110
EKMEK BARIŞ ÖZGÜRLÜK MÜCADELESİNDE 60 YIL 26. DÖNEM GENEL TEMSİLCİLER KURULU: Emek örgütleri derhal biraraya gelmeli ve bir seçim stratejisi belirlemelidir SENDİKAL HAKLARIMIZ İÇİN POLYPLEX EUROPA’DA ÜÇ, BERICAP’TA İKİ AYDIR DİRENİŞTEYİZ... Mart 2011

Petrol-İş

Embed Size (px)

DESCRIPTION

Petrol-is dergisi Mart 2011 sayısı

Citation preview

Page 1: Petrol-İş

EKMEK BARIŞ ÖZGÜRLÜK MÜCADELESİNDE 60 YIL

26. DÖNEM GENEL TEMSİLCİLER KURULU:Emek örgütleri derhal biraraya gelmeli

ve bir seçim stratejisi belirlemelidir

SENDİKAL HAKLARIMIZ İÇİN POLYPLEX EUROPA’DA ÜÇ, BERICAP’TA İKİ AYDIR DİRENİŞTEYİZ...

Mart 2011

Page 2: Petrol-İş

1

BAŞYAZI

Kamuoyunda Torba Yasa olarak adlandırılan, emek düşmanıdüzenleme TBMM'de kabul edilerek yasalaştı. Cumhurbaş-kanı Abdullah Gül tarafından onaylanan Yasa, Resmi Ga-

zete'de yayımlanarak yürürlüğe girdi. Torba Yasa Tasarısıhazırlanırken sendikaların itirazlarına kulak tıkayan AKP iktidarı,sermayeye yeni kaynakların aktarılması, kamu emekçilerinin güven-cesizleştirilmesi, İşsizlik Sigorta Fonu'nun sermayenin hizmetine ve-rilmesi ve genç işçilerin daha fazla sömürülmesinin önünü açan birdizi düzenlemeye imza attı. Başbakan Erdoğan'ın, Mısır'da Cumhur-başkanı Hüsnü Mübarek'e “sokağın sesini dinle” çağrısını yaptığıgünün ertesinde, Ankara'da DİSK, KESK, TMMOB ve TTB tarafın-dan Torba Yasa'ya karşı ortaklaşa düzenlenen ve Petrol-İş'in da ka-tıldığı eyleme, gaz ve tazyikli su ile sert bir şekilde müdahaleedilmesi ise son derece manidardır. AKP Hükümeti. “sokağın sesi”nidinlemediği gibi bu sesi boğmaya çalışmıştır. Torba Yasa tasarısı ileneleri kaybettiğimizi dergimizin iç sayfalarında göreceksiniz.

Hükümet, Torba Yasa maddelerinin görüşmelerinin tamamlandığıgece, tasarıdan tekrir-i müzakere ile esnekleşmeye ilişkin üç maddeyiçıkarmış, sendikaların itiraz ettiği diğer maddeler ise aynen yasalaş-mıştır. Konfederasyonumuz Türk-İş, ne yazık ki, Torba Yasa Tasarısıile ilgili pasif bir konum almış ve tasarıya karşı yine diplomasiyimerkeze alan bir tutum sergilemiştir. Ülkemizin en büyük işçi kon-federasyonu Türk-İş'in bu tavrı, emek düşmanı bu düzenlemede Hü-kümetin elini güçlendirmiştir. Yasadan esneklikle ilgili üç maddeninçıkarılması, siyasi iktidarın seçim öncesi ve sonrası hesaplarıyla il-gilidir. Hükümetin asıl hedefinin kıdem tazminatının kaldırılması,bölgesel asgari ücret ve İş Kanunu'na yeni esneklik maddeleri ek-lenmesi olduğu açıktır. Ulusal İstihdam Stratejisi adım adım hayatageçirilmek istenmektedir.

Seçimler, geleceğimize yön verebilmenin en önemli araçlarından bi-ridir. Bu bağlamda işçiler, emekçiler siyasi iktidarı değerlendirirkende hangi icraatlarını yaptığına bakarak değerlendirmelidir. Hüküme-tin 8 yıllık siyasi iktidarında yaptıkları bellidir. Tüm bu gelişmeler,siyasi iktidarının uygulamaları dikkate alınarak, 12 Haziran'da yapı-lacak genel seçimler bir fırsat olarak değerlendirilmeli, gidişattanmemnun olmayanlar, bu sistemin bu şekilde sürmesini istemeyenler,genel seçimlerde doğru bir tavır almalıdır. Seçimlerde, siyasi iktida-rın yaptıklarının hesabı sorulmalı, emekçiler tercihlerini emekten

yana politikalar uygulayacak olan partilerden yana yapmalıdır. Pet-rol-İş, 12 Haziran'da gerçekleştirilecek genel seçimde, ülkemizdegerçek demokrasinin ve emekçi halkın insanca yaşayabileceği ko-şulların sağlanması yönünde bir sonucun oluşması için çaba harca-yacaktır. Sendikamız, seçimlerin bu amaca hizmet edebilmesi içinhalkın büyük çoğunluğunu oluşturan emekçilerin taleplerine kulakveren, onların sorunlarına duyarlı partiler ve milletvekillerinin Mec-lis'te ağırlık oluşturması gerektiğini düşünmektedir. Bu anlamdatemel politikalarını; taşeron çalışmanın kaldırılması, esnekleşmeninönüne geçilmesi, adil ücret politikalarının izlenmesi, kayıtdışılıklamücadele edilmesi, iş sağlığı ve güvenliği koşullarının sağlanması,işsizliğin önlenmesi ve sendikal örgütlenmenin önündeki engellerinkaldırılması; yönünde belirleyen siyasi partiler, emekçilerin oy ver-mesinin önemli tercihi olacaklardır.

Sendikamızın da TPAO, BOTAŞ, MKEK, ETİBOR, TMO ALKOL-OİD işyerlerinde örgütlü olduğu 6 bin 243 üyemizi kapsayan KamuToplu İş Sözleşmeleri süreci başlamıştır. Sendikamız genel taleple-rinin yanında, işyerlerimize özgü sorunların çözümüne yönelik stra-tejisini bu dönem de devam ettirecektir. KonfederasyonumuzTürk-İş'in ise seçim öncesi sürdürülecek sözleşme sürecinden işçi-lerin hak kaybı yaşamadan kazanımla çıkması için, diplomasiyi değilmücadeleyi merkeze koyan bir tavır alması gerekmektedir. Özel sek-törde ise başta Tüpraş, Petkim, Advansa, Mutlu Akü, Bayer, Novartisolmak üzere 19 işyerinde 8 bin 302 üyemizi kapsayan toplu sözleşmesüreci başlamıştır. Petrol-İş gerek kamuda, gerekse özel sektörde busözleşme sürecinde üyelerinin kazanımlarını korumaya ve geliştir-meye dönük bir strateji izleyecek ve bu stratejisinden önceki söz-leşme dönemlerinde olduğu gibi geri adım atmayacaktır.

2010 yılının son günlerinde Trakya ve İstanbul 2 Nolu şubelerimizingerçekleştirdikleri Polyplex ve Sa-ba işyerlerindeki yeni örgütlen-melerde işten çıkartmalar nedeniyle direnişler başlatıldı. Gebze şu-bemize bağlı Bericap'ta ise işverenin sendikal örgütlenmeyizayıflatmayı amaçlayan girişimlerine karşı üyelerimiz direnişe geç-tiler. Sa-ba'da anlaşma sağlanırken, diğer iki işyerimizde mücadele-miz kararlılıkla sürüyor. Petrol-İş, verilen mücadeleye ulusal veuluslararası ölçekte bir dayanışma örgütlenmesini sağlayarak diren-işlerin etkisini artırmayı hedeflemiştir ve bu doğrultuda önümüzdekidönemde de tüm olanaklarını seferber edecektir.

Mustafa ÖZTAŞKINGenel Başkan

Emekçiler, 12 Haziran genel seçimlerini

bir fırsat olarak değerlendirmelidir

petrol-iş

Page 3: Petrol-İş

petrol-iş2

Batman yakınlarındaki, TPAO GüneyŞelmo petrol sahasındaki doğalgaz kuyu-sunda 17 Şubat'ta meydana gelen patla-mada; İbrahim Çelik, Sabahattin Sönükve Hasan Hüseyin Deniz adlı üç işçi kar-deşimiz can verdi, Serdar Kaya yara-landı.TPAO sahalarındaki taşeron firmabünyesinde çalışan işçiler, örgütsüz vegüvencesiz koşullarda çalışıyorlardı.Yakın zamanda Ankara'daki sanayi site-lerinde, Afşin'deki kömür madeninde ya-şanan faciaların bir benzeri 17 Şubat'taBatman'da yaşanmış oldu. Yeterli iş gü-venliği önlemlerini almadan, yeterli eği-timleri vermeden; ucuz ve güvencesizemek istihdamı yoluyla üretim yapma,kazanç sağlama ısrarı aramızdan üç kişinindaha canına maloldu.

Patlamada yaşamını yitiren, 24 yaşındakiİbrahim Çelik, 22 yaşındaki Hasan Hüse-yin Deniz ile 35 yaşındaki SabahattinSönük, gözyaşları arasında toprağa verildi.Cenaze merasimlerine Batman şubemizyönetici, işyeri temsilcileri, TPAO ve Tüp-raş işçileri de katıldı. Genel BaşkanımızMustafa Öztaşkın ve Genel Örgütlenme veEğitim Sekreterimiz Nimetullah Sözen deBatman’a giderek taziye ziyaretinde bulun-dular. Öztaşkın ve Sözen, patlamada yaşa-mını yitiren işçilerin ailelere başsağlığıdileklerini ilettiler.

Kamuoyuna sendikamız tarafından yapılanaçıklamada ise şöyle denildi:

“Petrol-İş'in yıllardır verdiği özelleştirmeve taşeronlaşma karşıtı mücadelenin an-lamı ve insani önemi bir kez daha gözlerönüne serilmiş oldu. Kamuoyunun da bil-diği gibi sendikamız, Türkiye'nin en de-ğerli varlıklarından biri olan ve 1954yılından bu yana kamu elinde ülkemiz zen-ginliklerini ekonomik değere dönüştürenTPAO'nun özelleştirme girişimlerine karşıduracağını ilan etmiş; TPAO'nun statü-sünde yapılması gereken asıl değişikliğin,bu şirketin kuruluşu sırasında gözetilen en-tegre yapısının yeniden sağlanması yö-

nünde olması gerektiğini savunmuştur.

TPAO'da yaşanan yoğun taşeronlaşma daözelleştirmeci mantığın bir sonucudur. Busüreç kamu yararı açısından büyük kayıp-lar getirdiği gibi, görüldüğü üzere insan ya-şamı açısından da ciddi, ölümcül sonuçlardoğurmaktadır. Taşeronluk sistemi son yıl-larda yüzlerce olayda da izlendiği gibi işkazaları için uygun ortamlar oluşmasınınbaşlıca nedenlerindendir. Çünkü taşeronluksistemi maliyetleri düşürmek üzerine ku-ruludur. İnsan değil kar merkezli bir bakı-şın hakim olduğu bu sistemde, insansağlığına ve yaşamına yönelik harcamalarlüks görülmekte; yoğun işsizlik baskısı al-tındaki emekçilerin çaresizliği sömürül-mektedir. O zaman bu sistemde meydanagelen ve giderek artış kaydeden kazalarıbasit ve tesadüfi birer iş kazası diye nitele-mek mümkün müdür? Bunları “kadere,alınyazısına” bağlamak mümkün müdür?Hayır. Biz emek cephesi olarak bunlarıbirer “iş cinayeti” olarak görüyoruz. Sonaerdirilmelerinin ilk ve öncelikli koşulununda; düzenli, güvenceli, işçi sağlığı ve iş gü-venliği kurallarının etkin biçimde uygulan-dığı ve denetlendiği bir çalışma düzeniolduğunu ısrarla bir kez daha vurguluyo-ruz. Aynı zamanda, tüm bunların sağlan-masının ancak sendikal örgütlülüğüngüçlenmesiyle olacağını biliyoruz, olduğu-nun da tanığıyız. Petrol-İş, kamuda, özel

sektörde; rafinerilerde, petro-kimyada ol-duğu gibi TPAO'da da uzun bir süredir ta-şeron sistemine karşı çok boyutlu birmücadele sürdürmektedir. Öncelikle busisteme son verilmesi; kadrolu, güvenceliçalışma ilişkilerinin hakim olması için elin-den geleni yapmaktadır. Öte yandan taşe-ron firma işçilerini de örgütleme çabalarınısürdürmekte, onların ikinci sınıf işçiler ola-rak temel haklarından mahrum çalıştırıl-malarına son vermek için uğraşgöstermektedir. Bu tür facialar çabalarımı-zın haklılığını bir kez daha kanıtlamaktadır.Petrol-İş hukuki, meşru ve insani bir an-lamı olan sendikalaşmayı yaygınlaştırmak;örgütsüzlüğe, güvencesizliğe ve ölümemahkum edilmek istenen emekçilerinumudu olabilmek için var gücüyle çalış-maya devam edecektir. Bugün gerçekleşenpatlamada yaşamını yitiren işçiler üyemizolmasalar bile bizim canlarımız, sınıf kar-deşlerimizdir. Biz Petrol-İş Sendikası ola-rak tüm TPAO işçilerinin ve ailelerininyanındayız, haklarının savunucusuyuz.Ölen arkadaşlarımıza rahmet, yaralılaraacil şifa; ailelerine ve tüm mesai arkadaş-larına başsağlığı diliyoruz. Yetkilileri vehükümeti yaşanan iş cinayetlerinin ardın-daki gerçekleri anlamaya; kuralsız, güven-cesiz, ucuz ve esnek işgücü yaratmayayönelik uygulamalardan vazgeçmeye çağı-rıyor, insan yaşamının kutsallığını ve ön-celiğini hatırlatmak istiyoruz.”

BATMAN GÜNEY ŞELMO'DA ÖLEN KARDEŞLERİMİZTAŞERON SİSTEMİNİN SON KURBANLARIDIR

ÖZTAŞKIN VE SÖZEN BATMAN'A GİDEREK TAZİYE ZİYARETİNDE BULUNDULAR

Page 4: Petrol-İş

petrol-iş 3

Petrol-İş Batman Şubesi, Şelmosahasında TPAO’ya ait doğalgazdolum tesisinde yaşanan patla-

mada üç çalışanın hayatını kaybetme-sinde ihmali olanları protesto etti. 21Şubat sabahı Türkiye Petrolleri AnonimOrtaklığı (TPAO) giriş kapısında topla-nan yaklaşık bin işçi TPAO Bölge Mü-dürlüğü binasına yürüdü. Kadınlarınönde olduğu eylemde işçiler alkışlarla

patlamada ihmali olan kuruluşları pro-testo etti. TPAO Batman Bölge Müdür-lüğü binasının önünde toplanan işçilereseslenen Petrol-İş Sendikası BatmanŞube Başkanı Mustafa Mesut Tekik, “TPAO Güney Şelmo petrol sahasındakidoğalgaz kuyusunda meydana gelenpatlamada üç kardeşimiz can vermişti.TPAO sahasında taşeron firma bünye-sinde çalışan işçiler örgütsüz ve güven-cesiz koşullarda çalışıyorlar” dedi.

Kadere bağlamak mümkün değilTekik, şöyle devam etti: “Yeterli iş gü-

venliği önlemleri almadan, yeterli eği-timleri vermeden, ucuz ve güvencesizemek istihdamı yoluyla üretim yapma,kazanç sağlama ısrarı, aramızdan üç ki-şinin canına mal oldu. Çünkü taşeron-luk sistemi maliyetleri düşürmeküzerine kuruludur. Bu taşeronluk siste-minde meydana gelen ve giderek artışkaydeden kazaları basit ve tesadüfîbirer iş kazası diye nitelemek mümkün

müdür? Bunları ‘kadere - alınyazısına’bağlamak mümkün müdür? Hayır. Sen-dika ve emek cephesi olarak bunlarıbirer ‘iş cinayeti’ olarak görüyoruz. Pat-lamada yaşamını yitiren işçiler üyemizolmasalar bile bizim canlarımız, sınıfkardeşlerimizdir. Tüm TPAO işçileri veailelerinin yanındayız.”

TPAO işçileri, açıklamanın ardındansessizce işbaşı yaptı.

BATMAN TPAO ÇALIŞANLARI DOĞALGAZ PATLAMASINDA İHMALİ OLANLARI PROTESTO ETTİ:

“Patlama kaza değil, iş cinayeti!Petrol-İş Sendikası BatmanŞubesi, TPAO’ya ait Şelmo sa-hasındaki doğalgaz dolum tesi-sindeki patlamada ihmaliolanları protesto etti. 21 Şubatsabahı TPAO giriş kapısındatoplanan yaklaşık bin işçi,TPAO Bölge Müdürlüğü bina-sına yürüdü.

Page 5: Petrol-İş

petrol-iş4

EMEKÇİLERİN SORUNLARINI ÇÖZECEĞİNİ BEYAN EDEN SİYASİ PARTİLER TERCİH EDİLMELİ:

Genel seçimler fırsat olarak değerlendirilmeli

Sendikamızın 26. Dönem 10. Ola-ğan Başkanlar Kurulu 21 Şu-bat'ta Ankara'da, Ankara şubemiz

konferans salonunda toplandı. Petrol-İşGenel merkez yöneticilerinin, şube baş-kanlarının ve merkez denetim kuruluüyelerinin katıldığı Başkanlar Kurulu,Türkiye'nin çeşitli bölgelerindeki madenocaklarında, organize sanayi bölgele-rinde ve son olarak da TPAO’nun Bat-man’daki Şelmo petrol sahasındameydana gelen facialarda onlarca işçinin

Petrol-İş'in Ankara'da yapılan Başkanlar Kurulu'nda, 12Haziran 2011'de genel seçimlerin yapılacağına dikkat çekile-rek, “Genel seçimler, emeğin sesinin ortaklaştırılması, hemsanayi sermayesinden hem de banka sermayesinden yana ik-tidarların cezalandırılması ve emekçilerin sorunlarının çö-zülmesi için fırsat olarak değerlendirilmelidir” denildi.

BAŞKANLAR KURULU

Page 6: Petrol-İş

petrol-iş 5

hayatını kaybettiği bir dönemde yapıldı.Başkanlar Kurulu'nun açış konuşmasınıyapan Genel Başkanımız Mustafa Öztaş-kın konuşmasına, “Başkanlar kurulu top-lantımızdan kısa bir süre önce Ankara,Kahramanmaraş'ta ve TPAO’nun Bat-man’daki Şelmo petrol sahasında mey-dana gelen facialarda onlarca işçininyaşamını yitirmesinin üzüntüsünü yaşa-maktayız. Kuralsız, güvence-siz ve kayıtdışı çalışmanın yol açtığı işcinayetlerinin önlenmesi için, işçi sağlığıiş güvenliği tedbirlerinin alınmaması vegerekli denetimlerin yapılmamasının be-delini ne yazık ki işçiler bir kez daha ha-yatlarıyla ödemişlerdir. İş kazalarınıönlemek için tedbir alması gereken hü-kümet ise ne yazık ki, kuralsızlığı, gü-vencesizliği ve esnekliği daha dayaygınlaştıracak düzenlemeler yapmakpeşindedir. Bu son facialarla birlikte ya-şamını yitiren bütün emekçileri saygıylaanıyoruz. Ailelerine, yakınlarına ve bütünemek dostlarına başsağlığı diliyoruz” di-yerek başladı. 2008 Krizinden sonradünya ekonomisi toparlanma sürecinegirmiş olsa da, krizin etkilerinin emekçi-ler açısından sürmekte olduğunu, 2003yılında Irak'ın işgalinden sonra düzenliolarak artmaya başlayan petrol fiyatları-nın, ekonomi için yeni bir tehdit oluştur-duğunu, başta gıda olmak üzere fiyatlarınciddi oranda artmasına neden olduğunubelirten Öztaşkın şöyle devam etti:

“Rekor düzeylere ulaşan gıda fiyatları,emekçileri açlık ve yoksulluğun pençe-sine biraz daha itmekte, işsiz sayısı iseekonominin çarklarının yeniden dön-meye başlamasına rağmen azalmamakta-dır. 925 milyon kişinin açlık seviyesininaltında yaşadığı, 5 yaşın altındaki 200milyon çocuğun yetersiz beslendiği, heryıl 5 yaş altı yaklaşık 13 milyon çocuğun,yetersiz ve dengesiz beslenmeye bağlıönlenebilir hastalıklardan hayatını yitir-diği dünyamızda bu karanlık tablo, açlıkve yoksulluğu derinleştiren neo-liberalpolitikaların sonucudur.”

Açlık sorunu ile karşı karşıya olan dünyanüfusunun, en yoğun yaşadığı bölgenin

Afrika kıtası olduğunu, zengin doğalkaynaklarına rağmen açlık ve yoksullu-ğun kol gezdiği bu kıtanın, emperyalistpolitikalarla yüzyıllardır sömürüldüğünü,bu sömürü mekanizmasından beslenendiktatörlüklerle yönetildiğini belirten Öz-taşkın sözlerini şöyle sürdürdü:

“2011 yılının hemen başında Afrika'nınArap nüfusun yaşadığı kuzeyinde, gü-cünü hileli seçimlerden alan diktatörlerekarşı halk isyan bayrağını açmıştır. Tu-nus’ta pazarda meyve-sebze satan üni-versite mezunu gencin kendini yakmasıfitili ateşlemiş, halklar işsizlik, yoksullukve açlığa olan öfkelerini diktatörlere yö-neltmişlerdir. Protesto gösterileri nede-niyle Tunus'ta Cumhurbaşkanı ülkeyiterk etmek zorunda kalmış, Mısır'da 18günlük eylemler sonucunda Devlet Baş-kanı Hüsnü Mübarek istifa etmiştir. Ey-lemler Kuzey Afrika ve Ortadoğu’yadalga dalga yayılmakta, bugünlerde Ce-zayir, Yemen, Ürdün, Libya ve Bah-reyn’de de sürmektedir. Mısır'da 30yıllık iktidarın devrilmesinde IMF prog-ramları altında işsizlik ve yoksulluğa iti-len emekçi halkın ve örgütlü işçilerin rolü

büyüktür. 20 bin işçinin greve gitmesi,eylemlerin gücünü ve etkisini artırmıştır.Kuzey Afrika ve Ortadoğu halkları bir ta-raftan işsizlik, yoksulluk ve gelir dağılımıadaletsizliği ile mücadele ederken diğertaraftan da ABD’nin Büyük Orta DoğuProjesi’ne ve neo-liberal politikalarakarşı mücadele etmektedirler. Onlarınmücadelelerinden Türkiye dahil, ülkele-rinde neo-liberal politikalarda ısrar edenve sermayenin sözcülüğünü yapan hükü-metlerin ders çıkaracaklarını umuyoruz.”

Yargının bağımsızlığına

gölge düşürülmemeli

Ülkemizde 12 Eylül referandumundansonra geçileceği iddia edilen “ileri de-mokrasi”nin, siyasette uzlaşı kültüründenuzaklaşılan, anti-demokratik uygulama-ların arttığı, muhalif seslerin bastırıldığı,hak arama mücadelesinin “başıbozuk-luk” olarak nitelendiği bir dönem anla-mına geldiğinin görüldüğünü belirtenÖztaşkın şöyle devam etti:

“Üniversite gençliğine, ıslıkla tepkisinigösteren taraftara, hakkını arayan işçiyeve emek örgütlerine, halkı için eser veren

Başkanlar Kurulu'nda, bu genel seçimlerde tam demokra-tik, bağımsız ve ezilenlerin kurtuluşuna uygun bir iktidarıişbaşına getirebilmek için emekçilerin oylarını doğru par-tilerde değerlendirmesi çağrısında bulunuldu.

Page 7: Petrol-İş

petrol-iş6

sanatçılara, muhalif gazetecilere ve dahabirçok kesime sistematik baskı politikasıuygulanmaktadır. Emek ve demokrasikarşıtı siyasi ajandasında ısrar eden hü-kümet, yargının siyasallaştırılması vekuvvetler ayrılığı ilkesini baltalayan dü-zenlemeleri arka arkaya devreye sokmak-tadır. Anti-demokratik uygulamalarınarttığı bir dönemde, yargının siyasallaş-tırılmasına ve yargıda halkımızın adaletduygusunu incitecek düzenlemelerin ger-çekleştirilmesine çanak tutulmaktadır.Benzer şekilde, son dönem ülke günde-minde olan davaların siyasallaştırıldığıve bir manipülasyon aracı haline getiril-diği kuşkuları artmaktadır. Yargının siya-sallaştırılması çabalarından derhalvazgeçilmeli ve dava soruşturmalarındaoluşan şaibeler aydınlatılmalı, yargınınbağımsızlığına gölge düşürecek uygula-malardan kaçınılmalıdır.”

AKP sokağın sesini dinlemediği gibi

bu sesi boğmaya çalışıyor

Kamuoyunda Torba Yasa olarak adlandı-rılan, emek düşmanı düzenlemeninTBMM'de kabul edilerek yasalaştığını,bu tasarı hazırlanırken sendikaların itiraz-larına kulak tıkayan AKP hükümetinin,sermayeye yeni kaynakların aktarılması,kamu emekçilerinin güvencesizleştiril-mesi, İşsizlik Sigorta Fonu'nun sermaye-nin hizmetine verilmesi ve genç işçilerindaha fazla sömürülmesinin önünü açanbir dizi düzenlemeye imza attığını kay-deden Öztaşkın,”Başbakanın, Mısır'daCumhurbaşkanı Hüsnü Mübarek'e “soka-

ğın sesini dinle” çağrısını yaptığı gününertesinde, Ankara'da DİSK, KESK,TMMOB ve TTB tarafından Torba Ya-sa'ya karşı ortaklaşa düzenlenen ve sen-dikamızın da katıldığı eyleme gaz vetazyikli su ile sert bir şekilde müdahaleedilmesi ise son derece manidardır. Hak-larını savunan, Torba Yasa'ya itiraz edenve seslerini başkentte duyurmak isteyenemekçilere uygulanan şiddeti bir kezdaha kınıyoruz” dedi.

Türk-İş pasif bir konum aldı

Torba Kanun'un maddelerinde gece, ta-sarıdan tekrir-i müzakere ile esnekleş-meye ilişkin üç maddenin çıkarıldığını,sendikaların itiraz ettiği diğer maddelerinise aynen yasalaştığını belirten Öztaşkınsözlerini, “Konfederasyonumuz Türk-İş,ne yazık ki, Torba Yasa Tasarısı ile ilgilipasif bir konum almış ve tasarıya karşıyine diplomasiyi merkeze alan bir tutumsergilemiştir.

Ülkemizin en büyük işçi konfederasyonuTürk-İş'in bu tavrı, emek düşmanı bu dü-zenlemede hükümetin elini güçlendirmiş-tir. Yasadan esneklikle ilgili üç maddeninçıkarılması ise hükümetin seçim öncesive sonrası hesaplarıyla ilgilidir.

Hükümetin asıl hedefinin kıdem tazmi-natının kaldırılması, bölgesel asgari ücretve İş Kanunu'na yeni esneklik maddelerieklenmesi olduğu açıktır. Ulusal İstih-dam Stratejisi adım adım hayata geçiril-mek istenmektedir” diye sürdürdü.

Temel politikaları emekçiden

yana olan partiler tercih edilmeli

Genel seçimde, ülkemizde gerçek de-mokrasinin ve emekçi halkın insanca ya-şayabileceği koşulların sağlanmasıyönünde bir sonucun oluşmasını diledik-lerini belirten Öztaşkın, “Petrol-İş Sendi-kası, seçimlerin bu amaca hizmetedebilmesi için halkın büyük çoğunlu-ğunu oluşturan emekçilerin taleplerinekulak veren, onların sorunlarına duyarlıpartiler ve milletvekillerinin Meclis'teağırlık oluşturması gerektiğini düşün-mektedir” dedi.

Üyelerimizin kazanımlarını

koruyacak ve geliştireceğiz!

Öztaşkın, kamu ve özel sektör toplu işsözleşmelerine ilişkin olarak da şu bilgi-leri verdi:

“Sendikamızın da TPAO, BOTAŞ,MKEK, ETİBOR, TMO ALKOLOİD iş-yerlerinde örgütlü olduğu 6 bin 243 üye-mizi kapsayan Kamu Toplu İş Söz-leşmeleri süreci başlamıştır. Sendikamızgenel taleplerinin yanında, işyerlerimizeözgü sorunların çözümüne yönelik stra-tejisini bu dönem de devam ettirecektir.Konfederasyonumuz Türk-İş'in ise seçimöncesi sürdürülecek sözleşme sürecindenişçilerin hak kaybı yaşamadan kazanımlaçıkması için, diplomasiyi değil mücade-leyi merkeze koyan bir tavır alması ge-rekmektedir. Özel sektörde ise baştaTüpraş, Petkim, Advansa, Mutlu Akü,Bayer, Novartis olmak üzere 19 işyerinde8 bin 302 üyemizi kapsayan toplu söz-leşme süreci başlamıştır.

Petrol-İş gerek kamuda, gerekse özelsektörde bu sözleşme sürecinde üyeleri-nin kazanımlarını korumaya ve geliştir-meye dönük bir strateji izleyecek ve bustratejisinden önceki sözleşme dönemle-rinde olduğu gibi geri adım atmayacaktır.Hem işçi sınıfına artan saldırıların göğüs-lenmesi hem de ülkemizin demokratik-leşmesinin sağlanması için işçilerinörgütlülüğünün yaygınlaşması ve güçlen-mesi şarttır. Petrol-İş Sendikası ülkemi-

Page 8: Petrol-İş

petrol-iş 7

zin demokratikleşmesi ve örgütlü bir top-lum haline gelebilmesi için 60 yıldır tümolanaklarıyla mücadele etmektedir.”

Direnişler için tüm

olanaklarımızı seferber edeceğiz!

2010 yılının son günlerinde Trakya ve İs-tanbul 2 Nolu şubelerimizin gerçekleştir-dikleri Polyplex ve Sa-ba işyerlerindekiyeni örgütlenmelerde işten çıkartmalarnedeniyle direnişlerin başladığına da dik-kat çeken Öztaşkın, “Gebze şubemizebağlı Bericap'ta ise işverenin sendikal ör-gütlenmeyi zayıflatmayı amaçlayan giri-şimlerine karşı üyelerimiz direnişegeçmişlerdir. Sa-ba'da anlaşma sağlanır-ken, diğer iki işyerimizde mücadelemizkararlılıkla sürmektedir. Petrol-İş Sendi-

kası, verilen mücadeleye ulusal ve ulus-lararası ölçekte bir dayanışma örgütlenmesini sağlayarak direnişlerin et-

kisini artırmayı hedeflemiştir ve bu doğ-rultuda önümüzdeki dönemde de tümolanaklarını seferber edecektir” dedi.

BAŞKANLAR KURULU SONUÇ BİLDİRGESİ:

Torba Yasa geçmiş olsa da işçi sınıfı emek düşmanıuygulamalara karşı gereken cevabı verecektir

Petrol-İş Sendikası BAŞKANLAR KURULU, 21 ŞUBAT 2011 tarihinde ANKARA’da toplanarak yurtve dünya gündemi ile örgütsel sorunları değerlendirdi. Yapılan toplantıların ardından çeşitli ka-rarlar alındı. BAŞKANLAR KURULU, bu toplantıda kararlaştırılan hedeflerini ve amaçlarını aşa-ğıdaki şekilde kamuoyuna iletmeyi uygun bulmuştur:

Başkanlar Kurulu olarak, AKP’nin iyicekuralsız, güvencesiz hale getirdiği ça-lışma koşulları ve sermayenin dizginle-nemez kâr hırsı nedeniyle Antalya petroldepolama tesislerinde, Ankara Ostim veİvedik’teki organize sanayi bölgelerinde,Kahramanmaraş Elbistan’daki maden sa-hasında ve Batman Şelmo petrol saha-sında meydana gelen faciaları “işcinayeti” olarak tanımlıyor, kuralsız, gü-vencesiz, örgütsüz ve ucuz iş gücü içinbaşvurulan taşeronlaşma sisteminin işçi-lerin ve toplumun yaşam güvenliğini teh-dit ettiğini ifade ediyoruz. Bu facialarda

hayatını kaybeden bütün emekçileri say-gıyla anıyor, ailelerine, yakınlarına vebütün emek dostlarına başsağlığı diliyo-ruz.

İçine birbiriyle alakasız yüzlerce hükümkonduğu için kamuoyunda Torba Yasaolarak adlandırılan tasarı emek dünyası-nın bütün itirazlarına rağmen, AKP’ninMeclis’teki milletvekili çoğunluğuna da-yanarak yasalaştı. En temel olarak kamuemekçilerinin güvencesizleştirilmesine,belediye çalışanlarının siyasi kararlarlasürgün edilmelerine ve İşsizlik Sigortası

Fonu'nun işçiler dışındaki bütün sermayegruplarınca kullanılmasına yol açacak buyasanın çıkma sürecinde, Türk-İş çokpasif bir konum almıştır. Türk-İş genelmerkezi, güçleri oranında yasaya muha-lefet eden DİSK, KESK, TMMOB veTTB’yi yalnız bırakmıştır. Başkanlar Ku-rulu olarak, yasaya karşı sokaklara çıkansendikamız dahil tüm emek güçlerinegazla, tazyikli suyla müdahale eden AKPHükümetini kınıyor, işçi sınıfının yasageçmiş olsa da emek düşmanı uygulama-lara karşı gereken cevabı vereceğine ina-nıyoruz.

Page 9: Petrol-İş

petrol-iş8

12 Eylül 2010 tarihinde yapılan AnayasaReferandumu sonrasında Hükümetin ge-leceğini iddia ettiği “ileri demokrasi” ye-rine, ülkemizin giderek daha otoriter biryönelime girdiğini tespit etmekteyiz.Gençlere, taraftarlara, aydınlara, gazete-cilere, basın açıklaması yapan sendikacı-lara, güney doğudaki pek çok belediyebaşkanına ve siyasilere, sokaklara inenbütün muhaliflere karşı iktidarın taham-mülsüzlüğü, yargının hızla devreye gir-mesiyle sonuçlanıyor. Bu da, evrenselhukuk kuralları gereğince iktidarlardantümüyle bağımsız olması gereken yargı-nın giderek siyasallaştığı ve iktidarınişine yarayacak uygulamalara girdiği iz-lenimi yaratmaktadır. Tarafsızlığını yitir-miş bir yargının yaratacağı yıkım büyük,halkın kendini güvende hissetmemesininsonuçları ise ağır olur. Bu nedenle Baş-kanlar Kurulu olarak, iktidarın üzerindeşaibeler oluşmuş bütün yargılamalarakarşı tarafsız kalmasını talep ediyor, ku-runun yanında yaş da yanar mantığının,insanların özgürlüğü söz konusu oldu-ğunda asla gündeme getirilemeyeceğinibelirtiyoruz.

Sendikamızda örgütlü TPAO, BOTAŞ,MKEK, ETİBOR, TMO ALKOLOİDkamu işyerlerinde ve 19 özel sektör işye-rinde toplam 14 bin 500 civarındaki üye-mizi kapsayan toplu iş sözleşmesi sürecibaşlamıştır. Petrol-İş, bu dönem de üye-lerinin mevcut kazanımlarını korumayı,esneklik içeren hükümleri sözleşmelerekoymamayı, ücret dengesizliklerini gi-dermeyi ve yeni kazanımlar elde etmeyihedefleyen bir strateji izleyecektir. Gerekkamudaki gerekse özel sektördeki sözleş-meler için Türk-İş’in daha aktif bir rol al-ması, diplomasiyi değil de meşru heryolla mücadeleyi esas alması ve ilgilidiğer sendikalarla birlikte hareket etmesiişçi sınıfının bu süreçten hak kaybına uğ-ramadan çıkması için elzemdir. Başkan-lar Kurulumuz, daha mücadeleci bir hatizlenmesi konusunda üzerine düşen so-rumluluğu yerine getirmeye hazır oldu-ğunu beyan eder.

Sendikamız, 2010 yılının son günlerin-den beri direnişler gerçekleştiriyor.

Trakya ve İstanbul 2 Nolu şubelerimizyeni örgütlenilen Polyplex ve Sa-ba iş-yerlerindeki işten çıkartmalar nedeniyledirenişler başlatıldı. Gebze şubemizebağlı Bericap'ta ise işverenin sendikal ör-gütlenmeyi yok etmeyi amaçlayan giri-şimlerine karşı üyelerimiz direnişe geçti.Sa-ba'da anlaşma sağlanırken, diğer ikiişyerimizde mücadelemiz kararlılıklasürmektedir. Örgütlülüğünü korumakiçin her türlü bedeli göze alan Bericap iş-çisinin onurlu mücadelesi Türkiye emektarihine altın harflerle yazılacaktır.

Başkanlar Kurulu olarak, 60 yıldır eşitlik,adalet ve demokrasi mücalesini yılmadanyürüten sendikamıza bedel ödeyerek üyeolan tüm bu işyerlerindeki arkadaşlarımı-zın verdiği mücadeleye hem ulusal hemde uluslararası ölçekte bir dayanışmasağlayarak direnişlerin etkisini arttıra-cağımızı ve bu doğrultuda önümüzdekidönemde de maddi/manevi tüm olanak-larımızı seferber edeceğimizi bir kezdaha beyan ediyoruz.

12 Haziran 2011'de genel seçimler yapıla-cak. Genel seçimler, emeğin sesinin ortak-laştırılması, hem sanayi sermayesindenhem de banka sermayesinden yana iktidar-ların cezalandırılması ve emekçilerin so-runlarının çözülmesi için fırsat olarakdeğerlendirilmelidir. Başkanlar Kurulu-muz, bu genel seçimlerde tam demokra-tik, bağımsız ve ezilenlerin kurtuluşunauygun bir iktidarı işbaşına getirebilmekiçin emekçilerin oylarını doğru partilerdedeğerlendirmesi çağrısında bulunmakta-dır. Bunun için de, emekçilerin oylarınıkullanırlarken partilerin seçim beyan-name ve taahhütlerine dikkatle bakmala-rını önermektedir. Bu bağlamda, taşeronişçiliğini ortadan kaldıracağını, esnekleş-menin önüne geçeceğini, yoksullara yar-dımı sadaka olarak değil, sosyal devletingereği olarak vereceğini, asgari ücreti in-sanca yaşanacak seviyeye çıkaracağını,herkesten geliriyle doğru orantılı vergialacağını, sermayeye karşı işçileri koru-yacağını, emperyalizmle arasına mutlaksınırlar koyacağını, sendikal hakları vesiyasal özgürlükleri arttıracağını, tümyurttaşlara sınırsız basın yayın, toplantı,

gösteri, söz ve ifade özgürlüğü verece-ğini, halklar arası kardeşliği pekiştirece-ğini, sendikal örgütlenmenin önündekitüm engelleri kaldıracağını, emekçileresınırsız grev hakkı tanıyacağını, özelleş-tirmeleri durduracağını beyan eden par-tiler, emekçilerin oy vermede tercihleriolmalıdır.Yüzde 10 seçim barajı varken millet ira-desinin Meclise tam anlamıyla yansıma-yacağı ve bu nedenle yapılacak birseçimin meşruiyetinin her zaman tartışı-lacağı unutulmamalıdır. Oylarımızınyönü, aynı hassasiyetle millet iradesiningerçek anlamda ortaya konmasını talepeden partileri de içermelidir. Bu doğrul-tuda, tüm sendikaların ve emek örgütle-rinin siyasete aktif müdahaleedebilecekleri stratejiler geliştirebilmesiiçin ortak yapılar ve ortak tavırlar belir-lenmelidir.

Başkanlar Kurulumuz, uzun yıllar sonrahalkların gündemine yeniden “devrim”kavramını sokan ve sarsılmaz denilenABD ve İsrail işbirlikçisi diktatörlükleriyıkan Tunus, Mısır ve diğer halkları des-teklemekte ve bu ülkelerdeki işçilerle vesendikalarla dayanışma içinde olduğunubelirtmektedir. Polis gücüne dayanan,yoksullukları kader gibi gösteren, ülkele-rinin zenginliklerini halklarının refahıiçin değil de silahlanmak için kullanan,halkların en meşru taleplerini zulümledurdurmaya çalışan emperyalizm işbir-likçisi bütün diktatörlerin ve zalimleriner geç hesabının görüleceği bu kez de ka-nıtlanmıştır. Başkanlar Kurulu olarak,sendikalı, sendikasız, evde veya işte ça-lışan tüm kadınların birlik ve mücadelegünü olan 8 Mart’larını kutluyoruz.

Sömürülen ve ezilen yoksulların örgütüPetrol-İş Sendikasının Başkanlar Kuruluişçisiyle işsiziyle, emeklisiyle, kadınerkek tüm emekçilerle birlikte sermayeyekarşı ortak mücadele yollarının bulun-ması, siyasete her alanda müdahil olun-ması ve üyelerimizin siyaset yapmatarzının emekçiler lehine değişmesi içinelinden gelen her şeyi yapacağını bir kezdaha beyan eder.

Page 10: Petrol-İş

petrol-iş 9

Emek örgütleri derhal biraraya gelmelive bir seçim stratejisi belirlemeli

26. DÖNEM GENEL TEMSİLCİLER KURULU ANTALYA'DA YAPILDI:

GENEL TEMSİLCİLER KURULU

Sendikamızın 26. Dö-nem Genel Temsilci-ler Kurulu, 26-27

Kasım 2010'da Antalya-Kemer Grand Haber Hotel'deyapıldı. 26 Kasım'da başla-yan ve iki gün süren toplan-tıların ilk gününde, son dörtyıllık döneme damgasınıvuran gelişmeler, dünya eko-nomisini büyük bir çöküşesürükleyen ve ülkemizi dederinden etkileyen küreselkriz, dünya ve Türkiye sendi-kal hareketindeki gelişmelertartışılıp değerlendirildi.

Eğitim Uzmanımız ErhanKaplan'ın yaptığı açılış,

saygı duruşu ve İstiklal Mar-şı'nın okunmasıyla başlananTemsilciler Genel Kuru-lu'nda küresel krizle birliktesermayenin emeğe karşı top-yekün saldırıya geçtiği bu sü-reçte, sendikaların ve emekörgütlerinin nasıl bir direnişhattı örmesi gerektiğine iliş-kin değerlendirmeler yapıldı.Türkiye'nin dört bir yanın-daki fabrikalardan gelen iş-yeri temsilcilerimiz yap-tıkları konuşmalarda, işçi sı-nıfının yaşadığı sorunları veçözüm önerilerini dile getir-diler.

Öztaşkın: Latin Ameri-

ka'nın umut çiçekleri bütündünyada açmalı

Genel Temsilciler Kuru-lu'nun açış konuşmasınıyapan Genel BaşkanımızMustafa Öztaşkın, Petrol-İş'in 26. Dönem Genel Tem-silciler Kurulu'nu aynızamanda sendikanın 60. ku-ruluş yılı kutlamalarıyla bir-likte gerçekleştiriğini be-lirterek, “60. yılımızı kutla-manın da onurunu ve guru-runu hep birlikte taşıyoruz”dedi.

Öztaşkın, dünyanın 1929'dansonra en şiddetli krizini

geçen yıl yaşadığını belirte-rek, bu krizde bütün dünyadauygulanan sermaye yanlısı,emek karşıtı politikaların daiflas ettiğini söyledi.

Krizin faturasının ise, bütündünyada işsizlik ve yoksul-luk olarak bir kez dahaemekçilere kesildiğini belir-ten Öztaşkın, dünyada işsizsayısının 209 milyona ulaştı-ğını, işsizlik oranının da% 6.4 e çıktığını, gelir dağı-lımı adaletsizliğinin daha daarttığını bildirdi. Öztaşkınşunları söyledi:

“Bugün 6 milyarlık dünya

Page 11: Petrol-İş

petrol-iş10

nüfusunun 1 milyarı kronikaçlık sorunuyla karşı karşı-yadır. 3 milyar kişi yetersizbeslenmekte, her gün dün-yada 18 bin çocuk, kötü veyetersiz beslenme sonucu ha-yatını yitirmekte, 3.6 sani-yede 1 kişi açlık nedeniyleölmekte, 1.2 milyar kişigünde 2 doların altındaki ge-

liriyle ailesini geçindirmeyeçalışmaktadır. 21. yüzyıldaihtiyaçtan daha fazla gıdaüretimi varken, insanlarınaçlık nedeniyle ölmelerininsebebi kapitalizmin kar hır-sından başka bir şey değildir.Enerji ve hammadde kay-naklarına sahip olmak için“demokrasi” ve “özgürlük”

safsatalarıyla ülkeler işgaledilmekte, milyonlarca kişiIrak'ta olduğu gibi savaş veçatışmalar sonucu ölmekte-dir. Bu dünya değişmelidir.Değişeceğine dair umutlarLatin Amerika'da yeşermiş-tir. Latin Amerika'nın umutçiçekleri bütün dünyada aç-malı, bizim de mücadele-mize rehber olmalıdır.

Türkiye'deki durumun dadünyadan farklı olmadığınıifade eden Öztaşkın, “Ülke-mizin de en önemli sorunuişsizlik ve yoksulluktur. Ül-kemizde her 5 kişiden 1'iişsiz, nüfusun büyük çoğun-luğu yoksulluk gelirinin al-tında bir gelire sahiptir.Ortalama ücretin asgari ücretseviyesinde olduğu ülke-mizde, haftalık çalışma saati52 saati bulmakta, inanılmazbir emek sömürüsü yaşan-maktadır.

Sosyal devlet hızla tasfiyeedilerek özelleştirme tala-nına devam edilmekte, ör-gütsüz ve güvencesiz birişgücü ve toplum yaratılmakistenmektedir. Toplumsalbarış bir türlü sağlanama-

makta, Kürt sorununda de-mokratik ve barışçıl çözümgerçekleştirilememektedir“dedi.

Siyasetin, ekonominin sosyalve toplumsal yaşamın eme-ğin çıkarları doğrultusundaşekillendiği bir ülke istedik-lerini söyleyen Öztaşkın ko-nuşmasını şöyle sürdürdü:“Emeğe, emekçiye değer ve-rilen bir ülke istiyoruz. Hu-kukun üstünlüğünün temelprensip olarak kabul edildiği,demokratik, laik, eşitlikçi,özgürlükçü, sosyal bir Ana-yasa istiyoruz.

Örgütlenmenin önündeki en-gellerin kaldırılmasını, sen-dikal hak ve özgürlüklerinuluslararası normlara kavuş-turulmasını, onun için Sendi-kalar ve Toplu İş SözleşmesiGrev ve Lokavt Kanunları-nın değiştirilmesini istiyoruz.Vergi adaletinin sağlanma-sını, gelir dağılımındaki eşit-sizliğin giderilmesini,işsizliğin ve yoksulluğun or-tadan kaldırılmasını istiyo-ruz. Herkesin eşit ve ücretsizerişebileceği eğitim ve sağlıksistemi istiyoruz. Güvenli bir

Page 12: Petrol-İş

petrol-iş 11

yaşam, güvenli çalışma ko-şulları istiyoruz.”

Misyonlarını tamamlamış sendikacılar önderlik ede-mez

Ucuz işgücünün hayata geçi-rilmesinin, örgütsüz, güven-cesiz ve esnek işgücü ilemümkün olduğunu ve bütündünyada sendikaların zayıf-latılması, küçültülmesi, etki-sizleştirilmesi politikalarınınizlendiğinin altını çizen Öz-taşkın “Ülkemizde de örgüt-süz, güvencesiz ve esnekişgücünün bütün kurallarıuygulanmak istenmekte,onun için kıdem tazminatı-nın gün sayısının azaltılmasıve uygulama koşullarının de-ğiştirilmesi hedeflenmekte,

bölgesel asgari ücret, kiralıkişçi uygulaması ısrarla gün-deme getirilmek istenmekte-dir” dedi. Bütün dünyadauygulanan bu politikalara“dur” demenin yolunun ise,işçi sınıfının küresel düzeydeişbirliği ve dayanışmasınıgüçlendirmek, emeğin çıkar-larını ve kazanılmış haklarınıküresel düzeyde savunmakve sendikacılığı küresel dü-zeyde yapabilmekten geçti-ğini söyleyen Öztaşkın,sermayenin küresel düzey-deki saldırılarını püskürtme-den, ulusal düzeydeki sal-dırıları önlemenin kolay ol-

mayacağını bildirdi. Yüzünüdünyaya dönmeyen, kendiülke sınırları içerisine hap-solmuş, küçülmüş, parçalan-mış ve etkisizleşmiş sendikalyapıların, günümüz sendika-cılığının gerektirdiği ihtiyaç-ları karşılayamadığını, etkinbir mücadele stratejisini or-taya koyamadığını vurgula-yan Öztaşkın şöyle konuştu:

“Bütün bu gelişmeler Tür-kiye sendikal hareketinde de-ğişim ve yenilenme poli-tikalarını gündeme getirme-lidir. Oturdukları koltuktankalkmak istemeyen, vizyonuolmayan, misyonlarını ta-mamlamış sendikacıların,gençleşen ve niteliği deği-şen, ihtiyaç ve talepleri deği-şen işçi sınıfını anlamaları ve

onlara önderlik etmelerimümkün değildir. Türkiyesendikal hareketinin yenikuşak sendikacılar yetiştir-mesi ve onlara görevi devret-mesinin zamanı gelmiştir. “

Özlediğimiz bir ülkeyi yara-tabiliriz

Özlenen bir Türkiye'ninancak mücadele edilerek ya-ratılabileceğini vurgulayanÖztaşkın sözlerini şöyle sür-dürdü: “Ekonomi politikalarıişçi sınıfı ve geniş halk kitle-leri lehine oluşturulursa, üre-timi ve istihdamı teşvik edenpolitikalar izlenirse, özelleş-tirmeler durdurulup, kamuyatırımlarına yeniden başla-nırsa, Gümrük Birliği'ndençıkılıp, Dünya Ticaret Örgü-tü'nün dış ticareti sınırlayanşartları değiştirilirse, yabancıyatırımlar ülkemizin ihtiyaç-larına göre yönlendirilirse,toplumun ihtiyaçları doğrul-tusunda planlı ekonomiyegeçilirse, sosyal devlete ye-niden dönülürse özlediğimizbir ülkeyi yaratabiliriz. Yeterki inanalım, inançlarımızı vehayallerimizi gerçekleştir-mek için mücadele edelim.”

Öztaşkın'ın yaptığı konuş-madan sonra Petrol-İş şube-lerini ve işyerlerini temsilenher şubeden temsilciler kür-

Page 13: Petrol-İş

süye çıkarak konuşmalarınıyaptılar. İki gün süren Temsil-ciler Kurulu toplantısının ar-dından bir de Sonuç Bildirgesiyayımladı.

