84

Petrol-Is

Embed Size (px)

DESCRIPTION

sendika - petrol-is

Citation preview

Page 1: Petrol-Is

Mart 2011

Page 2: Petrol-Is

Türkiye, Petrol, Kimya, Lastikİşçileri Sendikası Yayın Organı

PETROL-İŞ MERKEZ YÖNETİM KURULU

10

Page 3: Petrol-Is

1

BAŞYAZI

Değerli üyelerimiz, değerli okurlar;

Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığınca hazırlanan ve Bakanlar Ku-rulu tarafından imzalanarak 5 Mart 2012 tarihinde Başbakanlığa ile-tilen "Bor Tuzları, Trona ve Asfaltit Madenleri ile Nükleer EnerjiHammaddelerinin İşletilmesini, Linyit ve Demir Sahalarının Bazıla-rının İadesini Düzenleyen Kanunda Değişiklik Yapılmasına DairKanun Tasarısı" Başbakan‘ın imzasıyla, 20 Mart 2012 tarihindeTBMM Başkanlığı‘na gönderildi.

Mevcut Kanunun 2. maddesine eklenen fıkrada "Bu madenlerin üre-tilmesi ve zenginleştirilmesi, teknik, ticari ve ekonomik sebeplerleürünün mülkiyeti ruhsat sahibinde kalmak üzere 4734 sayılı Kamuİhale Kanunu hükümleri çerçevesinde ihale edilmek suretiyle üçüncüşahıslara gördürülebilirler. Ancak üçüncü şahıslara gördürülecek iş-lerin ihale süresinin üç yıldan fazla olması durumunda konuya ilişkintalepler Yüksek Planlama Kurulu tarafından karara bağlanır" denil-mektedir. Gerekçesi ne olursa olsun bu değişiklik sonuç olarak birözelleştirmedir. 2840 sayılı Kanunla Devlet eliyle işletilmesi gerekenbor madeninin özelleştirilmesi demektir ve 2840 sayılı yasanın de-linmesi anlamını taşımaktadır. Hükümet, Türkiye'nin en önemli vestratejik varlığı bor madenlerinin özel sektör tarafından işletilmesininönünü açacak bir girişimde bulunarak, dünyanın en büyük üreticisikonumunda olduğumuz bor madenlerini, yerli ve yabancı sermayeninkullanımına sunmaya hazırlanmaktadır. Bor sektöründe özelleştirmeuygulamalarının önü açılmaktadır. Hükümet, stratejik zenginliğimizolan bor madenlerinin ve yüksek katmadeğer üreten bor sektörününyerli ve yabancı sermayeye devredilmesine neden olacak bu tehlikeligirişimde ısrar etmektedir.

Eti Maden işçilerinin, Bandırma halkının, sendikaların, meslek oda-larının, sivil toplum kuruluşlarının tepkilerine rağmen tasarıTBMM'ye intikal etmiştir. Hükümet, TBMM'ye sunduğu yasa deği-şikliği ile nasıl bir zenginliği özelleştirmeye çalıştığının farkında de-ğildir. Cam, seramik, nükleer, uzay ve havacılık, elektrik-elektronik,bilgisayar, inşaat-çimento, metalurji, enerji, ulaşım, tekstil, ilaç vekozmetik, kimya, tarım, kağıt, kauçuk başta olmak üzere birçok farklısanayi kolunda 500'e yakın kullanım alanı olan bor ürünleri, hem eko-nomik hem de stratejik açıdan son derece önemli bir yere sahiptir.Türkiye bu stratejik madende, gerek rezerv ve üretim kapasitesi,gerek dünyada pazar payı açısından söz sahibi ülkelerin başında yeralmaktadır. Ülkemiz dünya bor rezervinin yaklaşık % 72'sine sahip

bulunmakta, %41'lik payla üretimde birinci konumda yer almakta vedünya bor pazarındaki payı ise % 42-49 seviyesine ulaşmaktadır.

Dünya bor sektöründe rakipleri kan kaybederken, bor madenlerini iş-leten kamu kuruluşumuz Eti Maden İşletmeleri Genel Müdürlüğü'nün(Eti Maden), satış gelirleri, kârlılığı ve Hazine'ye aktardığı kaynakher geçen gün artmaktadır. TBMM'ye sevk edilen tasarı ile, “hizmetalımı” adı altında, bor madenlerinin özel sektör tarafından işletilebil-mesinin önü açılmakta ve bu stratejik madenimizin özelleştirilmesi-nin ilk adımı atılmaktadır. AKP hükümeti, dünya devi Eti Maden'izayıflatacak, bor madenlerini yerli ve yabancı sermayenin kullanı-mına sokacak ve özelleştirmenin önünü açacak “hizmet alımı” uygu-lamasını teknik, ekonomik ve ticari nedenlere bağlamaktadır. Bugerekçenin hiçbir gerçekliği ve karşılığı yoktur. Tasarı derhal geri çe-kilmelidir. Yapılması gereken, Eti Maden'in gerekli yatırım, üretim,istihdam, fiyatlandırma, pazarlama ve yönetim politikalarıyla rafineürün kapasitesi artışının sürdürülmesi, ürün çeşitliliği ve kalitesininartırılması, mevcut pazar payının daha da yükseltilmesine çalışılma-sıdır. Rezerv açısından sorunu olmayan bor ürünlerinde dünya ça-pında kurulan pazarlama ağı genişletilmelidir. Pazarlamanın önemliunsurları olan, fiyat, ürün, tanıtım ve dağıtım unsurları yanında en-düstrinin ihtiyaçlarına yanıt verebilmek için dağıtım ağının etkinliğiartırılmalıdır. Ülkemizin bor sektöründe en büyük sorunu, bora da-yalı sanayinin gelişmemiş olmasıdır. Ülkemizin bordaki rezerv vepazar avantajını değerlendirebilmesi için bor ürünlerini girdi olarakkullanan uç ürünlerin üretimi ve bora dayalı sanayinin gelişmesi ön-celiğimiz olmalıdır.

Petrol-İş Sendikası, kamuoyunu stratejik değerimiz bor madenlerininyerli ve yabancı sermayeye açılmasına ve bor sektöründe her türlüözelleştirme girişimine karşı duyarlılığa çağırırken, özelleştirme kar-şıtı mücadelesini daha önce olduğu gibi kararlı bir şekilde sürdüre-cektir.

***

İşçi sınıfının Birlik Mücadele ve Dayanışma günü 1 Mayıs bu yıl daülkemizde coşkulu bir şekilde kutlanacaktır. Sendikamız, 1 Mayıskutlamalarının, özüne, ruhuna ve geleneklerine uygun bir şekilde, işçisendikalarının önderliğinde, emeği temsil eden diğer örgütlerle, emekdostlarıyla birlikte, başta İstanbul Taksim'de olmak üzere ortaklaşadüzenlenecek kitlesel mitinglerle kutlanmasını savunmaktadır. SGBPolarak 1 Mayıs'ın sadece bir gün kutlanan gün olmaktan çıkarılarak25 Nisan, 2 Mayıs tarihleri arasında emek haftası şeklinde kutlanmasıyönünde çağrılarımız olacak, bu çağrı doğrultusunda İstanbul'un çe-şitli semtlerinde stantlar açılarak, hafta boyunca çeşitli etkinlikler dü-zenlenecek ve İstanbul halkı 1 Mayıs mitingine davet edilecektir.Petrol-İş üyeleri 1 Mayıs'ın kitlesel ve coşkulu bir şekilde geçmesine,düzenlenen kutlamalara katılarak katkı koyacaklardır.

