15

OSMANLı CEMİYETİNDE - isamveri.orgisamveri.org/pdfdrg/D00001/1985_C27/1985_c27_SIMSEKM.pdf · delilbulmak İstC1"senmüyesser değildir,bulamazssın. Emekharceyleme. •..Bumeseleyi

  • Upload
    others

  • View
    10

  • Download
    0

Embed Size (px)

Citation preview

Page 1: OSMANLı CEMİYETİNDE - isamveri.orgisamveri.org/pdfdrg/D00001/1985_C27/1985_c27_SIMSEKM.pdf · delilbulmak İstC1"senmüyesser değildir,bulamazssın. Emekharceyleme. •..Bumeseleyi
Page 2: OSMANLı CEMİYETİNDE - isamveri.orgisamveri.org/pdfdrg/D00001/1985_C27/1985_c27_SIMSEKM.pdf · delilbulmak İstC1"senmüyesser değildir,bulamazssın. Emekharceyleme. •..Bumeseleyi

OSMANLı CEMİYETİNDEPARA VAKıFLARı ÜZERİNDE MÜNAKAŞALAR

Doç.Dr. Mehmet ŞİMŞEK

Vakıf, bir malı ammenin mülkü hükmünde ve ammeye hizmete ma'.tM bir veya birkaç gayeye devamh olarak tahsis etmek şeklinde tarifedildiğine göre, hizmet sahası, statüsü ve işleyişi farklı da olsa, tarihinher döneminde vakıf müess~sesi varolmuştur. Vakıf eserlerin bazılarıdini, bazıları da ictimai sahadaki ihtiyaçlara cevap ~ermek gayesi ilekurulmuştur. Her ne kadar vakıf fikri ve uygulaması çok eski devirıerekadar uzanıyorsa da vakıflar, İslamiyetle birlikte hukuki bir statüyekavuşmuş ve diğer islami müesseseler arasındaki yerini almıştır) İs.lam dininde ayet ve hadislerle övülüp tavsiye edilen "şada~a" veya "şa-da~a.yı cariye" sevabına nail olma arzusunun, vakıf müessesesinınzamanla kuvvetlenip islam müesseseleri arasındaki sağlam yerıne, oturmasında ve nesilden nesilc dini ve ietimiii sahalarda hizmet yarışıveren vakıf eserlerin tesis edilmesinde büyük rolü olmuştur.

Türkler, İslam Dini ile müşerref olduktan sonra, bu dine samimiolarak bağlanmışlar ve dini müesseselerin kurulmasında çok başarılıolmuşlardır. İsI~miyetle be~aber hukuki bir statüye kavuşan vakıf mües-sesesi, Türk sultanları, devlet adamları ve halk tarafından benimsenmiş,onlar tarafından tesis edilen bir çok ölmez eser vakıf şeklinde amme hiz.metine sunulmuştur. Mesela Türk Emirlerinden Nisabur Hakimi Naşr b.Sebüktekin 420/ 1029 da Nisabur'da Naşıriye adını verdiği bir medresebina etmiş ve bu medresenin yaşatılması içİn de birçok emlak vakfet.miştir. Daha sonra 458/1065-66 Bağdad'da meşhur Nizamiye Med~resesi kurulmuştur. Ayın şekilde, İlhanhlar, Memlfıkler, Selçuklular vediğer ~ürk devletlerine ait tarihi vesikalar arasında da sayısız vakfiyeveya' kayıt bulunmaktadır.2

'I Fazla bilgi için bak: A.Himmet Berki, "Vakıflarm tarihi, m~hiyeti, inkişafı ve tekil-mülü, cemiyet ve fetrlere sağladığı faideler", Vakıflar Dergisi, VI, s.9-IO; Ayın yazar! "Hu.kuki ve ietimal bakımdan vakıf", Vakıflar Dergisi, V, s. 9-10; Fuad Köprülü, Vakıf müessesesi.nin hukuki mahiyeti ve tarihi tekamülü, Vakıflar Dergisi, II, s.I vd.

2 Fuad Köpriilü, a.g.makftle,s.I4 vd.; ısıtim Ansiklopedisi," Vakıf", B. Yediyıldız.

Page 3: OSMANLı CEMİYETİNDE - isamveri.orgisamveri.org/pdfdrg/D00001/1985_C27/1985_c27_SIMSEKM.pdf · delilbulmak İstC1"senmüyesser değildir,bulamazssın. Emekharceyleme. •..Bumeseleyi

208 MEHMET ŞtMŞEK

Vakıf kuran ilk Osmanlı Padişahı Sultan Orhan (1324-1326)'dır.Onun İznik'te kurdqğu vakıf medresenin ilk müderrisi Davud-ı ~ayserlolmuştur. Orhan Gazi bu medresenin giderlerini karşılamak için ayrıcabirçok emlak da vakfetmiştir.3 Sultan Orhan ile başlayan Osmanlı sela-tin vakıfları, diğer Osmanlı padişahları tarafından da birbiriyle yarışır-caSına devam ettirilmiş, bu hizmet yarışına devlet adamları ve halk dakatılınca, imparatorluk toprakları bir uçtan bir uca çok faydalı hizmet-ler veren vakıf eserlerle bezenmiştir. Vakıf eserler, bilhassa devlet büt-,çesinin zayıfladığı zamanlarda, devletin hizmet görtüremediği sahalardabüyük bir boşluğu doldurmuş, adeta birer "hizmet supapı" vazifesi gör-müştür; yani, devletin mali gücü zayıfladığı durumlarda, aksayan hiz-metleri yürütmek üzere vakıflar devreye girmişlerdir.

Osmanlı vakıflarının tarihine bir göz atacak olursak, vakıflarınhemen her sahaya girdiğini ve büyük hizmetler verdiğini görürüz. Bun-lar arasında cami, tekke, mekteb, medrese, kitap, yol, köprü, çeşme, han,hastahane, yurt, imaret ve çamaşırhane gibi her türlü dini ve ietimaiihtiyaçlara cevap veren vakıf müesseseleri dışında, muhtaç kimselere,nakdi yardımlar yapılması için tesis edilen para vakıfları .da bulunuyor-

du.Biz bu yazımızda, XVI. yüzyıl' Osmanlı cemiyetinde para vakıf-

ları konusunda cereyan eden münakaşalar üzerinde duracağız. Bu konu-ya girmeden önce de, imparatorluk tarihinde arazi .vakıfları ile ilgiliilk defa ortaya çıkan huzursuzluklardan kısaca bahsedeceğiz.