Şubeleri temsilen konuşantemsilci, baştemsilci ve yöne-tim kurulu üyeleri de şu isimleroldu:

Trakya Şube: Arif Oruç -ŞubeYönetim Kurulu Üyesi - Ecza-cıbaşı- Zentiva Sa. Ür. San.Tic. A.Ş. Nasip Ok - TPAOTrakya Bölge Müdürlüğü İş-yeri Temsilcisi, Mersin Şube:Özlem Kılınç - NovamedGMBH İşyeri Temsilcisi, Seç-kin Rüzgarlık- Soda San. A.ŞGenel Müdürlüğü İşyeri Tem-silcsi Serdar Mızrak-Soda San.A.Ş. Şube Denetim KuruluÜyesi, Adana Şube: Aslı Sağ-BOTAŞ Ceyhan Bölge Müdür-lüğü İşyeri Temsilcisi, AnkaraŞube:Ceylani Kılıç-Şube De-netim Kurulu Üyesi- MKEK,Ayhan Ölmeztürk- Şube Yöne-tim Kurulu Üyesi- TPA0, Bat-man Şube: Mehdi Şeker-TPAO Kuyu Tamamlama Hiz-metleri İşyeri Temsilcisi, Fey-zullah Noyan- Tüpraş BatmanRafineri İşyeri Baştemsilcisi,Abdurrahman Kazan- Botaşİdil İstasyon Şefliği- İşyeriTemsilcisi, Bandırma Şube,Seyfettin Yankol- Eti MadenEtibor A.Ş. Bandırma Bor veAsit Fabrikaları İşletmesi İş-yeri Temsilcisi Aliağa Şube:Veysel Gündüz: Şube DenetimKurulu Üyesi, (Tüpraş) AhmetOktay: Şube Denetim KuruluÜyesi, Petkim PetrokimyaHolding A.Ş. BaştemsilcisiAdıyaman Şube: Hasari Bek-taş: TPAO Bölge Müdürlüğü(Sondaj) İşyeri Baştemsilcisi-Orhan Maraş: Şube YönetimKurulu Üyesi Kırıkkale Şube:Salim Demir: Petlas PlastikSan. A.Ş. İşyeri BaştemsilcisiGebze Şube: Hüsnü Kuçun:Şube Denetim Kurulu Üyesi,

Ünilever Temizlik Mad. San.ve Tic. A.Ş. BaştemsilcisiRüfat Guli: Cambro ÖzayPlastik ve Tic. A.Ş. İşyeri Tem-silcisi İzmir Şube: YavuzTürk: Şube Denetim KuruluÜyesi, Tetra-Pak A.Ş. İşyeriTemsilcisiBursa Şube: MustafaDeliçay: Gemlik Gübre San.A.Ş. İşyeri Temsilcisi ErhanYakışan: Feureca PolifleksOtomotiv San. ve Tic. A.ŞBaştemsilcisi İstanbul 1 NoluŞube: İbrahim Cevahir: No-vartis Sağlık ve Gıda ve TarımÜrünleri San. ve Tic. A.Ş. Baş-temsilcisi Ahmet Akpınar :Bayer İlaç Fab. A.Ş İşyeri Baş-temsilcisi İstanbul 2 NoluŞube: Arefe Şengül: Mehmet-çik Vakfı Turizm Petrol İnşaatSağlık ve Gıda Tic. Ltd. Şti(Pendik) İşyeri Temsilcisi ŞerifÖlmez: Neşe Plastik Tic veSan. Ltd Şti. İşyeri TemsilcisiKocaeli Şube: Vedat Demir:Ege Kimya San. A.Ş. İşyeriTemsilcisi İrfan Kaçar: ŞubeDisiplin Kurulu Üyesi- (Güb-retaş)

PETROL-İŞ SENDİKASI 26. DÖNEM GENEL

TEMSİLCİLER KURULUSONUÇ BİLDİRGESİ:

Emek örgütleri derhal biraraya gelmeli ve bir seçimstratejisi belirlemelidir

“Ayrımsız ve kapsamlı iş gü-vencesi, sınırsız örgütlenmeözgürlüğü, sendikal haklarınuluslararası standartlara ka-vuşturulması, seçim barajla-rının kaldırılması ve benzeritemel konularda ortaklaşıl-malı ve buna uygun programöneren bir partinin iktidarataşınması sağlanmalıdır.”

“Kamuda bu TİS döneminintemel stratejisi AKP’ninemek karşıtı politikalarınıngeriletilmesi, esnek çalışmayıöngören hiçbir hükmün söz-leşmelerde yer almaması veücretlerde geçmiş dönem ka-yıplarının telafi edilmesi üze-rine inşa edilmelidir.

Konfederasyonumuz Türk-İş’e, imzalanacak çerçeveprotokolüne işyeri sorunları-nın çözümünü engelleyecekmaddeleri asla koymamasınıhatırlatıyoruz.”Petrol-İş GENEL TEMSİLCİ-LER KURULU 26-27 Kasım2010 tarihinde Kemer - Antal-ya'da toplandı. Her 4 yılda bir

Arif ORUÇTrakya Şube

Nasip OKTrakya Şube

Özlem KILINÇMersin Şube

Seçkin RÜZGARLIKMersin Şube

Serdar MIZRAKMersin Şube

Aslı SAĞAdana Şube

Ceylani KILIÇAnkara Şube

Page 14: Petrol-İş

petrol-iş 13

yapılan ve sendikanın tümtemsilcilerini bir araya getirenKurul, yurt ve dünya gündemiile örgütsel sorunları değerlen-dirdi. Bu doğrultuda, örgüt içidemokrasiyi en geniş şekildeuygulayan sendikalardan biriolan Petrol-İş Sendikası'nınGenel Temsilciler Kurulu, aşa-ğıda yer alan karar, görüş veönerileri kamuoyuna iletmeyiuygun bulmuştur.

1- Genel Temsilciler Kurulu,60 yıldır eşitlik, adalet, ekmek,barış, özgürlük mücadelesi yü-rüten sendikamızın, sadecekendi üyeleriyle yetinmedentüm emekçileri kapsayan birçatı olabilmesi ve sömürülenyoksul işçilerin umudu olabil-mesi için bugüne kadar olduğugibi, bundan sonra da aynı ka-rarlılık, özveri ve cesaretle ka-pitalizmin ve emperyalizmintüm yıkıcı etkilerine karşı mü-cadele etme kararlığında oldu-ğunu bir kez daha teyit eder.Örgütümüzün kuruluş dönemiyöneticisi Ziya Hepbir'inbugün yaptığımız kurula katıl-mış olması örgütümüzün ku-şaklar arasındaki bu kesintisizmücadele bağının en büyük veanlamlı kanıtıdır. Bizler de,sendikamızın bugünlere gel-mesinde her seviyede katkısıolan binlerce isimsiz Petrol-İşüyesi emekçiye şükranlarımızısunuyoruz.

2- Genel Temsilciler Kurulu,kazanılmış kıdem tazminatıhakkımıza bir saldırı gelmesihalinde bu saldırıya aynı şid-detle karşılık verileceğini birkez daha ifade eder. Kıdemtazminatına dönük bir hamleyekarşı, Türk-İş Genel Kurul ka-rarları doğrultusunda genelgrev ve genel direniş dahil üre-timden gelen gücümüz baştaolmak üzere, sonuç alınıncayakadar meşru her yolu kullana-

cağımızı açıklıyoruz. Aynı ka-rarlılığımızı zaten insanca birhayat sağlamakta yetersiz olanasgari ücret üzerinde oyunlaroynanmaya kalkılması, istih-dam büroları aracılığıyla geçiciişçiliğin gündeme getirilmesidurumunda da göstereceğimizbilinmelidir. Bu bağlamda, as-gari ücretin insanca bir düzeyeçekilmesi için sendikamız daher türden mücadele içine gire-cektir.

3- Genel Temsilciler Kurulugünümüzde uluslarötesi şirket-lerin ülke ve sektör sınırı tanı-mayan küresel üretim zin-cirlerinin dünya sendikal hare-ketinin gündemini, stratejikyaklaşımını ve çalışma yön-temlerini etkilediğini tespiteder. Bu süreçte dünya sendi-kal hareketiyle ilişkileri gide-rek yoğunlaşan sendikamızıngündeminin, stratejik yaklaşı-mının ve çalışma yöntemleri-nin de küresel bir sendikacılıkanlayışına yöneldiğini ilaneder.4- Genel Temsilciler Kuruluküresel metal federasyonu

İMF, küresel tekstil ve deri fe-derasyonu İTGLWF ile küreselkimya ve enerji federasyonuİCEM'in tek bir küresel sanayifederasyonunun çatısı altındabirleşmek üzere başlattığı ça-lışma sürecini, keza Avrupaimalat federasyonları arasındayürütülen buna paralel çalış-maları desteklediğini beyaneder. Bu süreç sonucunda,uluslarötesi şirketler karşısındaküresel sendikal mücadeleninstratejik olanakları kadar, ulu-sal sendikaların örgütlenme vemücadele olanaklarının da ar-tacağını ilan eder.

5- Ülkemizde 20 yılı aşkın birsüredir uygulanan özelleştirmeuygulamalarına karşı kararlıbir mücadele sürdüren Petrol-İş Sendikası, sermayenin çı-karları için gerçekleştirilenözelleştirmelerin yıkıcı sonuç-ları konusunda halkı uyararak,toplumun vicdanı olmuştur. İk-tidar, özelleştirme politikala-rında ısrar edeceğini ilanederek, kamuda kalmış ve ara-larında örgütlü olduğumuz iş-yerlerimiz TPAO ve BOTAŞ'ında olduğu işletmeleri özelleş-tirmeyi hedeflemektedir. Pet-rol-İş, başta ülke ekonomisiiçin stratejik önemi bulunanTPAO ve BOTAŞ'ta olmaküzere uygulanacak tüm özel-

Ayhan ÖLMEZTÜRKAnkara Şube

Mehdi ŞEKERBatman Şube

Feyzullah NOYANBatman Şube

Abdurrahman KAZANBatman Şube

Seyfettin YANKOLBandırma Şube

Veysel GÜNDÜZAliağa Şube

Ahmet OKTAYAliağa Şube

Page 15: Petrol-İş

leştirme işlemlerine karşı mü-cadelesini sürdüreceğini ilaneder ve Genel Temsilciler Ku-rulu olarak özelleştirmelerinderhal durdurulmasını talepeder.

6- Sermaye yanlısı politikala-rın neden olduğu krizin fatu-rası yine emekçilere kesilmeyeçalışılmaktadır. Ülkemizde herbeş kişiden biri işsiz, milyon-larca emekçi yoksuldur. İşsiz-lik ve yoksulluğun derin-leşmesine yol açan krizin fatu-rasını, bu krize kim yol açtıysaonun ödemesi şarttır. Bu krizinfaturasını, milyonlarca mağdurinsanımızı görmeden, kendisimilyarlar kazanırken bize ha-yaller sunan sermaye ve ser-maye yanlısı AKP hükümetiödemelidir.

7- 2011 Haziran ayında yapıla-cak genel seçimlerde tümemekçilerin oylarını işçi sınıfı-nın çıkarlarına uygun olarakkullanmasının önemine bir kezdaha işaret ediyoruz. Emekçi-lerin yakındığı konuları değiş-tirme fırsatı vardır; bu fırsatdeğerlendirilmelidir. GenelTemsilciler Kurulumuz sorum-luluk sahibi örgütlerden soyutsözlerin ötesine geçerek hızlaadımlar atmasını beklemekte-dir. Emek örgütleri derhal bir

araya gelmeli ve bir seçim stra-tejisi belirlemelidir. Ayrımsızve kapsamlı iş güvencesi, sınır-sız örgütlenme özgürlüğü, sen-dikal hakların uluslararasıstandartlara kavuşturulması,seçim barajlarının kaldırılmasıve benzeri temel konularda or-taklaşılmalı ve buna uygunprogram öneren bir partinin ik-tidara taşınması sağlanmalıdır.Bütün Petrol-İş üyelerini tem-sil eden Kurulumuzun getirdiğibu önerinin derhal hayata geçi-rilmesi için ilgili taraflar derhalharekete geçmelidir.

8- Genel Temsilciler Kurulu-muz, Afganistan ve Irak’ı hak-sız, gayri meşru, insanlık dışıbir şekilde işgal eden ABD veİngiltere’nin bu işgale derhalson vermesini istemektedir. Si-yonist İsrail rejiminin de Lüb-nan’a, Filistin’e vekomşularına yönelik bütün sal-dırılarını nefretle kınıyor vemazlumların mutlaka galip ge-leceğini belirtiyoruz.

9- Emperyalizm, Kuzey Koreve İran gibi sisteme muhalif ül-kelerin nükleer silah sahibi ol-masını engellerken, İsrail’in,

Hindistan’ın, Pakistan’ın veonlarca emperyalist ülkeninelindeki nükleer silahlardanbahsedilmemesi ikiyüzlülük-tür. Bugün ise, yine ABD veNATO öncülüğündeki emper-yalistler Kuzey Kore merkezlinükleer, İran merkezli füzekalkan projesi adıyla, içine ül-kemizi da katmaya çalıştıklarıyeni bir istila dalgası peşinde-ler. Bizler, Petrol-İş yönetici,temsilci ve üyeleri olarak, tümemekçiler gibi barıştan, de-mokrasiden, eşitlikten, adalet-ten, insan haklarından,özgürlüklerden ve halklar arasıdostluktan yanayız.

10- Ülkemizin ihtiyacı yeni biranayasadır. Yeni anayasanınsosyal adaleti gözeten, hertürlü eşitsizliği ortadan kaldır-maya dönük ve ülkemizde ya-şayan tüm kesimlerinözgürlüklerini sınırsız biçimdegeliştiren bir eksende hazırlan-ması gerekmektedir. Anaya-sada işsizliğin yasaklanmasına,herkesin eğitim ve sağlık hiz-metinden eşit ve ücretsiz ola-rak yararlanmasına, yok-sulluğa karşı gelir dağılımınıdüzeltecek esaslara yer veril-melidir.

Ayrıca, yeni bir anayasa hazır-lanırken, kalıcı bir barışı tesisetmek üzere eşit ve özgür birtoplum hedefiyle Kürt sorunu-nun demokratik yöntemlerle veeşit haklara dayalı olarak çö-zülmesi talebinde bulunan top-lumsal kesimlerin de sürecekatılması gözetilmelidir. Kürtsorununun çözümü için uygunbir ortamın oluştuğu günümüz-deki bu olumlu havanın bir kezdaha hayal kırıklığına dönüş-memesi, sorunun karanlık güç-lerce provoke edilmemesi,emperyalizmin müdahalesineasla izin verilmemesi için tümemek örgütleri ve siyasi parti-

Hasari BEKTAŞAdıyaman Şube

Orhan MARAŞAdıyaman Şube

Salim DEMİRKırıkkale Şube

Hüsnü KUÇUNGebze Şube

Rüfat GULİGebze Şube

Yavuz TÜRKİzmir Şube

Mustafa DELİÇAYBursa Şube

Page 16: Petrol-İş

petrol-iş 15

ler de ellerini taşın altına koy-malıdırlar.

11- Genel Temsilciler Kurulu,kamudaki toplu sözleşmeleringiderek daha az sayıda işçiyiilgilendirmeye başladığı tespi-tini yapmaktadır. Bu TİS döne-minin temel stratejisi AKP’ninemek karşıtı politikalarının ge-riletilmesi, esnek çalışmayı ön-gören hiçbir hükmün söz-leşmelerde yer almaması veücretlerde geçmiş dönem ka-yıplarının telafi edilmesi üze-rine inşa edilmelidir. Kon-federasyonumuz Türk-İş’e,imzalanacak çerçeve protoko-lüne işyeri sorunlarının çözü-münü engelleyecek maddeleriasla koymamasını hatırlatıyo-ruz. Genel Temsilciler Kurulu-muz, toplu iş sözleşmelerininYüksek Hakem Kurulu marife-tiyle bitirilme tehlikesine karşımücadeleye kararlı olduğunuifade etmektedir.

12- Türkiye işçi sınıfının sonyıllardaki hareketliliği ve heryerdeki direnişleri övgüyü haketmektedir. Ne var ki, buncahareketlilik işçilerin ezici birçoğunluğunun sendikalarda ör-gütlenmesini sağlayamıyor.

İşçi sınıfımızın ancak yüzde onkadarı sendikalarda örgütlü.Genel Temsilciler Kurulumuzkendi işkolumuzdan başlaya-rak bu oranı yüzde yüze çıkart-mayı hedeflemektedir.

Kapsam dışı, müteahhit, taşe-ron, idari personel, teknik ele-man, mühendis, kadrolu,kadrosuz ayrımı yapmadantüm çalışanların sendikalı ol-ması için mücadele yükseltile-cek, ihmal edilen genç vekadın işçilere yönelmek içinçalışmalar yapılacaktır. Genel

Temsilciler Kurulumuz sendi-kamızın bu doğrultuda vere-ceği her türden görevi üst-lenmeye hazır olduğunu belir-tip işçilerin topyekün, örgütlümücadelesi için derhal hare-kete geçileceğini beyan etmek-tedir.

13- Sendikamızın da üyesi bu-lunduğu ülkemizin en büyükişçi konfederasyonu Türk-İş,bir an önce silkinmeli, kendinegelmeli ve önümüzdeki süreçteAKP hükümetinin yoğunlaştı-racağı emeğe karşı saldırı poli-tikalarına karşı verilecekmücadelenin öncülüğünü yap-malıdır.

Ancak Türk-İş, sermaye yan-lısı siyasetin gölgesinden kur-tulmadan bu öncülüğesoyunamayacaktır. Genel Tem-silciler Kurulu, hükümet vesermaye ile hiçbir pazarlığaizin verilmeden, emek düş-manı politikalara ikirciksiz birşekilde karşı çıkılması içinçağrıda bulunulması gerekti-ğini belirtir.

14- Genel Temsilciler Kurulu,kadına yönelik şiddetle müca-dele gününde kadınların uğra-dığı her türlü ayrımcılığıreddettiğini, kadınların hayatınher alanında erkeklerle eşithaklara sahip olması için örgü-tümüzün de gereken adımlarıatacağını beyan etmektedir.Hayatın yarısını yaratanlar ha-yatın diğer yarısında mutlakayer almalıdırlar.

Kadınların, kız çocuklarınınher türden istismardan uzak tu-tulmaları, eğitimde, iş haya-tında, yönetim kademesinde,ücretlendirmede erkeklerle aynıhaklara sahip olmaları için elbir-liğiyle mücadele etme kararlılığı-

mız devam etmektedir.

15- İşsizlik sigortası fonunun,işsiz kalan işçilerin olduğunubir kez daha hatırlatıyoruz. İş-çilerden ve işverenlerden kesi-len vergilerle işsiz kalanişçilerin kullanması için oluş-turulan bu fonumuz sermaye-nin ucuz hatta bedava kredikaynağına dönüştürülmek iste-niyor. Bu durumu asla kabul-lenmeyeceğiz. Fonun yönetimiderhal sendikalara devredil-meli, fondan yararlanma oranve süreleri arttırılmalı ve siyasimüdahalelere son verilmelidir.

16- Petrol-İş Genel TemsilcilerKurulu olarak, bugün ülkenindört bir yanında ve Petrol-İş’inörgütlü olduğu tüm işyerle-rinde mücadele yürüten işçi sı-nıfımızı yürekten selam-lıyoruz. Sendikamız sömürü-len ve ezilen yoksul işçilerinörgütüdür.

İşçisiyle işsiziyle, emeklisiyle,kadın erkek tüm emekçilerlebirlikte kapitalizme karşı, em-peryalizme karşı, sermayeninher alandaki egemenliğinekarşı ortak tüm emekçilerlebirlikte mücadele yollarınınbulunması için sendikamızınelinden gelen her şeyi yapaca-ğını bir kez daha beyan ediyo-ruz.

Erhan YAKIŞANBursa Şube

İbrahim CEVAHİRİst. 1 Nolu Şube

Ahmet AKPINARİst. 1 Nolu Şube

Arefe ŞENGÜL İst. 2 Nolu Şube

Şerif ÖLMEZİst. 2 Nolu Şube

Vedat DEMİRKocaeli Şube

İrfan KAÇARKocaeli Şube

NOT: 26-27 KASIM 2010’DA KEMER’DE

YAPILAN GENEL TEMSİLCİLER KURU-

LU’NDAKİ“TEMSİLCİ/YÖNETİCİLERİM-

İZİN KONUŞMALARI KİTAP HALİNDE

YAYINLANACAKTIR

Page 17: Petrol-İş

petrol-iş16

TORBA YASA

Torba Yasa olarak adlandırılan tasarı, emek dünyasının bütün itirazlarına rağ-men, AKP’nin Meclis’teki milletvekili çoğunluğuna dayanarak yasalaştı. Cum-hurbaşkanı Abdullah Gül tarafından onaylanan Torba Yasa yürürlüğe girdi.

En temel olarak kamu emekçilerinin güvencesizleştirilmesine, belediye çalı-şanlarının siyasi kararlarla sürgün edilmelerine ve İşsizlik Sigortası Fo-nu'nun işçiler dışındaki bütün sermaye gruplarınca kullanılmasına yolaçacak bu yasanın çıkma sürecinde Türk-İş ise çok pasif bir konum aldı.

Türk-İş Yönetimi, güçleri oranında yasaya muhalefet eden DİSK, KESK,TMMOB ve TTB’yi yalnız bıraktı. Ancak işçi sınıfı, yasa geçmiş olsa da emekdüşmanı uygulamalara karşı gereken cevabı verecektir.

AKP iktidarı, Torba Yasa ile kazanılmış haklarımızı budadı

ÜLKE ÇAPINDA YAPILAN PROTESTO EYLEMLERİ TASARININ MECLİS'TEN GEÇMESİNE ENGEL OLAMADI...

Page 18: Petrol-İş

petrol-iş 17

İşçi, memur tüm çalışanların, gençle-rin, işsizlerin bir çok kazanılmış hak-larını elinden almayı hedefleyen

Torba Yasa Tasarısı 12 Şubat 2011 tari-hinde TBMM Genel Kurulu'ndan geçti.Sosyal güvenlik prim alacaklarını ve vergiborçlarını da yeniden yapılandırmayı he-defleyen tasarı sendikaların ve emek ör-gütlerinin ülke genelinde gösterdikleritepkiye ve protestolara rağmen Meclis'tengeçti. Yasa, Resmi Gazete’de yayımlana-rak yürürlüğe girdi.

Siyasi iktidar tüm emek örgütlerinin tepkive protestolarını, Haziran'da yapılacakgenel seçimleri de dikkate alarak tasarıdabazı değişiklikler yaptı. Genel Kurul gö-rüşmelerinde evden çalışma, uzaktan ça-lışma gibi esnek çalışma biçimleriniyaygınlaştıran 76. madde; deneme süre-sini dört aya çıkartan 77’nci madde ile tu-rizm sektöründe çalışan işçilerindenkleştirme süresini dört aya kadar uza-tan 78’nci madde oy birliği ile metnindençıkarıldı. Torba Yasa Tasarısı ile TİSK;TOBB ve TÜSİAD gibi sermaye örgütle-rinin Ekim 2010 tarihli raporundaki talep-leri yerine getirilirken, Tasarı Anayasal birkurum olan Ekonomik ve Sosyal Kon-sey'de görüşülmedi, sendikaların görüşüalınmadı. Torba Yasa emekçilerin çalışmayaşamını esnekleştiriyor, haklarını gaspediyor ve işverenlere ucuz işgücü ileFon'dan kredi sunuyor.

2011 Yılı Programı ve Orta Vadeli Plan'dayer alan konuların bir kısmı Torba Yasa ileyasalaşırken, Hükümet, bu Yasa'nın ardın-dan Ulusal İstihdam Stratejini yürürlüğekoymayı hedefliyor. Evden çalışma,uzaktan çalışma gibi esnek çalışma biçim-

lerini yaygınlaştıran maddeyle, denemesüresini dört aya çıkartan maddenin, tu-rizm sektöründe çalışan işçilerin denkleş-tirme süresini dört aya kadar uzatanmaddenin Torba Yasa Tasarısı'ndan çıkar-tılması elbette bir kazanımdır ancak“Kıdem tazminatının istihdamı daraltıcıetkisini!” önlemeyi hedefleyen siyasi ik-tidar, özel istihdam bürolarını yeniden ha-yata geçirmeyi ve bölgesel asgari ücretuygulamasını da seçimlerden sonra gün-demine getirmeyi planlamaktadır. TBMMPlan ve Bütçe Komisyonu aşamasındageri çekilmek zorunda kalınan, çıraklarınasgari ücretlerinin düşürülmesi, 16-18 yaşarası gençlerin ücretlerinin düşürülmesigibi bir çok düzenleme yani asıl yapılmakistenenler seçim sonrasına ertelenmiş he-deflerdir. Petrol-İş Sendikası olarak çalı-şanların aleyhine hükümler içeren,emekçilerin tepki ve protestolarına rağ-men Meclis'ten geçen ve Cumhurbaşkanıtarafından onaylanarak yürürlüğe giren

Torba Yasa'yı kabul etmiyoruz. Tüm busaldırılara karşı başta Türk-İş olmaküzere tüm emek örgütleri birleşerek top-yekün mücadele etmelidir.

YASAYI PROTESTO EYLEMLERİ25 Ocak'ta KESK'in yasa tasarısını pro-testo eylemlerinden sonra 26 Ocak'ta daTürk-İş ülke genelinde protesto eylem-leri başlattı. 26 Ocak Çarşamba günü İs-tanbul'da, Beyoğlu-Tünel'de toplananTürk-İş'e bağlı sendikaların İstanbul şu-beleri, KESK İstanbul şubeleri, meslekodaları, siyasi partiler ve gençlik örgüt-leri buradan Taksim Meydanı'na doğruyürüyerek tasarıyı protesto ettiler, AKP

hükümetine tepkilerini dile getirdiler.

“Haklarımızı Torbalatmayacağız” yazılıTürk-İş pankartı ardında, Beyoğlu-Tü-nel'den Taksim Meydanı'na doğru yürü-yüşe geçen kitle “Hükümet torbanı albaşına çal”, “Emekçiyiz, haklıyız, kazana-cağız”, “Direne direne kazanacağız”,“Haklarımızı gasp edemezsiniz”, “Üretenbiziz, yöneten de biz olacağız”, “Güven-celi iş, güvenceli yaşam” sloganları ataraksiyasi iktidarı protesto ettiler. Eyleme ka-tılanlar “Torbayı AKP'nin başına geçire-lim”, “Torbayı başımıza geçiriphaklarımızı gasp edemezsiniz”, “TorbaYasaya karşı genel grev genel direniş”,“Kölece çalışmaya, kölece çalışmayahayır” dövizleri taşıdılar. Protesto yürüyü-şüne Genel Başkanımız Mustafa Öztaşkın,Genel Örgütlenme ve Eğitim SekreterimizNimetullah Sözen, İstanbul 1 Nolu şubeyöneticilerimiz ve Petrol-İş üyesi işçilerde katıldı.

Page 19: Petrol-İş

petrol-iş18

Yasa'da emeğe yönelik değişikliklerşöyle:

1. İşsizlik Sigortası Fonuamaç dışı kullanılacak

Mart 2002'den 31 Aralık 2010'a kadarfonda biriken para miktarı 46 milyar TLiken bunun ancak 3.7 milyar TL'si, yaniyüzde 8'i işsizlere kullandırıldı. Halen

170 bin kişi işsizlik ödeneğinden yarar-lanıyor. Yani her 100 işsizden ancak 6'sıişsizlik parası alabiliyor. Yeni Yasa ileHükümet, fon gelirlerinin yüzde 50'sineel koyabilecek. 31 Aralık 2015'e kadaryeni işçiler için işveren primi fondan kar-şılanacak.

2. Kısa Çalışma ÖdeneğiFon'dan yapılacak

Genel ekonomik krizin yanısıra sektörelve bölgesel krizlerde de kısa çalışmaödeneği verilecek, işverenin ücret ödemeyükümlülüğü İşsizlik Sigortası Fo-nu'ndan yapılacak. Firmalar her daradüştüğünde ücretsiz izin kullandırabile-cek, kısa çalışma ödeneği uygulamasıbaşlatılabilecek. İşverenler Fon'dan kul-landıkları kaynağı geri ödemeyecekler.

3. Kısa Süreli ÇalışmadaGSS primini işçi ödeyecek

1 Ocak 2012'den itibaren özel sektördekısa süreli çalışanlar, boşta geçen günle-rine ait Genel Sağlık Sigortası primini

artık kendisi ödeyecek. Bunu kamudadevlet ödeyecek.

4. Kadrolu işçiye sürgün

Belediyelerde kadrolu çalışan işçiler, rı-zası dışında Milli Eğitim Bakanlığı veEmniyet Genel Müdürlüğü'nün taşra teş-kilatlarına gönderilebilecek. Belediye iş-çisini bu kurumlara gönderen belediye 5yıl boyunca yeni kadrolu işçi alamaya-cak, taşeron firmalarla iş yapabilecek, ta-şeronlaşma daha da yaygınlaşacak.

5. Sözleşmeli personele grevyasağı

Sözleşmeli personelin sendikaya üye ol-ması serbest olacak ancak greve katıl-ması, grevi desteklemesi, propagandayapması yasak olacak.

6. Stajyer sömürüsü artıyor

Bundan sonra 5 işçinin çalıştığı işyerle-rinde de stajyer çalıştırılabilecek. Önce-den bu sınır 20 idi. Daha kuralsız ve dahadüşük ücretle stajyer uygulaması yaygın-laştırılacak. Stajyerlerin ücreti 229TL'den 178 TL'ye düşecek.

7. Kamu çalışanlarının iş gü-vencesi riskte...

Yasa ile kamuda da esnek istihdam geti-riliyor. Kamu çalışanlarına kademe iler-lemesi için disiplin cezası almama şartıgetiriliyor. 8 saatlik günlük çalışma sü-resi artırılabilecek. Kamu çalışanlarınaperformans uygulaması getirilecek.Memur rızası dışında 6 aya kadar başkabir yere gönderilebilecek. Tüm uzmanpersonel, sözleşmeli statüye geçirilecek.Denetim birimleri tasfiye edilecek.

8. İşyeri denetim birimlerinetasfiye

Yasayla getirilen düzenlemeye göre iş-yeri denetimlerini iş müfettişlerinin ya-nında Çalışma ve Sosyal GüvenlikBakanlığı memurları da yapabilecek.Mevcut denetim birimleri tasfiye edile-cek. İşçiler daha güvencesiz koşullardaçalışmak zorunda kalacaklar.

TORBA YASA İLE İŞÇİLERİN, MEMURLARIN, İŞSİZLERİN,GENÇLERİN, ÇIRAKLARIN KAZANILMIŞ  BİR ÇOK HAKKI BUDANDI...

Page 20: Petrol-İş

                     

petrol-iş 19

Sendikamız Genel Merkezindebir araya gelen, Türk-İş İstanbulŞubeler Platformu'na bağlı sen-

dikalardan 200’ü aşkın işyeri temsil-cisi de Yasa Meclis'ten geçmeden önce13 Ocak'ta yapılması gereken eylem-leri değerlendirdi, Yasa'yı tartıştı.Ortak Temsilciler Kurulunun açılış ko-nuşmasını yapan Haber-İş 1 No’lu

Şube Başkanı Levent Dokuyucu, önle-rinde torba yasa gibi güncel bir soru-nun olduğunu, buna karşı neleryapacaklarını tartışacaklarını söyledi.Dokuyucu’nun konuşmasının ardındantorba yasanın emekçiler için nasıl so-nuçlar doğuracağına ilişkin sunumuYrd. Doç. Dr. Atilla Özsever yaptı.

Patron örgütlerinin ortak hazırladıklarıbir raporla hükümete isteklerini ilettik-lerini hatırlatan Özsever, bu isteklerinhepsinin torba yasanın içinde oldu-ğunu söyledi. Tasarı hazırlanırken sen-dikaların görüşünün alınmadığını,ESK'da bile tartışılmadığını belirtenÖzsever, tasarı ile emekçilere yönelikgeniş kapsamlı bir saldırının olduğunu,Torba Yasa'nın ardından Ulusal İstih-dam Stratejisinin yürürlüğe konulaca-

ğını bildirdi. Özsever, tüm bu saldırı-lara karşı sendikaların, emek örgütle-rinin topyekün, birleşik mücadelesininşart olduğunu, tabanın üst yönetimleriharekete geçirmesi gerektiğini, sendi-kalar güçlerini ortaya koyamazlarsahak kayıplarının çoğalacağını ve sen-dikaların da birer “tabela” örgütünedönüşeceğini vurguladı.

GEBZE'DE TORBA YASA’YI PROTESTO EYLEMLERİ...

Torba Yasa Tasarısı Gebze Meydanı'nda 20Ocak'ta, akşam 17.00' de düzenlenen eylemleprotesto edildi. Birleşik Metal – İş ve Petrol-İş

Gebze şubelerinin organize ettiği eyleme Lastik-İş,Çelik-İş, Eğitim-Sen üyeleri ile Gebze bölgesindeki iş-yerlerinde çalışan işçiler ve Gebze halkı katıldı. Gebzeşubemizde örgütlü, direnişte olan Bericap işçileri detoplantıya katılarak, işvereni protesto ettiler, işten atılanişçilerin işe geri alınmasını talep ettiler.

Gebze Meydanı'nda yapılan protesto eyleminde kitleyehitaben bir konuşma yapan Birleşik-Metal-İş GebzeŞube Başkanı Erdoğan Özer, “Gerek konfederasyonu-muz DİSK ve bağlı sendikaların, gerekse TÜRK İŞ’ebağlı Petrol - İş Sendikamızın sınıfa yönelik saldırılarakarşı duruşu, çözüm önerileri ve kamuoyunu bilgilen-dirme konusundaki hassasiyeti taraflı tarafsız herkesintakdirini toplamaktadır” dedi.

Özer şöyle konuştu:“Adına torba yasa dedikleri bizimaçımızdan çuvalı da geçen, esneklik, çalışılmış sayılansüreler, yıllık izinlerle ilgili düzenlemeler, kazanılmış

hakların geri alınmasına yönelik düzenlemeler ve kıdemtazminatına yönelik saldırılara karşı tedbir alınması ge-rektiğini daha önceleri de açıkladık. Bu gün gelinennoktada ne kadar haklı olduğumuz bir kez daha tescil-lendi.Daha yasal düzenlemeler ortaya çıkmadan işve-renlerin pervasızca saldırılarına her geçen gün daha daartarak muhatap oluyoruz. Bu konuda sayamayacağımızkadar çok örneği bölgemizde bulmak mümkün.”

TÜRK-İŞ İSTANBUL ŞUBELER PLATFORMU TORBA YASAYI TARTIŞTI:

Özsever: Sendikalar güçlerini ortaya koyamazlarsa hak kayıpları çoğalır

Page 21: Petrol-İş

petrol-iş20

ALİAĞA'DA TORBA YASA’YI PROTESTO

Aliağa Emek ve DemokrasiPlatformu bileşenenleriAliağa Demokrasi Meyda-

nında, 12 Ocak'ta tüm bir araya ge-lerek AKP ilçe binası önünde

çıkarılmak istenen yasaya karşı tep-kilerini dile getirdi. Aliağa Emek veDemokrasi platformu DİSK dönemsözcüsü Yücel LAÇİNER”in yap-tığı açıklamada şöyle denildi: Buyasanın amacı, işverene her türlükolaylığı sağlarken; emekçilerin üc-retlerini düşürmek, engellilerin is-tihdamını azaltmak, çalışmasaatlerini yükseltmek, kamu emek-çilerinin sürgüne yollanmasınınönünü açmak, belediyelerin taşeron-laşmasını hızlandırmak, alın teri-mizle biriktirdiğimiz işsizlik fonunukalıcı olarak işverene açmak, esnekçalışmayla iş güvencesini kaldır-mak, kamuda kadrolaşmayı ve biat

kültürünü yaygınlaştıracak reka-betçi bir anlayışın hakim olduğu biryapı inşa etmektir. AKP hükümetiböylece iş hayatından tutun da sos-yal hayata kadar birçok alanda oto-ritenin-iktidarın mutlak üstünlüğünüsağlamaya çalışmaktadır. Bütün bunedenlerle Aliağa Emek ve Demok-rasi Platformu olarak mücadelemizen geniş emek ve demokrasi güçle-rinin ortak mücadelesi ile sonunadeğin sürecektir! Bu süreçte bizemekçiler; emek ve demokrasi için,baskıcı uygulamalara, yıkıcı, yokedici, tasfiyeci anlayışa karşı dur-mak için mücadele edeceğiz.”

ADANA MERSİN VE ANKARA’DA TORBA YASA’YI PROTESTO

26 Ocak 2011 tarihinde Türk-İş Konfederasyonu'na bağlıAdana'daki şubelerin Torba Yasasına karşı birlikte düzen-lediği AKP İl Binası önündeki eylem ve basın açıklamasınaPetrol-İş Sendikası Adana Şubesi de üyelerimizle birliktekatılarak destek verdi. Torba Yasa Tasarısına karşı Mer-sin'de KESK ve TMMOB'un düzenlediği protesto eylem-lerine Mersin Şubemiz de katıldı. KESK binası önündebaşlayan yürüyüş Taş Bina önünde son buldu. Eyleme ka-tılanlar burada basın açıklaması yaparak Torba Yasa ile ilgilibilgi verdiler. Oluşumunda Ankara şubemizin de yer aldığıTürk-İş’e bağlı sendikaların Ankara Şubeleri, Torba YasaTasarısını KESK'in yaptığı protesto eylemine katılarak pro-testo ettiler. Ankara şubeleri, 2011 yılı Kamu TİS’leri veemeğe yönelik tüm saldırılara karşı ortak mücadele edecek-lerini de kamuoyuna yaptıkları açıklamayla duyurdular.

Mersin

Adana Ankara

Page 22: Petrol-İş

petrol-iş 21

Sendikamızın Trakya şubesinin ör-gütlenme çalışmasını sürdürdüğüPolyplex Europa işyeri için 12

Ocak'ta Çalışma Bakanlığı'ndan yetki tes-pit yazısının gelmesi Polyplex işçileri ara-sında sevinç yarattı. Çorlu Avrupa SerbestBölgesi'nde faaliyet gösteren ve 250 işçi-nin çalıştığı Polyplex Europa Polyester

Film ve San. Tic. A.Ş adlı Hintli firma,çoğunluk sağlanarak yetki için ÇalışmaBakanlığı'na başvuru yapıp, cevap bekle-diğimiz bir süreçte, 23 Aralık 2010'da 5,ardından 1 Petrol-İş üyesi işçiyi işten çı-kardı. Yetki tespiti ile ilgili Çalışma Ba-kanlığı'ndan gelecek yanıtı dahibeklemeyen ve işçileri sokağa atan Polyp-

lex işvereni hızını alamayarak telle çevrilifabrikanın çevresine brandadan utanç du-varı çekti. Fabrikayı yarı açık cezaevineçeviren Polyplex işvereni içeride çalışanPetrol-İş üyeleri ile dışarıda protesto ey-leminde olan işçilerin arasına duvar ördü.

Sendikaya tahammülsüzlüğünü gösteren

Sendikal hakları için Polyplexişçileri üç aydır direniyor

POLYPLEX EUROPA, SENDİKAMIZA ÜYE OLAN İŞÇİLERİ İŞTEN ÇIKARDI,

BRANDADAN UTANÇ DUVARIYLA FABRİKAYI YARI AÇIK CEZAEVİNE ÇEVİRDİ

MEHMET YILMAZ

Page 23: Petrol-İş

petrol-iş22

firma daha sonra 15 Petrol-İş üyesinidaha işten çıkarttı. Polyplex'te işten çıkar-tılan işçi sayısı 21'e yükseldi.

Öztaşkın: Bu utanç duvarını şiddetle protesto ediyoruz

Genel Başkanımız Mustafa Öztaşkın,Genel Mali Sekreterimiz İbrahim Doğan-gül de 37 gündür direnişte olan Polyplexişçilerini 30 Aralık'ta ziyaret ederek, Pet-rol-İş'in Polyplex'te mücadeleyi sonunakadar sürdüreceğini, bu işyerinde Petrol-İş bayrağının dalgalanacağını, bunu hiçkimsenin engelleyemeyeceğini bildirdi-ler. Trakya Şube Başkanımız TurgutDüşova'nın açıklamalarından sonra,Genel Başkanımız Mustafa Öztaşkın,vardiyalarından çıkarak fabrika içinde,fabrikayı çevreleyen utanç duvarınınarkasında toplanan Polyplex işçilerinehitaben yaptığı konuşmada, bu olayışiddetle protesto ettiklerini, kınadıkla-rını belirterek şunları söyledi: “Ara-mıza utanç brandası çekmişler. Sizlerigöremiyorum ama sesinizi duyuyoruz.Yıllardır sendikal mücadelenin içerisindeyer alan bir arkadaşınızım. Her türlü en-gellemeyi ve baskıyı gördük. Bunlaraşahit olduk ama şu brandaya da ilk defaşahit oluyoruz. Buna söylenecek bir sözbulamıyorum. İşçiyle sendikası arasınaböylesine set çekilmesine karşı tepkimiziifade edecek kelime bulmakta zorlanıyo-rum. Sanki esir alınmış bir ülkedeki, işgal

altına girmiş bir ülkedeki insanlarla görü-şüyoruz. Sanki cezaevi koşullarında siz-lerle görüşüyoruz. Burada böyle birsistemi uygulamaya çalışanları kınıyoruz,bunu şiddetle protesto ediyoruz.”

Polyplex işçilerini bu mücadelelerindenve onurlu davranışlarından sonra yürek-ten kutlayan, başarılar dileyen Öztaşkınkonuşmasında, “Sizler sendikalaşma hak-kınızı kullanmak istediniz. Örgütlenme

hakkı en doğal insan hakkıdır. Anaya-samızda yasalarda ve uluslararası söz-leşmelerde güvence altına alınmış entemel insan haklarının başında gelir ör-gütlenme hakkı. Ama işverenler örgüt-lenen işçiye tahammül edemiyorlar.Çünkü bunların işleyen çarklarına, sö-mürü düzenlerine bir çomak sokacağı-

mızdan korkuyorlar” dedi.

“Siz yola çıkarken elbette bunları tahminediyorduk. Bedel ödemeyi de göze aldık”diyen Öztaşkın konuşmasını şöyle ta-mamladı: “Ama biz bir bedel ödeyecek-sek bilinsin ki işveren bizim ödediğimizbedelden daha fazlasını ödeyecek. Bura-daki mücadelemiz mutlak surette başa-rıya ulaşacaktır. Bu mücadeleyi sonunakadar sürdüreceğiz. Beraberce sürdürece-ğiz. Bütün Petrol-İş örgütü sizin yanı-nızda, sizin arkanızda olacak. Onlarbugün fiilen burada olmasalar da onlarınkalbi, yüreği sizinle beraber atıyor. Sizininancınızı, kararlılığınızı yüreğimizdehissediyoruz. Sizlerde bu mücadele azmiolduğu sürece burada başarıya ulaşaca-ğız. Burada Petrol-İş'in bayrağı dalgala-nacak, bunu hiç kimse engelleyemez.Burada yetki alacağız. Sözleşme de yapa-cağız. Burada insan gibi çalışmayadevam edeceğiz. Hepinize saygılar sunu-yorum, hepinizi yürekten kutluyorum.Mücadelemizde başarılar diliyorum.” Öz-taşkın'ın konuşması sırasında sık sık“Polyplex işçisi yalnız değildir”, “İş

Page 24: Petrol-İş

petrol-iş 23

ekmek yoksa barış da yok”, Sendika hak-kımız engellenmez”, “Baskılar bizi yıldı-ramaz”, “Şarter inecek, dertler” bitecekşeklinde slogan atan Petrol-İş üyesi işçi-ler, bu mücadeleyi kararlılıkla sürdüre-ceklerini haykırdılar.

Çavdar: İşçi sınıfına sistemlibir saldırı var

Genel Sekreterimiz Mustafa Çavdar, 23Aralık'ta firmanın Çorlu Avrupa Orga-nize Sanayi Bölgesin'deki fabrikasıönünde yaptığı kitlesel basın açıklama-sında, ülkemizdeki sermaye ve onun tem-silcisi siyasi iktidar ve anlayışının işçisınıfına karşı sistemli bir saldırı içerisindeolduğunu söyleyerek, “Ne demişti Baş-bakan Erdoğan bundan iki ay öncekiAnayasa oylamasında? Bırakın bir sen-dikayı, Başbakan “İşçilere iki sendikayaüye olma hakkı vereceğiz” dedi? Ve in-sanlar da buna “evet” dedi. Bırakın şuanda iki sendikaya üye olmayı, var olantek sendikaya bile üye olmayı hak olarakgörmeyen, Sendikanın S'sini bile ağzınaalan işçileri sokağa koyan sermayeyekarşı hiçbir yaptırım uygulanmıyor”dedi.

İşten çıkartılan üyelerimizle birlikteGenel Sekreterimiz Mustafa Çavdar,Genel Örgütlenme ve Eğitim Sekreteri-miz Nimetullah Sözen, Trakya ŞubeBaşkanımız Turgut Düşova, Trakya

Şube yöneticileri, bölgede sendikamızınörgütlü olduğu Eczacıbaşı İlaç (ZentivaSağlık Ürünleri), Jotun Toz Boya, ElbaBant San., TPAO'nun işyeri temsilcilerive işçileri ile Deri-İş üyesi işçilerin, si-yasi parti temsilcilerinin de katılımıyla 23Aralık'ta yapılan kitlesel basın açıklama-sında Polyplex işvereni protesto edilerekuyarıldı. Basın açıklamasında, TrakyaŞube Başkanımız Turgut Düşova önce buişyerindeki örgütlenme sürecini ve 5 iş-çinin neden işten çıkarıldığını anlattı. Dü-şova'nın açış konuşmasının ardındanÇavdar, fabrika önünde yaptığı konuş-mada, sadece bu işyerinde değil, Türki-ye'nin her tarafında işçi sınıfına karşıbüyük bir saldırı olduğunu belirterek şun-ları söyledi:

“Polyplex Europa'da beş işçi sendikayaüye oldukları için işten atıldı. Ancak iş-verene göre bu işçilerin çıkarılma neden-leri performanslarının düşüklüğü veyasigara mahallini fazla kullanmak. Arka-daşlarımız bu bahanelerle işten atıldı. Oarkadaşlarımız da burada direniyor. Şuanda onlara destek olmak ve bu işyerin-deki örgütlülüğümüzün bir an önce işve-ren tarafından kabullenilmesi için buradatoplanmış bulunuyor ve basın toplantısıyapıyoruz.”

İşveren esas bundan sonra ne olacağını görecek!

Bu toplantının bir eylem olmadığını, sa-dece basın toplantısı olduğunu söyleyenÇavdar sözlerini şöyle sürdürdü: “İşverenesas bundan sonra ne olacağını görecek.Eğer buradaki huzursuzluk ortadan kalk-mazsa, işveren sendikanın yasal çağrısınauymazsa, bunun karşısında yapacağımızetkinlik daha büyük olacaktır. Buraya 25bin Petrol-İş üyesi işçiyi yığarız. Akılla-rını başlarına alsınlar. Buradan Hint işve-renine sesleniyorum; Hindistan'dan gelip,fabrikayı tel örgülerle çevirdiniz. Bunuda yeterli görmeyip fabrika çevresinebranda çekerek içerideki işçilerle dışarı-daki işçilerin birbirini görmesini dahi en-gellemeye çalışıyorsunuz. Petrol-İş,uluslararası ilişkileri olan bir kurumdur.Petrol-İş, dünyada 20 milyondan fazla iş-çiyi temsil eden,132 ülkedeki 467 sendi-

Page 25: Petrol-İş

petrol-iş24

kanın üyesi olduğu Uluslar arası KimyaEnerji Maden ve Genel İşçi SendikalarıFederasyonu ICEM'in üyesidir. Bizim çağ-rımız üzerine ICEM, derhal şirketin Hin-distan'daki merkezine uyarı mesajıgöndermiştir. ICEM, bu mesajında, “Tür-

kiye'deki huzursuzluğu ortadan kaldırın.Sendikanın varlığını kabul edin ve biranönce masaya oturun” demiştir. Biz de bura-dan son bir defa daha işvereni uyarıyoruz.Burada Petrol-İş Sendikası örgütlenmiştir.Yetkimiz olumlu gelecektir. Bir an önce bu

yasal süreci beklemeden masaya oturun.Buradaki sorunu çözmek, sıkıntıyı gider-mek zorundasınız. Aksi takdirde buradakisıkıntı artacaktır.”

SENDİKA GENEL BAŞKANLARI, YÖNETİCİ VE TEMSİLCİLER, SENDİKALARA ÜYE İŞÇİLERTORBA YASAYI PROTESTO ETTİ, POLYPLEX İŞÇİSİNE DESTEK VERDİ...

Çorlu'da örgütlülüğü olan farklı konfederas-yonlara üye 5 sendikanın genel başkanı,genel yönetim kurulu üyeleri ve bu sendika-larda örgütlü işçiler, Çorlu Avrupa SerbestBölgesi girişinde, Polyplex Europa işyeriönünde, Polyplex işçilerinin direnişlerinin62. gününde düzenlenen kitlesel basın top-lantısıyla, bölgede yürütülen örgütlenme faa-liyetleri sonucu yaşanan sendikal hakihlallerini ve Torba Yasa'yı protesto ettiler.

3 Şubat'ta, saat 12.30'da Polyplex Europa iş-yeri önünde yapılan kitlesel basın açıklama-sına Petrol-İş Genel Başkanı MustafaÖztaşkın, DİSK'e bağlı Birleşik Metal-İşGenel Başkanı Adnan Serdaroğlu, Tekstil İş-çileri Sendikası Genel Başkanı RıdvanBudak, Türk-İş'e bağlı Deri-İş SendikasıGenel Başkanı Musa Servi, Kristal-İş GenelBaşkanı Bilal Çetintaş, sendikaların merkezyönetim kurulu üyeleri, bu sendikalarınbölge şubelerinde örgütlü emekçilerle Petrol-İş'in Trakya ve İstanbul 1 Nolu şubelerinde

örgütlü işçiler katıldı. Kitlesel basın açıkla-masına Tes-İş Edirne Şube Başkanı ErhanÇakan, şube yönetim kurulu üyeleri ve şu-bede örgütlü işçiler, siyasi partilerden CHP,EMEP; ÖDP, TKP'nin temsilci ve üyeleri,

Pir Sultan Abdal Derneği temsilci ve üyeleri,KESK'e bağlı sendikalara üye çalışanlar, Ve-limeşe Belediye Başkan Yardımcısı MustafaÖrnek, CHP Tekirdağ milletvekili adayıHaşim Korkmaz da katılarak Polyplex işçi-

Page 26: Petrol-İş

petrol-iş 25

lerine destek verdiler, Torba Ya-sa'yı protesto ettiler.

Polyplex Europa işyerini örgüt-leyen Trakya Şube BaşkanımızTurgut Düşova'nın sendikalarıngenel başkanlarını, protesto eyle-mine ve kitlesel basın açıklama-sına katılanları takdimetmelerinden sonra Kristal-İşGenel Başkanı Bilal Çetintaş,Deri-İş Genel Başkanı Musa Servi,Birleşik Metal-İş Genel BaşkanıAdnan Serdaroğlu, Petrol-İş GenelBaşkanı Mustafa Öztaşkın veTekstil İşçileri Sendikası GenelBaşkanı Rıdvan Budak birer ko-nuşma yaptılar.

