Upload
others
View
8
Download
0
Embed Size (px)
Citation preview
ÖNSÖZ
Türk inşaat sektöründeki tercih edilen ve algılanan liderlik davranışlarının incelendiği bu çalışmanın gerçekleştirilmesinde, eşsiz bilgi ve deneyimini çekinmeden benimle paylaşan, fikirleri ve önerileriyle bana hep yol gösteren, desteğini her zaman yanımda hissettiğim ve kendisine büyük sevgi ve saygı duyduğum değerli danışmanım Prof. Dr. Heyecan GİRİTLİ’ye sonsuz teşekkürlerimi sunarım. Ayrıca, akademik bilgilerinden faydalandığım ve katılımlarından onur duyduğum değerli jüri üyeleri Prof.Dr.Hayat KABASAKAL ve Prof.Dr.Zeynep SÖZEN’e değerli katkılarından dolayı teşekkürü borç bilirim. Aynı zamanda, akademik desteğini benimle paylaşan ve yardımlarını esirgemeyen Öğr. Gör. Gülfer TOPÇU ORAZ’ a ve Araş.Gör. Ela ÖNEY YAZICI’ya teşekkür ederim.
Hayatımın her döneminde verdiğim kararlara saygı duyup beni tüm kalpleriyle destekleyen, tez çalışmam boyunca bana büyük bir sabır gösteren ve sevgilerini her zaman hissettiğim canım annem Fatma YENİPAZARLI’ya, canım babam Gürol YENİPAZARLI’ya ve kardeşim Arda YENİPAZARLI’ya şükranlarımı sunarım.
Ayrıca; hayatımda her zaman her davranışını, yaşama sevincini örnek aldığım, bu yola çıkarken desteğini en çok hissettiğim ve çok sevdiğim anneanneme minnettarım.
Son olarak, bu yola beraber çıktığımız ve aynı heyecanları yaşadığımız sevgili dostlarıma teşekkür ederim.
Haziran 2006 Gözde YENİPAZARLI
ii
İÇİNDEKİLER
ÖNSÖZ ii KISALTMALAR vi TABLO LİSTESİ vii ŞEKİL LİSTESİ ix ÖZET x SUMMARY xiii
1. GİRİŞ 1 1.1. Tez Konusunun Belirlenmesi 1
1.2. Çalışmanın Amacı 2
2. LİDERLİK KAVRAMI, KURAMSAL GELİŞİMİ VE LİDERLİK DAVRANIŞLARINI ETKİLEYEN FAKTÖRLER 3 2.1. Liderlik Kavramı 3
2.2. Liderlik Özellikleri 4
2.3. Liderlik Yaklaşımları 9 2.3.1. Kişisel Özellikler Yaklaşımı 9
2.3.2. Davranışsal Liderlik Yaklaşımları 11
2.3.2.1. Kurt Lewin’in Liderlik Davranışları 11
2.3.2.2. Tannenbaum ve Schmidt’in Çalışmaları 14
2.3.2.3. Ohio State Üniversitesi Liderlik Çalışmaları 15
2.3.2.4. Michigan Üniversitesi Liderlik Çalışmaları 16
2.3.2.5. Blake ve Mouton’un Yönetim Matrisi 17
2.3.2.6. Harvard Üniversitesi Araştırmaları 21
2.3.2.7. McGregor’un X ve Y Kuramı 22
2.3.2.8. Likert’in Sistem-4 Modeli 23
2.3.2.9. Osborne ve Hunt’ın Adapte Olan-Tepki Veren Liderlik Kuramı 25
2.3.2.10. Yukl’ın Tutarsız Liderlik Modeli 25
2.3.2.11. Çok Boyutlu Liderlik Modeli 26
2.3.2.12. Katz ve Kahn’ın Çalışmaları 26
2.3.2.13. McMurry İyilikçi Otoriter Davranış Modeli 27
2.3.3. Durumsal Liderlik Yaklaşımları 28
2.3.3.1. Fiedler’in Etkin Liderlik Modeli 28
2.3.3.2. House ve Evans’ın Yol-Amaç Kuramı 33
iii
2.3.3.3. Vroom-Yetton’un Karar Verme Modeli 35
2.3.3.4. Reddin’in Lider Etkinliği Modeli 36
2.3.3.5. Hersey ve Blanchard’ın Çok Boyutlu Liderlik Kuramı 37
2.3.4. Modern Liderlik Teorileri 41
2.3.4.1. Transaksiyonel Liderlik 41
2.3.4.2. Transformasyonel Liderlik 43
2.3.4.3. Karizmatik Liderlik 45
2.3.4.4. Hizmetkar Liderlik 46
2.3.4.5. Takipçilik 46
2.4. Liderlik ve Yöneticilik Arasındaki Farklılıklar 48 2.4.1. Yöneticilik Tarzları 49
2.4.2. Liderlik Tarzları 51
2.5. Liderlik ve Güç 54
2.6. Liderlik Davranışlarını Etkileyen Bazı Faktörler 55 2.6.1. Liderlik ve Yaş 56
2.6.2. Liderlik ve Cinsiyet 63
2.6.3. Liderlik ve Kültür 71
3. İNŞAAT SEKTÖRÜ VE LİDERLİK 84 3.1. İnşaat Sektörünün Özellikleri 84
3.2. İnşaat Sektöründe Liderlik ve Konuyla İlgili Yapılan Çalışmalar 89 3.2.1. Bresnen’in Çalışması 89
3.2.2. Steve Rowlinson, Thomas K.K. Ho ve Yuen Po-Hung’un Araştırması 90
3.2.3. Chauhan’ın Modeli 91
3.2.4. Zeynep Ermutlu’nun Tez Çalışması 92
3.2.5. Ayşenur Koca’nın Tez Çalışması 93
4. ARAŞTIRMANIN KAVRAMSAL ÇERÇEVESİ 95 4.1. Temel Yaklaşımlar 95
4.2. Araştırma Tasarımı 96
4.3. Veri Toplama 97
4.4. Soru Kağıdı 98
4.5. Kullanılan İstatistiksel Çözümlemeler 99
5. ARAŞTIRMANIN BULGULARI VE BULGULARIN TARTIŞILMASI 100 5.1. Tanımlayıcı Çözümlemeler 100
5.2. İlişkisel Çözümlemeler 110
5.2.1. Katılımcıların Profiline Yönelik İlişkisel Çözümlemeler 111
5.2.2. Liderlik Davranışlarına Yönelik İlişkisel Çözümlemeler 114
iv
5.3. Araştırma Bulgularının Tartışılması 134 5.3.1. Türk İnşaat Sektörünün Demografik Yapısı ile İlgili Bulguların Tartışılması 134
5.3.2. Türk İnşaat Sektöründeki Liderlik Davranışlarının Hofstede’nin Kültürel Boyutları Açısından Tartışılması 136
6. SONUÇLAR VE ÖNERİLER 141
KAYNAKLAR 144
EKLER 154
ÖZGEÇMİŞ 201
v
KISALTMALAR
PDI : Power Distance Index (Güç Mesafesi) UAI : Uncertainty Avoidance Index (Belirsizlikten Kaçınma) IDV : Individualism (Bireyselcilik) MAS : Masculinity (Erkeksilik) VSM : Value Survey Module
vi
TABLO LİSTESİ
Sayfa No
Tablo 2.1. Özellikler Yaklaşımı’ndaki Bazı Özellikler 10 Tablo 2.2. Üç Liderlik Tarzı 12 Tablo 2.3. Ohio State Çalışması 16 Tablo 2.4. Likert’in Sistem-4 Modeli ve Özellikleri 24 Tablo 2.5. Fiedler Modeli için Kullanılan Değişenlerin Birleştirilmesi 31 Tablo 2.6. Durumsal Liderlik Tarzları 40 Tablo 2.7. Tablo 2.8. Tablo 5.1. Tablo 5.2. Tablo 5.3. Tablo 5.4. Tablo 5.5. Tablo 5.6. Tablo 5.7. Tablo 5.8. Tablo 5.9. Tablo 5.10. Tablo 5.11. Tablo 5.12. Tablo 5.13. Tablo 5.14. Tablo 5.15. Tablo 5.16. Tablo 5.17. Tablo 5.18. Tablo 5.19. Tablo 5.20. Tablo 5.21. Tablo 5.22. Tablo 5.23. Tablo 5.24.
Liderlik Kuramları Özet Tablosu Ülkelerin Kültürel Boyut İndeksleri İnşaat Firmalarındaki Personelin Cinsiyete Göre Dağılımı İnşaat Firmalarındaki Personelin Yaşa Göre Dağılımı İnşaat Firmalarındaki Personelin Eğitim Durumuna Göre Dağılımı İnşaat Firmalarındaki Personelin Mesleklere Göre Dağılımı İnşaat Firmalarındaki Personelin Görev Pozisyonuna Göre Dağılımı İnşaat Firmalarındaki Personelin Sahip Olduğu Görev Unvanı ile Çalışma Süresine Göre Dağılımı İnşaat Firmalarındaki Personelin Bulundukları Şirkette Çalışma Süresine Göre Dağılımı İnşaat Firmalarındaki Personelin İnşaat Sektöründeki Deneyimlerine Göre Dağılımı İnşaat Firmalarındaki Personelin Genel Olarak Çalışmayı Tercih Ettikleri Yönetici Tiplerinin Dağılımı İnşaat Firmalarındaki Personelin Genel Olarak Yöneticilerinde Gözlemledikleri veya Algıladıkları Yönetici Tiplerinin Dağılımı Tanımlayıcı Çözümlemelerin İstatistiksel Analizi Cinsiyet-Görev Pozisyonu İlişkisine Göre Personel Dağılımı Cinsiyet-Meslek İlişkisine Göre Personel Dağılımı Cinsiyet-Yaş Grupları İlişkisine Göre Personel Dağılımı Cinsiyet-Tercih Edilen Yönetici Tipi Analizi Cinsiyet-Algılanan Yönetici Tipi Analizi Yaş-Tercih Edilen Yönetici Tipi Analizi Yaş-Algılanan Yönetici Tipi Analizi Eğitim Durumu-Tercih Edilen Yönetici Tipi Analizi Eğitim Durumu-Algılanan Yönetici Tipi Analizi Meslek-Tercih Edilen Yönetici Tipi Analizi Meslek-Algılanan Yönetici Tipi Analizi Görev Pozisyonu-Tercih Edilen Yönetici Tipi Analizi Görev Pozisyonu-Algılanan Yönetici Tipi Analizi
47 77 100 101 102 103 104 105 106 107 108 109 110 111 112 113 114 115 116 117 118 119 120 121 122 123
vii
Tablo 5.25. Tablo 5.26. Tablo 5.27. Tablo 5.28. Tablo 5.29. Tablo 5.30. Tablo 5.31. Tablo 5.32.
Sahip Olunan Görev Unvanı ile Çalışma Süresi-Tercih Edilen Yönetici Tipi Analizi Sahip Olunan Görev Unvanı ile Çalışma Süresi-Algılanan Yönetici Tipi Analizi Bulunulan Şirkette Çalışma Süresi-Tercih Edilen Yönetici Tipi Analizi Bulunulan Şirkette Çalışma Süresi-Algılanan Yönetici Tipi Analizi İnşaat Sektöründeki Deneyim-Tercih Edilen Yönetici Tipi Analizi İnşaat Sektöründeki Deneyim-Algılanan Yönetici Tipi Analizi Tez Çalışması Sonuçlarına Göre Kültürel Boyut İndeksleri Tercih Edilen ve Algılanan Liderlik Davranışları Karşılaştırma Tablosu
124 126 128 130 131 133 137 142
viii
ŞEKİL LİSTESİ
Sayfa No
Şekil 2.1 Şekil 2.2 Şekil 2.3 Şekil 5.1 Şekil 5.2 Şekil 5.3 Şekil 5.4 Şekil 5.5 Şekil 5.6 Şekil 5.7 Şekil 5.8 Şekil 5.9 Şekil 5.10
: Blake ve Mouton’un Yönetim Matrisi : Fiedler’in Liderlik Modeli : Direktif Verici ve Destekleyici Davranış Şekilleri : Cinsiyete Göre Dağılım Grafiği : Yaşa Göre Dağılım Grafiği : Eğitim Durumuna Göre Dağılım Grafiği : Mesleklere Göre Dağılım Grafiği : Yönetim Kademesine Göre Dağılım Grafiği : Sahip Olduğu Görev Unvanı ile Çalışma Süresine Göre Dağılım Grafiği
: Bulunduğu Şirkette Çalışma Süresine Göre Dağılım Grafiği : İnşaat Sektöründeki Deneyime Göre Dağılım Grafiği : Tercih Edilen Yönetici Tipine Göre Dağılım Grafiği : Algılanan Yönetici Tipine Göre Dağılım Grafiği
18 31 38 100 101 102 103 104 105 106 107 108 109
ix
ÖZET
Liderlik kavramı, uzun yıllar boyunca araştırılmış ve tartışılmıştır. Ancak özellikle son yıllarda büyük önem kazanmıştır. Liderlik, bir grubu belirli bir amacı gerçekleştirmek için harekete geçirme ve onları yönlendirme yeteneğidir. Günümüzde, işletmeler ve organizasyonların rekabetle başa çıkabilmeleri ve başarıya ulaşmaları için, liderlik, olmazsa olmaz bir kavramdır.
Bu çalışmanın amacı; Türk inşaat sektöründeki orta düzey yöneticilerin ve yönetici olmayan personelin en fazla tercih ettikleri ve yöneticilerinde büyük oranda algıladıkları liderlik davranışlarının belirlenmesi ve bu davranışlarla yaş, cinsiyet, eğitim, meslek, görev pozisyonu, sektördeki deneyim ve çalışma süresi gibi faktörler arasında herhangi bir ilişki olup olmadığının incelenmesidir.
Bu çalışmanın ikinci bölümünde, liderlik kavramı, bir liderde bulunması gereken özellikler, liderlik hakkındaki yaklaşımlar, liderlik ve yöneticilik kavramları arasındaki farklılıklar ve liderlikte güç kavramı hakkında bilgi verilmiştir. Ayrıca, tezin amacını oluşturan, liderlik davranışlarını etkileyen faktörler incelenmiştir. Bu faktörlerden, araştırmalara en çok konu olmuş olan yaş, cinsiyet ve kültür faktörleri ile ilgili yapılmış araştırmalar hakkında bilgi verilmiştir.
Liderlik, bir grubu belirli bir amacı gerçekleştirmek için harekete geçirme ve onları yönlendirme bilgi ve yetenekleri toplamıdır. İdeal bir liderin özellikleri; bilgi sahibi, yenilikçi, kontrollü, vizyon sahibi, risk alıcı, tutkulu, enerjik, hızlı ve etkin karar veren, esnek, dinleyici, tutarlı, insanlara ve durumlara duyarlı, takım kurabilen, güvenilir ve güven duyan, motive eden, zeki, yaratıcı, sağduyulu, gelişim odaklı, adil, uzlaştırıcı olmasıdır.
Liderliğin önemi arttıkça, çeşitli kuramlar geliştirilmiştir. Geçtiğimiz yüzyılda yapılan liderlik davranışları dört grupta toplanmaktadır:
1. Kişisel Özellikler Yaklaşımı: Liderlerin kişilik özelliklerini araştıran liderlik yaklaşımlarıdır.
2. Davranışsal Yaklaşımlar: Liderlerin davranış özelliklerini ve tarzlarını araştıran liderlik yaklaşımlardır.
3. Durumsal Yaklaşımlar: Lider ve takipçileri arasındaki ilişkileri durumsal olarak değerlendiren liderlik yaklaşımlardır.
4. Modern Liderlik Teorileri: Liderin takipçileriyle olan ilişkilerini etkileşim süreci olarak değerlendiren yaklaşımlar ve takipçilerin lideri kabul etmelerinde belirleyici olan, liderin takipçiler tarafından algılanma süreçlerini araştıran ilişkisel yaklaşımlardır.
Liderlik ve yöneticilik kavramları arasında farklılık bulunduğuna dair pek çok görüş bulunmaktadır. Liderlik ve yöneticilik iki ayrı ve tamamlayıcı sistemdir. Bir işin başarısı için her ikisi de gereklidir. İkisi arasındaki en önemli fark; grubu hedefe yönlendirmede yararlanılan güç kaynağında ortaya çıkmaktadır. Yönetici, astlarını hedefe yönlendirmedeki etkileme gücünü, yasal güç kaynağı olan otoriteden alırken,
x
lider, gücünü yönlendirdiği izleyicilerden alır. Yönetici işletmeye karşı sorumludur, lider ise takipçilerine karşı sorumludur. Yönetici var olanı korur, ama değişimi başaran ve harekete geçiren liderdir.
Liderlik, etkin bir biçimde güç kullanma sürecidir. Yöneticinin/liderin takipçilerini etkilemek için kullanacağı 5 çeşit güç vardır. Bunlar; zorlayıcı güç, yasal güç, ödüllendirme gücü, uzmanlık gücü, karizmatik güç ve yetki verme gücüdür.
Yaş, cinsiyet ve kültür gibi faktörlerin liderlik davranışlarını etkileyip etkilemediği konusunda pek çok araştırma yapılmıştır.
Yaş faktörünün liderlik davranışları üzerindeki etkisini inceleyen araştırmalardan özellikle iki tanesi üzerinde durulmuştur. Bunlar Kakabadse ve Myers’ın araştırması ile Kabacoff ve Stoffey’in araştırmalarıdır. Kakabadse ve Myers’ın araştırmasının sonucunda, yaşları dikkate alınarak, üç tip lider ortaya çıkmıştır. Bunlar; radikaller (25-35 yaş arası yöneticiler), bürokratlar (36-55 yaş arası yöneticiler) ve takım oyuncuları (55 yaş üzerindeki yöneticiler)dır. Kabacoff ve Stoffey ise, çalışanları genç ve yaşlı olarak iki gruba ayırmışlar ve bu iki grubun liderlik davranışları arasındaki farklılıkları incelemiştir.
Liderlikte cinsiyet faktörünün etkisi üzerine sayısız araştırma yapılmıştır. Bunların bazılarında, kadın ve erkek yöneticilerin liderlik davranışlarının farklılaştığı sonucu çıkarken, bazılarında cinsiyetin liderlik davranışlarını etkilemediği sonucuna ulaşılmıştır. Ancak yapılan çalışmaların pek çoğunda, kadınların ilişki eğilimli, erkeklerin ise görev eğilimli oldukları bulunmuştur. Ayrıca, kadınlar daha çok demokratik veya katılımcı stili, daha az otokratik veya yönlendirici stili benimsemektedirler. Erkekler ise, daha çok yönlendirici, komuta ve kontrol etme stilini kullanmaktadırlar.
Cinsiyet ve liderlikle ilgili bir diğer kavram da, erkeksi ve kadınsı liderliktir. Erkeksilik ve dişilik toplumdaki cinsiyetlere yüklenen rolleri ifade etmektedir. Erkeksi liderler agresif, bağımsız, objektif, mantıklı, analitik ve kararlıdır; kadınsı liderler ise duygusal, duyarlı, kooperatif, sezgisel, sıcak ve saygılıdır.
Cinsiyet konusu inşaat sektöründe de halen sorun olarak görülmektedir. Erkek baskın bir sektör olan inşaat sektöründe, kadınların sayısı oldukça azdır. Çünkü, toplumun kadına yüklediği roller, terfi zorlukları, takdir edilmeme ve stereotipik engeller, kadınların motivasyonunu azaltmakta ve işten erken ayrılmalarına sebep olmaktadır. Ayrıca, yönetim kademelerinde de kadın yöneticilerin çok az olduğu görülmektedir. Kadın yöneticiler, üst yönetime aday olmayı erkekler kadar hevesle istememektedirler. Bu istekleri yıllar içinde belki törpülenmekte, belki aile ve sosyolojik rolleri içinde bunu tercih etmemekte, bazen de üst düzey yönetici olmanın getireceği başarı veya başarısızlık korkusundan dolayı çekingen davranabilmektedirler.
Liderlik ve kültür ilişkisi oldukça önemlidir. Hofstede’nin araştırmalarında kullandığı dört kültürel boyut (güç mesafesi, belirsizlikten kaçınma, bireyselcilik-toplulukçuluk ve kadınsılık-erkeksilik) ile liderlik davranışları arasında önemli ilişkiler vardır. Güç mesafesi ve belirsizlikten kaçınma boyutu yüksek olan toplumlarda, otokratik-ikna edici liderlik tarzının olması beklenir. Hofstede’ye göre, Türk kültürü, güç mesafesi yüksek, belirsizlikten kaçınma boyutu yüksek, toplulukçu ve kadınsı bir kültürdür. Türk inşaat sektöründe yapılan çalışma sonunda ise, sektör kültürü; güç mesafesi yüksek, belirsizlikten kaçınma boyutu yüksek, toplulukçu ve
xi
kadınsı bir kültürdür. Bu tez çalışmasında ise, bu durumun şu andaki inşaat sektörüne nasıl yansıdığı, tartışılmıştır.
Bu çalışmanın üçüncü bölümünde; inşaat sektörünü diğer sektörlerden ayıran özellikler ve inşaat sektöründe liderlik kavramından bahsedilmiştir.
İnşaat sektöründe ürün yeri sabittir. Standart ürün kavramı yoktur. Talep belirsizdir. Üretim süresi uzundur. Bitmiş ürün için ihale yapılmamaktadır. Her proje için süreçte yer alan kişiler (mal sahibi, tasarım ekibi, ihale ekibi, yapım ekibi, işletme ekibi, proje ekibi) farklı olacaktır. Ana yüklenici işin bir kısmını alt yüklenicilere devreder. Zaman baskısı, yönetimsel kararları etkiler. Bunlar inşaat sektörünün özelliklerinin sadece bir kısmıdır.
İnşaat sektöründe liderlik davranışlarını inceleyen çalışmalar oldukça azdır. Bu bölümde yurt içi ve yurt dışında yapılan belli çalışmalar incelenmiştir.
Dördüncü bölümde ise; araştırmanın kavramsal çerçevesi anlatılmaktadır. Seçilen Türk inşaat şirketlerinde çalışan orta ve alt düzey yöneticiler ve yönetici olmayan personele uygulanan anket hakkında bilgi verilmiştir.
Araştırmanın beşinci bölümünde; araştırma bulguları ve tartışmalar yer almaktadır. Araştırmanın sonucunda; yaş, cinsiyet, eğitim durumu, meslek, sektördeki deneyim, çalışma süresi faktörleri ile, tercih edilen ve algılanan liderlik davranışları arasında anlamlı bir ilişki olmadığı gözlemlenmiştir. Görev pozisyonu ile tercih edilen liderlik davranışı arasında ilişki bulunmamıştır, ancak algılanan liderlik davranışı arasında bir ilişki olduğu gözlenmiştir.
Elde edilen bir başka sonuca göre ise; Türk inşaat sektöründe en fazla tercih edilen yönetici tipi demokratik ve katılımcı yöneticilerdir. Ancak bunun tam tersine, Türk inşaat sektöründe var olan yöneticiler otokratik-ikna edici yöneticiler olarak çıkmışlardır.
Bu sonuçlar, kültürel boyutlar açısından incelenmiştir. Bu boyutlardan özellikle güç mesafesi ve belirsizlikten kaçınma boyutları liderlik davranışlarını etkilemektedir. Buna göre; güç mesafesi, belirsizlikten kaçınma ve toplulukçuluk açısından bakıldığında, ulusal kültür ve sektör kültürü birbiriyle paraleldir. Her ikisi de aynı liderlik davranışını göstermektedir. Türk inşaat sektöründe yöneticiler hem ulusal kültürden hem de sektör kültüründen etkilenmektedirler.
Sonuç olarak, Türk inşaat sektöründe tercih edilen ve algılanan liderlik davranışları farklıdır. Bu farklılık yöneten ve yönetilenler arasında anlaşmazlıklara ve yanlış anlamalara neden olabilir. Bu nedenle, amaç, tercih edilen ve algılanan liderlik davranışlarının aynı olmasını sağlamaktır. Böylece, şirketler çok daha başarılı olacaktır.
xii
A STUDY ABOUT THE LEADERSHIP BEHAVIOURS IN TURKISH CONSTRUCTION INDUSTRY
SUMMARY
Leadership concept had been researched and discussed throughout for so long years. However, it has been acquired importance on a large scale in recent years particularly. Leadership is to set a group into action in order to realize a specific objective and orientation capacity of them. As for today, in order business enterprises and organizations could cope with competing and accomplish in, leadership is a must as a concept.
The objective of this study is to determine leadership behaviours of middle level managers and non–manager staffs in their mostly preferred level and which the managers’ perceived in a large scale in Turkish Construction Industry and to examine whether any relation is existing between these factors as this behaviours like age, sex, education, profession, occupational position, experience and working duration in the sector.
In the second part of this study; information is given relevant to leadership concept, characteristics required to exist in a leader, approaches regarding leadership, differences between the concepts of leadership and management and power concept in leadership. Besides, factors influencing leadership behaviours, which are constituting the objective of this thesis, have been examined. From these factors, information is given regarding with done researches concerning age, sex and cultural factors that have mostly become subject to researches.
Leadership; is to set a group into action in order to realize a determined objective and information and capability total of orientation them. Characteristics of an ideal leader are and must be; information mastered, favoring chances, to be under control, vision mastered, risc taker, passionate, energic, quick and active decision maker, flexible, listener, coherent, sensitive to men/women and situations, team former, trustworthy and feel confidence in, motivator, intelligent, creative, commonsensible, development focused, just, conciliatory.
As the importance of leadership increased, various theories have been developed. Leadership behaviours fashioned during the recent century are totaled in four groups:
1. Personal Characteristics Approach: Leadership approaches that are researching personal characteristics of leaders.
2. Behavioral Approaches: Leadership approaches that are researching behavioral characteristics and manners of leaders.
xiii
3. Situational Approaches: Leadership approaches that are evaluating situational relations between the leader and pursuers.
4. Modern Leadership Theories: Approaches that are evaluating behaviours of leader with pursuers as interactional process and individual–communicational approaches that are researching perceptional processes by pursuers of leader, which designates acceptions of pursuers in receiving the leader.
There are so many views regarding with found differences between leadership and management concepts. Leadership and management are two different and supplemental systems. Both of them are required in order to accomplish in a work. Most important difference between both of them has arisen in benefited power source in orienting the group to the target. Most important difference between two of them has come to light in power source which is benefited in orientation of the group to the target. The manager takes his/her influencing power from authority, that is the legal power source, when orienting under staff to the target; leader, takes his/her power from his/her oriented spectators. Manager is responsible against the establishment; but the leader is responsible against his/her pursuers. Manager guards the existing one, but who achieves and sets into action the changing is the leader.
Leadership is the process of actively power usage. There are 5 types of power which the manager/leader could use in order to influence the pursuers. They are; forcible power, legal power, awarding power, expertise power, charismatic power and power of authority vesting.
Many researches had been done in the subject whether leadership behaviours have been influenced from the factors like age, sex and culture.
Particularly two of the researches have been stressed studied the influence of age factor over the leadership behaviours. These are Kakabadse–Myers’ and Kabacoff- Stoffey’ researches. In the conclusion of Kakabadse and Myers’ research three types of leader has come on the scene by considering the ages. They are radicals (managers between 25–35 ages), bureaucrats (managers between 36–55 ages) and team members (managers over the age of 55). Kabacoff and Stoffey, have been separated the workers into two groups as young and old and studied on the differences between leadership behaviours of this two groups.
Countless researches had been done on the influence of sex factor in leadership. In some of these while the result of behavioral differing in leadership on women and men managers has been arisen, in some of them it is reached the result that sex is not influencing the leadership behaviours. However, in many of done researches, it is found that women are relation tended, men are duty tended. Besides, women are assimilating more democratic and participating style, less autocratic and orientating style. But men are employing much more orientating, commanding and controlling style.
Other concept regarding with sex and leadership is also masculine and feminine leadership. Masculine and feminine are expressing the roles burdened on the sexes in the society. Masculine leaders are aggressive, independent, objective, logical, analytical and determined; but feminine leaders are emotional, sensitive, cooperative, intuitional, warm and respectful.
Subject of sex is already seen as a problem in construction industry. In construction industry as a man dominant sector; number of women is very less. Because; the roles
xiv
of society burdened on the woman, difficulties of promotion, non–appreciation and streotipic barriers are reasoned decrease in motivation and early work left in women. Besides, it is seen that there are less women managers in management levels. Women managers don’t want to show great enthusiasm in candidating to upper management as much as men. May be their enthusiasm could be cut in years, or they don’t prefer this within their family and sociologic roles, sometimes they could also behave reluctant due to success or failure phobia brought by becoming an upper level manager.
Leadership and culture relation is very important. There are important relations between leadership behaviours and four cultural dimensions used by Hofstede’s researches (power distance, uncertainty avoidance, individualism–collectivism and femininity–masculinity). In societies which have got higher dimension of power distance and uncertainty avoidance, it is awaited to have manner of autocratic – persuasive leadership. In accord to Hofstede, Turkish culture is the culture of having high power distance, intense dimension of uncertainty avoidance, socialist and feminine. By the end of done study in Turkish construction industry, sector culture is a culture having high power distance, high uncertainty avoidance, collectivist and feminine. As fort his thesis study, it is discussed that how this situation is reflected over the present construction sector.
Within the third part of this study, characteristics distinguishing construction sector from the other sectors and leadership concept in construction sector are discussed.
Product location in construction sector is stable. There is no standart product concept. Demand is indefinite. Production period is long. There is no awarding done for final product. Individuals (owner, design team, awarding team, contruction team, running team, project team) taking role the process of every project must be different. Contractor transfers part of the work to sub–contractors. Time constraint, influences administrative decisions. These are only some of the characters of construction sector.
Studies examining the leadership behaviours in construction sector are so few. Domestic and abroad realized specific studies are examined in this part.
In the fourth part; conceptual frame of the research is explained. Information relevant to applied questionnaire to mid and first level managers and non–managerial staff in selected Turkish construction companies is given.
In the fifth part of the research; findings of research and discussions are placed. In the conclusion of the research; it is observed that there is no meaningful relation between the factors of age, sex, educational situation, profession, experience in sector, working period and preferred and perceived leadership behaviours. It is observed that no relation has been found between occupational position and preferred leadership behaviour, but there is relationship between perceived leadership behaviour with occupational position.
In accord with obtained other result; mostly preferred type of manager in Turkish construction industry is democratic and participating managers. However, on contrary to this existing managers have come on the stage in Turkish construction industry as autoctratic – persuasive managers.
These conclusions are examined in view of cultural dimensions. Especially power distance and uncertainty avoidance from these dimensions are influencing leadership behaviours. In accord to this; looking in view of power distance, uncertainty
xv
avoidance and collectivism; national culture and sector culture are paralel to each other. Both of them are showing the same leadership behaviour. In Turkish construction industry, managers are influenced by national culture and sector culture.
As conclusion, preferred and perceived leadership behaviours in Turkish construction industry are different. This difference could result in conflicts and misunderstandings between the managers and managed ones. For this reason; the objective is to obtain preferred and perceived leadership behaviours to be the same. In this manner, companies could be more successful.
xvi
1. GİRİŞ
1.1. TEZ KONUSUNUN BELİRLENMESİ VE ÖNEMİ
Günümüzün işletme ve organizasyonları, rekabetle mücadele edebilmek için,
piyasalar hakkında bilgi sahibi olmalı, rakiplerini izlemeli, yeni gelişmeleri,
teknolojiyi yakından takip etmeli ve bunları uygulayabilmeli, değişime yön
verebilmeli, çalışanlarını motive etmeli ve böylece işyerindeki verimliliği
arttırmalıdırlar.
İşlerin başarıyla planlanması, yürütülmesi ve tamamlanması için yukarıda sayılan
konuların yerine getirilmesi gerekmektedir. Bu nedenle de başarıya ulaşmak için
liderliğin gerekliliği ortaya çıkmakta ve liderliğin önemi gün geçtikçe artmaktadır.
Liderlik, en genel anlamıyla; organize olmuş bir grubu, belirli bir amaç etrafında
toplayabilme ve bu amaçları gerçekleştirmek için onları harekete geçirme,
etkileyebilme bilgi ve yeteneklerinin toplamıdır.
Liderliğin önemi günümüzde çok fazla arttığı için, liderlikle ilgili kuramlar, liderlik
tarzları, liderin özellikleri, liderlik ve yöneticilik arasındaki farklılıklar gibi konular
da araştırılmaya başlanmıştır.
Liderlik, tüm şirketlerin hayatta kalmaları ve rekabet edebilmeleri için gerekli olduğu
kadar, inşaat sektörü için de gereklidir. İnşaat sektörü, çok geniş ve kapsamlı, içinde
başka sektörleri de bulunduran kompleks bir sektördür ve gerekli motivasyon,
işbirliği, planlama, yönlendirme, takımlar arası ve takım içi iletişim, vb. sağlamak
için liderliğe büyük bir gereksinim vardır. Bu durumda da, özellikle liderlik
davranışları konusu önem kazanmaktadır.
İçinde bulunduğumuz asırda, liderlik tarzları ve davranışları üzerine pek çok
araştırma yapılmıştır. Bu çalışmalarda; yaş, cinsiyet, meslek, sektör, iş deneyimi,
görev süresi, kültür gibi faktörlerin, liderlik davranışlarını etkileyip etkilemediği
incelenmiştir. Ancak yapılan çalışmalar, farklı sonuçlar verdiği için kesin sonuçlara
varılamamıştır. İnşaat sektöründe ise, bu konuda yapılmış çok az çalışma
1
bulunmaktadır. Oysaki bu kadar büyük ve karmaşık bir sektörde bu konuda yapılmış
ve yapılacak olan araştırmalar ve elde edilecek olan bulgular son derece önemlidir.
Bu çalışmada, ülkemizdeki inşaat sektöründe faaliyet gösteren yüklenici firmalarda
çalışan personelin tercih ettikleri liderlik davranışları ile kendi yöneticilerinde en
fazla gözlemledikleri (algıladıkları) liderlik davranışları incelenecektir.
1.2. ÇALIŞMANIN AMACI
Bu çalışmanın amacı; liderlik ile ilgili kavramları literatürde yer alan araştırma, bilgi
ve bulgulara dayanarak incelemek ve ülkemizde farklı boyutlardaki inşaat
firmalarında çalışan yönetici ve yönetici olmayan personelin tercih ettikleri ve
algıladıkları liderlik davranışlarını analiz etmek ve bu liderlik davranışlarının yaş,
cinsiyet, meslek, eğitim durumu, görev pozisyonu, çalışma süresi ve iş deneyimi gibi
faktörler tarafından etkilenip etkilenmediğini incelemektir.
Tez kapsamındaki anketin uygulandığı tüm personelin tercih ettikleri ve kendi
yöneticilerinde en çok algıladıkları liderlik davranışları, anketlerle ve istatistiksel
sonuçlarla değerlendirilecektir. Bu araştırmada elde edilen veriler yardımıyla, varılan
sonuçlar tartışılacak ve öneriler getirilecektir.
2
2. LİDERLİK KAVRAMI, KURAMSAL GELİŞİMİ VE LİDERLİK
DAVRANIŞINI ETKİLEYEN FAKTÖRLER
2.1. LİDERLİK KAVRAMI
Liderlik kavramı; günümüzde çok tartışılan ve gittikçe önem kazanan bir konudur.
1930’lara dek liderlik kavramına fazla önem verilmemiş, liderlik ayrı bir alan olarak
ele alınmamıştır. Zamanla liderliğin önemi anlaşılmış ve pek çok araştırma
yapılmıştır. Liderliğin kesin ve kapsamlı bir tanımını yapmak çok zordur. Genel
anlamda bir tanım yapmamız gerekirse, liderlik; organize olmuş bir grubu, belirli bir
amaç etrafında toplayabilme ve bu amaçları gerçekleştirmek için onları harekete
geçirme, etkileyebilme bilgi ve yeteneklerinin toplamıdır. Araştırmacılar liderliğin
tanımını daha çok kişisel perspektiflerine ve önem verdikleri olgularına göre
yapmışlardır. 1950’lerde yoğunlaşan liderlik araştırmalarıyla ilgili çalışan kişilerin
yaptıkları tanımlardan bazıları şöyle sıralanabilir:
• Liderlik, yaratıcı ve yönlendirici moral gücüdür (Munson, 1921).
• Liderlik, bir üstün astlarının davranışını etkileme ve onları belirli bir etkinlik
dizisini izlemeye ikna etme yeteneğidir (Barnard, 1938).
• Liderlik, ortak bir amaca doğru grubun davranışlarını yönlendirmek için bireyin
yaptığı davranışların tümüdür (Hempfill&Cons, 1957).
• Liderlik, iletişim sürecinin yaşandığı bir ortamda, önceden belirlenmiş hedeflere
ulaşmak üzere yönlendirilmiş kişiler arası etkileşim sürecidir (Weschler &
Massarik, 1961).
• Liderlik, grup üyelerinin işini yönlendirme ve koordine etmesidir (Fiedler, 1967).
• Liderlik, karşılıklı davranış ve fikir birliği ile yapıyı harekete geçirmek ve bu
hareketi devam ettirmektir (Stogdill, 1974).
• Liderlik, amaçları gerçekleştirmek için uğraşanları duruma göre uyarlayıcı,
onların sorularını yanıtlayıcı bir roldür (Dubrin, 1978).
3
• Liderlik, takipçileri dönüştürmek, ulaşılacak hedefler için vizyonlar oluşturmak
ve bu hedeflere ulaşmak için takipçilerin izleyeceği yolları belirlemektir (Bass,
1985; Tichy&Devana 1986).
• Liderlik, bir örnektir (Skills, 1989).
• Liderlik; bir hedefe doğru şevkle hareket etmek için insanları motive etme
yeteneğidir (McCarthy, 1989).
• Liderlik, arzu edilebilir fırsatlar yaratmak için kaynakları odaklayan eylemler
topluluğudur (Campbell, 1991).
• Liderlik, belli bir durumda bireylerin ya da bir kümenin amaç geliştirmeye
yönelik çabalarını etkileme sürecidir (Başaran, 1992).
• Liderlik, insanların tek başlarına gitmeyi beceremedikleri yerlere onları
götürmektir (Giampalmi, 2000).
Yukarıdaki tanımlardan yola çıkarak, liderin tanımını genel olarak şu şekilde
yapabiliriz: Bir lider, insanları ortak hedefe yönelten, hedefleri benimseten, bireyler
arası köprüyü oluşturan, dağınık güç ve bilgiyi bir araya toplayıp sinerji yaratan
kişidir. Bir liderin görevi, değişimle başa çıkabilmek, insanları ve olayları harekete
geçirebilmek için gücünü akıllıca kullanmak, insanların sahip oldukları potansiyeli,
verimliliği, moralini ve yaratıcılığını en üst düzeye çıkarmak için takım kurmak ve
iletişim sağlamaktır (John V. Farr, Stuart G. Walesh, George B. Forsythe).
2.2. LİDERLİK ÖZELLİKLERİ
Başarılı bir liderde bulunması gereken özellikler şöyle sıralanabilir (Giampalmi,
2000; Dindar, 2001; Koca, 2001; Toduk Akiş, 2004):
• Bilgi Sahibi Olması: Lider, işi konusunda, geniş bir bilgiye ve analiz gücüne
sahip olmalıdır. İş konusunda devamlı kendini geliştirmeli, yeni bilgileri,
teknolojileri, trendi, kısaca işiyle ilgili her türlü gelişmeyi takip etmelidir.
• Beklentileri Vizyonla Bütünleştirici Olması: Lider, yeniden düşünür, yeniden
icat eder, yeniden tasarlar. Lider, sürekli olarak yeni bilgiler elde etmek ve
yenilikleri takip etmek zorundadır. Ayrıca kendisinden daha bilgili kişilerin
bilgilerini ortak amaç için kullanmaya teşvik eder ve onları ekip içinde tutar.
Ancak değişim için takıma ihtiyaç vardır. Bu nedenle, lider takipçilerini değişime
4
inandırmalıdır. Bunun için de, takipçilerinin değer, çıkar ve beklentileri ile kendi
hedeflerini dengelemelidir. Hedefleri, ortak hedef haline getirmelidir. Lider,
takipçilerinin itaat etmesini değil, ortak hedefler için çalışmalarını sağlamalıdır.
• Vizyon Sahibi Olması: Lider, vizyon sahibi olmalıdır. Oluşturduğu vizyonun
değerlerine tutkulu bir biçimde sahip çıkmalı, amaçlarını gerçekleştirmek için her
türlü fedakarlığı göze almalıdır. Gerektiğinde kendi bireysel haklarından
vazgeçmelidir. Oluşturulan vizyonun takipçiler tarafından kabul görmesi ve
desteklenmesi, o vizyonun gerçekçi ve umut verici olmasına bağlıdır. Vizyon,
kurumun veya organizasyonun gelecekte bulunmayı hedeflediği yeri, bir ideoloji
kapsamında özetleyen görüştür.
• Yenilikçi Olması: Lider, değişim yaratan kişidir. Lider daima yeniliklere açık
olmalıdır. Sürekli yeni bilgilere sahip olmak ve yenilikleri takip etmek
zorundadır. Değişime kolay adapte olmalıdır. Yenilikçi lider, inisiyatif oluşturur
ve bunu kullanır. Lider, çevresindeki fırsatları iyi gözlemlemeli ve hemen
harekete geçebilmelidir. Bu fırsatları kaçırmamak için hızlı karar almalıdır.
• Kontrollü Olması: Lider, kontrollü olmalıdır. Olayların akışına kendisini
kaptırmamalı, olayın dışından da olayları denetlemelidir. Olay içinde aktörleri
izlemeli, onların işleri yapışını güçlü sezisiyle takip etmelidir. Aslında lider,
takımının sorumluluğunu taşır. Takımına sorumluluğu devretse de, sorumluluğu
asla elden bırakmamalı ve onları izlemelidir.
• Risk Alması: Lider cesur olmalıdır ve hedefleri uğruna bilinmeyene gidebilir.
Bunun sonunda başarı kadar başarısızlığın da var olduğunu bilmelidir.
Başarısızlığı bir sonraki adım için kazanç olarak görmelidir. Mücadeleden
kaçmamalıdır, çalışkanlık ve atılım gücüne sahip olmalıdır. Sosyal olarak
girişken yapıdadır.
• Hızlı ve Etkin Karar Vermesi: Bir lider, zamanında karar almalıdır. Bunun için,
karara varmadan önce, tüm bilgileri değerlendirmeli, mantığının yanında
sezgilerini de kullanmalıdır. Bu doğrultuda çözüme gitmek için acil stratejiler
oluşturmalı ve uygulamalıdır. Kararlarını ertelememelidir.
• Tutkulu, Enerji Dolu ve Fedakar Olması: Bir lider, vizyonun doğruluğuna
tutkuyla inanır. Bu tutku, liderin, işini iyi yapmasını sağlar ve motivasyonu
arttırır. Ayrıca liderin tutkusu, takipçilerini de işe karşı heveslendirir. Gerçek bir
5
lider, çevresine enerji ve canlılık dağıtır. Bu canlılık, liderin yeni görüş ve
fikirlerle yeni heyecanlar edinmesine yol açar. Ayrıca lider, vizyona ulaşmak ve
görevini yapmak için bazı fedakarlıklarda bulunur. Bu durum, takipçilerini de
etkiler ve onların da takım ruhu için kendi çıkarlarından vazgeçmeleri ve
fedakarlıkta bulunmaları için örnek teşkil eder.
• Esnek Olabilmesi: Lider, küçük hatalara ve farklı fikirlere karşı hoşgörülü
olmalıdır. Böylece çalışanlar, görüşlerini korkmadan açıklayabilmelidirler.
Ayrıca bir liderin iyi bir espri anlayışı olması gerekir. Böylece, takipçileriyle
arasındaki resmi ve katı hava ortadan kalkabilir. Daha kolay iletişim sağlanabilir.
Lider, aynı zamanda, değişimlere ve farklı olaylara kolay ve hızlı uyum sağlama
esnekliğine sahip olmalıdır. Böylece kararları zamanında, etkin bir şekilde
verebilir.
• Açık İletişim Kurması: Lider ve çalışanlar arasında bilgi akışı olmalıdır.
Takipçiler fikir ve görüşlerini çekinmeden lidere iletebilmeli, liderden aldıkları
geribildirimi kullanmalıdırlar. Takımda, düşünceler özgür bir şekilde rahatça
tartışılmalıdır. Bu durumun pek çok olumlu sonucu vardır. Farklı görüşler ve
fikirler ortaya atılacağından pek çok bakış açısı görülecektir. Lider olayları çok
yönlü görebilecek, dolayısıyla çözüm seçenekleri artacaktır.
• İnançlı, Kararlı ve Tutarlı Olması: Bir lidere takipçilerinin inanması için
öncelikle liderin kendine inanması gerekir. Lider vizyonunun arkasında sonuna
kadar kararlı bir şekilde durmalıdır. Bu vizyona takipçilerini inandırmak liderin
görevidir. Belirlenen hedef için kararlı, tutarlı olmalı ve kendine inanmalıdır.
Çalışanlarına da örnek olmalıdır. Söz ve davranışları uyum içinde olmalıdır.
• İnsanlara Karşı Duyarlı Olması: Lider, takipçilerinin düşüncelerini dikkate
almalı, onların söyleyemediklerini de anlamalıdır. Empati yeteneği olmalıdır.
Onlara emirler vermek yerine, ikna etmek için çabalamalıdır. Onların
ihtiyaçlarını araştırmalı ve karşılamalıdır.
• Durumlara Karşı Duyarlı Olması: Lider, bir sorunla karşılaştığında, öncelikle
durumu çok yönlü olarak araştırmalı ve analiz etmelidir. Amacı, çözüme
ulaşırken, çok sayıda insanı mutlu etmek ancak işin sonuçlarından taviz
vermemektir.
6
• Örnek Teşkil Etmesi: Lider; takipçilerine, davranışlarıyla örnek olmalıdır.
Takipçiler, lideri, davranışlarıyla benimsedikten sonra onun yanında yer alırlar.
Çünkü takipçiler vizyonu değil, bireyi takip ederler. Bu nedenle lider,
takipçilerine karşı olumlu bir imaj yaratmalıdır.
• Sinerjik Takım Kurabilmesi: Lider, takım ruhuna inanmalıdır. Başarının
kendine değil, tüm çalışanlara ait olduğuna inanır ve bunu onlara hissettirir.
Takımda farklı konularda uzmanlaşmış, farklı bakış açılarına sahip çalışanların
olması, sinerji yaratır. Böylece daha yaratıcı çözümlere ulaşılır. İyi liderler
takımındaki bireyleri takım ruhu içinde yaratıcı kılan liderlerdir. Başarısızlık
durumunda ise, sorumluluğu ve suçu başkalarına atmaz, üstlenir.
• İlham Vermesi: Lider, takipçilerine ilham vermelidir. Liderin vizyonu ve hedefi
takipçilerine ne kadar değerli ve doğru geliyorsa, iletişim de o ölçüde ilham
vericidir. Lider, takipçilerinin kendilerini açık bir şekilde ifade etmelerine izin
verir.
• Olgun Olması: Lider, hiyerarşik unvanını ve fiziksel gücünü kullanmadan
takipçilerini yönlendirmelidir. Gerektiğinde kendini ikinci plana atıp izleyici
rolüne bürünebilmelidir.
• Güven Duyması ve Güvenilir Olması: Bir lider takipçilerinin başarılı olacağına
inandığı ve güvendiği takdirde takipçilerinin başarısı da artmaktadır. Ayrıca bir
liderin güvenilir olması da gerekir. Bu da takipçilerinin ona güvenmesi anlamına
gelir. Özgüven, liderin temel özelliklerindendir. Lider, bir işi yaparken olumlu ve
olumsuz sonuçlarını hesaba katarak o işi yapar. Lider, sahip olduğu
yeteneklerinin ve değerlerinin bilincinde olmalı, kibirli olmamalı, kararlı bir
özgüvene sahip olmalıdır. Takipçiler, liderlerine hem profesyonel olarak hem de
kişisel olarak güvenmeli ve saygı duymalıdırlar. Başkalarının lidere güvenmesi
için önce liderin kendine güvenmesi gerekir. Bir lider çalışanlarının gelişimine
önem vermelidir. Takipçilerinin saygı ve güvenini kazanmak için öncelikle
onlara güvendiğini göstermelidir. Lider takipçilerine güvenir, işi başaracaklarına
inanır; takipçilerin kendine olan güveni artar; böylece başarıyla hedefe ulaşılır;
bunun sonucunda liderin kendine güveni artar. Bu; çift taraflı bir etkileşimdir.
• İyi Bir Dinleyici Olması: Lider iyi bir dinleyici olmalıdır. Eğer takipçiler
dinlenmediklerini fark ederlerse, motivasyon düşebilir. Oysa, fikir ve düşünceleri
7
dinlenen çalışanlar, yararlı olduklarını hissederek daha istekli olarak
çalışacaklardır.
• Düşünsel Olarak Güçlü Olması: Lider, zeki ve yaratıcı olmalıdır. Böylece,
ilgisini ve enerjisini daha anlamlı, ekonomik ve karizmatik olarak kullanabilir.
Pratik, mantıklı ve hedefe yönelik olmalıdır. Duygusallıkla hareket etmemelidir.
Eleştirilere dayanıklı olmalı, bunları kendini geliştirme yönünde kullanmalıdır.
• Motive Etmesi: Lider, çalışanlarını, nasıl motive edeceğini bilmelidir.
McClelland’ın araştırmasına göre, takipçilerin davranışlarında üç önemli
güdünün varlığı ortaya çıkmıştır: Birleştirici güdü ile güç ve başarı güdüleri.
Lider, gerektiğinde çalışanlarına aidiyet hissini verir, gerektiğinde güç
artırımında bulunur, terfi ettirir, pozisyon verir. Sonuçta takipçilerinin en iyisini
yapmaları için onları heveslendirir, ortam hazırlar. Bu motivasyonu, çalışanlarını
överek de sağlayabilir. Bu; çalışanlarına tatmin sağlar.
• Gelişim Odaklı Olması: Lider, takipçilerinin gelişimiyle yakından
ilgilenmelidir. Böylece, onlara önem verdiğini göstermiş olur. Takipçileri sadece
hedefe yöneltmekle kalmamalı, onların gelişimiyle tek tek ilgilenmeli, onların
kendilerine güvenmelerini sağlamalıdır.
• Sağduyulu Olması: Lider, temel ve anlamlı olguları, ayrıntı ve sıradan
olgulardan ayırabilmeli, bütün ve parça arasındaki ilişkileri görebilmelidir.
• Adil Olması: Bir lider; çalışanlarına karşı adil olmalıdır. Başka bir ifadeyle, tüm
çalışanlarına aynı standartları, her ortamda, her konumda, tutarlı olarak ve ayrım
yapmaksızın uygulamalıdır. Eğer lider adil davranırsa, takipçileriyle arasında
sağlam bir güven duygusu oluşur. Lider, çalışanları arasında ne kadar eşit
davranır ve taraf tutmazsa, çalışanlarının gözünde saygınlık ve güvenilirlik
kazanır.
• Uzlaştırıcı ve Uyum Sağlayan Olması: Organizasyon üyeleri, sorunlar veya
çözümler konusunda anlaşamadıkları zaman lider, arabuluculuk yaparak veya
çözüm ile ilgili kararı kendisi vererek sorunu çözebilir. Lider, takım içinde uyum
sağlamalıdır. Bunun için de herkesi yakından tanımalı, kişisel özelliklerini
bilmelidir.
8
• Mütevazi Olması: Bir lider, yaşam tarzıyla çalışanlarından çok farklı konumda
olmamalıdır. Uçlarda yaşamamalıdır. Bu; çalışanlarıyla arasında uçurum
yaratabilir. Ulaşılamaz bir lider, takımın içinde yer alamaz. Takımın parçası
olduğunu, çalışanlarıyla aynı dünyada yaşadığını onlara hissettirmelidir. Böylece
çalışanlarının gözünde gerçek bir lider olur. Bir diğer deyişle, profesyonel olarak
kazanma arzusu duymalı, ancak aynı zamanda alçakgönüllü olmalıdır. Bu tip
lider, çalışanlarını da peşinden sürükler.
Yukarıda sayılan özellikler, ideal bir liderde bulunması gereken özelliklerdir. Ancak
günümüzde, tüm bu özelliklere sahip olan liderler oldukça azdır. Bu nitelikler,
deneyimler sonunda elde edilmiştir. Günümüzde de, şirketler, yöneticilerine bu
vasıfları kazandırmak için eğitimler vermekte ya da bu özelliklerin büyük kısmına
sahip olan liderleri tercih etmektedirler.
2.3. LİDERLİK YAKLAŞIMLARI
1900’lü yıllardan itibaren liderlik ile ilgili pek çok araştırma yapılmış, bunların bir
kısmı çalışma olarak kalırken bir kısmı da teoriye dönüşmüştür. Bu bölümde liderlik
alanında yapılmış çalışma ve teoriler incelenecektir. Liderlik ile ilgili yaklaşımlar
çeşitli şekillerde sınıflandırılmıştır. Bu tez kapsamında, bu teoriler dört temel başlık
altında toplanmaktadır. Bunlar; Özellikler Yaklaşımı, Davranışsal Yaklaşımlar,
Durumsal Yaklaşımlar ve Modern Liderlik Teorileri’dir.
2.3.1. Kişisel Özellikler Yaklaşımı
Özellikler yaklaşımı, liderlik konusu ile ilgili geliştirilen ilk yaklaşımdır. Bu
yaklaşıma göre, lider, sahip olduğu kişisel özelliklerle diğer grup üyelerinden
farklıdır. Yani bir grup içinde bir kişinin lider olması ve grubu yönetmesinin nedeni,
bu kişinin sahip olduğu özelliklerdir.
Bu yaklaşıma göre, eğer grup üyeleri çeşitli özellikler bakımından karşılaştırılabilirse
liderler bulunabilecektir. Bu teorinin amacı, başarılı liderleri başarısız liderlerden
ayırmaktır.
Bu yaklaşımda; liderin, diğerlerinden farklı olan özellikleri belirlenmeye çalışılmış
ve bu özellikler, fiziksel, sosyal ve kişilik özellikleri olarak ayrılmıştır. Liderlerin
hangi özelliklerle takipçilerinden farklı olduğunu açıklamak için pek çok araştırma
9
yapılmıştır. Bu araştırmalarda Tablo 2.1’de örnek olarak verilen özellikler üzerinde
durulmuştur:
Tablo 2.1. Özellikler Yaklaşımı’ndaki Bazı ÖzelliklerYaş Dürüstlük Boy Samimiyet Cinsiyet Doğruluk Irk Açık sözlülük Yakışıklılık Özgüven Başkalarına güven verme Kararlılık Güzel konuşma yeteneği İş başarma yeteneği Zeka Denetleme yeteneği Bilgi Mesleki başarı ihtiyacı Kişiler arasında ilişki kurma yeteneği Orijinallik ve yaratıcılık İnisiyatif sahibi olma Sosyal olma Hissel olgunluk Popülerlik ve Prestij
Eğer grup içinde bu özellikleri taşıyan kişiler belirlenirse, liderleri önceden belirleme
imkanı olacaktır veya bu özellikler, lider olarak yetiştirilecek kişilere kazandırılmaya
çalışılacaktır.
Liderlik sürecini, lideri ve özelliklerini ele alarak inceleyen bu kuram pek başarılı
olamamıştır. Çünkü araştırmalar sonucunda bazen bütün liderlerin aynı özellikleri
taşımadıkları görülmüş; hatta bazen liderin özelliklerine sahip üyeler bulunmasına
rağmen bunların lider olarak ortaya çıkmadıkları görülmüştür. Elde edilen bu
sonuçlar, liderlik sürecinde, sadece “lider” değişkenini kullanmanın çok verimli
olmadığını göstermiştir.
Özellikler kuramının başarısızlığının bir başka nedeni de, liderin özelliklerinin
ölçülebilecek şekilde tanımlanamaması ve belli bir özelliğin farklı şekillerde
anlaşılmasıdır. Ayrıca her liderin özellikleri dikkate alındığında, liderde olması
gereken özelliklerin sayısı gittikçe artmaya başlamıştır. Diğer yandan, tüm
özelliklere sahip bir lider bulunmamaktadır. Bu yüzden, özelliklere dayanarak
liderlik tanımlanamamaktadır. Belirlenen özelliklerinden bazılarına sahip olmayan
bazı insanların, başarılı liderler olarak ortaya çıktıkları durumlar görülmüştür.
Kişisel özellikler yaklaşımı, tüm liderlik ortamlarına uygun olmadığından ve kişisel
özellik ve liderlik arasında kesin bir bağlantı bulunamadığından araştırmacılar liderin
özellikleri yerine liderlerin davranışlarını araştırmaya başlamışlardır.
10
2.3.2. Davranışsal Liderlik Yaklaşımları
Liderlik sürecini tanımlamak için kişilik özellikleri kuramı yetersiz kaldığından
dolayı, araştırmacılar liderlerin sergilediği davranışları incelemişlerdir. Bu
yaklaşımların ana fikri, bir gruptaki liderleri belirlemek için, liderin özelliklerden çok
gösterdiği davranışların ayırt edici olmasıdır. Örneğin, liderlerin çalışanlarıyla olan
iletişimi, yetkiyi devretmesi, planlama ve kontrol şekli, amaçları belirleme şekli gibi
davranışlar, liderin etkinliğini belirleyen önemli faktörlerdir (Demirözlü,1998).
Liderlik davranışları üzerine pek çok araştırma ve çalışma yapılmıştır. Bunların
sonucunda ortaya çıkan liderlik yaklaşımları şöyle sıralanabilir:
2.3.2.1. Kurt Lewin’in Liderlik Çalışmaları
Liderlik davranışlarıyla ilgili ilk çalışmalardan biri Kurt Lewin ve arkadaşlarının
Iowa Üniversitesi’nde gerçekleştirdikleri kuramdır. Bu kuramla ilgili araştırmalar
yapan Kurt Lewin ve arkadaşları, otokratik, demokratik ve tam serbestlik tanıyan
(laissez-faire) olmak üzere üç temel liderlik tarzı üzerinde çalışmışlardır (Tablo 2.2).
Otokratik Liderlik:
Otokratik liderlik tarzı, otoriteyi merkezileştirmeye yani kendinde toplamaya, tek
taraflı kararlar almaya ve astlarını yönetim dışında tutmaya eğilimli liderlik tarzıdır.
Bu tarz bir lider, amacını gerçekleştirmek için, tek başına hareket eder ve takım
üyeleri üzerinde hakimiyet kurar. Böyle bir yaklaşım sonucunda, takım üyeleri
direnç gösteremez ve işlerin yapılması için liderin sürekli baskı kurması ve yol
göstermesi beklenir. En iyi performansı almak için otoriter yaklaşım iyi bir yol
değildir. Ancak bazı durumlarda en iyi sonucu almak için bu stili kullanmak gerekir.
Örneğin, zaman sınırlıysa, grup üyeleri yetenekten yoksun veya ilgisizse ya da
birbirlerini tanımıyorlarsa, böyle durumlarda otokratik tarz iyi sonuçlar doğurabilir.
Bazen de astlar tarafından tercih edilmektedir.
Otokratik lider; astlarına ne yapacaklarını söyleyen, denetleyen ve yönlendiren
kişidir. Takım çalışması söz konusu değildir. Fikirler veya alınan kararlar tartışılmaz.
Otokratik lider, kendisinin emir ve arzularına uyulmasını ister ve belirli bir
problemin çözümünde kendi verdiği kararın, çalışanlardan gelecek önerilerden üstün
olduğuna inanır. Kararlarını tartışmaz. Kararı verir ve uygulanmasını ister (Tablo
2.2).
11
Otokratik tarzın faydası olarak, lidere bağımsız hareket etmesi için inanç ve güven
vermesi, daha etkin ve daha hızlı karar verme imkanı sağlaması gösterilebilir. Ancak,
bu tarzın olumsuz sonucu olarak, liderin aşırı bencil davranması, grup üyelerine söz
hakkı vermediğinden dolayı onların iş yapma heveslerini ve motivasyonlarını
kaybettirmesi ve yaratıcılıklarını azaltması söylenebilir. Ayrıca grup içinde
düşmanlık duyguları gelişebilir. Gergin bir ortam oluşabilir.
Tablo 2.2. Üç Liderlik Tarzı (Hicks ve Gullett, 1981)
Liderlerin yetkisi ve elemanların özgürlüğü her liderin uyguladığı tarza göre değişir.
OTOKRATİK DEMOKRATİK LAISSEZ FAIRE
1 Tüm politikalar lider
tarafından saptanır.
Tüm politikalar lider
tarafından yardım edilen,
teşvik edilen ve grup
tarafından tartışılarak
kararlaştırılan bir konudur.
Grup veya bireysel
kararlarda tam bir özgürlük
vardır, liderin karışması en
alt düzeydedir.
2 Teknikler ve faaliyet
safhaları yetkili kişi
tarafından teker teker dikte
edilir. Böylelikle gelecekte
yapılacak işler geniş çapta
kesinlikten uzaklaştırılmış
olur.
Faaliyetlerin tarzı karşılıklı
tartışmalar sonucu saptanır.
Grup amaçlarına
erişebilmede izlenecek yollar,
gerekli teknik öneriler
konusunda lider, iki veya
daha fazla sayıda alternatif
bildirir ve nihai seçim bunlar
arasından yapılır.
Lider gerektiğinde çeşitli
türden malzeme sağlar ve
gerektiğinde bunların
sağlanacağını açıklıkla
belirtir. Bunun dışında işle
ilgili tartışmalara katılmaz.
3 Lider genellikle yapılacak işi
ve her elemanın birlikte
çalışacağı iş arkadaşını
bildirir.
Elemanlar birlikte
çalışacakları iş arkadaşlarını
seçmekte serbesttirler ve
işbölümü gruba bırakılmıştır.
