58
www.yuruyus-info.org [email protected] Haftalık Dergi / Sayı: 488 27 Eylül 2015 Fiyatı: 1 TL (KDV dahil) 63 Yılda 17 Genel Seçim, 93 Yılda 63 Hükümet, Halkın; Açlık, Yoksulluk İşsizlik Eğitim, Sağlık, Konut... Hiçbir Sorununa Çözüm Olmadı Düzenin Meclislerinde Halkın Sorunlarına Çözüm Yok! HALK MECLİSLERİNDE ÖRGÜTLENELİM! www.yuruyus-info.org [email protected] Okula Kayıt Haraçlarını Ödemiyoruz! BOYKOT EDİYORUZ! Halkımız, Öğrenciler, Öğrenci Velileri... Eğitim En Temel Haktır ve Zorunludur! AKP, Bağış Adı Altında Alınan Haraçlarla Eğitim Hakkımızı Gasp Ediyor! Çocuklarımızın Eğitim Hakkına Sahip Çıkmak İçin AKP’ye Kayıt Haraçlarını Ödemeyin!

Okula Kayıt Haraçlarını Ödemiyoruz! BOYKOT EDİYORUZ!yuruyus.biz/pdf/pdf/488.pdf · Bağc ılar, Bahçelievler, Bakırköy gibi ad ı geçen mahalleler yoksul hal-kımızın

  • Upload
    others

  • View
    1

  • Download
    0

Embed Size (px)

Citation preview

Page 1: Okula Kayıt Haraçlarını Ödemiyoruz! BOYKOT EDİYORUZ!yuruyus.biz/pdf/pdf/488.pdf · Bağc ılar, Bahçelievler, Bakırköy gibi ad ı geçen mahalleler yoksul hal-kımızın

www.yuruyus-info.org

[email protected]

Haftalık Dergi / Sayı: 48827 Eylül 2015

Fiyatı: 1 TL (KDV dahil)

63 Yılda 17 Genel Seçim,93 Yılda 63 Hükümet,

Halkın; Açlık, Yoksulluk İşsizlikEğitim, Sağlık, Konut...

Hiçbir Sorununa Çözüm Olmadı

Düzenin MeclislerindeHalkın Sorunlarına Çözüm Yok!

HALK MECLİSLERİNDE ÖRGÜTLENELİM!

ww

w.yuruyus-info.org

yuruyus.biz@gm

ail.com

Okula Kayıt Haraçlarını Ödemiyoruz!BOYKOT EDİYORUZ!

Halkımız, Öğrenciler, Öğrenci Velileri...Eğitim En Temel Haktır ve Zorunludur!

AKP, Bağış Adı Altında Alınan Haraçlarla Eğitim Hakkımızı Gasp Ediyor!

Çocuklarımızın Eğitim Hakkına Sahip Çıkmak İçin

AKP’ye Kayıt Haraçlarını Ödemeyin!

Page 2: Okula Kayıt Haraçlarını Ödemiyoruz! BOYKOT EDİYORUZ!yuruyus.biz/pdf/pdf/488.pdf · Bağc ılar, Bahçelievler, Bakırköy gibi ad ı geçen mahalleler yoksul hal-kımızın

Emperyalistler ve İşbirlikçisi AKP Yoldaşlarımızın Başına Ödül Koydu... Emperyalistler, Yoldaşlarımızı İhbar Edene 3 Milyon Dolar; İşbirlikçisi AKP İktidarı 4 Milyon TL Para Ödülü Verecekmiş...

Devrimcilerin Başına Ödül Vadedenlerin Yerlerini Bize Bildirenlere Biz de Ödül Vereceğiz!

Ödülümüz; Devrimci Halk İktidarı Olacak!Her Gün 840 Milyon İnsanın Yatağa Aç Girmesine Neden Olan Emperyalistlerin ve

Onların Suç Ortakları İşbirlikçilerin Yerlerini Bize Bildirenlere Ödülümüz; Halkın Adaleti Olacak.

AKP iktidarı boyunca 15 bin işçinin katledilmesine neden oldu. İş cinayetlerinde işçilerikatledenleri bize bildirin! Ödülümüz; Sömürü, yağma, talan düzenlerini yıkmak olacak.

90 yıldır Kürt halkımızı ilhak, inkar, imha politikalarıyla katleden halk düşmanlarını bizebildirin.Ödülümüz; Devrimci Halk İktidarında ulusların kendi kaderlerini tayin hakkı olacak.

4.5 milyon çocuğu yoksullaştıran, 1 milyon çocuğumuzu köle gibi çalıştıran, kana gözüdoymaz patronları bize bildirin;Ödülümüz; Devrimci Halk İktidarında okul çağındaki tüm çocuklarımıza parasız, demokra-tik, bilimsel, halk için eğitim hakkı tanınacaktır.

Devrimcileri, demokratları, halk çocuklarını hapishanelere dolduran, tutsakları hapisha-nelerde katleden halk düşmanlarını bize bildirin. Ödülümüz; Devrimci Halk İktidarında, halkımıza zulmeden, katleden, işkence yapan halkdüşmanlarını o hapishanelere doldurmak olacak.

0-18 yaş arasında 100 bin genci uyuşturucu madde bağımlısı yapanların yerini bildirin!Ödülümüz; Yozlaşmanın ekonomik, sosyal temelleri yok edilecek, halkın kültürü hakim kılı-nacak.

ÖDÜLÜMÜZ; BAĞIMSIZ, DEMOKRATİK BİR ÜLKE OLACAK!BİR AVUÇ OLİGARŞİ DIŞINDA, TÜM ULUS,

MİLLİYET VE İNANÇLARDAN HALKLARIN İKTİDARI OLACAK!

Sahibi ve Sorumlu Yazıişleri Müdürü:Mustafa DOĞRU

Adres: Katip Mustafa Çelebi Mah.Billurcu Sok. No: 20 / 2 Beyoğlu/İSTANBUL

Ofset Hazırlık: Ozan YayıncılıkAdres: Zübeyde Hanım Mah. FevziÇakmak Cad. 1297. Sokak No: 1 Daire: 1Sultangazi / İSTANBULTel: (0-212) 536 93 44Faks: (0-212) 536 93 45

Yurtdışı Büro: Vakıf EFSANE Pieter de Hoochstr. 303021 CS Rotterdam/Nederland

ISSN: 1305-7944

Baskı: Ezgi MatbaacılıkSanayi Cad. Altay Sok. No: 10Çobançeşme / Yenibosna / İST.Tel: (0-212) 452 23 02

Dağıtım: Turkuvaz Dağıtım

Pazarlama San. ve Tic. A.Ş.

Tel: (0-216) 585 90 00

Avrupa: 4 Euro

Almanya: 4 Euro

Fransa: 4 Euro

İsviçre:6 Frank

Hollanda: 4 Euro

İngiltere: £ 3

Belçika: 4 Euro

Avusturya: 4 Euro

Haftal ık Sürel i

Yerel Yay ın

Si y as i Derg i

Fi y atı : 1 TL

ÖÖğretmenimizğretmenimiz

Tel: (0-212) 251 94 35 www.yuruyus-info.org [email protected]

Emperyalizme ve Faşizme Karşı Savaşmayan Vatansever De-ğildir.

- Vatanseverlik, yalnızca devrimcilere özgü değildir. Teorik ola-rak, vatansever olmak için Marksist-Leninist olmak gerekmez,mutlaka sosyalizmden yana olmak da gerekmez. Ama bugünemperyalizme karşı tutarlı, kararlı bir vatanseverlik, yalnız dev-rimciler tarafından ortaya konulan politik bir tutumdur.

- Vatanseverlik, vatanının bağımsızlığını, halkının özgürlü-ğünü istemek; bağımsızlığı ve özgürlüğü kazanmak için mü-cadele etmektir. Gerektiğinde o toprak parçası için canını ve-rebilmektir.

Bir insan düşünün, bedeni alevler içinde. Yoldaşlarına kar-şı vahşi bir saldırıyı durdurmak için tutuşturmuş bedenini. Ha-pishane maltasında alevler içindeki bedeniyle, vahşi saldırıyı dü-zenleyenlerin üzerine doğru yürüyor. Kurşunlar yağdırılıyorbedenine. Alevler içindeki bedenden tek bir slogan yükseliyoro anda: “Yaşasın Bağımsız Türkiye!” Benzer sahneler, bir baş-ka hapishanenin havalandırmasında, kuşatılmış bir üste de tek-rarlanıyor. O anda “F Tiplerine Hayır” sloganı da, karşısında-ki katilleri lanetleyen bir slogan da atabilir. Ama ister tutsak birdevrimci, ister kuşatılmış bir savaşçı olsun, son nefesinin bir bö-lümünü mutlaka o sloganı haykırmaya ayırıyor: “Yaşasın Ba-ğımsız Türkiye!” Ve o slogan, bu ülkede, yalnızca devrimcile-rin gerçekleştirdiği yürüyüşlerde, mitinglerde, gösterilerdeduyuluyor. Bu ülkede, “bağımsızlık” mücadelesi, yalnızca dev-rimciler tarafından sürdürülüyor; emperyalizme karşı müca-dele edenler yalnızca devrimciler.

Page 3: Okula Kayıt Haraçlarını Ödemiyoruz! BOYKOT EDİYORUZ!yuruyus.biz/pdf/pdf/488.pdf · Bağc ılar, Bahçelievler, Bakırköy gibi ad ı geçen mahalleler yoksul hal-kımızın

İ ç i n d e k i l e r

AKP Faşizminin Gözaltı veTutuklama TerörüneTeslim Olmayacağız!

4 Haraçları boykot ediyoruz!AKP’ye kayıt haraçlarınıödemeyin!

20 Kürt halkıyla dayanışmak için

Cizre’ye giden HalkCepheliler’in anlatımı..

23 Kürt halkının talepleri terör

değil, meşrudur!

26 Bu Halk Bu Vatan Bizim:Kendi toprağında

28 Anadolu Cephesi: Anadolu’da

tek kalsak da Niyazi Aydın gibi;“Ben varsam örgüt vardır”diyeceğiz!

29 Kamu Emekçileri Cephesi:Faşizme karşı direnmekzorunluluktur!

30 10 Soruda: Gençliği örgütlemek

33 Röportaj: Metris, 12 Eylül’e

karşı mücadelede devrimcilerinyüz akıdır...

36 Sanatçıyız Biz: Şarkılarımız,

düşmanın beynine bir ok gibisaplanabilmeli, halkımızınruhuna bir rüzgar gibiesebilmelidir!

37 Devrimci İşçi Hareketi:DİSK de faşizm gibiteslimiyeti dayatıyor!Zafere kadar direneceğiz!

40 Oya Baydak: Linç saldırısı

tehdidine açlık grevimle

cevap veriyorum!

41 Direnen Sarıyer işçileri sürekli

saldırı altındalar!

43 Çift kelepçe işkencesine son!

44 TAYAD’lı Aileler: Çift kelepçe

işkencesine dur diyelim!

45 Kürdistan’da katleden ve

faşist saldırıları örgütleyenAKP’den hesap soracağız!

46 Halkın kahramanları

şehitlerimizi unutmayacak,mücadelemizde yaşatacağız!

48 Faşist saldırılara ve baskılara

karşı umudu büyütüyoruz!

49 Hasan Ferit Gedik için

adalet istiyoruz!

50 Halkın matbaası duvarlarda

umudun adı ve faşistsaldırılara tepkiler nakşedildi

52 Halk düşmanları tecritle

devrimcileri sindiremez!

53 Avrupa’daki Biz: Halkları

vatansız bırakan emperyalistler,Mülteci Sorununu Çözemez

54 Avrupa’daki Yürüyüş: Evin

Timtik onurumuzdur! Viyanadireniş çadırı..

55 Kulağımıza Küpe Olsun...

56 Yitirdiklerimiz...

7 Biz Diyoruz ki:Liseli gençliği nedenörgütlemeliyiz?

8 Gençlik Federasyonu’ndan:Gençliği kendi yaşadığısorunlar üzerindenörgütleyeceğiz!

9 Halkın Hukuk Bürosu:AKP, kayıt parası, adı altındaharaç alarak suç işliyor!

10 Halk MeclisleriBirliğimiz Gücümüzdür:Ticarethane değil okul istiyoruz!AKP’nin haraçlarınıödemiyoruz!

11 Gençlik haberler...

13 Düzenin meclislerinde halkınsorunlarına çözüm yok! Halk

Meclisleri’nde örgütlenelim..

15 Gücümüz birliğimizdir, halkmeclislerinde birleşelim!

18 “Biz Avrupa'ya gelmekistemiyoruz!.. SadeceSuriye'deki savaşı durdurun!”

Halkımızın Kurban Bayramı’nı Kutluyoruz!Bir Kurban Bayramı’na daha halkımız açlık, yok-

sulluk ve AKP iktidarının saldırıları ile girdi.Emperyalistler ve işbirlikçileri Ortadoğu halk-larının kanını akıtmaya devam ediyor. Kendinebiat etmeyen devletleri yıkıp halkları vatansız

bırakıyor. Toprakları kan gölüne dönen yüzbin-lerce Ortadoğu halkları göç yollarında ölmeye

devam ediyor. Emperyalizmin tüm vahşetine rağ-men halklar bir şekilde direniyor. Direnen halk-ların direnişi direnişimizdir. Ortadoğu’da ve tüm

dünyada emperyalizmin ve uşaklarının saldırıları-na ve ulkemizde AKP zulmune karşı mucadelenin

buyutulmesi dileğiyle Musluman halklarınKurban Bayramı’nı kutluyoruz.

HALK CEPHESİ

DUYURULAR

Page 4: Okula Kayıt Haraçlarını Ödemiyoruz! BOYKOT EDİYORUZ!yuruyus.biz/pdf/pdf/488.pdf · Bağc ılar, Bahçelievler, Bakırköy gibi ad ı geçen mahalleler yoksul hal-kımızın

Madde 42: “Kimse, eğitim ve öğ-renim hakkından yoksun bırakıla-maz.İlköğretim, kız ve erkek bütün va-

tandaşlar için zorunludur ve devletokullarında parasızdır.” Anayasa’nın42. maddesi böyle diyor.

Milliyet gazetesinin haberinde ya-pılan bir araştırmaya göre ise durumşöyle:

1- İlk ve ortaöğretimde okula git-mesi gereken toplam çocuk sayısı:19 milyon 205 bin.

2- Okula giden çocuk sayısı: 14milyon 878 bin 496 öğrenci

3- Okula gitmeyen çocuk sayısı: 4milyon 330 bin 504 öğrenci. Bunlar-dan 2 milyon 486 bin 554'ünü kızlar,1 milyon 843 bin 950’sini erkek öğ-renciler oluşturuyor.

Tekrar başa dönüp anayasanın 42.maddesine bakalım: “Kimse, eğitimve öğrenim hakkından yoksun bıra-kılamaz.”

Yine 42. maddenin devamında“İlköğretim, kız ve erkek bütün va-tandaşlar için zorunludur ve devletokullarında parasızdır” deniyor.

Anayasa maddesi üzerinden devamedersek, devletin okumak isteyen okulçağındaki her çocuğun, eğitim hakkınıgüvence altına alma zorunluluğu vardır.

Oysa gerçek, yukarıdaki araştır-mada görüldüğü gibidir: İlk ve orta-öğretim çağındaki 4 milyon 330 bin504 çocuğun eğitim hakkı gasp edil-miştir.

4 MİLYON 330 BİN 504 ÇOCU-ĞUMUZ OKULA GİDEMİYOR!

Bunun en önemli nedeni eğitimin

paralı hale getirilmesidir.Bugün itibariyle asgari ücret 1.000

TL’dir.Okullarda serbest kıyafet uygula-

masına geçen bir ilkokula, yeni baş-layan öğrenci için harcanan para 505TL, ortaokula başlayan bir öğrenciiçin 530 TL; liseye başlayan bir öğrenciiçin ise 600 TL’dir. Bu sadece kıyafetiçin yapılan harcamadır. BağımsızSağlık-Sen'in yaptığı açıklamaya göreise diğer masraflarda eklendiğinde or-talama masraf 800 TL'yi bulmakta-dır.

Bir ailede okula giden çocuk sayısıbirden fazla ise bu masraf asgariücretin de üstüne çıkıyor.

Bu ne demektir? Asgari ücretle geçimini sağlamak

zorunda kalan bir aile ya çocuğunuokula gönderemeyecek ya da açlıktanölecek.

Sadece okula ilk adımı atarken ya-pılan masraflar bile göstermektedirki, devletin güvence altına almak zo-runda olduğu; çocuklarımızın eğitimhakkı, bizzat devlet tarafından gaspedilmektedir.

Eğitim hakkının nasıl gasp edildi-ğine ilişkin bir başka örneği, 17 Eylültarihli Birgün gazetesinden okuyalım:“Devlet okullarına çocuklarını kayıtettirmek isteyen veliler, okul yönetim-lerinin “bağış” adı altında istediğikayıt parası nedeniyle mağdur du-rumda. Okul yönetimi tarafından is-tenen yüksek meblağlar nedeniyle ço-cuklarının kaydını yaptıramayan ve-liler, sendikaları arayarak yardım ta-lebinde bulunuyor. (...)

E-kayıt sisteminde okula kaydı düş-

OKULA KAYIT HARAÇLARINI ÖDEMİYORUZ! BOYKOT EDİYORUZ!44

Okula Kayıt Haraçlarını Ödemiyoruz!

HARAÇLARI BOYKOT EDİYORUZHARAÇLARI BOYKOT EDİYORUZHalkımız! Öğrenciler, Öğrenci Velileri… Eğitim En Temel Haktır ve Zorunludur!

AKP, Bağış Adı Altında Alınan Haraçlarla Eğitim Hakkımızı Gasp Ediyor!

Çocuklarımızın Eğitim Hakkına Sahip Çıkmak İçin;

AKP’ye Kayıt Haraçlarını Ödemeyin!

Page 5: Okula Kayıt Haraçlarını Ödemiyoruz! BOYKOT EDİYORUZ!yuruyus.biz/pdf/pdf/488.pdf · Bağc ılar, Bahçelievler, Bakırköy gibi ad ı geçen mahalleler yoksul hal-kımızın

müş olduğu ve okula kayıt olmasıyasal hakkı olduğu halde, okul mü-dürleri 2 bin liradan, 5 bin lirayakadar varan miktarlarda para talepediyor. Paranın yatırılmaması du-rumunda öğrencinin kaydının yapıl-mayacağını söyleyen müdürlerin deolduğu...” söyleniyor.

İstanbul Bağcılar’da kızının kay-dını Hayrettin Karaman Kız Anadoluİmam Hatip Lisesi’ne yaptırmak is-teyen İlhan Yıldızbaş, okul yöneti-minin kendisinden 2 bin lira kayıtparası istediğini dile getirmişti.

Puanının yüksek olmasına rağmen,kızının kaydını yaptıramadığını be-lirten Yıldızbaş, İlçe Milli EğitimMüdürlüğü’nü arayarak durumunubildirdiğini, ancak kendisine, “Ya-pacak birşey yok” dediklerini söy-ledi.” (17 Eylül Birgün)

Haberde anlatılan çok açıktır. Ço-cuklarımızın eğitim hakkı nasıl gaspediliyor görüyoruz.

Bağcılar, Bahçelievler, Bakırköygibi adı geçen mahalleler yoksul hal-kımızın yaşadığı mahallelerdir. Birliseye kayıt için alınan para miktarı2 ila 5 askeri ücret arasında değişiyor.Bu miktarın mahallesine göre çokdaha yüksek rakamlara çıktığı da bi-linen bir gerçektir.

İlçe Milli Eğitim Müdürlüğü’nünöğrenci velisi İlhan Yıldızbaş’a ver-diği cevap, bu paraların okul idare-lerinin keyfine göre alınmadığını dagöstermektedir. Okul idarelerine öğ-rencilerden kayıt parası alması tali-matını veren, AKP iktidarıdır.

Öğrencilerden istenen paralar bun-larla da sınırlı değildir; karne parası,sınav parası, temizlik parası gibi her-gün farklı gerekçelerle öğrencilerdenyoksul halkımız için ödemesi müm-kün olmayan paralar istenmektedir.

Halkımız! Öğrenci Velileri!

ÖĞRENCİLERDEN KAYITPARASI, SINAV PARASI, KAR-NE PARASI, TEMİZLİK VB.PARA İSTEMEK, HUKUKSUZ-DUR, SUÇTUR!

Anayasanın ilgili maddesi açıktır.

“Kimse eğitim hakkından yoksunbırakılamaz” diyor.

Devlet açıkça suç işlemektedir. 4milyon 330 bin 504 çocuğun okulagitmemesinden doğrudan devlet so-rumludur.

6.5 milyon civarında insanımızınişsiz olduğu, 10 milyonun üzerindeinsanımızın açlık sınırının altındayaşam savaşı verdiği ve 50 milyonayakın insanımızın yoksulluk sınırınınaltında yaşadığı ülkemizde, hangimaske altında alınırsa alınsın, öğ-rencilerden istenen her kuruş eğitimhakkının gasp edilmesidir.

Ve AKP bunu her şeyde olduğugibi işi “kitabına uydurarak” yap-maktadır!

Yasalara göre; kayıt parası alına-mayacağı için, “bağış” adı altındayapmaktadır bunu.

Haberdeki öğrenci velisinin an-latımına göre, puanı tutmasına rağmenistenen parayı ödeyemediği için öğ-rencinin kaydı istediği okula yapıl-mıyor. Bu suçtur. Eğitim hakkınınengellenmesidir.

Halkımız! Öğrenci Velileri!

“BAĞIŞ” ADI ALTINDA İSTE-NEN HARAÇLARI ÖDEMEYİN!

Bunun adı BAĞIŞ değil HA-RAÇTIR! İstenen bu paraların hiçbirmeşruiyeti yoktur.

Devlet; okumak isteyen, okul ça-ğındaki her çocuğun, eğitim hakkınıgüvence altına almak zorundadır...

Kaldı ki, parasız eğitim devletinhalkımıza bir lütfu değildir. Devletbütçesinin yüzde 70’i halktan alınanvergilerden sağlanmaktadır. Alınanbu vergilerin içinde; zaten eğitim,sağlık, ulaşım gibi hizmet vergilerialınmaktadır.

Devletin yapması gerektiği, ver-gisini ödediğimiz hizmetler için tekrarbizden para istemesi soygundur, hır-sızlıktır. Suçtur!

Halkımız! Öğrenci Velileri! AKP SUÇ İŞLİYOR! EĞİTİM HAKKIMIZI GASP

EDEN AKP HAKKINDA SUÇ DU-YURUSU YAPALIM!

Adına “bağış’ diyorlar... Ne bağışı?Bağış; karşılık beklemeden yardımetmektir. Burada bir bağış yok. İstenenmiktardaki paranın ödenmemesi du-rumunda, okul idaresi tarafındanöğrencinin kaydı yapılmamaktadır.Öğrencilerden kayıt karşılığında haraçistenmektedir. Ödeme durumu ol-mayan yoksul halkımızın çocukları-nın, eğitim hakkı resmen elinden alı-nıyor...

Bunun adı düpe düz haraç al-maktır. Eğitim hakkının gasp edil-mesidir. Halkımız; sizden istenenkayıt, karne, sınav, temizlik parasıadı altında istenen paraları ödemeyin.

Okulda olması gereken ve oku-yamayan 4 milyon 330 bin 504 ço-cuğun okuyamamasının birinci ne-deni, eğitimin bu şekilde paralı halegetirilmesidir.

6.5 milyon işsiz var... okula ço-cuğunu kayıt yaptırmak için en az 2milyon TL’yi nereden bulsun?

Halkımız! Öğrenci Velileri!

LİSELİ DEV-GENÇ’İNPARASIZ EĞİTİM, SINAVSIZ

GELECEK, BERKİN ELVAN’AADALET KAMPANYASINI BÜ-YÜTELİM!

Liseli Dev-Genç, eğitim hakkı-mızın gaspına karşı bir kampanyabaşlattı. Bu kampanyayla Liseli Dev-Genç’liler, onurlu tarihlerine yenisayfalar ekliyor.

Liseli Dev-Genç’in onurlu mü-cadelesini büyütmek tüm Cepheli-ler’in görevidir. Çünkü Liseli Dev-Genç’liler tüm halk çocukları içindireniyorlar.

Her alanda olduğu gibi AKP, liselilere de pervasızca saldırmaktadır.Paralı eğitimle, eğitim hakkımızıgasp ederek saldırıyor. Faşist terörüylesaldırıyor; faşist, gerici eğitim siste-miyle saldırıyor; hiçbir talep yokkenaçtığı yüzlerce İmam hatip okullarıylasaldırıyor. Her türden yozlaştırmapolitikalarıyla saldırıyor.

Liseli Dev-Genç’in kampanyası,AKP’nin gençliğe yönelik saldırıla-

27 Eylül2015

Yürüyüş

Sayı: 488

55HALKIMIZ! AKP’YE KAYIT HARAÇLARINI ÖDEMEYİN!

Page 6: Okula Kayıt Haraçlarını Ödemiyoruz! BOYKOT EDİYORUZ!yuruyus.biz/pdf/pdf/488.pdf · Bağc ılar, Bahçelievler, Bakırköy gibi ad ı geçen mahalleler yoksul hal-kımızın

rının karşısında, güçlü bir barikatolacaktır.

Halkımız! Öğrenci Velileri... Liseliler...

Liseli Dev-Genç EĞİTİM HAK-KIMIZA SAHİP ÇIKMAK İÇİNAKP’NİN ÇEŞİTLİ GEREKÇE-LERLE ÖĞRENCİLERDEN AL-DIĞI PARALARI ÖDEMEYE-CEĞİZ, BOYKOT EDECEĞİZdiyor! Liseli Dev-Genç’in eylemlerinedestek verin.

AKP’nin pervasızlığı, faşist terörükarşısında geri adım atmak, faşistterörü daha da büyütecektir. Yoksulhalk çocuklarının eğitim hakkına yö-nelik saldırılar daha da büyüyecektir.

Liseli Dev-Genç’liler de, BOY-KOTLARLA, İŞGALLERLE direnişibüyütüyor.

Boykotlar, işgaller tüm ülkeyeyayılacak. Gençliğin elinde; AKP’ninher türden saldırısına karşı güçlü birsilaha dönüşecek.

Boykot, özünde pasif bir direnişbiçimidir. Ancak bir direnişin pasifliğiya da militanlığı ona yüklenen mis-yonda bulur ifadesini.

Dev-Genç’liler, AKP’nin “bağış”ya da çeşitli gerekçelerle istediği pa-raları ödemeyerek, gençliğe dayatılanparalı eğitimi kabul etmiyor. Boy-kotlarla eğitim hakkına sahip çıkıyor.

Okullarımızda Gerici,Faşist Örgütlenmelere,Uyuşturucu Çetelerineİzin Vermeyeceğiz!

AKP gençliğin mücadelesini en-gellemek için sadece gerici eğitimsistemini, polisleri, uyuşturucu çe-telerini kullanmıyor.

Liselerde, üniversitelerde kendigerici, faşist ideolojisine göre “AkGençlik”, “Osmanlı Ocakları” gibikontra halk düşmanı örgütlülükleraltında örgütlemektedir.

Okullar, polis koruması altında ,

uyuşturucu çetelerinin yuvaları halinegelmiştir...

Liseli Dev-Genç olarak okullardaAKP’nin gerici faşist örgütlenmele-rine, uyuşturucu çetelerinin yuva-lanmasına izin vermeyeceğiz.

Liseliler, Liseli Dev-Genç tari-hiyle, yarattığı değerlerle onurlu birtarihe sahiptir. Kökleri; 12 Eylül ön-cesine dayanır. Tarihi; gerici, faşistişgallere karşı direnişlerde yazılmıştır.Liseli Dev-Genç bu uğurda onlarcaşehit verdi.

Bugün, faşist AKP iktidarının sal-dırılarına karşı da, boykotlarla, di-renişlerle, işgallerle mücadelenin enön saflarında yerini alacaktır.

Liseli Dev-Genç’li yoldaşlar; Bu-lunduğumuz her mahallede, okudu-ğumuz her okulda Liseli Dev-Gençörgütlenmesi yaratma misyonuylagörev bizi bekliyor.

Liseliler, Dev-Genç’in bu onurlumücadelesine sizde katılın. LiseliDev-Genç saflarında yerinizi alın.

Hepimiz halk çocuklarıyız, annebabalarımızın emeklerinin karşılığınıvermek, hayallerimizi gerçekleştirmekistiyoruz. Ancak hayallerimizi ger-çekleştirmek kolay değil. En temelhaklarımızdan birisi olan eğitiminparasız olması gerekirken, kayıttanbaşlayarak karne alıncaya kadar heraşamada bizden para isteniyor. Aile-lerimiz bu paraları zorluklarla ödüyor.

Her okul döneminde binlerce gençeğitim hakkından mahrum kalıyor.Milyonlarca genç üniversiteye gide-miyor. Meslek liselerinde emeğimiz,staj adı altında sömürülüyor. Eğitimparalı bir tuzak olmuş.

Oysa bu devlete vergi ödüyoruz.Vergilerimizin bize hizmet olarakgeri dönmesi gerekirken, devletinbaşına oturmuş hırsızlar, bizden çal-maya devam ediyor.

Biz Liseli Dev-Genç’liler olarak

hakkımız olan parasız eğitimi isti-yoruz. Geleceğimiz sınavlarla gaspedilmesin, un eler gibi elenmeyelimistiyoruz.

Eğitim parasız olmalıdır. Kayıtparası, harçlar, karne parası vb. adıaltında öğrenci gençliğin soyulmasınaderhal son verilmelidir.

Herkesin yüksek öğrenim görmehakkı vardır. Üniversiteler halkınhizmetinde, halkın yararına hizmetverecek nitelikte olmalıdı.

Gençliği apolitikleştirmek için 12Eylül cuntasının ardından kurulanYÖK, tüm uygulamalarıyla birliktekaldırılmalıdır.

Eğitim hakkımız gasp edilmesineizin vermeyelim.

Parasız eğitim, sınavsız gelecekistiyoruz. Bunun için hepinizi Dev-Genç saflarında örgütlenmeye çağı-rıyoruz. Ailelerimizi de çocuklarının

parasız eğitim talebine sahip çıkmayaçağırıyoruz. Eğitimin paralı olması,eğitim hakkımızın çalınması anlamınageliyor.

Bu düzen kimin düzeni? Eğitimneden paralı? Eğitim, hayatı anlamakiçin gereklidir. Dünyayı değiştirmekiçin gereklidir. Bu nedenle kimsenineğitim hakkı elinden alınamaz.

Eğitim en temel haklarımızdanbirisidir. Eğitim, devletin görevidir.Devlet, vergilerimizle zenginleşirken,bizim olanı bize yine parayla veriyor.

Ülkesinin aydın, vatanını seven,ailesinin, halkının emeğine sahip çı-kan; Amerikan emperyalizmine karşı,vatanının bağımsızlığını savunan gen-çliği, eğitim hakkına da sahip çık-malıdır.

Liseli Dev-Genç

Halkımız; Kayıt Haraçlarını Ödemeyin! Parasız Eğitim, Sınavsız Gelecek İstiyoruz!

Yürüyüş

27 Eylül2015

Sayı: 488

OKULA KAYIT HARAÇLARINI ÖDEMİYORUZ! BOYKOT EDİYORUZ!6

Page 7: Okula Kayıt Haraçlarını Ödemiyoruz! BOYKOT EDİYORUZ!yuruyus.biz/pdf/pdf/488.pdf · Bağc ılar, Bahçelievler, Bakırköy gibi ad ı geçen mahalleler yoksul hal-kımızın

Emperyalistler ve işbirlikçileri; eğitimi, medyası, modası, müziği,televizyonu, telefonu, filmleri, seks ve uyuşturucuyla... gençliği; ideolojikve kültürel kuşatma altına alarak kendi saflarına kazanmaya çalışıyor.Liselileri kuşatmadan kurtarmak için devrime örgütlemeliyiz!

Gençliğin devrim saflarında örgütlenmesi, faşizmin korkularının enbaşında gelir. Gençliği örgütlemek; devrimi, iktidarı hedefleyen bir partive örgüt için vazgeçilmez, ertelenemez bir görevdir. Faşizmin korkularınıbüyütmek için liselileri örgütlemeliyiz!

Egemenler; düşünmeyen, sorgulamayan gençlik yaratmak için; anaokulundan ilkokula, liseden üniversiteye kadar eğitimi kullanıyorlar.Gençliği; emperyalizmin yoz, bencil, bireyci, bananeci, tüketici eğitimsisteminden kurtarmak için liselileri örgütlemeliyiz!

Liseliler, düzenin sömürü çarkının içine henüz tam olarak girmediğiiçin düzenle bağları daha zayıftır. Duygu ve düşünceleri saf ve temizdir. Düzen; gençliğin duygu ve düşüncelerini kirletmeden, yozlaştırmadanonlara halk ve vatan sevgisini, devrim ve sosyalizm düşüncesini ka-zandırmak için liselileri örgütlemeliyiz!

Liselileri örgütlemeliyiz, çünkü; onlar, bu baskı ve sömürü düzenialtında yoksullaştırılan, çıkarları devrimde olan halkımızın çocuklarıdır.Halkın acılarını, kendileri de yaşadıkları için yakından bilirler. Halkıyoksullaştıranlardan hesap sormak için liselileri örgütlemeliyiz!

Liselileri örgütlemeliyiz, çünkü; ülkemizde ilk-orta-lise çağında20 milyona yakın genç var. Örgütlediğimiz her liseli, bizim milyonlarlaaramızdaki köprü olacaktır.

Liselileri örgütlemeliyiz çünkü; Liseli Gençlik, mücadelesinden;İrfan Ağdaşları, Sezgin Enginleri, Kahraman Altunları, Faruk Bayrakçıları,Özlem Durakcanları ve daha yüzlerce yiğit devrimciyi çıkardı. Ve dahayüz binlerce yiğit devrimciye gebedir. İşte bu yüzden liseli gençliği örgütlemeliyiz! Gençliğin enerjisini, cesaret ve cüretini, fedaklarlığını, duyarlılığını

devrime kazandırmak için liselileri örgütlemeliyiz!

Liseli Gençliği Neden Örgütlemeliyiz?BİZ DİYORUZ Kİ;

Page 8: Okula Kayıt Haraçlarını Ödemiyoruz! BOYKOT EDİYORUZ!yuruyus.biz/pdf/pdf/488.pdf · Bağc ılar, Bahçelievler, Bakırköy gibi ad ı geçen mahalleler yoksul hal-kımızın

Ülkemizde Gençlik

GGençlik Federasyonu’ndan

Örgütlenmede Sonuç Almak İstiyorsak Israrlı ve Kararlı Olmak Zorundayız

GENÇLİĞİ KENDİ YAŞADIĞI SORUNLAR ÜZERİNDEN ÖRGÜTLEYECEĞİZ!

Faşizm halkı karşısına almadantek bir adım dahi atma yeteneğine sa-hip değildir. Egemenlerin çıkarlarını sa-vunur ve her zaman halkın karşısın-dadır. Halka düşmandır.

Gençlik de faşizm için potansiyelbir tehlikedir. Bu yüzden önleminialır gençliğe karşı. Baskıları ve ya-sakları eksik etmez. Nereye baksak fa-şizmin yarattığı sorunlarla karşılaşırız.Çok kolayca halledilebilecek sorunlarolmasına rağmen, halk düşmanı ka-rakterinden dolayı sorunları çözemez,aksine sorun yaratır. İşte gençliği ya-şadığı bu pratik sorunlar etrafında ör-gütleyeceğiz. Bizim yapmamız gere-ken o sorunların gerçek nedeninigöstermek ve bu sorunlara çözümüreterek gençliğin mücadele bilincinigeliştirmektir. Faşizmi kendi yaşadığısorunlar üzerinden tanıyacak ve onakarşı mücadele etmeyi de öğrene-cektir. Bu yüzden bulunduğumuzokul veya üniversitede sorunlarıtespit etmeliyiz.

Paralı eğitim, sınavlar, ulaşım so-runu, barınma sorunu, gerici- faşist eği-tim, öğretmen-idare baskısı, YÖK,baskılar ve yasaklar... gençliğin yaşa-dığı sorunlardan bazılarıdır. Bizimokulumuzda da bu sorunların hemenhepsi yaşanıyordur. Sınavlardan ra-hatsız olmayan, sınav sistemini doğrubulan birisi çıkabilir mi?

Ya da eğitim paralı olmalıdır deyipbunu savunan olabilir mi? Gençlerinhepsi sınavlardan da, baskıcı ve yasakçıuygulamalardan da rahatsızdır. Bunlargençliğin kendi arasındaki günlük ko-nuşmalarının da konularıdır, gençliğingündemidir bu sorunlar. Bunların dı-şında kendi okulumuza özgü birçok so-run yaşanıyor olabilir. Ya da başka birokulda idare baskısı ön plana çıkarkenbizim okulumuzda öncelikli sorun ula-şım olabilir.

Sorunları doğru tespit etmek içingençliğin içinde olacağız. Onlarla iç içe

olmadan hangisinin daha yakıcı veönemli olduğunu bilemeyiz. Çok basitve pratik bir anket çalışması ile bunubelirleyebiliriz. Çevremizdeki insan-lardan başlayarak tek tek sınıflara,bölümlere gidip "okulda yaşadığın enbüyük ve önemli sorun ne?" diye so-rulabilir. Bununla hem öğrencilere git-miş oluruz hem de aradığmız doğru ce-vabı bulmuş oluruz. Aldığımız sonuç-lara ve bizim genç- liğin gündeminesokmak istediğimiz politikalara göre birçalışma örgütleyebiliriz.

Örneğin, üniversite gençliğinin ya-şadığı sorunlardan biri olan yurt soru-nunu ele alalım. Yaşadığı yurttan mem-nun olan yoktur. Özel ve pahalı yurt-larda kalanlar dışında memnun oldu-ğunu söyleyen olmayacaktır. Yurt so-runu üniversite gençliğinin sürekli ya-şadığı ve ceremesini çektiği bir so-rundur. Yaptğımız araştırmadan da busorunun öncelikli sorunlar arasındaolduğu ortaya çıktı. Buna göre bizimbir çözümümüz olmalıdır.

Gençlik, atılgan karakterine kar-şın birileri öncülük yapmadığı du-rumlarda atılganlığı atıllığa dönü-şecektir. Atılganlığının ortaya çıka-cağı koşullar olmadığında sorunlarkarşısında kendini güçsüz görecek vedüzenin dayattığı sorunları sessizcekabul edecektir. Dev-Genç’liler ola-rak bu sorunun çözümünün öncü-lüğünü biz yapmalıyız. Yurdumuzuntadilat edilmesi ve koşullarının ya-şanılabilir hale getirilmesi için birboykot örgütleyebiliriz mesela.

Öncelikle belirtmek gerekir ki hiç-bir eylemin, kampanyanın, kitle çalış-masının bir şablonu yoktur, olmaz da.Hayat ezberlenmiş kalıplara uymaz.Ama bunun yanında hayatın kurallarıvardır. Örgütlenme çalışması yapma-nın altın kuralları vardır. Bu kurallaragöre çalışmamızı örgütlediğimizdesonuç alabiliriz.

Bu kuralların ilki ısrarlı ve ka-

rarlı olmaktır. Sonuç almak istiyorsakısrarlı ve kararlı olmak zorundayız.Düşman bizim kararlı duruşumuz, ıs-rarımız karşısında geri adım atacaktır.Gençliği ısrarımızla etkileyecek veörgütleyeceğiz.

Yurt boykotu için söylersek pratiktebunun karşılığı bizim taleplerimiz kar-şısında yurt idaresinin ve muhattabımızolan kurum veya kişinin baskısı ve teh-ditlerinden yılmamak, eylemimizi so-nuç alana kadar götürmektir. Meselaboykotumuzun bir aşamasında yatak-ları dışarı çıkartıp taleplerimiz kabuledilene kadar dışarıda kalmaya başla-yabiliriz.

Her gece bir etkinlik düzenleyerekdirenişi bir okula dönüştürebiliriz. Bi-zim militan tavrımız idareye geri adımattıracaktır. Direnişin uzaması halindeörgütsüz gençlik kısa sürede sonuç ala-mayınca, umutsuzlaşacak, moral mo-tivasyon olarak gerileyecektir. Bunu en-gellemek için direnişi sürekli dinamiktutmak, eylemler yapmak, yeni yol veyöntemler denemek, süreci tekdüze-likten çıkarmak gereklidir.

Bir diğer altın kural komitelerhalinde çalışmaktır. Mutlaka direni-şi organize edecek bir yapı oluştur-malıyız. Komitelerimiz üretimi ve ya-ratıcılığı arttıracak ve boşlukta birşeybırakmayacaktır. Yurt boykotunda ör-gütlenme komitesi, basın-yayınpro-paganda komitesi, mali işler komitesi,hukuk işleri komitesi, eylem komite-si, yurt idaresi ile görüşecek komite vs..gibi birçok komite ve bunların alt ko-miteleri yaratılabilir. Çok komite çokörgütlenme demektir.

Sonuç olarak;1-Gençliği yaşadığı sorunlar et-

rafında örgütleyeceğiz! 2-Sorunları karşısında öncülük

yapabilecek olanlar bizleriz. So-runlar karşısında politika üretmeli-yiz.

3-Sonuç almanın anahtarı ısrar-lı, kararlı ve komitelerle çalışmadır.

Yürüyüş

27 Eylül2015

Sayı: 488

OKULA KAYIT HARAÇLARINI ÖDEMİYORUZ! BOYKOT EDİYORUZ!8

Page 9: Okula Kayıt Haraçlarını Ödemiyoruz! BOYKOT EDİYORUZ!yuruyus.biz/pdf/pdf/488.pdf · Bağc ılar, Bahçelievler, Bakırköy gibi ad ı geçen mahalleler yoksul hal-kımızın

Okulların açılmasına az bir zamankaldı. Basından ve yakın çevremizdenokullara kayıt olurken, bağış adı al-tında istenen yüksek meblağda para-ların doğurduğu mağduriyetleri, oku-yor, duyuyoruz. Peki istenen bu pa-raların yasal bir dayanağı var mı? Buyasal dayanak hukuki mi?

Anayasa, bir devletin en temel ya-sasıdır. Çıkarılan hiçbir yasa, tüzük,yönetmelik, anayasaya aykırı ola-maz. Ülkemiz anayasasında eğitim,temel bir hak olarak düzenlenmiştir.Eğitim hakkının yasalarda nasıl dü-zenlendiğine geçmeden evvel, “hak nedemektir?” Sorusunu cevaplamak is-tiyoruz.

Hak, emekçi halkların mücade-leleri sonucu elde ettiği meşru kaza-nımlardır. Hak kavramından bahse-derken özellikle altını çizdiğimiznokta, yüzyıllara varan kan ve can be-deli sürdürülen mücadelelerin bir ka-zanımı olarak gündeme gelmesidir.Hiç bir hak, devletlerce bahşedil-mez. Anayasalara, uluslararası söz-leşmelere de kendiliğinden girmez.

Ülkemiz anayasasında eğitim hak-kı, Sosyal ve Ekonomik Haklar veÖdevler başlığı altında 42. maddededüzenlenmiştir.

42. maddede şöyle denilmektedir;

" Kimse, eğitim ve öğrenim hak-kından yoksun bırakılamaz.

İlköğretim kız ve erkek bütün va-tandaşlar için zorunludur ve devletokullarında parasızdır. Devlet, mad-dî imkanlardan yoksun başarılı öğ-rencilerin, öğrenimlerini sürdüre-bilmeleri amacı ile burslar ve başkayollarla gerekli yardımları yapar."