Suç duyurusunda bulunuyoruz“Çorlu'da direnişlerini sürdürentüm işçileri sevgiyle, saygıyla se-lamlıyorum” diyerek konuşmasınabaşlayan Öztaşkın şunları söyledi:“Günlerdir tek tek işyerlerinde ayrıayrı direniyoruz. Çok özverili bir

şekilde bir mücadele ortaya koyu-yoruz. Ama bugün bu bölgedekidirenişteki işçiler olarak, sendika-lar olarak bir araya geldik. Gücü-müzü birleştirdik. Bundan sonrabu yolda beraber yürümeye, bera-ber eylem yapmaya, beraber dire-nişler yapmaya, mitingler,gösteriler yapmaya karar aldık.Trakya'daki bu bölgesel birlikteli-ğin bütün Türkiye'ye yayılması vebütün Türkiye'yi bir direniş alanınaçevrilmesidir özlemimiz.”

Öztaşkın, daha iyi koşullarda çalış-mak ve yaşamak istedikleri içinPolyplex işçilerinin Petrol-İş'te ör-gütlendiklerini, çoğunluğu sağla-yarak yetki alındığını ancakişverenin bunu hazmedemeyerek21 işçiyi kapının önüne koydu-

ğunu, yetkiye de itiraz ettiğini be-lirterek şöyle devam etti:

“Ama bilsinler ki bu iş, bizi böylekapının önüne koyarak bitmez,yetkiye itiraz etmekle hiç bitmez.Biz kararlıyız, sonuna kadar müca-dele edeceğiz. Onları rahat bırak-mayacağız. İşverenlerin akıllarınıbaşlarına toplamalarını, örgütlen-meye saygı göstermelerini istiyo-ruz. Buradan fabrika yöneticilerinesesleniyoruz. Hiç kimse yabancısermayenin bekçiliğini yapmayakalkmasın. Dönsün biraz kendi in-sanına, kendi işçisine baksın.Polyplex'in yıllık cirosu 1 milyardolara yakın. Koskoca Petkim'inüçte bir oranında ciro yapıyor. İşte

bu organize sanayi bölgesinde de-vasa fabrikalar var ama hiçbirindesendika yok. Bu serbest bölgelerzaten işçi sömürüsünün, emek sö-mürüsünün en yüksek düzeyde ya-pılması için kurulmuştur. Buserbest bölgeler kurulduğu zamankanunla serbest bölgelerde işçile-rin sendikalaşması engellenmiştirama Sendikalar Kanunu'nda deği-şiklik yapıldı, serbest bırakıldı.Fakat hangi serbest bölgede, kaçsendikalı işyeri var? Bütün Türki-ye'de sendikalı fabrika sayısı 5'iaşmaz.”

Serbest bölgelerde her türlü hu-kuksuzluğun olduğunu, firmalarınucuz işgücü için yapmadıklarınınkalmadığını söyleyen Öztaşkınşöyle devam etti:

“Kalkmışlar Hindistan'tan gelmiş-ler buraya bir fabrika kurmuşlar.Ama her türlü sahtekarlığı yapı-yorlar. Siz buraya üretim yapmak

Page 27: Petrol-İş

petrol-iş26

için geldiniz Sahtekarlık için gel-mediniz. Biz burada arkadaşları-mızı üye yaptık. Bakanlığabaşvurduk, çoğunluğumuzu sağla-dık. Ama çoğunluğun sağlandığıbiline biline bizim yetkimize itirazedildi.

Bu TC yasalarını art niyetle kul-lanmaktan başka bir şey değildir.Bununla da yetinmediler. Bazıyeni iş başı yapan arkadaşlarımızıniş başı tarihlerini bizim örgütlenmeyaptığımız dönem öncesine çeke-rek büyük br sahtekarlık yaptılar.Bunlar sadece işçi düşmanı değilsahtekar. Bakanlık yetkililerini

göreve davet ediyoruz. İşçilerinsendikalaşmasını engellemek suç-tur. TC Ceza Kanunlarına görebunlar bu suçu işlediler. Sosyal gü-venlik kayıtları bakımından da busuçu işledikleri şu anda ispat edil-miş durumdadır. Bunların sadecesoruşturulması değil, cezalandırıl-maları gerekir. Hatta hapis ceza-sıyla cezalandırılmaları gerekir. BuHintli firma hakkında gerekli tat-bikat yapılmalıdır.”

Birleşik Metal-İş Sendikası GenelBaşkanı Adnan Serdaroğlu ise ko-nuşmasında, sendika ve konfede-rasyon ayrımı yapılmadan,

saldırılara uğrayan işçilerin hakla-rını savunarak mücadeleye devamedeceklerini söyledi. Başarı içindirenişin kaçınılmaz olduğunuifade eden Serdaroğlu, 'Buradakiişçi kardeşlerimiz için verdiğimizmücadele de mutlaka zaferle so-nuçlanacak.

Bugün, bizimle birlikte binlerceinsan, Ankara sokaklarında TorbaYasasına karşı mücadele ediyor vedireniyor. Çorlu'da direnen işçile-rimizin, sendikalaşarak büyüme-sini sermaye sahipleri istemiyor.Mısır ve Tunus'taki halk her şeyerağmen savunmasını ve tepkisini

ortaya koyuyor. Türk halkı da zul-medenlere karşı hakkını arıyor”dedi. Kitlesel basın açıklaması sı-rasında işçiler sık sık , “İşçilerinbirliği AKP'yi yenecek”, İşçilerbirleşin iktidara yerleşin”, “Yöne-tim şaşırma sabrımızı taşırma,”“Silkele başkan düşüyorlar”, Sen-dika anayasal hakkımız, engellene-mez” Yılgınlık yok direniş var,direne direne kazanacağız”, Yaşa-sın sınıf dayanışması” “Çorlu işçisiköle değildir, ölmek var dönmekyok”, Direne direne kazanacağız”“Baskılar bizi yıldırmaz”, “Türk-İş uyuma işçilere sahip çık” şek-linde sloganlar atıldı.

Burada toplam 250 çalışan var. Buarkadaşların yaklaşık yüzde 80'isendikamıza üye oldular. Anaya-

sal, demokratik haklarını kullandılar. İşve-ren arkadaşımızı işten atarak diğerlerini sizide atarım ha diye tehdit ederek burada sen-

dikalaşmayı engellemeye çalışıyor. Ancakarkadaşlarımız hem işten atılan arkadaşla-rına sahip çıktı hem de bu fabrikada bizsendikasız çalışmayacağız dediler. Kararlı

davrandılar. Yetkimiz geldikten sonra işve-renin bu uzlaşmaz tutumuna karşı, bu-günkü taleplerimizin yarın iki katınıisteyerek, greve kadar dayatacağız. Polyp-lex işvereni önce 21 arkadaşımızı işten çı-kardı ama 170 kardeşimiz onları yalnızbırakmamış, mücadeleyi birlikte sürdür-müştür. 170 arkadaş yumruğunu birleştirdive bu fabrikada vurdu: “Biz sendikasız ça-lışmayacağız” dediler. Karar verdiler, inatlada bu mücadeleyi sürdürüyorlar. İşverendebelenip duruyor.

Bizim iyiniyetli diyalog çağrılarımıza maa-lesef tepkiyle karşılık verdiler. Çağdışı uy-gulamalarla karşılaştı arkadaşlar.Arkadaşlarımızı resmen gizli kamera ile iz-liyorlar içeride. Bize karşılık verdiler. İçe-ride sadece tuvaletlerde kamera yok. Bu birutançtır. Aynı zamanda suçtur. Buradanbasın yoluyla savcılığa suç duyurusundabulunuyorum. Orada, makine başında biribizi sürekli gözetliyor. Gizli kameralarlainsanları saniye saniye gözetlemek suçtur.Bizim taleplerimizi duymak istemiyorlar,görmek istemiyorlar. Yasaları da ihlal edi-yorlar. İşverene, suç işlemekten vazgeç. Vediyalog çağrımıza cevap ver diyorum. Bizbu fabrikayı ortak olmaya gelmedik. Bufabrikanın tapusunu da istemiyoruz. Biz sa-dece hakkımızı istiyoruz.

Volkan Çildan: Mücadeleyedevam edeceğiz

2005'ten bu yana burada çalışıyordum. Bu-rada teknisyen olarak çalışıyordum. Sigaramolasına sık sık çıktığımı mazaret göstere-rek beni 23 Kasım'da işten çıkarttılar. Bensigara molası gerekçesini kesinlikle bir ba-

hane olarak düşünüyorum. Bizi sendikalıolduğumuz için işten çıkarttılar. Biz sonunakadar devam edeceğiz. Mücadeleye devamedeceğiz.

Düşova: Taleplerimiz kabuledilmezse şarteri indireceğiz!

İŞTEN ÇIKARILAN İŞÇİLER NE DİYOR?

Trakya Şube BaşkanıTURGUT DÜŞOVA

Volkan Çildan

TRAKYA ŞUBE BAŞKANIMIZ TURGUT DÜŞOVA VE POLYPLEX İŞÇİLERİ NE DİYOR?

Page 28: Petrol-İş

petrol-iş 27

Osman Kırcı: Hiçbir zaman yılmayacağız

Üç yıldır burada çalışıyordum. Sendi-kalı olduk, işimizden çıkartıldık. Beniçıkartma mazaretleri de sigara mola-sına sık çıkmam imiş. Ancak ben bu

gerekçeye inanmıyorum. Arkadaşla-rınla olumsuz görüşmeler yapıyorsun,fabrikayı kötüleyen sözler ediyorsun,sigara molasına sık çıktığın için maki-nayı boş bırakıyorsun gibi gerekçelerileri sürdüler. Bunları hiçbirini kabuletmiyorum. Tamamiyle sendikaya üyeolduk diye, örgütlendik diye, yasalhakkımızı kullandık diye işten çıkardı-lar, örgütlenmenin önüne geçmeye ça-lıştılar. Mücadelemizi sonuna kadardevam ettireceğiz. İşimizi tekrar gerikazanmak istiyoruz. Bu işyeri yasalhakkımızı, sendikayı tanıyana kadarmücadeleyi sürdüreceğiz. Hiçbirzaman yılmayacağız.

Muammer Gedik: Yasal hakları-mızı kullanmak istedik

Üç yıldır burada çalışıyorum. Arkadaş-larımın da söylediği gibi benim de

işten çıkartılma gerekçem sigara mo-lasına fazla çıkmam. Esasen bizlerisendikal örgütlenme nedeniyle iştençıkarttılar. Biz araştırma yaptık. Yasalhaklarımızı da kullanmak istedik.

İçeride çalışma koşulları çok kötü. Psi-kolojik baskılar var. Haklarımızı ver-miyorlardı. Haklarımızı almak istedik.Bu nedenle sendikal örgütlenmeye ih-tiyaç duyduk ve yasal hakkımızı kul-lanmak istedik. Bu nedenle de iştençıkartıldık.

Mete Tacı: Örgütlenmeyi dağıtmakiçin bizleri çıkardılar

2006 yılından bu yana burada çalış-maktayım. Bölümümde teknisyen faz-

lalığı olduğu gerekçesiyle iştençıkartıldım. Aslında bu böyle değilmiş.Biz daha önceden sendikal örgütlen-meye başlamıştık.

Bu, yönetim tarafından duyulunca çı-kışımıza sebep oldu. Bu örgütlenmeyi

dağıtmak amacıyla bizleri işten çıkart-tılar. Bundan sonra mücadelemiz süre-cek. İşe iade davası açıldı. İşimizi geriistiyoruz. Mücadelemiz sonuna kadardevam edecektir. İçerideki arkadaşla-rımız da bizleri destekliyor.

Şenol Seçer: İlk kez sendikal faali-yette bulundum ama pişman deği-lim

Sendikaya üye olduk diye bizleri iştençıkardılar. Sonuna kadar da götürece-

ğiz bunu. Evliyim, bir çocuğum var.İlk kez sendikal faaliyette bulundumama pişman değilim. Bundan sonra so-nuna kadar mücadelemiz sürecek.

Bizler Anayasal, demokratik hakları-mızı kullandık. Ancak işveren tüm iş-verenler gibi önce bizleri atarak diğerişçileri de tehdit etmeye çalışıyor. Sen-dikaya üye olmayın, baktın sizleri deatarım demek istiyor ama bunda başa-rılı olamayacak. Polyplex işçisi kararlı.Bu işyerine Petrol-İş mutlaka girecek.

OSMAN KIRCI

MUAMMER GEDİK

METE TACI

ŞENOL SEÇER

Page 29: Petrol-İş

Trakya Şubemiz İdariSekreteri Osman Sa-yın'ı 2 Aralık'ta Çor-

lu'da geçirdiği trafikkazasında kaybettik. OsmanSayın, Avrupa Organize Sa-nayi Bölgesi'nde kurulu bu-lunan Polyplex Europafabrikasında örgütlenme ne-deniyle işten çıkartılan vebir haftadır fabrikanınönünde direniş yapan işçi-leri Çorlu'dan alıp fabrika-nın önüne götürmek üzereLüleburgaz'dan Çorlu'yadoğru seyahat etmekteydi.Sayın, otoyolda seyahat et-mekte iken bir TIR kamyo-nuna arkadan çarpmasısonucu meydana gelen ka-zada hayatını kaybetti.Osman Sayın'ın cenazesi,genel merkez yöneticileri-mizin, şube başkanlarımı-zın, işyeri temsilcilerimizin,Trakya bölgesindeki fabri-kalarda çalışan başta TPAOişçileri olmak üzere Petrol-İş üyesi işçilerin, diğer sen-dikalara üye işçi veemekçilerin, Lüleburgazhalkının da katılımıyla 3Aralık, Cuma günü Lüle-burgaz Merkez Sokullu Ca-

mii'nde kılınan öğle nama-zının ardından Lüleburgazmezarlığında toprağa ve-rildi. 25. 05. 1962 tarihindeEruh - Siirt'te doğan OsmanSayın, tahsilini Eruh'ta ta-mamladıktan sonra 1983 yı-lında da askerlik görevinibitirdi. 01. 03.1986 yılındaTPAO Trakya Bölge Mü-dürlüğü'nde işe başlayanSayın, 1995 yılından itiba-ren aynı işyerinde temsilci-lik, baştemsilcilik veTrakya Şubemiz YönetimKurulu üyeliği görevlerindebulundu. Osman Sayın,Trakya Şubemizin 6. GenelKurulu'nda ise Şube İdariSekreterliği görevine se-çildi. Sayın, 01.11.2008 ta-rihinden bu yana bugörevini sürdürüyordu. Sen-dikamız, Osman Sayın'ınişçi sınıfı hareketine ve ör-gütümüze verdiği hizmet-leri unutmayacaktır.

Burada bir arkadaşımızı şehit verdikGenel Sekreterimiz MustafaÇavdar, Polyplex Europafirmasının Çorlu AvrupaOrganize Sanayi Bölge-

sin'deki fabrikası önünde 23Aralık'ta yapılan kitleselbasın açıklamasında şöylediyordu:“Bizi bu mücadeleden hiç-bir şey geri döndüremez.Kaldı ki burada çok önemlibir nedenimiz daha var. Bizburada bir arkadaşımızışehit verdik. Buradaki ör-gütlenmeye gelen arkadaşı-mızı, Şube İdariSekreterimiz Osman Sayınarkadaşımızı trafik kaza-sında şehit verdik Ruhu şadolsun. Ve O bilsin ki bura-daki arkadaşlarımız Petrol-

İş bayrağını buraya diktilerve ilelebet Petrol-İş bayrağıburada kalacak, örgütlülü-ğümüz burada devam ede-cektir. Bizi buradadesteklemeye gelen Deri-İşüyelerine, Eczacıbaşı İlaç(Zentiva ), Jotun Boya,Elba ve TPAO'dan gelenarkadaşlarımıza da sendika-mız adına teşekkür ediyo-rum. Bu dayanışmaruhunun ileride daha güçlübir şekilde devam edeceğiniburadan ilan ediyorum.”

Trakya Şube İdari Sekreterimiz Osman Sayın'ı unutmayacağız, unutturmayacağız!

Osman Sayın, Polyplex Europa fabrikasında örgütlenme nedeniyleişten çıkartılan ve fabrikanın önünde direniş yapan işçileri Çorlu'danalıp fabrikanın önüne götürmek için Lüleburgaz'dan Çorlu'ya doğruotoyolda seyahat ederken bir TIR kamyonuna arkadan çarpması so-nucu meydana gelen kazada hayatını kaybetmişti.

Page 30: Petrol-İş

petrol-iş 29

“Türkiye, Polyplex işten attığıişçilere işbaşı yaptırmalı, sendi-kayla görüşmeli”

“Hindistan'daki Polyplex Corp. adlı şir-kete bağlı Türkiye'deki Polyplex Europaönce 2010 yılında 6 işçiyi sendikal faali-yet nedeniyle işten attı. Daha sonra 15 iş-çiyi daha sendikal nedenle işten attı.

Çorlu'da Polyester film üreten 250 işçininçalıştığı Polyplex Europa'nın tesislerindeTürkiye'nin önde gelen kimya ve enerjisendikası Petrol-İş başarılı bir örgüt-lenme çalışması yürütüyordu.

İşten atılan işçiler fabrikanın önünde(içerdeki işçilerin desteğiyle) başlattıklarıprotesto eylemini sürdürüyorlar. Petrol-İş sendikanın tanınmasını, sendikal hak-ların hayata geçirilmesini, taraflarınkabul edebileceği bir toplu sözleşme ba-ğıtlanmasını ve 21 işçinin işe iadesini

talep ediyor. Hindistan şirketine protes-tonuzu belirterek Türkiye'de örgütlenmehakkının gelişmesine ve Petrol-İş'in ör-gütlenme girişiminin desteklenmesinekatkıda bulunmuş olacaksınız.”

LabourStart'ın kampanya mektubu ise şuşekilde:

“Sayın Polyplex Yönetimi,Türkiye'de sendikal faaliyet nedeniyle iş-çileri işten atmanız olumsuz ve kötü ni-yetli bir davranıştır. Türkiye'dekiPolyplex şirketi, ülkedeki iş yasasına, kü-

resel ve Avrupa'daki çalışma standartla-rına saygı göstermeli, işletmenin insanayakışır çalışma koşullarını sağlaması içinPetrol-İş temsilcileriyle görüşmelidir.Sizi Çorlu'da sendikalaştıkları için iştenatılan 21 işçiye işbaşı yaptırmaya ve Pet-rol-İş'le görüşmeleri başlatmaya çağırı-yorum.”

Kampanyayı yürüten LabourStart Websitesine aşağıdaki bağlantıdan ulaşıla-bilir:

http://www.labourstart.org/cgi-bin/soli-darityforever/show_campaign.cgi?c=868

Dünyanın dört bir yanından işçiler vesendikacılarla ilgili haberler yayınlayanLabour Start'ta kampanya için hazırlananbilgisayar programı sayesinde İngilizce,Fransızca, Almanca, İspanyolca, Porte-kizce, İtalyanca ve Norveççe hazırlanmışprotesto ve uyarı mektupları ilgili firmaveya kişilere gönderilebiliyor.

Petrol-İş sendikası çatısı altındaörgütlenmeleri nedeniyle Hin-distan merkezli çokuluslu şirket

Polyplex Corporation Ltd. patronu ta-rafından işten atılan Polyplex işçileriile dayanışma kampanyası Uluslar-arası Kimya Enerji Maden ve Genelİşçiler Federasyonu ICEM tarafındanLabourStart internet sitesine taşındı.

Polyplex işçileri ile dayanışma çerçe-vesinde sitede başlatılan bu kampan-yaya Türkiye'den emek dostları daaşağıdaki adresten sitenin Türkçe bö-lümüne ulaşarak katılabilir.

http://www.labourstart.org/cgi-bin/solidarityforever/show_campa-ign.cgi?c=890

LabourStart hakkında kısa bilgiUluslararası sendikal hareketteki gün-cel gelişmelerin haberlerini internetkullanıcılarına online olarak sağlayanLabourStart haber sitesinin ilk nüve-leri 1996 yılında İngiltere'de yaşayanemek dostu bir sendikacı olan Eric Leetarafından atıldı.

Başlangıçta Eric Lee'nin kişisel çaba-ları ile işleyen sitenin adı da The La-

bour Movement and the Internet: NewInternationalism (Emek Hareketi veİnternet: Yeni Enternasyonalizm) idi.1997 yılında kısıtlı bir ağ ile GüneyKore'den emek haberlerine yer verensitenin, 1998 yılında haber ağı daha dayaygınlaştı, sitenin adı da LabourStartoldu.

Bugün site 20'den fazla dilde, 700kadar sendikanın sitesi kullanılarak500'den fazla gönüllü muhabirle ulus-lararası sendikal hareketteki günlükgelişmeleri emek dostları ile buluştu-ruyor.

Polyplex işçilerine küresel destek

ICEM Polyplex işçileri ile dayanışma kampanyasını LabourStart'a taşıdı

LabourStart, POLYPLEX DİRENİŞÇİLERİNİN HAKLARI İÇİN HİNTLİ FİRMAYA ÇAĞRI KAMPANYASI BAŞLATTI

Page 31: Petrol-İş

petrol-iş30

Sendikamızın Gebze Şubesi'nin ör-

gütlü olduğu, Darıca - Osman Ga-

zi'de faaliyet gösteren, plastik kapak

sektörünün önde gelen firmalarından, Al-

manya merkezli ve çok uluslu bir firma olan

Bericap Kapak San. Ltd. Şti'nin, üyelerimiz

üzerindeki baskılarını artırarak sürdürmesi

ve 4 üyemizin de tazminatsız olarak işten

çıkartılması nedeniyle sabrı taşan 92 işçi

fabrika önünde direnişe geçti. Bericap işve-

reninin 25 Aralık Cuma günü 4 Petrol-İş

üyesi işçiyi işten çıkartması fabrikada çalı-

şan tüm işçilerin büyük tepkisine neden

oldu. Petrol-İş üyesi Bericap işçilerinin

tümü, işten çıkartılan üyelerimizin işe geri

alınmasını talep ederek fabrika önünde pro-

testo eylemine başladılar. Bericap işvereni-

nin üyelerimizi işten çıkartmasına ve

sendika düşmanlığına sert tepki gösteren

Gebze Şubemizin Başkanı Süleyman Ak-

yüz'ün çağrısıyla başta bu şubemizin ör-

gütlü olduğu Mecaplast Otomotiv Ürünleri,

Cambro Özay, Tekno Kauçuk, Süperlas Sü-

perplastik Kauçuk işçileri olmak üzere böl-

gede çalışan 1000'in üzerinde işçi Bericap

fabrikası önüne, protesto eylemine ve dire-

nişe destek vermeye geldiler. Sa-ba işçileri

de Bericap fabrikasına gelerek, protesto ey-

lemine katıldılar. Gebze'de diğer fabrika-

larda çalışan işçiler, emekçiler, siyasi

partiler ve demokratik kitle kuruluşları da

Bericap fabrikası önüne gelerek direnişi

desteklediler. Fabrika önünde toplanan işçi-

ler, emekçiler sloganlar atarak işvereni pro-

testo ettiler.

Bericap, işçilerin sendikalı

olmasını hazmedemedi

Petrol-İş Gebze Şubesi bu işyerinde 2009

Temmuz ayında örgütlenmeye başladı ve

aynı yıl Ağustos ayında da çoğunluk sağla-

narak yetki için Çalışma Bakanlığına baş-

vuruldu. Bu işyeri için 14 Eylül 2009'da

çoğunluk yetkisi geldi ve 7 Ekim'de de

toplu sözleşme yetkisi alındı. Temsilci ata-

Bericap’ta yılgınlık yok, direniş var...

İŞYERİNDE BASKILARIN SÜRMESİ VE 4 İŞÇİNİN TAZMİNATSIZ OLARAK İŞTEN

ÇIKARTILMASIYLA SABRI TAŞAN ÜYELERİMİZ 2 AYDIR DİRENİŞTE

MEHMET YILMAZ

Page 32: Petrol-İş

petrol-iş 31

malarının da 14 Ekim tarihinde tamamlan-

masıyla 3 Kasım 2009'da toplu iş sözleş-

mesi görüşmelerine başlandı. 2010 yılı

Ocak ayında toplu iş sözleşmesi imzalandı.

Ancak bu süreç içerisinde Petrol-İş, Bericap

işvereniyle oldukça sorunlu bir dönem ge-

çirdi. İşçilerin örgütlenmesini ve Petrol-İş'i

hazmedemeyen Bericap işvereni örgüt-

lenme sürecinde 6 işçiyi işten çıkarttı, sen-

dikalı olan diğer işçilere de gözdağı

vermeye çalıştı. İşverenin bu tavrına karşı

sendikamız o zaman da büyük bir tepki gös-

termiş ve işverenin bu tavrını protesto et-

mişti. Yapılan görüşmeler sonucunda 3 işçi

geri alınırken, üç işçinin de daha sonra işe

geri alınacağı taahhüdü verildi. Fakat işve-

ren bu taahhüdünü tutmadı.

TİS sonrasında da baskılar artarak sürdü

Petrol-İş'in bu işyerinde toplu iş sözleşmesi

imzalamasına karşın işyerinde çalışma ba-

rışı sağlanamadı. TİS sonrası süreçte sendi-

kalı çalışanlar üzerindeki baskılar devam

etti. Sendikalı işçilerle sendikasız işçiler

arasında çifte standartlar ve sendikasız işçi-

ler lehine bazı uygulamalara gidildi. Beri-

cap işvereni sözleşme koşullarını ihlal

etmeye, işyerindeki örgütlülüğü kırmak ve

sendikalı işçileri yıldırmak için değişik

baskı yöntemleri uygulamaya başladı. Sen-

dikalı çalışanlara bir türlü huzur verilmedi

ve baskılar artarak devam etti. Bu sürecin

devamı olarak Kasım ayında toplu iş söz-

leşmesindeki anlaşmalara aykırı olarak iş-

çilerin vardiyası değiştirilmek istendi. Bu

değişikliğe uyulmadığı gerekçesiyle var-

diyada çalışanlar Disiplin Kurulu'na ve-

rildi. 16 üyemizden 6'sının kararı 23

Aralık 2010 tarihine bırakıldı ve aynı gün

verilen kararla 4 üyemizin de iş akti tazmi-

natsız olarak feshedildi.

Volkan Sarıtaş, Faruk Şentürk, Ayşe Kara-

hasanoğlu ve Kamil Tütüncü adlı üyeleri-

mizin kıdem tazminatı verilmeden işten

çıkartılmasıyla işveren, üyemizin de, sendi-

kamızın da sabrını taşırdı.

Öztaşkın: Bericap'ta haklarımızı

almadan geri dönmeyiz!

Bericap işçilerinin direnişe geçmeleri nede-

niyle fabrika önünde yapılan kitlesel basın

açıklamasında konuşan sendikamız Genel

Başkanı Mustafa Öztaşkın, “Bericap’ta üç

şey istiyoruz. Bir; atılan arkadaşlarımız ge-

riye alınsın. İki; taşeron sistemine son veril-

sin. Üçüncüsü de toplu iş sözleşmesinde

Page 33: Petrol-İş

petrol-iş32

kapsam dışı olarak tarif edilenlerin dışında

kalan herkesin sendikalı olmasını istiyoruz”

dedi. Bu üç talep kabul edildiği takdirde

derhal iş başı yapmaya hazır olduklarını

söyleyen Öztaşkın, “Ama bu üç talebimiz

yerine getirilmediği takdirde iş başı yapma-

yacağız. Şunu çok iyi bilsinler... Bericap iş-

çisi bir gün direnir, üç direnir, pes eder,

döner gelir diye hiç düşünmesinler. Bericap

işçisi gemileri yaktı, hakkını almadan geri

dönmez” diye konuştu. Genel Başkanımız

Mustafa Öztaşkın, Genel Mali Sekreteri-

miz İbrahim Doğangül, Gebze Şube yöne-

ticilerimiz, İstanbul 2 Nolu Şube

yöneticilerimiz, Gebze şubemizin örgütlü

olduğu işyerlerinden Süperlas, Cambro

Özay, Mecaplast, Pimaş, Unilever, Alpla,

Betesan işçilerinin, İstanbul 2 Nolu şube-

mizde örgütlenen ve hala direnişte olan Sa-

ba işçilerinin, Lastik-İş Sendikası Gebze

şubesinde örgütlü işçilerin, Birleşik Metal

– İş üyesi Kroman Çelik işçilerinin, Eği-

tim-Sen üyelerinin, Gebze bölgesindeki

fabrikalardan gelen diğer emekçilerin, sen-

dikaların, siyasi partilerin, sivil toplum ku-

ruluşu temsilcilerinin de katılımıyla

Bericap fabrikası önünde yapılan kitlesel

basın açıklamasında Bericap işvereni pro-

testo edildi.

İşçilerimizi iliklerine kadar sömürüyorlar

Konuşmasında, Bericap firmasının yabancı

bir firma olduğunu ve ülkemizde onbin-

lerce yabancı şirketin bulunduğunu söyle-

yen Öztaşkın,”Bunlar ülkemize ucuz

işgücü için gelmektedirler. Geliyorlar, fab-

rikalarını kuruyorlar, işçileri neredeyse as-

gari ücretle çalıştırıyorlar. Emeğimizi sö-

mürüyorlar. İşçilerimizi, çalışanlarımızı

iliklerine kadar sömürüyorlar. Karlarını da

kendi ülkelerine transfer ediyorlar. Bu işçi-

ler hakkını aradığı zaman, sendikalaştığı

zaman, ücretlerinin artmasını istedikleri

zaman da onları kapının önüne koyuyorlar”

dedi. Bericap işçilerinin 2009 yılının Tem-

muz ayında sendikalaşmak ve örgütlü ola-

rak çalışmak, yaşam koşullarını, çalışma

koşullarını iyileştirmek istediklerini ve Pet-

rol-İş'e üye olduklarını belirten Öztaşkın

sözlerini şöyle sürdürdü: “Bericap işvereni

ne yazık ki o dönemde de üye olan arkadaş-

larımızın bir kısmını daha işin başında ka-

pının önüne koydu. Yani Bericap işvereni

gerçek yüzünü daha işçiler sendikaya ilk

kez üye olduklarında gösterdi. 6 arkadaşı-

mızı işten çıkarttı. O günlerde de burada bir

direniş gerçekleştirdik. Arkadaşlarımızın bir

kısmı geri alındı. Ama vaatler verilmesine

rağmen diğer arkadaşlarımız işe geri alın-

madı. Arkadaşlarımız işinden, ekmeğinden

oldu. Yani biz buraya kolay girmedik, bedel

ödeyerek girdik.”

Bedel ödettirmeden çıkmayız

Bericap işverenine bir bedel ödettirmeden

Page 34: Petrol-İş

petrol-iş 33

bu işyerinden asla çıkmayacaklarını söyle-

yen Öztaşkın, bu yılın başında sözleşme im-

zalamamıza rağmen Bericap işvereninin

adım adım adım sendikasızlaştırma yani

sendikanın yetkisini düşürmek için uğraştı-

ğını, işyerinde çalışan işçi sayısını yüzde 50

+1’in altına indirmek için sistemli bir poli-

tika, adım adım sendikasızlaştırma politi-

kası izlediğini belirterek şöyle devam etti:

“Arkadaşlarımız tek tek işten atılıyor. İşte

son örneği... İşveren vardiya değişikliğini

bahane ederek, arkadaşlarımızın haklı ola-

rak ortaya koyduğu bir tepkiyi bahane ede-

rek üyelerimizi Disiplin Kuruluna sevketti.

Ve bir gurup arkadaşımızı çeşitli yevmiye

kesintileriyle cezalandırdı. Dört arkadaşı-

mızı da kapının önüne koydu. Arkadaşları-

mızın amacı eylem yapmak, disiplinsiz

davranmak değildir. Arkadaşlarımı-

za hiç sormadan, bu işin nasıl, ne şekilde,

ne zaman olacağını hiç bir şekilde onlarla

konuşmadan, tartışmadan vardiya değişik-

liği yapıyorsunuz. Sonra da arkadaşlarımız

haklı tepkilerini ortaya koydu diye dört ar-

kadaşımızı işten atıyorsunuz. Burada amaç

sendikanın etkisini kırmaktır. Bericap işçi-

sini sendikasızlaştırmaktır. Ama bizi sendi-

kasızlaştıramayacaklar. Bericap işçisini

sendikasız, örgütsüz bırakamayacaklar.

Çünkü Bericap işçisi mücadele ederek bu-

raya sendikayı getirdi. Ve mücadele ederek

de sendikayı sonuna kadar devam ettire-

cektir.”

Protesto eylemi ve kitlesel basın açıkla-

ması sırasında işverenin fabrikayı polis kor-

donuna alması da işçilerin tepkisini çekti.

“Burası fabrika, karakol değil” diye tepki-

lerini ortaya koyan kitle sık sık, “Üreten

biziz, yöneten de biz olacağız”, “Birleşe bir-

leşe kazanacağız”, “Zafer direnen emekçi-

nin olacak”, “Baskılar bizi yıldıramaz”, “

“Bericap işçisi yalnız değildir”, “Yan gelip

yatmadık, Bericap'ı satmadık”, “İşveren şa-

şırma, sabrımızı taşırma”, “Kurtuluş yok tek

başına, ya hep berber ya hiç birimiz”,

“Zafer direnen emekçinin olacak, “Taşeron

işçi istemiyoruz”, “Direne direne kazanaca-

ğız”, “Yaşasın örgütlü mücadelemiz” “ Yıl-

gınlık yok, direniş var” şeklinde sloganlar

attılar. Bericap'a işverenine tepkiler çığ gibi

Bericap direnişinin 41. gününde, Gebze böl-

gesindeki işçiler, emekçiler Gebze Sendika-

lar Birliği öncülüğünde fabrika önünde

toplanarak, kitlesel basın açıklamasıyla

Alman firması Bericap'ı protesto ettiler, Be-

ricap işverenini uygulamalarından dolayı

kınadılar. Çok uluslu Alman firması Beri-

cap Kapak Sanayi, fabrikada örgütlenen ve

2010 yılı başında toplu iş sözleşmesi imza-

layan Petrol-İş'i bir türlü kabullenememiş,

sendikasızlaştırma politikasını uygulamaya

koymuştu. Bericap işçileri ise bu uygulama-

lara tepki gösterince işveren, 23 Aralık'ta

dört işçiyi tazminatsız olarak işten çıkar-

mıştı. İşten atılan arkadaşlarına sahip çıkan

ve Bericap işverenine sert tepki gösteren,

sendikasızlaştırma politikalarını protesto

eden 88 işçi de daha sonra tazminatsız ola-

rak işten çıkartılmış ve fabrika önünde di-

reniş başlatılmıştı. İşçilerin fabrika önünde

direniş çadırı kurmalarına dahi tahammül

edemeyen Bericap işvereni, direniş çadırla-

rını da söktürdü. Ardından kalın brandalarla

fabrikanın çevresine utanç duvarı çekti. Di-

renişin 41. gününde fabrika önünde yapılan

protesto eylemine Gebze Sendikalar Birli-

ği'ne bağlı sendikalarda örgütlü işçiler,

Page 35: Petrol-İş

petrol-iş34

DİSK - Birleşik Metal - İş Sendikası'na üye

işçiler, Hak-İş'e bağlı Çelik-İş'te örgütlü iş-

çiler, Tezkoop-İş üyesi işçiler, Tersane İşçi-

leri Birliği, Uluslararası İşçi Dayanışma

Derneği üyeleri, siyasi parti temsilcileri,

çağdaş hukukçular, Gebze şubemizde ör-

gütlü Petrol-İş üyesi işçiler, sendikamızın

merkez yönetim kurulu üyeleri, işyeri tem-

silcileri ve diğer fabrikalardan gelen işçiler

katıldı. Bericap fabrikası önünü miting ala-

nına çeviren işçilere, direnişte gelinen sü-

reçle ilgili açıklama yapan Gebze Şube

Başkanımız Süleyman Akyüz ve Gebze

Sendikalar Birliği Dönem Başkanı, Hak-İş'e

bağlı Çelik-İş'in Gebze Şube Başkanı Şera-

fettin Koç birer konuşma yaptı.

Taleplerimiz karşılanırsa

hemen iş başı yaparız

Genel Başkanımız Mustafa Öztaşkın Beri-

cap direnişinin 41. gününde, fabrika önünde

yaptığı açıklamada, “41 gündür burada

ekmek ve onur mücadelesi veriyoruz. Bu

eylemi ne için yapıyoruz? Bir kez daha tek-

rarlayalım. Biz üç şey istiyoruz. Bir; bütün

atılan arkadaşlarımızın işe geri alınmasını

istiyoruz. İki; özellikle üretimde müteahhit

ve taşeron istemiyoruz. Üçüncüsü de içeride

sendika üyesi olmayanlar var. TİS kapsa-

mında olup da sendika üyesi olmayan bütün

işçilerin sendikaya üye olmasını istiyoruz.

Onlar üzerinde psikolojik baskının sona er-

dirilmesini istiyoruz. İşverenlerin sendika

üyesi olmayanlara karşı ayrımcı politikalara

son vermesini istiyoruz.

Bu taleplerimiz gerçekleştirdiği takdirde

derhal, hemen işbaşı yaparız. Ama bu ta-

leplerimiz gerçekleşmediği takdirde dire-

nişimizi ilk günkü kararlılığımızla sonuna

kadar sürdürmeye kararlıyız” dedi. Bericap

işveren yetkilileri ile bir görüşme yaptıkla-

rını, ancak işverenin Bericap işçisinin ta-

leplerini dikkate almadığını belirten

Öztaşkın,”Bize hala tehditkar bir şekilde

yaklaşmaya devam ediyorlar. Neymiş; fab-

rikayı kapatırlarmış. Neymiş; fabrikayı bu-

radan taşırlarmış. Kapatırsan kapat,

taşırsan taşı. Hep kendinizi haklı, işçiyi

haksız görüyorsunuz. Bir kere de bu işçinin

ne dediğine kulak verin. Bakıyorum fabri-

kanın duvarlarına brandalar çekilmiş.

Utanç duvarı yapmışlar. Bu duvarla mı bizi

korkutacaksınız? Biz o duvarları da aşma-

sını biliriz” dedi.

Yabancı sermayenin

bekçiliğini yapmayın

Çadırların sökülmesi nedeniyle Bericap iş-

verenine sert tepki gösteren ve emniyet güç-

lerinin tutumunu da eleştiren Öztaşkın şöyle

devam etti: “41 gündür buradayız. Meşru

olmayan ne yaptık ki? Ekmeğimizi istiyo-

ruz. Kış günü çocuklarımıza ekmek götür-

mek istiyoruz. Bundan daha vicdani bir şey

olabilir mi? Bundan daha meşru bir hak, bir

mücadele olabilir mi? Biz bunun için dire-

nirken, bu soğukta, bu kışta çadırsız bırakı-

lıyoruz. Çadırımız sökülüyor. Neden bizim

çadırımız yıkılıyor? Emniyet güçlerimiz

vatandaşın güvenliğini ve emniyetini sağla-

makla yükümlüdür. Emniyet güçlerinin gör-

evi işvereni korumak değil, halkı

korumaktır.” Hiç kimsenin bu ülkede ya-

bancı sermayenin bekçiliğini yapmaya kalk-

maması gerektiğini belirten Öztaşkın

sözlerini şöyle tamamladı: “Elbette serma-

yenin yerlisi, yabancısı bizi çok ilgilendir-

miyor. Ama bir yerde de kendi ülkenizi,

kendi ülkenizdeki insanları da düşünmek

durumundasınız. Gelmişler, buraya fabri-

kayı kurmuşlar, bizleri iliklerimize kadar

sömürmeleri, kar transferlerini ülkelerine

yapmaları yetmiyormuş gibi bir de işimizi,

ekmeğimizi elimizden almaya çalışıyorlar.

Onun için kimse sermayenin bekçiliğini,

özellikle yabancı sermayenin bekçiliğini

yapmaya kalkmasın. Biz örgütlü bir gücüz.

Tek başımıza da değiliz. Sadece Bericap'a

karşı değil, bütün Alman firmalarına karşı

gerekirse çeşitli kampanyalar yürüteceğiz.

Bu mücadele sadece Bericap'ın önünde sür-

meyecek elbette. Elimizde hangi güç, hangi

olanak varsa hepsi kullanılacak. Bu ulusal

düzeyde de uluslar arası düzeyde de kulla-

nılacak. Her türlü siyasi, ekonomik güç,

diplomasi ne varsa bunlar yapılacak. Ulus-

lararası dayanışmayı her geçen gün büyüte-

rek, yükselterek devam ettireceğiz. “

Şube Başkanımız Akyüz: Bu mücadelesendikalı olarak çalışma mücadelesidirDirenişin 41. gününü değerlendiren Gebze

Şube Başkanımız Süleyman Akyüz de şun-

ları söyledi: “Bericap işçisi işini ve sendi-

kasını istiyor. Bunun için eylemdedir, bunun

için mücadele ediyor. İçeri girene kadar da

bu mücadeleyi vermeye devam edecektir.

Bu mücadelenin başarıya ulaşması hepimi-

zin elindedir: Bu mücadeleyi hep birlikte

vereceğiz. Burada verilen mücadele sadece

Bericap işçisinin mücadelesi değildir, bir ör-

gütlülük mücadelesidir, sendikalı olarak ça-

lışma mücadelesidir. O yüzden bunu bütün

işyerlerimiz, bütün sendikalar örnek alma-

lıdır. Bu mücadele, emsali görülmemiş bir

mücadele örneğidir. Yıllarını bu işletmeye

vermiş, kıdem ve ihbar tazminatlarını gö-

zardı etmiş ve sadece dört arkadaşını değil,

sendikasının bayrağını bu işyerinde dalga-

landırmak adına kapıya çıkan Bericap işçisi

41 gündür mücadele ediyor. Bu tür mücade-

leler verilirse ancak başarıya ulaşabiliriz.”

           

Page 36: Petrol-İş

petrol-iş 35

kullandırmadılar bize. Cumartesi ge-cesi vardiyaya geleceksiniz dediler.Yeni bir vardiya çıkartarak gelmemeziistediler. Tamam ama bunun içinmesai vermeniz gerekir dediğimizdemesai yok, normal çalışma günü gibi

gelinecek dedi işveren. Böyle oluncada arkadaşlar gelmeme kararı verdiler.16 kişilik bir arkadaş gurubuydu buvardiya. Arkadaşlar gelmeyince Disip-lin Kurulu'na verildiler. Disiplin Ku-rulu bu arkadaşların 10'una yevmiyecezası verdi. Daha sonra yeni bir karardaha çıkartarak iki arkadaşa yevmiyekesme cezası verdi. 23 Aralık'ta dadört tanesini tazminatsız olarak iştençıkarttı. Biz de sesimizi çıkartmaz isekbugün bu arkadaşlara bunu yapanyarın da bize aynısını yapar düşünce-siyle eyleme çıktık.

Sesimizi çıkarmadığımız sürece bir aysonra 4 kişiyi daha işten atacaktı ve buböyle devam edecekti. İşverenin bura-daki amacı biz çalışanları huzursuzetmek ve sendikayı buradan tamamenkaldırmak. Biz de buna engel olmak

Mustafa Aslan: İşverenin amacı sen-dikayı bu işyerinden tamamen kaldır-mak

11 yıldır burada çalışıyorum. Evliyim,üç çocuğum var. Gebze'de oturuyo-rum. Biz 2009'un Temmuz ayında ör-gütlenmeye, sendikalı olmaya kararverdik. Yeterli çoğunluğu sağlayarakörgütlendik ve yetkiyi aldık. 2010'unbaşında sözleşme imzalandı.

Çalışma şartlarımız çok zordu. Ça-lışma koşullarımızın düzelmesi içinsendikalaştık, sözleşmeyi de imzladıkama buna rağmen huzurlu bir çalışmaortamı sağlanmadı. Psikolojik, hertürlü zorluğu bize yaşatmaya çalıştılar.En son bu direnişi başlatmamızın ye-gane nedeni ne gelince, Kurban bay-ramının sonunda tatil vardı. O tatili

MUSTAFA ASLAN

SENDİKAMIZ ÜYESİ, DİRENİŞÇİ BERİCAP İŞÇİLERİ NE DİYOR?

Page 37: Petrol-İş

petrol-iş36

noktamız şu oldu; Kurban Bayramıarefesinde işveren bir duyuru astı.Bizde normalde vardiyalar 20 senedenberi gündüz başlar, 08.00'de başlar. 20senedir her bayramda üniteler bu şe-kilde üretime başlamıştır. Birinci var-diya 08.00 vardiyasıdır. Bayramarefesinde ise birinci vardiyanın gecevardiyası olduğunu duyuran, yani00.00'da işbaşı yapmamız gerektiğinibelirten bir yazı astılar. Bunun da kartbasma ile ilgili olduğunu, eski dü-zende devam edileceği gibi şeyler yaz-dılar. Bu çalışmayla ilgili de hiçbirmesai ücretinin ödenmeyeceğini buduyuruda yazdılar.

Normalde pazar sabahı başlamamızgereken çalışmayı cumartesi gecedenbaşlatmak istediler. Arkadaşlarımızbuna tepki gösterdi. Gece gelmesiplanlanan vardiya üretime gelmedi.Bu durumu protesto ettiler. Bunun ne-ticesinde 16 arkadaşımız disiplin ku-ruluna verildi. İlk oturumda 16arkadaşımızdan 10'una bir veya ikiyevmiye kesme cezası verildi. 6 arka-daşımız ile ilgili karar ise ikinci otu-ruma ertelendi. Bu arkadaştan da yine2'sine yevmiye cezası verildi. Dördüde tazminatsız olarak işten çıkartıldı.

Dört arkadaşımızın tazminatsız olarakiş akitlerinin feshedilmesi neticesinde

tüm arkadaşlar işbaşı yapmayarak dı-şarı çıktı. Burada zaten bir sendikasız-laştırma çabası vardı. Diğer işçiarkadaşların hepsi de bize de aynı şey-ler olacak şeklinde düşünmeye başla-dılar. Arkadaşlarımızı topladık,sendikalarda toplantılar yaptık, du-rumu anlattık. Geçmişte bugünü kadaryaşadığımız sıkıntıları ve bugün gel-diğimiz süreci anlattık. Bu karar Per-şembe günü 15.30'da çıkmıştı. Biz16.00 vardiyasını içeri soktuk çalıştır-dık. Gece vardiyasındaki arkadaşlarıçalıştırdık.

Ertesi sabah 0.08- 16.00 vardiyasınıçalıştırdık. Ama arkadaşlarımızdangelen tavır hep şu oldu; Biz bu şartlaraltında, bu moralsizlikle, bu anlayış-taki yöneticilerle daha fazla çalışmakistmiyoruz. Moralimiz çok bozuldu,haklarımızı korumamız gerekiyor de-diler. Ve 24 Aralık'ta cuma günü16.00-24.00 vardiyası işbaşı yapmadı.Bütün arkadaşlar da buraya geldi. Ve24 Aralık'tan bu yana biz bu mücade-leyi sürdürüyoruz.

Şu anda da sadece dört arkadaşımızındeğil, hepimizin iş akitleri tazminatsızolarak feshedildi. Bizim burada iste-diğimiz, bütün arkadaşlarımızın, birkişi eksiksiz içeri girmesi, içeride söz-leşmede belirtilen kapsamın uygulan-

için hepimiz birden dışarıya çıkmayakarar verdik. İşveren burada TİS im-zalanmasına rağmen TİS maddelerininbazılarını da yerine getirmedi. Bizimamacımız çıkartılan arkadaşların gerialınması ve imzalanan sözleşme hü-kümlerine riayet edilmesidir. Bununyanında içeride sendikaya üye olabile-cek arkadaşların da üyeliklerine engelçıkartılmamasını, bu arkadaşlara baskıyapılmamasını talep ediyoruz.

Bericap Baş Temsilcisi: BülentTemel: İşveren bir türlü sendikalı ol-mamızı kabullenemedi

Evliyim bir çocuğum var. Biz geçensene Temmuz ayında örgütlenmeyebaşladık ve daha sonra örgütlenme-mizi tamamladık. Geçen sene 26Ocak'ta sözleşmemizi imzaladık.

Fakat sözleşmeyi imzalamış olmamızarağmen işveren bir türlü bizim sendi-kalı olmamızı kabullenemedi.

Sendikayı bastırmak, sayımızı azalt-mak, sendikayı yok etmek adına elin-den gelen bütün çabayı sarfetti.Arkadaşlarıma çeşitli baskılar uygu-ladı. Farklı uygulamalarda bulundu.Yerlerini, pozisyonlarını değiştirdi.Yani elinden gelen, kullanabileceğiherşeyi kullandı.

Son geldiğimiz noktada ise patlama

BÜLENT TEMEL

Page 38: Petrol-İş

petrol-iş 37

diye hepimizi sorguladılar. Bizler detoplantıda bu durumu açıkladık. Haklıolduğumuzu söyledik. Biz böyle birtoplantı yapılacaksa niçin böyle birkarar verilmeden önce yapılmadığınısorduk. İşte disiplin kurulunun verdiğicezaları arkadaşlar anlattı. Dördümüzeçıkış verdiler. Şu anda hepimiz bura-dayız. Davamızın arkasındayız.

Bunların amacı belli; sendikayı bitir-mek. Bütün arkadaşlar da herşeyi gözealarak, tazminatların yakılmasını dahigöze alarak direnişe geçtiler. Burada20 yıllık arkadaşımız var bizimle dire-nen. Fabrika 1989'da kurulmuş. İlkaçıldığından beri çalışan arkadaşları-mız var. Hep baskı, hep baskı; artıkmilletin gırtlağına kadar geldi. Herkesbıktı bu uygulamalardan. Sonuçları neolursa olsun biz buradayız.

24 Aralık’tan bu yana burada direniş-teyiz, beklemekteyiz, şunu da belirt-meden geçemeyeceğim. Buradaişbaşvurusuna geliyorlar; insanların iş-çilere karşı biraz daha dayanışma içe-risinde olmasını bekliyoruz.

Bunu göremedik. Ben olsam, buradabir direniş var iken bu kapıya gelmem.Artı içeride de çalışanlar var. Onlarında bizim yanımızda olmasını bekler-dik. Bu devlet işçisine halkına farklıbir gözle bakıyor. Buradaki çadırımızıkaldırdılar. Bunu da yadırgıyorum.

Ayşe Karahasanoğlu: Bu direniş ol-malıydı, yoksa hiç bir şey düzelmeye-cek!

İlk çıkarılan 4 işçiden biri de benim.11yıldır Bericap'ta çalışıyorum. Evliyim,6 yaşında bir kızım var. Eşimle birlikteçalışıyorduk. Geçen yılki örgütlenmeçalışmalarında onu işten çıkardılar.İşten çıkartılan 6 arkadaştan biri deeşim. Makine operatörüyüm.Yaklaşıkbir buçuk yıldır sendikalıyız. İşvereninsendikayı kabul etmemesinden, sendi-kal haklarımızı kabul etmemesindendolayı bu sürece girdik, direnişe baş-ladık. İçeride baskılar çoğaldı. Sıkın-tılar, psikolojik baskılar başladı. Enbasit örneği, işe 5 dakika geç kalınsaönce savunma istiyorlar, peşinden dehemen ihtar veriyorlardı. Veya maki-nalarda çalışırken bir iş kazası oluyordiyelim. İş kazası olduğu halde bizevizite kağıtlarında iş kazası oldu diyeraporlarımız verilmiyordu. Şeflerinbaskıları çok fazlaydı, hakaret, küfürçok fazlaydı. Artık bunlara dayanacakgücümüz kalmadı. Biz rahat ve hu-zurlu bir ortamda çalışmak istedik.