İşlerin saptanması ve iş
arkadaşlarının seçimi
konusuna lider kesinlikle
karışmaz.
4 Her elemanın yaptığı işle
ilgili olarak lider eleştiri ve
övgülerinde kişisel olma
eğilimindedir. Lider
genellikle grup faaliyetlerinin
dışında kalır.
Lider övgü ve eleştirisinde
objektif davranır ve ruhsal
yönden grubun bir üyesi
olarak hareket etmeye çalışır,
fakat bu esnada çok fazla iş
görmez.
Ancak arada sırada fikri
sorulduğunda elemanların
faaliyetlerine dair görüş
bildirir ve olayların gidişini
övme veya tanzim etmekten
kaçınır.
12
Demokratik Liderlik
Demokratik (katılımcı) lider, yönetim yetkisini takım üyeleriyle paylaşma eğilimi
gösterir. Amaçlar ve politikalar belirlenirken, iş bölümü yapılırken hep grup
üyelerinin fikirlerini dikkate almaya çalışır. Ancak bir yandan da takımı üzerindeki
denetimini bırakmaz. Takım çalışması duygusunu ön plana çıkarır. Gereken yerde
yetkisini devreder. Liderin yokluğunda bile performans iyi düzeydedir. Demokratik
tarz, ast merkezlidir. Grup üyeleri daha özgür davranmaktadır. Lider, bireylerin iç
unsurlar ile motive olduklarına inandığından başarılı işleri takdir eder (Tablo 2.2).
Bu tarzda, çalışanların kendilerinin de katıldığı kararları destekleyeceklerine ve
dolayısıyla üretkenliği artıracaklarına inanılır. Bu yaklaşım, liderin karar verme veya
çalışanlar üzerindeki gücünü yok etmez. Ancak, lider, kendisine bağlı çalışanlara
olumlu önerilerde bulunabilecek ve karar verebilecek kimseler olarak kabul
edilmelidir.
Demokratik lider katılımı teşvik eder ancak sorumluluğun kendisinde olduğunun
farkındadır. Grup üyelerinin tartışmalarına ve çıkan kararlara değer verir. Takımına
yetki vererek onları motive eder ve hakimiyetini yitirmeden onlara rehberlik eder.
Bunların sonucunda takımda olumlu duygular ortaya çıkar.
İletişim çok yönlüdür. Fikirler, hem çalışanların kendi aralarında, hem de çalışanlar
ve liderler arasında iletilir.
Demokratik tarzın faydaları olarak, takımdakilerin kararlara katılımı ile daha etkin ve
sağlıklı kararlar alınması, kendilerine değer verilmesinden dolayı üyelerin işlerinden
tatmin olmaları ve böylece daha hevesli ve verimli çalışmaları söylenebilir. Ancak,
bu tarzın zararı, karar aşamasındaki zaman kaybıdır. Kısıtlı zamanda sorun yaratır.
Bazen de üretkenliğin düşmesi ve herkesi hoşnut etme çabası sonucu kararlar sağlıklı
olmayabilir.
Tam Serbestlik Tanıyan, Bırakın Yapsınlarcı Liderlik (Laissez-Faire)
Bu tarzdaki liderler, yönetim yetkisini fazla kullanmazlar. Grup üzerinde az bir
denetim kurar, grup üyelerini kendi hallerine bırakır, amaçlarını ve rollerini
kendilerinin belirlemesine imkan tanırlar. Lider, yalnızca istendiğinde görüş bildirir.
Bu liderlik tarzı, her üyenin eğilim ve yaratıcılığını harekete geçirir ve üyeler
özgürce en uygun kararları alabilirler. Çalışanlar, gereksinimlerine, istek ve
arzularına bağlı olarak kendilerini motive ederler(Tablo 2.2).
13
Ancak, lider tüm sorumluluğu üyelere bıraktığı için, takımda yön belirsizliği veya
motivasyon eksikliği oluşabilir. Grup yönsüz ve kontrolsüz kalabilir. Ayrıca liderin
otoritesini kullanmasını ortadan kaldırır, dolayısıyla grubu ortak bir amaca yöneltme
gücü olmaz. Hatta grup içinde kargaşa çıkabilir.
Bu tarz liderlik, motivasyonu yüksek ve becerikli kişilerden oluşan bir takıma
liderlik ederken olumlu sonuçlar verir. Çünkü lider, takımının yetenekli, güvenilir,
lider olmasa da işleri başarabilir olduğuna inanırsa, kendini ikinci plana çekerek,
sorumluluğu takımına devredebilir ve iyi sonuçlar ortaya çıkar. Lider, takıma
müdahale etmez, bu durum üyelerin motivasyonunu ve özgüvenlerini de artırır.
Ancak, zaman baskısı varsa ve grup üyelerinin beceri ve algıları düşük ise, yol ve
yöntemleri bilmiyorlarsa bu durumda lider, sorumluluğu alma eğilimindedir.
Sonuç olarak; Kurt Lewin ve arkadaşlarının geliştirdikleri bu kuramdan çıkan liderlik
tarzları içinde; takım üyeleri demokratik lideri tercih ederler. Ayrıca demokratik
liderlik tarzı uygulandığında, üyeler arasındaki çatışmalar, anlaşmazlıklar diğer
tarzlara göre çok daha düşüktür. Takımın verimliliği diğerlerine göre daha fazladır.
Lider olmadan da işler başarıyla yapılmaktadır. Bu nedenle elde edilen sonuçlar,
demokratik liderlik tarzını desteklemektedir.
2.3.2.2. Tannenbaum ve Schmidt Çalışmaları
Tannenbaum ve Schmidt tarafından yapılan çalışmaya göre, liderlik davranışları; üst
merkezli (otokratik) ve ast merkezli (demokratik) arasında yer alan liderlik
davranışlarını kapsamaktadır. Yapılan bu çalışma; liderliğin, çalışan girişimciliğinin
farklı miktarlarını yansıtan ve bölünmeyen bir şey olabildiğini göstermiştir. Bir
yöneticinin hangi stili seçeceği liderin ve astların içindeki güçlere ve durumun
yarattığı güçlere bağlıdır. Yöneticinin davranışları, eğitim ve deneyimden etkilenir.
Tannenbaum ve Schmidt tarafından düzenlenmiş olan çalışma, yöneticinin yetkisi ve
çalışanların serbestliği konusunda mümkün olan tüm kombinasyonları
içermemektedir (Hicks ve Gullett,1981). Lider, en uygun liderlik tarzını seçmede
esnekliğe sahiptir. Tannenbaum ve Schmidt’e göre bir yöneticinin öncelikle:
1. Kendi değer sistemini belirlemesi,
2. Astlarına duyduğu güvenin derecesini belirlemesi,
3. İçinde bulunulan durumda, kendine duyduğu güveni tartması,
14
4. Kendine en uygun ve astların en etkili çalışmasını sağlayacak genel liderlik
tarzını seçmesi gerekmektedir.
Tannenbaum ve Schmidt; doğru stilin belirlenmesinin, lider, takipçi ve ortamın
dikkatle değerlendirilmesi sonucu mümkün olduğunu vurgulamaktadır. Lider,
ortamın ihtiyaçlarına karşı duyarlı ve stilini işin gereğine uyduracak kadar esnek
olmalıdır. Araştırmacılar, liderin stilini etkileyen bazı faktörleri tanımlamakta, fakat
diğer bazı çalışmalar gibi liderin kendi stilini nasıl tayin edip, düzelteceğini ortaya
koymamaktadır (Ermutlu, 1994).
2.3.2.3. Ohio State Üniversitesi Liderlik Çalışmaları
1945’te başlayan Ohio State Üniversitesi liderlik çalışması, davranışsal liderlik
yaklaşımlarına büyük katkı sağlamıştır. Pek çok yönetici üzerinde yapılan bu
çalışmanın amacı, liderin nasıl tanımlandığını tespit etmektir. Araştırmacılar lider
davranışının 1800 biçimini araştırmışlardır. Liderlerin sergiledikleri davranışları
gösteren dokuz kategoriden oluşan 1800 tanım oluşturulmuş ve uygulanan faktör
analizinden sonra liderlik sürecini ve lideri açıklayan faktörler belirlenmiştir.
Bu çalışmaların sonucunda liderlik davranışlarını tanımlamada iki bağımsız
değişkenin önemli rol oynadıkları belirlenmiştir. Bu faktörler; Tablo 2.3’te de
görüldüğü gibi kişiyi dikkate alma ve işe ağırlık verme(görevi dikkate alma,
inisiyatif)dir.
• Kişiyi dikkate alma (Consideration) faktörü; liderin, astlarını dikkate alması;
astlarına karşı düşünceli olması, onların fikirlerine ve duygularına saygılı olması
ve karşılıklı güven kurmasını, dostluk geliştirme yönündeki davranışlarını ifade
etmektedir. Kişiyi dikkate alan liderler cana yakındırlar, açık iletişim sağlarlar,
takım çalışmasını geliştirirler ve çalışanlarının ihtiyaçlarına yöneliktirler. Özetle
bu faktör, liderin, davranışlarında grup üyelerine, ilişkilere ağırlık vermesini
ifade etmektedir.
• İnisiyatif veya Görevi Dikkate Alma (Initiating Structure) faktörü ise; liderin
hizmet etme, görev eğilimli olduğu, işin zamanında tamamlanması için, amaç
belirleme, astlarını organize etme, iletişim sistemini belirleme, işi tamamlama ve
teslim etme sürelerini belirleme ve buna göre zaman planlaması yapma
yönündeki davranışını ifade etmektedir. Bu tarzdaki liderler, direktifler verir,
zamanlarını planlamayla geçirir ve kesin iş takip programını yaparlar. Görevi
15
dikkate alan tarz, bir liderin grup tarafından konmuş hedeflere ulaşılması için
davranışlarında işe ve işin tamamlanmasına verdiği önemi ifade etmektedir.
Tablo 2.3. Ohio State Çalışması (Daft, 2003)
OHIO STATE ÜNİVERSİTESİ ÇALIŞMASI Kişiyi Dikkate Alan Tarz Görevi Dikkate Alan Tarz Dostça Davranma Planlama Astlara Danışma Koordine Etme Astlara İtibar Etme Yönetme Astlarla İletişim Kurma Problem Çözme Destek Verme Astların Rollerini Belirleme Astların İsteklerini Temsil Etme Yetersiz İşi Eleştirme Astlara Baskı Uygulama
Ohio State çalışmalarının temel bulguları şöyle olmuştur:
• Liderin kişiyi dikkate alan davranışları arttıkça personel devir hızı (employee
turnover) ve devamsızlığı azalmaktadır.
• Liderin inisiyatifi esas alan davranışları arttıkça grup üyelerinin performansı
artmaktadır (Koçel, 1989).
Ohio araştırmaları üç başka faktörü de ortaya çıkardı:
• Grubun Sürdürülmesi: İşgücünün kabul edebileceği bir liderlik davranışı
• Hedefe Ulaşılması: Hedefleri belirlemek, faaliyetleri düzenlemek, hedeflere
yönelmek ve grubun başarılarını öteki gruplar önünde temsil etmek
• Grup Etkileşimi: Üretici bir atmosfer doğuran, rahat bir çalışma ortamı oluşturan
ve çalışanlar arasındaki anlaşmazlıkları en aza indiren bir davranış (Werner,
1993; Dindar, 2001).
Sonuç olarak, bu liderlik modeli bütün durumlara uyan etkili bir bileşim
tanımlamamaktadır. Ancak, hem kişiyi dikkate alan, hem de inisiyatifi esas alan
liderin astlarında daha sık yüksek performans ve tatmin görülmektedir.
Unutulmamalıdır ki, her iki tarz liderliğin başarılı olabilmesi için, içinde bulunulan
durum da büyük rol oynamaktadır.
2.3.2.4. Michigan Üniversitesi Liderlik Çalışmaları
Bu alanda yapılmış bir diğer önemli çalışma, yine 1947’lerde Michigan
Üniversitesi’nde Ronsis Likert’in yönetiminde yapılan bir seri çalışmadır. Bu
çalışmanın amacı, verimi düşük ve verimi yüksek olan grupların liderlerinin
16
davranışlarındaki farklılıkların ortaya çıkarılması olmuştur. Yapılan bu çalışmalarda,
verimlilik, iş tatmini, personel devir hızı, şikayetler, devamsızlık, maliyet ve
motivasyon gibi kriterler kullanılmıştır.
Michigan Üniversitesi’ndeki araştırmacılar da, tıpkı Ohio State araştırmasındaki gibi,
kişiye yönelik ve üretime yönelik olmak üzere iki farklı liderlik tarzı bulmuşlardır.
Üretime yönelik liderler, işin teknik yönlerini ve işle ilgili görevleri vurgularlar.
Çalışanların ilke ve yöntemlere göre çalışıp çalışmadıklarını kontrol eden, daha çok
cezalandırma ve mevkiye dayanan resmi otoritesini kullanan bir davranış gösterirler.
Bu tarz liderler, hedeflere ulaşma başarısıyla ilgilenir ancak çalışanların
ihtiyaçlarıyla fazla ilgilenmezler. Buna karşılık kişiye yönelik lider, yetki devrini
esas alıp çalışanlarının kişisel gelişimleri ile yakından ilgilenen, grup üyelerinin
tatminini artıracak çalışma koşullarının geliştirilmesine çalışan, astlarının
ihtiyaçlarıyla ilgilenen ve kişiler arası ilişkileri vurgulayan bir yaklaşım
göstermektedirler (Demirözlü,1998; Koca, 2001; Daft, 2003).
Bu çalışmanın sonucunda, genelde kişiye yönelik liderlik davranışı takımlar
tarafından daha çok tercih edilmektedir. Bu liderlik tarzı altında çalışanların
verimliliği ve iş tatmini daha fazla olmuştur.
2.3.2.5. Blake ve Mouton’un Yönetim Tarzı Matrisi (Managerial Grid Modeli)
Blake ve Mouton, meşhur yönetin tarzı matrisini uygulayarak yönetim ve geliştirme
programları hazırlamışlardır. Yönetim gridleri, yöneticinin işine karşı yaklaşımının
tanımına yardımcı olmuştur. Boyut olarak; üretime yönelik ve insana yönelik ilgiyi
kabul eden ve her biri için 1’den 9’a kadar bir cetvel oluşturan Blake ve Mouton
başlıca beş stil ve iki varyasyon türetmiştir. Yapılan iki çalışmanın üzerine liderlik
matrisi adı verilen iki boyutlu bir liderlik teorisi önermiştir. Bir yönetici, Blake ve
Mouton tarafından geliştirilmiş testleri kullanarak, kendi liderlik tarzını, bu gridler
üzerinde saptayabilir. Yönetim gridleri; bir yöneticinin insana ve üretime yönelik
olma derecesinin toplamının ona verilecek puanı oluşturduğunu söyler. Bu
programın amacı, (9,9) tarzı yönetim felsefesi oluşturmaktır. Çünkü bu tarzdaki
yönetici “takım tipi” yöneticidir, hem insana hem üretime en üst düzeyde ilgi gösterir
ve en etkin liderlik tarzı olarak belirlenmiştir. Blake ve Mouton’un yönetim tarzları
Şekil 2.1’de grid üzerinde gösterilmiştir.
17
Şekil 2.1. Blake ve Mouton’un Yönetim Matrisi (Blake ve Mouton, 1989)
(1,1) İlgisiz (İktidarsız) Yönetim (Impoverished Management):
Bu yönetim tarzında; ilgisizlik, sorumluluğu başkalarına atma ve işin kolayına bakma
tutumları söz konusudur. İnsanlar tembel, duygusuz ve işine karşı ilgisiz olduğu için
üst düzeyde üretim sağlanamaz. Çatışmalar oluşur. Yönetici, göze çarpmadan ve
üretici olmadan bir iş yapar gibi görünür. Pek fazla katkıda bulunmaz. Bu tarz liderin
amacı, emekliliğine kadar ne gerekiyorsa yapmak ve kendini sorunlardan uzak
tutmaktır.
Yönetici, kendisine söylenenleri diğerlerine tekrarlar ve yukarıya da bir üst düzeyden
istenenler neyse onları bildirir. Emirler genel ve belirsizdir. Hata ve yanlışları
görmemezlikten geldikleri için başını derde sokmaz. Yöneticiler, insanlar arasındaki
ilişkiler ve işin tamamlanması için çok az çaba harcar. Bu tarz bir yönetici için sonuç
ve başarı değerlendirmeleri kolaydır. Çünkü düşük standartlarla değerlendirme
isteksizce ve çok yüzeysel bir biçimde yapılır.
(1,1) tarzındaki yöneticilerin sayısının fazla olmadığı düşünülebilir. Ancak bütün
yönetici kademelerinde bulunurlar. Ortama kolay uyarlar ve ortamın bir parçasıymış
gibi davranabilirler. Bu nedenle fazla dikkat çekmezler. Sorunların çözümüne hiçbir
katkıda bulunmazlar. İnsanlara ve üretime az ilgi duyarlar.
18
(9,1) Otorite-İtaat Yönetimi, Sadece Üretimi Öngören Yönetim Tarzı (Authority-
Compliance Management):
Çalışanların ihtiyaçlarından çok yönetimin istekleri önemlidir. İnsanlar ya bu durumu
kabul eder ya da giderler. Yöneticinin görevi, çalışanlarının işlerini planlamak,
yönlendirmek ve kontrol etmektir. Üretime yönelik olma düzeyi yüksek iken
ilişkilere yönelik olma düzeyi düşüktür. Bu tarz liderin amacı, işletmenin hedeflerini
gerçekleştirmektir.
İletişim çoğunlukla yukarıdan aşağıya ve tek yönlüdür. Verilen emirler anlaşılır
biçimde ve ayrıntılı olduğu için astların istenilen şeyi yanlış anlama olasılıkları
yoktur. Soru sormasına fırsat kalmaz. Eğer hatalar ve kusurlar olursa, bunların
astlardan kaynaklandığı düşünülür. Ve bu hataların tekrarlanmaması için tehdit ve
ceza yöntemine başvurulur. Şikayetler zayıflık göstergesi olarak görüldüğü için,
şikayete aldırmamak ve bastırmak gerekir. Üstlerine karşı düşmanca duygular
beslemek itaatsizliktir. Bunun sonucunda direnişler olabilir. Bu yüzden olayları
bastırmak gerekir. Astlardan saygı göstermeleri istenir.
(9,1) yönetim tarzı, serttir ve otorite-itaat ilişkisine dayanır. Yönetici, kendi
istediğini, kendi kararlarını kabul ettirir. Astlar sadece araçtır ve itaat etmek
zorundadır. Onlar, düşünmeleri ve yaratmaları beklenen kişiler değildirler.
(1,9) İnsanlar Arası İyi İlişkileri Öngören Yönetim Tarzı (Country-Club
Management):
Liderin, ilişkilere yönelik olma boyutu yüksek iken üretime yönelik olma boyutu
düşüktür. Bu tarz liderin amacı astları arasında yardımlaşmayı kuvvetlendiren
güvenli bir ortam yaratmaktır. Yumuşak yöneticiliğin en kötü şeklidir. İnsanlar
mutludur, yönetici sevilir ancak üretim için çaba harcanmaz. Lider daha çok uyum ve
iyi ilişkileri geliştirmeye çalışır. Çalışanlar arası sıkı dostluk vardır ve çatışmalar
olmaz. Üretim ise ikinci plana atılır. Çünkü üretim insanlar arası ilişkilere bağlıdır.
(1,9) eğilimli yöneticilik tarzına göre, astlar mutlu ve hoşnutlarsa, kendilerine değer
verildiğini hissederlerse, işbirliği yapmak isteyecek ve işler ilerleyecektir. Lider
düşünceli, dost canlısıdır. Üretime az ilgi duyar.
İletişim, iyi ilişkilerin temelidir. Eğer amir ve çalışanlar serbestçe ve rahatça
konuşabilirlerse her şey yolunda gider. Astlar neden söz etmek isterlerse onun
hakkında konuşurlar. Emirler genel biçimde verilir, hep astların soru sorması
19
beklenir. Amirler de soruları yapıcı biçimde cevaplandırır. Yöneticiye karşı beslenen
düşmanca duygular onu üzer. Özür dilemek ister ya da iyi ilişkileri yenilemek için
gönül almaya çalışır. Astlar hata yaptığında, üzgün olduklarını düşünerek onlara
anlayış ve destek gösterir. Yöneticiler, sonuç değerlendirmesini, astlara
eleştirildiklerini değil, övüldüklerini hissettirerek yaparlar.
(5,5) Orta Yol Yönetim Tarzı (Middle-of-the-road Management):
Bu tipteki bir lider, üretimi artırmaya çalışır ancak en üst düzeye çıkmaz. Bir şeyler
katar ama verebileceğinin hepsini vermez. Sonuçlar iyiyse, daha fazlası için
zorlamaz. Geleneklere, örneklere, alışkanlıklara, kurallara, standart usullere bağlıdır
ancak bunları akılcı olarak yorumlayarak uygular. Bu tarzdaki yönetici uzlaşmacı ve
yatıştırıcı bir rol üstlenir.
Yönetici, yukarıya, astların morali, tutumları, duyguları, endişeleri ile ilgili bilgileri
iletmek ve yukarıdan aşağıya yönetim sorunlarını aktarmak sorumluluğunu taşır.
Resmi iletişim kanallarını kullanmanın yanında, dedikoduları ve şikayetleri de takip
eder. Verilen emirler genel niteliktedir. Böylece astlar baskı altında kalmazlar.
Yardıma ihtiyaçları olduklarında üstler her zaman hazırdır. Hata ve yanlışlara
kaçınılmaz gözüyle bakılır. Hatalar, alışılmış yöntemlerle çözülür. Hataları
engellemek için yerleşik kurallara uymak bir çözüm olabilir. İlk hatada astın suçsuz
olabileceğine inanılır. Yönetici şikayetlere tepki verirken, konuyu dağıtarak heyecan
patlamasına engel olmaya çalışır. Yöneticiler, sonuç ve başarıyı değerlendirirken,
astlara kendi yetersizliklerini onaylatıp onları düzeltmeye söz verdirirler. Böylece
yönetici, doğrudan eleştirmekten kaçınmış olur.
(5,5) değeri hem çalışanların ihtiyaçları hem de işletmenin hedefleri arasında orta yol
bulma çabası içindeki liderleri ifade eder. Güvenlidir, çünkü çalışanları ve şirketi, üst
düzeyde değilse de kabul edilebilir sınırlar içindeki sonuçlara ulaştırır. Kişiler arası
problemleri de önler.
(9,9) Takım Yönetimi (Team Management):
Bu liderlik tarzı, en zor, en etkili ve ödüllendirici liderlik tarzıdır. Yönetici, en
yüksek üretim ve insanların ihtiyaçlarıyla ilgilenir. Ama yapı taşları birey değil,
çalışma ekipleridir. İnsanlar en kaliteli sonuçlara ulaşmak için birlikte çalışırlar.
Ekipteki herkes birbirini destekler ve sonuçları etkileyen eylemlerden herkes
sorumludur. (9,9) tarzı yönetim, ilgi, katılım ve bağlılık ilkelerine dayanır. Üst ve
20
astın etkileşimi diğer stillerden farklıdır. İletişim üst ve astlar arasında açık, samimi
ve serbesttir. Yanlış anlamalara karşı tetikte olmak gerekmez. Amaçlar ve hedefler
daha önceden belirlenmiştir. Bunlara ulaşmak için çalışanlar kendi kendilerine yön
verirler.
Bu yönetim tarzında, güven, saygı ve bağlılık vardır. Hata ve yanlışlara bakılırken,
kusur bulma ya da cezalandırma düşüncelerine yer yoktur. Bunun yerine, hataların
nedenleri incelenir ve önlem alınır. Şikayetler çeşitli nedenlerden doğabilir, ancak
önemli olan anlaşılmaları, ele alınmaları ve çözümlenmeleridir. Düşmanca duygular
olursa, üstler bunu ciddiye alır ve astlarıyla samimi bir şekilde nedenleri tartışır.
Ortamı düzeltici çözümler arar. Bu yönetim tarzında, sonuç değerlendirmesi, daha
önce saptanmış olan amaç ve hedeflerle karşılaştırılır. Hedeflere erişilemezse, daha
iyi sonuçlar almak için astlara yol göstermek gerekir. Eğer mevcut çalışanlar
başaramıyorsa, başkalarına görev devredilir.
Robert Blake ve Jane Mouton’un yönetim matrisi yöneticiler ve liderler tarafından en
çok bilinen tarzdır. Yöneticiler bu modelle, kendi yönetim tarzının ne olduğunu
kavrayıp bu tarz üzerinde kendilerini geliştirerek değişiklikler yapabilirler. Blake ve
Mouton’un amacı, “9-9” yönetim tarzını oluşturmaktır. Çünkü bu tarzda, yöneticinin
hem insana hem üretime olan ilgisi en üst seviyededir. Bu yaklaşımda performans
artar, personel devir oranı ve devamsızlık daha düşüktür ve tatmin yüksektir. Bu
nedenle en etkili tarzdır.
2.3.2.6. Harvard Üniversitesi Araştırmaları
Bu araştırmalarda, liderlik davranışının herhangi bir grup üyesi tarafından yerine
getirebileceği üzerine inceleme yapılmıştır. Fakat belirli kişiler, diğer grup üyelerine
göre daha fazla liderlik davranışında bulunmaktadırlar. Araştırmalarda liderlik
davranışıyla ilgili üç boyutun varlığı saptanmıştır. Bunların ilki faaliyet seviyesi,
ikincisi görevi başarabilme yeteneği ve son olarak üyeler tarafından sevilme
derecesidir. Bulgulara göre; hem en iyi fikirleri üreten hem de grup tarafından en
fazla sevilen üye en iyi liderdir.
Harvard Üniversitesi’nde yapılan bu liderlik çalışmaları iki tür lider ortaya
çıkarmıştır. Birinci tür lider grubun amacına önem veren görev lideridir. Görev
lideri, Ohio çalışmalarındaki işe yönelik lidere benzemektedir. İkinci tür lider ise,
21
toplumsal-duygusal liderdir. Bu tür lider de genellikle insana önem veren lidere
benzemektedir (Başaran,1992; Dindar, 2001).
2.3.2.7. McGregor’un X ve Y Kuramı
Douglas McGregor’un teorisine göre, yöneticilerin davranışlarını belirleyen en
önemli faktörlerden birisi, onların insan davranışları hakkındaki varsayımlarıdır.
McGregor, önce Taylor ve Fayol’un geliştirmiş olduğu klasik yönetim kuramının
tasvirine girişmiş ve buna X teorisi adını vermiştir. Daha sonra da bu teoriyi şiddetle
eleştirerek Y teorisi adını verdiği beşeri ilişkiler kuramının ilkelerini ortaya atmıştır.
Böylece örgütlerde beşeri ilişkilerin önemini açıklıkla ortaya çıkarmıştır. Bunun
sonucunda yöneticilikte “beşeri ilişkiler” akımı başlamıştır. Bu kuramın ortaya
atılması ve varsayımların gücü o kadar etkili olmuştur ki bundan sonra ortaya konan
her görüş ve düşünce Y teorisinin ilkelerine değinmeden veya ondan esinlenmeden
geliştirilememiştir (Dindar, 2001).
X teorisi, geleneksel tarzdaki yön verme ve kontrol işlemini açıklamak amacıyla
kullanılmaktadır. X teorisini kullanan yöneticiler daha çok otoriter ve müdahalecidir.
Astlarına onlardan ne beklediklerini söyler, yol gösterirler ve patronun kim
olduğunun bilinmesini isterler. “X” kuramının varsayımları şunlardır:
• Ortalama bir insan çalışmayı sevmez ve işten mümkün olduğu kadar kaçmaya
çalışır.
• İş görmeye karşı isteksizlikleri nedeniyle, insanların çoğuna organizasyonun
belirli amacına hizmet edebilecek tarzda iş gördürebilmek güçtür. Onları
dürtmek, zorlamak, sıkı bir kontrole tabi tutmak, yönetmek ve ceza ile tehdit
etmek gerekir.
• İnsanlar kolayca kandırılabilir. Harekete geçmesini sağlamak için maddi
bakımdan ödüllendirilmelidir.
• Ortalama bir insan kendisine yol gösterilmesini ve yönetilmeyi ister;
sorumluluktan kaçınır; ihtirastan uzaktır ve en çok arzuladığı şey, yarınından ve
güvencesinden emin olmaktır (Koçel, 1989).
Klasikleri bu şekilde betimleyen McGregor, daha sonra onları ağır biçimde
eleştirmiştir. Ona göre klasik kuramın şartlarına sadık kalan yöneticiler astlarına
saygıyı, kendi kendine saygıyı, arkadaşlarının kendisine saygısını ve başarı kazanma
22
imkanlarını sağlayamaz. Çünkü klasik kuram, katı mantığı ile insanı teknik ilkeler ve
basit ekonomik güdülerle hareket eden bir robottan farklı tutmamaktadır (Eren,
1991).
McGregor’a göre, X varsayımları her yöneticinin potansiyelinden tam olarak
yararlanılması için yeterli değildir. McGregor’un “Y” teorisi, hem organizasyonların
amaçlarının gerçekleştirilmesi, hem de bireylerin ihtiyaçlarının karşılanması
açısından daha büyük motivasyon sağlayacağına inandığı varsayımları içerir. “Y”
teorisinin varsayımları şunlardır:
• İş sırasında fiziksel veya zihinsel çaba harcamak, çalışan bir kişi için oynamak
veya dinlenmek kadar doğal bir haldir.
• İşletmenin amaçlarına ulaşabilmesini sağlamada, kontrol ve cezalandırma tehdidi
tek yol değildir.
• Bir insan eğer amaçlara inanmış ve benimsemiş ise, onları gerçekleştirebilmek
için kendi kendini kontrol eder ve yönetir. Amaçları benimseme işi, onların
gerçekleşmesi sonucu erişilebilecek ödüllere bağlıdır.
• Ortalama bir insan, uygun şartlar var olduğu takdirde, sadece sorumluluğu
kabullenmekle kalmaz, üzerine alabileceği daha başka sorumluluklar da arar.
• Organizasyonların karşılaştığı sorunların çözümü için gerekli olan hayal gücü,
zeka vb. yetenekler insanlarda sınırlı olmayıp, oldukça yaygındır (Eren, 1991).
Y teorisinde, liderler katılımcı-demokratik tarzdadırlar, astlarına danışır, fikir
alışverişinde bulunur ve kararlara katılmaları konusunda onları cesaretlendirirler.
McGregor, tamamen iki teoriden birine göre davranan yöneticilerin çok ender
olduğunu belirtir. Sert ve yumuşak yönetim kabullerini reddeder. Y kuramının
felsefesi, işletmenin amaçları ile çalışanların kendi hedeflerini bütünleştirerek kişisel
gelişimi sağlamaktır. X teorisi dayatma yoluyla yönetimi temsil ederken, Y teorisi
katılım, katkı ve bağlılık yoluyla yönetimi tavsiye eder(Werner, 1993; Dindar, 2001).
2.3.2.8. Likert’in Sistem-4 Modeli
Rensis Likert tarafından yapılan Michigan Üniversitesi araştırmalarından sonra,
Likert, 1950’li yıllarda yaptığı çalışmalarda Sistem-4 modelini geliştirmiştir. Bu
modelde örgütsel liderliği dört grup altında toplamıştır. Her grup belirli varsayımları
ve belirli davranışları içermektedir. Bu kuram da tek boyutlu bir kuramdır. Sistem-4
23
kuramı etkili liderin destekçi, demokratik liderlik tarzına sahip olması gerektiğini
savunmaktadır.
Tablo 2.4. Likert'in Sistem-4 Modeli ve Özellikleri (Koçel, 1989). Sistem 1 Sistem 2 Sistem 3 Sistem 4
Liderlik Değişkeni İstismarcı
Otokratik Yardımsever
Otokratik Katılımcı Demokratik
Astlara olan güven Astlara güvenmez.
Hizmetçi-efendisi arasındaki gibi bir güven anlayışına
sahiptir.
Kısmen güvenir fakat kararlarla ilgili
kontrole sahip olmak ister.
Bütün konularda tam olarak güvenir.
Astların algıladığı serbesti
Astlar ile ilgili konuları tartışmak
konusunda kendilerini hiç
serbest hissetmezler.
Astlar kendilerini fazla serbest hissetmez.
Astlar kendilerini oldukça serbest
hisseder.
Astlar kendilerini
tamamen serbest hisseder.
Ast-üst ilişkisi
İşle ilgili sorunların çözümünde astların fikrini nadiren alır.
Bazen astların fikrini sorar.
Genel olarak astların fikrini alır ve onları kullanmaya çalışır.
Daima astların fikrini alır,
onları kullanır.
Tablo 2.4’te görüldüğü gibi, dört tip sistem vardır. Bu dört sistem, sürekli bir
değişken üzerinde bulunmaktadır. Likert’e göre, bu sistem, verimliliği yüksek
grupların Sistem 3 ve Sistem 4 tipi bir yönetim altında olduklarını; verimliliği düşük
grupların Sistem 1 ve Sistem 2 tipi bir yönetim altında olduklarını göstermiştir. Yine
Likert’e göre bir örgütte verimlilik düzeyinin yükselmesi, sürekli değişkenin sağ
ucunda olan Sistem-4’ün kullanılmasına bağlıdır.
Sistem-4’e yaklaştıkça, astların fikirlerinden yararlanma, liderlerin astlara olan
güveninde artma ve iş konusunda astların serbesti artarken, Sistem-1’e yaklaştıkça
bunun tam tersi söz konusudur.
Otokratik-istismarcı (Sistem-1) lider tipi, tüm gücü kendinde toplayan, kendi başına
karar veren tiptir. Astlara olan güven çok sınırlıdır. Bu tipteki yöneticiye göre astlar,
kendilerine ne söylenirse yapmak zorundadırlar. Yöneticinin kararları tartışılmaz.
Yardımsever-otokratik (Sistem-2) lider tipi, az da olsa astlarına iş doyumu sağlar.
Sistem-1 ve Sistem-2 tiplerinin temel özelliği, otokratik liderliğin ön planda
olmasıdır. Bu liderlik biçimi, kararların çabuk alınmasını sağlarken, sınırlı kapasiteli
astlarla iş görme eğilimini de arttıracaktır. Ancak bu liderlik biçimi aşırı uygulanırsa,
çalışanların iş yapma isteklerinin azaldığı, çatışma eğilimlerinin arttığı da
gözlenmiştir. Yine de Sistem-1’e göre daha yumuşaktır.
24
Katılımcı lider (Sistem-3), yetkiyi dağıtma eğiliminde olup, kararlar astların
katılımıyla alınır. Astların fikirleri alınır ancak son karar lidere aittir. Modern
yönetimde genel eğilim, katılımcı lider tipinin yaygınlaştırılması yönündedir.
Demokratik lider (Sistem-4) tipi, Likert’in ideal lider modelidir. Sistem-4 otoriteyi
en aza indirmeye çalışır. Bu tipteki lider, güçten kaçınır ve bu tür liderin
yönetimindeki grup üyeleri kendi kendini eğitebilir. Liderin görevi, grubun dış
ilişkilerini ve koordinasyon çalışmalarını sağlamaktır. Ancak aşırı uygulandığında,
işletme içindeki farklı grupların, zamanla amaç farklılığına yol açması söz konusu
olabilir ve kargaşa ortaya çıkabilir.
Günümüzde şirketlerde en çok tercih edilen yönetici tipi, katılımcı ve demokratik
yöneticilerdir. Lider, astlarıyla karar vermeli, yetkiyi bazen onlara devretmeli ancak,
denetimi bırakmamalıdır.
2.3.2.9. Osborne ve Hunt’ın Adapte Olan -Tepki Veren Liderlik Kuramı
Adapte olan-tepki veren liderlik teorisi (Osborne&Hunt, 1975), adapte olan ve tepki
veren lider davranışları arasındaki farklılıkları öne sürmüştür. Adapte olan
davranışlar, durumsal ihtiyaçlar tarafından zorla dikte edilmekte ve daha geniş bir
organizasyonel sistemin ihtiyaçları ve şartlarına adapte olmak için liderin çabalarını
yansıtmaktadır. Bu davranışlar, formal yapı ve organizasyonel boyut tarafından
kontrol edilmektedir. Tepki veren davranışlar ise, üye ihtiyaçları ve seçeneklerine
tepkilerdir ve lider uygun gördüğünde kullanılır. Osborne ve Hunt (1975)’ın
varsayımına göre, üyeler, durumsal faktörler tarafından kontrol edilen ve kısıtlanan
liderin tepki veren davranışlarına büyük ölçüde cevap vermiştir (Andrew, 2004).
2.3.2.10. Yukl’ın Tutarsız Liderlik Modeli
Tutarsız liderlik modeli (Yukl, 1971), lider davranışı ile astların ve liderlerin tatmin
olması arasındaki ilişkiyi tanımlamak için geliştirilmiştir. Yukl, üç farklı lider
davranış boyutundan oluşan bir sistem önermiştir: Kişiyi dikkate alan, işi dikkate
alan ve karar-merkezileştirme(decision-centralization). Kişiyi dikkate alan tarz,
liderin ılımlı ve destekleyici davranma derecesini ifade eder ve lider, astlarına ilgi ve
saygı gösterir. İşe ağırlık veren tarz ise, liderin, hedefe doğru astlarının ve kendisinin
rolünü tanımlama ve yapılandırma derecesini gösterir (Halpin&Winer,1957;
Hemphill&Coons,1957). Karar merkezileştirme; lider tarafından kullanılan değişik
25
karar verme prosedürlerine astların ortalama katılım derecesini ifade eder. Bu
tutarsızlık modelinde, Yukl, çalışan tatmininin; bir astın seçenekleri ve gerçek
deneyimleri arasındaki farkın bir fonksiyonu olduğunu önermektedir.
2.3.2.11. Çok Boyutlu Liderlik Modeli
Tutarsızlık ve durumsal teorilerin, davranışsal ve durumsal faktörlere odaklanmasına
rağmen, araştırmalar; bu teorilere kesin destek sağlamamıştır. Literatüre göre;
liderlik araştırmaları, bir çoklu faktör yaklaşımına ihtiyaç duyarlar. Çok Boyutlu
Liderlik Modeli (Chelladurai,1978,1993; Chelladurai&Carron,1978), geçmiş liderlik
teorilerine dayanır. Bu model, lideri, takipçiyi ve liderliğin durumsal boyutlarını
birleştirir.
Bu modele göre, durumsal özellikler (ör: takım hedefleri, takım yapısı, grup görevi
ve ilişkili teknoloji, sosyal normlar, kültürel değerler ve devlet düzeni), lider
özellikleri (ör: kişilik, yetenek ve deneyim, vb.) ve üye özellikleri (ör: cinsiyet, yaş,
yetenek, vb.) lider davranışlarının önde gelenleridir.
Ayrıca, lider davranışı, ihtiyaca, tercihe ve sezgiye göre sınıflandırılabilir ve bu üç
faktörün uyumu performans ve tatminin seviyelerine karar verir. Liderin algılanan
davranışının sonuçları performans ve tatmin içerir. Fakat bu sonuçlar, liderin ihtiyacı
olan ve tercih edilen davranışı tarafından uzlaştırılır.
2.3.2.12. Katz ve Kahn’ın Çalışmaları
Katz ve Kahn’ın araştırmasındaki en önemli sonuç, çalışanlara yönelik liderlerin
daha yüksek performanslı gruplara sahip olmasıdır. Düşük performanslı gruplar ise,
çoğunlukla göreve yönelik liderler tarafından yönetilmektedir. Bir diğer bulguya
göre ise, denetim sıklığı grup performansı ile ters orantılıdır.
Biçimsel olarak, Katz ve Kahn, liderlik tarzına bağlı 3 önemli bulgu elde etmişlerdir:
• Yüksek performanslı grupların liderleri çalışanlarını, düşük performanslı
grupların liderleri kadar sık denetlemekten kaçınırlar.
• Yüksek performanslı grupların liderleri daha çok çalışanlara dönüktür ve iş
bölümüne önem vermektedirler.
26
• Yüksek performanslı grupların liderleri, astlarına güven duydukları için,
yapacakları işlerin bir bölümünü onlara bırakarak yönetsel fonksiyonlara daha
fazla zaman ayırabilirler (Ermutlu, 1994).
2.3.2.13. McMurry İyilikçi Otoriter Davranış Modeli
Robert McMurry, iş ve rekabet dünyasının gerçeklerinin demokratik liderlik stilini
işlemez kıldığını öne sürerek, iyilikçi otoriter modeli ortaya atmıştır. Bu terim
yüksek güce sahip, astlarına söz hakkı tanıyan, fakat sonuçta kendi kararlarını
uygulayan kişileri tanımlamak için kullanılmaktadır. İyilikçi otoriter yönetici, güçlü,
prestijli, iletişim kurabilen ve astlarının problemleri ile kişisel olarak ilgilenen
yönetici olarak bilinir. Böyle bir lider, ideal lider olarak tanımlanabilir.
McMurry, iyilikçi otoriter lider tarzını desteklemek için demokratik liderliğin yok
olma nedenlerini şöyle sıralamaktadır:
• Yöneticiler firmaların kaderini kontrol etmek isteğinde oldukları için, karar
verme yetkisinin paylaşılmasına izin verecek karakterde değildirler.
• Birçok örgüt çabuk ve zor kararlar almak zorunda olduğundan, işlemlerin
kontrolünün merkezdeki bir yönetici grubuna teslim edilmesi tercih edilir. Doğru
ve ani kararların alınması, hareket serbestliğinin bulunduğu ortamda zor olduğu
için bu serbestliği destekleyen demokratik yaklaşım karlı değildir.
• Birçok başarılı örgütün organizasyon yapısı incelendiğinde, geleneksel
bürokratik kuralları uyguladıkları ve otoriter liderlik yaklaşımını benimsedikleri
görülmektedir. Bu tür firmalarda faaliyet gösteren otoriter liderler, bürokratik
kurallar içinde, kendilerini geliştirebilirler.
McMurry, bu üç nedene dayanarak iyilikçi diktatörlüğün, örgüt içinde çabuk hareket
edilmesini sağlayan kurum yönetimi için etkin bir sistem olduğunu ileri sürmektedir.
İyilikçi otoriter lider; astlarının, belli kararlar vermeyi gerektiren konularda, gerekli
bilgi ve anlayıştan yoksun olduğunu oysa kendisinin üstün bir bilgi birikimine sahip
olduğunu düşünerek hareket eder. Astlarının problemlerini ve ortaya attıkları fikirleri
dinleyip, kararlarına katkıda bulunmalarına izin vermek ister, fakat sonuçta
iyilikçiden çok otoriter yönü ağır basar (Ermutlu, 1994).
27
Bu durumda, otokratik ve demokratik liderlik tarzlarının, duruma göre olumlu veya
olumsuz sonuçlar verdiği söylenebilir. Koşullara göre, ikisinin de kullanılacağı anlar
olacaktır. Bu nedenle bir üstünlük söz konusu değildir.
2.3.3. Durumsal Liderlik Yaklaşımları
Durumsal liderlik yaklaşımları, liderlik olayının meydana geldiği şartlara ağırlık
veren yaklaşımlardır. 1960 sonundan 1980’lere uzanan durumsallık yaklaşımlarına
göre liderlik yere ve zamana göre değişen yönetsel bir rol davranışıdır. Bu kuramlara
göre, farklı durumlarda farklı liderlik tarzları gerekir. Yine bu kurama göre liderlik;
izleyiciler, amaçlar, liderin kişisel özellikleri ve ortamın bir bütün halinde
algılanmasıyla ortaya çıkar. Şartları dikkate alan bu kurama göre, liderin etkinliğini
belirleyen faktörler şöyledir:
• Gerçekleştirilmek istenen amacın niteliği,
• İzleyicilerin (grup üyelerinin) yetenekleri ve bekleyişleri,
• Liderliğin ilişki kurduğu organizasyonun özellikleri,
• Liderin ve izleyicilerin geçmiş tecrübeleri (Koçel,1989).
2.3.3.1. Fiedler’in Etkin Liderlik Modeli
Fred Fiedler tarafından geliştirilen bu kurama göre, takımların etkinliği, bir liderin
astlarıyla karşılıklı etkileşim stili ile durumun lidere, denetim altına alma ve etkileme
imkanı verme derecesi arasındaki uyumlu eşleşmeye bağlıdır (Koca, 2001). Bu teori;
grup performansının, iki faktörün etkileşiminin sonucu olduğunu açıklar. Bu
faktörler, liderlik stili ve durumsal uygunluktur. Fiedler’in modelinde liderlik
etkinliği; liderin tarzı ve liderin çalıştığı çevrenin özellikleri arasındaki etkileşimin
sonucudur.
Fiedler’in kuramındaki ilk temel faktör, liderlik tarzı olarak bilinir. Bu; lider ve
çalışma grubu arasında yer alan tutarlı etkileşim sistemidir. Fiedler’e göre, bir bireyin
liderlik tarzı, onun kişiliğine bağlıdır. Liderlik tarzlarını sınıflandırmak için, Fiedler,
En Az Tercih Edilen İş Arkadaşı (Least-Preferred Coworker-LPC) denilen bir test
geliştirmiştir.
LPC testi, liderin, çalıştığı tüm kişileri düşünmesini ve en az iyi olduğu insanı 1’den
8’e kadar olan değerlerle tanımlamasını ister. Aşağıda bazı örnekler verilmiştir.
28
Soğuk 1 2 3 4 5 6 7 8 Sıcakkanlı
İşbirlikçi olmayan 1 2 3 4 5 6 7 8 İşbirlikçi
Düşmanca 1 2 3 4 5 6 7 8 Destekçi
Tedbirli 1 2 3 4 5 6 7 8 Gevşek
Verimli 1 2 3 4 5 6 7 8 Verimsiz
Kendine güvenen 1 2 3 4 5 6 7 8 Çekingen
Toplamda 16 tane olan bu ölçekleri genellediğimizde; yüksek bir LPC skoru, liderin
ilişki odaklı olduğunu, düşük LPC skoru ise liderin görev odaklı olduğunu
göstermektedir. Bu metot, bir bireyin birlikte çalışamadığı insanlara karşı duygusal
reaksiyonunu açığa çıkarır. Ancak, bunun kesin bir ölçü olmadığı da
vurgulanmaktadır.
Fiedler’e göre, liderin etkinliği; liderin baskın özelliği ve lider için durumun
uygunluğu arasındaki rekabetin derecesi tarafından tanımlanmaktadır. Baskın özellik,
ilişki odaklı ya da görev odaklı olmasına neden olan bir kişilik faktörüdür. Tercih
edilen yüksek LPC’li liderlerden büyük memnuniyet ortaya çıkarmaları beklenir.
Yüksek LPC’li liderler ilişki odaklı denilebilir. Bu tip liderler, görevin başarıyla
tamamlanması için gerekli olan iyi insan ilişkilerini fark eder. Düşük LPC’li
liderlerin ise görev odaklı oldukları söylenebilir. Onlar, görevin başarıyla
tamamlanmasıyla ilgilenirler, insan ilişkileri için ikinci planda endişelenirler.
Fiedler’in kuramındaki ikinci temel faktör, durumsal uygunluk veya çevresel
değişkendir. Bu kurama göre, liderlerin davranışlarının etkinliğini belirleyen üç
önemli durumsal değişken vardır. Bunlar:
1. Lider-üye ilişkileri (Leader-member relations)
2. Görevin yapısı (Task Structure)
3. Pozisyon gücü (Position power)
Yukarıdaki bu üç faktör; lider için olumlu (favorable) veya olumsuz (unfavorable)
bir ortam yaratarak, gösterilmesi gereken liderlik davranışını etkilemektedir. Bu üç
değişkenin anlamı şöyledir:
Lider-Üye İlişkileri: Bu değişken, liderin, astları tarafından sevildiğini, astların
lidere olan güven ve bağlılıklarını ifade etmektedir. Bu ilişkiler, liderin astlarını
29
etkileme derecesini belirleyecektir. Eğer bu ilişkiler “iyi” olarak niteleniyorsa, yani
astlar liderlerini seviyor ve güveniyorlarsa liderlik için olumlu (favorable) bir ortam
var demektir. Ancak astlar, lideri sevmiyorlar ve güvenmiyorlarsa, bu durumda
ilişkiler “zayıf” olarak nitelenecek ve bu durum liderlik için olumsuz (unfavorable)
bir ortam yaratacaktır. Yani, bu değişken liderin grup üyeleri tarafından kabul edilme
derecesiyle ilgilidir.
Görevin Yapısı: Bu değişken, grubun başarmaya çalıştığı işin yapılması ile ilgili
olarak önceden belirlenmiş belirli yol ve yöntemlerin bulunup bulunmaması ile
ilgilidir. Bazı işler son derece kesin yöntemlere bağlanmıştır. Bazıları ise tamamen
işi yapacak olanların kararına kalmıştır. Rutin bir iş genellikle açık ve net amaçlara
sahiptir ve bunun nasıl yapılacağı ayrıntılı olarak belirlenmiştir. Oysa rutin olmayan
ve çapraşık işlerin nasıl başarılacağı, bu işlerin hangi amaçlarla ilgili olacağı
hususlarında önceden ayrıntılı yöntemler geliştirmek zordur. Böyle bir işi başarmaya
çalışan bir grupta, liderin bu konulardaki bilgisi grup üyelerinden pek farklı değildir.
Dolayısıyla birinci gruptaki işler “planlanmış” (structured) nitelikteki işler olup
liderlik için olumlu bir ortam yaratacaktır. İkinci gruptakiler ise “planlanamayan”
(unstructured) nitelikteki işler olup liderlik için olumsuz bir ortam yaratacaktır.
Pozisyon Gücü: Liderin, pozisyonundan dolayı sahip olduğu güçtür. Liderin işe
alma, işten çıkarma, terfi ettirme, cezalandırma, zam vb. konularında sahip olduğu
yetkinin derecesidir. Lider, astlarının işini planlama ve yönlendirme gücüne, onları
değerlendirme, ödüllendirme ve cezalandırma gücüne sahip olduğu zaman, pozisyon
gücü yüksektir. Lider, astları üzerinde düşük otoriteye sahipse ve onların
çalışmalarını değerlendiremiyor veya ödüllendiremiyorsa, pozisyon gücü düşüktür.
Liderin bu tür yetkileri “fazla” veya “az” olabilir. Yetkiler fazla olduğunda liderlik
için olumlu bir ortam, az olduğunda “olumsuz” bir ortam var demektir.
Yukarıda belirtilen bu üç durumsal değişken birlikte ele alınarak
değerlendirilmelidir. Bu durumda da, aşağıda gösterilen, liderin kendini içinde
bulabileceği sekiz farklı durum ve liderlik tarzı ortaya çıkmıştır(Tablo 2.5, Şekil 2.2).
30
Tablo 2.5. Fiedler Modeli için Kullanılan Değişenlerin Birleştirilmesi (Koçel,1989)
Lider-izleyiciler
ilişkisi İYİ ZAYIF
İşin niteliği PLANLANMIŞ PLANLANAMAYAN PLANLANMIŞ PLANLANAMAYAN
Liderin yetki
derecesi FAZLA AZ FAZLA AZ FAZLA AZ FAZLA AZ
Durumlar 1 2 3 4 5 6 7 8 En olumlu ------------------------------------------------------------------------------------------->En olumsuz
Şekil 2.2. Fiedler’in Liderlik Modeli (Koçel, 1989)
Fiedler’e göre liderin davranışı yukarıdaki durumlara göre farklı olacaktır. En olumlu
ve en olumsuz sayılan durumlarda işe yönelik liderlik davranışı etkin ve uygun iken,
nispeten olumlu ve nispeten olumsuz durumlarda kişiye yönelik liderlik uygun ve
etkin olacaktır. Fiedler’e göre: “…en olumlu durumda grup yönetilmeye hazırdır ve
liderin ne yapılması gerektiğini söylemesini beklemektedir…”, “…en olumsuz
31
durumlarda ise liderin kişiye yönelik bir davranış göstermesi hiç sonuç alamaması ile
sonuçlanacaktır. Bu nedenle doğrudan yapılacak göreve ağırlık veren bir davranış
göstermesi kendisini daha başarılı yapacaktır…” (Demirözlü,1998). Belirsiz bir
durumda lider-üye ilişkileri genelde zayıftır; görev yapılandırılmamıştır ve pozisyon
gücü zayıftır. Grubu yönetmek için lider olarak ortaya çıkan kişi, genelde astlarıyla
ilgili kişisel hiç bir şey bilmez. Bu durumda görev odaklı lider başarılı olur. Eğer
lider ilişki odaklıysa acil durumlarda vakit kaybedebilir.
Fiedler, bu modele göre, en yüksek liderlik etkinliğine ulaşılması için bireyin
LPC’sinin ve üç değişkenin değerlendirmesinin eşleştirilmesini önerir. Fiedler’in
teorisi, ilginç bulgulara sahiptir:
• Görev odaklı liderler, kendileri için çok olumlu veya çok olumsuz durumlarda
daha yüksek performans göstermişlerdir. Çünkü herkes işini becerir, görev nettir
ve lider güce sahiptir. Tüm bunlar birinin idareyi ele alması ve yön sağlaması için
gereklidir. Benzer şekilde, durum; lider için yüksek derecede uygunsuzsa, lider
yapının büyük miktarı ve görev yönlenmesi için gereklidir. Güçlü bir lider
görevin yapısını tanımlar ve astları üzerinde otoriteyi kurabilir. Çünkü lider-üye
ilişkileri her şekilde zayıftır, güçlü bir görev dağılımı liderin popülaritesinde
farklılık yaratmayacaktır.
• İlişki odaklı liderlerse, ortalama derecede olumlu olan durumlarda üstün başarı
sağlamışlardır. Çünkü insan ilişkileri becerileri, yüksek grup performansında
başarılı olmak için önemlidir. Böyle durumlarda, lider orta düzeyde sevilen
biridir, biraz güce sahiptir ve bazı belirsizlikler içeren işleri idare eder. İyi
insanlar arası ilişki kurma becerisi olan bir lider; ilişkileri düzeltecek, görev
yapısını aydınlatacak ve pozisyon gücü kurarak pozitif bir grup atmosferi
yaratabilecektir.
• Yapısal veya yapısal olmaktan oldukça uzak talimat verip vermemek konusunda
bir karar verebilmek, yöneticinin gücü dahilinde bulunabilir.
• Bazı durumlarda daha iyi olan lider, her durumda iyi değildir.
Bu modele göre, liderlik tarzlarının başarısı, uygun koşullarda uygun davranışın
gösterilmesine bağlıdır. Fiedler’in bu çalışması pek çok araştırmada uygulanmış,
bunların sonuçlarından bazıları bu modeli desteklemiş, bazıları desteklememiştir. Bu
üç boyutlu sınıflandırma hamdır ve bazı gerekli faktörleri dikkate almamıştır.
32
Uygulamada fazla işe yaramamıştır. Yine de etkili liderliği anlamamızda önemli bir
katkı sağlamıştır. Fiedler’in araştırmasının en önemli katkısı, liderlik stillerinin hangi
duruma uyduğunu göstermesi için liderlik stilleri kavramının peşinden gitmesidir.
Diğer yandan model eleştirilmiştir. LPC skalasını ilişki veya göreve yönelik
davranışın bir ölçüsü olarak kullanmak basite indirgenmiş görünmektedir. Ve fazla
mesai durumunda modelin nasıl işlediği belirsizdir.
2.3.3.2. House ve Evans’ın Yol-Amaç Kuramı
Robert House ve Martin Evans tarafından geliştirilen bu kuram büyük ölçüde
motivasyon konusundaki bekleyiş teorisine dayanmaktadır. Bu teoriye göre, bir
insanın davranışlarını etkileyen iki faktör vardır:
1. Kişinin, belirli davranışların belirli sonuçlara ulaştıracağı konusundaki inancı
(bekleyiş),
2. Bu sonuçlara kişinin verdiği değer (Valens). (Demirözlü, 1998).
Bu kurama göre, liderin en önemli işi, izleyiciler için önemli sayılacak amaçlar
belirlemek, hedeflerinin organizasyonun hedefleriyle uyumlu olması için gerekli yön
ve desteği sağlamak, takipçilerine yardımcı olmak ve motivasyonu sağlamaktır.
Lider; motivasyonu iki şekilde artırır:
1. Astlarına ödüllere giden yolu açıklayarak veya
2. Astların değer verdiği ve talep ettiği ödülleri arttırarak.
Yolun açıklanması demek; liderin, davranışları tespit etmeleri ve öğrenmelerine
yardım etmek için astlarıyla birlikte çalışmasıdır. Ki bu davranışlar görevin başarıyla
tamamlanması ve organizasyonel ödüllerle sonuçlanır. Ödüllerin artması demek,
liderin, hangi ödülün - işten kaynaklanan gerçek ödüller ve terfi, promosyonlar gibi
geçici ödüller - onlar için önemli olduğunu öğrenmek amacıyla astlarıyla
konuşmasıdır. Liderin işi, takipçileri için amaçlar belirlemek ve bu amaca giden yolu
bulmalarına yardım etmektir.
Yol-Amaç kuramında, House tarafından dört liderlik davranışı belirlenmiştir.
• Otoriter lider: Yönlendirici lider, astlardan ne beklendiğini astlara bildirir,
yapılacak işi planlar ve görevlerin yerine getirilmesi yolunda rehberlik eder.
Lider davranışı; planlama, iş programları yapma, performans hedefleri ve
33
davranış standartları koyma, kurallara ve kanunlara bağlılık üzerinde durmayı
içerir.
• Destekleyici lider: Dostça davranır ve astlarının ihtiyaçlarıyla ilgilenir. Liderlik
davranışı açık, samimi ve yaklaşılabilirdir ve lider, bir takım havası yaratır ve
astlarına eşit davranır.
• Katılımcı lider: Bir karar almadan önce astlarına danışır ve onların fikirlerinden
faydalanır. Lider davranışı; fikirler ve tavsiyeler için sormayı, karar vermede
katılımı teşvik etmeyi ve astlarıyla iş yerlerinde görüşmeyi içerir. Katılımcı lider,
grup halinde karar vermeyi ve yazılı uyarıları teşvik eder.
• Başarıya odaklı lider: Zorlu hedefler belirler ve yüksek performans bekler. Lider
davranışı yüksek kalitede performans ve var olan performansı iyileştirme
üzerinde durur. Başarıya yönelik liderler astlarında güven yaratırlar ve yüksek
hedeflere nasıl ulaşılacağını öğrenmelerinde yardımcı olurlar.
Bu davranışların uygunluğu aşağıdaki iki durumsal değişkenden etkilenir:
a) Grup üyelerinin kişisel özellikleri
b) Üyeler üzerindeki zaman ve çevre baskısı
c) İşin niteliği
Örneğin, insanın kendi geleceğini kendi kararlarının belirleyeceğine inananlar,
katılımcı liderlik tarzından; insanın geleceğinin kişinin kontrolü dışındaki faktörler
tarafından belirleneceğine inananlar ise otoriter liderlik tarzından daha fazla tatmin
olacaklardır. Aynı şekilde, başarmak istedikleri işin gerektirdiği nitelikleri
kendilerinde gören (algılayan) izleyiciler, liderin göstereceği otoriter ve yol gösterici
davranışı daha az benimseyeceklerdir (Demirözlü, 1998).
Astların kişisel özellikleri yetenek, beceriler, ihtiyaçlar ve motivasyonlar gibi
faktörleri içerir. Örneğin, eğer çalışanlar düşük yetenek veya beceriye sahipseler,
lider ilave eğitim veya yetiştirme sağlayabilir. Eğer astlar bencilse, lider onları
motive etmek için ödülleri kullanmalıdır. Açık bir yönlendirme ve otorite isteyen
astlar, onlara kesin olarak ne yapmaları gerektiğini söyleyen yönlendirici bir lider
isterler. Bunun aksine meslek işçileri ve profesyoneller daha fazla özgürlük ve
özerklik isteyebilir ve katılımcı liderlik tarzı altında daha iyi çalışabilirler.
34
İş çevresi olasılıkları, görev yapısını, resmi otorite sistemini ve kendi çalışma
grubunu içerir. Görev yapısı, Fiedler’in olasılık teorisinde tanımlanan aynı kavramla
benzerdir; görevler tanımlıdır, iş prosedürleri açıktır. Resmi otorite sistemi
yöneticiler tarafından kullanılan yasal gücün miktarını ve çalışanların davranışını
sınırlayan politikalar ve kuralları içerir. Çalışma grubu özellikleri, çalışanların eğitim
seviyeleri ve aralarındaki ilişkilerin kalitesidir. Ancak, Amaç-Yol kuramının
geçerliliğini değerlendirebilecek ölçüde araştırma yapılmamıştır.
2.3.3.3. Vroom-Yetton’un Karar Verme Modeli
Bu yaklaşım, 1973 yılında Victor Vroom ve Philip Yetton tarafından geliştirilmiştir.
Bu yaklaşım, liderlik biçiminin, liderin organizasyon içindeki yerine bağlı olduğunu,
bundan dolayı farklı liderlik tiplerinin ortaya çıkacağını savunmaktadır. Vroom ve
Yetton’un modeline göre, bir liderin en önemli görevi karar vermesidir. Etkili bir
liderlik tarzı etkili karar verme demektir. Modelin amaçlarından biri, astlar tarafından
kabul edilen kararların daha iyi sonuçlar verdiğini açıklamaktır.
Bu model, belirli şartlar altında verilecek kararlara astların katılımını sağlamak için,
onlara nasıl cesaret verileceği ve sonuç olarak ne kadar astın katılımının
sağlanacağını saptamak amacını taşımaktadır.
Vroom ve Yetton; karar alma stillerini sınıflandırmışlardır. Bu sınıflandırmada,
otoriter için A, danışman için C ve grup için G harfi, bir kişiyi ilgilendiren durumlar
için I, birden fazla kişiyi ilgilendiren durumlar için II rakamları kullanılmıştır. Bu
stiller şöyle sıralanabilir:
Otoriter Stiller:
AI. Yönetici, sorunu çözer veya o sırada sahip olduğu bilgileri kullanarak karar alır.