Mustafa ÖZTAŞKINGenel Başkan

Bor'un yerli ve yabancı sermayeye

açılmasına ve özelleştirme girişimine karşı duralım

petrol-iş

Page 4: Petrol-Is

petrol-iş2

Petrol-İş Sendikası Konya’da, iş-kolu kapsamında bulunan vepetrol, kimya, lastik, plastik, ilaç

sektörlerinde faaliyet gösteren iş yerle-rinde örgütlenmek amacıyla 31 Mart2012 tarihinde, Cumartesi günü Konyaörgütlenme Bürosunu açtı. Açılış, Pet-rol-İş Sendikası Genel Başkanı MustafaÖztaşkın, Genel Örgütlenme ve Eğitim

Sekreteri Nimetullah Sözen, AnkaraŞube Başkanı Şuayip Gül ve AnkaraŞube Yöneticileri, Temsilcileri,Konya’daki sendika, siyasi parti, siviltoplum örgütü temsilcilerinin ve Pak-Pen işçilerinin coşkulu katılımıyla ya-pıldı.

Konya Örgütlenme Bürosu yanlızcaPetrol-İş üyelerine veya bu sektörde ça-lışan işçilere değil, örgütlenme ve eği-tim çalışmalarında Konya'daki tümemekçilerin yararlanabileceği bir mer-kez olacak. Açılışta bir konuşma yapanGenel Başkanımız Mustafa Öztaşkın,Petrol-İş'in son yıllarda Türkiye’nin bir-

çok sanayi bölgesinde yaygınlaştırdığı,“Doğudan Ol, Batıdan Ol, Anadolu’danOl, Trakya’dan Ol! Sendikalı Ol!Umutlu Ol, Güvende Ol” sloganınıKonya’da da seslendirmeyi, hayata ge-çirmeyi hedeflediğini söyleyerek,” Ça-lışanları sadece Petrol-İş’e değil,“sendikaya” çağırıyoruz. Sendikalılıkbilincini herkese, her yere ulaştırmayıgörev biliyoruz” dedi.

Öztaşkın şunları söyledi: “Sendikamı-zın yakın zamanda örgütlendiği Pak-Pen işyerinde yaşananlar bu noktadaumut verici olmuştur. Pak-Pen işçileri-nin sendikamıza gösterdikleri ilgi ve

güven karşılıksız kalmamış yüzlercePak-Pen işçisi çok kısa bir zamaniçinde örgütlenerek Konya işçisineörnek olmuştur. Pak-Pen işvereniylesendikamız arasında gelişen diyalogda bizce Konya’ya örnek olacak nite-liktedir. Pak-Pen işvereni sendika-mızla diyalog kurarak veçalışanlarının sendikal haklarına saygıduyduklarını belirterek çalışma ilişki-leri açısından örnek bir tutum sergile-miştir. Pak-Pen'de yakalanan vedevamının geleceğine emin olduğu-muz bu diyaloga dayalı ilişki modeli-nin Konya sanayinde yaygınlaşmasınıumuyoruz.”

Petrol-İş Konya Örgütlenme Bürosu açıldı

Konya Organize Sanayi Böl-gesi'nde faaliyet gösteren vePVC kapı, pencere, panjur,kepenk sistemleri üretenPAKPEN A.Ş'de kısa birsüre önce örgütlenen Sendi-kamız Konya ÖrgütlenmeBürosunu da açtı. Hedefdaha fazla işyerinde örgüt-lenme.

ÖRGÜTLENME

Hedef daha fazla işyerinde örgütlenmek

Page 5: Petrol-Is

petrol-iş 3

Öztaşkın, “Biz bu kentte artık örgütlü-yüz. Örgütlülüğümüzü daha da geliştir-mek istiyoruz. Kendi işkolumuzdakiörgütsüz işyeri kalmaması amacıyla; iş-çilerle, memurlarla, bütün Konya halkıile elele vererek bu güzel kentimizinbütün yoksul ve ezilenleri için daha dayaşanılır hale gelmesine gayret edece-ğiz” dedi.

Konya'da sanayinin hızla geliştiğiniancak sanayinin gelişmesine parelelolarak ilde refah düzeyinin ciddi olarakartmadığını belirten Öztaşkın, “Pak-pen'de olduğu gibi işçilerin örgütlenme-siyle birlikte Konya'nın genel anlamdarefah düzeyi artacak. SendikamızınPakpen'de örgütlenmesi, Konya'dakifabrikalarda çalışan işçilerin sendikalıolması, Konya halkınının refah düzeyi-nin artmasına önemli katkı sağlayacak-tır” diye konuştu.

Örgütlenme bürosunun açılışına katılangazetecilerin gündeme ilişkin sorularınıda yanıtlayan Öztaşkın, İran’dan alınanpetrol miktarının düşürülmesinin Türki-ye’nin ham petrol maliyetini artıraca-ğını söyledi.

Konya Pak-Pen'in örgütlü olduğu An-kara şubemizin Başkanı Şuayip Gül deaçılışta yaptığı konuşmada şunları söy-ledi: “Konya’daki çok değerli sendikacıarkadaşlarım, Değerli Genel Başkanım,Sendikamız Merkez Yöneticileri. Kamuemekçileri sendikalarından arkadaşla-rım, öğretmen, memur arkadaşlarım, si-yasi partilerin değerli il başkanları,yöneticileri, basının değerli temsilci-leri... Konya’da örgütlü bulunduğumuzPAK-PEN işyerinde çalışan Petrol-İş

üyesi arkadaşlarım...Yine buradaki mü-cadeleye destek vermek için Ankara'dangelen temsilci, yönetici arkadaşlarım...Hepinizi Petrol-İş Sendikası Ankara Şu-besi Yönetim Kurulu adına sevgi vesaygıyla selamlıyorum.

Petrol-İş Sendikası Ankara şubesi ola-rak, Konya’da petrol, kimya, lastik,plastik ve ilaç sektörlerinde kurulu işyerlerinde örgütlenmeyi hedefliyoruz.Bu hedefe ulaşma konusunda sendika-ların, sivil toplum kuruluşlarının, kamukuruluşlarının, siyasi partilerin ve yerelmedyanın desteğini de yanımızda gör-mek istiyoruz.

Konya’daki sanayi kuruluşlarında ör-gütlenme başarılı olursa, işçilerin, çalı-şanların ücretleri, yaşam standartlarıyükselirse Konya’nın kalkınması dadaha hızlı olacaktır. İşte bu amaçla bu-rada bir örgütlenme bürosunun açılışını

yapıyoruz ve işçi sınıfına hayırlı olsundiyoruz. “Bir yerde işçi varsa orada sen-dika olur, olmalıdır “Bir ilde sanayininolması ve giderek gelişmesi tabii ki oilin gelir seviyesinin artması, yaşam dü-zeyinin yükselmesi bakımından çokönemlidir. Çünkü günümüzde kentlerancak sanayi ile gelişir. Ancak sanayiile modern bir kent haline dönüşebilir”diyen Gül konuşmasını şöyle sürdürdü:

“Ama hiçbir sanayici, hiçbir işverenunutmamalıdır ki bir yerde işçi varsa,orada sendika da olur, olmalıdır. Birkentte sanayinin gelişimi ile birlikte ör-gütlülüğün de aynı ölçüde, paralel ola-rak gelişmesi gerekir. Çalışmailişkilerinde hükümet vardır; işverenvardır; sendika vardır. Yani üç ayaklı birmasa vardır. Eğer işverenler burada tekbaşına gelişmeye devam ederse, yanisendika ayağı eksik kalırsa, bu masasallanır. Asla güçlü olmaz. Ayaklarıyere sağlam basmaz. Unutulmasın ki,bu işyerlerinde örgütlülük olmaz ise, sa-nayiden Konya halkının aldığı pay hergeçen gün azalacaktır.

