Upload
bilal-guenduez
View
848
Download
7
Embed Size (px)
Citation preview
Powerpoint Templates Page 1
İslam’da Mut’a Nikahı
Hazırlayanlar :
M.Kemal BALCILAR & Ebubekir ATALAY
Powerpoint Templates Page 3
Tanımı :
Mut'a, meta'dan türemiş olup mutlak olarak kendisinden yararlanılan (fayda sağlanan) şey demektir.
Kullanıldığı Anlamlar :Dört anlamda kullanılmaktadır:a) Hac müt'ası. (Müt’atü’l-hac) Aradaki zaman diliminde ihramsız durabilmek üzere hac aylarında önce umre ardından hac için iki defa ihama girilerek yapılan hac anlamındadır. (Temettu’ haccı)b) Belirli bir süreye kadar nikâh. (Müt’atü’n-nikah)c) Boşanan kadınların müt'ası. (Müt’atü’t-talak) Ayrılık acısını hafifletmek ve gönlünü almak için mehre bir fazlalık olarak boşanan kadına kocanın verdiği mal veya kisve (giyim eşyası)'dır.d) Bazı beldelerde âdet olduğu üzere kadının kendi malından kocasını yararlandırmasıdır.[1] [1] Vehbe Zuhayli, c.9, s.249
Powerpoint Templates Page 4
Tarihçesi ve Mahiyeti :Mut’a evliliği tarihte ve günümüzde değişik kültürlerde ve coğrafyalarda farklı biçimlerde varlığına rastlanan geçici evliliğin bir türü olup İslam’ın zuhuru sırasında arap toplumunda da mevcuttu. Özellikle yabancı beldelere giden erkeklerin oradaki kadınlarla yaptıkları bu tür nikah bir yandan eşyalarını koyabilecekleri ve geçici olarak ikamet edecekleri bir yer edinmelerini, öte yandan bu zaman sürecinde karı-koca hayatı yaşamalarını mümkün kılıyordu.Mut'a nikahı önceden belirlenen müddetin dolmasıyla sona erer ve talak olmadan ayrılık vukua gelir.[1] Veraset, nafaka iddet gibi normal nikahla hasıl olan durumlar bunda yoktur. Burada sadece, belirlenen müddet içinde kadının nefsinden yapılacak istifadeye mukabil ödenecek para söz konusudur. Şu halde mut'a nikahının en bariz vasfı muayyen bir müddetle sınırlandırılmasıdır. Mut’a nikahının haramlığı hususunda bazi Şiiler hariç bütün İslam uleması el birliğiyle haram olduğunda icma etmiştir.[2] [1] İbnu Hacer, Fethu'l-Bari, Mısır 1959, 11, 70.[2] Kasani, Bedai 2, 272-273; Şerbîni, el-Muğnî 3, 142.
Powerpoint Templates Page 5
Bugün dindar fakat dinini yeterince bilmeyen gençlerimiz arasında meşru bir akit gibi gösterilmeye, benimsetilmeye çalışılan mut'a nikahı, esas itibariyle, İslam öncesi Arap cemiyetinde mevcut olan zina çeşitlerinden biridir. Hz. Peygamber (aleyhissalâtu vesselâm), pek çok içtimâî reformlarla uyguladığı tedric prensibiyle hareket ederek, bunu birden yasaklamamış, hatta bir ara ruhsat tanımıştır. Fakat, Mekke Fethi sırasında kesinlikle yasaklamış, kıyamete kadar haram olduğunu belirtmiştir. Resulullah'ın yasağını işitmemiş olanlar arasında bazı nadir mut'a vak'aları, Hz. Peygamber (aleyhissalâtu vesselâm)'ın vefatından sonra da cereyan etmiştir.
Powerpoint Templates Page 6
Durumdan haberdar olan Hz. Ömer (radıyallahu anh), bu hususta Resulullah'ın yasağını hatırlatarak kesin yasak koymuş ve yasağı ta'mim etmiştir. Hz. Ömer'in bu yasağına tek bir sahabi itiraz etmemiş, böylece mut'a nikahının haram olduğu hususunda selef uleması arasında icma tahakkuk etmiştir. Şia'dan bir grup, Hz. Ömer'e muhalefet taassubunun da sevkiyle mut'ayı mübah addetmekten de öte, bir taabbüd, bir akide, uyulması gerekli bir doktrin haline sokmuş, Şiîliğin bir alemi, bir gereği haline getirmiştir. Şia, bu meselede objektif delillere dayanmaz, hissî yorumlara, temelsiz te'villere, peşin kabullere istinad eder.
