79
MワBADELE TARİHİNDEN SAYFALAR BAKİ SARISAKAL

MÜBADELE TAR0H0NDEN SAYFALAR - bakisarisakal.com¼badele Tarihinden Sayfalar.pdf · olmaks1z1n yürütülecektir. 0_bu Madde ile 9 ˇncu Maddede öngörülen mallar, bu çe_it bir

Embed Size (px)

Citation preview

Page 1: MÜBADELE TAR0H0NDEN SAYFALAR - bakisarisakal.com¼badele Tarihinden Sayfalar.pdf · olmaks1z1n yürütülecektir. 0_bu Madde ile 9 ˇncu Maddede öngörülen mallar, bu çe_it bir

MÜBADELE TARİHİNDENSAYFALAR

BAKİ SARISAKAL

Page 2: MÜBADELE TAR0H0NDEN SAYFALAR - bakisarisakal.com¼badele Tarihinden Sayfalar.pdf · olmaks1z1n yürütülecektir. 0_bu Madde ile 9 ˇncu Maddede öngörülen mallar, bu çe_it bir

YUNAN VE TÜRK HALKLARININ MÜBADELESİNE İLİŞKİNSÖZLEŞME VE PROTOKOL

(30 OCAK 1923)

Türkiye Büyük Millet Meclisi Hükümeti ile Yunan Hükümeti, aşağıdaki hükümler üzerindeanlaşmaya varmışlardır:

MADDE: 1

Türk topraklarında yerleşmiş Rum Ortodoks dininden Türk uyruklarıyla, Yunan topraklarındayerleşmiş Müslüman dininden Yunan uyruklarının, 1 Mayıs 1923 tarihinden başlayarak,zorunlu mübadelesine (exchange obligatoire) girişilecektir. Bu kimselerden hiç biri, TürkHükümetinin izni olmadıkça Türkiye’ye ya da Yunan Hükümetinin izni olmadıkçaYunanistan’a dönerek orada yerleşemeyecektir.

MADDE: 2

Birinci Maddede öngörülen mübadele:a) İstanbul’da oturan Rumları (İstanbul’un Rum ahalisini);b)Batı Trakya’da oturan Müslümanları (Batı Trakya’nın Müslüman ahalisini)kapsamayacaktır.1912 Kanunuyla sınırlandırıldığı biçimde, İstanbul Şehremaneti daireleri içinde, 30 Ekim1918 tarihinden önce yerleşmiş (etablis) bulunan bütün Rumlar, İstanbul’da oturan Rumlar(İstanbul’un Rum ahalisi) sayılacaklardır.1913 tarihli Bükreş Andlaşması’nın koymuş olduğu sınır çizgisinin doğusundaki bölgeyeyerleşmiş (etablis) bulunan Müslümanlar, Batı Trakya’da oturan Müslümanlar (BatıTrakya’nın Müslüman ahalisi) sayılacaklardır.

MADDE: 3

Karşılıklı olarak, Rum ve Türk nüfusu mübadele edilecek olan toprakları 18 Ekim 1912tarihinden sonra bırakıp gitmiş olan Rumlar ve Müslümanlar, 1’nci Maddede öngörülenmübadelenin kapsamına girer sayılacaklardır.İşbu Sözleşmede kullanılan “göçmenler” (emigrants) terimi, 18 Ekim 1912 tarihinden sonragöç etmesi gereken ya da göç etmiş bulunan bütün gerçek ya da tüzel kişileri kapsamaktadır.

MADDE: 4

Aileleri Türk ülkesini daha önce bırakıp gitmiş olup da kendileri Türkiye’de alıkonulmuşbulunan Rum halkından vücutça sağlam erkekler, işbu Sözleşme uyarınca, Yunanistan’agönderilecek ilk kafileyi meydana getireceklerdir.

MADDE: 5

İşbu Sözleşmenin 9’ncu ve 10’ncu Maddelerindeki çekinceler (ihtirazi kayıtlar) saklı kalmaküzere, işbu Sözleşme uyarınca yapılacak mübadele yüzünden, Türkiye’deki Rumların ya daYunanistan’daki Müslümanların mülkiyet haklarına ve alacaklarına hiçbir zararverdirilmeyecektir.

Page 3: MÜBADELE TAR0H0NDEN SAYFALAR - bakisarisakal.com¼badele Tarihinden Sayfalar.pdf · olmaks1z1n yürütülecektir. 0_bu Madde ile 9 ˇncu Maddede öngörülen mallar, bu çe_it bir

MADDE: 6

Mübadele edilecek halklara mensup bir kimsenin gidişine, herhangi bir nedenle olursa olsun,hiçbir engel çıkartılmayacaktır. Bir göçmenin, kesinleşmiş bir hapis cezası bulunduğu, ya dahenüz kesinleşmemiş bir cezaya çarptırıldığı, ya da kendisine karşı ceza soruşturmasıyürütüldüğü durumlarda, söz konusu olan göçmen, cezasını çekmek ya da yargılanmak üzere,kendisine karşı kovuşturmada bulunan ülkenin makamlarınca, gideceği ülkenin makamlarınateslim edilecektir.

MADDE: 7

Göçmenler, bırakıp gidecekleri ülkenin uyrukluğunu yitirecekler ve varış ülkesinintopraklarına ayak bastıkları anda, bu ülkenin uyrukluğunu edinmiş sayılacaklardır.İki ülkeden birini ya da ötekini daha önce bırakıp gitmiş olan ve henüz yeni bir uyruklukedinmemiş bulunan göçmenler, bu yeni uyrukluğu, işbu Sözleşmenin imzası tarihinde edinmişolacaklardır.

MADDE: 8

Göçmenler, her çeşit taşınır mallarını yanlarında götürmekte ya da bunları taşıttırmaktaserbest olacaklar ve bu yüzden kendilerinden çıkış ya da giriş ya da başka herhangi bir vergialınmayacaktır. Bunun gibi, işbu Sözleşme uyarınca, bağıtlı Devletlerden birinin ülkesinibırakıp gidecek her topluluk (cemaat, communaute) üyesinin (camiler, tekkeler, medreseler,kiliseler, manastırlar, okullar, hastahaneler, ortaklıklar, dernekler, tüzel kişiler ya da ne çeşitolursa olsun başka tesisler personelini kapsamak üzere) kendi topluluklarına ait taşınır mallarıyanlarında serbestçe götürmek ya da taşıttırmak hakkı olacaktır.11’nci Maddede öngörülen Karma Komisyonların tavsiyesi üzerine, her iki ülkemakamlarınca, taşıma işlerinde en geniş kolaylıklar sağlanacaktır.Taşınır malların tümünü ya da bir kısmını yanlarında götüremeyecek olan göçmenler, bunları,oldukları yerde bırakabileceklerdir. Bu durumda, yerel makamlar, bırakılan taşınır mallarındökümünü (envanterini) ve değerini, ilgili göçmenin gözleri önünde saptamakla görevliolacaklardır. Göçmenin bırakacağı taşınır malların çizelgesini ve değerini gösteren tutanaklardört nüsha olarak düzenlenecek ve bunlardan biri yerel makamlarca saklanacak, ikincisi, 9ncuMaddede öngörülen tasfiye işlemine esas alınmak üzere 11nci Maddede öngörülen KarmaKomisyona sunulacak, üçüncüsü göç edilecek ülkenin Hükümetine, dördüncüsü de göçmeneverilecektir.

MADDE: 9

8’nci Maddede öngörülen göçmenlerin ve toplulukların kent ve köylerdeki taşınmazmallarıyla, bu göçmenlerin ya da toplulukların bırakmış oldukları taşınır mallar, 11’nciMaddede öngörülen Karma Komisyonca, aşağıdaki hükümler uyarınca tasfiye edilecektir.Zorunlu mübadele uygulanacak bölgelerde bulunan ve mübadele uygulanmayacak bir bölgedeyerleşmiş toplulukların din ya da hayır kurumlarına ait olan mallar da, aynı şartlar içinde,tasfiye edilecektir

MADDE: 10

Bağıtlı Tarafların ülkelerini daha önceden bırakıp gitmiş olan ve işbu Sözleşmenin 3’ncüMaddesi uyarınca nüfus (halkların) mübadelesinin kapsamına girer sayılan kimselere aittaşınır ya da taşınmaz malların tasfiyesi, 9’ncu Madde uyarınca, Türkiye ile Yunanistan’da 18Ekim 1912 tarihinden bu yana yürürlüğe konmuş kanunlarla her çeşit yönetmeliklere(tüzüklere) göre ya da başka herhangi bir zoralım (müsadere), zorunlu satış, v.b. gibi, işbumallar üzerindeki mülkiyet hakkını herhangi bir yoldan kısıtlayıcı nitelikte hiçbir tedbire konu

Page 4: MÜBADELE TAR0H0NDEN SAYFALAR - bakisarisakal.com¼badele Tarihinden Sayfalar.pdf · olmaks1z1n yürütülecektir. 0_bu Madde ile 9 ˇncu Maddede öngörülen mallar, bu çe_it bir

olmaksızın yürütülecektir. İşbu Madde ile 9’ncu Maddede öngörülen mallar, bu çeşit birtedbire konu olurlarsa, bu mallara 11’nci Maddede öngörülen Komisyonca, bu tedbirleruygulanmamışçasına, değer biçilecektir. Kamulaştırılmış mallara gelince, Karma Komisyon,her iki ülkede mübadele kapsamına girecek kimselere ait olup da, mübadele uygulanacaktopraklarda bulunan ve 18 Ekim 1912 den sonra kamulaştırılmış olan bu mallara yenidendeğer biçecektir. Komisyon, bir zarar verilmiş olduğunu görürse, bu zararı mal sahiplerininyararına onaracak bir zarar-giderim (tazminat) saptayacaktır. Bu zarar-giderim tutarı, malsahiplerinin alacak hesabına ve kamulaştıran ülke Hükümetinin borç hesabına geçirilecektir.8’nci ve 9’ncu Maddelerde göz önünde tutulan kimseler, şu ya da bu yoldan, yararlanmadanyoksun bırakıldıkları malların gelirlerini elde edememişlerse, bu gelirlerin tutarlarınınkendilerine geri verilmesi, savaş öncesi ortalama gelir esas alınarak ve Karma Komisyoncasaptanacak yol ve yöntemler uyarınca, sağlanacaktır. Yunanistan’daki Vakıf mallarının vebunlardan doğan hak ve çıkarların ve Türkiye’de Rumlara ait benzer tesislerin tasfiyesinegirişirken, 11’nci Maddede öngörülen Karma Komisyon, bu tesislerin ve bunlarla ilgilibulunan özel kişilerin haklarını ve çıkarlarını tam olarak korumak amacıyla, daha önceyapılmış Andlaşmalarda kabul edilmiş ilkelerden esinlenecektir.11’nci Maddede öngörülen Karma Komisyon, bu hükümleri uygulamakla görevli olacaktır.

MADDE: 11

İşbu Sözleşmenin yürürlüğe girişinden başlayarak bir aylık bir süre içinde, Bağıtlı YüksekTarafların her birinden dört ve 1914–1918 savaşına katılmamış Devletlerin uyruklarıarasından Milletler Cemiyeti Meclisince seçilecek üç üyeden oluşan ve Türkiye’de ya daYunanistan’da toplanacak olan bir Karma Komisyon kurulacaktır. Komisyonun Başkanlığını,tarafsız üç üyeden her biri sıra ile yapacaktır.Karma Komisyon, gerekli göreceği yerlerde, bir Türk ve bir Yunanlı üye ile KarmaKomisyonca atanacak tarafsız bir Başkandan oluşacak ve Karma Komisyona bağlı olarakçalışacak alt-komisyonlar kurmaya yetkili olacaktır. Karma Komisyon, alt-komisyonlaraverilecek yetkileri kendisi saptayacaktır.

MADDE: 12

Karma Komisyon, işbu Sözleşmede öngörülen göçü denetlemek ve kolaylaştırmak ve 8’nciMadde ile 9’ncu Maddede öngörülen taşınır ve taşınmaz malların tasfiyesine girişmekleyetkili olacaktır.Karma Komisyon, göçün ve yukarıda belirtilen tasfiyenin yol ve yöntemlerini saptayacaktır.Karma Komisyon, genel olarak, işbu Sözleşmenin uygulanmasında gerekli göreceği tedbirlerialmağa ve bu Sözleşme yüzünden ortaya çıkabilecek bütün sorunları karara bağlamaya tamyetkili olacaktır.Karma Komisyon kararları oy çokluğu ile alınacaktır.Tasfiye edilecek mallara, haklara ve çıkarlara ilişkin bütün itirazlar Karma Komisyonca kesinolarak karara bağlanacaktır.

MADDE: 13

Karma Komisyon, ilgilileri dinledikten ya da dinlemeğe gereği gibi çağırdıktan sonra, işbuSözleşme uyarınca tasfiye edilmesi gereken taşınmaz mallara değer biçme işlemine girişmekiçin tam yetkili olacaktır.Tasfiye olunacak mallara değer biçilmesinde, bunların altın para ile olan değeri esasalınacaktır.

Page 5: MÜBADELE TAR0H0NDEN SAYFALAR - bakisarisakal.com¼badele Tarihinden Sayfalar.pdf · olmaks1z1n yürütülecektir. 0_bu Madde ile 9 ˇncu Maddede öngörülen mallar, bu çe_it bir

MADDE: 14

Komisyon, ilgili mal sahibine, elinden alınan ve bulunduğu ülkenin Hükümeti emrindekalacak olan mallardan dolayı borçlu kalınan para tutarını belirten bir bildiri belgesiverecektir. Bu bildiri belgeleri esas alınarak borçlu kalınan para tutarları, tasfiyenin yapılacağıülke Hükümetinin, göçmenin mensup olduğu Hükümete karşı bir borcu olacaktır. Göçmenin,ilke olarak, göç ettiği ülkede, kendisine borçlu bulunulan paraların karşılığında, ayrıldığıülkede bırakmış olacağı mallarla aynı değerde ve aynı nitelikte, mal alması gerekecektir.Yukarıda belirtilen biçimde bildiri belgeleri esası üzerinden, her iki Hükümetçe ödenmesigereken paraların hesabı, her altı ayda bir çıkartılacaktır.Tasfiye işlemi tamamlandığı zaman, karşılıklı borçlar biribirine eşit çıkarsa, bununla ilgilihesaplar denkleştirilmiş (takas ve mahsup edilmiş) olacaktır. Bu denkleştirme işlemindensonra, Hükümetlerden biri ötekine borçlu kalırsa, bu borç peşin para ile ödenecektir. BorçluHükümet, bu ödeme işine süre tanınmasını isterse, yıllık en çok üç taksitte ödenmek şartıyla,Komisyon bu süreyi ona tanıyabilecektir. Komisyon, bu süre içinde ödenmesi gereken faizleride saptayacaktır.Ödenecek para oldukça önemli ise ve daha uzun sürelerin tanınmasını gerektirmekteyse,borçlu Hükümet, borçlu olduğu paranın yüzde yirmisine kadar Karma Komisyoncasaptanacak bir parayı peşin olarak ödeyecek, geri kalan borç için de, Karma Komisyoncasaptanacak oranda faizli ve yirmi yıllık bir süre içinde anaparaya çevrilebilecek (amortiseedilecek) borçlanma bonoları (istikraz tahvilleri) çıkarabilecektir. Borçlu Hükümet, bu borçiçin, Komisyonca kabul edilecek sağlancalar (rehinler) gösterecektir. Bu sağlancalar,Yunanistan’da Uluslar arası Komisyonca, İstanbul’da Devlet Borcu (Düyun-u Umumiye)Meclisince yönetilecek ve gelirleri toplanacaktır. Bu sağlancalar konusunda anlaşmayavarılamazsa, Milletler Cemiyeti Meclisi bunları saptamaya yetkili olacaktır.

MADDE: 15

Göçü kolaylaştırmak amacıyla, ilgili Devletlerce, Karma Komisyonun saptayacağı şartlarla,Komisyona öndelik (avans) olarak ödemede bulunacaktır.

MADDE: 16

Türkiye ve Yunanistan Hükümetleri, işbu Sözleşme uyarınca, ülkelerini bırakıp gidecek olankimselere yapılacak bildirilerle, bu kimselerin varış ülkesine taşınmak üzere yöneleceklerilimanlara ilişkin bütün sorunlar üzerinde, 11’nci Maddede öngörülen Karma Komisyonlaanlaşmaya varacaklardır.Bağıtlı Taraflar, mübadele edilecek halklara, gidişleri için konmuş tarihten önce yurtlarınıbırakıp gitmelerine yol açacak, ya da mallarını ellerinden çıkartmak üzere doğrudan ya dadolaylı hiçbir baskıda bulunmamayı karşılıklı olarak yükümlenirler. Bağıtlı Taraflar, ülkeyibırakıp giden ya da gidecek olan göçmenleri hiçbir vergiye ya da olağanüstü bir resmebağlamamayı yükümlenirler. 2’nci Madde uyarınca mübadele dışı bırakılacak bölgelerdeoturanların, bu bölgelerde kalmak ya da oralara yeniden dönmek haklarıyla, Türkiye veYunanistan’da özgürlüklerinden ve mülkiyet haklarından serbestçe yararlanmalarına hiçbirengel çıkartılmayacaktır. Bu hüküm, mübadele dışı bırakılacak söz konusu bölgelerdeoturanların mallarını başkalarına geçirmelerine ve bu kimselerden Türkiye’yi ya daYunanistan’ı kendi istekleriyle bırakıp gitmek isteyeceklerin gidişine engel olma vesilesiolarak öne sürülemeyecektir.

Page 6: MÜBADELE TAR0H0NDEN SAYFALAR - bakisarisakal.com¼badele Tarihinden Sayfalar.pdf · olmaks1z1n yürütülecektir. 0_bu Madde ile 9 ˇncu Maddede öngörülen mallar, bu çe_it bir

MADDE: 17

Karma Komisyon çalışmaları ve işlerin yürütülmesi için gerekli giderler, Komisyoncasaptanacak oranlar içinde, ilgili Hükümetlerce karşılanacaktır.

MADDE: 18

Bağıtlı Taraflar, işbu Sözleşmenin uygulanmasını sağlamak üzere, yasalarında gereklideğişiklikleri yapmağı yükümlenirler.

MADDE: 19

İşbu Sözleşme, Bağıtlı Yüksek Taraflar bakımından, Türkiye ile yapılacak BarışAndlaşmasının bir parçasıymış gibi, aynı güç ve aynı değerde sayılacaktır. İşbu Sözleşme, sözkonusu Andlaşmanın Bağıtlı Yüksek Taraflardan her ikisince onaylanmasından hemen sonrayürürlüğe girecektir.Bu Hükümlere Olan İnançla, yetki belgelerinin, karşılıklı olarak, usulüne uygun olduğugörülmüş ve aşağıda imzaları bulunan Tam yetkili Temsilciler, işbu Sözleşmeyiimzalamışlardır.Lausanne’da, otuz Ocak bin dokuz yüz yirmi üç tarihinde, üç nüsha olarak düzenlenmiştir.Bu nüshalardan bir Yunanistan Hükümetine, biri Türkiye Büyük Millet Meclisi Hükümetineverilecek, üçüncüsü de doğruluğu onaylanmış birer örneğini, Türkiye ile yapılmış BarışAndlaşmasını imzalayan Devletlere yollayacak olan, Fransa Cumhuriyeti Hükümetine, buDevletin arşivlerine konulmak üzere, teslim edilecektir.(L.S.) * E.K. VENİSELOS(L.S.) M. İSMET(L.S.) D.CACLAMANOS(L.S.) Dr. RIZA NUR(L.S.) HASAN * ”Mühür yeri” anlamına “Locus Sigilli” sözlerinin kısaltılışı

------------------------------------------------------------PROTOKOL GEREĞİ GİBİ YETKİLİ KILINMIŞ OLAN VE AŞAĞIDA İMZALARI

BULUNAN TAM YETKİLİ TÜRK TEMSİLCİLERİTürk Hükümetinin, Rum ve Türk halklarının mübadelesine ilişkin olarak, Yunanistan’labugünkü tarihte yapılmış Sözleşmenin yürürlüğe konulmasını beklemeksizin ve buSözleşmenin 1’nci Maddesindeki hükmün uygulama alanı dışında kalmak üzere, BarışAndlaşması imza edilir edilmez, iş bu Sözleşmenin 4’ncü Maddesinde göz önünde tutulan,vücutça sağlam erkekleri serbest bırakacağını ve bunların gidişini sağlayacağını bildirirler. 1

Lausanne’da, otuz Ocak bin dokuz yüz yirmi üç tarihinde, üç nüsha olarak düzenlenmiştir.

1 Seha L. MERAY, “Lozan Barış Konferansı-Tutanaklar Belgeler “ , Ankara Üniversitesi Siyasal BilgilerFakültesi Yayınları No: 348

Page 7: MÜBADELE TAR0H0NDEN SAYFALAR - bakisarisakal.com¼badele Tarihinden Sayfalar.pdf · olmaks1z1n yürütülecektir. 0_bu Madde ile 9 ˇncu Maddede öngörülen mallar, bu çe_it bir

RUMELİ’DEN GELECEKLERİN İSKÂN MINTIKALARI

Ahali-i mübadele ile meşgul olmak üzere Heyeti vekile arasından tefrik edilmişencümen vükela Rumeli’den nakledilecek olan ahalinin iskân mıntıkalarını kesin suretlebelirlemiştir. İstihbaratımıza göre gelecek muhacirlerin iskânı için sekiz büyük mıntıka tayinedilmiştir. Her mıntıka tali mıntıkalara ayrılmıştır. Muhtelif mıntıkalarda iskân edilecekahalinin miktar nüfus miktarı tasrih edildiği gibi bu nüfusun işgal edeceği haneler dahi tespitolunmuştur. Vilayetten yalnız İstanbul, Ankara, Edirne, Konya, Trabzon, Van, Bitlis veLivalardan Beyazıd, Muş, Lazistan, Maraş, Ardahan, Artvin, Mardin, Genç, Kars, Karahisarsahip livalarına iskân yapılmayacak sair livayı müstekile ve gayri müstekile de az çok kesifolarak ahali yerleştirilecektir. İskâna tabi tutulacak ahalinin miktarı dört yüz bin kadar tahmin olunmaktadır. Bumiktar nüfusun umumuna her iskân mıntıkasında ihtiyaca göre taksim edilen umum hanelerinyekunu da seksen bin küsur kadardır. Anavatana kavuşacak kardeşlerimiz arasında doksan beşbin tütüncü, iki yüz bin çiftçi, yüz bin zeytinci ve bağcı, beş-on bin kadar da tüccar ve esnafbulunacağı tahmin olunmaktadır.

Yenice Vardar

Tütüncü Dramalılar ve Kavala ahalisi Samsun ve havalisinde, Zzeytin yetiştirenDrama ve kavala ahalisi ile Selanik merkez kazası ahalisi İzmir, Manisa, Menteşe ve Denizlihavalisinde, Siroz Livası ahalisi Adana ve havalisinde, Preveze ve Yanya ahalisi Antalya,Silifke ve havalisinde, Midilli, Girit ve diğer adalar ahalisi Ayvalık, Edremit ve Mersinhavalisinde, Kozana, Karabina, Nasliç, Kesriye, halkı Malatya ve havalisinde, Kayalar,Karaferye, Vodine, Katrin, Alasonya, Langaza, Demirhisar, Gevgili’nin Yunanistan’a kalanköyleri, Karacaabad, Yenice Vardar halkı Amasya, Sivas ve Tokat havalisine, Kasandra,Poliruz, Sarışaban Avrethisarı, Nuregub ve havalisi ahalisi Çatalca ve tTkfurdağı, karaman veNiğde havalisine iskân edileceklerdir. 2

2 Vatan 12 Ağustos 1923, Sayı: 164

Page 8: MÜBADELE TAR0H0NDEN SAYFALAR - bakisarisakal.com¼badele Tarihinden Sayfalar.pdf · olmaks1z1n yürütülecektir. 0_bu Madde ile 9 ˇncu Maddede öngörülen mallar, bu çe_it bir

MUHACİRLER

Rumca refiklerimizden bir kısmı, İslam muhacirlerinin kendi köylerindebirleştirilmelerini hükümetten rica cüretyap olduğumuz için hasmane temennilerimizibüsbütün bir başka şekilde göstermek isteyen büyük bir dava açıyorlar. Biz bu meselede hakve adaletten başka bir gaye takip ettiğimiz cihetle itidal ve sukunetten uzaklaşan bu hararetlineşriyatın tesiri ile değilse bile teessüfle takip ediyoruz. Binaenaliye vaziyeti bir kere daha tevsih etmek emeliyle refiğimizin yanlışaddettiğimiz sureti telakkiyelerini bu satırlarda kabilse tashihe çalışacağız. Balkan muharebelerinden Harbi Umuminin nihayetine kadar devam eden buhranlısenelerin en zavallı kurbanları Türk ve Rum, İslam ve Hıristiyan müvasaz kalan, yabancıellerde sürünmeğe mahküm edilen muhacirlerdir. Muhacirlerin bütün emellerini, bütünfelaketlerini çok eski zamandan beri tecrübe etmiş olan bizim kadar takdir eden ve tanıyan birmillet yoktur diyebiliriz. Bu acı sefaleti tanıdığımız içindir ki karşımızda bir muhacir gördüğümüz zaman,hangi millete mensup olursa olsun, yıkılan ocakları, söndürülen haneleri düşünerek için içinağlıyoruz. Öyle zannederiz ki bu biçarelerin tahfif ızdırabı için her ne kabilse yapmakhükümetin cümle-i vazifesindendir. (Nea Aletya) refikimizin tarizkar silsilei makaletine vesile olan geçen birmakalemizde bir makalede biz Kafkasya’dan bu topraklara getirlen Kafkasyalı RumMuhacirlerinin hükümetten pederane bir himaye görmelerini çok görmüyoruz. Vatanlarındanuzaklaştırılan, saadetleri mahvedilen bu acınacak insan kitlesinin terakkiye kavuşması için neyapılsa çok değildir. Ancak bunların yanında aynı derecede sefil, aynı derecede muhtaç,himayesiz bir kitle vardır ki bu da muhacirin İslamiye’den müteşekkildir. Bunlardafelaketzededirler. Bahusu bu vatanın evlatlarıdırlar. Hükümet, bu biçerelerin bir kısmına ancak yekdiğerinin zararına olarak dostyardımını uzatsın Bu gün açıkta kalan İslam muhacirleri, Nea Aletya refikimizde neşrolunanmakalat muharirininde itirafı vecihle, küçük eshab araziden edilir. Musibet harbin kendilerini maruz bulundurduğu iki müteveli vaziyetten hangisiasıl olarak ittihaz edilirse edilsin, bu zavallıları Makedonya’da veya Trakya’da, her halde biryerde sakin bulunuyoruz. Hükümet bunalrı en son bulundukları araziden kaldırarak kendiköylerine iade etmek vaadiyle oraya Trakya Rum Muhacirlerini yerleştiriyor. Biz bu hareketi aynı adalet gibi kabul ederiz. Trakya ve Anadolu muhacirinHıristiyanlarının kendi memleketlerine iadelerini pek tabiî buluruz. Yalnız yine o kadar tabiîbuluruz ki sakin bulundukları bir mevkiden kaldırılan İslamlar, Mekadonya’da kendiköylerine, tarlalarına sahip olsunlar. Öyle ya, harp ateşi İslam ve Hırıstiyan, yüz binlercehalkın felaketini hazırlıyor, sonra sulh avdet edince bu felaketlerin tamirine çalışılıyor. Herkesbir yere yerleştiriliyor. Yalnız zavallı İslam muhacirleri ortada yersiz yurtsuz kalıyor. Bu muhukuk? Nea Aletya refikimizin, silsilei makalatının sonunda diyor ki: “ Mekadonya tenha,sahipsiz araziye araziye maliktir. Hükümet İslam muhacirlerine buraalrda köy yapabilir. Halbundan ibarettir. “ Biz hükümetin yeniden köyler yapmağa maliyesinin müsait olupolmadığını bilemeyiz. Fakat mademki bu kudret ellerinde bulunuyormuş, Kafkasya’danbinlerce zavallıyı bu topraklara sürükleyen Venizolos cenapları ne için bu yol ile iskanlarınıdüşünememiş? Hatta ne için harap ve gayri müskun kalan yüzlerce kuranın bir derecetamiriyle Kafkasyalıları oralara yerleştirmemişte Trakya ve Anadolu’dan vatan asliyelerineiade edileceklerini pek güzel bildiği İslamların köylerine yerleştirmiş? Yine ne için lazımgeliyor ki İslamlar kendi köyleri dururken hükümetin hiçbir zaman yapmayacağı veyayapamayacağı keşaneleri bekleyerek sefalet içinde sürüklensinler.

