135
Partimiz Maoist Komünist Partisi II. Kongresi’ni Vartinik’ ten Mercan’ a... Geleceği Kazanma Azmiyle GerçekleĢtirerek, I. Kongremizin Mimarları Arasında Olan ve II. Kongremizin de Planlayıcıları Olan Ölümsüz 17’lere Atfeder! MAOİST KOMÜNİST PARTİSİ II. KONGRESİNİ MAOİZMLE İLERLEYİP HALK SAVAŞIYLA KAZANACAĞIZ ŞİARIYLA GERÇEKLEŞTİRDİ!

Partimiz Maoist Komünist Partisi II...Kaypakkaya güzergahında I. Kongremizin kat etmiú olduğu nitel aúamanın devamı ve bu tarihsel miras üzerinden yükselen ileri bir seviyeyi

  • Upload
    others

  • View
    2

  • Download
    0

Embed Size (px)

Citation preview

Page 1: Partimiz Maoist Komünist Partisi II...Kaypakkaya güzergahında I. Kongremizin kat etmiú olduğu nitel aúamanın devamı ve bu tarihsel miras üzerinden yükselen ileri bir seviyeyi

Partimiz Maoist Komünist Partisi II. Kongresi’ni Vartinik’ ten

Mercan’ a... Geleceği Kazanma Azmiyle GerçekleĢtirerek,

I. Kongremizin Mimarları Arasında Olan ve II. Kongremizin de

Planlayıcıları Olan Ölümsüz 17’lere Atfeder!

MAOİST KOMÜNİST PARTİSİ

II. KONGRESİNİ

MAOİZMLE İLERLEYİP

HALK SAVAŞIYLA KAZANACAĞIZ

ŞİARIYLA

GERÇEKLEŞTİRDİ!

Page 2: Partimiz Maoist Komünist Partisi II...Kaypakkaya güzergahında I. Kongremizin kat etmiú olduğu nitel aúamanın devamı ve bu tarihsel miras üzerinden yükselen ileri bir seviyeyi

2

Page 3: Partimiz Maoist Komünist Partisi II...Kaypakkaya güzergahında I. Kongremizin kat etmiú olduğu nitel aúamanın devamı ve bu tarihsel miras üzerinden yükselen ileri bir seviyeyi

3

Dünya Proletaryası, Ezilen Ulus ve Halklarına,

Türkiye-Kuzey Kürdistan'ın Her Milliyetten ĠĢçi, Emekçi

ve Ezilenlerine! Enternasyonal proletaryanın Türkiye- Kuzey Kürdistan

parçasının komünist mevzisi olan partimiz Maoist Komünist

Partisi, Yeni Demokratik Devrim, Sosyalizm ve Komünizm

yürüyüşündeki netliğini, gerçekleştirdiği II. Kongreyle bir kez

daha yineleyerek üstlenmiş olduğu bu tarihsel görevi yakalanan

birlik seviyesi ve büyük bir sorumlulukla yerine getirme

kararlılığını ilan eder.

Sınıflar mücadelesinin yengi ve yenilgiler sonucu ezilen ve

sömürülenlerin lehine sonuçlanacağının bilincinde olan partimiz,

gerçekleştirmiş olduğu II. Kongresiyle mütevazi ancak politik

iktidarın zapt edilmesi meselesindeki bilinç berraklığıyla tarihimizde

partimiz ve devrim açısından Maoizm‟ in kumandasında,

Kaypakkaya güzergahında I. Kongremizin kat etmiş olduğu nitel

aşamanın devamı ve bu tarihsel miras üzerinden yükselen ileri bir

seviyeyi ifade etmektedir.

Emperyalizm ve uşağı faşist diktatörlüğün saldırısının

mahiyeti, kuruluşundan beri partimizin rehber aldığı ideoloji, temsil

edip uygulamaya çalıştığı genel siyasal çizgi ve bunun hayata

geçirilmesini ifade eden komünizmi kazanmak için Halk Savaşı'nda

cüret ve ısrarla ilişkilidir. Bu kazanma azmiyle Halk Savaşı'nda

Marksizm- Leninizm- Maoizm (MLM) rehberliğinde cüret ve ısrar,

partimizin aksayan II. Kongresinin 2007 tarihinde toplanmış olması

ile bir kez daha teyit edilmiştir. Kongremiz, partinin tüm faaliyet

alanlarında kongre gündemleri çerçevesinde sürdürülen yoğun bir iki

çizgi mücadelesi temelinde parti iradesinin tümünün harekete

geçirilmesiyle gerçekleştirildi. Kongrenin seçtiği Merkez

Komitemizin II. Toplantısında kararlaştırılan gündem maddeleri

olarak Faaliyet Raporu, Halk Savaşının Örgütlenmesi, Önderlik

Sorunu, Uluslararası Komünist Hareket, Birlik Sorunu, Kadın

Örgütlenmesi, Eleştiri- Özeleştiri ve Seçim kapsamında onlarca konu

ele alınarak tartışılıp karar altına alındı.

Page 4: Partimiz Maoist Komünist Partisi II...Kaypakkaya güzergahında I. Kongremizin kat etmiú olduğu nitel aúamanın devamı ve bu tarihsel miras üzerinden yükselen ileri bir seviyeyi

4

Parti tarihimizde I. Kongremiz, partimiz ve devrim açısından

önemli sorunlarımızın tartışılıp karar altına alındığı nitel bir seviyeyi

ifade etmektedir. Parti I. Kongremizin mimarları ve toplanması 17

Haziran 2005‟te engellenen II. Kongremizin de planlayıcıları olan

başta parti önderlerimiz yoldaş Cangöz ve Hanbayat olmak üzere

diğer ölümsüz şehitlerimizi manevi delegeleri olarak gören II.

Kongremiz, bu tarihsel rolleri nedeniyle ölümsüz Mercan Şehitlerine

atfedildi. 17‟ ler, II. Kongremizin manevi ölümsüz delegeleriydiler.

Kongremiz güncel tarihsel önemi itibariyle 17'lerin "görevi

tamamlayın" talimatının yerine getirilmesi çağrılarına cevap olarak

partimizin içerisinde bulunduğu sorunlardan devrimin, doğanın ve

insanlığın sorunlarına kadar önemli tartışmalar yaparak gerekli

olanın sadece söylem değil, devredilen görevlerin üstesinden gelmek

olduğu bilincini iradeleştirerek ileri sentezlere ulaştı.

Partimiz içerisinde farklı fikirler arasında, parti disiplini

temelinde ve Kongre zemininde sürdürülen Maoist iki çizgi

mücadelesi sonucu ulaşılan sentezlerle, eşitsizlikler dünyasının

Türkiye-Kuzey Kürdistan parçasında siyasi iktidarı ele geçirmenin

yegâne yolu olan Halk Savaşı stratejisi daha berrak bir şekilde

bilince çıkartılmıştır. II. Kongremiz, bu yolda sebatla ilerleyerek

yakın devrim hedefimiz olan Yeni Demokratik Devrim ve

durmaksızın Sosyalizm ve Komünizm'e kadar mücadele azminde

olduğunu açıkça beyan eder.

Parti olarak 35 yılı aşkın mücadele tarihimizde büyük

bedeller ödeyerek bugünlere geldik. Gerek faşist Türk devletinin

bütün imha ve kuşatma hareketlerine karşı, gerekse her türden

tasfiyeci ve oportünist çizgilere karşı, partimiz Marksizm- Leninizm-

Maoizm (MLM)‟ in rehberliğinde bağımsızlık, yeni demokrasi,

sosyalizm ve komünizme yürüyüşünde her hangi bir tereddütte

düşmeden kritik dönemlerden MLM‟ in bayrağını yükselterek, sınıf

mücadelesi içerisindeki yürüyüşünü kesintisiz bir şekilde

sürdürmüştür. 17'ler gibi büyük bir kaybın ardından düşmanın bütün

imha ve kuşatma saldırılarına, yürüttüğü psikolojik savaşa, estirilen

tasfiyeciliğe karşı başarılı bir şekilde gerçekleştirdiğimiz II.

Kongremiz, komünizmi kazanmak için savaşma kararlılığı ve

çağrısıdır.

Page 5: Partimiz Maoist Komünist Partisi II...Kaypakkaya güzergahında I. Kongremizin kat etmiú olduğu nitel aúamanın devamı ve bu tarihsel miras üzerinden yükselen ileri bir seviyeyi

5

Dolayısıyla düşmanın “ bittiler ” dediği, dost ve kardeş

güçlerimizin büyük bir tereddüt içerisinde olduğu böylesi bir süreçte

partimizin kongresini yapmış olması dahi politik iktidarın ele

geçirilmesi konusunda ki kararlılığının açık bir göstergesi olarak

değerlendirilmelidir.

Partimiz, düşmanın tamamen tasfiye planlarını boşa

çıkarmak; kısır döngüyü aşmak; ülke ve dünya devrim tarihi ile

somut durumu tekrar, tekrar inceleyerek devrimci teorimizi sürekli

geliştirip yenilemek suretiyle bilimsel olarak geliştirmek; bu şekilde

onu kitlelerin elinde güçlü bir silah haline getirmek; devrimci

teorinin ışığında devrim mücadelesini ve özel olarak da Halk

Savaşını yeni baştan ve bütün görevleriyle birlikte örgütlemek;

partiyi bu mücadele içinde ön plana çıkan kadro, üye ve

militanlardan daha da güçlendirerek toparlamak; savaş gücümüzü

korumak, yenilemek, taze kuvvetlerle güçlendirerek eğitmek ve

yeniden seferber etmek; bütün yoldaşları ve partiden kopmuş bütün

komünist örgüt ve bireyleri birleştirerek daha büyük bir birlik

kurmak; onun da yardımıyla sosyalizmin güçleriyle ortak çalışmalar

örgütleyerek gerçek bir halk hareketi yaratmak ve halk savaşına

hizmet eden haline getirmek; uluslararası alanda daha sıkı bir birliğe

sahip, daha ileri ve etkin bir komünist enternasyonalin örgütlenmesi

ve her ülkedeki devrim mücadelelerinin daha etkin bir şekilde

desteklenmesi için sistemli ve etkin bir şekilde çalışmak; bütün bu

görevleri bütünlüklü olarak başarmak üzere büyük bir seferberlik

başlatmak ve bunları kararlı bir şekilde yürütecek sürekliliği

sağlanmış kolektif bir önderlik kurumunu oluşturmak amacıyla II.

Kongresini gerçekleştirmiştir.

Bilindiği gibi 17 Haziran 2005'te II. Kongremizin toplanması

hazırlıkları içerisindeyken partimiz, düşmanın stratejik bir imha ve

kuşatma operasyonunda, içlerinde II. Kongre delegelerinin bir

bölümü olmak üzere önder kadro, üye ve savaşçılarımızın da

bulunduğu 17 yoldaşımızın katledilmesiyle ağır bir örgütsel darbeyle

karşı karşıya kalmıştı. Bu ağır kayıp vesilesiyle II. Kongremiz o

dönem toplanamadı.

Gerici hakim sınıflar, Mercan katliamıyla partimizi tamamen

çökertmek istedi. Bunu başaramayınca, hem askeri saldırılara hem de

karalama kampanyasıyla psikolojik savaşa ağırlık verdi. Bu çifte

Page 6: Partimiz Maoist Komünist Partisi II...Kaypakkaya güzergahında I. Kongremizin kat etmiú olduğu nitel aúamanın devamı ve bu tarihsel miras üzerinden yükselen ileri bir seviyeyi

6

kuşatma; başta Türkiye-Kuzey Kürdistan‟dan emekçi halkımız

olmak üzere parti kadro, üye ve militanlarımızın, parti dışında kalmış

eski kadroların, tabanımızın, aydınlarımızın, diğer devrimci

örgütlerin ve uluslararası alanda DEH üyesi Maoist Komünist

Partilerinin sergiledikleri dayanışma ve birlik ruhuyla aşılabildi. Bu

yüksek sahiplenme ve dayanışmadan ötürü II. Kongre irademiz bir

kez daha bu dost kişi ve kurumlara teşekkürlerini ifade eder.

17' ler II. Kongremizin Manevi Delegeleriydiler,

Komünizmi Kazanma Yönelimleriyle

Parti II. Kongre Görevi Başarılmıştır! Zaferimizin teminatı olan şehitlerimizden ve parlayan savaş

siperlerimiz ölümsüz 17'lerden aldığımız güçle gerçekleştirdiğimiz

II. Kongremiz, enternasyonal proletaryanın kızıl bayrağını, düşmanın

kale burçlarına dikme kararlılığıdır.

II. Kongremiz; devletin, Milli Güvenlik Kurulu ve

Genelkurmay önderliğinde MİT ve JİTEM'in özel savaş seferberliği

içinde Mercan katliamıyla gerçekleştirmeye çalıştığı partimizi

tamamıyla çökertme planına verilmiş stratejik devrimci bir yanıttır.

Düşmanın, askeri saldırılar, karalama ve spekülasyonlar eşliğinde

sürdürdüğü psikolojik savaş, kuşatma ve çökertme saldırısı; parti

kadro, üye, savaşçı ve aktivistlerinin, çeşitli sebeplerle örgütsel

olarak parti dışında kalmış olsalar da partimizin eski kadro ve

militanlarının yeni demokratik devrim, sosyalizm mücadelemizin

güçleri arasında gördüğümüz dost devrimci örgütlerin, uluslararası

komünist hareketin bugün itibariyle embriyonik merkezi Devrimci

Enternasyonalist Hareket (DEH)‟ in ve Maoist saflardaki diğer

partilerin, anti-emperyalist müttefik güçlerin, halka hizmet eden

aydın ve sanatçılarımızın, en başta da tarihin yaratıcısı ezilen ve

sömürülen emekçi kitlelerin kenetlenme ruhuyla yenilgiye uğratıldı.

Düşmanın partiyi bölme, birbirine düşürme oyunu boşa

çıkarıldı. Parti iradesi harekete geçirilerek Kongre Örgütleme

Komitesi (KÖK) ile Parti hızla merkezileştirildi. Yoldaşlarımızın

devrettiği kongreyi tamamlama görevi üstlenilerek yerine getirildi.

Taşıdığı tarihsel önem itibariyle II. Kongremiz, komünizm

için proleter dünya devriminin ve onun bir parçası olan Türkiye-

Page 7: Partimiz Maoist Komünist Partisi II...Kaypakkaya güzergahında I. Kongremizin kat etmiú olduğu nitel aúamanın devamı ve bu tarihsel miras üzerinden yükselen ileri bir seviyeyi

7

Kuzey Kürdistan devriminin, enternasyonal proletarya, dünya

halkları ve ezilen uluslarının büyük bir başarısıdır.

Büyük Proleter Kültür Devrimi'nin ürünü olan partimiz, daha

kuruluşunda, burjuva-feodal iktidar tarafından "ihtilalci komünizmin

ülkedeki en tehlikeli savunucusu" olarak tanımlanmış, temsil ettiği

ideoloji ve siyasi çizgi nedeniyle devletin stratejik imha saldırılarına

maruz kalmıştır. Düşman, partimizin ürünü olduğu ideolojinin ve

bunun ülkemiz özgülünde aldığı biçim olan ve Kaypakkaya

Güzergâhı olarak tanımlanan genel siyasal çizgimizin kendileri

açısından ne kadar büyük bir tehlike olduğunun bilincindedir.

Kurucu önderimiz, başkomutan İbrahim Kaypakkaya yoldaşı

katlederek bu tehlikeyi savuşturacağını düşünen düşman, her

seferinde 'bu çeliğin aldığı suyu unutmadığını' görmüştür, görecektir.

Sınıf savaşımının zorunlu bir sonucu olarak geçmişten bugüne büyük

bedeller ödedik, bundan sonra da ödeyeceğiz. 'Kanla yazılan tarih

silinmez' gerçekliğinin bilincinde olan II. Kongremiz,

şehitlerimizden devraldığımız kavga bayrağının daha da

yükseltilmesinin yolunun, ideolojik-siyasi çizgimizin doğru taktik

politikalar ile halk kitlelerine taşınmasından geçtiğini, gerçek

kahramanın kitleler olduğunu bir kez daha beyan eder.

Ülkemiz ve dünya ölçeğinde önemli gelişmelerin yaşandığı

tarihsel bir süreçten geçmekteyiz. Devrimin sorunlarına yanıt

olabilmenin, ulusal ve uluslararası alandaki tüm bu gelişmeleri

bilimsel bir şekilde analiz etmekle mümkün olduğu gerçekliğinden

hareket eden partimiz, II. Kongresi'nde bu meseleleri MLM ideoloji

rehberliğinde analiz ederek, sınıf mücadelesinin önümüzdeki dönem

izlemesi gereken rotasını çizmiştir.

ABD emperyalizmi başta olmak üzere emperyalist güçlerin,

ezilen uluslara ve halklara dönük saldırıları tırmanmaktadır.

Emperyalist bloklar, kendi çıkarları doğrultusunda dünyayı yeniden

paylaşmak için, dünyayı doğanın ve onun parçası olan insanlığın

mahvına yol açacak daha büyük felaketlere sürüklemektedir.

Şimdilik bölgesel düzeyde süren bu savaşın bundan sonraki hedefi

İran ve diğer alanlardır. Ortadoğu ve dünyanın değişik alanlarının

devrimini birlikte körükleyerek gerici savaşları devrimci savaşlara

çevirebiliriz.

Page 8: Partimiz Maoist Komünist Partisi II...Kaypakkaya güzergahında I. Kongremizin kat etmiú olduğu nitel aúamanın devamı ve bu tarihsel miras üzerinden yükselen ileri bir seviyeyi

8

Kapitalist tahrip ve geçmişteki emperyalist savaşlar ve hala

devam eden işgaller nedeniyle bütün evreni tehdit eden büyük doğal

felaketler kader değildir. Bu gidişata bir son vermek için insanlığı ve

doğayı koruma mücadelesini örgütleyerek geliştirmek ve devrim

mücadelesini körüklemek ertelenemez bir görevdir.

Geleceği kazanma hedefiyle hareket eden komünist partileri,

sorunları ertelemeden cesaretle ele alıp çözmek zorundadır.

Devrimi gerçekleştirmek için eski tarihi tecrübelerimizin

toplamıyla yetinemeyiz, yeni süreç ve sorunlara cevap verecek daha

ileri bir sentez şarttır. Her dönemin olumlu ve olumsuz

pratiklerinden, ülkemizdeki diğer devrimci ve komünist örgütlerin ve

dünya devrimci ve komünist hareketinin pratiğinden öğrenerek daha

ileri bir sentez ortaya çıkarmak zorunlu bir görevdir.

Geçmiş sosyalist devletler ve komünist partileri, esasen

bağrında taşıdığı ideolojik hastalıklar nedeniyle çöktü. Gerici hakim

sınıflar bunu kullanarak kitlelerin kafasını karıştırdı. Bu geçici

yenilginin dersleri ışığında gelecek toplum projemizin çok daha ileri

ve berrak bir şekilde ortaya konması gerekir ki halk kitleleri ikna

edilebilsin, güvenle ve cesaretle seferber olabilsin.

II. Kongremiz, partimizin öncü bir güç olmaktan önder bir

güç olmaya taşınması görevini kararlılıkla sürdürmeye işaret

etmektedir. Bu noktada işçi sınıfı ve geniş emekçi yığınlarıyla

mevcut durumdaki zayıf bağlarımızı güçlendirmenin, kitleleri doğru

bir siyasetle harekete geçirerek partimiz önderliğinde örgütlemenin;

genel siyasi çizgimiz ve stratejimiz doğrultusunda güncel gelişmelere

ilişkin somut politikalar üretmek, sürekliliği sağlanmış örgütsel

kurumlar inşa etmek, Maoizm ile donanmış ideolojik-politik

önderliği küçükten büyüğe her bir alanda kurumsallaştırmakla

mümkün olduğuna işaret ederek tüm parti güçlerini bu doğrultuda

seferber olmaya çağırmaktadır. Ciğerlerimizi zorlayarak bu çağrıya

yanıt olmak, asgari programımız Yeni Demokratik Devrim ve ona

ulaşmanın yolu olan Halk Savaşı'nı geliştirmek için konumlanmak

ertelenemez bir görevdir.

Emperyalistler ve emir eri Türk hakim sınıfları, yaklaşan

devrimci dalgaya karşı ciddi bir hazırlık içindedir. Amatör

çalışmalarla başarılı olmak bir yana, ayakta kalmak bile mümkün

değildir. Eski çalışma tarzı kesinlikle aşılmalıdır. Tüm bu gelişmeler

Page 9: Partimiz Maoist Komünist Partisi II...Kaypakkaya güzergahında I. Kongremizin kat etmiú olduğu nitel aúamanın devamı ve bu tarihsel miras üzerinden yükselen ileri bir seviyeyi

9

incelendiğinde Türkiye-Kuzey Kürdistan devrimci hareketi ile dünya

devrimci ve komünist hareketi büyük tehlikelerle ve aynı zamanda

büyük fırsatlarla da karşı karşıyadır.

Fakat devrimci ve komünist hareket önemli oranda parçalı

durumdadır. Kitlelere güven verip onları birleştirip önderlik

edememektedir. Ayrılıkçılık, grupçuluk, klikçilik, boş didişme,

rekabet, kariyerizm vb. rahatsızlıklar partileri yıllarca güçten düşürdü

ve hala büyük bir tehlike olarak kendisini hissettirmektedir. Bu

tehlike güçlü bir ideolojik mücadeleyle hızla bertaraf edilmelidir.

Gücünü doğru çizgisinden ve bu doğru çizgi temelinde inşa olmuş

sarsılmaz birlikten alan büyük bir parti, devrimci kitlelerin ve her

komünistin en büyük hayallerinden biridir. Böyle bir birlik kesinlikle

mümkündür. Statükoculuğa düşmeden kendi köklerimize doğru

yönelerek, eski bütün yoldaşlarla birleşmeye özel önem vererek

partide büyük bir birlik kurmalı, bunu bilim insanlarıyla, aydın ve

sanatçılarla ve bizi kitlelerle birleştirecek yeni örgütsel

mekanizmalarla güçlendirerek kitlelere gitmeli, partiye kitlesel bir

karakter kazandırmalı, önünde durulamaz büyük bir güç haline

getirmeliyiz. Büyük tehlikeleri savuşturmak ve büyük fırsatları

değerlendirmek bizim ellerimizdedir.

Parti II. Kongremiz ideolojik-politik-örgütsel-askeri ve

kültürel olarak halkımızın, devrimin ve partimizin, insanlığın ve

doğanın sorunlarını tartışmak ve çözümler bularak gerçeğe ulaşmak

açısından mütevazi bir adım olarak değerlendirmek gerekiyor.

Devrimin ağır sorunları karşısında her şeyi çözemedik, ama

tarihsel ilerleyişimiz ve I. Kongrenin izinde önemli bir adım daha

atmış bulunmaktayız. Kongremiz geleceği kazanmanın önemli

dinamiklerini taşımaktadır. Bu süreçte II. Kongrenin önüne koyduğu

görevleri yerine getirebilirsek, bir sonraki kongrede daha ileri

adımlar atmanın zeminini yaratmış olacağız. Sorunlarımızın

farkındayız ve sabırlı bir çalışmayla, aceleci kazanma hastalığını bir

kenara bırakarak her alanda adım, adım somut gücümüze uygun

hareket ederek kazanacağımıza inanıyoruz.

Parti II. Kongremizin gerçekleştirilmesinde emeği geçen

başta halkımız olmak üzere partili ve partisiz tüm faaliyetçi

yoldaşlarımıza teşekkürlerimizi bir kere daha belirtmek isteriz.

Page 10: Partimiz Maoist Komünist Partisi II...Kaypakkaya güzergahında I. Kongremizin kat etmiú olduğu nitel aúamanın devamı ve bu tarihsel miras üzerinden yükselen ileri bir seviyeyi

10

Partimiz, bu basın bildirisiyle, II. Kongrede ideolojik, siyasal

olarak alınan kararların kısa sonuçlarını kitlelere açarak ön bir

bilgilendirmeyi hedeflemektedir. Kısa sürede II. Kongre belgeleri

gerekli boyutlarıyla kamuoyuyla paylaşılacaktır.

Bu açıklamayla birlikte toplum ve parti içerisinde irademiz

dışında var olan iki çizgi mücadelesine bağlı olarak, başta tüm

yoldaşlar olmak üzere duyarlı devrimci kamuoyu ve halkımızın

doğru-yanlış mücadelesi temelinde II. Kongre açıklama ve

kararlarına yönelik düşünce, eleştiri ve önerilerini sürdürerek

partimizi geliştirme ve daha ileri bir düzeyde sahiplenmelerini

beklemekteyiz.

II. Kongre irademizin ayrıntılı bir şekilde ele alıp

kararlaştırdığı gündemler kısa özetler halinde aşağıda

belirtilmiştir:

Dünya’ da, Türkiye-Kuzey Kürdistan’ da

Güncel Politik Durum;

Dünya’ da Durum;

Kapitalizmin, serbest rekabetçi döneminin karakteristik

özelliği olan ulusal pazarlar biçimindeki örgütlülüğü, aşırı

yoğunlaşan ve ulusal sınırlara sığmayan sermayesinin, kendi doğası

gereği taşıdığı sürekli genişleme ve yoğunlaşma dinamiğinin sonucu

olarak en yüksek aşaması olan emperyalizme ulaşması ile birlikte

dünya çapında bir örgütlülüğe dönüşmüştür.

Kapitalizmi lokal sınırlar içerisine hapsolmuş, değişmeyen,

statik bir kategori olarak ele almak eşyanın tabiatına aykırıdır.

Dolayısıyla yeni bir aşama olarak gösterilmeye çalışılan

“küreselleşme”, kapitalizmin ve emperyalizmin özünde vardır.

Bugün çok daha büyük bir merkezileşme ve yoğunlaşma evresiyle

karşı karşıyayız. Her şey gibi kapitalist-emperyalist sistem de

kendini her yönüyle tekrar eden bir olgu değil dinamik bir süreçtir.

Bu açıdan uluslararası sermayenin günümüz dünyasındaki aşırı

merkezileşme ve yoğunlaşma seviyesinin ortaya çıkardığı

gelişmelerin tahlil edilmesi, doğru sentezlere ulaşılması ihtiyacına I.

Page 11: Partimiz Maoist Komünist Partisi II...Kaypakkaya güzergahında I. Kongremizin kat etmiú olduğu nitel aúamanın devamı ve bu tarihsel miras üzerinden yükselen ileri bir seviyeyi

11

Kongremiz yoğun tartışmalar temelinde işaret etmişti. Kapitalizmin

temel çelişmesi özde değişmedi. Emperyalizmin başlıca çelişmeleri

bazılarının iddia ettiği gibi tarih olmadı. “Küreselleşmeyi” bu tür

safsatalara vitrin yapan neo-liberal teorisyenler ve bu teorilere

kaynaklık eden burjuva ideolojiler ve ideologlar elbette

göğüslenmelidirler. Ancak emperyalizmin dünya çapındaki

örgütlülüğünün bugün itibarıyla ulaştığı seviye muazzam bir

“küreselleşme” gerçeğini de ifade etmektedir. Emperyalizmin

yoğunlaşmasında ve merkezleşmesinde ulaşılan seviye, kapitalizmin

krizine çözüm için geliştirilen neo-liberal stratejiler eskinin kaba bir

tekrarı şeklinde yorumlanamaz. Değişen, kapitalist üretim tarzı-

ilişkileri ve artı değer değildir. Bunların özü ve niteliğinde bir

değişiklik olmamakla birlikte yeni biçimler aldıkları da nesnel bir

gerçektir. Bunu anlamak için diyalektik yaklaşım ve tarihsel

materyalizm bize gerekli rehberliği yapmaktadır. Tarihsel

koşullardan bağımsız, ondan kopuk, hareketsiz, değişimsiz, kalıcı,

daim bir gerçeklik yoktur.

Her şeyin özü olan çelişkiyi anlamak, meseleyi kavramak

açısından önemlidir. Uluslararası emperyalist kurumlar bugünün

dünyasında esas belirleyici durumdadırlar. Her direnç ve engel, neo-

liberal saldırganlıkla yıkılmak üzere hedeftir. Barbarlık gerektiğinde

kendi hukuklarını da bir kenara atan saldırganlıkla devrededir. Bu,

emperyalist sermayenin ihtiyaçlarına ve bunun uygulanmasının

stratejisine göre dünyayı yeniden “küresel” şekillendirme saldırısıdır.

Emperyalist işgaller, saldırganlıklar, toplumsal ilişkilerin bu ihtiyaca

göre yeniden şekillendirilmesi tamamıyla bununla ilgilidir. İşte

sosyal devlet hikayeleri de bunlarla bağlantılı olarak artık rafa

kaldırılmaktadır. Sermayenin şimdiki birikim süreci modellerine

göre her yer biçimlendirilmek üzere emperyalist ameliyat masasına

yatırılmıştır. Sanayi, tarım, eğitim, sağlık, sosyal politikalar, kültür,

bilgi gibi her şey bu birikim süreci modeline göre

şekillendirilmektedir.

Özelleştirme politikaları da aynı ihtiyacın sonucudurlar.

Şimdinin dünyası, artık 1970- ‟80- ‟90'lar dünyasının birebir aynısı

değildir, olamaz. Değişen kapitalizmin özü değil, emperyalist

kapitalizmin yaşadığı yeni bir yapılanma sürecidir. Çok uluslu

şirketler sadece ekonomik değil, toplumsal ilişkileri de

Page 12: Partimiz Maoist Komünist Partisi II...Kaypakkaya güzergahında I. Kongremizin kat etmiú olduğu nitel aúamanın devamı ve bu tarihsel miras üzerinden yükselen ileri bir seviyeyi

12

yönlendiriyor, yarattığı uluslararası kurumlarla her bir yeri

biçimlendiriyor. Sermayeler elbette rekabetsiz düşünülemezler.

Muazzam bir yutma, yedeğe alma şeklinde önemli yapılandırma

yönelimleri de ortadadır. Leninist emperyalizm tahlili temeli

üzerinde yükselerek yeni sorunları daha derinden kavramak, doğru

müdahale ve değiştirme için ihtiyaçtır. ABD, emperyalizm dışında

bir dünya imparatorluğu olarak telakki edilemez. Burjuvazinin

imparatorluk tezleri, rakipsiz tek imparatorluk ve tekel tanımlamaları

gerçeği ifade etmekten uzaktır. Emperyalist dünya nizamının

tepesinde bugün itibariyle ABD'nin duruşu da bir gerçektir.

Uluslararası sermayenin egemenliği ve bunda ABD

emperyalistlerinin yönlendiriciliği bir gerçektir. Evrim; bütün

işletmeler ve devletleri de içine alarak dünya çapında tek bir tröste

doğru gitme eğilimi içermektedir. Ama emperyalizm gerçekliği

antagonizmasız, çatışmasız, barışçıl ve adil paylaşım şeklinde bir

trend göstermez, gösteremez. Bu onun doğasına terstir. Dolayısıyla

Kautsky‟ci ultra-emperyalizm teorileri bir çarpıtmadır. Eşit olmayan

gelişme ve rekabet kapitalizmin yasasıdır. Sermaye rakipsiz olamaz,

rekabetsiz düşünülemez. “Küresel” emperyalizm dünya çapındaki

koşullara bağlı olarak boyunduruk altındaki ülkeleri de yeni

emperyalist birikim süreci modellerine göre dizayn etmektedir. Bu

adaptasyona direnenlerin başına emperyalist balyoz geçirilmektedir.

Irak'ta, Afganistan'da, Filistin'de ve diğer yerlerde yaşanan budur.

Yerli uşaklara geçmişte nispeten tanınmış kırıntısal ayrıcalıklara

artık eskisi kadar şans tanınmamaktadır. Uşak devletler, emperyalist

efendilerin sıradan bir memuru gibidirler. Dayatılan “ya uyacaksınız

ya da gideceksinizdir”. Boyunduruk altındaki ezilen ülkelerde bir

dönemlerin "kalkınmacı", "ithal ikameci" modelleri şimdi adına "dışa

dönük yapılandırma" denilen IMF ve Dünya Bankası

yönlendiriciliğindeki yapılandırmalara bıraktı. KİT'lerin

özelleştirilme operasyonu ile tasfiyesi, tarım ve köylülüğün

uluslararası sermayenin ihtiyaçlarına göre yeniden şekillendirilmesi

bu çerçevede gerçekleşmektedir. Tarım ve köylü sorunları aşılmakta

mıdır? Hayır. Bu sorunları köklü çözmeye ancak devrim alternatif

olabilir. Ancak değişiklikler de görülmek durumundadır.

Emperyalizm, dinamizmi olmayan statik bir kategori değildir.

Elbette koşullara bağlı olarak biçimlenmektedir ve her şey gibi

Page 13: Partimiz Maoist Komünist Partisi II...Kaypakkaya güzergahında I. Kongremizin kat etmiú olduğu nitel aúamanın devamı ve bu tarihsel miras üzerinden yükselen ileri bir seviyeyi

13

emperyalizm de dinamik bir iç işleyişe sahiptir. Onu yeni biçimsel

değişikliklere götüren de aşırı derecede yoğunlaşan sermaye

birikimidir. Her şey bölündüğü gibi emperyalizm de çelişkiden muaf,

hareketsiz durağan bir durum arz etmez, edemez. Sermayeyi yeni

alanlara yayan, yeni özgül durumlara yol açan gelişmeler sermayenin

bizzat kendi dinamizmiyle de ilişkilidir. Doğanın, düşüncenin ve

toplumun gelişme sürecinde her bir özel süreç genel içerisinde

izafidir. Oluşma, gelişme ve yok olma çelişme temelinde sonsuz bir

süreçtir. Eksilme ve artma temelinde bir tekrar değil, gelişim

karşıtların birliği olarak diyalektik kavrandığında mücadele yoluyla

şeylerin kendi kendilerini tekrar etmedikleri ve nitel anlamda

dönüşümü de içerdikleri anlaşılacaktır. Bu açıdan hareketin her

biçiminin özel niteliği kavranmazsa yeni sorunlara cevap olunamaz,

teori ilerletilemez. Lenin'in emperyalizm tahliline Marksizm adına

karşı çıkan II. Enternasyonalcilerin Marksizm'in özüne değil lafzına

sarılarak Leninist proleter dünya devrim teorisine karşı direnen gerici

statükoculuğuna düşmemek için yeni sorunlara cevap olmak,

bilimimizi bu sorunların üstesinden gelecek seviyeye çıkartmada

nitel bir sıçrama sağlamak ihtiyacı kendisini dayatmaktadır. Parti II.

Kongremiz bu bilinçtedir. Ulusal ve uluslararası gelişmelere ilişkin

teorik düzlemde yürütülecek iki çizgi mücadelesiyle ve kitlelerin

seferberliğiyle kolektif ilerleme azmindedir.

Emperyalizmin neo-liberal ideolojik, siyasi, örgütsel, askeri,

kültürel ve ekonomik saldırısına karşı dünya halkları ve

proletaryasının direnişi yeni bir devrimci mayalanmaya da işaret

ediyor. Teröre karşı mücadele adına dünya proletaryası, ezilen ulus

ve halklarına karşı pervasızca sürdürülen emperyalist terör

saldırganlığının bir parçası da Afganistan, Irak ve diğer yerlerde

devreye sokulan işgallerdir. Enternasyonal proletarya herkesten önce

ve en önde bu işgallere karşı anti-emperyalist politik duruşla meydan

okumayı kazanma azmiyle birleştirmelidir. Bu işgaller yeni bir

emperyalist paylaşım savaşı provalarıdır. Esas olarak da dünya

proletaryası, ezilen ulus ve halklarının mücadelesini boğma

gayretleridir. Şimdi sırada ABD öncülüğünde diğer müttefiklerle

İran'a bir askeri saldırı hazırlığı sürdürülmektedir. Emekçiler ve

ezilenler 'emperyalist haydutlar mı? Yoksa gerici- uşak- dinci

fundamentalistler mi?' ikilemi arasında tercihe zorunlu değildir.

Page 14: Partimiz Maoist Komünist Partisi II...Kaypakkaya güzergahında I. Kongremizin kat etmiú olduğu nitel aúamanın devamı ve bu tarihsel miras üzerinden yükselen ileri bir seviyeyi

14

Devrimci proletaryanın ezilen ulus ve halklarla birliğini içeren

proleter enternasyonalist bayrağı her soruna çözüm olabilecek

programıyla her bir yerde devreye girmelidir. Böyle bir öncüden

yoksunluk, ezilenleri ve sömürülenleri gerici odakların kuyruğu

olmaya götürmektedir. Burada ezilenleri ve sömürülenleri,

emperyalist saldırganlığın kurbanlarını suçlamadan, onların haklı-

meşru talep ve direnişlerini sahiplenen proleter devrimci bir çözüm

alternatifiyle işlevli olmamız şarttır. Biliyoruz ki, ezilenler ve

sömürülenler kendi kendilerine ve kendiliğinden direnişlerinin seyri

içerisinde doğru bilinçle buluşamazlar, gerçek çözüm yoluna

giremezler. Girmeleri için gerekli olan Maoist komünist öncülüktür.

Bu görevin gereklerine cevap olmak yerine sağı solu suçlayarak ve

damgalayarak idare etmek Maoist bir tutum olamaz.

Bugün sürmekte olan; emperyalist ve gerici dincilerin iddia

ettiği gibi aslında aynı ideolojide birleştikleri bir "medeniyetler

savaşı", bir "dinler boğazlaşması" değildir. Parti I. Kongremiz, "sınıf

mücadelelerinin sonu" ve "medeniyetler çatışması" gibi gerici tezleri

bilimsel olarak deşifre etti. Parti II. Kongremizin yürüdüğü yol da

budur. Politik ekonominin sonunun geldiğini, meta üretiminin tarih

olduğunu söyleyen post modern safsatayı, kapitalizmin vahşeti

aratmayan barbarlığı zaten cevaplanmaktadır. “Küresel” kapitalist-

emperyalist toplumsal koşulları yok sayan post modern figürlerin

gerçeklikle ve bilimsellikle alakası yoktur. Pratik her defasında

Marksizm-Leninizm-Maoizm‟in bilimselliğini ispatlamaktadır.

Kongremiz neo-liberal ideolojik saldırıya ve post-modern

yaklaşımlara karşı mücadele görevinin önemine işaret etti. Şimdi

dünyadaki emperyalist saldırganlığın cebelleşmek zorunda kaldığı

Taliban, İran mollaları gibi mevziler onların eseridirler. Emperyalist

yayılma siyasetinde Yeşil Kuşak projesi çerçevesinde beslenen bu

uşaklarla didişme gerici mahiyetlidir. Bu mahiyeti gölgelemek için

saldırganlığı, demokrasi diye pazarlama yalanı ve bunun Ilımlı İslam

Projesi ile hayata geçirilmesi ve böylece kitleleri dinci bayrak altında

emperyalist politikaların yanında saf tutmaya sürükleyen gericiliği

reddederken, ezilen ulus ve halkların emperyalist saldırganlık ve

işgale karşı direniş mücadelesiyle dayanışma gerekliliğine de Parti II.

Kongremiz vurgu yapmaktadır. Bu direniş hareketlerinde

Page 15: Partimiz Maoist Komünist Partisi II...Kaypakkaya güzergahında I. Kongremizin kat etmiú olduğu nitel aúamanın devamı ve bu tarihsel miras üzerinden yükselen ileri bir seviyeyi

15

önderliklerin gerici sınıf çıkarları deşifre edilirken, halkların meşru

müdafaa görevi de anlaşılmalı ve desteklenmelidir.

Emperyalistler Arasındaki Çelişki ve İlişkiler;

Emperyalist yayılmacılığın 20 yılı bulan fütursuzca

gelişmesinin kendi iç çatışmaları neticesinde daha kontrollü bir

gelişim seyrettiği bir döneme tanıklık ediyoruz. ABD emperyalizmi

karşısında yeniden güç toplamaya başlayan AB emperyalistleri, Çin

ve Rusya emperyalizmi farklı boyutlarda olsa da direnç

göstermektedirler. Bu bağlamda Rusya-Çin ittifakından ve AB

bloğundan kısaca bahsetmek yerinde olacaktır.

ABD ve AB İlişkileri;

AB ortaya çıktığı zamandan bu yana ABD‟nin kontrolü

dışına çıkamamıştır. Aralarındaki çıkar çatışmalarını büyük oranda

karşılıklı çıkar anlaşmaları ile sonuçlandırmışlardır. Tarihsel ve

kültürel olarak benzer bir niteliğe sahip olan her iki blok söz konusu

ezilen halklar ve bu halklara rehberlik eden ideoloji olduğu zaman

ortak ideolojik manipülasyonlara medeniyetler çatışması ya da

ittifakı gibi; ekonomik yaptırım ve politikalara IMF, Dünya Bankası,

Dünya Ticaret Örgütü ile çeşitli ambargolar ve neo-liberalizm; askeri

yöntemlerle Irak işgali, Fildişi sahilleri saldırısı gibi yöntemlere

başvurmuşlardır. Bu iki bloğun birlikte hareket etmesini sağlayan en

önemli etmen Sosyal Emperyalizm döneminde de var olan AB

bloğunun ekonomik ve siyasi konjonktürden kaynaklı doğal olarak

ABD‟yi kendine daha yakın görmüş olmasıdır. Bunun yanında AB

bloğu emperyalistleri ve kapitalistleri kendi içinde de yekpare bir

bütünlük sergileyememektedir. Çok sayıda üye ülke, ABD lehine

tavır sergileme potansiyeline sahiptir. Bunu son Yugoslavya,

Afganistan ve Irak işgallerinde çok rahat görmek mümkündür.

Özellikle ABD emperyalizmi önderliğinde Ortadoğu'da

gerçekleştirilen işgallere kendi çıkarları gereği ilk başta karşı çıkan

AB'nin iki büyük gücü Almanya ve Fransa emperyalistleri bugün

gelinen aşamada ABD ile belli bir ortaklık yakalamış

görünmektedirler. Kısacası kendi içyapısı, ABD‟nin nüfuzu gibi

farklı birçok etmenden dolayı AB‟nin ABD ile ezilen dünya

Page 16: Partimiz Maoist Komünist Partisi II...Kaypakkaya güzergahında I. Kongremizin kat etmiú olduğu nitel aúamanın devamı ve bu tarihsel miras üzerinden yükselen ileri bir seviyeyi

16

halklarının lehine olabilecek ciddi bir karşıtlığın içine girmesi en

azından kısa vadede beklenmemelidir. Bunun yanında, çıkarlarını

korumak adına ABD yayılmacılığını frenleme-yavaşlatma işlevi

görmektedir ve görecektir.

ABD ve Çin-Rusya İlişkileri;

Rus Sosyal Emperyalizmi döneminden sonra ABD, esas

olarak eski "Sovyet" bloğunun nüfuz alanlarında var olma çabasına

girişmiştir. Sosyalizm maskeli Rus Sosyal Emperyalizminin

yıkılmasıyla birlikte ABD emperyalizminin, dağılan bu ülkeler

üzerindeki hâkimiyet arayışına en sert tepkiyi veren ülke de

beklendiği gibi ve doğallığında Rusya olmalıydı ve bugün olan da

budur. Dış pazarlarını kaybetmek istemeyen Rusya emperyalizmi,

ABD‟ye karşı bir blok halinde hareket etmenin yollarını zorlarken

ABD‟nin faaliyet alanlarında da bireysel girişimleri ihmal

etmemektedir. Bir yandan İran, Irak gibi ülkelerle sıkı ilişkiler

kurmaya çalışırken diğer taraftan da Çin ve Hindistan ile blok

faaliyetleri yürütmektedir.

Şanghay Beşlisi esas itibariyle ABD‟nin Ortadoğu ve

Asya‟daki yayılmacılığına cevap niteliği taşıyan askeri, siyasi ve

ekonomik bir blok niteliğindedir. Bu blok içerisinde, Çin ve

Rusya'nın belirleyiciliğinde kontrollü bir gelişim söz konusudur. Söz

konusu oluşum, dünya emperyalist ekonomisinin esas kontrolörü

olan ABD‟nin kısa vadede çöküşünü değil gelişiminin frenlenmesini

hedeflemiştir. Çünkü bugün ABD‟nin çöküşü bir bütün olarak

emperyalist sistemin krize girmesini beraberinde getirecektir. Genel

ekonomik-siyasi krizin yanısıra bir ahtapot misali dünya pazarları

üzerinde jandarmalık görevi yapan ABD emperyalizminin çöküşü

diğer emperyalistler açısından ciddi tehditlerle karşı karşıya

kalmasına sebep olacaktır. Hali hazırda güçler dengesindeki

eşitsizlikler, ABD emperyalizminin olası çöküşü ile doğacak

boşlukları dolduracak ve zamanında-yerinde müdahalelerde

bulunacak her hangi bir emperyalist güce imkân tanımamaktadır.

AB ve Asya bloğunun, ABD emperyalizmi karşısındaki

gelişimi, dünyanın yeniden şekillendirilmesini zorunluluk haline

Page 17: Partimiz Maoist Komünist Partisi II...Kaypakkaya güzergahında I. Kongremizin kat etmiú olduğu nitel aúamanın devamı ve bu tarihsel miras üzerinden yükselen ileri bir seviyeyi

17

getirmişken, bu şekillenişte söz sahibi olabilecek Latin Amerika ve

uzak Asya'daki gelişmeler de ayrı bir öneme sahiptir.

Latin Amerika da ki Gelişmeler;

Venezüella öncülüğünde yeniden canlandırılmaya çalışılan

Latin Amerika da ki bütünleşme süreci ABD için ciddi bir tehlike arz

etmektedir. Buradaki gelişmeler özellikle Çin- Rusya bloğunun elini

güçlendirmektedir. Vaktiyle Rus Sosyal Emperyalizmi‟nin uşakları

Küba ve Nikaragua bugün farklı bir boyutta Rusya-Venezüella

kaynaşması biçimini almaktadır. Aradaki en önemli fark Küba‟yla

Nikaragua‟nın yerine Venezüella‟nın yer değiştirmiş olmasıdır.

Bugünkü yakınlaşma ise esas olarak askeri ve ekonomik pazar

işbirliğini hedeflemektedir. Venezüella‟nın gelişme çabalarının

emperyalist sistem dışında değil, içinde olduğunu görmek gerekir.

Bu durum, emperyalistler arasındaki çelişkilerin bir sonucu olarak

ABD ye karşı girişilen bir ittifak olarak görülmelidir. Bağımlılıktan

kurtulamamış bu çabaların uzun vadede halkların yararına olması ise

büyük oranda dünyadaki devrimci gelişmelere, özelliklede Maoist

hareketlerin buralarda gelişmesine bağlıdır.

Uzak Asya da ki Gelişmeler ve Maoist Hareketler;

Dünya halkları için gerçek kurtuluş hareketlerinin baş

gösterdiği Nepal ve Hindistan‟daki gelişmeler, örnek almamız

gereken esas gelişmelerdir. Bu gelişmelerin Nepal ve Hindistan gibi

yarı- feodal, yarı- sömürge ülkelerde meydana gelmesi kesinlikle

tesadüf değildir. Bu durum ülkemizde de kısa vadede aynı

gelişmelerin yaşanacağı sonucuna götürmese de doğru yolda

olduğumuzun en büyük kanıtıdır. Diğer blok faaliyetlerinin aksine bu

gelişmeyi değerli kılan en önemli faktör, dünya emperyalist sistemi

içinde kısa vadede askeri ve ekonomik olarak ciddi sarsılmalara

sebep olmasa da emperyalist/kapitalist sisteme vurulmuş en büyük

ideolojik darbe olmasıdır. Bunun yanında Nepal le birlikte Hindistan

ve diğer Asya ülkelerinde görebileceğimiz ciddi Maoist ilerleyiş

kuşkusuz çok daha büyük ve emperyalist sistem açısından da

belirleyici askeri ve ekonomik bir darbe niteliği taşıyacaktır. Dünya

çapında Maoist hareketlerle çok daha sıkı ve yapıcı bir işbirliği içine

Page 18: Partimiz Maoist Komünist Partisi II...Kaypakkaya güzergahında I. Kongremizin kat etmiú olduğu nitel aúamanın devamı ve bu tarihsel miras üzerinden yükselen ileri bir seviyeyi

18

girilmesi zorunluluğu ortadadır. Asya da ki Maoistlerin

oluşturdukları ortak örgütlenme bu sebeple önemle ele alınıp

güçlendirilmelidir. Ayrıca sosyo- ekonomik benzerliklerimiz, pazar

büyüklüğünün dünya emperyalist sistemi içindeki payı ve coğrafik

konumu dikkate alındığında Asya da ki devrimlerin kısa vadede

dünya sistemine rengini verecek olan temel belirleyen olacağı

gözden kaçırılmamalıdır.

