20
1 Sınıfta Özel Grupların Yönetimi 6 PEDAGOJİK FORMASYON PROGRAMI SINIF YÖNETİMİ Yrd. Doç. Dr. Hüseyin ASLAN

PEDAGOJİK FORMASYON PROGRAMI SINIF YÖNETİMİportal.uzem.omu.edu.tr/dersler/2014-2015/PF/pf005/pf005_unite5/pf005_unite5.pdf · SINIF YÖNET佲M佲 6 16 revize edilir. Özel Eğitim

  • Upload
    others

  • View
    10

  • Download
    0

Embed Size (px)

Citation preview

Page 1: PEDAGOJİK FORMASYON PROGRAMI SINIF YÖNETİMİportal.uzem.omu.edu.tr/dersler/2014-2015/PF/pf005/pf005_unite5/pf005_unite5.pdf · SINIF YÖNET佲M佲 6 16 revize edilir. Özel Eğitim

1

Sınıfta Özel Grupların Yönetimi6

PEDAGOJİK FORMASYON PROGRAMI

SINIF YÖNETİMİYrd. Doç. Dr. Hüseyin ASLAN

Page 2: PEDAGOJİK FORMASYON PROGRAMI SINIF YÖNETİMİportal.uzem.omu.edu.tr/dersler/2014-2015/PF/pf005/pf005_unite5/pf005_unite5.pdf · SINIF YÖNET佲M佲 6 16 revize edilir. Özel Eğitim

2

İçİndekİler5.1. SINIFTA ÖZEL GRUPLARIN YÖNETİMİ ......................................................................................................... 4 5.2. 5378 SAYILI ENGELLİLER HAKKINDA KANUN VE BU KANUNA AİT TEMEL KAVRAMLAR 4

5.2.1. 5378 sayılı Engelliler Hakkında Kanunun Genel esasları: ............................................................................... 4

5.3. EĞİTİM VE ÖĞRETİM ............................................................................................................................................. 55.4. EĞİTSEL DEĞERLENDİRME ................................................................................................................................ 55.5. ENGELLİLERİN DÜNYA VE TÜRKİYE’DEKİ DURUMU ............................................................................ 65.6. ENGELLİK SEBEPLERİ VE TÜRLERİ .................................................................................................................. 65.7. SINIF AÇISINDAN ÖZEL EĞİTİM ...................................................................................................................... 65.8. OKUL BAŞARISIZLIĞI OLAN ÇOCUKLAR .................................................................................................... 7

5.8.1. Öğrencinin Okul Başarısızlığı İle İlgili Çözüm Yolları ........................................................................................ 7

5.9. DİKKAT EKSİKLİĞİ VE HİPERAKTİF BOZUKLUĞU OLAN ÇOCUKLAR ............................................ 85.9.1. Dikkat Eksikliği ve Hiperaktivite Bozukluğu Nasıl Tedavi Edilir? ................................................................ 95.9.2. Sınıfta Dikkat Eksikliği ve Hiperaktivite Bozukluğu Olan

Öğrencilerin Yönetimi ............................................................................................................................................... 9

5.10. ÖĞRENME GÜÇLÜĞÜ OLAN ÇOCUKLAR ............................................................................................... 95.10.1. Sınıfta Öğrenme Güçlüğü Çeken Öğrencilerin Yönetimi ........................................................................10

5.11. GÖRME ÖZÜRLÜ ÇOCUKLAR .....................................................................................................................105.11.1. Sınıfta Görme Özürlü Öğrencilerin Yönetimi ..................................................................................................11

5.12. İŞİTME ÖZÜRLÜ ÇOCUKLAR ........................................................................................................................125.12.1. Sınıfta İşitme Özürlü Öğrencilerin Yönetimi ....................................................................................................12

5.13. KONUŞMA ÖZÜRLÜ ÇOCUKLAR...............................................................................................................135.13.1. Sınıfta Konuşma Özürlü Öğrencilerin Yönetimi ............................................................................................13

5.14. BEDENSEL (ORTOPEDİK) ÖZÜRLÜ ÇOCUKLAR .................................................................................145.14.1. Bedensel Özürlülüğünün Sebepleri .....................................................................................................................145.14.2. Sınıfta Bedensel Özürlü Öğrencilerin Yönetimi .............................................................................................14

Yrd. Doç. Dr. Hüseyin ASLAN

Ünite: 5SINIFTA ÖZEL GRUPLARIN YÖNETİMİ

Page 3: PEDAGOJİK FORMASYON PROGRAMI SINIF YÖNETİMİportal.uzem.omu.edu.tr/dersler/2014-2015/PF/pf005/pf005_unite5/pf005_unite5.pdf · SINIF YÖNET佲M佲 6 16 revize edilir. Özel Eğitim

3

Sınıfta Özel Grupların Yönetimi6

5.15. UYUM VE DAVRANIŞ BOZUKLUĞU OLAN ÇOCUKLAR .................................................................155.15.1. Uyum ve Davranış Bozukluğunun Nedenleri .................................................................................................155.15.2. Sınıfta Uyum Bozukluğu Olan Öğrencilerin Yönetimi ...............................................................................16

5.16. OTİZM VE OTİSTİK .............................................................................................................................................165.16.1. Otizmin Tipik Belirtileri Nelerdir? ...........................................................................................................................17

5.17. ÜSTÜN YETENEKLİ OLAN ÇOCUKLAR ....................................................................................................175.17.1. Sınıfta Üstün Yetenekli Öğrencilerin Yönetimi .............................................................................................185.17.2. Öğretmenin sınıfta yapması gerekenler ............................................................................................................185.17.3. Üstün yetenekli çocukların gelişimine yardımcı olabilmek

için öğretmen ...............................................................................................................................................................19

5.18. KAYNAKLAR ..........................................................................................................................................................20

Page 4: PEDAGOJİK FORMASYON PROGRAMI SINIF YÖNETİMİportal.uzem.omu.edu.tr/dersler/2014-2015/PF/pf005/pf005_unite5/pf005_unite5.pdf · SINIF YÖNET佲M佲 6 16 revize edilir. Özel Eğitim

SINIF YÖNETİMİ

4

16

5.1. SINIFTA ÖZEL GRUPLARIN YÖNETİMİBu bölümün amacı: sınıf ortamında bireysel farklılıklara bağlı olarak değişik özelliklerde ve özür gruplarına bağlı olarak yer alan öğrencilerin sınıf içinde tanınıp yönetilmesinde ve yöneltilmesinde öğretmenlere gerekli olan yeterlilikleri kazandırmaktır.

Hedefler: Sınıftaki öğrenciler arasındaki bireysel farklılıkların farkına varmak, sınıf içindeki özel eği-time ihtiyacı olan öğrencilerin farklı sorunlarını birbirinden ayırt edebilme, okul başarısızlığı, dikkat eksikliği, hiperaktivite bozukluğu, davranış bozukluğu kavramlarını tanımlayabilme, özel öğrencile-rin sorunlarının çözümünde kimlerden destek alacağını bilme.

Herhangi bir nedenle bedensel, bilişsel, psikolojik ve sosyal yetenekleri açısından yetersizlikler ya-şayan bireyler sakat, özürlü, özel, engelli gibi sözcüklerle nitelendirilmektedir (Ersanlı, 2010). Bu sözcükler değişik anlam ve düzeyde de olsa bu insanları incitebilmektedir. Bunun yerine özel insan-lar olarak nitelendirmenin daha yerinde olacağı düşünüldüğünden ana başlık olarak ta sınıftaki özel gruplar kavramı kullanılmıştır.

BM’den engelli tanımı: Birleşmiş Milletler Genel Kurulu‟nun kabul ettiği Sakat Kişilerin Hakları Bildirgesi‟nde engelli tanımı “Normal bir kişinin kişisel ya da sosyal yaşantısında kendi kendisine yapması gereken işleri, bedensel veya ruhsal yeteneklerindeki kalıtımsal ya da sonradan olma her-hangi bir noksanlık sonucu yapamayanlar” olarak tanımlanmıştır.

5.2. 5378 SAYILI ENGELLİLER HAKKINDA KANUN VE BU KANUNA AİT TEMEL KAVRAMLARTürkiye’de 2005 yılında çıkarılan 5378 sayılı Engelliler Hakkında Kanun ile engellilere ait yasal dü-zenlenme yapılmıştır. Daha sonra kanunda yapılan değişikliklerle özürlüler ibaresi çıkarılarak engel-liler ibaresi kullanılmaya başlanmıştır. Bu Kanunun amacı; engellilerin temel hak ve özgürlüklerden faydalanmasını teşvik ve temin ederek ve doğuştan sahip oldukları onura saygıyı güçlendirerek toplumsal hayata diğer bireylerle eşit koşullarda tam ve etkin katılımlarının sağlanması ve engellili-ği önleyici tedbirlerin alınması için gerekli düzenlemelerin yapılmasını sağlamaktır.

Bu kanuna göre engelli; Fiziksel, zihinsel, ruhsal ve duyusal yetilerinde çeşitli düzeyde kayıpların-dan dolayı topluma diğer bireyler ile birlikte eşit koşullarda tam ve etkin katılımını kısıtlayan tutum ve çevre koşullarından etkilenen bireyi, ifade etmektedir. (http://www.mevzuat.gov.tr/Mevzuat-Metin/1.5.5378.pdf)

5.2.1. 5378 sayılı Engelliler Hakkında Kanunun Genel esasları:Bu Kanun kapsamında bulunan hizmetlerin yerine getirilmesinde;a) Engellilerin insan onur ve haysiyetinin dokunulmazlığı temelinde, kendi seçimlerini yapma öz-gürlüğünü ve bağımsızlığını kapsayacak şekilde bireysel özerkliğine saygı gösterilmesi esastır.b) Engelliliğe dayalı ayrımcılık yapılamaz, ayrımcılıkla mücadele engellilere yönelik politikaların

temel esasıdır.c) Engellilerin tüm hak ve hizmetlerden yararlanması için fırsat eşitliğinin sağlanması esastır.d) Engellilerin bağımsız yaşayabilmeleri ve topluma tam ve etkin katılımları için erişilebilirliğin sağ-lanması esastır.e) Engellilerin ve engelliliğin her tür istismarının önlenmesi esastır.f) Engellilere yönelik hizmetlerin sunumunda aile bütünlüğünün korunması esastır.g) Engeli olan çocuklara yönelik hizmetlerde çocuğun üstün yararının gözetilmesi esastır.h) Engeli olan kadın ve kız çocuklarının çok yönlü ayrımcılığa maruz kalmaları önlenerek hak veözgürlüklerden yararlanmalarının sağlanması esastır.i) Engellilere yönelik politika oluşturma, karar alma ve hizmet sunumu süreçlerinde engellilerin,ailelerinin ve engellileri temsil eden sivil toplum kuruluşlarının katılımının sağlanması esastır.j) Engellilere yönelik mevzuat düzenlemelerinde Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığının görüşü alınır.Ayrımcılık Doğrudan ve dolaylı ayrımcılık dâhil olmak üzere engelliliğe dayalı her türlü ayrımcılıkyasaktır. Eşitliği sağlamak ve ayrımcılığı ortadan kaldırmak üzere engellilere yönelik makul düzenle-

Page 5: PEDAGOJİK FORMASYON PROGRAMI SINIF YÖNETİMİportal.uzem.omu.edu.tr/dersler/2014-2015/PF/pf005/pf005_unite5/pf005_unite5.pdf · SINIF YÖNET佲M佲 6 16 revize edilir. Özel Eğitim

5

Sınıfta Özel Grupların Yönetimi6

melerin yapılması için gerekli tedbirler alınır. Engellilerin hak ve özgürlüklerden tam ve eşit olarak yararlanmasını sağlamaya yönelik alınacak özel tedbirler ayrımcılık olarak değerlendirilemez.