AII. Yönetici, gerekli bilgileri astlarından toplar ve sonra bir çözüm üzerinde karara
varır. Yönetici bu bilgileri toplarken sorunu astlarına söylemeyebilir. Astlar bir veri
kaynağı işlevi görürler ve hiçbir şekilde karar alıcı değildirler.
Danışmacı Stiller:
CI. Yönetici, sorunu, astlarıyla grup halinde değil, tek tek paylaşır, ancak astlarına,
her bir astın sorun hakkındaki önerisini dikkate alan veya almayan bir karar verme
aşamasında olduğunu söyler.
35
CII. Yönetici, sorunu ilgili astlarıyla grup halinde paylaşır, kararın astların
önerilerini ve görüşlerini yansıtabileceğini veya yansıtmayabileceğini astlarına
söyler.
Yetki Devredici veya Grup Stilleri:
GI. Yönetici, kendilerini ilgilendiren bir sorunun çözümü için görevlendirdiği
astlarının yönlendirici olmayan danışmanı olarak hareket eder.
GII. Yönetici, sorunları bir grup halinde astlarıyla paylaşır, onların alternatifler
geliştirmeleri ve yapılacak şey üzerinde uzlaşmaya varmalarına izin verir
(Koca,2001).
Otoriter stil işin yapılmasını sağlayabilir, ancak iletişim kurucu bir araç değildir.
Danışmacı stilde bir miktar otoriterlik vardır ancak grubun takıma dönüşmesine
yardım eder. Grup stili bir takım duygusu oluşmasına yardım edebilir ancak denetim
gücünü sağlamaz.
2.3.3.4. Reddin’in Lider Etkinliği Modeli
W. J. Reddin, liderlik üzerine yapılmış çok sayıda araştırmayı incelemiş, işe ve
insana dönüklük boyutlarına etkinlik boyutunu ekleyerek kendi kuramını geliştirmiş
ve buna 3-Boyut Yaklaşımı demiştir. Bu kurama göre, önemli olan bir yöneticinin ne
yaptığı değil, sonuç olarak ortaya ne koyduğudur.
Reddin, kuramsal modelde, çeşitli davranış tiplerinin duruma bağlı olarak etkin veya
etkinsiz olabileceklerini göstermeye çalışmaktadır. Her koşulda etkin olacak bir tek
lider davranış tipi olamaz. Liderin tipi, belirli bir duruma uygun olursa, uygun
olmadığı zaman etkinsizdir. Etkin ve etkin olmayan liderler arasındaki ayırım, daha
ziyade liderin davranışının kendisine değil, davranışın kullanıldığı duruma
uygunluğudur. Liderin benimsediği davranış tarzı, onu etkinlik konusunda harekete
geçiren uyarıcıdır (Dindar, 2001).
Bir yönetici, iş yaşamı boyunca değişik durumlarda etkin olmak zorundadır ve
mümkün olduğunca tarz genişliğine sahip olması gereklidir. Böylece yönetici,
değişik durumlarla baş edebilmeyi ve böylelikle etkinliğinin yüksek olmasını sağlar.
Bir yönetici, üst kademelere yükseldiği ölçüde tarz genişliği de önem kazanacaktır.
36
2.3.3.5. Hersey ve Blanchard’ın Çok Boyutlu Liderlik Kuramı
Paul Hersey ve Kenneth Blanchard’ın Ohio State çalışmaları ile Blake ve Mouton’un
modelinden yararlanarak geliştirdikleri yaşam dönemi modelidir. Bu model pratikte
kabul görmüş ve yönetici geliştirmede kullanılmıştır. Bu modelde, göreve yönelik ve
ilişkiye yönelik olmak üzere iki temel boyut tanımlanmıştır. Göreve yönelik davranış
sergileyen liderler; üyelerin rollerini tanımlar, organize ederler ve onları
yönlendirirler. İlişkiye yönelik davranış sergileyen liderler ise; çalışanlarıyla yakın
ilişki içindedir. Destekleyici ve duyarlı bir tutum sergilerler. Bu modelde, görev ve
ilişki odaklı olma boyutunun yanı sıra etkinlik boyutu da değerlendirilmektedir.
Hersey ve Blanchard liderlerin tercih ettiği stili belirlemek için Liderlik Etkinliği ve
Esnekliği Anketini (Leadership Effectiveness and Adaptability Description
Questionnaire-LEAD) kullanmaktadırlar. Bu anketin, liderin kendisi, çalışanları,
beraber çalıştığı diğer liderler ve bir üst yöneticisi tarafından doldurulması ile liderin
kendisini nasıl gördüğü ve başkaları tarafından nasıl algılandığı ortaya konulmaktadır
(Demirözlü,1998).
Hersey ve Blanchard bir olgunluk ölçeği belirlemişlerdir. Bu ölçeği bir süreç üzerine
yerleştirmişler ve dört temel liderlik tarzı üzerinde durmuşlardır. Bu modele göre,
kişi yeni bir görev üstlendiğinde süreç başlar (Şekil 2.3). Sonra her tecrübesine,
yeteneklerine, öz değer duygularına ve liderinden aldığı tepkilere bağlı olarak
olgunluk ölçeğinde ilerler (Koca,2001). Bu olgunluk ölçeğindeki davranış tarzları şu
şekilde özetlenebilir:
Direktif Verme (Yönlendirme) Aşaması:
• Tek yönlü iletişim söz konusudur.
• Lider, astlarına, neyin, nerede, nasıl, ne zaman yapılacağını söyler.
• Lider ve astın rolleri açıkça bellidir.
• Çalışanlar ne yapacaklarının, işlerini doğru yapıp yapmadıklarının kendilerine
söylenmesini beklerler.
• Lider, işlerin yapılması ve amaçlara ulaşmak için astlarını yönlendirir.
• Lider, iş değerlendirme ve kontrol yöntemlerini saptar, geribildirim sağlar.
37
• Lider, plan yapar, kararları alır, talimatları verir, her şeyi başlatır, duyurur,
değerlendirir.
• Çalışanlar düzenli olarak emir ve değerlendirme almadıklarında aksileşir, isyan
eder.
Koçluk Yapma (Taktik Verme) Aşaması:
• Lider, çalışanlarına rehberlik yapar.
• Lider, sorunu tanımlar, hedefi belirler, çalışanlara danışır, açıklar, karar alır.
• Kişiler bir fikre, plana ihtiyaç duyarlar. Bunu aldıktan sonra yönlendirmeye
ihtiyaç duymadan görevi yerine getirebilir.
• Astlar, olumlu veya olumsuz değerlendirme ihtiyacı duyarlar.
• Astlar, fikir geliştirme yeteneğinden yoksundurlar.
• Liderin ifade ve davranışları ılımlıdır.
• Lider astlarına soru sorma fırsatı verir. Onları dinler, talimat verir, fikir sorar.
Yüksek Yüksek destekleyici ve Düşük Direktif Verici DESTEKLEME
Yüksek Direktif Verici ve Yüksek Destekleyici
KOÇLUK
DE
STE
KL
EYİCİ D
AV
RA
NIŞ
YETKİ VERME Düşük Direktif Verici ve Düşük Destekleyici
DİREKTİF VERME
Yüksek Direktif Verici ve Düşük Destekleyici
Düşük
DİREKTİF VERİCİ DAVRANIŞ
Yüksek
Şekil 2.3. Direktif Verici ve Destekleyici Davranış Şekilleri (Blanchard ve diğ. 1994)
38
Destekleme Aşaması:
• Lider, daha çok iki yönlü iletişim kurar.
• Lider, astlarını dinler, destek verir, inisiyatif verir, güvence ve hizmet verir.
• Lider, astlarının katkılarını almak için onları cesaretlendirir.
• Lider, astlarıyla sorumluluğu paylaşır, över, destekler, takviye eder.
• Lider, astlarının duygularıyla ilgilenir.
• Astlar, fikirleri liderleriyle birlikte tecrübe etmeye ve fikirlerini otoriteyle birlikte
genişletmeye ve geliştirmeye ihtiyaç duyarlar.
• Lider, astın problemlerini dinler.
• Lider, takım çalışmasına özendirir. Astların katılımı söz konusudur.
• Lider, organizasyon hakkındaki bilgiyi ulaşılabilir kılar.
• Lider, problem çözmeyi teşvik eder.
Delege Etme (Yetki Devri) Aşaması:
• Çok az yönlendirme vardır. Kişiler yalnızca liderin kendilerinden ne beklediğine
dair küçük bir ipucu almaya ihtiyaç duyarlar. Geri bildirim almaya gerek
duymazlar.
• Liderin sergilediği iletişim ve davranış düzeyi oldukça düşüktür.
• Lider devamlı sorar, birlikte çalışır, hedefler konusunda işbirliği yapar.
• Lider, astların kararlarını kabul eder, nadiren denetler, çalışanlar kendini
değerlendirir ve sorumluluğu üstlenir.
• Astlar güven telkin eder, performans zirveye ulaşır.
Bu dört liderlik tarzının yanında Hersey ve Blanchard astların olgunluk düzeylerini
modellerine dahil etmişlerdir. Modeldeki diğer kavram astların olgunluğudur. Hersey
ve Blanchard, olgunluk kelimesini, kişilerin kendi davranışlarını yönlendirmede
sorumluluk alma istek ve yetenekleri olarak tanımlamışlardır. Olgunluk, iş olgunluğu
ve psikolojik olgunluk olarak ikiye ayrılır. İş olgunluğu, bireylerin işle ilgili bilgi ve
beceri düzeyini ifade ederken, ikincisi iş yapma istekliliği veya motivasyonunu ifade
eder. Hersey ve Blanchard’ın liderlik tarzları Tablo 2.6’da görülmektedir.
39
Tablo 2.6. Durumsal Liderlik Tarzları (Blanchard ve diğ., 1994).
DESTEKLEME
Yüksek Destekleyici ve Düşük Direktif Verici
Davranış
• Problem belirleme ve hedef koyma sorumluluğunu astı ile paylaşır.
• Astından hareket planlaması ve problem çözmede başa geçmesini ister.
• Bir ses yansıtıcı gibi hizmet eder, astlarını sorun ve fikirlerini tartışmaya teşvik eder.
• Güven, destek, cesaret sağlar ve över. • Motivasyon düşükse hedef veya görevi
daha enteresan ve rekabetçi yapmanın yollarını açıklar.
• Eğer istenirse fikirleri paylaşarak problem çözmeye yardım sağlar.
• Astının işini değerlendirmede onunla birlikte çalışır.
KOÇLUK
Yüksek Direktif Verici ve Yüksek Destekleyici
Davranış
• Astını, problemleri belirleme ve hedefler koymaya katar.
• Destek, güven ve övgü sağlar. • Astına sorunları tartışma ve fikirleri
paylaşma olanağı önerir. • Astlarını problem çözmeye ve karar
vermeye katar. • Hareket planları hakkında son kararları
astının fikir ve duygularını dinledikten sonra verir.
• Becerilerinin oluşturulması ve geliştirilmesine devam için direktif verme ve koçluk sağlar.
• Bir özel yaklaşımın niçin yapıldığını açıklar.
• İşlerin ne kadar sürmesi gerektiğine perspektif ve gelişim ile performansın rayında olup olmadığına geribildirim sağlar.
• İyi bir işin nasıl olduğunu ve performansın astla birlikte nasıl izleneceğini tanımlar.
• İşin peşini takip etmeye ve sık sık geribildirim sağlamaya devam eder.
DELEGE ETME
Düşük Destekleyici ve Düşük Direktif Verici
Davranış
• Astının sorumluluk almasına olanak tanır.
• Astı ile problemleri ve arzu edilen sonuçları tanımlar.
• Astının hedef koyma, hareket planlama ve karar vermede başa geçmesini bekler.
• Astına kendi işini kendisinin değerlendirmesinde cesaret verir.
• Astına başarıyı paylaşma ve kutlama ve diğerlerine önerilerde bulunma olanağı tanır.
• Astının organizasyona yaptığı yardımları tanır, değerlendirir ve ödüllendirir.
• Astını, performansın daha üst düzeyleri için mücadeleye sevk eder.
DİREKTİF VERME
Yüksek Direktif Verici ve Düşük Destekleyici
Davranış
• Astlarının şevkini takdir eder. • Astlarının transfer edilebilir becerilerini
ve o zamana kadar gösterdikleri ilerlemeyi takdir eder.
• Arzu edilen sonuçları, hedefleri ve zaman sınırlarını belirler.
• İyi bir işin ne olduğunu, performansın nasıl izlendiğini ve kontrol edildiğini tanımlar.
• Astlarının yeni beceriler öğrenmesi için bir plan geliştirir.
• Hareket planlamasında başa geçer. • Ne, ne zaman ve kiminle ilgili olarak
karar vermeyi kontrol eder. • Özel direktifler ve talimatlar sağlar. • Çoğunlukla bir yönlü iletişim kurar. • Problem çözmede başa geçer. • Kararların çoğunu verir. • Sıkı bir takip ve geribildirim sağlar.
40
2.3.4. Modern Liderlik Teorileri (Liderlikteki Son Yaklaşımlar)
1978 yılından itibaren liderlik stillerindeki geleneksel yaklaşımların yetersiz olduğu
görülmüştür. Çağın gereklilikleri doğrultusunda çalışma koşullarının değişmesi ve
hem yöneticilerin hem de çalışanların ihtiyaçlarının zaman içinde farklılaşması
liderlik yaklaşımlarında da yeni teorileri gündeme getirmiştir.
Gerek dış çevrede, müşteri beklenti ve bilgi düzeyinde görülen değişiklikler, gerekse
yönetim ve organizasyon alanında ortaya çıkan gelişmeler ve yeni kavramlar, liderlik
alanında da yeni yaklaşımların ortaya çıkmasına neden olmuştur (Tengilimoğlu,
2005). Bu yeni teorileri, yani çağdaş liderlik anlayışlarını incelediğimizde, temel
olarak karşımıza beş farklı liderlik yaklaşımı çıkıyor: Transformasyonel liderlik,
Transaksiyonel liderlik, Karizmatik liderlik, Hizmetkar Liderlik ve Takipçilik.
2.3.4.1. Transaksiyonel (Etkileşimci) Liderlik
Geçmiş 50 yıl içinde geliştirilen yönetim tekniklerini verimli ve kurallara uygun bir
şekilde hayata geçiren yöneticiler literatürde transaksiyonel liderler olarak
anılmaktadır. Transaksiyonel liderler, çalışanların geçmişten süregelen faaliyetlerini
daha etkin ve verimli kılmak veya iyileştirmek sureti ile iş yapma ve yaptırma yolunu
seçmektedirler.
Transaksiyonel liderler, aynı zamanda, yönetici ile çalışan ilişkilerini bir ‘değiş-tokuş
süreci’ olarak görmektedirler. Bu tip liderler, çalışanların kurallara uyum, yüksek
performans gibi olumlu davranışları karşısında ödül; kurallara karşı gelme veya
düşük performans gibi olumsuz davranışları karşısında ise ceza verme taraftarıdırlar.
Çalışanların daha çok çaba göstermeleri için para ve statü verme gibi ödüller verirler.
Çalışanların yaratıcı ve yenilikçi yönleri ile çok az ilgilenirler (Tengilimoğlu, 2005).
Transaksiyonel liderlerin astlarından beklentileri ise genellikle mevcut sistemler
çerçevesinde şekillenmektedir. Bu durumun nedeni ise; transaksiyonel liderlerin
mevcut sistemlere bağlılıklarının yüksek olması ve mevcut sistemler ile şirket
kültürünü değiştirmekten çok güçlendirme eğiliminde olmalarıdır.
Transaksiyonel liderler, geçmişteki olumlu ve yararlı gelenekleri devam ettirme ve
bunları gelecek nesillere aktarma konusunda oldukça başarılıdırlar. Transaksiyonel
liderlik, bir örgütün amaçlarına ulaşmasını engelleyici bir tutum olarak
algılanmamalı, ancak bu şekilde yönetilen şirketlerin başarı grafiğinin normal bir
41
artış göstereceği göz önünde bulundurulmalıdır. Bu tarz liderlik biçimi, durgun
büyüme ve tasarruf politikasını benimsemiş organizasyonlarda etkilidir.
Bass ve Avolio’ya göre bu tip liderlerin üç farklı yönetim tarzı sergiledikleri
görülmektedir. Bunlar aşağıdaki gibi özetlenebilir:
• Koşullu Ödüllendirme (Contingent Reward): Liderler yetkilerini üstün
performans gösteren çalışanları ödüllendirmek için kullanırlar. Burada ödüller
parasal ya da statü verme biçimindedir. Çalışanlar kendilerinden beklenenler
hakkında bilgi sahibidirler. Transaksiyonel liderler astları ile yapıcı ilişkiler
kurarlar. Astlarını, kendilerinden beklenenler ve başarılı olmaları halinde ne tip
ödüller alacakları konusunda bilgilendirirler. Bu tarz liderlik anlayışında
yöneticiler, astlarının yaptıklarını gözlemler, sürekli geribildirim verir ve
başarılarını takdir ederler. Burada gerçekleşebilecek olumsuz bir sonuç,
transaksiyonel liderlerin, anlaşmaya vardıkları ya da diğer bir deyişle ‘pazarlık
ettikleri’ sonuçlardan fazlasını alamamalarıdır.
• Hem Aktif Hem Pasif Olarak İstisnalarla Yönetim (Management-By-
Exception): Aktif olarak yönetimde; liderler çalışanların geçmişten gelen
faaliyetlerini daha etkin ve verimli kılmak üzere iş yaptırmak yolunu
seçmişlerdir. İşin başında belli bir standart belirlenir ve bir problem oluşana
kadar herhangi bir müdahalede bulunmazlar. Burada hatalara odaklanılması ve
yaptırım uygulanması, çalışanlar üzerinde gerilim yaratabilir. Pasif olarak
yönetimde ise; liderler hiçbir şekilde çalışanlar ile ilgilenmezler, ancak
hedeflenen standartlara ulaşılamadığında müdahale ederler. Bu; ancak kendi
kendisini yönetme konusunda gelişmiş çalışanlar üzerinde etkin bir yönetim
tarzıdır. Genelde hatalara odaklanırlar ve yalnız hataları dile getirirler; bu nedenle
astları üzerinde stres yaratırlar.
• Tam Serbestlik Tanıyan Yönetim Tarzı (Laissez-Faire): Yöneticiler, liderlik
özelliklerinin tam aksine çalışanlarını hiçbir konuda yönlendirmezler ve
bilgilendirmezler. Çalışanların performansını gözlemlemezler ve sonuçlar üzerine
odaklanmazlar. Sorunlar ortaya çıktığında ise harekete geçmekten ve önlem
almaktan kaçınırlar.
Transaksiyonel liderlerin yönetim tarzları incelendiğinde, ‘Tam serbestlik’ yönetim
tarzının tercih edilmeyen bir tarz olduğu düşünülebilir. Fakat bu yönetim tarzının da
42
astlar tarafından yeterli görüldüğü durumlar mevcuttur. Kendi kendisini yönetebilen,
performansı hakkında objektif değerlendirme yapabilen, kişisel gelişim faaliyetlerini
yakından takip eden çalışanlar, birebir yönetim tarzından ziyade serbest bırakıldıkları
bir yönetim tarzını tercih edebilirler.
2.3.4.2. Transformasyonel (Dönüşümcü) Liderlik
Transformasyonel liderlik tarzındaki yöneticiler, astlarını bir amaca, vizyona
yönlendirmek amacını taşırlar. Burns’un tanımına göre, transformasyonel liderlik, bir
davranış tarzından çok liderin ve takipçilerinin karşılıklı birbirlerinin motivasyon
seviyelerini yükseltmeye çalıştıkları bir süreçtir. Transformasyonel liderlik
anlayışına göre, lider izleyicilerinin ihtiyaçlarını, inançlarını, değer yargılarını
değiştiren kişidir. Bu da liderin vizyon sahibi olması ve bu vizyonu izleyicilerine
kabul ettirmesi ile mümkündür. Liderin kendisi, izleyicileri ile bir model oluşturur ve
bu sayede izleyicilerin kendine olan bağlılıklarını yükseltir. Transformasyonel
liderlik, geleceğe, yeniliğe, değişime ve reforma dönük bir liderlik tarzıdır. Bu tarz,
günümüzün belirsiz ve çalkantılı ortamındaki değişimlere uyum sağlamakta gerek
duyulan bazı özellikleri (değişimi okuyabilme, cesaret sahibi, güçlüklerle uğraşma
yeteneğine sahip olma gibi) kapsayan bir liderlik tarzıdır.
Transformasyonel liderler; astlarını, onların sahip olduğu tüm yetenek ve becerilerini
ortaya çıkararak, kendilerine olan güvenlerini arttırıp beklenenden daha üstün bir
sonuç elde edebilmek için motive ederler. Kendilerini değişimin temsilcisi olarak
görürler. Esnektirler ve her zaman değişime açıktırlar. Analitik becerileri iyidir. Risk
almadan önce iyice düşünürler. Gelecek odaklı bir tarza sahip yöneticiler
transformasyonel liderler olarak anılmaktadır. Bu tarz, bir anlamda daha çağdaş bir
tarzdır.
Literatürde transformasyonel liderler, beş temel yönetim tarzıyla karşımıza
çıkmaktadırlar. Bunlar şöyle sıralanabilir:
• Bireysel İlgi (Individualized Consideration): Bu yönetim tarzına sahip
transformasyonel liderler, temelde çalışanların kişisel ihtiyaçlarına eğilirler. Bu
tarz liderler, astlarıyla birebir ilişkiler kuran ve onların kişisel gelişimlerine önem
veren, empati kurma becerileri gelişmiş liderlerdir.
• Entellektüel Uyarım (Intellectual Stimulation): Bu tarzdaki transformasyonel
liderler, astlarının yaratıcılığını teşvik ederek astların geleneksel yaklaşımlardan
43
ziyade yeniliği ve değişimi tercih etmelerini sağlarlar. Astlarının her durumda,
‘daha iyi nasıl yapabilirim’i sorgulamalarını isterler ve kendi fikirlerine olduğu
gibi katılmalarını tercih etmezler. Zeka, mantık ve dikkatli problem çözme
yeteneklerini ödüllendirerek, çalışanlarını yaratıcı olmaya teşvik ederler.
• İlham Verme (Inspirational Motivation): Bu yönetim tarzında ise
transformasyonel liderler, diğerlerinin harekete geçmesi için ilham kaynağıdır.
Astlarını şirketin geleceğe yönelik hedefleri ile ilgili bilgilendirirler ve bu hedefe
ulaşılması için astlarının kendi kapasitelerinin üzerine çıkmalarına yardım
ederler. Şirket stratejileri ve ihtiyaçları ile astların ihtiyaçları arasında bir uyum
yaratırlar. Yüksek beklentilerini semboller aracılığıyla izleyenlerine iletirler,
önemli amaçlarını basit şekillerde açıklarlar.
• İdealleştirerek Etkileme (Idealized Influence): Bu tarz liderler, şirket vizyonu,
misyonu ve hedeflerini sembolize ederek çalışanların tam bağlılık içerisinde bu
hedefler doğrultusunda çalışmalarını sağlarlar. Bu yönetim tarzında liderler,
hedeflere ve vizyona tam bağlılık gösterirler ve bu doğrultuda astları arasında
koşulsuz güvene dayalı ilişkilerin kurulmasını sağlarlar. Kendilerine olan
güvenlerini izleyenlerine de yansıtan bu liderler, yarattıkları hedefler
çerçevesinde başarıya ulaşmayı sağlarlar.
• Karizma (Charisma): İzleyenlerine bir vizyon yaratıp, misyon oluşturarak,
yarattığı gururla saygı ve güven kazanırlar.
Transformasyonel liderler, astlarından bekledikleri rol ve görevleri açıkça
belirleyerek onları bir vizyona yöneltmek ve yönlendirmek için çaba sarf ederler. Bu
tip liderler, astlarının yetenek ve becerileri üzerinde yoğunlaşarak, kendilerine olan
güvenlerini artırmaya ve bu şekilde beklenenin üzerinde performans elde etmeye
çalışırlar. Bu şekilde çalışanlar da görevlerinin önemlerini daha iyi kavramakta ve
bireysellikten ziyade örgüt çıkarları üzerine yoğunlaşmaktadırlar. Dolayısıyla, ortak
bir kültürün oluşması ve yenilikçi hareketlere verilen önem, örgütün başarısını
artırmakta ve transformasyonel liderlerin karizmasını desteklemektedir.
Transformasyonel liderler günümüz yöneticileri arasında ‘o gerçek bir lider’ olarak
anılan insanlardır. Transformasyonel liderler, yöneticilik özelliklerinden çok liderlik
vasıflarıyla anılırlar. Çünkü bu tarz liderler mevcut sistemlerin dışına çıkılmasını
isteyen ve bunu teşvik eden kişilerdir.
44
Transformasyonel liderler kısaca arkalarındaki gruba yeni bir form veren, bir
anlamda arkalarındaki ekibin ihtiyaçlarını, inançlarını ve değer yargılarını değiştiren
kişilerdir. Yapılan araştırmalar sonucunda transformasyonel liderlik tarzı ile yüksek
verimlilik, düşük işi bırakma ve yüksek çalışan tatmini arasında güçlü bağlantılar
bulunmuştur.
Burns’e göre; yöneticiler transaksiyonel, liderler ise transformasyonel özellikler
taşırlar. Yine ona göre bu iki tarz; liderlik boyutunun zıt kutuplarındadır ve
birbirinden bağımsızdır.
Aslında ideal bir yönetici, hem transaksiyonel hem de transformasyonel liderlik
özelliklerini taşıyan kişidir. Günümüz liderlerinin, günlük ilişkilerin beklenen
kalitede, müşteri memnuniyetini sağlayarak tamamlanmasında transaksiyonel liderlik
özelliklerine; yarının dünyasını düşleyerek bugünün dünyasına şekil vermede ise
transformasyonel liderlik özelliklerine ihtiyaçları vardır. Transformasyonel liderlerin
bir diğer özelliği ‘karizmatik lider’ vasıflarını kendilerinde barındırıyor olmalarıdır.
2.3.4.3. Karizmatik Liderlik
Bugün üzerinde hemen hemen mutabık olunan bir tanım vermek gerekirse, karizma,
“bir grubun (izleyicilerin) algılarının ve atıflarının liderin nitelik ve davranışları
tarafından, liderliğin yer aldığı durum ya da koşullar tarafından ve izleyicilerin
gereksinimleri tarafından etkilenmesinin sonucu olarak elde edilen ve izleyicileri,
liderin kendisi için harekete geçirtebilen bir güç” olarak tanımlanabilir (Dindar,
2001). Karizma kavramı kişinin çekiciliği ile ilgilidir. Bir kişinin sahip olduğu
karizma başkalarını etkilemede önemli rol oynar. Karizmatik liderler izleyici
gruplarını peşlerinden sorgusuz sürükleyebilme becerisine sahiptirler (Koçel, 2001).
Karizmatik lider, sahip olduğu özellikleri ile, başkalarını kendi istediği yönde
davranmaya sevk eden kişidir. Bu tarz liderler, her zaman vizyona ve amaç
duygusuna sahiptirler. Karizmatik liderlerin kendilerine güvenleri tamdır ve
vizyonları doğrultusunda kişisel risk alırlar, özveride bulunurlar. Güçlü oldukları
yanlarının farkındadırlar ve bunun üzerine yatırım yaparlar. Yüksek risk almaya
heveslidirler. Bu tarz lider, çevresel engelleri ve değişim için gereken kaynakları
değerlendirebilir. Çalışanlarının gereksinimlerine duyarlıdır. İnsanlardaki yetenekleri
algılar. Onların ihtiyaçlarına ve duygularına cevap verir. Bu tarz liderler çok ikna
edicidir ve vücut dilini sözlü dil kadar etkili kullanırlar. Karizma teorisine göre güç,
45
kendine güven ve ideallere sahip olma karizmatik liderlerin en çok ihtiyaç duydukları
konulardır.
Karizmatik liderler aşağıda yer alan özelliklere sahip olmak zorundadırlar:
• Karmaşık fikirleri basit mesajlara indirgeme becerisi
• Metaforlar ve hikayeleri kullanarak iletişim kurma becerisi
• Riski elverişli hale getirme ve risk olmadan kendini boşlukta hissetme
• Statüye meydan okuma becerisi
• Empati becerisi
• Teşvik etme ve mücadele becerisi
Karizmatik liderler vizyonun önemini açıkça ortaya koyma yeteneğine sahiptir.
Yüksek kişisel risk ve yüksek maliyetler üstlenmeye isteklidir ve kendinden
fedakârlık yapabilir. Başkalarındaki yetenekleri algılar ve onların ihtiyaçlarına ve
duygularına karşılık verir. Karizmatik liderler incelendiğinde, bazılarının
toplumlarını ve şirketlerini refaha ve gelişmeye götürmelerine karşılık, bazılarının
gerek kendi toplum ve kurumları gerekse insanlık açısından son derece olumsuz
sonuçlara götürdükleri bir gerçektir.
2.3.4.4. Hizmetkar Liderlik
Bu teoride, lider bir hizmetkar olarak görülmektedir. Hizmetkar, diğerlerinin ve
kurumun birincil ihtiyaçlarına odaklanarak kendini bir lidere dönüştürür. Hizmetkar
lider, bir farklılık yaratabilmek için diğerlerine hizmet etmek amacıyla bir şirkete
veya topluluğa katılan ve öncülük eden kişidir. Teoriye göre, hizmetkar lider bu
faaliyetlere çıkar elde etmek için katılmaz. Bu tarz lider ile bir kurumu yönetmek
isteyen kişi arasındaki en büyük fark, hizmetkar liderin diğerlerinin ihtiyaçlarını
sürekli olarak kendininkilerden önce düşünmesidir. Bu tarz liderliğin amacı, hizmet
edilenlerin daha bilgili ve hak sahibi olmaları, dayanışma ve özgürlük kazanmaları
ve sonunda hizmetkar lider haline gelmeleridir (Toduk Akiş, 2004).
2.3.4.5. Takipçilik
Carnegie Melon Üniversitesi’nden Robert Kelly, takipçilik ve liderliği yeniden
tanımlamıştır. Liderlerin takipçilerden üstün olduğu “endüstriyel liderler” modeline
46
katılmaz ve liderler ile takipçilerin rollerini eşit derecede önemli ama farklı
etkinlikler olarak tanımlar. Takipçilik, liderlik sürecinde insanların tercih ederek
üstlendikleri bir roldür. Kurumsal başarılar hem etkin liderliğe hem de etkin
takipçiliğe bağlıdır. Etkin takipçilerin yetkilendirilmesi, katkıları için takdir edilmesi,
kurumun hedef ve vizyonuna erişmesine olan yardımlarının karşılığını da tatmin ve
gurur olarak alması gerekir.
Açıklanan tüm liderlik yaklaşımları Tablo 2.7’de özet haline getirilmiştir.
Tablo 2.7. Liderlik Kuramları Özet Tablosu (Toduk Akiş, 2004).
LİDERLİK YAKLAŞIMLARI ÖZETİ Yaklaşım Dönem Başlıca Varsayımlar Başlıca Eleştiriler
*Bir liderin olağanüstü yada bahşedilmiş nitelikleri vardır.
*Bu yaklaşımda koşullar dikkate alınmaz.
*Belirli bireyler doğal bir idare yeteneğine sahiptir.
*Birçok kişisel özellik, ölçmek yada gözlemek için çok belirsiz ya da soyuttur.
*Liderler, kendilerini takipçilerinden ayıran kişisel özelliklere sahiptirler.
*Çalışmalar, kişisel özellikleri liderlik etkinliğiyle kati olarak ilişkilendirmemiştir.
1-Kişisel Özellik 1907-1947
*Birçok kişisel özellik çalışması, liderlik davranışlarını ve takipçilerin motivasyonunu ilişkisel değişken olarak ihmal eder.
2-Davranışsal 1950'ler- 1960'lar
*Liderliğin tek bir yolu vardır. *İnsanlara, üretime ve yapıya yüksek alaka gösteren liderler etkin olacaktır.
*Durumsal değişkenler ve grup süreçleri dikkate alınmaz; belirli tür liderlik davranışlarının etkin olduğu durumları saptamakta çalışmalar başarısız olmuştur.
*Liderler koşullara göre farklı şekillerde davranırlar. *Kimin lider olarak çıkacağını koşullar belirler.
*Birçok olumsallık(contingency) teorisinin muğlak olması, belirgin ve sınanabilir önermeler yapılabilmesini güçleştirmektedir. 3-Durumsal
1950'ler-1980'lerin başı
*Farklı durumlar için farklı liderlik özellikleri gereklidir. *Teoriler kesin ölçütlere sahip değildir.
4-Modern Liderlik Teorileri
Etki/Karizma 1920'lerin ortası, 1977 sonrası
*Liderlik bir etki yada sosyal mübadele sürecidir.
*Lider-takipçi etkileşimine karizmanın tesiri üzerine daha fazla araştırmaya ihtiyaç vardır.
İlişkisel (Dönüşümcü ve
Etkileşimci) Liderlik,
Hizmetkar Liderlik,Takipçilik
1978'den günümüze
*Liderlik ilişkisel bir süreçtir. *Liderlik paylaşılan bir süreçtir. *Takipçiliğe önem verilmesi gerekir.
*Araştırma eksikliği *Karizmatik ve dönüştürücü liderliğin benzerlikleri ve farklılıkları hakkında daha fazla açıklama gerekiyor. *İşbirliği, değişim ve yetkilendirme sürecinin gerçekleştirilmesi ve ölçülmesi zor.
47
2.4. LİDERLİK VE YÖNETİCİLİK ARASINDAKİ FARKLILIKLAR
Literatürde örgütsel amaç ve hedeflere ulaşmada belirleyici olan liderlik kavramı ile
yöneticilik kavramı arasında farlılık bulunduğuna yönelik görüşler bulunmaktadır.
Liderlik ve yöneticilik iki ayrı ve tamamlayıcı eylem sistemidir. Her birinin kendine
özgü işlevi ve karakteristik uğraşları vardır. Rekabetçi ve hareketli hale gelen iş
ortamında başarı sağlamak için her ikisi de gereklidir. Liderlik ve yöneticilik
kavramları arasındaki fark, grubu hedefe yönlendirmede yararlanılan güç kaynağında
ortaya çıkmaktadır. Yönetici, astlarını hedeflere yönlendirmedeki etkileme gücünü,
yasal güç kaynağı olan “otorite”den alır. Buna karşılık, lider, gücünün kaynağını
yönlendirdiği gruptan(izleyicilerden) almaktadır.
• Yöneticilik; yerine getirmek, sorumluluk taşımak ve yürütmektir. Liderlik ise,
etkilemek, yönlendirme konusunda rehberlik etmek, etkin faaliyet ve görünüştür
(Benns&Nanus).
• Yöneticiler, işletmenin amaçlarını gerçekleştirirlerken, liderler, takipçilerinin
hedeflerini gerçekleştirmeye önem verirler.
• Yöneticilerin otoritesi, sahip olunan pozisyondan kaynaklanmaktadır. Liderin
otoritesi ise takipçilerinin kendisine sağladığı otoritedir.
• Yönetici, her zaman işletmeye karşı sorumludur, lider ise, takipçilerine karşı
sorumludur.
• Yöneticiler, sisteme, denetime ve kurallara önem verirken, liderler, yaygın
iletişim, fikir üretimi ve bu fikirleri eyleme dönüştürmeyle ilgilenirler. Yani,
yönetici var olanı korur ama değişimi başaran ve harekete geçiren liderdir.
• Yöneticinin amaçları, arzulardan çok gerekliliklerden doğar; yönetici, çatışmaları
dağıtma konusunda üstündür; grupları yatıştırarak işlerin yürümesini sağlar. Buna
karşılık lider, amaçlara yönelik kişisel ve etkin tavırlar sergiler. Etrafında
bulunan potansiyel fırsat ve ödülleri ararken astlarına esin kaynağı olur ve
enerjisiyle süreci harekete geçirir. Personelle ve çalışma arkadaşlarıyla ilişkileri
yoğundur ve bu durumda çalışma ortamında kaos vardır.
• Yöneticiler tasarlar, örgütler ve denetler; kurallar ve prosedürlerle hareket
ederler. Liderler ise, yön verir, kabiliyetleri harekete geçirir ve strateji uygularlar.
Kurallar üzerinde değil, insanlar üzerinde yoğunlaşırlar.
48
Liderlik sadece üst düzeydeki yöneticilere ait değildir. Örgütlerde yöneticilik yetkisi
olmayan liderler olduğu gibi, liderlik özelliklerine sahip olmayan yöneticiler de
olabilir. Günümüzde şirketlerin en çok ihtiyacı olan ve ideal olan; yöneticilerin aynı
zamanda liderlik vasıflarına da sahip olmalarıdır. Firmalar artık bünyelerine lider
yöneticiler almaya çalışmakta veya bu yolda eğitim vermektedir.
Hickman, yapmış olduğu ayrımda hem yöneticileri hem de liderleri davranış
tarzlarına göre gruplamıştır. Burada en çok göze çarpan özellik bu tarzlardan
herhangi birini diğerlerine göre çok üstün tutup diğerlerini kötülememesidir. Bu
ayrımdaki tarzlar şöyle sıralanabilir:
2.4.1. Yöneticilik Tarzları
• Sorumlu Yönetici: Strateji ve avantajları belirlerken nesnel ve realistiktir.
Kendilerini detaylardan uzak tutar, organizasyonel gerçeklere dikkatlerini
yoğunlaştırırlar. Organizasyon kültürüne ve kabiliyetlere göre değişmekle
beraber genellikle işe yönelik ve organize olmuş kişilerdir. Mantığa ve nesnelliğe
yönelik kültürel değerleri desteklerler. Dikkati ve titizliği seven gelenekçi bir
yönetim anlayışı hakimdir. Değişime karşı tipik olarak reaksiyon gösterirler.
Bazen sessizdirler fakat kendileri ve başkaları için yüksek görev duygusu
taşımaktadırlar. Sonuçları elde ederken eldeki gerçekleri ve katı doğruları
severler. Sık sık, “şu andaki kapasitemizle neler elde edebiliriz?” diye düşünürler.
• Çözüm Yöneticisi: Strateji ve avantajları belirlerken uyumlu ve ihtiyatlıdırlar. O
andaki rekabetçi durumu kabul ederler ve durumsal gerçeklere göre davranırlar.
Acil ihtiyaçlara anında çözüm bulmakla tanınırlar. Genelde insanlarla günlük
konuşmalardan kaçınırlar. Mantıklıdırlar ve salt eşitlikçiliğe karşıdırlar.
Zamanlama ve yetenekler açısından esnek ve durumsaldırlar. Dış ve iç
değişmelere uyum sağlamayı tercih ederler ve beklenen problemlere en iyi
çözümü ararlar. Değişimi severler fakat onu planlamayı zaman israfı olarak
düşünürler. Sonuçları elde etme konusunda güvenilir ve acil olmayı tercih
ederler. Şahsi yapı olarak zorlukların üstesinden gelmeyi ve çözüm bulmayı
severler.
• Gerçekçi Yönetici: Stratejileri ve avantajları belirlerken esnek fakat nesneldirler.
Kriz durumlarında mükemmeldirler ve hemen tepki vermeyi severler. Şu andaki
rekabetçi durumu değerlendirmede pragmatiktirler. Enerjik ve tarafsızdırlar.
49
Bazen prosedürler ve politikalara karşı bihaberdirler. Önce davranır sonra
talimatları okurlar. Dış ve iç değişmelerin hayatın bir parçası olduğunu
düşünürler ve onun için ayrıca plan yapmazlar. Plana uymasa bile o andaki
gerçekleri kabul ederler. Aktivitelere katılmak hoşlarına gider. Davranışlara karşı
oldukça serbesttirler fakat işlere karşı yeteri kadar sıkıdırlar. Geçmişi veya
geleceği değil o anı yaşadıkları düşüncesi hakimdir.
• Başarılı Yönetici: Strateji ve avantajları değerlendirirken, yorumlarken ve
geliştirirken mantıklı ve kararlıdırlar. Enerjik ve gerçekçidirler; o andaki
rekabetçi durumda üstün çıkmak için çok çalışırlar. Organizasyon kültürü
açısından eşitlikçi ve cana yakındırlar. Kültürel değerlere karşı saygılıdırlar ve
organizasyonel politikaların savunucusudurlar. Başkalarından da aynı şekilde
davranmalarını beklerler. Dış ve iç değişimi kendileri başlatmaktan çok
reaksiyon göstermeyi tercih ederler. Gerçekçi ve kontrolcüdürler. Yapılandırılmış
ortamlarda daha verimli çalışırlar. Sonuçlar açısından genellikle kısa vadeli ve
somut hedefleri vardır.
• Bağdaştırıcı Yönetici: Strateji ve avantajları değerlendirirken nesnel ve
pratiktirler. Kendilerine en yakın ortakların ihtiyaçlarını daha iyi karşılamak için
görev dağılımını dikkatli yaparlar. Planlama kabiliyetleri ve sezgisel güçleri
dolayısıyla hayranlık duyulurlar. Başkalarıyla konuşurken yumuşaktırlar fakat
olayları büyütürler. Kültürel normlara saygılıdırlar fakat görevin
tamamlanmasından önce rahatlıkla değişiklik yapabilirler. Dış ve iç değişime
karşı dikkatlidirler. Değişimin yavaşça olmasını severler. Arkadaş canlısı, görev
aşığı ve düzenli olmaları en büyük özellikleridir. Doğru şeyleri, doğru kişilere
doğru anda yapmak için üstün kabiliyetleri vardır. Sonuçları ele alırken insanların
kabiliyetlerini ve durumu dikkate alırlar.
• Gözlemci Yönetici: Strateji ve avantajları belirlerken uyumlu ve ihtiyatlıdırlar. O
andaki rekabetçi durumu kabul ederler ve durumsal gerçeklere göre davranırlar.
Acil ihtiyaçlara anında çözüm bulmakla tanınırlar. Genelde insanlarla günlük
konuşmalardan kaçınırlar. Mantıklıdırlar ve salt eşitlikçiliğe karşıdırlar.
Zamanlama ve yetenekler açısından esnek ve durumsaldırlar. Dış ve iç
değişmelere uyum sağlamayı tercih ederler ve beklenen problemlere en iyi
çözümü ararlar. Değişimi severler fakat onu planlamayı zaman israfı olarak
düşünürler. Sonuçları elde etme konusunda güvenilir ve acil olmayı tercih
50
ederler. Şahsi yapı olarak zorlukların üstesinden gelmeyi ve çözüm bulmayı
severler. Sessiz ve dostçadırlar. Sonuçları elde ederken pratik ve ihtiyaca göre
sonuç elde etmek isterler.
• Yardımsever Yönetici: Strateji ve avantajları belirlerken planlı fakat dostça
davranırlar. Bir kulaklarıyla sürekli başkalarının dertlerini dinlerler. Pratik ve
hizmet merkezlidirler. Değişime karşı durumsaldırlar fakat önceden kestirmeye
çalışırlar. Organizasyonel durumu sempati ve incelik ile gözlemlerler. Ani dış ve
iç değişmeler onların içe kapanmasına ve kendilerini dertli hissetmelerine sebep
olabilir. O andaki durumu organize etmenin gelecekteki başarı için en emin yol
olduğuna inanırlar. Yapısallık ve güvenilirlik hoşlarına gider. Sonuçları ele
alırken başkalarının ihtiyaçlarını da dikkate alırlar.
• Hevesli Yönetici: Stratejileri belirlerken gerçekçidirler ve vurgulamayı severler.
Uzun dönem planları vardır fakat bunlar genellikle stratejik vizyonla ya alakasız
veya gerçekten uzaktırlar. Organizasyonda topluma ayak uydururlar, arkadaşça
ve sempatiktirler. Dış ve iç değişime aşıktırlar. Plansızlıklarıyla ve başkalarını
şaşırtmakla meşhurdurlar. İş becermede çok berbattırlar ve genelde sonraya
bırakırlar. Onları tahmin etmenin en iyi yolu, tahmin edilemez olduklarını
bilmektir. Şahsi olarak arkadaşçadırlar, dışa açıktırlar ve başkalarının yardımına
hemen koşmayı severler. Sonuçları elde ederken insanların kabiliyetlerinden ve
zekalarından istifade ederler. Başarıya ulaşmanın en iyi yolunun insanların
ihtiyaç ve isteklerini karşılamaktan geçtiğini düşünürler (Hickman, 1992;
Dindar, 2001).
2.4.2. Liderlik Tarzları
• İleriyi Gören Lider: Strateji ve avantajları belirlerken anlayışlı ve incedirler.
Olaylara ve işe yeni ve farklı bir açıdan bakmayı severler. Kültüre ve
kabiliyetlere göre değişmekle beraber başkalarına karşı istekli yaklaşırlar ve
anlayışlıdırlar. Görev yaklaşımları kuvvetlidir. Kişisel öğrenme, kendini
geliştirme, başkalarının fikirlerini anlama önemlidir. İç ve dış değişime karşı
özneldirler, planlı bir şekilde karşı çıkabilirler. Gelecekteki değişimleri
incelerken bütün ihtimalleri ve izlenecek bütün yolları çizerler. Başkalarını işe ve
amaçlara yönlendirmeyi severler. Organize olurken ve planlarken oldukça
başarılıdırlar. O andaki durumu sevmezler ve değişime öncülük etmek
51
idealleridir. Başkalarının motive edilmesi onlar için çok önemlidir. Sonuçları elde
ederken motive edilmiş insanlar aracılığıyla çok büyük ve mükemmel sonuçlar
alınacağına inanırlar.
• İdealist Lider: Stratejileri ve avantajları belirlemede idealist fakat uyumludurlar.
Bilgi ve vizyon hakkında oldukça meraklıdırlar. Düşünce yapısı olarak bütüncül
ve globaldirler. Organizasyon kültürüne ve kabiliyetlere göre farklılık
göstermesine rağmen idealistlikleri her sahaya akseder. Kendi değerleri oldukça
derindir ve insanların organizasyon kültürünü kendilerine uyarlamasına imkan
tanır. İç dünyasında saf ve kalıcı gerçeklere inanır. Dış ve iç değişimi
başlatmakta iyidirler ve değişimi genellikle gelişim olarak nitelendirirler.
İnsanların beklenti ve problemleriyle ilgilenirler. Uzun dönemde en iyi
sonuçların, insanların yerleştirilmesi, değerleri, tutkuları ve görevlerini
iyileştirmek yoluyla alınacağına inanırlar.
• Fırsatçı Lider: Strateji ve avantajları değerlendirirken genelde heveslidirler ve
kaynakları da düşünürler. Geniş çapta ilgiden hoşlanırlar ve yeni ilişkiler
kurmanın yolunu ararlar. Uyumlu ve kendini sürekli motive edebilen bir yapıya
sahiptirler. Diğerlerinin değer ve inançlarına karşı şefkatle kucak açarlar.
Fırsatları organizasyon açısından iyi değerlendirmenin yolunu gözlerler.
Değişime karşı ihtiyatlıdırlar, önce tecrübe etmeyi tercih ederler. Herhangi bir
anda genelde şartları ve fırsatları düşünüyor olurlar. Sosyal, güvenilir ve açık
olmayı tercih ederler. Sonuçları elde etmeye gelince aktiftirler ve hızlı hareket
ederler. En iyi sonucun insanların düzenlenmesi ve motive edilmesiyle elde
edileceğine inanırlar.
• İkna Edici Lider: Stratejileri ve avantajları belirlerken değişime karşı hırs
içerisindedirler. Değişik ve yeni stratejilerden hoşlanırlar. Planlama, organize
etme ve başkalarını ikna etme kabiliyetleri mükemmeldir. Organizasyonda parlak
fikirleri vardır ve müşfik birer amigo gibidirler. Uyuma karşı şiddetli bir arzuları
vardır. Dış ve iç değişime karşı katalizör rolündedirler. İnsanların değişmeleri ve
gelişmeleri için gayret sarf ederler. Değişimi başlatmak ve başkalarını buna
motive etmek eğilimindedirler. Uyumu kolaylaştırmak için insanları bir araya
getirip planlar yaparlar. Kendini adayan insanların en iyi sonuçları elde edeceğine
inanırlar. Performansı artırmak için insanların potansiyelleri ve hayalleri üzerinde
odaklanırlar.
52
• Gelişimci Lider: Stratejilerin belirlenmesinde genelde becerikli ve mantıklıdırlar.
Uzun dönem ve büyük hedefleri olan stratejiler izlerler. Genellikle işe ve amaca
önem veren bir yapıya sahiptirler. Genellikle çok hür bir görünüm çizerler. Dış
ve iç değişime karşı genelde becerikli ve nesnel yaklaşırlar. Değişime ayak
uydurmada heveslidirler. Sürekli gelişimin, o andaki durumu geliştirmeye bağlı
olduğunu düşünürler. Analitik ve karar vericidirler. Gelişim için daha uygun ve
etkili yapılar ararlar. Sonuçları elde etmede organizasyonel süreklilik ve
büyümenin en iyi sonuca ulaştıracağını düşünürler. Kısa dönemdense uzun
dönem sonuçlar üzerine odaklanırlar.
• Mantıkçı Lider: Strateji ve avantajların belirlenmesinde nesnel ve geniş bakış
açısına sahiptirler. Mantıklı ve uyumlu bir süreç yoluyla stratejileri belirlerler.
Günlük meselelere karşı düşünce olarak yetersiz olabilirler fakat tipik olarak
parlak bir stratejist olarak bilinirler. Genelde içine kapanık bir hayat sürerler ve
kendi iç dünyalarında oldukça zengin düşünce ve hükümleri vardır. Değişime
karşı mantıki bir ayrımcılık taşırlar. Gelecekçi ve bazen hantal olarak bilinirler.
Başkalarının hatalarına karşı sabırsızlık gösterebilirler. Bireysel etkililik
açısından mantıklı fakat esnek bir analizcidirler. Hususilik ve gayri resmiliğe
müsaade ederler. Sonuçları elde etmede başkalarına mantıksız ve uygulanamaz
görünse bile kendilerine mantıklı gelen uzun dönem sonuçlarda ısrarlıdırlar.
• Mucit Lider: Strateji ve avantajları değerlendirmede mantıkçıdırlar ve kaynakları
dikkate alırlar. Değişime katalizörlük yaparlar. Ayrıca yeni iş ve stratejiler
geliştirmede uzman sayılırlar. Başkalarına karşı bazen kaba ve küstahça
davranabilirler. Normlara ve talimatlara artık işe yaramadıkları veya mantıksız
oldukları gerekçesiyle baş kaldırabilirler. Yapabilmeleri muhtemel tüm
değişiklikleri yapma eğilimindedirler. Geleceği o kadar düşünürler ki bazen
başladıkları değişimin tadını çıkarmayı bile unuturlar. Çok fazla yapısallık
kendilerini hapsedilmiş hissetmelerine ve isyan etmelerine sebep olabilir. Elde
ettikleri sonuçların, yeni ve tek olmadıkça bir işe yaramadıklarını düşünürler.
• Muzaffer Lider: Stratejileri ve avantajları değerlendirirken kararlı ve sabit
fikirlidirler. Maharet kazanmak için geçmiş ve geleceği bilgi ve veri açısından
tararlar. Organizasyon içinde haşin olmalarına rağmen yine de sosyaldirler.
Başkalarını etkilemede ve otoritesinde analitik, mantıklı ve aktiftir, akla uygun
politikaları vardır. Kendilerini ve başkalarını organizasyonel amaçlara göre
53
şekillendirirler. İç ve dış değişime karşı uyum içindedirler. Bazı şeylerin
değişmesi gerektiğini bilmek onlar için yeterli değildir. Değişimi gerçekleştirmek
için planlama, organizasyon ve katılımı sağlamak isterler. Girişimciliği sever,
enerji ve azimle yeni hedefler ararlar. Organizasyonun teknik ve sistem
boyutlarının üzerinde ısrar ederek maksimum potansiyele ulaşırlar. Büyümeyi
misyon olarak kabul eder ve bu yüzden uzun dönemli amaçlar belirlerler
(Hickman,1992; Dindar,2001).
2.5. LİDERLİK VE GÜÇ
Liderlik, etkin bir biçimde güç kullanma sürecidir. Güç kavramı ise, başkalarını
etkileyebilme yeteneğidir. Diğer bir deyişle, güç, bir kimsenin başkalarını, kendi
istediği yönde davranışa yönlendirebilme yeteneğidir. Etkileme ise, kişinin gücünü
kullanırken yararlandığı bir süreçtir. Güç kavramı ile etkileme kavramı birbirine çok
yakın iki kavramdır ve ikisini birbirinden ayırmak zordur. Ancak her iki kavram da
birbirini destekler. Başkalarını etkilemek bir kişinin gücünü arttırdığı gibi, kişinin
gücü arttıkça başkalarını etkileyebilmek de kolaylaşacaktır.
Güç kavramı, idrak kabiliyeti ile de yakından ilgilidir. Bir kişi bir alanda uzman
olabilir ancak başkaları bunu bilmez ya da ihtiyaç duymazlarsa bu gücün bir anlamı
kalmaz. Bu noktada algılama unsuru önemli rol oynamaktadır.
Bir işletme içinde yöneticinin/liderin, takipçilerini/astlarını etkileyebilmek için
kullanacağı 5 çeşit güç kaynağı vardır:
• Zorlayıcı Güç: Zorlayıcı güç korkuya dayanmaktadır. Cezalandırma veya cezayı
tavsiye eden güçtür. Zorlayıcı güç, yöneticilerin çalışanları kovma veya görevden
alma, eleştirme veya primlerini geri çekme haklarına sahip olmalarıdır.
Yöneticinin gerçekten cezalandırma imkanına sahip olması kadar, astlarının onun
bu gücünü bu şekilde algılaması da önemlidir.
• Yasal Güç: Bir organizasyondaki resmi yönetim pozisyonundan gelen ve sahip
olunan otoriteden gelen güce yasal güç denir. Örneğin, bir kişi amir olarak
seçildiğinde, çalışanlar bilirler ki, onun gösterdiği yönde onu takip etmelidirler.
Alt çalışanlar bu gücün kaynağını kanunen kabul ederler. Bu güç kaynağı, otorite
kavramını ifade eder.
54
• Ödüllendirme Gücü: Ödül gücü, insanlara ödüller verme yetkisinden
doğmaktadır. Yöneticiler, kardan pay veya terfi gibi resmi ödüller verebilirler.
Ayrıca, övgü, izin ve reklam gibi ödüller de verebilirler. Ödüllendirme,
çalışanların motivasyonları üzerinde önemli bir etkiye sahiptir ve bunu sağlayan
kişiye karşı bağlılıklarını arttırmaya yardımcı olur.
• Uzmanlık Gücü: Liderin özel bilgisi ve uygulama yeteneğinden ortaya çıkan
güçtür. Lider iyi bir uzman olduğu zaman, altında çalışanlar, onun üstün
bilgisinden dolayı onun tavsiyelerine uyarlar. Denetleyici pozisyonundaki
liderler, bazen ona terfi kazandıran üretim sürecinde deneyime sahiptirler. Buna
karşılık, üst düzey yönetim seviyesindeki liderler, uzman gücünü kaybedebilirler,
çünkü altlarında çalışanlar liderden daha çok teknik bilgiye sahip olabilirler. Bu
güç kaynağı, liderin sahip olduğu bilgi ve tecrübe ile ilgilidir. Burada astların
algısı yine önem taşımaktadır. Çünkü astlar liderlerini bilgili ve tecrübeli olarak
algılıyorsa, etkilenmeleri de kolay olacaktır.
• Karizmatik (Referans) Güç: Bu güç, liderin; çalışanlarının, kimlik, saygı ve
hayranlıklarını yöneten kişilik özelliklerinden oluşur. Çalışanlar, bir yöneticiye
hayranlık duydukları zaman bu etki onun karizmatik gücüne dayanır. Referans
gücü, liderin resmi ünvanı veya pozisyonundan ziyade kişisel özelliklerine
bağlıdır. Yöneticinin astlara çekici gelmesi, takipçileri lidere benzemeye
itecektir, bu da liderin astlarını etkilemesini kolaylaştıracaktır.
• Yetki Verme Gücü: Çalışanları yetkilendirmenin, bir organizasyondaki toplam
gücü artırdığı görülür. Herkes daha fazla konuşur ve böylece organizasyonel
hedeflere daha fazla katkıda bulunurlar. Bugün pek çok şirketteki üst düzey
yöneticinin hedefi, basit bir kontrolü elinde tutma isteği değildir, bunu insanlara
da vermektir.
2.6. LİDERLİK DAVRANIŞINI ETKİLEYEN BAZI FAKTÖRLER
Günümüzde liderlik kadar liderliği etkileyen faktörler de önem kazanmıştır. Bir
önceki bölümde, liderlik kavramını daha iyi anlamak için liderlik tanımı ve kuramları
hakkında geniş bilgi verilmiştir. Bu bölümde ise liderlik davranışlarını etkileyen
faktörlerden bahsedilecektir.
55
Liderlik davranışlarının bir takım faktörlerden etkilenip etkilenmediği çok sayıda
araştırmaya konu olmuştur. Çünkü şirketlerin bir adım öteye geçmeleri için, liderlik
davranışlarını nelerin etkilediğini bilmeleri ve buna göre önlem almaları veya
desteklemeleri bir zorunluluk halini almıştır. Bu nedenle araştırmaların bulguları
işverenler ve çalışanlar açısından önem taşımaktadır.
Yaş, cinsiyet, eğitim, kültür, meslek, çalışma süresi, sektörde deneyim, görev
nitelikleri gibi faktörler ile liderlik davranışları arasında bir ilişki olup olmadığı, bu
faktörlerin yöneticilerin liderlik davranışlarını ve çalışanların algıladıkları liderlik
davranışlarını etkileyip etkilemediği konusu, pek çok araştırmacı tarafından
incelenmiştir. Ve bu araştırmalar sonucunda farklı bulgular elde edilmiştir. Pek çok
araştırma farklı sektörlerde farklı bulgular vermiştir. Dolayısıyla bu konunun çok
kapsamlı olduğu söylenebilir. Yapılan araştırmalar sonucu kesin bulgulara varmak
zordur. Ancak en azından sektörlerin kültürü hakkında bize bilgi vermeleri açısından
önemlidir.
Bu tez kapsamında, sadece liderlikte yaş, cinsiyet ve kültür konuları hakkında detaylı
bilgi verilecektir. Çünkü literatürde özellikle bu üç konu hakkında kapsamlı
araştırmalar yapılmıştır.
2.6.1. Liderlik ve Yaş
Günümüzde yöneticilerde yaş değişkeninin, onların liderlik davranışlarında da
farklılıklar yaratıp yaratmadığı üzerine araştırmalar yapılmıştır. Yöneticilerin
teknolojik gelişmeleri ve yenilikleri bulundukları ortama ve organizasyonlara
uyarlayabilme yeteneklerinin farklılık göstermesi ve eğitimin ve öğretimin zamanla
değişimine bağlı olarak yöneticilerin bilgilerini organizasyonlara uygulamada sahip
oldukları istek ve becerilerin farklılaşması, organizasyonlarda “eski nesil yöneticiler”
ile “yeni nesil yöneticiler” kavramlarını gündeme getirmiştir (Arıcı, 2002). Bundan
dolayı yaş ve liderlik arasındaki ilişkinin araştırılması söz konusu olmuştur. Ancak
araştırmaların bir kısmında yöneticilerin yaşlarının liderlik davranışları üzerinde
etkisi olduğu bulunurken, bazılarında ise herhangi bir etki tespit edilmemiştir. Bu
yüzden bu konuda kesin bir yargıya varmak mümkün değildir. Yaş ortalamaları her
grupta, her organizasyonda farklılık gösterdiği için ve uygulanan sektörlere göre de
farklı sonuçlar elde edildiği için sonuçlar tutarlı olmamaktadır. Bu yüzden bu tezde,
yapılan araştırmalardan ve sonuçlarından bahsedilecektir.
56
İnsan yaşıyla ilgilenen kuramcılara (Erikson, 1963; Levinson, 1978; Super, 1977;
Gould, 1978, 1984) göre, yaş grupları, bu gruplarla ortaya çıkan davranışlarla
meydana gelmiştir. Hemen hemen her kuramcı aşağıdaki yaş gruplamasına katılır:
1. Aileyi bırakma, bir meslek seçme, ekonomik bağımsızlık ve kişisel kimlik
kazanmak. (18-30 yaş).
2. Toplumda sorumluluk kazanmak, işyerinde otorite pozisyonu kazanmak (31-
41 yaş).
3. Yaşam felsefesindeki düzenin ve ekonomik ve sosyal yaşam standartlarını
sürdürmedeki yeteneksizlikle hesaplaşmanın periyodu ortaya çıkar (42-50
yaş).
4. İlgi ve enerjilerdeki azalma, geçmişten gelen şeylere aşırı güveni hızlandırır.
Artan sertlik ve fiziksel güçte azalma vardır. (51 ve üstü). (Gilbert, Collins,
Brenner, 1990).
Liderlikte yaş değişkenini inceleyen ilk araştırmalardan biri, Argyris ve Levinson
tarafından yapılmış ve bireylerin kişisel gelişimlerini “yaşa” bağlı olarak
tanımlamışlardır. Levinson (1978), bu modelde yaş dönemlerini dört grupta ele
almıştır:
• 17-22 yaş grubu erken yetişkinliğe geçiş dönemi,
• 28-45 yaş grubu erken yetişkinlik dönemi,
• 50-65 yaş grubu orta yetişkinlik dönemi ve
• 65 sonrası son yetişkinlik dönemi.
