Bir konuda, di¤er filozoflar›n da onaylayaca¤› gö-rüfller oluflturman›n

B) Bir felsefi soruna yeni bir cevap araman›n

C) Felsefi sorunlar› birden fazla yöntemle incelemenin

D) Felsefenin tart›flt›¤› konular evreninin geniflletmenin

E) Bir felsefi konuyu tüm yönleriyle ele alman›n

(ÖSS 1999)

Felsefe var olan her fleyi konu edindi¤i için konu ev-reni genifl olmal›d›r.

Cevap D

çözüm

örnek soru

çözüm

örnek soru

çözüm

Page 11: MODÜLER ÜN‹VERS‹TE HAZIRLIK DERG‹LERi · 2018-02-12 · LYS Edebiyat 01 LYS Edebiyat 02 LYS Edebiyat 03 LYS Tarih 01 LYS Tarih 02 LYS Tarih 03 LYS Ça¤dafl T. ve D. Trh

FFeellsseeffee aakk››ll vvee mmaanntt››kk iillkkeelleerriinnee ddaayyaann››rr..

Felsefe olaylar›, varl›¤› anlamak için ak›l ve mant›kilkelerinden hareket ederek yolculu¤unu sürdürür.Böylece felsefede çeliflkili yarg›lara ve kendi arala-r›nda tutars›z görüfllere yer verilmez.

FFeellsseeffee eelleeflflttiirreell ddüüflflüünncceeyyee ddaayyaann››rr..

Felsefi düflünce, kendisine veri olarak sunulan herfleyi akl›n elefltiri süzgecine tabi tutar. Felsefeci buanlamda hiçbir fleyi oldu¤u gibi kabul etmez. Felse-fi düflünceye sahip kifli her türlü duygu, al›flkanl›k,inanç ve ön yarg›dan s›yr›larak olaylara d›flar›danbakar, onlar› irdeler ve elefltirir.

Filozof hem eserlerinde hem de yaflant›s›nda önyar-g›lardan uzak durmaya çal›flan, içinde yaflad›¤› çev-renin inançlar›n›, tutkular›n› ve al›flkanl›klar›n› sorgu-layabilen kiflidir.

BBuu ccüümmlleeddee ffiilloozzooffuunn hhaannggii öözzeellllii¤¤ii vvuurrgguullaannmmaakkttaadd››rr??

A) Mutlak bilgiye ulaflmaya çal›flmas›

B) Elefltirel olmas›

C) Düflüncelerinin birbiriyle tutarl› olmas›

D) Sezgilerinin güçlü olmas›

E) Çevresini etkilemesi

(ÖSS 1996)

Filozofun her türlü önyarg›dan uzak durarak etraf›n-da olup bitenleri sorgulayabilen bir kifli olmas› onunelefltirel düflünceye sahip oldu¤una iflaret etmekte-dir.

Cevap B

FFeellsseeffeeddee bbiittmmiiflfllliikk yyookkttuurr..

Felsefe hiçbir konuda son sözü söylemez. Her söy-lenen fley o konuda aç›lm›fl yeni bir koridordur. Herfilozof bu koridorda baflka bir kap›ya ulaflabilir. Do-lay›s›yla filozof say›s› kadar gerçe¤e aç›lma ihti-mali olan kap› vard›r.

“Erdemli olmak nedir?” sorusuna Locke, “Tanr›, dev-let ya da gelenek otoritelerinin birine, ikisine ya dahepsine uymakt›r.”; Sokrat, “Bilgili olmakt›r.” Prota-goras ise “Kendini yönetmektir”, fleklinde cevap ver-mektedir.

BBuu ppaarrççaaddaa ssöözzüü eeddiilleenn dduurruumm,, ffeellsseeffeenniinn hhaannggii nniittee--llii¤¤iinnee bbiirr öörrnneekkttiirr??

A) Sorular› cevaplarken mant›k ilkelerine ba¤l› kal-mas›na

B) Her türlü bilgiyi irdelemesine

C) Sorular› cevaplamada, farkl› bak›fl aç›lar›n›n bulun-mas›na

D) ‹lkelere ak›l yoluyla ulaflmas›na

E) Cevaplad›¤› sorular›n de¤iflik konularda olmas›na.

(ÖSS 1995)

Parçaya göre düflünceleri verilen üç filozof da “Er-demli olmak nedir?” sorusuna farkl› yan›tlar vermifl-tir. Felsefede ayn› soruya farkl› filozoflar›n farkl› ya-n›tlar vermesi do¤ald›r. Çünkü felsefe farkl› bak›flaç›lar›n› içinde bar›nd›ran bir disiplindir.

Cevap C

FFeellsseeffee rreefflleekkssiiff bbiirr ddüüflflüünncceeddiirr..

Felsefe yaln›zca insan, do¤a, de¤erler üzerine birdüflünme de¤il ayn› zamanda sorgulama üzerineya da sorgulaman›n sonucu üzerine de düflünmek,sorgulama yapmakt›r.

Düflüncenin kendi üzerine tekrar yönelmesi felsefibir tav›r olup bu duruma refleksif düflünme denir.

çözüm

örnek soru

çözüm

örnek soru

FELSEFEYLE TANIfiMA

11

Felsefede genellikle problemler de¤iflmez; de¤iflen koflullara göreyeni problemler ortaya ç›kabilir.

Page 12: MODÜLER ÜN‹VERS‹TE HAZIRLIK DERG‹LERi · 2018-02-12 · LYS Edebiyat 01 LYS Edebiyat 02 LYS Edebiyat 03 LYS Tarih 01 LYS Tarih 02 LYS Tarih 03 LYS Ça¤dafl T. ve D. Trh

FELSEFEYLE TANIfiMA

12

Felsefe, kendine dönük düflünmedir. Felsefe yapanzihin hiçbir zaman yaln›zca bir nesne hakk›nda dü-flünmez. Herhangi bir nesneyi düflünürken, ayn› za-manda hep o nesneye iliflkin kendi düflüncesi hakk›n-da da düflünür. O zaman, felsefeye ikinci derecedendüflünce, düflünce hakk›nda düflünce denebilir.

BBuu ppaarrççaaddaa ffeellsseeffeenniinn hhaannggii öözzeellllii¤¤iinnddeenn ssöözz eeddiill--mmeekktteeddiirr??

A) Cevaplar›ndan çok sorular›yla varolundu¤undan

B) Düflünme sürecinin her aflamas›nda yer ald›¤›ndan

C) Kendi etkinli¤i üzerinde yo¤unlafl›p kendi kendinesorgulad›¤›ndan

D) Özgür düflünmenin yöntemi oldu¤undan

E) Sorular›n› bilimsel verileri temel alarak oluflturdu-¤undan

(ÖSS 2001)

Parçay› dikkatle okudu¤umuzda felsefeyle ilgili ola-rak, düflünce üzerine düflünce vurgusu yap›ld›¤›n›görüyoruz. Felsefe, insan›n bir nesneye iliflkin düflün-cesi üzerine de düflünmedir. Dolay›s›yla sözü edilenözellik C seçene¤inde verilmifltir.

Cevap C

FFeellsseeffee öözznneell bbiirr ddüüflflüünncceeddiirr..

Her felsefi görüfl, bellibir filozofa ait olup kifli-sel bir karakter gösterir.Çünkü felsefe yarat›c›l›-¤a dayal› bir düflüncedir.Yarat›c›l›k ise filozofunkendisine göre flekillene-ce¤inden ortaya ç›kanfelsefi düflünceler filozo-fun kendine ait, özgündüflünceler olacak ve herfilozofa göre farkl›lafla-cakt›r.

Bir felsefe tarihçisine göre,

– Epiküros’un ac› yoklu¤unu en yüksek haz olarak

belirlemesi, onun uzun y›llar damla hastal›¤›n›n

getirdi¤i ac›larla bo¤uflmak zorunda kalmas›yla;

– Platon’un demokrasi karfl›t› e¤ilimleri, hocas›

Sokrates’in Atina demokrasisi taraf›ndan ölüme

mahkûm edilmesi karfl›s›nda duydu¤u k›zg›nl›k-

la aç›klanabilir.

FFeellsseeffee ttaarriihhççiissiinniinn bbuu yyaakkllaaflfl››mm››nn››nn tteemmeelliinnddee aaflflaa¤¤››--ddaakkii ggöörrüüflfllleerrddeenn hhaannggiissii vvaarrdd››rr??

A) Düflünür, çevresindeki olaylar›n etkisinden ar›n-d›kça yetkinlesir.

B) Ayn› ça¤da yaflayan düflünürlerin görüflleri aras›n-da paralellik vard›r.

C) Düflünürler ele alacaklar› konular›, yak›n çevreleri-nin yönlendirmesiyle seçerler.

D) Bir düflünürün ö¤retisini aç›klamak için, yaflad›¤›ça¤da egemen olan görüflleri bilmek gerekir.

E) Bir düflünürün kiflisel birikimleri ve yaflant›lar›onun düflünce sistemini etkiler.

(ÖSS 1999-ipt)

Parçada verilen ifadelerde filozoflar›n belirli konu-lardaki e¤ilim ve görüfllerinin kayna¤› olarak kifliselbirikimleri ve yaflant›lar› oldu¤u vurgulanmaktad›r.

Cevap E

FFeellsseeffee eevvrreennsseellddiirr..

Felsefi düflünce, ortaya ç›kan görüfl ve aç›klamalarbak›m›ndan öznel yani filozofa göre de¤iflen birçizgiye sahip iken ele ald›¤› konular bak›m›ndanevrensel bir niteli¤e sahiptir.

FFeellsseeffee iiççiinn ggeenneell –– ggeeççeerrlliilliikk yyookkttuurr..

Felsefenin bulgular›n›n bilimlerde oldu¤u gibi ge-nel geçerlili¤i yoktur. Nedir bu genel geçerlilik?Genel geçerlilik ortaya konulan fleyin genelde yanidi¤er insanlar›n nazar›nda da kabul görmesi, ge-çerli olmas› demektir. Bugün biliyoruz ki bir fizikya da kimya teorisi genel geçerlili¤e sahip yani di-¤er bilim adamlar›nca da kabul edilebilirli¤i olanteorilerken bir felsefi düflünce di¤er filozoflarcakabul gören, tüm filozoflar›n ortaklafla “Evet bu-dur.” dedikleri düflünceler de¤ildir.

çözüm

örnek soru

çözüm

örnek soru

Page 13: MODÜLER ÜN‹VERS‹TE HAZIRLIK DERG‹LERi · 2018-02-12 · LYS Edebiyat 01 LYS Edebiyat 02 LYS Edebiyat 03 LYS Tarih 01 LYS Tarih 02 LYS Tarih 03 LYS Ça¤dafl T. ve D. Trh

FFeellsseeffee iinnssaann››nn öö¤¤rreennmmee aaççll››¤¤››nnddaann ddoo¤¤mmuuflflttuurr..

‹nsan dünyaya geldi¤i ilk andan itibaren bilinmez-likler içindedir. Bu bilinmezlikleri anlamland›rd›kçahem hayat› kolaylaflmakta hem de manen yaniruhsal anlamda doygunlu¤a, ulaflmaktad›r. ‹nsan›ndüflünebilme yetisi onun bilme arzusunun temelkayna¤›d›r. Madem ki düflünebiliyor öyleyse merakedecek ve ö¤renecektir.

FFeellsseeffee,, ffiilloozzooffuunn iiççiinnddee bbuulluunndduu¤¤uu ttoopplluummddaann bbaa--¤¤››mmss››zz ddee¤¤iillddiirr..

Felsefe ve toplum iliflkisi karfl›l›kl›d›r. Nas›l ki filo-zoflar›n ortaya koymufl olduklar› düflünceler top-lumsal hayat›n seyrini de¤ifltirme özelli¤ine sahip-tir, toplumsal yaflam da filozof o toplumda yaflad›-¤› için filozofun düflüncelerini flekillendirme özelli-¤ine sahiptir.

“Felsefe ak›mlar›ndan ‘Bireycilik’ 18. yüzy›lda, ‘Top-lumculuk’ ise 19. yüzy›lda ortaya ç›km›flt›r. Bir felse-fe ak›m›n›n herhangi bir yüzy›lda de¤il da belli biryüzy›lda ortaya ç›kmas›n›n nedenini o ak›m›n belirdi-¤i yüzy›ldaki yaflam koflullar›nda aramal›d›r.”

BBuu ppaarrççaayyaa ddaayyaannaarraakk,, bbiirr ççaa¤¤››nn yyaaflflaamm kkooflfluullllaarr››yyllaaffeellsseeffee aakk››mmllaarr›› aarraass››nnddaa nnaass››ll bbiirr iilliiflflkkiinniinn bbuulluunndduu¤¤uussööyylleenneebbiilliirr??

A) Felsefe ak›mlar›, do¤duklar› ça¤›n yaflam koflullar›-n› yans›t›r.

B) Felsefe ak›mlar›, daha önceki ça¤lar›n yaflam ko-flullar›ndan etkilenmez.

C) Her yeni yüzy›lda, yeni bir felsefe ak›m› do¤ar.

D) Toplumsal yaflam, önceki ça¤lar›n felsefe ak›mla-r›ndan etkilenir.

E) Toplumsal yaflam, ça¤›n felsefe ak›mlar›ndan etki-lenir.

(ÖSS 1981)

Parçada felsefe ak›mlar›n›n belirli ça¤larda ortaya ç›-k›fl›n›n o ça¤›n yaflam koflullar›na ba¤land›¤›n› gör-mekteyiz. Bu durum felsefe ak›mlar›n›n do¤duklar›ça¤›n yaflam koflullar›n› yans›tt›¤›n› vurgulad›¤›ndando¤ru cevap A seçene¤idir.

Cevap A

FFeellsseeffii ddüüflflüünnccee uuyygguunn oorrttaammllaarrddaa ddoo¤¤aarr..

“Acaba, niçin yoksul toplumlarda felsefe geliflme-mifltir?” Bu soru çok ilginç ve aç›klay›c› bir sorudurasl›nda. Yoksul, temel ihtiyaçlar›n› karfl›lamak nok-tas›nda s›k›nt› çeken toplumlarda felsefi düflünce-nin geliflmesi biraz lüks olurdu. Çünkü so¤uktankorunma, açl›¤›n› giderme s›k›nt›s› yaflayan insan-lar dünyaya niçin geldiklerini erdemli davran›fl›nölçütünün neler olabilece¤ini, sorgulamak yerinebirincil ihtiyaçlar›n› karfl›lama derdinde olacakt›r.Dolay›s›yla felsefe ancak ekonomik anlamda ken-disini belli bir düzeye ulaflt›rm›fl insanlar›n daha ra-hat yapabilece¤i bir etkinliktir.

“Peki bask›c› toplumlarda niçin felsefe geliflme-mifltir?” Bunun cevab› da aç›kt›r. Felsefe elefltiridemektir, sorgulama demektir. Bask›c› toplumlar-da ise elefltiriden ziyade kabuller söz konusudur.Böylesi toplumlar için ise felsefe yapmak çok uzakbir durumdur.

15. yüzy›l bafllar›nda Floransa Cumhuriyetinin güçkaybetti¤i bir dönemde iktidara gelen Medici ailesiyüzy›llar süren parlak bir dönemi bafllatm›flt›r. Medi-ciler, sanatç›, bilimadam› ve düflünürlere kanat ger-mifl, onlar›n rahat ve serbestçe çal›flmas›n› sa¤lam›fl-lard›r. Mediciler olmasayd›, belki de Floransa’da Leo-nardo, Galilei, Machiavelli, Toricelli gibi birçok öncükifli yetiflmeyecekti.

BBuu ppaarrççaaddaa,, ssöözzüü eeddiilleenn ddöönneemmddeekkii ddüüflflüünnsseell ggeelliiflfl--mmee aaflflaa¤¤››ddaakkiilleerrddeenn hhaannggiissiinnee bbaa¤¤llaannmm››flfltt››rr??

A) Ak›l ilkelerine öncelik verilmesine

B) Do¤al ve toplumsal sorunlar›n birlikte ele al›nma-s›na

C) Eski de¤er ve bulgular›n önemini yitirmesine

D) Olgular›n çok yönlü ele al›nmas›na

E) Özgür ve hoflgörülü bir çal›flma ortam›n›n sa¤lan-mas›na

(ÖSS 1997)

Parçada Medici ailesinin sanatç›, bilimadam› ve düflü-nürlerin rahat ve serbestçe çal›flmas›n› sa¤lad›klar›belirtilmifltir. Bu ifade düflünür, sanatç› ve bilimadamlar›n›n çal›flmalar› için özgür ve hoflgörülü birortam oluflturuldu¤unun göstergesidir.

Cevap E

çözüm

örnek soru

çözüm

örnek soru

FELSEFEYLE TANIfiMA

13

Felsefe, içinde bulundu¤u ça¤›n koflullar›ndan etkilenir.

Page 14: MODÜLER ÜN‹VERS‹TE HAZIRLIK DERG‹LERi · 2018-02-12 · LYS Edebiyat 01 LYS Edebiyat 02 LYS Edebiyat 03 LYS Tarih 01 LYS Tarih 02 LYS Tarih 03 LYS Ça¤dafl T. ve D. Trh

Filozoflar›n oluflturduklar› felsefi sistemlerin günü-müze kadar önemini yitirmemesi ve varl›¤›n› sür-dürmesinin en önemli sebebi hiç flüphe yok ki ken-di içinde tutarl› olmas›na ba¤lanabilir. Bununla bir-likte hiçbir filozofun sistemi bir di¤er filozofun fel-sefi sisteminden daha üstün, daha do¤ru ya dayanl›fl de¤ildir. Çünkü felsefi sistemlerin sonuçlar›-n› bilimlerde oldu¤u gibi deneyle olgusal olaraktest edemeyiz. Örne¤in Platon’un idea ö¤retisininya da Kant’›n bilgi anlay›fl›n›n do¤rulu¤u ya da yan-l›fll›¤› test edilemez ve bu sistemlerin do¤rulu¤un-dan ya da yanl›fll›¤›ndan bahsedemeyiz. Zatenönemli olan bu felsefi sistemlerin do¤ru ya da yan-l›fll›¤› de¤il tutarl›l›klar›d›r.

Bu anlamda do¤ruluk ve tutarl›l›k kavramlar› birbi-rine kar›flt›r›lmamas› gereken iki kavramd›r.

Tutarl›l›k, düflüncelerin ortak ilkeleriyle birbirineba¤lanmas›, bütünü oluflturan parçalar›n ö¤eleriaras›nda ba¤lant› ve uyumun olmas› durumuna de-nir.

Do¤ruluk ise bir düflüncenin gerçeklikle uyuflmas›-d›r. Örne¤in “hava bulutludur.” düflüncesi, havan›nbulutlu oldu¤u gözleniyorsa yani düflünce ile varolan aras›nda uyuflma varsa do¤rudur.

Felsefi bir sistemde ele al›nan tüm konular de¤erlen-dirilirken mant›k ilkeleri son derece etkili bir flekildekullan›l›r; konu ve kavramlar›n örülmesinde çeliflkilihükümlere yer verilmez.

BBuurraaddaa bbiirr ffeellsseeffii ssiisstteemmiinn hhaannggii nniitteellii¤¤ii üüzzeerriinnddee dduu--rruullmmuuflflttuurr??

A) Konular› ça¤›n›n koflullar›na göre de¤erlendirmesi

B) Olgulara dayanma zorunlulu¤unun olmamas›

C) Evrensel nitelikteki konular› ele almas›

D) Kendi içinde tutarl› bir bütün oluflturmas›

E) Konulara yaklafl›m›n›n öznel olmas›

(ÖYS 1989)

“Konu ve kavramlar›n örülmesinde çeliflkili hükümle-re yer verilmez.” ifadesi felsefenin tutarl› bir disiplinoldu¤u üzerine vurgu yapmaktad›r. Zira çeliflkilerdenar›n›k olan ayn› zamanda tutarl›d›r.

Cevap D

çözüm

örnek soru

FELSEFEYLE TANIfiMA

14

1.11 Felsefi tav›r hayata dair sorgulama yapmakt›r.

Felsefi tav›r›n hayat› ve hayata dair her fleyi sorgu-lamay› elefltirmeyi ve görünenlerin ard›ndaki ger-çe¤i aramay› gerektirdi¤i hat›rlanacak olursa fel-sefenin hayattan kopuk olmas› düflünülemez. Buanlamda felsefe hayatla içiçedir.

‹nsan, hayat›n anlam›na dair sorular› geçmiflten bugüne s›kl›kla sora gelmifltir; Ben neyin nesiyim? Ki-mim? gibi. Çünkü insan yaflam›n› sorgulayan tekvarl›kt›r. ‹nsan ölece¤ini bilen ve bunun için de ya-flam›n› sorgulayan tek bilinçli varl›kt›r. Bir gün yokolacaksan niçin var›m? Evet, “‹nsan›n anlam› ne-dir?”, “Yaflam›n anlam› nedir?” Bu sorular tüm fi-lozoflar›n ilgisini çekmifl ve her biri buna farkl› ya-n›tlar vermifltir.

Burada önemli olan felsefenin yaflam› anlamlan-d›rma çabas›d›r. Felsefe bizi varoluflumuzun nede-nini, yaflam›m›z›n anlam›n› bulmam›z noktas›ndakuflatan bir yarg›ya sahiptir.

Felsefe, yaflam üzerine üretilen düflüncelerden oluflur.

BBuu ggöörrüüflflee ggöörree,, “Dünyan›n anlam›, yaflam›n amac›nedir” ssoorruussuunnaa yyaann››tt aarraayyaann bbiirr kkiiflfliiyyee ffeellsseeffee nnaass››llyyaarrdd››mmcc›› oolluurr??

A) Ünlü filozoflar›n yaflamlar›yla ilgili bilgiler vererek

B) Toplumsal yaflam› istenilen biçimde düzenleyerek

C) Okuma ve çal›flma becerisinin gelifltirilmesi için or-tam haz›rlayarak

D) Yaflamla ilgili çeflitli görüflleri sunup bunlar› incele-me olana¤› sa¤layarak

E) Bilimsel araflt›rma tekniklerinin geliflmesine katk›-da bulunarak

(ÖSS 1995)

Madem felsefe yaflam üzerine üretilen düflünceler-den oluflur. Öyleyse yaflam›n anlam›n› anlamak içinyaflamla ilgili farkl› düflünceler üretmek ve onlar›sorgulamak gerekir.

Cevap D

çözüm

örnek soru

1.10 Felsefi düflünceyi anlaml› k›lan tutarl›l›¤›d›r.

Filozoflar›n sistemlerinin tutarl›l›¤›ndan bahsedebiliirken do¤ru-luk ya da yanl›fll›klar›ndan bahsedemeyiz.

Page 15: MODÜLER ÜN‹VERS‹TE HAZIRLIK DERG‹LERi · 2018-02-12 · LYS Edebiyat 01 LYS Edebiyat 02 LYS Edebiyat 03 LYS Tarih 01 LYS Tarih 02 LYS Tarih 03 LYS Ça¤dafl T. ve D. Trh

‹nsan olman›n en önemli özelli¤i “dil” i kullanmas›-d›r. Zira dil düflüncenin temelini oluflturur. Bir ba-k›ma dil olmadan düflünce yefleremez, aktar›la-maz, öyleyse bir düflünce sistemi olan felsefe vedil yak›ndan iliflkilidir.

‹nsan iletifliminin en önemli vas›tas› olan dil olma-dan insan bilgi, teknik, sanat, felsefe gibi alanlardaüstün baflar›lara imza atamazd›. D‹l insan zihnininbir aynas›d›r diyen Leibniz sözcüklerin anlamlar›-n›n tam bir analizinin akl›n nas›l iflledi¤ini, her fley-den daha iyi gösterece¤ine iflaret ederek dil ve in-san zihni aras›ndaki iliflkiye dikkat çeker ona görebir milletin dilinin ve sözcüklerinin zengin olmas› omilletin fertlerini üstün, özgün ve yarat›c› düflün-meye yetenekli k›lar.

Anlaml› bir ifade, kendisinin zihindeki karfl›l›¤›yla veonun ait oldu¤u dilin mant›¤›yla ilgilidir. Ait oldu¤udilin mant›¤›na yap›s›na ve zihnin yap›s›na uygunolanlar anlaml›, olmayanlar ise anlams›zd›r. Öyleysedenilebilir ki; biz dünyay› dilimiz arac›l›¤›yla anlaml›k›l›yoruz. Sadece di¤er insanlarla ya da canl›larla ilifl-kimizde bir iletiflim arac› olarak de¤il, tüm dünyay›alg›lamam›z da sahip oldu¤umuz dilin mant›¤›na gö-re gerçeklefliyor.

PPaarrççaaddaa vvuurrgguullaannmmaakk iisstteenneenn aaflflaa¤¤››ddaakkiilleerrddeenn hhaann--ggiissiiddiirr??

A) Anlams›z ifadelerin do¤rulu¤u – yanl›fll›¤› söz ko-nusu de¤ildir.

B) ‹fadelerin, dolay›s›yla dünyan›n anlamd›r›lmas› dilarac›l›¤›ylad›r.

C) Her anlaml› olan do¤rudur.

D) ‹lgili oldu¤u varl›¤a uygun ifadeler do¤rudur.

E) Dil, anlamland›rma sürecinde belirleyici de¤ildir.

Anlat›lanlardan ç›kar›labilecek olan dilin dünyay› an-lamam›zda en etkin role sahip oldu¤udur.

Cevap B

çözüm

örnek soru

FELSEFEYLE TANIfiMA

15

1.12 Dil, felsefenin evidir.

Page 16: MODÜLER ÜN‹VERS‹TE HAZIRLIK DERG‹LERi · 2018-02-12 · LYS Edebiyat 01 LYS Edebiyat 02 LYS Edebiyat 03 LYS Tarih 01 LYS Tarih 02 LYS Tarih 03 LYS Ça¤dafl T. ve D. Trh

KAVRAMA TEST‹ 1

16

11.. Felsefe yapmak için, daha önceki felsefi sistemleri vebu sistemleri ortaya koyan düflünürlerin görüfllerinianaliz etmifl olmak gerekir.

BBuunnaa ggöörree aaflflaa¤¤››ddaakkiilleerrddeenn hhaannggiissiinnee uullaaflfl››llaammaazz??

A) Felsefede yeni düflünceler gelifltirmenin yolu ön-cekileri kavramakt›r.

B) Bugünü ve gelece¤i anlayabilmek için geçmiflebakmak gerekir.

C) Günümüzün felsefeleri önceki sistemlerin elefltiri-si üzerine kuruludur.

D) Yeni fikirler geçmiflten ba¤›ms›z ele al›nmal›d›r.

E) Felsefe y›¤›larak ilerleyen bir etkinliktir.

22.. Farabi'ye göre felsefe yapmak, insan›n kendisini veevrenin amac›n› anlamaya çal›flmak demektir.

BBuunnaa ggöörree,, ffeellsseeffeenniinn ttaann››mm›› aaflflaa¤¤››ddaakkiilleerrddeenn hhaannggiissiioollaabbiilliirr??

A) Felsefe var olan›n anlam›n› bilmektir.

B) Felsefe soyut varl›klar› bilmektir.

C) Felsefe yöntemli düflünmektir.

D) Felsefe elefltirel düflünmektir.

E) Felsefe yaradan› anlamakt›r.

33.. Philosophos sözcü¤ü Grekçe olup sevgi anlam›na ge-len "philos" ile bilgelik anlam›na gelen "sophia"sözcü¤ünden meydana gelmifl bileflik bir kelimedirve "bilgeli¤i seven kifli" anlam›na gelir. Sokrates, ö¤-rencisi Platon'un söyledi¤ine göre, Sofistlerin kendi-lerine bilgin demelerine karfl›n, Sokrates kendisininancak bir bilgelik dostu, bilgeli¤i seven bir kifli oldu-¤unu söylemifltir.

FFeellsseeffii ddüüflflüünncceenniinn tteemmeell öözzeelllliikklleerrii eessaass aall››nndd››¤¤››nnddaaSSookkrraatteess''iinn bbuu ddaavvrraann››flfl››nn››nn eenn öönneemmllii nneeddeennii aaflflaa¤¤››--ddaakkiilleerrddeenn hhaannggiissii oollaabbiilliirr??

A) Sokrates'in alçak gönüllü bir düflünür olmas›

B) Sokrates'in düflünmeyi çok seven bir insan olmas›

C) Varl›¤›n özüne ancak onu severek ulafl›labilmesi

D) Bilgiyi araman›n ve bilgece yaflaman›n önemli ol-mas›

E) Felsefi bilginin bilgi üstüne bir bilgi olmas›

44.. Felsefe yapmak için bir gerekçe de, problem çözme-mizde, çok seçenekli düflünebilmemizde ve daha ge-çerli kararlar vermemizde bize yard›mc› olmas›d›r.Öyle ki, felsefe, yanl›fl olan› kabullenmekten ve ge-reksiz olanla yetinmekten sak›nmam›z› sa¤lar.

AAflflaa¤¤››ddaakkiilleerrddeenn hhaannggiissii,, ffeellsseeffee iiççiinn bbuurraaddaa aannllaatt››ll--mmaakk iisstteenniilleennee tteerrss ddüüflfleerr??

A) Karfl›laflt›¤›m›z sorunlara alternatif çözümler üret-memize yard›mc› olur.

B) Yaflant›m›z› düzene koyabilme becerisi kazand›-r›r.

C) Davran›fl temelinden uzak, düflünsel bir etkinlik-tir.

D) Hatal› ve lüzumsuz olandan sak›nmam›z› sa¤lar.

E) Olumsuz olana karfl› koyma gücü ve iste¤i kazan-d›r›r.

55.. Felsefe tarihçileri felsefenin ilk kez Eski Yunanis-tan'da bafllamas›n›n nedeni olarak, Yunanl›lar'›n fel-sefeyi, dine ya da pratik amaçlara yararl› bir çabaolarak de¤il, do¤ruyu salt do¤ru oldu¤u için aray›pbulmaya çal›flan bir etkinlik olarak benimsemelerineba¤larlar.

PPaarraaggrraaffaa ggöörree ffeellsseeffeenniinn aannllaamm›› nneeddiirr??

A) Felsefe düzenli ve sistemli bir bilgidir.

B) Felsefe kiflisel ve öznel nitelikte bir bilgidir.

C) Felsefe, düflünme ve ak›l yürütmelerle çal›flan, saltteorik bir bilgidir.

D) Felsefe, olup bitenleri genifl bir aç›dan ve derinli-¤ine incelemedir.

E) Felsefe, evreni bir bütün olarak aç›klayan bilgidir.

Felsefenin üretti¤i düflünceler hayat›m›za etki ederek bizi flekillendirir.

Page 17: MODÜLER ÜN‹VERS‹TE HAZIRLIK DERG‹LERi · 2018-02-12 · LYS Edebiyat 01 LYS Edebiyat 02 LYS Edebiyat 03 LYS Tarih 01 LYS Tarih 02 LYS Tarih 03 LYS Ça¤dafl T. ve D. Trh

D - A - D / C - C / D - E / E - C

FELSEFEYLE TANIfiMA

66.. Yunan düflüncesi, bilim ve felsefeyi yaratan özelli¤iile, s›radan bir tarihi araflt›rman›n konusu de¤ildir.Avrupa medeniyetinin, bütün Bat› kültür çevresininkurucu düflüncelerinin, do¤u kültürlerinin tesirlerininbugüne kadar süregelen bafll›ca ilkelerinin kayna¤›buras› oldu¤u için, üzerinde önemle durulmaya de-¤er oldu¤u söylenebilir.

PPaarrççaaddaann aaflflaa¤¤››ddaakkiilleerrddeenn hhaannggiissii çç››kkaarr››llaammaazz??

A) Bilim ve felsefenin kayna¤› Eski Yunan'd›r.

B) Eski Yunan düflüncesi di¤er kültürlerin etkisineaç›kt›r.

C) Antikça¤ önemle incelenmesi gereken bir tarihiaraflt›rma konusudur.

D) Eski Yunan felsefesi demokrasinin sayesinde iler-lemifltir.

E) Avrupa medeniyetinin flekillenmesinde önemli et-kileri olmufltur.

77.. ‹.Ö. 6. yüzy›lda Miletos'lu Thales, insan akl›n› binler-ce y›ld›r kurcalayan "Evren nedir?" sorusuna ilk kezdinlerin d›fl›nda bir yan›t aram›flt›r. ‹flte bu felsefeninbafllang›c›d›r. Bu bafllang›çta, afla¤›daki koflullar etki-lidir:

I. Liman kentlerinin kurulmas›yla zenginleflen birtoplum

II. Demokrasinin yayg›n bir yönetim biçimine dö-nüflmesi

III. Dogmalar›n bask›lar›n› k›ran hoflgörülü laik an-lay›fl

IV. Do¤ay› do¤adaki varl›klarla anlama çabas›

V. Bilme ve anlama merak›

BBuu vveerriilleennlleerrddeenn hhaannggiissii ffeellsseeffeenniinn oorrttaayyaa çç››kkmmaa kkoo--flfluullllaarr››nnddaann oo ttoopplluummaa ddöönnüükk ggeerreekkççeelleerr oollaarraakk ggöössttee--rriilleebbiilliirr??

A) I. II. ve III. B) I. III ve IV C) I. III. ve V.

D) II. III. ve V. E) III. IV. ve V.

88.. Felsefenin do¤ufluna tarihsel aç›dan bak›ld›¤›nda fel-sefenin varl›k sorunu ile bafllad›¤› söylenebilir. Nite-kim Akdeniz kültür çevresinde felsefe dedi¤imiz an-lay›fla en çok yaklaflan ilk düflünür ‹zmir'in güneyin-deki Milet kentinde yaflam›fl olan Thales'tir. Thalesevrendeki her fleyin asl›n›n yani ana varl›¤›n ne oldu-¤unu düflünmüfl ve bu soruyu mitoslar›n ve dinlerinaç›klamalar›ndan farkl› bir biçimde "Ana varl›k su'-dur." fleklinde yan›tlam›flt›r.

PPaarraaggrraaffaa ggöörree,, ffeellsseeffeenniinn ddoo¤¤uuflfluu nnaass››ll ggeerrççeekklleeflflmmiiflfl--ttiirr??

A) Baz› düflünürlerin felsefeye ilgi duymas›yla

B) Baz› düflünürlerin mitolojik ve dini düflünceyi bir-lefltirmesiyle

C) Yunan toplumunun geleneksel de¤erlerinin evreniaç›klamada yetersiz kalmas›yla

D) Eski Yunanistan'da felsefe için uygun bir toplum-sal ortam olmas›yla

E) Baz› düflünürlerin varl›¤›, evreni geleneksel de¤er-lerden farkl› bir biçimde yorumlamas›yla

99.. AAflflaa¤¤››ddaakkiilleerrddeenn hhaannggiissii ffeellsseeffeenniinn kkoonnuussuunnaa ggiirrmmeekk--tteeddiirr??

A) Kanser hastal›¤›n›n tedavi süreçlerinin nas›l olma-s› gerekti¤iyle ilgili çal›flma yapma

B) Toplumun ekonomik yap›s›n› aç›klama

C) En iyi devlet yönetim biçimi hakk›nda sorgulama-da bulunma

D) Depremin olufl nedenlerini araflt›rma

E) ‹nsan davran›fllar›n› neden - sonuç iliflkisi içindeinceleme

17

Felsefi düflüncenin ürünleri, insan› gelecek hakk›nda öngörü sahibi yapmaz.

Page 18: MODÜLER ÜN‹VERS‹TE HAZIRLIK DERG‹LERi · 2018-02-12 · LYS Edebiyat 01 LYS Edebiyat 02 LYS Edebiyat 03 LYS Tarih 01 LYS Tarih 02 LYS Tarih 03 LYS Ça¤dafl T. ve D. Trh

11.. Psikoloji insan davran›fllar›n› konu edinirken, felsefeinsan›n anlam›n›, özünü, insan› insan yapan de¤erle-rin neler oldu¤unu konu edinir. Ahlâk bilimi belirlibir toplumun ahlâki yaflam›n›, insanlar›n birbirleriyleiliflkilerini konu edinirken felsefe, ahlâk›n anlam›n›,kayna¤›n›, özünü ve tüm insanlar›n uymas› gerekenahlâk ilkesinin ne olabilece¤ini konu edinir.

PPaarrççaaddaa aaflflaa¤¤››ddaakkiilleerrddeenn hhaannggiissiinniinn üüzzeerriinnddee dduurruull--mmuuflflttuurr??

A) Bilim ve felsefenin birbirinden ba¤›ms›z oldu¤u-nun

B) Bilim ve felsefenin konular›n›n benzer oldu¤unun

C) Bilim ve felsefenin, konu ve yöntemlerinin farkl›oldu¤unun

D) Bilim ve felsefe aras›nda yak›n iflbirli¤i oldu¤unun

E) Bilimin varl›¤›n somut, felsefenin ise soyut yönle-rini konu edindi¤inin

22.. Felsefe, ortaya koydu¤u sonuçlar› mant›ksal çözüm-lemeye dayand›r›rken; bilim, sonuçlar›n› olgularla te-mellendirir. Felsefe "ideal olan"› yani "olmas› gere-ken"i araflt›r›rken; bilim, olan› oldu¤u gibi araflt›r›r.Hiçbir de¤er yarg›s›nda bulunmaz.

BBuunnaa ggöörree ffeellsseeffee vvee bbiilliimm iiççiinn,, aaflflaa¤¤››ddaakkiilleerrddeenn hhaann--ggiissii ssööyylleennddii¤¤iinnddee ddoo¤¤rruu oolluurr??

A) Bilimin sonuçlar› genel - geçer oldu¤u halde felse-fenin sonuçlar› genel geçer de¤ildir.

B) Bilimin sonuçlar› deney ve gözlem yoluyla do¤ru-lanabildi¤i halde, felsefenin önermeleri bu flekildedo¤rulanamaz.

C) Bilim varl›¤› bütün olarak ele al›rken, felsefe varl›-¤› bölerek inceler.

D) Bilimin sonuçlar› içinde yaflan›lan toplumun izle-rini tafl›rken, felsefe toplumdan ba¤›ms›z olarakde¤erlendirmeler oluflturur.

E) Bilim ilerleme özelli¤ine sahip de¤ilken, felsefeilerleme özelli¤ine sahiptir.

33.. Nas›l ki küçük bir çocu¤a Tanr›, ruh, iman gibi kav-ramlar› anlatmak, onun bu bilmedi¤i metafizik alan›sorgulamas›n› sa¤lamak mümkün de¤ildir t›pk› bu-nun gibi ona do¤ruluk, hakikat, idea, töz, cevher gi-bi kavramlar› anlatmak, ondan bu kavramlar› ve so-runlar› anlamas›n› beklemek de mümkün de¤ildir.

PPaarrççaayyaa ggöörree aaflflaa¤¤››ddaakkiilleerrddeenn hhaannggiissii bbuu dduurruummuunn ssee--bbeebbiiddiirr??

A) Dinin konular› deneysel yöntemlerle aç›klanabilir.

B) Din de felsefe de soyut sorunlar› ele al›r.

C) Felsefeye ancak bilgelik sevgisi ile yap›labilir.

D) Dinin konular› anlafl›lamaz.

E) Din ve felsefe birbirine z›t iki aland›r.

44.. Bugün nas›l ki Picasso’nun resimlerini inceledi¤imiz-de Picasso’nun kendine ait bir üslup gelifltirdi¤ini far-kediyor ve resimlerinde kendi hayat felsefesini yan-s›tt›¤›n› görüyorsak t›pk› bunun gibi Socrates’in yaz›-lar›n› da okudu¤umuzda söylemlerinin ayn› orandakendi özelliklerini, dünya görüflünü yans›tt›¤›n› görü-rüz.

BBuunnaa ggöörree ssaannaatt vvee ffeellsseeffee iillee iillggiillii aaflflaa¤¤››ddaakkii yyaarrgg››llaarr--ddaann hhaannggiissiinnee uullaaflfl››llaabbiilliirr??

A) Sanat ve felsefenin varmak istedikleri nokta birbi-rinden farkl›d›r.

B) Sanatç› ve filozof hayal güçlerini kullanarak üre-tim gerçeklefltirirler.

C) Sanatç› ve filozofun ortaya koydu¤u ürünler kendiparmak izlerini tafl›r.

D) Her iki disiplinde yarat›c›l›¤a dayan›r.

E) Sanatç›n›n amac› t›pk› filozofta oldu¤u gibi varl›¤›aç›klamakt›r.

KAVRAMA TEST‹ 2

18

Bilim ve felsefe varl›¤a yaklafl›rken farkl› yollar izlerler.

Bu soruyu çözemediyseniz 1.5 nolu alt bafll›¤a dönebilirsiniz.

Page 19: MODÜLER ÜN‹VERS‹TE HAZIRLIK DERG‹LERi · 2018-02-12 · LYS Edebiyat 01 LYS Edebiyat 02 LYS Edebiyat 03 LYS Tarih 01 LYS Tarih 02 LYS Tarih 03 LYS Ça¤dafl T. ve D. Trh

55.. Felsefenin en temel özelli¤i soru sormak, araflt›rmakve düflünmektir. Bu nedenle felsefe sürekli ve yenibafltan farkl› bir biçimde ortaya konan problemlerleilgilenir. Onun için kendili¤inden anlafl›l›r apaç›k bil-giler yoktur, her fley problem niteli¤indedir. Bu ne-denle her fleyin anlam›n› bilmek, kavramak ister.

BBuunnaa ggöörree ffeellsseeffeenniinn tteemmeell iiflfllleevvii,, aaflflaa¤¤››ddaakkiilleerrddeennhhaannggiissiiddiirr??

A) ‹nsana disiplinli düflünme al›flkanl›¤› kazand›rma

B) Bilimlerin tek tek ortaya koydu¤u sonuçlar› bütün-cü bir yaklafl›mla ele alma

C) ‹nsan›n bilme, anlama ve gerçe¤i görme merak›n›giderme

D) Herkes için genel - geçer bilgiler ortaya koyma

E) Dünyay› ve insan yaflant›s›n› anlamland›rmak içinyasalar sunma

66.. Felsefe, insan varolufluna bir anlam katt›¤› için,onunla hayat›m›z› flekillendirebilme gücüne sahipolabiliriz. Felsefeyle yeni derinlikler hisseder, baflkakulvarlarda çoflar, önümüze ç›kan yeni sahillerin ta-d›na varmaya çal›fl›r›z. ‹flte felsefenin çekicili¤inin birk›sm›, yaflam›m›za yeni bir anlam ya da yön vermef›rsat› sunmas›ndan ileri gelir.

PPaarrççaayyaa ggöörree,, ffeellsseeffee iiççiinn aaflflaa¤¤››ddaakkiilleerrddeenn hhaannggiissiissööyylleenneemmeezz??

A) ‹nsan›n hayata yeni bir bak›fl aç›s›yla yönelmesinisa¤lar.

B) Hayat›m›za yaflan›labilir bir keyif kazand›r›r.

C) Hayat›n derinliklerine nüfuz etme imkan› sa¤lar.

D) Yaflam›m›za yeni anlamlar kazand›rmas› onu çe-kici k›lar.

E) ‹nsana toplum içinde sayg›nl›k kazand›r›r.

77.. Felsefe, kiflide merak ve araflt›rma heyecan› uyand›-rarak daha derinlere yönelmesini sa¤lar. Felsefe saye-sinde toplumlar, bilgi toplumu düzeyine ulafl›r ve ev-rende olup bitenlerin fark›nda olur.

BBuurraaddaa ffeellsseeffeenniinn ddaahhaa ççookk aaflflaa¤¤››ddaakkii hhaannggii yyöönnüüvvuurrgguullaannmmaakkttaadd››rr??

A) Önemi B) Yöntemi C) Tesirleri

D) Elefltirelli¤i E) Göreceli¤i

88.. Bir konuda ›srarl› düflünceler tafl›yan kimseye o ko-nudaki farkl› ve çok yönlü düflünceler ortaya koyabi-len bir kimsenin görüflleri hat›rlat›ld›¤›nda büyük ih-timalle bu görüfl ve düflünceleri dikkate almayacakt›r.Oysa ki ›srarl› düflünceler tafl›yan bu kimse felsefeninimkanlar›yla düflünebilseydi, mutlaka karfl›s›ndakigörüflleri göz ard› etmeyecekti.

PPaarrççaaddaa ffeellsseeffeeyyee iilliiflflkkiinn aaflflaa¤¤››ddaakkiilleerrddeenn hhaannggiissii vvuurr--gguullaannmmaakkttaadd››rr??

A) ‹nsanlara elefltiri ve flüpheci düflünmeyi ö¤retti¤i

B) Kamuoyu oluflturabilecek fikirler ileri sürdü¤ü

C) Hoflgörülü ve anlay›fll› bakabilme özelli¤ikazand›rd›¤›

D) ‹nsan›n bilme ve ö¤renme merak›n› giderdi¤i

E) Toplumla karfl›l›kl› olarak etkileflti¤i

99.. Felsefe insan›n kendi kiflisel etkinli¤inin ne türden biretkinlik oldu¤unun bilincine varmas›na yarar. Biliçle-nen kifli de hem özgür davranma, hem sorumlulukyüklenme gücünü kazan›r. Ba¤l› oldu¤u sosyal grup-tan ba¤›ms›z davranabilecek duruma yükselir.

PPaarrççaaddaa aaflflaa¤¤››ddaakkiilleerrddeenn hhaannggiissiinniinn üüzzeerriinnddee dduurruull--mmaakkttaadd››rr??

A) Felsefenin yöntemi B) Felsefenin amac›

C) Felsefenin konusu D) Felsefenin kayna¤›

E) Felsefenin ifllevi

FELSEFEYLE TANIfiMA

19

C - B / B - C / C - E / A - C - E

Bu soruyu çözemediyseniz 1.7 nolu alt bafll›¤a dönebilirsiniz.

Page 20: MODÜLER ÜN‹VERS‹TE HAZIRLIK DERG‹LERi · 2018-02-12 · LYS Edebiyat 01 LYS Edebiyat 02 LYS Edebiyat 03 LYS Tarih 01 LYS Tarih 02 LYS Tarih 03 LYS Ça¤dafl T. ve D. Trh

11.. Ça¤›m›z›n en büyük sorunu, insanlar›n karfl›laflt›klar›meslekleri ya oldu¤u gibi kabul etmeleri ya da irde-lemeden, reddetmeleridir. H›zl› bir ça¤ içinde bulun-du¤umuzdand›r ki insanlar sadece “an”› yafl›yor, dü-nü ve yar›n› düflünmeden hakikat› ve gerçe¤i arama-dan karar verip harekete geçiyorlar. E¤er karfl›laflt›¤›-m›z meselelere dair sorular sorabiliyor olsayd›k ha-yat›m›z›n hala merkezinde felsefe olabilirdi. E¤er sor-du¤umuz sorular hala akl›m›z› ve vicdan›m›z› kulla-narak sordu¤umuz sorular olsayd› orada hikmet devarl›¤›n› sürdürebilirdi. Dolay›s›yla diyebiliriz ki hik-met sözünde ve eyleminde tutarl›, samimi, ahlaki veadil olmay› da beraberinde getirir.

PPaarrççaaddaa hhiikkmmeett kkaavvrraamm››nn››nn hhaannggii öözzeelllliikklleerriinneeddee¤¤iinniillmmeemmiiflflttiirr??

A) Akla dayal› sorular sordu¤u

B) Vicdanl› olmay› gerektirdi¤i

C) Tutarl› eylemlerle kendini gösterdi¤i

D) Ahlakl› iliflkilerin özelli¤i oldu¤u

E) Felsefeyle özdeflleflti¤i

22.. Felsefi bilgi ile donanmak isteyen kiflilerin normal in-sanlardan baz› noktalarda temel farkl›l›klar› olmal›-d›r. Gündelik hayatta ço¤u insan›n dünya görüflünü;içinde do¤du¤u aile, sosyal grup, dini inançlar veegemen olan siyasal ak›mlar flekillendirmektedir. Fel-sefi dünya görüflüne sahip olmak isteyen kiflideyse;al›fl›lm›fl›n d›fl›na ç›kabilme gücü, var olan›n elefltiri-sini yapabilme, ak›l ve mant›¤› ön plana ç›karabilmecesareti bulunmal›d›r.

PPaarrççaayyaa ggöörree,, aaflflaa¤¤››ddaakkiilleerrddeenn hhaannggiissii ffeellsseeffii ddüünnyyaaggöörrüüflflüünnüünn öözzeelllliikklleerriinnddeenn bbiirrii ddee¤¤iillddiirr??

A) Elefltirel olmas›

B) Akla ve mant›¤a dayanmas›

C) Var olan kültürel yap›dan beslenmesi

D) Var olanla yetinmemesi

E) Var olan› de¤ifltirebilme gücüne sahip olabilmesi

33.. Bir ö¤retmen, idol, kahraman ya da bir kitap taraf›n-dan ileri sürülen belli bir bak›fl aç›s›na tutsak olmatehlikesine karfl›, her an aç›k fikirli, çok seçenekli veelefltirel olmay› sürdürmek gerekir.

BBuunnaa ggöörree aaflflaa¤¤››ddaakkiilleerrddeenn hhaannggiissii aannllaatt››llaannllaa ççeellii--flfliirr??

A) Elefltirel düflünce bizi dogmatik olmaktan korur.

B) Felsefi düflüncede otoritelere ba¤l›l›k esast›r.

C) Felsefenin kendisi asl›nda bir elefltiri etkinli¤idir.

D) Aç›k fikirli bir insan›n felsefe yapma gücü dahafazlad›r.

E) Felsefe kal›plaflm›fl düflünceleri k›rma baflar›s› sa¤-lar.

44.. Herakleitos'un "Yaflam, bir çocu¤un dama tafllar›n›ileri geri sürerek oynad›¤› bir oyundur." fragman›nda-ki metafor, günümüzün kendini bilmeye, yaflam› an-lamaya çal›flan filozoflar›n›n hala ilgisini çekmekte-dir.

PPaarrççaaddaa,, ffeellsseeffeenniinn aaflflaa¤¤››ddaakkii hhaannggii öözzeellllii¤¤iinnddeenn ssöözzeeddiillmmeekktteeddiirr??

A) Toplumla karfl›l›kl› etkileflim içinde olmas›

B) Süreklilik tafl›mas›

C) Elefltirel nitelikte olmas›

D) Meraktan kaynaklanmas›

E) Gerçe¤e ulaflmak istemesi

55.. Yaln›zca haz›r yan›tlara ilgi duyan ve onlarla yetineninsanlar, gösteriflli ça¤r›lar›n ya da kötü bir biçimdesunulmufl kan›tlar›n alt›nda kolayca ezilebilirler.

BBuunnaa ggöörree aaflflaa¤¤››ddaakkiilleerrddeenn hhaannggiissii bbuurraaddaa aannllaatt››llaann››ddeesstteekklleerr??

A) Felsefede herkes kendi yan›t›n› aramal›d›r.

B) Haz›r yan›tlar herkesin iflini kolaylaflt›r›r.

C) Felsefe yaln›zca uzmanlar›n ilgisine aç›k bilgileriaraflt›r›r.

D) ‹nsanl›¤›n büyük ve gösteriflli aç›klamalara ihtiya-c› vard›r.

E) Felsefe otoritelere duyulan güven üzerine kuru-ludur.

KAVRAMA TEST‹ 3

20

Bu soruyu çözemediyseniz 1.8 nolu alt bafll›¤a dönebilirsiniz.

Page 21: MODÜLER ÜN‹VERS‹TE HAZIRLIK DERG‹LERi · 2018-02-12 · LYS Edebiyat 01 LYS Edebiyat 02 LYS Edebiyat 03 LYS Tarih 01 LYS Tarih 02 LYS Tarih 03 LYS Ça¤dafl T. ve D. Trh

66.. Felsefede tüm bilimlerin ortaya koydu¤u sonuçlar,di¤er verilerle birlikte bir araya getirilerek evrenin birbütün halinde aç›klanmas› fleklinde sunulur.

BBuu ppaarrççaaddaa ffeellsseeffii ddüüflflüünncceenniinn hhaannggii öözzeellllii¤¤ii üüzzeerriinn--ddee dduurruullmmaakkttaadd››rr??

A) Birlefltirci ve genel olma

B) Bilimsel konular› tart›flma

C) Varl›¤› yorumlama

D) Akla dayanma

E) Sistemli ve tutarl› olma

77.. Felsefeden beklenen, bir defada ortaya konan ve tümzamanlar için geçerli bir bilgi elde etmektense, üze-rinde u¤rafl›lan konunun her defas›nda daha aç›k vedaha belirgin bir zeminde anlafl›lmas›na imkan sa¤la-yan elefltirici, tutarl› ve yarat›c› bir araflt›rma zihniye-ti ve al›flkanl›¤› kazand›rmakt›r.

BBuu ppaarrççaaddaa aaflflaa¤¤››ddaakkiilleerrddeenn hhaannggiissiinniinn üüzzeerriinnddee dduu--rruullmmaakkttaadd››rr??

A) Felsefi bilginin öznel oldu¤u

B) Felsefede önemli olan›n yöntemli düflünme oldu-¤u

C) Felsefenin evrensel konular üzerinde durdu¤u

D) Felsefenin bir bilim olmad›¤›

E) Felsefeyle u¤raflman›n bir bilgi birikimi gerektirdi-¤i

88.. Felsefede kavramlar›n ele al›n›fl›nda, yarg›lar›n eldeediliflinde her türlü z›tl›ktan özenle kaç›n›l›r ve yarg›-lar aras›nda herhangi bir çeliflkili duruma yer veril-mez.

PPaarraaggrraaffttaa ffeellsseeffii ddüüflflüünncceenniinn hhaannggii öözzeellllii¤¤iinnddeenn ssöözzeeddiillmmeekktteeddiirr??

A) Elemanlar› aras›nda iliflki olma

B) Kavramlar›n anlam›n› tart›flma

C) Akla dayanma

D) Tutarl› olma

E) Elefltirici olma

99.. Felsefe e¤itimi kolayc›l›¤a al›flt›ran de¤il, yapt›¤›m›ziflleri kolaylaflt›ran bilgileri içerir. Felsefe sayesindeen zor patikalar bile kolayca geçilebilir.

BBuunnaa ggöörree aaflflaa¤¤››ddaakkiilleerrddeenn hhaannggiissiinnee uullaaflfl››llaabbiilliirr??

A) Felsefe bireyin yaflam›na yol gösteren bir k›lavuz-dur.

B) Hayal gücünü gelifltirmenin tek yolu baflar›l› birfelsefe e¤itimidir.

C) Elefltirel bir bak›fl aç›s›na sahip olmak yenili¤eaç›k olmay› gerektirir.

D) Felsefe sayesinde bilinemezler ayd›nlat›labilir.

E) ‹nsano¤lu tüm meraklar›n› felsefe sayesindegiderir.

1100.. Dil bilimciler aras›nda en çok tart›fl›lan konulardan bi-risi de insanlar›n düflüncelerini s›n›rlayan›n dil olup –olmad›¤›d›r. Yani düflünceyi yaratan ve ileri götüren dilmidir? Yoksa biz mi düflüncelerimize ba¤l› bir dil yap›-s› oluflturuyoruz? Genellikle bu iki sorunun cevab› di-lin düflünceyi etkiledi¤idir. Dille düflünce aras›nda kar-fl›l›kl› bir iliflki oldu¤u aç›kt›r. Dilin gücüne karfl› düflün-cenin gücü kendini gösterir. Dile ba¤l› olarak da insansonunda dile egemen olur ve dil üzerine etki yapar. Za-man zaman ise dil üzerine yap›lan engellemeler yü-zünden onun geliflmesi durabilir. Dil geliflmeyince dü-flüncenin geliflmesi de durur. Felsefede düflünmeye da-yal› bir etkinlik oldu¤undan böyle ülkelerde onun gelifl-mesinden sözedilemez.

BBuunnaa ggöörree aaflflaa¤¤››ddaakkii ggeenneelllleemmeelleerrddeenn hhaannggiissiinnee uullaa--flfl››llaabbiilliirr??

A) Düflünce ve dil aras›nda net bir iliflki yoktur.

B) Felsefe özgür anlamda geliflir.

C) Geliflmifl felsefi sistemlerin temelinde geliflmifl dilyatmaktad›r.

D) Dil geliflmeyince düflüncede geliflmez.

E) Düflünce ve dil ayn› fleydir.

FELSEFEYLE TANIfiMA

21

E - C / B - B - A / A - B - D / A - C

Bu soruyu çözemediyseniz 1.11 nolu alt bafll›¤a dönebilirsiniz.

Page 22: MODÜLER ÜN‹VERS‹TE HAZIRLIK DERG‹LERi · 2018-02-12 · LYS Edebiyat 01 LYS Edebiyat 02 LYS Edebiyat 03 LYS Tarih 01 LYS Tarih 02 LYS Tarih 03 LYS Ça¤dafl T. ve D. Trh

22

02 B‹LG‹ FELSEFES‹

Bu bilgi felsefesi ne ola ki?Do¤ru bilgiye ulaflmak mümkün de¤ildir.Rasyonalizmde do¤ru bilginin ölçütü ak›ld›r.Empirizm, bilginin biricik kayna¤› olarak deneyi görür.

Kritisizm, hem rasyonalizmi hem de empirizmi elefltirir.Entüisyonizme göre do¤ru bilgiye sezgiyle ulafl›l›r.

Pozitivizm bilginin kayna¤› olarak olgular› görür.Analitik felsefeye göre gerçe¤e dil çözümlemeleriyle ulafl›l›r.

Pragmatizm’e göre gerçek, eylemlerin baflar›l› sonuçlar›ndad›r.Fenomenoloji’ye öz teorisi de denmektedir.

Bilgi hayat›m›zla iç içedir.

Bilimsel bilgi ak›l ilkelerinin ürünüdür.

Felsefi ve bilimsel bilginin ortak noktalar› vard›r.Do¤ruluk ve gerçeklik birbirine kar›flt›r›lmamal›d›r.

Felsefi bilgi insan›n merak duygusundan do¤ar.

Bilgiyi do¤ru k›lan nedir?

Bilgi özne ve nesne aras›ndaki etkileflim sürecinin bir ürünüdür.Gündelik bilgi, düzensiz bilgidir; sistemli ve bilimsel de¤ildir.

Dini bilgi ilahi kaynaklara dayan›r.Sanat bilgisi akla de¤il, duygulara dayan›r.

Teknik bilimsel bilginin uygulama alan›d›r.

Page 23: MODÜLER ÜN‹VERS‹TE HAZIRLIK DERG‹LERi · 2018-02-12 · LYS Edebiyat 01 LYS Edebiyat 02 LYS Edebiyat 03 LYS Tarih 01 LYS Tarih 02 LYS Tarih 03 LYS Ça¤dafl T. ve D. Trh

Evrendeki her fley insan›n bilgi nesnesidir.

Bilgi, suje (bilen / özne / insan / ben) ile obje (bi-linen / nesne) aras›nda kurulan bir iliflkidir. Süje-nin objeye yönelmesi ve onu kendi varl›k alan›nakatmas›d›r. Kendi dünyas›nda bilinir hale getirme-sidir. Bir bak›ma bilmek eylemi süjenin objeyi ken-di dünyas›nda varl›k haline dönüfltürmesidir.

Nesne kiflinin (öznenin bilmesine konu oland›r.Özne ve nesne aras›ndaki iliflki sonucunda ortayaç›kan bilginin oluflum sürecinde, nesnenin var ol-mas›, bu süreçteki yegane görevidir. Ancak özneiçin durum, sadece var olmakla bitmez; özne buetkileflim sürecin de var olmal›d›r ancak özne ay-n› zamanda etkin, bilen, alg›layan, alg›lamaya vebilmeye aç›k ve aktif olmal›d›r. Aksi halde nesneve öznenin varl›¤› bilgiyi ortaya ç›karmada yeterliolmaz. Yani bir bilgi eyleminin olabilmesi için öz-nenin, bir bilgi konusuna bilinçli bir flekilde yönel-mesi gerekir.

• “Güzelli¤in on par’etmez flu bendeki aflk olmasa.”diyen Afl›k Veysel ile

• “Varolmak alg›lanm›fl olmakt›r.” diyen Berke-ley’in

bbuu ggöörrüüflfllleerriinniinn oorrttaakk yyöönnüü aaflflaa¤¤››ddaakkiilleerrddeenn hhaannggiissii--nniinn vvuurrgguullaannmmaass››dd››rr??

A) Soyut olan›n önemsiz oldu¤u

B) Somut olan›n önemsiz oldu¤u

C) As›l olan›n nesne oldu¤u

D) As›l olan›n özne oldu¤u

E) De¤erlerin belirsiz oldu¤u

(ÖSS 2006)

Bilgi, özne ile nesne aras›ndaki iliflkinin ürünüdür.Verilen iki durumda da varolmakta öznenin önemivurgulanmaktad›r.

Cevap : D

Gören öznenin kendisi de görülebilirlik alan›ndad›r.

BBuu ccüümmlleeddeenn çç››kkaann ssoonnuuçç aaflflaa¤¤››ddaakkiilleerrddeenn hhaannggiissii--ddiirr??

A) Öznenin de nesne olabilece¤i

B) Ancak nesnenin nesne olabilece¤i

C) Do¤ru bilginin olabilece¤i

D) Gerçe¤e ulafl›labilece¤i

E) Nesneden uzaklafl›labilece¤i

(ÖSS 2005)

Bilgi özne ile nesne aras›nda kurulan iliflkidir. Buradanesneden kas›t konudur. Doloy›s›yla gören özne yaniinsan bilginin konusu olabilir.

Cevap A

çözüm

örnek soru

çözüm

örnek soru

Özne (süje - insan) + Nesne (obje - varl›k) = Bilgi

Bilen (‹nsan)Düflünen (‹nsan)Alg›layan (‹nsan)

Bilinen (Varl›k)Düflünülen (Tanr›)Alg›lanan (Do¤a)

B‹LG‹ FELSEFES‹

23

2.1 Bilgi özne ve nesne aras›ndaki etkileflim sürecinin ürünüdür.

Bir fleyi “Biliyorum.” dedi¤imiz zaman, iki kavram aras›nda iliflkikuruyoruz demektir. Buna göre bilgi, insan ile evren aras›ndakiiliflkilerin aç›klanmas› çabas›d›r.

Page 24: MODÜLER ÜN‹VERS‹TE HAZIRLIK DERG‹LERi · 2018-02-12 · LYS Edebiyat 01 LYS Edebiyat 02 LYS Edebiyat 03 LYS Tarih 01 LYS Tarih 02 LYS Tarih 03 LYS Ça¤dafl T. ve D. Trh

Bu bilgi türü sa¤duyu bilgisi ya da emprik bilgi ola-rak da bilinmektedir.

fiimdi gündelik bilginin özelliklerini s›ralayal›m;

ä Gündelik yaflam›n ak›fl› içersinde insanlar›n bi-reysel deneyimlerine ba¤l› olarak ortaya ç›kanbir bilgi türüdür.

ä Kifliye ba¤l›d›r, yani özneldir. Bireyden bireyefarkl›laflabilir.

ä Kavray›fl yoluyla ö¤renme sonucunda elde edi-lir yani temelinde bir sezgisel düflünüfl yatmak-tad›r.

ä Yaflam içerisinde ortaya ç›kan tek tek durum-larla ilgilidir ve genellefltirilebilme özelli¤i tafl›-mamaktad›r.

ä Mutlak ve kesin de¤ildir.

ä Kendi içinde sistemli ve tutarl› bir bilgi yap›s›tafl›maz.

ä ‹nsanlar yaflamsal faaliyetlerini sürdürürler-ken, fark›na varmadan ve belirli bir yöntemedayanmadan elde ederler.

ä Nesilden nesile aktar›l›r.

Örne¤in, ya¤murun ›slatt›¤›n›, ateflin yakt›¤›n› dabu yolla ö¤renmiflizdir. Fakat "Günefl nas›l ›s›t›r?,Ya¤mur hangi koflullarda ya¤ar?" sorular› bilim-

sel bilginin alan› içerisine giren sorulard›r. Günlükyaflam deneyimlerine dayanarak, bu sorular›ntam ve kesin yan›t›n› veremeyiz.

Günlük hayat›m›zda bir olay› her birimiz farkl› biçim-de yorumlayabiliriz. Herkes kendi yorumunu çeflitlinedenlere dayand›rmaya çal›flsa da hiç kimse sözko-nusu olay› bir sosyolo¤un veya bir psikolo¤un yans›ztutumuyla ele alamaz.

BBuu dduurruumm ggüünnddeelliikk bbiillggiinniinn hhaannggii öözzeellllii¤¤iinnee uuyygguunn bbiirröörrnneekkttiirr??

A) Öznel olma

B) Yöntemsiz olma

C) Elefltirel olma

D) Genellikten yoksun olma

E) Faydal› olma

Parçada günlük hayat›m›zda edindi¤imiz bilgilerdeyans›z bir tutum sergileyemeyece¤imiz vurgulan-maktad›r. Bir bilgi edinilirken yans›z yani tarafs›zolunam›yorsa o bilgi elde edilirken öznel bir tav›rsergilenmifl demektir.

Cevap A

çözüm

örnek soru

B‹LG‹ FELSEFES‹

2.2 Gündelik bilgi, düzensiz bilgidir; sistemli ve bilimsel de¤ildir.

24

2.3 Dini bilgi ilahi kaynaklara dayan›r.

B‹LG‹ TÜRLER‹

‹nsan›n var olana, inan›fllar›yla, ilahi bildirimleredayal› olarak yöneldi¤i bilgi türüdür. Bu bilgi türü,Allah’›n peygamberler arac›l›¤›yla insanlara bildir-di¤i bilgi bütününü ifade eder. K›saca;

ä ‹lahi bir kayna¤a(tanr›ya-kutsala) dayanmakta-d›r.

ä ‹man kavram›na dayal› bir bilgidir.

ä Kural koyucu (normatif) ve düzenleyici bir ya-p›s› vard›r. ‹yilik-kötülük, do¤ruluk- yanl›fll›klailgili insan davran›fllar›na yön veren temel öl-çüler ortaya koyar.

ä Varl›¤› bir bütün olarak aç›klar.

ä Mutlak ve kesin (dogmatik) oldu¤undan aslaelefltiri ve kuflku kabul etmez.

Bilenle bilinen aras›ndaki etkileflimin, bu iki unsurund›fl›nda aflk›n bir varl›¤a olan inançla belirlendi¤i birbilgi türüdür. Evren yasalar›n›n ötesinde bir yaklafl›moldu¤u için metafizik içerikli bilgiler olarak da kabuledilebilir.

BBuunnaa ggöörree aaflflaa¤¤››ddaakkiilleerrddeenn hhaannggiissii bbuu bbiillggii ttüürrüünnüünnbbiirr öözzeellllii¤¤ii ddee¤¤iillddiirr??

A) Kendi içinde sistemlidir.

B) Dogmatiktir.

C) ‹nanç ba¤›na dayan›r.

D) Do¤ay› aç›klama çabas› içindedir.

E) Olgulara dayal›d›r.

Dini bilgi ilahi kaynakl› ve vahye dayal› oldu¤undan Eseçene¤i dini bilginin özelli¤i de¤ildir.

Cevap E

çözüm

örnek soru

Page 25: MODÜLER ÜN‹VERS‹TE HAZIRLIK DERG‹LERi · 2018-02-12 · LYS Edebiyat 01 LYS Edebiyat 02 LYS Edebiyat 03 LYS Tarih 01 LYS Tarih 02 LYS Tarih 03 LYS Ça¤dafl T. ve D. Trh

2.5 Teknik, bilimsel bilginin uygulama alan›d›r.

2.4 Sanat bilgisi akla de¤il, duygulara dayan›r.

B‹LG‹ FELSEFES‹

25

Sanat, insan›n varl›¤›, duygulan›mlar›n› farkl› birdil kullanarak, kendine özgü formlarda ifade et-mesidir. Yani bir duygulan›m ve varl›k alan› kurgu-lamas›d›r. K›saca;

ä Bireyin yarat›c› hayal gücüne dayal›d›r.

ä Öznel bir çaban›n ürünüdür.

ä Bireysel bir sezgiyi içerir.

ä Sanat dallar›n›n kendilerine özgü bir dili vard›r.Bu dil, mant›ksal ve ak›lc› olman›n ötesindeak›l d›fl› ve s›ra d›fl›d›r.

ä Sanat, güzeli amaçlayan bir etkinliktir.

ä Sanat dallar›na sinema, tiyatro, resim gibi ça-balar› örnek olarak verebiliriz.

Ebru, Geleneksel Türk ‹slam Sanat›

örneklerinden biridir.

Delacroix "Biz romantik olduktan sonra, da¤lar gü-zelleflti." demifltir. Ona göre, romantik dönem res-samlar› da¤lar› öyle güzel resmetmifltir ki insanlaronlar›n eserlerindeki da¤lar› görüp bunlar›n güzellik-lerini kavrad›ktan sonra, do¤ada da¤lara baflka birgözle bakm›fllard›r.

DDeellaaccrrooiixx bbuu ssöözzlleerriiyyllee,, ssaannaattllaa iillggiillii aaflflaa¤¤››ddaakkii ggöörrüüflfl--lleerrddeenn hhaannggiissiinnii ddiillee ggeettiirrmmiiflflttiirr??

A) Sanatta güzeli kavrayan kifli, ayn› zamanda do¤ru-yu da kavrar.

B) Sanat, sanatç›n›n do¤adaki nesneleri taklit etme-siyle do¤ar.

C) Bir yarat›n›n sanat eseri say›lmas›, insana sa¤lad›-¤› yarara ba¤l›d›r.

D) Sanat, insan›n, güzeli fark etmesini sa¤lar.

E) Güzel bir eserden duyulan haz, insan›n hayal gücüile anlama yetisi aras›ndaki uyuflman›n sonucudur.

(ÖYS 1998)

Romantik dönem ressamlar›n›n da¤lar› resmetmeflekilleri insanlar› çok etkilemifl, o zamana dek da¤-larda fark etmedikleri güzellikleri görmelerini sa¤la-m›flt›r. Öyleyse sanat, insan›n dünyada var olan gü-zellikleri fark etmesini, sa¤lam›flt›r.

Cevap D

çözüm

örnek soru

Teknik kavram›, Yunanca ‘yapabilme’ anlam›nagelen ‘tteekkhhnnee’ teriminden türetilmifltir. Teknik,yaratma anlam›nda da kullan›l›r; ö¤renme tekni¤i,düflünme tekni¤i, çal›flma tekni¤i. vb. K›saca;

ä Do¤ada insan eme¤i harcanmadan varolannesneleri, insan yaflam›n› kolaylaflt›rmak içinkullan›fll› araç ve gereçlere dönüfltürme ifllemi-dir. Örne¤in, do¤ada yaflayan ilkel insan›n, do-¤ada haz›r halde bulunan tafl› yontarak, bir sa-vunma arac› olarak kullan›ma haz›r hale getir-mesini sa¤layan bilgi, teknik bilgiye örnek ola-rak verilebilir ve bu bilgi, çeflitli araçlar yoluylakuflaktan kufla¤a aktar›l›r.

ä Teknik bilgi, insana yaflamda pratik yarar sa¤-lar.

Page 26: MODÜLER ÜN‹VERS‹TE HAZIRLIK DERG‹LERi · 2018-02-12 · LYS Edebiyat 01 LYS Edebiyat 02 LYS Edebiyat 03 LYS Tarih 01 LYS Tarih 02 LYS Tarih 03 LYS Ça¤dafl T. ve D. Trh

B‹LG‹ FELSEFES‹

26

2.6 Bilimsel bilgi ak›l ilkelerinin ürünüdür.

‹nsan›n akl›n› kullanarak, farkl› alanlarda varl›¤›nolgusal gerçekli¤ini meydana ç›karmak amac›yla,çeflitli yöntemlerin de yard›m›yla ortaya koydu¤unesnel, tutarl› ve sistemli bilgiler bütünüdür. K›sa-ca;

ä Gözlem, deney ve ölçme bu bilgi türünün temelözelli¤idir.

ä Olgulara dayan›r yani pozitiftir, sadece varola-n› oldu¤u gibi ele al›r.

• Bir toplumbilimci, de¤erleri veya insanlar aras›n-daki iliflkileri incelerken bireyleri belli bir biçimdedavranmaya yöneltmez. Sadece, olan› oldu¤u gi-bi ele al›r.

• Kepler Yasalar›, gezegenlerin nas›l hareket et-mesi gerekti¤ini de¤il, nas›l hareket etti¤ini be-lirtir.

BBuu iikkii dduurruumm,, bbiilliimmsseell bbiillggiinniinn hhaannggii öözzeellllii¤¤iinnee öörrnneekk--ttiirr??

A) Evrensel olmas›

B) Var olan durumu betimlemesi

C) Mant›k ilkelerine dayanmas›

D) Birikimli olarak ilerlemesi

E) Olaylar›n denetim alt›na al›nmas›na olanak vermesi

(ÖSS 2000)

Sözü edilen iki durum bilimsel bilginin var olan duru-mu betimlemesi özelli¤ini örnekler.

Cevap B

ä De¤iflebilir bir kesinlik tafl›r. Bilimsel bilgiler,araflt›rmalar sonucunda elde edilen yeni bilgi-ler ›fl›¤›nda de¤iflebilir. Örne¤in, Kepler'in as-tronomi ile ilgili birincil kanunu Newton tara-f›ndan düzeltilmifltir. Dolay›s›yla bilim dinamik-tir ve kendini yeni bilgiler ›fl›¤›nda yenileyebil-me özelli¤ine sahiptir.

ä Bilim, birikimli olarak ilerler. Bugün herhangibir bilim, örne¤in, astronomi bilimi iki yüz y›löncesine göre, dünyam›z› daha iyi ifade etmek-te ve içinde bulundu¤umuz galaksi sisteminidaha iyi aç›klamaktad›r.

çözüm

örnek soru

ä ‹nsan, teknik bilgi üreterek, do¤a üzerinde ege-menlik kurmay› amaçlar. (Günümüzde teknikbilginin bu amac›, özellikle felsefeciler aras›n-da tart›flma yaratmaktad›r.)

ä Bilimin prati¤e uygulanmas› sonucunda do¤-mufltur. Bilimin amac› bilgi, tekni¤in amac› iseüretimdir. Örne¤in, cisimlerin ›s›yla geniflledi¤ikuramsal (teorik) bir bilgidir, bu kuramsal bilgi-yi buhar makinas›na uygulamak tekniktir.