Powerpoint Templates Page 7
Şİİ KAYNAKLARDA MUT’A NİKAHI :
Şia da, mut'ayı م�ى� �م�س ر ا�ج" �و م�ى� �م�س ل � belirlenen ا�جücret karşılığında, belirlenen müddet için yapılan bir nikah olarak tarif eder.[1] Burada kastedilen müddet, akitte belirtilmelidir. Belirtilmezse normal nikah ahkâmı cari olur. Bu durumda talaku's-sünne ile boşanabilir, miras terettüp eder ve iddet arasında nafaka gerekir. Mut'a nikahında Şia veraset tanımaz.[2] Ancak şart koşulursa karşılıklı miras olabilir diyen olmuşsa da, "Şart koşsa da koşmasa da miras almaz" görüşü vardır. "Çünkü kadın zevce değil, müste'cere (kiralanmış kimse)dir". Ücret de anlaşılan miktardır, bir avuç buğday, bir dirhem nakit vs. olabilir. Şia, mut'a nikahında şahid gerekmediğine inanır ve "Allah ve melekleri şahid olarak yeter" der. [1] Küleynî, el-Fürû 5, 455.[2] Tusi, İstibsar 3, 147, 151; Furû 5, 460.
Powerpoint Templates Page 8
Aralarında dinen evlenme engeli bulunmayan bir erkekle bir kadının erkeğin kadına vereceği bir bedel karşılığında belirli bir süre karı-koca hayatı yaşamaları hususunda anlaşmaları manasına gelen mut’a nikahı Şia’nın en büyük kolu Caferiye’de mübah sayılmakta hatta meşruiyeti mezhebin temel hükümleri arasında sayılarak inanç esaslarıyla irtibatlandırılmaktadır. Diğer mezheplerde ise İslam’ın yasakladığı bir evlilik türü olarak kabul edilmiştir. Müt’a’nın meşruiyeti konusundaki tartışmalar genel olarak Nisa suresinin 24.ayetinin yorumu, Hz. Peygamber’in bu tür nikaha müsaade ettiğine dair hadisler ve Hz. Ömer’in konuya ilişkin yasaklama ifadesi etrafında cereyan etmektedir.
Powerpoint Templates Page 9
Delillere mesnet kabul ettikleri hadisleri ve kendi imamlarına nisbet edilen görüşleri esas alarak mut’a nikahının caiz olduğunu söylüyorlar hatta meseleyi o kadar ileri götürüyorlar ki evli kadının bile başkasıyla mut’a nikahı yapabileceğine cevaz veriyorlar.[1]Şiiler, Sünni kaynaklarda yer alan birçok hadisi dayanak göstererek Rasulullah zamanında mut’aya izin verildiği noktasında bütün Müslümanların ittifak ettiğini, ihtilafın sadece bunun neshedilip neshedilmediği hususunda olduğunu ve kendilerine göre Kur’an’da veya hadislerde mut’anın neshine dair bir delil bulunmadığını ileri sürerler. [1] Kuleyni Furu 5, 462.
Powerpoint Templates Page 10
MUT'ANIN HARAM OLDUGUNA DAİR KUR'ANÎ DELİLLER:Mut'a nikahının, Resulullah (aleyhissalâtu vesselâm)'dan gelen rivayetler açısından haram olduğuna inanan Ehl-i Sünnet uleması, bu görüşlerine Kur'an'dan da delil kaydetmişlerdir. Bu hususta müracaat edilen en mühim ayet, Mü'minun suresinde, felah bulacak mü'minlerin vasıfları meyanında zikredilen 5, 6 ve 7. ayetlerdir: "(Öyle mü'minler) ki, onlar ırzlarını koruyanlardır. Şu var ki zevcelerine, yahut sağ ellerinin malik olduklarına (kendi cariyelerine) karşı (olan durumları) müstesnadır. Çünkü onlar (bu taktirde) kınanmış değildirler. O halde kim bunların ötesini isterse şüphe yok ki, onlar haddi aşanlardır." Dikkat edilirse, ayet-i kerimede mü'minlere cinsî tatminde iki meşru yol gösterilmekte, bunlar dışında kalan bütün yollar gayr-ı meşru ilan edilmektedir:1) Dinin meşru kıldığı nikah yoluyla edinilen eşler.2) Sağ elin sahip oldukları diye ifade edilen cariyelerdir.