Osmanlı tarihinde, vakıflar konusunda ilk hoşnutsuzluklar FatihSultan Mehmet zamanında (1451-1481) başlar. Fatih, bazı arazilerin va-kıf usulünü şeriata aykırı bularak, bu vakıf arazileri hazine adına is-timlak etmiştir. Çünkü, ona göre, bu vakıf araziler miri arazi statüsündedevlete ait olup devlet malı ile kişilerin özel hayır kurumları ihdas et~me si doğru ve hukuki değildi. Bunun dışında, temeli miriliğe dayananvakıf arazilerin istim1ak edilmesinin en mühim sebeplerinden biri de,bu çeşit vakıfların hazine' zararına işlemesi ve bütçenin zayıflığı idi.4

Halil İnalcık'a göre ise, Fatih böyle çok önemli bir kararı, askereolan ihtiyacını karşılamak için almıştır. S

M.N. Beldiceanu, Fatih'in bu şekilde davranmasının sebeplerini şuşekilde sıralamaktadır:

3. A. Himmet Berki, "Vakıf kuran ilk Osmanlı padişahı", Vakıflar Dergi.i, V, 8. 127-28.4 Mustafa Akdağ, Türkiye'nin Iktisadi ve letima. Tarihi, Ankara 1971, II, s. 273.

5 Bel/eten, XI, s. 965.

Page 4: OSMANLı CEMİYETİNDE - isamveri.orgisamveri.org/pdfdrg/D00001/1985_C27/1985_c27_SIMSEKM.pdf · delilbulmak İstC1"senmüyesser değildir,bulamazssın. Emekharceyleme. •..Bumeseleyi

OSMAl"LI CEMİYETİNDE PARA VAKıFLARı 209

1- Timarlı asker sayısının azalması,

2- Devletin mali durumunun zayıflaması,

3- Aralarında tarikat mensuplarının da bulunduğu arazi sahip-lerinin, hazinenin ve ordunun zayıflamasına mukabil, kuvvedenmeleri.

4- İslam Hukuk ve adaletini uygulama arzusu.6

Fatih Sultan Mehmet'in o zamana kadar uygulanagelcn vakıf gele-neğini değiştirerek, vakfedilen miri arazileri istimlak etmesinden sonra,vakıflar sayesinde geçinen "mürtezi~a" sınıfı kötü duruma düşmüş vehalinden şikayet etmeğe başlamıştır. Bu şikayetlere rağmen Fatih,uygulamasından vazgeçmemiş, mlirtezikanınsızlanması II. Bayezid(1481-1512) zamanına kadar devam etmiştir. Bu sultan, Fatih tarafın-dan istimlak edilen vakıf arazileri vakıf kurumlarına geri vermiştir.?Araştırmalarımıza göre, bu tarihten sonra arazi vakıfları konusunda pekmünakaşaya rasdanmıyor. Ancak, Osmanlı Devleti zayıflamağa başla-dıktan sonra, devleti eski gücüne ,kavuşturmak için alınması gerekentedbirleri ihtiva ve tavsiye eden "layihalar"ın yazılmağa başladığıXVII.yüzyılda, lahiya muhteviyatı içinde, Koçi Bey'in arazi vakıflarını ilkdefa ciddi ve cesur bir şekilde tenkid ettiğini görüyoruz. O, zamanınsultanına sunduğu "lilyiha "sında, vakıflarda suüstimallerin yapıldığınışu satırlarda açıkça ifade ediyordu:

"Bir adam ki din ve devlete layık hizmet görmeye ... Memleket değilhatta bir köy dahi fethetmeye ... Yalnız padişah yakını olmakla nice yüz-yıl o fetholunmuş memlekettcn devlet hazinesine ait birçok köy vc tar-laları birer yolunu bulup, kendine ve evladına mülk ettirse, sonra di-ledikleri yeri vakfedip, bazılarını dahi vakıf adiyle evladına gelir sağ-layan mal ve yapı yaparsa, o çeşit vakıf nasıl sahih olur? Ve onu "bis-millah" diye yemek nasıl caiz olur?"8

Arazi vakıfları ile ilgili münilkaşa ve hoşnutsuzluklar, mülkiyeti dev-lete ait olaıılar (miri arazi) ile oııların gelirleri konusunda cereyan etmiş-tir; yani bir malın vakfedilebilmesi için, her şcyden önce, o mala meşruolarak sahip olmak gerekir. Bir malı ancak o malın gerçek sahibi vakfede-bilir, başka bir deyimle, sahibi olunmayan bir mal vakfedilemez.9' Koçi

6 M.N.Beldiceanu, "Reclıerehes sur la ~Cformefonciere de Mehmed II", in Acta Historica,Monaehii 1965, LV, 8. 39.

7 M.Akdağ, a.g.e., 8. 273-74.8 Koçi Bey, Risôle, Zuhuri Danışman tarafından sadeleştirilmiş baskı, İstanbul 1972, s.

58.9 Furuzan Selçuk, "Vakıflar (başlangıçtan 18. yüzyılına kadar)", Vakıflar Dergi.i, Vi, s.

21-22; M. Akdağ, a.g.e., 8. 261 vd.

Page 5: OSMANLı CEMİYETİNDE - isamveri.orgisamveri.org/pdfdrg/D00001/1985_C27/1985_c27_SIMSEKM.pdf · delilbulmak İstC1"senmüyesser değildir,bulamazssın. Emekharceyleme. •..Bumeseleyi

210 .MEHMET ŞtMŞEK

Bey bu konuda, bu çeşit vakıflara kar~ı çıkarak, şu açıklığı getirmekte-dir:

"Evvela o çeşit kimselere hazine hakkını temlik, şer'an caiz olmakgerektir ki, vakıf olunması sahih ola... Bir işin aslı batıl olursa, fer'i na-sıl sahih olur? Bu çeşit temlikler hazine hakkıdır. Gazilerin ve döğüşen-lerin hakkıdır",l0

Biz burada, arazi vakıfları ile ilgili daha fazla ayrıntıya girmek is.temiyoruz,ll çünkü bu konu, para vakıfları ile ilgili bu araştırmamızındışında kalmaktadır. Biz burada sadece arazi vakıfları ile ilgili bazı hoş-nutsuzlukları ve uygulamaları belirtmekle iktifa ettik.,

Para vakifları konusundaki münakaşa ve ihtilaflar, arazi ve emlakvakıfları ile ilgili olanlara nisb~tle daha canlı ve sert olmuştur. Ayrıca,her iki taraf da, yımi hem para vakıflarına karşı olanlar hem de para va-kıflarını savunanlar, birbirlerini hid'atçılıkla itham etmişlerdir.