ä Teknik, savafllarda oldu¤u gibi insan›n aleyhinekullan›labilir.

Günümüz geliflmifl toplumlar›nda tamamen bilimselbilginin bir uygulama alan› olan bu bilgi türünün ama-c› üretti¤i araç gereçlerle do¤ay› insan lehine de¤ifl-tirmek ve insan› daha iyi koflullarda yaflatmakt›r.

PPaarrççaaddaa vvuurrgguullaannaann bbiillggii ttüürrüü aaflflaa¤¤››ddaakkiilleerrddeenn hhaann--ggiissiiddiirr??

A) Felsefi bilgi B) Gündelik bilgi C) Teknik bilgi

D) Sanat bilgisi E) Dinsel bilgi

Söz edilen özellikler teknik bilgiye ait özelliklerdir.

Cevap C

çözüm

örnek soru

Page 27: MODÜLER ÜN‹VERS‹TE HAZIRLIK DERG‹LERi · 2018-02-12 · LYS Edebiyat 01 LYS Edebiyat 02 LYS Edebiyat 03 LYS Tarih 01 LYS Tarih 02 LYS Tarih 03 LYS Ça¤dafl T. ve D. Trh

B‹LG‹ FELSEFES‹

27

ä Sonuçlar› itibariyle nesnel (objektif) dir. De¤eryarg›lar›ndan ba¤›ms›z olarak hareket eder.

ä Belirli bir zaman-mekân içerisinde yer alan vegözlemlenebilir olan olgular aras›ndaki neden-sonuç iliflkilerini araflt›r›r.

ä Bilimin en önemli özelliklerinden birisi de, olay-lar ve olgular aras›ndaki iliflkileri, nesnel bir te-melde betimleyerek, insana önceden öngörüde(tahminde) bulunabilme imkan› verebilmesi-dir. Örne¤in, "içinde bulundu¤umuz yüzy›ldauzay sondalar› asteroidlere yaklaflarak onlar›inceleyecekler. Baz› uzay sondalar› da Dün-ya’ya kaya örnekleri getirerek insanl› uzayuçufllar› için yap›lacak haz›rl›klara katk›da bu-lunacak. De¤erli mineral ve metaller içerdikle-rinden, asteroidler gelecekte önemli do¤al kay-naklar olacak. Belki de astronotlar bunlardanbaz›lar›n› Dünya’ya getirecek ve asteroid ma-dencili¤i bafllayacak." Bakal›m bilimin bu öngö-rüsü gerçekleflecek mi?

ä Varl›¤› bölerek ele al›r. Örne¤in, fizik varl›¤›nhareketini, kimya varl›¤›n element boyutunu,biyoloji varl›¤›n canl›l›k özelli¤ini, sosyoloji var-l›¤›n toplumsal boyutunu, tarih varl›¤›n (top-lumlar›n) geçmiflini, psikoloji varl›¤›n (insan›n)davran›fllar›n› konu al›r. Unutmayal›m ki her bi-limin kendine özgü konusu ve bu konusuna uy-gun düflen bir yöntemi vard›r.

ä Bilimsel bilgilerin geçerlili¤i ve do¤rulu¤u göz-lem, deney ve ölçme yoluyla saptanabilir. Yanibilimsel araflt›rmalar›n sonuçlar› nesnel olaraks›nanabilir.

Bafllang›çta, bilimsel bilgilerin her biri onu üreten ta-raf›ndan bir bilimsel sav olarak ortaya at›lm›flt›r. Bi-limsel savlar henüz bilimsel bilgi aday› aflamas›ndaolan önermelerdir. Bu önermeler, do¤rulu¤u araflt›r-malarla gösterildi¤i ölçüde bilimsel gerçek niteli¤ikazan›r. Bilimsel savlar itirazlara hedef olmaya de-vam ediyor, ancak gene de bilim adamlar›nca ciddiyeal›n›yorsa, onlar›n do¤rulu¤unu araflt›rma süreci de-vam eder ve bazen bu süreç yüzy›llarca sürebilir.

BBiirr bbiilliimmsseell ssaavv››nn,, bbuu ppaarrççaaddaa ssöözzüü eeddiilleenn ssüürreeççtteennggeeççeerreekk bbiilliimmsseell ggeerrççeekk hhaalliinnee ggeellmmeessii iiççiinn tteemmeell kkoo--flfluull aaflflaa¤¤››ddaakkiilleerrddeenn hhaannggiissiiddiirr??

A) Bugüne kadar var olan bilgilerle tutarl› olmas›

B) Ele ald›¤› olgunun s›nanma yöntemini de önerme-si.

C) Gelecekte ortaya ç›kabilecek olaylarla ilgili öngö-rüde bulunmas›

D) Nesnel olarak s›nanabilir nitelikte olmas›

E) Birtak›m varsay›mlara dayal› olmas›

(ÖSS 1999-ipt)

Bilimsel savlar, do¤rulu¤u henüz ispatlanmam›flönermeler fleklindedir. Parçada, bilimsel bir sav›n,ancak yap›lan araflt›rmalarla do¤ru oldu¤u ispat edi-lirse bilimsel gerçek olarak kabul edilebilece¤i belir-tiliyor. Bir önermenin araflt›r›lmas›, önerme konusu-nun nesnel olarak gözlenebilmesi ve denenebilmesidemektir.

Cevap : D

ä Bilimsel bilgi, prati¤e yans›r ve teknolojiye dö-nüflebilir. Hatta günümüzde psikoloji, sosyoloji,siyaset bilimi gibi sosyal bilimlerin araflt›rmasonuçlar›, toplum ve insan mühendisli¤ine dö-nüflmeye bafllam›flt›r.

ä Modern Felsefe, bilimleri üç bafll›k alt›nda top-lamaktad›r:

• Formel Bilimler: Matematik ve mant›k.

• Do¤a Bilimleri: Fizik, kimya, biyoloji vb.

• Sosyal Bilimler (‹nsani ya da Tinsel Bilimler):Tarih, sosyoloji, psikoloji, antropoloji, ekono-mi, hukuk vb.

çözüm

örnek soru

Page 28: MODÜLER ÜN‹VERS‹TE HAZIRLIK DERG‹LERi · 2018-02-12 · LYS Edebiyat 01 LYS Edebiyat 02 LYS Edebiyat 03 LYS Tarih 01 LYS Tarih 02 LYS Tarih 03 LYS Ça¤dafl T. ve D. Trh

ä Bilimsel araflt›rma yönteminin kurallar› ve afla-malar› bellidir. Bilim adamlar›, bu kurallara veaflamalara uygun bir biçimde araflt›rma yapar-lar. Bu kurallar ve aflamalar evrenseldir:

ä Bilimsel bilgi, süreç içinde birikerek ilerlemek-tedir. Örne¤in, bugün astronomi alan›nda birortaokul ö¤rencisi, Kepler ve Kopernik'ten da-ha fazla bilgiye sahiptir. Bu durum, bilim ala-n›nda zamanla daha fazla bilgi üretildi¤ini vegünümüzde insanlar›n bu bilgilere daha çabukulaflt›¤›n› göstermektedir.

Bilimde geliflme bilimadamlar› aras›ndaki iflbirli¤inin

bir sonucu olarak gerçekleflir ve adeta bir bayrak ya-

r›fl›na benzer. Bir bilimadam› baflka bir bilimadam›n›n

elde etti¤i sonuçlar› elefltirip düzeltebilece¤i gibi, on-

lara dayanarak yeni bilgilere de ulafl›r. Bu nedenle,

örne¤in t›p, fizik, psikoloji alan›ndaki bilgiler bundan

elli y›l öncesine göre daha ileridedir.

BBuu ppaarrççaaddaa,, bbiilliimmsseell bbiillggiinniinn hhaannggii öözzeellllii¤¤iinnddeenn ssöözzeeddiillmmeekktteeddiirr??

A) Mant›k ilkelerine uygun oldu¤undan

B) Kuramsal temele dayand›¤›ndan

C) Sistemli ve düzenli oldu¤undan

D) Nesnel olarak do¤ruland›¤›ndan

E) Birikimli olarak ilerledi¤inden

(ÖSS 1996)

Parçada bilimsel bilginin geliflimi anlat›l›rken, bilimadamlar› toplulu¤unun birbirlerinin ortaya koydu¤uçal›flmalardan faydaland›¤› vurgulanmaktad›r. Bu du-rum E seçene¤inde ifade edilen bilimsel bilginin biri-kimli olarak ilerlemesini örnekler.

Cevap E

– Thales (M.Ö.7 yüzy›lda) bir yere sürtülen kehri-bar›n hafif cisimleri çekti¤ini gözlemifltir.

– Gilbert (1544 - 1603), kehribar›n gösterdi¤i buözelli¤in cam, reçine, kükürt gibi maddelerde debulundu¤unu fark etmifltir.

– Guericke (1602 - 1686), kükürtten yap›lm›fl birküre yard›m›yla ilk elektrik üretecini bulmufltur.

BBuunnaa ggöörree,, TThhaalleess''iinn ççaall››flflmmaallaarr››nn››nn eelleekkttrriikk üürreetteeccii--nniinn bbuulluunnmmaass››nnaa tteemmeell oolluuflflttuurrmmaass›› bbiilliimmllee iillggiillii oollaa--rraakk aaflflaa¤¤››ddaakkiilleerrddeenn hhaannggiissiinnee bbiirr öörrnneekkttiirr??

A) Gözlenen olaylar›n yans›z bir biçimde betimlenme-si gerekti¤ine

B) Olgu ve olaylar›n de¤iflik özellikleriyle ortaya kon-mas› gerekti¤ine

C) Geliflmelerin, önceki bilgi birikimine dayal› oldu¤u-na

D) Bilgiye ulaflmada, kullan›lan yöntemin önemli birpay› bulundu¤una

E) Bir olay›n birden çok nedeni olabilece¤ine

(ÖYS 1993)

Parçadaki verileri inceleyelim: Thales'in kehribarhakk›ndaki bilgisi üzerine Gilbert baz› yeni bilgilereklemifl, Guericke bu bilgileri kullanarak oluflturdu¤ukükürtten yap›lm›fl bir küre yard›m›yla elektri¤i üret-mifltir. Bu durum bilimsel geliflmelerin önceki bilgi bi-rikimine dayal› oldu¤unu gösterir.

Cevap : C

çözüm

örnek soru

çözüm

örnek soru

Bilimsel Araflt›rman›n Aflamalar›

Problemin belirlenmesi

Probleme iliflkin gözlemlerin yap›lmas›

Hipotez (varsay›m) oluflturma

Hipotezi kontrollü deneylerle test etme

Hipotezin do¤rulanmas› Hipotezin çürütülmesi

Kuram ve bilimselyasalara ulaflma

Yeni hipotez oluflturma

B‹LG‹ FELSEFES‹

28

Bilim adam› çal›flmalar›na bafllarken, kendisinden önceki çal›flma-lar› incelemeli, onlardaki eksiklikleri görebilmelidir.

Page 29: MODÜLER ÜN‹VERS‹TE HAZIRLIK DERG‹LERi · 2018-02-12 · LYS Edebiyat 01 LYS Edebiyat 02 LYS Edebiyat 03 LYS Tarih 01 LYS Tarih 02 LYS Tarih 03 LYS Ça¤dafl T. ve D. Trh

B‹LG‹ FELSEFES‹

29

2.7 Felsefi bilgi insan›n merak duygusundan do¤ar.

Felsefe bilginin özelliklerini s›ralayacak olursak;

ä Nas›l ki sanat bir yarat›c› düflünmenin ürünüise felsefe de yarat›c› düflünmenin ürünüdür.

ä Felsefi bilgi, normatif ve ideal olan› içerir. Bi-lim, olan› oldu¤u gibi inceleyip yaln›zca olgu-larla ilgilenmesine karfl›l›k felsefe, olan› ele al-man›n d›fl›nda insan yaflam›n› düzenlemeye yö-nelik de¤erleri, anlamlar›, amaçlar› ve idealle-ri de konu olarak ele al›r. Örne¤in, iyi-kötü, gü-zel-çirkin gibi bireysel alg›lamalara aç›k kav-ramlar›n, herkes için geçerli evrensel tan›m›naulaflmaya çal›flma felsefenin alan›na girer.

ä Filozofun bireysel alg›lamalar›na dayand›¤› içinözneldir yani sübjektiftir. Her filozofun felsefe-si kendi yaflam›n› yans›t›r. Bu ba¤lamda felsefiö¤retiler, sanat yap›tlar›yla benzeflir. Birçoketken özellikle psikolojik ve sosyal etkenler(ekonomik ve siyasi yap›, kültürel de¤erler, do-¤al ve sosyal felaketler, din, dil gibi say›s›z et-ken) filozofun düflüncelerine yön verir, etkiler.

ä Elefltirel bir bilgidir. Filozof, sorunlara yaklafl›-m›nda sorgulayan, irdeleyen bir tutum tak›n›r.

Felsefi bilgi bir tav›r olarak kuflkucu ve sorgulay›c›-d›r. Her filozof, kendisinden önce gelen bütün insanibilgi ve deneyi sorgulamak ve özümlemekle ifle bafl-lam›flt›r. Thales Yunan mitolojik gelene¤ini, SofistlerYunan do¤a filozoflar›n›, Sokrates Sofistleri sorgula-m›flt›r ve bu böyle günümüzde kadar devam etmifltir.

BBuu ppaarrççaaddaa tteemmeell oollaarraakk ffeellsseeffeenniinn hhaannggii öözzeellllii¤¤ii aann--llaatt››llmmaakkttaadd››rr??

A) Nesnel olmas›

B) Evrensel olmas›

C) Elefltirel olmas›

D) Bilimlerin do¤ufluna kaynakl›k etmesi

E) Ak›l ve mant›k ilkelerine uygun olmas›

(ÖYS 1995)

Felsefi bilgi, olanla yetinmeyen, sürekli elefltiren vesorgulayan bir tav›r içinde oldu¤undan her filozof ken-dinden önceki filozoflar› ve onlar›n ulaflt›klar› sonuçla-r› elefltirerek kendi do¤rular›n› oluflturmaya çal›fl›r.

Cevap : C

ä Felsefi bilgi kesinlik içermez. Felsefede tek ke-sin olan fley "hiçbir fley hakk›nda kesin bir yar-g›n›n verilemeyece¤idir." Bu özelli¤i felsefeyibir din olmaktan ç›kar›p, tabu olan her fleyintart›fl›lmas›n› ve insan akl›n›n süzgecinden ge-çirilmesini gerektirmektedir.

ä Felsefi bilgi, y›¤›lma özelli¤i tafl›r ve ilerlemesisöz konusu de¤ildir. Modern felsefenin Hintfelsefesinden daha ileride oldu¤unu söylemekiçin herkes taraf›ndan onaylanm›fl evrensel venesnel bir ölçüt yoktur. Çünkü, her felsefi sis-tem, bireyseldir yeni bir infla eylemidir; öncekifelsefi sistemlerden ayr› bir yol çizer.

ä Özellikle varl›¤›n ilk nedenlerine ve yaflam›n te-mel ilkelerine yönelik düflünsel araflt›rmalar›içerir. Bunlar daha çok metafizik problemler-dir: " Varl›k var m›d›r yok mudur, varl›¤›n anamaddesi nedir, yaflam›n anlam› nedir, tanr› varm›d›r yok mudur, ölümden sonra bir hayat varm›d›r?" gibi sorular bu gruba girer.

ä Felsefe, farkl› konular› ve yöntemleri içerenöznel bir çaban›n ürünü oldu¤u için, nesnel ve-rilere dayanarak önceden tahminde bulunmaözelli¤i yoktur. Fakat felsefe, gelecekle ilgiliiyimser ya da kötümser ütopyalar› içerir. (Bkz.Siyaset Felsefesi)

ä Felsefede bütün filozoflar›n ortak olarak kul-land›klar› standart bir araflt›rma ve düflünmeyönteminden söz edilemez. Her filozof kendifelsefe binas›n› kurar ve kendi rengini tafl›yan,kendi çizgisini gelifltirir. Buna dayanarak felse-fede bir ‘kendilik’ kavram›ndan söz edilebilir.

ä Felsefenin konular› üzerinde gözlem ve deneyyap›lamad›¤›ndan, bu konulara ait olan bilgile-rin do¤rulu¤u gözlem ve deney arac›l›¤› ile testedilemezler yani nesnel olarak do¤rulanamaz-lar. Örne¤in, "Yaflam saçmad›r ya da felsefe öl-

çözüm

örnek soru

Page 30: MODÜLER ÜN‹VERS‹TE HAZIRLIK DERG‹LERi · 2018-02-12 · LYS Edebiyat 01 LYS Edebiyat 02 LYS Edebiyat 03 LYS Tarih 01 LYS Tarih 02 LYS Tarih 03 LYS Ça¤dafl T. ve D. Trh

mesini bilmektir." diyen bir felsefi görüflün, de-neysel olarak denetlenmesi ve do¤rulanmas›olanaks›zd›r.

ä Felsefi bilgi, prati¤e yani teknolojiye dönüfltü-rülemez. Ancak ‘felsefe bilimin ve bilim de tek-nolojinin yolunu açar’ diyebiliriz.

ä Felsefi bilgi, zamana ba¤l› olarak y›¤›larak bi-rikmektedir. Bu nedenle üniversitede felsefe

ö¤renimi yapan bir ö¤rencinin bilgileri, kendi-sinden önce yaflayan düflünürlerden daha faz-lad›r. Bu durum felsefenin bafllang›c›ndan buyana, birçok felsefi görüflün ileri sürüldü¤ünügöstermektedir.

ä En önemli özelliklerinden birisi de varl›¤› birbütün olarak ele almas›d›r.

B‹LG‹ FELSEFES‹

30

2.8 Felsefi ve bilimsel bilginin ortak noktalar› vard›r.

Felsefi ve bilimsel bilginin tek tek özellikleriniaç›klad›ktan sonra fark etti¤imiz fley bu iki bilgitürünün, birbirine benzer özelliklere sahip oldu-¤udur.

fiimdi bu ortak özellikleri s›ralayal›m.

ä Bilim ve felsefe, sadece geliflmifl toplumlaraözgü bir olgu de¤ildir, insanl›¤›n ortak çabalar›sonucunda ulafl›lan, evrensel ve kollektif ürün-lerdir.

ä Bilim ve felsefe, kendi içlerinde sistemli ve tu-tarl›d›r. Bu iki bilgi alan›nda üretilmifl olan bilgi-ler, belirli bir düzen içinde yap›laflm›fl ve çelifl-kilerden ar›nd›r›lm›flt›r.

ä Bilim ve felsefe, ak›l ve mant›k ilkeleri çerçeve-sinde hareket ederler. Bunlar do¤ru düflünme-nin ilkeleri olarak bilinen fakat günümüzde çokde¤erli mant›k savunucular› taraf›ndan fliddet-le elefltirilen , özdefllik, çeliflmezlik, üçüncü ha-lin olanaks›zl›¤› ve yeter-sebep ilkeleridir.

ä Her ikisi de gerçe¤i ve do¤ruyu bulmay› amaç-larlar.

ä Bilim ve felsefe hem kendilerine hem de di¤erbilgi alanlar›n›n üretti¤i bilgilere karfl›, elefltiri-ci ve kuflkucu bir tav›r sergilerler.

ä Hem felsefe hem bilim insan›n, gerçe¤i bilmeve anlama arzusunun bir sonucudur.

ä Bilim ve felsefe, tekil olana de¤il tümel olan›nbilgisine ulaflmay› hedeflerler. Bilim, do¤adameydana gelen tek tek olaylardan yola ç›karakbirtak›m genellemelere ulaflmaya çal›fl›r. Örne-¤in, bilimadam› tafl›n, suyun, kalemin yani tektek cisimlerin yere düfltü¤ünü gördükten sonrabütün cisimlerin dünya koflullar› içerisinde ge-

nel bir çekim yasas›na tabi oldu¤unu düflünme-ye bafllar. Felsefe de ise ‘bütün insanlar er-demlidir’ önermesi bütün insanlar› kapsamak-tad›r.

‹nsanlar›n düflünce ve görüfllerini serbestçe ifade et-mesi, do¤rular›n›n ve gerçeklerin ortaya ç›kmas›na vakavranmas›na katk›da bulunur. Bir düflünürün dedi¤igibi, düflüncelerin savunulmas›ndan gerçekler do¤ar.

AAflflaa¤¤››ddaakkii yyaarrgg››llaarrddaann hhaannggiissii bbuu ggöörrüüflflüü ddeesstteekklleerr??

A) Devletin ekonomik alana müdahalesinin azald›¤›,bireylerin özgürce ekonomik giriflimde bulundu¤udönemlerde toplumsal refah yükselmifltir.

B) Bilim ve felsefedeki bafll›ca ilerlemeler, düflünceve inanç özgürlü¤ünün oldu¤u dönemlerde ve ül-kelerde gerçekleflmifltir.

C) Bireyin yeteneklerini özgürce gelifltirdi¤i e¤itimortamlar›nda, dünyada iz b›rakan sanatç›lar yetifl-mifltir.

D) Bireylerin yurttafl olarak haklar›n›n korundu¤utoplumlarda oluflan güven ortam›, insanlar›n dahaüretken olmas›n› sa¤lam›flt›r.

E) Çeflitli düflünce ve görüfllerin bir arada yaflamas›,ilk önce, de¤iflik kültürlerle iletiflim olana¤› bulantoplumlarda görülmüfltür.

(ÖSS 2000)

Bilim de felsefe de gerçe¤i ve do¤rular› arama ama-c›ndad›r. Gerçek ve do¤rular ise düflünce ve görüflle-rin özgürce ifade edildi¤i yerlerde ortaya ç›kt›¤›ndanfelsefe ve bilim böyle ortamlarda geliflir.

Cevap B

çözüm

örnek soru

Page 31: MODÜLER ÜN‹VERS‹TE HAZIRLIK DERG‹LERi · 2018-02-12 · LYS Edebiyat 01 LYS Edebiyat 02 LYS Edebiyat 03 LYS Tarih 01 LYS Tarih 02 LYS Tarih 03 LYS Ça¤dafl T. ve D. Trh

Do¤ruluk (Hakikat):

Bir bilginin do¤rulu¤u/hakikati bilginin ait oldu¤uvarl›kla tam olarak örtüflmesidir.Varl›¤a iliflkin bil-ginin, o varl›kla her yönden uyumlu olmas›d›r.Do¤ruluk kimi zaman olgusal olarak kimi zamanda mant›ksal olarak ifade edilebilir.

Örne¤in "yapraklar yeflil renklidir." önermesi du-yusal olarak do¤rulanabilen olgusal do¤rulardan-d›r. "Bütün insanlar ak›ll›d›r./ Ahmet de insand›r./Ahmet de ak›ll›d›r." Türündeki önermelerin do¤ru-lanmas› ise ancak ak›l yürütmelerle ortaya kona-bilir. Bu tür mant›ksal do¤rulamalar deney ve göz-lemle gerçeklefltirilemez.

Gerçeklik:

‹nsan zihninden ba¤›ms›z olarak varl›k alan›na sa-hip olmakt›r. Baz› varl›k tasar›mlar› sadece insanzihninde oluflturulmufltur ve bunlar›n gerçekli¤in-den söz edilemez. Gerçekli¤inden söz etti¤imiz"fley" lerin varl›¤› insan zihnine ba¤l› de¤ildir.

Dünyada olup bitenlerin do¤ru veya yanl›fl olmas›söz konusu de¤ildir. Do¤ruluk düflüncelerin, yarg›la-r›n, önermelerin bir özelli¤idir. Do¤rulu¤un ölçütü debir tasar›m›n ele ald›¤› nesneye ne derece uygun ol-du¤udur. Yani bir bilgi ele ald›¤› gerçe¤i oldu¤u gibiyans›t›yorsa do¤ru, yans›tm›yorsa yanl›flt›r.

BBuu ggöörrüüflflee ggöörree,, ddoo¤¤rruu nneeddiirr??

A) Düflüncenin gerçekle uyuflmas›d›r.

B) Yaflamda gerçekle uyuflmas›d›r.

C) Zihindeki tasar›mlar aras›ndaki tutarl›l›kt›r.

D) Akl›n kavramlar›yla kan›tlanm›fl önermelerdir.

E) Gözlem ve deneye dayal› aç›klamalar›d›r.

(ÖYS 1997)

“Bilginin ele ald›¤› gerçe¤i oldu¤u gibi yans›tmas›”ifadesi düflüncenin gerçekle uyuflmas›na göndermeyapmaktad›r.

Cevap A

çözüm

örnek soru

2.9 Do¤ruluk ve gerçeklik birbirine kar›flt›r›lmamal›d›r.

B‹LG‹ FELSEFES‹

31

Bir bilginin niçin do¤ru oldu¤unu, onu do¤ru k›lanölçütlerin neler oldu¤u felsefe tarihi için önemlibir soru alan›d›r. Bu soru alan›nda felsefe tarihinebat›¤›m›zda 4 kavramla karfl›lafl›r›z. Uygunluk, tu-tarl›l›k, tümel uzlafl›m, apaç›kl›k ve yarar.

Bu kavramlar do¤ru bilginin ölçütü anlamam›zdabize yol gösterece¤inden flimdi bu kavramlar›aç›klayal›m.

UUyygguunnlluukk;; düflünce ile nes-ne aras›ndaki uygunluktur.Bu da bize do¤ruyu (haki-kati) verir.

TTuuttaarrll››ll››kk;; ortaya konan bil-ginin daha önce ortaya ko-nulmufl do¤ru bilgilerle çe-liflmemesidir.

TTüümmeell uuzzllaaflfl››mm;; bahsi geçen bilgi hakk›nda genelinonay›n›n olmas›d›r.

AAppaaçç››kkll››kk;; bilginin kuflku duyulmayacak nitelikteolmas›d›r.

YYaarraarr ise bilginin uygulanabilirli¤i ile alakal› olup,bilginin problemleri çözebilme derecesidir.

Arabam›n motoru çal›flm›yor. Tamirciye gösterip"Kabüratörde ne var?" diye sordu¤umda, "Hiç," di-yor. Bunun bir önerme oldu¤unu kabul edersek, buönerme do¤ru olabilir mi? Elbette do¤ru olabilir.Ama bir önerme do¤ruysa gerçekli¤in de onun söyle-di¤i gibi olmas› gerekir. Do¤rulu¤un tan›m› bu. Öyley-se karbüratörde bir hiç olmas› gerekir.

BBuu ppaarrççaayyaa ggöörree ddoo¤¤rruu öönneerrmmeeddee bbuulluunnmmaass›› ggeerree--kkeenn öözzeelllliikk aaflflaa¤¤››ddaakkiilleerrddeenn hhaannggiissiiddiirr??

A) ‹fadesinin k›sa ve basit olmas›

B) Yanl›fl yoruma kapal› olmas›

C) Akla uygun olmas›

D) Gerçe¤e uyugun olmas›

E) Duruma göre de¤iflebilmesi

(ÖSS 2005)

Bir bilginin gerçekle uyuflmas›na, gerçe¤e uygun ol-mas›na do¤ruluk denir. Parçada da buna vurgu yap›l-d›¤›ndan do¤ru cevap D seçene¤idir.

Cevap D

çözüm

örnek soru

2.10 Bilgiyi do¤ru k›lan nedir?

Page 32: MODÜLER ÜN‹VERS‹TE HAZIRLIK DERG‹LERi · 2018-02-12 · LYS Edebiyat 01 LYS Edebiyat 02 LYS Edebiyat 03 LYS Tarih 01 LYS Tarih 02 LYS Tarih 03 LYS Ça¤dafl T. ve D. Trh

B‹LG‹ FELSEFES‹

32

‹lk Ça¤’da bafllang›çta varl›k olgusu üzerine dü-flünce üreten felsefe, daha sonralar› bilgiyi de sor-gulamaya bafllam›flt›r.

Bilginin sorgulanmas› amac›yla ortaya ç›kan vefelsefenin bir dal› olan bilgi felsefesi/epistemolo-ji/bilgi kuram›, belli bir bilgi türünü de¤il, genel birkavram olarak bilginin kendisini ele al›r. Özne venesne ba¤lam›nda geliflen bir iliflki/ba¤ olarak bil-ginin kendisini sorgular. Bilgi felsefesi bilgininkayna¤›n›, özünü, ilkelerini ve yap›s›n› araflt›r›r.

“Bilgi, nesnesini do¤ru olarak yans›t›r m›?” “Bildi-¤imizi söyledi¤imiz varl›¤› gerçekten bilebilir mi-yiz?” “Bilgimiz do¤ru ve kesin bir bilgi midir?”“E¤er bilgimiz do¤ru bir bilgi ise, bu do¤rulu¤unölçütü nedir?” “Bilgi nas›l meydana geliyor?” “Bil-giyi meydana getiren etkenler nelerdir?” “Bilgile-rimiz do¤rudan do¤ruya ak›ldan m› do¤uyor yok-sa nesnelerle olan deneyimlerimizin mi bir ürünü-dür?” gibi sorulard›r. Bu sorular› ço¤altmakmümkündür.

Bilgi kuram›/epistemoloji en genel anlam›yla bilgi-nin neli¤ini, nas›l meydana geldi¤ini, bilgiyi olufltu-ran temel unsurlar›n neler oldu¤unu, bilginin im-kanl›l›¤›n› ve ölçütünü sorgulayan felsefi aland›r.

‹lk Ça¤’daki Sofist filozoflardan itibaren, Sokra-tes, Platon, Aristoteles, Yeni Ça¤’da John Locke,David Hume ve ‹. Kant gibi önemli filozoflar bilgikuram› ba¤lam›nda düflünceler üretmifllerdir.

Bizim varl›k düzenimiz nesneleri kendine uydurur,her fleyi kendine göre de¤ifltirir. Asl›nda dünyan›n neoldu¤unu bilemez oluruz, çünkü her fley bize duyula-r›m›zla bozulmufl, asl›ndan ayr›lm›fl olarak gelir. Per-gel, gönye, cetvel bozuk oldu mu onlara göre yap›lanbütün yap›lar da ister istemez kusurlu, sakat olur.Duyular›m›z kesin olmad›¤› için onlar›n ortaya koy-du¤u hiçbir fley de kesin de¤ildir. Peki ama bu ayr›l›k-lar karfl›s›nda do¤ruluk hükmünü kim verecek?

BBuu ppaarrççaaddaa,, “bilgi kuram›” iillee iillggiillii oollaarraakk aaflflaa¤¤››ddaakkii--lleerrddeenn hhaannggiissiinnee ddee¤¤iinniillmmeemmiiflflttiirr??

A) Bilginin do¤ruluk de¤erine

B) Duyu bilgisinin elefltirisine

C) Bilginin göreceli olufluna

D) Bilginin kayna¤›na

E) Bilginin uygulanabilirli¤ine

(ÖSS 2008)

Parçada bilginin uygulanabilirli¤ine yani günlük ha-yatta pratik bir anlam tafl›mas›na ya da sorunlar›m›-za pratik çözümler üretmesine dair bir bilgi yoktur.

Cevap E

çözüm

örnek soru

2.11 Bu bilgi felsefesi ne ola ki?

Bilgi felsefesinin en temel sorular› do¤ru bilgininimkan›, kayna¤› ve s›n›rlar› ile ilgili sorulard›r. Buba¤lamda "‹nsan mutlak bilgiye ulaflabilir mi?","Do¤ru bilginin ölçütü nelerdir?", "Neyi bilebili-riz?", " Mutlak bilginin kayna¤› nedir?" gibi soru-lar bilgi felsefesinin cevap arad›¤› sorulardand›r.

Bilgi felsefesi do¤ru bilginin imkanl› olup olmad›-

¤›n›, herkes için ayn› do¤ruluk de¤eri tafl›yan/ge-nel-geçer bir bilginin olup olamayaca¤›n› sorgu-lar. Bu soruya verilebilecek iki temel cevap, felse-fe tarihinde ortaya ç›kan iki temel görüflü ifade et-mektedir: Do¤ru bilginin olabilirli¤ini reddedengörüfl ( septisizm) ve böyle bir bilginin olabilece-¤ini ifade eden görüfl (dogmatizm).

DO⁄RU B‹LG‹YE ULAfiILAB‹L‹R M‹?

Page 33: MODÜLER ÜN‹VERS‹TE HAZIRLIK DERG‹LERi · 2018-02-12 · LYS Edebiyat 01 LYS Edebiyat 02 LYS Edebiyat 03 LYS Tarih 01 LYS Tarih 02 LYS Tarih 03 LYS Ça¤dafl T. ve D. Trh

B‹LG‹ FELSEFES‹

33

2.12 Do¤ru bilgiye ulaflmak mümkün de¤ildir.

‹nsan›n do¤ru bilgiye ulaflamayaca¤›n›, yani do¤rubilginin imkans›z oldu¤unu savunan görüfltür. Bugörüflü savunan filozoflara kuflkucular denir. Buyaklafl›m› ‹lk Ça¤'da Eleal›lar, Sofistler ve Septik-ler savunmufllard›r.

Eleal›lar, ‹talya'n›n Elea kentinde yaflayan bir grupdüflünürdür. Elea felsefesinin kurucusu Parmeni-des'tir. Onun ö¤retisini Zenon gelifltirmifltir. Ze-non'un amac› de¤iflme, hareket ve çoklu¤un gö-rüldü¤ü duyular dünyas›na iliflkin düflüncelerimi-zin (bilgilerimizin) mant›k bak›m›ndan çözülemez,çeliflkilerle yüklü oldu¤unu göstermektir.

Eleal›lar'dan itibaren, insan›n varl›¤› bilemeyece¤ifikrine do¤ru bir gidifl oldu¤unu görüyoruz. Bu fi-kir, sofistler ve daha sonra da septikler taraf›ndangelifltirilmifltir.

Sofist düflünürler gezgin ö¤retmenler olarakkentten kente dolafl›rken, her yörede ayr› de¤er-lerin, düflüncelerin geçerli oldu¤unu görmüfller,buna göre de de¤erlerin ve hakikatlerin genel -geçer olamayaca¤› görüflüne varm›fllard›r.

Sofist düflünürlere göre insan bilgisi insan›n duyuorganlar›yla yapt›¤› alg›lamalara dayan›r ve bu al-g›lamalar da insan›n içinde bulundu¤u flartlara gö-re de¤iflir. Dolay›s›yla insan do¤ru bilgiye ulafla-maz, do¤ru bilgi imkans›zd›r.

Sofistlerin en ünlü temsilcisi PPrroottaaggoorraass't›r. Sofiz-min temel düflüncesini flöyle özetlemifltir. "‹‹nnssaannvvaarr oollaann vvee oollmmaayyaann hheerr flfleeyyiinn ööllççüüssüüddüürr.. Örne-¤in, rüzgar üflüyen biri için kötü, tarlas›na ya¤›flbekleyen insan için iyidir." Böyle bir yarg›, bilginininsandan insana de¤iflti¤ini, bilginin öznel oldu¤u-nu ifade etmektedir.

Bir baflka sofist düflünür olan GGoorrggiiaass da flüpheci-li¤i biraz daha ileri götürerek mutlak varl›ktan sözedilemeyece¤ini flu sözlerle dile getirir. ""HHiiççbbiirrflfleeyy vvaarr ddee¤¤iillddiirr.. VVaarr oollssaayydd›› bbiillee bbiilliinneemmeezzddii.. BBiilliinn--sseeyyddii bbiillee bbaaflflkkaass››nnaa aakkttaarr››llaammaazzdd››..""

‹lk Ça¤’da flüphecili¤i (septisizm), Sofist filozofla-ra göre daha sistemli olarak savunan ve ifadeeden filozoflar PPyyrrrrhhoonn ve TTiimmoonn olmufltur. Buyüzden flüphecili¤i Pyrrhonizm olarak tan›mlayanfelsefe tarihçileri de vard›r.

PPyyrrrrhhoonn’a göre, nesneler hakk›nda gerçe¤i hiçbirzaman bilemeyece¤imiz için yarg›da bulunmaktankaç›nmak gerekir. Bizim elde etti¤imiz, gerçe¤inde¤il, bize görünenin bilgisidir. Duyular ve ak›l bi-ze mutlak bilgiler verebilmekten uzakt›r.

TTiimmoonn’a göre de, eflyan›n gerçek bilgisine ulafl-mak mümkün de¤ildir. Ona göre, ancak bize görü-nenin bilgisini edinebiliriz ki bu da san›lardan öte-ye geçemez.

‹lerleyen dönemde Akademi flüphecileri olarak dabilinen AArrkkeessiillaaooss ve KKaarrnneeaaddeess, ise bilginin do¤-rulu¤unu ya da yanl›fll›¤›n› ortaya koyabilecek birölçütün olamayaca¤›n› iddia etmifllerdir.

Sofistler, düflünürlerin o zamana kadar üzerinde dur-mad›klar› kültür, ahlak ve siyasetle ilgili sorunlar› eleal›p tart›flm›fl, bu konular› felsefeye kazand›rm›fllar-d›r. Bu, felsefenin geliflmesi aç›s›ndan büyük bir kat-k›d›r.

BBuu ppaarrççaaddaa ffeellsseeffii ddüüflflüünnmmeenniinn ggeelliiflflmmeessiinnddee aaflflaa¤¤››--ddaakkiilleerrddeenn hhaannggiissiinniinn öönneemmiinnddeenn ssöözz eeddiillmmeekktteeddiirr??

A) Bir konuda, di¤er filozoflar›n da onaylayaca¤› gö-rüfller oluflturman›n

B) Bir felsefi soruna yeni bir cevap araman›n

C) Felsefi sorunlar› birden fazla yöntemle incelemenin

D) Felsefenin tart›flt›¤› konular evrenini geniflletmenin

E) Bir felsefi konuyu tüm yönleriyle ele alman›n

(ÖSS 1999)

Parçada sofistlerin farkl› konularda düflünce ürettik-leri vurgulanmaktad›r. Bu durumda felsefe evreniningenifllemesine neden olmufltur.

Cevap D

çözüm

örnek soru

Page 34: MODÜLER ÜN‹VERS‹TE HAZIRLIK DERG‹LERi · 2018-02-12 · LYS Edebiyat 01 LYS Edebiyat 02 LYS Edebiyat 03 LYS Tarih 01 LYS Tarih 02 LYS Tarih 03 LYS Ça¤dafl T. ve D. Trh

B‹LG‹ FELSEFES‹

34

2.13 Rasyonalizmde do¤ru bilginin ölçütü ak›ld›r.

“Do¤ru bilgiye ulaflmak mümkündür.” diyenler

Rasyonalizme göre, do¤ru/genel-geçer bilgiyeulaflabilmenin yolu ak›ldan geçer. Ancak akl› kulla-narak, herkes için ayn› do¤ruluk de¤eri tafl›yanbilgilere ulaflabilmemiz mümkün olabilir. Rasyo-nalist filozoflar, do¤ufltan gelen akl›n, mutlak bil-giye ulaflt›rabilecek bir yeti oldu¤u konusundahem fikirdirler.

‹lk Ça¤’›n en önemli düflünürlerinden biri olan verasyonalist görüfller tafl›yan SSookkrraatteess’e göre, tümbilgiler do¤ufltan getirilir. Ruhta sakl› duran bubilgiler ak›l yoluyla a盤a ç›kar ve insanlar›n bu bil-giyi hat›rlayabilmeleri için onlara yard›mc› olmakgerekir. Sokrates bu amaçla insanlarla karfl›l›kl›konuflmak suretiyle sakl› duran bilgiyi hat›rlama-lar›na yard›mc› olur. O insanlarla yapt›¤› konufl-malarda, hiçbir fley bilmedi¤ini söyleyenlere asl›n-da ne kadar çok fley bildiklerini hat›rlat›rken (ma-iotik), çok fley bildi¤ini iddia edenlerin de gerçek-te hiçbir fley bilmediklerini ispatlam›fl olurdu.

Sokrates, konuflmalar›nda, kendisinin hiçbir fley bil-medi¤i gerekçesiyle, karfl›s›ndaki kifliye sorular yö-neltir. Bu sorular ve onlara ald›¤› cevaplarla, önce, okiflinin ortaya koydu¤u düflüncenin üstünkörülü¤ü-nü, temelsizli¤ini gösterir. Sorular›na devam ederek,konufltu¤u kiflinin do¤ru düflünceye ulaflmas›na yar-d›mc› olur. Kendi deyifliyle “ruhta uyku halinde bulu-nan düflünceleri do¤urtmaya” u¤rafl›r.

SSookkrraatteess’’iinn bbuu yyaakkllaaflfl››mm››nn››nn tteemmeelliinnddee aaflflaa¤¤››ddaakkii ggöö--rrüüflfllleerrddeenn hhaannggiissii vvaarrdd››rr??

A) Bilgiye, o konuda uzman kiflilerin görüflleri al›na-rak ulafl›l›r.

B) Bilgi, karfl›t görüfllerin uzlaflt›r›lmas›yla oluflur.

C) Sakl› olan do¤rular, insan›n sorgulama yoluyla dü-flündürülmesi sonucu ortaya ç›kar›labilir.

D) Apaç›k olmayan gerçeklere erdemli kifliler gibi, er-demsiz kifliler de ulafl›labilir.

E) Do¤rular, duyular›m›z›n ve akl›m›z›n kavrayabilmegücüyle s›n›rl›d›r.

(ÖSS 1999)

Parçada Sokrates’in ruhta uyku halinde bulunan yanisakl› olan düflünceleri çeflitli sorgulamalar yoluylado¤urtmaya, ortaya ç›karmaya çal›flt›¤› anlat›lmak-tad›r.

Cevap C

Sokrates’in ö¤rencisi olan PPllaattoonn ise rasyonalizmisistematik bir çerçeveye oturtmufltur. Platon’agöre iki dünya vard›r: ‹dealar dünyas› ve cisimlerdünyas›. Platon var olan her fleyin özünün idea ol-du¤unu belirtir. ‹dea; birdir, bölünmez, varl›¤› ken-disindendir, duyularla kavranamaz. Cisimler ale-minde var olan her fleyin asl› idealar alemindedir.Dolay›s›yla idealar alemi gerçekli¤in dünyas›d›r.

çözüm

örnek soru

fiüphecilerin aksine felsefe tarihinde ço¤unlu¤u

oluflturan düflünürler, do¤ru bilgiye ulaflabilmenin

mümkün olabilece¤ini ifade etmifllerdir. Do¤ru bil-

giye ulafl›labilece¤ini ifade eden bu genel görüfl

DDooggmmaattiizzmm ad›n› al›r. Do¤ru bilginin mümkün ol-

du¤unu ifade eden bu düflünürler, do¤ru bilginin

kayna¤› konusunda farkl› görüfller ileri sürmüfller

ve farkl› filozoflar mutlak bilginin imkan› konusun-

da ak›l, deney, sezgi, analitik düflünme vb. vurgu-

lara yer vermifllerdir.

Page 35: MODÜLER ÜN‹VERS‹TE HAZIRLIK DERG‹LERi · 2018-02-12 · LYS Edebiyat 01 LYS Edebiyat 02 LYS Edebiyat 03 LYS Tarih 01 LYS Tarih 02 LYS Tarih 03 LYS Ça¤dafl T. ve D. Trh

B‹LG‹ FELSEFES‹

35

2.14 Empirizm, bilginin birçok kayna¤› olarak deneyi görür.

Empirizme göre, sahip oldu¤umuz tüm bilgilersonradan elde edilmifltir. Bilgilerimizin tümü, de-neye dayal› olarak elde etti¤imiz bilgilerdir.

Ünlü ‹ngiliz ayd›nlanmac›s› JJoohhnn LLoocckkee’a göre, in-san zihni bafllang›çta bofl bir levha (tabula rasa)gibidir. Bütün fikirler deneye ba¤l› ola rak sonra-dan elde edilir. ‹nsan iç alg›yla kendi varl›k dünya-s›n›n bilgisine ulafl›rken, d›fl alg› sayesinde çevre-sinde var olanlar›n bilgisine ulafl›r. Duyu organla-r›n›n verdi¤i fikirler bilgiye dönüflür.

Bir di¤er empirist DDaavviidd HHuummee ise, tüm bilgilerimi-zin izlenimlere ve bunlara ba¤l› olarak fikirlere da-yand›¤›n› söyler. ‹zlenimler bize d›fl dünyan›n bil-gisini verirler. Bunlar duyu organlar›na dayal› ve-rilerdir. Fikirler/ideler ise izlenimlere dayal› ola-rak ortaya ç›karlar. Bunlar fliddetini kaybetmifl al-g›lard›r. Hume’a göre, d›fl dünyaya iliflkin bilgileri-miz nedensellik ilkesine ba¤l› olarak ortaya ç›kar.

Gerçek bilgi, idealar›n bilgisidir ve bu bilgiye ak›l-la ulafl›labilir.

‹nsan ruhu bu dünyadan önce idealar dünyas›ndayaflam›flt›r ve idealar›n bilgisine sahiptir. Bu dün-yaya geldikten sonra var olanlara bakarak ideala-r›n bilgisine ulaflabilir, hat›rlayabilir. Tek tek a¤aç-lar› gören insan "a¤aç ideas›"n›n bilgisini hat›rla-m›fl olur. Dolay›s›yla Platon’a göre bilmek hat›rla-makt›r.

Platon’un ö¤rencisi AArriissttootteelleess ise tek evren fikri-ni ortaya koyar. Ona göre, gerçek bilgi tek tekvarl›klar›n bilgisidir. Gerçe¤in bilgisi tekil olan›nbilgisidir. Bu bilgiye ulaflman›n yolu öncelikle tü-mel önermeler elde etmektir. Bu tümel önerme-lerden tekil olan›n bilgisine ulafl›labilir. Yani Aris-toteles do¤ru bilgiye ulaflman›n yolunu tümden-gelim olarak belirler. Burada süreci iflleten güç deak›ld›r.

‹lk ‹slam filozoflar›ndan biri olan FFaarraabbii de Aristo-teles’in etkisiyle rasyonalist görüfller tafl›makta-d›r.

Ünlü bir matematikçi ve filozof olan DDeessccaarrtteessrasyonalizmin önemli temsilcilerinden biridir.Descartes bafllang›çta tüm bilgilerinden flüpheeder. Ancak flüphe etmekle kalmaz ve kan›tlamaçabas›n› sürdürür. Dolay›s›yla Descartes’in flüphe-si septiklerin flüphesi gibi de¤ildir. Onun flüphesido¤ru bilgiye ulaflmada bir araç olarak kullan›labi-

lecek "mmeettooddiikk flflüüpphhee" dir. ‹nsan rasyonel düflün-me tarz›yla aç›k-seçik bilgiye ulaflabilir.

Rasyonalizmin en önemli temsilcilerinden biri deHHeeggeell’dir. Hegel’e göre, do¤-ru bilgiye ulaflabil-mek için ak›l tek bafl›na yeterli bir yetidir. ‹nsanbaflka hiçbir fleye ihtiyaç duymadan sadece dü-flünme yoluyla gerçe¤in bilgisine ulaflabilir. Hegelbu düflünme tarz›n› diyalektik olarak tan›mlar. Budüflünme biçimine göre her yarg›, çelifli¤iyle bir-likte düflünülüp bir senteze ulafl›lmal›d›r.

Septikler için flüphe etmek bir amaç iken Descartes’in flüphesido¤ru bilgiye ulaflmada bir araçt›r.

Deney yoluyla ulafl›lan bilgilerin do¤rulu¤undan flüphe edilemez.

Page 36: MODÜLER ÜN‹VERS‹TE HAZIRLIK DERG‹LERi · 2018-02-12 · LYS Edebiyat 01 LYS Edebiyat 02 LYS Edebiyat 03 LYS Tarih 01 LYS Tarih 02 LYS Tarih 03 LYS Ça¤dafl T. ve D. Trh

Bir düflünür, duyular› küçümseyen salt ak›lc› görüflekarfl›, duyular›n a¤z›ndan flöyle söylemektedir: “Za-vall› ak›l, beni çürütmek için dayand›¤›n kan›tlar› yinebenden al›yorsun.”

DDüüflflüünnüürrüünn bbuu ssöözzllee aannllaattmmaakk iisstteeddii¤¤ii aaflflaa¤¤››ddaakkiilleerr--ddeenn hhaannggiissiiddiirr??

A) ‹nsan, duyular›ndan gelen bilgiyi edilgen biçimdealmaz; onlar› flüphenin ve akl›n süzgecinden geçi-rerek yorumlar.

B) Duyulardan gelen bilginin do¤ru olup olmad›¤›, yi-ne duyulardan gelen baflka bilgilerin kullan›lmas›y-la anlafl›l›r.

C) Duyular, duyu organlar›na yani bedenimize ba¤l›oldu¤u için s›n›rl›d›r; ak›l ise maddesel olmad›¤›için s›n›rs›zd›r.

D) Duyular bize olaylar›n gerçek nedenlerini söyleye-mez; olaylar›n özü ancak ak›lla kavranabilir.

E) Do¤adaki her fley, duyularla alg›lanmas› olanaks›zolan ve hiçbir zaman de¤iflmeyen bir ilk maddedenoluflmufltur.

(ÖSS 1999)

Düflünür bu sözüyle akl›n tüm kan›tlar›n› duyulardanelde etti¤ini belirtmektedir.

Cevap B

David Hume

çözümörnek soru

KKaanntt’›n kurucusu oldu¤u bu görüfl, akl›n imkan›n›ve s›n›rlar›n› belirleme çabas›ndad›r. Kant’a görebütün bilgilerimiz, deneyle bafllar; ancak deneylebirlikte ak›l da ifllevsel olarak kullan›lmal›d›r. De-neyden gelen bilgi, bilginin ham maddesi duru-mundad›r. Bu ham madde zihinde ifllenerek bilgi-ye dönüfltürülür. Zihinde do¤ufltan itibaren varolan kategoriler(kal›plar) sayesinde deneyden ge-len bilgi ifllenerek bir forma sokulur.

Kant bu görüflleriyle empirizmle (deneycilik), ras-yonalizmin (ak›lc›l›k) bir sentezini yapm›flt›r diye-biliriz. Deneyden gelen bilginin ak›l ile baflka birforma sokulmas› böyle anlafl›labilir. Ancak Kant’agöre, bizim ulaflabilece¤imiz bilgi numen (gerçekvarl›k) in bilgisi de¤il, fenomenlerin (görünüfllerin)bilgisidir. Çünkü numen (gerçek varl›k)’in bilgisiinsan zihninin s›n›rlar›n› aflar. Bunun için insan,zihninin s›n›rlar› dahilinde çözüm üretebilece¤i,anlamland›rabilece¤i meseleler üzerine yo¤unlafl-mal›d›r. Bu alan ise de numenin de¤il fenomenle-rin alan›d›r ve insan, fenomenleri ak›l ve deneyi

birlikte kullanarak çözümler.

Kant'a göre ak›l bütün insanlarda ayn› yap›dad›r.Ak›l bir yöntem olarak elefltiricili¤i her bilgininkarfl›s›nda ifllevsel olarak kullanabilmelidir.

B‹LG‹ FELSEFES‹

2.15 Kritisizm hem rasyonalizmi hem de emprizmi elefltirir.

36

Page 37: MODÜLER ÜN‹VERS‹TE HAZIRLIK DERG‹LERi · 2018-02-12 · LYS Edebiyat 01 LYS Edebiyat 02 LYS Edebiyat 03 LYS Tarih 01 LYS Tarih 02 LYS Tarih 03 LYS Ça¤dafl T. ve D. Trh

Kant, bilme sürecinde akl›n ve deneyin katk›lar›n› or-taya koyabilmek için akl› “mahkemeye ç›kar›r.” Ama-c›, akl›n s›n›rlar›n›, neleri bilece¤ini ve bilemeyece¤i-ni belirlemektir. Ancak, burada sorgulayan da sorgu-lanan da ak›ld›r.

BBuu ppaarrççaaddaa KKaanntt’’››nn hhaannggii ddüüflflüünncceessii ssöözz kkoonnuussuu eeddiill--mmeekktteeddiirr??

A) Anlama yetisinin sonsuzlu¤u

B) Metafizi¤in savafl alan›

C) Akl›n kendi kendini elefltirmesi

D) Fenomenlerin bilgisinin elefltirilmesi

E) Nesnelli¤in yan›lt›c›l›¤›

(1997 ÖYS)

Paragraf içerisinde geçen “akl› mahkemeye ç›kar›r.”ifadesi ile Kant akl› soruflturmak, elefltirmek gere¤iüzerinde durmufltur. Bu sorgulamay› ise ak›lla ger-çeklefltirdi¤ini son cümlede belirtti¤inden do¤ru ce-vap C seçene¤idir.

Cevap C

çözümörnek soru

Felsefe tarihinde, sezgiyi öne ç›karan bir bak›fllabilgiye yaklaflan iki önemli filozof GGaazzaallii ve HH..BBeerrggssoonn’dur.

GGaazzaallii akl›n yan› s›ra "kalp gözü"nün gerçe¤eulaflmada etkin oldu¤unu ifade eder. Ona görenefsini kötülüklerden ar›nd›ran insanlar›n kalp gö-zü de aç›lacakt›r.

BBeerrggssoonn’a göre ise zekâ tek bafl›na mutlak bilgiyeulaflmada yeterli de¤ildir. Zekâ, varl›¤›n özününbilgisine ulaflamaz. Zekâ gerçe¤i bölerek anlamae¤ilimindedir. Oysa gerçe¤in özü bu bölünmedeanlam›n› yitirir. Bunun için sezgi kullan›lmal›d›r.Sezgi insanlarda var olan içsel bir görüdür.

Gazâliye göre duyular da ak›l da yan›lt›c›d›r; onlaradayanarak mutlak gerçe¤e ulaflmak olanaks›zd›r.Mutlak gerçe¤i apaç›k biçimde kavraman›n yolu gö-nülden geçer. Duyular›n ve akl›n bize veremeyece¤ibu bilgiye ancak gönül gözüyle ulaflabiliriz.

GGaazzââllii''nniinn bbuu ddüüflflüünncceessiinnee ddaayyaannaarraakk aaflflaa¤¤››ddaakkii yyaarr--gg››llaarrddaann hhaannggiissiinnee uullaaflfl››llaabbiilliirr??

A) Gerçek ideas›ndan pay alanlar d›fl›nda, hiçbir fleydo¤ru de¤ildir.

B) Gerçek, gözlem ve deneyler yoluyla kavranabilir.

C) Gerçek, ancak mistik bir görü ile sezilebilir.

D) Gerçe¤e insan›n özüne ait olan ö¤elerle ulafl›la-maz.

E) Gerçek, anlama yetisinin kategorileri arac›l›¤›ylakavran›r.

(ÖYS 1998)

Gazâli, mutlak gerçe¤e duyular ve ak›l yoluyla ulafl-man›n imkans›zl›¤›n› belirtiyor. Mutlak gerçe¤e ulafl-man›n yolu gönülden geçti¤ine göre gerçe¤e sezgi-lerle ulafl›l›r.

Cevap: C

çözüm

örnek soru

B‹LG‹ FELSEFES‹

37

2.16 Entüisyonizme göre do¤ru bilgiye sezgiyle ulafl›l›r.

Kant’a göre bilginin meydana gelebilmesi için deney kadar zih-ne de ihtiyaç vard›r.

‹nsanlar›n elde ettikleri bilgiler ne dogmatiklerin dedikleri gibikesin ne de septiklerin ileri sürdükleri gibi do¤ruluktan uzakt›r.Çünkü insan elde etti¤i bilgileri akl›n›n s›n›rlar› dahilinde ortayakoyar. Dolay›s›yla akl›n›n s›n›rlar›n› aflan yani onun edinemedi¤ibilgiler de vard›r.

Page 38: MODÜLER ÜN‹VERS‹TE HAZIRLIK DERG‹LERi · 2018-02-12 · LYS Edebiyat 01 LYS Edebiyat 02 LYS Edebiyat 03 LYS Tarih 01 LYS Tarih 02 LYS Tarih 03 LYS Ça¤dafl T. ve D. Trh

B‹LG‹ FELSEFES‹

38

Pozitivizm kavram olarak somut, olgusal, deney-lenebilir/gözlemlenebilir olanlar›n bilgisine ulafla-bilmeyi ifade eder. Dolay›s›yla pozitivist bak›fl me-tafizik karfl›t› bir söylemi ihtiva eder.

Felsefede pozitivizminen önemli temsilcisi iseAAuugguussttee CCoommttee’dur.Comte’a göre, felsefeher türlü metafizik, so-yut kavramdan ve dü-flünüfl fleklinden ay›k-lanmal›d›r. Ona göre,insan sadece deney ve

gözlemin konusu olabilen, somut olgular› bilebilir.Bunun d›fl›ndaki her türlü bilgi spekülatiftir. Pozi-tif bilgi dedi¤imiz bu bilgi insanl›k tarihinde yafla-nan üçüncü ve en ileri dönemin ürünüdür. ‹nsan-l›k pozitif dönemden önce teolojik ve metafizikdönemler yaflayarak bu döneme ulaflm›flt›r. Budönemde felsefe t›pk› bilimin konular› gibi nesnel-lefltirilebilecek konular üzerinde konuflmal›d›r.

AAuugguussttee CCoommttee’’ee ggöörree,, ffeellsseeffee aaflflaa¤¤››ddaakkiilleerrddeenn hhaann--ggiissiinnii yyaappmmaall››dd››rr??

A) Öncelikle metafizik tart›flmalar› çözüme ulaflt›rma-l›d›r.

B) Dinin üstünlü¤ünü göstererek tart›flmalar› önle-melidir.

C) Yaln›z ahlâk felsefesi yapmal› ve ahlâk bütünlü¤ü-nü sa¤lamal›d›r.

D) Metafizik yapmadan tarih felsefesi yapmal›d›r.

E) Metafizi¤i b›rakmal› ve bilimsel sonuçlardan hare-ket etmelidir.

(1976)

Pozitivizm’e göre bilginin kayna¤› olgulara dayan-maktad›r. Olgulara dayanmayan yarg›lar ise insan›metafizik alana kayd›r›r. Bu gerekçeyle bir pozitivistolan Comte felsefenin metafizikten ar›nd›r›lmas› ge-rekti¤ini savunur.

Cevap E

çözüm

örnek soru

2.17 Pozitivizm bilginin kayna¤› olarak olgular› görür.

‹nsan ancak duyularla elde edilen olgular›n bilgisine ulaflabilir.

En önemli temsilcisi LLuuddvviigg WWiittttggeennsstteeiinn’d›r. Buyaklafl›ma göre, gerçe¤e ancak mant›ksal dil çö-zümlemeleriyle ulafl›labilir. Felsefenin konusu, dil-le ifade edilen önermeler ve kavramlar olmal›d›r.Felsefe dil bilimsel bir etkinliktir.

‹nsan düflüncelerini önermelerle ifade eder. Gerçekbilgiye ulaflmak ancak önermeler üzerinde mant›kçal›flmalar› yapmak ve dilin yap›s›n› anlamaklamümkün olabilir. Dilin kullan›l›fl› ve ifllevselli¤i desembolik mant›k çal›flmalar›yla araflt›r›labilir.

Bilimsel yarg›lar›n do¤rulu¤u genel bir nitelik tafl›r.Bu yüzden felsefe yaln›zca bilimsel kavram ve yön-temlerin analizi ile ilgilenmeli, matematiktekine ben-zer bir sembollefltirme ile bilimsel yarg›lar› en do¤rubiçimde ifade etmeye çal›flmal›d›r.

BBuu ppaarraaggrraaffttaa ddiillee ggeettiirriilleenn ggöörrüüflfl hhaannggii ffeellsseeffii aakk››mmaaaaiittttiirr??

A) Mant›kç› Ampirizm

B) Rasyonalizm

C) Yeni Gerçekçilik (Neo Realizm)

D) Fenomenizm

E) Görgül Elefltiricilik(ÖYS 1988)

Sembolik mant›¤› ön plana ç›karan düflünce ak›m›mant›kç› amprizmdir.

Cevap A

çözüm

örnek soru

2.18 Analitik felsefeye (mant›kç› ampirizme) göre gerçe¤e dil çözümlemeleriyle ulafl›l›r.

Page 39: MODÜLER ÜN‹VERS‹TE HAZIRLIK DERG‹LERi · 2018-02-12 · LYS Edebiyat 01 LYS Edebiyat 02 LYS Edebiyat 03 LYS Tarih 01 LYS Tarih 02 LYS Tarih 03 LYS Ça¤dafl T. ve D. Trh

B‹LG‹ FELSEFES‹

39

Pragmatizme göre, gerçek bilginin tek ölçüsü ya-rard›r. Bu görüflün en önemli temsilcileri WWiilllliiaammJJaammeess ve JJoohhnn DDeewweeyy’dir.

James’e göre, do¤ru bilgi yarar sa¤lar, yarar sa¤-layan bilgi de do¤rudur. Metafizik bilgi de insandagüven ve huzur duygusu sa¤l›yorsa do¤ru olarakkabul edilebilir. Bilginin ölçütü ifle yarar durumdaolmas›d›r.

Dewey’e göre, pratik yarar tafl›yan ve insan›namaçlar›na ulaflmas›n› kolaylaflt›ran bilgiler, do¤-ru bilgilerdir. Dolay›s›yla bilgi bu anlam›yla biraraç olarak kabul edilir. Dewey’in görüflleri özel-likle e¤itimde uygulanm›flt›r ve yeni e¤itim anla-y›fllar›n›n geliflmesine neden olmufltur.

Kaf Da¤›’n›n ard›nda Zümrüdüanka kuflu var m› yokmu? Var dedi¤imizde de yok dedi¤imizde de fark et-miyorsa bunu bilmenin benim için önemi yoktur. Bu-nunla birlikte, “Kaf Da¤› var, onun ard›nda da Zümrü-düanka kuflu var.” diyorsam ve bu bilgiler benim ifli-me yar›yorsa bunlar do¤rudur.

BBuunnllaarr›› ssööyylleeyyeenn kkiiflfliinniinn ggöörrüüflflüü,, bbiillggii kkuurraamm››yyllaa iillggiilliiaaflflaa¤¤››ddaakkii yyaakkllaaflfl››mmllaarrddaann hhaannggiissiinnee uuyymmaakkttaadd››rr??

A) Kuflkuculuk B) Pragmatizm

C) Empirizm D) Sezgicilik

E) Fenomenolojizm

(ÖSS 2006)

Verilen parçada bilginin ölçütü olarak yarar› görmek-teyiz. Bu görüfl felsefede pragmatizm ad›n› al›r.

Cevap B

çözüm

örnek soru

2.19 Pragmatizm’e göre gerçek, eylemlerin baflar›l› sonuçlar›ndad›r.

Do¤rular hayatta iflimize yarayan, fayda veren fleylerden oluflur.

2.20 Fenomenoloji’ye öz teorisi de denmektedir.

Edmund Husserl’in kurucusu oldu¤u bu görüflegöre, bilgiye ancak fenomenolojik çözümleme ileulafl›labilir. Fenomen, varl›¤›n bilinç taraf›ndando¤rudan kavranabilen özüdür. Bu öze, zihnimizinbirtak›m al›flkanl›klar›ndan ve duyusal verilerdensoyutlanarak ulaflmam›z mümkündür. Paranteze

alma yöntemiyle varl›¤›, kendi özüne ait olmayanniteliklerinden soyutlayarak anlayabiliriz. ‹deal,tarihsel ve metafizik alg›lay›fllardan s›yr›larak var-l›¤a yöneldi¤imizde özün bilgisine ulaflabiliriz. Budurum, bir çeflit metafizik yönelimdir.

Aristotales der ki "‹nsan do¤as› gere¤i bilmek is-ter. Evet insan do¤as› gere¤i, do¤du¤u ilk andanitibaren bilmek ister, çünkü bilmek karfl› karfl›yaoldu¤umuz durumlar› çözümlemeniz ve olas›problemlere karfl› nas›l bir tav›r alman›z gerekti¤ikonusunda sizin yegane yoldafl›n›zd›r.

Bilgi sayesinde hayat› ve nesneleri anlaml› k›larve günlük hayat›m›z› kargafladan, müphemlikten

kurtar›r›z. Bu yüz-den insan ilk ça¤-dan beri bilgi üret-mektedir ve bilgiadeta hayat›n›n birparças› olmufltur.Örne¤in bugün bili-min ve teknolojininolmad›¤› bir sana-yi, teknik, sanat,bilim düflünülmez.

Baflkalar›n›n dertlerini inceleyip kendi dertlerini bil-meyen bilginlerle, çalg›lar›n› akort etmesini bilip deyaflay›fllar›n› akort etmeyi bilmeyen müzikçilerle,adaletten söz etmeyi ö¤renip adaletli davranmayan-larla alay edermifl Kral Dionysius.

BBuu ppaarrççaaddaa KKrraall DDiiaannyyssiiuuss''uunn aallaayy eettttii¤¤ii bbeelliirrttiilleenn kkii--flfliilleerriinn oorrttaakk öözzeellllii¤¤ii aaflflaa¤¤››ddaakkiilleerrddeenn hhaannggiissiiddiirr??

A) Bildiklerinin yetersizli¤i

B) Olaylara farkl› aç›lardan bakmalar›

C) Bildiklerini yaflama uyarlamamalar›

D) Öznel olmalar›

E) Olduklar›ndan farkl› görünmeleri(ÖSS 2007/Sos-1)

Parçadaki kiflilerin ortak özelil¤i sahip olduklar› teo-rik bilgi uygulama aflamas›nda kullanamamalar›d›r.

Cevap C

çözüm

örnek soru

2.21 Bilgi hayat›m›zla iç içedir.

Page 40: MODÜLER ÜN‹VERS‹TE HAZIRLIK DERG‹LERi · 2018-02-12 · LYS Edebiyat 01 LYS Edebiyat 02 LYS Edebiyat 03 LYS Tarih 01 LYS Tarih 02 LYS Tarih 03 LYS Ça¤dafl T. ve D. Trh

11.. Bilginin birbiriyle iliflkili iki ö¤esi vard›r: Bunlar, bi-len özne ile bilinen, bilinmesi istenilen fley olan nes-nedir. Bilgilerimiz bu ikisi aras›nda kurulan ba¤a da-yan›r.

BBuunnaa ggöörree aaflflaa¤¤››ddaakkiilleerrddeenn hhaannggiissii ssööyylleenneemmeezz??

A) Nesne ile özne aras›nda bir ba¤ kurulmadan bilgiortaya ç›kmaz.

B) Nesnenin bilinemeyen özellikleri onu özneyekarfl› dirençli k›lar.

C) Nesnenin kendi kendini anlamas› mümkün de¤il-dir.

D) Özne kendine dönüp kendini bir nesne olarak in-celeyebilir.

E) Öznenin nesneye yönelmesi, nesnede bir de¤iflimyaratmaz.

22.. ‹nsan düflündü¤ü zaman, bir fleyi düflünür; alg›lad›¤›zaman, bir fleyi alg›lar; düflledi¤inde , bir fleyi düflle-mifl olur. ‹flte insan›n düflündü¤ü, alg›lad›¤›, düflledi-¤i bu fleye düflüncenin, alg›n›n, hayal gücünün yöne-limsel nesnesi ad› verilir.

BBuunnaa ggöörree aaflflaa¤¤››ddaakkiilleerrddeenn hhaannggiissii yyöönneelliimmsseell bbiirrnneessnnee ddee¤¤iillddiirr??

A) S›n›fa yeni gelen ö¤retmen B) Okudu¤um roman

C) Gördü¤üm rüya D) Hayalimdeki ifl

E) Fizik gerçekli¤im

33.. Baz› düflünürler özneyi ba¤›ms›z, "Kendi halinde birvarl›k" olarak kabul ederlerken nesneyi özneden ba-¤›ms›z, "Kendi halinde bir varl›k" olarak görmezler.Aksine, nesnenin varl›¤›n› özneye ba¤larlar.

BBuu ddüüflflüünncceeyyee ggöörree,, aaflflaa¤¤››ddaakkiilleerrddeenn hhaannggiissii ssööyylleennee--mmeezz??

A) Nesne, özneye ba¤›ml›d›r.

B) Nesnenin kendine ait bir bilgisi yoktur.

C) Özne, kendi bafl›na vard›r.

D) Özne ile nesne birbirlerini karfl›l›kl› olarak etkiler.

E) Bilme etkinli¤i özneye ba¤l›d›r.

44.. ‹nsanlar yaflay›p giderken, günlük olaylar içinde far-k›nda olmadan ve hiçbir bilimsel temele dayanma-yan baz› bilgiler edinirler. Örne¤in her gün günefl do-¤ar, rüzgar üflütür, atefl yakar gibi bilgiler bu tür bil-gilerdir.

PPaarrççaaddaa aannllaatt››llaann bbiillggii ttüürrüü,, aaflflaa¤¤››ddaakkiilleerrddeenn hhaannggiissiiddiirr??

A) Gündelik bilgi B) Bilimsel bilgi

C) Dini bilgi D) Felsefi bilgi

E) Teknik bilgi

55.. Gözleri içe dönük, solgun, bir insan gördü¤ümüzdehemen bir derdi oldu¤unu düflünerek ona yard›m et-menin yollar›n› arar›z. Çünkü deneyimlerimiz mut-suz ve huzursuz insanlar›n ruh halleri ve genel dav-ran›fllar›n›n bu flekilde oldu¤unu ö¤retmifltir. Böyleceolabilecek di¤er nedenleri hemen saf d›fl› b›rak›r›z.

PPaarrççaaddaa aannllaatt››llaann dduurruumm iiççiinn,, aaflflaa¤¤››ddaakkiilleerrddeenn hhaannggii--ssii ssööyylleenneebbiilliirr??

A) Gündelik bilgi deneyimler sonucu oluflur.

B) Deneyim ve gözlem en geçerli bilgi edinme ara-c›d›r.

C) ‹nsan birçok bilgi, sezgi ve duygular sonucu olu-flur.

D) Olaylar aras›nda neden - sonuç ba¤› kurulmas›zorunludur.

E) Olaylar› de¤erlendirirken, ortaya at›lan her yarg›do¤ru olmayabilir.

66.. Dinler toplumsal yaflam›n kurallar›n› ortaya koyar.‹nsan iliflkilerinin belli bir düzen içinde hem birbirle-ri hem de Tanr› ile nas›l olaca¤›n› ifade eder. Nas›libadet edilece¤inin, ahlakl›, erdemli olman›n koflul-lar›n› aç›klarlar.

BBuurraaddaa ddiinnsseell bbiillggiinniinn hhaannggii öözzeellllii¤¤ii vvuurrgguullaannmm››flfltt››rr??

A) Evrensel olmas›

B) Normatif olmas›

C) Nesnel olmas›

D) Kifliyi iç dünyas›nda rahatlatmas›

E) Dinlerin çeflitlilik göstermesi

KAVRAMA TEST‹ 1( 2.1 - 2.6 )

40

Bu soruyu çözemediyseniz 2.2 nolu alt bafll›¤a dönebilirsiniz.

Page 41: MODÜLER ÜN‹VERS‹TE HAZIRLIK DERG‹LERi · 2018-02-12 · LYS Edebiyat 01 LYS Edebiyat 02 LYS Edebiyat 03 LYS Tarih 01 LYS Tarih 02 LYS Tarih 03 LYS Ça¤dafl T. ve D. Trh

77.. Sanat bilgisi, varolana, daha çok yarat›c› hayal gücü,yarat›c› zeka ve duygularla yönelmenin sonucunda,öznede estetik haz duygusu meydana getiren bir bil-gi türüdür.

BBuunnaa ggöörree ssaannaatt bbiillggiissii iiççiinn aaflflaa¤¤››ddaakkiilleerrddeenn hhaannggiissii--nnee uullaaflfl››llaammaazz??

A) Özne nesne etkileflimi sonucunda ortaya ç›kar.

B) Yarat›c› zekan›n kavray›fl›yla elde edilir.

C) Özne nesne etkileflimi duygu bafl›na dayan›r.

D) Haz uyand›ran her bilgi sanatsald›r.

E) ‹mgelem gücünün canl› kalmas›n› sa¤lar.

88.. ‹nsan›n do¤aya egemen olma gücünün simgesi teknikbilgidir. Bu anlamda teknik bilgi için, do¤aya ege-men olman›n araçlar›n›n nas›l oluflturulduklar› ve na-s›l kullan›ld›klar›n›n bilgisini insanlara sunan bilgidir,diyebiliriz.

BBuu ddüüflflüünncceeyyee ggöörree,, tteekknniikk bbiillggii iiççiinn aaflflaa¤¤››ddaakkiilleerrddeennhhaannggiissii ssööyylleenneebbiilliirr??

A) Teknik bilgi, insan›n egemenlik mücadelesindeönemli bir ö¤edir.

B) Do¤aya egemen olma insano¤lunun temel arzu-sudur.

C) ‹nsano¤lu ancak 21. yy'›n bafllar›nda do¤aya ege-men olmaya bafllam›flt›r.

D) Teknik bilgi insan›n do¤aya egemen olmas›n› en-gellemifltir.

E) Bilimsel bilgi, teknik bilginin sonucunda ortayaç›kan bir olufltur.

99.. ‹nsan karfl›laflt›¤› engelleri aflmak için, teorik bilgidenteknik bilgiyi üreten varl›kt›r. ‹nsanlar üretti¤i teknikbilgi arac›l›¤›yla alet yaparak, günlük ifllerinde kul-lanm›fl ve sorunlara pratik çözümler üretmifllerdir.

PPaarraaggrraaffaa ggöörree,, tteekknniikk bbiillggiinniinn iinnssaann yyaaflflaamm››nnddaakkii iiflfl--lleevvii hhaannggiissiiddiirr??

A) Hayal gücünü gelifltirme

B) Do¤adaki nedensel ba¤lar› keflfetme

C) Gündelik yaflam› kolaylaflt›rma

D) Ak›l gücünü gelifltirme

E) Kuramsal üretim yapmay› kolaylaflt›rma

1100.. I. Birikerek ilerler.

II. Suje-obje iliflkisi inanç ba¤›yla kurulur.

III. ‹mgelem ve yarat›c› zekaya dayan›r.

IV. Var olan› oldu¤u gibi ele al›r.

VVeerriilleenn öözzeelllliikklleerrddeenn hhaannggiilleerrii bbiilliimmsseell bbiillggiiyyee aaiittttiirr??

A) Yaln›z II B) I ve IV C) II ve III

D) I, II, IV E) II, III ve IV

1111.. Bilim, olgusal bir zeminden hareket eden, konusunauygun yöntemlerle sürekli ilerleyen ve alan›na yeniboyutlar kazand›ran bir çal›flma disiplinidir. Fakat,yap›lan bütün bu yenilikler, kendisinden önceki ça-l›flmalara dayan›r.