Bu modelde, çalışanların yaşlarının özellikle iş ve kariyer üzerinde etkisi olduğu
açıklanmaktadır. Yapılan araştırmaların bir kısmında yaşa bağlı olarak yöneticilerin
işe yönelik, kişiye yönelik ve genel performansa yönelik yeteneklerinde ve liderlik
davranışlarında farklılıklar bulunmuştur (Bova ve Kroth,2001; Wah, 1999; Lee,
1988).
Organizasyonlarda yöneticilere ilişkin demografik değişkenlerden biri olan “yaş”ın,
liderlik davranışları üzerinde etkisinin olmadığını tespit eden araştırmalara
(Jurkiewicz, 2000; Halliman, 1998; Thomas, 1990; Lee, 1988; Lawrence, 1988)
göre, organizasyonel sosyalleşme nedeniyle farklı yaş gruplarındaki yöneticilerin
57
davranışları arasında fark oluşmamaktadır. Yani organizasyonların değişen çevre
koşullarına ayak uydurmaları ve rekabetle iç içe olmaları ve sürekli kendini
yenileyen dinamik bir yapı oluşturmaları nedeniyle yaş faktörü göz önünde
bulundurulmadan yöneticilere eşit sorumluluk düzeylerinin verilmesi liderlik
davranışlarında farklılık görülmemesini açıklayan bir etken olarak görülmüştür.
Yöneticilerin yaşlarının liderlik davranışlarında farklılık yaratmamasının bir başka
nedeni de; organizasyon kültürüdür. Organizasyonlarda oluşturulan kurumsal
değerler ile çalışanların neyi yapıp neyi yapmayacaklarına ilişkin kurallar ortak bir
tutum oluşturmaktadır. Böylece değerlerin paylaşılması ile yöneticiler,
organizasyonda oluşan kültüre uygun davranışlar sergilemekte, yaşa bağlı farklı
davranışlar göstermemektedirler (Durmuş Arıcı, 2002).
“Yaş”ın, liderlik davranışları üzerinde farklılık yarattığına ilişkin sonuçlara ulaşan
araştırmalarda; yaşları 40 üzerinde olan yöneticilerin örgütsel bağlılıklarının daha
yüksek olduğu ve geçmiş değerlere daha fazla bağlı kaldıkları tespit edilmiştir (Lok
ve Crawford,1999; Mathieu ve Zajac,1990; Staw ve Ross1977). Bello (2001),
Yousef (1998), Menon ve Akhilesh (1994), Yukl (1994), Zenger ve Lawrence (1989)
ve Blyton (1984) isimli araştırmacılar tarafından yapılan diğer araştırmalarda ise,
yaşları 40 üzerinde olan yöneticilerin diğerlerini etkili bir şekilde yönlendirerek
“koçluk” rolü üstlendikleri, katılımcı yönetimi benimsedikleri ve insani değerlere
daha fazla önem verdikleri tespit edilmiştir. Schubert (1988) ise, yaş ve aktif-pasif
liderlik tarzı arasındaki ilişkiyi gözlemsel veriyle analiz etmiştir.
Mitchell (2000), pek çok faktörün, çalışanların davranışı ve tutumlarında nesilsel
farklılıklar oluşturduğunu iddia etmiştir. Eğitim ve yaş seviyesi önemli belirteçler
olarak tanımlanmıştır. Ona göre, eğitim seviyesi, insanların değerlerini, isteklerini ve
ihtiyaçlarını etkiler ve onları düşünmeye ve farklı davranmaya iter. Diğer yandan,
yaş; bireysel davranışların daha rahat sergilendiği genç yaştaki çalışanlar arasında
daha büyük veya daha az bireyselcilik derecesi vermeye eğilimlidir. Yazara göre, iki
jenerasyon arasındaki davranış ve tutumlarda sonuçlanan farklılıklar yüzünden
nesiller önem taşır.
Nitel bir çalışma yapan Sturges (1999), kadın ve erkek, genç ve yaşlı araştırma
katılımcılarının kariyer başarısının anlamını tanımladığı yolda varyasyonları
karşılaştırmış ve tartışmıştır. Çalışmadaki katılımcılar; hiyerarşik ve finansal
58
ilerlemeye dayanarak kariyer başarısını tanımlamaya daha az eğilimlidir. Bazı
kadınlar sınıfın, onlar için gençken olduğundan daha az önemli olduğunu
belirtmişlerdir. Kadınların, işin tamamlanmasındaki yerlerinin önemi olduğu ve yaşla
birlikte sayının azalmasında bireyin kişisel yapısının önemi olduğu bulunmuştur.
Yaş değişkenini inceleyen liderlik araştırmalarının bir kısmında, “organizasyonel
değişim”in liderlik davranışlarında farklılık yarattığı tespit edilmiştir.
Organizasyonel değişim, işle ilgili yeni yöntem ve uygulamaların oluşturulması,
çalışanların yeniden ve sürekli eğitimlerinin sağlanması anlamına gelmektedir.
Ancak, özellikle 40 yaş üzerindeki yöneticiler değişime karşı tutucu davranışlar
göstermektedirler. Değişim ise, insanlar üzerinde stres yaratabilir. Zaleznik’e göre,
45 yaş üzerindeki yöneticilerde strese bağlı rahatsızlıklar daha çabuk ortaya
çıkmakta, bu nedenle davranışlarında daha temkinli ve tutucu davranmaktadırlar
(Menon ve Akhilesh, 1994; Arıcı, 2002).
Liderlik davranışlarında yaşın etkisini saptayan araştırmalarda, yaşları 25-35 arasında
olan yöneticilerin organizasyona yönelik kişisel gelişimlere daha fazla önem
verdikleri, yaratıcı oldukları ve değişimlere açık oldukları sonuçlarına ulaşılmıştır.
Ayrıca rekabete önem verdikleri, yüksek ödüller karşılığında risk almaya istekli
oldukları da saptanmıştır (Kabacoff ve Stoffey, 2001; Bova ve Kroth, 2001; Wah,
1999; Kakabadse, Kakabadse ve Myers, 1998).
Liderlikte “yaş”ın etkisini inceleyen çok önemli iki çalışma bulunmaktadır:
• Kakabadse ve Myers’in Liderlik ve Yaş Araştırması:
Liderlik ve demografik özelliklere ilişkin çalışmalardan biri olan Kakabadse ve
Myers (1998)’ın araştırmasında, yöneticilerin liderlik davranışlarında yaş faktörünün
güçlü bir etkiye sahip olduğu bulunmuştur. Ona göre, yaş, davranışları
şekillendirmede önemli bir etkiye sahiptir.
Araştırma sonucunda üç lider tipi ortaya çıkmıştır:
1. Radikaller (25-35 yaş arasındaki yöneticiler): Radikal liderler sonuçları
izlemede geri bildirimci davranış göstermektedirler. İçlerinde en genç
olanlarıdır. Bunlar izleyicilerinin performanslarının nasıl olduğunu, ihtiyaç ve
beklentilerini karşılayıp karşılamadığını açıkça belirtirler. Böylece etkin
geribildirim davranışı ile yönetimin amaçlarını gerçekleştirmesini sağlarlar.
Ayrıca sonuçlara ulaşmada rekabetçi bir yaklaşım aracılığıyla yüksek
59
düzeyde beklentiler oluşturup çalışanları yönlendirirler. Böylece yüksek
beklentilere bağlı olarak yüksek performans gösterme davranışlarına da
sahiptirler. Radikal liderler takım çalışmasına ve yetki devrine de önem verir;
yetki devrini gerçekleştirerek çalışanlarının bilgi ve uzmanlıklarına olan
güvenlerinin artmasını sağlayarak olayları takım çalışması ile kontrol
edebileceklerini gösterirler. Özellikle takım çalışmasına yönelik davranışlar
gösteren yöneticilerin yetki devrettiğine ilişkin araştırmalar da
bulunmaktadır.
2. Bürokratlar (36-55 yaş arasındaki yöneticiler): Sonuçları izlemede
kontrolcü davranışlar göstermektedirler. Böylece faaliyetlerin planlanan
sürede tamamlanıp tamamlanmadığını ısrarcı tarzda takip ederler. Bürokrat
liderler, uzmanlık alanları ile ilgili bilgilerini ve sahip oldukları kariyerlerini
organizasyon içinde “güç” olarak gösterirler. Ayrıca örgütsel ve kişisel
iletişime de önem verirler.
3. Takım oyuncuları (55 yaş üzerindeki yöneticiler): Bu yaş grubunda bulunan
liderler takım ruhuna önem vermektedirler. Böylece fikir alışverişine,
tartışmalara ve iletişime açıktırlar. Ancak diğer araştırmalarda olduğu gibi bu
gruptaki liderler de geçmişteki geleneklerine sadık kalıp, organizasyonel
değişimi çok desteklemezler. Böylece “tutucu davranış” gösteren liderler
olarak tanımlanırlar.
Yaşlı yöneticiler olgundur, çabaları ve girişimleri görür, insanları ve sistemleri
yönetme konusunda uzun dönemli perspektiflere sahiptir. Genç çalışanlar ise
rekabetçidirler, sonuç odaklıdırlar, enerjiktirler ve açık yönetim tarzına adapte
olmuşlardır. Kakabadse’ye göre, yaş faktörü, liderlerin davranış, tutum ve felsefesini
şekillendirmede etkilidir. Bir tartışmada, Kakabadse’ye göre, insanların
performansını önemli ölçüde etkileyen faktörler; iş ve organizasyondaki ayrıcalığın
boyutu, yöneticinin yaşı ve onların yaklaşımıdır. Kakabadse, hem yaklaşım hem yaş
olarak daha olgun olan yönetici ve liderlerin, olduklarından daha iyi oyuncu
olduklarını iddia eder. Böylece bir kere daha bir tartışmanın ampirik olarak “yaşın,
bir liderin performans düzeyini etkilediğini” fikrini desteklediği görülmektedir. Bu
tartışmada direkt olarak ulaşılamayan sonuç, yaşın, liderlik tarzı ve yöneticilerin
davranışını etkilediği görüşüdür.
60
• Kabacoff ve Stoffey’in Liderlik ve Yaş Araştırmaları
Yöneticilerin yaşlarının liderlik davranışlarına etkisine yönelik son araştırmalardan
biri ise Kabacoff ve Stoffey’in 2001 yılında yaptıkları çalışmadır. Kabacoff ve
Stoffey’nin amaçları, lider davranışında, yaş farklarını ve onların bireysel performans
üzerindeki etkisini denemektir.
Bu araştırmada, Kabacoff ve Yönetim Araştırma Grubunun geliştirdikleri (1998)
“Lider Etkinliği Analizi” (Leader Effectiveness Analysis) ölçeği kullanılmıştır. Daha
önceki liderlik davranışlarını belirlemeye yönelik araştırmaların çoğundaki yöntem
bilim kısıtlarından hareketle Lider Etkinliği Analizi’nde liderlik davranışı boyutları
oluşturulurken, bu tür yöntemsel eksikler ve kısıtlamalar giderilmeye çalışılmıştır.
Öncelikle liderlik davranışı boyutları, organizasyonlarda çalışan çok sayıda kişinin
gözlemlerinden ve deneyimlerinden yararlanılarak oluşturulmuştur. Ölçekte,
bireylerin özellikle örgütlerde karşı karşıya kaldıkları durumlar ve bu durumlarda
gösterdikleri davranışlar dikkate alınmıştır. Kabacoff ve Stoffey’e göre,
organizasyon üyeleri arasındaki jenerasyon farklılıkları, lider davranışı üzerinde
önemli bir etkiye sahiptir ve hem bireysel ve hem organizasyonel sonuçları
etkilemektedir.
Robert Kabacoff ve Yönetim Araştırma Grubu tarafından geliştirilen Lider Davranışı
Modeli, 22 liderlik davranışını kapsamaktadır. Bu davranışlar vizyon yaratma,
izleyici kazanma, vizyonu uygulamaya koyma, sonuçları izleme, sonuçlara ulaşma
ve takım çalışması şeklinde tanımlanan 6 boyut şeklinde gruplanmıştır.
Kabacoff ve Stoffey’in (2001) çalışmasının örneklemi, özel bir veri tabanı
yardımıyla, aynı yönetsel ve örgütsel düzeylerde, benzer demografik özelliklerde ve
aynı iş kollarındaki bireylerin eşleştirilmesiyle oluşturulmuştur. Araştırmada 1280
yönetici, 4728 yönetici meslektaşı, 4940 ast ve 1534 üst; 360 derece değerleme
yöntemi ile 1280 orta düzey yöneticiyi değerlendirmişlerdir. Yöneticilerin 640’ı 25-
35 (genç) yaş arası olup, 640’ı da 45-55 yaş grubundadır. Araştırmanın ikinci
kısmında, 254 yönetici, 938 yönetici meslektaşı (peers), 1092 ast ve 318 üst 360
derece değerleme yöntemini kullanarak 254 üst düzey yöneticiyi
değerlendirmişlerdir. 254 yöneticinin 127’si 25-35 (genç) yaş arasında olup, 127’si
45-55 yaş arasında bulunmuştur.
61
Araştırmanın ilk bölümünde, 1280 orta düzey yöneticinin kendini değerlendirmesi
sonucunda, 45-55 yaş arası orta düzey yöneticilerin, tutuculuk, teknik vurgu, kendine
önem, ikna edicilik, yapı oluşturma, yetki devri, işbirlikçilik ve yetki ilişkilerine
önem veren davranışlarına ilişkin ortalamaların 25-35 yaş arası yöneticilerin
ortalamalarına göre yüksek olduğu bulunmuştur. Böylece 45-55 yaş arası orta düzey
yöneticilerin bu davranışlarda diğer yaş grubuna göre anlamlı düzeyde farklılık
yarattıkları bulunmuştur. 25-35 yaş arası yöneticilerin ise, dışa dönüklük, coşku,
taktik kullanma ve sonuçlara ulaşma davranışlarının 45-55 yaş arası yöneticilerin
ortalamalarına göre yüksek olduğu bulunmuştur.
Araştırmanın ikinci kısmında, 254 üst düzey yöneticinin kendini değerlendirmesi
sonucunda, 45-55 yaş grubunu oluşturan üst düzey yöneticilerin sadece yetki devri
davranışlarına ilişkin ortalamalarının diğer yaş gruplarının ortalamalarından yüksek
olduğu bulunmuştur. Son olarak, 25-35 yaş grubu yöneticilerin coşku, yapı
oluşturma, taktik kullanma ve üretim odaklılık davranışlarının 45-55 yaş arası
yöneticilerin ortalamalarından yüksek olduğu ve anlamlı düzeyde farklılık
gösterdikleri bulunmuştur. Kabacoff ve Yönetim Araştırma Grubu tarafından
geliştirilen Lider Davranışı Modelinde tanımlanan boyutların liderlik literatüründe
tespit edilen yöntem bilim kısıtlarını ortadan kaldırmaya yönelik oluşturulması, bu
araştırmanın liderlik davranışı ile yöneticilerin yaşlarına ilişkin son yıllarda yapılan
en kapsamlı çalışma olması ve liderlik davranışlarını çok yönlü incelemesi nedeniyle,
bu çalışmada Lider Davranışı Modelinin boyutları temel olarak alınmıştır.
Kabacoff ve Stoffey (2002)’in temel bulguları iki liste olarak özetlenmiştir. Liderlik
tarzları ve davranışlarında, yaşlı çalışanlarla kıyaslandığında, genç çalışanlar;
• Hızlı değişen çevrede daha rahat hissederler, risk almaya ve yeni yaklaşımlar
düşünmeye isteklidirler.
• Daha çok enerjiyle ve yoğunlaşarak iş görürler ve diğerlerine enerji vermek için
daha çok kapasiteye sahiptirler.
• Görev almak için fırsatlar aramaya daha yakındırlar ve onları gayretlendirmek ve
yüksek seviyede sonuçlar elde etmek için rekabetçidirler.
• Kendilerini geliştirmek ve ilerletmek için çalışırlar.
62
Benzer olarak liderlik tarzı ve davranışlar üzerinde genç çalışanlarla kıyaslandığında,
yaşlı çalışanlar;
• Önceden kestirilebilirlik sağlamak ve riski minimum yapmak için geçmiş
uygulamaların ışığında problemleri çözmeye çalışır.
• Daha sakindir ve olayları olduğundan hafif hissettirir.
• O alandaki derin bilgisini korur ve bu bilgiyi problemlere yaklaşırken kullanır.
• Daha çok işbirliği yapar, yetki verir ve çalışanlarına daha yüksek derecede
empati ve ilgi gösterir.
• Diğerlerini geliştirmek ve ilerletmek için çalışır.
Tüm bunların üstüne, yaş grubu farklılıkları, sayısal oranlarda da bulunmuştur. Bu
bulguların anlamı, hem genç hem yaşlı liderlerin tek başına katkılarını değerlendirme
yollarını bulmak için harekete geçmek gerektiğidir. Ayrıca her iki grubun
organizasyona taşıdığı güçlü ve zayıf yönlerini anlama çabası vardır. Bu araştırma,
grup farklılıklarını açıklayan olası neden-sonuç ilişkilerini incelememektedir.
Liderlik ve yaş arasında herhangi bir ilişki olup olmadığını araştıran pek çok çalışma
yapılmıştır. Bazı araştırmalar, yaşın liderlik davranışlarını etkilediği sonucuna
varırken, bazı araştırmalar etkilemediği sonucuna varmıştır.
2.6.2. Liderlik ve Cinsiyet
Cinsiyetin liderlik davranışlarını etkileyip etkilemediği konusu, özellikle son yıllarda
önem kazanmış ve pek çok araştırmacı bu konuda incelemeler yapmıştır. Sektörlerde
de yıllardan beri süregelen cinsiyet ayrımcılığı ve kadınlarla erkeklerin yönetimdeki
yerleri bu bölümde incelenecektir.
Son 20 yıldır devam eden tartışmalara ve son yeni incelemelere göre, kadın ve erkek
yöneticiler farklı liderlik tarzları kullanmaktadırlar (Loden, 1985; Helgesen, 1990;
Rosener, 1990; Alimo-Metcalfe, 1995; Bass, 1996; Lipman-Blumen, 1996). Pek çok
sayıda çalışma, kadınların ve erkeklerin farklı liderlik özellikleri taşıdıkları fikrini
destekler. Kadınlar, heyecan, karar verme, insanlar arası yetenekler, neşe ve hırslılık
hissini gösterirlerken, erkekler, anahtar faktörler olarak doğruluk ve sadakati
gösterirler (Brownell, 1994).
Kadınların başarısı, analitik olarak problem çözme, gayretli düşünme yeteneği, etkili
iletişim yeteneği ve profesyonel ilişkileri değerlendirme yeteneğinden
63
kaynaklanmaktadır (Andorka, 1998; Moskal, 1997). Genelde kadınlar, erkeklerden
daha sosyal yönelimli, eşitlikçi, kendisini bilen ve eşitlik tabanlılardır (Daley ve
Naff, 1998; Andorka, 1998; Meeker ve Eliot, 1996; Van Velsor, 1993) ve
demokratik ve transformasyonel liderlik uygulamalarını erkeklerden daha sık
kullanırlar (Daley ve Naff, 1998; Yammarino, 1997; Rozier ve Hersh-Cochran,
1996). Ayrıca, tartışma yönetimi durumlarında, kadınların; daha az rekabetçi
oldukları bulunmuştur (Gale, 1991). Erkekler; kontrol etmek için iletişim kurarken,
kadınlar, bağlılık için iletişim kurarlar (Anderson ve Martin, 1995). Bu özellikler;
kadınlara, etkili danışmanlar olmaları için imkan verir, çünkü kadınlar, hem
profesyonel hem psikolojik olarak astlarını desteklerler (Burke, 1984).
Kadınları çalıştırma hakkındaki negatif önyargıların bazıları, ne yazık ki, onların işe
kabul edilmelerini ve değerlerinin takdir edilmesini etkiler ve pek çok araştırmacı,
“cam tavan”(glass-ceiling) kavramının varolduğu görüşünü savunmaktadır (Taynor
ve Deaux, 1984; Daley ve Naff, 1998). Cam tavan, kadın yöneticilerin iş dünyasında
daha az olmasının sebebini çok net açıklamaktadır. Çoğu zaman aynı iş deneyimine
sahip olmasına rağmen, kadın yöneticinin; yetkinliği paylaştığı erkek yöneticinin
önüne geçememesinin ve terfi ettirilmemesinin arkasında belli klişeleşmiş önyargılar
(stereotipler) bulunduğu bir gerçektir. Birbiriyle eşit olan kadın ve erkek yöneticiden,
çoğunlukla erkek olanı terfi ettirilir. Dolayısıyla camdan bir tavan örülerek kadınlar
üst yönetime çıkarılmamaktadır. Toduk Akiş’in bir başka değerlendirmesine göre ise,
kadınlar kendi cam tavanlarını kendileri örmektedirler. Onları buna iten sebep,
toplum tarafından yerine getirmeleri beklenen “kadın”ın görevleri ile kariyerlerinin
onlardan bekledikleri arasında sıkışıp kalmalarıdır (Toduk Akiş, 2004).
Astlara göre; kadın yöneticiler; güçlü liderler olarak ortaya çıkma olasılıklarını
azaltan zor iş durumlarıyla karşılaştıklarında, aşırı derecede duygusal, hassas ve
tereddütlü davranmaktadırlar (Chang-McBride, 1997; Moxon, 1993). Gerçekten de,
kadın yöneticilere düşük görsellik şansı olan ve önemli ilişkiler kurma yeteneklerini
daha az gösterecekleri görevler verildiği gözlemlenmiştir.
Bazı çalışmalar, lider-ast ilişkileri üzerinde cinsiyetin etkisine özellikle dikkat
çekmişlerdir. Jeanquart-Barone ve Sekaran (1994), kadın astların; kadın yöneticilere,
erkek yöneticilere oranla daha az güvendikleri sonucuna varmıştır. Astlar, erkek
liderleri tercih etmeye daha yatkındır. Kadınlar, yapılan işlerde negatif sonuçlar elde
edildiğinde kadın yöneticilerini suçlamaya daha yatkındır (Cann ve Siegfried, 1987;
64
Cooper, 1997). Ayıca erkekler, kadınlara göre, astlarından daha iyi değerlendirmeler
almaya daha eğilimlidirler. Bazı ampirik kanıtlar, kadınların, diğerlerini yönetme
yetenekleri konusunda şüphe duyduklarını belirtir (Hammick ve Acker, 1998).
Kadınlar, erkeklerden daha düşük performans beklentilerine sahiptirler, erkeklerden
fazla olan yeteneklerini önemsemezler ve kendi performanslarını daha az olarak
değerlendirirler. Bu da kadınların, gördükleri baskıdan kaynaklanan özgüven
eksikliklerini göstermektedir (Maccoby ve Jacklin, 1974).
Erkeklerin, kadın yöneticilerin başarıları hakkındaki düşünceleri üzerine yapılan
araştırmalarda (Bass, 1990), kadın yöneticilerin elde ettikleri başarıların daha çok
çalışmaya, şansa ya da işin kolay olmasına bağlandığı sonucuna ulaşılmıştır.
Kadınlar hakkında olumsuz fikirlere sahip olan erkek yöneticiler, kadınların
başarısızlıklarının yeteneksizlikten kaynaklandığını, erkeklerin başarılarının
yetenekli olmaktan ve başarısızlıklarının kötü şans, görev zorluğu ve yeterli çaba
gösterilmemesinden kaynaklandığını düşünmektedirler (Toduk Akiş, 2004).
Türkiye’de yapılan araştırmalara göre; kadınlar, toplam çalışanların %25’ini
oluşturmalarına karşın üst kademelerde %3.7 oranında temsil edilmekte; %17’sini
oluşturmalarına karşın üst kademelerde %2.8 oranında temsil edilmekte; %32’sini
oluşturmalarına karşın üst kademelerde %4 oranında temsil edilmektedir (Bayrak ve
Yücel, 2000). Kadınların istenilen ölçülerde olmasa bile en azından bazı sektörlerde
işgücüne katılmakla birlikte, yönetim kademelerinde etkili olamadıkları
anlaşılmaktadır. Bu araştırmalarda ilginç bir sonuç ortaya çıkmıştır. Bu
araştırmalarda ülkemizle veya gelişmekte olan diğer ülkelerle gelişmiş ülkeler
arasında çok belirgin farklar çıkmamıştır (Bayrak ve Yücel, 2000; Köse ve Ünal,
2003).
Jago ve Vroom’un 1982’de yaptıkları araştırmaya göre, kadınların gösterdiği otoriter
davranışlar olumsuz olarak değerlendirilirken, aynı davranışı gösteren erkekler
olumlu olarak değerlendirilmiştir.
Kadınların yöneticilik konusunda başarılarını destekleyen araştırmalardan J.E.
Smith’in yürüttüğü araştırmada, kadın yöneticilerin, yaratıcılık gerektiren işleri
yapan grupları erkeklere göre çok daha başarılı yönettikleri ortaya çıkmıştır.
Anna Fels’e göre, kadınların başarısının fark edilmemesi yine kadınlardan
kaynaklanmaktadır. Araştırmalara göre, “hırs” kelimesi kadınlar için kendini
65
beğenmişlik, bencillik ya da başkalarını kendi çıkarları için kullanma gibi olumsuz
çağrışımlar yaparken, erkekler için son derece gerekli ve önemlidir. Fels’e göre,
engellere karşın başarılı olmuş kadınlar, bu durumla erkekler gibi övünmek yerine
kendilerini geri plana çekip başarılarını başkalarına mal etmektedir.
Rozier ve Hersh-Cochran (1996) şu sonuca varmıştır: “Kadınlar, astlarını
heyecanlandırma ve ilham verme gibi daha karizmatik yöntemleri kullanırlar;
erkekler ise, daha istisnalarla yönetim özelliklerini -ne cesaretlendirerek, ne de
cesaret kırarak- kullanırlar.”
Rozier’in kadın baskın bir endüstride yaptığı bir başka araştırmanın sonucunda,
kadınların ve erkeklerin, liderlik davranışlarında farklılaştıklarını görmüştür. Benzer
şekilde, Rosener (1990), 465 kadın yöneticiyi incelemiş ve kadınların
transformasyonel liderlik tarzını kullanmaya daha yatkın oldukları sonucuna
varmıştır. Kadınlar; organizasyonel pozisyon, unvan, ceza/ödüle dayanan gücün
aksine, karizmaya, iş kaydına ve ilişkilere dayanan gücü kullanmaya yatkındırlar.
Rosener, kadınların bunu, yeteneklere dayanan üst yönetime uyguladıkları ve erkek
liderlik tarzlarını uygulamaya gerek duymadıkları sonucuna varmıştır.
Rigg ve Sparrow(1994) ise, küçük ölçekli bir çalışmada, kadınların, erkeklerden daha
çok takım yaklaşımını önemsediklerini bulmuştur ve erkeklerin daha paternalist ve
otoriter oldukları bulunurken, kadınların daha kişiye yönelik oldukları bulunmuştur.
King ve Hinson ise, cinsiyet özelliklerine bakarak, çalışmadaki kadınların erkeklere
göre ilişki boyutuyla daha ilgili oldukları sonucuna varmıştır. Donnell ve Hall
(1980), yönetimsel tercihleri, motivasyonel dinamikleri, katılımcı uygulamaların
kullanımındaki farklılıkları ve kişilerarası yeterlilikleri karşılaştırarak 2000
yöneticiyi araştırmışlardır. Kadın yöneticiler, erkeklere göre, daha yüksek seviyede
ihtiyaçlar tarafından motive edilmeye daha yatkındır. Astlar, yöneticilerinin ilişkisel
uygulamalarını değerlendirdiklerinde farklılık bulunmamıştır. Ancak stres
altındayken, erkekler daha görev eğilimli bir tarz kullanırlarken, kadınlar ilişkiye
yönelik bir tarzı kullanmaktadırlar (Valentine and Godkin, 2000).
Stanford’a göre, kadınlara avantaj sağlayan bazı özellikler vardır. Bunlar iletişim
yeteneği (iyi bir dinleyici olma ve iletişim yeteneği), uzlaştırma yeteneği, kişilerle
yakın bağlar oluşturabilme ve insanları idare etme konusuna yumuşak
yaklaşımlarıdır. Bazı kuramcılar kadın liderlerin özellikle takım çalışmasının ve
66
rahat bir bilgi akışının sağlanması gereken ortamlarda bu iş için çok elverişli
olduklarını söylemektedirler. Ayrıca kadınların işler arasında önceliklendirme yapma
yeteneği erkeklerinkinden daha gelişmiş olduğu da ortaya konmuştur.
Stanford, Oates ve Flores’in araştırmasına göre, kadınlar; erkekler gibi meşru ve
zorlayıcı güçlerini kullanmamakta, kişi ve olaylara daha çok insan boyutunda
yaklaşmaktadırlar. Kadın liderlerin kendilerini tarif etmek için seçtikleri sıfatlar
takım çalışmasına yatkın, katılımcı ve cesurdur. Bu yöneticilerin çoğunluğu işlerin
yapılması için çalışanlara direktifler vermediklerini, aksine onları karar alma
sürecine kattıklarını ve çalışanlarla karşılıklı güvene dayalı ilişkiler kurarak onların
liderlerinin tavsiyelerine saygı duymalarını sağladıklarını söylemişlerdir (Demirözlü,
1998).
Kadınlar, erkeklere oranla daha çok demokratik veya katılımcı stili, daha az otokratik
veya yönlendirici stili benimsemektedirler. Erkekler ise, daha çok yönlendirici,
komuta ve kontrol etme stilini kullanmaktadırlar. Kadınlar katılımı, güç ve bilgi
paylaşımını daha çok özendirmekte ve takipçilerin kendileri için duydukları değeri
yükseltmeye gayret etmektedirler. Erkekler ise, başkalarını etkilemek için
konumlarından kaynaklanan resmi otoriteye dayanırlar (Koca, 2001).
Yeşim Toduk Akiş’in çalışmalarının sonucunda, kadın yöneticilerin, bir şirketin tepe
yönetimine aday olmayı erkekler kadar heves ve istekle arzulamadıkları görülmüştür.
Ona göre, kadınlar yıllar içinde bu isteklerini belki törpülemekte, belki de aile ve
sosyolojik rolleri içinde dengeli bir yaşam kalitesi dahilinde bunu tercih
etmeyebilmektedirler. Bazen de tepe yönetici olmanın getireceği başarı veya
başarısızlık korkusu devreye girmekte ve çekingen davranabilmektedirler.
Cinsiyet ve liderlikle ilgili bir başka kavram da, kadınsı ve erkeksi liderliktir. Kadınsı
ve erkeksi liderlik kavramları, liderlikte cinsiyet kavramından farklıdır. Erkeksilik ve
dişilik, toplumdaki cinsiyetlere yüklenen rolleri ifade etmektedir. Toplumlarda
genellikle dişi özelliklerle ilişkili kavramlar, şefkatli, merhametli, nazik, sadık,
çocuklara karşı sevgi dolu olmak, başkalarına karşı duyarlılık olarak ifade edilirken,
erkeksi özellikler yükselme tutkusu, dediğim dedik tavır, rekabetçi olma, egemen ve
baskıcı tavır takınmak, bağımsız ve tavır koyucu olarak ortaya çıkmaktadır. Yönetsel
ortam ve uygulamalar açısından yaklaşıldığında, erkeksi ya da dişi özelliklerle ilgili
bu toplumsal boyut; başarı, kazanma, tanınma, mücadele ve benzeri özelliklerdeki
67
farklılaşmayı vurgulamaktadır. Özellikle yönetim biçimi ve liderlik uygulamaları,
toplumda egemen olan kültürün, erkeksi ya da dişi değerlerden hangisini daha fazla
içerdiğine önemli ölçüde bağlı olmaktadır (Akıner, 2004).
Bem cinsiyetin liderlik üzerindeki etkilerini incelemiş ve şu sonuçları bulmuştur:
Erkeksi liderler agresif, bağımsız, objektif, mantıklı, analitik ve kararlıdır; kadınsı
liderler ise, duygusal, duyarlı, kooperatif, sezgisel, sıcak ve saygılıdır. Korabik ve
Ayman’ın çalışmasına göre erkeksi liderlik özellikleri sergileyen kadınların astları
tarafından sevilmediği; geleneksel kadınsı rolleri doğrultusunda liderlik yaptıklarında
ise iyi yöneticiler olarak nitelendirilmemekte ancak insan olarak sevilmektedirler
(Demirözlü, 1998).
Fels’in, kadın ve erkek cinsiyet rollerinin belirlenmesinde en çok kullanılan anket
olan “Bem Sex Role Inventory”i kullanarak yaptığı araştırmanın sonuçları, kadın
kimliğini meydana getiren tanımların sadece “insan ilişkileri” üzerinden
oluşturulabildiğini ve kadınlığı ifade eden en önemli unsurun “vermek” olduğunu
ortaya çıkarmaktadır. Bu nedenle kadınlar iş hayatında “destekleyici yönetici” ve
“iyi takım elemanı” olarak değerlendirilmektedir. Fels, bu iki özelliği ortaya çıkaran
kadınların hem iş hayatına uygun, hem de kadınsı olarak kabul edildiklerini
vurgulamaktadır. Öte yandan iş yerinde ön plana çıkmaya çalışan, kendini göstermek
isteyen hırslı kadınlar, kadınlara atfedilmeyen ve erkeksi olarak kabul edilen “hırs”
özelliğini sergiledikleri için olumsuz izlenim bırakmaktadırlar. Bu şekilde davranan
kadınlar “kadınsı” bulunmamaktadırlar. Bu nedenle başarılı kadınlar kendilerinden
beklenen kadın rollerini yerine getirmek adına hırslarını törpülemekte ve geri plana
çekilmektedirler (Toduk Akiş, 2004).
Liderlik tarzları ya görevi başarmak üzerinedir (ör: otokratik, görev eğilimli veya
transaksiyonel tarzlar) ya da kişiler arası ilişkileri beslemek üzerinedir (ör:
demokratik, ilişki eğilimli veya transformasyonel tarzlar). Bu yüzden, cinsiyetle
ilişkilidir çünkü var olan cinsiyet stereotiplerinin feminenlik/maskülenlik boyutlarını
yansıtır. Genelde cinsiyet stereotiplerinin içeriği şöyledir: erkekler; aracı, rekabetçi,
rasyonel ve iddialıdır (erkeksilik) ve kadınlar hassas, heyecanlı, nazik ve anlamlıdır
(kadınsılık). Düşünme davranışları feminen olarak düşünülürken, yapım davranışları
maskülen olarak düşünülür.
68
Günümüzde bile hala devam eden cinsiyet ayrımcılığı, erkek baskın sektörlerde
kendini daha fazla göstermektedir. Erkek baskın sektörlerin en başında bulunan
inşaat sektöründe de kadınlar ne yazık ki pek çok engelle karşılaşmaktadır. İnşaat
endüstrisinde kadın sayısı bu nedenle oldukça azdır.
Ancak son yıllarda inşaat endüstrisi; kadınları bu sektöre çekme ve burada tutma
yollarıyla oldukça fazla ilgilenmektedir. Court ve Moralee (1995)’e göre, inşaat
sektöründe kadınların yetersiz temsili, 1980’lerde bir konu haline gelmiştir. O
zamandan beri, bu durumu düzeltmek için pek çok girişimde bulunulmuştur.
Evetts(1996)’a göre, inşaat sektöründeki pek çok kadın, ailevi sorumluluklardan
dolayı, yöneticiliği, kendilerine uygun bir yol olarak görmemişlerdir. Oysaki, inşaat
sektöründe kadınların part-time çalışmaları için pek çok fırsat bulunmaktadır (Evetts,
1996).
Kadınların kariyer seçimlerini etkileyen pek çok faktör vardır (endüstrinin kadınlara
karşı tutumu, iş olasılıkları ve kariyer hedefleri gibi). Buna ilaveten, pek çok kadın,
inşaat gibi geleneksel olmayan mesleklerden, aile kurmak ve geleneksel bir mesleğe
başlamak için erken ayrılmaktadırlar. Srivastava’ya (1992) göre, bu durum; inşaat
endüstrisi için gerekli özelliklerden yoksun kadınlar topluluğuyla sonuçlanıyor.
İnşaat endüstrisinde çalışan kadınlar, stereotipik engellerle karşılaşmaktadırlar. Bu
erkek-baskın meslekte profesyonel pozisyonlarda işe giren kadınlar, genel yönetim
pozisyonlarından çok teknik uzmanlık pozisyonlarını doldurmaya eğilimlidirler. Bu
sektörde, erkek değerleri, normdur: uzun çalışma saatleri, rekabet, bağımsızlık, full-
time çalışma, vb. Ancak günümüzde kadınlar da bu sektör için en az erkekler kadar
yetenekli ve dayanıklı olduklarını göstermeye başlamışlardır.
Araştırma sonuçlarına göre, erkek baskın sektörlere girmek isteyen kadınlar başarılı
olmak için ya erkek gibi davranmalı, ya da önemsiz pozisyonlarda kalarak,
yaşantısını sürdürmelidir (Davidson ve Cooper, 1992).
Bazı araştırmacılar cinsiyet farklılığının, “çeşitlilik yönetimi” olarak kullanılmasının
alternatif bir yol olduğunu savunmuşlardır. Fullerton’a göre, bu kavram, insanlar
arasındaki farklılıkları kabul etmek ve bu farklılıkları; üretim, yaratıcılık ve karar
verme süreçlerini geliştirmek için kullanılabilir.
69
Artık günümüzde yöneticiler, bu endüstriye daha çok kadını nasıl çekebilecekleriyle
ilgilenmektedirler (Belli engelleri kaldırarak ve endüstrinin imaj ve kültürünü
değiştirerek). Çünkü bu sektörde kadınlar izole edilmeye eğilimlidir.
Greed(1991)’e göre, “log-jam” denilen bir akım yaratılmıştır. Buna göre, orta
yönetimdeki kadınlar yaşları ilerlese de ilk yukarıya terfiden sonra dikey olarak
devam etmek yerine genelde uzmanlık alanlarına göre yatay olarak
ilerletilmektedirler. Bundan dolayı da, kadınlarda tatminsizlik, isteksizlik oluşmakta
ve işten ayrılmalar gözlemlenmektedir. Kadınlar iş ve evi bir arada götürebilmelerine
rağmen, bunlar bir engel olarak görülmektedir. Hatta çocuklu kadınlar, çoğunlukla,
erkek işverenleri tarafından “yüksek derecede güvenilmez” olarak görülmektedirler.
Wilkinson(1992), mühendislikte kadınlara karşı işverenin davranışlarını incelemiş ve
endüstrinin kadınları çalıştırmaya istekli olup olmadığını değerlendirmiştir. Bu
araştırmaya göre, işverenlerin yarıdan fazlası daha fazla kadına ihtiyaçları olduğunu
belirtmiştir, %44’ü ise, daha çok kadının üst yönetim pozisyonlarında olması
gerektiğini ifade etmiştir. Ancak %64’ü de kadınların terfi için erkeklerden daha çok
çalışması gerektiğini söylemiştir. Wilkinson şu sonuca varmıştır: İşverenlerin,
kadınlardan beklentileri daha yüksektir ve bu yüzden terfi etmeye daha uzaktırlar.
Bazı işverenler, hala sahada çalışan kadınları bir problem olarak görmektedirler.
Katılımcıların %80’i kadın ve erkeğin eşit olarak sahada bulunması gerektiğini
düşünürken, kalan azınlık, hala kadınların işçileri motive ederken güçlük
yaşayacağını düşünmektedir.
Kadınların çoğu, bu sektörde iş bulamamaktadır. Bulanlar da, genelde sınırlı terfi
olanakları yüzünden, yetiştirme ve gelişim olasılıkları olmadığı için ve işle aile
yaşantısını bir arada götüremediği için işten erken yaşta ayrılmaktadırlar. Oysaki, bu
sektördeki engeller ve kadınlara olumsuz bakış açısı ortadan kalktığında, kadınların
oldukça az olan sayıları aratacak ve tatmin olduklarından dolayı çok daha iyi
performans göstereceklerdir.
Günümüzde inşaat sektöründe çalışan kadınların sayısı artmakla beraber, genellikle
bürolarda veya genel merkezlerde çalıştırılmaktadırlar. Şantiyelere ve sahaya hala
kadın çalışanlar yollanmamaktadır. Bunun bir sebebi de; şantiyedeki işçilerin kadın
yöneticilere bakış açılarıdır. İşverenler de bu sebeplerden dolayı işlerin
tamamlanamayacağını düşünerek, sahaya erkek yöneticiler yollamaktadır. Ancak
70
zamanla meslek kültürü ve klişe inançlar değiştikçe kadınlar bu alanlarda daha fazla
görülecektir. Yine de günümüzde inşaat sektöründeki kadın sayısı oldukça artmıştır.
Şirketler kadınları sektöre olabildiğince çekmeye çalışmaktadırlar. Hatta üst düzey
yönetici kademelerine kadar çıkabilmektedirler. Bu gelişmeler, sektör için bir
ilerlemedir.
2.6.3. Liderlik ve Kültür
Liderlik ve kültür arasındaki ilişkiyi anlamak için öncelikle kültür kavramının
incelenmesi gerekmektedir. Kültür kavramının tek bir tanımını yapmak çok zordur.
Kültür üzerine pek çok tanımlama yapılmıştır. Ama kabul görmüş olan genel bir
tanımla, kültür; öğrenilen ve paylaşılan değerler, inançlar, davranış özellikleri ve
semboller toplamıdır. Bunun dışında yapılan tanımlamalardan bazıları şöyledir:
• Kültür, insanın; inancın, sanatın ve etiğin, örf ve adetlerin, hukuk ve bireyin
mensubu bulunduğu toplum tarafından kazandırılmış olunan alışkanlıkların ve
yeteneklerin oluşturduğu karmaşık bir bütündür (Tylor, 1871).
• Kültür, insan topluluklarının özgün yapılarını ortaya koyan, insan tarafından
yaratılan ve aktarılan sembollerle ifade edilen düşünce, duygu ve davranış
biçimleridir (Kluckhohn, 1962).
• Kültür, insanların sosyal alıştırma sırasında açığa vurdukları inanış, bilgi ve
geleneklere ilişkin tutumların bütünüdür (Kempner, 1987).
• Kültür, bir grup insanı diğerlerinden ayıran zihinsel programlamadır (Hofstede,
1990).
• Kültür; insan davranışının temelini oluşturan ve insan davranışlarını bir bakıma
tahmin edilebilir hale sokup, ortak amaçlara doğru yönelten veya bazı genel
kabul görmüş durumların korunmasını amaçlayan bir inanışlar, normlar ve
paylaşılan değerler toplamıdır (Normann, 1991).
• Kültür; bir toplumun davranışını şekillendiren, her topluma ayrı bir çevre olma
özelliğini kazandıran ve her topluma kendi şeklini veren kural ve sorumlulukların
meydana getirdiği bir bütündür (Haris ve Moran, 1996; Mead, 1994).
• Kültür; insanların dünyaya bakış açısını, olayları ve bireyleri algılama biçimini
belirlemektedir ve aynı topluluğa ait bireylerce paylaşılan, bir nesilden diğerine
71
geçen tutum, davranış, değerlendirme, inanç ve yaşam biçimlerini yorumlamayı
sağlayan bir olgu olarak tanımlanmaktadır (Goodwin, 1999).
• Kültür, insanların bir şeyleri yapma yolu; sahip oldukları inanış ve değerlerdir
(Rooke, 2000).
• Kültür; dil, inanç, değer, norm, davranışlar ile bir nesilden bir diğer nesile
aktarılan maddi öğelerden oluşan bir bütün olarak açıklanabilir (Özkalp, 2002).
Kültür alanında çalışma yapan çoğu araştırmacı kültürün özelliklerini ortak bir
görüşle şu şekillerde tanımlar:
1. Kültür, öğrenilir: Kültür, içgüdüsel veya kalıtımsal değildir, bireylerin
doğduktan sonra öğrenerek veya tecrübe yoluyla kazandığı alışkanlıklardır.
2. Kültür, paylaşılır: Bir grubun, organizasyonun veya toplumun üyesi olarak
insan, kültürü paylaşır, tek bir bireye özgü değildir, toplumun tüm bireylerine
aittir.
3. Kültür, kuşaklar arasında geçiş yapar: Kültür birikerek artar ve kuşaklar
arasında geçiş yapar. Bir nesilden diğerine aktarılır. Çoğalan bir birikimdir,
kuşaklar arasında bağdır.
4. Kültür, semboliktir: Sembolleştirmek veya başka bir şeyi temsil etmede
kullanmak üzere insan kapasitesine dayanmaktadır. Simgeleyicidir, bir
olgunun başka bir olgu tarafından tanımlanması, simgelenmesi veya
kullanılmasıdır.
5. Kültür, kalıplaşmıştır: Kültürün; bütünleyen unsurlardan oluşan bir yapısı
vardır ve bütünleşmiştir. Birbirine bağlı pek çok unsurun oluşturduğu bir
yapıdır. Bu unsurlardan birinde veya bir kısmında meydana gelen değişiklik
diğer kısımlarda da değişikliğe sebep olacaktır.
6. Kültür, uyarlanabilir: Kültür zaman içinde değiştiği gibi toplumdan topluma
da farklılık gösterebilir. Değişen çevre ve toplum şartlarına göre, toplumun
kendi ideallerini gerçekleştirmek için, kendi kültüründe de sürekli bir
değişiklik yapmak zorundadır. Bu kapsamda kültür, insana özgü, süper-
organik, kendi kendini üreten, şartlara göre dinamik bir değişme ve işleyiş
içinde bulunmakta ancak geçmişin birikiminden de yararlanmaktadır.
72
7. Kültür, sınırlayıcıdır: Kültür, ait olduğu toplumu bir takım ölçüler içine
sokarak sınırlamaktadır.
8. Kültür, soyut bir kavramdır: Kültür maddi bir olgu değildir (Köse ve Ünal,
2003; Akıner, 2004).
Kültür katmanları ve etkileşimi, bu tez çalışmasında bize yardımcı olacak temel
konudur. Bu nedenle öncelikle bu konuyu açıklamak gerekir. Kültürel katmanlaşma,
kültür konusunda çalışanların sık sık tekrarladığı açıklayıcı bir modeldir. Hancock;
Hofstede ve Schein gibi kültür konusunda uzman araştırmacıların oluşturduğu kültür
katmanlarını göz önüne alarak, kültürel katmanlaşma düzeylerini inşaat sektörüne
adapte etmiştir. Hancock (2000), inşaat sektöründeki mimar ve inşaat
mühendislerinin kültürünü incelediği araştırmasında kültürü katmanlaştırmıştır. En
dış katmanda ulusal kültür, ara katmanda ulusal kültürden etkilenen, endüstri
düzeyinde sektör kültürü ve en iç katmanda da meslek kültürünün ele alındığı
katılımcı düzeyinde kültür yer almaktadır:
1. Ulusal düzeyde kültür,
2. Endüstri düzeyinde kültür-İnşaat sektörü kültürü,
3. Katılımcı düzeyinde kültür-Müşteri, danışmanlar, yükleniciler, mimar, inşaat
mühendisi, v.b.
Ulusal kültür; bireyleri ve ulusları; ait oldukları sınıf ve yaşam tarzları farklı olan
bireylerden kendilerini ayıran kültürdür. Burada bahsedilen kimlik, tarihsel varlık,
coğrafi yerleşim, dil, dini inanışlar, etnik ve demografik profil, iklim, politik görüş,
eğitim ve öğretim düzeyi, ekonomik güç, yasalar ve yönetmeliklerin
kombinasyonundan oluşmaktadır (Hancock, 2000).
Birçok ülke içinde de çok fazla bölgesel ve kültürel farklılıklar vardır. Örneğin, aynı
ülke içinde faklı kültürel özellikler barınabilir. Farklı politik görüş, ekonomik güç
düzeyi ve konuşulan diyalekt farklılıkları en belirgin olanlarıdır. Kültür ve kültürel
farklılıklar konusunda çalışan araştırmacıların (Hofstede, 1980,1991,2001; Schein,
1985; Trompenaars, 1993, 2002; Sargut, 2001; Bowditch&Buono, 2001) çalışmaları
sonucunda bir katmanlaşma oluşmaktadır. Buna göre; ülke kültürünün yani ulusal
kültürün sektör kültürüne, sektör kültürünün organizasyonel kültüre, organizasyonel
kültürün grup (aile veya topluluk) kültürüne ve bireylere etkisi vardır. Ayrıca her
katmanın birbiriyle etkileşimi olmaktadır. Buono’ya göre meslek kültürü; ulusal,
73
organizasyonel ve sektör kültürü katmanlarının kesiştiği noktada kendini gösteren bir
alt kültürüdür (Akıner, 2004).
Ulusal kültürler, değerlerin içine gömülmüştür, değerlerle bütünleşik olarak ifade
edilmektedir. Ancak, organizasyonel kültür uygulamalara dayalıdır. Burada
bahsedilen uygulamalar, bizim davranışımıza yön veren semboller, ritüeller, yazılı
olmayan kurallar ve normlardır. Genel bir ifade ile organizasyonel kültür, örgüt
içindeki bireyler ve gruplar tarafından paylaşılan ve uyulan değerler olarak
tanımlanmaktadır. Bu anlamda, organizasyonel kültür, üyeleri bir arada tutan bir
sosyal yapıştırıcıdır. Örgütü karakterize eden gelenekselleşmiş, düşünme, hissetme
ve tepki verme yollarının bir kurgusu olarak tanımlanmaktadır.
Örgüt kültürünü oluşturan öğeler şöyledir:
• Sosyal ve fiziksel çevre
• Maddi nesneler
• Mimari özellikler ve şirket kimliği
• Kullanılan dil ve metaforlar
• Hikayeler ve efsaneler
• Törenler ve ritüeller
• Davranış tarzları ve örgütsel kurallar
• Semboller
• Kahramanlar
• Değerler, inançlar ve tutumlar
• Temel varsayımlar
• Örgüt tarihi
Organizasyonel değerler üst yönetim tarafından değiştirilebilir ve öğrenilebilir.
Çalışma ortamı deneyimi, tecrübeli çalışanlardan işe yeni giren çalışanlara aktarılır.
Bireyin organizasyonel kültürünü değiştirmek imkanı varken, ulusal kültürünü
değiştirmek kolay değildir. Bir firmanın mevcut organizasyonel kültürü ulusal
kültürü güçlü bir şekilde yansıtır. Gelişmiş ülkelerden gelişmekte olan ülkelere
74
organizasyon, yönetim modelleri ve uygulamaları getirmek sorunlara sebep
olabilmektedir.
Mesleki kültür ise bu iki kültürün, yani ulusal ve organizasyonel kültürün arasında
bir yerde bulunmaktadır. Uygulama ve değerlerin karışımından oluşmaktadır.
Paylaşılan uygulamalar mesleki yeterlilikte; değerler ise, bir mesleğin etik
kurallarında bulunur (Hofstede, 1980, 2001). Kültürel farklılıklar mesleki çizgide de
vardır. Eğitimdeki benzerliklerden kaynaklanan kültürel doku ve çalışma koşulları,
ticari ya da mesleki birlikleri şekillendirmektedir.
Kültürel farklılıkların liderlik davranışlarını ne şekilde etkilediği üzerine daha sınırlı
sayıda araştırma yapılmıştır. Ciddi katkısı olan bu çalışmaların ilk yapılanlardan
birinde Haire, Ghiselli ve Porter (1966), yöneticilerin genel olarak kabul görmüş
özelliklerini belirtmişlerdir. Araştırılan 14 ülkedeki yöneticiler demokratik yönetim
tarzlarını ve uygun olan eşitlikçi organizasyonel yapıları desteklemişlerdir. Aynı
zamanda, yönlendirmenin ikna etmekten daha iyi olduğunu belirtmişlerdir. Hem
Bass (1997) hem de House ve arkadaşları (1999) karizmatik/ transformasyonel
liderliğin evrensel olarak etkili olabileceğini öne sürerler. Bass (1997);
transformasyonel liderliğin, transaksiyonel liderliğe göre, pozitif sonuçlarla daha çok
ilişkili olduğunu iddia etmiştir. Bass’ın bulgusunu destekleyecek şekilde, Den Hartog
(1999) ve ortakları, karizmatik/transformasyonel liderliğin belirli yönlerinin kültürler
arasında evrensel olarak kabul edilmiş olduğunu bulmuşlardır.
Kültür ve liderlik davranışları arasındaki ilişkiyi incelemek amacıyla pek çok
araştırma yapılmıştır. Bunların başında; kültür konusunda pek çok tanınmış çalışması
olan Hofstede gelmektedir. Hofstede, çeşitli kültürlerden insanların nasıl ve niçin
etkilendiğini açıklamaya yardımcı olan dört boyut olduğunu belirtmiştir.
Hofstede’nin üzerinde çalıştığı bu dört boyut; güç mesafesi (PDI), belirsizlikten
kaçınma (UAI), bireyselcilik (IDV) ve erkeksilik (MAS)tir. Bu tez çalışmasında elde
edilen araştırma sonuçları, Hofstede’nin bu dört boyutu açısından incelenecektir.
• Güç Mesafesi Boyutu (PDI): Güç mesafesi, üstler ve astlar arasındaki eşitsizliği
göstermektedir. Bir topluluğun üyeleri gücün, bir organizasyonda ya da bir
kuruluşta eşit dağıtılmadığına ne kadar çok inanırlarsa ve kabul ederlerse o
toplulukta güç mesafesi o kadar yüksektir. Yüksek güç mesafesi olan kültürdeki
insanlar gücü toplumun temel faktörü olarak görürler. Düşük güç mesafesinde
75
olan toplumlar ise, gücün sadece yasal olduğunda kullanılması gerektiğine
inanırlar. Güç mesafesi yüksek olan kültürde çalışanlar üstleriyle aynı fikirde
olmadıklarını ifade etmeye çekinirler. Hatta ifade edemezler. Emirleri prosedürün
bir parçası olarak görür ve yerine getirirler. Üst düzey çalışanlar da bu tutumu
sergilemektedirler. Türk kültüründe güç mesafesi boyutu yüksektir.
• Belirsizlikten Kaçınma Boyutu (UAI): Belirsizlikten kaçınma, bir toplumdaki
kişilerin belirsiz durumlarda kendilerini ne ölçüde tehdit edilmiş hissettiklerini
ifade eder. Başka bir ifadeyle, insanların belirsiz ve bilinmeyen durumlara karşı
gösterdikleri tepkiyle ilgilidir. Belirsizlikten kaçınmanın yüksek olduğu
toplumlarda organizasyonel aktivitelerin yapılandırılması, yazılı kuralların olması
önemlidir, yöneticiler risk almak istemezler, işgücü devir sayısı düşüktür,
çalışanlar arasında başarılı olma isteği zayıftır. Bu toplumlarda güçlü fikir birliği
gözetilir ve ayrıcalıklı davranış kabul görmez. Belirsizlikten kaçınmanın düşük
olduğu toplumlarda ise, organizasyonel yapılanma daha esnektir, yazılı kurallar
daha azdır, yöneticiler risk almaktan kaçınmazlar, çalışanlar arasında devir oranı
yüksektir ve çalışanlar çok başarılı olmak için fazla hırslıdırlar. Türk kültüründe
belirsizlikten kaçınma boyutu yüksektir.
• Bireyselcilik Boyutu (IDV): Hofstede, bu kültürel farklılığı iki kutuplu olarak
ölçmüştür: Bireyselcilik ve toplulukçuluk. Bireyselcilik, bireysel değerlerin daha
çok ön planda olduğu bir kültürdür. Bireyci toplumlarda birey kendi alanıyla
ilgilidir ya da kendi ailesiyle ilgilidir. İçinde bulundukları grupla örtüşsün ya da
örtüşmesin her bireyin kendi kişisel hedefleri vardır ve bu kişisel hedefler
önceliklidir. Bireyci toplumun kişileri için “ben” önemlidir. Toplulukçuluk ise
bireyselciliğin tam tersidir. Bu toplumlarda grup önemlidir ve paylaşım vardır.
“Biz” düşüncesi kişisel tercihlerin üstündedir. Toplulukçu toplumlar grup
üyelerini korurlar, birbirlerine yardım ederler. Bireyci toplumlar düşük güç
mesafesine eğilimli toplumlardır. Türk kültüründe bireyselcilik boyutu düşüktür.
• Erkeksilik Boyutu (MAS): Bir toplumda; başarı, para, atılganlık, saldırganlık,
yükselme tutkusu, atletik ve rekabetçi olmak, egemen ve baskıcı tavır takınmak,
kendine güvenen, bağımsız ve tavır koyucu olmak, materyalizm gibi davranışlar
ön planda ise o toplum erkeksi kültüre sahiptir. İnsanlar arası ilişkilere ve insana
önem verme, yaşamın genel niteliğini ön planda tutma, şefkatli, merhametli,
nazik, sadık, duyarlı olmak, sevgi dolu ve anlayışlı olmak, halden anlamak gibi
76
davranışlar ön planda ise, o toplum dişi kültüre sahiptir. Türk kültürü, dişi kültüre
sahiptir.
Tablo 2.8. Ülkelerin Kültürel Boyut İndeksleri (Hofstede,1980)
Güç Mesafesi Belirsizlikten Kaçınma Bireyselcilik Erkeksilik ÜLKE
(PDI) (UAI) (IDV) (MAS) Singapur İnşaat Sektörü (Pheng
& Yuquan 2002) 114 24 53 6
Singapur (Hofstede 1980) 74 8 20 48
Çin İnşaat Sektörü (Pheng
& Yuquan 2002) 64 35 18 34
Çin (Hofstede 1980) 80 60 20 50
Türk İnşaat Sektörü (2005)
Man=78.7 Non-man=90.2 58.3 15.33 34.42
Türkiye (Hofstede 1980) 66 85 37 45
Türkiye (Hoppe 1990) 71 72 44 46
UK İnşaat Sektörü
(Hancock 2000) 32 59 MAC*=59
MAC**=56
UK (Hofstede 1980) 35 35 89 66
Danimarka İnşaat Sektörü
(Hancock 2000) 9 61 MAC*=51 MAC**=48
Danimarka (Hofstede 1980) 18 23 74 16
MAC*(IDV+MAS)= Mimarlar MAC**(IDV+MAS)= İnşaat Mühendisleri
Hofstede’nin dört kültür boyutu ve liderlik davranışları arasındaki ilişkilerle ilgili
pek çok araştırma yapılmıştır. Yapılan araştırmalar şu sonuçları desteklemektedir:
1. Yüksek güç mesafesi (PDI), yüksek belirsizlikten kaçınma (UAI) ve düşük
bireyselcilik (IDV) olan toplumlarda; otokratik/yönlendirici liderlik tarzları
daha uygunken; demokratik/katılımcı liderlik tarzları düşük güç mesafesi,
düşük belirsizlikten kaçınma ve yüksek bireyselciliğin olduğu toplumlarda
yaygındır.
77
2. Yüksek güç mesafesi (PDI) ve yüksek belirsizlikten kaçınmanın (UAI)
olduğu toplumlarda, denetleme ve kontrol etme, daha fazla tolere edilecektir.
Bu toplumlarda, astlar, yöneticilerine katılmadıklarını söylemeye
korkacaklardır ve üstlerinin işle ilgili tüm soruları cevaplamalarını
umacaklardır.
3. Düşük bireyselcilik (IDV) ve düşük erkeksilik (MAS); olumlu ast-üst
ilişkilerini yapılandırmaya daha büyük önem vermekle ilişkilidir. Yüksek
erkeksilik olan kültürlerde, görev yönelimli liderlik tercih edilirken, düşük
erkeksilik olan kültürlerde, ilişki yönelimli liderlik tercih edilmektedir.
4. Düşük belirsizlikten kaçınma; risk alma ve inisiyatif için, yüksek
bireyselcilik, yüksek erkeksilik ve düşük güç mesafesinde olduğu kadar
gereklidir (Mockaitis, 2002).
Hofstede (1980)’nin yaptığı araştırmalar sonucunda (Tablo 2.8), Türkiye; güç
mesafesi yüksek, belirsizlikten kaçınma boyutu yüksek, bireyselcilik boyutu düşük
ve erkeksilik boyutu sınıra yakın olsa da düşük bir kültür olarak bulunmuştur. Bunun
sonucunda, Türkiye’de otokratik liderler olması beklenmektedir.
Etkin liderlik süreçlerinin, içinde bulundukları kültürü yansıtıp yansıtmadıkları
sorusu, araştırmacılardan karışık destek almıştır. Birkaç araştırmacı; dil, din ve
değerler gibi tek olan kültürel özelliklerin farklı toplumlarda farklı liderlik
yaklaşımlarını gerektirdiğini belirterek ‘kültüre has’ liderlik görüşünü
desteklemektedirler (ör: Hofstede, 1993; Ronen&Shenkar, 1985; Triandis, 1993).
Rodrigues (1990); Hofstede’nin dört boyutu ile House ve Mitchell’in(1974)
yönlendirici, destekleyici, başarısal ve katılımcı olarak adlandırılan dört durum
bağlantılı liderlik stilleri arasındaki olası ilişkileri açıklamıştır. Rodrigues’in teorisine
göre, yönlendirici bir liderlik tarzı (ör: atamaların belirlenmesi, kullanılacak
prosedürlerin belirlenmesi, meşru ve zorlayıcı etkinin kullanımı) yüksek güç
mesafesi olan, toplulukçu ve belirsizlikten kaçınmaya yatkın olan toplumlarda daha
etkili olacaktır. Destekleyici liderlik tarzı; orta seviyede güç mesafesi ve toplulukçu
olan toplumlarda uygundur. Başarı stili (koşullu ödüllendirme, karizma ve uzman
gücü kullanımı) ise; zayıf-orta arası belirsizlikten kaçınmaya yatkın olan toplumlarda
etkilidir. Sonuncu olarak, katılımcı tarz; nispeten daha yüksek güç mesafesinin, güçlü
toplulukçuluğun ve yüksek belirsizlikten kaçınmanın kombinasyonuna sahip
78
toplumlar dışında oldukça faydalı olabilir. Bu liderlik davranışlarına ilave olarak,
Gerstner ve Day’in (1994) sonuçları, ideal iş liderleri hakkındaki inanışların, belli bir
ülkenin fonksiyonu olarak sistematik bir şekilde farklılaştığını göstermiştir (Paşa,
Kabasakal ve Bodur, 2001).