Powerpoint Templates Page 11
Cassas, ayetin mut'a nikahının haram olmasını iktiza ettiğini söyledikten sonra: "Çünkü der, mut'a yoluyla nikahlanan kadın ne zevcedir, nede milk-i yemindir."[1] İslam alimleri şu ayetten de mut'anın reddedildiğini istidlal ederler. (Mealen): "Evlenmeye imkan bulamayanlar da, Allah onları lütfuyla zenginleştirinceye kadar iffetlerini korusunlar..." (Nur 33). "Eğer derler, mut'a caiz olsaydı, iffetli olmalarını emretmezdi." [1] Cessas, Ahkamu'l-Kur'an 5, 92.
Powerpoint Templates Page 12
Bu meselede Kur'an'dan gösterilen bir diğer ayet de şudur (mealen): "Sizden hür ve mü'mine kadınları nikahlamaya gücü yetmeyen olursa, sizin ellerinizde bulunan genç mü'mine cariyelerle evlensin... Cariye nikahlama, sizden mehir ve nafakaya gücü yetmeyip de büyük bir meşakkat altına girmekten ve evlenmemekle de zinaya meyletmekten korkanlar içindir. Yoksa sabretmeniz sizin için daha hayırlıdır..." (Nisa 25). Alimler: Eğer derler, mut'a caiz olsaydı ne zinaya gitme korkusu olurdu ne cariye ile nikahlanmaya hacet kalırdı, ne de cariyelerle nikahlanmayı terkederek sabretmeyi esas almak tavsiye edilirdi.
Powerpoint Templates Page 13
Son olarak şunu da bilelim: Daha önce temas ettiğimiz ve Şia tarafından mut'a nikahının mübahlığına delil yapıldığını belirttiğimiz ayet de alimlerce, siyak ve sibakı içerisinde tahlil edilerek, ondan Şia'nın çıkardığı hükmün batıl olduğu gösterilmiştir.
Bu ayetle ilgili olarak yapılan iki ayrı açıklamayı kaydedeceğiz. Mezkur ayette ه�ن) �ور �ا�ج ات�وه�ن) �ف ن) �ن"ه م2 ب2ه2 ت�ع"ت�م" ت�م" اس" ا �م � . ..فo halde onlardan hangisiyle faidelendi iseniz, ücretlerini takdir edildiği vecih üzere ödeyiniz" (Nisa 24) denmektedir.
Powerpoint Templates Page 14
Ayetin, diğer ayet ve hadislere uygun te'vili ise şöyledir: "Eğer siz nikah akdi sırasında mehir belirtti iseniz, akitten sonra kadınla zifaf yaptığınız takdirde, bir müddet sonra boşanacak olursanız, belirlenen mehrin tamamını ödeyeceksiniz, zifaf yapmadı iseniz yarısını ödeyeceksiniz."Bu ibareyi, makablinden koparıp müstakillen ele almak, Arapça açısından batıl bir davranış olur. Zira baştaki "fe", ibarenin makablinden koparılıp, cümle başı yapılmasına manidir. Bu "fe" kendisinden sonraki ibareyi, önceki kısma bağlar.
Şiî müellif Tûsî, Tehzibu'l-Ahkam'da, ayette istimta kelimesinin geçmesini şöyle açıklar: "Bundan murad mut'a nikahıdır. Çünkü kelime şeriatte mutlak kullanılınca bu hususi nikah anlaşılır..." Tûsî şöyle devam eder: "Ayette geçen ه�ن) �ور �ا�ج ات�وه�ن) � kadınlara ücretlerini" فverin" ibaresi de bundan muradın mut'a nikahı olduğunu te'yid eder. Çünkü normal nikahta verilen paraya şeriatta ücret denmez "mehir" denir. Şia'nın bu yorumunu cevaplayan Kâsâni der ki: "İstimta"dan (faidelenmeden) burada murad nikahtaki istimtadır. Çünkü ayetin başında da sonunda da zikri geçen şey meşru nikahtır.
Powerpoint Templates Page 15
MUT’A NİKAHININ CAİZ OLMADIĞINA DAİR AKLÎ DELİLLER :
Meşru nikah, öncelikle kişiye, Allah'ın mülkünde tasarrufu helal kılmaktadır. Yani kâinatta hiçbir şey başıboş, kendiliğinden değildir. Her şey Allah'ın mülküdür. O'nun mülkünü O'nun istediği tarzda kullanmayan haram işlemiş olur. Öyleyse, erkek kadın münasebetleri Allah'ın dilediği tarzda ve koyduğu şartlar çerçevesinde olmadığı takdirde bu tasarrufla haram işlenmiş olur. Kadın-erkek münasebetlerinde helal olmayan tasarruflara dinimiz zina demiştir ve bütün cinayetler arasında zinaya en ağır cezayı takdir etmek suretiyle bu meselede Allah'ın mülkündeki haram tasarrufun dünyevî ve uhrevî neticelerinin azametine dikkat çekilmiştir. Dolayısıyla Allah'a ve ahirete inanan bir kimsenin nikah mevzuunda çok hassas olması, zandan, şüpheli durumlardan kaçınması gerekir.