Parti II. Kongremiz, sosyalist ülkelerdeki geriye dönüşlerin

ardından Nepal Devrimini, enternasyonal proletarya ve ezilen dünya

halkları için yeni bir tecrübe olarak görmektedir. Bu adımı

büyütmek, korumak ve geliştirmek için ideolojik mücadeleyi

kesinlikle elden bırakmadan yakın ilgi göstermeli ve daha somut

desteklemeliyiz. Onu destekten mahrum bırakan yanlış anlayışlara ve

çizgilere karşı önemle mücadele etmeliyiz. Nepal halkının Nepal

Komünist Partisi(Maoist) önderliğinde yeni demokrasi yolunda

yürütmüş olduğu mücadeleyi, II. Kongre irademiz selamlamaktadır.

Parti II. Kongremiz Filistin, Afganistan ile Irak'taki

emperyalist işgale, Asya, Afrika, Latin Amerika ve dünyanın diğer

bölgelerindeki emperyalist saldırganlığa karşı ezilenlerin ve

sömürülenlerin haklı direnişleriyle dayanışma içerisinde olduğunu

açıkça beyan eder. Emperyalist saldırganlığın sözde çözüm için

diyalog siyasetleriyle ezilenlerin mücadelesini boğmaya çalıştığını

göz ardı etmeden, emperyalistlerden dost olmaz perspektifiyle

ezilenleri, müttefiki oldukları enternasyonal proletaryayla birleşmeye

çağırır. IMF ve Dünya Bankası'nın sözde yardımları ve iyilik

oyunlarıyla halkların nasıl köleleştirildiğine dikkat çeker. Ezilen

dünya halklarını, kendi güçlerine güvenerek devrim bayrağını

yükseltmeye çağırır.

Ortadoğu ve Türkiye- Kuzey Kürdistan’ da ki

Gelişmeler; Ulusal bağlamda Türkiye-Kuzey Kürdistan‟daki gelişmeleri,

Ortadoğu‟daki gelişmelerden bağımsız ele almak neredeyse imkânsız

hale gelmiştir. Ortadoğu‟nun bugün emperyalist pazarlıkların en

Page 19: Partimiz Maoist Komünist Partisi II...Kaypakkaya güzergahında I. Kongremizin kat etmiú olduğu nitel aúamanın devamı ve bu tarihsel miras üzerinden yükselen ileri bir seviyeyi

19

ateşli biçimde vuku bulduğu alan olması, yeniden şekillenen

dünyanın işlem üssü niteliği taşıması, Türk devletini de

emperyalizmin iyi bir uşağı olarak zorunlu bir biçimde bu girdabın

içerisine çekmiştir. Türk hakim sınıflarının bu girdabın içerisinde yer

almalarını zorunlu kılan diğer bir etken ise Kürt Ulusal sorunudur.

Hem Afganistan‟ın hem de Irak‟ın işgalinde Türk devleti ciddi bir

rol üstlenmiştir. Irak‟taki gelişmeler Türk hakim sınıflarını ve

kliklerini ciddi ayrılıklara sürüklemiş olsa da ülke içi bu çatışmalı

durum burjuva-feodal iktidarın Ortadoğu üzerindeki politikalarında

bir ortaklaşmayı engellememiştir.

Türk devleti, Irak‟ın üç parçaya ayrılma olasılığından oldukça

rahatsızdır. Parçalanmış bir Irak Türk devletinin üniter yapısı için bir

tehlike olarak görülmektedir. Bu durum ise Kürt Ulusal Hareketinin

bugünkü talepleriyle örtüşmektedir. Öte yandan ABD‟ nin Filistin

„‟devleti‟‟ inşasına karşılık, İsrail, Mısır, Ürdün, Arabistan gibi Arap

ülkeleri arasındaki ilişkileri güçlendirme çabaları görülmektedir.

Kendi içinde Hamas‟ a karşı mücadele veren bir Filistin „‟devleti‟‟ ,

ABD desteğine her zamankinden daha fazla ihtiyaç duyacaktır.

Böylesine Amerikanlaştırılmaya çalışılan bir Ortadoğu‟da

Türk devletinin bu haliyle Çin-Rusya bloğu ile ittifak içine girmesi

son derece zayıf bir ihtimaldir. Sadece üniter yapısının korunması

pahasına bile olsa Türk devleti Amerikanlaştırılmaya çalışılan

Ortadoğu‟nun parçasıdır ve bu yönde ilerlemeye devam edecektir.

Buna karşın daha uzun yıllar boyunca Amerikan karşıtlığının

emperyalizme karşı bir cephe örülmesinde dayanılacak temel teorik

dayanak noktası olacağı açıktır.

Amerikanlılaştırılmaya çalışılan Ortadoğu sürecinde uşak

Türk devletinin önemi azalmış değildir. Amerika, Türk devletinin

sadece İran ve Suriye ile yakınlaşmaması pahasına da olsa Türk

devleti üzerindeki etkisini sürdürmeye çalışacaktır. PKK‟ nin sivil

bir harekete dönüştürülerek bitirilme politikaları ve üniter yapının

korunması ABD ve Türk devletinin şu anki ilişkilerinin çerçevesini

oluşturmaktadır.

Türkiye-Kuzey Kürdistan’ da ki Gelişmeler; Siyasal ve ekonomik bağımsızlığını yitirmiş bir ülkenin iç

meselelerini emperyalist faktörlerden ve müdahalelerden bağımsız

bir biçimde ele almak neredeyse imkânsızdır. Türk hakim

Page 20: Partimiz Maoist Komünist Partisi II...Kaypakkaya güzergahında I. Kongremizin kat etmiú olduğu nitel aúamanın devamı ve bu tarihsel miras üzerinden yükselen ileri bir seviyeyi

20

sınıflarında son dönemde dikkat çeken iç kamplaşma yukarıda ortaya

konulan uluslararası çerçeveden bağımsız değildir.

Özellikle Irak işgalinden sonra tırmanan Amerikan karşıtlığı

emperyalizm karşıtlığına dönüştürülememiştir. Yönetici klikler

emperyalizme hizmet etme yarışı içinde esasta iki kampa

bölünmüştür. Emperyalizme karşı 'milli mücadele' söylemini hayata

geçirmesi beklenemeyecek yönetici klikler, şeriatçı-laik karşıtlığını

kullanarak ABD karşıtlığı temelinde büyük oranda politize olmuş

toplumun desteğini iç politika malzemesi yaparak arkalarına almaya

çalışmışlardır. Bu vesileyle hem ABD karşıtlığını temel argüman

olmaktan çıkararak emperyalizme hizmet etmiş hem de ABD‟ye

kendilerini tercih etmesi gerektiği mesajını vermişlerdir. Bu zeminde

ABD‟nin tercihi Müslüman Ortadoğu‟yu ehlileştirirken, kendisiyle

hareket etmesi son derece manidar olan Amerikancı ılımlı İslam

modelini bir alternatif olarak kullanabileceği klikten yana olmuştur.

Son seçimlerle birlikte bu durum daha da netleştirilmiştir. Bunun

yanında güç bahşettiği kliğin kontrol edilebilmesi için de muhalif

kliği tamamen dıştalamamıştır. Her halükarda bu iki klik arasındaki

karşıtlık ABD karşıtlığını beslemediği sürece emperyalistler

açısından olumlu bir durumdur.

Her açıdan milli ve halkçı karaktere sahip olmayan yönetici

kliğin dışında hala bu özelliklerini koruduğu düşünülen Türk ve Kürt

milli burjuvazilerinin kendi çıkarları için mücadeleleri özellikle Türk

milli burjuvazisi açısından güdük kalmıştır. Bu süreçte Türk milli

burjuvazisinin sağ ve sol kanatları her zamankinden çok daha fazla

birbirine yakınlaşmıştır. Ancak bu yakınlaşma ciddi bir anti-

emperyalist bloklaşmaya evirilememiştir. Bunun en önemli sebebi

hala Türk ordusunun ciddi bir “milli öze” sahip olduğu yönündeki

kanıdır. Aksine Türk ordusu başından beri emperyalizmin stratejik

uşaklığı noktasında baş aktör olarak emperyalizme hizmet etme

yarışında olan Kemalist yönetici kliğin tarafında saf tutmuştur. Bir

diğer önemli sebebi ise anti-emperyalist söyleme Kürt halkını dahil

edememeleridir. Tam aksine anti-emperyalizm söylemi bir bakıma

Kürt ulusunun dışlanmasına vesile olmuş, bu da Kürt Ulusal

Hareketinin, emperyalist 'çözüm' planlarına daha fazla meyletmesine

maddi zemin hazırlamıştır. Ve dolayısıyla bu tavır, dolaylı yönden de

olsa, esasında emperyalizme hizmet etmiştir. Kürt milli burjuvazisi

Page 21: Partimiz Maoist Komünist Partisi II...Kaypakkaya güzergahında I. Kongremizin kat etmiú olduğu nitel aúamanın devamı ve bu tarihsel miras üzerinden yükselen ileri bir seviyeyi

21

kendi sınıfının çıkarları pahasına anti-emperyalist herhangi bir

girişimde bulunmamış, aksine ABD‟nin Ortadoğu‟daki durumunu

kendi lehine kullanmaya çalışmıştır.

Dünya Koşullarıyla İlişkisi İçinde Türkiye-Kuzey

Kürdistan Gerçekliği; İçinde bulunduğumuz coğrafya dünya koşullarından bağımsız

ele alınamaz. Şimdinin dünyası kendi başına bu coğrafyayı parçacı

ele almaya, emperyalist sermayenin saldırganlığı sonucunda daha bir

hegemonya kurma bölümü dışında değerlendirmeye imkân

tanımamaktadır. Dolayısıyla devrim de dünyadaki koşullardan

bağımsız kendi başına dar ulusalcı bir yaklaşımla ele alınamaz.

Örneğin, 1980 öncesi 24 Ocak kararları ve bunun uygulanması için

acil bir ihtiyaç olan 12 Eylül faşist darbesi Türk hakim sınıflarının

keyfi bir tasarrufu değil esas olarak uluslararası sermayenin

ihtiyaçlarının bir sonucuydu. Uluslararası sermaye birikim modeli ve

dünyanın o günkü koşulları emperyalizmin kontrolünde ve

yönlendiriciliğinde Türk hakim sınıflarını böyle bir darbeye

yöneltmişti. Dışa dönük ekonomik model şeklinde tanımlanan

yapılanmanın temelinde yatan buydu. 1960 ve 1970'lerin yine o

günün dünya koşullarına göre biçimlenen kalkınmacı, ithal ikameci

politikalarının yani sosyal devlet modelinin tasfiye edilerek yerine

yenisinin geçirilmesi ihtiyacına da yol açan, uluslararası sermayenin

talepleridir. Emperyalist kapitalizmin 1970 dünya ekonomik

krizinden çıkış için her tür pazar korumalarının kaldırılması, tüm

kapıların uluslararası sermayeye engelsiz açılmasını emrediyordu.

Yarı-feodal, yarı-sömürge ve yarı-feodal, sömürge ülkelerde

yürürlüğe konulan ve dışa dönük model olarak tabir edilen şey,

emperyalist sermayenin dünya çapındaki bu strateji değişikliğinin

ihtiyaçlarına cevap olacak şekilde şekillendirilmesiydi. Bu neo-

liberal emperyalist düzenlemelerle eski yapıda birçok değişiklik

gerçekleştirilmiştir.

Türkiye-Kuzey Kürdistan‟da insanların yaşamlarını idame

ettirmelerinde hayati öneme sahip tarımsal üretime baktığımızda,

1960 ve 1970'lerdeki durumu görmek mümkün değildir. Verimli ve

geniş topraklar “Tarımsal Dönüşüm Projesi” adı altında emperyalist

Page 22: Partimiz Maoist Komünist Partisi II...Kaypakkaya güzergahında I. Kongremizin kat etmiú olduğu nitel aúamanın devamı ve bu tarihsel miras üzerinden yükselen ileri bir seviyeyi

22

sermayeye, komprador bürokratik burjuvaziye ve büyük toprak

ağalarına sınırsız bir biçimde sunulmuştur. Bunun yanısıra IMF,

Dünya Bankası ve AB emperyalist kuruluşların direktifleri

doğrultusunda tarıma ilişkin çeşitli kotaların konulması ve

sübvansiyonun kesilmesi sonucunda, küçük ve orta ölçekli tarımsal

üretim yapılamayacak duruma getirilmiştir.

Tarım ticaret hadleri muazzam gerilemeler gösteriyor.

Kaynaklar açısından büyük zenginliklere sahip coğrafyamız şimdi

gıda yoksulu. Tarımda emperyalist çok uluslu şirketlerin kölesi

haline gelme durumu gittikçe derinleşmekte; tohum, gübre, ilaç gibi

üretim girdilerinin tamamına yakınında çok uluslu şirketlerin

egemenliği gün geçtikçe pekişmektedir. Sözde kendi toprağına sahip

'bağımsız' çiftçi, tüm bu gelişmeler sonucunda uluslararası tekeller

karşısında savunmasız hale geldi. Sözleşmeli tarımla köylülüğün

büyük bir kısmı çökertildi, tekellerin köle proleterleri haline

getirildiler. IMF, Dünya Bankası, AB tarım politikaları nedeniyle

tarımsal ürünlerde, varlık içinde yokluğu yaşıyoruz.

Türkiye-Kuzey Kürdistan‟da genel durum yukarıdaki

tablodan bağımsız değildir. Yaşanan gelişmeleri hükümet

politikalarıyla sınırlı bir şekilde ele almak meselinin özünü ve

başoyuncusunu es geçmektir. Gelişmeler emperyalizm ve onun uşağı

burjuva-feodal iktidarın neo-liberal yeniden yapılandırma

hamlelerinin ekonomik alandaki yansımalarıdır. I. Emperyalist

Paylaşım Savaşı sonrasında kurulan Türkiye Cumhuriyeti'nin,

ekonomik-siyasi-askeri yapılanması esasta, o dönemin hakim

emperyalist güçlerinin dönemsel politikalarına uygun olarak

şekillendirildi. Osmanlı‟da da var olan kapitalizme ve emperyalizme

bağımlılık, efendiler değişmekle birlikte bugüne kadar hiç

değişmeden devam etti. Osmanlı'nın yarı-sömürge, yarı-feodal

sosyo-ekonomik yapısı TC'nin kuruluşuyla varlığını devam ettirdi.

Hükümetler, ülkemizde nüfuz sahibi tekeller ve yerli uşakları olan

komprador bürokrat burjuvaların etkisinde şekillenerek bugüne kadar

geldi. Bütün yönlendirmeler, kararlar, ekonomik planlar tamamen bu

tekeller ve yerli uşaklarının ihtiyaçları doğrultusunda şekillendirildi.

Bugün ise Türkiye-Kuzey Kürdistan, emperyalist sermayenin

ihtiyacına göre yeniden şekillendirilmektedir. I. ve II. AKP

hükümetiyle getirilmek istenen bütün yasalar, seçim aldatmacalarıyla

Page 23: Partimiz Maoist Komünist Partisi II...Kaypakkaya güzergahında I. Kongremizin kat etmiú olduğu nitel aúamanın devamı ve bu tarihsel miras üzerinden yükselen ileri bir seviyeyi

23

halk adına, halka açık bir şekilde ilan edilerek çıkartıldı ve

çıkartılmaya da devam edilecek. Türk hakim sınıflarının, ABD

emperyalizminin Büyük Ortadoğu Projesi'nde (BOP) somutlanan

emperyalist saldırganlık konseptine eksiksiz uyum sağlamak

noktasında ortak görüşe sahip olan önemli bir kesimi, daha büyük

kazanımlar için aradaki çelişkileri bir kenara bırakıp birleşerek

harekete geçti, halkı yönlendirerek emperyalizmin politika ve savaş

siyasetinin ihtiyaçlarına cevap verecek tek parti hükümetini

oluşturdu. Söz konusu bu güçler, ilk adım olarak hükümet

aracılığıyla AB üyeliği müzakereleri sürecinde çıkartılan uyum

yasalarıyla emperyalist sermayenin ihtiyaç duyduğu düzenlemeleri

gerçekleştirdi. Tarım, ulaşım, iletişim, eğitim, sağlık ve maden

sektörü gibi birçok alanda büyük ölçekli özelleştirmeler

gerçekleştirildi. Ülkemiz halklarına Avrupa Birliği'ni refah-

demokrasi-kurtuluş kapısı olarak gösteren hakim sınıflar, bu

emperyalist birliğe "uyum yasaları" adı altında yaptığı

düzenlemelerle emperyalist sermayenin ülkemize girişinin önündeki

mevcut kimi küçük engelleri dahi kaldırarak, IMF ve Dünya

Bankası‟nın ekonomik planlarına azami derecede entegre olan

yapısal dönüşümleri hayata geçirdi. Bu ekonomik ve sosyal yıkım

projeleri de "sıkıntılar AB ile ortadan kalkacak, bu yasalar da AB‟ye

girmemiz için gerekli" denilerek halkın karşı duruşunun önü alınarak

hayata geçirildi.

Türkiye-Kuzey Kürdistan‟da hükümet politikaları

emperyalist sermayenin ihtiyacı ve egemenliğine göre

biçimlenmektedir. TC tarihinde "seçilen" hiçbir hükümet bunun

istisnası olmamıştır. Fakat AKP hükümeti ile birlikte emperyalist

sermayenin ihtiyaçları ve egemenliği doğrultusunda gerçekleştirilen

yapısal dönüşümlerin en üst seviyeye ulaştığını söyleyebiliriz.

Özelleştirmeler konusunda AKP hükümeti döneminde kırılan "rekor"

buna bir örnektir. Ekonomik politik krizler farklı seviyeler gösterse

de bu durum, devletin yapısal karakteristiğidir. ABD‟ye stratejik

uşaklık ve emperyalist Avrupa Birliği politikaları, Türk hakim

sınıflarının kaçınılmaz politikalarıdır. TC‟nin her hükümeti

emperyalist hegemonyanın özel savaş taburudur. ABD‟nin Irak işgali

döneminde de icra edilen görev buydu. Egemen sınıf klikleri

Page 24: Partimiz Maoist Komünist Partisi II...Kaypakkaya güzergahında I. Kongremizin kat etmiú olduğu nitel aúamanın devamı ve bu tarihsel miras üzerinden yükselen ileri bir seviyeyi

24

arasındaki çatışmaları tahlil ederken bu temel gerçeği hiçbir şekilde

görmezden gelemeyiz.

Milliyetçi bir reaksiyonla altı boş bir anti-AB(D)‟cilik değil,

"bağımsız bir ülkede özgür bir halk olarak yaşamak istiyoruz" temel

sloganıyla, emperyalizmin ve yerli uşakları komprador feodal

iktidarın gerici ve faşist temel politik konumlanışına cepheden karşı

koyan anti-emperyalist, anti-feodal, anti-faşist programatik siyasi ve

askeri duruşla devrimci alternatifi yükseltmek komünistlerin

görevidir.

ABD kontrollü dünyanın ve özellikle Ortadoğu'nun yeniden

yapılandırılması stratejisinin bir parçası olarak tahkim edilip "Ilımlı

İslam" ya da emperyalizmin ihtiyacına denk düşecek uşak bir araç

olarak mevzilendirilen AKP tarafından temsil edilen pragmatist

siyasal İslam, bunun yürümediği durumlar için laik paket diye el

altında bulundurulan statükocu, gelenekçi, "sosyal demokrat" etiketli

Kemalist rejim bekçisi faşist CHP ve türevleri gibi devletçi

“solculuk” da deşifre edilmelidir. Kitlelerin, esasta egemen sınıflar

arası çıkar çatışmalarının ürünü olan bu kamplardan birini tercihe

zorlandığı günümüz koşullarında, başta ABD emperyalizminin

uşaklığını yapan hakim klik olmak üzere tüm kaşı-devrimci güçleri

politik konumlanışıyla karşısına alan alternatif bir duruş sergilenmesi

zorunludur. Tüm Türk hakim sınıfları proletaryaya ve emekçilere,

ezilen Kürt ulusu ve azınlıklara düşmanlıkta stratejik ortaktırlar. Ve

her birinin hükümet olduklarında nasıl özel savaş mevzisi oldukları

tekrar, tekrar görülmüştür. Bugün Genelkurmay-hükümet-MİT-

JİTEM koordineli 1993-94'te de bildiğimiz özel savaş konsepti

devrededir. İran, Suriye gibi gerici bölge devletleri eksenli başta Kürt

ulusu olmak üzere, ezilen ulus ve halklara düşmanlık projeleri

planlanarak uygulanmaktadır. Bir yandan faşist askeri saldırı

doğrultusunda yığınaklar yapılırken diğer yandan "yeni açılımlar"

piyasaya sürülmektedir. "Üniter yapı içinde farklılıklara saygı",

"bireysel yaşam ve kültürü bir zenginlik olarak algılama", "düz

ovada siyaset" tanımlı Kürt ulusu ve azınlıklar saflarında

yanılsamalar yaratma amaçlı yaklaşımlar ne yazık ki yanlış reformist

çizgilere bel bağlamış güçler tarafından da iştahlanarak

olumlanılmaktadır.

Page 25: Partimiz Maoist Komünist Partisi II...Kaypakkaya güzergahında I. Kongremizin kat etmiú olduğu nitel aúamanın devamı ve bu tarihsel miras üzerinden yükselen ileri bir seviyeyi

25

Psikolojik harp taktikleriyle yapılan askeri yığınaklar ve çok

yönlü haksız savaş seferberliğiyle devreye sokulmak istenen

planların dayandığı emperyalist gerici politikaların deşifre

edilmesinin önemine, Kürt ezilenleriyle eylem birliği politikalarının

hayata geçirilmesine Parti II. Kongremiz işaret etmiştir. Organize

edilen profesyonel özel ordu gibi bordo berelilerle, yüz binleri aşan

askeri yığınaklarla Kürt ulusal hareketinin ehlileştirilerek devletle

barıştırılması adına tarikatlar aracılığıyla devreye sokulan oyunlarla

sonuç alınmaya çalışılmaktadır. "Tek millet, tek devlet, tek bayrak"

faşist-şövenist çizgisini kendisine rota edinmiş olan bu imhacı,

katliamcı çeteler bloğuna karşı mücadele özel önemdedir. II. Kongre

irademiz bunu vurgulayarak Kürt ulusu ve azınlıkların demokratik

taleplerinin desteklenmesine dikkat çekti.

Biz diyalektik materyalistleriz. Bu perspektifle evren, toplum

ve dünyayı yorumlar materyalist bilgi teorisinin ulaştığı gerçeği

hiçbir koşulda kitlelere göstermeyi ihmal etmeyiz. Fakat en tutarlı

demokratlar olarak da egemen-gerici güçlerin ezilen inanç gruplarına

yönelik saldırısına da karşı dururuz. Coğrafyamızda bugün Alevi ve

diğer bazı inanç grupları baskı altındadırlar. Anadolu Aleviliğinin

tarihte imparatorluk saraylarına boyun eğmeyen meydan okuyuşunu

Pir Sultanların, Baba İshakların önderlik ettiği ilerici sosyal

hareketlerin "laiklik", "cumhuriyetçilik" adına düzene yedeklenmesi

onlara objektif ihanettir. Alevilerin her alanda kendilerini özgürce

ifade etmeleri, kültür ve inançlarını yaşatmaları konusundaki tüm

engellemelerin ve baskının kaldırılması biz komünistlerin

önemsediği bir görevdir. Sözde laik olan devletin, zorunlu din dersi

uygulaması, Diyanet İşleri Başkanlığı gibi resmi devlet kurumunun

varlığı resmi bir dinden öte, resmi bir mezhep olarak Sünniliğin

kabul edildiğini göstermektedir. Aleviler, Zerdüştler, Yezidiler,

Hıristiyanlar, Ateistler gibi birçok inanca mensup kesimler de

devletin resmi dini ideolojisinin baskısı altındadırlar. Bu baskıya

karşı kararlı düşmanlığımızı ifade eden Parti II. Kongremiz gerek

ezilen değişik inanç gruplarını, gerek ezilen Kürt ulusu ve Ermeni,

Keldani, Arap, Laz, Boşnak, Çerkez, Gürcü ve diğer azınlıkların

gerekse sistemin baskı ve sömürü çarkının dişlileri arasında iliğine

kadar sömürülen emekçi halklarımızın gerçek kurtuluşlarının

Page 26: Partimiz Maoist Komünist Partisi II...Kaypakkaya güzergahında I. Kongremizin kat etmiú olduğu nitel aúamanın devamı ve bu tarihsel miras üzerinden yükselen ileri bir seviyeyi

26

kendilerini özgürce ifade etmelerinin, proletarya bayrağı altında

mümkün olacağını vurgulamaktadır.

II. Kongre çizgimiz eşitsizliklerin her türüne karşı olduğunu

açıkça ilan ederek halklarımızı, bütün bu eşitsizliklerin kaynağı olan

burjuva-feodal sisteme karşı mücadeleye çağırmaktadır.

Maoist Parti ve Farklı Fikirlere Yaklaşım; Doğa, toplum ve düşünce alanında her şey çelişki halindedir.

Çelişkisiz hiçbir varlıktan söz edilemeyeceği gibi hiçbir hareketten

de söz edilemez. Şeylerdeki hareket, ilerleme ve gerilemeler

tamamen bu çelişkinin bir sonucudur. Kuşkusuz ki partimiz de bu

evrensel yasadan, çelişkiden muaf değildir. O da her şey gibi ikiye

bölünür ve içerisindeki farklı düşünceler arasındaki çatışmanın

ifadesi olan iki çizgi mücadelesini kendi gelişiminin dinamiği olarak

görür. Buradan hareketle II. Kongre irademiz, partimiz içerisindeki

farklı fikirlerin, Kongremizin resmi kararlarıyla birlikte kamuoyuna

sunularak kitleler içerisinde de tartışılmasını Maoist kitle çizgisinin

bir gereği olarak görmektedir. Toplumdaki sınıf farklılıklarının bir

yansıması ve parçası olarak partimiz içerisinde vücut bulan azınlık

durumundaki farklı fikirlerin bir zenginlik olarak görülmesi, teorik-

pratik gelişmenin lokomotifi olarak kavranması sebebiyle kitlelere

sunulmaktadır.

Doğru ve yanlış fikirler ilk ortaya çıktıklarında, genellikle bir

ya da birkaç kişi tarafından savunulurlar. Tarihsel materyalizm bize

tüm fikirlerin bu şekilde geliştiğini göstermektedir. Bu gelişme

yasasına bağlı olarak partimizin doğru-yanlış mücadelesi temelinde

azınlık ve farklı fikirleri kamuoyuna yayınlaması, ulusal ve

uluslararası alandaki gelişmelere bağlı olarak partimize yansıyan

doğru ve yanlış fikirler en başından fark edilerek, yanlış fikirlere

karşı bütünlüklü mücadele koşullarını ortaya çıkarması ve doğru

fikirleri de destekleme olanağının yaratılması açısından önemlidir.

Partimiz içerisindeki azınlık ve farklı fikirlerin kitlelerin

bilmesi yoluyla garanti altına alınması, muhalif düşüncelerin

yayınlanması ve kitleler içerisinde tartışılması demokrasi

anlayışımızın bir parçasıdır. Yeryüzünde yekpare hiçbir şey olmadığı

gibi partimiz de yekpare değil, çelişkili bir bütündür, monolitik

Page 27: Partimiz Maoist Komünist Partisi II...Kaypakkaya güzergahında I. Kongremizin kat etmiú olduğu nitel aúamanın devamı ve bu tarihsel miras üzerinden yükselen ileri bir seviyeyi

27

değildir, olamaz. Kitlelerde partiyi çelişkisiz bir organizma olarak

görme yanılgısı, partiye ve onun ideolojik-siyasi-askeri-örgütsel vb

kararlarına eleştirel yaklaşamama sonucunu gösterir. Parti

içerisindeki doğru ve yanlış bütün görüşlerin kamuoyuna açılması,

Maoizmin ve onun eseri partimizin maoist olmayan anlayışlarla

ayrım noktasıdır. Parti içerisindeki yanlış düşüncelere ve

oluşabilecek bürokratik mekanizmaya karşı daha aktif bir şekilde

mücadele edilebilmesi, partimizin kitleler tarafından

denetlenebilmesi ile olasıdır. Maoist Parti anlayışında Büyük

Proleter Kültür Devrimi ruhu vardır ve Kültür Devrimi ile nitel

olarak ilerletilen Maoist Kitle Çizgisi, kitleleri üst yapıda da

devrimin bizzat yapıcısı olarak görür ve kitlelerin siyasetin aktif

unsurları haline gelmesi için çaba harcar. Kitleleri, yönetilmesi

gereken yığınlar olarak görmez, aksine Maoist çizgisi gereği onları

iktidarın ve yönetimin esas sahibi olarak kabul eder. Devrimin,

kitlelerin eseri olduğu bilimsel gerçekliğini kabul eden partimiz, bu

anlayışın bir gereği olarak kitleleri adım, adım kendi yönetimlerini

kendi ellerine almalarının zeminini oluşturur. Büyük Proleter Kültür

Devrimi'nin muazzam tecrübeleri de öğretmiştir ki; partinin, nihai

amaç olan komünizme ulaşmasının yegâne yolu; doğrudan kitlelerin

denetiminde olmasından geçmektedir. Partimiz, kitlelerin devrim

mücadelesini ve kendilerinin eseri olan devrimi bilinçli bir şekilde

sahiplenmelerini amaçlamakta, bu doğrultuda kitlelere Maoist

ideoloji rehberliğinde bilinç taşımayı esas görevi olarak bilmektedir.

Unutulmamalı ki komünizmi yaşayabilmenin ve özgürleşebilmenin

yolu; yönetenler-yönetilenler çelişkisi üzerinden yükselen devletin

sönümleşmesi ve buna paralel olarak partinin tarih sahnesinden

silinmesi ile mümkündür. Kitleler yönetilmeye ne kadar az ihtiyaç

duyarlarsa o kadar özgürleşecek ve devlet de o kadar

gereksizleşecek, komünizme de o kadar yakınlaşılacaktır.

II. Kongremizin aldığı ve Büyük Proleter Kültür Devrimi

ruhunun bir yansıması olan "parti içerisindeki farklı fikirlerin

kitlelere açılması" kararı; kitlelerin, partimizin resmi görüşlerinin

yanı sıra parti içerisindeki farklı görüşleri de bilip tartışabilmesidir.

Bunun anlamı; demokratik merkeziyetçilik ilkesi temelinde isteyen

herkesin bu tartışmalara dahil olarak siyasetin bir parçası olmasıdır.

Bu anlayış bu günden başlayarak Kültür Devrimi yönelimiyle

Page 28: Partimiz Maoist Komünist Partisi II...Kaypakkaya güzergahında I. Kongremizin kat etmiú olduğu nitel aúamanın devamı ve bu tarihsel miras üzerinden yükselen ileri bir seviyeyi

28

komünizmi yaratma girişimidir. Kitleler üst yapının bir parçası olma

bilincini kavramalıdırlar, yönetenle yönetilen arasındaki çelişki,

kitlelerin yüzyıllar alacak bir zaman dilimi içerisinde üstyapı unsuru

olmalarıyla çözülecek ve böylece insanlık kendisini yönetebilecek

duruma gelecektir. Devrim kitlelerin eseridir ve devrimin sağlamlığı

kitlelerin devrimi üst yapı unsuru olarak ne kadar sahiplendiğiyle

doğrudan ilgilidir.

Gelişmenin motoru çelişkidir ve farklı fikirler arasındaki doğru

yanlış çatışması olmaksızın gelişme olmaz. Bu gerçeklikten

hareketle farklı fikirler bütün yönleriyle açığa çıkarılıp tartışıldıkça

ideolojik-siyasi bütünlük ve ilerleme sağlanabilir.

I. Kongrenin Değerlendirilmesi; Bilindiği gibi Parti I. Kongremizin başladığı süreç aynı

zamanda hakim sınıfların erken genel seçim sürecine girdiği

dönemdi. ABD, Irak işgali ve sömürgeleştirme savaşında kendisine

politik ve askeri bakımdan destek sunacak bir "savaş hükümetine"

ihtiyaç duyuyordu ve ABD‟nin istemiyle, onun kontrolünde erken

genel seçim sürecine girildi. Dünyada, özellikle de 90„lı yıllardan

sonra estirilen reformist-tasfiyeci dalga Kongremizin öngünlerine

kadar ülkemizde de yoğun olarak etkisini sürdürüyordu.

İşte parti tarihimiz açısından 15 Eylül 2002‟de

gerekleştirdiğimiz büyük bir öneme sahip olan I. Kongremiz,

tasfiyeci rüzgarın şiddetlendiği, emperyalist ekonomik ve siyasi

politikaların daha da katlanarak hayata geçirilmesi için devletin

stratejik saldırılarını arttırdığı, ABD öncülüğünde emperyalist

saldırganlığın boyutlandığı, devrimciliğin yeniden sınandığı zorlu ve

çetin bir dönemde Marksist-Leninist-Maoist (MLM) ideoloji ve

Kaypakkaya çizgisinde ısrar temelinde var olarak "Maoizm‟le

Yüklen, Halk Savaşı'yla İlerle" şiarında billurlaşan Türkiye-Kuzey

Kürdistan proletaryası ve halklarının gerçek kurtuluş yolunu tarihi

tecrübelerden de faydalanarak bilimsel cesaretle açıklamış ve ona

uygun bir duruş örgütleyerek yöneliminin pratik ayaklarını önemle

vurgulamıştır.

Page 29: Partimiz Maoist Komünist Partisi II...Kaypakkaya güzergahında I. Kongremizin kat etmiú olduğu nitel aúamanın devamı ve bu tarihsel miras üzerinden yükselen ileri bir seviyeyi

29

I. Kongre irademiz, parti tarihinin tecrübelerinin muhasebesi

sonucu teorik ve pratik alanda Maoist kavrayışın nitel anlamda üst

seviyeye ulaşmasını sağlamıştır. Parti tarihi ve dönemsel konjonktür

açısından büyük bir adım olan I. Kongremiz savaşma ve kazanma

ısrarında partiyi daha yüksek irade ve eylem birliğine taşımıştır.

Emperyalizmin ve yerli uşaklarının ideolojik, politik, ekonomik,

askeri, kültürel vs topyekûn saldırılarına karşı Bağımsızlık, Yeni

Demokrasi, Sosyalizm ve Komünizm perspektifiyle enternasyonal

proletaryanın kızıl bayrağını, Maoizm bayrağını yükseltmiştir. Parti

tarihini Maoist bir ideolojik bakış açısıyla muhasebe ederek

hatalardan-yanlışlardan doğru dersler çıkartmanın geleceği

kazanmanın yolu olduğunu, bunun da Maoist iki çizgi mücadelesiyle

başarılabileceğini teorik ve pratik ele alışıyla göstermiştir. İnkarcı,

ben merkezci, dogmatik yaklaşımlar mahkum edilerek parti tarihi

Maoist ideolojik kavrayışla eleştiriye tabi tutulmuş, parti tarihine

ilişkin oportünist yaklaşımlar mahkum edilmiştir. Eskiye körü

körüne bağlanmanın dogmatizm, statükoculuk ve sağ oportünizm

olduğunu söylerken, yeniyi inşa etmenin yolunun olmazsa olmaz

kurucu unsurunun ise Maoizm olduğunu kararlı bir şekilde

belirtmiştir.

Öncü partiden önder parti düzeyine ulaşmanın yolunun

programa uygun doğru bir örgütsel politikadan, bunun için ise

Maoist ideolojinin kumandasında sürekliliği sağlanmış pratik-politik

önderliğin kurumsallaşmasından geçtiği tayin edici gerçeğini ortaya

koymuştur. "Tek ideoloji, tek program ama bin bir türlü politika ve

taktik" anlayışıyla devrimin çelişkilerini çözmenin yolunu, bu

bilimsel ele alışla doğru bir şekilde özetlemiştir.

Kurucu önderimiz İbrahim Kaypakkaya tarafından teorik

temeli atılan genel siyasi çizgimizin doğruluğu I. Kongre'yle birlikte

daha derinlikli kavrayışla iradeleştirilmiş, bunun yanı sıra tarihsel

olarak eksikliği hissedilen doğru politik önderlik kurumunun

oluşturulması ve bunun sürekliliğinin sağlanması gerekliliği ayrıca

önemle vurgulanmıştır. Hataların, eksikliklerin ideolojik-sınıfsal-

siyasal ve örgütsel arka planının sorgulanmasının gerektiğini teorik

ve pratik adımlarıyla ortaya koymuş, parti içi ideolojik mücadelenin

önemine vurgu yaparken bunun yol ve yöntemlerinin neler olduğunu,

Page 30: Partimiz Maoist Komünist Partisi II...Kaypakkaya güzergahında I. Kongremizin kat etmiú olduğu nitel aúamanın devamı ve bu tarihsel miras üzerinden yükselen ileri bir seviyeyi

30

parti içi disiplin ve demokratik merkeziyetçilik ilkesine uygun olarak

nasıl bir fikir mücadelesi verilmesi gerektiğini göstermiştir.

Partimizin ideolojik, siyasi, örgütsel ve askeri olarak ayakları

üzerine sağlam bir şekilde oturmasında parti içi iki çizgi

mücadelesinin tayin ediciliğini her defasında vurgulamıştır. Parti I.

Kongremizin Tarihi Muhasebe ekseninde önüne koyduğu üç temel

görev olan; faal ideolojik mücadele yürütmek, partinin program-

tüzük ve kararlarına uymak koşuluyla her yoldaşla birlik kurmak ve

doğru bir politik önderlik kurumunu oluşturmak için bunun temelini

atmak, demokratik merkeziyetçilik ilkesi etrafında bütün güçleri

demir disiplinle örgütlemek bugün de bilimselliğini korumaktadır ve

yeni dönem faaliyetimizde de önümüzde yapılması gereken temel

görevler olma gerçekliğine sahiptir.

Bütünlüklü olarak I. Kongremizin ortaya koyduğu temel

teorik tezler Türkiye-Kuzey Kürdistan devriminin temel manifestosu

olma niteliğini korumaktadır. Kurucu önderimiz yoldaş

Kaypakkaya'nın kaybıyla oluşan stratejik önderlik boşluğu parti

tarihimiz boyunca kendisini hep hissettirmiştir. Parti I. Kongremiz,

bu stratejik boşluğu sözde doldurma adına parti tarihimizde

Kaypakkaya çizgisinden sapmaların bilimsel arka planını açığa

çıkartarak bunları mahkûm etmiş, hizipçi, grupçu yaklaşımların

ideolojik, sınıfsal, siyasal ve örgütsel nedenlerini bilimsel analize

tabi tutarak bunlara karşı mücadele yol ve yöntemlerini Maoist

temelde açıklamıştır. Bugünkü ideolojik mücadele yöntemimizde, iki

çizgi mücadelesini kavrayışımızda belirleyici rol oynayan etmen I.

Kongremizin bu açılımıdır.

Parti I. Kongremiz, rehber ideolojimiz MLM‟ nin parti

tarihimiz açısından kavranışının derinleşmesini ifade eder. Bu

kavrayışla parti tarihimiz titiz bir muhasebeye tabi tutulmuş, bilimsel

sonuçlara ulaşılmış, hataların kaynağı ideolojik, politik, örgütsel ve

askeri boyutlarıyla ortaya konulmuştur. İbrahim yoldaş sonrası uzun

süre yakalayamadığımız bilimsel tutum Tarihi Muhasebe ile yeniden

partimize kazandırılmıştır. Yine I. Kongremiz, yoldaş Kaypakkaya

tarafından ortaya konulan programatik görüşlerin Maoizm‟in

coğrafyamız şartlarına bilimsel bir şekilde uyarlanması olduğunu,

Büyük Proleter Kültür Devrimi'nden ve dolayısıyla MLM'den kopuk

Kaypakkayacılık savunuculuğunun olamayacağını, Kaypakkaya'nın

Page 31: Partimiz Maoist Komünist Partisi II...Kaypakkaya güzergahında I. Kongremizin kat etmiú olduğu nitel aúamanın devamı ve bu tarihsel miras üzerinden yükselen ileri bir seviyeyi

31

temel teorik tezlerinden sapmanın hangi kılıfla olursa olsun

Maoizm'den ve bilimsel sosyalist teoriden sapma olduğunu açıkça

belirtmiştir.

I. Kongremiz partinin kendi içindeki birliğinin yanı sıra

siyasal coğrafyamızdaki tüm gerçek Maoistlerin tek bir parti çatısı

altında birleşmelerini devrim mücadelesinde taktik bir mesele değil

stratejik bir mesele olduğunu vurgulamıştır. Partimiz tarihi

içerisindeki ilkesiz oportünist birlik anlayışını mahkum ederek,

ideolojik birlik, asgari ve azami devrim programında birlik, devrimin

stratejik ve temel taktiklerinde birlik, örgütsel ilkelerde birlik

anlayışlarını ilkeli birlik için olmazsa olmaz kriterler olarak

belirtmiştir.

II. Kongre irademiz, I. Kongre ve önderliğini tüm belge ve

kararlarıyla ele alarak parti tarihimizde atılan nitel adımlardan biri

olarak değerlendirmiştir. 1972'den I. Kongremize kadar otuz yıllık

mücadele tarihinde hatalarımızın esasta Maoizm'den kırılmadan

kaynaklı olduğunu doğru olarak tespit etmiştir.

İdeolojik, siyasi, örgütsel ve askeri yönleriyle I. Kongre ve

önderliği ayrıntılı olarak muhasebe edilerek Tarihi Muhasebe

belgesine eklenecektir.

Sonuç olarak I. Kongre çizgimiz ve önderliğinin genel siyasal

ideolojik hattının MLM olduğunu özellikle vurgulamak isteriz.

Dünyada ve Türkiye-Kuzey Kürdistan'da siyasi durum tespiti I.

Kongremiz tarafından bilimsel bir şekilde tahlil edilmişti. Ayrıca

subjektif durumumuz ve gücümüzle doğrudan ilişkili olarak politik-

taktik yönelimimizi temkinli ilerleme ve bu ana siyasetimizin ise

beş sacayağı üzerinden derinleştirilerek geliştirilmesi kararı yerinde

ve doğruydu.

Ancak doğru olarak belirlenen temkinli ilerleme taktiğine

uygun bir siyasi, askeri ve örgütsel hat izlenmedi ve bir dizi hatalı

pratikler gerçekleştirildi. Karadeniz ve Dersim'deki kayıplar ve en

ağır bir şekilde kendini gösteren 17'lerin kaybı partimizin siyasi,

örgütsel ve askeri zaafiyetleri olarak gösterilebilir. Ana görev olarak

ortaya konulan merkezileşme ve kitleselleşme siyasetinde

kitleselleşmede bazı başarılar sağlansa da yakalanan kitleselliğin

parti önderliğinde merkezileştirilmesinde ve bunun stratejik

yönelime hizmet etmesinin sağlanmasında yetersiz kalınmıştır.

Page 32: Partimiz Maoist Komünist Partisi II...Kaypakkaya güzergahında I. Kongremizin kat etmiú olduğu nitel aúamanın devamı ve bu tarihsel miras üzerinden yükselen ileri bir seviyeyi

32

Bütün bu noktalara ilişkin ayrıntılı bir değerlendirme Muhasebe

belgesine ekleneceği için şimdilik bu açıklamalar ile

sınırlandırıyoruz.

Karadeniz Darbesi ve Geri Çekilme Taktiği Üzerine;

Bu konuyu da ele alan II. Kongremiz şu sonuca vardı:

Karadeniz'de içlerinde MK üyelerimizden Cemal Keser ve

İsmail Arslan'ın da yer aldığı 5 yoldaşımızın şehit düştüğü örgütsel

kaybımızın nedenleri irdelendiğinde, I. Kongre'nin önüne koyduğu

yoğunlaşarak yaygınlaşma ve temkinli ilerleme siyasetine denk

düşmeyen pratik hatalarımızdan kaynaklı olduğu görülmektedir.

Önderliğin öneminin bilince çıkarılmaması ve yeterli düzeyde

önlem alınamaması sonucunda ortaya çıkan askeri ve örgütsel

hataların bu kayıpta önemli rol oynadığı söylenebilir.

Bölge komitesinin teknik bir sorunu çözmek için yönetim

kademesinin tümünü güvenliksiz bir şekilde hareket ettirerek bu

sonuca neden olması daha sonraki kayıplarımızın da oluşmasına tali

düzeyde de olsa sebebiyet vermiştir.

II. Kongremiz tüm bu sonuçlardan hareket ederek,

Karadeniz'de aldığımız örgütsel darbelerde planlamamızdaki

hataların rolüne işaret etti. Yapılması gereken üs bölgesi olarak

seçtiğimiz alandan yakın çevresine doğru adım, adım yayılmak

olmalıydı. Karadeniz'deki örgütsel darbeden sonra tesis edilmeye

çalışılan Erzincan Bölge Komitesi faaliyeti, aslında I. Kongre'de

planlanmalı ve hemen I. Kongre sonrası gündemleştirilmeliydi.

Tecrübeyi özetleyen II. Kongremiz, önümüzdeki süreçte merkezden

etrafa doğru temkinli, adım, adım ve planlı yürüme siyasetine

önemle işaret etti. Bu siyaseti hayata geçirirken üs bölgelerinde, üs

çalışmalarının esas alınması gerektiğine dikkat çeken II. Kongremiz,

tüm birliklerimizin ortak bir ideolojik, politik, askeri, örgütsel ve

kültürel şekillenişinin yaratılması perspektifiyle akademi, okul ve

benzeri çalışmaları önemle vurgulamıştır. Karadeniz kaybından

çıkarttığımız örgütsel ve askeri derslerin kavranması oldukça

önemlidir.

İlerlemek için bazen geri çekilmek, yeni bir atılım için

nefeslenmek anlaşılabilir bir şeydir. Gelişmeler ve ilerlemeler

Page 33: Partimiz Maoist Komünist Partisi II...Kaypakkaya güzergahında I. Kongremizin kat etmiú olduğu nitel aúamanın devamı ve bu tarihsel miras üzerinden yükselen ileri bir seviyeyi

33

dümdüz bir rota izlemez. Her bir somut durumun somut tahlilini ve

bu tahlil sonucu çıkarsadığımız taktik politikaların stratejiye bağlı

olarak objektif gerçek temelinde yükselmesi bilimsel metodu tüm

çalışmalarımızda yol gösterici olmalıdır. Bazen objektif koşullar son

derece elverişli olmasına rağmen subjektif öğenin karşılaştığı

yenilgiler, alınan örgütsel kayıplar ya da darbeler sebebiyle geri

çekilmek zorunda kalınabilir.

17 ler Değerlendirmesi; Partimiz II. Kongre hazırlıkları içerisindeyken, içlerinde

Genel Sekreterimiz Cafer Cangöz, Sekreter Yardımcısı Aydın

Hanbayat yoldaşların da bulunduğu 17 önder kadro, üye ve

savaşçısını yaşanan Mercan çatışmasında yitirdi. Parti tarihinde

yaşadığımız en önemli kayıplardan birisi olan 17'ler, üzerinde

hassasiyetle durulması gereken ve bu yönüyle de önemli dersler

çıkartılması gereken tarihsel bir süreçtir. Partimiz, önderlik kurumu

başta olmak üzere yaşadığı sorunların aşılması ve önderliğin bilince

çıkartılması, 17'ler olayının ideolojik-siyasi-örgütsel-askeri tüm

yönleriyle bilimsel şekilde analiz edilmesinden geçtiğini kabul

etmektedir. Aksi halde kriminal bir olayı aydınlatmanın ilerisine

gidilemeyecek, bu hataların tekrarlanmasına yol açan zemin ortadan

kaldırılamayacaktır. Bu durumda kaybeden kitleler ve parti olacaktır.

I. Kongre ile birlikte ideoloji-program-genel siyasi çizgi ve

bunların pratik ifadesi olan stratejik yönelim mücadele-örgüt-savaş

hattına ilişkin parti tarihinde yakalanan nitel anlamda üst seviyeye

rağmen, parti önderliğinin bilimsel bir şekilde muhasebe ederek

mahkum ettiği ve ideolojik gıdasını öznelcilikten alan parti

tarihimizdeki hatalara tekrar düşülmesi, I. Kongre çizgisinin başta

önderlik olmak üzere parti tarafından yeterince kavranamadığını,

daha doğrusu pratikle bütünleştirilemediğini göstermektedir.