Osmanlı İmparatorluğunda para vakıflarına şiddetli karşı çıkanlar-dan birisi, belki de ilki, Çivi-zade Muhyiddin Efendi (ö. 954/ 1547)'dir.O, şeyhülislamıık makamından alınarak, tenzilen, Rumeli kazaskerliğinetayin edildikten sonraız, Rumeli'de para vakıfl~rmı yasaklıyarak ce.miyette bazı huzursuzlukların doğmasına sebep oldu; çünkü, o zamanakadar alışılagelen ve dini hüviyeti olan bir geleneğin ortadan kaldırılmakistenmesi halkı tedirgin etti. Çivi-zade, para vakıflarını yasaklamaları

10 Koçi Bey, a.g.e., s. 58.II Bu konuda fazla bilgi için. bak: Bahaeddin Yediyıldız, tnsıiımion du vaqf aıı XVIIIe si.

ec/e en Turquie, Doktora tezi, Sorbonne 1975, s. 90; M. Gattesclıi Etude sur la propriete les fonci.ere, les hypothrques et les waqfs. Alexandrie 1896.

12 Çivi,zade, 1539 da Sa'di.,Efendi'nin yerine şeyhülisliim olarak tayi.n edildi. Bu makamdaüç sene dokuz ay kadar vazife gördükten sonra 1542 de bu görevden alınarak yevmi 200 akçeile tekaüt edildi. Osmanlı tarihinde azledilen ilk şeyhülislam Çivi-zade'dir. Azil sebebi konusundaiki ayn rivayet vardır. Bunlardan birisi, mest üzerine mesh etmenin caiz olmayacağına dairverdiii fetvadır. O, mesh hakkinda hanefi imiimlann açık görüşleri olmadığı kanatına vararak,fetvasım şafii imamlann görüşlerine istinaden vermiştir. Ü zaman Rumeli kazaskeri bulunanEbussufıd Efendi onun fetvasını meşrU bulmayarak divan-, alide reddetmiş, sadr-, aCzamRüstemPaşa da bu tartışmay' zamamn padışahı Kanuni Sultan Süleyman'a iletmiştir. Padişah meshmeselsine vakıf olduğundan, Çivi-zade 'nin hatalı olduğunu düşünilr ve ulemamn ileri gelenlerinitoplayarak, Çivi-zade'nin verdiği fetvamn doğru olup olmadığımn araştırılmasım emreder. Top-lanan alimlerin, müzakere sonunda, onun fetvasım geçmiş ulemamn görüşlerine aykın bulmalanüzerine şeyhülislamlıktan azledilir. Diğer rivayete göre ise, Çivi-zade'nin, Mul;ıyiddin cArabi veMevlana Celaleddin Rfımi gibi bazı mutasavvıflann görüşlerine karşı çıkması ve hattii bunlannküfürlerine kilni olmasıdır: (lımiye Salnames;, İstanbul 1334, s. 361; İbrahim Peçevi, Tarih,sadeleştirilmiş baskı,. İstanbul 1968, I, ~. 34; Lütfi Paşa, Tari'!., İstanbul 1341, s. 390; Ali Efen-di, Kurı4u'l.a~btir, İstanbul Üniversitesi Kütb., no. 5959, vr.359 a).

"

Page 6: OSMANLı CEMİYETİNDE - isamveri.orgisamveri.org/pdfdrg/D00001/1985_C27/1985_c27_SIMSEKM.pdf · delilbulmak İstC1"senmüyesser değildir,bulamazssın. Emekharceyleme. •..Bumeseleyi

OSMANLI CEMtYETİNDE PARA VAKıFLARı 211

ıçın, bu çeşit vakıfların gayr-ı meşru( olduğunu gösteren fetvasını ida-rl ve dini sorunılulara gönderdi.B

Zamanın şeyhülislamı Ebussuud Efendi (ö. 982/1574) bu durumamüdahale ederek, asırlardır halkın faydasına çalışmış ve yerleşmiş olanvakıf müessesesinin lüzumunu açıkladı. Böyle faydalı bir müesseseyiyok ederek, asırlardır yerleşmiş olan idari ve ictimai düzeni aIt-üst et-memek gerektiğini söyledi. Bu meseleyi halletmek gayesi ile de geçmişulemanın görüşlerine vemuteber kaYnaklara dayanarak bir de risale yaz-dl.14 Ebussuud Efendi'nin bu fetvayı yazmaktan muradı, bütün islamülkelerinde mevcud bulunan böyle faydalı bir müessesenin devamınısağlamaktl.15

Çivi-zade'nin para vakıflarına karşı çıkışı üzerine, bu, vakıflarınmeşru olduğuna inananlarla, bu vakıf gelirleri ile geçinenler' arasında hoş-nutsuzlukların başgösterdiğini o devrin kaynaklarından öğreniyoruz.Bunlardan birisi de, Sofya Halvetiye Tarikatına mensub Şeyh BaliEfendi (ö. 960/ 1552)'dir. O, bu konu ile aktif bir şekilde ilgilenmiş, za-manın sultanına, Çivi-zade'ye ve Mevlana Şah Çelebi adında birine ayrıayrı mektuplar göndererek bu vakıfların devam etmesi gerektiğini söy-lemiştir. Cesaretle kaleme aldığı bu mektuplardan bazı bölümleri, hem'oldukça karakteristik olması hem de bir tarikat şeyhinin bu konudakifikirlerini öğrenmek bakımından, burada zikretmeyi uygun gördük.

Padişaha gönderilen mektup:

"Devletlu padişahım, ...Rumeli kazaskeri etraf-ı memalike hükm-i~erlf irsal eyledi "min ba(d amel olunmasın, sahih değildir" deyu, semi'nave eta 'na, muftiyyu'z-zaman ve ulu mollalar fetva gönderirler "sahih-dir, amel olunsun" deyu, bu sebebden ulemanın ve sulehanın ve fukara-nın ve sahib-i hayratın ahvali müşevveş oldu, ve hatıdan perişandır.Ne tarafa gidesin bilmezler, cümle hayrettedirler. Ve avamu'n-nas "bubir batıl ve haram füldir" demeğe sebeb oldu. Haşa ki eyle ola, Rumelifeth olalı amel olunur. IDema ittifakı ve padişalılar emriyle üç yüz yılakarih tarih bulundu amel olagelmiş, bazı kuzatın beratında yazılmış"mevazı-ı ihtilafatta olan mesailin akvilsiyle amel idesin, kavl.i za(ifile amel etmiyesin, illa vakf-ı deralıimde amel idesin, za(ifdir deyı1 terk

13 Nev'ı-zade, Zeyl-i Şa~ay*-ı N"'maniye, İstanbul 1268, 8. 186; Katib Çelebi, Keşl,,':-""nun, İstanbul 1941, I, s. 898.

14 RisalelivaYı'n-nu~üd ve ceva:ihi, Süleymaniye kütb., Bağdath Vehbi böL., no. 477/i; Risale valflı'n-nu~ud, Süleymaniy" kütb., Düğümlü Baba böL., no. 449, vr. 10Sb-1l9b.

IS Kiltib Çelebi, a.g.e., I, 8. 898.