Tabii ki bunu sağlayamadılar yıllardır.En son olayımız arkadaşlarımın da an-lattığı gibi vardiya sistemindeki deği-şiklik olayı. 20 yıllık sistemi birdenbire, ne temsilciye, ne sendikaya habervermeden değiştirmek istedi işveren.Bu konuda da hiçbir bildiri yapmadı-lar. Kafalarına göre bir karar aldılar ve

maya konulması,yani kapsam içindeolup da sendikasız işçi kalmamasınıistiyoruz. Üçüncü isteğimiz de taşeronişçinin üretimde çalıştırılmaması.Bizim bütün taleplerimiz bunlar.Bizim taleplerimiz maddiyatla alakalıdeğil, burada sendikamızın korunma-sıyla, sendikamızın ileriye gitmesi, ve-rimlilik içerisinde rahat bir şekildeçalışmaktır.

Volkan Sarıtaş: Burada bir direnişvar iken ben olsam bu kapıya iş baş-vurusuna gelmem

Bericap'ta dört yıldır çalışıyorum. Atı-lan dört arkadaştan biri benim. Sen-dika ilk geldiğinde işveren bir şekildesendikayı kabul etti. Ondan sonra dasendikayı bitirmek için olumsuzyönde bizlere baskılar yapmaya başla-dılar. En ufak şeylerde bir takım sa-vunmalar istediler. Buraya sendikagireli bir yıl doldu. Bir takım oyunlaryaptılar bize. Arkadaşlarımızın iştençıkmasına sebep oldular.

Böyle böyle bizleri yıldırmaya çalıştı-lar. Sendikalı işçinin mevcut sayısınıdüşürdüler. En sonunda da bayramarefesinde bir vardiya sistemi yaptılar.Bu sistemde de baştemsilcimize veyasendikamızın şubesine herhangi birbilgi aktarmadan, detaylı bir toplantıyapmadan bir düzenleme yaptılar.Bunu da sadece kart basmayla alakalıbir olay gibi göstermeye çalıştılar. Pa-noya kafa karıştırıcı bir duyuru astılar.Vardiyaya gelmeyen arkadaşlar olarakbizler de bu olaya tepki gösterdik. Var-diyaya gelirsek de mesai versinlerdedik. İşveren bunu da kabul etmedi,normal çalışacaksınız dedi.

Normalde bizim vardiyalar resmi tatil-lerden sonra sabahları başlıyordu.Bunlar geceden başlatmak istediler.Biz de kabul etmeyince bizi disiplinkuruluna verdiler.

Disipline vermeden önce bir toplantıyaptılar; bu toplantıda niye gelmediniz

VOLKAN SARITAŞ

AYŞE KARAHASANOĞLU

Page 39: Petrol-İş

petrol-iş38

iki çocuğum var.Yaşadığımız sıkıntılarbizi bu duruma getirdi. Bir kadın ola-rak burada çok yoğun bir çalışma tem-posunda çalışıyoruz.

Daha önce 12 saat çalışma sistemivardı. Hafta tatili kullanamıyorduk.Yalnız vardiya dönüşlerinde tatil ya-pabiliyorduk. 12 saat çalıştığım za-manlarda çocuklarımı göremiyordum.Artı hamile iken bile ağır kolileri kal-

dırmak zorundaydım. Sendika burayagirdikten sonra psikolojik olarak bizidaha fazla strese soktular. Baskılardaha da arttı sendikaya girdiğimiziçin. Açıkçası psikolojimizi bozdular.Vardiya sistemini düzelttiler amafarklı uygulamalar getirmeye çalıştı-lar. Arkadaşlarımızla beraberiz. Mora-limizi yüksek tutuyoruz. Sonuna kadardireneceğiz. Burada bıçak kemiğe da-yanmıştı artık. Baskılara daha fazladayanamayacak bir noktaya gelmiştik.

Kamil Tuncer: Yaptığımız yasal birprotestoyu bahane ettiler, bizi iştençıkarttılar

Beş yıldan beri burada çalışıyorum.Evliyim; Gebze'de kirada oturuyorum.Gebze'de ev kiraları 500-600 lira.Bizim aldığımız ücret de 650-750 liraarasında.

Benim çocuğum yok ama çocuğu olupda kirada oturan pek çok arkadaşımvar ve burada çalışıyor. Kurban Bay-ramından sonraki vardiya sisteminin

değiştirilmesini protesto ederek buvardiyaya gelmeyen 16 kişiyi disiplinkuruluna sevkeden işyeri yönetimibunların içinden sadece 12 kişiye yev-miye cezası verdi. Dördünü işten çı-karttı. Çıkartılan dört kişiden biri debenim. Yaptığımız yasal bir protes-toydu. Bunu bahane ederek bizi iştençıkarttı. Bizler de bizimle beraber olan90 arkadaşımızla beraber işverenin bututumunu protesto etmek amacıyla di-renişe başladık.

Biz işten çıkarıldıktan sonra tüm arka-daşların bize sahip çıkarak bizim ya-nımızda durmaları elbette ki diğer üçarkadaşımla birlikte beni de çok duy-gulandırdı. Bu inanç ve kararlılık kar-şısında yönetimin bize karşı sert birtavır takınabileceğini zannetmiyorum.Eninde sonunda bizimle uzlaşacaktır.İsteklerimizi kabul edeceğini ben canıgönülden inanıyorum. Şartlarımız dakabul edilmeyecek şartlar değil. İşve-ren söz verdiği ve yapmakla yükümlüolduklarını yerine getirsin biz başkabir şey istemiyoruz. Beş yıldır ben bu-radayım. 670 TL alıyorum. 10 yıllıkarkadaşım da 730, 750 lira alıyor.Eşim de başka bir fabrikada çalışıyor.İki kişi çalışmasak geçinemiyoruz.Gebze'de yaşamak çok zor. Bunu işve-ren de çok iyi biliyor. Ama gene de se-nelerden beri sendikadan önce debizlere çok cüzzi, bir simit parasıkadar zam yapa yapa bugünlere gel-memize sebep oldu.

bunu hiçbir kimseye bilgi vermedenuygulamak istediler. Karşımızda daherhangi bir muhatap bulamadık.Tabii eski vardiya sistemine göre Cu-martesi gecesi çalışmamamız gereki-yordu ve işe gelmedik. Tabii Pazartesiişbaşı yaptığımızda yönetim kurulukarar aldı. Bizleri disiplin kurulunaverdiler. Ve bu sürece gelindi. Sendi-kalı olmak anayasal bir haktır. Benimyaptığım yanlış bir şey değil. Bunu birtürlü işverene kabul ettiremedik. Kararaldık bütün arkadaşlar ve hepimiz hepberaber bu baskılara karşı eyleme baş-ladık. Burada insanca çalışılacak birçalışma ortamı istiyoruz. Başka çıkarıda yok. Bizi Cuma günü çıkardıkla-rında içeri girmeme kararı alındı ve ogünden beri dışarıda direnişteyiz. Vesonuna kadar da bekleyeceğiz. EğerBericap'ta çalışacaksak işveren çalı-şanlara, sendikaya saygılı olmadan ke-sinlikle çalışmayacağız. Buradaişveren hep kendi dediği olsun istiyor.İşverenin yanında kanunlar da var. İş-veren de kanunların işçilere tanıdığıhaklara saygı göstermeli.

Yıllardır burada işverenin kanunlarıçerçevesinde çalıştık. Bizim de kanun-larda hakkımız olduğunun yıllardırfarkında olamadık. Bugün onun içinsendikalıyız. Bütün haklarımız neler-dim öğrendim, haklarımı öğrendiğimiçin de huzurluyum. İşveren benikendi kanunlarına göre çalıştıramaya-cak. İşvereni rahatsız eden de bu işte.Kendi kanunlarını yürütemeyeceğin-den dolayı bu sıkıntılar yaşanıyor.Artık bize küfür edemeyecekler. Şeflerhatta buna bazı müdürler de dahil, sü-rekli küfür ediyorlardı. Bu baskılarınbir sonu gelmeliydi. Vardiya olayı bar-dağı taşıran son damla oldu. Bu dire-niş olmalıydı; yoksa hiçbir şeydüzelmeyecek!

Nebahat Altınbaşak: Baskılara dahafazla dayanamayacak bir noktayagelmiştik

Ben 1994 yılından beri Bericap'ta ça-lışıyorum. 17 yıllık işçiyim. Evliyim,

NEBAHAT ALTINBAŞAK

KAMİL TUNCER

Page 40: Petrol-İş

petrol-iş 39

Sendikamızın İstanbul 2 NoluŞubesi'nde örgütlü, Sa-ba En-düstriyel Ürünler İmalat ve Ti-

caret A.Ş işçilerinin 20 Aralık 2010tarihinde başlattıkları direniş, işvereninfabrikada Petrol-İş'in örgütlülüğünü ta-nıması ve anlaşmaya varılmasıyla 10Ocak'ta sona erdi.

Petrol-İş İstanbul 2 Nolu Şubesinin ör-gütlenme çalışmalarını tamamladığı vesendikamızın Çalışma ve Sosyal Gü-

venlik Bakanlığı'na yetki almak içinbaşvuruda bulunduğu işyerlerindenotomotiv yan sanayinde faaliyet göste-ren Sa-ba firmasının 17 Aralık'ta, Nur-can Atalay, Erkan Yiğit, Erhan Eroğluve Meral Ertürk adlı işçileri işten çı-kartması üzerine bütün işçiler fabrikaönünde işvereni protesto ederek direnişbaşlatmışlardı. Tuzla Boya Vernik Or-ganize Sanayi Bölgesi'nde faaliyetgösteren firma, Ford, Karsan, Isuzu,Fiyat, Otokar, Iveco, Renault gibi oto-

motiv devlerine yedek parça üretiyor.Sa-ba direnişinde 65 işçiye işe dönme-leri için tebligat yapıldı; Petrol-İş üyesiişçiler 10 Ocak Salı günü işbaşı yaptı-lar. Sa-ba'da 94 işçi direnişe çıkmıştı.İşe dönemeyen işçilerin ise kıdem veihbar tazminatları ödenecek. Bununlabirlikte “suçlu” olarak değerlendirilip,hiçbir kıdem ve ihbar tazminatı öden-meden iş akitleri feshedilen işçilerinkıdem ve ihbar tazminatları ödenecek.Sendikamızın örgütlenmede çoğun-luğu sağlayarak, toplu iş sözleşmesiyetkisi için Çalışma Bakanlığı'ndancevap beklediği Sa-ba EndüstriyelÜrünler İmalat ve Ticaret A.Ş'de,olumlu cevabın bugünlerde gelmesibekleniyor. 20 Aralık'tan bu yana sürendireniş sonucunda, Sa-ba işvereni işye-rinde sendikayı tanıyacağını ve yetkiyede itiraz etmeyeceğini bildirdi. İşveren,

Sendikamızın İstanbul 2 Nolu Şubesi'nde örgütlü, Sa-ba En-düstriyel Ürünler İmalat ve Ticaret A.Ş. işçilerinin 20 Aralık2010 tarihinde başlattıkları direniş, işverenin fabrikada Pet-rol-İş'in örgütlülüğünü tanıması ve anlaşmaya varılmasıyla10 Ocak'ta sona erdi.

Sa-ba işvereni Petrol-İş'i tanıdı, 20 gün süren direniş sona erdi...

SA-BA İŞÇİLERİ DİRENİŞE BAŞLARKEN DE DİRENİŞİ BİTİRİRKEN DE ÇOK ONURLU BİR DAYANIŞMA ÖRNEĞİ SERGİLEDİLER!

Page 41: Petrol-İş

petrol-iş40

yetki geldiğinde de yasal prosedüregöre Petrol-İş ile toplu iş sözleşmesimasasına oturacağını deklare etti.

Direnişteki işçilerden örnek tavır

Sa-ba işvereni 17 Aralık'ta 4 işçiyi per-formans düşüklüğünü gerekçe göstere-rek işten çıkartmış, bunun üzerine tümişçiler çok onurlu bir dayanışma örneğisergileyerek, arkadaşlarına sahip çık-mışlardı. Arkadaşları işe geri alının-caya ve bu işyerinde Petrol-İş Sen-dikası tanınıncaya kadar işbaşı yapma-makta ve mücadeleyi sürdürmekte ka-rarlı olduklarını bildiren işçiler, 20Aralık'ta da fabrika önünde direnişegeçmişlerdi. Çoğu kirada oturmasınakarşın, işten çıkartılan arkadaşlarınasahip çıkarak, buna çok sert tepki gös-teren, gözlerini kırpmadan, en ufak birtereddüt duymadan arkadaşlarının işegeri alınması için eyleme geçen, bukışın soğuğunda, ayazında fabrikanınönünde direniş başlatan, işyerinde Pet-rol-İş bayrağının dalgalanması için herzorluğa göğüs geren Sa- ba işçileri, işegeri döneniyle de dönemeyeniyle de

onurlu, gururlu bir mücadele vermiştir.Sa-ba işçileri hepimizin, herkesinbüyük dersler çıkaracağı çok onurlu birdayanışma örneği sergilemiş, direnişisonuna kadar hep birlikte götürmüşler-dir. Petrol-İş Sendikası olarak, bu di-renişlerinden, bu onurlu mücade-lelerinden dolayı Sa-ba işçilerini birkez daha kutluyoruz.

Mücadelede kararlıyız

17 Aralık akşamı dört işçinin iş aktininfeshedilmesi nedeniyle İstanbul 2 Nolu

Şubemizde örgütlenen işçiler 20 Aralıksabahı fabrika önünde işvereni protestoeylemi başlattılar. Protesto eylemindeGenel Örgütlenme ve Eğitim Sekrete-rimiz Nimetullah Sözen, İstanbul 2Nolu Şube Başkanımız Ecvet Eşlegül,Gebze Şube Başkanımız SüleymanAkyüz ile İstanbul 2 Nolu Şube İdariSekreteri Ayhan Armağan, şubenindiğer yöneticileri ve işyeri temsilcileride yer aldı. Protesto eyleminde, “Sen-dika hakkımız engellenemez”, “İştenatılan işçiler geri alınsın”, “Direne di-rene kazanacağız”, “Kurtuluş yok tekbaşına, ya hep beraber ya hiçbirimiz”,“Sendika hakkımız, söke söke alırız”,“Ölmek var, dönmek yok “şeklindeslogan atan işçiler, “İşten atılan arka-daşlarımız geri alınıncaya ve bu işye-rinde Petrol-İş tanınıncaya kadarmücadelede kararlıyız” dediler. Ey-lemde halaylar çekildi, türküler söy-lendi, direniş çadırı kuruldu.

Genel Örgütlenme ve Eğitim Sekrete-rimiz Nimetullah Sözen, Sa-ba fabri-kası önünde başlatılan eylemin ilkgününde yaptığı açıklamada, “Biz bu-rada, bu işyerinde özgür bir şekilde ça-lışmak istiyoruz. Burada insancayaşamak, ekmeğimizi büyütmek isti-yoruz. Ama bu işyerinde ne zaman ör-gütlendik, ne zaman bir araya geldik;bu durum işvereni huzursuz etti. İşve-ren işe, ilk önce dört arkadaşımızı iştençıkartmayla başladı. Bunun arkası dagelecek deniliyor. Biz de diyoruz ki bu

Page 42: Petrol-İş

petrol-iş 41

arkadaşlarımız işe geri alınsın, biz deiçeri girip işbaşı yapalım, çalışalım.Bunun dışında bizim başka bir niyeti-miz yok. Bizim buradaki demokratiktepkimizin nedeni budur; dört arkada-şımızın işe dönmesidir” dedi.İstanbul2 Nolu Şubemizin Başkanı Ecvet Eşle-gül ise otomotiv sektörüne çalışan ve30 yıllık bir firma olan Sa-ba'nın Al-manya, Slovakya, Fransa gibi ülkelereihracatının da olduğunu belirterek şun-ları söyledi: “Biz iki aydan bu yana bu-rada bir örgütlenme çalışmasınabaşladık. Örgütlenme çalışmalarını ta-mamlayıp çoğunluğu da aldık. Yetkiiçin Bakanlığa başvurduk. Ama 17Aralık, Cuma günü 4 arkadaşımızın işaktini feshettiler. Ne yapabiliriz diyepazar günü toplandık. Tüm arkadaşla-rımızın ortak görüşü ile dört arkadaşı-mız işe geri alınana kadar fabrikaönünde eylem yapmaya karar verdik.”

Direnişe destek verenlere teşekkürediyoruz

Direnişe başlayan işçiler, işten atılanarkadaşlarının geri alınmasını ve işye-rinde sendikal haklarının tanınmasınıtalep ettiler. Sa-ba işvereni ise ikincigün, arkadaşlarına sahip çıkarak bu iş-çilerin işe geri alınması için protestoeylemine katılan 94 işçinin de iş akti-nin feshedildiğini bildirdi. Direniş sü-rerken Genel Sekreterimiz Mustafa

Çavdar ile Genel Örgütlenme ve Eği-tim Sekreterimiz Nimetullah Sözen Sa-ba işveren vekili ile görüşmedebulundular. Genel Başkanımız MustafaÖztaşkın, yılbaşı öncesi Sa-ba işçile-rini ziyareti sırasında işverene çağrıdabulunarak, “Yeni bir yıl geliyor. Bir yılıgeride bırakıyoruz. Her yeni yıl yenibir başlangıç, yeni bir umuttur. Gelinizyeni bir başlangıç yapalım. Bir sayfaaçalım. Siz işyerinizi çalıştırmayadevam edin. Biz de bu işyerinde insangibi çalışmaya devam edelim, üret-meye, evimize ekmek götürmeye baş-

layalım. Siz de üretiminizi yapmayadevam edin. Bu böyle olmadığı tak-dirde, bu mücadelemizi günlerce, ay-larca bıkmadan, usanmadan, yılmadansürdürürüz” dedi. Daha sonra yapılangörüşmeler sonunda Sa-ba işvereni ileanlaşma sağlanarak 20 gün süren dire-niş sona erdirildi. Sa-ba işçilerinin 20gün süren direnişi boyunca yüzlerceişçi, emekçi direnişteki üyelerimizi zi-yaret ederek örnek bir dayanışma ser-gilediler. Sendikaların, siyasi partilerin,sivil toplum kuruluşlarının yönetici,temsilci ve üyeleri de 20 gün boyuncaSa-ba direnişine destek verdi. Direniş-teki işçileri, İşçi Partisi İl Yönetim Ku-rulu Üyeleri, Tuzla, Pendik, Kartal,Maltepe ilçe başkanları, Kartal GençlikKolları ile EMEP İl Yönetim Kurulu

üyeleri, EMEP Maltepe, Kartal ilçe ör-gütleri de ziyaret ederek başarı dilek-lerinde bulundular. Sa-ba direnişinidestekleyen tüm emekçilere, sendikala-rın, siyasi partilerin, sivil toplum kuru-luşlarının yönetici, temsilci ve üyelerinebir kez daha teşekkür ediyoruz.

Page 43: Petrol-İş

petrol-iş42

ÖRGÜTLENME

Petrol-İş üyeleri fabrika önünde direnirken Öz İplik-İş tehditle üye yapıyordu...

SENDİKAL HAREKETTE KARA BİR LEKE...

Gaziantep Başpınar Organize Sanayi Bölge-si'nde faaliyet yürüten, Sleepy ve Babyfitmarkalarıyla çocuk bezi üreten, 220 işçinin

çalıştığı Eruslu Sağlık Ürünleri San. ve Tic. A.Ş. iş-çileri, daha iyi koşullarda çalışma ve insanca biryaşam için Petrol-İş'te örgütlendiler. İşçilerin örgüt-lenmelerine tahammül edemeyen işveren ise Petrol-İş'e üye işçilerden dördünü 4 Kasım'da işten çıkarttı.

Eruslu işçileri işten çıkartmaları protesto ederek, iş-yerinde örgütlenme ve sendikal hakların tanınma-ması nedeniyle direniş başlattı. Direnişe SendikamızGenel Örgütlenme ve Eğitim Sekreteri NimetullahSözen, Adıyaman Şube Başkanımız Zeynal Eroğlu

ve sendikamızın Gaziantep Temsilcisi Halil Gümüş-tekin de katılarak üyelerimize destek verdi. İşçi ar-kadaşlarımız kapı önünde direnirken Eruslu SağlıkÜrünleri A.Ş. işvereni ise başka bir oyuna daha imzaatarak Hak-İş Konfederasyonu'na bağlı Öz İplik - İşSendikası'nı işyerine getirdi. İşveren, Petrol-İş'e üyeişçileri de istifaya zorlayarak işçileri bu sendikayaüye yaptırmaya başladı.

Petrol-İş kamuoyuna yaptığı bir açıklamayla, Petrol-İş bu işyerinde örgütlenirken, diğer bir sendikanın,Öz İplik - İş'in de buradaki örgütlenmenin kırılma-sına hizmet eden bir politika izlemesini, Petrol-İş'eüye olan veya olmayan işçilerin Öz İplik-İş'e üye ya-pılmaya çalışılmasını sendikal anlayışla, işçi sınıfıdayanışmasıyla, sınıf bilinciyle bağdaşmadığını be-lirterek, saldırıyı şiddetle kınadı.

Petrol-İş, Gaziantep'te, Eruslu Sağlık Ürünleri A.Ş. işçilerini aylardır hazırlık yaparak örgüt-ledikten sonra Öz İplik-İş Sendikası işverenle bir olup, bu işyerindeki örgütlülüğümüze sal-dırdı. Üstelik de bu saldırısını işçiler kapı önünde direnişte iken işverenin talebi üzerineyapmaktan çekinmedi.

Page 44: Petrol-İş

SENDİKALARDAN IFMETALL'E MEKTUP

petrol-iş 43

Öz İplik-İş'in bu saldırısı, ortak seminerler kapsamında birarada olan Petrol-İş, Birleşik Metal-İş, Deri-İş, Kristal-İş ve DİSK-Tekstil tarafından İsveç sendikası IFMetall'e 24 Kasım'da yazılanbir mektupla da bildirildi. IFMetall''e yazılan mektup şöyle:

“IFMETALL Yönetim Kuruluna;

Sevgili meslektaşlar, IFMETALL ile Türkiye sendikaları yak-

laşık 20 yıldır sıkı bir işbirliği içinde, dostça ilişkilerini sür-

dürmektedir. Türkiye sendikaları olarak uluslararası

dayanışmanın iki ülke işçilerinin de yararına olduğunu düşü-

nüyoruz. Bu mektup aşağıda adı geçen sendikalar adına ya-

zılmıştır. Bahsedilen bütün sendikalar Ifmetall tarafından

Türkiye sendikaları ile birlikte düzenlenen ve çoğu Ifmetall

tarafından finanse edilen ortak seminer programlarına katıl-

maktadır. Ifmetall yönetici ve uzmanlarının katkılarından

çokça yararlandığımızı belirtmek isteriz.Bugüne kadar yaptı-

ğımız seminerlerin ana konularından biri “Türkiye sendikaları

arasında işbirliğinin sağlanması ve sağlam bir dayanışma ağı-

nın kurulması”dır ve halen aynı konu güncelliğini korumak-

tadır. Bu temel dayanışma ilkesi konfederasyon ayrımı

gözetmeksizin bizim vazgeçilmez ilişki biçimimiz oldu. Maa-

lesef Hak-İş Konfederasyonu üyesi Öz İplik-İş sendikası, sen-

dikalar arasında akdedilmiş bulunan bu sözlü dayanışma

ilkesini ihlal ederek Petrol-İş tarafından başlatılan bir örgüt-

lenme hamlesine saldırdı. Bu evrensel olarak kabul edilen sen-

dikal ilkelere tamamen aykırı ve etik dışı saldırı neticesinde,

Öz İplik-İş sendikası işveren tarafından Petrol-İş'in örgütlen-

mesini baltalamak amacıyla işyerine davet edildi. Bu süreçte

Öziplik -İş sendikası emniyet kuvvetlerinden de yardım aldı.

Petrol-İş'e üye olan işçiler ise, işveren tarafından tazminatsız

olarak işten atılmakla tehdit edildi. Sonuç olarak Petrol-İş'e

üye Eruslu işçilerinin çoğu işten atılma korkusu ile zorlanarak

ve gönülsüzce istifa edip Öz İplik-İş sendikasına üye olmak

zorunda kaldılar.

Uzun adı Eruslu Sağlık Ürünleri Tic. A.Ş. olan şirket Gazian-

tep'te faaliyet yürütüyor. Son yıllarda gelişen işçi bölgelerin-

den biri olan Gaziantep'te bir çok sektörden sendikasız on

binlerce işçi çalışıyor. Petrol-İş 2009 yılı sonlarına doğru böl-

gede örgütlenme kampanyası başlattı ve bu çerçevede de bir

örgütlenme sorumlusu istihdam etti. Bu çabalar sayesinde de

Petrol-İş yaklaşık 6 ay önce birkaç Eruslu işçisi ile örgütlenme

çalışmalarını başlattı. İşyerindeki işçilerin yaklaşık yarısını

üye kaydeden Petrol-İş sendikasının bu faaliyetleri daha sonra

işveren tarafından duyuldu. İşveren örgütlenme faaliyetlerinin

duyulmasının hemen ertesinde Petrol-İş üyelerine baskı yap-

maya başladı ve 4 öncü işçiyi işten attı. Petrol-İş Gaziantep'te

faaliyet yürüten diğer demokratik kitle örgütleri ve siyasi par-

tilerle birlikte fabrika önünde durumu protesto etti.

Durumun ciddiyetini kavrayan işveren Petrol-İş'i görüşmeye

davet etti. Fakat görüşmelerin işverenin bir oyalama taktiği

olduğu anlaşıldı. Çünkü, müzakerelerin 2. gününde emniyet

kuvvetleri şirket içine girdi ve öncelikle işçilerin gelişmeleri

dışarıya duyurmalarını önlemek için onların cep telefonlarını

topladı. İşveren aynı anda Öz İplik-İş sendikasını bir noter eş-

liğinde işyerine davet ederek Petrol-İş'e üye olan işçilerin sen-

dikadan istifa etmelerini sağladı ve zorla Öz İplik-İş'e üye etti.

Sonuç olarak Eruslu işyerinde bugünkü durum karışık. İşveren

kendi işkolunu 06 nolu dokuma işkolunda olduğunu iddia et-

mektedir Neticede 12 Eylül döneminden kalma işkolları yö-

netmeliğine dayanarak bir işyerinin hangi sendika tarafından

örgütlenip örgütlenemeyeceğine siyasi iktidar ve kimi zaman-

lar işverenler karar vermektedir. Bu işyerindeki yasal durum

ne olursa olsun, şurası aşikâr ki Öz İplik-İş sendikası, aylardır

hazırlık yapıp işçileri örgütlemiş Petrol-İş sendikasının örgüt-

lülüğüne saldırmıştır. Üstelik de bu saldırısını işçiler kapı

önünde direnişte iken işverenin talebi üzerine yapmaktan çe-

kinmemiştir. Petrol-İş ve sendikal dayanışma gösteren sendi-

kalarımız Öz İplik-İş'ten aşağıdaki 3 maddeyi derhal yerine

getirmesini talep ediyor:

1. Öz İplik-İş Petrol-İş'ten özür dilemelidir;

2. Öz İplik-İş Eruslu Şirketindeki sendikal faaliyetlerini derhal

sonlandırmalıdır;

3. Eruslu işçilerinin özgür iradeleri ile üye olacakları sendi-

kayı seçmelerine izin verilmelidir.

Öz İplik-İş bu şartları yerine getirmediği takdirde aşağıda im-

zası bulunan sendikalar bundan sonra Öz İplik-İş ile hiçbir

ortak projede yer almayacaktır.

Sizden İfmetall Yönetimi olarak bu sorunu uluslararası sen-

dikal dayanışma çerçevesinde dikkate almanızı ve durumu de-

ğerlendirmenizi istiyoruz. Dayanışma duygusu ile

saygılarımızı sunuyoruz.

Petrol-İş, Birleşik Metal-İş, Deri-İş, Kristal-İş, DİSK-Tekstil

Page 45: Petrol-İş

petrol-iş44

ÖZİPLİK-İŞ'İN PATRON İŞBİRLİKÇİSİ TUTUMUNA DAİRİSVEÇ IFMETALL SENDİKASININ CEVABI (3 Ocak)

Öz İplik-İş ile aranızda geçen sorunu Türkiyeprojesinden sorumlu yöneticim Erland ilepaylaştım. O da Başkan Yardımcısı Anders

Ferbe'ye bilgi iletti ve bu sorunu onunla da konuştu.Biz Türkiye'deki proje için SIDA adlı kuruma başvu-rumuzu yaparken, sözkonusu projenin Türkiyeli sen-dikalar arası işbirliğine dair olduğunu ve bu projeye 6sendikanın katıldığını bildirmiştik. Eğer sizin yazdık-larınızdan yanlış anlamadıysam, Öz İplik-İş dışındakisendikalar olarak imzaladığınız bu mektupta eğer Özİplik-İş projede kalmaya devam edecekse, sizler pro-jede yer almayacağınızı belirtiyorsunuz. Bu durumbizleri çok zor durumda bıraktı, çünkü İFMetall hangitarafın doğru veya yanlış yaptığına dair herhangi bir

karar alamaz ve almayacak. Bu sorunu Türkiyeli sen-dikaların iç sorunu olarak görüyoruz. Sorunu sizlerkendi aranızda çözmelisiniz. Bu nedenle, IFMetallolarak biz de, bu sorun devam ettiği ve tüm sendikalarda projeye katılmayacaklarını beyan ettikleri müd-detçe, biz de projeyi ertelemeye karar verdik. Önü-müzdeki günlerde ilgili tarafları ziyaret edip sorunukonuşmak istiyoruz. Tarihi daha sonra kararlaştırırız.

Saygılarımla,Henrik NilssonUluslararası İlişkiler SekreteriIFMetall

Üzülerek belirtmeliyiz ki , 24 Kasım 2010 ta-rihinde gönderilen mail'e konu olan yazıdasendikamız asılsız ve dayanaksız iddialarla

suçlanmıştır. Sendikamız bilindiği üzere Ulusal /Uluslararası Dayanışmayı ilke edinmiş, çeşitli proje-lerin uygulanmasında üzerine düşen tüm sorumluluğuyerine getirerek ön safhalarda yer almış, halen AvrupaBirliği projelerini aktif olarak yürüten ve işçilerinmenfaatleri için faaliyetlerde bulunan bir sendikadır.

Belirtilen yazıda sendikamızın sendikalar arasında ak-dedilmiş olan sözlü dayanışma ilkesini ihlal ederekPetrol-İş tarafından başlatılan bir örgütlenme hamle-sine saldırdığı iddia edilmektedir. Oysaki bu iddia ta-mamen asılsız bir suçlamadan ibarettir. Belirtilenişyeri 06 Dokuma İşkolunda yer almaktadır. Bu tar-tışmasızdır. İş kolları 82 anayasasıyla bir dönem Türk-İş Genel Sekreteri olan Sadık Şide'nin bakanlığıdöneminde kabul edilmiştir. İşkolları ne işveren nede işçi sendikaları tarafından belirlenebilir. Bu ancakyasalarla belirlenir. Petrol İş kolundaki işçileri kay-detmemiz mümkün değildir. Kayıt yapsak bile bakan-lıktan yetki alabilmemiz yasal olarak söz konusudeğildir.

Hiç bir işçinin zorla bir sendikaya üye yapılmasımümkün değildir. Dokuma işkolunda yer alan bu iş-yerinde çalışan işçiler tamamen kendi özgür ve hüriradeleriyle sendikamıza Noter huzurunda üye olmuş-lardır.

Adı geçen sendikalar siyasi birliktelik oluşturarak,sendikamızı hükümet yanlısı olarak göstermeye ça-lışmakta ve bu tür asılsız iddialarla sendikamızı yıp-ratmaya çalışarak bir linç girişiminde bulunmaktadır.Sendikamız hiç bir siyasi görüşün tarafı değildir . Yu-karıda belirtmiş olduğumuz üzere üyelik şartlarınınnasıl olduğu açık ve belirgindir.

Kuruluşundan bu yana mevzuata ve etik davranışlarauygun davranmayı kendisine ilke edinen sendikamı-zın bundan böyle de aynı çizgisini sürdüreceğindenkimsenin şüphesi olmamalıdır.

Murat İNANÇGenel Başkan

ÖZİPLİK-İŞ KENDİ ETİK DIŞI TUTUMUNU,İFMETALL'E YOLLADIĞI CEVAPLA SAVUNDU:

Değerli Meslektaşlar,24.11.2010

Page 46: Petrol-İş

petrol-iş 45

DEVA HOLDİNG

Ülkemizde 1958 yılından buyana faaliyette bulunan, Çer-kezköy, Kartepe (İzmit) ve Top-

kapı'daki üretim tesisleriyle jenerik ilaçsektöründe Türkiye'nin 5. büyük firmasıolan Deva Holding, 54'ü Çerkezköy, 19'uKartepe'den olmak üzere 73 üyemizi

işten çıkarttı. Deva Holding işvereni,2011 yılı için Petrol-İş Sendikası iletoplu iş sözleşmesi masasına oturmaya-cağını beyan ederek, fabrikalarda çalışan450 sendika üyesi işçiye bireysel söz-leşme imzalatmayı dayattı. Bireysel söz-leşme imzalamayan işçilere baskı

yaparak, imzalamayanları işten çıkart-makla tehdit etti. Deva Holding çalışanı,73 Petrol-İş üyesi işçi, bireysel sözleşmeimzalamadıkları için işten çıkartıldı.

TİS için neden yetki alınamıyor?

Ülkemizdeki yasalara göre çalışanlarınpatronlara karşı haklarını koruyup geliş-tirebilmesi için sendikalara üye olmalarıyetmiyor. 2822 sayılı yasa, sendikalarınçalışanlar adına davranabilmesi, onlaradına toplu sözleşme imzalayabilmesiiçin “yetkili” olabilmelerini, bunun içinise o işyerinde çalışan tüm işçilerin yarı-dan bir fazlasının ilgili sendikaya üye ol-ması gerektiğini emretmektedir. Ayrıca osendikanın, ülkede o işkolundaki toplamçalışan sayısının en az % 10'unu temsiletmesi şartı da cabası!

Petrol-İş, Deva Holding'teki örgütlülüğünden asla vazgeçmeyecektir...

ÜYELERİMİZE BİREYSEL SÖZLEŞME İMZALAMAYI DAYATTI,İMZALAMAYAN 74 PETROL-İŞ ÜYESİ İŞÇİYİ İSE İŞTEN ÇIKARDI...

Sektördeki diğer firmalarda olduğu gibi Deva Holding'de dePetrol-İş, işyerindeki üretimden gelen örgütlü gücüne daya-narak, “yetkisiz” de olsa işverenle masaya oturmakta ve TİSimzalamaktaydı. Deva Holding, maliyetlerin yüksekliği vehükümetin uyguladığı ilaç politikaları sonucu kar oranlarınındüşmesini bahane ederek, 1 Ocak 2011 yılından geçerli ola-cak TİS için sendikayla toplu sözleşme imzalayamayacağınıbildirerek, işçilere bireysel sözleşme imzalatmayı dayattı...

Page 47: Petrol-İş

petrol-iş46

Hal böyle olunca bütün sektörlerde ör-gütlenme zorluğu ortaya çıkmaktadır.(“Müjdeler olsun! Anayasayı değiştirdik,artık bütün işçiler birden fazla sendikayaüye olabilecekler” diyen sayın başbaka-nın kulakları çınlasın!)

İlaç sektörünün özel bir durumu ise bunudaha da zorlaştırmaktadır: Propagandist-ler. İlaç sektöründe yetki tespitine esasalınan toplam çalışanlar ikiye ayrılmak-tadır: 1- Fabrikada ve bürolarda çalışan-lar, 2- Türkiye'nin dört bir yanınadağılmış, satış ve pazarlama elemanları(propagandistler). Bir araya gelme şans-ları neredeyse hiç bulunmayan, ortak ha-reket etmek şöyle dursun, birbirleriylerekabet esasına dayalı olarak çalıştırılanve ilaç sektöründe değil, daha çok satış– pazarlama sektöründe sayılması gere-ken propagandistlerin bu durumu, hemkendilerinin çalışma ve yaşam koşulla-rını zorlaştırmakta, hem de fabrikalardaüretim yapan işçilerin örgütlenmesininönünde engel oluşturmaktadır. Bu duru-mun gerçek sorumlusu ise elbette bu 12Eylül artığı yasaları değiştirmek içinçaba göstermeyen siyasi iktidarlar ve ya-saların arkasına sığınan ilaç işverenleri-dir!

Deva Holding suç işliyor!

Sektördeki diğer firmalarda olduğu gibiDeva Holding'de de Petrol-İş, işyerin-

deki üretimden gelen örgütlü gücüne da-yanarak, “yetkisiz” de olsa işverenle ma-saya oturmakta ve TİS imzalamaktaydı.13 Aralık Pazartesi günü bütün işçilerifabrikada toplayan işveren yetkilileri,maliyetlerin yüksekliği ve hükümetinuyguladığı ilaç politikaları sonucu karoranlarının düşmesini bahane ederek, 01Ocak 2011 yılından geçerli olacak TİSiçin sendikayla toplu sözleşme imzalaya-mayacağını bildirmiş, işçilere de birey-sel sözleşme imzalamaları için baskıyapmaya başlamıştır. Bireysel sözleşmeimzalamayan üyelerimiz işten çıkartıl-mıştır. Deva Holding işvereninin işçileribaskı ve tehditle bireysel sözleşmeyezorlaması ve kabul etmeyenleri işten çı-kartması, hem Türk Ceza Kanunu'nagöre suçtur, hem de Türkiye'nin taraf ol-

duğu uluslararası sözleşmelere aykırıdır.Deva Holding işvereni bu hareketle aynızamanda Petrol-İş'e karşı tavır almakta,sendikanın Deva Holding işyerlerindekivarlığını tanımamaktadır. İşverenin butavrı asla kabul edilemez. Petrol-İş Sen-dikası olarak işten çıkartılan arkadaşları-mızın tekrar işe alınmalarını ve DevaHolding işvereninin 2011 yılı toplu işsözleşmesi için masaya oturmasını talepediyoruz. Petrol-İş Sendikası baskılaraasla boyun eğmeyecek, yetki alınamasabile bu işyerindeki örgütlülüğünü devamettirecektir.

DEVA HOLDİNG İŞVERENİ ÇERKEZKÖY İLAÇ FABRİKASIÖNÜNDE PROTESTO EDİLDİ

Sendikamızın 26 yıldır toplu iş sözleş-mesi imzaladığı Deva Holding'in, 2011yılı için TİS masasına oturmayacağınıbildirerek sendikamız üyesi işçileri bi-reysel sözleşme imzalatmaya zorlaması,bireysel sözleşme imzalamayan 74 Pet-rol-İş üyesi işçiyi ise işten çıkartmasıDeva Holding'in Çerkezköy ilaç fabri-kası önünde protesto edildi. 16 Aralık'ta,saat 16.00'da Organize Sanayi Bölge-si'ndeki Çerkezköy ilaç fabrikasıönünde, işten çıkartılan Petrol-İş üyele-rinin, Polimer işçilerinin, Lastik-İş üyesiişçilerin, Çerkezköy'deki diğer işçi veemekçilerle Petrol-İş yöneticilerinin ka-tılımıyla kitlesel basın açıklaması yapı-

Page 48: Petrol-İş

petrol-iş 47

larak işverene sert tepki gösterildi. Kit-lesel basın açıklamasına ve protesto ey-lemine Genel Sekreterimiz MustafaÇavdar, Genel Mali Sekreterimiz İbra-him Doğangül, Genel Örgütlenme veEğitim Sekreterimiz Nimetullah Sözen,İstanbul 1 Nolu Şube Başkanımız ReşatTüysüz, Şube İdari Sekreteri Nihat Can,Şube Mali Sekreteri Hasan HüseyinÖzkan, şubenin diğer yöneticileri, Adı-yaman Şube Başkanımız Zeynal Eroğluve şube yöneticileri, Batman Şube Baş-kanımız Mustafa Mesut Tekik ve şubeyöneticileri de katıldılar.

İstanbul 1 Nolu Şube Başkanımız ReşatTüysüz'ün yaptığı açış konuşmasındansonra Genel Sekreterimiz Mustafa Çav-dar, protesto eyleminde yaptığı konuş-mada, Deva Holding işvereni ilePetrol-İş Sendikası olarak 26 yıldan buyana toplu iş sözleşmesi masasına otur-duklarını ve toplu sözleşme imzaladıkla-rını ancak işverenin 2011 yılı başındangeçerli olacak toplu iş sözleşmesi içinsendikayla TİS imzalamayacağını bildir-diğini söyledi. İşverenin bu tutumununkabul edilemez olduğunu söyleyen Çav-dar şu açıklamayı yaptı:

“Deva Holding ile biz sendika olarak1984 yılından bu yana toplu iş sözleş-mesi imzalıyoruz. Bu işyerinde sendikalörgütlülük 40 yıldır vardır. Deva Holdingişvereni, fabrikaları Çerkezköy ve İzmit-

Kartepe'ye taşırken, sendikamızdan, sen-dikamız üyesi işçilerden her türlü feda-karlığı istedi. Sendikamız vesendikamıza üye Deva Holding işçileride her türlü fedakarlığı göstererek elle-rinden geleni yaptılar. Çerkezköy veKartepe işletmelerini tam kapasite çalışırhale getirdiler, üretimde hiçbir aksamaolmadı, hatta üretim miktarları arttırıldı.Holdingin üretim ve satış rakamları arttı,karı arttı. Sendikamızın ve işçilerin tümbu iyiniyetli çabasına rağmen Deva Hol-ding işvereni bugün ne yaptı? “Siz işçi-leri de, sendikanızı da tanımıyorum. Yabireysel sözleşme imzalarsınız, ya daişten çıkarsınız” dedi.

Bunu demekle de kalmadı. Bireysel söz-leşme imzalamayan üyelerimizi kapının

önüne koydu. Bireysel sözleşme imzala-yan işçiler ise nasıl bir sözleşme imzala-dığının farkında bile değiller. DevaHolding işvereni işçileri işten çıkart-makla tehdit ederek, baskıyla, zorbalıklabireysel sözleşme imzalatmıştır. İşçilerin40 yıllık kazanılmış haklarını gasp etmiş,bu hakları kuşa çevirmiştir. Deva Hol-ding'in bu tutumu, bu davranışı nasılaçıklanır, neyle izah edilebilir? İşvereninbu tutumunun ne anlama geldiğini ifadeetmeye kelimeler kifayetsiz kalıyor.“Deva Holding'in bu tutumunun, işçilerikarda-kışta kapının önüne koymanın, entemel insan haklarıyla da, ahlaki değer-lerle de bağdaşmadığını söyleyen Çavdarsözlerini şöyle sürdürdü:

“Deva Holding'in, işçileri baskı ve teh-ditle bireysel sözleşmeye zorlaması,kabul etmeyenleri de işten çıkartmasıCeza Kanunlarına göre de suçtur. DevaHolding patronu uluslar arası sözleşme-leri de çiğnemiştir. İşveren bu tavrıylasendikamızı da tanımadığını ilan etmiş-tir. Biz bu tavrı asla kabul etmiyoruz.Deva Holding, bu işyerinde iş barışı is-tiyorsa işten çıkartılan işçi üyelerimizibir an önce işe geri almalı ve sendikamızile 2011 yılı toplu iş sözleşmesi için ma-saya oturmalıdır. Sendikamız hiçbir bas-kıya boyun eğmeyecektir. Petrol-İş,Deva Holding'teki örgütlülüğünden aslavazgeçmeyecek, hukuki mücadele dahilher türlü mücadeleyi sonuna kadar sür-dürecektir.”

Page 49: Petrol-İş

petrol-iş48

EKMEK, BARIŞ, ÖZGÜRLÜKMÜCADELESİNDE 60 YIL

PETROL-İŞ’İ 1950’DE 25 AKARYAKIT İŞÇİSİ KURMUŞTU...

6 Eylül 1950 yılında İstan-bul'un Beykoz ilçesinde, pet-rol şirketlerinde çalışan 25akaryakıt işçisinin kurduğuPetrol-İş'in 60. kuruluş yıldö-nümü, örgütlü olduğumuz veTürkiye'nin dört bir yanındafaaliyet gösteren fabrikalar-

daki 500'ü aşkın işyeri tem-silcisinin, baştemsilcinin,şube başkanları ve yönetici-lerin, genel merkez yönetici-lerinin, sendika çalışanları-nın katılımı ve çeşitli etkin-liklerle 26-27 Kasım 2010'daAntalya - Kemer Grand Ha-

ber Hotel'de kutlandı.

60 yılın onur vegururunu yaşıyoruz

Petrol-İş'in 60. kuruluş yıldö-nümü ve 26. Dönem GenelTemsilciler Kurulu açış ko-nuşmasını yapan Genel Baş-kanımız Mustafa Öztaşkın,Petrol-İş'in 60. yılını kutla-manın onurunu ve gururunuhep birlikte taşıdıklarını be-lirterek şöyle konuştu:

“Bu sendika 60 yıldır istik-rarlı bir biçimde Türkiye sen-dikal hareketine damgasını

vurmuş, işçi sınıfının yaşamve çalışma koşullarının iyi-leştirilmesi ile demokrasi,eşitlik ve özgürlük mücade-lesinde yerini almış, ne ikti-darlara ne de darbecilereboyun eğmiş, ülkemizin, işçisınıfının ve toplumun çıkar-larını savunurken baskılara,yasaklara maruz kalmış,hatta bu uğurda şehitler ver-miştir. Ama hiçbir güç Pet-rol-İş Sendikası'nın doğrubildiği yoldan yürümesineengel olamamıştır. 60 yıldırfabrikalarda, meydanlardaolduk. Nice grevleri, direniş-leri, yürüyüşleri, mitingleri,

60 yıldır fabrikalarda, meydanlarda olduk. Nicegrevleri, direnişleri, yürüyüşleri, mitingleri, ey-lemleri gerçekleştirdik. Yoksulların, ezilenlerinyanında yer aldık. İşçi sınıfının ulusal ve küre-sel dayanışmasını gerçekleştirdik. Toplumunvicdanı olduk.

Page 50: Petrol-İş

petrol-iş 49

eylemleri gerçekleştirdik.Yoksulların, ezilenlerin ya-nında yer aldık. İşçi sınıfınınulusal ve küresel dayanışma-sını gerçekleştirdik. Toplu-mun vicdanı olduk.

Geçmiş kuşaklardan devral-dığımız sendikal mirası gele-cek kuşaklara aktarmaya sözveriyoruz. Petrol-İş’teki buinancı, bu kararlılığı, müca-dele azmini bütün Türkiye'yetaşıyalım. Taşıyalım ki, busendikayı Türkiye'nin engüçlü, en etkili sendikası ya-palım. Yapalım ki, bütünTürkiye' de işçiden, emekçi-den yana bir yel estirelim. “

Şubelerimizin60. yıl etkinlikleri

Genel Temsilciler Kurulutoplantısından sonra başla-yan kutlamalarda ilk gününakşamı Kırıkkale şubemiz-den Alper Göğebakan bağla-masıyla İç Anadolu'dantürküler söyledi. Göğeba-kan'ın bağlama dinletisi sa-

londakilere coşkulu anlar ya-şattı. Sunumunu bitiren Gö-

ğebakan'a 60. etkinliğimizekatkılarından dolayı GenelBaşkanımız Mustafa Öztaş-

kın bir plaket verirken, Ko-caeli şubemiz de çiçek verdi.

Page 51: Petrol-İş

petrol-iş50

Alper Göğebakan'ın ardından sahnealan Aliağa Şubemiz AyaktakımıTiyatro Topluluğu, Alınteri=?

Oyununu sahneledi. Ayaktakımı TiyatroTopluluğu, sahnelediği oyunda emeğe,emekçiye ve işçi sınıfının Süleyman'ı, Sü-leyman Üstün Hocamıza yer vererek60'ıncı yılımıza yakışır bir oyun sergiledi.Topluluk, oyunuyla tüm izleyenleri onur-landırıp, gururlandırdı.

Sık sık izleyiciler tarafından alkışlananoyunun bitiminde Ayaktakımı TiyatroTopluluğu'nun Hocası Cihangir Timurtaşbaşta olmak üzere oyuncular Arife Bakır,Ebru Er, Tarık Başarır, Cesur S. Doğan,Neşe Avcı, Pervin Nart, Yılmaz Demiray,Habib Kılınç, İlke Kılınç, Ali Koçer, Nev-zat Sütçü, Kemal Dağ ve Öznur Akar'agenel merkez yöneticilerimiz 60. yıl anı-sına birer plaket verdiler. Kocaeli şube-miz de oyunculara çiçek verdi.

Etkinlikler ikinci gün de devam etti.Düzce Örgütlenme Temsilcimiz ÜnalAkbulut, hem gün boyu yaptığı sunum

hem de okuduğu şiirlerle etkinliğe coşkukattı. Akbulut'un anonsuyla sahneye çıkanBatman şubemiz ekibi de Diyarbakır yöresin-den Kurt ile Kuzu oyununu sahneledi. Salon-dakilerin heyecanla izlediği oyun sonundaKurt ve Kuzu'da sahne alan Engin Ergün,Murat Şanlı, İrfan Soysal, Nail Kayran, ÇetinÖnal, Fırat Mert, Fikret Sevim, Cemil Biçer,Kutbettin Özalp, Uğur Bilir, Ali Turan,Cemal Biçer, Saffet Kaya, Faruk Sevim veAhmet Asutay'a sendikamız yöneticileri birerplaket verirken Kocaeli şubemiz de çiçekverdi.

Aliağa şubemiz Ayaktakımı Tiyatro Topluluğu AlInteri=? oyunu ile sahnede...

Batman şubemiz ekibi Kurt ile Kuzu'yu oynadı...

Page 52: Petrol-İş

petrol-iş 51

Adıyaman şubemizin, MehmetBübek, Hassari Bektaş, AsımKaya, Hacı Ömer Koparal, Orhan

Büyükyolcu, Çelebi Aslanargan, MustafaÇelik, Mahmut Başdemir, İbrahim Özbey,Hakan Bozkurt'tan oluşan Harfane SıraGeceleri Ekibi ise seslendirdikleri şarkı vetürkülerle 60. yıl etkinliklerimize büyükbir coşku kattı. Harfane Sıra Geceleri bo-yunca yoğrulan çiğ köfteler de izleyicileredağıtıldı.

Genel merkez yöneticilerimiz gün bo-yunca sunum yapan ve şiirler okuyanÜnal Akbulut ile Harfane Sıra Gecesi Eki-binde yer alan şube yöneticimiz ve üyele-rimize birer plaket takdim ettiler.