Topluma dâhil olma Engellilerin toplumdan tecrit edilmeleri ve ayrı tutulmaları önlenir. Engellilerin diğer bireylerle eşit koşullarda bağımsız olarak toplum içinde yaşamaları esas olup, özel bir yaşama düzenine zorlanamazlar. Engellilerin topluma dâhil olmaları ve toplum içinde yaşamaları amacıyla bireysel destek hizmetleri de dâhil olmak üzere ihtiyaç duydukları toplum temelli destek hizmet-lerine erişimleri sağlanır.

Engellilerin öncelikle bulundukları ortamda bağımsız yaşayabilmeleri için durumlarına uygun olarak gerekli psikososyal destek ve bakım hizmetleri sunulur. Destek ve bakım hizmetlerinin sunumunda kişinin biyolojik, fiziksel, psikolojik, sosyal, kültürel ve manevi ihtiyaçları ailesi de gözetilerek dik-kate alınır. Destek ve bakım hizmetlerinin standardizasyonu, geliştirilmesi ve yaygınlaştırılması için gerekli olan çalışmalar Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığınca yürütülür.

Erişilebilirlik Yapılı çevrede engellilerin erişebilirliğinin sağlanması için planlama, tasarım, inşaat, imalat, ruhsatlandırma ve denetleme süreçlerinde erişilebilirlik standartlarına uygunluk sağlanır. Özel ve kamu toplu taşıma sistemleri ile sürücü koltuğu hariç dokuz veya daha fazla koltuğu bu-lunan özel ve kamu toplu taşıma araçlarının engellilerin erişebilirliğine uygun olması zorunludur. Engellilerin meslek seçebilmesi ve bu alanda eğitim alabilmesi için gerekli tedbirler alınır. Reha-bilitasyon hizmetleri, kamu kurum ve kuruluşları ile belediyeler ve diğer gerçek veya tüzel kişiler tarafından da gerçekleştirilebilir.

5.3. EĞİTİM VE ÖĞRETİMMadde 15- (Değişik:6/2/2014-6518/73 md.) Hiçbir gerekçeyle engellilerin eğitim alması engellene-mez. Engelliler, özel durumları ve farklılıkları dikkate alınarak, yaşadıkları çevrede bütünleştirilmiş ortamlarda, eşitlik temelinde, hayat boyu eğitim imkânından ayrımcılık yapılmaksızın yararlandı-rılır. Genel eğitim sistemi içinde engellilerin her seviyede eğitim almasını sağlayacak bütünleştirici planlamalara yer verilir.

Örgün eğitim programlarına farklı nedenlerle geç başlamış engellilerin bu eğitime dâhil edilmesi için gerekli tedbirler alınır. Üniversite öğrencilerinden engelli olanların öğrenime etkin katılımları-nı sağlamak amacıyla Yükseköğretim Kurulu koordinasyonunda, yükseköğretim kurumları bünye-sinde, engellilere uygun araç-gereç ve ders materyallerinin, uygun eğitim, araştırma ve barınma ortamlarının temini ile eğitim süreçlerinde yaşadıkları sorunların çözümü gibi konularda çalışma yapmak üzere Engelliler Danışma ve Koordinasyon Merkezleri kurulur.

Engelliler Danışma ve Koordinasyon Merkezinin çalışma usul ve esasları Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığı, Millî Eğitim Bakanlığı ve Yükseköğretim Kurulunca müştereken çıkarılan yönetmelikle belirlenir. İşitme engellilerin eğitim ve iletişimlerinin sağlanması amacıyla Türk işaret dili sistemi oluşturulur. Bu sistemin oluşturulmasına, geliştirilmesine ve uygulanmasına yönelik çalışmaların esas ve usulleri Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığının koordinatörlüğünde, Millî Eğitim Bakanlığı ve Türk Dil Kurumu Başkanlığınca müştereken çıkarılan yönetmelikle belirlenir.

Engellilerin her türlü eğitim, sosyal ve kültürel ihtiyaçlarını karşılamak üzere kabartma yazılı, sesli, elektronik kitap; alt yazılı, işaret dili tercümeli ve sesli betimlemeli film ve benzeri materyal temin edilmesine ilişkin gerekli işlemler Millî Eğitim Bakanlığı ile Kültür ve Turizm Bakanlığınca yürütülür.

5.4. EĞİTSEL DEĞERLENDİRMEBireylerin eğitsel değerlendirme, tanılama ve yönlendirilmesi ile ilgili iş ve işlemler rehberlik ve araştırma merkezi bünyesinde oluşturulan Özel Eğitim Değerlendirme Kurulu tarafından yapılır. Bu sürecin her aşamasında aile bilgilendirilerek görüşü alınır ve sürece katılımı sağlanır. Eğitsel değerlendirme ve tanılama sonucunda özel eğitime ihtiyacı olduğu belirlenen bireyler için Özel Eğitim Değerlendirme Kurulunca rapor hazırlanır ve eğitim planı geliştirilir. Bu planlama her yıl

Page 6: PEDAGOJİK FORMASYON PROGRAMI SINIF YÖNETİMİportal.uzem.omu.edu.tr/dersler/2014-2015/PF/pf005/pf005_unite5/pf005_unite5.pdf · SINIF YÖNET佲M佲 6 16 revize edilir. Özel Eğitim

SINIF YÖNETİMİ

6

16

revize edilir. Özel Eğitim Değerlendirme Kurulu, özel eğitime ihtiyacı olan bireyleri ilgi, istek, gelişim özellikleri, akademik disiplin alanlarındaki yeterlilikleri ile eğitim ihtiyaçları doğrultusunda örgün ve yaygın eğitim kurumlarına yönlendirir (http://www.mevzuat.gov.tr/MevzuatMetin/1.5.5378.pdf).

5.5. ENGELLİLERİN DÜNYA VE TÜRKİYE’DEKİ DURUMUBirleşmiş Milletlerin rakamlarına göre dünyadaki 500 milyon kadar engelli insan bulunmaktadır. Dünya Sağlık Örgütü tarafından, dünya nüfusunun yaklaşık dörtte birinin hayatlarında bir çeşit en-gelle doğrudan ya da dolaylı olarak karşı karşıya olduğunu belirtilmektedir. Dünyadaki engellilerin yüzde 80‟i düşük gelirli ülkelerde yaşamaktadır ve temel hizmetlere ulaşamamaktadır. Devlet İs-tatistik Enstitüsü‟nün 2003 yılında yapmış olduğu araştırmalara göre ülkemiz nüfusunun %12‟si engelli kişilerden oluşmaktadır Bu veriler engelli nüfusunun genel nüfus içersinde önemli bir oranı olduğunu göstermekle birlikte bazı gerçekleri ortaya koymaktadır. Bu verilere göre günlük yaşan-tımızda cadde ve sokaklarda çok sayıda engelli kişi ile karşılaşmamamızın nedeni engelli kişilerin mevcut olmaması değil, bu kişilerin dış mekân kullanımlarından yardım almadan faydalanabilmele-rinin olanaksız olmasıdır. Hâlbuki engelliler de herkes kadar toplumun yararlandığı tüm olanaklar-dan bağımsızca yararlanma hakkına sahiptir. Bunun gerçekleşebilmesi ancak düzenlemeler yapılır-ken engelli kişilerin de gereksinimlerinin göz önünde bulundurulmasıyla mümkündür.

5.6. ENGELLİK SEBEPLERİ VE TÜRLERİEngelliliğin nedenleri incelendiğinde bunların önemli bir bölümünün kaçınılabilir önlenebilir ne-denler olduğu görülmektedir. Engellilik genelde kaynağına ve sebeplerine göre değişik şekillerde sınıflandırılmaktadır. Bazı kaynaklar engelliliğin nedenlerini; doğum öncesi, doğum anı ve doğum sonrası olarak gruplamışlardır (Ersanlı, 2010).

Doğuştan önceki nedenler olarak; kalıtımsal hastalıklar, akraba evlilikleri, kan uyuşmazlığı, gebelik sırasında annenin karşılaştığı travmalar, hastalıklar, ilaç kullanımı, ışına maruz kalmak, annenin al-kol ve madde bağımlısı olması, kötü beslenmesi gibi nedenler görülmektedir (Ersanlı, 2010; Koca, 2010).

Doğum anına ait nedenler; doğumun beklenen süreden geç, erken veya zor olması, bebeğin pre-matüre olarak doğması, doğum sırasında bebeğin incinmeye maruz kalması, doğum anında bebe-ğin oksijensiz kalması gibi nedenleri sayılabilir (Ersanlı, 2010). Doğum sonrası nedenle ise; bebeğin ağır ve ateşli hastalıklar geçirmesi, bebeğin yetersiz beslenmesi, ev, iş, trafik kazalarının geçirilmesi, zehirlenmeler, doğal afetlere maruz kalınması, bireylerin ihmal ve istismar edilmesi şeklinde sıra-lanabilir.