Powerpoint Templates Page 16
Evlenme hadisesinin içtimâî yönü vardır. Her şeyden önce kız ve erkek, aileleri, akrabaları arasında hısımlık dediğimiz bir bağ, bir yakınlık kurar. Ayrıca, anne-babalar için de bu, yıllar yılı emek çekerek yetiştirdikleri evlatlarının mürüvvetini görerek dünyada en büyük saadeti yaşama vesilesi olmaktadır.Evliliğin öncelikle gayelerinden biri tenâsüldür. Yani insan neslinin devamı. Hatta eski büyüklerimiz, evlenenler için yapılan düğün şenliğinin bu evlilikten hâsıl olacak yeni nesli istikbâl etmeye râci olduğunu söylemişlerdir.
Powerpoint Templates Page 17
Bu mülâhaza ve evliliğin böylesi bir yoruma tâbi tutulması, Resûl-i Ekrem (aleyhissalâtu vesselâm) efendimizin: "Evlenin çoğalın, ben sizin çokluğunuzla diğer ümmetlere karşı iftihar edeceğim"; "Vedûd (çok seven) ve velûd (çok doğuran) kadınla evlenin, kısır kadınlarla evlenmeyin!" gibi hadislerine ne kadar muvafık düşmektedir? Mut'a nikahında tenasül de gaye değildir. Bu, nikah müessesesini, her çeşit içtimâî, beşerî yönlerinden tecrit ederek, sırf şehevî duyguların tatminine indirgemektir. Bu işten en çok zarar gören de kadındır. Kadın, para mukabili, erkeğin şehvetine bir alet durumuna düşmektedir. Mukabilinde ne zevce olma, ne anne olma, ne de vâris olma şansına sahiptir. Hiçbir himaye ve ünsiyet hakkı da elde edilmemektedir."Nikah kaza-i şevhet için değil, ancak nikahla ulaşılabilen başka gaye ve maksadlar için meşru kılınmıştır. Mut'a ile şehvet giderilir. O maksatlar hasıl olmaz. Öyle ise o meşru değildir" (Kâsânî
Powerpoint Templates Page 18
İSLAM’IN MUT’A NİKAHINI KALDIRMASINDAKİ TEDRİCİ METOD
Mut’a nikahının meşruiyetine dair zikredilen hadisler ile meşru olmadığına dair zikredilen hadisler arasında bir tenakuz yoktur aksine içkinin yasaklanmasında olduğu gibi burada da tedricilik söz konusudur. Nitekim Hz. Aişe (radıyallahu anhâ) tedricteki sebebi şöyle açıklar: "...Eğer ilk defa "içki içmeyin!" emri inseydi "biz içkiyi asla bırakmayız!" derlerdi. Eğer "zina etmeyin!" emri inseydi "asla zinayı bırakmayız!" derlerdi.[1]
MUT'A NİKAHININ GEÇİRDİĞİ AŞAMALAR1- Mut'a cahiliye nikahıdır.2- Hz. Peygamber bidayette yasaklamamış, ruhsat tanımıştır.3- Resulullah sonradan yasaklamıştır.4- Yasak herkes tarafından duyulmamıştır.5- Hz. Ömer zamanında yasak ta'mim edilmiştir.6- Yasak üzerine icma tahakkuk etmiştir.
[1] Buhari, Fezailu'l-Kur'an 6.
Powerpoint Templates Page 19
1) MUT'A CAHİLİYE DEVRİNİN NİKAHIDIRMut’a nikahının cahiliye devrinden intikal eden bir nikah olduğu hususunda ehl-i sünnet ve şia arasında bir ihtilaf söz konusu değildir. 2) HZ. PEYGAMBER'İN BİDAYETTEKİ RUHSATIRuhsat ifade eden rivayetler umumiyetle İbnu Mes'ud, Hz. Cabir, Seleme İbnu'l-Ekva, İbnu Abbas, Esma Bintu Ebi Bekr, Hz. Muaviye, Ebu Saidi'l-Hudrî, Amr İbnu Hureys radıyallahu anhüm ecmain'den gelmektedir.Meselenin yanlış anlaşılmaması için açıklamalara geçmeden iki noktayı peşinen kaydetmek isteriz:
a- Mut'a hususunda ruhsat ifade eden rivayet sahibi Ashab'tan neshine dair de rivayetler gelmiştir.b- Hz. Ömer yasağı ta'mim edince hiçbir sahabi buna itiraz etmemiş ve böylece yasak hususunda icma hasıl olmuştur.
