5
30 Hukuk Gündemi | Atatürk Özel Sayısı 2013 B ursa’nın Mudanya ilçesindeki Mütareke Evi Müzesi de, İzmir’deki Atatürk Evi Müzesi gibi, gittiğimizde tadilat dolayısıyla kapalı idi. Bu nedenle bu tarihi yalıyı yalnızca dışarıdan fotoğraflayabildik. Mudanya’da 1926 yılından beri faaliyet gösteren Foto Çetin (Çetin Gerçekçi) ile yaptığımız sohbette kendisinden aldığımız belge ve fotoğraflarla yaptı- ğımız araştırmalarımız ışığında bu yazımızda, Büyük Millet Meclisi Hükümeti için oldukça önem taşıyan mütareke evi müzesinin özelliklerini ve Atatürk’ün Mudanya’daki diplomasi zaferini sizlere aktaracağız. Günümüzde 12 Eylül Caddesi üzerinde bulunan müze evi, 19. yy. da Rus kereste tüccarı Aleksandr Ganyanof tarafından inşa ettirilmiştir. Bina daha sonra, bir zamanlar ailesinin kiracı olduğu bu yalıda doğan, Mehmet Hayri İpar tarafından satın alınmıştır. İpar, Türkiye Cumhuriyeti tarihi için çok önemli Av. Soner ALPER MUDANYA ATEŞKES ANTLAŞMASI ATATÜRK’ÜN DİPLOMASİ ZAFERİ

MUDANYA ATEŞKES ANTLAŞMASI ATATÜRK’ÜN DİPLOMASİ … · mıştır. Şevket Süreyya AYDEMİR ise, Tek Adam adlı eserinde; “ Anadolu’nun itilaf devletleri temsilcileri

  • Upload
    others

  • View
    5

  • Download
    0

Embed Size (px)

Citation preview

Page 1: MUDANYA ATEŞKES ANTLAŞMASI ATATÜRK’ÜN DİPLOMASİ … · mıştır. Şevket Süreyya AYDEMİR ise, Tek Adam adlı eserinde; “ Anadolu’nun itilaf devletleri temsilcileri

30 Hukuk Gündemi | Atatürk Özel Sayısı 2013

Bursa’nın Mudanya ilçesindeki Mütareke Evi Müzesi de, İzmir’deki Atatürk Evi Müzesi gibi, gittiğimizde tadilat dolayısıyla kapalı

idi. Bu nedenle bu tarihi yalıyı yalnızca dışarıdan fotoğraflayabildik.

Mudanya’da 1926 yılından beri faaliyet gösteren Foto Çetin (Çetin Gerçekçi) ile yaptığımız sohbette kendisinden aldığımız belge ve fotoğraflarla yaptı-ğımız araştırmalarımız ışığında bu yazımızda, Büyük

Millet Meclisi Hükümeti için oldukça önem taşıyan mütareke evi müzesinin özelliklerini ve Atatürk’ün Mudanya’daki diplomasi zaferini sizlere aktaracağız.

Günümüzde 12 Eylül Caddesi üzerinde bulunan müze evi, 19. yy. da Rus kereste tüccarı Aleksandr Ganyanof tarafından inşa ettirilmiştir. Bina daha sonra, bir zamanlar ailesinin kiracı olduğu bu yalıda doğan, Mehmet Hayri İpar tarafından satın alınmıştır.

İpar, Türkiye Cumhuriyeti tarihi için çok önemli

Av. Soner ALPER

MUDANYA ATEŞKES ANTLAŞMASIATATÜRK’ÜN DİPLOMASİ ZAFERİ

Page 2: MUDANYA ATEŞKES ANTLAŞMASI ATATÜRK’ÜN DİPLOMASİ … · mıştır. Şevket Süreyya AYDEMİR ise, Tek Adam adlı eserinde; “ Anadolu’nun itilaf devletleri temsilcileri

Atatürk Özel Sayısı 2013 | Hukuk Gündemi 31

olan bu binayı, müze olması için Mudanya Bele-diyesine bağışlamıştır. 21 Eylül 1936 tarihli noter senedinde Hayri İpar:

“Ben, Mudanya’da doğan bir Türk sıfatıyla, antlaş-manın imzalandığı bu binayı müze haline getirmeyi düşündüm. Sahilde bir rıhtımın üzerine ahşap ola-rak yapılmış olan bu bina, daha önceleri Mudanya Belediyesi tarafından alınmış ve içindeki eşyası öteye beriye satılmış, hediye edilmiş bulunuyordu. Bina eski olduğundan harabe olmaya yüz tutmuş gibiydi. Binayı

ve iskelesini aslına uygun olarak tamir ettirerek, eski haline getirttim. Yanlarında bu binaya bitişik ahşap evler vardı. Bunları da satın alarak, yıktırdım. Etrafını tanzim ettirerek ve dört tarafını parmaklıkla çevirterek Mütareke binasını ortaya çıkarttım. Buradaki dağılmış eşyaları ve zarara uğrayanları bile yeniden satın alarak yerli yerine koydurdum. Mütareke evini eşyalarıyla bir-likte müze olarak kullanmak üzere tamamen Mudanya Belediyesi’ne bağış ve devir ettim.” demektedir.

Tipik yalı mimarî özelliklerine sahip olan 2 katlı ahşap bina, 800 m2 arsa içerisinde 400 m2 alanı kapsamaktadır. Binanın 13 odası ve 2 büyük salonu bulunmaktadır.

1937 yılında belediyeye bağlı bir müze olarak hizmete açılan bina, 1959’da Kültür Bakanlığına bağlı bir müze olmuştur. Mütareke eşyalarının korunduğu evde ayrıca o döneme ait fotoğraflar ve belgeler de sergilenmektedir.

…30 Ağustos 1922’de Büyük Taarruzun zaferle

sonuçlanması İtilâf Devletlerinin Büyük Millet Mec-lisi Hükümetine ateşkes çağrısında bulunmasına sebep olmuştur.

23 Eylül 1922 tarihli mütareke (ateşkes) teklifi içe-ren notada iki önemli nokta yer almaktadır. Bunlardan biri askeri harekâtın durdurulmasıyla, diğeri de Barış Konferansıyla ilgilidir. Atatürk Nutuk’ta:

“Biz, Rumeli’de doğu Trakya’yı millî sınırlarımıza kadar tamamen almadıkça askeri harekâttan vazgeçemezdik. Ancak yurdumuzun bu bölgesinden düşman birlikleri çıkarıldığı takdirde böyle bir harekete devam etmeye kendiliğinden gerek kalmayacaktı. Bu notada Venedik veya başka bir şehirde toplanacak olan İngiliz, Fran-sız, İtalyan, Japon, Romen, Sırp, Hırvat-Sloven devlet-leri ile Yunanistan’ın da çağırılacağı bir konferansa, delegelerimizi göndermeyi kabul edip etmeyeceğimiz sorulmakla birlikte, görüşmeler sırasında Boğazlardaki tarafsız bölgelere bizden asker gönderilmemesi şartıyla, Edirne dahil olmak üzere Meriç’e kadar Trakya’nın bize geri verilmesi ile ilgili isteğimizin olumlu karşılanacağı bildiriliyordu.

Notada Boğazlardan, azınlıklardan ve Milletler Cemiyeti’ne girmemizden de söz ediliyordu. Konfe-ransın toplanmasından önce Yunan birliklerinin, İti-laf Devletlerinin komutanlarının çizecekleri bir hattın gerisine çekilmesi için, İtilaf Devletlerinin etkisini kul-lanacağına söz verilmekte ve bu konuda görüşülmek üzere Mudanya veya İzmit’te bir toplantı yapılması teklif ediliyordu. 29 Eylül 1922 tarihinde, bu notaya verdiğim

Page 3: MUDANYA ATEŞKES ANTLAŞMASI ATATÜRK’ÜN DİPLOMASİ … · mıştır. Şevket Süreyya AYDEMİR ise, Tek Adam adlı eserinde; “ Anadolu’nun itilaf devletleri temsilcileri

32 Hukuk Gündemi | Atatürk Özel Sayısı 2013

kısa bir cevapta, Mudanya Konferansı’nı kabul ettiğimi bildirdim. Fakat Meriç nehrine kadar Trakya’nın geri verilmesini istedim. 3 Ekim’de toplanmasının uygun ola-cağını söylediğim Mudanya Konferansına, Başkomu-tanlık adına olağanüstü yetki ile Batı Cephesi Orduları Komutanı İsmet Paşa’yı delege tayin ettiğimi bildirdim.” sözleriyle Mudanya Konferansına ilişkin sürecin nasıl geliştiğini etraflıca anlatmaktadır.