Bandırma Şubemiz Halkoyunları Ekibiİzmir yöresinden değişik oyunlarla 60.yıl etkinliklerimizde yerini aldı. Halko-

yunlar Ekibi, İzmir yöresinden GündoğduZeybeği, Bergama Konakları (Kız oyunu),Kaba Hava (Erkek oyunu), Kostak Ali Zey-beği (Erkek oyunu), Harman Dalı, Haydi Gü-zelim (Kız oyunu), Süslü Jandarma (Erkekoyunu) oyunlarını sahnelediler. BandırmaHalk Oyunları Ekibinde yer alan Orhan Atıcı(Eti maden işçisi ve aynı zamanda Halko-yunları ve tiyatro Hocamız), Sevda Atıcı(Ev Hanımı ve Orhan Atıcı Hocanın eşi),Levent Balkış (Eti Maden işçisi, Eski ŞubeBaşkanımız), Birsel Balkış (Devlet Hasta-nesinde Hemşire ve Levent Balkış'ın eşi)Hakan İlter (Eti Maden İşçisi), Ayşe İlter(Eti Maden İşçisi, Hakan İlter'in eşi), Dilanİlter (Hakan İlter ve Ayşe İlter ailesinin kızları), KemalUzun (Eti Maden işçisi), Leyla Uzun (Ev hanımı veKemal Uzun'un eşi), Turhan Yılmaz (Eti Maden İşçisi),Tülay Aslankoç'a (Devlet Hastanesinde Hemşire) başa-rılı oyunları sonunda genel merkez yöneticilerimiz 60.yıl anısına birer plaket verdiler. Yine Kocaeli şubemizde oyunculara çiçek sundu.

Adıyaman şubemizden Harfane Sıra Gecesi

Bandırma şubemiz Halkoyunları Ekibi'nden “Zeybekler”

Page 53: Petrol-İş

petrol-iş52

Ziya Hepbir mücadele dolu yılları anlattı

Şubelerimizin gösteri ve et-kinliklerinden sonra birsunum yapan Örgütlenme

Uzmanımız Hakan Koçak da sendi-kamızın 60 yıllık örgütlenme faali-yetleri ve 2009 yılında baş-lattığımız “Sendikalı Ol” kampan-yası hakkında bilgiler verdi. Petrol-İş Sendikası'nın ilk grevi ve bugrevin öyküsü olan “Kırkbir UzunGün – Berec Grevi” başlıklı kitabailişkin açıklamalar yaptı.

Daha sonra ise iki gün boyunca 60.yıl etkinliklerini ve Genel Temsil-ciler Kurulu'nu izleyen, 10.01.1954'ten 07. 04.1968 tarihine kadarPetrol-İş'in Genel Başkanı olanZiya Hepbir, platformda kurulankürsüye davet edilerek, mücadeledolu yılları bir de kendisinden din-lememiz istendi. Alkışlarla plat-forma çıkan Ziya Hepbir'e GenelBaşkanımız Mustafa Öztaşkın daeşlik ederek kurulan masada bir-likte yerlerini aldılar.

Konuşmasına ABD'nin Afganistanve Irak' işgalinden başlayan,

ABD'nin Afganistan ve Irak'ta yap-tığı insanlık dışı işkencelerden gös-terdiği gazete kupürleri ile örneklerveren, Afganistan işgaline katılanABD askerlerinin sırf anı olsundiye Afgan insanlarından kestikleriparmakları gösterdiklerini hatırla-tan Hepbir, bu konuşmasına nedenABD'den başladığını da şöyle açık-ladı:

“O zamanlar ben İstanbul-Ortaköy,Serviburnu'nda işyeri olan ve So-koni (şimdiki adıyla Mobil) adlı birAmerikan şirketinde çalışıyordum.Sendikal faaliyetlerimden dolayı buAmerikan şirketi beni işten attı. İşegeri dönebilmek için 6 ay mücadeleettim. İstanbul'da sendikalar ayağakalktı. Benim işe dönebilmem için

İstanbul'da miting bile düzenlene-cekti. Neyse ki o dönem bu tür ko-nulara da bakan İl HakemKurulu'nun lehimde karar verme-siyle işe iade edildim. İşe iade edil-dim ama bu Amerikalılar beni geneişyerine sokmadılar. “Sana aylıkücretini verelim, sen bu işyerinegelme, sendikal faaliyetlerde bu-lunma, evinde otur, maaşını al” de-diler ama ben bunu kabuledemezdim. Bir süre gerçekten iş-yerine beni sokmadılar ama maa-şımı da ödediler. Ben de budönemde zamanımı Petrol-İş'indaha da büyüyüp gelişmesi içinharcadım. Az çekmedim yani buAmerikalılar”dan. Günümüzde deaz çektirmiyorlar dünyaya. Irak'ta,Afganistan'da yaptıklarını görüyor-sunuz. Bunun için mücadele sadeceişverenlere karşı değil, emperyalist-lere karşı da verilmeli”

Konuşmasında, 1950 yılına kadarkitek parti döneminden, işçi sınıfınıntek parti döneminde yaşadığı sorun-lardan, çok partili döneme geçişten,Demokrat Parti'nin iktidara gelme-den önce işçilere grev hakkı vere-ceği taahhüdünde bulunmasına

Page 54: Petrol-İş

karşın iktidarı süresince bu hakkı ta-nımadığından bahseden Hepbir,1950'li yıllardan Petrol-İş GenelBaşkanlığından ayrıldığı 1968 yı-lına kadarki yaşadığı deneyimlerinive Petrol-İş'in mücadele dolu yılla-rını aktardı. Hepbir konuşmasına,sık sık alkışlar nedeniyle ara vermekzorunda kaldı. Ziya Hepbir, bundansonraki dönemde de, Petrol-İş'inekmek, eşitlik, özgürlük ve demok-rasi mücadelesini en ön saflardasürdüreceğine inancının tam oldu-ğunu belirterek bu mücadelede Pet-rol-İş'e başarılar diledi.

Genel Başkanımız Mustafa Öztaş-kın, Ziya Hepbir'e 60. yıl etkinlikle-rimize katıldığı için teşekkür ederekkendisine bir şükran plaketi sundu.Kutlamalarda Petrol-İş'in 60 YılıBelgeseli de gösterildi. Beğeniyleizlenen belgeselin ardından Öztaş-kın, belgeseli hazırlayan Özgür E.Arık ve Özüm Seda Duran'a da birerplaket vererek kendilerine teşekküretti.

Petrol-İş varsa umut vardır

Petrol-İş Sendikası'nın 60. kuruluşyıldönümü kutlamaları Genel Baş-kanımz Mustafa Öztaşkın'ın konuş-masıyla sona erdi.

“Petrol-İş varsa umut vardır. Umutbizdedir, umut işçi sınıfındadır”diyen Öztaşkın duygu yüklü konuş-masında şunları söyledi:

“Rahmetli Kemal Sülker 1986’da

kaleme aldığı Petrol-İş tarihi kita-bına “36 Yaşında Genç Bir Sendika:Petrol-İş” adını vermişti.

Bugünse tam 60 yaşındayız. Artık olgunluk yaşlarına gelmiş;görmüş geçirmiş bir sendika oldu-ğumuz söylenebilir. Beykoz’daküçük bir odada başlayan hikayemizbugün Türkiye’nin, hatta uluslar-arası sendikal camianın saygın sen-dikal örgütlerinden birisi olaraksürüyor. Bu altmış yıl boyunca ül-kenin her köşesinde; her inanıştan,etnik gruptan, siyasi yaklaşımdan;her yaş ve cinsiyetten yüzbinlerce

emekçi yaşamının bir evresini Pet-rol-İş bayrağı altında geçirdi. Onla-rın haklarını bu sendika savundu;

Onlar da bu sendikayı hayatın heralanında var ettiler, bayrağını dal-galandırdılar. Petrol-İş, tarihi bo-yunca Türkiye işçi hareketinin hepen önünde yer aldı.

Sadece kendi üyelerinin değil, Tür-kiye emekçilerinin bu topraklardakihemen her mücadelesinde, kazanı-mında Petrol-İş’in bir katkısı oldu. Bugün bizim başlıca gurur kaynağı-mız işte budur. Toplumda saygınlıkkazanmış insanlara bakın.

Göze aldıkları riskler, gösterdikleriözveriler ve ortaya koydukları son-suz emek ancak onlara böylesi birpaye kazandırabilir.

Bu kurumlar, örgütler için de geçer-lidir. Sendikamızın bugün gururlataşıdığı miras üyelerinin, yöneticile-rinin, uzman ve çalışanlarının muaz-zam emekleri, özverileri veyaratıcılıklarının sonucu olarak or-taya çıktı.

Petrol-İş’i örgütlemek, onun bayrağıaltında işçi sınıfı mücadelesini geliş-tirebilmek için kurucularından ba-zıları ve bir dönem genel başkanıdahil binlerce üyesi işlerinden oldu-lar, baskılar, sürgünler, gözaltılar ya-şadılar, tutuklandılar ve bazıları

petrol-iş 53

Page 55: Petrol-İş

petrol-iş54

verdikleri emek ve demokrasi mü-cadelesini engellemek isteyen güç-lerce katledildiler.

Burada: 15-16 Haziran Direnişi şe-hitlerinden Mutlu Akü fabrikası iş-çisi, Petrol-İş üyesi Yaşar Yıl-dırım'ın, Eczacıbaşı Grevinde katle-dilen Hasan Ateş'in, Kemal Türk-ler'in cenazesinden dönerken polistarafından kurşunlanarak öldürülenKocaeli Şubesi üyemiz, İGSAŞ iş-çisi Ahmet Aydın'ın, Adana'da işçisınıfı düşmanlarının silahlı saldırısısonucu yitirdiğimiz Sasa işçilerin-den Gani Yumrutepe ve MeryemKarakız'ın,

Yine Petrol-İş örgütlenmesi uğrunaverdiği mücadelede silahlı bir saldı-rıyla hayatını kaybeden Malatyaşube başkanımız Mehmet Yumrute-pe'nin isimlerini saygıyla anmak is-terim. Geçmiş sadece bir olaylardizisi değildir. Binlerce olaydan, in-sandan süzülerek biriken gelenek vekültürel mirastır. Bir örgütü birleş-tiren, geliştiren ve ileriye taşıyan dageleneğin ve kültürel mirasın gücü-dür. Petrol-İş’in geleneğinde sınıfdayanışması vardır. Petrol-İş varsaPaşabahçeli'sinden Tekel’cisinekadar mücadele eden işçinin daya-nacağı bir dost, bir yoldaş vardır.

Petrol-İş’in geleneğinde mücadelevardır. Petrol-İş varsa direniş,eylem, grev, miting, gösteri; kısacasınıfın fiili ve meşru mücadelesi içinne gerekiyorsa o vardır.

“Hak verilmez alınır” diyenlerin se-sidir kulaklarımızdaki, işyerlerindenmeydanlara Petrol-İş’in mavisidirmücadelenin sembolü.

Petrol-İş’in geleneğinde bağımsızsiyaset vardır. Petrol-İş varsa ikti-darlara biat değil, hak arama vardır.Türk-İş içinde ve dışında eşitlik, öz-gürlük, bağımsızlık için bağımsızsınıf tavrı, duruşu vardır.

Petrol-İş varsa kamunun çıkarı, top-lumun vicdanı sahipsiz ve sessiz de-ğildir. Petrol-İş’in geleneğinde

eğitimle, bilimle, kültürle, insani de-ğerlerle hemhal olma vardır.Petrol-İş, üyesi bilinçli, yolunu bi-limle çizdiği için vardır. Petrol-İş‘teSüleyman hocaların kürsüsü olur,kadınların yayınları olur, bilim in-sanlarının yolunu gözlediği yıllıklar,raporlar, kitaplar olur, çocuklarımı-zın beklediği dergileri olur; biziinsan yapan öyküler, oyunlar, şiirler,karikatürler olur.

Petrol-İş’in geleneğinde barış vekardeşlik vardır. Anadolu’nun herrengi, her sesi vardır Petrol-İş’inmavisinde.

Petrol-İş varsa barış savunmasız de-ğildir, Batman’dan Trakya’ya mem-leketin her yerinden uzanan ellerboşta kalmaz, birbirlerine ulaşır;Irak’taki kadın, Filistin’deki çocukbize uzak değildir. Petrol-İş’in ge-leneğinde uluslararası dayanışma

vardır. Petrol-İş’in ufkunda dünyaişçilerinin birliği vardır. Kısacadostlar Petrol-İş varsa umut vardır.Umut bizdedir, umut işçi sınıfında-dır.

“Türkiye işçi sınıfına selâmSelâm yaratana! Tohumların tohumuna, serpilip ge-lişene selâm!

Bütün yemişler dallarınızdadır.

Beklenen günler, güzel günlerimizellerinizdedir,

haklı günler, büyük günler,

gündüzlerinde sömürülmeyen, ge-celerinde aç yatılmayan,

ekmek, gül ve hürriyet günleri….”

Page 56: Petrol-İş

petrol-iş 55

Eğitim ve kültürel faaliyetlerin merkezi olacak

Çerkezköy Petrol-İş ÜyeleriEğitim-Kültür ve Daya-nışma Derneği Lokali, genel

merkez yöneticilerimiz, şube yöneti-cilerimiz, bölge sendikalarının şubeyöneticileri, siyasi parti temsilcileriile bölgede örgütlü olduğumuz işyeritemsilci ve üyelerimizin katılımı ileGenel Başkanımız Mustafa Öztaşkıntarafından açıldı.

Çerkezköy-Kapaklı Beldesinde açı-lan lokal öncelikle üyelerimizin ya-rarlanacağı, burada, birlikte boşzamanlarını değerlendireceği birmekan olacak. Lokal, aynı zamandaÇerkezköy ve Kapaklı'da yaşayan,burada oturan, çalışan bütün emekçi-lere hizmet edecek.

Sendikamız da bu anlamda buradakibu lokal ile hem Çerkezköy, hem deKapaklı'daki demokrasi, insan hak-ları ve sendikal mücadelede yerinidaha etkin bir şekilde alacak. Lokalsadece emekçilerin buluştuğu, boşzamanlarını geçirdiği bir mekan ola-rak değil, aynı zamanda emekçile-rin gelişimini sağlayacak bir mekanolarak da değerlendirilecek, çeşitlieğitim ve kültürel aktivitelerin yapı-lacağı bir merkez olacak.

İstanbul 1 Nolu Şubemiz ve TrakyaŞubemizin örgütlü olduğu işyerle-rinde çalışan üyelerimizin yararlana-

cağı ve yöneticiliğine Nesim Aksa-kal'ın getirildiği lokalin açılışınaGenel Başkanımız Mustafa Öztaşkın,Genel Sekreterimiz Mustafa Çavdar,Genel Mali Sekreterimiz İbrahimDoğangül, Genel Örgütlenme ve Eği-tim Sekreterimiz Nimetullah Sözen,İstanbul 1 Nolu Şube BaşkanımızReşat Tüysüz ve Şube yöneticileri,Trakya Şube Başkanımız Turgut Dü-şova ve Şube yöneticileri, AnkaraŞube Başkanımız Mustafa Özgen veŞube Yöneticileri, Aliağa Şube Baş-kanımız İsmail Doğan ve Şube yöne-ticileri, Türk-İş Tekirdağ BölgeTemsilcisi ve Çerkezköy Türk MetalSendikası Şube Başkanı MuratKoçak ve şube yöneticileri, CHP Ka-paklı İlçe yöneticileri, örgütlü oldu-ğumuz Polimer, Bayer İlaç, JotunBoya, Deva İlaç, Zentiva İlaç, TPAOişyeri temsilci ve bu işyerlerinde ça-lışan üyelerimiz katıldı. Türkiye Bir-leşik İşçi Partisi (TBİP) GenelBaşkanı Prof. Dr. Zeki Kılıçaslan veparti yöneticileri de açılışta yer aldılar.

ÇERKEZKÖY LOKALİMİZ ÖRGÜTLENME ÇALIŞMALARINA KATKI KOYACAK

Lokal sadece emekçilerin bu-luştuğu, boş zamanlarını ge-çirdiği bir mekan olarakdeğil, aynı zamanda emekçi-lerin gelişimini sağlayacakbir mekan olarak da değer-lendirilecek, çeşitli eğitim vekültürel aktivitelerin yapıla-cağı bir merkez olacak.

ÖRGÜTLENME

Page 57: Petrol-İş

petrol-iş56

Sendikamızın örgütlü olduğuTPAO, BOTAŞ, MKEK, ETİ-BOR, TMO ALKOLOİD işyerle-

rinde 6 bin 243 üyemizi kapsayan kamutoplu iş sözleşmeleri süreci başladı. Özelsektörde ise başta Tüpraş, Petkim, Ad-vansa, Mutlu Akü, Bayer, Novartisolmak üzere 19 işyerinde 8 bin 302 üye-mizi kapsayan toplu sözleşme sürecibaşladı. Bu dönem kamu toplu iş sözleş-meleri belediye işçileri hariç 230 binkamu işçisini kapsıyor. Kamu toplu işsözleşmeleri için Türk-İş öncülüğündeoluşturulan Kamu Kesimi KoordinasyonKurulu'nda Türk-İş Yönetim Kurulu ileTürkiye Maden-İş, Harb-İş, Yol-İş,Tarım-İş, Tezkoop-İş ve Petrol-İş sendi-kaları yer alıyor.

Sendikamızın Ankara'da, 21 Şubat'ta ya-pılan Başkanlar Kurulu'nda, Türk-İş'in,

seçim öncesi sürdürülecek sözleşme sü-recinden işçilerin hak kaybı yaşamadankazanımla çıkması için, diplomasiyideğil mücadeleyi merkeze koyan birtavır alması gerektiği bildirildi. Kamu veözel sektör TİS'leri ile ilgili olarak Baş-kanlar Kurulu'nda alınan kararda şu nok-talara dikkat çekildi:

“Petrol-İş, bu dönem de üyelerinin mev-cut kazanımlarını korumayı, esneklikiçeren hükümleri sözleşmelere koyma-mayı, ücret dengesizliklerini gidermeyive yeni kazanımlar elde etmeyi hedefle-yen bir strateji izleyecektir. Gerek kamu-daki gerekse özel sektördeki sözleşmeleriçin Türk-İş’in daha aktif bir rol alması,diplomasiyi değil de meşru her yollamücadeleyi esas alması ve ilgili diğersendikalarla birlikte hareket etmesi işçisınıfının bu süreçten hak kaybına uğra-

madan çıkması için elzemdir. BaşkanlarKurulumuz, daha mücadeleci bir hat iz-lenmesi konusunda üzerine düşen so-rumluluğu yerine getirmeye hazırolduğunu beyan eder.”

İmzalanan sözleşmeler

Gebze şubemize bağlı işyerlerimizdenAlpla Plastik, Betesan Bant Sanayi, En-plast Plastik Sanayi, İstanbul 1 Noluşubmize bağlı Ürosan Kimya Sanayi,Kırıkkale şubemiz kapsamındaki AkınPlastik Boru Sanayi, İstanbul 2 Nolu şu-bemiz kapsamında bulunan ReckittBenckiser Temizlik Malzemesi Sanayi,Arılı Plastik Sanayi, İzmir şubemiz kap-samında bulunan Tetra-Pak PakatlemeSanayi, İzmir ve Gebze şubelerimizinörgütlü olduğu Mebant İzolasyon veBant Sanayi işyerlerinde ise toplu iş söz-

Kazanımlarımızı korumaya ve geliştirmeye dönük bir strateji izleyeceğiz

5'İ KAMU VE 19'U ÖZEL SEKTÖR İŞYERİNDE ÇALIŞAN TOPLAM 14 BİN 500 ÜYEMİZİ KAPSAYAN TİS’LER BAŞLADI

Sendikamızda örgütlü TPAO, BOTAŞ, MKEK, ETİBOR, TMO ALKOLOİD kamu işyerlerinde çalışan 6bin 243, başta Tüpraş, Petkim, Advansa, Mutlu Akü, Bayer, Novartis olmak üzere 19 özel sektörişyerinde çalışan 8 bin 302 üyemizden oluşan ve toplamda 14 bin 500 civarındaki üyemizi kapsayantoplu iş sözleşmeleri süreci başladı.

TOPLU İŞ SÖZLEŞMELERİ

TÜPRAŞ

Page 58: Petrol-İş

petrol-iş 57

leşmeleri imzalandı. Sendikamız genel ta-leplerinin yanında, işyerlerimize özgü so-runların çözümüne yönelik stratejisini budönem de devam ettirecektir.

Sendikamız bu dönem de üyelerinin mev-cut kazanımlarını korumayı, esneklik içe-ren hükümleri sözleşmelere koymamayı,

ücret dengesizliklerini gidermeyi ve yenikazanımlar elde etmeyi hedefleyen birstrateji izleyecek.

Gerek kamudaki gerekse özel sektördekisözleşmeler için Türk-İş’in daha aktif birrol alması, diplomasiyi değil de meşru heryolla mücadeleyi esas alması ve ilgili

diğer sendikalarla birlikte hareket etmesiişçi sınıfının bu süreçten hak kaybına uğ-ramadan çıkması için elzemdir.

Başkanlar Kurulumuz, daha mücadelecibir hat izlenmesi konusunda üzerine düşensorumluluğu yerine getirmeye hazır oldu-ğunu beyan eder.

Mehmetçik Vakfı Cambro Özay

Novartis İlaç DYO Boya

Petkim

Alpla Plastik

Page 59: Petrol-İş

S

petrol-iş58

Page 60: Petrol-İş

59

Page 61: Petrol-İş

Not: Yeni ortak seminerlere itiraz etmedi isek

petrol-iş60

Page 62: Petrol-İş

petrol-iş 61

Petrol-İş Merkez yöneticileri Adıyaman'da...

Genel Başkanımız Mustafa Öz-taşkın, Genel Mali Sekreterimizİbrahim Doğangül ve Genel Ör-

gütlenme ve Eğitim Sekreterimiz Nime-tullah Sözen 12 Ocak'ta Adıyaman'agiderek, Adıyaman Şubemiz işyerleritemsilciler kuruluna katıldılar, TPAO'dayaşanan sorunları değerlendirdiler.

Adıyaman TPAO Bölge Müdürlüğü yö-neticilerinin, Adıyaman şubemiz yöneti-cilerine, işyeri temsilcilerimize veüyelerimize karşı sert tutum ve davranış-larda bulunmasına, baskı uygulamasına,9 üyemize haksız bir şekilde 8 gün iştenuzaklaştırma cezası verilmesine TPAOAdıyaman Bölge Müdürlüğü işçileri serttepki göstererek, yönetimi protesto et-mişlerdi. 7 Ocak, Cuma günü TPAO

Bölge Müdürlüğü önünde toplanan Pet-rol-İş üyesi işçiler, TPAO yönetimininbaskılarını protesto ederek, işe 1 saat geçbaşlamışlardı. Genel merkez yöneticile-rimizin katıldığı temsilciler kurulu top-lantısında da, TPAO'da kapsam dışıpersonele maddi destek sağlanması ama-cıyla bölge tazminatı, lojman kiralama,aile servisleri gibi olanaklar sağlanırken,kapsam içi personelin fazla mesailerininkesilmesi, sosyal haklarının ellerindenalınmak istenmesi gibi konular tartışıldı.

TPAO'da toplu iş sözleşmesine girilen birsüreçte bu tür uygulamaların önümüz-deki günlerde uygulamaya konulacakbaşka saldırı ve hak gasplarının habercisi,kurumda taşeronlaştırmanın, sendikasız-laştırmanın ve iş güvencesini yok edecek

uygulamalarının bir ön adımı olduğu gö-rüşlerine yer verildi.

Hükümet tarafından 2011yılı ikinci yarı-sında TPAO'nun halka arz şeklinde satı-şının yapılacağı şeklindeki açıklamalaradikkat çekilerek, bunun özelleştirmeninilk adımı olacağı ve TPAO'da taşeronlaş-tırmaya, özelleştirmeye karşı Petrol-İşSendikası'nın izleyeceği politikalar görü-şülüp değerlendirildi.

ADIYAMAN ŞUBE İŞYERİ TEMSİLCİLER KURULU'NA KATILDILAR, TPAO'DA YAŞANAN SORUNLARI DEĞERLENDİRDİLER

İŞYERİ ZİYARETİ

Page 63: Petrol-İş

petrol-iş62

Gündoğdu: “Bütün mesaimizi örgütlenmeye ayıralım kararı aldık”

İZMİR-KAVAKLIDERE KÖYÜNDE PAKPLAST ÖRGÜTLÜLÜĞÜNÜ KIRMAK İÇİN

PATRON İLE MUHTAR BİR OLUP KÖY İMAMINA CAMİDEN ANONS YAPTIRDI

ŞUBE HABERLERİ

Sayın Gündoğdu, İzmir ve Ege Bölge-

si'nde işkolumuza giren kaç işyeri var,

ne kadar üye potansiyeli bulunuyor?

İzmir şubemizin örgütlenme faaliyetle-

riyle ilgili neler söyleyeceksiniz?

İzmir ili hudutları ve Ege Bölgesi hudut-

ları içerisinde acaba bizim işkolumuza

giren ne kadar işyeri var diye bir araştırma

yaptık. İzmir Bölge Çalışma Müdürlü-

ğü'nden almış olduğumuz bilgilere göre

İzmir il hudutlarına baktığımızda bizim

işkolumuza giren 1800-2000 dolayında iş-

yeri var. Ege bölgesine baktığımızda bu

rakam 4-5 binleri buluyor. Tabii bu işyer-

lerinin çoğu sendikasız. Sendikalı Ol

kampanyası yürüttüğümüz İzmir-Kemal-

paşa beldesinde sendikamıza üye olabile-

cek 2 bin dolayında işçi çalışıyor. Biz tüm

şube organları olarak, 4 Eylül 2010 tari-

hinde yapılan şube genel kuruluna, yek-

nesak, bir bütün halinde, yönetim denetim

ve disiplin kurulu, yani organları bir bütün

halinde gittik. Tek amacımız şuydu; biz

kendi iç bünyemizde bölünmeye, parça-

lanmaya gitmektense yeknesak bir şekilde

bir listeyle seçime gidelim ve bütün me-

saimizi örgütlenmeye ayıralım kararı

aldık.

Şubenizin yeni örgütlediği Pak Plast'ta

süreç şu anda hangi aşamada?

İzmir'in Kavaklıdere Köyündeki Pak

Plast'ta 53 işçi çalışıyor, küçük bir işyeri.

Buraya kurulmuş bir fabrika. Her tarafta

olduğu gibi burada da patron ve yönetici-

lerin işçilere insanca davranmamaları, in-

sanca yaklaşmamaları, çalışma koşul-

larının zorluğu, işçi sağlığına ve iş tüzü-

ğüne uygun davranılmaması, yemeklerin

sağlıklı olmayışı, üretim yapılan makinaların

işçi sağlığına uygun dizayn edilmemesi gibi

bir çok nedenle çalışanların huzursuzluğu ve

arayışları artmıştı.Bu 53 işçinin 33 'ü geldi-

ler, ifade ettiğim bu sıkıntılardan dolayı sen-

dikamıza üye oldular. Bakanlık da tespiti

olumlu verdi. Ancak bu arada dört arkadaşı-

mız ihbar ve kıdemleri ödenerek işten atıldı.

Burada çalışan arkadaşlarımız kadın ağır-

lıklı. Tabii Kavaklıdere küçük bir köy. Evde

oturan kadınlar, genç kızlar, çeyiz hazırlığı

içinde olanlar var. Bu işyerinde, üretimden

sonra ağırlıklı iş paketleme işi.

Kadınlar paketleme işini daha iyi beceriyor-

lar. Dolayısıyla bu insanlar işverenle yıllarca

iç içe olmuşlar. Hatta burada hayretle karşı-

ladığımız bazı olaylar yaşadık. Kavaklıdere

köyünde işveren, muhtar ile anlaşıyor. Köy

imamına gidiyorlar. Köy imamı ezanı oku-

duktan sonra camiden anons yapıyor. “Pak

Plast işyerine işçi alınacaktır, köy halkından

uygun olan kadınlar fabrikaya müracaat et-

sinler” diyor.

Pak Plast'ta işveren bizim örgütlülüğümüzü

kırmak için işyerine taşeron adı altında 16

kadın işçi aldı.Bu olay tabii çok dikkatimi

çekti. Bu tabii bizim oradaki arkadaşları-

mızı biraz korkuttu. Çünkü paketleme dedi-

ğimiz iş en fazla iki haftada öğrenilebilecek,

bir iş. Vasıf gerektiren, tecrübe gerektiren bir

iş değildi. Ondan sonra biz orada bir dizi

eylem yaptık. Hakikaten üretimi düşürücü

eylemler yaptık. Ufak tefek, geceleri mesai-

ler oluyordu, onları kaldırdık. Yine işyeri-

nin Tetra-Pak ile de bağlantısı vardı.

Tetra-Pak bu fabrikadan mal alıyordu,

Tetra-Pak'a fason üretim yapıyordu. İki iş-

verenin birbiriyle olan bağlantılarını da de-

MEHMET YILMAZ

İzmir Şube Başkanımız A. Gani Gündoğdu

Page 64: Petrol-İş

petrol-iş 63

ğerlendirdik.İki fabrikanın patronunu ve

genel müdürlerini bir araya getirdik. Tetra-

Pak işvereninden bu konuda bize yardımcı

olmasını talep ettik. Pak Plastik'te bir örgüt-

lenmemiz oldu ama işçi atıyor, mal alımını

durdurun dedik. Sağ olsunlar, onlar da bize

bu konuda destek oldu. Ve atılan arkadaş-

larımızı geri aldırdık, işbaşı yaptırdık. 16

tane taşeron işçiyi de aynı gün geriye gön-

derdik. Sonra işveren ile biraraya gelip otur-

duğumuzda, camiiden anons olayı ile ilgili

olarak,“Bunu bana muhtar önerdi, ben de

peki dedim” dedi. Ve neticede bir aracı va-

sıtasıyla işverenle masaya oturduk. Şöyle

bir mutabakat sağladık işveren ile; siz bizim

Bakanlık'tan olumlu gelen yetkimize itiraz

ettiniz. Taraflar olarak hukuki süreci bekle-

yelim. Sürecin sonunda her iki taraf mahke-

menin neticesine göre birbirlerine yardımcı

olsunlar dedik. İşveren de bunu kabul

etti.Yetki tespitine itizar davası devam edi-

yor. Şu anda o aşamadayız. Sanıyorum Mart

ayı içerisinde dava görüşülmeye başlana-

cak.

Kemalpaşa'daki örgütlenme faaliyetleri

nasıl gidiyor?

Kemalpaşa Organize Sanayi Bölgesine bak-

tığımızda, 2000'in üzerinde üye potansiye-

line sahibiz. Bu kadar üye yapabileceğimiz

işyeri var. Hem Kavaklıdere'deki Pak Plast,

hem de Mebant örgütlenmesi bu bölgelere

bir canlılık getirdi. Sendikalı Ol kampanya-

sında Kemalpaşa'da billboardları donattık.

Halk pazarlarında standlar açtık. Basın açık-

lamalarında bulunduk. Halkı aydınlattık. Bu

bölgede çalışanları aydınlattık. Biz özellikle

şube genel kurulumuzdan sonra Kemalpa-

şa'da örgütlenmelere de hız verdik. Orada

oturan arkadaşlarımızın evlerine gidiyoruz.

Tabii arkadaşlarımızın maddi durumları iyi

değil. Sendika olarak evlere giderken de boş

gitmiyoruz. Erzak gibi bazı katkılar sunu-

yoruz.

Mebant örgütlenmesinde kadınların çok

önemli rolleri oldu? Bu konuda neler söy-

leyeceksiniz?

Hem Mebant'ta hem de Pak Plast'ta kadın

üyelerin, kadın işçilerin öncülüğünde örgüt-

lenmeyi başardık. Mebant'ta şu anda 183

üyemiz çalışıyor. Bunun 57'si kadın. Sendi-

kal hayatımda gurur duyduğum ve tüylerimi

diken diken eden olaylarla karşılaştım. Bu-

rada bir örnek vermek istiyorum. Mebant'ta

çalışan bir kadın iki ay önce doğum yapmış.

Ve çocuğunun battaniyesi yırtık, yok, para

yok. Yine bir kadın aynı fabrikada çalışı-

yor; yedibuçuk aylık hamile. Yine aynı fab-

rikada başka bir kadın; 3 yaşında bir çocuğu

var, elinden tutmuş gelmiş. Bunların üçü de

tesadüfen, aynı gün geldiler. Birinin kunda-

ğında çocuk, diğeri hamile, üçüncüsünün

elinde de 3 yaşında bir çocuk. Bu manzarayı

görünce dedim ki örgütlenme modeli işte

bu. Örgütlenmelerin sonuna doğru bir başka

kadın geldi. Öncü bir kadın; şimdi temsilci-

miz. “Başkanım hangi koşullarda geldim,

biliyor musun” dedi. Hangi koşullarda gel-

din dedim. Anlatmaya başladı... “Belki bu-

rada üye olup, eve gidince kocam beni

boşayacak. Çünkü eşim bana gitmememi

söyledi. Bu işlere bulaşma dedi. Ama bak-

tım ki arkadaşlarım bir hak arayışı içeri-

sinde. Bir ezilmişliğimiz var. Ben de bunu

yaşıyorum. Bunu eşim yaşamıyor. Ben zor-

lanıyorum, ben kötü şartlarda çalışıyorum.

Ben maaşımı az alıyorum dedim. Buna rağ-

men eşim, 'hayır gidersen boşanırım' dedi.

En son baktım ki arkadaşlarım bu işin so-

nuna geldiler. Dedim ki ister boşa ister bo-

şama, ben gidip üye oluyorum. ”Ben bu

sözlerden sonra bu arkadaşımın alnından

öptüm. Mebant örgütlenmesi 11 aylık bir

sürece yayıldı. Burada da dört arkadaşımız

atıldı. Mebant örgütlenmesinin başarısında

özellikle kadınların rolü büyük oldu.

MEBANT İŞÇİLERİ

PAKPLAST İŞÇİLERİ

Page 65: Petrol-İş

petrol-iş64

Adana Şubemizin 22 Ocak'ta BüyükSürmeli Otelinde yapılan 12. GenelKurulu'nda Şube Başkanlığına

Ahmet Kabaca, Şube İdari SekreterliğineAbdülmecit Dönmez, Şube Mali Sekreterli-ğine de Cemalettin Çetinkıran seçildiler.

Şube Yönetim Kurulu asil üyeliklerine iseYalçın Baytar, Selahattin Kurt, Osman NuriAkkuş ve Hüseyin Cahit Çimen seçildi.Şube Denetim Kurulu asil üyelikleri ise

Ömer Köksal, İbrahim Altuntop ve MehmetPektaş'tan oluştu. Şube Disiplin Kurulu asilÜyeliklerine de Mehmet Çetin, Ercan Yalçınve Sezgin Savaş seçildiler.

Genel kurula sendikamız genel merkez yö-neticileri, şube başkanları ve yöneticileri,Türk-İş 4. Bölge Temsilcisi Edip Gülnar,Türk-İş’e bağlı sendika şubeleri, MHPAdana İl Başkanı Ahmet Erdoğan, Eğitim-Sen Adana Şube Başkanı Güven Boğa,

DİSK/Tekstil şube yöneticileri ve EMEPüyeleri, Adana şubemizde örgütlü işyerlerin-den temsilci ve işçiler katıldı. Divan Baş-kanlığını Genel Başkanımız MustafaÖztaşkın, Divan Üyeliklerini ise İzmir ŞubeBaşkanımız A. Gani Gündoğdu, KocaeliŞube Başkanımız Ali Ufuk Yaşar, BursaŞube Başkanımız Nuri Han ve Batman ŞubeBaşkanımız Mustafa Mesut Tekik'in yaptığıgenel kurulda, Türk-İş 4. Bölge TemsilcisiEdip Gülnar, Adana İl Başkanı Ahmet Erdo-ğan, Eğitim-Sen Adana Şube BaşkanıGüven Boğa da birer konuşma yaptılar.Genel Kurul’da Petrol-İş’e emeği geçen yö-neticilerede plaket verildi.

Sendikalar birleşemiyorÖztaşkın, genel kurulda yaptığı konuşma-sında, işçi ve emekçilerin bugünkü günde-minin Torba yasa tasarısı olduğunu, Torbayasa tasarısı ile esnek çalıştırmanın önününaçıldığın belirterek, “İşsizlik Sigortası Fonuda Hükümet tarafından tamamen ele geçiril-mek isteniyor. Hükümet Torba yasa ile 4-Bve 4 - C’yi yaygınlaştırmaya çalışıyor” dedi.

Torba yasa tasarısına karşı birlikte mücade-lenin şart olduğunu vurgulayan Öztaşkın, bumücadeleyi veremedikleri takdirde Hazi-ran'da yapılacak seçimlerden sonra bunun

Sermaye ve siyasi iktidarkıdem tazminatımıza da göz dikti...

ADANA ŞUBE BAŞKANLIĞINA YENİDEN SEÇİLEN AHMET KABACA:

ŞUBE GENEL KURULU

Örgütlenmenin önündekiengellerin mutlaka kaldı-rılması gerektiğini, ülkeyiyöneten siyasi iktidarın,hep sermaye yanlısı hare-ket ettiğini belirten Ka-baca, örgütsüz,güvencesiz ve esnek ça-lışma şartlarını oluştur-mak istediğini, kıdemtazminatına göz dikildi-ğini söyledi.

Page 66: Petrol-İş

petrol-iş 65

arkasının da geleceğini söyledi. Torba ya-saya karşı tek tek eylemlerin yapıldığını ak-taran Öztaşkın, sendikaların bu dağınıkdurumundan hükümetin yaralanmaya çalış-tığını belirtti. Öztaşkın, tüm bu saldırılarakarşı başta Türk-İş olmak üzere zafiyetleryaşandığın söyledi.

Barışa, demokrasiye ve emeğe bu kadar sal-dırı varken sendikaların birleşemediğiniifade eden Öztaşkın, Türk-İş’in yaşananolaylara karşı tutum almakta zorlandığını,Türk-İş’in kişilerin inisiyatifi ile hareketedemeyeceğini belirtti.

Sınıftan yana siyaset yapmalıyızHaziran ayında yapılacak seçimlere de dik-kat çeken Öztaşkın, işçilerin artık düşünce-lerini bir kenara bırakıp işçi sınıfınınçıkarlarına uygun olarak seçimlere bakmasıgerektiğini, Hükümetten en büyük hesapsorma mekanizmasının seçimler olduğunu

belirterek sözlerini şöyle tamamladı: “AKPdöneminde işsizlik, yoksulluk, eğitimde vesağlıkta ticarileşme arttı. Biz işçiler olaraksiyasetteki tarzımızı emeğin çıkarlarına göredeğiştirmeliyiz. Sınıfın ve emeğin pencere-sinden bakarak sınıfın çıkarlarına uygun ha-reket etmeliyiz.”

Kabaca: Sendikal hareketbüyük sorunlar yaşıyorGenel kurulun açılış konuşmasını yapanAdana Şube Başkanımız Ahmet Kabaca, işçive emekçilere dönük saldırıların olduğu birsüreçte genel kurul yaptıklarını, sendikalarınher zamankinden daha fazla birlik olmayaihtiyacı olduğunu, işçi ve emekçilerin hak-larına dönük saldırının ancak bu şekilde püs-

kürtülebileceğini söyledi. Kabaca ise kon-grede yaptığı konuşmasına,Türkiye'nin çokkötü yönetilmekte olduğunu, yoksulluğun,yolsuzluğun ve adaletsizliğin hat safhada ol-duğu bir dönem yaşandığını belirten Kabacaşöyle devam etti:

“Siyasi iktidar özelleştirme adı altındakamu kuruluşlarını yandaşlarına ve anlaştığıyabancı şirketlere peşkeş çekmektedir. Satı-lan bu kurumların birçoğu kapatılmış, bir-çoğu ise küçültülerek çalışanlarını iştenatmıştır. Ülkeyi yöneten başbakan her ko-nuşmasında, her alanda Cumhuriyet tari-hinde yapılanlardan daha fazlasınıyaptıklarını söylemektedir. Şöyle bir baktı-ğımızda cumhuriyetin kazanımları olankamu kuruluşlarını kapatmaktan başka dahaönceki hükümetlerin yaptıklarını satmaktanbaşka hiçbir şey yapılmamıştır. İstihdamı ar-tıracak, üretim yapacak hiçbiri iş yeri açıl-mamıştır.”

Kıdem tazminatımıza göz diktilerÖrgütlenmenin önündeki engellerin mutlakakaldırılması gerektiğini, ülkeyi yöneten si-yasi iktidarın hep sermaye yanlısı hareket et-tiğini, örgütsüz, güvencesiz ve esnekçalışma şartlarını oluşturmak istediğini,kıdem tazminatına göz dikildiğini belirtenKabaca konuşmasını şu sözlerle sürdürdü:“Değerli arkadaşlar; hükümet 8 yıllık ikti-darında Avrupa Birliği uyum yasaları çerçe-vesinde de birçok yasa değiştirmiştir amahala sendikalar yasası değişmemiştir. Sendi-kaların yapısı çok dağınıktır. 3 konfederas-yon, 100 civarında sendika vardır. Buyapıyla mücadele vermek çok zor olmakta-dır. Örgütlenmeye kalkışan işçileri işverenişten atıyor, işten atılanlar örgütlenmek ana-

yasal hakkımdır diye yargıya başvuruyor.Sonuçta ise birkaç aylık tazminatla olay ka-patılıyor. 4857 sayılı İş Yasası gerçek iş gü-vencesi getirecek şekilde mutlakadeğiştirilmelidir.”

Sendikalar bir çatı altında toplanmalıSendikaların her zamankinden daha fazlabirlik ve beraberliğe ihtiyacı olduğunu, sen-dikaların ve emekçilerin kurtuluşunun, işçimemur ayrımı yapmadan tüm sendikalarınbir çatı altında toplanmasından geçtiğinivurgulayan Kabaca, “Sendikaları bir çatı al-tında toplayacak bir yasal düzenleme mut-laka yapılmalıdır. Örgütlenmenin önündekiengeller kaldırılmalıdır. Demokrasi için ör-gütlülük şarttır. Siyasi iktidarın dert yandığıkayıt dışı çalışma örgütlenmeyle önlenir. Ör-gütlü çalışan da, çalıştıran işveren de yasalolmayan hiçbir iş yapamaz, vergisini deöder, yasalara da uyar” dedi.

Page 67: Petrol-İş

petrol-iş66

15 Ocak 2011 tarihinde, İzmit Asya Otel'deyapılan Petrol-İş Kocaeli Şubesi 20. OlağanGenel Kurulu'nda Şube Başkanlığı'na AliUfuk Yaşar yeniden seçilirken, Salih Akdu-man İdari Sekreterliğe, Tekin Kara da MaliSekreterliğe seçildiler. Şube Yönetim Ku-rulu (Asil) üyeliklerine de Yusuf SamiÇınar, İrfan Kaçar, Nesimi Yetişoğlu, TemelAktaş seçildi. Şube Denetim Kurulu (Asil)üyelikleri de Kamil Keskin, Rasim Atila,Olcay Özdemir'den oluşurken Disiplin Ku-rulu (Asil) üyeliklerine de Erol Altıntaş,Gökhan Türkünoğlu ve Necmettin Özgülseçildiler.

Kocaeli Şubesi Olağan Genel Kurulu'naPetrol-İş Merkez Yönetim Kurulu üyeleri,Denetim ve Disiplin Kurulu üyeleri, şubebaşkanları, Kocaeli Şube eski başkanları,Kocaeli'den sendikaların, siyasi partilerinve demokratik kitle örgütlerinin temsilci-

leri, Kocaeli Şube'de örgütlü işyerlerindentemsilciler de katıldı. İzmit Belediye Baş-kanı Nevzat Doğan da kongreye katılarakbir konuşma yaptı, adaylara başarılar diledi.Divan Başkanlığını Petrol-İş Genel BaşkanıMustafa Öztaşkın'ın, Divan üyeliklerini iseAdana Şube Başkanı Ahmet Kabaca, Bat-man Şube Başkanı Mustafa Mesut Tekik,Gebze Şube Başkanı Süleyman Akyüz,Bursa Şube Başkanı Nuri Han'ın yaptığıKocaeli Şube 20. Olağan Genel Kurulu,Şube Başkanı Ali Ufuk Yaşar'ın açış konuş-masıyla başladı. Ali Ufuk Yaşar, açış ko-nuşmasında, dünyada ve Türkiye'deyaşanan ekonomik, siyasi ve sosyal geliş-melerle ilgili yaptığı değerlendirmedensonra Türkiye sendikal hareketinin sorun-larına, örgütlenmenin önündeki engellere,taşeronlaşma-müteahhitleşme sorunlarınave Kocaeli Şube'de örgütlü işyerlerindekisorunlara değindi.

Kocaeli Şube Genel Kurulu'nda bir ko-nuşma yapan Genel Başkanımız Mustafa

ŞUBE GENEL KURULU

Sözleşmelerde kayıplarımızı telafi edeceğiz, taşeronlaşmaya “dur” diyeceğiz

KOCAELİ ŞUBE BAŞKANLIĞINA YENİDEN SEÇİLEN ALİ UFUK YAŞAR:

Yaşar, bu dönemdeki olmazsaolmazlarının 4857 sayılı Ya-sa'nın hiçbir maddesinin gir-meyeceği bir toplu iş sözleşmesipolitikası izlemek, geçmiştekikayıpları telafi etmek ve mü-teahhit/ taşeronlaşmaya daartık “dur” demek olacağınıbelirtti.

Page 68: Petrol-İş

petrol-iş 67

Öztaşkın, Torba Yasa Tasarısı'nın şu anda iş-çilerin, emekçilerin en önemli gündemmaddesini oluşturduğunu belirterek, “BuTorba Yasa Tasarısı ile ucuz işgücü yarata-bilmek için her türlü koşullar oluşturulmuşdurumda. Bu tasarı ile işçilerin kazanılmışhakları ellerinden alınmaya, yeni esnek ça-lışma biçimleri getirilmeye çalışılıyor. Ser-mayeye yeni olanaklar buradan sunuluyor”dedi. Torba Yasa Tasarısı'nın çalışanları çokyakından ilgilendirdiğini belirten Öztaşkın,“ Eğer bu Hükümet Haziran'daki seçimlerikazanırsa bu Torba Yasa Tasarısı ile yeni ik-tadarı döneminde neleri yapacağının daipuçlarını veriyor. Hükümet Ulusal İstih-dam Stratejisi ve Orta Vadeli Milli Programadında iki belge açıkladı. Bu iki belgeye debaktığınız zaman bunun içinde iş gücününesnekleştirilmesi var. Kazanılmış hakları-mız, başta kıdem tazminatı olmak üzerebölgesel asgari ücret var. Yapılmak istenen-lerin küçük bir kısmı bu tasarıda. Asıl ya-pılmak istenenler seçim sonrasında. Seçimdönemi nedeniyle asıl yapılmak istenenlergündeme getirilmiyor” dedi.

Türk-İş yönetimi karar almadı4 Ocak'ta Türk-İş Başkanlar Kurulu'nuntoplandığını, Türk-İş Başkanlar Kurulu'ndaTorba Yasa Tasarısı'nın görüşüldüğünü ve

hemen hemen bütün sendikaların bu tasa-rıya karşı net bir tutum ortaya konması ko-nusunda görüş belirttiklerini ve tavsiyekararı alındığını söyleyen Öztaşkın konuş-masını şöyle sürdürdü: “ Türk-İş yönetici-leri, Türk-İş dediğiniz 5 kişilik YönetimKurulu mu? 32 sendika var. Sendika baş-kanları karar alalım dedi de biz mi almadık”diyorlar. Evet... Sendika başkanları karar

alalım diyorlar. Karar almayan Türk-İş yö-netimidir. 4 Ocak'taki toplantıda BaşkanlarKurulu'nun yüzde 80'i “Torba Yasa Tasarı-sı'na karşı sessiz kalınamaz. Bir karar alın-ması gerekir, tavır konulması gerekir.Ayağa kalkılması gerekir. Konfederasyo-numuz bir yerde, ne yazık ki, açık söyle-mek gerekirse Hükümetin dümen suyundayürümeye devam ediyor. Böyle bir emekörgütü olamaz. Böyle bir Türk-İş olamaz.Herkes temsil ettiği insanların, işçilerin,emekçilerin, sınıfın çıkarını korumak zo-rundadır.”

Örgütlenmenin önündeki engeller kaldırılmalıAli Ufuk Yaşar da kongrede yaptığı konuş-mada, “Dört yıllık sürede özelleştirme son-rası Tüpraş'ta yeni işe giren arkadaşları-mızın ücret ayarlamasından tutun da yineTüpraş Koruma Personelimizin sendikalhaklara kavuşmasına ve kapanan Petro-Kimya çalışanlarımızın burnunu dahi ka-natmadan ekmeğini korumaya kadarsayılabilecek önemli başarılarımızın olduğuaçıktır. Ayrıca yeni bir TİS dönemine girdi-ğimiz şu dönemde özelleştikten sonra 4857sayıl Yasa'nın hiçbir maddesinin girmediği2 toplu iş sözleşmesi de bir başka başarı-mızdır” dedi.

Bu dönemdeki olmazsa olmazlarının 4857sayılı Yasa'nın hiçbir maddesinin girmeye-ceği bir TİS ve geçmişteki kayıpların tela-fisiyle müteahhit/ taşeronlaşmaya da artık“dur” demek olacağını belirten Yaşar,“Yine bir TİS döneminde olduğumuz Güb-retaş'ta da 16 senedir devam eden müteah-hit uygulamasını bitirdik. “Mısırlı köle”

tabiriyle çalıştırılan arkadaşlarımızın tama-mını kadroya sahip alıp sendikalı yaptık”diye konuştu. Sendikaları tehdit eden işsiz-likten sonra en önemli sorunun mü-teahhit/taşeronlaşma olduğunu vurgulayanYaşar, “Gübretaş'ta, EgeKimya, EgeSil'deve Deva'da daha yapacağımız işler var.Gübretaş ve EgeKimya-EgeSil'de düşükücret sorununun farkındayız. Bu işyerle-rinde TİS döneminde bir anlaşma olmaz iseyapabileceğimiz grev dahil ne varsa yapı-lacaktır”dedi.Türkiye'nin çözmesi gerekenen önemli sorunlardan birinin örgütlenme-nin önündeki engeller olduğunu belirtenYaşar, taşeronlaşma-müteahhitleşme soru-nunun da en önemli sorunlar arasında yeraldığını bildirdi. Daha sonra seçimlere ge-çildi ve yapılan seçimler sonucunda Ko-caeli Şube'nin yeni yönetim,denetim vedisiplin kurulları, merkez genel kurul dele-geleri belirlendi.