Çok açıktır ki düşmanın gerçekleştirdiği bu katliam onun

başarısından değil, tamamen bizim taktik hatalarımızdan

kaynaklanmıştır. Bu hatalardan doğru dersler çıkararak hareket

etmediğimiz takdirde aynı sonları yaşamamız kaçınılmazdır.

Page 34: Partimiz Maoist Komünist Partisi II...Kaypakkaya güzergahında I. Kongremizin kat etmiú olduğu nitel aúamanın devamı ve bu tarihsel miras üzerinden yükselen ileri bir seviyeyi

34

Yaşanan kayıptan önderliğimiz başta olmak üzere tüm parti

sorumludur. Partimizin hiçbir örgütlülüğü sonuçtan hareket ederek

kendisini bu sürecin dışında tutamaz.

II. Kongremiz Mercan kaybının ideolojik-siyasi-askeri ve

örgütsel nedenlerini kısaca şöyle tespit etmiştir:

Örgütsel Olarak: Düşman tarafından bilinen örgütlenmeler

üzerinden hareket edilmesi, gerilla bölgesinde diğer alanlara göre

daha zayıf olan bir alanın kongre alanı olarak seçilmesi, baskın

yöntemiyle kadroların toplu olarak eş zamanlı faaliyet alanlarını

boşaltarak kongre alanına gitmeleri, telefonun kongre faaliyetlerinde

önemli derecede kullanılması, toplu vedalaşmalar ve deşifrasyonla

kongrenin geniş kesimlere deşifre edilmesi, legal alan ve illegal

alanın birlikte hareket etmesi, kongre yerinin deşifre olmasına

rağmen ısrarla aynı alandaki farklı bir yerin kullanılması

konusundaki ısrar bu süreci hazırlayan örgütsel hatalar olarak öne

çıkmaktadır.

Askeri Olarak: Sınırlı bir güvenlik gücünün kullanılması,

kadroların toplu olarak yine yetersiz olan bu güçle taşınması, uygun

olmayan arazide hareket edilmesi ve gerilla güçlerinin uygun

biçimde konumlanmaması askeri hatalar olarak öne çıkmaktadır.

Siyasal Olarak: Partinin objektif ve subjektif koşulları

değerlendirildiğin de; ulusal ve uluslararası durum, devletin

politikaları, hakim sınıf kliklerinin kendi aralarındaki dalaş,

partimizin durumu, devrimci güçlerin durumu, devrimci durum

konularında kongre belgelerindeki biçimiyle ve sonrasında Siyasi

Büro'nun (SB) iç tartışma ve yayın organlarına yansıdığı biçimiyle

yapılan siyasal tespitler esasta doğru olsa da, buna uygun

davranılmadığı pratik hareket tarzından görülmektedir. Buda doğru

olarak yapılan siyasal tespitlerin pratiğe yansıtılmadığı ve teoride

kaldığını göstermektedir. Pratikte ise yapılan siyasal tespitlerin

tersine kendi gücünü abartan düşmanın gücünü küçümseyen siyasal

yönelimler açık olarak görülmektedir.

İdeolojik Olarak: Siyasal, askeri ve örgütsel alanlarda

yapılan hataları bir bütün olarak incelediğimizde bütün bu hatalara

partiyi sürükleyen nedenlerin ideolojik arka planında sübjektivizmin

yattığını görmekteyiz. Objektif olanla subjektif olanı birleştirememe,

somut gerçekliği doğru tespit edememe, düşmanı küçümseme, kendi

Page 35: Partimiz Maoist Komünist Partisi II...Kaypakkaya güzergahında I. Kongremizin kat etmiú olduğu nitel aúamanın devamı ve bu tarihsel miras üzerinden yükselen ileri bir seviyeyi

35

gücümüzü abartma gibi somut durumun hatalı tahlili; kısaca

öznelcilik hatlarımızın ideolojik kaynağını oluşturmaktadır.

Nesnel gerçekliğin ilerisinde ya da gerisinde tespitler yapmak

öznelciliktir. Hayatının hiçbir döneminde ya da aşamasında

öznelciliğe düşmeden mükemmeliyetçi bir hatla, hata yapmadan düz

bir şekilde yaşayan hiçbir birey, hiçbir grup ya da parti yoktur. Fakat

somut tespitlerden çok öznelci tespitlerin herhangi bir somut

örgütlenmeye baştan sona kadar yada belirli aşamalarda hakim

olması başarısızlığın nedeni olmaktadır. 17 ler kaybıyla

gerçekleştirilemeyen kongre örgütlenmesinde nesnel gerçekliğin

ilerisinde bir hat izlenerek öznelciliğe düşülmüştür.

Tamamen partimizin içine düşüğü sübjektivizmden dolayı

aldığımız darbe bir kader ya da mutlak alınacaktı biçiminde bir kayıp

değildir. Parti düşman saldırılarını görerek önlem alabilseydi,

düşmanı küçümsemeseydi kendi gücüne göre planlama ve hareket

tarzı uygulasaydı alacağı önlemlerle bütün bu saldırıları az bir

kayıpla atlatabilirdi.

II. Kongremiz, Kongre Örgütleme Komitesi'nin (KÖK) 17'ler

olayına ilişkin yaptığı açıklamayı; partinin belli alan-örgüt ve

kişilerine bağlayarak açıklamasını hatalı bularak mahkûm etmiştir.

Yaşanan hatalarda bazı yoldaşların ya da örgütlülüklerin payı

diğerlerinden fazla olsa da bundan esas olarak tüm parti sorumludur.

Yine II. Kongremiz, KÖK tarafından 17'ler olayına ilişkin hazırlanan

söz konusu belgeyi inceleyerek, yukarıdaki nokta dışındaki

bölümlerini esasta doğru bularak onaylamıştır.

Kongre irademiz 17'ler olayının bugüne kadar yapılan

araştırmasının devam ettirilmesi ve ulaşılan sonuçların,

tamamlanınca gerekli boyutlarıyla kitlelere açıklanmasını

kararlaştırdı.

II. Kongremiz, partimizin Mercan'da aldığı kayıpla

girdiği sürecin örgütsel yenilgiye neden olacak sebepler

içermediği tespitine vararak, 17'lerin kaybını ağır darbe olarak

tespit etti. Örgütsel yenilgi, bir örgütün herhangi bir sebeple aldığı bir

darbeyle fiili olarak işlerliğini yitirmesi, bölgesel dönem ya da

dağılma sürecine girerek dağılıp örgüt olmaktan çıkmasıdır. Parti

irademiz Mercan'da alınan darbeyle ortaya çıkan boşluğa anında

Page 36: Partimiz Maoist Komünist Partisi II...Kaypakkaya güzergahında I. Kongremizin kat etmiú olduğu nitel aúamanın devamı ve bu tarihsel miras üzerinden yükselen ileri bir seviyeyi

36

KÖK örgütlenmesiyle müdahale etmiş, parti güçlerinin dağılmasını

engelleyerek I. Kongre görevlerini yaparak II. Kongre örgütlenme

sürecini işletmiştir. Örgütsel yenilgi olarak tanımlanan dönemlerde

örgüt ya tümden dağılarak yok olmuştur ya da en azından bir veya

birkaç yıl bölgesel dönem yaşamıştır. Bu tür durumlarda tek bir

görev vardır; o da bölgeleri toparlamak, merkezi bir örgütlenme

oluşturmaktır. Kısaca örgüt yok olmuştur, görev örgütü kurmaktır.

Dolayısıyla yaşadığımız Mercan kaybının ardından oluşturulan KÖK

ve onun müdahalesi, parti güçlerini merkezi bir önderlik etrafında

toplamış olduğundan bu süreç örgütsel yenilgi olarak tanımlanamaz.

Örgütümüz oldukça zayıflasa da bir bütün olarak örgüt olmaktan

çıkmamış var olan bileşenleriyle fiili olarak örgütsel işleyişini

sürdürmüş, KÖK'ün müdahalesi ile de işleyiş merkezi denetim altına

alınmıştır. Muhasebe belgemizde de buna işaret edilmiştir. Ağır

darbe durumlarında yenilgiden farklı olarak yapılması gereken alınan

darbeden bir daha tekrarlamamak için dersler çıkarmak, var olan

gücümüzü tespit etmek ve ona uygun önümüzdeki sürecin

görevlerini belirleyerek ilerlemektir.

Kongremizde 17'lerin kaybı ile birlikte başta Merkez

Komitesi'nin çoğunluğu olmak üzere partinin tüm yönetici

organlarının ve merkezi iradesinin yitirilmiş olması sebebiyle

muhasebe belgesinde de belirtildiği üzere örgütsel yenilgi olarak

tanımlanması gerektiği de söz konusudur.

KÖK Değerlendirmesi; Partimiz II. Kongre hazırlığı içerisindeyken mercanda aldığı

ağır darbeyle içerisinde sekreter ve yardımcısının da yer aldığı 4

Merkez Komite üyesini yitirmesiyle merkezi irade çoğunluğunu

yitirerek önderliksiz kalmıştır. Geriye kalan MK üyeleri üzerinden

iradeye danışılarak her bölgeden bölge iradelerinin seçimiyle

merkezi önderlik oluşturuldu. Partinin yarım kalan işi olan II.

Kongreyi tamamlamak için görevlendirilen bu merkezi önderliğe

irademizce Kongre Örgütlenme Komitesi (KÖK) ismi verildi.

Parti tarihimizde alınmış en büyük kayıplardan biri olarak

Mercan sonrası düşman dağılacağımızı düşünmekteydi. Fakat geçmiş

tecrübelerin bilinciyle hareket eden irademiz, bu sürece müdahale

Page 37: Partimiz Maoist Komünist Partisi II...Kaypakkaya güzergahında I. Kongremizin kat etmiú olduğu nitel aúamanın devamı ve bu tarihsel miras üzerinden yükselen ileri bir seviyeyi

37

ederek mevcut olumsuzluğu, oluşturduğu merkezi örgütlenmesiyle

aşmayı başardı. Bu noktada irademiz tarafından KÖK'ün

oluşturulması atılan doğru bir adımdı ve KÖK'ün sürece bütünlüklü

müdahalesi oldukça önemliydi.

Parti irademizin mercan kaybı sonrası oluşturduğu önderliğini

Kongre Örgütleme Komitesi ismiyle belirleyip görevlerini

sınırlamaya çalışması yanlıştı. Kongre Örgütleme Komitesi (KÖK)

isimlendirmesi yerine Merkez Komitesi isimlendirmesi yapılması

doğru olandı.

KÖK geçici ve Kongreyi örgütlemekle görevli olduğundan

böyle isimlendirilmeli anlayışı yanlıştır. Normal olarak her merkezi

önderlik geçicidir. Her merkezi önderliğin görevi partiyi tüzük gereği

kongreye götürmektir. Her merkezi önderlik son kongre ya da

konferansın kararlarına uymak ve uygulamak zorundadır. KÖK‟ te

bunların hepsini yapmak zorundadır. Bunun dışında hareket edemez

ettiği takdirde kongre ya da konferans kararlarını çiğnemiş olacaktır.

KÖK‟ ün diğer merkez komitelerinden tek farkı olağanüstü

koşullarda oluşmasıdır.

Parti irademizin oluşturduğu Kongre Örgütleme Komitesi,

isimlendirmesi sebebiyle de zaman, zaman çıkan "görevlerinin

kısıtlanması" anlayışına rağmen tüm iradeden almış olduğu merkezi

yetkilerini kullanarak, görev ve sorumluluklarını imkanları dahilinde

yerine getirmeye çalışmıştır.

II. Kongremiz, Kongre Örgütleme Komitesi'ni; örgütsel

işleyiş, pratik önderlik boyutuyla ciddi olumsuzluklar içerse de, II.

Kongre'yi örgütleme hususunda üzerine düşen görevleri esasta yerine

getirmesinden ve Kongre'nin başarılı şekilde tamamlanmasına

sunduğu katkıdan dolayı esasta olumlu değerlendirmiştir.

O süreçte partinin içerisinde bulunduğu durumu göz önüne

aldığımızda Kongre Örgütleme Komitemiz mevcut faaliyetlerin bir

kısmını daha iyi yürütme koşulları olmasına rağmen değişik

sebeplerle bunu yapamaması bir eksikliktir.

KÖK sürecinin bazı hataları ve çıkarılması gereken

dersler;

Page 38: Partimiz Maoist Komünist Partisi II...Kaypakkaya güzergahında I. Kongremizin kat etmiú olduğu nitel aúamanın devamı ve bu tarihsel miras üzerinden yükselen ileri bir seviyeyi

38

KÖK'ün, kurulduktan çok kısa bir süre sonra üyesi Murat

Güzel yoldaşı yitirmesi ve buna ilişkin açıklama yapmaması önemli

eksikliklerinden birisidir.

KÖK'ün üstlendiği acil ve merkezi görevlerinin yoğun olması

bu duruma etki eden bir faktörken, iç işleyişinde tam anlamıyla

oturtamadığı kolektif çalışma ise diğer bir etkendir. Bu durum

partinin genel yönlendirmesini, merkezi örgütsel müdahale ve

denetimini zayıf kılmıştır. Aynı zamanda Kongre Örgütleme

Komitesi, örgütsel önderlik görevi gereği ülkemizde ve dünyada

yaşanan güncel gelişmeler ve partinin merkezi çalışmalarına ilişkin

gerekli yeterlilikte siyasal belirlemelerde bulunmamış ve gelişen

süreçlere ilişkin yazılı açıklamalar ile müdahalede de oldukça zayıf

kalmıştır.

Örgütlülükte yaşanan yoğun deşifrasyona rağmen bu soruna

karşı pratik düzeyde yeterli önlem alınamaması, Mercan kaybı

sonrasında özel önem verilen örgütsel tedbirler zamanla, düşmanın

yeterince dikkate alınmaması sonucu kendiliğindenci bir hatta

evirilmiştir. Bu süreçte örgütsel işleyiş kuralları bütünüyle esasta

KÖK düzleminde yeterince hayata geçirilseydi ve illegal çalışma,

örgütsel ilkeler ile ilgili bir genelge yayınlansaydı, kolektif çalışma

tarzı ve kültürü yukarıdan aşağıya partinin tüm kademelerinde

oturtulabilinirdi.

Yaşanan böylesi olağanüstü durumlarda merkezileşme

sağlanana kadar tüm parti organları kendi konumlarını ve sınırlarını

aşmayan, çalışma alanlarına zarar vermeyen uygun yazılı

açıklamalar yaparak kendi faaliyet alanlarına müdahale etmeli, olası

duygusal girişimleri, deşifrasyonu, örgütsel dağılmaları, düşman

oyunlarını, spekülasyonları engellemelidir. Ne var ki Mercan kaybı

sonrası parti komiteleri, bu sürece pratik müdahalede yetersiz

kalmıştır.

Bu süreçten çıkartılan en önemli ders şudur ki; parti derhal

merkezi önderlik etrafında örgütlenmeli, yukarıdan aşağıya merkezi

müdahale ve denetimlerle demokratik merkeziyetçilik işleyişi

kapsamında örgütsel faaliyetler sürdürülmelidir. Böylece parti birliği

en üst düzeyde korunmuş, her alanda dağılma engellenmiş, irade ve

eylem birliği sağlanmış olur. Ayrıca, partinin tüm kurumlarında

olduğu gibi, oluşturulacak merkezi önderliğin kolektif çalışma

Page 39: Partimiz Maoist Komünist Partisi II...Kaypakkaya güzergahında I. Kongremizin kat etmiú olduğu nitel aúamanın devamı ve bu tarihsel miras üzerinden yükselen ileri bir seviyeyi

39

koşularının yaratılması bu tür süreçlerin atlatılmasında hayati rol

oynamaktadır.

Kongremizde KÖK sürecinin bazı olumlu yanları olsa da örgüte

önderlik etmede ve süreci omuzlamada esasta olumsuz bir hat

izlendiği görüşü de söz konusudur.

II. Kongremizin, I. Kongremizin önemli bazı belge ve

kararlarına ilişkin değerlendirmeleri aşağıdaki gibidir.

Muhasebe Belgesi; II. Kongre irademiz, I. Kongremizin Muhasebe belgesini ele

alarak inceledi. Muhasebe belgemiz, parti tarihimizin 30 yıllık

sürecini sadece kronolojik olarak sıralayan bir belge değildir. II.

Kongremiz, Partimizin tarihsel gelişimini tüm dönemleriyle objektif

ve bilimsel bir şekilde ele alarak her yönlü inceleyen, ideolojik,

siyasi, örgütsel ve askeri yönden analiz edip dersler çıkartan Tarihi

Muhasebemizi tarihimiz açısından oldukça önemli bir belge sayarak

esasta onaylamıştır. Tarihi Muhasebe belgemiz, partimizin tarihinde

yaşanan ideolojik-siyasi-örgütsel ve askeri sapmaları görüp bunların

objektif ve subjektif nedenlerini ortaya koyarak aşılmasının yolunu

gösteren, yine parti içi iki çizgi mücadelesinin üst boyutta

kavranmasını sağlayan Maoist kavrayışımızın tarihimiz açısından en

üst düzeye vardığının tarihsel bir belgesidir. Muhasebe belgemiz,

yaşanan tarihsel bir sürecin bilimsel analizinin yapılması ve ondan

doğru dersler çıkartılarak geleceğe ilişkin adım atılmasında partimize

oldukça önemli bilimsel bir metot kazandırmıştır. Partimizin bugün

ulaştığı aşamada en büyük katkılardan birinin Tarihi Muhasebe

belgemiz olduğu açıktır. Parti kitlemizde uyandırdığı tarih bilinci

olumsuzlukları aşma, olumlulukları kazanmanın silahı olmuştur.

Muhasebe Belgemiz, parti tarihimizi eklektik, dönemci,

grupçu yöntemle değil, olumlu ve olumsuz bütün yönlerini birinci

dereceden sahiplenerek hata ve yanlışlarımızı başkalarına havale

etmeden tüm sorumluluğuyla ele almıştır. Parti tarihimizde içine

düşülen hatalı yaklaşımlara karşı özeleştirel bir tutum sergilemiş ve

bunlardan köklü bir kopuş sağlayarak tarihimizdeki bütün

Page 40: Partimiz Maoist Komünist Partisi II...Kaypakkaya güzergahında I. Kongremizin kat etmiú olduğu nitel aúamanın devamı ve bu tarihsel miras üzerinden yükselen ileri bir seviyeyi

40

olumlulukları en ileri düzeyde sahiplenip partimizi yeniden kitlelere

güven veren bir düzeye ulaştırmıştır.

Parti Tarihi Muhasebemiz; geçmişte partimizde de var olan,

halen Türküye-Kuzey Kürdistan devrimci hareketi ve uluslararası

komünist hareketin de en büyük hastalıklarından olan sorunların

nedenlerini dışta arama yöntemini mahkûm ederek, partimize ve

kitlelere büyük bir silah kazandırmıştır. Ve bu güçlü yanından

kaynaklı olarak II. Kongremiz, Tarihi Muhasebemizi, derinlikli bir

şekilde kavranması gereken, tarihimiz açısından büyük bir öneme

sahip tarihsel bir belge olarak gördüğünü ve bu belgeden ısrarla

öğrenilmesi gerekliliğini vurgulamaktadır.

II. Kongremiz, Muhasebe belgemizi yine onun

öğrettiklerinden yola çıkarak ele almıştır. Hiçbir tarihi kesite ve

belgemize dogmatik yaklaşmama anlayışıyla hareket eden II.

Kongremiz, Muhasebe belgemizi esasta onaylarken, bazı tali

hatalarına da işaret ederek düzeltmiştir.

II. Kongre irademiz aşağıdaki hataları şu şekilde tespit etti:

1) Muhasebe belgemizde Gerilla Savaşı'nın parti önderliğinde

1987'de başladığına ilişkin görüş yanlıştır. 1987'de devrimci savaşın

nicel olarak daha yüksek bir seviyeye ulaştığı doğrudur. Ancak sorun

nicelik değil niteliktir. Partimiz önderliğinde Halk Savaşı ateşi

doğuşundan itibaren tutuşturuldu. Sonraki dönemlerde önemli

zayıflıklar ve kırılmalar yaşansa da bu devam ede geldi.

Bu konuya dair Kongremizde Gerilla Savaşı'nın parti

önderliğinde 1987'de başladığına ilişkin Muhasebe belgemizde

yer alan belirlemenin doğru olduğu görüşü de söz konusudur.

2) Partimizdeki 1994 ayrılığının sadece Askeri Komisyon

kliği ile (...) kliği arasındaki çekişmeye bağlanması yanlıştır.

Yaşanan ayrılıktan esasta partinin önderliği başta olmak üzere tüm

partiyi sorumlu tutmak yerine sadece iki isime ve etrafındaki kliklere

bağlamak yanlıştır, bu yönüyle Muhasebe belgesinin bilimsel

yöntemiyle de örtüşmemektedir. Bazılarının birinci derecede rolü

olsa da, ayrılıktan MLM kadroların da dahil olduğu önderlik başta

olmak üzere tüm parti sorumludur.

3) Muhasebe belgemizde; partimizin kuruluşunun ve sonrası

bazı dönemlerin, bu dönemlere tanıklık etmiş eski kadroların anı-

Page 41: Partimiz Maoist Komünist Partisi II...Kaypakkaya güzergahında I. Kongremizin kat etmiú olduğu nitel aúamanın devamı ve bu tarihsel miras üzerinden yükselen ileri bir seviyeyi

41

roman kitaplarından yararlanılarak açıklanması yanlıştır.

Muhasebe'deki alıntılar doğru olsa da, romana dayalı açıklama

bundan sonra yöntem olarak kullanılmayacaktır. Yapılması gereken

yöntem doğru anlatılmama olasılığı da olan romanlara değil, gerçek

kaynaklara ya da kişilerin somut anlatımına dayalı açıklama

olmalıdır.

4) Partimiz, Muhasebe belgemizde kimi sorunları, içlerinde

halen mücadele içerisinde olan bazı kişilerin de bulunduğu isimler

vererek açıklamıştır. Bu durum söz konusu kişilerin uzun süre

mağdur olmalarına neden olmuştur. İsimleri verildiği için partimiz

söz konusu kişilerden özür diler.

5) Kongre irademiz Muhasebe belgemizin, 1994'ten 2002'ye

kadarki sürecin bazı yönlerini eksik olarak ele aldığı

düşüncesindedir. Bahsi geçen süreç ayrıntılı ele alınarak muhasebe

edilecektir.

Bu konuya dair kongremizde 1994 ve sonrası sürecin

değerlendirilmesinin, var olan karar ve resmi belgelere

dayanılarak yapıldığı, bazı noktaları eksik olsa da bunları

eklemek yerine tümden Muhasebe etmenin yanlış olduğu görüşü

de söz konusudur.

6) Muhasebemizde yer alan 3. Konferans'ın DABK‟a ilişkin

değerlendirmesi eksiktir. 1987 DABK ve Konferans ayrılığı

değerlendirmesi DABK çıkışının Maoist parti anlayışından kopuş

gerçeği doğru olarak ortaya konulmuş olmasına rağmen, DABK'ın

partimizin sadece askeri bir gücü olarak değerlendirilmesi yanlıştır.

Yanlış çizgiye sahip olsa da DABK, partimizin bölgedeki

güçlerinden biriydi. Problemler ideolojik, politik çizgi sorunlarını

içeriyordu. Basit bir askeri güç değil, partimizin bir parçasıydı.

Bu konuya dair kongremizde muhasebedeki

değerlendirmeyi doğru bulan fikir de söz konusuydu.

7) 1996'da Kardelen Hareketi sürecinde işkenceyle alınan

ifadelerin geçersiz sayılması ve yargılananların, partinin elindeki

diğer deliller üzerinden nitelendirilmesi önerisi Kongre irademiz

tarafından reddedilmiş, I. Kongre'deki biçimiyle kalması

onaylanmıştır.

Page 42: Partimiz Maoist Komünist Partisi II...Kaypakkaya güzergahında I. Kongremizin kat etmiú olduğu nitel aúamanın devamı ve bu tarihsel miras üzerinden yükselen ileri bir seviyeyi

42

8) Tarihi Muhasebe belgesinin 'aşırı detaylı, eklektik ve hatalı

olduğundan dolayı geri çekilip yeni bir muhasebenin yapılması'

önerisi irade tarafından onaylanmamıştır.

İdeoloji Belgesi; I. Kongremizin önemli belgelerinden birisi de ideoloji

belgesidir. II. Kongremiz bu belgeyi esasta olumlu bularak

onaylamıştır.

II. Kongremiz İdeoloji belgesinin olumlu yönlerine işaret

ederken, sadece partimizle ilgili lokal bir belgeyle sınırlı kalınmadan

uluslararası alanda ideoloji sorunlarını tüm yönleriyle ele alarak

uluslararası bir belge hazırlanması kararı almıştır.

Bu bakış açısıyla hazırlanacak belge genel olarak uluslararası

alanda Marksizm-Leninizm-Maoizm'i tarihsel tüm kökleriyle;

ekonomi-politik, felsefe ve sosyal sistemler alanında ele alan, buna

karşılık MLM'nin ideolojik düşmanları olan anarşizm, Troçkizm,

reformizm, sendikalizm, sivil toplumculuk, fokoculuk vb akımlar ve

ara akımlarla birlikte Bernstein, Kautsky, Enver Hoca, Deng Siao

Ping vb bireyler şahsındaki sapmaları da tarihsel tüm gelişmeleriyle

içermesini hedeflemektedir.

Geriye dönüşler, Devlet- Demokrasi- Parti- Önderlik- Kültür

Devrimi gibi Sosyalizm'in tüm sorunlarını inceleyen, geçmiş

sosyalist tecrübeleri de dikkate alarak uluslararası alanda ideolojik

düzlemde sürdürülen tartışmalar sonucu ulaştığımız sentezler de

belgemizde yer alacaktır.

Komünist enternasyonaller ve belgeleri incelenerek, bunun

sonucu enternasyonal harekete ışık tutacak teorik açılımlar söz

konusu belgede yer alacaktır.

Hazırlanacak ideoloji belgesinin, sadece Türkiye-Kuzey

Kürdistan devrimci ve komünist hareketinin değil, uluslararası

komünist hareketin de faydalanacağı bir belge olması

hedeflenmektedir.

Page 43: Partimiz Maoist Komünist Partisi II...Kaypakkaya güzergahında I. Kongremizin kat etmiú olduğu nitel aúamanın devamı ve bu tarihsel miras üzerinden yükselen ileri bir seviyeyi

43

II. Kongremiz tüm bu konular üzerinden oluşturulacak olan

belgemizin; gerek parti içerisinde, gerekse de uluslararası alanda

geniş ve kolektif bir tartışma sürecinden sonra sonuçlandırılmasının

en doğru yöntem olduğu düşüncesindedir.

II. Kongremiz ayrıca İdeoloji belgesinde ve teorik yayın

organlarında Halk Savaşı'nın denge aşamasına ilişkin savaş biçimini

"bu aşamada mücadele biçimimiz (savaş) esas olarak hareketli

savaşla desteklenen gerilla savaşı olacaktır" biçiminde yazım

hatasından dolayı yanlış formüle etmiştir. Kongremiz bunu şu

şekilde düzeltmiştir:

Stratejik savunma aşamasında gerilla savaşı esas, hareketli

savaş tamamlayıcıdır.

Stratejik denge aşamasında hareketli savaş esas, gerilla savaşı

ve mevzi savaşı tamamlayıcıdır.

Stratejik saldırı aşamasında hareketli savaş esas, mevzi savaşı

ve gerilla savaşı tamamlayıcıdır.

Tüzük; II. Kongremiz parti tüzüğüne ilişkin Kongre delegelerinin

önerileri üzerine yaptığı tartışmalar sonucunda tüzüğün örgütsel

faaliyette karşılaşacağımız sorunlar karşısında zayıf kalan yanlarının

güçlenmesi temelinde aşağıdaki maddelerin eklenmesine karar

vermiştir.

Tüzüğe eklenmesi kararlaştırılan maddeler;

1) Partimiz iki çizgi mücadelesinin niyetten bağımsız nesnel

bir gerçeklik olduğunu kabul eder. Doğru yanlış mücadelesi bilgi

teorisinin gelişme yasasıdır. İki çizgi irademiz dışında yaşamın her

alanında vardır. Parti de bunlardan muaf değildir. Partimiz iki çizgi

mücadelesini gelişmesinin dinamiği olarak görür. Saflarımızda

bulunan herkes parti disiplini temelinde, olanaklar çerçevesinde fikir

mücadelesi yürütme hakkına sahiptir. Parti bu mücadelenin doğru

araçlarla yürütülmesinin koşullarını yaratmakla yükümlüdür. Kimse

fikirlerinden kaynaklı parti saflarımızda baskı altına alınamaz,

engellenemez. Parti içerisinde yer alan herkesin fikirlerini

Page 44: Partimiz Maoist Komünist Partisi II...Kaypakkaya güzergahında I. Kongremizin kat etmiú olduğu nitel aúamanın devamı ve bu tarihsel miras üzerinden yükselen ileri bir seviyeyi

44

demokratik merkeziyetçilik ilkesi sınırlarında ifade etmesini garanti

altına alır. Farklı fikirler, doğru temelde ele alındığında partimizin

birliğini bozan değil, tam aksine geliştiren bir güç olarak

kavranmalıdır.

2) Altı ay, düşman engellenmesi ya da Merkez Komitesi

çoğunluğu tarafından kabul edilen engelleyici ağır hastalık veya

uygun gerekçeler dışında gerekçeli ya da gerekçesiz görev

yapmayan, görev alanına gitmeden verilen göreve herhangi bir

sebeple itirazda bulunarak bekleyen üye veya Merkez Komite üyesi

otomatik olarak üyelikten ve Merkez Komite üyeliğinden düşer. Altı

ay geçtikten sonra isterse tekrar parti üyelik başvurusunda

bulunabilir.

Kongremizde bu maddeye ilişkin kararın parti tüzüğüne

aykırı olduğu, peşin hüküm anlayışından dolayı yanlış olduğu,

üye suç işliyor ve disipline uymuyorsa önce uyarılması, o da

yeterli değilse ağır ihtar yapılması, düzelmezse görevden

alınması gerektiği, yargılama yapılmadan görevden almanın

yanlış olduğu fikri de söz konusudur. 3) Herhangi bir sebeple parti önderliğinin tümünün ya da bir

kısmının yitirilmesi halinde; parti, kalan Merkez Komite üyeleri

önderliğinde, Merkez Komite üyesi yoksa kalan organ sorumluları

iradeyi derhal işleterek bölgelerin iradesini alarak, eğer bölge iradesi

alınamıyorsa geriye kalan parti organlarının iradesi alınarak Merkez

Komitesi oluşturulmalıdır. Kurulan bu yeni önderlik ve mevcut parti

organlarının görevi ise yapılan son kongre ve konferansların

kararlarını eksiksiz yerine getirerek, tüzüğe uygun şekilde partiyi

kongreye taşımaktır.

4) Özgünlükleri dikkate alınarak kadınların partiye

kazandırılması ve yetiştirilmesi için özel politikalar uygulanmalıdır.

5) Herhangi bir faaliyet alanına ilişkin üyelik sınırlaması

getirilmesi tüzük kurallarına aykırıdır. Hak ve görevleri kabul ederek

tüzük kurallarına uyan herkes, her alanda eşit şartlarda partiye üyelik

başvurusunda bulunabilir. İlgili organlar tüzük kurallarına göre

üyeliği kabul ya da ret eder.

Kongremizin tüzüğe ilişkin bir kararı da tüzüğün III.

Kongre'ye kadar ÇKP'nin IX. Kongresi'nde onaylanan tüzük ve

Page 45: Partimiz Maoist Komünist Partisi II...Kaypakkaya güzergahında I. Kongremizin kat etmiú olduğu nitel aúamanın devamı ve bu tarihsel miras üzerinden yükselen ileri bir seviyeyi

45

benzer belgeler temel alınarak yeniden hazırlanıp iradeye

sunulmasıdır.

Program; II. Kongremiz parti programını esasta doğru bularak

onaylarken, yapılan öneriler sonucu parti programında da ifade

edildiği gibi sürekli programını güçlendirme ve yenilemenin bilimsel

tutum olduğundan hareketle programa ilişkin ayrıntılı bir

düzenlemenin III. Kongre'de yapılmasını kararlaştırmıştır.

II. Kongremiz bu kararının yanı sıra üç maddenin

aciliyetinden dolayı III. Kongre'yi beklemeden değiştirilmesini

gerekli gördü.

1- Programın 61 maddesinde “........................kentlerde

azımsanmayacak derecede bir başıboşlar ordusu yaratılmıştır.

Bunların başında hırsızlar, fahişeler, homoseksüeller, lezbiyenler,

gangsterler, dilenciler,...................” biçimindeki belirlemeye rağmen

yukarıda sayılan her tabakanın içerisinde bir bölümünün oluşan bu

başıboşlar ordusuna dahil olduğu bir gerçeklikken genelleme

yapılması doğru değildir. Bu madde buna uygun bir şekilde

düzenlenerek programa eklenecektir.

2- Programa, ev içi emeğin bireysel harcanan değil toplumsal

üretimin parçası olmasından dolayı, kadın-erkek ayrımı yapılmadan

verilen emek karşılığında ücretlendirilmesinin, şimdiden

savunulması ve bunun programa bu şekilde eklenmesi kabul

edilmiştir. Demokratik Halk Devrimi ve Sosyalizm'de de bu emeğin

toplumsal emeğin parçası olarak kabul edilmesi gerektiği de ayrıca

programa eklenmiştir. Kısaca cevaplamamız gereken soru ev içinde

harcanan emek toplumsal emek midir, değil midir? Çocuk bakımı,

çocuk eğitimi, ev içi işler vb sayacağımız daha birçok nokta

incelendiğinde keyfi harcanan emek değil toplumsal üretimin bir

parçası olduğu görülebilir. Buradaki emek olmadan bugünkü

koşullarda Sosyalizm de dahil toplumun devamı sağlanamadığı gibi

alt yapı ve üst yapı kurumları da işlemez hale gelecektir. Çocuk

bakıcısı, çocuk eğiticisi, ev işlerinde çalışan işçiler vb gibi iş

kollarında çalışanların harcadıkları emeği nasıl toplumsal emeğin bir

parçası olarak görüp ücret almalarını savunuyorsak, tüm bu işleri çok

Page 46: Partimiz Maoist Komünist Partisi II...Kaypakkaya güzergahında I. Kongremizin kat etmiú olduğu nitel aúamanın devamı ve bu tarihsel miras üzerinden yükselen ileri bir seviyeyi

46

daha fazlasıyla daha büyük emek harcayarak yapan anne baba ya da

diğer emek harcayıcıların da emeklerini görmeliyiz.

Ev içi emeğin ücretlendirilmesi bu toplumsal koşullarda

Sosyalizm de dahil özellikle kadını eve bağlayan bir rol

oynayacağından dolayı kabul edilmemesi gerektiği yönünde bir

anlayış da söz konusudur.

3- II. Kongremiz, I. Kongremizin başlıca çelişkilerden biri

olarak belirlediği "ezen ulus burjuvazisiyle ezilen ulus burjuvazisi

arasındaki çelişkiyi" eksik bularak, "ezen ulus burjuvazisiyle ezilen

ulus arasındaki çelişki" biçiminde düzenlenerek programa

eklenmesini karara bağlamıştır.

Bu konuya ilişkin II. Kongremizde I. Kongre'nin

tespitinin doğru olduğunu savunan görüş de söz konusudur.

Başlıca Çelişkiler; Bilindiği gibi I. Kongremiz, coğrafyamızdaki başlıca

çelişmelerden birisinin de "Ezen ulus (Türk) burjuvazisiyle ezilen

ulus (Kürt) burjuvazisi arasında" olduğu tespitini yapmıştı. II.

Kongremiz bu tespitin eksik olduğu kanısındadır. Bu tespitin, Türk

hakim sınıflarıyla Kürt ulusu arasındaki başlıca çelişki biçiminde

değiştirilmesi gerekliliğine II. Kongremiz işaret etmiştir. Zira, Kürt

ulusu bir avuç milli hain dışında genel olarak Türk hakim sınıflarının

milli baskısına maruz kalmaktadır. Ekonomik özü itibariyle bir pazar

sorunu olmasından hareketle Kürt ulusal sorununu sosyal ve siyasal

yönlerini hiçe sayarak ele alamayız. Sadece ekonomik özüyle bakıp

bir Türk-Kürt burjuvazisi sorununa indirgeyemeyiz. Türk hakim

sınıflarının milli baskısı ezilen tüm Kürt ulusu ve azınlık milliyetlere

uygulanan bir baskıdır. Ulusal sorunun ekonomik özü açısından Kürt

milli burjuvazisi baskının birinci hedefi durumundadır. Fakat, bu

durum Kürt ulusunun genelde bu baskının hedefi olma gerçeğini de

görmemeyi gerektirmez. Hatta bu baskı onlar üzerinde daha katmerli

bir hal almıştır. Kürt milleti, Türk hakim sınıflarının milli baskısının

tümden hedefidir. Ekonomik özü itibarıyla bir pazar sorunu olan

Milli Mesele'nin, sosyal özü itibarıyla bir köylü, siyasal olarak da

emperyalizme ve kontrolündeki egemen ulus hakim sınıflarının

Page 47: Partimiz Maoist Komünist Partisi II...Kaypakkaya güzergahında I. Kongremizin kat etmiú olduğu nitel aúamanın devamı ve bu tarihsel miras üzerinden yükselen ileri bir seviyeyi

47

siyasal ve askeri ilhakına karşı bir mücadele sorunu olduğu derinden

kavranmalıdır.

II. Kongremizde I. Kongre'nin tespitinin doğru olduğunu

savunan görüş de söz konusudur.

Ulusal Sorun, Azınlıklar ve

PKK Değerlendirmesi; II. Kongre irademiz, I. Kongremizin PKK‟nin ulusal devrimci

bir hareket olduğu görüşünün bugün de geçerli olduğunu kabul

ederek onaylamıştır. Bu özelliğinden ötürü PKK önemli bir ittifak

gücüdür. PKK'nin; TC'nin uyguladığı milli baskı, kısıtlama,

asimilasyon, katliam politikalarına karşı yürüttüğü mücadele

görmezden gelinemez. Proletaryanın, Kürt Ulusal Hareketi'yle

bağımsız proleter bayrağını yere düşürmeden dayanışma ve eylem

birliği içerisinde olması şarttır.

Aynı şekilde gerici çıkarlarla şekillenmiş sözde emperyalist

"çözüm planları"na ve düzen içi, uzlaşmacı "çözüm"lere karşı

çıkılarak mücadele edilmelidir.

İşgal ve ilhaka karşı ezilen uluslar gerçekliğinde Ulusların

Kendi Kaderini Tayin Hakkı, yurt savunması, yurtseverlik tarihsel

olarak anlamlı, meşru ve demokratiktir.

Gerek Kuzey Kürdistan, gerekse de Güney Kürdistan‟a

yönelik Türk hakim sınıflarının stratejik saldırı politikalarına karşı

durulmalıdır. Proletarya, ezilen ulus ve halkların birliği, tüm uluslar

için tam hak eşitliği, ezilen ulusun kendi kaderini tayin hakkı

perspektifiyle kararlı bir şekilde en önde yerini almalıdır.

Komünist- devrimci hareketin bu noktadaki politikasızlığı,

dünya üzerinde yükselen en ileri düzeydeki ulusal kurtuluş

hareketlerinin dahi daha geri noktalara hızla savrulmasına etkide

bulunmaktadır. Bu soruna doğru politikalarla müdahale edilerek

süreci tersine çevirmek için devrimci politik duruşta ısrar önemlidir.

Üniter devletçi, "tek vatan, tek millet, tek bayrak"çı, Kızıl Elmacı,

Türk şovenisti saldırganlığa karşı mücadele, günümüz siyasal

gelişmeleri açısından önemli bir görevdir.

Kongremizde, PKK'nin sınıfsal olarak Kürt ulusal

burjuvazisinin devrimci kanadını temsil ettiğini, ancak içinden

Page 48: Partimiz Maoist Komünist Partisi II...Kaypakkaya güzergahında I. Kongremizin kat etmiú olduğu nitel aúamanın devamı ve bu tarihsel miras üzerinden yükselen ileri bir seviyeyi

48

geçilen süreçte izlediği siyasal çizginin ulusal reformist olduğunu

savunan görüş de söz konusudur.

II. Kongremiz PKK ile ilişkileri de ele aldı: Bilindiği gibi

gerilla bölgemizde, karşı-devrimci bazı ajanların cezalandırılması

nedeniyle PKK ile sorunlar yaşanmıştı. Partimiz tüm çözüm

önerilerinin boşa çıkmasından sonra ilişkileri askıya almıştı. Bu

noktada düştükleri tutumları itibarıyla PKK ile "ilişkileri kesme"

biçimindeki söz konusu döneme ilişkin politikamızı Kongremiz

gözden geçirdi. Biz, dost devrimci güçler arasında şiddet ve her türlü

saldırganlık politikalarını reddediyoruz. Halk içindeki çelişkileri ele

almadaki yöntemimiz birlik-eleştiri-dönüştürme metodudur. Fakat

açıktır ki; dost gördüğümüz bazı devrimci güçler olumsuz tutumlara

düşebilmektedirler. Bu durumda bile Maoist metot asla terk

edilemez. Devrimci örgütler saldırgan, olumsuz tutumlara

düştüklerinde bu durumu aşmak için diyalog, diğer devrimci

örgütlerle birlikte sorunları çözme perspektifi doğrudur. PKK'ye

ilişkin o dönem yapılan eleştirilerimiz doğruydu, yürüttüğümüz

diyalog çalışmaları ve dostlarla birlikte sorunu çözme girişimi

önemsenerek sürdürülmesine rağmen PKK buna cevap vermemişti.

Ancak tüm bu girişim ve çözüm önerileri sonuç vermese de ilişkileri

kesmek biçiminde çözüm aramak ve bu biçimde ele almak doğru

değildi. Yapılması gereken tüm eleştiri ve çözüm girişimlerini devam

ettirmek ve ilişkiyi sürdürmek olmalıydı. Bu dönemsel politikayı II.

Kongre irademiz kaldırmıştır.

II. Kongremiz Kürt ulusu ve azınlıklara yönelik

görevlerimizdeki zayıflığa da dikkat çekti

I. Kongremiz, Kürt ulusu ve azınlıklar noktasında isim

değişikliğinden Kuzey Kürdistan'a, siyasi ve askeri ilhak

meselesinden başlıca çelişkiye, ana dilde eğitim kampanyasından

ulusal hareketle ilişkilere kadar önemli ve doğru belirlemeler

yapmıştı. Ulusal sorun ve azınlıklar meselesinde partimiz tarafından

genel doğrular teorik düzlemde savunulsa da pratikte yetersiz

kalınmıştır. II. Kongremiz, bu noktadaki yetersizliklerimizi aşarak,

çalışmalarımızı daha somut politikalarla güçlendirmemiz gerektiğine

dikkat çekmiştir.

Page 49: Partimiz Maoist Komünist Partisi II...Kaypakkaya güzergahında I. Kongremizin kat etmiú olduğu nitel aúamanın devamı ve bu tarihsel miras üzerinden yükselen ileri bir seviyeyi

49

II. Kongremiz, ulusal sorun ve azınlık milliyetler

konusunda şu karara varmıştır:

"Ezilen ulus ve azınlıkların maruz kaldığı baskılara karşı

çıkılarak bu kesimlerin sorunlarına ilişkin özgül politikalar

oluşturularak, şoven anlayışlara karşı halkların birliği ve kardeşliği

temelinde mücadele bayrağı yükseltilmelidir. Yeni Demokratik

Devrim programının her özgülde alacağı biçime ve bu biçimin

gerektirdiği özgül politikalara önem verilmelidir."

Bunun anlamı açıktır. Yeni Demokratik Devrim asgari

programımız her bir bölgenin koşullarındaki farklılıklar itibarıyla

içerikte değil, görevlerdeki özgünlükler açısından değişik biçimler

alacaktır.

Her bir yerde genel programın, koşullardaki farklılıkların bir

sonucu olarak özel programlarla hayata geçirilmesi bilimsel olandır.

Sınıf mücadelesi dümdüz bir rota izlemez. Objektif koşullara

bağlı biçimlenir. İktisadi, siyasi, tarihsel koşullara bağlı olarak her

bir yerde aldığı özgün biçimi anlamayanlar, proleter dünya devrimi

ortak stratejisinin, komünizm ortak amacının somutta silahı

olamazlar, burjuva-milliyetçi yolların yükselişine objektif olarak

hizmet ederler. Partimiz ulusal düzlemde örgütlenen ve ulusal bir

devlet inşa etmeyi hedefleyen bir parti değildir. Ulusal eşitsizlikler

gibi sınıf, cins, ırk, din her tür eşitsizliğin kararlı düşmanı ve

programıyla da kitlelere dayanan çözüm bayrağıdır.

MKP, her ulus ve azınlıktan işçilerin birleşik stratejik

silahıdır. Dar bir ulusal bayrak, ulusal devlet hareketi değil, devrim

ve komünizm silahıdır. Bu, ulusal eşitsizliklere kayıtsızlığı değil,

aşmada herkesten önde kararlı bir karşı çıkışı ve çözüm gücü olmayı

hedeflemektedir.

Partimizin çözüm programındaki Bölgesel Özerklik yönelimi

doğrudur. Bu yönelimde imtiyazlı bir ulusa, ayrıcalıklı bir dile yer

yoktur. Merkez-çeper, abi-kardeş, ana-yavru biçiminde ulusal,

kültürel dayatmalara, ayrıcalıklara yer yoktur.

Bu perspektifle ulusal her türlü eşitsizlikleri aşma kararlılığını

ifade eden Demokratik Halk Devrimi, Sosyalizm ve Komünizm için

proletarya ve emekçiler iktidarı kararlılığı vardır. Bölgeler arası

değişik koşullardaki farklılıkların görevlerde dayattığı ve kesinlikle

atlanmaması gereken özgün biçimler, proletarya ve emekçiler

Page 50: Partimiz Maoist Komünist Partisi II...Kaypakkaya güzergahında I. Kongremizin kat etmiú olduğu nitel aúamanın devamı ve bu tarihsel miras üzerinden yükselen ileri bir seviyeyi

50

davasının içerikteki ortaklığını gölgelememelidir. Uluslar ve

azınlıklar eşitsizliği devrimimizin çözeceği önemli ve temel bir

sorundur. Bölgesel özerklik sadece bu sorunun değil, aynı zamanda

diğer açılardan da önemli farklılıklar içeren bölgeler arası

dengesizliği çözmede geniş tabanlı bir özyönetim projesidir.

Birleşik-demokratik yönetimin yolu budur. Arap, Laz,

Çerkez, Gürcü v.d. bölgeler bu çerçevede ele alınmalıdır. Resmi

dilli, resmi inançlı, tek ulus kimlikli devletleri aşacak proje budur.

Bir ulus olma özelliklerine soykırım ve asimilasyonla son verilmiş

coğrafyamızın Ermeni gibi kadim halklarının her türlü hakkını

garantiye alacak, Türk şovenisti saldırılara, emperyalist oyunlara

göğüs gerecek çizgi de budur. Coğrafyamızda, Kuzey Kürdistan da

dahil hiçbir yerde Türkmen, Süryani, Keldani v.b. gibi hiçbir

topluluğa şu veya bu ulus- dil- kültür dayatması yapılamaz. Bu

sadece bir yanlış değil, bir suçtur.

Ulusal sorun ve azınlıklar konusunu, dayanışmacı durumdan

çıkarak kendi sorunumuz olarak görüp hareket etmeliyiz. Görev

sadece Ulusların Kendi Kaderini Tayin Hakkı'nın kayıtsız şartsız

savunulması değildir. Bu işin bir yanıdır. Asıl yanı ise proletaryanın

çözüm programıyla sahnede olması, görevi çözmek üzere önderlik

rolünü üstlenmesidir. Her ulus ve milliyetten yoldaş, ortak davamızın

dışında kendi ulus ve milliyetine ilişkin görevlerini programımıza

uygun ele alarak partiye bilinç ve çözüm taşımalıdır.

Başta Kürt ulusu olmak üzere milliyetlerin kimliklerinin

tanınması için meşru mücadeleler yükseltilmelidir.