Müttefiklerin gönderdiği notaya TBMM Hükümeti tarafından 4 Ekim 1922 tarihli nota ile etraflı bir cevap verilmiş, konferans yeri olarak İzmir teklif edilmiştir. Notada, Boğazlar ve diğer konulardaki görüşlerimiz ana hatları ile bildirilmiştir.

Her ne kadar Türk Ordusu ile İngiliz işgal kuv-vetleri arasında bazı gerginlikler yaşandıysa da, görüşmeler, 3 Ekim 1922’de Mudanya’da başla-mıştır. Şevket Süreyya AYDEMİR ise, Tek Adam adlı eserinde; “Anadolu’nun itilaf devletleri temsilcileri ile bir masa başında ilk kuvvet denemesi Mudanya’da oldu. Mudanya Konferansı 4 Ekim 1922 Salı günü öğle-den sonra Mudanya’da Rusyalı eski bir ticaret adamı olan Aleksandr Ganyanof’un evinde açıldı.” diyerek Mudanya’nın hikâyesini anlatmaktadır.

Görüşmelerde TBMM Hükümetini Batı Cephesi komutanı İsmet Paşa temsil etmiş, Fevzi Paşa ve Refet Paşa da görüşmeler boyunca Mudanya’da bulunmuş-tur. İngiltere’yi General Harrington, Fransa’yı General Charpy ve İtalya’yı da General Monbelli’nin temsil ettiği Mudanya’da, ateşkesle doğrudan ilgili durumda bulunan Yunanistan, General Mazarakis’i ve Albay Sariyanis’i görevlendirmesine karşın, Yunan dele-geler görüşmelere doğrudan doğruya katılmamış, müzakereleri bir gemiden izlemekle yetinmişlerdir.

Aslında konferansın kaçınılmaz sonu bellidir. Bunun ilk sebebi Mustafa Kemal daha İzmir’deyken oraya gelen Müttefikler adına da konuşmaya yetkili Fransız siyaset adamı/diplomat Franclin Bouillon ile Edirne de dahil Trakya’nın Meriç’e kadar boşal-tılmasında ve Türklere tesliminde mutabık kalın-mış olmasıdır.1 Ayrıca o dönemde Yunanistan’da iç

1 Bu görüşmede Başbakan Rauf Bey ve Dışişleri Bakam Yusuf Kemal Bey de hazır bulunurlar. Görüşmenin başında, Bouillon’un Mustafa Kemal Paşa’ya yaptığı müracaatın TBMM hükümetine yapılmış gibi kabul edileceği kararlaştırılmış ve müzakerelere öyle başlanmıştır. Çünkü Bouillon da İzmir’e gelişinin, İtalya ve İngiltere hükümetlerinin onaylarıyla olduğunu söylemiştir. Görüşmelerde Bouillon, kuvvete başvurulmaması ve tarafsız bölgenin geçilmemesi durumunda, Türk tarafının isteklerinin barış konferansında kabul edileceği yönünde

karışıklık mevcuttur. Gazi Mustafa Kemal’in daha o zaman söylediği “Bizim millî haklarımız korunulsun ve topraklarımız teslim edilsin, bu iş hemen burada sulh içinde biter.” sözünden faydalanılmaması, hem Yuna-nistan, hem de müttefikleri için bir felaket olmuştur. Mudanya görüşmelerinin devamı süresince Franclin Bouillon Bursa’ya yerleşmiş ve gelişmeleri burada izlemiştir. Venizelos ise Paris ve Londra’nın arasında, Doğu Trakya’nın Yunanistan’da kalması için, mekik dokumuş; ancak Yunanistan’ın yıldızı artık sönmüştür.

Mudanya Ateşkes Antlaşması görüşmelerinin başlangıcı, İsmet Paşa’nın anlatımı ile şu şekilde olmuştur:

güvence vermiştir. Mustafa Kemal Paşa, Fransa ile yapılan barış anlaşması döneminden itibaren yakın ilişki içinde bulunduğu Bouillon’un sözünü kabul ederek, müttefiklerin 23 Eylül tarihli notası 29 Eylül’de şu şekilde yanıtlanmıştır: “Mösyö Franklin Bouillon’un İtilaf devletleri namına verdiği teminata ve adilane sulhun kısa sürede tesisi için derhal müzakerelere başlanacağına itimat ederek askeri harekât durdurulmuştur.”