Page 69: Petrol-İş

Kırıkkale şubemizin 20 Şubat'tayapılan 11. Olağan Genel Kurulusonunda Recep Sefer Şube Baş-

kanlığı'na, Mertgün Altınok Şube İdariSekreterliğine, Ömer Olgun da Şube MaliSekreterliğine yeniden seçildiler. Kırık-

kale İl Kültür Merkezi'nde yapılan şubekongresinde Şube Asil Yönetim Kurulu daşu isimlerden oluştu: Talip Kalkan, A.Kadir Çağlar, Salih Aydın ve MehmetKöksal. Kongre sonucunda Şube DenetimKurulu asil üyeliklerine Adem Yılmaz,

Öztürk İlhan ve Erol Eser seçilirken, ŞubeDisiplin Kurulu asil üyeliklerine de Halilİbrahim Temel, Abdurrahman Seçilmi-şoğlu ve Yalçın Bacanak seçildi. Seçim-lerde Şube Başkanlığı için iki aday, RecepSefer ve Ertuğrul Yurtoğlu yarıştı. Yapılanseçimlerde Recep Sefer yeniden ŞubeBaşkanlığına seçildi. Şube Genel Kuru-lu'nda 23 Merkez Genel Kurulu delegeside seçildi.

Genel Kurul’da aday olmayan öncekidönem Yönetim kurulu üyelerine de pla-ket verildi. Kongre, Kırıkkale Şube Baş-kanı Recep Sefer'in açış konuşması ve işkazalarında hayatlarını kaybeden emekçi-lerin rahmetle anılmasıyla başladı. Kırık-kale İl Kültür Merkezi'nde, saat 10'.00'dabaşlayan kongrede Kırıkkale şubesininfaaliyetleri, özelleştirmelere karşı müca-delesi, eylem ve etkinliklerinin yer aldığıslayt gösterimi yapıldı, video çekimlerigösterildi. Kongreye sendikamızın genel

petrol-iş68

ŞUBE GENEL KURULU

Üye sayımızı 2 bin 500'lere çıkaracağız

KIRIKKALE ŞUBE BAŞKANLIĞINA YENİDEN SEÇİLEN RECEP SEFER:

“Yan gelip yatmayacağız, yapacaklarımız var; sizlerle beraber daha nice mücadelelerverebileceğimize inanıyorum. Bizim rakibimiz bizim arkadaşlarımız değil ” diyen Sefer,şubenin üye sayısını 2 bin 500'lere çıkaracaklarını, maceracı değil, ricacı değil, aklı, bilimişiar edinerek mücadeleci sendikacılık yapmaya devam edeceklerini söyledi.

Page 70: Petrol-İş

merkez yöneticileri, şube başkanları, mer-kez denetim kurulu üyeleri ile KırıkkaleBelediye Başkanı Veli Korkmaz, CHPMilletvekili Aday Adayı Aliye Gündüz,CHP 18. Dönem Milletvekili Yaşar Yıl-maz, CHP İl Başkanı Ziya Kavlak, SP İlBaşkanı Faruk Vurgun, Has Parti İl Baş-kanı Arif Erdal, Türk Metal Sendikası Kı-rıkkale Şube Başkanı Mürsel Öcal, Esnafve Sanatkarlar Odaları Birliği Başkanı Sü-leyman Köstekli ve Kırıkkale EmeklilerDerneği, Petrol-İş Kırıkkale Şube EskiBaşkanı Basri Keskin, Şehit Aileleri Der-neği Eski Başkanı Mehmet Gencer baştaolmak üzere sendikaların, siyasi partilerinve sivil toplum kuruluşlarının temsilcilerive çok sayıda davetli katıldı.

Divan Başkanlığını sendikamız GenelBaşkanı Mustafa Öztaşkın'ın yaptığı şubegenel kurulunda Divan Üyeliklerini iseAliağa Şube Başkanı İsmail Doğan,

Gebze Şube Başkanı Süleyman Akyüz,Adıyaman Şube Başkanı Zeynal Eroğlu,Bursa Şube Başkanı Nuri Han yaptı.

İş kazaları iş cinayetlerine dönüştüKırıkkale Şube Kongresi'nde bir konuşmayapan Genel Başkanımız Mustafa Öztaş-kın, en son yaşanan ve Batman yakınla-rındaki TPAO Şelmo petrol sahasındakidağalgaz kuyusundaki patlama sonucundaüç emekçinin yaşamını kaybetmesine de-ğinerek, bu facianın son olmadığını, birkez daha “ucuz atlatıldı” “aslında bununsorumlusu biz değiliz” denilerek olayıngeçiştirilmeye çalışıldığını söyledi. Türki-ye'de yaşanan iş kazalarının hepsinin peşpeşe meydana geldiğini ve bu iş kazaları-nın hepsinin aynı özellikte olduğunu be-lirten Öztaşkın şunları söyledi:

“Devlet olarak bu denetimleri yapmazsa-nız işçinin sağlığını, halkın sağlığını önplana alan bir anlayışla, kamusal, toplum-sal yarar mantığıyla, karı ön plana çıkar-madan bu denetimleri yapmazsanızişverenler de ellerini kollarını sallayarak,denetimsiz, güvencesiz bir şekilde bu üre-timi sürdürmeye devam ederler. Bizler deher seferinde avunmakla, ağlamakla za-manımızı geçiririz, suçlu ararız. Oysasuçlu bellidir."

Öztaşkın, gidişattan memnun olmayanla-rın, bu sistemin bu şekilde sürmesini iste-meyenlerin, 12 Haziran'da yapılacakgenel seçimlerde doğru bir tavır almasıgerektiğini söyledi. Seçimlerin geleceği-mize yön verebilmenin en önemli araç-lardan biri olduğunu belirten Öztaş-kın,”Ülkemizde yaşanan olayları değer-lendirirken iktidarı karneyle değerlendir-mek zorundayız. İktidarın 8 yılda neleryaptıklarını biliyorsunuz. Seçimlerde debunun hesabını sormalısınız” dedi.

Krizlerde halk yoksullaşırkendolar milyarderleri arttı

Kırıkkale Şube Başkanımız Recep Seferde kongrenin açılışında yaptığı konuş-mada, dünyada akıl almaz bir teknolojikgelişme olduğunu, ticaret, hizmet, sanayiüretiminde kat kat artışlar olduğunu belir-terek, “ Ancak dünyada gelişmeyen vedünyadaki bu teknolojik gelişmeyle aynıhızda ilerlemeyen bir durum var. O daadalet ve eşitlik anlayışı. 2009 yılındabüyük bir kriz yaşandı. Dünyada 200 mil-yon, Türkiye'de ise 1 milyona yakın insanişini kaybetti, milyonlarca insan açlık veyoksulluk sınırına sürüklendi” dedi. Yaşa-nan bu ağır krize karşın dünyada ve ülke-mizde dolar milyarderlerinin sayısınınarttığını belirten Sefer, “Krizlerde işçiler,

emekçiler yokluk çekerken, fakirleşirken,onlar dolar milyarderi sayısını artırdılar”diye konuştu. Petrol-İş Sendikası'nın 60yıldır sadece Petrol - İş üyelerinin yanındayer almadığını, sadece üyelerinin ekono-mik ve sosyal hakları için mücadele etme-diğini belirten Sefer, “Sendikamız neredeezilmiş, itilmiş varsa onların yanında dayer aldı.

Nerede yoksul, kimsesiz varsa onların ya-nında yer aldı. Nerede savaşa maruz kal-mış insanlar varsa onların yanında yeraldı. Bu sendika 60 yıldır, maceracı olma-yan, yandaş olmayan ama mücadeleci

olan bir sendikadır”ded. “Yan gelip yat-mayacağız, yapacaklarımız var; sizlerleberaber daha nice mücadeleler verebile-ceğimize inanıyorum. Bizim rakibimizbizm arkadaşlarımız değil ” diyen Sefer,şubenin üye sayısını 2 bin 500'lere çıka-racaklarını, maceracı değil, ricacı değil,aklı, bilimi şiar edinerek mücadeleci sen-dikacılık yapmaya devam edeceklerinisöyledi.

petrol-iş 69

Page 71: Petrol-İş

petrol-iş70

DÜNYA KİMYA KONFERANSI'NDA KÜRESEL ŞİRKETLERE KARŞI MÜCADELENİN DE KÜRESEL OLMASI GEREKTİĞİ BİLDİRİLDİ

Uluslararası Kimya, Enerji, Maden veGenel İşçileri Sendikaları Federasyo-nu'nun (ICEM) organize ettiği, sendi-kamızın da ev sahipliği yaptığı, 27-28Ekim 2010 tarihlerinde İstanbul'da

Ataköy Sheraton Otel'de gerçekleşti-rilen ve iki gün süren UluslararasıDünya Kimya Konferansı'nda, küre-selleşen kapitalizme ve çok uluslu şir-ketlere karşı dünya işçilerinin de

ancak küresel düzeyde mücadele ede-bileceği, bunun için de dünya sendika-larının birleşmesi gerektiği bildirildi.ICEM'in 2007 yılında imalat sektö-ründe birleşmeleri gündemine alması

İmalat sektöründe 2012'de tekküresel federasyon olacak

ICEM Genel Sekreteri Manfred Warda, konferansta yaptığı konuşmada, dünya sendikalarınındünya genelinde birliğine her zamankinden daha fazla ihtiyaç duyulduğunu, küresel krizlebirlikte bütün dünyada yaşanan taşeronlaştırmaya, esnek çalışmaya, ücretlerin düşürülme-sine ve işçilerin kazanımlarını geriye götüren saldırılara karşı ancak küresel düzeyde müca-dele edilebileceğini, sendikal birleşmelerin önemini daha da arttırdığını söyledi.

DÜNYA KİMYA KONFERANSI

Page 72: Petrol-İş

petrol-iş 71

ve o tarihten bu yana imalat sektö-ründe örgütlü olan Uluslararası Metalİşçileri Federasyonu (IMF) ve Uluslar-arası Tekstil ve Deri İşçileri Federas-yonu (ITGLWF) ile işbirliği sürecinigeliştirmesi, dünyada tek küresel fede-rasyon için atılan adımları daha da so-mutlaşırdı. İstanbul'da gerçekleştirilenKimya Konferansı, imalat sektörün-deki dünya işçi federasyonlarının bir-leşme sürecinin tartışıldığı birplatform oldu. Konferansa 43 ülkeden250 delege katıldı.

ICEM Genel Sekreteri ManfredWarda, konferansın ilk gününde yap-tığı ve “ICEM'in Faaliyetleri ve Poli-tikaları ile IMF ve ITGLWF ile olanİşbirliği Süreci Hakkındaki Rapor”başlıklı sunumunda, dünya sendikala-rının dünya genelinde birliğine her za-mankinden daha fazla ihtiyaçduyulduğunu, küresel krizle birliktebütün dünyada yaşanan taşeronlaştır-maya, esnek çalışmaya, ücretlerin dü-şürülmesine ve işçilerin kazanımlarınıgeriye götüren saldırılara karşı ancakküresel düzeyde mücadele edilebilece-ğini, sendikal birleşmelerin öneminidaha da arttırdığını söyledi.

Küreselleşen dünyada çokuluslu şir-ketlere karşı küresel çerçeve sözleşme-lerin yapılması ve bunun dünyagenelinde yaygınlaştırılması gerekti-ğini vurgulayan Warda, birleşmeler

konusunda gelinen süreç hakkındabilgi verdi.

Bakırköy Belediye Başkanı Ateş ÜnalErzen'in de açılışına katılarak ev sa-hipliği yapmaktan dolayı mutlu olduk-larını söylediği konferansın açılışında,Genel Başkanımız Mustafa Öztaşkın,ICEM Genel Başkanı Senzeni Zok-wana ve ICEM Kimya İşkolu BölümBaşkanı Tomas Nieber de birer ko-nuşma yaptılar. Konferansa Sendika-mız Genel Sekreteri Mustafa Çavdar,Genel Mali Sekreteri İbrahim Doğan-gül, Genel Örgütlenme ve Eğitim Se-kreteri Nimetullah Sözen, Petrol-İş'inŞube Başkanları ve uzmanları da ka-tıldı.

ICEM Başkanı Senzeni Zokwana dakonferansın açılışında yaptığı konuş-mada, dünya genelinde sendikalarayönelik baskıların arttığını, kadınlar vegençler arasındaki örgütlülük oranınındüşük olduğunu belirterek, bu kesim-lerin sendikalara katılımını sağlamakiçin çaba sarfedilmesi gerektiğini bil-dirdi. Zokwana, Meksika'da sendikalhakların yok sayıldığını, Colombiya'dasendikacıların öldürüldüğünü, Irak'taSaddam Hüseyin dönemindeki sendi-kal yasaların hala devam ettiğini veaynı politikaların sürdürüldüğünü be-lirterek bunlara karşı küresel düzeydemücadele edilmesi gerektiğini ifadeetti. Küresel saldırılara karşı koyabil-

mek için ICEM'in güçlü olmasının zo-runlu olduğunu belirten Zokwana, ile-riye dönük olarak da dünyaemekçilerinin bilik ve dayanışmalarınıgüçlendirmeleri gerektiğini vurguladı.

Ev sahipliği yapmaktan mutluyuzGenel Başkanımız Mustafa Öztaşkınkonferansta yaptığı açış konuşmada,“Yaşam izleri neolitik çağa kadar uza-nan İstanbul binlerce yıl çeşitli kültür-lere ve medeniyetlere evsahipliğiyapmıştır. 1600 yılda çeşitli imparator-lukların başkenti olmuştur. İki kıtayıbirbirinden ayıran boğazıyla, tarihiyle,kültürüyle, doğasıyla, hoşgörülü ve sı-cakkanlı insanlarıyla dünyanın önemlive güzel şehirlerinden birisi olan İstan-bul'da sizleri ağırlamaktan ve bu top-lantıya evsahipliği yapmaktan çokmutluyum” diyerek bu toplantının İs-tanbul'da yapılmasının kararını alanICEM’in başkanına, genel sekreterineve Prezidyum üyelerine teşekkür etti.

En önemli sorun işsizlik 72 milyonluk nüfusu, 617 milyar do-larlık milli geliri ile dünyanın ilk 20 ül-kesi içinde yer alan Türkiye’nin enönemli sorununun işsizlik olduğunusöyleyen Öztaşkın, resmi işsizlik ora-nının % 10.6, resmi işsiz sayısının iseyaklaşık 3 milyon olduğunu blirterek,“Ülkemizde gerçek işsizlik oranı %21, gerçek işsiz sayısı ise 6 milyondur.

Page 73: Petrol-İş

petrol-iş72

Mevcut istihdamın ise % 44 ü kayıt-dışı olarak çalışmaktadır” dedi.

Sendikalaşma oranının % 6 olduğuTürkiye'de yıllardır sendikaların güç-süzleştirilmesi ve etkisizleştirilmesiyönünde politikalar izlendiğini, sendi-kal hak ve özgürlükleri güvence altınaalan uluslararası sözleşmelere riayetedilmediğini, sendikal alanı düzenle-yen yasaların, özgürlüklerden uzakbaskıcı ve yasakçı özünü koruduğunubelirten Öztaşkın şöyle devam etti:“Geçtiğimiz günlerde referandumlakabul edilen anayasa değişiklikleri desendikal alana ilişkin yeni bir şey ge-tirmediği gibi, bazı hakların daha dageriye gitmesine neden olmuştur. Tür-kiye kriz dönemleri hariç her yıl % 6-7 oranında büyürken kimya sektörü %15-17 arasında büyümektedir. Türkiyekimya sanayinde dünyanın ilk 10 ül-kesi içinde yer almaktadır. Türkiye'deyılda 10 milyar dolarlık ihracat ger-çekleştirilirken, 30 milyar dolar ithalatyapılmaktadır. Kimya sektörünün top-lam imalat sanayii içindeki payı %30'dur. İstihdamın ise %'7 si bu sek-törde çalışmaktadır. Özellikle ham-madde açısından dışa bağımlı olansektörün % 90'ı orta ölçekli firmalar-dan oluşmaktadır. Rekabet gücü düşükolan bu sektörde kayıtdışılık ve sendi-kasızlık oldukça yaygındır. Sektördeyoğun özelleştirmeler yaşanmış, veözelleştirme sonucunda bazı işyerlerikapanmış, özelleşen işyerlerinde istih-

dam % 60-70 oranında daralmıştır.Dünya ekonomik krizi sonucundaTürkiye’de 2009 yılında bir öncekiyıla göre kimyasal madde ürünleriimalatı % 5,7, kauçuk imalat ürünleriüretimi % 15.3 oranında azalmış, kap-asite kullanım oranları ise kimyasalmadde ürünlerinde % 76'dan % 72'ye,kauçuk plastik alt sektöründe ise %83'ten % 64 e gerilemiştir.

Kriz sürecinde istihdamda % 7 ora-nında azalma olmuş, binlerce işçi iştençıkarılmıştır. Türkiye’de 2007 yılın-dan beri kimya sektöründe çevre dü-zenlemeleri ile ilgili olarak REACHregülasyonu uygulanmaktadır. AncakREACH uygulamaları için yeterli alt-yapı henüz oluşturulamamıştır. Sendi-kalar olarak kimya sektöründe sosyalstandartlara uyum, sosyal sorumluluk,

atık yönetimi, iş sağlığı ve iş güven-liği, uygun hammadde ve temiz tekno-lojiler için etkin politikalarizlemeliyiz. Kimyasalların insan sağ-lığı üzerindeki olumsuz etkilerinekarşı toplumu uyarmalıyız. Dünyamı-zın kimyasal maddelerle kirletilme-sine müsaade etmemeliyiz.”

Kimya sektörü örgütsüzTürkiye'de kimya sektöründe faaliyetgösteren şirketlerin büyük bir çoğun-luğunda sendika olmadığını ve bu şir-ketlerin önemli bir kısmının da küreselşirketler olduğunu belirten Öztaşkın,örgütlenmek isteyen işçilerin büyükbaskılarla karşılaştıklarını, sendikayaüye oldukları için işten çıkarıldıklarınıvurgulayarak sözlerini şöyle tamam-ladı: “Türkiye'de kimya sektöründefaaliyet gösteren şirketler diğer ülke-lerdeki gibi ucuz, güvencesiz, örgüt-süz ve esnek işgücü politikalarıuygulamaktadır. Küresel şirketlerinküresel düzeyde uyguladığı sendika-sız, güvencesiz, ucuz ve esnek işgücüpolitikalarına karşı biz de örgütlü, gü-venceli, kurallı ve insanca yaşayabile-ceği ücreti alan işçiler için ortakmücadele etmeliyiz. Ortak politika vestratejiler izlemeliyiz. İşçilerin daya-nışma ve işbirliğini güçlendirmeliyiz.ICEM’in gerçekleştirdiği küresel çer-çeve sözleşmeleri, küresel şirket ağlarıve bölgesel ağlar işbirliğinin, dayanış-manın ve ortak mücadelemizin önemliaraçlarıdır. Bu araçlar sendikacılığı iş-

Page 74: Petrol-İş

petrol-iş 73

yeri ve ulusal düzeyden küresel dü-zeye taşıyan araçlardır. Günümüzdeküresel dayanışma ile desteklenmeyenişyeri ve ülke düzeyindeki sendikalmücadelenin başarı şansı oldukçaazdır. ICEM'in bu konuda izlediği po-litikaları çok başarılı buluyoruz vedestekliyoruz. ICEM''in metal vetekstil federasyonları ile birleşme ça-lışmalarını da destekliyoruz. Bu bir-leşmenin mücadelemizi daha daortaklaştıracağına, gücümüze güç ka-tacağına, işçi sınıfının küresel düzeydedayanışma ve işbirliğini geliştirece-ğine inanmaktayız.

Bu düşüncelerle bu toplantının verimligeçmesini diliyor, sizleri birlik ol-maya, dayanışmaya ve ortak mücade-leye davet ediyorum. “

Warda: 2012'detek küresel federasyon olacakICEM Genel Sekreteri ManfredWarda, ICEM'in 2007 yılında Tay-land'ın başkenti Bankok'ta yapılan 4.Kongresinde imalat sektörlerinde ör-gütlü küresel işçi federasyonları ile iş-birliği ve dayanışma süreciningündeme getirildiğini, tartışılıp değer-lendirildiğini belirterek süreç ile ilgiliolarak şunları söyledi:

“Bu süreçte IMF ve ITGLWF ile deişbirliği süreci başlatılmış ve çeşitlialanlarda faaliyetler yürütülmüş vebu işbirliği ve dayanışma daha da güç-lenmişti. 2008 yılından başlayarakdünya genelinde yaşanan küresel krizbu işbirliği ve dayanışmayı daha dazorunlu hale getirdi. Kriz döneminde,uluslararası şirketler dünya genelindeçalışanların ücretlerini düşürmeye ça-lıştı ve çalışanların gelirleri azaldı.Kriz bütün çalışanların hayatını zorasoktu. Bütün İCEM üyesi işçiler çokacı çekti. Fabrikalar kapandı, sosyalyardımlar kesildi. Taşeronlaşma veesnek çalışma sistemleri dünya gene-linde yaygınlaştı. Sektörler arasındakifarklılıklar azaldı ve dünyada üretimindeğişen yapısı iş alanlarını birbirine

daha da yaklaştırdı. Tüm dünyada iş-çiler aynı sorunlarla karşılaşıyorlar.Dünyanın birçok yerinde ILO'nunsözleşmelerine aykırı koşullarda çalı-şılıyor. Yaşanan zor koşullar imalatsektöründeki dünya sendikalarınıortak bir federasyonda birleşmeye zor-ladı. Bu dönemde IMF ve ITGLWF ilebirleşme süreci daha da hız kazandı.Tahmin ediyoruz ki 2012 yılı başla-rında bu birleşme süreci tamamlanmışolacak. 2011 yılı bu birleşmelerin ta-mamlanacağı yıl olacak ve 2012'dedünya imalat sektörlerinde örgütlü üçişçi federasyonu tek küresel federas-yonu kurmuş olacak.”

Sadece ulusal çözümler yeterli değil Warda, yaptığı sunumda küresel krizinkoordine sendikal çalışmaya ihtiyaçgösterdiğini belirterek, uluslararasışirketlerin kendi rollerini oynamayahazır olduklarını, küresel işverenlerinhükümetlerle birlikte çalıştıklarını,dünya genelinde inisiyatif aldıklarınısöyledi. Warda şöyle devam etti:

“Tüm bu sorunların çözümü için sa-dece ulusal çözümlerin yeterli olmadı-ğını gördük. Diğer federasyonlarbiraraya geldi. Krizden çkılıyor amabu çıkış ve iyileşme geçicidir. Gele-cekte de krizle karşılaşabiliriz. Ça-lışma koşulları henüz iyileşmedi.Milyonlar hükümetlerin kemer sıkma

politikalarını bütün dünyada protestoediyorlar. Finansal piyasalar yeni birsistemle düzenlenmeli ve sosyal koru-maya öncelik verilmelidir.

Kriz döneminde çokuluslu şirketlerücretleri aşağı çekmeye ve iş güven-cesini ortadan kaldırmaya çalıştılar.Zenginler ile yoksulların gelirleri ara-sındaki uçurum artıyor. Tüm bu so-runlara karşı dünya genelinde güçlüsendikalar kurmak istiyoruz. Dünyaçapında çokuluslu şirketlerle çerçevesözleşmelerin kabul edilmesi gerekir.ICEM 2007 yılından beri metal, derive tekstil işçileri federasyonları ileortak çalışmalar yapıyor. Yaptığımızortak eylemlerde başarı sağlandı. Yineortaklaşa kayıtdışı istihdam ile müca-dele edeceğiz. Dünya genelinde imalatsektöründe birleşik bir küresel fede-rasyon oluşturmayı amaçlıyoruz.Güçlü bir sendikal ağ oluşturma hede-fimiz var. Yeni, ortak bir federasyonadoğru gidiyoruz. İşkolu bazında işbö-lümü yapacağız, yeni örgüt içinde bir-çok sektör olacak. Sektörler arasıilişkileri geliştireceğiz. Yeni çatı örgü-tünde kadınlara daha çok fırsat yarat-malıyız.

Bölgesel faaliyetler yine devam ede-cek. 2012 yılının başlarında üç fede-rasyonun katılımı ile KurucuKonferansı düzenleyeceğiz.” Konfe-ransta ICEM Kimya ve Lastik İşkol-ları Sorumlusu Kemal Özkan da“Küresel Kimya İşkolu” ile ilgili birsunum yaptı. “Küresel Kriz, YenidenYapılanma ve Kimya İşkolunda Sen-dikaların Karşı Karşıya Kaldıklar Zor-luklar” başlığı altında yapılansunumda ise UI ZENSEN'den (Ja-ponya) Okita Masanori, USW'den(ABD) Benjamin Davis, IG BCE'den(Almanya) Heiner Wilhem, CUT ABCQUIMICOS'tan (Brezilya) PauloLage, CEPPWAWU'dan (Güney Af-rika) ülke deneyimlerni aktardılar veyaşanan sorunlarla ilgili bilgi verdiler,çözüm önerilerini ile getirdiler.

Page 75: Petrol-İş

petrol-iş74

BAŞKANLAR İSTANBUL’DA AĞIN GELECEĞİNİ TARTIŞTI

“RETUNSEE daha güçlü bir şekilde sürmeli”

Güneydoğu Avrupa EnerjiSendikaları Ağı (RETUN-SEE) Başkanlar Kurulu ile

ağ üyesi sendikaların başkanlarınınkatıldığı toplantı, 11 Aralık 2010 günüİstanbul'da Nov Otel'de yapıldı.

Arnavutluk, Sırp Cumhuriyeti, Hırva-tistan, Sırbistan, Slovenya, Make-donya, Romanya, Kıbrıs, Yunanistanve Türkiye'den on altı enerji ve kimyasendikasını temsilen, yaklaşık otuz de-legenin katıldığı toplantıda sendika-mızı Genel Başkan Mustafa Öztaşkınve Genel Mali Sekreter İbrahim Do-ğangül temsil etti. RETUNSEE Baş-kan Yardımcısı Mustafa Öztaşkın,açılışta yaptığı konuşmada, esas ola-rak ağın geleceğinin tartışılacağı top-lantının bu yönüyle tarihi bir niteliktaşıdığını vurguladı. RETUNSEEBaşkanı Franc Dolar, Genel SekreteriNikos Orfanos ve ağın kurucu başkanıMilan Kovaçeviç de bu tarihi toplan-tıdan devam kararı çıkması gerektiğinibelirttiler.

RETUNSEE başkanlar toplantısınıngündeminde şu iki konu yer alıyordu:

• Ağın geleceği,

•Ağın iki kez ertelenen ve Mart 2011sonuna kadar yapılması gereken kon-gresinin ne zaman yapılacağı.

Bütün katılımcılar Romanya'da yapı-lacak kongreden geçecek yeni bir ça-lışma planını esas alarakRETUNSEE'nin daha güçlü bir şe-kilde sürmesi gerektiği, bölgeninözgül sorunlarının bu ihtiyacı dayat-tığı konusunda mutabık kaldılar.

Sendika başkanları RETUNSEE Kon-gresi'nin Romanya'da Lazar EdeleanuFederasyonu'nun evsahipliğinde 19Mart 2011 Cumartesi yapılmasını ka-

rarlaştırdı. Öztaşkın, toplantıya katılansendika başkanlarının ağın devam et-mesi yönünde iradelerini ortaya koy-malarından sonra yaptığı değer-lendirme konuşmasında,” Bu toplantı,birliğimizin pekiştiği, güçlendiği birtoplantı oldu. Kongrede önümüze yenibir çalışma planı koyacağız. Petrol-İşolarak biz de ağın devam etmesini is-tiyoruz. Çünkü ağın kuruluşundaki ge-rekçeler ortadan kalkmadı, aksinedaha da güncel hale geldi” dedi. Öz-taşkın, konuşmasını şöyle tamamladı:

“Bu ağı güçlendirecek ve daha da bü-yüteceğiz. Ağ, bölgemizin en önemlisendikal organlarından biri olacak.Bölgemizde uygulanacak enerji yatı-rımlarında, politikalarında sosyal tarafbiziz, hatta tek sosyal taraf biziz. RE-TUNSEE dört yılda çok önemli işlerbaşardı. Bu çalışmalar istediğimiz se-viyede olmasa da önümüzdeki dö-nemde daha da başarılı çalışmalaryapacaktır.

Bu toplantı önemli bir toplantı oldu.RETUNSEE'nin 19 Mart Kongresi,yeniden ayağa kalktığımız bir toplantıolacaktır.”

Page 76: Petrol-İş

Sunuş

DOSYA: EMCEF GENEL KURULU/AVRUPA SANAYİSENDİKALARI FEDERASYONU’NA DOĞRU

Hazırlayan: Dış İlişkiler Servisi

İmalat sektöründeki üç Avrupa federasyonunun başkanları ve genel sekreterleri 25 Mart 2010'daBerlin'de bir araya geldiler. Konu Avrupa'da imalat sektöründe tek bir federasyon oluşturmayayönelik çalışma programını nasıl hayata geçirecekleri idi. Üç sendikal merkezin yöneticileri ku-

rulacak bir ortak çalışma grubunun süreci düzenlemeye yönelik bir yol haritası ve çalışma takvimi ha-zırlamasını kararlaştırdı.

Öyle görünüyor ki bu süreç Avrupa'da imalat sektöründeki sekiz milyondan fazla işçiyi çatısı altındatoplayan birleşik bir Avrupa sendikalar federasyonunun kurulmasıyla sonuçlanacak.

Bilindiği gibi, benzer bir süreç küresel imalat federasyonları arasında da söz konusu. Bu konuyu der-gimizde dosya yapmıştık.

Günümüz kapitalizminde uluslarötesi şirketlerin yönlendirmesi altında çok sayıda sektörde faaliyetgösterebilen küresel üretim ve tedarik zincirleri tek işkoluyla sınırlı sendikacılık anlayışını etkisiz kı-lıyor. Bunun etkilerini imalat sektöründe işkolu esasına dayalı faaliyet gösteren sendikal örgütler özel-likle hissediyor. Bu hem ulusal düzeydeki sendikal örgütler için geçerli hem de küresel ve bölgeseldüzeydeki sendikal örgütler için.

30 Haziran-1 Temmuz günlerinde Paris'te yapılan 8. EMCEF Genel Kurulu'nun ana gündem madde-lerinden biri yeni bir Avrupa Sanayi Sendikaları Federasyonu kurulması süreciydi.

Bundan yola çıkarak dosyamızın konusunu “8. EMCEF Genel Kurulu ve Avrupa Sanayi Federasyonu”olarak belirledik. Dosyada ilgili Avrupa imalat federasyonlarının konuyla ilgili kongre veya genelkurul belgeleri, üye sendikaların EMCEF Genel Kurulu'na verdiği önergeler ve EMCEF Genel Kuru-lu'na önerge olarak sunulan Tartışma Belgesi yer alıyor.

Page 77: Petrol-İş

petrol-iş76

Avrupa Kimya Maden veEnerji İşçileri Federasyo-nu'nun (EMCEF) 8.

Genel Kurulu 30 Haziran-1 Tem-muz 2010 günlerinde Paris'te top-landı. Genel Kurulu’nun anagündem maddesi imalat sektö-ründe sendikaların birleşmesiydi.Evsahipliğini federasyonun Fran-sa'daki üye örgütlerinin yaptığıgenel kurula çeşitli Avrupa ülkele-rinden 130 dolayında delege ka-tıldı. EMCEF'in anatüzüğüne göre,kongreler arasındaki dönemde,Kongre'nin aldığı kararları uygu-lama ve EMCEF politikalarını göz-den geçirme yetkisine sahip GenelKurul önemli politik konuları gö-rüşmek için toplanır.

EMCEF Başkanı HubertusSchmoldt yaptığı açış konuşma-sında kriz, krizin sosyal etkileri, iş-sizlik ve kriz koşullarında ortakAvrupa politikaları üzerinde durdu.EMCEF Başkanı metal, kimya,enerji, maden ve tekstil sektörle-rinde yeni bir Avrupa sanayi fede-rasyonu kurulacak olmasınıntaşıdığı önemi açıkladı. EMCEFGenel Sekreteri Reinhard Re-ibsch'ın Genel Kurul'a sunduğu Se-kretarya Raporu şu konularıiçeriyordu:

a. Avrupa'nın Bütünleşmesi i. Lizbon Antlaşması, yeni ABKonseyi Başkanı, yeni AB Komis-yonu, AB bütünleşme süreci (İz-landa, Hırvatistan, Türkiye)

ii. Belçika'nın AB2020 Stratejisigündemli dönem başkanlığı, sosyalsorunlar, enerji ve iklim değişik-liği, AB'nin dışa yönelik eyleminingüçlendirilmesi iii. Bazı AB ülkelerinde, özellikleBritanya ve Macaristan'daki sonseçimleriv. Reform Antlaşması'nın öngör-düğü değişimv. Finans politikası

b. EMCEF Komitelerinin Çalış-maları: i. Sanayi politikası, iş sağlığı, gü-venliği ve çevre komitesi: REACHuygulaması, nanoteknoloji, iklim

değişikliği, krizin etkisi ii. Sosyal diyalog komitesi: sektö-rel sosyal diyaloglar iii. Avrupa İşletme Konseyleri ko-mitesi: yeni AİK'lerin kurulması,ülke koordinatörleri listesinin yeni-lenmesi, EMF ve ETUF:TCL ileortak çalışma

EMCEF Politik Sekreteri JormaRusanen Toplu Sözleşme Komite-si'nin çalışmaları konusunda birrapor sundu. Raporda Eurocob@nprojesiyle kurulan toplu sözleşmeveri tabanı, Avrupa ölçeğinde yapı-lan sektör ve şirket düzeyindekitoplu sözleşme görüşmeleri veyetki prosedürleri, AB'nin ÇalışmaSüresi Yönergesi ve İşçi GöndermeYönergesi üzerinde duruluyordu.İspanya, Britanya, Fransa, Po-lonya, İtalya ve Almanya sendika-larının delegeleri söz aldılar ve

Avrupa Sanayi SendikalarıFederasyonu'na doğru...

Avrupa Kimya Maden ve Enerji İşçileri Federasyonu'nun (EMCEF) Paris'te toplandı. EMCEFGenel Kurulu'nun ana gündem maddelerinden biri yeni bir Avrupa Sanayi Sendikaları Fe-derasyonu kurulması süreciydi.

AVRUPA ÖRGÜTÜMÜZ EMCEF'İN GENEL KURULU'NUN ANA GÜNDEM MADDESİ

İMALAT SEKTÖRÜNDE SENDİKALARIN BİRLEŞMELERİYDİ...

Page 78: Petrol-İş

özellikle iki AB yönergesinin değiştiril-mesinin güvencesiz istihdama yol açabi-leceğine ilişkin kaygılarını dilegetirdiler.

Avrupa Sanayi

Sendikaları Federasyonu

Genel Kurul'un gündemindeki önemlikonulardan başlıcası, Avrupa Metal İş-çileri Federasyonu (EMF), Avrupa-Tekstil İşçileri Federasyonu(ETUF:TCL) ile EMCEF'in birliktekuracağı yeni Avrupa Sanayi Sendika-ları Federasyonu idi.

EMCEF Başkanı Hubertus Schmoldtbu konudaki gelişmeleri açıklarken,2006 İstanbul Genel Kurulu'nda alı-nan, öbür Avrupa sanayi federasyonla-rıyla işbirliğinin artırılmasına ilişkinkarara, yeni bir Avrupa sanayi federas-yonu kurulmasıyla ilgili 2008 PragKongresi'nde alınan karara, ayrıca Pre-zidyum'un ve Yönetim Kurulu'nun ko-nuyla ilgili kararlarına değindi. EMFGenel Sekreteri Peter Scherer, yeni birörgüt kurulmasının teknik olmaktan zi-yade politik bir proje olduğunu vurgu-ladı. EMF'nin Avrupa'da birleşik birşemsiye örgüt çatısı altında çalışmayısürdürmeye hazır olduğunu ve bu giri-şimin sanayi sendikalarını işverenlerkarşısında ve politik alanda daha güçlükılacağını belirtti. Yeni bir Avrupa Sa-nayi Sendikaları Federasyonu sürecekatılan her Avrupa işkolu federasyo-nuna güçlü yönlerini paylaşma olanağısağlayacak ve ortak bir güç ortaya çı-kacak. Sanayideki bu muazzam krizdöneminde öncelikle üç kurucu fede-rasyonun kimliğinin yeni federasyo-nun yönetiminin bileşimine yansıması

gerekiyor. Bunun yanı sıra şu amaçlaröngörülüyor:

a. birleşme ya da bir örgütün öbürleriniyutması değil de yeni bir sanayi federas-yonu kurulması; b. ortak bir platform çevresinde bir arayagelinmesi;c. “belli unsurları bir araya getirmede”doğru dengenin gözetilmesi suretiyle fe-derasyonların güçlü ve tamamlayıcı yön-lerinin azamiye çıkarılması; d. özellikle üç federasyon arasında engeniş sektörel kapsama EMCEF'in sahipolması açısından, sektörel kimliğin sür-dürülmesi.

Genel Kurul'da, üç federasyonun baş-kanlarının ve genel sekreterlerinin 25Mart 2010'da Berlin'de yaptıkları toplan-tıda ortak bir çalışma grubunun kurul-ması konusunda mutabakata vardıklarıbelirtildi. Bu çalışma grubunun bileşimiüç örgütün bölgesel çeşitliliğini yansıta-cak ve üye örgütlerin politik sorumluluktaşıyan temsilcilerinden oluşacak. Üçgenel sekreter bu çalışma grubunun se-kretaryası işlevini görecek. Böylece gö-rüşmelerin şeffaf ve demokratik birbiçimde yürütülmesi sağlanmış olacak.Çalışmanın her aşamasında ilgili yöne-tim organları ve bütün üye örgütlerle sis-temli bilgi alışverişine girilecek.

Başkanlar Kurulu'nun Avrupa Sanayi Federasyonukonusundaki önergesi (Tartışma Belgesi) Genel Kurultarafından oybirliğiyle kabul edildi.

Genel Kurul şu önergeleri de kabuletti:

a. Başkanlar Kurulu ile Yönetim Ku-rulu'nun önerdiği, sektör sosyal diya-loglarında, şirket sözleşmelerinde vesektör düzeyindeki Avrupa toplu söz-leşme görüşmelerinde aday belirle-meyle ilgili örgüt içi prosedürlerkonulu karar

b. Emekli maaşları, emeklilik veyaşam boyu çalışma konusundaToplu Pazarlık Komitesi'nin önergesi

c. Çokuluslu Şirket Politikası konu-sunda Avrupa İşletme Konseyleri Ko-mitesi'nin önergesi

d. İklim Değişikliği Politikaları konu-sunda Sanayi Politikası Komitesi'ninönergesi

e. Avrupa Düzeyinde ve Ulusal Dü-zeyde Sosyal Diyalogun Uygulan-ması konusunda Sosyal DiyalogKomitesi'nin önergesi

f. Avrupa sosyal modelinin varlığınınve gelişmesinin dünya ölçeğinde is-tihdamın korunmasına ve genişletil-mesine bağlı olduğu konusundaİspanyol sendikalarının (FITEQA-CC.OO. ile FIA-UGT) önergesi(Önerge Komitesi'nin yaptığı bazı de-

ğişikliklerle) g. Güneydoğu Avrupa Enerji Sendi-kaları Bölge Ağı (RETUNSEE) ileDiyalog konusunda Petrol-İş önergesi

h. Gazze ablukası, ayırımcı duvar veFilistin işçileri ve sendikaları ile da-yanışma konusunda Petrol-İş'in ver-diği önerge (Önerge Komitesi'ninhazırladığı yeni bir metin kabuledildi)

i. ETUC'un “Ağırlaşan Kriz – AvrupaTehlikede” başlıklı kararı Genel Ku-rul'da kabul edildi.

Genel Kurul EMCEF Başkanı Huber-tus Schmoldt'un kapanış konuşma-sıyla sona erdi. Genel Kurul'u tarihselolarak niteleyen Schmoldt, Genel Ku-rul'un verdiği yetkiye dayanarak Ça-lışma Grubu'nun yeni bir AvrupaSanayi Federasyonu kurmak üzere 8Temmuz'da oluşacağını açıkladı. Ça-lışma Grubu'nda EMCEF, başkanın-dan, genel sekreterinden ve farklıbölgeleri temsil eden beş diğer üye-den oluşan bir grup tarafından temsiledilecek. 29 Eylül'de, EMCEF üyesiörgütlerin de katıldığı bir gösteri yü-rüyüşü ETUC tarafından Brüksel'dedüzenledi.

petrol-iş 77

Page 79: Petrol-İş

petrol-iş78

Diğer örgütler kadarsendikalar da eko-nomik, politik ve

sosyal gelişmeler nedeniylestratejilerini, faaliyetlerini,yapılarını ve (karar almadahil) örgüt içi prosedürle-rini zaman zaman değiştir-mek zorundadır.

Bu süreç sendikaların deği-şimi benimsemesine, etkin-liğini ve gücünü sür-dürmesine yardımcı olur.Avrupa düzeyinde de sendi-kalar son dönemde birçokdeğişime ve reforma tanıkoldu. EMCEF'in tarihi ima-lat sektöründeki zorluklarınüstesinden gelmeye yöneliksendikal değişimin somutbir örneğidir. Sektörümüzdeilk Avrupa federasyonu1980'lerin sonlarında ku-ruldu.

Üyelerinin desteğine ve ka-

tılımına dayanan demokra-tik örgütler olarak sendika-larda değişimin demokratikbir biçimde tartışılması veonaylanması gerekiyor.Geçmişte olduğu gibi gele-cekte de uyulacak normalbir örgüt içi süreçtir bu. Re-formlar dikkate alındığında,üye örgütler sadece sendi-kal çalışmanın iyileştiril-mesi konusunda tartışmabaşlatma hakkına sahip de-ğildir, aynı zamanda, temsilettikleri işçilerin çıkarlarıdoğrultusunda tartışma yü-kümlülüğü altındadır.

EMF (Avrupa Metal İşçileriFederasyonu), EMCEF veETUF:TCL'nin (AvrupaTekstil Giyim Deri İşçileriFederasyonu) kongrele-rinde kabul ettikleri çalışmaprogramlarının ve önerge-lerin uygulanmasın-da gelişme kaydetmeyi iste-

melerinin nedeni özelliklebeş faktörle (küreselleşme,finansal uluslararasılaşma,sanayisizleşme, kriz ve -herzaman aynı biçimde olma-masına rağmen- ulusal sen-dikaların birleşmesiyle)açıklanabilir. Hatırlanacağıgibi, bu programlar/önerge-ler şunları öngörüyordu:

i) “sanayi sektöründe faali-yet gösteren Avrupa fede-rasyonları (EMF, EMCEFve ETUF:TCL) arasındasomut işbirliğini artırma ça-balarını sürdürmek;”

ii) “güçlü bir Avrupa SanayiSendikaları Federasyonuoluşturacak biçimde yapısalbir değişim yaratmak;”

iii) “yaratılacak bu sendikalyapının toplam kaynaklarıazaltma aracı olarak kulla-nılmamasını, tam tersine,var olan kaynakların, sanayi

sektöründeki Avrupalı işçi-lerin çıkarlarını daha etkintemsil edecek şekilde dahaiyi, daha etkin kullanılma-sını sağlamak.”

Tartışmanın önemli örgütselve yapısal sorunların yanısıra, geleceğin sendikalstratejisi ve politik hedefleriüzerine de odaklanması ge-rekiyor. Lizbon AntlaşmasıAvrupa'nın gündemine dahasağlam bir sosyal boyut içe-ren önemli unsurlar getirdi.Avrupa'nın politikasınınözellikle sosyal konulardabelirlenmesine daha etkinkatkıda bulunmakta olanAvrupa işkolu federasyon-ları açısından bu son dereceönemlidir. Lizbon Antlaş-ması'yla güçlendirilenönemli bir hüküm, etki de-ğerlendirmesi sistemiyle il-gilidir. Bu hüküm, sanayi

KURULACAK AVRUPA SANAYİ SENDİKALARI FEDERASYONU ÜZERİNE

8. EMCEF GENEL KURULUNA SUNULAN TARTIŞMA BELGESİ

Page 80: Petrol-İş

sektöründe sosyal koşul-ları etkileyecek yasa öne-rileri konusunda sektör-deki sosyal taraflar ara-sında danışma ve görüş-meyi öngörüyor.

Bu durum, Avrupa'dakisosyal tarafların ve Avrupaişkolu federasyonlarınındaha aktif bir rol oynama-sına olanak sağlıyor. Ay-rıca, Avrupa Şirketlerinin(SE) kaydettiği ilerlemeve Avrupa İşletme Kon-seyleriyle ilgili yönerge-deki gelişmeler, Avrupaişkolu federasyonlarınınçalışmaları açısından yeniolanaklar sağlıyor.

Genelde, Reform Antlaş-ması ve Avrupa'nın enteg-rasyonu süreci, Avrupasosyal politikasında yenibir boyut oluşmasına yolaçıyor. Avrupa federas-yonlarının yeni eylemleroluşturabilmek için bunudikkate alması gerekiyor.Avrupa Çalışma SüreleriYönergesi bunun bir örne-ğidir.

Sonuç olarak, büyük şir-ketlerin stratejisi de, sos-yal politika yönünden,giderek Avrupa düzeyine -hatta uluslararası düzeye-yöneliyor ve bu süreçdevam edecek. Avrupafederasyonları olarak biz-ler, politikalarımızı uyarla-yarak, üye örgütlerimizleetkileşime olanak sağlaya-rak bu sürece tepki verme-liyiz. Özellikle asgaristandartları hedeflerken buboyutun vurgulanması ge-

rekiyor. Bu gelişmeler ışı-ğında, Avrupa düzeyindesendikal faaliyetler üze-rinde yeniden kafa yorul-ması gerekiyor.

AB'nin kararları üzerinde,şirket stratejileri üzerindesendikaların etkisinin güç-lendirilmesi, sektör ba-zında, ama daha genişyaklaşımlı girişimlerin,analizlerin ve eylemlerinfarklı sanayi sektörleri ara-sında paylaşılmasını ge-rektiriyor.

Bütün faaliyetlerin yenifederasyonun sektör taba-nını yansıtması gerekiyor.Üç federasyonda temsiledilen bütün sektörlerinyeni federasyonda temsiledilmeye devam etmesi vesektörlerin çıkarlarının ye-terli biçimde savunulmasıgerekiyor.

Farklı özellikler sanayi fe-derasyonunun zenginliğinioluşturabilir ve oluşturma-lıdır. Ayrıca, özgül geliş-melerle ilgili sektörfaaliyetleri, gerektiğindeve gerektiği sürece, ÖzelAmaçlı Çalışma Gruplarıeliyle yürütülecektir. Sek-tör çalışmaları geçmişteçeşitli sosyal diyalog ko-mitelerinde gerçekleşmiş-tir ve yeni örgütte de böyleolacaktır.

Öyle durumlar vardır ki iş-birliğinin artırılması talep-lerimizin politik gücünüartırır. AB Komisyonu'nunEmisyon Ticareti Sistemi(ETS), iki taraflı ticaret

anlaşmaları, Avrupa Sos-yal Modeli'nin savunul-ması, iklim değişikliğiylemücadele, Eucob@n ya dasanayi politikası gibi ko-nularda sanayi federas-yonlarının ortak çıkarınınvarlığı görmezden geline-mez. Üç Avrupa federas-yonunun örgüt içi kapa-sitesinin güçlendirilmesi,genelde sanayinin ve sana-yide çalışan işçilerin ko-numunu güçlendirmek -böylece ETUC'un gücünüpekiştirmek- ve ekono-mik, endüstriyel, çevreselve sosyal gelişmeyle ilgiliyeni bir sendikal vizyonunoluşmasına katkıda bulun-mak için Avrupa Sendika-lar Konfederasyonu(ETUC) ile sürdürülen içtartışmada hayati önem ta-şıyor. Üç federasyon butartışmaya kendi deneyim-lerine dayanarak katkıdabulunabilecektir. Üç fede-rasyondan her birine üyeörgütler, Avrupa sanayisendikacılığına yönelik buyeni yaklaşıma aktif ola-rak katılmalıdır. Bütün üyeörgütler bu nedenle sürecekatılacak ve daha büyük,daha güçlü yeni örgüttesöz hakkını koruyacaktır.Ancak bütün üye örgütlerisürece katarak ve büyükya da küçük tüm sektör-

lere (enerji, ilaç, kâğıt,cam, vb.) yönelik katmadeğeri göstererek başarısağlanabilir. Bu nedenledirki yeni yapıda temsiliyetindikkatle dengelenmesi ge-rekiyor. Birçok Avrupa ül-kesinde ulusal düzeydekiörgütlerin, her zaman aynıbiçimde olmasa da, birleş-mesine tanık olduğumuzbir dönemde, tek bir sa-nayi federasyonunun ku-rulması, sendikal faa-liyetler çerçevesinde yapı-lan yapısal ya da tüzükselgiderlerde ilgili sektörler-deki işçilerin çıkarlarıdoğrultusunda azalmayaolanak sağlayacaktır.

Yeni örgüt, ortak bir güçolabilmek için, her fede-rasyonun güçlü yönlerinipaylaşmasına olanak sağ-layacaktır. Sanayideki bumuazzam kriz döneminde,yeni federasyon, Avrupadüzeyinde yerel sendikave şirket temsilcilerinin ih-tiyaçlarının karşılanma-sına öncelik verecektir.

Bu nedenle, üç kurucu fe-derasyonun kimliğininyeni federasyonun yöneti-minin bileşimine yansı-ması gerekiyor. Başka birdeyişle, amaç şu olacaktır: i) yeni bir sanayi federas-

petrol-iş 79

Page 81: Petrol-İş

petrol-iş80

yonu kurulması; bu ne-denle, örgütlerin birleş-mesi, birinin öbürünüyutması söz konusu değil-dir;

ii) yeni federasyonun id-dialı, ortak bir platformçevresinde inşası;

iii) aralarında doğru dengekurmak suretiyle, güçlü vetamamlayıcı yönlerin enetkin şekilde kullanılması,“belli unsurların bir arayagetirilmesi/ortak enerji ya-ratılması”

iv) özellikle üç federasyonarasında EMCEF'in engeniş sektörel kapsamasahip olması açısından,güçlü sektörel kimliğinsürdürülmesi.

Üç federasyonun başkan-larının ve genel sekreterle-rinin 25 Mart 2010'dayaptıkları toplantıda, ortakbir çalışma grubunun ku-rulması kararlaştırıldı. Buçalışma grubu, bileşimineüç örgütün bölgesel çeşit-liliğini yansıtacak ve poli-tik sorumluluk taşıyan üyeörgütlerin temsilcilerinden

oluşacak. Üç genel sekre-ter bu çalışma grubununsekretaryası olarak görevyapacak. Böylece, çalış-maların şeffaf ve demo-kratik bir biçimdeyürütülmesi sağlanmışolacak. İlgili tüzüksel or-ganlar ve üye örgütler ça-lışmaların her aşamasındasistemli olarak bilgilendi-rilecek ve kendilerine da-nışılacak.

Ortak çalışma grubununamacı, üç federasyonunmevcut faaliyetlerininbelli yönlerini (güçlü yön-lerini, zayıf yönlerini, ola-nakları ve tehditleri)değerlendirmek olacak.Bu ilk aşamada politikfaaliyetler (komite çalış-ması, projeler, ulusaldüzey ile Avrupa düzeyiarasında işbirliği, vb.) ko-nusunda yapılacak.