Powerpoint Templates Page 20
İbnu Mes'ud'dan gelen bir rivayet şöyle: �ع �م و �ن�غ"ز ك�ن)ا ان�ا �ن�ه �ف ت�خ"ص2ي ن�س" �� ا ل"ن�ا �ق �ف اء �ن2س ل�ن�ا �ل�ي"س الل�ه2 ول2 �س �ر Hل �ا�ج الى ب2الث)و"ب2 �ال"م�رأة �ن�ن"ك2ح ا�ن" ل�ن�ا �خ)ص �ر ث�م) �ذل2ك ع�ن" : ل) �ا�ح ا �م ط�يYب�ات2 م�وا Yر �ت�ح ن�وا �آم �ال�ذ2ين ا �أيه ي�ا أ �ر �ق ث�م)
�ع"ت�د2ين �ال"م ب ي�ح2 �الل�ه ا2ن) ت�ع"ت�د�وا ��و ل�ك�م" � ,Biz " الل�هResulullah (aleyhissalâtu vesselâm)'la savaşa çıkmıştık. Beraberimizde kadın yoktu. "Husyelerimizi burdurup kadınlaşsak olmaz mı?" dedik. Bunu yapmayı bize yasakladı. Fakat bir giyecek (gibi basit ücret) karşılığında, kadınlarla bir müddet için nikah yapmamıza ruhsat tanıdı." Abdullah İbnu Mes'ud (görüşüne delil olarak) şu ayeti okudu. (Mealen): "Ey iman edenler! Allah'ın size helal kıldığı temiz ve güzel şeyleri kendinize haram edip de haddinizi aşmayın. Haddini aşanları Allah elbette sevmez" (Maide 87).[1] Hemen belirtelim ki Müslim, hadisin bir başka veçhinde, ayetle istidlal işini İbnu Mes'ud' un yapmış olmasının sarih olmadığını kaydeder. Bu durumda ayeti okuma işi ona değil, ondan sonra gelen bir raviye aittir. Bu hadiste İbnu Mes'ud'un, mut'a nikahına ruhsat verdiği anlaşılmaktadır. [1] Müslim, Nikah 11.
Powerpoint Templates Page 21
Ruhsat ifade eden diğer rivayet sahipleri hakkında söylendiği gibi, İbnu Mes'ud için de: "Resulullah'ın yasağını duymamış olabilir" yorumu yapılmıştır. Ancak: İbnu Mes'ud, bu rivayeti mut'anın neshedildiğini işitmezden önce yapmış olabilir" demek daha doğru olacak. Zira Beyhakî İbnu Mes'ud'un "Mut'a mensuhtur, onu İslam'ın getirdiği, talak, mehir iddet ve miras gibi hükümler neshetmiştir" dediğini kaydeder. İbnu Abbas (radıyallahu anhümâ)'ın bu meseledeki yeri daha dikkat çekicidir. Bazı rivayetler, onun mut'a nikahına fetva verdiğini, bu yüzden Hz. Ali'nin ona sert çıktığını ve: "Sen şaşırmışa benziyorsun. Aleyhissalâtu vesselâm kadınlarla mut'a yapmayı yasakladı" dediğini belirtir. Nitekim İbnu Abbas da reyinden rücu etmiştir. Tirmizî, �ب�ر ا�خ" �ي"ث �ح ل2ه2 و" �ق ع�ن" �ع �ج �ر ث�م)
الن)ب2ي Sonra o fetvasından, mut'anın Resulullah..." ع�ن2tarafından haram kılındığı kendisine haber verilince rücu etti" diyerek, bilahare şarihlerin: "Mut'aya fetva veren sahabeler, onun nesh edildiğini duymamış olanlardır" şeklinde yapacakları yorumun isabetliliğini te'yid eder. Nitekim İbnu Abbas, nesihten haberdar olup Resulullah'ın bu husustaki beyanlarını öğrenince: ن"ز2ير2 ال"خ2 �ل�حم �و ي"ت�ة2 �ك�ال"م ام �ر �ح � ,O" ه2يlaşe ve hınzır eti gibi haramdır" diyecektir.
Powerpoint Templates Page 22
Fahreddin-i Razi'nin de özetlediği üzere, bu meselede İbnu Abbas' tan üç ayrı görüş rivayet edilmiştir:1- Mut'a mutlak olarak mübah,2- Zaruret halinde mübah3- Mensuh olduğunu ikrarı. Şu halde meseleyi değerlendirirken, İbnu Abbas'ın neshi işitmezden önceki fetvasını esas alarak sonraki fetvasını dikkate almayarak onu mut'a nikahının lehinde göstermek ilme ve dine ihanet olur, yüce sahabiyi kendi adımıza konuşturmak olur.