Sayılan tüm bu nedenler kaçınılmaz önlenemez durumlar değildir. Tıp bilimince gerçekleştirilen araştırmalarla genetik nedenlerin bile en azından bir kısmı önceden bilinebilmektedir. Doğum sı-rasında ve sonrasında ‘kazanılan” engelliliğe gelince kötü ve yetersiz koşullarda gerçekleştirilen doğumlar travmalar yanlış uygulamalar vb. akla gelmektedir. Doğum sonrasında karşılaşılan olaylar arasında ise iş kazaları ev kazaları trafik kazaları savaşlar terör olayları endüstriyel kazalar deprem ve benzeri yıkım olayları büyük sanayi kazaları v.b temel engellilik nedenleri arasındadır. Bunların büyük çoğunluğunun da önlenebilir nitelikte nedenler olduğu anlaşılmaktadır (Koca, 2010).

5.7. SINIF AÇISINDAN ÖZEL EĞİTİMGünümüzde engelli veya özel eğitim gerektiren bireyler olarak kullanılan bu kavram farklı anlamla-ra gelse de bu bölümde özel eğitim gerektiren bireyler olarak açıklanacaktır.

Öğretmen sınıfta farklı özellik ve ihtiyaçları olan tüm öğrencilerin öğretmenidir. Bu nedenle öğret-menin her özellikteki öğrenciye hitap etme sorumluluğu vardır. Öğretmen her ne kadar sınıftaki

Page 7: PEDAGOJİK FORMASYON PROGRAMI SINIF YÖNETİMİportal.uzem.omu.edu.tr/dersler/2014-2015/PF/pf005/pf005_unite5/pf005_unite5.pdf · SINIF YÖNET佲M佲 6 16 revize edilir. Özel Eğitim

7

Sınıfta Özel Grupların Yönetimi6

ortak programa göre genele hitap etme eğilimi olsa da sınıflar her zaman homojen gruplar olmadı-ğından sınıftaki farklı öğrencileri de dikkate almalıdır. Bunun için farklı diye tabir edilen öğrencileri tanıma ve sınıf içinde bunlarla nasıl eğitim yapılacağı konusunda temel düzeyde birikimi ve bilgisi olmalıdır.

Sınıflardaki farklı öğrencileri başarısız, dikkat eksikliği ve hiperaktif, özel öğrenme güçlüğü, gör-me özürlü, işitme özürlü, konuşma özürlü, bedensel özürlü, uyum ve davranış bozukluğu, üstün nitelikli v.b. olarak sıralamak mümkündür. Bu öğrencilerin çeşitlilik gösteren özel problemlerine dönük ihtiyaçlarını karşılamak öğretmenin görevidir. Günümüzde, özürlü öğrencilerin kaynaştırma programlarıyla özürlü olmayanlarla bir arada öğrenim görmesi yaygın kabul gören bir görüştür. Kaynaştırma, özürlü insanlara, mümkün olduğu kadar bağımsız olabilmeleri için bulundukları çev-rede yaşamlarına, öğrenimlerine ve çalışmalarına yardımcı olmaktır. Kaynaştırma programlarında “ortama uyum” özürlülerle özürlü olmayanların aynı sınıflarda eğitim görmelerinin sağlanması ola-rak tanımlanmaktadır (Dağlı, 2011; Özabacı, 2004).

Bu kapsamda aşağıda sıralanan bazı özür gruplarına giren ve sorunlu olan öğrencilerle ilgili olarak izlenecek bir takım stratejiler, kavramlar açıklanmıştır.

5.8. OKUL BAŞARISIZLIĞI OLAN ÇOCUKLAROkul başarısı, okuldaki derslerden alınan notların değerlendirilmesi sonucunda belirlenen orta-lamanın üstünde yer alması, başarısızlık ise ortalamanın altında not alınması şeklinde kabaca ta-nımlanabilir. Okulda başarısızlık” veya “okulda düşük başarı” terimi, kapasite ile başarı arasındaki uygunsuzluğa işaret eder ve öğrenci, zihinsel gücünün sağlayabileceğinden daha düşük notlar aldı-ğında, kullanılmaktadır. Okuldaki başarısızlıkların birçok sebebi olabilir. Bu nedenler aşağıda kısaca açıklanmıştır (Dağlı, 2011; Özabacı, 2004).

Okul Başarısızlığının Nedenleri• Düşük Motivasyon,• Ailenin Etkisi,• Kardeş Kıskançlığı ve Mukayesesi,• Okulun, Öğretmenin ve Sınıf Arkadaşlarının Etkisi,• Maddi Olanakların Sınırlı Olması,• Psikolojik Faktörler.

Okul başarısızlığının nedenlerini başka bir ifade ile de şöyle sıralayabiliriz. Kişisel faktörler, aile ile ilgili faktörler, arkadaş grubu ile ilgili faktörler, okul ve öğretmenle ilgili faktörler. Kişisel faktörlerin içinde bireylerin kaygı düzeyleri, benlik saygısı, zeka düzeyleri, dikkat etme ve dikkat eksiklikleri, duygusal faktörler yer almaktadır. Aile ile ilgili faktörler; kardeşlerle ilişkiler, cinsiyet faktörü, sosyo-ekonomik faktörler, aile içi ilişkiler şeklinde sıralanabilir. Arkadaş gurubu faktöründe ise, arkadaşlar arası ilişkiler, okul öğretmen faktöründe ise; öğretmenin yeterlilikleri, beklentileri, sınıfı yönetimi, öğretmenin cinsiyeti ile öğrencinin cinsiyeti arasındaki etkileşim, okulun sosyal ve psikolojik yapısı, öğrenci özellikleri, okulun fiziksel yapısı yer almaktadır (Özabacı, 2004).

5.8.1. Öğrencinin Okul Başarısızlığı İle İlgili Çözüm YollarıÖncelikle konu başarısızlığa götüren nedenleri araştırmalıdır. Başarısızlık tedavi edilebilir. Davra-nış temelli okul programları başarısızlığın giderilmesinde öğretmene ve aileye yardımcı olabilir. Bu anlamda öğrencilerle ailelerle sürekli ve pürüzsüz bir iletişim kurulmalıdır. Öğrencilerin kendilerini ifade etmelerine fırsat vermelidir. Öğrencilerin ilgi, yetenek ve değerlerine saygı duymalıdır. Başa-rısızlıklarını aşırı cezalarla, cezalandırmamalıdır. Başarısızlığın çaba gösterildiği taktirde giderilebi-leceğini unutmamalıdır (Dağlı, 2011; Özabacı, 2004).

Öğrencilerle işbirliği içinde sorunları çözmeye çalışmalıdır. Öğrencileri arkadaşları ile asla mukaye-se etmemelidir ve bunu onlara hissettirmemelidir. Sınıf içindeki ilişkilerini sık sık gözden geçirme-lidir. Kavgalardan, tartışmalardan ve şiddet gösterilerinden uzak durmalıdır. Öğrencilere her zaman güvenmelidir ve bu güvenini onlara hissettirmelidir. Velilerle ve ilgili uzmanlarla (psikiyatrist, psiko-lojik danışman ve rehber vb.) mutlaka ilişki halinde olmalıdır ve bunu sistemli bir şekilde yapma-lıdır. Öğrencilerin kaygılarını arttıracak yaklaşımlardan kaçınmalıdır(Dağlı, 2011). Kişisel özelliklere

Page 8: PEDAGOJİK FORMASYON PROGRAMI SINIF YÖNETİMİportal.uzem.omu.edu.tr/dersler/2014-2015/PF/pf005/pf005_unite5/pf005_unite5.pdf · SINIF YÖNET佲M佲 6 16 revize edilir. Özel Eğitim

SINIF YÖNETİMİ

8

16

bağlı olarak gelişen problemlerin çözümünde aile ve öğretmence çocuğa küçük adımlarla ilerleye-cek hedefler konmalıdır.

5.9. DİKKAT EKSİKLİĞİ VE HİPERAKTİF BOZUKLUĞU OLAN ÇO-CUKLARDikkat Eksikliği ve Hiperaktivite Bozukluğu (Attention Deficit Hyperactivity Disorder-ADHD) bazen Dikkat Eksikliği Bozukluğu (ADD) olarak adlandırılır. Bu iki terim sıklıkla eş anlamlı olarak kullanılır. Çok benzer ve ilişkili olsalar da farklı durumları kapsarlar. ADHD olan kişilerin dikkat süreleri ile ilgili güçlükleri vardır; dürtüsel-istekleri erteleyememe (impulsif) ve aşırı hareketlidirler (hiperak-tif). ADD olanların hiperaktivitesi yoktur. Ancak dürtüsellik ve dikkat eksikliği ile ilgili problemleri paylaşırlar (Dağlı, 2011).

Dikkat eksikliği ve hiperaktivite bozukluğu olanlar, aşırı sayılacak şekilde hareketliliğin yanında dü-şünmeden davrandığı, konuşurken ses ve sözcük atladığı, çok konuştuğu, bir konuya odaklanama-dığı ve dikkatlerini sürdürmekte zorlandığında sosyal ortamlarda oldukça yoğun sorunlar yaşarlar (Ersanlı, 2010).

Hiperaktivitenin nedenleri tam olarak bilinmemekle birlikte beyin hasarlarının, genetik faktörlerin ve beyin öncesi ve doğum sırasında yaşanan sorunların neden olduğu söylenebilir. Eskiden ailenin çocuğun eğitiminde yaptığı hatalardan oluştuğu düşünülüyordu. Şimdiyse beyin kan akımı ve şeker metabolizmasındaki bozukluklar, hamilelikte kullanılan ilaç ve toksik maddeler, gebelikte geçirilen enfeksiyonlar, zor doğum, düşük kilolu doğum, bebeğin geçirdiği merkezi sinir sistemi enfeksiyon-larından veya genetik geçişten olduğu düşünülmektedir.

Bu çocuklar için çoğunlukla yukarıdaki gibi sözler kullanılmaktadır. Dikkat Eksikliği ve Hiperaktivite Bozukluğu Olan Çocukların Özellikleri• Çoğu zaman elleri, ayakları kıpır, kıpırdır ya da oturduğu yerde kıpırdanıp durur.• Oturmayı sevmezler• Ev içinde koştururlar• Sınıfta ya da oturması istenilen diğer yerlerde oturduğu yerde kalkar.• Dikkatini bir işte devam ettiremez.• Bir işi bitirmeden başka bir işe geçer.• Düzensiz olma, gerekli eşyalarını unutma veya kaybetme eğilimindedir.• Çoğu kez kendisine sorulan soru tamamlanmadan cevap vermeye çalışır.• Genellikle başkalarının sözünü keser.• Çoğu kez başkalarının verdiği yönergeleri izlemekte güçlük çeker.• Herhangi bir konuda sırasını bekleme güçlüğünü yaşar.• Genellikle üzerine aldığı görevleri ve etkinlikleri düzenlemede zayıftır.• Çoğu kez uygun olmayan durumlarda koşuşturup durur ya da tırmanmaya çalışır.• Yapılacak günlük etkinlikler konusunda çoğu zaman unutkandır.• Özellikle okuma ve yazmada zorluk çeker.• Dur, yapma, etme sözlerinden anlamazlar.