Çalışma grubu gündeminebaşka konular da alabilir.Ne var ki, yetki ve kararorganları konusunun veyapısal ve örgütsel konu-ların (aidatın bileşimi,coğrafi kapsam, vb.) gö-

rüşülmesi gerekiyor.EMCEF genel kurulundansonra ortak çalışma grubu-nun ilk görevi, bir çalışmaplanı/takvimi hazırlamakolacaktır.

Bu takvim konusundakarar vermeye yetkili tekpolitik organ, her üç fede-rasyonun kongreleridir.Tekstil federasyonununkongresi 27-28 Mayıs2010'da yapıldı; metal fe-derasyonununki 2011 or-talarında yapılacak veolağan EMCEF kongreside 2012'de.

EMCEF kongresinin ka-rarı öncelikli bir önem ta-şımakla birlikte, 30Haziran - 1Temmuz2010'daki Genel Ku-rul'dan sürecin bütünüyleilgili görüşü sorulacak veOrtak Çalışma Grubu'nunkurulmasını onaylamasıistenecek. EMCEF'in Pre-zidyumu ve Yönetim Ku-

rulu daha sonra işbirliğisürecinin seyrini izleye-cek. Böylece yeni örgütünmümkünse 2011 sonunakadar ve en geç Haziran2012'de hayata geçirilme-siyle ilgili politik kararıkongrenin almasına ola-nak sağlamış olacak.

Daha sonraki aşamadadiğer Avrupa sanayi fede-rasyonlarıyla da yapısal iş-birliği söz konusu olmaklabirlikte, sektörlerimizdekiüç küresel federasyonla veITUC'la özel amaçlı işbir-liğinin (sözgelimi adilgeçiş, iklim değişikliğigibi konularda) sürdürül-mesi gerekiyor.

Aynı zamanda, küresel sa-nayi federasyonları dayeni bir federasyon kurmasürecinde olduğu için, bugelişmeler de izlenecek.Bu gelişmelerin izlenmesiaslında örnek uygulamalarkonusunda ve gelecektekizorluklar konusunda biz-lere yararlı fikirler sağla-yabilir.

Ulusal düzeydeki, Avrupadüzeyindeki ya da uluslar-arası düzeydeki birleşmesüreçleri, modelleri, tak-vimleri ve izledikleri diğerkriterler bakımından birbi-rinden bağımsızdır, amaortak hedefleri işçilerinhaklarının savunulma-sında daha güçlü olmaktır.

Page 82: Petrol-İş

petrol-iş 81

EMCEF'in geleceğiSon yıllarda ulusal ve küre-sel düzeyde ve Avrupa'daişgücü piyasasında gözle-nen gelişmeler, sendikala-rın giderek daha büyükzorluklarla karşı karşıyabulunduğunu gösteriyor.Küreselleşme süreci, artanrekabet, daha temiz vedaha verimli üretim talebive son olarak mali kriz,belli bir sektördeki değiş-melerin öbür sanayi sektör-lerini etkilediğini açıkçaortaya koydu. Bunun yanısıra işverenler sendikalarlaendüstri ilişkilerinin geliş-tirilmesine daha az ilgi gös-teriyor.

Yine gelişmeler gösteriyorki Avrupa imalat federas-yonları birbirini tamamlı-yor ve birbiriyle örtüşüyor.Plastik ve lastiğin yer al-dığı kimya sektörüyle ilgilidomino etkisinin bir ör-neği, otomotiv sektörün-deki daralmanın busektörün tedarikçisi kimyaşirketlerinde iflaslara, ka-patmalara ve işten çıkarma-lara yol açmış olmasıdır.Aynı şey, otomotiv sektö-rüne ürün sağlayan tekstilve deri sektörleri için desöz konusudur. İmalat sa-nayisi Avrupa dışındangelen büyük bir rekabetlekarşı karşıya. Bu ise Avru-pa'daki işçilerin ve sanayi-nin koşullarını değiştiriyor.Ulusal düzeyde de farklıimalat sektörlerinin sınır-

ları büyük ölçüde örtüşü-yor. Birçok Avrupa ülke-sinde farklı sektörlerdekisendikaların birleşmesininnedenlerinden biri budur.Bunun ulusal düzeydekisonucu, daha büyük vedaha güçlü yeni sendikala-rın ortaya çıkması oldu. Busendikaların işverenleri,hükümetleri, politikacılarıve medyayı etkileme kap-asitesi çok daha fazla.Mevcut sendikaları esasalarak yeni sendikalar ku-rulması, işverenlerin karşı-sında daha iyi olanaklaryaratmak ve sendikalarınpolitik gücünü ve etkinli-ğini artırmak için bir arayagelme sorunudur. Keza busayede, farklı sektörlerdekisendika üyelerinin tümü-nün çıkarlarını daha iyitemsil etmek için kaynak-ları, hizmetleri ve uzmanlıkbirikimini bir araya getir-mek mümkün olacaktır.Sendikalar olarak bizlerin,üyelerimize karşı, sadeceulusal düzeydeki sorunlaradeğil, Avrupa düzeyindekive küresel düzeydeki so-runlara da çözümler ve ya-nıtlar bulunmasını sağlamayükümlülüğümüz var. Genel Kurul, bu sektör-lerde işverenlerin gücü kar-şısında gerçek bir ağırlıkoluşturmak için Avrupa'dasanayi alanında birleşik birsendikal cephe gerektiğikanısındadır. Genel Kurul,imalat sanayisinde Avrupadüzeyinde politik bir rol

oynama kapasitesine sahipbüyük ve güçlü bir Avrupafederasyonuna ihtiyaç ol-duğunu da vurguluyor.Ulusal düzeydeki ve Av-rupa düzeyindeki sendika-ların, Avrupa'da ve AvrupaBirliği'nde işçilere yöneliksosyal boyutun güçlendiril-mesinde ve sanayide nite-likli bir çevreyaratılmasında aktif bir roloynaması gerekiyor. GenelKurul, ilke olarak, EMCEFile ETUF-TCL (AvrupaTekstil Giyim ve Deri İşçi-leri Federasyonu) veEMF'nin (Avrupa Metal İş-çileri Federasyonu), özel-likle politik çalışma, toplupazarlık politikası, şirketpolitikası ve sanayi politi-kası alanlarında somut iş-birliğini artırmaya yönelikortak açıklamasını onaylı-yor. Bu açıklama Haziran2006'da İstanbul'da yapılanGenel Kurul'un ve Haziran2008'de Prag'da yapılanKongre'nin aldığı kararlarauygundur.

Genel Kurul bu kararlardoğrultusunda şu kararavarmıştır:

• Demokratik ve temsilibir yapıya sahip yeni birAvrupa İmalat Federas-yonu kurulmasını sağlamakiçin EMCEF gerekli tümçabayı harcamalıdır.

• Genel Kurul'dan hemensonra, EMCEF sekretar-

yası, ETUF-TCL ile EMF'iyeni federasyonun kurulmasüreciyle ilgili ayrıntılı birplan hazırlamaya çağırma-lıdır.

• Sürecin herkesi kapsaya-cak bir biçimde örgütlen-mesi ve süreçteki üyeörgütlerin geniş temsilininsağlanması önemlidir. Bunedenle, planın ayrıntılı birproje organizasyon ve ya-pısının yanı sıra, ortak ça-lışmayla ve söz konusuAvrupa federasyonlarınınher biriyle ilgili ayrıntılı birtakvim içermesi gerekiyor.

EMCEF Başkanlar Kuru-lu'nun ve Yönetim Kuru-lu'nun yeni Avrupa İmalatFederasyonu'nun 2011'insonunda gerçekleşmesi,2012 başlarında ise işlerhale gelmesi için gerekli

tüm önlemleri ve kararları

almış olması gerekiyor.

İSKANDİNAVYA SEKTÖR SENDİKALARININ

8.EMCEF GENEL KURULU'NA VERDİĞİ ORTAK ÖNERGE

Page 83: Petrol-İş

petrol-iş82

1. Bugünkü tarihsel bağlamda, ister

gelişme dönemlerinde olsun ister

kriz dönemlerinde, farklı sanayi sek-

törleri arasında, sektörleri ayıran sı-

nırları zaman zaman belirsizleştiren

ve hatta yeni sektörlerin oluşmasına

yol açan son derece sıkı bir karşılıklı

bağımlılık ve etkileşim var.

2. Çokuluslu şirketler genellikle çe-

şitli sanayi sektörlerinde faaliyet yü-

rütüyor.

3. Bu gerçeklik, yeni bir sanayi fede-

rasyonu kurulması yönündeki çaba-

ları haklı gösterecek şekilde, farklı

sektörlerde sendikal eylem ve örgüt-

lenmenin tedricen bir örnek hale gel-

mesine yol açıyor.

4. Ne var ki, çeşitli sektörlerdeki iş-

çilerin genelde ortak çıkarlarının yanı

sıra, aynı zamanda her bir sektörün

diğeriyle şu ya da bu ölçüde çelişen

özgül çıkarları da söz konusu.

5. Çeşitli sanayi sektörlerinde sendi-

kal eylem ve toplu sözleşme kültür-

leri arasında homojenlik yok. Bu

elbette zenginleştirici bir şey, kaybol-

maması ve ortak bir sendikal kültürle

bütünleştirilerek geliştirilmesi gere-

kiyor.

6. Çeşitli sanayi sektörlerindeki sen-

dikal yapıların boyutları çok farklı.

7. Çeşitli sektörlerin endüstriyel ve

örgütsel gerçekliği de hem küresel

hem ulusal düzeylerde heterojen bir

nitelik taşıyor.

8. Bu heterojen unsurların göz ardı

edilmemesi gerekiyor. Eğer bunları

daha güçlü, daha birleşik ve daha

geniş olanaklara sahip bir örgüt ya-

pısı içinde bütünleştirebilirsek, hepsi

birer zenginlik unsuru haline gelebi-

lir ve gelmelidir.

9. Sektörel açıdan çelişen çıkarların

varlığı, sendikal kültürlerin hetero-

jenliği ve var olan sendikal yapıların

farklı boyutları, çeşitli sektörler dü-

zeyinde özgül örgüt biçimleri ve

buna uygun örgüt içi uzlaşma prose-

dürleri gerektiriyor.

10. Bu noktalara yeterli önemin ve-

rilmemesi, bugüne kadar girişilen

birleşme süreçlerini zaman zaman

engellemiştir. Bu nedenle, bu sapta-

maların, bir sanayi federasyonu

kurma sürecinin başarısına ve ortaya

çıkacak örgütün gücüne gerekli ve

olumlu bir katkı olarak anlaşılması

gerekiyor.

11. Ulusal düzeyde farklı özellikler

taşıyan çeşitli sendikal birleşme de-

neyimleri yaşandı.

İSPANYA'DAN FITEQA-CC.OO ile FIA-UGT'nin

8. EMCEF GENEL KURULU'NA VERDİĞİ ORTAK ÖNERGE

Bütün sanayi sektörlerinde sendikal eyleme ve örgütlenmeye eksiksiz güvencenin sağlandığı bir

Avrupa Sanayi Federasyonu kurulması

1. Sanayi federasyonunun kurulmasına yol açacak olan görüşme süreci,hem bu yeni sendikal örgüt biçimine duyulan ihtiyacı hem de mevcut he-terojen unsurlara sağlanması gereken güvenceleri dikkate alarak gelişti-rilmelidir. Öyle ki ileride kurulacak olan uluslarötesi sendikal yapılarmevcut gerçekliğin hiçbir unsurunu göz ardı etmemiş olsun.

2. Bu gerçeklik ve bu yaklaşım, bu sürecin seyrini ve zorluklarını kavramakiçin, sanayi federasyonunun kurulmasına yönelik çalışma yöntemlerininve müzakere prosedürlerinin büyük bir şeffaflıkla oluşmasına yol açmalı-dır.

3. Sürece katılan sektörel ve ulusal örgütler sürecin bütün ayrıntılarını öğ-renmeli ve gerektiğinde önerilerde bulunabilmelidir.

4. Kurulacak örgütün içeriği, çalışma yöntemleri ve örgütsel yapısı konu-sunda alınan kararlar mümkün olan en geniş konsensusun sonucu olma-lıdır.

5. Kurulacak örgüt, her bir sektörde sendikal eylemin, örgütlenmenin vekaynak yönetiminin özgül biçimlerini geliştirebilmek için, sektörel ve alt-sektörel sendikal eylem ve örgütlenmenin bağımsız biçimlerini güvencealtına almalıdır.

6. Sendikal örgütün uluslararası ve ulusal düzeyleri bu süreçte süreler,çalışma yöntem ve içeriği bakımından birbirinden bağımsız olarak ele alın-malıdır.

Önergeleri dikkate alan EMCEF Genel Kurulu şu kararlara vardı

Page 84: Petrol-İş

petrol-iş 83

EMCEF ÜYESİ CGT SENDİKALARININ AVRUPA İŞKOLU FEDERASYONLARININBİRLEŞMESİ KONUSUNDA 8. EMCEF GENEL KURULUNA VERDİĞİ ÖNERGE

BAĞLAMAvrupa sendikaları, faaliyet göster-dikleri sektörler açısından yapılarınıgözden geçirmelerine yol açan iki so-runla karşı karşıya.

Şirket birleşmeleri, yeniden yapı-lanma, taşeron uygulaması ve özel-leştirme, kapitalist ve finansalküreselleşme sürecinde itici güç olanuluslarötesi sermaye gruplarının ya-pısında köklü bir değişime yol açı-yor. Küreselleşme süreci herülkedeki yurttaşları, işçileri ve geze-geni yıkıma uğratıyor. Çok sayıdasermaye grubunun faaliyetleri metal,tekstil, kimya, enerji ve hatta hizmetsektörlerini kapsadığı için, bir ser-

maye grubu ile belli bir sektör arasın-daki bağ giderek önemini kaybedi-yor. Buna Fransa'da otomobil veenerji sektörlerinde tanık oluyoruz.

Öte yandan sendikaların üye sayı-sında bir düşüş gözlüyoruz. Bununsonucunda Avrupa federasyonlarınınmali kaynaklarının azalması, federas-yonların maliyetleri kısma arayışınagirmesine yol açıyor.

Bu iki faktör, tekstil, metal vekimya/maden/enerji alanlarındaki fe-derasyonların yönetimlerinin, gide-rek birleşmeye yol açabilecek “dahasıkı bir işbirliği” konusunu günde-mine almasına yol açıyor.

Şimdiye kadar ne Avrupa Metal İşçi-leri Federasyonu ne EMCEF ne deAvrupa Tekstil ve Deri İşçileri Fede-rasyonu birleşme konusunda yönetimkurullarına yetki verdi. Federasyonsekretaryalarının belli aralıklarlayaptığı toplantılar, öyle görünüyor ki,örgütlerin birbirini tanıması, bilgialışverişi ve ortak kaynakların payla-şılması (sözgelimi, Avrupa düze-yinde bütün sektörlerde toplusözleşmeyle ilgili veri ağı EUCO-BAN) çerçevesinde gerçekleşiyor.Keza, Avrupa düzeyinde ve küreseldüzeyde, federasyonların genel mer-kezlerinin birbirine daha yakın yer-lere taşınmış olması, ortak çalışmayıdaha da kolaylaştırıyor.

Page 85: Petrol-İş

petrol-iş84

Avrupa metal, tekstil ve kimya fede-rasyonlarının yaklaşan kongreleri vebir dizi toplantı ve konferansta yürü-tülen ortak çalışma, konunun bir kezdaha gündeme girmesi anlamına ge-liyor.

Söz konusu federasyonların üyesiolan CGT sendikaları açısındanönemli sonuçlar doğuracak bir sorun-dur bu. İşçilerin nasıl bir sendikayaihtiyaç duyduğuyla ilgilidir ve tartı-şılan sürecin özünde sendikaların et-kinliği sorunu yatmaktadır.

CGT'NİN GÖRÜŞÜ

CGT örgütlerinin bilgi edinmesi ve

ortak bir görüş geliştirmesi için bir

araya gelen federasyonların bu konu-

daki ortak görüşü şudur:

• Federasyonlarımız arasındaki işbir-

liğinin Avrupa düzeyinde kaydettiği

ilerlemeyi memnuniyetle karşılıyoruz.

Bu durum, sektörlerimizdeki işçilerin

karşı karşıya bulunduğu sorunlara

daha fazla eğilme, daha güçlü ve daha

etkin sendikal eylemler gerçekleş-

tirme olanağı yaratıyor Bu işbirliğini,

sendikal faaliyetleri güçlendirecek ve

üç federasyonun (kimya-enerji, metal,

tekstil) dışındaki sanayi federasyonla-

rını da kapsayacak şekilde geliştirme-

nin yararlı olduğunu düşünüyoruz.

• Aynı zamanda, bütün sanayi sektör-

lerinin ve kollarının dikkate alınması

ve Avrupa'daki sendikal faaliyetlere

yansıması gerekiyor. Faaliyet yelpaze-

sinin tamamına yaklaşımda sektör ko-

mitelerinin uygun yapılar olacağı

kanısındayız. Bu tür komitelerin bu-

lunmaması halinde kurulması ve

bütün sektör komitelerinin işlevini ye-

rine getirebilmesi için desteklenmesi

gerekiyor.

• Avrupa federasyonlarının günde-

mindeki ana konular şunlar olmalıdır:

şeffaflık, üyelere kulak verilmesi ve

işçilerin yaşama/çalışma koşulları (is-

tihdam, ücretler, emekli maaşları, ça-

lışma süreleri ve koşulları) ile ilgili

sorunların ele alınması.

• Federasyonlar üyeleri arasındaki

dayanışmayı aktif olarak güçlendir-

meli, -çokuluslu şirketlerde, taşeron

ve tedarikçi ağlarında- işverenler kar-

şısında bir güç dengesi yaratmak için

sendikal eyleme ve işçileri harekete

geçirmeye odaklanmalıdır.

• Sendikaların yapısındaki değişme-

ler sadece ölçek ekonomisi kaygısı

gütmemeli, gerçek iyileştirmeler sağ-

lamalıdır. Bu ise şeffaf bir süreç, üye-

lerin sorunları kendi örgütlerinde

tartışmaları için gereken zamanı tanı-

yan, her adımda demokratik onaya

meydan veren bir yaklaşım gerektiri-

yor.

Sonuç olarak, şirketlerdeki gelişme-

leri, bunun işçiler için taşıdığı önemi

ve sendikaların yararlı ve etkin bir

araç olması gereğini dikkate alıyoruz.

Sendikalardaki güçlerin her zaman

aynı görüşte olmasa da birlikte dav-

randığını biliyoruz. Kendi tarihsel ge-

lişmelerinin ve deneyimlerinin

sonucunda sendikal birleşmeye giden

Kuzey Avrupalı arkadaşlarımız bizleri

birleşme sürecini Avrupa düzeyinde

hızlandırmaya çağırıyor.

Ne var ki, içinde bulunduğumuz dö-

nemde, CGT, federasyonlar arasındaki

başarılı ve etkin işbirliğinin, birleşme

ihtiyacı ve olanağı konusunda üye ör-

gütleri ve onların tabanını herhangi bir

idari işlemden daha iyi ikna edeceği

kanısındadır.

İşçileri harekete geçirmek için birlikte

çalışabileceğimizi ve sektörel kimliği-

mizi sürdürebileceğimizi gösterirsek,

gücümüz artacaktır. O zaman birleşme

sorununu ele alabiliriz.

Page 86: Petrol-İş

petrol-iş 85

AVRUPA TEKSTİL VE DERİ İŞÇİLERİ FEDERASYONU'NUN (ETUC: TCL)5. KONGRESİNDE KABUL EDİLEN EYLEM PROGRAMINDAN*

5. Kongre, Başkan'a veGenel Sekreter'e, kuru-lacak federasyonun he-deflerini, misyonunu,yapılarını ve mali ihti-yaçlarını inceleyecekbir Ortak Çalışma Gru-bu kurma görevi verdi.Bu çalışma grubu, sü-rece ilişkin kesin bir tak-vim de hazırlayacaktır.

5. Kongre, Yönetim Ku-rulu'na, imalat sektö-ründe ortak bir sendikalyapının mümkünse2011 sonuna kadar veen geç Haziran 2012'yekadar gerçekleştirilmesiiçin gereken bütün ön-lemleri alma yetkisiverdi. Bu yetki, Avru-pa'daki genel merkezinyeri dahil, tüm mali, ör-gütsel ve idari konularıkapsıyor. Yeni örgüther kurucu federasyonagüçlü yönlerini pay-laşma olanağı sağlaya-caktır. Yeni federasyonkurucu örgütlerin güçlüve birbirini tamamlayanyönlerini değerlendire-cek, 'belli ortak unsur-ları bir araya getirme' ile'sektörel özellikleri ko-ruma' arasında birdenge gözetecektir.Böylece, kurulacak ör-gütün sektörel sendikalörgütlerin eylem yön-temlerinin bağımsızlığınıgüvence altına almasıgerekiyor. Üç kurucuörgütün kimliği yeni fe-

derasyonun yönetimininbileşimine yansımalıdır. Müzakere sürecindeçalışma yöntemleri veprosedürleri şeffaf, de-

mokratik ve her kesimikucaklayacak bir bi-çimde yürütülmelidir.Çalışma sürecinin heraşamasında, önerilerinizamanında alabilecekşekilde, Avrupa Tekstilve Deri Federasyo-nu'nun tüzüksel organ-larıyla sistemli olarak

bilgi ve görüş alışverişiyapılmalıdır. Kararlarmümkün olan en genişmutabakat sonucu ol-malıdır.

Uluslararası düzeydede (IMF–ICEM–ITGLWFarasında) benzer süreç-ler gelişiyor. Bununlabirlikte, farklı düzeyler-deki bu süreçlerin süre,yöntem ve içerik bakı-mından bağımsız elealınması gerekiyor.

Süreç toplam kaynaklarıazaltıcı yönde kullanıl-mamalı, aksine sektör-deki Avrupalı işçilerinçıkarlarını daha etkin birşekilde temsil etmeküzere mevcut kaynakla-rın daha iyi ve dahaetkin kullanılmasınıamaçlamalıdır. 8,5 mil-yondan fazla işçiyi tem-sil eden güçlü bir yenifederasyonun kurulmasıelbette 'kendi başınaamaç' değil, bir 'araç'tır.

Alınacak karar kolay ol-mayacaktır, ama bu ka-rarın Avrupa Tekstil veDeri Federasyonu'na,sektörümüzün geleceğive çalışanların çıkarlarıaçısından kendisini ye-niden düzenleme ola-nağı vermesi gerekiyor.

* Mayıs 2010

Page 87: Petrol-İş

petrol-iş86

AVRUPA METAL İŞÇİLERİ FEDERASYONU'NUN 3. KONGRE KARARI*

Avrupa ekonomisinde den-genin geleneksel sanayiler-den hizmet sektörünün veyüksek teknolojili şirketle-rin egemen olduğu bir eko-nomiye doğru kayması,Avrupa imalat sektörününyapısında büyük bir etkiyarattı. Bu süreç gelenek-sel sanayi sektörleri arasın-daki ayırım çizgisiningitgide belirsizleşmesineyol açtı.

Sanayinin niteliğindeki de-ğişim, sanayinin değişiksektörlerinde faaliyet gös-teren sendikaların ulusaldüzeydeki birleşmelerininartmasında önemli etken-lerden biri olmuştur. Bubirleşmeler, sendikalarınsanayideki üyelerinin çı-karlarını daha iyi temsiletmek için kaynaklarını,hizmetlerini ve uzmanlıkbirikimlerini bir araya ge-tirmesiyle ilgilidir.

Ne var ki, Avrupa sanayifederasyonlarının asli faa-liyetleri arasındaki ör-tüşme gitgide daha daartmasına rağmen, bu ör-gütler arasındaki birleş-meye yönelik sürecin seyridaha yavaş olmuştur. Avru-pa'da sanayi sektörleri ara-sındaki ayırım çizgisigitgide belirsizleşirken,Avrupa sanayi federasyon-

larından hiçbiri kendi ça-lışma alanına diğerlerinin-kinden kopuk olarakyaklaşamaz.

Kongre, bu sektörlerdekiişverenlerin gücü karşısınagerçek bir güç çıkarabil-mek için, Avrupa'da sanayisektörlerinde birleşik birsendikal cephe kurulmasıgerektiğine inanıyor.

Kongre, özellikle toplusözleşme politikası, şirketpolitikası ve sanayi politi-kası alanlarında somut iş-birliğini artırmak amacıylaEMF, EMCEF ve ETUF-TCL'nin geliştirmekte ol-duğu ortak çalışmaprogramını destekliyor. Buişbirliği çerçevesinde, Av-rupa sanayi federasyonları,birleşme şeklinde bir yapı-

sal değişim yönünde de ça-lışmalıdır.

Bu nedenledir ki KongreAvrupa Metal Federas-yonu'nun:

Sanayi sektörlerinde faali-yet gösteren sendikalararasında, özellikle EMCEFve ETUF-TCL ile, somutişbirliğini artırmaya yöne-lik çabalarını sürdürme-sine;

EMCEF ve ETUF-TCL ilebirleşmek suretiyle yapıdeğişimi yönünde ve sana-yiyi kapsayacak tek bir Av-rupa sendika federasyonukurulması için çalışma-sına;

Üye örgütleri yapısal deği-şime yönelik benzer bir

atılımı (IMF, ICEM ya daITGLWF üyesi olmalarıhalinde) küresel düzeydede aktif olarak destekle-meye çağırmasına;

Birleşme sürecinin toplamkaynakları azaltıcı yöndekullanılmaması, aksinesektördeki Avrupalı işçile-rin çıkarlarını daha etkinbir şekilde temsil etmeküzere mevcut kaynaklarındaha iyi ve daha etkin kul-lanılmasını sağlamak içinçaba harcamasına;

Yönetim Kurulu'na dü-zenli olarak bilgi verme-sine ve geleceğe yönelikbir strateji hazırlamasınakarar vermiştir.

Avrupa sanayi federasyonları arasında işbirliğinin artırılması

* Haziran 2007

Page 88: Petrol-İş

petrol-iş 87

Uluslararası Sendikalar Konfederasyonu (ITUC)Genel Konseyi'nin Brüksel'de yaptığı toplantıdaaldığı karar uyarınca, bütün dünyada sendikalar

8 Şubat'ta, Mısır'da Demokrasi İçin Eylem Günü'ndeortak eylem yaptı.

Sendikalar Mısır elçiliklerinin önünde gösteriler düzen-lediler. Eylemin amacı, Mısır'da demokrasiye geçişitalep etmek ve barışçıl gösterilere şiddet kullanarakbaskı uygulanmasından sorumlu kişilerin yargı önüneçıkarılmasını sağlamak için hükümetlere baskı yapmak.

ITUC Genel Sekreteri Sharan Burrow bu konuda şöylededi:“Mısır halkının isteklerine saygı göstermesini sağ-lamak için Hüsnü Mübarek rejimine uluslararası toplu-luğun baskısının sürmesine yönelik çabalarımız devamedecek. Mısır'daki bağımsız sendikaları ve diğer demok-rasi güçlerini kararlı bir tutumla destekliyoruz. Masuminsanlara yönelik cinayetlerden, saldırılardan ve tehdit-lerden sorumlu kişiler cezasız kalmamalıdır.”

Dünya sendikaları Mısır'da demokrasi için harekete geçti

MISIR'DA DEMOKRASİ İÇİN 8 ŞUBAT EYLEM GÜNÜ

Romanya Kimya Sendikası

Petrol-İş Sendikası ile RomanyaKimya Sendikası FSLCP arasında27 Kasım 2010 tarihinde İstanbul'dadüzenlenen İCEM Dünya KimyaKonferansı sırasında yapılan görüş-mede iki sendika arasındaki işbirliğiçerçevesinde bazı kararlar alındı.Sendika başkanlarının katılımıylagerçekleşen görüşmede gelecekteortak sendikal toplantılar düzenlen-mesi, işyeri ziyaretleri ve aynı sek-törde faaliyet yürütüldüğü içinsektörle ilgili karşılıklı bilgi ve de-neyim alışverişi yapılması konularıkararlaştırıldı.

Özbekistan ve KazakistanSendikaları

ICEM Dünya Kimya Konferansıvesilesiyle Petrol-İş heyeti ileÖzbekistan ve KazakistanKimya Sendikaları başkanları28 Ekim 2010 tarihinde görüşalışverişinde bulundu. Görüş-mede ilişkilerin bir protokolebağlanması kararlaştırıldı. Oluş-turulan protokol taslakları çerçe-vesinde sendikalar arasındakibilgi ve deneyim alışverişininartırılmasına karar verildi.

Rusya Kimya Sendikası

29 Ekim 2010 günü sendikamızıngenel merkezinde bir araya gelenRusya Kimya Sendikası ile Petrol-İş heyetleri görüş ve bilgi alışveri-şinde bulundu. Rusya KimyaSendikası'nın Başkanı AlexanderSitnov ile sendikamızın Genel Baş-kanı Mustafa Öztaşkın iki sendikaarasındaki ilişkilerin bir protokolebağlanması konusunda anlaştılar.Düzenlenen protokolde iki sendika-nın ortak çalışma toplantıları dü-zenlemesi, heyet alışverişindebulunması ve çeşitli alanlarda dü-zenli bilgi ve deneyim alışverişiyapması öngörülüyor.

PETROL-İŞ İLE DÜNYA SENDİKALARI İKİLİ GÖRÜŞMELERİ

DÜNYA SENDİKALARI

Page 89: Petrol-İş

petrol-iş88

ULUSLARARASI İLİŞKİLER

Konferansta örgütlenme ve sosyal diyalog projesi değerlendirildi

ICEM'in yaklaşık iki yıldır sürenTürkiye projesinin nihai değerlen-dirme toplantısı 29-30 Kasım 2010

tarihlerinde Ankara'da yapıldı. Konfe-ransa değişik ülkelerin sektör sendikala-rından şu kişiler katıldı: Hans Hupkes,Hollanda FNV Bondgenoten SendikasıGenel Başkan Danışmanı, ManfredWarda, ICEM Genel Sekreteri, KemalÖzkan, ICEM Kimya ve Lastik İşkollarıSorumlusu, Celil Çoban-Mail Ürker,Hollanda FNV Bondgenoten Sendikası,Mats Svensson, İsveç IF Metall Sendi-kası, Michael Wolters, Almanya IG BCESendikası Uluslararası İlişkiler Sorum-lusu, Jorgen Juul Rasmussen, Dani-marka Elektrikçiler Sendikası Başkanı,Jacques Caltot-Christophe Quarez,Fransa Kimya ve Enerji SendikasıFCE/CFDT, Dimitra Penidis-IsabelleVerhaegen, Belçika CSC Sanayi veEnerji Sendikası.

ICEM üyesi Türkiye sendikalarının yö-netici ve uzman kadrolarının katıldığıkonferansta sendikamızı Genel BaşkanMustafa Öztaşkın başkanlığında altı ki-şilik bir heyet temsil etti.

ICEM Genel Sekreteri Manfred Warda,federasyonun son iki yılda Türkiye sen-dikalarıyla ilgili yürüttüğü çalışmalar veüç küresel federasyon (ICEM-IMF-ITGLWF) arasında devam eden işbirliğisüreci hakkında genel bir rapor sundu.

ICEM Kimya ve Lastik İşkolları Sorum-lusu Kemal Özkan'ın 2009-2010 yılla-

rında yürütülen proje çalışmaları hak-kındaki raporundan sonra, projeye des-tek veren değişik ülke sendikalarınıntemsilcileri görüş ve değerlendirmelerinisundular.

Zorluklara karşın olanaklar görülüyor mu?Değişik ülke sendikalarının temsilcileriözellikle şu saptamada birleştiler: Türki-ye'de sendikal çalışma ve örgütlenmegerçekten çok zor bir süreç.

Yürürlükteki yasalar bu zorluğu daha dapekiştiriyor. Türkiye'deki sendikalar buzorlukları sürekli vurguluyorlar. Ama buzorlukların yanı sıra var olan fırsatlar veolanaklar acaba yeterince görülüyor vekullanılıyor mu? Bu soruya kolayca evetcevabı verilemez.

İlk günün bu oturumunda Türkiye sen-

dikalarının da katıldığı canlı bir tartışmayaşandı. Sendikamız uzmanlarından İs-mail Hakkı Kurt, Türkiye sendikal hare-ketinin dışarıdan doğru kavranmasınısağlamak amacıyla, hareketin iç dina-mikleri üzerinde duran bir sunum yaptı.

Bu bağlamda yapılan tartışmada, FransaKimya ve Enerji Sendikası'nın(FCE/CFDT) Kimya Bölümü Sorum-lusu Jacques Caltot, Petrol-İş'i kastede-rek, Türkiye'de bir sendikanın ilginç birörgütlenme ve tanıtım kampanyası baş-lattığını, geçen seminerlerden birindebununla ilgili bir belgesel izlediklerinive etkilendiklerini söyledi. Ve şöylededi: “Demek, her şeye rağmen, Türki-ye'de de güzel şeyler oluyor. Birileri ça-lışıyor.”

Konferansın son oturumunda, ICEMKimya ve Lastik İşkolları Sorumlusu

ICEM'İN 2 YILDIR SÜREN TÜRKİYE PROJESİNİN NİHAİ DEĞERLENDİRME TOPLANTISI

Page 90: Petrol-İş

petrol-iş 89

Kemal Özkan, ICEM'in, projenin gele-ceğine ilişkin görüşünü açıkladı ve pro-jenin gelecekte şu üç seçenek üzerindenilerleyebileceğini belirtti:• Sendikal örgütlenmede uluslararasıaraçların kullanılması;

• Avrupa'daki (Almanya, Fransa, Hol-landa ve Kuzey Avrupa'daki) çokulus-lularla ilgili proje çalışmaları yapılması;

• Güvencesiz ve düzensiz istihdam ko-nusunda proje çalışmaları yapılması.

İkili görüşmelerKonferans sırasında Alman sendikasıIGBCE'nin Uluslararası İlişkiler So-rumlusu Michael Wolters ile görüşüldü.Kendisine Novamed'deki son durum kı-saca iletildi. Daha sonra bir mektupladaha ayrıntılı bilgi iletileceği söylendi.

Wolters mektup eline geçince, IGBCEolarak durumu değerlendireceklerini vene yapabileceklerine karar vereceklerinivurguladı.

Öte yandan, Demo işyeri konusundaFransa'daki CFDT'ye bağlı Kimya veEnerji Sendikası'nın Kimya BölümüSorumlusu Jacques Caltot ve Uluslar-arası İlişkiler Sekreteri Christophe Qua-rez ile görüşüldü. Birinci görüşmeyigenel başkanımız yaptı. Daha sonraBursa Şube Başkanı Nuri Han sorun ko-nusunda ayrıntılı bilgi verdi ve De-mo'yla ilgili belgeleri içeren bir dosyayıFransızlara iletti. Önümüzdeki günlerdesendikamız Fransız sendikasından birheyeti Bursa'ya davet ederek Faureciaile Demo'daki durumu yerinde incele-melerini isteyecek.

Dünya örgütümüz ICEM'indüzenlediği Irak Sendika-ları Birlik Semineri 29

Ekim 2010 – 31 Ekim 2010 tarih-leri arasında İstanbul'da gerçekleş-tirildi. Seminere Türkiye, Irak,Güney Afrika sendika temsilcileriile birlikte ICEM ve AFL-CIO Da-yanışma Merkezi yöneticileri dekatıldı.

ICEM Genel Sekreteri ManfredWarda'nın ICEM faaliyetlerini an-latan sunumundan sonra bir ko-nuşma yapan Petrol-İş SendikasıGenel Örgütlenme ve Eğitim Se-kreteri Nimetullah Sözen özelliklehalkların emperyalist güçler tara-fından birbirine düşürüldüğü Orta-

doğu'da işçi sınıfının uluslararasıdayanışmasının sağlanmasınınöneminin altını çizdi.

Seminere Adana Şube BaşkanımızAhmet Kabaca, Adıyaman ŞubeBaşkanımız Zeynal Eroğlu ve Bat-man Şube Başkanımız MustafaMesut Tekik de katılarak birer ko-nuşma yaptılar.

Üç gün boyunca gerçekleştirilentartışmalardan sonra Irak sendikalhareketinin güçlendirilmesi içinyapılması planlanan aşağıdaki üçtemel konu vurgulandı.

• ICEM'in bağıtladığı Küresel Çer-çeve Sözleşmeler çerçevesinde

Irak'ta özellikle petrol sektöründefaaliyet yürüten çokuluslu şirket-lerin takip edilmesi.

• Irak'ta yeni hazırlanan iş yasası-nın işçiler lehine hükümler içer-mesinin sağlanması için ve işçihaklarını kısıtlayan maddelerinkaldırılması çerçevesinde bir kam-panya yürütülmesi. Yürütülecekbu kampanya sürecinde Irakenerji, petrol, kimya ve gaz işçileriarasında kurulacak ilişkinin ilerle-tilerek ülkedeki ICEM üyesi sek-tör sendikalarının oluşturacağı bir“ICEM Irak Koordinasyon Komi-tesi” kurulması.

• ICEM'in Irak sendikaları ile da-yanışma çerçevesinde bölgede faa-liyet yürüten ITF ile sıcak ilişkiiçerisinde bulunması.

ICEM Irak Sendikaları Birlik Semineri

Seminere Türkiye, Irak, Güney Afrika sendika temsilcileriile birlikte ICEM ve AFL-CIO Dayanışma Merkezi yönetici-leri de katıldı.

Page 91: Petrol-İş

petrol-iş90

Petrol-İş Heyeti Mısır'da...

Mısır Kimya İşçileri Sendikasının da-veti üzerine 6-9 Aralık 2010 tarih-lerinde, Petrol-İş Genel Mali

Sekreteri İbrahim Doğangül, Genel Örgüt-lenme ve Eğitim Sekreteri Nimetullah Sözenve Adıyaman Şube Başkanı Zeynal Eroğlu'danoluşan bir heyet Kahire'ye gitti. Burada karşı-lıklı görüş alışverişinde bulunuldu, iyiniyet di-lekleri iletildi.

Küresel saldırılara karşı ortak hareket edilmesiyönünde görüş birliğine varıldı. Bu çerçevedekamuya ait ilaç fabrikalarından biri ziyaretedildi, fabrika yetkilileri, işçiler ve sendikatemsilcileri ile sohbet edildi.

Brezilya ABC(Santo Andre, Sao Bernardo do Campove Sao Caetano do Sul kentlerinden oluşan Brezil-ya'nın gelişmiş sanayi bölgesi) Kimya İşçileri Sendi-

kası'dan bir delegasyon 26 Ekim Salı günü Petrol-İşSendikası'nı ziyaret etti.

Petrol-İş Sendikası Genel Merkezi'nde yapılan görüşmeye Pet-rol-İş Sendikası Merkez Yönetimi ve uzmanları ile BrezilyaKimya Sendikası Merkez Yönetici ve uzmanları katıldı. Top-lantıda iki ülke arasında çalışma ilişkileri, sendikal mücadeleve sosyal haklar çerçevesindeki benzerlikler ve farklılıklarvurgulandı. Toplantıda küresel kapitalizme karşı mücadeledebaşarının ancak işçi sınıfının küresel düzeyde mücadelesi veişbirliğinin sağlanması ile gerçekleşeceğinin altı çizildi. Bu

bağlamda iki sendika arasındaki ilişkilerin geliştirilmesi ko-nusunda bir “Teknik İşbirliği Projesi” protokolü imzalanma-sına karar verildi. Uygulanacak projeye özellikle EğitimServisi, Örgütlenme Servisi, Araştırma Servisi'nin yanı sırakatkısı olabilecek diğer servisler de katılacak. Dış İlişkiler Ser-visi ise projeye lojistik destek sunacak.

Protokol 27-28 Ekim 2010 tarihinde İstanbul Ataköy'de yapı-lan ICEM Dünya Kimya Konferansı sırasında imzalandı.

Bu protokol yaklaşık 25 yıldır yükselen bir işçi mücadelesinesahip olan ve 3. dönemdir işçi önderlerini Devlet Başkanıseçen Brezilya işçilerini Türkiye petrol, kimya ve lastik sek-töründe çalışan işçilerle buluşturacak.

Petrol-İş ile Brezilya Kimya İşçileri Sendikası işbirliğine gidiyor

Page 92: Petrol-İş

petrol-iş 91

DÜNYA SENDİKALARI

Mısır sendikal hareketinde yeni dönem

Mısır tarihi anlar yaşıyor. Ülkehalkı insana yakışır yaşamhakkını, onur, özgürlük ve

sosyal adalet hakkını, insana yakışır ola-naklardan yararlanma ve adil ücret hak-kını, zenginlikten ve gayri safi millihasıladan her yurttaşın pay aldığı, herkesiçin demokratik bir toplum hakkını sa-vunmak için cesaretle mücadele ediyor.

Halkın çoğunluğu toplu ulaşımdan bileyararlanamazken bir avuç insanın özel jetalmasına izin vermeyen bir toplum. Pira-midin tepesindekilerin asgari ücretin binkatını kazanmasını reddeden bir toplum.Halkın özgürce soluk almasına, özgürcekonuşmasına, etkileşmesine ve kendiniifade etmesine olanak veren bir toplum.Bütün halk kesimlerinin ve sınıflarınınçıkarlarını savunmasına ve özgürce mü-zakere etmesine olanak veren bir toplum.Halkına baskı yapmayan, işçilerin kap-asitesini geliştirme ve yaşam koşullarınıiyileştirme doğal eğilimini engellemeyenbir toplum.

İşçiler ve halk meşru haklarını savunmakiçin onlarca yıl mücadele etti, özellikleson dört yılda, geçmişte eşi görülmemişprotesto eylemlerine katıldı. Onlarca yıl-dır kendilerinden parça parça çalınmışbağımsız sendikal örgütten yoksun olma-larına rağmen, çabaları başarıyla sonuç-landı. Geniş toplum kesimlerini hareketeçekmeyi, toplumda işçiler arasında vesendikal harekette ilgi uyandırmayı ba-şardılar.

İşçiler gençleri yutan işsizlik hayaletiylebaşa çıkabilmek için çalışma hakkını sa-vundular ve bütün işçilere insana yakışıryaşam sağlayan adil bir asgari ücret talep

ettiler. Örgütlenme ve bağımsız sendikalörgüt kurma demokratik hakkını savun-mak için cesaretle savaştılar.

İşçi hareketinin mücadelesi bugününhalk devrimine zemin hazırladı. Bu ne-denledir ki Mısır işçileri ve çalışanları“devlet” federasyonunun kendilerinitemsil etmesini ve kendileri adına konuş-masını tümden reddediyor. Çünkü bu fe-derasyon işçilerin hak ve taleplerinigörmezden geldi ve hatta bu dönemdekiher protesto eylemine karşı olduğunuvurgulayan ünlü 27 Ocak açıklamasınıyayımladı.Bu nedenle, bağımsız sendikaların(Emlak Vergisi İdaresi İşçileri Sendikası,Emekli İşçiler Sendikası, Sağlık Teknis-yenleri Sendikası, Bağımsız ÖğretmenlerSendikası) ve komitelerin yanı sıra, çe-şitli sanayi kollarındaki bağımsız işçigrupları 30 Ocak 2011 Pazar günü MısırBağımsız Sendikalar Federasyonu'nunkurulduğunu açıklıyor ve aşağıdaki ta-lepleri vurguluyor:

1. Mısır yurttaşlarına çalışma hakkı veişsizlik tazminatı hakkı tanınmalıdır.

2. Asgari ücret en az 1.200 Mısır lirası

olmalı, her yıl enflasyona göre artırıl-malı; işçilerin ikramiye ve sosyal yardımhakları güvence altına alınmalı ve özel-likle tehlikeli işlerde çalışanlara iş taz-minatı sağlanmalıdır. Ayrıca, azamiücret asgari ücretin on katını geçmeme-lidir.

3. Bütün Mısır yurttaşlarına adil güven-lik hakkı (sağlık, konut ve eğitim haklarıdahil) ve tüm emeklilere insana yakışıremekli maaşı ve sosyal haklar tanınma-lıdır.

4. İşçilere örgütlenme, kendi tüzükleriniyapma hakkı ve bu hakla ilgili bütünyasal kısıtlamaları kaldırma hakkı tanın-malıdır.

5. 25 Ocak'tan sonra cezaevine girenbütün tutuklular salıverilmelidir.

Mısır Bağımsız Sendikalar FederasyonuKurucu Organı, Mısır'ın tüm işçilerini bukritik dönemde işyerlerini, işçileri veyurttaşları savunmak üzere Sivil Komi-teler kurmaya ve hayati sektörlerdeki iş-yerleri hariç, grevler ve protestoeylemleri örgütlemeye, Mısır halkının ta-leplerini gerçekleştirmeye çağırıyor.

Mısır Bağımsız Sendikalar Federasyonu'nun 30 Ocak 2011 tarihli kuruluş bildirgesi

Mısır'da yeni bir tarihsel dönemin kapısını açan halk hareketinde ülkedeki işçi sınıfı belirleyicibir rol oynadı. Ülkenin politik gündemini etkileyen grevler ve protesto eylemleri yeni bir sen-dikal harekete de kaynaklık etti. İşçi hareketi yeni bir ulusal federasyonun kurulduğunu ilanetti ve taleplerini açıkladı. Yeni federasyonun kuruluş bildirgesinin ve işçilerin talepler bildir-gesinin tam metnini yayımlıyoruz.

Page 93: Petrol-İş

petrol-iş92

Devrim – Özgürlük – Sosyal Adalet

Devrimdeki İşçilerin Talepleri

25 Ocak devriminin kahramanları! Yaşa-dığımız dönemde Mısır'da yüz binlerceişçinin grevlerine, işgallerine ve gösteri-lerine tanık olan farklı işyerlerinin işçileri

ve sendikacılar olarak bizler, grevci işçi-lerin taleplerini birleştirmenin doğru ol-duğunu düşünüyoruz. Böylecetaleplerimiz, Mısır halkının yaptığı ve şe-hitlerin uğruna kanlarını döktüğü devri-mimizin hedeflerinin ayrılmaz bir parçasıhaline gelebilecektir.

Bu devrimin toplumsal yönünü vurgula-mak ve devrimin tabanındaki asıl hak sa-hiplerinin elinden alınmasını önlemekiçin, haklı taleplerimizi bir araya getirenbir işçi programı sunuyoruz. 25 Ocakdevriminden önce öne çıkardığımız ve buşanlı devrimin başlangıcının bir parçasıhaline gelmiş işçi talepleri şunlardır:

1. Devrimin doğurduğu sosyal adalet il-kesini gerçekleştirmek amacıyla, ulusalasgari ücretin ve emekli maaşının artırıl-ması; asgari ve azami ücret arasındakifarkın, azami ücret asgarinin on beş ka-tını aşmayacak şekilde, azaltılması; işsiz-lik yardımı ödenmesi ve yardımda artanfiyatlarla orantılı düzenli artışlar yapıl-ması.

2. Bağımsız sendikalar kurma özgürlüğü-nün koşulsuz ve kısıtlamasız tanınması;sendikaların ve yöneticilerinin korun-ması.

3. Kol işçilerine, büro emekçilerine, köy-lülere ve meslek insanlarına iş güvencesihakkı tanınması ve işten atmalara karşıkorunmaları. Geçici işçiler sürekli işçihaline getirilmeli ve işten atılmış işçilerişlerine dönmelidir. İşçilerin geçici söz-leşmeyle istihdam edilmesini hiçbir şe-kilde mazur görmemeliyiz.

4. Özelleştirilmiş işletmelerin tümününyeniden ulusallaştırılması ve eski rejimdöneminde ulusal ekonomimizi yıkımauğratan utanç verici özelleştirme progra-mına tümüyle son verilmesi.

5.• İşletmeleri batırıp elden çıkarmakiçin şirketlerin başına getirilen yoz-laşmış yöneticilerin tümünün görev-den alınması.

• Gençlere istihdam olanakları açmakiçin, emeklilik yaşı geçmiş ve ulusalgelirin 3 milyarını yutan danışmanla-rın istihdamının önlenmesi.

• Fiyatları aşağı çekmek ve yükü yok-sulların omuzlarına yıkmamak için,mal ve hizmetler üzerinde tekrar fiyatdenetimi uygulanması.

6. İşletmeleri elden çıkarmadan önce ba-tırmak için şirketlerin başına getirilenmüflis rejimin kalıntılarına karşı halengrevde olanlar da dahil olmak üzere tümMısırlı işçilerin grev yapma, oturmagrevi örgütleme ve barışçıl gösteriler dü-zenleme hakkının tanınması. Zenginliğinadil dağılımına yol açmayacak olursa, budevrimin hiçbir değer taşımayacağını dü-şünüyoruz.

Toplumsal özgürlükler olmazsa özgürlük-ler eksik kalır. Oy verme hakkı doğal ola-rak bir somun ekmek hakkının varlığınabağlıdır.

7. Sağlık hizmeti üretimi artırmanın zo-runlu koşuludur..

8. Eski rejim döneminde yozlaş-manın/yolsuzluğun en önemli sembolle-rinden bir olan Mısır Sendikalar Fede-rasyonu'nun (ETUF) feshedilmesi.Federasyon hakkında verilmiş yargı ka-rarlarının uygulanması, örgütün malvar-lığına ve belgelerine el konulması, ETUFve ona üye sendikaların yöneticilerininmalvarlığına el konulması ve bu kişilerhakkında soruşturma açılması.

Mısır'da bağımsız sendikacıların ve işçi temsilcilerinin 19 Şubat 2011 günü Kahire'de yayımladığı talepler bildirgesi

Bildirgeyi değişik işkollarındanişçi ve sendika temsilcileri im-zalamış. İşkolları itibariyleşöyle bir döküm çıkarabiliriz:Meteoroloji İdaresi çalışanları,emlak vergisi tahsildarları,büyük mağaza çalışanları, sağ-lık emekçileri, Posta İdaresiçalışanları, şeker rafinerileriişçileri, tekstil, gıda, metal, çi-mento, gübre, ilaç, kimya vederi işçileri, askeri fabrikalarınişçileri, ulaşım işçileri, SüveyşKanalı şirketinin işçileri.

Page 94: Petrol-İş

ŞUBELER-EYLEMLER

petrol-iş 93

Asgari ücretinyükseltilmesi içinimza kampanyası

Aliağa şubemizin de aralarındayer aldığı Aliağa Emek ve De-mokrasi Platformu Bileşenleri,

asgari ücretin açlık sınırının üzerine veen düşük devlet memuru seviyesine çı-karılması doğrultusunda Aliağa De-mokrasi Meydanı'nda 6 Aralık 2010Pazartesi gününden 9 Aralık 2010 Per-şembe gününe kadar saat 17.00’de biraraya gelerek basın açıklaması yaptı vetaleplerini dile getirdi. Belediye, Pet-kim ve Tüpraş çalışanlarıyla tüm emekbileşenleri 10 Aralık 2010 Cuma günü,saat 12.00’de Aliağa Demokrasi Mey-danı'nda buluşarak Türk Telekomönünde yaptıkları basın açıklamasıylatoplanan imzaları Çalışma Bakanlı-ğı’na ve Türk-İş yöneticilerine gön-derdi.