Powerpoint Templates Page 23
Seleme İbnu'l-Ekva (radıyallahu anh)'dan gelen rivayette, Resulullah (aleyhissalâtu vesselâm)'ın: "Bir kadınla bir erkek aralarında mutabakat sağlamışlarsa beraberlikleri üç gecedir. Uzatmak veya daha önce ayrılmak isterlerse ayrılırlar" dediğini görmekteyiz. Seleme devamla şunu söyler: "Bilemiyorum, bu ruhsat, sadece biz sahabelere mi mahsustu, yoksa herkese şamil miydi?" Rivayetin devamında Buhârî şunu ekler: "Hz. Ali bu hususu açıklamıştır: Mut'a mensuhtur."[1] Görüldüğü üzere Seleme hadisi de mutlak bir ruhsattan bahsetmemektedir. Ancak, Seleme'nin nesihten haberdar olmadığı anlaşılmaktadır. İmam-ı Buhârî, rivayetin sonuna eklediği meşruhatla Seleme rivayetindeki tereddüdü izale etmekle kalmamış, şahsî inancını da belirtmiş olmaktadır. [1] Buhari, Nikah 31
Powerpoint Templates Page 24
3) MUT'ANIN NESHİ
Ruhsat ve neshi açık şekilde ifade eden rivayetler bilhassa Sebre İbnu Ma'bed el-Cühenî (radıyallahu anh)'den gelmektedir. Müslim onun hadisini dokuz ayrı senetten kaydeder. Hüküm ve mana itibariyle aynı kalsalar da her bir rivayette bazı ziyade ve noksan bilgiler mevcuttur. Bazılarında, bizzat mut'a nikahı yaptığını belirten Sebre (radıyallahu anh), şu rivayette, eski ruhsatın neshedildiğini açık bir şekilde ifade eder: �ع �م �ك�ان �2ن)ه ا
: في ل�ك�م" ��ذ2ن"ت ا �ك�ن"ت د" �ق ا2نYى �الن)اس ا �أيه ي�ا �ال �ق �ف الل�ه2 ول2 �س �رن" �م �ف ة2 �ي�ام ال"ق2 ي�و"م2 الى �ذل2ك �م ر� �ح د" �ق �الل�ه ا2ن) �و اء2 �النYس �م2ن ت�اع2 ت2م" ا2س"
� ي"ئا �ش �ت�ي"ت�م�وه�ن) ا ا م) م2 ذ�وا �ت�أخ ��و �ب2يل�ه �س ل2 ل"ي�خ" �ف ء ى" �ش ن) �ن"ه م2 �ن"د�ه ع2 � .ك�ان "Resulullah (aleyhissalâtu vesselâm) şöyle buyurdular: "Ey insanlar! Ben sizin kadınlarla mut'a nikahı yapmanıza izin vermiştim. Şimdi Allah Teala hazretleri, onu kıyamet gününe kadar haram etmiş bulunmaktadır. Öyleyse, kimin yanında böyle nikahlı bir kadın varsa, artık ona yol versin. Onlara ücret olarak verdiklerinizden herhangi bir şeyi geri almayın."[1] Hz. Ali de yasakla ilgili rivayetlerde bulunmuştur. Müslim'in kaydettiği rivayette: "Resulullah, Hayber'in fethi sırasında, kadınlarla mut'a yapmaktan ve ehlî eşeklerin etini yemekten men etti" buyurur.[1] Müslim Nikah 21.
Powerpoint Templates Page 25
YASAK NEREDE VE NE ZAMAN KONDU?