BBuurraaddaa bbiilliimmsseell bbiillggiinniinn aaflflaa¤¤››ddaakkii hhaannggii öözzeellllii¤¤ii vvuurr--gguullaannmmaakkttaadd››rr??

A) Ak›l ve mant›k ilkelerine dayanmas›

B) Birikimli olarak ilerlemesi

C) Gerçekli¤i ön yarg›s›z kavramas›

D) Bilgilere kuflkuyla yaklaflmas›

E) Genel-geçer yöntemler kullanmas›

1122.. Hiçbir toplum, bilimsel bilgiyi tekeline alamaz. Aksi-ne, bilimsel bilgi, çok de¤iflik din, dil, kültür ve soy-lara sahip toplumlar›n ortak katk›lar›yla geliflir ve iler-ler.

BBuunnaa ggöörree aaflflaa¤¤››ddaakkiilleerrddeenn hhaannggiissii bbuu aannllaatt››llaannllaarrllaaççeelliiflfliirr??

A) Bilimsel çal›flmalarda ön yarg›ya yer yoktur.

B) Bilim tüm insanl›¤›n gereksinmelerini karfl›lamay›hedefler.

C) Bilimsel bilgi içinde yeflerdi¤i topluma mal edilir.

D) Bilimsel bilgiler olabildi¤ince bütün toplumlar›kuflat›r.

E) Bilimsel çal›flmalar›n temelinde olgular dünyas›yer al›r.

B‹LG‹ FELSEFES‹

41

E - C - D / A - A - B / D - A - C / B - B - C

Bilimsel bilgi gözlem ve deneye, akla dayal› bir bilgi türüdür.

Page 42: MODÜLER ÜN‹VERS‹TE HAZIRLIK DERG‹LERi · 2018-02-12 · LYS Edebiyat 01 LYS Edebiyat 02 LYS Edebiyat 03 LYS Tarih 01 LYS Tarih 02 LYS Tarih 03 LYS Ça¤dafl T. ve D. Trh

11.. Felsefe, genel kabul gören, de¤iflmez do¤ruluk de¤e-ri tafl›yan bilgiler üretme iddias›nda olmad›¤› gibi,böyle bir u¤rafl›n içinde de de¤ildir.

BBuurraaddaa ffeellsseeffee bbiillggiissiinnee iilliiflflkkiinn oollaarraakk,, aaflflaa¤¤››ddaakkiilleerr--ddeenn hhaannggiissii vvuurrgguullaannmmaayyaa ççaall››flfl››llmm››flfltt››rr??

A) Sorgulamaya aç›k oldu¤u

B) Görece geçerlilik tafl›d›¤›

C) Olgular› temel ald›¤›

D) S›n›rlar›n›n çok genifl oldu¤u

E) Bilimlere k›lavuzluk etti¤i.

22.. I. Y›¤›fl›msall›k

II. Yöntemlilik

III. Seçicilik

IV. Tümellik

V. Sistemlilik

BBuu öözzeelllliikklleerrddeenn hhaannggiissii yyaallnn››zzccaa ffeellsseeffee bbiillggiissiinnee aaiitt--ttiirr??

A) I ve IV B) II ve V C) IV ve V

D) I, II ve IV E) II, III ve V

33.. Bir Frans›z iflçi Spinoza ahlak›na uygun ifl görmesinera¤men, Spinoza'n›n ad›n› da sistemini de bilmiyor-dur; yine, bir ‹talyan mimar›n Dekartç› geometri dü-flünüflüne göre düzenlemelerde bulunmakla birlikte,Descartes'la ve sistemiyle ilgili bilgileri bölük pörçükolabilir.

BBuunnaa ggöörree aaflflaa¤¤››ddaakkiilleerrddeenn hhaannggiissii ssööyylleenneebbiilliirr??

A) Felsefeye dayal› yaklafl›mlar için do¤rudan felsefebilmeye gerek yoktur.

B) Felsefe yapabilmek için düflünürleri bilmek gere-kir.

C) Filozofun düflüncesini tafl›yan izler, kendi toplu-munda heyecan yarat›r.

D) Felsefe bilgisi her insanda do¤ufltan vard›r.

E) Felsefe, günlük hayat› kolaylaflt›rmak için yap›l›r.

44.. Bilimler s›n›rlar› belirlenmifl bir varl›k alanlar›na sa-hiptir. Örne¤in fizik sadece maddenin hareket özel-likleriyle ilgilenir. Oysa felsefe, varolan› bir bütün ha-linde kavrama çabas›ndan, kuflku ve bunun sonucuolan sorgulama sürecinden do¤mufltur.

BBuunnaa ggöörree,, aaflflaa¤¤››ddaakkiilleerrddeenn hhaannggiissii bbiilliimm vvee ffeellsseeffeeiiççiinn oorrttaakk oollaammaazz??

A) Ön yarg›dan uzak olma

B) Merak ve hayrete dayanma

C) Bilgiye belli bir yöntemle ulaflma

D) Tutarl› düflünceler ortaya koyma

E) Her daim flüpheyle düflünebilme

55.. Gerçeklik, bir varl›¤›n, insan bilincinden ba¤›ms›zolarak, kendi bafl›na ve d›fl dünyada, bir zaman vemekan içinde varolabilmesidir. Do¤ruluk ise insanbilinciyle iliflkilidir ve bilincin bu varolanlar hakk›n-da ileri sürdü¤ü iddialar olarak kabul edilir.

BBuunnaa ggöörree aaflflaa¤¤››ddaakkiilleerrddeenn hhaannggiissii bbiirr ggeerrççeekklliikk öörrnnee--¤¤iiddiirr??

A) Fikir B)Yarg› C) ‹fade

D) Dil E) Elefltiri

66.. "Bugün 30 A¤ustos Zafer Bayram›" yarg›s› e¤er tak-vimsel olarak do¤rulan›yorsa do¤rudur.

"Masan›n üzerindeki vazo çömlekten yap›lm›flt›r."yarg›s› ile masan›n üzerindeki nesne aras›nda her-hangi bir iliflki yoksa yarg› yanl›flt›r.

VVeerriilleenn öörrnneekklleerrddee ddoo¤¤rruunnuunn ööllççüüttüü oollaarraakk,, aaflflaa¤¤››ddaa--kkiilleerrddeenn hhaannggiissii tteemmeell aall››nnmm››flfltt››rr??

A) Deneylenebilir bir olaya iliflkin olmas›

B) Zihninden ba¤›ms›z olarak var olmas›

C) Ça¤›n ihtiyaçlar›n› karfl›l›yor olmas›

D) Yarg›n›n nesnesine uygun olmas›

E) Tüm insanlar için genel - geçer olmas›

42

Bu soruyu çözemediyseniz 2.8 nolu alt bafll›¤a dönebilirsiniz.

KAVRAMA TEST‹ 2( 2.7 - 2.12 )

Page 43: MODÜLER ÜN‹VERS‹TE HAZIRLIK DERG‹LERi · 2018-02-12 · LYS Edebiyat 01 LYS Edebiyat 02 LYS Edebiyat 03 LYS Tarih 01 LYS Tarih 02 LYS Tarih 03 LYS Ça¤dafl T. ve D. Trh

77.. E¤er bir birey Tanr›'n›n varl›¤›na olan inanc› sayesin-de deney dünyas›n› daha baflar›l›, daha güvenli birflekilde infla ediyorsa onun bu teorisi do¤rudur.

BBuunnaa ggöörree,, ddoo¤¤rruu bbiillggiinniinn ööllççüüttüü aaflflaa¤¤››ddaakkiilleerrddeennhhaannggiissiiddiirr??

A) Psikolojik olarak ifle yaramas›

B) Akla ve mant›¤a uygun olmas›

C) Sezgi yoluyla kavranabilmesi

D) Kendi içinde tutarl› olmas›

E) Gözlenebilir bir olaya dayanmas›

88.. Bilgi felsefesi, bilginin yap›s›, kayna¤›, s›n›rlar› ve de-¤eri ile ilgilenen bir felsefe dal›d›r. Özellikle, bilgihakk›ndaki kuramlarla, düflüncenin do¤as›n› ve içeri-¤ini aç›klamak ve güvenilir bilgi elde etme süreçlerinibetimlemek için yap›lan sistematik çabalar› ele al›r.

BBuunnaa ggöörree aaflflaa¤¤››ddaakkiilleerrddeenn hhaannggiissii,, bbiillggii ffeellsseeffeessiinniinniillggiilleennddii¤¤ii bbiirr yyaarrgg›› ddee¤¤iillddiirr??

A) Bilmek an›msamak demektir.

B) Kesin bir bilgiden söz edilemez.

C) ‹nsan her türlü bilginin ölçüsüdür.

D) Sadece hiçbir fley bilmedi¤im do¤rudur.

E) Haddini bilmek en büyük erdemdir.

99.. "Bir tek fley bildi¤ini, onun da hiçbir fley bilmemekoldu¤unu söyleyen Sokrates'e karfl› Karneades dahada ileri giderek "Hiçbir fley bilmedi¤imi de kesin ola-rak bilemem." demifltir.

BBuunnaa ggöörree KKaarrnneeaaddeess,, aaflflaa¤¤››ddaakkii yyaarrgg››llaarrddaann hhaannggiissii--nnii ddeesstteekklleerr??

A) Her türlü bilginin kayna¤› olgulard›r.

B) ‹nsan akl›yla her fleyi bilebilir.

C) Nesnel gerçekli¤i zihnin alg›lad›¤› biçimiyle bile-meyiz.

D) Duyular ve deney yoluyla kazan›lan bilgilerindo¤rulu¤undan flüphe edilemez.

E) Hiçbir fley hakk›nda herhangi bir yarg›da bulunu-lamaz.

1100.. Sofist filozoflar›n en önemli temsilcisi olan Protogo-ras'a göre evrendeki her fley sürekli de¤iflmektedir.Bir nesne, her an di¤er nesnelere göre farkl›l›k göster-mektedir. Bu nedenle hiçbir nesne için "Bu fludur."denemez. Ancak bir nesne için de¤iflen ba¤›nt›lar›içinde ne olmakta oldu¤unu söyleyebiliriz. Duyum-larda duyumlayana ba¤l›d›r. Duyumlayan da durma-dan de¤iflmektedir. Dolay›s›yla, duyumlara ve onla-r›n getirdi¤i bilgiye de güvenilemez. Bu durumda, sü-reklilik gösterecek bir do¤a bilgisi mümkün de¤ildir.

BBuunnaa ggöörree PPrroottooggaarraass''››nn bbiillggii aannllaayy››flfl››yyllaa iillggiillii,, aaflflaa¤¤››--ddaakkii yyaarrgg››llaarrddaann hhaannggiissiinnee uullaaflfl››llaabbiilliirr??

A) Hiçbir fley var de¤ildir, olsa bile bilinemez, bilin-se bile baflkalar›na aktar›lamaz.

B) Bir insan bir bilgiyi do¤ru buluyorsa, o bilgi o in-san için ve o insana göre do¤rudur.

C) Ak›l yoluyla elde edilen bilgi, zaman ve mekanagöre de¤iflmedi¤inden do¤ru bilgidir.

D) ‹nsan zihninde duyum ve deneyden gelmeyenhiçbir fley olamaz.

E) ‹nsan akl› deney ve gözlemlerle, d›fl dünyaya ilifl-kin verilerle birleflerek do¤ru bilgiye ulafl›r.

1111.. Bizler genellikle duyular›m›za güveniriz; ama onlar›nbizi yan›ltt›¤› zamanlar vard›r. Örne¤in; düz bir çu-buk bir bölümüyle suya bat›r›ld›¤› zaman e¤ri görü-nür; e¤er biraz önce çok tatl› bir fley yemiflseniz, birelma size pekala ac› gelebilir; belirli bir aç›dan bak›l-d›¤›nda, yuvarlak madenipara oval görünebilir, ayn›elbise lofl ›fl›kta koyu k›rm›z›, ay›fl›¤›nda ise pembealg›lanabilir ya da s›cak hava yolun hareket ediyor gi-bi görünmesine yol açabilir. ‹flte bunlar ve benzeriduyu yan›lsamalar› d›fl dünyan›n gerçekten de tamtamam›na göründü¤ü gibi olmad›¤›n› gösterir.

BBuunnaa ggöörree,, aaflflaa¤¤››ddaakkiilleerrddeenn hhaannggiissiinnee uullaaflfl››llaabbiilliirr??

A) Mutlak genel - geçer bilgiler elde etmenin yoluduyumlar›m›zd›r.

B) Duyumlar›m›zla d›fl dünyan›n hiçbir fleyini bile-meyece¤imiz iddias› do¤ru de¤ildir.

C) D›fl dünyay› alg›lamada duyular›m›z her zamanbütünüyle güvenilir olamayabilir.

D) D›fl dünyay› tan›mam›zda ve bilgi edinmemizdeduyular›m›z›n önemi büyüktür.

E) Duyular›m›z bize d›fl dünyan›n bilgisini sa¤lama-da yard›mc› olurlar.

B‹LG‹ FELSEFES‹

43

B - A - A / E - D - D / A - E - E / B - C

Page 44: MODÜLER ÜN‹VERS‹TE HAZIRLIK DERG‹LERi · 2018-02-12 · LYS Edebiyat 01 LYS Edebiyat 02 LYS Edebiyat 03 LYS Tarih 01 LYS Tarih 02 LYS Tarih 03 LYS Ça¤dafl T. ve D. Trh

11.. Farabi'nin bilgi felsefesinin temelinde, kayna¤› Tan-r›'ya dayanan "hep etkin ak›l" vard›r. Bu ak›l Pla-ton'un idealar dünyas› gibi "öz"lerin yeridir. ‹nsanzihni felsefe, sanat ve bilim ile ilgilenince, hep etkinak›lla birleflerek yetkinleflir. Böylece Farabi'de do¤ufl-tan bilme yetileriyle donanm›fl olarak geldi¤imizi be-nimseyerek Aristoteles gibi düflünür.

BBuunnaa ggöörree FFaarraabbii ddoo¤¤rruu bbiillggiinniinn ööllççüüttüü oollaarraakk,, aaflflaa¤¤››--ddaakkii yyaakkllaaflfl››mmllaarrddaann hhaannggiissiinnii ssaavvuunnmmaakkttaadd››rr??

A) Pragmatizm B) Rasyonalizm

C) Pozitivizm D) Entüisyonizm

E) Emprizm

22.. Platon gibi ak›lc› ö¤retiyi savunan düflünürler, mutlakve kesin olan bilgiye ulaflmakta kararl›d›rlar. ‹nsanzihni için aç›k, seçik ve kesin oldu¤unu öne sürdük-leri bilgileri idea'lardan elde etti¤imizi söylerler. Zi-hin bu idealar› bilme gücüne sahip olmakla beraber,onlar› yaratmaz ya da tecrübe yoluyla ö¤renmez.

BBuunnaa ggöörree aaflflaa¤¤››ddaakkiilleerrddeenn hhaannggiissii,, aakk››llcc›› ddüüflflüünnüürrlleerriiddeesstteekklleerr nniitteelliikkttee bbiirr bbiillggiiddiirr??

A) ‹ki nokta bir do¤ru belirler.

B) Dünya kendi ekseni etraf›n› 1 tam günde döner.

C) Hayvanlar koflullanma yoluyla baz› bilgiler ö¤re-nebilir.

D) Is›t›lan su 100 derecede kaynar.

E) Yeni do¤an bebekler günde nerdeyse 18 saatuyurlar.

33.. ‹nsan do¤du¤unda zihni, üzerinde duyusal verilerinkendi flekillerini oyduklar› düz bir balmumu tableti(tabula rasa) gibidir. Yaflam ilerledikçe, daha çok iz-lenim kopya edilir. Duyumlar›n birlefltirilmesindenve karfl›laflt›r›lmas›ndan, karmafl›k fikirler üretilir.

BBuunnaa ggöörree,, aaflflaa¤¤››ddaakkiilleerrddeenn hhaannggiissii JJ..LLoocckkee''uunn bbuu ddüü--flflüünncceessiinnii ddeesstteekklleerr??

A) Bilgilerimiz akla dayal›d›r.

B) Güvenilir bilgi için, deneyimden uzaklaflmak ge-rekir.

C) Do¤ufltan getirilen bir bilgi yoktur.

D) Bilginin bir kaynaktan geldi¤ini düflünmek do¤ruolamaz.

E) Bilmek, önceki hayat›n tecrübelerini an›msamakt›r.

44.. Empirist bir düflünür için bilginin anlaml› olabilmesiiçin, herkes taraf›ndan do¤rulanabilir ya da yanl›flla-nabilir olma ölçütüne sahip olmas› gerekir.

BBuunnaa ggöörree aaflflaa¤¤››ddaakkii bbiillggiilleerrddeenn hhaannggiissii bbuu nniitteellii¤¤eessaahhiipp ddee¤¤iillddiirr??

A) Dünya günefl sisteminin merkezindedir.

B) Oca¤›n üzerindeki su bir süre sonra kaynar.

C) Öfkelenen insanlarda fliddete dönük tepkiler gö-rülür.

D) Atmaca bir kufl de¤ildir.

E) Sa¤duyu gelifltirilebilir bir yetenektir.

55.. Kant'a göre bilginin meydana gelmesi için hem d›fldünyadan gelen malzemeye hem de akl›n bu malze-me üzerine kendi damgas›n› vurmas›na onlar› düzen-lemesine, biçimlendirmesine ihtiyaç vard›r. Bu ne-denle d›fl dünya olmasayd› bilginin ham maddesi ol-mayacakt›. Ancak durumun böyle olmas› bilgilerimi-zin tümüyle deneyden geldi¤i anlam›na da gelmez.

BBuunnaa ggöörree,, aaflflaa¤¤››ddaakkiilleerrddeenn hhaannggiissiinnee uullaaflfl››llaabbiilliirr??

A) Bilgi akla, düflünceye dayal› oldu¤undan do¤rubilgi ancak bu kaynaktan elde edilebilir.

B) Gerçek bilgiye ancak sezgiyle hareket edilerekvar›labilir.

C) Dünyay› alg›lamada duyumlar ve ak›l birlikte roloynar.

D) Do¤ru bilgi, deney ve gözlemle elde edilen ve de-netlenebilen bilgidir.

E) ‹nsan zihninde do¤ufltan do¤ru bilgiler mevcuttur.

44

Empirizme göre bilginin yegane kayna¤› deneydir ve deneye tabi tutula-mayan fleyler hakk›nda bilgi edinemeyiz.

Kant, kurdu¤u kritisist yaklafl›mla empirizm ve rasyonalizmin senteziniyapm›flt›r.

KAVRAMA TEST‹ 3( 2.13 - 2.21 )

Page 45: MODÜLER ÜN‹VERS‹TE HAZIRLIK DERG‹LERi · 2018-02-12 · LYS Edebiyat 01 LYS Edebiyat 02 LYS Edebiyat 03 LYS Tarih 01 LYS Tarih 02 LYS Tarih 03 LYS Ça¤dafl T. ve D. Trh

66.. Hayat›n karmafl›k yap›s›n› kavramam›z, engin bir tec-rübe ve ifllenmifl bir zeka gerektirir. Bu ise insan›n de-rinlerinde bir yerdedir. Tecrübe ve zeka sayesindeak›l ve duyu verisiyle kazanamayaca¤›m›z kadar çokgüvenilir bilgi elde ederiz. Tecrübe ve zeka bir arayageldi¤inde sezinleyip söyleyemeyece¤imiz hakikatneredeyse yok gibidir.

PPaarrççaaddaa aaflflaa¤¤››ddaakkii ffeellsseeffii aakk››mmllaarr››nnddaann hhaannggiissii vvuurrgguu--llaannmmaakkttaadd››rr??

A) Olguculuk B) Sezgicilik C) Ak›lc›l›k

D) Faydac›l›k E) Deneycilik

77.. Bilginin s›n›rlar› hakk›nda tezler ortaya konulurken,pozitivist düflünürler, insan zihninin nesnel dünyan›nötesinde yer alan bütün bilgilerin karfl›s›nda yer al-d›klar›n› ileri sürmüfllerdir.

BBuunnaa ggöörree aaflflaa¤¤››ddaakkiilleerrddeenn hhaannggiissii bbuu yyaakkllaaflfl››mm››nn bbiirrssoonnuuccuudduurr??

A) Bilimsel verilerin d›fl›nda kalan bilgiler de¤ersizgörülmelidir.

B) Metafizik kavramlar bilginin s›n›r› içinde incelen-melidir.

C) Duyusal olan›n ötesindeki gerçeklik kavranabil-melidir.

D) Tümel bir felsefe yapabilmenin olanaklar› ortayaç›kar›labilir.

E) Felsefenin araflt›rma alan› geniflletilmelidir.

88.. Analitik felsefeye göre olgular sembolik bir dil yard›-m›yla mant›¤›n ve matemati¤in dili kullan›larak ana-liz edilmelidirler. D›fl dünyan›n bilgisi salt olgusaldüzeyde bir bilgi olarak b›rak›lmamal› ve mant›k di-linin denetleme koflullar›ndan geçirilerek ortaya ko-nulmal›d›r.

BBuunnaa ggöörree ddiillee ddaayyaall›› bbiirr mmaanntt››kkssaall ççöözzüümmlleemmeeyyiiöönneemmsseeyyeenn aannaalliittiikk ffeellsseeffee aaflflaa¤¤››ddaakkii hhaannggii ffeellsseeffiiyyaakkllaaflfl››mm››nn bbiirr uuzzaanntt››ss›› ssoonnuuccuu oorrttaayyaa çç››kkmm››flfltt››rr??

A) Fenomenolojizm B) Pragmatizm

C) Pozitivizm D) Kritisizm

E) Sensüalizm

99.. Pragmatistlere göre bir fley faydal› oldu¤u için de¤er-lidir ve do¤rudur. Onlara göre yararl› olan deneylekan›tlanabilir. Örne¤in, akci¤er kanseri için buluna-cak bir ilac›n denenmesiyle ortaya ç›kacak olumlusonuç, onun do¤ru ilaç oldu¤unu gösterir. Dolay›s›y-la bilimsel do¤rular›n pratik alandaki yararlar›, onla-r›n do¤ru oldu¤unu göstermektedir.

PPaarrççaaddaann hhaarreekkeettllee aaflflaa¤¤››ddaakkii ssoonnuuççllaarrddaann hhaannggiissiinneeuullaaflfl››ll››rr??

A) Yararl› olan fley do¤ru oland›r.

B) Do¤ru bilginin farkl› ölçütleri vard›r.

C) Yararl› olan konusunda ortak görüfller yoktur.

D) Her do¤ru faydal› olan de¤ildir.

E) Do¤ru bilgiye ulaflt›racak mutlak ölçüt yoktur.

1100.. Pozitivizm sadece duyusal verilere dayanarak yan›l-g›ya düflmüfltür. Oysa insanlar nesne ve varl›klar›nözlerini kavrarlar. Bu özlerin kavranmas› ise insanzihninin nesnelere yükledi¤i özelliklerin nesneninkendisinden ar›nd›r›lmas› ile geriye kalan k›sm›n bi-linçle kavranmas›d›r.

BBuunnaa ggöörree ddiillee ggeettiirriilleenn ddüüflflüünncceeyyii öönneemmsseeyyeenn ffeellsseeffiiyyaakkllaaflfl››mm aaflflaa¤¤››ddaakkiilleerrddeenn hhaannggiissiiddiirr??

A) Pozitivizm B) Empirizm

C) Analitik Felsefe D) Fenomenoloji

E) Pragmatizm

1111.. Yaflad›¤›m›z dünya ve evren sürekli bir de¤iflim için-de oldu¤undan insan bilgileri de sürekli de¤iflmekte-dir. Çünkü yaflam›n› devam ettirmek isteyen insanyaflad›¤› evren hakk›nda bilgi edinmek zorundad›r.

BBuunnaa ggöörree aaflflaa¤¤››ddaakkii iiffaaddeelleerrddeenn hhaannggiissii ppaarraaggrraaffttaakkiiddüüflflüünncceeyyii ddeesstteekklleerr??

A) Bilgi dura¤an bir yap›ya sahiptir.

B) Bilgi ve yaflam içiçedir.

C) ‹nsan sürekli de¤iflir.

D) Evreni anlamak mümkün de¤ildir.

E) Evrendeki de¤iflimi herkes anlayamaz.

B‹LG‹ FELSEFES‹

45

B - A - C / E - C / B - A - C / A - D - B

Bu soruyu çözemediyseniz 2.16 nolu alt bafll›¤a dönebilirsiniz.

Bu soruyu çözemediyseniz 2.20 nolu alt bafll›¤a dönebilirsiniz.

Page 46: MODÜLER ÜN‹VERS‹TE HAZIRLIK DERG‹LERi · 2018-02-12 · LYS Edebiyat 01 LYS Edebiyat 02 LYS Edebiyat 03 LYS Tarih 01 LYS Tarih 02 LYS Tarih 03 LYS Ça¤dafl T. ve D. Trh

46

03 VARLIK FELSEFES‹

Var olan›n niceli¤i nedir?

Varl›k yarat›lm›fl ruh ve maddeden oluflur.

Varl›k kendisini fenomenlerde gösterir.

Günümüz dünyas›nda farkl› varl›k anlay›fllar› vard›r.

Bir varl›k olarak insan› de¤erlendirelim.

Varl›kla ilgili her fley varl›k felsefesinin konusudur.

Metafizik ve ontoloji birbirinden farkl› m›d›r?

Felsefe ve bilimin varl›¤a bak›fllar› farkl›d›r.

Varl›k diye bir fley gerçekten var m›d›r?

Varl›k, canl› bir olufltur.

Gerçek varl›k idealard›r.

Gerçek varl›k insan zihninden ba¤›ms›z bir maddedir.

Page 47: MODÜLER ÜN‹VERS‹TE HAZIRLIK DERG‹LERi · 2018-02-12 · LYS Edebiyat 01 LYS Edebiyat 02 LYS Edebiyat 03 LYS Tarih 01 LYS Tarih 02 LYS Tarih 03 LYS Ça¤dafl T. ve D. Trh

Varl›k kavram› “var olan fley”, “bir fleyin özü”, “al-g›lanm›fl olmak”, “var olma eylemi” gibi çeflitli an-lamlarda kullan›lmakla birlikte genel anlamda varolan her fleyin ortak ad›d›r. Bu anlamlardan yola ç›-karak insan bilincine ba¤l› ve insan bilincinden ba-¤›ms›z olarak iki ayr› varl›k anlay›fl›ndan bahsede-biliriz.

Birinci anlay›fla gö-re varl›k dedi¤imizfley insan bilincin-den ba¤›ms›z, yaniinsan›n onu düflü-nüp düflünmeme-sinden ba¤›ms›z o-larak var olan var-l›klard›r. ‹nsan onla-r› kendi zihnindedüflünmese dahi bu varl›klar varl›klar›n› devam et-tirirler. Örne¤in; ‹stanbul Üniversitesi merkez bi-nas›, Düden flelalesi, k›rm›z› bir otomobil, sardünyaa¤ac› vb. Bu varl›klar insan zihninden ba¤›ms›zolup “gerçek varl›klar” olarak adland›r›rlar.

‹kinci yaklafl›ma göre ise varl›klar insan zihnindebulunan, insan zihninde tasarlanm›fl olup gerçektekarfl›l›¤› olmayan varl›klard›r. Bu varl›klar da “dü-

flünsel varl›k-lar” olarak ad-land›r›l›rlar. Ra-kamlar, π say›-s›, deniz k›z›, gi-bi tasar›mlardüflünsel (ide-al) varl›klard›r.

Varl›k felsefesi varl›¤›n ana maddesini, ilk nedeni-ni, özünü ve varolufl ilkelerini kendisine konu edi-nir. Varl›k daha ‹lk Ça¤’dan itibaren felsefenin ko-nusu içinde yer alm›flt›r. Burada düflünme konusuedilen, tek tek nesneler olmay›p bir bütün olarakele al›nan varl›kt›r.

Varl›k felsefesinin konusu varl›kt›r. Varl›k, anlamca,d›fl dünyada bulunan ve duyulara konu olan bir ger-çekli¤e iflaret edebilece¤i gibi, zihinde bulunan vedüflünceye konu olan bir gerçekli¤e de iflaret edebi-lir. Örne¤in, oturdu¤umuz ev, bahçedeki a¤aç bilgisi-ni duyularla elde etti¤imiz varl›klarken; say›lar, kav-ramlar bilgisine düflünceyle ulaflt›¤›m›z varl›klard›r.

BBuu ppaarrççaaddaa aaflflaa¤¤››ddaakkiilleerrddeenn hhaannggiissii üüzzeerriinnddee dduurruull--mmuuflflttuurr??

A) Varl›¤›n olup olmad›¤›

B) Varl›¤›n ana maddesinin ne oldu¤u

C) Varl›¤›n hangi aflamalardan geçti¤i

D) Varl›¤›n mutlak m› yoksa göreceli mi oldu¤u

E) Varl›¤›n kapsam›n›n ne oldu¤u

Parçada varl›k felsefesinin konusu olan varl›¤›n neyetekabül etti¤i, neleri varl›k olarak kabul edece¤imizvurguland›¤›ndan do¤ru cevap “varl›¤›n kapsam›n›nne oldu¤u” ifadesi ile E seçene¤idir.

Cevap E

çözüm

örnek soru

VARLIK FELSEFES‹

47

3.1 Varl›kla ilgili her fley varl›k felsefesinin konusudur.

Varl›kla ilgili soruyu soran ve varl›¤› aç›klamakisteyen felsefeye metafizik ya da ontoloji ad› ve-rilir.

Metafizik varl›¤a iliflkin olarak, görünür olanlar›narkas›nda yatan gerçeklikleri sorgular. Ruh nedir?,Ölüm ötesi yaflam var m›d›r? ‹çinde yaflad›¤›m›z

evren kendili¤inden mi oluflmufltur yoksa bir yara-t›c›s› var m›d›r? gibi sorular metafizi¤in varl›kla il-gili sorular›d›r.

Ontoloji ise ‹lk Ça¤’dan beri varl›k olarak varl›klau¤raflan felsefe olarak alg›lanmaktad›r. Yani onto-loji metafizi¤in aksine sadece varolan› incelemek-

3.2 Metafizik ve ontoloji birbirinden farkl› m›d›r?

Bilim Varl›k felsefesi düflünsel varl›klar›n da gerçek varl›klar›n da ba¤l›oldu¤u “genel varl›k” alan›n› konu edinir.

Düflünsel varl›k

Gerçek varl›k

Page 48: MODÜLER ÜN‹VERS‹TE HAZIRLIK DERG‹LERi · 2018-02-12 · LYS Edebiyat 01 LYS Edebiyat 02 LYS Edebiyat 03 LYS Tarih 01 LYS Tarih 02 LYS Tarih 03 LYS Ça¤dafl T. ve D. Trh

te fizik ötesini kendisi-ne konu edinmekte fizikötesini kendisine konuedinmemektedir. Bu an-lamda metafizik ontolo-jiye göre daha kapsay›-c›d›r. Ancak ikisinin deçak›flt›¤› nokta fludur kiontoloji de metafizik devarl›kla ilgili soru soran,varl›¤›n özünü anlam-land›rmaya çal›flan ikidisiplindir.

fiimdi tarih sahnesinde metafizi¤e filozoflar›n nas›lyaklaflt›klar›na bir bakal›m.

Aristotales metafizi¤i varl›¤›n ilk nedenleri üzerinebir düflünme olarak tan›mlam›flt›r. Ancak evreninvarl›¤›, tanr› problemi gibi konularla ilgilenen me-tafizik özellikle Yeni Ça¤’dan itibaren bofl ve yarar-s›z bir u¤rafl olarak nitelendirilmifltir.

Kant ve pozitivist filozoflarda ise metafizik karfl›t›bir söylemle karfl›lafl›yoruz. Metafizik sorular›n as-la cevaplanamayaca¤›n› ifade eden Kant, bu soru-

lar› küçük metafizik alanlara bölerek bir kenara ko-yuyor.

18. yy.’da olumsuz anlam kazanan metafizik 13.yy.’da yeniden felsefe sahnesinde kendisine biryer buluyor. Fichte, W. Sehelling, G.W.F. Hegel gibiAlman filozoflar kendi metafizik sistemlerini kuru-yorlar.

AAflflaa¤¤››ddaakkiilleerrddeenn hhaannggiissii mmeettaaffiizziikk bbiillggiinniinn öözzeelllliikkllee--rriinnddeenn ddee¤¤iillddiirr??

A) Bilimin sundu¤u bilgilerin s›n›r› içinde kalmas›

B) Soyut kavramlara dayanmas›

C) Evreni bir bütün halinde ele alan aç›klamalara da-yanmas›

D) Mant›k ilkelerine dayanmas›

E) Çözülmemifl sorunlarla ilgili olmas›

(ÖYS 1996)

Metafizik görünenin arkas›ndaki özü de araflt›ran birdisiplin oldu¤undan bilimlerle uygunluk göstermez.

Cevap A

çözüm

örnek soru

VARLIK FELSEFES‹

48

3.3 Felsefe ve bilimin varl›¤a bak›fllar› birbirinden farkl›d›r.

Varl›k hem bilimin hem de felsefenin ortak konu-sudur. Ancak bu iki disiplinin varl›¤a yaklafl›mlar›birbirinden farkl›d›r.

Bilimin her alan›nda varl›¤›n farkl› yönleri incelemekonusu yap›lm›flt›r. Örne¤in, fizik varl›¤›n hareke-tiyle ilgilenirken, kimya varl›¤›n de¤iflimiyle, biyo-loji varl›¤›n yap›s›yla ilgilenir. Ancak bilimlerin hiç-biri felsefenin yapt›¤› gibi inceledi¤i varl›¤›n ger-çekten var olup olmad›¤›yla ilgilenmez. Felsefeninaksine varl›¤› var olarak kabul edip, deneyin, göz-lemin ve di¤er araflt›rma tekniklerinin konusu hali-ne getirerek mutlak bilgiye ulaflmaya gayret eder.

Son zamanlarda bilimin h›zl› ilerleyifli kimi varl›kla-r›n – nötrino, kuvark vb.- kuramsal olarak kabulüneyol açm›flt›r. Bilime göre, varl›¤›n görünen taraf›-n›n d›fl›nda kalan özellikleri dikkate de¤er de¤ildir.

Felsefe ise bilimden farkl› olarak, gözlenebilen, al-

g›lar›m›za konu edilebilen varl›klar›n d›fl›nda birvarl›k olup olmad›¤›n›, varl›¤›n gerçekte var olup,varolmad›¤›n› da sorgular. Duyusal olarak ulafla-may›p düflünme yoluyla ulaflabilece¤imiz baz› so-rular sorarak varl›¤›n özüne iliflkin incelemeler ya-par.

Do¤a bilimleri ve befleri bilimler ontolojiyi kabul ederken metafizi¤i reddet-mektedirler. Çünkü do¤a bilimleri görünenin arkas›nda gözünmeyen bir ger-çeklik oldu¤u fikrini kabul etmemekte sadece görünenle ilgilenmektedirler.

Page 49: MODÜLER ÜN‹VERS‹TE HAZIRLIK DERG‹LERi · 2018-02-12 · LYS Edebiyat 01 LYS Edebiyat 02 LYS Edebiyat 03 LYS Tarih 01 LYS Tarih 02 LYS Tarih 03 LYS Ça¤dafl T. ve D. Trh

Bilim varl›¤› incelerken belirli yönlerden ve ayr› ayr›ele al›r. Örne¤in biyoloji, canl› organizmalar›n “varl›-¤›”n›; jeoloji yeryüzünün “varl›¤›”n›, astronomi y›ld›z-lar›n “varl›¤›”n› inceler. Buna karfl›l›k felsefe varl›¤›flu ya da bu varl›k olarak de¤il bir bütün olarak eleal›r.

BBuunnaa ggöörree ffeellsseeffee vvee bbiilliimmiinn vvaarrll››¤¤aa yyaakkllaaflfl››mmllaarr›› iilleeiillggiillii aaflflaa¤¤››ddaakkiilleerrddeenn hhaannggiissii ssööyylleenneebbiilliirr??

A) Felsefe ve bilimin varl›¤a yaklafl›mlar› birbirindenfarkl›d›r.

B) Felsefe olmadan bilimler varl›¤a yaklafl›mlar›n› be-lirleyemezler.

C) Bilim ve felsefe varl›¤› uzun zamand›r incelemenesnesi yapm›flt›r.

D) Varl›k, felsefe ve bilim için bilinemezler a¤›d›r.

E) Bilim ve felsefe için varl›¤›n ilk unsuru düflüncedir.

Parçada bilimin varl›¤› parçalayarak incelemesininaksine felsefenin varl›¤› bütüncül flekilde ele almas›vurgulanm›flt›r. Buna göre bu her iki disiplinin varl›¤ayaklafl›mlar› birbirinden farkl›d›r.

Cevap A

çözümörnek soru

VARLIK FELSEFES‹

49

Bilim “Varl›k var m›d›r?” gibi sorularla u¤raflmaz, varl›¤› problem ola-rak ele almaz. Çünkü o, evreni ve onun içindeki varl›klar› var olarakkabul eder.

Bilimin varl›¤a yaklafl›m› indirgemeci felsefenin yaklal›fl›m› ise bütün-cül aç›dand›r.

‹nsan yaflam› boyunca varl›¤›n kendisini sorgular.

Varl›k diye sözünü etti¤imiz fley gerçekten mutlakanlamda bir varl›¤a iflaret eder mi? Di¤er bir deyifl-le insan zihninden ba¤›ms›z bir varl›k var m›d›r?Yoksa varl›k, insan zihninin üretti¤i bir olgudan/bir tasavvurdan m› ibarettir?

Bu sorular felsefe dünyas›nda uzun tart›flmalaraneden olan sorulard›r. Bu sorulara verilen yan›tla-r› bafll›ca iki k›s›mda toplamak mümkündür; insanzihninden ba¤›ms›z bir varl›¤›n olamayaca¤›n› iddi-a eden nihilizm(hiççilik) ve insan zihninden ba¤›m-s›z gerçek/mutlak bir varl›ktan söz edilebilece¤iniortaya koyan realizm (gerçekçilik).

Nihilizm (Hiççilik)

Nihilizm kavram›n›n kendisinden türedi¤i “nihil”sözcü¤ü hiçlik, yokluk anlam›na gelmektedir. Ni-hilizm, felsefi bir tutum olarak her türlü de¤erifadesine karfl› olmak gibi bir düflünceyi savu-nur.

Varl›k felsefesi ba¤lam›nda ise nihilizm, insan zih-ninden ba¤›ms›z bir varl›¤›n gerçekli¤ine karfl› ç›kar.

Nihilizm denince ilk akla gelen filozof F.W.Nietzsche’dir. O,tüm toplumsal kurallar› ve de-¤erleri inkar eder. Ona göre ev-rende nesnel bir düzen yokturve onu arama çabas›na gireninsan›n mücadelesi de bofluna-d›r.

Nihilist düflünüflü ilk olarak dil-lendiren filozoflardan biri So-fist Gorgias’t›r. Gorgias’a göre “Hiçbir fley yoktur,olsayd› da bilinemezdi, bilinseydi de baflkas›na ak-tar›lamazd›.” Bu yaklafl›m tarz› varl›¤›n nesnel ger-çekli¤ini reddeden bir anlay›fl›n ifadesidir.

3.4 Varl›k diye bir fley gerçekten var m›d›r?

Ontolojik anlamda “Varl›k yoktur.” diye cevap veren nihilizm de¤er alan›n-da da herhangi bir kural›, ahlaki ilkeyi kabul etmez.

Page 50: MODÜLER ÜN‹VERS‹TE HAZIRLIK DERG‹LERi · 2018-02-12 · LYS Edebiyat 01 LYS Edebiyat 02 LYS Edebiyat 03 LYS Tarih 01 LYS Tarih 02 LYS Tarih 03 LYS Ça¤dafl T. ve D. Trh

Uzakdo¤u düflüncelerinde de benzeri yaklafl›mla-r›n varl›¤›ndan söz edilebilir. Bunlardan biri de La-o Tse’nin öncüsü oldu¤u Taoizm’dir. Bu görüfle gö-re, Tao, mutlak cisimsizlik ve mükemmellik olaraktüm varolanlar›n kendisinden ç›kt›¤› özdür. Varl›k-lar ancak görünüfl olarak anlam ifade eder.

Realizm (Gerçekçilik)

Realist düflünürler genel olarak insan zihnindenba¤›ms›z bir varl›¤›n olabilece¤i konusunda hem fi-kirdirler. Varl›¤› kabul etmekle birlikte düflünürleraras›nda farkl› varl›k tasavvurlar› da ortaya ç›k-m›flt›r. Varl›¤›n neli¤i hususunda de¤iflik düflünce-ler ileri sürmüfllerdir. Felsefe tarihinde varl›k felse-fesi alan›nda hakim görüfl realizmdir. Felsefecile-rin büyük bir ço¤unlu¤u nitelik olarak farkl› da ol-sa mutlak varl›k hususunda olumlu yan›tlar ver-mifllerdir.

Varl›klar, sizin onlar karfl›s›nda durufllar›n›za göregösteriyorlar kendilerini. Önümdeki bir demet gül,ona bir botanik uzman› olarak yaklaflt›¤›mda, kendinibotanik biliminin kavramlar›yla sunar. Bir teorik fi-zikçi olarak atomlardan, fotonlardan, kuarklardanoluflan bir madde olarak verir kendini. Öte yandan,bir ressam ya da bir flairsem ne denli farkl› "yüzleriy-le" sunacakt›r kendini.

BBuu ppaarrççaaddaann aaflflaa¤¤››ddaakkii yyaarrgg››llaarr››nn hhaannggiissiinnee uullaaflfl››llaabbii--lliirr??

A) Her varl›k kendini di¤er varl›klardan farkl› gösterir.

B) Do¤ru bilgi, varl›¤› yans›tan bilgidir.

C) Bilimler, varl›¤›n özünü anlamam›z› kolaylaflt›r›r.

D) Varl›¤›n alg›lan›fl›, alg›layana ba¤l›d›r.

E) Kiflisel tutumlar varl›¤›n özünü de¤ifltirir.

(ÖSS 2004)

Paragrafta ayn› varl›¤a bakan bir fizikçinin, bir ressa-m›n ve bir flairin varl›¤› farkl› bir yönüyle alg›lad›¤›vurgulan›yor. Dolay›s›yla bu parçadan ulaflabilece¤i-miz sonuç varl›¤›n alg›lan›fl›, alg›layana ba¤l›d›r yar-g›s›d›r.

Cevap D

çözüm

örnek soru

VARLIK FELSEFES‹

Niceliksel anlamda varl›k bir midir, yoksa çok mu-dur? sorusuna cevap veren farkl› görüfller vard›r.Bunlar; monizm (tekçilik), düalizm (ikicilik) ve plü-ralizm (çokculuk) dir.

MMoonniizzmm; evreni tek bir “ilke”ye dayand›rarak aç›k-lamaya çal›flan ö¤retilere verilen add›r. ‹ster cev-her (öz) aç›s›ndan ister kanunlar ve ilkeler, isterseahlaki ve estetik de¤erler bütünü yönünden olsunbütün varl›¤› tek bir ilkeye ba¤layan bütün felsefisistemlere bu ad verilir.

Monizm genelde tek bir varl›¤›n, “bir” tür varl›¤›noldu¤unu öngören; yaln›zca tek bir fleyin bulundu-¤unu, “çok” un ise bu “tek”in görünümleri ya da“bir”i yanl›fl kavray›fl›m›zdan do¤an bir yan›lsamaoldu¤u ileri süren felsefeleri tan›mlamak için kulla-n›lm›flt›r.

Monizm; idealizm ve maddecilik yandafllar›n›n düa-lizme karfl› öne sürdükleri bir yan›tt›r. Onlara göregerçeklik ya tin ya da madde olan tek bir tözdanoluflmaktad›r.

DDüüaalliizzmm; varl›¤›n özünde birbirine indirgenemeyenbir de¤il iki cevher bulundu¤unu savunan ö¤reti-dir. Bu ö¤retinin önde gelen savunucusu R. Des-

50

3.5 Var olan›n niceli¤i nedir?

Töz; var olmak için kendisinden baflka hiçbir fleye ihtiyaç duymayan özdür.Öz ise bir fleyi o yapand›r. Öz ile toz birbirine kar›flt›r›lmamal›d›r. Örne¤inflekerin özü C

6H

12O

6d›r. fieker var olmak için karbona, hidrojene ve oksije-

ne ihtiyaç duyar ancak fleker bunlar›n d›fl›nda baflka bir fleydir. Töz ise varolmak için kendinden baflka bir fleye ihtiyaç duymaz ve var olan her fleyinözünde bulunur.

Page 51: MODÜLER ÜN‹VERS‹TE HAZIRLIK DERG‹LERi · 2018-02-12 · LYS Edebiyat 01 LYS Edebiyat 02 LYS Edebiyat 03 LYS Tarih 01 LYS Tarih 02 LYS Tarih 03 LYS Ça¤dafl T. ve D. Trh

VARLIK FELSEFES‹

51

“Varl›k var m›d›r?” sorusuna “Evet, vard›r.” fleklin-de cevap veren realist bak›fl aç›s›, insan zihnindenba¤›ms›z olarak var oldu¤u kabul edilen varl›k an-lay›fl›n› öne sürünce “Varl›k varsa e¤er ne türden

bir varl›kt›r?” sorusuyla karfl› karfl›ya kalmaktad›r.Bu soruya realist filozoflar aras›nda de¤iflik aç›kla-malar dile getirilmifltir. fiimdi bu yaklafl›mlar› ince-leyelim.

Var Olan›n Niteli¤i Nedir?

Bu görüfle göre, varl›k sürekli bir de¤iflim, geliflimiçindedir. Var olufl bir süreç olarak devam eder. Bugörüflün en önemli temsilcileri ‹lk Ça¤’dan Herak-leitos ile ça¤dafl düflünürlerden biri olan Whitehe-ad ve H.Bergson'dur.

Herakleitos’a göre, evrende sürekli bir mücadeleve de¤iflme vard›r. Var olan her fleyin ana madde-si atefltir. Atefl sürekli olarak de¤iflir ve yakarakvarl›¤›n› sürdürür. Bu de¤iflim bafl›bofl, düzensizbir de¤iflim olmay›p Tanr›sal Akla yani Logos’a gö-re gerçekleflen bir süreçtir. Herakleitos’a göre evrendeki de¤iflim nedeniyle

“ayn› ›rmakta iki kez y›kan›lamaz.”

cart’a göre düalizm bir bak›ma materyalizm ile idealizm aras›n-da bir uzlaflma çabas›d›r. O, var-l›¤›n ne tek bir ruha ne de tekbir maddeye indirgenemeyece-¤ini dile getirerek varl›¤› maddeve ruh olmak üzere iki cevherfleklinde aç›klar.

PPllüürraalliizzmm; evrenin, birbirlerine indirgenemeyen birçok varl›ktan meydana geldi¤ini ileri süren ö¤reti-dir. Bu anlay›fla göre evrenin yarat›lmas› ve varo-lufl sürecinin ifllemesinde ne tek bir belirleyici nede iki belirleyici vard›r. Bu süreçte belirleyici olanunsurlar ikiden fazlad›r. Bu anlafl›n önde gelenle-rinden Empedokles’in varl›¤›n temel ö¤esinin neoldu¤u sorusuna dört temel unsurla (su, atefl, ha-va ve toprak) cevap vermesi onun ço¤ulcu anlay›-fl›na örnek gösterilmektedir.

Ben sevdi¤im ve hayran oldu¤um O’yumSevdi¤imde benden baflkas› de¤ildir. Biz bir bedende iki ruhuz Sen beni görünce O’nu görüyorsun T›pk› O’nu görünce beni de gördü¤ün gibi

HHaallllaacc--›› MMaannssuurr bbuu ddiizzeelleerriiyyllee aaflflaa¤¤››ddaakkii ddüüflflüünncceelleerr--ddeenn hhaannggiissiinnii ddiillee ggeettiirrmmeekktteeddiirr??

A) Tanr›’ya varman›n yolu ak›l de¤il gönüldür.

B) ‹nsan ve Tanr› özdefltir.

C) Mutluluk, gönülde aflk› duyarak yaflamakt›r.

D) Bütün varl›klar içinde yaln›zca insan, Tanr›n›n özü-nü sezebilir.

E) ‹nsan nefsini yok ettikçe Tanr›’n›n varl›¤›n›n bilin-cine ulafl›r.

(ÖYS 1994)

Hallac–› Mansur beni O’nda görebilir O’nu ben de gö-rebilirsin diyerek Tanr› ile kendisini bir, özdefl k›lm›fl-t›r. Bu bak›mdan monist bir çizgi sergilemifltir.

Cevap B

çözüm

örnek soru

Descertes varl›¤› düalist bir bak›fl aç›s›yla aç›klayan filozoflar›n bafl›ndagelir.

3.6 Varl›k canl› bir olufltur.

Page 52: MODÜLER ÜN‹VERS‹TE HAZIRLIK DERG‹LERi · 2018-02-12 · LYS Edebiyat 01 LYS Edebiyat 02 LYS Edebiyat 03 LYS Tarih 01 LYS Tarih 02 LYS Tarih 03 LYS Ça¤dafl T. ve D. Trh

VARLIK FELSEFES‹

52

Whitehead de du-ra¤an varl›k anlay›-fl›na karfl› ç›kar.Ona göre de evrensürekli bir de¤ifli-min ve oluflun me-kan›d›r. Bu oluflher fleyin birbiriylevazgeçilmez iliflki-

lerinin oldu¤u bir süreçtir. Çünkü hiçbir fley tek ba-fl›na var olamaz. Varolan her fley varl›¤›n› kendisi-nin tam z›dd› olan fleyle çat›flmas›yla ortaya koyar.Dolay›s›yla varl›k karfl›tlar›n birli¤iyle tekamüleder.

H. Bergson’a göre de, dünya sürekli bir de¤iflimiçindedir ve bu de¤iflim ona göre, bir yaflam at›l›m›-d›r. Yaflam at›l›m› ise evrendeki yarat›c› süreçtir.

Herakleitos’a göre;

– Gölge ve ›fl›k, kötülük ve iyilik birbirinden ayr›la-maz;

– Her an bir fleyin ölümü ya da do¤umu evreni vareder ve güçlü k›lar.

– Tanr› gün ve gecedir, k›fl ve yazd›r, savafl ve ba-r›flt›r, verimlilik ve k›tl›kt›r.

HHeerraakklleeiittooss,, bbuu öörrnneekklleerrllee hhaannggii kkaavvrraamm›› aaçç››kkllaammaakk--ttaadd››rr??

A) Evrensel dönüflüm

B) Paradigma

C) Karfl›tlar›n birli¤i

D) Kaos

E) Töz

(ÖYS 1997)

Soruda verilen örneklerde birbirinin z›dd› olan fleyle-rin sentezinden bahsedilmektedir.

Cevap C

çözüm

örnek soru

Whitehead’e göre evren, mekanik bir varl›k de¤il, canl› bir olufltur.

3.7 Gerçek varl›k idea temeline dayan›r.

Bu görüfl varl›¤›n temel niteli¤inin ancak düflünseldüzeyde ifade edilebilece¤ini ileri sürer. Yani var-l›¤›n maddi bir yap›s› yoktur. Ancak ruhsal veya zi-hinsel bir yap›s› vard›r. Bu görüflün önde gelentemsilcileri aras›nda Platon, Aristo, Hegel gibiisimler yer al›r.

Platon temelde iki dünyan›n var oldu¤unu ileri sü-rer; idealar dünyas› ve cisimler dünyas›. Ona göre,gerçekten var olanlar idealard›r, içinde yaflad›¤›-m›z dünyada var olan cisimler ise ancak görünüfl-lerdir. Dünyada flu diye gösterdi¤imiz a¤aç, masa,heykel vb. her fley bir yans›madan ibarettir. Cisim-ler dünyas› gerçekten var olmay›p idealar›n /mut-lak gerçekli¤in görünüflleri/yans›malar›d›r.

Aristo ise gerçekten var olan›n töz oldu¤unu ifadeeder. Tözler de¤iflmenin temel merkezleridir. Aris-to, Platon’dan farkl› olarak idealar›n ayr› bir dün-yada de¤il de varl›kla birlikte oldu¤unu ve varl›¤›nözünü oluflturdu¤unu söyler. Ona göre varl›¤›ndört nedeni vard›r; maddi, formel, fail (hareket et-tirici) ve gail (amaca yönelik) neden. Bu nedenlerise iki ana nedene indirgenebilir; madde ve form.

Hegel de gerçek varl›¤› Geist (mutlak ruh-ak›l) ola-rak ifade eder. Mutlak varl›¤›n bilgi ya da düflüncesüreciyle do¤al süreci kapsayan geliflme çizgisi,

Page 53: MODÜLER ÜN‹VERS‹TE HAZIRLIK DERG‹LERi · 2018-02-12 · LYS Edebiyat 01 LYS Edebiyat 02 LYS Edebiyat 03 LYS Tarih 01 LYS Tarih 02 LYS Tarih 03 LYS Ça¤dafl T. ve D. Trh

Bu görüfle göre, varl›¤›n niteli¤i maddedir. Mater-yalizm olarak da an›lan bu yaklafl›ma göre, varolan her fley maddeden ortaya ç›km›flt›r. ‹lk Ça¤’daDemokritos bu yaklafl›m›n öncülerinden olarak ka-bul edilir. Marx, Hobbes ve La Mettrie gibi düflü-nürlerin varl›k anlay›fl› bu yaklafl›m› temsil eder.

Demokritos’a göre, varl›klar sonsuz say›da ve da-ha fazla parçaya bölünemeyen atomlardan mey-dana gelmifllerdir. Ayn› türden atomlar bir arayagelerek varl›¤› olufltururlar. Ayr›ld›klar›nda varl›kyok olur. Atomlar ise ezeli ve ebedidirler.

Thomas Hobbes'a göre varl›k cisimlerden olufl-mufltur.

Hobbes cisimleri;

• Do¤al cisimler

• Yapay (suni) cisimler

• Toplumsal cisimler

olarak s›n›fland›r›r.

Felsefe bu cisimlerin tümünü konu almal›d›r. Ruhise insan beyninin bir ifllevidir.

Marx’›n ortaya att›¤› diyalektik maddeci görüflegöre, canl› maddede ortaya ç›kan fiziko-kimyasalve biyolojik süreçler yeterince yüksek bir evrimdüzeyine ulaflt›¤› zaman, o bir kez daha yeni bir ni-telik kazan›r. Madde, Marx’a göre, flimdi bilinçkazanm›flt›r; maddede art›k zihinsel yaflam baflla-m›flt›r.

La Mettrie’ye göre, evrendeki tüm varl›klar mad-deden ya da maddenin de¤ifliminden / hareketin-den ibarettir. Ruh da maddenin bir parças›d›r.

VARLIK FELSEFES‹

53

Hegel’e göre diyalektik yoluyla gerçekleflir. Diya-lektik, hem düflünmenin hem de bütün varl›¤›n ge-liflme biçimidir. Düflünme de varl›k da hep karfl›tla-r›n içinden geçerek, karfl›tlar› uzlaflt›rarak geliflir-ler (tez, antitez, sentez).

Farabi ise varl›kla ilgili görüfllerinde Aristote-les'den etkilenmifl ve ‹slam'›n temel kurallar›naba¤l› kalm›flt›r. Ona göre, bütün varl›klar›n teme-linde "as›l varl›k", "zorunlu varl›k" olan "Vacibül-Vücud" vard›r. Bütün varl›klar varl›klar›n› bu "safiyilik" ve "ak›l" olan tanr›'dan al›rlar. Tanr› kendibafl›na vard›r. O, varl›¤›n› hiçbir fleyden almam›flt›r,öncesi ve sonras› yoktur. "Saf ve mutlak ak›l" (ilkak›l) yani Tanr›, dereceli olarak varl›k tabakalar›n›yaratm›flt›r.

Felsefi görüfllerinde otobüsü bir düflünceden ibaretsayanlar, otobüsün alt›nda ezilmemek için h›zla kar-fl› kald›r›ma koflarken onun düflünceden ibaret olma-d›¤›n› çok iyi anlarlar.

BBuu ccüümmlleeddee eelleeflflttiirriilleenn ggöörrüüflfl aaflflaa¤¤››ddaakkiilleerrddeenn hhaannggii--ssiiddiirr??

A) Bilginin tek kayna¤› duyumdur, duyumlardan geç-meyen bilgi düflüncede var olamaz.

B) Bilinebilir olan yaln›zca olgulard›r.

C) Varl›klar› yaratan düflüncedir, düflüncenin d›fl›ndanesnel bir dünya yoktur.

D) Bilgi ancak gözlem yoluyla elde edilebilir.

E) Bilgi, gözlem ve düflünmenin belli bir birikimi so-nunda birden bire gerçekleflir.

(ÖYS 1989)

Parçada elefltirilen görüfl, varl›¤›n sadece düflüncedevar oldu¤u, düflüncenin d›fl›nda nesnel bir de¤erininolmad›¤› görüflüdür.

Cevap C

çözüm

örnek soru

3.8 Gerçek varl›k insan zihninden ba¤›ms›z bir maddedir.

‹dealizm; düflünülen fleyi, d›fl dünyadaki varl›klar› özneye, idea’ye, yani öz-nenin bilincine indirger.

Page 54: MODÜLER ÜN‹VERS‹TE HAZIRLIK DERG‹LERi · 2018-02-12 · LYS Edebiyat 01 LYS Edebiyat 02 LYS Edebiyat 03 LYS Tarih 01 LYS Tarih 02 LYS Tarih 03 LYS Ça¤dafl T. ve D. Trh

VARLIK FELSEFES‹

54

Holbach'a göre hareket, maddenin temel niteli¤idir.Ancak madde hareketsiz bir fley olarak kabul edildi¤iiçin do¤a ve varl›k konusundaki aç›klamalarda Tanr›,ruh gibi madde d›fl› tözlere yönelinmektedir. Yani do-¤al nedenler bulunamay›nca maddedeki hareket, fi-zik d›fl› nedenlerle aç›klanmaya çal›fl›lmaktad›r. Bu,bilgisizli¤imizin bir sonucudur. Oysa do¤al olaylar›ndo¤al nedenleri vard›r. Örne¤in, düflünme, bir mole-kül hareketidir. Düflünmeyi ortaya koyan hareketleri,anlafl›lmaz bulabiliriz. Ama soyut bir töz kabul et-mekle de düflünmeyi aç›klayamay›z.

BBuunnaa ggöörree,, aaflflaa¤¤››ddaakkii yyaarrgg››llaarrddaann hhaannggiissiinnee uullaaflflaabbiillii--rriizz??

A) Varl›¤› anlamak için, varl›¤›n özünü bilmek gerekir.

B) Var olan her fley düflüncenin ürünüdür.

C) Gerçekten var olan canl› olan hareket halindekimaddedir.

D) Varl›k, karfl›tlar›n uzlaflmas› sonucu oluflan bir bü-tündür.

E) Evrende dura¤an (statik) bir yap› hakimdir.

Varl›¤›n temelinde soyut bir tözün olamayaca¤›n› be-lirten Holbach varl›¤› hareketli bir maddeye indirger.

Cevap C

Demokritos'a göre varl›¤›n temelinde boflluk veatomlar vard›r. Gördü¤ümüz tüm nesneler atomlar-dan oluflur. Atomlar bafltan beri hareket etmeleriiçin gerekli kuvveti d›flar›dan almaz, kendi güçlerin-den al›rlar. Kiminin hareketi h›zl›, kimisinin ki yavafl-t›r; bu da onlar›n a¤›rl›klar› ile ilgilidir. Bofllukta çeflit-li h›zlarda hareket eden atomlar çarp›flarak birleflir-ler ve nesneleri meydana getirirler. Evrende var gibihisedilen amaçl›l›k ve düzenlili¤in sebebi bu atomla-r›n irili ufakl›, a¤›r ve hafif olmalar›d›r.

BBuunnaa ggöörree,, aaflflaa¤¤››ddaakkii yyaarrgg››llaarrddaann hhaannggiissiinnee uullaaflfl››llaabbii--lliirr??

A) Evreni amaçlar koyarak yöneten evrensel bir ak›lvard›r.

B) Evrendeki olufl zorunlu ve mekaniktir.

C) Evrende rastlant›ya dayal› nesneler ve olaylar var-d›r.

D) Evren için ilk hareket gereklidir.

E) Evrendeki olufl zorunlu de¤il, amaçl›d›r.

Parçada varl›klar›n temelindeki atomlar›n zorunlu birflekilde hareket ederek nesneleri meydana getirdi¤idile getirilmektedir.

Cevap B

çözüm

örnek soru

çözüm

örnek soru

3.9 Varl›k, yarat›lm›fl ruh ve maddeden oluflur.Düalizm(ikicilik) olarak ifade edilen bu görüfle gö-re, varl›k bir yönüyle düflünce / idea / ruh bir yö-nüyle de maddedir. Bu yaklafl›m›n en önemli tem-silcisi Descartes’tir.

Descartes’e göre, yarat›lmam›fl ruh olarak Tanr›gerçek tözdür. Töz(cevher) var olmak için baflkabir varl›¤a ihtiyaç duymayan varl›kt›r. Di¤er iki tözise ruh ve maddedir. Söz konusu iki tözden, ruhuntemel niteli¤i düflünme, maddenin temel niteli¤iise yer kaplamad›r. Maddi dünyay› meydana geti-ren bu iki töz, ruh ve madde, de¤iflen ve sonlu töz-lerdir. Zira bunlar var olmak için Tanr›’ya muhtaç-t›rlar. Ruh ve madde birbirinden özce ayr› olanvarl›klard›r.

Page 55: MODÜLER ÜN‹VERS‹TE HAZIRLIK DERG‹LERi · 2018-02-12 · LYS Edebiyat 01 LYS Edebiyat 02 LYS Edebiyat 03 LYS Tarih 01 LYS Tarih 02 LYS Tarih 03 LYS Ça¤dafl T. ve D. Trh

‹nsan “Evren nedir?” sorusuyla kainat kitab›n› kavra-

maya çal›fl›r.

Varl›k felsefesinin konusu olan varl›k, ‹lk Ça¤’danberi filozoflar›n ilgisini çekmifl ve günümüze kadarfarkl› filozoflar›n görüflleriyle felsefe sahnesinderol oynam›flt›r. Her dönem kendi içinde farkl› özel-likleri bar›nd›rd›¤›ndan farkl› dönemlerde farkl›varl›k anlay›fllar› belirginlik kazan›r. Günümüzdede birbirinden farkl› varl›k anlay›fllar› karfl›m›zaç›kmaktad›r. Bunlardan yeni ontoloji, pragmatizmve varoluflçuluk 20. yüzy›l›n önde gelen varl›k fel-sefesi ak›mlar›n› oluflturmaktad›r. fiimdi s›ras›ylabu varl›k anlay›fllar›n› ve bu anlay›fllar›n savunucu-lar›n› inceleyelim.

Yeni ontoloji

Ontolojiyi deneysel temellere dayand›rmaya ve bi-limsel bilgilerle uyumunu sa¤lamaya çal›flan yeniontoloji anlay›fl›na göre varl›k, en son fleydir. Onunarkas›nda bir fley arama çabas› boflunad›r.

Nicolai Hartmann’›n öncülü¤ünü yapt›¤› yeni onto-loji genel hatlar›yla ontoloji ve epistemoloji aras›n-da bir ba¤ kurmaktad›r. Varl›¤› bilginin öncesinekoyan ve bilgi teorisinin öncel bir ontolojiye da-yanmas› gerekti¤ini öne süren bir anlay›fltad›r.

“Ontolojide Yeni Yollar” kitab›nda ontolojinin bilgikuram›na de¤il, bilgi kuram›n›n ontolojiye dayand›-¤›n›; bir nesnenin düflüncesinin ya da bilgisinin ola-bilmesi için nesnenin varl›¤›n›n zorunlu oldu¤unusavunan N. Hartmann, realist bir metafizi¤i amaç-layarak 19. yy. idealizmini ve monizmi elefltirmifltir.

Fenomenolojinin kurucusu ve en önemli temsilcisiolan E. Husseri, varl›¤›n fenomenden ibaret oldu-¤unu ifade eder.

Fenomen, dolays›z kavranabilen özdür. ‹nsan bilin-ci bu öze fenomenolojik yöntemi kullanarak ulafla-bilir. Fenomenolojik yöntemden kas›t varl›¤› an-lamland›r›rken insano¤lunun varl›¤a yükledi¤i tümöznel de¤erleri yok saymakt›r. Çünkü insan›n var-l›¤a yükledi¤i bu öznel de¤erler varl›¤›n kendisineait de¤ildir. Bu yöntem kullan›larak varl›¤›n özünümeydana getirmeyen somut özellikler parantezeal›nmak suretiyle ay›klan›nca, insan›n varl›k üze-rindeki bireysel düflünceleride ortadan kald›r›lm›flolur. Bu ise onun özüne var›lmas› anlam›na gelir.

Husserl’e göre insan varl›¤a yaklafl›rken bir y›¤›n de-¤er, dizgesi kullan›r. Bu durum ise varl›¤› anlamas›n›imkans›z k›lar. Bunun için fenomenleri insanlar›n on-lara yükledi¤i de¤erlerden kurtararak incelemek ge-rekir. Böylece nesnenin özüne ulaflabiliriz.

PPaarrççaayyaa vvaarrll››¤¤››nn öözzüünnee uullaaflflmmaayy›› eennggeelllleeyyeenn flfleeyy aaflflaa--¤¤››ddaakkiilleerrddeenn hhaannggiissiiddiirr??

A) Nesnenin özü B) Olgular

C) Maddenin kendisi D) Fenomenler

E) Tüm görüfl ve ön yarg›lar

Husserl’e göre nesnenin özüne ulaflabilmek için özeait olmayan özellikleri bir kenara koymak gerekir. Buözellikler ise insanlar›n öznel görüfllerine dayan›r.

Cevap E

çözüm

örnek soru

VARLIK FELSEFES‹

55

Husserl’e göre, önemli olan bilinç ve bilinç taraf›ndan do¤rudan tecrübeedilen özlerdir.

3.10 Varl›k kendisini fenomenlerde gösterir.

3.11 Günümüz dünyas›nda farkl› varl›k anlay›fllar› vard›r.

N. Hartmann’a göre tüm felsefi problemler ontolojik nitelikteki problemlerdir.

Görünenin arkas›nda ne oldu¤u

metafizik bir problemdir.

Page 56: MODÜLER ÜN‹VERS‹TE HAZIRLIK DERG‹LERi · 2018-02-12 · LYS Edebiyat 01 LYS Edebiyat 02 LYS Edebiyat 03 LYS Tarih 01 LYS Tarih 02 LYS Tarih 03 LYS Ça¤dafl T. ve D. Trh

VARLIK FELSEFES‹

56

Nesnenin bilgisinin söz konusu olabilmesi için öncenesnenin var olmas› gerekir. Örne¤in a¤ac›n ne oldu-¤undan, türlerinden, yararlar›ndan söz edebilmekiçin öncelikle “a¤aç” denilen bir fley var olmal›d›r.

BBuu ppaarrççaa aaflflaa¤¤››ddaakkii yyaarrgg››llaarrddaann hhaannggiissiinnii ddeesstteekklleerr??

A) Bilgi kuram› ontolojye dayan›r.

B) Varl›¤›n varl›¤›, onun bilgisine ba¤l›d›r.

C) Bilgi, bilinçteki bir fleyin bilgisidir.

D) Bilgi, varl›¤›n bilgisiyse nesneldir.

E) Kesin bilgi, deney verilerine dayanan bilgidir.

(YGS 2011)

Bir nesne hakk›nda bilgi üretibilmemiz onun varolu-fluna ba¤l› ise varoluflla ilgilenen ontoloji bilgi kavra-m›ndan önce bir öneme sahip olur.

Cevap A

Pragmatizm

Fayda sa¤layan bilgiyi do¤ru kabul eden temel ö¤-retiye pragmatizm ad› verilir. Bu anlay›fl›n enönemli temsilcileri Bilgi Felsefesi ünitesinde de be-lirtti¤imiz üzere W. James ve J. Dewey’dir.

W. James’a göre “Bir düflünce yararl›d›r, çünküdo¤rudur.” ya da “Bir düflünce do¤rudur, çünküyararl›d›r.” diyebiliriz; çünkü bu iki cümle ayn› an-lam› tafl›r.

Pragmatik düflünme biçimi, hangi araçlarla olursaolsun, amaca ulaflma yöntemidir. Pragmatikleregöre hakikatin herkes taraf›ndan kabul edilecek,nesnel bir ölçütü olmad›¤› için “baflar›” her türlüeylemin biricik ölçüsüdür. Yani pragmatizmdeönemli soru fludur: Bu benim ifline yar›yor mu? Ce-vap “evet” ise, bu fley hakikat; “hay›r” ise bu fleyyanl›fl ve kötüdür.

W. James’a göre pragmatik düflünce anlay›fl› bafl-ka türlü son verilemeyecek olan metafizik tart›fl-malar›n yat›flt›r›lmas› metodudur. Metafizi¤in“Dünya tek midir, çok mudur?” “Madde midir, ruhmudur?” gibi sorular›n›n do¤uraca¤› tart›flmalar›nsonu gelmez. Bunlar›n do¤ru olmalar› da olmama-lar› da mümkündür. Öyleyse tart›flma yersizdir.Dünya madde olsa ne olacak, ruh olsa ne olacak?Biri ya da ötekinin olmas› bize bir fayda sa¤lam›-yorsa bizim için önemli de¤ilse o zaman bizim içinanlam› yoktur.

J. Dewey’e göre düflünce ve bilgi, çevreye uymay›,do¤adan yararlanmay› ve mutlu olmay› sa¤layanbir araçt›r.

Egzistansiyalizm (varoluflçuluk)

Egzistansiyalizm; insan tecrübesini ve bu tecrübe-nin / deneyimin tekilli¤ini, biricikli¤ini insan do¤a-s›n› anlaman›n temeli olarak gören bir felsefe ak›-m›d›r. Bu anlay›fl›n en önemli temsilcileri Soren Ki-erkegaard, F.W. Nietzsche, J. P. Sartre’dir.

S. Kierkegaard’a göre insan yapt›¤› seçimlerle va-rolur. Dolay›s›yla insan yaflad›kça kendi benli¤inioluflturur.

Varoluflçulu¤u belirleyen en önemli özelliklerindenbiri de varoluflun özden önce geldi¤ine dair düflün-cedir. Geleneksel felsefede ise öz önce, varoluflsonra gelir.

Bütün varoluflçular insan›n özgürlü¤ünü ön planaç›kararak özgürlü¤ün insanlara a¤›r bir sorumlulukverdi¤ini iddia ederler.

Bu durumu J. P. Sartre “‹n-san özgür olmaya mahkum-dur.” sözüyle perçinler. Öz-gürlük ayn› zamanda sorum-luluk getirir. Çünkü insan ka-rar vermek, seçmek zorun-dad›r ve her birey yapt›¤› buseçimlerle özünü oluflturur.

Kierkegaard’a göre insan ön-celikle kendisini anlamal›d›r. Çünkü kendini anla-mayan insan kendi özüne uygun olmayan bir amaçbelirlemifltir.

çözüm

örnek soru

Bütün varoluflçular insan› göz ard› eden, onu sistemin bir parças› olarakgören felsefi ak›mlara tepki gösterirler.

Varoluflçu filozoflar›n ortak düflünsel özelli¤i bireyi, bireysel yaflam ve bi-reyin kendi yaflam› üzerindeki egemenli¤ini her fleyden üstün tutmalar›d›r.Pragmatik yatak

Page 57: MODÜLER ÜN‹VERS‹TE HAZIRLIK DERG‹LERi · 2018-02-12 · LYS Edebiyat 01 LYS Edebiyat 02 LYS Edebiyat 03 LYS Tarih 01 LYS Tarih 02 LYS Tarih 03 LYS Ça¤dafl T. ve D. Trh

VARLIK FELSEFES‹

57

3.12 Bir varl›k olarak insan› de¤erlendirelim.

19. yüzy›l›n ikinci yar›s›nda felsefe; insana, insan›nvarl›¤› ile ilgili soru ve sorunlara, insan›n dünyada-ki yerine, insan›n öteki canl›larla kendisi aras›nda-ki farkl›l›¤›n ne oldu¤unu sorgulamaya tekrar yö-nelmifltir. Genel anlamda bu sorular› sorup bu so-rulara cevap arayan felsefe dal›na “felsefi antro-poloji denmektedir ve Türkiye’de en önemli öncü-lü¤ünü Prof. Dr. Takiyettin Mengüflo¤lu yapmakta-d›r.

‹nsan, canl›lar dünyas› içinde ola¤anüstü, tama-men özel bir varl›kt›r. Bu durum onun kendi do¤a-s›n› sorgulayan kendini tart›flma konusu yapan,kendi üzerine yönelen bir varl›k olmas› ile kendiniortaya koyar. Çünkü birey var olana anlam yükle-yen bir varl›kt›r. Kendi de bir varl›k oldu¤u için ken-disi yani insan için de bizzat sorgulamalar gelifltir-mekte ve anlamlar yüklemektedir. Bu anlamda fel-sefe tarihi bir bak›ma bireyi anlaman›n tarihidirdenebilir.

‹nsan› di¤er canl›lardan ay›ran en önemli özellikle-rinden biri de onun de¤er üreten bir varl›k olmas›-d›r. Antole France, “Bay Bergeret’in köpe¤i yenile-meyen gögün mavisine hiçbir zaman bakmazd›.”ifadesi ile insan›n di¤er canl›lardan farkl› olarakduygulara, ruha sahip olan ve de¤er üreten (sanat,ahlak, din vb.) bir varl›k oldu¤unu vurgulamakta-d›r.

Bu anlamda tüm bunlardan flu sonucu ç›karabiliriz.‹nsan anlama çabas› ile çal›flan, konuflan, bilen, de-¤er üreten, seven ve inanan bir varl›kt›r ve bu yan-lar›yla di¤er varl›klardan ayr›l›r.