İnsan Hakları Evrensel Bildirge-si'nin 26. maddesi;

"Her şahsın öğrenim hakkı vardır.Öğrenim hiç olmazsa ilk ve temel saf-halarında parasızdır. İlköğretim mec-buridir. Teknik ve mesleki öğretimdenherkes istifade edebilmelidir. Yüksek öğ-

retim, liyakatlerine göre her-kese tam eşitlikle açık olmalı-dır."

Yine Avrupa İnsan Hakla-rı Sözleşmesine ek 1 No’lu Pro-tokol’ün (20.03.1952, Paris)2. maddesinde eğitim hakkı;

"Hiç kimse eğitim hak-kından yoksun bırakılamaz.Devlet, eğitim ve öğretimalanında yükleneceği görev-lerinin yerine getirilmesin-de, anne ve babaların çocuklarına,kendi dini ve felsefi inançlarına uy-gun olan bir eğitim ve öğretim veril-mesini isteme haklarına saygı göste-rir" şeklinde düzenlenmiştir.

Bunun gibi başka uluslararası söz-leşmeler ile de tüm insanlar için eği-tim ve öğrenim hakkı güvenceyealınmıştır. Hal böyleyken okullardaalınan kayıt paraları, harçlar ve kim-lik, fotokopi, karne vb. adlarla her tür-lü ihtiyaç için öğrencilerden toplananparalar neyle, nasıl açıklanabilir?Eğitim anayasal bir haktır ve para-sızdır sözde. Ama daha okula kayıtolurken başlıyorlar para istemeye veyıl boyunca da devam ediyor.

Yani Parasız eğitim sözü tamamenbir yalan ve demagojidir. Aldatma-cadır.

Okul yönetimleri bağış adı altın-da kayıt paraları istemeye devamediyorlar. AKP iktidarı halkı her açı-dan soyuyor.

İstenen miktarlar bölgeye, okulagöre değişiyor. 2 bin TL’den 5 binTL’ye kadar çıkabiliyor.

İlk ve ortaöğretimde eğitim para-sız olmak zorundadır. Bu durum Mil-li Eğitim Temel Kanununda da, do-laylı olarak belirtilmiştir. Devletin va-tandaşlarının eğitilmesini sağlamayükümlülüğü vardır. Devlet, halkınödediği vergileri, yol su, elektrik,eğitim, sağlık, güvenlik gibi ihtiyaç-lar temelinde hizmet olarak halka ver-

mek durumundadır. Parasız eğitim ka-zanılmış bir haktır ve zaten ödediği-miz vergilerin bize hizmet olaraksunulmasını istemekten ibarettir.

Devlet; okul müdürleri kanalıyla,okul-aile birlikleri aracılığıyla, bağışadı altında parasız eğitim hakkınıgasp etmektedir. İstenen paralar bağışdeğildir. Çünkü bağış gönüllü olarakverilir. Bir yerde gönüllülük yoksa zo-runluluk vardır. Çocuğunu okula gön-dermek için para vermek zorundakalmak; bir dayatmadır ve bu suçtur.Devleti, kendi anayasasına, yasaları-na uymasını sağlayacak olan biziz,halktır. Kazanılmış haklarımızı, öde-diğimiz vergilerin karşılığını devlettenistemeliyiz. Doğduğumuz günden,toprağa verilinceye dek ödediğimizvergiler; bu ülkeyi yönettiğini zanne-denlerin ceplerine, şirketlerine değil,halka hizmet olarak kullanılmalıdır.

Buradan, çocuklarını okula gön-dermek isteyen ve bağış dayatma-sında bulunulan ailelerimize sesle-niyoruz; Çocuklarınızın eğitimhakkını gaspedenler hakkında suçduyurusunda bulunun! Hukukitüm işlemler için HALKIN HU-KUK BÜROSU AVUKATLARIyanınızda olacaktır.

AKP kayıt parası, bağış adı altın-da haraç alarak suç işliyor! AKP’den"davacı" olmalıyız. Çocuklarımızıneğitim hakkına sahip çıkmak için;AKP’ye kayıt haraçlarını ödemeyin,hakkınızı talep edin!

HHalkın HukukBürosu

AKP Kayıt Parası, Bağış Adı AltındaHaraç Alarak Suç İşliyor!

AKP’DEN DAVACIYIZ!

27 Eylül2015

Yürüyüş

Sayı: 488

9HALKIMIZ! AKP’YE KAYIT HARAÇLARINI ÖDEMEYİN!

Page 10: Okula Kayıt Haraçlarını Ödemiyoruz! BOYKOT EDİYORUZ!yuruyus.biz/pdf/pdf/488.pdf · Bağc ılar, Bahçelievler, Bakırköy gibi ad ı geçen mahalleler yoksul hal-kımızın

Her yıl, yeni öğrenim dönemibaşlarken, ailelerde ve öğrencilerde,okullardan istenecek paraların, ya-pılacak masrafların korkuları başlar.Çünkü, 13 yıllık AKP iktidarında,eğitim için gereken para, asgari ücretleveya biraz daha üstünde çalışan bizleriçin karşılanması imkansız bir miktarayükselmiştir.

Kapitalizm her şeyi pazara sürdüğügibi eğitimi de pazara sürmüş ve eği-tim bir ticarete dönüşmüştür. Eğitimpara kazandıran bir sektör haline gel-miştir. Kapitalist sistemin gözündeeğitim ‘kar’ kapısı; okullar ticarethane,öğrenci de müşteridir. Öğretmenleride tüccara çevirip kendi suçlarınaortak etmeye çalışırlar.

Paranın eğitime yön verdiği birsistemde, bilimsellikten, adaletten,eğitimde fırsat eşitliğinden söz etmekmümkün değildir. Bu eğitimin ülkeninihtiyaçlarına cevap vermesi de müm-kün değildir. Tam tersine gerici eğitimsistemi ile kendi düzenlerine uygunkafalar yetiştiriyorlar. Okulları biryandan birer ticarethane olarak kul-lanırken diğer yandan da çocuklarımızıkendi ideolojileriyle şekillendirmeyeçalışıyorlar. Eğitim sistemini, tekellerinihtiyaçlarına cevap verecek şekildesık sık değiştiriyorlar. Her şey biravuç asalak zengin sınıf içindir.

Parasız olması gereken devlet okul-ları yoksullara kalmış ama burada daöğrenciden daha cok para almanınformülleri bulunarak, eğitim paralıhale getirilmiştir. Bu uçurumun yarattığıgörüntüyü değiştirmek için AKP ikti-darı, utanmadan öğrencilere üç kitap,üç defter, aileye 45 lira para yardımıadı altında sadaka vermeye kalkmıştır.Biz sadaka değil, evlatlarımızıntalebi olan parasız eğitim, sınavsızgelecek hakkımızı istiyoruz.

Paralı eğitim, bir avuç zengin ço-cuklarının daha yüksek okullardaokuması için bir fırsatken, yoksulhalk çocuklarının eğitim hakkınınelinden alınması, gasp edilmesidir.Yoksulların okuma hakkının elinden

alınması ve yoksulları eleme yönte-midir. Aynı zamanda, disiplin soruş-turmaları, okuldan atma tehditleriylegençliği susturmanın, sindirmenin dearacı haline gelmektedir.

Çünkü kayıttan karneye kadar heraşamada; defterden ısınmaya kadarher konuda para ödemek zorundakalmak, yoksul ve emekçi halkın ço-cuklarına “okula gitmeyin” demektir.Bu yüzden adaletsizliktir, haksızlıktır.

AKP faşizmi, eğitimi her düzeydeparalı hale getirmiş, çocuklarımızıneğitim hakkını gasp etmiştir. AKP fa-şizminin eğitim sistemi; “paran kadareğitim, paran kadar meslek” diyor.“Paran yoksa eğitim de yok” diyor.

Eğitime katkı payı, bağış, harçadı altında bitmek bilmeyen mas-raflarla halkı soyuyor.

Faşist düzenin anayasası da “eğitimbir haktır ve ücretsizdir”, “Kimse,eğitim ve öğrenim hakkından yok-sun bırakılamaz” diyor.

Ancak bu yalan ve demagojidenbaşka bir şey değildir. Daha okulaatılan ilk adımda, kayıt olurken baş-larlar para istemeye ve yıl boyuncakimlik, karne, kitap, spor, temizlik,sınav, kırtasiye, yaz dersleri, kurslarve daha onlarca biçimde 40 ayrı isimaltında aldıkları haraçlarla devameder bu soygun. Bir de üstüne üstlükyol parası, kantin parası vermek zo-rundayız çocuklarımız için.

Biz emekçi aileler, çocuklarımızıokutabilmek için daha çok çalışmakve zaten az bir aylıkla kıt kanaat ge-çinmemize rağmen, mutfak harca-malarından daha fazla kısmak zorundakalıyoruz. Çocuklarımızı okutmakbizim için her geçen gün daha ağırbir yüke dönüşmektedir.

Her yıl okullar açılırken, kayıtdönemlerinde Milli Eğitim Bakanları"kayıt ücreti alınmayacak" diyeaçıklama yaparak, insanların gözününiçine baka baka yalan söylerler.

Biz emeği ile geçinenlerin, yok-sulların oturduğu mahallelerde bile;

okula yeni kayıtlarda ve kayıt yeni-lemede 2000 lira’dan 5000 lirayakadar para isteniyor.

Bu soygun değil de nedir? Eğitim sorunu sadece çocukları

okula giden aileleri değil, tüm halkıilgilendiren bir konudur. Parasız eğitimhalkın talebidir. Pararsız eğitim istemekde haktır. Meşrudur. Bu talep bugün76 milyon yoksul halkın talebidir.

Bu yüzden biz de çocuklarımızıneğitim hakkı için, boykot direnişininhaklı ve meşru olduğuna inanıyoruz.Boykot direnişine biz de katılıyo-ruz.

Okula kayıt haraçlarını ödemiyo-ruz!

Halkımıza da, “Çocuklarımızıneğitim hakkına sahip çıkmak içinAKP’ye kayıt haraçlarını ödeme-yin! Evlatlarınızın haklı mücade-lesini destekleyin!” çağrısı yapıyoruz.

Bizim evlatlarımız;“Uyuşturucu bataklığında bü-

yümek istemiyoruz! Üniversite ka-pılarında adaletsizlik istemiyoruz!Büyüdüğümüzde işsizlik bataklı-ğında boğulmak istemiyoruz! Bu-nun için, demokratik bir lise isti-yoruz!” diyorlar

“Parasız eğitim, sınavsız gelecekistiyoruz! Demokratik bir lise içinözgür, bağımsız bir ülke istiyoruz!”diyorlar. Evlatlarımızın bu taleplerihaklı ve meşrudur. Bu talepler bizimtaleplerimizdir! İşte bu yüzden evlatlarımızın

“boykot direnişinde” yanlarındaolmalıyız.

AKP; kayıt, kimlik, karne, kitap,spor, temizlik, sınav, kırtasiye, yazdersleri, kurslar ve daha onlarca bi-çimde; 40 ayrı isim altında topladığıharaçlarla, eğitim hakkımızı gaspediyor!

Haraçları Ödemiyoruz! BoykotEdiyoruz! Ticarethane Değil Okulİstiyoruz! Parasız Eğitim, SınavsızGelecek Hakkımızdır!

EĞİTİMDE SOYGUNA SON!

Evlatlarımızın Parasız Eğitim, Sınavsız Gelecek Hakkı İçin Biz de Boykottayız!

Ticarethane Değil, Okul İstiyoruz! AKP’nin Haraçlarını Ödemiyoruz!

Yürüyüş

27 Eylül2015

Sayı: 488

OKULA KAYIT HARAÇLARINI ÖDEMİYORUZ! BOYKOT EDİYORUZ!10

Page 11: Okula Kayıt Haraçlarını Ödemiyoruz! BOYKOT EDİYORUZ!yuruyus.biz/pdf/pdf/488.pdf · Bağc ılar, Bahçelievler, Bakırköy gibi ad ı geçen mahalleler yoksul hal-kımızın

Ülkemizde Gençlik

Liseli Dev-Genç’liler, Evin Timtik’in direnişinedestek olmak için Avusturya Başkonsolosluğu önündeaçlık grevi yapan Ebru Timtik ile dayanışmak için“Diren Evin Abla Liseli Dev-Genç Yanında” yazılıpankartı Avusturya Başkonsolosluğu önüne astılar.Dayanışmayı hazmedemeyen katil polis saldırıya geçtive yoldaşlarımızı işkence ile gözaltına aldı.Bununlailgili yapılan açıklamada “Bizi dinle katil emperya-lizm, bizi dinle işbirlikçi AKP ve onun eli kanlı işken-ceci köpekleri... Bizler 46 yıldır bu ülke topraklarındabağımsızlık, demokrasi, sosyalizm mücadelesi veriyo-ruz. 46 yıldır toprak işgalindeki köylüyle, grevdekiişçiyle, dişiyle tırnağı ile ördüğü gecekondusunu savu-nan halk ile bir olduk, 46 yıldır emperyalizme direnenhalkla beraber olduk.Bugünde pasaportu gereksizsebeplerle elinden alınan Evin Timtik için destek açlıkgrevinde bulunan Ebru Timtik’in yanındaydık. Sizbizim tarihimizi çok iyi bilirsiniz. Gözaltı terörünüz,işkenceleriniz bizi yıldıramaz. Keyfi sebeplerle gözal-tına aldığınız arkadaşlarımızın kılına zarar gelirse,Berkin’in hesabını sorduğumuz gibi bununda hesabınımisliyle sorarız.” denildi.

Gelecektir gençlik, halkın geleceği, gelecek güzel gün-lerin geleceği.

Umuttur gençlik, suskunluğu yırtarcasına haykırdığısloganlarla bağımsızlık düşümüzün umudu.

Adalettir gençlik, yaşları genç olsa da yürekleri Bah-tiyardır. Sorulacak hesabın peşini bırakmayandır.

Şimdi biz gençler, gençliğin öncüsü Dev-Genç’liler,geleceğimizi örüyoruz. Burjuvazinin ağzının sularını akı-tan güzellikte, bir direniş mahallesinde, kahramanlığınhalklaştığı halkın yiğit evlatlarının kurtuluş kavgasınıomuzladığı Armutlu Mahallesi’nde umudun harcını ka-rıyoruz.

Bir elin nesi var iki elin sesi var der halkımız. ArmutluMahallesi devrimcilerin öncülüğünde halkın dayanış-masının en güzel örneklerinin yaratılması ile kuruldu. Hertaşı ile birlikteliğin yarattığı değerler geleceğe taşındı. Şim-di yeni bir serüvene giriyor, Dev-Genç’lilerin binasını inşaediyoruz. Kondularımızı nasıl birlikte ördüysek, yolla-

rımızı, elektriğimizi, suyumuzu nasıl kadın-erkek, genç-yaşlı birlikte yaptıysak şimdi sıra Dev-Genç’lilerin binasınıinşa etmekte.

Gençlerimiz, Halkımız! Birlikten Güç Doğar, Gücümüz Birliğimizdir!

Şimdi vakit umudun hamallığını yapma vaktidir.Adalet için, bağımsızlık, demokrasi ve sosyalizm için, Ber-kinler, Berkinlerin hesabını soran Şafak, Elif, Bahtiyar-lar için inşaatımızın gönüllü işçileri olun. Tuğla taşıya-rak, harç kararak, demir bükerek, bunların olmadığı yer-de maddi ve manevi desteklerle inşaatımıza destek olun.

NOT: Gönüllü işçiler aşağıdaki iletişim bilgilerine ula-şarak hangi günler çalışabileceğini bildirmeleri gerek-mektedir.

Telefon: 0534-063-25-79Adres: Piyalepaşa Mahallesi, Piyalepaşa Caddesi

No:118 Okmeydanı-Şişli-İstanbulMail: [email protected] Medya: facebook/devgenc.dergi

DEV-GENÇ

Kartal Öğrenci Meclisi, kuruluşlarıyla ilgili 16 Eylül’debir açıklama yaptı. Açıklamada: “Bugün okullarımızda biz-ler, daha iyi bir eğitim daha iyi bir gelecek ve ülke sorun-larında yaşanan yıkımlara karşı daha duyarlı bir gençlik is-tiyoruz ve bunun için mücadele veriyoruz. Hepimiz fark-lı dil, din, ırk, mezhep, milletten olsak da hepimizin sorunlarıortak. Paralı eğitim, bilimsel olmayan, gerici ve ezberci bireğitim dayatıyorlar. Hepimizin bir olduğu, birlik olduğu,beraberliği örgütlediği, paylaşmayı örgütlediği, düzenin bi-reyci, bencil, duyarsız, sormayan, sorgulamayan gençlikdayatmasına karşı, bizim bir alternatifimiz var. ÖğrenciMeclislerimiz var. Öğrenci Meclislerinde soruyor, sorgu-latıyor, ortak sorunlara birlikte çözüm bulduğumuz, ör-gütlülüğümüzü kabul ettirdiğimiz herkesi kapsayan; Öğ-renci Meclislerimiz var. Tüm halkımızı Öğrenci Meclisi-mize destek vermeye davet ediyoruz” denildi.

Kartal Öğrenci Meclisi’nden Fen Bilimleri Dersha-nesindeki liseliler, 19 Eylül’de “Öğrenci MeclislerindeBuluşalım”, “Gücümüz Birliğimizden Doğar” yazılamasıyaptı. Ayrıca dershanede 18 Eylül’de sınıf panolarına“Birlikten Güç Doğar, Gücümüz Birliğimizdir”, “Öğ-renci Meclisleriyle Gücümüzü Büyütüyoruz” ÖğrenciMeclisi imzalı bildiriler astı.

Yeni Mevzilerle Mücadelemizi Büyüteceğiz!

Duyuru: Geleceğimizi Örüyor, Umudun Harcını Karıyoruz!

AKP Faşizminin GözaltıTerörü Pervasızca DevamEdiyor, YılmayacağızDireneceğiz“Diren Evin Abla Liseli Dev - Genç Yanında”

27 Eylül2015

Yürüyüş

Sayı: 488

11HALKIMIZ! AKP’YE KAYIT HARAÇLARINI ÖDEMEYİN!

Page 12: Okula Kayıt Haraçlarını Ödemiyoruz! BOYKOT EDİYORUZ!yuruyus.biz/pdf/pdf/488.pdf · Bağc ılar, Bahçelievler, Bakırköy gibi ad ı geçen mahalleler yoksul hal-kımızın

AKP’nin katil polisleri, Cizre’de sokağa çıkma yasa-ğı olduğu bahanesiyle çocuk yaşlı demeden birçok insa-

nı katletti. Bu katliamdan sonra Tayyip Erdoğan, yaptığıkatliamı meşrulaştırmak için “Sokakta olan herkes terö-risttir” diyerek yaşlıları, küçücük çocukları terörist ilan etti.Dev-Genç’liler de bu katliamı Amed halkına anlatmak için22 Eylül’de “Cizre Katliamı’nın Hesabını Soracağız! / Dev-Genç” ve “Kürdistan Kürt Halkınındır!/ Dev-Genç” ya-zılı 2 tane pankartı Amed sokaklarına astı!

Dev-Genç, Kadıköy’de bulunan Hasan Selim GönenKütüphanesi’nin polisler tarafından baskın yapılmasıylailgili 22 Eylül’de bir açıklama yaptı. Açıklamada: “22 Ey-lül’de (bugün) AKP’nin eli kanlı katil polisleri Kadı-köy’deki Necdet Adalı sokağına, sokakta bulunan HasanSelim Gönen Halk Kütüphanesi’ne ve kütüphanenin üstkatındaki SDP’lilerin bulunduğu kafeye polis baskınyapmıştır. Baskında, kütüphanemizdeki tüm kitaplar, eş-yalar, kızıl bayrağımız, pankartımız çalınmış, kafedeki tümsandalyeler çalınmış ve sokakta bulunan tüm yazılama-ların üstü karalanmıştır. Kütüphanemizin kapısına demirplaka ile mühür vurulmuş, camlarına ve arka bahçe giri-şine demir parmaklıklar yerleştirilmiştir. Ayrıca Deniz isim-li bir genç de gözaltına alınmıştır. Katil polis baskındansonrada mahalleyi ablukaya alıp halka kimlik kontrolü yap-mıştır. Katiller daha geçen aylarda kütüphanemizi basıpdarma duman etmiştir. Kapımızı kırıp içeriye girmişler-

dir. Hırsızlar birde kütüphane-mizden iki koli kitaplarımızı çal-mışlardır! Duyun bizi şerefsizler,katilsiniz siz, hırsızsınız siz! Ki-taplarımızdan kütüphanemizdenbile korkuyorlar. Bugün kütüpha-nemizi bu korkuyla gündüz vaktibastılar. Kadıköy halkının Dev-Genç’lileri sahiplenmesinden kor-kuyorlar! Hasan Selim’in adından korkuyorlar! Kütüp-hanede ne arıyordunuz da bastınız? Dev-Genç’lileri böy-le baskınlarla bitiremezsiniz, sindiremezsiniz! Kütüpha-neyi basmakla yapmak istedikleri, yalnızca halkta bir kor-ku yaratmak mücadeleyi sekteye uğratmaktır. Çünkü; adımadım, ilmek ilmek halkların kurtuluşunu can bedeliyle, kanbedeliyle örüyoruz. İsterseniz her gün evlerimizi, yasal ku-rumlarımızı basın. Bir gece vakti ellerinizde kleşlerle yada gündüz vakti yüzünüz de kar maskeleriyle gelip Dev-Genç’lileri bitirebileceğinizi mi sandınız? Baskınlarla kat-liamlarla işkencelerle de gelseniz, yine de onurlu namuslubir yaşamdan vazgeçmeyeceğiz! Kütüphanemizi açmak-tan vazgeçmeyeceğiz” denildi.

15 Eylül’de Hacıhüsrev Mahallesi’nde dergi dağıtanLiseli Dev-Genç’lilere AKP’nin katil polisleri zırhlı araç-larından kimlik sordular. Liseli Dev-Genç’lilerin kim-liklerini vermemesi üzerine yine AKP’nin itleri olan si-vil faşistler ile birlikte Liseli Dev-Genç’lilere saldırdılar.17 Eylül’de de Kadıköy’de Hasan Selim Halk Kütüp-hanesi’ne saldıran faşistler Dev –Genç’lilerin kızıl bay-rağını ve afişlerini indirerek kendi afişlerini astılar.

17 Eylül’de Liseli Dev- Genç’lilerin yaptığı açıkla-mada; “Öncelikle AKP’nin aşağılık köpekleri polisler, sizesesleniyoruz. Sizin baskılarınız bizi yıldıramaz, bizlerŞafak Yayla’nın öğrencileriyiz. Siz ne kadar saldırırsa-nız devrimcilere, Dev-Genç’lilere sonunuz o kadar hız-lı ve kötü olur. Evet, siz bizi iyi tanırsınız, Dev-Genç’lileri iyi tanırsınız. Yaptığınız her katliamın mis-liyle hesabını sorduk soracağız.

Berkin’in yoldaşlarıyız biz.

AKP’nin uşaklığını yapmayın üç kuruşiçin. Nasıl savcılarından vazgeçtilerse sizdende vazgeçerler. AKP’nin faşist itleri sizi de bi-liyoruz. 50 kişi yan yana gelince kendiniziadam sanıyorsunuz. Tek başınıza arkanıza ba-karak yürüyorsunuz. Bizler Dev-Genç’lileriz,bizim tek korkumuz düşmana kurşun sıka-madan ölmek. Gültepe’de de sizi nasıl bitir-diysek Hacı Hüsrev’de de Kadıköy’de de yap-

tığınız saldırıların hesabını sorarız. Hepinizin ismini cis-mini biliyoruz. Hepinizin sonu Gün Sazak gibi, Burak-can Karamanoğlu gibi olur, ayağınızı denk alın, dev-rimcilerin Dev-Genç’lilerin üzerinden kanlı ellerinizi çe-kin. Eğer çekmezseniz günü geldiğinde, soğuk silahın tenisizin o leş teninize değdiğinde sümüklü Çakıcılar gibi yal-varırsınız, ama halkın adaleti, keskin kılıcı ile işlediği-niz tüm suçların hesabını sorar!

Halkımız;Bizler Liseli Dev-Genç’lileriz, bağımsızlık demokrasi

sosyalizm mücadelesi veriyoruz. Adalet mücadelesi ve-riyoruz. Halkımız için insanca bir yaşam istiyor, bununiçin ölüyoruz. Bugün de devrimcilere, halkımıza karşı kal-kan elleri kırarız. Sizleri de, gördüğünüz yerde halk düş-manlarının, faşistlerin yüzüne tükürmeye çağırıyoruz” de-nildi.

Faşist Saldırıların Hesabını Soracağız!AKP’nin Aşağılık Köpekleri! Devrimcilerin Dev-Genç’lilerinÜzerinden Kanlı Ellerinizi Çekin!

Hasan Selim Gönen, Şafak, Bahtiyar, Elif Olup Baskınların Hesabını Soracağız!

Sokağa Çıkma Yasaklarınız Bizi Engelleyemez!

Ülkemizde Gençlik

Yürüyüş

27 Eylül2015

Sayı: 488

OKULA KAYIT HARAÇLARINI ÖDEMİYORUZ! BOYKOT EDİYORUZ!12

Page 13: Okula Kayıt Haraçlarını Ödemiyoruz! BOYKOT EDİYORUZ!yuruyus.biz/pdf/pdf/488.pdf · Bağc ılar, Bahçelievler, Bakırköy gibi ad ı geçen mahalleler yoksul hal-kımızın

Halkımız!Çok değil, daha 5 ay önce önümüze bir sandık koy-

dular ve binbir vaatlerde bulunarak sizden oy istedilerve oy verdiniz.

7 Haziran seçimlerinin hemen arkasından “Seçimoyunu bitti... Şimdi gerçeğe dönme zamanı... Yalanlar,gerçekleşmesi asla mumkun olmayan vaatler, dema-gojiler, halkın aldatılması geride kaldı... Oligarşiningerçeği kendini dayatıyor. Oligarşinin parlamentosundahalkın taleplerinin bir önemi yok...Oligarşinin kriziderinleşerek büyüyecek” demiştik.

7 Haziran seçimlerinin üzerinden çok geçmedi;hangi partiye oy verdiyseniz hatırlayın, size ne vaatlerdebulunmuşlardı? Adeta çürümüş, kokuşmuş düzeninmeclisi her derdin devası olarak gösterilmişti...

7 Haziran seçimleri bitti peki ne oldu? Hangi soru-numuzu çözdüler?

Bir kez bile halka “siz ne istiyorsunuz” diyesordular mı? HAYIR!

Sormazlar, çünkü; seçim öncesinde sizlere verdiklerivaatlerin hepsi yalandı.

Sormazlar, çünkü; bu düzenin meclislerinde halkınsorunlarının hiçbir çözümü yoktur...

Soramazlar, çünkü; Bizim gibi yeni sömurge birulkede seçimler, faşizmin maskesidir.

Seçimleri bize demokrasinin göstergesi olarak gös-teriyorlar; hayır, seçimler demokrasinin göstergesideğil, demokrasicilik oyununun bir parçasıdır.

Seçimler aracılığıyla duzenden umudunu kesenhalk, tekrar duzene yedeklenir.

7 Haziran seçimlerinde bu oyuna HDP ve ona ye-deklenen reformist, oportünist sol parti ve örgütleralet oldu. Oligarşinin parlamentosu halka adeta tekkurtuluş yolu olarak gösterildi. AKP faşizminden kur-tulmanın yolu olarak halka, yine faşizmin parlamentosu

gösterildi. 80 milletvekili alıp parlamentoya girenHDP bunu “devrim” diye açıkladı.

Sonuç; 7 Haziran seçimlerinden sonra oligarşininkrizi daha da derinleşti: Meclise giren 4 parti, hükümetibile kuramadılar. 80 milletvekili ile meclise girerek;devrim yaptığını söyleyen HDP’liler, düzenin krizineçare olamadılar.

Şimdi 1 Kasım’da önümüze yeni bir sandık dahakonulacak. Aynı yalanlarla karşımıza çıkıp, gerçekleşmesimümkün olmayan, aynı vaatlerle yine bizden oy iste-yecekler.

Halkımız! Bir kez daha seçim oyununa gelmeyin!Düzen politikacılarının, yalanlarına kanmayın!

DÜZENİN MECLİSİNDE HALKIN SORUNLARINA ÇÖZÜM YOKTUR!

Bunu sadece 7 Haziran seçim sonuçlarına bakaraksöylemiyoruz: Çok partili sisteme geçildiği 1946’danbu yana 69 yılda 17 genel seçim yapıldı. Cumhuriyetinkuruluşundan bugüne, 93 yılda 63 hükümet kuruldu:

SORUYORUZ, BU DÜZENİN MECLİSİNDE;

1- Halkın açlık, yoksulluk, işsizlik sorunu çözüldümü?

2- İlk ve ortaöğretim çağındaki, 4 milyon 330 bin504 çocuğumuz, eğitim paralı olduğu için okula gide-miyor. Bu düzenin meclisi halkın eğitim sorununuçözdü mü?

3- AKP’nin “herkes istediği hastanede tedavisiniyaptırıyor” söylemi, koca bir yalandır. Halkımız birilaç bile alamıyor. Bu düzenin meclislerinde halkınsağlık sorunları çözüldü mü?

4- 1950’lerden beri “demokratikleşme” paketleriaçılıyor. Peki sonuç ne? Hapishaneler tıka basa dolu.150’nin üzerindeki bölgede sıkıyönetim uygulamalarıvar. Gözaltılar, işkenceler, kaçırmalar, katliamlar sürüyor.69 yıldır parlamento seçimleri yapılıyor; bu meclis,

69 Yılda 17 Genel Seçim... 93 Yılda 63 Hükümet... HalkınAçlık, Yoksulluk, İşsizlik, Eğitim, Sağlık, Konut, Hak ve

Özgürlükler... Hiçbir Sorununa Çözüm Olmadı!..

DDüzenin Meclislerinde Halkın Sorunlarına Çözüm Yok

Halk Meclislerinde Örgütlenelim!Halk Meclislerinde Örgütlenelim!

Page 14: Okula Kayıt Haraçlarını Ödemiyoruz! BOYKOT EDİYORUZ!yuruyus.biz/pdf/pdf/488.pdf · Bağc ılar, Bahçelievler, Bakırköy gibi ad ı geçen mahalleler yoksul hal-kımızın

halkın hak ve özgürlükler sorununu, demokrasi sorunuçözdü mü?

5- Cumhuriyetin kuruluşundan beri; Kürt halkımızayönelik katliam, inkar, imha ve asimilasyon politikalarısürüyor. Çözüm olarak oligarşinin meclisi gösteriliyordu;son üç yıldır devam eden “çözüm süreci”nin geldiğinokta çözümsüzlüktür. Bu mecliste Kürt sorunu çözüldümü?

HAYIR! BU DÜZENİN MECLİSİNDE HALKIN HİÇBİR SORUNU ÇÖZÜLEMEZ!

Çünkü; bu meclis halkın değil, emperyalizmin veişbirlikçi tekellerin çıkarlarını korumak için vardır.

Bu düzenin sadece meclisi değil, tüm kurumlarıemperyalizmin ve oligarşinin çıkarlarına göre örgüt-lenmiştir. Onun için diyoruz ki;

DÜZENİN MECLİSLERİNDE DEĞİL HALK MECLİSLERİNDE ÖRGÜTLENELİM!

Yüzyıllık özlemlerimiz düzenin seçim sandıklarındadeğildir. Kokuşmuş, çürümüş, yağma, talan, soygundüzenini tüm kurumlarıyla reddedelim.

Biz bağımsızlık istiyoruz, adalet istiyoruz, özgürlükistiyoruz, eşitlik istiyoruz, onurlu bir yaşam istiyoruz,ekmek, iş, konut istiyoruz, parasız eğitim, parasızsağlık istiyoruz.

Bu isteklerimizin hiçbirisini bu düzen sağlayamaz.Çünkü bu düzen sömürü düzenidir. Soygun, yağma,talan, yolsuzluk, hırsızlık düzenidir. Sömürü ve soygunson bulmadan, bu düzen değişmeden, halkın hiçbirsorunu köklü bir biçimde çözülemez. İşte bu yüzdenbiz, düzenin seçim sandığının karşısına devrimi ko-yuyoruz.

Oligarşinin parlamentosunun karşısına HALKMECLİSLERİNİ koyuyoruz.

Oligarşinin iktidarının karşısına HALKIN İKTİ-DARI’nı koyuyoruz.

Halkın iktidarı seçimlerle değil, halkın savaşıyla

kurulur. Halk Meclisleri, halkın iktidarını bugündeninşa etmektir.

Halkımız, işçiler, memurlar, köylüler, öğrenci gençlik,esnaflar, aydınlar, sanatçılar, hukukçular, sağlıkçılar,mimarlar, mühendisler... Her alanda meclislerimizi ku-ralım... Halk Meclisleri, sorunlarımızın çözümünündüzenin meclisinde değil, halkın örgütlü gücünde ol-duğunun açığa çıktığı örgütlenmelerdir. Düzenin mec-lislerinde halkın sorunlarına çözüm yok! Halk Mecl-islerinde örgütlenelim.

Halk Cephesi

Halk Meclislerinin Görevleri:1- Mahallelerde yaşanan sorun-ların, en azından bir kısmınıdayanışma ve mücadele içindeçözmemizi mümkün hale ge-tirecektir.

2- Tüm ulusal, dinsel, meslekiayrımlarına rağmen, ortaksorunlar, ortak çıkarlartemelinde Kürt, Türk ya da Ale-vi, Sünni ya da işçi, memur,öğrenci, esnaf halkın her kesi-minin birliğini sağlayacaktır.

3- O Meclis; bölgesinde sömürüye, zulme karşı olantüm örgüt, kurum ve kuruluşların birliğini, mücadeleiçinde sağlayacaktır.

4- Mahallelerde halka yönelebilecek saldırılara karşıhalkın direnişini güçlendirecek; can güvenliğini sağlamaya,devlet terörünün kitleleri sindirmesinin önüne geçmeye,devlet terörünün vereceği zararı en aza indirmeyeçalışacak bir yapı olacaktır.

5- Sorunlarını çözmek, taleplerini kazanmak için mücadeleeden herkese, sorunların asıl kaynağını, daha adil, eşit,özgür bir yaşamı kazanmanın asıl yolunu gösterecektir.

6- Halkın farklı meslek, din, mezhep, uluslara ait; farklıekonomik, kültürel koşulları olan çok çeşitli kesimleriarasında dayanışmayı sağlamak için somut bir zeminolacaktır.

7- Halkın yaratıcılığını ve olanaklarını mücadeleyekazandıracaktır.

8- Halkın kendi gücünün farkına varmasını ve kendinegüven kazanmasını sağlayacaktır.

9- Halkın bugününe, yarınına ve geleceğine ilişkin, neyinasıl yapacağına ilişkin, söz ve karar hakkını kullanmasınısağlayacaktır

10- Egemen güçlerin gücü karşısında güçsüz görünenhalkı, biraraya getirerek hesaba katılan, ciddiye alınanbir güç ortaya çıkaracak ve giderek halkın gerçekgücünün görülmesini sağlayacaktır.

11- Halkın tüm bu pratiğin ve ilişkilerin içinde kendikendini yönetmeyi öğrenmesini sağlayacaktır.

Düzenin meclislerinde halkın sorunlarına çözüm yok...

Halk Meclislerinde Örgütlenelim!Halk Meclislerinde Örgütlenelim!

Page 15: Okula Kayıt Haraçlarını Ödemiyoruz! BOYKOT EDİYORUZ!yuruyus.biz/pdf/pdf/488.pdf · Bağc ılar, Bahçelievler, Bakırköy gibi ad ı geçen mahalleler yoksul hal-kımızın

Onurumuzu, kültürümüzü, değer-lerimizi korumak için; doğumda,ölümde, düğünde, hapiste dayanışmakiçin; sevincimizi paylaşarak büyüt-mek, üzüntümüzü, acılarımızı pay-laşarak azaltmak için;

HALK MECLİSLERİNDE bir-leşelim!

Birleşirsek bütün zorlukların üs-tesinden geliriz. Birleşirsek kazanırız,birleşirsek başarırız.

Halk Meclisleri halkın örgütlügücüdür! Egemenler gücünü halkınörgütsüzlüğünden alır. Bu örgütsüz-lüğü ortadan kaldıracak, emperya-lizmin ve işbirlikçisi faşist iktidarlarınhalka uyguladığı baskı-zulüm poli-tikalarını durduracak, halkı aşağıla-malarına, hakaretlerine son verecekolan şey halkın örgütlenmesi ve kendiiktidarı için mücadele etmesidir. Mec-lisler aracılığıyla onbinler, yüzbinler,milyonlar olarak iktidarların karşısınaçıkmasıdır.

Halkı örgütlemenin yolu HalkMeclisleridir. Halkın düzenden kay-naklanan birçok sorunu vardır. Busorunların çözülmesi için halkın birliktehareket etmesi ve örgütlü hareket et-mesi bir zorunluluktur. Aksi haldesorunlarını çözebilmeleri de mümkündeğildir. Örgütlü bir güç olan devletkarşısında halkın sorunlarını tek tekbireyler olarak çözmeleri mümkündeğildir. Çünkü sorunun kaynağı dü-zendir ve düzen, tüm örgütlü güçleriylebu sorunu derinleştirmekte ve çözümüiçin karşısına çıkanları da baskı vezorla veya başka araçlarla denetimaltında tutmakta, engellemektedir.

Halkın sorunlarının gerçek çözü-mü, halkın iktidarının kurulmasıylamümkün olacaktır. Bu düzen içindebulunacak çözümler kalıcı ve kesinçözümler değildir. Kalıcı ve kesinçözüm değildir diye bu düzen içindeyaşanan sorunların çözümü için mü-cadele etmeyeceğiz anlamına gelmez.Kesin çözümün halkın iktidarındaolacağı bakış açısını asla yitirmeden,düzen içinde sorunların çözümü yö-nünde elbette mücadele edecek vekazanımlar da elde etmeye çalışacağız.

Bu nedenle halkın, kendi sorun-larını çözmek ve giderek kendi ikti-darını kurmak için kendi özgücünegüvenmesi ve bu temelde örgütlen-mesi gerekir. Halk Meclisleri de iştebu genel ihtiyacın ürünüdür. Ancak,Halk Meclislerinin kuruluşu, asıl ola-rak iktidarı hedefleyen genel ihtiyaçüzerinden değil, halkın günlük somutve acil sorunlarının çözümüne yönelikolmak zorundadır. Önündeki yakıcısorunu çözmeden ikinci bir sorunuveya geleceğe dair bugünden dahauzak olarak görünen bir sorunu, iktidarsorununu çözmek mümkün değildir.

Aynı koşullarda yaşayan, çalışaninsanların sorunları da ortaktır. Dola-yısıyla ortak sorunlar insanları aynızamanda birbirine yakınlaştırır ve çö-züm arayışları noktasında da birleştirir.

Salt sorunlarda değil, ortak he-defler, ortak düşünce ve duygular,ortak umutlar, beklentiler nedeniylede insanlar biraraya gelirler ve so-runlarına birlikte çözüm ararlar. Çö-züm Halk Meclisleri’dir. Sorunlarınçözümü halkın kendi gücüne güven-

mesini de beraberinde getirecektir.Meclislerin bünyesinde kuracağımızkomitelerin yapacağı her bir çalışma-küçük, büyük- bu güveni pekiştirirve halkın bu örgütlenmeler içine gi-derek daha fazla katılmasını sağlar.

Halkın kendisi en büyük maddigüçtür ve halkın yaratıcılığıyla üs-tesinden gelinemeyecek sorun yok-tur.

Halkı örgütlemek, halkı devrimekazanmaktır. Halk kitlelerini örgüt-lemeden, onları mücadelenin asli un-suru haline getirmeden devrim zafereulaşamaz.

Halk Meclisleri halkın çok çeşitlikesimlerinin biraraya gelerek güçlerinibirleştirdiği ve gücünü ortaya koy-duğu, halkın en geniş kesimlerininörgütlendiği taban örgütlenmeleridir.

Halk Meclislerine katılacak in-sanlarda; dil, milliyet, din, mezhep,cinsiyet ayrımı gözetilmez. Halkakarşı suç işlememiş, düzenle çelişkisiolan, zalimle işbirliği yapmamış, na-muslu, dürüst, kadın-erkek, çocukherkes katılabilir.

Halk kendi yaşadığı pratik de-neyimlerle, bizzat mücadele içindeöğrenir, öğrendikçe siyasallaşır, si-yasallaştıkça iktidar hedefine yöne-lir.

Düzen Böler, Güçsüzleştirir, Halk Meclisleri Birleştirir, Güçlendirir!

Halkımızın kültüründe, gelenek-

GÜCÜMÜZ BİRLİĞİMİZDİR, GÜCÜMÜZ BİRLİĞİMİZDİR,

HALK MECLİSLERİNDE BİRLEŞELİM!HALK MECLİSLERİNDE BİRLEŞELİM!

27 Eylül2015

Yürüyüş

Sayı: 488

115HALKIMIZ! AKP’YE KAYIT HARAÇLARINI ÖDEMEYİN!

Page 16: Okula Kayıt Haraçlarını Ödemiyoruz! BOYKOT EDİYORUZ!yuruyus.biz/pdf/pdf/488.pdf · Bağc ılar, Bahçelievler, Bakırköy gibi ad ı geçen mahalleler yoksul hal-kımızın

lerinde, duygularında birlik, daya-nışma, paylaşım, imece kültürü vardır.Halk sevincini paylaşarak büyütür.Üzüntüsünü, acısını paylaşarak azaltır.Cenazesinde, düğününde, acısında,sevincinde birleşir. Kapitalizmin ya-rattığı çarpık kültür ve ahlak bunlarıyok etmeye çalışır. Halk Meclisleri,halka bu değerleri yaşatma, hayatageçirme gücü ve imkanı verir.

Halk Meclisleri, düzenin yalnız-laştırdığı, açlığın yoksulluğun zulmüyleezdiği insanlarımızı paylaşma, daya-nışma ve fedakarlık kültürümüzle,halk değerlerimizle sarıp sarmalayan,kucaklayan örgütlenmelerdir.

Halk Meclisleri, halkın kendi sözve karar hakkını kullanacağı, iradesiniaçığa çıkaracağı, kendi kaderini ken-disinin belirleyeceği ve politika yap-mayı öğrendiği halk okullarıdır. Halkıedilgen ve atıl durumdan kurtarır,kendi dışından bir kurtarıcı gücüngelip kendi sorunlarını çözeceği bek-lentisinden çıkarıp kendi sorunlarıiçin bizzat kendisinin mücadele etmesigerektiği anlayışını yaratır. Bu dadevrim mücadelesine halkın giderekdaha fazla katılması ve mücadeleningiderek daha da büyümesi anlamınagelmektedir.

Halk Meclisleri, Halkın Öz Örgütlenmeleridir

Halk Meclisleri belli bir ulusun,milliyetin veya dinin-mezhebin yada siyasi bir partinin-grubun alt organıdeğildir. Bundan dolayıdır ki, işçisi,emekçisi, işsizi, esnafı, memuru, ka-dını, erkeği, yaşlısı-genci, Alevisi-Sünnisi, Türkü, Kürdü, Arabı, Lazı,Çerkesi, Boşnağı, Azerisi ile tümulus ve milliyetlerden, halkın gönül-lülük esası üzerinden yönetim işiniüstlendiği HALKIN ÖRGÜTLEN-

MELERİDİR.