Page 9: MÜBADELE TAR0H0NDEN SAYFALAR - bakisarisakal.com¼badele Tarihinden Sayfalar.pdf · olmaks1z1n yürütülecektir. 0_bu Madde ile 9 ˇncu Maddede öngörülen mallar, bu çe_it bir

Nea Aletya refikimizin makalesi bu suretle mi bize tesvai hukuk bahş etmekistiyor? Bize diyorlar ki. “ Türkler, Rumlarla kalben anlaşabilecek mertebeye yükselinceyekadar biz Yunanlılar, Yunanca düşüneceğiz. Varsın Müslümanlarda Türkçe hareket etsinler! “Hayır, geliniz hep beraber insanca hareket edelim: Bu gün karşınızda hiçbir cinayetişlememiş, Nereye sürüklendiğini asla anlayamamış felaketzede bir kitle görüyorsunuz. Buzavallılara diyeceksiniz ki: “ Size acıyoruz, fakat ne yapalım? İslam olmamalıydınız.Dindaşlarınızın memleketinden gelen Hıristiyan muhacirlerini vatan asliyelerine iade ettiktensonra, şimdi de sizin hiç bilmediğiniz, hiç tanımadığınız, uzak dağlardan getirilen diğerzavallıları sizin köylerinize yerleştiriyoruz. Bunlar hep Hıristiyan oldukları için huzur adalettehakka maliktirler. ?... “ Hayır bu haksızlığı Hükümet irtikab edemez. Biz yine tekrar ederiz: kafkasMuhacirleri ezhar cihet şayanı himayedirler. Bütün Yunan milletinin onları iskan için birparça fedakarlıkta bulunması, her köyün bir-iki aileye malcai olması, evet lazımdır. İslammuhacirleri iradeleri fevkindeki hadisatın bütün netayiç masumesini yalnız başlarınaomuzlarına yüklenmemelidirler.

Hiçbir kanun, adalet bunu emredemez. Bu zavallıların mütemadiyen canilik vezalimlikle itham edilmelerine gelince bunu daha önce adı geçen makale sahibinin hakikatlisanını kullanmamakta olmasına atfederiz. Biz hala ümit ediyoruz ki uzak bir iklimden memleketimize celb edilenKafkasyalılar bütün Yunan milletinin mazaharetiyle, bütün Yunanistan’a tevzi edilerek,yerleştirilecek ve tahliye edilen İslam köylerine sahibi hakikiyeleri hak ve insaniyet namınaavdet edeceklerdir. “ Yeni Asrın mukaddes ümitleri husül bulmayacaktır. “ diyerekcesaretimizi kırmak zımnında bulunan bu makaleye şunu söyleyeceğiz ki: Bu intizarımızınhusulü dedikleri gibi (Yunanistan’a tekrar İslam hâkimiyetinin avdeti ) değil, ancak kanun veadaletin bu topraklarda devam etmesidir. Bu adaletin aynı zamanda Kafkasyalılara veİslamlara şamil olmasını, bütün bu zavallıları mesut değilse bile müteselli kılmasını ise bizherkesten ziyade temenni ederiz. 3

3 Yeni Asır 23 Kânunusani 1921, Sayı: 4706

Page 10: MÜBADELE TAR0H0NDEN SAYFALAR - bakisarisakal.com¼badele Tarihinden Sayfalar.pdf · olmaks1z1n yürütülecektir. 0_bu Madde ile 9 ˇncu Maddede öngörülen mallar, bu çe_it bir

YUNAN VAHŞETLERİNE DAİR ACIKLI FIKRALAR

Pontus Muhacirleri Çerkeşlerle Birlik Olarak Yunan Hükümeti ve JandarmalarınınGözü Önünde Makedonya Türklerini Kesip Biçmekteler

Selanik’ten veya Selanik’e civar kaza ve kasabalardan firar ile İstanbul’a gelenlerYunanın kışkırtma ve teşvikiyle Pontus muhacirlerinin Müslümanlara karşı yaptıkları vahşetve cinayetleri pek süzüşlü bir tarda anlatmaktadırlar. Yunanlılar yapılan bütün faciaya Rummuhacirlerini vasıta ederek kendilerini mazur göstermek istiyorlar. Gerek Garbi Trakya’dagerek Makedonya ve havalisinde ifa edilen bu katl ve yağmanın daha ne vakte kadar devamedeceği malum değildir. Pek çok müşkülat çektikten sonra firara muvaffak olarak İstanbul’agelen bir yolcu Makedonya’da ki facia hakkında bize aşağıdaki malumatı vermiştir:

Selanik’te: Pontus muhaciri Selanik’e doldurulduğu zaman bunlar kendiliklerindenMüslüman evlerini istilaya başladılar. Köylere gidenler Hükümet tarafından Müslümanköylüye cebren beslettirilmektedir.

Geçen gün Demirzade’nin mağazasında müstahdem Hafız Zeki Efendinin evinesabah erkenden hücum vaki oldu. Rum muhacirleri ile beraber Çerkezlerde vardı. Hafız ZekiEfendinin el ve ayakları bağlanıp, ağaç altına yatırıldı ve Pontusçular hep bir ağızdan:

— Türkler bizi kesti, bizde sizi keseceğiz! Diye bağırıyorlar.. Zeki Efendinin refikası zevcini kurtarmağa çalıştı. Şiddetledövüldü. Baştan aşağı silahlı olan muhacirler bombalarla etraftakileri tehdit ettiler vePontus’çu kadınlar evin bodrumuna hücum ederken, erkekler üst katlara girerek yağmayakoyuldular. Evin diğer kısmında Ali Ağa ismindeki bir kiracı kapıyı açmadığından getirdikleribüyük taşlarla kapıyı kırdılar ve kendisini başından yaralayarak ve çamaşır, bakır ve çeyiztakımlarını yağma ettiler. Bütün bu vakayı feryadı figan ayyuka çıkmış ve komşularkorktuklarından müdahale edememiş ve Pontus’çular rahatça firar etmişken Yunan Hükümetive jandarma ve polis asla görünmedi.

Selanik Unkapanı

Page 11: MÜBADELE TAR0H0NDEN SAYFALAR - bakisarisakal.com¼badele Tarihinden Sayfalar.pdf · olmaks1z1n yürütülecektir. 0_bu Madde ile 9 ˇncu Maddede öngörülen mallar, bu çe_it bir

Çınarlık mahallesinden muhacirler geçerken bir evde dört Müslüman kadınıgördüler Niçin olduğunu sormağa lüzum görmeden tüfekle nişan alarak ikisini öldürdüler.Biri korkudan bayıldı, diğeri firar etti. Bayılanın kızının ırzına tecavüz edildikten sonra birçokgürültü patırtı oldu. Netice de hükümet failleri bulmağa çalıştı. Unkapanı’nda Hırdavatçı Ahmet Cevdet Efendi’nin gündüzün yağma edildi vecebindeki parası bile alınarak kendisi adam akıllı dövüldü,

Ramazandan evvel Pontus’çular sabahleyin Bedestene tecavüz ettiler. Bir şeyalacakmış gibi girdikleri dükkanda hiç yoktan kavga çıkardılar. Ne kadar fes varsa hepsiyırtıldı ve: “ Türkler bizi kesti, biz de sizi keseceğiz. Hâlâ burada mı duruyorsunuz? “nefretini tekrar ede ede giderlerken, gençlerden birisi keyif için tabanca attı. Bir ihtiyarMüslüman’ı öldürerek geçip gittiler. Diktatör Palastiras’ın Ramazan’da Selanik’te iken verdiği emir üzerine HamzaBey Camisi minaresinin kandilleri Ramazan’ın sonuna kadar yakılmamıştır. Ramazan’ın onbeşinden sonra Pontus’çular ikindi namazı esnasında Hamza Bey Camisine hücum ettiler.Dibçik, kırbaç, odun ve sair vesait ile namaz kılan Müslümanlara saldırdılar. Birden bire buvahşete maruz kalanlar şaşırdı. Birçoklarının kafası ve gözü yarıldı. Birçokları sakat kaldı. Yunan polisi bumeselenin pek de küçümsenmeyeceğini görerek her şey olup bittikten iki saat sonra takibatabaşladı ve gafillerden bir ikisini yakaladı. Ellerine kelepçe takıldı. Güya YedikuleHapishanesine götürülecekti. Yukarı yangın mahallerine gelince serbest bırakıldı. Ertesi gün oadamlara sokaklarda tekrara rast gelindi.

Kavala’da:

Kavala

Fakat muhacirlerin daha vapurdan limana geldikleri tarihten itibaren vahşetbaşlamıştır. Bunların eşyasını nakil için Müslüman ahali angaryaya tabi tutuldu. Bundan sonra muhacirler Müslüman evlerine musallat oldular. Selanik’te olduğugibi burada da yağmalar, hırsızlıklar, namusa tecavüzler vaki olmağa başladı.

Page 12: MÜBADELE TAR0H0NDEN SAYFALAR - bakisarisakal.com¼badele Tarihinden Sayfalar.pdf · olmaks1z1n yürütülecektir. 0_bu Madde ile 9 ˇncu Maddede öngörülen mallar, bu çe_it bir

Bu suretle Kavala’nın eşraf ve himmetli zevatından Müzi namıyla maruf MustafaEfendi birçok Müslümanları kurtarmak için kendi evine almıştı. Muhacirler pür silah bu evinkapısını kırarak içerisindekileri ölesiye dövdüler ve orayı yağma ettiler. Kavala’dan olup Sarışaban’da ikamet eden Ahmet Efendiye Yunan Hükümeti iaşeedilmek üzere yirmi Pontus’çu Rum muhaciri vermiştir. Ahmet Efendi o günden sonra hep oadamlar için çalışmak ve onlara esir ve hizmetkâr olmuştu. Evvelce oldukça zengin olanAhmet Efendi bugün Sarışaban’dan kaçmak için elinden geleni yapmaktadır. Kavala eşrafından Sabit Beyin adamı fesinin niçin yırtıldığını sorduğu içinmuhacirler tarafından öldürülmüştür. Pontus muhacirleri girdikleri memleketlerde emirkardırlar. Yunan Hükümetiyalnız göz yummak değil, bunları hareketlerinde teşvik etmektedirler. Bunların başlarındasiyah bir kalpak kalpağın ortasında kırmızı bir salib ve üzerlerinde avcı ceket ve kilotpantolon, bellerinde tabanca, elerlinde kamçı veya tüfek vardır. Hükümet bunların aileleriniköylerde, şehirlerde Müslümanlara beslettirerek erkeklerini çeteci yapmış ve mezalim içinetrafa saldırtmıştır. Mübadele meselesi Makedonya Müslümanları için bilhassa Pontusmuhacirlerinin geldikten sorma kati ve zaruri bir hal almıştır. Bu dakikayı Müslümanlarsabırsızlıkla beklemektedirler. 4

4 Vatan 26 Mayıs 1923, Sayı: 59

Page 13: MÜBADELE TAR0H0NDEN SAYFALAR - bakisarisakal.com¼badele Tarihinden Sayfalar.pdf · olmaks1z1n yürütülecektir. 0_bu Madde ile 9 ˇncu Maddede öngörülen mallar, bu çe_it bir

YUNANİSTAN TÜRK TEBAASINI EZİYOR

Son zamanlarda, Türkiye ile Yunanistan arasında bir itilaf akdedilmek üzereolduğuna dair bazı rivayetler dolaşmaktadır. Yunan rical resmiyesi tarafından Meclis-iMebusan’da vuku bulan beyanat bu rivayetleri takviye ettiği gibi hükümetimizin kararıRumların avdetine müsaade etmek suretiyle aldığı vaziyette itilaf haberlerini teyiteylemektedir. Hükümetimiz esas itibariyle Yunan tebaasının emvali ve emlakine hiçbir zamanvaziyyed etmemişti. Yunanlıların harp esnasında bile serbestçe mallarını tasarruf etmişlerdi.Hükümet seyrü sefer talimatnamesinin üçüncü devresi ile müsadekarlığını bir adım daha ilerigötürmüştür. Hükümetimizin bu itilafperveranesine karşı acaba Yunanistan’daki Türk tebaasınınvaziyeti ne merkezdedir? Malumdur ki mübadeleye tabii ahalinin hukuku muhtelit mübadelekomisyonunda ki Türk murahhaslarına tevdi edilmiştir. Bunların vazifelerini ne dereceyekadar ifa edebildiklerini şimdilik tetkik etmeyeceğiz. Yalnız Yunanistan’da emlak ve arazisibulunan binlerce Türk tebaası vardır ki bunların hukukunu müdafaa doğrudan doğruyahükümete teveccüh eden bir vazifedir. Ma teessüf bu vazifeyi şimdiye kadar katiyen ifaetmemiştir. Bugün Yunanistan’da ki emlak ve arazisine tasarruf edemeyen binlerce Türktebaası çırpınıyor, feryad ediyor, münferiden uğraşıyorlarsa da hiçbir semere eldeedememişlerdir. Yunan memurları bütün şikâyetleri istihfaf ile karşılıyor. Yunanlıların güyamemleketimizde duçar oldukları zararlara ve müşkülata mukabele yapıldığını ima ediyorlar.Hâlbuki bütün tebaası ve mübadeleye tabi olmayan Rumlar memleketimizde mülklerinetasarruf ediyor ve hiçbir müşkülat görmüyorlar. Hükümetimiz Türk hukukunun muhafazasınıehemmiyetle düşünmeli, Hariciye Nezareti ciddi teşebbüste bulunmalıdır. Türklerin emlaki Yunanistan’da ne müthiş ve ne büyük tehlikelere maruzolduğunu bizzat tatbikat icrasıyla tecrübeler gören ve İstanbul’a gelen alakadar bir Türk’ünyana yakıla verdiği izahatı burada hasetsen hükümetin dikkatine arz eyliyoruz: 1- Yunanlılar bir Türk’ü Mübadeleye gayri tabi tutmak, emlakine tasarruf hakkınıtanımak için evvela Türk tabiiyetinin vesaik şubutiyesini arıyorlar. Bunların birincisi Türkiyehükümetinden alınacak tabiiyet vesikası, ikincisi Türkiye’de ikametgâhını muayyenşahadetname, üçüncüsü Yunan valisinden alınacak 18 Teşrini 1912 tarihinden mukaddemveya kadimen Yunanistan haricinde ikamet eylediklerine dair tasdikname Türkiye’den tabiyet ve ikametgâh vesikasını istihsal ederek tasdikname almak içiniçin Yunan Hükümetine müracaat ettiniz mi Yunanlılar elinizde ki vesaiki hükümsüz tutarak1912’den evvel Yunanistan’dan çıkmadığınıza dair iki şahit ararlar. Yunanistan’da şahitbulmak güç bir şey değil, fakat masraf lazım, Şahitler sulh hakimi huzurunda ikame olunacaksonra da belediyede ki nüfus kaydında mukayid bulunmadığına dair belediyeden bir vesilaalınacak!... Birinci veya son vesikanın maksadı temine kafi iken Türkleri zarara sokmak,uğraştırmak, işleri süründürmek için bu muhtelif ve gülünç safahatı icat etmişlerdir. Yunanlılar müşkülatın bu derecesine de kanaat etmemişler, ahiren bu vazifeemvar ecnebiye müdüriyetine tevdi olundu. Ecnebi müdürü de diğer birçok vesaik icad veilave etti: 1. Nüfus tezkeresi, 2. Seyahat pasaportu veya tezkeresi, 3. Türkiye’de askerlikvazifesini ifa ettiğine dair vesika, 4. Yunanistan’da mukayid olmadığına dair müftülüktentasdikname, 5. Emlak ve akarı idare etmiş olanların vekâletnameleri, 6. Tapu senetlerininTürkiye defterinden çıkarılmış Rumcaya mütercim nüshaları, 7. Bila verasete mutasarrıfolanların veraset evrakı. Bu vesikalardan kısmı azamisinin maksada talik olduğunu, diğerlerine debirbirlerine merbut şeyler olup biriyle maksadın gerçekleşeceği kabil bulunduğunu bir çocukbile anlarken, Yunanlılar anlamak istemiyorlar.

Page 14: MÜBADELE TAR0H0NDEN SAYFALAR - bakisarisakal.com¼badele Tarihinden Sayfalar.pdf · olmaks1z1n yürütülecektir. 0_bu Madde ile 9 ˇncu Maddede öngörülen mallar, bu çe_it bir

Bilahare uğraşarak binlerce Drahmi masraflar ederek bütün bu vesaiki tedarikedebilen bir-iki Türk’te netice de: “ Tahkikat icra olunacaktır “ sözüyle işin gayrı muayyen biratiye atıldığını yeniden tahkikata lüzum gösterildiğini görmüşlerdir. Şimdiye kadar hiçbir fertbu muamelatı ikmal ile emlakine tasarruf edebilmek saadetine mazhar olamamıştır. İşlerinibitirdiklerini zannetmişler, karşılarında hiç beklemedikleri yeni müşkülat gördüler, İadeolunacak şey, Çiftlik ise beş, emlak ise dört şartın kabulünü mutazemin katibi adliden alınanbir tahaütname talebine maruz kaldılar. Şartlar bunlardır: 1. Hükümetten hiçbir tazminat aranmayacak. 2. Hükümetin tahsil ettiği icar bedelatı iki hükümet arasında itilaf husulündensonra talep edilebilecek. 3. Hükümetin koyduğu müstecir çıkarılmayacak ve muayyen bedel icardan fazlaaranmayacak. 4. Muhacirler tahliye edilmeyecek. 5. Arazinin beşte biri hükümete kalacak. Bir kere bu müşkülatı, bu şartlarıdüşünmeli, sonra da Lozan Antlaşmasında ki “ Emlakin hiçbir güna tekâlif vekayide tabitutulmayarak iade olunacağı “ kayıt sarihine bırakmalı! Bütün Türk emlakine ve çiftliklerinemuhacir yerleştirilmiştir. Muhacirler tahliye edilmeyecek! Öldükten sonra tasarruf imkânıkalır mı? Bundan başka Yunan Hükümeti Türkleri ezmek için eski ve yeni kanunlarla o kadarağır vergilerde tayin ettiler ki bir Türk emlakine tasarruf edebileceği zaman bunu satmayateşebbüs edince bazen yüzde kırk, miktarında hükümete vermeğe mecbur kalacaklardır. Mübadele Komisyonu bu meselelerle katiyen uğraşmadığı için en mühimnoktaları Hariciye Vekâletinin nazarı dikkatini arz etmek istiyoruz. Milyonlarca liralıkservetlere telakki eden bu mesele artık ciddiyetle düşünülüp takip edilmeli, İstanbul’dakiRumlara ve Yunanlıların emlakine mukabele bil misal icrası suretinde Yunan hükümetinezdinde teşebbüsat ittihaz olunmalıdır.

Selanik Yangını

Page 15: MÜBADELE TAR0H0NDEN SAYFALAR - bakisarisakal.com¼badele Tarihinden Sayfalar.pdf · olmaks1z1n yürütülecektir. 0_bu Madde ile 9 ˇncu Maddede öngörülen mallar, bu çe_it bir

Hükümetten istediğimiz şeyler şunlardır: 1. Çiftlikleri Yunan Hükümeti istimlâk edecekse bunun adilane şartlarla biranevvel yapılması. Çünkü bütün Rumelili Türk zenginler, müthiş bir zaruret içindedirler.

2. Çiftlikler sahiplerine kalacaksa fiilen tasarruflarının temini. 3. Selanik büyük yangınında muhterik olan emlak arsalarına yeniden adilanebedalat takdiriyle ettirilmesi, Çünkü bütün yangın yerleri taksim ve furühat edilmiş, Türklereait arsalar vesaiki verilmemiştir. Bu gün meydan da iade olunabilecek arsaya kadar, azim birservet teşkil eden bu Türk hukuku Yunanlıların keyfine mi kalacaktır?

Selanik Yangını

4. Yanan bu emlakin Türklere ait sigorta bedeli Yunan Hükümeti Kumpanyalarnezdinde haciz etmiştir. sulh sükut edildiği halde haciz feshedilmedi. Milyonlarca sigortabedeli kumpanyalar kasasında duruyor. Bu paralar Lozan Antlaşması mucibince tesviyeettirilmiştir. 5.Yangınlarda kısmen yanmış kabil istimal emlak emsali vecihle Türk sahiplerineiade olunmalıdır. 6. Yangın yerlerinde Türklere aitken Hükümetçe sattırılan enkaz bedelisahiplerine verilmelidir. 7. Bütün bu mesailin fevkinde olarak en mühim noktada tediyatın sureti icrasımeselesidir. Muharebe esnasında, harik kebir zamanında Yunan parasının büyük bir kıymetivardı. 1 altın Türk Lirası 23 Drahmi kıymetinde idi. O zaman takdir olunan altın kıymetler vesigorta bedeli hep bu esas üzerine Drahmiye tahvil olunmuştu. Halbuki bu gün Drahmiler okadar sükut etmişler ki o zaman bir altın 23 Drahmi iken bu gün 260 Drahmidir. Hükümet vesigortalar Yunan kanununa istinaden Drahmi ödemeye kalkışacak olurlarsa herkes hakkınınonda birinin bile alamayacak demektir. Çok şükür ki bu mesele Lozan’da düşünülmüş,tediyenin tarzı tayin edilmiştir. Mamafih bunu anlaşmaya yazdırmak kafi değildir, Tatbikettirmek lazımdır ki, bu da hükümetin vazifesidir. 5

5 Vatan 31 Temmuz 1924, Sayı: 467

Page 16: MÜBADELE TAR0H0NDEN SAYFALAR - bakisarisakal.com¼badele Tarihinden Sayfalar.pdf · olmaks1z1n yürütülecektir. 0_bu Madde ile 9 ˇncu Maddede öngörülen mallar, bu çe_it bir

MÜBADELE ÖNCESİNDE SELANİK’İN HAL VE VAZİYETİ

Selanik’ten Gelen Bir Kafilenin Beyanatı

Yunan Hükümeti İslamlara Nasıl Muamele Ediyor:

Selanik’te birkaç ay evvele nispetle itlaf askeri daha az miktarda kalmıştır. Fakatidare-i hükümet kâmilen Yunanlıların elindedir. Selanik ve bilhassa Makedonya efkâr-ıumumiyesi doğrudan doğruya Yunanlıların lehinde değildir. Çünkü yeni işgal ettiklerimahallerde ceryan eden muamelat muhtelife de kendilerini sevdirememişlerdir. Buna başlıcasebep olarak başlıca muhacirinin yerlilere karşı bilumum hadisattaki tecavüzatı gösterebiliriz.Ezcümle İslamlara reva gördükleri bütün harekata karşı hükümetin lakayidesi ve bir şikayetvukuunda muhacirini himaye ile. Sonra ahalinin cehennemi jandarma hakkındaki şikâyetine itibar olunmaz, sivilefradınsa karşı pek fena ve galiz bir siyaset takip olunur. Hatta orada dahi darp etmek usulücaridir. Bunlar meyanında Hasan Paşa Karakolu namıyla maruf olan ve hâlihazırda “ kanadıaksı “ tesmiye olunan mevki en müthiş ve cehennemi bir karakol diye şöhret bulmuştur.İçerisine haklı ve haksız olarak düşen bir kimse bir defa olsun dar edilmeden ve bir aydanevvel dışarıya çıkarsa bahtiyardır. Bütün bu haşin ve galiz muamelatta Yunan Hükümeti’nekarşı kuve-i itilafiyenin bile tesiri yoktur. Fakat biçare Türklere karşı her şey revagörülmektedir.

İşsiz ve Güçsüzler Ordusu:

Hayat mayişet İstanbul’la mukayese edilince şimdi evlere nispetle kesbi sübutetmiştir. Çünkü pahalılık, tüccarın en revaçlı günlerinde nasıl idiyse şimdi en kenar mıntıkadayine öyledir. Mukaddema harp zamanında ahalinin kısmı azami baz amele ve muhacirinkısımları Fransız ve İngiliz nezdinde ücret mukabilinde çalışıp mayişetlerini temin etmekteidiler. Saha-i ticarette memleketin akvamı sairesi de izdihamın mevcudiyetinden mustefidoluyordu. Şimdi ise ahval büsbütün bir aksidir. Bilhassa yekûnu yüz binlere varan amele,itilaf askerinin çekilmesi ile beraber işsiz, güçsüz kalmıştır ve Sırpların kendi yerlerine avdetiüzerine bir muktezai siyaset eski hudutların tayini ve gümrük tarifesi hayatı ticariyeyi sekteyeuğratmıştır. Hal böyle olmakla beraber eskiden beri ticaretle iştigale alışmış olan İslamlarınbir kısım kabili işlerine devam etmekte iseler de ekseriyeti itibarıyla köylerde arazisi zapt,ticaretleri mahv, istirahatları selb edilerek nefsi şehre hicrete mecbur olan kimselerin bugünkü hal kendilerini büsbütün diyar-ı ahire sevk edecek mahiyettedir.

Hicrete Nasıl Mani Oluyorlar:

Bir şerait tahtında orada yaşayamayacaklarını anlayan Müslüman ve hatta Türklerleberaber bulunmağa alışmış Hıristiyan ve Museviler dahi hükümetin müsaadesini istihsalimkânı olsa hemen firar ile memaliki Osmaniye ye hicret edeceklerdir. Selanik vilayeti dahilinde yirmi beş- otuz bin kadar İslam nüfusu tahmin olunuyor.Bunlardan hicret etmek isteyenlerin emlakine “ “ dimisyonu “ u hani müsadere tehdidikendilerini bu fikirden sarfı nazar ettirmektedir. Birde askerlik hizmetlerini ifa edeceklerivesilesi hicretlerinin katiyen önünü almaktadır. Gerçi İzmir’in işgali tarihinden beri makamatıresmiye İslamlara karşı hüsnü muamele edilmesini her gün ihtar etmekte ise de bu ihtiyaratharice karşı yalnız resmiyetten ibaret olup memurin iadesi yine bildiklerinden gerikalmamakta ve hatta daha ziyade ibrazı şiddet etmektedir. Bundan maada en ufak vesileler ileahaliye ceza namıyla ağır vergiler konulmaktadır.

Page 17: MÜBADELE TAR0H0NDEN SAYFALAR - bakisarisakal.com¼badele Tarihinden Sayfalar.pdf · olmaks1z1n yürütülecektir. 0_bu Madde ile 9 ˇncu Maddede öngörülen mallar, bu çe_it bir

İnşaata Müsaade Edilmiyor:

Yunan hükümeti Selanik’te yangın mahalleri üzerine bina inşaatına katiyenmüsaade etmemektedir. Çünkü inşaat projesi Ayasofya Camii cihetinden, Sabri Paşa(Venizolos) caddesine doğru araziyi kâmilen düz bir saha haline getirecek bir tarzdayapılmıştır.

Ayasofya Camisi

Sabri Paşa (Venizolos) Caddesi

Page 18: MÜBADELE TAR0H0NDEN SAYFALAR - bakisarisakal.com¼badele Tarihinden Sayfalar.pdf · olmaks1z1n yürütülecektir. 0_bu Madde ile 9 ˇncu Maddede öngörülen mallar, bu çe_it bir

Güzergâha tesadüf etmekte olan ticarethanelerde bir-iki aya kadar yıkılacağı ihtaredilmektedir. Bununla beraber Venizolos Projesi berayı tasdik Atina Meclisi Mebusanındamevki-i müzakereye konulduğu zaman mecliste birçok gürültülü münakaşalar olmuş vemebusanın muhalefeti dolayısıyla projenin tasdik ve tanzimi gayrı malum bir zamana tehir vetalik edilmiştir.

Makale Yazılması Bile Yazık:

Selanik’te “ Havadis “ namıyla bir İslam gazetesi intişar ediyor. Bu gazetehakikaten ismi gibi yalnız havadisten ibaret olup, muhabirleri fikir dünyalarını anlatmaktanmemnudurlar. Yanlı sütun dâhiliye ve iktisadiye ile iktifa ederler.

Mektepsiz Memleket:

Selanik’in büyük yangınından sonra Türkiye’nin hayat irfanında yüksek ve şöhretkazanmış olan Feyziye Mektebi ancak idame-i mevcudiyet edebilmişti. Oda mektep müdürüİsmet Bey’in mütemadi bir sui ve gayreti sayesinde kabil olmuştu. Fakat bilahare müdür,mektebin idaresi hususunda encümen daimisi tarafından birçok haksız itirazata maruz kalmışve maalesef müdürlükten istifa eylemiştir. Bu suretle mektebin idaresi münhal olduğundanşimdilik iptidai derecesine tecavüz edememektedir. Hükümet Yunaniye iki aydan beridir sabık merkez rüşdiyesi olan bir mektebiibtidai tahsil için Cemaati İslamiyeye tahsis eylemiştir. Zükûr ve İnasın tahsil taliyesine AliPaşa Mektebi’nin hasredileceği söylenilmektedir. Mezkûr mektep Rum muhacirini tarafındantahrip edilmiş ve hükümetçe tamiri deruhte olunmuş ise de ma teessüf şimdiye kadar hiçbirşey yapılmamıştır. Hulasa bu gün Selanik vilayetinde tali ve aliyeden sarfınazar rüşdi tahsilibile yapılabilecek bir müessese mevcut değildir. 6

6 İleri 19 Kânunusani 1920, Sayı: 730

Page 19: MÜBADELE TAR0H0NDEN SAYFALAR - bakisarisakal.com¼badele Tarihinden Sayfalar.pdf · olmaks1z1n yürütülecektir. 0_bu Madde ile 9 ˇncu Maddede öngörülen mallar, bu çe_it bir

MÜBADELE İLE ANADOLUYA GELECEK TÜRKLER

Selanik’te münteşir “ Yeni Asır “ gazetesine göre Muhtelit Mübadele Komisyonu,mübadeleye tabi Müslümanların Yunanistan’dan hareket zamanlarını gösteren bir programtanzim etmiştir. Bu programa göre Mayıs’ta Yunanistan ‘dam memleketimize nakledilmiş veedilecek olan Müslümanların miktarı ile memleketleri aşağıdadır:

MAYIS AYI MÜBADELE LİSTESİ

Yerleşim Yeri NüfusuSelanik’te Toplanan Muhacirin 12.676Mayadağ Kasabasından 2.600Purvi Kasabasından 1.017Vodine ve Karacaova’dan 4.000Nasliç’den 3.000Surviç ve Kayalar’dan 5.000Yanya ve Preveze’den 2.500Alasonya’dan 2.560Kesriye’den 6.000Girit’ten 5.830Limni’den 1.200Kavala ve Drama’dan 15.000

Mayıs Ayı Toplamı 61.383

Page 20: MÜBADELE TAR0H0NDEN SAYFALAR - bakisarisakal.com¼badele Tarihinden Sayfalar.pdf · olmaks1z1n yürütülecektir. 0_bu Madde ile 9 ˇncu Maddede öngörülen mallar, bu çe_it bir

HAZİRAN AYI MÜBADELE LİSTESİ

Selanik Araplı Köyü

Yerleşim Yeri Nüfusu

Kavala ve Drama’dan 18.763Yenice’den 3.977Işıklar’dan 985Kesriye’den 6.000Kayalar’dan 8.000Kozana’dan 6.500Florina’dan 500

Haziran Ayı Toplamı 47.604

Page 21: MÜBADELE TAR0H0NDEN SAYFALAR - bakisarisakal.com¼badele Tarihinden Sayfalar.pdf · olmaks1z1n yürütülecektir. 0_bu Madde ile 9 ˇncu Maddede öngörülen mallar, bu çe_it bir

TEMMUZ AYI MÜBADELE LİSTESİ

Kavala

Yerleşim Yeri Nüfusu

Kayalar’dan 1.539Kesriye’den 6.000Kozana’dan 6.000Siroz ve Mülhakatından 1.000Filorina’dan 5.000Karaferye’den 4.500

Temmuz Ayı Toplamı 4.489

Bu suretle 153. 477 nüfus Türkiye’ye nakledilmiş olacaktır. Ağustos veEylül’de Selanik ve Kayalar havalisinde bakiye kalan muhacirler ile Surviç, Yeni Vodine,Karaağaç ve en son olarak Epir Müslümanları Türkiye’ye nakledilecektir. Bunların miktarıhenüz malum değildir.