‹nsan, yaln›zca bir organizma olmaktan öte, zihne vebuna ba¤l› olarak da bilince sahip bir varl›kt›r. ‹nsankimi gereksinimlerini bilincinden ba¤›ms›z bir flekil-de, baflka birçok canl›n›n yaflam ifllevleri gibi içgüdü-leriyle sa¤layabilir. Yine de, onun en belirgin özellik-lerinden biri, eylemlerinin büyük bir bölümünü bile-rek ve ifltençle yap›yor olmas›d›r. ‹nsan›n bilinçli ey-lemleriyle, iç güdüsel olarak yapabileceklerinden pekço¤unu ve çok daha etkili olanlar›n› gerçeklefltirir. Buyolla, do¤ay› yaflam› aç›s›ndan daha uygun koflullarado¤ru de¤ifltirir.

BBuu ppaarrççaayyaa ggöörree iinnssaann›› ddii¤¤eerr ccaannll››llaarrddaann aayy››rraann öözzeell--lliikk aaflflaa¤¤››ddaakkiilleerrddeenn hhaannggiissiiddiirr??

A) Eylemlerinin, daha çok düflünsel süreçlere dayal›olmas›

B) Di¤er canl›lar üzerinde üstünlük kurmas›

C) Çevre koflullar›na uyum sa¤lamas›

D) Di¤er canl›larla bir arada yaflayabilmesi

E) ‹ç güdülerinin di¤er canl›lardan daha güçlü olmas›

(ÖSS 2001)

Paragrafta insan›n bilinçli bir varl›k olmas› hasebiyle di-¤er canl›lardan ayr›ld›¤› vurgulanmaktad›r. Bu vurguinsan eylemlerinin daha çok düflünsel oldu¤u yarg›s›y-la tutarl›l›k gösterdi¤inden do¤ru cevap A seçene¤idir.

Cevap A

çözüm

örnek soru

Page 58: MODÜLER ÜN‹VERS‹TE HAZIRLIK DERG‹LERi · 2018-02-12 · LYS Edebiyat 01 LYS Edebiyat 02 LYS Edebiyat 03 LYS Tarih 01 LYS Tarih 02 LYS Tarih 03 LYS Ça¤dafl T. ve D. Trh

11.. Gerek fiziksel, gerek zihinsel (ruhsal) varl›k türündenolsun, varl›¤›n en genel ve temel karakteristiklerinisoruflturan incelemeye "varl›k felsefesi" ad› verilir.Ad›n›n da gösterdi¤i gibi varl›k felsefesi esas olarakvarl›¤› konu edinir.

BBuunnaa ggöörree,, aaflflaa¤¤››ddaakkiilleerrddeenn hhaannggiissii vvaarrll››kk ffeellsseeffeessiinniinniillggiilleennddii¤¤ii ssoorruullaarrddaann bbiirrii ddee¤¤iillddiirr??

A) Evrende bir düzen var m›d›r?

B) Ben var m›y›m?

C) Varl›k de¤iflken midir, dura¤an m›d›r?

D) ‹nsan›n bu dünyadaki yeri nedir?

E) Eylemlerimizde sorumlu oldu¤umuz kaynak ne-dir?

22.. Teolojik yaklafl›ma göre evrenin kendisi ve evrende-ki varl›klar mümkün varl›klard›r. Varolmalar› kadarvarolmamalar› da mümkündür. Mümkün varl›klar›nvarl›¤› kendilerinden kaynaklanmaz. Zorunlu varl›kolan Tanr›'dan kaynaklan›r.

YYuukkaarr››ddaa tteeoolloojjiikk yyaakkllaaflfl››mmllaa iillggiillii aannllaatt››llaannllaarr,, aaflflaa¤¤››--ddaakkii ssoorruunnllaarrddaann hhaannggiissiinnee aaçç››kkllaammaa nniitteellii¤¤iinnddeeddiirr??

A) Varl›¤›n yap›s› ve özelli¤i nas›ld›r?

B) Varl›¤›n ana maddesi nedir?

C) Evren sonsuz mudur, s›n›rl› m›d›r?

D) Varl›k bir ve de¤iflmez midir? Sürekli de¤iflir mi?

E) Varl›k var m›d›r?

33.. Metafizik, varl›¤›n ilk sebeplerini araflt›rma konusuedinen disiplindir. Metafizik bilgiler kendi içinde sis-temli ve tutarl›d›r.

BBuunnaa ggöörree,, mmeettaaffiizziikk bbiillggiilleerrllee iillggiillii oollaarraakk aaflflaa¤¤››ddaakkii--lleerrddeenn hhaannggiissii ssööyylleenneemmeezz??

A) Gözlem ve deneyle kan›tlanabilir.

B) Ak›l ve mant›k ilkelerine dayan›r.

C) Çeliflkilere yer vermez.

D) Kesinlik tafl›maz.

E) Varl›k hakk›nda genel bilgi verir.

44.. Her bilim konusuna giren varl›klar› inceler. Örne¤inkimya, maddenin yap›s› ve özelliklerini, fizik evren-deki yasal›l›¤›, biyoloji canl› türlerini inceler. Ancakhiçbir bilim “Varl›k var m›d›r? Varl›k nedir? Varl›k de-¤iflir mi yoksa hep ayn› m› kal›r?” gibi sorular sormaz.Bu tür sorular› felsefe sorar.

BBuu ppaarrççaaddaa aass››ll aannllaatt››llmmaakk iisstteenneenn aaflflaa¤¤››ddaakkiilleerrddeennhhaannggiissiiddiirr??

A) Kimya bilimi maddenin yap›s› ve niteliklerini ko-nu edinir.

B) Fizik bilimi evrendeki yasal›l›¤› araflt›r›r.

C) Felsefe “Varl›k var m›d›r? Varl›k nedir?” gibi soru-lara cevap arar.

D) Bilim ve felsefenin varl›¤a yaklafl›m› farkl›d›r.

E) Bilim de felsefe de varl›¤› konu edinir.

55.. Varl›¤›n ne oldu¤u konusunda hepimizin ortak birnoktada buluflabilece¤ine inanmak bofluna bir hayal-dir. Çünkü varl›k ve bilgisi insanlara göre de¤iflir. Ki-fliden kifliye de¤iflen bu fleylerin gerçekten varoldu¤u-na inanmak ise insan›n kendini aldatmas›ndan baflkabir fley de¤ildir.

BBuu ddüüflflüünnccee vvaarrll››kk ffeellsseeffeessiinnddeekkii hhaannggii ggöörrüüflflllee iillggiillii--ddiirr??

A) ‹nsan zihninden ba¤›ms›z bir gerçek oldu¤unu sa-vunma

B) Varl›¤› madde olarak kabul etme

C) Varl›¤›n de¤iflimden ibaret oldu¤unu ileri sürme

D) Varl›¤›n olmad›¤›n› kabul etme

E) Varl›¤›n ilk unsurunun düflünce oldu¤unu önesürme

66.. Spinoza, Descartes’›n iki töz anlay›fl›na karfl› ç›kar.Beden ve ruhu, Aristoteles gibi ayn› gerçekli¤in ikiayr› görüntüsü olarak kabul eder.

SSppiinnoozzaa’’nn››nn yyaakkllaaflfl››mm››nnaa vvaarrll››kk ffeellsseeffeessiinnddee nnee aadd vvee--rriilliirr??

A) Dualizm B) ‹dealizm

C) Materyalizm D) Monizm

E) Nihilizm

KAVRAMA TEST‹ 1

58

Bu soruyu çözemediyseniz 3.2 nolu alt bafll›¤a dönebilirsiniz.

Page 59: MODÜLER ÜN‹VERS‹TE HAZIRLIK DERG‹LERi · 2018-02-12 · LYS Edebiyat 01 LYS Edebiyat 02 LYS Edebiyat 03 LYS Tarih 01 LYS Tarih 02 LYS Tarih 03 LYS Ça¤dafl T. ve D. Trh

77.. Zenon, Parmenides'teki do¤mam›fl, de¤iflmez, bölün-mez "Bir olan" düflüncesini destekler. Nesnelerdekiçokluk ve hareket kavram›na karfl› ç›kar. Onun hare-ketin gerçekli¤ine karfl› ileri sürmüfl oldu¤u kan›tlararas›nda en bilineni Akhilleus (Aflil) ile kaplumba¤aaras›ndaki yar›fl kan›t›d›r. Bu kan›ta göre yar›fla kap-lumba¤a önde bafllarsa, Akhilleus, kaplumba¤ayahiçbir zaman yetiflmeyecektir; çünkü bafllang›çtakikaplumba¤a ile kendi aras›ndaki mesafeyi koflmakiçin geçen zaman içinde kaplumba¤a, az da olsa, bi-raz ilerlemifl olacakt›r. Akhilleus'un birde bu aral›¤›koflmas› gerekecektir; ama bu arada kaplumba¤a,pek az da olsa, yine biraz ilerlemifltir; bu böyle son-suzlu¤a kadar gider.

BBuunnaa ggöörree,, aaflflaa¤¤››ddaakkii yyaarrgg››llaarrddaann hhaannggiissiinnee uullaaflfl››llaa--mmaazz??

A) Var olan› hareket ve çokluk diye ele ald›¤›m›zdabirtak›m çeliflmelere düfleriz.

B) Varl›k duran, de¤iflmeyen bir birliktir.

C) Var olan ancak bir ve hareketsizdir.

D) Varl›k hiç bitmeyen bir de¤iflme içindedir.

E) Evrende hareket yoktur; ancak bize varm›fl gibigörünür.

88.. Whitehead varl›¤›n ne oldu¤unu anlamak için do¤a-ya yönelmek gerekti¤ini düflünür. Ona göre evrendemekanik bir düzenin oldu¤u görüflü yanl›flt›r. Do¤adaher varl›k var olmak için baflka bir varl›¤a muhtaçt›r.‹nsan da do¤an›n bir parças›d›r.

BBuunnaa ggöörree WWhhiitteehheeaadd''››nn vvaarrll››kk hhaakkkk››nnddaakkii ggöörrüüflflüüaaflflaa¤¤››ddaakkiilleerrddeenn hhaannggiissiiddiirr??

A) Varl›k düflüncedir.

B) Varl›k maddedir.

C) Varl›k olufltur.

D) Varl›k fenomendir.

E) Varl›k hem madde hem düflüncedir.

99.. Herakleitos'a göre çok hareketli ve de¤iflken olmas›-na karfl›n de¤iflmeyen tek fley atefltir. Yani her fley de-¤iflir, evrende dura¤anl›k yoktur. Kal›c› fleyler varm›flkan›s›na kap›lmam›z›n nedeni de¤iflmenin belli bir il-ke ve düzene göre olmas›d›r. Bu ilke ve düzen ak›l(logos) d›r. Evren, bir yandan sürüp giden bir hareket-lilik, bir yandan da z›tlar›n sonsuz savafl›m›d›r. Herfley bir yanma süresinin aflamas›d›r. De¤iflmeden var-l›¤›n› sürdürüyormufl gibi görünen fleyler, asl›nda sa-vafl yasas›n›n gecici bir süre için uzlaflt›rd›¤› z›tl›klar-d›r.

BBuunnaa ggöörree,, HHeerraakklleeiittooss''uunn vvaarrll››kk aannllaayy››flfl››yyllaa iillggiillii aaflflaa--¤¤››ddaakkiilleerrddeenn hhaannggiissii ssööyylleenneebbiilliirr??

A) Var olan her fley düflüncenin ürünüdür ve kendi-siyle özdefltir.

B) Evren sürekli akan bir süreç olup bafllang›c› ve so-nu olmayan bir de¤iflmedir.

C) Her türlü gerçekli¤in sadece nesnel de¤il, ruhsalgerçekli¤in de özünü madde oluflturur.

D) Nesneler dünyas›ndaki varl›klar ancak ve ancakdüflünce gücüyle alg›lanabilir.

E) Tüm varl›klar maddenin mekaniksel yer de¤ifltir-mesiyle oluflmufl olup do¤an›n bir parças›d›r.

1100.. Farabi'ye göre yokluktan hiçbir iz tafl›mayan "bir" ve"gerçek" olan ilk varl›k Tanr›'d›r. Ondan önce dahaüstün varl›k yoktur. Tanr› var olmak için baflkas›naihtiyaç duymaz. Tanr›'n›n maddesi ve biçimi bulun-maz. Ondaki her fley "bir" oldu¤undan varl›¤›n›n ta-n›m› yap›lamaz.

BBuu ppaarrççaayyaa ddaayyaann››llaarraakk FFaarraabbii''nniinn vvaarrll››kkllaa iillggiillii ggöörrüü--flflüünnüünn aaflflaa¤¤››ddaakkiilleerrddeenn hhaannggiissii oolldduu¤¤uu ssööyylleenneebbiilliirr??

A) Varl›k maddedir.

B) Varl›k düflüncedir.

C) Varl›k hem madde hem düflüncedir.

D) Varl›k olufltur.

E) Varl›k fenomendir.

VARLIK FELSEFES‹

59

E - A - A / D - D - D / D - C / B - B

Zenon varl›¤› bir olufl olarak aç›klayan yaklafl›ma karfl› ç›kar.

Bu soruyu çözemediyseniz 3.7 nolu alt bafll›¤a dönebilirsiniz.

Page 60: MODÜLER ÜN‹VERS‹TE HAZIRLIK DERG‹LERi · 2018-02-12 · LYS Edebiyat 01 LYS Edebiyat 02 LYS Edebiyat 03 LYS Tarih 01 LYS Tarih 02 LYS Tarih 03 LYS Ça¤dafl T. ve D. Trh

11.. Aristoteles hocas› Platon gibi varl›¤›n ilk ve önemliögesinin idea oldu¤u görüflündedir. Ancak her fley-den önce bir do¤a bilgini oldu¤undan, do¤ay› oldu-¤u gibi, duyu organlar›n›n sa¤lad›¤› biçimde bilmekve tan›mak ister. Bu özelli¤i, onu, dostu ve hocas›Platon'a karfl› ç›kmaya yöneltmifltir. Bu konuda ken-disi flöyle der: "Dostluk ve hakikat gibi iki iyi aras›n-da tercih yapmak gerekirse ben hakikat› tercih ede-rim."

BBuu ppaarrççaayyaa ddaayyaannaarraakk aaflflaa¤¤››ddaakkiilleerrddeenn hhaannggiissii ssööyyllee--nneebbiilliirr??

A) Platon ve Aristoteles'in varl›k hakk›ndaki görüflle-ri birebir örtüflür.

B) Platon da, Aristoteles de idealist filozof olsalar dagörüflleri aras›nda birtak›m farkl›l›klar vard›r.

C) Platon ve Aristoteles varl›¤›n olufl oldu¤unu savu-nurlar.

D) Aristoteles görüfllerini ortaya koyarken Platon'udikkate almam›flt›r.

E) Platon'un varl›k hakk›ndaki görüfllerinin Aristote-les üzerinde hiçbir etkisi olmam›flt›r.

22.. Hobbes varl›klar›n, maddenin flekil almas›yla oluflancisimler oldu¤unu düflünür. Tüm evrenin mekanikhareket yasalar› taraf›ndan yönetildi¤ini söyler. Dün-yada var olan her fleyin, birbirlerine çarpan bilardotoplar›n›n meydana getirdi¤i sonuçlara benzer bir fle-kilde olufltu¤unu savunur. Görünmeyen, elle tutul-mayan fleylerin varl›¤›ndan flüphe eder. Bu anlamdaTanr›'n›n, ruhun, meleklerin varl›¤›n›n bilinemeyece-¤ini kabul eder.

BBuunnaa ggöörree,, HHoobbbbeess''uunn vvaarrll››kk aannllaayy››flfl››yyllaa iillggiillii oollaarraakkaaflflaa¤¤››ddaakkiilleerrddeenn hhaannggiissii ssööyylleenneebbiilliirr??

A) Var olan her fleyin kendi z›tt›na yöneldi¤ini ilerisürer.

B) Varl›¤›n dura¤an bir yap›da oldu¤unu düflünür.

C) Her varl›¤›n de¤iflmeyen bir özünün oldu¤unu sa-vunur.

D) Evrendeki oluflun zorunlu; de¤il amaçl› oldu¤unuileri sürer.

E) Evrenin bir makine gibi iflledi¤i görüflünü savu-nur.

33.. Mekanik materyalizm, nesneleri, kendi bafllar›na de-¤iflmez özellikleri olan varl›klar olarak görür. Evreninde¤iflmeyen bu parçalardan meydana geldi¤ini önesürer.

Diyalektik materyalizm, nesneleri karfl›l›kl› iliflkilerive çeliflkileri içinde ele al›r. Bu kurama göre her fleyoluflur, de¤iflir ve yok olur. De¤iflmiyor gibi göründü-¤ü zaman bile her fley kendi içinde belli bir de¤iflimve dönüflüm halindedir.

PPaarrççaayy›› aaflflaa¤¤››ddaakkiilleerrddeenn hhaannggiissii öözzeettlleerr??

A) Mekanik materyalizm evrende de¤iflmenin olma-d›¤›n› savunurken, diyalektik materyalizm evren-de her an de¤iflme oldu¤unu savunur.

B) Mekanik materyalizm, evrenin de¤iflmez özellik-leri olan nesnelerden meydana geldi¤ini savunur.

C) Diyalektik materyalizm, evrende de¤iflmenin kaç›-n›lmaz oldu¤unu savunur.

D) Mekanik materyalizmle diyalektik materyalizmaras›nda belirgin farkl›l›klar yoktur.

E) Mekanik materyalizm, nesneleri karfl›l›kl› iliflkilerive çeliflikleri içinde ele al›r.

44.. Demokritos’a göre varl›¤›n temelinde boflluk veatomlar vard›r. Gördü¤ümüz tüm nesneler atomlar-dan oluflur. Atomlar bafltan beri hareket etmeleri içingerekli kuvveti d›flar›dan almaz, kendi güçlerindenal›rlar. Kiminin hareketi h›zl›, kimisinin ki yavaflt›r;bu da onlar›n a¤›rl›klar› ile ilgilidir. Bofllukta çeflitlih›zlarda hareket eden atomlar çarp›flarak birleflirlerve nesneleri meydana getirirler. Evrende var gibi his-sedilen amaçl›l›k ve düzenlili¤in sebebi bu atomlar›nirili ufakl›, a¤›r ve hafif olmalar›d›r.

BBuunnaa ggöörree,, aaflflaa¤¤››ddaakkii yyaarrgg››llaarrddaann hhaannggiissiinnee uullaaflfl››llaabbii--lliirr??

A) Evreni amaçlar koyarak yöneten evrensel bir ak›lvard›r.

B) Evrendeki olufl zorunlu ve mekaniktir.

C) Evrende rastlant›ya dayal› nesneler ve olaylar var-d›r.

D) Evren için hareket gereklidir.

E) Evrendeki olufl zorunlu de¤il, amaçl›d›r.

KAVRAMA TEST‹ 2

60

Hobbes varl›¤› maddeye indirgeyen filozoflar aras›ndad›r.

Page 61: MODÜLER ÜN‹VERS‹TE HAZIRLIK DERG‹LERi · 2018-02-12 · LYS Edebiyat 01 LYS Edebiyat 02 LYS Edebiyat 03 LYS Tarih 01 LYS Tarih 02 LYS Tarih 03 LYS Ça¤dafl T. ve D. Trh

55.. Descartes’a göre yarat›lmam›fl ruh olarak Tanr› ger-çek tezir. Di¤er iki tez ise ruh ve maddedir. Söz ko-nusu iki tezden, ruhun temel niteli¤i düflünme, mad-denin temel niteli¤i ise yer kaplamad›r. Maddi dün-yay› meydana getiren bu iki tez, ruh ve madde, de¤i-flen ve sonlu tözlerdir. Ruh ve madde birbirinden ön-ce ayr› olan varl›klard›r.

BBuu ddüüflflüünncceelleerriiyyllee DDeessccaarrtteess vvaarrll››¤¤›› hhaannggii aakk››mmllaatteemmssiill eeddeenn ggöörrüüflflüünn öönnccüüllüü¤¤üünnüü yyaappmmaakkttaadd››rr??

A) Varl›¤› tamamen olanak kabul eden görüfl

B) Dualist

C) Materyalist

D) ‹dealist görüfl

E) Varl›¤› olufl olanak kabul eden görüfl

66.. Husserl'e göre as›l varl›k fenomendir. Fenomen isebilincin kavrad›¤› kadar›yla, bilinç için ve bilince gö-re varl›kt›r. Bilincimiz kendi alg› aktlar›yla yönelmifloldu¤u nesneyi anlayabilir, onu somut özelliklerin-den ay›klayarak "öz"ünü kavrayabilir ve bu özü be-timleyerek ortaya koyabilir. Bu nedenle gerçekli¤inbilincimizden ba¤›ms›z bir kendili¤indenli¤i yoktur.

BBuunnaa ggöörree HHuusssseerrll''iinn vvaarrll››kk aannllaayy››flfl››yyllaa iillggiillii aaflflaa¤¤››ddaa--kkii yyaarrgg››llaarrddaann hhaannggiissiinnee uullaaflfl››llaabbiilliirr??

A) As›l varl›klar›n, duyularla alg›lanan ve rastlant›yaba¤l› oluflan varl›klar oldu¤unu ileri sürer.

B) Evrendeki oluflumun mekanik ve zorunlu de¤il,bir amaca ba¤l› olarak gerçekleflti¤ini düflünür.

C) Hiçbir fleyin kendisiyle özdefl kalamayaca¤›n› dü-flünerek her fleyin de¤iflti¤ini iddia eder.

D) Varl›¤›n temelinde birbiren indirgenemeyen töz-lerin oldu¤unu kabul eder.

E) Gerçekli¤in yaln›zca yönelinen, bilincine var›lanve görülen fley oldu¤unu savunur.

77.. Varl›k arkas›nda bulunan fley, de¤iflmeyen objeler ya-ni “öz”lerdir. Örne¤in “kitap”tan bahsetti¤imizdekastteti¤imiz duyular›m›zla alg›lad›¤›m›z bir tek “ki-tap” de¤ildir. Düflünsel olarak kavran›lan kitap özü-dür.

BBuunnaa ggöörrüüflflee ddaayyaannaarraakk aaflflaa¤¤››ddaakkii yyaarrgg››llaarrddaann hhaannggii--ssiinnee uullaaflfl››llaabbiilliirr??

A) As›l gerçeklik maddedir.

B) Gerçek olan de¤iflmeyen bir unsur de¤il, de¤ifl-menin kendisidir.

C) Madde, düflüncesiz, öncesiz ve sonras›zd›r.

D) Var olufl bir öz bilinciyle kavranabilir.

E) Varl›k düflüncenin maddedeki yans›mas›d›r.

88.. S. Kierkegaard, varolufl insan›n somut ve öznel yafla-m›d›r der.

J. P. Sartre'a göre ise önceden belirlenmifl bir öze sa-hip de¤ildir, o kendini gerçeklefltirdi¤i ölçüde özünüoluflturur.

BBuu iikkii ddüüflflüünnccee ggöörrüüflfllleerriiyyllee hhaannggii aakk››mm››nn ffiikkiirrlleerriinniiddiillee ggeettiirriirrlleerr??

A) Pragmatizm

B) Materyalizm

C) Dualizm

D) Egzistansiyalizm

E) Pluralizm

99.. Felsefe tarihi, insan› anlaman›n tarihidir bir bak›ma.Ama zamanla, insana iliflkin dolayl› yaklafl›mlar dayeterli olmam›fl ve filozoflar, düflünürler do¤rudando¤ruya, aç›k ve seçik olarak insan› kendilerine konuedinmifllerdir. ‹flte felsefi insan bilim böyle bir isteme-nin sonucunda, felsefenin önemli bir dal› olarak orta-ya ç›km›flt›r.

EErrnnsstt CCoossssiirreerr''iinn bbuu ssöözzlleerriiyyllee bbeettiimmlleemmeessiinnii yyaapptt››¤¤››ddüüflflüünnccee ffeellsseeffeenniinn hhaannggii ddaall››dd››rr??

A) Varl›k felsefesi

B) Siyaset felsefesi

C) Sanat felsefesi

D) Felsefi antropoloji

E) Din felsefesi

VARLIK FELSEFES‹

61

B - E / A - B / B - E / D - D - D

Descartes varl›¤› sadece madde ya da sadece ruha indirgeyen görüfle kar-fl› hem madde hem ruh anlay›fl›n› savunur.

Page 62: MODÜLER ÜN‹VERS‹TE HAZIRLIK DERG‹LERi · 2018-02-12 · LYS Edebiyat 01 LYS Edebiyat 02 LYS Edebiyat 03 LYS Tarih 01 LYS Tarih 02 LYS Tarih 03 LYS Ça¤dafl T. ve D. Trh

62

04 AHLAK FELSEFES‹

Ahlak felsefesini temel kavramlar›yla tan›yal›m.

Ahlaki yarg›lar› di¤er yarg›lardan ay›ral›m.

Erdemin kap›s› yaflama aç›l›r.

Ne kadar özgürüz?

Ahlaki eylem hangi amaca yöneliktir?

Evrensel ahlaki ilkeler var m›d›r?

Anadolu bilgelerinin ahlaki yorumlamalar›na bir göz atal›m.

Eti¤in uygulama alanlar›

Page 63: MODÜLER ÜN‹VERS‹TE HAZIRLIK DERG‹LERi · 2018-02-12 · LYS Edebiyat 01 LYS Edebiyat 02 LYS Edebiyat 03 LYS Tarih 01 LYS Tarih 02 LYS Tarih 03 LYS Ça¤dafl T. ve D. Trh

‹nsan sadece bilen bir varl›k de¤il, ayn› zamandaeylemde bulunan bir varl›kt›r. ‹nsan eylemleri isemeydana gelifl, yöneldikleri erek ve de¤erler bak›-m›ndan felsefi sorular› içermektedir. Bu bak›mdanahlak felsefesi felsefenin alt dal› olarak karfl›m›zaç›kmaktad›r. Zira ahlak felsefesinin konusu temelolarak, insan›n hayat içinde gerçeklefltirdi¤i ey-lemler ve bu eylemlerin dayand›¤› ilkelerdir. Ahlak,kavram olarak Yunanca’da ethike, etos (töre) ola-rak ifade edilir.

Ahlak felsefesinin tart›flmalar›n›n merkezinde, dü-flünen bir varl›k olarak insan›n, toplum yaflam› için-de gerçeklefltirdi¤i davran›fl ilkeleri ve bu ba¤lam-da ortaya ç›kan problemler vard›r. Bu noktada ah-lak felsefesi insan davran›fllar›n› "iyi" ve "kötü"kavramlar› eflli¤inde bir de¤erlendirmeye tabi tu-tar.

Genel insan davran›fllar› üzerine ifade edilen de¤er-ler sistemi aahhllaakk olarak tan›mlan›rken, bu de¤erle-rin felsefi düzlemde tart›fl›lmas› eettiikk olarak tan›mla-n›r. Ahlak felsefesi (etik) felsefenin bir alt dal› ola-rak uzun süredir düflünürlerin zihinlerini meflgul et-mektedir ve ahlak felsefesi, herkes için geçerli ola-bilecek de¤erler üzerinde derinlemesine düflünme-ler gerçeklefltirir.

AAhhllaakkii yyaarrgg››llaarr, her toplumda varl›¤›n› sürdürüp, in-sanlar›n davran›fllar›n›n iyi ya da kötü olarak s›n›f-land›r›lmas›na neden olmaktad›r. Bu yarg›lar kimizaman sözlü kimi zaman da yaz›l› olarak ifade edi-lirler. Bir toplumun varl›¤›n› devam ettirmesi ve içbütünlü¤ün korunmas› anlam›nda büyük öneme sa-hiptirler. Dolay›s›yla bu kavramlar önemli bir prob-lem alan› olarak felsefenin içinde yer al›rlar.

‹lk Ça¤’daki sistematik filozoflardan itibaren ahlakiproblemler farkl› kavramlar eflli¤inde tart›fl›lmak-tad›r. Bu kavramlar› tan›mlamak ayn› zamandadavran›fllar›n temel ilkelerini belirleyebilmek anla-m›nda da yol göstericidir.

fiimdi ahlak felsefesinin (etik) bafll›ca kavramlar›olan iyi, kötü, ahlaki eylem, ahlak yasas›, ahlaki ka-rar, vicdan, sorumluluk, özgürlük, erdem, görev,mutluluk vb. kavramlar› aç›klayal›m.

‹‹yyii;; genel olarak topluma ve insan olma de¤erleri-ne faydal› oland›r, yap›lmas› beklenen davran›fllar-d›r.

KKööttüü;; yap›lmas› istenmeyen, de¤ersiz ve faydas›zoland›r.

ÖÖzzggüürrllüükk;; kiflinin iradesini kullanarak seçim yapabil-me durumudur. Bir eylemin ahlaki olabilmesi, onunözgürce yap›lmas›na ba¤l›d›r.

EErrddeemm;; ahlaki bak›mdan sürekli olarak iyi ve de¤erliolan davran›fllard›r. Örne¤in; cesaret, bilgelik, adaletvb.

AAhhllaakkii ssoorruummlluulluukk; ahlaki davran›flta bulunan kifli-nin eylemlerinin sonuçlar›n› üstlenebilmesidir.

VViiccddaann;; insana neyin iyi neyin kötü oldu¤unu söy-leyen ay›rt edici güçtür.

ÖÖddeevv; yerine getirmeyi kendi iste¤imizle üstlendi-¤imiz, sorumlulu¤unu üzerimize ald›¤›m›z bir buy-ruktur.

Deliğin bizim tarafta olmaması sevindirici

AHLAK FELSEFES‹

4.1 Ahlak felsefesini temel kavramlar›yla tan›yal›m.

63

Page 64: MODÜLER ÜN‹VERS‹TE HAZIRLIK DERG‹LERi · 2018-02-12 · LYS Edebiyat 01 LYS Edebiyat 02 LYS Edebiyat 03 LYS Tarih 01 LYS Tarih 02 LYS Tarih 03 LYS Ça¤dafl T. ve D. Trh

Vicdan, insan›n kendi davran›fllar›n›n ahlakça de¤erliolup olmad›¤›na karar vermesine yard›mc› olan birhakemdir. Bu yeti sayesinde insan, yap›p ettiklerinintoplumda var olan de¤erlere uygunlu¤u aç›s›ndanyarg›ya var›r.

Bu görüfle göre, vicdan afla¤›dakilerden hangisi ko-nusunda yarg›ya var›lmas›na yard›mc› olur?

A) Do¤al veya do¤aüstü olay

B) Güzel veya çirkin nesne

C) Do¤ru veya yanl›fl bilgi

D) ‹yi veya kötü eylem

E) Basit veya karmafl›k görüfl

(ÖSS 1999-ipt)

Parçada vicdan›n, insan›n eylemlerinin toplumsal de-¤erlere uygun olup olmad›¤›na karar vermesine yar-d›mc› oldu¤u vurgulanm›flt›r. Öyleyse vicdan iyi ve kö-tü davran›fllar hakk›nda bir yarg›ya varmam›za yar-d›mc› olmaktad›r.

Cevap D

AAhhllaakk yyaassaass››; kiflinin eylemlerinin s›n›rlar›n› çizen,eylemlerine yön veren, bir bak›ma kiflinin nas›ldavranaca¤›n› belirleyen kurallar sistemidir.

AAhhllaakkii kkaarraarr; kiflinin bilerek ve isteyerek, hür irade-si ile ahlak yasas›na uygun karar almas›d›r. Buradakiflinin baflkalar›n›n zorlamas› alt›nda olmamas›önemlidir.

AAhhllaakkii eeyylleemm; ahlaki de¤erlere uygun düflen ey-lemlerdir. Bu eylem de ahlaki kararda oldu¤u gibihür irade ve bilinçle yap›lmal›d›r.

Tüm bu kavramlar› bir örnekle aç›klayacak olursake¤er

Örne¤in, derse geç kalan bir ö¤reninin ö¤retmenegerekçesini belirtirken do¤ruyu söylemesi iyi ola-n›, yalan söylemesi kötü olan›, yalan söylememekya da yalan söylemek aras›ndan birini seçmesi öz-gürlü¤ü, yalan söylemeyip do¤ruyu söylemeye yö-nelmesi erdemi, seçti¤i davran›fl›n sonucuna kat-lanmas› sorumlulu¤u, içinden gelen sese uyarakyalan söylememesi vicdan›, yalan söylememesi ah-lak yasas›n›, yalan söylememeliyim demesi ahlakikarar›, yalan söylemiyorum demesi ise ahlaki eyle-mi yans›t›r.

Paris'te genç bir adam her gün ayn› f›r›ndan bayatekmek al›r. Bayat ekmek taze ekme¤in yar› fiyat›nasat›lmaktad›r. F›r›nc›, müflterisinin hofluna gidece¤inidüflündü¤ünden bir gün ekme¤i, içine tereya¤› süre-rek verir. Ertesi gün genç adam öfkeyle f›r›na gelir."Niçin böyle bir fley yapt›n? Günlerce u¤raflt›¤›mproje ya¤l› ekmek yüzünden mahvoldu. Ben bayatekme¤i çizimin hatal› yerlerini silmekte kullan›yor-dum." der.

BBuu ppaarrççaa "ahlaki eylem" llee iillggiillii aaflflaa¤¤››ddaakkii yyaarrgg››llaarrddaannhhaannggiissiinnii ddeesstteekklleerr nniitteelliikktteeddiirr??

A) ‹yili¤i ve kötülü¤ü belirleyen, eylemdir.

B) Erdemli olmak ahlaki karara ba¤l›d›r.

C) Ahlaki karar ahlaki eylemden önce gelir.

D) Do¤ru davranmak, erdemli olmak anlam›na gelmez.

E) Niyetin iyi olmas› eylemin iyi olmas›n› sa¤lamaz.

(YGS 2010)

Bireye yarar sa¤layan davran›fl iyi, sa¤lamayan dav-ran›fl ise kötüdür. Ancak yararl› olan insana göre de-¤iflir. Yarar göreceli bir kavram oldu¤undan siz iyi ni-yetle dahi bir baflkas›n›n yarar›na bir fley yapt›¤›n›z›düflünseniz asl›nda o anda o kiflinin yarar›na olma-yan bir fley yapm›fl ve kötü bir davran›flta bulunmuflolabilirsiniz. Dolay›s›yla iyi niyet eylemin iyi olmas›için geçerli ölçüt olamaz.

Cevap E

çözüm

örnek soruçözüm

örnek soru

AHLAK FELSEFES‹

64

Page 65: MODÜLER ÜN‹VERS‹TE HAZIRLIK DERG‹LERi · 2018-02-12 · LYS Edebiyat 01 LYS Edebiyat 02 LYS Edebiyat 03 LYS Tarih 01 LYS Tarih 02 LYS Tarih 03 LYS Ça¤dafl T. ve D. Trh

Erdem insan›n seçme özgürlü¤ünü iyi, faydal›, de-¤erli olan› seçerek kullanmas› yarars›z olan› red-detmesi anlam›na gelmektedir. Dolay›s›yla erde-min temelinde bir seçim yapma durumu vard›r. Ha-yat ise sürekli yol ayr›mlar›nda karar vermek zo-runda oldu¤umuz bir eylemler alan›d›r. Dolay›s›yla;insan, her yol ayr›m›nda do¤ru ile yanl›fl› birbirin-den ay›r›p do¤ru olana, iyi olana yönelmeye çal›fl›r.Ancak bu çok da kolay de¤ildir. Çünkü her seçimbir sorumlulu¤u da beraberinde getirir. Karar›n›vermifl, seçimini yapm›fl ve eylemde bulunmufl kifliher fleye ra¤men karar›n› iyi yönde veriyorsa er-demli kifli olabilir.

Kifli her yol ayr›m›nda “Ne yapmal›y›m?” sorusunukendine sorar ve içindeki ses hiçbir zaman ona“Yanl›fl olan› yap.” demez. ‹çimizdeki ses bize herzaman “Do¤ru olan› yap.” der.

Peki öyleyse insanlar niçin yanl›fl olan› yaparlar?Niçin erdemli olmaktan kaçarlar, ya da erdemli, fa-ziletli olamazlar? Çünkü erdemli olmak sorumluluksahibi olmakt›r. Kifli sorumluluktan kaçt›¤› için, da-ha kolay olan› tercih eder ve "Ne yapal›m benimbunu yapmaya gücüm yoktu." der. Bu ise kiflininhayat içerisinde kendini aciz görmeyi kabul etme-sidir. ‹nsan yaflam içindeki en önemli niteliklere sa-hip varl›kt›r ve o, hayatla mücadelesinde güçlü,

AHLAK FELSEFES‹

4.3 Erdemin kap›s› yaflama aç›l›r.

65

Yarg›, bir olgu yada kavramlara dair bir iddiay› di-le getiren ifadelere verilen add›r. Yarg›lar› olgu vede¤erler alan›na ait olmak üzere ikiye ay›rabiliriz.

Olgu alan›na ait yarg›lar bizim d›fl›m›zda bir ger-çekli¤e sahip, kifliden kifliye de¤iflmeyen, nesnelyarg›lard›r. De¤er yarg›lar› ise gerçekli¤i de¤il, de-¤erlendirmeyi içeren yarg›lar oldu¤undan öznel-dir. Yani kifliden kifliye de¤iflir.

Estetik, din ve ahlak de¤er alan› içinde yer al›rkenbilim ve bilgiye dair önermeler alg› alan›na dahilolurlar.

• Estetik yarg›lar "güzel", "çirkin"

• Dini yarg›lar "sevap", "günah"

• Ahlaki yarg›lar "iyi", "kötü"

• Bilgiye dair yarg›lar "do¤ru", "yanl›fl"

kavramlar›yla de¤erlendirilir.

Bir düflünüre göre, ahlâki de¤erler do¤ru ya da yanl›fl›,bireylerin kan›lar›ndan ba¤›ms›z olarak belirler. Örne-¤in "Öldürmek kötüdür." yarg›s›, t›pk› "Üçgenin iç aç›la-r›n›n toplam› 180° dir." yarg›s› gibi, do¤rulu¤u insanla-r›n duygu ve e¤ilimlerine göre de¤iflmeyen bir yarg›d›r.

BBuu ddüüflflüünnüürr,, aahhllaakk ddee¤¤eerrlleerriinnddee hhaannggii öözzeellllii¤¤iinn bbuulluu--nndduu¤¤uunnuu öönnee ssüürrmmeekktteeddiirr??

A) Erdemli yaflaman›n bir arac› olma

B) Tan›mlanamaz nitelikte olma

C) Zamanla de¤iflme

D) Nesnel olma

E) ‹nsanlar aras›ndaki iliflkileri yönlendirme

(ÖSS 1999)

Parçada ahlâki de¤erlerin do¤rulu¤u geometrik öner-melerin do¤rulu¤una benzetilmifltir. Ahlâki de¤erlert›pk› geometri önermeleri gibi kiflisel yarg› ve de¤er-lendirmelerden ba¤›ms›z olarak do¤ru veya yanl›flt›r.Yani nesneldir.

Cevap D

çözüm

örnek soru

4.2 Ahlakî yarg›lar› di¤er yarg›lardan ay›ral›m.

Kar›n ya¤mas›, suyun 100°C' de kaynamas› birer olgudur ve bunlar ki-fliden kifliye de¤iflmezler, nesneldirler. Buna karfl›n kar›n ya¤mas› durumu-na iliflkin kiflisel de¤erlendirmelerde de¤er alan› devreye girer. Kar›n ya¤-mas› tatil ümidiyle bekleyen çocuklar için iyi, yakaca¤› olmayan yoksul ki-fliler için kötüdür. Dolay›s›yla de¤erlendirmeyi içeren yarg›lar kifliden kifli-ye de¤iflen, öznel bir yap›ya sahiptir.

Page 66: MODÜLER ÜN‹VERS‹TE HAZIRLIK DERG‹LERi · 2018-02-12 · LYS Edebiyat 01 LYS Edebiyat 02 LYS Edebiyat 03 LYS Tarih 01 LYS Tarih 02 LYS Tarih 03 LYS Ça¤dafl T. ve D. Trh

AHLAK FELSEFES‹

66

‹nsan›n eylemde bulunurken özgür olup olmad›¤›,özgür olabildi¤ini kabul etti¤imizde hangi flartlar-da ve ne oranda özgür olabilece¤i sorusu ahlakfelsefesinin cevap arad›¤› önemli sorulardan biri-dir. Bu sorulara verilen cevaplara geçmeden önceözgürlük kavram›n› biraz aç›klayal›m.

ÖÖzz –– ggüürr –– llüükk: Öz kelimesinden türeyen özgürlükkiflinin kendisinin, flahsiyetinin gür olmas›, güçlüolmas› durumudur. Dolay›s›yla ancak kiflili¤i sa¤-lam, kifli (birey) olmay› becerebilmifl kiflininöz/gürlü¤ünden bahsedebiliriz. Bir bak›ma öz/gür-lük kiflinin hayat içerisinde özne olmay› da becere-bilmesidir. Ahlak felsefesi için ise öz/gürlük, seçe-bilme halidir.

Bu iki düflünceyi sentezledi¤imizde karfl›m›za flutan›mlama ç›kar. Öz/gürlük kiflinin seçim seçim ya-pabilme halidir ancak öz/gür kifli seçim yapabilir.

Bunun için ise kifli kendini / özünü infla etmelidir.Biz kendisini / özünü infla edememifl insanlar›nöz/gürlü¤ünden bahsedemeyiz. Böyle bakt›¤›m›z-da bugün öz/gürlü¤ün kiflinin kendi elinde oldu¤ufikrini de kabul etmifl oluruz.

Peki biz ne kadar özümüzü gürlefltirebiliriz, bu ta-mam›yla bizim elimizde midir? Yoksa bizim özü-müzü gürlefltirmemize mani olan fleyler var m›d›r?Dolay›s›yla ne kadar öz / gür olabiliriz?

Bu sorulara felsefe tarihinde birçok farkl› cevapverilmifltir. Bununla birlikte bu cevaplar›n olufltur-du¤u temel görüflleri determinizm, indeterminizm,otodeterminizm, liberteryanizm ve fatalizm bafll›k-lar›nda toplayabiliriz. fiimdi bu yaklafl›mlar› ve sa-vunucular›n› inceleyelim.

4.4 Ne kadar özgürüz?

kuvvetli, çevik olmal›d›r. Onu di¤er varl›klardanay›ran yönü akl›n› kullanarak hayat mücadelesindegalip gelebilme yetisidir. Erdemli insan yaflam ak›-fl› içinde piflmanl›klar› olmayan, eylemlerini niçinyapt›¤›n› bilen, sorumluluklar›n› üstlenmifl ve iç hu-zuru yakalam›fl insand›r. Dolay›s›yla mutludur. Er-demli bir hayat› tercih etmemifl insan ise hayataher zaman yenik düflecek insand›r.

Erdemli insan, yaln›zca erdemli olma özelliklerini ta-fl›y›p bunun bilincinde olan insan de¤ildir; eylemleriy-le de sahip oldu¤u erdemleri yans›tabilmelidir. Ça¤›-m›zda, erdemler üzerine konuflulup, erdemli olmayaait bilgiler üretilmesine karfl›n, insanlar›n eylemlerive sözleri birbirini tutmamaktad›r. Erdemli insan, bil-gisi ile yapt›¤›, düflüncesi ile eylemi aras›nda bofllukolmayan insand›r.

Bu parçada erdemin hangi yönü vurgulanmaktad›r?

A) Gözlemlenebilmesinin çok zor oldu¤u

B) Eylem alan›na da tafl›nmas› gerekti¤i

C) Ancak bilgili kimselerin sahip olabilece¤i

D) Sonucunun kifliye bir baflar› olarak dönmesi gerek-ti¤i

E) Mutluluk verdi¤i ölçüde de¤erli say›laca¤›

(ÖSS 2001)

Parçada erdemin sadece teorik bir fley olmad›¤› ayn›zamanda kiflinin erdemin bilgisine sahip olmakla bir-likte eylemleriyle onu hayata tafl›mas› gerekti¤i vur-gulanmaktad›r. Dolay›s›yla erdemin eylem alan›natafl›nmas› gerekti¤ine iflaret edilmektedir.

Cevap B

çözüm

örnek soru

Page 67: MODÜLER ÜN‹VERS‹TE HAZIRLIK DERG‹LERi · 2018-02-12 · LYS Edebiyat 01 LYS Edebiyat 02 LYS Edebiyat 03 LYS Tarih 01 LYS Tarih 02 LYS Tarih 03 LYS Ça¤dafl T. ve D. Trh

DDeetteerrmmiinniisstt ((BBeelliirrlleenniimm--ccii)) YYaakkllaaflfl››mm

Bu yaklafl›ma göre ahlâ-ki eylemde bulunurkeninsan özgür de¤ildir. Buyaklafl›m› savunanlar›nda birçok kan›t ileri sür-dü¤ünü görüyoruz:

•• Psikolojik Kan›t: ‹nsan, bilinç alt›nda davran›fl-lar›n› etkileyen etkenlerin fark›nda de¤ildir.Dolay›s›yla bilinç alt›ndaki birtak›m tabularonun davran›fllar›n› etkiler ve özgür olmas›n›engeller.

•• Sosyolojik Kan›t: Birey davran›flta bulunurken,içinde yaflad›¤› toplumun kurallar›n› göz önün-de bulundurmak zorundad›r. Bu ise kiflinin öz-gürce hareket etmesini engeller.

•• Ahlâki Kan›t: Ahlâki kurallar insan›n kararlar›n›etkiler ve bu kurallar özgürlük alan›m›z› s›n›r-lar.

•• Hukuki Kan›t: Hukuki kurallar eylemlerimizi et-kiler. Bu durumda özgür karar veremeyiz.

Stoac› görüfle göre, insan dünya sahnesinde yaln›z-ca bir oyuncudur. Oynayaca¤› rolü seçemez, oyunamüdahale edemez. Her insan›n bu sahne içinde neyapaca¤›n› evrensel ak›l belirler. Kiflinin kontroledebilece¤i tek fley vard›r: kendi tav›rlar› ve tutkula-r›. ‹nsan kendisine ne rol verilmiflse onunla yetinme-li, sahip olamayaca¤› fleyler için açl›k ve k›flkançl›kduymamal›d›r.

SSttooaacc››llaarr››nn bbuu ggöörrüüflflüünnüünn ddaayyaanndd››¤¤›› tteemmeell vvaarrssaayy››mmaaflflaa¤¤››ddaakkiilleerrddeenn hhaannggiissiiddiirr??

A) ‹nsanlar, davran›fllar›n› baflkalar›na örnek olacakbiçimde düzenlemelidirler.

B) Olaylar› önceden kestirebilirsek onlar› yönlendire-biliriz.

C) ‹nsan›n, kendine b›rak›lm›fl küçük bir alan d›fl›nda,karfl› konulamaz bir yazg›s› vard›r.

D) Erdem, özgür iradenin ahlakça iyi olana yönelme-sidir.

E) Duyular›n bize sa¤lad›¤› bilgiler ile akl›n sa¤lad›¤›bilgiler sürekli çat›fl›r.

Parçaya göre, kifli, yaflam›nda kendine düflen rolü se-çemez ve olup bitenlere karfl› koyamaz. Sadece ken-di tav›rlar› ve tutkular›yla ilgili küçük bir yaflam ala-n›na müdahale edebilir. Yani kendisi için önceden be-lirlenmifl olan fleyleri, yazg›s›n› yaflar.

Cevap C

‹‹nnddeetteerrmmiinniisstt ((BBeelliirrlleennmmeezzccii)) YYaakkllaaflfl››mm

Bu yaklafl›ma göre ahlâki eylemde bulunurken in-san özgürdür. Bunun birçok kan›t› vard›r:

•• Psikolojik Kan›t: ‹nsan eylemde bulunurken, öz-gür oldu¤unu ve bu davran›fl› herhangi bir etkialt›nda olmadan yapt›¤›n› hisseder.

•• Sosyolojik Kan›t: Bütün kurallar ve karfl›l›kl› an-laflmalar, insan›n özgür bir varl›k oldu¤u varsa-y›m›na dayan›r.

•• Ahlâki Kan›t: ‹nsan›n davran›fllar›n› belirleyenahlaki kurallar›n dayana¤› insan›n karar vermeözgürlü¤üdür. Ancak özgür insana emir verilir.

•• Hukuki Kan›t: Ceza hukuku, insan›n yapt›¤› birdavran›fl›n sorumlulu¤unu tafl›d›¤› ilkesindenhareket eder. Ancak özgür insan sorumlu tutu-lur.

çözüm

örnek soru

AHLAK FELSEFES‹

67

Page 68: MODÜLER ÜN‹VERS‹TE HAZIRLIK DERG‹LERi · 2018-02-12 · LYS Edebiyat 01 LYS Edebiyat 02 LYS Edebiyat 03 LYS Tarih 01 LYS Tarih 02 LYS Tarih 03 LYS Ça¤dafl T. ve D. Trh

AHLAK FELSEFES‹

68

4.5 Ahlaki eylem hangi amaca yönelik gerçekleflir?

Bir kifli, bir eylemin kendini haks›z duruma düflürece-¤ini b›le bile o eylemi yap›yorsa, bu kifli bilinçli olarakhaks›zd›r. Öte yandan haks›zl›k al›flkanl›k haline gel-di¤inde, haks›zl›ktan kaç›nman›n kiflinin elinde olma-d›¤› da bir gerçektir. Fakat yine de kifli al›flkanl›klar›n-dan sorumludur; çünkü o, al›flkanl›klar›n›n gerçek ya-rat›c›s›d›r. Her ne kadar eylemin yinelenmesi al›flkan-l›¤a neden olsa da eylemin dayana¤› özgürlüktür.

BBuu ppaarrççaaddaa ssaavvuunnuullaann ggöörrüüflflüünn tteemmeelliinnddeekkii ddüüflflüünncceeaaflflaa¤¤››ddaakkiilleerrddeenn hhaannggiissiiddiirr??

A) Al›flkanl›klar yaflam› kolaylaflt›r›r.

B) Toplum bireylere sorumluluklar›n› hat›rlatmal›d›r.

C) Haks›z eylemleri yapanlar cezaland›r›mal›d›r.

D) S›n›rs›z özgürlük olumsuzluklar›n nedenidir.

E) ‹nsan, ahlâkla ilgili eylemlerinde özgürdür.

(ÖSS 2003)

Parçada kiflinin al›flkanl›klar›ndan sorumlu oldu¤uvurgulanmaktad›r. Kifli al›flkanl›klar›n›n yarat›c›s›d›r.Dolay›s›yla eylemlerinde özgürdür.

Cevap E

OOttooddeetteerrmmiinniizzmm ((AAhhllaakkssaall ÖÖzzeerrkklliikk))

Determinizm ve indeterminizme göre daha uzlafl-t›rmac› bir yaklafl›m olan otodeterminizme göre,mutlak özgürlük ya da mutlak belirlenimlik söz ko-nusu de¤ildir. Yani davran›fl› belirleyen birtak›metkenlerin oldu¤u kabul edilmelidir ancak kifli öz-gürlü¤ü kiflisel olarak elde edebilir. Kifli kendi de-¤erlerini oluflturabilme gücüne, olana¤›na sahiptir.

LLiibbeerrtteerryyaanniizzmm

Bu yaklafl›ma göre insan eylemleri birtak›m kural-lar çerçevesinde ortaya ç›kmad›¤›ndan tam anla-m›yla aç›klanamaz. Bundan dolay› insan kendi ey-lemlerinden kendi sorumludur ve özgürdür.

FFaattaalliizzmm

Bu anlay›fla göre insan özgür de¤ildir Çünkü her-fleyden önce do¤aüstü bir güç taraf›ndan belirlen-mifl bir yazg›m›z vard›r. Biz ve bu yazg›y› yaflar›zve bu yazg›y› de¤ifltiremeyiz. Bu yazg›n›n varl›¤›insan›n özgürlü¤ünü yok eder. Dolay›s›yla sorum-luluk ve ahlaktan bahsedemeyiz.

çözüm

örnek soru

Ahlaki eylemin amac› nedir? ‹nsan niçin ahlaki ey-lemde bulunur? Ahlaki eylem sonucunda kiflininkazanc› nedir? Bu sorular ahlak felsefesinin temelproblemlerindendir ve bu sorulara birçok cevapverilmekle birlikte genel olarak bunlar› mutlulukahlak, haz ahlak›, ödev ahlak› gibi bafll›klarda top-lamak mümkündür. Bu konuda filozoflar›n kendile-rine has düflünceleri vard›r. fiimdi bunlara k›sacade¤inelim.

SSooccrraatteess'e göre insan eylemleri-nin en son hedefi mutluluktur.Mutlulu¤a ulaflmak ahlaki eylem-le mümkündür. Ahlaki eylem isebilgiden do¤ar. Ona göre kimsebilerek kötülük yapmaz. Bilge ki-fli erdemli davran›flta bulunur,

erdemli davranan kifli ise mutlu olur.

PPllaattoonn'a göre en yüksek iyi idealar aleminde yeralan iyilik idea'sidir. Mutlu olmak isteyen insan yü-zünü idealar alemindeki iyilik ideas›na çevirmeli-dir. Bu dünya yan›lt›c› oldu¤undan bu dünyayaba¤l› olmak kifliyi tam anlam›yla mutlu olmaktanuzaklaflt›r›r. Tam anlam›yla mutlu olamayan insanise tatminsizlikten ötürü ac› duyar. Bu yüzdenmutlulu¤un peflinden koflan insan idealar dünyas›-na yönelmelidir.

AArriissttoottaalleess'e göre sürekli vekal›c› mutluluk için en önemliöge ak›ld›r.

Page 69: MODÜLER ÜN‹VERS‹TE HAZIRLIK DERG‹LERi · 2018-02-12 · LYS Edebiyat 01 LYS Edebiyat 02 LYS Edebiyat 03 LYS Tarih 01 LYS Tarih 02 LYS Tarih 03 LYS Ça¤dafl T. ve D. Trh

AArriissttiippppooss'a göre haz, insan eylemlerinin tek hede-fidir. Ahlak›n amac› mutluluktur. Mutluluk ise ençok hazza ulaflmakt›r.

EEppiikküürrooss'a göre de en yüksekiyi "haz" d›r. Ona göre hazlarbedensel ve manevi hazlarolarak ikiye ayr›l›r. Bedenselhazlar sürekli doyurulmak is-ter ancak bir türlü tam anla-m›yla doymaz. As›l mutlulukmanevi (entellektüel) hazlara

ulaflt›¤›m›zda elde etti¤imizdir. Bunun için insanölçülü yaflamay› kendine düstur edinmeli, mümkünoldu¤u kadar ac›dan kaç›p (bedensel hazlar› tamanlam›yla tatmin edememenin verdi¤i ac›) sürekli-li¤i olan hazlara ulaflmal›d›r.

‹‹.. KKaanntt'a göre ahlaki eylemin amac› mutluluk de¤il,ahlak yasas›na uygun davranmak olmal›d›r. Çünkümutluluk, subjektif yani özneldir. Kant mutlulukahlak›na karfl› ödev ahlak›n› sunar. Ona göre ahla-k›n temeli iyi niyet ya da iyiyi istemektir. ‹yi niyet-le yap›lan hareketler bir görev bir ödev olarak ya-p›l›rsa ahlaki davran›fl olurlar. Ödev ise herkes içinayn›d›r, yani evrenseldir. Ödev, baflka hiçbir ama-ca yönelik olmay›p, amac› kendisinde bulunan biryap›ya sahiptir.

JJ.. SS.. MMiillll ve JJ.. BBeenntthhaamm'a göre, insan›n mutlulu¤uo eylemin sa¤lad›¤› yarara ba¤l›d›r. Mutluluk dav-ran›fl›n yarara dönük olmas›na ba¤l› iken bu yara-r›n bireysel olabilece¤i düflünülemez. Mutluluk an-cak toplum içinde, toplumsal yarar çerçevesindegerçekleflebilir. Sonuç olarak ahlaki eylemin amac›

herkesin yarar›n› gözetmektir. Çünkü herkesin ya-rar›na olan kiflinin de yarar›nad›r.

Faydac› ahlak anlay›fl›na göre, en çok say›da insanaen büyük ölçüde mutluluk sa¤layan eylem, ahlaki ba-k›mdan do¤ru eylemdir. Dolay›s›yla bir eylemi do¤ruveya yanl›fl olarak de¤erlendirmek için öncelikle oeylemin, ilgili kiflilerin tümüne sa¤lad›¤› hazlara vegetirdi¤i ac›lara bakmak gerekir.

BBuu ppaarrççaayyaa ggöörree,, ffaayyddaacc›› aahhllaakk aannllaayy››flfl›› bbiirr eeyylleemmiinnaahhllaakkii bbaakk››mmddaann ddoo¤¤rruu oolluupp oollmmaadd››¤¤››nn›› ddee¤¤eerrlleennddii--rriirrkkeenn aaflflaa¤¤››ddaakkiilleerriinn hhaannggiissiinnii ööllççüütt aall››rr??

A) Eylemin sonuçlar›n›

B) Eylemde bulunan kiflilerin niteliklerini

C) Eylemin hangi koflullarda gerçeklefltirildi¤ini

D) Toplumun eylemde bulunan kifliye karfl› tutumunu

E) Eylemin hangi amaçla yap›ld›¤›n›

(ÖSS 2000)

Faydac› ahlak anlay›fl›na göre ahlak bize yararl› ola-n› aramay› ö¤retmeli ve hazlar› elde etmeye yarama-l›d›r. Bu nedenle faydac› ahlak sonuçlara önem ver-mekte ve bir eylemin iyi ya da kötü olmas›n›, onunverece¤i sonuçlara ba¤lamaktad›r.

Cevap A

çözüm

örnek soru

AHLAK FELSEFES‹

69

Aristippos ve Epiküros'un öncülü¤ünü yapt›¤› haz ahlak›na HHeeddoonniizzmmdenir.

‹yi niyette baflar› amaç de¤ildir. Ahlakl›l›k için insan›n sonuçta bafla-ramasa bile iyi niyetle hareket etmifl olmas› yeterlidir.

Aristippos mutlulu¤un ölçüsü olarak hazz› temel ald›¤›ndan Socrates,Platon, Aristoteles, Ferabi gibi düflünürlerden ayr›l›r. Çünkü bu filozof-lar mutlulu¤un ölçütü olarak akl› ve bilgeli¤i temel alm›fllard›r.

Page 70: MODÜLER ÜN‹VERS‹TE HAZIRLIK DERG‹LERi · 2018-02-12 · LYS Edebiyat 01 LYS Edebiyat 02 LYS Edebiyat 03 LYS Tarih 01 LYS Tarih 02 LYS Tarih 03 LYS Ça¤dafl T. ve D. Trh

AA.. EEvvrreennsseell AAhhllââkk YYaassaass››nn››nn VVaarrll››¤¤››nn›› RReeddddeeddeennlleerr

HHaazz AAhhllââkk›› ((HHeeddoonniizzmm)):: Kurucusu Aristipos'a görehaz veren fley iyi, vermeyen kötüdür. Haz kendibafl›na bir amaçt›r ve insan sadece kendi yaflad›¤›hazz› bilebilir. Baflkalar›n›n hazz›n›, geçmiflteki vegelecekteki hazlar› bilemez. Bu nedenle, herkesiçin geçerli evrensel ahlak yasas›ndan söz edile-mez.

FFaayyddaa AAhhllââkk››:: Bireye yarar sa¤layan davran›fl iyi,sa¤lamayan kötüdür ve yararl› olan, insana görede¤iflir. Yarar, göreceli bir kavram oldu¤undanherkes için geçerli bir ahlak yasas› yoktur. Bu dü-flünceyi savunanlar›n önemli temsilcileri aras›ndaözellikle Bentham ve Mill yer almaktad›r.

BBeenncciilllliikk ((EEggooiizzmm)):: Bu kavram kendine düflkünlükve kendi ç›kar›n› düflünmek olarak tan›mlan›r. Fel-sefi anlam› ise, insan›n yaln›z kendisine uygun ola-n› iyinin ölçütü saymas›d›r. En önemli temsilcisiM.Stirner’dir. Ona göre, bütün ahlaksal de¤erler,birtak›m soyutlamalar hayaller ve saplant›lardanibarettir. ‹yinin de kötünün de tek bafl›na bir anla-m› yoktur.

AAnnaarrflfliizzmm:: Toplumsal düzeni ve ortak toplumsalde¤erleri reddederek kiflisel iradeyi egemen k›l-mak isteyen bir felsefe ak›m›d›r. En önemli düflü-

nürleri aras›nda Proudhon, Bakunin yer almakta-d›r.

NNiihhiilliizzmm ((HHiiççççiilliikk)):: Bu görüflü savunanlar›n bafl›ndaF. Nietzsche gelmektedir. O ahlâki de¤erleri tüm-den reddeder. "Üstün ‹nsan" kavram›n› öne sürerve bunu insanl›¤›n amac› olarak görür. Ona göre,insan do¤as›na yaraflan, güçlü, korkusuz ve ac›ma-s›z olmakt›r. "Güç en yüce erdem, güçsüzlük isetek kusurdur. Nietzsche, iyi olmak de¤il güçlü ol-mak gerekir." yaklafl›m›yla ahlak felsefesine yenibir boyut kazand›rm›flt›r.

EEggzziissttaannssiiyyaalliizzmm ((VVaarroolluuflflccuulluukk)):: Bu düflünceninen önemli savunucusu J.P.Sartre’dir. O, insan›nkendi varoluflunu ancak özgürce davranarak kifli-nin kendisinin gerçeklefltirebilece¤ini savunur. An-cak bu özgürlük s›n›rs›z olmay›p, sorumluluk ile be-lirlenmifltir. Özgürlük kifliye göre de¤iflti¤inden ev-rensel ahlak yasas› yoktur.

Ahlaki yaflam›m›zda, sezgisel anlay›fl en yüksek kavra-y›fllar için zorunludur. Sadece kurallara mekanik bir bi-çimde uyma ya da kal›plara öykünme bizi uza¤a götür-mez. Yaflama sanat›, eski rollerin bir provas› de¤ildir.

Bu görüflü benimseyen bir kiflinin afla¤›dakilerdenhangisini reddetmesi beklenir?

A) Etik yaflam›n varl›¤›n›

B) Sezgisel kavray›fllar›n önemini

C) Yaflama sanat›n›n varl›¤›n›

D) Kurallar›n zamanla de¤iflti¤ini

E) Evrensel ahlak yasas›n›n varl›¤›n›

(ÖSS 2004)

Parçada geçen “sadece kurallara mekanik olarak uy-ma ve kal›plar› takip etme bizi ilerletmez.” ifadesi, ku-rallara körü körüne ba¤l› kalmay› yanl›fl olarak ifadeetti¤inden bu düflünceye göre evrensel ahlaki ilkeler,kurallar da gereksizdir.

Cevap E

çözüm

örnek soru

AHLAK FELSEFES‹

4.6 Evrensel ahlak yasas› var m›d›r?

70

Evrensel Ahlak Yasası Var Mıdır?

Evrensel AhlakYasasının VarlığınıReddedenler

Evrensel AhlakYasasının VarlığınıKabul Edenler

Yasayı ÖznelTemeldeAçıklayanlar

Yasayı NesnelTemeldeAçıklayanlar

• Hedonizm (Aristippos, Epiküros)

• Egoizm (T. Hobbes)

• Anarşizm (Proudhon, Stirner, Bakunin)

• Nihilizm (Nietzsche)

• Egzistansiyalizm (J. P. Sartre)

• Utilitarizm (Faydacı Ahlak) J. Bentham, J. S. Mill

SocratesPlatonFarabiB. Spinozaİ. Kant

• Entüisyanizm (Sezgici Ahlak) H. Bergson

Bu ak›m›n di¤er bir önemli savunucusu Epikuros’dur.

Page 71: MODÜLER ÜN‹VERS‹TE HAZIRLIK DERG‹LERi · 2018-02-12 · LYS Edebiyat 01 LYS Edebiyat 02 LYS Edebiyat 03 LYS Tarih 01 LYS Tarih 02 LYS Tarih 03 LYS Ça¤dafl T. ve D. Trh

BB.. EEvvrreennsseell AAhhllââkk YYaassaass››nn››nn VVaarrll››¤¤››nn›› KKaabbuull EEddeennlleerr

aa)) EEvvrreennsseell AAhhllââkk YYaassaass››nn›› ÖÖzznneell BBiirr TTeemmeellee DDaayyaanndd››rraannllaarr::

Bu düflünceyi savunanlara göre, evrensel ahlak ya-sas› varl›¤›n› insandan, onun öznel dünyas›ndan al›r.Bu yaklafl›m›n en önemli savunucular› ise; utilitariz-mi savunan J.Bentham ve J.S.Mill ile sezgicili¤i sa-vunan H. Bergson’dur. fiimdi bu yaklafl›mlar› ve sa-vunucular›n› inceleyelim.

JJ.. BBeenntthhaamm-- JJ.. SSttuuaarrtt MMiillll ((UUttiilliittaarriizzmm--FFaayyddaacc››ll››kk))::Bentham'a göre insan, do-¤as› gere¤i hazza yaklafl›p,ac›dan uzaklaflmak ister. Ohalde yararl› olan haz ve-rendir. Burada geçici hazde¤il, sürekli haz söz konu-sudur. Sonunda ulafl›lan il-ke "her eylemde olabildi-¤ince çok insan›n, olabildi-

¤ince çok yarar› göz önüne al›nmal›d›r." olur. Mill'egöre ise, iyiyi kötüden ay›rteden fayda yani yarar anlay›-fl›d›r. Herkes kendi yarar› ilebaflkalar›n›n yarar› aras›ndauyum kurmal›d›r. "O haldeyaln›z tek insan için de¤il her-kes için yararl› (iyi) olan›ngerçeklefltirilmesi gerekir."

HH.. BBeerrggssoonn ((SSeezzggiicciilliikk)):: Ona göre, insan iyi ve kö-tüyü ancak sezgi ile kavrayabilir. Ulaflt›¤› ilke:"Kendi sezgine uy ki hem kendin için hem de bafl-kas› için iyi olan› yapm›fl olas›n." d›r. Bir baflka de-yimle; insan, sezgisine dayanarak hareket ederseiyi olan› yapm›fl olur, dolay›s›yla herkes için iyi olangerçeklefltirilmifl olur.

bb)) EEvvrreennsseell AAhhllaakk YYaassaass››nn›› NNeessnneell BBiirr TTeemmeellee DDaayyaanndd››rraannllaarr::

Bunlara göre evrensel ahlak yasas›, varl›¤›n› insa-n›n d›fl›ndaki bir temelden al›r. fiimdi bu yaklafl›m›savunan düflünürlerin düflüncelerine de¤inelim.

PPllaattoonn::

Platon, her konuda oldu¤u gibi ahlak görüflünde deidealar› temel almaktad›r. Ona göre,"‹yi ideas›na"uygun olan davran›fl iyi, uygun olmayan davran›flise kötüdür. Öyle ise, iyi ideas›n›n bilgisine ulaflanbiri, ahlak yasas›na da ulaflm›fl demektir. Ancak buyasa insan›n d›fl›ndad›r. Bu yasa neyin yap›l›p ne-yin yap›lmayaca¤›n› insan›n iradesini aflarak belir-tir.

FFaarraabbii::

Ona göre insan, Tanr› taraf›ndan peygamberlerarac›l›¤›yla gönderilen bilgiye uygun davran›fllardabulunmal›d›r. Bu bilgiye (kutsal kitaba-Kur'an’a)uygun olan davran›fl iyi, uygun olmayan davran›flise kötüdür. Ancak iyinin bilgisine "Etkin Ak›l"a va-r›larak ulafl›l›r. Etkin ak›l, tanr›'n›n peygamberleri-ne vahiy yoluyla gönderdi¤i ak›ld›r. K›sacas› "EtkinAk›l"'›n belirledi¤i evrensel ahlak yasas›na uymakiyi, uymamak ise kötüdür.

BB.. SSppiinnoozzaa::

Düflünüre göre, evren ve tanr› ayn›d›r. Bu nedenle,insan düzenli evren olan kosmozun do¤as›na -tan-r›ya- kendini b›rakmal›d›r. Kosmoz (Tanr›) ise mut-lak olarak özgürdür. ‹nsan kosmoz'un bilgisine ula-flarak, ona uygun davran›flta bulunmal›d›r. Kos-moz'un bilgisine, insan ancak tutkular›n›, kibirlili¤i-ni yenip, alçak gönüllü oldu¤u zaman ulaflabilir. Bubilgiyi elde eden insan, hem çok güçlü hem de er-demlidir.

‹‹.. KKaanntt::

Kant’a göre, pratik ak›l (vicdan)hem evrensel ahlâk yasas›n› belir-ler, hem de insan› ona uymaya zor-lar. "Öyle hareket et ki, senin hare-ketlerin, ayn› zamanda baflka insan-lar›n hareketleri için ilke veya yasaolsun" ilkesi onun vard›¤› temelnoktad›r. Bu yasaya uygun hareketetmek, insan için ödevdir ve eylem-lerimiz ahlak yasas›na uygun olma-l›d›r. ‹yi, bu evrensel yasaya uygun oland›r (ödevahlâk›).

AHLAK FELSEFES‹

71

J. S. Mill

J. Bentham

Page 72: MODÜLER ÜN‹VERS‹TE HAZIRLIK DERG‹LERi · 2018-02-12 · LYS Edebiyat 01 LYS Edebiyat 02 LYS Edebiyat 03 LYS Tarih 01 LYS Tarih 02 LYS Tarih 03 LYS Ça¤dafl T. ve D. Trh

AHLAK FELSEFES‹

72

Tanr›'n›n evrenle olan iliflkisini anlamaya çal›flan Anadolu bilgeleri,Tanr›'ya ve yarat›lm›fllara sevgi ve aflk duyar.

fiimdiye kadar ahlak felsefesi ile ilgili sorulara ba-t›l› kaynaklarda verilen cevaplar› iflledik. Ahlak fel-sefesi ve ahlaka dair sorgulamalara bir de bizimyaflad›¤›m›z topraklarda yani, insanl›k tarihinin dü-flüncelerini bir imbikten süzer gibi yeflerten Ana-dolu’da, yetiflen bilgelerin düflüncelerine yer vere-lim. ‹lk farketti¤imiz fley ise bu bilge kiflilerin hertürlü milletten insana tek bir gözle bakmak gerek-ti¤ini vurgulad›klar› ve insanl›k onurunu önceledik-leri olacakt›r. Anadolu bilgelerine göre tek gerçek-lik Tanr›'d›r.

Dolay›s›yla her fleyin varl›k sebebi olan Tanr› iyi bi-linmelidir. ‹nsan Tanr›'ya sevgi ve aflkla ba¤l› olma-l›d›r. Bu yüzden O’nu daha iyi tan›mak ister, tan›-d›kça da daha çok sevgi duyar ve aflkla ba¤lan›r.Dolay›s›yla bu bilgelere göre eylemlerin temelindesevgi ve aflk vard›r. Bu ayn› zamanda evrensel birahlak yasas› durumundad›r. "Yarad›lan› sev yara-dandan ötürü." ifadesi bu ilkeye en temel örne¤ioluflturur.

Hoca Ahmet Yesevi, Mevlana Celalettin Rumi, Ha-c› Bektafli Veli ve Yunus Emre gibi anadolu bilgele-rinin ortak düflüncesi herfleyin ilahi aflk›n tecellisioldu¤udur. Madem ki her fley aflkla vücud bulmufl-tur öyleyse insan›n voralan› anlamas›, idrak etme-si de aflkla mümkün olacakt›r. Tanr› ve varl›k onla-ra göre ayn› fleydir. Yani yarat›lanlar›n kendinehas bir vücudu yoktur. Vücut tektir ve bu vücutTanr›'ya aittir. Öyleyse her fleyin özünde Tanr› var-d›r. ‹nsan her fleyin özünde Tanr› oldu¤una görevarl›klara yaklafl›rken hem sevgi ile yaklaflmal›hem de eline, diline sahip olmal›d›r. ‹flte ahlak daburada devreye girmektedir. ‹nsan›n Tanr›'ya duy-du¤u aflk onun emir ve yasaklar›na uymay› gerek-tirir. Böylece insan kendisine uygun olmayan dav-ran›fllar› terkederek ilahi yarad›l›fla yönelir ve ahla-k›n temelini infla eder.

Son günlerde felsefenin bir alt dal› olan etik dahafazla önem kazanm›flt›r. Günlük hayat›m›zda tek-nolojinin ve bilimin geliflmesiyle birlikte bir çokteknolojik aletle hem hal oldu¤umuzdan sadecebu aletleri kullanmakla kalmay›p bu aletleri kulla-n›yor olman›n getirdi¤i davran›fl kal›plar›n› da ser-giliyor ya da sahip olud¤umuz baz› al›flkanl›klar›terk ediyoruz. Bu durum eylemlerimizi, insani ilifl-kilerimizi h›zla de¤ifltiriyor ve bu h›zl› de¤iflim deelbette problemli alanlar oluflturuyor. Bu prob-lemlerin çözümü noktas›nda uygulamal› etiklekarfl› karfl›ya kal›yoruz.

Peki nedir uygulamal› etik? Uygulamal› etik; teo-rik olarak kabul edilen ahlaki ilke ve kurallar›npratik problemlere uygulanmas› esas›na dayananbir aland›r.

fiimdi birkaç uyglamal› etik alan›ndan bahsedelim.

MMeesslleekk eettii¤¤ii;; bir mesle¤i icra ederken karfl›lafl›lanetik sorunlar› giderecek ya da azaltacak baz›

normlar gelifltirmeye çal›flan uygulamal› etik ala-n›d›r. Örne¤in, bir ö¤retmenin kendi s›n›f› içerisin-deki ö¤rencilerinden ayn› zamanda k›z› olan Ayfleile di¤erlerinden daha fazla ilgili olmas› mesleketi¤ine ayk›r›d›r. Çünkü ö¤retmen tüm ö¤rencile-rine eflit mesafede durmay› bilmelidir.

4.7 Anadolu bilgelerinin ahlak› yorumlamalar›na bir göz atal›m.

Bütün dinlere göre "‹nsan› Tanr› yaratm›flt›r, Bu nedenle nas›l davran›-laca¤›n› da Tanr› belirler." ve Tanr› peygamberler arac›l›¤›yla ahlak yasa-s› bildirilmifltir. Demek ki yarat›c›n›n hoflnutlulu¤unu do¤uran eylem iyi,hoflnutsuzlu¤unu do¤uran eylem ise kötüdür.