Azınlıkların işlendiği belgeler, belgeseller önemle üzerinde

durularak oluşturulmalı, toplum bu belge ve bilgiler üzerinden

bilinçlendirilerek inkâra dayalı asimilasyon kırılarak, şovenizm

zayıflatılarak, halkların kaynaşması sağlanmalı ve çok kültürlü

toplumun gelişme dinamikleri korunmalıdır.

Ana dilde eğitim, ulus ve azınlıklar için bir hak olarak her

yönlü savunulmalı, sadece kursların açılması değil meşru bir

mücadelede halklar birleştirilerek eğitim sisteminin parçası

yapılmalıdır. Bunun yapılmaması halinde birçok dil, devrim olana

kadar yok olup gidecektir.

Kuzey Kürdistan‟ın T.C. tarafından askeri ve siyasi olarak

ilhak, Kürt ulusunun ise inkâr edildiği nesnel bir gerçekliktir. Aynı

Page 51: Partimiz Maoist Komünist Partisi II...Kaypakkaya güzergahında I. Kongremizin kat etmiú olduğu nitel aúamanın devamı ve bu tarihsel miras üzerinden yükselen ileri bir seviyeyi

51

inkâr durumu azınlıklar açısından da geçerlidir. Bu nedenle azınlıklar

da inkâr edilerek asimile edilmeye çalışılan milliyetlerdir. Bilimsel

araştırmalara dayalı bir çalışma yapılarak Türkiye-Kuzey

Kürdistan'da var olan azınlıklar net olarak tespit edilmeli, bunlara

uygun politikalar uygulanmalıdır.

Ulusal sorun ve azılıklar meselesinde yerel yönetimlerin

önemi özenle görülmelidir. Nüfus yoğunluğu dikkate alınarak özgün

programlar yerel yönetimlerde öne çıkartılmalı, şovenizm

engellenmelidir. Çelişkilerin derin olduğu alanlara ilişkin özel

politika ve programlar uygulanmalıdır. Bu alanlara ilişkin savunulan

reformlar desteklenmelidir.

Azınlıkların inanç gruplarıyla karıştırılıp ele alınması sonucu

ortaya çıkan bilinç bulanıklığına dikkat edilmeli ve buna karşı

mücadele yürütülerek toplum bilinçlendirilmelidir. Bu noktada

yapılacak görevlerden biri konferanslar yoluyla bilinç açıklığı, somut

örgütlenme ve çözümlerin üretilmesine katkıda bulunmaktır.

Ulus ve azınlıklara ilişkin mücadele yürüten tüm ilerici

kurumlar desteklenmelidir. Bu noktada görevlerini yapmayanlar var

olan mücadelelerin reformizme kaymasından kendilerini sorumlu

hissetmelidirler.

Ulusçu, milliyetçi çizgilere karşı keskin ideolojik mücadele

görevi yadsınmadan bu tarihsel sürecin ortaya çıkardığı

enternasyonalizm ve yurtseverlik ilişkisini bilimsel ele almak

proletaryanın sırtına yüklenen görevlerden birisidir.

Bu konuya bağlı olarak II. Kongremizde Zaza, Arap ve

Lazların da ulus oldukları ve tüm bu alanlarda proletaryanın

ayrı partiler biçiminde örgütlenerek, eşitlerin birliği ekseninde,

birleşik partide merkezileştirilmeleri gerektiği görüşü de söz

konusuydu.

Kongre iradesi ise bu toplulukların ulusu oluşturan temel

niteliklerin bir kısmını yitirdikleri ve azınlık konumunda oldukları

fikrindedir. Bu noktalarda bilimsel araştırmalarla ortaya çıkartılmış,

bilimsel verilerle ispatlanmış fikirlere de partimizin açık olduğu

bilinmelidir.

İşçi Partisi Değerlendirmesi;

Page 52: Partimiz Maoist Komünist Partisi II...Kaypakkaya güzergahında I. Kongremizin kat etmiú olduğu nitel aúamanın devamı ve bu tarihsel miras üzerinden yükselen ileri bir seviyeyi

52

II. Kongremiz, I. Kongre'nin de doğru şekilde tespit ettiği

şekliyle, İşçi Partisi'nin (İP) Türk milli burjuvazisinin sol kanadının

siyasal temsilcisi olduğunu kabul etmektedir. Fakat İP'in bugün

itibariyle izlemiş olduğu temel taktik yönelim, ideolojik dokusunu

Türk şovenizminden alan karşı-devrimci bir niteliğe sahiptir. Milli

burjuvazinin temsilcisi olan İP'nin bu dönemde izlemiş olduğu söz

konusu karşı-devrimci taktik politikalar bu hareketin karşı-devrimci

ilan edilmesini gerektirmez. Herhangi bir parti ve hareket için

yapılacak değerlendirme onun programının ve eylem çizgisinin bir

bütün olarak göz önünde bulundurulmasıyla yapılır. İP'in bugünkü

durumu, sınıf karakteri gereği milli burjuvazi açısından sıkça görülen

bir durumdur. Ancak bu çizgi, temsil ettiği sınıfın karşı devrimci

olduğu anlamına gelmez. İşçi Partisi'nin dönemsel karşı devrimci

çizgisi, komünist-devrimci mücadelenin bugünkü zayıflığıyla

doğrudan ilişkili bir durumdur. Üç dünya teorisi temelinde yükselen

İşçi Partisi'nin, hakim sınıfların temel ideolojik dayanağı Kemalizm'i

ve burjuva-feodal iktidarın en önemli baskı aracı ve koruyucusu olan

orduyu devrimci ilan etmesi, aynı şekilde Türk şovenisti Kemalist

tarih anlayışından kopamaması, aksine onunla kuşanması; onu daha

da olumsuz roller icra etmeye yönelmektedir.

Kongremizde İşçi Partisi'nin bugün açısından devrimin

güçlerinin zayıflığından dolayı bazı politikaları karşı-devrimci

olsa da, temsilcisi olduğu sınıfın çıkarları gereği bütünlüklü

politikalarında emperyalizme karşı çıkma yönlerinin daha ağır

basmasından ötürü dönemsel taktik yönelimlerinin de esasta

devrimci olduğu görüşü de mevcuttur.

Komünistlerin Birliği; II. Kongremiz, birlik sorununa ilişkin partimizin mevcut karar

ve anlayışını ayrıntılı ele alarak değerlendirdi. Her bir dönem somut

koşullara bağlı olarak özgül planlamalar gerektirse de parti, sınıf ve

halkın birliği gibi stratejik görevler, taktik bir mesele olarak ele

alınamaz.

Komünistlerin birliği çerçevesinde I. Kongremizin TKP/ML

ve Maoist saflarda değerlendirdiği diğer gruplarla birlik kararı ve bu

konuda önüne koyduğu yönelim doğruydu.

Page 53: Partimiz Maoist Komünist Partisi II...Kaypakkaya güzergahında I. Kongremizin kat etmiú olduğu nitel aúamanın devamı ve bu tarihsel miras üzerinden yükselen ileri bir seviyeyi

53

Komünist ve devrimcilerin birliğine stratejik yaklaşmama

anlayışı, komünist ve devrimci hareketi oldukça parçalı duruma

düşürerek hakim sınıflara karşı mücadelede güçsüz kılmaktadır.

Komünistlerin ve sosyalizmin güçlerinin her coğrafyada

birleştirilmesi stratejik bir sorun olarak ele alınmalıdır. Doğru

ideolojik temelde iki çizgi mücadelesi yöntemiyle komünist ve

devrimci hareketi her alanda birleştirme mücadelesi tüm

komünistlerin birincil görevlerindendir. Komünist ve devrimci

hareket birleştirilmeden sınıfın ve halkın birliği başarılamaz.

Bu bilinçten hareketle görevimiz ulusal ve uluslararası alanda

komünist ve devrimci hareket içerisinde birlik sorununun stratejik bir

mesele olduğunun kavranması için yoğun ideolojik mücadele

yürütmektir. Komünist ve devrimci hareketler bulundukları

coğrafyalarda ilkeli birliklere ulaşmak için, doğru ideolojik temeller

üzerinden iki çizgi mücadelesiyle birlik amaçlı faaliyet

yürütmelidirler.

II. Kongremiz değişik örgütsel yapılanmaların örgütsel

birliğinin de farklılıklar içerdiğini ve doğru uygulanması gerektiğini

ifade etti. Birlik oluşturulurken örgütsel yöntem sıradan ele

alınamamalıdır. Bireyle, grupla ve partiyle birlik biçimlerinin aynı

olmayacağını ifade eden kongremiz şu belirlemeleri yapmıştır:

Partinin Bireyle birliği; disipline tabi olma, parti program-

tüzüğündeki hak ve görevleri kabullenme biçiminde olmalıdır. Bu

ilkeye bağlı olarak birey patiye ilişkin bütün görüş ve önerilerini

kendi organında ve tartışma süreçlerinde yazılı ve sözlü olarak dile

getirme hakkı olacağından dolayı ayrı bir uygulamaya ihtiyaç yoktur.

Partinin grup ya da hareketle birliği iki çizgi mücadelesiyle

birlik zemininin oluşması sonrasında grubun kendi varlığını ortadan

kaldırarak partiye program-tüzük kurallarının kabulü üzerinden

katılması biçiminde olmalıdır. Daha farklı bir deyişle; gelen

yoldaşların partinin uygun alanlarına program-tüzük kurallarına

uygun olarak ve örgütsel faaliyetin ihtiyaçları zemininde

entegrasyonudur. Grup ya da hareketle birlik, bireyle birlikten farklı

olmalıdır. Grup ya da hareket, birlik kararından sonra parti içerisinde

görevlendirilerek "grup" olmaktan çıkarak parti disiplinine tabi

olacağından dolayı, bu görevlendirme yapılmadan önce bir hak

olarak grubun ya da hareketin fikirleri yazılı bir belgeyle partiye

Page 54: Partimiz Maoist Komünist Partisi II...Kaypakkaya güzergahında I. Kongremizin kat etmiú olduğu nitel aúamanın devamı ve bu tarihsel miras üzerinden yükselen ileri bir seviyeyi

54

açılarak bütün parti iradesinin bu fikirleri öğrenmesi sağlanmalıdır.

Grubun hakkının, sadece dahil oldukları organda fikir belirtme

şeklinde kabul edilmesi; grup veya hareket fiili olarak ortadan

kalkacağından dolayı bireyle birlikten farkı kalmayacaktır.

Partinin, partilerle birliği ise uygun şartlarda ayrıntılı ve

derinlikli bir tartışma süreciyle, ideolojik, siyasi, örgütsel, askeri,

kültürel yönleriyle tüm politika ve belirlemeler ve MLM ideoloji,

asgari ve azami devrim programı, devrim stratejisi ve temel taktikler

ve örgütsel ilkelerde gerekli tartışma ve muhasebeleri yapan

kongreyle birleşme şeklinde olmalıdır.

Yine II. Kongremiz TKP/ML ile birlik anlayışına parti tarihi

muhasebesinin mutlak şart olarak koşulmasını yanlış bularak

değiştirdi. TKP/ML'nin muhasebesini yapmaması şu anda

birliğimizin önünde engel değildir. Ayrıca TKP/ML'nin yapacağı

tarihi muhasebe bizimkinin tam zıttı da olabilir. Bu koşullarda birlik

yapmamız yeni ayrılıktan başka bir şey olmaz. TKP/ML'den birlik

noktasında istenmesi gereken, yenilgilerden önderliklere değişik

dönemlerin değerlendirilmesini sağlayan muhasebe olmamalıdır.

TKP/ML'nin; biz doğru bulsak da, bulmasak da bizim muhasebe

ettiğimiz tüm süreçlere ilişkin muhasebesi zaten vardır.

İdeolojide esasta birlik,

Asgari ve azami devrim programında esasta birlik,

Devrim stratejisi ve temel taktiklerde esasta birlik,

Örgütsel ilkelerde esasta birlik, olan bir partiden kopmanın

yanlışlığını mahkûm etmeleri istenmelidir. Diğer tüm noktalar,

muhasebe ve diğer belgeler de dahil birlikten sonrada sürecek olan,

partimiz içerisinde şu anda süren ve sürecek olan iki çizgi

mücadelesinin sadece konularından biri olacaklardır.

Sorunun temel noktası şudur; bu ayrılıkları partimiz gereksiz

ve yanlış ayrılıklar olarak görmektedir. TKP/ML veya başka

anlayışlar bu ayrılıkları doğru gördüğü müddetçe ilkesiz ayrılıkları

meşrulaştırarak her zaman ayrılacaklardır. Çünkü daha önceki ilkesiz

ve yanlış temeller üzerinden gerçekleşen ayrılıklarımıza neden olan

sebepler, partilerde biz istesek de istemesek de sürekli gündeme

gelecek sorunlardır. Bunlar mahkûm edilmeden muhasebe ya da

başka bir belge üzerinden yapılacak birlik olası ayrılığın zeminini

daha da güçlendirecektir.

Page 55: Partimiz Maoist Komünist Partisi II...Kaypakkaya güzergahında I. Kongremizin kat etmiú olduğu nitel aúamanın devamı ve bu tarihsel miras üzerinden yükselen ileri bir seviyeyi

55

Muhasebenin mutlak şart olarak konulmaması onun önemli

olmadığı anlamına gelmemelidir. Birliğin en önemli temellerinden

bir tanesi partilerin kendi tarihlerini bilimsel muhasebe etmesidir.

Bizim karşı çıktığımız olmazsa olmaz şart olarak sunulmasıdır.

Bunun yanısıra II. Kongremiz, I. Kongremizin kamuoyu

önünde TKP/ML ile tartışmama kararını kaldırmıştır. Deşifrasyon,

yıpratma, karalama gibi anlayışlara düşmeden, yoldaşça bir tutum

içerisinde, kamuoyu önünde açık tartışmanın birlik zeminini

güçlendireceğine işaret etmiştir. Nitekim I. Kongre'nin bu karara

rağmen kamuoyu önünde tartışmalar zorunlu olarak kendisini

dayatmış ve yapılmıştır. Çok açıktır ki; birlik, iki çizgi mücadelesi

ile yanlışların aşılıp doğru sentezlere ulaşılmasıyla sağlanabilir.

İdeolojik mücadelenin kamuoyundan gizlenmesi yanlıştır. Büyük

Proleter Kültür Devrimi'nin ürünü olan bir parti açısından, kitlelerin

iki çizgi mücadelesinden dışlanması, onlara seyirci rolü biçilmesi

kesinlikle doğru değildir. İki çizgi mücadelesi temelinde kitlelerin ve

komünizm mücadelesi aktivistlerinin birlik sürecine söz ve

kararlarıyla doğrudan katılımları sağlanmalıdır.

TKP/ML ve diğer Maoist gruplarla birlik yanlarımızı

anlatırken bu yapılarla hiç ayrılıklarımız olmadığı anlamı

çıkarılmamalıdır. Herhangi bir olguda sadece birlik yanının

olduğunu savunmak bilimsel bir tutum olamaz.

TKP/ML ile birlik zeminimizin dışında önemli ayrılıklarımız

da vardır. I. Kongremiz ve sonrası MK'mızın çeşitli açıklamalarında

da ifade ettiği bu ayrılıklarımız:

Tarihi Muhasebe,

Örgüt ve devrim programı,

MLM örgütlerin örgütsel birliği,

Devrimci Enternasyonal Hareket ve Deklarasyonu,

Halk Savaşı ve kır-şehir diyalektiği,

"İlla da Maoizm" ,

İki çizgi mücadelesi anlayışı,

Örgütsel ayrılık ilan edenlere yönelik siyaset,

Halk sınıf ve tabakalarına karşı izlenen siyaset,

Ülkemizdeki başlıca çelişkiler,

Parti, ordu ve gençlik isimleri,

PKK değerlendirmesi,

Page 56: Partimiz Maoist Komünist Partisi II...Kaypakkaya güzergahında I. Kongremizin kat etmiú olduğu nitel aúamanın devamı ve bu tarihsel miras üzerinden yükselen ileri bir seviyeyi

56

Olağanüstü konferansların olağan konferanslar olarak belirlenmesi

ve kuruluş kongresi,

Halkın Birleşik Cephesi'nin kuruluş zamanlaması,

Mali politika,

Parti program ve tüzüğünde yer alan diğer bazı farklılıklar,

Yukarıda belirtilenler TKP/ML ile ayrılıklarımızın bir

kısmını oluşturmaktadır. Yaşadığımız bu ayrılıklar yoldaşların

MLM'yi tek yanlı ele alan öznelcilik hatalarından kaynaklıdır.

TKP/ML, bilimimizin Büyük Proleter Kültür Devrimi'yle

ulaştığı yeni bir nitel aşama olan ve topyekun bir ilerlemeyi ifade

eden Marksizm-Leninizm-Maoizm'le yeterince donanamamasından

kaynaklı yoldaş Stalin ve Komintern'in hatalarından

kopamamaktadır.

Bu eklektik ve benmerkezci ideolojik hatalar onu eklektik ve

ortacı enternasyonal çizgiye itmekte, DEH ve ideolojik, politik,

örgütsel bir merkez olarak UKH'nın inşası görevinin yerine bir tür

uluslararası eklektik ittifakı geçirmektedir.

24 Nisan 1972'de kurulan TKP-ML ve Kaypakkaya çizgisinin

Büyük Proleter Kültür Devriminin ürünü olduğunu göremeyip

Maoizmden bağımsız olarak işçi, köylü ve öğrenci gençliğin

mücadelelerinden doğduğu şeklinde kendiliğindenci hatalardan

kopamayan bir yaklaşım da göstermektedir. Ve yine partinin tarihsel

gelişiminin bütünlüklü bir şekilde ideolojik, siyasi, örgütsel ve askeri

olarak bilimsel muhasebesini yapma ve doğru sonuçlara ulaşmış

değildir.

Grupçu anlayışlardan ötürü komünistlerin, sınıfın ve halkın

birliği meselelerinde de sekter bir politika izlemektedirler. Parti ve

halk içerisinde sorunların ele alınmasında Marksizm-Leninizm-

Maoizm'e yabancılaşmaya, yıkıcılığa ve hatta yer, yer şiddete varan

kırılmalara düşmektedir.

TKP/ML ile partimiz arasında var olan bu ciddi görüş

ayrılıklarını inkârdan veya görmezlikten gelemeyiz. Aramızdaki

görüş ayrılıklarını ne olduğundan büyük göstereceğiz, ne de

küçümseyeceğiz. Sorunlarımız ciddi. Fakat aşılmayacak düzeyde

değil. Tüm bu ayrı yanlarımız TKP/ML ile birlik yapmamızın

önünde engel olan temel ilkesel ayrılıklar değildir. TKP/ML ile birlik

zeminimiz halen mevcuttur. Bundandır ki TKP/ML ile birlik

Page 57: Partimiz Maoist Komünist Partisi II...Kaypakkaya güzergahında I. Kongremizin kat etmiú olduğu nitel aúamanın devamı ve bu tarihsel miras üzerinden yükselen ileri bir seviyeyi

57

sorunumuzun olduğunu dün olduğu gibi bugün de sabırla, ısrarla ve

inatla savunmaya devam edeceğiz.

TKP/ML ile ayrılıklarımız yeniden kamuoyu önünde açık

ideolojik mücadelenin konusu olacaktır. Komünistlerin birliği bir

rekabet, damgalama ve alt etme değil, yanlışları sebepleriyle gösterip

dönüştürme ve MLM ideoloji, asgari ve azami devrim programı,

devrim stratejisi ve temel taktikler ve örgütsel ilkelerde birleşme

amacıyla iki çizgi mücadelesi yoluyla ele alınıp kazanılacaktır.

TKP/ML ve Maoist saflarda gördüğümüz parti ve gruplarla birlik

çalışmalarının önünde olan engellerin aşılması için ısrarlı bir şekilde

teorik ve pratik çalışmalarla birliğe ilişkin görevimizi kararlılıkla

sürdüreceğiz.

TKP/ML ve diğer Maoist gruplarla birlik temelinde iki çizgi

mücadelesi verirken, tüm doğruların bizim tekelimizde olmadığı,

karşılıklı öğrenme temelinde ideolojik mücadelenin yürütüleceği

doğru ve bilimsel yöntemdir. Bugün açısından ayrılıklarımız ele

alındığında analiz ve sentezlerimiz bizlere doğru geldiği için

savunmaktayız. Ama bunların yüzde yüz doğrular olduğunu

savunmak bilimsel değildir. Yoldaşlarımızla ulusal ve uluslararası

alanda yürütülecek mücadelede karşılıklı birbirimizin hatalarını

sürekli açığa çıkartarak bunlardan öğrenip yürüyeceğimiz

bilinmelidir.

II. Kongremiz birlik çalışmaları neticesinde, birliğin tesis

edilmesi durumunda da parti ve grupların ulaşılmış birlik sentezi ve

ayrı görüşlerinin illegalite ve deşifrasyon dikkate alınarak gerekli

olan tüm boyutlarıyla partiye ve kamuoyuna yayınlanmasını doğru

bularak onaylamıştır. Sadece yönetici organlar arasında sürdürülen

birlik görüşmelerinin ve iki çizgi mücadelesinin doğru ve ilkeli bir

birliğin tesisinde oldukça yetersiz olacağı ve içselleşmeyen, üstten

birlikle sonuçlanacağı açık olarak bilinmelidir.

TKP/ML gibi II. Kongremizin birlik çağrısını yinelediği parti

ve gruplara kongre değerlendirmelerimiz özel olarak da iletilecektir.

II. Kongremizin partinin, birey-grup ya da bir parti ile

birliğinin yine partinin sınıf ve halkla birliği konusundaki görüşlerini

içeren Kongre dokümanlarımız kamuoyuna ayrıca sunulacaktır.

Page 58: Partimiz Maoist Komünist Partisi II...Kaypakkaya güzergahında I. Kongremizin kat etmiú olduğu nitel aúamanın devamı ve bu tarihsel miras üzerinden yükselen ileri bir seviyeyi

58

II. Kongrenin Önüne Koyduğu Temel Görevler: Halk savaşı diyalektik bütünlüğü içinde, gerek merkezi halka

olan kızıl siyasi iktidarlar için köylü gerilla savaşı ve gerekse de

onun bir parçası olarak her bir görev dağınık değil ideolojik ve

siyasal çizginin somutla birleştirilmesi çerçevesinde bir planlamayı

şart koşar. Plansız yürüyüş kör bir yürüyüştür. Karanlıkta el

yordamıyla görevler yerine getirilemez. Parti ve önderliğindeki

güçlerin faaliyetlerini merkezileştiremeyen ve merkezi görev

dinamizmi etrafında koordine edemeyen dört bir yana yumruk

sallayışlar komünist faaliyetin ruhuyla çelişir. Devrimci savaş ve

onun her bir somutta ele alınışı da elbette esnekliği yadsımayan,

somut gelişmelere bağlı olarak şekillendirmesini bilen, yeni

gelişmelerle ilerleten bir plan dahilinde ele alınmalıdır.

II. Kongre çizgimizin her alanda iktidarlaşması için temkinli

ilerleme taktiğine uygun partimizin tüm örgütlü alanlarının önüne

görev olarak koyduğu bu yedi politik-taktik görevi doğru kavrayıp

pratikte uyguladığımızda göreceğiz ki en başta halkımızın,

şehitlerimizin ve yoldaşlarımızın bizlerden bekledikleri haklı

istemlerini yerine getirmiş olacağız.

I. Kongremizin işaret ettiği beş temel nokta eksenindeki

görevlere iki temel görev daha ekleyerek II. Kongre önderliğimiz,

her alana ilişkin uygulayacağı yedi ana görevi belirledi;

1. Önderliği Kurumsallaştırmak ve Derinleştirmek,

2. Partinin İdeolojik ve Siyasi Seviyesini Yükseltmek,

3. Düşmanın Marjinalleştirme Politikasına Karşı Kitleselleşmek,

4. Parti Örgütlenmesini Oturtmak ve Derinleştirmek,

5. Gerilla Birliklerinin Nicel ve Nitel Olarak Seviyesini

Yükseltmek,

6. Araştırılması Gereken Görevleri Sonuçlandırmak,

7. Deşifrasyonun Önüne Geçmek,

1. Önderliği Kurumsallaştırmak ve Derinleştirmek; Parti olarak ileri bir teoriyi savunuyoruz. On milyonlara

önderlik, ileri bir ideolojinin kılavuzluk ettiği bir parti ile yerine

Page 59: Partimiz Maoist Komünist Partisi II...Kaypakkaya güzergahında I. Kongremizin kat etmiú olduğu nitel aúamanın devamı ve bu tarihsel miras üzerinden yükselen ileri bir seviyeyi

59

getirilebilir.

Parti II. Kongre irademiz, stratejik düzlemde tayin edici bir

hedef olarak süreklileştirilmiş kolektif bir önderlik kurumunun

gerçekleştirilmesi ve derinleştirilmesini vazgeçilmez bir görev olarak

belirledi. Ne yazık ki İbrahim‟ den bu yana istikrarlı ve sürekliliği

sağlanmış bir önderler örgütünü yaratamadık. Dolayısıyla doğru bir

politik- taktik önderlik çizgisi altında partiye ve kitlelere önderlik

yapamadık.

I. Kongremiz önderliğin stratejik önemini bilince çıkartmış

olmasına karşın pratikte başarılamadığından kolektif önderlik

kurumunun yaratılarak süreklileştirilmesi hala önemli bir sorun

olarak karşımızda durmaktadır. Bu sorunun özü nasıl bir kadro tipini

yaratacağımızla doğrudan ilişkilidir. Bunun için ise özel politikalara

ihtiyaç vardır. Eğitim, üyelik, yetenek ve nitelik, inisiyatif, yönetme

ve yönlendirme, davaya bağlı ve profesyonel ve daha bir çok noktada

donanımlı kadrolar yetiştirmek için pratik politikalar geliştirmeliyiz,

Devrime önderlik edecek kadrolardır ve bu işi küçümseyemeyiz.

Belirlediğimiz perspektifler ışığında yeni kadrolar yetiştirmeliyiz.

Kadın, gençlik, işçi ve köylülük içerisinde binlerce taraftarımız

olmasına rağmen büyük bölümü örgütsüz durumdadır. Önderlik bir

yanda kitleler diğer yanda durmaktadır ve bu olumsuz nesnel

gerçeklik kabul edilemez. Ulaşabildiğimiz ve ulaşabileceğimiz

herkesi örgütlemeli ve içerisinden ise yeni kadrolar yetiştirmeliyiz.

Bu konuda öncelikle sağlam bir ideoloji ve kararlılıkla önümüze

koyduğumuz pratik görevlerde yoğunlaştığımız oranında

kurumsallaşabileceğiz. II. Kongre çizgimiz bu süreçte gerçek

elemanlarıyla buluşacak ve adım, adım sürekliliği sağlanmış kolektif

önderlik kurumunu ete kemiğe büründüreceğiz. Sürekli gelişen ve

ilerleyen bu stratejik önderlik kurumunu her geçen gün daha fazla

kolektifleştirerek balık ve deniz ilişkisindeki diyalektik bağı

gerçekleştireceğiz. İstikrarlı ve sürekliliği sağlanmış stratejik kolektif

önderlik kurumunun teorik- pratik temellerini II. Kongre irademizle

daha da sağlamlaştırmış bulunuyoruz.

Gerek ülkemiz gerekse dünya konjonktüründe tasfiyeciliğin

oldukça yoğun yaşanması karşısında Parti II. Kongremizi

gerçekleştirmiş bulunuyoruz. Bir yandan olumsuzluklar öte yandan

ideolojik ve teorik olarak üst düzeyde bir sıçramayı aynı zaman

Page 60: Partimiz Maoist Komünist Partisi II...Kaypakkaya güzergahında I. Kongremizin kat etmiú olduğu nitel aúamanın devamı ve bu tarihsel miras üzerinden yükselen ileri bir seviyeyi

60

dilimlerinde yaşıyoruz. II. Kongremizi anlamlı kılan en belirgin

gelişmelerden birisini de bu gerçeklik oluşturmaktadır. Önderlik

sorununda I. Kongremizle yakaladığımız seviye şimdi daha da

yükseltilmiş durumdadır. Hata ve zaafiyetlerimizi karamsarlığın ve

yetmezliklerimizin gerekçesi yapamayız ve gizleyemeyiz. Kongre

irademiz, önümüzdeki dönemin en önemli görevlerinden biri olarak

önderlik sorunundaki açmazlıklarımızı ortadan kaldırmayı

belirlemiştir. II. Kongremiz sürekliliği sağlanmış stratejik kolektif

önderlik kurumunu gerçekleştirme kararlılığındadır.

2. Partinin İdeolojik ve Siyasi Seviyesini Yükseltmek; Partimizin ideolojik ve siyasi seviyesinin 17'lerin kaybından

sonra gerilediği inkar edilemez bir gerçekliktir. Bu sorun, partinin

ideolojik-politik temelde sağlam ve nitel açıdan ilerletilmesiyle

aşılacaktır. Böyle bir nitel ilerleme kendi nicel gücünü yaratmada

ana meseledir. Ne yaptığını bilen bir ilerleme partinin kitleler içinde

tesis edilmesinin ana halkasıdır. Bütün çalışmalarımızda politik

çalışmayı göz ardı etmemeliyiz. Partimizin bütün organlarında ve

alanlarında komünist nitel ilerlemeyi derinleştirme zemininde

partinin, aktivistlerinin ve kitlelerin siyasi seviyesini yükseltmek

önemli bir görevdir. Bu göreve bağlı olarak okullar, akademiler,

sözlü ve yazılı propaganda ve ajitasyon araçları özenle üzerinde

durulması gereken meselelerdir. Kongremiz, yukarıdan aşağıya parti

aktivistlerini değişik araçlarla eğitime alma görevine işaret etmiştir.

İdeolojik ve politik seviyenin yükseltilmesi görevinin bir

ayağını da ideolojik mücadele olarak belirleyen II. Kongremiz

reformizme ve revizyonizme karşı mücadelenin özellikle bu süreçte

can alıcı olduğunu belirtmiştir. Ulusal ve uluslararası planda bugün

de revizyonizm ve reformizmle mücadele ideolojik alanda esas

görevdir.

II. Kongremiz bu göreve bağlı olarak yapılması gereken

somut bazı görevleri de aşağıdaki gibi belirledi:

— Statükoculuk ve dogmatizme karşı mücadele ivedilikle ele

alınacaktır.

Page 61: Partimiz Maoist Komünist Partisi II...Kaypakkaya güzergahında I. Kongremizin kat etmiú olduğu nitel aúamanın devamı ve bu tarihsel miras üzerinden yükselen ileri bir seviyeyi

61

— Metafizik idealist düşünce anlayışına, yabancılaşmaya,

ekonomizme, pragmatizme, çeteciliğe ve geleneksel gerici ahlaka

karşı partiyi eğitmek için bir kampanya başlatılacaktır.

— Gerek partimizde, gerekse de uluslararası komünist

hareket içerisinde yapılan ideolojik-siyasi tartışmalar diğer

çalışmalarımızı aksatmadan belli bir sistematik içerisinde uygun araç

ve yöntemlerle sürdürülecek ve bu görev temelinde parti

ilerletilecektir.

— II. Kongremiz, I. Kongremizin seçtiği Merkez

Komitesi'nin önderliğinde hazırlanan "Maoizm'i Kavra Kavrat"

dokümanının yer aldığı parti içi teorik yayın organında gerekli

düzenlemeleri yaparak kamuoyuyla paylaşacaktır.

— Kültür Devrimi ayrıntılı olarak var olan belgeler üzerinden

tartışılarak bu noktadaki bilinç yükseltilecek ve Kültür Devrimi'nin

günümüz koşullarında uygulanmasına ilişkin tartışmalar

gerçekleştirilecektir.

— Gerek Merkezi Konferansımızın, gerekse I. Kongremizin

parti saflarındaki çalışma tarzına ilişkin belirlediği sorunları

"Düşünce Yöntemimizi ve Çalışma Tarzımızı Düzeltelim ve Halk

Savaşı'na Daha Güçlü Hizmet Edelim" kampanyası ile aşma görevini

II. Kongremiz de devam ettirme kararı almıştır. Düşünce yönteminde

tek yanlılık ve sübjektivizm, örgütlenmede sekterizm, siyasette sağ

ya da sol oportünizm, parti içinde ve dışında aktif bir seferberlikle

göğüslenmelidir. Parti ve kitleler içerisinde bu kampanya II.

Kongremizin belirlediği plan çerçevesinde gerçekleştirilecektir.

Tüm faaliyetler "kitlelerden kitlelere" çizgisine uygun olarak

sürdürülmelidir. Kitlelerin bilincini geliştirmek, devrim için

örgütlemek ve onlardan öğrenmesini bilmek Maoist kitle siyaseti ve

örgütlenme tarzı onları iktidara taşıyacak merkezi görev Halk

Savaşı'na hizmet edecek şekilde ele alınacaktır.

İdeolojik güzergahımız Marksizm-Leninizm-Maoizm, tarih

yapıcı kaynağımız kitleler, siyasi stratejimiz ise Halk Savaşı yoluyla

faşist diktatörlüğü parça, parça yıkıp bunun yerine Yeni Demokratik

Cumhuriyet'i kurmaktır. Bütün ideolojik, politik, örgütsel, askeri,

ekonomik, kültürel vb faaliyetlerimiz bunların ışığında yürümek ve

bunlara hizmet etmek zorundadır.

Page 62: Partimiz Maoist Komünist Partisi II...Kaypakkaya güzergahında I. Kongremizin kat etmiú olduğu nitel aúamanın devamı ve bu tarihsel miras üzerinden yükselen ileri bir seviyeyi

62

3. Düşmanın Marjinalleştirme Politikasına Karşı

Kitleselleşmek; I. Kongremizin de işaret ettiği gibi kitleselleşme partimizin

önündeki bir başka önemli görevdir. Bu görev; Maoist ideoloji

rehberliğinde ve Halk Savaşı stratejisi doğrultusunda tüm alanlara

ilişkin yapılan kısa-orta-uzun vadeli merkezi planlama doğrultusunda

ve sürekliliği sağlanmış alanların inşa edilmesi ile yerine

getirilecektir. İktidar bilinciyle donanmış kadroların yaratılması, nitel

ve nicel seviyenin yükseltilmesi perspektifiyle hareket edilmelidir.

Güçlü bir MLM donanımla kampanyalar düzenleyerek sınıf

mücadelesine bilinçli önderlik pratiğiyle kitleler devrimin güçlü

öznesi haline getirilebilinir. Partinin tüm örgütleri ve aktivistlerinin

kırda, şehirde, yurtdışında nitel ve nicel ilerletilmesi için bilinçli

mevzilendirilmeleri gerekmektedir. Tüm alan örgütlenmeleri,

kolektif komiteler temelinde merkezileştirilecektir. Partimiz dost

müttefik güçlerle dönemsel eylem birliktelikleri temelinde kurulan

platformlar gibi devrimci mücadelenin ihtiyacı olan tüm araçlarda

birlik siyasetini daha fazla önemseyecektir. Doğru çizgi önderliğinde

kitleselleşme mücadelesinde radyo, televizyon, basın, internet gibi

araçların kullanılması oldukça önemlidir. Kitlelerin sorunlarına

ilgisiz, genel amacıyla birleştirmede somut sorunlarına kayıtsız bir

mücadele sadece pedagoji olur. Dolayısıyla dar, kendiliğindenci bir

yaklaşımla değil kitlelerin somut sorunları temelinde ve bunların

ihtiyacı kooperatifler, sendikalar, köylü-öğrenci-aydın-kadın

alanlarındaki örgütlülükler aracılığıyla seferber etme konusunda II.

Kongre irademiz partimizin önüne önemli görevler koymuştur.

Geneli özelle, partiyi kitlelerle birleştirme siyaseti asla akıldan

çıkarılmamalıdır. Halk yığınlarına olan sevgimiz, güvenimiz ve

bağlılığımız sürekli güçlü kılınmalıdır. Mevcut durum partinin halk

kitlelerinden büyük oranda kopuk olduğunu göstermektedir. Doğru

bir görev, doğru bir siyaset ve doğru bir çalışma tarzı her zaman için

halkımızın, devrimin ve partinin istek ve ihtiyaçlarına uygundur.

Yine üstlendikleri görevler itibarıyla dışımızdaki değişik kitle

örgütlerinin devrimci demokratik bir çizgide merkezileşmiş çatı

altında birleştirilmesi sorumluluğunu da üstlenmeliyiz. Kuyrukçu,

Page 63: Partimiz Maoist Komünist Partisi II...Kaypakkaya güzergahında I. Kongremizin kat etmiú olduğu nitel aúamanın devamı ve bu tarihsel miras üzerinden yükselen ileri bir seviyeyi

63

reformist bir çizgiyle değil, devrimci kitle çizgisiyle ileri kitlelerle

bütünleşmek, ortayı ilerletmek ve geri kitleleri ise tarafsızlaştırmak

asla ihmal edilemez. Bizler, "bana bir profesyonel devrimciler örgütü

verin dünyanın altını üstüne getiririm" diyen Lenin‟in öğrencileriyiz

ve onun bu öğretisi doğrultusunda, kitleleri yeri göğü sarsma ruhuyla

devrim için ayağa kaldıracak bir parti olma yolunda ilerlemekteyiz.

Her bir aktivist, savaşçı, kadro, her yerde bu partileşme ruhunu

yaşatmalıdır.

Yine örgütsel olarak saflarımızda olmasalar da tarihimizin bir

parçası olan partisiz kadrolara, kitlelerin tecrübelerine büyük önem

verme, onları genç-dinamik inisiyatifle birleştirme görevini

önemsiyoruz. Çeşitli sebeplerle kırda, şehirde ya da yurtdışında

gerilemiş durumda olsalar da devrime karşı sorumlu, partiyle

yeniden birleşme dinamizmi içerisindeki güçleri ileriye çekme

görevini omuzluyoruz. Her türlü marjinalleşmenin panzehiri, politik

başarının anahtarı "kitlelerden kitlelere" çizgisidir.

4. Parti Örgütlenmesini Oturtmak ve Derinleştirmek; Parti örgütlenmesini oturtmak derken partinin yukarıdan

aşağıya MLM donanımla örgütlenmesini kastediyoruz. Parti taban

kitlemizden önemli oranda kopmuş durumdayız ve bu hiç de

kabullenilecek bir durum değildir. Bunların yüzde birinin dahi

örgütlenmesi demek partimizin onlarca komiteye kavuşması

demektir.

Önemli bir güç elimizde olmasına rağmen çalışma

tarzımızdaki önemli zafiyetlerimizden dolayı gerekli verimi

alamamaktayız. Bunun bilincinde olan II. Kongremiz, parti

içerisindeki mevcut gücümüze doğru bir önderlik yaparak onları

Kongre çizgimizle bütünleştirecek ve böylece parti örgütlülüğümüz

güçlendirilecektir. Örgütsel yapının nicel ve nitel olarak

güçlendirilmesi için tüm partililer her alanda düşman yönelimini de

dikkate alarak bir adım daha ileri atılmalıdır. Örgütsel ilkelerimizi

gevşeten, düşman karşısında bizi zayıflatan eski çalışma tarzımızdan

adım, adım koparak ilerlemeliyiz.

Doğru çizgi onunla birleşmiş bir örgüt gerektirir. Bu anlamda

komünist çizgiyle birleşmiş işlevsel bir örgüt ve onun kitlelerle

Page 64: Partimiz Maoist Komünist Partisi II...Kaypakkaya güzergahında I. Kongremizin kat etmiú olduğu nitel aúamanın devamı ve bu tarihsel miras üzerinden yükselen ileri bir seviyeyi

64

birleştirilmesi olmazsa olmaz bir meseledir. Doğru çizgi temelinde

yoldaşlar ve kitlelerle birleşme bir ilke sorunudur. Her bir yerde

merkezin bir parçası olarak komite sistemi oturtulacaktır. Keza

partimizin gelişmesinin önünde engel teşkil eden nedenlerden biri

olan rapor sistemi yukarıdan aşağıya kesinlikle uygulanmalıdır,

uygulanacaktır. Zorunlu haller dışında komite sistemine aykırı hiçbir

tutum kabul edilemez. Parti kolektif bir araçtır. Onun ruhu her bir

yere yansımak durumundadır. Her alan kendi faaliyetlerinin geçici

ele alınmasını aşarak süreklileşmiş bir çalışmayla faaliyetlerini

merkezileştirerek kurumsallaştırmalıdır.

Parti örgütlenmesini oturtmak ve derinleştirmek için; parti

komitelerinin iyi bir yönetime sahip olması gerekmektedir. Partinin

bütün komite üyelerinin kolektif olarak sorunlarını çözmesi, bilgi ve

haber akışında bulunulması, anlaşılmayan ve bilinmeyen konularda

örgütsel disiplin kuralları çerçevesinde yoldaşlara danışılması

süreklileştirilmelidir. Merkezi göreve dört elle sarılırken öteki

alanlardaki çalışmaların da geliştirilmesi, sadece nitelik değil bir

sorunun nicelik yanını da önemsemesi bir bütünlük içerisinde ele

alınmalıdır. Toplantıların önceden bilgilendirilmesi ve toplantılara

hazırlıklı gelinmesi, konuşmaların- söylevlerin- yazıların ve

kararların kısa özlü ve anlaşılır olması, aynı fikirde olmayan

yoldaşlarla birleşmeye ve onlarla birlikte çalışmaya dikkat edilmesi,

kibirlilikten sakınılması ve devrim ile karşı devrim arasında kesin

sınır çizgisinin çekilmesi gerekmektedir.

Parti örgütlenmesini oturtmak ve güçlendirmek için; bütün

parti faaliyetçilerinin demokratik merkeziyetçilik ilkesini

içselleştirerek kolektif faaliyeti hayata geçirmesi, illegalite

kurallarına uyulması, eleştiri-özeleştiri mekanizmasının sürekli

kılınması, parti hukuku ve disiplinine azami ölçüde riayet edilmesi

gerekmektedir.

5. Gerilla Birliklerinin Nicel ve Nitel Olarak Seviyesini

Yükseltmek; Gerilla güçlerinin nitel ve nicel ilerletilmesi, savaş

tecrübelerimizin özetlenmesi, ulusal ve uluslararası devrimci savaş

tecrübelerinden öğrenilmesi temelinde kolektif bir sorumlulukla

Page 65: Partimiz Maoist Komünist Partisi II...Kaypakkaya güzergahında I. Kongremizin kat etmiú olduğu nitel aúamanın devamı ve bu tarihsel miras üzerinden yükselen ileri bir seviyeyi

65

halkın silahlı kuvvetlerinin güçlendirilmesinin özel önemde

olduğunu vurgulayan II. Kongre irademiz bu görev doğrultusunda

Merkez Komitemizi bazı planlamalarla özel olarak görevlendirdi.

Gerilladaki nicel ve nitel anlamdaki gerileme esasta kendi

hatalarımızdan kaynaklıdır. Objektif ve subjektif koşullar bu konuda

büyük bir ilerleme sağlamak için oldukça elverişlidir. Otuz beş yıllık

bir tarih ve tecrübe karşısında hedefimizi doğru bir çalıma siyasetiyle

çok rahat yerine getirebiliriz. Ancak hedeflerimize adım, adım

varmanın yolu II. Kongre çizgimizin doğru kavranmasından

geçmektedir. Kongre çizgimiz Halk Savaşı'nda ısrarcılığın

iradeleşmiş en üst seviyesidir.

Gerilla birliklerinin nitelik seviyesi derken bundan birliklerin

politik faaliyetle ve politik kişilikle ne kadar ilişkili olup olmadığını

kastediyoruz. Bunun için ordu saflarında ideolojik ve politik

çalışmayı hiçbir zaman aksatmamalıyız. Seviyeyi yükseltmenin

çeşitli pratik politikaları söz konusudur.

Hata yapa, yapa savaşmasını öğrendik, şimdi ise daha

birikimli ve tecrübeliyiz. Bunları doğru bir taktikle harekete

geçirdiğimizde bugün yüz, yarın binleri bulacağız. Bundan eminiz ve

kazanacağız.

6. Araştırılması Gereken Görevleri Sonuçlandırmak; Her komünist bilmeli ki; Marksizm-Leninizm-Maoizm'in

yaşayan canlı ruhu, somut koşulların somut tahlilidir. "1972'de

komünist önderimiz İbrahim Kaypakkaya her şeyi tahlil etti, yeni

tahlillere gerek yok" diyemeyiz. Bu tutum komünist önderimizin

kendisine kılavuz edindiği materyalist bilimin ve MLM'nin ruhuna

aykırıdır. Bilimsellik üzerine kurulan partimizin her alanda araştırma

ve incelemelerini derinleştirerek günümüzün ihtiyaçlarına cevap

olması ertelenemez bir görevdir. Parti II. Kongremiz, UKH ve onun

bir parçası olarak partimizin sorunlarına ilişkin belirlediği araştırma

görevlerinin yerine getirilerek, partimiz içerisinde ve kitlelerle

tartışılıp sonuçlandırılması görevinin ciddiyetle ele alınmasını

öngörmektedir. Bu görevler Türkiye-Kuzey Kürdistan'da sosyo-

ekonomik yapı, sosyalizmin sorunları, uluslar ve azınlık milliyetler,

inanç sistemleri ve mezhepler, hapishaneler, gelecek için nasıl bir

Page 66: Partimiz Maoist Komünist Partisi II...Kaypakkaya güzergahında I. Kongremizin kat etmiú olduğu nitel aúamanın devamı ve bu tarihsel miras üzerinden yükselen ileri bir seviyeyi

66

toplum-nasıl bir devlet ve demokrasi meselesi, dünya ve TC tarihi,

nasıl bir Halk Savaşı, kadın ve devrim gibi daha önce de işaret

ettiğimiz sorunlardır. Kongremizin ortaya koyduğu irade temelinde

tam bir birlik ruhuyla hareket ederken parti ve kitleler içerisindeki

tartışmayı da yadsıyamayız. Parti II. Kongremiz, hareketimizin

birliğinin temelini belirlemiştir. Fakat yine biz biliyoruz ki, birlik

mücadele yoluyla ilerletilir. Yekpare bölünmez bir birlik, diyalektik

değildir. Birlik temeli mücadele ile yeni sorunların üstesinden gelme

perspektifiyle sürekli ilerletilebilinir. İşte tam da bu ruhla parti ve

kitlelerle irade ve eylem birliğimizi zaafa uğratmadan tartışmaya ve

daha ileri birlikler yaratmaya devam edeceğiz.

7. Deşifrasyonun Önüne Geçmek; II. Kongremiz Partimizin örgütlenme noktasında en önemli

olumsuzluklarından birinin de deşifrasyon sorunu olduğunu

belirleyerek, aşılması noktasında köklü bir çalışmanın yapılmasını

kararlaştırdı. İletişimden örgütlenme biçimlerine, araçlara

yaklaşımdan sorunların çözüm yöntemine kadar her alanda

deşifrasyona karşı çözümün örgütlenmesi sağlanmalıdır.

Bu olumsuzluk, tüm devrimci hareketin ortak sorunudur ve ancak

ortak bir çalışmayla köklü başarılar sağlanabilir. Partinin tüm

kademeleri başta olmak üzere tüm dostlarımız ve halkımız eski

alışkanlıklarımızı bir kenara bırakarak devrimci hareketi düşman

karşısında zayıflatan bu zaafı yenmede tam bir bilinçle hareket

etmelidir. Merak, deşifrasyon, yatay ilişki, gereksiz bilgilendirme,

başka görevlere müdahale vb. gibi daha sayabileceğimiz birçok

zaaflarımızı kesinlikle yenmeliyiz.

Esas sorunun partimizin bileşenlerinin düşünme ve çalışma

tarzından kaynaklandığını bilmekte ve sorunu dışarıda

aramamaktayız. Fakat gelinen aşamada tüm bileşenlerle ortak

mücadele yürütülmezse sorunu aşamayacağımız da açık

görülmektedir.

Sorun bir Kültür Devrimi biçiminde ele alınmalıdır. Tüm kitleler ve

partimiz bu noktadaki zaaflarımızı eleştirerek, açığa çıkan tüm

zayıflıkları uygun parti kanallarından yayılmasına izin vermeden

engellenmesi noktasında kendisini sorumlu hissetmelidir. Hiçbir

Page 67: Partimiz Maoist Komünist Partisi II...Kaypakkaya güzergahında I. Kongremizin kat etmiú olduğu nitel aúamanın devamı ve bu tarihsel miras üzerinden yükselen ileri bir seviyeyi

67

anlayış başta önderlik olmak üzere açığa çıkmış ilişkileri gerekçe

yaparak rahat davranmamalı ve tüm illegalite kurallarına uymalıdır.