Petrol-İş Sendikası olarak sizleri, buşehri, bu ülkeyi ve insanlarımızı, dün-yayı yalnızca kâr amacıyla yönetmekisteyenlere karşı çıkmaya davet ediyo-ruz. Tüm emekçileri de yasal ve Anaya-sal haklarını kullanmaya, mutluolmaya, güvende olmaya, birlik olmayaçağırıyoruz. Bu çağrının arkasında siz-ler varsınız. Bu çağrının arkasında halkvar. Bu çağrının arkasında 62 yıllık mü-cadele geleneğiyle Petrol-İş var. Nemutlu ki Petrol-İş'in halkın vicdanın-daki yeri var, bugüne kadar verilmişyüzlerce mücadelesi var.”

Page 6: Petrol-Is

petrol-iş4

Sendikamızın örgütlü olduğu iş-yerinde toplu iş sözleşmesi hü-kümlerini tanımayarak Petrol-İş

üyesi işçilere bireysel sözleşme imza-latmayı dayatan ancak bu dayatmayıkabul etmeyen üyelerimizi işten çıkar-tan Deva Holding işverenini haksızbulan yargı 66 üyelerimizin işe iade-sine karar verdi.

Deva Holding A.Ş. işvereni, Petrol-İş'in örgütlü olduğu işyerlerinde,01.01.2009 – 31.12. 2010 yürürlük sü-reli toplu iş sözleşmesi sona ermedenÇerkezköy, İstanbul ve Kocaeli'ndebulunan her üç işyerinde çalışan üye-lerimize, 13.12.2010 tarihinde işe git-tiklerinde, sendika ile artık toplu işsözleşmesi bağıtlamayacağını ifade

ederek, bireysel iş sözleşmesi imzala-malarını, aksi taktirde bireysel iş söz-leşmesini imzalamayan sendikamızüyelerinin iş sözleşmelerinin feshedi-leceğini bildirmişti. İşverenin bu da-yatmasına karşı çıkan ve bireysel işsözleşmelerini imzalamayan 70 üye-mizin iş sözleşmesi 13.12.2010 tari-hinde işbaşı yaptırılmaksızınfeshedilmişti.

Bu fesih üzerine Sendikamız avukatla-rınca 05. 01. 2011 tarihinde Çerkezköyİş Mahkemesinde açılan davalar 22.08.2011 tarihinde işçiler lehine sonuç-landı. Kararların temyiz edilmesi üze-rine dava, Yargıtay 22. HukukDairesinin 30.12.2011 tarihinde ver-diği onama kararı ile kesinleşti. Dava

ile sendikamız üyesi işçiler ve Petrol-İş bir hukuk zaferi kazandı. Ancak da-valı Deva Holding A.Ş. işe iade tale-binde bulunan üyelerimizin talebinikabul etmeyerek, tazminatlarını ödemeyoluna gitti. Deva Holding A.Ş. yöne-timi işe iade kararlarını uygulamaya-rak, işyerlerinde Sendikamızın toplu işsözleşmesi imzalamasını engellemeyiamaçlamaktadır. Ancak SendikamızDeva Holding A.Ş. işyerlerinde yeni-den toplu iş sözleşmesi bağıtlamak içinçalışmalarına devam edecek ve çoğun-luk sağlayıncaya kadar bütün çalışan-ları Sendikamıza üye kaydetmek içinçabalarını sürdürecektir. Dün olduğugibi bugün de bu amaç için yasal ola-naklarımızı sonuna kadar kullanmayadevam edeceğiz.

Petrol-İş üyesi Deva Holding işçilerinin hukuk zaferi...

DEVA İLAÇ

66 ÜYEMİZİN İŞE İADESİNE KARAR VERİLDİ

Sendikamızın örgütlü olduğu işyerinde toplu iş sözleşmesi hükümlerini tanımayarakPetrol-İş üyesi işçilere bireysel sözleşme imzalatmayı dayatan ancak bu dayatmayıkabul etmeyen üyelerimizi işten çıkartan Deva Holding işverenini haksız bulan yargı66 üyemizin işe iadesine karar verdi.

Page 7: Petrol-Is

petrol-iş 5

ÖRGÜTLENME

Tekirdağ- Çerkezköy OrganizeSanayi Bölgesi'nde faaliyetgösteren Deva Holding'e bağlı

Deva İlaç işçileri tekrar sendikamızdaörgütlenmek için İstanbul 1 Nolu Şu-bemizin Çerkezköy - Kapaklı Örgüt-lenme Temsilciliğinde birarayageldiler. 26 Şubat 2012 tarihinde yapı-lan toplantıya Genel Başkanımız Mus-tafa Öztaşkın, Genel Sekreterimiz AliUfuk Yaşar, İstanbul 1 Nolu Şube Baş-kanımız Reşat Tüysüz, Şube BaşkanYardımcıları Nihat Can ve Hasan Hü-seyin Özkan (Mali), Kalpaklı Örgüt-lenme Temsilcimiz ile Deva Holding'teçalışmakta olan ve hala Petrol-İş üyesi150 işçi katıldı.

Toplantıda Deva Holding'te geçmişteyaşanan olayların bir değerlendirmesiyapılarak bundan sonra atılacak adım-lar değerlendirilip tartışıldı. Oldukçaverimli geçen ve ilgiyle izlenen top-lantı, önümüzdeki dönemlerde dahageniş katılımlı olarak yapılacak.

1984’ten beri TİS imzalandı

Petrol-İş'in 40 yıldır örgütlü olduğu ve1984 yılından bu yana toplu iş sözleş-mesi imzaladığı Deva Holding'te toplu

iş sözleşmesi dönemi 31 Aralık 2010tarihinde sona eriyordu. Deva Holdingişvereni 2010 yılı Aralık ayında sendi-kamız ile 2011 yılı için yeni dönem TİSmasasına oturmayacağını bildirdi, işçi-leri bireysel sözleşme imzalamaya zor-ladı. Deva Holding işvereni aynıdönemlerde fabrikaları, İstanbul'danÇerkezköy ve İzmit-Kartepe'ye taşır-ken, sendikamızdan, sendikamız üyesiişçilerden her türlü fedakarlığı istemiş,sendikamız ve sendikamıza üye DevaHolding işçileri de her türlü fedakarlığıgöstermişti.

Üyelerimiz Çerkezköy ve Kartepe iş-letmelerini tam kapasite çalışır hale ge-tirmişler, üretimde hiçbir aksamaolmamış, hatta üretim miktarları arttı-rılmıştı.

Petrol-İş üyesi işçilerin tüm bu iyini-yetli çabasına rağmen Deva Holding iş-vereni ise bu sürecin sonunda Petrol-İşSendikası ile yeni bir TİS masasınaoturmayacağını bildiriyor ve sendikayıtanımıyordu.

İşveren TİS masasına oturmadı

Petrol-İş üyesi işçileri, baskıyla, teh-ditle, zorla bireysel sözleşme imzala-maya zorlayan Deva Holding,imzalamayanları ise işten çıkartıyordu.İşçilerin 40 yıllık kazanılmış haklarıgasp ediliyor, bireysel sözleşmelerlehaklar kuşa çevriliyordu.