4.8 Eti¤in uygulama alanlar›

Page 73: MODÜLER ÜN‹VERS‹TE HAZIRLIK DERG‹LERi · 2018-02-12 · LYS Edebiyat 01 LYS Edebiyat 02 LYS Edebiyat 03 LYS Tarih 01 LYS Tarih 02 LYS Tarih 03 LYS Ça¤dafl T. ve D. Trh

AHLAK FELSEFES‹

73

‹‹nnssaann hhaakkllaarr›› bbeeyyaannnnaammeessiinnddeekkii hhaakkllaarrddaann bbiirriinnccii iinn--ssaann››nn yyaaflflaammaa hhaakkkk››nn››nn kkeennddiissiinnee aaiitt oolldduu¤¤uudduurr.. ÖÖyy--lleeyyssee bbiirr kkaadd››nn››nn iisstteennmmeeyyeenn bbiirr ggeebbeelliikk nneettiicceessiinnddeeggeebbeellii¤¤iinnii ssoonnllaanndd››rrmmaayyaa kkaarraarr vveerrmmeessii vvee bbuunnuu yyaapp--mmaass›› hhaannggii iillkkeeyyii yyookk ssaayydd››¤¤››nn›› öörrnneekklleennddiirriirr??

A) Eflitlik, adalet

B) Özerklik ve birey sorumlulu¤u

C) ‹nsan onuru ve insan haklar›

D) Mahremiyet ve s›r

E) Gelecek kuflaklar› koruma

Parçada insan haklar› beyannamesinden al›nan birhak örneklenmifltir. Dolay›s›yla insan haklar›na birvurgu yap›lmaktad›r. Gebe bir kad›n›n karn›ndaki can-l› bir insand›r ve onun da yaflama hakk› kendine aittir.

Cevap C

BBiiyyooeettiikk ((TT››pp EEttii¤¤ii))::

Sa¤l›k personelleri, dok-torlar hastalar› hakk›n-da kimi kararlar› vermekzorunda kald›klar›ndabunlar› gelifligüzel yapa-mazlar. Bu kararlar› ve-rirken bir- tak›m de¤er-lerden hareket etmeli-dirler. Örne¤in beyinölümü gerçekleflmifl fakat makineye ba¤l› yafla-yan bir hastan›n hayat›n›n sonland›r›lmas› (ötena-zi) bir doktorun gelifligüzel karar verebilece¤i birfley de¤ildir. Zira burada söz konusu olan bir nes-ne de¤il, insand›r.

ÇÇeevvrree eettii¤¤ii;; havan›n, suyun kirlenmesi, atmosfe-rin dengesinin bozulmas›, küresel ›s›nma, çöllefl-me gibi problemleri konu edinen etik alan›d›r.

‹çinde yaflad›¤›m›z evren sadece insana has de¤il-dir. ‹nsan d›fl›nda birçok varl›k bu evrende nefesal›p vermektedir. Öyleyse bu evreni sadece bizimiçinmifl gibi kullanmak, do¤ru bir davran›fl olmaz.Diyelim ki sadece insanlar için var olmufl olsun yi-ne de bizden sonra gelecek insanlar›n nefes al›pverece¤i topraklar üzerinde sadece bize aitmifl gi-

bi tasarrufta bulunmak ahlaki olmayacakt›r.

Ancak günümüzde do¤al kaynaklar hiç bitmeye-cek, yok olmayacakm›flcas›na israf edilmektedir.Çevre eti¤i bu duruma karfl› ahlaki de¤erleri uygu-lamaya geçirmeyi hedeflemektedir.

SSiiyyaasseett eettii¤¤ii:: Siyaset yöneten ve yönetilenlerinoldu¤u bir iliflki yuma¤›d›r. Bu iliflkilerde ister dev-let içinde ister devletler aras›nda ya da kurumlararas›nda uyulmas› gereken ilkeler vard›r. Siyaseteti¤i de bu ilkelerin uygulanmas›na yönelik çal›fl-malar yapan uygulamal› etik alan›d›r.

EEnnffoorrmmaassyyoonn eettii¤¤ii:: Enformasyon bilgi edinme, ha-ber alma, haber verme gibi anlamlarda kullan›l-maktad›r. Günümüzde haberleflmenin ne denli ge-liflti¤i ve insanlar üzerindeki hakimiyeti düflünüle-cek olursa bu alanda yap›lacak olas› bir çarp›tma-n›n, yanl›fl bilgilendirmenin ne kadar büyük ahlakis›k›nt›lar yarataca¤› anlafl›labilir. Bu yüzden kitleiletiflim araçlar› ile yay›lan enformasyonla ilgili or-taya ç›kan sorunlu durumlar hakk›nda daha sis-temli düflünme biçimlerini öneren enformasyoneti¤i günümüzde önem kazanmaktad›r.

çözüm

örnek soru

"Son ›rmak kurudu¤unda, son a¤aç yok oldu¤unda, son bal›k öldü¤ün-de; beyaz adam paran›n yenmeyen birfley oldu¤unu anlayacak."

K›z›lderili Atasözü

Page 74: MODÜLER ÜN‹VERS‹TE HAZIRLIK DERG‹LERi · 2018-02-12 · LYS Edebiyat 01 LYS Edebiyat 02 LYS Edebiyat 03 LYS Tarih 01 LYS Tarih 02 LYS Tarih 03 LYS Ça¤dafl T. ve D. Trh

11.. Biyoloji do¤adaki canl›lar› bilimsel ölçütlerle incele-yip neden-sonuç iliflkisi temelindeki bilgilere ulafl›r.Yine psikoloji insan ve hayvan davran›fllar›n› incele-yen bir bilim dal›d›r. Her ikisi de inceleme konular›-n› iyi-kötü olarak ay›rmazlar. Ama ahlak felsefesi in-san iliflkilerini ve davran›fllar›n› "iyi, kötü" olarak de-¤erlendirmektedir.

BBuunnaa ggöörree,, aahhllaakk ffeellsseeffeessiinniinn ddii¤¤eerr bbiilliimmlleerrddeenn tteemmeellffaarrkk›› nneeddiirr??

A) Sonuçlar›n›n de¤er yarg›s› tafl›mas›

B) ‹nsan›n davran›fllar›n› inceliyor olmas›

C) Bilimsel yöntemlerle bilgi edinmesi

D) Davran›fllar› oldu¤u gibi incelemesi

E) Varl›¤›n› objektifli¤e dayand›rmas›

22.. Ahlak felsefesi, insan›n yap›p etmelerini, özel bir prob-lem alan› olarak ele al›r. Bu alan› yöneten ilkeleri in-celer. Ahlakl›l›¤›n ne oldu¤u üzerinde durur, özünü vetemellerini araflt›r›r. ‹nsan›n yap›p etmelerinde özgürolup olmad›¤›n› sorgular. Ahlak felsefesi bunlar›n ya-n›nda, ahlaki eylem ile ahlaka karfl› eylemin ayr›m›için ölçütler koyar. ‹yi, mutluluk, erdem, özgürlük gibikavramlar› irdeler. Neyin yap›lmas› gerekti¤ini, hangieylemin iyi oldu¤unu, neyin yaflama anlam kazand›r-d›¤›n› gösterir.

BBuu ppaarrççaaddaa aaflflaa¤¤››ddaakkiilleerrddeenn hhaannggiissii üüzzeerriinnddee dduurruullmmaa--mm››flfltt››rr??

A) Ahlak felsefesi, ahlak› yöneten ilkeleri inceler.

B) Ahlak felsefesi, yaflama neyin anlam kazand›rd›-¤›n› gösterir.

C) Ahlak felsefesi, do¤ufltan her insan›n ahlakl› oldu-¤unu savunur.

D) Ahlak felsefesi, ahlaki eylem ile ahlaka karfl› eyle-min ayr›m› için ölçütler koyar.

E) Ahlak felsefesi, insan›n yap›p etmelerinde özgürolup olmad›¤›n› sorgular.

33.. Bir toplumda ahlaki olan o toplumun geçmiflten günü-müze getirdi¤i ve uyguland›¤›nda de¤erli olarak görü-len eylemlerdir. Bir eylemin ahlaki olabilmesi için bafl-kalar›n› da ilgilendiriyor olmas› gerekir.

BBuunnaa ggöörree aaflflaa¤¤››ddaakkiilleerrddeenn hhaannggiissii aahhllââkk›› iillggiilleennddiirreennbbiirr eeyylleemm aallaann››dd››rr??

A) Bir insan›n terlemek için koflmas›

B) Çocu¤un büyümek için süt içmesi

C) S›nav›n sürdü¤ü bir salonda gözetmenin ›sl›k çal-mas›

D) Ö¤retmenin ders aras›nda açl›k ihtiyac›n› giderme-si

E) Burnuna karabiber tozu kaçan bir kiflinin hapflur-mas›

44.. • Üstlendi¤imiz davran›fllar›n sonuçlar›na katlana-bilmemizdir.

• Ahlaki eylemleri yerine getirirken uymakla yü-kümlü oldu¤umuz kurallard›r.

• Ahlaki aç›dan yap›lmas› uygun görülmeyen dav-ran›fllard›r.

• Kiflinin ahlaki aç›dan davran›fllar›n›n iyiye yönel-mesidir.

AAflflaa¤¤››ddaakkiilleerrddeenn hhaannggiissii,, vveerriilleenn aaçç››kkllaammaallaarrllaa eeflfllleeflfl--ttiirriillddii¤¤iinnddee dd››flflaarr››ddaa kkaall››rr??

A) Sorumluluk B) Ahlak Yasas›

C) Kötü D) Vicdan

E) Erdem

55.. AAflflaa¤¤››ddaakkiilleerrddeenn hhaannggiissii aahhllaakk ffeellsseeffeessiinniinn tteemmeell ssoorruu--llaarr››nnddaann bbiirrii ddee¤¤iillddiirr??

A) Toplumca belirlenen ve kabul edilen davran›fllargerçekten iyi midir?

B) Ahlaki eylemin amac› nedir?

C) Bireylerin hukuk sisteminden talep etti¤i haklarnelerdir?

D) ‹nsan ahlaki eylemde bulunurken özgür müdür?

E) Mutlu olman›n ölçütü nelerdir?

74

Bu soruyu çözemediyseniz 4.1 nolu alt bafll›¤a dönebilirsiniz.

KAVRAMA TEST‹ 1( 4.1 - 4.4 )

Page 75: MODÜLER ÜN‹VERS‹TE HAZIRLIK DERG‹LERi · 2018-02-12 · LYS Edebiyat 01 LYS Edebiyat 02 LYS Edebiyat 03 LYS Tarih 01 LYS Tarih 02 LYS Tarih 03 LYS Ça¤dafl T. ve D. Trh

66.. AAflflaa¤¤››ddaakkii iiffaaddeelleerrddeenn hhaannggiissii ddee¤¤eerr yyaarrgg››ss›› iiççeerrmmeezz??

A) Mutlu olmak isteyen birey, ölçülü yaflamal›d›r.

B) Yalan söylemek, kötü bir davran›flt›r.

C) Güzel, belli bir düzen ve oran içinde bulunand›r.

D) ‹yi insan, Tanr›'n›n buyruklar›n› gözetir.

E) Günefl, her sabah do¤udan do¤ar.

77.. Ahlaki yarg›lar, formel bilimlerdeki gibi insanlar›n duy-gu ve e¤ilimlerine göre de¤iflmeyen do¤rular ortaya ko-yabilmelidir.

BBuu flfleekkiillddee ddüüflflüünneenn bbiirr ffiilloozzooff iiççiinn,, aaflflaa¤¤››ddaakkiilleerrddeennhhaannggiissii ssööyylleenneebbiilliirr??

A) Evrensel ahlak yasas›na ulafl›labilir.

B) Ahlak› flekillendiren toplumdaki yayg›n kültürelö¤elerdir.

C) Ahlaki seçimler bireylerin tercihine göre flekille-nir.

D) Ahlaki yarg›lar matematiksel yarg›lar gibi incele-nemez.

E) Evrensel ahlak yasas›na ulaflmak imkans›zd›r.

88.. ‹yi, kötü nedir bu kavramlar? Bu kavramlar kim içinvar? Kime göre, nas›l içerikleri dolduruluyor? Bugünbenim için iyi olan ilelebet iyi olarak kalabilir mi? Bu-gün kötü olarak nitelendirilen bir olay yar›n iyi ola-maz m›? Elbetteki bu sorular›n cevaplar› oldukça zor-dur. Ancak bilinen bir durum vard›r ki o da; bir olay,duruma göre iyi yahut kötü, bir topluma göre iyi, bafl-ka bir topluma göre kötü ya da ayn› toplumda zamaniçinde iyi-kötü olarak de¤erlendirilebilir.

PPaarrççaayyaa tteemmeell oollaann yyaarrgg›› aaflflaa¤¤››ddaakkiilleerrddeenn hhaannggiissiiddiirr??

A) ‹nsan toplulu¤u her dönemde ayn› h›zda geliflir.

B) De¤iflim her fley için geçerli bir durumdur.

C) Toplumsal bilgilerin do¤rulu¤u deneysel olarakispatlanabilir.

D) Ahlakl› davran›fl› belirleyen ölçüt kiflinin kendisi-dir.

E) Ahlakl› davran›fllar ak›l yetisi ile kazan›l›r.

99.. Sokrates'e göre her türlü kötülük, bilgisizlikten kay-naklan›r. ‹nsan, iyinin bilgisini elde etti¤inde yanl›flbir davran›flta bulunmaz. Bilgili insan, erdemli davra-n›fllarda bulunur, erdemli insan, mutlu olur.

SSookkrraatteess''iinn bbuu ggöörrüüflflüünnüünn tteemmeelliinnddee yyeerr aallaann ddüüflflüünn--ccee aaflflaa¤¤››ddaakkiilleerrddeenn hhaannggiissiiddiirr??

A) ‹nsana haz veren fleyler iyidir.

B) Erdem ve bilgi özdefltir.

C) Toplumun menfaaatlerine uygun olan fleyler iyidir.

D) ‹yi olan, do¤aya uygun oland›r.

E) ‹yilik, göreceli bir kavramd›r.

1100.. Stoac›lara göre, insan, dünya sahnesinde bir oyuncu-dur ve kaderi olan rolünü oynamaya mahkumdur. Bubak›mdan, dünyan›n gidiflini de¤ifltiremeyece¤inden,yapmas› gereken, bu gidifli gönüllüce benimsemek ol-mal›d›r. ‹nsan ancak böyle yaparsa mutlu olur.

BBuurraaddaa ssttooaa ffeellsseeffeessiinniinn aaflflaa¤¤››ddaakkii hhaannggii iillkkeessiinnee iiflflaa--rreett eeddiillmmiiflflttiirr??

A) Bilginin kayna¤› duyu verileridir.

B) Evren de¤iflen ama düzenli bir bütündür.

C) Tanr›, belli bir düzenle kendini gösteren evrenselak›l ve do¤an›n birlikteli¤idir.

D) ‹nsan özgür olmad›¤›ndan, mutlu olmak için do-¤aya uygun yaflamal›d›r.

E) Dünya maddi bir düzendir ve bu düzeni ateflayakta tutar.

1111.. • ‹nsan bir eylemde bulunurken, kendisini, d›flar›danbir gözlemci gibi gözlese, eylemini isteyerek yapt›-¤›n› görecektir.

• Yasalar, insan›n yapt›klar›ndan sorumlu oldu¤u il-kesinden hareket eder.

BBuunnaa ggöörree,, aaflflaa¤¤››ddaakkiilleerrddeenn hhaannggiissiinnee uullaaflfl››llaabbiilliirr??

A) ‹nsan yarad›l›fl› gere¤i ahlâkl›d›r.

B) Mutluluk, toplumda yürürlükte olan yasalara uy-makla mümkündür.

C) De¤erler, öznel de¤il nesneldir.

D) ‹nsan eylemlerinde özgürdür.

E) Ak›l sayesinde, insan, do¤ruyu yanl›fltan ay›rabi-lir.

AHLAK FELSEFES‹

75

A - C / C - D - C / E - A - D / B - D - D

Ahlaki yarg›lar›n formel bilimlerdeki yarg›lara benzemesi nesnel bir niteli-¤e sahip olduklar›n› gösterir.

Page 76: MODÜLER ÜN‹VERS‹TE HAZIRLIK DERG‹LERi · 2018-02-12 · LYS Edebiyat 01 LYS Edebiyat 02 LYS Edebiyat 03 LYS Tarih 01 LYS Tarih 02 LYS Tarih 03 LYS Ça¤dafl T. ve D. Trh

11.. Hapishanede özgürlüklerinden yoksun kalmak isteme-yen bir kifli cinayet ifllemeyecektir. Yine dinince insanöldürmek yasaklanm›flsa kifli bu davran›fltan uzak du-racakt›r. Eflini bir katilin b›çak darbesi sonucunda kay-beden kifli baflkas›na ayn› ac›y› yaflatmak istemeyece-¤i için muhtemelen katil olmayacakt›r.

BBuurraaddaa vvuurrgguullaannaann aahhllaakkii ddaavvrraann››flfl aaflflaa¤¤››ddaakkii ddüüflflüünn--cceelleerrddeenn hhaannggiissii iillee aaçç››kkllaannaabbiilliirr??

A) Ahlaki davran›fllar her toplum için geçerlidir.

B) De¤er yarg›s›ndaki birliktelik farkl› ahlaki davran›fl-lar› ortaya ç›kar›r.

C) Ahlakl› davran›fllar do¤ufltan haz›rd›r.

D) Ahlaki davran›fllar›n ölçütü farkl› toplumlarda de-¤iflkenlik gösterir.

E) Ayn› ahlaki davran›fl, farkl› sebeplerden kaynakla-n›yor olabilir.

22.. Ahlaki davran›fl, konusunda fikir ileri süren pek çok fel-sefi ak›m vard›r. Bunlardan biri olan faydac› ahlak an-lay›fl›nda davran›fl›n ahlakl› say›labilmesi için, o davra-n›fl›n davran›fl› yapan kifli yada temsil etti¤i gruba mut-luluk getirmesi esast›r. Yani bir davran›fl› ahlakl› olarakde¤erlendirmek için o davran›fl›n sonuçlar›n›n ilgili ki-fli ya da kiflilere getirdi¤i sonuçlar› aç›s›ndan mutluluk,üzüntü temelinde de¤erlendirmek gerekir.

BBuunnaa ggöörree ffaayyddaacc›› aahhllaakk aannllaayy››flfl››nn››nn tteemmeelliinnddee ööllççüüttoollaarraakk aaflflaa¤¤››ddaakkiilleerrddeenn hhaannggiissii vvaarrdd››rr??

A) Kiflinin davran›fl an›ndaki ruhsal durumu

B) Toplumsal düzenin davran›fllardaki belirleyicili¤i

C) Davran›fllar›n bireyler üzerindeki sonuçlar›

D) Davran›flta bulunan kiflinin yetifltirilme tarz›

E) Davran›fl›n gerçeklefltirilme sebebi

33.. Bu ahlaki yaklafl›mda merkezde insan›n kendisi var-d›r. Birey davran›fllar›nda ölçüt olarak sadece kendiistek ve ç›karlar›n› görmektedir.

AAçç››kkllaammaass›› yyaapp››llmm››flfl oollaann aahhllaakkii yyaakkllaaflfl››mm aaflflaa¤¤››ddaakkii--lleerrddeenn hhaannggiissiiddiirr??

A) Hümanizm B) Faydac›l›k C) Ak›lc›l›k

D) Bencillik E) Duyumculuk

44.. Bentham ahlaki eyleme dair düflüncelerini flu cümleile özetlemifltir; "Öyle hareket etki, bu eylemle olabil-di¤i kadar büyük bir mutlulu¤u, olabildi¤i kadar kü-çük bir ac›yla olabildi¤i kadar çok say›da insan içinsa¤layabilesin."

BBuunnaa ggöörree aaflflaa¤¤››ddaakkii yyaarrgg››llaarrddaann hhaannggiissii BBeenntthhaamm''››nnaahhllaakk aannllaayy››flfl›› iillee ççeelliiflfliirr??

A) Mutluluk ac›dan uzaklafl›p, hazz› yaflamakt›r.

B) Toplumsal mutluluk bireysel mutlulu¤un güvence-sidir.

C) Bireysel hazz›n çoklu¤u toplumsal hazz›n ön ko-fluludur.

D) Komflumuzun mutsuzlu¤u bizi de olumsuz yöndeetkileyecektir.

E) Ahlakl› olan bireysel davran›fllardaki hazz›n birçok insan› da kapsamas›d›r.

55.. Ahlakl› davran›fllar› inceledi¤imizde temelde ça¤›n veyaflan›lan toplumun düflünce yap›s›ndan beslendi¤inigörmekteyiz. Ne zaman ki yaflan›lan toplumun düflün-ce yap›s› farkl›lafl›r o zaman "ahlak"›n ölçütleri de de-¤iflir. Bunun için ebedi bir ahlak kural›n›n varl›¤›ndansöz etmek olanak d›fl›d›r.

BBuunnaa ggöörree aaflflaa¤¤››ddaakkii yyaarrgg››llaarrddaann hhaannggiissiinnee uullaaflfl››llaabbii--lliirr??

A) Davran›fllar›m›z›n ahlakl› olup olmad›¤› evrenselölçütlerle de¤il, yaflan›lan zaman›n özellikleriyle il-gilidir.

B) Ahlakl› davran›fl›n temelinde insan›n özgür se-çimleri vard›r.

C) Ahlakl› davran›fllar›n ölçütleri bugünkü do¤ruluk-lar›n› yar›nda muhafaza edecektir.

D) ‹nsan yaflam›nda ahlakl› davran›fl mutlulu¤a yö-nelmifl oland›r.

E) Her ça¤da ahlakl› davran›fllar›n temel kriterlerievrensel olarak var olmufltur.

76

Bentham’a göre ahlak bize, yararl› olan› aramay› ö¤retmeli ve hazlar› eldeetmeye yaramal›d›r.

KAVRAMA TEST‹ 2( 4.4 - 4.8 )

Page 77: MODÜLER ÜN‹VERS‹TE HAZIRLIK DERG‹LERi · 2018-02-12 · LYS Edebiyat 01 LYS Edebiyat 02 LYS Edebiyat 03 LYS Tarih 01 LYS Tarih 02 LYS Tarih 03 LYS Ça¤dafl T. ve D. Trh

66.. J.P. Sartre göre insan ne iyi ne de kötü olarak do¤ar.Do¤du¤unda iyi - kötü, ahlakl› - ahlaks›z, bilgili yada bilgisiz de¤ildir. ‹nsan bu s›fatlar› ilerleyen y›llar-da kendi r›zas› ile edinir. Nas›l davranmak istiyorsaöyle davran›r. ‹nsan kendini özgür iradesi ve seçim-leri sonucunda flekillendirir.

BBuunnaa ggöörree aaflflaa¤¤››ddaakkiilleerrddeenn hhaannggiissiinnee uullaaflfl››llaabbiilliirr??

A) ‹nsan›n yap›p etmeleri toplumsall›kla ilgilidir.

B) Yaflama yön veren ilahi güçler vard›r.

C) ‹nsan özgür oldu¤undan, baflka insanlar›n özgür-lüklerini engelleyebilir.

D) ‹nsan, davran›fllar›na bilinçli ve istemli bir flekildeyön verir.

E) ‹nsano¤lu insan olmas›ndan dolay› özgür ve eflit-tir.

77.. Platon, bir eylemin "iyi" ya da "kötü" oldu¤unu, iyiideas›na uygun olup olmad›¤›na ba¤l›yor. Yani bireylem, iyi ideas›na uygunsa "iyi", uygun de¤ilse "kö-tü" oluyor. Bu yüzden, her insan›n, idealar dünyas›nayönelmesi ve eylemlerini iyi ideas›na uydurmas› ge-rekti¤ini savunuyor.

PPllaattoonn''uunn bbuu ddüüflflüünncceessiinnii aaflflaa¤¤››ddaakkiilleerrddeenn hhaannggiissiiöözzeettlleerr??

A) "‹yilik" ve "kötülük" görecelidir.

B) Evrensel ahlak yasas› yoktur.

C) Bireysel menfaate hizmet eden fleyler iyidir.

D) ‹nsan eylemleri do¤al ve sosyal çevre taraf›ndans›n›rland›r›lm›flt›r.

E) Evrensel ahlak yasas› vard›r.

88.. Sartre'a göre insan seçimlerinde özgür bir varl›kt›r.Eylemlerinden dolay› bir baflkas›na de¤il; do¤rudankendisine sorumludur. Dolay›s›yla özünü belirleyenölçütlerde ona aittir.

BBuu yyaakkllaaflfl››mmaa ggöörree aaflflaa¤¤››ddaakkiilleerrddeenn hhaannggiissiinnee uullaaflfl››llaa--mmaazz??

A) Var olufl özden önce gelir.

B) ‹nsan, kendini ifade edebilen bir varl›kt›r.

C) ‹nsan, eylemlerinde özgürdür.

D) ‹nsan yaz›s›na ba¤›ml› bir varl›kt›r.

E) Ahlaki yorumlar kifliden kifliye de¤iflebilir.

99.. Mevlana kiflisel zevkler peflinde koflman›n insan›Tanr›'dan uzaklaflt›raca¤›n› ifade eder. ‹nsan›n huzu-ru bulabilmesinin yolunu bu kiflisel ç›karlardan uzak-laflmas›na ve kendisini "aflk" ile Tanr›'ya adamas›naba¤lam›flt›r. Yine Yunus Emre'de "benlik" kavram›n›ileri sürmüfltür. Kifli benlik sayesinde dünyevi ihtiyaç-lar›n› karfl›lay›p, yaflam›n› idame ettirebilmektedir.Ancak bu benlik insan› ç›karc› ve bireysel h›rslarama¤lup olan bir varl›¤a dönüfltürürken Tanr›'dan dauzaklaflt›r›r. Bu durumu engellemenin yegane yoluise sevgiden geçmektedir.

BBuunnaa ggöörree,, YYuunnuuss EEmmrree vvee MMeevvllaannaa''nn››nn aahhllaakk aannllaa--yy››flflllaarr››nn››nn tteemmeelliinnddee hhaannggii ddüüflflüünnccee yyaattmmaakkttaadd››rr??

A) ‹nsan›n kendisini Tanr›'ya adamas› gerekti¤i

B) Mutlulu¤un insan›n üzerinde sakl› oldu¤u

C) Herkes için geçerli ahlak kurallar›n›n var oldu¤u

D) Erdemin tüm insanlarca kabul gördü¤ü

E) Sevginin, özgür iradeyi güçlendirece¤i

1100.. K›rg›z yaylalar›nda çad›rlarda yaflayan insanlar içinbir erkek çocu¤unun ergenlik döneminde ata binme-si, cirit atmas›, koyunu kesip derisini yüzmesi eriflkin-li¤e geçebilmesi için yapmakla yükümlü oldu¤uödevler aras›nda gösterilebilir. Oysa ki K›rg›zistan'›nbüyük kentlerindeki e¤itimli ailelerin erkek çocukla-r›ndan bu gelene¤i yerine getirme talebi yok denecekkadar azd›r.

PPaarrççaaddaakkii öörrnneekk,, aahhllaakkii uuyygguullaammaallaarr aaçç››ss››nnddaann aaflflaa¤¤››--ddaakkiilleerrddeenn hhaannggiissiinnee aayykk››rr››dd››rr??

A) Toplumun ahlak› kültürel özelliklerine göre flekil-lenir.

B) Ahlaki kabüller toplumun her yerinde ayn› flekil-de uygulan›r.

C) Ahlaki örüntüler toplumdan topluma ve ayn› top-lum içinde zamanla de¤iflir.

D) Ahlak kurallar› yapt›r›m gücü tafl›r.

E) Toplumun ahlaki de¤erleri uygulama biçimi fark-l›l›k gösterir.

AHLAK FELSEFES‹

77

E - C - D / C - A / D - E - D / A - B

Bu soruyu çözemediyseniz 4.7 nolu alt bafll›¤a dönebilirsiniz.

Page 78: MODÜLER ÜN‹VERS‹TE HAZIRLIK DERG‹LERi · 2018-02-12 · LYS Edebiyat 01 LYS Edebiyat 02 LYS Edebiyat 03 LYS Tarih 01 LYS Tarih 02 LYS Tarih 03 LYS Ça¤dafl T. ve D. Trh

05 SANAT FELSEFES‹

78

Sanatsal faaliyete etki eden bir çok faktör vard›r.

Ortak estetik yarg›lara ulaflmak mümkün müdür?

Estetik ve sanat felsefesi felsefenin iki farkl› alt dal›d›r.

Sanat ve felsefe iliflkisini kavramlarla inceleyelim.

Sanat eseri nas›l olufluyor?

Güzellik, hemen her filozofta farkl› bir biçimde tan›mlanm›flt›r.

Sanat eseri, somut olan estetik bir nesnedir.

Page 79: MODÜLER ÜN‹VERS‹TE HAZIRLIK DERG‹LERi · 2018-02-12 · LYS Edebiyat 01 LYS Edebiyat 02 LYS Edebiyat 03 LYS Tarih 01 LYS Tarih 02 LYS Tarih 03 LYS Ça¤dafl T. ve D. Trh

Yunanca "aisthesis" (duyum, alg›lamak) kelime-sinden gelen estetik, felsefi bir disiplin olarak Al-man düflünür A.G. Baumgarten'in "Aesthetica"adl› eseriyle ifade edilmifltir. Ancak esteti¤in tar-t›flma alan› içinde yer alan kavramlar, ‹lk Ça¤'danbu yana birçok filozofun üzerinde düflündü¤ü kav-ramlar aras›nda yer al›r.

Baz› filozoflar taraf›ndan güzelin bilimi olarak ta-n›mlanan estetik, bununla yetinmeyip sanat›n neoldu¤unu da araflt›ran bir disiplin haline gelmifltir.

Estetik, zaman zaman sanat felsefesi ile özdeflolarak düflünülür. Ancak esteti¤in konusu sanatfelsefesinin konusuna oranla daha genifltir. Öteyandan sanat felsefesinin kavram ve sorunlar›,esteti¤in de düflünme alan› içinde yer almaktad›r.

Sanat felsefesi estetikten farkl› olarak sadece sa-nat eserleri ba¤lam›nda ortaya ç›kan kavramlar›ve problemleri konu edinen bir felsefe dal›d›r.

Sanat felsefesi için güneflin do¤uflu ve bat›fl›, in-sanda hofl duygular uyand›ran bir manzara gibidurumlar konu olamaz. Onun için güzel, sadeceinsan eli ile üretilmifl olan sanat eseri baz›nda de-¤erlendirilmelidir.

Estetik, güzel üzerine düflünme çabas›d›r Refik Fer-san’›n bir saz semaisi, Mikelanj’›n bir heykeli güzel ol-du¤u, bizde hofl ve soylu duygular uyand›rd›¤› gibibir at›n yürüyüflü veya bir kentin sokaklar› da güzelolabilir ve bizde benzeri duygular uyand›rabilir. Este-tik, güzeli bütün alanlarda sanat felsefesi ise yaln›z-ca sanat yap›tlar› çerçevesi içinde sorgular. Baflkabir deyile, sanat felsefesi, esteti¤in kavram ve prob-lemlerini s›n›rl› bir alanda inceler.

BBuu ppaarrççaayyaa ddaayyaannaarraakk aaflflaa¤¤››ddaakkii yyaarrgg››llaarrddaann hhaannggiissii--nnee uullaaflfl››llaammaazz??

A) Güzellik sanat ile s›n›r› de¤ildir; baflka alanlardasöz konusudur.

B) Estetik, do¤adaki veya çevremizdeki bir olay›n gü-zel olup olmad›¤›n› sorgulayabilir.

C) Sanat felsefesinde ele al›nan baz› kavramlar este-ti¤in kapsam›na da girer.

D) Güzel, hem esteti¤in hem de sanat felsefesinin ko-nusu olabilir.

E) Sanat yap›t› do¤adaki güzelin, sanatç›n›n yoru-muyla yans›t›lmas›d›r.

(ÖSS 1999)

Sanat felsefesi ile estetik ayr›m›n› net bir flekilde kav-ratmaya yönelik bu soruda sanat yap›t›na dair her-hangi bir bilgi bulunmad›¤›ndan do¤ru cevab›n dikkat-lice bir okuma yap›ld›¤›nda E oldu¤u görülecektir.

Cevap E

çözüm

örnek soru

SANAT FELSEFES‹

5.1 Estetik ve sanat felsefesi, felsefenin iki farkl› alt dal›d›r.

79

Sanat felsefesi, sadece sanattaki güzel ile ilgilenirken estetik sanat – do¤aayr›m› yapmadan bütün alanlardaki “güzel” ile ilgilenir.

Sanat felsefesi sadece Velazquez’in Las Meninas tablosunu inceleme nesnesi edinirken estetik hem bu tabloyu

hem de bir do¤a manzaras›n› inceleme nesnesi edinebilir.

Page 80: MODÜLER ÜN‹VERS‹TE HAZIRLIK DERG‹LERi · 2018-02-12 · LYS Edebiyat 01 LYS Edebiyat 02 LYS Edebiyat 03 LYS Tarih 01 LYS Tarih 02 LYS Tarih 03 LYS Ça¤dafl T. ve D. Trh

Sanat, en genel anlam›yla, sanatç›n›n serbest birflekilde, yani belirli kurallara ba¤l› kalmaks›z›n, an-latmak istedi¤i fleyi “biçim verme yöntemiyle”gerçeklefltirme çabas›d›r. Sanat da felsefe gibivarl›¤› ve onun görüfllerini ele ald›¤› için bu iki di-siplin bir noktada buluflurlar. Ancak ele ald›klar›nesnelerde, konularda benzerlik olmas›na ra¤menbu iki disiplin aras›nda benzer ve farkl› yönler debulunmaktad›r.

Salvador Dali’in resimleri felsefe ve sanat›n iç içe

oldu¤u resimlerdir.

Bu iki disiplin aras›ndaki en önemli fark felsefenindüflünceye dayal› ve zihne hitap eden bir bilgi ol-mas›na karfl›n sanat›n duygu ve duyarl›l›¤›m›za hi-tap eden bir faaliyet alan› olmas›d›r.

Buna karfl›n ortak yanlar›na de¤inecek olursak;

•• Her iki disiplin de ortaya koyduklar› ürünleri biryarat›c›l›kla meydana getirirler.

•• Felsefe de sanat da do¤ay› ve insan varl›¤›n›konu edinir.

•• Her iki disiplinin de do¤rulanabilme özelli¤iyoktur. Yani ortaya konulan ürünlerin ya daönermelerin laboratuvar flartlar›nda s›nanmas›mümkün de¤ildir.

•• Her iki disiplinin de ortaya koymufl oldu¤uürünler insanda bir haz duygusu oluflturabilir.

Nitekim iyi kurulmufl bir felsefi sistem merak etti-¤imiz alanlar› ayd›nl›¤a kavuflturdu¤undan bizdeestetik bir haz oluflturabildi¤i gibi iyi resmedilmiflbir tablo da estetik bir haz uyand›rabilir.

“fiimdi sanat ve felsefe iliflkisinden do¤mufl olansanat felsefesini daha iyi kavramak ad›na sanatfelsefesinin kavramlar›n› aç›klayal›m.

HHooflfl:: ‹nsan›n duygular›n› tatmin eden güzellik, iyi-lik ve uyumluluktur.

YYüüccee:: Sayg› ve hayranl›k uyand›ran, ulafl›lmas› zorolan fleydir.

GGüüzzeelllliikk:: Varl›¤›n onu alg›layan kifli taraf›ndanhofl, iyi olarak de¤erlendirilmesidir.

EEsstteettiikk nneessnnee:: sanata konu olan nesne, varl›kt›r.

EEsstteettiikk öözznnee:: Sanatla ilgilenen, sanattan anlayankiflidir.

EEsstteettiikk ttaavv››rr:: Sanatla u¤raflan, ondan anlayan es-tetik öznenin estetik nesne karfl›s›nda gösterdi¤itepkidir.

EEsstteettiikk yyaarrgg››:: Estetik öznenin, estetik nesne (sa-nat eseri) hakk›nda “Bu güzeldir.”, “Bu çirkindir.”yönünde bir yarg› ortaya koymas›d›r.

SSaannaatt eesseerrii:: Sanatç›n›n oluflturdu¤u, yarat›c›l›k veustal›k sonucu ortaya ç›kan üstün eserdir. (fiiir,resim, heykel vb.)

TTaakklliitt:: Sanatç›n›n bir fleyi benzetme yoluyla eseri-ne aktarmas›d›r.

‹nsan olarak yaflant›lar›m›z ve iç dünyam›z bilinme-yenlerle, keflfedilmemiflliklerle doludur. Sanat, insa-n›n iç dünyas›n› keflfetmeye, adland›rmaya çal›fl›r.Sanat yap›t›nda okura, seyirciye, dinleyiciye sunu-lan, onun için yeni olan bir yorumdur. Bir fliir, bir re-sim, bir senfoni insan için hep yeni bir keflif, yeni biradland›rmad›r. Gerçekten de bir sanat yap›t›yla ilkkez karfl›laflt›¤›nda insan› flafl›rtan budur.

BBuu ppaarrççaaddaa,, bbiirr ssaannaatt yyaapp››tt›› kkaarrflfl››ss››nnddaa dduuyyuullaann flflaaflfl--kk››nnll››kk aaflflaa¤¤››ddaakkiilleerrddeenn hhaannggiissiinnee bbaa¤¤llaannmmaakkttaadd››rr??

A) Dünyay› elefltirel bir bak›fl aç›s›yla yans›tmas›na

B) ‹nsan›n anlayamad›klar› karfl›s›nda duydu¤u kor-kuyu gidermesine

C) ‹nsan›, önceden fark›na varamad›¤›yla karfl› karfl›-ya getirmesine

D) ‹nsana hofl duygular yaflatmas›na

E) Baflka sanat yap›tlar›nda ele al›nmam›fl bir konuyuifllemesine

(ÖSS 2002)

Parçaya göre sanat, insan›n iç dünyas›n› keflfetmeye,adland›rmaya çal›fl›r. Buna göre sanat, insan› önce-den fark›na varamad›klar›yla karfl› karfl›ya getirir.

Cevap C

çözüm

örnek soru

SANAT FELSEFES‹

80

5.2 Sanat ve felsefe iliflkisini kavramlarla inceleyelim.

Page 81: MODÜLER ÜN‹VERS‹TE HAZIRLIK DERG‹LERi · 2018-02-12 · LYS Edebiyat 01 LYS Edebiyat 02 LYS Edebiyat 03 LYS Tarih 01 LYS Tarih 02 LYS Tarih 03 LYS Ça¤dafl T. ve D. Trh

Sanat felsefesinin en temel sorunu "Sanat ne-dir?" sorusudur. Sanat felsefesi bu soruya sanateserleri üzerinden bir yan›t arar. Sanat eseri; sa-natç›lar›n, insanlar›n meydana getirdi¤i, üretti¤ive estetik de¤er tafl›yan ürünler, nesnelerdir. Buürünlerin ele al›n›fl›n›n, de¤erlendirilmesinin tekölçüsü estetik de¤erlerdir.

Sanat eserlerinde ulafl›lmas› hedeflenen temelamaç "güzellik"tir. Sanatç› her türlü üretimiyle"güzel" olan› yaflatmaya u¤rafl›r.

Sanat üretimlerinin nas›l gerçekleflti¤ini, sanatç›-n›n nas›l bir etkinlik gerçeklefltirdi¤ini ifade etme-ye yönelik olarak üç farkl› aç›klama vard›r:

•• taklit olarak sanat anlay›fl›

•• yaratma olarak sanat anlay›fl›

•• oyun olarak sanat anlay›fl›

fiimdi bu kuramlar› ve savunucular›n› inceleyelim.

Taklit kuram›

Bu anlay›fla göre sanat, var olanlar›n, do¤adakinesnelerin gerçe¤e en uygun bir tarzda yans›t›l-mas› etkinli¤idir. Dolay›s›yla sanat eserlerinin, sa-natç›n›n baflar›s›, konu edindi¤i fleyin asl›n› ben-zetti¤i ölçüdedir. Sanatç›, iyi taklit (mimesis) etti-¤i ölçüde baflar›l›d›r.

PPllaattoonn vvee AArriissttootteelleess, "yans›tma kuram›" olarakda tan›mlanan bu anlay›fl›n en önemli temsilcileriaras›nda yer al›rlar. Bu bak›fla göre, bir heykel, as-l›na ne kadar benziyorsa o kadar baflar›l›d›r.

Taklit kuram›na göre do¤a mükemmel oldu¤u için

aynen taklit edilmeli, yans›t›lmal›d›r.

Yaratma kuram›

‹talyan estetikçi B. Croce'nin en önemli savunucu-su ve temsilcisi oldu¤u bu anlay›fla göre sanat, sa-natç›n›n hayalgücünün, yarat›c› düflünmesinin birürünüdür.

Hayal gücü, zekây› aflan bir yeti olarak, herkestefarkl› güçte ve niteliktedir. Sanatç› bu hayalgücü-nün kendisine açt›¤› genifl dünyada var olanlar›farkl› bir tasavvura dönüfltürür. Yeni bir varl›kdünyas› hayal ederek bu dünyay› sanat eserlerinedönüfltürür. Do¤adan ald›¤› verileri yans›t›r ve ye-ni bir forma sokarak üretimler gerçeklefltirir. Sa-nat, sanatç›n›n özgür yarat›mlar›n›n ifadesidir.

Oyun kuram›

Alman düflünür ve flairSchiller'e göre sanatç›,sanat eserini meydanagetirirken, t›pk› bir çocu-¤un oyun oynarken bafl-ka bir fleyi düflünmedi¤igibi, özgürce bu eseriyaratmay› düflünür. Sa-nat ve oyun, insanlar›nfayda peflinde koflma-dan, hayat›n bask›lar›n-dan, kurallar›ndan uzak-laflarak gerçeklefltirdik-leri etkinliklerdir. Oyunda, sanat da bir özgür-leflme alan›d›r.

Bizleri sanata yönelten güçlü dürtülerden biri degündelik hayat›n ac› verici kabal›¤›ndan, s›k›c› mono-tonlu¤undan ve sürekli de¤iflen kiflisel istekler zinci-rinden kaçma gereksinimidir.

BBuu ccüümmlleeddee ssöözzüü eeddiilleenn ggeerreekkssiinniimm,, ssaannaattttaa öözzeelllliikklleehhaannggii yyoollllaa ggiiddeerriilleebbiilliirr??

A) Belirli bir üslubu sürdürme

B) Alan›n› s›n›rlama

C) Kurmaca dünya oluflturma

D) Kal›c› yap›tlar verme

E) Kullanaca¤› tekni¤i belirleme

(ÖSS 2004)

Schiller’in oyun kuram›na at›fta bulunan bu sorudainsan›n bu dünyadaki monotonluktan kurtulmak içinsanata yaklaflt›¤› ve sanatsal faaliyet içerisinde bafl-ka bir dünya oluflturma gayreti vurgulanmaktad›r.

Cevap C

çözüm

örnek soru

SANAT FELSEFES‹

81

5.3 Sanat eseri nas›l olufluyor?

Page 82: MODÜLER ÜN‹VERS‹TE HAZIRLIK DERG‹LERi · 2018-02-12 · LYS Edebiyat 01 LYS Edebiyat 02 LYS Edebiyat 03 LYS Tarih 01 LYS Tarih 02 LYS Tarih 03 LYS Ça¤dafl T. ve D. Trh

Esteti¤in temel kavramlar›n›n bafl›nda "güzellik"kavram› yer al›r. Ahlâk›n temel kavramlar› iyi-kö-tü, bilginin do¤ru-yanl›fl, esteti¤in ise güzel-çirkinkavramlar›d›r.

Tafl oymac›l›¤› geleneksel Türk sanatlar›ndand›r.

Güzel, estetik aç›lardan de¤erli olan anlam›ndad›r.Bir nesneye güzel demek, onun estetik de¤erlerbar›nd›rd›¤›n› ifade etmek demektir.

Platon'a göre güzel, güzellik ideas›n›n yans›mas›-d›r. Dolay›s›yla as›l güzellik idead›r. Do¤adaki gü-zellikler mutlak olmay›p, zamanla de¤iflen, de¤eri-ni yitiren güzelliklerdir.

Aristoteles ise, güzele nesnel bir ölçüt belirlemekamac›ndad›r. Ona göre güzel, bir bütünün parça-lar› aras›ndaki oran, uyumluluk ve düzendir. Mate-matiksel oranlarla güzelli¤in nesnel olarak ay›rd›-na var›labilir.

Hegel'e göre ise güzellik, Geist'in (mutlak ruh,Tanr›) duyularla kavranabilen görünüflleridir.Schopenhauer da benzer flekilde güzelli¤in mut-lak varl›¤›n, do¤adaki varl›klarda kendisini göster-mesi, yans›tmas› oldu¤unu vurgular.

Genel olarak güzellik, hem do¤ada hem de sanateserinde vard›r. ‹ster do¤ada isterse sanat eserin-de olsun insanlarda estetik haz uyand›ran nesne-lere güzel denmektedir. Her insan›n her güzelli¤ibeklenen biçimde görmesi ve kavramas› mümkünolmad›¤›ndan sanat e¤itimi, gerek do¤ada gerek-se sanat eserindeki güzelliklerin görünüp kavran-mas›n› kolaylaflt›r›r.

Filozoflar güzeli tan›mlarken farkl› aç›klamalardabulunmufllard›r. Bu tan›mlamalar›nda da gerçek,faydal›, iyi, hofl, yetkin, latif, yüce gibi baz› nitelik-lerden bahsetmifllerdir. Ancak güzellik bu kav-ramlarla s›kl›kla kar›flt›r›l›yor. Günlük hayatta kar-fl›laflt›¤›m›z baz› olaylarda “Çok iyi olmufl.” “Çokdo¤ru olmufl.” “Çok güzel olmufl.”, “Çok hofl ol-mufl.” gibi ifadeleri bazen ayn› anlamda kulland›-¤›m›z gibi.

Karagöz ile Hacivat kültürümüze

ait bir gölge oyunudur.

Biz flimdi bu kavramlar ile “güzel” aras›ndaki ben-zerlikler ve farklar›n neler oldu¤unu inceleyelim.

SANAT FELSEFES‹

5.4 Güzellik, hemen her filozofta farkl› bir biçimde tan›mlanm›flt›r.

82

Page 83: MODÜLER ÜN‹VERS‹TE HAZIRLIK DERG‹LERi · 2018-02-12 · LYS Edebiyat 01 LYS Edebiyat 02 LYS Edebiyat 03 LYS Tarih 01 LYS Tarih 02 LYS Tarih 03 LYS Ça¤dafl T. ve D. Trh

GGüüzzeelllliikk vvee DDoo¤¤rruulluukk:: Bir insan›n kendine göre gü-zeli alg›lamas›, bu yarg›lar›n subjektif (öznel) ol-du¤unu gösterir. Do¤ruluk ise, bilimsel mant›ksalkonulara yönelik olup (nesnel) objektif bir özellik-tir. Örne¤in, cisimlerin yer çekimine ba¤l› olarakdüflmesi bilimsel bir do¤rudur. Bu durum herkesiçin ayn›d›r. Oysa düflen cisim herkes taraf›ndangüzel olarak alg›lanmayabilir.

GGüüzzeelllliikk vvee ‹‹yyiilliikk:: ‹ki kavram aras›ndaki fark› Kantflöyle aç›klam›flt›r: Güzele karfl› duyulan hofllan-ma, görmeye, seyretmeye dayan›rken, iyiye karfl›duyulan hofllanma, anlamaya, kavramaya daya-n›r. Yani güzellik alg›lan›r, iyilik ise kavran›r. Örne-¤in do¤ru söylemenin iyi oldu¤u kavran›r. Oysabir tablonun güzel oldu¤unu alg›lar›z.

GGüüzzeelllliikk vvee YYüücceelliikk:: Güzel s›n›rl› bir objeyi gerekti-rir. Yüce ise s›n›rs›zl›ktan sonsuzluktan gelir, say-g› uyand›r›r. Kant’›n bu yaklafl›m› ile güzel ve yü-ce kavramlar› aras›ndaki farkl›l›k belirtilmifltir. Ör-ne¤in, çok yüksek bir da¤› yüce olarak belirtmemi-ze ra¤men her zaman güzel oldu¤unu söyleyeme-yiz.

GGüüzzeelllliikk vvee FFaayyddaa:: Kant’a kadar ki düflünürler gü-zel ve faydal› kavramlar›n› ayn› anlamda kullan-m›fllard›r. Onlara göre güzel olan faydal›, faydal›olan da güzeldir. Oysa Kant güzel ve iyiyi birbirin-den ay›rm›flt›r.

Kant’a göre bir yerde gördü¤ümüz güzel bir çocu-¤un size hiçbir faydas› olmad›¤› gibi hastaland›¤›-m›zda içti¤imiz ilaçlar›n da bize faydas› olmas›nara¤men güzel olmad›¤›n› biliriz.

GGüüzzeelllliikk vvee HHooflfllluukk:: fiüphesiz güzel olan fleyler ay-n› zamanda hofl olabilirler. Ancak her hofl olan fle-yin güzel oldu¤unu söylemek yan›lt›c› olur. Örne-¤in; üniversite s›nav›n› kazanmak hofl bir fleydir.Zira bu durum bizim psikolojik güdülerimizin do-yuma ulaflmas›n› sa¤lad›¤›ndan hofl duygularuyand›r›r. Ancak bu durum güzel (estetik) de¤il-dir. Kant bu durumu flöyle aç›klar: hofl olan fleylerkifliden kifliye de¤iflebilirler ancak güzel olan, kifli-sel de¤erlendirmelerden ba¤›ms›z, nesnel olarakgüzel oldu¤u için güzeldir.

Kimi sanatç›lar dünyay›, ona iliflkin her türlü bayatalg›n›n; pembe ten, sar› veya k›rm›z› elmalara iliflkinher türlü önyarg›n›n d›fl›nda, yepyeni görmemizi is-terler. Basmakal›p düflüncelerden kurtulmak kolayde¤ildir elbette; ama bu kal›plardan kurtulan sanatç›-lar, genellikle en ilginç yap›tlar› veriyorlar. Bize, do-¤adaki varl›klar›n hiç düfllemedi¤imiz, yepyeni güzel-liklerini görmeyi ö¤retenler de onlard›r. E¤er onlar›izleyip onlardan bir fleyler ö¤renirsek, penceredend›flar› bakmak bile heyecan verici bir serüvene dönü-flecektir.

BBuu ppaarrççaayyaa ggöörree,, ssöözzüü eeddiilleenn ssaannaattçç››llaarr bbiizzee aaflflaa¤¤››ddaa--kkiilleerrddeenn hhaannggiissiinnii kkaazzaanndd››rrmmaakkttaadd››rr??

A) Heyecanlar› denetleme yetisi

B) De¤erleri karfl›laflt›rma yetisi

C) Renkleri do¤adaki gibi alg›lama gücü

D) Farkl› güzellik anlay›fllar›n› kabul etme e¤ilimi

E) Do¤adaki güzellikleri resme yans›tma iste¤i

(ÖSS 2003)

Paragrafta farkl› bak›fl aç›lar›na sahip sanatç›lar›n,izleyiciyi de basmakal›p anlay›fllardan uzaklaflt›rd›¤›vurgulan›yor.

Cevap D

çözüm

örnek soru

SANAT FELSEFES‹

83

Güzellik kavram, hofl, iyi, yüce, faydal› ve do¤ruluk kavramlar›ndanfarkl› bi fleye göndermede bulunur ve bu kavramlarla kar›flt›r›lma-mal›d›r.

Page 84: MODÜLER ÜN‹VERS‹TE HAZIRLIK DERG‹LERi · 2018-02-12 · LYS Edebiyat 01 LYS Edebiyat 02 LYS Edebiyat 03 LYS Tarih 01 LYS Tarih 02 LYS Tarih 03 LYS Ça¤dafl T. ve D. Trh

Sanat eseri, sanatç›n›n herhangi bir sanat alan›n-da (resim, tiyatro, heykel, müzik...) çeflitli araçlarkullanarak meydana getirdi¤i ürünlerdir.

Bir sanat eseri flu üç temel ö¤eden oluflur.

•• Sanatç› (estetik özne)

•• Sanat eseri (estetik nesne)

•• Al›mlay›c› (estetik nesneyi alg›layan)

Sanat eseri insanlar›n yapt›¤› di¤er eserlerdenfarkl›d›r. Onun kendine özgü nitelikleri vard›r.fiimdi bu özelliklere de¤inelim.

ä Sanatç›, sanat eserini ortaya koyarken kendibenli¤ini içine katarak, güzelli¤i yakalamaamac› tafl›r. Dolay›s›yla sanat eseri sanatç›n›nkiflisel özelliklerine dayand›¤›ndan öznel birde¤erlendirmedir. Burada anlat›lmak istenenöznellik ise sanatç›n›n bu ifli duygusuz yapa-mayaca¤›d›r.

ä Her sanat eseri, onu oluflturan sanatç›n›n par-mak izlerini tafl›r, onun dünyas›nda anlam tafl›-yan ifadeleri üzerinde bar›nd›r›r. Bu anlam›ylasanat eseri varl›k olarak tek ve biriciktir. Örne-¤in Mona Lisa tablosu bir sanat eseri olarak tekve biriciktir. Mona Lisa bir sanat eseri olarakkabul edilir ancak Mona Lisa’n›n taklitleri birsanat eseri olarak kabul edilmez.

ä Sanat eseri her yönüyle, sanatç›n›n bir defayamahsus olmak üzere meydana getirdi¤i ürün-lerdir. Di¤erlerine benzemez.

ä Sanat eserleri, herhangi bir fayda gözetme-den, salt estetik de¤erler korunarak, güzellikduygusu uyand›rmak amac›yla ortaya konur-lar. Günlük hayatta kullan›lmak üzere üretilenfleyler sanat eseri niteli¤i tafl›mazlar.

ä Her sanat eseri, varl›¤›n farkl› bir dilde yorum-lanmas›d›r. Sanatç›n›n kendi kavray›fl, düflünüflve duygulan›mlar›n›n özgün bir formda ifadeedilmesidir.

ä Sanat eseri kal›c›d›r. Yani sanat eseri insanüzerinde b›rakt›¤› etki ile insan hayat›na etkiedebilecek, onu flekillendirebilecek bir niteli¤esahip oldu¤undan kal›c› bir etkiye sahiptir.

ä Sanat eseri evrenseldir. Sanat eserinin evren-sel olmas› ise ona sahip olan ya da onu kulla-nan herkesin mal› olmas› demektir.

Bir sanat eserini güzel k›lan içsel ve d›flsal birta-k›m nitelikler bulunmaktad›r.

Sanat eserinin güzel olmas› onun temsil etti¤i dü-flünceye uygun olmas›na, temsil etti¤i fleyin tama-m›n› yans›tmas›na ve canl›, anlat›m gücü yüksekolmas›na ba¤l› oldu¤u gibi unsurlar›n›n orant›l› birbiçimde birlefltirilerek kendi aras›nda bir uyum vesimetri içermesine de ba¤l›d›r.

‹çsel Nitelikler D›flsal Nitelikler

Öze uygunluk

Yetkinlik

Canl›l›k

Orant›

Simetri

Uyum (harmoni)

Osman Hamdi Bey’in ‘Kaplumba¤a

Terbiyecisi’ Tablosu

SANAT FELSEFES‹

5.5 Sanat eseri somut olan estetik bir nesnedir.

84

Sanat dallar›, plastik sanatlar (görsel sanatlar), ritmik sanatlar (iflitsel ve gör-sel sanatlar) ve fonetik sanatlar (iflitsel sanatlar) olmak üzere üçe ayr›l›rlar.

Yetkinlik, tam olmak anlam›ndad›r. Örne¤in bir at›n kuyruksuz düflünülmesimümkün olmad›¤› için, hörgüçlü düflünülmesi de mümkün de¤ildir. Böyle birdurum yetkinli¤e ayk›r›d›r.

Page 85: MODÜLER ÜN‹VERS‹TE HAZIRLIK DERG‹LERi · 2018-02-12 · LYS Edebiyat 01 LYS Edebiyat 02 LYS Edebiyat 03 LYS Tarih 01 LYS Tarih 02 LYS Tarih 03 LYS Ça¤dafl T. ve D. Trh

Giorgione'nin F›rt›na adl› tablosuna bakt›¤›m›zdakompozisyonun sanatsal aç›dan bir hayli basit olma-s›na karfl›n figürlerin özel bir dikkatle çizildi¤ini veresmin, her yere nüfuz etmifl ›fl›k ve hava sayesindekaynafl›p bir bütün oluflturdu¤unu görüyoruz. Figür-lerden bu küçük tablonun ço¤unu kaplayan manza-raya bak›yoruz, sonra tekrar figürlere dönüyoruz. Gi-orgione, kendisinden önce gelenler gibi önce nesne-leri ve kiflileri çizip sonra onlar› bir mekâna yerlefltir-miyor; do¤ay›, topra¤›, a¤açlar›, ›fl›¤›, havay›, bulutla-r› ve kentleriyle insanlar› bir bütün olarak düflünü-yor.

BBuu ppaarrççaaddaa aannllaatt››llaannllaarraa ggöörree GGiioorrggiioonnee''nniinn eesseerriinniioolluuflflttuurruurrkkeenn ggüüzzeellllii¤¤iinn hhaannggii nniitteellii¤¤iinnii öönnee çç››kkaarrdd››¤¤››ssööyylleenneebbiilliirr??

A) Yetkin olmak B) Orant›l› olmak

C) Asl›na uygunluk D) Uyumlu bütünlük

E) Simetrik olmak

(YGS 2012)

Parçada bir sanat eserini güzel k›lan d›flsal nitelikler-den uyum (harmoni) vurgulanmaktad›r. Yaniunsurlar›n orant›l› bir biçimde birlefltirilerek kendiaras›nda uyum ve bütünlük oluflturmas›na dikkatçekilmifltir. Bu sebeple do¤ru cevap D seçene¤idir.

Cevap D

Dolmabahçe Saray›

çözümörnek soru

Genel olarak sosyal bilimlerdeki düflünceye göreher insan, içinde bulundu¤u toplumdan ve yaflad›-¤› ça¤dan etkilenir. ‹çinde bulundu¤umuz, havas›-n› soludu¤umuz, toplumsal yaflam, bizi ve bizimdüflüncelerimizi, hayata bak›fl›m›z› etkiler. Sanatç›da bir insand›r ve yaflad›¤› ça¤, konufltu¤u dil, bu-lundu¤u co¤rafya, inançlar› vb. fleyler onu mutla-ka etkiler. Sanatç› üzerinde etkili olan bu faktörle-ri sanatç›n›n eserinde de görmek mümkündür.

Sanat eserine etki eden bir baflka unsur da sanat-ç›n›n psikolojisidir. Sanat eserleri bir bak›ma bire-bir sanatç›n›n yaflant›lar›n›, duygular›n› yans›tma-salar da derinlemesine ve bilimsel yap›lan bir in-celemeyle bizi sanatç›n›n ruh dünyas›na götürebi-lirler.

Ayr›ca sanat eserine estetik de¤er yükleyen veonu estetik de¤er olarak alg›layan al›c›n›n o anki

psikolojik durumu da sanat eserinin estetik de¤e-rinin belirlenmesinde önem teflkil etmektedir.

“Lüküs Hayat” müzikali

Sanat› ve sanatsal faaliyeti etkileyen, sanat üzeri-ne yön veren bir baflka fley ise eserin ortaya ç›kt›-¤› dönemdeki sanat görüflüdür. Bir anlamda sanateserini de¤erlendirirken sanat tarihinden ba¤›m-s›z hareket etmemek gerekir.

SANAT FELSEFES‹

85

5.6 Sanatsal faaliyete etki eden birçok faktör vard›r.

‹nsanl›k tarihinin bafllang›c›ndan itibaren sanat ürünleri çok yönlü kay-naklardan beslenerek ortaya konmufltur.

Page 86: MODÜLER ÜN‹VERS‹TE HAZIRLIK DERG‹LERi · 2018-02-12 · LYS Edebiyat 01 LYS Edebiyat 02 LYS Edebiyat 03 LYS Tarih 01 LYS Tarih 02 LYS Tarih 03 LYS Ça¤dafl T. ve D. Trh

Genel olarak özetleyecek olursak, sanatsal faali-yet;

ä Sanatç›n›n içinde bulundu¤u zamandan, dö-nemden

ä Sanatç›n›n psikolojik durumundan

ä Al›mlay›c›s›n›n psikolojik özelliklerinden

ä Sanatç›n›n yaflad›¤› toplumun özelliklerinden

ä Sanat›n kronolojik düzen içindeki geliflimindenetkilenmektedir.

C. Monet

Sanat eserleri di¤er nesneler gibi vard›r. Resimler birflapka veya palto gibi duvarda as›l› dururlar. Sözgeli-mi Van Gogh’un bir çiftçinin ayakkab›lar›n› gösterenresmi bir sergiden di¤erine tafl›n›p durur, ayn› Zon-guldak’tan gönderilen kömür veya Karadeniz orman-lar›ndan gönderilen tomruklar›n tafl›nmas› gibi. Ce-mal Süreya’n›n fliirleri, bir ö¤rencinin s›rt çantas›ndadi¤er eflyalar›yla bir arada bulunabilir. Beethoven’ineserleri kitapevlerinde raflara t›pk› k›rtasiye malze-meleri gibi yerlefltirilir. Yine de bir fleyi sanat eseriolarak görüp di¤er nesnelerden ayr› tutuyorsak o,estetikle ilgili görüfllerimize uygun demektir.

BBuu ppaarrççaayyaa ggöörree ssaannaatt eesseerrii ddii¤¤eerr nneessnneelleerrddeenn hhaannggiiaaçç››ddaann aayy››rrtt eeddiilleebbiilliirr??

A) Evrensel nitelik tafl›mas›yla

B) Yarat›c›s›n›n düflüncesini içermesiyle

C) Al›mlay›c›n›n de¤erlendirme biçimiyle

D) Do¤ay› aynen yans›tmas›yla

E) Estetik kayg›larla oluflturulmas›yla

(YGS 2011)

Parça, sanat eseri ve di¤er nesnelerin birbirine ben-zer gibi gözükse de insanlar›n sanat eserine farkl› birde¤er gösterdiklerini vurgulamakta ve bunu estetikde¤erlendirmelerimize ba¤lamaktad›r. Bu durum sa-nat eserinin de¤erini al›mlay›c›s›n›n de¤erlendirmebiçiminden ald›¤›n› göstermektedir.

Cevap C

çözüm

örnek soru

Esteti¤in en önemli tart›flmalar›ndan biri de her-kesin ayn› güzellik ölçütüne sahip olup olamaya-ca¤›d›r.

Bir sanat eseri de¤erlendirilirken ortak estetikyarg›lara sahip olamayaca¤›m›z üzerine düflünül-mektedir.

Bu konuda iki farkl› görüfl bulunmaktad›r:

Ortak estetik yarg›lar›n varl›¤›n› rededenler ve

Ortak estetik yarg›lar›n varl›¤›n› kabul edenler.

fiimdi bu görüflleri ö¤renelim.

Ortak estetik yarg›lar›n varl›¤›n› reddedengörüfl

Bu görüflü savunanlar›n bafl›nda ünlü estetikçiCroce yer almaktad›r. Croce’ye göre estetik yarg›-lar, tarihe gönderme yap›larak tan›mlan›r. Çünküher yarg› tarihidir. Yani bir resmi ya da bir fliiri eleal›rken onu yazan kiflinin içinde yaflad›¤› toplum-daki tarihi dönüflümleri göz ard› etmek mümkünde¤ildir. Bu anlamda sanat eseri, o eseri yapan sa-natç›n›n geçmiflinden, özel hayat›ndan izler tafl›-maktad›r. Öyle ise nas›l ortak estetik yarg›lardanbahsedebiliriz?

SANAT FELSEFES‹

86

5.7 Ortak estetik yarg›lara ulaflmak mümkün müdür?

Page 87: MODÜLER ÜN‹VERS‹TE HAZIRLIK DERG‹LERi · 2018-02-12 · LYS Edebiyat 01 LYS Edebiyat 02 LYS Edebiyat 03 LYS Tarih 01 LYS Tarih 02 LYS Tarih 03 LYS Ça¤dafl T. ve D. Trh

SANAT FELSEFES‹

87

Pablo Picasso

Sanatç› eserini ortaya koyarken hem kendi haya-t›ndan al›nt›lar yapacak hem de kendi özgünlü¤ü-nü kullanacaksa ortak estetik yarg›lar›n olmas›mümkün de¤ildir.

Ortak estetik yarg›lar›n var oldu¤unu savu-nan görüfl

Bu görüflün en büyük temsilcisi Kant’t›r. Ona görebiz sanat eserini herhangi bir ç›kar elde etme gü-düsünden uzak durarak seyrederiz. Çünkü güzel,her çeflit yarardan uzak bir haz alma konusunuoluflturur.

Bu durum gerçek estetik yarg›lar›n her türlü duy-gusall›ktan ar›n›p düflünsel düzeye ç›kt›¤›n›n gös-

tergesidir. Böyle bir durumda estetik yarg›lar kifli-sellikten ç›k›p zorunlu olarak genel geçer hale ge-lirler.

Kant’a göre insan bir obje hakk›nda “Bu güzeldir.”dedi¤inde di¤er insanlarda ayn› yarg›ya sahip ol-mal›d›r. Ona göre bu be¤eni duygusu da “ortakestetik duygular”dan kaynaklan›yordur.

Ege’deki bir koyu, tasarlad›¤› otele uygun oldu¤u içingüzel bulan bir mimar ya da incelemek istedi¤i canl›-lar› bar›nd›rd›¤› için be¤enen bir biyolog estetik birtav›r içinde de¤ildir. Ayn› koyu, yaln›zca, k›y›ya vurandalgalar›n izlerinden, yamaçtaki orman›n suya yans›-mas›ndan etkilenerek be¤enen bir kiflinin bu tavr› es-tetiktir.

BBuunnaa ggöörree,, aaflflaa¤¤››ddaakkiilleerrddeenn hhaannggiissii eesstteettiikk ttaavvrr››nn bbee--lliirrlleeyyiiccii bbiirr öözzeellllii¤¤iiddiirr??

A) Kiflinin bir nesneyi kendi ölçütlerine dayanarak be-¤enmesi

B) Kiflinin hofluna giden bir nesnenin ço¤unluk tara-l›ndan da be¤eniliyor olmas›

C) Kiflinin, ilgi duydu¤u nesneye ç›kar gözetmeyenbir be¤eni ile yönelmesi

D) Kiflinin be¤enisinin nesnenin bütününe de¤il, belir-li özelliklerine yönelik olmas›

E) Kiflinin bir nesne ile ilgili be¤enisini baflkalar›ylapaylaflmak istemesi

(ÖSS 1999-ipt)

Bir mimar ya da bir biyolog koya yaklafl›rken bir ç›kargüderek yaklaflmaktad›rlar. Oysa estetik tav›r hiçbirç›kar güdüsü olmadan sadece be¤eni duygusuyla or-taya konulan tav›rd›r.

Cevap C

çözüm

örnek soru

Croce’ye göre sanat eseri, sanatç›n›n hayal gücüne ve sezgilerinin bir sonucu-dur. Bir bak›ma sanatsal etkinlik sanatç›n›n ruhunda geliflir. Bu ise estetik yar-g›larda çeflitlilik karfl›laflmam›za sebep olur.

Page 88: MODÜLER ÜN‹VERS‹TE HAZIRLIK DERG‹LERi · 2018-02-12 · LYS Edebiyat 01 LYS Edebiyat 02 LYS Edebiyat 03 LYS Tarih 01 LYS Tarih 02 LYS Tarih 03 LYS Ça¤dafl T. ve D. Trh

11.. Arkadafl›mla bir tabloyu analiz ederken bana onunsadece bir renk cümbüflünden ibaret oldu¤unu söyle-di¤inde flafl›rm›flt›m. Oysa ben ona bakt›¤›mda çokfarkl› bir dünya bulmufltum.

SSöözzüü eeddiilleenn ssaannaattssaall yyaarrgg››nn››nn hhaannggii öözzeellllii¤¤iiddiirr??

A) Evrensel olmas›

B) Yarat›c› olmas›

C) Herkeste ortak olmas›

D) Özgün olmas›

E) Kifliye göre de¤iflmesi

22.. Bir sanat tarihçisinin güzel bir saray ile ilgili olarakonun ne zaman, kimin taraf›ndan, hangi üslupla,hangi malzeme kullan›larak, hangi plana göre yap›l-m›fl oldu¤una iliflkin bilgi edinici tavr›, estetik bir ta-v›r de¤ildir. Çünkü burada onun amac› esas olarak osaray ile ilgili bilgi elde etmek veya var olan bilgisiniart›rmakt›r, yoksa onunla ilgili alg›sal deneyini zen-ginlefltirmek de¤ildir.

BBuunnaa ggöörree,, aaflflaa¤¤››ddaakkiilleerrddeenn hhaannggiissii eesstteettiikk ttaavvrr››nn bbiirröözzeellllii¤¤iiddiirr??

A) Toplumsal gerçekli¤i yans›tmas›

B) Bilimsel bir temele dayanmas›

C) Bireye fayda sa¤lamas›

D) Bilgi al›c› veya bilgi verici olmamas›

E) Öznel bir tutum tafl›mamas›

33.. ""EEsstteettiikk ssuujjee"" aaflflaa¤¤››ddaakkiilleerrddeenn hhaannggiissiiddiirr??

A) Sanat eseri B) Güzellik

C) Sanatç› D) Model al›nan nesne

E) Kullan›lan malzeme

44.. Croce sanatç›n›n do¤ay› kendi yarat›c›l›¤›yla güzelhale getirdi¤ini, do¤ada bulunmayan mükemmelli¤ieserinde ifade edebilece¤ini savunur. Ona göre sa-natç›, önce do¤adan baz› izlenimleri al›r, bunlar›kendisine göre bir senteze tabi tutar ve belli bir ifade-ye ulafl›r. Bu ifade onun ruhunda meydana gelen es-tetik bir yaflant›d›r. Bu yaflant› sanatç›n›n o anda ru-hunda oluflan ve bir baflka zamanda ayn› biçimdeoluflmayacak olan estetik alg›d›r.

BBuurraaddaa vvuurrgguullaannmmaakk iisstteenneenn tteemmeell ddüüflflüünnccee,, aaflflaa¤¤››ddaa--kkiilleerrddeenn hhaannggiissiiddiirr??

A) Sanatç› do¤an›n yans›mas› olan yap›tlar ortayakoyar.

B) Sanat yap›tlar› her dönemde farkl› özellikler gös-terir.

C) Sanat yap›t›nda do¤ay› taklit etmek önemlidir.

D) Sanat yap›t›, yinelenemez, kendine özgü ve biri-ciktir.

E) Sanatç› var olan› yap›tlar›na yans›t›r.

55.. Sanatç› içinde yaflad›¤› evreni boya, sözcük, mermer,ses, çamur gibi de¤iflik araç ve materyaller kullanarakyans›tmaya çal›fl›r. Bunu yaparken kendi duygu, dü-flünce ve hayal gücünü kulan›r. Yani sanatç› do¤ayabak›p taklit yoluyla var olan gerçekli¤i de¤il, olmas›-n› diledi¤i gerçekli¤i, içine kendisinden pek çok fleyilave ederek ortaya koyar.

BBuunnaa ggöörree,, aaflflaa¤¤››ddaakkii yyaarrgg››llaarrddaann hhaannggiissiinnee uullaaflfl››llaa--mmaazz??

A) Sanat eseri kendisini ortaya koyan sanatç›n›n ha-yal gücünü yans›t›r.

B) Sanatç› için objeyi oldu¤u gibi yans›tmak önemli-dir.

C) Sanat özgün ve tek olan›n ortaya konmas›d›r.

D) Sanatta sanatç›n›n duygular› ve yarat›c›l›¤› etkin-dir.

E) Sanatç› eserleriyle iç dünyas›n› d›fl dünyaya yan-s›t›r.

88

Sanatsal yarg›lar öznel içerikli oldu¤undan kesinlik tafl›mazlar.

Bu soruyu çözemediyseniz 5.2 nolu alt bafll›¤a dönebilirsiniz.

KAVRAMA TEST‹ 1( 5.1 - 5.4 )

Page 89: MODÜLER ÜN‹VERS‹TE HAZIRLIK DERG‹LERi · 2018-02-12 · LYS Edebiyat 01 LYS Edebiyat 02 LYS Edebiyat 03 LYS Tarih 01 LYS Tarih 02 LYS Tarih 03 LYS Ça¤dafl T. ve D. Trh

66.. Mükemmellik gerçekte var olmayan; ama ideal olanbir fleydir. Sanat›n amac›, ideal ve mükemmel olan-d›r. Mükemmelli¤i sanatç›, hayal gücünü kullanarakoluflturur.

AAflflaa¤¤››ddaakkii yyaarrgg››llaarrddaann hhaannggiissii ppaarrççaaddaakkii ddüüflflüünncceeyyeeuuyygguunn ddüüflfleerr??

A) Mükemmellik d›fl dünyada de¤il insan zihninde-dir.

B) Do¤ada güzel olan sanatta da güzeldir.

C) Sanat, geneli ve özü yans›t›r.

D) Sanat, do¤ay› baflar› ile ifade edebilmektir.

E) Do¤a, sanat için mükemmel bir örnektir.

77.. Platon'un mimesis (yans›tma) kuram›na göre, gerçekdünya idealar dünyas›d›r. ‹çinde yaflad›¤›m›z dünyaise gerçek dünyan›n bir yans›mas›d›r. Sanatç›, iflte buikinci derecedeki dünyada bulunan nesneleri taklitederek eserini oluflturur.

BBuunnaa ggöörree,, ssaannaatt››nn oorrttaayyaa çç››kk››flfl››yyllaa iillggiillii aaflflaa¤¤››ddaakkiilleerr--ddeenn hhaannggiissii ssööyylleenneebbiilliirr??

A) Sanat, sanatç›n›n do¤al varl›klar› taklit etmesininsonucu olarak ortaya ç›kar.

B) Sanat, sanatkar›n toplumla iliflkisi sonucu olarakdo¤ar.

C) Sanat, sanatkâr›n yarat›c› hayal gücünün eseridir.

D) Sanat, sanatç›n›n bir oyunu olarak ortaya ç›kar.

E) Sanat, sanatç›n›n hayal gücüyle mükemmeli ya-ratma iradesinin sonucudur.

88.. • Platon'a göre güzellik, kifliden kifliye ve ça¤dança¤a de¤iflmeyen nesnel ve mükemmel bir özdür.

• Kant'a göre güzellik, kendi içinde bir amac› ol-mayan, tek amac› kendi mükemmelli¤inden olu-flan bir ilkedir. Bu nedenle güzellik, herkesin ho-fluna gider ve herkese haz verir.