Yaşanan dejenerasyon öyle ileri boyutlara varmış durumdadır ki

gelinen aşamada sadece eğitim çalışmasıyla sorunu aşmak mümkün

görünmemektedir. Deşifrasyonun esasta eğitim yoluyla aşılma şansı

olsada gelinen aşamada idari tedbirler uygulamamızı da gerekli

kılma aşamasına varılmış durumdadır.

Hiçbir hataya karşı hoşgörülü olma şansımız kalmamıştır.

Başta önderlik olmak üzere tüm yoldaşlar bu noktayı bilerek hareket

etmelidirler. Aksi halde devrim çok daha gecikecektir. Her bir

devrimci komünist ve bütün komiteler sınıf mücadelesinin acımasız

kurallarına göre davranmak zorundadırlar. Kitlelerle sıkı bağlar

kurarak deşifrasyona yol açan zaaflarımızı da yoldaşlarımızın ve

kitlelerin denetimine sunmalıyız. Söz ve davranışlarımıza

alabildiğince dikkat etmeli ve her yoldaşımız kendi çalışma alanında

bu noktada da birer önder olmalıdır.

Önderlik Sorunu! Önderlik, sınıflı toplumlar gerçeğinin tarihsel bir olgusu ve

ihtiyacı olmakla birlikte sınıf mücadelesinin de zorunlu bir

gerçeğidir. Kuyrukçu ve kendiliğinden yaklaşımlarla bu tarihsel

zorunluluk yok sayılamaz.

Uluslararası Komünist Hareket (UKH) ve partimizin tarihsel

tecrübesi bu konuda stratejik bir önderlik kurumunun hayati önemini

anlamamız gerektiğini öğretmektedir. İyi ve doğru bir beyne sahip

olmayan bir parti komünizm mücadelesine önderlik edemez ve Halk

Savaşı ilerletilemez. Önderlik, partiye, kitlelere ve iki çizgi

mücadelesine rağmen ayrıcalıklı bir topluluk olarak kutsanacak bir

mevzi değildir ve komünizme kadar mücadelenin araçlarından bir

tanesidir. Ülkemizde ve UKH'da önderliği, hata yapmaz, ikiye

bölünmez bir şekilde idealize ederek ele alıp kutsayan anlayışlar söz

konusudur. Bu karşıtların birliği temel yasasının, parti ve önderliğe

uygulanmaması hatasıdır. Kolektif önderlik geleneğine sahip

partimizde bu konuda önemli ve yüksek bir görüş birliği vardır.

Önderliğin basit bir seçim meselesine indirgenmeden, tarihsel olarak

izlenmiş roller, temsil edilmiş çizgi, kapasite, inisiyatif ve donanım

Page 68: Partimiz Maoist Komünist Partisi II...Kaypakkaya güzergahında I. Kongremizin kat etmiú olduğu nitel aúamanın devamı ve bu tarihsel miras üzerinden yükselen ileri bir seviyeyi

68

itibariyle gerçekler temelinde bilinçli ve somut olarak ifade edilmesi

açısından stratejik düşünülüp program, tüzük, parti ve kongreye tabi

olmak şartıyla sürekli bir kurum olarak bilinçlice formüle edilmesini

savunan görüş II. Kongremizde ele alınıp tartışıldı ve

değerlendirilerek kabul edildi.

Partimizin diğer önemli bir problemi ise güvenlik ve ardılını

yetiştirememe ve bundan dolayı da sürekliliği sağlanmış kolektif

önderlik kurumunun yaratılamamasıdır.

Yaşanan gelişmeler ve güvenliği dikkate aldığımızda

illegaliteye dikkat etmek, önderliğimizi yeterli güvenliğin olmadığı

durum ve alanlarda bir arada tutmayarak toplu imhasını engellemeye

çalışmak, güvenlik çizgisini oturtarak kongre, konferans ve merkez

komite toplantıları için en güvenilir alanı kaygısız kullanmak,

düşman planımızı açığa çıkarsa ya da bilinmeyen gizli ajan

örgütlenmesi olsa da önderliği en azından büyük bölümünü saldırı

karşısında kaybetmeyecek planlamalar yapmak, olağan üstü

koşullarda gerekirse bir araya gelmeden uygun sentezleme

yöntemleriyle konferanslar yaparak parti tıkandığında önünü açmak,

önderliğin bazı kısa vadeli başarılar için rizikoya atılmasını

engellemek ve önderliğe yapılan gerici baskılanmayı ortadan

kaldırmak, illegal koşullar ayarlanarak kadroların yerleri noktasında

düşmanı şaşırtmak, bu konuda deşifrasyona ya da zaafa düşenler

noktasında kesin önlem almak, önderlerimizi görev alanına alt yapı

ayarlamadan göndererek "git kendin yarat" anlayışıyla düşmana açık

hale getiren tutumlardan vazgeçmek, illegal ve legal alanları

organizede birbirine karıştırmamak vb daha birçok yöntem ve

önlemlerle saldırıları boşa çıkartarak devrimci ve komünist hareketin

bu sorununu aza indirmeye çalışmalıyız. Teknik olarak bir güvenlik

ağı yaratmak, önderliği korumak önemli bir çözümdür ve yukarıda

ifade edilen ve daha birçok yöntemler ile bütün güvenlik önlemlerini

daha da geliştirmek durumundayız.

Fakat baştan belirtmek gerekir ki bütün bu uygulamaları

yerine getirsek de düşmanlarımız ellerindeki olanaklarla bizlere bu

noktada darbe vurmaya çalışacaklardır. Bizler öyle bir yöntem

uygulamalıyız ki komünist ve devrimci partiler en büyük darbeler

karşısında bile hiç aksatmadan mevcut işleyişini ve mücadelesini

kesintisiz sürdürebilsinler.

Page 69: Partimiz Maoist Komünist Partisi II...Kaypakkaya güzergahında I. Kongremizin kat etmiú olduğu nitel aúamanın devamı ve bu tarihsel miras üzerinden yükselen ileri bir seviyeyi

69

Buradan yola çıkarak önderliğin süreklileştirilmesi buna

uygun siyasetle mümkün olabilir.

Birinci olarak parti, hatalı anlayışlardan kaynaklı dünya

komünist hareketinin başına bela olmuş burjuva hastalıktan

kurtularak kendi ardıllarını yetiştirerek sürekli yeni insanı önderliğe

taşıma anlayışını oturtmalıdır. Marks, Engels, Lenin, Stalin ve Mao

gibi ustalar başta olmak üzere, diğer devrim önderlerinin her biri

yirmi, otuz yıl iktidarda kalmış ve kendi ardılını yetiştirmemiştir.

Birçok devrimci önder ölmeden burjuvalaşırken, büyük bir bölümü

de öldüğünde parti ya da devrim hızlı bir şekilde geriye dönerek

yenilmiştir. Bunun önemli sebeplerinden birisi yukarıda bahsini

ettiğimiz ardılını yetiştirememe sorunudur. Bugünün devrimci ve

komünist hareketi de bu olumsuz mirası sürdürmekte ve insanların

dengesiz gelişmesini bahane ederek önderliği bilinçli bir siyaset

uygulayarak ortaya çıkartmak yerine pratikte kendiliğinden oluşsun

denmektedir. Ben bilirim anlayışıyla partimizin birçok kadroları

hemen, hemen hiçbir plan uygulamayarak kendi yerlerini koruma

egoizmiyle hareket etmişlerdir. Yetiştirildiğinde partiye çok yararlı

olacak insanlar, eğitilmeyip önü açılmadığından bırakıp gitmişlerdir

ya da istenilen gelişmeyi gösterememişlerdir. Parti kimseyi

engellemiyor diye hep savunma yapıyoruz, görünürde gerçekten de

engelleme yok ama uygulanan siyasete bakıldığında büyük bir

engelleme söz konusudur. Çünkü önderlik kademeleri uyguladıkları

yanlış siyasetten dolayı insanlarını dar pratikte boğarak eğitmiyor,

ileri taşımıyor, korumuyor ve yardımcı olmuyor. Bu anlayış

partimizin önderlikte yaşadığı en büyük problemdir. Artık partimiz

bunu aşarak derhal partili bütün insanları partinin ulaştığı en yüksek

seviye derecesinde eğitim akademileri kurarak eğitmeli ve sürekli

önderliğinin haleflerini partinin bütünüyle birlikte ortaya çıkartarak

sürekliliği sağlanmış önderliğini yaratmalıdır. Bu yöntem

uygulandığında hem önderliklerimiz ortaya çıkacak, hem de partiyi o

günkü bilinç seviyesiyle bütünlüklü ileri taşıyarak siyasal seviye

sürekli ilerletilmiş olacaktır.

İkinci olarak, bizler bütün toplumun gelişerek kendisini

yöneteceği, yöneten ve yönetilenin ortadan kalktığı toplumsal sistem

olan komünizme ulaşacağını bilmekte ve bu noktada mücadele

yürütmekteyiz. Fakat tarih incelendiğinde sosyalist hareketin bunun

Page 70: Partimiz Maoist Komünist Partisi II...Kaypakkaya güzergahında I. Kongremizin kat etmiú olduğu nitel aúamanın devamı ve bu tarihsel miras üzerinden yükselen ileri bir seviyeyi

70

tam tersini uyguladığını görmekteyiz. Sosyalist görünümlü

bürokratik ülkelerde komünist parti üye sayısının milyon olduğu

ancak milyara yakın halkın bulunduğu bir ülkede yönetimi yüz kişi

ve bunun da içerisinde beş on kişi yürütmüştür. Bu yönetim biçimi

bir avuç olan büyük burjuvazinin yönetiminden de geri bir

durumdur. Devrimlerin geri gitmesi de bu bürokrat ve elit önderlerin

bulundukları konumun doğal sonucu olarak burjuvalaşmasıyla

yaşanmıştır. Bütün devrimlerin önderlik kademelerinin yüzde

doksanı burjuvalaşmıştır ve bu tesadüf olamaz, buna "art

niyetliydiler ondan değiştiler" gibi bilimsel olmayan bir cevapla da

geçiştiremeyiz. Kruşçev ve Deng Siao Ping bizim geriye dönüşleri

açıklamamız için gerekçe yapılmamalıdır. Çünkü önderliklerin ezici

çoğunluğu burjuvalaşmıştır. Bunlara devrim yapamayan ülkelerin

komünist partilerinin önderlikleri de dahildir. Tüm sosyalist ülkeler,

yüzlerce komünist partisi bu yanlış siyasetten dolayı burjuvalaşarak

gericileştiler. Bireylere dayalı açıklamalarla ancak kendimizi

oyalayabiliriz. Gerçekte bu insanlar devrime kendi doğrularıyla

inanmaktadırlar ve geriye dönüşlerde esas sorun uygulanan önderlik

siyasetindedir. Bir avuç azınlığın yönetimi hangi biçimde olursa

olsun, içerisinde ister Mao isterse İbrahim olsun burjuva yanlar

kesinlikle mevcuttur ve bu kurum insanları doğası gereği

burjuvalaştıracaktır. Tabi ki istisnalar sonucu değiştirmez. İyi

incelendiğinde devrimlerin gerçekleştirildiği ülkelerde bir kaç önder

haricinde zamanla kimse bu devrimleri savunmamaktadır. Onlar

öldüğünde de iş bitmekte ve devrim geri dönmektedir. Komünist

partiler ve partimiz bu bilinçle hareket ederek daha bu günden kitle

derneklerinde, etkili olduğumuz yerel yönetimlerde, önderlik

birimlerinde ve parti kurumlarında mutlaka giderek uygun

yöntemlerle kolektif yönetimin uygulanması gereken biçimini ortaya

çıkararak sürekli geliştirmelidir. Partimiz yönetici kademeleri başta

olmak üzere tüm birim ve kurumlarını sayısal olarak sürekli arttırıp

kolektifleştirerek kadın erkek dengesi ve genç, orta yaşlı ilişkisi

temelinde ele alarak ilerletmelidir. Hantallaşma ya da güvenlik

gerekçe yapılmamalıdır. Bazı dezavantajlar olsa da kolektifin

genişliği esasta bir parti için ve gelecek toplum için avantajdır. Bu

aynı zamanda parti güvenlik ağının aşılarak önderliğin darbe alması

halinde bir kısmının da kalmasından dolayı düşman yönelimini o

Page 71: Partimiz Maoist Komünist Partisi II...Kaypakkaya güzergahında I. Kongremizin kat etmiú olduğu nitel aúamanın devamı ve bu tarihsel miras üzerinden yükselen ileri bir seviyeyi

71

anda boşa çıkararak işlevsizleşmesini sağlayabilir. Partimiz

uluslararası alanda sürekli var olan dar çekirdekle partileri,

devletleri, toplumları, devrimleri ve yönetimleri, yönlendirme

anlayışına devrim olmadan şimdiden karşı çıkarak merkez

komitelerini ve önderlik kademelerini sürekli belirli sayıda

çoğaltarak kolektif mücadeleyi daha da genişleterek ilerlemelidir.

Örneğin 10 kişilik MK, bir sonraki kongrede en azından 15 üyeye

çıkarma perspektifiyle hareket ederek haleflerini yetiştirmelidir.

Saldırı ve kayıplar dikkate alınarak önderlik kurumunun asıl üyeleri

sürekli genişletilmeli aynı zamanda yedek üyeler oldukça geniş

tutulmalı ve tüm kayıplara rağmen önderlik iradesini yitirmemelidir.

Kolektif önderlik anlayışı bu perspektifle süreklileştirildiği oranda

ancak önderliğin korunması ve yaşatılması sağlanabilir.

Üçüncü olarak, partili ve partisiz bütün insanların geleceğe

ilişkin bütün noktalarda fikir belirlemesini sağlayan kitlelerden

kitlelere ilkemizi, önderlik kademeleri başta olmak üzere partinin

bütün kurumlarının çalışma ilkesi haline getirmeliyiz. Başta Merkez

Komitesi, sürekli olarak içerisinden seçildiği iradeye her sorunda

mutlak olmamak kaydıyla olanaklar çerçevesinde hem hesap vermeli

hem de danışmalıdır. Ayrıca her noktada illegal ve legal çalışma

alanlarının işleyiş ve çalışma prensiplerine uygun olarak

işlevselleşmesini sağlayarak toplumun ve parti tabanının yapılacak

çalışmalarında karar sahibi olmasını sağlamalıyız. Partinin, legal ve

illegal bütün kurumları olanaklar olmasına rağmen küçük birer

yönetim seçilerek kolektiften uzak bir şekilde yönetilmektedir.

Basitinden bir dernek, bir yönetim seçmekte ve üyeler artık

sorunlarla ilgilenmemektedir. Yönetim olanaklar olmasına rağmen

bütün üyelerine danışarak etkinlikler ve program yapmak yerine

kendisi yapmaktadır. Böylece yönetici ve üyeler birbirinden

kopmakta bir dahaki kongreye kadar üyeler kurumun işleyişine

ilişkin fikir söylememekte, söyleyememektedir. Bu anlayış esasta

partide de olduğundan doğal olarak bütün parti kurumlarına da

yansımaktadır. Bu sıkıntının aşılması için Merkez Komitemiz bütün

noktalarda Parti Birlikleri, Komünist ya da başka yazılı organ ve

araçları kullanarak her kademeye uygun fikir tartışması yürütme ve

bu yöntemle karar alma yöntemini uygulamalıdır. Konferanslar, halk

toplantıları, yayınlar ve iç tartışmalarla her alan uygun koşullar

Page 72: Partimiz Maoist Komünist Partisi II...Kaypakkaya güzergahında I. Kongremizin kat etmiú olduğu nitel aúamanın devamı ve bu tarihsel miras üzerinden yükselen ileri bir seviyeyi

72

yaratılarak kitlelerden kitlelere politikası hayata geçirilmelidir. İrade

ve kitleler, bu yöntemler kullanılarak kararların uygulanmasında bu

araçlar üzerinden partiyi sürekli denetleme, destekleme ve yapılan

işlerde fikir belirlemelidir.

Açık olarak önderliğin partide nitelik olarak değil işleyiş

olarak rolünü küçültme yöntemi yani mümkün oldukça kolektif

yönetimi uygulayamazsak, bir avuç önderle bu işi başarmak mümkün

olmayacak ve partide önderlik sorunu aşılamayacaktır. Korunması da

oldukça güç olacaktır.

Bütün bu sonuçlardan hareketle önderliği eğitir, genişletir ve

kolektifleştirirsek, düşman bize saldırmaz demiyoruz. Belki de daha

fazla saldıracak ve bugün aldığımızdan daha büyük kayıplar

verdirecektir. Bizim burada ifade ettiğimiz ne kadar güvenlik önlemi

varsa alınmalıdır. Bunun yanında da önderliği kolektifleştirerek

sürekli önderliğimizi yaratmaktır. Bu biçim oluşturulursa kayıplar ne

kadar yüksek olursa olsun kolektif iradenin kararları hiç aksamadan

devam edecek ve bu kararlar bir sonraki kongrede değerlendirilerek

önemli sonuçlar çıkartılacaktır. Bugüne kadar birçok kez

karşılaştığımız üzere bir grup arkadaş seçiliyor ve bütün kararlar

bunlara emanet ediliyor, üç beş yıl sonra hesap sorulmaya çalışılıyor,

büyük olasılıkla önceki önderlik içerisinde düşman engellemesi,

bırakma ya da ayrılık olduğundan kongre ya da konferansa da

gelememiş oluyor. Ve mahkûm edilerek sayfa kapatılıyor ve tekrar

başa dönülüyor. Partimiz bu konuyu ayrıntılı tartışarak somut pratik

içerisinde çözüp, artık başa dönmemelidir.

Kongre yapmazsak darbe yemeyiz, yanlışından kurtulmalıyız.

Kongre yapmazsak esas darbeyi sorunlarımız çözülmediğinden

dolayı süreçten yeriz. Bizim aldığımız darbeler kesinlikle kongrelerle

alakalı değildir. Düşman için tehlike olduğumuz sürece kongre

yapalım ya da yapmayalım düşman bizi gözetleyerek imha etmeye

çalışacaktır. Kongreler ve MK toplantıları bu durumu sadece biraz

daha riskli kılmaktadır.

Bu anlayışa bağlı olarak kongrede seçilen yürütme komitemiz

olan Merkez Komitesi, Siyasi Büro, Askeri Komisyon ve ihtiyaç

olursa bir de Örgütleme Komitesi biçiminde örgütlenmeli ve bunlar

her an kolektif olarak sorunlara müdahale edecek biçimde

konumlandırılmalıdırlar.

Page 73: Partimiz Maoist Komünist Partisi II...Kaypakkaya güzergahında I. Kongremizin kat etmiú olduğu nitel aúamanın devamı ve bu tarihsel miras üzerinden yükselen ileri bir seviyeyi

73

Ayrıca bir partide olması gereken biçimiyle yasama

organımız Kongre, yürütme organımız Merkez Komitesi ve bunlara

bağlı olarak yargı organımız da Denetleme Kurulu olmalıdır. Tüm bu

kurumların işleyişi, tüzükte belirtildiği ve kongrenin belirlediği

kararlar biçimiyle faaliyet yürütmelidir.

Partimizin I. Kongre'de tam olarak şekillenen kadro

politikasına uygun 6 noktadaki tanıma-konumlandırma-yerleştirme-

atama-yardım ve koruma ilkelerimize uygun bir kadro siyaseti,

eğitim akademileriyle pratik bir adıma çevrilmeli ve MK'nın birincil

görevi olarak kongre çizgisine uygun kadro yetiştirilmelidir. Bu

politikayla yine I. Kongre'deki kadro siyasetine paralel olarak

hedeflenen 4 noktadaki ilkelerimize uygun MLM bilinciyle

donanımlı, davaya bağlı, kitlelerle sıkı bağları olan ve inisiyatifli

kadrolar yetiştirilmelidir. Aynı zamanda bu eğitim çalışmalarıyla

bugüne kadar partide olan bireye göre şekillenme yıkılarak, partiye

göre şekillenme yaratılmalıdır.

Gerek MK'da gerekse de diğer önderlik birimlerinde bilinçli

bir önderlik seçimi uygulamalıyız. Hangi çizgi kongrede hakim hale

gelmişse o çizgiyi en iyi savunan ve doğal olarak en iyi

uygulayabilecek olan yoldaşların seçilmesi dikkate alınmalıdır. Aynı

zamanda bilinçli bir adımla küçük ayrılıkları ve kaygıları bir tarafa

bırakarak davamıza bir sonraki kongreye kadar en yararlı olduğuna

inandığımız insanları yönetici organlara seçmeliyiz. Kadınlara

ilişkin, durumları dikkate alınarak hem önderlik kurumunda hem de

diğer organlarda yer almalarını sağlayacak özel politikalar

uygulanmalıdır.

Daimi Komite adlandırmasıyla da savunulup önerilen bir

başka görüş ise Parti II. Kongre irademiz tarafından reddedildi. Bu

yanlış anlayışın, kolektif önderliği ve iki çizgi mücadelesini

yadsıdığı, "partinin kolektif önderliği savunarak, Daimi Komite ve

Başkanlık Sistemi‟ni reddetmesi gerektiği" görüşü Kongremiz

tarafından yüksek bir iradeyle benimsendi. "Partinin ulusal ve

uluslararası alanda kolektif önderliği savunarak Daimi Komite ve

Başkanlık Sistemi anlayışlarına karşı kardeş partiler ve devrimci

örgütler içerisinde ideolojik mücadele yürütmesi" görevine işaret

edildi.

Page 74: Partimiz Maoist Komünist Partisi II...Kaypakkaya güzergahında I. Kongremizin kat etmiú olduğu nitel aúamanın devamı ve bu tarihsel miras üzerinden yükselen ileri bir seviyeyi

74

Daimi Komite ve buna bağlı olarak Başkanlık Sistemi;

partimiz açısından iki çizgi mücadelesini ortadan kaldıran, azınlığın

diktatörlüğünü garantileyen, denetime tabi olmayan, kongre iradesini

hiçe sayan, siyaset yapmayı bir grubun tekeline hapseden, yeni

önderlerin yetişmesini engelleyen, kitlelerden kitlelere ilkemizi

reddeden, kişileri yanılmaz otorite gören ve bilimsel olmayan bir

önderlik anlayışı olduğundan kesinlikle reddedilmelidir. Kolektif

olan ve sürekli ihtiyaç temelinde genişleyen, parti iradesince sürekli

seçim yoluyla denetime tabi olan önderliği savunmalıyız. Parti

tüzüğüne ve örgütsel ilkelerimize belirtilen biçimiyle tabi bir

önderlik anlayışı bizim önderlik anlayışımızdır. Daimi Komite ve

Başkanlık Sistemi Maoizmden kırılmadır. Daimi Komite noktasında

ülkemizde ve uluslararası alanda ideolojik mücadele yürüterek

kardeş partilerimiz ve devrimci partilerde kırılmaların da önüne

geçilmesi sağlanmalıdır. Bir önderliğin korunması daimi ya da

kolektif olmasıyla alakalı değildir ve bu Daimi Komite'ye gerekçe

yapılmamalıdır.

Stratejik önderlik, kolektif stratejik önderlik kurumu olarak

anlaşılmalıdır. Bu noktada partimiz yukarıdan aşağıya bir bütünsellik

içerisinde eğitilmelidir. Çünkü parti kitlelerin efendisi, önderlikte

partinin efendisi ve şefleri değillerdir. Yönetimde tekelci anlayışı

kesinlikle reddeder. Sınıflı toplumların zorunlu bir parçası olan

önderlik bir yönetme sevdası ile değil, kitleleri bilinçli olarak

devrime seferber etme ihtiyacının gereğidir. Bir ayrıcalık değil,

zorunlu bir görev ve işbölümü meselesidir. Kitle kuyrukçusu ve parti

önderliğinin nitel inşasını önemsemeyen, çizginin rolünü yadsıyarak

bilinçli önderliğin önemini göremeyen kendiliğindenci, artçı,

popülist ve Menşevik anlayış kabul edilemez. Böyle bir anlayış

Lenin'in Ne Yapmalı'da izah ettiği devrimci komünist kitle çizgisinin

tasfiyesidir.

Nasıl bir parti ve önderlik meselesinde açık olmalıyız.

"Üçüncü yol, üçüncü alan" gibi politik ve toplum dışı bir sivil

toplumculuk olan burjuva tasfiyeciliğiyle, parti, proletarya ve

emekçiler iktidarının önemini dıştalayarak burjuva topluma secdeyi

içeren anlayışı II. Kongremiz reddetti. Üretimin toplumsal niteliği ile

üretim araçlarının özel mülkiyeti arasındaki çelişkiyi, burjuva sivil

toplum ütopyalarıyla kabul etmeyen anlayış sahipleri, devrimi de

Page 75: Partimiz Maoist Komünist Partisi II...Kaypakkaya güzergahında I. Kongremizin kat etmiú olduğu nitel aúamanın devamı ve bu tarihsel miras üzerinden yükselen ileri bir seviyeyi

75

gereksiz ilan etmektedirler. Devrime bu tövbe statükocularının

özgürlük, hukuk adına önerdikleri gerici düzene boyun eğmedir.

Sınıflı toplumlarda sivilcilik adına talep edilenler, devrimden, gerçek

kurtuluştan yani sınıfsız ve sömürüsüz bir toplum mücadelesinden

vazgeçiştir. I. Kongremiz neo-liberal savruluşlara meydan okuyuştu,

II. Kongremiz de bu yolda yürümektedir. MLM'yi her yönüyle

kavramak görevimizdir. Tarihsel koşullar açısından doğru olsa bile

bunca tecrübeden sonra eskinin tekrarı ile yetinmek yeniden

başlamaya cüret etmemektir. Dünün parti, devlet ve önderlik

anlayışındaki hatalı yanlara tekrar düşülemez. Parti, devlet ve

toplumun karşıtların birliği dışında homojen bir kavrayışı çağrıştıran

yanlış anlayışları, yasakları savunamayız. Savunacaksak, düşünme,

örgütlenme özgürlüğü beyanlarının ne değeri olabilir? Şimdi düşünce

yasaklarına, idamlara karşı çıkanlar yarın uygulayacaklarsa, bu gerici

düzenden nasıl kopabilecekler? Şimdi oligarşiye, burjuva

diktatörlüğünün her biçimine karşı olanlar yarın yönetimi parti tekeli

olarak göreceklerse, nasıl gelenekselden kopmuş olacaklardır?

Maoist parti, Leninist partiden, onu savunurken aynı zamanda

ilerletme anlamında bir kopuştur. Parti II. Kongremiz bunun

ilerletilmesi ve geliştirilmesi kararlılığındadır.

Önderlik Kurumlarından Biri Olarak Merkezi

Denetleme Komisyonu; Partimiz 1978 I. Konferans'ında böyle bir kuruma olan

ihtiyaca dikkat çekmesine, görev olarak belirlemesine rağmen

bugüne kadar hayata geçirme noktasında başarılı olamamıştır. II.

Kongre irademiz Merkezi Denetleme Kurulu'nun

(MDK)oluşturulmasının planlanması, bunun için Maoist çizgi

temelinde proleter devrimci adalet anlayışı, hukuk, yargılama sistemi

konusunda bir karara vardı. Tüm bunların tartışılarak

merkezileştirilmesi, gerekli alt yapının hazırlanarak bu kurumun

oluşturulmasının bir sonraki kongrede mutlaka başarılması

gerektiğini ifade etti.

Merkezi Denetleme Kurulu ya da bazı yoldaşların Merkezi

Disiplin Kurulu şeklindeki adlandırmalarıyla MDK, Merkez

Komitesi'ne bağlı olarak değil Kongre'ye karşı sorumlu olarak

Page 76: Partimiz Maoist Komünist Partisi II...Kaypakkaya güzergahında I. Kongremizin kat etmiú olduğu nitel aúamanın devamı ve bu tarihsel miras üzerinden yükselen ileri bir seviyeyi

76

bağımsız icra edilmek durumundadır. Bir yürütme ve yasama organı

değil Kongre'nin belirlediği çizgi önderliğinde bağımsız işleyişe

sahip bir temelde tüzük ve kararların uygulanmasını denetleyen ve

uymayanları tüzükçe belirlenen çerçevelerde yargılayan organ olarak

düşünülen MDK'nın bugüne kadar yaratılmayışı parti ve halk içi

sorunların parti örgütlerine yığılmasına yol açmıştır. Yine böyle bir

kurumun ve üzerinde yükseldiği ortak adalet, hukuk anlayışının

olmaması her bir yerde sorunların ele alınmasında önemli

problemlere vesile olmuştur. Yürütme, yargı ve yasama tek başına

parti komitelerinde toplanamaz. Bu görevler arasındaki özgün

farklılıklara bağlı olarak ortak davamızın hizmetinde ayrıştırılmış

görevlerin araçlarının yaratılması zaruridir. Kısacası Kongre bir

yasama, Merkez Komitesi ve onun önderliğindeki parti komiteleri

yürütme, Merkezi Denetleme Kurulu ise bir yargı kurumudur.

Görevleri parti tüzüğünde belirtildiği temelde ayrıştırılmalıdır.

Halk Savaşının Somut Örgütlenmesi; Merkezi görev doğrultusunda halkı seferber etmek için

halkla birleş, partiyle bütünleş, Halk Savaşı'na hizmet et!

Türkiye-Kuzey Kürdistan'ın ekonomik ve sosyal

gerçekliliğinin bir sonucu olan Halk Savaşı, sadece gerilla alanında

sürdürülen faaliyetten ibaret değildir. Sadece kırda bir mevzilenme

meselesi olarak da görülmemelidir. Kısacası sadece gerilla savaşı

olarak ele alınamaz. Kuşkusuz öncü siperler olarak bunların esas

öneme sahip oldukları açıktır. II. Kongremiz, partimizin tüm faaliyet

alanlarını görevlerin büyüklüğü ve küçüklüğü anlayışına düşmeden

devrimci savaşın faal siperleri olarak kavrama bilincindedir. Tüm

alanlar Halk Savaşı'nın geliştirilmesinden sorumludur. Merkezi

görev dinamizminin gerektirdiği ortak bir ideolojik, siyasal, örgütsel

ve kültürel şekillenme içerisinde olmalıyız. Her bir alandaki

görevlerin özgünlüğündeki biçimsel farklılıkları yadsımadan bu

merkezi göreve hizmet etmeliyiz. Dolayısıyla kır, şehir,

hapishaneler, yurtdışı, enternasyonal alan, yerel yönetimler,

sendikalar, kooperatifler, kadın, gençlik v.d. bütün faaliyet alanları

komünizm için Halk Savaşı mücadelemizin birer parçasıdırlar.

Merkezi plan, raporlar ve denetimler ile ortak amaçlarda tüm savaş

Page 77: Partimiz Maoist Komünist Partisi II...Kaypakkaya güzergahında I. Kongremizin kat etmiú olduğu nitel aúamanın devamı ve bu tarihsel miras üzerinden yükselen ileri bir seviyeyi

77

siperlerini, görevlerindeki özgünlükler dikkate alınarak koordine

edilmesi ihtiyacına II. Kongremiz işaret etmiştir.

II. Kongremiz, Halk Savaşı'nın somut örgütlenmesini de

tartışmıştır. Bu haklı savaşı, çeşitli zaman dilimlerini kapsayan

planlamalar biçiminde özetledi. Güvenlik gerekçesiyle ayrıntılı

açıklamaya burada yer verilmeyecektir. Her bir bölgedeki etkinlikler

ile özgün görevler daha da somut belirlenecektir. HKO örgütlenmesi,

gerilla, milis, kitleler vs hepsi yeni iktidar perspektifi yürüyüşüyle

ele alınacaktır. Fokocu, kendiliğindenci çizgilerden kesin olarak

kopulmalıdır.

Türkiye-Kuzey Kürdistan'da Yeni İktidarlar (Kızıl Siyasi

İktidarlar-KSİ), Çin'deki gibi değil, tamamen kendine özgü biçimler

alacaktır. Kopya devrimlerin olamayacağını ve devrimlerin ithal

edilemeyeceğini artık anlamalıyız.

Sovyet modelini kaba tekrar etseydi Çin'de devrim olamazdı.

Nitekim tekrarcıların çizgisi yenildi. Objektif ve somut dünyanın

gerçeklerine sırtımızı dönemeyiz. Yeni gelişmeler mutlaka tahlil

edilmelidir. Devrimci savaşın Türkiye-Kuzey Kürdistan somutuna

uyarlanması önemli bir görevdir. Bunun yaygın bir gerilla savaşı

şeklinde ele alınması zaruridir.

Halk Savaşı kör bir şiddet ve eylemler muharebesi şeklinde

anlaşılmamalıdır. Öyle olsaydı yerküredeki şiddet ve askeri

eylemlerin hepsine bu adı takmamız gerekirdi. Onun tüfeğini MLM

yönlendirir. Halka baskının, Halk Ordusu içinde bilinçli ve gönüllü

disiplin yerine kaba uygulamaların, düşmana benzeme siyasetlerinin

orda yeri yoktur. Dost ve düşman ayrımı yapmayan, rast gele

korkutma amaçlı, sansasyon ve komplo hedefli bir eylem çizgisini

Halk Savaşımız reddeder. Halk Savaşı kör bir terör eylemi değil,

adresini bilen ve komünizme ulaşma yürüyüşünde önemli bir

adımdır. Böyle bir yürüyüş, komünist ideolojinin kumandaya

geçirilerek, araçların amaca uygun şekilde ele alınmasıyla,

pragmatizm, ekonomizm ve revizyonizmle ayrım çizgileri

bulandırılmadan sağlam ilerleyebilir. Tam da bu açıdan Halk Savaşı

şekilsel basit bir askeri rota olarak görülmemeli, devrimin

görevlerinin KP önderliği aracılığıyla yerine getirilmesi şeklinde

anlaşılmalıdır. Bu açıdan en özlü ifadesiyle Halk Savaşı, Maoist

Page 78: Partimiz Maoist Komünist Partisi II...Kaypakkaya güzergahında I. Kongremizin kat etmiú olduğu nitel aúamanın devamı ve bu tarihsel miras üzerinden yükselen ileri bir seviyeyi

78

komünist partileri önderliğinde sömürge, yarı-sömürge, yarı-feodal

ülkelerde askerileşmiş bütünlüklü politik bir stratejidir.

Kitlelerin seferberliğini önemsemeyen, kitleler adına

öncülerin savaşını içeren, kitlelere seyircilik ve destek rolü biçen bir

savaş, Halk Savaşı olarak adlandırılamaz. Bizimki gibi coğrafyalarda

mücadelenin esas biçiminin silahlı olması objektif olan diğer tüm

mücadele ve örgüt biçimlerinin reddini gerektirmez. Hareket kendi

objektif seyri içinde değişik örgüt ve mücadele biçimleri ortaya

çıkarır. Bunlar merkezi görevi güçlendirme perspektifiyle ele

alınmak, bilinçli kılınarak örgütlendirilmek durumundadırlar.

Stratejide katılık ve taktiklerde esneklik yöneliminde ısrar

edilmelidir.

Halk Savaşı'nın ilerletilmesinde üs alanlarının ve gerilla

bölgelerinin geliştirilmesinde planlamanın özel bir yeri vardır.

Kitlelerin savaşa bizzat katılmaları için gerekli araçların yaratılması

ihmal edilemez. Halk Savaşı, baştan itibaren iktidar perspektifine

sahip olmalıdır. Ve bu perspektifte, parti önderliğinde kitleler ana

güçtür. İktidar geleceğe ertelenen değil baştan itibaren parça, parça

örülmesi gereken bir yönelimdir. Parti devrim yapmaz, yapamaz.

Devrim kitlelerin eseridir. Parti bu eserin yaratılmasında kitlelere

yardımcı ve öncü bir silahtır. Eskinin yıkılması, yeninin yaratılması

objektif dünyanın kaçınılmaz sonucudur. Halk Savaşı bunu bilinçli

ele almaktır. Devrim için halkı seferber ederek hizmet etmektir. Halk

Savaşı kitlelerin savaşıdır, onlara dayanır. Aynı şekilde mali

politikada da halka dayanma esastır. Yıkılmaz olan kale ve tarihi

yaratacak olan kitlelerdir. Halk Savaşı sadece düşmanı yenmek değil

aynı zamanda halkın saflarındaki tüm kiri de temizleme eylemidir.

Dolayısıyla ideolojik, politik, askeri, örgütsel ve kültürel bir

bütünlük içerisinde düşünülmelidir. Halk Savaşı'nın somut

örgütlenmesi için her alanda kolektif iş yapma kültürünü ve

komiteleşmeleri geliştirmeliyiz.

Halk Savaşının (halk savaşının birinci aşaması olan stratejik

savunma içerisinde taktik saldırılar esastır) bugün aldığı biçim kızıl

siyasi iktidarlar hedefli köylü gerilla savaşıdır. Yürüttüğümüz

savaşın esasını Köylü Gerilla Savaşı oluşturmaktadır. Parti II.

Kongremizin önümüze koyduğu 7 temel görev ve buna bağlı olarak

ortaya konulan onlarca siyaset, mücadele taktiği biçimi gerilla

Page 79: Partimiz Maoist Komünist Partisi II...Kaypakkaya güzergahında I. Kongremizin kat etmiú olduğu nitel aúamanın devamı ve bu tarihsel miras üzerinden yükselen ileri bir seviyeyi

79

savaşının daha üst düzeyde verilebilmesinin koşullarını hazırlamak

için somut ihtiyaçlardan yola çıkılarak belirlenmiştir. I. Kongremizin

doğru gerilla savaşı mantığından öğrendiğimiz gibi gerilla savaşında

gerileme yaratan birçok yanlış siyasetinden de yine I. Kongre'nin

muhasebe ruhuyla dersler çıkartan parti II. Kongremizin ulaştığı

sentezler kılavuzumuzdur. Merkezi halkanın geliştirilip

güçlendirilmesi bugün için her zamankinden daha fazla önem

taşımaktadır. Gerilla faaliyeti, üst bölge yaratma prensibine uygun

olarak temkinli hareket tarzıyla, yedi temel görevin başarıyla yerine

getirilmesi pratiğiyle orta vadede daha üst düzeyde savaş verebilecek

duruma gelecektir. Bunun için öncelikli olarak parti II. Kongremizin

belirlediği ve buna uygun planlamanın yapıldığı politik-taktik

yönelimi yaratıcı tarzda uygulayarak yaşamsallaştırmalıyız.

Halk Kurtuluş Ordusu Yönetmeliği ve Savaş

Bildirgesi; Yeni Demokratik Devrim, Sosyalizm ve Komünizm için

mücadelede Halk Kurtuluş Ordusu (HKO), Maoist Komünist Partisi

önderliğinde halkın silahlı kuvvetlerini ifade eder. Dolayısıyla, HKO

'nun faaliyetini parti ilkeleri ve tüzüğü yönlendirir. Bu temelde HKO,

belirli yönetmeliklere de sahip olmalıdır. Gerilla alanlarında somut

koşullardaki değişikliklere bağlı olarak HKO yönetmeliği, kongre

anlayışına bağlı kalarak Bölge Komitesi'nin MK'ya önerisi ya da

bizzat MK'nın onayıyla şekillendirilebilinir bir esnekliğe sahip

olacak şekildeki bir HKO yönetmeliği, Kongremiz tarafından

yayınlanmak üzere onaylamıştır. Bu yönetmelik parti tüzüğüyle

çeliştiği durumlarda, parti tüzüğü geçerlidir. Devrimci savaş

bildirgesinin de yeni bir başlatma planı temelinde MK önderliğinde

ilan edilmesi kararlaştırıldı. Ordu Genel Komutanlığı, MK Askeri

Komisyonu eğer oluşturulmamışsa yine MK önderliğinde Bölge

Komiteleri üzerinden ele alınacaktır.

Halk Kurtuluş Ordumuz, Kongremizin onayladığı şu

yönelimle hareket eder: "HKO, enternasyonal proletaryanın ortak

amacı komünizm mücadelesinin silahı proleter dünya devriminin bir

parçası olarak Yeni Demokratik Devrim, Sosyalizm ve Komünizm

mücadelesinin öncüsü MKP önderliğindeki halk ordusudur. HKO

Page 80: Partimiz Maoist Komünist Partisi II...Kaypakkaya güzergahında I. Kongremizin kat etmiú olduğu nitel aúamanın devamı ve bu tarihsel miras üzerinden yükselen ileri bir seviyeyi

80

silahlarına komünist partisi siyaseti önderlik eder". HKO, komünizm

amacına ters hiçbir araç ve metodu benimsemez. Halkın tek bir

çöpüne bile zarar vermez. Halka dayanan, halka hizmet eden, devrim

için seferber eden üretici bir güç olarak her tür çeteciliğe, halk

üzerinde sopa olma anlayışına, halka yabancılaşmaya karşı durur.

Komünist partisi önderliğinde halkın bağrında doğan HKO'nun

yönelimi "Halkı sevelim, eğitelim, devrim için seferber edelim"

şiarıdır. Halkı sevmek, ona güvenmek, devrim için seferber etmek,

elbette komünizm ideolojisi ve bunun rehberlik ettiği devrimci kitle

çizgisi ile mümkün olabilir.

Halk Kurtuluş Ordusu saflarında ve onun çalışma siyasetinde

dayağın, feodal-burjuva uygulamaların her biçiminin hiçbir şekilde

yeri yoktur. Onun bilinçli disiplini, komutan ve savaşçılar arasındaki

ilişkiyi düzenleyen emir-komuta anlayışı hiçbir şekilde kitlelere ve

savaşçılara bir yabancılaşma noktasına götürülemez. HKO,

yoldaşların bilinçli kolektif birliğidir. Sevinç ve hüznün birlikte

paylaşıldığı, kitlelerin örgütlenmesi ve sorunlarına yardımcı olma,

ordu ve halkın birliğini sürekli ilerletme perspektifindedir. Düşmana

karşı devrimci savaş "her yol mubahtır" mantığıyla sürdürülmez.

Savaş esirlerine karşı hiçbir baskı, hakaret, korkutmaya saflarımızda

yer yoktur. Yine devrimci savaşta işkence gibi insani olmayan hiçbir

uygulamaya saflarımızda yer yoktur.

Halk Kurtuluş Ordumuz, uluslararası savaş kurallarına uymak

durumundadır. Düşmanı imha etme, proletarya önderliğinde halkı

iktidarlaştırma savaşında halka zarar veren, pragmatist, baskıcı,

yıldırıcı, korkutucu hiçbir metot devrimci savaş adına

benimsenemez. Devrimci eylem kitlelerin çıkarlarına yabancılaşan,

amaçsız, hedefsiz, kendiliğinden bir eylem olamaz. O, proletaryanın

iktidarının yaratılmasının hizmetindedir. Buna yeterli dikkatin

gösterilmediği dünyanın bütün alanlarında da görülmektedir ki

kontra eylemleri devrimcilere fatura edilebilmektedir. Keskin ayrım

çizgilerimizin netliğine vurgu yapan II. Kongremiz sınıf çizgisi, dost

ve düşman ayrımı meselesine özenle dikkat çekerek karşı-

devrimcileri bastırırken bile devrimci kitle çizgisinin uygulanmasının

önemine işaret etti.

Page 81: Partimiz Maoist Komünist Partisi II...Kaypakkaya güzergahında I. Kongremizin kat etmiú olduğu nitel aúamanın devamı ve bu tarihsel miras üzerinden yükselen ileri bir seviyeyi

81

HKO, suç işleyenlere katı intikamcı bir şekilde yaklaşmaz, bu

tür duruma düşenlere karşı eğitme ve dönüştürme yöntemiyle hareket

eder.

Suçun olduğu yerde ceza elbette vardır. Fakat bu kestirme bir

şekilde koşulları dikkate almadan ne götürüp getireceğine

bakılmadan, kitleleri ilerletiyor mu geriletiyor mu meselesinden

bağımsız şekilde ele alınamaz. Karşı-devrimci suçlara bulaşmaktan

vazgeçirme, işkence ve zora dayalı itiraflarla değil, suça bulaşanların

bunu aşmalarına yardımcı olma, aşma eğiliminde ve aşma yolunda

yürümeyi ifade eden ve pişman olanları devrimci adalet anlayışımız,

eğitme, kazanma ve affetme perspektifiyle hareket eder. Biz bir

intikam ve öç alma taburu değiliz. Devrim diye bir görevimiz vardır.

Bu görevin icrasında zorunlu olan şiddet kör bir şekilde

kullanılamaz.

Halka şiddet meselesine gelince; bunun hiçbir gerekçesi

olamaz ve bu suçtur. Halk içerisindeki ve dostlarla aramızdaki

çelişkilerin ele alınmasında partimizin ayırt edici ve tüm kitleler

tarafından bilinen sağlam ve doğru bir çizgisi vardır. Düşülen bazı

hatalar bu temelde sahip olduğumuz doğru çizgi gerçeğimizi

görmemeyi gerektirmez. Yine de keskin bir şekilde bütün

zayıflıklarımızın üzerine yürümeli doğru çizgimizi her alanda etkin

bir silah haline getirmeliyiz.

Her HKO savaşçısı, parti tüzüğü ve parti tarafından belirlenen

yönetmelik ve genelgelere bağlı olarak gönüllü disiplin temelinde

bilinçli bir şekilde faaliyetlerini yürütecektir.

II. Kongre'nin yukarıdaki anlayışa uygun onayladığı savaş

bildirgesi ve HKO yönetmeliği, kongre belgeleriyle birlikte

yayınlanacaktır.

Ayrıca II. Kongremiz partide ve orduda bir karar

biçiminde olmasa da uygulanan ant içmenin doğru olmadığını

vurgulayarak kullanılmamasını bir anlayış olarak benimsedi.

Bilinç öğesini en küçük bir şekilde dışlamak, insanları eğitmek

yerine yemin ettirerek mücadele yürütmelerini sağlamak geri ve

anlamsız bir durumdur.

Karşı Devrimin Özel Savaş Yöntemlerine Karşı

Page 82: Partimiz Maoist Komünist Partisi II...Kaypakkaya güzergahında I. Kongremizin kat etmiú olduğu nitel aúamanın devamı ve bu tarihsel miras üzerinden yükselen ileri bir seviyeyi

82

Mücadele; Parti II. Kongre irademiz, emperyalizm ve uşağı faşist Türk

hakim sınıfları sisteminin, proletaryaya, emekçilere, ezilen ulus ve

azınlıklara, bölge halklarına karşı yürüttüğü özel savaşa karşı

mücadelenin özel bir görev olarak ele alınması gerektiğini

kararlaştırmıştır. Mafya, kontra özelliği askeri faşist cumhuriyetin

münferit değil niteliksel bir karakteristiğidir. Faşist askeri saldırılar;

psikolojik harp saldırılarıyla, şövenist kışkırtmalarla, köy yakma,

katliam, zoraki sürme gibi özel savaş yöntemleriyle birlikte

sürdürülmektedir. Öncü hareket içerisindeki zayıflıkları kullanmak,

dedikodularla Parti kadro ve savaşçılarını halkın gözünden

düşürmek, devrimci savaşın ailelerini spekülasyonlarla etkileyip

güvensizlik yaratmak, devrimci savaş cephesini birbirine düşürerek

bölmek, halkları birbirine düşürerek çıkarları doğrultusunda

kullanmak gibi oyunlar onların bilinen klasik yöntemleridir. Buna

bağlı olarak kitlelerin seferberliğiyle düşmanın özel harbine karşı

mücadele görevinin Merkez Komitesi'nin önderliğinde ele alınması

Kongrenin belirlediği bir görevdir.

Hapishaneler Sorunu ve Ölüm Orucu

Direnişimiz; Hapishaneler devrimimizin önemli alanlarından biridir. Karşı

devrimin hapishaneler gerçekliğiyle her zaman yüzleşeceğiz.

Hapishanelerin bir savaş siperi olarak devrimimizdeki rolünü gerek

12 Eylül dönemi, gerek 96, gerekse de sonraki büyük ölüm orucu

direnişinde gördük.

II. Kongremiz, partimizin hapishanelere yönelik duyarsız

yaklaşımının ölüm oruçları sonrası giderek daha da artarak

derinleştiği ve gelinen aşamada neredeyse unutulma aşamasına

geldiği görüşündedir. Bu durum derhal aşılmalıdır. Hapishanelerde

yoldaşlarımızı ve devrimci tutsakları düşman karşısında yalnız

bırakmak devrimci hareket açısından sürekli önemli kayıpları

beraberinde getirmiştir.