Mücadele sürecek

Petrol-İş ve Deva Holding çalışanı Pet-rol-İş üyeleri o dönemde bu durumasert tepki gösterdiler ve işyerinde pro-testo eylemlerine başladılar. Deva Hol-ding işvereni bireysel sözleşmeimzalamayan 74 Petrol-İş üyesi işçiyiişten çıkarttı. Deva Holding'in sendikakarşıtı tutumu Çerkezköy'deki fabrikaönünde yapılan eylemlerle protestoedildi. Deva Holding'in sendika karşıbu tutumunu asla kabul etmeyen Pet-rol-İş, Deva Holding'teki örgütlülüğün-den asla vazgeçmeyerek hukukimücadele de dahil her türlü mücadele-sini sürdürüyor.

Tekirdağ- Çerkezköy Orga-nize Sanayi Bölgesi'ndefaaliyet gösteren Deva Hol-ding'in işçileri sendika-mızda yeniden örgütlenmekiçin İstanbul 1 Nolu Şube-mizin Çerkezköy - KapaklıÖrgütlenme Temsilciliğindebiraraya geldiler.

Deva İlaç işçileri mücadelede kararlıKAPAKLI ÖRGÜTLENME TEMSİLCİLİĞİNDE TOPLANTI:

Page 8: Petrol-Is

petrol-iş6

Türkiye'nin en köklü jenerik ilaçüreticisi, jenerik ilaç sektöründeülkemizin 5. büyük firması

olan, yabancı sermayeli Deva Holding,çalışanlarına örgütlenme hakkı tanımı-yor. Petrol-İş Sendikası, Tekirdağ -Çerkezköy ve Kocaeli - Kartpe fabrika-larında jenerik ilaç üretimi yapan DevaHolding'de 40 yıldır örgütlüydü ve1984 yılından bu yana yetkisiz de olsatoplu iş sözleşmesi imzalıyordu. AncakDeva Holding, 31 Aralık 2010 tarihindesona eren dönem sözleşmesini yenile-mek için sendikamız ile masaya otur-madı ve işçileri, baskıyla, işten atmatehdidiyle bireysel sözleşme imzala-maya zorladı. Bireysel sözleşme imza-lamayanları işten çıkarttı. Diğer işçilerede bireysel sözleşme imzalattı. Sendi-kamız işten çıkartılan işçilerden66'sının işe iade iade davasını kazandı.

Hala Deva Holding'te çalışan ve Petrol-İş Sendikası'nda örgütlenmeye kararlıolan işçiler, işverenin tüm baskı vezorlamalarına rağmen mücadeledenvazgeçmeyerek yeniden örgütlenmeyebaşladılar. Ancak işçilerin sendikalı ol-masına tahammül edemeyen Deva Hol-

ding işvereni son olarak Kocaeli- Kar-tepe'deki fabrikada çalışan ve sendikalmücadelede öncü rol oynayan 4 işçiyidaha işten çıkartarak işçilere gözdağıvermeyi, baskı ve tehditlerini sürdürü-yor.

Deva Holding'in bu “sendika düşmanı”tutumu, Petrol-İş Sendikası Genel Baş-kanı Mustafa Öztaşkın, Genel SekreterAli Ufuk Yaşar, Genel Mali Sekreterİbrahim Doğangül, Kocaeli ve İstanbul1 Nolu şube yöneticilerinin, işten çıkar-

tılan işçilerin, Deva işçilerinin de katı-lımıyla İstanbul-Güneşli'de holdingönünde protesto edildi ve kitlesel basınaçıklaması yapıldı.

Sömürü için geliyorlarSendikamız Genel Başkanı MustafaÖztaşkın Deva Holding önünde yaptığıaçıklamada, bu gibi yabancı sermayelifirmaların Türkiye'ye ucuz işgücü vesömürü için gelip yatırım yaptıklarınıancak işçi haklarına saygılı olmadıkla-rını, gelişmiş ülkelerdeki sendikal hak-

Deva Holding işverenini yanlıştan dönmeye çağırıyoruz!

SENDİKALAŞMA MÜCADELESİNE ÖNCÜLÜK EDEN 4 İŞÇİYİ İŞTEN ÇIKARDI

ÖRGÜTLENME

Deva Holding'in “sendika düş-manı” tutumu, sendikamız GenelBaşkanı Mustafa Öztaşkın, GenelSekreter Ali Ufuk Yaşar, GenelMali Sekreter İbrahim Doğangül,Kocaeli ve İstanbul 1 Nolu şubeyöneticileri, işten çıkartılan işçilerve Deva işçilerinin de katılımıyla17 Nisan'da, İstanbul - Güneşli'deholding binası önünde protestoedildi ve burada kitlesel basınaçıklaması yapıldı.

Page 9: Petrol-Is

petrol-iş 7

ları Türkiye'deki işçilere tanımadıkla-rını söyledi. İlaç sektöründe üretim bö-lümünde çalışan işçilerin tümününörgütleyebildeklerini ancak propağan-dist denilen çalışanların örgütleneme-diği için yetki alınamadığını belirtenÖztaşkın şöyle konuştu:

“Bu propagandistlerin başka bir işko-lunda yer almasını talep ediyoruz. Bukonuda gelişmeler var. Şu anda Topluİş İlişkileri Kanun Tasarısı Meclis'te.Deva işvereni bu durumu suistimal edi-yor. Üretimde çalışan 500 işçi Petrol-İşüyesi olmasına rağmen işveren sendi-kamız ile toplu sözleşme masasınaoturmuyor, sendikamızı tanımıyor.Ancak deva işvereni bizim üretimde ör-gütlü odlduğumuzu unutmasın. Bizüretimden gelen gücümüzü kullanmayabaşladığımız zaman bizimle toplu işsözleşmesi imzalamak zorunda kala-caktır. Biz buradan işvereni son bir kezdaha uyarıyoruz.”

Deva Holding işvernini, sendika üyele-rine baskı yapmaktan vazgeçmeye ça-ğıran Öztaşkın, “Artık işçileri,üyelerimizi işten çıkartmakla tehdit et-meyin. İşçinin alınteriyle oynamayın.Aksi halde Deva Halding fabrikala-rında huzur olmayacaktır, barış olma-yacaktır. Böylesine önemli, stratejik birfirmada bizimle bir an önce masayaoturun. Eğer oturmaz iseniz size, bun-dan sonraki yanıtımız fabrikalarda vesizin anlayacağınız dilden olacaktır.”

Öztaşkın'ın yaptığı açıklama şöyle:“Bugün, dünya çapında bir ilaç firma-sının, Türkiye'de sektörünün en öndegelen köklü firmalarından birinin, biryılı aşkın süredir devam ettirdiği sendi-kasızlaştırma operasyonundan sözetmek durumunda kaldığımız içinüzüntü duyuyoruz. 40 yıldır sendikalörgütlülüğün bulunduğu ve Petrol-İş'le26 yıldır toplu iş sözleşmesi imzalamışolan Deva Holding, 2011 yılında söz-leşme masasına oturmayacağını bildir-miş ve üyelerimizi bireysel sözleşmeimzalamaya zorlamış; bu dayatmayıkabul etmeyen 74 Petrol-İş üyesini deişten çıkartmıştı. Yoğun baskılar so-nucu pekçok üyemizi de sendikadan is-

tifa ettirmişti. Planlı bir sendikasızlaş-tırma hamlesi olduğu anlaşılan bu ope-rasyon ilk anda başarılı olmuş gibigöründü. Demokrasi ve insan hakları il-kelerini, diyaloğa dayalı çalışma ilişki-leri kültürünü benimseyemediğianlaşılan işveren istediği sonuca ulaş-mış olduğunu düşündü. Ama Petrol-İşo günlerde yaptığı açıklamalarla bu işinburada bitmeyeceğini, Deva işçilerininişverenin insiyatifine terk edilmeyece-ğini yüksek sesle ifade etmişti.