Page 9: PEDAGOJİK FORMASYON PROGRAMI SINIF YÖNETİMİportal.uzem.omu.edu.tr/dersler/2014-2015/PF/pf005/pf005_unite5/pf005_unite5.pdf · SINIF YÖNET佲M佲 6 16 revize edilir. Özel Eğitim

9

Sınıfta Özel Grupların Yönetimi6

• Sessiz, sakin oyun oynamakta güçlük çekerler.

5.9.1. Dikkat Eksikliği ve Hiperaktivite Bozukluğu Nasıl Tedavi Edilir?Bu çocuklara medikal yardımın yanında, diyetlerine dikkat edilmeli ve psikolojik yardım verilme-lidir. Doğru bilgilenme ve aile-okul işbirliği ve davranış düzenleyici yaklaşımlar ve psikoterapiler tedavide en önemli adımlardandır. Çocuk büyüdükçe hiperaktivite ile ilişkili belirtiler azalır ancak dikkat ile ilişkili sorunlar daha fazla devamlılık gösterir. Yaşla beraber bozukluğun gidişi daha olum-lu etkilenebilmektedir (Ersanlı, 2010). Bu konuda daha ayrıntılı bilgi edinmek isteyenlere aşağıdaki kitabı önerebilirim (Dağlı, 2011; Özabacı, 2004).

5.9.2. Sınıfta Dikkat Eksikliği ve Hiperaktivite Bozukluğu Olan Öğrencilerin YönetimiBu çocuklar genellikle okula başladıktan sonra fark edilirler. Anne baba çocuğun davranışlarına alışık olduğundan tanıda pek etkili olamayabilir, bu anlamda tanıda ilk halka öğretmendir. Öğren-ciler ile ilgili kural ve beklentileri açıkça belirtmelidir. Öğrencilere yüklenebilecekleri oranında so-rumluluk vermelidir. Sık sık ve anında ödüllendirme yoluna gitmelidir. Gün boyu sık sık ara vererek öğrencilerin hareket etmelerine fırsat vermelidir. Teneffüslerde ders yapmaktan kaçınmalıdır. Öğ-rencilerin dikkat süresine uygun olarak çalışma yükünü azaltmalıdır. Ev ödevlerini başarabilecekleri şekilde küçük parçalara bölmelidir. Öğrencileri, problemleri çözme hızına göre değil, çözme süreci-ne göre ödüllendirmelidir. Bu öğrenciler ile iletişim kurarken, dikkatlerini çekmek ve hareketlerini yavaşlatmak için onlara fiziksel olarak yakın olmalıdır. Bununla birlikte öğrencilere dokunmalı ve onlarla göz teması da kurmalıdır(Dağlı, 2011; Özabacı, 2004).

5.10. ÖĞRENME GÜÇLÜĞÜ OLAN ÇOCUKLARÖğrenme güçlüğü, çocuğun okuma, yazma, aritmetik ya da dinleme, konuşma, akıl yürütme yete-neklerini kazanmada ve kullanmada yaşanan güçlüktür. Başka bir ifade ile özel öğrenme güçlüğü; dili yazılı ya da sözlü anlamak ve kullanabilmek için gerekli olan bilgi alma süreçlerinin birinde veya birkaçında ortaya çıkan dinleme, konuşma, okuma, yazma, heceleme, dikkati yoğunlaştıramama zorluğudur. Genellikle öğrenme güçlüğü, çocuğun bilgi işlem süreçleri ve bilgiyi öğrenme yeteneği ile ilgili bir problemle birlikte, kendini idare etme ve sosyal becerilerdeki zorluğunu da yansıtır (Dağlı, 2011; Ersanlı, 2010; Özabacı, 2004).

Page 10: PEDAGOJİK FORMASYON PROGRAMI SINIF YÖNETİMİportal.uzem.omu.edu.tr/dersler/2014-2015/PF/pf005/pf005_unite5/pf005_unite5.pdf · SINIF YÖNET佲M佲 6 16 revize edilir. Özel Eğitim

SINIF YÖNETİMİ

10

16

Öğrenme Güçlüğü Olan Öğrencilerin Özellikleri• Normal veya normalin altında bir zeka seviyesi,• Kendini rahat ifade edememe,• Hareketlerde koordinasyon eksikliği,• Yön belirlemede bozukluk; sağ-sol, alt-üst, yukarı-aşağı, ön-arka kavramlarını ayırt edememe,• Laterelleşme bozukluğu (sağ ile solu tayin edememe),• Görme algısında bozukluklar,• İşitme algısında bozukluklar• Duygusal dengesizlik,• Okuma bozuklukları (telaffuz bozukluğu, sesin monotonluğu, benzer seslerin karıştırılması),• Kelime, hece ve harfleri yanlış okuma,• Sayı ve harfleri sıralamada güçlük çekme,• Kelime unutma (harf, hece veya kelime atlama, ilave etme, satır atlama, bir önceki satırı oku-

ma),• Okuduğunu anlayamama ve açıklayamama,• İmla bozuklukları,• Yazı bozuklukları (doğru kopya edememe, harfleri doğru yazamama, yazıyı satıra veya sayfaya

uygun şekilde yerleştirememe),• Yazarken harfleri ters çevirme.

5.10.1. Sınıfta Öğrenme Güçlüğü Çeken Öğrencilerin YönetimiBu öğrencilerin birkaç ders alanında yetersizliği varsa birebir eğitime ihtiyaçları vardır. Öğrenme güçlüğü olan öğrencinin normal zeka düzeyine sahip olmaması nedeniyle ve öğretmenin ek bir yardım almadan bu öğrencilere eğitim sağlaması gerekebileceğinden aşağıdaki durumlara dikkat edilmelidir.

1. Öğrencilerin Düzeyine Göre Öğretim, 2. Yönergelere Açıkça Yer verme, 3. Öğrencinin Sınıfta Yerleştirilmesi ve 4. İşbirliği Halinde olma.

Öğretmenler sınıfta bu öğrencilerin düzeylerinin farklı olduğunu, yönergeleri söylerken öğrencile-rin bunları anlamada sorun yaşayacağını ve aynı oranda anlamayacaklarını, öğrencinin özel öğren-me güçlüğüne göre sınıfın uygun bir yerine bu öğrencileri yerleştireceğini ve bunun bir öğrenciye ceza olmadığını, bu öğrenciler için aile ve uzmanlarla sürekli işbirliği içinde olacağını unutmamalı-dır (Dağlı, 2011; Özabacı, 2004).

5.11. GÖRME ÖZÜRLÜ ÇOCUKLARGörme özrü veya yetersizliği, görme gücünün kısmen veya tamamen kaybolması durumudur. Bu durum bireyin eğitim performansını ve sosyal uyumunu olumsuz yönde etkilemektedir (Ersanlı, 2010). Başka bir tanınma göre ise görme özrünün tanımı iki şekilde yapılmaktadır. Biri, kör olarak adlandırılan, bütün düzeltmelere rağmen iki gözle görmesi 1/10’dan daha aşağı olan ve eğitim öğretim çalışmalarında görme gücünden yararlanması mümkün olmayan bireydir. İkincisi ise, az gören olup, bütün düzeltmelere rağmen iki gözle görmesi 1/10 ile 3/10 arasında olan ve özel bir ta-kım araç ve yöntemleri kullanmadan eğitim, öğretim çalışmalarında görme gücünden yararlanması mümkün olmayanlardır (Dağlı, 2011).

Görme yetersizliğinin nedenleri olarak engelliliğin genel nedenleri olan annenin doğum öncesi ve doğum anındaki rahatsızlıkları, genetik durumlar, çocuğun erken aylarda geçirmiş oluğu kızamık, kabakulak gibi hastalıklar, trahom, gözün kaza sonucu kaybedilmesi, göz enfeksiyonları, göz tümör-leri gibi nedenler sayılabilir (Ersanlı, 2010; Özabacı, 2004).

Görme yetersizliği olan bireyler, anlatımlarında daha çok sözcük kullanırlar. Bunlar yer ve yönü, işitsel algıları sayesinde geliştirdikleri bilgi haritası yani sinir yatkınlığı sayesinde bulurlar. İşitsel bellekleri daha çok gelişebilir. Bu nedenle görme yetersizliği olanlarda el-göz işbirliği yerine, el- ku-lak işbirliği gelişir. Jest ve mimiklerindeki yetersizlik duygu durumlarını yaşamalarında donukluğa neden olmaktadır. Psiko-sosyal sorunları diğer özür gruplarına göre daha yoğundur (Ersanlı, 2010).

Page 11: PEDAGOJİK FORMASYON PROGRAMI SINIF YÖNETİMİportal.uzem.omu.edu.tr/dersler/2014-2015/PF/pf005/pf005_unite5/pf005_unite5.pdf · SINIF YÖNET佲M佲 6 16 revize edilir. Özel Eğitim

11

Sınıfta Özel Grupların Yönetimi6

Görme keskinliği çoğu zaman Snellen Kartıyla ölçülmektedir. Snellen Kartı sekiz sıra E’den oluşmak-tadır. Her bir sırada birden fazla E harfi vardır. E harfinin kolları aşağıya, yukarıya, sağa ve sola baka-cak şekilde yerleştirilmiştir. Görme keskinliği ölçülen kişiden E’lerin kollarının hangi yöne baktığını söylemesi istenilir. Normal görme keskinliğine sahip olan kişi 6.04 m’den her bir sırada yer alan E’lerin kollarının hangi yöne baktığını ayırt edebilir (Dağlı, 2011).