Bu gerçeklikle hareket ederek hapishanelere ilişkin somut

politikalarla müdahale edilmesi bir zorunluluktur. II. Kongremiz

Page 83: Partimiz Maoist Komünist Partisi II...Kaypakkaya güzergahında I. Kongremizin kat etmiú olduğu nitel aúamanın devamı ve bu tarihsel miras üzerinden yükselen ileri bir seviyeyi

83

hapishaneler ve dışarıyı koordine edecek bir örgütlenmenin

gerekliliğine işaret ederek hapishanelere müdahalede özellikle süreci

yaşayan tecrübeli yoldaşların önderliğinde oluşturulacak

örgütlenmelerle bilinçli bir yönelim sağlanması gerektiğine vurgu

yapmıştır. Hapishaneye düşen devrimcilerin yıllarca işlevsiz

beklemektense uygun görevlerle devrimin yararına

konumlandırmalarının devrimi güçlendireceğini belirlemiştir. Bu

örgütlenmeler aracılığıyla belli aralıklarla kitlemizin

bilinçlendirilmesi için bizzat yoldaşlarımız ve devrimci tutsakların

verdiği raporlar ve bilgilendirmeler doğrultusunda oluşturulan

açıklamalar yapılmalıdır.

Hapishanelerin, koşullarından kaynaklı önemli oranda

dışarıdan desteklenmesi gerekmektedir. Geçmişteki biçimiyle destek

belli hapishanelerle sınırlı kalmamalı, hangi hapishanede olursa

olsun tüm yoldaşlarımıza sahip çıkarak sorunlarını çözmeliyiz.

II. Kongremiz hapishanelere düşen her yoldaşımızın

durumlarının polis, mahkeme, hapishane gibi her etapta ele

alınmasını, hapishanelerde yaşam biçiminden düşman karşısındaki

duruşa kadar partinin genel çizgisiyle donanmış ortak ruh ve

şekillenmenin işlevselleştirilmesini, yoldaşların durumunun ne

olduğunun belirsizliğe bırakılmamasını, durumlarına uygun

mevzilendirilmelerinin devrimin önemli görevi olduğunu ifade

etmektedir.

Tüm demokratik kurumların ortak hukuk büroları ve değişik

araçları oluşturarak, hapishanelerin tüm sorunlarına sahip

çıkmalarının, toplumun ilerlemesini sağlayan dinamiklerin

korunmasında hayati önemde olduğunu vurgulayan Kongremiz,

hapishanelerde kaybedilen hakların geri alınması için tüm

kurumların adli ve siyasi olarak ayırmadan genel hapishaneler

politikasına ilişkin ortak hareket ederek adım, adım tüm hakların

tekrar kazanmasını sağlamalarının önemli bir görev olduğunun altını

çizdi.

II. Kongremiz, hapishanelerdeki tutsakların ve devrim uğruna

yaşamını değişik alanlarda yitiren devrimcilerin ailelerinin

örgütlenmesinin halkların kurtuluş davasının önemli bir parçası

olduğuna dikkat çekmiştir. Bu tür kurumların ideolojik, politik ve

Page 84: Partimiz Maoist Komünist Partisi II...Kaypakkaya güzergahında I. Kongremizin kat etmiú olduğu nitel aúamanın devamı ve bu tarihsel miras üzerinden yükselen ileri bir seviyeyi

84

sosyal bir dayanışma hareketi olarak devrede bulunmaları özel

önemdedir.

Hapishanelere ilişkin sürekli değişik boyut ve katılımlarla

konferanslar yapılarak çözümler üretilip, mücadeleler

yükseltilmelidir.

F tipi hapishanelerle toplumda yaratılmaya çalışılan korku ve

bastırma, kitleler ve devrimci kamuoyu bilinçlendirilerek

mücadelenin her tür zorluğu yeneceği gerçeği öne çıkarılmalıdır.

Devrimci irade hapishanelerde her tür zorluğu yenecektir.

II. Kongremizde Ölüm Oruçları da ele alındı. Ölüm Orucu

Direnişine ilişkin I. Kongremizin yapmış olduğu kısa değerlendirme

daha önce yayınlanmıştı. Fakat Ölüm Orucunun devrimci bir yapı

tarafından devam ettirilmesi nedeniyle partimiz süreci ayrıntılı

değerlendirmemiş sadece bizimle ilgili boyutunu ele almıştı. Gelinen

aşamada bu devrimci yapı da eylemi sona erdirdi. Yapılması gereken

başta katılımcılar olmak üzere ilgili tüm çevrelerle birlikte inkarcı

yaklaşmadan, geleceği kazanmada kavrayışımızı ilerletmek, ileride

benzeri eylemlerin yapılması halinde çıkarmamız gereken derslerin

özetlenmesi için Ölüm Orucunun geniş bir değerlendirmesinin

yapılması gerektiğine karar verilmiştir.

Değişik araç ve katılımlarla ele alınacak hapishaneler

konferansında, Ölüm Oruçları ve hapishanelere ilişkin

politikalarımızın daha somut olarak belirlenmesi sağlanarak gerekli

boyutları kamuoyuyla paylaşılacaktır.

Enternasyonal Alan; Partimizin önemli faaliyet alanlarından biri de enternasyonal

alan faaliyetidir.

Partimiz MKP, Uluslararası Komünist Hareket'in bir parçası

ve ortak amacımız olan komünizm için proleter dünya devriminin

Türkiye-Kuzey Kürdistan'daki savaş siperidir. Üyesi olduğu ve onur

duyduğu Devrimci Enternasyonalist Hareket (DEH), yeni

uluslararası bir komünist enternasyonal yürüyüşünde stratejik

önemde nitel bir adımdır. Ancak bazı eksiklikler ve zaafiyetlerimiz

de söz konusudur. Gerek partimiz içerisinde gerekse UKH

içerisindeki ideolojik-siyasi gelişmeleri parti kitlemize taşıyarak

Page 85: Partimiz Maoist Komünist Partisi II...Kaypakkaya güzergahında I. Kongremizin kat etmiú olduğu nitel aúamanın devamı ve bu tarihsel miras üzerinden yükselen ileri bir seviyeyi

85

kolektif kavrayışımızı yükseltmek zorundayız. Özellikle DEH

içerisindeki tartışmaların partimize aktarılması oldukça önemlidir.

UKH içerisindeki birliğin iki çizgi temelinde açık ideolojik mücadele

yoluyla nitel olarak ilerletilmesi gerekmektedir. UKH'nın embriyonik

merkezi olarak DEH, kendi dışındaki komünist güçleri de basit bir

antlaşma platformu değil açık aktif iki çizgi mücadelesi yoluyla

birleştirme göreviyle de karşı karşıyadır. DEH'in programı ve ona

üyelik alımları ilkelerinde oldukça kazanıcı bir mücadele

yürütmeliyiz. DEH'in dışındaki Maoist komünist partilerin harekete

katılımı için parti II. Kongre irademiz gerekli hassasiyetin

gösterilmesini önemle vurgulamıştır. Partimiz gerek hareket gerekse

uluslararası komünist hareketin sorunlarının ortak bir şekilde

tartışılıp daha yüksek birlikteliklerin yakalanmasına ilişkin daha

fazla ısrarlı olacaktır. Proletarya hiçbir yerde "benim ulusum, benim

devrimim" dar perspektifine, "benim iç meselem değil" dar

yaklaşımına sahip olamaz ve onun yönelimi proleter dünya

devriminde "benim görevim" bakış açısıdır. Her bir ülkede karşı

karşıya bulunduğu biçimde farklılıklar gösteren özel görevler bu

yönelimi yadsımamalıdır.

Parti II. Kongre irademiz, komünizm mücadelemizdeki

görevinin bilinciyle DEH'i ve UKH'nın her bir yerdeki savaş

siperlerini selamlar. Dünya proletaryası, ezilen ulusları ve halklarının

birliğinin öneminin bilincinde olan II. Kongremiz uluslar arası

alanda da anti-emperyalist dost güçlerin mücadelelerini de

önemsemektedir. Anti-emperyalist, anti-faşist, anti-feodal güçlerle

çeşitli mücadele araçları içerisinde ideolojik mücadeleyi de

aksatmadan yer almalıyız.

Bugüne kadar uluslararası alanda ilişkimiz esasta DEH ile

sınırlıdır. Bu anlayış aşılarak komşu ülke devrimci ve komünist

partileri başta olmak üzere, dünyadaki ilerici ve devrimci çevrelerle

iletişim kurulmalı, konferanslar vb etkinlik ve toplantılarla bilgi

alışverişi sağlanmalı, bu yolla değişik alanlardaki komünist ve

devrimci partilerin oluşmasına katkıda bulunulmalı ve onların

tecrübelerinden öğrenilmelidir. Komşu ülke komünist ve devrimci

partileri başta olmak üzere tüm dünya devrimci ve komünist partileri

birbirlerinin üs, teknik olanaklar ve eğitim kamplarından koşullar

çerçevesinde karşılıklı olarak yararlanılmalıdır.

Page 86: Partimiz Maoist Komünist Partisi II...Kaypakkaya güzergahında I. Kongremizin kat etmiú olduğu nitel aúamanın devamı ve bu tarihsel miras üzerinden yükselen ileri bir seviyeyi

86

II. Kongremiz, Dünya Halkları Direniş Hareketi, Anti-

Emperyalist Ortadoğu ve Balkanlar Koordinasyonu'ndaki görevlerin

daha güçlü ele alınmasına, her yerde anti-emperyalist birliğin

ilerletilmesi ihtiyacına dikkat çekmektedir.

UKH'nın bütün sorunları tüm komünistlerin sorunudur. Bu

sorunların tartışılmasına aktif katılım sağlanması, uluslararası

belgelerin çevrilerek partiye mal edilmesi ve parti belgelerinin yine

aynı şekilde sunulması, bunun için gerekli örgütsel kurumların

oluşturulması gerekmektedir.

Parti II. Kongremiz, Nepal Komünist Partisi (Maoist) önderliğinde

iktidara yürüyen Nepal halkının mücadelesi ile proleter

enternasyonalist dayanışma ve birliğini açıkça beyan eder. Yoldaşça

eleştiriyi dıştalamadan bugün her zamankinden daha güçlü Nepal

devriminin yanında olmak durumundayız. Halk Savaşı'nın amacı

siyasal iktidarı tümden zapt etmektir. Bunun Nepal‟daki anlamı

proletarya önderliğinde Yeni Demokratik Cumhuriyet'i tesis

etmektir. Ancak durmaksızın Sosyalizm ve sınıfsız topluma kadar da

ilerlemek durumundayız.

UKH ve DEH içinde ele alınıp tartışılması gereken

konulardan biri de önderlik sorunu kapsamında Daimi Komite ve

Başkanlık Sistemi anlayışı ve uygulamasıdır. Daimi Komite ve

Başkanlık Sistemi Maoizm'den kırılmadır. Uluslararası alanda

ideolojik mücadele yürüterek kardeş partilerimiz ve devrimci

partilerdeki bu kırılmaların mahkûm edilerek reddedilmesi

sağlanmalıdır.

DEH ve Sosyalizmin sorunları içerisinde yaşanan sorunlara

ilişkin tavırsız kalamayız ve özellikle parti kitlemiz eğitilmelidir.

Ülkemiz başta olmak üzere, Gonzalo'nun durumu, Nepal‟daki

gelişmeler, Hindistan'daki birlik, TKP/ML, Filipinler, Sosyalizm'de

nasıl bir devlet ve demokrasi, revizyonizm-reformizm-sendikalizm

v.d. ideolojik akımlara karşı mücadele, UKH'nın tarihindeki hata ve

zaafiyetler ve daha birçok alandaki gelişmeler partimizi yakından

ilgilendirmektedir ve kayıtsız kalamayız.

UKH içerisindeki hali hazırda var olan ve ortaya çıkacak yeni

tartışmaları parti II. Kongremiz ciddiyetle ele almış ve açık ideolojik

mücadelenin süreklileştirilerek yürütülmesi kararına varmıştır.

Page 87: Partimiz Maoist Komünist Partisi II...Kaypakkaya güzergahında I. Kongremizin kat etmiú olduğu nitel aúamanın devamı ve bu tarihsel miras üzerinden yükselen ileri bir seviyeyi

87

Yurt Dışı Faaliyeti ve Örgütlenmesi; Partimizin önemli alanlarından bir değeri de enternasyonal

alan ile ilişkili olarak yurt dışı alan faaliyetidir.

Her şeyden önce belirtmek gerekir ki; biz Türkiye-Kuzey

Kürdistan'ın bir partisiyiz. Yurt dışının somut gerçekliği dikkate

alınarak siyasetimizi belirlemeliyiz. Üzerinde yükseldiğimiz kitle

mültecidir, geçici işçi ve göçmenlerden oluşmaktadır. Patimizin ve

devrimci hareketin dayandığı kitle de esasta aynıdır. Partimiz,

göçmenler meselesini kitlelerle birlikte tartışarak ele almalıdır.

Bugün bunların azınlık olup olmadığı da tartışılmaktadır. Bu

tartışmada faal olarak yer almalıyız.

Mülteci kesimin diğer katmanlara göre iki önemli özelliği öne

çıkmaktadır. Bu özelliklerden biri olumlu iken, diğeri de

olumsuzdur. Avantajlı olan yanı partiyi daha önceki faaliyetlerinden

dolayı iyi tanımaları ve politik çalışmaya ve örgütsel yaşama alışık

olmaları açısından kısa sürede örgütlenmelerini kolaylaştırmaktadır.

Olumsuz olan yönü ise değişik mücadele alanlarından önemli

kırılmalar yaşayarak mücadeleyi terk edip yurtdışına gelmeleridir.

Bu nesnel gerçeklikten yola çıkarak örgütlenme yapılmalıdır.

Devrim mücadelemizde oldukça ciddi bir mevzi olan yurtdışı

alanında yaşayan kitlemizin önemli sorunları olsa da davamız

açısından oldukça önemli bir potansiyel taşımaktadır. Yurt dışı

alanında yaşayan, partinin değişik alanlarında farklı dönem ve

düzeylerde faaliyet yürütmüş fakat şu anda esasta partinin yanlış

politikalarından dolayı kopmuş insanlarımız başta olmak üzere

tarihsel olarak bizlerle bağları olan kitlelerle değişik araç ve

siyasetler vasıtasıyla birleşerek yoldaşlarımızla kaynaşıp partinin

ilerlemesinde pratik ve teorik katkılarını sunmalarını sağlamalıyız.

Partimiz, yurt dışında doğru politikaları hayata uyguladığında

ve genel olarak diğer alanlarda da gelişme gösterdiğinde şu anda

mücadele yürüten yoldaşların tamamına yakını bu kırılma ve

güvensizliklerini çabuk aşarak çok ileri mevzilerde halkın devrim

mücadelesine önemli katkılar sunup ileriye taşımada

küçümsenmeyecek görevler üstleneceklerdir.

Page 88: Partimiz Maoist Komünist Partisi II...Kaypakkaya güzergahında I. Kongremizin kat etmiú olduğu nitel aúamanın devamı ve bu tarihsel miras üzerinden yükselen ileri bir seviyeyi

88

Yurt dışı alanı, Parti II. Kongre irademizin ortaya çıkardığı

dersler ışığında merkezi planlamaya bağlı olarak kurumsallaştırılıp

örgütlenecektir. Bu alan yukarıdan aşağıya partimizin ihtiyaçları ve

Halk Savaşı perspektifine göre örgütlendirilecektir. Parti illegal

örgütlenmesi yurtdışında da esastır. Ayrıca faaliyetler legal alan,

ajitasyon-propaganda, yayın, mali olanaklar, teknik ve ihtisas

örgütlenmeleri, eğitim akademileri ve enternasyonal alan üzerine

oturtulmalıdır.

Parti II. Kongremiz, yurt dışı alanını her noktada tartışmak ve

kitlesini tanıyarak burada bulunan sorunların çözümüne ilişkin

konferans vb etkinlikler düzenlenmesi gerektiğini belirtmiştir. Yurt

dışındaki faaliyetlerin partimiz açısından daha doğru ve sağlıklı

verim alınmasını sağlamak için bu oldukça önemlidir. Buradan çıkan

sonuca göre nasıl bir örgütlenme yapılacağına dair parti iradesi karar

vermelidir. Uygulama, buradaki sorunlara ilişkin bir tartışma

konferansı olarak tüm kitlemize açıklanarak yapılmalıdır. Karar

çıkaran ve uygulayan bir konferans vb şeklinde algılanmamalı ve

değerlendirilmemelidir. Bunu yapmamızın temel nedeni, yurt dışı

çalışmasını tam olarak açığa çıkarmaktır. Yaşadığımız tarihsel

tecrübeleri de dikkate aldığımızda tümü için olduğu gibi yurt dışı da

kongrelerde ele alınırken sadece yönetici organların rapor ve fikirleri

ile sınırlı kalınmamalıdır. Alt kademelerin fikir ve raporları da

sonuca gitmede dikkate alınmalıdır. Her alan için temel ilkemiz

Maoist Kitle Çizgisi olmalıdır.

Herhangi bir faaliyet alanına ilişkin üyelik sınırlaması

getirilmesi tüzüğe ters olduğundan yurt dışı açısından da bu yanlış

görülerek reddedilmiştir. Parti Merkez Komitelerin zayıf işleyişinden

kaynaklanan sorunlar, bir alana fatura edilemez, edilmemelidir. Parti

tarihimizde yurt dışındaki üyelerle ilgili önemli sorunlar yaşanmıştır.

Bu sorunlar, özgül politikalarla ve bölgeci anlayışlarla değil, ancak

tüzüğün uygulanması ve doğru pratik önderlikle aşılabilir.

Yurt dışı, devrimi finanse etmesi gereken bir bankadan ibaret

görülemez. Kendi özgünlüklerinin bilincinde Halk Savaşı'yla

bütünleşmesi gereken bir devrimci savaş cephesidir. Cephe gerisi

gibi anlayışlarla bu işlevsellik, küçümsenmemeli ve

bulandırılmamalıdır. Yurt dışı örgütümüz parti önderliğinde II.

Kongre irademizin belirlediği görev çerçevesinde tüm

Page 89: Partimiz Maoist Komünist Partisi II...Kaypakkaya güzergahında I. Kongremizin kat etmiú olduğu nitel aúamanın devamı ve bu tarihsel miras üzerinden yükselen ileri bir seviyeyi

89

örgütlülüklerini harekete geçirerek yurt dışı politikasını daha da

ilerletme göreviyle harekete geçirilecektir.

Demokratik Kitle Örgütleri; Demokratik kitle örgütlerini değişik biçimlerdeki

örgütlenmeleri devrimde önemli yer tutmaktadır. Kitlelerin

akademik, demokratik, ekonomik talepleri üzerinden şekillenen

demokratik kitle örgütleri doğru ele alındıkları takdirde devrimin

tüm itici güçlerinin örgütlenmesinin aracı halene gelerek büyük

kazanımların yaşanmasını sağlarlar.

Doğru ele alınmaması ise mücadeleyi geliştiren değil, onun

önünde tıkaç görevi gören, içten içe kemirerek yozlaştıran ve en

nihayetinde de devrimin onulmaz yaralar almasını sağlayan bir

süreci işletir. Ve devrimin uzun yıllar ertelenmesine neden

olmaktadır.

Her örgütlenmenin disiplin anlayışı aynı değildir. Demokratik

kitle örgütlerine proletarya partisi gibi yaklaşamayız.

Bu kurumların farklı yapıların işlerini yapmamaları ve kendi

alanlarına ilişkin çalışma yapmaları yıllardır vurgulanmasına rağmen

hala da görev ve işlevler karıştırılmakta ve kitlelerden kopuk kitle

örgütleri ortaya çıkarılmaktadır. Bu noktada teorik söylem ve pratik

duruş farklı olmasından dolayı başarısız sonuçlar alınmıştır.

Demokratik kitle örgütlerinin en büyük sorunlarından biri dar grup

çıkarlarına feda edilerek aynı sorunlarla uğraşan kurumların birlikte

hareket etmek, ortak politik hedefler noktasında bileşmek yerine

dağınık kendiliğindenci bir çizgi izlenerek farkında olunmadan

kitlelerin güçleri parçalanmaktadır.

Aynı anlayış ve duruşa sahip yapılanmaların bile Türkiye-

Kuzey Kürdistan'da merkezileşerek her yerde ortak hareket etme

tecrübelerden ve olanaklardan yararlanma özgünlüklere bağlı olarak

ortak ses çıkarma anlayışı oldukça zayıf işlemektedir. Bu derhal

aşılmalı tüm kurumlar ortaklıklarına göre uygun disiplin anlayışları

çerçevesinde dernek, platform, federasyon, konfederasyon,

koordinasyon, inisiyatif, birlik vb gibi biçimlerde bir araya

getirilerek kitleler örgütlü güce dönüştürülmelidir.

Page 90: Partimiz Maoist Komünist Partisi II...Kaypakkaya güzergahında I. Kongremizin kat etmiú olduğu nitel aúamanın devamı ve bu tarihsel miras üzerinden yükselen ileri bir seviyeyi

90

Demokratik kitle örgütleri demokratik yönlerinin

merkeziyetçiliğe göre daha fazla ön planda olmasından dolayı daha

geniş katılımlı olmalarının getirdiği yönetim biçimleriyle

yönetilmektedirler. Fakat Türkiye-Kuzey Kürdistanlı hareketler bu

noktada önemli sıkıntılar yaşamaktadırlar. Devrimci ve komünist

hareketlerin atama usulü yönetim biçimi tam olmasa da dönem,

dönem bu kurumlara da yansımaktadır. Ayrıca birçok kurum kendi

faaliyetlerini muhasebe edecek kongreler yapma ve bu yola kolektif

yönetim seçme anlayışını uygulamamaktadır. Komünist ve devrimci

örgütlerde bile en az üç kişiden oluşan kolektif komite biçiminin

dışındaki örgütlenmeler kabul edilmezken demokratik kitle

örgütlenmelerinde atama usulü tek kişilik yönetim kesinlikle kabul

edilmemeli, en geniş katılımın sağlandığı kolektif yönetim biçimleri,

eşit koşullarda temsil ya da kongrelerle seçim biçiminde

belirlenmelidir. Kongrelerini yapmayan, faaliyetlerini muhasebe

etmeyen demokratik katılımla sürekli bünyesini genişletmeyen

kurumlar dar ve başarısız olmaktan ileri gidemezler.

Demokratik kitle örgütlerine yaklaşım hangi amaçla

kurulursa kurulsun toplumun sorunlarına yaklaşımı içerdiği sürece

sitemle uyuşmayan biçimlerde olanlarla sürekli diyalog kurma,

dayanışmalarda bulunma ve yapılarını bozmadan uygun bir şekilde

içerisinde çalışarak uzun süreli birliktelikler yaratma hedefiyle

hareket etmeliyiz.

Demokratik kitle örgütleri dar pratik çalışmalara hapsolmuş

durumdadır. Yıllara varan periyodik çalışmalar zamanla alışkanlığa

dönüşerek kısır bir faaliyet biçimi ortaya çıkarmıştır. Demokratik

kitle örgütlerini sadece belli uluslararası günler ve kayıpları

anmalarla uğraşan kurumlar olmaktan çıkartmalıyız. Bunlar da

yapılabilir fakat esas haline getirilmemelidir. Yapılması gereken,

sokak çocuklarından savaşa, engellilerden doğayı korumaya, eğitim

hakkının parasız hale getirilmesinden sağlığa, sosyal haklardan işe,

tarımdan ekonomik taleplere, kadın haklarından ulus ve azınlık

haklarına, din istismarından inanca saygıya, kültürden haber alma

hakkına, adalet sisteminden güvenlik güçlerine, hapishanelerden

ceza sistemine kadar halkın acil talepleri üzerinden siyasal ve pratik

eylem ve etkinlik kampanyaları düzenleyerek mücadele etmelidirler.

Page 91: Partimiz Maoist Komünist Partisi II...Kaypakkaya güzergahında I. Kongremizin kat etmiú olduğu nitel aúamanın devamı ve bu tarihsel miras üzerinden yükselen ileri bir seviyeyi

91

Demokratik kitle örgütlerinin en büyük problemlerinden

birisi de iletişim araçlarına önem verilmemesidir. Bu da toplumun

yaşanan olumlu veya olumsuz gelişmelerden haberdar olmamasına

neden olmaktadır. Demokratik kitle örgütleri, televizyon, radyo,

internet, panel seminer, konferans, sempozyum, afiş, basın

açıklaması, bildiri, sinema, tiyatro, müzik vb gibi tüm araçları yaygın

kullanarak tüm siyasal kampanyalarını geniş halk yığınlarına

taşıyarak hem onların sorunlarına sahip çıkmalı hem de onlardan

öğrenmelidir.

Sendikal Çalışma; Partimiz sınıf mücadelesi noktasında kuruluşundan bugüne

kadar proletaryanın örgütlemesi için genel hatlarıyla doğruları ifade

etse de somut örgütlenmede ekonomistlerin dahi gerisine düşerek

işçi sınıfının sarı sendikaların güdümünde yıllarca sistemin yedeği

durumuna düşürülmesine seyirci kaldı. Bu durum gelinen aşamada

çok daha belirgin bir hal almıştır. Örgütlenmede bir iki insanın

görevlendirilmesiyle sorun çözülmeye çalışılmış ve her defasında

örgütleneme yarıda kalmıştır. Sınıfın örgütlenmesi sağlanmadan

devrim yapmak mümkün değildir. Örgütlenmeyi sağlamak için ise

stratejimize uygun bin bir taktik araç ve yöntemi kullanarak ancak

başarılı bir sonuç ortaya çıkarılabilir. Kitlelerin ve sınıfın

örgütlenmesi için en önemli araç onların somut sorunları üzerinden

şekillenen araçlardır.

Kitlelerin somut sorunlarına sahip çıkmayan, onların yaşam

düzeyini yükseltmek için çalışmayan hiçbir hareket devrim

mücadelesinde başarıya ulaşamaz. Politik iktidarı zapt etme bilincini

kaçırmadan işçilerin refah düzeyini yükseltmek, onların ekonomik ve

diğer sorunlarını çözmek için örgütlenmelerini sağlamak en önemli

görevlerimizden biridir. Bu yolla işçilere siyasal bilinç verilerek

devrime seferber edilmelidir.

İşçi sınıfı içerisinde örgütlenmede bu kadar zayıf olmamızı

sıradan ele almamalıyız. Her örgütlenme bulunduğu alanda işçi

sınıfının örgütlenmesi için tüm olanakları seferber etmelidir.

Sendikaların bu derece sistemle bütünleşmeleri ve işçi

sınıfının reformizmin etkisine önemli oranda girmesi, bizlerin bu

Page 92: Partimiz Maoist Komünist Partisi II...Kaypakkaya güzergahında I. Kongremizin kat etmiú olduğu nitel aúamanın devamı ve bu tarihsel miras üzerinden yükselen ileri bir seviyeyi

92

araçlara gereken önemi vermememizden kaynaklıdır. İşçi sınıfının

örgütlenmesi sağlanarak sendikal çalışma var olan sarı sendikaların

değiştirilmesi biçiminde ele alınmalı, koşulu kalmayan yerlerde ise

tüm kesimlerin geniş katılımı sağlanarak ortak sendikalar

kurulmalıdır.

İşçi sınıfının örgütlenmesi dar grupçu hesaplara feda

edilmemelidir. Yıllardır işçi sınıfının parçalanmasının en büyük

sebeplerinden birisi de kuşkusuz dar grup hesaplarıdır. Basit grup

çıkarlarımıza uymayan anlarda sınıfın burjuvazi karşısında

çıkarlarını göz ardı ederek parçalamasını, güçsüz düşmesini

sağlayarak bizlerden uzaklaşmalarına sebep olduk. Bu biçimde

yaklaşan tüm anlayışlarla önemle mücadele edilerek sınıfın sınıf

çıkarları temelinde birleştirilmesi sağlanmalıdır.

Bu parçalı duruş yıllardır Türkiye-Kuzey Kürdistan'da

yaşanan Kürt ulusu ve azınlıklara yapılan şövenist ırkçı

saldırganlıktan faili meçhullere, hapishane saldırılarından hak

gasplarına, doğa katliamlarından emperyalist boyunduruğa, halklara

karşı başlatılan savaşlardan ekonomik yıkımlara kadar yaşanan

topyekûn saldırılar karşısında işçi sınıfının üretimden gelen gücünü

kullanarak topluma sahip çıkması engellendi. İşçi sınıfının bu zayıf

duruşu burjuva-feodal iktidarın birçok noktada istediklerini hiç

engele takılmadan ve çekinmeden yapmasına olanak tanımıştır.

Her devrimci hareket işçi sınıfının bu duruma düşmesinde

kendisine düşen payı görerek derhal harekete geçerek ideolojik

mücadeleyi yadsımadan sınıfın birliğini ve güçlü örgütlenmesini

sağlamak için mücadele etmelidir. Tüm devrimci güçlerle ön

koşulsuz ajitasyon ve propagandada serbestlik ilkesiyle tam bir birlik

savunulmalıdır.

Sendikal çalışmada işçi temsilcilerinin seçilmesi ve sendika

yönetimlerinin oluşturulması için işçilerin ortak katılımı sağlanarak

sarı yönetimlere karşı güçlü birlikler oluşturulmalıdır. Sendika

seçimlerinde "benim adamım", "senin adamın" tartışması yapılarak

işçilerin genel çıkarları feda edilmemelidir. Seçim süreçlerinde ortak

aday belirlenmeli, aday seçme işi mümkün olduğunca işçilere

bırakılmalıdır.

Sendikal çalışma Türkiye-Kuzey Kürdistan bütünlüklü ele

alınarak yapılmalıdır. Bölgesel çerçeveye hapsedilmiş bir çalışma

Page 93: Partimiz Maoist Komünist Partisi II...Kaypakkaya güzergahında I. Kongremizin kat etmiú olduğu nitel aúamanın devamı ve bu tarihsel miras üzerinden yükselen ileri bir seviyeyi

93

asla başarılı olamaz, tüm sendikal çalışmalarda ve örgütlenme

faaliyetlerinde sendikalı ve sendikasız tüm işçilerin durumu göz

önünde bulundurulmalıdır. Yine uluslararası alanda devrimci işçi

sendikalarıyla ortaklıklar kurma ve sarı sendikalarla her alanda

mücadele yürütme bir görev olarak görülmelidir.

Dünyada atılacak gerçek kurtuluş adımları proletaryanın

örgütlenmiş bir güç haline gelerek tüm müttefikleriyle birleşmesiyle

ancak başarılabilir. Komünistler bu görevlerini asla göz ardı

etmemelidirler.

Kooperatif Örgütlenmesi; Devrimin temel gücü olarak gördüğümüz köylülerin

sorunlarına bugüne kadar partimiz yeteri düzeyde eğilmemiştir. 35

yıllık bir partinin köylük alanları savunmasına rağmen yapılan

kooperatif girişimlerinde payının olmaması durumumuzu

açıklamaktadır. Bu noktada en kötü durum ise kooperatif girişiminin

dışında, bilgi birikiminin dahi olmamasıdır. Tüm kadro ve

aktivistlerimiz kooperatifler noktasında oldukça yetersiz bilgiye

sahiptirler.

Temel güç köylülük olarak doğru tespit edilmesine rağmen

bu alanda atılan adımlar oldukça cılız kalmıştır. Kooperatifler

köylülerin yaşam düzeylerini yükseltme, yapılan saldırılara karşı

çıkma, tefeci tüccarlara karşı ürünlerini korumada en önemli

araçlardan biridir. Bunların oluşturulması kesinlikle

küçümsenmemelidir. Köylülerin bu örgütlenmelerinde doğrudan

denetimimizi şart koşmak oldukça geri bir yaklaşımdır.

Tüm parti örgütleri, köylülerin örgütlenmesine özel önem

vermelidir. Kendi alanında bulunan kooperatifler tespit edilmeli ve

çalışmalarına yardımcı olunarak katılım sağlanmalıdır.

Kooperatiflerin olmadığı alanlarda uzun süreli bir çalışmayla

köylülerin denetiminde kendi sorunlarına sahip çıkmaları için

bilgilendirme ve gerekli çalışmalar yapılarak üretim ve tüketim

kooperatiflerinin kurulması sağlanmalıdır. Kooperatifler ilk elden

köylülüğü bilinçlendirmek için kooperatif çalışmasının avantajları ve

dezavantajları başta olmak üzere emperyalist politikaların tarım ve

köylük üzerindeki etkileri, bunların yol açacağı zararlar ve buna

Page 94: Partimiz Maoist Komünist Partisi II...Kaypakkaya güzergahında I. Kongremizin kat etmiú olduğu nitel aúamanın devamı ve bu tarihsel miras üzerinden yükselen ileri bir seviyeyi

94

karşı mücadelenin demokratik boyutunu işleyen panel, seminer,

broşür, televizyon programları, internet vb araçlarla çalışmalar

yürütmelidirler. Kooperatif örgütlenmeleri her alanda düz bir hat

izleyemez. Bölgeler, ihtiyaçlar, pazarlama vb bütün sorunlar tespit

edilerek her alanda özgül çalışmalar yürütülmelidir.

Dar grup çıkarları öne çıkarılmadan tüm yelpaze

birleştirilmelidir. Köylülüğe yapılan saldırılar karşısında Türkiye-

Kuzey Kürdistan'da var olan kooperatifler arası ilişkilerin

oluşturulması sağlanarak ortak çıkarlar temelinde ortak eylemler

düzenlenerek köylülerin hakları korunup yaşam düzeyleri

yükseltilmeye çalışılmalıdır. Kooperatifler arası yardımlaşmalar

sağlanmalıdır. Köylülerin kendi inisiyatiflerinde konferanslar

düzenlenerek sorunlar açığa çıkarılmalı ve bunlara müdahale

edilmelidir. Zamanla köylü kooperatiflerinin ortak çatı kurumları

altında birleştikleri kalıcı uzun süreli kooperatif inisiyatifleri

örgütlenmeleri sağlanmalıdır.

Köylü kooperatifleri yasal anlamda meşru bir mücadele

yürüterek tüm olanakları zorlayarak köylülerin yaşam koşullarını

iyileştirmek için çaba harcamalıdır. Yerel yönetimlerde özellikle

belediyeler kullanılarak yasal tüm olanaklar harekete geçirilmelidir.

Yerel yönetimlerle yapılacak çalışmalar köylülerin katılımının

sağlandığı, sorunlarının tartışıldığı ve ortaya çıkan önerilerin

araştırılarak zamanla tüm olanakların harekete geçirilmesi ile

sorunların çözümü için projeler üretilmelidir.

Tüm sorunları devrimle çözme anlayışından vazgeçmeliyiz,

her sorunu şimdiden çözmek için uğraşmalıyız. Devrimle çözülecek

sorunların dışında şimdiden çözülecek sorunlara derhal doğru ve

objektif projelerle müdahale edilmelidir. Tabi ki boş vaatlerle de

köylüler kandırılmamalıdır. Yapılması gereken köylülerin kendi

sorunları doğrultusunda harekete geçirilmesidir.

Aydın, Sanatçı Örgütlenmesi ve Kültür

Merkezleri;

Page 95: Partimiz Maoist Komünist Partisi II...Kaypakkaya güzergahında I. Kongremizin kat etmiú olduğu nitel aúamanın devamı ve bu tarihsel miras üzerinden yükselen ileri bir seviyeyi

95

Coğrafyamızda ve partimizde aydın ve aydınlanma sorununa

ilişkin önemli tartışmalar yaşanmaktadır. Aydınlanma ve aydın

tartışmalarını daha da derinleştirerek coğrafyamız açısından tarihsel

gelişim ve rolleri noktasında bilinçlenme sağlanmalıdır.

Partimiz tüm kurumları aydın ve sanatçılara ilişkin

çalışmalarını daha da güçlendirerek bu kesimden devrimimiz ve

halkların çıkarları doğrultusunda yararlanmalıdır. Aydın ve

sanatçıların bugün içerisinde bulundukları durumu doğru analiz

etmeyen hareketler doğru sonuçlar çıkararak bu kesimlerden

yararlanamaz. Coğrafyamız aydınlarını da Türkiye-Kuzey

Kürdistan'daki gelişmelerden bağımsız ele alamayız.

Türkiye-Kuzey Kürdistan‟da aydın ve sanatçıların durumunu

esasta devrimci ve komünist hareketin tarihiyle ele alırsak daha

doğru sonuçlara ulaşırız. Buradan hareketle sorunlara baktığımızda

aydınların bu duruma gelmesinde kendi payımızı da görerek hareket

etmeliyiz. Türkiye-Kuzey Kürdistan'da yaşananları da birbirinden

kopuk düşünemeyiz. Komünist ve devrimcilerin doğru politika

uygulamamalarından kaynaklı gerilemeleri, aydınları ve sanatçıları

da sistem karşısında yalnız bırakarak sitem içine kaymalarına neden

olmuştur.

Aydınların düştükleri bu duruma bilimsel yaklaşmak gerekir.

Türkiye-Kuzey Kürdistan'da, da yapılan bu tartışmalar bu bilinçle ele

alınmalıdır. Aydın ve sanatçıların durumunu iki nokta üzerinden ele

almak gerekir. Birinci ayağını; kırılma yaşayan insanları tekrar ayağa

kaldırmak, kurtarılamayacak kadar sistem yanlısı olanları da açığa

çıkararak halkları etkilemelerini engellemek oluştururken, ikinci

ayağını da; bundan sonra koşulları gereği aydın olan insanların ya da

aydın olmak isteyen insanların ezen-sömüren ve ezilen-sömürülen

açısından bir tavır belirlemeleri gerektiği bilincini yaymaktır.

Bizler açısından toplumu bilinçlendirmek için herhangi bir

alanda çalışma yürüten yazılı ya da sözlü topluma ilerleme bilgileri

taşıyan, emperyalizme, feodalizme, faşizme ve her türden gericiliğe

karşı çıkan, Ulusların Kendi Kaderini Tayin Hakkını kayıtsız şartsız

savunan, kadına ilişkin cins ayrımına karşı çıkan, din, dil, ırk ayrımı

gözetmeyen, belirli noktalarda kendilerini yetiştirmiş ya da mesleki

durumdan kaynaklı yetkinleşmiş insanların, sistemin halkın zararına

şekillenen yanlarını bilinçli bir hareketle her ortam, olanak ve aracı

Page 96: Partimiz Maoist Komünist Partisi II...Kaypakkaya güzergahında I. Kongremizin kat etmiú olduğu nitel aúamanın devamı ve bu tarihsel miras üzerinden yükselen ileri bir seviyeyi

96

kullanarak toplumu bilinçlendirme doğrultusunda çıkar gözetmeden

çaba harcayan insanlar gerçek anlamda aydındır.

Coğrafyamızda dar anlamda ön plana çıkmış tanınan sayılı

aydın varken, fakat tanınmayan oldukça fazla aydın mevuttur. Aydın

ve sanatçılarla buluşma esasta tanınmayan bu insanları kapsama

biçiminde bir politika şeklinde olmalıdır. Yoksa sadece bir kaç

tanınmış aydın ve sanatçıyla sınırlanmış çalışma, aydın ve

sanatçıların birleştirilmesinde sınırlı kalacaktır.

Aydın ve sanatçılar da kendi içerisinde farklı nitelikler

taşırlar. Her alanda olduğu gibi bu alanda da bedel ödemede çok üst

boyutta duruş sergileyenler olabileceği gibi, bedel ödemeyi göze

alamayanlar da olabilir. Bunu bilmeliyiz, fakat hedefimiz en geniş

kesimi kapsamak olmalıdır.

Bir diğer nokta ise; bir aydın kendisini pekala bir partiye

yakın görerek onun disiplini çerçevesinde hareket edebilir, aynı

zamanda partilerden bağımsız da çalışma yürütebilir. Biz tüm aydın

ve sanatçıların mutlaka bizim partiden olmaları ya da olmamaları

anlayışına karşı çıkmalıyız. Bu nesnel bir gerçeklik olarak niyetimiz

dışında objektif bir durum olarak sürekli var olacaktır.

Bizim yapmamız gereken birbirinden farklı noktalarda

çalışma yürüten, farklı fikirlere ve bakış açılarına sahip

uzmanlaşmış, yetkinleşmiş tüm aydın ve sanatçıların ortak sorunlar

karşısında ortak tavır belirleyebilecekleri bir birlik kriteri temelinde

örgütlenmelerini sağlamaktır. Bu örgütlenmeye en uygun araç

aydınların içerisinde bireysel tavır ve duruşlarını etkilemeyecek

demokratik kriterlere sahip, ortak aydın platformu ya da

inisiyatifidir. Bizim dışımızda ortaya çıkmış ister bireysel çalışmayla

olsun, isterse de kurumlar nezdinde ki çalışmalarla ortaya çıksın tüm

aydın hareket ve inisiyatifini böyle bir amaçla birleştirerek halkların

haklı talepleri için bir güce dönüştürmek görevlerimizden biri

olmalıdır. Bu hem aydın ve sanatçıların devlet karşısındaki

demokratik haklarını savunmalarını sağlayacak, ihtiyaç olan

noktalarda birbirlerine yardım etmelerinin koşullarını oluşturacaktır.

Ayrıca toplumda ortaya çıkan sorunlara ortak tavır almaları

sağlanarak toplum bilinçlendirilecektir.

Bizim inisiyatifimizde olması biçiminde bir anlayışı

kesinlikle kabul etmemeliyiz, bu başından kaybetmek, birkaç aydınla

Page 97: Partimiz Maoist Komünist Partisi II...Kaypakkaya güzergahında I. Kongremizin kat etmiú olduğu nitel aúamanın devamı ve bu tarihsel miras üzerinden yükselen ileri bir seviyeyi

97

baş başa kalmak ve kendi çıkarlarımızı toplumun genel çıkarlarının

önüne çıkarmak olacaktır.

Bütün bu anlatılanlardan şöyle bir sonuç çıkartılmamalıdır:

Toplumu sadece bireysel hareket eden aydınlar aydınlatıyor ya da

aydınlatacak. Bu anlayış yanlıştır. Normal olarak en büyük reform

savunucusu, en büyük aydın hareketi ve aydınlatma aracı, en büyük

renk ve farklılıklar bahçesi komünist partilerdir. Komünist hareketler

yanlış politikalardan kurutulduklarında toplumu aydınlatan en büyük

güce dönüşeceklerdir. Çünkü kitleselleştikçe binlerce, yüz binlerce

aydını kendi bünyesinde örgütleme durumu ortaya çıkacaktır. Bu

gerçeklikle komünist partileri incelersek en büyük aydınlanma aracı

olmaları normal bir durumdur. Kürt ulusal hareketi on binlerce aydın

ve sanatçıyı bünyesinde örgütleyen ve binlerce bedel ödeyerek Kürt

gerçekliğini tüm dünyaya kabul ettiren, aynı zamanda Kürtlerde ve

diğer azınlıklarda ulusal bilinci geliştiren bu noktadaki en büyük

aydınlanma aracıdır. Bizim burada savunduğumuz bize rağmen en

güçlü ya da en zayıf olduğumuz anlarda bile bireysel olarak öne

çıkan, bize yararı olan aydınlardan da yararlanmamız gerekliliğidir.

En büyük aydınlanma gücü olsak da komünist partisinin dışında

farklı düşünen örgütlü ya da bireysel hareket eden aydın ve sanatçılar

olacaktır, bunları kabul etmeli ve onları insanlığın ilerlemesindeki

paylarını görerek birlikte hareket etmeliyiz

Bu örgütlenmeler başarılabilirse parti olarak bu süreçten

başlayarak güçlü bir aydınlanma sürecine girebiliriz. Toplumun

aydınlatılmasında da daha güçlü etki yapabiliriz.

Aydın ve sanatçılar ele alınırken sadece Nazım ve Yılmaz

Güney'le sınırlı kalan anlayış yanlıştır. Bu da aşılması gereken bir

tıkanma noktasıdır. Yılmaz Güney ve Nazım'ın günümüzün

sorunlarını ele alan ardıllarını yaratmak zorundayız.

Bu bakış açımıza uygun olarak yapılması gereken en önemli

çalışmalardan biri aydın ve sanatçıların kültür kurumları başta olmak

üzere tüm kurumlarda kendi fikirlerini koruyarak, baskı altına

alınmadan üretmelerini sağlayarak sahip çıkmaktır.

Aydın ve sanatçıların ürünlerini işleyecekleri,

sergileyecekleri ve örgütlenecekleri kurumlar olarak kültür

merkezleri önemli araçlardır. Kültürel dönüşümler için en önemli

kurumlardan birisi olan kültür merkezleri binlerce yıllık burjuva-

Page 98: Partimiz Maoist Komünist Partisi II...Kaypakkaya güzergahında I. Kongremizin kat etmiú olduğu nitel aúamanın devamı ve bu tarihsel miras üzerinden yükselen ileri bir seviyeyi

98

feodal kültürü yıkmak ve toplumu yeni insan kültürüyle donatmada

önemli rol oynamaktadırlar. Bundan dolayı bu kurumlar farklı

kültürel, sanatsal araçların işlendiği bir üretim atölyesi biçiminde ele

alınmalıdır.

Kültür merkezleri aslında sanat merkezleridir. Kültür en geniş

kavramdır, bu nokta önemle ayrıştırılmalıdır. Bizim kültür

merkezlerinde yaptığımız çalışmalar müzik, resim, sinema, tiyatro ve

edebiyatın çeşitleridir. Bunların tümü sanatın dallarıdır. Kültürün çok

küçük bir parçasını oluşturmaktadır. Kültür ele alındığında

geleneklerden mimariye, inançtan kavgaya, yiyecekten giyime,

hukuktan ideolojiye, sanatın tüm dallarından insan ilişkilerine,

hapishanelerden savaş biçimlerine kadar her şeyi içerisine alan

insanlığın kullandığı en geniş kavramdır. Bundan dolayı bu çalışma

alanlarına kültür merkezleri desek de esasta yükleyeceğimiz anlam

sanat merkezleri ve üretim atölyeleri biçiminde olmaktadır, olacaktır.

Türkiye-Kuzey Kürdistan'da kurulan değişik motiflerdeki

kültür merkezleri sadece müzik çalışma alanından kurtarılmalı;

sinema, edebiyat, resim, müzik, tiyatro, yerel kültürler, heykel vb

çalışmalarla güçlendirilmelidir. Bu çalışmalar atölyeler biçiminde ele

alınmalıdır. Bu kurumlarda bulunan sanat üreticilerinin ortak

emeğiyle bir kültür sanat yayını çıkartılarak kitlelere üretilen ürünler

ve ortaya çıkan kültürel bilinç taşınmalıdır. Sanat üretimi ve

gelişmelere karşı tavrımız netleştirilmelidir. Burjuva-feodal kültüre

karşı Yeni Demokratik Kültür hızla büyütülmelidir. Toplum bu

kurumlar olmadan burjuva-feodal kültüre karşı uyanık olamaz, bu

kurumların değeri önemle bilinmeli, her mücadele alanı bu

kurumların oluşturulması ve var olanların yaşatılmasına katkıda

bulunmalıdır.

Kültür merkezleri ve aydın sanatçı inisiyatiflerinin çözülmesi

gereken en önemli sorunlarından birisi de dönemsel inisiyatifler ya

da parçalı boyutlarda kalan kurumlar olarak hareket etmeleridir.

Aynı dünya görüşüyle hareket eden kurumların bile birbirleriyle

ilişkisi oldukça düşük düzeyde sürmektedir. Bu biçimde bir

örgütlenmeyle şekillenen parçalı kurumların toplumu değiştirme

güçleri zayıf ve başarısız olacaktır. İletişim ve ulaşımın oldukça

geliştiği günümüz koşullarında yapılması gereken Türkiye-Kuzey

Kürdistan'da merkezileşmelerini sağlayarak her alanda

Page 99: Partimiz Maoist Komünist Partisi II...Kaypakkaya güzergahında I. Kongremizin kat etmiú olduğu nitel aúamanın devamı ve bu tarihsel miras üzerinden yükselen ileri bir seviyeyi

99

dayanışmalarını güçlendirmek, tecrübelerin aktarımını

süreklileştirmek ve ortak şekillenme yaratmaktır. Sadece aynı dünya

görüşünde olanlar değil, tüm dost kurumların değişik koşullarda

birlikte hareket etmeleri başarılmalıdır. Her örgütlenmede olduğu

gibi bu alanın da en acil ihtiyaç ve çözülmesi gereken görev

merkezileşme ve yaygınlaşmadır.