Bunları izleyen kültürler arası liderlik çalışmaları, liderlikte; kültürel benzerliklerden
çok farklılıkların olduğunu göstermiştir. Ulusal vatandaşlığın liderlik davranışı
üzerindeki güçlü etkisi, birkaç çalışmada kanıtlanmıştır (Bass, Burger, Doktor &
Barrett, 1979; Gerstner&Day, 1994; Rodrigues, 1990; Schmidt&Yeh, 1992;
Shackleton&Ali, 1990; Smith&Peterson, 1994; Smith, Mitsumi, Tayeb, Peterson&
Bond, 1989). Smith ve arkadaşları (1989), uluslar arasındaki genel liderlik
tarzlarında hem benzerlikler hem de farklılıkları bulunduğunu belirtmişlerdir. Smith
ve Peterson (1994), liderlerin, olay-yönetimi süreçlerinin, Hofstede tarafından
tanımlanan ulusal kültürlerdeki farklılıklarla tutarlı bir şekilde ilgili olduğunu
belirtmiştir.
Diğer araştırmacılar (Bass&Avolio, 1993; Dorfman&Ronen, 1991), “kültürün
evrenselliği” görüşünü savunarak farklı lider davranışlarının var olduğuna dikkat
çekmektedirler. Bu bakış açılarını birleştirerek, Bass (1990) ile Dorfman ve
arkadaşları (1997), hem “kültür özelliği” hem de “kültür evrenselliği”
pozisyonlarının geçerliliği olduğunu göstermişlerdir. Dorfman ve arkadaşları (1997);
destek olma, koşullu ödüllendirme ve karizma şeklindeki liderlik davranışlarının,
inceledikleri beş kültürde de (Japonya, Kore, Tayvan, Meksika ve Amerika) ortak
pozitif etkiler gösterdiğini bulmuşlardır. Diğer yandan, katılımcı, yönlendirici ve
koşullu cezalandırmaya dayalı lider davranışları sadece iki kültürde pozitif etkiler
göstermiştir.
Den Hartog ve ortakları(1999), özelliklerin evrensel kabulünün davranışlardaki
farklılıkları önlemediğini ifade etmişlerdir. Diğer bir deyişle, transformasyonel ve
transaksiyonel liderlik gibi kavramlar evrensel olabilirken, kültürler arasında bu
davranışların ifadesinde önemli farklılıklar olabilmektedir.
Toplumsal ve örgütsel değerlerde görülen fark, aynı zamanda gelişmiş ve gelişmekte
olan liderlik uygulamalarında da ortaya çıkmaktadır. Örneğin, gelişmekte olan
ülkelerde ilginç bir liderlik davranış profili ortaya çıkmaktadır. Misumi ve Peterson
(1985), Japonya’daki 30 yıllık araştırmaya dayanarak, performans ve bakıma yönelik
79
davranışların etkileşiminin, en etkili liderlik davranışı olduğunu bulmuşlardır.
Misumi ve Peterson’un bulgularına paralel olarak, Sinha (1980,1990), etkili bir lider
davranışını karakterize eden “eğitici görev lideri”ni önermiştir. Bu tarz lider, hem
görev hem de katılımcı/takipçinin zamanla deneyim/bağımsızlık kazandıktan sonra
katılımcı davranışa anında dönebilecek ilişkiler için gerekli ilgiyi sergiler.
Gelişmekte olan bir ülkede lider-takipçi ilişkisinin dinamikleri; ilişkinin, takipçinin
lidere bağımlı olarak başladığı ve bağımsız bir birey olarak ilerlediği yerde bir
devamlılık olarak kullanılır. Lider davranışı, bu süreçte, yönlendirici olarak başlar,
eğitici-görev eğilimliye ve katılımcı olmaya doğru ilerler. Gelişmekte olan
ülkelerdeki organizasyonel çevrede hakim olan kararsızlık ve belirsizlik yüzünden,
inisiyatifi ele alan ve değişim eğilimli karizmatik liderler, statükoyu sürdürmeye
eğilimli liderlerle karşılaştırıldığında daha etkili gibi gözükmektedirler (Paşa,
Kabasakal ve Bodur, 2001).
Gelişmekte olan ülkelerde görülen bir başka liderlik davranışı da paternalizmdir.
Paternalizm, hem otokratik hem de liderin takipçilerine baba gibi davrandığı eğitimci
davranışları içerir (Kabasakal&Bodur, 1998; Kim,1994). Kim; paternalizmi ikiye
ayırır: Otoriter ve yardımsever paternalizm. Otoriter paternalizm göreve önem
vermeyi ve üstlerin bir kısmındaki samimi cömertlik yokluğunu içerir. Diğer yandan,
yardımsever paternalizm, astların sadakatine ve üstlerin astlara cömert ilgisine önem
verir. Ayrıca, yardımsever paternalist liderler, çalışanları ve onların aileleriyle
ilgilenirler (evlenen işçiler veya kardeşleri için hediyeler alarak ve çocuklar için okul
parasını karşılamak gibi). Kore endüstrisi otoriter paternalizme daha yakın olarak
tanımlanırken, Dilber (1967), Türk endüstriyel liderlerini otoriter olarak
tanımlamıştır ve yardımsever paternalist davranışı daha etkili bir alternatif olarak
önermiştir. Benzer biçimde, Türkiye’deki lider davranışı etkilerini inceleyen bir
çalışmada, Fikret-Paşa (1999)’ya göre takipçilerin “tanınmış otorite”si ve
“sorumluluk paylaşımı” gibi kültüre has liderlik davranışlarının, mantıklılık, yasallık,
baskı-kontrol ve değişime göre daha baskın olduğu bulunmuştur.
Türk kültüründeki yöneticilerin mesleki kişisel özellikleri kapsamında yöneticiler
hakkında şunlar söylenebilir (Köse ve Ünal, 2003):
• Fazla sosyal değildirler fakat insanlarla sıcak ilişkiler kurmakta başarılıdırlar.
• Baskın bir kişilik yapıları yoktur, yönetmektense yönetilmeyi tercih ederler.
80
• Hoşgörü sınırları geniştir.
• Empatik yetenekleri kuvvetlidir.
• Olayların somut yönünden çok soyut yönünü görme eğilimindedirler.
• Problem çözümünde veriler ışığında “özgür” yaklaşımları tercih ederler.
• Ortamın elverdiği ölçüde yaratıcılıklarını sergiler ancak benimsedikleri
yöntemlerden kolay uzaklaşmazlar.
• Detaycıdırlar, riski sevmezler, fazla iş değiştirmezler.
• Çabuk telaşlanırlar, soğukkanlı değildirler.
• Aniden öfkelenir ve yatışırlar, buna rağmen aksilikler karşısında moralleri kolay
bozulmaz.
• Yaşamak için çalışmazlar, çalışmak için yaşarlar.
• Düzenli ve rutin işleri tercih ederler.
• İdealisttirler, statü sahibi olmak isterler.
Kültürel farklılaşmanın kaçınılmaz biçimde yönetici davranışlarını etkilediğini ve
yetişme biçimlerinin yönetici davranışlarında farklılıklar yarattığını belirten Sargut,
yaptığı araştırmalarda Türk insanının ve yöneticisinin, göreve dönük olması gereken
koşullarda ilişkiye yönelik çıktığını saptamıştır.
Türk toplumunda yönetici konumundaki kişilerin benimsedikleri lider davranışları ile
çalışanların yöneticilerinde gözlemledikleri lider davranışlarını karşılaştırmak ve bu
iki farklı grubun ideal lider özelliklerini ortaya çıkartmak amacı ile yapılan bir
araştırmanın bulgularına göre (Paşa, 2000);
• Yöneticilerin en fazla benimsedikleri liderlik davranışlarının; takım ruhu ile
çalışmak ve paylaşmak, babacan ve hiyerarşik-işe odaklı olmak olduğu
gözlemlenmiştir. Çalışanların ise; yöneticilerde hiyerarşik-işe odaklı
davranışların diğer üç davranışa göre daha fazla gözlemlendiği, ayrıca babacan
ve kontrol içeren lider tarzlarının da takım ruhu içeren ve paylaşımcı davranış
şekline göre daha fazla görüldüğü, dolayısıyla Türk kültüründeki güç mesafesinin
lider davranışlarına güçlü biçimde yansıdığı anlaşılmaktadır. Diğer taraftan,
yöneticilerin en fazla benimsediği ile çalışanların an fazla gözlemledikleri lider
81
davranışlarının farklı olması, taraflar arasında anlaşmazlık ve/veya yanlış
anlamalara neden olabilmektedir.
• Liderden beklenen davranışlar incelendiğinde, yöneticilerin; yapılması gereken iş
ve performansla ilgili olgulara daha fazla yoğunlaştığı; çalışanların ise, bilgili ve
adil olma yanında insanlarla iyi ilişkiler içerisinde olma ve insancıl olma gibi
ilişkiye yönelik kavramları da liderlerden beklenen özellikler arasında saydıkları
gözlemlenmektedir. Çalışanların, liderlerden; iyi iletişim, samimiyet, uyumluluk,
şefkat, koruma, hoşgörü ve anlayış yanında “otorite” adı altında gruplanabilen
takip-kontrol, disiplin ve prensip sahibi olmayı da bekliyor olmaları, bir zıtlık
olarak değil, Türk toplumunda var olan değer kavramlarıyla tutarlı olarak
değerlendirilmektedir. Yüksek güç mesafesinin yanı sıra yüksek toplulukçu ve
paternalizm değerleri ile tarif edilebilen Türk toplumunun bu tür (insancıl, güler
yüzlü, hoşgörülü ve samimi, şefkat gösteren ve koruyan, destekleyen ama aynı
zamanda otorite sahibi olup kontrol eden ve bir disiplin kuran) liderlik beklentisi
yaratması doğal karşılanmaktadır.
Türk kültürünü üst kültür diye düşünürsek, iş dünyası kendine ait özellikleri olan bir
alt kültürdür. Türk kültüründe ne tip bir liderlik başarılı olur sorusunun çok net bir
cevabı olmayabilir. Çünkü liderlik özellikleri duruma ve ortama bağlı olarak
farklılaşabilir. Ancak paternalizm genelde aranan bir özelliktir. Şirketlerde anne
rolünü firma, baba rolünü ise yöneticiler benimser. Yöneticinin rolü, annenin
yırtıcılığını önlemek yani adil olmak, ama çalışanların firmaya karşı doğru
davranmasını sağlamak için yeri geldiğinde ceza vermek, yeri geldiğinde takdir
etmektir.
Kanada, ABD, Çin, Pakistan, Hindistan, Almanya, Romanya, İsrail, Rusya ve
Türkiye’den 2003 yönetici ve çalışan üzerinde yapılan, Türkiye’den 287 kişinin
katıldığı araştırmada;
• çalışanların çıkarlarını koruyan,
• onların sorunlarına ve sevinçlerine ortak olan,
• katılımcı,
• açık,
• iş dışındaki sorunlarla da ilgilenen,
82
• mesleki gelişime önem veren ve
• şirkette bir aile ortamı yaratan
yöneticilerin, Türk kültürel ortamında tercih edildiği belirlenmiştir (Aycan ve
Kanungo, 2000; Köse&Ünal, 2003).
Bu araştırmada Türkiye; paternalizmin ve güç mesafesinin ve topluluğa karşı
bağlılığın en çok gözlendiği ülkeler arasında yer almıştır. Bu araştırma ayrıca; ABD
ve Kanada gibi ülkelerde insan kaynakları uygulamalarının, yöneticilerin inanç ve
varsayımlarından bağımsız geliştiği gözlenirken; henüz kurumsallaşmanın tam olarak
gerçekleşmediği Türkiye gibi ülkelerde, yönetici kadrolarındaki kişilerin inanç ve
düşüncelerinin insan kaynakları uygulamalarında belirleyici rol oynadığını ortaya
koymuştur.
83
3. İNŞAAT SEKTÖRÜ VE LİDERLİK
3.1. İNŞAAT SEKTÖRÜNÜN ÖZELLİKLERİ
İnşaat sektörünü diğer sektörlerden ayıran pek çok özellik vardır. Bu konuda yapılan
araştırmalarda ortaya çıkan en önemli bulgu şudur: İnşaat sektöründe bulunan
kültürün proje kültürü, üretim endüstrisinde bulunan kültürün ise, firma kültürü
olduğudur. İnşaat sektörünü diğer sektörlerden ayıran özellikler ise şöyle
sıralanabilir(Güner, 2003; Akıner, 2004):
• İnşaat projelerinin diğer endüstrilere nazaran daha kısa ve sınırlı süresi vardır.
• Bu kısa zaman sürecinin etkisiyle proje ekibinin üyeleri şimdiki zamana ve ‘en
iyi ne olmalıdır’ düşüncesine odaklıdırlar.
• Müşteriye ve müşterinin projesini zamanında bitirmeye odaklıdır.
• Gerçekleştirilecek hedeflerin geniş kapsamlı açıklaması yapılır; planlama,
programlama, v.b.
• Maliyet ve programlama bazında performansın kontrolü için önemli derecede
çaba harcanır.
• Üretim sektöründen farklı olarak inşaat sektöründe projenin her aşamasında
denetim gerekir. Böylece işler hızlı ilerler. Denetim, yön gösterir.
• Performans gösteren bireyler işin nasıl daha iyi yapılabileceğini tayin edebilirler.
• Zaman baskısı, yönetimsel kararları etkiler, gecikmeler tolere edilemez.
• Projenin zamanında tamamlanması proje organizasyonunun ödemelerinin
yapılmasını sağlar ve müşteriye tazminatı önler.
• Verimlilik, proje organizasyonunun projeden fayda sağlayıp sağlamamasıyla
belirlenir.
• Ana yüklenici (müşterinin sözleşme yaptığı yüklenici) inşaat projesindeki işlerin
bir kısmını uzmanlık alanına göre alt yüklenicilere devreder.
84
• Projenin büyüklüğüne bağlı olarak, 20 ya da daha fazlası kadar farklı türde
yüklenici ve çalışanı belirli bir zaman diliminde tek bir şantiyede çalışıyor
olabilir. Bu nedenle, bir inşaat organizasyonu geçici, çoklu-organizasyon olarak
tanımlanmaktadır.
• Tek yüklenici açısından bakılacak olursa, yüklenici çalışan çevrenin
kontrolünden yoksundur.
• Proje programına bağlı olarak işin gerekliliklerinden dolayı, çalışanlar ekibe
dahil edilebilir veya çıkartılabilir. Bu nedenle işçi takımından istikrar
sağlanamayabilir.
• Projenin tamamlanma tarihinden kaynaklanan şiddetli zaman baskısı,
organizasyon politikası ve prosedürlerinin incelenebildiği kapsamlı, biçimsel
sosyalleşme olanaklarını engeller.
• İnşaat endüstrisinde standart ürün kavramı yoktur. Bu sektörde ürün
tekrarlanmayan bir üretim özelliği göstermektedir. Seri üretim yapılabilen toplu
konut, kooperatif projelerinde bile çevresel özellikler değişeceğinden proje
farklılaşacaktır.
• Ürünün yeri sabittir. Binalar taşınamayan nesnelerdir.
• Talep belirsizdir. Bir ekonomik kriz, projelerin ertelenmesine hatta iptal
edilmesine neden olmaktadır. Talebin belirsiz veya sürekli olmaması yatırımcının
bu sektöre yatırım yapmasını engellemektedir. Bu nedenle sektörde
endüstrileşme olamamaktadır.
• Burada müşteri beklentileri doğrultusunda tasarlanan bir ürün söz konusu olup
tasarımda özellikle üretim sektöründen farklı olarak sanatsal kaygılar da yer alır.
• İnşaat sektöründe üretim süresinin uzun olması ve değişkenlerin çok olması
nedeni ile geri beslemeler zorlaşmaktadır.
• Projenin büyüklüğü, nakit akış hızı gibi nedenlere bağlı olarak proje sürecinin
uzunluğu değişebilmektedir.
• İnşaat sektöründe müşteri tanımı farklılık göstermektedir. Müşteri, binanın
girişimcisi yani finansmanı sağlayan taraf, binanın kullanıcısı, genel yüklenicisi
ya da bitmiş ürünün alıcısı rollerinden bir yada birkaçını üstlenebilmektedir. Her
85
durum için müşteri kavramı, binaya ve sürece ilişkin müşteri beklentileri ve
müşteriye karşı olan sorumluluklar farklı olacaktır. Ancak her durumda müşteri
beklentilerini belirlemek ve bu doğrultuda binayı ve süreci tasarlamak, müşteri
ile sürekli irtibat halinde bulunup ilerleyen süre içinde de fikir ve isteklerini göz
önünde bulundurmak gerekmektedir. Bina, inşaat sırasında ya da sonrasında
kullanıcılara teslim edileceğinden burada satış hizmetleri ön plana çıkmaktadır.
• İnşaat sektöründe diğer sektörlerden farklı olarak bitmiş ürün için ihale
yapılmamaktadır. Bu nedenle üretim öncesi maliyetin tahmin edilmesi
gerekmektedir. Ancak her projenin kendine özgü özelliklerinin olması,
sonuçlarının başka bir projede kullanımını engellemektedir. Üretim süresinin
uzun olması, üretimin çevresel koşullardan ve ülkenin sosyal, politik ve
ekonomik koşullarından etkilenmesi belirsizliği arttırmaktadır. Bu nedenle
maliyet tahmini zorlaşmaktadır.
• Her proje için süreçte yer alan kişiler (mal sahibi, tasarımcı, yüklenici, alt
yüklenici, kullanıcı, vb.) farklı olacaktır. Proje ekibi, sürecin gerçekleşmesinde
yer alan kişi ve kuruluşlar olup, mal sahibi, tasarım ekibi, ihale ekibi, yapım
ekibi, işletme ekibi ve mal sahibinin talebi doğrultusunda proje ekibine dahil olan
proje yönetimi ekibinden oluşmaktadır.
1. Mal sahibi: İşi yaptıran kişi, kuruluş veya organizasyondur. İnşaatın
gerçekleştirilme sürecini belirleyen, proje ile ilgili tüm konularda karar verme
yetkisine sahip olan, proje ile ilgili harcamalar yapmakla yükümlü olan kişi
veya kuruluştur.
2. Tasarım Ekibi: Projenin tasarımında görev alan ve projenin gerektirdiği
uzmanlık konusunda danışmanlık hizmeti veren tüm kişi ve kuruluşları
kapsamaktadır. Genellikle bu ekip mimar, inşaat, makine ve elektrik
mühendislerinden oluştuğu gibi projenin niteliğine göre birçok uzman ya da
danışman firma da bu ekibe dahil olmaktadır. Tasarım ekibini alt yapı ve üst
yapı tasarım ekibi olarak sınıflandırmak mümkündür. Üst yapı; tasarım ekibi,
binanın ve binanın ısıtma, havalandırma, elektrik, mekanik tesisatı, sağlık
donatımı, güvenlik gibi işlerinin tasarımında çalışan kişi veya kuruluşlardır.
Alt yapı tasarım ekibi ise, su kanalizasyonu, şebekeler (pis su, temiz su,
86
arıtma tesisi, elektrik), peyzaj vb. işlerin tasarımında çalışan kişi veya
kuruluşlardır.
3. İhale Ekibi: İhale ekibi, ihale dosyasını hazırlayıp ihaleyi ilan eden, teklifleri
değerlendirip karar için üst mercilere sunan ekip olup iş yaptırma biçimine
bağlı olarak tasarım veya yapım ekibi içinde yer alabilmektedir.
4. Yapım Ekibi: Binanın projeye göre inşaatı için mal sahibi adına yapımı
üstlenen kişi veya kuruluşlardır. Yükleniciler, yapının tümünün veya belli bir
kısmının inşaatı için mal sahibi ile anlaşma yapmaktadırlar. Genel yüklenici,
binanın tamamını yapmak için mal sahibi ile anlaştığında işin belli bir
bölümünü alt yüklenicilere devredebilmektedir. Genel yükleniciler, yapım
hizmetlerini genel olarak bünyesinde toplayan firmalardır. Alt yükleniciler
ise, belli bir alt sistem için yapım hizmeti veren firmalardır.
5. İşletme Ekibi: Yapım sonrası kullanım aşamasında binanın işletiminden
sorumlu olacak kişi veya kuruluşlardır.
6. Proje Yönetimi Ekibi: Projenin minimum maliyet, süre ve en iyi kalitede
gerçekleşmesi amacı ile oluşturulan proje yönetimi ekibi mal sahibinin
sorumluluk üstlenmek istemediği durumlarda mal sahibi adına belirli bir ücret
karşılığı projeyi yönetmektedir.
• İnşaat sektöründe standart kavramının kullanım zorluğu vardır. Bu sektörde 4 tür
standarttan söz edilmektedir:
A. Fiziksel nesneler standardı: Binanın bileşenleri ile ilgili standartlardır. Ör:
Kapı, pencere gibi mekansal düzeyde elemanların, kolon, kiriş ya da bir
binanın standardı
B. Süreç standardı: Süreçte yer alan işlerin yapılması ile ilgili standartlardır. (ör:
sıva işi standardı). Bunun yanında süreçte yer alan tüm işlerin işlem sırası ile
ilgili standartlar da vardır.(ör: ardışık, paralel işler)
C. Çevresel standartlar: Fiziksel çevre özellikleri ile ilgili standartlardır. (ısı,
nem, gürültü, akustik değerleri gibi)
D. Soyut olgu standardı: Estetik standartlardır. (cephe rengi gibi).
87
• İnşaat sektöründe iş yaptırma biçimleri farklıdır. Bu sistemler inşaat sektöründe
maliyet, süre, ürün kalitesi ve uygulamaya ilişkin farklı özellikler ortaya
koymaktadır. Bunlar şöyle sıralanabilir:
A. Genel Yüklenicilik Sistemi: Bu sistemde, yapım hizmetleri girişimci adına
genel yüklenici tarafından, tasarım hizmetleri ise, tasarım ekibi tarafından
yürütülmektedir. Yüklenicinin tasarım sonrası belirlenmiş olması tasarım
kararlarının teknolojik belirsizlikler içinde verilmesine neden olmaktadır. Ayrıca
maliyetin ihale sırasında belirlenmiş olması girişimcinin riskini azaltırken,
yüklenicininkini artırmaktadır. Girişimci projenin istenen şartları sağlayıp
sağlamadığını kendi adına denetlemektedir.
B. Tasarım-Yapım Sistemi: Tasarım ve yapım hizmetleri girişimci adına
yüklenici tarafından yürütülmektedir. İhale tasarım öncesinde yapılmakta ve bu
durumda yapım işleri tam olarak tanımlanmadığından yüklenici proje ve firması
açısından en rasyonel teknolojiyi seçmekte, teklifini bu doğrultuda vermektedir.
İhaleyi kazandıktan sonra da projelerini bu teknolojiye göre hazırlamaktadır. Bu
sistem süre açısından faydalı olup ihalenin kazanılmaması durumunda da yapılan
tüm çalışmalar boşa gitmektedir.
C. İnşaat Yönetim Sistemi: Bu sistemin özelliği maliyet, süre ve kalite isteklerini
optimize etmeyi amaçlayan yeni bir profesyonelin organizasyona dahil olmasıdır.
Bu kişi veya kuruluş girişimci adına projenin yürütülmesini üstlenmektedir. Bu
sistemde yer alan proje yönetiminde, proje inşaat yönetimi sisteminden daha
kapsamlı ve etkin olarak yönetilmektedir.
• İnşaat sektöründe proje ekibi ve üyelerinin görev ve sorumluluklarının
belirlenmesinde farklı yaklaşımlar vardır. Bunlar şöyle sıralanabilir:
1. Tasarım, yapım ve yönetim işlerinin bir firmada bulunması,
2. Yönetimin tasarım firmasında yer alması, yapım ekibinin farklı olması,
3. Yönetimin yapım firmasında yer alması, tasarım ekibinin farklı olması,
4. Tasarım, yapım ve yönetim ekibinin girişimciye bağlı olarak çalışması
5. Türkiye’de uygulanan Bayındırlık bakanlığı yöntemi olup girişimcinin
tasarım ve yönetimi üstlenmesi, yapımın ise ayrı bir bünyede yer almasıdır.
88
İnşaat sektörüne özgü olan proje kültürü; bir projeye dahil taraflar arasında
paylaşılan değerler, inanışlar ve varsayımlar olarak tanımlanmaktadır. Bu tanımın
olumlu sonuçları; proje etkinliğini artırması, dar görüşü ve rekabeti yok etmesi ve
proje stratejilerindeki uzlaşmayı giderme becerisi sağlamasıdır. Olumsuz sonuçları
ise, değişiklik ve yeniliği tanıtmada zorluk yaratmasıdır.
3.2. İNŞAAT SEKTÖRÜNDE LİDERLİK VE KONUYLA İLGİLİ YAPILAN
ÇALIŞMALAR
İnşaat sektörü, çalışma gruplarının ve grup üyelerinin dayanışması ile işlediği için
kişiler arasındaki koordinasyon, yönetim ve dolayısıyla liderlik, performans üzerinde
büyük etki sahibidir. Liderliğin bu kadar önemli olmasına karşın yapım sektörü bu
konudaki çalışmaların en az yapıldığı alanlardan biridir.
1967’de Lawrence ve Lorsch (Lawrence&Lorsch, 1967) yaptıkları çalışmalarda
görevin tamamlanmasında yapım yöneticilerine düşen görevin önemini vurgularken,
1981’de Borcherding ve Garner’in yapım işçileri arasında yaptıkları ve çalışanların
motivasyonuyla ilgili ampirik çalışmada vardıkları sonuç şu idi: Liderler, çalışanların
moral ve iş tatminini arttırmak için yeterli destek ve yardımı sağlamalı ve tüm
kademelerde dayanışmacı bir atmosfer yaratmalıdırlar, böylece daha yüksek
üretkenlik ve performansa ulaşmak için etkili olabilirler.
Daha sonraki tarihlerde, Wilemon ve Baker; liderliği, proje başarısındaki en büyük
etkenlerden biri olarak seçmiştir. Morris, liderliğin proje başarısı için bir ön koşul
olduğunu vurgulamıştır.
İnşaat sektöründe liderlik konusunda yapılan çalışma sayısı çok azdır. Bu bölümde,
bu konuda yapılmış sınırlı çalışmalardan bazıları incelenecektir.
3.2.1. Bresnen’in Çalışması
Bresnen, İngiltere’deki şantiyelerde yapım yöneticilerinin eğilimleri hakkındaki bir
araştırmayı yönetmiştir. Bresnen, liderlik eğilimlerinin işlemesi ve belli
durumlardaki performans konusunda Fiedler’in durumsallık kuramını uygulamış
fakat Fiedler tarafından önerilen 3 durumsal değişkenden başka yapım alanında
önemli olduğu düşünülen 3 değişken daha ortaya atmıştır. Bu değişkenler;
89
sözleşmenin süresi, sözleşmenin değeri ve kullanılan işgücü miktarıdır. Araştırmanın
bazı bulguları şöyledir:
Bresnen, genelde ilişkilere yönelik şantiye yöneticilerinin göreve yönelik
meslektaşlarına göre daha başarılı olduklarını belirlemiştir. En ilginç bulgu ise şudur:
Fiedler tarafından önerilen durumsal değişkenler, liderlik tarzlarının performans
üzerindeki rolünü fazla etkilememektedir. Üstelik eklenen üç durumsal faktörün,
liderlik tarzlarının performans üzerindeki etkisi konusunda önemli rol oynadığı
bulunmuştur. Örneğin, proje süresi uzadıkça liderlik tarzı ve performans arasındaki
ilişki daha güçlü olmaktadır. Bu durum; büyük projelerde ve yüksek oranda işgücü
uygulanan projelerde de aynıdır.
Bresnen’in vardığı sonuca göre, Fiedler tarafından kullanılan üç durumsal faktör
yerine, yapım işleminin iki özelliği, yapım alanında durumsal kontrol öğeleridir. Bu
iki özellik; alt yüklenicilik olgusu ve şantiyelerde projeye dayalı örgütlerin kısa
süreliliğidir. Bu bulgular, Fiedler’in özgün kuramının yapım alanında
uygulanabilirliği hakkında soru işaretleri gündeme getirmektedir. Bresnen, Fiedler’in
“En az tercih edilen iş arkadaşı” skalasını uyguladığı araştırması sonucunda şu
noktaları vurgulamaktadır:
• Şantiye yöneticileri, genellikle diğer yöneticilerden daha fazla görev eğilimlidir.
• Şantiye yöneticilerinin davranış stilleri yaş, deneyim, eğitim gibi faktörlerden
bağımsızdır.
• “En az tercih edilen iş arkadaşı” skalasında yüksek skor elde eden (çalışanlara ve
ilişkilere dönük) yöneticiler büyük ve uzun süreli anlaşmalarda daha iyi
performans göstermektedirler.
Bresnen’in bulguları, etkin liderlikte durumsal faktörlerin önemini bir kez daha
vurgulamıştır (Rowlinson, 1988; Ermutlu, 1994).
3.2.2. Steve Rowlinson, Thomas K.K.Ho ve Yuen Po-Hung’un Araştırması
Hong Kong’taki yapım yöneticileri üzerinde Steve Rowlinson, Thomas K.K.Ho ve
Yuen Po-Hung tarafından bir araştırma yapılarak liderlik stilleri belirlenmeye
çalışılmıştır.
90
Örneklem çoğunlukla mühendisler arasından seçilmiş, şantiye yöneticileri ve tasarım
grubu yöneticileri olarak iki grupta toplanmıştır ve değerlendirme ölçütü olarak
Fiedler’in “En az tercih edilen iş arkadaşı” skalası kullanılmıştır.
Şantiye yöneticileri üzerindeki çalışmalar liderlerin “göreve yönelik” ya da “ilişkilere
yönelik” eğiliminden herhangi birinde yığılma göstermediğini ortaya koymaktadır.
İlişkilere yönelik liderlerin sayısı daha fazla olmakla birlikte bu çoğunluk, kesin bir
hükme varacak yeterlilikte değildir.
Tasarım grubu yöneticilerinin ise çoğunlukla ilişkilere yönelik tarzı benimsedikleri
ve göreve yönelik büro yöneticilerinin çok az sayıda bulunduğu ortaya çıkmıştır.
“En az tercih edilen iş arkadaşı” skalasında elde edilen yüksek skorlar, Hong-
Kong’taki tasarım grubu liderlerinin astlarıyla yakın ilişki kurmayı hedeflediklerini
göstermektedir. Liderler daha uyumlu bir çalışma ortamı sağlamayı amaç edinmekte,
görevin tamamlanmasını ise ikinci planda tutmaktadırlar.
Bu sonuç, Çin halkında; sosyal uyuma verilen önemin bir yansıması olarak
yorumlanabilir. Hong-Kong’taki proje yöneticilerinin batılı meslektaşlarına oranla,
insan ilişkilerine daha fazla önem verdikleri görülmektedir. Bu farkın ise, batı
toplumu ile Çin toplumunun gösterdiği kültürel ve yapısal farklılıklara, özellikle
Çin’de karşımıza çıkan Konfiçyüs doktrininden kaynaklanan uyum ve işbirliği
ruhuna bağlı olduğu söylenebilir.
3.2.3. Chauhan’ın Modeli
Liderlik; yapım projelerinin karmaşıklığı, grup elemanlarının çeşitliliği ve farklılığı
arttıkça önem kazanan bir proje yönetimi fonksiyonudur. Yapım şantiyelerinde
yönetim performansını değerlendirmek için bir model geliştirilmiştir. Bu modeli
geliştiren Chauhan nicel performans değerlendirme tekniklerinin eksikliğinin iyi
yönetim sağlama teşebbüslerini engellediğini belirtmiştir. Chauhan; modelinde,
yönetim performansını etkilediği kanıtlanmış 13 ana faktörü kullanmaktadır. Bu
faktörler 3 ana başlık altında toplanmaktadır:
1. Yönetime bağlı faktörler
• İnsan faktörü
• Örgütsel faktörler
91
• Kişisel faktörler
• Kontrol sistemi faktörleri
• Finansal faktörler
2. Projeye bağlı faktörler
• Proje eksiklikleri, kusurları
• Şantiye problemleri
• Ayrıntılı planlama
• Tamamlama peryodu
• Sözleşmeye ait hukuki faktörler
3. Çevreye ilişkin faktörler
• Ekonomik-ticari faktörler
• Sosyal-kültürel faktörler
• Yasal-politik faktörler
Chauhan’ın modeli 100 yönetici üzerinde test edilip değerlendirilmiştir (Ermutlu,
1994).
3.2.4. Zeynep Ermutlu’nun Tez Çalışması
Bu çalışma; Türk inşaat firmalarında lider pozisyonundaki kişilerin sergilediği genel
davranış stilleri ve bu stillerin, liderlerin algılamalarına göre, çalışanların iş tatmini
ve firma başarısı üzerindeki etkilerini; liderlerin, davranış stillerini, firma içinde
şantiye veya merkez yöneticisi olarak, koşullarının gerektirdiği şekilde hangi ölçüde
değiştirdiğini; liderlerin meslek grupları, yaş ve tecrübelerinin, davranış stillerini ne
şekilde etkilediğini bulmayı hedeflemiştir. Araştırmada toplam 17 firmadan 30
yönetici incelenmiştir. Firmaların genel müdür ve proje müdürü düzeyindeki
yöneticileri arasından seçilmiş “şantiye” ve “merkez” yöneticileri arasında inceleme
yapılmıştır.
Çalışma sonucunda;
• Hem merkez, hem de şantiye yöneticilerinin göreve dönüklük eğiliminin daha
fazla olduğu ortaya çıkmıştır.
92
• İnşaat sektöründe çalışan kişilerin görev yapısının belirlenip yapmaları gereken
işin kendilerine söylenmesini tercih ettikleri görünümü ortaya çıkmıştır. Bu da
astların karar alma konusunda riske girmekten kaçındıkları anlamını taşımaktadır.
Sonuç olarak insan ilişkilerine dönüklük ile iş tatmini arasında tutarlı bir ilişki
bulunamamıştır.
• Liderlerin çalışma ortamında geçirdikleri süre arttıkça belli bir olgunluğa
erişecekleri ve grup içi ilişkilerde daha hoşgörülü ve toleranslı duruma
gelecekleri düşüncesinin tersi olmuş ve deneyim arttıkça göreve dönüklük
eğiliminin artacağı tespit edilmiştir.
• Mimarların insan ilişkilerine dönüklük, inşaat mühendislerinin ise göreve
dönüklük eğilimleri olduğu savı incelenmiş fakat tüm yöneticilerin meslek
dağılımı gözetmeksizin görev eğilimli oldukları sonucu elde edilmiştir.
Sonuç olarak bu çalışma inşaat firmalarındaki yöneticilerin göreve yönelik
olduklarını ortaya çıkarmıştır. Ayrıca bu çalışma sınırlı sayıda ve sadece yöneticilere
uygulandığı için çok kapsamlı bir çalışma olmamıştır.
3.2.5. Ayşenur Koca’nın Tez Çalışması
Bu araştırmada; Türk inşaat sektöründeki firma yöneticilerinin liderlik tarzlarının
incelenmesi ve liderlik tarzlarının yaş, cinsiyet, meslek, çalışma süresi, görev yeri,
motivasyon gibi değişkenlerden ne derecede etkilendiğinin bulunması
hedeflenmiştir. Araştırmada toplam 17 farklı firmadan 30 yönetici incelenmiştir.
Bu çalışmanın bulguları da şöyle sıralanabilir:
• İnşaat firmalarındaki yöneticilerin işlemsel liderlik stilini benimsemiş olduğu
söylenebilir.
• Kadın yöneticilerin demokratik yöneticilik tarzı sergileyerek dönüşümsel liderlik
özelliklerine sahip oldukları; erkek yöneticilerin ise, otoriter yöneticilik
özellikleri gösterip işlemsel liderlik tarzını benimsemiş oldukları bulunmuştur.
• 31-40 yaş arasındaki yöneticilerin liderlik tarzlarının belirlenmesinde yaş bir
kriterken, 20-30 yaş aralığındaki yöneticilerin liderlik tarzlarının belirlenmesinde
yaş bir kriter olarak ele alınamamaktadır.
93
• Meslek gruplarının liderlik tarzlarında etkili olup olmadığı konusunda kesin
sonuçlara varılamamıştır.
• Yöneticilerin liderlik tarzlarının belirlenmesinde meslek yılının etkili olduğu
gözlemlenmiştir.
• İnşaat firması merkez ofislerdeki yöneticilerin işlemsel liderlik stiline sahip
oldukları, şantiyelerde, mimarlık, mühendislik bürolarında ve diğer faaliyet
alanlarındaki yöneticilerin de işlemsel liderlik tarzına sahip oldukları
bulunmuştur.
• Liderlik tarzlarında meslek tercihindeki memnuniyetin etkili olmadığı
gözlemlenmiştir.
• Görevinden memnun olan yöneticiler işlemsel liderlik, memnun olmayan
yöneticiler ise dönüşümsel liderlik özellikleri taşımaktadır.
Bu araştırmanın da kapsamı dardır. Yani az sayıda kişiye uygulanmıştır. Bu nedenle
araştırmada net ve kesin sonuçlar elde edilememiştir. Ayrıca sadece yönetici
personele uygulandığından kapsamı sınırlıdır. Ancak, liderlik davranışlarını etkileyen
faktörleri daha kapsamlı incelediğinden faydalı bir çalışmadır.
Sonuç olarak bu alanda yapılan tüm araştırmaların ortak noktası, daha fazla ve
kapsamlı araştırmalar yapılması gerektiğidir.
94
4. ARAŞTIRMANIN KAVRAMSAL ÇERÇEVESİ
4.1. TEMEL YAKLAŞIMLAR
Günümüzde inşaat sektörü, gerek geniş kapsamı, gerekse sağladığı büyük işgücü
açısından eski önemini tekrar kazanan bir sektördür. Sektör büyüdükçe de, rekabet
artmakta ve firmalar bununla baş etmek ve başarıya ulaşmak için çalışanları motive
etmek, zamanı iyi planlamak, takım çalışmasını geliştirmek, çalışanlarla iyi ilişkiler
kurmak ve üretimi arttırmak gibi pek çok konuda rakiplerinden çok daha iyi olmak
zorundadırlar. Tüm bunlar söz konusu olunca da, liderlik kavramı büyük bir önem
kazanmaktadır.
Bu çalışmada; Türk inşaat sektöründeki yüklenici firmalarda çalışan hem orta ve alt
düzey yönetici hem de yönetici olmayan personelin, çalışmayı tercih ettikleri ve
yöneticilerinde en çok gözlemledikleri (algıladıkları) liderlik davranışlarının
incelenmesi ve genel bir sonuca varılması hedeflenmiştir.
Daha önceki bölümlerde, liderlik kavramını daha iyi anlamamızı sağlayacak
yardımcı kavramlar ve tanımları, liderlikle ilgili yapılmış çalışmalar ve kuramlar
incelenmiş, liderlik davranışlarını etkileyen faktörlerden bazıları ve bunlar
hakkındaki araştırmalar konusunda bilgi verilmiş ve son olarak inşaat sektörünün
özellikleri ve inşaat sektöründeki liderlikle ilgili yapılan çalışmalar anlatılmıştır.
Bu araştırmada; yaş, cinsiyet, eğitim durumu, meslek, görev pozisyonu, görev süresi,
iş deneyimi ve sektör deneyimi faktörlerinin, tercih edilen ve algılanan liderlik
davranışlarını etkileyip etkilemediği araştırılacaktır.
Çalışma kapsamında, 4 adet yönetici tipi belirlenmiş ve katılımcılara bu 4 liderlik
davranışı üzerinden soru sorulmuştur. Bunlar şöyle sıralanmıştır:
• Yönetici 1: Kararlarını genellikle zamanında verir ve bu kararları astlarına açık
ve tam bir şekilde aktarır. Alınan kararların, güçlük çıkarılmadan ve sadakatle
uygulanmasını bekler. Bu tarz liderler, otokratik (autocratic) olarak nitelendirilir.
95
• Yönetici 2: Kararlarını genellikle zamanında verir, fakat uygulamaya geçmeden
önce, verdiği kararları astlarına tam olarak açıklar. Kararlarının gerekçelerini izah
eder ve kendisine yöneltilen her türlü soruyu yanıtlar. Bu tarz liderler, ikna edici
(persuasive) olarak nitelendirilir.
• Yönetici 3: Karar vermeden önce genellikle astlarına danışır, tavsiyelerini dinler,
dikkate alır ve daha sonra kararını açıklar. Astların tavsiyelerine uysun veya
uymasın, alınan kararların sadakatle yürütülmesini bekler. Bu tarz liderler,
danışmacı (consultative) veya paternalist-babacan (paternalistic) olarak
nitelendirilir.
• Yönetici 4: Önemli bir karar verileceği zaman genellikle astlarını toplantıya
çağırır. Problemlerini astlarına aktarır ve uzlaşma sağlamaya çalışır. Uzlaşma
sağlandığı takdirde bunu karara dönüştürür. Uzlaşma sağlamanın olanaksız
olduğu durumlarda kararları kendisi verir. Bu tarz liderler ise, demokratik
(democratic) ve katılımcı (participative) olarak nitelendirilir.
Bu tez kapsamında yapılan anket sonuçları değerlendirilirken, Hofstede’nin
çalışmaları örnek alınarak analizler ve tablolarda yönetici 1 ve yönetici 2 tek bir grup
olarak yer alacak, iki grubun toplamı ve ortalaması üzerinden değerlendirme
yapılacaktır. Her iki tarz da birbirine yakındır ve yöneticiler otokratiktir. Yönetici 2,
yönetici 1’e göre daha yumuşaktır. Kararları kendi verir ancak astlarına açıklamasını
yapar. Yönetici 1 ise sadece kararlarının uygulanmasını bekler. Bu nedenle,
Hofstede’nin de araştırmalarında kullandığı gibi, Yönetici 1 ve Yönetici 2 tek bir
grup olarak kullanılacaktır.
Araştırma sonucunda, elde edilen bulgular aracılığı ile Türk inşaat sektöründeki
tercih edilen ve algılanan liderlik davranışları belirlenecek ve bunların belirli
faktörlere göre değişiklik gösterip göstermediği görülecektir.
4.2. ARAŞTIRMA TASARIMI
Araştırma, bir soru kağıdı yani anket aracılığı ile gerçekleştirilmiştir. Bu araştırma
için, kültür konusunu detaylı inceleyen Hofstede’nin (2001), 1968, 1972 yılları
arasında uyguladığı ve kültürel değerlerin analizini yapmak üzere kullandığı,
yapılandırılmış soru formu VSM 82’den yararlanılmıştır. Bu tezde kullanılan anket
soruları; İ.T.Ü. Araştırma Fonu tarafından desteklenmekte olan “Türkiye İnşaat
96
Sektörünün Rekabet Gücünün Değerlendirilmesine Kültürel Bir Yaklaşım” isimli
araştırma projesi kapsamında gerçekleştirilen çalışmanın bir bölümünü
kapsamaktadır.
Türkiye’deki küçük, orta ve büyük ölçekli inşaat firmalarındaki yönetici ve yönetici
olmayan personelden, bu soru kağıdını yanıtlamaları istenmiştir. Elde edilen
verilerle, istatistiksel analizler yapılmıştır. Araştırmadan elde edilen sonuçlarla; yaş,
cinsiyet, eğitim durumu, meslek, görev pozisyonu, iş deneyimi, sektör deneyimi,
görev süresi gibi değişkenlerin, tercih edilen ve algılanan liderlik davranışlarında
farklılık yaratıp yaratmadığına ilişkin bir genelleme yapılmıştır.
Ancak, bu araştırmada, anketin uygulandığı personelden, en üst düzey (top level)
yöneticilerin cevapları dikkate alınmamıştır. En az bir yöneticisi bulunan
katılımcıların cevapları değerlendirmeye alınmıştır. Katılımcıların en az bir
yöneticisi bulunmaktadır. Araştırmada, yönetici olan kişileri yöneten (middle level),
yönetici olmayan kişileri yöneten (first level) ve yönetici olmayan (non-managerial)
personelin cevapları dikkate alınmıştır.
4.3. VERİ TOPLAMA
Araştırma, Haziran - Ağustos 2005 tarihleri arasında gerçekleştirilmiştir.
Hofstede’nin kullandığı VSM 82’den yararlanılarak hazırlanan soru kağıdı üç
bölümden oluşmaktadır. Birinci bölümünde firma ile ilgili ve anketi cevaplayan
kişiyle ilgili genel sorular yer almaktadır. İkinci bölümde; kültüre ilişkin sorular
vardır. Üçüncü bölümde ise, örgütsel kültüre ilişkin sorular bulunmaktadır. Ancak,
bu tez kapsamında, birinci bölümdeki sorular ile ikinci bölümdeki soruların bir kısmı
kullanılmıştır.
Bu tez çalışmasında incelenecek olan konu, sadece liderlik davranışlarıyla ilgili
olduğu için anketteki soruların bir kısmı bu çalışmada kullanılmamıştır. Bu
çalışmada; birinci bölümdeki firma ve kişilerle ilgili genel bilgilerin sorulduğu tüm
sorular ve ikinci bölümde yer alan, katılımcıların tercih ettikleri ve algıladıkları
yönetici tipleriyle ilgili olan 5., 6. ve 7. sorular kullanılmıştır.
Soru kağıdı, bir anket firması aracılığıyla uygulanmıştır. Ankette, katılımcıların
isimleri ve çalıştıkları firmaların isimleri sorulmuştur. Ancak cevaplayıp
cevaplamama konusunda serbest bırakılmışlardır. İsim yazsalar bile, isimlerinin
97
kesinlikle yazılı olarak deşifre edilmeyeceği konusunda garanti verilmiştir. Tüm
bunların nedeni, kişilerin, özgür olarak düşüncelerini belli etmeye çekinecekleri ve
tezin sağlam temellere dayanmayacağı endişesidir. Bu garantinin verilmesine
rağmen, tüm katılımcılar çekinmeden isimlerini rahatlıkla yazmışlardır.
Araştırmaya katılan inşaat firmaları tasarım, proje, taahhüt işlerinden birini veya
birkaçını yapan firmalardır. Bu konuda kısıtlama yapılmamıştır. Anketin
uygulanacağı inşaat firmaları; İstanbul Ticaret Odası ve Ulusal Müteahhitler
Birliği’nin listelerinden yararlanılarak belirlenmiştir.
Anket; 107 yüklenici inşaat firmasına ve bu firmalarda çalışan 723 personele
uygulanmıştır. Ancak bu tez çalışmasında, bu araştırmanın bir kısmı kullanıldığından
ve en üst düzey yöneticilerin cevapları dikkate alınmadığından, 611 personelin
cevapları değerlendirmeye alınmıştır.
4.4. SORU KAĞIDI
Bu tezde kullanılan ve VSM’den yararlanılarak hazırlanan anketin birinci bölümdeki
sorular, ucu açık olan ve çoktan seçmeli olan sorulardır. Yine bu tez kapsamında
kullanılacak olan, tercih edilen ve algılanan yönetici tipleriyle ilgili olan sorular ise
çoktan seçmelidir. Böylece istatistiksel olarak değerlendirilmeleri kolay olmuştur.
Soru kağıdının birinci bölümünde; firma ile ilgili bilgiler (firma adı, adresi, mail
adresi, telefon, fax, firmanın faaliyete geçtiği tarih) istenmiştir. Ayrıca birinci
bölümde; anketi cevaplayan kişinin genel özelliklerinin tanımlanması amacına
yönelik sorular sorulmuştur. Bu sorulardan; katılımcının adı soyadı, görevi, bu
görevle çalışma süresi, inşaat sektöründeki deneyimi ile ilgili sorular ucu açık
sorulardır. Cinsiyet, yaş ve eğitim durumuyla ilgili sorular ise, seçeneklidir.
İkinci bölümde ise, tez kapsamında kullanılacak olan sorular olan yönetici tipleriyle
ilgili sorular yer almaktadır. Bunlar da seçeneklidir.
Araştırmada yer alan değişkenler şunlardır:
• Yaş
• Cinsiyet
• Eğitim durumu
98
• Meslek
• Görev pozisyonu
• Sahip olunan görev ünvanı ile çalışma süresi
• İnşaat sektöründeki deneyim
• Bulunulan şirketteki çalışma süresi
4.4. KULLANILAN İSTATİSTİKSEL ÇÖZÜMLEMELER
Araştırmada kullanılan anketlerdeki tüm veriler ve cevaplar, bir istatistik programı
olan SPSS’e yüklenmiştir. Daha sonra istatistiksel sonuçlar, bu verilerden, program
yardımıyla çıkarılmıştır. Tanımlayıcı ve ilişkisel çözümlemeler yapılmıştır.
Tanımlayıcı çözümlemelerde “sıklık” (frequencies) ve “tanımlayıcı” (descriptives)
analizler yapılmış ve bunlar tablo haline getirilmiştir. İlişkisel çözümlemelerde
“çapraz-tablolar” (cross-tabulation) analizi kullanılmıştır. Değişkenler arasında
anlamlı ilişkilerin olup olmadığı ise, daha ince bir çözümlemenin yapıldığı “kikare”
(chi-square) analizi yardımıyla test edilmiştir. Bu yöntemle değişkenler arasındaki
ilişki daha ince olarak test edilmektedir.
99
100
5. ARAŞTIRMANIN BULGULARI
5.1. TANIMLAYICI ÇÖZÜMLEMELER
Bu bölümde, soru kağıdını yanıtlayan tüm yönetici ve yönetici olmayan personelin
genel olarak tanımlanması, anketin uygulandığı inşaat firmalarının yapısı ve genel
yöneticilerin tanımlanması amacı güdülmüştür. Bu bölümde tablolar ve pasta
diyagramlar kullanılmıştır.
Katılımcıların cinsiyet dağılımı Tablo 5.1’deki gibidir:
Tablo 5.1. İnşaat Firmalarında Çalışan Personelin Cinsiyete Göre Dağılımı
Cinsiyet Kişi Sayısı Kişi YüzdesiErkek 467 76.4% Kadın 144 23.6% TOPLAM 611 100.0%
Cinsiyete Göre Dağılım
Erkek76.4%
Kadın23.6%
Şekil 5.1. Cinsiyete Göre Dağılım Grafiği
101
Tablo 5.1 ve Şekil 5.1’de görüldüğü gibi; Türk inşaat firmalarında çalışan personelin
büyük çoğunluğu erkektir. Bu sonuç, inşaat sektörünün erkek baskın bir sektör
olduğu görüşünü desteklemektedir.
Katılımcıların yaş dağılımları Tablo 5.2’deki gibidir:
Tablo 5.2. İnşaat Firmalarında Çalışan Personelin Yaşa Göre Dağılımı
Yaş Grupları Kişi Sayısı Kişi Yüzdesi30 ve altı 168 27.5% 31-40 222 36.3% 41-50 152 24.9% 51 ve üstü 65 10.6% Cevapsız 4 0.7% TOPLAM 611 100.0%
Tablo 5.2 ve Şekil 5.2’de görüldüğü gibi, Türk inşaat firmalarında çalışan personelin
çoğunluğunu 31-40 yaş arası çalışanlar oluşturmaktadır. Bunun nedeni; 30 yaşın
altındakilerin deneyimsizlikten dolayı veya halen eğitimlerini sürdürüyor
olmalarından dolayı büyük şirketlere kabul edilmemesi olabilir. Yaş arttıkça sayının
azalmasının nedeni ise, inşaat sektörünün yorucu bir sektör olması, deneyim arttıkça
bazı çalışanların kendi işlerini kurmak istemeleri ve özellikle kadınlar için, aile
sorumluluklarının artması olabilir.
Yaşa Göre Dağılım
30 ve altı27.5%
31-40 36.3%
41-50 24.9%
51 ve üstü10.6%
Cevapsız0.7%
Şekil 5.2. Yaşa Göre Dağılım Grafiği
102
Katılımcıların eğitim durumu Tablo 5.3’teki gibidir:
Tablo 5.3. İnşaat Firmalarında Çalışan Personelin Eğitim Durumuna Göre Dağılımı
Eğitim Durumu Kişi Sayısı Kişi Yüzdesi İlkokul 1 0.2% Ortaokul 8 1.3% Lise 86 14.1% Yüksekokul veya Üniversite 513 84.0% Cevapsız 3 0.5% TOPLAM 611 100.0%
Tablo 5.3’te ve Şekil 5.3’te görüldüğü gibi, inşaat firmalarında çalışan personelin
çok büyük çoğunluğunu yüksekokul veya üniversite mezunları oluşturmaktadır.
Eğitim seviyesi düştükçe sayı da azalmaktadır. Bunun en büyük sebebi, inşaat
sektörünün teknik bilgisi olan, bu alanda yüksek öğretim görmüş olan insanlara
ihtiyaç duymasıdır. Mimarlar, mühendisler ve yöneticiler, işletmeciler v.b.
görevdekiler yüksekokul veya üniversite mezunudur. Eğitim düzeyi azaldıkça görev
kademesi de azalmaktadır. Ancak üst düzey yöneticilerin bazılarının aile şirketlerinin
başına geçtiği ya da holding kurdukları ve bazılarının bu nedenle yüksek öğretim
görmedikleri gözden kaçırılmamalıdır.
Eğitim Durumuna Göre Dağılım
Lise14.1%
Yüksekokul veya Üniversite84.0%
İlkokul0.2%
Ortaokul1.3%
Cevapsız0.5%
Şekil 5.3. Eğitim Durumuna Göre Dağılım Grafiği
103
Katılımcıların meslek dağılımları Tablo 5.4’teki gibidir:
Tablo 5.4. İnşaat Firmalarında Çalışan Personelin Mesleklere Göre Dağılımı
Meslek Kişi Sayısı Kişi Yüzdesi Mimar 40 6.5% İnşaat Mühendisi 189 30.9% Diğer Mühendisler 103 16.9% İş İdaresi-İşletme 147 24.1% Diğer 54 8.8% Cevapsız 78 12.8% TOPLAM 611 100.0%
Tablo 5.4 ve Şekil 5.4’te görüldüğü gibi, inşaat firmalarında inşaat mühendislerinin
sayısı diğer mesleklere göre fazladır. Çünkü bu sektördeki pek çok farklı alana inşaat
mühendisleri yerleştirilmektedir. Bu nedenle onların çoğunlukta olması normaldir.
Mimarlar ise daha kısıtlı alanlara yerleştirildikleri için sayıları fazla değildir. Bir
proje için gerekli olan makine, elektrik v.b. mühendislerinin de sayısı az değildir.
Ancak bu grubun içinde farklı mühendislikler bulunmaktadır. Ayrıca işletmeciler,
idareciler, muhasebeciler v.b. her firmada gerekli olduğu gibi inşaat sektöründe de
gerekli mesleklerdir. Diğer meslek grupları ise, fizik, turizm, biyoloji, kimya, sosyal
hizmetler, rehberlik, teknikerlik, arkeoloji, sekreterlik, formenlik, sınıf öğretmenliği,
yabancı diller, tarih, su ürünleri gibi bölümlerden mezun olan personeldir.
Mesleklere Göre Dağılım
Mimar6.5%
Diğer Mühendisler16.9%
Diğer8.8%
Cevapsız12.8%
İnşaat Mühendisi30.9%
İş İdaresi-İşletme24.1%
Şekil 5.4. Mesleklere Göre Dağılım Grafiği
104
Katılımcıların görev pozisyonlarına göre dağılımı Tablo 5.5’teki gibidir:
Tablo 5.5. İnşaat Firmalarında Çalışan Personelin Görev Pozisyonlarına Göre Dağılımı
Görev Pozisyonu Kişi Sayısı Kişi Yüzdesi Yönetici olan kişileri yöneten (Middle Level) 226 37.0% Yönetici olmayan kişileri yöneten (First Level) 316 51.7% Yönetici olmayan (Nonmanagerial) 69 11.3% TOPLAM 611 100.0%
Bu araştırmada, en üst düzey yöneticiler (Top Level Managers) analizlere dahil
edilmemişlerdir. Değerlendirmeye katılan personelin en az bir tane yöneticisi
bulunmaktadır. Tablo 5.5 ve Şekil 5.5’te görüldüğü gibi, yönetici personelin sayısı
yönetici olmayan personelden çok daha fazladır. Bunun sebebi, inşaat sektörünün
çok parçalı bir yapısı olması, farklı teknik kollar ve yönetimsel kollar bulunmasından
dolayı her bölümü idare edecek yöneticilerin bulunması gerektiği ve her bir bölümün
yöneticisi olmasının yanında bu yöneticilere bağlı alt yöneticilerin de bulunması
olabilir. Kontrol edilecek alan sayısı çok fazla olduğundan her bölüm kendi içinde
kendi organizasyon şemasına sahiptir.
Görev Pozisyonuna Göre Dağılım
Yönetici olan kişileri yöneten (Middle Level)
37.0%
Yönetici olmayan kişileri yöneten (First Level)
51.7%
Yönetici olmayan (Nonmanagerial)
11.3%
Şekil 5.5. Görev Pozisyonuna Göre Dağılım Grafiği
105
Katılımcıların sahip oldukları görev ünvanı ile çalışma sürelerine göre dağılımı
Tablo 5.6’daki gibidir:
Tablo 5.6. İnşaat Firmalarında Çalışan Personelin Sahip Olunan Görev Ünvanı ile Çalışma Süresine Göre Dağılımı
Sahip Olunan Görev Ünvanı ile Çalışma Süresi Kişi Sayısı Kişi Yüzdesi 0 - 5 yıl 334 54.7% 6 - 10 yıl 164 26.8% 11 - 15 yıl 50 8.2% 16 - 20 yıl 30 4.9% 21 - 25 yıl 15 2.5% 26 yıl ve üzeri 7 1.1% Cevapsız 11 1.8% TOPLAM 611 100.0%
Tablo 5.6 ve Şekil 5.6’da görüldüğü gibi, katılımcıların sahip oldukları görev ünvanı
ile çalışma süresi 0-5 yıl arasında olan kişiler, büyük bir çoğunluğu oluşturmaktadır.
Çalışma süresi arttıkça, kişi sayısı azalmaktadır.
Sahip Olduğu Görev Ünvanı ile Çalışma Süresine Göre Dağılım
0 - 5 yıl54.7%
6 - 10 yıl26.8%
11 - 15 yıl8.2%16 - 20 yıl
4.9%Cevapsız
1.8%26 yıl ve üzeri
1.1%21 - 25 yıl
2.5%
Şekil 5.6. Sahip Olunan Görev Ünvanı ile Çalışma Süresine Göre Dağılım Grafiği
106
Katılımcıların bulundukları şirkette çalışma sürelerine göre dağılımı Tablo 5.7’deki
gibidir:
Tablo 5.7. İnşaat Sektöründe Çalışan Personelin Bulundukları Şirkette Çalışma Süresine Göre Dağılımı
Bulunulan Şirkette Çalışma Süresi Kişi Sayısı Kişi Yüzdesi 0 - 5 yıl 294 48.1% 6 - 10 yıl 167 27.3% 11 - 15 yıl 66 10.8% 16 - 20 yıl 35 5.7% 21 - 25 yıl 23 3.8% 26 yıl ve üstü 9 1.5% Cevapsız 17 2.8% TOPLAM 611 100.0%
Tablo 5.7 ve Şekil 5.7’de görüldüğü gibi, katılımcıların hemen hemen yarısı, şu an
çalıştıkları şirkette 5 yıl ve daha az süredir çalışmaktadır. Çalışma süresi arttıkça kişi
sayısı azalmaktadır. Bu sonuçlara göre, inşaat sektöründe, personel devir oranı
yüksektir. Yani çoğu personel, çalışmakta olduğu şirketten 5 yılı doldurmadan
ayrılmaktadırlar.
Bulunduğu Şirkette Çalışma Süresine Göre Dağılım
0 - 5 yıl48.1%
6 - 10 yıl27.3%
11 - 15 yıl10.8%16 - 20 yıl
5.7%21 - 25 yıl
3.8%26 yıl ve üstü
1.5%
Cevapsız2.8%
Şekil 5.7. Bulunulan Şirkette Çalışma Süresine Göre Dağılım Grafiği
107
Katılımcıların inşaat sektöründe deneyimlerine göre dağılımı Tablo 5.8’deki gibidir:
Tablo 5.8. İnşaat Sektöründe Çalışan Personelin İnşaat Sektöründeki Deneyimlerine Göre Dağılımı
İnşaat Sektöründeki Deneyim Kişi Sayısı Kişi Yüzdesi 0 - 5 yıl 147 24.1% 6 - 10 yıl 159 26.0% 11 - 15 yıl 90 14.7% 16 - 20 yıl 79 12.9% 21 - 25 yıl 71 11.6% 26 yıl ve üstü 44 7.2% Cevapsız 21 3.4% TOPLAM 611 100.0%
Tablo 5.8 ve Şekil 5.8’de görüldüğü gibi, katılımcıların inşaat sektöründeki
deneyimleri çoğunlukla 0-10 yıl arasındadır. Deneyimi 0-5 yıl arasında olan
personel, toplam personelin %24.1’ini, deneyimi 5-10 yıl arasında olan personel ise,
toplam personelin %26.0’sını oluşturmaktadır. Yıl sayısı arttıkça kişi sayısı ters
orantılı olarak azalmaktadır.