Page 22: MÜBADELE TAR0H0NDEN SAYFALAR - bakisarisakal.com¼badele Tarihinden Sayfalar.pdf · olmaks1z1n yürütülecektir. 0_bu Madde ile 9 ˇncu Maddede öngörülen mallar, bu çe_it bir

MUHACİRLERİN İAŞESİ

Mübadele İmar ve İskân Vekâletince İhzar Edilen Talimatname

Mübadelen gelecek muhacirlerin iaşesi için İmar Vekâletince tanzim edilentalimatname Heyet i Vekilece tasvip edilmiş bir reisicumhur hazretlerinin tasdikine aktaraneylemiştir. Mezkûr talimatname berveche atidir:

Madde 1. Berayı iskân Türkiye’ye gelecek muhtaç muhacirine: a. Tahaffuzhanelerde, sabahları ekmek ve çay. Akşamları sıcak yemek. b. Tahaffuzhanelerden ihraç iskelelerine kadar yolda ekmek ile katık.

c. İskelelerdeki misafirhanelerde sabahları ekmek ve çay. Akşamları etli yemek. d. Yollarda ekmek ile katık. e. İhraç iskân mahallerinde, tarihi iskandan itibaren iki ay müddetle yalnız ekmekveya un. İcabı hale göre bunların bedeli verilir. Madde: 2. Mevad-ı gıdanın cins ve miktarı: a. Ekmek: Yemeksiz ve katıksız olarak verildiği zaman büyükler için 90 gram,On yaşından dun olanlar için 450, sıcak yemek ile çay ve katık verildiği zaman büyükler için500, küçükler için 250 gram. b. Katık: Nüfus başına 160 gram zeytin veriyor. c. Sıcak Yemek: Nüfus başına et 100 gram, fasulye vesaire kurusu 10, sade yağ5, tuz 8, çay 1, şeker 10, taam odunu 700 gram olmak üzere hesap edilir. d. Tenvirat ve mahrukat: Yalnız misafirhanelerde nüfus başına gaz 30 ve odun1.000 gram hesabıyla sarf edilir. Madde: 3. Emzikli valdeler ve üç yaşına kadar olan çocuklara iki günde bir kutukeşfedilmiş şekerli süt ita ve muhacirinin hasta olanlarının iaşesi etıbbanın göstereceği lüzumagöre temin olunur. Madde: 4. On beş Haziran 338 tarihli muhacirin nizamnamesinin bu mevadamugayir ahkâmı iptal edilmiştir. Madde: 5 İşbu talimatnamenin hükmü tarihi neşrinden muteberdir. Madde: 6. İşbu talimatname icrasına Mübadele İmar ve İskân Vekili memurdur.7

7 Vatan 2 Kânunuevvel 1923, Sayı: 231

Page 23: MÜBADELE TAR0H0NDEN SAYFALAR - bakisarisakal.com¼badele Tarihinden Sayfalar.pdf · olmaks1z1n yürütülecektir. 0_bu Madde ile 9 ˇncu Maddede öngörülen mallar, bu çe_it bir

MAKEDONYA İSLAMLARA MEZBAHA OLUYOR

Tevfik Rüştü Bey’in teminine rağmen, Yunan Mezalimi Devam Etmektedir.Mezalimi Tetkike Memur Heyetler, Vazifelerini Hakkıyla İfa Etmiyorlar

Atina’da ki mübadele-i heyeti muhtatası, mübadele muamelatıyla iştigal etmek üzere,nüfus İslamiyesi keşfolan yerlerde birer tali komisyon teşkil etti. Bunlar (Selanik), (Drama),(Kavala) ve (Girit) de işe başladılar. Girit’in mübadele muamelatı henüz hitam bulmuşdemektir. Kavala’da komisyon muntazam bir program dahilinde mesaisine devam etmektedir.Drama komisyonu hâlâ dikkate değer bir faaliyet gösterememektedir. Bu da teşkilatını henüzikmal edememiş olmasından ileri gelse gerek. Selanik tali komisyonuna gelince, en ziyade şayanı nazar olan Selanik’te kimuamelattır.

Selanik’te ki 30 Bin Muhacir:

Aylardan beri Selanik’te aç, çıplak sokaklarda kalmış otuz bine yakın perakendehalk toplanmış, bulunduğu için gerek bunları mümkün mertebe süratle sevk ederek, sefalettenve ölümden kurtarmak, gerek bütün Garbi Makedonya’nın iskelesi olmak itibariyle taşradanpeyderpey gelecek muhacir kafilelerini intizam dahilinde sevk edebilmek üzere Selanik,komisyonunun sairlere nispeten çok farklı bir eser faaliyet göstermesi zaruri idi. Ma teessüfbiz burada bu sistematik faaliyetle intizamı göremedik. Bir Müddet levazım-ı ibtidaiyeyi,devairi, kitabeyi, ihzar ve tedarik etmekle vakit geçirildi. Bu tabii bir şey idi. Sonrabeyannameleri tevzi ve imlasına da birçok suiistimaller vuku buldu. Bunların kısmen önüalındıysa da beyannamelerin sureti tevziindeki intizamsızlık hâlâ devam ediyor. Takriben biray evvel istifa eden Türk mürahası Mustafa Arif Efendinin çekilmesi ve halefinin bütünmuamelatı kavrayabilmesi yine bir müddetin akametle geçmesine sebebiyet verdi. Zavallıhalk pek büyük bir batayitle sevk ediliyordu. Mıntıka da ve ekseriya on – on iki günde gelenbir vapurla şu zavallı müterakim halkı göndermek mümkün olamıyordu. Sokaklar, mahalleler,ıslahhane avlusu… Hususiyle Komisyon Dairesi bütün manasıyla bir yeis ve ızdırapmahşerini andırıyordu. Fakat en teessüf edilecek cihet on günde bir çıkagelen vapur süvarileriyleparanın, piyasa farkını tespit ve beyan ücretini tayin etmek üzere günlerce pazarlık etmek vebu pazarlık ve gece yarılarına kadar sürdürmekte, bilet ücretlerinden üç-beş drahmi tenziletmek gayretini güden komisyon, sabırsızlıkla beklenen biçare dindaşlarımızın her geçen günkırkar-ellişer franklık, masrafa katlandıklarını anlamak istemiyorlardı. Hele bir aralık buhusustaki intizamsızlık had safhayı bulmuştu. Havaların öldürücü şiddeti de ölümü davet ediyordu Hilal-i Ahmer’in vefatlistesi bu vebalden hiçbir alakadarı kurtarmayacaktır. Nihayet Türkiye’den AbdurrahmanBeyin riyaseti altında beş kişilik bir sevk komisyonu geldi ve işe ferda-i mübaşeretindeahvalde bir fark salah kuruldu. Fakat ma teessüf tali komisyon sevk heyetinin vazife-iresmiyesini tanımadığını ve bu tanımamazlık karşısında Abdurrahman Bey heyeti de birkaçgünlük ispatı mevcudiyetten bittabi çekindiği için yine ara yerde bir zaman kayboldu.Atina’ya yazıldı ve Atina’dan Abdurrahman Beyin vazife-i resmiyesi komisyona ihtar veteblig edildi. O zamandan beri Selanik Limanı’nın Türk Vapurlarından boş kaldığı yoktur. Hergün sevk işlemleri devam ediyor. Bu hususta Hamdi Beyin meşhur raporunun da büyük dahliolduğuna inanmak isteriz. Bugün Selanik’te perakende olarak ancak yedi-sekiz bin kişikalmaktadır ki bu da üç-dört vapurluk bir meseledir.

Page 24: MÜBADELE TAR0H0NDEN SAYFALAR - bakisarisakal.com¼badele Tarihinden Sayfalar.pdf · olmaks1z1n yürütülecektir. 0_bu Madde ile 9 ˇncu Maddede öngörülen mallar, bu çe_it bir

Fakat komisyon bunu da son dikkatsizliğiyle elim bir intizamsızlığa mahkûm etti.Bunu bilerek yaptığına hükmedilemez. Ancak taşradan gelen bir tek şahsın: “ Biz bilmemnereliyiz, altmış-yetmiş aileyiz. Ve birkaç aydan beri Selanik’te han köşelerinde ve izbelerdesürünüyoruz. “ sözleriyle başlayan feryadnamelerini hiçte sorup tahkik etmek zahmetinekatlanmadan nazarı ciddiyete alarak, ellişer-yüzer beyanname vermek ve bunları alan şahsınmemleketine gidip, şuna buna, satarak kasabalar ve köyler halkını perişan bir suretleSelanik’e döndürmek mesuliyeti, ancak beyannameleri tevzi emrinin sahibi olan zata aittir.

Zavallı halk bir saat evvelgidebilmek üzere bu beyannamelere istenenparayı vermekten çekinmediği gibi dahildenSelanik’e azimet yasak olduğu için doktorraporlarına, polis memurlarına, trenmuhafızlarına ve ekseriyetle otomobillereverdikleri paranın had ve hesabı yoktur.Selanik’e geldiklerinde de otelciler, lokantacılar,kahveciler ayrıca kanlarını emmektedirler. İlkönce verilen karar Selanik’te aylardan beribirikmiş olan taşralıları sevk etmekten ibaretti.Bade münasip görüleceği mıntıkadanbaşlanacaktı ve bu muntazam bir plan dahilindeceryan edecekti. Hâlbuki beyannameintizamsızlığı şu yolda devam ederse Selanikhiçbir zaman perakendesiz kalmayacaktır. Kozana ve Kayalar havalisi içinayrıca bir tali komisyon teşkil edilerek bugünyarın işe başlayacağından orası bu dereceyekadar bu gazaptan kurtulacaksa da Vodine veKaraca Ova ve Yenice Mıntıkasının İslam

Kozana

Page 25: MÜBADELE TAR0H0NDEN SAYFALAR - bakisarisakal.com¼badele Tarihinden Sayfalar.pdf · olmaks1z1n yürütülecektir. 0_bu Madde ile 9 ˇncu Maddede öngörülen mallar, bu çe_it bir

Nüfusu kırk bine yakın olduğu için herhalde orada da bir komisyon mahsus bulundurulmasıelzemdir. Bugün denilebilir ki çok muzdarip olan yirmi beş bin nüfuslu yirmi beş bin nüfusluKaraca Ova kazasıdır. Zavallılar neler çekiyorlar.

Geçenlerde Ağustos kasabası hakkında malumat vermiştim Her taraftan vukubulan müracaatlar üzerine o kanlı levhalar hakkında mahallinde tahkikatta bulunmak üzereSelanik tali komisyon memur edilir. Üçü de kalkıp Vodine’ye giderler ve bir gece oradamisafir kalırlar. Ertesi gün refakatlerinde (Gastalub) eşrafından olup birkaç aydan beriVodine’de sakin bulunan Nuri Bey’i tercüman olarak otomobillerine alırlar. Mahalli, mülkipolis memurları, yerli bir Müslüman’ın refakatini hoş görmez. ve otomobilde fazla yerbulunmadığının farkına vararak Nuri Beyi indirmek için bir çare düşünülür ve Rummurahhısını bir tarafa çekerek planlarını kurarlar. Rum murahhas yollarda asayişsizliktehlikesi bulunduğu için bir jandarma almak lüzumu gösterince Nuri Beyi otomobildenindirirler. Yerine jandarmayı oturturlar, Bu sahnedeki şeytanlığı çabucak anlayan Vodineİslamları Nuri Beyi bir hayvana bindirirlerse de semerli bir beygirin otomobileyetişemeyeceği bir-iki saatlik bir tecrübeden sonra anlayan Nuri Bey, çaresiz avdete mecburolur. Heyeti tahkike merkez kaza olan (Sibeska) ya vasıl olur. Ve orada otomobil kırılır.Mahal vaka olan köy (Sibeska) ya bir saat mesafededir. Bu mesafeyi yaya da olsa kat etmekheyetin en başlı vazifesi olduğu halde havanın fenalığı ve otomobilin kırıldığını vesilegöstererek köye gitmekten vazgeçerler ve hükümet vasıtasıyla getirtmiş oldukları iki-üç köylüMüslüman’dan tahkik ahval ederler.

Vodine

Page 26: MÜBADELE TAR0H0NDEN SAYFALAR - bakisarisakal.com¼badele Tarihinden Sayfalar.pdf · olmaks1z1n yürütülecektir. 0_bu Madde ile 9 ˇncu Maddede öngörülen mallar, bu çe_it bir

Bu hususta heyetin gayri Müslim azasından ziyade Türk ve Müslüman kanı taşıyanve necip bir fıtratta olan Türk murahhas Kerim Tevfik Beyi bir türlü affedemeyeceğiz. HamdiBeyle giden heyette (Karaca Ova) ahval elemiyesini görüp de kanlı kanlı sahnelere sahneolmamak üzere Vodine’de siyasi bir tamaraza düçar olmamıştı. Bu seferde otomobili kırdılar.Bize göre Kerim Bey her fedakârlığı göstererek yaralanan, öldürülen eşhasın söndürülenhanelerin. Yıkılan Türk namusunun bundan kızıl ve vahşi izlerini kendi gözleriyle görmeli vekendi eliyle göstermemeli idi.

Böyle olmadı ve böyle olmadığı için heyetin avdetinde, bakınız neler oldu: Ferdai avdetinde Kerim Beyi ziyaret eden “Yeni Asır “ muhabirine kerim Beydemişti ki:

— Köye gidemedik, fakat ahvali pek fena gördüm. Köyden üç-dört kişi celbettik.Dayak yiyenlerden bir ikisinin neden gelmediğini sordum:

— Gezdiğim, gördüğüm yerlerde herkes bir saat evvel gidip kurtulmak istiyor.— Size “ Yeni Asır “ gazetesi muntazaman geliyorsa bu beyanatı tabi

görmüşsünüzdür. Bundan bir gün sonra da tali komisyon reisinin bura matbuatının da veimzası altında bir beyannamesini gördük: Kerim Bey’in Yeni Asır’daki beyanatı sırf kendi düşüncesi olup komisyoncaedilmiş bir müzakere ve karar neticesi değildir. Şu beyannamenin ne elim ve derin bir manaolduğunu anlamak güç bir şey değildir. Bu beyanname karşısında namuslu bir zat bildiğimizKerim Tevfik Bey’in ne vaziyet alacağını bilemiyoruz. Bildiğimiz bir şey varsa İslamlara birdarbe vuku bulan taarruzatın ve canavarlıkların tahkiki böyle yalanlarla kulliyen akimbırakılmakta olmasıdır. Şimdi arz ettiğim bu safhanın netice itibarıyla doğurduğu hayırlı işleri de analtalım: Komisyonun vücuduyla bir tesir mütevi husulatı tevhim eden muhacir ve memurlarkabadayılıklarını ve edepsizliklerini daha ziyade şiddetlendirerek 9 Kânunusani Çarşambagecesi Karaca Ova’nın Turaman’ı karyesinde (Dasla Molla Hasan) ın samanhanesinmehücum ederek 1.000 frangı Yine aynı günde ve aynı karyeden Mustafa Ahmet’in 800 Frangını çarparlar. Buikinci fasılda işin içine Muhtar Lambo ile Heyet İhtiyariye azasından (Sitpan ) cenapları dakarışırlar. Bunlar hep muhacirdir. Yine o tarihte Çakvan karyesinden kendi köyüne avdet eden Hüseyin Kahya’nın1.800 Drahmisini aşırırlar. Bu sahne de diğer muhtar Petro ile bir jandarma palikaryası datecelli ediyor. Kânunusaninin 11’nci Cuma gecesi Çakanlı (Çonga Vasill) den 500Frank veelinde kalmış olan birkaç bakır eşyasını ve Vodine karyeli Ahmet Mustafa Ağa’dan 3.000Frank alırlar. Bundan başka köyünden merkez kaza olan Sıbka’ya gitmek mecburiyetindebulunan her biçareden asgari yüz frang cereme vergi almayınca kimseyi köyündençıkartmıyorlar. Her gece sarhoş olup Müslümanların meskenlerine, mallarına, namuslarınataarruz ediyorlar. Bunun neresine hayat ve salah demek lazım geldiğinde şaştık kaldık.

Şehit Edilen Müslümanlar:

Şimdi de İslam mezbahasına dönen havaliden bahsedelim: İçinde bulunulan ayın on ikinci günü Karaferye’nin (Çarman) mahallesi

Mescidinde üç İslam delikanlısının cesedi teşhir edilir. Bunlar 18–20 yaşlarında olup tahminen on gün evvel Karaferye’nin bir saatötesinde kâin Kustohor karyesinde şehit edilmiş, gözlerini kargalar oymuş, bacaklarınıköpekler parçalamış cesetleri paramparça edilmiş bir halde bulundular.

Page 27: MÜBADELE TAR0H0NDEN SAYFALAR - bakisarisakal.com¼badele Tarihinden Sayfalar.pdf · olmaks1z1n yürütülecektir. 0_bu Madde ile 9 ˇncu Maddede öngörülen mallar, bu çe_it bir

Biçarelerin Sarıgöllü oldukları zannediliyorsa da bacaklarında kalmış olan donparçalarının pazen olduğuna göre o havaliden olmadıkları anlaşılmıştır. Katiller hakkındahiçbir muameleye yapılmamıştır ve yapılacağı da yoktur. Artık Tevfik Rüşdü Bey “ işler iyi gidiyor aramızdaki ilişkiler aile samimiyetiniandırıyor. “ safsatalarını savursun dursun. Üç gün evvel Kayalar’ın 500 haneli Çalıcılar karyesi imamı İdris Hoca ile heyetiihtiyari’yeden Mehmet Mümin Ağayı hayvancasına dövüp hapishaneye tıkarlar. İçindebulunulan ayın dokuzuncu Çarşamba gecesi (Yenice Vardar) lı Ahmet Mahmut isminde 16-18yaşlarında bir Müslüman delikanlısı işlemekte olduğu fırından evine dönerken yolunu keserlerve parçalarlar. Zavallının cesedi bütün gecesi sokak ortasında kalmış. Bu cinayet faillerihakkında da hâlâ bir netice yok.

Zaten bitkim bir halde bulunan zavallı halkın bu elim ve korkunç cinayetler vekızıl levhalar karşısında ne hale geldiğini düşünmek bile pek faciadır. İşte Papas cinayetlerinin Türk mezbahısı. İşte Tevfik Beyefendi tarafından ahvalumumiye de ki sulh ilan edildikten sonra ceryan eden hadiseler.

Hain Müftünün Bayrakları:

Hamza Bey Camii Şerifi meselsi büsbütün siyasi bir renge girdi. Mustafa Hulusimelunu makamat idare ile teşriki mesai ve terakkiyat ederek bu Cuma günü Camide bir hadiseçıkarmayı kasdederler. Cuma namazını eda eden ehli iman Abdülhamit Hazretleri namınahutbe okumak üzere caminin beratlı imamını minbere davet ederler. Mustafa Hulusi derhalköpürerek hutbenin mutlak Sultan Vahdettin Han namına okunacağı ve buna kimseninmuhalefet edemeyeceğini haykırarak müdafaa-i hak etmek isteyen birkaç zatın evvelce Camikapısında ihzar edilmiş olan jandarmalara tevkif ve karakola sevk ettirir. Bunun üzerine halkmüteessir olarak namazı kılmadan Camiden çıkmak isterler. Jandarmalar mani olurlar ve zorlanamaz kıldırmak isterler. Düdükler çalınır, devriyeler, zabıtlar koşar, Bu sırada halkı dışarıçıkarmakta serbest bırakmağa mecbur olurlar. Yalnız arada şu gayrı meşru müdahale ilenamaz kılmak caiz olamayacağını söylemek isteyen biçare bir çocuğa alnını yaracak derecede birkaç yumruk atılır ve bu da jandarmaların önünde vuku bulur. Dayak atan serbesttir.Zavallı masum hapishaneye sevk edilir. Şahbenderlikçe vuku bulan şiddetli teşebbüs üzerinetevkif edilen zevat dün serbest bırakıldılar. Artık burada İslamlar için hakkı hayat ve o hayatta zerrei salah var demek içininsanın nasibe-i fikir ve nazardan ve insanlık hissinden büsbütün mahrum olması lazım gelir.

Mektubum uzadığından Hilal-ı Ahmer’şn mesai ve icraatı hakkında diğer birmektubumda tafsilat vereceğim. 8

8 Tevhid-i Efkâr 27 Kanunusani 1924, Sayı: 933–3961

Page 28: MÜBADELE TAR0H0NDEN SAYFALAR - bakisarisakal.com¼badele Tarihinden Sayfalar.pdf · olmaks1z1n yürütülecektir. 0_bu Madde ile 9 ˇncu Maddede öngörülen mallar, bu çe_it bir

SELANİK'TE CUMA NAMAZI KILINMADI

Müslümanlar Firari Vahdettin Namına Okunmak İstenen Hutbeyi Dinlemediler(Selanik’te Münteşir Yeni Asır Refikimizde Okunmuştur)

“ Dün Hamza Bey Camii Şerifi, İslamiyet ve Türklükle alakası kalmayan üç-beşşahsın önceden tertip ettikleri hadisata sahne olmuştur. Maelteessüf kuvve-i hükümetin yinemütegallibeler tarafını iltizam ederek Müslümanların hürriyet vicdaniyesini vakaya edecekyerde mütegallibelerin menfaatini himaye etmek istediği hayretle müşahede edilmiştir. Bircami-i şerifte serbesti ibadetimize vuku bulan tecavüz dün pek aleni idi. Hiçbir suretle tevildeimkân olmayan ahvali ibtida olduğu gibi nakledelim: Dün, gayrı meşru müftünün, Camide bir darbe-i kuvvet icrasına ve İslamlarınkanaat ve vicdaniyelerini ayaklar altına alarak ve vahdettin namına hutbe okutturmağateşebbüs edeceği önceden şehirde duyulmuştu. Merkumun ortağı olan Kalaycı Mahmutisminde bir hafız önceden talimatını almıştı. Hatta cami içerisine kadar alınan ve ayağındaterliklerle ibadetgahımız dahilinde dolaşan Jandarma bile fuzuli müftüye bir zahir telakkiedilmemişti. Namaz zamanı geldi. Ezan eda edildi. Birde hayretle görüldü ki Mustafa Hulusinerede olduğunu bilmeyerek Kalaycı Hafız Mahmut’u firari Vahdettin namına hutbeninkıraatine davet ediyor. İslamlar kendi camilerinde, kendi itikatları ile eğlenilmesine razıolamazlardı. Bu sefalatane manzaraya hiçbir hamiyetli vicdan tahammül edemezdi. Nitekimgayur, diyanetkâr millettaşımız Sütçü Ahmet Kemal Efendi ayağa kalktı ve hissiyat umumiyeye tercüman olarak Cuma Namazı’nda Hutbenin Berati âli Caminin hatibi olan HafızAbdurrahman Efendi tarafından kıratı lazım geldiğini ve aksi takdirde namazkılınamayacağını kemali nezaketle ihtar eyledi. Fırıncı Ahmet Efendi aynı mealde bir-iki sözsöyleyerek ahali ibadetin kanaati hilafına bir hutbe hutbe ıstimah edemeyeceğini anlattı.

Önceden planlanmış tertibat burada kendini gösterdi. Derhal düdük sesleriişitilmeğe başladı. Mustafa Hulusi, Müftünün inzar nefretinden sıkılmayarak “ Müftü benim “teranesini tutturmak istemiş ise de “ Sizi tanımıyoruz, siz kimsiniz? “ cevabı ile karşılandı.Cami içindeki jandarmaya Ahmet Efendiyi işaret ederek: “ Bunu tutunuz, karakola sevkediniz “ emrini vermeğe nefesinde salahiyet buldu. Cami içerisinde jandarmanın bulunmasınışimdi anlayan halk yekpara bir kitle gibi ayağa kalkarak kapılara yöneldi. Fakat bu tertibatınhenüz ilk bölümü idi. Kapılar önünde bulunan müfreze marifetiyle, Ahmet Kemal ve FırıncıAhmet Efendiler Bila sebep ve bila mazeret tutuklandılar. Bu kadarla yetinilmedi. Ahaliçıkmaktan men ediliyor, “ geriye döneceksiniz, namaz kılacaksınız “ deniliyordu. Cemaatyalancı namaz kılınamayacağını, bir şerait dahilinde Cami-i şerifi terke mecbur olduklarınıizah ettiler. Fakat hayır! Burada ne mantık, nede insafın yeri yoktu. Sütçü Ahmet Kemal, Fırıncı Ahmet Efendilerden maada Ahmet İbrahim Efendi veMehmet Beyde yakalandı. Dört kişi Camiden çıkarılarak karakola sevk edildi. Ahali arasındaduran İhsan Efendi namında bir çocukta sebepsiz yere tevkif edildi. Orada bulunan Hulusi’ninadamlarından Boşnak diye tanınmış biri bu vaziyetteki çocuğa vahşiyane iki tokat attı vebiçare yerlere yuvarlandı. Boşnak serbest bırakıldı. İhsan Efendi karakola sevk edildi. Bu sırada düdük sesleriyle çağrılan diğer bir müfreze başında bir zabit ile geldi.Zabit Efendi sahte müftüden durumu izah etmesini istemesi üzerine merkum “ Hiçbir şey yok,namazı kılacağız. İki kişiyi tevkif ettirdim. “ dedi. Zabit sordu: “Bu cemaat niçin kapı önündebekliyor? “ O vakit kendisine anlatıldı ki yalancı bir hatibi dinlemek istemeyen ahalinin dışarıçıkmasına müsaade edilmiyor. Zabit efendi cemaatin camiden çıkması için emir verdi.Cemaat kâmilen camiden çıktı. Yalnız sahte müftünün etrafında kalan beş-on yardakçısıyalancı hutbeyi dinlemiş ve namazı eda etmişler! 9

9 İkdam 23 Kânunusani 1924, Sayı: 9630

Page 29: MÜBADELE TAR0H0NDEN SAYFALAR - bakisarisakal.com¼badele Tarihinden Sayfalar.pdf · olmaks1z1n yürütülecektir. 0_bu Madde ile 9 ˇncu Maddede öngörülen mallar, bu çe_it bir

YUNAN MEZALİMİ YENİDEN ŞİDDETLENMEYE BAŞLADI

Makedonya’daki Kardeşlerimiz Hayatlarını Kurtarmak İçin Selanik’e İltica EdiyorlarMuhacirlerin Toplamı 25 Bine Yaklaşmıştır

Selanik Hilal-ı Ahmer Çadırlarında İskân Edilen Muhacirler

Dün Anadolu Ajansı tarafından tebliğ edilen bir telgrafnamede Yunanistan’daİslamlara karşı mezalim yeniden şiddetle arttığı belirtilmişti. Muhtelit Mübadele Komisyonunezdindeki muhabirimizden aldığımız mektuplarda bunu teyid etmekte ve vaziyetin pek feciolduğunu bildirmektedirler. İçerilerde İslamlara mezalim son dereceyi bulduğundan her günbirçok İslamlar Selanik’e iltica etmektedirler. Halen Selanik’te 25 bin muhacir vardır.Bunlardan iki bin kadar Hilal-ı Ahmer İmdatı Sıhhiye Heyeti tarafından çadırlarda iskanedilmişlerdir. Diğerleri kâmilen açıktadır. Binlerce kardeşlerimiz yangın yerlerinde,sokaklarda geceyi geçirmektedirler. Hilal-ı Ahmer İmdatı Sıhhiye Heyeti tarafından tesis edilmiş olan dispanserlerdeyevmiye 250–300 muhacir muayene edilmekte, Hilal-ı Ahmer aşhanesi günde 800 kişiyi iaşeetmektedir. Muhacirinin meyanında vazı hemal etmek üzere birçok kadınlarda vardır kibunlar vazı hemal için Hilal-ı Ahmer doktorlarına müracaat etmektedirler. İlk doğacak çocuğa(Hilas) ismini verilmesi tekerrür etmiştir. Amerika Şarki Karib Muavenet Heyeti Reisi Mister Çekvit, Selanik’te bulunan140 Müslüman yetiminin yol masraflarını vererek İstanbul’a göndermiştir. 10

10 Vatan 29 Teşrinisani 1923, Sayı: 228

Page 30: MÜBADELE TAR0H0NDEN SAYFALAR - bakisarisakal.com¼badele Tarihinden Sayfalar.pdf · olmaks1z1n yürütülecektir. 0_bu Madde ile 9 ˇncu Maddede öngörülen mallar, bu çe_it bir

GİRİT MÜSLÜMANLARI TAHAMMÜLSÜZ BİR HALDEDİR

Hanya’da 8 Ağustos tarihiyle yazılıyor: Girit’teki ahali-i İslamiyenin hali günden güne vahamet ediyor. Cezirenin hertarafında ahali-i İslam şehirlerde ikamete mecbur oldu. Şehirler haricindeki İslam emlak veakaratı yerli Rumlar ile Anadolu’dan getirilen Rum ve Ermeni muhacirlerinin baskısı altındakaldı. Anadolu muhacirleri mektebi İslamiye ile Cami-i şerifeye yerleştirildiği gibi İslamhaneleriyle İslam dükkanlarında bile ikame ve iskan ettirildi. Ahali-i İslamiyenin ve gayrımenkuleleri yerli Rumlar ile Anadolu muhacirlerinin baskısı altında bulunduğu halde,hükümet, İslamlara ağır vergiler koymak ve vergileri cebren tahsil etmektedir. İşte ahali-i İslamiyenin emval ve emlak hususundaki vaziyetleri böylece yürekleracısı bir derecededir. Emniyeti hayat ve mevcudiyetleri ise daimi bir tehdit ve tazyik altındaher dem ölüme maruz bir hal tehlikededir. Geçenlerde Resmo’da Kaptan Hasan Kadir’inhanesinde nikah akdi merasimi icra olunurken iki Rum askerinin pencereden içeriye attıklarıbir el bombasından oradaki mahdurat-ı İslamiye’den biri şehit ve diğer ikisi mecruholmuşlardır. Mecruh iki İslam kadınından birisi de bilahare aldığı yaradan müteessir irtihaleylemiştir. Hükümet bu cinayeti ahali-i İslamiyeye atf ve isnad ederek günahsız iki biçareMüslümanı taht tevfike almış, ve bu suretle bir taş ile iki kuş vurmak fikir ve maksadını takipeylemiş ise de mahal cinayet yakında ikamet etmekte olan bir Fransız rahibi ile Kafkasyalı birHıristiyanlık kadın askerleri bu bombayı atarken görmüş ve müşahadet vakalarını esnaitahkikatta kararen teyid etmiş, olduklarından hükümeti adliye taht tevfikte bulunduğu biçareMüslümanların kerhen tahliye –i sebiline mecbur olmuştur. Açlıktan ölüm derecesinde kalan (Mehmet Zarufu) ile (Kaftala) namındaki fakirbir Müslüman ekmek bulmak tabir sahihle teil etmek üzere Resmo’ya giderken esnai rahada“Pisküpi“ karyesi deresinde bir Hıristiyan tarafından ağır surette cerh edildikten sonra vücududelik deşik edilmiş edilmiş ise de biçare vefat etmemiş ve sükût bir halde kalmıştır.