5.11.1. Sınıfta Görme Özürlü Öğrencilerin YönetimiÖğretmen öncelikle sınıfındaki öğrencilerin görme özürü olup olmadığını tespit ile başlamalıdır. Bunun için sınıf öğretmenleri şu sorulara sınıf içinde cevap aramalıdır. Öğrenci gözlerini aşırı bir şekilde ovuşturuyor mu, tahtayı izlerken gözlerinin birini kapıyor veya kısıyor mu, tahtayı görme k için öne doğru uzanıyor mu, yakın çalışmalarda gözlerini normalden daha sık kırpıştırır mı gibi sınıf içinde öğrencilerde bu davranışları izliyor mu bunu cevabı evet ise öğrencinin görme sorunu olabileceğini düşünerek ona göre ilgili yerlere öğrenciyi tam tespit için yönlendirmelidir. Bunların dışında öğretmen öğrencilerin gözün dış görünümü ve öğrencilerin şikayetlerini de dikkate alarak tespit yapabilir. Örneğin, göz kayması var mı, gözler çapaklı mı, sık sık gözler ıslanır mı, bu durum-lardan şikayet eder mi, bulanık ya da çift gördüğü olur mu, gibi sorulara da tespit için dikkat etme-lidir (zsoy, zyürek ve Eripek, 1998).

Sınıftaki normal öğrenciler, zaman zaman görme özürlü olan öğrencilere rehberlik etmelidir. Ancak, bu rehberlik öğrenciyi çok fazla bağımlı kılmamalıdır. Görme özürlü öğrencileri eğitirken, birey-selleştirilmiş öğretim yapılmalı ve onlara ekstra zaman ayırmalıdır. Görme özürlü öğrencileri, yazı tahtasını ve diğer materyalleri rahat görebilecek şekilde ön sıralara oturtmalıdır. Öğretmen tahtaya yazı yazarken yazdıklarını yüksek sesle okumalıdır ve böylece özürlü öğrencilerin de izlemesini sağ-lamalıdır. Sınıftaki normal öğrenciler not tutarken, tuttukları notların bir nüshasını veya fotokopi-sini görme özürlü öğrencilere vermelidir. Görme özürü olan öğrenciler, diğer öğrencilerin katıldığı her etkinliğe katılmaları cesaretlendirilmelidir. Eğer bu olanaklı değilse ek etkinlikler verilmelidir. Ödev vb. çalışmalarını tamamlayabilmeleri için ek zaman vermelidir. Görme özürlü öğrenciler için özel eğitim materyalleri almalı veya hazırlamalıdır. Okunması gereken materyallerin “Braille alfabe-si“ ile yazılmasını ya da bunların kasede veya CD’ye okunmasını sağlamalıdır (Dağlı, 2011).

Page 12: PEDAGOJİK FORMASYON PROGRAMI SINIF YÖNETİMİportal.uzem.omu.edu.tr/dersler/2014-2015/PF/pf005/pf005_unite5/pf005_unite5.pdf · SINIF YÖNET佲M佲 6 16 revize edilir. Özel Eğitim

SINIF YÖNETİMİ

12

16

5.12. İŞİTME ÖZÜRLÜ ÇOCUKLARİşitme yetersizliği, işitme duyarlılığının kısmen veya tamamen yetersizliğinden dolayı konuşmayı edinmede, dilini kullanmada ve iletişimde güçlük yaşama olarak tanımlanabilir. İşitme özrü, kişinin işitme duyarlığının, gelişim, uyum ve özellikle iletişimdeki görevleri yeterince yerine getiremeyi-şinden ortaya çıkan durumdur. İşitme ölçümleri “işit ölçer” (odiometre) denilen araçlarla yapıl-maktadır. Bu yol, bireye verilen sesli uyaranların birey tarafından alınıp alınmadığını, yine bireyin kendisinin bildirmesine dayanan yoldur. Bu yolla söz konusu öğrencilerin kaç “desibellik” bir sesi duydukları belirlenebilir. İşitme yetersizliğinin veya özrünün dış ve orta kulaktaki yetersizlikten kaynaklanan “kondaktif sağırlık” iç kulak ve işitme merkezinin işleyişinden kaynaklanan “sensorik sağırlık” olmak üzere iki grupta ifade edilirken işitme kaybına göre ise, çok hafif (12-25dB), hafif (25-40 dB), orta (40-65dB), ileri (65-95dB) ve çok ileri (95dB ve üzeri) düzeyde işitme yetersizliği şeklinde sınıflandırılabilir (Ersanlı, 2010; Dağlı, 2011).

İşitme özrünün nedenleri yine diğer özür grubunda olduğu gibi doğum öncesi nedenler, doğum anındaki sorunlara dayalı nedenler, ve doğum sonrası nedenler olarak sıralanabilir. Doğum son-rasında geçirilen ağır kızamık, menenjit, boğmaca, difteri gibi mikroplu ve ateşli hastalıklar işitme kaybına neden olabilir (Özabacı, 2004).

Öğretmen eğer sınıfta şu davranışları öğrencilerde gözlüyorsa bunu bir işitme özürü işareti olarak algılamalı ve buna göre önlemler almalıdır. Bu davranışlar (Özsoy vd., 1998; Akt: Dağlı, 2011); öğ-rencinin sınıfta birden oluşan ses değişmelerinin farkında olmayışı, motorlu araçların güdülülerine ilgisizlik, radyo, pikap, teyp, Tv gibi araçları dinlemeye ilgisizlik, sınıftaki tartışmalara ilgisizlik, tali-matları yanlış anlama, sessizliği seçme, gülmede azlık, okuma güçlüğü, sık sık kulak oğuşturma ve karıştırma, öğretmenin ya da konuşanın sürekli yüzüne bakarak dinleme yad da izleme, bir eliyle kulağını destekleyerek dinlemeye çalışma gibi belirtiler öğrencide işitme özürü olduğuna ait gös-tergeler olabilir.

Acaba insanlar kaç esibel, ses şiddetini gösteren birimin onda biridir. İnsanlar belli bir desibelin altındaki sesi duyamadığı gibi çok yüksek sesten de rahatsız olurlar. Çok gürültülü ortamlar insanın sağlığını olumsuz etkiler ve sesin şiddetine bağlı olarak desibel miktarı değişmektedir. Hafif sesler kulağa az şiddette, kuvvetli sesler ise yüksek şiddette gelmektedir. Şiddet birimi desibel’dir (dB). Desibel insan kulağının işitebildiği en küçük ses şiddetidir.• Fısıltısesi: 30dB• Konuşmasesi: 40-60dB• Bağırmasesi: 80-90dB• Uçağınkalkışı:120-140dB• Tüfek patlaması: (yakın Mesafe) 130 dB

Frekans ise saniyede geçen titreşim sayısıdır ve birimi hertz’dir (Hz). İnsan kulağı 20-20.000 Hz ara-sındaki sesleri duyar. Bu sınırın altındaki seslere infrasonik, üstündeki seslere de ultrasonik sesler denir. Konuşma sesi aralığı da 500-2000 hz arasında değişir. Uluslararası standartlara göre, işitme sistemine zarar veren gürültü düzeyi 100-10.000 Mhz ve 85 dB düzeyidir Kişinin sessiz bir ortamda 1,5 metreden günlük konuşmaları anlamakta güçlük çekmeye başladığı sınır gürültü düzeyi olarak kabul edilebilir. Bu sınır 500, 1000 ve 2000 Hz frekanslarda ortalama 25 dB değerine karşılık gel-mektedir (http://www.medyacafe.net/insan-kulagi-kac-desibele).

5.12.1. Sınıfta İşitme Özürlü Öğrencilerin YönetimiÖğretmen, işitme özrü olan öğrencileri en kısa sürede fark edebilmelidir. Bunun için öğretmen kü-çük basit testler ile işitme engelli öğrencileri tespit edebilir. İşitme özrü olan öğrenciler, öğretmen-leri tarafından zamanında fark edilmez ve gereken önlem alınmazsa, işitme özrü yanında bir takım uyum problemleri gerçekleştirebilir. İşitme kaybı öğrenci normal öğrencilerin bulunduğu sınıf or-tamlarında bulunmasına özen gösterilmeli ancak bu çocukların kendilerini ifade edebilmeleri ve iletişimi sürdürebilmeleri için işaret dilinin öğretilmesi, ayrıca dudak okuma, yüz ifadelerini okuma eğitiminin verilmesi gerekir (Özabacı, 2004).

Öğretmen, işitme özrü olan öğrencileri, sınıfta söylenenlerin hepsini kolaylıkla işitebilecek bir yere oturtmalıdır. Sınıfta önemli ve sürekli çalışmalar nerede yapılıyorsa, öğretmen en çok nerede bulu-nuyorsa öğrenci oraya en yakın ve orayı en iyi görebilecek bir yere oturtmalıdır. Öğrencinin işitme özürlü oluşu, öğrencinin bulunmadığı bir günde, sınıf arkadaşlarına anlatılmalıdır. Öğrencileri, bu

Page 13: PEDAGOJİK FORMASYON PROGRAMI SINIF YÖNETİMİportal.uzem.omu.edu.tr/dersler/2014-2015/PF/pf005/pf005_unite5/pf005_unite5.pdf · SINIF YÖNET佲M佲 6 16 revize edilir. Özel Eğitim

13

Sınıfta Özel Grupların Yönetimi6

öğrenciye nasıl davranacakları konusunda öğretmen yönlendirmelidir. İşitme özrü olan öğrenci, her türlü faaliyete katılmalıdır. Kümelere girebilmeli ve bu konuda gereken beceriler ona kazandı-rılmalıdır. İşitme özürlü öğrenciler, küçük sınıflara konulmalıdır. Özel ders tekrarına küçük sınıflarda daha fazla zaman ayrılabilir. Bu sınıflarda işitme özürlü öğrenciler adına bir öğrencinin de not al-masını ve öğrencinin dersi gözleyerek takip etmesini sağlamalıdır. İşitme engellilerin özelliklerine göre hazırlanan iyi bir eğitim ortamında görsel bellek, daha çok işlerlik kazanabilir. Böylece onların işitememenin yarattığı olumsuzluklar kısmen de olsa ortadan kaldırılmış olur Dağlı, 2011; Ersanlı, 2010).