Halk Meclisleri sorunların konu-şulup tartışıldığı ve çözüm yollarınınbulunmaya çalışıldığı, halkın birliğinisağlayacak ve güç olduklarını göre-cekleri yerdir.

Halk Meclisleri, halkımızın ya-şadığı heryerde, hayatın her alanında,şehirlerde, mahallelerde, köylerde,fabrikalarda, kamu emekçilerinin ça-lıştığı devlet dairelerinde, bürolarda,aydınlar, sanatçılar içinde ve kültüremekçileri arasında mimar-mühen-disler içinde, serbest meslek sahiplerive esnaflar arasında kurulabilir. ÇünküHalk Meclisleri halkın kendi kendisiniyönetmek için oluşturduğu örgütlen-melerdir.

HALK MECLİSLERİNDE işçi,işsiz, memur, esnaf, köylü, ev kadını,öğrenci yani bizzat halkın kendisigörev alır, faaliyet yürütür. Halkakarşı suç işlememiş, halkın çeşitlikesimlerinden herkes meclislerde yeralabilir.

Sömürü ve zulme karşı olan, dü-zenin baskılarından mağdur olan,halkın aldığı kararlara saygı duyan,adalet, eşitlik, özgürlük isteyen, va-tanını seven, halkını seven, dürüst,namuslu, zalimlere hizmet etmeyen,halka karşı suç işlememiş, halkın çı-karlarını savunmak için mücadeleetmek isteyen herkes HALK MEC-LİSLERİNDE yer alabilir.

Faşizme karşı olmak ve HalkMeclislerinin kararlarına uymak ko-şuluyla, çeşitli uluslar, azınlıklarçeşitli inanç ve düşünceler, meslekgrupları, hatta yöresel, sportif kuru-luşlar, meclislere girebilirler. HalkMeclislerinin amacını baltalamadığısürece, halkın birlikteliğini ve mü-cadelede ortaklığını sağlamak içinfarklı düşünceler, farklı örgütlülükler

de HALK MECLİSLERİNDE yeralabilirler.

Kitleler, Halk Meclisleri ile kendigüçlerinin farkına varırlar. Bu güçile "değişmez", "yapılmaz" olarakgörülen bir çok şeyin değiştirildiğini,yapılabildiğini görürler.

Halk, meclisleri aracılığıyla, kendihaklarına, yaşamına ve onuruna nasılsahip çıkacağını öğrenir ve mahallede,köyde veya işyerinde, halktan birineyönelen saldırının gerçekte kendisineyöneldiğini kabul ederek, giderektüm mahallenin saldırıları toplucagöğüslemeleri gerektiğini yaşayarakkavrar.

Halk Meclisleri halkın her kesi-mini mücadeleye katar. Halkı mü-cadele için eğitir. Halkın bilinçlenmesive sorunların gerçek kaynağını gör-mesini sağlar.

Halk Meclisleri, baskıya, sömü-rüye, ırkçılığa, yozlaşmaya, hırsızlı-ğa-çeteleşmeye karşı mücadele eder.Halkın, ulaşım, sağlık, barınma, eği-tim hakkı için mücadele eder. Devletinve sivil faşistlerin, emperyalizminsaldırılarına, katliamlarına karşı mü-cadele eder. Halk Meclisleri halkınsorunlarını kendi özgücüne dayanarakçözme temelinde bir araya geldikleriiçin, halkın yerel-yaşamsal sorunla-rında olduğu gibi, sosyal-siyasal,ekonomik-demokratik sorunlarınıçözme mücadelesinin de taban ör-gütlenmeleridir.

Halk Meclislerinde yer alan halk,mahallesinde, ülkede ve dünyada ya-şanan her şeyle ilgilenir. Tartışır, öğ-renir, öğretir, kararlar alır, uygular.

Halk Meclisinin "Hukuk ve Ada-let" Komiteleri komisyonları, halkınarasındaki sorunları, anlaşmazlıklarıhiçbir özel çıkar gözetmeksizin elealır ve çözerler.

Yürüyüş

27 Eylül2015

Sayı: 488

OKULA KAYIT HARAÇLARINI ÖDEMİYORUZ! BOYKOT EDİYORUZ!116

Page 17: Okula Kayıt Haraçlarını Ödemiyoruz! BOYKOT EDİYORUZ!yuruyus.biz/pdf/pdf/488.pdf · Bağc ılar, Bahçelievler, Bakırköy gibi ad ı geçen mahalleler yoksul hal-kımızın

Halk Meclisleri Halk Kültürümüzü Koruma, Sosyalist Kültürü Yaratma, Yaygınlaştırma Mevzileridir!

Halk Meclisleri, kapitalizmin beni,bireyciliği, bencilliği yayan kültürünekarşı; birliği ve dayanışmayı, pay-laşmayı, imeceyi, kolektivizmi temelalır. "Ben"in yerine "biz"i koyar,halk kültür ve değerlerini savunurve geliştirir.

Emperyalist, yoz, kozmopolit, çü-rümüş kültürlerini medya, sinema,TV dizileri ve aşağılık-pespaye ideo-lojilerinin ürünü programları aracılı-ğıyla uyuşturucu, fuhuş, alkol batak-lığına sürükleyerek, bencilliği, birey-ciliği, kendini kurtarma, zayıfı ezme,güç karşısında boyun eğme ve itaatetmeyi öğreterek yaymaya çalışıyor.Yalanlarla-demogojilerle, günün 24saati beynimize zehir akıtıyorlar. Bizibiz yapan temel halk değerlerimizçürütülerek halk olarak birliğimiz,gücümüz parçalanmak isteniyor.

Diğer yandan, “Gemisini kurtarankaptandır.”, “Hiçbir şey için ölmeyedeğmez.”, “Bağımsızlık diye birşeyyoktur.”, “Sömürge-sömürgeci değil,stratejik ortağız.” gibi yalanlarla em-peryalist sömürü zincirinin kalıcı birhalkası olmamız dayatılıyor.

Paylaşım, dayanışma, fedakarlık,zalime-zulme boyun eğmeme, öz-gürlük, bağımsızlık tutkumuz, halkınıvatanını canı bedeli sevme-korumagibi temel değerlerimiz yok edilmekisteniyor.

Halk Meclisleri, tüm bu saldırılarakarşı koyabilmek için, kültürel sa-vaşımızda en temel mevzilerden bi-ridir. Halk Meclisleri, halk ve vatansevgisini sürekli canlı tutar; feda-karlık, vefa, sadakat, sevgi ve saygıgibi değerlerimizi sahiplenir, geliştirir.Emperyalizme ve faşizme karşı di-reniş geleneğini büyütür.

Bu düzene karşı mücadelemizinaynı zamanda ideolojik-kültürel alandada olduğunu asla akıldan çıkarmamakgerekir. Halk Meclisleri halk kültü-rümüzün olumlu değerlerini yaşatmak

ve sosyalist kültürümüzle özleşmesinisağlamak için mücadele eder.

-Halkın siyasal, kültürel eğitiminigüçlendirecek, okuma-yazma öğret-mek, üretim faaliyetleri geliştirmek,

-Tarihimizi, geleneklerimizi yeninesillere-gençlerimize-çocuklarımızaaktarmak, -emperyalizmin kültürelkalıntılarını, alışkanlıklarını gençle-rimizin ve halkımızın yaşamındansöküp atmak, yeni gelenekler yarat-mak, halkların kültürlerini öğrenmek,

Halk Meclisleri sadece bugünündeğil, Halk İktidarının da örgüt-leridir.

Halkı örgütlemek, halkı devrimekazanmaktır! Halk Meclisleri anti-emperyalist, anti-oligarşik devrimintaban örgütlenmeleridir.

Halk Meclisleri, gizli değil, meş-ru-açık örgütlenmelerdir. Meşrulu-ğunu haklılığından ve kararlı müca-delesinden alır.

Halk Meclisleri Parti-Cephe’ninhalk içindeki kökleridir. Bu kök, top-rağın derinliklerine işledikçe, toprağınaltında dal-budak salıp sökülmesiimkansızlaştıkça, devrim güçlenir,zafer yakınlaşır.

Partinin politikalarını halka ulaş-tıran, Cepheyi halklaştıran ve güç-lendiren örgütlenmelerdir.

En ağır baskı koşullarında biletavır ve eylem birlikteliğini yarata-bilmenin en temel araçlarından biridirHalk Meclisleri. Devrimin ihtiyacıolan tüm lojistik olanakların, bilgive istihbaratın, kadro, savaşçı ve ta-raftar kaynaklarının devrime, Parti-Cephe’ye akıtıldığı kanallardır.

Halk, Halk Meclislerinde Kendi Kendini Yönetmeyi Öğrenir!

Halk Meclisleri, demokratik mer-keziyetçilik ilkesi ile faaliyet yürütür.Kararlarını oy çokluğu ile alır. Buhaliyle "kendi kendisine yönetme"olarak tarif edilen demokrasinin hayatbulduğu en temel organdır.

Kararların oluşumunda söz sahibiolmayan, ikna olmayan, kararları içinesindiremeyen veya karar alma süre-cinde kendisini bulamayan insanların,kararların uygulanmasına katılmalarısahiplenmeleri veya layıkıyla yerinegetirebilmeleri çok zordur. Bu nedenlebütün üyelerin meclise öneri sunmahakkı vardır. Yine bu nedenle kararlarçoğunluk esasına göre alınır. Çoğun-luğun aldığı kararlara herkesin eleştirihakkı, saklı kalmak kaydıyla uymazorunluluğu vardır.

Halk Meclislerinin aldığı kararlarher zaman istenilen mükemmellikteolmayabilir; içinde eksiklikleri ba-rındırabilir, geri olabilir, yetersiz,sorun çözücü olmayan kararlar alabilir.Ancak, "halkın ve devrimin aleyhineçok önemli bir durum doğmadıkça"kararlara uyulmalıdır. Herkes alınankararlara saygı duymalıdır

Olumsuzluklar da ortaya çıka-caktır. Bundan korkulmamalıdır.Olumsuzluklar, doğru düşünce vepratik karşısında erimeye, giderekde yok olmaya mahkumdur.

HALKIN İKTİDARINDA Mad de 13- Hal kın yö ne ti me ka -tıl ma sı nın te mel bi çi mi ve ku ru -mu Mec lis ler dir. De mok ra tikHalk Cum hu ri ye ti’nde halk, Mec -lis le ri ara cı lı ğıy la söz ve ka rarhak kı nı doğ ru dan kul la nır. HalkMec lis le ri, hal kın ken di yö ne timbi rim le ri ni seç me si, de net le me sive gö rev den ala bil me si esa sı üze -rin de yük se lir. Halk ye rel, böl ge -sel, mes le ki her dü zey de Mec lis -ler de ör güt le ne rek ül ke yö ne ti mi,eko no mi si, po li ti ka sı hak kın dapo li ti ka üre ti mi ne, ka rar la rın alın -ma sı, uy gu lan ma sı ve de net len -me si sü reç le ri ne ka tı lır.

Mad de 14- Hal kın yö ne ti me ka -tı lı mı te mel ola rak, Ge nel HalkMec li si, Böl ge, İl, İl çe, Ka sa ba,Köy, Ma hal le Mec lis le ri, İş çiMec li si, Köy lü Mec li si, Genç likMec li si, Es naf Mec li si, Me murMec li si, As ker Mec li si, Ay dın-Sa nat çı Mec li si, Hu kuk çu lar,Mi mar-Mü hen dis ler vb. çe şit lihalk ke sim le ri nin Mec lis le ri vedi ğer top lum sal, mes le ki, sen di kalör güt len me ler ve si ya si par ti lerara cı lı ğıy la ger çek le şir. ... (HalkAnayasası Taslağı)

27 Eylül2015

Yürüyüş

Sayı: 488

17HALKIMIZ! AKP’YE KAYIT HARAÇLARINI ÖDEMEYİN!

Page 18: Okula Kayıt Haraçlarını Ödemiyoruz! BOYKOT EDİYORUZ!yuruyus.biz/pdf/pdf/488.pdf · Bağc ılar, Bahçelievler, Bakırköy gibi ad ı geçen mahalleler yoksul hal-kımızın

“Biz Avrupa’ya gelmek istemi-yoruz” bir çığlık gibi dökülen busözler 12 yaşındaki Kenan’a ait.Ancak bir çocuğun anlatabileceği ka-dar yalansız ve hesapsız olan kelimelermilyonlarca Suriyelinin Azrail’le elele düştüğü göç yollarında “ne işininolduğu” çıplak gerçeğinin üstünü ka-patmak isteyenlere inat, gün yüzüneçıkartıyor.

Emperyalistler veİşbirlikçileri İseMültecilerin AcılarınıGörmede Kör, SesleriniDuymada Sağırlar

Avrupa ülkelerinin göçmen kabuledeceği hakkında basında ve özelliklesosyal medyada yayılan haberler üzerinegeçen hafta salı günü binlerce Suriyelimülteci İstanbul Büyük Otogarı’nageldi. İstekleri Kapıkule Sınır Kapısı’nagitmekti. Sınırı geçecek, Avrupa ülke-lerine en çok da Almanya’ya gideceklerve böylece “hayatta” kalabileceklerdi.Yine hiç birşey onların düşündüğü gibigerçekleşmedi. Tıpkı ülkelerinden çık-tıkları andan itibaren başlarına gelenlerdeolduğu gibi...

Yasaklanması nedeniyle otobüsfirmaları kendilerine Edirne biletisatmadı. Bazıları TEM otoyolundan

yürüyerek Edirne’ye ulaştı. Geridekalan binlercesi Esenler’de oturmaeylemi başlattı. İçlerinden Aliya Ali"Geceleri çok üşüyoruz. Su yok, tu-valet yok. Ne yapacağımızı şaşırdık.Avrupa'ya gitmek istiyoruz."sözleriyleyaşadıkları çaresizliği anlatıyor.

Edirne’ye ulaşmayı başaranlarınyolunu polis kesti ve sınıra gitmelerineizin verilmedi. Büyük bölümü SarayiçiKırkpınar Güreş Alanı’nda kurulankampa yerleştirildi. Kamptan kaçanyaklaşık 300 kişilik grup şehir mer-kezindeki İlhan Koman Parkı’ndaaçlık grevine başladı. Seslerini du-yurmaya çalışıyorlar. Talepleri, sı-nırların açılması.

Varolan tablonun yaratıcısı em-peryalistler ve işbirlikçileri ise mül-tecilerin acılarını görmede kör, ses-lerini duymada sağırlar. Aylan bebeğinkıyıya vuran cesedi gibi örnekler iş-ledikleri cinayetleri kör gözlere bilegösterince, birkaç sahte gözyaşı dö-kerek halkların tepkisini dizginle-mekten ibaret bütün yaptıkları.

Bu arada ola ki geçen olursa diye,sınırlara asker üstüne asker yığıyorlar.Türkiye’ye “Sınırları açmayın, Sır-bistan, Macaristan vb. ülkelere “Ge-çişlere izin vermeyin, durdurun!”emirleri yağdırıyor emperyalist efen-diler. Uşaklar da aldıkları emirleriikiletmeden yerine getiriyor.

“Savaştan Kaçtık Burada Hastalıktan Öleceğiz”

Edirne ve İstanbul Esenler Otoga-rı’nda dokuz gündür bekleyen Suriye-li’lilerin bir kısmı zorla Osmaniye’dekikamplara götürüldü. Kent merkezindekiİlhan Koman Parkı’nda açlık grevi ya-pan 300 mülteci ise polis tarafındanzorla parktan çıkarıldı. Bir kısmı Sara-yiçi’ne, bir kısmı İstanbul’a götürüldü.Kalan iki binden fazla Suriye’li ne ya-pacağını bilemez durumda. SarayiçiMeydanı iki gün önce yağan yağmurlagöle döndü. 4 çocuğuyla yaşam savaşı

veren Fatma Esma Davut: “Savaştankaçtık burada hastalıktan öleceğiz.”

Bir şekilde Doğu Avrupa ülkelerineulaşmayı başaranlar daha iyi durumdadeğil. Kuzey ülkelerine geçiş kapısıolan Sırbistan, Macaristan, Make-donya gibi ülkelerde göçmenlerinyolculuklarına izin verilmiyor. Ulus-lararası Af Örgütü 15 Eylül’de Ma-caristan polisinin mültecilere saldı-rısında biri başından olmak üzere 7çocuğun yaralandığını, bir çocuğunkör kaldığını, 4 çocuğun ailelerindenayırıldığını açıkladı. Aynı saldırıda60 kişi gözaltına alındı.

Yunanistan ve Makedonya üze-rinden Almanya'ya gitmek isteyenmülteciler, Yunanistan -Makendonyasınırında sıkışıp kaldılar. Üç gün yağ-mur altında beklediler. Mültecilerinçoğu geceyi ormanda yerlerde uyu-yarak geçirdi. Makedon sınırını geç-mek isteyince polis ve asker joplarlasaldırdı.

Suriye’de iç savaşın fitili bundan4 yıl önce 2011 yılının Mart ayındaateşlendi. Zira emperyalist çıkarlargereği yönetimi değiştirilecek 22 ül-keden biriydi Suriye. WashingtonPost'un 7 Mart 2003 tarihli nüshasındaABD'nin eski Dışişleri Bakanı Con-doleezza Rice, "Fas'tan, Basra Kör-fezi'ne kadar, Ortadoğu'da 22 ülkeninsınır ve haritaları değişecek" sözleriylekanlı planlarını açıklamıştı.

Aradan geçen 4 yılda 300 bin Su-riyeli öldürüldü, bir milyonu yaralandı.Sadece bu yıl en az 2.500 Suriyeligöç yolunda, Ege ve Akdeniz’in su-larına gömüldü. Irak, Türkiye, Lübnan,

300 Bin Suriyeli’nin Ölmesine, 8 Milyonunun Göç Etmesine Neden OlanlarSuriye’deki Savaşı Başlatan Emperyalistlerdir

“BİZ AVRUPA'YA GELMEK İSTEMİYORUZ!.. SADECE SURİYE'DEKİ SAVAŞI DURDURUN!”

Yürüyüş

27 Eylül2015

Sayı: 488

OKULA KAYIT HARAÇLARINI ÖDEMİYORUZ! BOYKOT EDİYORUZ!18

Page 19: Okula Kayıt Haraçlarını Ödemiyoruz! BOYKOT EDİYORUZ!yuruyus.biz/pdf/pdf/488.pdf · Bağc ılar, Bahçelievler, Bakırköy gibi ad ı geçen mahalleler yoksul hal-kımızın

Ürdün ve Mısır’da 4 milyon Suriyelimülteci var. Bir o kadarı da iç göçleevini, şehrini terk etti.

Suriyelileri öldüren, evsiz, işsiz,aç-açık bırakan emperyalist devletlerdir.Sınırları açmak, mültecilik hakkı tanı-mak Suriyelilere bir lütuf, iyilik değil.Bu bir borç! Ödediklerinin yaptıklarınıasla karşılamayacağı bir borç.

Öte yandan çare Avrupa’ya gitmekdeğil. Esenler Otogarı’nda bekleyen

iki çocuk annesi Khalaf Alkorde:“Yardım gelmezse, ayrıca burayapolis de gelirse oğlumu öldüreceğim.İnsanlar Suriye'de ölüyorsa, Alman-ya'ya gidip ölüyorsa burada ölsündaha iyi." diye isyan etti.

Haklı bir isyan. Fakat bulduğuçözüm yanlış. Öldürmek için seçtiğikişi çocuğu, öldüreceği yer Türkiyeolmamalı. Öldürecekleri kişiler, onlarıvatansız bırakanlar olmalı. Öldüre-

cekleri kişiler; onları ülkelerinde,göç yollarında işkencelerle katleden-ler, ırzlarına geçenler olmalı. Öldü-recekleri kişiler; onları açlığa, sefaletemahkum edenler olmalı. MilyonlarcaSuriyeli ölümü, göç yollarında gözealmak yerine ülkelerinde, ülkelerininemperyalislerin beslemesi çetelerdenkurtarılması için savaşırken göze al-malı. Canlarını, onurlarını, namus-larını, böyle koruyabilirler. ancak!..

Okmeydanı Halk Cephesi TOBBBaşkanı Rıfat Hisarcıklıoğlu’nun yaptığıaçıklamaya ilişkin 17 Eylül’de bir açık-lama yaptı. Açıklamada: “İşsizlere, işbuluncaya kadar ekmek götürecek birparayı sağlayan ‘İşsizlik Fonu’na dahigöz koyacak kadar alçaklaşanlar, reisleriTayyip Erdoğan’ın direktifiyle 78 milyonhalkımıza klasik terör demagojisiylekardeşlik çağrısı yapıyorlar. Gelin fitneateşini beraber söndürelim diyorlar.Lakin hiç şaşırmıyoruz. Bunu da toplusözleşme masalarında işçileri satmayıher daim görev edinmiş sendikalarla

beraber yapıyorlar. Çeşitli provokasyonlarla halklar ara-

sına fitne ekip bölen de sizsiniz, vatantoprağının her karışını bitmez tükenmekbilmeyen kar hırsıyla parsel parsel satanda siz… Terörist de sizsiniz, bu vatanaihanet edenler de siz.. Kürt halkımızıyediden yetmişe top atışlarıyla, kanas-larla, işkencelerle katledende sizsiniz.Tüm Türkiye halklarını soyup soğanaçevirende siz… 14 bin 712 işçiyi iş ci-nayetlerinde katledende siz, açlık sınırıaltında yaşamasını reva görenler desiz” denildi.

Adalet İstemektenVazgeçmeyeceğiz!

Adalet İstiyoruz Kampanyasıkapsamında Adana’da 20 Eylül’deİnönü Parkında basın açıklamasıyapıldı. Adana Halk Cephesi’ninyaptığı açıklamada Mersin’de göz-altıların yaşandığı kampınamacı,katil polislerin neden sal-dırdığı ve yaptığı işkencelerinyanı sıra tutuklananların da nedentutuklandığı anlatıldı. Basın açık-lamasına kamptayken gözaltınaalınıp tutuklanan Hasan Farsak’ınanne ve babası da katıldı. Toplam8 kişinin katıldığı açıklama “Ada-let İstiyoruz” sloganlarıyla sonbuldu.

Düzene Alternatifiz Sorunlarımıza Tek ElTek Yürek Olacağız!

Sarıgazi’de 18 Eylül’de Halk Meclisitoplantısı yapıldı. Saat 20.00’da başlayantoplantıda Halk Meclisine katılan kişilerarasındaki ilişkilerin nasıl olması gerektiğikonusunda eğitim çalışması yapıldı. Ça-lışmada Halk Meclisi içindeki ilişkilerinhalka örnek olması gerektiği, bireyselliğinyerine dayanışma, fedakârlık ve ortakhedefler için çalışmanın geçirilmesi ge-rektiği tartışıldı. Sorunları çözerken yol-daşlık ilişkilerinin yol gösterici olmasıgerektiği vurgulandı. Ardından mahallehalkının ve esnafların sorunlarıyla ilgi-lenmek üzere iki ayrı sorun çözme ko-mitesi kuruldu. Bu komitelerin çalış-maları için program oluşturuldu.

Bilgi Güçtür, Okuyacak ÖğrenecekMücadelemizi Büyüteceğiz

Karadeniz Özgürlükler Derneği’nde 18 Eylül’de “Faşizm” konulu bir se-miner çalışması yapıldı. Seminer 18.00’da başladı. Seminerde; Faşizm nedir?Nasıl şekillenmiştir? Faşizmin iki temel aracı terör-demagoji... Milliyetçilik ilefaşizm aynı şey midir? Baskıcı her yönetim faşizm midir? Ve bunu benzerbaşlıklarda faşizmin ne demek olduğu, bugün ülkede var olan uygulamalarlaörneklendirilerek anlatıldı. Soru cevap kısmından sonra bitirilen çalışmaya 4kişi katıldı.

Korkularınızı Büyütmeye Devam Edeceğiz

Gebze Çayırova’da 18 Eylül’de işkence ile gözaltına alınan ve 20 Eylül’desavcılığa çıkarılarak tutuklanan Cemil Kurt için Kıraç Kuruçeşme mahallesinde2 adet “Cemil Kurt Onurumuzdur / Halk Cephesi” yazılaması yapıldı. Aynı güniçerisinde, 8 Eylül’de Karanfiler Kültür Merkezi baskının yapıydı. Gözaltınaalınıp tutuklanan Özcan Bayram’ı sahiplenmek için 2 adet “Özcan BayramOnurumuzdur/ Halk Cephesi” yazılaması yapıldı.

Fitne, Baş Düşman Amerika’dır! Fitneciler; Tayip Erdoğan,

İşbirlikçisi Yerli Tekelci Burjuvazidir!

27 Eylül2015

Yürüyüş

Sayı: 488

19HALKIMIZ! AKP’YE KAYIT HARAÇLARINI ÖDEMEYİN!

Page 20: Okula Kayıt Haraçlarını Ödemiyoruz! BOYKOT EDİYORUZ!yuruyus.biz/pdf/pdf/488.pdf · Bağc ılar, Bahçelievler, Bakırköy gibi ad ı geçen mahalleler yoksul hal-kımızın

Halk Cephesi olarak, 13 Eylül ge-cesi Cizre Halkı ile dayanışmak içinyola çıktık. Cizre’ye doğrudan gidenotobüs bulamadığımız için Urfa üze-rinden önce Diyarbakır’a, sonra Ciz-re’ye gitmeye karar verdik.

Geç vakit Diyarbakır’a ulaştığımıziçin o gece Diyarbakır’da kaldık.

Salı sabahı araba kiralayıp 9.30gibi Cizre’ye yola çıktık. Saat 12.30gibi Cizre’ye vardık.

Cizre’ye on beş kilometre kala jan-darma durdurup kimlik kontrolü yap-mak istedi. Avukatlarımız yanımızdaydıve kimliklerimizi vermeyeceğimizisöyledik. Sonra içeriye göz attı, “Delici,kesici alet var mı” diye sordu. Sonrakimlik kontrolünden vazgeçti.

Cizre’ye ulaştığımızda ilk iş olaraktaziye evine gittik. Belediyeye ait birbinayı taziye evi yapmışlar, bayraklarşehit resimleri asmışlar sokağa. Bütünşehit aileleri orada, halk da orada.Şehit aileleri gelenleri ayakta karşılıyor,tek tek herkesin elini sıkıyor. Biz dehepsiyle selamlaştık.

300-400 kişi vardı. Nereden gel-diğimize ilişkin açıklama yaptı bir ar-kadaşımız. Direnişi selamladı, daya-nışma için geldiğimizi anlattı, başsağlığıdiledi. Mikrofondan dua okuyan, ko-nuşmalar yapan kişi bizi tanıttı. SonraHalk Cephesi adına Fatiha okuttular.Fatihadan sonra bize konuşma yap-mamız için söz verdiler.

Arkadaşımız konuşmasında“Acılarını paylaşmaya geldi-ğimizi, düşmanımızın AKPfaşizmi ve onu besleyen Ame-rika olduğunu, halkların kardeşolduğunu ve bize yaşatılanlarınhesabını hep birlikte soraca-ğımızı” anlattı.

Burjuva Medyadan İzlediklerimizle GördüklerimizArasında Uçurum Var

Daha sonra Cizre’de yaşayan birarkadaşımızın ailesi ile birlikte, direnişinyaşandığı Nur Mahallesi’ne geçtik.

Bizim gittiğimizde mahalle halaabluka altındaydı. Sokak başlarınızırhlı araçlar tutuyor, ara ara sokakortalarına geliyorlardı.

Halk, hendek kazmaya ve çuvallarakum doldurmaya devam ediyordu.YDG-H nöbet tutuyordu.

Mahalleyi baştan sona dolaştık,evlere girdik, girdiğimiz her eve İs-tanbul’dan geldiğimizi, Halk Cepheliolduğumuzu anlattık.

Burjuva basından izlediklerimizile gördüklerimiz, dinlediklerimiz ara-sında uçurum var. Bir mahalleyi yerlebir etmişler. Nedereyse oturacak evkalmamış mahallede. Bütün binalardelik deşik, duvarlarda koca koca de-likler var, binlerce kurşun izi var. Du-

varlardaki büyük deliklerin nasıl oluş-tuğunu sorduk; "top atıyorlar" dediler.Bütün evlerin kapısı kırık, panzerlerledalıp kırmışlar tüm kapıları.

Esnafın dükkanlarını, duvarları dapanzerlerle yıkmışlar. Evin içinde on-larca kişi varken roket atmışlar, havankullanmışlar. Evler tahrip olmuş, birçok ev tamamen yıkılmış, bir ev ta-mamen yanmıştı. Kurşunlanmayan evyok gibi, evler dışında birkaç işyeride tahrip olmuştu. Televizyonda Filistinevlerinin görüntülerini görüyorduk,burası da oraya benziyordu.

Özellikle Evlerin YiyecekDepolarına veMarketlere Saldırmışlar

Her taraf paramparça. Halk sokaktaya da sağlam kalan bir odada onlarcakişi yatıyor. Özellikle evlerin yiyecekdepolarına ve marketlere saldırmışlar,yiyecek-içecek tükensin diye. 8 günboyunca ne su, ne elektrik ne de in-ternet, hiçbir şey yokmuş. Su depolarınıda özellikle patlatmış özel harekatçı-lar.

Buldukları çamurlu suları içmişhalk susuzluktan. Cizre çok sıcak biryer. Nur Mahallesi’nin sokakları hay-van leşleri yüzünden çok kötü koku-yordu. Susuzluktan hastalıklar başgöstermiş.

Bir eve roket atmışlar, roket attıklarısırada evdekiler ve oraya sığınan kom-şularla birlikte 17 kişi roketin girdiği

AKP Faşizmi, Roketlerle, Panzerlerle, Toplarla Cizre’yi Kuşattı,Bombalarla, Kurşunlarla Kürt Halkını Katletti

KATLİAMIN HESABINI SORACAĞIZ!Kürt Halkıyla Dayanışmak İçin Cizre’ye Giden Halk Cephelilerin Anlatımı:

Yürüyüş

27 Eylül2015

Sayı: 488

OKULA KAYIT HARAÇLARINI ÖDEMİYORUZ! BOYKOT EDİYORUZ!20

Page 21: Okula Kayıt Haraçlarını Ödemiyoruz! BOYKOT EDİYORUZ!yuruyus.biz/pdf/pdf/488.pdf · Bağc ılar, Bahçelievler, Bakırköy gibi ad ı geçen mahalleler yoksul hal-kımızın

odanın yanındaki odada uyuyorlar-mış.

Nur Mahallesi’ni karşıdan görenbir tepe var. Belediye bu tepenin üze-rine Mem-u Zin Kültür Merkezi yap-mış ama daha hiç kullanılmadan ka-rargaha çevirmiş polis burayı. Keskinnişancılar oranın üst katından hedefalıp katletmişler halkı.

Hala sokaklarda çatışma hazırlığıyapıyorlar, hendek kazıyorlar, kumtorbalarını dolduruyorlar.

Halk buna rağmen moralli, öfke-liydi. Direnmenin gururunu taşıyor-lardı.

Birkaç kirpiyi(zırhlı araç) içinde-kilerle birlikte tahrip etmişler. Özelliklebunları gösteriyorlardı.

Savaş, halkları saflaştırıyor,bilinçlendiriyor...

Bizi mahallede dolaştıranlar örgütlükişilerdi. 8 gün boyunca nöbet tut-muşlar, bize yaşadıklarını anlatmaya,duyurmaya çalışıyorlardı.

Bizim bir arkadaşımızın dayısı daevinin önünde beklemiş, orada nöbettutmuş. Her bomba atımında sokaklaraçıkıp birileri zılgıt çekiyormuş. Birileritava tencereye vurarak gürültü yapı-yorlarmış. Hem halka moral vermekhem de düşmana korku uyandırmakiçin yapıyorlarmış.

“Halk evinde durmadı, kapısınınönünde bekledi” diyordu bize mahal-leyi gezdirenler. Küçük çocuklarına,“düğün var, korkmayın!” demiş, ço-cukları bir iki gün böyle kandırmışlar,sonra çocukları “biz ölecek miyiz?”diye sormaya başlamışlar.

“Özel Harekatçılar IŞİD’cilere ben-ziyorlardı” diyorlar. Özel Harekatçılarözellikle yüksek evlere giriyor, çatı-

lardan nişan alıyor-larmış. Kimse ÖzelHarekatçılara “evi-me girmeyin” di-yemiyordu” dedi.

Ç a t ı şm a l a rdaha çok gece yo-ğunlaşıyormuş.

Belediye ev veişyerlerinde hasartespiti yapıyordu.Halk “Zararları karşılayacak” diyor-lardı.

Taziye ziyaretleri esnasındaki ih-tiyaçları ve mevlüt masraflarını bele-diye karşılıyormuş.

12 Yaşındaki Kızını 4 Gün Peynir İçin Kullandıkları Buzdolabında Saklayan Baba Konuştu

Mahalledeki görüşmeleri bitirinceHDP ilçe binası önüne geldik. Yöne-ticilerden birisi dışardaydı, neredengeldiğimizi sordu. Halk Cephesi’ndengeldiğimizi anlattık ve kurum kurumkendimizi tanıştırdık.

HDP binasının da kapısı parça-lanmıştı, dışarda selamlaştık, bize ıs-rarla içeriye çağırdılar, kısa bir süre-liğine girdik. HDP ilçe başkanı ve biravukat vardı.

Bize “Burayı nasıl buldunuz?”diye sordu.

“AKP, kriz içinde, sürekli saldırıyor.ABD ile anlaştığı için daha azgıncasaldırıyor. İntikam almaya çalışıyor,bunun karşısında direnmek dışında birseçenek sunmuyor. Direnmeliyiz, on-lara teslim olmamalıyız, bu saldırı an-cak daha büyük bir direniş ile püskür-tülebilir. Burada biz de direnişi gördük,halkın direndiğini gördük” dedik.

Sonra açıklama yapmak istediği-mizi söyledik. “Halkın en yoğun ol-duğu merkezi yer nerede ise oradaaçıklama yapmak istiyoruz “dedik.

Onlarda ısrarla “taziye evinin ol-duğu yerde yapın, daha iyi olur, halkınmorali için iyi olur” dediler. Taziyeevinin orada açıklama yapıldı. Açık-lamaya iki şehit babası da katıldı vekonuşma yaptılar.

12 yaşındaki kızını 4 gün peyniriçin kullandıkları buzdolabında sak-

layan baba konuştu. Onların söyle-dikleri her şeyin bizim için önemliolduğunu, ne anlatırlarsa bizim deonu herkese anlatacağımızı söyledik,yoksa konuşacak halde değillerdi. Bizaçıklama yaparken basından sadeceDİHA vardı.

Cizre’den Diyarbakır’a geçtik. Er-tesi gün de Diyarbakır’da basın açık-laması yaptık. Birgün önce açıklamanınçağrısı yapılmıştı zaten. Cizre’de çek-tiğimiz fotoğraflardan 5 tane dövizyaptırdık, izlenimlerimizi yazdığımızbir açıklama yazdık ve Diyarbakır’ınOfis denen yerinde açıklama yaptık.

Bir hafta önce HDP’ye basın açık-laması yaparken saldırmışlar. Biz git-tiğimizde de yığınak yapmışlardı. Akrep,TOMA, çevik kuvvet bekliyordu. Avu-katımız amirlerine "az gelmişsiniz"dedi.

Karar aldıkları çok belli, Cizre gi-rişinden bu yana hiç dokunmadılar.Herhangi bir saldırıda direniş yaşa-nacağını bildikleri için gümbürtü kop-masın diye özel bir karar aldılar muh-temelen.

Açıklama yapacağımız yerde deçok kibar ve esprili davranmaya çalı-şıyorlardı. Açıklamayı kimin okuya-cağını sordular, Halk Cephesi’ninaçıklaması dedik, kişi olarak kim dedi,seni ilgilendirmez dedik, "Yok canımmerakımdan sordum sadece, tabi söy-lemek zorunda değilsiniz" dedi. "Et-rafımızdan çekilin, açıklama yapaca-ğız" dedik. Yılışık yılışık "tabi tabi"deyip çekildiler. Eylem bitince deaçıklama yapanın adını sordular, söy-lemeyecek misiniz dediler, söyleme-yeceğiz dedik. Habertürk muhabirivardı, basın metnini istedi, basın kartınıgörüp ona verdik metinden.

Diyarbakır’da açıklama yaptıktansonra İstanbul’a döndük.

27 Eylül2015

Yürüyüş

Sayı: 488

21HALKIMIZ! AKP’YE KAYIT HARAÇLARINI ÖDEMEYİN!

Page 22: Okula Kayıt Haraçlarını Ödemiyoruz! BOYKOT EDİYORUZ!yuruyus.biz/pdf/pdf/488.pdf · Bağc ılar, Bahçelievler, Bakırköy gibi ad ı geçen mahalleler yoksul hal-kımızın

AKP’nin katliam yaptığı Cizre’ye giden Halk Cephesiüyeleri, İstanbul’a döndükten sonra Cizre halkıyla daya-nışmak için 19 Eylül’de bir yürüyüş yaptı.Hesap soransloganların atıldığı yürüyüşe 120 kişi katıldı. Cizre’yegiden Halk Cephesi heyeti konuşma yaptı.Yapılan konuş-mada, “Cizre’de insanların evlerinin roketlerle, toplarlavurulduğunu gördük, şehit analarının acısını yüreğimizdehissettik. Her sokak başına yerleştirilmiş zırhlı araçlarla,halkın üzerinde uygulanan katliamların son bulmadığını,en ufak bir muhalefette tekrar edeceğini gördük.

“Devlet’in Cizre’de yaptığı katliamların kiniyle geldik.”sözleri sarf edildi. Ardından Halk Cephesi adına yapılanaçıklamada, bütün bu yaşananların barış politikalarıyla,çözüm süreciyle çözülemeyeceği ortak düşman ABD’yeve faşizme karşı halkların birliğinden başka kurtuluş yolu

olmadığı vurgulandı.

Cizre'de Katledilenler Halktır!AMED HALKIN HUKUK BÜROSU Cizre halkına

yapılan katliamı teşhir etmek adına basın açıklaması yap-mıştır.Yapılan açıklamada;"Cizre’de 23 kişi katledildi.Ekmek almaya giden, çatıda yatan Kürt halkımız katledildi.Gelin kaynana birbirine sarılarak katledildi. İnsanlar evle-rinden çıkamadılar. 32 günlük bebek ambulans gelmediğiiçin katledildi. Cenazesi dondurucuda bekletildi. Gençlerkatledildi, cenazeleri dondurucuda bekletildi. Böyle biracıyı anlatmak mümkün mü? Bir halk genci – yaşlısı,kadını – erkeği katledilmiş. Cenazeler suçlanıyor. Katle-dilenlerin aileleri cenazeleriyle günlerce aynı odadakalmışlar, aileler suçlanıyor. Bu halk düşmanlığının açıkitirafıdır. Bu yeni katliamların yapılacağının itirafıdır. Buhalkın meşru direnme hakkını istediği zaman kullanabile-ceğinin ilanıdır. Zulmün sahiplerine tarihi hatırlatmakisteriz; zulüm sonsuza kadar sürmemiştir. Hiçbir zalimsonsuza kadar zulüm yapamamıştır. Halk en yoğun baskınınyaşandığı koşullarda bile direnme yollarını bulmuş ve di-renmiştir. Gerçek güçlüdür. En karanlık anda bile yolunuaydınlatır. Hiçbir yalan, demagoji gerçeğin üstünü örtemez.Nitekim örtemiyor. Cenazelerimiz gerçeği haykırıyor, bizkatledildik. Halk katledildi. Sorulması gereken hesaplarabir tanesi daha eklendi. Ve halkımız yapılan katliamlarıda, kendisini katledenleri de unutmayacaktır. Yine hatırlatmakisteriz tarih yalan – dolanla değil, kanla yazılıyor. "denildi.

AMED HALKIN HUKUK BÜROSU

Muradiye Mah. Gürsel Cad. Kaynarca Apt.No:51/5 BAĞLAR / DİYARBAKIRTel: 0.412.235 99 [email protected]

Okmeydanı Halkı: "Kürt Halkının Destekçisi Değiliz,Kürt Halkımıza Yapılan Saldırıların

Muhatabıyız!"

Yürüyüş

27 Eylül2015

Sayı: 488

OKULA KAYIT HARAÇLARINI ÖDEMİYORUZ! BOYKOT EDİYORUZ!22

"Cizre Halkına Yapılan Katliamın Hesabını Soracağız"

Sarıgazi’de, 17 Eylül’de, “Cizre’de Katleden AKP’dir,Hesabını Soracağız/ Halk Cephesi/Liseli Dev-Genç” pan-kartıyla yapılan yürüyüşte “Cizre Halkı Yalnız Değildir”,“ Cizre’nin Hesabı Sorulacak”, Cizre’de Katleden AKP’dir”,“Katillerden Hesap Sorduk, Soracağız” sloganları atıldı.

Demokrasi Caddesi’nin ortasına gelindiğinde katil po-lisler iki akreple kitleye saldırdı. Ses bombası ve gazbombalarıyla kitleye saldıran akreplere, ara sokaklardançıkan Cepheliler ve kitle havai fişeklerle, taşlarla karşılıkverdi. Mahalleye girmeyi başaramayan katil sürüsü çılgınadöndü ve Pir Sultan Abdal Parkı’ndaki halka megafonlaküfürler etti.

Saat 22.30’a kadar devam eden çatışmalar, polisinmahalleyi terk etmesiyle son buldu.

Page 23: Okula Kayıt Haraçlarını Ödemiyoruz! BOYKOT EDİYORUZ!yuruyus.biz/pdf/pdf/488.pdf · Bağc ılar, Bahçelievler, Bakırköy gibi ad ı geçen mahalleler yoksul hal-kımızın

17 Eylül’de Ankara Tandoğan’da 14 Kurumunçağrısıyla, “TERÖRE HAYIR KARDEŞLİĞEEVET” mitingi düzenlendi. Mitinge 14 çağrıcı örgütündışında 260 STÖ’nün katıldığı söyleniyor. Mitingekatılım rakamları kimine göre onbinler, kimine göreyüzbinler, kimine göre de bir milyonun üzerinde...Şehir dışından 2 bin otobüs kaldırıldığı söyleniyor.

Kimdir mitingi düzenleyen, bu 14 kurumuniçinde yer alanlar? Kimdir bu kurumlar daha yakındanbakalım:

TÜSİAD (Turkiye Sanayici ve İşadamlarıDerneği): 12 Mart cuntasının hemen sonrasında,Turkiye ekonomisine yön veren buyuk sermayegrupları tarafından kurulmuş, diğer buyuk sermayegruplarının katılımıyla genişlemiştir. 2 Nisan 1971tarihli Kurucular Kurulu Protokolu’nde birliğin “...Turkiye’nin demokratik ve planlı yollarla kalkın-masına ve Batı uygarlık seviyesine çıkarılmasınayardımcı olmak amacıyla...” kurulduğu belirtilmiştir.Sayısı 7-8’le sınırlı holdingin egemenliğinde kurulanTÜSİAD, kısa bir sure sonra guçlu ve etkin birkuruluş haline gelir. Üye sayısı sınırlı olup (1986rakamlarıyla 232’dir) aynı holdingde birden çokuye yer alabilmektedir.