Hanya

Geçen hafta Kandiye şehri haricinde “Kurtaca” mahallesinde Ali Şerifnamındaki bir Müslüman Hıristiyanlar tarafından feci bir şekilde şehit edildi. Yine az zamanevvel Kandiye gündüzün sokak ortasında Anadolu muhacirlerinden bir Rum tarafından

Page 31: MÜBADELE TAR0H0NDEN SAYFALAR - bakisarisakal.com¼badele Tarihinden Sayfalar.pdf · olmaks1z1n yürütülecektir. 0_bu Madde ile 9 ˇncu Maddede öngörülen mallar, bu çe_it bir

sebepsiz yere Hasan ve Cafer namındaki iki İslamı şeht ve fazıl ismindeki bir Müslüman’ı dayaralamıştır. Katili bir kaç gün tevkif edildikten sonra adliyeden tahliye edilmiştir. Bu hayat davası Resmo mahkemesinde rivayet olundu. Ne hüküm verilsebeğenirsiniz? Cürmümeşhut halinde yakalanan katil müteaddit ruhsatsız silah taşıdığındandolayı sekiz gün hapis cezasına mahkûm oldu. İslamlar artık sokağa çıkamaz oldular. Çünkü Rum çocukları sokakta bir İslamkadını gördüklerinde “ Kargalar, rahibeler yine meydana çıktı. “ diye bağırarak bunları taşatutmaktadırlar. İslam cenazeleri de düçar tahkir olunmaktadır. Ahali-i İslamiye’den vefatedenlerin cenazeleri kabristana nakledilirken yollarda Rum çocukları “ Her gün beşi, hafta dayüzü girsin “ diye makamı tahkirde bağırmakta ve cenazeyi takip ile ahali-i İslamı azap vemüteessir etmektedir. Resmo ile Hanya arasındaki ve Leşid sancaklarındaki Camiler çokzamandan beri Kiliseye tahvil olundu. Ahiren Şeyh Abdülkadir Camisi de Ermeni Kilisesinetahvil edilmiştir. Ahali-i İslami’yenin mezarlıkları da fuzulen müsadere olunarak tarlayatahvil edilmiştir. Ecdadımızın ve şüheda-i İslamiye’nin azmi mübarekesi üzerinde ziraatedevam edilmektedir. Yunan Hükümet ihtilaliyesinin evvelce Makedonya ya sevk etmiş olduğu eşkıyaçeteleri anlaşma imzalandıktan sonra geçenlerde Girit’e avdet etmiş ve bunlar meyanındaKisemo kazasının “ malaşeru “ karyesinden Mortaki namındaki biraderler Makedonya’daşehit ettikleri ahali-i İslamiye’den birinin burun ve kulaklarını çantalarında saklayarak burayagetirmişler ve meyhane de kafaları tütsüledikten sonra makamı iftiharla kendi dindaşlarınagöstererek gurur ve şadumanı etmişlerdir. Girit’in Laşid Mutasarrıfı Naibzade Ali Mübadele-i nüfus ve emlak aleyhinde birmuhtıra istirhamname tanzim ve düveli mütegallibe ve Yunan Hükümetine ita etmeleri içinGirit Müslümanları nezdinde teşebbiyat ve teşvikatta bulunmuştur. Bunca tehdide rağmenHanya ile Resmo’dan bir tek taraftar bulamadığı gibi Kandiye’den de kendinin hem fikir veham de ayarı olan Kandiye Naibi Nakipzade Mehmet Kazım Efendi’den başka bu fikre iştirakedecek bulunmamıştır. Hıristiyanların teşvikiyle yapılan işbu teşebbüsten Girit Rumlarınınmaksatları Girit Müslümanlarını bu suretle mübadeleden hariç bırakarak bilahare mallarınakolayca konmaktır. Hükümeti Milliye İslamların bu feci vaziyetine bir nihayet verecek tedbiriittihaz etmesini bilhassa temenni ederiz. 11

11 Vatan 17 Ağustos 1923, Sayı: 139

Page 32: MÜBADELE TAR0H0NDEN SAYFALAR - bakisarisakal.com¼badele Tarihinden Sayfalar.pdf · olmaks1z1n yürütülecektir. 0_bu Madde ile 9 ˇncu Maddede öngörülen mallar, bu çe_it bir

DRAMA MUHACİRLERİ

Drama’dan Helen Bir Yolcunun Drama Ahvali Hakkındaki Beyanatı

Evvelki gün Drama havalisinden gelen bir yolcu muhacirin sevkıyatı ve Dramaahvali hakkında şu malumatı vermiştir: “ Drama’da mübadeleye tabi olan Müslümanların sevkiyatı hitam bulmuştur. NefsiKavala’nın içerisinde ise 40 hane kadar sevk edilecek muhacir kalmış ise de bunlarda bir-ikigüne kadar Sakarya Vapuruyla nakledileceklerdir. Drama tali komisyonu muhacirinemüşkülat çıkarmakta olduğundan muhacirin bu komisyondan pek şikâyetçidir. İhtikârmuhacirini bıktırmıştır. Kavala komisyonundan muhacirin memnundur. Garbi Trakya’daYunan zulmü bütün hunharlığıyla devam etmektedir. Akşam alaturka saat on ikiden sonrakimse evinden çıkıp da dükkânına gidemiyor. Böyle bir gaflette bulunacak kimsenin akıbetifenadır. Çünkü muhakkak soyulacak, dayak yiyecektir. Bu kadarla kalsa o yine Allah’ınbahtiyar kuludur. Çünkü canını kurtarmıştır.

Size ben gelmeden biraz evvel vukua gelen bir-iki vakayı olduğu gibi anlatırsamYunan mezaliminin nasıl devam etmekte olduğunu görürsünüz. Drama’ya bir saat mesafedeolan Çatalca karyesinde sakin Osman oğlu Şakir’in evine akşamleyin saat iki raddelerinde üçsilahlı şahıs gelmiş ve içeriye girmişlerdir. Haydutlar Şakir’i 12 yerinden kama ileyaralamışlar ve karısı Ayşe’yi ellerinden, boğazından ve bacaklarından yaralamışlardır.Hunharlar bununla kalmayarak on iki yaşında bulunan Şakir’in çocuğu Yahya’yı davurmuşlardır. Katiller Şakir’in 16. 000 Drahmisini de gasp ederek çıkmışlar ve biraz öte debulunan Pomak Hasan’ın evini basmışlardır. Hasan ne kadar bağırmışsa da imdadına gelenolmamıştır. Haydutlar Hasan’ı da vurarak 1.200 lirasını almışlardır, 50 altınını 4. 000Drahmisini alarak gitmişlerdir.

Drama

Yine Drama’nın Kırlı Aşağı karyesinde imam vekili Mektep hocası Hafız EyüpEfendi’nin hanesi beş-altı kişilik bir çete tarafından basılmış ve dipçiklerle Eyüp Efendi ve 15yaşındaki oğlu cerh edilmiştir. Bu ailenin de haydutlar 518 altın lira, beş beşi bir yerde lira, 20yirmilik altın, 3.000 leva, 5.000 Drahmi, 150 gümüş Drahmi, 200 gümüş Frank, 9 Mecidiyeve 50 liralık kıymetli eşya ve mücevheratlarını alarak çıkmışlardır. Bunlardan birisi meydanaçıkmamıştır. Çünkü bunların hepsi Yunan asker ve jandarmasıdır.12

12 Vatan 22 Haziran 1923, Sayı: 432

Page 33: MÜBADELE TAR0H0NDEN SAYFALAR - bakisarisakal.com¼badele Tarihinden Sayfalar.pdf · olmaks1z1n yürütülecektir. 0_bu Madde ile 9 ˇncu Maddede öngörülen mallar, bu çe_it bir

RUMELİDEKİ İSLAMLARIN ÇEKTİKLERİ

Ahiren Selanik tarikiyle Rumeli’den şehrimize gelmiş olan bir zatın Yunanistan’da kiİslamların vaziyeti hakkında şu beyannamede bulunmuştur: Rumeli Müslümanlarının artık sabrı ve tahammülü kalmadı. Yunanlılar yenidenMüslüman evlerini tahribe başladılar. Bir Müslüman evinde bir karış boş yer buluyorlarsamüsadere edilerek zavallı aileler sokağa atılıyor. Köylerde, çiftliklerde yeni mahsulün nısfıalınıyor. Kimseye ilmühaber verilmiyor. Şehirliler aç bilaç bir haldedir. Hele bazı şehre uzakköylerde yapılan mezalimin had ve hesabı yok. Zavallı köylüler şehre geliyor, şikâyettebulunuyor fakat dinleyen kim. Kilkis’te Hacı Yunus köyü basılmış, birinci gün elli beş maktul verilmiştir. Ondansonra tekrar gelmişler birçoklarını çalılara bağlayıp ateşe vermişlerdir. Bu mezalimin Bulgarşakileri tarafından yapıldığı iddia olunuyorsa da yalandır. Arabur, Çarnardede, Hacı Yunusköyü gibi mahallerde birçok öldürme olayları vuku bulmuştur. Veyselli, Yardımlı, Öksüzlüköylerinden ekser köylüler kovulmuş ve bir kısmı da eşyası yağma edilerek Selanik’enakledilmiştir. Bunlar şimdi Selanik sokaklarında sürünüyorlar. Langaza havalisinde, Sarıyar ve Sarışaban’da yağma ve işkenceler icra edilmiş vebirkaç öldürme olayı vuku bulmuştur. İspanya Konsoloshanesi’ne müracaat olunuyor.Konsolos: “ elimden bir şey gelmez. “ diyerek müracaatları reddediyor fakat kapıda gözcülerve hafiyeler bu müracaatı yapanları yakalayarak kışlaya götürüyor ve ölünceye kadardöverler. Selanik’te birkaç aydan beri Cemaati İslamiye Edirne’den firaren gelen HacıMustafa’nın ve birkaç yaranının elinde kalmıştır. Bunlar Mithat Paşa Sanayi Mektebivaridatını ve Evkafı İslami’ye iratlarını yiyip bitiriyorlar. Hatta geçende mektepteki eytamı dakapı dışarı ettiler. Müftü kendisinin ve avanesinin mayişetini teminden ve o mukaddeskabristanlarda kendi hayvanatını kestirip binlerce liralık mermerler mahv ve tahrip etmektenbaşka bir şey yapmıyor ve yapamaz da. Sulhun imzalanmasıyla şiddetin biraz azalacağını ümit ediyorduk. Şimdide devergilerin istifası için tazyik başladı. Müslümanlarda para yoktur. Emvali menkulenin,hayvanatın ve emval gayrı menkulenin furuhatına veya ahire icarına müsaade olunmuyor vehiçbir müstecirden on para alınamıyor. Bu şerait dahilinde vergi nasıl verilebilir. Lozan Konferansı muhacirlerin emval menkulelerini beraber alabileceklerinikabul ettikleri halde burada kimsenin bir iki senesine tesahip ettiği yoktur. Buraya gelecekolan Mübadele komisyonunun Türk azası son derece büyük nüfuz ve iktidar sahibiolmalıdırlar. Cuzi bir müsamaha, hicret edecek İslamların hukukunu ortadan kaldıracaktır.Buraya gelen Rumlar, kalktıkları yerden neler neler getirdiler; Maazallah bizimkiler boş el ileharap olmuş Anadolu bir Anadolu’ya hicret ederlerse mahv ve perişan olurlar. Buna maniolmak için hükümetimiz şimdiden siyasi teşebbüslerde bulunmalıdır. 13

13 Vatan 15 Ağustos 1923, Sayı: 137

Page 34: MÜBADELE TAR0H0NDEN SAYFALAR - bakisarisakal.com¼badele Tarihinden Sayfalar.pdf · olmaks1z1n yürütülecektir. 0_bu Madde ile 9 ˇncu Maddede öngörülen mallar, bu çe_it bir

YANYA HAVALİSİNDEKİ İSLAMLARIN FECİ VAZİYETLERİ

Yanya’dan gelen bir dindaşımız o havalideki Müslümanların çektiklerini anlatıyor: “ Yunan Hükümeti geçen sene Yanya Müslümanlarını geçen sene Yunan tabiiyetinegeçmesi için tazyike başlamış, bunların elinden cebren bir takım kâğıtlar almıştır. Bu suretleelinden kâğıdını aldığı kimseleri şimdi ikide bir askere davet ediyor ve her birinden 1.500–2.000 drahmi bedeli askeri talep ediyor. Bir kere bedel verenin bir-iki ay sonra tekrar bir davetvesilesiyle yeniden bedele tabi tutulduğu nadir değildir. Bu suretle Müslümanların elindeavucunda hiçbir şey kalmamıştır. Bütün köylere yeni gelen muhacirler yerleştirilmiş ve Müslüman ahali açıktabırakılmıştır. Bunların bu muhacirlerden çektikleri tahammül fersadır. Muhacirler çetelerteşkil ederek İslam çocuklarını kaldırıyor, bazıları öldürülüyor, bazıları da istenilen fidyemukabilinde bırakılıyor.

Yanya

Hükümetin hiçbir Müslüman’ın şikâyetini dinlediği yoktur. Bir zamanın büyükçiftlik sahipleri bugün paraya muhtaç bir hale gelmiştir. Ahiren Lozan’daki anlaşma üzerine Türk tebaasının emlaklerini satabilecekleriniilan ettiği halde diğer taraftan Hıristiyan ahaliye Metropolitler vasıtasıyla Kiliselere toplamışve İslamlardan katiyen bir şey almamalarını kendilerine tembih ettirmiştir. Gerek Türk vegerek Müslüman hiçbir ferdin hiçbir mülkiyeti satmasına imkân yoktur. Bunlar açlıktankırılıyor. Eğer hükümetimiz bunları kendi vesaitiyle oradan buraya getirtmeyecek olurda buvaziyette bir kış daha geçecek olursa bunların ekserisi öleceklerdir. 14

14 Vatan 18 Ağustos 1923, Sayı: 140

Page 35: MÜBADELE TAR0H0NDEN SAYFALAR - bakisarisakal.com¼badele Tarihinden Sayfalar.pdf · olmaks1z1n yürütülecektir. 0_bu Madde ile 9 ˇncu Maddede öngörülen mallar, bu çe_it bir

SAMSUN'A GİTMEK İSTEMEYEN MUBADİLLER

Dün Bir Jandarma Müfrezesinin Misafirhaneye Getirildiğini Görünce Kadınlarınıİleri Sürerek Gitmemekte Israr Ettilerse de Nihayet Razı Oldular

İleri 28 Nisan 1924

Birkaç gün evvel Drama’dan getirilerek Yük ve Karagöz karyelerinden Samsun’agönderilmek üzere İstanbul İskele Müdüriyeti Misafirhanesine birleştirilen dört yüz ellimuhacir ahiren aşı ve istirahat müddetlerini ikmal etmişti.

Page 36: MÜBADELE TAR0H0NDEN SAYFALAR - bakisarisakal.com¼badele Tarihinden Sayfalar.pdf · olmaks1z1n yürütülecektir. 0_bu Madde ile 9 ˇncu Maddede öngörülen mallar, bu çe_it bir

Bu kafilenin Samsun’a sevki tekerrür etmiş iken muhacirler gitmek istememişler vekendilerinin Çatalca İskân Mıntıkasına iskânlarını talep etmişlerdir. İstanbul Mıntıka Müdüriyeti bu muhacir kafilesi hakkında yapılacak muameleyiVekâlet’ten gelen bir emirde dört yüz elli kişinin tütüncü olmaları hasebiyle Samsun İskânMıntıkasına iskânları evvelce tekerrür eden etmiş bulunduğunu ve binaen âliye başka biryerde iskân edilmeleri imkânı olmadığı ve ısrar ettikleri takdirde cebren sevkleri bildirilmiştir. Dün İstanbul Mıntıka Müdürü bu kafileyi gidecekleri mıntıkaya sevk etmek içinihtarda bulunmuş ise de muhacirler kati suretle Samsun’a gitmeyeceklerini ifade ettiklerindenufak bir jandarma müfrezesi misafirhaneye getirilmiştir. Mıntıka Müdürü tarafından muhacirlere nasihat edilerek ısrarlarından bir fayda hasılolmayacağı münasip bir lisan ile ihtar edilmiş ise de muhacirler itaat etmemişler vekadınlarını ileri sürmüşlerdir. Bundan sonra ihtar daha ciddi bir suretle yapılmış olduğundanbir hadise olmadan nihayet muhacir kafilesinin sevki temin edilebilmiştir. Dört yüz elli kişilik kafile Jandarma müfrezesinin nezareti altında Canik Vapurunairkâb olunarak (bindirilerek) Samsun’a gönderilmişlerdir. 15

15 İleri 28 Nisan 1340, Sayı: 2225

Page 37: MÜBADELE TAR0H0NDEN SAYFALAR - bakisarisakal.com¼badele Tarihinden Sayfalar.pdf · olmaks1z1n yürütülecektir. 0_bu Madde ile 9 ˇncu Maddede öngörülen mallar, bu çe_it bir

SAMSUN'DA YİRMİBEŞ BİN MUHACİR

Cumhuriyet 6 Mart 1925

Elde ettiğim bir istatistiğe nazaran Samsun Vilayetinin muhtevi olduğu Samsun,Bafra, Çarşamba ve Terme kasabalarıyla, Kavak nahiyesinde seksen üç bin yedi yüz altmışsekiz Rum meskûn bulunuyordu. Bunlar Mübadele yoluyla Yunanistan’a gitmişlerdir. Yerine gelen ve ekserisi Drama, Kavala ve Sarışaban havalisi halkından ibaret olanDrama muhacirleri yirmi beş bini biraz aşmaktadır. Tütüncü, dülger, marangoz, demirci ve saire gibi muhtelif sanat erbabı olanRumlar, Yunanistan’a hicret ederken halkta bir düşünce vardı. Acaba gelecek muhacirlerarasında bu gibi sanat sahipleri var mıdır? Eğer yoksa bunların yeri boş kalacak, memleketinhayat iktisadiye ve ictimaiyesi esastan sarsılacaktır. Bidayet emirde bu endişe, Türk muhacirlerin peyderpey gelmesiyle bu sanatlarındışında ve ezcümle tütüncülükte vakıf ve ihtisası tam sahibi olduklarını göstermiş veTürklerin artık kendi başına, kendi hanesinde medeni milletlerin gıptasını celb vemevcudiyete sahip olduklarını ispat etmiş olmalarıyla atiye ait büyük ümitlere sahipolmuşlardır. İhtiyaç her şeyi doğurur. Vatanın muhtaç olduğu birtakım sanatlar vardır kibunlar Rumlara, Ermenilere mahsustur deniliyordu. Hâlbuki iş hiç de öyle değilmiş, Rumlarınson hicret kafilesi takriben altı ay evvel buradan çıkmıştır. Bir buçuk sene evvel başlayan buhicret mütekabile bu gün hitam bulmuştur. Türklerin üzerine bir kâbus sıkleti gösteren buyabancı anasırların içimizden çıkması Türk’ü kendi evine sahip etmiş ve kendi ihtiyacını elim,hazin bir düşünce ile karşılaşmış olan Türkler kollarını sıvayarak merdana bir cüretle işebaşlamışlardır. Tütün zirai, tütün terbiyesi ve tütün işletilmesi gibi mesai Samsun’un yüzünügüldürtecek ve geçmişleri Samsun’da bir seneden beri teşkil eden tütün mübaya şirketleri dokuzu buluyor.Rumeli usulü yetiştirilmekte ve işletilmekte ve nefasetiyle büyük bir şöhret kazanan Samsun-Bafra tütünleri bu baş döndürücü terakki ile memleketin inkişaf iktisadisine pek şümullühizmetler göstermektedir. Yunanlıların tütünlerimiz aleyhindeki propagandaları devam ettikçeAvrupa, Amerika tütün müşterilerinin adedi, rağbeti tezyit etmektedir. 16

16 Cumhuriyet 6 Mart 1925, Sayı: 415

Page 38: MÜBADELE TAR0H0NDEN SAYFALAR - bakisarisakal.com¼badele Tarihinden Sayfalar.pdf · olmaks1z1n yürütülecektir. 0_bu Madde ile 9 ˇncu Maddede öngörülen mallar, bu çe_it bir

SELANİK’TE MUHACİRLER

Hususi Muhabirimizden Haber aldım, Islahane yetimleri ve bin kadar muhacir nihayet gidiyorlarmış.Derhal vapura koştum. Gümrüğün karşısında duran Arslan vapurunun Türk bandırası buYunan memleketinde insanın ruhuna saadetle dolu bir neşe veriyor. Muhacirlerin arz eylediğisahne-i sefalet ve felaket karşısında bu Türk bandırası bana pek çok ümitler veriyordu.Vapura girdim, bütün bu İslam kütlesinin din kardeşlerinin, hakiki vatanlarına gidebilmektenmütevellid ümitle dolu olduklarını gördüm. Nihayet bir seneden beri muntazır bulunduklarıbu seyahat bugün hakikate dönüşüyordu. Yalnız annesini burada terke mecbur olup da buvapurun içerisine kendisini yalnız biraz yabancı hisseden bazı çocuklar, sanki hareketdakikasının sanki biraz uzamasını istiyor gibi görünüyordu. Bu ilk hareket ümit edelim ki karşıda bu bütün gül olmuş şehrin çamurlarıiçerisinde sürünen diğer dindaşlarımızın da sevkini tecil eyleyecektir. Zira arkada kalankadınlar, çocuklar, ihtiyarlar, velhasıl bütün muhacir kafileleri artık onlar için kabili teneffüsolmayan bu muhitin havasından bir dakika evvel kurtulmak istiyorlar. Vapura gelmekte biraz geç kalmışım, tali komisyon azası gelmiş ve lazım gelenteftişatı bizzat icra eylemiş, bu suretle hem huduttan korkulan vakaya meydan verilmemiş,hem de muhacirlerin limandan kayıklara nakledilmeleri kemali sükûnet ve intizam ileolmuştur. Arslan vapuru buradan hareketle doğruca Tuzla’ya gidecektir. Bade orada tathiratlazıme icra edildikten sonra İstanbul’a gidecek ve Islahane yetimlerini orada bıraktıktan sonramuhacirler asıl gidecekleri merkez olan Tekfurdağı’na hareket eyleyeceklerdir. İki gün sonrada Sadık zade kumpanyasının Sakarya vapuruyla iki bin beş yüz muhacir yine Tekfurdağı’nahareket edecektir. Sakarya henüz gelmedi, İstanbul’dan vüruduna intizar edilmektedir. BugünArslan muayyen miktar muhaciri aldığı takdirde buradan hareket edecektir. Aksi takdirdehareketi daha bugün tehir edebilecektir. 17

Selanik

17 İkdam 30 Teşrinisani 1923, Sayı: 9577

Page 39: MÜBADELE TAR0H0NDEN SAYFALAR - bakisarisakal.com¼badele Tarihinden Sayfalar.pdf · olmaks1z1n yürütülecektir. 0_bu Madde ile 9 ˇncu Maddede öngörülen mallar, bu çe_it bir

YUNANİSTAN'DA MÜSLÜMAN MUHACİRLER NE HALDE

Hususi Muhabirimizden:

Daha on gün evvel buradan muhacirlerin hareket ettiğini size bildirmiştim.Maalesef her gün yeniden başlayan bu yolculuğu daimi bir surette tehir ediyor. Evvela ikihafta evvel komisyonlarda sevkiyata başlanması lüzumundan bahsedilmiş ve Selanik’tesokaklarda kalmış olan muhacirlerin kısa bir zamanda sevki karargir olmuştu. O zamandanberi iki hafta geçtiği halde bu karar tatbikata konulamadı.

Selanik Limanında Bekleyen Mübadiller

Esbabı tehiri aramadan, komisyonlarda bu hususta geçen müzakeratı takipetmeden evvel bu daimi tehirlerin tevellüt ettiği felaketleri nazarı tetkikten geçirmek lazımdır. Selanik’te diğer kasabalardan firar etmiş köylülerin adedi pek çoktur. Bunlarbütün neleri varsa köylerinde bıraktıktan sonra sahile döküldükleri ve yevmi harekette tehirettikleri cihetle susuzluktan ve açlıktan kırılmaya başlamışlardır. Dün dört muhacircenazesinde bulundum. Çıplak ayaklı iki öksüz kızın, “Fatma “ ile “ Emuş “un derin bir iniltiile omuzlarımız üzerinde giden, babalarının arkasından koşuşmaları beni çok ağlattı. Fatma ileEmuş, bu iki sevimli kız kardeş artık tamamıyla yalnız ve kimsesiz kalmışlardı. Bu ikikızcağız eğer yalnız başlarına kalacak olurlarsa çok geçmeden o yolun yolcusu olacaklar, Sonresmi vedayı beklemeden çocukları alıp evime getirdim. Fakat ne çare bu tabiî ki denizdenalınmış bir bardak suya benzer. Her gün yeni ve mutad vefat haberleri almaktayım. İştenihayet Kışın ortası geldi. Geceleri açıkta yatmaya mecbur olan bu zavallı halkı Sıtma veDizanteriden kurtulamıyor. On gün evvel Selanik’ten Atina’ya hareket eden Şark Amerikan YardımCemiyeti Reisi Mister Çakvit tekrar Selanik’e geldi. Mister Çakvit Müslüman muhacirlerininvaziyetlerini yakından görerek derhal Tali Komisyon vasıtasıyla hükümetten bir miktar çadır

Page 40: MÜBADELE TAR0H0NDEN SAYFALAR - bakisarisakal.com¼badele Tarihinden Sayfalar.pdf · olmaks1z1n yürütülecektir. 0_bu Madde ile 9 ˇncu Maddede öngörülen mallar, bu çe_it bir

tevzii talep eyledi Yunanlılar her ne vasıta ile olursa olsun, Müslümanların imhası politikasınıtakip ettikleri için böyle bir yardım ve insaniyeyi yerine getirmeyeceklerdi. Selanik’in Vali-iUmumiyesi bütün çadırların Rum muhacirlerine tahsis edildiğini iddia ile teklifireddeylemiştir. Buraya gelen Hilal-ı Ahmer Şubesinin açtığı birkaç çadır Mister Çakvit’inkurdurduğu gayet vasıh bir çadır istisna edilecek olursa Köylülerin büyük çoğunluğusokaklarda kalmıştır. Kış geldi. Köylü hâlâ sokaklarda, sahil boyunda yevmi harekete muntazır.Kararlar bir türlü verilmez, emirler bir türlü çıkmaz. Nihayet dün (20 Teşrinisani) TaliKomisyon’a bir teklif geldi: Beş bin muhacirin Tekfurdağı’na sevke başlanılmasıbildiriliyordu. Bu halkın ancak yüzde onu mecanen gidebilecektir. Tekfurdağı’na hangi kaza ve köyler ahalisinin sevk edileceği telgraftaaçıklanmıyor. Binaenaleyh yolumuzda tesadüf eden köylülerin tasnifine lüzum görülmedengelişigüzel ve vapurlara bindirilecek olurlarsa yarın gidecekleri yerlerde tekrar ikinci birseyahat mecburiyeti karşısında kalacaklardır. Buna rağmen Muhtelit Komisyon Selanik’e keşide ettiği telgrafta bu ciheti nazarıitibara almağa lüzum görmemiştir. Hâlbuki bu mesele Tali Komisyon’da uzun münakaşatımucip olmuş ve bilnetice tekrar Atina’dan malumat talebine karar verilmiştir. Fakat böylemalumat talebi ile haftalar gelip geçmektedir.