5.13. KONUŞMA ÖZÜRLÜ ÇOCUKLARDil ve konuşma güçlüğü, sözel iletişimde farklı seviye ve biçimlerde ortaya çıkan aksaklıklar ve dü-zensizlikler nedeniyle dili kullanma, konuşmayı edinme ve iletişimde güçlük çekme durumudur. Konuşma, kişinin kendisi ve çevresiyle dengeli bir ilişki kurma ve sürdürmesine yarayan geleneksel sembollerin yer aldığı tüm bedensel tepkiye dayanan bir iletişim sistemidir. Konuşma özrü, gecik-miş konuşma, konuşmanın akışında, ritminde, tizliğinde (ince), vurgularında, ses birimlerinin çıka-rılışında (artikülasyon-söyleyiş bozukluğu), eklemlenişinde, telaffuzunda ve anlamındaki bozukluğa denir.

Konuşma özürlülüğünün sebepleri; yapısal, görevsel ve psikolojik olarak sınıflandırılabilir. Yapısal anlamda organların yapısına bağlı olabilir, damağın, dilin, dudakların yapısına bağlı nedenlerden olabilir. Bazı durumlarda da organ tam sağlıklı olasına rağmen öğrenciler konuşma özürü göste-rebilir. Organ sağlıklı olmasına rağmen görevlerini tam yerine getiremeyebilir. Bunlar öğrenme ve alışkanlıklarla ilgilidir. Örneğin, evde yabancı dil konuşulması, konuşmayı kazanma ve pekiştirme döneminde çocukla ilgilenecek yetişkinin olmayışı gibi.Konuşma özürlü çocukların özellikleri ise; gecikmiş konuşma, ses bozukluğu, eklemleme bozuklu-ğu, kekemelik, işitme engelline dayalı bozukluk, yarık damak ve beyin engeline ait bozukluk şek-linde bu öğrencilerin özellikleri sınıflandırılabilir. Okullarda ise kekemelik c iddi b ir sorundur. Öğ-retmen bu bozuklukların nasıl giderileceği konusunda eğitim almalıdır (Ersanlı,2010; Dağlı, 2011).

5.13.1. Sınıfta Konuşma Özürlü Öğrencilerin YönetimiKonuşma gelişiminde, öğrencilerin en çok taklit etmek istedikleri kişi öğretmendir. Bu nedenle öğ-retmen, iyi konuşan örnek bir kişi olması gerektiğini unutmamalıdır. Konuşma, konuştukça öğreni-len ve pekiştirilen bir beceridir. Bu nedenle, öğrenci konuşmaya istekli hale getirilmelidir. Düzgün konuştuğunda bunun öğretmen tarafından fark edilip, takdir edildiğini ve her zaman edileceğini hissettirmelidir. Öğretmen, sınıf ortamında okuma ve konuşma çalışmalarına zaman ay ırmalı ve sınıf dışında da bu çalışmalara devam etmek için öğrenciyi teşvik etmelidir. Öğretmen, sınıf içindeki diğer öğrenciler tarafından konuşma özürlüğünün alay konusu yapılmamasını sağlamalı ve proble-

Page 14: PEDAGOJİK FORMASYON PROGRAMI SINIF YÖNETİMİportal.uzem.omu.edu.tr/dersler/2014-2015/PF/pf005/pf005_unite5/pf005_unite5.pdf · SINIF YÖNET佲M佲 6 16 revize edilir. Özel Eğitim

SINIF YÖNETİMİ

14

16

min çözümünde birlikte hareket etme konusunda görüş birliğine varmalıdır. Öğretmen, konuşma bozukluğundan dolayı öğrenciye baskı yapmamalı, aşağılamamalı ve daima destekleyici olmalıdır. Öğretmen, öğrenciyi aşırı koruyuculuktan sakındırmalıdır. Ama ihtiyaçlar konusunda uyanık olma-lıdır. Öğretmen, onlardan henüz yapamayacakları bir etkinlik istememelidir (Dağlı, 2011).

5.14. BEDENSEL (ORTOPEDİK) ÖZÜRLÜ ÇOCUKLARBedensel yetersizlik, kas iskelet sistemlerinin çeşitli nedenlerle zedelenmesi sonucu ortaya çıkan bedensel eylemler açısından başarısızlık yaşaması durumudur. Doğuştan olabileceği gibi sonradan da olabilir (Ersanlı, 2010). Bedensel özürlü, bütün düzeltmelere rağmen iskelet, sinir sistemi, kas ve eklemlerindeki özürlerinden dolayı normal eğitim-öğretim çalışmalarından yararlanamayanlar olarak tanımlan-maktadır (Dağlı, 2011). Bu öğrencilerde ortak özellik bedensel hareketlerini kul-lanmada ve yerine getirmede yetersizlikler vardır. Bu durum da okul başarısı ile sosyal uyumlarını olumsuz yönde etkilemektedir.

5.14.1. Bedensel Özürlülüğünün Sebepleri• Merkezi Sinir Sisteminin Zedelenmesi Sonucu Ortaya Çıkan Bedensel Yetersizlikler,• Kas-İskelet Sisteminin Etkilenmesi Sonucu Ortaya Çıkan Bedensel Yetersizlikler,• Doğuştan Olan Bedensel Yetersizlikler,• Kazalar ve Diğer Hastalıklar Sonucunda Ortaya Çıkan Bedensel Yetersizlikler.

5.14.2. Sınıfta Bedensel Özürlü Öğrencilerin YönetimiÖğretmen, bedensel özürlü öğrencilerin yetersizliğinin, tüm kişiliğinin çok önemli olmayan bir bölümünü oluşturduğunu, bu öğrencilerin de ilgileri, istekleri ve yapmak istedikleri bulunduğu-

Page 15: PEDAGOJİK FORMASYON PROGRAMI SINIF YÖNETİMİportal.uzem.omu.edu.tr/dersler/2014-2015/PF/pf005/pf005_unite5/pf005_unite5.pdf · SINIF YÖNET佲M佲 6 16 revize edilir. Özel Eğitim

15

Sınıfta Özel Grupların Yönetimi6

nu normal öğrencilere anlatmalıdır. Öğretmen, bedensel yetersizliği olan ve olmayan öğrencilerin birbirlerine karşı anlayışlı olmaları gerektiğini zaman zaman vurgulamalıdır. Öğretmen, öğretim materyallerini, bu çocukların özelliklerine olduğu kadar, öğrenme güçlüklerinin özelliğine göre de uyarlamalıdır. Öğretmen anlayışlı davranarak, bedensel özrü bulunan öğrencilerin çoğunun da normal öğrenciler gibi kendilerine verilen görevleri başarılı bir şekilde yerine getirebileceklerine inanmalıdır(Dağlı, 2011).

Okul yönetimleri ve öğretmenler bedensel öğrencilerin özrüne göre ortamları dizayn etmede dik-katli olmalıdır. Örneğin eğer okulda bedensel özürlü öğrencinin öğrenim gördüğü normal bir sınıf varsa bu sınıf okulun düz giriş katında olmalı, aynı zamanda okul bina girişine rampa yapılmalı, çok katlı bir bina ise asansör yapılmalıdır. Sınıfın içinde de bedensel özür durumuna göre sınıf içi yerleşimde öğretmen yeni düzenlemeler yapmalıdır. Öğretmen, bedensel özrü bulunan öğrencile-rin, kısmen de olsa onları katılabilecekleri faaliyetler dışında bırakmamalıdır. Eğer öğretmen, sınıf faaliyetlerini özürlü öğrencinin de işe yarayabileceği ve olup bitenlere kendi çapında katılabileceği bir şekilde düzenleyebilirse, öğrenciler özürlü arkadaşlarının karşısında ne büyük bir huzursuzluk duyacaklar ne de gereğinden fazla ona merhamet gösterip durmadan yardımına koşacaklardır.

5.15. UYUM VE DAVRANIŞ BOZUKLUĞU OLAN ÇOCUKLARÇocuklar, gelişim dönemi içinde bazı uyumsuzluklar gösterebilirler. Bunlar idrar kaçırma, tırnak yeme, parmak emme, tikler, kekemelik, obsessif haller(takıntılar), korkular, duyguların bozukluğu, otizim ve davranış bozukları gibi uyumsuzluk sorunlarıdır. Bunların bir kısmı nevrotik düzeyde (ob-sesif, tikler) bir kısmı da olağan ve geçici sorunlardır. Uyum bozukluğu olan çocuklar başkalarına karşı saldırgan, kendine karşı yıkıcı, aşırı derecede çekingen, iletişim kurulamaz, çok üzüntülü, sı-kıntılı, yıkılmış bir kişilik sahibi, fobili davranış gösteren yapıdadırlar (Özabacı, 2004).

Uyum, bireyin sahip olduğu özellikler ile çevresinden gelen uyaranlara karşı istenilen davranışları gösterebilmesidir. Uyumsuzluk ise, bireyin taşıdığı özelliklerin kendi benliği ile çevresindeki uya-ranlara karşı istenilen davranışları göstermemesidir. Uyumsuz çocuk ise, kendi benliği ve çevresi ile dengeli ilişki kuramayan, bu ilişkiyi sürdüremeyen, bu nedenle gelişimleri engellenen, çevresindeki uyaranlara gerekli davranışı gösteremeyendir (Dağlı, 2011).

5.15.1. Uyum ve Davranış Bozukluğunun NedenleriBu sorunun başlıca nedenlerini mizaç ve kişilik eğilimleri gibi biyolojik ve tutarsız disiplin ve ceza uygulamaları ile yetersiz sevgi, ilgisiz aile tutumları gibi çevresel nedenler olarak iki grupta topla-nabilir. Bu çocuklar genellikle mutsuzdurlar. Endişelidirler, verilen görevleri yerine getirmede sorun yaşarlar, fiziksel şiddete başvururlar. Bu sorunların temelinde biyolojik, psikolojik ve sosyal sorunlar yattığından öğretmen olarak hangisinin baskın olduğu konusunda bilgilenmek gerekir. Bu nedenle öğrencilerin incelenmesinde hangi boyut olduğu bilinerek ona göre stratejiler geliştirilmelidir. Ör-neğin taşıma ile şehir merkezine gelen bir çocuk, sosyo ekonomik olarak yüksek bir bölgedeki kapı-

Page 16: PEDAGOJİK FORMASYON PROGRAMI SINIF YÖNETİMİportal.uzem.omu.edu.tr/dersler/2014-2015/PF/pf005/pf005_unite5/pf005_unite5.pdf · SINIF YÖNET佲M佲 6 16 revize edilir. Özel Eğitim

SINIF YÖNETİMİ

16

16

cı çocuğu ve ya köyden gelen bir çocuk uyum sorunları yaşayabilir. Bu yüzden sorunların nedenleri çeşitlidir. Bu nedenle sorunlar duruma ve kişiye göre incelenmelidir (Özabacı, 2004).