TOBB (Turkiye Odalar ve Borsalar Birliği):Bunyesinde irili ufaklı tum burjuva kesimlerini ba-rındıran TOBB, 15 Mart 1950’de (Demokrat Partiiktidarından 2 ay önce) Turkiye Odalar Birliği olarakkurulur. Turkiye Odalar ve Borsalar Birliği’nin önemi,çıkarılan yasayla, ithal mallarının fiyat tetkiki vetescili ile, özel sektöre tahsis edilen döviz kotalarını;sanayiciler ve tuccarlar arasında paylaştırma yetkisinesahip oluşundandır. İthal kotalarının paylaşım muca-delesi, özel sermayenin eşgudumu, bakanlık vehukumetlere karşı sermayenin ortak taleplerini iletmekve savunmak amacıyla kurulan Turkiye Odalar veBorsalar Birliği, bunyesinde tum burjuva kesimleribarındırmasına karşın, yönetimi işbirlikçi tekelciburjuvazinin elindedir.

MÜSİAD (Müstakil Sanayiciler ve İşadamlarıDerneği): 1990 yılında Refah Partili dinci tekellertarafından kuruldu. AKP’nin iktidar olanaklarınıkullanarak servetlerine servet kattılar. İşbirlikçihalk düşmanı AKP’nin tekeller içindeki uzantısıdır.

TİSK: (Türkiye İşverenler Sendikası Konfe-derasyonu:) İşbirlikçi tekeller tarafından, işçi

KKÜRT HALKININ TALEPLERİTERÖR DEĞİL, MEŞRUDUR!

Amerikan İşbirlikçisi Halk Düşmanları, KürtHalkının Taleplerini Faşist Terörle Bastıramayacak!

“Ankara’da Miting Düzenleyen14 İşbirlikçi Örgüt, Kürt Halkının MeşruTaleplerini Terör Demagojisiyle Boğamaz!

Kürt Halkının Meşru TaleplerineTerör Diyenler Halkı Ezen, Sömüren HalkDüşmanlarıdır!

“Kardeşlik” Adı Altında, Kürt HalkımızaDayatılan Teslimiyettir! 14 İşbirlikçi ÖrgütDirenen Kürt Halkımızla Değil, Teslim OlanAsimile Olmuş Kürtlerle Kardeştir!

Cizre’de 8 Gün Boyunca Kürt HalkımızKatledilirken Sesini Çıkartmayan İşbirlikçiler,Kardeşlikten Bahsedemez!

Kürt Halkımızı AKP’nin Çeteleri Katlederken,Dükkanlarını Yakarken, Linç Ederken SesiniÇıkartmayan İşbirlikçiler Kardeşimiz Olamaz!

Türk Bayrağı; Şovenist, Faşist KışkırtmanınMaskesi Yapılıyor! Halkımız Bu OyunaGelmeyin!

1500 Metrelik Bayrakla Faşist Terörün ÜstünüÖrtemezsiniz!

TÜSİAD, MÜSİAD, TOBB, TÜRK-İŞ...Koç Holding, Doğan Holding...AKP’ye Yaranmanın Peşindedir!

İşbirlikçi Patron Sendikacıları İşçi SınıfınınOlduğu Gibi, Kürt Halkının Da Düşmanıdır!

Halka Söyleyecek Hiçbir Sözü Kalmayanİşbirlikçi AKP, “Teröre Karşı Tek Ses”Mitingiyle Seçim Çalışmalarını Başlattı!

En Büyük Terörist Amerika Ve İşbirlikçiAKP’dir!

27 Eylül2015

Yürüyüş

Sayı: 488

23HALKIMIZ! AKP’YE KAYIT HARAÇLARINI ÖDEMEYİN!

Page 24: Okula Kayıt Haraçlarını Ödemiyoruz! BOYKOT EDİYORUZ!yuruyus.biz/pdf/pdf/488.pdf · Bağc ılar, Bahçelievler, Bakırköy gibi ad ı geçen mahalleler yoksul hal-kımızın

sınıfının mücadelesini boğmak içinkurulmuş patron sendikalarının bir-leştiği konfederasyondur.

Ankara’daki mitingte işbirlikçitekellerin kurumlarının dışında DoğanTV Holding Yönetim Kurulu Baş-kanı Arzuhan Doğan Yalçındağ,Hürriyet Yönetim Kurulu BaşkanıVuslat Doğan Sabancı, Koç HoldingYönetim Kurulu üyesi Ali Koç,Türkiye Futbol Federasyonu Baş-kanı Yıldırım Demirören gibi iş-birlikçi tekellerin patronları da bizzatmitingte boy gösterdiler.

Türk-İş, Hak-İş, Memur-Sen Emek Örgütü Değil, EmekçilerinDüşmanlarıdır!

TÜRK-İŞ: 1952’de Türkiye’ninyeni sömürgeleştirilme süreciyle işçisınıfının değil; işbirlikçi tekellerin le-hine, işçileri düzen sınırları içindetutmak için bizzat Amerika’da eğitimgörmüş kişiler tarafından kurulan işçidüşmanı Amerikancı sarı sendikadır.

HAK-İŞ: 1976’da bugünküAKP’nin uzantısı olan Milli SelametPartisi’nin işçi sınıfının arasına so-kulmuş, işçi sınıfı adına tek bir mü-cadelesi olmayan işbirlikçi halk düş-manı, bir sendikadır.

MEMUR-SEN: Devrimci, ilericidemokrat memurlar tarafından dev-letin sendika yasağına rağmen, büyükbedellerle memur sendikalarının meş-ruiyetini kabul ettirdiği bir süreçteRefah Partisi anlayışına sahip dincilertarafından 1995 yılında kurulan veAKP iktidarıyla rekor düzeyde üyesayısını artıran, kamu emekçilerininmücadelesini iktidara yedekleyen iş-birlikçi halk düşmanı bir sendikadır.

İşbirlikçi Patron Sendikacıları İşçi Sınıfının Olduğu Gibi, Kürt Halkının Da Düşmanıdır!

İşçilerin hakları için kılını kıpır-datmayan bu sendikaların iktidarakarşı tek bir direnişleri yoktur. İşçisınıfına yönelik en büyük saldırılarAKP iktidarı boyunca yapılmıştır.

İşçilerin, memurların kazanılmış hak-ları bir bir gasp edildi. Bütün bunlararağmen işbirlikçi bu sendikalar AKPsaldırıları karşısında kılını bile kı-pırdatmadı. Tam tersine AKP’nin enbüyük destekçilerinden birisi oldular.

İşbirlikçi iktidar sendikacıları iş-çilerin, emekçilerin düşmanı olduklarıgibi Kürt halkımızın da düşmanıdır.

Kürt Halkının Meşru Taleplerine Terör Diyenler Halkı Ezen, Sömüren Halk Düşmanlarıdır!

Mitinge katılan örgütlerin hepsininortak yanı halk düşmanı örgütler ol-masıdır.

TÜSİAD, MÜSİAD, TOBB gibipatron örgütleri ile TÜRK-İŞ, HAK-İŞ, MEMUR SEN gibi ‘emek’ örgüt-lerinin yan yana gelip teröre hayırdeyip kardeşliğe çağırmasının ne kadar“önemli” olduğu vurgusu çokça yapıldı.

Bu büyük bir demagojidir. Adıgeçen bu örgütler hiçbir zaman karşıkarşıya gelmemişlerdir. Halk düş-manlığında her zaman birleşmişlerdir.

TÜSİAD, MÜSİAD, TOBB,TİSK gibi kurumlar zaten işbirlikçitekellerin, emekçilere karşı kurduğuhalk düşmanı kurumlardır. Emper-yalizmin ülkemizdeki işbirlikçisi,halkımızı iliklerine kadar sömüren,vatanımızı talan eden, işbirlikçi te-kellerin kurumlarıdır.

TÜRK-İŞ, HAK-İŞ, MEMUR-SEN gibi örgütler ise hiçbir zamanemekçilerin yanında olmamışlardır.Bu sendikalar kurulduğu zamandanberi emekçilerin mücadelesini düzeniçi sınırlarda tutan; emek düşmanı,halk düşmanı patronların, düzenin çı-karları için kurulmuş sendikalardır.Yan yana gelmeleri yeni değil hep işçisınıfının karşısında birlikte olmuşlardır.

Kürt HalkınınTalepleri Meşrudur!Halk Düşmanı Kurumlar “Terör” Demagojileri ile Kürt HalkınınMeşru TalepleriniMahkum Edemez!

Nedir terör? Kürt halkımızın ulu-sal, demokratik haklarını istemesimi?

Yoksa baskıyla, zorla, katliamlarla,inkarla Kürt halkının ulusal kimliğini,kendi kaderini tayin hakkını inkaretmek, ana dilinde konuşma hakkını,eğitim hakkını gasp etmek mi terör?

90 yıldır Kürt halkımız inkar,imha politikalarıyla katlediliyor. Asi-milasyon politikalarıyla yok sayılıyor,kimliksizleştirilmek isteniyor. Nedirterör? Kürt halkını katletmek mi,katliamlar, asimilasyon politikalarınakarşı direnmek mi terör?

STÖ adı altında "TERÖRE HA-YIR KARDEŞLİĞE EVET" diyedüzenledikleri miting ile işbirlikçitekellerin örgütleri Kürt halkınınmeşru mücadelesini boğmak istiyor.

İşbirlikçi tekel örgütlerinin “terör”dediği Kürt halkının direnişidir.

İstiyorlarki Kürt halkına her türlüzulüm uygulansın, ama Kürt halkısesini çıkartmasın.

“Kardeşlik” Adı Altında Kürt HalkımızaDayatılan Teslimiyettir!

Kardeşlik adı altında Kürt halkı-mıza dayatılan teslimiyetten başkabirşey değildir.

Kürk halkıyla Türk halkı arasındabir sorun yoktur. Dünyanın her ye-rindeki halklar birbirlerinin kardeşidir.Halkları birbirine düşmanlaştıran oli-garşinin ırkçı, şovenist kışkırtmala-rıdır.

Burda Kürt milliyetçi hareketinoligarşinin ırkçı, şovenist politika-larına zemin sağlayan milliyetçi po-litikalarının etkisi ayrı bir tartışmakonusudur; Kürt halkının her türlüaraçla oligarşinin saldırılarına karşıdirenişi meşrudur.

Miting yapan 14 işbirlikçi örgütdirenen Kürt halkımızla değil, teslimolan asimile olmuş Kürtlerle kardeş-tir!

İşbirlikçi tekel örgütlerine, işçidüşmanı sendikacılara soruyoruz;Suruç’ta 33 kişi katledildiğinde terörekarşı ne yaptınız?

Yürüyüş

27 Eylül2015

Sayı: 488

OKULA KAYIT HARAÇLARINI ÖDEMİYORUZ! BOYKOT EDİYORUZ!224

Page 25: Okula Kayıt Haraçlarını Ödemiyoruz! BOYKOT EDİYORUZ!yuruyus.biz/pdf/pdf/488.pdf · Bağc ılar, Bahçelievler, Bakırköy gibi ad ı geçen mahalleler yoksul hal-kımızın

Günay Özarslan evde AKP’ninkatil polisleri tarafından katledildi-ğinde devlet terörüne karşı ne yaptı-nız? Faşist AKP iktidarı hergün so-kaklarda terör estiriyor. Ne yapıyor-sunuz?

Cizre’de 8 gün boyunca kurşundeğmeyen bina kalmadı. 23 kişi polis,asker ve keskin nişancılar tarafın-dankatledildi. 8 gün boyunca Kürthalkımız katledilirken sesini çıkart-mayanlar kardeşlikten bahsedemez.

AKP’nin örgütlediği çeteleri, katilsürüleri günlerce sokaklarda Kürthalkımıza yönelik linç saldırılarıyaptı. AKP’nin linçlerine karşı tekbir açıklamanız, kınamanız, lanetle-meniz olmadı.

Böyle mi kardeşsiniz Kürt halkı-mızla? HDP’nin yüzlerce parti binasıyakıldı. Binlerce Kürt esnafın dükkanıyakıldı.

Nerede terörü kınayan açıklama-larınız? Bundan daha büyük terörvar mı? Devlet can güvenliğindensorumlu olduğu vatandaşını, kendisikatlediyor. Devletin terörünü kına-mıyorsunuz. Devletin yaptığı hertürlü terörü meşru gören işbirlikçitekellerin örgütleri Kürt halkının kar-deşi olamaz.

İşbirlikçi tekeller kendi aralarındakıyasıya çatışıyor. AKP iktidarındanpay kapmak için yapmadığınız al-çaklık kalmadı. Birbirinizi yiyorsunuz.Halka karşı olunca hepiniz birleşi-yorsunuz.

Türk Bayrağı; Şovenist, Faşist Kışkırtmanın Maskesi Yapılıyor! Halkımız Bu Oyuna Gelmeyin! 1500 Metrelik Bayrakla Faşist Terörün Üstünü Örtemezsiniz!

Ankara mitinginin temel slogan-larından birisi “Bayrağını kap dagel, komşunu al da gel” idi.

Kürt halkının meşru direnişinimahkum etmek için gerek Ankaramitinginde gerekse AKP’nin İstanbulmitinginde her dönem olduğu gibi

yine bayrağı kışkırtma malzemesiolarak kullandılar. Eline bayrak al-mayanlar “bölücü” terörist ilan edil-di.

İşbirlikçilerin kardeşliği böyleydi:Kürdü inkar et, Türk bayrağı altındakardeş ol.

Ankara mitinginde 1500 metrelikbayrak taşındı.İstanbul mitingindeise AKP onbinlerce bayrak dağıttı.

Bayrağı faşist terörün, şovenistkışkırtmaların maskesi olarak kul-landılar.

En Büyük Terörist Amerika veİşbirlikçi AKP’dir!

AKP’nin İstanbul Yenikapı’dayaptığı mitingte konuşan Tayyip Er-doğan’ın şu sözleri Kürt halkıylanasıl kardeş olduklarını göstermek-tedir:

Recep Tayyip Erdoğan; "Benimülkemde etnik sorun değil, terör so-runu var. 1 Kasım seçimlerindehangi partiden olursa olsun farketmez. 550 tane milli, yerli millet-vekili göndermenizi istiyorum. Her-halde ne dediğimi anlıyorsunuz değilmi? Siz sandıkta, iradenize sahipçıkan milli ve yerli vekiller gönde-rirseniz gerisi çok kolay" diyor.

Bu kafa yapısı Kürt halkının kar-deşi olabilir mi? Bu kafa yapısı Kürtsorununu çözebilir mi?

Çözemez, Tayyip Erdoğan’a göreKürt sorunu yoktur zaten. Terör so-runu vardır. Terörün de Cizre’de ol-duğu gibi çoluk çocuk demeden ica-bına bakılmaktadır.

- Milli Savunma Bakanı İsmetYılmaz "Bu vatan bize şehitlerimizinemaneti. En son nefer şehit olmadan,bu bayrak inmez, bu vatan bölün-mez” diyor. Bu mu kardeşlik?

Ekonomik, askeri, siyasi her şe-yiyle Amerika’nın uşağı olmuş, hala“bayrak” demagojisi yapıyorlar.

“En son nefere kadar şehit ol-madan bayrak inmez”miş... Emper-yalizmin karşısında diz çökün, Kürthalkına karşı “bayrak” üzerinden sal-dırın...

O bayraklarla işbirlikçiliğinizinüstünü örtemezsiniz.

Başbakan Ahmet Davutoğlu: "İşteburada sadece kardeşlik nefesi var"diyor. Davutoğlu İstanbul’da kardeş-likten bahsederken Kürdistan’da Kürthalkının üstüne bombalar yağdırmayadevam ediyor.

İşte oligarşinin kardeşlikten kas-tettiği bundan ibarettir.

Halka söyleyecek hiçbir sözü kal-mayan AKP, 1 Kasım seçimlerininpropagandasını Kürt halkına saldırılarüstüne oturtmuştur. “TERÖRE KAR-ŞI TEK SES” adı altında seçim ça-lışmalarını başlatmıştır. Kürt halkınınmeşru talepleri için direnişi terör de-magojisi ile AKP’nin seçim malze-mesi yapıyor. Bu arada her günyoksul halk çocukları, AKP’nin seçimpropagandasına kurban ediliyor.

TÜSİAD, Koç Holding,Doğan Holding GibiTekeller AKP’yeYaranmanın Peşindedir!

AKP ile sürekli çatışma içindeolan Koç Holding, Doğan Holdinggibi tekeller Ankara mitingindeAKP’nin “terör” suçlamalarındankurtulmak için en ön saflarda yerle-rini aldılar.

İşbirlikçi tekeller için günde kaçkişinin öldüğünün hiçbir önemi yok-tur, onlar için önemli olan kendi çı-karlarıdır. Kürt halkının silahlı direnişitasfiye edilirse Kürdistan’da yağmave talanın da önü açılacaktır. Onlariçin önemli olan Kürt halkının kat-ledilmesi; Kürt halkının taleplerideğil, Kürdistan’ın yağmalanması-dır.

Sonuç olarak Kürt halkının ta-lepleri terör değil, meşrudur. İşbirlikçitekellerin örgütleri ve işbirlikçi AKP,Kürt halkımızın meşru talepleriniterör demagojileri ile boğamaz.Ya-şasın Halkların Kardeşliği!

Yaşasın Kürt, Türk halklarınınbirlikte mücadelesi!

27 Eylül2015

Yürüyüş

Sayı: 488

225HALKIMIZ! AKP’YE KAYIT HARAÇLARINI ÖDEMEYİN!

Page 26: Okula Kayıt Haraçlarını Ödemiyoruz! BOYKOT EDİYORUZ!yuruyus.biz/pdf/pdf/488.pdf · Bağc ılar, Bahçelievler, Bakırköy gibi ad ı geçen mahalleler yoksul hal-kımızın

Tren Ege'nin içlerine Soma'yadoğru ilerliyordu. Birazdan inecek,yolun geri kalanını yürüyerek gi-decekti. Böylesi daha güvenliydi.

Başında kasketi, sırtında keçeyeleği ve hasır sepetiyle etrafındakiköylülerden biri gibi olmuştu. San-ki onlar gibi sabah treniyle kö-yünden şehre inmişti o da; sepet-lerle getirdiği taze meyve-sebzeyipazarda satmış, sonra da şehirdenaldığı öte beriyle akşam treninebinip köyüne dönüyordu. Görenöyle sanırdı.

Köylülerden ayırt edilmesi ola-naksız olsa da tedbiri elden bıra-kamazdı. Bölge hareketliydi. Polis,zeytini sökülen köylülere yardımagidenleri önlemek için seferber ol-muştu. En iyisi, yolun geri kalanınıdağ yollarını kullanarak geçmekti.

Trenden indi. İstasyondan ayrıldı.Daha önceden bildiği yerlerdi. Böl-genin insanıydı. Yıllar önce ailesiokul için uğurlamıştı onu. Umut-larını sırtına yüklemişlerdi. Ziraatokuyacaktı. Kendi zeytinliklerinebakacak, en iyi zeytini yetiştirecekti.Ziraati kazandı. Ama anca bir seneokuyabildi. Çünkü anladı ki zey-tincilik yapabilmek için ziraat oku-mak yetmiyordu. Bu nedenle dev-rimci oldu. Ve şimdi sırtında taşıdığıumut ile zeytinliklerine saldıran-lardan hesap sormaya gidiyordu.Toprağına dönüyordu.

Sırtında sepeti, epeyce tırmandı.Bu tepeyi aşınca buluşma yerineulaştı sayıyordu kendini. Birazdaha vakti vardı. Akşam dokuzbuçukta muhtarın oğlu Metin'lebuluşacaklardı. Zeytinliğe termiksantral kuracak olan şirketin şan-tiyesini Metin'le birlikte ziyaretedeceklerdi. Sırtındaki yükü orayagötürüyordu. Zeytinlere kıyan, birsaatte altı bin ağaçlık zeytinliğidümdüz edenlere bir hediyesi var-dı. Sabırsızlanıyordu. Ama yinede biraz dinlenebilirdi.

Dağa sırtını verdi, geldiği yönedöndü yüzünü. Sırtındaki sepetidüz bir yere yerleştirdi. Devrilme-yeceğinden emin oldu. Çam pürü-lerinin üzerine oturdu. Aşağılarıizlemeye koyuldu. Bir gariplikyoktu. Her şey sakin ve hareket-sizdi. Vadi boyunca uzanan de-miryoluna baktı. Bir ağ gibi sarı-yordu Ege'yi, ahtapotun kollarıgibi. Osmanlı zamanında Almanlaryapmıştı demir yollarını. Sırf Ana-dolu'yu daha rahat sömürebilmekiçin, tüm kaynakları bu demiryol-larıyla limanlara çekip, oradan dakendi ülkelerine götürebilmek için.

Bir tarafta yoksul köylüleri, birtarafta zenginleştikçe zenginleşen-ler..Bunları düşündükçe dizlerinederman geliyordu, yüreği kabarı-yordu, sabırsızlanıyordu. Bir anönce varmak istiyordu hedefe. Varıphesaplaşmak sömürücülerle...

Tam saatinde sözleştikleri yer-deydi. Bölgenin en yaşlı zeytinağacının altı, ikisinin de bildiğibir yerdi. Ama Metin ortalıktayoktu, beş dakika bekleyebilirdi.Böyle kararlaştırmışlardı. Eğer busüre içinde gelmezse yoluna Metinolmaksızın devam etmek zorun-daydı. Şüphesiz daha zor olacaktıama başarabilirdi.

Dakikalar geçtikçe merakı ar-tıyordu. Aslında tehlike de giderekartıyordu. Her şey riske girerdiMetin gelmezse. Ne olmuştu? Ne-rede kalmıştı? Beklenmedik birşey mi çıkmıştı? Yoksa korkmuşmuydu Metin?

Yeteri kadar beklemişti. Artıkdaha fazla duramazdı. Hemen yerdeğiştirip kafasında hazırladığı al-ternatiflere yoğunlaşmalıydı. Tamo anda duydu işareti. Bu, doğruişaretti. Uzaktan duyduğu ıslıksesine karşılık verdi, rahatladı.

Metin'i gördü ağaçların arasında.Hızlı hızlı ona yaklaşıyordu. Dikkatlibakınca elinde bir bidon gördü. Oda neydi? Meraklandı. Geç kalma-sının nedeni o bidon olmalıydı.

Yaklaştı Metin. Kucaklaştılar.Metin, elindeki bidona dikilen

gözleri görünce sormadan anlat-maya başladı: "Benzin" dedi, gü-lümsedi. Gözleri parlıyordu. "Ara-badan çektim. Epey uğraştım, on-dan geciktim. Beraber gireriz şan-tiyeye sen işini hallederken bende dozerleri hallederim bununla.."Bir an durdu Metin. Yüzüne baktı.Onay bekliyordu. Bu, planda yok-tu. Olur muydu, olmaz mıydı?Tepki alamayınca devam etti: "Çok canımız yandı. Çocuğumuzgibiydi o zeytinler. Mahkemedenkarar çıkmasıyla intikam için kö-lelediler, dümdüz ettiler. Zeytinliği,meyvesi dalındaydı ağaçların.Köylü ağlamaktan perişan oldu."

Yanıt bekliyordu Metin. Gözleriçakmak çakmaktı. Gözünün içinebakıyordu. "Tamam" dese dünyalaronun olacaktı.

Bir an durdu. Metin'i baştanayağa süzdü. Onun hissettiklerinidüşündü: cüretini, kinini.. Gururduydu. Yaklaştı Metin'e, sarıldı.Alnından öptü. "Olur" dedi, "Senistiyorsan, yapabilirim diyorsan,senin hakkındır, olur"

Hemen yola koyuldular. Yeniplanın gereklerini şantiyeye doğruyürürken konuştular. Her ayrıntıyınetleştirdiler. Metin, hem bahçedekidozerlere benzin dökecek hem degözcülük yapacaktı. O da dahaönce belirledikleri yerden şantiyeninyönetim binasına girecek, şirketinhediyesini bırakacaktı.Şantiyeye doğru yaklaşırken

uzaktan davul zurna sesi geliyordu."Kutlama yapıyorlar" dedi Metin..Mahkeme santral yapımını durdurduya, onu kutluyorlar. Kimisi seviniyor,kimisi ağlıyor. Şirket intikam içinkökledi zeytinlerimizi, bunu herkesbiliyor" Bir an sustular. "Biraz sonradaha sert vururlar davula" dedi,tamamladı Metin'in söylediklerini.Gülüştüler yürümeyi sürdürdüler.Şantiye uzak olsa da köylülerin

nöbet tutup kutlama yaptıkları yer-den görülüyordu. Metinler şanti-yeye doğru yaklaşırken köylülerinolduğu yerde duygular birbirinekarışmıştı. Kimi davul zurna eşli-

KKENDİ TOPRAĞINDA

Yürüyüş

27 Eylül2015

Sayı: 488

OKULA KAYIT HARAÇLARINI ÖDEMİYORUZ! BOYKOT EDİYORUZ!26

Page 27: Okula Kayıt Haraçlarını Ödemiyoruz! BOYKOT EDİYORUZ!yuruyus.biz/pdf/pdf/488.pdf · Bağc ılar, Bahçelievler, Bakırköy gibi ad ı geçen mahalleler yoksul hal-kımızın

ğinde oynuyor kimi de kenardaağlıyordu. Ana-baba yadigarı, dedeyadigarı iki yüz, üç yüz yıllık zey-tinleri... Mahkeme kararı olmasınarağmen acımadan kesilmişti. Şimdihem seviniyor, hem de zeytinlereağıt yakıyorlardı. "Mahkeme dezenginin mahkemesi" diyordu yaşlıbir kadın, "bizden yana olsa kur-tulurdu zeytinlerimiz." Diğer ta-raftan bir başkası tamamlıyorduonu :"Yok mu bize sahip çıkacak?"

Davul zurnanın oynak ezgisiköylülerin ağıtlarına eşlik ederkenötelerden bir patlama sesi duyulduilk ışıkla beraber bir duman çıktı.Yer sarsıldı, bir yerler yıkıldı. Sonrabir alev göründü uzakta. Bir anda

parladı, yükseldi, yükseldi, yük-seldi... Davul zurna o an sustu.Köylüler bağrışmaya başladılar.Sandılar ki şirket köyü yakıyor, birintikam daha alıyor. Gençler hemensakinleştirdi ihtiyarları: Alevler şir-ketin şantiyesinden geliyordu, köy-den gelmiyordu! Birkaç genç hemenkoştular alevlerin parladığı yöne.Geri kalanları ise merak sardı.

Bir süre sonra haber geldi. Şir-ketin şantiyesinde patlama olmuş,dozerleri tutuşmuş, binalar yıkılmış.Bu haberle coştu köylüler. Davulcupatlatısıya vurdu davula, zurnacınınciğeri sökülecek neredeyse...

Kendini tutamadı yaşlı bir ana,yerde devrilmiş yatan zeytin ağaç-

larına döndü, ağlayarak: "ŞİMDİHAK YERİNİ BULDU İŞTE", dedi,ağladı, ağladı, ağladı...

Zeytin..Adı, "ölmez ağacı"dırEge'de. Yüzyıllarca yaşar bir zeytinağacı. Dayanıklıdır. Ne kuraklık,ne soğuk bana mısın demez. Zamanameydan okur: çağlara, zalimlere,sömürücülere... Öyle bir ağaçtır kio, kolay kolay ölmez. Bir şey dahavardır Ege'de kolay kolay ölmeyen:EFELER! Halk onlara ölümü ya-kıştırmaz. Nesilden nesile adınıanar; yaşatır. Ve nerede bir haksız-lıkla karşılaşsa, bir yerlerden birefenin yetişeceğine inanır. Kanundurçünkü bu : Zulmedenler oldukçazulme karşı direnenler de olacaktır.

AKP, Katliamlarının Üstünü Yeni Saldırılarla Örtemez!Taksim Galatasaray Lisesi önünde 21 Eylül günü

Cizre halkı için eylem yapıp türkülerini söyleyenGrup Yorum elemanları ve İdil Kültür Merkezi ça-lışanları, kimlik kontrolü bahanesiyle keyfi birşekilde, işkenceyle gözaltına alındı.

Grup Yorum’un kimliği bellidir Mahsuni’dirGrup Yorum'un kimliği, Pir Sultan’dır, Karaca’dır,Dadal’dır. Kızıldere’de Mahir, Boran Fırtınasındaİdil’dir Yorum’un kimliği. 80 cuntasının karanlığındailk Kürtçe türküyü söyleme onuru yazar Yorum’unkimliğinde.

Kürt halkına uyguladığınız katliamların, yoldaş-larımıza yaptığınız işkencelerin hesabını soracağız.Halkların kardeşliğini, dayanışmasını engelleyeme-yeceksiniz. Öfkemizi büyütüyoruz, hesap hanemize

yeni suçlarınızı ekliyoruz” denildi.Gözaltına alı-nanların içinde Grup Yorum üyeleri Selma Altın,Ezgi Dilan Balcı, Grup Yorum’un öğrencileri HelinBölek, Emel Yeşilırmak, Fırat Kıl, İdil KültürMerkezi çalışanı Meral Gökoğlu, Grup Yorumkorosu elemanı Sedat Baştürk, Umudun ÇocuklarıOrkestrası üyesi Görkem Karaca vardır.

BBeş Bin Hasan FeritOlmaya Çağırıyoruz!Halkımız! Bir bayram daha geldi çattı. Hasan

Ferit Gedik olmadan bu kaçıncı bayram? Bu bayramHasan Ferit’in annesinin yerine koyun kendinizi.Adalet arayan bir ana. Bayram yerine evladınınkatledişinin ikinci yıldönümünü yaşayan bir ana…

Adalet istiyoruz!

Katledilişinin ikinci yıl dönümünde beş bin HasanFerit olup adalet talebimizi büyütmeye çağırıyoruz!

Yapacağımız yürüyüşe tüm halkımızı bekliyoruz.

(Halk Meclisi Önünden Hasan Ferit’in mezarına yürü-necek, sonrasında Gazi Şehitleri Cemevi’nde Hasan Ferit’in

ikinci yılı yemeği verilecektir)

Tarih: 27 Eylül 2015 Pazar

Toplanma Saati:15.00

Toplanma Yeri: Gazi Halk Meclisi ÖnüGazi Halk Cephesi

27 Eylül2015

Yürüyüş

Sayı: 488

27HALKIMIZ! AKP’YE KAYIT HARAÇLARINI ÖDEMEYİN!

Doğançay AnadoluHalk Festivalinde Buluşalımİzmir Doğançay’da 20 Eylül’de Halk Cepheliler,

5. Doğançay ve Anadolu Halk Festivali’nin veMersin’deki kamp baskınında tutuklanan 13 HalkCephelinin bulunduğu afişleri astı. Çalışmada 100tanesi festival afişi, 15 tanesi Tutuklananlar Serbestbırakılsın afişi olmak üzere 115 afişi asıldı.

Page 28: Okula Kayıt Haraçlarını Ödemiyoruz! BOYKOT EDİYORUZ!yuruyus.biz/pdf/pdf/488.pdf · Bağc ılar, Bahçelievler, Bakırköy gibi ad ı geçen mahalleler yoksul hal-kımızın

Yalnız olmaknedir?

Örgütlü birinsan yalnızlık hisseder mi? Düzen insanı kendini yalnızhissedebilir, ancak biz hissetmeyiz. Böyle hissedersekdüzen insanından farkımız ne olur? O zaman düzeninsanını değiştirme örgütleme iddiamız kalır mı?

Hepimizin devrim iddiası var ve bu iddia doğrultusundaemek veriyor, bedeller ödüyoruz. Çeşitli kitle çalışmalarıve örgütlenme faaliyetleri yapıyoruz. Çalışma yaptığımızyerlerde de bazen olanaklarımız çok az olabiliyor. Yaniolanak yaratmak, örgütleme yapmak, ilişki çıkarmakbize düşüyor.

Mesela Anadolu'nun herhangi bir ilindeyiz. Çalışmayaptığımız arkadaşınız tutuklandı. Programınız da varyapılması gereken. Dergi dağıtılacak mesela. Ya da birkampanya örgütlenecek. Tek başımıza olduğumuzubahane etmeden dergi dağıtabiliriz. Afiş asabiliriz, yazıyazabiliriz... Yeter ki yapma isteğimizi kaybetmeyelim,neden yapmak zorundayız bunu unutmayalım.

Bu aynı zamanda bizim için örgütsüz olduğumuz biralanda yeni olanaklar yaratma, yeni insanlar tanıyıp ör-gütleme fırsatı demektir. Kitle çalışması yapmayı öğrenmekdemektir.

Dergi dağıttığımız her insanı dergi dağıtımcısı yapa-biliriz. Onu örgütlemek gibi bir hedefimiz olmalı. Buhedef için de onunla sürekli zaman geçirmeliyiz. Geçir-diğimiz zamanda da eğitici şeyler yapmalıyız. Bu demek

olmuyor ki her görüşmede kitap oku, çalışma al. Hayır.Sohbetlerimiz de eğitici olabilir. Karşımızdakini dahaiyi tanır, onun özelliklerine göre yol-yöntem belirler,program çıkarırız.

Anadolu'da ilk defa çalışma yapacağımız yerler oluyormesela. Tek başınasınız. Yapılacak ilk iş orayı tanımakolmalıdır. Bulunduğumuz yerin yabancısı değil, yerlisiolmalıyız. Özgün koşullarına göre uygun program vehedef belirlemeliyiz. Sonra da güzel günlerin hayaliylepratiğe geçmeliyiz.

Tek başına olmak bizim için sorun olmamalı. Eğerbahane oluyorsa; orada bir sorun var demektir. Düşünün,düşmanın tecrit hücrelerinde, gözaltında, kısacası her yerdekarşımıza çıkartılır yalnızlık. Çünkü, yalnız kaldığını düşüneninsanlar umutsuzlaşır. Coşkusu, hedefi, kendine güvenikalmaz. Biz tüm bu saldırıları “tek başına örgüt olma” dü-şüncemiz ve pratiğimizle boşa çıkartırız. Tarihimiz boyuncabunun çokca örneklerine tanık olduk. 51 yaşındaki HaticeAşık'tan 27 yaşındaki Elif Sultan'a... Tek başına görünüyorlardıdüşmana saldırırken. Bu fiziki bir tek olma durumuydu.Oysa, intikamını alacağımız şehitlerimiz, yoksul halkımızve gelecek umudumuz onlarlaydı. Bu yüzden biz onlarıntek olmadıklarını biliyoruz. Onları kendimize örnek alacağız.

Aslında halkımızın, yoldaşlarımızın, şehitlerimizinvücut bulmuş halidir onlar. Bizler tek başımıza görünsekde aslında halk düşmanlarının korkusu, halkımızın umuduolduğumuzu unutmayacağız. Örgüt bilinciyle düşünecek,umut ve inançla emek vereceğiz.

FFiziken Tek Başımıza Olsak da Halkımızın Umudu, Halk Düşmanlarının Korkusu, Olduğumuzu Unutmayacağız!

Anadolu'da Tek Kalsak da Niyazi Aydın Gibi;“BEN VARSAM ÖRGÜT VARDIR” DİYECEĞİZ!

AANNAA DDOO LLUU CCEEPPHHEESS İİ

ADANA: 15-16 Eylül tarihleri arasında 3 HalkCephelinin katılımıyla Akkapı Mahallesi’nde caddeboyunca 100 adet. Yamaçlı Mahallesi Süleyman VahitCaddesi’nde 50 adet “Yaz Kampı Yapmak Suç Değildir”afişi asıldı. Mahallede oturan kadınlar “o sarayda oturanköpeği değil de sizleri mi tutukluyorlar" diyerek katil AKP

iktidarına tepkilerini gösterdiler.

BURSA: Bursa Teleferik Mahallesi ve Gemlikilçesinde 18 Eylül'de Mersin'de tatil yaparken işkenceile gözaltına alınan ve tutuklanan 13 Halk Cephelininderhal serbest bırakılması için afiş çalışması ve bildiridağıtımı yapıldı.

ANKARA: 18 Eylül'de yaz kampına yapılan ope-rasyon ve hukuksuz tutuklamalar için 19.00’daTuzluçayır Meydan’da basın açıklaması yapıldı. 16 kişi-nin katıldığı basın açıklaması saat 19.10’da son buldu.

ANTEP: 16 Eylül günü Antep’in DüztepeMahallesi’nde, Antep Özgürlükler Derneği önünde biraraya gelen Halk Cepheliler, 20 Ağustos’ta Mersin’de yazkampı yapmakta olan Halk Cephelilere yönelik şafakbaskını yaparak 42 kişinin gözaltına alınıp, 13 kişinin isetutuklanmasının hukuksuzluğunu teşhir eden ve tutuklubulunan Halk Cephelilerin serbest bırakılmasını isteyen birbasın açıklaması yaptı. Basın açıklamasına 9 kişi katıldı.

Yaz Kampı Yapmak Suç Değildir! Tutuklananlar Derhal Serbest Bırakılsın!

Ankara

Yürüyüş

27 Eylül2015

Sayı: 488

OKULA KAYIT HARAÇLARINI ÖDEMİYORUZ! BOYKOT EDİYORUZ!28

Page 29: Okula Kayıt Haraçlarını Ödemiyoruz! BOYKOT EDİYORUZ!yuruyus.biz/pdf/pdf/488.pdf · Bağc ılar, Bahçelievler, Bakırköy gibi ad ı geçen mahalleler yoksul hal-kımızın

Faşizm doğası gereği saldırır,hak ve özgürlüklere düşman-

dır, insana düşmandır. Katliam, saldırı,yok etme vardır onun kitabında hep.AKP’nin iktidarda olduğu yıllarınpratiklerine baktığımızda karşımızaen çıplak tanımıyla faşizm çıkar.

AKP iktidarı “iç güvenlik pa-keti“ ile, valiliklere yaptığı

muhbir olun çağrılarıyla, polise ver-diği “daha fazla öldürün, işkence ya-pın, hukuk maskesine bile ihtiyacınızyok” talimatlarıyla halka karşı açıktansavaş ilan etmiştir. Haklarını isteyen,onurunu korumaya çalışan herkesiezmek amacıyla eskisinden dahafazla saldıracak.

Daha çok öğretmen için so-ruşturma açılacak, açığa alı-

nacak, sürgün edilecek. İç GüvenlikPaketi’yle bunun yolu açılmış du-rumda. Öğretmen Hatice Yüksel’inyaşadıkları bunun en açık gösterge-lerinden sadece biri.

Devrimci kamu emekçisi Ha-tice Yüksel, AKP’nin Eski-

şehir Valisi Güngör Azim Tuna tara-fından 8 Nisan 2015’te görevindenuzaklaştırıldı. Basın açıklamasınakatıldı diye cezalandırıldı. Bu “ce-zalandırma” aslında Hatice Öğretmennezdinde tüm halkı baskı altına almak,susturmak ve boyun eğdirmek amaç-lıdır. Bunun için de buna cevap ver-mek, faşizme direnmek zorunluydu.Bu zorunluluğun bilinciyle hareketeden Hatice Öğretmen, EskişehirAdalar’da imza masası açarak di-renme kararını hayata geçirdi. İmzamasasından çadır direnişine, imzatoplamaktan açlık grevine kadar 63gün boyunca her gün direndi, direnmekararlılığını gösterdi.

Direnişiyle öğrencilerini veişini geri kazandı. Ama bu

zaferini hazmedemeyen Vali Tuna,intikam almak için bu kez onu Trab-zon Araklı’ya sürdü.

Sürgün politikası da emek-çilere tehdittir. Hatice

Öğretmenden intikam almak için-dir. Hatice Yüksel yine dik duru-şunu koruyarak bu kararı teşhiretmek için, yine aynı yerde imzamasasını açarak sürgünlerle emek-çilerin yıldırılamayacağını, hak veözgürlükler mücadelesinin önüneset çekilemeyeceğini haykırdı. 4gün boyunca açtığı masadan göz-altına alındı. Yerlerde sürüklendi.Ama o her seferinde yeniden açtımasasını. Burada da irade müca-delesi vardı. Bu mücadelede Ha-tice öğretmen tüm emekçiler adınazaferi kazandı bir kez daha.

Direnişiyle, moral üstünlüğüy-le, kararlılığıyla Eskişehir’de

KEC’lilerin örgütlediği bu eylemtüm emekçiler ve öğretmenler içinöğreticidir. Bu direniş ve zafer aslındatüm emekçilere alternatif bir duruşsunmaktadır. Erhun Yalçın sadecebir tweet paylaştı diye görevindenalındı. Direnmek her şeyden önceinsanın kendi özsaygısı için de zo-runlu bir tercihtir.

Kitlesel ya da gerekirse tek tekdirenmek bile çok önemlidir.

Direnişin kendisi umut taşır içinde,umut aşılar, direnç gücü katar. HaticeÖğretmen tek başına öne çıktı ve di-rendi. Kamu Emekçileri Cephelilerdirenişini sahiplendi ve etrafını ördü.

Kararlı ve militan direnişlerörgütlenmezse sonuç almak

imkansızdır artık. Buna bir örnekolarak ataması yapılmayan öğret-menleri verebiliriz. Geçen yıl Anka-ra’da merkezi 40 bin atama istiyoruztalebiyle 1000’i aşan kitleyle eylemyapıldı, basına tweet atma, sanatçılarıdolaşıp onlarla resim çekme ve bununüzerinden haber yapma, yaptırma,Davutoğlu’nun ya da bakanların peş-lerinden koşup onlardan atanma sözüalma gibi, dua okuma eylemleri yap-ma... gibi değişik eylemler örgütlendi.Ancak bu tür eylemler sonuç almak-

tan uzaktır, sonuç alma iradesindenuzaktır. Her şeyden önce 151 binöğretmen ise hala işsizken 40 binatama isteği başlı başına bir tartışmakonusudur. Bütün bunları geçtik, so-nuç almak için nicelikten çok nitelikönemlidir. Hatice Yüksel direnişibunu somutlamıştır. Ataması yapıl-mayan öğretmenler ancak Haticeler’iniradesiyle direnirlerse emekleri boşagitmez. Kadrolu güvenceli çalışmaistiyoruz. Bu hepimizin en doğalhakkı. Bu hakkı faşizm vermiyor,gasp ediyor. Bu noktada alınacak tavırbelirleyicidir. Haklarımızı söke sökealacak mıyız, yoksa haklarımızın gaspedilmesini kurbanlık koyun gibi izle-yecek miyiz?

Bizler KEC’li emekçiler olarakdün yaptığımız gibi bugün de

zulmün olduğu her yerde baskı poli-tikalarına karşı mücadelemizi yük-selttik, kamu emekçilerini zincire vur-mayı, düzenin memurları yaparakhaksızlıklara seyirci kalmayı dayatanpolitikaları boşa çıkaracağız. Meşru-luğumuzdan aldığımız güçle direnmehakkımızı sonuna kadar kullanacağız.Tüm emekçileri bu mücadelede omuzomuza olmaya çağırıyoruz. Atamasıyapılmayan binlerce öğretmene, sürgünedilen işinden atılan, disiplin cezasıylasesi kısılmak istenen emekçilere çağ-rımız; zulme karşı direnmek ahlaki,siyasi zorunluluktur.

Zulmün Olduğu Her Yerde Baskı Politikalarına Karşı Direndik, Direneceğiz!AKP Faşizminin Kamu Emekçilerini Zincire Vurmayı, Düzenin Memurları Yaparak

Haksızlıklara Seyirci Kalmayı Dayatan Politikalarını Boşa Çıkaracağız!

FAŞİZME KARŞI DİRENMEK ZORUNLULUKTUR!