Ankara ŞubemizdeTPAO bilgilendirme toplantısı

TPAO Genel Müdürlüğü Araştırma Merkezi Toplantı Salonunda,12 Ocak 2011 Çarşamba günü ülkemizin tek milli petrol şirketiolan TPAO ile ilgili yapılmak istenen düzenlemeler hakkında

yapılan toplantı üyelerimizin yoğun ilgi ve katılımıyla gerçekleşti.Şube Başkanımız Mustafa ÖZGEN tarafından yapılan açılış konuşma-sının ardından, Genel Merkez Araştırma Uzmanımız Aşkın SÜZÜKkonu ile ilgili detaylı açıklamasıyla (sunum) etkinlik sona erdi.

Çalışma hayatının aktif kitle ör-gütü, Petrol-İş Bandırma Şubesigeleneksel dayanışma gece-

sinde emekliye ayrılan 32 çalışana tö-renle ödülleri verildi. Ekol düğünsalonundaki geleneksel dayanışma ge-cesine Petrol-İş Genel Başkanı MustafaÖztaşkın ve sendikanın önde gelenisimleri başta olmak üzere çalışanlar, si-yasi parti temsilcileri, Bandırma Edin-cik Belediye Başkanı, demokratik kitleörgütleri de katıldı. Gecenin gündemineilişkin konuşmaların ardından emekliyeayrılanların plaketlerinin dağıtılması ilegece eğlence bölümü ile devam etti.

Petrol-İş Bandırma şubesinindayanışma gecesinde emeklilere plaket

Page 95: Petrol-İş

petrol-iş94

Sandozişçilerine eğitim

İstanbul 1 Nolu Şubemizin örgütlü ol-duğu Sandoz Grup Sağlık Ürünleriİlaçları San. ve Tic. A.Ş. işçilerine 5

Aralık - Pazar günü Şube Konferans Sa-lonu'nda eğitim verildi. 90 üyenin katıl-dığı eğitimde ağırlıklı konular toplu işsözleşme süreci ve işyerinde yaşanan so-runlar oldu. Yarım gün süren eğitimde bukonularla ilgili tartışma ve değerlendir-meler yapıldı, görüş alışverişinde bulu-nuldu.

Aliağa Emek ve DemokrasiPlatformu bileşenleri, Pet-rol-İş Konferans Salo-

nunda, eğitime vermiş olduklarıönemli katkılardan dolayı, "AzizNesin" ve "Türkan Saylan" için birprogram düzenlendi. Gecenin açılışkonuşmasını Petrol - İş Aliağa Şubebaşkanı ve Aliağa Emek ve De-mokrasi Platformu Bileşenleridönem sözcüsü İsmail DOĞANyaptı. İsmail DOĞAN, konuşma-sında ülkeye mal olmuş iki değerliaydının öncülüğünde, meydana ge-tirdikleri kurumların çocuklarıneğitimine verdikleri önemi ve ço-cuklara yatırım yapanların ancakgeleceği olabileceğinin bilincini

her iki kurumda da gördükleriniifade etti. Anma gecesinde NesinVakfı eski başkanı Fevzi Örnek iseAziz Nesin ile ilgili anılarını an-lattı. Vakfın çalışmalarından da ör-nekler verdiği konuşmasında,vakfın yetiştirdiği çocuklar ile iliş-kinin kesilmediğini, bir anne babailişkisi gibi devam ettiğini söyledi.Aziz NESİN ve Türkan SAY-LAN’ın yaşamlarından derlenmişslayt sunumları ile başlayan geceDevlet Opera Bale Sanatçısı YunusKIRILMIŞ’ın seslendirdiği türkü-ler ile devam etti. Burçay Özdemir,Ali Musa Tunç, Ahmet Bilmen,Senem İnanlı dinletileri ile gecesona erdi

Aziz Nesin ve Türkan Saylan anıldı...

Aliağa şubemiz, Kasım 2007yılında başlanan eğitim se-ferberliğine Aralık 2010 yı-

lında da devam etti. Yıllardırkentimize emek veren, 2007 yılın-dan beri sendikamızda tiyatro eğit-menliği yapan Cihangir Turantaş ileŞubemiz, 7 Aralık 2010 Salı günüyeni dönem eğitim çalışmalarınabaşladı. Oldukça yoğun ilgi göreneğitimlerde asıl amaç donanımlı, ye-

teneklerini keşfeden, iletişim bece-rilerini geliştiren, sosyal sorumlulukprojelerinde katılımcı ve duyarlı bi-reyler yetiştirmek. Cihangir Turan-taş öncülüğünde başlayan seminerdediyafram çalışmaları, Türkçe'yidoğru kullanmak, sesin etkin kulla-nılmasıyla ilgili çalışmalar yapıldı.Her hafta salı günleri saat 19. 00'dayapılan eğitimler, 3 ay boyunca sen-dika konferans salonumuzda sürdü.

Aliağa şubemizde eğitim seminerleri

ALİ GÜMÜŞ

Aliağa şubemize bağlı Petkim işyerinde çalışmaktaolan, iki çocuk babası Ali Gümüş, arkadaşının annesi-nin cenaze töreninden dönüşünde 11. 11. 2010 tari-hinde kalp krizi sonucu vefat etmiştir. Ali Gümüş'erahmet, eşi, çocukları, yakınları ve çalışma arkadaşla-rına başsağlığı ve sabır dileriz.

NURETTİN TETİK

Aliağa şubemize bağlı Petkim işyerinden emekli, ikiçocuk babası Nurettin Tetik kanser sonucu 25.12. 2010tarihinde vefat etmiştir. Nurettin Tetik'e rahmet, eşi,çocukları ve yakınlarına başsağlığı ve sabır dileriz.

Vefat ve Başsağlığı

Page 96: Petrol-İş

petrol-iş 95

Adıyaman TPAO Bölge Müdürlüğüyöneticilerinin, Adıyaman şube-miz yöneticilerine, işyeri temsil-

cilerimize ve üyelerimize karşı serttutum ve davranışlarda bulunmasına,baskı uygulamasına, 9 üyemize haksızbir şekilde 8 gün işten uzaklaştırma ce-zası verilmesine TPAO AdıyamanBölge Müdürlüğü işçileri sert tepki gös-tererek, yönetimi protesto ettiler. 7Ocak, Cuma günü TPAO Bölge Müdür-lüğü önünde toplanan Petrol-İş üyesi iş-çiler, TPAO yönetiminin baskılarınıprotesto ederek, işe 1 saat geç başladı-lar. Kitlesel basın açıklamasının da ya-pıldığı protesto eylemi ile ilgili olarakaçıklama yapan Adıyaman Şube Başka-nımız Zeynal Eroğlu, "Daha önce sen-dika yönetici ve temsilcilerimizeyönelik açılan soruşturmalarda 9 arka-daşımıza haksız bir şekilde 8'er gün

işten uzaklaştırma cezası verilmiştir. Buhaksız ceza ile yetinmeyen işveren,sendika ve çalışanlar üzerinde dahafazla baskı ve korku uygulamak, çalı-şanları pasifleştirmek için aynı arkadaş-larımızı, toplu iş sözleşmesinin 26.maddesini ihlal etmek suretiyle, parkaçekerek, mesai ücretinden mahrum bı-rakarak, ücretle terbiye etmeyi birbaskı aracı olarak kullanmak istemek-tedir” dedi.

İş barışı bozuluyor, eşitlik yok ediliyorKonuşmasını, “Bilinmelidir ki söz ko-

nusu 9 arkadaşımız işlerinde başarılı,usta ve ehil kişilerdir.

Biz çok iyi biliyoruz ki, bizlerin emeğive yarattığımız değerler üzerinden bu-rada olan, kapsam dışı personelemaddi destek sağlanması amacıylabölge tazminatı, lojman kiralama, aileservisleri gibi olanaklar sağlanırken,zaten mağdur durumda olan kapsamiçi personelin emeklerinin karşılığıolan fazla mesailerin kesilmesi, sosyalhaklarının ellerinden alınması isten-mektedir. Söz konusu biz üretenlerolunca mesai ücretleri çok görülmek-tedir. Bu durum iş barışını, adaletini ve

eşitliği yok edecektir" diye sürdürenEroğlu şöyle devam etti:

"Biz biliyoruz ki saldırılar bununla dasınırlı kalmayacaktır. Bu saldırılar önü-müzdeki günlerde uygulamaya konula-cak başka saldırı ve hak gasplarınınhabercisidir.

Toplu iş sözleşme sürecine girdiğimizbu dönemde yapılan bu saldırı ve mesaigaspları manidardır. Bu uygulamalarTEKEL işçisine dayatılan 4/C statüsü-nün, taşeronlaştırmanın, sendikasızlaş-

tırmanın ve iş güvencesini yok edecekuygulamalarının bir ön adımıdır. Busaldırılar karşılıksız kalmamalıdır. Bun-lara karşı sesiz kalamayız. 56 yılda işbaşında, kulede onlarca şehit vererek,yüzlerce arkadaşımızın sakat kalarakvar edip bu günlere getirdiği TPAO'nun2011 yılında halka arzı, akabinde özel-leştirilmesi söz konusudur. TPAO ül-keye getirdiği maddi değerle ve bizlerleberaber halkın malı olmuştur. TPAOözelleştirilemez. Sendikamız, “Toplusözleşme hakkımız, grev silahımız” şia-rıyla hareket etmektedir.”

Basın açıklamasının ardından sendika-mız üyesi işçiler TPAO Bölge Müdür-lüğü idari binasına kadar alkışlarla,sloganlar atarak yürüdüler ve dahasonra işbaşı yapıldı.

Adıyaman’da Petrol-İş üyesi işçiler TPAO yönetimini protesto etti

ŞUBELER-EYLEMLER

Page 97: Petrol-İş

petrol-iş96

Petrol-İş'in “Sendikalı Ol” kampanyasını destekliyorum

YILLARCA T. ŞİŞECAM GRUBU İŞVEREN TEMSİLCİSİ OLARAK

TİS'LERDE MASANIN KARŞISINDA OTURAN MEHMET ORHON:

VEDA ZİYARETİ

Orhon, emekli olduktansonra sendikamıza yaptığıveda ziyaretinde, “Aslındatoplumsal yapıda sendikalargerekli. Ancak bazen sen-dika haksız rekabete de yolaçıyor. Sektörde bir firmadaörgütlü olup da diğer firma-larda örgütlü değilseniz, ör-gütlü olduğunuz firmahaksız rekabetle karşı kar-şıya kalıyor” dedi.

Türkiye Şişe ve Cam FabrikalarıA.Ş. Kimyasallar Grubu İnsan veFinans Kaynakları Başkan Yar-

dımcısı Mehmet Orhon, yıllarca çalıştığıŞİŞECAM Grubu'nan emekli olduktansonra Petrol-İş Genel Merkezi'ne de ge-lerek, genel merkez yöneticilerimize vesendika personeline veda ziyaretinde bu-lundu.

İstanbul Üniversitesi İktisat Fakültesi me-zunu olan Orhon, 1976 yılı başlarında Şİ-ŞECAM Grubu'na katılıyor ve 34 yılboyunca değişik görevlerde bulunuyor.Ağırlıklı olarak Mali ve İnsan Kaynaklarıbölümlerinde çalışan Orhon, bunun 17-18

yılını da endüstri ilişkilerinde geçiriyor.Mehmet Orhon veda ziyaretinde, Petrol-İş dergisine de işverenlerin sendikalarabakış açısıyla ilgili önemli açıklamalaryaptı. Sendikamızın Mersin şubesinde ör-gütlü, ŞİŞECAM Kimyasallar Grubu'nabağlı şirketlerden Soda San. A.Ş. GenelMüdürlüğü, Soda Kromsan Krom Bile-şikleri Fabrikaları, Soda San. A.Ş. Tuz İş-letmesi işyerleri toplu iş sözleşmelerindeyıllarca işveren temsilcisi olarak masada,karşımızda oturan Mehmet Orhan vedaziyaretinde Petrol-İş ile iyi ilişkileri oldu-ğunu belirtti. Orhon, “Ben hem Kristal-İş hem de Petrol-İş ile yıllarca toplu işsözleşmesi masasına oturdum. Petrol- İşile 7 sözleşme müzakeresinde bulundum.Olumlu görüşmelerimiz oldu. Hiçbir TİSgörüşmesi grevle sonuçlanmadı. Sendika-nın gerekliliğini iyi algılayıp, sorunlarımasada çözmek istedik. Karşılıklı olarakuzlaşma yollarını aradık” dedi.

Türkiye'deki firmaların sendikalara bakışaçısında farklar olduğunu, kurumsal olanşirketlerle olmayanlar arasında önemli an-layış farkları bulunduğunu söyleyenOrhon şöyle devam etti:

“Cam İşverenleri Sendikası'nın olgunlaş-mış bir yapısı var. Büyük gruplarda sen-dikalarla ilgili bir sorun yok. Küçükgruplar ise sendikayı, rekabetin önündeengel olarak görüyor. Sendika olduğuzaman huzursuzlukların artacağına inanı-

yorlar. Bazen paydaş olanları kabul etmekistemiyorlar. Aslında toplumsal yapıdasendikalar gerekli. Biz sendikaları daimabir paydaş olarak kabul ettik ve öyle algı-ladık. Mesela Sendikalı Ol kampanyanızıgönülden destekliyorum. İşçilerin örgütlüolması işveren açısından da önemli. Mu-hatap tek olunca verim de artıyor. AncakTürkiye'de bazen sendikaların agresif ha-reketler içinde bulunması işverenleri ür-kütüyor. Bazen sendika haksız rekabetede yol açıyor. Sektörde bir firmada ör-gütlü olup da diğer firmalarda örgütlü de-ğilseniz, örgütlü olduğunuz firma haksızrekabetle karşı karşıya kalıyor. “

Page 98: Petrol-İş

petrol-iş 97

Kahramanmaraş'ta özelleş-tirme sonrasında ParkHolding'e devredilen Af-

şin-Elbistan Termik Santrali Bünitesine açık ocak yöntemiylelinyit kömürü üretilen sahada 3gün arayla iki göçük yaşandı.Sahada 6 Şubat'ta meydanagelen göçükten sonra 8 Şubat'tada ikinci göçük oldu. İlk gö-çükte 1 işçi yaşamını yitirirken10 işçi de yaralanmıştı. İkincigöçükte de 1 işçi hayatını kay-betti, 5 işçi de yaralandı. Mü-hendis ve maden işçisi 9emekçiye ise henüz ulaşılamadı.

Türkiye'nin dört bir yanında, hiç-bir denetimin olmadığı ma-denocaklarında, tersanelerde, orga-nize sanayi bölgelerinde, iş mer-kezlerinde kuralsız, güvencesiz,denetimsiz, örgütsüz olarak ça-lıştırılan işçiler, emekçiler bununbedelini canlarıyla ödüyorlar.İşçi sağlığı ve iş güvenliği kav-

ramlarının unutulduğu, unuttu-rulduğu, bu konularda hiçbir ön-lemin alınmadığı, daha çokkazanma, daha çok kar hırsınınher gün yeni iş cinayetlerine da-vetiye çıkardığı taşeronlaşmamüteahhitleşme işçileri öldürü-yor, ailelerin ocaklarını söndürü-yor. Siyasi iktidar ise tüm bu işcinayetlerini seyretmekle yetini-

yor. Ankara sanayi bölgeleriOSTİM ve İVEDİK'te 20 işçininhayatını kaybettiği patlamanınardından Afşin-Elbistan TermikSantrali'nin kömür üretim saha-sında yaşanan göçüklerde ikiemekçinin hayatını kaybetmesi,9 işçi ve mühendise ulaşılama-ması nedeniyle üzüntümüz bü-yüktür. 17 Şubat'ta da TPAOGüney Şelmo petrol sahasındakidoğalgaz kuyusunda meydanagelen patlamada üç kardeşimizcan verdi. TPAO sahasında taşe-ron firma bünyesinde çalışan iş-çiler de örgütsüz ve güvencesizkoşullarda çalışıyorlardı. İş ka-zası değil adeta iş cinayeti olanbu olaylarda yaşamını yitirenemekçilere rahmet, yaralılara acilşifalar diliyoruz. Emekçilerin ya-şamına mal olan bu kazaların so-rumluları bulunmalı ve biranönce yargı önüne çıkarılmalıdır.

HÜKÜMET BU CİNAYETLERE DUR DEMEK İÇİN NE ZAMAN HAREKETE GEÇECEK?

Taşeronlaşma, müteahhitleşme öldürüyor,siyasi iktidar seyrediyor

Page 99: Petrol-İş

petrol-iş98

BİR GÖRÜŞ

Küreselleşme Süreci ve Sendikalar…

Geçtiğimiz yüzyılın ikinci yarısının

başlarında Harvard, Stanford, Co-

lumbia gibi prestijli Amerikan iş-

letme okullarında kullanılmaya başlanan,

yine bu çevrelerden çıkmış bazı iktisatçılar

tarafından popülerleştirilen ve son yılların

“gözde” kavramlarından biri haline gelen

“küreselleşme” kendine bir yandan “tut-

kulu” yandaşlar öte yandan “alerjik” kar-

şıtlar yarattı. Küreselleşme ile birlikte,

üretim ve emek süreçlerinden çok sermaye

ve finans hareketleri ile ulaşım ve iletişim

teknolojilerindeki gelişmelerin dikkate alı-

narak “yeni bir sürece” girildiği iddia edil-

mektedir. Oysa, burada yeni olan bir şey

yoktur. Çünkü, kapitalizm doğası gereği

dünya pazarlarına yayılmak, sürekli geniş-

lemek, yeni kar alanları bulmak zorundadır

tarih sahnesine çıktığından beri. Bu durum

kapitalizm için olmazsa olmazdır, “sine

qua non”dur.

“Küreselleşme” söyleminde, temel hedef

ve amaç olarak dünyaya açılma, rekabet

gücü gibi kavramlar önemli yer tutarken,

1980 öncesinin kalkınma, sanayileşme,

sosyal adalet, sosyal refah gibi kavramlar

ya tamamen unutulmuş ya da tozlanmak

üzere rafa kaldırıldı. Rekabet ve uyum

adına emek piyasalarının esnekleştirilmesi,

kuralsızlaştırılması, örgütsüz kılınması

emek hareketini hem güçsüz kılmakta hem

de geleceğe yönelik güvenini kırmakta,

kaygılı ve korkulu bir ortama sürüklemek-

tedir. Aslında son yirmi yılda küreselleşme

olarak sıfatlandırılan süreç işçi sınıfını ör-

gütsüzleştirme, bu örgütsüzleştirmeğe

bağlı olarak önce emekçilerin, sonra top-

lumun diğer kesimlerinin yoksullaştırılma-

sından başka bir şey değildir.

Dünyada yaşanan değişim süreci sendikal

hareketi de derinden etkilemektedir. Özel-

likle üretim sürecinde yoğunlaşma ve ser-

maye birikim sürecinde kitlesel üretim ve

kitlesel tüketim denklemi üzerine kurulu

Fordist birikim stratejisinin 1970'li yıllarda

başlayan krizi bir yandan uluslararası işbö-

lümünü derinden etkilerken diğer yandan

da sosyal formasyon düzeyinde "tek ulus"

stratejisine dayanan hegemonik stratejile-

rin çözülüşünü de beraberinde getirmek-

teydi. Özellikle Fordizmin yarattığı

uluslararası işbölümündeki doygunluk

noktasına ulaşma ve emek verimliliğindeki

artışın teknolojik düzeyin verili sınırına

erişmesi nedeniyle durağanlaşmasına kar-

şıt olarak, ulusal düzeyde merkezileşen ve

temsil sürecinde önemli bir konum elde

eden sendikal hareket sayesinde reel ücret

düzeylerinin yükselmeye devam etmesi,

sermayenin sendikalara yönelik karşı sal-

dırısının temelini oluşturmaktaydı.

Küreselleşme ile birlikte taşeronlaştırma,

sendikasızlaştırma, atipik istihdam biçim-

lerinin yaygınlaşmasının yanısıra kadın ve

çocuk emeğinin de kullanımı artmaktaydı.

Özellikle yüksek teknolojinin kullanıldığı

ve esnek firma modelinin ağırlıklı olarak

hakim olduğu sanayi ve hizmet sektörle-

rinde, sendikaları dışlayan yeni bir üretim

süreci hakimiyetini kurarken geleneksel

sektörlerde ve Fordizmde merkezi bir

konum ihtiva eden sektörler ise bu sürecin

dışında kalmakta ve yoğun bir sınıf müca-

delesine tanık olmaktaydı. Fordizme özgü

sektörlerde yoğunlaşan sendikal hareket,

bu sürecin doğal bir sonucu olarak mavi

yakalı ağırlıklı üye kompozisyonlarını yeni

birikim stratejisine dönük olarak yeniden

Yavuz PAKSiyaset Bilimci

Page 100: Petrol-İş

petrol-iş 99

yapılandırmakta içsel mekanizma-

ları kurmakta yetersiz kalırken ka-

palı cemaatler şeklindeki örgüt

modeline dönüşme tehlikesiyle yüz-

yüze kalıyordu. Örgütlenme süre-

cinde, Fordizm ve öncesine ait

erkek işçi ve aile reisi temelinde ör-

gütlenme modelleri yeni sektörler-

deki kadın ve gençlere yönelik etkin

stratejilerin hayata geçirilmesinde

yetersiz kalıyor ve sendikal hareket her

geçen gün kan kaybetmeye devam edi-

yordu.

Ciddi bir yenilgiyle karşı karşıya kalan

sendikal hareket kendi içerisinde buna

ilişkin bir politika tartışması yapmak-

tadır. Sendikal hareket içerisinde bir

yandan neo-liberal dönemin yeni biri-

kim stratejisinin emeğe ilişkin politi-

kalarına karşı mücadeledeki yeter-

sizliklerin dışsal nedenleri diğer yan-

dan da bu yetersizliğin örgütlerin

miadı dolmuş Fordizme dayanan yapı-

ları, üye kompozisyonları ve yeni ça-

lışma biçimlerine ve emek türlerinin

üretim sürecindeki konumlarına yöne-

lik yeni politika yaratamamanın sıkın-

tıları şeklindeki içsel nedenleri

tartışılmaya başlanmıştır.

Sendikal hareketin yüzleşmek zorunda

kaldığı dışsal şokun nedenini Dünya

Bankası'nın 1995 yılı Gelişme Rapo-

runun giriş bölümünde ifade edilen söz

betimlemektedir: "Bugüne kadar katı-

lıklar nedeniyle sermaye, emeğin or-

taya koyduğu mevcut durumun

sonuçlarına maruz kalıyordu, bundan

sonra ise emek sonuçlarla yaşamak

zorunda kalacak." Buna karşın, dünya

sendikal yapıları küreselleşmeyle bir-

likte ortaya çıkan yeni sermaye kom-

pozisyonuna karşı uluslararası dü-

zeyde mücadele etme hususunda bir-

leşmektedir ve bu konuda ulusal sen-

dikaların ciddi bir biçimde uluslararası

dayanışma biçimlerini geliştirmeleri

gerekliliğine işaret etmektedirler. Ni-

tekim, ICFTU ve diğer uluslararası

sendikal örgütler, 1-3 Kasım 2000 ta-

rihinde ITUC (International Trade

Unîon Confederaron- Uluslararası

Sendika Konfederasyonu) içerisinde

birleşerek yeni ve bütüncül bir örgüt-

lenme meydana getirmişlerdir.

Sendikal hareketin yaşadığı içsel

şokun nedenlerinin başında uluslar-

arası sendikal yapının kendisi gelmek-

tedir. Ulusal sendika merkezlerinde

olduğu gibi uluslararası sendikal ör-

gütlenmelerde de fiili liderlik gücü

bazı büyük sendikaların ve ulusal mer-

kezlerin elinde bulunur. Tarihsel olarak

uluslararası sendikacılığın sanayileş-

miş ülkelerdeki ulusal sendikaların bir

devamı niteliği taşıdığı bilinen bir ger-

çektir. Bu niteliğin bugün de değişme-

diği söylenebilir. Gelişmekte olan ülke

sendikalarının yönetimlerde % 45

ağırlığa sahip olması, uluslararası sen-

dikacılığın küresel yapısının bir özel-

liği olarak belirmiştir. Ödenen üyelik

aidatlarının % 65'inin gelişmiş ülke-

lerin ve uzlaşmacı-liberal çizgideki

sendikalarından gelmesi, bu sendika-

ların ödedikleri aidat oranlarının yük-

sekliği, dayanışma fonu ve kalkınma

yardımı kaynaklarının yine bu ülkeler-

den geliyor olması, uluslararası sendi-

kacılıkta bu sendikaların mali ve idari

açıdan belirleyici olmalarına yol aç-

maktadır. Bu ve benzer nedenler, ulus-

lararası sendikacılığın küreselleşme

sürecinde oluşturduğu sendikal strate-

jilerin, genel olarak, küreselleşmenin

bir süreç olarak ilerlemesine paralel

olarak gelişmesine yol açmıştır. Küre-

selleşme sürecinde "katı olan her şey

eriyip buharlaştıkça", uluslararası sen-

dikacılığın 1980’li yıllardaki küresel

Keynesçilik yaklaşımı da liberal refor-

mist bir stratejiye dönüşmüştür. Sonuç

olarak, küreselleşme çağında, sendika-

lar, uluslararası düzeyde üye kaybına

uğrarlarken, ulusal düzeyde kullandık-

ları toplu sözleşme, grev ve grev dışı

eylemler, ulusal siyaset gibi geleneksel

mücadele araçlarının etkinliği azalmış-

tır. Uluslararası sendikal hareketin en-

ternasyonal bir yeniden yapılanma

sürecine girmesi gerektiği apaçıktır.

Şimdi ihtiyaç duyulan yeni bir uluslar

arası sendikal örgütlenme ve mücadele

stratejisidir…

Küreselleşme ÇağındaSendikalar İçin Yeni Stratejiler…Küreleşme süreci, esneklik, rekabet ve

işsizlik baskısı ile önce sendikaları za-

yıflatmış, ardından sendikaya üye ol-

manın “sakıncalarını” göstermiştir.

Öyle olduğu için de 1980 sonrası

dönem “sendikasızlaştırma” dönemi

olmuştur. Sendikal hareketin genel

toplumsal hareketler içinde en iyi ör-

gütlenmiş güç olması –ve böyle kala-

Rekabet ve uyum adına emek piyasalarının esnekleştirilmesi,kuralsızlaştırılması, örgütsüz kılınması emek hareketini hemgüçsüz kılmakta hem de geleceğe yönelik güvenini kırmakta,kaygılı ve korkulu bir ortama sürüklemektedir. Aslında sonyirmi yılda küreselleşme olarak sıfatlandırılan süreç işçi sını-fını örgütsüzleştirme, bu örgütsüzleştirmeğe bağlı olarak önceemekçilerin, sonra toplumun diğer kesimlerinin yoksullaştırıl-masından başka bir şey değildir.

Page 101: Petrol-İş

petrol-iş100

cak olması- ona özel bir sorumluluk

yüklemektedir. Genel anlamda tüm

diğer toplumsal hareketlerin başarı ya

da başarısızlığı emek hareketinin başa-

rısına bağlı olacaktır denilebilir. Yeni

emek stratejisinin ilk görevi, sendika-

larda olduğu kadar siyasal ve toplum-

sal hareketlerde de bulunan gücü

serbest bırakmak olacaktır. Eğer işçi sı-

nıfı homojen bir bütün olsa idi, “daya-

nışma” tasarımı hiçbir anlam ifade

etmezdi. Bir süreç olarak dayanışma,

işçi sınıfı içindeki farklılığı görmezden

gelmeyi ya da dışarıda bırakmayı değil,

aşma çabasını ifade etmektedir.

Bu çaba, farklılığı bastırmak yerine

dahil etmek stratejisinden yararlanarak

ve bir amaç birliği uyumu yaratarak

güç kazanmak anlamına gelmektedir.

Eski emek stratejilerinin tüm başarısız-

lıklarının ardında, bu anlamda etkili bir

dayanışmanın inşa edilememiş olması

yatmaktadır. Sendikalar içinde, özel-

likle ayrımcılık ve marjinalleştirme

kurbanlarını bir araya getiren azınlık

kurulları ve kadınlara yönelik konfe-

ranslar ile küçük komiteler, sağlıklı bir

gelişmenin göstergesidir; çünkü, bu ya-

pılar bu tür gruplara kapasitelerini ge-

liştirmek için fazladan bir alan

sağlamaktadır. Buradaki sorun, tam an-

lamıyla kapsayıcı bir emek hareketi

inşa etmenin yolunu keşfetmek ve bu

yolun üstündeki engelleri temizleme-

nin çaresini bulmaktır. Böyle bir emek

hareketi, işçi sınıfının “tüm” üyeleri-

nin, yaşamlarının olabildiğince farklı

alanlarında kendi kapasitelerini geliş-

tirmelerini cesaretlendirecek demokra-

tik yapılara sahip olmalıdır.

Şunu unutmamak gerekir ki, birçokla-

rının sandığı gibi, küreselleşme emeğin

“yakalamak” zorunda olduğu nesnel

ekonomik bir süreç değildir. Küresel-

leşme açık amaçlara yönelmiş belli çı-

karlar tarafından yönlendirilen politik

bir süreçtir. Küreselleşmenin stratejik

politik doğasını görmezden gelmek

aşılması zorunlu bir ekonomizmdir.

Ulus devletler küreselleşmenin “kur-

banları değildir”, onlar küreselleşme-

nin yazarlarıdır. Devletler, küresel

sermaye tarafından “yerinden edilme-

miştir”, onlar küresel sermayenin hatta

finans kapitalin “temsilcileridir”.

Bu noktada, ETUC üzerinden bir ör-

nekleme yapmak yanlış olmayacak sa-

nırım. Avrupa sendikalarına biçilen

“ekonomik ve parasal birliğin eleştirel

destekçisi” olma rolü, gerçekte sendi-

kaları ıstırap verici bir siyasal bağımlı-

lık içine hapsetmiştir. Bu rol, onları,

sosyal maliyetinin yüksekliğine ve sen-

dika üyeleri dahil pek çok insanın tep-

kisini toplamasına rağmen, sürdürülen

ekonomik programa destek olmaya it-

miştir. İşverenlerle ve devletle girdik-

leri çeşitli yeni sosyal antlaşmalardan

da anlaşıldığı gibi, sendikalar, bu aşa-

mada bile hala kendilerini “rekabetçi

korporatizm” stratejisine uydurmaya

çalışıyorlardı.

Ancak bu strateji asıl olarak, Avrupa

entegrasyonu sürecinde inşa edilen

neo-liberalizmin (eski refah devleti re-

formları ile emek pazarı düzenlemeleri

yanında ücret iyileştirmelerini de bir

tarafa bırakma pahasına) ortaya attığı

“rekabetçi uyarlanma” politikasının

bir parçasıydı. Sendikalar yeni strateji-

lerini geliştirirken kendilerini işlevsiz-

liğe sürükleyen bu uyarlama politik-

asına alet olmaktan uzak durmaları ha-

yati önem taşımaktadır.

Öte yandan, emek stratejisinin bütün-

leştirilmesi sürecinde bürokratik katı-

lığa neden olmaktan özenle kaçınmak

önemli olacaktır. Bir yandan birbirile-

riyle çelişmek yerine birbirilerini ta-

mamlar hale gelmeleri için farklı

sektörlere, bölgelere ve ülkelere ait

stratejiler arasında koordinasyon sağ-

lamaya çalışmak gerekmektedir. Stra-

tejiden söz etmek aslında işçilerin ve

onların sendikalarının, “iktidar yapı-

sını” değiştirebilmek, hangi yeni bece-

rilere ihtiyacı olduğunu ortaya

çıkarmakla görevli emek hareketinin,

kendisinin demokratikleştirilmesi, ye-

niden kurulması ve yeniden örgütlen-

mesinden söz etmektir. Bu açıdan,

üyeliğin gelişmesi, liderliğin gelişmesi

kadar fark yaratır. İşçileri bir eylemden

diğerine sürükleyebilirsiniz ancak eğer

stratejinin oluşturulmasına ve tartışıl-

masına katılmazlarsa hiçbir şey öğre-

nemeyeceklerdir. Bir hareket inşa

etmek, örgütlenme ve öğrenmenin ta-

banda nasıl gerçekleştiğini anlamayı

gerektirir.

Gerçekleştirilecek dönüşüm kısmen

bugün Amerikan emek hareketi içinde

tartışılan, sendikal faaliyetin “hizmet

sunma” yerine “örgütlenme” amacına

doğru yönelmesi kaçınılmazdır. Ayrıca

dönüşüm kısmen de olsa Kim

Moody’nin Yalın Dünyanın İşçileri

adlı önemli kitabında tartıştığı, “top-

lumsal hareket sendikacılığı”nın yay-

gınlaştırılmasını kapsaması ele alı-

nabilir.

Her iki açıdan da amaç sendikaların

üyelerinin yalnızca etnik ya da ırk ve

cinsiyete dair kimliklerini değil, aynı

zamanda onların birer işçi olmanın öte-

sinde tüm yaşam deneyimlerini içine

alacak şekilde dönüştürmeleridir. Bu

dönüşüm toplu pazarlık önceliklerine

de yansıtılmak ihtiyacındadır.

Ayrıca, sendikaların çalışanların iş dı-

şında aktif oldukları tüm mekan ve

alanlarla ilgili olanakları üzerine sıkı

kafa yorma zorunluluğu vardır. Bun-

lara ek olarak eğer işçi sınıfının bu tür

yaşam alanları uygun şekilde yeniden

yapılandırılacaksa; sendikaların, de-

Page 102: Petrol-İş

petrol-iş 101

mokrasi ve kapasite geliştirme beceri-

lerini ne derece arttırabilecekleri araş-

tırılmalıdır.

Cinsiyetçilik, hoşgörüsüzlük, bölünme,

anti-demokratik eylem süreci, emek

aristokrasileri tarafından inşa edilen hi-

yerarşik yapılar, bir tarafta liderlerin

kendini beğenmişliğini öbür tarafta

üyelerin teslimiyetçiliğini besleyen ör-

gütsel diyalektik... Bütün bu sorunlar

Kuzey’de olduğu kadar Güney’deki

emek hareketinin de ortak sorunlarıdır

ve bunların çözülmesi uzun zaman ala-

cak gibi görünmektedir. Bu durum yeni

“emek stratejisinin bir başka boyutu”

ile ilgili olarak önemli bir çıkarsamaya

uymaktadır; “yeni bir enternasyona-

lizm”. Peki ama, küreselleşme çağında

enternasyonalizm emek için ne ifade

etmektedir? Ulusal emek hareketleri

içinde onların zayıflığını yansıtan derin

sorunlar, birden bire küreselleşme kar-

şıtı kampanyaların ve çokuluslu şirket-

lerle ulus ötesi toplu pazarlığın yay-

gınlaşması sonucunda, sihirli bir şe-

kilde çözülüverecekmiş gibi davran-

manın gereği yoktur.

Örneğin, eğer Amerikan emek hareketi

hala kendi güneyinde örgütlenemi-

yorsa, eğer Meksika emek hareketi Ge-

neral Motors benzeri büyük bir tek

şirketin tüm işyerlerinde tek bir ortak

sendikaya hala sahip değilse ve eğer

Kanada emek hareketi, özel hizmet

sektörlerinde temel örgütlenmeyi hala

başaramadıysa, biz Amerika, Meksika

ve Kanada emekçileri arasında nasıl bir

enternasyonalizm bekleyebiliriz? İhti-

yacını duyduğumuz enternasyonalizm,

her ülkenin işçi sınıfı mücadelesi için

gerekli stratejik ve fiziksel kaynakların

sağlanmasına katkıda bulunabilen ve

bunun için uygun mekanlar yaratabilen

bir enternasyonalizmdir. Dünyadaki

işçi sınıfları değişiyor ve dünyadaki

emek hareketleri de onlarla birlikte de-

ğişecek. İçinde bulunduğumuz küresel-

leşme çağında en önemli sorunun “da-

yanışmanın yeniden keşfedilmesi”

olduğuna kuşku yok. Yerel mücadele-

ler için uluslararası destek kazanmak

bugün her zaman olduğundan daha

fazla önemlidir. Ancak, ulus ötesi stra-

teji tartışması, her yerel hareketin za-

yıflıkları ve sorunları üzerine tar-

tışmaları dışlamamalıdır. Bu, şimdi

özellikle gereklidir; çünkü bir ülkede

emek ve onun müttefiklerinin kaydet-

tiği ilerlemelerle uğradığı yenilgiler

diğer ülkeler için ibret verici örnekler

olacaktır.

Küreselleşme çağında yeni emek stra-

tejilerinin uluslar arası ölçekte başarısı,

ulusal baskıların koordine edilip tek bir

noktaya yöneltilmesi yoluyla sağlana-

caktır. Eğer işçi sınıfı bugün tüm dün-

yada göze çarpan kitle müca-

delelerinden giderek daha iyi bir yarın

yaratmaya yönelecekse, ona gereken

yeni emek enternasyonalizmi ulusal

mücadelelerin hakkını vermeyi bilen

bir enternasyonalizmdir.

Bize Dair Küçük Bir Not…Bu yılın Eylül ayı başında ve ortasında

Türkiye sendikal mücadele tarihinde

çok anlamlı ve önemli bir eylem ger-

çekleşti. Sendikaya üye oldukları ge-

rekçesiyle uluslararası nakliyat şirketi

UPS tarafından işten çıkartılan ve UPS

işçilerine destek olmak için, Uluslar-

arası Taşımacılık İşçileri Federas-

yonu’nun (ITF) öncülüğünde dünya

çapında tüm UPS işçileri iş bırakma, iş

yavaşlatma eylemleri ve protesto yürü-

yüşleri düzenlediler. Arjantin’den

Hong Kong’a, Hollanda’dan Güney

Afrika’ya kadar 154 ülkedeki UPS iş-

çileri uluslararası dayanışma eylemleri

gerçekleştirdi.

Bu eylem bu coğrafya üzerinden örgüt-

lenen en geniş katılımlı eylem olarak

tarihe geçti. Türkiye’de sendikalar söz

konusu olduğunda, yukarıda dünya

sendikacılığı ile ilgili bahsettiğimiz

sendikal mücadele ve örgütlenme so-

runlarını tekrarlamak pekala mümkün-

dür. Farklı olarak, Türkiye’de

sendikalar mücadele içinde bürokratik

yozlaşmaya uğramış örgütler olmaktan

çok, genel bir çerçevede, daha baştan

birer “devlet kurumu” olarak kurulmuş

oldukları söylenebilir. Bu niteliğinden

ötürü, Türkiye’deki sendikalar, hege-

monyanın aygıtlarından çok, bizzat

devlet aygıtının birer parçası gibidirler

ve bu özgün durum Türkiye’de sendi-

kacılığın uluslararası boyutta yeterince

örgütlenememiş olmasının, hegemon-

yanın içe kapalı ve milliyetçi hezeyan-

larına kapılmış olmasının en önemli

nedenlerinden biridir. Bugün bürokra-

tik yapılanma, yasal engeller, örgütsel

yetersizlikler, korporatizmde ısrarcılık

vb. nedenlerle ülke işçi sınıfının %

10’nunu bile örgütleyemeyen, tüken-

mekte olan Türkiye sendikacılığı için,

uluslararası sendikal hareketle daya-

nışma ve enternasyonalist bir çizgide

mücadele ve örgütlenme çok acil ve

yakıcı bir önem taşıyor.

Enternasyonalizmin, bugüne kadar an-

laşıldığı gibi, diplomatik bir mesele, bir

strateji değil, aynı zamanda bir sendi-

kal varoluşun en büyük değeri olduğu

gerçekliği, tarihinin en zayıf sürecin-

den geçen Türkiye sendikal mücadelesi

için tüm çıplaklığıyla kendisini daya-

tan bir gerçekliktir bugün. Türkiye sen-

dikal hareketinin yeniden ayağa

kaldıracak en güçlü eller, Türkiyeli

UPS işçilerine dünyanın dört bir yanın-

dan uzanan eller olacaktır. Küreselleş-

menin yarattığı tsunami dalgaları

arasında boğulmamak için, yeni bir en-

ternasyonalizm anlayışı ile, uzanan el-

lere sıkı sıkı sarılmak geleceğin sen-

dikal hareketi için olmazsa olmazdır,

“sine qua non”dur.

Page 103: Petrol-İş

petrol-iş102

GAZETECİ GÖZÜYLE

TÜRKİYE'NİN KADER YILI: 2011

2010 yılını tanımlayabilecek temel geliş-meleri 12 Eylül’de gerçekleştirilen refe-randumla doğru biçimde ilişkilendirmekbugün artık her zamankinden daha büyükönem taşımaktadır. Referandumda ortayaçıkan sonuç siyaset, yargı, asker, iş dün-yası, üniversiteler, sivil toplum örgütlerive medya başta olmak üzere acaba bizlerive ülkemizi 2011’de hangi yöne doğrusürükleyecektir?

Türkiye’nin geleceğini belirleyecek olasıgelişmeleri bu eksen üzerinde ele alıp de-ğerlendirmemiz kaçınılmaz görünmekte-dir.

Hemen alt başlıklara geçelim.Geçtiğimiz dönemde AKP iktidarınınzayıf karnını oluşturan ekonomideki karadeliklerin üzerini kalın bir şalla örtenoyun öylesine eksiksiz biçimde sergi-lendi ki, bu oyunu bozmaya yönelik tümgirişimler ne yazık ki sonuçsuz kaldı.

Tabi burada sorulması gereken asıl soruşu: Acaba yeterince direnç gösterildi mi?Mücadeleyi sürdürenler kendilerini bek-leyen sınava, içinden geçtiğimiz sürecegerektiği biçimde hazırlanabilmişlermiydi?

2010’da hükümetin yandaş medya aracı-lığıyla sürekli pompaladığı ‘‘İşsizlikteumut veren düşüş’’ haberlerine karşın bu-

radaki oranın artık yüzde 20 sınırla-rına dayandığını biliyoruz. Başta iş-sizlik gerçeği olmak üzere, gelirgrupları arasındaki uçurumun dahada derinleşmesinden, ortadaki pasta-nın hakça bölüşülmesine kadar te-melde yatan sorunların iç yüzününkitlelere yeterince anlatılamaması yada anlatıma olanak sağlayacak nok-taların üzerinde kurulan baskı, hem12 Eylül’deki referandumun, hem debugün bizi kuşatan koşulların belir-leyicisi oldu.

Referandumda demokratik anayasa, dü-şünce özgürlüğü gibi kavramlarla toplu-mun gözünü boyamaya çalışanlara karşı,onları dikkatle ve inanarak dinleyenlere,en temel insan hakkının ‘‘Yaşam Hakkı’’olduğu gerçeği bütün çıplaklığıyla anla-tılabilseydi acaba süreç yine böyle mi iş-lerdi? Yaşam hakkı dediğimizdebeslenme, barınma, ısınma, hastalandı-ğında tedavi olma gibi hayatın en alt ba-samaklarına sağlam adımlarlabasabilmekten söz ediyoruz.

Peki daha oralarda tökezleyen bir toplumvaat edilen özgürlükleri nerede ve nasılkullanacak?

Kısacası geniş kitleler ağır ekonomik so-runlarla boğuşurken, referandum yoluylayasalarda yapılacak değişikliklerin ve bubağlamda kurulacak yeni dengelerinkimlerin işine yarayacağı sorusu ne yazıkki yanıtsız kaldı.

Hadi tüm bunları bir kenara koyalım.Üzerinden aylar geçmesine karşın şu so-runun hala sorulmamış olması garip değilmi?

‘‘Hani Kenan Evren cuntasının general-lerinden hesap soracaktınız?’’ BaşbakanErdoğan’ın referandum öncesi partisiningrup toplantısında darbe yıllarında idamedilen bir ülkücü genç için döktüğü göz-

Ferhan ŞaylımanYazar - Gazeteci

Haber Programcısı

2011’i Türkiye’nin kader yılı olarak değerlendirmek mümkün.Özellikle Haziran’da yapılacak genel seçimler bir kırılma nok-tası niteliğinde. Yeni yılla beraber çalışan kitlelerin üzerinekabus gibi çöken Torba Yasa, yaklaşmakta olan tehlikenin ensomut habercisi. Yani, çalışma yaşamı bir köle düzenine oturtu-lurken büyük işçi konfederasyonlarının içine sürüklendiklerisuskunluk gerçekten ibret vericiydi. Akılla, vicdanla, ahlaklabağdaşmayan bir suskunluk. Bu suskunluk 2011 yılının niçinbir kader yılı olduğunu yeterince açıklamıyor mu?

Page 104: Petrol-İş

petrol-iş 103

yaşları neyin nesiydi? Erdoğan’ınmeydanlardaki konuşmaları anaya-sada yapılacak değişikliklerle ogençleri asanların yakalarına yapışa-cakları söylemi üzerine kurulmamışmıydı?

Bugün artık kurgulanan oyun ve kit-lelere anlatılan masallar bütün çıp-laklığıyla gözler önüne serilse deortadaki suskunluğu nasıl adlandıra-cağız?

Şimdi 2010 yılına ilişkin bir gerçe-ğin daha altını çizelim.

Sivil toplum örgütleri iktidarlarınayakta kalmalarında, uygulamalarınırahatlıkla sürdürmelerinde en önemliaraçlardan birisi. Onlar susturulduk-larında, içleri boşaltılıp işlevsiz haledönüştürüldüklerinde dengelerinnasıl değiştiğini açık biçimde gör-dük. Özellikle çalışma hayatının yapıtaşlarını oluşturan sendikaların, mes-lek örgütlerinin demokratik yaşamdasahip oldukları gücün iktidarlar tara-fından denetlenebilir konuma sokul-ması yabana atılmaması gereken birdönüşüm. Bu referandumda iktidaradestek verdiğini açık biçimde ortayakoyan işçi ve memur sendikalarıyla,diğer sivil toplum örgütleri Türki-ye’nin önümüzdeki dönemine ilişkinbir gerçeği su yüzüne çıkarmışlardır.Gerçek nasıl bir yönetime doğru iler-lediğimiz sorusuyla ilişkilidir. Yanidaha demokratik, daha özgür Türkiyesöylemlerinin gerisinde acaba dahabaskıcı bir yönetim yapısının palaz-landığını söylemek çok mu abartılıolur? Bunu anlamak için sivil toplumörgütlerinin referandumda içine itil-dikleri durumu görmek yeterli.

İşte tam burada çemberi tamamlaya-cak önemli bir noktaya geldik.

Bu köşede değişik zamanlarda ifadeedildiği biçimiyle artık tek başınahaklı olmak, gerçeği doğru biçimdealgılamak kesinlikle yeterli bir etken

değil. Haklılık ve doğru biçimde al-gılanan gerçek ancak kitlelere ulaştı-ğında, paylaşıldığında hayatın içindekök salıyor. Yoksulluğun bunca de-rinleştiği, sosyal devlet anlayışınınrafa kalktığı, sadaka kültürünün önplana çıktığı bir toplumda insanlaracaba referandumda niçin iktidaradestek oldular? Bu soruyu, çıkan so-nuçlarla ilgili AKP’nin yaptırdığı biraraştırmayla beraber yanıtlayalım. Oaraştırma evet oyları yükseldikçe eği-tim düzeyinin düştüğünü ortaya koy-muştur ve bu gerçek BaşbakanErdoğan’ı bile çok şaşırtmıştır. As-lında şaşıracak hiçbir şey yoktur.

Dünyanın bütün yoksul ülkelerindeolduğu gibi Türkiye’de de gelecekkaygısı taşıyan geniş kitlelerin yön-lendirilmesinde öne çıkan tek araçvar: Medya.

Refah düzeyi yükseldikçe kendisinedayatılanı sorgulama çabası, yoksul-luğun artmasıyla beraber gereksiz birkonuma bürünüyor.

Bu açıdan bakıldığında 2010 yılın-daki gelişmelere damgasını vuranasıl güç medya olmuştur. İktidarın 8yıldır kararlılıkla sürdürdüğü politi-kalar sonucu bugün artık medya ‘‘tektip’’ hale dönüştürülmüştür. Uzun uğ-raşlar sonucu yapısı yeniden biçim-lendirilen medya şu anda üzerinedüşen görevi fazlasıyla yerine getir-mektedir. Kuşkusuz referandumda

elde edilen sonuçlarda da medyaönemli bir rol üstlenmiştir. Olaylarınçarpıtılmasıyla yaratılan bilgi kirliliğiortamında gerçeğin yeniden kurgu-lanmasını öngören bu rol, 2011’de deaynı güçler tarafından fazlasıyla kul-lanılacağa benziyor.

Tüm bu verilerin ışığında 2011’i Tür-kiye’nin kader yılı olarak değerlen-dirmek mümkün.

Özellikle Haziran’da yapılacak genelseçimler bir kırılma noktası niteli-ğinde.

Yeni yılla beraber çalışan kitlelerinüzerine kabus gibi çöken Torba Yasa,yaklaşmakta olan tehlikenin ensomut habercisi.

Yasanın Meclis’te görüşüldüğü süreiçerisinde Petrol-İş’in yurt genelindecesaretle, dirençle sürdürdüğü ey-lemler, karşımızda duran tabloyuaçık biçimde gözler önüne serdi.

Yani, çalışma yaşamı bir köle düze-nine oturtulurken büyük işçi konfe-derasyonlarının içine sürüklendiklerisuskunluk gerçekten ibret vericiydi.

Akılla, vicdanla, ahlakla bağdaşma-yan bir suskunluk.

Bu suskunluk 2011 yılının niçin birkader yılı olduğunu yeterince açıkla-mıyor mu?

* Ferhan Şaylıman’ın diğeryazıları manşethaber.com’da

Sivil toplum örgütleri iktidarların ayakta kalmalarında, uygu-lamalarını rahatlıkla sürdürmelerinde en önemli araçlardanbirisi. Onlar susturulduklarında, içleri boşaltılıp işlevsiz haledönüştürüldüklerinde dengelerin nasıl değiştiğini açık biçimdegördük. Özellikle çalışma hayatının yapı taşlarını oluşturansendikaların, meslek örgütlerinin demokratik yaşamda sahipoldukları gücün iktidarlar tarafından denetlenebilir konumasokulması yabana atılmaması gereken bir dönüşüm.

Page 105: Petrol-İş
Page 106: Petrol-İş
Page 107: Petrol-İş
Page 108: Petrol-İş
Page 109: Petrol-İş
Page 110: Petrol-İş

grafik tasarım ve uygulama ZEYNEP ALTUN

DOKUMENTA FİLM sunaranimasyon BARIŞ AKYÜZ müzik SONER ELVER görüntü ÖZGÜR E. ARIK ve MUSTAFA KENAN AYBASTI seslendiren UĞUR POLAT metin yazarı ÖZÜM SEDA DURAN ve Hakan KOÇAK genel koordinatör HAKAN KOÇAK

yapım-yönetim ÖZÜM SEDA DURAN ve ÖZGÜR E. ARIK

BirMÜCADELEÖYKÜSÜ

1950’den bugüne...