Sendikasızlaştırma operasyonu sonrasıişyerinde yaşanan hızlı hak kayıpları,Deva işçilerinin de kısa sürede bu olupbitenin ardındaki gerçek nedenleri birkez daha anlamasını sağladı. Örgütsüz-lüğün sonuçları, her yerde, her zamanolduğu gibi işçilerin günlük yaşamları-nın her aşamasında kendisini tüm ağır-lığıyla hissettirdi.

Deva işçisinin mücadelesi devam ettiDeva işçilerinin mücadelesi hukuki vesendikal düzeyde devam etti. Yakın birzamanda mahkemeler, dayatmalaraboyun eğmedikleri için işten çıkartılan66 üyemizin işe iadesine karar verdiler.Böylece sendikamız üyeleri ve Petrol-İş bir hukuk zaferi kazanmış oldu.Deva Holding işe iade talebinde bulu-nan üyelerimizin talebini kabul etme-yerek, tazminatlarını ödeme yolunagitti. Böylece bir kez daha yanlış yoldailerlediğini, temel bir insan hakkı olantoplu sözleşme hakkının kullanılmasınaengel olmak için herşeyi yapacağınıgösterdi. Uluslararası fonların deneti-

minde, küresel ölçekte iddiaları olan birfirma, ILO'nun temel ilkelerini gözgöre göre ihlal edeceğini bir kez dahailan etmiş oldu.

13 Nisan Cuma günü yaşanan bir ge-lişme bu görüşümüzü maalesef doğru-ladı. Sendikamız bir yandan işverenlediyalog olanakları yaratmaya çalışır, biryandan da Deva işçilerinin yenidensendikalaşması, temel haklarını kullan-maları için uğraş verirken, şirketin Ko-caeli- Kartepe'deki fabrikasında çalışan4 üyemizin işten çıkartıldığı haberigeldi. Yeniden sendikalaşma mücade-lesinde öncülük yapan 4 işçinin biranda işten çıkartılması bize, Deva'nınsendika düşmanlığını sürdürmekte ka-rarlı olduğunu gösteriyor.

Deva Holding'i uyarıyoruz!Şimdi kamuoyu önünde küresel firmaolma iddiasındaki Deva'yı uyarıyoruz:Yanlış yoldasınız! Bir an önce küreselfirmaya yakışan tutum alınız ve çalı-şanlarınızın haklarına, iradelerine saygıduyunuz. Aksi halde işyerinizde arzu-ladığınız huzuru, verimliliği, barışı aslayakalayamayacaksınız. Petrol-İş de,Deva işçisi de sendikal haklarındansandığınız gibi kolayca vazgeçmeye-cek, teslim olmayacak. Yanlış yoldadevam ettiğiniz sürece uluslararası dü-zeye de yayılan bir emek dayanışma-sını karşınızda bulacaksınız, yıllarınfirmasına “sendika düşmanı” damga-sını vurduracaksınız. Petrol-İş herşeyekarşın sizi diyalog öneriyor, yanlıştangeri dönmeye çağırıyor.”

Page 10: Petrol-Is

petrol-iş8

ZENTİVA EYLEMİ

Fransız sermayeli Sanofi-AventisGrubu'nun Türkiye iştiraki ZentivaSağlık Ürünleri San. ve Tic. A.Ş.

(Zentiva İlaç) işyerinde, toplu iş sözleş-mesi zamlarının verilmemesi nedeniyle 24Ocak’ta başlayan eylemler işverenin ücretzamlarını ödemeyi kabul etmesiyle 24 Şu-bat’ta sona erdi. Trakya şubemizin örgütlüolduğu Zentiva İlaç işyerinde işveren bazıgerekçelerle üyelerimizin toplu iş sözleş-mesinden doğan son dönem ücret zamla-rını ödemeyeceğini bildirmiş, bununüzerine son bir aydır fabrikada eylemlerbaşlamıştı. Sendikamız üyesi Zentiva İlaçişçileri önce mesaiye kalmama eylemi baş-lattılar. Ancak işverenin ücret zamlarınıödememekte direnmesi üzerine erkek üye-lerimiz sakal bırakma eylemine başladılarve son 15 gündür sakallarını kesmediler.

İşveren geri adım atmadı

Geri adım atmayan işverenin, yine ilaç sek-töründe yaşanan sıkıntıları gerekçe göste-rerek 50 Zentiva İlaç işçisini de iştençıkartacağını bildirmesi Petrol-İş üyesi iş-çilerin sabrını taşırdı. 23 Şubat'ı 24 Şubat'abağlayan gece, 24.00-08.00 vardiyası işçi-leri fabrikayı terk etmeyerek gece işyerindekaldı. 24 Şubat Cuma günü de tüm işçilerfabrikada eylemlere başladılar ve işvereninbu tavrını protesto ettiler.

Petrol-İş yöneticileri Zentiva'da...

Fabrika işgal eylemi sürerken 24 Şubatgünü erken saatlerde Genel BaşkanımızMustafa Öztaşkın ve Genel SekreterimizAli Ufuk Yaşar işyerine geldiler. Protesto

eylemindeki Petrol-İş üyesi işçilere hitabenburada bir konuşma yapan Öztaşkın şunlarısöyledi:

"Bizler ilaç sektöründeki gelişmeleri takipediyoruz. İlaç sektöründe şu anda dalgalan-malar var. Eğer Zentiva İlaç işvereni ger-çekten mağdursa, işçi çıkarmaya ihtiyaçvarsa biz bunun yolunu da söylüyoruz. İçi-miz rahat olmasa da işten ayrılmak isteyen,emekliliğine az kalmış, gönüllü arkadaşla-rımız var. Bu arkadaşlarımız işten ayrılabi-lir. Ancak işveren maalesef armut seçer gibiişçi çıkartmaya kalkıyor. Bizler de bunu is-temiyoruz. Eğer işveren diretirse bizler deyasaların bize tanıdığı başka yollara başvu-racağız.”

Daha sonra Genel Başkanımız Mustafa Öz-taşkın, Genel Sekreterimiz Ali Ufuk Yaşar,Trakya Şube Başkanımız Turgut Düşova veşube yöneticileri ile işyeri baştemsilci ve

temsilcilerinin de yer aldığı Petrol-İş heyetiZentiva İlaç işvereniyle görüşmelere baş-ladı. İşverenle görüşmeler sürerken Petrol-İş üyesi Zentiva İlaç işçileri de protestoeylemlerini akşam geç saatlere kadar sür-dürdüler.

Gün boyunca işverenle yapılan uzun görüş-meler sonucunda işten çıkartılacak işçi sa-yısı 50'den 12'ye düşürüldü. Sendikamızyöneticileri işveren ile yapılan görüşmede,aynı zamanda da çıkartılacak 12 işçinin gö-nüllü olarak işten ayrılmak isteyen işçiler-den seçilmesi gerektiğini bildirdiler.Yapılan uzun ve çetin görüşme sonunda çı-kartılacak işçi sayısı 5'e düşürüldü, 7 işçi degönüllü olarak işten ayrıldı. İşten ayrılan 12işçiye kıdem ve ihbar tazminatlarına ek ola-rak 12 maaş tutarında da tazminat öden-mesi kararlaştırıldı. Diğer yandan işverentoplu iş sözleşmesinden doğan ücret zam-larının da ödenmesini kabul etti ve eylemsona erdirildi.