GGüüzzeelllliikk hhaakkkk››nnddaa yyuukkaarr››ddaa aaçç››kkllaannaann ggöörrüüflfllleerriinn oorr--ttaakk yyöönnüü,, aaflflaa¤¤››ddaakkiilleerrddeenn hhaannggiissiiyyllee iiffaaddee eeddiilleebbiilliirr??

A) Güzellik, insana haz veren nesnelere özgü bir ni-teliktir.

B) Güzellik, tek tek nesnelerin özünde vard›r.

C) Güzellik, öznel de¤erlendirmelere ba¤l› bir nite-liktir.

D) Güzellik, mükemmelli¤in kayna¤›d›r.

E) Güzellik, evrensel de¤er tafl›yan bir ilkedir.

99.. E¤er elimizde güzelli¤in kendisinin bir kavram› ol-sayd› ve ona bakarak nesnelerin güzel olup olmad›k-lar›na karar verseydik, o zaman "fiu roman güzeldir."sözü bir bilgi olabilirdi. Ancak böyle bir kavramam›zyok. Güzellik söz konusu oldu¤unda duyular ve duy-gular ifle kar›fl›r. Oysa bilgide, ak›l söz konusudur.

BBuunnaa ggöörree,, aaflflaa¤¤››ddaakkii yyaarrgg››llaarrddaann hhaannggiissiinnee uullaaflfl››llaabbii--lliirr??

A) Müzik, resim, heykel gibi sanat dallar›nda do¤ru-luk ve yanl›fll›ktan söz edilebilir.

B) Güzel zihni, soyut ve kavramlarla ifade edilen de-¤erdir.

C) Sanat eseri gerçekli¤i yans›t›r.

D) Güzel ile do¤runun birbiriyle hiçbir iliflkisi yok-tur.

E) Do¤adaki güzel ile sanattaki güzel aras›nda birfark yoktur.

SANAT FELSEFES‹

89

E - D - C / D - B / A - A / E - D

Bu paragraf›n yans›tt›¤› düflünce yaratma kuram›yla paralellik göster-mektedir.

Güzel de¤er alan›na ait bir kavram iken do¤ru bilgi alan›na ait birkavramd›r.

Page 90: MODÜLER ÜN‹VERS‹TE HAZIRLIK DERG‹LERi · 2018-02-12 · LYS Edebiyat 01 LYS Edebiyat 02 LYS Edebiyat 03 LYS Tarih 01 LYS Tarih 02 LYS Tarih 03 LYS Ça¤dafl T. ve D. Trh

11.. Hegel'e göre güzellik, mutlak ruhun (tinin) nesneler-de görünüfle ulaflmas›d›r.

BBuunnaa ggöörree,, HHeeggeell''iinn ggüüzzeell aannllaayy››flfl›› hhaannggii ffeellsseeffee tteerrii--mmiiyyllee nniitteelleenneebbiilliirr??

A) Maddi güzel B) Do¤al güzel

C) Tarihi güzel D) ‹deal güzel

E) Evrensel güzel

22.. fiiddet filmlerinin insanlar, özellikle çocuklar üzerin-de son derece olumsuz etkiler b›rakt›¤›n› ve bundandolay› bu tür filmlerin çevrilmemesi veya gösterilme-mesi gerekti¤ini söyleyen birine, bir yönetmen"Önemli olan fliddetin ahlaki sonucu de¤il, estetikgörünümüdür." cevab›n› vermifltir.

BBuunnaa ggöörree,, yyöönneettmmeenniinn aaflflaa¤¤››ddaa vveerriilleenn ggöörrüüflfllleerrddeennhhaannggiissiinnii ssaavvuunndduu¤¤uu ssööyylleenneebbiilliirr??

A) Sanatç›, eserini yarat›rken ahlaki de¤erleri göz et-mek zorunda de¤ildir.

B) Sanat ile yaflam aras›nda s›k› bir ba¤ vard›r.

C) Sanatç› do¤an›n yans›mas› olan ürünler ortayakoyar.

D) Sanat›n oluflumunda sanatç›n›n ahlaki de¤erleriönemlidir.

E) Sanatç› içinde yaflad›¤› kültüre göre sanat›n› ger-çeklefltirir.

33.. Aristoteles'e göre güzel; ahenkli bütünlük içinde kar-fl›m›za ç›kan varl›klard›r.

BBuu ggöörrüüflflee ddaayyaannaarraakk "güzellik"llee iillggiillii oollaarraakk aaflflaa¤¤››--ddaakkiilleerrddeenn hhaannggiissii ssööyylleenneebbiilliirr??

A) Kifliden kifliye de¤iflmeyen estetik bir de¤erdir.

B) Belli bir oran› ve uyumu içeren bir düzendir.

C) Hakikatin var olufl çeflitlerinden biridir.

D) Mutluluk veren bir ifadedir.

E) Gerçe¤in ›fl›mas›d›r.

44.. Bir bisiklet ya da bir fizik kitab› sanat eser ide¤ildir.Nitekim sanat sözcü¤ünün genifl anlamda kullan›l-mas›ndan do¤an sak›ncay› önlemek içni günlük dildeyarar amac› tafl›yan nesnelerin üretilmesine zanaat,hofla giden biçimler yaratmaetkinli¤ine de güzel sa-natlar denmifltir.

BBuunnaa ggöörree,, bbuu eesseerrii ggüüzzeell ssaannaattllaarr eesseerrii yyaappaann nniitteelliikkaaflflaa¤¤››ddaakkiilleerrddeenn hhaannggiissiiddiirr??

A) ‹nsana maddi ve manevi bir fayda sa¤lamas›

B) Seri üretimine dayal› olmas›

C) ‹nsanlara duygusal hazlar vermesi

D) Makine kullan›lmas›ndan basit aletlerle yap›lmas›

E) De¤iflik malzemelerle ifade edilmesi

55.. Sanat eserlerinin do¤al nesnelerden farkl› bir yap›s›vard›r. Örne¤in, do¤al olaylar sonunda ortaya ç›kanflelaleler, ormanlar, göller vs. "güzel" diye nitelendi-rilseler de bunlar, bir sanat eseri say›lamazlar. Bu-nunla birlikte bir flelalenin sesini and›ran müzik par-ças› ya da bir manzara resmi sanat eseri say›l›r.

PPaarrççaaddaa ssaannaatt eesseerriinniinn aaflflaa¤¤››ddaakkii hhaannggii öözzeellllii¤¤ii vvuurr--gguullaannmm››flfltt››rr??

A) ‹nsanlara yüce duygular yaflatmas›

B) Her türlü yoruma aç›k olmas›

C) ‹nsana haz vermesi

D) Farkl› izlenimler ortaya ç›karmas›

E) Do¤al nesneleri taklit etmesi

66.. "‹stiklâl Marfl› yeniden yaz›ls›n." diyenlere karfl› M.Akif Ersoy "Onu ben bile bir daha yazamam" demifl-tir. Yahya Kemal Beyatl›, bir beyitin bir m›sras› içinon iki y›l u¤raflt›¤›n› söylemifltir.

BBuu dduurruumm ssaannaatt eesseerriinniinn hhaannggii öözzeellllii¤¤ii iillee iillggiilliiddiirr??

A) Psikolojik bir olay sonucu ortaya konuldu¤u

B) Tek ve zor bir yaratma sonucu ortaya konuldu¤u

C) Do¤ay› taklit etti¤i

D) Mükemmel olan› ortaya koydu¤u

E) Toplumun etkisiyle ortaya ç›kt›¤›

90

Bu soruyu çözemediyseniz 5.5 nolu alt bafll›¤a dönebilirsiniz.

KAVRAMA TEST‹ 2( 5.4 - 5.7 )

Page 91: MODÜLER ÜN‹VERS‹TE HAZIRLIK DERG‹LERi · 2018-02-12 · LYS Edebiyat 01 LYS Edebiyat 02 LYS Edebiyat 03 LYS Tarih 01 LYS Tarih 02 LYS Tarih 03 LYS Ça¤dafl T. ve D. Trh

77.. Ayn› objeyi tuvale aktaran ressamlar, duygular›n›,hayal güçlerini, coflkular›n› resme katt›klar›nda, fark-l› resimler ortaya ç›kmaktad›r.

BBuu ppaarrççaaddaa,, ssaannaatt››nn hhaannggii öözzeellllii¤¤ii vvuurrgguullaannmmaakkttaadd››rr??

A) Öngörüye dayanmas›

B) Varl›¤› yorumlamas›

C) Genellemelere varmas›

D) Farkl› teknikler kullanmas›

E) Öznel olmas›

88.. Nicolai Hartmann'a göre tasvir edien fley tasvir edil-di¤i varl›¤› aflar. Sanat eserinin bu aflk›n olan yan› birifadesinin ve anlam›n›n olmas›d›r. Sanat eseri bir ya-n›yla real, di¤er yan›yla ideal bir varl›kt›r. Örne¤inbir portre real bir varl›k olarak tuval diye adland›rd›-¤›m›z keten bez ve onun üzerine vurulan boyalardanoluflur. Ancak o portrenin bir de anlam› vard›r ki o,estetik sujenin alg›lad›¤› anlamd›r.

BBuunnaa ggöörree,, aaflflaa¤¤››ddaakkii yyaarrgg››llaarrddaann hhaannggiissiinnee uullaaflfl››llaabbiilliirr??

A) Sanattaki güzel, do¤adaki güzelin yans›mas›d›r.

B) Sanat eseri, herkes taraf›ndan farkl› flekillerde al-g›lan›r.

C) Sanat eseri do¤adaki karfl›l›¤›ndan fazla olan birfleydir.

D) Sanatç›, eserlerinde benzer temalar› ifller.

E) Sanat do¤an›n oldu¤u bir taklit edilmesidir.

99.. Bir sanatç›ya göre resim, ne renk cümbüflü olacak ka-dar abart›l› ne de soluk figürler içerecek kadar dur-gun olmal›d›r. Sanatç› kulland›¤› enstürmanlar ara-s›nda bir denge kurmal› ve bunu imge dünyas›yla ze-nginlefltirmelidir.

BBuunnaa ggöörree,, ssaannaattçç›› bbiirr ssaannaatt eesseerriinnddee aaflflaa¤¤››ddaakkiilleerrddeennhhaannggiissiinniinn öönneemmiinnii vvuurrgguullaammaakkttaadd››rr??

A) Hofllanma duygusu oluflturman›n

B) Do¤rulu¤undan söz edilebilmenin

C) Sayg› ve hayranl›k uyand›rmas›n›n

D) Hem biçim hem de içerik aç›s›ndan farkl›l›k gös-termesinin

E) Orant›l› ve hayal gücünün s›n›rlar› içinde olma-s›n›n

1100.. Bütün bir sene canh›rafl haz›rland›¤›m LYS günü ge-lip çatm›flt› ve s›nav›m istedi¤im gibi geçmemiflti. An-ne ve babam moralimi düzeltmek için ‹stanbul’unbo¤az manzaras›n› en iyi seyredebilece¤imiz bir ye-re götürmüfllerdi beni ama nafile bo¤az bana hiç ogünkü kadar kötü gözükmemiflti.

BBuunnaa ggöörree ssaannaatt eesseerriinnii yyaa ddaa ggüüzzeellii ddee¤¤eerrllii kk››llaannaaflflaa¤¤››ddaakkiilleerrddeenn hhaannggiissiiddiirr??

A) Sanatç›n›n psikolojik özellikleri

B) Al›mlay›c›n›n ruh hali

C) Sanat eserinin kendisi

D) Estetik süjenin içinde yaflad›¤› toplumsal ortam

E) O dönemin sanat anlay›fl›

1111.. "Renkler ve zevkler üstünde tart›fl›lmaz." yyaarrgg››ss›› iilleeaaflflaa¤¤››ddaakkiilleerrddeenn hhaannggiissii iiffaaddee eeddiillmmeekk iisstteennmmiiflflttiirr??

A) Estetik de¤erler ortak duygulara dayand›¤›ndangenel geçerdir.

B) Estetik yarg›lar›m›z nesnel niteliktedirler.

C) Estetik yarg›lar, öznel olmalar› nedeniyle genel -geçer olamazlar.

D) Estetik yarg›lar bütün insanlar için evrensel niteliktafl›rlar.

E) Estetik yarg›lar herkes için geçerli, zorunlu yasa-lard›r.

1122.. Dinledi¤i müzi¤i güzel bulan bir insan, ayn› müzi¤idinleyen herkesin de ayn› fikirde olmas›n› bekler.Çünkü bu duygu, yani güzeli hissetme duygusu güze-li hissettirme duygusunu da beraberinde getirir. An-cak herkesin güzellik anlay›fl› farkl› oldu¤undan buduygu ço¤u zaman tatmin edilemeyecektir.

BBuurraaddaa vvuurrgguullaannaann tteemmeell ddüüflflüünnccee aaflflaa¤¤››ddaakkiilleerrddeennhhaannggiissiiddiirr??

A) Sanat eserinin efli ve benzerinin yap›lamayaca¤›

B) Ortak estetik yarg›lar›n olamayaca¤›

C) Sanatla do¤an›n oldu¤u gibi taklit edildi¤i

D) Sanat eserinde sanatç›n›n duygular› ve yarat›c›l›-¤›n›n etkin bir flekilde hissedildi¤i

E) Farkl› dönemlerde yaflayan insanlar›n güzellik an-lay›fllar›n›n farkl› oldu¤u

SANAT FELSEFES‹

91

D - A - B / C - E - B / E - C - E / B - C - B

Page 92: MODÜLER ÜN‹VERS‹TE HAZIRLIK DERG‹LERi · 2018-02-12 · LYS Edebiyat 01 LYS Edebiyat 02 LYS Edebiyat 03 LYS Tarih 01 LYS Tarih 02 LYS Tarih 03 LYS Ça¤dafl T. ve D. Trh

92

06 D‹N FELSEFES‹

Din felsefesi "Din nedir?" sorusunu cevaplama çabas›ndad›r.

Teoloji ile din felsefesi birbirinden farkl› disiplinlerdir.

Tüm dinler için ortak kavramlar var m›d›r?

Din felsefesinin konusu çeflitli sorularla ifade bulur.

Tanr› gerçekten var m›d›r?

Page 93: MODÜLER ÜN‹VERS‹TE HAZIRLIK DERG‹LERi · 2018-02-12 · LYS Edebiyat 01 LYS Edebiyat 02 LYS Edebiyat 03 LYS Tarih 01 LYS Tarih 02 LYS Tarih 03 LYS Ça¤dafl T. ve D. Trh

Din, ahlak, sanat ve bilim gibi sosyal bir kurumdur.Dinin tarihi ise sanat ve bilime göre daha eskiyedayanmaktad›r. Çünkü din, en ilkel toplumlardangünümüze gelinceye kadar de¤iflik biçimlerde deolsa varl›¤›n› sürdürmüfltür.

Bu bak›mdan din, ‹lk Ça¤’dan itibaren felsefeninalan›na girmifltir denebilir. Din ayn› zamanda ah-laki bir kurum olarak insan› manevi anlamda dakuflatan ve koydu¤u kurallarla insan hayat›na mü-dahale eden bir disiplin oldu¤undan insanla ve ha-yatla bu kadar iç içe olan bir disiplinle felsefeninilgilenmesi kaç›n›lmaz olmufltur.

Bütün bu anlat›lanlara ba¤l› olarak ddiinn ffeellsseeffeessiidinin özünü, anlam›n›, kavramlar›n› ve temel ilke-lerini anlamaya çal›flan felsefe dal›d›r.

Felsefenin dine yaklafl›m›nda, dininbütün yönleriyle kapsaml› bir bi-

çimde tart›fl›lmas›n› sa¤lamaamac› vard›r. Bu amac›

gerçeklefltirirken felse-fenin baz› fleylere

dikkat etmesi ge-rekmektedir.

Bunlar› maddeler halinde s›ralayacak olursak;

ä Din felsefesi, dine rasyonel aç›dan bakmak du-rumundad›r. Yani dinin temel kabullerini akl›nyard›m›yla irdelemelidir.

ä Din felsefesi, elefltirel ve sorgulay›c› bir tutumasahip olmal›d›r. Ancak burada amaç herhangibir dini zay›flatmak ya da güçlendirmek de¤ilfelsefi düflünüflün karakteristik özelli¤ini koru-maktad›r.

ä Felsefenin dine bak›fl› tutarl› olmak zorundad›r.Örne¤in “Tanr› var m›d›r?” sorusuna baflta“Vard›r.” deyip sonra agnostik bir tav›r tak›n-mak çeliflkilidir, yani tutars›zl›kt›r.

ä Felsefe dine yaklafl›rken objektif olmal›d›r. Ya-ni taraf tutmadan dinin temel iddialar›na cevaparamal›d›r. Ancak bir dine mensup olarak din

hakk›nda nesnel yorumlar yapman›n zor oldu-¤u da unutulmamal›d›r.

ä Felsefenin dine bak›fl› oldukça kapsaml› olmal›-d›r. Aç›klamalar›n› yaparken tek tarafl› olma-dan karfl›t görüfllere yer vermelidir.

Bilimde dinde insan yaflam›n›n kolaylaflmas›na yöne-lik çabalarda bulunmufllard›r. Din; insan iliflkilerininnas›l olmas› gerekti¤ini, insan-Tanr› aras›ndaki iliflki-yi normatif bir biçimde aç›klam›fl ve yüzy›llarca ayn›noktada durmufltur. Bilim ise dün yaflama dair A de-di¤ine bugün B diyebilmifl ve bunu kan›tlar› ile orta-ya koydu¤u için sürekli de¤iflime u¤ram›fl, geliflmifltir.

PPaarrççaaddaa ddiinn vvee bbiilliimm öözzeelllliikkllee hhaannggii nnookkttaaddaa kkaarrflfl››llaaflfl--tt››rr››llmm››flfltt››rr??

A) Konular› bak›m›ndan

B) Elefltiri ve de¤iflim konular›ndaki tutumlar› aç›s›n-dan

C) Bilgiye ulaflmadaki yöntem konusundan

D) Evrenin oluflumuna dair ifadeleri aç›s›ndan

E) Tarafs›z olma açs›ndan

Din insan yaflam›n› koymufl oldu¤u kurallarla flekil-lendirir ancak koymufl oldu¤u kurallar ne elefltirilebi-lir ne de de¤iflebilir niteliktedir. Dolay›s›yla dogmatikve dura¤an yap›s›yla bilimle farkl›l›k göstermektedir.

Cevap B

çözüm

örnek soru

D‹N FELSEFES‹

93

6.1 Din felsefesi “Din Nedir?” sorusunu cevaplama çabas›ndad›r.

Dinin ifllevi; kiflinin iç dünyas›n›, ait oldu¤u toplumu ve d›fl dünya ile iliflki-lerini düzene sokmakt›r.

Page 94: MODÜLER ÜN‹VERS‹TE HAZIRLIK DERG‹LERi · 2018-02-12 · LYS Edebiyat 01 LYS Edebiyat 02 LYS Edebiyat 03 LYS Tarih 01 LYS Tarih 02 LYS Tarih 03 LYS Ça¤dafl T. ve D. Trh

TTeeoolloojjii ((‹‹llaahhiiyyaatt –– TTaannrr›› BBiilliimm));; Tanr›n›n varl›¤›,özellikleri, insan›n onun karfl›s›ndaki durumu gibikonular› ele alan bilgi dal›d›r ve her dinin kendi ya-p›s›na göre teolojisi vard›r.

DDiinn ffeellsseeffeessii ise dinin temel iddialar› üzerinde ak-la dayanarak genel, bütünlefltirici, nesnel ve tu-tarl› biçimde düflünmektir.

fiimdi bu iki disiplinin birbirinden farkl› yönleriniinceleyelim.

ä Teoloji de din felsefesi de dini ve Tanr›’y› konual›r. Ancak teoloji aç›klamalar›n› inanc› temelalarak ortaya koyarken din felsefesi tüm aç›k-lamalar›n› rasyonel ve sorgulay›c› bir zihinleakl›n ›fl›¤›nda gerçeklefltirilir.

ä Din felsefesi özgür düflünmeyi, nesnel ve sor-gulay›c› olmay› önemserken teoloji inanc›n ve-rilerine s›k› s›k›ya ba¤l›d›r ve bunlar›n d›fl›na ç›-kamaz. Bir anlamda teoloji dogmatiktir.

ä Din felsefesi aç›klamalar›n› yaparken herhangibir dini yayma ya da insanlar› daha inançl› /inançs›z yapmaya da çal›flmaz. Bu bak›mdanda tüm dinlere eflit uzakl›ktad›r. Oysa teolojibelli bir dinin kurallar›n› kabul eder ve yayma-ya çal›fl›r.

ä Her dinin kendi teolojisi vard›r ve genel olarako dinin konu ve problemlerini yine o dine ba¤l›kalarak ele almaktad›r. Oysa din felsefesi te-olojiye oranla daha kapsay›c› bir bak›flla bir di-ne ait kavramlar› ve problemleri de¤il genelolarak dinin kavramlar›n›, temel iddialar›n›, in-san yaflam›ndaki yerini ele al›r.

ä Teoloji insan yaflam›n› düzenleyerek kurallarkoymay› amaçlar. Bu bak›mdan normatiftir.Din felsefesi ise normatif de¤ildir.

Teoloji inanca iliflkin konular›n do¤rulu¤unu ya dayanl›fll›¤›n›, tart›flmadan oldu¤u gibi aç›klar. Oysa dinfelsefesi kendi araflt›rma, sorgulama alan›na girenkonulara rasyonel, sorgulay›c› bir tarzda yaklafl›r.

BBuu ppaarrççaaddaa tteeoolloojjii iillee ddiinn ffeellsseeffeessii aarraass››nnddaakkii hhaannggiiffaarrkkttaann ssöözzeeddiillmmeekktteeddiirr??

A) Elefltirel tutum

B) Tutarl›l›k

C) Birikimli ilerleme

D) Nesnellik

E) Kural koymay› amaçlama

Parçada din felsefesinin elefltirel bir niteli¤e sahipiken teolojinin alan› oldu¤u gibi kabul etme yeni dog-matik, elefltiriden uzak olma tavr› tak›nd›¤› vurgulan-maktad›r. Bu bak›mdan iki disiplinin elefltirel tutumaç›s›ndan farkl›l›k gösterdi¤i söylenebilir.

Cevap A

çözüm

örnek soru

D‹N FELSEFES‹

6.2 Teoloji ile Din Felsefesi birbirinden farkl› disiplinlerdir.

94

6.3 Tüm dinler için ortak kavramlar var m›d›r?

Din olgusunun temel kavramlar›, din felsefesininde bafll›ca kavramlar›d›r. Bunlardan en önemlileri;Tanr›, peygamber, vahiy, iman, ibadet, kutsal vb.kavramlard›r.

TTaannrr››:: ‹slam, Hristiyanl›k, Yahudilik gibi tek tanr›l›dinlerde, evrenin yarat›c›s› ve yöneticisidir. ‹nsan›ve tüm evreni yoktan var etmifltir. Bunun d›fl›ndafarkl› dini tasavvurlarda Tanr› alg›s›n›n da de¤iflti-¤i görülmektedir.

PPeeyyggaammbbeerr:: Tanr›'n›n emir ve yasaklar›n› insanla-ra iletmek ve onlara örnek olmak üzere, Tanr› ta-raf›ndan seçilmifl kiflidir.

VVaahhiiyy:: Tanr›'n›n emirlerini çeflitli yollarla peygam-bere ve dolay›s›yla insanlara iletmesidir. Örne¤in;‹slamiyet'te Allah Hz. Cebrail arac›l›¤›yla Hz. Mu-hammed'e (S.A.V.) Kur'an ayetlerini bildirmifltir.

‹‹bbaaddeett:: Tanr›'n›n emri gere¤i yap›lan sayg› göste-

Page 95: MODÜLER ÜN‹VERS‹TE HAZIRLIK DERG‹LERi · 2018-02-12 · LYS Edebiyat 01 LYS Edebiyat 02 LYS Edebiyat 03 LYS Tarih 01 LYS Tarih 02 LYS Tarih 03 LYS Ça¤dafl T. ve D. Trh

rifli ve tap›nma etkinlikleridir. Oruç ve namaz gibikutsal, din aç›s›ndan sayg›ya lay›k, de¤erli ve an-laml› oland›r.

YYüüccee:: Evreni ve insan› aflan, en üst noktada bulu-nan varl›k için kullan›lan özelliktir.

KKuuttssaall:: Din aç›s›ndan sayg›de¤er kabul edilen var-l›klard›r. Örne¤in Tanr›’n›n gönderdi¤i kitaplarkutsal olarak kabul edilirler.

‹‹mmaann:: Dini anlamda Tanr›’n›n varolufluna duyulanba¤lanma ve güven duygusudur.

‹‹nnaannçç:: Bir düflünceye gönülden ba¤l› olma anlam›-na gelen inanç dini anlamda Tanr›’ya ve onun di-ninin ö¤retilerine inanma durumudur.

TTeevvhhiidd:: Tanr›’n›n birli¤ine inanmak, birli¤ini tasdiketmek ve O’na efl koflmamakt›r.

FF››ttrraatt:: Yarat›l›fltan gelen, d›fl etkileri bozulmayanyap›d›r.

DDiinnii TTeeccrrüübbee:: Dini emir ve yasaklara ba¤l› olarakkiflilerin edindikleri tecrübelerdir.

AAflflaa¤¤››ddaakkiilleerrddeenn hhaannggiissii ddiinn oollgguussuunnuunn tteemmeell kkaavv--rraammllaarr››nnddaann ddee¤¤iillddiirr??

A) Vahiy

B) ‹badet

C) Tanr›

D) Peygamber

E) Güzel

Vahiy, ibadet, Tanr› ve peygamber kavramlar› din ol-gusuna ve dolay›s›yla din felsefesine ait kavramlariken güzel kavram› sanata dair bir kavram oldu¤un-dan din felsefisinin de¤il sanat felsefesinin inceledi¤itemel bir kavramd›r.

Cevap E

çözüm

örnek soru

D‹N FELSEFES‹

95

‹badet; müslüman, musevî ve h›ristiyanlarda farkl› flekiller al›r.

6.4 Din felsefesinin konusu çeflitli sorularla ifade bulur.

Çeflitli düflünürler Tanr›, evren, insan, inanç, ya-ratma, ahiret vb. konular üzerinde yo¤unlaflmagere¤i duymufl ve bu konular üzerindeki görüflle-rini ortaya koymufllard›r. Filozoflar›n dinin temelkonular› üzerine bu flekilde yo¤unlaflmalar›nda di-nin insan hayat› üzerindeki önemli etkisi bask›nolmufltur. Bunun üzerine dini inceleme gere¤i du-yan filozoflar din hakk›nda belli problemler önesürmüfllerdir. Bunlardan baz›lar› flunlard›r;

Tanr›’n›n varl›¤› problemi

Dinler bir yarat›c›ya, bir Tanr›’ya dayan›r. Dolay›-s›yla dine yaklaflan düflünürler öncelikle Tanr›kavram›n› incelemeye bafllam›flt›r. Tanr›’n›n varl›-¤›n›n kan›tlanmas› din felsefesinin en önemliproblemlerinden biridir. Zira bir dini temellendire-

bilmemiz için Tanr›’n›n varl›¤›n› netlefltirmemizgerekir.

Buna ba¤l› olarak Tanr› var m›d›r? Tanr›’n›n varl›-¤› kan›tlanabilir mi? fleklindeki sorular bu proble-min di¤er sorular›d›r.

Evrenin yarat›l›fl problemi

Bu problem içerisinde “Evren yarat›lm›fl m›d›r?”“Tanr› ile evren aras›ndaki iliflki nedir?” “Tanr›,evrenin iflleyifline müdahale eder mi?” gibi sorula-ra yan›t aranmaktad›r.

Vahyin imkan problemi

Temel sorunlardan biri de “vahyin imkan› proble-mi”dir. Bu problem içerisinde “Tanr›, emirlerini in-sanlara nas›l ulaflt›rmaktad›r?, Tanr› peygamber

Page 96: MODÜLER ÜN‹VERS‹TE HAZIRLIK DERG‹LERi · 2018-02-12 · LYS Edebiyat 01 LYS Edebiyat 02 LYS Edebiyat 03 LYS Tarih 01 LYS Tarih 02 LYS Tarih 03 LYS Ça¤dafl T. ve D. Trh

iliflkisi nas›ld›r?” türünde sorulara karfl›l›k veril-mesi çabas› vard›r.

Ruhun ölümsüzlü¤ü problemi

Yine “ölümden sonraki hayat problemi”de çokçatart›fl›lan sorular aras›nda yer al›r. “Ruh ölümsüzmüdür?, Ölümden sonra hayat var m›d›r?” gibi so-rular, bu konuyla ilgili olarak tart›fl›lmaktad›r.

AAflflaa¤¤››ddaakkiilleerrddeenn hhaannggiissii ddiinn ffeellsseeffeessiinniinn cceevvaapp aarraadd››--¤¤›› ssoorruullaarrddaann bbiirrii ddee¤¤iillddiirr??

A) Do¤ru bilginin ölçüsü nedir?

B) Tanr› var m›d›r?

C) Vahiy mümkün müdür?

D) Din felsefesi hangi sorular› sorar?

E) Tanr› aflk›n m›d›r, içkin midir?

A seçene¤inde verili olan “Do¤ru bilginin ölçütü ne-dir?” sorusu din felsefesinin de¤il, bilgi felsefesininsordu¤u ve cevap arad›¤› bir sorudur.

Cevap A

çözüm

örnek soru

D‹N FELSEFES‹

96

6.5 Tanr› gerçekten var m›d›r?

Felsefe tarihinde Tanr›’n›n var olup olmad›¤›yla il-gili üç temel yaklafl›mla karfl›lafl›yoruz. Bunlar;

ä Tanr›’n›n var oldu¤unu kabul ederek bu düflün-ceyi ispatlamaya çal›flanlar

ä Tanr›’n›n var oldu¤unu reddederek bu düflün-ceyi kan›tlamaya çal›flanlar

ä Tanr›’n›n varl›¤› ya da yoklu¤unun bilinemeye-ce¤ini öne sürenler

fiimdi bu düflünceleri savunanlar› ve düflünceleri-ni inceleyelim.

TTaannrr››’’nn››nn vvaarrll››¤¤››nn›› kkaabbuull eeddeenn ggöörrüüflfllleerr

Tanr›’n›n varl›¤›n›n kesinli¤ini kabul eden bu görü-flü savunanlar üç grupta toplan›r: Teizm, deizm vepanteizm

TTeeiizzmm (Tanr›c›l›k); ev-reni yaratan ve yöneti-nin Tanr› oldu¤unu ka-bul eden görüfltür. Budüflünceye göre Tanr›hem evrenin üstünde,hem de içindedir. O,yaratt›¤› her fleyi yönetme gücüne sahiptir. Teiz-me göre tanr›, ezeli ve ebedidir. Evrende olup bi-teni her fleyi bilinçli olarak bilen, bir iliflki içinde-dir. Ancak kendisi zaman ve mekan dünyas› ile sü-

rekli iliflki içinde olmas›na ra¤men, kendisi zamanve mekan›n ötesinde s›n›rs›zd›r. O bilen, gören,kudret sahibi, yarat›c›, mutlak anlamda özgürdür.

Teistlerin Tanr›’n›n varl›¤›na iliflkin ortaya koy-duklar› kan›tlar flöyle özetlenebilir.

OOnnttoolloojjiikk KKaann››tt:: St. Anselmus’a göre, insan zihnin-de mükemmellik ve sonsuzluk gibi düflüncelervard›r. Bunlar› mükemmel olmayan insan, meyda-na getirmifl olamaz o halde, bu s›fatlar›n ait oldu-¤u, mükemmel ve sonsuz olan tanr› vard›r. Varo-lanlar›n ilk nedeni mutlak varl›k Tanr›’d›r. Tanr›zorunlu olarak var düflünülmelidir.

KKoozzmmoolloojjiikk KKaann››tt:: Bu kan›tlamalar tek tür de¤ildir.Bu kan›tlamalar›n temelinde, kozmos (evren) ol-du¤u için kozmolojik kan›t olarak adland›r›lmakta-d›r. Bunlardan baz›lar› flunlard›r:

— Hudûs Kan›t›: Bir yarat›lm›fl olarak evren varsado¤al olarak yarat›c›s› da olacakt›r. Bu yarat›c› daancak Tanr›'d›r.

— Ahlâki Kan›t: Kant'›n öne sürdü¤ü bir kan›tt›r.Ahlakl›l›k ile mutlulu¤un birleflmesi en yüksek iyiolmufltur. ‹nsanlar böyle bir iyinin oluflmas›n› ger-çeklefltiremezler. Bu durum ancak evreni yaratanTanr›'n›n varl›¤› ile mümkündür.

Teizmin bafll›ca savunucular› olan Anselmus ve Descartes’dir.

Page 97: MODÜLER ÜN‹VERS‹TE HAZIRLIK DERG‹LERi · 2018-02-12 · LYS Edebiyat 01 LYS Edebiyat 02 LYS Edebiyat 03 LYS Tarih 01 LYS Tarih 02 LYS Tarih 03 LYS Ça¤dafl T. ve D. Trh

— Evrendeki Düzen Kan›t›: Evrenin her bir parça-s›nda, do¤an›n her yerinde bir düzen göze çarp-maktad›r. Evrenin en küçük parças›nda bile göz-lemlenen bu mükemmellik, düzen, uyum, oran,amaçl›l›k, bunun ancak bir planlay›c›s› taraf›ndanyarat›lm›fl olabilece¤inin göstergesidir. Bu mü-kemmelli¤i yaratabilecek olan ancak mükemmelbir yarat›c›d›r.

DDeeiizzmm; Tanr›’y› sadece bir ilk neden olarak ileri sü-ren ona baflka hiçbir nitelik ve güç tan›mayan ak›l-c› din ö¤retisidir. Bu anlay›fl› savunanlara göre ev-ren kurulmufl bir saat gibidir. Tanr› evreni kendibilgisine göre yaratm›fl ve t›pk› bir saat gibi kura-rak b›rakm›fl bir daha da müdahale etmemifltir.Evren de t›pk› kurulu saat gibi t›k›r t›k›r ifllemekte-dir ve bir müdahale ediciye de ihtiyac› yoktur.Tanr› evreni yarat›p b›rakt›ktan sonra evrenle, in-sanla ve insan hayat›yla ilgilenmez o kendi köfle-sine çekilmifltir.

Peki Tanr› olaylara müdahale etmedi¤ine göre in-san evreni ne ile aç›klayacakt›r. Elbette ki ak›l vebilimle. Buna göre diyebiliriz ki deizm Tanr›’y› ev-renden d›fllarken akla ve bilime sars›lmaz bir gü-ven duymaktad›r. Bu anlay›fl›n bafll›ca savunucu-lar› J.Locke, Newton, Voltaire, J.J. Rousseau’dur.

PPaanntteeiizzmm ((TTüümmttaannrr››cc››ll››kk))’e göre; do¤a ile Tanr›ayn› fleydir, özdefltir, iç içedir. Her fley Tanr›’n›nbirer parças›d›r. Gerçek olan Tanr›’d›r. Her fley on-dan türemifltir. Panteizmin en önemli savunucusuSpinoza’ya göre “Yarat›c› do¤a ile yaratan do¤aayn›d›r.” Ona göre, cevher kendi kendine varoland›r.

Tanr›’n›n varl›¤›n› reddedenler

Tanr› varl›¤›n› reddeden görüfle ateizm denir. Ate-izm ‹lk Ça¤'dan bu yana varl›¤›n› sürdüren bir gö-rüfltür. Le Mattrie, Nietzsche ve Sartre Tanr›'n›nvarl›¤›n› reddeden düflünürlerden birkaç›d›r.

Bu düflünceye sahip olanlar›n kendi görüfllerini is-patlamak üzere kulland›klar› baz› kan›tlar vard›r.Bunlar aras›nda en bilinenleri: Kötülük kan›t›, sos-yolojik kan›t, psikolojik ve ahlâki kan›tlard›r.

Tanr›’n›n varl›¤›n›n veya yoklu¤unun biline-meyece¤ini söyleyenler

Tanr›'n›n varl›¤›n›n veya yoklu¤unun bilinemeye-ce¤ini önen süren yaklafl›m Agnostisizm (biline-mezcilik) olarak adland›r›l›r. Bu yaklafl›m Tanr›'n›nvarl›¤›yla ilgili flüpheci bir tutum sergiler. Agnos-tikler, Tanr› var ya da yok diye bir yarg› belirtmez-ler. Yaln›zca bunun hakk›nda bir bilgi sahibi olma-yaca¤›m›z› ifade ederler. Bilinemezcili¤in ilk örne-¤ini ‹lk Ça¤ filozoflar›ndan Protagoras'ta görüyo-ruz.

VVaarrll››¤¤›› aakk››llllaa bbiilliinneebbiilleenn,, aaflflkk››nn bbiirr TTaannrr›› oolldduu¤¤uunnuu kkaa--bbuull eettmmeekkllee bbeerraabbeerr bbuu TTaannrr››''nn››nn eevvrreennee vvee iiççiinnddeekkii--lleerree kkaarr››flflmmaadd››¤¤››nn›› öönnee ssüürreenn yyaakkllaaflfl››mm aaflflaa¤¤››ddaakkiilleerr--ddeenn hhaannggiissiiddiirr??

A) Deizm B) Teizm

C) Ateizm D) Panteizm

E) Agnostisizm

Tanr›’y› sadece bir ilk neden olarak gören bu ak›lc›din ö¤retisine din felsefesinde verilen isim deizm’dir.

Cevap A

çözüm

örnek soru

D‹N FELSEFES‹

97

Page 98: MODÜLER ÜN‹VERS‹TE HAZIRLIK DERG‹LERi · 2018-02-12 · LYS Edebiyat 01 LYS Edebiyat 02 LYS Edebiyat 03 LYS Tarih 01 LYS Tarih 02 LYS Tarih 03 LYS Ça¤dafl T. ve D. Trh

11.. Dinler, ahlâk ve ibadetle ilgili birçok yarg›da bulu-nurlar. Dine mensup olanlar bu yarg›lar› sorgulama-dan kabul eder ve bu emirler do¤rultusunda hayat›n›düzenler.

BBuurraaddaa,, ddiinniinn aaflflaa¤¤››ddaakkii hhaannggii öözzeellllii¤¤iinnee ddee¤¤iinniillmmiiflflttiirr??

A) Mensuplar›na, ölümün verdi¤i çaresizlik duygu-suna karfl› güven vermesi

B) Elefltiriye kapal› olmas›

C) ‹nsan›n, ölümden sonraki hayatla ilgili sorular›n›cevaplamas›

D) ‹nanma ihtiyac›n› karfl›lamas›

E) Evrensel olmas›

22.. Din felsefesi dinin dayand›¤› ilkelerin özünü ve anla-m›n›, elefltirel, tutarl›, sistemli, ak›lc› bir tarzda temel-lendirmeyi amaçlayan felsefe disiplinidir.

BBuunnaa ggöörree,, aaflflaa¤¤››ddaakkiilleerrddeenn hhaannggiissii ddiinn ffeellsseeffeessiinniinnbbiirr öözzeellllii¤¤ii ddee¤¤iillddiirr??

A) Mant›k ilkelerine ba¤l› olma

B) Dine d›flar›dan bir gözlemci gibi yaklaflma

C) Aç›klamalar›nda tutarl› olma

D) Dinin ilkelerine ba¤l› kalma

E) Sistematize edilmifl bilgiler biçiminde ifade edil-me

33.. AAflflaa¤¤››ddaakkii ssoorruullaarrddaann hhaannggiissii ddiinn ffeellsseeffeessiinniinn kkoonnuullaa--rr››nnddaann bbiirriissiiddiirr??

A) Vahiy niteli¤i tafl›yan bilgilerin içeri¤i nelerdir?

B) Ruh ölümden sonra var m›d›r?

C) Bilgiye ak›lla m› yoksa deneyle mi eriflilir?

D) ‹deal bir toplumsal düzen var m›d›r?

E) ‹yili¤in ölçütleri evrensel midir?

44.. Teoloji, Tanr›'n›n varl›¤›n›, niteliklerini, evrenle, ya-rat›lm›fl varl›klarla iliflkilerini ve dini inançlar› aç›kla-maya çal›fl›r. Bu aç›klamalar›nda Tanr›'n›n gönderdi-¤i kutsal kitaplara, Peygamberlerin bildirdiklerine vedin ulular›n›n yorumlar›na dayan›r.

Din felsefesi de dinin ilkelerini sorgular ancak bunuyaparken kiflilerin daha dindar olmas›na çal›flmad›¤›gibi, inançlar›n› sarsmaya da kalk›flmaz.

BBuu ppaarraaggrraaffaa ddaayyaannaarraakk,, aaflflaa¤¤››ddaakkiilleerrddeenn hhaannggiissii ssööyy--lleenneebbiilliirr??

A) Teoloji ve din felsefesinin dine yaklafl›m› ayn›d›r.

B) Teoloji dinin temel ilkelerini sorgularken din fel-sefesi ayr›nt›larda derinleflir.

C) Teoloji, dini, yine dinin içinde kalarak sorgular-ken din felsefesi d›flar›dan dolay›s›yla nesnel birbak›flla sorgular.

D) Teoloji, dinin ilkelerini sorgularken yans›z olma-ya çal›fl›r, din felsefesi ise dinin temel ilkelerinigüçlendirme amac› tafl›r.

E) Din felsefesi dinleri sorgularken teoloji bütün din-leri sorgular.

55.. Teoloji ait oldu¤u dinin argümanlar› çerçevesindeTanr›'n›n varl›¤›n› kan›tlamaya çal›fl›r. Teolog hangidinin mensubuysa - Hristiyanl›k, ‹slamiyet ve Yahu-dilik- o dinin evrene iliflkin aç›klamalar›n›, bilgileriniinanç temelinde do¤rulamaya çal›fl›r. Bu do¤rulama-y› yaparken di¤er mensubu olmad›¤› dinlerin bilgile-rini yanl›fllamaya da çal›flabilir.

BBuunnaa ggöörree,, aaflflaa¤¤››ddaakkii yyaarrgg››llaarrddaann hhaannggiissii TTeeoolloojjii iiççiinnssööyylleenneebbiilliirr??

A) Tüm dinleri ortak ak›l çerçevesinde inceler.

B) Dini duygulardan ba¤›ms›z objektif olarak de¤er-lendirir

C) Dinlerin karfl›laflt›rmas›n› yaparak en iyiye yöne-lir.

D) ‹nan›lan dinin söylemlerini do¤rulamaya çal›fl›r.

E) Dinleri ak›l ve mant›k kurallar› çerçevesinde te-mellendirir.

KAVRAMA TEST‹ 1

98

Din felsefesi; tanr›, peygamber, vahiy, iman, ibadet, kutsal gibi kavramla-r› ele al›r.

Page 99: MODÜLER ÜN‹VERS‹TE HAZIRLIK DERG‹LERi · 2018-02-12 · LYS Edebiyat 01 LYS Edebiyat 02 LYS Edebiyat 03 LYS Tarih 01 LYS Tarih 02 LYS Tarih 03 LYS Ça¤dafl T. ve D. Trh

66.. Din felsefesi genel olarak dini veya dinleri kendinekonu edinir. Buna karfl›l›k teoloji (Tanr› bilimi) bellibir dini ve bu dine ait konu ve problemleri inceler.Teoloji bir dinin; inanç ve uygulamalar›n› do¤ru ola-rak kabul edip, bu unsurlar›n ak›l ilkelerince aç›klan-mas›n›, temellendirilip, savunulmas›n› kendisine ilkeedinir. Din felsefesinin ise; inceleme alan›na ald›¤›konular›na daha akademik, tarafs›z ve entellektüelbir yaklafl›mda bulundu¤unu görürüz.

BBuunnaa ggöörree,, aaflflaa¤¤››ddaakkii yyaarrgg››llaarrddaann hhaannggiissiinnee uullaaflfl››llaa--mmaazz??

A) Teolojinin tüm dinleri neden inceledi¤i

B) Din felsefesinin konusunun ne oldu¤u

C) Teolojinin ve din felsefesinin birbirlerinden hanginoktalarda ayr›ld›¤›

D) Din felsefesinin konusuna nas›l yaklaflt›¤›

E) Teolojinin dini rasyonellefltirme çabas› içinde ol-du¤u

77.. ‹nsano¤lu hep bir fleylere inanm›fl, inançlar›n›n gere-¤i olarak da ibadet etmifltir. Eski zamanlarda do¤aolaylar›ndan korkmufl ve onlar›n kötülüklerinden ko-runmak için onlar› kutsallaflt›rm›flt›r. Daha sonra daonlar› Tanr› ilan edip onlara tapm›flt›r. Tanr›lar›n› ra-hat ettirdiklerinde kendilerinin de rahat edeceklerinidüflünmüfl ve onlara çeflitli hediyeler sunmufl, onlar›nyaflamalar› için görkemli yap›lar yapm›fllard›r.

PPaarrççaayyaa ggöörree aaflflaa¤¤››ddaakkiilleerrddeenn hhaannggiissii iinnssaannllaarr››nn TTaann--rr››''yyaa iinnaannmmaallaarr››nn››nn bbiirr ggeerreekkççeessii oollaarraakk ddüüflflüünnüülleebbii--lliirr??

A) Tanr›'n›n evreni yaratmas› gerçe¤i

B) ‹nsan›n Tanr› inanc›nda kendini bulmas›

C) ‹nsan›n akl›yla mutlak do¤ruya ulaflabilece¤i

D) ‹nsan›n do¤a karfl›s›nda çaresiz olmas›

E) Dünyadaki düzenin Tanr› taraf›ndan inflaa edilme-si

88.. ‹nsan tüm davran›fllar›yla yap›p etmeleriyle bir bü-tündür ve bunlar da içinde yaflad›¤› toplum de¤erle-rinin bir yans›mas›d›r. Düflünen ve aktaran bir varl›kolarak insan ancak felsefelefltirilmifl bir dine sahip ol-du¤unda özgürlük ve sorumlulu¤un bilincine tamolarak varacak ve gerçek mutlulu¤u yaflayacakt›r.Do¤aüstü güçlerden, metafizik kurmalardan uzakla-flan insan, felsefelefltirilmifl din sayesinde bilime sar›-larak nesnel gerçeklik alan›nda yürüyüflünü sürdüre-cektir. Her türlü ön yarg›dan ve bask›dan kurtulan,art›k hiçbir fleyden korkmayan insan, böylece özgür-lü¤ün yoluna düflecek ve yapt›¤› her fleyin sorumlu-lu¤unu üstlenebilecek bir güce ulaflacakt›r.

PPaarraaggrraaff aaflflaa¤¤››ddaakkii hhaannggii ssoorruunnuunn cceevvaabb›› oollaarraakk yyaazz››ll--mm››flfl oollaabbiilliirr??

A) Tüm dinlerin bask›c› oldu¤u do¤ru mudur?

B) ‹nsan Tanr›'ya ak›lla m› ulafl›r?

C) Toplumsal yaflam› sadece dini ö¤retiler mi belir-ler?

D) Mutluluk dini kurallar›n uygulanmas›ndan m› ge-çer?

E) Dinin özgürleflip elefltirel bir yap›ya bürünmesimümkün müdür?

99.. Descartes'a göre do¤ada var olan hiçbir fleyde mü-kemmellik bulunmamas›na ra¤men insanda mükem-mellik fikri vard›r. ‹nsan, mükemmellik fikrini d›fldünyadan gözlemleyerek elde etmedi¤ine ve kendiside mükemmel olmad›¤›na göre, bu fikre neredenulaflm›flt›r? Bu fikir ancak kendisi de mükemmel olanbir varl›k taraf›ndan insana verilmifl olmal› ki bu mü-kemmel varl›k Tanr›'d›r.

BBuunnaa ggöörree,, DDeessccaarrtteess TTaannrr››''nn››nn vvaarrll››¤¤›› ffiikkrriinnee nnaass››lluullaaflflmm››flfltt››rr??

A) Do¤an›n varl›¤›ndan yola ç›karak

B) Akl›n yan›lmazl›¤›n› ispat ederek

C) Evrenin mükemmel bir düzeni oldu¤u düflüncesi-ne dayanarak

D) Her varl›¤›n bir var eden gerektirdi¤i düflüncesin-den hareket ederek

E) ‹nsan ruhunda bulunan ve yaflam deneyimleriyleelde edilmeyen "mükemmel varl›k" fikrinden yo-la ç›karak

D‹N FELSEFES‹

99

B - D - A / C - D / A - D / E - E

Bu soruyu çözemediyseniz 6.3 nolu alt bafll›¤a dönebilirsiniz.

Page 100: MODÜLER ÜN‹VERS‹TE HAZIRLIK DERG‹LERi · 2018-02-12 · LYS Edebiyat 01 LYS Edebiyat 02 LYS Edebiyat 03 LYS Tarih 01 LYS Tarih 02 LYS Tarih 03 LYS Ça¤dafl T. ve D. Trh

11.. Bu anlay›fla göre tanr›n›n varl›¤› veya yoklu¤u biline-bilir de¤ildir. Tanr›’y› reddetmez. Ama onunla ilgilibilgiye kesin olarak sahip olunamayaca¤›n› savunur.Bu ak›m›n düflünürleri sadece Tanr›n›n varl›¤›ndande¤il ayn› zamanda onun yoklu¤undanda flüphe du-yarlar.

SSöözzüü eeddiilleenn aakk››mm aaflflaa¤¤››ddaakkiilleerrddeenn hhaannggiissiiddiirr??

A) Panteizm

B) Ateizm

C) Deizm

D) Agnostisizm

E) Teizm

22.. Antik ça¤ filozoflar›ndan Xenofanes, toplumlar›n tan-r›lar› insan biçiminde tasarlamalar›n› elefltirir ve flöy-le der: "Atlar›n, arslanlar›n elleri olup resim yapabil-selerdi, atlar tanr›lar›n› at gibi, arslanlar arslan gibi çi-zerlerdi. Bir tek Tanr› vard›r. Bu Tanr› yaradan olma-y›p evrenle bir ve eflittir."

XXeennooffaanneess''iinn bbuu aaçç››kkllaammaallaarr›› ddiinn kkoonnuussuunnddaa aaflflaa¤¤››ddaa--kkii hhaannggii yyaakkllaaflfl››mmaa mmeennssuupp oolldduu¤¤uunnuu ggöösstteerrmmeekktteeddiirr??

A) Teizm B) Panteizm C) Deizm

D) Ateizm E) Agnostisizm

33.. Aquinal› Thomas'a göre, içinde yaflad›¤›m›z evrendeher fley bir baflka fleyle mümkündür. Tüm bu var olannesneleri mümkün k›lana geri gitti¤imizde, hiçbir fleyinvar olmad›¤› bir zamandan söz edebiliriz. ‹flte oradavar olmak zorunda olan bir varl›k vard›r. O, Tanr›'d›r.

AAqquuiinnaall›› TThhoommaass''››nn TTaannrr››''nn››nn vvaarrll››¤¤››nnaa ggeettiirrddii¤¤ii kkaann››ttaaflflaa¤¤››ddaakkiilleerrddeenn hhaannggiissiiddiirr??

A) Ontolojik kan›t

B) Ahlâki gerekçeler kan›t›

C) Kötülük kan›t›

D) Kozmolojik kan›t

E) Dualizm

44.. Kleanthes, evreni olgunlu¤a do¤ru gittikçe yükselenbir basamaklanma diye anlar. Ancak bu yetkinli¤edo¤ru gidifl sonsuz de¤ildir. Bu da en yüksek bir var-l›¤›n (Tanr›) bulundu¤unu gösteren bir kan›tt›r.

BBuunnaa ggöörree,, KKlleeaanntthheess''iinn TTaannrr››''nn››nn vvaarrll››¤¤›› iillee iillggiillii ggee--ttiirrddii¤¤ii ddeelliillllee iillggiillii oollaarraakk aaflflaa¤¤››ddaakkiilleerrddeenn hhaannggiissii ssööyy--lleenneebbiilliirr??

A) Evrende mutlak bir yetkinlik olmamas›, Tanr›'n›nyetkinli¤i konusunda tereddüt oluflturur.

B) Evrenin mükemmel iflleyen bir düzeninin olmas›bu düzenin kurucusu (Tanr›) oldu¤unun delilidir.

C) Evren ve Tanr›'y› ayr› ayr› düflünmek mümkün de-¤ildir.

D) Evrendeki kademeli yetkinlik, en yetkin bir varl›-¤›n (Tanr›) oldu¤unu ispat eder.

E) Evrendeki sonsuza uzanan kademeli yetkinlikTanr›'n›n varl›¤›n›n kan›t›d›r.

55.. Kimi insanlar›n önüne, usta bir heykeltrafl taraf›ndanyap›lm›fl bir heykel koysan›z ve "Bu kendi¤ilindenoldu." deseniz, size kahkahayla güler. Halbuki buheykeltrafl›n eserinden çok daha mükemmel olan ev-rendeki harikuladelikler gözümüzün önündeyken,"Mükemmel iflleyen bir düzenek olarak karfl›m›zdaduran evren Tanr›'n›n eseridir." deseniz buna da iti-raz eder.

BBuurraaddaa TTaannrr››''nn››nn vvaarrll››¤¤›› aaflflaa¤¤››ddaakkiilleerrddeenn hhaannggiissiinneeddaayyaanndd››rr››llmm››flfltt››rr??

A) En yetkin ve mükemmel varl›k düflüncesine

B) ‹yilik ve kötülüklerin karfl›l›¤›n›n görülebilmesiiçin Tanr›'n›n varl›¤›na ihtiyaç duyulmas›na

C) ‹çgörü ve sezgi ile varl›¤›n›n apaç›k bilinebilmesi-ne

D) Bir inanca ba¤l› olman›n insana verdi¤i huzura

E) Belli bir düzene sahip olan evrenin bir var edici-yi zorunlu k›lmas›na

KAVRAMA TEST‹ 2

100

Bu soruyu çözemediyseniz 6.5 nolu alt bafll›¤a dönebilirsiniz.

Page 101: MODÜLER ÜN‹VERS‹TE HAZIRLIK DERG‹LERi · 2018-02-12 · LYS Edebiyat 01 LYS Edebiyat 02 LYS Edebiyat 03 LYS Tarih 01 LYS Tarih 02 LYS Tarih 03 LYS Ça¤dafl T. ve D. Trh

66.. Tanr›n›n varl›¤›n› bilebilir miyiz? Gerçekten Tanr› varm›d›r yok mudur? Tanr› vard›r veya yoktur. Bununcevab› basittir; inananlar için vard›r inanmayanlariçin yoktur. Burada önemli olan Tanr› inanc›n›n in-san yaflam›ndaki etkilerine bakmak olmal›d›r. Tanr›inanc› insanlar› birbirlerine yaklaflt›r›p toplumsal dü-zenin iflleyiflini kolaylaflt›r›yorsa toplum ve birey içinyararl›d›r yok aksi durumu ortaya ç›kar›yorsa (ayr›fl-ma - çat›flma) zararl›d›r.

PPaarraaggrraaffaa ggöörree TTaannrr››''nn››nn vvaarrll››¤¤›› iillee iillggiillii aaflflaa¤¤››ddaakkii ggöö--rrüüflfllleerrddeenn hhaannggiissiinnee uullaaflfl››llaabbiilliirr??

A) Tanr›'n›n varl›¤› mutlakt›r.

B) Tanr›'ya ak›l ile ulafl›labilir.

C) Tanr› inanc› evrenseldir, de¤iflmez.

D) ‹nsanlar inançlar› ile var olurlar.

E) Tanr›'n›n varl›¤›n›n bilgisi görecelidir.

77.. TTeeiizzmm :: Tanr› evreni yaratm›flt›r ve yönetmektedir oherfleye gücü yeten, her fleyi yaratan ve yaratt›klar›n›yöneten bir varl›kt›r.

DDeeiizzmm :: TTanr› ak›lla anlafl›labilir ve aflk›n bir varl›kt›ro evreni kendi bilgisine göre ve iradesine uygun ya-ratm›flt›r. Ancak bu yaratmadan sonra evrene müdaleetmemifltir.

PPaanntteeiizzmm :: Tanr› ve evren ayn› tek bir varl›kt›r.

BBuu üüçç ggöörrüüflflüünn ddaayyaanndd››¤¤ oorrttaakk kkaann›› hhaannggiissiiddiirr??

A) Tanr› evrenin yaratt›c›s›d›r.

B) Tanr› tektir.

C) Tanr›n›n varl›¤› ya da yoklu¤u bilinemez.

D) Tanr› vard›r.

E) Tanr› yoktur.

88.. I. Ben, en yüce derecede yetkin varl›k olan Tanr›fikrini zihnimde tafl›yorum.

II. Mükemmellik niteliklerinin birinden mahrumolan bir varl›k, en yüce yetkin varl›k olamaz. Öy-leyse,

III. Tanr›'n›n yani en yüce derecede olgunlu¤a sahipvarl›¤›n, mükemmelik niteliklerinden mahrumoldu¤unu düflünmek çeliflki ortaya ç›kar›r.

RR.. DDeessccaarrtteess''iinn ggöörrüüflflüünnddeenn aaflflaa¤¤››ddaakkii yyaarrgg››llaarrddaannhhaannggiissii çç››kkaarr››llaabbiilliirr??

A) Tanr› evreni iyilik temelinde yaratm›flt›r.

B) Tanr›'n›n bilgisine sezgiyle ulafl›labilir.

C) Tanr›, mükemmel nitelikler tafl›yan bir varl›kt›r.

D) Tanr›'n›n varl›¤› görecelidir.

E) En yüce varl›k insand›r.

99.. a. Teizm

b. Ateizm

c. Agnostisizm

I. Tek bir Tanr›'n›n varl›¤›na imand›r. Tanr› kendikendine var olan her fleyi yaratan en yüce ve ka-dir oland›r.

II. Bu anlay›fla göre Tanr› hakk›ndaki gerçek, bilin-mez ve bilinemez.

III. Tanr›n›n varl›¤›n›, reddeden düflünce ak›m›d›r.

Yukar›da baz› kavramlar ve aç›klamalar verilmifltir.

BBuunnllaarr››nn ddoo¤¤rruu oollaarraakk eeflfllleennmmiiflfl bbiiççiimmii aaflflaa¤¤››ddaakkii ssee--ççeenneekklleerrddeenn hhaannggiissiiddiirr??

A) a – II, b – III, c – I B) a – I, b – II, c – III

C) a – III, b – II, c – I D) a – II, b – I, c – III

E) a – I, b – III, c – II

D‹N FELSEFES‹

101

D - B - D / D - E / E - D / C - E

Tanr›’n›n varl›¤›n› bize sa¤lad›¤› faydaya dayand›rd›¤›m›zda, herkese görefaydal› olan farkl› oldu¤undan Tanr›’n›n varl›¤› ya da yoklu¤u da bilinemezbir hal al›r.

Bu soruyu çözemediyseniz 6.5 nolu alt bafll›¤a dönebilirsiniz.

Page 102: MODÜLER ÜN‹VERS‹TE HAZIRLIK DERG‹LERi · 2018-02-12 · LYS Edebiyat 01 LYS Edebiyat 02 LYS Edebiyat 03 LYS Tarih 01 LYS Tarih 02 LYS Tarih 03 LYS Ça¤dafl T. ve D. Trh

102

07 S‹YASET FELSEFES‹

Siyaset felsefesi ve siyaset bilimi farkl› disiplinlerdir.

Siyaset felsefesi belli kavramlarla yap›l›r.

Siyaset felsefesi temel sorular› nelerdir?

Devlet nas›l ortaya ç›km›flt›r?

Herkesin mutlu olabilece¤i bir toplum olabilir mi?

Ütopyalar, gerçekte yaflanma ihtimali olmayan tasar›mlard›r.

Siyaset felsefesi aç›s›ndan birey – devlet iliflkisi çok önemlidir.

Page 103: MODÜLER ÜN‹VERS‹TE HAZIRLIK DERG‹LERi · 2018-02-12 · LYS Edebiyat 01 LYS Edebiyat 02 LYS Edebiyat 03 LYS Tarih 01 LYS Tarih 02 LYS Tarih 03 LYS Ça¤dafl T. ve D. Trh

Devlet ifllerini düzenleme ve yürütme anlam›nagelen siyaset kavram› günümüzde ülke, devlet vetoplum yönetimiyle ilgili bütün etkinlikleri kapsar.Bu anlamda siyaset kavram› birden fazla disiplininilgisini çekmifl ve araflt›rma nesnesi haline gelmifl-tir. Bunlardan birincisi ise siyaset felsefesidir.

Siyaset felsefesi, siyasetin ne anlama geldi¤ini,devletin ve devlet flekillerinin, bir toplumda iktida-r›n ve egemenli¤in ne oldu¤unu, iktidar›n kayna¤›-n›, birey ve toplum iliflkilerini araflt›ran düflünselbir etkinliktir. Bu düflünsel etkinli¤in temel hedefitoplumsal düzenin nas›l olmas› gerekti¤ine yöne-lik çal›flmalar yapmak ve bunun uygulanmas›n›sa¤lamakt›r. Filozoflar da yazd›klar› eserlerle si-yaseti felsefenin konusu haline getirmifllerdir.

Günümüzde ise siyaset felsefesi siyasi iktidar›, buiktidar›n gücünü, oluflumunu, kayna¤›n› ve iktidarile birey aras›ndaki iliflkiyi ele alan ve bunlar›n da-ha ideal duruma gelip gelemeyece¤ini sorgulayanbir disiplindir.

Siyaset kavram›yla ilgilenen bir di¤er disiplin ise si-yaset bilimidir. Siyaset bilimi, devleti, iktidar›, siya-set kurumlar›, siyaset rejimleri siyasal yap›lar›n top-lum ve uluslar aras› iliflkileri nas›l etkiledi¤ini inceler.

Yukar›daki aç›klamalar› dikkatlice okudu¤umuzdabu her iki disiplinin de siyaset ile ilgili benzer ko-nulara yöneldiklerini görüyoruz. Peki öyleyse buiki disiplini birbirinden farkl› k›lan fley nedir?

Evet her iki disiplin de devlet ve toplum yönetimi ol-gusuna yaklaflmaktad›r. Ancak; her iki disiplinin buolguya yaklafl›mlar›, yöntemleri farkl›d›r. Siyasetfelsefesi felsefenin alt dal› olmas› sebebiyle devletve toplum yönetimi olgusunu incelerken felsefi birbak›fl aç›s›yla yaklafl›r ve olan› de¤il olmas› gereke-ni ele al›r. ‹ncelemesini yaparken nesnel kayg›lartafl›maz ve iyi - kötü gibi de¤er yarg›lar›nda bulu-nur. Siyaset bilimi ise bilim olmas›ndan hareketledevlet ve toplum yönetimine, siyasal olgulara bilim-sel olarak yaklafl›r. Yani siyaset felsefesi gibi idealdüzenler bulma çabas›na girmez; olan› oldu¤u gibiinceler, olmas› gerekene göre hareket etmez. Siya-set alan›na giren tüm kavramlar› bilimsel yöntem-lerle araflt›r›r ve genel sonuçlara ulaflmaya çal›fl›r.

Siyaset biliminin de siyaset felsefesinin de konusu si-yasettir. Ancak bu iki bilgi dal›n›n siyasete yaklafl›m-lar› farkl›d›r. Siyaset bilimi; siyasal kurumlar›, bu ku-rumlar›n ve rejimlerin oluflmas›nda ve ifllenmesinderol oynayan tutum ve davran›fllar›, di¤er toplum bi-limlerinin yararland›klar› bilimsel yöntemlerle araflt›-r›r. Siyaset felsefesi; siyasal otoritenin kayna¤›n› ne-reden ald›¤›n›, gücünü nas›l sürdürdü¤ünü inceler,bunlar›n daha “iyi” ve “adil” bir duruma gelip gele-meyece¤ini araflt›r›r.

BBuunnaa ggöörree,, aaflflaa¤¤››ddaakkiilleerrddeenn hhaannggiissiinnee uullaaflfl››llaabbiilliirr??

A) Siyaset bilimi, siyasal kurumlar›n nas›l olufltu¤unu,siyaset felsefesi, nas›l iflledi¤ini araflt›r›r.

B) Siyaset bilimi, belli bir toplumdaki siyasal kurumla-r›n yap›s›n› analiz ederken, siyaset felsefesi genelolarak “siyaset” olgusu üzerinde durur.

C) Siyaset bilimi yerel, siyaset felsefesi evrensel so-runlarla ilgilenir.

D) Siyaset bilimi öznel, siyaset felsefesi nesnel yön-temler kullan›l›r.

E) Siyaset bilimi olan›, siyaset felsefesi olmas› gere-keni inceler.

Siyaset felsefesinin siyasal kavramlar› nas›l inceledi-¤inin anlat›ld›¤› paragrafa tekrar bakt›¤›m›zda “bun-lar›n daha “iyi” ve daha “adil” bir duruma gelip gele-meyece¤ini araflt›r›r.” ifadesi ile olmas› gereken ide-al bir flekle yönelik çal›flmalar yapan bir disiplin ç›k›-yor karfl›m›za. Bu anlamda diyebiliriz ki siyaset felse-fesi olmas› gerekeni incelerken siyaset bilimi olan›inceler.

Cevap E

çözüm

örnek soru

S‹YASET FELSEFES‹

7.1 Siyaset felsefesi ve siyaset bilimi farkl› disiplinlerdir.

103

Siyaset bilimi ve siyaset felsefesi ayn› araflt›rma nesnesine (devlet vetoplum yönetimi olgusu) farkl› bak›fl aç›lar› ve yöntemlerle yaklaflan ikiayr› disiplindir.

Page 104: MODÜLER ÜN‹VERS‹TE HAZIRLIK DERG‹LERi · 2018-02-12 · LYS Edebiyat 01 LYS Edebiyat 02 LYS Edebiyat 03 LYS Tarih 01 LYS Tarih 02 LYS Tarih 03 LYS Ça¤dafl T. ve D. Trh

BBiirreeyy:: Toplumda yaflayan, sorumluluk ve bilinç sa-hibi olan insanlardan her biridir.

TToopplluumm:: Birbirleriyle karfl›l›kl› ekonomik ve kültü-rel iliflki içinde olan, belirli toprak parças› üzerin-de yaflayan insanlardan oluflan, belirli sosyalgruplar› bar›nd›ran, tarihi ve kültürel bir mirasasahip olan insanlar›n oluflturdu¤u bir sosyal birlik-teliktir.

‹‹kkttiiddaarr:: Yönetimi elinde bulundurma gücüdür.

Devlet: Toplum yönetimi ile ilgili en genifl siyasalorganizasyon ve toplumsal kurumdur.

YYöönneettiimm:: Devlet ve toplumu yönetmektir.

MMeeflflrruuiiyyeett:: Hukuka, yasaya uygun olma durumu-dur.

EEggeemmeennlliikk:: Devletin iktidar gücünü içte ve d›fltakullanabilmesidir.

HHaakk:: Bireyin yasalara uygun olarak istedi¤i fleyler-dir.

HHuukkuukk:: Toplumsal yaflam› düzenleyen yaz›l› kural-lar›n tümüdür.

YYaassaa:: Yapt›r›m gücüne sahip yaz›l› kurallar›n tü-müdür.

BBüürrookkrraassii:: Devlet ifllerinin yürümesini sa¤layanhiyerarflik biçimde örgütlenmifl, görev yapanlar-dan oluflan siyasal ve toplumsal yap›d›r.

AAddaalleett:: En genel anlam›yla “herkese hak etti¤inivermek”tir. ‹nsan haklar›; ›rk, din, dil ve cinsiyet ay-r›m› gözetmeksizin tüm insanlar›n yararlanabilece-¤i, tüm insanlar›n hak ve sayg›nl›k bak›m›ndan eflitve özgür oldu¤u anlay›fl›na dayanan de¤erlerdir.

DDeemmookkrraassii:: Tüm üye veya vatandafllar›n, devletpolitikas›n› flekillendirmede eflit hakka sahip oldu-¤u, ço¤ulculu¤a ve hukuk üstünlü¤üne dayananyönetim anlafl›d›r.

LLaaiikklliikk:: Devletin, vatandafllar›yla olan iliflkilerindeinançlara göre ayr›m yapmamas› ve inanç hürri-

yetinin güvence alt›na al›nmas›n› temel alan yö-netim anlay›fl›d›r.

SSiivviill TToopplluumm:: Sivillerin yönetiminde, siyasi iktida-r›n etki alan› d›fl›nda bulunan ve kendi dinami¤inioluflturarak varl›¤›n› sürdüren toplumsal grupla-r›n oluflturdu¤u örgütlerin tümüdür.

Geometri kurallar› belirlenirken nas›l nokta, çizgi,uzay gibi temel kavramlardan yola ç›k›l›yorsa hukukkurallar› da hak, adalet, etik gibi temel kavramlaradayand›r›l›r; yasalar bu kavramlardan türetilir. Tarihboyunca ister teokrasiyle, ister otokrasiyle, ister de-mokrasiyle yönetilsin, tüm devletler hukuka gereksi-nim duymufllard›r. Bir devletin hukuk sistemi, o dev-letin yap›s›n›n biçimlenmesinde etkilidir. Devletlerinhukuk sistemleri aras›ndaki fark› belirleyen de yasayaparken gerekli temel kavramlar› hangi ilkelerdenald›klar› ve o kavramlar› nas›l kulland›klar›d›r.

BBuu ppaarrççaaddaa,, hhuukkuukkuunn hhaannggii yyöönnüünnddeenn ssöözz eeddiillmmee--mmeekktteeddiirr??

A) Belirli kavramlar› temel ald›¤›ndan

B) Her tür devlet düzeni için gerekli oldu¤undan

C) Devlet düzeni üzerinde etkili oldu¤undan

D) Yap›s›n›n, dayand›¤› temel kavramlara göre de¤ifl-ti¤inden

E) Bilimsel kurallarla uyumlu olmas› gerekti¤inden

(ÖSS 2002)

Parçaya bak›ld›¤›nda hukukun bilimsel kurallarauyumlu olmas› gerekti¤inden söz edilmedi¤i görüle-cektir.

Cevap E

çözüm

örnek soru

S‹YASET FELSEFES‹

7.2 Siyaset felsefesi belli kavramlarla yap›l›r.

104

Bir konuyu iyi anlamak ve özümsemek için o konunun kavramlar›n› iyibilmek gerekir.

Page 105: MODÜLER ÜN‹VERS‹TE HAZIRLIK DERG‹LERi · 2018-02-12 · LYS Edebiyat 01 LYS Edebiyat 02 LYS Edebiyat 03 LYS Tarih 01 LYS Tarih 02 LYS Tarih 03 LYS Ça¤dafl T. ve D. Trh

‹nsan›n her koflulda toplum içinde hayat›n› sür-dürmesi ve bu toplumda sosyal iliflkilerin, otoritekullan›m›n›n var olmas› filozoflar›n ilgisini siyase-te yönlendirmifltir. Geçmiflten günümüze siyaset-le ilgilenen filozoflar›n sordu¤u bir tak›m temelsorular vard›r. Düflünürlerin ilgilendi¤i bafll›ca so-rular flunlard›r:

• ‹ktidar›n kayna¤› nedir?

• Meflruiyetin ölçütü nedir?

• Egemenli¤in kullan›l›fl biçimleri nelerdir?

• Sivil toplum nedir?

• Bürokrasiden vazgeçilebilir mi?

• Bireyin temel haklar› nelerdir?

fiimdi bu sorular›n bir k›sm›na verilen yan›tlarabakal›m.

‹‹kkttiiddaarr kkaayynnaa¤¤››nn›› nneerreeddeenn aall››rr??

‹ktidar yönetme gücü demektir. Her toplulukta biriktidar problemi ortaya ç›kar. Her grupta yönetenve yönetilen iliflkisi vard›r. Aileden tutun milletekadar her toplulukta iktidar, bir güç taraf›ndan el-de tutulur. Toplumlarda üst düzey iktidar› kullan-ma gücü devletindir. ‹ktidar›n dolay›s›yla da dev-letin kayna¤›na iliflkin düflünceler üç ana gruptatoplanabilir.

ä Korunma ‹htiyac›: ‹nsanlar d›flar›dan gelen teh-likelere karfl› kendilerini muhafaza edebilmekiçin devleti oluflturmufllard›r. Platon ve Aristo-teles taraf›ndan bu görüfl savunulmufltur.

ä Tanr› anlay›fl›: ‹ktidar/devlet, Tanr›'n›n eseri-dir. Dolay›s›yla devlet, yeryüzünde Tanr›'n›nsimgesidir/temsilcisidir.

ä Ortak irade: Devletin kayna¤›, toplumu olufltu-ran insanlar›n ortak iradesidir. Bilinçli bir varl›kolarak insanlar bir araya gelerek, ortak iradeoluflturarak devleti meydana getirmifllerdir. Bugörüflün temsilcileri T. Hobbes ve J. J. Rous-seau'dur.

Aristoteles, yönetim biçimlerini anlat›rken flöyle de-mektedir: “Devlet birçok kifli taraf›ndan yönetilirsebu ona, t›pk› giderleri toplulukça karfl›lanan bir flöle-nin tek kiflinin haz›rlayaca¤› bir flölenden daha üstünolmas› gibi bir üstünlük sa¤lar. Onun içindir ki ço¤un-luk, birçok durumda, her kim olursa olsun tek bir ki-fliden daha iyi bir yarg›çt›r. Ayr›ca çokluk daha güçbozulur ya da k›st›r›l›r. Kötü bir an›nda olan ya da ko-nuya iliflkin çok güçlü duygular› bulunan bir kiflininyarg›s› ister istemez çarp›k olacakt›r. Öte yandan birkitlenin yarg›da bulunmas› durumunda, kitleyi olufl-turan her kiflinin ayn› anda ayn› duygulara kap›lmas›-n› ve yarg›s›n› çarp›tmas›n› ayarlamak güçtür.”

AArriissttootteelleess,, bbuu ssöözzlleerriiyyllee aaflflaa¤¤››ddaakkiilleerrddeenn hhaannggiissiinniivvuurrgguullaammaakkttaadd››rr??