Selanik

Gidecek muhacirlerin yalnız yüzde onu mecanen seyahat edebileceğine göre bumiktarı tecavüz eden fakir köylüler mütevekalete ölümlerine mi muntazır bulunacaklardemektir. Bu halkın büyük çoğunluğu parasızdır. Bu şartlar dahilinde Türkiye’ye hicretedemeyeceklerin ve Yunanistan’da ölüme mahkum kalacakların adedi pek çok olacaktır.Hâlbuki muhacirinin sevkine en evvel yardıma muhtaç olanlardan başlanması lazım gelirdi.Köylü köyünden getirebildiği birkaç kuruşunu bu intizar devresi zarfında tamamıyla sarfınamecbur olduktan sonra şimdi diğerlerinin yardımına muhtaç kalmıştır. Yeis ve komedi. Bir taraftan açlık ve hastalık bütün Müslüman fakir köylüsününpek kısa bir zamanda mahvına mucip olacaktır.

Page 41: MÜBADELE TAR0H0NDEN SAYFALAR - bakisarisakal.com¼badele Tarihinden Sayfalar.pdf · olmaks1z1n yürütülecektir. 0_bu Madde ile 9 ˇncu Maddede öngörülen mallar, bu çe_it bir

Her geçen gün bu felaketi müthiş bir surette tezyid eylemektedir. Bu vaziyethazıra dahilinde bu halkın kabiliyet tahammüliyesi kalmadı. Bu hal devam ettiği takdirdevaziyetin adedi tasavvurun fevkinde olacaktır. Burada Hilal-ı Ahmer azami bir vakit sarf eyleyerek bu zavallıların dertlerine ilaçbulmaktadır. Fakat sefaletin, fakir ve zaruretin bu korkunç şeklini karşısında bu vazife yalnızbu raddedeki Hilal-ı Ahmer Heyetine terk edilecek olursa birçok fukaranın açıkta kalacaklarıgayet tabidir. İkinci kafile bugün, “Tatis “ namında bir Yunan vapuruyla Selanik’ten hareketediyor. Bu hareket maalesef geçen defaki gibi intizam ı tam dahilinde olmadı. SadıkzadelerinSakarya vapuru Selanik’e vardığında tehir gösterdi. Tatis vapuru bu ikinci kafilenin naklinideruhte eyledi. Programın bu suretle tebdili üzerine, Gümrük boyuna hücum eden vehareketine amade olan muhacirler geceleri, deniz kenarında perişan bir halde geçirmeğemecbur olmuşlardır. Vapurun had dahilinde harekette tehir gösterdiği için bu suretle zavallıİslam köylüsü ayrıca bir çok suretlerle müteessir olmuştur. Birde vapurda derece-i istiabındanbeş yüz kişi fazla adam yüklenmiş olduğu için vapurda ayaküstünde duracak yer kalmamıştır.Vapur içerisinde gece hali intizarda kalan muhacirler arasında iki vefat vuku bulmuştur.Atina’da bir zat: “Esna-i nakliyat ve sevkıyatta muhacirlerin yüzde ikisini kaybedersekehemmiyetli bir zayi telakki edilemez. “ demiştir. Hâlbuki sevkıyat bu şartlar altında devamedecek olursa muhacirlerden yüzde kırkının yollarda telef olacaklarına şüphe edilmemelidir. Sevkıyat meselesi gayet mühimdir. Bunun için ayrıca mütehassısların vücudunaihtiyaç vardır. Vapurların vürudu teşhir eyler, hareket günleri, hatta saatleri evvelden tayinedilmezse vefatların adedi tahminin pek çok fevkine çıkacaktır. Hilal-ı Ahmer’in vapurda muhacirlerin sıhhatine nezaret eylemek üzere birdoktor, bir kâtip, iki hastabakıcı ve sekiz hademeden ibaret olmak üzere bir de heyetisıhhiyesi bulunmaktadır. Şu birkaç kelimeyi vapurun kirli kamaralarında yazarken Hilal-ıAhmer doktoru Kemal Bey’in: “ Vapurda bir kolera başlamazsa çok teşekkür edelim “ dediğini bizzat duydum. Velhasıl sevkiyatın bu şeklini vaziyet hazıra ile kabili tevkif değildir. Bu kafile iki bin üç yüz kişiden müteşekkil olup muhacirler evvela Tuzla’yauğrayarak sıhhi muayeneleri icra edildikten sonra Tekfur dağına gideceklerdir. 18

18 İkdam 30 Teşrinisani 1923, Sayı: 9577

Page 42: MÜBADELE TAR0H0NDEN SAYFALAR - bakisarisakal.com¼badele Tarihinden Sayfalar.pdf · olmaks1z1n yürütülecektir. 0_bu Madde ile 9 ˇncu Maddede öngörülen mallar, bu çe_it bir

MÜBADELEYE TABİ DUL KADINLARIN BİR MÜRACAATI

Selanik’ten Gazi Paşa’ya Gönderilen Bir Arzuhalde Hicret Etmezden Evvel MülklerininKıymetlerinin Takdir Edilmesi Lüzumundan Bahsedilmektedir

Reisicumhur Gazi Paşa Hazretlerine Selanik ashab emlakinden birçok dul kadınlarimzasıyla takdim olunan arzuhalin bir suretini Mübadele Cemiyeti matbaamıza göndermiştir.Arzxuhali aynen neşrediyoruz:

“ On iki seneden beri hali harp, morotoryum, yangın, dimisyon, İpitakesi gibimüteaddit ve tahammülfersa zararların sıkleti altında inleyen Makedonyalılar için akdedilenmübadeli-i ahali itilafnamesi bizim için büyük bir bahtiyarlık oldu. Zira bu vesile-i mebceleile rebka-i esaretten kurtulacak, anavatana kavuşacak ve o mübarek topraklarda olduktansonra yaşamak hakkına nail ve her türlü tasalluttan masun kalacağımıza kail ve mütemainbulunduğumuz cihetle hicret acısını katiyen hatırımıza getirmedik. Mübadele başlayınca herbirimiz bir saat evvel anavatana kavuşmak için müracaata başladık. Nitekim mübadelegünlerinin yaklaştığı şu zamanlarda ise hissettiğimiz sevinç kabili tasvir değildir. Fakat diğercihetten tarz mayişetimizi ne şekil alacağını düşündükçe kadınlığımızın bütün aciziyle titriyor.Çünkü bu mübadelenin Lozan Antlaşması ahkâmına riayet olunacağını tahayyül ederekelimize alacağımız vesaik ile iskân mıntıkalarında aynı hayat ve mayişeti temine muvaffakolacağımızı ümit ediyorduk. Halbuki altı aydan beri bu meselenin dahil olduğu safahatıgörerek müteessir olmakta idik. Murahhaslardan birinin gazetelerde kıymet takdirinin imkânsızlığını bildirenbeyanatı Türkiye’de ibraz edeceğimiz, vesaikte görülecek emlak kıymetinin, tasfiyeninhitamına kadar yüzde yirmisi nispetinde arazi verileceği hakkındaki kanun takip etti. Anlaşmamucibince beyannamelerimizde bulunan emlakimizin kıymetleri takdir ve tespit edilmemiş iseTürkiye’de hiçbir şey almayacağımız anlaşılmaktadır.

Bizim buradan hicretimizden sonra yapılacak kıymet takdiri meselesi ne vakit venasıl olacaktır? Bu belgede hiç olmayacak bir ameliye halini alacaktır. Hatta bir gün gelip deburada bırakacağımız beyannamelerin kaza eseri olarak zayiye uğramasına şahit olmamamız,varid hatırdır. Hem ne hacet bir nüshası bize verilen kıymet takdiri beyannamelerinTürkiye’de bir hüküm ve kıymeti olmayacaktır. Kıymetsiz kâğıtları elde bulundurmanın nefaydası tasavvur olunabilir. Biz zavallı ve kimsesiz dul kadınlar burada terk edeceğimizservetimize mukabil Türkiye’de ne alabileceğiz ki hem kendilerimizin hem de evlatlarımızınidare ve mayişeti temin olunabilsin. Saniyen: Yapılan kanunda ibraz edeceğimiz vesaikte belirtilen kıymettenşimdilik yüzde yirmisine nispette bir şey verileceği vaad olunuyor. Pek güzel buna teşekkürolunur. Fakat elimizde ne gibi vesaik bulunacaktır? Babalarımızdan miras kalmış, yahuttarafımızdan kırk sene evvel mübaaya edilen bir arsa üzerinde bin altın sarfıyla inşa olunmuşbir keşanenin tapu senedinde yalnız dört bin kuruş bir arasa kıymeti bulunur ise, diğerininbüyük ve müşterek mülkünün tefrikiyle aldığı tapu senedinin “ Cihet ita-i senet “ hanesinde“tebdilen“ denilerek senedin ve kıymet gayrı münderiç olur is, bir diğerinin dedesindenkalmış bir hüccet ile veya bila hüccet bilfiil tasarruf edegelmiş ve hayn yoklama daverasesinin tasarrufu tasdik olunmuş bir evi, mağazası, değirmeni olup ta ve bununda bedelferahı ve kıymeti gayri mukayyit bulunur ise vaziyetimiz ne olacaktır. Tahrir emlak vergi kâğıtları ise ispat tasarrufa gayri kafidir. Çünkü aile reisinamına namına kayd olunmuş bulunmak ser reşidesiyle ekseriya zeyden, mülkiyeten vergisidefter kaydı dolayısıyla umeradan alına gelmiştir. Bu halde hangi vesikanın ibrazında elimizekaç para alacağımızı da temini hayat ve mayişet edeceğiz? İşte bu düşünceler bizi derya-i tesire atmakta ve endişe-i ferda ile bizaretmektedir.

Page 43: MÜBADELE TAR0H0NDEN SAYFALAR - bakisarisakal.com¼badele Tarihinden Sayfalar.pdf · olmaks1z1n yürütülecektir. 0_bu Madde ile 9 ˇncu Maddede öngörülen mallar, bu çe_it bir

Muhterem Reis Gazi Paşa Hazretleri! Sizi bütün mevcudiyetimizle temin ederiz kion iki senelerden beri çektiğimiz elemi, gördüğümüz faciayı unutmak arifesinde yeniden birmahrumiyet felaketinin bize mütevece olduğunu hissederek akıl ve idrakimiz düçar felçolmakta, binaen aliye şimdiden himayenizi istida için arzuhale şitab mecburiyetinihissetmektedir. Sizden istediğimiz takdir ve tespit kıymettir. Bu yalnız kendimizin veçocuklarımızın hayat ve istikbali ve ağuş himayemizde bulunan ve ileride vatanın ala iftiharıolacak eytamın atisi için kâfi bir teminat teşkil edecektir. Bu teminatın emir buyrulmasını ricave ricalarımızın lütfen kabul buyrulmasını istida eyleriz Gazi Paşa Hazretleri 19

19 Vatan 23 Mayıs 1924, Sayı: 401

Page 44: MÜBADELE TAR0H0NDEN SAYFALAR - bakisarisakal.com¼badele Tarihinden Sayfalar.pdf · olmaks1z1n yürütülecektir. 0_bu Madde ile 9 ˇncu Maddede öngörülen mallar, bu çe_it bir

KAYALAR

Hamdi Bey, bi taraf azalardan Mösyö Ekstran ve Yunan murahassası MösyöYanis’den müteşekkil bir heyet Kayalar ahali İslamiye’sinin vaziyeti hazırasını tetkik etmeküzere bu havalide bir seyahat icra eylemiştir. Bir hafta kadar devam eden devam eden buseyahatten sonra heyet tekrar Atina’ya avdetiyle netice-i tetkikatta Kayalar ahali-iİslamiyesi’nin derhal mübadelelerine başlanması lüzum katiyesini muhtelit komisyonabildirilmiştir. Kayalar ahalisin kısmı azamisi çiftçidir. Binaenaleyh Yunan HükümetiAnadolu’dan gelen Rum muhacirlerinin birçoğunu, bu havali deki İslam Çiftliklerine, İslamhanelerine yerleştirdi. Hanelerinden, tarlalarından sürülüp atılan İslam köylüsü aylardan berisokak ortalarında barınmak mecburiyetinde kalmıştı. Köylünün bilcümle hayvanatı da Rummuhacirlere takdim edildiği için İslamlar kati bir sefalete maruz bırakılmışlardı. Böyleceservet menkule ve gayrı menkule namına İslamların elinde hiçbir şey kalmadığındantamamıyla mahv ve mahkûm bir halde bulunmaktadırlar. On beş yirmi bin evveline kadarmutedil bir suretle devam eden havalar birden bire müthiş bir kar fırtınası sonucu vefatedenlerin sayısı hesapsız bir surette tezayid eylemiştir. Her türlü yardımdan mahrum olan buhavali İslamiyesi hâlâ Yunan mezaliminin dehşetlerinden kendisini kurtaramamıştır. Hilal-ıAhmer müessese-i hayriyesi Kavala gibi hakikaten zengin, bir şehre bir heyet gönderdiğihalde bu bedbaht ahaliye asla nazarı itibara almamıştır. Bence Kavala’dan ve felaketin nazarıitibara alınmak şartıyla Selanik’ten evvel Kayalar’a hayetlerin gelmesi lazım gelir.

Selanik

Hamdi Bey, Mösyö Ekstran ve Mösyö Yanis’den müteşekkil tetkik heyetiningösterdiği kati lüzum üzerine nihayet Kayalar ahali-i İslamiyesi’nin derhal mübadelesinekarar verilmiştir. Fakat henüz bu havalide bir tali komisyonda teşekkül etmiş olduğundanyeniden aza intihap ve tayin edilmiştir. Yeni tali komisyon azaları henüz mahallinegidememişlerdir. Hâlbuki bundan sonra teşkil edecek komisyon fiilen vazifesine ibtidar vesevk edilecek ahali beyannamelerinin tanzim ve tahriyesine kadar asgari yirmi beş-otuzgünlük bir zamana mütevakkıf olduğu şüphesizdir.

Page 45: MÜBADELE TAR0H0NDEN SAYFALAR - bakisarisakal.com¼badele Tarihinden Sayfalar.pdf · olmaks1z1n yürütülecektir. 0_bu Madde ile 9 ˇncu Maddede öngörülen mallar, bu çe_it bir

Hâlbuki daha bir ay kışın dehşeti devam ederse sefalet içerisinde kalacak olan birkitlei halkın nısfından fazlası muhakkak mahvolacaktır. Yunan hükümeti muhtelitkomisyonda ittihaz edilen makruratın hiçbirisi katiyen nazarı itibara almamaktadırlar. Aksitakdirde müsadere edilen emval ve emlakin derhal tazmini icap ediyordu. Hâlbuki Atina’dahükümetin birçok teminatına rağmen henüz müsaderelere nihayet verildi, ne de cebren alınanhayvanatın bedelleri tazmin edildi. Tazminat şöyle dursun her gün yeni müsaderelerbirbirlerini takip eylemektedir. Bu ahval pek müthiş felaketleri davet ediyor. Burada TevfikRüştü Bey’e beyan hal için gelen Kayalar etrafından bir zar ile görüştüm. Bana gözyaşları ileahali-i İslamiye’nin kısmı azamı kepeği yeşil otla karıştırarak yediğini söyledi. Düne kadar kazasının, karyesinin, zengin eşrafından addedilen zevat bugünnafakaya mecbur olduğunu da ilave eyledi. Köylü bulundukları mevkilerde kar ile mahutkalarak jandarmaların süngüleri altında mahvolmaktadır. Geçen gün buradan muhtelit komisyonunun üç bi taraf azası ile Türk ve Yunanmurahassısları içtima ederek Hamdi Bey’in Garbi Makedonya’da Mösyö Ekstran ve Yanis ilemüştereken vuku bulan müşehadatına müteallik mufassal ve muadil raporunu müzakereetmiştir. Bu celse pek mühim ve hararetli olmuştur. Neticede meclis atideki müfredatta ittifaketmiştir: 1. Müsadere edilen emvalin iadesi ve iadesine imkân olmayanların derhal tazmini. 2. Evlerinden atılan köylülerin meskenlerine iadesi ve hareketleri tarihine kadarkendi yerlerinde iskânı. 3. Muhtacinin hükümet tarafından iaşesi işbu makruratın sıhhat müessire vekatiyede tatbiki için Yunan Hükümeti hususi bir komisyon teşkil edecek ve bu komisyonbitaraf aza vekillerinden birinin riyaseti tahtında bulunacaktır. Yunan baş murahhası MösyöPapas mefrudatın tamamen tatbik edileceği hakkında kati teminat vermiştir. MuhtelitKomisyonunun dünkü ictimaı umumiyesinde bu makrurat mevzu müzakere olmuş ve bunlarınteferruatı da tezyin ve netayiç edilmiştir. Mateessüf bu müfredata ve Yunan hükümetinin teminatına rağmen henüz birhüsnüniyet aşarı görülememiştir. Eğer bu güne kadar Muhtelit Komisyon tarafından ittihazedilen makrurat aynen değil fakat kısmen tatbiki edilebilmiş olsaydı. Ahali-i İslamiye’nin bugünkü vaziyeti tamamıyla tebdil eylemiş bulunacaktı. Temenni ederiz ki Tevfik Rüşdü Bey,biraz daha fazla şiddet ibrazıyla gayri kabil tahammül bir hale gelen bu vaziyete nihayetvermeğe muvafık olacaktır.20

20 İkdam Kânunusani 1924, Sayı: 9617

Page 46: MÜBADELE TAR0H0NDEN SAYFALAR - bakisarisakal.com¼badele Tarihinden Sayfalar.pdf · olmaks1z1n yürütülecektir. 0_bu Madde ile 9 ˇncu Maddede öngörülen mallar, bu çe_it bir

GİRİT’TE MEZALİM DEVAM EDİYOR

Yunanlılar Müslüman Ahalisinin Emval ve Emlakini Zapt EtmişlerdirŞimdi İslamları İmha İçin Uğraşıyorlar

Kandiye 9 Teşrinievvel: Size bu mektupta yine Yunanlıların devam edip giden mezaliminden bahsetmek vehükümeti milliyemizin nazarı merhametini celbetmek istiyorum. Yunanlılar İslam ahaliyikülliyen ve esasen imha etmek emeliyle Girit’i müthiş bir anarşi içinde bıraktılar ve karaMüslümanları şurada burada sıkıştırarak tekmiş nüfuz mevcudiyesini, hayvanlarını, zahirini,inas beytiyesini, hâsılı canlarından başka her şeyi yağma ettiler ve birçok bi günahları daşehre tıktılar. En esaslı mahsulümüz olan zeytini elimizden aldılar. Bütün emval ve emlakimizyerli Hıristiyanlar ile muhacirlerinin taht tasarrufundadır. Sulhün imzalanmasına müteakip Yunan Malunet İçtimaiye Nazırı ( Dokusudi) geriçekildi. Müslümanların Eylül nihayetine kadar Girit’ten çekilip gitmeleri emrolundu.Müslümanlar büyük bir telaş ve heyecan içinde kaldılar ve Sıhhıye Nazırı’nın Mübadeleitilafnamesinin ahkâm ve şeraitine mügayyir olan hareketi icap edenler nezdinde protestoetmek üzere Atina’ya gitti. Türk Konsolosu Cevat Beyin marifetiyle Adnan Beye malumatverildiği gibi Hollanda sefiri vasıtasıyla nazırın evamir ve beyanatı protesto edildi. YunanHükümeti, mübadele itilafnamesini harfiyen tatbike çalışacağını vaad etti, fakat arası çokgeçmeden Midilli’de bulunan focai atik ve cedit ahalisi vapurlar dolusu “ Resmo “ yagelmeğe başladılar. Hükümet evvel emirde köylerdeki İslam evlerine Rumları, yerleştirdi veMübadele itilafnamesinin ahkâm ve şeraitini mugayir olarak bilcümle emlak ve arazimiziRum muhacirlerine taksim etti. Bu senenin zeytin mahsulünü de muhacirlere verdi.

Girit Kartpostalı

Page 47: MÜBADELE TAR0H0NDEN SAYFALAR - bakisarisakal.com¼badele Tarihinden Sayfalar.pdf · olmaks1z1n yürütülecektir. 0_bu Madde ile 9 ˇncu Maddede öngörülen mallar, bu çe_it bir

İslamların bu sene de mahsullerinden istifade etmelerine müsaade edilmemiştir.Bundan başka şehir dahilinde ki akaratımızın emir idaresi mal müdürlüklerine havaleedilmişlerdir.

Girit’te Hanya Civarında Kâin “ Kiru Tunazu “ Karyesinde Hıristiyan EşkıyaTarafından Vahşi Bir Şekilde Şehit Edilen Mustafa Alevaki’nin ve hasan Çavuş’un

Bedbaht Yetimleri

İdame-i hayatımıza kısmen medar olan akarımızın varidatı da bizeverilmemektedir. Köylerdeki İslam evlerinin kapı ve pencereleri yerli Rumlar tarafından gaspedilmiş ve bu evlerin tavanları bile sökülmüştür. Rum muhacirleri bu evlerde oturmakistemediler ve şikâyete başladılar. Başvekile ve heyeti ihtilaliye riyasetine telgraflaryağdırdılar. Bunun üzerine Yunan Hükümeti şehir dahilinde Müslümanlara ait emlakine de elattılar. Vali ve Mutasarrıflara çektiği telgraflarda elyevm Müslümanların ikamet etmekteoldukları hanelerin dörtte birine çekilmelerini ve dörtte üçünün Rum muhacirlere tahsisedilmesini emreyledi. Cami, mektep ve tekke müessesattan gayrı meskûn tamamıylaRumların ikametine tahsis edildi. Mübadele-i İtilafnamesinin 5, 8 ve 16’ncı maddelerine tamamen mugayir olan veYunan hükümetince tasvip edilen bu hareket üzerine Girit’te ki Müslüman ahalinin vaziyetibir kat daha vahamet kesbetti. Büyük bir zaruret ve sefalet içinde perişan olan fakir Müslüman köylülerinvaziyetlerine bir nihayet verilmek arzusu yeniden Hanya, Kandiye ve Resmo’dan Atina’yabirer heyet gönderildi. Heyet Atina’da Cevat Bey, genç, hamiyetli lisana aşina ve faal bir zatise de derecei memuriyeti talibdir ve muhaberatı ancak istirham şeklinde ceryan ediyor.

Page 48: MÜBADELE TAR0H0NDEN SAYFALAR - bakisarisakal.com¼badele Tarihinden Sayfalar.pdf · olmaks1z1n yürütülecektir. 0_bu Madde ile 9 ˇncu Maddede öngörülen mallar, bu çe_it bir

Girit’te Domdom Kurşunuyla Şehit Edilen Haydar Tokaki

Atina’daki Hollanda sefiri ise Türk hükümeti namına Yunan Hariciye Nezareti’nevaki olan müracaatın neticesinde, Müslüman heyetine Felemenk tebaasının menfaatinitehlikeye koymamak için icap eden şiddeti göstermekte mazur bulunduğunu alenensöylemiştir. Bu noktalar malum olduktan sonra Atina’ya gönderilen heyetin teşebbüsatındanbir netice hâsıl olmayacağı şüpheden varestedir. Heyet yalnız Sıhhiye Nezareti Baş KâtibininGirit ahvalini tetkik etmek üzere Girit’e gitmesini temin eyledi. Bundan da pekiyi bir neticealınamayacağını çok iyi biliyoruz. Yunan Hükümetinin Mübadele İtilafnamesine mugayirolan ve Müslümanları imha siyasetini tatbik eden bu hareketine bir nihayet vermesi için icapeden teşebbüsat siyasiye de bulunmasını hükümeti milliyemizden istirham ederiz. 21

21 Vatan 22 Teşrinievvel 1923, Sayı: 190

Page 49: MÜBADELE TAR0H0NDEN SAYFALAR - bakisarisakal.com¼badele Tarihinden Sayfalar.pdf · olmaks1z1n yürütülecektir. 0_bu Madde ile 9 ˇncu Maddede öngörülen mallar, bu çe_it bir

GARBİ MAKEDONYA SEVKİYATI SON BULUYOR

Sevkıyat Ağustos 16’sında Hitam Bulacaktır ve Birkaç Güne Kadar YenişehirMüslümanlarının Sevkine Başlanacaktır.

Karaferye Cemaati İslamiyesi İle Kozana Tali Mübadele Komisyonu Üyeleri Bir Arada

Garbi Trakya Müslümanlarının Türkiye’ye sevki hitam bulmak üzeredir. Bu havalisevkıyatına Kozana Tali Komisyonu memur edilmiştir. Kozana Tali Mübadele Komisyonu’nda Türk delegesi Saffet Bey geçen günmezunen İstanbul’a gelmiş ve evvelki gün Pire tarikiyle mahal memuriyetine azimet etmiştir.Saffet Bey geçen gün kendisiyle görüşmüş bir muhabirimize Garbi Makedonya’da Mübadelefaaliyeti hakkında izahat vermiştir. Saffet bey demiştir ki:

Filorina

Page 50: MÜBADELE TAR0H0NDEN SAYFALAR - bakisarisakal.com¼badele Tarihinden Sayfalar.pdf · olmaks1z1n yürütülecektir. 0_bu Madde ile 9 ˇncu Maddede öngörülen mallar, bu çe_it bir

Mezunen bir-iki gün için İstanbul’a geldim. 11’nci Kozana Mübadele TaliKomisyonu’nun mıntıkası bu kere biraz daha tesviye edilmiş ve hemen bütün GarbiMakedonya bu sahaya ithal edilmiştir. Elyevm Kozana, Kayalar, Suruviç, Nasliç, Filorina ve hatta Yenişehir mıntıkamızdahilinde bulunmaktadır. Bu havali Müslümanlarının hemen kâffesi Türkiye’ye sevkedilmiştir. Sevkiyat Ağustos’un on altısına kadar kâmilen hitama erecek ve bu tarihteTürkiye’ye sevk edilmiş olan Müslümanların miktarı takriben yüz bini bulacaktır.

Filorinalı Mübadillerden Bir Grup

Yakında Yenişehir Müslümanlarının sevkine başlanılacaktır. Yenişehir’de miktarıbirkaç yüz haneye baliğ olan eshab-ı emlak ve araziden maada külliyetli miktarda Çingenevardır. Bunların İstanbul mıntıkasında iskân edilecekleri haber verilmektedir. YenişehirMüslümanlarının sevki için vapur tedarik edilmek üzeredir. Buradan Pire tarikiyle Yenişehir’egiderek sevkiyata nezaret edeceğim.22

22 Vatan 9 Ağustos 1924, Sayı: 476

Page 51: MÜBADELE TAR0H0NDEN SAYFALAR - bakisarisakal.com¼badele Tarihinden Sayfalar.pdf · olmaks1z1n yürütülecektir. 0_bu Madde ile 9 ˇncu Maddede öngörülen mallar, bu çe_it bir

MUHACİRLERİMİZ SOKAK ORTASINDA SÜRÜNÜYORLAR

İskân İçin Bayındır’a Gönderilen Drama Muhacirleri Açıkta YatmaktadırBütün Metruk Evler Ahali tarafından İşgal Edilmiştir.