Yasağın ne zaman konulduğuna dair farklı rivayetler var ama mesele şu iki yer üzerinde yoğunlaşmaktadır:1) Sabre İbnu Ma'bed'in rivayetlerinde Mekke fethi sırasında konmuştur.[1] 2) Hz. Ali'den kaydedilen rivayetlerde Hayber'in fethi zamanında konmuştur.[2] Tahavi'nin görüşü, hepsini noktalayacak mahiyettedir. Ona göre, mut'aya fetva vermiş olanların dayandıkları rivayetlerin hepsi doğrudur, ancak bunlar neshedilmiştir. Zira mut'a nikahını bizzat Aleyhissalâtu vesselâm yasaklamıştır. Efendimizin iznini ifade eden rivayetler, yasaktan önceye aittir. Nehiyden sonra, o haram olmuştur ve bunun en iyi delili Sebre İbnu Ma'bed (radıyallahu anh)'in rivayetidir. Birçok farklı tarikten gelen bu hadis, hem cevazı hem de tahrimi sarih bir şekilde göstermektedir. [1] Müslim, Nikah 20, 22, 23, 25, 26.[2] Müslim, Nikah 29
Powerpoint Templates Page 26
4- YASAKLAYICI RİVAYETLER
Ebu Hureyre'nin bir rivayetinde Resulullah şöyle buyurmaktadır: “ Mut'ayı, talak, iddet ve miras (ile ilgili ahkâmın teşrii) haram kılmıştır."[1] Beyhakî' nin rivayetinde "Kadınlarla mut'a nikahı Resulullah'ın biz ashabına sadece üç gün helal kılındı sonra Resulullah onu yasakladı" der.[2] Bir rivayette, Abdullah İbnu Ömer, sözü kaydedilir: "Bir erkeğe, sadece İslam nikahıyla evlendiği kadın helaldir. Bu nikahta mehir vardır, erkeğin kadına, kadının erkeğe miras hakkı vardır. Kadını muayyen bir müddetle alamaz. Aldı mı artık o hanımıdır. İkisinden biri ölürse diğeri ona varis olur."[3] Abdullah İbnu'z-Zübeyr, mut'a hususunda şiddetle karşı çıkan sahabilerdendir. Müslim'in bir rivayetinde, onun hutbede mut'ayı tecviz eden bir zata ta'rizde bulunarak: "Şurası muhakkak ki, Allah bazı insanların gözlerini kör ettiği gibi, kalplerini de kör etmiş ki mut'a nikahına fetva veriyorlar!" dediğini görmekteyiz. [1] Darakutni, 3, 259.[2] Beyhaki, 7, 207.[3] Beyhaki, 7, 207.
Powerpoint Templates Page 27
5- HZ. ÖMER'İN YASAKLAMA HADİSESİ
Öncelikle şunu belirtelim ki Hz. Cabir ve Ebu Said'den gelen bir rivayete göre, "Hz. Ömer, bu yasaklama işini, hilafetinin ortalarında ele almıştır. Dolayısıyla o zamana kadar, mut'a nikahına başvuranlar olmuştur. O sıralarda Kûfe'ye gelen Amr İbnu Hureys (radıyallahu anh), bir cariye ile mut'a nikahı yapar ve cariye hamile kalır. Gelip durumu Hz. Ömer'e anlatır. Halife bu vesile ile, yasağın bütün mü'minlerce bilinmediğini anlayarak meseleyi hutbe konusu yapar ve herkesin işiteceği şekilde mut'a nikahının yasak olduğunu ilan eder. YASAK HZ. ÖMER'İN İÇTİHADI DEGİLDİR: Alimler Hz. Ömer (radıyallahu anh)'in mut'a nikahını yasaklarken içtihadıyla hareket etmediğine, Resulullah'tan yasakla ilgili hadis zikrederek yasağı takrir ettiğine dikkat çekerler.
Powerpoint Templates Page 28
6- ALİMLERİN İCMAI
Şarihler Hz. Ömer'in yasağından sonra, mut'a nikahının haramlığı hususunda Ehl-i Sünnet'in icmaından bahsederler.[1] * Bir kere, Hz. Ömer çok sayıda sahabenin hayatta olduğu bir devrede mut'ayı açık seçik olarak haram ilan edip, bunu herkesin duyacağı şekilde ta'mim ettiği halde, ona herhangi bir sahabenin itiraz ettiği duyulmamıştır. Aksine, daha önce mut'a nikahına ruhsat vermiş olanların hepsinin kanaatlerinden döndükleri görülmüştür. Tahavi, bu durumu şöyle yorumlar: "Ashab'ın bu meselede itiraz etmemeleri, onların, nehyettiği şeyde Hz. Ömer'e uyduklarına delildir. Bu husustaki yasakta icmaları da, ruhsatın neshedildiğine delildir ve hüccettir"[2]* Hz. Ali, ruhsatın mensuh olduğunu söyler.* Ca'fer İbnu Muhammed, mut'a hakkında sorulunca: "Bi-aynihi zina" demiştir.* İmam Malik "haram"dır demiştir.* İmam Şafii "iki kere neshedildi" demiştir. [1] Zürkani, Şerhu Muvatta 4, 47[2] Tahavi, a.g.e., 3, 27.