27 Eylül2015

Yürüyüş

Sayı: 488

229HALKIMIZ! AKP’YE KAYIT HARAÇLARINI ÖDEMEYİN!

Page 30: Okula Kayıt Haraçlarını Ödemiyoruz! BOYKOT EDİYORUZ!yuruyus.biz/pdf/pdf/488.pdf · Bağc ılar, Bahçelievler, Bakırköy gibi ad ı geçen mahalleler yoksul hal-kımızın

1-) Gençliğin Sınıfsal Konumu Nedir?

Her şeyden önce gençlik sınıfdeğildir. Çağımızda iki sınıf vardır.Bunlar burjuvazi ve proleteryadır.Gençlik bu toplumsal oluşum içindeatılganlığıyla, coşkulu, saf, temizoluşuyla, bağımsızlıktan, demokrasive sosyalizmden yana oluşuylamücadeleye de bu coşkuyla atılma-sıyla önemli bir kesimdir.

Öğrenci gençlik, gençliğin, tümdiğer özellikleri yanında aydın kişi-liğiyle, araştırmacı karakteri vegelecek beklentileriyle, toplumsalolaylara karşı son derece duyarlıdır.

Gençlik, yenilik peşinde koşar.Sömürüsüz, baskısız bir düzen uğrunayürütülen mücadelenin varlığı gençli-ğe bu arayışında doğru yolu gösterenen önemli etkenlerden biridir.

Ve “kendi ideallerinin bu müca-delenin sonucuna bağlı olduğunukısa zamanda görür, anlarlar.Mücadelenin amaçlarını, idealerininyüceliğini, doğruluğunu ve gerekli-liğini anlatan, bilinç taşıyan, atıl-ganlığı, özverisi ve yaratıcılığıylamücadeleyi daha da yükselten dina-mik bir güçtür "(Gençlik-1-syf 22)Bu nedenle gençlik gelecektir diyo-ruz.

2-) Gençliği Örgütlemekİçin Tanımanın ÖnemiNedir?

Öncelikle ülkemizdeki genelgençlik kitlesini tanımak zorunda-yız. Yani, genel olarak gençlik nasılyaşar, nasıl düşünür ekonomikkoşulları ortalama nasıldır? Sosyalfaaliyetlere ilgisi, katılımı nasıldır?

Katılım düzeyi az iseneden, fazla ise nedenböyledir? Devrimcilere,sosyalizme, sisteme,kapitalizme bakışı,değerlendirmesi nasıldır?Düzenin yozlaştırma sal-dırısından ne düzeydeetkilenmiştir? Bu sorularıdaha da çoğaltabiliriz,çoğaltmalıyız da. Busorulara verilen doğru,

somut yanıtlar mücadelemi-zin seyrini, çalışma tarzımızı belir-leyecektir. Sonuçta; çalışma yaptı-ğımız ildeki, mahalledeki, okuldakigençliğin özelliklerini, düşünceyapısını, yaşam tarzını detaylı birşekilde bilirsek; ona göre özgünlük-lerini de kapsayan çalışma tarzıizler, politikalar üretiriz. Bu sadecegençlik için değil; tüm alanlar içingeçerli bir doğrudur. Tanımak başa-rının anahtarıdır! Gençliği örgütle-mek için önce tanıyacağız.

3-) Gençliğin Sorunları Nelerdir?

Gençliğin temel sorunları örgüt-lenme sorunudur. Gençliğin mücade-lesini büyütmek ve sorunlarını çöz-mek için örgütlenmeliyiz.Yapacağımız her eylem, her çalışma,her kampanyamız örgütlenme üzerineolmak zorundadır. Gençliğin düzene,düzenin bataklığına gitmesini istemi-yorsak gençliği örgütleyeceğiz.Bugün bu durum önümüzde duran birsorumluluktur. Örgütlendikçe sorun-larımızın çözümsüz olmayacağınıgöreceğiz, göstereceğiz. Öğrencigençliğin her dönem değişen sınavsistemleri, paralı, ezberci eğitim,yurt-okul baskısı, harçlar, anti-bilim-sel gerici eğitimin dayatılması, üni-versite mezunu işsiz sayısının mil-yonları bulması, idare-polis, sivilfaşistlerin saldırıları vb. birçok soru-nu vardır gençliğin. Ve bunlar dadoğal olarak gelecek kaygısını düşün-dürtüyor.

Düzenin bozukluğu herkesesorun yumağı bir hayat dayatıyor.Bizler de kitle çalışması yaparken,gençliği örgütlemeye çalışırken busorunlarla yüzyüze geliyoruz.

Dayı’nın dediği gibi, insan varsasorun da vardır. Bir yandan gençli-ğin sorunlarını çözecek örgütleme-nin önündeki engelleri ortadan kal-dırmaya çalışacağız, diğer yandandüşmanın bize çıkardığı engelleriaşacağız, mücadelenin sorunlarınıçözeceğiz.

Devrımcilik sorun çözmektiraynı zamanda. Tüm sorunlara yak-laşırken ana nedenlerini ve çözümyöntemlerini bulmaya çalışırkendevrimci mantıkla, bilimsel düşüne-rek ele almak zorundayız.Kalinin’in ifade ettiği gibi;“Sosyalist dünya görüşü, bizesorunlara, her olaya karşı akılcı vedoğru bir tavır alma olanağı ver-mektedir.” (Devrimci EğitimDevrimci Ahlak / Kalinin/ Sayfa 27)

4-) Gençliği Nerede,Nasıl Örgütleyeceğiz?

İnsanı örgütlemek, düzeninbataklığından insanı çekip çıkartmakkolay değildir, ama zor da değildir.Düzenin bataklığına saplanmış yoz-laştırılmış bir gençlik bu düzeni tanı-yordur ve ondan memmuniyetsizdirde aynı zamanda. Geriye, ona düzenianlatmak, kafasında somutlamak,bilinç vermek kalıyor.

Bunu yapacak olan da bizleriz.Dev-Genç’lilerdir. Bunu yapmanınyolu EMEK vermektir. Üniversiteli-lerle, liselilerle bir araya gelmek,onlarla sohbet etmek, sorunlarınıöğrenmek yani önce tanımak gere-kir. Tanımak, çözüme giden yolunen önemli ayağıdır. Gençliği tanı-madan, sorunlarına vakıf olmadanonları örgütleyemeyiz de.

Gençliği örgütlemek için herşeyde bir programımız, hedefleri-miz olmalıdır, programlarımız,hedeflerimiz gerçekçi, gençliğinsomut taleplerine hitap eden tarzdaolmalıdır. Gençliğe; nasıl bir dünya-da yaşıyoruz, açlığımızın, yoksullu-ğumuzun sorumlusu kimdir, budüzeni değiştirmenin mümkünolduğunu, bunu yapmanın yolununörgütlenmekten geçtiğini anlatmalı-yız. Devrimi, sosyalizmi yalın-sadebir şekilde anlatmalıyız. Bir yandananlatırken, diğer yandan da tüm pra-

Ta rih ten, bi lim den, ön der le ri miz den, ge le nek le ri miz den

öğ ren dik le ri mizle güçleneceğiz

BilgiBilgigüçtürgüçtür

SORUDA10GENÇLİĞİ ÖRGÜTLEMEK

Yürüyüş

27 Eylül2015

Sayı: 488

OKULA KAYIT HARAÇLARINI ÖDEMİYORUZ! BOYKOT EDİYORUZ!30

Page 31: Okula Kayıt Haraçlarını Ödemiyoruz! BOYKOT EDİYORUZ!yuruyus.biz/pdf/pdf/488.pdf · Bağc ılar, Bahçelievler, Bakırköy gibi ad ı geçen mahalleler yoksul hal-kımızın

tik faaliyetlerimize, kampanyaları-mıza, yeni tanıştığımız üniversiteli-leri, liselileri de, katarak görev vesorumluluklar vererek ögütlenmeçalışmalarını genişletmeliyiz.

Kendiliğinden bir gelişme bek-lenmemelidir. Bulunduğumuz üni-versitelerde, liselerde bir kişiylebaşlamalıyız örgütlenme çalışması-na. Bir tek kişiyi örgütleyebilirsekeğer devamı gelecektir.

Yoğun bir emek vererek, sahip-lenerek, sorumluluklar verip öneçıkmasını sağlayarak ve tabi eğitim-le onu devrimcileştirmeliyiz.Devrimi örgütlemek böyle bir tekinsanı örgütlemekle başlayacak,"Birken iki olmak" şiarıyla hareketedeceğiz. Bu çabayı sürekli kılarakyüzbinleri, milyonları hayata geçi-ren olacağız.

5-) GençliğinÖrgütlenmesindeÖğrenci MeclislerininÖnemi Nedir?

Öğrenci meclisleri, gençliğinkendi öz örgütlenmesi olup, söz-yetki mercii olarak birebir tümöğrencilerin kendilerini ifade ede-ceği bir örğütlenmedir. Öğrencimeclisleri içinde her düşüncedenöğrenci yer alabilir.

Sistem; örgütsüz, apolitik birgençlik yaratmak isterken biz gençli-ğin tek çatı altında (öğrenci mec-lisle-rinde) birleşmesini ve örgütlü bir güçolmasını istiyoruz. Bu meclis çatısıaltında bir araya gelmek demek, tümüniversitelerde ve liselerde yaşanansorunlara vakıf olmak ve kendi yaşa-dığımız sorunları aslında milyonlarcaöğrencinin yaşadığını görmek anla-mına geliyor. Ve tabii gördüğümüzikinci şey yalnız olmadığımızdır.

Oligarşi öğrenci gençliği yozlaş-tırmak için sürekli saldırmakta,politikalar üretmektedir. Ve bunuprogramlı şekilde yaparak gençliğinörgütlenip tüm hak ve özgürlükleriiçin mücadele etmesini engellemekisterler. Öğrenci gençliği örgütle-mek için yalnızca öğrenim gördüğüsırada yaşadığı sorunları gösterme-miz yeterlidir.

-Paralı eğitim. -Gerici, anti-bilim-

sel eğitim. -Okul idarelerinin

keyfi yaptırımları, -Öğrencilerin ticari

bir mal olarak görül-mesi,

-İdare, polis ve sivilfaşistlerin saldırıları.

Ve daha sayacakonlarca şey etrafındaöğrencileri öğrencimeclislerinde örgütle-meliyiz.

6-) ÖğrenciMeclislerininİşleyişi Nasıl Olacaktır?

Öğrenci meclisleri, gençliğin özörgütlenmeleridir. Meşru örgütlen-meleridir. Geniş toplantılarla tek tekokulda, ilçede, ilde ve bölgedekiokullarda sorunlar ve çözümleribelirlenir. Neler yapılacağı, hedefinneler olacağı, tartışmalar sonundakarara varılır. Hoşumuza gitmeyenkararlar alınsa da bir kez karar çık-tıktan sonra herkes o karara uymakzorundadır. Öğrenci meclislerininişleyişinde kolektif çalışma ilesonuç alıcı tarzı geliştirmeliyiz.Öğrenci meclislerinin işleyişikolektif bir temelde ele alınarakyapılmalıdır.

Üniversiteler veya liselerdeyaptığımız faaliyetlerin kararlarıtüm üniversitelerin ve liselerin biraraya gelip sorunların tartışıldığımeclis toplantısında karara bağlanırve burada istisnasız tüm katılımcılardüşüncelerini, önerilerini, eleştire-lerini sınırsızca yaparlar. Kararlar,tüm öneriler yeterince tartışıldıktansonra toplantıya katılanların saltçoğunluğunun %51 oyunu alan öne-rinin karar haline getirilmesiyle alı-nır. Karar alındıktan sonra tüm mec-lis üyeleri kararları hayata geçir-mekle görevlidir. Faaliyetlerinyürütülmesi ve denetlenebilmesiiçin meclis tarafından bir yürütmekomitesi oluşturulur.

Yürütme komitesi alınan karar-

ların hayata geçirilmesi, meclislerinçeşitli platformlarda temsil edilme-si, açıklamalarının basına vekamuoyuna duyurulması, faaliyet-lerin yürütülmesi için alt komiteninoluşturulması ve faaliyetlerinindenetlenmesi görevini yürütür.Öğrenci meclisi çatısı altında faali-yetlerin sağlıklı yürütülebilmesiiçin iş esnasına göre komitelerkurulabilir. Bu komiteler meclisinaldığı kararların hayata geçirilmesiiçin gerekli alt örgütlenmelerdir.Alt komiteler yürütme komitelerinebağlı olarak faaliyet yürütür.

7-) Öğrenci GençlikNiçin Tutsak Edilir?

AKP iktidarı kendi faşist politi-kalarına karşı çıkan herkese saldırı-yor. İşçisinden köylüsüne, öğret-meninden memuruna, lise ve üni-versite öğrencilerine, kısacası hal-kın her kesimine pervasızca saldırı-yor. AKP saldırdıkça okul sıralarıboşalıyor, F tipi hapishaneler doluptaşıyor. Ülkenin geleceğini belirle-yecek öğrenciler hücrelere konula-rak yalnızlaştırılıyor, tecrit ediliyor.Gençlik tecrit politikalarıyla çürütü-lüp kendisine bile faydasız bir genç-lik yaratılmak isteniyor. Bir üniver-site ve lise öğrencisi ne isteyebilirki? Parasız eğitim, sınavsız gelecekistiyorlar. Ülkemizde parasız eği-tim var denilse de, bu demagojidenibarettir.

Liseliler parasız eğitim, sınavsızgelecek istiyorlar. Ülkemizde füze

AKP iktidarı kendi faşist politikalarınakarşı çıkan herkese saldırıyor. İşçisinden köy­lüsüne, öğretmeninden memuruna, lise veüniversite öğrencilerine, kısacası halkın herkesimine pervasızca saldırıyor.

AKP saldırdıkça okul sıraları boşalıyor, Ftipi hapishaneler dolup taşıyor. Ülkeningeleceğini belirleyecek öğrenciler hücrelerekonularak yalnızlaştırılıyor, tecit ediliyor.

Gençlik; tecrit politikalarıyla çürütülüpkendisine bile faydasız bir gençlik yaratılmakisteniyor. Bir üniversite ve lise öğrencisi neisteyebilir ki? Parasız eğitim, sınavsız gelecekistiyorlar. Ülkemiz de parasız eğitim vardenilse de bu demogojiden ibarettir.

27 Eylül2015

Yürüyüş

Sayı: 488

31HALKIMIZ! AKP’YE KAYIT HARAÇLARINI ÖDEMEYİN!

Page 32: Okula Kayıt Haraçlarını Ödemiyoruz! BOYKOT EDİYORUZ!yuruyus.biz/pdf/pdf/488.pdf · Bağc ılar, Bahçelievler, Bakırköy gibi ad ı geçen mahalleler yoksul hal-kımızın

kalkanı değil, demokratik lise iste-dikleri için tutuklanıyorlar. BerkinELVAN'ın katilleri yargılansın diye-rek adalet istedikleri için tutuklanı-yorlar. Üniversite öğrencileribilimsel, demokratik parasız bireğitim istedikleri için, faşist 12Eylül cuntasının ürünü olan ve gen-çliğin üzerinde baskı aracına dönü-şen YÖK'ü istemedikleri için okul-larında polis terörü istemedileri içintutuklanıyorlar. Bir basın açıklama-sına katıldığı için tutuklanan yüzler-ce üniversite öğrencisi var. 6Kasım’da YÖK'ü istemedikleri içinDTCF (Dil, Tarih Coğrafya,Fakültesi) dekanlığını işgal eden 9öğrenciye 38 yıl hapis isteniyor.İktidarlar her dönem gençliğinörgütlenmesinden korkmuşlardır.

Haziran Ayaklanması’nda dagörüldüğü gibi ayaklanmada en çokgençlik konuşulup tartışıldı. Çünkügençlikte var olan öfke patlamış vesokağa çıkmıştır. AKP'yi en çoksarsan ve korkutan da bu olmuştur.

Gençlik her zaman baskı altındatutulmuştur. Soruşturmalar, okul-dan atmalar, gözaltılar yıllara varantutsaklıklarla karşılaşır gençlik.Bunlarla gençliği yıldırmak ve tes-lim almak amaçlanır. Bugün2500'ün üzerinde öğrencinin tutsakolması faşizmin saldırılarının boyu-tunu da göstermetedir.

8-) Tutsak ÖğrencilereSahip ÇıkmanınÖnemi Nedir?

Tutsak öğrencilere sahip çıkmakgeleceğimize sahip çıkmaktır. Çünkütutsak edilen öğrenciler yalnızca ken-dileri için değil, milyonlarca halkçocuğunun geleceği için de mücadeleediyorlardı. Dev-Genç’lilerin başlattı-ğı "2785 Öğrenci Serbest Bırakılsın"kampanyası sürecinde gençler defa-larca saldırıya uğradılar, üzerlerindedaha önce kullanılmamış kimyasalgazlar denendi. Fakat hiçbir saldırı,işkence, Dev-Genç’lilerin, tutsaköğrencilerin sesi olmalarını engelle-yemedi. Parasız eğitim kampanyasın-da, Başbakanı protesto eden Dev-Genç’liler kampanyadan vazgeçme-

yerek topladıkları 318 bin imza ileadım adım Ankara'ya yürüdüler.

Emperyalizmin işbirlikçisi olu-garşiden, temsilcisi AKP faşizmin-den adalet beklemeyen Dev-Genç’liler, kendi adaletleri, yanihalkın adaleti için "gerekirse biz detutuklanırız, fakat bu adaletsizlikle-ri AKP 'nin YANINA KOYMAYIZ"diyerek tutsaklarını sahiplendiler. .

Sahiplendikleri gençliğin, kendigelecekleri olduklarının bilincindeolarak. Aslında halkımızın ve vatanı-mızın da geleceğini sahipleniyorlardı.

9-) Dev-Genç Nedir? Öğrenci GençliğinMücadelesindekiÖnemi Nedir?

Tarihimizi yaratan önderlerimizMahir ve Dayı ile Dev-Genç tarihi-ni yaratan şehitlerimiz gençliğinörgütlenmesi olan Dev-Genç’iyaratmışlardır. Bugünün Dev-Genç’lilerinin omuzlarındaki görevşehitlerinin mirasını taşıması yanıy-la önemlidir. Dev-Genç bir gençlikörgütlenmesidir, fakat kendisinibununla sınırlamamıştır. Halkayapılan her saldırıda onun yanındayer almıştır.

Gerek; 15-16 Haziran, büyükişçi direnişinde, Tekel Direnişi’nde,yoksul topraksız köylü ile yapılanişgallerde Karadeniz'de fındık, çay,tütün mitinglerinde bu ve benzeriher eylemde halkın yanında olmuş,gerek öğrenci gençliğin mücadele-sinde, gerekse de halkın diğer kesi-lerine yönelik yapılan haksızlıklara,adaletsizliklere sessiz kalmamıştır.Emperyalizmin yeni sömürgesi olanbir ülkede mücadele veren Dev-Genç, faşizmin karşısında hakalmanın tek yolunun militan, fiili,meşru mücadeleden geçtiğini bilir.

İşte, öğrenci gençliğin mücada-lesindeki önemi de bundan gelir, 46yıllık tarihi boyunca Dev-Gençdüzenin çizdigi sınırlar içinde kal-mamış, düzenin yasallığına teslimolmamış, her zaman devrim yolunu,hak alma yolunu kendi militan,meşru direnişleri ile somutlamıştır.Bu örgütlü gücüyle, militanlığıyla

öğrenci gençliğin itici, önder gücüolmuştur.

10-) Gençlik, AtılganCoşkulu ve GüçlüdürDiyoruz, Bu GücüNereden Alırlar?

Gençlik hiç bir dönem var olan-la yetinmemiştir. Nesnelliğe teslimolmamıştır. Kendisini kuşatankoşullara aldığı tavır nedeniyleyaratıcıdır, değiştiricidir. Gençliğindoğasından kaynaklanan duyarlılık,sorgulama, değiştirme gücü doğrubir ideoloji, kararlı bir mücadele ilebuluştuğunda gerçek bir güce dönü-şür. Gençliğin değiştirme gücü bumücadele içerisinde anlam kazanır.

Yaratıcı ve nitelikli yöneticisiyasi mücadele içerisinde gelişir.Gençlik devrimci mücadelede yeraldıkça kitlelere mücadelenin amaç-larını, ideallerini, yüceliğini, doğru-luğunu ve gerekliliğini anlatır,bilinç taşır. Atılganlığı, özverisi veyaratıcılığıyla mücadeleyi daha dayükselten dinamik bir güç katar.

Lenin'in deyişiyle "Biz geleceğinpartisiyiz. Gelecek ve gençliğe ait biryenilikçilerin partisiyiz, yenilikçilerinpeşinden ise gençlik seve seve yürür.Biz köhne dünya ile fedakarca savaşpartisiyiz fedakarca savaşa herzaman gençlik önde gider."(Aktaran-Yürüyüş-Sayı-Mayıs -2014)

Dev-Genç bu gücü tarihin-den, şehitlerinden alır.

-77 1 Mayıs 'ından, -87 Nisan Direnişlerinden, -89 Aralık Basın Yayın Y-O

İşgalinden -2003-2005 Kızılay Direniş-

lerinden,-2013 DTCF İşgalinden

Uzanan Sayısız Eylem veDirenişlerindeki Cüret veKararlılığı ile DevrimMücadelesini BüyütmesidenAlır.

Gençlik Bu MücadeleyiBüyütecek Devrimci Halkİktidarına Giden Yolun EnÖnemli Yapı Taşı Olacaktır.

Yürüyüş

27 Eylül2015

Sayı: 488

OKULA KAYIT HARAÇLARINI ÖDEMİYORUZ! BOYKOT EDİYORUZ!332

Page 33: Okula Kayıt Haraçlarını Ödemiyoruz! BOYKOT EDİYORUZ!yuruyus.biz/pdf/pdf/488.pdf · Bağc ılar, Bahçelievler, Bakırköy gibi ad ı geçen mahalleler yoksul hal-kımızın

Av. Oya Aslan ile 11 Eylül’degalası yapılan Direniş, Ölüm, Ya-şam / Metris Dört Karanfil Belgeseliüzerine yaptığımız röportajıyayınlıyoruz.

***

Yürüyüş: Güler Zere’den sonraikinci bir belgesel hazırladınızıbize anlatır mısınız?

Av. Oya Aslan: Güler Zere Bel-geseli, yakalandığı kanser hastalığınedeniyle tahliye edilmesi gerekenbir özgür tutsağın keyfi bir biçimdetahliyesinin engellenmesi karşısında,halkın Güler Zere'yi sahiplenmesini,onun için mücadele yürütmesini vezaferini anlatır.

Güler Zere Belgeseli; kararlı veısrarlı bir mücadelenin sonuç vere-ceğini, halkın gücünün engelleri yık-tığını, mücadelemizin birimiz hepi-miz, hepimiz birimiz için olduğunu,hasta tutsakların tahliyesinin haklı-lığını vurgular.

Metris Belgeseli ise, 12 Eylül fa-şist cuntasının, teslim almak istediğisiyasi tutsakların içerdeki direnişini,ailelerini, çocuklarını ve onların mü-cadelesini sahiplenmelerini ve busürecin aileleri örgütlediğini, poli-tikleştirdiğini anlatıyor.

Her iki belgeselde devletin teslimalma politikasının yenilgiye uğratıl-

ması vardır.

Umut duygusu, bahar mevsimigibidir. Diri ve genç tutar insan bey-nini, yüreğini. Umutlu olmak içinbir çok nedenimiz var. Anadolu in-sanının mücadele tarihi, sürekli beslerbu umudu. Metris Belgeseli, devrimcimücadele tarihinin önemli bir kesi-tinin ancak bir kısmını anlatır.

Metris Hapishanesi tarihi içindeanlatılması gereken onlarca direniş hi-kayesi, irili ufaklı zaferler, yaratıcı üre-timler vardır. Her biri tek başına belgeselya da kurgusal film olabilecek olaylarvardır. Hazırlayabildiğimiz belgeseldebu tarihin özetini geçtik diyebiliriz.Amacımız profesyonel ustalıkta eserlervermek değildi. Metris Hapishanesidireniş tarihi; Türkiye devrim tarihininyüz akıdır, anlatılmalıdır. Anlatmakiçin bir yerden başlamak gerekiyordu,eksik anlatılmıştır, her türlü eksikliğinerağmen anlatılmamasından çok dahaiyidir. Her direniş hikayesinin ayrı ayrıanlatılacağı zamanlarda olacaktır elbet.

Yürüyüş: Metris’in bugün ilebağlantısını kurduğumuzdane söylersiniz?

Av. Oya Aslan:12 Eylül 1980 faşistcuntası da halkın üzerinden silindirgibi geçmiştir. 12 Eylül, yüz binlercegözaltı, işkenceli sorgu, 10 binlercetutuklama, tutsaklıkta ölüm ve idamdır;tepeden tırnağa hukuksuzluktur.

Halkın en ilerici, devrimci, demo-kratları tek tek tutsak alınmıştır. Vedevletin hapishaneler politikası insan-ların siyasi düşüncelerini değiştirme-lerini sağlamak, tutsak ettiklerini ıslahetmek, kişiliklerini ezmek üzerine ge-liştirilmiştir. Hapishanelerde teslimalınmak istenen fiziki olarak insanınbedeni değildir, düşünceleridir. Ya-

şam kültü-r ü d ü r ,inançları-dır, değer-leridir. İştebu koşul-larda Met-ris Hapishanesi’nde, Özgür Tutsaklıkgeleneği oluşturulmuş ve geliştirilmiştir.Metris Hapishanesi’nde Özgür Tut-saklar devletin politikasını yenilgiyeuğratmışlardır. Özgür Tutsaklar inan-dıkları gibi yaşama devam etmişlerdir.Üreterek direnmiş, direnerek üretmiş-lerdir. Koşullar ne olursa olsun; ko-şullara, dayatmalara boyun eğmemiş-lerdir. İnsan onuruna aykırı gördüklerihiç bir uygulamayı kabul etmemişlerdir.Bu uygulamalara ölüm pahasına di-renmişlerdir. Tutsakların birbiri ileilişkilerini kesmek için yöntemler de-nemiştir hapishane idaresi; fakat tut-saklar buldukları haberleşme yöntem-leri ile hapishanenin bu uygulamasınıişlevsizleştirmişlerdir. Tutsağın iradesinikırmak, küçük düşürmek, aşağılamakiçin ayakta asker gibi sayım alınması,hazırola geçmeleri gibi dayatmalarıolmuştur. “Asker değil düşüncelerinedeniyle tutsak alınmış kişileriz,ayakta sayım alamazsınız bizden”demişlerdir örneğin. Buna benzer on-larca dayatma yapılan ağır işkencelererağmen kabul ettirilememiştir.

19-22 Aralık Hapishaneler Katlia-mı’ndan sonra açılan tecrit sisteminedayalı F tipi hapishanelerine götürülensiyasi tutsaklar birbiri ile haberleşme-lerde Metris Hapishanesi içerisindekullandıkları yöntemleri kullanmış-lardır. Bugünkü Özgür Tutsaklık ge-leneği, Metris Hapishanesi geleneğininbüyütülerek geliştirilmesidir. Bugünbütün hapishanelerde siyasi tutsaklarinandıkları gibi yaşamaktadırlar.

Röportaj

Av. Oya Aslan; Direniş, Ölüm, Yaşam Metris/ Dört Karanfil Belgeseli

MMETRİS, 12 EYLÜL’E KARŞI MÜCADELEDEDEVRİMCİLERİN YÜZ AKIDIR. TARİH YAZANLAR UNUTULMAZ!..

27 Eylül2015

Yürüyüş

Sayı: 488

33HALKIMIZ! AKP’YE KAYIT HARAÇLARINI ÖDEMEYİN!

Av. Oya Aslan

Page 34: Okula Kayıt Haraçlarını Ödemiyoruz! BOYKOT EDİYORUZ!yuruyus.biz/pdf/pdf/488.pdf · Bağc ılar, Bahçelievler, Bakırköy gibi ad ı geçen mahalleler yoksul hal-kımızın

Özgür Tutsaklık; düşünceleriniyaşama geçirmektir, düşüncelerin-deki yeni insan gibi yaşamalarıdır.

Engin Çeber, bu geleneği sürdür-mek istediği için 2008 yılında katle-dilmiştir. Hatırlayalım.

Yürüyüş dergisine destek amaçlıyapılan bir eylem nedeniyle işkenceile gözaltına alınıp tutuklanan EnginÇeber, yeniden tadilat edilen MetrisHapishanesi’ne konulur. Burada iki ar-kadaşı ile birlikte önce gözlem hücre-sinde tutulur. Burada iken ayakta sayımvermediği için iki gün boyunca işken-ceye uğrar. Sonra arkadaşlarından ayrılıpadli tutukluların bulunduğu yere konulur.Siyasi kimliği tanınmaz ve ayakta sırahalinde sayım vermesi istenir, sayımvermeyince hapishane idaresi önce ko-ğuşundaki tutukluları kendisine karşıkışkırtır, başaramayınca işkence yap-maya devam ederler. İşkence ile katle-dilir. Engin Çeber arkadaşlarına yazdığınotta, hapishanenin tarihselliğini hatır-latarak “Ben neredeyim? Vallahi 80'ler-de tarihte tek tip elbiselere karşı, 12Eylül cuntasına karşı direnişlerle sözedilen, tarih sayfalarına geçen yerde-yim... Onlar nasıl direndiyse öyle di-reneceğim, keyfi uygulamaları kabuletmeyeceğim” demişti... Bu nedenlebiz de bu belgeleri Engin Çeber'in anı-sına armağan ettik.

Yürüyüş: Eklemek istediğinizbir şey var mı?

Av. Oya Aslan: Devrimcilerin mü-cadele tarihi öğretici, güçlü, zengindir.İşçi, öğrenci, memur, hapishane, ma-halle, gecekondu direnişleri gibi yüz-lerce direniş ve zafer vardır. Bu tarihiniçinde gelenekler yaratılmış, değerlerüretilmiştir. Tarihten beslendikçe bu-günü geliştirip geleceği daha iyi ku-rarız. Tarihimizi bilmeliyiz. Belgeselle,fotoğraflarla, şiirle, türkü ile tarihimizianlatmalıyız. Belgesel, film çekmeyidüşünen arkadaşlar; özgün ve etkilibir şey anlatacaklarsa mücadele tari-himizde hepsi var. Devlet baskısınakarşı nasıl mücadele edilir, halk so-runlarını hangi yöntemle çözer, yoz-laşmanın önüne nasıl geçeriz, insanıngücü nerede yatar... onlarca soruyacevap verir tarihimiz.

DİRENİŞ, ÖLÜM, YAŞAMMETRİS/ DÖRT KARANFİLBelgeseli’nin ilk gösterimi ŞişliKent Kültür Merkezi’nde 11 Ey-lül günü yapıldı. Gösterime yaklaşık700 kişi katıldı.

Gösterimin sunuculuğu yapanVeysel Şahin, 12 Eylül faşist cunta-sının Metris Hapishanesi’nde ger-çekleştirmek istediği politikanın ya-şam bulmadığını anlattı. Sonra bel-geselin yönetmenleri Oya Aslan veNamık Cibaroğlu birer konuşma yap-tılar. Yönetmenler belgesel konusundabilgi verdiler. Daha sonra Grup Yo-rum, hapishane türküleri olan Dire-nişçilerin Cevabı, Güleycan ve KızılKaranfiller türkülerini söyledi. MetrisBelgeseli’nin ilk gösterimi Cizre hal-kının direnişine armağan edildi. MetrisBelgeseli bizi alıp '80’li yılların cuntahapishanesine götürdü. Oradaki dire-nişle buluşturdu. Metris Hapishanesi’nidiğer bütün hapishanelerden ayırantemel şey, bir direniş odağı olmasıdır.'80 Cuntası halkın üzerinden silindirgibi geçmiştir, ilericiler tutsak alınmıştır,sokaklarda infazlar, hapishanelerde iş-kenceler ve katliamlar yaşanmaktadır.Binlerce siyasi tutsak ve ülkenin bütünhapishanelerinde siyasi tutsaklara tes-limiyet dayatılmıştır. Tutsaklara askerbile değil, asker artığı gibi davranıl-maktadır. Sabah komutanlara içtimavermeler, komutanların her emrineriayet, insanlık dışı yaşama itiraz et-meme, İstiklal Marşı söyletmeler vb...Tutsak boyun eğmelidir, sorgulama-malı, devlete kafa tutmamalıdır. Cuntasilik, kişiliği parçalanmış, düşüncelerinisavunamayan, devrim inancı yok edil-miş insan yaratmayı hedefliyordu. Ni-tekim uyguladığı politikaları birçokhapishanede yaşama geçirdi, tutsaklarsindirildi.

Bunun tek istisnası Metris Ha-pishanesi’dir. Burada baştan sonairadi bir direniş yaratıldı. Metris Ha-pishanesi’ndeki direnişi dağıtmakiçin tutsaklar Sultanahmet, Davutpaşa

Hapishanelerine gönderilmişlerdi.Direniş burada da sürdü. Devrimcihareket faşist cuntanın dayatmalarınıkabul etmemiş ve cunta yenilgiyeuğratılmıştır. Bu nedenle diyebilirizki, Metris Hapishanesi direniş ta-rihi, Türkiye devrim tarihinin yüzakıdır. Metris Hapishanesi karanlığıyarmıştır. Bir saldırı ancak dahacüretli bir direnişle alt edilebilir. Met-ris Hapishanesi’ndeki Özgür Tutsak-lar, her saldırıya karşı cüretle diren-mişlerdir. Can pahasına, tek bir adımgeri atmaksızın, her defasında direnişibüyüterek cevap vermişlerdir saldı-rılara.

1984 Ölüm Orucu eylemine kadardört büyük açlık grevi yapılmıştır.Bir tanesi hariç, o da oportünist solunkendine güvensizliği nedeniyle. Üçükazanımla sonuçlanmıştır. Her defa-sında tutsaklar kendi iradelerini ha-pishaneye kabul ettirmişlerdir.

Tutsakların birbiri ile haberleş-meleri engellenmeye çalışılmıştır.Başarılamamıştır. Çünkü birbirindendeğişik onlarca yol bulunmuştur bir-biri ile haberleşmek için. Notları tophaline getirip bir havalandırmadandiğerine atma, mors alfabesine benzeralfabeyi kullanma, parmaklarla ya-zışma ve dudak okuma şeklinde gibibir çok yöntem bulmuşlardır.

Mors alfabesine dayanarak dergibile çıkartmışlardır.

Birbirleri arasındaki birliği dağıt-mak için sürekli koğuş baskınları ve

DİRENİŞ, ÖLÜM, YAŞAM METRİS/DÖRT KARANFİL

BELGESELİNİN GALASI YAPILDI10 Ekim 2008- Engin Çeber Metris Hap.de

faşizmin işkencesine karşı direnerek şehit düştü

Yürüyüş

27 Eylül2015

Sayı: 488

OKULA KAYIT HARAÇLARINI ÖDEMİYORUZ! BOYKOT EDİYORUZ!34

Page 35: Okula Kayıt Haraçlarını Ödemiyoruz! BOYKOT EDİYORUZ!yuruyus.biz/pdf/pdf/488.pdf · Bağc ılar, Bahçelievler, Bakırköy gibi ad ı geçen mahalleler yoksul hal-kımızın

koğuş değişikliği yapılmıştır. Koğuş-lardan çıkmayarak direnmişlerdir.Tek tipleştirmek için saç kesme ope-rasyonları yapılmıştır. Direnmişler,saçlarını kestirmemişlerdir. Kitaplar,kalemler koğuşlardan operasyon ya-pılarak toplanmıştır. Tutsaklar ka-lemlerini ve kitaplarını korumayı ba-şarmışlardır. Kalemleri zulalamış, ki-tapları korumamın yöntemlerini bul-muşlardır. Onlarca operasyona rağ-men, kitapsız ve kalemsiz kalma-mışlardır. Karikatür dergileri, morsalfabesine dayalı dergiler, kültür sanatdergileri.. beste yapmalar, moral ge-celeri düzenlemeler, radyo tiyatrosuhazırlama, yarışmalar... daha onlarcaşey o ağır baskı koşullarında yaşamageçirilebilmiştir.

Hazırola geçme, asker gibi tali-matlara uyma, askere komutanımdiye seslenme gibi aşağılayıcı dav-ranışları kabul etmemişlerdir. Bunlarınbedeli işkence olmuştur tabi, fakatdirenmenin haklı gururunu ve onurunubir an yitirmemişlerdir.

“düşüncelerimizi tarihimizin

örs ve çekici arasında dövüp

kavganın suyunda çelikleştirdik

ip de geçirsen boyunlarımıza

ya da bir kurşun alınlarımıza

asla soyunmayız inancımızdan”demişlerdir.

Nesnel koşullar ne olursa olsun,inanan insanın koşulları aştığını, olun-maz olur kıldığını izledik belgeselde.

Apo, Fatih, Hasan, Haydar... dörtkaranfilin büyük direnişi hem hapis-hane tarihi açısından, hem de cuntanınetkisinin yitirilmesi açısından dönümnoktasıdır. Dört Karanfil'in zaferiyankısını içerde hissettirdiği gibi dı-şarda da hissettirmiştir. Bu tarihtensonra koşullar tutsaklar lehine de-ğişmiştir.

***

Metris... Bir direniş odağı...

Metris.. Direnme geleneğinin ya-ratıldığı, Özgür Tutsak kimliğininyaratıldığı yer.

Metris.. Hapishanelerde yatılma-yacağını, hapishanelerde savaşılaca-ğını anlatan yer..

Metris.. Apo, Fatih, Hasan Hay-darlar'ın günümüze ışık olduğu yer..

Metris deyince daha pek çok şeysöylenebilir. 12 Eylül faşist cuntasınınhapishaneler cephesindeki saldırılarınakarşı direnenlerin nasıl büyük birgüç yarattığını Metris'te görüyoruz.21 Eylül 1995 Buca, 4 Ocak 1996Ümraniye, ’96 Ölüm Orucu, 26Eylül 1999 Ulucanlar ve BüyükDireniş gibi tarihe malolan direniş-lerin yaratılması geleneğinin önüMetris'te açıldı. Bu geleneği yarat-manın bedelleri; işkenceler, sürgünler,Apo, Fatih, Hasan, Haydar oldu. Kanve can bedeliyle yazılan bir tariholdu Metris.

Amerika'nın "bizim çocuklar"dediği 12 Eylül faşist cuntasının ya-ratıcıları, halkı teslim almak için hertürlü saldırıya başvurdular. Saldırılarınen yoğun yaşandığı yer hapishane-lerdi. Tek tip elbise dayatmasıyla,ayakta sayım dayatmasıyla, saldırılarlatam bir teslimiyet dayatıldı. Hapis-hanelerin teslim alınması halkın teslimalınması demekti. Ya teslim olacaklar,iyi olan güzel olan, uğruna bedellerödedikleri her şeyi terkedecekler, ya-ratılmak istenen korku ve yılgınlığındağ gibi büyümesine izin verecekler,düşüncelerini, devrimi, devrimciliğiterkedeceklerdi. Ya da "sonuna, son-suza, sonuncumuza kadar" deyipdirenecekler, devrimi-devrimciliğisavunacaklardı. Direnmeyi, teslimolmamayı seçtiler. Tarihe karşı, halk-lara karşı bir sorumluluktu yaptıkları.Kızıldere'ye karşı sorumluluklarıydı.Kızıldere'yi geleceğe taşımalıydılar.Umudun adını kanla yazmanın, ölüm

oruçlarında bir mevsim direnmenin,kurşunlar altında halay çekmenin,düşmana "asıl siz teslim olun" de-menin, "halkımız sizi çok seviyoruz"demenin, mermisi bitince taşlarladirenmenin önünü açmalıydılarMetris'te. Öyle de yaptılar.

Metris Belgeseli tarihteki bu di-renişi anlatıyor. 12 Eylül faşist cun-tasının teslim almak istediği devrimcitutsakların direnişini, ailelerin ço-cuklarını ve onların mücadelesini sa-hiplenmelerini ve bu sürecin aileleriörgütlediğini, politikleştirdiğini an-latıyor. Burjuvazinin, burjuva kalem-şörlerinin çektiği 12 Eylül belgesel-lerine karşın, Metris Belgeseli dev-rimcilerin çektiği, gerçekleri anlatanbir belgeseldir. O dönemin tutsakla-rıyla, TAYAD'lı Aileler'in anlatımla-rıyla oluşan belgeseli Avukat OyaAslan yapıp düzenledi. İdil KültürMerkezi yapımı olan belgeselde,Grup Yorum müzikleri yer alıyor.

Direnmeyenlere ne mi oldu? Di-renmeyenler, "uslu" olanlar, askerlerinkarşısında hazırola geçip uygun adımyürüyenler, tek tip elbise giymek içindirenen(!)ler... Bugün adlarının bileduyulmaması onların tercihlerinin neolduğunu gösteriyor.

Tarihimiz, geleceğimizdir. Spar-taküsler'den Demirci Kawalar'a, Bed-rettinler'den Pir Sultanlar'a, Mahir-ler'den bugünlere biz hiç teslim ol-madık. 12 Eylül faşist cuntasınınideolojik-fiziki ve psikolojik saldırı-larını göğüsleyerek, o süreçten yü-zümüzün akıyla çıktığımız için bugünhalkların umuduyuz.

Bugün devrim için mücadele eden,savaşan biz varız.

Bugün Amerika'nın terör listesininbaşında yer alıyoruz.

Bugün Günaylar'la, Elif, Şafak,Bahtiyarlar'la devrime yürüyoruz.

Bugün tek başımıza kalsak daEngin Çeber olup direniyoruz.

Bugün mermimiz bitse de taşlarladireniyoruz.

Bize bugünleri armağan eden şe-hitlerimize, Apo, Fatih, Hasan, Hay-darlar'a, Enginler'e, Dayı’mıza selamolsun... Bin selam...

Dursun Karataş ve İbrahim Erdoğan Metris’te

27 Eylül2015

Yürüyüş

Sayı: 488

35HALKIMIZ! AKP’YE KAYIT HARAÇLARINI ÖDEMEYİN!

Page 36: Okula Kayıt Haraçlarını Ödemiyoruz! BOYKOT EDİYORUZ!yuruyus.biz/pdf/pdf/488.pdf · Bağc ılar, Bahçelievler, Bakırköy gibi ad ı geçen mahalleler yoksul hal-kımızın

Yürüyüş

27 Eylül2015

Sayı: 488

OKULA KAYIT HARAÇLARINI ÖDEMİYORUZ! BOYKOT EDİYORUZ!336

Şarkılarımızön safta, en önde

saldırmalıdır düşmana.Bizden önce boyanmalıdırŞarkılarımızın yüzü kana Şarkılarımızvaroşlarda sokaklara çıkmalıdır!Şarkılarımızbir tek yüreğinperdeleri inikkapısı kilitli evinde oturamaz!Şarkılarımızrüzgara çıkmalıdır

Nazım Hikmet

“Nazım ustadır” demişiz ya se-beplerinden biri de bu dizelerde yazılıdırişte. Şarkılarımızın nasıl olması ge-rektiğini ne kadar yalın, ne kadargerçek ve estetik bir şekilde anlatmış.

"Şarkılarımız rüzgara çıkmalıdır"demiş Nazım. Evet halkın şarkılarırüzgara bırakmalıdır kendini. Rüzgarkadar özgür olabilmeli, rüzgar gibiher eve girebilmelidir. Süpürmelidirsokakların tozunu. Taşlara toprağases verebilmelidir. Bizim şarkılarımızıdinleyen toprak dahi coşmalıdır. Bi-zim şarkılarımızı dinleyen 7'den 70'ebütün halk anlayabilmelidir.