Gençlik Örgütlenmesi; Devrimin gerçekleşmesinde gençlik en önemli potansiyel

olarak rol oynamaktadır. Bizimki gibi coğrafyalarda genç nüfusun

oldukça yoğun olması bunu daha da hayati kılmaktadır. Gençliğin

kazanılması; onların sorunlarının doğru kavranması ve doğru

araçlarla yaklaşılmasıyla mümkün olabilir. Devrimci ve komünist

hareketlerin sadece devrimde gerekli olan dinamik rolleri üzerinden

baktıkları müddetçe gençliğin kazanılmasında başarılı olamazlar.

Gençler geleceğin sahipleri olarak görülerek ele alınmalıdır. Genç

nüfus dışında var olan orta ve yaşlı nüfusun yaşadığı sorunlar ileride

bugünün gençlerinin sorunları olacaktır. Gençlerin bu bilinçle

yetiştirilip kendi sorunlarına sahip çıkmaları ve yarın için hazırlıklı

olmaları sağlanmalıdır. Aksi bakış açısı dönemsel olmaktan ve

başarısızlıktan ileri gidemez.

Burjuva-feodal hakim sınıfların bu kadar başarılı bir biçimde

iktidarlarını sürdürmelerinin en büyük nedeni insanları

çocukluğundan başlayarak, değişik araçları kullanarak kendi çıkar ve

düşünceleri doğrultusunda eğitmelerinden geçmektedir. Özellikle

gençlik yıllarında onların dinamik rolünü kullanmak dışında yarının

sisteme uygun insanlarını yetiştirmek için de binlerce aracıyla

yönlendirmekte ve eğitmektedirler.

Devrimci hareket sorunları ele almada soruna sürekli tek

yanlı yaklaşarak gençliğin yarının taşıyıcıları olma rolünü

göremeyen dönemsel yaklaşımlarını öne çıkarmaktadır. Bu bakış

açısıdır ki, gençliği başından başlayarak sistematik bir yönelimle

uzun yıllara varan bir pratik-teorik eğitim sonucunda davaya uygun

yetiştirmek ve konumlandırmak yerine dönemsel, kendiliğindenci

politikalarla gençlik sitemin inisiyatifine bırakılmaktadır.

Page 100: Partimiz Maoist Komünist Partisi II...Kaypakkaya güzergahında I. Kongremizin kat etmiú olduğu nitel aúamanın devamı ve bu tarihsel miras üzerinden yükselen ileri bir seviyeyi

100

Her mücadele örgütü, devrimin ihtiyaçlarını çözecek şekilde

yarının teorik-pratik kadrolarının yetiştirilmesi ve bu yolla toplumun

her gözeneğinde önderlik eden dava insanlarının yetiştirilmesi için

planlı bir politikayla gençliğe yaklaşmayı, en önemli görevlerden biri

olarak görmelidir.

Aynı zamanda dinamik rolün devrimci mücadelede

davamızın stratejik yönüne göre şekillendirilmesini de maceracı,

bilinçsiz, günü birlik, keyfiyetçi biçimlerini doğru bir müdahaleyle

ortadan kaldıran ne yaptığını ne için yaptığını neden yaptığını bilen

bilinçli bir devrimci dinamik ortaya çıkaran bir politikayı her alanda

hakim kılmalıyız.

Gençlik, işçi, köylü, öğrenci gibi her bir yerdeki özgüllükleri

bilinçte tutularak Halk Savaşı'nın birleşik eyleminin muazzam bir

potansiyeli olarak tecrübenin aktarılması, pratik-teorik bütünlüğün

sağlanması, doğru ve bütünlüklü konumlandırma ve yönlendirme

açısından her alanda olduğu gibi gençlik alanında da sürekliği

sağlanan merkezileşmenin de önemli bir görev olduğu bilinmelidir.

II. Kongremiz bu perspektifle Merkez Komitesi'nin

önderliğinde Gençlik Komisyonu aracılığıyla bu görevin ele

alınmasını kararlaştırdı.

Kadın Örgütlenmesi; II. Kongremizin gündemlerinden birisi de kadın sorunuydu.

Komünist partiler dil, din, cins, ırk ve milliyete dayalı

şekillenen yapılar olmamasına rağmen toplumsal sistem ve komünist

partilerin uyguladığı yanlış politikalar, partilerin de erkek egemen

sistemin etkisiyle genelde erkek anlayışın hakim olduğu partiler

haline gelmelerine neden olmuştur.

Tüm partiler gibi partimiz de kadınların kazanılmasının

hayati önemde olduğunu ısrarla söylemesine rağmen tarihsel gelişimi

içerisinde bunun pratik adımlarını ne yazık ki yeteri düzeyde

atamamıştır.

Dünyanın yarısını örgütleyemeyen, kadınların desteğini

kazanamayan bir hareketin başarılı olması mümkün değildir.

II. Kongremiz, partimizin bu noktadaki zayıf ve güçlü

yanlarını açığa çıkarmak, partide kadının tarihsel gelişimi ve

Page 101: Partimiz Maoist Komünist Partisi II...Kaypakkaya güzergahında I. Kongremizin kat etmiú olduğu nitel aúamanın devamı ve bu tarihsel miras üzerinden yükselen ileri bir seviyeyi

101

uyguladığımız politikalarımızı analiz etmek için parti tarihi

muhasebemizde ayrıntılı işlenmeyen kadının partimizdeki durumunu

muhasebe etme kararı almıştır. Bununla, partimizde kadın sorununa

ilişkin güçlü ve zayıf yönler tespit edilerek doğru sentezlere

ulaşılması amaçlanmaktadır.

II. Kongremiz, kadının partide aktif hale getirilmesi için

gerekli olan tüm pratik ve teorik adımların bütünlük içerisinde bir

politikaya çevrilmesini somut hedef olarak önüne koymuştur.

Kongrede, seçilen önderliğin bu karara göre planlamalar ve

somut politikalar uygulaması görevi de belirlenmiştir. Tüm

örgütlenmelerimiz, kadının her çalışma alanında aktifleştirilmesi için

somut adımlar atarak kadının devrimde gerçek yerini almasını

sağlamayı en önemli görevlerden biri olarak görmelidir.

Ayrıca partide ve devrimci mücadelede kadının yaşadığı

zorluklar, partide kadına biçilen rol, kadının partide olması gereken

yere ulaşması için yapılması gerekenler, uygulanacak özgün

örgütlenme ve çalışma biçimleri üzerine tüm örgütlü kadın

yoldaşların değişik biçimlerde katılımının sağlandığı kadın

konferanslarının yapılması ve bu yolla kadına ilişkin somut

politikalar üretilmesi hedeflenmelidir.

Kadının meşru tüm mücadele biçimlerini geliştirerek partide

ve toplumda kadına uygulanan kısıtlama ve haksızlıkların ortadan

kaldırılması için kullanılabilecek tüm araçları kullanarak kadının ileri

çıkması sağlanmalıdır.

Tüm faaliyet alanlarında, her bir yerdeki özgüllükler hesaba

katılarak devrimin asıl güçlerinden biri olarak kadın örgütlenmesi

önemli görevlerden biri olarak görülmelidir. Bu çalışmada

tecrübenin aktarılması, teorik-pratik bütünlüğün sağlanması, doğru

ve bütünlüklü konumlandırma ve yönlendirme açısından her alanda

olduğu gibi kadın alanında da sürekliği sağlanan merkezileşmenin de

önemli bir görev olduğu bilinmelidir.

II. Kongremiz bu perspektifle Merkez Komitesinin

önderliğinde kadın komisyonu aracılığıyla bu görevin ele alınmasını

kararlaştırdı.

Kongrede, Gençlik örgütlenmesi gibi Maoist Kadınlar

Birliği biçiminde ayrı bir illegal özgül örgütlenmenin olması

gerektiği önerisi kongre iradesince reddedilmesine rağmen parti

Page 102: Partimiz Maoist Komünist Partisi II...Kaypakkaya güzergahında I. Kongremizin kat etmiú olduğu nitel aúamanın devamı ve bu tarihsel miras üzerinden yükselen ileri bir seviyeyi

102

içerisinde bu konu üzerine tartışmaların yapılması

kararlaştırıldı.

. Doğa ve İnsan;

Kapitalist-emperyalist sitemin kar hırsı insanı da doğayı da

tahrip etmektedir. Buna karşı mücadele devrimci ve komünistlerin

görevidir. Partimizin bu güne kadar doğaya ilişkin yapılan

tahribatlara yaklaşımı tamamen kendiliğindenci bir süreç izlemiştir.

Doğa sorunu adeta devrim sonrasına havale edilmiş, program ve bazı

durumlar dışında işlenmeyen bir konu halinde gelmiştir. Partimizin

doğa tahribatları noktasında bazı girişimlerde bulunması doğa

tahribatına ilgili olduğumuz sonucunu çıkarmaz. Küresel ısınma ve

tüm nükleer tahribat başta olmak üzere insanın da parçası olduğu her

tür doğa tahribatı artık göz ardı edilmeyecek aşamaya gelmiş

durumdadır.

"Dünyanın kirlenmesi hayvanların öldürülmesi bizi

ilgilendirmez" diyerek ikincil duruma düşürmek sorunu

kavramamaktır. Doğayı koruma derken sadece aklımıza bitkiler

gelmemelidir. Doğayı koruma mücadelesi derken bir iki belediyenin

köpek avı ya da bilinçsiz insanların hayvanlara yaptığı normal

olmayan davranışları ya da üç yılda bir açığa çıkan radyoaktif madde

taşıyan gemilerin batmasını bekleyen tamamen medyatik burjuva

bakış açısına sahip kurumların tipinde bir mücadele de

anlaşılmamalıdır. Bu sorunları da küçümsemeden ciddiyetle ele alan,

ama esas olarak emperyalist politikalar sonucunda ülkemiz başta

olmak üzere bütün dünyada ve evrende doğaya karşı kar ve çıkar

amaçlı tahribatları açığa çıkartarak insanlara taşıyan, bilinçlendiren

ve aktif karşı çıkan doğayı koruma anlayışı bizim anlayışımız

olmalıdır. Burjuva anlayıştan dolayı doğayı korumak bilinçlerde

daha çok hayvanları ve çevreyi koruma şeklinde dar bir biçimde ön

plana çıkmıştır. Doğa insan da dahil bütün canlı ve cansız varlıkların

kendisine özgü yaşam ve varlık alanlarını içerisine alan yaşamın

bütünüdür. Doğayı koruma başlı başına insan başta olmak üzere

dünyayı ve evreni korumadır.

Tüm kurumlarımız bugüne kadar aksattığımız oldukça önemli

olan bu görevimizi sözde değil pratik ve teorik olarak somut

Page 103: Partimiz Maoist Komünist Partisi II...Kaypakkaya güzergahında I. Kongremizin kat etmiú olduğu nitel aúamanın devamı ve bu tarihsel miras üzerinden yükselen ileri bir seviyeyi

103

gücümüz çerçevesinde yerine getirerek doğaya sahip çıkmalıdır. II.

Kongremiz bu bilinçle gerek uluslararası, gerekse ulusal alanda

inisiyatif alma ve var olan mücadele örgütleri içerisinde çalışmayı

görev olarak belirledi. Gerekli araçların yaratılmasına ve var

olanların içerisine girerek ya da dayanışma temelinde birlikte

çalışarak bu noktadaki mücadelenin acilen güçlenmesi gerektiğine

dikkat çekti.

Artıklarla çöplüğe çevrilen çevre, kirletilen denizler, köy

yakmalarla mahvedilen ormanlar, pazar hırsıyla soyu tüketilmiş

canlılar, emperyalist kar merkezli müdahalelerle dengesi bozulmuş

eko-sistemler, kara ve denizden nükleer denemelerin sebep olduğu

tahribatlar, kapitalizmin insan ve doğa için yarattığı felaketlerin

anlaşılması için yeterlidir.

Küresel ısınma tüm sonuçlarıyla insanlığı üst boyutta tehdit

eden duruma gelmiştir. Kongremiz ekoloji konusunda devrimci

komünist hareketin hem dün, hem bugünkü zayıflık ve hatalarını

eleştirerek doğa ve üzerindeki varlıklar bilincinin kapitalizme karşı

mücadeledeki yerini vurgulayarak meselenin özenle ele alınması

gerektiğinin altını çizdi. Tüm insanlık "evreni istiyorum" bilinciyle

hareket etmelidir.

Emperyalist tekeller ve yerli dayanaklarının eliyle kar amaçlı

doğayı tahrip eden binlerce ilişkiye karşı çıkılmalı, kendimiz başta

olmak üzere insanları bu noktada bilinçlendirmeli, eğitmeli ve her

alanda doğru araçlarla aktif tavır alma örgütlenmelidir.

Ayrıca emperyalistlerin doğaya saldırıları sadece kar amaçlı

değildir. Doğaya saldırılar değişik boyutlarda ve değişik ihtiyaçlara

göre her yönlü hedefi içerisinde barındırmaktadır. Coğrafyamız

açısından Bergama, Hasankeyf, Munzur saldırıları kapitalist-

emperyalist sistemin doğaya düşmanlığının yanı sıra aynı zamanda

egemen sınıfların devrimi boğazlamak için askeri politik amaçlarıyla

da ilişkilidir. Dolayısıyla doğaya saldırı çok kapsamlı ele alınmalıdır.

Bütün çevre örgütlerini aynı çatı altında toplama girişimiyle

kurulacak bir çevre kurumları platformu savunulmalıdır. Doğa

sadece bize ait bir sorun değildir. Biz bu yüzden bu tür kurumların

işleyiş olarak bize ait olmasını savunmamalıyız. Bu tür kurumlar

dostlarla ve diğer demokratik kurumlarla ortak örgütlenmelidir.

Page 104: Partimiz Maoist Komünist Partisi II...Kaypakkaya güzergahında I. Kongremizin kat etmiú olduğu nitel aúamanın devamı ve bu tarihsel miras üzerinden yükselen ileri bir seviyeyi

104

Gazete-Radyo-Televizyon-İnternet; Bir partinin politikalarını kitlelere ulaştırmak, güncel

gelişmelere müdahale etmek, kitlelerin yaşadığı sorunlara sahip

çıkmak, her alanda ortak şekilleniş yaratarak tüm güçleri birleştirmek

için iletişim araçları bir partinin vazgeçilmez araçlarıdırlar.

Komünist partilerin kuruluşundan beri en önemli sorunlarından biri

basın sorunudur. Ekim ve Çin devrimi başta olmak üzere tüm

devrimlerde basının önemli yeri vardır.

Partimiz bu güne kadar bu alana yeteri kadar önem

vermemiştir. Sürekli yetinmeci bir siyaset bu alanın çalışmalarına

damgasını vurmuştur. Türkiye-Kuzey Kürdistan'da onlarca yıldır

kullanılan bu araçları burjuva-feodal sistem en üst boyutta kullanarak

kitleleri yönlendirdiği bu araçlara alternatif araçlar yaratma

çalışmaları neredeyse sürdürülmemiştir. Olanaklarımızın kısıtlı

olması çok üst boyutta bu olanaklardan yararlanmamızı engellese de

bugün içerisinde bulunduğumuz durumdan doğru politikalar

uygulansaydı oldukça ileri olabilirdik.

II. Kongremiz bu tür araçların uygun koşullarla yaygın

kullanılmasının bugünkü koşullarda bir zorunluluk olduğunu

belirlemiştir. Tüm alanların, kitlelerin sorunlarının propagandasının

yapılması, örgütlenmesi ve bilinçlenmesi için bu araçlardan önemle

yararlanarak kitlelerin sorunlarına sahip çıkmalarının hayati önemde

olduğunu vurguladı.

Diğer birçok sorun gibi bu sorun da partimizin tek başına çözeceği

bir sorun değildir. Hakim sınıflar kitlelerin mücadelelerini boğmak

ve örgütsüzleştirerek kendi kontrolüne almak için önemli oranda

medyası aracılığıyla halkları yanıltmaya çalışarak tüm değerlerine

saldırmaktadır. Bu saldırıların püskürtülmesi tüm devrimci demokrat

kurumların, başta da sosyalist basın ve iletişim kurumlarının görevi

olarak ortada durmaktadır. Şimdiye kadar devletin saldırıları

karşısında hakları için mücadele içerisinde sayısız bedel ödemiş

sosyalist basını bundan sonra daha ağır görevler beklemektedir.

Sosyalist basının sahiplenilmesi önemli bir görev olarak sürekli

gündemimizde olacaktır. Sosyalist basın, üzerindeki görevin ağır

yükünün farkında olarak hareket etmelidir. Yaşanan güncel

Page 105: Partimiz Maoist Komünist Partisi II...Kaypakkaya güzergahında I. Kongremizin kat etmiú olduğu nitel aúamanın devamı ve bu tarihsel miras üzerinden yükselen ileri bir seviyeyi

105

gelişmelere yetişebilmek, kitlelere daha fazla bilgi taşımak ve bu

yolla onları örgütlemek her zamankinden daha fazla çalışmayı

gerektirmektedir.

Her alanda olduğu gibi bu alanda da merkezileşme ve

yaygınlaşma sağlanmalıdır. Her kurum gibi bu alandaki

örgütlenmeler kolektif işletilmeli ve tüm çalışmalarını muhasebe

ederek gelişmeleri yakalamak için daha güçlü adımlarla

ilerlemelidirler.

Tüm faaliyet alanları bu araçların oluşturulması ve yaygın

kullanılması için çalışma yürüterek bu alandaki zayıflığın aşılması

sağlanmalıdır.

Sosyo-Ekonomik Yapıya İlişkin; Yıllardır partimizin en önemli görevlerinden biri olarak

önümüzde duran sosyo-ekonomik yapı tahlilini II. Kongremiz belli

bir plan dahilin de çözme kararı aldı.

Kongremiz, sosyo-ekonomik yapı tahlilini bilimsel çalışmalara

dayanarak, sorunların tespiti ve buna uygun çözüm müdahalesi

temelinde ele almaktadır.

Partimizin sosyo-ekonomik yapı konusundaki resmi görüşleri

bellidir.

II. Kongremiz dünyada ve Türkiye-Kuzey Kürdistan‟da

gündeme gelen değişme ve gelişmelere daha iyi vakıf olabilmek,

buna uygun politika ve mücadele araçlarını geliştirmek, değişik

bölgelerdeki özgün çelişki ve farklılıkları somut tespit edebilmek ve

buna bilinçli müdahalede daha yetkinleşmek için bilimsel verilere

dayalı bir araştırmanın yapılmasının hayati önemde olduğunu

kararlaştırdı.

Araştırma sadece birkaç il ya da konu başlığı baz alınarak

değil mümkün olan en geniş biçimiyle ve dayanaksız olmayan

belgeler dikkate alınarak yapılacaktır. Partimiz, ortaya çıkarılacak

belgenin tüm Türküye-Kuzey Kürdistan devrimci hareketi açısından

da kullanılacak bir belge olması hedefiyle hareket edecektir.

Page 106: Partimiz Maoist Komünist Partisi II...Kaypakkaya güzergahında I. Kongremizin kat etmiú olduğu nitel aúamanın devamı ve bu tarihsel miras üzerinden yükselen ileri bir seviyeyi

106

Kitlelerin, devrimci kitle önderlerinin, bilim insanlarının,

aydınların ve devrimci örgütlerin bu tartışmaya katılımları

sağlanmaya çalışılacak, araştırmadan esas olarak sorumlu olan

komisyon aracılığıyla tartışmalardan gelen sonuçlar ve yaptığı

araştırmalar sonunda elde ettiği bilgiler birleştirecek ve sonuçta

oluşacak sosyo-ekonomik yapı belgesi partiye sunularak III.

Kongrede karara bağlanacaktır.

Ülke ve Dünya Tarihine İlişkin; Dünya ve onun bir parçası olarak kendi coğrafyalarının

tarihinden bihaber devrim olamaz. Tarihi gelişmeyi olayları tarihsel

materyalizm ve diyalektik bir yöntemle bilince çıkarmak şarttır.

Gericiliğin resmi tarih yazımını, çarpıtmalarını deşifre etmek

açısından da bu gereklidir. Tarih soyut bir medeniyetler meselesi

değil sınıf mücadeleleri tarihidir.

I. Kongremiz bu meselede önemli adımlar attı. Aynı temelde

ilerlememizi sürdürmeliyiz. II. Kongremiz tam da bu ihtiyacın bir

ifadesi olarak ülke ve dünya tarihinin diyalektik tarihsel materyalist

yorumlanmasını ifade edecek silahlarla Parti ve kitlelerin eğitilmesi

için gerekli dokümanların yaratılması kararı aldı.

Marksist tarih anlayışı karşısında "bu dünya böyle gelmiş,

böyle gider" diyerek ezilen ve sömürülenleri gerici iktidarlarına

itaate çağıran, gerici idealist tarih anlayışının iflas ettiği, sürekli

kitlelere kavratılmalıdır. Kongremizin işaret ettiği görev bunun

hizmetindedir.

Partimizde Türkiye- Kuzey Kürdistan ve Dünya halklarının

tarihine ilişkin önemli bilgisizlikler mevcuttur. Bunun eğitim ve

araştırmalarla giderilmesi en önemli görevlerimizden biridir. Tarihsel

gelişmelerin bilinmesi geleceği kurmamızın tarihsel dayanaklarını

oluşturacaktır. Partide verilen eğitimlerin gündemlerinden biride ülke

ve dünya tarihine ilişkin ele alınarak daha sonra bu eğitim

materyalleri birleştirilerek bir belge haline getirilecektir.

Devlet ve Demokrasi; II. Kongremiz, I. Kongremizin ortaya koyduğu temele

dayanmanın öneminin altını çizdi. UKH içerisinde bu konudaki

Page 107: Partimiz Maoist Komünist Partisi II...Kaypakkaya güzergahında I. Kongremizin kat etmiú olduğu nitel aúamanın devamı ve bu tarihsel miras üzerinden yükselen ileri bir seviyeyi

107

tartışmada aktif yer alma, bu tartışmayı kamuoyu içerisinde de ele

alma görevini önüne koydu. Konuya ilişkin Kongremizin

dokümanları da kamuoyuna yayınlanacaktır.

Komünizm mücadelesinde kat ettiğimiz aşama içerisinde

ortaya çıkan tecrübeleri incelediğimizde devlet ve demokrasi anlayışı

net olmayan bir hareketin devrim yapsa bile bunu sürdüremeyerek

yıkılacağı görülmektedir. Sosyalist devrimlerin geriye dönüşlerinin

sebeplerini tam olarak açıklayamayan bir hareket, geçmiş sosyalist

ülkelerin yıkıldığını bilen insanları devrime ilişkin ikna edemez.

Şimdiye kadar her noktada olduğu gibi özellikle sosyalist

devlet ve demokrasi noktasının tartışılmasındaki tutuculuğun

kırılarak tüm geçmiş tecrübelerin analiz edildiği, ayrıntılı incelendiği

ve yeni şartlara uyarlanmaya çalışıldığı bir yöntemin uygulanması

bizlerin bu noktada sağlıklı sonuç çıkarmamızın ilk adımı olacaktır.

Geriye dönüşleri tartışırken geriye dönüşlerin nedenlerini

yüzeysel ele alarak meseleyi çözemeyiz. Şunu kabul etmeliyiz;

karşımızda yıkılan son derece güçlü ve heybetli devletler söz konusu.

Ya bu toplumların çöküş nedenlerini temelden tartışıp köklü ele

alacağız ya da tartışmayı yüzeysel düzeyde yürüterek esasta somut

bir bilinç netliği yakalayamayacağız.

Bizim esas olarak çözmemiz gereken sorun komünist partileri

ve devrimleri bu sonuca götüren nedenlerin neler olduğunu

ayrıntılarıyla çözümlemek olmalıdır. Yoksa ortaya çıkacak

sorunların sonuçlarına ilişkin binlerce çözüm ve uygulama ortaya

çıkarabiliriz. Hiçbir şey imkansız değildir. Çok zor olsa da doğaüstü

bir durum olmayan sınıf mücadelesine ait olan bütün sebepler ortaya

çıkarılarak çözülebilir, azaltılabilir, ortadan kaldırılabilir. Doğru

yöntem olguları kendi koşulları içerisinde ele almak uygulanabilir

çözümler üretmektir. Toplumsal sistemlerin yasalarını ayrıntılı

incelersek ortaya çıkan bu sorunların sebeplerine inebilir ve bugün

açısından mutlak olmayacak şekilde esasta çözerek ilerleyebilir ve

sonuçlarla uğraşmaktan kurtulabiliriz.

Komünizm; parti, devlet ve önderliği aşma nihai amacındadır.

Öyleyse tarihsel zorunlu araçlar bu amaca göre biçimlenmek, tarihsel

zorunluluklar itibarıyla izlenmiş siyasetler teorileştirilmemek

zorundadır. Biz partici ve devletçi değiliz, komünistiz. Komünizm

mücadelesinde bir silah olarak parti ve devlete tarihsel olarak

Page 108: Partimiz Maoist Komünist Partisi II...Kaypakkaya güzergahında I. Kongremizin kat etmiú olduğu nitel aúamanın devamı ve bu tarihsel miras üzerinden yükselen ileri bir seviyeyi

108

ihtiyacımız var. Tam da bu noktada nasıl bir parti ve devlet önemli

bir meseledir.

Kitlelerin bizzat yönetime katılmasına barikat teşkil eden,

onu parti ve uzman bir bürokrasinin işi olarak gören bir devlet ve

parti tekeli anlayışı hiçbir suretle kabul edilemez. Bunu yarına

ertelemek olmaz, bugünden her açıdan keskin ayrım noktalarımızla

göstermeliyiz. Biz bir uzman bürokrasiye itaat eden değil, Maoist

önderlikle birleşmiş iktidar icra eden, devrimi komünizme kadar

sürdüren kitleler istiyoruz. Biz eski düzenlerin her biçimini köküne

kadar yıkmak istiyoruz. Onun değişik biçimlerde yeniden

üretilmesine karşı yeni değişik yöntemlerle mücadele etmeliyiz.

Önderliğin bir tarihsel zorunluluk olarak rolünü yadsıyan liberalizm

değildir savunduğumuz. Kitleleri devrimin merkezine koymayan

kıymeti kendinden menkul, hünerli beyinlere karşıyız. Kitleleri söz-

karar-yetki sahibi olmaları gereken yerel ve bunların koordinasyonu

temelinde yükselmesi gereken komün sisteminden dıştalayarak,

yönetmeyi partinin tekeline devreden anlayışlara karşıyız.

Biz komünistler eğer sosyalizmde sınıfların varlığını kabul

ediyorsak, sosyalizmdeki sınıf mücadelesinin nasıl sürdürüleceğini

geçmiş büyük tecrübelerimizin ortaya çıkarttığı deneyimleri dikkatle

ele alarak gelecekte kuracağımız sosyalizmdeki diğer sınıf ve

tabakaların nasıl örgütleneceğini ve sosyalizmdeki komünist

partisinin rolünü belirlemeliyiz.

Seçimler ve çok partililik halkın iktidara katılımının yerine

basit bir seçim rekabeti oyununa dönüştürülmeden Mao'nun yüz

çiçek açsın fikriyle ve on büyük ilişkide izah ettiği parti ve kitleler

ilişkisi çerçevesinde ele alınmalıdır. Sosyalizmde sınıflar varsa

onların çıkarlarını temsil eden örgütler de vardır. Bunlar yasaklarla

ortadan kaldırılamaz.

Kongremiz bu anlayışla bir lütuf değil, bir gerçeklik olarak

sosyalizmde çok partililiği anlamaya çalıştı. Biliyoruz ki, her

demokrasi özünde bir devlet ve diktatörlüktür. Proletarya

demokrasisi de bir devlet ve diktatörlüktür. Ama bizim devletimiz

eski devlet gibi olmamalıdır. Komünizm için tarihsel olarak son

derece gerekli öncülük hizmeti kitleleri iktidardan dıştalayan, seyirci

ve seçim görevlisi kılan, yönetmeyi parti tekeline dönüştüren bir

duruma getirilmemelidir.

Page 109: Partimiz Maoist Komünist Partisi II...Kaypakkaya güzergahında I. Kongremizin kat etmiú olduğu nitel aúamanın devamı ve bu tarihsel miras üzerinden yükselen ileri bir seviyeyi

109

Biz yasama, yürütme ve yargıyı üstlenmiş bir komünal sistem

savunucusuyuz. Biz Maoizm'den daha geri gitmeyi değil, ilerletmeyi

savunuyoruz. Paris Komünü'nün Marks ve Lenin'in ifade ettiği

hatalarını da biliyoruz.

Geriye dönüşleri sadece kültür devriminin yakaladığı

seviyeyi tekrarlayarak da aşamayız. Kültür devrimimizin

zayıflıklarını da tartışarak kitleleri partide burjuva anlayışların

yoğunlaştığı aşamada, arada bir devrime sahip çıkmaya çağıran

düzeyden ileriye taşıyarak kitleleri devrimimizin gerçek özneleri

haline getirmeliyiz.

"Çok partili sistem savunulmalıdır. Proletaryanın devrim

sonrası iktidarda yasama, yürütme ve yargı alanlarında söz sahibi

olması gereken noktalarda uygulaması gereken yöntemlerin ulusal ve

uluslararası alanda tartışılması sağlanarak ilerletilmelidir. Bu konuda

Parti içerisinde sürdürülen tartışma devam ettirilmelidir. Tartışma

MK önderliğinde uygun araçlar yaratılarak yönlendirilmelidir."

UKH'nın tecrübesi ve uyguladıklarımız masum değildir.

Değerlendirme ve aşma göreviyle Kongremiz Parti Merkez

Komitesi'nin dikkatini çekti.

Sosyalizmde Partinin yönetici rolü, toplumsal sistem, devletçi

ekonomik politika, sistemde kitlelerin yeri, kültür devriminin

zayıflıkları, özel olarak başta kadınlar olmak üzere insana

yaklaşımda politika, ekolojik sorunlara yaklaşım ve uygulamalar,

ordu ve güvenlik politikaları gibi tüm meselelerin tartışılması

Kongremizin iradesidir.

Eskiyi mekanik tekrar edemeyiz. İktidarlarımız nasıl düştü

biliyoruz. "Her şey yolunda" misali devam edemeyiz. Emperyalist

askeri işgallerle mi yıkıldık? Hayır. Beynimizin içinden vurulduk.

"Nasıl vurulduk, ne yapmalıyız" sorusunu önemle ele almalıyız.

Öğrenemezsek sadece yıkılmaya aday olabiliriz. Oysa kazanmalıyız,

kazanabiliriz. Kaybetmenin sebeplerini tartışarak, aşabiliriz.

Kazanımlarımızı ısrarla müdafaa edeceğiz ama eski seviyeye, tekrara

kilitlenmiş bir yürüyüşün asla esiri olmayacağız. MLM

yürüyüşümüzün rehber ideolojisidir.

Kökleri toplumun derinliklerinde olsa da sosyalizmde yeni

burjuva tehlike esasta parti ve devlet iktidarı içerisinden gelmektedir.

Yaşanan geriye dönüşlerde pratik olarak ispatlanmış olan da budur.

Page 110: Partimiz Maoist Komünist Partisi II...Kaypakkaya güzergahında I. Kongremizin kat etmiú olduğu nitel aúamanın devamı ve bu tarihsel miras üzerinden yükselen ileri bir seviyeyi

110

Yani devlet ve partinin kendisini zorunlu olarak kuşansak da başlı

başına bir burjuva beladır. Bu kaçınılmaz bela onların doğasında

vardır. Doğru kullanılmaları komünizmin silahı haline getirilmeleri

ancak komünist bir çizgi yönlendiriciliği, kitlelerin yönetime

katılımlarının sağlanması ve devrime seferber edilmeleriyle, devlet

ve parti'yi yönetme işlevlerini büyütmek değil, onları var eden

koşulların her yönlü değiştirilmesi pratiğiyle yani devrimin

aksatılmadan sonuna kadar sürdürülmesi ile mümkündür. Biz sınıf

niteliği proleter olsa bile yöneten-yönetilen çelişmesini aşmada

devrimi sürdürmeyi asla ihmal etmemeleri gereken keskin bir bilince

sahip olmak zorundayız.

Çözüm ne Paris Komünü tecrübesini açık olan zayıflıklarını

bile, bile tekrar etmek, ne de Kültür Devrimi seviyesine çakılıp

kalmak değildir. Mesele komün ya da Sovyetler gibi bir ad ve biçim

meselesi de değildir. Komünizme uygun biçim elbette önemlidir.

Komün fikri ve partinin, devletin komünal fikir ekseninde

biçimlenmesi önemlidir.

Elbette kitleler kendiliğinden ve kendi kendine komünizme

gidemeyecekler. Önderliğin, iktidarın rolünün bilincindeyiz. Sorun

tam da nasıl bir önderlik ve iktidar meselesidir. Önderlik ve iktidar

adına, parti kitleleri tam da burjuvazinin yaptığı gibi yönetimden

dıştalayan, elitleri seçme ile mükellef bir oy deposu durumuna mı

hapsedecek yoksa toplumun temel tüm yasalarını kitlelerin

denetiminde tutarak öncülüğü kitlelere hamallık ruhuyla iktidarı

bizzat icraa etmelerinin mevzisi olarak mı ele alacağız. Profesyonel

parti, ordu, bürokrasi sistemi mi, tüm bu işlevlerin kitlelere

devredilmesi (yürütme, yargı, yasama) temelinde yükselen bir

komünal birleşme meselesi mi?

Evet, Kongremiz kitlelerin kaderlerine sahip çıkma, devrimi

sürdürme meselesinde iktidarlarının doğrudan özneleri olmaları

gerektiği düşüncesindedir. Sınıfsız yekpare bir kitleden

bahsetmiyoruz. Tarihsel zorunlulukları atlamadan ve buradan çıkan

politik uygulamaları teorize ve idealize etmeden kitleleri dıştalayan

parti, devlet ve önderlik sevdasına kapılmayan bir yürüyüşün

önemine vurgu yapıyoruz.

Kısacası proletarya ve emekçilerin iktidarı, onlar adına bir

avuç profesyoneller yönetimi değildir. Emekçiler iktidarı onlara karşı

Page 111: Partimiz Maoist Komünist Partisi II...Kaypakkaya güzergahında I. Kongremizin kat etmiú olduğu nitel aúamanın devamı ve bu tarihsel miras üzerinden yükselen ileri bir seviyeyi

111

sorumsuz bir parlamenter organ ve uzman bürokratlar sistemi

değildir. Halktan, onun denetiminden kopuk bir profesyonel

bürokrasi, polis ve ordu sistemi ile komünizme değil eskiye gidilir.

Çözüm ne anarşizm, ne Kautskyst ihanet, ne sosyal demokrasidir.

Proletarya ve emekçiler iktidarı devrimi sürdürmek, kitleleri bizzat

yönetime katmaya hizmet ederek yöneten yönetilen çelişmesini

aşmak, geriletmek için bir ihtiyaçtır.

Seçimler ve çok partililik proletarya diktatörlüğüne

gereksinimi dıştalamayan, halkın iktidara katılımının yerine basit bir

seçim rekabeti oyununa dönüştürülmeden Mao'nun yüz çiçek açsın

fikriyle ve on büyük ilişki de izah ettiği Parti ve kitleler ilişkisi

çerçevesinde ele alınmalıdır. Sosyalizmde sınıflar varsa onların

çıkarlarını temsil eden örgütler de vardır. Bunlar yasaklarla ortadan

kaldırılamaz. Devrimi sürdürme ve bu temelde Marks'ın dört bütünü

devirme diye tarif ettiği yani bütün sınıf ayrılıkları, üretim ilişkileri,

toplumsal ya da sosyal ilişkiler ve bunlarla bağlantılı bütün fikirleri

komünist önderlik altında dönüştürme görevinde devrimi sürdürmeyi

rafa kaldırmadan çok partililik ve seçimi sosyalizm hayata

geçirebilir.

Eylem Birliği Politikamız; II. Kongremiz eylem birliği politikamızı ele alarak

değerlendirdi. Mücadelenin başarıya ulaşmasının, ortaya çıkan

sorunlara doğru araçlarla müdahaleyle mümkün olacağını

vurgulayan Kongremiz, partimizin savunduğu sosyalizmde çok

partili sistem temelinde var olması öngörülen devrimci parti ve

güçlerin bugünün Yeni Demokratik Devrim ve Sosyalizmin güçleri

olarak görülmesini ve eylem birliği politikamızın da buna göre

şekillendirilmesini karara bağlamıştır.

Programımızda da ifade edildiği gibi partimiz, devrimci

sınıfların Yeni Demokratik Devrim ve sosyalizmin müttefikleri-

güçleri olarak belirlerken, onların çıkarlarını temsil eden devrimci

örgütleri de sosyalizmin güçleri olarak görmektedir. Temsil ettikleri

çizgilerinin yanlış olması, onların sosyalizmin güçleri arasında

görülmemesi sonucunu doğurmaz, bu sekter ve yanlış bir anlayıştır.

Page 112: Partimiz Maoist Komünist Partisi II...Kaypakkaya güzergahında I. Kongremizin kat etmiú olduğu nitel aúamanın devamı ve bu tarihsel miras üzerinden yükselen ileri bir seviyeyi

112

Sosyalizmi isteyen, bu sisteme karşı olan ve bu uğurda mücadele

eden güçler devrim ve sosyalizmin güçleridirler.

Bunlarla sadece bugün devrim ve sosyalizm mücadelesinde

için birleşmek değil, yarın da proletarya önderliğinde birlikte

yürüyeceğimiz gerçeğini unutmamalıyız. Gelecek toplumda

(ideolojik mücadele ve devrimin görevlerini aksatmadan,

komünizmin bağımsız bayrağını düşürmeden) birbirimizin örgütsel

ve siyasi varlığına saygı göstereceğiz.

Partimiz de dahil olmak üzere tüm devrimci hareket eylem

birliği noktasında başarısız bir tarihsel geçmişe sahiptir. Bunun

nedeni dar grupçu çıkarları ön plana çıkararak kendi çıkar ve

istemlerini dayatmadan kaynaklıdır.

Bu durumdan sadece Türkiye-Kuzey Kürdistan'da ki örgütler

değil DEH bileşenleri de dahil uluslararası komünist-devrimci

hareket de payını almaktadır. Devrimin güçlerinin birleştirilmesinde

zayıf davranılarak burjuvazi karşısında halkları önemli bir silahtan

mahrum bırakmaktadırlar.

Komünist hareket ve diğer tüm devrimci örgütlerin

savunduğu eylem birliğinin başarısız bir hat izlemesinin arka

planında yatan ideolojik hata; sosyalizmin güçlerini reddeden, onları

devrimin gelişmesinin güçleri değil de devrimi engelleyen güçler

olarak görülmesidir. Tüm hareketler devrim aşamasında diğer

güçlerin zayıflayarak biteceğini ve bitmemesi halinde de devrimin

düşmanı olacağı hatalı görüşünden dolayı eylem birliğine dar grupçu

ve geçici bakmaktadır.

Eylem birliği kendi isteklerimize göre ele alınan bir mesele

değildir. Sınıf mücadelesinde değişik boyutlarda ortak çıkarlar

temelinde ortaya çıkan bir zorunluluktur. Bu kavranmadan eylem

birliği gerçek yerine oturtulamaz.

Eylem birliği ideolojik, politik, örgütsel, askeri, ekonomik,

kültürel her hangi bir sorunu çözmek için ortaya çıkan irade sonucu

girişilen kolektif bir hareket birliğidir.

İrade birliği ise bir politika, bir eylem, bir fikir, bir planlama,

bir toplantı, bir hareket tarzı vb. gibi konulara ilişkin tartışılan

fikirlerin merkezileşmesidir.

Page 113: Partimiz Maoist Komünist Partisi II...Kaypakkaya güzergahında I. Kongremizin kat etmiú olduğu nitel aúamanın devamı ve bu tarihsel miras üzerinden yükselen ileri bir seviyeyi

113

Belli amaçlar için bir araya gelerek oluşturulan eylem ve

irade birliğinin bir örgütteki biçimiyle, farklı örgütler arasındaki

biçimi farklı olmak zorundadır.

Sosyalizmin güçleri arasında yapılan eylem birliklerinde

ideolojik mücadele yürütmenin, bağımsız yapıların örgütsel

ilkelerinde birbirlerinin üzerinde dayatmacı olmamasını sağlayan;

Ajitasyon ve propagandada serbestlik eylemde birlik anlayışıdır.

Ajitasyon ve propagandada serbestlik ilkesi grup çıkarlarını öne alan

biçimde değil, tüm kurumların ortak çıkarı temelinde planlanan

eylemin amacının öne çıkarılması biçiminde ele alınmalıdır.

Eylem birlikleri, mağdur duruma düşen bir hareket ya da

toplumsal bir kesimle dayanışma ya da birkaç tane önemli gün ve

düşman saldırısıyla bir araya gelmeyle sınırlandırılmamalı.

Eylem birliği politikası noktasında partimizin cephe anlayışı

ve sosyalizmde çok partili sistem anlayışından dolayı doğru bir

yaklaşımı olsa da bunun kavranıp gerekli pratik adımlarının

atılmasında diğer hareketlerden çok da farklı bir politika uyguladığı

söylenemez.

Sosyalizmin güçleri olarak herhangi bir faaliyetimizi

değerlendirirken bile kendi başarı ve başarısızlıklarımızı

dostlarımızın başarısızlıklarının üzerinden açıklamak bile ne

durumda olduğumuzu açıklamaya yetmektedir. Sosyalizmin

güçlerinin kıyaslama yapmaları elbette olmalıdır ama örgütlerin

zayıflıklarının sürekli kendi kitlelerimiz içerisinde öne çıkarılması

yanlıştır.

Eylem birliklerine ilişkin daha sayabileceğimiz birçok

eksiklik mevuttur. Bütün bu yaklaşımlar partimizde hızla aşılmalı ve

sosyalizmin güçlerinin sınıf mücadelesinin ihtiyaçları temelinde

değişik özgünlükler biçiminde örgütlenesi sağlanmalıdır.

Bu bilinçle, parti ideolojik mücadeleyi kesinlikle aksatmadan

tüm güçleri değişik irade ve eylem birlikleri disiplini temelinde

birleştirmeyi komünistlerin en önemli görevlerinden biri olarak

görmektedir. Sadece takvimsel günlere ilişkin eylem birlikteliklerini

değil, sosyalizmin güçleriyle legal ve illegal alanlardaki çalışmalara

ve örgütlenme biçimlerine göre sendika, kooperatif, yerel

yönetimler, kadın, gençlik koordinasyonları ve askeri eylemler de

dahil her alanda örgütlenmeler kurarak uzun vadeli devrim

Page 114: Partimiz Maoist Komünist Partisi II...Kaypakkaya güzergahında I. Kongremizin kat etmiú olduğu nitel aúamanın devamı ve bu tarihsel miras üzerinden yükselen ileri bir seviyeyi

114

yürüyüşünde birlikte yürümeyi devrimin önemli bir aracı olarak

görmektedir. Aynı zamanda partimiz, sınıf mücadelesi içerisinde

değişik alanlarda ortaya çıkan tecrübelerin paylaşılması, önemli

süreçlerin değerlendirilmesi ve fikir alışverişi yapılmasının devrimci

güçleri geliştirmenin ve güçlendirmenin önemli araçlarından biri

olduğunu savunmaktadır.

II. Kongremiz, ilkelerimize bağlı kalınarak politikada

esneklik anlayışımıza uygun belirlenen eylem birliği siyaseti

doğrultusunda ulusal ve uluslararası alanda sosyalizmin tüm

güçleriyle hem ideolojik mücadele yürütülmesi hem de pratik

adımların atılması için çalışmaların önemle ele alınması gerektiğini

partinin tüm kurumlarının önüne görev olarak koymaktadır. Tüm

faaliyet alanları bu bilinçle hareket etmelidir.

Adalet Anlayışı; Adalet anlayışımız ne kadar güçlü ve eksiksiz olursa o kadar

az hata yapılacaktır. İnsan amaçtır, bundan dolayı yargılanması çok

dikkatli yapılmalıdır.

Komünist partiler, devrim mücadelesinde yaptıkları

yargılamalarda zamana, duruma ve kişiye göre değişen belirsiz

keyfiyetçi tutumları anti-bilimsel görerek reddetmelidir. Her

komünist partisi mutlaka kendi hukuk sistemine uygun bir adalet

anlayışına sahip olmalıdır. Belli çerçevelerle oluşturulan yargılama

maddeleri tüm yargılama ve uygulamalarda keyfiyetçiliği ortadan

kaldırarak daha sağlıklı bir adalet anlayışı ortaya çıkaracaktır.

Partimizde gerek kendi tarihinde gerekse de Türkiye-Kuzey

Kürdistan ve dünya komünist hareketlerinin tarihinde yaşanan bu

konuya ilişkin zayıflıkların oluştuğu ve devrimcilerin adalet

anlayışının tartışılır hale geldiği bilinmektedir, bu aşılmalıdır.

Parti olarak her ne kadar prensipte benimsediğimiz ve doğru

bulduğumuz bir adalet anlayışımız olsa da bu anlayışımız geçmiş

konferans ve kongremizde belirli maddelerle sistemli hale

getirilmediğinden dolayı dönem, dönem, gerek bazı dönemsel

önderliklerimiz gerekse de bazı yönetici organlarımızın bu adalet

anlayışımızı uygulamada önemli eksiklikler içerisine düşmesi

engellenememiştir. Tüm bu yaşananlar da partimizin adalet

Page 115: Partimiz Maoist Komünist Partisi II...Kaypakkaya güzergahında I. Kongremizin kat etmiú olduğu nitel aúamanın devamı ve bu tarihsel miras üzerinden yükselen ileri bir seviyeyi

115

anlayışını gelinen aşamada tartışılır hale getirmiştir. II.

Kongremizde, esasta geçmişte prensip olarak savunduğumuz bu

adalet anlayışımızı sistematize ederek maddeler halinde merkezi bir

yargılama ve adalet anlayışı ortaya çıkarılmıştır.

II. Kongremizin kararlaştırdığı adalet anlayışı ana hatlarıyla

aşağıda verilmiştir.

a—Yargılamada, mutlaka kolektif işleyiş oturtulmalı, hangi

düzeyde bir yargılama olacaksa ilgili organın tüm bileşenlerinin

bilgisi sağlanarak ve organın karar yeter sayısı üzerinden sonuca

gidilmelidir.

b—Yargılamada, suçlananın kendisini serbest ifade etme

hakkı kayıtsız şartsız tanınmalıdır, zaman darlığı, koşullar ve

güvenlik gerekçe yapılarak yargısız infaz yapılmamalıdır. Bu yöntem

sadece ölümle sonuçlanacak yargılamalar için değil tüm yargılamalar

için geçerlidir.

c—Suçun işlendiği koşullar göz önünde bulundurulmalıdır.

Yargılama yapılan süreçteki koşullar değil sorunun yaşandığı

koşullar yargılamada göz önünde bulundurulmalıdır.

d—Hiçbir burjuva-feodal yöntem (işkence, hakaret, tehdit,

şantaj, kandırma, şaşırtmaca vb ) kullanılmamalı, bu yöntemlerle

alınan ifade veya yargılamalar kesinlikle reddedilmeli, ayrıca bunu

yapan yoldaşlar bu süreçten dolayı derhal görevden alınarak köklü

bir değişim olmaksızın partiye geri alınmamalıdırlar. İşkence bir

insanlık suçudur. Partide bu suçu işleyenler sıradan ele alınamaz. Bu

noktada pasif tutum insanların bu uygulamayı yapıp özeleştiri

vermeleriyle kurtulmalarını sağlayacaktır.

e—Kişinin kapasitesi ve suça ilişkin kavrayışı göz önüne

alınmalıdır. Bilmeden ya da bilse de bunun tam olarak sonuçlarını

kestiremeyen insanlar bu çerçevede yargılanarak ölüm cezası

gündeme geldiğinde öldürülmemeli geniş teşhir cezası

uygulanmalıdır.

f—Şüphe yargılamada delil olarak kullanılamaz. Herkes

herkesten şüphelenebilir hatta bu şüphelerin bazıları süreç içerisinde

doğru da çıkabilir. Ama bizim adalet anlayışımızda kanıt dışında

eğilim, şüphe ve kanaat kullanılamaz.

Page 116: Partimiz Maoist Komünist Partisi II...Kaypakkaya güzergahında I. Kongremizin kat etmiú olduğu nitel aúamanın devamı ve bu tarihsel miras üzerinden yükselen ileri bir seviyeyi

116

g—Halka, devrime ve partiye yararı olacağı şekilde cezanın

verilmesi sağlanarak işi duygusal intikama vardırmamalıyız.