İzmir’e gelen Rumeli muhacirleri iskân için mülhakata gönderilmektedir.Mülhakatta bunların ne suretle iskân edildiğini pek bilmiyorum. Ancak Bayındır’da şahitolduğum vaka eğer bütün mülhakatta da aynen ceryan ediyorsa zavallı muhacirlerin halineağlamamak elden gelmez. Vapura biner binmez, sevincinden ağlayan, esaretten kurtulduğuna şükreden buzavallılar Türk topraklarına kavuşur kavuşmaz. Böyle sükûtu hayale uğrarlarsa bilmem ki bumübadeleden ne temin edilir? Bayındır’da Hıristiyanların bıraktıkları hane miktarı 400’e yakındır. Bu miktarkısmen Bayındır’a gelen 300 hane muhacire verilmişti. Bundan on beş gün kadar evvel Rizevapuru Drama ve Kavala ahalisinden 1.400 nüfus hamilen İzmir’e gelmiş ve yolcularınıkâmilen İzmir’e çıkarmıştır. Bu muhacirlerden bir kısmı Akhisar, Söke, Ödemiş, Tire,Bayındır havalisine gönderilmiş, bir kısmı da nefsi İzmir’de kalmıştır. Buraya sevk olunanmuhacirlerle temas ederek bunların hissiyatını öğrenmek istedim. Bakınız bunların hali nekadar ağlanacak manzara arz ediyor: Bayındır’da ilk temas ettiğim muhacir Drama’nın Halil Bey mahallesinden AhmetEfendidir. Bu zatı istasyon civarında meyus görünce halini sordum. Ağlayarak: “şu karşıçayırda yatanlar çoluk çocuğumdur. Üç gündür burada tarlada yatıyoruz. Bir gün buradan da,tarlamdan çekiliniz diyerek kovulmayacağımıza da emin değiliz. Elimizde iskân edilmeküzere Bayındır’a sevk edildiğimize dair İzmir İskân Müdüriyeti’nin vesikası var. Bayındırkaymakamlığına müracaat ettik. Bize harap bir yer gösterdiler. Tarla da yatmayı oradayatmaya tercih ettiğimi söylersem, harabe hakkında size bir fikir verdiğimi zannederim.Allah’ıma çok şükür memleketimde oldukça refahım vardı. Biz burada bu vaziyete düşüncebilmem orada da muhtaç bir halde olanlar burada ne olacaktır. Bayındır’da emval metrukedenevler muhacirine değil, şehrin yerli ahalisine verilmiştir. Allah için söyleyiniz bunlar bizimhakkımız değil mi? “ Ahmet Efendiyi teselli ederek yanından ayrıldım. Kahvede oturuyordum. Yanıbaşımda bir grup yine aynı meseleden dertleşiyordu. Ona kulak misafiri oldum. Sonra yavaşyavaş yanlarına yaklaşarak muhavereye karıştım. Burada da Drama muhacirlerindenBurhaneddin Efendi altı nüfusla ne suretle açıkta kaldığını anlatıyor ve ağlaşıyordu. Bumuhacirleri bunun için mi buraya naklettik? Düşman elinden burada sefaletten öldürmek içinmi kurtardık? Bizden bekledikleri böyle sokaklara atılmak mıydı? İzmir’in yanı başında bunugörürsek, uzaklarda yapılan iskân muamelatından şüphe etmeğe hakkımız yoktur. İskânlaalakadar makamat bu gibi vakaların önüne geçerse muhacirine en büyük yardımı yapmışolacaktır.

Selanik’te Müslümanların Vaziyeti:

Hakikaten vaziyetimiz müşküldü. Henüz emlakin takdir kıymetine başlanılamadı.Sekiz aydan beri yapılan işler malum. En esaslı ve ehemmiyetli mesele duruyor. Bütüntebliğlere, beyanatlara ve hatta resmi muayede rağmen muhtelit komisyonunun kararı olanmasadaratın tazminine henüz başlanılmadı. Yirmi beş milyon liraya baliğ olan müsadereninyüzde onu bile iade edilmedi. Ahalimiz hâlâ panik halinde sevk olunmakta ve tazyikatın önüalınamamaktadır. Tali komisyonlardan maksat halka birer pasaport verip göndermek ise bunun içinsekiz ay uğraşmakta ve binlerce lira sarf eylemekte mana yok idi.

Page 52: MÜBADELE TAR0H0NDEN SAYFALAR - bakisarisakal.com¼badele Tarihinden Sayfalar.pdf · olmaks1z1n yürütülecektir. 0_bu Madde ile 9 ˇncu Maddede öngörülen mallar, bu çe_it bir

Selanik

Yunan Hükümeti milyonlarca rüşvet verselerdi kendileri için bu günkü kârlıvaziyete mazhar olamazlardı. Rum muhacir kumpanyalarının faaliyeti hepimizi korkutuyor.Eğer bizi söyledikleri gibi kovacak olurlarsa mesele tamamen halledilmiş demektir. Çünkü netakdir kıymete, ne de emlakin hak tasarrufuna ait bir şey kalmamış olur. Çok korkuyoruz kiİzmir Zaferini, Rumeli Türkleri canlarıyla ödemiş olmasınlar. Vaziyet pek fecidir. Çokkorkunçtur. Muhtelit Mübadele Komisyonu azasından Hamdi Bey, Mösyö Ekstran veMatakasas Kesriye’den gidecek muhacirlerin sevki için Kesriye’ye azimet etmişlerdir. Mayıszarfında Yanya Müslümanları da sevk edileceklerdir. 23

23 Vatan 18 Mayıs 1924

Page 53: MÜBADELE TAR0H0NDEN SAYFALAR - bakisarisakal.com¼badele Tarihinden Sayfalar.pdf · olmaks1z1n yürütülecektir. 0_bu Madde ile 9 ˇncu Maddede öngörülen mallar, bu çe_it bir

ŞEHRİMİZDE SÜRÜNEN MUHACİRLERİN BİR MÜRACAATI--------------------------

Misafirhane de Sefil Bir Halde Bırakılan MuhacirlerBiran Evvel İstanbul’da İskân Edilmelerini istiyorlar

İskân edilmeleri İçin Dün Vilayete Müracaat eden Muhacirlerden Bir Grup

Muhacirin işlerinde devam eden iskân muamelatındaki ihmal ve yolsuzlular nihayetdün şehrimizdeki muhacirlerin bir kısmının hükümet konağı kapılarına kadar düşürmüştür.Dün öğle üzeri muhacirlerin, hükümet konağı ittihaz edilen mülga Bâb-ı âli’yi bastıkları sözübirden bire yayıldı.

Page 54: MÜBADELE TAR0H0NDEN SAYFALAR - bakisarisakal.com¼badele Tarihinden Sayfalar.pdf · olmaks1z1n yürütülecektir. 0_bu Madde ile 9 ˇncu Maddede öngörülen mallar, bu çe_it bir

Hâlbuki zavallı muhacirler ne hükümet konağını basmışlar ve ne de böyle bir şeyihatırlarından velev bir dakika olsun geçirmemişlerdir. Fakat muhacirler haklarını istemek için–Yağmura, çamura soğuğa bakmadan – İstanbul’da son merci olan vilayete başvurmuşlardır.Vaka şu şekilde cereyan etmiştir:

Aylardan beri iskân edilemeyen Selanik, kavala ve mülhakatı muhacirlerindenkadın, erkek ve çocuklarından oluşan üç yüz kişilik bir kafile dün sabah saat ondaSirkeci’deki İskân Dairesine giderek işlerinin bir an evvel ikmal edilmeleri için muavin AsımBey’i görmek isterler. Asım Beyin kapısı önünde lüzumu olmadığı halde nöbet bekleyen polismemuru buna mani olur.. “ Asım Bey kimseyi kabul edemez “ der. Muhacirler ısrar eder.Nihayet polis içeriye haber verir ve Asım Bey dışarıya çıkarak: “ Ne istiyorsunuz, sanki nevar? Burada işiniz ne? “ gibi sözlerle muhacirleri karşılar. Asım Bey bu fena muamelesiylemuhacirleri büsbütün kırar. Bunun üzerine muhacirler şikâyetlerini anlatmak ve dertlerini dinletmek içinvilayete giderek Vali beyi görmeğe karar verirler. Üç yüz kişilik kitle bu suretle Sirkeci’denhareketle Bâb-ı âli caddesinden geçerek saat on iki de vilayete gelirler. Vali Beyin kapısındakiemir polisi ve jandarmalar muhacirlere bu şekilde içeriye girilemeyeceğini Vali beyin öğleyemeğine gitmekte olduğu cihetle bir müddet beklemelerini ve içlerinden birkaç kişiyitemsilci seçmeleri lazım geldiğini söylerle. Vali Beye malumat verilir. Bunun üzerine muhacirler namına Selanik ahalisindenashabı emlakten Mahmut Salih, Mehmet, Kadri Rüşid Beylerle Hürmüz Hanım, Vali Beyinodasına girerler ve heyet Vali Süleyman Sami Beye hallerini anlatarak derler ki: “ – Yunanistan’da mal ve mülklerimizi terk ettik. Anavatana kavuştuk. BizeSelanik’te iken ya İzmir’de, ya da İstanbul’da iskân edileceğimiz söylendi. Hâlbuki burayageldik, şimdi Karadeniz sahiline ve diğer başka yerlere göndermek istiyorlar, İstanbul’damisafirhanede kaldığımız müddet zarfında bize bakılmadı. İskân dairesindeki işlerimiz hepyüzüstü kaldı. Bizi tahkire ediyorlar. Misafirhane de günde içimizden iki-üç kişi öldü. Tapularkarıştı, halimize bakan yok. Bize İstanbul’da iskân edileceğimiz daha Selanik’te ikensöylenmişti. Biz ashabı emlakiniz. . Ancak burada iskân edilirsek millete faydalı oluruz. Emlaki metrukeden birçokevler var. Bunlar öteki, beriki tarafından fuzuli işgal olunmuştur. Bizleri bu hanelere,mübadeleye tabi Rumların hanelerine yerleştiriniz. “ Vali Süleyman Sami Bey, heyete, İstanbul’da iskânları için emir gelenlerin derhalİstanbul’da iskân edileceklerini, fakat yerleşim yerleri burası olmayanların, mahalmıntıkalarına sevk edileceği cevabını vermiştir. Cevabı alan heyet, Bâb-ı âli’nin geniş koridorunda bekleyen muhacirlere ValiBey’in sözlerini aynen söylemiştir. Muhacirler bu cevabın dertlerini halletmediğini, binaenaliye kendileri için İstanbul’da iskânlarına emir verilmedikçe vilayetten ayrılmayacaklarınısöyleyerek gitmemeğe karar vermişlerdir. Bu esnada Vali Bey jandarma Alay KumandanıReşad ve İskân Müdür Muavini Asım Beyleri çağırtmıştır. Bir müddet sonra JandarmaKumandanı Reşad Bey muhacirlerin yanına gelerek dağılmaları lazım geldiğini söylemiştir.Bu esnada çocuğu kucağında bir genç kadın ağlayarak demiştir ki:

— Bizi Yunanlılar evlerimizden sokağa attılar. Rumları yerleştirdiler. BizeHükümet etmezse nihayet biz de buradaki Rumları evlerinden atacağız ve cebrenyerleşeceğiz. Jandarma Kumandanı muhacirler arasından iki temsilci çağırmış ve bunlarlakendi odasına giderek valinin sözlerini tekrar söylemiştir. Fakat bu vaatler muhacirleri teskinetmemiştir. Nihayet vali Süleyman Sami Bey vilayetin tahliye ettirilmesini emretmiştir.Bunun üzerine jandarmalar süngü çekerek muhacirleri dışarıya çıkarmak istemiştir.

Page 55: MÜBADELE TAR0H0NDEN SAYFALAR - bakisarisakal.com¼badele Tarihinden Sayfalar.pdf · olmaks1z1n yürütülecektir. 0_bu Madde ile 9 ˇncu Maddede öngörülen mallar, bu çe_it bir

Bu esnada umumi kargaşalık olmuş ve Ahırkapı Misafirhanesinden Fatma AliyeHanım jandarmalar önünde bayılmıştır. Bilhassa kadınların feryadı arasında:

— Vurun, öldürün, topa tutun, yalnız bir canımız kaldı. Onu da siz alın,kurtulalım. Gibi acı sözler diyorlardı. Bâb-ı âli’yi sarsan feryat üzerine Vali Süleyman Sami Bey odasından dışarıyaçıkmıştır. Vali Bey, Aliye Hanım isminde bir kadına ne istediğini sormuştur. Aliye hanımgözleri yaşlı:

— Kocaman evi mi, barkı mı Yunanlılar zapt etti. Bize İstanbul’da iskânedileceğimizi söylediler. Hala açıktayız. Acıyın bize beyefendi, sürünüyoruz. Vali: - merak etmeyin! Merak etmeyiniz, ben de sizi düşünüyorum. Burada iskânedileceksiniz, demiştir. Bunun üzerine kadın, erkek yüzlerce muhacirler: (Yaşasın Mustafa Kemal Paşa),(Yaşasın Vali Bey) diye bağırmışlardır. Müteakiben muhacirler saat iki buçuğa doğru vilayetiterk etmişlerdir. Muhacirler namına akşamüzeri Vali Beyi, Avni, Salih, İsmet ve Hasan Beylerdenoluşan bir heyet daha ziyaret etmiş ve Vali Süleyman Sami Bey Ankara’ya telgraf yazacağınısöylemiştir. Muhacirlerden kadınlı erkekli bir grup dertlerini anlatmak için bir muhabirimizinetrafını almışlar ve yana yakıla hallerini şöyle anlatmışlardır:

— Biz memleketimizden buraya bu günleri görmek için mi geldik. Biz muhacirdeğiliz, mübadiliz. Öğünde verilen yarım okka ekmekle yaşanamaz. Mamafiye onu dakestiler. Biz nereye gideceğiz? Önümüz deniz, arkamız domuz. İçimizden her gün 5–6 taneölen var. Bunlar insandır, kedi yavrusunu değil, Gâvurlar şahane yaşıyorlar, biz ölüyoruz.İşini uyduran en iyi evlere yerleşiyor. Biz mala karşı mal istiyoruz. Bizi Samsun’a göndermekistiyorlar. Gitmeyiz. Misafirhanede herkes hastadır. Her gün ölen kardeşlerimizin adedi beştenaşağı etmiyor. Bu bizim tüylerimizi ürperttirmektedir. Burada Rumlar kaçmışlar, yerlerineErmeniler dolmuşlardır. Akşamüzeri Vali Süleyman Sami Bey hadise hakkında muhabirimize demiştir ki:

— Misafirhane de muhacirler var. Bunlar iskân bölgelerine gitmek istemiyorlar.Meseleyi olduğu gibi Dahiliye Vekaletine şimdi telgrafla bildiriyorum. Gelecek cevaba görehareket edilecektir. Dedikleri gibi fuzuli işgal yoktur. Evler boşaldıkça burada iskânlarıtahakkuk edenlere veriliyor. Jandarma hiçbir kadına vurmamıştır. Bayılan kadın, kalabalıktanbayılmıştır. Misafirhaneden mahal mıntıkalarına gitmek istemeyen muhacirlerin iaşelerikesilmişti. Dahiliye Vekaleti’nden telgrafla cevap gelinceye kadar iaşelerine devamolunmasını Vali Bey emretmiştir. 24

24 Vatan 19 Kânunuevvel 1924, Sayı: 607

Page 56: MÜBADELE TAR0H0NDEN SAYFALAR - bakisarisakal.com¼badele Tarihinden Sayfalar.pdf · olmaks1z1n yürütülecektir. 0_bu Madde ile 9 ˇncu Maddede öngörülen mallar, bu çe_it bir

BAHRİ CEDİD VAPURUYLA GELEN MUHACİRLER--------------------------

Dokuz Günlük İşkenceden Sonra İstanbul’a GelenMuhacirler Halen Vapurdan Çıkmamışlardır

Bahri Cedid Vapurunun Güvertesinden Bir Manzara

Evvelki gün Bahri cedit vapuruyla Selanik’ten gelmiş olan muhacirlerden birkısmının pasaportları İstanbul’a verilmiş olduğu halde dün bunların vapurdan çıkmalarınamüsaade edilmemiştir. Vapurda mevcut 950 muhacirden ashabı emlakten olan 230 kişinin isepasaportlarında İstanbul’a gönderildikleri muharrer olmakla beraber; 1, 2, 3, 4 tarzındarakamlar münderiç olup bunlardan Birinci, ikinci, üçüncü, dördüncü iskân mıntıkalarınamürettip olduğu manevi garibi istihraz edilerek muhacirler vapurlardan çıkarılmışlardır.

Page 57: MÜBADELE TAR0H0NDEN SAYFALAR - bakisarisakal.com¼badele Tarihinden Sayfalar.pdf · olmaks1z1n yürütülecektir. 0_bu Madde ile 9 ˇncu Maddede öngörülen mallar, bu çe_it bir

Muhacirlerden pek çoğunun akraba ve talukatı İstanbul’da olup zevci ve kardeşi,Anadolu yakası İstanbul’da olan bir takım kadınlarda bulunmaktadır. Bunların İstanbul’da kiakraba ve talukatı dün Mübadele Cemiyetine müracaatla ağlayarak, sızlayarak ve vapurdabulunan akrabalarının tahliyesini talep etmişler ve oradan vilayete giderek Vali Hüsnü Beyede aynı talebi tekrar etmişlerdir. Vilayetçe bunların İstanbul’a çıkarılmasında tereddütedildiğinden yapılacak muamele telgrafla Ankara’dan sorulmuştur. Muhacirlerin Vapurdaki vaziyetleri pek fecidir. Bunlar geçen Pazar günüSelanik’ten hareket etmişler ve bir hafta denizde çalkalandıktan sonra ancak Cumartesi günüTuzla’ya muvasalat etmişlerdir. Bu zavallıların ekserisinin yiyeceği tükenmiştir. Buradakiakraba ve talukatı tarafından kendilerine yiyecek götürülmüştür. Anavatan’a kavuşmak için çırpınan muhacirlerin vapurdan çıkarılmalarınamüsaade edilmemesi zavallı halka işkence etmekten başka bir şey değildir. MuhacirlerinHükümetten bekledikleri muamele meshulata mazhar olmak, terakkiye hallerinin teminedildiğini görmek iken pasaportları İstanbul’a verilmiş olmasına rağmen, karaya çıkmalarınamüsaade edilmiyor. Muhacirleri bu vaziyete sokanların herhalde mesul olması lazımdır. Vapurda görüştüğümüz bazı muhacirler iskân hususunda hükümetten hiç biryardım talep etmeyeceklerini beyan etmektedirler. Bu taahhüdü ifa etmiş olan muhacirlerinistedikleri mahalle gitmelerine müsaade edilmesi lazımdır. Vapurda bulunan 950 muhacirden150 kipti İstanbul’a yerleştirilecek olup bunlar karaya çıkmışlardır. 230 ashabı emlakindenmütebakiyesi Karadeniz Limanlarına çıkarılacaklardır. Haber aldığımıza göre İstanbul vilayetiAnkara’dan gelecek cevaba göre bunları misafirhaneye ve oradan da mahalli merkezlere sevketmeğe karar vermiştir. Aynı zamanda bahri Cedid Vapurunun Karadeniz’de muhacirlerininecekleri limanlara kadar sefer edecek bir vaziyette olmadığı da haber verilmektedir. Buşartlar dahilinde bu zavallıların vaziyetleri biraz daha feciat arz edecek ve misafirhane deiçtimalarıyla gayri mütenasip ahval ve şerait dairesinde gelecek emre intişzar etmekmecburiyetinde kalacaklardır. Mübadele Cemiyeti bu muhacirlerin vapurdan çıkarılmalarına müsaade edilmesiiçin İstanbul Vilayetine hitaben şu muhtırayı takdim etmiştir: “ Muhacirlerimiz hakkında her vesile ile ibraz buyrulan aşar insaniyetperveranaye arzı şükran etmekle beraber zatı ali-i vilayet penahi bervechi ati müracaattabulunmamıza müsaade-i Samilerini istirham eyleriz. Şöyle ki: Selanik’ten Bahri CedidVapuruna bindirilen 951 muhacirden biri yolda seyahatin uzamasından naşi vefat ederekmütebaki 950 kişi ancak dokuz günde İstanbul’a vasıl olabilmişlerdir. Bütün bu zavallımuhacirler sefil, perişan ve belki de tedaviye muhtaç bir halde gelebilmişlerdir. Ekserisi yoldaekmeksiz ve aç kalmışlardır. Bunlardan bir kaçının dahi mezkûr vapura istiabından fazlamuhacir almasından dolayı makinelerin arasında kalarak elleri kesilmiş ve bir diğerinin deayağı parçalanmıştır. Dokuz günde yirmi dört saatlik mesaiye katedebilen mezkûr vapurainsan bindirilmesine saif olanların vapur içinde vaki olan zaiyat ve perişaniyeninmüsebbiplerinin şiddetle cezalandırılmasına ve tedaviye muhtaç bir halde bulunan buzavallıların derhal vapurdan çıkarılarak ailelerinin ve hısım akrabalarının nezdine sevkedilmeleri hususunda icap eden muamele-i kanuniyenin müstecilen ifasını ve kardeşlerimizindaha feci akıbetlerden tahliyesinin ehemmiyetle rica ve istirham eyleriz efendim. Olbabda. “25

25 Vatan 20 Teşrinievvel 1924, Sayı: 548

Page 58: MÜBADELE TAR0H0NDEN SAYFALAR - bakisarisakal.com¼badele Tarihinden Sayfalar.pdf · olmaks1z1n yürütülecektir. 0_bu Madde ile 9 ˇncu Maddede öngörülen mallar, bu çe_it bir

MİDİLLİ MÜSLÜMANLARI NASIL MÜBADELE EDİLDİ

Oryent Niyuz gazetesi dünkü nüshasında Midilli Müslümanlarının Mübadelesihakkında şu malumatı vermektedir: Mübadele Komisyonunun delalet ve nezareti altında 5.000’i mütecaviz İslam ve1.400 reis hayvan Midilli Adası’nın muhtelif limanlarından Ayvalık’a naklolunmuştur.Nakliyata kemali intizamla devam edilmektedir. Heyeti mezkureye yardımda bulunan Amerikalılar ile vuku bulan bir mülakatneticesinde Midilli Mutasarrıfı bilcümle kaymakamlara aşağıdaki talimatı verdirmiştir: “ 1. Midilli Adası’nda bulunan bilcümle Müslümanlar adayı terk etmelidirler. 2. Müslümanlara hayvanları da dahil olduğu halde bilcümle emvali metrukelerinihep beraber almak için, müsaade edilmiştir. 3. Pasaport muamelesi icra edilmeyecektir. 4. Kendilerinden hiçbir vecihle vergi alınmayacaktır.

5. Canice ve ceraim adiyeden dolayı tutuklu bulunan Müslümanlarda mübadeleyetabidirler. 6. Her güna gümrük resminden sarfı nazar olunmuştur. 7. Müslümanların rıhtımdan vapurlara nakli için kayık parası alınmayacaktır. 8. Midilli’den Ayvalık’a kadar ücret nakliye verilecektir. 9. Mahsulleri henüz tarlalarda bulunan İslamlara bunları satmak için müsaadeolunmayacak fakat hasad edilen ve ambarlara naklolunan mahsulât sahiplerine bunları beraberalmağa yahut satmağa müsaade olunacaktır. 10. Dükkân sahipleri kendi mallarını satmağa veyahut beraber almağamezundurlar. 11.Ashab emlake mülklerini satmaya yahut kiraya vermeye müsaadeolunmayacaktır. 12. Üzerlerinde para bulunup bulunmadığı anlaşılmak üzere yoklama icraedilecektir. Bu yoklama muamelesi kanun dairesinde ve hiçbir zarar verilmeyecek derecedenezaketle icra edilecek ve a ltın zapt ve müsadere olunmayacaktır.

13. Ailelerin istimal edecekleri gazdan da hiç rüsum alınmayacaktır. 14.Nakliye ücreti vermekten aciz olanlar parasız olarak limanlaranaklolunacaklardır. Mutasarrıf tarafından jandarma kumandanlıklarına hiçbir vecihle Müslümanlarasui muamele edilmemesi ve arabacılar ve saire tarafından para talep olunmaması için talimatverilmiştir. Tahliyenin iptidasından evvel Müslümanlar zirdeki altı limanda tahşidolunmamıştır. Molo’da 2.500, Çamur Liman’da 600, Midilli’de 2.000, Sigri’de 612,Parama’da 769 ve Apotika ‘da 1.049 kişi. Komisyon Müslümanlar tarafından dermiyan olunan şikâyetleri istimah etmiş vehemen her şikâyet Yunan memurlarına bildirilip, icabı seriyatan icra edilmiştir. Bu ekseriyetleLozan Antlaşması ahkâmının sui tefsirinden neşet etmiştir. 26

26 Vatan 20 Teşrinievvel 1923, Sayı: 188

Page 59: MÜBADELE TAR0H0NDEN SAYFALAR - bakisarisakal.com¼badele Tarihinden Sayfalar.pdf · olmaks1z1n yürütülecektir. 0_bu Madde ile 9 ˇncu Maddede öngörülen mallar, bu çe_it bir

MÜHACİRLER ÇOLUK ÇOCUKLARIYLA(EKMEK EKMEK) DİYE CAN MI VERECEKLER

Yine Muhacir Bir Müslüman Dayanamayarak Aç Muhacirlerin Dört Günlük EkmeğiniTemin Etti – Hilal-ı Ahmer Ancak İane Toplamak Teklifini Kabul Edebildi.

Tevhid-i Efkâr 25 Aralık 1924

Ahırkapı ve İplikhane de iaşeleri kati olarak gayri muayyen bir zaman içinMübadele Cemiyeti’nin Hilal-ı Ahmer’e müracaat ettiğini yazmıştık. Hilal-ı Ahmer de yardımiçin maddi imkânı olmadığı cevabını verdikten sonra bu zavallı muhacirler pek sefil bir haledüşmüşlerdir. Aç kalan (ekmek ekmek) diye sokaklara dökülen ve buldukları ekmekleri kapışanzavallılar şimdi hükümetten sonra Hilal-ı Ahmer’den de ümidi keserlerse ne yapacaklar?Açlıktan birer birer gözler önünde can mı verecekler? Facia karşısında Mübadele Cemiyete iane toplamağa karar vermiş ve Hilal-ıAhmer’in tavassutunu istemiştir. Hilal-ı Ahmer ise bunu dünkü ruznamesine ithal ederek birkarar ittihaz etmeyi ve bu gün Cemiyete cevap vermeyi taahhüt etmiştir. Açlığa mahkûm olan muhacirlere iki gün süren bir açlıktan sonra dün ekmek tevziolunmuştur. Bu ekmeği, tevzi lazım gelen parayı mübadillerden ismini söylemeyen bir zatteberru etmiş ve bu suretle büyük bir insaniyetperverlik göstermiştir. Bu zat aynı zamanda buhusus için (500) lira teberru ettiğinden muhacirlere iki gün daha ekmek temin edebilmiştir.

Ahırkapı Misafirhanesinde Mübadil Kadın ve Çocukları

Page 60: MÜBADELE TAR0H0NDEN SAYFALAR - bakisarisakal.com¼badele Tarihinden Sayfalar.pdf · olmaks1z1n yürütülecektir. 0_bu Madde ile 9 ˇncu Maddede öngörülen mallar, bu çe_it bir

Fakat iki gün sonra ne olacak? İki gün sonra imdat kapılarının her taraftankapanmış, bulunması üzerine, açlık olanca faciatıyla başlayacak demektir. Hükümetinmuhacirleri birer birer açlıktan can vermeğe bırakması nasıl doğru olabilir? Kış günlerindemuhacir koçanlarında lime lime paçavralar içinde aç, çıplak fukarayı muhacirin çolukçocuğunun ekmek dilenmelerine seyirci mi kalacağız? Bu gün bu zavallı muhacirlerin istedikleri şey: Bir dilim ekmektir! Bir dilimekmek, bir sıcak çorba; birkaç yüz muhacire bir hükümetin veremeyeceği behşayişlerdendeğildir. Mübadele Cemiyeti burada bu yürekleri yakıcı hal karşısında, hükümetten ümitkapılarının pek elim bir surette kapandığını görünce halkın atafet ve inayetine bel bağlamağave iane toplamaya mecbur kalmıştır. Dün Hilal-ı Ahmer Reisi Besim Ömer Paşa bir muhabirimize MübadeleCemiyeti’nin teşebbüsü hakkında demiştir ki: “ - Mübadele Cemiyetinin yapamadığı bir şeyi, vaziyet maliyesinden Hilal-ı Ahmerde yapmamak mecburiyet elimiyesinde bulunuyor. Fakat cemiyetin iane için müracaatını bugün müzakere ediyoruz. “ Hilal-ı Ahmer dün toplanarak Mübadele Cemiyeti’nin müracaatını müzakereetmiştir. Dün akşam geç vakit Hilal-ı Ahmer’den verilen malumata göre Hilal-ı Ahmerdünkü toplantısında Mübadele Cemiyeti’nin yardım toplamak talebini esas itibariylemuvafakat etmiştir. Teferruat bu gün belli olacaktır. Her halde zavallı muhacirlerin çoluk çocuklarıyla (ekmek, ekmek) feryadı içindecan vermelerine meydan bırakmadan bir elim meseleye bir tarzı hal bulunmalıdır. 27

27 Tevhid-i Efkâr 25 Kânunuevvel 1924, Sayı: 1258- 4286

Page 61: MÜBADELE TAR0H0NDEN SAYFALAR - bakisarisakal.com¼badele Tarihinden Sayfalar.pdf · olmaks1z1n yürütülecektir. 0_bu Madde ile 9 ˇncu Maddede öngörülen mallar, bu çe_it bir

MÜBADİLLER AÇLIKTAN FIRINLARI YAĞMA ETTİLER

Tevhid-i Efkâr 23 Aralık 1924

Eyüp’te İplikhane’de misafir bulunan muhacirlerimizin kendilerine verilmekte olanekmekler son günlerde eksilmişti. Elleri böğürlerinde kalan biçare muhacirler aç kalmışlardır. Müracaatlarından ve istidalarından hiçbir netice alamayınca biçare muhacirler düngeç vakitlerde fırınlara hücum ederek ekmekleri yağma etmişler, hatta sokakta bazı kimselerinellerinde bulunan ekmekleri de alarak gitmişlerdir. Bugünün mayişetlerini böyle elim birsuretle temin ettikten sonra misafirler misafirhaneye dönmüşlerdir. Zabıtada olaya el koymuşve tahkikata başlamıştır.