İnşaat Sektöründeki Deneyime Göre Dağılım
0 - 5 yıl24.1%
6 - 10 yıl26.0%
11 - 15 yıl14.7%
16 - 20 yıl12.9%
21 - 25 yıl11.6%
26 yıl ve üstü7.2%
Cevapsız3.4%
Şekil 5.8. İnşaat Sektöründeki Deneyime Göre Dağılım Grafiği
108
Katılımcıların genel olarak birlikte çalışmayı tercih ettikleri yönetici tiplerinin
dağılımı Tablo 5.9’daki gibidir:
Tablo 5.9. İnşaat Sektöründe Çalışan Personelin Genel Olarak Çalışmayı Tercih Ettikleri Yönetici Tiplerinin Dağılımı
Tercih Edilen Yönetici Tipi Kişi Sayısı Kişi Yüzdesi Yönetici 1 veya Yönetici 2 151 24.7% Yönetici 3 161 26.4% Yönetici 4 293 48.0% Cevapsız 6 1.0% TOPLAM 611 100.0%
Tablo 5.9 ve Şekil 5.9’da görüldüğü gibi, katılımcıların genel olarak tercih ettikleri
yönetici tipi, yönetici 4’tür. Bu tarz bir yönetici, demokratik ve katılımcıdır.
Problemleri astlarına danışır, onların fikirlerini dinler ve çözüm aşamasında kullanır.
Kararlar ortak olarak verilir. Uzlaşma sağlanamazsa, yönetici kararı verir.
Dolayısıyla Türk inşaat sektöründe demokratik liderlik tarzı tercih edilmektedir.
Tercih Edilen Yönetici Tipi Dağılımı
Cevapsız1.0%
Yönetici 326.4%
Yönetici 1 veya Yönetici 224.7%
Yönetici 448.0%
Şekil 5.9. Genel Olarak Tercih Edilen Yönetici Tipine Göre Dağılım Grafiği
109
Katılımcıların genel olarak birlikte çalıştıkları yöneticilerinde gözlemledikleri veya
algıladıkları yönetici tiplerinin dağılımı Tablo 5.10’daki gibidir:
Tablo 5.10. İnşaat Sektöründe Çalışan Personelin Genel Olarak Yöneticilerinde Gözlemledikleri veya Algıladıkları Yönetici Tiplerinin Dağılımı
Algılanan Yönetici Tipi Kişi Sayısı Kişi Yüzdesi Yönetici 1 veya Yönetici 2 301 49.3% Yönetici 3 137 22.4% Yönetici 4 102 16.7% Hiçbiri 65 10.6% Cevapsız 6 1.0% TOPLAM 611 100.0%
Tablo 5.10 ve Şekil 5.10’da görüldüğü gibi, Türk inşaat sektöründe, mevcut olan
yöneticiler çoğunlukla yönetici 1 veya yönetici 2’dir. Yani sektördeki yöneticiler,
otoriter liderlik davranışı sergilemektedirler. Otokratik yönetici, kararlarını astlarına
danışmayan ve kendi kararlarının uygulanmasını bekleyen, başkasına söz hakkı
tanımayan yöneticidir. Yöneticilerin otoriter davranmalarının bir sebebi de, inşaat
sektöründe erkek sayısının fazla olması ve bu nedenle otorite gücünü göstermek
istemeleri, bu şekilde işlerin tamamlanacağına inanmaları olabilir.
Algılanan Yönetici Tipi Dağılımı
Yönetici 322.4%
Yönetici 416.7%Hiçbiri
10.6%
Cevapsız1.0%
Yönetici 1 veya Yönetici 249.3%
Şekil 5.10. Genel Olarak Algılanan Yönetici Tipine Göre Dağılım Grafiği
110
Tablo 5.11. Tanımlayıcı Çözümlemelerin İstatistiksel Analizi
Değişkenler Sayı Aralık Min. Max. Ortalama Std. Sapma Varyans
Sahip Olunan Görev Unvanı ile Çalışma
Süresi 600 5 1 6 1.75 1.091 1.190
Bulunulan Şirkette Çalışma Süresi 594 5 1 6 1.91 1.195 1.427
Cinsiyet 611 1 1 2 1.24 0.425 0.180 Eğitim Durumu 608 3 1 4 3.83 0.423 0.179
İnşaat Sektöründeki Deneyim 590 5 1 6 2.83 1.590 2.528
Meslek 533 4 1 5 2.97 1.157 1.338 Tercih Edilen Yönetici
Tipi 605 3 1 4 2.99 1.219 1.485
Yaş 607 3 1 4 2.19 0.960 0.922 Algılanan Yönetici Tipi 605 4 1 5 2.39 1.489 2.218
Görev Pozisyonu 611 2 2 4 2.74 0.646 0.417
Tablo 5.11’de tanımlayıcı çözümlemelerin istatistiksel analizi verilmiştir.
5.2. İLİŞKİSEL ÇÖZÜMLEMELER
Bu tez çalışmasında, inşaat firmalarında çalışan yönetici ve yönetici olmayan
personelin, tercih ettikleri ve algıladıkları liderlik davranışlarını yaş, cinsiyet, eğitim
durumu, meslek, görev pozisyonu, sektördeki deneyim, çalışma süresi gibi
faktörlerin etkileyip etkilemediği araştırılmaktadır. Bir önceki bölümde katılımcıların
profili değişken bazında çıkarılmaya çalışılmıştır. Bu bölümde ise, ilk olarak
katılımcıların profili ilişkisel çözümlemeler yardımıyla daha detaylı tanımlanacak,
ikinci olarak ise, yukarıda sayılan faktörlerin tercih edilen ve algılanan liderlik
davranışlarıyla ilişkileri çapraz tablolarla açıklanacaktır. Bunun için “Çapraz Tablo”
(Cross-Tabulation) yöntemi kullanılmıştır. Ancak bunun yanında, çapraz tablolardaki
değişkenler arasındaki ilişkiyi daha ince olarak test etmek için “Kikare” (Chi-Square)
testi uygulanacaktır. Kikare testi, çapraz tablonun iki değişkeninin birbirinden
bağımsız olup olmadığını test eder. İki değişkenin birbirinden bağımsız olduğu,
birbirini etkilemediği şeklindeki hipotezin kabul veya reddi, gözlenen “anlamlılık
düzeyi”ne(observed significance level) de bağlıdır. Bu tez çalışmasında kullanılan
anlamlılık düzeyi “0.05”tir. SPSS’in bulduğu değer, anlamlılık düzeyinden küçük
olursa, iki değişkenin bağımsız olduğu hipotezi reddedilir. Dolayısıyla iki değişken
arasında ilişki vardır. Bu yöntemlere göre aşağıdaki ilişkiler analiz edilecektir. Ancak
katılımcıların profiline yönelik ilişkisel çözümlemelerde kikare testi
uygulanmayacaktır. Başka bir ifadeyle, demografik özellikler arasında ilişki
111
aranmayacaktır. Çünkü bunlar sadece katılımcı profili hakkında bilgi vermek
amacıyla tablo haline getirilmiştir. Ancak liderlik davranışlarına yönelik ilişkisel
çözümlemelerde kikare uygulanacaktır. Bunlar arasında ilişki olup olmadığı
incelenecektir.
5.2.1. Katılımcıların Profiline Yönelik İlişkisel Çözümlemeler
Katılımcıların cinsiyetinin görev pozisyonlarına göre dağılımı Tablo 5.12’deki
gibidir:
Tablo 5.12. Cinsiyet-Görev Pozisyonu İlişkisine Göre Personel Dağılımı Sayı Sıra % Sütun % Toplam %
GÖREV POZİSYONU
Cinsiyet Yönetici olan kişileri yöneten
Yönetici olmayan kişileri yöneten
Yönetici olmayan TOPLAM
185 244 38 467 39.6% 52.2% 8.1% 100.0% 81.9% 77.2% 55.1% 76.4%
Erkek
30.3% 39.9% 6.2% 76.4% 41 72 31 144
28.5% 50.0% 21.5% 100.0% 18.1% 22.8% 44.9% 23.6%
Kadın
6.7% 11.8% 5.1% 23.6% 226 316 69 611
37.0% 51.7% 11.3% 100.0% 100.0% 100.0% 100.0% 100.0%
TOPLAM
37.0% 51.7% 11.3% 100.0%
Yukarıdaki tabloya göre, yönetici pozisyonundaki erkeklerin sayısı, kadınların
sayısından çok fazladır. Bu sonuç, daha önce bu konuda yapılan çalışmaları
desteklemektedir. Başka bir deyişle, kadınlar, iç ve dış sebeplerden dolayı ya
yöneticilik kademelerinden uzak tutulmakta, ya da kendileri bu kademede bulunmayı
istememektedirler.
112
Katılımcıların cinsiyetinin mesleklere göre dağılımı Tablo 5.13’teki gibidir:
Tablo 5.13. Cinsiyet-Meslek İlişkisine Göre Personel Dağılımı
Sayı Sıra % Sütun % Toplam %
MESLEK
Cinsiyet Mimar İnşaat Mühendisi
Diğer Mühendisler
İş İdaresi-İşletme Diğer TOPLAM
22 160 89 99 35 405 5.4% 39.5% 22.0% 24.4% 8.6% 100.0%
55.0% 84.7% 86.4% 67.3% 64.8% 76.0% Erkek
4.1% 30.0% 16.7% 18.6% 6.6% 76.0% 18 29 14 48 19 128
14.1% 22.7% 10.9% 37.5% 14.8% 100.0% 45.0% 15.3% 13.6% 32.7% 35.2% 24.0%
Bayan
3.4% 5.4% 2.6% 9.0% 3.6% 24.0% 40 189 103 147 54 533
7.5% 35.5% 19.3% 27.6% 10.1% 100.0% 100.0% 100.0% 100.0% 100.0% 100.0% 100.0%
TOPLAM
7.5% 35.5% 19.3% 27.6% 10.1% 100.0%
Yukarıdaki tabloya göre; inşaat sektöründe çalışanların çoğunluğu inşaat
mühendisidir. Bu tablodan çıkan bir diğer sonuç ise, inşaat mühendislerinin büyük
çoğunluğunu erkeklerin oluşturmasıdır. Bu araştırmada, inşaat mühendisliği
mesleğini daha çok erkeklerin seçtiği, kadınların ise mimarlık ve işletme-iş idaresini
seçtiği gözlenmektedir. Mimarların ise hemen hemen yarısı kadın yarısı erkektir.
Kadınların daha çok işletme, muhasebe gibi sözel alanları tercih ettikleri
görülmektedir. Kadınlar stereotipik engeller, önyargılar, terfi olanaksızlıkları
yüzünden ve inşaat mühendisi olan erkek meslektaşları tarafından küçümsendikleri
için bu mesleği seçmemektedirler. Oysa, sektör, kadınları bu mesleğe çekmeye
çalışmaktadır.
113
Katılımcıların cinsiyetinin yaş gruplarına göre dağılımı Tablo 5.14’teki gibidir:
Tablo 5.14. Cinsiyet-Yaş Grupları İlişkisine Göre Personel Dağılımı
Sayı Sıra % Sütun % Toplam %
YAŞ GRUPLARI
Cinsiyet 30 ve altı 31-40 arası 41-50 arası 51 ve üstü TOPLAM
103 168 132 61 464 22.2% 36.2% 28.4% 13.1% 100.0% 61.3% 75.7% 86.8% 93.8% 76.4%
Erkek
17.0% 27.7% 21.7% 10.0% 76.4% 65 54 20 4 143
45.5% 37.8% 14.0% 2.8% 100.0% 38.7% 24.3% 13.2% 6.2% 23.6%
Kadın
10.7% 8.9% 3.3% 0.7% 23.6% 168 222 152 65 607
27.7% 36.6% 25.0% 10.7% 100.0% 100.0% 100.0% 100.0% 100.0% 100.0%
TOPLAM
27.7% 36.6% 25.0% 10.7% 100.0%
Yukarıdaki tabloya göre, kadın çalışanların büyük çoğunluğu 40 yaşın altındadır.
Özellikle 50 yaş ve üzerindeki kadın çalışanlar çok azdır. Erkekler ise, 31-50 yaş
arasında çoğunluktadır. Ancak 50 yaş üzerindeki erkeklerin yüzdesi de kadınlar
kadar az değildir. Bu sonuçlar gösteriyor ki; kadınlar gerek önlerine çıkan engeller
gerekse aile ve iş yaşantısını bir arada tutmanın getirdiği zorluklar nedeniyle işi
erkek bırakmaktadırlar. Ayrıca yaş arttıkça her iki cinsiyetin sayısı da azalmaktadır.
Bunun bir sebebi de; inşaat sektörünün yorucu ve yıpratıcı bir meslek olmasından
dolayı çalışanların mesleği erken bırakması olabilir.
114
5.2.2. Liderlik Davranışlarıyla İlgili İlişkisel Çözümlemeler
• Cinsiyet-Liderlik Davranışı İlişkisi
Cinsiyet-Tercih Edilen Liderlik Davranışı İlişkisi
Araştırmaya katılan inşaat firmalarındaki personelin cinsiyeti ile tercih ettikleri
liderlik davranışı arasındaki ilişkinin analizi aşağıdaki gibidir:
Tablo 5.15. Cinsiyet-Tercih Edilen Yönetici Tipi Analizi Sayı Sıra % Sütun % Toplam %
TERCİH EDİLEN YÖNETİCİ TİPİ
Cinsiyet Yönetici 1 veya Yönetici 2 Yönetici 3 Yönetici 4 Toplam
113 127 222 462 24.5% 27.5% 48.1% 100.0% 74.8% 78.9% 75.8% 76.4%
Erkek
18.7% 21.0% 36.7% 76.4% 38 34 71 143
26.6% 23.8% 49.7% 100.0% 25.2% 21.1% 24.2% 23.6%
Kadın
6.3% 5.6% 11.7% 23.6% 151 161 293 605
25.0% 26.6% 48.4% 100.0% 100.0% 100.0% 100.0% 100.0%
Toplam
25.0% 26.6% 48.4% 100.0%
Tablo 5.15’te görüldüğü gibi, hem kadın personelin (%49.7) hem erkek personelin
(%48.1) büyük oranda çalışmayı tercih ettikleri yönetici tipi, yönetici 4’tür. Bu tarz
yönetici, demokratik ve katılımcıdır, sorunları astlarına danışır. Uzlaşma sağlanırsa
ortak karar verilir. (Kikare değeri= 0.819; p = 0.664).
Anlamlılık düzeyi 0.05’ten büyüktür. Bu değerlere göre, tablolardaki dağılımlar ve
iki değişken arasındaki ilişki anlamlı değildir. Dolayısıyla, bu tablolardan hareket
ederek, cinsiyetin tercih edilen yönetici tipini etkilediği şeklinde çıkarsamalar
yapılması doğru değildir. Çünkü cinsiyet ve tercih edilen yönetici tipi arasında
anlamlı bir ilişki bulunmamıştır.
115
Cinsiyet-Algılanan Liderlik Davranışı İlişkisi
Araştırmaya katılan inşaat firmalarındaki personelin cinsiyeti ile algılanan liderlik
davranışı arasındaki ilişkinin analizi aşağıdaki gibidir:
Tablo 5.16. Cinsiyet-Algılanan Yönetici Tipi Analizi Sayı Sıra % Sütun % Toplam %
ALGILANAN YÖNETİCİ TİPİ
Cinsiyet Yönetici 1 veya Yönetici 2 Yönetici 3 Yönetici 4 Hiçbiri Toplam
223 113 80 46 462 48.3% 24.5% 17.3% 10.0% 100.0% 74.1% 82.5% 78.4% 70.8% 76.4%
Erkek
36.9% 18.7% 13.2% 7.6% 76.4% 78 24 22 19 143
54.5% 16.8% 15.4% 13.3% 100.0% 25.9% 17.5% 21.6% 29.2% 23.6%
Kadın
12.9% 4.0% 3.6% 3.1% 23.6% 301 137 102 65 605
49.8% 22.6% 16.9% 10.7% 100.0% 100.0% 100.0% 100.0% 100.0% 100.0%
Toplam
49.8% 22.6% 16.9% 10.7% 100.0%
Tablo 5.16’da görüldüğü gibi, erkeklerin (%48.3) ve kadınların (%54.5) en çok
gözlemledikleri yönetici tipi, yönetici 1 veya yönetici 2’dir. Yani başka bir ifadeyle,
araştırmaya katılan inşaat firmalarında var olan yöneticiler çoğunlukla otokratik-ikna
edici, kararları kendisi veren yöneticilerdir. (Kikare= 5.075; p = 0.166).
Anlamlılık düzeyi 0.05’ten büyüktür. Bu değerlere göre, tablolardaki dağılımlar ve
iki değişken arasındaki ilişki anlamlı değildir. Dolayısıyla, bu tablolardan hareket
ederek, cinsiyetin algılanan yönetici tipini etkilediği şeklinde çıkarsamalar yapılması
doğru değildir. Çünkü cinsiyet ve algılanan yönetici tipi arasında anlamlı bir ilişki
bulunmamıştır.
116
• Yaş-Liderlik Davranışı İlişkisi
Yaş-Tercih Edilen Liderlik Davranışı İlişkisi
Araştırmaya katılan inşaat firmalarındaki personelin yaşı ile tercih ettikleri liderlik
davranışı arasındaki ilişkinin analizi aşağıdaki gibidir:
Tablo 5.17. Yaş-Tercih Edilen Yönetici Tipi Analizi Sayı Sıra % Sütun % Toplam %
TERCİH EDİLEN YÖNETİCİ TİPİ
Yaş Grupları Yönetici 1 veya Yönetici 2 Yönetici 3 Yönetici 4 Toplam 47 37 82 166
28.3% 22.3% 49.4% 100.0% 31.3% 23.1% 28.2% 27.6%
30 ve altı
7.8% 6.2% 13.6% 27.6% 49 65 106 220
22.3% 29.5% 48.2% 100.0% 32.7% 40.6% 36.4% 36.6%
31 - 40
8.2% 10.8% 17.6% 36.6% 37 39 74 150
24.7% 26.0% 49.3% 100.0% 24.7% 24.4% 25.4% 25.0%
41 - 50
6.2% 6.5% 12.3% 25.0% 17 19 29 65
26.2% 29.2% 44.6% 100.0% 11.3% 11.9% 10.0% 10.8%
51 ve üstü
2.8% 3.2% 4.8% 10.8% 150 160 291 601
25.0% 26.6% 48.4% 100.0% 100.0% 100.0% 100.0% 100.0%
Toplam
25.0% 26.6% 48.4% 100.0%
Tablo 5.17’de görüldüğü gibi, tüm yaş aralıklarındaki katılımcıların (%49.4; %48.2;
%49.3; %44.6) çalışmayı en çok tercih ettikleri yönetici tipi, yönetici 4’tür. Bu tarz
yönetici, demokratik ve katılımcıdır, sorunları astlarına danışır. Uzlaşma sağlanırsa
ortak karar verilir. (Kikare değeri= 3.747; p = 0.711).
Anlamlılık düzeyi 0.05’ten büyüktür. Bu değerlere göre, tablolardaki dağılımlar ve
iki değişken arasındaki ilişki anlamlı değildir. Dolayısıyla, bu tablolardan hareket
ederek, katılımcıların yaşının tercih edilen yönetici tipini etkilediği şeklinde
çıkarsamalar yapılması doğru değildir. Çünkü yaş ve tercih edilen yönetici tipi
arasında anlamlı bir ilişki bulunmamıştır.
117
Yaş-Algılanan Liderlik Davranışı İlişkisi
Araştırmaya katılan inşaat firmalarındaki personelin yaşı ile algılanan liderlik
davranışı arasındaki ilişkinin analizi aşağıdaki gibidir:
Tablo 5.18. Yaş-Algılanan Yönetici Tipi Analizi Sayı Sıra % Sütun % Toplam %
ALGILANAN YÖNETİCİ TİPİ
Yaş Grupları Yönetici 1 veya Yönetici 2 Yönetici 3 Yönetici 4 Hiçbiri Toplam89 30 28 18 165
53.9% 18.2% 17.0% 10.9% 100.0%29.7% 22.2% 27.5% 28.1% 27.5%
30 ve altı
14.8% 5.0% 4.7% 3.0% 27.5% 93 59 41 28 221
42.1% 26.7% 18.6% 12.7% 100.0%31.0% 43.7% 40.2% 43.8% 36.8%
31 - 40
15.5% 9.8% 6.8% 4.7% 36.8% 78 35 21 16 150
52.0% 23.3% 14.0% 10.7% 100.0%26.0% 25.9% 20.6% 25.0% 25.0%
41 - 50
13.0% 5.8% 3.5% 2.7% 25.0% 40 11 12 2 65
61.5% 16.9% 18.5% 3.1% 100.0%13.3% 8.1% 11.8% 3.1% 10.8%
51 ve üstü
6.7% 1.8% 2.0% 0.3% 10.8% 300 135 102 64 601
49.9% 22.5% 17.0% 10.6% 100.0%100.0% 100.0% 100.0% 100.0% 100.0%
Toplam
49.9% 22.5% 17.0% 10.6% 100.0%
Tablo 5.18’de görüldüğü gibi, tüm yaş gruplarındaki katılımcıların büyük oranda
(%53.9; %42.1; %52.0; %61.5) algıladıkları yönetici tipi, yönetici 1 veya yönetici
2’dir. Yani başka bir ifadeyle, araştırmaya katılan inşaat firmalarında var olan
yöneticiler çoğunlukla otokratik-ikna edici, kararları kendisi veren yöneticilerdir.
(Kikare=14.739; p=0.098).
Anlamlılık düzeyi 0.05’ten büyüktür. Bu değerlere göre, tablolardaki dağılımlar ve
iki değişken arasındaki ilişki anlamlı değildir. Dolayısıyla, bu tablolardan hareket
ederek, katılımcıların yaşının algılanan yönetici tipini etkilediği şeklinde
çıkarsamalar yapılması doğru değildir. Çünkü yaş ve algılanan yönetici tipi arasında
anlamlı bir ilişki bulunmamıştır.
118
• Eğitim Durumu-Liderlik Davranışı İlişkisi
Eğitim Durumu-Tercih Edilen Liderlik Davranışı İlişkisi
Araştırmaya katılan inşaat firmalarındaki personelin eğitim durumu ile tercih ettikleri
liderlik davranışı arasındaki ilişkinin analizi aşağıdaki gibidir:
Tablo 5.19. Eğitim Durumu-Tercih Edilen Yönetici Tipi Analizi Sayı Sıra % Sütun % Toplam %
TERCİH EDİLEN YÖNETİCİ TİPİ
Yönetici 1 veya Yönetici 2 Yönetici 3 Yönetici 4 Toplam 33 21 41 95
İlköğretim 34.7% 22.1% 43.2% 100.0% veya Lise 21.9% 13.1% 14.0% 15.8%
5.5% 3.5% 6.8% 15.8% 118 139 251 508
Yüksekokul veya 23.2% 27.4% 49.4% 100.0% Üniversite 78.1% 86.9% 86.0% 84.2%
19.6% 23.1% 41.6% 84.2% 151 160 292 603
25.0% 26.5% 48.4% 100.0% 100.0% 100.0% 100.0% 100.0%
Toplam
25.0% 26.5% 48.4% 100.0%
Tablo 5.19’da görüldüğü gibi; ilköğretim veya lise (%43.2) ile yüksekokul veya
üniversite (%49.4) mezunlarının çalışmayı büyük oranda tercih ettikleri yönetici tipi,
yönetici 4’tür. Bu tarz yönetici, demokratik ve katılımcıdır, sorunları astlarına
danışır. Uzlaşma sağlanırsa ortak karar verilir. (Kikare değeri= 5.712; p = 0.057).
Anlamlılık düzeyi 0.05’e çok yakın bir değer olmasına rağmen 0.05’ten büyüktür. Bu
değerlere göre, tablolardaki dağılımlar ve iki değişken arasındaki ilişki anlamlı
değildir. Dolayısıyla, bu tablolardan hareket ederek, katılımcıların eğitim
durumlarının tercih edilen yönetici tipini etkilediği şeklinde çıkarsamalar yapılması
doğru değildir. Çünkü eğitim durumu ve tercih edilen yönetici tipi arasında anlamlı
bir ilişki bulunmamıştır.
119
Eğitim Durumu-Algılanan Liderlik Davranışı İlişkisi
Araştırmaya katılan inşaat firmalarındaki personelin eğitim durumu ile algılanan
liderlik davranışı arasındaki ilişkinin analizi aşağıdaki gibidir:
Tablo 5.20. Eğitim Durumu-Algılanan Yönetici Tipi Analizi Sayı Sıra % Sütun % Toplam %
ALGILANAN YÖNETİCİ TİPİ
Yönetici 1 veya Yönetici 2 Yönetici 3 Yönetici 4 Hiçbiri Toplam 43 21 19 12 95
İlköğretim 45.3% 22.1% 20.0% 12.6% 100.0%veya Lise 14.3% 15.3% 18.8% 18.5% 15.8%
7.1% 3.5% 3.2% 2.0% 15.8% 257 116 82 53 508
Yüksekokul veya 50.6% 22.8% 16.1% 10.4% 100.0%Üniversite 85.7% 84.7% 81.2% 81.5% 84.2%
42.6% 19.2% 13.6% 8.8% 84.2% 300 137 101 65 603
49.8% 22.7% 16.7% 10.8% 100.0%100.0% 100.0% 100.0% 100.0% 100.0%
Toplam
49.8% 22.7% 16.7% 10.8% 100.0%
Tablo 5.20’de görüldüğü gibi; ilköğretim veya lise mezunlarının (%45.3) ve
yüksekokul veya üniversite mezunu katılımcıların (%50.6) büyük oranda
algıladıkları yönetici tipi, yönetici 1 veya yönetici 2’dir. Yani başka bir ifadeyle,
araştırmaya katılan inşaat firmalarında var olan yöneticiler çoğunlukla otokratik-ikna
edici, kararları kendisi veren yöneticilerdir. (Kikare= 1.545; p = 0.672).
Anlamlılık düzeyi 0.05’ten büyüktür. Bu değerlere göre, tablolardaki dağılımlar ve
iki değişken arasındaki ilişki anlamlı değildir. Dolayısıyla, bu tablolardan hareket
ederek, katılımcıların eğitim durumunun algılanan yönetici tipini etkilediği şeklinde
çıkarsamalar yapılması doğru değildir. Çünkü eğitim durumu ve algılanan yönetici
tipi arasında anlamlı bir ilişki bulunmamıştır.
120
• Meslek-Liderlik Davranışı İlişkisi
Meslek-Tercih Edilen Liderlik Davranışı İlişkisi
Araştırmaya katılan inşaat firmalarındaki personelin mesleği ile tercih edilen liderlik
davranışı arasındaki ilişkinin analizi aşağıdaki gibidir:
Tablo 5.21. Meslek-Tercih Edilen Yönetici Tipi Analizi Sayı Sıra % Sütun % Toplam %
TERCİH EDİLEN YÖNETİCİ TİPİ
Meslek Yönetici 1 veya Yönetici 2 Yönetici 3 Yönetici 4 Toplam 6 9 25 40
15.0% 22.5% 62.5% 100.0% 4.8% 6.2% 9.7% 7.6%
Mimar
1.1% 1.7% 4.7% 7.6% 44 57 86 187
23.5% 30.5% 46.0% 100.0% 35.5% 39.3% 33.3% 35.5%
İnşaat Mühendisi
8.3% 10.8% 16.3% 35.5% 25 29 47 101
24.8% 28.7% 46.5% 100.0% 20.2% 20.0% 18.2% 19.2%
Diğer Mühendisler
4.7% 5.5% 8.9% 19.2% 33 41 71 145
22.8% 28.3% 49.0% 100.0% 26.6% 28.3% 27.5% 27.5%
İş İdaresi - İşletme
6.3% 7.8% 13.5% 27.5% 16 9 29 54
29.6% 16.7% 53.7% 100.0% 12.9% 6.2% 11.2% 10.2%
Diğer
3.0% 1.7% 5.5% 10.2% 124 145 258 527
23.5% 27.5% 49.0% 100.0% 100.0% 100.0% 100.0% 100.0%
Toplam
23.5% 27.5% 49.0% 100.0%
Tablo 5.21’de görüldüğü gibi; tüm meslek gruplarındaki katılımcıların (%62.5;
%%46.0; %46.5; %49.0; %53.7) çalışmayı en çok tercih ettikleri yönetici tipi,
yönetici 4’tür. Bu tarz yönetici, demokratik ve katılımcıdır, sorunları astlarına
danışır. Uzlaşma sağlanırsa ortak karar verilir. (Kikare değeri= 7.753; p = 0.458).
Anlamlılık düzeyi 0.05’ten büyüktür. Bu değerlere göre, tablolardaki dağılımlar ve
iki değişken arasındaki ilişki anlamlı değildir. Dolayısıyla, bu tablolardan hareket
ederek, katılımcıların mesleklerinin tercih edilen yönetici tipini etkilediği şeklinde
121
çıkarsamalar yapılması doğru değildir. Çünkü meslek ve tercih edilen yönetici tipi
arasında anlamlı bir ilişki bulunmamıştır.
Meslek-Algılanan Liderlik Davranışı İlişkisi
Araştırmaya katılan inşaat firmalarındaki personelin mesleği ile algılanan liderlik
davranışı arasındaki ilişkinin analizi aşağıdaki gibidir:
Tablo 5.22. Meslek-Algılanan Yönetici Tipi Analizi Sayı Sıra % Sütun % Toplam %
ALGILANAN YÖNETİCİ TİPİ
Meslek Yönetici 1 veya Yönetici 2 Yönetici 3 Yönetici 4 Hiçbiri Toplam 14 9 10 7 40
35.0% 22.5% 25.0% 17.5% 100.0% 5.2% 7.6% 11.8% 12.7% 7.6%
Mimar
2.7% 1.7% 1.9% 1.3% 7.6% 88 50 32 16 186
47.3% 26.9% 17.2% 8.6% 100.0% 32.7% 42.4% 37.6% 29.1% 35.3%
İnşaat Mühendisi
16.7% 9.5% 6.1% 3.0% 35.3% 52 20 18 11 101
51.5% 19.8% 17.8% 10.9% 100.0% 19.3% 16.9% 21.2% 20.0% 19.2%
Diğer Mühendisler
9.9% 3.8% 3.4% 2.1% 19.2% 82 31 17 16 146
56.2% 21.2% 11.6% 11.0% 100.0% 30.5% 26.3% 20.0% 29.1% 27.7%
İş İdaresi - İşletme
15.6% 5.9% 3.2% 3.0% 27.7% 33 8 8 5 54
61.1% 14.8% 14.8% 9.3% 100.0% 12.3% 6.8% 9.4% 9.1% 10.2%
Diğer
6.3% 1.5% 1.5% 0.9% 10.2% 269 118 85 55 527
51.0% 22.4% 16.1% 10.4% 100.0% 100.0% 100.0% 100.0% 100.0% 100.0%
Toplam
51.0% 22.4% 16.1% 10.4% 100.0%
Tablo 5.22’de görüldüğü gibi; tüm meslek gruplarındaki katılımcıların büyük oranda
(%35.0; %47.3; %51.5; %56.2; %61.1) algıladıkları yönetici tipi, yönetici 1 veya
yönetici 2’dir. Yani başka bir ifadeyle, araştırmaya katılan inşaat firmalarında var
olan yöneticiler çoğunlukla otokratik-ikna edici, kararları kendisi veren
yöneticilerdir. (Kikare=14.585; p = 0.265).
Anlamlılık düzeyi 0.05’ten büyüktür. Bu değerlere göre, tablolardaki dağılımlar ve
iki değişken arasındaki ilişki anlamlı değildir. Dolayısıyla, bu tablolardan hareket
122
ederek, katılımcıların mesleklerinin algılanan yönetici tipini etkilediği şeklinde
çıkarsamalar yapılması doğru değildir. Çünkü meslek ve algılanan yönetici tipi
arasında anlamlı bir ilişki bulunmamıştır.
• Görev Pozisyonu-Liderlik Davranışı İlişkisi
Görev Pozisyonu-Tercih Edilen Liderlik Davranışı İlişkisi
Araştırmaya katılan inşaat firmalarındaki katılımcıların görev pozisyonu ile tercih
edilen liderlik davranışı arasındaki ilişkinin analizi aşağıdaki gibidir:
Tablo 5.23. Görev Pozisyonu-Tercih Edilen Yönetici Tipi Analizi Sayı Sıra % Sütun % Toplam %
TERCİH EDİLEN YÖNETİCİ TİPİ
Görev Pozisyonu Yönetici 1 veya Yönetici 2 Yönetici 3 Yönetici 4 Toplam 58 70 97 225
25.8% 31.1% 43.1% 100.0% 38.4% 43.5% 33.1% 37.2%
Yönetici Olan Kişileri Yöneten Personel (Middle
Level) 9.6% 11.6% 16.0% 37.2% 76 75 162 313
24.3% 24.0% 51.8% 100.0% 50.3% 46.6% 55.3% 51.7%
Yönetici Olmayan Kişileri Yöneten Personel (First
Level) 12.6% 12.4% 26.8% 51.7% 17 16 34 67
25.4% 23.9% 50.7% 100.0% 11.3% 9.9% 11.6% 11.1%
Yönetici Olmayan Personel
(Nonmanagerial) 2.8% 2.6% 5.6% 11.1% 151 161 293 605
25.0% 26.6% 48.4% 100.0% 100.0% 100.0% 100.0% 100.0%
Toplam
25.0% 26.6% 48.4% 100.0%
Tablo 5.23’te görüldüğü gibi, tüm görev pozisyonlarındaki (en az bir yöneticisi olan
yöneticiler ve yönetici olmayan) personelin (%43.1; %51.8; %50.7) çalışmayı en çok
tercih ettikleri yönetici tipi, yönetici 4’tür. Bu tarz yönetici, demokratik ve
katılımcıdır, sorunları astlarına danışır. Uzlaşma sağlanırsa ortak karar verilir.
(Kikare değeri= 4.952; p = 0.292).
Anlamlılık düzeyi 0.05’ten büyüktür. Bu değerlere göre, tablolardaki dağılımlar ve
iki değişken arasındaki ilişki anlamlı değildir. Dolayısıyla, bu tablolardan hareket
ederek, katılımcıların görev pozisyonlarının tercih edilen yönetici tipini etkilediği
şeklinde çıkarsamalar yapılması doğru değildir. Çünkü görev pozisyonu ve tercih
edilen yönetici tipi arasında anlamlı bir ilişki bulunmamıştır.
123
Görev Pozisyonu-Algılanan Liderlik Davranışı İlişkisi
Araştırmaya katılan inşaat firmalarındaki katılımcıların görev pozisyonları ile
algılanan liderlik davranışı arasındaki ilişkinin analizi aşağıdaki gibidir:
Tablo 5.24. Görev Pozisyonu-Algılanan Yönetici Tipi Analizi Sayı Sıra % Sütun % Toplam %
ALGILANAN YÖNETİCİ TİPİ
Görev Pozisyonu Yönetici 1 veya Yönetici 2 Yönetici 3 Yönetici 4 Hiçbiri Toplam 120 55 36 14 225
53.3% 24.4% 16.0% 6.2% 100.0% 39.9% 40.1% 35.3% 21.5% 37.2%
Yönetici Olan Kişileri Yöneten
Personel (Middle Level) 19.8% 9.1% 6.0% 2.3% 37.2%
140 69 60 43 312 44.9% 22.1% 19.2% 13.8% 100.0% 46.5% 50.4% 58.8% 66.2% 51.6%
Yönetici Olmayan
Kişileri Yöneten Personel (First
Level) 23.1% 11.4% 9.9% 7.1% 51.6%
41 13 6 8 68 60.3% 19.1% 8.8% 11.8% 100.0% 13.6% 9.5% 5.9% 12.3% 11.2%
Yönetici Olmayan Personel
(Nonmanagerial) 6.8% 2.1% 1.0% 1.3% 11.2% 301 137 102 65 605
49.8% 22.6% 16.9% 10.7% 100.0% 100.0% 100.0% 100.0% 100.0% 100.0%
Toplam
49.8% 22.6% 16.9% 10.7% 100.0%
Tablo 5.24’te görüldüğü gibi; tüm görev pozisyonlarındaki (en az bir yöneticisi olan
ve yönetici olmayan) personelin büyük oranda (%53.3; %44.9; %60.3) algıladıkları
yönetici tipi, yönetici 1 veya yönetici 2’dir. Yani başka bir ifadeyle, araştırmaya
katılan inşaat firmalarında var olan yöneticiler çoğunlukla otokratik-ikna edici,
kararları kendisi veren yöneticilerdir. (Kikare= 15.099; p = 0.020).
Anlamlılık düzeyi 0.05’ten küçüktür. Bu değerlere göre, tablolardaki dağılımlar ve
iki değişken arasındaki ilişki anlamlıdır. Değişkenlerin birbirine bağlı olduğu
söylenebilir. Dolayısıyla, bu tablolardan hareket ederek, katılımcıların görev
pozisyonlarının algılanan yönetici tipini etkilediği şeklinde çıkarsama yapmak doğru
olacaktır. Çünkü görev pozisyonu ve algılanan yönetici tipi arasında anlamlı bir ilişki
bulunmuştur.
124
• Sahip Olunan Görev Ünvanı ile Çalışma Süresi-Liderlik Davranışı İlişkisi
Sahip Olunan Görev Ünvanı ile Çalışma Süresi-Tercih Edilen Liderlik Davranışı
İlişkisi
Araştırmaya katılan inşaat firmalarındaki katılımcıların sahip oldukları görev ünvanı
ile çalışma süreleri ve tercih edilen liderlik davranışı arasındaki ilişkinin analizi
aşağıdaki gibidir:
Tablo 5.25. Sahip Olunan Görev Ünvanı ile Çalışma Süresi-Tercih Edilen Yönetici Tipi Analizi
Sayı Sıra % Sütun % Toplam %
TERCİH EDİLEN YÖNETİCİ TİPİ
Sahip Olunan Görev Ünvanı ile Çalışma Süresi Yönetici 1 veya Yönetici 2 Yönetici 3 Yönetici 4 Toplam
83 84 165 332 25.0% 25.3% 49.7% 100.0% 56.5% 53.2% 57.1% 55.9%
0 – 5 yıl
14.0% 14.1% 27.8% 55.9% 37 51 72 160
23.1% 31.9% 45.0% 100.0% 25.2% 32.3% 24.9% 26.9%
6 - 10 yıl
6.2% 8.6% 12.1% 26.9% 13 10 27 50
26.0% 20.0% 54.0% 100.0% 8.8% 6.3% 9.3% 8.4%
11 - 15 yıl
2.2% 1.7% 4.5% 8.4% 5 10 15 30
16.7% 33.3% 50.0% 100.0% 3.4% 6.3% 5.2% 5.1%
16 - 20 yıl
0.8% 1.7% 2.5% 5.1% 7 1 7 15
46.7% 6.7% 46.7% 100.0% 4.8% 0.6% 2.4% 2.5%
21 - 25 yıl
1.2% 0.2% 1.2% 2.5% 2 2 3 7
28.6% 28.6% 42.9% 100.0% 1.4% 1.3% 1.0% 1.2%
26 yıl ve üzeri
0.3% 0.3% 0.5% 1.2% 147 158 289 594
24.7% 26.6% 48.7% 100.0% 100.0% 100.0% 100.0% 100.0%
Toplam
24.7% 26.6% 48.7% 100.0%
125
Tablo 5.25’te görüldüğü gibi; katılımcıların sahip oldukları görev ünvanıyla çalışma
süreleri ne kadar olursa olsun, çalışmayı büyük oranda (%49.7; %45.0; %54.0;
%50.0; %46.7; %42.9) tercih ettikleri yönetici tipi, yönetici 4’tür. Bu tarz yönetici,
demokratik ve katılımcıdır, sorunları astlarına danışır. Uzlaşma sağlanırsa ortak karar
verilir. (Kikare değeri= 10.300; p = 0.415).
Anlamlılık düzeyi 0.05’ten büyüktür. Bu değerlere göre, tablolardaki dağılımlar ve
iki değişken arasındaki ilişki anlamlı değildir. Dolayısıyla, bu tablolardan hareket
ederek, katılımcıların sahip oldukları görev ünvanı ile çalışma sürelerinin tercih
edilen yönetici tipini etkilediği şeklinde çıkarsamalar yapılması doğru değildir.
Çünkü çalışanların sahip oldukları görev ünvanı ile çalışma süresi ve tercih edilen
yönetici tipi arasında anlamlı bir ilişki bulunmamıştır.
126
Sahip Olunan Görev Ünvanı ile Çalışma Süresi-Algılanan Liderlik Davranışı
İlişkisi
Araştırmaya katılan inşaat firmalarındaki katılımcıların sahip oldukları görev ünvanı
ile çalışma süreleri ve algılanan liderlik davranışı arasındaki ilişkinin analizi
aşağıdaki gibidir:
Tablo 5.26. Sahip Olunan Görev Ünvanı ile Çalışma Süresi-Algılanan Yönetici Tipi Analizi
Sayı Sıra % Sütun % Toplam %
ALGILANAN YÖNETİCİ TİPİ
Sahip Olunan Görev Ünvanı ile Çalışma Süresi
Yönetici 1 veya Yönetici 2 Yönetici 3 Yönetici 4 Hiçbiri Toplam
161 78 52 40 331 48.6% 23.6% 15.7% 12.1% 100.0% 54.8% 57.8% 51.5% 62.5% 55.7%
0 - 5 yıl
27.1% 13.1% 8.8% 6.7% 55.7% 76 38 31 16 161
47.2% 23.6% 19.3% 9.9% 100.0% 25.9% 28.1% 30.7% 25.0% 27.1%
6 - 10 yıl
12.8% 6.4% 5.2% 2.7% 27.1% 28 11 10 1 50
56.0% 22.0% 20.0% 2.0% 100.0% 9.5% 8.1% 9.9% 1.6% 8.4%
11 - 15 yıl
4.7% 1.9% 1.7% 0.2% 8.4% 16 5 5 4 30
53.3% 16.7% 16.7% 13.3% 100.0% 5.4% 3.7% 5.0% 6.3% 5.1%
16 - 20 yıl
2.7% 0.8% 0.8% 0.7% 5.1% 9 2 2 2 15
60.0% 13.3% 13.3% 13.3% 100.0% 3.1% 1.5% 2.0% 3.1% 2.5%
21 - 25 yıl
1.5% 0.3% 0.3% 0.3% 2.5% 4 1 1 1 7
57.1% 14.3% 14.3% 14.3% 100.0% 1.4% 0.7% 1.0% 1.6% 1.2%
26 yıl ve üzeri
0.7% 0.2% 0.2% 0.2% 1.2% 294 135 101 64 594
49.5% 22.7% 17.0% 10.8% 100.0% 100.0% 100.0% 100.0% 100.0% 100.0%
Toplam
49.5% 22.7% 17.0% 10.8% 100.0%
127
Tablo 5.26’da görüldüğü gibi; katılımcıların sahip oldukları görev ünvanıyla çalışma
süreleri ne kadar olursa olsun, büyük oranda (%48.6; %47.2; %56.0; %53.3; %60.0;
%57.1) algıladıkları yönetici tipi, yönetici 1 veya yönetici 2’dir. Yani başka bir
ifadeyle, araştırmaya katılan inşaat firmalarında var olan yöneticiler çoğunlukla
otokratik-ikna edici, kararları kendisi veren yöneticilerdir. (Kikare= 8.387; p=0.907).
Anlamlılık düzeyi 0.05’ten büyüktür. Bu değerlere göre, tablolardaki dağılımlar ve
iki değişken arasındaki ilişki anlamlı değildir. Dolayısıyla, bu tablolardan hareket
ederek, katılımcıların sahip oldukları görev ünvanı ile çalışma sürelerinin algılanan
yönetici tipini etkilediği şeklinde çıkarsamalar yapılması doğru değildir. Çünkü
çalışanların sahip oldukları görev ünvanı ile çalışma süresi ve algılanan yönetici tipi
arasında anlamlı bir ilişki bulunmamıştır.
128
• Bulunulan Şirkette Çalışma Süresi-Liderlik Davranışı İlişkisi
Bulunulan Şirkette Çalışma Süresi-Tercih Edilen Liderlik Davranışı İlişkisi
Araştırmaya katılan inşaat firmalarındaki katılımcıların bulundukları şirkette çalışma
süreleri ile tercih edilen liderlik davranışı arasındaki ilişkinin analizi aşağıdaki
gibidir:
Tablo 5.27. Bulunulan Şirkette Çalışma Süresi-Tercih Edilen Yönetici Tipi Analizi Sayı Sıra % Sütun % Toplam %
TERCİH EDİLEN YÖNETİCİ TİPİ
Bulunulan Şirkette Çalışma Süresi Yönetici 1 veya Yönetici 2 Yönetici 3 Yönetici 4 Toplam
71 80 143 294 24.1% 27.2% 48.6% 100.0% 48.3% 50.6% 50.2% 49.8%
0 - 5 yıl
12.0% 13.6% 24.2% 49.8% 43 45 77 165
26.1% 27.3% 46.7% 100.0% 29.3% 28.5% 27.0% 28.0%
6 - 10 yıl
7.3% 7.6% 13.1% 28.0% 18 14 33 65
27.7% 21.5% 50.8% 100.0% 12.2% 8.9% 11.6% 11.0%
11 - 15 yıl
3.1% 2.4% 5.6% 11.0% 7 14 13 34
20.6% 41.2% 38.2% 100.0% 4.8% 8.9% 4.6% 5.8%
16 - 20 yıl
1.2% 2.4% 2.2% 5.8% 5 4 14 23
21.7% 17.4% 60.9% 100.0% 3.4% 2.5% 4.9% 3.9%
21 - 25 yıl
0.8% 0.7% 2.4% 3.9% 3 1 5 9
33.3% 11.1% 55.6% 100.0% 2.0% 0.6% 1.8% 1.5%
26 yıl ve üzeri
0.5% 0.2% 0.8% 1.5% 147 158 285 590
24.9% 26.8% 48.3% 100.0% 100.0% 100.0% 100.0% 100.0%
Toplam
24.9% 26.8% 48.3% 100.0%
129
Tablo 5.27’de görüldüğü gibi; katılımcılardan bulundukları şirkette çalışma süreleri
0-15 yıl ve 21 ve daha fazla olan personelin büyük oranda (%48.6; %46.7; %50.8;
%60.9; %55.6) çalışmayı tercih ettikleri yönetici tipi, yönetici 4’tür. Ancak, sadece
bulundukları şirkette çalışma süresi 16-20 yıl arasında olan personelin çalışmayı
büyük oranda (%41.2) tercih ettikleri yönetici tipi, yönetici 3’tür. Yönetici 4,
demokratik, katılımcı, sorunları astlarına danışan ve uzlaşma sağlayarak karar alan
yönetici tipidir. Yönetici 3 ise, sorunları astlarına danışan, onların fikirlerini dinleyen
ancak sonuçta kararı kendisi veren yönetici tipidir. (Kikare değeri= 7.621; p= 0.666).
Anlamlılık düzeyi 0.05’ten büyüktür. Bu değerlere göre, tablolardaki dağılımlar ve
iki değişken arasındaki ilişki anlamlı değildir. Dolayısıyla, bu tablolardan hareket
ederek, katılımcıların bulundukları şirkette çalışma sürelerinin tercih edilen yönetici
tipini etkilediği şeklinde çıkarsamalar yapılması doğru değildir. Çünkü çalışanların
bulundukları şirkette çalışma süresi ve tercih edilen yönetici tipi arasında anlamlı bir
ilişki bulunmamıştır.
130
Bulunulan Şirkette Çalışma Süresi-Algılanan Liderlik Davranışı İlişkisi
Araştırmaya katılan inşaat firmalarındaki katılımcıların bulundukları şirkette çalışma
süreleri ile algılanan liderlik davranışı arasındaki ilişkinin analizi aşağıdaki gibidir:
Tablo 5.28. Bulunulan Şirkette Çalışma Süresi-Algılanan Yönetici Tipi Analizi Sayı Sıra % Sütun % Toplam %
ALGILANAN YÖNETİCİ TİPİ
Bulunulan Şirkette Çalışma Süresi
Yönetici 1 veya Yönetici 2 Yönetici 3 Yönetici 4 Hiçbiri Toplam
144 63 53 33 293 49.1% 21.5% 18.1% 11.3% 100.0% 49.5% 46.0% 53.5% 52.4% 49.7%
0 - 5 yıl
24.4% 10.7% 9.0% 5.6% 49.7% 85 35 27 19 166
51.2% 21.1% 16.3% 11.4% 100.0% 29.2% 25.5% 27.3% 30.2% 28.1%
6 - 10 yıl
14.4% 5.9% 4.6% 3.2% 28.1% 29 17 14 5 65
44.6% 26.2% 21.5% 7.7% 100.0% 10.0% 12.4% 14.1% 7.9% 11.0%
11 - 15 yıl
4.9% 2.9% 2.4% 0.8% 11.0% 17 13 2 2 34
50.0% 38.2% 5.9% 5.9% 100.0% 5.8% 9.5% 2.0% 3.2% 5.8%
16 - 20 yıl
2.9% 2.2% 0.3% 0.3% 5.8% 11 7 1 4 23
47.8% 30.4% 4.3% 17.4% 100.0% 3.8% 5.1% 1.0% 6.3% 3.9%
21 - 25 yıl
1.9% 1.2% 0.2% 0.7% 3.9% 5 2 2 0 9
55.6% 22.2% 22.2% 0.0% 100.0% 1.7% 1.5% 2.0% 0.0% 1.5%
26 yıl ve üzeri
0.8% 0.3% 0.3% 0.0% 1.5% 291 137 99 63 590
49.3% 23.2% 16.8% 10.7% 100.0% 100.0% 100.0% 100.0% 100.0% 100.0%
Toplam
49.3% 23.2% 16.8% 10.7% 100.0%
Tablo 5.28’de görüldüğü gibi; katılımcıların bulundukları şirkette çalışma süreleri ne
olursa olsun, büyük oranda (%49.1; %51.2; %44.6; %50.0; %47.8; %55.6)
algıladıkları yönetici tipi, yönetici 1 veya yönetici 2’dir. Yani başka bir ifadeyle,
araştırmaya katılan inşaat firmalarında var olan yöneticiler çoğunlukla otokratik-ikna
edici, kararları kendisi veren yöneticilerdir. (Kikare= 14.536; p = 0.485).
131
Anlamlılık düzeyi 0.05’ten büyüktür. Bu değerlere göre, tablolardaki dağılımlar ve
iki değişken arasındaki ilişki anlamlı değildir. Dolayısıyla, bu tablolara dayanarak,
katılımcıların bulundukları şirkette çalışma sürelerinin algılanan yönetici tipini
etkilediği şeklinde çıkarsamalar yapılması doğru değildir. Çünkü bulunulan şirkette
çalışma süresi ve algılanan yönetici tipi arasında anlamlı bir ilişki bulunmamıştır.
• İnşaat Sektöründeki Deneyim-Liderlik Davranışı İlişkisi
İnşaat Sektöründeki Deneyim-Tercih Edilen Liderlik Davranışı İlişkisi
Araştırmaya katılan inşaat firmalarındaki katılımcıların inşaat sektöründeki deneyimi
ile tercih edilen liderlik davranışı arasındaki ilişkinin analizi aşağıdaki gibidir:
Tablo 5.29. İnşaat Sektöründeki Deneyim-Tercih Edilen Yönetici Tipi Analizi Sayı Sıra % Sütun % Toplam %
TERCİH EDİLEN YÖNETİCİ TİPİ
İnşaat Sektöründeki Deneyim Yönetici 1 veya Yönetici 2 Yönetici 3 Yönetici 4 Toplam
43 30 72 145 29.7% 20.7% 49.7% 100.0% 29.7% 19.2% 25.4% 24.8%
0 – 5 yıl
7.4% 5.1% 12.3% 24.8% 35 44 77 156
22.4% 28.2% 49.4% 100.0% 24.1% 28.2% 27.2% 26.7%
6 - 10 yıl
6.0% 7.5% 13.2% 26.7% 23 23 44 90
25.6% 25.6% 48.9% 100.0% 15.9% 14.7% 15.5% 15.4%
11 - 15 yıl
3.9% 3.9% 7.5% 15.4% 16 30 32 78
20.5% 38.5% 41.0% 100.0% 11.0% 19.2% 11.3% 13.4%
16 - 20 yıl
2.7% 5.1% 5.5% 13.4% 18 15 38 71
25.4% 21.1% 53.5% 100.0% 12.4% 9.6% 13.4% 12.2%
21 - 25 yıl
3.1% 2.6% 6.5% 12.2% 10 14 20 44
22.7% 31.8% 45.5% 100.0% 6.9% 9.0% 7.1% 7.5%
26 yıl ve üzeri
1.7% 2.4% 3.4% 7.5% 145 156 283 584
24.8% 26.7% 48.5% 100.0% 100.0% 100.0% 100.0% 100.0%
Toplam
24.8% 26.7% 48.5% 100.0%
132
Tablo 5.29’da görüldüğü gibi; katılımcıların, inşaat sektöründeki deneyimleri ne
kadar olursa olsun, tüm katılımcıların büyük oranda (%49.7; %49.4; %48.9; %41.0;
%53.5; %45.5) tercih ettikleri yönetici tipi, yönetici 4’tür. Bu tarz yönetici,
demokratik ve katılımcıdır, sorunları astlarına danışır. Uzlaşma sağlanırsa ortak karar
verilir. (Kikare değeri= 11.263; p = 0.337).
Anlamlılık düzeyi 0.05’ten büyüktür. Bu değerlere göre, tablolardaki dağılımlar ve
iki değişken arasındaki ilişki anlamlı değildir. Dolayısıyla, bu tablolardan hareket
ederek, katılımcıların inşaat sektöründeki deneyimlerinin tercih edilen yönetici tipini
etkilediği şeklinde çıkarsamalar yapılması doğru değildir. Çünkü çalışanların inşaat
sektöründeki deneyimleri ve tercih edilen yönetici tipi arasında anlamlı bir ilişki
bulunmamıştır.
133
İnşaat Sektöründeki Deneyim-Algılanan Liderlik Davranışı İlişkisi
Araştırmaya katılan inşaat firmalarındaki katılımcıların inşaat sektöründeki deneyimi
ile algılanan liderlik davranışı arasındaki ilişkinin analizi aşağıdaki gibidir:
Tablo 5.30. İnşaat Sektöründeki Deneyim-Algılanan Yönetici Tipi Analizi Sayı Sıra % Sütun % Toplam %
ALGILANAN YÖNETİCİ TİPİ
İnşaat Sektöründeki Deneyim
Yönetici 1 veya Yönetici 2 Yönetici 3 Yönetici 4 Hiçbiri Toplam
79 26 24 15 144 54.9% 18.1% 16.7% 10.4% 100.0% 27.3% 19.0% 25.5% 23.4% 24.7%
0 - 5 yıl
13.5% 4.5% 4.1% 2.6% 24.7% 72 42 25 18 157
45.9% 26.8% 15.9% 11.5% 100.0% 24.9% 30.7% 26.6% 28.1% 26.9%
6 - 10 yıl
12.3% 7.2% 4.3% 3.1% 26.9% 40 20 18 12 90
44.4% 22.2% 20.0% 13.3% 100.0% 13.8% 14.6% 19.1% 18.8% 15.4%
11 - 15 yıl
6.8% 3.4% 3.1% 2.1% 15.4% 40 22 8 8 78
51.3% 28.2% 10.3% 10.3% 100.0% 13.8% 16.1% 8.5% 12.5% 13.4%
16 - 20 yıl
6.8% 3.8% 1.4% 1.4% 13.4% 30 21 10 10 71
42.3% 29.6% 14.1% 14.1% 100.0% 10.4% 15.3% 10.6% 15.6% 12.2%
21 - 25 yıl
5.1% 3.6% 1.7% 1.7% 12.2% 28 6 9 1 44
63.6% 13.6% 20.5% 2.3% 100.0% 9.7% 4.4% 9.6% 1.6% 7.5%
26 yıl ve üzeri
4.8% 1.0% 1.5% 0.2% 7.5% 289 137 94 64 584
49.5% 23.5% 16.1% 11.0% 100.0% 100.0% 100.0% 100.0% 100.0% 100.0%
Toplam
49.5% 23.5% 16.1% 11.0% 100.0%
Tablo 5.30’da görüldüğü gibi; katılımcıların inşaat sektöründeki deneyimi ne olursa
olsun; tüm katılımcıların büyük oranda (%54.9; %45.9; %44.4; %51.3; %42.3;
%63.6) algıladıkları yönetici tipi, yönetici 1 veya yönetici 2’dir. Yani başka bir
ifadeyle, araştırmaya katılan inşaat firmalarında var olan yöneticiler çoğunlukla
otokratik-ikna edici, kararları kendisi veren yöneticilerdir. (Kikare= 18.040;
p=0.261).
134
Anlamlılık düzeyi 0.05’ten büyüktür. Bu değerlere göre, tablolardaki dağılımlar ve
iki değişken arasındaki ilişki anlamlı değildir. Dolayısıyla, bu tablolardan hareket
ederek, katılımcıların inşaat sektöründeki deneyimlerinin algılanan yönetici tipini
etkilediği şeklinde çıkarsamalar yapılması doğru değildir. Çünkü inşaat sektöründeki
deneyim ve algılanan yönetici tipi arasında anlamlı bir ilişki bulunmamıştır.
Tüm bu analizlerin sonuçları bir sonraki bölümde detaylı bir şekilde tartışılacaktır.
5.3. ARAŞTIRMA BULGULARININ TARTIŞILMASI
Türk inşaat firmalarındaki liderlik davranışları, bu davranışları etkileyen faktörler ve
inşaat kültürünün araştırıldığı bu çalışmada çok farklı bulgular elde edilmiştir. Bu
bulgular iki başlık altında tartışılacaktır.
5.3.1. Türk İnşaat Sektörünün Demografik Yapısı ile İlgili Bulguların
Tartışılması
Araştırma sonucunda Türk inşaat sektörünün demografik yapısı ile ilgili sonuçları şu
şekilde özetlenebilir:
• Araştırmada inşaat sektöründe çalışan erkek sayısı, kadın sayısından oldukça
fazla çıkmıştır. Dolayısıyla inşaat sektörünün erkek baskın bir sektör olduğu
sonucuna varılabilir. Bu sonuç, daha önce bu konuyla ilgili yapılan çalışmaları
(Greed, 1991, 1994; Srivastava, 1992; Wilkinson, 1992; Court ve Moralee, 1995;
Gale, 1995; Evetts, 1996; Greed, 1999) desteklemektedir.
• Araştırmaya katılan katılımcılardan kadın çalışanların yaş ortalaması erkek
çalışanların yaş ortalamasından daha düşüktür. Başka bir ifadeyle, yaş arttıkça
kadınların sektördeki sayılarının azaldığı gözlemlenmektedir. Dolayısıyla
kadınların işlerinden erken ayrıldıkları sonucuna da ulaşılabilir. Bu durumun
nedeni; kadınların toplumdaki rolleri, ev ve iş hayatını beraber yürütmedeki
güçlük, terfide yaşadıkları güçlükler yüzünden isteksizlik gibi faktörler olabilir.
Log-jam akımı yüzünden kadınlar üst kademelere terfi edememektedirler.
Bundan dolayı da, tatminsizlik, isteksizlik oluşmakta ve işten erken
ayrılmaktadırlar (Greed, 1991). Kadınların aile ve iş sorumluluklarını beraber
yürütebilmelerine rağmen, toplumun onlara biçtiği roller ve bu nedenle
karşılarına çıkan engeller yüzünden kadınlar, iş hayatını erken bırakmaktadırlar.
135
Sonuç olarak, terfi olanaksızlıkları, önyargılar, cam tavan etkisi, cinsiyet
ayrımcılığı, bazen de kendilerine güvensizlikleri gibi nedenler, kadınları bu
sektörden uzak tutmakta ya da erken ayrılmalarına sebep olmaktadır. Bu konuda
yapılan diğer çalışmalarda (Bass, 1990; Greed, 1991; Court ve Moralee, 1995;
Gale, 1995; Evetts, 1996; Fels, 2004) da benzer sonuçlara ulaşılmıştır.
• Bir başka sonuç da; bu sektörde çok fazla bulunan mesleklerden olan inşaat
mühendislerinin dağılımına bakıldığında, kadınların sayısının erkeklere oranla
çok az olduğudur. Kadınların daha çok işletme-iş idaresi ile ilgili mesleklerde
yoğunlaştığı görülmektedir. Gale (1994)’in yaptığı çalışmada da kadın yapım
profesyonellerinin çoğunlukla erkek olduğu, kadınların inşaat sektörüne ve
dolayısıyla “erkek”lere özgü olarak tanımlanan inşaat mühendisliğine girmekte
çekingen davrandıkları görülmüştür. Ancak, Evetts (1996)’a göre yapılan pek çok
araştırmada işverenler daha çok kadın profesyonelin bu sektörde bulunmalarını
istemektedirler. Wilkinson (1992) ise, çalışmasında, işverenlerin daha fazla
kadına ihtiyaçları olduğunu belirtmiştir. Daha çok kadın çalışanın sektöre nasıl
çekileceği üzerine pek çok araştırma yapılmıştır (Rodgers, 1991; Srivastava,
1992; Gale 1994; Court ve Moralee, 1995; Davey, 1999).
• Araştırma bulgularından bir diğeri; yönetici kademelerinde, kadınların erkeklere
oranla sayılarının çok az olmasıdır. Erkek yöneticiler kadın yöneticilerden
fazladır. Bu sonuç da, daha önce yapılan pek çok araştırmayı desteklemektedir.
İnşaat sektöründeki pek çok kadın, yönetim kademelerini, aile
sorumluluklarından dolayı uygun bir gelecek olarak görmemişlerdir
(Evetts,1996). Ayrıca, profesyonel pozisyonlarda inşaat endüstrisine giren
kadınlar, genel yönetim pozisyonlarından çok teknik uzmanlık pozisyonlarını
doldurmaya eğilimlidirler (Langford, 1995). Greed(1991)’in çalışma sonuçlarına
göre ise, kadınlar profesyonel birimlerin çok az bir kısmını oluşturmaktadırlar.