Page 7: OSMANLı CEMİYETİNDE - isamveri.orgisamveri.org/pdfdrg/D00001/1985_C27/1985_c27_SIMSEKM.pdf · delilbulmak İstC1"senmüyesser değildir,bulamazssın. Emekharceyleme. •..Bumeseleyi

212 MEHMET ŞIMŞEK

etmiyesin" demiş. Haşa ki ümmet-i Muhammed'İn uleması arasında birhata üç yüz yıl karar eyleye. Ünimet-i Muhammed'in dünyasına veahiretine zararlı emir (iş) üç gün karar eylemez. (...) budur ki, biz vakf-ıderahimi hak biliriz ve akva biliriz, bunu men' eylerneyi günah.ı keba-irden biliriz. Eğer bu ilmimİzin ve bu i'tikadımızın hilMı zahir olursabir delil-i akva ile rücfı' ederiz. Padişahım, bunu men' eylemekde ikidenbirinin hatası mukarrer olur. Ya ibtida-yı tarihden bu zamana gelincecümle ulemanın hatası lazıın gelir,.ya men( eyleyen kimesnenin hatasılazım gelir. Amma men' olunmayub halinde koyuncak hiç kimseye hatalazım gelmez. Padişahım, bir bahs getirelim onunla şübhe kat' olunsun.Padişahımdan istifsar ederim ne buyururlar ol cum(anın hakkında ki:Vakfına müstahak çıktı, şer' ilc sabit oldu, mülküne hükmolundu. Ya-hut vakfı zayi' oldu, cum'a cihetsiz kaldı. OL sebeLden hatib ve müezzinferagat eyledi, cum(a namazı terk olundu. Bir kimesne malından otuzbin akçe ifraz eyledi. ol akçe ile satın alub ol cami'e vakfeylemek içinmümkün olmadı, bulunmadı. padişah hazretleri ne buyurudar. İmamZüfer kavliyle amel olunsun, ol akçe vakf olunsun, ol cami' onunla ihyaolunsun mu, yoksa İmam A'zam kavliyle amcI olunsun, ol açkçe vakfolmasun, ol cami( kapansun, namaz kılınmasun, harabe-müteveccih ol.sun. Cevab virub Padişah hazretieri müsab olalar. Bunun gibi ahvalile memleket mübteladır. El-an bir cami' bu haı ile mevcfıddur."16

Yukarıda, Bali Efendi'nin Padişaha yazdığı mektuba .\,>irgöz ata-cak olursak, onun, para vakıflarının büyük faydaları olduğuna, bilhas-sa dini hizmet veren müesseselerin bu çeşit vakıflada ayakta durduğunave teamül-i nasa uyarak bu çeşit vakıfların işletilmesinin gerektiğinepadişahı inandırmağa çalıştığını görürüz.

Rumeli Kazaskeri iken para vakıflarını yasaklayan Çivi-zilde'yeyazdığı mektuptan seçtiğimiz bazı bölümler:

"Mü'min kardeş ... üç yüz yıla karib amel olagelmİştir. Müctehidkavli eğer zayıf dahi olursa men' eylemek şer'i değildir bid'attır .... İs-tidar~-i zamana taLi( olmak Hizımdır. Bazı ahkamda şeri'atın bazı ah-vali mukteza-yı zamana tabi'dir. Eyu (iyi) gidiver, alemi karıştırma,ızdırab verme, fitneye biiis ola. Eğer vakf-ı nukfıdun men'ine şer'an birdelil bulmak İstC1"senmüyesser değildir, bulamazssın. Emek harceyleme .•.. Bu meseleyi haline ko, men' eyleme, nice geldi ise öyle gitsin. Azizve kuvvetli meseledir. Ümmet-i Muhammedin dünyiisının ve ahiretininma'mfır olmasına sebebdir. Erkan-ı islamın rükn-i a'zamından birisiıi

16 Vakf-ı nuı<ild /.ıuşuşunda olan lfaziiyiidan, Süleymani)'e kütb., Esnd Ef. MedresesiböL.. no.ISS /6, vr. 3Sb-40a.

Page 8: OSMANLı CEMİYETİNDE - isamveri.orgisamveri.org/pdfdrg/D00001/1985_C27/1985_c27_SIMSEKM.pdf · delilbulmak İstC1"senmüyesser değildir,bulamazssın. Emekharceyleme. •..Bumeseleyi

OSMANLI CEMİYETİl'\DE PARA VAKıFLARı 213

kat' eyleme. Harac ve muzayaka ve bid'at ve dalalet ihdas eyleme ...Mü'min kardeş Rumeli'nin ba'zı imaretIeri ve ba'zı medarisi ve eksermesacidi ve cami'i evkaf-ı nukilddur, cümle at ahırı olmak mukarreroldu ve min bacd maCmilr olmak müyesser olmaz ve şehirlerin ve kasa-batın suları evkaf-ı nukt1ddur., kurumak mukarrer oldu ve min ba'dyeniden imaret ve mesacid ve medaris ve dahi bunların emsali hayriit-tan ne ki var olursa giiyet az vaki' olur ve dahi nice yerler ola ki halkıne din ve ne islam ,ömürleri behayim gibi gele geçe. Vakf-ı nukildu men'etmekten hasıl budur bilmiş 0Ias~n."17 ...

Yukarıdaki mektupta dikkatimizi çeken hususlardan birisi, üç yüz.yıldır teamül-i nas halindeki bir uygulamanın kaldırılması ile cemiyet-te fitne ve karışıklığın zühur edeceği, diğeri de v~kıflar sayesinde hizmetveren kurumların yok olacağıdır. Bu olumsuz neticelerin doğmamasıiçin de, Bali Efendi'nin Çivi-zade'ye teklifi, para vekıflarını yasaklayanfetvasından geri dönmesidir.

Sofyalı Bali Efendi'nin Mevlana Şah Çelebi'ye yaidığı mektubunda bazı bölümlerini buraya alıyoruz:

"Birader.i aziz, gözlerin öpüp selam ve dua etdikdensoma hayırduaya müdavim biline. Ba'dehu maclilm ola kim, eğer Çivi-zade Efen-di, Rumeli'nde ayin-i islam ne vechle ikamet olunmuşdur bileydi, vakf-ıderahime hata eylemiş bilirdi. Ne kadar hayrat-ı vakfiyye var ise ekserisafi vakf-ı nukilddur. Hakk Teala'nın Ümmet-i Muhammede in'amve ziyafetidir .... Ba'dehu ma'lilm ola ki, şöyle istirna' olundu kim Çi-vi-zade Efendi vakıfdan sadakaya 'udill eyleye, andan vakfa duhill o-luna, ve haza hata' fevk el-lıata', el-evvel bunun aynmı Hünkar Haz-retlerine anlatm, men' eylemeyince memnil' olmaz. Emr-i mubahıharam eyl~mek, bila zarıİret-i şer'ıyye, şer'i değildir, vebaldir. Sadakasadakadır, vakf vakf (dır). Halı eylemek ve ıstılah.ı fukahayı tebdll vetağyir caiz değildir."18 '

Sofya'dan yazılan yukardaki mektuptan, Mevlana Şiih Çelebi'ninİstanbul'da oturduğunu ve piidişaha yakın bir kimse olduğunu anlıyo-ruz. Piidişaha yakm olması hasebiyle de onu iknii ederek Çivi-ziide'ninpara vakıflarına karşı verdiği fetvanın uygulanmasını durdurması içinŞah Çelebi'den yardım istediğini öğreniyoruz.