5.15.2. Sınıfta Uyum Bozukluğu Olan Öğrencilerin YönetimiSabır ve sebat, uyum bozukluğu olan öğrencilerle çalışan öğretmenin sahip olması gereken kişilik özelliklerin başında yer almalıdır. Öğrencilerle sevgi ve güvene dayalı bir ilişkiye girmelidir. Öğretim aktivitelerini ve materyallerini, öğrencilerin bireysel ihtiyaçlarına uygun, etkili ve yaratıcı olmala-rını sağlayacak şekilde düzenlemelidir. Sınıfta bu öğrenciler için daha çok sosyal becerilere ağırlık verilmelidir (Dağıl, 2011)

Öğretmenin uyumsuz çocuklar ile sağlıklı bir öğrenci-öğretmen iletişimi kurması gerekir. Empatik ilişki geliştirmeli öğrenciler ile arasında. Öğrencilerin ruhsal gelişimini olumsuz yönde etkileyen; öğrencilere değer vermeme, onları horlama, haksız yere eleştirme, başkalarıyla karşılaştırma, alay etme, notu baskı aracı olarak kullanma gibi davranışlardan kaçınmalıdır. Öğrencilerle ilk ilişkilerin-de, onlardan beklediği davranışları belirlemelidir. Öğretmen kendi davranışları ile bu öğrencilere model olacağını unutmamalıdır (Özabacı, 2004).

Öğrencilerin uygun davranışlarını pekiştirmeli, olumsuz davranışları bazen görmezlikten gelmelidir. Olumsuz davranışlara neden olan çevre koşullarını iyi bilmelidir. Uygun sosyal ortamlar oluşturarak öğrencilerin uygun olmayan davranışlarının giderilmesine çalışmalıdır. Öğrencilerin uygunsuz dav-ranışları için anne-baba ile sürekli iletişim içinde olmalı, gerektiğinde uzman görüşüne başvurmalı ve işbirliği yoluna gitmelidir (Dağlı, 2011)

5.16. OTİZM VE OTİSTİK

Otizim bireyin dış dünyanın gerçeklerinden uzaklaşıp, sosyal etkileşimdeki yetersizlik, iletişimdeki eksiklik, ve çeşitli takıntılardan oluşan kendine özgü iç dünya yaratması durumu ve sinir sistemin-deki düzensizliktir. Genel olarak 2,5 yaşlarında ortaya çıkar. Başka bir ifadeyle otizm, yaşamın ilk üç yılı içinde ortaya çıkan ve yaşam boyu devam eden, sosyal etkileşim, sözel ve sözel olmayan iletişimde problemler, tekrarlayıcı davranış ve kısıtlı ilgi alanları ile kendini gösteren, karmaşık ge-lişimsel bir bozukluktur.

Şu kesin olarak bilinmektedir ki, otizm tek bir nedenle olmaz, birden çok etkenin bir araya gelme-siyle meydana gelen oldukça karmaşık bir durumdur. Pek çok nedeni olduğu artık bilinmektedir. Otistik bireylerde beyin hücreleri farklı çalışmaktadır. Hücreler arasında mesaj taşıyan kimyasal ileticilerde eksiklik yada fazlalık olduğu düşünülmektedir.

Otizm erkeklerde kızlara oranla 4 kat daha fazla görülür fakat genelde kızlarda daha ağır seyre-der. Otistik bireylerin % 70’inde zeka geriliği görülmektedir. % 30’u normal ve bu %30’luk dilimin %10’u üstün zekaya sahiptirler. Zeka düzeyi ve eşlik eden diğer hastalıklar otizmin ağırlık derecesi üzerinde belirleyici rol oynar. Eşlik eden hastalıklar arasında en sık rastlanılanlar dikkat eksikliği ve hiperaktivite bozukluğu, duygudurum bozuklukları ve epilepsidir. Her üç çocuktan biri epileptik anlamda risk taşımaktadır. 0-5 yaş arası ve ergenlik döneminde epilepsi nöbetlerinin görülme ola-sılığı artar. Ülkemizdeki kayıtlara göre 271.000 otistik özellikleri olan bireyin bulunduğu, bu rakamın 81.000’nin 0-14 yaş arası çocuklardan oluştuğu tahmin edilmektedir. Her 110 çocuktan biri otistik özellikler göstermektedir.

Page 17: PEDAGOJİK FORMASYON PROGRAMI SINIF YÖNETİMİportal.uzem.omu.edu.tr/dersler/2014-2015/PF/pf005/pf005_unite5/pf005_unite5.pdf · SINIF YÖNET佲M佲 6 16 revize edilir. Özel Eğitim

17

Sınıfta Özel Grupların Yönetimi6

5.16.1. Otizmin Tipik Belirtileri Nelerdir?Otizm tanılı bireyler aşağıdaki tipik davranışların en az yarısını gösterirler. Bu semptomlar çok hafif ya da çok şiddetli olabilir. Her bir semptomun etkisi de diğerinden farklı olabilir. Ayrıca, bu davra-nışlar birçok farklı sebeple ortaya çıkarak, gelişimine uygun olmayacak şekilde sergilenebilir. Göz kontağı kısıtlıdır yada yoktur. Çevreye ilgisizdirler. Adına tepki vermezler. Aşırı hareketli yada ha-reketsiz olabilirler. Bazıları fiziksel temasa ( öpülme, s arılma vs.) i zin vermez yada hoşlanmazlar. Çoğunlukla insanları değil cansız varlıkları tercih ederler. Sosyal ve duygusal açıdan kendilerini izole ederler. İşaret etmezler, ihtiyaçlarını yetişkinin elini kullanarak ifade ederler. Taklit becerisi yoktur yada sınırlıdır. Konuşma birçoğunda gelişmemiştir. Konuşma gelişse ile bunu iletişim aracı olarak kullanmazlar. Ekolaliktirler, söylenenleri papağan gibi tekrar ederler. Zamirleri ters kullanırlar. Uy-gun olmayan vurgulamalar, kalıp cümlelerle konuşurlar. Mekanik ve tek düze ses tonu kullanırlar. Uygunsuz gülme ve kıkırdamalar vardır. Düzen takıntıları vardır. Nesne takıntıları vardır. Objelere gereksiz yere bağlanma…(İp, pet işe, araba… vs)Rutinlerindeki değişikliklere tepki gösterirler. Tek-rarlayan davranışları stereotipiler) vardır. ( Nesneleri çevirme, e l ç ırpma, kanat ç ırpma, zıplama, kendi etrafında dönme, parmak ucunda yürüme…) Oyuncaklarla gerektiği gibi oynamazlar. (Araba-ları dizerler,topu çevirirler…)Hayali oyun oynamazlar. Sürekli aynı oyunları oynamayı tercih ederler. Bazıları çok inatçıdır. Yemek yeme bozuklukları vardır. Bazıları kendine, çevresindekilere ve eşyalara zarar verebilir.Beklemeye yada isteklerini ertelemeye pek tahammüllü değillerdir (www.todev.org).• NOT: Sevgili öğrenciler sınavda otizim dahil değil. Otizmi bilgi için ekledim. Bu öğrenciler kay-

naştırma ve diğer öğrenciler ile bir arada eğitim görmüyor ağırlık derecesine göre bire bir özelsınıfta tek öğretmen ile eğitim görüyor.

5.17. ÜSTÜN YETENEKLİ OLAN ÇOCUKLARÜstün yetenekli, IQ’ sü 110-130 arası olan kimsedir. Üstün yeteneklilik, zeka, yaratıcılık, sanat, spor, liderlik kapasitesi veya akademik alanlarda akranlarına göre üst seviyede performans gösterme durumudur (Ersanlı, 2010). Üstün yetenekli öğrencilerin farklılıklarını anlayabilmek, ihtiyaçlarını karşılayabilmek ve onları doğru şekilde yönlendirebilmek için öğretmenlerin de belli özelliklere sahip olması gerekmektedir. Öğretmenden beklenen, öğrencinin kapasitesini doğru şekilde değer-lendirebilmesi ve geliştirebilmesidir. Öğretmenler, uygun öğretim yöntemi ve stratejileri seçerek üstün yetenekli çocuklar için amaç, kazanım ve değerleri belirler ve çocuklara rol model olur.

Page 18: PEDAGOJİK FORMASYON PROGRAMI SINIF YÖNETİMİportal.uzem.omu.edu.tr/dersler/2014-2015/PF/pf005/pf005_unite5/pf005_unite5.pdf · SINIF YÖNET佲M佲 6 16 revize edilir. Özel Eğitim

SINIF YÖNETİMİ

18

16

Zeka bölümleri ölçüt veya dayanak alınarak yapılan sınıflamada, Z.B.’leri 130 ve daha yüksek olan çocuklar üstün yetenekli ve zekalı çocuk olarak kabul edilmektedir. Milli Eğitim Bakanlığınca ise şu iki tanım yapılmaktadır. Üstün zekalı çocuk, zeka bölümü çeşitli ölçeklerde sürekli olarak 130 ve daha yukarı olanıdır. Üstün özel yetenekli çocuk ise, zeka bölümü çeşitli ölçeklerle sürekli olarak 110 veya daha yukarı olup, güzel sanatlar, teknik v.b. alanlarda yaşıtlarından belirli ölçüde üstün olandır.

Üstün yetenekli bireylerin en önemli özelliği, öğrenme hızlarıdır. Bu tür çocuklar, diğerlerine göre daha erken yaşta konuşma, okuma ve yazmayı öğrenebilirler. Anne-baba, öğretmen ve arkadaşları, bu çocuklara gerekli ilgiyi gösterir, sabırla onları dinler ve onları motive ederlerse, kendilerinden beklenen performansı gösterirler. Aksi takdirde ilgisizlik, hor görülme ve baskı gibi sebepler yüzün-den yetenekleri körelebilir

5.17.1. Sınıfta Üstün Yetenekli Öğrencilerin YönetimiÜstün yeteneklilerin eğitiminde benzerlik ve düzey yakınlığı gösteren öğrencilerin bir araya topla-narak özellik ve gereksinimlerine uygun programlarla uygun ortamda eğitim verilmelidir. Normal sınıflarda eğitilmek durumunda kalındığı zaman, öğrencinin üstün yeteneği ve hızlı gelişmesi dikka-te alınarak eğitimde hızlandırma ve zenginleştirme düzenlemeleri yapılabilir. Hızlandırma, çocuğun üstün yeteneği ve hızlı gelişmesi dikkate alınarak onun yaşıtlarından önce eğitime (okula ve sınıfa) alınmasına ve sınıflarını daha erken geçmesine dayalı bir uygulamadır ve ilköğretimden üniversite-ye kadar her düzeydeki uygulamayı kapsayabilmektedir (Dağlı, 2011; Özabacı, 2004).