Halkımızın dili çok sadedir. İştebu şiirdeki gibi sade ve insan ruhununen derinliklerine seslenmelidir şar-kılarımız.

Şarkılarımız, türkülerimiz hayatıniçinde olduğu zaman gerçek sanattır.

Şarkılarımız; halkın yoksulluğunu,sevdasını, ahını, bedduasını, nefretini,yaslarını, neşeli hallerini, mutluluğunuyani yaşama dair ne varsa anlattığındahalk için söylenmiş olur. Beethoven"Asıl müzik gerçeğin kendisidir" der.Müzik gerçekleri anlatabilmelidirhalka.

Şarkılarımız aynı zamanda bir si-lahtır. O kadar güçlüdür şarkılar. Şarkılarinsanın ruhuna ve beynine en güzelulaşabileceğiniz büyük bir silahtır aynı

zamanda. İnsanlara onurlu ve adaletlibir dünyanın sadece sosyalizmde ol-duğunu göstermede güçlü bir silahtır.Şarkılarımız, kapısı kilitli evlerindeoturamaz diyor Nazım. Şarkılarımızsokaklara çıkmalı. Şarkılarımız insanlarıörgütlemelidir bunun özü.

Sadece konser salonlarında değilkapı kapı örgütlemelidir. Bütün yoksulmahalleri örgütlemelidir şarkıları-mız.

"Şarkılarımız ön safta en öndesaldırmalıdır düşmana. Bizden önceboyanmalıdır şarkılarımızın yüzükana". Bakın Grup Yorum'un şarkı-larının sözlerine, her sözü düşmanasaldırı ve her sözü inanç doludursosyalizme. İşte bu şarkılar yerindeoturamaz.

Bu halkın sanatçısı olduğunu söy-leyen ya da sanatçı olduğunu söyleyenherkes böyle düşmana saldıran şarkılaryapabilmeli ve bunları halkı örgüt-lemede, o yoksul mahallelerin herkapısında söyleyebilmelidir.

Sanat özü itibariyle zaten dev-rimcidir. Sanat sadece dünyayı yo-rumlamak onu yansıtmak değildirki, aynı zamanda değiştirmek ve bu-nun için mücadele etmektir. Diğerilafazanlıktır. Şarkılarımız işte bu de-ğişime dönüşüme hizmet etmelidir.Ve buna hizmet etmeyen hiç bir şarkıgerçek bir sanat eseri değildir.

O pespaye pop sanatçılarının de-diği gibi " ben siyasetle ilgilenmiyo-rum" ya da bazı tiyatro sanatçılarıda bunu söylüyor “ben sadece işimiyapıyorum”. Sanatçı bir memur de-ğildir. Sanatçı halkın görmediklerinigören ve en içten hisseden ve bunuhalka anlatabilendir. Memur olarakgörenler gidip bankada para saymaritminin sesini dinlesinler onun dabir ritmi var sonuçta.

Sanata da sınıfsal bakmak gerekir.Yani şarkılar da sınıfsaldır. Bakın şupespaye pop sanatçılarının şarkılarınakime hizmet ediyor? Hepsi burjuva

kültürünün hizmetindedir. Halkın ru-hunu cinsellikle, bencillikle kirletmek.Onların görevi budur. Ama burjuvazihalkı nasıl kandıracağını çok iyi bi-liyor. “Halkımız çok az kelime da-ğarcığı ile konuşur bu yüzden dilimizsade olmalıdır.” deriz. Bakın bu pes-paye sanatçıların şarkılarına hepsisade kelimelerle beyinlerini işliyorlarinsanların.

Evet içleri bomboş evet ama iştebu anlaşılır kirli kelimelerle halkımızıkirletiyorlar. Ama asla güçlü değiller.Bir yıl önce dinlediğini unutuyorhalk. Çünkü bu şarkılarda onun acılarıyok, sevdaları, dertleri, umutları yok.O sadece pembe hayallere dalmakiçin bir hayal dünyasında dinliyor oşarkıları. Gerçek dünyada bu şarkılarınişi yok.

Bu tür cinsellik ve bencilliktenkadercilikten başka tek bir ifadesiolmayan şarkılar tarihin çöplüklerinegidiyor gidecek de. Burjuvazininruhu yok ki sanatı olsun.

Ama bakın Aşık Veysel, MahsuniŞerif, Neşet Ertaş türküleri eskiyormu hiç? Yok oluyor mu? Hayır olmaz!Çünkü o sözlerde halkın kendisi var.Halk kendine ait olan sözlere, tellere,sahip çıkar her zaman.

“Gitarım burjuvaya değil, halkaçalar...” “Çocukların neşeyle şarkı-larını ve türkülerini söyleyecekleritek sistem sosyalizmdir,” diyor VictorJara.

Şarkılarımızı halk için söyleme-liyiz. Ve bu şarkılar içleri öyle doludolu olmalıdır ki halkımızın beynininve ruhunun en derinliklerine işleme-lidir. Şarkılarımız sınıfsaldır.

Şarkılarımız bir gazete gibi, birkitap gibi, gerçeği anlatabilmelidirmısralarında.

Şarkılarımız düşmanın beyninebir ok gibi saplanabilmeli, halkımızınruhuna rüzgar gibi esebilmeli, onuateşe çevirmelidir!

Şarkılarımız, Düşmanın Beynine Bir Ok Gibi Saplanabilmeli,Halkımızın Ruhuna Bir Rüzgar Gibi Esebilmelidir!

Page 37: Okula Kayıt Haraçlarını Ödemiyoruz! BOYKOT EDİYORUZ!yuruyus.biz/pdf/pdf/488.pdf · Bağc ılar, Bahçelievler, Bakırköy gibi ad ı geçen mahalleler yoksul hal-kımızın

27 Eylül2015

Yürüyüş

Sayı: 488

337HALKIMIZ! AKP’YE KAYIT HARAÇLARINI ÖDEMEYİN!

DİSK’in başına çöreklenmiş pat-ron sendikacıları DİSK’i yok etmekiçin ellerinden geleni yapıyorlar. Bu-nun için kendi varlık nedenleriniyok etmeyi bile göze almışlar. Kon-federasyonun adındaki DEVRİMCİsıfatı kendilerine engeldir. Engel ol-maya da devam edecektir. Çünkühem DEVRİMCİ sıfatı taşıyıp hemde işçileri satmak, patron sendikacılığıyapmak mümkün değildir. Kani Bekove arkadaşlarının çözemeyeceklerisorun budur. Yüzlerine taktıklarımaske faşizmin aynasında pul puldökülmektedir. Çünkü faşizmin sal-dırıları gittikçe artmaktadır.

DİSK Başkanlar Kurulu’nun OyaBaydak’la ilgili kararını aynen aşa-ğıya alıyoruz: Biraz uzun olmaklabirlikte halkımızın, işçilerin DİSKyönetiminin gerçek yüzünü görmeleriiçin bunu yapıyoruz;

"İçinde bulunduğumuz tarihselsüreç, kendini halktan ve emektenyana gören tüm muhalif örgütlerinönüne acil görevler çıkarmıştır. Bugörevleri yerine getirme yükümlü-lüğümüzle omuzlarımızdaki ağırlığıtaşırken, mücadele etmek durumuylakarşılaşmaktayız. Bunlardan biri de,iki ayı aşkın bir süredir DİSK’iniçinde ve önünde sürdürülen ve birhak alma eylemi niteliğini başındanitibaren taşımayan eylemdir. Bu ey-lem kimi yöneticilerimizi ve giderekDİSK’i elimine etmeye ve itibarsız-laştırmaya dönük siyasi bir kampanyaniteliğindedir. Genel-İş Sendikasındaişten çıkartılan kişi ilk baştan beri

eylemini hak alma üzerine kurmamış,örgütlü olduğu Sosyal-İş Sendikasınıdevreye sokmayarak (DİH) çevresiylebirlikte hareket etmiş ve konununmuhatabı olan Genel-İş Sendikası’ylasorunu çözmek yerine DİSK merkezbinası hedef alınmıştır. Aynı süreçteDİH adına ofis olarak kullanmaküzere kendilerine DİSK binasındabir oda verilmesini istemişler veyine yazılarında da bu talebin karşı-lanmamasını halk düşmanlığı olarakifade etmişlerdir. Siyasi bir çevreyeait bir oda tahsis edilmesi gibi da-yatmacı bir anlayıştan kaynaklı talebihiçbir demokratik kitle örgütününkabul etmeyeceği açıktır. Ve bir gru-bun başlattığı bu eylem Genel-İş veDİSK yöneticilerinin istifa etmeleritalebiyle sürdürülmektedir.

Ankara’da 30 Temmuz’da yaptı-ğımız toplantıda da belirttiğimiz gibi,DİSK ve DİSK üyesi sendikalarınyöneticilerini tehdit etmeye kadarvaran eylemlerle kendini var etmeyeçalışan anlayışları mahkum ediyoruz.Bu tür yaklaşımlara karşı kararlı birtutum içerisinde olacağını ifade edenBaşkanlar Kurulumuzun kararlarıdoğrultusunda; DİSK’in giriş kat,karşılama bankosu ve birinci kattakibir odanın siyasi bir çevrenin insi-yatifiyle adeta işgal edilmesine sonverilmesi istenmesine karşın ısrarlabu eylem sürdürülmektedir. Bir kezdaha üzerini vurgulayarak belirtme-liyiz ki; herkes eleştiri/protesto veeylem yapma hakkına sahiptir ve buçerçevede eylemi DİSK’in önündede sürdürebilirler. Fakat, Başkanlar

Kurulumuzun görüşü, DİSK’i toplumkarşısında itibarsızlaştırmayı hedefalan bir faaliyete zemin hazırladığı,DİSK’e ve DİSK yöneticilerine karşıyalan ve manipülasyonlarla dolu birkara propagandanın yürütülmesinedestek olduğu, diyalog çabaları sü-rerken dahi bu tutumunu ısrarla sür-dürdüğü için, bahsi geçen kişininyeniden işe alınmasının uygun ol-madığı yönündedir.

Başkanlar Kurulumuz, herkesinhak alma eylemini saygıyla karşıla-makta, fakat DİSK’i yıpratma amacıtaşıyan bu fiili işgal durumununEylül ayı sonu itibariyle ortadankaldırılması için SON BiR KEZDAHA uyarıda bulunmayı zorunlugörmektedir."

Öncelikle DİSK yönetiminin kul-lanmayı çok sevdiği; içinde bulun-duğumuz koşullardan başlayalım.Nedir içinde bulunduğunuz koşullar?Faşizm mi? Bunu bilmiyor muydu-nuz? Ya da şöyle soralım; içindebulunduğunuz koşullar size dev-rimcileri işten atma, çalışan kadınişçiyi işten atma yetkisi veriyorda direnme hakkını mı vermiyor?

Şu kesindir; bugünkü sonucu ya-ratan DİSK’in başındaki anlayıştır.İşçiyi satan patron sendikacısı anla-yışıdır. Bizim çatıştığımız anlayışbudur. Biz bir sendika, çalışan veişten ayrılmak istemeyen işçisiniişten atamaz diyoruz. KALDI KİGENEL İŞ SENDİKASININ OYABAYDAK’I İŞTEN ATMASININTEK NEDENİ DEVRİMCİLERLE

DİSK BAŞKANLAR KURULU 15 EYLÜL TARİHLİ TOPLANTISINDA YENİ BİRLİNÇ KARARI ALDI. DİRENEN OYA BAYDAK VE DEVRİMCİLERE,

EYLÜL AYI SONUNA KADAR SÜRE TANIDI

DİSK DE FAŞİZM GİBİ TESLİMİYETİ DAYATIYOR

ZAFERE KADAR DİRENECEĞİZ!

Page 38: Okula Kayıt Haraçlarını Ödemiyoruz! BOYKOT EDİYORUZ!yuruyus.biz/pdf/pdf/488.pdf · Bağc ılar, Bahçelievler, Bakırköy gibi ad ı geçen mahalleler yoksul hal-kımızın

DOSTLUK YAPMASIDIR. VE GE-NEL-İŞ SENDİKASININ DEVRİM-CİLERİ TASFİYE ETME PLANI-NIN DEVAMIDIR.

Ayrıca her patron bilir ki işçisiniişten attığında bir direnişle karşıla-şabilir. Onur ve namus demek olanişini kaybeden işçi işi için ama asılolarak onuru için direnecektir. Genelİş yöneticileri birer patron olduklarınagöre çünkü gerek Oya Baydak’ı iştençıkardıklarına dair yazıları gereksedaha sonra yaptıkları açıklamalarbunu tekrar kanıtlamaktadır- kapıla-rının önünde bir direnişle karşıla-caklarını bilmek zorundaydılar.

Ayrıca şunu da sormak isteriz;madem içinde bulunduğunuz koşullarbu kadar önemli ve hassas neden iş-çiyi işten atıyorsunuz? Siz de içindebulunduğunuz koşullarda işçiniziişten atmayın.

Neden içinde bulunduğunuz has-sas koşullar işçiyi işten atmanızaengel olmuyor da, direnmeye miengel oluyor?

Neden içinde bulunduğunuzhassas koşullar linç saldırısı ör-gütlemenize engel olmuyor? Sizişçiyi işten atarken, direnen işçiyedevrimcilere linç saldırısı örgüt-lerken içinde bulunduğunuz ko-şulların önemi yok mu?

Direnişin neden Genel İş Sen-dikası önünde değil de DİSK önün-de yapıldığını ise son DİSK Baş-kanlar Kurulu kararı açıklamaktadır.Kararın ilgili bölümünde görüldüğügibi "Başkanlar Kurulumuzungörüşü, DİSK’i toplum karşısındaitibarsızlaştırmayı hedef alan birfaaliyete zemin hazırladığı, DİSK’eve DİSK yöneticilerine karşı yalanve manipülasyonlarla dolu birkara propagandanın yürütülme-sine destek olduğu, diyalog çaba-ları sürerken dahi bu tutumunuısrarla sürdürdüğü için, bahsi ge-çen kişinin yeniden işe alınmasınınuygun olmadığı yönündedir" de-niliyor.

Yani DİSK Başkanlar KuruluOya Baydak’ın işten atılmasınıdesteklemektedir. Bu bizim zatenbildiğimiz bir gerçekti ve Oya Bay-

dak bu nedenle DİSK önünde direnişebaşladı. Çünkü bugün DİSK demekGENEL İŞ demektir. ÖncelikleDİSK’in ekonomik işleyişi veDİSK’in giderlerinin Genel İş tara-fından karşılanması, öte yandan DİSKiçindeki en çok üyeye sahip sendikaolması nedeniyle DİSK = GENEL-İŞ’tir. Zaten yakın zamanda yapılanlarda bunu kanıtlamaktadır. ÖrneğinGenel-İş Bölge Başkanlıklarını ka-patıp işten çıkartma kararı almıştır.Bölge başkanlarından Mehmet Ka-ragöz kararı kabul etmeyerek diren-miş, açlık grevi yapmıştır. Bulunançözüm ise Mehmet Karagöz’ü DİSKbölge temsilcisi yapıp aynı maaşlaçalıştırmak, maaşını da Genel-İş’inödemesi olmuştur. Ya da Dev Sağ-lık-İş üyesi işçiler Genel-İş’e geçiri-lerek şu anki Genel-İş yönetiminemuhalif olanların seçimleri kaybet-meleri sağlanmıştır. Bunun karşılı-ğında Dev- Sağlık İş’in başkanı DİSK

Genel Sekreteri yapılmıştır. Başkane anlaşmalar yapılmıştır göreceğiz.Direniş bu nedenle DİSK önündeyapılmaktadır.

Ama zaten sorun direnişin nerede,neden yapıldığı değildir. SorunDİSK’in çürümüş, işçiye düşman-laşmış yöneticilerindedir. Bu kafayapısı tekrar tarihi tersyüz etmeyeçalışmaktadır. Bir sendikanın işçisiniişten çıkartıp çıkartamayacağına dairtek bir cümle yoktur. Oya Baydakneden direnmektedir? Tek bir cüm-le yoktur. Oya Baydak ve devrim-ciler linç edilmiş bu konuda tekbir cümle yoktur. Direnen işçi OyaBaydak ve devrimcilere tek destekolan sendika NAKLİYAT -İŞ tir.Herhalde onu da artık DİSK’ten atar-lar. Çünkü çözümleri budur. YaniDİSK Başkanlar Kurulu direnen iş-çileri linç edilebilir, devrimciler linçedilebilir diyor. Ondan sonra da bizekarşı kara propaganda yürütülüyor

Nakliyat-İş Genel Başkanı Ali RızaKüçükosmanoğlu ve Genel SekreteriHacı Altaş, DİSK Genel Yönetim Ku-ruluna bir yazı göndererek DİSK Baş-kanlar Kurulunun toplantı sonuç bil-dirgesine katılmadıklarını açıkladılar.

Nakliyat-İş yöneticileri yaptıklarıaçıklamada "(.....) Eleştiri ve önerileri-mizin hiçbiri dikkate alınmamış, açık-lamadan önce sendikamıza bilgi veril-memiş, DİSK’teki teammüller bir yanaitilerek keyfi bir biçimde sonuç bildir-gesinde kamuoyuna açıklanmıştır" dedi.

Sonuç bildirgesindeki DİSK GenelMerkezi önünde 2.5 aydan beri devameden eylemle ilgili değerlendirmelereve kararlara katılmadıklarını belirtenAli Rıza Küçükosmanoğlu ve Hacı Altaşaçıklamanın devamında

"Bu sorunun çözümü ile ilgili oluş-turulan Komisyon Raporu yok sayıl-maktadIr. Bu işleyiş açısından da doğrudeğildir. Komisyon raporu hakkında

Başkanlar Kurulunun görüşü nedir?

Komisyon raporu değerlendirilir,eleştirilebilir elbette ama yok sayılamaz.Komisyon üyeleri bu göreve kendi ta-lepleri ile gelmedi, Başkanlar Kurulutarafından belirlendi. Komisyon DISKYönetimi ile ya da Başkanlar Kurulu-nun her üyesi ile aynı düşünmek zo-runda değildir.

DİSK Yönetimi bu soruna yaklaşımdaobjektif davranmamakta, karar alama-maktadır. Subjektif değerlendirmelerlekarar alınmakta, bu da sorunu çözme-mektedir.

Komisyon raporu, DİSK Genel Merkeziönünde 2,5 aydan beri devam eden vesonuçları ortada olan eylemle ilgili sorunuçözmeye yönelik önerler içermektedir.

Genel Yönetim Kurulunu DİSKinSonuç Bildirgesinin açıklanması yöntemiile ilgili ortak hukukuna, teamüllereuygun davranmaya çağırıyoruz" denil-di.

NAKLİYAT İŞ: Sendikamızın Eleştiri ve Önerileri DikkateAlınmadan Yayınlanan DİSK Başkanlar Kurulu

Sonuç Bildirgesine Katılmıyoruz

Yürüyüş

27 Eylül2015

Sayı: 488

OKULA KAYIT HARAÇLARINI ÖDEMİYORUZ! BOYKOT EDİYORUZ!38

Page 39: Okula Kayıt Haraçlarını Ödemiyoruz! BOYKOT EDİYORUZ!yuruyus.biz/pdf/pdf/488.pdf · Bağc ılar, Bahçelievler, Bakırköy gibi ad ı geçen mahalleler yoksul hal-kımızın

diyorlar. Bizim bir şey yapmamızagerek yok ki. Siz zaten kendinizevuruyorsunuz.

DİSK Yönetimine karşı yapılanbir kara propaganda yoktur. Yüzle-rindeki maske düşürülmektedir. Olansadece budur.

- Beşiktaş Belediyesi kendi şirketiBELTAŞ’ı kapatıp işçileri taşeronageçirme kararı aldı. Genel-İş Sendi-kası kadro hakkımızdan vazgeçme-yeceğiz diyerek direniş başlattı. İn-ternetten o dönemin görüntüleriniizleyin. Remzi Çalışkan’ın, KaniBeko’nun açıklamalarını izleyin.Mangalda kül bırakmadılar. Peki so-nuç ne oldu? İşçiler taşerona geçi-rildi, direniş bitirildi.

-Şişli Belediyesi’nde açıkça Be-lediye Başkanıyla işbirliği yaptılar.Halen de yapmaya devam ediyorlar.

-İzmir Büyükşehir Belediyesi’ndeişçileri satıp grev yapamadılar. İşçilerdirenmeye hazır oldukları halde grevisattılar. Sonra da işçilerden dayakyediler.

- DİSK Başkanlar Kurulu bilinçliolarak yine sapla samanı karıştır-maktadır. Oya Baydak’ın direnişiyleDevrimci İşçi Hareketi’nin yer talebikarıştırılmaktadır. Merak etmeyin,DİH sözünü açıkça söylemiştir vesöylemektedir. Sizin kara propagandadediğiniz budur. DİH’in gerçeklerisöylemesidir. Ne ilişkisi vardır? DİHDİSK’e başvuru yapıp yer istedi diyeişten atılan işçiler direnemez mi?Peki daha Başkanlar Kurulunuzdatartışılıp karar verilmemiş bir dilek-çeyi internet ortamında açıklamayı,yaymayı, dağıtmayı ahlaki açıdannasıl değerlendiriyorsunuz? Kimin

böyle bir yetkisi var? Bu başvuruDİSK’in kurumsal kimliğine yapıl-mıştır. Kurumun tartışıp karar ver-mediği bir başvuruyu nasıl demagojimalzemesi yaparsınız? Kaldı ki bizimaçımızdan teferruattır ama Oya Bay-dak DİH’in başvurusundan önce iştençıkartılmış ve direniş kararı almıştır.Direnmeye karar vermesi de gayetdoğaldır. Siz pek bilmezsiniz amaOya Baydak işten atılmış bir işçidir.Ve her işçinin direnme hakkı vardır.

DİSK Başkanlar Kurulu utan-mazca bu direnme hakkını kabulediyor ama direnişin koşullarını,şartlarını da ben belirlerim diyor.Direnmek demokratik bir haktır amabenim kapımda direnme diyor. MeğerDİSK Başkanlar Kurulu hepten bi-lirkişilerden oluşuyormuş. Direnmehakkını kabul ediyorlar, aynı zamandadirenişin nerede nasıl yapılacağınıda kendileri belirliyorlar. Kendilerinekarşı yapılan direnişin nerede, nasılyapılacağını da kendileri belirliyor.

Aynı utanmazlık Oya Baydak’ındirenişini tanımlarken de karşımızaçıkıyor. Daha baştan hak alma eyleminiteliğini taşımamakta imiş. Ya neniteliğini taşımaktadır? Elbette dire-nişin talepleri süreç içinde değişmişve gelişmiştir. BU BİR SONUÇTURVE BU SONUCU YARATAN SİZ-LERSİNİZ. Siz linç saldırısı örgüt-leyip yapana kadar direnişin talebiOya Baydak’ın işe geri alınması idi.Siz linç saldırısı örgütleyip Oya Bay-dak ve 20 devrimciyi yaraladıktansonra talep elbette değişmiştir.

ÇÜNKÜ; SİZ LİNÇ SALDIRI-SIYLA İŞÇİ VE DEVRİMCİ DÜŞ-MANLIĞI TESCİLLENMİŞ DU-

RUMDASINIZ.

SİZİN GİBİ İŞÇİ DÜŞMANLA-RININ, DEVRİMCİ DÜŞMANLA-RININ DİSK’TE YERİ YOKTUR.DİSKİ VAR EDEN DEVRİMCİ İŞ-ÇİLERİN MÜCADELESİDİR. HEMDE AYNEN BUGÜN OLDUĞUGİBİ DİSK YÖNETİMLERİNERAĞMEN VERDİKLERİ MÜCA-DELEYLE DİSK BUGÜNE GEL-MİŞTİR. O ÇOK ÖVÜNDÜĞÜNÜZ15-16 HAZİRAN DİRENİŞİ DİSKYÖNETİMİNİN DİRENİŞİ BIRA-KIN ÇAĞRILARINA DEVRİMCİİŞÇİLERİN UYMAMASIYLA YA-RATILMIŞTIR.

Bu nedenle siz işçi düşmanlarıistifa edeceksiniz.

İŞÇİLER, HALKIMIZ:

DİSK’i zayıflatan direniş değilDİSK’in başına çöreklenmiş, zerrekadar işçi sınıfı mücadelesi derdi ol-mayan patron sendikacılarıdır. O ka-dar patronlaşmışlardır ki artık fa-şizmle, patronlarla aynı dili kullanı-yorlar. Çünkü beyinleri onların beynigibi çalışıyor. Direnin ama benimkurallarıma göre direnin diyorlar.Faşizm de böyle demiyor mu? Dire-nenlere ve devrimcilere karşı linçsaldırıları örgütlüyorlar. Faşizm deböyle yapmıyor mu?

Oya Baydak’ın ve devrimcilerinhaklı direnişine destek olun. OyaBaydak ve devrimciler tüm işçi sınıfıiçin, tüm halk için direniyor.

İŞÇİYİZ HAKLIYIZ KAZANACAĞIZ

Direnen Sarıyer İşçileri Sürekli Saldırı Altındalar

İşte CHP’nin Gerçek Yüzü!Direnen Sarıyer Belediye İşçileri 19 Eylül’de bir

açıklama yaparak, saldırıya uğrayan işçilere destek çağ-rısında bulundu. Açıklamada: “CHP il merkez önündeyaşadıkları saldırıyı protesto eden ve direnişlerine devameden Sarıyer Belediye işçileri CHP ve Sarıyer BelediyeBaşkanının emri ile sürekli polis saldırısına uğruyorlar.Bu saldırıları püskürtmek için direnen işçilerden ÖnderAtbaş üç yerden bıçaklanmıştı. İşçi Güven Darcanlı’nın

eşinin bu saldırılar sonucu parmağı kırılmış, kolu alçıyaalınmıştır. Yaralı işçiler ve aileleri polis saldırısı sonundayerlerde sürüklendi. Güven Darcanlı’ nın eşi astım krizigeçirince hastaneye kaldırıldı. İşi, ekmeği için 130gündür direnen 5 işçiye CHP‘nin bayram ikramiyesi iştebudur. Ancak unutulmamalıdır; bu saldırıların, bu işçidüşmanlığının, hırsızlığın, arsızlığın hesabı sorulur! Kah-rolsun işçi düşmanları! İşçilere saldıran CHP ve SarıyerBelediye Başkanı halka hesap verecek! Emekçileri, hal-kımızı CHP İstanbul il binası önüne direnen ve saldırıyauğrayan işçilere sahip çıkmaya çağırıyoruz” denildi.

27 Eylül2015

Yürüyüş

Sayı: 488

39HALKIMIZ! AKP’YE KAYIT HARAÇLARINI ÖDEMEYİN!

Page 40: Okula Kayıt Haraçlarını Ödemiyoruz! BOYKOT EDİYORUZ!yuruyus.biz/pdf/pdf/488.pdf · Bağc ılar, Bahçelievler, Bakırköy gibi ad ı geçen mahalleler yoksul hal-kımızın

2 ayı aşkın süredir DİSK önündedireniyorum. Talebim işe iademinyapılmasıdır. Keyfi olarak, devrim-cilerle dostluk yaptığım için Genel-İş tarafından işten atıldım. İşten atıl-mam haksız ve gayrimeşrudur. Bunedenle direniyorum. Çünkü işçilerinhakkını korumakla yükümlü bir sen-dika işçisini işten atamaz. Belki ya-salara göre işten atma hakkı vardırama unutmayalım ki bu yasalarpatronların yasalarıdır, bizim değil.

Direnişim boyunca DİSK veGenel-İş Sendikası’nın bütün saldı-rılarını yaşadım. Yalan, demagoji,maddi durumumun araştırılması gibiher şey yapıldı. Bir şey bulamadılar,yapamadılar.

Son olarak da linç örgütlediler.Bana ve benimle birlikte 20 kadardevrimci işçiye linç saldırısı yapıldı.Diyarbakır, Mersin, İzmir veAnkara’dan getirilen linç güruhu bizeöldüresiye saldırdılar. Ölüm olmamasışanstır. Bu linç saldırısının ölüm ol-madan sonuçlanması devrimcilerinsorumlu davranıp şiddet kullanma-maları ve sadece kendilerini koru-malarıdır.

Ama bu DİSK yönetimine yet-medi. Yeni bir linç örgütlüyorlar.DİSK Başkanlar Kurulu bana di-renişi bitirmem için 30 Eylül’e ka-dar süre verdi.

Bu nasıl bir acizliktir? Bana res-men direnme, teslim ol diyorlar.DİSK yönetimi kendilerine karşı yap-tığım direnişi nasıl yapacağıma kararveriyor. DİSK’in önünde direnme,çadır açma diyorlar. Aslında faşizmin,patronların dilini kullanıyorlar.

Boşuna uğraşıyorsunuz.Suçlusunuz. Devrimci kanı dök-tünüz, işçi kanı döktünüz.

Demokrasiden zerre kadar anla-madığınızı kendi iç işleyişinizde degördük. Bir ay önceki BaşkanlarKurulunda bir komisyon oluşturdularve benim direnişimle ilgili rapor ha-zırlamasını istediler; sorunun çözümüiçin. Rapor istedikleri gibi çıkmadı.

Şimdi de raporu açıklamıyorlar.Bu raporu yok etmek istediler.Son yapılan Başkanlar Kurulutoplantısında başta Kani Beko,Remzi Çalışkan, Arzu Çerkezoğlu,Dev Maden-Sen Başkanı TayfunGörgün, Birleşik Metal-İş BaşkanıAdnan Serdaroğlu olmak üzerearabulucu komisyonun raporunuortadan kaldırmayı ve yazılı birbelge bırakmamayı tartıştırdılar.Ama ne çare ki raporu hazırla-yanlar da bir kopya mevcut ve şimdiraporu yok edemiyorlar. İşte DİSKve Genel-İş yönetiminin demokrasianlayışı bu. Kendi raporlarına bilesaygıları yok. AÇIKLAYIN! Yok Etmeye Çalıştığınız Raporu Açıklayın! Neyi Gizlediğinizi Açıklayın!

İşçi Simsarlığını İş Edinen,İşçilerin Sömürülmesine Ortak Olan,Paravan Görevi Yürüten ÜstelikteBunu Devrimci TanımlamalarınınArkasına Saklanarak Yapan Bu PatronSendikacıları; İşçilere ve DevrimcilereSaldırmayı Kendilerine GörevEdinmişler.

Başta Kürt Halkının Acıları veBedellerinin Arkasına Sığınarak,Barış Propagandasını KendilerineAlet Ederek İktidar Hırslarını, LüksZaaflarını ve İşçi DüşmanlıklarınıGizliyorlar. Ama Gerçekler Net veOrtadadır.

İşçilerin hangi sorunlarını dikkatealarak hangi sonuç alıcı direnişleriyaptınız!

Soma’da katledilen işçilerin da-vasına tekiniz bile sahip çıkmazkenTürkiye’nin değişik illerinden 300işçiyi toplayıp benim direnişime sal-dırdınız.

Linç ettiniz, direnişim boyuncayalan ve çarpıtmalarla direnişime veşahsıma, devrimcilere saldırdınız,DİSK’e silahlı adam gönderip benitehdit ettiniz, küfür ve hakaretlerleyıldırmaya çalıştınız. Bunları yapar-ken de basını yalanlarla yönlendir-

meye çalıştınız. Gerçekleri çarpıtarakherkesi, kurumları, DKÖ’leri yanılt-maya çalıştınız.

Ne için? İşi için direnen bir iş-çinin direnişini kırmak için.

İşçiler, halkımız; DİSK Başkanlar Kurulu yeni bir

linç saldırısı örgütleme derdindedir.İzin vermeyeceğim. Direnişimi yük-seltiyorum.

BUGÜNDEN İTİBAREN Dİ-RENİŞİMİ, DİABET HASTASIOLMAMA RAĞMEN, AÇLIKGREVİNE ÇEVİRİYORUM. AR-TIK AÇLIĞIM KONUŞACAK.HADİ GELİN LİNÇ EDİN. AÇVE HASTA BİR KADINI LİNÇEDİN. SİZE BU YAKIŞIR. BİZEDE DİRENMEK.

Bugünden itibaren can güvenli-ğimden DİSK Başkanlar Kurulu baştaolmak üzere Kani Beko, RemziÇalışkan ve Arzu Çerkezoğlu so-rumludur.

DİSK ve Genel-İş Genel Merkezyöneticileri sorumludur.

Bu benim iş ve onur davamdır.İşim ve onurum için direneceğim.Her türlü bedeli göze alarak direne-ceğim. Haklıyım ve biliyorum kihaklı olanlar her zaman kazanırlar.

Kahrolsun işçi simsarı patronsendikacıları !

Yaşasın onurlu direnişimiz ! İşim ve onurum için açlık dire-

nişindeyim ! İşçiyiz haklıyız kazanacağız !

Direnen DİSK Genel-İşİşçisi Oya Baydak

Yürüyüş

27 Eylül2015

Sayı: 488

OKULA KAYIT HARAÇLARINI ÖDEMİYORUZ! BOYKOT EDİYORUZ!40

İŞİM, EKMEĞİM, ONURUM İÇİN DİRENİŞİMİ YÜKSELTİYORUM AÇLIK GREVİNE BAŞLIYORUM

LİNÇ SALDIRISI TEHDİDİNE AÇLIK GREVİMLE CEVAP VERİYORUM

BÜTÜN SORUMLULUK DiSK YÖNETiMiNE AiTTiR!

Page 41: Okula Kayıt Haraçlarını Ödemiyoruz! BOYKOT EDİYORUZ!yuruyus.biz/pdf/pdf/488.pdf · Bağc ılar, Bahçelievler, Bakırköy gibi ad ı geçen mahalleler yoksul hal-kımızın

Hatice Yüksel in direnişi devamediyor. Ülkenin farklı şehirlerindebu direnişle dayanışma büyüyor.

Avcılar: Kamu Emekçileri, Trab-zon Araklı’ya sürgün edilen HaticeYüksel’in gerçek görev yerine iadeedilmesi için masa açarak imza top-ladılar. 10 Eylül’de, İstanbul Avcı-lar’da açılan masada, halka HaticeÖğretmenin yaşadığı adaletsizlik an-latılarak imza toplandı.

Hakkını aradığı için sürgün edilenÖğretmen Hatice Yüksel’e sahip çık-mak için 12 Eylül’de İstanbul AvcılarMarmara Caddesi’nde Kamu Emek-çileri Cepheliler bildiri dağıtarak“Hatice Yüksel Yalnız Değildir” diyehaykırdılar.

Bildiri dağıtımına sivil polislerengel olmaya çalıştılarsa da, KECliler masalarını kurup çalışmalarınadevam ettiler.

Gebze: Gebze Kamu Emekçileri,11 Eylül’de, Hatice Yüksel Öğret-menin hukuksuz olarak sürgün edil-mesi kararının derhal durdurulmasıiçin, Gebze Kent Meydanı’nda imzamasası açtı. Sürgün kararının hu-

kuksuzluğu anlatılarak 63 tane imzatoplandı, 80 tane bildiri dağıtımı ya-pıldı. Gebze’de de polis saldırısı ger-çekleşti. Polis tarafından “örgütselpropaganda yapıldığına dair şikâyet-lerin olduğu” söylenerek çevredekikitle kışkırtıldı. Polislerin yaptığısaldırı oradaki halka teşhir edildi vepolisin kışkırtması boşa çıkartıldı.

ADANA: Adana’da Kamu Emek-çileri Cephesi, 16 Eylül’de, İnönüParkında; Hatice Yüksel’e destek ol-mak için açılan masada, 1 saat bo-yunca, 60 adet bildiri dağıttı, 85 taneimza topladı.

İZMİR: Kamu Emekçileri Cep-heliler, 11 Eylül’de İzmir Konak Ke-meraltı girişinde, Hatice Yüksel’insürgün kararının geri alınması içinimza masası açtılar. Yaklaşık iki saataçılan imza masasında 100 civarındaimza toplandı. Kamu EmekçileriCephesi; 13 Eylül’de de, Konak Ke-meraltı girişinde eylem düzenledi.Eylem, izleyenler tarafından alkışlarladesteklendi. Durup dinleyenler slo-ganlara eşlik etti. Eylem sonundaemekli bir öğretmen ‘Eğitim-Sen de-

ğil mi?’ diye sordu. ‘Hayır, KamuEmekçileri Cephesi’ denildiğinde,üzülerek ‘sendika neden bir şey yap-mıyor?’ dedi. Kamu Emekçileri Cep-heliler, 15 Eylül’de İzmir Karşıya-ka’da Hatice Yüksel’in sürgün kara-rının kaldırılması için masa açmayadevam etti. 2 saat açık kalan masadayaklaşık 140 imza toplandı.

ESKİŞEHİR: 14 Eylül’de HaticeYüksel, günlerdir yaşadığı işkence-lerle, gözaltılarla ve ifade özgürlü-ğünün engellenmesiyle ilgili suç du-yurusunda bulundu. Öncesinde yaptığıbasın açıklamasında, polisin ‘güven-lik’ yalanıyla bizlere işkence yaptığını,onlar karışmadığında zaten herhangiolumsuz bir durum yaşanmadığınıanlattı. Ardından Eskişehir KamuEmekçileri Cephesi adına konuşanNuriye Gülmen; AKP’nin, emper-yalizmden aldığı icazetle halka karşısavaşını yükselttiğini, bunun en somutörneklerinden birinin Cizre’de oldu-ğunu ifade ederek; bu saldırılarakarşı direnmek gerektiğini ve Haticeöğretmenin direnişiyle ve masa açmahakkını kazanmasıyla bunu göster-diğini vurguladı.

Çocukların Dünyası Zenginliktir. Biz Bu Zenginliği Daha da Büyüteceğiz!

Gönüllü Eğitim Toplu-luğu’nun Gazi PSAKD’deçocuklara yönelik düzenle-diği faaliyetler devam edi-yor. 10 Eylül’de çocuklarlaheykel yapımına devamedildi. 17 Eylül’de ise ço-cukların isteği üzerine çizgifilm izletildi. Film gösterimine bazı velilerde katıldı.

Kamu Emekçileri CephesiTekne Turu Düzenledi İzmir Kamu Emekçileri Cepheliler 12 Eylül’de

Aydın Güzelçamlı’da tekne gezisi düzenledi. SabahGüzelçamlı’dan kalkan tekne, koyları gezdi ve denizegirildi. Yapılan konuşmada birlikte olmanın öneminevurgu yapıldı. Hatice Yüksel’in direnişinin yeni dönemihakkında bilgi verildi ve 13 Eylül’de Konak’ta yapılacakdestek eylemine çağrı yapıldı. Öğle yemeğinden sonrahep beraber türküler söylendi ve halay çekildi. Yapılansohbetlerin ardından gezi sona erdi. Geziye 45 kişi ka-tıldı.

Hatice Öğretmeni Yalnız Bırakmayacağız!

27 Eylül2015

Yürüyüş

Sayı: 488

41HALKIMIZ! AKP’YE KAYIT HARAÇLARINI ÖDEMEYİN!

Page 42: Okula Kayıt Haraçlarını Ödemiyoruz! BOYKOT EDİYORUZ!yuruyus.biz/pdf/pdf/488.pdf · Bağc ılar, Bahçelievler, Bakırköy gibi ad ı geçen mahalleler yoksul hal-kımızın

ODTÜ Emekçi Meclisi İşyeri Temsilciliği Seçim Yaptı

Ankara’da ODTÜ çalışan taşeron işçilerinin oluş-turduğu Emekçi Meclisi, bir süre önce DİSK Genel-İşSendikasına üye olmuşlardı. Sendikaya üye olan işçi-ler, sendikanın yetki almasının ardından, işyeri temsil-cilerini belirlemek için işyerinde seçim yaptı. 16Eylül’de sabah 09.00’dan akşam 19.00’a kadar sürenve 2 listenin oluştuğu seçimde, Emekçi Meclisi’ninbelirlediği 6 kişilik liste seçimi kazandı. Yine aynıişyerinde bugün toplu sözleşme görüşmelerine başlan-dı. Temser Şirketi ile On İş Şirketi’nde toplu sözleşme-ye oturacak olan işçiler, 20 yıllık çalışanı da bir yıllıkçalışanı da aynı ücreti alıyor. Bin liraya çalışan işçileryüzde 80 zam istiyor. Ekim ayında toplu sözleşmeyeoturacak olan işçiler, emekçi meclisinin gücüne inanı-yor.

Maltepe Belediyesi Emekçi Meclisi olarak, 29 Ağustos2015 tarihinde, “İş Güvencesi” konulu bir panel düzen-lemek için Maltepe Belediyesi Türkan Saylan KültürMerkezi’ne dilekçe ile başvuruda bulunduk. Başvurumuzacevap olumlu oldu ve Kültür Merkezi, tarafımıza tahsisedildi.

Panelin düzenleneceği tarihten 2 gün öncesine kadarherhangi bir sorun yokken, 27 Ağustos günü, CHP ilçeyönetiminden telefonlar gelmeye başladı. Bu telefonlardasöylenen, aslında ‘aba altından sopa göstermekti.’ ‘İştenatılan Sarıyer Belediyesi işçilerinin panele gelip, CHPaleyhine konuşacakları’ duyumunu almışlar. Sanki CHP’liSarıyer Belediyesi, işçilerini işten atmamış da işçileriftira atıyor. CHP’li bir belediyenin haksız yere iştenattığı işçilerin, bu haksızlığı yine CHP’li bir belediyeninkültür merkezinde dile getirmeleri, CHP’nin yönetim

kademesini korkutmuştur. Ve bu korkularının sonucuolarak da Kültür Merkezi’ni vermekten vazgeçmişlerdi.Pa-nelde bir düğün salonunda yapılmıştır.

Her mitinginde, seçim çalışmalarında; “taşeron ça-lışmaya karşı olduklarını, asgari ücreti bilmem kaç lirayaçıkaracaklarını” söyleyen, demokratlık konu olunca man-galda kül bırakmayan CHP; kendi işçilerini işten atmış,bu da yetmemiş, çetevari yöntemlerle işçilere saldırmış-tır.

CHP ve Maltepe Belediyesi yönetimi, Sarıyer Bele-diyesi işçilerinin, uğradıkları haksızlığı, hukuksuzluğuanlatmalarından korkacağına; Sarıyer Belediyesi işçileriniişe geri almalı, haklarını iade etmelidir. Sarıyer Beledi-yesi’nin suçuna ortak olmamalıdır.

Buradan Maltepe Belediyesi ve CHP yönetimine ses-leniyoruz. Emekçi Meclisi’mizin faaliyetlerinin bir dahaengellenmesi durumunda; aynı direnişi ve eylemleri,kendi kapınızın önünde bulabilirsiniz.İşten Atılan Sarıyer Belediyesi İşçileri, İşe Geri

Alınsın! Emekçiyiz Haklıyız Kazanacağız!

Kamu Emekçileri Meclisleri18 Eylül 2015

Elmas Yalçın, 28 Eylül1994 tarihinde, yoldaşlarıFuat Erdoğan ve İsmet Er-doğan ile birlikte oturduğuArzum Kafe’de, katil po-lisler tarafından infaz edildi.

Kamu emekçilerinin örgütlü gücüne kavuşmasıiçin kesintisiz mücadele eden, BEM-SEN Başkanlığıdâhil sayısız görev üstlenen Elmas Yalçın’ı, katledilişinin21. yılında mezarı başında anıyoruz.