Her üç mektubun muhtevasından, para vakıflarının büyük bir halkhizmeti gördüğü ve bu çeşit vakıfların yasaklanmasıyla da halka hizmet

17 A.g.e., vr.45a-47 a.18 A.g.e., 'T.52a-54b.

Page 9: OSMANLı CEMİYETİNDE - isamveri.orgisamveri.org/pdfdrg/D00001/1985_C27/1985_c27_SIMSEKM.pdf · delilbulmak İstC1"senmüyesser değildir,bulamazssın. Emekharceyleme. •..Bumeseleyi

2B MEHMET ŞtMŞEK

veren vakfa dayalı müesseselerin kapanması sonucu halkın zarar göreceğimeselesi üzerinde ısrarla durulduğu anlaşılmaktadır. Bir de vakıflardanfaydalanarak geçimini temin edenlerin telaş ve korkusunu düşünecekolursak, para vakırıarının yasaklanması ile cemiyette meydana gelenhuzursuzluğun derecesini alnamış oluruz.

Bize öyl~ geliyor ki, Ehussuud ile Çivi-zade arasındaki görevdeğişikliğinden sonra, Çivİ-zade, Ehussuud'un hazı görüşlerine karşıçıkarak onu mahcuh etmek ve ondan daha alim olduğunu göstererek hugörev değişiklİğİni yapan ilgililere, bu değişikliğin adaletsiz olduğunugöstermek istemiştir. Netice olarak da para vakıfları üzerindeki müna-kaşalar hızlanmıştır. Çivi.zade'nin fetvasının sosyal müesseselerin iş-leyiş ve hizmetlerini olumsuz yönde etkilemiş olduğu muhakkaktır;zira ,vakıflar cemiyettc çok yaygındı ve mühim hizmetler ifi'ı ediyordu.Yukarda zikrettiğimiz ve bazı pasajlarını verdiğimiz Bil.li Efendi'ninmektubundan da bu durum açıkça anlaşılmaktadır.

Para vakıflarına karşı çıkanlardan birisi de Birgivi Mehmed Efendi(ö. 1573) olmuştur. Buna karşı Şeyhülislam Ehussuud Efendi, önde gelenhanefi fıkıhçılarından İmam Züfer (158! 775), el-Sera~si (483/1090) veBurhanu'd.din 'Ali (592/1196-97) gibi fıkıhçıların görüşlerine de da-yanarak para vakıflarını müdMaa etmiştirl9.

Birgivi Mehmed Efendi, Şeyhülislam Ebussuud Efemİi'nin fetvası-na reddiye olarak yazdığı es-Seyfu's-sarim li ib~ali vaTs.fı'n-nuTs.ud adlıeserinde bu konudaki görüşünü açık bir şekilde ortaya koyarak şöylesöyler: "Zamanımızın Şeyhülislamı, içerisinde ölüme ve vasiyete bağlıolmayan para vakıflarının lüzum ve meşrwuğunu savunduğu bir risıllete'lif etmiştir. Şeria'tı tatbik etmekle mükellef olanların aldanmamalarıve ilahi mükafata nail olmayı umarken günaha girmemeleri için yapı-lan hataları göstermek benim vazifemdir. Hakikatı kabul etmezlerseAllah'ın affına mazhar olamıyacaklardır. Bu risalenin muhteviyatıuygulamağa layık değildir .... Bu risılle fitne ve munkere sebeb olur. Bugelenek nehy-iCani'l-munker yapmağa kadir olanlar tarafından değiş-tirilmelidir. Fakat, ister cehalet ister korku veya iman zayıflığı sebebiyleolsun, hunu yapabilecek kimse göremiyorum. Bu .sebeble, hem yazılıhem de sözlü oİarak bu vazifeyi yapma işi bi~e düştü."20

Ebussuud Efendi'nin fetvasından sonra :f5:.a~1Bilal-zade, Birgivi'yiiki yüzlü olmakla itham etti. Bunun üzerine Birgivi, 972/1564-65 de,

19 Risfıle fi valff,'n-nulfud ve ccvuzihi, Süleymaniye kütb., Bağdatlı Vehbi böL., no. 477 ii.20 Süleymaniye kütb., Esad Ef. böL., no.lS8l: vr.6b.

Page 10: OSMANLı CEMİYETİNDE - isamveri.orgisamveri.org/pdfdrg/D00001/1985_C27/1985_c27_SIMSEKM.pdf · delilbulmak İstC1"senmüyesser değildir,bulamazssın. Emekharceyleme. •..Bumeseleyi

OSMANLı CEMİYETİl'\DE PARA VAKıFLARı 215

lkuıu'n-naimin ve ijhumu'l-kasirin adlı bir risale daha yazdı. Bununla dakalmayarak, içerisindepara vakıflarına karşı çıkış sebebIerini sıraladığıbir başka risale daha kaleme aldı.. Bu risalede para vakıflarının helalolmadığını şu şekilde açıklar: "Para vakıfları bizim fakihlerimiz nezdin-de helal değildir. İmum Züfer'e atfedilen bir görüş vardır ki o da zayıf-tır. Ebu J:lanife ve Züfer'e göre vakfın hdal olmasının şartı, vasiyetebağlı olmadır. Zamanımızın kadıları, İma.ni Züfer'in görüşünü benimse-diklerini söylemektedirler ki, bu muteber değildir. İmam Züfer, vakfınlüzumuna kaiI olsa bile, zamanımız kadılarının görüşleri makbul değil-dir; zira onlar rüşvet almaktadırlar .... Parayı işletmek (borç verilen pa-raya karşılık fazla para almak, murabahaeılık) haram olup murabahacılartarafından icad edilmiştir; hatta ulema onların mel'ün olduğunu, Hz.Peygamber de zelil ve düşmanlarına mağluh olacaklarını söylemiştir."Menfaat karşılığı borç verilen her para faizdir" hadis-i şerifine göre, paravakfı dini amel görünümünde bu dünya için menfaat sağlıyor. İşte bu-nun için para vakfı yapanlar güniihkardırIar."21

Burada üzerinde durulması gereken hususlardan hirisi de,. Birgi-vi'nin faiz (riba) üzerinde ısrarla durmasıdır. O, bazı alimlerin mahzurgörmediği parayı işleterek para k~zanmağa (murabahacılığa) "karşıdır.Bu konuda müsamahakar görüşü benimseyen alimler fiiiz tabirini kul-lanmaktan bilhassa kaçınmışlar, onun yerine "r ı b IJ." veya mua(mele-yişer'ıyye gibi tabirler kullanmayı tercih etmişlerdir.