Page 4: MUDANYA ATEŞKES ANTLAŞMASI ATATÜRK’ÜN DİPLOMASİ … · mıştır. Şevket Süreyya AYDEMİR ise, Tek Adam adlı eserinde; “ Anadolu’nun itilaf devletleri temsilcileri

Atatürk Özel Sayısı 2013 | Hukuk Gündemi 33

“Ben heyeti ikamet ettiğimiz binada kabul ettim. Generallere masada yer gösterdim. Harrington’u sağıma aldım. Fransa temsilcilerini karşıma, İtalyan generali de soluma oturttum. Fakat ben generallere yer gösterirken onlar biraz şaşırmış gibi oldular. Meğer başkanlığı, müzakereyi idare etmeyi onlar kendileri için düşünmekte imişler.”

İsmet Paşa ev sahibi durumunda müttefik dev-letler generallerine masada yer gösterince, toplan-tıya kimin başkanlık edeceği meselesi kendiliğinden çözüme kavuşmuştur. İsmet Paşa’nın oturumu açma-sından sonra söz alan İngiliz delegesi, konferansın mevzuunun muhasamatı durdurmak, Trakya’dan Yunan ordusunun çekileceği hattı belli etmek ve yakında toplanacak barış konferansına yol açmak oluğunu belirterek aralarında mutabakata varılan 10 maddelik gündem projesi tartışmaya sunulup görüşmelere başlanmıştır. Bu projede Türk heyetinin dikkatini çeken hususlar şu şekilde belirmişti:

“- Şarki Trakya’nın Yunanlar tarafından tahliyesi zikredilmiş, fakat bu toprakların Türklere verilmesinin

sözü geçmemişti.Yunanların boşaltacakları yerler müttefikler tara-

fından işgal edilecekti.- Meriç’in batısında ve Edirne’nin bir mahallesi

olan Karaağaç’tan hiç bahsedilmiyordu.”Görüşmeler sırasında müttefikler, Doğu Trakya’ya

geçirilecek jandarma sayısı ve mülkiye memurları konusunda ısrardan vazgeçmiştir. Ayrıca Yunanlarla harbin sona erdirilmesi de kabul edilmiştir.

7 Ekim günü görüşmelerde buhran başlamıştır. Zaman zaman gergin anların yaşandığı, hatta bir aralık iki gün kesildiği ateşkes görüşmelerinde İsmet Paşa, İngiliz temsilci General Harrington’a sinirlenerek aynalı masaya vurur ve o an masanın mermeri kırılır. İsmet Paşa, Türk Ordusunun yeniden harekâta geçe-ceğini ve Türk milletinin özgürlüğü için son nefesine kadar savaşacağını söyler. Fransa ve İtalya delege-leri Türk görüşünü kabul ederken, İngiliz generali Harrington İstanbul’a dönmüştür. O dönem Lloyd George henüz iktidardadır ve Londra’dan nasıl bir tali-mat geleceği de belli değildir. İsmet Paşa da Bursa’ya gitmiştir. Ankara’da Büyük Millet Meclisi koridorla-rında ise endişeli bir hava esmektedir. Gazi Mustafa Kemal, İsmet Paşa’ya kesin talimatını vermiştir:

“Ekim’in 6. Günü için kararlaştırılan içtimaınızda Trakya’nın, İzmir’de kararlaştırılan esaslar dâhilinde TTBMM hükümetine iadesini kabul etmedikleri takdirde, tasavvur buyrulduğu gibi, 6-7 Ekim’de derhal İstanbul üzerine harekete geçiniz!”

Nihayet durum yumuşamış, müttefik generalleri harp gemileri ile Mudanya’ya geri dönmüştür. Ata-türk ve İsmet Paşa’nın kararlı tutumu, İtilaf Devleti temsilcilerinin Türkiye üzerinde kurmaya çalıştıkları baskıyı yok eder ve Türkiye’nin isteklerinin kabulü-nün yolunu açar. İhtilaflı noktalar ise sulh (Lozan) konferansına bırakılmıştır. Fakat son dakikadaki bazı kazançlar da katılınca, Ankara’nın elde ettiği sonuçlar yeterlidir.

Nihayet görüşmeler, 11 Ekim 1922’de uzlaşmayla sonuçlanmıştır. Ankara’dan aldığı yetkiye dayanarak İsmet Paşa, Mudanya Antlaşmasını Başkumandanlık ve dolayısıyla TBMM adına imzalamıştır. Diğer murah-haslar da antlaşmayı imzalamışlardır. Gerçi ortada Yunan murahhası yoktur ama Yunanistan, anlaşmayı bazı çekimser kayıtlarla kabul etmiştir. Nitekim Yunan Kabinesi 11 Ekim’de, bu çekimser kayıtlarla Mudanya Antlaşmasını kabul etmiştir.