Elmas Yalçın Ölümsüzdür!Devrim Şehitleri Ölümsüzdür!

Tarih: 27 Eylül 2015-PazarYer: Helvacıdede Mezarlığı-FeriköySaat: 12.30

Kamu Emekçileri Cephesi

İletişim:2015.kamuemekcilericephesi.netkamuemekcileri2014@gmail.comfacebook/emekcimeclisi

FaaliyetlerimizinEngellenmesine İzin Vermeyeceğiz!

Katledilişinin 21. Yılında, Elmas Yalçın’ıAnıyoruz!

Yürüyüş

27 Eylül2015

Sayı: 488

OKULA KAYIT HARAÇLARINI ÖDEMİYORUZ! BOYKOT EDİYORUZ!42

Page 43: Okula Kayıt Haraçlarını Ödemiyoruz! BOYKOT EDİYORUZ!yuruyus.biz/pdf/pdf/488.pdf · Bağc ılar, Bahçelievler, Bakırköy gibi ad ı geçen mahalleler yoksul hal-kımızın

Kırıklar Hapishanesinde kalan tut-sakların tedavi hakkı ikinci kelepçe da-yatmasıyla gasp ediliyor. Yıllardır has-taneye tek kelepçeli giden evlatlarımızabundan 2 ay önce ikinci kelepçe uygu-laması dayatılmaya başlandı.

Özgür Tutsaklarımızdan FikretKara’nın gönderdiği mektupta durumşöyle tarif ediliyor: “… İkinci kelepçeile askerlere bağlanmayı kabul etmeyentüm tutsakların muayene olma-test yap-tırma-ilaç alma hakları engelleniyor.Zaten kelepçeli olduğumuz halde vekollarımıza asker girdiği halde, beş-altı silahlı askerin-uzman çavuşun or-tasında getirilip-götürüldüğümüz halde,ikinci bir kelepçe ile bu kez askerlerebağlamayı dayatıyorlar, bunu kabul et-meyince de doktorların olduğu bölümegötürmüyorlar. Bu onur kırıcı, ahlakve akıl dışı dayatmaya karşı direnecek,tedavi hakkımızın gasp edilmesine mü-saade etmeyeceğiz elbette…”

Hapishane idaresiyle görüşen tut-saklara hapishane idaresi ” konununbizimle ilgisi yok, yeni gelen jandarmakomutanı böyle istiyor” şeklinde bir

cevap vermiştir.14 Eylül tarihinde Kırıklar 2 No’lu

F Tipi Hapishanesinde kalmakta olanÖzgür Tutsak Ufuk Keskin gönderdiğimektupta, 8 Eylül tarihinde yaşanan birolayı anlatmıştır : “… Erdal’la hastaneyegittik. Erdal’ı poliklinikten nezarethaneyekadar döverek sürükleyerek getirdiler.5. katın merdivenlerinden önden birkişi kelepçelerinden tutarak çekiyor, ko-mutan tekmeliyor, vuruyor. Aynı günacilden Erdal’a işkence raporu aldık.2 gün sonra Erdal yine hastaneye gitti,yine saldırıya uğradı. Sizlere ulaştırmakiçin işkence raporunun örneğini istedik.1. müdür verdirtmiyormuş, ayrıca onuniçin de suç duyurusunda bulunduk, te-davilerimizi yoğun şekilde engelliyor-lar… iğneler için kullandığım dezen-fektanı dahi 1. müdür yasaklamış ‘yanıcı’olduğu gerekçesiyle…”

Kırıklar 2 No’lu F Tipi HapishanesiMüdürü Ali İhsan ÇETİNDERE, Kırıklar1 No’lu F Tipi Hapishanesi MüdürüRecep GÜVEN, İnfaz savcısı Talat KU-RUTAN ve jandarma komutanlığı, tut-sakların tedavi hakkını gasp etmekten

derhal vazgeçmelidir! Şunu herkes bil-melidir ki yıllardır sayısız komutan, mü-dür, bakan, gardiyan, başgardiyan geldigeçti. Her yeni gelen kendini kanıtlamakiçin önce evlatlarımıza saldırı politikalarıuygulamaya çalıştı. Her saldırı evlatla-rımızın onur mücadelesine, özgür tut-saklık gelenekleriyle örülmüş duvarlaraçarpıp paramparça oldu. Biz onların ağ-zından defalarca kez “bu da boyununölçüsünü yakında alır, merak etmeyin”cümlesini duyduk. Ve her defasında ev-latlarımız haklı çıktı.

Kırıklar hapishane müdürü, jandarmakomutanı, AKP’ye yaranmaya çalışantüm sorumlular sizlere sesleniyoruz: ev-latlarımızın sağlığı, onuru sizin kademeatlama hırslarınız, faşist düşüncelerinizuğruna feda edilemeyecek kadar değer-lidir. Sizin gibi sayısız müdür, komutangeldi geçti. Yıllardır hanginizin dahafaşist olduğunu kanıtlamak için yarışı-yorsunuz. Hepiniz birbirinizden faşistsinizboşuna yarışmayın. Evlatlarımıza işkenceyapmaktan vazgeçin.

TAYAD’lı Aileler19 Eyül 2015

TAYAD'lı Aileler 20 Eylül'de sürgün sevklerle ilgili biraçıklama yaptı. Açıklamada: "15 Eylül'de Silivri 2'nolu Ha-pishanesi’nden, Bolu F tipi Hapishanesine keyfi bir şekildesürgün edilen; Mustafa Koçak, Çağdaş Aydoğdu ve İsmailKorkmaz Silivri Hapishanesi’nden Bolu Hapishanesine gö-türülürken işkence görmüş, bu işkence Bolu F tipi Hapisha-nesi’nde de devam etmiştir.

Bolu Hapishanesine girdiklerinde üç gün boyunca kapıaltında bekletilerek hücrelerine verilemeyen evlatlarımızburada işkenceye maruz kalmışlardır. Hücrelerine verildiktensonra da evlatlarımıza işkence yapılmaya devam edilmiştir.Anma yapılıyor yalanıyla, evlatlarımızın hücrelerine gelen15 gardiyan ve hapishane müdürü evlatlarımızın elleriniarkadan kelepçeleyerek yere yatırmış ‘siz buraya geleli dahaiki gün oldu ne ortalığı karıştırıyorsunuz’ diyerek evlatlarımızdanMustafa Koçak'a tokat atmıştır. Bizler TAYAD’LI Ailelerolarak buradan Bolu Hapishane müdürünü uyarıyoruz. O piskanlı ellerini evlatlarımızın üzerinden çek, aksi takdirde senino elinin cezasız kalmayacağını bil.

Evlatlarımıza işkence yapmaktan ve yaptırmaktan vazgeç.

Baskılarınız ne evlatlarımızı ne de bizleriyıldıramaz. Sürgün sevkle Bolu Hapis-hanesine gönderilen evlatlarımızın ba-şına gelecek her şeyden 1.Müdür A.ŞerefGül sorumludur. Buradan bir kez daha

tüm sorumluları uyarıyoruz evlatlarımızın saçının teline zarargelirse iki elimiz yakanızda olacaktır" denildi.

Sürgün Sevklerle, İşkencelerle Evlatlarımızı Teslim Alamayacaksınız!

Cizre Katliamını Resim Sergisiyle Teşhir EttikTAYAD’lı Aileler 20 Eylül’de Çayan Mahallesi, Sokulu Cadde-

sinde Cizre katliamını teşhir etmek için masa ve resim sergisi açtı.13.00’dan 19.30’a kadar resim sergisi ve masa açık kaldı. Sergidehalka Cizre’de yaşananlar anlatıldı.

Evlatlarımıza İşkence Yapmaktan VazgeçinÇift Kelepçe İşkencesine Son!

27 Eylül2015

Yürüyüş

Sayı: 488

443HALKIMIZ! AKP’YE KAYIT HARAÇLARINI ÖDEMEYİN!

Page 44: Okula Kayıt Haraçlarını Ödemiyoruz! BOYKOT EDİYORUZ!yuruyus.biz/pdf/pdf/488.pdf · Bağc ılar, Bahçelievler, Bakırköy gibi ad ı geçen mahalleler yoksul hal-kımızın

TAYAD’lı Aileler olarak Kırıklar1 ve 2 No’lu F Tipi Hapishanelerin-de hastaneye götürülürken ikinci birkelepçeyle jandarmaya bağlanan tut-saklara yapılan çift kelepçe işkence-sine karşı tüm halkımızı, aydınlarımızıevlatlarımızın onuruna yapılan busaldırıya karşı çıkmaya ve AdaletBakanlığı, İzmir Cumhuriyet Baş-savcılığına faks, dilekçe ve E- postagöndermeye davet ediyoruz. Gönde-receğizin adresler ve dilekçe örneğiaşağıda mevcuttur. Bu dilekçe, gön-derilecek yere göre başlığı:

“T.C. ADALET BAKANLIĞINA/ANKARA veya T.C. CUMHURİ-YET BAŞSAVCILIĞINA/İZMİR”olarak değiştirilebilir.

TAYAD’lı Aileler

***

T.C. ADALET BAKANLIĞINA,

ANKARA

Bir süredir İzmir Kırıklar Hapis-hanesinde insanlık onuruna yakışma-yacak bir uygulama yapılmaktadır.Tutsakların hastaneye sevki sırasındaçift kelepçe takılmaktadır. Birinci ke-lepçe tutsakların iki eline takılmakta,ikinci kelepçenin bir tarafı tutukluyaikincisi ise jandarmaya takılmaktadır.Yıllardır tutsaklar çeşitli hastalıkla-rından kaynaklı hastaneye gidip gel-mektedir. Yıllardır da tek kelepçeylegötürülmüştür ve hiçbir sorun yaşan-mamıştır. Şimdi ne olmuştur da ikin-ci bir kelepçe takılmaktadır? Güvenliktedbirleri adı altında insanlık onuruy-la bağdaşmayacak uygulamalar yapıl-ması anayasal koruma altında olantutuklu hak ve hürriyetlerinin gaspedilmesidir. Tutsaklar yıllarca tedavihakları için mücadele etmişler ve gaspedilmeye çalışılan tedavi olma hakla-rını kendileri kazanmışlardır. KırıklarHapishanesi yönetimi, infaz savcılığı,ceza infaz komutanlığı, çift kelepçe uy-gulamasını kabul etmeyen tutsaklarıntedavi olma hakkını gasp etmektedir.

Tedavi olma hakkı bir takımjandarma komutanlarının keyfine bağ-lı olamaz. Kırıklar 1 ve 2 No’lu Ha-pishanesi’nde çift kelepçeyi kabul et-meyen Ufuk Keskin, Fikret Kara, Sa-dık Çelik, Arif Pelit, Emre Sarıgül, Er-dal Berk‘in tedavi hakları engellenmiş,jandarma komutanı tarafından işken-celerle hapishaneye geri götürülmüş-tür. Çift kelepçe uygulaması insanlıkonuruna aykırıdır, işkencedir. Hiçbir iş-kence güvenlik gerekçesiyle açıkla-namaz. Tutsakların sağlığı bakanlığı-nızın sorumluluk alanındadır. Bu key-fi uygulamanın sonlandırılması ve so-rumlular hakkında gerekli cezai iş-lemlerin yapılmasını ve gasp edilen te-davi hakkının derhal geri verilmesinive çift kelepçe işkencesine son veril-mesini istiyorum.

Adres:

İsim-Soyisim:

İmza:

***

Gönderilecek Adres ve Mailler

1- İzmir Cumhuriyet Başsavcılığı

Faks: 0232 435 04 37,

Tel: 0232 411 20 00

E- Posta: [email protected]

Adres: İzmir Adalet Sarayı,

Bayraklı / İZMİR

2- Adalet Bakanlığı:

Faks:90 312 419 33 70

Tel: 0312 417 77 70

E- Posta: [email protected]

Adres: T.C. Adalet Bakanlığı,

Ankara

3- Kırıklar 1 No’lu F Tipi Hapishanesi:

Faks: 0232 427 12 12

Tel: 0232 427 12 11

Adres: Kırıklar 1 No’lu Hapishanesi,

İzmir

4- Kırıklar 2 No’lu F Tipi Hapishanesi:

Faks: 0232 427 11 86

Tel: 0232 427 11 85

Adres: Kırıklar 2 No’lu Hapishanesi,

İzmir

ÖZGÜR TUTSAKLARA YAPILAN ÇİFT KELEPÇEİŞKENCESİNE KARŞI DAYANIŞMAYA ÇAĞIRIYORUZ!

ADALET BAKANLIĞI’NA VE SAVCILIĞA DİLEKÇE,FAKS VE E-POSTA GÖNDERELİM!

Yürüyüş

27 Eylül2015

Sayı: 488

OKULA KAYIT HARAÇLARINI ÖDEMİYORUZ! BOYKOT EDİYORUZ!44

Devrimci Tutsaklara, Güvenlik Tedbirleri Adı Altında İnsanlık Onuruyla Bağdaşmayacak Uygulamalar Yapılıyor

Çift Kelepçe İşkencesine Dur Diyelim! TAYAD’lı Aileler

Page 45: Okula Kayıt Haraçlarını Ödemiyoruz! BOYKOT EDİYORUZ!yuruyus.biz/pdf/pdf/488.pdf · Bağc ılar, Bahçelievler, Bakırköy gibi ad ı geçen mahalleler yoksul hal-kımızın

İstanbul, Çayan Mahallesi’ndeCepheliler 14 Eylül’de 17.00 sula-rında Kürdistan’da yaşanan katli-amların hesabını sormak için elle-rinde silahlarıyla korsan eylem dü-zenlediler. Caddeyi ellerinde silah-larla trafiğe kapatan Cepheliler“Kürdistan’da Katleden ve FaşistSaldırıları Örgütleyen AKP’denHesap Soracağız / DHKC” imzalıbomba süsü verilmiş pankartı astılar.“Kürdistan’ın bütününde, Cizre’deyaşanan katliamların sorumlusuAKP’den hesap soracağız. Faşistsaldırıları örgütleyen, Kürt halkınayapılan saldırıların hesabını sora-cağız”, “Cizre’nin Hesabını Sora-cağız”, “Cizre Halkı Yalnız Değil-dir”, “Umudun Adı DHKP-C” slo-ganları atan Cepheliler havaya 5-6el ateş ederek iradi olarak eylemisonlandırdılar. Eyleme müdahaleedemeyen, eylem bittikten sonrayaklaşık 10 akrep aracıyla mahal-leye giren polisler, mahalleyi veNurtepe Çayan Haklar Derneğiniyaklaşık 45 dakika ablukaya al-dıktan sonra mahalleyi terk ettiler.

1 Mayıs: 1 Mayıs Mahallesi’nde 15 Ey-

lül’de Halk Cepheliler Cizre başta

olmak üzere Kürdistan’da AKPeliyle devlet tarafından yapılankatliamların hesabını sormak içinyürüyüş düzenledi. Halk Cephe-liler yürüyüşün çalışmasına es-nafların camlarına çağrı bildirileriasarak sokak sokak sesli çağrılaryaparak başladı. Daha sonra ak-şam saat 20.15’te halkla birlikteHalk Cepheliler toplanma yeriolan Karakol Durağında “Kür-distan’da Katleden AKP ve Em-peryalizmdir, Hesabını Soracağız!1 Mayıs Halk Cephesi” imzalıpankartlarını açarak toplanmayabaşladı. Kitlenin toplanmasıyla al-kışlar, ıslıklar ve sloganlarla yü-rüyüşe başlandı.Daha sonraAKP’nin katil polisleri kitleninönünü keserek 1 TOMA ve 3 akrepdiye tabir edilen zırhlı araçlarlakorkakça kitleye tazyikli su vegaz bombalarıyla saldırdı. Saldı-rının ardından Halk Cepheliler vehalk ellerinde taş ve şişelerle di-renişe başladı. Tüm sokaklardadirenişe başlayan Cepheliler saat23.00’a kadar katil polisleri ma-halleden kovana kadar çatıştılar.Po-lisin mahalleden kaçması üzerineeylem iradi olarak bitirildi.Yürü-yüşe 120 kişi katıldı.

KKürdistan’da Katleden ve Faşist Sald ır ılar ı Örgütleyen

AKP’den Hesap Soracağ ız!

Dersim’de Gözaltı TerörüDersim’de 15 Eylül’de Halk Cepheli Neslihan

Albayrak, hakkında yakalanma emri olduğugerekçesiyle işkenceyle AKP’nin sapık ve katilpolisleri tarafından gözaltına alındı. Neslihan’ıkatil polisler gözaltına almaya çalışırken halktaninsanlar onu sahiplendi. Bunun üzerine polislerhalka saldırarak, ellerindeki uzun namlulu si-lahlarla halka gözdağı vermeye çalıştı. Sivilaracın içerisinde işkence yapmaya devam edenpolisler Neslihan’a ahlaksızca küfürler ederek,Tunceli Emniyet Müdürlüğü’ne götürdü. Katilpolisler işbirlikçi savcılarıyla görüştükten sonrasavcı, Neslihan’ın ifadesini bile almadan tutuk-lama talebiyle mahkemeye sevk etti. Mahkemedeise tutuklama talebi reddedilerek serbest bırakıldı.Dersim Halk Cephesi açıklama yaparak hukuksuzgözaltı, işkence ve tutuklamalara karşı sessizkalmayacaklarını bir kez daha yineledi.

Çayan

27 Eylül2015

Yürüyüş

Sayı: 488

45HALKIMIZ! AKP’YE KAYIT HARAÇLARINI ÖDEMEYİN!

Page 46: Okula Kayıt Haraçlarını Ödemiyoruz! BOYKOT EDİYORUZ!yuruyus.biz/pdf/pdf/488.pdf · Bağc ılar, Bahçelievler, Bakırköy gibi ad ı geçen mahalleler yoksul hal-kımızın

Bizi Bitiremeyeceksiniz!Muhbirlik Şerefsizliktir!

Cezası da Şerefsizce Bir Ölüm Olur!

‘Terörle Mücadele Kanunu’ kapsamın-da yeni yasa hazırlandı. Doğan HaberAjansına Emniyet Genel Müdürlüğününgönderdiği habere göre, faillerin yakalan-masına yardımcı olanlara para ödülü veri-lecek.İlk aşamada hazırlanan kırmızı liste-

de 2 DHKP-C’li olduğu belirtiliyor. Ad-larından, soyadlarına, doğum tarihlerinekadar bilgilerini verip, halktan muhbirlikyapıp bu isimleri yakalatanlara para ödü-lü vaad ediyorlar.

Soruyoruz size; Şahısların Bu KadarBilgisi Elinizdeyken Neden Siz Bulamı-yorsunuz?

Çaresizlikle halktan muhbirlik yap-masını istiyorsunuz. Halkın bir değeri var-dır.Siz nerden bileceksiniz bu değerleri.Siz

hiç halk olmadınız ki,hep halk düşmanıoldunuz. Herkesi kendiniz gibi para içinher şeyi yapar zannettiniz.

Halkımız;Oligarşi kitleler nezdinde meşrulaştı-

rıcı, ikna edici, onaylatıcı, yanıltıcı, zo-runlu bırakıcı yol ve yöntemler de kul-lanmak zorunda kalır. Kısaca bu katego-riye yerleştirdiğimiz biçimleri “Halkİçinden Muhbir Çıkarmak” politikaları-nı taktikleri ve ideolojik - kültürel baskıolarak ifade edebiliriz.

Buna şaşırmamak gerekiyor. Bu düzenkirli bir düzen, düzenin kirliliğinin somut haliSusurluk’tur. Bu düzende bütün ilişkiler çı-kara dayalıdır. Somut hali AKP, cemaat iliş-kisidir. “Öküz Ölür Ortaklık Biter”. Bu ya-salar oligarşinin halkı Böl - Parçala - Yönet,politikasının bir ayağıdır. Bu yasalara kar-şı sizi onurlu, namuslu bir yaşama davet edi-yoruz. Bu oyunlara gelmeyelim. Unutma-yalım, Osmanlı’da oyun çoktur.

Alibeyköy Halk Cephesi19 Eylül 2015

Halkın KahramanlarıŞehitlerimizi

Unutmayacak, Mücadelemizde

Yaşatacağız!MERSİN: Mersin Tarsus’ta 15 Eylül’de HalkKahramanlarının mezarları ziyaretedildi. Tarsus’ta bulunan şehitler-den “Altan Berdan Kerimgiller”ve “Kemal Askeri”nin mezarları 4Halk Cepheli tarafından ziyaretedildi. Mezarlar temizlenip çiçeklerbırakıldı. Bir dakikalık saygı duru-şunda bulunduktan sonra ziyaret bi-tirildi.

ESKİŞEHİR: Bilecik ili Bozüyük ilçesi Do-durga beldesinde gerilla şehitle-rinden Bülent Pak’ın mezarı 20Eylül’de Eskişehir Halk Cephesitarafından yaptırıldı. Mezar çi-çeklerle donatılıp ayrıca 2 adet ıh-lamur ağacı dikildi.

Adaletin Kılıcı Halkın ElindeOldukça Hak Yerini Bulacaktır!

22 Eylül’de, Mahmut ŞevketPaşa Mahallesi’nde, AnadoluCamii ve Kuran kursu çevresineve yine dindar halkın çoğunluk-la yaşadığı sokaklara; “Adaletin

Kılıcı Halkın Elinde OldukçaHak Yerini Bulacaktır” başlı-ğı çerçevesinde yazılı 4 adetozalit yapıştırıldı. Ozalitte ne ya-zıldığını merak edenler yazılan-ları dikkatle okurken, tanıdıkla-rını da okuması için çağırdılar.

Antalya’da 20 Eylül’de halkın sesi Grup Yorum, Kon-yaaltı Açıkhava Tiyatrosu’nda umudun türkülerini söyledi.Konserin halka duyurulması için Antalya Grup Yorum gö-nüllüleri, Antalya sokaklarını binlerce afişle donattı, konsertanıtım irtibat masası 1 ay boyunca açık kaldı. KonserdeHalk Cephesi ve Dev-Genç’liler masa açarak kitapları, der-

gileri, bildirileri ve tutsak ürünlerini halka ulaştırdılar. 3saat süren konserde halk, atılan sloganlara hep bir ağızdandestek verdi. Umudun türküleri söylendi, halk tüm coşku-suyla halaylar çekti. Ayrıca Mersin’de tutuklanan 13 HalkCepheli selamlandı. Konser, bir diğer sefere buluşma sözüverilerek sona erdi.

Halk Festivalinde Buluşalım Gelin Halk Kültürünü Birlikte YaşatalımHalk Cepheliler bu yıl 5incisi düzenlenecek

olan Doğançay ve Anadolu Halk Festivali’nin af-işlerini İzmir’in birçok mahallesine astı.21 Eylül’de3 Halk Cepheli Yamanlar Onur Mahallesi ve So-ğukkuyu çevresinde toplam 200 afiş yapıştırdı. Yineaynı gün Halk Cepheliler Güzeltepe Mahallesi’neçıkarak 200 afiş yapıştırdı ve 100 bildiriyi halkaulaştırarak halkı festivale çağırdı.22 Eylül’de iseHalk Cepheliler Uzundere ve Kuruçeşme mahal-lelerine afişe çıktılar. 50 Uzundere, 130 Kuruçeşmeolmak üzere toplamda 180 afiş asıldı.100 tane fes-tivale çağrı bildirilerinden dağıtıldı.

Grup Yorum Antalya’da Umudun Türkülerini Söyledi

Yürüyüş

27 Eylül2015

Sayı: 488

OKULA KAYIT HARAÇLARINI ÖDEMİYORUZ! BOYKOT EDİYORUZ!46

Page 47: Okula Kayıt Haraçlarını Ödemiyoruz! BOYKOT EDİYORUZ!yuruyus.biz/pdf/pdf/488.pdf · Bağc ılar, Bahçelievler, Bakırköy gibi ad ı geçen mahalleler yoksul hal-kımızın

Hasan Ferit GedikÖlümsüzdür!

Yaşasın Halkın Adaleti!Mahallelerimizde faşistlere uyuşturucuya, hırsızlığa,

yozlaşmaya karşı Cephe Milislerinin eylemleri devamediyor.

Gazi: Uyuşturucu Satmak Şerefsizliktir! TorbacılarCezalandırılacak!

Bizler Gazi Cephe Milisleri olarak 3 Eylül saat 14.00sularında mahallemizde tespit etmiş olduğumuz 3 uyuş-turucu satıcısını cezalandırdık.

Mahallemizde şüpheli şekilde gezen 3 kişinin üstünüaramak istedik. Bir şüpheliyi yakaladık diğer şüpheliler dekaçtı. Şüphelinin üstünden 1200 TL para, 8 fişek korex, 4 fi-şek bonzai çıktı. Torbacı olduklarını kabul eden şüpheli Ak-saray’dan Adana mahallesine gelen torbacılardan birinin ko-lunu, bacağını kırarak, döverek cezalandırdık. Yaklaşık 30dakika sonra kaçan diğer iki uyuşturucu satıcılarını da tekrarAdana mahallesine çıkmak isterken kıskıvrak yakaladık. Buiki torbacıyı da halka teşhir ettikten sonra döverek cezalan-dırdık.

Burası Gazi Mahallesi; burası Cephelilerin mahallesi…Burası Hasan Feritlerin Mahallesi… Bizler Gazi CepheMilisleriyiz. Bizler burada var oldukça, yozlaşmaya karşıeylemlerimiz, mücadelemiz sürecektir. Mahallemizde hiçbirtorbacıyı barındırmayacağız. Bütün uyuşturucu satıcılarınsonu aynı olacaktır. Halk çocuklarının zehirlenmesine izinvermeyeceğiz. Hesap sorduk sormaya da devam edeceğiz.

Gazi Cephe Milisleri16 Eylül 2015

Alibeyköy’de Faşist Örgütlenmeye

İzin Vermeyeceğiz!Alibeyköy’ün Yeşilpınar bölgesinde sivil faşistlerce

“Türk’ün Gücünü Göreceksiniz… Turancı Hareket Plat-formu” imzalı pankart asıldı. Pankartı gören Cephelilerpankartı bulunduğu yerden söküp imha etti. AlibeyköyHalk Cephesi: “Tüm faşistlere sesleniyoruz; Alibey-köy’de devrimciler vardır, Alibeyköy’ün tarihinde dev-rimcilerin kanı, canı, bedeli vardır. Her türlü faşist ör-gütlenmeye hizmet edecek faaliyetleri engelleyecek yeri-ne devrimci olanı koyacağız. Provokasyona izin verme-yeceğiz” açıklaması yaptı

Faşistlere Ait Bir Kahvehane Cepheliler Tarafından İmha Edildiİkitelli’de 8 Eylül’de devrimcilere saldırmak için

toplanan grubun toplanma yeri ve silahlarla çıkıp dev-rimcilere saldırdıkları yere Cephe Milisleri tarafından aynıgece 01.00 sularında baskın yapıldı. Faşistlerin dernek adıaltındaki kahvehanesi molotoflanarak kullanılamaz halegetirildi.

Faşizme Teslim Olmayacağız!İkitelli’de 8 Eylül’de Halk Cephesinin Kürdistan hal-

kı için yapacağı yürüyüşe önce polis sonrasında faşistlerve çeteler saldırdı, bir Halk Cepheli silahla ayağından vu-ruldu. Cephe Milisleri molotoflarla, havai fişeklerle, si-lahlarla saatlerce çatışıp saldırganları mahalleden püskürttü.8 Eylül günü saat 20.00’da faşist saldırılara, çete saldırı-larına polis terörüne karşı “AKP Faşizmine Teslim Ol-mayacağız – Halk Cephesi” imzalı pankartla yürüyüşe ge-çeceği esnada AKP’nin katil polisleri saldırdı ve Halk Cep-heliler dağıldı. 20.30 sularında Cephe milisleri molotof-larla, havai fişeklerle uzun namlulu silahlarla barikatla-rın başına gelerek, katillerle çatışmaya başladı. Saat22.00 sularında faşistlerin HDP bürosuna doğru ilerledi-ği görüldü. Cephe milisleri büroya doğru ilerlerken faşistleraşağı doğru kaçıştı. HDP binası önünde güvenlik önlemialan kitle faşistleri kovaladı. Cephe milisleri de anında fa-şistlerin üzerine koşarak havai fişeklerle karşılık verdi. Fa-şist çeteler ve polis mahalleden kovuldu. Devrimciler ma-halleye faşistleri sokmayarak, alan kontrole aldıktansonra eylem 23.30’da iradi olarak bitirildi. İkitelli Cephe Milisleri şu açıklamayı yaptı: “Faşist-

lerin, çetelerin ve katil polislerin saldırılarına karşı ara-lıksız direndik ve direnmeye devam edeceğiz. Bizler varoldukça mahallemize giremeyecekler.Devrimcilerin ku-rumlarına saldırmanın, devrimcilerin üzerine silahla ateşaçmanın bedelini ödeyecekler. Faşistlerin ve çetelerin ce-zası Cephe milisleri tarafından verilecektir. Direnen tümhalkımızı selamlıyoruz.”

Uyuşturucuya Yozlaşmaya Karşı Alternatif Olmaya Devam Ediyoruz

Gazi Mahallesi’nde Hasan Ferit Gedik Uyuşturucu İle Sa-vaş Ve Kurtuluş Merkezinin yapmış olduğu kermese halkımı-zın yoğun ilgisi vardı. 18-19 Eylül’de yapılan kermes eski ka-rakol durağında ve Gazi Cemevi’nin sokağında açıldı. Çalış-maya 4 kişi katıldı. Destek için ziyaret eden halka, tedavimerkezinde yapılan çalışmalar anlatıldı. Mahallede en büyüksorunlarından bir tanesinin uyuşturucu olduğunu, uyuşturucu-ya karşı hep birlikte mücadele etmek gerektiği ve kermesinyapılış amacı anlatıldı. Kermes saat 19’da bitirildi. Düzenliolarak masa açılıp uyuşturucu konusunda halk bilgilendirildi.

27 Eylül2015

Yürüyüş

Sayı: 488

447HALKIMIZ! AKP’YE KAYIT HARAÇLARINI ÖDEMEYİN!

Page 48: Okula Kayıt Haraçlarını Ödemiyoruz! BOYKOT EDİYORUZ!yuruyus.biz/pdf/pdf/488.pdf · Bağc ılar, Bahçelievler, Bakırköy gibi ad ı geçen mahalleler yoksul hal-kımızın

İstanbul’un yoksul mahallelerindeHalk Cepheliler tarafından her haftayapılan dergi dağıtımları sürüyor

İSTANBUL: İkitelli: Çeşitli ma-hallelerden dağıtımcıların bir araya ge-lerek yaptığı çalışma 19 Eylül’de İki-telli’de yapıldı. Saat 17.30’da başlayandağıtım için kitle İkitelli ÖzgürlüklerDerneği önünde toplandı. Burada dağıtımiçin hazırlık yapıldı. Herkes bu çalışmaiçin heyecanlıydı. Çünkü daha geçenhafta İkitelli Özgürlükler Derneği polisinve faşistlerin saldırısına uğramıştı. Ya-pılacak dağıtım, aynı zamanda faşizmede cevap olacaktı. Bu coşku ile önlüklergiyildi, dergiler paylaşıldı ve yola çıkıldı.Tüm sokaklardaki evlerin kapıları tektek çalındı. Suriyeli göçmenlerin de ba-rındığı bölgede, derginin Aylan Bebek’inkıyıya vurmuş cesedini kapağa çıkardığı486. sayısı dağıtıldı. Onlara da emper-yalizmin Ortadoğu’daki politikaları an-latıldı ve anti-emperyalist mücadeleyeçağrı yapıldı. Dergiyi alanların dahasokakta sayfalarını karıştırması, hemenyanı başındaki kaldırıma çöküp okumayabaşlaması da yaşananlar arasındaydı.Çalışma bitirilmeden önce toplu haldehalaylar çekildi. Coşku içinde yapılanve 50 dağıtımcının katıldığı dergi da-ğıtımında 502 dergi halka ulaştırıldı.

Çağlayan: Gürsel Mahallesi’nde19 Eylül’de Liseli Dev Genç’lilerinyaptığı dağıtımda Cizre halkına yapılankatliam anlatıldı. Yapılan çalışmada39 dergi halka ulaştırıldı.

Taksim: Liseli Dev-Genç’liler 16Eylül’de Taksim’de 20 dergi halkaulaştırıldı. Bir sonraki gün yapılan da-ğıtımda 18 dergi dağıtılırken esnaflada sohbet edildi.

Bakırköy: Liseli Dev-Genç’liler 16Eylül’de yaptıkları dağıtımda 20 dergidağıtırken halkla sohbetler edildi.

Sarıgazi: Mahallede 20 Eylül’de

toplu dergi çalışması yapıldı. YeşiltepeSokak önünde yoldan geçen araçlaradergi dağıtımı yapıldı. Çalışma sırasındaAKP’nin katil polislerini taşıyan akrepdenen zırhlı araç dergi çalışması yapanYürüyüş okurlarının karşısına çıkaraktacizde bulundu. Araçtan inen bir sivilpolis dergi dağıtımcılarıyla karşılaşıncaoradan uzaklaştı. Çalışmada 40 adetdergi halka ulaştırıldı. 4 Liseli Dev-Genç’li ve 1 Yürüyüş okurunun katıldığıçalışmada 90 Yürüyüş dergisi Demok-rasi Caddesi esnafına ulaştırıldı. Aynısaatte mahallenin başka yerinde yapılançalışmada 34 dergi bölge esnafına ulaş-tırıldı. Çalışmaya 2 Yürüyüş okuru ka-tıldı. Saat 17.00-18.00 arası yapılançalışmada ise 40 Yürüyüş dergisi Mer-kez Mahallesi’ne ulaştırıldı.

İZMİR: Menemen ilçesinin AsarlıkMahallesi’nde Halk Cepheliler 20 Ey-lül’de dergi dağıtımına çıktılar. 3 saatsüren dergi dağıtımı boyunca halklasohbetler edildi, çaylarına ortak olundu.Toplamda 60 dergi ve 200 adet ‘Tutsak13 Halk Cepheli Serbest Bırakılsın’bildirisi dağıtıldı.

Menemen İlçesi’nin Asarlık Ma-hallesinde 19 Eylül’de Yürüyüş Der-gisi’nin dağıtımını yapan, Umut Yalımve Haydar Hökelekli isimli 2 HalkCepheli işkenceyle gözaltına alındı.Tamamen dergi satışını engellemekiçin yapılan gözaltıdan Halk Cepheliler3 saat sonra serbest bırakıldı.

Kuruçeşme Mahallesi’nde 17 Ey-lül günü Dev-Genç’liler dergi dağıtımıyaptı. Bir sonraki gün UzundereKöyü’nde 35 dergi halka ulaştırıldı.19 Eylül’de ise Onur Mahallesi’ndede Halk Cepheliler dağıtım yaptı. Da-ğıtım sonunda 60 dergi halka ulaştırıl-dı.

BURSA: Teleferik Mahallesinde 20Eylül’de toplu dergi dağıtımı yapıldı.

SAMSUN: Karadeniz Özgürlükler

Derneği, umudun sesi Yürüyüş dergisiniSamsun esnafına ve halkına ulaştırmayadevam ediyor. 18 Eylül’de yapılan da-ğıtımda 485. sayıdan 24 dergi okurlarınaulaştırıldı.

MERSİN: Musalla Mahallesi’nde15 Eylül’de üç Halk Cepheli dergi ta-nıtımı yaptı. Esnaflarla yapılan soh-betlerde yaz kampına yapılan operasyonanlatıldı. Ve hala 13 Halk Cephelininhukuksuz bir şekilde hala tutuklu olduğuanlatıldı. Çalışmada 38 dergi dağıtıl-dı.

ADANA: Adana’da Akkapı ve Dağ-lıoğlu Mahallelerinde 18-19 Eylül ta-rihlerinde esnaflara dergi dağıtımı ya-pıldı. Dağlıoğlunda bir esnaf, “sizHDP’ye PKK’ye Kürt milliyetçisi di-yorsunuz, bundan sonra sizden dergialmayacağım” diyerek tepki gösterdi.O kişiye, neden öyle denildiğini vePKK’nin dünya halklarının baş düşmanıABD’ye, NATO’ya işbirliği ve arabu-luculuk çağrısı yaptığını, emperyalist-lerle işbirliğinin olamayacağı anlatıldı.Sonradan o kişi “kusura bakmayın benböyle bilmiyordum” diyerek mahcu-biyetini bildirdi.

Halkımıza UlaştırdığımızHer Dergi DüşmanaDönen Bir Kurşundur!

Alibeyköy’de 15 Eylül’de Yürüyüşdergisi toplantısı yapıldı. Toplantı ilkönce eğitim çalışması ile başlandı. Bolönerili geçen toplantıda, herkese sıraylasöz hakkı verildi. Toplantı sonucundaAlibeyköy’ü bölgelere bölüp bölge so-rumluları belirlendi. Haftanın Pazartesive Salı günü en geç bütün bölgeleredergi ulaştırma kararı alındı. Daha sonratoplantıda alınan kararları denetlemekve dergi satışını zenginleştirmek için 3kişiden oluşan bir komite kuruldu. Ko-mite her Cuma toplanma kararı aldı.12 kişinin katıldığı toplantı ardındanhalay çekilip bitirildi.

Faşist Saldırılara veBaskılara Karşı Umudu Büyütüyoruz

Yürüyüş

27 Eylül2015

Sayı: 488

OKULA KAYIT HARAÇLARINI ÖDEMİYORUZ! BOYKOT EDİYORUZ!448

Page 49: Okula Kayıt Haraçlarını Ödemiyoruz! BOYKOT EDİYORUZ!yuruyus.biz/pdf/pdf/488.pdf · Bağc ılar, Bahçelievler, Bakırköy gibi ad ı geçen mahalleler yoksul hal-kımızın
Page 50: Okula Kayıt Haraçlarını Ödemiyoruz! BOYKOT EDİYORUZ!yuruyus.biz/pdf/pdf/488.pdf · Bağc ılar, Bahçelievler, Bakırköy gibi ad ı geçen mahalleler yoksul hal-kımızın

Halkın Matbaası Duvarlarda

Umudun AdıVe Faşist SaldırılaraTepkiler Nakşedildi

Çayan

Hatay

Okmeydanı

Sarıgazi

Hatay

Page 51: Okula Kayıt Haraçlarını Ödemiyoruz! BOYKOT EDİYORUZ!yuruyus.biz/pdf/pdf/488.pdf · Bağc ılar, Bahçelievler, Bakırköy gibi ad ı geçen mahalleler yoksul hal-kımızın

Armutlu: Halk Meclisi 9 Eylül saat15.00 civarında Halk Market yakınlarındaiki adet yazılama yaptı. “Halk MeclisiTutsaklarına Özgürlük” ve “Cizre’ninHesabını Soracağız” yazan iki meclisüyesinin çalışması bir saat sürdü.

Çayan: Halk Cephesi’nin milyonlaraulaşmasını engellemeye çalışan devlete18 Eylül’de Akdeniz Caddesi üzerine 1adet “Halk Cephesi” yazılamasıyla cevapverdi.

Gazi: Gazi Mahallesi’nde 15 Ey-lül’de “Cizre’de Katleden Devlettir”,“Cizre’de Katleden Kontrgerilladır”,“Kürt Halkının Kurtuluş Umudu YalnızVe Yalnız Direnmekte, Savaşmaktadır”gibi yaptıkları yazılamalarla Cepheliler

Cizre katliamının hesabının sorulacağınıilan etti.

Okmeydanı: Halk Cepheliler tara-fından Kürdistan’da katledilen Kürt halkıiçin 16 Eylül’de yazılamalar yapıldı.“Katledilen Kürt Halkının Hesabını So-racağız!” Ayrıca Halk Meclisi çalışan-larının serbest bırakılması amacıyla 2adet “Halk Meclisi Tutsakları SerbestBırakılsın!” yazılaması yapıldı.

Kıraç-Kuruçeşme: Cepheliler 13Eylül’de “DHKP-C”, “DHKC”,“CEPHE”, “Halk SavaşçılarıOnurumuzdur - CEPHE” yazılamalarıyaptı. Ayrıca halk savaşçısı Hatice Aşıkselamlanarak bir yere “Hatice Âşık Onu-rumuzdur – Cephe” yazılaması yapıldı.Faşistlerin “Bir Gece Ansızın Gelebiliriz”

yazılamasına karşılık “Varsa Cesaretiniz

Gelin – Cephe” yazılarak cevap verildi.

Ayrıca 16 Eylül’de 2 adet “AKP’nin

Katlettiği Halkımızın Hesabını Soracağız/

Halk Cephesi” yazılamaları yapıldı.

Alibeyköy: Halk Meclisi 17 Ey-

lül’de “Halk Meclisi Tutsakları Serbest

Bırakılsın” yazılı Alibeyköy Halk Meclisi

imzalı pankart astı.

BURSA: Teleferik Mahallesi’nde

5 Eylül günü Cepheliler tarafından Bağ-

cılar’da, 24 Temmuz’da polisler tarafından

katledilen devrimci Günay Özarslan için

“15 Kurşunun Hesabını Soracağız / DHKP-

C“ imzalı pankart asıldı.

Sarıgazi

Sarıgazi

Page 52: Okula Kayıt Haraçlarını Ödemiyoruz! BOYKOT EDİYORUZ!yuruyus.biz/pdf/pdf/488.pdf · Bağc ılar, Bahçelievler, Bakırköy gibi ad ı geçen mahalleler yoksul hal-kımızın

21 Eylül günü kardeşi vemüvekkili Evin Timtik içinAvusturya Konsolosluğuönünde masa açan Av. EbruTimtik, AKP’nin katil polis-lerinin saldırısıyla Dev-Genç’lilerle birlikte gözaltınaalındı. Bütün gece işkencegören ve ters kelepçeli tutulanTimtik ve Dev-Genç’liler er-tesi gün çıkarıldıkları mah-kemede tutuklama talebiylemahkemeye sevk edildi, veardından mahkemeden serbestbırakıldı. O gözaltında tutu-lurken hem Avusturya Kon-solosluğu önünde hem de ad-liye önünde yapılan açıkla-malarla Ebru Timtik ve Dev-Genç’liler sahiplenildi.

Gazi Halk Cephesi, Avus-turya Konsolosluğu önündeve Galatasaray Lisesi önündeyaşanan saldırı ve gözaltılarıkınayan bir açıklama yaptı.22 Eylül’de yaptığı açıkla-

mada: “AKP’ninsaldırılarına teslimolmayacağız. De-mokratik mevzile-rimizi can pahasınasavunacağız. Bumevzileri icazetlekazanmadık, saldı-rılarla terk edecek değiliz,daha fazla suçlarınızı büyüt-meyin. Kazanılmış mevzile-rimize saldırmaktan vazgeçin.Aksi halde hesabını verirsi-niz” denildi. TAYAD'lı Aileler,Halk Cepheliler ve HC- Ulus-lararası İlişkiler Komitesi 22Eylül günü, Liseli Dev-Genç'lilerle birlikte gözaltınaalınan Ebru Timtik'i hem ad-liye önündeki eyleme katıla-rak hem de Avusturya Kon-solosluğu önündeki masayıziyaret ederek sahiplendi.Açıklama yapan avukatlaradliye önünde polisin saldı-rısına karşı direndiler.

Kardeşi İçin DirenenAV. Ebru TimtikYalnız Değildir!