Yukarıdaki bilgilerden ve bu konudaki kaynakların incelenmesin-den Osmanlı Devletinin para vakıflarına müsaade ettiğini, belki de, husebeble devletin, umumiyetle, şeyhülislamklık makamına bunu hoş gö-ren iHimleri tayin ettiğini anlıyoruz. Osmanlı şeyhülisliinıları, zamanınşartlarına ve cemiyetin ihtiyaçlarına göre, teorideki yasakları uygunşekilde tefsir etmeğe çalışmışlardır. Arapçada bu metoda hile denilmek-tedir. Osmanlı Devletinin resmi mezhebi durumunda olan hanefi mez-hebi, "diğermezhebIere nazaran, bu konuda, daha serbest görüşlere sahip-tir; bilhassa nıeş(ili~.i mürsele (cemiyetin menfaatı) söz konusu olduğuzaman. Vakıf paraların işletilmesini hoş gören alimler bunu bir şer'imu'iimeleolarak ~abul ediyor, devlet de bunu destekliyordu.22

Diğer taraftan şunu da belirtelim ki, araştırmalarımız~göre, butür vakıflara karşı olan şeyhülisliima rastlamadık. Çivi-ziide de bu va-

21 Ilfa:;u'l-hôlikin, Süleymaniye kütb., Kasideci-zade böL., no.682/14, vr. ı21 vd.22 Daha geniş bilgi için bak: B.Yediyıldız, a.g.e., s. 144 vd.; Ö. Nasulıi Bilmen, J.ıi/a-

haı-ı Fıkhiyc Kamu.u, İstanbul 1952, IV, s. 301.

Page 11: OSMANLı CEMİYETİNDE - isamveri.orgisamveri.org/pdfdrg/D00001/1985_C27/1985_c27_SIMSEKM.pdf · delilbulmak İstC1"senmüyesser değildir,bulamazssın. Emekharceyleme. •..Bumeseleyi

216 MEHMET şiMŞEK

kıflara şeyhüIislam iken karşı çıkmamış, bu görevden alındıktan sonrakarşı çıkmağa başlamıştır. Ebuss,uıld ,vakıf paraların işletilmesinin sa-hih bir muamele olduğunu söylerken, Kemaı Paşa-zade (ö. 1534) de "buhile Allah'ı aldatmak için icad edilmiş bir muameledir" diyenlerin "ta'.zır edilmeleri ve imanlarını yenilemeleri gerektiği" şeklinde bir fetvavermiştir.23

Para vakıfları ile ilgili bir de risale yazan Kemal Paşa-zade, bu ri-salesiıide şu görüşlere yer vermiştir: "Fa~ruddın }5:aq.ihan (592/1196)İmam Züfer'den naklen paranın, gıda maddelerinin, ölçüIen ve tartılanşeylerin vakfedilmesinin caiz olduğunu söyler. EI-Merğınani (593/1197)el-Hidaye adlı eserinde, İmam Mu).ıammed (189/805)'e göre, teamüIhalinde ise, menkıllün vakfının caiz olduğunu; İmam Eba Yıl~uf (182/798) ise, hadisin sadece at ve silahların vakfı ile ilgili olup diğer men-kalatın bunlara kıyas edilemiyeceğini söyler. Yine İmam Muhammed'egöre, kiiidenin teamül karşısında terkedileceğini, mushaf ve çapa gibimenkul şeylerin vakfı konusunda teamül olduğunu söyler. Naşr b. Ya).ı-ya, mushafa kıyas ederek kitaplarını vakfetmiştir ki bu sahihtiro Çünküherkes bu kitapları okuyup onlardan istifade edecektir. Büyük şehir-lerdeki fukabanın çoğunluğu da İmam Mu~ammed'in görüşünü benim-semiştir. Teamül yoksa menkulün vakfı caiz değildir.

"İmam Züfer'e göre ise, paranın, gıda maddelerinin, ölçülen ve tar-tılan şeylerin vakfı caizdir. Biz de para vakıfları konusunda, aeizane,İmam Züfer'in görüşünü kabul etmekteyiz. Çünkü buna insanlarınihtiyacı va~dır. İhtiyac karşısında kıyas terkedilir. "Şu kadar ölçek buğ-day vakıftır" denilince caiz olduğuna göre, paranın vakfedilmesi haydihaydi caizair. İmam Züfer'in görüşü i s t i b- s a n prensibine dayanır.Bu konuda imamlar arasındaki ihtilaf zaman ve mekan şartlarından ileri.gelmektedir. Bu acize göre aslında bu mesele, ihtilaf konusu değil, bi-lakis üzerinde ittifak edilmesi' gereken bir konudur. Yani ilk hanefiimamları bugün yaşamış olsalardı, insanların teamülünü gözönüne ala-rak, İmam: Züfer gibi para vakfının eevazına fetva verirlerdi. Çünkü birakara tabi olarak vakfedilen dük~anlar çeşitli yangınlar dolayısiyle za-rar görmekte ve yıkılmaktadır, para ve benzeri ise böyle değildir. Nite-kim Hz. Ömer, ganımet malından müellefe-i kulfıba hisse vermemiştir.Halbuki Hz. Peygamber (S.A.) ve Hz. Ebıl Bekr ganimet malından on-lara hissevermişti. "Vakıf ta devamlılık şarttır, dirhem ve parada de-vamlılık yoktur" denemez. Çünkü para, bir cins olarak devamlılık arze-

23 O.L. Barkan-E.H.Ayverdi, lstanbul Vakllan Tahrir Defteri, 953 (1546) Tarihli, ts-tanbul 1970, s. XXXııı-XXXıV.

Page 12: OSMANLı CEMİYETİNDE - isamveri.orgisamveri.org/pdfdrg/D00001/1985_C27/1985_c27_SIMSEKM.pdf · delilbulmak İstC1"senmüyesser değildir,bulamazssın. Emekharceyleme. •..Bumeseleyi