İŞVEREN ÜCRET ZAMLARINI ÖDEDİ

Zentiva İlaç eylemi sonuç getirdi...Fransız sermayeli Sanofi-AventisGrubu'nun Türkiye iştiraki ZentivaSağlık Ürünleri San. ve Tic. A.Ş.(Zentiva İlaç) işyerinde, toplu işsözleşmesi zamlarının verilmemesinedeniyle başlayan eylemler so-nunda işverenin ücret zamlarınıödemeyi kabul etti.

Page 11: Petrol-Is

petrol-iş 9

Sendikamızın örgütlü olduğu ve1750 üyemizin çalıştığı, Çerkez-köy Organize Sanayi Bölgesi ve

Avcılar’daki fabrikalarında hortum üre-timi yapan Polimer Kauçuk Sanayi Pa-zarlama A.Ş.’nin (Polimer Kauçuk)ABD’nin enerji yönetim şirketlerindenEaton Corporation'a satış sürecinin Mayısayında tamamlanması bekleniyor.

İşleyişte değişiklik yokGenel Başkanımız Mustafa Öztaşkın, İs-tanbul 1 Nolu Şube Başkanı Reşat Tüy-süz, Şube Başkan Yardımcıları Nihat Canve Hasan Hüseyin Özkan (Mali), 29Mart, Perşembe günü Baştemsilcisi Gıya-settin Dikici'nin de katılımıyla PolimerKauçuk ve Pazarlma San. AŞ.'nin Avcılarişyerini ziyaret ettiler. Üyelerimiz ile ya-pılan sohbetle geçen birbuçuk saatlik fab-rika gezisinden sonra Polimer Kauçukortakları Selim Asael ve Selim Bergsen

ile bir araya gelen yöneticilerimiz fabri-kanın satış sürecini görüştüler. PolimerKauçuk ve Pazarlama San. A.Ş.'nin satışsürecinin Mayıs ayı ortalarına doğru ta-mamlanabileceğini belirten Polimer yet-kilileri ancak fabrikanın işleyişinde veişçilerin durumunda herhangi bir değişik-lik olmayacağını belirterek işçilerin tümhaklarıyla birlikte yeni şirkette çalışmayadevam edeceklerini söylediler. Fabrika-nın satışıyla Petrol-İş üyesi tüm işçilerinmevcut hakları da yeni şirkete geçmişolacak.

Eaton Corporation’a satılıyor2011 sonu itibariyle yaklaşık 2 bin 100kişilik istihdamla 355 milyon dolar ciroyapan Polimer Kauçuk, Sel marka hor-tumlarıyla tanınıyor. Firma, 40 bin çeşitüretim yapyor ve ABD, Çin, Hindistan

dahil 100 ülkeye ihracat gerçekleştiriyor.Volvo, Komatsu, Caterpillar, Putzmeistergibi iş makinesi üreticilerine, otomotivsanayiine, inşaat ve tarım sektörlerinefarklı tiplerde hortumlar üreten PolimerKauçuk’un temelleri 1957’de PerşembePazarı’nda atıldı.

Polimer Kauçuk'u satın almak için ma-saya oturan Eaton İcra Kurulu BaşkanıAlexander M. Cutler ise Türk medyasınayaptığı açıklamada, “Polimer Kauçuk’ungrubumuza katılmasıyla Eaton’ın hortumürünleri portföyü önemli ölçüde genişle-yecek. Bu satın alma aynı zamanda Ea-ton’ın global hortum üretiminin kapsamaalanını da genişletecek ve müşteriye özelçözümlerle gelişmekte olan pazarlaradaha iyi hizmet vermemizi sağlayacak”dedi.

Eaton’ın Avrupa, Orta Doğu ve Afrika(EMEA) Hidrolik Grubu Başkanı AstridMozes ise; “Bu bölgedeki müşterilerimi-zin ve distribütörlerimizin büyük birkısmı kendi sektörlerinde global liderler.Bu satın alma, ürün yelpazesinin genişle-mesi yanında bölgesel üretimimizi ve sıvıtaşıma ihtiyaçlarını karşılama kapasite-mizi de önemli ölçüde arttıracak. An-laşma tamamlandıktan sonra tüm yenimüşterileri, distribütörleri, tedarikçilerive çalışanları Eaton ailesine bekliyoruz”dedi.

Öztaşkın, Polimer Kauçuk işvereniyle görüştüSendikamızın örgütlü ol-duğu Polimer Kauçuk Sa-nayi Pazarlama A.Ş.’nin(Polimer Kauçuk) ABD’ninenerji yönetim şirketlerin-den Eaton Corporation'asatış sürecinin Mayısayında tamamlanması bek-leniyor.

HABER

Firmayı ABD'li Eaton Corporation satın alıyor

Page 12: Petrol-Is

petrol-iş10

Standard Profil işçisi artık TİS hakkını kullanmak istiyor

BİR YIL ÖNCE ÖRGÜTLENEN 2000 İŞÇİNİN SABRI KALMADI

Petrol-İş Sendikası, Türkiye'ninve Düzce yöresinin gelişme gös-teren ve 2000'in üzerinde çalışa-

nıyla önemli şirketlerinden biri olan

yabancı sermayeli, otomotiv yan sanayifirması Standard Profil Otomotiv San.ve Tic. A.Ş.'de çoğunluğu sağlayarakbir yıl önce örgütlenmesine karşın, iş-

veren işkoluna, üstelik de yetkisiz mah-kemede itiraz davası açarak süreciuzattı, işçileri hukuk labirentlerindeoyalamaya başladı. Petrol-İş GenelBaşkanı Mustafa Öztaşkın, Düzce'deStandard Profil Fabrikası önünde dü-zenlenen ve Standard Profiil işçilerinin,Petrol-İş Örgütlenme ve Eğitim Sekre-teri Nimetullah Sözen'in, UluslararasıKimya, Enerji, Maden ve Genel İşçiSendikaları Federasyonu ICEM'in İle-

Petrol-İş Genel Başkanı Mustafa Öztaşkın, Petrol-İşÖrgütlenme ve Eğitim Sekreteri Nimetullah Sözen,ICEM İletişim ve Kampanyalar Sorumlusu Dick Blin,sendika, sivil toplum kuruluşları temsilcileri, Örgüt-lenme Büro Sorumlusu Ünal Akbulut ve StandardProfil işçilerinin katılımıyla Düzce'de, fabrika önündeyapılan eylemde işveren protesto edildi.

ÖRGÜTLENME

Page 13: Petrol-Is

petrol-iş 11

tişim ve Kampanyalar Sorumlusu DickBlin'in, Düzce'deki sendika ve sivil top-lum kuruluşları temsilcilerinin, DüzceÖrgütlenme Bürosu Sorumlumuz ÜnalAkbulut'un da katıldığı kitlesel basınaçıklamasında, “Artık Standard Profilişçisinin sabrı kalmadı. Bir yıl yeter.Düzce'deki Standard Profil işçisi sen-dikalı oldu, toplu sözleşme hakkını kul-lanmak istiyor” dedi.