A) Yönetim yetkisinin birçok kifliye da¤›t›lmas›n›n ik-tidar kavgas›n› önleyece¤ini

B) Devlet ifllerinde iflbölümünün, halk aras›ndaki da-yan›flmay› art›raca¤›n›

C) Yönetim sorumlulu¤unun bir gruba paylaflt›r›lmas›gerekti¤ini

D) Kiflilerin grup içinde, yaln›z bafllar›na oldu¤undandaha duygulu davrand›klar›n›

E) ‹nsan›n, mutlulu¤a ancak topluluk içindeyken eri-flebilece¤ini

(ÖSS 2000)

Aristo'nun paragrafta ifade edilen görüflleri, devletinyönetim sorumlulu¤unun bir gruba paylaflt›r›lmas›gerekti¤idir.

Cevap C

MMeeflflrruuiiyyeettiinn ööllççüüttüü nneeddiirr??

Bir toplumu yöneten güç/iktidar, ancak toplumunonay›n› ald›¤› ölçüde meflru olarak nitelendirilebi-lir. ‹ktidar, meflru say›ld›kça yönetim iliflkileri birdüzene girer. Bu meflruiyetin farkl› gerekçeleriolabilir. Bunlar;

ä TTeeookkrraattiikk ((DDiinnsseell)) MMeeflflrruuiiyyeett:: Baz› toplumlardadin ve devlet ayn› bütünün parçalar›d›r. Bu ne-denle devlet baflkan›, dini aç›dan da muteberbir kifliliktir. Bu alg›lay›fl tarz› iktidara dinsel bir

çözüm

örnek soru

S‹YASET FELSEFES‹

105

7.3 Siyaset felsefesinin temel sorular› nelerdir?

Page 106: MODÜLER ÜN‹VERS‹TE HAZIRLIK DERG‹LERi · 2018-02-12 · LYS Edebiyat 01 LYS Edebiyat 02 LYS Edebiyat 03 LYS Tarih 01 LYS Tarih 02 LYS Tarih 03 LYS Ça¤dafl T. ve D. Trh

meflruiyet sa¤lar. Eski ça¤larda da bu görüntü"tanr›-kral" olarak ortaya ç›kar. Birçok krall›k-ta da devlet baflkanlar› iktidar güçlerini Tan-r›'dan ald›klar›n› ifade etmifllerdir.

ä DDeemmookkrraattiikk MMeeflflrruuiiyyeett:: Demokratik toplumlar-da meflruiyetin kayna¤›, halk›n özgür iradesi-dir. Bu, iradenin yasalara yans›m›fl fleklidir.Egemenlik gücü yaln›zca millete aittir. Yöneti-ciler de millet gibi yasal zorunluluklara uyarlar.Halk seçimler yoluyla iktidar›, temsilcilerineteslim eder.

EEggeemmeennllii¤¤iinn kkuullllaann››ll››flfl bbiiççiimmlleerrii nneelleerrddiirr??

Egemenli¤in kullan›l›fl› ile ilgili temel yaklafl›mlarWeber'de düzenli olarak ifadesini bulmufltur.

Weber’e göre egemenlik üç çeflittir.

GGeelleenneekksseell EEggeemmeennlliikk::

Toplumda geçerli geleneklere, örflere ve adetleredayal› egemenliktir. Yöneticiler gücünü gelenek-lerden ve inançlardan al›r.

KKaarriizzmmaattiikk EEggeemmeennlliikk:: Di¤er insanlara oranla, üs-tün niteliklere sahip oldu¤u düflünülen insanlar›notoritesine dayanan egemenlik tarz›d›r. Karizma-tik kiflilik, kiflili¤i sayesinde iktidar› kullan›r.

RRaassyyoonneell//YYaassaall EEggeemmeennlliikk:: Demokratik toplum-larda görülen egemenlik tarz›d›r ve temelinde hu-kuk vard›r. Akl›n egemen oldu¤u bir anlay›flt›r. Buegemenlik anlay›fl›nda kuvvetler ayr›l›¤› ilkesi ge-re¤i yasama, yürütme ve yarg› güçleri ayr› ellerdebulundurulur.

Hukuk kurumunun var olmas›n›n benim yarar›ma ol-du¤unu biliyorum. Ayr›ca bu kurumun, insanlar›n ge-nel olarak ona sayg› duymas› sayesinde var olabil¤i-ni de görüyorum. Bu durumda, benim bu kurumasayg› gösterip göstermememin pek de önemli olma-d›¤› düflünülebilir. Ancak, özç›kar gerekti¤inde, her-kes benim gibi düflünür ve bu kuruma sayg› duyma-yarak onu zedelersa, yarar›m›za olan bu kurum y›k›-l›r. Ben bu zedelenmeyi, dolay›s›yla kurumun y›k›lma-s›n› istemem.

BBuu ppaarrççaayyaa ggöörree,, hhuukkuukk kkuurruummuunnuunn vvaarrll››¤¤››nn›› ssüürrddüürr--mmeessii aaflflaa¤¤››ddaakkiilleerrddeenn hhaannggiissiinnee bbaa¤¤ll››dd››rr??

A) Toplumsal denetim mekanizas›n›n varl›¤›na

B) Evrensel hukuk kurallar›n›n geçerlili¤ine

C) ‹nsanlar›n bu kurumun gere¤ine inan›p onu koru-malar›na

D) Özç›karIar›n bu kurumun isteklerinden farkl› olma-s›na

E) Devletin güvence vermesine

(ÖSS 2003)

Parçada hukuk kurumunun varl›¤›n› sürdürmesi, in-sanlar›n genel olarak ona sayg› duymas› durumundamümkün olabilece¤i ifade edilmektedir.

Cevap C

BBüürrookkrraassiiddeenn vvaazzggeeççiilleebbiilliirr mmii??

Bürokrasi, daha önce de tan›mland›¤› gibi devletifllerinin yürümesini sa¤layan, hiyerarflik biçimdeörgütlenmifl kiflilerden oluflan yap›d›r. Günümüz-de yayg›n olan bürokratik sistemlere devlet, silah-l› kuvvetler, hastaneler, bakanl›klar, okullar ve bü-yük flirketler örnek olarak gösterilebilir. Tüm bubürokratik sistemlerde, sistem içindeki memurlarast – üst iliflkisi içindedir. Örne¤in hastanelerde enüst düzey memur baflhekimdir, sonra baflhekimyard›mc›s›, sonra ayr› ayr› bölümlerin bölüm bafl-

çözüm

örnek soru

S‹YASET FELSEFES‹

106

Page 107: MODÜLER ÜN‹VERS‹TE HAZIRLIK DERG‹LERi · 2018-02-12 · LYS Edebiyat 01 LYS Edebiyat 02 LYS Edebiyat 03 LYS Tarih 01 LYS Tarih 02 LYS Tarih 03 LYS Ça¤dafl T. ve D. Trh

kan› olan doktorlar, o doktorlar›n alt›nda hizmetveren di¤er doktorlar vard›r ve bu memurlararas›nda ast – üst iliflkisi bulunur.

Bu yap›lanmalarda herkes bir üstteki amirinin ya-salara uygun emirlerine uymak zorundad›r. Sahipolunan bu yetkileri sadece görevde kald›¤› müd-detçe kullanabilir ve bir baflkas›na devredemez.

Bürokrasi, yasal kural ve yapt›r›mlara dayanmas›,devaml›l›¤› sa¤lanm›fl bir görevli kadrosunun ol-mas›, yaz›l› belge ve ifllemlere dayal› çal›fl›yor ol-mas›, ifl bölümü esas›na dayan›yor olmas› ve ciddibir kontrol sa¤lamas› bak›m›ndan devlet örgütlen-mesi içerisinde vazgeçilmez bir yere sahiptir. An-cak günümüzde bürokrasiye karfl›n elefltiriler deyok de¤ildir. Zira bafllang›çta devletin ifllerini ye-rine getirmesinde yard›mc› olan bürokrasi günü-müzde bir amaç halini alm›fl ve devletin iflleyiflinihantallaflt›rm›flt›r.

SSiivviill ttoopplluummuunn aannllaamm›› nneeddiirr??

Sivil toplum genel anlam›yla; “bir toplumun kendi-sini ve eylemlerini, devlet iktidar›n›n bask›s› vedenetimi alt›nda olmayan gönüllü örgütler yoluy-la örgütlemesidir. Dolay›s›yla devlet erkinin hiçbirflekilde bask› göstermedi¤i bu örgütlenmeler an-cak özgürlüklerin, demokrasinin, ço¤ulculu¤unhoflgörünün oldu¤u yönetimlerde kendine yaflamalan› bulabilir.

Sivil toplum kurulufllar› kamuoyu oluflturarak bi-reylerin isteklerinin, ihtiyaçlar›n›n dikkate al›n-mas›na yard›mc› olurlar. Bir bak›ma toplumunsesi olurlar. Bununla birlikte sivil toplum kuru-lufllar› sayesinde toplum sürekli aktif durumdatutularak belirli konularda bilgilendirilir. Sivil

toplumun geliflti¤i toplumlar bu anlamda demok-rasinin geliflti¤i toplumlard›r. Çünkü bireylerintoplumla ilgili problemler hakk›nda bilgi sahibiolup, ihtiyaçlar›n›n duyuruldu¤u, bireylerin aktifolarak toplumsal hayata kat›ld›klar› toplumlardemokratikleflmifl toplumlard›r. Demokrasilerancak halk›n kat›l›m› ile varl›k bulurlar. Halk›nkat›l›m ise sivil toplumla kendini daha belirginbir flekilde ortaya koyar.

Çevre çal›flmalar› yapan sivil toplum kurulufllar›

çocuklara fidan dikmenin önemini afl›l›yor.

BBiirreeyyiinn tteemmeell hhaakkllaarr›› nneelleerrddiirr??

Siyaset felsefesinin bir di¤er temel sorusu bireyintemel hak ve özgürlüklerinin ne oldu¤u sorusu-dur. Bu soru uzun y›llard›r çok yo¤un bir flekildetart›fl›lm›fl ve ‹nsan Haklar› Evrensel Bildirisi’ndeyer alan baz› haklarla da güvence alt›na al›nm›fl-t›r.

Bu temel haklar› kiflisel haklar, sosyal ve ekono-mik haklar ve siyasal haklar olmak üzere üç grup-ta toplayabiliriz.

KKiiflfliisseell HHaakkllaarr:: Bu haklara bir di¤er ifadeyle koru-yucu haklar da denilmektedir. ‹nsanlar› baflkagüçlerin bask› ve ihlalinden korumaya yönelikhaklard›r. Bunlardan baz›lar›, yaflama hakk›, özelyaflam›n gizlili¤i, konut dokunulmazl›¤›, haberlefl-me özgürlü¤ü, din ve vicdan özgürlü¤ü gibi hak-lard›r.

S‹YASET FELSEFES‹

107

Sivil toplum özel alan ve devlet aras›nda duran arac› bir varl›kt›r.

‹nsan›n insan olmas› sebebiyle do¤ufltan sahip oldu¤u dokunulmaz,devredilemez ve vazgeçilemez haklar›na temel haklar denir.

Page 108: MODÜLER ÜN‹VERS‹TE HAZIRLIK DERG‹LERi · 2018-02-12 · LYS Edebiyat 01 LYS Edebiyat 02 LYS Edebiyat 03 LYS Tarih 01 LYS Tarih 02 LYS Tarih 03 LYS Ça¤dafl T. ve D. Trh

Din ve vicdan özgürlü¤ü kiflisel haklardand›r.

SSoossyyaall vvee EEkkoonnoommiikk HHaakkllaarr:: Kiflinin devletten ken-di ad›na gerçekleflmesini istedi¤i haklard›r. Bafll›-calar›; ailenin korunmas›, e¤itim – ö¤retim hakk›,sa¤l›k hakk›, sosyal güvenlik hakk› gibi haklard›r.

Kiflinin sa¤l›k hizmetinden yararlanmas›

önemli sosyal haklar›ndand›r.

SSiiyyaassaall HHaakkllaarr:: Demokratik yönetimin gerçe¤iolan kiflinin yönetime kat›l›m›n› olanakl› k›lan hak-lard›r. Seçme ve seçilme hakk›, siyasal etkinliklerekat›lma hakk›, siyasi parti kurma, partilere girmeve ayr›lma gibi haklar bafll›calar›d›r.

Siyaset felsefesinde devletin nas›l ortaya ç›kt›¤›tart›flma konusudur. Bu konuda farkl› düflüncelerileri sürülmüfltür.

Sonuçta, tarih boyunca insanlar farkl› yap›larda,niteliklerde olsa da devlet ad› verebilece¤imiz ku-rumlar oluflturmufltur. Bu kurumlar baz› toplum-larda daha ilkel bir yap›dayken baz›lar›nda mo-dern nitelikler tafl›maktad›r.

Bir k›s›m düflünür devletin do¤al bir varl›k oldu¤u-nu ileri sürerken, bir k›s›m düflünür de devletin ya-pay bir varl›k oldu¤unu ileri sürer. fiimdi bu görüfl-leri aç›klayal›m.

DDeevvlleettiinn ddoo¤¤aall bbiirr vvaarrll››kk oolldduu¤¤uunnuu ssaavvuunnaann ggöörrüüflfl

‹lk Ça¤'›n önemli filozoflar›ndan Platon ve Aristo-teles bu görüflün savunucular›ndand›r.

Platon'a göre devlet, büyük bir organizmad›r. ‹n-san küçük çapl› bir devlet, devlet büyük çapl› bir

insan gibidir. Nas›l ki insanda beslenme güdüsü,irade yetisi ve ak›l yetisi bulunmaktad›r. T›pk› bu-nun gibi devlette de beslenme güdüsüne yaniüretmeye ve çal›flmaya karfl›l›k iflçi s›n›f›, irade ye-tisine yani koruyucu güce karfl›l›k askerler, savafl-ç›lar s›n›f› ve ak›l yetisine karfl›l›k yöneticiler s›n›f›bulunmaktad›r. Bu anlamda devlet do¤an›n bir de-vam› olarak sanki büyük bir insand›r.

Aristoteles’e göre de, insan do¤as› gere¤i toplum-sal bir varl›kt›r. ‹nsan ancak toplum içinde varl›¤›-n› sürdürür, gelifltirir. Devlet de bu do¤al ak›fl›n birparças›d›r.

‹nsan nas›l baz› biyolojik ve ruhsal yetilerle dün-yaya geliyor ve sonra yaflam› boyunca bunlar› ge-lifltiriyorsa ayn› flekilde devlet de bir toplumsalyaflam yetisiyle dünyaya gelir sonra yaflam› bo-yunca bunu gelifltirir ve gerçeklefltirir. Aristotelesdevletin do¤an›n bir devam› oldu¤u görüflüne ka-t›l›r ve devletin, bir toplumsal canl› olan insandatemel buldu¤una inan›r.

S‹YASET FELSEFES‹

108

7.4 Devlet nas›l ortaya ç›km›flt›r?

Devlet, kendi toplumu içindeki bireylerin bir arada yaflamas›n› sa¤larken,d›flar›dan gelebilecek tehlikelere karfl› da koruma sa¤lar. Bunlar için ge-rekli gücü elinde bulundurur.

Platon’a göre ya fizoloflar devlet adam› olmal› ya da devlet adamlar› fi-lozof olmal›d›r.

‹nsanlar do¤al ve zorunlu olarak devlet erkine ihtiyaç duyaralr.

Page 109: MODÜLER ÜN‹VERS‹TE HAZIRLIK DERG‹LERi · 2018-02-12 · LYS Edebiyat 01 LYS Edebiyat 02 LYS Edebiyat 03 LYS Tarih 01 LYS Tarih 02 LYS Tarih 03 LYS Ça¤dafl T. ve D. Trh

Toplumsal varl›k olarak bir arada yaflamak zorundaolan insanlar aras›nda, çeflitli istek ve amaçlar›n birnoktada çat›flacak flekilde toplanmas› nedeniyle birçekiflme durumu ortaya ç›kar. E¤er ortada uyuflmaz-l›klar› önleyecek bir erk olmazsa çat›flmalar insanl›-¤›n yok olmas›na yol açar. Böyle durumlarda kuralkoyucuya sahip olma ve ona boyun e¤me gere¤i du-yulur. Bu ihtiyac› giderecek kurum da devlettir. Üst-tün bir otoriteye sahip olan devlet ve onun koydu¤ukurallar, bireyi di¤er insanlar›n sald›r› ve eziyetlerin-den korur.

‹‹bbnn––ii HHaalldduunn’’uunn ggöörrüüflfllleerriinnii yyaannss››ttaann bbuu ppaarrççaaddaannaaflflaa¤¤››ddaakkii yyaarrgg››llaarr››nnddaann hhaannggiissiinnee uullaaflfl››llaabbiilliirr??

A) Devlet, toplumu bask› alt›nda tutabilmek için s›n›r-s›z yetkiyle donat›lmal›d›r.

B) Devletin varl›¤› do¤al ve zorunludur.

C) Devlet toplumsal iradenin ürünüdür.

D) Devlet, bireylerin ve kurumlar›n karfl›l›kl› güveniy-le varl›¤›n› sürdürür.

E) Devlet, mutlak bir güç de¤il toplumun amaçlar›n›gerçeklefltirmek için bir araçt›r.

(YGS 2011)

‹bn—i Haldun’a göre insanlar ihtiyaçlar›n› karfl›lamakad›na do¤al olarak toplumsal bir hayat sürerler çün-kü birbirlerine muhtaçt›rlar. Ancak bu toplumsal ha-yat insan›n hayvani yönü dolay›s›yla çat›flmalarasahne olaca¤›ndan insan yine do¤al bir süreç olarakvarl›¤›n› korumak ad›na bu kez de devlete muhtaçt›r.Bu anlamda devletin varl›¤› hem do¤al bir süreçtengelmektedir hem de zorunludur.

Cevap B

DDeevvlleettiinn yyaappaayy bbiirr vvaarrll››kk oolldduu¤¤uunnuu ssaavvuunnaann ggöörrüüflfl

Bu görüflü savunanlar›n bafl›nda T. Hobbes, J.Locke ve J. J. Rousseau gelmektedir. Bu üç düflü-nür toplumsal sözleflme teoriyenleri diye de an›l-maktad›r.

Hobbes’a göre, do¤ufltan bencil olan insan, sürek-li kendi ç›karlar›n› koruma e¤ilimindedir. Kendi

deyifliyle, insan insan›n kurdu-dur. ‹nsanlar bunun do¤urdu-¤u çat›flmadan kurtulmak içindevleti oluflturmufltur. Bu birçeflit sözleflme yaparak, güç-leri üçüncü bir tarafa b›rak-makt›r. Devlet, iradi olarakmeydana getirilmifl yapay birkurumdur.

J. Locke’da T. Hobbes gibi devletin varl›¤›n› top-lumsal sözleflmeye dayand›rmaktad›r. Ona göreinsanlar do¤a durumunda özgür ve eflittir. Ancakbu haklara sahip olmakla birlikte bu haklar›n kul-

lan›m›nda güvenli-likten uzakt›rlar.Çünkü her zamanbaflkalar›n›n sald›-r›lar›na u¤rayabilir-ler. Bu nedenle in-sanlar mülkiyetleri-nin korunmas›amac›yla devletler-de birleflmifl vekendilerini yöne-timlerin alt›na sok-mufllard›r.

J. J. Rousseau da,“Toplum Sözleflmesi”adl› eserinde özgürtoplumlar›n ak›l ve ira-de yoluyla ortak ka-nunlar oluflturdu¤un-dan söz eder. Bireylerkendi mutlulu¤unu vehaklar›n› korumak içinböyle bir sözleflmeyeihtiyaç duyarlar. Busözleflme devlet dedi-¤imiz kurumu oluflturur.

çözüm

örnek soru

S‹YASET FELSEFES‹

109

Bu yaklafl›mda devlet, insanlar› birbirlerine karfl› koruyan ve yine insanla-r›n kendilerini gelifltirmelerine olanak sa¤layan yapay, yani sonradanoluflturulmufl bir araç olarak karfl›m›za ç›kar.

Page 110: MODÜLER ÜN‹VERS‹TE HAZIRLIK DERG‹LERi · 2018-02-12 · LYS Edebiyat 01 LYS Edebiyat 02 LYS Edebiyat 03 LYS Tarih 01 LYS Tarih 02 LYS Tarih 03 LYS Ça¤dafl T. ve D. Trh

• Hobbes’a göre, insan bencildir ve onun bütün ey-lemleri bu bencil do¤as›n›n arzular›n› tatmin et-meye yöneliktir. Bu durum, ç›kar çat›flmas› yü-zünden insanlar›n birbiriyle sürekli savafl halindeolmas›na yol açar. ‹nsanlar› bir arada tutabilmekiçin, devlet tek bir gücün egemenli¤ine dayan-mal›d›r.

• Locke insanlar›n, do¤alar› gere¤i iyi oldu¤unu;bunun sonucu olarak, iliflkilerinin iyi niyet, yar-d›mlaflma ve iflbirli¤ine dayand›¤›n› ileri sürer.‹nsanlar aras›ndaki iyi iliflkilerin sürdürülebilme-si, tek bir gücün de¤il, ço¤unlu¤un egemen oldu-¤u bir devlet düzeniyle mümkündür.

BBuu bbiillggiilleerree ggöörree,, HHoobbbbeess vvee LLoocckkee’’uunn ddeevvlleett aannllaayy››flfl--llaarr››nnddaakkii ffaarrkk,, aaflflaa¤¤››ddaakkiilleerrddeenn hhaannggiissiinniinn ffaarrkkll›› oolluu--flfluunnddaann kkaayynnaakkllaannmmaakkttaadd››rr??

A) ‹nsanl›¤›n gelece¤iyle ilgili beklentilerinin

B) ‹nsan›n psikolojik yap›s› ve özelliklerine iliflkin gö-rüfllerinin

C) Yaflad›klar› ça¤a egemen olan siyasi görüfllerin

D) Toplumsal düzenlemelerin gerekli olup olmad›¤›konusundaki inançlar›n›n

E) Çevrelerindeki insanlarla karfl›l›kl› iliflkilerinin

(ÖSS 1999)

Hobbes, görüfllerini insan›n bencilli¤i üzerinde binaetmektedir. Locke ise insanlar›n do¤alar› gere¤i iyioldu¤unu ifade eder. Her iki filozof da devlet anlay›fl-lar›n› insan›n psikolojik yap›s› ve özelliklerine iliflkinolarak ortaya koymufltur.

Cevap B

Brian Redhead’e göre, siyasal düflünce tarihi, belli birsoruyu yan›tlama çabalar›n›n tarihidir. Soru aynendurmakta yaln›zca yan›tlar de¤iflmektedir. Verilenyan›tlar›n bafll›calar› flunlard›r:

– Çünkü, varl›¤›m devletin varl›¤›na ba¤l›d›r.

– Çünkü, devlet Tanr›’n›n iradesidir.

– Çünkü, devlet ve ben bir anlaflma yapt›k.

– Çünkü, devlet ahlâki düflüncenin gerçekleflmesidir.

BBuunnaa ggöörree,, ssiiyyaassaall ddüüflflüünnccee ttaarriihhii aaflflaa¤¤››ddaakkiilleerrddeennhhaannggiissiinniinn ssoorrgguullaannmmaass››nnaa ddaayyaann››rr??

A) Bürokrasinin gere¤inin

B) Devlet-ekonomi iliflkisinin

C) Devlete itaat nedeninin

D) ‹deal düzenin olabilirli¤inin

E) Bireyin devlet için vazgeçilmezli¤inin

(ÖSS 2003)

Verilen yan›tlara bak›ld›¤›nda devletin birey için tafl›-d›¤› anlam ve devlete itaat nedenleri öne ç›kmaktad›r.

Cevap C

çözüm

örnek soru

çözümörnek soru

S‹YASET FELSEFES‹

110

Toplumlarda yaflanan baz› rahats›zl›k, huzursuz-luk ve siyasi sistemlerden memnuniyetsizlikler,ideal düzen aray›fllar›na neden olmufltur. Bu nok-tada ideal düzenin olabilece¤ini reddeden ve bu-nu kabul eden filozoflar vard›r.

‹‹ddeeaall ddüüzzeenniinn oollaabbiilleeccee¤¤iinnii rreeddddeeddeennlleerr

‹deal devlet düzeninin olamayaca¤›n›, herkesinmutlu olabilece¤i bir toplum tasarlaman›n müm-

kün olmad›¤›n› savunanlar› iki bafll›kta toplayabili-riz. Bunlar;

SSooffiissttlleerr:: Septik (flüpheci) bir anlay›fla sahip olansofist düflünürler, devletin yapay bir kurum oldu-¤unu ifade ederler. Onlara göre mutlakl›k/gerçeklikinsana göre de¤iflen bir de¤erdir. Bu yüzden de ide-al bir düzene ulaflmak söz konusu de¤ildir. Genel-geçer bilgiler olmad›¤› gibi, ideal düzen de olamaz.

7.5 Herkesin mutlu olabilece¤i bir toplum olabilir mi?

Page 111: MODÜLER ÜN‹VERS‹TE HAZIRLIK DERG‹LERi · 2018-02-12 · LYS Edebiyat 01 LYS Edebiyat 02 LYS Edebiyat 03 LYS Tarih 01 LYS Tarih 02 LYS Tarih 03 LYS Ça¤dafl T. ve D. Trh

S‹YASET FELSEFES‹

111

NNiihhiilliissttlleerr:: Bu görüflü savunanlar her türlü sistem,inanç ve ahlâk ö¤retisini reddederler. Onlara göretoplumsal düzen anlay›fl›, insan do¤as›na ayk›r›-d›r. Anarflizmle ayn› görüflü paylaflarak devlet ku-rumunu reddederler. Onlar mutlulu¤un ancak butip sistemler ortadan kalkt›¤›nda mümkün olabile-ce¤ini iddia ederler.

• Anarflizim, insan do¤as›n›n devlet ve toplumsalkurumlar taraf›ndan bozuldu¤unu, insanlar›ndevlet düzeni olmadan da adil ve uyumlu bir bi-çimde yaflayabilece¤ini ileri sürer.

• Sofistler, insan›n her yerde ve her zaman ba¤la-nabilece¤i yasalar›n do¤a taraf›ndan konulmufloldu¤unu, insan eliyle kurulmufl düzenlerin güç-lüye ve egemen olana yarad›¤›n›, do¤al durumdavar olan güç dengesini bozdu¤unu savunmufllar-d›r.

BBuunnaa ggöörree,, aaflflaa¤¤››ddaakkiilleerrddeenn hhaannggiissii aannaarrflfliizzmm vvee ssoo--ffiizzmmiinn oorrttaakk öözzeellllii¤¤iiddiirr??

A) ‹nsan do¤as› ile uyum içinde olan bir devlet biçimiönermeleri.

B) Toplumsal kural ve düzenlerin insan›n özüne ayk›-r› oldu¤u görüflünü benimsemeleri.

C) Devletin görevinin bireylere hizmet etmek oldu¤u-nu öne sürmeleri.

D) ‹nsanlar için her yerde ve her zaman geçerli olantemel toplumsal kurallar› araflt›rmalar›.

E) ‹nsan uygarl›¤›n›n her türlü ürününü de¤ersiz bu-larak reddetmeleri.

Anarflizm devlet ve toplumsal kurumlar insan do¤a-s›n› bozdu¤unu savunur. Sofistler de insan taraf›n-dan kurulan düzenlerin do¤al düzendeki dengeyibozmaktad›r. Bu iki görüflde insan eliyle oluflturulankural ve düzenlerin insan do¤as›na ayk›r› oldu¤unusavunmaktad›r.

Cevap B

‹‹ddeeaall ddüüzzeenniinn oollaabbiilleeccee¤¤iinnii kkaabbuull eeddeennlleerr

‹nsanlar›n ideal düzen aray›fllar›, yani herkesinmutlu olabilece¤i bir toplum modelinin olup olma-d›¤›n› aramalar› ‹lk Ça¤’a kadar uzanmaktad›r.Özellikle sanayileflme süreciyle birlikte 19. yy.’daortaya ç›kan siyaset, toplumsal ve ekonomik de¤i-flimler, daha fazla insan›n refah ve mutlulu¤unusa¤layacak ideal bir düzen aray›fl›na h›z kazand›r-m›flt›r.

Bu aray›fllar neticesinde ideal düzenin olup olma-yaca¤› sorusu özgürlük, eflitsizlik ve adalet teme-line dayanan yaklafl›mlarla kendini ortaya koy-mufltur. fiimdi bu yaklafl›mlar› aç›klayal›m.

ÖÖzzggüürrllüü¤¤üü TTeemmeell AAllaann YYaakkllaaflfl››mm:: Bu anlay›fla gö-re, ideal düzenin var olmas› için toplumda bireyselözgürlüklerinin tam olarak yerine getirilmesi ge-rekir. Böyle bir ortamda ideal düzen kendili¤indenoluflur. Ekonomik planda ise, bireylerin ekonomikç›karlar›n›n tatmini sa¤lan›nca toplumun bütünü-nün ç›kar› da gerçeklefltirilmifl olacakt›r. A. Smithve St. Mill gibi liberalist düflünürler bu yaklafl›m›temsil ederler.

EEflfliittllii¤¤ii TTeemmeell AAllaann GGöörrüüflfl:: Bu görüfle göre idealdüzenin var olabilmesi için bireylerin baflkalar› ileeflit olarak yasama hakk›na sahip olmas› gerekir.Bunun gerçekleflmesi ise üretim araçlar›n›n kifliveya grup mülkiyetinden ç›kar›l›p herkese ait ol-mas› ile mümkündür. Sosyalist S. Simon, L. Blancve K. Marx bu görüfltedirler.

AAddaalleettii TTeemmeell AAllaann YYaakkllaaflfl››mm:: Bu yaklafl›ma göreideal düzen için hem özgürlü¤ü hem de eflitli¤i içi-ne alan bir adaletin sa¤lanmas› gerekir. Böylecehukuksal kurum ve kurallar iflleyecek, bireylerintemel hak ve özgürlükleri korunmufl olacakt›r.

çözüm

örnek soru

Page 112: MODÜLER ÜN‹VERS‹TE HAZIRLIK DERG‹LERi · 2018-02-12 · LYS Edebiyat 01 LYS Edebiyat 02 LYS Edebiyat 03 LYS Tarih 01 LYS Tarih 02 LYS Tarih 03 LYS Ça¤dafl T. ve D. Trh

Düflünürlerin bir k›sm›, içinde yaflad›klar› toplum-lardaki sorunlar, adaletsizlikler, yetersizlikler vedi¤er yönetim sorunlar›na karfl›, yeni toplum tasa-r›mlar› kurgulam›fllard›r. Gerçekte yaflanma ihti-mali bulunmayan bu tasar›mlara ütopya ad›n› ve-riyoruz.

Ütopyalar genellikle bütün insanlar›n mutlulu¤u-nu sa¤layabilecek tasar›mlar› içerirler. Platon'un"Devlet"i, Farabi'nin "Medinetü'l Faz›la"s›, Tho-mas More'un "Ütopya"s›, Campanella'n›n "GüneflÜlkesi", Francis Bacon'un "Yeni Atlantis"i bu türütopyalara örnek olarak verilebilir.

Bu ütopyalarda çeflitli yönetim ve toplum biçimle-rinden söz edilir. Bu sistemler en mükemmel sis-temlerdir ve tüm insanlar›n mutlulu¤unu amaçlar-lar.

Bunlar›n d›fl›nda, her fleyin daha da kötüye gide-ce¤i öngörüsüne dayanan korku ütopyalar› vard›r.TTeerrss üüttooppyyaa ad› verilen bu eserlerde, yönetici güç,sözde, insanlar›n mutlulu¤u için her türlü yöntemive bask›y› kullanabilir. Bu toplumlar, özgürlüklerins›n›rland›r›ld›¤› toplumlard›r ve toplumda korkuve endifle hakimdir. Aldous Huxley'in "Yeni Dün-ya"s› ve George Orwell'in "1984"ü bu tür ütopya-lara örnektir.

fiimdi ütopyalardan birkaç›n› özetleyelim.

‹‹sstteenniilleenn ÜÜttooppyyaallaarr

PPllaattoonn ““DDeevvlleett””ii

‹deal devlet anlay›fl›ndan "Devlet" adl› eserindebahseder. Bu devlette üç grup vard›r: iflçiler, bek-çiler ve yöneticiler. ‹flçiler sadece çal›fl›r, itaatederler. Bekçiler (yani savaflç›lar) devleti içten ved›fltan gelecek tehlikelere karfl› korur. Yöneticile-

rin amac› toplumda adaleti hakim k›lmak-t›r. Ona göre, böyle bir devlet en mü-

kemmel devlettir.

FFaarraabbii’’nniinn ““EErrddeemmllii fifieehhiirr””ii

Halk›n›n etkin ak›lla ba¤lant› kur-du¤u ve erdemli kiflilerce yöneti-

len bir toplum modelidir. Bir er-demli kifli veya erdemli bir meclis,

toplumu yönetir.

TThhoommaass MMoorree’’uunn ““ÜÜttooppyyaa””ss››

Thomas More ütopyas›nda mülkiyetin bireysel ol-du¤u ve her fleyin parayla ölçüldü¤ü yerde adale-tin ve mutlulu¤un olmayaca¤›n› söyler ve insanla-r›n mutlu olabilecekleri bir düzen önerir. Bu dü-zende mülkiyet yoktur, s›n›f yoktur ve insanlareflittir. Aile, toplumun temelini oluflturur. ‹nsanlarpara ve alt›na de¤er vermezler; herkes mutludur.Yöneticiler, halk› çok iyi yönetir. Yasalar›n say›s›çok azd›r. Savafl yoktur, bar›fl hakimdir. De¤iflikdine inanan insanlar aras›nda hoflgörü vard›r vebu insanlar ruhun ölümden sonra yaflayaca¤›nainan›rlar.

CCaammppaanneellllaa’’nn››nn ““GGüünneeflfl ÜÜllkkeessii””

Campenella ütopyas›nda var olan her fleyin ortak-lafla paylafl›ld›¤›, tam bir eflitli¤in yafland›¤› bir ül-ke hayal etmifltir. Mülkiyet ortak, zorunlu çal›flmasüresi ise azd›r. Güç, ak›l ve sevgi ilkesine daya-nan yöneticilerin yetkileri ise çok genifltir.

KKoorrkkuu ÜÜttooppyyaallaarr››

AA.. HHuuxxlleeyy’’iinn ““CCeessuurr YYeennii DDüünnyyaa””ss››::

A. Huxley, “Cesur Yeni Dün-ya”s›n› teknolojinin gelecek-te toplumu nas›l yok edece-¤ini göstererek, bilim ve tek-nolojiye karfl› insan› uyarmakamac›yla yazm›flt›r. Yenidünyada yapay yöntemleüretilen insanlar alfa, beta,epsilon ad› verilen s›n›flar-dan oluflmufltur. Kimse has-talanmaz ölmez, bu toplum-da yaln›z çal›flma ve e¤lenceoldu¤undan, insanlarda duy-gulanma ve düflünme yoktur.Ayr›ca toplumlar›n ve birey-lerin geçmifli tümüyle silin-mifltir.

GG.. OOrrwweellll’’iinn ““11998844””üü

G. Orwell totaliter devlet anlay›fl›na karfl› insanla-r› uyarmay› amaç edindi¤i 1984 adl› bir eser kale-me alm›flt›r. 1984 dünyan›n üç blo¤a bölündü¤üve toplumlar›n ac›mas›zca yönetildi¤i bir dönem-dir. Bask› nedeniyle herkes korku içindedir. ‹nsan-lar›n davran›fllar› ve düflünceleri sürekli izlendi¤iiçin kimsenin özel hayat›n›n olmad›¤› bir dünyad›r.

S‹YASET FELSEFES‹

112

7.6 Ütopyalar, gerçekte yaflanma ihtimali olmayan tasar›mlard›r.

Ütopyalar istenilen ütopyalar ve korku ütopyalar› olmak üzere ikiye ay-r›l›rlar.

Page 113: MODÜLER ÜN‹VERS‹TE HAZIRLIK DERG‹LERi · 2018-02-12 · LYS Edebiyat 01 LYS Edebiyat 02 LYS Edebiyat 03 LYS Tarih 01 LYS Tarih 02 LYS Tarih 03 LYS Ça¤dafl T. ve D. Trh

S‹YASET FELSEFES‹

113

Birey, temel hak ve özgürlüklerini kullanan birvarl›kt›r, devlet ise toplumda bireylerin bu hak veözgürlüklerini en ileri derecede ve sürekli olarakkullanabilmeleri için oluflturulmufl siyasi bir otori-tedir. Birey tek bafl›na yaflamad›¤›na göre devlet,toplum düzeninin devaml›l›¤› için zorunlu bir ko-fluldur. Çünkü insanlar aralar›ndaki çat›flmalar› or-tadan kald›rabilecek ve kendilerini yönetecek birotoriteye ihtiyaç duyduklar›nda devlet kurumunuoluflturmufllard›r. Dolay›s›yla devlet toplum üyele-ri ve gruplar aras›ndaki iliflkilerde ortaya ç›kabile-cek olas› ç›kar çat›flmalar› durumunda oluflacakdüzensizlikleri, karmaflay› hukuk kurallar› ile dü-zene koyar.

Sonuçta birey devletle varl›¤›n› korur ve devlet debirey sayesinde var olur. Yani diyebiliriz ki bireyve devlet biri olmadan di¤eri de varolamayacakiki temel unsurdur.

Birey — devlet iliflkileri eski ça¤lardan günümüzeoldukça farkl›l›k göstermifltir. Tarihsel süreçte 18.ve 19. yüzy›llara kadar birey — devlet iliflkisi tekyanl›d›r ve devletin lehinedir. Ancak 18. ve 19. yüz-y›llarda bireyci düflüncenin geliflmesiyle bu belir-leyicilik tek yanl› olmaktan kurtulmufltur.

Günümüzde milli egemenlik ve demokratik rejimanlay›fl›n›n yerleflmesiyle birey temel hak ve öz-gürlüklerine kavuflmufl ve bu haklar›n› kullanarakdemokratik rejimin yerleflmesine katk› sa¤lam›fl-t›r. Devletin tan›d›¤› bu haklara karfl›l›k birey deyurttafll›k görevini yerine getirmekle yükümlü ol-mufl ve birey — devlet iliflkisi çift yönlü olmufltur.

fiimdi felsefe tarihinde birey — devlet iliflkisini in-celemifl farkl› filozoflar›n bu konuya nas›l yaklafl-t›klar›n› inceleyelim.

11.. YYuussuuff HHaass HHaacciipp :: Kutadgu Bilig (Mutluluk VerenBilgi) adl› eserinde hükümdar›n görevinin halka hiz-met etmek ve adalet da¤›tmak oldu¤unu savunur.

22.. KK.. PPooppppeerr :: "Aç›k Toplum ve Düflmanlar›" adl›eserinde özgürlük ö¤retisini savunurken asl›ndabireyin vazgeçemeyece¤i haklar›n› savunur. Bire-yin haklar›n› ortadan kald›ran totaliter (bask›c›)yönetimlerin elefltirisini yapar.

33.. MMoonntteessqquuiieeuu :: "Kanunlar›n ruhu" adl› eseriyletan›nm›flt›r. ‹nsan›n üç temel duygusundan sözeder. Bunlar erdem, fleref ve korku. Bir de bu duy-gulara karfl›l›k gelen üç yönetim biçimi sayar:Cumhuriyet, monarfli ve istibdat. Düflünür, birey-lerin haklar›n›n korundu¤u, bireylerin yasalarauydu¤u, devlete ve topluma ba¤l› kald›¤› bir top-lumsal düzen özlemi duyar.

Montesguieu’ye göre, her toplum için amaç, bireyle-rin özgürlü¤üdür. Kimdir bu özgürlü¤ün düflman›?Despotluk. O halde, özgürlü¤ü gerçeklefltirmek içindespotluktan sak›n›lmal›d›r. Onun da yolu, devletteözellikle yasama, yürütme ve yarg›y› birbirindenay›rmakt›r.

BBuunnaa ggöörree,, aaflflaa¤¤››ddaakkii yyaarrgg››llaarrddaann hhaannggiissii ssööyylleennee--mmeezz??

A) Yasama ve yarg› gücü beraber hareket ederken,yürütme gücü ba¤›ms›z hareket eder.

B) Bireysel özgürlükler sa¤l›kl› toplumun ön koflulu-dur.

C) Demokratik yönetimlerde güçler ayr›l›¤› ilkesi vaz-geçilmezdir.

D) Güçlerin tek elde topland›¤› yönetimlerde bireyselözgürlüklerden söz edilemez.

E) Devlet yönetiminde özgürlükler temel olmal›d›r.

Montesguieu’ye göre devlet despot bir rejim uygula-d›¤›nda bireyin özgürlüklerini k›s›tlayan bir hal al›r.Bu durumu kald›rmak için yasama, yürütme yarg›birbirinde ayr›lmal›d›r. Bu ise kuvvetler ayr›l›¤› de-mektir.

Cevap A

çözüm

örnek soru

7.7 Siyaset felsefesi aç›s›ndan birey – devlet iliflkisi çok önemlidir.

Birey u¤runa devletin feda edilmesi kabul edilemeyece¤i gibi bireyin dev-let için bile temel hak ve özgürlüklerinden vazgeçmesi düflünülemez.

Bireyin yurttafll›k görevleri aras›nda, askere gitmek, vergi vermek, yasala-ra uymak gibi görevler bulunmaktad›r.

Page 114: MODÜLER ÜN‹VERS‹TE HAZIRLIK DERG‹LERi · 2018-02-12 · LYS Edebiyat 01 LYS Edebiyat 02 LYS Edebiyat 03 LYS Tarih 01 LYS Tarih 02 LYS Tarih 03 LYS Ça¤dafl T. ve D. Trh

11.. Siyasetten kaç›nman›n kendisi olsa olsa kötü bir siya-set olabilir. Hayat›m›z›n büyük bir bölümünün siyasikurumlar ve süreçler taraf›ndan belirlendi¤i günümüzdünyas›nda siyasetten kaçmak hayattan kaçmakt›r.

PPaarrççaaddaa,, aaflflaa¤¤››ddaakkiilleerrddeenn hhaannggiissii ddiillee ggeettiirriillmmeekktteeddiirr??

A) Siyasetin güç ve yorucu oldu¤u

B) Pek az insan›n siyasetle u¤raflt›¤›

C) Siyasetle u¤raflman›n her yurttafl için kaç›n›lmazoldu¤u

D) Mevcut siyasetçilerin bireyleri siyaset kurumun-dan so¤uttu¤u

E) Siyasetle u¤raflman›n insan› mutlu etti¤i

22.. AAflflaa¤¤››ddaakkiilleerrddeenn hhaannggiissii “siyaset felsefesinin” kkoonnuussuukkaappssaamm››nnddaa yyeerr aallmmaazz??

A) Sivil toplum nas›l geliflmifltir?

B) ‹ktidar kayna¤›n› nereden al›r?

C) Egemenlik meflruiyetini nereye dayand›r›r?

D) En geliflmifl yönetim biçimi hangisidir?

E) Ahlaki olan do¤aya uygun mudur?

33.. Siyaset Bilimcisi Max Weber'e göre, ça¤dafl toplum-lar›n bürokratikleflmeleri kaç›n›lmazd›r. Bürokrasi,örgütlenmenin en ak›lc› örneklerinden biridir.

MMaaxx WWeebbeerr,, bbüürrookkrraassiinniinn hhaannggii öözzeellllii¤¤ii nneeddeenniiyyllee,,ççaa¤¤ddaaflfl ttoopplluummllaarr››nn bbüürrookkrraattiikklleeflfleeccee¤¤iinnii öönnggöörrmmeekk--tteeddiirr??

A) Hantal bir yap› arzetmesi nedeniyle, ifllerin uza-mas›na sebep olmas›

B) Herkesin görevinin belli oldu¤u, örgütlü bir hiya-rarflik yap› arzetmesi nedeniyle ifllerin düzenliolarak yürütülebilmesi

C) Sivil toplumun giriflimiyle ortaya ç›km›fl bir ku-rum olmas›

D) Hükümetlerin de¤iflim politikalar›na direnmesi

E) Toplumda ayr›cal›kl› bir yere sahip olmas›

44.. Yönetenlere itaat, onun hukuka uygun olarak kulan›l-d›¤› inanc›ndan do¤ar. Yöneticilerin iktidara geliflyollar›, anayasa ve kanunlarla aç›kça belirlenmifltir.Yönetilenler, yöneten flah›slara de¤il, hukuki düzeneitaat ederler.

BBuurraaddaa iiffaaddee eeddiilleenn eeggeemmeennlliikk bbiiççiimmii aaflflaa¤¤››ddaakkiilleerr--ddeenn hhaannggiissiiddiirr??

A) Kayna¤› ak›l ve hukuk olan demokratik egemen-lik

B) Sosyal sözleflmeye dayal› egemenlik

C) Gücünü geleneklerden alan geleneksel egemen-lik

D) Liderin karizmatik özelliklerinden alan karizmatikegemenlik

E) ‹lahi kurallar›n hakim oldu¤u Tanr›sal egemenlik.

55.. Toplumsal düzeni sa¤layan kurallar benzerleriyleuyumlu ya da hukukcular taraf›ndan benimsendi¤iiçin meflru de¤ildir. Toplumdaki bireylerin r›zas›n›kazanabildiyse ve bireyler bu normlar› kendi normla-r›ym›fl gibi alg›layabiliyorlarsa iflte o zaman bir mefl-ruiyetten söz edilebilir.

PPaarrççaayyaa ggöörree mmeeflflrruuiiyyeettiinn ööllççüüttüü,, aaflflaa¤¤››ddaakkiilleerrddeennhhaannggiissiiddiirr??

A) Devletin devaml›l›¤›n› sa¤lamas›

B) Bireysel farkl›l›klar gözetmesi

C) Normlar›n bilimsel bir heyetçe haz›rlanmas›

D) Ço¤unlu¤un iradesini yans›tmas›

E) Normlar›n genel - geçer özellikler tafl›mas›

66.. Kimi düflünürler bürokrasinin devleti hantallaflt›rd›¤›,kurumlararas› iflleyifli yavafllatt›¤› düflüncesindedirler.Oysa ki ben bürokrasiyi devletin y›lmaz bekçisi ola-rak görürüm. Toplumsal düzenin sars›ld›¤›, siyaset ku-rumunun ifllevini yerine getirirken zorland›¤› dönem-lerde boflluklar› dolduran hep bürokrasi olmufltur.

BBuu aaçç››kkllaammaa,, aaflflaa¤¤››ddaakkii ssoorruullaarrddaann hhaannggiissiinnee bbiirr yyaann››ttnniitteellii¤¤ii ttaaflfl››rr??

A) Bürokrasiden vazgeçilebilir mi?

B) Bürokrat - siyasetçi iliflkisi nas›l olmal›d›r?

C) Bürokrasideki hiyerarflik yap› nas›l oluflturulur?

D) Bürokrasi gücünü nereden al›r?

E) Bürokratik kurumlar nas›l yap›lanmal›d›r?

114

Siyaset insan›n ve toplumun oldu¤u her yerde olmak zorundad›r.

Bu soruyu çözemediyseniz 7.2 nolu alt bafll›¤a dönebilirsiniz.

KAVRAMA TEST‹ 1( 7.1 - 7.4 )

Page 115: MODÜLER ÜN‹VERS‹TE HAZIRLIK DERG‹LERi · 2018-02-12 · LYS Edebiyat 01 LYS Edebiyat 02 LYS Edebiyat 03 LYS Tarih 01 LYS Tarih 02 LYS Tarih 03 LYS Ça¤dafl T. ve D. Trh

77.. Baz› toplumlarda devletin yürütme gücünü elindebulunduran iktidarlar, keyfi uygulamalarla yurttaflla-r›n temel haklar›n› ihlâl edilebilecek noktaya gelebi-lirler. Ça¤dafl toplumlarda demokrasinin gere¤i ola-rak kendi yasal haklar›n› aramaya çal›flan yurttafllarbu mücadeleyi yürütebilmek için bir araya gelerekçeflitli organizasyonlar olufltururlar. Bu mücadele sa-yesinde, toplumdaki farkl› meslek kurulufllar›n›n yada bir toplumsal ihtiyac› karfl›layabilecek çözümlerarayan kurumlar›n ortaya ç›kmas›n› sa¤larlar.

PPaarrççaaddaa iikkttiiddaarr››nn kkeeyyffii uuyygguullaammaallaarr››nn›› eennggeelllleeyyeebbiill--mmeekk iiççiinn aaflflaa¤¤››ddaakkiilleerrddeenn hhaannggiissiinniinn öönneemmii vvuurrgguullaann--mmaakkttaadd››rr??

A) Meclisteki muhalif partilerin

B) Avrupa ‹nsan Haklar› Mahkemesinin

C) Ba¤›ms›z yarg› organlar›n›n

D) Kamuda görev yapan sosyal hizmet kurumlar›n›n

E) Sivil toplum örgütlerinin

88.. Cumhuriyet rejimlerinde iktidar, seçim sonucundahalk›n oylar›yla iktidara gelir. ‹ktidar›n tek bir kifli yada ailede topland›¤›, devleti bu kiflinin yönetti¤i mo-narfli, iktidar›n seçimle ifl bafl›na geldi¤i cumhuriyet-ten ay›rt edilebilir. Bu iki biçimi birlefltiren devletlerde vard›r. Örne¤in, seçimle iflbafl›na getirilmifl organ-lar›n iktidarda büyük bir rol oynad›¤› meflruiyette,kral›n veya imparatorun yetkisi bir anayasa ile s›n›r-land›r›lm›flt›r.

BBuunnaa ggöörree ddeevvlleettllee iillggiillii aaflflaa¤¤››ddaakkiilleerrddeenn hhaannggiissii vvuurr--gguullaannmmaamm››flfltt››rr??

A) Monarflik rejimlerin özellikleri

B) Devlet yönetimlerinin oluflum biçimleri

C) Egemenli¤in kullan›l›fl biçimi

D) Ekonominin devletin oluflumundaki belirleyicili¤i

E) Cumhuriyet rejiminin özellikleri

99.. J. J. Rousseau devletin meflrulu¤u ile ilgili düflüncele-rini “Toplum Sözlemesi” adl› yap›t›nda toplam›flt›r.Burada bireylerin toplum yaflam›na geçmeden önce-ki durumlar›n› genel bir mutluluk durumu olarak gör-mektedir. Ancak mülkiyet kavram›n›n ortaya ç›kma-s›yla beraber bu durumun bozuldu¤unu ifade etmifl-tir. Bu noktadan sonra insanlar›n eski mutlu günleredönmelerinin olas› olmad›¤›n› ifade etmifl ve birlikteyaflayabilmelerinin temelinde ortak sözleflmler yap-malar› gerekti¤ini savunmufltur. Böylece günümüzdevlet yap›s›n›n bu ortak sözleflmelere dayand›¤›n›dile getirmifltir.

BBuunnaa ggöörree,, ddeevvlleettiinn oolluuflfluummuunnddaakkii ssüürreeçç aaflflaa¤¤››ddaakkiidduurruummllaarrddaann hhaannggiissiiyyllee aaçç››kkllaannaabbiilliirr??

A) Özel mülkiyet kavram›n›n toplum yaflam›nda et-kin k›l›nmas›yla

B) ‹nsanlar›n toplumsal yaflam içinde bir araya gelipanlaflmalar›yla

C) ‹nsanlar›n toplumsal düzenin kurulmas›nda elitle-ri görevlendirmesiyle

D) Zenginleflen burjuva s›n›f›n›n özgürlükleri devle-tin temeline oturtmas›yla

E) Devlet yönetimiyle tek bir kiflinin yönetiminin ka-bülüyle

1100.. Hobbes’a göre insan do¤as› gere¤i bencil bir varl›k-t›r. Kendi deyifliyle, “‹nsan, insan›n kurdudur.” ‹nsan-lar aras›ndaki anlaflmazl›klar› giderecek güçlü bir dü-zene ihtiyaç vard›r. Bu düzeni sa¤layabilmek için in-sanlar bir araya gelerek devlet kurumunu oluflturmufl-lard›r.

PPaarrççaayyaa ggöörree,, aaflflaa¤¤››ddaakkiilleerrddeenn hhaannggiissii ddeevvlleettiinn oorrttaayyaaçç››kkmmaa flfleekklliinnii vvuurrgguullaarr??

A) ‹nsanlar›n anlaflarak meydana getirdikleri suni birvarl›kt›r.

B) Do¤al ak›fl›n bir parças› olarak belirmifltir.

C) ‹lahi bir gücün kaynakl›¤›nda oluflturulmufltur.

D) Ayr›cakl› bir zümrenin iradesiyle kurulmufltur.

E) ‹nsanlar aras›ndaki ekonomik anlaflmazl›klar› gi-dermek için meydana getirilmifltir.

S‹YASET FELSEFES‹

115

C - E - B / A - D - A / E - D / B - A

Demokratik toplumlarda kifliler, hak ve özgürlüklerini kendi kurduklar› ör-gütlenmelerle savunabilir, koruyabilirler.

Page 116: MODÜLER ÜN‹VERS‹TE HAZIRLIK DERG‹LERi · 2018-02-12 · LYS Edebiyat 01 LYS Edebiyat 02 LYS Edebiyat 03 LYS Tarih 01 LYS Tarih 02 LYS Tarih 03 LYS Ça¤dafl T. ve D. Trh

11.. Machiavelli’nin düflünsel dünyas›nda devletin, AntikÇa¤ ve Rönesans düflüncelerinin sentezi sonucunuolufltu¤unu görmekteyiz. Bu düflüncede devlet belirlibir ulusa dayanmal›d›r. Bunu yapam›yorsa yeterlili¤ive gücü yok say›lacakt›r. Burada devlet tüm gücünükendine temel oluflturan ulustan al›r. Ulustan dahaüst ya da ulusun karfl›s›nda dinsel ö¤retiler devletteyer bulamazlar. Devletin hukuk kurallar› kendisiniulusa ve devlete dayand›rmal› dinin buyruk ve dog-malar›ndan kurtarmal›d›r. Devlet yöneticisinin tekamac›, devletin bekas› ve gücünü yükseltmek olmal›-d›r. Bunu yaparken de her türlü yöntem ve arac› kul-lanmas› meflru olacakt›r.

PPaarrççaayyaa ggöörree ddüüflflüünnüürrüünn ddeevvlleettee ddaaiirr yyaakkllaaflfl››mm››nnddaaaaflflaa¤¤››ddaakkii ggöörrüüflfllleerrddeenn hhaannggiissiinnee uullaaflfl››llaammaazz??

A) Devletin laik temele dayand›¤›

B) Devlet yöneticisinin amac›n›n devletin devam›n›sa¤lamak oldu¤u

C) Devletin ulus birlikteli¤ine dayand›¤›

D) Devletin varl›¤› söz konusuysa yasa d›fl› yöntem-lerin meflru oldu¤u

E) Hukuk sisteminin temelinde dinsel ö¤retilerin varl›-¤›

22.. Platon’a göre, insan küçük, devlet büyük bir organiz-mad›r. Devlette görülen sosyal s›n›flar, insandaki be-lirli yetilerin karfl›l›¤›d›r. Örne¤in, devletteki iflçi s›n›-f›, insandaki irade yetisine; yöneticiler s›n›f›, ak›l ye-tisine karfl›l›k gelir. K›saca, devlet, büyük bir insand›r.

BBuunnaa ggöörree,, PPllaattoonn’’uunn ddeevvlleettllee iillggiillii ggöörrüüflflüü iiççiinn aaflflaa¤¤››--ddaakkiilleerrddeenn hhaannggiissii ssööyylleenneebbiilliirr??

A) ‹nsan gibi, devletin varl›¤› da tabiidir.

B) Devlet, güçlülerin zay›flar› ezme arac›d›r.

C) ‹nsan›n özgürlü¤ü önünde engel teflkil etti¤inden,devlet olmamal›d›r.

D) Genel geçer do¤rular olamayaca¤›ndan, devletinvarl›¤› gereksizdir.

E) Devlet, insan ürünü, yapay bir kurumdur.

33.. Liberal ö¤retinin temelinde özgürlük prensibi vard›r.Liberalizmi tek cümleyle özetlemek gerekirse AdamSmith’in dedi¤i gibi “B›rak›n›z yaps›nlar, b›rak›n›zgeçsinler” olurdu. Burada da belirtildi¤i gibi giriflim-ci özgürlük s›n›rs›zca özendirilip teflvik edilmifl vebunun sonucunda mutlu zengin bir az›nl›k ile onlarahizmet eden yoksul ço¤unluktan oluflan sosyal s›n›f-lar›n zeminini haz›rlam›flt›r.

BBuunnaa ggöörree zzeennggiinnllii¤¤iinn vvee ffaakkiirrllii¤¤iinn nneeddeennii aaflflaa¤¤››ddaakkii--lleerrddeenn hhaannggiissiiddiirr??

A) Özgürlü¤ün eflitlik temeline dayanmamas› sonu-cunda güçlünün lehine ifllemesi

B) Zenginli¤in toplumda hak edifle göre da¤›t›lmas›

C) Serbest giriflimin di¤er hak ve özgürlüklerinde te-melini oluflturmas›

D) Liberal devlet örgütlenmesinde temel hak ve öz-gürlüklerin anayasal güvenceye al›nm›fl olmas›

E) Toplumsal uzlafl›n›n, ulusa ve eflitlik ilkesine da-yal› gerçekleflmesi

44.. • Marx'a göre toplumsal düzen ancak üretim araçve gereçlerinin ortak kullan›m›yla ve bireyleraras›ndaki eflitli¤in sa¤lanmas›yla gerçeklefltirile-bilir.

• Platon'a göre toplumsal düzen, yurttafllar›n yasa-lar› benimseyip bu yasalara uygun yaflamalar›ylamümkün olacakt›r.

BBuunnaa ggöörree iikkii ddüüflflüünnüürr aarraass››nnddaakkii ffaarrkkll››ll››kk,, aaflflaa¤¤››ddaakkii--lleerriinn hhaannggiissiinnddeenn kkaayynnaakkllaannmmaakkttaadd››rr??

A) Sivil toplumun görevlerini belirlemede

B) Bürokrasinin s›n›rlar›n› belirlemede

C) Devletin ifllevinin belirlenmesinde

D) Toplumsal ihtiyaçlar› karfl›lama önceliklerinde

E) Do¤al düzen aray›fllar›n› gerçeklefltirmede

116

Bu soruyu çözemediyseniz 7.5 nolu alt bafll›¤a dönebilirsiniz.

KAVRAMA TEST‹ 2( 7.4 - 7.7 )

Page 117: MODÜLER ÜN‹VERS‹TE HAZIRLIK DERG‹LERi · 2018-02-12 · LYS Edebiyat 01 LYS Edebiyat 02 LYS Edebiyat 03 LYS Tarih 01 LYS Tarih 02 LYS Tarih 03 LYS Ça¤dafl T. ve D. Trh

55.. A. Huxley'in "Yeni Dünya" yap›t›nda yaflad›¤›m›zdünyaya farkl› bir bak›fl getirilmektedir. Teknoloji ha-yat›m›z›n her alan›na ulaflm›fl, aile kurumu yok ol-mufl, nüfusun art›fl› gen biliminin yöntemlerine b›ra-k›lm›flt›r. Yeni Dünya'da düflünmeye yer yoktur. Geç-mifl silinmifl, tarihi eserler yok edilmifltir. Böyle birdünyada normal bir do¤umla dünyaya gelen ve anne,babas› olan bir çocuk vard›r. Bu çocuk için yaflamzor ve tats›z olacakt›r.

KKoorrkkuu üüttooppyyaass›› oollaarraakk bbiilliinneenn HHuuxxlleeyy''iinn "Yeni Dün-ya"ss›› iiççiinn aaflflaa¤¤››ddaakkiilleerrddeenn hhaannggiissii ssööyylleenneebbiilliirr??

A) Ahlâk tabular›n› y›km›flt›r.

B) Birey özgürlü¤ünü öne ç›karm›flt›r.

C) O günkü olumsuzluklara bakarak gelece¤i tasar-lam›flt›r.

D) ‹deal bir düzenin nas›l olmas› gerekti¤ini düflün-müfltür.

E) Bilim adamlar›n›n toplumu yönlendirmeleri sa¤-lanm›flt›r.

66.. Kelime olarak “Hiçbir yerde olmayan” anlam›na ge-len ütopyalarda düflünürler gerçek dünyada kurama-yacaklar› ideal devlet düzenini hayali bir dünyadagerçeklefltirmifllerdir. Birçok ütopyan›n Ortaça¤’›nbask›c› yönetimlerinden sonra ayd›nlanmac› Röne-sans döneminde yaz›lm›fl olmas› anlaml›d›r.

BBuunnaa ggöörree üüttooppyyaallaarr››nn ççoo¤¤uunnuunn RRöönneessaannss ddöönneemmiinn--ddee yyaazz››llmmaass››nn››nn nneeddeennii aaflflaa¤¤››ddaakkiilleerrddeenn hhaannggiissiiddiirr??

A) Siyasi alandaki kar›fl›kl›klar›n etkisi

B) Dinsel ö¤retilerin yaflam› zorlaflt›rmas›

C) Özgürlük ak›mlar›n›n felsefi yaklafl›mlar› etkile-mesi

D) Modern t›bb›n geliflmesi

E) Edebiyat ve yaz›n dünyas›n›n geliflmesi

77.. Thomas Moore içinde yaflan›lan devlet düzenindekieflitsizli¤in temeli olarak özel mülkiyet görmüfl veütopyas›ndaki devlet biçiminde özel mülkiyete yervermemifltir. Toplumsal yaflamda üretim araçlar› or-tak oldu¤u gibi özel mülkiyet edinmekte yasaklan-m›flt›r. Bu devlet düzeninde para kullan›lmad›¤› içindevlet, yurttafllar›n›n tüm ihtiyaçlar›n› gidermekle yü-kümlüdür. Buna karfl›n yurttafllar›n zorunlu çal›flmasüreleri 6’flar saat olarak belirlenmifltir. Bu ülkede ki-fliler geri kalan zaman diliminde kendilerini yenileyi-ci spor sanat vb. faaliyetlerde bulunur.

BBuunnaa ggöörree,, TT.. MMoooorree’’uunn üüttooppyyaass››nnaa ddaayyaannaarraakk oolluuflfl--ttuurraann dduurruumm aaflflaa¤¤››ddaakkiilleerrddeenn hhaannggiissiiddiirr??

A) Toplum - devlet yönetiminin uzlaflmac› yap›daolmas›

B) En uygun devlet yönetiminin demokratik cumhu-riyet olmas›

C) Devlet yönetiminin anayasal temele dayanmas›

D) Kiflilerin kendilerini gelifltirici faaliyetlerde bulun-mas›

E) Devletin temeline özel mülkiyetin al›nmas›

88.. Yusuf Has Hacip'e göre, devletin mükemmel bir dev-let olabilmesi için akla ve adalete, uygun olarak dü-zenlenmifl yasalarla, idaresini gerçeklefltirmesi gere-kir. Devlet, insanlar›n bireysel olarak geliflmelerineve mutlu olmalar›na hizmet etmelidir. Buna karfl›l›k,yönetilen konumundaki bireyler de Tanr›'n›n buyruk-lar›na uygun yaflamal› erdemli olmaya çal›flmal›d›r.

YYuussuuff HHaass HHaacciipp''ee ggöörree ddeevvlleettiinn mmüükkeemmmmeell oollmmaass››nneeyyllee mmüümmkküünnddüürr??

A) Bireylerin elefltiri yapabilme özgürlü¤üne sahipolmas›yla

B) Yöneten ve yönetilenlerin sorumluluklar›n› gere-¤ince yerine getirmesiyle

C) Seçkin bir idari kadroya sahip olmas›yla

D) Bireylerin taflk›n davran›fllar›na karfl› önlem ala-bilmesiyle

E) ‹darecilerinin seçimle ifl bafl›na gelmesiyle

S‹YASET FELSEFES‹

117

E - A / A - E / C - C / D - B

Korku ütopyalar› toplumda korku ve endiflenin hakim oldu¤u toplum tasa-r›lar›d›r.

Page 118: MODÜLER ÜN‹VERS‹TE HAZIRLIK DERG‹LERi · 2018-02-12 · LYS Edebiyat 01 LYS Edebiyat 02 LYS Edebiyat 03 LYS Tarih 01 LYS Tarih 02 LYS Tarih 03 LYS Ça¤dafl T. ve D. Trh

118

08 B‹L‹M FELSEFES‹

Bilimsel bilginin özellikleri

Bilimin de¤eri hayat›n içinde sakl›!

Bilimsel yöntemin özellikleri

Bilim felsefesi nedir?

Bilimle felsefe karfl›l›kl› etkileflim içindedir.

Bilimin tarihsel yolculu¤una ç›k›yoruz.

Bilim simgelerin formüllefltirdi¤i bir üründür.

Bilim bir etkilik sürecidir.

Page 119: MODÜLER ÜN‹VERS‹TE HAZIRLIK DERG‹LERi · 2018-02-12 · LYS Edebiyat 01 LYS Edebiyat 02 LYS Edebiyat 03 LYS Tarih 01 LYS Tarih 02 LYS Tarih 03 LYS Ça¤dafl T. ve D. Trh

Bilim, düzenli, sistemlive yöntemli olan birbilgidir. Baflka bir ifa-deyle bilim, olaylar›nolufl kanunlar›n› veolaylar aras›ndakiba¤lant›lar› belirli biryöntemle inceleyengenel bir disiplindir.Amac›, insan›n içindeyaflad›¤› evreni anla-mak ve evrende mey-dana gelen olaylar›aç›klamakt›r.

Bilim felsefesi ise bilimi anlamay› ve aç›klamay›amaç edinen felsefi çal›flmalard›r. Bu anlamda bi-lim felsefesi felsefenin bir alt dal›d›r ve bilimdenfarkl› olarak bilimin kendisini inceleme nesnesiyapan, bilimsel bilginin tarihini, kapsam›n›, s›n›rla-r›n›, bilimsel bilginin yap›s›n› ve özelliklerini felse-fi bir bak›fl aç›s›yla inceleyen bir yap›s› vard›r.

Bilimin felsefenin inceleme nesnesi haline gelme-si durup dururken olmam›flt›r. Ortaça¤ anlay›fl›n›nsona ermesiyle bilimsel alandaki geliflmeler büyükbir ivme kazanm›flt›r. Bu geliflmeler toplumsalalanda da h›zl› de¤iflimlere neden oldu¤undan fel-sefe bilimsel faaliyetin kendisini konu edinmek zo-runda kalm›flt›r.

Bilim felsefesinin ne oldu¤una aç›kl›k getirdiktensonra bilim felsefesi ile birbirine s›kl›kla kar›flt›r›-lan bilimsel felsefeye de aç›kl›k getirelim.

Bilim felsefesinin amac› bilimin mant›ksal iflleyifli-ni çözümlemek, niteli¤ini ayd›nlatmak iken bilim-sel felsefenin amac› felsefeyi bilimsellefltirmekyani felsefeyi metafizikten ar›nd›rmakt›r. Bir bak›-ma bilimsel felsefe, felsefeye ça¤dafl bilimlerinyöntemini uygulama çabas›d›r.

Bilim felsefesi, felsefeye özgü düflünme ve çözümle-me yönteminden yararlanarak bilimin yap› ve iflleyi-flini ayd›nlatmay› amaçlayan felsefe dal›d›r.

BBuunnaa ggöörree,, aaflflaa¤¤››ddaakkiilleerrddeenn hhaannggiissii bbiilliimm ffeellsseeffeessiinniinnkkoonnuussuu ddee¤¤iillddiirr??

A) Bilimsel ilke ve yöntemlerin neler oldu¤u

B) Hangi u¤rafl alan›n›n bilim olup olmad›¤›

C) Bilgilerimize nelerin kaynakl›k etti¤i

D) Bilim insan›n›n nas›l bir tutum tak›nmas› gerekti¤i

E) Toplumun bilimsel geliflmeyi nas›l etkiledi¤i

Bilim felsefesi genel olarak bilgiyle de¤il, özel olarakbilimsel bilgiyle ilgilidir. Bilimsel bilginin nas›l olufltu-¤unu, hangi yöntemlerle elde edildi¤ini, nelerin bilgi-yi etkileyece¤ini inceler.

Ancak genel olarak bilgilerimize nelerin kaynakl›k et-ti¤iyle ilgilenmez. Bu alan bilim felsefesinin de¤il bil-gi felsefesinin inceleme alan› ve problemidir.

Cevap C

çözüm

örnek soru

B‹L‹M FELSEFES‹

119

8.1 Bilim felsefesi nedir?

Bilim felsefesi bilimle ilgili olarak "Bilim nedir?, Bilimsel yaklafl›mnedir?, Bilimsel yöntem nedir?, Bilimsel düflüncenin ifllevi nedir?, Bilimselfaaliyeti di¤er etkinliklerden ay›ran özellikler nedir?, Bilimsel faaliyet herzaman olumlu sonuçlar m› do¤urur?" gibi sorular sorar.

Bilim felsefesi, bilimin felsefesini yapan yani bilimi ve bilimsel faaliye-ti sorgulayan felsefe iken bilimsel felsefe; bilimsellefltirilmifl, bilime benze-tilmifl, bilim gibi bir felsefidir. (Yöntem bak›m›ndan)

Page 120: MODÜLER ÜN‹VERS‹TE HAZIRLIK DERG‹LERi · 2018-02-12 · LYS Edebiyat 01 LYS Edebiyat 02 LYS Edebiyat 03 LYS Tarih 01 LYS Tarih 02 LYS Tarih 03 LYS Ça¤dafl T. ve D. Trh

Felsefe ve bilim ulaflmak istedikleri hedef bak›-m›ndan birbirine paralellik göstermektedirler. Pe-ki bu ne demektir?

Biz biliyoruz ki felsefe ve bilim kavram ve soyutla-malar kullanarak genel ilkelere ve sonuçlara ulafl-mak isterler ve bu bak›mdan benzerlik gösterirler.Ancak her ikisinin de bu amaca ulafl›rken farkl›yöntemler izlediklerini görürüz. Zaten ayn› nesne-ye ayn› yöntemle yaklaflsalard› birbirlerindenfarklar› kalmazd›. Bu bak›mdan diyebiliriz ki felse-fe ve bilim konular› bak›m›ndan benzer, yöntemle-ri bak›m›ndan birbirinden farkl› özellikler sergiler-ler.

Benzer konulara yaklaflm›fl, onu araflt›rma nesne-si yapm›fl iki disiplinin birbirini etkilemesi kadardo¤al bir fley yoktur. Diyelim ki iki kad›na ayn› ye-mek malzemelerini veriyorsunuz ve ayn› mutfak-ta ayn› yeme¤i yapmalar›n› istiyorsunuz. Sonuçtaelbetteki ortaya ç›kan tatlar birbirinin ayn› olma-yacakt›r. Çünkü kad›nlardan her biri farkl› bir yön-tem, farkl› bir usül tercih edece¤inden ortaya koy-duklar› yemek de farkl› bir lezzetle ortaya ç›ka-cakt›r ama ne varki yap›lan yemek ayn› yemek ol-du¤undan birbirine benzer yönler de olacakt›r.T›pk› bunun gibi ayn› nesneye yönelmifl (varl›kalan›) bilim ve felsefenin ortaya koydu¤u ürünle-rin etkileflim halinde olmas› da muhtemeldir.

Felsefe ve bilimin inceleme nesnesinin varl›k alan›oldu¤unu ve bu bak›mdan da ortak özellik tafl›d›k-lar›n› belirtmifltik. Her iki disiplinin varl›k alan›nayaklafl›mlar›n› de¤erlendirdi¤imizde iki disiplinaras›ndaki iliflkiyi de daha iyi anlayaca¤›z.

Felsefe varl›¤› genel olarak de¤erlendirirken bilimvarl›¤›n kendi alan›na bakan yönüyle ilgilenir. Bubak›mdan felsefe daha kuflat›c› bir yöne sahiptir.Örne¤in psikoloji bilimi "Ö¤renme nedir?", "Hat›r-lama nas›l olur?" gibi özel sorulara yan›t ararkenfelsefe "Evren nedir?" Varl›¤›n kayna¤›nda nevard›r?" gibi daha genel sorular sorar ve bilimin elatt›¤› konularla da ilgilenir. Yani felsefe hem olgu-sal hem de de¤er alan›na ait bilgiler üretirken bi-lim sadece olgusal alanda hareket eder.

Felsefenin bu kuflat›c› hali bilimlere destek olma-s›n›, sordu¤u sorularla bilime yeni sorgulamaalanlar› açmas›n› sa¤lamakta ve bilimle etkileflimi-

ni bafllatmaktad›r. Yine hakeza bilimsel faaliyetinsonuçlar› da felsefe için yeni sorgu alanlar› do¤ur-du¤undan bilim de felsefeyi etkilemektedir.

Merak ve hayret duygusunun do¤urdu¤u açl›k

çocuklarda net bir flekilde görülür.

Dolay›s›yla diyebiliriz ki varl›k var oldukça insanmerak ve hayret duygusunun do¤urdu¤u açl›¤› gi-dermek için bilime ve felsefeye koflacak bilim vefelsefe de bu ortak nesnelerini birbirilerini des-tekleyerek aç›klamaya çal›flacaklard›r.

AAflflaa¤¤››ddaakkiilleerrddeenn hhaannggiissii ffeellsseeffee vvee bbiilliimmiinn oorrttaakk öözzeell--llii¤¤ii oollaammaazz??

A) Gerçe¤i anlamaya çal›flma

B) Kesin yarg›lara ulaflma

D) Merak› giderme

D) Sistemli ve düzenli olma

E) Elefltiriye aç›k olma

Felsefe ve bilim insan›n merak duygusundan do¤ansistemli ve düzenli, elefltiriye aç›k, dogmalara kapal›,gerçe¤i arama çabalar›d›r. Fakat bilim gerçe¤i aramagayretinde kesin sonuçlara ulaflmay› hedef edinirkenfelsefenin böyle bir kayg›s› yoktur. Zira felsefe kendiiçinde sistemli bir bilgidir ancak ayn› zamanda öznelbir yap›ya da sahiptir. Bu da ortaya konan bilgilerinbirbirinden farkl› olmas›na neden oldu¤undan kesinyarg›lara ulaflmak mümkün de¤ildir. Felsefenin as›lamac› sadece sorgulamakt›r. Yani bir bak›ma sorgu-lama felsefe için cevaplardan daha önemlidir.

Cevap B

çözüm

örnek soru

B‹L‹M FELSEFES‹

120

Felsefe ve bilim varl›¤a yaklafl›m bak›m›ndan farkl›l›k gösterirler.