OSMA~LI CEMİvETtXDE PARA VAKıFLARı 217

der, bu da devamlılık yönünden vakıf için yeterlidir. Nasıl s e i e m' demal meveud olmadığı halde, teamül ve ihtiyac bulunduğu için akid sahiholuyorsa, para ve benzerlerinin vakfı da teamül ve ihtiyac' dolayı-sıyla sahihtir. "Vakfın tarifi para ve benzerlerini kapsamaz. Çünk,ü vak-fın tarifinde geçen 'ayn sözü misli malları tarif dışı bırakır" denecekolursa, buna şöyle cevap verilebilir: Ebu I:Ianife'nin vakıf tarifinde ge-çen 'ayn sözü şeyanlamına gelebilir ve vakıf, bir şeyin Allah'ın mülküveya vakıfın milki olmak üzere alıkonulmasını ifade edebilir, bu da İmamZüfer'in, para vakfının caiz olduğu görüşüne muhalif olmaz. Çünkü aklıbaşında olan bir kimse, vakfın tarifinde geçen 'ayn sözünden hareketederek para vakfının caiz olmadığını söyleyemez ve İmam Züfer'in gö-rüşüne karşı çıkamaz. "24

Para vakıfları konusunda devletin görüşü, yukarıda verdiğimizrisale muhteviyatı paralelinde olup, hem cemiyet içerisinde bu çeşit va-kıflar ile kurulmuş müesseselerin oldukça fazla yektin tuttuğunu, hem. dedevlet müesseselerinde çalışan görevlilerden çoğunun bu vakıflardan üc-ret aldığını kaynaklardan öğreniyoruz. Mesela, müderrislerin çoğu maaş-larının bir kısmını veya tamamını, ders verdikleri medreselerin vakıfları-rından alıyordu. Sultan II. Bayezid (1481-1512), İstanbul'daki medre-senin vakfiyesine, medresede şeyhülislamıarın bir gün ders vermesi şar-tını koymuştu. Bu medresede ders okutan şeyhülislamıar, maaşlarındanayrı olarak, medrese vakfından d~ para alıyorlardl.25 Hatta şeyhülis-lamlardan para vakfı yapıp, vakfiyesine bu paranın muamele-i şer'iyyeilc işletilmesi şartını koyanına bile rastlıyoruz. Mesela,. Şeyhülislam Sa'di Efendi (ö. 942/ 1538), 10.000 akçelik bir vakıf tahsis ederek, vakfi.yesine bu paranın mu<amele-i şer'iyyesinden elde edilen gelirinin (faiz),her gün iki kişinin ebeveynlerinin mezarları başında Kur'andan birercüz okumalarıkarşılığında, bir hafızlar mektebinin (daru 'l-~urra') şeyhve talebelerine verilmesi şartını koymuştu.26

Netice olarak, yukarda verdiğimiz bilgilerden Kemal Paşa-zade,Ebussuud ve Sa'di Efendiler gibi XVI. yüzyıl şeyhülislamlarının paravakıflan konusundaki görüşlerinin müsbet olduğunu risale, fetva vebizzat para vakfı kurmalarından anlıyoruz.

Yukarıda ismi geçen XVI. yüzyıl şeyhülislamlarından aşağı yukarıbir buçuk asır kadar sonra şeyhülislamlık makamına geçen XVII. yüzyıl

24 Risiile fi cevaz-ı va~fı'd-deriihim ve'd-deniinir, Süleymaniye küıb., no. 708/36.25 M.Akdağ, Celiili Karışıklık/arı, Erzurum 1963, s. 22; 1. Hakkı Uzunçarşılı, Osmanlı .

.Devleıinin JImiye Teşkiliitı, Ankara 1965, s. 205.26 Ö.L.Barkan-E.H.Ayverdi, a.g.e., 8. XXXII.

Page 13: OSMANLı CEMİYETİNDE - isamveri.orgisamveri.org/pdfdrg/D00001/1985_C27/1985_c27_SIMSEKM.pdf · delilbulmak İstC1"senmüyesser değildir,bulamazssın. Emekharceyleme. •..Bumeseleyi

21R 'I1EInlET ŞİMŞEK

şeyhillislamlal'ından Fcyzullah Efendi (ö. ] 687) ve Ali Efendi (ö. 1691)'nin de verdikleri fetvalardan, para vakıflarına ve bu vakıf paraların muca-meIe.i şer'iyyc ile işletilmesine taraftar olduklarını anlıyloruz. Bu konu-da verdikleri fetvalardan ikişer misaı vereceğiz:

Ali Efendi'nin iki fetvası:

1- "Bir kadın bir adama bir sene vade ile borç verdiği parası içinmucamele-i şerCiyye ile nMı alsa, bu nb!) borç veren kadına hel aı olur mu?

eI-Cevab: Olur. "27

2- "Bir kimse müteveIlisi olduğu vakıf paradan, mucamcle-i şerCiyyeile bir kadına onu o~bir buçuktan (% 15) borç verse, müddeti sonundarıb(ıı (faiz) kadından almağa muktedir olur mu?

el.Cevah: OIur."28

Feyzullah Efendi'nin iki fetvası:

1- "Bir kimse diğer bir kimseye istirba!) kas dı ile onu onbir buçuk-tan (% 15) horç verip, sene sonunda rıb(ıı borçludan almağa kadir o]ur-mu?

el-Cevab: Olur. "29

2- "Zeyd, müteveIlisi olduğu vakıf paralardan cAmr'a mucamc1e ileverdiği akçe için bir sene tamamına kadar'onu on üç (% 30) hesabı üze-rinden şu kadar akçe rıb!) ilzfım edip, sene sonunda bu rıb(ıı cAmr'dandava etse onu -onbir buçuktan (% 15) ziyadeye' davası dinlenir mi?

cI-Cevah: Olmaz, memnı1cdur,3o

Yukardaki fetvalardan, hu iki şeyhülislamın da para vakıfları vebu vakıf paraların mucamele ile işletilmesine taraftar olduğunu anladı-ğımız gibi, ayrıca, Feyzullah Efendi'nin ikinci fetvasından yüksek oran-da hir faize de müsade edilmediğini açıkça' görüyo"ruz3I.

Osmanlı sultanları da hir kısmı arazı ve emlak diğer bir kısmı parave bazıları da daha değişik sahada olmak üzere bir çok vakıf kurmuşlar-

27 Fe/ava-yı Ali Efendi, İstanbul 1324, I, s. 333.28 A.g.e., I, s. 335.29 Fe/ava-yı Fey.i)'e, İstanbul 1324, I, s. 431.30 A.g.c., I, s. 429.31 Bu konuda daha fazla misill ,'c Osmanlı İmparatorluğunda filiz konusu için bak: N.

çağatay, "Osmanlı Imparatorluğunda Ribri-fai. Konusu Para Vakıfları ve Bankacılık", Vakıf-lar Dergisi, IX, s. 54-56.