Powerpoint Templates Page 29
MODERN DÖNEMDE ŞİİLERİN MESELEYE BAKIŞI
Şehla Hairi’nin mut’aya İran’da nasıl bakıldığına ilişkin tespitleri şöylece özetlenebilir : İran toplumunda geçici evlilik konusunda dinî kabul ile halkın algılaması arasında paradoksal bir durum bulunmakta, fuhuşla bu tür evlilik arasında sıkı bir bağ kurulduğundan halk tarafından olumlu karşılanmamakta, dolayısıyla muta yapanlar bu ilişkiyi gizli tutma eğilimi göstermekte hatta ailelerince doğrudan veya dolaylı bir biçimde cezalandırılmakta bununla birlikte mut’a yapmak isteyen kadın ve erkekler bilinen bazı işaretleşmelerle kolayca iletişim kurabilmektedir.[1] [1] Şehla Hairi, el-Mut’a inde’ş-şia, s.277.
Powerpoint Templates Page 30
MUT'ANIN FECİ MAHZURLARINDAN BAZILARI
1) Çocukların ziyan edilmesidir. Çünkü kişinin çocukları birçok memlekette yayılır ve kendi yanında olmazlarsa, adam, onların terbiyeleriyle ilgilenemez. Böylece onlar, evlad-ı zina gibi terbiyesiz yetişirler.2) Babanın temas ettiği kadına oğlunun da mut'a yoluyla veya normal nikah yoluyla temas ihtimali var. Bu hal aksi surette de olabilir. Hatta, kızıyla, kızın kızıyla, oğlunun kızıyla, kızkardeşiyle, kızkardeşinin kızıyla yani meharim denen nikahı ebediyyen yasaklanmış bir kadınla şu veya bu suretle temasta bulunma ihtimali vardır.3) Birçok defalar mut'a yapan kimsenin mirasının taksim edilememesi. Çünkü bu kişinin varislerinin ne sayısı, ne isimleri, ne de yerleri bilinemez.
Powerpoint Templates Page 31
SONUÇ
Ehl-i Sünnet bu meselede onların kendiliklerinden hadis uydurduğunu söylemiyor. Resulullah'ın mut'aya cevaz verdiğini, sağlığında bununla amel eden sahabilerin bulunduğunu kabul ediyor. Bu husus Ehl-i Sünnet nezdindeki sahih rivayetlerde sabittir. Ancak, diğer birçok meselede olduğu gibi Aleyhissalâtu vesselâm bunu sonradan yasaklamış, böylece neshedilmiştir. Ehl-i Sünnet, Resulullah'ın vefatından sonra, bu yasağı işitmemiş bulunan bazı sahabi ve tabiin tarafından da mut'a nikahının icra edildiğini de kabul eder. Ancak, Ehl-i Sünnet, bu tatbikatın Hz. Ömer'in meseleye müdahale edip yasağı ta'mim etmesiyle son bulduğunu ve Hz. Ömer'e hiçbir sahabinin itiraz etmediğini, böylece mut'anın haram olduğu hususunda icma hasıl olduğunu da kabul eder.
Powerpoint Templates Page 32
İşin içerisine siyasî taassup ve garazkâr muhalefet de girince, yukarıda kastettiğimiz örneklerde görüldüğü üzere, mut'a meselesinde kendiliğinden bir ayrılık ve kemikleşme ortaya çıkmıştır. Ashab'ı reddetme, kendi mezheplerinden olmayanları mü'min saymama ve Hz. Ömer buğzunu her şeyin üstünde tutma gibi bazı prensipler, onları objektiviteden uzaklaştırmış, birçok sahih rivayetlerden mahrum bırakmış, ölçülerinden geçen ve fakat işlerine gelmeyen rivayetleri de keyfî te'villere sevkederek hatalı sonuçlara atmıştır.
Powerpoint Templates Page 33
Kaynaklar•H.Mehmet Soysaldı, Nisâ Suresi 24.ayeti Işığında Mut'a Nikahı, F.Ü. İlahiyat Fakültesi Dergisi, Elazığ, Sayı: 2, s.165-184, 1997
•ÖZTÜRK, M., “Şiî ve Sünnî Kaynaklarda Mut’a Nikâhı Tartışması”, İslâmiyât, cilt: 7, sayı. 3, Ankara 2005.
•Mut‘a Nikâhı Üzerine Bazı Mülahazalar Some Opinions About the Mut‘ah Marriage (The Temporary Marriage)153-170
•Doç. Dr. Abdullah KAHRAMAN, İslam Hukuku Dergisi, 10.sayı
•Prof. Dr. İbrahim CANAN, Namus Fitnesi Mut’a, Timaş, İstanbul, 1993.
•Hadis Verilerine Göre Mut'a Nikahı”, Arş. Gör. Yavuz ÜNAL O.M.Ü.İ.F.D., sy. 7, Samsun, 1993
•TDV İslam Ansiklopedisi, Mut’a maddesi, 32.cilt