Kurtuluş Savaşı artık sona ermiştir.Mudanya Ateşkes Antlaşmasının imzalandığı,

Page 5: MUDANYA ATEŞKES ANTLAŞMASI ATATÜRK’ÜN DİPLOMASİ … · mıştır. Şevket Süreyya AYDEMİR ise, Tek Adam adlı eserinde; “ Anadolu’nun itilaf devletleri temsilcileri

34 Hukuk Gündemi | Atatürk Özel Sayısı 2013

Ankara’ya kısa bir telgrafla derhal bildirilmiştir:“Mudanya Mukavele-i Askeriyesi, 11 Teşrinievvel

(Ekim) 1338 (1922)’de saat 6.00’da imza edilmiştir. Garp Cephesi Kumandanı İsmet”

14 maddelik Mudanya Ateşkesinin önemli hüküm-leri şunlardır:

- Ateşkes imzalandıktan üç gün sonra, 14/15 Ekim 1922 gecesi yürürlüğe girecektir.

- Türk ve Yunan kuvvetleri arasındaki silahlı çatışma sona erecektir.

- Yunanlar Doğu Trakya’yı 15 gün içerisinde boşal-tacaklar, bölge, itilaf Devletleri aracılığıyla 30 gün içerisinde Türk yönetimine devredilecektir.

- Barış antlaşması imzalanıncaya kadar Türk ordusu Trakya’ya geçemeyecektir. Buna karşılık iç güvenlikle ilgili olarak sayısı 8000’i aşmayacak bir jandarma kuvveti gönderilebilecekti.

- Barış antlaşmasının imzalanmasına kadar Meriç’in sağ sahili ve Karaağaç İtilaf Devletlerinin işgali altında kalacak ve Türk kuvvetleri Çanakkale Boğazı ve İzmit’te belirlenen çizgiyi geçemeyeceklerdir.

TBMM, Doğu Trakya’nın teslim alınması ve orada Türk yönetiminin kurulmasıyla ilgili olarak Refet Paşa’yı görevlendirmiştir. Refet Paşa 19 Ekim 1922’de TBMM temsilcisi olarak İstanbul’a gitmiş ve halkın büyük coşkusuyla karşılanmıştır.

Askeri zaferimizi tamamlayan, siyasi ve diplomatik bir zafer olan Mudanya Ateşkes Antlaşması ile Edirne ve Doğu Trakya savaş yapılmaksızın alınmış, İstanbul ve Boğazlar Türk yönetimine bırakılmıştır.

Atatürk görüşmelerin çıkmaza girdiği süreçte Bursa’ya gelerek gelişmeleri buradan takip etmiştir. Antlaşma görüşmeleri esnasında ise Mudanya’ya geçmemiş ancak, 11 Eylül 1924’ten 3 Şubat 1938’e kadar 10 kez Mudanya’da bulunmuştur.

2 Şubat 1938’de Sümerbank Merinos Fabrikasını açtıktan ve Çelikpalas’taki payı ile Bursalıların kendi-sine armağan ettiği köşkü belediyeye devrettikten sonra ertesi gün saat 15.00’da Mudanya’da kendisini bekleyen vapura binerek İstanbul’a hareket etmiştir.

Bu, Atatürk’ün Mudanya’ya son seyahatidir…

KAYNAKÇA• Nutuk, Mustafa Kemal Atatürk

• Tek Adam Mustafa Kemal Cilt III, Remzi Kitabevi, 1999

• Türkiye’de Beldeler Turizm Çok Yönlü Tanıtım Dergisi, Yıl: 1, Sayı: 3, 1 Haziran 1981

• Atatürk ve Cumhuriyet, İstanbul Prodüksiyon, 2009

• http://www.e-tarih.org/sayfa.php?sfid=654

• http://www.bursaturizm.gov.tr

• http://www.mudanyamutarekeevi.org/tr

• http://www.ait.hacettepe.edu.tr/egitim/ait203204/I11.pdf

• http://www.baktabul.net/turk-dunyasi-ve-kulturu/143898-ateskese-uzanan-yolun-basinda-mustafa-kemal-franklin-bouillon-gorusmesi.html