Page 14: OSMANLı CEMİYETİNDE - isamveri.orgisamveri.org/pdfdrg/D00001/1985_C27/1985_c27_SIMSEKM.pdf · delilbulmak İstC1"senmüyesser değildir,bulamazssın. Emekharceyleme. •..Bumeseleyi

OSMAl\"LI CBıtYETll\"OE PARA VAKıFLAR! 219

dır. Mesela, Yavuz Sultan Selim, Mısır seferinden dönerken Şam'a uğra-mıl?, Mulfyiddin cArabi (1240)'nin türbesi üzerine bir cami yaptırtarakonu vakfetmiş, ayrıca ücretleri camicin para vakıflarından ödenmek üze-re, bazısı Kur'an okuyan bazısı da Kur'anı tefsir eden hafız ve alimlertayin ~tmiştir. Diğer taraftan, günlük yiyeceklerini o vakıftan temin c-den fakirlere de tahsisat ayırtmıştır.32

Hçr ne kadar para vakıflarına karşı çıkanlar olmuşsa da, Osmanlı- cemiyetinde para vakıfları, müessese olarak f{mksiyonunu icra etmiş vebüyük bir ihtiyaca cevap vermiştir. Dini yönden bazı karşı çıkışlara rağ-men, devletin ve dini yetkililerin para vakıflarını müdafaa etmeleri se-bebiyle, bu çeşit vakıflar diğer müesseselcr arasındaki ycrini koruyahil-miştir. Yalnız, akçenin yarıya yakın bir değer kaybetmesi ile neticelenen1584-1586 devalüasyon devresine rastlayan büyük buhran dönemindebir çok vakıf paraların zayi olması, diyor Barkan ve Ayverdi, para vak-fetme hareketinin bu tarihten sonra yavaşlamasına sebep olmul?tur.33 Bugörüş devalüasyonu takibeden çok kısa bir dönem için geçerli olsa bile,bu tesirin uzun süreli olmadığı vakıf kayıtları- incelendiği zaman anla-şılmaktadır. Ayrıca buradan, o dönemde para vakıflarının azalmasındadini münakaşalardan daha çok, paranın değer kaybetmesi neticesin-de şahsi menfaat düşüncesinin roloynadığı neticesine varabiliriz. Vakıfparalar vakfiye şartlarına göre % 10-12,5 arasında mu'amele-i şer'iyycile işletildiği gibi ,vakıf kapitalinin azalması halinde, % 15 karşılığındada borç olarak verilebiliyordu.34

Para vakıfları ile ilgili bazı bilgileri toplu olarak görebilmek için,burada değişiJt dönemlerle ilgili istatistikleri ihtiva eden bir tablo veri-yoruz. Bu tabloda, 1456-1546 yılları arasında İstanbul, 1561 yılındaBursa ve 1700-1800 yılları arsında (XVIII. yüzyıl) Türkiye genelindeverilen bilgilere bir göz atacak olursak, diğer vakıf çeşitlerine nishetlepara vakıflarının oldukça kabarık bir yekı1n tuttuğunu görürüz.

32 İ.U. Uzunçar~llı, Osmanlı Tarihi, II, s. 281-82; J.V.Uammer, His/oi •.e de l'EmpireOııomane, Paris 1844, i, s. 456-57; tslam Ansiklopedisi, Fr., "Selim I", Ş.Altındağ. Para vakıf-lan ile ilgili sultan fermanları için hak: A. Refik, XVI. asırda ls/anbul Hayaıı, İstanbul 1938,s. 87-88; N. çağatay, B.g.mak., s. 55-56.

33 Ö,L.Barkan-E.U.Ayverdi, a.g.e." s. XXXI.

34 A.g.e., aynı yer.

Page 15: OSMANLı CEMİYETİNDE - isamveri.orgisamveri.org/pdfdrg/D00001/1985_C27/1985_c27_SIMSEKM.pdf · delilbulmak İstC1"senmüyesser değildir,bulamazssın. Emekharceyleme. •..Bumeseleyi

220 MEHMET ŞiMŞEK

İncelenen vakfiycKapitalin

Vakıfkapi- borca veri- FıiizPara olarak tal topla- len kısmı geliri

Devir Yer Toplam vakfedilenler mı (akçe) (akçe) (akçe)_o- .. ---Belli değil İstanbul 2506 232 (%20,17) 3.809.323 -- ~

1456-1494 ,- " 41 (% 3,56) 728.600 - -1495-1519 .. .. 224 (%19,47) 3.594.125 - -

1520-1546 " " 653 (%56,78) 13.253.736 - -

---.---- ---- _.-- _.------ ----Toplam:

1456-1546 .. 2506 1i50 (%45,89) 21. 385.784 - -

1561 Bursa .,. 159 3.349.046 3.250.799 333.119

Bir yıllık mu-hasebe kaydı

1700-1800 Türkiye 330 97 (%29,42) 42.120.220 - -(Genel)

1456-1546 yılları arasında İstanbul'da kurulan 2506 vakıftan 'U50sı para vakfı olup diğer vakıflar içerisinde % 45, 89 nisbetinde, 1700-1800 yılları arasında Türkiye genelinde tesis edilen vakıflardan rastgeleseçilerek incelenmiş olan 330 vakıftan 97 si para vakfı olup % 29, 42 nis-betinde bir yer iŞgfll etmektedir. Ayrıca, Bursa vakıflarının bir yıllıkmuhasehe kayıtlarından, vakıf paraların hemen hepsinin mu'amele-i şer-'iyye şeklinde (faizli) borç olarak verildiğini görüyoruz.35

Sonuç olarak, bir makale çerçevesinde incelediğimiz, fakat dahabirçok titiz araştırmaya ihtiyaç duyulan para vakıfları konusundak'imünakaşaların tahlilinden şu neticeleri çıkarmış 'bulunuyoruz:

1- Bu konudaki fikir ayrılıkları, geçmiş ulemanın görüşlerinin fark-lı yorumlanma.sından kaynaklanmış, para 'vakıflarına karşı çıkanlarınsayısı taraftar olanlara nazaran yok denecek kadar az olmuştur.

2- Para vakıfları, diğer vakıflar gibi dini, ictimai ve iktisadi hizmet-ler gördüğü için, devlet ricali ve şeyhülisıamlar gibi dini yetkililer tara-fından desteklenmiştir.

3- Hukiiki bir müessese olarak sağlam temellere oturtulp,uğu içindenetlenmesi her zaman mümkün olmuştur.

4- Cemiyette köklü bir geleneğe sahip olması sebebiyle ufak çaptakimünakaşalar ve karşı çıkışlar bıi müesseseyi kaldırıp atamamış, her za-manhem devlet hem de halk tarafından destek görmüştür.

35 Tablodaki bilgiler için bak.: Ö.L.BarkanE.-H.Ayverdi, a.g.e., s. xxx-xxxı; B.Yediyıldız, a.g.e., s. 117; M. Sancer, Osmanlı Toplum Yapısı, İstanbul 1969, 8. 295.