Rolleri, merkeziden çok yardımcı roldür. Hatta Greed, kadınların terfilerinin
dikey değil, her zaman yatay olarak ilerletildiğini ortaya atmıştır.
Wilkinson(1992)’ın araştırmasına göre, işverenler, daha fazla kadının üst
yönetim pozisyonlarında olması gerektiğini savunmaktadır. Toduk’a göre ise,
kadın yöneticiler bir şirketin tepe yönetimine aday olmayı erkekler kadar heves
ve istekle arzulamamaktadır. Çünkü kadınlar, isteklerini ya törpülemekte ya da
aile ve sosyolojik rolleri nedeniyle tercih etmemektedirler. Ayrıca Fels’e göre,
136
kadınların hırslarından ve büyük hedeflerinden vazgeçmelerinin bir diğer sebebi,
başarılarının takdir edilmemesidir. Sonuç olarak, kadınlar terfilerinin önündeki
klişeleşmiş önyargılarla (stereotipler) karşılaştıklarından dolayı üst yönetimlerde
yer alamamakta ya da kendileri bu kademelerden vazgeçmektedirler. Bu tez
kapsamında Türk inşaat sektörü için yapılan araştırma sonuçları, yukarıda sayılan
araştırmaları desteklemektedir. Tüm bu nedenlerden dolayı, kadınlar yönetim
kademelerinde, ya kendilerine güvenmedikleri için ya da zorla uzak tutuldukları
için bulunmamaktadırlar.
5.3.2. İnşaat Sektöründeki Liderlik Davranışlarının Hofstede’nin Kültürel
Boyutları Açısından Tartışılması
Son yıllarda artan kültürlerarası araştırmalar, toplumların sahip oldukları kültürlere
bağlı olarak algılanan mevcut lider davranışları ile toplumun liderlerinden beklediği
özellikler arasında belirgin bazı farklılıklar olduğunu ortaya koymuştur (House ve
Mitchell, 1974; Ronen ve Shenkar, 1985; Bass, 1990; Rodrigues, 1990;
Schmidt&Yeh, 1992; Hofstede, 1993; Triandis, 1993; Gerstner ve Day, 1994;
Smith&Peterson, 1994; Bass ve Avolio, 1993).
Geniş kapsamlı kültürlerarası bir çalışmada (Esmer, 1997); katılımcılardan
yöneticilerini değerlendirmeleri ve tercih ettikleri yöneticiyi tanımlamaları
istenmiştir. Sonuçlara göre; yöneticilerde en baskın olan yönetim tarzı; otoriter
(%53)’dir. Bunu, sırayla paternalist (%25), danışmacı (%13.6) ve demokratik (%8.5)
yöneticiler izlemektedir. Başka bir ifadeyle, Türkiye’deki yöneticilerin büyük
çoğunluğu otokratiktir. Diğer yandan, bu araştırmanın bir diğer sonucuna göre ise; en
çok tercih edilen yönetici tarzı; danışmacı (%35.2) yönetim tarzıdır. Bunu da
sırasıyla paternalist (%28.9), demokratik (%25.6) ve otoriter (%10.3) yönetici tarzları
izlemektedir (Kabasakal ve Bodur, 1998). Bu tez çalışmasında elde edilen sonuçlara
göre de; katılımcılar, yöneticilerini otoriter olarak değerlendirmektedir. Bu sonuç;
Esmer’in çalışmasını desteklemektedir. Ancak; bu tez çalışmasında en çok tercih
edilen yönetici, demokratik yöneticidir. Oysa; Esmer’in çalışmasında katılımcılar,
danışmacı yöneticileri tercih etmektedirler. Demokratik yöneticiler ise, üçüncü
olarak tercih edilmektedir. Bu yüzden, çalışmanın bu kısmı desteklenmemektedir.
137
Lider davranışlarını etkileyen en önemli değişkenlerden biri olan toplumsal kültür,
Hofstede tarafından güç mesafesi, belirsizlikten kaçınma, bireyselcilik-toplulukçuluk
ve kadınsı-erkeksi değerler olarak tanımlanan boyutlar üzerinden incelenmiştir.
Türk şirketleri, etki ve güç dağılımının tepede toplanması, delegasyonun az, karar
verme mekanizmasının merkezi olması ve yöneticilerinin güçlü kişiliğiyle tanınırlar
(Paşa, 2000; Ronen, 1986; Trompenaars ve Hampden-Turner, 1998).
Hofstede’nin tanınmış çalışmasında Türk kültürü; güç mesafesinin ve belirsizlikten
kaçınmanın yüksek olduğu, toplulukçu ve kadınsı değerler egemen bir kültür olarak
nitelendirilmektedir. Bu boyutlardan, güç mesafesi ve belirsizlikten kaçınma
boyutları liderlik davranışlarını büyük ölçüde etkilemektedir. Türk inşaat
şirketlerindeki liderlik davranışlarını ve bunların kültürel boyutlarını tartışmak için
öncelikle, Türkiye’nin kültür boyutları indekslerini ve bu tez kapsamında yapılan
araştırma sonucunda hesaplanan Türk inşaat sektörünün kültür boyutları indekslerini
incelemek gerekmektedir.
Tablo 5.31. Tez Sonuçlarına Göre Hesaplanan Kültürel Boyut İndeksleri
PDI UAI IDV MAS
Kültür Boyutları Yönetici olan
Yönetici olmayan
Yönetici ve yönetici olmayan
Yönetici ve yönetici olmayan
Yönetici ve yönetici olmayan
Hofstede (1980) 66 85 37 45 Türk İnşaat Sektörü (inşaat şirketleri+mimari bürolar)-2005
78.7 90.2 58.3 15.33 34.42
Türk İnşaat Şirketleri-2005 79.9 92.05 70.3 16.12 34.66
Tablo 5.31’de görüldüğü gibi, Hofstede’nin araştırmasına (1980) göre, Türkiye’nin
ulusal kültürü, güç mesafesi yüksek (PDI=66), belirsizlikten kaçınma boyutu yüksek
(UAI=85), bireyselcilik boyutu düşük (IDV=37) ve erkeksilik boyutu, ortaya yakın
olmasına rağmen düşük (MAS=45) olan bir kültürdür.
Hofstede VSM 82’ye göre yaptığı araştırmada; güç mesafesini hesaplarken yönetici
(first level ve middle level) ve yönetici olmayan (non-managerial) personel için ayrı
ayrı hesap yapmıştır. Ve en üst düzey yöneticileri dikkate almamıştır. Bunun
sonucunda ise; yönetici olmayan personelin güç mesafesi, yönetici personele göre
daha yüksek olarak bulunmuştur. Tüm bunlar dikkate alınarak bu tez çalışması
kapsamında yapılan hesaplamalara göre, Türk inşaat sektörünün (inşaat şirketleri ve
mimari bürolar) kültürüne bakıldığında, güç mesafesi yüksek (PDI(managerial)=78.7
138
ve PDI(non-managerial)=90.2), belirsizlikten kaçınma boyutu yüksek (UAI=58.3),
bireyselcilik boyutu düşük (IDV=15.33) ve erkeksilik boyutu düşük (MAS=34.42)
olarak bulunmuştur (Tablo 5.31).
Yine tabloda görüldüğü gibi, bu tez çalışması sonucunda, sadece yüklenici inşaat
firmalarının kültürel boyutları hesaplandığında, güç mesafesi yüksek
(PDI(managerial=79.9 ve PDI(non-managerial)=92.05), belirsizlikten kaçınma
boyutu yüksek (UAI= 70.3), bireyselcilik boyutu düşük (IDV=16.12) ve erkeksilik
boyutu düşük (MAS=34.66) olarak bulunmuştur (Tablo 5.31).
Bu sonuçlara bakıldığında, hem Türk inşaat sektörünün hem de inşaat şirketlerinin
kültürel boyutlarının ve özelliklerinin birbirine çok yakın olduğu söylenebilir.
Tüm bu veriler dikkate alınarak, bu bölümde, tez kapsamında incelenen Türk inşaat
sektöründeki en fazla tercih edilen ve en fazla algılanan liderlik davranışları,
Hofstede’nin kültürel boyutları (güç mesafesi, belirsizlikten kaçınma, bireyselcilik-
toplulukçuluk ve erkeksilik-kadınsılık) açısından tartışılacaktır. Hofstede(1980)’nin
ulusal kültür modeline göre, kültür boyutlarının liderlik davranışlarına yansıması ve
araştırma sonuçlarının karşılaştırılması aşağıdaki gibidir:
Liderlik Davranışlarının Güç Mesafesi Boyutu Açısından Tartışılması:
Liderlik davranışlarını anlamamıza yardım edecek birinci boyut güç mesafesidir.
Güç mesafesi, üstler ve astlar arasındaki eşitsizliği gösterir. Bir topluluğun üyeleri
gücün bir organizasyonda ya da bir kuruluşta eşit dağıtılmadığına ne kadar çok
inanırlarsa ve kabul ederlerse o toplulukta güç mesafesi o kadar yüksektir. Hofstede
(1980)’nin ulusal kültür modeline göre, Türkiye; güç mesafesi yüksek olan bir
ülkedir. Türk toplumunda, yaygın olan yüksek güç mesafesi, demokratik liderliği
ender hale getirmiştir. Yöneticiler ve çalışanlar arasında eşitsizlik vardır. Türkiye’de
karar verme süreçlerine astların dahil edilmesi, zayıf liderliğin işareti olarak
görülmektedir (Giritli ve Topçu Oraz, 2004). Bu nedenle yüksek güç mesafesi olan
toplumlarda otokratik liderler çoğunluktadır. Bu tez kapsamında yapılan araştırmanın
sonuçları da bu görüşü desteklemektedir. Mevcut liderlerin çoğunluğu otokratiktir.
Yüksek güç mesafesi olan ülkelerde; otokratik, ikna edici yöneticilerin olması
beklenir (Kabasakal ve Bodur, 2001; Mockaitis, 2002). Oysa, Türk inşaat
firmalarındaki katılımcılara uygulanan anketin sonucunda, tüm katılımcılar,
demokratik-katılımcı, astlarına güvenen, onların fikirlerini soran, kararları çoğunluk
139
oyuyla veren yöneticileri tercih etmektedirler. Ancak, bunun tersine, çalışanların en
çok gözlemledikleri yönetici tipi, otokratik yöneticidir. Dolayısıyla, güç mesafesinin
etkileri ve elde edilen sonuçlar dikkate alındığında, şu sonuca ulaşılmaktadır: “Türk
inşaat sektöründeki yöneticiler, otokratik-ikna edici yöneticilerdir ve dolayısıyla hem
ulusal kültürden hem de sektör kültüründen etkilenmektedirler. Çünkü her iki
kültürde de, güç mesafesi yüksek olarak bulunmuştur. Ayrıca Hofstede,
araştırmalarının sonucunda, yönetici olmayan personel arasındaki güç mesafesinin,
yönetici personel arasındaki güç mesafesinden daha yüksek olduğunu bulmuştur. Tez
çalışmasının sonunda elde edilen bulgular da Hofstede’nin bu sonucunu
desteklemektedir. (PDInon-managerial>PDImanagerial). Ayrıca; bu sonuca göre, güç
mesafesi; liderlik davranışlarını önemli ölçüde etkilemektedir.”
Liderlik Davranışlarının Belirsizlikten Kaçınma Boyutu Açısından Tartışılması:
Liderlik tarzlarını anlamamızda faydası olacak ikinci boyut, belirsizlikten
kaçınmadır. Belirsizlikten kaçınmanın yüksek olduğu toplumlarda fikir birliği
gözetilir ve ayrıcalıklı davranış kabul görmez. Böyle toplumlarda yöneticiler risk
almak istemez, yazılı kurallar önemlidir, başarı isteği zayıftır. Hofstede’nin
çalışmasına göre, Türkiye’de belirsizlikten kaçınma boyutu yüksektir. Belirsizlikten
kaçınmanın yüksek olduğu toplumlarda otokratik, kontrol eden liderlik etkilidir
(Kabasakal ve Bodur, 2001; Mockaitis, 2002). Türk inşaat firmalarındaki
katılımcılara uygulanan bu anketin sonucunda, tüm katılımcılar demokratik-
katılımcı, astlarına güvenen, onların fikirlerini soran, kararları çoğunluk oyuyla veren
yöneticileri tercih etmektedirler. Ancak, bunun tersine, çalışanların en çok
gözlemledikleri yönetici tipi, otokratik yöneticidir. Dolayısıyla belirsizlikten kaçınma
boyutunun etkileri ve elde edilen sonuçlar dikkate alındığında, şu sonuca
ulaşılmaktadır: “Hem Türk ulusal kültüründe hem de Türk inşaat sektör kültüründe
belirsizlikten kaçınma boyutu yüksektir. Dolayısıyla yöneticilerin otokratik olması
beklenir. Anketi cevaplayan katılımcılar da, yöneticilerini otokratik ve kararlarını
kendisi veren yöneticiler olarak tanımlamıştır. Bu nedenle, inşaat sektöründeki
yöneticiler, hem sektör kültüründen hem de ulusal kültürden etkilenmektedir. Ayrıca;
bu sonuca göre, güç mesafesi; liderlik davranışlarını önemli ölçüde etkilemektedir.”
140
Liderlik Davranışlarının Bireyselcilik/Toplulukçuluk Boyutu Açısından
Tartışılması:
Bu araştırmada liderlik davranışlarını anlamamıza yardımcı olacak üçüncü boyut
bireyselcilik/toplulukçuluk boyutudur. Bireyci kültürlerde bireyler birbirleriyle daha
az ilgilidirler. Birey kendi alanıyla ya da kendi ailesiyle ilgilidir. Toplulukçu
toplumlarda ise, grup önemlidir ve paylaşım vardır. Bu toplumlar grup üyelerini
korurlar, yardım ederler. Yüksek toplulukçuluğun olduğu toplumlarda, otokratik
liderlerin olması beklenir. Bireyselci toplumlarda ise danışmacı liderlik tarzı
gözlenir. Hofstede’nin çalışmasına göre, Türkiye, toplulukçu bir ülkedir. Dolayısıyla
otokratik-ikna edici yöneticilerin olması beklenir (Kabasakal ve Bodur, 2001;
Mockaitis, 2002). Bu tez kapsamında yapılan çalışma sonuçlarına göre de,
katılımcılar, yöneticilerini otoriter-ikna edici liderler olarak tanımlamaktadırlar. Türk
inşaat sektöründe de bireyselcilik indeksi oldukça düşüktür. Yani inşaat sektörü de
toplulukçudur. Dolayısıyla şu sonuca ulaşılmaktadır: “Türk inşaat sektöründeki
yöneticiler, hem sektör kültüründen hem de ulusal kültürden etkilenmektedirler.
Çünkü Türk inşaat sektörü, ulusal kültür gibi, toplulukçudur.”
Liderlik Davranışlarının Kadınsılık/Erkeksilik Boyutu Açısından Tartışılması:
Hofstede’nin, bu tez kapsamındaki araştırmaya yardımcı olacak son kültür boyutu
ise; kadınsılık/erkeksilik boyutudur. Dişi kültür, yaşam kalitesi, sıcak insan ilişkileri
gibi değerlere ağırlık verirken, erkek kültür, atılganlık, rekabet, başarı ve performans
odaklıdır. Dişi kültürde demokratik, yardımsever, danışan, yakın ilişki kuran liderler
tercih edilmektedir. Erkeksi/Kadınsı kültür (maskülenlik/feminenlik) boyutu
açısından bakıldığında, yüksek maskülenlik, oldukça maço tipli liderliği artırırken,
yüksek feminenlik daha empatik düşünen tipteki liderliği getirir. Maskülen
kültürlerde, iddia, rekabet, para kazanma ve materyalist düşünce önemlidir. Feminen
kültürlerde ise, insanlar arasındaki ilişkiler ve iş çevresinin kalitesi önemlidir. (Giritli
ve Topçu Oraz, 2004). Hofstede’nin araştırmasına göre, Türkiye, feminen kültüre
sahiptir. Kadınsı kültürlerde, daha çok demokratik-katılımcı veya danışmacı
liderlerin olması beklenir. Ancak, araştırma sonucunda, katılımcıların, yöneticilerini
otokratik-ikna edici liderler olarak tanımladıkları görülmektedir. Dolayısıyla şöyle
bir sonuca ulaşılmaktadır: “Türk inşaat sektöründeki yöneticiler, ne ulusal kültürden
ne de sektör kültüründen etkilenmemektedirler. Çünkü feminen kültürün gerektirdiği
gibi demokratik değil, otoriterdirler.”
6. SONUÇLAR VE ÖNERİLER
Bu tez çalışmasında, cinsiyet, yaş, meslek, eğitim durumu, görev pozisyonu, sahip
olunan görev ünvanı ile çalışma süresi, inşaat sektöründeki deneyim, bulunulan
şirkette çalışma süresi gibi faktörler ile, Türk inşaat firmalarında çalışan yönetici ve
yönetici olmayan personelin çalışmayı tercih ettikleri ve en fazla algıladıkları liderlik
davranışları arasında bir ilişki olup olmadığının incelenmesi ve Türk inşaat
sektörünün kültürünün anlaşılması amaçlanmıştır. Bu nedenle, önce liderlik
kavramının ayrıntılı bir tanımlaması yapılmıştır. Ayrıca, liderlik özellikleri, liderlik
davranışlarını etkileyen faktörler ve bu faktörlerle ilgili uygulamalar incelenmiştir.
Daha sonraki aşamada ise, araştırmanın çerçevesi, liderlik davranışlarını etkileyen
faktörlerin belirlenmesi olarak çizilmiştir.
Yapılan analizler ve testler sonucunda; katılımcıların cinsiyeti, yaşı, mesleği, eğitim
durumu, görev pozisyonu, sahip olduğu görev ünvanı ile çalışma süresi, bulunduğu
şirkette çalışma süresi ve inşaat sektöründeki deneyim faktörleri ile tercih edilen ve
algılanan liderlik davranışı arasında anlamlı bir ilişki olmadığı bulunmuştur. Ancak,
görev pozisyonu ve algılanan liderlik davranışı arasında anlamlı bir ilişki
bulunmuştur. Görev pozisyonu, algılanan liderlik davranışını etkilemektedir.
Aslında, yönetici ve yönetici olmayan personelin görev pozisyonları ile tercih edilen
liderlik davranışı arasında anlamlı bir ilişki olmadığı sonucuna ulaşılmıştır. Ancak;
görev pozisyonu ile algılanan liderlik davranışı arasında bir ilişki bulunmuştur. Diğer
bir deyişle, katılımcıların görev pozisyonları, algılanan liderlik davranışlarında
farklılık göstermektedir.
Bu tez çalışmasında incelenen bir diğer konu da; inşaat sektöründeki lider
davranışları ve kültür arasındaki ilişkidir. Görülmüştür ki; Türk kültüründe, güç
mesafesi, belirsizlikten kaçınma ve toplulukçuluk liderlik davranışlarına güçlü bir
şekilde yansımaktadır. Türk kültüründe ve inşaat sektöründe otokratik-ikna edici
liderler çoğunluktadır.
141
Buradaki önemli nokta, yöneticilerin en fazla benimsedikleri ve çalışanların en fazla
gözlemledikleri liderlik davranışlarının çok farklı olmasıdır. Tablo 5.32’de de bu
farklılık daha net görülmektedir.
Tablo 5.32. Tercih Edilen ve Algılanan Liderlik Davranışları Karşılaştırma Tablosu
Yönetici Tipi Tercih Edilen Yönetici Tipi
Algılanan Yönetici Tipi
Yönetici 1 veya Yönetici 2 (Otokratik-ikna edici) 151 24.7% 301 49.3%
Yönetici 3 (Danışmacı) 161 26.4% 137 22.4% Yönetici 4 (Demokratik-
katılımcı) 293 48.0% 102 16.7%
Yönetici ve çalışanların karşılaştırıldığı Tablo 5.32’ye göre, yöneticilerin tercih
ettikleri davranışlar ve çalışanlar tarafından gözlemlenen davranışların farklılığı
incelendiğinde; “Demokratik” davranış, yöneticiler tarafından en fazla tercih edilen
davranış olarak belirtilen davranış olduğu halde, bu davranışın çalışanlar tarafından
daha az sıklıkla gözlemlendiği (algılandığı) görülmektedir.
Türk inşaat sektöründe var olduğu görülen bu farklılık, yöneten ve yönetilenler
arasında anlaşmazlıklara ve/veya yanlış anlamalara neden olabilir.
Bu tez çalışması; aynı zamanda, inşaat sektörünün özellikleri hakkında da bize bilgi
vermektedir. Analiz sonuçları, daha önce bahsedildiği gibi, inşaat sektörünün erkek
baskın bir sektör olduğunu desteklemektedir. Anket sonucunda kadınların sayısı
oldukça düşüktür. Ancak işverenler, bu sektörde çalışan kadın sayısının artması için
çalışmaktadırlar. Gelecekte bu sektörde kadın çalışanların sayısının artırılması
hedeflenmektedir.
İnşaat sektörünün özellikleri hakkında bize bilgi veren bir başka analiz sonucu ise,
katılımcıların bulunduğu şirketteki çalışma sürelerinin az olmasıdır. Bu sonuç bize
gösterir ki; inşaat sektöründe personel devir hızı oldukça yüksektir. Bunun sebebi de,
personelin işteki tatminsizliği veya performans eksikliği olabilir.
Türkiye’deki inşaat firmalarında çalışan personele uygulanan bu anket sonucunda
elde edilen ve sektörü anlamamıza da yardımcı olacak bir başka önemli sonuç ise, bu
sektörde çoğunlukla gözlemlenen yönetici tipinin; otokratik, kararları kendi veren ve
sadece kararı astlarıyla paylaşan yönetici tipidir. Bu tip yöneticinin sektörde daha
fazla gözlemlenmesinin nedeni, erkek baskın bir sektörde erkeklerin otoritelerini ve
142
güçlerini daha çok göstermek istemesi ve işlerin bu şekilde daha iyi yürüyeceğine
inanmaları olabilir.
Ancak, sektörde en çok tercih edilen yönetici demokratik, sorunları astlarıyla
paylaşan ve onların fikirlerini dikkate alan ve ortak karar veren yönetici tipidir.
Gelecekte tüm sektörlerde bu tarz yönetici profili ortaya çıkacaktır. Bu nedenle
inşaat sektöründe bu tarz liderlerin artması hedeflenmektedir. Yani başka bir deyişle;
tercih edilen yönetici tipi ile gözlemlenen yönetici tipinin aynı olması
amaçlanmalıdır.
Bu tez çalışması, Türk inşaat sektörünü ve bu sektördeki liderlik davranışlarını genel
olarak anlamak için oldukça yararlı sonuçlar vermiş olmasına rağmen, bazı
eksiklikleri bulunmaktadır. Örneğin, ankette; tercih edilen ve algılanan yöneticilerin
demografik özellikleri sorulmamaktadır. Ayrıca, katılımcılar ve yöneticileri
arasındaki birebir ilişki sorgulanmamakta ve hangi personelin hangi yöneticiye sahip
olduğu sorulmamaktadır. Buna ilaveten, yöneticilerin liderlik davranışları
değerlendirilirken, hangi seviyedeki yöneticinin hangi davranışı gösterdiği de
bilinmemektedir. Bir başka deyişle, bu çalışma daha genel bulgulara dayanmaktadır.
Bu nedenle, bu eksiklikleri giderecek daha detaylı çalışmalar yapmak faydalı
olacaktır.
Sonuç olarak, bu çalışmada Türk inşaat firmalarında çalışan yönetici ve yönetici
olmayan personelin tercih ettikleri ve algıladıkları liderlik davranışları ve bunu
etkileyen faktörler incelenmiştir. Bu konuda yapılan çalışmalar çok fazla değildir.
Araştırmaların sayısı arttıkça daha doğru ve net sonuçlar elde edilecektir. Yine de
yapılan bu çalışma, bu konudaki değerlendirmelere önemli bilgiler katmıştır. Bundan
sonraki çalışmalara da örnek olabilecek nitelikte sonuçlara ulaşılmıştır.
143
KAYNAKLAR
Aycan, Z. And Fikret-Paşa, S., 2003. Career Choices, Job Selection Criteria and Leadership Preferences in a Transitional Nation: The Case of Turkey, Journal of Career Development, 30(2), 129-144.
Akıncı Vural, Z.B., 1998. Kurum Kültürü ve Örgütsel İletişim, İletişim Yayınları, İstanbul.
Akıner, İ., 2004. Türk inşaat sektöründe kültür ve kültürel farklılıklar, Doktora Tezi, İ.T.Ü. Fen Bilimleri Enstitüsü, İstanbul.
Alimo-Metcalfe, B., 2002. Leadership & Gender: A Masculine Past; A Feminine Future?, Thematic Paper for CERFE Project, 1-35.
Ammeter, A.P. and Dukerich, J.M., Leadership, team building, and team member characteristics in high performance Project teams, Engineering Management Journal, 14(4), 3-10.
Andrew, D.P.S., 2004. The effect of congruence of leadership behaviours on motivation, commitment and satisfaction of college tenis players, PhD Thesis, The Florida State University, Florida.
Appelbaum, S.H., Audet, L. and Miller, J.C., 2003. Gender and leadership? Leadership and gender? A journey through the landscape of theories, Leadership & Organization Development Journal, 24(1), 43-51.
Arslan, M., 2001. A cross-cultural comparison of achievement and power orientation as leadership dimensions in three European countries: Britain, Ireland and Turkey, Business Ethics: A European Review, 10(4), 340-345.
Aycan, Z. Ve Kanungo, R.N., 2000. Toplumsal Kültürün Kurumsal Kültür ve İnsan Kaynakları Uygulamaları Üzerine Etkileri, Türkiye’de Yönetim, Liderlik, İnsan Kaynakları Uygulamaları, Ed.Zeynep Aycan, Türk Psikologlar Derneği Yayınları, No.121, Ankara.
Barthorpe, S., Duncan, R. and Miller, C., 2000. The pluralistic facets of culture and its impact on construction, Property Management, 18(5), 335-351.
144
Bass, B.M., 1990. From transactional to transformational leadership: Leadership to share the vision, Organizational Dynamics, 18(3), 19-32.
Bass, B.M. and Avolio, B.J., 1993. Transformational Leadership and Organizational Culture, 112-121.
Bass, B.M., Avolio, B.J. and Atwater, L., 1996. The transformational and transactional leadership of men and women, International Review of Applied Psychology, 45, 5-34.
Bell DeTienne, K., Dyer, G., Hoopes, C. and Haris, S., 2004. Toward a Model of Effective Knowledge Management and Directions for Future Research: Culture, Leadership and CKOs, Journal of Leadership&Organizational Studies, 10(4), 26-43.
Bennett, J.F., Davidson, M.J. and Gale, A.W., 1999. Women in costruction: a comparative investigation into the expectations and experiences of female and male construction undergraduates and employees, Women in Management Review, 14(7), 273-291.
Block, L., 2003. The leadership-culture connection: an exploratory investigation, Leadership & Organization Development Journal, 24(6), 318-334.
Bon, R., Birgönül, T. and Özdoğan, İ., 1999. An input-output analysis of the Turkish construction sector, 1973-1990: a note, Construction Management and Economics, 17, 543-551.
Bossink, B.A.G., 2004. Effectiveness of innovation leadership styles: a manager’s influence on ecological innovation in construction projects, Construction Innovation, 4, 211-228.
Brandser, G.C., 1996. Women-the new heroes of the business world?, Women in Management Review, 11(2), 3-17.
Burke, S. and Collins, K.M., 2001. Gender differences in leadership styles and management skills, Women in Management Review, 16(5), 244-256.
Buch, K. and Rivers, D., 2001. TQM: the role of leadership and culture, Leadership & Organization Development Journal, 22(8), 365-371.
Callahan, J.L., Hasler, M.G. and Tolson, H., 2005. Perceptions of emotion expressiveness: gender differences among senior executives, Leadership & Organization Development Journal, 26(7), 512-528.
145
Cartwright, S. and Gale, A., 1995. Project management: different gender, different culture? A discussion on gender and organizational culture-part 2, Leadership & Organization Development Journal, 16(4), 12-16.
Chan, A.T.S. and Chan, E.H.W., 2005. Impact of Perceived Leadership Styles on Work Outcomes: Case of Building Proffessionals, Journal of Construction Engineering and Management, 131(4), 413-422.
Chen, L.Y., 2004. Examining the Effect of Organization Culture and Leadership Behaviours on Organizational Commitment, Job Satisfaction and Job Performance at Small and Middle-Sized Firms of Taiwan, The Journal of American Academy of Business, 432-438.
Daft, R.L., 2003. Management, South-Western, Thomson Learning, Ohio.
Davidson, M.J. and Cooper, C.L., 1992. Shattering the Glass Ceiling, Paul Chapman Publishing, London.
Demirözlü, Z.D., 1998. Liderlik etkinliğinin ölçümü için bir model önerisi, Yüksek Lisans Tezi, İ.T.Ü. Fen Bilimleri Enstitüsü, İstanbul.
Dikmen, İ. and Birgönül, M.T., 2003. Strategic Perspective of Turkish Construction Companies, Journal of Management in Engineering, 19(1), 33-40.
Dindar, A.M., 2001. Liderlik, liderlik tarzları ve bir uygulama, Yüksek Lisans Tezi, İ.T.Ü. Fen Bilimleri Enstitüsü, İstanbul.
Drago, W.A. and Clements, C., 1999. Leadership Characteristics and Strategic Planning, Management Research News, 22(1), 11-18.
Durmuş Arıcı, A.E., 2002. Yönetici yaşının liderlik davranışları üzerindeki etkileri: bankacılık sektöründen bir grup yönetici üzerine bir araştırma, Akdeniz İ.İ.B.F Dergisi, 3, 1-20.
Eagly, A.H. and Johnson, B.T., 1990. Gender and Leadership Style: A meta analysis, Psychological Bulletin, 108, 233-256.
Elenkov, D.S. and Manev, I.M., 2005. Social Culture Intelligence, Top-Level Leadership and Innovation Influence: An International Study, Academy of Management Best Conference Paper, 1-6.
Ermutlu, Z., 1994. Önderlik Kavramı ve İnşaat Firmalarında Önderlerin Yönetim Yaklaşımları, Yüksek Lisans Tezi, İ.T.Ü. Fen Bilimleri Enstitüsü, İstanbul.
146
Ernst, S., 2003. Gender, Power and Leadership: Perspectives from Figurational Sociology, the 5th European Feminist research Conference, Lund University, Sweden, August 20-24.
Farr, J.V., Walesh, S.G. and Forsythe, G.B., 1997. Leadership development for engineering managers, Journal of Management in Engineering, 13(4), 38-41.
Felfe, J. and Schyns, B., 2004. Is Similarity in Leadership Related to Organizational Outcomes? The Case of Transformational Leadership, Journal of Leadership&Organizational Studies, 10(4), 92-102.
Fikret Paşa, S., 2000. Leadership influence in a high power distance and collectivist culture, Leadership & Organization Development Journal, 21(8), 414-426.
Fikret-Paşa, S., Kabasakal, H. and Bodur, M., 2001. Society, Organizations and Leadership in Turkey, Applied Psychology: An International Review, 50(4), 559-589.
Fraser, C., 2000. The influence of personal characteristics on effectiveness of construction site managers, Construction Management and Economics, 18, 29-36.
Gale, A. and Cartwright, S., 1995. Women in Project management: entry into a male domain?: a discussion on gender and organizational culture-part 1, Leadership & Organization Development Journal, 16(2), 3-8.
Gardiner, M. and Tiggemann, M., 1999. Gender differences in leadership style, job stres and mental health in male- and female-dominated industries, Journal of Occupational and Organizational Psychology, 72, 301-315.
Gedney, C.R., 1999. Leadership Effectiveness and Gender, A Research Report, Maxwell Air Force Base, Alabama.
Gharehbaghi, K. and McManus, K., 2003. The Construction Manager as a Leader, Leadership and Management in Engineering, 56-58.
Gilbert, G.R., Collins, R.W. and Brenner, R., 1990. Age and Leadership Effectiveness: From the Perceptions of the Follower, Human Resource Management, 29(2), 187-196.
Giritli, H. and Topçu Oraz, G., 2004. Leadership styles: some evidence from the Turkish construction industry, Construction Management and Economics, 22, 253-262.
147
Güner, A.F., 2003. İnşaat Sektöründe Toplam Kalite Yönetimi ve Türkiye’deki Uygulamaların Değerlendirilmesi, Yüksek Lisans Tezi, İ.T.Ü. Fen Bilimleri Enstitüsü, İstanbul.
Hanges, P.J., Lord, R.G. and Dickson, M.W., 2000. An Information-Processing Perspective on Leadership and Culture: A Case for Connectionist Architecture, Applied Psychology: An International Review, 49(1), 133-161.
Hodgetts, R.M. and Luthans, F., 2003. International management: culture, strategy, and behaviour, The McGraw-Hill Companies, New York.
Hofstede, G., 1980. Culture’s Consequences: International Differences in Work-Related Values, Sage Publications, London.
Hofstede, G., 2001. Culture’ Consequences: Comparing Values, Behaviours and Organizations Across Nations, 2nd edition, Sage Publications, London.
Holt, R. and Rowe, D., 2000. Total quality, public management and critical leadership in civil construction projects, International Journal of Quality & Reliability Management, 17, 541-553.
Jaskyte, K., 2004. Transformational Leadership, Organizational Culture and Innovativeness in Nonprofit Organizations, Nonprofit Management & Leadership, 15(2), 153-168.
Kabacoff, R.I., 2000. Gender and Leadership in the Corporate Boardroom, Management Research Group, Portland, USA.
Kabasakal, H. And Bodur, M., 1998. Leadership, Values and Institutions: The Case of Turkey, Research Papers, Boğaziçi University, İstanbul.
Kabasakal, H. and Dastmalchian, A., 2001. Introduction to the Special Issue on Leadership and Culture in the Middle East, Applied Psychology: An International Review, 50(4), 479-488.
Kabasakal, H.E., Sözen, Z. and Üsdiken, B., 1989. Organizational context, structural attributes and management systems in construction firms, Construction Management and Economics, 7, 347-356.
Kanter, R.M., 1997. Men and Women of Corporation, Basic Boks, New York.
Kaynak, E. and Dalgıç, T., 1992. Internationalization of Turkish Construction Companies, The Columbia Journal of World Business, 61-75.
148
Kim, K., Dansereau, F., Kim, I. and Kim, K.S., 2004. The multiple-level theory of leadership: the impact of culture as a moderator, Journal of Leadership and Organizational Studies, 11(1), 78-92.
Koca, A., 2001. İnşaat sektöründeki yöneticilerin liderlik yaklaşımları, Yüksek Lisans Tezi, İ.T.Ü. Fen Bilimleri Enstitüsü, İstanbul.
Koçel, T., 2001. İşletme Yöneticiliği, Beta Basım A.Ş., İstanbul
Koraltan, S.B. and Dikbaş, A., 2002. An assessment of the applicability of partnering in the Turkish construction sector, Construction Management and Economics, 20, 315-321.
Kornor, H. and Nørdvik, H., 2004. Personality traits in leadership behaviour, Scandinavian Journal of Psychology, 45, 49-54.
Kozan, M.K., 1993. Cultural and Industrialization Level Influences on Leadership Attitudes for Turkish Managers, Int. Studies of Mgt.&Org., 23(3),7-17.
Köse, S. ve Ünal, A., 2003. Farklı Toplumsal Kültürler Örgüt Yapıları Liderlik Davranışları, İzmir Güven Kitabevi, İzmir.
Langford, D., Fellows, R.F., Hancock, M. and Gale, A.W., 1995. Human Resources Management in Construction, Longman Scientific and Technical, Essex.
Lansley, P., 1994. Analysing Construction Organizations, Construction Management and Economics, 12, 337-348.
Lloyd, B., 1996. A New Approach to Leadership, Leadership and Organization Development, 17(7), 29-32.
Lloyd, B., 2005. Coaching, Culture and Leadership, Team Performance Management, 11(3/4), 133-138.
Loosemore, M. and Waters, T., 2004. Gender Differences in Occupational Stres Among Proffessionals in the Construction Industry, Journal of Management in Engineering, 20(3), 126-132.
Manning, T.T., 2002. Gender, managerial level, transformational leadership and work satisfaction, Women in Management Review, 17(5), 207-216.
Manning, T.T., 2003. Leadership Across Cultures: Attachment Style Influences, Journal of Leadership&Organizational Studies, 9(3), 20-30.
149
Marcoulides, G.A., Yavaş, B.F., Bilgin, Z. and Gibson, C.B., 1998. Reconciling Culturalist and Rationalist Approaches: Leadership in the United States and Turkey, Thunderbird International Business Review, 40(6), 563-583.
Mayo, M. and Pastor, J.C., 2005. Workgroup Gender Diversity and Charismatic Leadership: Asymmetric Effects Among Men and Women, IE Working Paper, WP05-28.
McCabe, S., Rooke, J., Seymour, D. and Brown, P., 1998. Quality managers, authority and leadership, Construction Management and Economics, 16, 447-457.
Michelson, B.J., Leadership and Power Base Development: Using Power Effectively to Manage Diversity and Job-Related Interdependence in Complex Organizations, Concepts for Air Force Leadership, 193-199.
Mockaitis, A.I., 2002. The Influence of National Cultural Values on Management Attitudes: A Comparative Study Across Three Countries, PhD Thesis, Vilnius University, Vilnius.
Odusami, K.T., 2002. Perceptions of Construction Proffessionals Concerning Important Skills of Effective Project Leaders, Journal of Management in Engineering, 18(2), 61-67.
Ogbonna, E. and Harris, L.C., 2000. Leadership style, organizational culture and performance: empirical evidence from UK companies, The International Journal of Human Resources Management, 11(4), 766-788.
Oshagbemi, T., 2004. Age influences on the leadership styles and behaviour of managers, Employee Relations, 26(1), 14-29.
Öz, Ö., 2001. Sources of competitive advantage of Turkish construction companies in international markets, Construction Management and Economics, 19, 135-144.
Paris, L.D., 2004. The effects of gender and culture on implicit leadership theories: a cross-cultural study, Academy of Management Best Conference Paper, California State University, CA, 2004.
Pawar, B.S., 2003. Central conceptual issues in transformational leadership research, Leadership & Organization Development Journal, 24(7), 397-406.
150
Pheng, L.S. and Lee, B.S.K., East meets West: leadership development for construction project management, Journal of Managerial Psychology, 12(6), 383-400.
Pheng, L.S. and Leong, C.H.Y., 2001. Asian management style versus western management theories: a case study in construction project management, Work study, 50(1), 13-22. www.emerald-library.com/ft.
Pheng, L.S. and Yuquan, S., 2002. An exploratory study of Hofstede’s cross-cultural dimensions in construction projects, Management Decision, 40(1), 7-16.
Pillai, R., Scandura, T.A. and Williams, E.A., (1999). Leadership and organizational justice: Similarities and differences across cultures. Journal of International Business Studies, 30(4), 763-779.
Popper, M. and Zakkai, E., 1994. Transactional, Charismatic and Transformational leadership: Conditions Conducive to their Predominance, Leadership & Organization Development Journal, 15(6), 3-7.
Porterfield, J. and Kleiner, B.H., 2005. A New Era: Women and Leadership, Equal Opportunities International, 24(5/6), 49-56.
Proehl, R.A. and Taylor, K., 1997. Leadership, Cognitive Complexity and Gender, A Leadership Journal: Women in Leadership-Sharing the Vision, 1(2). (www.kon.org/archives/forum/12-1/prehl.html).
Roffey, B., 2002. Beyond Culture-Centric and Gendered Models of Management: Perspectives on Filipina Business Leadership, Women in Management Review, 17(8), 352-363.
Rowlinson, S., Ho, T.K.K. and Po-Hung, Y., 1993. Leadership style of construction managers in Hong Kong, Construction Management and Economics, 11, 455-465.
Russon, C. and Reinelt, C., 2004. The Results of an Evaluation Scan of 55 Leadership Development Programs, Journal of Leadership&Organizational Studies, 10(3), 104-107.
Sargut, S.A., Liderlik Davranışlarının Kültürel Bağlamı: Türk Toplumundaki Davranışlara İlişkin Bir Alan Araştırması, 21. Yüzyılda Liderlik Sempozyumu Bildiriler Kitabı, Cilt 2, Haziran, İstanbul, 1997.
Sarros, J.C. and Santora, J.C., The transformational-transactional leadership model in practice, Leadership & Organization Development Journal, 22(8), 383-393.
151
Sarros, J.C., Gray, J. and Densten, I.L., 2002. Leadership and Its Impact on Organizational Culture, International Journal of Business Studies, 10(2), 1-26.
Sayles, L.R., 1989. Leadership Managing in Real Organizations, McGraw-Hill, Inc., U.S.A.
Schein, E.H., 1992. Organizational Culture and Leadership, Jossey-Bass Publishers, San Francisco.
Skipper, C.O., 2004. An analysis of leadership behaviours in the construction industry: identification of influences that develop top performing project managers and engineers, PhD Thesis, Clemson University, South Carolina, U.S.A.
Spatz, D.M., 1999. Leadership in the construction industry, Practice Periodical on Structural Design and Construction, 4(2), 64-68.
Spreitzer, G., Hopkins, P. and Xin, K., 2004. Traditionality Matters: An Examination of the Effectiveness of Transformational Leadership in the U.S. and Taiwan, Journal of Organizational Behaviour, 26(3), 205-227.
Stanford, J.H., Oates, B.R. and Flores, D., 1995. Women’s leadership styles: a heuristic analysis, Women in Management Review, 10(2), 9-16.
Stoeberl, P.A., Kwon, I.G., Han, D. and Bae, M., 1998. Leadership and power relationships based on culture and gender, Women in Management Review, 13(6), 208-216.
Tavakoli, A. and Tulumen, Ş.C., 1990. Construction Industry in Turkey, Construction Management and Economics, 8, 77-87.
Tengilimoğlu, D., 2005. Kamu ve Özel Sektör Örgütlerinde Liderlik Davranışı Özelliklerinin Belirlenmesine Yönelik Bir Alan Çalışması, Elektronik Sosyal Bilimler Dergisi, 4(14), 1-16.
Toduk Akiş, A., 2004. Türkiye’nin Gerçek Liderlik Haritası, Alfa Basım Yayım, İstanbul.
Trinidad, C. and Normore, A.H., 2004. Leadership and Gender: A Dangerous Liaison?, Leadership&Organization Development Journal, 26(7), 574-590.
152
Tucker, B.A. and Russell, R.F., 2004. The Influence of the Transformational Leader, Journal of Leadership&Organizational Studies, 10(4), 103-111.
Üsdiken, B., Sözen, Z. ve Enbiyaoğlu, H., 1988. Strategies and Boundaries: Subcontracting in Construction, Strategic Management Journal, 9, 633-637.
Valentine, S. and Godkin, L., 2000. Supervisor gender, leadership style and perceived job design, Woman in Management Review, 15(3), 117-129.
Vinnicombe, S., 1999. The Debate: Do men and women have different leadership styles? Management Focus, 12, 1-5.
Walker, A. and Kalinowski, M., 1994. An anatomy of a Hong Kong project-organization, environment and leadership, Construction Management and Economics, 12, 191-202.
Walumbwa, F.O., Lawler, J.J., Avolio, B.J., Wang, P. and Shi, K., 2005. Transformational Leadership and Work-Related Attitudes: The Moderating Effects of Collective and Self-Efficacy Across Cultures, Journal of Leadership and Organizational Studies, 11(3), 2-16.
Willemsen, T.M. and L. Van Engen, M., 2000. Gender and leadership styles: A review of the past decade, Tilburg University, The Netherlands.
Williams, S., 2005. Review of Organizational Culture and Leadership by Edgar H. Schein, Business Book Review, 22(13).
Yukl, G., 1998. Leadership in Organizations, Prentice-Hall International Inc., New Jersey.
http://www.insankaynaklari.com.
http://changingminds.org/disciplines/ leadership/styles/charismatic_leadership.htm
http://www.bus.ualberta.ca/rfield/papers/ldqglobe.pdf
http://www.stfrancis.edu/ba/ghkickul/ stuwebs/btopics/works/fied.htm
http://www.matriksdata.com/Matriks/ MemberFiles/pittarra/dz_6.
http://www.kon.org/archives/forum/12-1/prehl
http://www.som.cranfield.ac.uk/som/news/manfocus/downloads/p12_13.doc.
153
EKLER
EK - A: ARAŞTIRMADA KULLANILAN VE YÖNETİCİ PERSONELE
UYGULANAN SORU KAĞIDI
EK - B: ARAŞTIRMADA KULLANILAN VE YÖNETİCİ OLMAYAN
PERSONELE UYGULANAN SORU KAĞIDI
EK - C: TANIMLAYICI ÇÖZÜMLEMELER (FREQUENCIES) SPSS
ÇIKTILARI
EK - D: İLİŞKİSEL ÇÖZÜMLEMELER (CROSS-TABS) VE KİKARE (CHI-
SQUARE) SPSS ÇIKTILARI
154
EK – A
ARAŞTIRMADA KULLANILAN VE YÖNETİCİ PERSONELE UYGULANAN SORU KAĞITLARI
155
156
Firma Adı : ...................................................................................................................................................................
Adres: ...................................................................................................................................................................
Telefon ...................................................................................................................................................................
Fax: ...................................................................................................................................................................
İnternet Sitesi: .........www. ................................................................................................................................................
E-posta: ...................................................................................................................................................................
Firmanın İnşaat Sektöründe Faaliyet Göstermeye Başladığı Tarih: ..............….............................................................
I. BÖLÜM –FİRMA PROFİLİ (Bu bölüm üst düzey yönetici tarafından firma bazında bir kez doldurulacaktır)
1. Firmanızın son beş yıllık toplam iş hacmi (2005 fiyatları ile toplam değer -YTL veya ABD $) :
Yurt içi ................................................................. Yurt dışı ....................................................................................
2. Firmanızda çalışan sabit personel sayısı:
Yönetici Personel .................................... Teknik Personel (Tüm mühendisler, teknikerler)....................... İdari Personel .......................................... Diğer...........................................................................................
3. Firmanızın verdiği hizmetler: (Çok cevap olabilir)
1> Mimari Tasarım 2> İnşaat 3> Proje Yönetimi 4> Mühendislik Hizmetleri
Diğer (belirtiniz) ........................……........................................................................................................................
4. Firmanızın faaliyet alanları: (Çok cevap olabilir)
1> Bina 2> Endüstriyel Tesisler 3>Ulaştırma 4> Enerji 5> Çevre Koruma/Altyapı
6> Petrol 7> Telekomünikasyon Diğer (belirtiniz) ..................................................................
5. Firmanızın düzenli olarak hizmet ettiği müşteri tipleri:
Yurt içi müşterileriniz: 1> Kamu 2> Özel Diğer (belirtiniz) .............................................
Yurt dışı müşterileriniz: 1> Kamu 2> Özel Diğer (belirtiniz) .............................................
6. Firmanızın son 5 yılda üstlenmiş olduğu proje sayısı:
Yurt içi ................................................................. Yurt dışı ....................................................................................
7. Firmanız son 5 yılda alt yüklenici olarak üstlendiği proje sayısı:
Yurt içi ................................................................. Yurt dışı ....................................................................................
8. Firmanızın son 5 yılda bir veya daha fazla yüklenici firma ile birlikte (ortak girişim, konsorsiyum...vb.) üstlendiği proje sayısı:
Yurt içi ................................................................. Yurt dışı ....................................................................................
9. Firmanızın son 5 yıl içinde faaliyet gösterdiği coğrafi faaliyet alanları: (Birden çok seçenek işaretlenebilir.)
1> Firma Merkezinin 2> Firma Merkezinin 3> Türkiye’deki Diğer 4> Yurtdışı Bulunduğu Şehir Bulunduğu Bölge Coğrafi Bölgeler
10. Firmanızın gelecek 5 yıl içinde faaliyet göstermeyi planladığı coğrafi faaliyet alanları: (Birden çok seçenek işaretlenebilir.)
1> Firma Merkezinin 2> Firma Merkezinin 3> Türkiye’deki Diğer 4> Yurtdışı Bulunduğu Şehir Bulunduğu Bölge Coğrafi Bölgeler
11. Firmanızın iş yaptığı ülkelerde yapılanma biçimi: (Birden çok seçenek işaretlenebilir.)
1> Temsilcilik 2> Tam Mülkiyetli 3> Yerel Firmalar ile 4> Diğer Firmalar ile 5> Hepsi veya Şube Yan Kuruluş Ortak Girişim Ortak Girişim
157
12. Firmanızın yurt dışında faaliyet gösterdiği mevcut coğrafi bölgeleri ve gelecek 5 yıl içinde faaliyet göstermeyi hedeflediği coğrafi faaliyet alanları:
MEVCUT PAZAR (Lütfen Ülkeleri Belirtiniz)
COĞRAFİ BÖLGELER
HEDEF PAZAR (Lütfen Ülkeleri Belirtiniz)
.......................................................................... .....
............. Avrupa Birliği
Ülkeleri .......................................................................... ..................
.......................................................................... .....
............. Türk
Cumhuriyetleri .......................................................................... ..................
.......................................................................... .....
............. Eski Doğu Bloku
Ülkeleri . .......................................................................... ..................
.......................................................................... .....
............. Ortadoğu Ülkeleri
.......................................................................... ..........
........
. .......................................................................... ...
............... Afrika Ülkeleri . .......................................................................... ........
..........
.......................................................................... .....
............. Diğer .......................................................................... ..........
........
13. Aşağıda sıralanan faktörlerin firmanızın yurt içi ve yurt dışı inşaat pazarlarında bugünkü rekabet gücünün
oluşmasında ne ölçüde etkili olduğunu belirtiniz.
YURT İÇİ YURT DIŞI
Hiç
Etk
ili
Değ
il
Etki
siz
Ne
Etki
li N
e Er
kisi
z
Etki
li
Çok
Etk
ili
FAKTÖRLER
(Lütfen her ifade için yurtiçi ve yurtdışı olmak üzere birer seçenek işaretleyin.)
Hiç
Etk
ili
Değ
il
Etki
siz
Ne
Etki
li N
e Er
kisi
z
Etki
li
Çok
Etk
ili
1 2 3 4 5 a) Projeler için cazip/uygun koşullarda dış finansal kaynaklar bulma becerisi 1 2 3 4 5
1 2 3 4 5 b) Güçlü bir finansal yapıya sahip olmak ( örneğin teklif, ihale ve pazarlık süreçlerinin uzamasından kaynaklanan maliyetlere katlanma gücünün yüksek olması)
1 2 3 4 5
1 2 3 4 5 c) Araştırma-Geliştirme faaliyetlerine yatırım yapma becerisi 1 2 3 4 5
1 2 3 4 5 d) Uzmanlık ve deneyim sahibi, uyumlu iş yapma kültürü ve hedefleri olan firma ve kuruluşlarla güçlü ortaklıklar kurma becerisi
1 2 3 4 5
1 2 3 4 5 e) Projelerdeki riskleri göze alma ve yönetme becerisi 1 2 3 4 5
1 2 3 4 5 f) Farklı müşteri/kullanıcı ihtiyaçlarını ve bu ihtiyaçlardaki değişimleri öngörme/belirleme becerisi 1 2 3 4 5
1 2 3 4 5 g) Malzeme, ekipman, insan gücü vd. kaynakları projelerin üstlenildiği coğrafi bölgelerin koşullarına uygun şartlarda temin etme becerisi
1 2 3 4 5
1 2 3 4 5 h) Teknik uzmanlığı ve doğru teknolojileri kullanarak rakiplerden farklılaşma becerisi 1 2 3 4 5
1 2 3 4 5 i) ‘Küresel’ düşünüp ‘yerel’ davranma becerisi 1 2 3 4 5
1 2 3 4 5 j) Politik düzeyde güçlü ilişkiler kurma becerisi 1 2 3 4 5
II. BÖLÜM : ORGANİZASYON KÜLTÜRÜ (Tüm yöneticiler için doldurulacaktır)
14. Şayet çalışıyorsanız, şu anda çalışmakta olduğunuz işi göz önünde bulundurmaksızın, lütfen ideal bir iş düşününüz. Bu ideal işi tanımlamanızda aşağıda belirtilen unsurlar sizin için ne ölçüde önem taşımaktadır? (Lütfen her ifade için bir seçenek işaretleyin.)
Çok
Ö
nem
li
Öne
mli
Orta
D
erec
ede
Öne
mli
Çok
Az
Öne
mli
Öne
msi
z
1. Kişisel yaşantınıza veya ailenize yeterli zaman ayırmanıza olanak vermesi 5 4 3 2 1
2. İyi fiziki çalışma koşullarına sahip olması (iyi havalandırma ve aydınlatma, yeterli çalışma alanı) 5 4 3 2 1
3. Birinci dereceden amirinizle olumlu iş ilişkileri 5 4 3 2 1
4. İş güvencesine sahip olmanız 5 4 3 2 1
5. Birbirleriyle olumlu işbirliği içinde olan kişilerle çalışma olanağı 5 4 3 2 1
6. Birinci dereceden amirinizin kararlarında size danışması 5 4 3 2 1
7. Daha üst düzeyde görevlere terfi etme olanağı 5 4 3 2 1
8. İşin tekdüze olmaması , sürekli yeniliklerle karşılaşma olanağı 5 4 3 2 1
9 Kişisel başarı hissi duyabileceğiniz zor ve fırsatlarla dolu görevler içermesi 5 4 3 2 1
10. Yüksek gelir elde etmek için fırsat sağlaması 5 4 3 2 1
11. İş yerinizin size ve ailenize uygun bir bölgede olması 5 4 3 2 1
12. Başarılı ve prestij sahibi bir şirkette çalışma 5 4 3 2 1
13. İşleri kendi yaklaşımınızla ele alma özgürlüğüne sahip olmanız 5 4 3 2 1
14. Ücret dışı yapılan ayni yardımlar (özel sağlık sigortası, giyecek...vb.) 5 4 3 2 1
15. Becerilerinizi geliştirmek ve yeni beceriler edinmek için eğitim olanağı 5 4 3 2 1
16. Becerileriniz ve yeteneklerinizi bütünüyle kullanabilme olanağı 5 4 3 2 1
17. İş tanımlarının belirgin olması 5 4 3 2 1
18. İş ortamındaki gerginlik ve stresin az olması 5 4 3 2 1
19. İşinizi iyi yaptığınızda takdir edilmeniz 5 4 3 2 1 15. Özel yaşamınızda aşağıdaki unsurlar sizin için ne kadar önemlidir? (Lütfen her ifade için bir seçenek
işaretleyin.)
Çok
Ö
nem
li
Öne
mli
Orta
D
erec
ede
Öne
mli
Çok
Az
Öne
mli
Öne
msi
z
1. Kişisel huzur ve denge 5 4 3 2 1
2. Tutumlu olmak 5 4 3 2 1
3. Sabır (sebat) 5 4 3 2 1
4. Geleneklere saygılı olmak 5 4 3 2 1
16. İş yerinizde kendinizi ne sıklıkla sinirli ya da gergin hissedersiniz?
1> Asla 2> Nadiren 3> Bazen 4> Genellikle 5> Her zaman
17. İş ortamınızda, çalışanlar üstlerine kendileri ile aynı fikirde olmadıklarını ifade etmekten ne sıklıkla çekinmektedirler?
1> Çok Nadir 2> Nadiren 3> Bazen 4> Sık 5> Çok Sık
158
Aşağıdaki tanımlamalar size dört farklı tipte yöneticiyi anlatmaktadır. Lütfen bu tanımlamaları okuduktan sonra 18. ve 19. soruları cevaplayınız:
Yönetici 1: Kararlarını genellikle zamanında verir ve bu kararları astlarına açık ve tam bir şekilde aktarır. Alınan kararların, güçlük çıkarılmadan ve sadakatle uygulanmasını bekler.
Yönetici 2: Kararlarını genellikle zamanında verir, fakat uygulamaya geçmeden önce, verdiği kararları astlarına tam olarak açıklar. Kararlarının gerekçelerini izah eder ve kendisine yöneltilen her türlü soruyu yanıtlar.
Yönetici 3: Karar vermeden önce genellikle astlarına danışır, tavsiyelerini dinler, dikkate alır ve daha sonra kararını açıklar. Astların tavsiyelerine uysun veya uymasın, alınan kararların sadakatle yürütülmesini bekler.
Yönetici 4: Önemli bir karar verileceği zaman genellikle astlarını toplantıya çağırır. Problemleri astlarına aktarır ve uzlaşma sağlamaya çalışır. Uzlaşma sağlandığı takdirde bunu karara dönüştürür. Uzlaşma sağlamanın olanaksız olduğu durumlarda kararları kendisi verir.
14. Yukarıda tanımlanan farklı yönetici tiplerinden hangisinin emrinde çalışmayı tercih edersiniz. (Sadece bir seçenek işaretleyin)
1> Yönetici 1 2> Yönetici 2 3> Yönetici 3 4> Yönetici 4
15. Yöneticiniz yukarıda tanımlanan yönetici tiplerinden en çok hangisine uyuyor? (Sadece bir seçenek işaretleyin)
1> Yönetici 1 2> Yönetici 2 3> Yönetici 3 4> Yönetici 4 5>Hiçbiri
16. Aşağıdaki ifadelere ne ölçüde katılıyor veya karşı çıkıyorsunuz? (Sadece bir seçenek işaretleyin)
Kes
inlik
le
Katılı
yoru
m
K
atılı
yoru
m
K
arar
sızı
m
K
atılmıy
orum
Kes
inlik
le
Katılmıy
orum
1. Çalışanlar, şirketin yararına olacağını düşünseler bile, şirketin kuralları dışına çıkmamalıdır.
5 4 3 2 1
2. İnsanların çoğu güvenilirdir. 5 4 3 2 1 3. Emrinde çalışanların işle ilgili sorularının çoğuna kesin cevaplar veremese bile kişi iyi bir yönetici olabilir.
5 4 3 2 1
4. Çalışanların iki amirin emrinde çalışmak durumunda kaldığı organizasyon yapılarından ne pahasına olursa olsun kaçınılmalıdır.
5 4 3 2 1
5. Çalışanlar arasındaki rekabetin faydadan çok zararı vardır. 5 4 3 2 1 6. Kişilerin yaşamlarındaki başarısızlıkları çoğunlukla kendi hatalarından kaynaklanmaktadır.
5 4 3 2 1
17. Şu anda çalışmakta olduğunuz iş yerini düşünerek, aşağıdaki ifadelerin firmanız/kendi departmanınız
için ne ölçüde doğru olduğunu belirtiniz. (Lütfen her ifade için bir seçenek işaretleyiniz.)
Tam
amen
D
oğru
Çoğ
unlu
kla
Doğ
ru
Kıs
men
D
oğru
Bira
z D
oğru
Hiç
Doğ
ru
Değ
il
1. Şirket çok özel bir yerdir; geniş bir aile gibidir. İnsanlar pek çok şeyini paylaşır görünür.
5 4 3 2 1
2. Şirket çok dinamik ve girişimci bir yerdir; insanlar risk almaya isteklidir. 5 4 3 2 1 3. Şirket için önemli olan sonuçtur, işin tamamlanmasıdır; insanlar çok rekabetçi ve başarı odaklıdır.
5 4 3 2 1
4. Şirket çok kontrollü ve (hiyerarşik biçimde) yapılandırılmış bir yerdir; insanların ne yapacağını genellikle resmi prosedürler belirler.
5 4 3 2 1
5. Şirketteki liderlik, genellikle çalışanlara yol göstermek, onları yetiştirmek olarak görülür.
5 4 3 2 1
6. Şirketteki liderlik, genellikle girişimcilik, yenilikçilik ve risk-alma olarak görülür.
5 4 3 2 1
159
Tam
amen
D
oğru
Çoğ
unlu
kla
Doğ
ru
Kıs
men
D
oğru
Bira
z D
oğru
Hiç
Doğ
ru
Değ
il
7. Şirketteki liderlik, genellikle rasyonel ,agresif ve sonuçlara odaklı olma olarak görülür.
5 4 3 2 1
8. Şirketteki liderlik, genellikle koordine etme, organize etme veya verimliliğin sürekliliği olarak görülür.
5 4 3 2 1
9. Şirketteki yönetim biçiminin özelliği, takım çalışması, uzlaşma ve katılımcılıkdır.
5 4 3 2 1
10. Şirketteki yönetim biçiminin özelliği, bireysel risk-alma, yenilikçilik, özgürlük ve özgünlükdür.
5 4 3 2 1
11. Şirketteki yönetim biçiminin özelliği, zorlu rekabet, yüksek talepler ve başarıdır.
5 4 3 2 1
12. Şirketteki yönetim biçiminin özelliği, çalışanların iş güvencesi, uyum, öngörülebilirlik ve ilişkilerdeki istikrardır.
5 4 3 2 1
13. Şirketi bir arada tutan bağ, sadakat ve karşılıklı güvendir. Kuruma bağlılık yüksektir
5 4 3 2 1
14. Şirketi bir arada tutan bağ, yeniliğe ve gelişmeye olan bağlılıktır. Çağı yakalamaya önem verilir.
5 4 3 2 1
15. Şirketi bir arada tutan bağ, başarı ve hedefe ulaşmaya verilen önemdir. Agresiflik ve kazanma hırsı yaygındır.
5 4 3 2 1
16. Şirketi bir arada tutan bağ, resmi kurallar ve politikalardır. Şirketin sorunsuz çalışmayı sürdürmesi önemlidir.
5 4 3 2 1
17. Şirket insan gelişimine önem verir. Yüksek güven duygusu, açıklık ve katılımcılık üzerinde durulur.
5 4 3 2 1
18. Şirket yeni kaynaklar bulmaya ve yeni iddialı işler yaratmaya ağırlık verir. Yeni şeyler deneme ve fırsatlar arama üzerinde durulur.