SP örgütlenmesinin öyküsü

“Sendikamız bundan bir yıl önce Stan-dard Profil Otomotiv San. ve Tic.A.Ş.'de sürdürdüğü örgütlenme çalış-malarının, toplu sözleşme yetkisi almaaşamasına geldiğini duyurmuştu. Bin-lerce Standard Profil işçisinin heye-canla beklediği bu müjdeli haberipaylaşırken de şunlara dikkat çekmişti:“Sendikamızın kurulu olduğu 03 noluişkolunda faaliyet yürüttüğü ÇalışmaBakanlığınca onaylanan işyerindeşimdi, sözleşme yetkisi için gerekli sa-yıda çalışanının üyemiz olduğunu tes-pit eden bakanlık belgesini bekliyoruz.Bu aşamada Petrol-İş'in ve binlerceStandard Profil işçisinin başlıca beklen-

tisi; toplu sözleşme yetki prosedürüuzatılmadan, kimi uygulamalarda gö-rülebildiği gibi sadece süreci uzatmayadönük, sonuçsuz yargı labirentlerinegirmeden neticeye ulaşılması; işçi veişveren taraflarının müzakere masasınabiran önce oturmasıdır.”

SP işvereni elimizi havada bıraktı

Geçen bir yıl içindeki gelişmeler maa-lesef bu iyi niyetli temenniye uygun bi-çimde olmadı. Standard Profil (SP)işvereni, dürüstçe ve barışçıl bir yakla-şımla uzattığımız eli havada bıraktı,sendikamızla diyalog geliştirmek içinhiçbir adım atmadı. Yaptığımız uyarıyarağmen, binlerce çalışanının iradesiniyok sayarak toplu sözleşme prosedü-rünü uzatmaya yönelik hukuk suistima-line dayalı adımlar attı. ÇalışmaBakanlığı'nın belirlediği işkoluna, elle

tutulur hiçbir gerekçe göstermeden iti-raz etti. Kauçuktan sızdırmazlık profiliüreten bir işletme olarak dahil olduğuişkolu açık olmasına; üstelik geçmişteyıllarca bu işkolundaki sendikamızlatoplu sözleşmeler bağıtlamış olmasınakarşın, mevcut çalışma mevzuatının ya-rattığı suistimal imkânını kullandı.Başka bir işkolunda olduğunu iddiaederek mahkemeye gitti. Üstelik yinesüreci uzatabilmek için yetkisiz mah-kemede dava açma yöntemine baş-vurdu. Böylece toplu sözleşme yetki

Page 14: Petrol-Is

petrol-iş12

prosedürünün durmasını sağladı. İlgiliyasaya göre bu tür itirazları değerlen-dirmekle görevli mahkeme, işletmeninmerkezinin bulunduğu yerdeki mahke-medir. SP'nin merkezi İstanbul'dadır.Davanın orada açılması gerekirkenBursa mahkemesinde açıldı ve bir yılıbulan bir hukuki uğraşın ardından, Yar-gıtay aşamasını da geçerek ancak şimdiİstanbul'a taşınabildi. Nisan ayı içindeişkoluyla ilgili itiraz mahkemede de-ğerlendirilecek.

İşkoluna itiraz zamankazanma taktiğidir

“Toplu sözleşme yetki sürecinde işko-luna itiraz ederek zaman kazanma tak-tiği”ne yol veren mevzuat; yıllardırilgili kesimlerce kabul edilemez bulun-muştur, ILO normlarına uymamaktadırve ILO organlarınca eleştirilmektedir.Nitekim Meclis gündeminde olan yeniToplu İş İlişkileri Kanunu Taslağındada değiştirilmesi öngörülmektedir. Butaktiğe başvurmak uluslararası düzeydebir şirkete prestij kaybettirir, sendikalözgürlüklere saygı notunu düşürür.Petrol-İş'in yaptığı başvurunun ardın-dan SP'deki üyeleri kendilerini gizle-mediler; anayasal haklarını kullanaraksendikal eğitimler, 1 Mayıs gösterileri

ve toplantılarla açık sendikal faaliyetyürüttüler. Ancak 2011 yılında belliaralıklarla işten çıkartmalar oldu. Bun-ların tarihlerine bakıldığında, sendika-mızın bakanlığa yaptığı başvurununardından gerçekleştirildikleri ve sendi-kal örgütlenmede en öne çıkan isimle-rin özellikle seçildikleri görülür.Mevcut yasalara göre, sendikal neden-lerle işten çıkartmak suç oluşturduğuiçin işveren farklı bahaneler kullandı.Yargıya giden işçilerin bir bölümü içinmahkemelerden işe iade kararı çıktı.Mahkeme verdiği kararda, işten çıkart-malar için kullanılan “performans ye-tersizliği” gerekçesini kabul etmedi. SPyönetimi ise mahkeme tarafından işeiade edilenleri kabul etmedi, böyleceson bir iyiniyet gösterme fırsatını dakullanmamış oldu.

Bir yıl hukuk labirentlerinde boşa geçirildi

Kısaca, geçen bir yıl mahkeme koridor-larında, hukuk labirentlerinde tam an-lamıyla boşa geçirildi. Umutla toplupazarlık haklarını kullanmayı, sendikalözgürlükleri doyasıya yaşamayı bekle-yen Standard Profil işçilerinin moralibozuldu; umutları ve işverenlerine yö-nelik güvenleri azaldı. Oysa dünya ça-pında bir işletmeye yakışan,uluslararası çalışma normlarını esasalan, çalışanlarının tercihine ve irade-sine saygılı bir tutum almak olmalıydı.

Çalışanlarının giderek artan bir bölü-münü üyesi yapmış ve yapmakta olansendikayı tanıması, diyalog kurmasıbeklenirdi ve bunun önünde hiçbirengel yoktu. Sendikamız bu süre içindeuluslararası düzeyde de girişimlerdebulundu ve diyalog kanalları yaratmayaçalıştı. Diğer taraftan zaman zamanüyelerinden gelen yoğun basınca rağ-men iş barışını bozacak tutumlardankaçındı, Standard Profil'in itibarını ze-delememek konusunda özen gösterdi.

Gelinen noktada tüm kamuoyu ve iş-veren bilmelidir ki; Standard Profil iş-çisinin artık sabrı kalmamıştır. Yıllarcasüren çabalarla sendikal örgütlülüğekavuşan binlerce işçinin uluslararasısözleşmelerle ve anayasayla güvencealtına alınmış haklarını kullanmalarınınönünde ucuz taktiklerle engel olun-ması, onları temsil eden sendikanın yoksayılması, işletmeye kredi sağlayanuluslararası kuruluşların standartlarınauyulmaması kabul edilemez. Petrol-İşartık bu konudaki suskunluğunu boz-maya, gerçekleri kamuoyuyla paylaş-maya ve tüm meşru yöntemleri vekanalları kullanarak üyelerinin hakla-rını savunmaya kararlıdır.

Standard Profil işvereni bir an önce TİS masasına oturmalı

Petrol-İş bu noktada Düzce halkının dayanında olduğunu görmektedir. Sendi-

Page 15: Petrol-Is

petrol-iş 13

kalı Ol! kampanyamıza büyük ilgi gös-teren, sendikalılık kültürünü benimse-miş olan Düzceliler bilmektedir ki;Standard Profil işçisi kazanırsa Düzcekazanacaktır. Düzce, refah ve barış ge-tiren sanayinin; huzurlu ve umutlu iş-çilerin kenti olmak istemektedir. Bukoşullarda Standard Profil işyerinde işbarışının sağlanmasının ve sürmesininöncelikli şartları: işverenin Petrol-İş ilediyaloğa geçmesi, toplu sözleşme pro-sedürünü tıkayan işkolu itirazını geriçekmesi, yeni itirazlarla süreci uzatma-ması ve bir an önce toplu pazarlık ma-sasına oturmasıdır.