Muhacirler Açlıktan Fırınları Yağma Ettiler

Bu vaka muhacirlerin sui idaresini gösteren en elim delillerden biridir. Sonzamanlarda dahi, değil muhacirlerin fakir fukarası, Yunanistan’da emlak ve emvalini bırakmışolarak gelmiş olanlarının dahi ıstırabına bakan yoktur. Şehrimizde muhacirlerin iskan veiaşesiyle uğraşan makamat hemen her gün muhacirlerin ailece intihar edecekleri aciz ve yeisiçinde işkence çektikleri gibi elim feryatlarına muhatap olmaktadırlar. İstanbul gibi en büyükşehrin gözleri önünde, böyle aç bırakılmış zavallı muhacirlerin fırınlara ve halka hücumedecek derecelere düşürülmesi ne kadar şayanı tesadüftür. 28

28 Tevhid-i Efkâr 23 Aralık 1924, Sayı: 1256–4284

Page 62: MÜBADELE TAR0H0NDEN SAYFALAR - bakisarisakal.com¼badele Tarihinden Sayfalar.pdf · olmaks1z1n yürütülecektir. 0_bu Madde ile 9 ˇncu Maddede öngörülen mallar, bu çe_it bir

KALİTARYA’DA (AVCILAR KÖYÜ) AHIRLAR İÇİNDE YAŞAYANMÜBADİLLER

Tevhid-i Efkâr 30 Temmuz 1924

Rumeli’nin Nasliç ve Selanik’in Langaza Köylerinden Getirilerek Kalitarya KöyüneYerleştirilen Mübadillerden Bir Gurup

Rumeli’nden mübadeleten getirilip Kalitarya Köyüne yerleştirilmiş olan birkaç binmuhacirimizin pek elim bir şerait içinde yüzüstü metruk kaldıkları ve ölümle tehdit edilecekbir vaziyet faciada bulundukları mevzubahis oldu. Bu vaziyet etrafında müspet ve menfibirçok şeylerde söylendi. Birkaç bin Müslüman’ın metruk bir halde ölümü hepimizinvicdanlarımız üstünde bir vebal olacaktır. Zira bu millet bunca hudutsuz fedakârlıklar vemuhabbetlerle dindaşlarını, millettaşlarını düşmanın pençesinden kurtarmış ve yoksuzluklariçinde vatanın sinesine almıştır. Bunca fedakârlıklardan sonra birkaç bin Müslüman’ın hederolmasına karşı alakasızlık gösterebilecek kimse yoktur. Muhacirlerimizin mezkûr havalidekivaziyetlerini yakından tetkik ve müşahide eylemek üzere bir muhabirimiz ilefotoğrafçılarımızdan birini Çekmece, Kalitarya ve civarındaki köylere hareket ettik. Mezkûr havalide üç gün kalan ve tetkikatta bulunan muhabirimizin müşahedelerininakledeceğiz:

Page 63: MÜBADELE TAR0H0NDEN SAYFALAR - bakisarisakal.com¼badele Tarihinden Sayfalar.pdf · olmaks1z1n yürütülecektir. 0_bu Madde ile 9 ˇncu Maddede öngörülen mallar, bu çe_it bir

“ Artık Kalitarya köyündeyiz. Köyün Ağası ile beraberce köydeki muhacirinmisafirhanelerini görmek için yola çıktık. Biraz yürüdükten sonra 1 numaralı misafirhaneyigördük. Burası bir misafirhane değil Rumların hayvanlarını muhafaza ettikleri bir ahırdır. Altıaile kırk kadar nüfus bu ahıra atılmış zavallılar iki aydan beri iskân edilmemiş olduklarınısöylüyorlar. Niçin, diye sorduğum zaman:

— Biz ne bilelim be beyim. İki aydan beri buraya Selanik’ten geldik. İlkgeldiğimiz zaman bize on günlük iaşemiz için nüfus başına 12 kuruştan yevmiye verdiler.Ondan sonra bir şey vermediler? Bizim mazbut bir yerde iskân edilmemiz için buradaki iskânmemurlarına müracaat ediyoruz. Bugün yarın diyorlar, henüz iskân olunmadık. İskânolunmadığım içinde evvelce iskân olunanlara tevzi edilen mevzuattan da mahrum kaldık bebeyim. Bizim halimiz nice olacak? Diyorlar. Bazıları bu çaresizlik önünde yaşlar dökerekağlıyorlar. Kendisinden nerenin muhaciri olduğunu sordum. Nasliç muhacirlerindenolduklarını söylediler. Bundan sonra 2 numaralı misafirhaneye gittik. Bu misafirhane birincisinden dahaçok berbat bir halde idi. Bu ahırda da yedi sekiz aile misafir edilmiş. İki aydan beri henüziskân edilmemiş bu zavallılarında şikâyetleri aynıdır. Bu misafirhane denilen eski Rumahırları sanki cehennem gibi her katı birbirinden azap engiz ve berbattır. 3 numaralı misafirhaneye gittik. Bu misafirhanedeki misafir muhacir diğerlerindenpek çok daha fena. Bu zavallılarda aynı şikâyetleri tekrar ediyorlardı. Bundan sonra tekrar ilk oturduğumuz deniz kenarındaki kahveye geldik. Köyünihtiyar heyeti gelip etrafıma koşuştular. Hepsi söz söylemek istiyordu. Sıra ile anlatmağabaşladılar.

Kalitarya Köyüne Yerleştirilen Mübadillerden Diğer Bir Gurup

İçlerinde ifadesi düzgün olan bir ağa dedi ki:— Çok şükür hükümetimiz bizi düşmandan kurtardı, getirdi. Ekserimizi

yerleştirdi. Yardıma muhtaç olanları iaşe ediyordu. Her nedense bir aydan beri bu yardımıkesti.

Page 64: MÜBADELE TAR0H0NDEN SAYFALAR - bakisarisakal.com¼badele Tarihinden Sayfalar.pdf · olmaks1z1n yürütülecektir. 0_bu Madde ile 9 ˇncu Maddede öngörülen mallar, bu çe_it bir

Bunun sebebini diğeri anlattı:— Buradan mübadelen giden Rumların erzaklarından bir kısmını bize nüfus başına

üç veya dört ay idare edecek kadar tevzi ettiler. İşte bunun için yardıma muhtaç olanların Hükümet tarafından verilen 12 kuruş iaşebedelleri kesildi. Bu ağalara memurin mülkiyeden memnun olup olmadıklarını sordum. Kimisimemnun olduğunu, kimisi de memnun olmadıklarını söylüyorlar. Tek şikâyet olarak ta daima pek gayrı muntazam iskân edildiklerini söylüyorlar. Dertleri bu:

- Biz çiftçiyiz., halbuki bu köyün arazisi idare etmez. Buranın sabık ahalisininekserisi balıkçı, kayıkçı ve esnaf imiş. Hâlbuki bizler hep ziraatçıyız. Hükümet Rumlardankalan erzaktan bize verdi. Hâlbuki bizim burada iskân olunan ahalimizi bu tevzi edilenbuğday, arpa ve yulaf ancak dört ay idare edecek, ondan sonra halimiz nice olacak? Biz deşaşırdık. Bizim hayvanlarımızı hep orada Yunanlılar aldılar. Biz buraya hayvansız geldik.Hâlbuki gelecek sene hasadı için toprağı işlemek zamanı geldi geçiyor. Hâlbuki henüz bize verilecek çift hayvanatı ile alet ziraiye verilemedi. Eğer bugünler zarfında verilmezse gelecek sene için hiç ziraat yapamayacağız. İşte size Kalitarya’da iskân edilen muhacirlerin esaslı ve zannıma kalırsa enönemli şikâyeti.

Kalitarya köyüne Selanik Langaza köylüleri ile Nasliç köylüleri ve yerlilerindenbazıları iskân edilmiştir. Bunların hepsi ziraatçı olup başlıca sanatları yoktur. Keza Kalitarya köyüne Selanik’in Çayır Mahallesi tabir olunan Çingenelerdenaltmış hane de getirilmiştir. Fakat bunların ekserisi hanelere iskân edilmiş değildir. Bunlardahenüz iskân olunmadıklarından şikâyet etmektedirler. Biz bu zavallıların şikâyetlerini dinlerken artık akşam olmuş ortalık tamamıylakararmıştı. 29

29 Tevhid-i Efkâr 30 Temmuz 1924, Sayı: 1111 – 4239

Page 65: MÜBADELE TAR0H0NDEN SAYFALAR - bakisarisakal.com¼badele Tarihinden Sayfalar.pdf · olmaks1z1n yürütülecektir. 0_bu Madde ile 9 ˇncu Maddede öngörülen mallar, bu çe_it bir

İSTANBUL’DA RUMELİ TÜRKLERİ------------------------

Her hafta Akın Akın Muhacir Maalesef Şehrimize Gelmekte Devam Ediyor

Rumeli’den İstanbul’a Pek Yeni Hicret Eden Bir Türk Ailesi

Senelerden beri Milletin başına çöken kâbus her gün bir parça daha ağırlaşmaktadır.Rumeli’de, Anadolu’da yüzlerce, binlerce Türk köylerinin harap olduğunu, vatandaşocaklarının söndüğünü işitiyoruz. Acaba bunlar milletin kara yazısı mıdır? Yoksa bizimgünahlarımızın kefaretimidir? Sebepleri her ne olursa olsun şehirlerde, kasabalarda, köylerde devam edip gidenbu sefalet ve felaketlere yine kendi elimizle artık bir nihayet vermek zamanı geldi. Yerlerini, yurtlarını, tarlalarını bırakıp hilafet kapılarına iltica eden bu zavallıTürklere bir taraftan Muhacirin Müdüriyeti, diğer taraftan bazı hayırseverler yardım etmektenhali kalmıyorlarsa da bugünkü vesaitle dindaşlarımızı sefaletten kurtarmak kabilolamamaktadır. Birkaç gün evvel bir muhacir kafilesini Sirkeci’den geçerken gördük.Biçareler bir felaket seline kapılmış gibi bezgin, şaşkın yürüyorlardı. Ellerindeki çıkınları

Page 66: MÜBADELE TAR0H0NDEN SAYFALAR - bakisarisakal.com¼badele Tarihinden Sayfalar.pdf · olmaks1z1n yürütülecektir. 0_bu Madde ile 9 ˇncu Maddede öngörülen mallar, bu çe_it bir

sırtlarındaki sandıkları sürüklemeye çalışıyorlardı. Her birinin yüzünde senelerden beriişleyen ve bir türlü kapanmayan derin bir yaranın ızdırapları okunuyordu. Abani sarıklı, yeşilkuşaklı Rumeli’nin bu fedakâr evlatlarını incitmekten korkarak yanlarına sokulduk. Birdelikanlıya hitaben:

— Arkadaş İstanbul’a niçin geliyorsunuz? Hasta olduğu bembeyaz ve zayıf çehresinden anlaşılan bu genç bir dakika durdu.Yüzümüze dik dik baktı. Göğsünü şişirerek derin bir nefes aldıktan sonra:

— Ne bileyim ben kardeş, dedi ve arkasına bakmadan uzaklaştı. Gözümüzünönünden geçen kadın, çocuk, ihtiyar, felaketzede kafilesinin sonu gelmiyordu. Bir aralık kafileden üç kişi ayrıldı. Etrafını İstanbullular çevirmişler bunlarınhallerine bakıyorlardı. Biz de sokulduk, bir Türk genç muhaciri bir gaz sandığını hamalınsırtına yerleştirmeğe çalışıyordu. Yaklaştık bu sandığın içinde tahminen yüz yaşında ihtiyarbir nine vardı. Bir et parçası gibi sandığın içinde iki kat olmuş, senelerin bitmek, tükenmekbilmeyen felaketlerinin simasında çizdiği bu düşkünlükler içinden etrafına bakıyor ve için içinağlıyordu. Bu kadıncağızın gözlerinde neler okuduk. Kendisine niçin memleketi bıraktığını sorduk.

— Son nefesimi İslam içinde vermek isterim, dedi. İstanbul’a iltica eden muhacirlerin miktarı 40 bini geçmiştir. Muhacirin Müdüriyetibunlara sığınacak bina bulmakta zorlanıyor. Eski muhacirlerden bir kısmını Bahri CeditVapuruyla Zonguldak ve İnebolu taraflarına ve bir kısmını da Reşit Paşa Vapuruyla Trabzoncihetlerine sevk ederek, bunlardan boş kalan Cami ve medreselere, Rumeli muhacirleriniiskân etmektedirler. Gelen muhacirlerin çoğu, Tekfurdağı ve civarından gelmiştir. Bu zavallılardan büyük bir kısmı Eyüp Sultan’da Cami-i şerife ve medreselereyerleştirildiği gibi bir kısmı da, Cerrah Paşa Camisine, Bahriye Hastanesine, AnadoluKavağındaki barakalara, Süleymaniye Camisi civarına iskân edilmiştir. Muhacirin Müdüriyeti, bunalar Beyazıt Darülmesayisinde ördürdüğü hasırlarıelbise ve fanilaları tevzi etmektedir. Aynı zamanda Müdüriyet her gün bu zavallılara yarımşarokka ekmekle birer kap sıcak yemek vermektedirler. Amerika Şark-i Karib Muavenet HeyetiReisi Mister Komis, Muhacirin Müdürü HamdiBey’den İstanbul’a iltica eden Türk muhacirlerihakkında izahat talep etmiş, ve verilen izahat üzerinebu bedbaht muhacirlere az miktarda yardımdabulunulacağını vaat etmiştir. Muhacirin UmumiyetMüdüriyeti, muhtelif mahallerdeki musavverfotoğraflar aldırarak “Komis” cenaplarına takdimetmiştir. Mister Komis Cenapları şimdilik bumuhacirlere 30 bin liralık eşya vereceğini bildirmiştir.Bu miktar eşya üç kısma ayrılıp Her ay on bin lirasısıverilecektir. Bu eşyanın dağıtılmasına nezaret etmeküzere Muhacirin Müdüriyetinde bir komisyon teşkiletmek üzeredir. İta edilecek eşya içinde her nevimensucat ve çamaşır bulunacağı gibi bir hayli yiyecekdahi bulunmaktadır. 30

Amerika Şark-i Karib Muavenet Heyeti ReisiMister Komis

30 İleri 11 Kânunusani 1337, Sayı: 1068

Page 67: MÜBADELE TAR0H0NDEN SAYFALAR - bakisarisakal.com¼badele Tarihinden Sayfalar.pdf · olmaks1z1n yürütülecektir. 0_bu Madde ile 9 ˇncu Maddede öngörülen mallar, bu çe_it bir

RUMELİ’DEN GELEN MUHACİR KARDEŞLERİMİZ ADANA’DA

Rumeli’den gelen muhacirlerimizin bir kısmı Adana’ya sevk edilmişlerdir.Anavatana avdet eden bu din kardeşlerimize Cumhuriyet Hükümetimiz elinden gelen yardımıesirgemeyeceğini vaad etti. İnşallah sözünde durarak Ümitlerimizi boşa çıkarmaz. Resimlerimiz Adana’ya muvasalat eden muhacirlerimizle istikbale giden vilayeterkânı ve İskân komisyonu azalarını gösteriyor. Ortadaki resim Muhacirlerle beraber Adana’ya muvasalat eden meşhur Şeyh SadıkEfendi Hazretleridir. 31

31 Resimli Gazete 23 Mart 1924, Sayı: 29

Page 68: MÜBADELE TAR0H0NDEN SAYFALAR - bakisarisakal.com¼badele Tarihinden Sayfalar.pdf · olmaks1z1n yürütülecektir. 0_bu Madde ile 9 ˇncu Maddede öngörülen mallar, bu çe_it bir

SAMSUN'DA MÜBADİLLER---------------------------------

Rumeli’nden Gelen 1.500 Kişi Aç ve Meskensizdir

5 Teşrinisani tarihiyle Samsun’dan yazılıyor. Şimdi Samsun’un en mühim hadisesi iki noktada toplanıyor. Biri ev derdi, diğeride muhacirler. Evvela muhacir meselesi: Buraya da muhacirler gelmeğe başladı. Bu güne kadargelen muhacirlerin adedi 1.500’dür. Hükümet bunlara burada hiçbir şey hazırlamamıştı.Muhacirler gelmeğe başlar başlamaz her taraf şaşırdı. Nihayet müftü efendinin riyaseti altındabir yardım heyeti teşkil etti. Heyet Reji Fabrikası Müdürü Rüşti, Nemli zade Sıtkı, TüccardanÇubukçu zade Subhi, Şark Tütün Şirketi Müdürü Sait, Kibar Tevfik, Lord Mustafa, KefeliYusuf, Kefeli Yusuf, Kefeli Halim, Kefeli Yusuf Ziya, Kavalalı Hacı Ali Beylerdenoluşuyordu. Bu fedakâr zevatın sayesinde bir günde üç bin lira toplandı ve muhacirlereakşam, sabah birer kap etli yemek ve ekmek verilmekle beraber iskânları da temin ediliyor.Heyet, ahaliye hitaben bir beyanname neşrederek herkesi, Rumeli’den gelen dindaşlaravicdani borcunu ödemeğe teşvik etti. Aynı zamanda Vali Osman Beyin refikası hanımınaltında eşraf hanımlarının iştirakiyle bir yardım heyeti de teşkil etmek üzeredir.

Kavala

Böyle fahri heyetler sarfı mesai etmekle beraber önümüzün kış olması herkesidüşündürüyor. Mesken yok, iaşe yok, bu zavallıların hali ne olacak, Hükümet teşkilatınamında meydanda henüz esaslı bir şey yok. Sonra mesken derdi: Samsun halkının kısmı azami yabancıdır. Bunlarda eskidenberi akar sahibi Rum evlerinde oturmaktadırlar. Bu evler emvali metruke oldu. Şimdi Rumevlerinde oturanlara tebligat yapıldı: (24 saatte çıkınız) diyorlar. Pek ala, fakat bu ahali neyapacak? Buna sebep yine komisyon. Çünkü geçen sene birçok Rum evlerini şuna bunasattılar, yıktılar, yaktılar, memlekette ev bırakmadılar. 32

32 Vatan 12 Teşrinisani 1923, Sayı: 211

Page 69: MÜBADELE TAR0H0NDEN SAYFALAR - bakisarisakal.com¼badele Tarihinden Sayfalar.pdf · olmaks1z1n yürütülecektir. 0_bu Madde ile 9 ˇncu Maddede öngörülen mallar, bu çe_it bir

MUHACİR KİŞİ RUHUNA FATİHA

Lütfü ARİF

Muhterem okuyucularım, size ne muhtelit Mübadele Komisyonu’nun hiçbir suretletatbik etmesini Mübadele Antlaşmasının memleketimizde tevellüt eylediği elemlivaziyetlerden, ne sevk komisyonlarının hayvan nakleder gibi mübadilleri sefil ve perişan edenmesaisinden ve ne de iskân yolsuzluklarından bahsedecek değilim. Bugün bahsetmekistediğim şey, ölümden kurtularak İstanbul’a gelen ve tesadüfen tanıştığım bedbaht birmuhacir aile reisinin ölüm diyarından getirdiği kara haberleri aynen naklederekarkadaşlarımızın tahlis için vicdan ammeye hitap etmekten ibarettir. Drama’da mektep görmüş ve heyet işhtiyareler arasında zekâ ve irfanıyla temayüzetmiş olan Hafız Bayram Ağa, on nüfuslu bir ailenin reisi olarak Türkiye’ye gelmiştir.Bayram Ağa sathı bahirden 600 metre irtifaında, üç yüz elli nüfuslu, birinci sınıf tütüncülüklemüştehir bir köy olan Demirci Ören karyesindendir. Bu karye halkı Samsun’a tertip edilmiş,fakat her nedense Samsun köylerinin harap olduğunu işiten bu zavallılar bazı tütüntüccarlarının da propagandalarına kapılarak hiç tanımadıkları memleket dahilinde İzmitvilayetini menfaatlerine uygun zannederek Ankara’ya müracaat etmişlerdir. Ankara iskânamirleri bunların müracaatlarını İzmit’te hane olmadığından meskenlerini kendi masraflarıylainşaat eylemeyi taahhüt etmek şartıyla kabul etmiştir. Zavallılar buna razı olduklarındankendilerine Yalova’nın Hacı Mehmet Çiftliği arazisi gösterilmiştir. Bir bataklıktan ibaret olanbu arazide, bir ziraat mütehassısının ve bir sıhhıye memurunun nazarı tetkik ve teftişindengeçirmeksizin derhal inşaata başlanılmıştır. İnşaat için elli bin lira sarf edilmiş ve yeni bir köyinşa edilmiştir. İşte Demirci Ören köylüleri bu suretle kendi hanelerinde iskân edilmişlerdir.Lakin müddeti ömürlerinde sıtmanın ne olduğunu bilmeyen bu zavallı halk geçen Ağustossıcaklarında müthiş bir tufana maruz kalmışlar, vaktiyle çeltik harklarıyla bataklık halinegetirilmiş olan arazide iskân edilmenin ızdıraplarını çekmeğe başlamışlardır. Az zamanzarfında yeni tesis edilen köyün yanına süratle tevsi eden bir kabristan vücut bulmuştur. Yirminüfus meskune arasında hastalık salgın haline gelmiş ve vefatlar başlamıştır. Halk haklı bir endişeyle Ankara’ya, İzmit Vilayetine müracaat ederek başka birmahalle nakillerini istemişlerse de bu müracaata ehemmiyet verilmemiştir. Nihayet birmebusun tavassutu üzerine tahkikata karar verilmiş, İzmit valisi Vehbi Bey de köye gitmekiçin araba olmadığından tahkikat için iki köylünün Yalova’ya davetiyle iktifa etmiştir.Yalova’ya davet edilen köylülerden birisi Hafız Bayram Ağa’dır. Hafız Bayram Ağa, facianın safahatını yana yakıla valiye arz etmiştir. Köydeseksen sekiz nüfusun vefat ettiğini ve diğer halkın hastalığın şiddetiyle vücutlarının şiştiğini,vefat edenlerin müthiş bir ızdırababiyet buhranları arasında çırpına çırpına öldüklerinisöylemiştir: “ Doktor ve ilaç yok! Kaymakam muhacirlere bakmıyor! Hastalarımızı İstanbul’ahastaneye götürmek istedik Kaymakam bizi men etti. Hepimiz birbirimize bakakaldık.Hepimiz ölümle boğuşuyoruz. Bizi kurtar, ey Vali Paşa !“ diyerek yalvarmıştır. Vali bey buzavallıları her birine bol bol arazi verileceği ve doktor gönderileceği vaadiyle teselli vekaymakamı da tebdil etmiştir. Birkaç gün sonra İzmit iskân tabibi İsmail hakkı Bey köye gelerek muayeneetmiştir. Yapılan tetkik ve muayene hastalığın ve vefatın tezayid edeceği neticesini meydanaçıkardığından muhacirlerin derhal oradan kaldırılarak başka bir mahalle nakillerine dair raporvermiştir. Vali Bey bu lüzuma itiraz ederek: “ Nasıl olur? Bu havaliyi hastalıklı olarakgösterirsek, sonra hiçbir muhacir buralarda kalmaz! “ gibi garip bir mantıkla muhacirlerinorada kalmasında ısrar etmiştir. Muhacirler ise: “ Efendi bu köyü elli bin liraya vücudagetirdik. Fakat seksen sekiz kurban verdik. Her şeyi Hükümete terke razıyız. Hükümettenyalnız hayatlarımızın bize bahşedilmesinden başka bir şey istemiyoruz.

Page 70: MÜBADELE TAR0H0NDEN SAYFALAR - bakisarisakal.com¼badele Tarihinden Sayfalar.pdf · olmaks1z1n yürütülecektir. 0_bu Madde ile 9 ˇncu Maddede öngörülen mallar, bu çe_it bir

Ahırkapı Mübadilleri

Bize yaşamak hakkı verin. Köyde sizin olsun, arazi de sizin olsun. “ Feryadı ilevaliye tekrar nakilleri için rica da bulunmuşlarsa da kendilerine ret cevabı verilmiştir. Bu insafsız ve felaketli vaziyet karşısında çoluk çocuktan bir kaçını ıssız vekemirici bataklığın topraklarına terk etmek bedbahtlığına maruz kalan Demirci Örenliler artıkdaha fazla dayanamayarak, bu ölüm köyünden birebir kaçmağa başlamışlardır. Ölülerin, vefatedenlerin cenazelerini kaldıracak kuvvetli kollar kalmadığından birkaç gün defnedilemediğinisöyleyen Bayram Ağa’nın yaşaran gözleri ve hıçkırıklı sözleriyle inleyen ruhu isyan etmiş ve“ Beyefendi on kişilik evlat ve ailemden yalnız ben tek başıma kaldım. Hepsini o karatopraklar alıp götürdü. Ben de ölümden yakamı güçlükle kurtarabildim. “ diyerek acı acıağlamaya başlamıştır. Bayram Ağa’nın sözleri karşısında dinleyenlerden hiç kimse zavallı felaketzedeyiteselli edecek tek bir kelime bulamamıştı. Boğucu bir çarpıntı ile muhacirler arasındanayrılırken Tunalı Hilmi Bey’in “ Muhacir Kişi Ruhuna Fatiha “ sözleri ruhumda sızlamıştı. 33

33 Vatan 13 Kânunusani 1925, Sayı: 632

Page 71: MÜBADELE TAR0H0NDEN SAYFALAR - bakisarisakal.com¼badele Tarihinden Sayfalar.pdf · olmaks1z1n yürütülecektir. 0_bu Madde ile 9 ˇncu Maddede öngörülen mallar, bu çe_it bir

TÜRKİYE’DEN GİDEN RUM MUHACİRLERİN YUNANİSTAN’A TEMİNETTİKLERİ FAYDALAR

(Südosteuropa Bau und Entwieklung der Wirtschaft - Leipzig 1937 – adlı eserindenalınmıştır.)

Geçim kaynaklarının az ve mahdut olması dolayısıyla Cihan Harbi’nden evvelmütemadiyen yabancı memleketlere- bilhassa deniz aşırı – büyük ölçüde muhacirgöndermeğe mecbur olan bu küçük ülkeye yalnız Türkiye’den değil, fakat SovyetlerBirliği’nden ve Bulgaristan’la diğer memleketlerden de muhacir akın etmiştir. BalkanHarbi’nden beri Yunanistan’a tam 1.3 milyon insan gelmiştir.34 Bunların yerli nüfusakatılmasıyla Yunanistan’ın top yekûn nüfusu 4.6 milyon iken 1923’te 6.2 milyona baliğolmuştur. Bu, yabancı memleketlere göç edenleri hesaba katmadığımız halde Yunanistan’danüfusun ¼ nispetinden daha fazla artmış olduğuna delalet eder. Muhacirlerin gelmesi ilenüfusu en çok artan bölgeler Trakya, Makedonya ve Atik yarımadası’dır.( % 50Den fazla) 35

Her ne kadar muhacirlerin yarısından fazlası (612.893) şehirli idiyse de buşehirlilerin de büyük bir kısmı (% 54.3) çiftçi idi. Muhacirler Yunanistan’a geldikleri zamankendi iş ve güçlerine göre değil, fakat iskân imkanlarına göre gelişigüzel – yani köylü şehire,şehirli köye 36- yerleştirilmelerine mecburiyet hâsıl olmuştur. Bu yüzden ilk zamanlardaYunanistan’da dahi semereli bir iskân vuku bulmamıştır. Ancak ziraat sahasında yapılanıslahat neticesinde arazi ve harici istikraz ile de para elde edildikten sonradır ki memlekettemuntazam ve planlı bir iskân başlayabilmiştir. Ziraata elverişli olan arazi nispeten az ve mahdut olduğundan beher aile başınadüşen arazi miktarı pek cüz’i olduğu gibi İskân Muhacirinin Kanunu mucibince Yunanistan’ınekime müsait olan arazinin % 40’ından fazlası taksim edilmiş olduğu halde 37 yine kifayetetmemiştir.38 Keza her aileye tevzi edilen para (ortalama olarak 110 İngiliz Lirası) da kâfideğildir. Bundan başka köylüler için çok lüzumlu olan canlı ve cansız mal ve eşya (inventar)39

nın bulunmasının da önceden gayri müsait bir tesiri olmuştur.Muhacirler iskân edildikleri bölgelerde sayı itibarı ile birinci derecede bir rol

oynadılar.40 Nitekim Yunanistan’da ziraat sahasında yapılan ıslahatta muhacirlerinyerleştirilmesinin zarureti neticesi olarak kat’i şeklini almıştır. Keza Yunanistan’da ki ziraat inkılâbı her şeyden evvel muhacirlerinyerleştirilmesiyle ekonomik neticelerini vermeğe başlamıştır.