Halk Düşmanları Tecritle Tutsaklıkla Devrimcileri Sindiremez!2 Nisan gecesi Okmeydanı’nda halkın evlerine ve demokratik

kurumlara yapılan baskınlarda gözaltına alınan Steve Kaczynski,Veysel Odabaşı ve Asaf Eşgünoğlu 18 Eylül günü yapılan ilkduruşmada tahliye oldular.Mahkeme öncesi C kapısı önündeaçıklama yapmak isteyen Halkın Hukuk Bürosu avukatlarının

pankartına saldırdı polis. Buna karşı avukatlar da oturmaeylemine geçtiler. Sloganlarla yapılan saldırıyı teşhir edenhalkın avukatları, mahkeme saati gelince iradi olarak eylemlerinibitirerek mahkeme salonuna çıktılar. Steve Kaczynski de yaşadığıtecriti anlattı, emperyalizmin saldırılarına karşı mücadeleyedevam edeceğini, enternasyonalist bir devrimci olduğu için 5ay tutsak edildiğini aktardı.

Mahkeme sürerken Dev-Genç’liler Taksim Meydanı’ndapankart açarak devrimcilere, enternasyonal mücadeleye yapılansaldırıya karşı meydan okudular. Pankartı açar açmaz AKP’ninkatil polisleri Dev-Genç’lilere azgınca saldırdı, Eser Çelik veHakan İnci işkenceyle, sürüklenerek gözaltına alındı. Mahkemebitiminde Asaf, Veysel ve Steve hakkında tahliye kararı verildi.Veysel ve Asaf aynı günün gece saatlerinde serbest bırakılırkenSteve Kaczynski emniyet müdürlüğü yabancılar şubesinde,sınır dışı edilmek üzere 3 gün gözaltında tutuldu.

Yürüyüş

27 Eylül2015

Sayı: 488

OKULA KAYIT HARAÇLARINI ÖDEMİYORUZ! BOYKOT EDİYORUZ!52

Page 53: Okula Kayıt Haraçlarını Ödemiyoruz! BOYKOT EDİYORUZ!yuruyus.biz/pdf/pdf/488.pdf · Bağc ılar, Bahçelievler, Bakırköy gibi ad ı geçen mahalleler yoksul hal-kımızın

Hayır hiç bir mutluluk veremez, busistemde kapitalizmde mutluluktanbahsedilemez. İnsanları bunalıma so-kar. Kapitalizm sürekli bir kriz yaşar,bir kriz diğer krizi doğurur. Bu kriz-lerden hiç bir zaman kurtulamaz.Ürettikçe üretir ama halkın bunualma gücü olmaz, onun için üretimfazlalığı olur ve kapitalizm satış ya-pamaz, para kazanamaz buda onu bu-nalıma sokar. Ürettikleri elinde kalır.

Bunun sonucu olarak Avrupa halk-larını da bulanıma sokar ve ekonomikdurumları kötüleşir. Avrupa halkında bubir öfke uyandırır, ay sonunu daha zorgetirir ve istediği herşeyi alamaz bir-şeylerden kısmak zorunda kalır.

Bu nasıl olur? Kapitalizm sürek-li bir kar hırsıyla yaşar, herşeydedaha fazla kar yapabilmek her yoluyöntemi bulur ve yapar. Karına kar ka-tabilmenin en kolay yolu giderlerin-den kısmaktır, bunu da işçileri dahaucuza çalıştırır. Daha ucuza çalışanişçilerin maaşları azalır ve istedikle-ri kadar harcama yapamazlar, bir-şeylerden kısmak zorunda kalırlar.

Bunun başka bir boyutu ise kapi-talizmin mültecileri alarak onları Av-rupalılar’dan çok daha uçuza çalış-tırmasıdır. Bundan dolayı Avrupahalkları "bize iş kalmadı, çünkü ya-bancılar daha uçuz çalışıyor bizeyetmiyor o saat ücretleri. Sizin yü-zünüzden bizimde maaşlarımızı az-altıyorlar. İşyerleri, fabrikalar ucuzişçi istedikleri için yabancıları alı-yorlar, bunun için biz işsiz kalıyoruzvs.” diye söylenir.

Yani mültecileri krizin sorumlusuolarak görürler onları suçlarlar. Ger-çekten bu krizin sorumlusu mültecilermi? Mülteciler mi çıkarıyor bu krizi?Kim bu krizin sorumlusu? Tabi düze-nin ta kendisi, ama emperyalizm halk-ların bunu bilmesini istemiyor, yoksa

zarar görür. Halklar bunu bilirse düzenekarşı öfkelenir baş kaldırır. Bunu ön-lemek için emperyalizm, bir kurbanbulmak zorunda birilerini bu krizin so-rumlusu olarak göstermek zorunda.

Evet mültecileri hedef olarak gös-teriyor, bu krizin sorumlusu onlarmışgibi gösteriyor. Onların var olmala-rının sayesinde ucuz işçi olduğunu,yani yabancılar kendisi ucuz işçi ola-rak çalışmak istiyormuş gibi gösteri-yor. Kim ister az bir saat ücreti için ça-lışmak? Avrupa halklarına, "mülteci-ler geldiği için onlar ucuz işçi olarakçalışıyor ve bunun için şirketler, fab-rikalar iş yerleri onları istiyor size işkalmıyor" diyor.

Irkçılık bu şekilde emperyalizm ta-rafından körükleniyor. Irkçılık em-peryalizmin politikasıdır, gayrı-meş-ru çocuğudur. Kendi emperyalist dü-zenini koruyabilmek için halklarıbirbirine düşürür. Halkların birleş-mesini, ona karşı gelmesini engeller.

Irkçılık ne demek? Irkçılık kendiırkını üstün görerek, dışgörünüşegöre başka milliyetten olan insanla-rı aşağılamak, hor görmektir. Bu aşa-ğılamanın boyutu öldürmeye kadar gi-diyor. Bunun bir çok örneği vardır, in-sanlar başka milliyetten olduklarıiçin katlediliyorlar. Yani aslında ırk-çılık bir insanlık suçudur.

Mülteciler Avrupa'yı çözüm olarakgörüyorlar burada iş bulabilecekleri-ni, burada özgürce yaşayabilecekle-rini düşünüyorlar. Gelen mültecilerhala tren istasyonlarda barınıyor, ev-leri işleri yok. Mülteciler hayal kı-rıklığına uğrayacaktır. Ekonomik so-run yaşayacaktır, az bir saat ücreti içinçalışıp kapitlazim onları vahşice sö-mürecektir. Irkçılığa maruz bırak-caktır, emperyalizm ırkçılığı körük-leyecektir. Mülteciler krizin sorum-lusu olduğunu Avrupa halklarına

inandıracaktır. Okulda, işte, sokakta,markette Avrupa halkları onlara birhastalıkmış gibi bakacaklardır. Şimdi de devlet destekli vakıflar

mültecilere yardım ediyor. Tren is-tasyonlarında çadırlar açılarak ye-mekler dağıtılıyor mültecilere. Kala-cak evleri, para kazanıp hayatlarınıkurabilmek için işleri yok. Bu ger-çekten mültecilerin sorununu çöze-cekmi? HAYIR, ÇÜNKÜ SORU-NUN KAYNIĞI KENDİLERİDİR.

Irkçılığı sadece mülteciler yaşa-mıyor, bizlerde Türkiyeliler olarak ya-şıyoruz. Her gün, her yerde ırkçılığamaruz kalıyoruz. Buna karşı hareke-te geçmeliyiz.

14 Kasım günü yapılacak olan ırk-çılığa karşı tek ses tek yürek konseri-mizin önemi bunun için çok büyük. Bukonser birlikte ırkçılığa, emperyalizmekarşı örgütlendiğimizi göstereceğiz!

Konserimizde 20 bin yürek olup,ırkçılığa maruz bırakılan mülteciler,halklar, kendimiz için, 20 bin yürekolduğumuzu, örgütlendiğimizi gös-tereceğiz. Emperyalizmi püskürte-ceğiz, körüklediği ırkçılığa izin ver-mediğimizi göstereceğiz!

Sonuç olarak:1- Emperyalizm mültecilere yar-

dım etmiyor, onları ucuz işçi olarakçalıştırıp sömürüyor. Avrupa halkla-rına, mültecileri, kapitalizmin çıkar-dığı krizin sorumlusu olarak gösteri-yor. Irkçılığı körüklüyor.

2- Mülteci sorununu gerçektençözmek istiyorsak, emperyalizminkörüklediği ırkçılığa karşı, emperya-lizme karşı örgütlenmeliyiz mücade-le etmeliyiz.

3- Irkçılık emperyalizmin bir po-litikasıdır, yani 14 Kasım yapılacakolan ırkçılığa karşı konserimize ka-tılalım, emperyalizme karşı olduğu-muzu gösterelim.

AVRUPA’dakiBİZ

Avrupa mültecileri "yardım" adı altında ülkelerine aldı. Şimdi ne oldu? Ne olacak? Mülteciler mutlu mu olacak Avrupa'da?

Emperyalizm onlara güzel bir hayat mı vaat edebilecek?

Halkları Vatansız Bırakan EmperyalistlerMülteci Sorununu Çözemez!

27 Eylül2015

Yürüyüş

Sayı: 488

553HALKIMIZ! AKP’YE KAYIT HARAÇLARINI ÖDEMEYİN!

Page 54: Okula Kayıt Haraçlarını Ödemiyoruz! BOYKOT EDİYORUZ!yuruyus.biz/pdf/pdf/488.pdf · Bağc ılar, Bahçelievler, Bakırköy gibi ad ı geçen mahalleler yoksul hal-kımızın

24. Gün: Pazar günü olduğu için sokak hayli sakin.Hazırlıklarımızı bitirip bildirilerimizi dağıtmaya başladık.

25. Gün: Anadolu Kültür Merkezi’nde düzenlenenkahvaltıdan sonra 3 grup halinde ziyaretimize geliyorailelerimiz. Ülkeden getirdikleri nevaleleri ikram ediyor,memleket havası solutuyorlar bize.

26. Gün: Sabah daha çok pasaport başvurusuna geleninsanlardan imza alıyoruz. Avusturya’da ilk kez, ilticapasaportunun fiili olarak geri alındığını ve idare mahke-mesi aleyhte karar verirse bunu bütün ilticacılara uygula-nabileceğini anlatıyoruz.

Gün boyunca Anadolu Federasyonu’ndan arkadaşla-rım yalnız bırakmıyorlar. Avukatım ve ablam EbruTimtik’in İstanbul’da Avusturya Konsolosluğu önünde

eyleme başlayacağınıöğrendik, coşkulan-dık… Halkın avukat-larıyla, onlarınmüvekkili olmaklagurur duyuyorum.

NOT: Evin Timtik`in direniş çadırı,

Passcenter derRegionaldirektion

binası önünde(Wasagasse / Berggasse`nin kesiştiği köşe)

her gün 10.00-18.00 saatleri arasında ziyaret edilebilir.Çadır Tel : (00 43) 681 106 362 [email protected]

Facebook: Evin AsylOnline imza için kısa link:http://chn.ge/1Lwp3llViyana Pasaport Bölge Müdürlüğü Tel: (0043) 1 42792 96-7300

TÜRKÜLERİMİZ YABANCILAŞMAYAKARŞI ZIRHDIR!

Fransa Anadolu Gençliği 19 Eylül tarihindeMelun Alevi Kültür Merkezi’nde bir türkü gecesidüzenledi.

15 kişinin katılımıyla türkü gecesinde herkes hepberaber halk türküleri söyledi, halaylar çekildi, çeşitlioyunlar oynandı. Anadolu Gençliği bu Türkü gecesinihem gençler arasında birliği hem de halk kültürümüzüVatanlarından uzak olsalar bile devam ettirebilecekleri-ni göstermek için düzenlediklerini açıkladı.

HALKIMIZI POLİTİKLEŞTİRMEK İÇİN HALK TOPLANTILARI!Halkımızı politikleştirmek ve gerçekleri bizim

dilimizden öğrenmesi ve daha çok geniş kitleyeyayabilmesi için yapılan halk toplantıları Londra'dadevam ediyor.

Bu hafta 53.sü gerçekleşen toplantı kahvaltıdansonra kısa bir giriş konuşmasıyla başlandı. YürüyüşDergisinin “Kürdistan’da Tek Yol Devrim” köşesiokundu. Herkes söz alarak düşüncelerini paylaştı.

Stephen Kaczynski’ye Özgürlük Komitesinden birkişi Steve’i, hepimizin emeğiyle çekip aldık zulmünelinden diyerek tahliye olduğunu ve şu anda yurtdışıedilmek için gözaltı merkezinde tutulduğu bilgisi veril-di.

26 Eylül Cumartesi günü yapılacak olan halk şen-liği hazırlıkları konuşulduktan sonra Steve’in zaferive tahliyesi için tatlı yendi.

VİYANA DİRENİŞ ÇADIRI 13, 14,15 EYLÜL (24, 25.26 Gün )

AVRUPA’DA HALKIMIZIN OLDUĞU BÜTÜN SOKAKLARI GRUP YORUM'UN

AFİŞLERİ İLE SÜSLEYECEĞİZ!Almanya’nın Dortmund şehrinde Grup Yorum Gönüllüleri

14 Kasım’daki konser için afiş astı. Toplam 14 afiş asıldı.Hamburg Grup Yorum Gönüllüleri 4. Büyük Avrupa Konseri

çalışmalarına başladı. Hamburg Sternschanze bölgesinde yapı-lan afişleme sırasında toplam 100 adet afiş asıldı. Çalışmayatoplam dört kişi katıldı.

Kürt Halkı Yalnız Değildir!Halk Cephesi, Kürt halkımızın katledilmesini protesto etmek

ve enternasyonalist devrimci Stephane Kaczinsky’nin özgürlü-ğünü istemek için 17 Eylül 2015 Perşembe günü DüsseldorfBaşkonsolosluğu önündeydi.

Eylemde her iki konuyla ilgili iki pankart açıldı. Açıklamaokundu ve sloganlar atıldı. 18.30’da başlayan eylemde polisler-le yaşanan kısa süreli izin tartışmasına rağmen eylem slogan-lar eşliğinde 19.30'da sona erdi.

GERÇEĞİN SESİ SOKAKLARDA!Londra’da iki ayrı mahallede 14.00 – 16.00 açılan stantlarda

26 Eylül’de yapılacak olan halk şenliği ve Grup Yorum Almanyakonseri anlatıldı. Edmonton’da 17 Yürüyüş Dergisi, 1 kitap,Wood Green’de 11 Yürüyüş dergisi, 3 Bizim Gençlik dergisi ve 4İngilizce Halk Cephesi broşürü halklara ulaştırıldı.

SOFRALARIMIZI POLİTİKLEŞTİRİYORUZ!20 Eylül Pazar günü Grup Yorum gönüllüleri Fransa’nın

Mulhouse kentinde Alevi Kültür Merkezinde kahvaltıda buluştular.Kahvaltının ardından Grup Yorum gönüllüleri 14 Kasım’da yapıla-cak Irkçılığa ve Yozlaşmaya karşı büyük konserin çalışmalarınınasıl yürüteceklelrini konuştular. 13 kişinin katıldığı kahvaltı soh-betinde konserin afiş, kitle çalışması, bilet satışı gibi çalışmalar üze-rine sohbetler yapıldı.

Av ru pa’da

Yürüyüş

27 Eylül2015

Sayı: 488

OKULA KAYIT HARAÇLARINI ÖDEMİYORUZ! BOYKOT EDİYORUZ!54

Page 55: Okula Kayıt Haraçlarını Ödemiyoruz! BOYKOT EDİYORUZ!yuruyus.biz/pdf/pdf/488.pdf · Bağc ılar, Bahçelievler, Bakırköy gibi ad ı geçen mahalleler yoksul hal-kımızın

Konfüçyus, bazı insanlara birşey öğretmenin en iyi yolunun bunuörneklerle göstermek olduğunu bili-yordu. Bu yüzden sınıfın tam karşı-sına geçti. Eline bir vazo aldı, tüm öğ-rencilerin görebileceği şekilde va-zoyu havada tuttu. Diğer elinde birelma vardı. Öğrencilerin meraklıbakışları arasında, elmayı vazonuniçine bıraktıktan sonra, vazoyu yerekoydu ve şöyle dedi: "Elmayı vazo-dan çıkarmayı başaran öğrenci, el-mayı yiyebilir." Çocuklardan biriacıkmıştı, ilk o davrandı ve elini va-zonun dar ağzından içeri soktu. El-mayı yakaladı, çıkarmaya çalışıyor,ama başaramıyordu. "Elimi çıkara-mıyorum!"

Konfüçyus, "Elmayı sıkı sıkı tut-maktan vazgeçmediğin sürece, eliniçıkarman mümkün olmayacaktır,"dedi. Çocuk elmayı elinden bırakmakistemiyordu; ama sonunda zorunluolarak bıraktı. Elini vazodan çıkar-dığında, yüzünde şaşkınlık okunu-

yordu. Elmanın vazodan nasıl çıka-rılabileceği konusunda sizin bir fik-riniz var mı? Konfüçyus, vazoyu yer-den alıp ters çevirdi. Elma vazonuniçinden yuvarlanıp avucunun içinedüştü. Çocukların hepsi gülmeyebaşladı. Aslında o kadar basit bir şey-di ki bu!

Konfüçyus, "Fakat bu, göründü-ğü kadar basit değil," dedi. Elmayıhavada tutuyordu konuşurken. "Ba-zen bir şeyi gerektiğinde bırakabil-mek, zor bir iştir. Onu bırakabilmekde bir beceridir. Eğer bir şeyi zorlatuttuğunuzda, ulaşmak istediğinizşeyi engellediğini görüyorsanız, o za-man onu özgür bırakmalısınız. Eğeryanlış bir şey yapıyorsanız, o zamanbuna son vermelisiniz. Eğer kendi-nize ve başkalarına karşı dürüst dav-ranmıyorsanız, bu hilekarlığı he-men durdurmalısınız. İşte, ancak ozaman hedefinize ulaşabilirsiniz.

KAHRAMANLARIMIZA BİN SELAM

Selam olsun bugünden yarınları kuranlara! Sarsılmaz inançla ve kararlılıklaAtılım yıllarını yaratanKahramanlarımıza bin selam!..Her şeyiyle halkımızın ve tarihimizinolan!Gözleri ve beyni ülke topraklarına basan!Eğitimi ve pratiği halkın öğrencilerine sunanKahramanlarımıza bin selam!..Yaşamımız net, gün gibi berrak!Halk için, Cephe için, devrim için savaşıy-oruz!İhtilalimiz yolunda fırtınalar yaratanKahramanlarımıza bin selam!Her şeyiyle halkımızın ve tarihimizinolan!Gözleri ve beyni ülke topraklarına basan!Eğitimi ve pratiği halkın öğrencilerine su-nan…Kahramanlarımıza bin selam!..

Hasan Biber

KAÇ EDER

Kayseriliye sormuşlar. 2 kere 2 kaçeder?

Cevaplamış :-Alıyormuyuz, satıyormuyuz...

"Gerçek yenilgiler gücün tükendiğiyerde değil ,

umudun bittiği yerde başlar..."Savaş Ezgi’nin

Ateşin Dans Şiirinden

Özlü Söz

Kıssadan Hisse

Şiir

Fıkra

Hedefe Varmak

Karikatür

Page 56: Okula Kayıt Haraçlarını Ödemiyoruz! BOYKOT EDİYORUZ!yuruyus.biz/pdf/pdf/488.pdf · Bağc ılar, Bahçelievler, Bakırköy gibi ad ı geçen mahalleler yoksul hal-kımızın

“Ben de bir insanım diyorsanız; şu anda ülkemizde yaşananbaskı, zulüm ve işkencelere karşı halkımızın kurtuluş mücadelesineduyarsız kalamazsınız”

Yalçın Çakmak

5 Ekim - 11 Ekim

Lütfiye Kaçar: 1960 Manisa doğumludur.12 Eylül öncesinde mücadele içinde yer aldı.İstanbul Üniversitesi Coğrafya Bölümü öğren-cisiydi. Bir dönem Niğde Öğrenci Yurdu'ndakaldı. Kadınların anti-faşist mücadelede militanbir biçimde yer almasının öncülerinden biriydi.1980 sonlarında hareketin yeniden toparlanmasısürecinde, yine mücadelenin, örgütlenmenin

içindeydi. Devrimci İşçi Hareketi'nde yönetici olarak görevaldı. İşkenceciler en sonunda onu kaybetmekte buldularçareyi. 5 Ekim 1994'te İstanbul'da veya Gebze'de gözaltınaalındı, kaybedildi.

Lütfiye Kaçar

Hayri Koç: Koç, 1956 doğumludur. SilahlıDevrimci Birlikler savaşçılarındandı. HayriKoç, yoldaşlarına, hareketine her zaman güvenvermiş bir devrimciydi. Bu nedenledir ki, neredeihtiyaç duyulduysa orada oldu. 1980’lerin so-nunda çeşitli görevler üstlendi. 10 Ekim 1991’deİstanbul’da üç işkenceciye yönelik eylemin ar-dından Merter’de çatışarak şehit düştü.

Hayri Koç

İsmet Güvenç: 1966 Dersim Pülümür doğumluydu. Kürtmilliyetindendi. Daha önce demokratik alanda da çalışmış vebirçok kez gözaltına alınmıştı. Her gözaltına alındığında sürekliölümle tehdit edilmişti. Ama o tüm bu tehditlere rağmen, neParti-Cephe'den ne de mücadeleden vazgeçmeyerek, devrimiçin daha çok çalışmanın heyecanı ve coşkusuyla savaşmıştı. 3Ekim 1991’de İstanbul polisi tarafından gözaltına alındı. İşkenceyapıldıktan sonra başına kurşun sıkılarak katledildi ve cesedi 6

Ekim 1991’de Esenler'deki bir inşaata bırakıldı. Bir Cephe savaşçısıydı.

İsmet Güvenç

Hüsamettin Ciner: 1975, Artvin-Hopa do-ğumlu, Laz milliyetindendir. 1990'da İstanbulLiseli Dev-Genç saflarında mücadeleye katıldı.Bir dönem Ankara, Kayseri ve Kocaeli'de faaliyetyürüttü. İşkenceler, tutsaklıklar yaşadı. 1997 yılındaMarmara Bölgesi içinde faaliyet yürütmeye başladı.Kısa zamanda Kocaeli'nin emekçi mahallelerinde,Susurluk pisliğine karşı halkın tepkisini örgütlemeye

çalıştı. 5 Ekim 2000'de Ulucanlar Katliamı'nın hesabını sormakiçin bir eylem hazırlığındayken, taşıdığı bombanın patlamasısonucu İstanbul-Harbiye'de şehit düştü.

Hüsamettin Ciner

KAYBEDİLDİ:Ayhan Efeoğlu: Ayhan Efe-

oğlu, Yıldız Teknik Üniversitesiöğrencisiydi. Öğrenci gençliğinve İYÖ-DER'in mücadelesininen önlerinde yerini aldı. Dahaönce de defalarca gözaltına alın-mış, siyasi şube polisleri tarafın-

dan tehdit edilmişti. 6 Ekim 1992'de İstanbul'dapolis tarafından gözaltına alınıp kaybedildi.

Ayhan Efeoğlu

Güler CEYLAN, İbiş DEMİR:8 Ekim 1994 gecesi İstanbul Sul-tançiftliği’nde kaldıkları evde polistarafından katledildiler. İşçi sınıfıiçinde başladıkları mücadelelerinihalk kurtuluş savaşçısı olarak sür-dürerek ölümsüzleştiler.

Güler Ceylan, 1974 Dersim do-ğumludur. Dersimli yoksul bir ailenin kızıydı. Devrimci hareketitanır tanımaz örgütlü mücadele içinde öne atıldı. Hayat dolukişiliğiyle tekstil işçilerinin gönlünde yer etmişti. Devrimcihareketin verdiği her görevi yapmaya hazırdı ve savaşçı oldu.Kavgayı tanıdığında 7 yıllık tekstil işçisiydi.İbiş Demir, 1971 Dersim Çemişgezek doğumludur. İlkokulu

bitirdikten sonra geldiği İstanbul’da tekstilde çalışmaya başladı.1990 yılında mücadeleyle tanıştı. Direnişlerde hep en öndeydi.Devrimci bir eylemden sonra kısa bir süre tutsak kaldı. Halkkurtuluş savaşçısı olarak şehit düştüğünde 23 yaşındaydı.

Güler Ceylan İbiş Demir

Sultan CENİK: Sultan Cenik, 1969 SivasHafik doğumludur. İlkokul mezunu bir evkızıydı. Ama düşüncesi evinin sınırlarına hap-solmadı. 1988’de aktif bir DEMKAD üyesiolarak devrimci mücadeleye katıldı. DEM-KAD'ın gecekondu emekçileri arasında yürüttüğüçalışmalarda yer aldı. Filistin'den Zonguldak'aülkemizin ve dünyanın her yanında sürdürülen

direnişlere desteğin örgütlenmesinde onun da emeği vardı.Kendi deyişiyle varlığına anlam katan şey devrimciliğiydi. 10Ekim’de Acıbadem’deki bir Devrimci Sol üssü kuşatıldı. ÜsteDevrimci Sol üyesi Sultan Cenik vardı. Sultan burada polisleçatışarak şehit oldu.

Engin Çeber: 5 Mayıs 1979 İstanbul Kadıköydoğumludur. 2001 yılında Küçükarmutlu’ya ölümorucu direnişçilerini ziyarete gittiğinde tanıştı dev-rimcilerle. Gebze Temel Haklar ve ÖzgürlüklerDerneği Başkanlığı yaptı. Gebze'de ve çalıştığıalanlarda mücadeleyi geliştirmeye çalıştı. Tutsaklıklaryaşadı. 28 Eylül 2008’de Yürüyüş dergisi dağıtımısırasında gözaltına alındı. Karakolda başlayan ve

Metris Hapishanesi’nde süren işkenceler sonucu 10 Ekim 2008'dekatledildi.

Engin Çeber

Sultan Cenik

Page 57: Okula Kayıt Haraçlarını Ödemiyoruz! BOYKOT EDİYORUZ!yuruyus.biz/pdf/pdf/488.pdf · Bağc ılar, Bahçelievler, Bakırköy gibi ad ı geçen mahalleler yoksul hal-kımızın

Che Guevara: 14 Haziran 1928'de Ar-jantin'in Rossario kentinde doğdu. 1955’teKüba devriminde yer almaya karar verdi.Küba’nın Sierra Maestra dağlarında, Batistadiktatörlüğüne karşı devrim ve sosyalizm içinsavaştı. Küba’da devrimden sonra sosyalizmininşasında görevler üstlendi. Che'nin yazdıklarıve yaptıkları bugün dünya halklarına, halkkurtuluş savaşlarında bir klavuzdur. Proletarya

enternasyonalizmi, savaşan halklar için sadece bir ödev değil,aynı zamanda kaçınılmaz bir zorunluluktur ona göre. Bu zo-runluluğu yerine getirmek için Küba’daki görevlerini terkederek, başka ülkelerin dağlarında, emperyalizme darbelervurmak için savaştı. Che, 16 Nisan 1967'de Havana'da KıtaKonferansı'na gönderdiği mektupta "İki, üç daha fazla Vietnam"şiarıyla dünya halklarına savaş çağrısı yapıyordu. 9 Ekim1967’de, Bolivya dağlarında gerilla savaşını sürdürürken,ABD işbirlikçileri tarafından katledildi. Türkiye devrimcilerionun enternasyonalist ruhunu, devrim için savaş heyecanınıve kararlılığını en değerli mirasları olarak sürdürüyorlar.

Behice Boran:1910’da Bur-sa'da doğdu.1962'de Türki-ye İşçi Partisi'negirdi. 1970’denitibaren partiningenel başkanlı-

ğını yaptı. TİP, Türkiye so-lunda reformizmin ana kaynağıolsa da; kapitalizme karşı sos-yalizmi, faşizme karşı demok-rasiyi savunmakta, kendi an-layışı içinde ısrarlı oldu. Boran,12 Eylül cuntasından sonrayurtdışına çıkarak, 10 Ekim1987’de öldü.

Behice Boran

Erdinç Aslan: 1977, Hatay-Samandağ do-ğumludur. 1995'te harekete katıldı. Bölgesindekidemokratik faaliyet içerisinde görevler aldı. 1999'daSPB üyesi oldu. 5 Ekim 1999'da ölüm mangalarıtarafından, Adana Yüreğir'de bulunduğu eve dü-zenlenen baskında katledildi. İnfazcılar, aynı bas-kında Murat Bektaş adlı, devrimci hareketle hiçbirilgisi olmayan bir işçiyi de katlettiler.

Erdinç Aslan

Hikmet Kıvıl-cımlı: 1902’deMakedonya’nınPriştine Kasaba-sı’nda doğdu.Öğ r enc iykensosyalizme sem-pati duydu. Kur-

tuluş Savaşı’na katıldı. 1925'teTKP Merkez Komitesi’ne se-çildi. Sosyalist faaliyetleri ne-deniyle onlarca yılını hapisha-nelerde geçirdi. 12 Mart dar-besinden sonra yurtdışına çıktı.Arkasında sosyalizme adanmışbir hayat bırakarak, 11 Ekim1971'de Belgrad'ta öldü.

Hikmet Kıvılcımlı

Che Guevara

Ali Rıza Akaslan: Ali Rıza Akaslan, 21 Nisan1976 Tokat doğumludur. Tokat Meslek YüksekOkulu Muhasebe bölümü mezunu olan Ali Rıza,genç yaşlarda çalışmaya başlamıştır. Üniversitedeokuduğu yıllarda, 1993 yılında Dev-Genç’lilerile tanışmış, okulunda çeşitli demokratik akademikfaaliyetler içinde yer almıştır. 1997’de KaradenizRecai Dinçel Kır Gerilla Birliği’nde savaşçı olarak

istihdam edildi. 7 Ekim 1999’da, Çamdalı Köyü yakınlarındaKaradeniz Recai Dinçel Kır Gerilla Birliği’ne bağlı bir müfreze,düşman güçlerinin pususuna düştü, sabah 03:30’a kadar sürençatışmada Ali Rıza Akaslan şehit düştü.

Adalet Yer, Adnan Berber, Ali Çelik, Aydın Bulmak, Halilİbrahim Ekicibil, Hatice Yıldız, Mehmet Ali Aydın, MuratEr, Necla Çavuşmirza, Pınar Güngör, Tuncay Karaman,Yalçın Çakmak, Zeynel Kızılkaya:

Değişik görevlerden dönen; İbrahim Erdoğan Kır Silahlı Pro-paganda birliklerine bağlı dört müfreze, Ovacık’ın Emirgan DeresiMevkii’nde biraraya geldi. Burada Mazlum Güder Müfrezesi, İb-rahim Yalçın Müfrezesi, Nazım Karaca Müfrezesi ve NurettinGüler Müfrezesi’ne mensup 33’ü erkek, 13’ü kadın 46 gerilla

vardı. Ovacık Emirgan Köyü Mevkii’nde kuşatıldıklarında çıkançatışmada, 13 gerilla şehit düştü. 13 şehidin kahramanlıkları, di-ğerlerinin kuşatmayı yarmasını sağladı.

Müfreze komutanı Halil İbrahim Ekicibil; Elazığ Tıp Fa-kültesi’ndeyken mücadeleye katıldı. Komutan yardımcısı YalçınÇakmak; lise yıllarında devrimci oldu. 1992’de gerillaya katıldı.Murat Er; Ankara Liseli Dev-Genç’te ve sağlık emekçilerininmücadelesinde yer aldı. Adnan Berber; Dev-Genç kadroların-dandı.

Adalet Yer; Pertek’in Orcan Köyü’nden, Ali Çelik; OvacıkYaylagünün Köyü’nden, Tuncay Karaman; Amasya Gümüşhacı-köy’den, Zeynel Kızılkaya; Malatya’dan, Aydın Bulmak; Elazığve Malatya’da gençlik mücadelesinden, Hatice Yıldız; ÇemişgezekAxtük Köyü’nden, Mehmet Ali Aydın; Ankara’dan, Necla Ça-vuşmirza; Diyarbakır’dan hemşire, Pınar Güngör; Hozat’ın KırnikKöyü’nden gerillaya katılmışlardı.

Adalet Yer

Ali Rıza Akaslan

Adnan Berber Hatice YıldızAydın Bulmak Mehmet Ali AydınAli Çelik

Tuncay Karaman Yalçın Çakmak

Halil İbrahim Ekicibil

Pınar Güngör

Murat Er

Zeynel Kızılkaya

Necla Çavuşmirza

Page 58: Okula Kayıt Haraçlarını Ödemiyoruz! BOYKOT EDİYORUZ!yuruyus.biz/pdf/pdf/488.pdf · Bağc ılar, Bahçelievler, Bakırköy gibi ad ı geçen mahalleler yoksul hal-kımızın

Size, bir yoldaşımızı anlatmak istiyorum. Adı; Mehmet AliAYDIN... Yani bizim bildiğimiz, tanıdığımız adıyla Uğur.

Mehmet Ali, Dersim Kır Gerilla Birliği'nde devrimci dönüşümünadı oldu ve bizlere, yaşamıyla kendimizi sorgulattı. Hiçbir yoldaşımıza"değişmez, dönüşmez" yargısıyla yaklaşmamamız gerektiğini öğretti.

Mehmet Ali, 1993 Aralık ayının başında Dersim'e geldi. Soğukbir kış yaşanıyordu. Yüksek dağlar, kardan beyaza bürünmüştü.İşte o günlerde, esmer, orta boylu, sportif biri birliğimize geldi.Oldukça heyecanlı görünüyordu. İlk görünüşte, o kaba vücudunagöre kibar biri olarak bizlerde iz bıraktı. Komutanımız kod adınıUğur koydu.

Mehmet Ali, daha gerillaya gelir gelmez, farklı davranışları, alış-kanlıklarıyla dikkat çekmeye başladı. Gelirken birlikte bir çantagetirmişti. Çantasında neler yoktu ki: eşofman, havlu, bornoz,vitamin ilaçları vb. Akşam olunca yakınımızdaki bir köye gittik.Arazide oldukça üşümüştük. Ayaklarımız kardan ıslanmıştı. Hemensobanın başına toplandık. Bir yandan ev sahipleriyle sohbet ediyor,bir yandan da ısınıyorduk. Mehmet Ali yan odaya gitti. Döndüğündekütüklüğünü, elbiselerini çıkarmış, eşofmanlarını giymişti. Hepimizşaşkın şaşkın ona bakıyorduk. Komutanımız Mehmet Ali'ye nedenelbiselerini çıkardığını sordu. Mehmet Ali gayet sakin bir şekilde"uyuyacağım" dedi. Bunu çok doğal söylemişti. Elbiselerini çıkartıp,evdeymiş gibi rahat bir şekilde yatabileceğini düşünüyordu. Komu-tanımız, Mehmet Ali'ye, neden elbiselerimizi çıkarmadığımızı, bununmantığını anlattı. Mehmet Ali tekrar gidip elbiselerini giydi.

(...) Zaman geçtikçe Mehmet Ali'yi daha iyi tanımaya başlıyorduk.Mehmet Ali, gerillaya katılmadan önce, ful-kontak (yakın dövüş sa-natı-sokak döğüşü) sporunu yapıyormuş. Milli bir sporcuymuş.Kendi dalında dereceye girmiş, madalya bile kazanmış. Üniversitedeokumuş, önemli bürokratların korumalığını yapmış, yani yaşamı ra-hatmış. Demek ki saflarımıza her çeşit insan geliyordu.

Mehmet Ali, gerillaya gelirken, düşüncesi, "gider biraz silaheğitimi alır geri dönerim"miş. Ama hiçbirimizin bundan haberi yoktu.Mehmet Ali, gerillaya katıldıktan bir ay sonra gidip düşüncelerini ko-mutana anlatmış ve kendince; artık silah eğitimini tamamladığınıdüşündüğü için, ayrılmak istediğini söylemiş. Komutanımız MehmetAli'yle konuşmuş, ikna etmeye çalışmış. Fakat ikna edemeyincebeklemesini ve düşüncelerini Harekete ileteceğini söylemiş. Yalnızaradan kısa bir süre geçmişti ki, Mehmet Ali birlikten kaçtı. MehmetAli'nin de içinde bulunduğu müfreze bir köyde konaklarken, MehmetAli nöbete çıkmış. Nöbet yerinde kütüklüğünü, silahını bırakarakdoğruca yakındaki ilçeye gitmiş. İlçede, bir milisimiz onu görmüş vetanımış. Mehmet Ali'yle konuşmuş. Birlikten kaçtığını anlayınca,yaptığının yanlış olduğunu, hemen geri, birliğin yanına dönmesi ge-rektiğini anlatmış. Mehmet Ali yaptığına pişman olmuş ve milisimizlebirlikte geri gelmişti.

Mehmet Ali, birlikten firar ederek suç işlemişti. Hatta, nöbettebütün yoldaşların can güvenliklerini tehlikeye atarak kaçmıştı.Mehmet Ali, bundan dolayı tutuklandı. Tam altı ay tutuklu kaldı. Altıay boyunca kimseyle konuşmadı. Sadece ihtiyaçları karşılandı. Altıay boyunca işlediği suçun sorgulamasını, hesaplaşmasını yaptı.Düşündü, araştırdı, bol bol okudu. Sömürüyü, baskıyı, toplumları,kapitalizmi, sosyalizmi öğrendi. Hareketimizi daha iyi tanıdı. Azzaman değil altı ay... Bu süreçte hep eziklik hissetti. Ama yılmadı.Israrlıydı. Değişecekti. Buna kararlıydı. Devrimciliğin "macera" işiolmadığını, yüreğinin derinliklerinde, bilincinde hissetti. Ve kafasınakoydu: kendini aşacaktı. Tabii bu kolay değildi. İçindeki düşmanlakıyasıya bir mücadele içindeydi.

Bu süre içerisinde kimi arkadaşların yaklaşımı da; Mehmet Ali'yi

değiştirip, dönüştürmekten uzaktı. Onlara göre, Mehmet Ali, değişmez,dönüşmezdi. Ayrıca kaçmıştı. Ona kimimiz böyle bakıyorduk... AmaMehmet Ali, okuyor, araştırıyordu. Defterine notlar tutuyordu. Bizimveremediğimizi, Mehmet Ali, yayınlarımızdan almasını bildi. İdeolojikolarak kendisini geliştirdi. Hareketin kültürünü, geleneklerini, değerleriniböyle öğrendi. Bu uzun süreç, O'nu, geçmiş yaşamından kopardı,bambaşka bir insan oldu. Ama biz hala bu gelişimi göremiyorduk.

Altı ay sonra, Dersim'e yeni komutanımız Kemal ASKERİ (Ekrem)geldi. Gelir gelmez bu duruma hemen müdahale etti. Ve komutanEkrem'in gelişi Mehmet Ali için bir dönüm noktası oldu.

Komutan Ekrem, Mehmet Ali ile konuştu. Onu günlerce dinledi.Hareketimizi, geleneklerimizi bir kez daha anlattı. Mehmet Ali, zatensavaşmaya çoktan karar vermişti. Artık gözleri ışıl ışıl yanıyordu.Savaşmak istediğini, artık işlediği suçun bilincine vardığını, kendisinebir şans verilmesini istedi. Ve komutan Ekrem, Mehmet Ali'nincezasını kaldırdı. Mehmet Ali, artık yitirdiği savaşçılık hakkına tekrarkavuşmuştu. Sevincinden yerinde duramıyordu. Komutan Ekrem'intalimatıyla silah ve kütüklük verdik. Ama daha önceki düşüncelerimizdendolayı da utanıyorduk. Bu değişime, dönüşüme inanmamıştık. Oysaher insan değişip dönüşebilirdi. Sonuçta bizler de düzenden gerillasaflarına gelmiştik. Yaşam koşullarımız, kültürümüz farklı olsa da,içinde yaşadığımız düzen hepimize farklı düşünceler kazandırmıştı.Ve mücadele içinde değişiyorduk. Herkes gibi Mehmet Ali dedeğişirdi. Sonunda değişmişti de. Sadece biz görememiştik.

Mehmet Ali'nin tutuklu kaldığı süreçte şehitler vermiştik. Bu şe-hitlerimizin de onun üzerinde etkisi olmuştu. Hatta şehitlerimiz içinşiir yazmış, duygularını dile getirmişti... Biz bunları tutukluluğukalktığında öğrenmiştik. Mehmet Ali bize, "şehitler beni çok etkiledi.İnsanların, halk için kendisini feda etmesi, onlar için ölmesi çokbüyük bir değerdir" diyordu. Tabii tutukluluk sürecinde Halil İbrahimEKİCİBİL gibi yoldaşlarımız da Mehmet Ali'yle ilgilenmişti.

Bundan sonra Mehmet Ali, birliğimizde hızla gelişen biri oldu.Tutukluluk sürecinde okuduklarını bize anlatıyordu, öğretmeye çalı-şıyordu. Biz de onu dinlemekten zevk alıyorduk. Bize, bildiği herşeyiöğretmek için uğraşırdı. Zaten müfrezemizde hem siyasi eğitmenimiz,hem de spor sorumlumuz oldu. Onun verdiği eğitimler belleğimizdehep yer etti. Mesela bize emperyalizmi anlatıyordu. "Gerilla bilançoçıkarıyor" kitabını okuyordu. Kitaptan dersler çıkarmıştı. Uzlaşmayı,teslimiyeti, nasıl gerilla mücadelesinden reformist bir noktayageldiklerini, Latin Amerika'daki örgütleri bir bir anlatırdı. Sporda bizeyakın dövüşü öğretir, yorardı. Kültür fizik hareketleri yaptırırdı. Bazenkan-ter içinde kalırdık. Ama Mehmet Ali, anlattığı öykülerle, hikayelerlebize yorgunluğumuzu unuttururdu.

Dersim halkıyla da ilişki kurması, onları örgütlemeye çalışmasıbasit cümlelerle, onların anlayacağı dille olurdu. Bir köye gittiğimizde,hemen o doğal üslubuyla, "sevgili anacığım, sevgili babacığım",der, söze başlardı. Saatlerce konuşur dertlerini, sorunlarını dinlerdi.Köylülerin televizyonlarını, radyolarını tamir ederdi. Bir lehimmakinemiz vardı. Onu yanından ayırmaz, köylülerin ihtiyaçlarınıkarşılamaya çalışırdı. "Küçücük bir parça, şimdi tamirciye götürsebir sürü parasını alırlar" der, başlardı tamire. Arazide bizim de bozukolan radyolarımızı tamir ederdi... Bazen, bozuk olan üç-dört radyodan,uzun uğraşlar sonucu bir radyo yapardı. Biz de "hani bir lehimlik işivardı. Üç radyodan ancak bir radyo çıkardın" diye takılırdık. AmaMehmet Ali, emek verir, çalışırdı. "İlerde telsiz dahil birçok elektronikmalzeme yapacağım" diyerek bizi eleştirirdi. Esprilerimize, takılmamızaaldırmadan yapardı işini.

9 Ekim 1994'te, o büyük operasyonda, binlerce düşmana karşıkahramanca çarpıştı, kahramanca direndi. 12 Yoldaşımızla birlikteölümsüzleşti.

Bugün için düşündüğümüzde Mehmet Ali gibi yüzlerce, binlerceinsan var. Mehmet Ali'nin somutunda, değişmenin, dönüşmeninnasıl olduğu görülüyor. Mehmet Ali gibi değişmek, Mehmet Ali gibikahramanlaşmak... Ondan öğrenmek gerek.

Mehmet Ali Aydın’ı Gerilla yoldaşları anlatıyor: Mehmet Ali, DEVRİMCİDÖNÜŞÜMÜN ADI OLDU

Anıları Mirasımız