Zenginleştirme uygulaması ise, üstün yetenekli öğrencilerin kendi yaşıtları arasında ve normal sınıf-larında tutularak, çalışmalarını normale göre daha zengin hale getirme yoluyla alınan önlemlere denilmektedir. Zenginleştirme yatay ve dikey olmak üzere iki türde yapılabilmektedir. Normal sınıf-larda yedi ders varsa, üstün yetenekli öğrenci için bir-iki ders daha eklenebilir ve buna yatay zen-ginleştirme adı verilir. Burada etkinliklerin türünü çoğaltma söz konusudur. Dikey zenginleştirme ise, ders ve etkinlik sayısı aynı kalmakta, fakat üstün yetenekli öğrenci normallerin işlediği konuda daha derinliğine çalışma yapmaktadır.

5.17.2. Öğretmenin sınıfta yapması gerekenler• Yeteneklerinin farkında olmasını sağlamalıdır.• Daha zor sorular sormalı, öğrencinin yeni düşünceler ve kavramlara ilişkin yeni uygulamalar

geliştirmesini isteyerek düşüncelerine esneklik kazandırmalıdır.• Sınıf çalışmalarına ilişkin araştırma ve inceleme ödevleri vermelidir.• Muhakeme yetenekleri normal çocuklardan daha üstündür. Düşünceler arasındaki ilişkileri ko-

laylıkla görüp kavradıklarından sınıfta bu yeteneklerinin gelişimine fırsat verilmelidir.• Geniş bir kelime hazinesine sahiptirler. Bunları kolaylıkla kullandıklarından sınıf içi çalışmalarda

bu özelliğin göz önünde tutulması gerekir.• İlgilendikleri konularda özel proje geliştirmelerine fırsat tanınması ve bu projeyi sınıf arkadaş-

larıyla paylaşmalarına imkân sağlanmalıdır.• Özel ilgileri olduğundan, grupla olduğu kadar, bireysel çalışmalara da önem verilmelidir.• Sınıf içi etkinliklerde, kitaba bağlı bilgilerden çok geniş gözlem, deney ve araştırmalara yer ve-

rilmelidir.• Kulüp başkanı olmalarına, etkinlikleri planlamalarına ve oyunları yönlendirmelerine fırsat ta-

nınmalıdır.• Öğrenme yetenekleri normallere göre daha üstün olduğundan, öğretim programı zenginleşti-

rilerek farklılaştırılmalıdır.• Çocuğun ihtiyaçlarına cevap verebilmek için ders içi ve ders dışı özel uğraşılara yer verilmelidir.

Böylece çocuğun, okul içi ve okul dışı çeşitli uyumsuzlukları azaltılabilir. Üstün yetenekli çocuk-lara, belirli bir konuda çok uzun ödevler vermemelidir.

• Üstün yetenekli çocuklar, normal zekâya sahip çocuklardan daha hızlı öğrendiklerinden, ders-lerde gereksiz tekrarlardan kaçınmalıdır.

• Alışılmışın dışındaki görüşlerini reddetmemelidir.• Zamanlarının boşa harcanmasına neden olmamalıdır.• Yapılan işte ve ödevlerde gereğinden fazla şekilcilik ve özenti üzerinde durmamalıdır.• Akademik konular kadar, resim-iş, beden eğitimi ve müzik gibi dersler de dikkate almalıdır.

Page 19: PEDAGOJİK FORMASYON PROGRAMI SINIF YÖNETİMİportal.uzem.omu.edu.tr/dersler/2014-2015/PF/pf005/pf005_unite5/pf005_unite5.pdf · SINIF YÖNET佲M佲 6 16 revize edilir. Özel Eğitim

19

Sınıfta Özel Grupların Yönetimi6

5.17.3. Üstün yetenekli çocukların gelişimine yardımcı olabilmek için öğretmen• Üstün zekalı çocuklar, normal zekaya sahip çocuklardan daha süratli öğrendiklerinden, dersler-

de gereksiz tekrarlardan kaçınılmalıdır.• Ödevlerde tekrara ve alıştırmalara fazla yer vermemelidir.• Çocuğa, sınıfta işlenmekte olan konularla ilgili, öğrenme hızı ve ilgisine göre farklı etkinlik ve

ödevler vermelidir.• Problem çözme becerilerini geliştirmeye yönelik ödevler vermelidir.• Tartışma, proje ve drama çalışmalarına önem vermelidir.• Sınıflandırma ve organize etme olanağı veren etkinlikler hazırlamalıdır.• Etkinliklerde gözlem ve deneylere de yer vermelidir.• Özel ilgileri olduğundan grupla olduğu kadar bireysel çalışmalarına da özen göstermelidir.• Öğrenciyi okul içi ve dışı etkinliklere yönlendirmelidir.• Liderlik gerektiren ya da liderliği geliştirmeye fırsat verecek çalışmalara katılması için teşvik

etmelidir.• Anne ve baba ile çocuğun eğitimine yönelik işbirliği yapmalıdır.• Yetenek, ilgi ve alanlarına gore ilgili uzmanlarla işbirliği yapmalıdır.• Bu çocuklara üstün yeteneklerinin farkında olmalarını sağlayarak bunun bir üstünlük olmadı-

ğını hissettirmelidir.• Akademik konular kadar, resim-iş, beden eğitimi ve müzik gibi dersleri de dikkate almalıdır.

Üstün yetenekli öğrencilerle çalışacak öğretmenler; pedagojik yönden güçlü bir donanıma sahip olması gerekmektedir. Bunun başlıca nedeni öğretmenliğin yanı sıra öğrencilere uygun öğretim programları hazırlamaları ve öğrenci çalışmalarını bu doğrultuda yönlendirmeleridir. Üstün yete-nekli öğrencileri proje, atölye, laboratuar vb. çalışmalara yönlendirecek olan öğretmenlerin önce kendilerinin bu yöntemleri ileri düzeyde bilmeleri ve uygulayabilmeleri gerekmektedir.

Üstün Zekalı Çocukların Sınıf İçi Ve Sınıf Dışı Çalışmalarında Yaratıcılığı Engelleyen Uğraşılardan Bazıları Şunlardır

Belirli bir uğraşın belirli zaman limitleri içerisinde bitirilmesinin zorunluluğunun belirtilmesi.Ödevlerin üst üste yığılması, yanlışlarından dolayı öğrencilerin azarlanması. Gözlem, araştırma ve deneylerin gereksizliğine inanılması, bu çalışmaların sınıf uğraşılarında öneme alınmaması.

Öğrencilerin bir şeyi olduğu gibi kopya etmeye teşvik edilmesi. (Sevilen bir model ya da yazı en meşhur bir üstadın eseri bile olsa netice değişmez.). Yapılan işte ve ödevlerde gereğinden fazla şekilcilik ve özenti üzerinde durulması. Akademik konular için, resim-iş, beden eğitimi ve müzik gibi derslerin feda edilmesi. Bu günkü İlköğretim ve diğer okullarda uygulanan müfredat program-ları hazırlanırken normal çocukların öğrenme kapasitesi göz önünde tutulduğu için, üstün zekalı çocuklara cevap verememektedir. Programın kapsadığı alanlar ve konular üstün zekalı çocuklara hafif gelmektedir.

Bu nedenle;Üstün zekalı çocuklar, konuları yaşıtlarına göre daha çabuk öğrendiklerinden, diğer zamanlarda çe-şitli problemler yaratırlar. Normal çocuklar için yapılan sınıf içi tekrarlar bu tip çocukları doyurmaz. Onlar için can sıkıcı bir hal alır. Üstün zekalı çocuklar az bir gayretle sınıf seviyesinin üstünde bir başarı gösterdiklerinden kendi kapasiteleri oranında çalışma zorunluluğu duymaz, çaba göstermez ve tembel (atıl ) kalırlar.

SON SÖZ Sevgili genç öğretmen adayları, öğretmen olduğunuzda sınıflarınızda, okulunuz da veya günlük yaşamınızda yukarıda kısaca açıklamaya çalıştığım özel öğrenciler ile karşılaşırsanız bunların teşhis ve tanılama süresinde izlenecek yollar:1. Öncelikle sınıfınızda özel olarak düşündüğünüz öğrenci olduğunu düşünüyorsanız okulun

rehberlik servisi ve okul yönetiminden tam tanısı için yardım alınız,2. Okul ve veli işbirliği çerçevesinde illerde ve büyük ilçelerde olan Rehberlik Araştırma

Merkezlerine (RAM) okul kanalıyla yönlendirin3. RAM tanı ve değerlendirmelerine göre sınıf içinde onlar için BEP ve BÖP ler hazırlanması

gerekiyor.

Page 20: PEDAGOJİK FORMASYON PROGRAMI SINIF YÖNETİMİportal.uzem.omu.edu.tr/dersler/2014-2015/PF/pf005/pf005_unite5/pf005_unite5.pdf · SINIF YÖNET佲M佲 6 16 revize edilir. Özel Eğitim

SINIF YÖNETİMİ

20

16

5.18. KAYNAKLAR• Ersanlı, K. (2010). Davranışlarımız. Samsun: Eser Yayıncılık.• Koca, C. (2010). Dünya Engelliler Vakfı, Engelsiz Şehir Planlaması Bilgilendirme Raporu. http://

www.devturkiye.org/upload/files/engellilericintasarim.pdf. adresinden 31.07.2014 tarihindealınmıştır.

• Dağlı, A. (2011). Sınıfta özel grupların yönetimi. Kıran, H. (Ed.) Sınıf yönetimi. Ankara: Anı Ya-yıncılık.

• Özabacı, N. (2004). Sınıfta sorunlu ve özel öğrencilerin yönetimi. Şişman, M. ve Turan, S. (Ed.)Sınıf yönetimi. Ankara: Pegem A Yayıncılık.

• http://mywordsfromworld.blogspot.com.tr/2012/12/hiperaktivite-dikkat-eksikligi-ve.html• (http://www.medyacafe.net/insan-kulagi-kac-desibele).• www.todev.org. Adresinden 31.07.2014 tarihinde alınmıştır.