5 4 3 2 1
19. Şirket rekabetçi davranışlar ve başarıya ağırlık verir. Hedefleri zorlama ve piyasada kazanma fikri baskındır.
5 4 3 2 1
20. Şirket, düzene, kontrole ve istikrara önem verir. 5 4 3 2 1
21. Şirket başarıyı insan kaynaklarını geliştirme, ekip çalışması, çalışan bağlılığı ve çalışan odaklı olma esası ile tanımlar.
5 4 3 2 1
22. Şirket başarıyı özgün veya en yeni ürünü/hizmeti sunma esası ile tanımlar.5 4 3 2 1
23. Şirket başarıyı piyasada kazanma ve rakiplerini geride bırakma esası ile tanımlar, aslolan rekabetçi piyasa liderliğidir.
5 4 3 2 1
24. Şirket başarıyı verimlilik esası ile tanımlar. Ürünü zamanında teslim etmek ve düzgün işleyen iş programları ile çalışmak esastır.
5 4 3 2 1
25. Son beş yılda şirketimin yukarıda belirtilen özellikleri temelde değişmemiştir.
5 4 3 2 1
160
III. BÖLÜM
14. Anket yapılan kişinin;
Adı, Soyadı :…………………………………………………....................................................................
Görev ünvanı :…………………………………………………......................................................
Yönetim kademesi :1> Firmanın en üst yönetim kademesi içinde görev yapıyorum (yönetim kurulu başkanı
veya üyesi, genel müdür veya yardımcısı, firma ortağı veya sahibi, vb.)
2> Bir veya daha fazla kişiyi (yönetici olan) yönetiyorum
3> Bir veya daha fazla kişiyi (yönetici olmayan) yönetiyorum
Bu firmada bu görev ünvanı ile çalışma süresi :………………………….......................................…(yıl)
İnşaat sektöründe deneyiminiz :...............................................................................................................(yıl)
15. Cinsiyetiniz: 1> Bay 2> Bayan
16. Kaç yaşındasınız? 1> 25 ve altı 2> 26 – 30 3> 31 – 35
4> 36 – 40 5> 41 – 45 6> 46 – 50
7> 51 – 55 8> 56 – 60 9> 61 ve üstü
17. Bu şirkette çalışma süreniz: ...........................................................................................................................(yıl)
18. Eğitim durumunuz ve mesleğiniz:
1> İlkokul
2> Ortaokul
3> Lise
4> Yüksek Okul veya Üniversite (Lütfen üniversite ve bölüm adını belirtiniz.)
4.1> Lisans ........................................................................................................
4.2> Yüksek Lisans ........................................................................................................
4.3> Doktora ..................................................…..................................................
161
EK – B
ARAŞTIRMADA KULLANILAN VE YÖNETİCİ OLMAYAN PERSONELE UYGULANAN SORU KAĞIDI
162
FİRMA İLE İLGİLİ GENEL BİLGİ
Firma Adı ..........................................................................................................................................
Adres: ..............................................................................................................................................
Telefon ...............................................................................................................................................
Fax: ...............................................................................................................................................
İnternet Sitesi: .........www. .............................................................................................................
E-posta: ................................................................................................................................
Firmanın İnşaat Sektöründe Faaliyet Göstermeye Başladığı Tarih: :..........................…....................
ANKET YAPILAN KİŞİ İLE İLGİLİ BİLGİ
Adı, Soyadı :…………………………………………………....................................................................
Bölümü ve görev ünvanı:…………………………………………………............................................
Bu görev ünvanı ile çalışma süresi: :………………………….....................................................…(yıl)
İnşaat sektöründe deneyiminiz :....................................................................................................(yıl)
Cinsiyetiniz: 1> Bay 2> Bayan
Kaç yaşındasınız? 1> 25 ve altı 2> 26 – 30 3> 31 – 35
4> 36 – 40 5> 41 – 45 6> 46 – 50
7> 51 – 55 8> 56 – 60 9> 61 ve üstü
Bu şirkette çalışma süreniz:
...............................................................................................................................................................(yıl)
Eğitim durumunuz
Eğitim Derecesi Bölüm
Lisans ..................................................
Yüksek Lisans ..................................................
Doktora ..................................................
Sertifika ..................................................
Diğer .................................................
Şu an çalışmakta olduğunuz firmada ne kadar süre daha çalışmayı düşünüyorsunuz? (en
muhtemel şıkkı işaretleyiniz)
1> En fazla iki yıl
2> İki yıldan beş yıla kadar
3> Beş yıldan fazla; ama büyük bir olasılıkla emekli olmadan ayrılacağım
4> Emekli olana kadar
163
II. BÖLÜM : KÜLTÜREL DEĞERLERE İLİŞKİN SORULAR
1.Şu anda çalışmakta olduğunuz işi göz önünde bulundurmaksızın, lütfen ideal bir iş
düşününüz. Bu ideal işi tanımlamanızda aşağıda belirtilen unsurlar sizin için ne ölçüde önem
taşımaktadır? (Lütfen her ifade için bir seçenek işaretleyin.)
Çok
Ö
nem
li
Öne
mli
Orta
D
erec
ede
Öne
mli
Çok
Az
Öne
mli
Öne
msi
z
1. Kişisel yaşantınıza veya ailenize yeterli zaman ayırmanıza olanak vermesi 5 4 3 2 1
2. İyi fiziki çalışma koşullarına sahip olması (iyi havalandırma ve aydınlatma, yeterli çalışma alanı) 5 4 3 2 1
3. Birinci dereceden amirinizle olumlu iş ilişkileri 5 4 3 2 1
4. İş güvencesine sahip olmanız 5 4 3 2 1
5. Birbirleriyle olumlu işbirliği içinde olan kişilerle çalışma olanağı 5 4 3 2 1
6. Birinci dereceden amirinizin kararlarında size danışması 5 4 3 2 1
7. Daha üst düzeyde görevlere terfi etme olanağı 5 4 3 2 1
8. İşin tekdüze olmaması , sürekli yeniliklerle karşılaşma olanağı 5 4 3 2 1
9 Kişisel başarı hissi duyabileceğiniz zor ve fırsatlarla dolu görevler içermesi 5 4 3 2 1
10. Yüksek gelir elde etmek için fırsat sağlaması 5 4 3 2 1
11. İş yerinizin size ve ailenize uygun bir bölgede olması 5 4 3 2 1
12. Başarılı ve prestij sahibi bir şirkette çalışma 5 4 3 2 1
13. İşleri kendi yaklaşımınızla ele alma özgürlüğüne sahip olmanız 5 4 3 2 1
14. Ücret dışı yapılan ayni yardımlar (özel sağlık sigortası, giyecek...vb.) 5 4 3 2 1
15. Becerilerinizi geliştirmek ve yeni beceriler edinmek için eğitim olanağı 5 4 3 2 1
16. Becerileriniz ve yeteneklerinizi bütünüyle kullanabilme olanağı 5 4 3 2 1
17. İş tanımlarının belirgin olması 5 4 3 2 1
18. İş ortamındaki gerginlik ve stresin az olması 5 4 3 2 1
19. İşinizi iyi yaptığınızda takdir edilmeniz 5 4 3 2 1
2.Özel yaşamınızda aşağıdaki unsurlar sizin için ne kadar önemlidir? (Lütfen her ifade için bir seçenek işaretleyin.)
Çok
Ö
nem
li
Öne
mli
Orta
D
erec
ede
Öne
mli
Çok
Az
Öne
mli
Öne
msi
z
1. Kişisel huzur ve denge 5 4 3 2 1
2. Tutumlu olmak 5 4 3 2 1
3. Sabır (sebat) 5 4 3 2 1
4. Geleneklere saygılı olmak 5 4 3 2 1
164
3.İş yerinizde kendinizi ne sıklıkla sinirli ya da gergin hissedersiniz?
1> Asla 2> Nadiren 3> Bazen 4> Genellikle 5> Her zaman
4.İş ortamınızda, çalışanlar üstlerine kendileri ile aynı fikirde olmadıklarını ifade etmekten ne sıklıkla çekinmektedirler?
1> Çok Nadir 2> Nadiren 3> Bazen 4> Sık 5> Çok Sık
5.Aşağıdaki tanımlamalar size dört farklı tipte yöneticiyi anlatmaktadır. Lütfen bu tanımlamaları okuduktan sonra 6. ve 7. soruları cevaplayınız:
Yönetici 1: Kararlarını genellikle zamanında verir ve bu kararları astlarına açık ve tam bir şekilde aktarır. Alınan kararların, güçlük çıkarılmadan ve sadakatle uygulanmasını bekler.
Yönetici 2: Kararlarını genellikle zamanında verir, fakat uygulamaya geçmeden önce, verdiği kararları astlarına tam olarak açıklar. Kararlarının gerekçelerini izah eder ve kendisine yöneltilen her türlü soruyu yanıtlar.
Yönetici 3: Karar vermeden önce genellikle astlarına danışır, tavsiyelerini dinler, dikkate alır ve daha sonra kararını açıklar. Astların tavsiyelerine uysun veya uymasın, alınan kararların sadakatle yürütülmesini bekler.
Yönetici 4: Önemli bir karar verileceği zaman genellikle astlarını toplantıya çağırır. Problemleri astlarına aktarır ve uzlaşma sağlamaya çalışır. Uzlaşma sağlandığı takdirde bunu karara dönüştürür. Uzlaşma sağlamanın olanaksız olduğu durumlarda kararları kendisi verir.
6.Yukarıda tanımlanan farklı yönetici tiplerinden hangisinin emrinde çalışmayı tercih edersiniz. (Sadece bir seçenek işaretleyin)
1> Yönetici 1 2> Yönetici 2 3> Yönetici 3 4> Yönetici 4
7.Yöneticiniz yukarıda tanımlanan yönetici tiplerinden en çok hangisine uyuyor? (Sadece bir seçenek işaretleyin)
1> Yönetici 1 2> Yönetici 2 3> Yönetici 3 4> Yönetici 4
5>Hiçbiri
8.Aşağıdaki ifadelere ne ölçüde katılıyor veya karşı çıkıyorsunuz? (Sadece bir seçenek
işaretleyin)
Kes
inlik
le
Katılı
yoru
m
K
atılı
yoru
m
K
arar
sızı
m
K
atılmı y
orum
K
esin
likle
K
atılmı y
orum
1. Çalışanlar, şirketin yararına olacağını düşünseler bile, şirketin kuralları dışına çıkmamalıdır.
5 4 3 2 1
2. İnsanların çoğu güvenilirdir. 5 4 3 2 1 3. Emrinde çalışanların işle ilgili sorularının çoğuna kesin cevaplar veremese bile kişi iyi bir yönetici olabilir.
5 4 3 2 1
4. Çalışanların iki amirin emrinde çalışmak durumunda kaldığı organizasyon yapılarından ne pahasına olursa olsun kaçınılmalıdır.
5 4 3 2 1
5. Çalışanlar arasındaki rekabetin faydadan çok zararı vardır. 5 4 3 2 1 6. Kişilerin yaşamlarındaki başarısızlıkları çoğunlukla kendi hatalarından kaynaklanmaktadır.
5 4 3 2 1
165
III. BÖLÜM: ÖRGÜTSEL KÜLTÜRE İLİŞKİN SORULAR
Şu anda çalışmakta olduğunuz iş yerini düşünerek, aşağıdaki ifadelerin firmanız/kendi departmanınız
için ne ölçüde doğru olduğunu belirtiniz. (Lütfen her ifade için bir seçenek işaretleyiniz.)
Tam
amen
D
o ğru
Ç
oğun
lukl
a D
o ğru
Kıs
men
D
oğru
B
iraz
Do ğ
ru
Hiç
Doğ
ru
De ğ
il
1. Şirket çok özel bir yerdir; geniş bir aile gibidir. İnsanlar pek çok şeyini paylaşır görünür.
5 4 3 2 1
2. Şirket çok dinamik ve girişimci bir yerdir; insanlar risk almaya isteklidir. 5 4 3 2 1 3. Şirket için önemli olan sonuçtur, işin tamamlanmasıdır; insanlar çok rekabetçi ve başarı odaklıdır.
5 4 3 2 1
4. Şirket çok kontrollü ve (hiyerarşik biçimde) yapılandırılmış bir yerdir; insanların ne yapacağını genellikle resmi prosedürler belirler.
5 4 3 2 1
5. Şirketteki liderlik, genellikle çalışanlara yol göstermek, onları yetiştirmek olarak görülür.
5 4 3 2 1
6. Şirketteki liderlik, genellikle girişimcilik, yenilikçilik ve risk-alma olarak görülür.
5 4 3 2 1
7. Şirketteki liderlik, genellikle rasyonel ,agresif ve sonuçlara odaklı olma olarak görülür.
5 4 3 2 1
8. Şirketteki liderlik, genellikle koordine etme, organize etme veya verimliliğin sürekliliği olarak görülür.
5 4 3 2 1
9. Şirketteki yönetim biçiminin özelliği, takım çalışması, uzlaşma ve katılımcılıkdır.
5 4 3 2 1
10. Şirketteki yönetim biçiminin özelliği, bireysel risk-alma, yenilikçilik, özgürlük ve özgünlükdür.
5 4 3 2 1
11. Şirketteki yönetim biçiminin özelliği, zorlu rekabet, yüksek talepler ve başarıdır.
5 4 3 2 1
12. Şirketteki yönetim biçiminin özelliği, çalışanların iş güvencesi, uyum, öngörülebilirlik ve ilişkilerdeki istikrardır.
5 4 3 2 1
13. Şirketi bir arada tutan bağ, sadakat ve karşılıklı güvendir. Kuruma bağlılık yüksektir
5 4 3 2 1
14. Şirketi bir arada tutan bağ, yeniliğe ve gelişmeye olan bağlılıktır. Çağı yakalamaya önem verilir.
5 4 3 2 1
15. Şirketi bir arada tutan bağ, başarı ve hedefe ulaşmaya verilen önemdir. Agresiflik ve kazanma hırsı yaygındır.
5 4 3 2 1
16. Şirketi bir arada tutan bağ, resmi kurallar ve politikalardır. Şirketin sorunsuz çalışmayı sürdürmesi önemlidir.
5 4 3 2 1
17. Şirket insan gelişimine önem verir. Yüksek güven duygusu, açıklık ve katılımcılık üzerinde durulur.
5 4 3 2 1
18. Şirket yeni kaynaklar bulmaya ve yeni iddialı işler yaratmaya ağırlık verir. Yeni şeyler deneme ve fırsatlar arama üzerinde durulur.
5 4 3 2 1
19. Şirket rekabetçi davranışlar ve başarıya ağırlık verir. Hedefleri zorlama ve piyasada kazanma fikri baskındır.
5 4 3 2 1
20. Şirket, düzene, kontrole ve istikrara önem verir. 5 4 3 2 1
21. Şirket başarıyı insan kaynaklarını geliştirme, ekip çalışması, çalışan bağlılığı ve çalışan odaklı olma esası ile tanımlar.
5 4 3 2 1
166
Tam
amen
D
o ğru
Ç
oğun
lukl
a D
o ğru
Kıs
men
D
oğru
B
iraz
Do ğ
ru
Hiç
Doğ
ru
De ğ
il
22. Şirket başarıyı özgün veya en yeni ürünü/hizmeti sunma esası ile tanımlar. 5 4 3 2 1
23. Şirket başarıyı piyasada kazanma ve rakiplerini geride bırakma esası ile tanımlar, aslolan rekabetçi piyasa liderliğidir.
5 4 3 2 1
24. Şirket başarıyı verimlilik esası ile tanımlar. Ürünü zamanında teslim etmek ve düzgün işleyen iş programları ile çalışmak esastır.
5 4 3 2 1
25. Son beş yılda şirketimin yukarıda belirtilen özellikleri temelde değişmemiştir.
5 4 3 2 1
167
EK - C
TANIMLAYICI ÇÖZÜMLEMELER (FREQUENCIES) SPSS ÇIKTILARI
168
İnşaat Sektöründeki Personelin Cinsiyet Dağılımı
Statistics
Cinsiyet611
01.24.425
1
ValidMissing
N
MeanStd. DeviationRange
Cinsiyet
467 76.4 76.4 76.4144 23.6 23.6 100.0611 100.0 100.0
ErkekBayanTotal
ValidFrequency Percent Valid Percent
CumulativePercent
İnşaat Sektöründeki Personelin Yaş Dağılımı
Statistics
Yas607
42.19.960
3
ValidMissing
N
MeanStd. DeviationRange
Yas
168 27.5 27.7 27.7222 36.3 36.6 64.3152 24.9 25.0 89.3
65 10.6 10.7 100.0607 99.3 100.0
4 .7611 100.0
30 ve alti31-40 arasi41-50 arasi51 ve ustuTotal
Valid
FY-CYMissingTotal
Frequency Percent Valid PercentCumulative
Percent
169
İnşaat Sektöründeki Personelin Eğitim Durumu Dağılımı
Statistics
Egitim durumu608
33.83.423
3
ValidMissing
N
MeanStd. DeviationRange
Egitim durumu
1 .2 .2 .28 1.3 1.3 1.5
86 14.1 14.1 15.6
513 84.0 84.4 100.0
608 99.5 100.03 .5
611 100.0
ilkokulortaokulliseyuksekokulveya universiteTotal
Valid
FY-CYMissingTotal
Frequency Percent Valid PercentCumulative
Percent
İnşaat Sektöründeki Personelin Meslek Dağılımı
Statistics
meslek533
782.97
1.1574
ValidMissing
N
MeanStd. DeviationRange
Meslek
40 6.5 7.5 7.5189 30.9 35.5 43.0103 16.9 19.3 62.3147 24.1 27.6 89.9
54 8.8 10.1 100.0533 87.2 100.0
78 12.8611 100.0
MimarInsaat MuhendisiDiger muhendisleris idaresi-isletmeDigerTotal
Valid
FY-CYMissingTotal
Frequency Percent Valid PercentCumulative
Percent
170
İnşaat Sektöründeki Personelin Yönetim Kademesine Göre Dağılımı
Statistics
Yonetim kademesi611
02.74.646
2
ValidMissing
N
MeanStd. DeviationRange
Yönetim Kademesi
226 37.0 37.0 37.0
316 51.7 51.7 88.7
69 11.3 11.3 100.0611 100.0 100.0
Yonetici olankisileri yönetenYonetici olmayankisileri yonetenYonetici olmayanTotal
ValidFrequency Percent Valid Percent
CumulativePercent
Statistics
Yonetim kademesi611
03.11.317
1
ValidMissing
N
MeanStd. DeviationRange
Yonetim kademesi
542 88.7 88.7 88.769 11.3 11.3 100.0
611 100.0 100.0
YoneticiYonetici olmayanTotal
ValidFrequency Percent Valid Percent
CumulativePercent
171
İnşaat Sektöründeki Personelin Bulunduğu Görev Unvanı ile Çalışma Süresine Göre Dağılımı
Statistics
Bu gorev unvani ile calisma suresi600
111.75
1.0915
ValidMissing
N
MeanStd. DeviationRange
Bulundugu Gorev Unvani ile Calisma Suresi
334 54.7 55.7 55.7164 26.8 27.3 83.0
50 8.2 8.3 91.330 4.9 5.0 96.315 2.5 2.5 98.8
7 1.1 1.2 100.0600 98.2 100.0
11 1.8611 100.0
0 - 56 - 1011 - 1516 - 2021 - 2526+Total
Valid
FY-CYMissingTotal
Frequency Percent Valid PercentCumulative
Percent
İnşaat Sektöründeki Personelin Bulunduğu Şirkette Çalışma Süresine Göre Dağılımı
Statistics
Bu sirkette calisma suresi594
171.91
1.1955
ValidMissing
N
MeanStd. DeviationRange
Bulundugu Sirkette Calisma Suresi
294 48.1 49.5 49.5167 27.3 28.1 77.6
66 10.8 11.1 88.735 5.7 5.9 94.623 3.8 3.9 98.5
9 1.5 1.5 100.0594 97.2 100.0
17 2.8611 100.0
0 - 56 - 1011 - 1516 - 2021 - 2526+Total
Valid
FY-CYMissingTotal
Frequency Percent Valid PercentCumulative
Percent
172
İnşaat Sektöründeki Personelin Sektördeki Deneyime Göre Dağılımı
Statistics
Insaat sektorunde deneyim590
212.83
1.5905
ValidMissing
N
MeanStd. DeviationRange
Insaat sektorunde deneyim
147 24.1 24.9 24.9159 26.0 26.9 51.9
90 14.7 15.3 67.179 12.9 13.4 80.571 11.6 12.0 92.544 7.2 7.5 100.0
590 96.6 100.021 3.4
611 100.0
0 - 56 - 1011 - 1516 - 2021 - 2526 +Total
Valid
FY-CYMissingTotal
Frequency Percent Valid PercentCumulative
Percent
İnşaat Sektöründeki Personelin Tercih Edilen Yönetici Tipine Göre Dağılımı
Statistics
Tercih Edilen Yonetici Tipi605
62.99
1.2193
ValidMissing
N
MeanStd. DeviationRange
Tercih Edilen Yonetici Tipi
151 24.7 25.0 25.0161 26.4 26.6 51.6293 48.0 48.4 100.0605 99.0 100.0
6 1.0611 100.0
Yonetici 1 veya 2Yonetici 3Yonetici 4Total
Valid
FY/CYMissingTotal
Frequency Percent Valid PercentCumulative
Percent
173
İnşaat Sektöründeki Personelin En Fazla Algıladığı(Gözlemlediği) Yönetici Tipi
Statistics
Algýlanan Yonetici Tipi605
62.39
1.4894
ValidMissing
N
MeanStd. DeviationRange
Algilanan Yonetici Tipi
301 49.3 49.8 49.8137 22.4 22.6 72.4102 16.7 16.9 89.3
65 10.6 10.7 100.0605 99.0 100.0
6 1.0611 100.0
Yonetici 1 veya 2Yonetici 3Yonetici 4HicbiriTotal
Valid
FY/CYMissingTotal
Frequency Percent Valid PercentCumulative
Percent
Descriptives
Descriptive Statistics
605 4 1 5 2.39 1.489 2.218
594 5 1 6 1.91 1.195 1.427
611 1 1 2 1.24 .425 .180608 3 1 4 3.83 .423 .179
590 6 1 7 2.86 1.659 2.751
533 4 1 5 2.97 1.157 1.338
600 5 1 6 1.75 1.091 1.190
605 3 1 4 2.99 1.219 1.485607 3 1 4 2.19 .960 .922611 2 2 4 2.74 .646 .417498
Algilanan Yonetici TipiBulundugu SirketteCalisma SuresiCinsiyetEgitim durumuInsaat SektorundeDeneyimMeslekSahip Oldugu GorevUnvani ile CalismaSuresiTercih Edilen Yonetici TipYasYonetim kademesiValid N (listwise)
N Range Minimum Maximum Mean Std. Deviation Variance
174
EK - D
İLİŞKİSEL ÇÖZÜMLEMELER (CROSSTABS) VE CHI-SQUARE SPSS ÇIKTILARI
175
Cinsiyet-Meslek İlişkisi
Case Processing Summary
533 87,2% 78 12,8% 611 100,0%Cinsiyet * meslekN Percent N Percent N Percent
Valid Missing TotalCases
Cinsiyet * meslek Crosstabulation
22 160 89 99 35 4054,1% 30,0% 16,7% 18,6% 6,6% 76,0%
18 29 14 48 19 1283,4% 5,4% 2,6% 9,0% 3,6% 24,0%
40 189 103 147 54 5337,5% 35,5% 19,3% 27,6% 10,1% 100,0%
Count% of TotalCount% of TotalCount% of Total
Erkek
Bayan
Cinsiyet
Total
MimarInsaat
MuhendisiDiger
muhendisler
isidaresi-isletme Diger
meslek
Total
Cinsiyet-Eğitim Durumu İlişkisi
Case Processing Summary
608 99,5% 3 ,5% 611 100,0%Cinsiyet * Egitim durumuN Percent N Percent N Percent
Valid Missing TotalCases
Cinsiyet * Egitim durumu Crosstabulation
1 8 64 391 464,2% 1,3% 10,5% 64,3% 76,3%
0 0 22 122 144,0% ,0% 3,6% 20,1% 23,7%
1 8 86 513 608,2% 1,3% 14,1% 84,4% 100,0%
Count% of TotalCount% of TotalCount% of Total
Erkek
Bayan
Cinsiyet
Total
ilkokul ortaokul lise
yuksekokulveya
universite
Egitim durumu
Total
176
Cinsiyet-Bulunduğu Şirkette Çalışma Süresi İlişkisi
Case Processing Summary
594 97.2% 17 2.8% 611 100.0%Cinsiyet * BulunduguSirkette Calisma Suresi
N Percent N Percent N PercentValid Missing Total
Cases
Cinsiyet * Bulundugu Sirkette Calisma Suresi Crosstabulation
212 127 57 30 22 8 45646.5% 27.9% 12.5% 6.6% 4.8% 1.8% 100.0%
82 40 9 5 1 1 13859.4% 29.0% 6.5% 3.6% .7% .7% 100.0%
294 167 66 35 23 9 59449.5% 28.1% 11.1% 5.9% 3.9% 1.5% 100.0%
Count% within CinsiyeCount% within CinsiyeCount% within Cinsiye
Erkek
Bayan
Cinsiyet
Total
0 - 5 6 - 10 11 - 15 16 - 20 21 - 25 26+Bulundugu Sirkette Calisma Suresi
Total
Cinsiyet-İnşaat Sektöründeki Deneyim İlişkisi
Case Processing Summary
590 96.6% 21 3.4% 611 100.0%Cinsiyet * InsaatSektorunde Deneyim
N Percent N Percent N PercentValid Missing Total
Cases
Cinsiyet * Insaat Sektorunde Deneyim Crosstabulation
94 114 72 71 62 40 45320.8% 25.2% 15.9% 15.7% 13.7% 8.8% 100.0%
53 45 18 8 9 4 13738.7% 32.8% 13.1% 5.8% 6.6% 2.9% 100.0%
147 159 90 79 71 44 59024.9% 26.9% 15.3% 13.4% 12.0% 7.5% 100.0%
Count% within CinsiyCount% within CinsiyCount% within Cinsiy
Erkek
Bayan
Cinsiyet
Total
0 - 5 6 - 10 11 - 15 16 - 20 21 - 25 26 +Insaat Sektorunde Deneyim
Total
177
Cinsiyet-Yönetim Kademesi İlişkisi
Case Processing Summary
611 100.0% 0 .0% 611 100.0%Cinsiyet * Yonetimkademesi
N Percent N Percent N PercentValid Missing Total
Cases
Cinsiyet * Yonetim kademesi Crosstabulation
429 38 46791.9% 8.1% 100.0%
79.2% 55.1% 76.4%
70.2% 6.2% 76.4%113 31 144
78.5% 21.5% 100.0%
20.8% 44.9% 23.6%
18.5% 5.1% 23.6%542 69 611
88.7% 11.3% 100.0%
100.0% 100.0% 100.0%
88.7% 11.3% 100.0%
Count% within Cinsiyet% within Yonetimkademesi% of TotalCount% within Cinsiyet% within Yonetimkademesi% of TotalCount% within Cinsiyet% within Yonetimkademesi% of Total
Erkek
Bayan
Cinsiyet
Total
Yoneticiolmayankisileri
yonetenYoneticiolmayan
Yonetim kademesi
Total
178
Cinsiyet-Tercih Edilen Yönetici Tipi İlişkisi
Case Processing Summary
605 99.0% 6 1.0% 611 100.0%Cinsiyet * TercihEdilen Yonetici Tipi
N Percent N Percent N PercentValid Missing Total
Cases
Cinsiyet * Tercih Edilen Yonetici Tipi Crosstabulation
113 127 222 46224.5% 27.5% 48.1% 100.0%
74.8% 78.9% 75.8% 76.4%
18.7% 21.0% 36.7% 76.4%38 34 71 143
26.6% 23.8% 49.7% 100.0%
25.2% 21.1% 24.2% 23.6%
6.3% 5.6% 11.7% 23.6%151 161 293 605
25.0% 26.6% 48.4% 100.0%
100.0% 100.0% 100.0% 100.0%
25.0% 26.6% 48.4% 100.0%
Count% within Cinsiyet% within TercihEdilen Yonetici Tipi% of TotalCount% within Cinsiyet% within TercihEdilen Yonetici Tipi% of TotalCount% within Cinsiyet% within TercihEdilen Yonetici Tipi% of Total
Erkek
Bayan
Cinsiyet
Total
Yonetici 1veya 2 Yonetici 3 Yonetici 4
Tercih Edilen Yonetici Tipi
Total
Chi-Square Tests
.819a 2 .664
.831 2 .660
.051 1 .822
605
Pearson Chi-SquareLikelihood RatioLinear-by-LinearAssociationN of Valid Cases
Value dfAsymp. Sig.
(2-sided)
0 cells (.0%) have expected count less than 5. Theminimum expected count is 35.69.
a.
179
Cinsiyet-Algılanan Yönetici Tipi İlişkisi
Case Processing Summary
605 99.0% 6 1.0% 611 100.0%Cinsiyet * AlgilananYonetici Tipi
N Percent N Percent N PercentValid Missing Total
Cases
Cinsiyet * Algilanan Yonetici Tipi Crosstabulation
223 113 80 46 46248.3% 24.5% 17.3% 10.0% 100.0%
74.1% 82.5% 78.4% 70.8% 76.4%
36.9% 18.7% 13.2% 7.6% 76.4%78 24 22 19 143
54.5% 16.8% 15.4% 13.3% 100.0%
25.9% 17.5% 21.6% 29.2% 23.6%
12.9% 4.0% 3.6% 3.1% 23.6%301 137 102 65 605
49.8% 22.6% 16.9% 10.7% 100.0%
100.0% 100.0% 100.0% 100.0% 100.0%
49.8% 22.6% 16.9% 10.7% 100.0%
Count% within Cinsiyet% within AlgilananYonetici Tipi% of TotalCount% within Cinsiyet% within AlgilananYonetici Tipi% of TotalCount% within Cinsiyet% within AlgilananYonetici Tipi% of Total
Erkek
Bayan
Cinsiyet
Total
Yonetici 1veya 2 Yonetici 3 Yonetici 4 Hicbiri
Algilanan Yonetici Tipi
Total
Chi-Square Tests
5.075a 3 .1665.206 3 .157
.301 1 .583
605
Pearson Chi-SquareLikelihood RatioLinear-by-LinearAssociationN of Valid Cases
Value dfAsymp. Sig.
(2-sided)
0 cells (.0%) have expected count less than 5. Theminimum expected count is 15.36.
a.
180
Yaş-Tercih Edilen Yönetici Tipi İlişkisi
Case Processing Summary
601 98.4% 10 1.6% 611 100.0%Yas * Tercih EdilenYonetici Tipi
N Percent N Percent N PercentValid Missing Total
Cases
Yas * Tercih Edilen Yonetici Tipi Crosstabulation
47 37 82 16628.3% 22.3% 49.4% 100.0%
31.3% 23.1% 28.2% 27.6%
7.8% 6.2% 13.6% 27.6%49 65 106 220
22.3% 29.5% 48.2% 100.0%
32.7% 40.6% 36.4% 36.6%
8.2% 10.8% 17.6% 36.6%37 39 74 150
24.7% 26.0% 49.3% 100.0%
24.7% 24.4% 25.4% 25.0%
6.2% 6.5% 12.3% 25.0%17 19 29 65
26.2% 29.2% 44.6% 100.0%
11.3% 11.9% 10.0% 10.8%
2.8% 3.2% 4.8% 10.8%150 160 291 601
25.0% 26.6% 48.4% 100.0%
100.0% 100.0% 100.0% 100.0%
25.0% 26.6% 48.4% 100.0%
Count% within Yas% within TercihEdilen Yonetici Tipi% of TotalCount% within Yas% within TercihEdilen Yonetici Tipi% of TotalCount% within Yas% within TercihEdilen Yonetici Tipi% of TotalCount% within Yas% within TercihEdilen Yonetici Tipi% of TotalCount% within Yas% within TercihEdilen Yonetici Tipi% of Total
30 ve alti
31-40 arasi
41-50 arasi
51 ve ustu
Yas
Total
Yonetici 1veya 2 Yonetici 3 Yonetici 4
Tercih Edilen Yonetici Tipi
Total
Chi-Square Tests
3.747a 6 .7113.784 6 .706
.017 1 .897
601
Pearson Chi-SquareLikelihood RatioLinear-by-LinearAssociationN of Valid Cases
Value dfAsymp. Sig.
(2-sided)
0 cells (.0%) have expected count less than 5. Theminimum expected count is 16.22.
a.
181
Yaş-Algılanan Yönetici Tipi İlişkisi
Case Processing Summary
601 98.4% 10 1.6% 611 100.0%Yas * AlgilananYonetici Tipi
N Percent N Percent N PercentValid Missing Total
Cases
Yas * Algilanan Yonetici Tipi Crosstabulation
89 30 28 18 16553.9% 18.2% 17.0% 10.9% 100.0%
29.7% 22.2% 27.5% 28.1% 27.5%
14.8% 5.0% 4.7% 3.0% 27.5%93 59 41 28 221
42.1% 26.7% 18.6% 12.7% 100.0%
31.0% 43.7% 40.2% 43.8% 36.8%
15.5% 9.8% 6.8% 4.7% 36.8%78 35 21 16 150
52.0% 23.3% 14.0% 10.7% 100.0%
26.0% 25.9% 20.6% 25.0% 25.0%
13.0% 5.8% 3.5% 2.7% 25.0%40 11 12 2 65
61.5% 16.9% 18.5% 3.1% 100.0%
13.3% 8.1% 11.8% 3.1% 10.8%
6.7% 1.8% 2.0% .3% 10.8%300 135 102 64 601
49.9% 22.5% 17.0% 10.6% 100.0%
100.0% 100.0% 100.0% 100.0% 100.0%
49.9% 22.5% 17.0% 10.6% 100.0%
Count% within Yas% within AlgilananYonetici Tipi% of TotalCount% within Yas% within AlgilananYonetici Tipi% of TotalCount% within Yas% within AlgilananYonetici Tipi% of TotalCount% within Yas% within AlgilananYonetici Tipi% of TotalCount% within Yas% within AlgilananYonetici Tipi% of Total
30 ve alti
31-40 arasi
41-50 arasi
51 ve ustu
Yas
Total
Yonetici 1veya 2 Yonetici 3 Yonetici 4 Hicbiri
Algilanan Yonetici Tipi
Total
Chi-Square Tests
14.739a 9 .09816.198 9 .063
1.741 1 .187
601
Pearson Chi-SquareLikelihood RatioLinear-by-LinearAssociationN of Valid Cases
Value dfAsymp. Sig.
(2-sided)
0 cells (.0%) have expected count less than 5. Theminimum expected count is 6.92.
a.
182
Eğitim Durumu-Tercih Edilen Yönetici Tipi İlişkisi
Case Processing Summary
603 98.7% 8 1.3% 611 100.0%Egitim durumu * TercihEdilen Yonetici Tipi
N Percent N Percent N PercentValid Missing Total
Cases
Egitim durumu * Tercih Edilen Yonetici Tipi Crosstabulation
33 21 41 9534.7% 22.1% 43.2% 100.0%
21.9% 13.1% 14.0% 15.8%
5.5% 3.5% 6.8% 15.8%118 139 251 508
23.2% 27.4% 49.4% 100.0%
78.1% 86.9% 86.0% 84.2%
19.6% 23.1% 41.6% 84.2%151 160 292 603
25.0% 26.5% 48.4% 100.0%
100.0% 100.0% 100.0% 100.0%
25.0% 26.5% 48.4% 100.0%
Count% within Egitim durumu% within Tercih EdilenYonetici Tipi% of TotalCount% within Egitim durumu% within Tercih EdilenYonetici Tipi% of TotalCount% within Egitim durumu% within Tercih EdilenYonetici Tipi% of Total
lise
yuksekokulveya universite
Egitimdurumu
Total
Yonetici 1veya 2 Yonetici 3 Yonetici 4
Tercih Edilen Yonetici Tipi
Total
Chi-Square Tests
5.712a 2 .0575.403 2 .067
4.607 1 .032
603
Pearson Chi-SquareLikelihood RatioLinear-by-LinearAssociationN of Valid Cases
Value dfAsymp. Sig.
(2-sided)
0 cells (.0%) have expected count less than 5. Theminimum expected count is 23.79.
a.
183
Eğitim Durumu-Algılanan Yönetici Tipi İlişkisi
Case Processing Summary
603 98.7% 8 1.3% 611 100.0%Egitim durumu *Algilanan Yonetici Tipi
N Percent N Percent N PercentValid Missing Total
Cases
Egitim durumu * Algilanan Yonetici Tipi Crosstabulation
43 21 19 12 9545.3% 22.1% 20.0% 12.6% 100.0%
14.3% 15.3% 18.8% 18.5% 15.8%
7.1% 3.5% 3.2% 2.0% 15.8%257 116 82 53 508
50.6% 22.8% 16.1% 10.4% 100.0%
85.7% 84.7% 81.2% 81.5% 84.2%
42.6% 19.2% 13.6% 8.8% 84.2%300 137 101 65 603
49.8% 22.7% 16.7% 10.8% 100.0%
100.0% 100.0% 100.0% 100.0% 100.0%
49.8% 22.7% 16.7% 10.8% 100.0%
Count% within Egitim durumu% within AlgilananYonetici Tipi% of TotalCount% within Egitim durumu% within AlgilananYonetici Tipi% of TotalCount% within Egitim durumu% within AlgilananYonetici Tipi% of Total
lise
yuksekokulveya universite
Egitimdurumu
Total
Yonetici 1veya 2 Yonetici 3 Yonetici 4 Hicbiri
Algilanan Yonetici Tipi
Total
Chi-Square Tests
1.545a 3 .6721.508 3 .680
1.290 1 .256
603
Pearson Chi-SquareLikelihood RatioLinear-by-LinearAssociationN of Valid Cases
Value dfAsymp. Sig.
(2-sided)
0 cells (.0%) have expected count less than 5. Theminimum expected count is 10.24.
a.
184
Meslek-Tercih Edilen Yönetici Tipi İlişkisi
Case Processing Summary
527 86.3% 84 13.7% 611 100.0%Meslek * TercihEdilen Yonetici Tipi
N Percent N Percent N PercentValid Missing Total
Cases
Meslek * Tercih Edilen Yonetici Tipi Crosstabulation
6 9 25 4015.0% 22.5% 62.5% 100.0%
4.8% 6.2% 9.7% 7.6%1.1% 1.7% 4.7% 7.6%
44 57 86 18723.5% 30.5% 46.0% 100.0%35.5% 39.3% 33.3% 35.5%
8.3% 10.8% 16.3% 35.5%25 29 47 101
24.8% 28.7% 46.5% 100.0%20.2% 20.0% 18.2% 19.2%
4.7% 5.5% 8.9% 19.2%33 41 71 145
22.8% 28.3% 49.0% 100.0%26.6% 28.3% 27.5% 27.5%
6.3% 7.8% 13.5% 27.5%16 9 29 54
29.6% 16.7% 53.7% 100.0%12.9% 6.2% 11.2% 10.2%
3.0% 1.7% 5.5% 10.2%124 145 258 527
23.5% 27.5% 49.0% 100.0%100.0% 100.0% 100.0% 100.0%
23.5% 27.5% 49.0% 100.0%
Count% within Meslek% of Yonetici tipi% of TotalCount% within Meslek% of Yonetici tipi% of TotalCount% within Meslek% of Yonetici tipi% of TotalCount% within Meslek% of Yonetici tipi% of TotalCount% within Meslek% of Yonetici tipi% of TotalCount% within Meslek% of Yonetici tipi% of Total
Mimar
Insaat Muhendisi
Diger muhendisler
is idaresi-isletme
Diger
Meslek
Total
Yonetici 1veya 2 Yonetici 3 Yonetici 4
Tercih Edilen Yonetici Tipi
Total
Chi-Square Tests
7.753a 8 .4588.136 8 .420
.603 1 .437
527
Pearson Chi-SquareLikelihood RatioLinear-by-LinearAssociationN of Valid Cases
Value dfAsymp. Sig.
(2-sided)
0 cells (.0%) have expected count less than 5. Theminimum expected count is 9.41.
a.
185
Meslek-Algılanan Yönetici Tipi İlişkisi
Case Processing Summary
527 86.3% 84 13.7% 611 100.0%Meslek * AlgilananYonetici Tipi
N Percent N Percent N PercentValid Missing Total
Cases
Meslek * Algilanan Yonetici Tipi Crosstabulation
14 9 10 7 4035.0% 22.5% 25.0% 17.5% 100.0%
5.2% 7.6% 11.8% 12.7% 7.6%2.7% 1.7% 1.9% 1.3% 7.6%
88 50 32 16 18647.3% 26.9% 17.2% 8.6% 100.0%32.7% 42.4% 37.6% 29.1% 35.3%16.7% 9.5% 6.1% 3.0% 35.3%
52 20 18 11 10151.5% 19.8% 17.8% 10.9% 100.0%19.3% 16.9% 21.2% 20.0% 19.2%
9.9% 3.8% 3.4% 2.1% 19.2%82 31 17 16 146
56.2% 21.2% 11.6% 11.0% 100.0%30.5% 26.3% 20.0% 29.1% 27.7%15.6% 5.9% 3.2% 3.0% 27.7%
33 8 8 5 5461.1% 14.8% 14.8% 9.3% 100.0%12.3% 6.8% 9.4% 9.1% 10.2%
6.3% 1.5% 1.5% .9% 10.2%269 118 85 55 527
51.0% 22.4% 16.1% 10.4% 100.0%100.0% 100.0% 100.0% 100.0% 100.0%
51.0% 22.4% 16.1% 10.4% 100.0%
Count% within Meslek% of Yonetici Tipi% of TotalCount% within Meslek% of Yonetici Tipi% of TotalCount% within Meslek% of Yonetici Tipi% of TotalCount% within Meslek% of Yonetici Tipi% of TotalCount% within Meslek% of Yonetici Tipi% of TotalCount% within Meslek% of Yonetici Tipi% of Total
Mimar
Insaat Muhendisi
Diger muhendisler
is idaresi-isletme
Diger
Meslek
Total
Yonetici 1veya 2 Yonetici 3 Yonetici 4 Hicbiri
Algilanan Yonetici Tipi
Total
Chi-Square Tests
14.585a 12 .26514.484 12 .271
6.268 1 .012
527
Pearson Chi-SquareLikelihood RatioLinear-by-LinearAssociationN of Valid Cases
Value dfAsymp. Sig.
(2-sided)
1 cells (5.0%) have expected count less than 5. Theminimum expected count is 4.17.
a.
186
Yönetim Kademesi-Tercih Edilen Yönetici Tipi İlişkisi
Case Processing Summary
605 99.0% 6 1.0% 611 100.0%Yonetim kademesi *Tercih Edilen Yonetici Tipi
N Percent N Percent N PercentValid Missing Total
Cases
Yonetim kademesi * Tercih Edilen Yonetici Tipi Crosstabulation
58 70 97 22525.8% 31.1% 43.1% 100.0%38.4% 43.5% 33.1% 37.2%
9.6% 11.6% 16.0% 37.2%76 75 162 313
24.3% 24.0% 51.8% 100.0%50.3% 46.6% 55.3% 51.7%12.6% 12.4% 26.8% 51.7%
17 16 34 6725.4% 23.9% 50.7% 100.0%11.3% 9.9% 11.6% 11.1%
2.8% 2.6% 5.6% 11.1%151 161 293 605
25.0% 26.6% 48.4% 100.0%100.0% 100.0% 100.0% 100.0%
25.0% 26.6% 48.4% 100.0%
Count% within Row% within Column% of TotalCount% within Row% within Column% of TotalCount% within Row% within Column% of TotalCount% within Row% within Column% of Total
Yonetici olankisileri yöneten
Yonetici olmayankisileri yoneten
Yonetici olmayan
Yonetimkademesi
Total
Yonetici 1veya 2 Yonetici 3 Yonetici 4
Tercih Edilen Yonetici Tipi
Total
Chi-Square Tests
4.952a 4 .2924.933 4 .294
.745 1 .388
605
Pearson Chi-SquareLikelihood RatioLinear-by-LinearAssociationN of Valid Cases
Value dfAsymp. Sig.
(2-sided)
0 cells (.0%) have expected count less than 5. Theminimum expected count is 16.72.
a.
187
Yönetim Kademesi-Algılanan Yönetici Tipi İlişkisi
Case Processing Summary
605 99.0% 6 1.0% 611 100.0%Yonetim kademesi *Algilanan Yonetici Tipi
N Percent N Percent N PercentValid Missing Total
Cases
Yonetim kademesi * Algilanan Yonetici Tipi Crosstabulation
120 55 36 14 22553.3% 24.4% 16.0% 6.2% 100.0%39.9% 40.1% 35.3% 21.5% 37.2%19.8% 9.1% 6.0% 2.3% 37.2%
140 69 60 43 31244.9% 22.1% 19.2% 13.8% 100.0%46.5% 50.4% 58.8% 66.2% 51.6%23.1% 11.4% 9.9% 7.1% 51.6%
41 13 6 8 6860.3% 19.1% 8.8% 11.8% 100.0%13.6% 9.5% 5.9% 12.3% 11.2%
6.8% 2.1% 1.0% 1.3% 11.2%301 137 102 65 605
49.8% 22.6% 16.9% 10.7% 100.0%100.0% 100.0% 100.0% 100.0% 100.0%
49.8% 22.6% 16.9% 10.7% 100.0%
Count% within Row% within Column% of TotalCount% within Row% within Column% of TotalCount% within Row% within Column% of TotalCount% within Row% within Column% of Total
Yonetici olankisileri yöneten
Yonetici olmayankisileri yoneten
Yonetici olmayan
Yonetimkademesi
Total
Yonetici 1veya 2 Yonetici 3 Yonetici 4 Hicbiri
Algilanan Yonetici Tipi
Total
Chi-Square Tests
15.099a 6 .02016.111 6 .013
.714 1 .398
605
Pearson Chi-SquareLikelihood RatioLinear-by-LinearAssociationN of Valid Cases
Value dfAsymp. Sig.
(2-sided)
0 cells (.0%) have expected count less than 5. Theminimum expected count is 7.31.
a.
188
Sahip Olduğu Görev Unvanı ile Çalışma Süresi-Tercih Edilen Yönetici Tipi İlişkisi
Case Processing Summary
594 97.2% 17 2.8% 611 100.0%Bulundugu Gorev Unvaniile Calisma Suresi *Tercih Edilen Yönetici Tipi
N Percent N Percent N PercentValid Missing Total
Cases
Bulundugu Gorev Unvani ile Calisma Suresi * Tercih Edilen Yönetici Tipi Crosstabulation
83 84 165 33225.0% 25.3% 49.7% 100.0%56.5% 53.2% 57.1% 55.9%14.0% 14.1% 27.8% 55.9%
37 51 72 16023.1% 31.9% 45.0% 100.0%25.2% 32.3% 24.9% 26.9%
6.2% 8.6% 12.1% 26.9%13 10 27 50
26.0% 20.0% 54.0% 100.0%8.8% 6.3% 9.3% 8.4%2.2% 1.7% 4.5% 8.4%
5 10 15 3016.7% 33.3% 50.0% 100.0%
3.4% 6.3% 5.2% 5.1%.8% 1.7% 2.5% 5.1%
7 1 7 1546.7% 6.7% 46.7% 100.0%
4.8% .6% 2.4% 2.5%1.2% .2% 1.2% 2.5%
2 2 3 728.6% 28.6% 42.9% 100.0%
1.4% 1.3% 1.0% 1.2%.3% .3% .5% 1.2%147 158 289 594
24.7% 26.6% 48.7% 100.0%100.0% 100.0% 100.0% 100.0%
24.7% 26.6% 48.7% 100.0%
Count% of Row% of Column% of TotalCount% of Row% of Column% of TotalCount% of Row% of Column% of TotalCount% of Row% of Column% of TotalCount% of Row% of Column% of TotalCount% of Row% of Column% of TotalCount% of Row% of Column% of Total
0 - 5
6 - 10
11 - 15
16 - 20
21 - 25
26+
BulunduguGorev Unvaniile CalismaSuresi
Total
Yonetici 1veya 2 Yonetici 3 Yonetici 4
Tercih Edilen Yönetici Tipi
Total
189
Chi-Square Tests
10.300a 10 .41510.713 10 .380
.193 1 .660
594
Pearson Chi-SquareLikelihood RatioLinear-by-LinearAssociationN of Valid Cases
Value dfAsymp. Sig.
(2-sided)
5 cells (27.8%) have expected count less than 5. Theminimum expected count is 1.73.
a.
190
Bulunduğu Görev Unvanı ile Çalışma Süresi-Algılanan Yönetici Tipi İlişkisi
Case Processing Summary
594 97.2% 17 2.8% 611 100.0%Bulundugu Gorev Unvaniile Calisma Suresi *Algilanan Yönetici Tipi
N Percent N Percent N PercentValid Missing Total
Cases
Bulundugu Gorev Unvani ile Calisma Suresi * Algilanan Yönetici Tipi Crosstabulation
161 78 52 40 33148.6% 23.6% 15.7% 12.1% 100.0%54.8% 57.8% 51.5% 62.5% 55.7%27.1% 13.1% 8.8% 6.7% 55.7%
76 38 31 16 16147.2% 23.6% 19.3% 9.9% 100.0%25.9% 28.1% 30.7% 25.0% 27.1%12.8% 6.4% 5.2% 2.7% 27.1%
28 11 10 1 5056.0% 22.0% 20.0% 2.0% 100.0%
9.5% 8.1% 9.9% 1.6% 8.4%4.7% 1.9% 1.7% .2% 8.4%
16 5 5 4 3053.3% 16.7% 16.7% 13.3% 100.0%
5.4% 3.7% 5.0% 6.3% 5.1%2.7% .8% .8% .7% 5.1%
9 2 2 2 1560.0% 13.3% 13.3% 13.3% 100.0%
3.1% 1.5% 2.0% 3.1% 2.5%1.5% .3% .3% .3% 2.5%
4 1 1 1 757.1% 14.3% 14.3% 14.3% 100.0%
1.4% .7% 1.0% 1.6% 1.2%.7% .2% .2% .2% 1.2%294 135 101 64 594
49.5% 22.7% 17.0% 10.8% 100.0%100.0% 100.0% 100.0% 100.0% 100.0%
49.5% 22.7% 17.0% 10.8% 100.0%
Count% of Row% Column% of TotalCount% of Row% Column% of TotalCount% of Row% Column% of TotalCount% of Row% Column% of TotalCount% of Row% Column% of TotalCount% of Row% Column% of TotalCount% of Row% Column% of Total
0 - 5
6 - 10
11 - 15
16 - 20
21 - 25
26+
BulunduguGorev Unvaniile CalismaSuresi
Total
Yonetici 1veya 2 Yonetici 3 Yonetici 4 Hicbiri
Algilanan Yönetici Tipi
Total
191
Chi-Square Tests
8.387a 15 .90710.305 15 .800
.889 1 .346
594
Pearson Chi-SquareLikelihood RatioLinear-by-LinearAssociationN of Valid Cases
Value dfAsymp. Sig.
(2-sided)
8 cells (33.3%) have expected count less than 5. Theminimum expected count is .75.
a.
192
Bulunduğu Şirkette Çalışma Süresi-Tercih Edilen Yönetici Tipi İlişkisi
Case Processing Summary
590 96.6% 21 3.4% 611 100.0%Bulundugu SirketteCalisma Suresi * TercihEdilen Yonetici Tipi
N Percent N Percent N PercentValid Missing Total
Cases
Bulundugu Sirkette Calisma Suresi * Tercih Edilen Yonetici Tipi Crosstabulation
71 80 143 29424.1% 27.2% 48.6% 100.0%48.3% 50.6% 50.2% 49.8%12.0% 13.6% 24.2% 49.8%
43 45 77 16526.1% 27.3% 46.7% 100.0%29.3% 28.5% 27.0% 28.0%
7.3% 7.6% 13.1% 28.0%18 14 33 65
27.7% 21.5% 50.8% 100.0%12.2% 8.9% 11.6% 11.0%
3.1% 2.4% 5.6% 11.0%7 14 13 34
20.6% 41.2% 38.2% 100.0%4.8% 8.9% 4.6% 5.8%1.2% 2.4% 2.2% 5.8%
5 4 14 2321.7% 17.4% 60.9% 100.0%
3.4% 2.5% 4.9% 3.9%.8% .7% 2.4% 3.9%
3 1 5 933.3% 11.1% 55.6% 100.0%
2.0% .6% 1.8% 1.5%.5% .2% .8% 1.5%147 158 285 590
24.9% 26.8% 48.3% 100.0%100.0% 100.0% 100.0% 100.0%
24.9% 26.8% 48.3% 100.0%
Count% within Row% within Column% of TotalCount% within Row% within Column% of TotalCount% within Row% within Column% of TotalCount% within Row% within Column% of TotalCount% within Row% within Column% of TotalCount% within Row% within Column% of TotalCount% within Row% within Column% of Total
0 - 5
6 - 10
11 - 15
16 - 20
21 - 25
26+
BulunduguSirketteCalismaSuresi
Total
Yonetici 1veya 2 Yonetici 3 Yonetici 4
Tercih Edilen Yonetici Tipi
Total
193
Chi-Square Tests
7.621a 10 .6667.619 10 .666
.001 1 .974
590
Pearson Chi-SquareLikelihood RatioLinear-by-LinearAssociationN of Valid Cases
Value dfAsymp. Sig.
(2-sided)
3 cells (16.7%) have expected count less than 5. Theminimum expected count is 2.24.
a.
194
Bulunduğu Şirkette Çalışma Süresi-Algılanan Yönetici Tipi İlişkisi
Case Processing Summary
590 96.6% 21 3.4% 611 100.0%Bulundugu SirketteCalisma Suresi *Algilanan Yonetici Tipi
N Percent N Percent N PercentValid Missing Total
Cases
Bulundugu Sirkette Calisma Suresi * Algilanan Yonetici Tipi Crosstabulation
144 63 53 33 29349.1% 21.5% 18.1% 11.3% 100.0%49.5% 46.0% 53.5% 52.4% 49.7%24.4% 10.7% 9.0% 5.6% 49.7%
85 35 27 19 16651.2% 21.1% 16.3% 11.4% 100.0%29.2% 25.5% 27.3% 30.2% 28.1%14.4% 5.9% 4.6% 3.2% 28.1%
29 17 14 5 6544.6% 26.2% 21.5% 7.7% 100.0%10.0% 12.4% 14.1% 7.9% 11.0%
4.9% 2.9% 2.4% .8% 11.0%17 13 2 2 34
50.0% 38.2% 5.9% 5.9% 100.0%5.8% 9.5% 2.0% 3.2% 5.8%2.9% 2.2% .3% .3% 5.8%
11 7 1 4 2347.8% 30.4% 4.3% 17.4% 100.0%
3.8% 5.1% 1.0% 6.3% 3.9%1.9% 1.2% .2% .7% 3.9%
5 2 2 0 955.6% 22.2% 22.2% .0% 100.0%
1.7% 1.5% 2.0% .0% 1.5%.8% .3% .3% .0% 1.5%291 137 99 63 590
49.3% 23.2% 16.8% 10.7% 100.0%100.0% 100.0% 100.0% 100.0% 100.0%
49.3% 23.2% 16.8% 10.7% 100.0%
Count% within Row% within Column% of TotalCount% within Row% within Column% of TotalCount% within Row% within Column% of TotalCount% within Row% within Column% of TotalCount% within Row% within Column% of TotalCount% within Row% within Column% of TotalCount% within Row% within Column% of Total
0 - 5
6 - 10
11 - 15
16 - 20
21 - 25
26+
BulunduguSirketteCalismaSuresi
Total
Yonetici 1veya 2 Yonetici 3 Yonetici 4 Hicbiri
Algilanan Yonetici Tipi
Total
195
Chi-Square Tests
14.536a 15 .48516.581 15 .345
.345 1 .557
590
Pearson Chi-SquareLikelihood RatioLinear-by-LinearAssociationN of Valid Cases
Value dfAsymp. Sig.
(2-sided)
7 cells (29.2%) have expected count less than 5. Theminimum expected count is .96.
a.
196
İnşaat Sektöründeki Deneyim-Tercih Edilen Yönetici Tipi İlişkisi
Case Processing Summary
584 95.6% 27 4.4% 611 100.0%Insaat SektorundekiDeneyim * TercihEdilen Yonetici Tipi
N Percent N Percent N PercentValid Missing Total
Cases
Insaat Sektorundeki Deneyim * Tercih Edilen Yonetici Tipi Crosstabulation
43 30 72 14529.7% 20.7% 49.7% 100.0%29.7% 19.2% 25.4% 24.8%
7.4% 5.1% 12.3% 24.8%35 44 77 156
22.4% 28.2% 49.4% 100.0%24.1% 28.2% 27.2% 26.7%
6.0% 7.5% 13.2% 26.7%23 23 44 90
25.6% 25.6% 48.9% 100.0%15.9% 14.7% 15.5% 15.4%
3.9% 3.9% 7.5% 15.4%16 30 32 78
20.5% 38.5% 41.0% 100.0%11.0% 19.2% 11.3% 13.4%
2.7% 5.1% 5.5% 13.4%18 15 38 71
25.4% 21.1% 53.5% 100.0%12.4% 9.6% 13.4% 12.2%
3.1% 2.6% 6.5% 12.2%10 14 20 44
22.7% 31.8% 45.5% 100.0%6.9% 9.0% 7.1% 7.5%1.7% 2.4% 3.4% 7.5%
145 156 283 58424.8% 26.7% 48.5% 100.0%
100.0% 100.0% 100.0% 100.0%24.8% 26.7% 48.5% 100.0%
Count% within Row% within Column% of TotalCount% within Row% within Column% of TotalCount% within Row% within Column% of TotalCount% within Row% within Column% of TotalCount% within Row% within Column% of TotalCount% within Row% within Column% of TotalCount% within Row% within Column% of Total
0 - 5
6 - 10
11 - 15
16 - 20
21 - 25
26 +
InsaatSektorundekiDeneyim
Total
Yonetici 1veya 2 Yonetici 3 Yonetici 4
Tercih Edilen Yonetici Tipi
Total
197
Chi-Square Tests
11.263a 10 .33710.990 10 .358
.260 1 .610
584
Pearson Chi-SquareLikelihood RatioLinear-by-LinearAssociationN of Valid Cases
Value dfAsymp. Sig.
(2-sided)
0 cells (.0%) have expected count less than 5. Theminimum expected count is 10.92.
a.
198
İnşaat Sektöründeki Deneyim-Algılanan Yönetici Tipi İlişkisi
Case Processing Summary
584 95.6% 27 4.4% 611 100.0%Insaat SektorundekiDeneyim * AlgilananYonetici Tipi
N Percent N Percent N PercentValid Missing Total
Cases
Insaat Sektorundeki Deneyim * Algilanan Yonetici Tipi Crosstabulation
79 26 24 15 14454.9% 18.1% 16.7% 10.4% 100.0%27.3% 19.0% 25.5% 23.4% 24.7%13.5% 4.5% 4.1% 2.6% 24.7%
72 42 25 18 15745.9% 26.8% 15.9% 11.5% 100.0%24.9% 30.7% 26.6% 28.1% 26.9%12.3% 7.2% 4.3% 3.1% 26.9%
40 20 18 12 9044.4% 22.2% 20.0% 13.3% 100.0%13.8% 14.6% 19.1% 18.8% 15.4%
6.8% 3.4% 3.1% 2.1% 15.4%40 22 8 8 78
51.3% 28.2% 10.3% 10.3% 100.0%13.8% 16.1% 8.5% 12.5% 13.4%
6.8% 3.8% 1.4% 1.4% 13.4%30 21 10 10 71
42.3% 29.6% 14.1% 14.1% 100.0%10.4% 15.3% 10.6% 15.6% 12.2%
5.1% 3.6% 1.7% 1.7% 12.2%28 6 9 1 44
63.6% 13.6% 20.5% 2.3% 100.0%9.7% 4.4% 9.6% 1.6% 7.5%4.8% 1.0% 1.5% .2% 7.5%
289 137 94 64 58449.5% 23.5% 16.1% 11.0% 100.0%
100.0% 100.0% 100.0% 100.0% 100.0%49.5% 23.5% 16.1% 11.0% 100.0%
Count% within Row% within Column% of TotalCount% within Row% within Column% of TotalCount% within Row% within Column% of TotalCount% within Row% within Column% of TotalCount% within Row% within Column% of TotalCount% within Row% within Column% of TotalCount% within Row% within Column% of Total
0 - 5
6 - 10
11 - 15
16 - 20
21 - 25
26 +
InsaatSektorundekiDeneyim
Total
Yonetici 1veya 2 Yonetici 3 Yonetici 4 Hicbiri
Algilanan Yonetici Tipi
Total
199
Chi-Square Tests
18.040a 15 .26119.782 15 .180
.085 1 .770
584
Pearson Chi-SquareLikelihood RatioLinear-by-LinearAssociationN of Valid Cases
Value dfAsymp. Sig.
(2-sided)
1 cells (4.2%) have expected count less than 5. Theminimum expected count is 4.82.
a.
200
ÖZGEÇMİŞ
Gözde YENİPAZARLI 1980 yılında Eskişehir’de doğdu. Ortaokul ve lise öğrenimini Eskişehir Anadolu Lisesi’nde tamamladı. 1998 yılında Eskişehir Osmangazi Üniversitesi Mimarlık Bölümü’nü kazandı. 2003 yılında lisans eğitimini tamamladı. Aynı yıl İ.T.Ü. Fen Bilimleri Enstitüsü Mimarlık Ana Bilim Dalı Proje ve Yapım Yönetimi programında yüksek lisans eğitimine başladı.
201