Şüpheliler ya da açığa çıkmış suçlular güçlerimizce sorgulanmak

üzere tutuklandığında adil sorgu sürecinde samimi itiraflarda

bulunduğunda bu dikkate alınarak ceza verilmelidir. Samimi itirafta

bulunup bu işi yapmaktan vaz geçenlere ölüm başta olmak üzere

diğer ağır cezaların uygulanmasından kaçınılmalıdır.

h—İntikam değil engelleme, kendimizi rahatlatma değil

affetme, düzeltme ve kazanma bizim yöntemimiz olmalıdır.

ı—Sürdürdüğü tüm karşı devrimci faaliyetlerden vaz geçip

kendi isteğiyle gelip partiye açık beyanda bulunan kişiler ölümle

cezalandırılmamalıdır.

Zaman ilerledikçe kongreler bilimsel eklerle bu adalet

anlayışını insanı merkezde tutarak sürekli güçlendirmelidir.

Adalet anlayışımız daha da genişletilerek kongre belgeleriyle

kamuoyuna yayınlanacaktır.

Mali Politika; Temel prensibimiz kitlelere dayanmak ve kendi gücüne

güven ilkesidir. Sıkı çalışıp sade yaşama, tutumlu olma anlayışımız

çizgimizdir. Her tür pragmatizme karşı çıkarak, çeteci, burjuva,

feodal, faydacı, her yol mubah anlayışına karşı amaçları her bir

durumda önde tutma, insanı merkeze alma mali politikamızın

temellerini oluşturmaktadır. Mali politika devrimci bir kitle çizgisi

sorunudur. Mesele basit bir para temini, teknik teçhizata sahip olma

sorunu değil her tür ihtiyacın komünist amaçlarımız doğrultusunda

devrime sarılarak bilinçli bir şekilde yaratılması ve kullanılması

meselesidir. Düşmanı her alanda başarısızlığa uğratarak halkı

güçlendirme, devrime sarılarak halkı seferber etme, her şeyi bu yolla

yaratma devrimci mali politikamızın esasıdır. Bu esas kavranmazsa

Halk Savaşı sürdürülemez. Bizim kitlelerden istediğimiz "bize para,

yiyecek, giyecek verin, biz sizler adına savaşıyoruz" anlayışı

değildir. Öncelikli isteğimiz parti önderliğinde kendi davaları olan

devrime bizzat sahip çıkmaları, kendiişleri olan devrimi sürdürmeleri

ve kendi devrimci savaşlarının öznesi haline gelmeleridir. Parti

Page 117: Partimiz Maoist Komünist Partisi II...Kaypakkaya güzergahında I. Kongremizin kat etmiú olduğu nitel aúamanın devamı ve bu tarihsel miras üzerinden yükselen ileri bir seviyeyi

117

öncülüğünde halk kitlelerinin emek seferberliği harekete

geçirilmelidir.

Partimizin mali kaynakları tüzüğünde açıkça ifade edilmiştir.

Bunlar, aidatlar, kitlelerin gönüllü desteği, devrimci savaşı ilerletme

perspektifiyle düşmandan ele geçirmeler ve amaçlarımıza uygun

araçlarla yaratılan diğer gelirlerdir. Bunun gerekleri her bir bölgede

yerine getirilmeli, partinin finansman ihtiyacı sadece yurt dışına

havale edilmemelidir. Tabi ki yurt dışı merkeze bağlı olarak üzerine

düşen tüm görevleri yapacak, partinin mali politikası doğrultusunda

en verimli şekilde çalışacaktır. Fakat yurtdışı her şeyi karşılayacak

bir finans merkezi değildir. Sadece yurt dışından beslenen bir

mücadele sürecin ihtiyaçlarını karşılayamaz, kurumsallaşamaz ve

başarılı olamaz. Bu açıdan "kendi gücüne güven" temelinde her bir

alan kitleleri seferber ederek her şeyi yaratabilir perspektifiyle

hareket etmelidir. Bütün alanlar merkezi maliyeyi güçlendirme

konusundaki sorumluluğunu, çabalarını ileriye taşımalıdır.

Söylediğimiz şudur ki, her bölge harekete geçmelidir. Emek

seferberliği olarak adlandırdığımız bağış kampanyaları sadece yurt

dışına özgü bir görev değildir, her yerde özgün biçimleriyle ele

alınmalıdır. Parti maliyesi, merkezi her bir faaliyete ayrılmış planlı

bütçe ekseninde düzenlenmelidir. Partinin ve örgütsel deşifrasyona

mahal vermeden kitlelerin denetimine açık olan bir mali politika

sürdürülmelidir. "Nasıl olsa devrim içindir" deyip amaçları yiyen

kirli siyasetlere karşı olan partimizin yönelimini II. Kongremiz

onaylamıştır.

Parti ve Devrim Şehitlerini Anma Tarihleri Bir

Tarihte Birleştirildi; Parti ve Devrim Şehitlerini Anma Haftası bir tarihte

birleştirildi. Devrim ve komünizm kayıplarını anmak; onların

idealleri olan kitlelerin kurtuluş mücadelesini somut politika ve

talepler üzerinden örgütleyerek kitleleri iktidara taşımaktan başka bir

şey değildir. Partimiz de dahil Türkiye-Kuzey Kürdistan devrimci

hareketi bütün faaliyetlerini esasta anmalara çevirmiş durumdadır.

Siyasal kampanyaların esası bu anmalar üzerinden yapılmaktadır.

Hareketlerin büyük çoğunluğu güncel gelişmeler ve toplumun

Page 118: Partimiz Maoist Komünist Partisi II...Kaypakkaya güzergahında I. Kongremizin kat etmiú olduğu nitel aúamanın devamı ve bu tarihsel miras üzerinden yükselen ileri bir seviyeyi

118

yaşadığı genel sorunları gündeme alarak kitlelere gitmek yerine

genelde şehit düşen insanlar ya da yaşanılan devrimci katliamların

üzerinden kitlelere gitmektedirler. Bu çalışma tarzı devrimcilerin de

parçası olduğu kitlelerin sorunlarını çözmek yerine sadece

devrimcilerin sorunlarını dile getirerek çözmeye bizleri

yönlendirmektedir. Yaratılan her direnişin anılması, bunların

unutulmaması, buradaki kayıplarımızın bir bilince çevrilmesi tabi ki

önemlidir. Ama bu mücadelenin uzun erimli olması hesaba

katıldığında yılın her gününde bir direniş her gününde yüzlerce kayıp

olacağı bilinmektedir. Kayıplarımızı mutlaka anmalıyız ama tüm

çalışmalarımızı ya da esaslı bölümünü bu tür etkinliklerle

sınırlandırmamalıyız. Anma etkinliklerini birleştirerek yılın tek bir

döneminde özgül olarak ele almak daha yararlı olacaktır. Kalan

zaman diliminde de genel siyasal kampanyalarla kitlelerin

sorunlarına ve örgütlenmesine zaman ayırarak daha büyük

kazanımlar elde edebiliriz.

II. Kongremiz parti ve devrim şehitlerini anma haftalarını tek

tarihte birleştirdi. Bundan sonraki yıllarda Mayısın 3. haftası değişik

araç ve biçimlerde yapılacak faaliyetlerle parti ve devrim şehitlerini

anma haftası olarak kararlaştırıldı. Bu karar bundan önceki

kayıplarımızı kapsadığı gibi bundan sonraki kayıplarımızı da

kapsamaktadır.

Kongremizde anma etkinliklerinin eski tarihleriyle

kalması yönünde fikirde söz konusuydu.

Kuruluş Kongresi; II. Kongremiz komünist önder Kaypakkaya ve yoldaşlarının

yapılış şeklini bir kongre biçiminde ele almasalar bile 1972

Nisan'ında Büyük Proleter Kültür Devriminin ürünü olarak

Marksizm-Leninizm-Maoizm rehberliğinde TKP(ML)'nin ilan

edilmesinin "Kuruluş Kongresi" biçiminde değerlendirilmesi

gerektiğini ifade ederek partinin kuruluş tarihini Parti Kuruluş

Kongresi olarak kararlaştırmıştır.

Partimizi var eden ideolojik temel ve tarihsel dayanakların

temelleri bu dönemde atılmıştır. Meseleye biçimsel, teknik ya da

sadece örgütsel yaklaşılamaz.

Page 119: Partimiz Maoist Komünist Partisi II...Kaypakkaya güzergahında I. Kongremizin kat etmiú olduğu nitel aúamanın devamı ve bu tarihsel miras üzerinden yükselen ileri bir seviyeyi

119

Partimiz içerisinde TKP(ML)'nin ilanının kuruluş kongresi

olarak gösterilmesinin tartışılması gerektiğini o dönem kurucu

önderlerinden bazılarının yaşadıklarını, bu yoldaşlarla meselenin

paylaşılması yerine 72 Nisan'ının kuruluş kongresi olarak ilan

edilmesinin subjektif olacağı görüşü de söz konusudur.

Genel Sekreterlerimiz; Partimiz bugüne kadar sürdürmüş olduğu mücadele tarihinde

5 genel sekreterini mücadelenin değişik alanlarında yitirdi. Onların

tarihsel rollerini bayraklaştırmaya devam edeceğiz. Fakat partimizin

genel sekreterleri devrim için canını severek veren beş genel

sekreterden ibaret değildir. Partimizde, Parti Kongre ve

Konferanslarımızın seçtiği, Parti irademizin belirlediği Merkez

Komitelerimiz içerisindeki görev dağılımında seçilen başka genel

sekreterleri de olmuştur, olacaktır. Dolayısıyla, bundan sonraki

tanımlamalarda genel değil devrim için canını vermiş beş genel

sekreterimiz ibaresi kullanılacaktır.

Şehit Kavramı; II. Kongremiz şehit kavramını da tartıştı. Bazı yoldaşlarımız

iki sebepten dolayı bu kavramın değiştirilmesini önerdiler. Birincisi

komünist ve devrimcilerin kendi görevlerini yaparken yaşamını

yitirmelerinin bu davaya hizmet etmiş fakat örgütsüz kalmış insanlar

başta olmak üzere halktan üstün tutulmamaları gerektiği İkincisi ise

bu kavramın dinler ideolojisiyle alakalı olduğuna, dolayısıyla

kaldırılmasına, ideolojimize ve amaçlarımıza uygun tanımlamalarla

ele alınmasına vurgu yapmıştır. Elbette partimizin bu kavrama

yüklediği mananın bilincindeyiz. Kongremiz bu meselenin daha

doğru terimle ifade edilmesi için dışımızda olan fikir ve önerilerin

partiye aktarılması için tartışma sürdürecektir. O zamana kadar

devrim için canlarını veren yoldaşlarımız şehit olarak anılmaya

devam edecektir. Yaşam ve ölüm diyalektik bir birliktir. Biri

olmadan diğeri olmaz. Bu temelde sorun kavram düzeyinde de

açıklığa kavuşturulmalıdır. İdealistçe yaklaşılmamalı, aynı şekilde

Page 120: Partimiz Maoist Komünist Partisi II...Kaypakkaya güzergahında I. Kongremizin kat etmiú olduğu nitel aúamanın devamı ve bu tarihsel miras üzerinden yükselen ileri bir seviyeyi

120

devrim için mücadele verenlerin anılması ve mücadelelerinden

öğrenilmesi konusunun da taşıdığı anlam bulandırılmamalıdır.

Kongremizde eski yaklaşımın devam ettirilmesinin doğru

olduğu görüşü de söz konusudur.

Partide Kadın, Erkek İlişkisi; Partimizde kadın erkek ilişkisi üzerinde organların karar alma

hakkı parti II. Kongremizce geri bulunarak kaldırılmıştır. Hangi

düzeyde olursa olsun parti saflarımızda yaşanan kadın-erkek ilişkisi

her hangi bir organın kararıyla tescilli hale getirilemez. Parti yönetici

organlarının, yoldaşların ilişkisine ilişkin fikir söylemesi belli

noktalarda önerilerde bulunarak uyarması doğru iken bağlayıcı karar

alması yanlıştır.

Kongremizde kadınla erkek arasındaki ilişkinin nikah

şeklinde ele alınması yanlıştır. Ama kadınla erkek arasında

yaşanan ilişkinin doğru gelişebilmesi için partinin

yönlendiriciliği gereklidir. Çünkü geçmişte bu tür ilişkiler

partiye zarar vermiştir parti üyeleri için eski kararın geçerli

olmasının daha doğru olacağı fikri de söz konusudur.

Çocuk Yasağı; II. Kongremiz, parti I. Kongremizin ''Parti üyelerinden tüm

aktivistlerine kadar profesyonel faaliyetçiler için çocuk yapmak

yasaklanmıştır. Bu karara uymayanlar çeşitli cezalara

çarptırılacaktır'' şeklinde almış olduğu çocuk yapma yasağının doğru

olmadığı anlayışıyla kaldırılması ve bu sorunun eğitim yoluyla

aşılması gerektiği kararına varmıştır.

I. Kongremiz, partililer ve Halk Kurtuluş Ordusu savaşçıları

için; parti faaliyetinde büyük zorluklar getireceği ve devrimin

ihtiyaçlarına göre mevzilenmede objektif olarak getireceği bazı

olumsuzluklar yaratacağı ve de en önemlisi bakımlarına-eğitimlerine

cevap olmada yetersizlikler yaşanacağı sebepleriyle çocuk yapmayı

yasaklamıştı. Özgül bir politika olarak yukarıda değindiğimiz

sebeplerden ötürü bu anlaşılamaz bir karar değildir. Ancak bu,

yasaklama biçimindeki yaklaşımlarla gerçek anlamda çözüme

Page 121: Partimiz Maoist Komünist Partisi II...Kaypakkaya güzergahında I. Kongremizin kat etmiú olduğu nitel aúamanın devamı ve bu tarihsel miras üzerinden yükselen ileri bir seviyeyi

121

ulaştırılamaz. Gerekli olan eğitim ve ikna yoluyla işin bilinçli ele

alınmasıdır. Bu perspektifle II. Kongremiz söz konusu yasaklama

kararını kaldırmıştır. Yasak kararını kaldırırken parti, komünizm

mücadelesi savaşçılarının neden çocukları dünyaya getirmemenin

gerekli olduğunun bilince çıkarılması gerektiğine de işaret

etmektedir. Ki bugünün dünyasında bakımı ve eğitimlerinin kamusal

bir sorumluluk bilinciyle ele alınmadığını, egemen sınıflar

toplumunun gerici düşüncelerinin yol açtığı bencillikler açısından

halk saflarında da çocukların sorumluluğunun kolektif

paylaşılmasının zayıf olduğunu bilince çıkarırsak, profesyonel

faaliyet içerisindeki yoldaşların omuzladıkları sorumlulukların

ağırlıklarını göz önünde bulundurursak çocukların dünyaya

getirilmesinin neden tercih edilmemesi gerektiğini kavrayabiliriz. Bu

hem yoldaşlarımızın hem de çocukların ihtiyaçları göz önüne

alındığında, yasakçı yaklaşımla değil bilinçli kavrayışla bunun bir

zorunluluk olduğu anlaşılmalıdır.

Kongremiz de çocuk yasağının bugünkü mücadele koşullarında

gerekli olduğu ve I. Kongre'deki biçimiyle kalması gerektiği

görüşü de söz konusudur.

Sokak Çocukları; Kentleşme, aile içi baskı ve cinsel istismar, yoksulluk ve

ailenin dağılması, zorla göç vb sebeplerden ötürü sokak çocuklarının

sayısı, faşist Türk devletinin tarihinin en yüksek rakamına vardı.

Kuzey Kürdistan da ki baskılar ve zorla göç ettirmeler bu rakamların

önemli bir kısmını oluşturmaktadır. Bugün bir milyon civarında

oldukları tahmin ediliyor. Bu korkunç bir rakam ve toplumsal bir

yaradır. Bu yaranın tamamen tedavisi kesinlikle devrimci bir halk

iktidarı altında mümkündür. Fakat bu, bugünden yapılabilecek bir

şeyler olmadığı anlamına gelmez. Partimiz bütün görevlerine sahip

çıkmak zorundadır. Sorun bir tek örgütün yürüteceği çalışmalarla ve

onun imkanlarıyla yetinilmeyecek kadar büyüktür. Halkta genel bir

duyarlılık ve ortak çabanın açığa çıkarılması şarttır. Sokak

çocuklarının yaşayabilecekleri, orda barınma, beslenme, eğitim ve

öğretim ihtiyaçlarını giderebileceği koşullara sahip çocuk evlerinin

hazırlanması gerekir.

Page 122: Partimiz Maoist Komünist Partisi II...Kaypakkaya güzergahında I. Kongremizin kat etmiú olduğu nitel aúamanın devamı ve bu tarihsel miras üzerinden yükselen ileri bir seviyeyi

122

Bu bir kampanya şeklinde, tüm demokratik kurumlar

aracılığıyla sokak çocuklarının yoğunlukta bulunduğu şehirler başta

olmak üzere sorunun olduğu bütün illerde yürütülmelidir.

Partinin hedefi değişik kurumları harekete geçirerek bütün

devrimci örgütlerin ve geniş halk kitlelerinin duyarlılığını arttırarak

toplumsal bir çabayı ortaya çıkarmaktır. Büyük bir kampanyayla

çocuklar hem sokaktan kurtarılabilir, hem sağlıklı yetiştirilmesi

sağlanabilir, hem de aileleri eğitilerek çocukların sokağa düşmesi

önlenebilir. Kampanya bu üç hedefi amaçlamalıdır.

Kampanya kapsamında geniş halk kitlelerinin, devrimci

bütün partilerin, bütün demokratik kurum ve kuruluşların, aydınların

dikkati bu soruna çekilmeli, çocukların haklarını koruyup

geliştirecek düzenleme ve yardımların yapılması sağlanmalıdır.

Halkın yardımlarıyla da ciddi şeyler başarılabilir. Çocuk sorunlarını

çözen kurumların oluşturulması için halk inisiyatifi ortaya çıkarılarak

devletin adım atmaya zorlanması hedeflenmelidir.

Eşcinsellere İlişkin Değerlendirme; II. Kongremiz gerek parti programında gerekse de parti

bileşenleri içerisinde eşcinsellerle ilgili yanlış bakış açılarının

mevcut olduğunu bunun aşılması ve partinin bu noktada eğitilerek

toplumun bu kesimine ilişkin bilinçlendirilmesi için genel bir

bilgilenmenin gerekli olduğunu vurgulamıştır. Eşcinsellerin tümünü

sitemin politikalarından dolayı büyük şehirlerde oluşan toplumsal

üretim ve iş bölümü dışında yaşamlarını geçindiren "başıboşlar

ordusu" içerisinde değerlendirilmesi yanlıştır. Bir kısmı bu orduya

dahil olsa da önemli bir kısmı da değişik alanlarda toplumun normal

yaşantısını sürdürmektedir. İşçisinden patronuna, aydınından

memuruna, işsizinden gencine, öğrencisinden yaşlısına kadar birçok

insan cinsel tercih olarak eşcinsel durumundadır. Bu gerçekliğe bağlı

olarak cinsel tercih ve kimliklere baskının her türüne karşı

çıkılmalıdır, kongremizin aldığı bir karar gereği program maddesi

buna uygun yeniden düzenlenecektir. Eşcinsellik ve farklı cinsel

tercihler, oldukça yaygın geleneksel ahlakçı zihniyetlerin, dinden

kopamayan düşüncelerin gösterdiği gibi kesinlikle bir sapkınlık

meselesi değildir. Kapitalizmin çürümüş, yoz kültürüyle ifade

Page 123: Partimiz Maoist Komünist Partisi II...Kaypakkaya güzergahında I. Kongremizin kat etmiú olduğu nitel aúamanın devamı ve bu tarihsel miras üzerinden yükselen ileri bir seviyeyi

123

edilemez. Böyle yaklaşımlar ideolojik açıdan gericidir, baskıcıdır,

dışlayıcıdır. Ve bu aynı zamanda baskı ve saldırının hedefi

durumundaki kadın ve erkek eşcinseller üzerindeki zulmü deyim

yerindeyse objektif olarak meşrulaştırmaya hizmet eder. Eşcinselliği

bir "hastalık", bir "başıboş serserilik" gören anlayış evet bir kez daha

söyleyelim ki geleneksel sömürücü burjuva-feodal ahlaktan,

sömürücü egemenlerin geleneksel aile anlayışından kopamamayı

ifade eder. Eşcinsellik tarihsel olarak baktığımızda insan

topluluklarında baştan itibaren var olmuş erkek ya da kadının kendi

cinsinden bireye, cinsel, erotik, duygusal yönelimini ifade eden bir

olgudur. Bir cinsel tercih meselesidir. Pozitif bilimlerle, örneğin

modern psikiyatri ile görülebilecek bu objektif durum ne yazık ki

baskının, eşitsizliğin her türüne karşı olmaları gereken bazı devrimci

güçler tarafından bile bir saplantı, düşkünlük örneği olarak

gösterilmektedir. Eşcinsel ve diğer tüm cinsel tercihlerinden dolayı

dışlanan bütün emekçilerin, ezilenlerin sınıf kardeşleriyle birliğini

baltalayan bu düşünce sistemine karşı mücadele görevine Kongremiz

vurgu yaparken, toplumsal bir hareket olarak cinsel kimliklerine

saldırıya karşı mücadele eden Devrimci Eşcinsel Hareket gibi kitle

hareketlerinin hakları ve yapılan baskılara karşı mücadelelerinin de

desteklemesi gerekliliğine işaret etti. Devrim için birleşme

meselesinin önemine dikkat çekeriz. Eşitsizliğin her türüne karşı

mücadele devrimci proletaryanın görevidir. "Sorunlu ve yoldan

çıkmış" diye adlandırılarak ya da "tedavi edilmesi gereken bir

hastalık" gibi gösterilip baskı ve aşağılanmaya maruz bırakılarak

dışlananlar devrimin dostları ve güçleridirler.

Halkın Birleşik Cephesine İlişkin Öneri; II. Kongremiz gelen öneriler üzerine Halkın Birleşik Cephesi

(HBC) konusunda partimizin resmi görüşlerini yeniden tartıştı.

Birleşik Cephe, parti ve ordu gibi devrimin üç stratejik

silahıdır. Proletarya önderliğinde komünist partisi aracılığıyla böyle

bir cephenin tesis edilmesi öncelikli olarak ciddi bir politik güç

olmayı gerektirir. Tam da bu nedenden ötürü Kaypakkaya yoldaş

cephenin gerçek anlamda tesis edilmesinin Kızıl Siyasi İktidarlarla

mümkün olacağını ortaya koymuştu. II. Kongre irademiz bir veya

Page 124: Partimiz Maoist Komünist Partisi II...Kaypakkaya güzergahında I. Kongremizin kat etmiú olduğu nitel aúamanın devamı ve bu tarihsel miras üzerinden yükselen ileri bir seviyeyi

124

birkaç bölgede kızıl siyasi iktidar kurulmadan HBC'nin

kurulamayacağı resmi tespitlerimizin doğru olduğu görüşünü ifade

etti. Bu anlayıştan hareketle HBC'ye ilişkin çalışmamızın olmayacağı

anlamı çıkartılmamalıdır. Cephe için çalışmak ayrı, ama cephenin

kurulması ise ayrı şeylerdir. Bu konuda partimizin resmi görüşü

geçerlidir.

Kongremizde bu konuya ilişkin yoldaş Kaypakkaya'nın

yaklaşımının esasıyla hemfikirken, Halkın Birleşik Cephesi'nin

kurulmasının Kızıl Siyasi İktidarların kurulmasına mutlak

şartla bağlanmasının yanlış olduğunu ifade eden görüş de söz

konusudur.

Halk Savaşı Kavramına İlişkin Öneri; II. Kongre gelen öneriler üzerine Halk Savaşı kavramı

konusunda uluslararası tartışmalara bağlı olarak Halk Savaşı

kavramını teorik çerçevede tartışarak I. Kongre'nin anlayışını doğru

bularak onaylamıştır. I. Kongremizin görüşü şuydu:

"Halk Savaşı en özlü ifadeyle yarı-feodal, yarı-sömürge, sömürge

ülkelerde anti-emperyalist, anti-feodal mücadelede ifadesini bulan

işçi sınıfının Maoist Komünist Partileri aracılığıyla politik olarak

önderlik ettiği özünde uzun süreli köylü savaşının ekonomik, politik

iktidarlaşma ve askeri savaş stratejisidir." I. Kongre'nin İdeoloji

belgesinde bu açılım MLM rehberlik ve KP önderliği, anti-feodal,

anti-emperyalist mücadele, toprak devrimi, Yeni Demokratik

Devrim, Kızıl Siyasi İktidarlar, silahlı mücadelenin ve ordunun parti

önderliğinde esas mücadele ve örgüt biçimi olduğu, KP önderliğinde

Halkın Birleşik Cephesi, feodal üretim ilişkilerinin hakim olması

olgularından kaynaklanmaktadır. Halk Savaşı tek başına bir

mücadele, örgüt, örgütlenme ve askeri bir savaşa indirgenerek ele

alınmamalıdır. Emperyalist-kapitalist ülkelerde toplu ayaklanma,

yarı-feodal, yarı-sömürge ve sömürge ülkelerde Halk Savaşı

stratejisinin evrenselliği geçerlidir.

Kongremiz her kıra dayalı gerilla savaşının Halk Savaşı

olarak adlandırılamayacağını bir kez daha vurgulamıştır. MLM'nin

rehberlik etmediği, KP önderliği dışındaki gerilla savaşlarının bugün

gerici düzenlerden bazı ödünler kopartmaya, bu düzenleri tamire

Page 125: Partimiz Maoist Komünist Partisi II...Kaypakkaya güzergahında I. Kongremizin kat etmiú olduğu nitel aúamanın devamı ve bu tarihsel miras üzerinden yükselen ileri bir seviyeyi

125

odaklanmaları yani silahlı ekonomist çizgileri baştan itibaren Halk

Savaşı perspektifine sahip olmamalarıyla ilgilidir. Halk Savaşı'nda

hiçbir zaman diplomasinin yeri yoktur ve ateşkes olmaz demiyoruz

bu taktik manevralar yapılırken bile, Halk Savaşı'nı, iktidarın tümden

alınmasında zorunlu bir yol olarak görür. Siyasetin teoriyi, taktiğin

stratejiyi yemesine izin vermez.

Kongremizde uluslararası tartışmalara bağlı olarak halk

savaşının teorik açılımına ilişkin şu farklı görüşler de tartışıldı.

Bu tartışmalarda öne çıkan görüşlerden biri şuydu:

"Sadece Mao‟nun yarı-feodal, yarı-sömürge ve yarı feodal,

sömürge ülkelerde uygulanan devrim stratejisine değil, aynı zamanda

Lenin in kapitalist-emperyalist ülkelerde uygulanan toplu ayaklanma

mücadele ve savaş biçimine de Halk Savaşı denmelidir. Tarihsel

gelişmelere bakıldığında MLM ideolojinin üç sacayağı olan felsefe,

ekonomi politik ve sosyalizm nasıl bir birikimle tarihsel olarak

gelişmişse, tüm nitel adımlara rağmen isimleri nasıl aynıysa, savaş

ve devrim biçimleri de komünizme yürümenin mücadele biçimleri

olmasından dolayı aynı isimlendirme ile adlandırılmalıdır. İsim

olarak bu her iki değişik biçimdeki savaşa da Halk Savaşı denmesi

en doğru isimlendirmedir."

Ayrıca II. Kongremizde Nepal Halk Savaşı tecrübelerinde de

ifade edilen kır merkezli uzun süreli savaş ile toplu ayaklanmanın

birleştirilmesi meselesinin tartışılmasının yanında uluslararası alanda

halk savaşı kavramına ilişkin sürdürülen tartışmaların gerek UKH

saflarında, gerekse de partimizde iki çizgi mücadelesi temelinde

yürütülmesine karar verilmiştir.

8 Mart Dünya Emekçi Kadınlar Gününe İlişkin

Öneri; II. Kongremizde kadın sorunuyla bağlantılı 8 Mart dünya

emekçi kadınlar gününe ilişkin isim değişikliği önerisi de

tartışıldı.

Bu öneriye göre, “8 Mart dünya emekçi kadınlar günü

sadece emekçi kadınları kapsamamalıdır. Ulusal sorun gibi ayrım

yapılmadan cins temelinde ele alınmalı, erkek egemen anlayıştan

Page 126: Partimiz Maoist Komünist Partisi II...Kaypakkaya güzergahında I. Kongremizin kat etmiú olduğu nitel aúamanın devamı ve bu tarihsel miras üzerinden yükselen ileri bir seviyeyi

126

dolayı kadınlar arasında ayrım yapmadan cins olarak ezilen bütün

kadınlar savunulmalıdır.

Komünistler ister zengin isterse fakir olsun tüm insanların en

kötüleri de dahil ulusal haklarını savunduğu gibi tüm kadınları da en

kötüleri olsa da cins olarak ezilmişliğine karşı çıkmalıdır. Zengin

kadın dayak yediğinde, mal olarak görüldüğünde bana ne diyemeyiz.

Kadın mal ve zevk aracı olarak esasta burjuva kesimde yani ezen

kesimde görülmektedir.

Bu bakış açısıyla 8 Mart dünya emekçi kadınlar günü 8 Mart

dünya kadınlar mücadele ve dayanışma günü olarak

değiştirilmelidir.”

Öneri, kongre irademizce kabul edilmediğinden

partimizin resmi görüşü olan 8 Mart dünya emekçi kadınlar

günü değişmeyerek devam etmektedir.

Partimizin resmi görüşüne göre 8 Mart'ın emekçi

belirlemesi sınıf bakış açısını yansıtması ve yaratıcılarının

emekçi kadınlar olması nedeniyle daha anlamlı olduğu

şeklindedir. Emekçi belirlemesinin olması diğer kadınların

savunulmadığı anlamına gelmemekle birlikte, tam tersine sınıf

bakış açısıyla tüm kadınların ezilmişliğini savunmayı ifade eder.

Parti İsmi, Parti Marşı ve Parti Bayrağının

Değiştirilmesi Önerileri; II. Kongremiz de Parti isimlendirmesinde en doğru olanın

Komünist Partisi olduğunu, her yerde proleter partilerinin kendilerini

bu isimle ifade etmeleri gerektiği düşüncesindedirler. Evet, ortak

amacımız komünizmdir. Her yerde Parti öncelikle bu ortak amacını

ifade etmelidir. Biliyoruz ki, Marksizm-Leninizm-Maoizm söz

konusu seviyede durmayarak ilerleyecektir. Ki Marksizm-Leninizm-

Maoizm bir ideoloji, siyaset, bilimdir. Kısaca ona ilerlemesi sonsuz

bir rehberlik olarak da bakabiliriz. Partimizin I. Kongrede Komünist

Partisi ekine yaptığı Maoist belirlemesi bilimimizin bugün ki

durumda en ileri seviyesini, nitel yeni üçüncü aşamayı ifade etmesi

gerçeğiyle ilişkiliydi. Parti tarihimizde bu konudaki kırılmaların

yarattığı savrulmaları daha derinden kavramak ve aşmak ve sadece

Page 127: Partimiz Maoist Komünist Partisi II...Kaypakkaya güzergahında I. Kongremizin kat etmiú olduğu nitel aúamanın devamı ve bu tarihsel miras üzerinden yükselen ileri bir seviyeyi

127

Partide de değil uluslararası komünist harekette yine Stalin yoldaşın

hatalarını aşmak, bu hataların neden olduğu Komintern 'deki

zayıflıklardan kopmak ve bilimimizin top yekun yeni bir ilerleme

seviyesini oluşturan Kültür Devriminin dersleriyle donanmak

açısından Maoist Komünist Partisi doğru görülmüştü. Kongre

irademiz bu görüşün devam ettirilmesi kararındadır.

Kongremiz de Komünist Partilerinin her alanda

enternasyonal proletaryanın komünizm ortak mücadelesinin

mevzileri olduğu düşüncesiyle Komünist Partileri bayrağının oraklı

çekiçli aynı bayrağı ifade etmesi gerektiğini, Enternasyonal Marşın

da tüm partilerin ortak marşı olması gerektiğini, ayrı Parti ve Ordu

marşlarına gerek olmadığı önerisi yapıldı. Fakat Komünistlerin

dünya çapındaki vazgeçilemez komünist birliği karmaşık bir süreç

olan dünya devriminin ele alınmasında her bir yerde komünist

partisine özel görevler ve inisiyatifler yükler. Bu dünya devriminin

karmaşık süreciyle alakalıdır. Bu özgünlüğü vurgulamak, karar alma

ve uygulamada özel sorumluluğu, inisiyatifi de anlamak için

gereklidir. Aşırı merkezileşme ve her yerdeki komünist partilerin

strateji ve taktiğini tespit etmede Komintern 'in pratiği öğrenilmesi

gereken önemli tecrübedir. Proletaryanın davası ortaktır, bayrağı

tektir. Ama diğeri de proletaryanın her bir yerde, biçimde özgül

görevlerle karşı karşıya olduğudur. Bu anlayışla Kongre irademiz

Söz konusu tartışmanın yürütülmesini ancak mevcut Parti ve Ordu

bayrağının ve marşının devam ettirilmesinin doğru olduğunu

kararlaştırdı.

Parti Kongre ve Konferanslarına İlişkin

Öneriler; II. Kongremize, parti konferansları ve kongrelerine ilişkim iki

tane öneri sunularak tartışıldı. Bu konulara ilişkin öneri ve kararlar

aşağıdaki gibidir.

Birinci öneri; “Delegelerin toplanması, parti siyasetini tayin

etmesi ve MK'yı seçmesi Parti Kongresi‟nin işidir. Konferans ise

partinin bir veya birkaç konuda yaptığı toplu tartışmadır. Bu nedenle

bütün konferanslar Parti Kongresi‟nin görevini yapmış. Yani aslında

parti Kongre‟yi toplamış, fakat adına da konferans demiştir.

Page 128: Partimiz Maoist Komünist Partisi II...Kaypakkaya güzergahında I. Kongremizin kat etmiú olduğu nitel aúamanın devamı ve bu tarihsel miras üzerinden yükselen ileri bir seviyeyi

128

Mükemmeliyetçi ve geri bir yaklaşımın ürünü olan bu yanlış

düzeltilmelidir.” Parti irademiz bu öneriyi reddederek şimdiye kadar

ki tanımlamaları doğru olduğunu kabul etmiştir.

İkinci öneri; “Parti kongresi parti meclisi olarak

değiştirilmelidir.” önerisi kongre irademizce meclis ve kongrenin

birbirinden farklı amaç ve fonksiyonlarının olmasından dolayı yanlış

olduğu düşüncesiyle reddedilmiştir.

Ölüm Cezası ve Genel Affa İlişkin Öneriler; II. Kongremizde, partimizin yargılamalarında ölüm cezasının

kaldırılması yönündeki öneri, devrim güçlerinin bulunduğu durumda

uygun görülmediğinden reddedildi. Karşı-devrimci unsurların

cezalandırılmasında kullanılan ölüm cezası şimdilik

kaldırılmamalıdır; fakat şimdiye kadar uyguladığımız daha az ölüm

cezası siyasetimiz sürdürülmelidir. Ölüm cezasına başvurulmaması

için, şimdiden gerekli önlemler alınmalıdır.

Yine partimizin tarihinde yaşanan hatalı cezalandırmalar ve

son olarak da 96 da yapılan işkence olayından dolayı adalet

anlayışının tartışılır hale geldiği ve bu durumun bundan önce verilen

cezaları da tartışılır hale getirdiği, doğru bir adalet sistemi

oluşturularak bir defaya mahsus devletin güvenlik güçleri dışında

kalan kesime genel af getirilmesi, suç işlemeye devam edenlerin

aileleri ve toplum üzerinden uyarılarak teşhir edilmesi ve kitleler de

ikna edilerek tekrar hedefler arasına alınarak yönelinmesi bu biçimde

yeni bir adalet sürecine girilmesi önerisi kongre irademizce

reddedildi. İçinden geçilen süreç ve devrimci hareketin durumundan

dolayı genel af yarardan çok zarar getirecektir. Partinin genel af

getirmemesi düzelen insanları affetmeyeceği, toplum ve aileleri

üzerinden bu insanları vazgeçirmeye çalışmayacağı anlamı

çıkarılmamalıdır. Partimiz yayınladığı adalet anlayışı temelinde

bundan sonra yargılamalarını yaparken bundan önce suç işlemiş ya

da araştırılmaya tabi tutulmuş insanları da değerlendirerek son

andaki durumlarına göre yeniden gözden geçirerek

sonuçlandıracaktır.

Page 129: Partimiz Maoist Komünist Partisi II...Kaypakkaya güzergahında I. Kongremizin kat etmiú olduğu nitel aúamanın devamı ve bu tarihsel miras üzerinden yükselen ileri bir seviyeyi

129

Yasal Parti Önerisi; II. Kongremizde yasal partiye ilişkin bir tartışma da

yürütüldü. Parti ve ordu örgütlenmeleri stratejik olarak göz ardı

edilmeden diğer tüm araçların uygun konumlanışlarla bunlara hizmet

temelinde ele alınması gerektiği, taktik bir araç olarak da yasal

partiye ilke olarak karşı çıkılamayacağı yönünde genel bir görüş

mevcuttur.

II. Kongremizde taktik bir örgüt biçimi olarak bunun bir

ihtiyaç olduğunu ancak subjektif gücümüzün bu günden bunu

oluşturmaya el vermediği kendi öz gücünü esas alarak diğer güçlerle

birleşme temelinde yasal partinin hazırlanması gerektiği görüşü

olduğu gibi yasal partiye ilkesel olarak karşı çıkmamakla birlikte

bugün açısından ihtiyaç olmadığı görüşü de söz konusudur.

Subjektif gücümüz ve devrimci duruma göre, bu tür taktik

örgütlenmelerin ihtiyaç olup olmadığı sürece bağlı olarak irademizce

belirlenecektir.

Kongremizde yasal partinin günümüz koşullarında taktik

değil, stratejik bir araç olduğu görüşü de söz konusudur.

Seçimler Üzerine Değerlendirme; Asgari programımız Yeni Demokratik Cumhuriyettir. Buna

bizi ulaştıracak Halk Savaşıdır. Onun hizmetinde olması ve bizi

amaçlarımıza yakınlaştırması potansiyeli taşıması kriteriyle diğer

mücadele biçim ve örgütlülüklerini II. Kongremiz önemle ele aldı.

Genel ve yerel seçimler meselesini her bir durumda somut ele

almamız gerekliliğine işaret etti. Parlamentarizme, parlamentonun

gerici mahiyetine dikkat çekerken her bir dönem stratejinin hayata

geçirilmesinde taktik esnekliğin de gerekli olduğunu ifade etti. Bu

bağlamda; önümüzdeki yerel seçimlerde Yeni Demokratik İktidara

hizmet perspektifiyle, kitlelerin devrim için seferber edilmesine

hizmet ruhuyla hareket edilmesi yönelimini belirledi. Gerek yeni

iktidarlar anlayışımız ve gerekse de onun hizmetinde şimdiki yerel

seçimlerde alternatif yerel yönetim anlayışımızın ne olduğu, nasıl ele

alınması gerektiğini kapsamlı bir şekilde ele alınarak kamuoyuna

sunulacaktır. Ayrıca bu konuya ilişkin nasıl bir yol izleneceği

Page 130: Partimiz Maoist Komünist Partisi II...Kaypakkaya güzergahında I. Kongremizin kat etmiú olduğu nitel aúamanın devamı ve bu tarihsel miras üzerinden yükselen ileri bir seviyeyi

130

yönündeki dönemsel taktik politikalarımızı da somut olarak ele

alacağız.

II. Kongre İradesiyle Partiyi Kitlelerle

Birleştirerek Seferber Olma Kampanyasını Her

Alanda Yürütelim! İki çizgi mücadelesi, birbirlerinin olmazsa olmaz koşulu

olarak demokrasi ve merkeziyetçiliğin, demokrasi temelinde

yükselen disiplinin ve bunun önderliğinde garantiye alınması

gereken demokrasi eksenli demokratik merkeziyetçilik çerçevesinde

Parti Kongremizin tüm parti ve profesyonel aktivistlerinin iradesinin

kitlelerden de alınan görüşlerle bütünleştirilerek ortaya konulmasını

ifade eder. Kongrede alınan kararlar partinin irade ve eylem

birliğidir. Parti işleyişi temelinde tartışma özgürlüğünü yadsımadan

tüm partinin kenetlenmesi Maoist parti anlayışının bir sonucudur.

Kaldı ki, araştırılıp sonuca bağlanması gereken konular ve

Kongremizde değişik görüşlerin burada ifade edilmesini içeren

açıklamalar ve tüm bu görüşlerin dokümanlarıyla düzenlenerek

kamuoyuna sunulması, kitlelerin tartışmaya dahil edilmesi

planlaması, fikirler üzerinde baskı kurmak değil, parti ve kitlelerin

düşünme, davranma ve konuşmaya cüret etmelerini anlatır. Kültür

Devriminin ürünü bir partinin yapması gereken budur.

İrade ve eylem birliği temelinde tam bir kenetlenmeyle

hareket ederken parti ve kitleler içerisinde iki çizgi mücadelesini

koordine eden Parti planlamasının önemi açıktır. Kongre iradesiyle

Parti ve kitleleri birleştirerek devrim için seferber et, 17'lerin

komünist geleceği kazanma azmini her alanda yükselt parolasıyla

planlanmış olan Kongre çizgisi temelinde irade ve eylem birliğimiz

kitlelerin denetimine ve tartışmasına sunulan görüşlerimizle birlikte

merkezi bir kampanya şeklinde ele alınacaktır. Sözlü ve yazılı

uluslararası ve ulusal bu kampanya merkezi önderlik altında tüm

partinin seferberliğiyle sürdürülecektir. Uluslararası konferanslar,

toplantılar gibi çok yönlü araçlarla sürdürülecek kampanyamızın

bayrağını her alanda yükselterek ve bunu kitlelerin emek

seferberliğini harekete geçiren bir pratikle birleştirerek, Canımız

Page 131: Partimiz Maoist Komünist Partisi II...Kaypakkaya güzergahında I. Kongremizin kat etmiú olduğu nitel aúamanın devamı ve bu tarihsel miras üzerinden yükselen ileri bir seviyeyi

131

Halk Savaşı'na Feda Olsun sentezimizi komünist devrimci bir

fedakarlıkla harekete geçirerek temsil etmeliyiz.

Hedeflenen Kongre iradesiyle birleşmiş ve onu uygulamada,

kitlelerle birleşmede partili-partisiz kadroları birleşik bir planda

mevzilendirmede ustalaşmış bir pratiktir. Birlik-Mücadele-Daha

Yüksek Birlik perspektifiyle ileriye atılan, kenetlenen tüm yoldaşları

devrim için birleştiren grupçu, basit rekabetçi atmosferleri yenmiş,

geleceği kazanma azmiyle bilenmiş bir partinin insanlarıyız.

Düşmanları yenecek Halk Savaşı ateşini nitel ve daha güçlü

körükleme ve bunun hizmetinde tüm araçları tesis etme doğru

çizgiyle yaratma ısrarıdır, "Biz Kazanacağız, Halk Kazanacak, Halk

Savaşı Kazanacak" bilimsel stratejik inancını pratikleştirme, güne

hükmünü geçirir hale getirme kararlılığıdır.

Lafta değil her alanda bir yoldaşlaşma, yoldaşça dayanışma

ve paylaşma kültürüdür. Halkı devrimin öznesi haline getirmeye

seferber olma yürüyüşüdür. Mülk dünyasının köleleştiren zincirlerini

kırarak devrim için tüm cüretimizi engelsiz harekete geçirme

atılımıdır. Büyük ileri atılım ruhuyla, büyük düşünme ve büyük

kazanma çizgisidir. Bu kampanya bir resmi tören ve kutlama misali

gösteri değildir. Kampanya, Kongre irademiz temelinde

görevlerimize sarılarak yoğunlaşıp başarmak için harekete geçme

çağrısıdır.

Merkezi kampanya araçlarının yanı sıra her bölge, yöre, her

bir faaliyet alanı, her bir aktivist bulunduğu her bir yerde iktidar

olma bilinciyle seferber olmalıdır. Dünya proletaryasının büyük

öğretmeni Başkan Mao doğru özetledi; Yol meşakkatli gelecek

parlaktır. Darbeler ve yenilgiler zafer kararlılığımızı bilemelidir.

Zafer için devrimci savaşı yükselterek öğrenecek kendimizi de

dünyayı da değiştireceğiz. Hiçbir darbe ve yenilgi bizim için dur

durak değildir. Kayıplar savaşarak kazan talimatıdır. Devrimi

köstekleyen her tür prangayı Büyük Proleter Kültür Devrimi ruhuyla

kırmak ve yeniyi yaratmak görevimizdir. MKP II. Kongresi gereksiz

boş böbürlenmelerin karşısındadır. Geleceğe yürüyen 17‟ler

yöneliminin mütevazi bir kazanma azmidir. Kongre bayrağı bu

temelde yükseltilecektir.

Page 132: Partimiz Maoist Komünist Partisi II...Kaypakkaya güzergahında I. Kongremizin kat etmiú olduğu nitel aúamanın devamı ve bu tarihsel miras üzerinden yükselen ileri bir seviyeyi

132

II. Kongremizin yukarıda açıkladığı tüm bu görevlerimizin

hayata uygulanması belli bir zaman dilimi içerisinde yapılan yıllık

planlamalarla hayata geçirilecektir. Her yıl yapılan planlamaların

hayata uygulanıp uygulanmadığı belli yöntemlerle parti içi ve dışı

kitlelere açıklanacaktır.

YAġASIN 17'LERĠN DEVRETTĠĞĠ GÖREVĠ TAMAMLAYAN II.

KONGREMĠZ!

MAOĠZMLE YÜKLEN, HALK SAVAġI'YLA ĠLERLE!

YAġASIN MARKSĠZM-LENĠNĠZM-MAOĠZM!

YAġASIN PROLETARYA ENTERNASYONALĠZMĠ!

YAġASIN PROLETARYA, EZĠLEN ULUS VE HALKLARIN

BĠRLĠĞĠ!

YAġASIN ULUSLARIN KENDĠ KADERĠNĠ TAYĠN HAKKI!

KAHROLSUN SINIFSAL, ULUSAL, CĠNSLER VE IRKLAR

ARASI EġĠTSĠZLĠĞE YOL AÇAN ÖZEL MÜLK DÜNYASI!

YAġASIN YENĠ DEMOKRATĠK DEVRĠM, SOSYALĠZM VE

KOMÜNĠZM MÜCADELEMĠZ!

YAġASIN DEVRĠMCĠ ENTERNASYONAL HAREKET!

DEVRĠM ĠÇĠN KADINLARIN ÖFKESĠNĠ ZĠNCĠRLERĠNDEN

BOġALT!

HER ALANDA SORUNLARI KÜLTÜR DEVRĠMĠ ÇĠZGĠSĠNE

SARILARAK YENMEYE, KOMÜNĠZMĠ KAZANMAK ĠÇĠN

DEVRĠMĠ ĠLERLETMEYE CÜRET ET!

YAġASIN PARTĠMĠZ MAOĠST KOMÜNĠST PARTĠSĠ VE

ÖNDERLĠĞĠNDEKĠ HALK KURTULUġ ORDUMUZ VE

Page 133: Partimiz Maoist Komünist Partisi II...Kaypakkaya güzergahında I. Kongremizin kat etmiú olduğu nitel aúamanın devamı ve bu tarihsel miras üzerinden yükselen ileri bir seviyeyi

133

MAOĠST GENÇLĠK BĠRLĠĞĠMĠZ!

YAġASIN HALK SAVAġI!

Maoist Komünist Partisi (Türkiye- Kuzey Kürdistan)

Merkez Komitesi

Aralık 2007

Page 134: Partimiz Maoist Komünist Partisi II...Kaypakkaya güzergahında I. Kongremizin kat etmiú olduğu nitel aúamanın devamı ve bu tarihsel miras üzerinden yükselen ileri bir seviyeyi

134

Page 135: Partimiz Maoist Komünist Partisi II...Kaypakkaya güzergahında I. Kongremizin kat etmiú olduğu nitel aúamanın devamı ve bu tarihsel miras üzerinden yükselen ileri bir seviyeyi

135

Her Türlü Gerici Saldırıları Göğüsleyerek

Geleceğe Sarılalım!

Tarihsel Tecrübelerimizden Dersler Çıkararak

Öğrenelim!

Ġdeolojik Olarak Donanıp, Siyasal Olarak

YetkinleĢip, Somut Taleplerle Örgütlenelim!

Kitlelerle BirleĢip, Partiyle BütünleĢerek,

Halk SavaĢına Hizmet Edelim!