8.2 Bilim ile felsefe karfl›l›kl› etkileflim halindedir.

Page 121: MODÜLER ÜN‹VERS‹TE HAZIRLIK DERG‹LERi · 2018-02-12 · LYS Edebiyat 01 LYS Edebiyat 02 LYS Edebiyat 03 LYS Tarih 01 LYS Tarih 02 LYS Tarih 03 LYS Ça¤dafl T. ve D. Trh

B‹L‹M FELSEFES‹

121

Bilimsel çal›flmalar›n ilk izlerini Mezopotamya veM›s›r’da görüyoruz. Nehir kenarlar› uygarl›klar›nilk yerleflim alanlar›d›r. Dolay›s›yla bu bölgelerde-ki Dicle, Nil, F›rat gibi nehirlerin kenar›nda büyü-yen uygarl›klar ilk bilimsel etkinliklerin gerçeklefl-tirildi¤i toplumlard›r.

Mezopotamya’da yaflayan Sümerler tar›m, hay-vanc›l›k ve matematik alanlar›nda önemli geliflme-ler göstermifllerdir. Bu arada bak›r ve bronz kulla-narak ilk teknoloji deneyimlerini gelifltirmifllerdir.Ayn› dönemde M›s›rl›lar da, baflta t›p olmak üzereçeflitli alanlarda bilimsel çal›flmalar yapm›fllard›r.

‹lk Ça¤ Yunan uygarl›¤›nda Thales, Anaksiman-dros, Anaksimenes gibi filozoflar ayn› zamandabilimsel çal›flmalar yaparak, mitolojiden ba¤›ms›zdüflünce biçiminin yayg›nlaflmas›na öncülük et-mifllerdir.

Sekizinci yüzy›ldan sonra üç yüzy›l boyunca ‹slamco¤rafyas›nda gerçeklefltirilen çal›flmalar bilimselilerlemenin temel dinami¤i olmufltur. Bu dönemde‹lk Ça¤ Yunan filozoflar›n›n eserleri tercüme edil-mifl ve bunlara flerhler yaz›lm›flt›r. Ayr›ca Harez-mi, Cabir, ‹bni Sina, Razi gibi önemli isimler, mate-matik, astronomi, t›p, kimya gibi alanlarda çal›fl-malar yapm›fllar ve bu alanlar›n ilerlemesine katk›sa¤lam›fllard›r.

Dünya t›p tarihinde en önemli bilim insanlar›ndan biri

olan ‹bn–i Sina bat›l›lar taraf›ndan Avicenna olarak bilinir.

Avrupa’da Rönesans’›n ard›ndan özellikle do¤a bi-limleri alan›nda teorik anlamda bilimsel çal›flmalarh›zlanm›flt›r.

15. yüzy›la kadar genel anlay›fl yerküre merkezlibir evren sistemiyken Kopernik (1473-1543) budönemde günefl merkezli evren anlay›fl›n› ifadeeden sistemi kurmufltur. Daha sonraki dönemdeKepler (1571-1630) ve Galileo (1564-1642) geze-genlerin hareketi ve fizik alan›nda önemli çal›flma-lar yapm›fllard›r. Bu geliflme modern fizi¤in do¤u-fluna neden olmufltur. Newton bu çal›flmalar› dahaileriye götürerek çekim kanunu ortaya koymufltur.

17. yüzy›l yöntem konusunda geliflmelere sahneolmufltur. Descartes, Bacon, S. Mill gibi isimler bi-limde yöntem aray›fllar›na katk› sa¤lam›fllard›r.

Günümüzün bilim adamlar›, genellikle bilimin en sonsüremleriyle ilgilenirler; bugün yarar›n› yitirmifl bir-çok bilimsel buluflu önemsemezler. Oysa bilim tarih-çisi, sadece en yeni ürünlerle de¤il, bunlardan önce-ki bütün geliflmelerle ilgilenir. Bilimin son ürünleri bira¤ac›n taze meyveleri gibidir. Meyveler acil ihtiyac›-m›z› karfl›lar; ama a¤aç olmaks›z›n meyveler de var-l›k bulamaz. Bilim tarihçisi, bilgi a¤ac›n› kökleriyle vedallar›yla bütün olarak bilmek ister. Bugünün meyve-lerini de ihmal etmez.

BBuu ppaarrççaayyaa ggöörree,, bbiilliimm ttaarriihhiinniinn tteemmeell aammaacc›› aaflflaa¤¤››--ddaakkiilleerrddeenn hhaannggiissiiddiirr??

A) Bilimsil çal›flma alanlar›n›, içinde bulundu¤u koflul-lar çerçevesinde de¤erlendirmek

B) Bilimsel bulufllar›n çeflitli alanlardaki etkilerini kar-fl›laflt›rmak

C) Bilimsel anlay›fl›n do¤uflunu ve geliflme sürecini in-celemek

D) Bilimsel çal›flmalar›n içinde bulundu¤u koflullar›iyilefltirerek bilimsel geliflmeleri h›zland›rmak

E) Bilimsel anlay›fl›n d›fl›nda kalan konular› belirleye-rek ay›klamak

(ÖSS – 1999-ipt)

Parçada bilim adam› ve bilim tarihçisinin fark› vurgu-lanmaktad›r. Parçaya göre bilim tarihçisi bilim ada-m›n›n aksine sadece bilimin sonuçlar›yla ilgilenmez.O sonuç ortaya ç›kana dek ki süreçle de ilgilenir. Ya-ni bilimsel anlay›fl›n do¤uflunu ve geliflme seyrini deele al›r.

Cevap C

çözüm

örnek soru

8.3 Bilimin tarihsel yolculu¤una ç›k›yoruz.

Page 122: MODÜLER ÜN‹VERS‹TE HAZIRLIK DERG‹LERi · 2018-02-12 · LYS Edebiyat 01 LYS Edebiyat 02 LYS Edebiyat 03 LYS Tarih 01 LYS Tarih 02 LYS Tarih 03 LYS Ça¤dafl T. ve D. Trh

B‹L‹M FELSEFES‹

122

8.4 Bilim simgelerin formüllefltirdi¤i bir üründür.

Bilime Farkl› Yaklafl›mlar

Bu yaklafl›ma göre, bilimi anlayabilmek için bilim-sel eserlere, yaz›l› bilimsel metinlere, bilim ad›naortaya konmufl ürünlere bakmak gerekir. Çünkübilimsel çal›flmalar yaz›l› veya sözlü olarak ifadeedilir. Bunun için bilimsel ifadeler felsefi bir bak›fl-la ele al›nmal›d›r.

Mant›kç› Pozitivistlerden Reichenbach, RudolfCarnap ve Hempel bu anlay›fl›n en önemli temsil-cileridir.

Reichenbach’a göre, bilimsel bilgilerin analitik birçözümlemeye ihtiyac› vard›r. Bu da ancak sembo-lik mant›k yoluyla yap›labilir. Sembolik mant›k sa-yesinde, önermeleri sembollerle ifade etmek vematematiksel kesinlikle bilimsel önermelere aç›k-l›k getirebilmek mümkündür.

Carnap’a göre ise bi-limsel önermeler, de-neysel önermelerdenhareket ederek, man-t›ksal olarak do¤rula-nabilirse anlaml› ola-bilir. Ona göre iki tür-lü do¤rulama yöntemivard›r;

1. Do¤rudan do¤rulama

2. Dolayl› do¤rulama

Do¤rudan do¤rulama: Bir önermenin do¤rular›,bir tak›m deneysel etkinlikleri ve araflt›rma tek-niklerini gerektirmeden, sadece bir gözlemle ka-n›tlanabiliyorsa bu önerme do¤rudan do¤rulana-bilir bir önermedir.

Örne¤in "S›n›fta hiç gözlüklü ö¤reci yoktur." gibibir önerme gözlem yoluyla do¤rulanabilirse buönerme do¤rudan do¤rulabilir bir önermedir.

Dolayl› do¤rulama: Do¤rudan deney ve gözlemlebir önermeyi do¤rulaman›n mümkün olmad›¤› du-rumlarda yard›mc› alet ve gereç kullanarak yap›-lan do¤rulama dolayl› do¤rulamad›r. Örne¤in birelektrik prizinde elektrik olup olmad›¤›n› ç›plakgözle bilemeyebiliriz. Bunu bir kontrol kalemi va-s›tas›yla ö¤renebiliriz. Bu durumda elektri¤in olupolmad›¤›n› do¤rudan de¤il dolayl› olarak do¤rula-m›fl oluruz.

Bu yaklafl›ma göre bilimsel kuramlar tümevar›myoluyla gerçekleflirler. Yani tek tek olgular›, deneyve gözlemden gelen do¤rulamalarla genellemele-re ulaflt›rabiliriz. Yukar›da aç›klad›¤›m›z do¤rudando¤rulanabilir ve dolayl› olarak do¤rulanabilir

Bilim felsefesi, bilimlerin yöntemlerini, kavramla-r›n›, mant›ksal yap›s›n› inceleyen bir felsefe alan›-d›r.

Zaman içinde felsefeden koparak ba¤›ms›z biralan haline gelen bilim, ilerlemesini sürdürerekkendi içinde de farkl› uzmanl›k alanlar›na bölün-müfltür. Bilimin bafl döndürücü ilerleyifli, insan›nhayat›nda oldukça önemli bir yere yerleflmesineneden olmufltur. Bu durum ayr›ca bilimin bir prob-

lem olarak felsefenin sorgulama alan›na girmesigibi bir sonucu do¤urmufltur.

Buna ba¤l› olarak bilimin yap›s›n›, kavramlar›n›,yöntemlerini incelemek amac›yla çal›flmalar ya-pan filozoflar, bilime temel olarak iki farkl› bak›flaç›s›yla yaklaflm›fllard›r:

1. Bilimi ürün olarak ele alan yaklafl›m

2. Bilimi etkinlik olarak ele alan yaklafl›m

Do¤rulama yöntemi, ürün olarak bilim anlay›fl›n› savunanlar›n bilim içinkabul ettikleri genel yöntemdir.

Page 123: MODÜLER ÜN‹VERS‹TE HAZIRLIK DERG‹LERi · 2018-02-12 · LYS Edebiyat 01 LYS Edebiyat 02 LYS Edebiyat 03 LYS Tarih 01 LYS Tarih 02 LYS Tarih 03 LYS Ça¤dafl T. ve D. Trh

B‹L‹M FELSEFES‹

123

8.5 Bilim bir etkinlik sürecidir.

önermelerin anlaml› oldu¤unu ileri süren bu görü-flü savunan filozoflar do¤rulanabilirlik üzerindentümevar›m› temel yöntem kabul ederler.

Ancak do¤rulanabilirlik üzerinden tümevar›m› te-mel yöntem olarak kabul eden bu anlay›fla karfl›ç›kanlar olmufltur. Bu duruma karfl› ç›kan filozof-lar›n temel tezi tam anlam›yla do¤rulama yapma-n›n imkans›zl›¤›d›r.

Örne¤in tüm ku¤ular›n beyaz oldu¤unu ileri sürenbir önermeyi do¤rulayabilmek ve bu sonucu ge-nelleyebilmemiz için yeryüzünde bizden önce vebizden sonra, gelmifl geçmifl tüm kugular› görme-miz gerekir. Çünkü var olarak bir tane beyaz ol-mayan ku¤u önermemizi yanl›fllamaya yeterli ola-cakt›r ve bizim böylesi bir durumun olmad›¤›n› is-patlamam›z gerekir.

Peki ama gelmifl geçmifl tüm ku¤ular› nas›l göz-lemleyebiliriz?

K. Popper'a göre yeryüzündeki tüm ku¤ular› göz-lemleyerek her birinin beyaz oldu¤unu göstermek(yani bu durumu do¤rulamak) mümkün de¤ildir.Bilim adam› önermesini do¤rulamak yerine yanl›fl-lamay› tercih etmelidir. Bir önermenin yanl›fllana-bilirli¤i yoksa do¤rulu¤unu kaybetmez.

K. Popper

Bilimi bir ürün olarak kabul eden düflünürlere görebilim, düzenli bir bilgi türüdür. Bu yaklafl›ma göre bil-giler önerme denilen dil ifadelerinde yer ald›¤›ndan,bilim bir bak›ma bu önermeleri inceleme, elefltirmeve çözümleme demektir. Önermeleri oluflturan terimya da kavramlar› anlatma, kavramlar aras› iliflkileribelirleme bu yaklafl›m›n bafll›ca özelli¤idir.

BBuunnaa ggöörree aaflflaa¤¤››ddaakkiilleerrddeenn hhaannggiissii bbiilliimmee üürrüünn oollaarraakkbbaakkaann ddüüflflüünnüürrlleerriinn ssaavvuunndduu¤¤uu ggöörrüüflfllleerrddeenn bbiirriiddiirr??

A) Bilimin ortaya koydu¤u sistemli bilgileri tafl›yanönermeler aç›klanmal› ve mant›ksal bir düzen için-de gösterilmelidir.

B) Bilimde yeni paradigmalar yeni bir alg›lay›fl veaç›klamalar sistemidir.

C) Bilim, birtak›m davran›fl ve zihin ifllemlerinin birörgüsüdür.

D) Bilim statik de¤il, sürekli de¤iflen dinamik bir sü-reçtir.

E) Bilimi anlamak için onun içinde filizlendi¤i kültürortam›n› de¤erlendirmek gerekir.

Paragraf içinde yer alan ".... bilim bir bak›ma buönermeleri inceleme, elefltirme ve çözümleme de-mektir." ifadesi A seçene¤ine karfl›l›k gelmektedir.Ayr›ca B, C, D ve E seçeneklerinde yer alan ifadelerbilimi ürün olarak de¤erlendiren yaklafl›ma de¤il bili-mi etkinlik olarak de¤erlendiren yaklafl›ma aittir.

Cevap A

çözüm

örnek soru

Etkinlik olarak bilim fleklinde ifade edilen bu yak-lafl›m ürün olarak bilim yaklafl›m›na karfl›t ve onuelefltiren bir yaklafl›md›r. Bu yaklafl›ma göre bilimisadece bir üründen (teknolojik aletler, kitaplar,akademik makaleler, tezler vs.) ibaret görmek ve

bilimi anlayabilmek için sadece bu ürünleri incele-mek yetersiz ve eksik bir anlay›flt›r. Çünkü bilimbir insan ürünüdür ve insan› yapt›¤› üründen ba-¤›ms›z ya da ürünü onu yapandan ba¤›ms›z dü-flünmek yanl›fl bir tutumdur.

Popper'a göre, bilimsel kuram yanl›fllanabilirlik tezi ile ileri sürülmelidir.Bir kuram yanl›fllan›ncaya kadar do¤rudur. Kuram ne zaman yanl›fllan›rsa ozaman terkedilir ve yeni bir kuram kabul edilir.

Page 124: MODÜLER ÜN‹VERS‹TE HAZIRLIK DERG‹LERi · 2018-02-12 · LYS Edebiyat 01 LYS Edebiyat 02 LYS Edebiyat 03 LYS Tarih 01 LYS Tarih 02 LYS Tarih 03 LYS Ça¤dafl T. ve D. Trh

Bilim; bilim insanlar›n›n oluflturdu¤u toplulu¤un, ortak etkinli¤idir.

Bu bak›fl aç›s›n›n en önemli temsilcileri T. Kuhn veTouimin'dir.

T. Kuhn'a göre bilim adamlar›n›n sosyo-kültürel özellikleriortaya koyduklar› bi-limsel çal›flmalardabelirleyici bir özelliktafl›r. Kuhn bu duru-mu aç›klarken, bilimadamlar›n›n sahip ol-duklar› bilim anlay›fl›n› "paradigma" kavram›ylaaç›klar. Paradigma, bilim adamlar›n›n kabul etti¤itemel varsay›mlar, yöntemler üzerinde anlaflma-lar› üzerine ortaya ç›kan kavramsal çerçevedir.

Bilim adamlar› karfl›laflt›klar› sorunlar› sahip ol-duklar› ya da kabul ettikleri paradigmaya ba¤l›olarak çözmeye çal›fl›rlar. Ancak baz› durumlardaöyle bir an gelir ki do¤ada ve toplumda meydanagelen olaylar kabul edilen paradigma ile aç›klana-maz hale gelir. Böyle bir durumda paradigmayaduyulan güven sars›l›r. Çünkü bilim adamlar›n›nsahip olduklar› bak›fl aç›s› (paradigma) olaylaraaç›klama getirmemekte ve toplumu bunal›ma sü-rüklemektedir.

Bunun sonucunda bilim adamlar› olaylar› aç›kla-yacak baflka paradigmalar gelifltirirler. Böylecebir paradigmadan baflka bir paradigmaya geçiflgerçekleflmifl olur. Bu geçifl öyle kolay bir geçiflde¤il, sanc›l› bir geçifltir. Zira paradigmay› savu-nan kiflilerin kendi savunduklar› görüflün devam›-n›n sa¤lanmas›nda menfaatleri vard›r ve bu duru-mun de¤iflmesini istemezler.

Bu durum bize aç›kça bir fleyi göstermektedir kibilimsel faaliyeti gerçeklefltiren kiflilerin ideoloji-leri bilimsel faaliyete yön vermektedir. Dolay›s›y-la bilimsel faaliyeti sadece ürün olarak de¤erlen-dirmek yanl›fl olacak, bilim adam›n› bilimi de¤er-lendirirken merkeze almak gerekecektir.

Kuhn'a göre bilimsel devrimler döngüsel ve dev-rimseldir. Yani bilimsel geliflmeler düz bir çizgi bo-yunca ilerlemezler. Bilimde bir birikimden çok de-¤iflmeden söz etmek gerekir. (Paradigmalar›n de-¤iflimi) Peki bu de¤iflim nas›l gerçekleflmektedir?

De¤iflimin seyrini anlayabilmek için öncelikle bi-limsel dönemleri tek tek aç›klayal›m.

Bilim öncesi dönem: Bu dönemdeki bilim insanla-r›n belirli bir bilimsel bak›fl›, anlay›fl› (paradigmas›)yoktur.

Ola¤an bilim dönemi: Bir paradigma etraf›ndatoplanmak araflt›rma yapan bilim insanlar›n›n he-men hemen her alanda var olan problemleri çöz-me çabas›na girdikleri bir dönemdir.

Bunal›mlar dönemi: Khun'a göre ola¤an bilim dö-neminde yap›lan araflt›rmalar›n ço¤almas›na kar-fl›n çözülemeyen problemlerin varl›¤› bunal›mla-r›n oluflmas›na sebep olur. Bu dönem kuramdan(paradigmadan) sapmalar›n oldu¤u bir dönemdir.

Bilimsel devrim dönemi: Bunal›m döneminde için-de bir bilim adam› ç›kar ve yeni bir bak›fl aç›s› (pa-radigma) öne sürer.

Önceleri büyük tepkiler alan bu ilim insan› sonra-lar› kendisine taraftar bulur ve eski toplulu¤un sa-vunucular›na ra¤men önerdi¤i yeni paradigmay›kabul ettirir. Yeni paradigma eski paradigmay› sa-vunanlardan daha fazla taraftar buldu¤u an bilim-sel devrim olur.

Bilimsel de¤iflimin seyri ise bilimsel devrimin ger-çekleflmesinin ard›ndan tekrar bir ola¤an bilimdönemine geçifli getirir. Ard›ndan tekrar bunal›mve devrim olur. Dolay›s›yla bu de¤iflim döngüselbir hareketle kendisini sürdürür.

T. Kuhn

B‹L‹M FELSEFES‹

124

Paradigma bilim adamlar›n›n olaylar› yorumlad›klar› penceredir. Nas›lki bir Marxist olaylar› yorumlarken Marx'›n görüfllerinden yola ç›ka-rak aç›klama getiriyorsa, bilim adamlar› da kabul ettikleri anlay›fl çer-çevesinde meselelere izah getirirler. Örne¤in Newton'cu pradigmayasahip bir bilim adam› olaylar› Newton'un yaklafl›m›yla aç›klar, Einste-in'c› paradigma bak›fl aç›s›na sahip bir baflka bilim adam› da Einste-in'›n temel görüfllerini baz alarak aç›klama getirir.

Page 125: MODÜLER ÜN‹VERS‹TE HAZIRLIK DERG‹LERi · 2018-02-12 · LYS Edebiyat 01 LYS Edebiyat 02 LYS Edebiyat 03 LYS Tarih 01 LYS Tarih 02 LYS Tarih 03 LYS Ça¤dafl T. ve D. Trh

B‹L‹M FELSEFES‹

125

Bir paradigman›n aç›klayamad›¤› olgular, sorular, du-rumlar yani anomaliler ortaya ç›kt›¤›nda o paradig-man›n taraftarlar› ya bu durumu görmezden gelir yada hâlâ olgular› bu paradigmayla aç›klama çabas›n›sürdürürler. Ama asla bu paradigmadan vazgeçmez-ler. Bu durum, gece kaybetti¤i anahtar›n› arayanadam›n, anahtar›n›, düflürdü¤ü soka¤›n karanl›k kö-flesinde de¤il de ›fl›¤›n daha iyi oldu¤u sokak lamba-s›n›n alt›nda aramas›na benzer.

BBuu ppaarrççaayyaa ggöörree aaflflaa¤¤››ddaakkiilleerrddeenn hhaannggiissii ppaarraaddiiggmmaaddee¤¤iiflfliimmiinnii ggüüççlleeflflttiirreenn eettmmeennddiirr??

A) Olgulardaki niceliksel de¤iflimi fark edememe

B) Olgular› kurama uydurmaya çal›flma

C) Benimsenen kuramlar›n yetersiz oluflu

D) Nesnel bak›fltan yoksun oma

E) Ölçüm araçlar›n›n kurama göre haz›rlanm›fl oluflu

(YGS 2010)

Ya bu durumu görmezden gelir ya da hala olgular› buparodigmayla aç›klama çabas›n› sürdürürler.” ifade-si paradigma de¤ifltirmek yerine var olan paradigma-ya s›k› s›k›ya ba¤l› olmak; olgular› var olan kuramauydurmaya çal›flmak anlam›n› tafl›maktad›r.

Cevap B

Proust, kitaplar› için flöyle der, “Kitab›m› d›flar›ya yö-nelmifl bir gözlükmüfl gibi al›n. Size uygun de¤ilse,uyan› bulun; tökezlememek için kullanmak zorundaold¤unuz arac›, yani kendi gözlü¤ünüzü bulmay› sizeb›rak›yorum.” Proust’un bu görüflü bilimsel kuramlariçin de kullan›labilir ilgilendi¤iniz konular›, olaylar›aç›klamada yetersiz kalan bir kuram› oradan bura-dan çekifltirip uygun hâle getirmeye çal›flmak yerine,yeni bir kuram oluflturmak gerekir.

BBuu ppaarrççaayyaa ggöörree,, bbiirr bbiilliimmsseell kkuurraamm aaflflaa¤¤››ddaakkii kkooflfluull--llaarrddaann hhaannggiissiinnii kkaarrflfl››llaamm››yyoorrssaa yyeenniissiinnii oolluuflflttuurrmmaakkggeerreekkiirr??

A) Olgularla tutarl› olma

B) Ekonomik olma

C) Genifl kapsaml› olma

D) Yayg›n olarak benimsenme

E) Basit aç›klamalar getirme

(ÖSS 2005)

E¤er bir kuram olaylar› aç›klamada yetersiz ise yanikuram ve olugular aras›nda tutarl›l›k yok ise bu ku-ram de¤ifltirilip yenisi oluflturulmal›d›r.

Cevap A

çözüm

örnek soru

çözüm

örnek soru

Bilimseldevrimdönemi

Ola¤an bilimdönemi

Bunal›mlardönemi

Bilim öncesidönemi

Uzun y›llar Aristoteles paradigmas›yla sorunlara çözüm üreten biliminsanlar› Rönesans’la birlikte ortaya ç›kan bunal›mlar›n ard›ndan Newtonparadigmas›na geçmifl ve problemlere çözüm aram›flt›r. Bugün ise 20.yüzy›lda Newton paradigmas›n›n aç›klayamad›¤› olaylara yeni bir para-digmayla yan›t aramaktay›z. Art›k dünya, Einstein paradigmas›yla(Kuantum ve görelilik) problem çözmektedir.

Page 126: MODÜLER ÜN‹VERS‹TE HAZIRLIK DERG‹LERi · 2018-02-12 · LYS Edebiyat 01 LYS Edebiyat 02 LYS Edebiyat 03 LYS Tarih 01 LYS Tarih 02 LYS Tarih 03 LYS Ça¤dafl T. ve D. Trh

8.6 Bilimsel bilginin özellikleri

fiimdi bilimsel bilginin özelliklerini inceleyelim;

ä Bilimsel bilgi bizim d›fl›m›zdaki nesnel bir ger-çekli¤e dayan›r yani olgusald›r. Bir fleyin olgu-sal olmas› onun deney ve gözleme tabi tutula-bilir, somut bir fley olmas› demektir.

ä Bilimsel bilgi bilim insan›n›n inanç, ön yarg›, fik-ir ve isteklerinden ba¤›ms›z yani objektiftir.

ä Bilimsel bilgi ak›l ilkelerine dayal›d›r ve mant›-¤›n kullan›lmas›yla elde edilir.

ä Bilimsel bilgi farkl› bilimlerin farkl› alanlardaulaflt›¤› sonucu birlefltirici bir özelli¤e sahiptir.

ä Bilimsel bilgi genelleyicidir. Bilim, elde etti¤isonuçlar› genel bir biçimde ifade eder. Örne¤in"Her cismin bir hacmi vard›r."

ä Bilim kendi içinde elefltireldir. Çünkü her bilim-sel kuramda yan›lma pay› vard›r.

ä Bilimsel bilgi önceki bilgilerin üzerine yenileri-nin inflas›yla oluflur yani birikimlidir.

ä Bilimsel bilgi hiçbir millete ba¤l› de¤ildir, hiç birmillete maledilemez.

ä Bilim tarihi tüm uluslar›n katk›s›yla olufltu¤un-dan bilim ulusal (bir ulusa ba¤l›, bir millete ba¤-l›) de¤il evrenseldir.

Bilim adamlar› olaylar› gözlerken ço¤u zaman inanç-lar›n›n, benimsedikleri düflüncelerin etkisinde kalm›fl-lard›r. Örne¤in, baz› astronomlar, "Çember mükem-mel bir flekildir. Öyleyse gezegenlerin, y›ld›zlar›n yö-rüngeleri çember biçiminde olmal›d›r." düflüncesiylehareket etmifltir. Tycho Brahe, 7 say›s›n›n kutsall›-¤›na inanm›fl, 7 gezegen oldu¤unu düflünerek göz-lem yapm›flt›r.

BBuu ppaarrççaaddaa ssöözzüü eeddiilleenn bbiilliimm aaddaammllaarr››nn››nn,, bbiilliimmsseellççaall››flflmmaayyllaa iillggiillii oollaarraakk aaflflaa¤¤››ddaakkiilleerrddeenn hhaannggiissiinnee ssaa--hhiipp oollmmaadd››kkllaarr›› kkeessiinnlliikkllee ssööyylleenneebbiilliirr??

A) Aç›kl›k B) Nesnellik

C) Dakiklik D) Düzenlilik

E) Seçicilik

(ÖSS 2004)

Bilim adamlar›n›n bilimsel çal›flmayla ilgili olarak neyesahip olmad›klar› sorgulanmaktad›r. ‹nançlar›n, kut-sallar›n, benimsenen düflüncelerin kaybettirdi¤i olgu"nesnellik"tir.

Cevap B

Kopernik kuram›, Dünya’n›n gerçekte nas›l olabilece-¤inin bir tasviri gibi ele al›nmal›d›r. Bu kuram, Dün-ya’n›n gerçekten Günefl’in etraf›nda döndü¤ünü önesürmez. Daha çok, bir gözlenebilir gezegen sistemi-nin di¤er sistemlerle ba¤lant›s›n› kurmay› mümkünklan tahmin cihazd›r. E¤er gözlenebilir sistem, Güneflmerkezdeymifl gibi ele al›n›rsa tahminler kolaylafl›r.

PPaarrççaaddaakkii yyoorruummaa ggöörree,, kkuurraammddaa aaflflaa¤¤››ddaakkii öözzeelllliikk--lleerrddeenn hhaannggiissiinniinn bbuulluunnmmaass›› zzoorruunnlluu ddee¤¤iillddiirr??

A) Gerçe¤i aç›klad›¤›n› iddia etmesi

B) Ön deyide bulunmaya olanak sa¤lamas›

C) Gözlemlere dayanmas›

D) Aç›klama yapmada yard›mc› olmas›

E) Bilgilerin tutarl› olmas›

(ÖSS 2006)

Kuramda hangi özelli¤in bulunmas›n›n zorunlu olma-d›¤› sorulmufltur. Parçada “Kopernik kuram›, Dün-ya’n›n gerçekte nas›l olabilece¤inin bir tasviri gibi eleal›nmal›d›r.” denilerek, kuram›n bir aç›klama tasla¤›oldu¤u vurgulanmakta, dolayl› olarak, gerçekli¤iaç›klama iddias› tafl›mad›¤› ifade edilmektedir.

Cevap A

çözüm

örnek soru

çözüm

örnek soru

B‹L‹M FELSEFES‹

Bilimsel Yöntem

126

Page 127: MODÜLER ÜN‹VERS‹TE HAZIRLIK DERG‹LERi · 2018-02-12 · LYS Edebiyat 01 LYS Edebiyat 02 LYS Edebiyat 03 LYS Tarih 01 LYS Tarih 02 LYS Tarih 03 LYS Ça¤dafl T. ve D. Trh

Bilimlerde belli bir amaca ulaflmak için bir planagöre izlenen yola bilimsel yöntem denir. Bilimselyöntemin di¤er bilgi edinme yöntemlerinden fark›ise elefltiriye aç›k olmas›d›r.

Bilimsel yöntemin bu özelli¤i bilimdeki olas› yan-l›fllar›n düzeltilmesini ve bilimin sürekli ilerleyerekgeliflen bir disiplin olmas›n› sa¤lamaktad›r.

fiimdi bilimsel yöntemin aflamalar›n› aç›klayacakolursak genel olarak, problem belirlenmesi, prob-leme iliflkin gözlem yap›lmas›, varsay›m olufltur-ma, varsay›m› kontrolü deneylerle test etme, ku-ram ve bilimsel yasalara ulaflma aflamalar›ndanolufltu¤unu söyleyebiliriz.

Bunlar› aç›klayacak olursak e¤er;

ä Bilimsel çal›flma bir problemin, yani sebebinibilmedi¤imiz bir olay›n bilim insan›n›n ilgisiniçekmesiyle bafllar.

ä Problemi tam olarak tan›mlayabilmek, s›n›rlar›-n› anlayabilmek için gerekli gözlemlerin yap›l-mas›yla devam eder.

ä Bilimsel çal›flma problemin nedeni olarak göz-lemlenen olaylar›n bir fikir etraf›nda toplanma-s› yani varsay›m›n oluflturulmas› ile geliflir.

ä Yap›lan deneylerle hipotezin (varsay›m›n) do¤-rulu¤u kontrol edilir.

ä Yap›lan deneyler hipotezi do¤ruluyorsa varsa-y›m teori ad›n› al›rken, yap›lan deneyler hipo-tezi do¤rulam›yorsa terk edilir.

Teori

Hipotezin do¤rulanmas›

Hipotezi kontrollü deneylerle test etme

Hipotez (varsay›m) oluflturma

Probleme iliflkin gözlem yapma

Problemi belirleme

Bilimsel Araflt›rman›n Aflamalar›

B‹L‹M FELSEFES‹

127

8.7 Bilimsel yöntemlerin özellikleri

Bilim evrenseldir.

Bilim elefltireldir.

Bilim seçicidir.

Bilim birikimlibir süreçtir.

Bilimgenelleyicidir.

Bilim objektiftir.

Bilim akladayal›d›r.

Bilimbirlefltiricidir.

Bilim olgusald›r.

Page 128: MODÜLER ÜN‹VERS‹TE HAZIRLIK DERG‹LERi · 2018-02-12 · LYS Edebiyat 01 LYS Edebiyat 02 LYS Edebiyat 03 LYS Tarih 01 LYS Tarih 02 LYS Tarih 03 LYS Ça¤dafl T. ve D. Trh

Bir araflt›rmay› tamamlad›¤›m zaman, sonuçlar›m› vedayanaklar›m› önce, meslektafllar›m›n kat›ld›¤› bilim-sel toplant›larda sunar›m. E¤er bir yanl›fl ya da eksik-lik bulunmazsa, çal›flmam› makale haline getirip birdergiye yollar›m. Derginin editörler kurulu makalemiuygun görürse, iki ya da üç hakemden görüfl ister.Her hakem ayr› ayr›, makalemin yay›mlanmas› hak-k›ndaki görüflünü derginin editörüne bildirir. Hakem-ler araflt›rmamda yanl›fl bulursa, editör, bu yanl›fllar›bana yaz›l› olarak iletir. Ben bu yanl›fllar› düzeltebilir-sem süreç yeniden bafllar. Ancak bunlar› düzelte-mezsem, aylarca u¤raflarak buldu¤um sonuçlar› unu-tup çal›flmaya yeniden bafllar›m.

BBiilliimmsseell ççaall››flflmmaann››nn bbuu ppaarrççaaddaa aannllaatt››llaann eevvrreessii,, aaflflaa--¤¤››ddaakkiilleerrddeenn hhaannggiissiiyyllee öözzeettlleenneebbiilliirr??

A) Bilimsel bilgi, bilimsel yönteme uygun biçimde ya-p›lan deneyler sonucunda elde edilir.

B) Farkl› bilim dallar› aras›ndaki dayan›flma, bilimselgeliflmeyi h›zland›r›r.

C) Bilim adam›n›n sahip oldu¤u dünya görüflü, ne türbilimsel çal›flma yapaca¤›n› ve bulgular›n› nas›l yo-rumlayaca¤›n› etkileyebilir.

D) Bir bilginin bilimselli¤ininin yetkili bilim çevresincedenetlenip onaylanmas› gerekir

E) Bugün birtak›m olgular› aç›klamada yararlan›lanbir bilimsel görüfl, zamanla yerini baflka bir bilim-sel görüfle terk edebilir.

(ÖSS 2000)

Parçaya göre bilim adam› yapt›¤› araflt›rmay› ve so-ruçlar›n› kolayl›kla kabul ettiremez. Tüm bu araflt›r-malar e¤er do¤ru ise baflkalar› da ayn› aflamalar›geçti¤inde ayn› sonuçlar› vermelidir ve bunun kan›t-lanmas› için de di¤er bilim adamlar›nca denetleniponaylanmal›d›r.

Cevap D

çözümörnek soru

Bilim, insan›n tüm etkinliklerinden biri olarak çokyönlü bir varl›k alan›na sahiptir. Bu bak›mdan bili-min hayata da etkisinin olmas› çok normaldir.Çünkü yaflad›¤›m›z hayat bilimin ilgilendi¤i bu çokyönlü varl›k alan›n›n içinde cereyan etmektedir.

Bilimin insan hayat›na etkisini ve insan için de¤e-rini inceleyecek olursak e¤er bilimin de¤erini üçfarkl› alana yayabiliriz. Bunlar; bilimin pratik, en-telektüel ve ahlaki de¤er alanlar›d›r.

Öncelikle bilimin insano¤lu için entelektüel bir de-¤eri vard›r. Yani bilim insan›n bilme iste¤ini vemerak›n› tatmin eder. Bilimle evreni, toplumu k›-saca insanla ilgili her fleyi anlama ve bilme çaba-s›na gireriz. Böylece insan bilim sayesinde bir dü-

flünsel etkinli¤e girer ve do¤al ve toplumsal ger-çekli¤i anlayabilir.

‹kinci olarak diyebiliriz ki bilimin ahlaki bir de¤eride vard›r. Bilim, insanlara belirli bir dünya görüflüoluflturma, belli ilkelere göre düflünme, dünyayabilim aç›s›ndan bakma ve anlama olana¤› verebi-lir. Yani bilim insanlara bilimsel bir zihniyet kazan-d›r›r. Bilimsel zihniyet ise olaylara dürüst ve taraf-s›z bir flekilde yaklaflmay›, problemleri sab›rl›, ay-r›nt›l› ve ileri görüfllü bir biçimde ele almay› ö¤re-tir ki bunlar ahlak ve erdemin en önemli özellikle-ri aras›ndad›r. ‹nsanlar böyle bir bak›fl aç›s›ylatoplumsal ve kiflisel yaflay›fl›n› düzenleyebilir vebu sayede içinde yaflad›¤› toplumu daha ileri birkonuma getirebilirler.

B‹L‹M FELSEFES‹

8.8 Bilimin de¤eri hayat›n içinde sakl›!

128

Page 129: MODÜLER ÜN‹VERS‹TE HAZIRLIK DERG‹LERi · 2018-02-12 · LYS Edebiyat 01 LYS Edebiyat 02 LYS Edebiyat 03 LYS Tarih 01 LYS Tarih 02 LYS Tarih 03 LYS Ça¤dafl T. ve D. Trh

Teknolojik ürünler hayat›m›z›n içinde çok fazla yer al-

maktad›r.

Bilimin insan hayat›na bir baflka katk›s› da pratikalana uygulanabilirli¤idir. Baflka bir deyiflle bilimteknoloji vas›tas›yla hem kiflisel hem de toplumsalhayat›m›za kolayl›klar sa¤lar. Bilim sayesinde tek-noloji üreten insan do¤ayla olan mücadelesini za-ferle noktalayabilir, temel problemlerini çözebilir,yaflam›n› niteliksel olarak gelifltirebilir.

Ancak bilimin teknoloji vas›tas›yla insana katt›¤›bu pratik de¤er her zaman olumlu sonuçlar do-¤urmaz. Teknoloji öylesine büyük bir güçtür kionu kullananlar›n niyeti kötü oldu¤unda tüm in-sanl›k ad›na tehlikeli bir silah haline gelir. Bu an-lamda bilim olumlu sonuçlar do¤urdu¤u gibi olum-suz sonuçlar da do¤urabilir.

Akflam karanl›¤›nda eve girdi¤inizde her zamanki gi-bi elektrik dü¤mesine bas›yorsunuz; ama bekledi¤ini-zin tam tersine lamban›z yanm›yor. Bir an için flafl-k›nl›k içindesiniz. ‹ster istemez çok geçmeden kafa-n›zda birtak›m olas›l›klar belirecek, flaflk›nl›¤›n›z› gi-derecek bir aç›klama bulmaya girifleceksiniz. Sigortaatm›fl olabilir, ampul gevflemifl olabilir vb. Bu olas›l›k-lardan birinin do¤ru ç›kmas› halinde flaflk›nl›¤›n›z gi-derilmifl olacak, beklenmeyen durum sizin için art›kbeklenen bir sonuç niteli¤i kazanacakt›r. Demek olu-yor ki aç›klama çabas› flaflk›nl›¤›m›z› giderme, bek-lentilerimizle olup bitenler aras›ndaki uygunlu¤usa¤lama ihtiyac›m›zdan do¤maktad›r. Bu, günlük dü-flünme düzeyinde oldu¤u gibi bilimde de böyledir.

BBuu ppaarrççaayyaa ggöörree ""aaçç››kkllaammaa"" eeyylleemmii aaflflaa¤¤››ddaakkiilleerriinnhhaannggiissiinnddeenn kkaayynnaakkllaannmmaakkttaadd››rr??

A) Her sorunun cevaplanabilmesi için yeterli bilgiyesahip olundu¤u inanc›ndan

B) Beklenmeyen bir durumun yaratt›¤› huzursuzlu¤ugiderme iste¤inden

C) Bilimsel bilginin baflkalar›na da aktar›lmas› gerek-ti¤i düflüncesinden

D) Günlük düflünce düzeyinden, bilimsel düflünce sü-recine geçilmesi gereksiniminden

E) Çeflitli alanlardaki bilgileri birbiriyle iliflkilendirmeçabas›ndan

(ÖSS 2001)

Nas›l ki günlük hayatta beklentilerimizle olup biten-ler aras›nda bir uyumsuzluk ortaya ç›kt›¤›nda bizdeoluflan flaflk›nl›¤› giderme çabas›na girerek olaylar›anlamd›rma ve aç›klama gayreti gösteriyoruz bilim-ler de insanlar›n bilme iste¤ini, merak›n› gidererekolaylar› anlama imkan› verir.

Cevap B

çözüm

örnek soru

B‹L‹M FELSEFES‹

129

Uluslararas› platformda modernleflmenin, geliflmenin, ileri gitmenin vesayg›n olman›n en önemli koflulu bilim ve bilimin uygulama alan› olanteknolojiye sahip olmakt›r.

Page 130: MODÜLER ÜN‹VERS‹TE HAZIRLIK DERG‹LERi · 2018-02-12 · LYS Edebiyat 01 LYS Edebiyat 02 LYS Edebiyat 03 LYS Tarih 01 LYS Tarih 02 LYS Tarih 03 LYS Ça¤dafl T. ve D. Trh

130

11.. Bilime konu olacak varl›k alan› genifltir. Bu nedenlebildiklerimiz artt›kça bilmediklerimiz de bir balon gi-bi fliflerek artar.

BBuunnaa ggöörree,, aaflflaa¤¤››ddaakkiilleerrddeenn hhaannggiissii iilleerrii ssüürrüülleebbiilliirr??

A) Bilimsel çal›flmalar s›n›rl› bir olgu alan›n› içerir.

B) Bilime her dönem problem olacak bir d›fl dünyavard›r.

C) Bilim her sorunu mutlaka çözebilecek güçtedir.

D) Bilim adam› içinde bulundu¤u toplumdan etkile-nir.

E) Bilimsel çal›flmalarda deney ve gözlemle s›nana-bilirlik aranmal›d›r.

22.. Bilim Felsefe

I. Birikimseldir. Y›¤›fl›msald›r.

II. Nesneldir. Özneldir.

III. Tümeldir. S›n›rlay›c›d›r.

IV. Sonuçlar› kesindir. Sonuçlar› elefltireldir.

V. Deneysel yöntem vard›r. Deneysel yöntemyoktur.

YYuukkaarr››ddaakkii bbiilliimm vvee ffeellsseeffee öözzeelllliikklleerriinniinn eeflfllleeflflmmeellee--rriinnddeenn hhaannggiissii yyaannll››flfl vveerriillmmiiflflttiirr??

A) I. B) II. C) III. D) IV. E) V.

33.. Eski Yunan'›n insan› ve d›fl dünyay› anlamaya çal›flanfilozoflar› ayn› zamanda fizik, astronomi, matematikgibi disiplinlerin ilk çal›flma yöntem ve ürünlerini or-taya koymufllard›r.

BBuunnaa ggöörree,, aaflflaa¤¤››ddaakkiilleerrddeenn hhaannggiissiinnee uullaaflfl››llaabbiilliirr??

A) Modern bilimin ortaya ç›kmas›nda Eski Yunandüflünürlerinin katk›lar› büyüktür.

B) Bilimin geliflebilmesi için felsefi sorgulaman›n or-taya ç›km›fl olmas› gerekir.

C) Felsefi bir tav›r ortaya koyabilmek için bilimseldüflünce ilkelerine ba¤l› kal›nmal›d›r.

D) Eski Yunanl› düflünürlerde filozof ve bilim adam›kimlikleri neredeyse örtüflür.

E) Dönemin bilim adamlar› felsefi bak›fl aç›s›ndankopuk ürünler ortaya koymufllard›r.

44.. Dimitri Mendeleyev'in 1869 y›l›nda kimyasal ele-mentlerin "Periyodik Cetveli'ni haz›rlamas› ve bu s›-n›fland›rman›n daha sonra gelifltirilmesi, yeni ele-mentlerin keflfini mümkün k›lm›flt›r. Bu cetvel ayr›cadaha sonra, kuantum fizi¤inin geliflmesine ve atomunyap›s›n›n incelenmesine de yard›mc› olmufltur.

BBuurraaddaa aaflflaa¤¤››ddaakkii yyaarrgg››llaarrddaann hhaannggiissii ddaahhaa ççookk vvuurr--gguullaannmmaakkttaadd››rr??

A) Bilimin sonuçlar›ndan yararlanabilmek belli birbilgi birikimi gerektirir.

B) Yeni bilimsel geliflmeler karfl›s›nda bilim ve bilim-sel kuramlar sorgulanmaya bafllam›flt›r.

C) Bilim sürekli geliflerek mutlak do¤rular ortayakoymaktad›r.

D) Her ça¤›n bilim adam› üretti¤i bilim ve kültürüy-le bir bütündür.

E) Bir bilimsel geliflme zamanla baflka bilimsel gelifl-melere zemin haz›rlayabilir.

55.. Eski M›s›rl›lar, zaman› hesaplamaya, di¤er eski top-lumlar›n hepsinden daha çok önem vermifllerdi. Budurum Nil Nehri'nin belirli zamanlarda taflarak arazis›n›rlar›n›n bozulmas› ve ödenmesi gereken vergilerile u¤raflmak zorunda kalan büyük bir yönetimin var-l›¤›ndan kaynaklanm›flt›r. Böylece ilk takvim çal›flma-lar›yla birlikte astronomi bilimi geliflmeye bafllam›fl-t›r.

BBuunnaa ggöörree EEsskkii MM››ss››rr''ddaa aassttrroonnoommii bbiilliimmiinniinn ggeelliiflflmmee--ssii aaflflaa¤¤››ddaakkiilleerrddeenn hhaannggiissiinnee bbaa¤¤ll››dd››rr??

A) Teorik nitelikte sonuçlar ortaya ç›karma

B) Salt bilgi tutkusuyla do¤ay› inceleme

C) ‹htiyaçlara cevap arama

D) Merak ve hayret duygusunu giderme

E) Do¤ay› neden-sonuç ba¤› kurarak aç›klama

Bu soruyu çözemediyseniz 8.3 nolu alt bafll›¤a dönebilirsiniz.

KAVRAMA TEST‹ 1( 8.1 - 8.4 )

Page 131: MODÜLER ÜN‹VERS‹TE HAZIRLIK DERG‹LERi · 2018-02-12 · LYS Edebiyat 01 LYS Edebiyat 02 LYS Edebiyat 03 LYS Tarih 01 LYS Tarih 02 LYS Tarih 03 LYS Ça¤dafl T. ve D. Trh

B - C - D / E - C / C - C / B - C

B‹L‹M FELSEFES‹

66.. Carnap'a göre "A¤aç yeflildir." önermesi, gözlem yo-luyla do¤rulanabilir bir önermedir. Gözlem sonucun-da a¤ac›n yeflil oldu¤u anlafl›l›rsa, bu önerme, hembilimsel hem de anlaml› bir önerme olacakt›r. Bu ör-nekte görüldü¤ü gibi bilimsel önermeler bu flekildedo¤rulanabilir. Oysa metafizik, estetik ve etik öner-meler bu flekilde do¤rulanamaz. Çünkü bunlar nes-nel olgular› de¤il, kiflisel inanç, özlem ve duygusalbeklentileri dile getirir.

BBuunnaa ggöörree,, aaflflaa¤¤››ddaakkii yyaarrgg››llaarrddaann hhaannggiissiinnee uullaaflfl››llaabbii--lliirr??

A) Bilimsel olsun ya da olmas›n hiçbir önermenindo¤rulu¤u kan›tlanamaz.

B) Bilimsel bilgiler kesin olsa bile onlara sürekli birkuflku ile bak›lmal›d›r.

C) Bir önerme, olgusal olarak do¤rulanabildi¤i ölçü-de anlaml›d›r.

D) Bilim; önermeleri, do¤rulama süreci de¤il, yanl›fl-lamaya aç›k tutma sürecidir.

E) Do¤runabilirlik bilimselli¤in ölçütü olamaz.

77.. Baz› bilim felsefecilerine göre bir tavla zar›n› arka ar-kaya pek çok kez att›¤›m›z› düflünelim. ‹lk at›fl›m›zdaonun alt› yüzünden herhangi birinin, örne¤in üçüngelme ihtimali alt›da birdir. ‹lk at›fl›m›zda üçün gel-medi¤ini, dördüncü, beflinci ve alt›nc› vb. at›fllar›-m›zda da üçün gelmedi¤ini farz edelim. Peki ellinciat›fl›m›zda üçün gelme olas›l›¤› nedir? O zamana ka-dar üçün hiç gelmemesinden ötürü ellinci at›flta üçüngelme olas›l›¤›, üçün veya beflin gelme olas›l›¤›ndandaha m› düflüktür? Hay›r, o gene alt›da birdir. Çünküpek çok gözlemimiz bize belli bir sonucu verebilirama bu sonucun bir sonraki gözlemde sakatlanmas›imkan› daima vard›r.

BBuunnaa ggöörree,, aaflflaa¤¤››ddaakkii yyaarrgg››llaarrddaann hhaannggiissii vvuurrgguullaann--mmaakkttaadd››rr??

A) Bilimsel olsun ya da olmas›n her önermenin do¤-rulu¤u kesinlikle kan›tlanabilir.

B) Bilim tutarl› bilgiler ortaya koymaya çal›fl›r.

C) Yap›lan gözlem say›s› artt›kça var›lan sonucunkesinli¤inin artaca¤› söylenemez.

D) Bilimsel kuramlar deney ve gözlem yoluyla kesinsonuçlara ulaflt›r›labilir.

E) Bilimsel önermeler objektif bir flekilde incelenir.

88.. Bilim adam›, do¤ruyu arama çabas›nda bir problem-le ilgilenirken, o probleme iliflkin verileri kaydeder-ken kiflisel e¤ilim, istek ve ön yarg›lar›n›n etkisindekalmamaya çal›flarak tarafs›z olmay› amaçlar.

BBuurraaddaa bbiilliimm aaddaamm››nn››nn vvuurrgguullaannmmaakk iisstteenneenn yyöönnüüaaflflaa¤¤››ddaakkiilleerrddeenn hhaannggiissiiddiirr??

A) Öngörüde bulunmas›

B) Nesnel (objektif) olmas›

C) Çal›flmalar›nda belli bir yönteme dayanmas›

D) Tutarl› bilgiler ortaya koymas›

E) Elefltirel bir bak›flla olaylara yaklaflmas›

99.. Baz› bilim dallar›nda ne deneyin ne de gözlemin sözkonusu olmad›¤›n› görüyoruz. Örne¤in; dünyan›n ev-rende nas›l meydana geldi¤ini, hangi aflamalardangeçti¤ini ne deneyleyebiliriz, ne de gök cisimlerininhareketlerini gözlemledi¤imiz anlamda gözleyebili-riz. Burada olsa olsa o zamandan kalma baz› veriler(fosilleri vb.) incelemek suretiyle dolayl› bir gözlemdebulundu¤umuzdan söz edebiliriz. Evrenin tarihi ilealakal› bu durum, bütün di¤er tarihsel disiplinler, in-san›n tarihini inceleyen bilim dal› veya dallar› için degeçerlidir. Bu nedenle zihnimize yerlefltirmemiz gere-ken fley do¤rulama safhas› veya iflleminin her bilimdal› için zorunlu olmas›na karfl›n bunun nas›l gerçek-lefltirildi¤inin bilimden bilime farkl›l›k arz etti¤idir.

BBuurraaddaa aannllaatt››llmmaakk iisstteenneenn ddüüflflüünnccee aaflflaa¤¤››ddaakkiilleerrddeennhhaannggiissiiddiirr??

A) Bilimsel do¤rulama, ulafl›lan genel aç›klamalar›nolgulara uygunlu¤unu denetlemektir.

B) Bilimsel aç›klamalar mutlak önermeler olmad›¤›,elefltirel oldu¤u için her zaman için yanl›fllanmapotansiyeli tafl›rlar.

C) Bütün bilimler için tek bir do¤rulama yöntemi yada usuller toplulu¤undan bahsetmek mümkün de-¤ildir.

D) Her bilim dal› araflt›rma yaparken ayn› araflt›rmatekniklerini uygular ve genel bir bilimsel yöntem-den yararlan›r.

E) Bilimsel bilgiler, kendi içinde tutarl›, çeliflkiler ta-fl›mayan do¤rulanm›fl bilgilerdir.

131

Page 132: MODÜLER ÜN‹VERS‹TE HAZIRLIK DERG‹LERi · 2018-02-12 · LYS Edebiyat 01 LYS Edebiyat 02 LYS Edebiyat 03 LYS Tarih 01 LYS Tarih 02 LYS Tarih 03 LYS Ça¤dafl T. ve D. Trh

132

11.. Bilim adamlar› ço¤umuzun bilmedi¤ini bilen, keflifve icatlar›yla hayat› bizim için biraz daha yaflan›l›rk›lan fleçkin insanlard›r. Ancak unutmayal›m onlar dabizim gibi "insanlard›r." Ac›kt›klar› zaman yemek yi-yen, üflüdükleri zaman giyinen, hasta olduklar› za-man doktora giden...

BBuu ppaarrççaaddaa aass››ll aannllaatt››llmmaakk iisstteenneenn aaflflaa¤¤››ddaakkiilleerrddeennhhaannggiissiiddiirr??

A) Bilim adamlar› seçkin insanlard›r.

B) Bilim adamlar›n›n keflif ve icatlar›n›n hayat›m›zdaönemli bir yeri vard›r.

C) Bilim adamlar› biraz kendini be¤enmifl insanlar-d›r.

D) Bilim adamlar› toplum içinde önemli bir yere sa-hip olsalar da di¤er insanlarla "insan olma" ortakpaydas›nda buluflurlar.

E) Bilim adamlar›n›n çal›flmalar›n›n her zaman ya-rarl› sonuçlar verdi¤i söylenemez.

22.. R. N. Hanson'a göre "Görmede, göz küresine çarpan-dan her zaman biraz daha fazla bir fleyler bulunur."Örne¤in, ben sismograf (deprem ölçer) aletine bakt›-¤›m zaman birbirleriyle gizemli bir flekilde birlefltiril-mifl tuhaf metal ve tel parçalar›n›n anlams›z karmafla-s›ndan baflka bir fley göremezken; ayn› fleye bakanbir jeofizik mühendisi aletin farkl› parçalar› aras›nda-ki iliflkiyi anlayacak ve ba¤lant› düzeneklerini göre-cektir. Bu nedenle benim ve mühendisin ayn› görseldeneyime sahip olmam›zdan asla söz edilemez.

BBuu dduurruumm,, aaflflaa¤¤››ddaakkiilleerrddeenn hhaannggiissiiyyllee aaçç››kkllaannaabbiilliirr??

A) Bilgilerimizin ve beklentilerimizin gözlemlerimizüzerinde bir etkisi vard›r.

B) Bütünüyle tarafs›z ve ön yarg›s›z deney yapmakmümkündür.

C) Görebildiklerimiz yal›n bir biçimde retinalar›m›züzerindeki suret ya da imgelere indirgenebilir.

D) Bilim adamlar› çal›flmalar›n› sürdürürken ak›l vemant›k ilkelerini göz önünde bulundururlar.

E) Bilim elefltirel bir bak›flla olaylara bakar.

33.. Bilimi etkinlik olarak gören düflünürlerden biri olanThomas Kuhn, bilim tarihini, kesintisiz bir birikim ha-linde de¤il, aksine, büyük kesintilere hatta kopmalarau¤rayan dönüflümlerle geliflti¤ini söyler. Ona göre bi-lim, birbiriyle çat›flma halindeki birçok karfl›t ilim gö-rüflünden, sonunda galip gelenlerin oluflturdu¤u biretkinliktir. Bu nedenle uzun süren duraklamalardansonra, devrim denilebilcek s›çramalar gözlemekmümkündür.

BBuunnaa ggöörree,, aaflflaa¤¤››ddaakkii yyaarrgg››llaarrddaann hhaannggiissiinnee uullaaflfl››llaabbii--lliirr??

A) Bilim adamlar› duygular›n› ve ön yarg›lar›n› arafl-t›rmalar›na yans›tmazlar.

B) Bilim düz bir çizgi üzerinde ilerlemez.

C) Bilime göre niceliksel olarak ifade edilemeyenhiçbir fley bilimsel olamaz.

D) Bilim birikimsel olarak ilerler.

E) Bilim, bilim adamlar›n›n ortaya koydu¤u olmuflbitmifl bir üründür.

44.. ‹çinde yaflad›¤›m›z dünyay› anlamak için verilen mü-cadele insano¤lunun ortaya ç›kt›¤› ilk günden beridevam etmektedir. Bugünkü bilim sentezimiz, evrenidaha genifl ve etrafl› olarak tan›ma yolunda at›lm›flbir di¤er ad›m ise de, son ad›m de¤ildir. Bugün eli-mizde mevcut olan paradigmalar›m›z, gün gelinceyerlerini yeni, gelifltirilmifl ve düzetilmifl paradigma-lara b›rakacaklard›r.

BBuurraaddaa,, aaflflaa¤¤››ddaakkii yyaarrgg››llaarrddaann hhaannggiissii vvuurrgguullaannmmaakk--ttaadd››rr??

A) ‹nsan›n mutlu ve anlaml› bir yaflam sürdürebilme-si için bilimsel bilgiyi di¤er bilgi türleriyle tamam-lamas› gerekir.

B) Tarihsel süreç içinde birikimli olarak ilerleyen bi-lim, zamanla de¤iflme ve geliflme özelli¤ine sa-hiptir.

C) Bilimsel modeller tarih içinde birbirlerinden ko-puk özellikler tafl›rlar.

D) Tek tek olaylar yerine olgularla ilgilenen biliminortaya koydu¤u sonuçlar, ayn› türden birçok ola-y› kapsar.

E) Bilim araflt›rma amac›na uygun, cevab›n› arad›¤›sorulara iliflkin olgular› saptamaya çal›fl›r.

Bilimsel faaliyeti gerçeklefltiren kiflilerin ideolojileri bilimsel faaliyete yönverebilir.

KAVRAMA TEST‹ 2( 8.5 - 8.6 )

Page 133: MODÜLER ÜN‹VERS‹TE HAZIRLIK DERG‹LERi · 2018-02-12 · LYS Edebiyat 01 LYS Edebiyat 02 LYS Edebiyat 03 LYS Tarih 01 LYS Tarih 02 LYS Tarih 03 LYS Ça¤dafl T. ve D. Trh

133

D - A / B - B / C - E / C - E

B‹L‹M FELSEFES‹

55.. Dünyay› evrenin merkezine yerlefltiren Batlamyuscuevren görüflü, günefli evrenin merkezine yerlefltirenKopernikus'un evren görüflü taraf›ndan afl›lm›flt›r.

BBuu dduurruumm,, aaflflaa¤¤››ddaa vveerriilleenn yyaarrgg››llaarrddaann hhaannggiissiiyylleeaaçç››kkllaannaabbiilliirr??

A) Bilimsel düflünme do¤a olaylar›n› do¤a üstü güç-lerle de¤il yine do¤a olaylar›yla incelemeye daya-n›r.

B) Bilim adam› iyi bir gözlemci olarak, çevresindeolup bitenlere karfl› duyarl› olur.

C) Bilimsel bilgi, zamanla de¤iflme ve geliflme özel-li¤ine sahiptir.

D) Bilimin ulaflt›¤› sonuçlar genel-geçer yarg›lard›r.

E) Bilimsel önermelerin do¤rulu¤u ve kesinli¤i yüz-de yüzlük bir de¤ere sahiptir.

66.. Stephen Toulmin bir paradigman›n yerine yenisiningelmesini Darwin'in evrim teorisinden yararlanarakaç›klar. Do¤al koflullara ayak uydurabilen canl› yafla-m›n› sürdürür, di¤eri do¤al seleksiyona yani elemeyeu¤ray›p yok oldu¤u gibi paradigmalar›n da sorunlar›çözdü¤ü sürece varl›klar›n› devam ettirece¤ini savu-nur. Fakat Toulmin de¤iflimi; bir evrimsel süreç biçi-minde de¤il devrim olarak aç›klar. Evrimde geçmiflö¤eler flimdinin içinde flu ya da bu flekilde bar›nd›r›l›r.Oysa ona göre yeni paradigma eskisinin bir devam›de¤ildir.

BBuunnaa ggöörree,, aaflflaa¤¤››ddaakkii yyaarrgg››llaarrddaann hhaannggiissiinnee uullaaflfl››llaa--mmaazz??

A) Önceki paradigmaya ait bir soruna yeni paradig-ma içinde yan›t aranamaz.

B) Yeni paradigma yeni bir alg›lay›fl ve aç›klamalarsistemidir.

C) Her paradigman›n sorunlar› ve onlar›n çözümlerikendi içinde analiz edilmelidir.

D) Yeni paradigma döneminde eski paradigmaya aitbir soru bulunmaz.

E) Önceki paradigma bir sonrakiyle de¤erlendirile-bilir.

77.. Yanl›fllamac›l›¤›n klasik bilim görüflü karfl›s›nda bü-yük bir avantaj› bulunmaktad›r. Bu avantaj da, bir te-oriyi do¤rulamak üzere yapt›¤›m›z gözlemlerin say›s›ne kadar çok olursa olsun, bütün bunlar›n teoriningelecekteki tüm gözlemler için de geçerli olaca¤› ko-nusunda yüzde yüz kesinlik sa¤lamaya asla yeterliolmad›¤› yerde, tek bir yanl›fllay›c› bir teorinin yanl›flya da yetersiz oldu¤unu göstermeye yetmesi olgusun-dan meydana gelir. Örne¤in "Bütün ku¤ular beyaz-d›r." denildi¤i zaman tek bir siyah ku¤u gözlemi te-oriyi çürütmeye yeter. Ancak gözlenilen ku¤u say›s›iki milyon dahi olsa, bundan sonra görülecek ilk ku-¤u siyah olabilir.

BBuurraaddaa,, aaflflaa¤¤››ddaakkii yyaarrgg››llaarrddaann hhaannggiissiinnee uullaaflfl››llaabbiilliirr??

A) Bilim d›fl› teoriler do¤ruluk de¤erine sahip olma-d›¤› için bilimsel olamaz.

B) Bilimsel bilgilerin do¤rulu¤u yüzde yüzlük bir ke-sinli¤e sahiptir.

C) Bir teoriyi çürütmek genellemeyle k›yasland›¤›n-da, çok daha kolayd›r.

D) Bilimsel kuramlar veya genel aç›klamalara ulafl›r-ken olgulardan hareket edilir.

E) Olgulardan elde edilip tekrar olgularla denetlene-meyen teoriler bilimsel teoriler olamaz.

88.. Bilim, birbirleriyle çeliflen iki önermenin ayn› za-manda do¤ru olabilece¤ini kabul etmez. Ulaflt›¤› so-nuçlar›n her türlü çeliflkiden uzak olmas›n› ister.

BBuurraaddaa bbiilliimmsseell bbiillggiinniinn hhaannggii öözzeellllii¤¤ii vvuurrgguullaannmmaakk--ttaadd››rr??

A) Sürekli de¤iflme, geliflme ve ilerleme içinde olma-s›

B) Belli bir yönteme sahip olmas›

C) Sonuçlar›n› say›larla ifade edebilmeyi amaçl›yorolmas›

D) Tek tek olaylarla de¤il olgularla ilgileniyor olma-s›

E) Tutarl› ve mant›kl› olmas›

Bu soruyu çözemediyseniz 8.6 nolu alt bafll›¤a dönebilirsiniz.

Page 134: MODÜLER ÜN‹VERS‹TE HAZIRLIK DERG‹LERi · 2018-02-12 · LYS Edebiyat 01 LYS Edebiyat 02 LYS Edebiyat 03 LYS Tarih 01 LYS Tarih 02 LYS Tarih 03 LYS Ça¤dafl T. ve D. Trh

11.. I. Deney ve gözleme dayanma

II. Tümdengelim yöntemini kullanma

III. Elefltirel bakabilme

IV. Tutarl› bilgiler ortaya koyma

V. Olgulara seçici yaklaflma

VVeerriilleennlleerree ggöörree,, aaflflaa¤¤››ddaakkiilleerrddeenn hhaannggiissii ppoozziittiiff bbii--lliimmlleerriinn bbiirr öözzeellllii¤¤ii ddee¤¤iillddiirr??

A) Yaln›z I B) Yaln›z II C) III ve IV

D) I, III ve IV E) II, III ve V

22.. Bilimsel yasalar ayn› türdeki olgular›n ortak özellikle-rini dile getirir.

BBuu dduurruumm bbiilliimmsseell yyaassaallaarr››nn,, aaflflaa¤¤››ddaakkii hhaannggii öözzeelllliikk--ttee oolldduu¤¤uunnuu ggöösstteerriirr??

A) Öngörüsel B) Genellenebilir

C) Birikimsel D) Nesnel

E) Mant›ksal

33.. Bilim, do¤ada ayn› koflullar alt›nda her zaman ve heryerde ayn› olaylar›n meydana gelece¤i, nedenler bel-li ise sonucun da önceden belli olaca¤› ilkesini temelal›r. Örne¤in, serbest düflmenin nedeni yer çekimi iseyer çekiminin oldu¤u her yerde serbest düflmeninolaca¤›n› söyler.

BBuurraaddaa bbiilliimmiinn hhaannggii öözzeellllii¤¤ii vvuurrgguullaannmmaakkttaadd››rr??

A) Sonuçlar›nda yan›lma olas›l›¤›n›n en alt düzeydeolmas›

B) Araflt›rma amac›na uygun, cevab›n› arad›¤› soru-lara iliflkin olgular› saptamaya çal›flmas›

C) Neden-sonuç iliflkisinin varl›¤›n› kabul etmesi

D) Öne sürülen her konu hakk›nda elifltirici bir tu-tum sergilemesi

E) Mant›kl› düflünme ve ç›kar›m kurallar›ndan yarar-lanmas›

44.. Y›llardan beri gerek kanser, gerekse AIDS hastal›¤›üzerinde binlerce bilim adam› taraf›ndan binlerce bi-limsel araflt›rma ve çal›flmalar yap›lmaktad›r. Ancakbu bilimsel araflt›rmalar›n en az›ndan bir k›sm›n›n birürün olarak bilimsel bir baflar›yla taçlanma imkan›n›bulamam›fl oldu¤unu görüyoruz.

BBuunnaa ggöörree,, aaflflaa¤¤››ddaakkii yyaarrgg››llaarrddaann hhaannggiissiinnee uullaaflfl››llaabbii--lliirr??

A) Bilimi, bilim yapan fley insanlar için yararl› so-nuçlar ortaya koymas›d›r.

B) Bilimsel bilgi insan› mutlak do¤rulara götürmedeyararl› olan bilgidir.

C) Bilimsel düflünme, bir anlama, bulma ve do¤rula-ma yöntemidir.

D) Her bilimsel araflt›rma mutlaka bilimsel bir bafla-r›yla sonuçlanamayabilir.

E) Bilimsel bilgi, yasa ve kavramlardaki düzeltmelernedeniyle insan› flüpheye düflürmektedir.

55.. Bir bilim araflt›rmac›s›n›n yetiflmesi için sadece ken-disinin çabas› yeterli olmaz. Genç araflt›rmac› elbet-te çal›flt›¤› alanda kullanmas› gereken bilgi ve yön-temler hakk›nda malûmat sahibi olmal›d›r.

Bununla birlikte, araflt›rmac›n›n bulgular›n› gözdengeçirecek, elefltiride bulunacak, araflt›rma esnas›ndakarfl›laflabilece¤i güçlüklere karfl› uyaracak, yetkin vetecrübeli bilim adamlar›n›n deste¤i de gereklidir.

BBuu ppaarrççaaddaa bbiirr bbiilliimm aarraaflfltt››rrmmaacc››ss››nn››nn yyeettiiflflmmeessiinnddeenneeyyiinn öönneemmii üüzzeerriinnddee dduurruullmmuuflflttuurr??

A) Araflt›rmac›n›n yeterli bilgi donan›m›na sahip ol-mas›n›n

B) Araflt›rmac›n›n çal›flt›¤› alan›n popüler olmas›n›n

C) Araflt›rmac›n›n, elde etti¤i bulgular›, teorik bir dil-le ifade edebilmesinin

D) Araflt›rma s›ras›nda kullan›lan yöntemlerin araflt›r-maya konusuna uygunlu¤unun

E) Araflt›rmac›n›n, kendisinden k›demce önde olanbaflka araflt›rmac›lar› gözard› etmesi

134

Bilim adamlar›n›n ortaya koyduklar› hipotezler yap›lan kontrollü deneylerneticesinde do¤rulanmam›fl olabilir.

KAVRAMA TEST‹ 3( 8.6 - 8.8 )

Page 135: MODÜLER ÜN‹VERS‹TE HAZIRLIK DERG‹LERi · 2018-02-12 · LYS Edebiyat 01 LYS Edebiyat 02 LYS Edebiyat 03 LYS Tarih 01 LYS Tarih 02 LYS Tarih 03 LYS Ça¤dafl T. ve D. Trh

66.. Bilim sürekli geliflmekte, hayat›m›z› kolaylaflt›rmakta-d›r. Ancak buna dayanarak, bir gün bilimin bütün so-runlar› çözece¤i fleklindeki ifadeler sadece temenni-den ibarettir. Çünkü bilim belli bir alanda belli yön-temlerle elde edilen bilgidir. Evrende bilmeye konuolan fleyler ise s›n›rs›zd›r.

BBuu ppaarrççaayyaa ddaayyaannaarraakk aaflflaa¤¤››ddaakkiilleerrddeenn hhaannggiissii ssööyyllee--nneebbiilliirr??

A) Bilim, hayat›m›zda önemli bir yere sahip olmaklabirlikte s›n›rl› bir alanda faaliyet gösterir.

B) Bilimin kulland›¤› yöntemler sürekli de¤iflen fizi-ki flartlar karfl›s›nda yetersiz kalmaktad›r.

C) Bilimin geliflmesi baz› alanlar› olumsuz etkile-mektedir.

D) Bilim insanlar›n sadece bilme ihtiyac›n› karfl›lar.

E) Bilimin verileri yeterince objektif de¤ildir.

77.. Bilim bize teleskop sayesinde gökyüzünü inceleme,verem, tifo, difteri, tetanoz gibi hastal›klar› tedavi et-me, elektrik motorlar›n›, treni tramvay›, asansörü,radyoyu, televizyonu, telefonu, bilgisayar› ve hayat›-m›z› de¤ifltiren baflka pek çok aleti icat etme imkan›vermifltir. Bununla birlikte bütün bilimsel icatlar in-san varl›¤› için pek de hay›rl› olmam›flt›r. Çünkü bi-limsel geliflmeler insan hayat›n› iyilefltirmek için ol-du¤u kadar ortadan kald›rmak için de kullan›lm›flt›r.

BBuunnaa ggöörree,, aaflflaa¤¤››ddaakkiilleerrddeenn hhaannggiissiinnee uullaaflfl››llaabbiilliirr??

A) Her yeni ça¤›n bilimi bir öncekinden daha ilerde-dir.

B) Evrende bilinmeyen hiçbir fley kalmaycakt›r.

C) ‹nsanl›k gelifltikçe bilim ve teknolojiye olan ge-reklilik daha da artmaktad›r.

D) Teknolojinin kötüye kullan›lmas›n› engellemekinsan›n elinde olmayan bir fleydir.

E) Bilime ba¤l› olarak geliflen teknolojinin yeriniolumlu ya da olumsuz de¤erlendirmek mümkün-dür.

88.. Uzay› anlama ve bu amaçla uzaya insan göndermefikri ortaya at›ld›¤›nda; "Oksijen olmad›¤› bir ortamdainsan nas›l yaflayabilir? ‹nsan› uzaya göndermek içinneler gerekmektedir?" gibi çok say›da pratik problem-le karfl›lafl›lm›flt›r. Bu ve benzeri sorunlar› çözmek içinfizik bilimi gibi alanlarda yap›lan araflt›rma bulgular›-na ve bu bulgular›n bir biçimde karfl›lafl›lan sorunlarauygulanabilmesi çal›flmas› bafllam›flt›r. Sonuçta fizikbilimi vb. alanlardaki bilimsel bilgilerin bu problem-lere uygulanmas› neticesinde uzay meki¤i, füze, ileritelekomünikasyon araçlar› gibi somut ürünler ve gü-venlik teknikleri, olas›l›k planlar› gibi çok da somutolmayan ürünler gelifltirilmifltir.

PPaarrççaaddaa,, aaflflaa¤¤››ddaakkii yyaarrgg››llaarrddaann hhaannggiissii vvuurrgguullaannmmaakk--ttaadd››rr??

A) Teorik düzeyde oluflturulan köklü düflünme de¤i-fliklikleri bilimin olumsuz yönde geliflmesini sa¤lar.

B) Bilimsel araflt›rmalarla elde edilen sistematik bil-gilerin pratik alanlara uygulanmas› sonucu tekno-lojik ürünler ortaya ç›kar.

C) Bilimsel bilgiye dayal› teknolojinin çok h›zl› ge-liflmesi insan›n gelece¤e karamsar bakmas›na ne-den olmaktad›r.

D) Bilimsel ve teknolojik geliflmeler çeflitli insani de-¤erlerin h›zla kaybolmas›na yol açmaktad›r.

E) Bilimin getirdi¤i teknik olanaklar insan yaflam›n-da olumsuz bir yer tutmaktad›r.

99.. Bilim insana sorgulay›c› bir düflünce yap›s› kazand›-r›r. Bu sayede insan gerek kendi deneyimleriyle eldeetti¤i gerek baflkalar›ndan ö¤rendi¤i bilgiyi hemenkabul etmez. E¤risini, do¤rusunu birbirinden ay›r›r.

PPaarrççaaddaann hhaarreekkeettllee aaflflaa¤¤››ddaakkiilleerrddeenn hhaannggiissiinnee uullaaflfl››--llaabbiilliirr??

A) Bilim, verileri de¤erlere göre yorumlamay› sal›kverir.

B) Bilim, olaylara elefltirel bakmay› sa¤lar.

C) Bilim insanl›¤›n ortaya koydu¤u en önemli de¤er-dir.

D) Bilimle ilgilenen toplumlar belli düflünüfl kal›pla-r›n› aflamazlar.

E) Bilim insanl›¤›n tüm sorunlar›n› çözer.

B‹L‹M FELSEFES‹

135

B - B - C / D - A / A - E / B - B

Bilimlerin henüz üzerine yo¤unlafl›p bilgi üretememifl olduklar› baki – var-l›k alanlar› mevcuttur.

Page 136: MODÜLER ÜN‹VERS‹TE HAZIRLIK DERG‹LERi · 2018-02-12 · LYS Edebiyat 01 LYS Edebiyat 02 LYS Edebiyat 03 LYS Tarih 01 LYS Tarih 02 LYS Tarih 03 LYS Ça¤dafl T. ve D. Trh

a