34 Bunun 151.892’si Balkan Harbi’nden sonra tâ Anadolu hezimetine kadar geçen müddet zarfında Yunanistan’ahicret etmiştir. Muhacirleri geldikleri memleketlere nazaran şöylece ayırabiliriz. Türkiye’den 1.104.216; SovyetRusya’dan 58.526; Bulgaristan’dan 49.027; Arnavutluk’tan, Sırbistan’dan, Oniki Ada’dan Ve Romanya ile diğermemleketlerden 10.080 kişi. Bu rakamlar Yunanistan Hükümeti’nin resmi istatistiklerinden alınmıştır.35 Vgl. Tafel II, S: 35 i; Annuaire statistiqne. Athenes 1932 Bd.III36 Ladas, a.a. O., S 64637 Neşredilen Ziraat kanunu ile tespit edilecek arazi miktarı daha büyüktür. Yani 1.081.578 hektarı (ziraat kanunuvasıtasıyla) ve 839.044 hektarı (İskân Muhacirin Kanunu vasıtasıyla) taksim edilecekti. Fakat bilhassaMakedonya’da ve Trakya’da mülkiyet meselesi tavazzuh etmediğinden ve sermayenin yokluğundan yukarıdazikrettiğimiz arazi miktarı tamamıyla taksim edilememiştir. Tam 20.000 çiftçi ailesi 1937 yılına kadar iskânedilememişti. (Vgl. Evelpidi, L’Agricuıture en, O., S. 13. 15 f Gréce:a.a38 Her aile başına taksim edilen arazi miktarı toprağın evsaf ve kıymetine topraktan edilen istifade tarzına, toprakmahsullerinin kıymetine, aile nüfusunun miktarına, keza her vilayetin nüfus kesafetine göre bahçe ve bostanlariçin 1 hektar; tütün tarlaları için 1-2 hektar; tütün tarlaları için 3-5 hektar (Garbi Makedonya ve Trakya’da) vemar’alar için 8-10 hektardır. Vgl. Evelpid. L’agriculture en Gréece; a.a. O. S.3 amm. – Lades a.a. O. S. 65439 İskân muhacirin tarafından her aileye bir cer hayvanı ve her dört aileye bir araba verilmişti. Mamafi hükümettarafından da bazı yardımlar yapılmıştır. Vgl. Lades a.a. O.S. 65440 İskân edilen 250.000 aileden 145.127 si köylü idi. (560.156 nüfus)

Page 72: MÜBADELE TAR0H0NDEN SAYFALAR - bakisarisakal.com¼badele Tarihinden Sayfalar.pdf · olmaks1z1n yürütülecektir. 0_bu Madde ile 9 ˇncu Maddede öngörülen mallar, bu çe_it bir

Muhacirlerin iskânı Yunanistan’ın müstahsil nüfusunun miktar ve nispeti üzerindegayet müsait bir tesir icra etmiştir. Nüfusun çiftçilikle meşgul olan kısmı (balıkçılık ve avcılıkda dahil) 1920’de % 57.5 nispetinde iken 1928’de % 61.1nispetine çıkmıştır. Keza san’at vehırfetle uğraşanların da nispeti aynı müddet zarfında % 30’dan % 39’a varmıştır. Anavatanlarına hicret eden Türk ve Bulgar muhacirlerin terk etmiş oldukları araziile evvelce çiftlikte kendilerinden istifade edilemeyen topraklar umumiyetle köylümuhacirlere tahsis edildiğinden41 Yunanistan’da ekilen arazi takriben % 50 nispetindebüyümüş ve toprak mahsulleri pek ziyade artmıştır.42

Fakat Yunanistan’ın ziraî mahsulleri muhacirler vasıtasıyla yalnız kemiyetitibariyle artmamış, keyfiyet itibarı ile de yükselmiş ve istihsal arzı intensive bir şekil almıştır. Mesela mübadele tarihine kadar Makedonya’da henüz ekilmemiş olan birçok evcilnebatlar (yonca, şeker pancarı, darı, himdyağı ve saire gibi) İskân Muhacirin Komisyonu’nunve hükümetin yardımıyla muhacirler tarafından ekilmiştir. Tütün ziraati pek ziyade genişlemişve sun’i gübre43 istimali taammüm etmiştir. Makedonya’da Garbi Trakya’da ve MoraYarımadası’nda (Nauplia Körfezinde) ipek böceğinin yetiştirilmesi kuvvetli inkişafa ermiştir.Çünkü Anadolu’nun ipek istihsal bölgelerinden (Bursa) gelen muhacirler ipek böceğiyetiştirmekte ve ipek imal ve ihzarında fevkalâde yüksek tecrübe ve maharet sahibikimselerdi.44 Muhacirler pamuk ve kenevir de ekmişlerdir. Keza Bulgaristan’dan kaçıp gelenbağcı Rumlar beraberlerinde getirmiş oldukları asma fidanları ile yeniden bağ kurmağamuvaffak olmuşlardır. İzmir’in sultaniye ve rezaki üzümlerinin yetiştiği sahalardan gelenmüstahsillerle, tacirler, Anadolu’da büyük ölçüde ve mükemmel bir tarzda tatbik edilen bağyetiştirme usulünü Girit ile Mora Yarımadası’na ithal ederek Yunanistan’ın Sultaniyeüzümlerinin keyfiyet itibarı ile de yükselmesine yardım eylemişlerdir.45

Muhacirlerin bilhassa Yunanistan’ın en mühim ihracat maddesi 46 olan tütünistihsali üzerinde büyük tesiri olmuştur. Tütünün yalnız ekim sahası ve istihsal miktarıartmamış47 fakat aynı zamanda Anadolu’dan gelen muhacirler vasıtasıyla getirilen yüksekkıymeti haiz tütün cinsleri de ekilmiştir.48

Bununla beraber muhacirlerin büyük bir kısmının tütün istihsalinde veişletilmesinde kullanılması tütün istihsal sahasındaki büyük şehirler (bilhassa Serez, Drama,Kavala, İşkeçe ve Selanik) nüfusunun iki misli artmasına mucip olmuş ve bu da hükümetimüşkül ictimai meseleler karşısında bırakmıştır. Çünkü eski tütüncü köylüler yerine topraklahiçbir alâkası olmayan bir tütün amelesi grubu kaim olmuştu. 49 Bu ameleler ise mevsimlikamele olduğundan ve dolayısı ile senenin büyük bir kısmında işsiz ve güçsüz kaldıklarından

41 Köylü muhacirlerin yüzde 90’ı Makedonya’da ve Garbi Trakya’da iskân edilmiştir.42 Ekili arazi 1914’de 1.335.000 hektar iken 1923’te 1.269.028 hektarı, 1933’de 2.080.000 hektarı ve 1935’de2.190.950 hektarı bulmuştur.43 Cihan Harbi’nden evvel Yunanistan’da sun’i gübre kullanılmazken cihan ekonomik buhranına kadar sene de25.000–30.000 tona kadar sarf ve istihlak edilmeğe başlanmıştır. Vgl. Th. Wiadigeroff, Die AgrarveriassungGriechenlands. Berlin 1930. in: Berichte über Landwirtschaft. N.F. Jg. 11 (1930) S. 27744 Yunanistan’ın ipek böceği yetiştiren 330 kişisinin yarısından fazlası (1820) 1928 yılında Garbi Trakya’da(bunlar 1929 yılında 739.897 kilogram koza istihsal etmişlerdi) oturuyordu ve 1053 kişi Makedonya’da (bunlarında 1929’da koza istihsal miktarı 1.045.250 kilogramdı) bulunmaktadır. Mora Yarımadası’ndakilerin ise sayısı40’ı geçiyordu. Fakat bunlar 38.284 kilogram koza istihsal etmişlerdi. Vgl. Annuaire statistique. Athenes 1930 .Pd. 1. S. 16845 Vgl. Georges Ath. Floros, Piraeus.Vourla 1852. Piraeus. 1928. S. 346 Tütün ihracatı Yunanistan’ın umum ihracatının yüzde 35-55’ini teşkil etmektedir.47 1926 yılında tütün istihsalatının 2/3’i muhacirler tarafından elde edilmiştir. Dış piyasaların tütün almakabiliyetlerinin düşmesi üzerine Yunanistan’da tütün ziraatı cihan ekonomik buhranı esnasında ziyadesiyle tahditedilmişti. 1926–1930 yıllarında tütün ekilen saha 930 kilometre48 Eski istihsal bölgelerinin müsait iklim ve toprak şartlarını haiz olan yerlerde bazı tütün cinsleri kalitelerinikaybetmektedir. Mesela Katerina taraflarında Samsun cinsi tütünler yetiştirilmiştir.49 1928 yılında 40.000 tütün amelesi vardı. Bunun takriben yarısı muhacirlerden ibaretti.

Page 73: MÜBADELE TAR0H0NDEN SAYFALAR - bakisarisakal.com¼badele Tarihinden Sayfalar.pdf · olmaks1z1n yürütülecektir. 0_bu Madde ile 9 ˇncu Maddede öngörülen mallar, bu çe_it bir

Yunanistan’ın pek büyük şehirlerinin emniyet ve asayişinin ihlâl eden gürültücü ve radikalunsurlarını teşkil ettiler. 50

Şehirlerde yerleştirilmiş olan muhacirler önceden son derece müşkil bir vaziyetteidiler. Şehirli muhacirlerin % 60’ı üç büyük şehirde Atina, Pire ve Selanik’te toplanmıştı.Bunların çoğunu kadın 51 ve çocuk 52 muhacirler teşkil ettiğinden kırlarda iskânları, toprağıntaksim ve temlik edilmiş olmasından sarfı nazar katiyen mümkün değildi.

Şehirli nüfusu müstahsil bir hale getirmek – ki bu nüfusun mühim bir kısmıhükümetin yardımı olmaksızın müstahsil olabilmiştir.- esasen Yunanistan’da büyük bir yekûnteşkil eden esnaf, tüccar ve müstahdimin muhacirler arasında bulunduğu nispetinde güçolmuştur. Hâlbuki küçük san’at sahipleri ile amele sınıfı her yerde ve herkesten evvel işbulmuştur. Hükümet ve İskânı Muhacirin Komisyonu her şeyden evvel muhacirlerin ötedenberi ülfet ettikleri, maharet ve ihtisas kesbettikleri istihsal 16.4 milyon İngiliz lirası 53 eylemişise de bu para kifayet etmemiştir. Binaenaleyh Yunanistan 1928 ve 1931 yıllarında yineuluslar kurumunun himaye ve murakabesi altında ikinci defa olarak istikraz şeklinde vemuhacirlerin iskânı ile alâkadar olan suların aktarılması işlerinde –bilhassa- Makedonya’dakullanılmak üzere avans suretinde 10.5 milyon İngiliz Lirası ödünç almıştır. Uluslarkurumunun himaye ve murakabesi altında yapılan bu harici istikrarlara karşılık olmak üzereYunanistan hemen bütün mali kaynaklarını terhine mecbur olmuştur. 54

Muhacirlerin yerleştirilmesi için hariçten yapılan istikrazların Yunanistan’ın bütünharici borçlarının ne kadar çok kabarmasına sebebiyet verdiği bu istikrazların memleketinbütün harici borçlarının % 20’sine faiz ve amortismanları ile beraber % 23’e baliğ olması ilesabittir. (Muhacirlerin iskânı için bizzat memleketin dahilinde yapılan istikraz, umum dahiliistikrazın % 25’ini, fazileriyle beraber % 29’u bulmuştur. 55) İşte bu suretle muhacirlerin iskânmeselesinin tanzimi keyfiyeti Yunanistan’ın yüksek resmi borçlarının büyük bir kısmına malolmuştur. 56

Bu ağır ve malî yüklere ve sosyal müşküllere rağmen nüfus mübadelesiYunanistan için gerek ekonomi ve gerekse milli bakımdan büyük bir kazanç olmuş ve aynızamanda memleket siyaseti yeni ve sağlam bir temele dayanmıştır.

50 Binaenaleyh büyük tütün şehirlerinin (Selanik ve Kavala gibi) aynı zamanda komünist teşkilatına merkezolmaları hayrete şayan değildir. Emniyet ve asayişi ihlal eden bu unsurların teşkili ve müsmir bir haldeiskânlarının temini için Hükümet tütün amelesinin büyük bir kısmını (22.000) e şehirlerden alıp yeni elde edilenarazilere yerleştirmeğe karar vermiştir. (Vgl. Wırtsehaftsdienst. Hamburg 1939. Jg. 20 S. 437.ff) bu suretle 1928ve 1929 ‘dan beri şehirlere vuku bulan büyük ölçüdeki muhacir akını bir plan dairesi dahilinde kırlara çevrilmişoluyor.51 Atina civarında toplanmış olan 42.204 muhacirin on altı yaşından yukarı olanların yüzde 62’si kadın ve ancakyüzde 38’i erkekti. Vgl. Ladaş . a.a. O. S. 673.52 Muhacir çocuklardan 350.000’i yetimdi. Vgl. B. Alivisatos, La Reforme agrairé en Gréce au point de vueeconomique et social Parid 1932, S. 254 f .53 Uluslar kurumunun yardımıyla Yunanistan 1924 yılında muhacirleri iskân için yüzde 7 faizle 1.213 milyonİngiliz Lirası (ele geçen miktar) ve 1928’de yüzde 6 faizle yine aynı maksatla 37 milyon dolar istikraz etmiştir.1929’da harp borçlarını tanzim etmek üzere Yunanistan, Amerika Birleşik Devletlerinden yüzde 4 faizle ikincidefa olarak 12.2 milyon dolar almıştır. (Vgl The economie sitoution in Gréce and the bank of Gréce in 1932Report read by E.O. Tsouderos. Athens, 1933. s.s. f.54 Merhunatın hakiki miktarı : Annuaire statistiqe … Athens 1933. Bd. IV. S. 354’de gösterilmiştir.55 Vgl. Rodocanachi, a.a. O., S. 18956 Yunanistan’ın bütün harici borçları (Resmisi yüzde 75.2’si ve hususisi yüzde 24.8’i) 1933 Mart’ında cem’an2.443milyon İsviçre Frangına baliğ olmuştur. Nüfus başına 390 İsviçre Frangı düşmektedir. Diğer balkanmemleketlerinde adam başına düşen resmi borç miktarından ( Romanya’da nüfus başına 299 İsviçre Frangı,Yugoslavya’da 245 İsviçre Frangı, Bulgaristan’da 118 İsviçre Frangı) daha çok yüksekti. Yunanistan’ın âlî S.İktisat Meclisi’nin hesabına O göe:La stiation économique en Gréce et la Banque de Gréce et la Banque deGréce en 1933. a.a. O.S. 56 ff.

Page 74: MÜBADELE TAR0H0NDEN SAYFALAR - bakisarisakal.com¼badele Tarihinden Sayfalar.pdf · olmaks1z1n yürütülecektir. 0_bu Madde ile 9 ˇncu Maddede öngörülen mallar, bu çe_it bir

1922 yılına kadar pek seyrek imkân edilmiş olan memleket bir milyonu mütecavizmuhacirin gelmesi ile nüfus bakımından esaslı bir surette kuvvetlenmiştir. Fakat yalnız nüfuskesafeti artmamış (1920’de 1 kilometrekare başına 37 nüfus isabet ederken bu miktar 1926’da48 ve 1932’de 52’ye çıkmıştır.) bilâkis o zamana kadar muhtelif cins ve milliyetlerle meskunolan bölgelere – Garbi Trakya müstesna – muhacirlerin yerleştirilmesiyle milli birlik veberaberlik de temin edilmiştir. 57. Büsbütün başka muhit ve başka şartlar altında yetişmiş olan muhacirler, bilhassaAnadolu’dan gelenler, gerçi henüz yeni muhitlerine o kadar alışamamışlar ve memleketin eskiahalisi Yunanlılar tarafından hâlâ kısmen olsun yabancı sayılmaktalarsa da kan ve dilyakınlığı ile milli mukadderat azim ekonomik ve sosyal zaruret ve ihtiyaçlara müşterekengöğüs germek ve onlara galebe çalmak hususunda kat’i surette müteessir olmuştur. Bumüşküllerin iktihamında Yunan milletinin birlik ve beraberliği büyük bir ehemmiyetehaizdir.58

Anadolu’dan bütün Rumların mübadele suretiyle Yunanistan’a hicret etmesi haricisiyaset bakımından çok faydalı olmuştur. Çünkü Türkiye ile Yunanistan arasındaki ekalliyetmeselesi cezri bir suretle halledilmiştir. Bir asırdan beri iki devlet arasında devam eden vemüteaddit harplere, uluslar arası müdahale (invervention) lere ve ekalliyetlerin takip vetazyike uğramasına sebebiyet veren düşmanlık 1930’da Atina’da ve 1933’te Ankara’daakdedilen muahedelerle mazinin karanlıklarına gömülmüş ve Ege Denizinin her iki devletisamimi dostluk bağları ile birbirlerine bağlanmışlardır ki bu dostluk ekonomik sahada sıkı birişbirliğine temel teşkil etmiştir. Om zamandan beri gerek Türkiye ve gerekse Yunanistan,Balkan Yarımadası’nın siyaset ve iktisat bakımından yeni bir veçhe ve istikamet almasındaönderlik rolünü oynamağa başlamışlardır.

Dr. Rer. Pol. habil. Hermann Gross

57 Evvelce tamamıyla Türk ve Müslümanlar tarafından iskân edilmiş olan kavala, Drama ve Serez gibi vilayetlerbüsbütün Rumlaştırılmıştır. Makedonya’da Yunan nüfusu 1912’de umum Makedonya nüfusunun yüzde 42.6‘sınıteşkil ederken 1916’da bu yüzde 88.8’e baliğ olmuştur. Garbi Makedonya’da halen sakin bulunan MakedonyalıBulgarlar, Bulgaristan’a gitmekten ihtiyari olarak feragat etmişler, hal ve vaziyetinden memnun görünmüşlerdir.Bugün bunlar Yunanistan’da sulh ve sükûn içinde yaşayan bir unsur halinde olup ileri de kendilerinden herhangibir suretle bir kıyam, bir ihtilâl, bir asayişsizlik hareketi beklenemez.58 Mübadele meselesi üzerine bütün dünyada dağılmış olan Rumlar kendiliklerinden – Spontan- Yunanhükümetine menen ve fakat bilhassa her şeyden evvel naklen yardım etmek ve böylece Yunanistan’da muhaceretişini bir hüsnü neticeye bağlamak hususunda esaslı müzaherette bulunmak suretiyle anavatana ve öz milletlerineolan bağlılıklarına göstermişlerdir.

Page 75: MÜBADELE TAR0H0NDEN SAYFALAR - bakisarisakal.com¼badele Tarihinden Sayfalar.pdf · olmaks1z1n yürütülecektir. 0_bu Madde ile 9 ˇncu Maddede öngörülen mallar, bu çe_it bir

RUMELİDEN GELENLERİN SON KAFİLESİ (ELVEDA SELANİK)

Türk tarihinin, matemli bir sahnesi daha kapandı. Karasudan, Teselya Ovasına,Alasonya Geçitlerinden, Kayalar sırtlarına kadar bir tek arkadaşımız kalmadı. On iki seneevvel, mavi-beyaz çeltiklere sarılan tabutunu gözyaşlarıyla teşyih ettiğimiz Selanik’te,yapayalnız bırakarak çekiliyoruz. Frenk lisanından son sözünü söyleyen son Türk müftüsü,dört yüz elli sene bekçiliğini ettiğimiz bu diyardan 23 Kânunuevvelde son cemaati ile birliktegöçtü.

Selanik

Ovalarında Levent Türk köylüsü at koşturdukça, ufuklarında ezan seslerinin aksıduyuldukça nihayet toprakları üstünde Türk sapanı çatılmış bir silah gibi bekledikçe, “ kimbilir belki? “ diye bekliyorduk. Şimdi ise artık her şey bitti. Son aşri şeriki okuyan ihtiyarmüftü, bunu ne kadar acıklı bir şekilde ilan ediyor: “ Ecdadımızın yattığı, başımızın doğduğumemleketi terk etmek cidden acı ise de … “ Şimdi, belki de “ Selanik mi? “”diyenler bulunacak, onu biz çoktan unuttuk. .. “Hayır…. Kardeşim unutma…. Yüz sene evvel Mora sahillerinde dört yelken gemisi ilemuazzam Osmanlı İmparatorluğunun bahriyesine meydan okumak cesaretini kendinde bulanYunanlılar kadar da olmayacak mı? Onlar, “ Misulungü” de çarpıştıkları günden beri“İspanya“ sahillerine göz dikmişlerdi. Biz on iki sene evvel bedbaht bir hata yüzünden terkettiğimiz dünkü memleketimizi bu kadar çabuk unutursak Yunan tırpanı ile kemiklerihurdahaş edilen ecdad ölülerine karşı, “ asıl ölü siz değil biziz! “ demiş olmaz mıyız? Dünyada siyasi hiçbir nezaket, bir milleti maziyi hatırlamasın. Tatlı, acı günlerini yaşadığımızmeyhanelerine ve sevinçli günlerine iştirak ettiğimiz bu sabık Türk beldesinin mezarı başındabir Fatiha’da okumayalım mı? O, Selanik ki, bozguna, taksime uğramış milletimize rehberlikeden bir serdar yetiştirmiştir. O Selanik ki, istibdad ejderinin hamlelerine cesaretini ilk defagöstermişlerdir. O Selanik ki Bilmem daha saymağa lazım var mı?

Page 76: MÜBADELE TAR0H0NDEN SAYFALAR - bakisarisakal.com¼badele Tarihinden Sayfalar.pdf · olmaks1z1n yürütülecektir. 0_bu Madde ile 9 ˇncu Maddede öngörülen mallar, bu çe_it bir

Yalnız şurası muhakkak ki on beş sene evvel ki 10 Temmuz olmasaydı.,Dumlupınar şahikasına tırmanan gazenferlerimiz arkalarında bütün bir milletibulamayacaklardı. Bize ilk milli şuurumuzu, Türklüğümüzü tattıran Vardar sahilidir. Bunuunutmayalım. Çocukluğumda Plevneli bir ihtiyar tanırdım ki, son noktasına kadar memleketinhayli canlı bir fotoğraf gibi gözlerinin adsesi önünden ayrıldı.

— Allah büyük… Bir gün olup devir değişecek, Moskof baş aşağı gelecek, mutlakaPlevne, sonunda bizim olacak… Derdi. O bu ümit ile seksenine kadar yaşadı ve Plevne ilahisini son nefesinde tekrar edeede öldü. Zavallı ihtiyar Plevne’de Bulgarların gaydalarını şişirdiklerini hatırlamakistemiyordu. Bu günkü nesil, seksenlik Plevne muhaciri kadar hafızalı değilse, daha dünküvakayı hatırlamayacak kadar da unutkan mıdır?

Selanik Hortacı Camisi

Senelerin külleri altında sönmüş bir yanardağ gibi duran Rumeli bozgunununheyecanlarını, son Türk kafilesi Akdeniz’in öteki yakasına geçtiği şu günlerde tekrar acı acıhatırladım. O lakaydi bize, yüz bin kişiye ve milyar değerinde bir kıtaya mal olmuştu.

Başkaları, nasıl isterse öyle düşünsünler, ben Plevneli ihtiyar gibi, son nefesimekadar Selanik’i dilimden, Hortacı Camisinin beyaz minaresini hayalimden düşürmemeğeçalışacağım. Zavallı Selanik, zavallı Rumeli. 59

59 Vatan 11 Kânunusani 1925, Sayı: 230

Page 77: MÜBADELE TAR0H0NDEN SAYFALAR - bakisarisakal.com¼badele Tarihinden Sayfalar.pdf · olmaks1z1n yürütülecektir. 0_bu Madde ile 9 ˇncu Maddede öngörülen mallar, bu çe_it bir

RUMELİ'DE BIRAKILAN EN KUTSAL ŞEYLER (MEZARLARIMIZ)

Yunanlılar Büyük Bir Hırsla Mezarlıklara Saldırmışlardır.Selanik’teki Mevlevihane’nin Kabristanı Düz Bir Tarla Haline Getirilmektedir.

Rumeli’den her gün kafile kafile muhacir geliyor. Bunlar oradan mallarından,mülklerinden başka bir muazzez şey daha bırakıyorlar. Ölüleri. Dünyadan ellerini çekereksenelerden beri kabirlerinde sükûn içinde yatan bu ölüler bile Yunanlıların tahripkârellerinden kurtulamamaktadırlar. Kefenlikleri almak, odun tedarik etmek için eski yeni bütünmezarlar açılıyor. Mezar taşları sökülerek inşaatlarda kullanılıyor. Selanik’in en muazzamkabristanlarından biri olan Mevlevihane Mezarlığı Yunan İzcilerine talim meydanı ittihazedilmiştir.

Selanik Mevlevihanesi ve Mezarlığı

Buranın asırdide servileri altında yatan birçok eski ricalin, Mevlevi ilerigelenlerinin, Selanik eşrafının kabirleri kırılmakta koca kabristan düz bir tarla halinegetirilmektedir. Bu manzara karşısında yürekleri sızlatan birçok kimseler aileleri efradının,akrabalarının kemiklerini kurtarmak için kabristana koşuyorlar. (Kemitini) namı altında yazanbir genç bir muhabirimiz bu acıklı manzarayı şu suretle tasvir ediyor: “ Ellerim sarkık, gözlerim sıtmalı Yenikapı’nın ardından Tozlu, Sarı Mevlevihaneyolunu geçtim. Hazarların çürük omuzlarından dökülen yorgun gölgeler altında gülüşüp şarkısöyleyen çiftler vardı Yüreğimin ikiye bölündüğünü duydum. Dergâhın taş kapısından girerkenyanlarında büyücek beyaz bir torba ile çıkan boynu bükük. Tanıdık iki zata rastladım:

— Bizimkilerin kemiklerini toplayabildik, götürüyoruz. Dediler.

Page 78: MÜBADELE TAR0H0NDEN SAYFALAR - bakisarisakal.com¼badele Tarihinden Sayfalar.pdf · olmaks1z1n yürütülecektir. 0_bu Madde ile 9 ˇncu Maddede öngörülen mallar, bu çe_it bir

İç yolun sağındaki parmaklık sökülmüştü. Seddin üstünde kırılmış yolun boşluğunadoğru sarkmış, gözsüz, çiziksiz, birer kesik baş gibi bakan yuvarlak yontuk kavuk döküntülerigörünüyordu. Kanadları çalınmış viran medhalin eşiğinden taş toprak yığınları, arasında ayakizleriyle açılmış dar, eğri büğrü bir geçit başlıyordu. Gözlerimin önündeki perişan, acıklılevhanın sızısı, ta içine gitti ve orada kaldı. Bütün mezarlar yıkılmıştı. Harap bomboş çukurların içinde sıvası düşmüş eskituğla parçaları taze bir ihraç ameliyatına şahadet ediyordu. Ötede beride tepesi kopmuşortasından kırılarak kabirlerin kenarında yığılmış kalmış mermer sütunları arasında kendimebir yol aradım. Bazen eğilip okuyordum. Birinin yalnız “ elfatiha “sı seçiliyor. Diğerinin de sonkısmı eksik yaldızı atmış bir “Hüvel baki”. İsimsiz, dilsiz, muazzez şeyler. Bu mezarharabesinden çıplak, tenha bir hazin nefesi dağılıyordu. Biraz daha ileri de yumruklarımkilitlenmiş, boğazım kurumuştu. Başımı sağlam bir mermer direğin serin yanağına dayadım.İşte birer birer sayıyordum. Şu babacığımın, öteki gençliğine doyamadan bir yumak toprakolan nasipsiz kardeşimin, daha ötede ağa annemin, mini mini kız kardeşimin, dayımınmezarları.

Selanik Yenikapı Mezarlığı

Ah, onların hatıra nişanlarından hiçbir şey kalmamıştı. Parmaklıklar yok, sütunlaryok. Mezar sandukaları yalnız çökmüş, tek tük duvar parçacıkları zihnimi güdüyor. Bütün buvedait eserleri ne kadar az bir zaman zarfında yapılmıştı Yarabbi! Ölülerden bir tufan, busükûn ve hürmet ülkesini yakmış kavurmuş, Kudretli bir zelzele her şeyi kırıp devirmiş, gibiidi. Yanı başımda birisi seslendi:

— Efendi kemikleri almak istiyor musun? Baktım elinde kazma, sırıtkan bir amele Öyle ya demin dış kapıda rastladıklarımgibi bizde sevgili ölülerimin kemiklerinin daha fazla hakarete uğratmamak maksadı ile

Page 79: MÜBADELE TAR0H0NDEN SAYFALAR - bakisarisakal.com¼badele Tarihinden Sayfalar.pdf · olmaks1z1n yürütülecektir. 0_bu Madde ile 9 ˇncu Maddede öngörülen mallar, bu çe_it bir

gelmemiş miydim? Bulanık gözlerimle karşımdakini süzdüm. O, lakayt adımlarla sigarasınıtüttürerek uzaklaştı:

Sağ tarafımda kocaman siyah bir delik var. Bilmem nasıl oldu. O kara deliğinkenarına çömeldim, oradan o yas dehlizinden hilkatin sırrını seyretmek arzusuna kapıldım.İçim değişiyor, parmaklarım pençeleşiyor, dudaklarım yanıyordu. Ah bu sahipsiz kalmış,felaketi benimsenmemiş, derdi paylaşılmamış harabenin ağzından beyaz sakallı ihtiyarcenazeler binlerce seneden beri uzanıp gelen bir acı. Bu isyanla derin ve boğuk “ LANET “diye haykırıyorlar sandım. Uzun müddet orada kalmışım. Başımı kaldırdığım zaman Rumeli’nin ılıkgöğsünden bahar kokuları dökülüyor. Karşı çayırların yeşilliklerinde kuşlar ötüşüyordu.Yoldan bir laterna geçti. Artık bu diyarın her zerresi vücudumu yakıyordu. Dünya banazindanda mezalim olmuştu. Ta uzaklarda Olympos’un karlı başına baktım. O yüksek kayakümesinin heybeti gibi denizleri aşarak üzerimize çökmemesi için dua ettim. Yarın yine buraya geleceğim. Çirkin kötü vicdanların dünyasına kurban giderekson istirahat yurtlarından kovulan muhacir ölülerimi, şu nankör muhitin viran geçitlerindenvefakâr topraklarına doğru uğurlayacağız. Mazinin arkada kalmış yollarında, sandukalar omuzlar üstünde taşınarak tekbirsesleri arasında Allah’ına kavuşan muazzez cenazelerimin bakayası yarın beş beyaz çıkınıniçinde gönlümün bir parçası gibi süzülüp gidecektir. 60

KEŞKEHER İKİ TARAFTADACAMİLER KİLİSEYE,KİLİSELER CAMİYE,

CAMİ VE KİLİSELER SİNEMA, BAR,PAVYON VE GAZİNOYA

ÇEVRİLMESEYDİ,MEZARLIKLAR

TARLA, PARK, YAZLIK SİNEMA,YERLEŞİM YERİ HALİNE

GETİRİLMESEYDİBU ACILAR BİR DAHA

YAŞANMASIN60 Vatan 8 Mayıs 1924, Sayı: 386