Düzce'de ve Bursa'da binlerce StandardProfil işçisinin, ailelerinin ve gelişme-leri izleyen kamuoyunun beklentisi, ıs-

rarı, talebi bu yöndedir.”

Blin: ICEM mücadelinizi destekliyor

Uluslararası Kimya, Enerji, Maden veGenel İşçi Sendikaları FederasyonuICEM'in İletişim ve Kampanyalar So-rumlusu Dick Blin de yaptığı konuş-mada” Bir yıl çok uzunbir süre.Standard Profil örgütlenmesi içinICEM olarak uluslar arası arenada mü-cadele ettik. Standard Profil'in müşte-rileri Opel, Wolksvagen, GeneralMotors gibi dev otomotiv firmalarındakampanyalar düzenledik. Şimdi deFIAT' ta bunu yapacağız. Sizler Petrol-İş'e üye olarak büyük bir iş başardınız.ICEM de sizlerin mücadelesini destek-liyor. Bu işyerinde TİS imzalanana

kadar mücadeleyi bırakmayacağız. Hepbirlikte mücadeleyi sürdüreceğiz” diyekonuştu.

Akbulut: SP işvereni çalışanlarıniradesine saygı göstermeli

Düzce Örgütlenme Bürosu Sorumlu-muz Ünal Akbulut da yaptığı konuş-mada, Standard Profil'in bu dönemde eldeğiştirme ve satış sürecinin de yaşan-dığını, Mayıs-Eylül ayları arasında ya-şanan bu sürecin satışlasonuçlanmadığını belirterek şöyle ko-nuştu: “Ama sonunda bu satış süreciiçinde bile çalışanlar bütün dikkatleriniişletme faaliyetlerine verdiler. Bununsonucunda 2011 işletme hedefleriniEylü ayı itibariyle geride bırakmayı ba-şardılar. Bu ifade de bana değil SP'ninCEO'larına ait.

İşveren geciktirme taktiğine başvuruyor

Bir yanda işveren hukuk suiistimali ileTİS sürecini iş koluna itiraz ederek ge-ciktirme taktiğine başvuruyor. Amadiğer tarafta üretim hedeflerini daha yılbitmeden aşan işçiler büyük bir iş vesınıf ahlakı sergiliyorlar. SP CEO'larışunu da bilmelidirler ki Toplu İş İlişki-leri Kanun Taslağı yasalaştığında artıkiş kolu itirazı ile süreci uzutmalarımümkün olmayacaktır. SP işverenişunu iyi bilmelidir ki SP işçilerininUluslar arası sözleşmler ve anayasalgüvence altına alınmış haklarını kullan-malarının önünde ucuz taktiklerle engelolunması, ortak iradeleri olan meşrutemsilcileri sendikalarının yok sayılma-sına artık sabrı kalmamıştır. Bu koşul-larda SP işverenini işçilerin iradesi vemeşru temsilcisi Petrol-İş ile diyaloğave toplu pazarlık masasına oturmaya,sektöründe Türkiye'de ilk, Avrupa'da dailk dört arasında sayılmasına emekveren çalışanlarının iradesine saygıgöstermeye çalışıyoruz. Çağrımız; işbarışının sağlanmasının ve sürdürülme-sinin de güvencesidir.”

Page 16: Petrol-Is

petrol-iş14

ÖRGÜTLENME

Petrol-İş Bursa - Orhangazi lo-kali Genel Başkanımız MustafaÖztaşkın, Orhangazi Belediye

Başkanı İsmail Tartar, Türk-İş 8. BölgeTemsilcisi Sabri Özdemir, FeureciaPolifleks Otomotiv San. ve Tic. A.ŞGenel Müdürü Teoman Taşpınar, Fab-rika Müdürleri, Tarım-İş, SES, Tümtis,Kristal-İş, Tekgıda-İş, Yol-İş, Tez-koop-İş, Türk-Metal, Teksif sendikala-rının Şube başkan ve yöneticileri,siyasi partilerin ilçe başkan ve yöneti-cileri, demokratik kitle örgütlerinintemsilcileri ile Bursa Şube BaşkanımızNuri Han, Şube yöneticileri, Petrol-İşİşçileri Yardımlaşma ve DayanışmaDerneği Başkanı Erhan Yakışan, Der-nek Yönetim Kurulu üyeleri, Faurecia

Polifleks Otomotiv San. ve Tic. AŞ.çalışanı Petrol-İş üyelerinin ve Orhan-gazili emekçilerin coşkulu katılımıyla8 Mart 2012 tarihinde açıldı. Lokal,Orhangazi'de faaliyet gösteren ve sen-dikamızın örgütlü olduğu Faurecia Po-lifleks Otomotiv San. ve Tic. A.Ş.'deçalışan üyelerimize eğitim ve kültürelfaaliyetlerde bir işçi evi olarak hizmetverecek.

Tüm emekçilere hizmet verecek

Genel Başkanımız Mustafa Öztaşkınlokalin açılışında yaptığı konuşmada,“Daha önce bir tarım kenti olan Orhan-gazi artık bir sanayi kenti olma yo-lunda gelişiyor. Burada tekstil ve

otomotiv yan sanayi gelişmiş du-rumda. Bizim sendikamız da bu an-lamda bu bölgede Türk-Metal veTeksif'ten sonra örgütlülük açısındanüçüncü sırada yer alıyor. Bugün açılı-şını yaptığımız lokal Orhangazi'deFaurecia Polifleks Otomotiv San. veTic. A.Ş.'de çalışan üyelerimiz ve diğeremekçilerin birlikte zaman geçirebile-cekleri, eğitim ve kültür merkezi ola-cak. Lokalde çeşitli eğitim ve kültürelfaaliyetler organize edilecek.

Orhangazi lokalimiz sadece bizimüyelerimize değil tüm emek örgütle-rine bölgedeki tüm emekçilere hizmetverecek. Bu bölgede emeğin her türlümücadelesine, demokrasi mücadele-

Lokal, Orhangazi'de faaliyet gösteren ve sendikamızın örgütlü olduğu Faurecia Polifleks Otomotiv San.ve Tic. A.Ş.'de çalışan üyelerimize eğitim ve kültürel faaliyetlerde bir işçi evi olarak hizmet verecek.Lokal sadece bizim üyelerimize değil, tüm emekçilere, sendikalara, demokratik kitle örgütlerine açık.

Petrol-İş Bursa-Orhangazi lokali açıldıEğitim ve kültürel aktiviteler yapılacak

         

Page 17: Petrol-Is

petrol-iş 15

sine hizmet edecek. Lokalimizin üyele-rimize ve emekçilere hayırlı olmasınıdiliyorum” dedi.

İşçi evi, kültür evi olacak

Bursa Şube Başkanımız Nuri Han dalokalin açılış amacıyla ilgili yaptığı ko-nuşmada şunları söyledi:

“Orhangazi lokalinden beklentimizyüksek. Faurecia Polifleks OtomotivSan. ve Tic. A.Ş.'de şu anda 250 üye-miz çalışıyor. Bu sayı üç ayda 400'eulaşacak. Çalışanların yüzde 80'i 20-25yaşlarında genç insanlar. Lokali eğitimamaçlı olarak açtık. Üyelerimiz bira-rada hoşça vakit geçirecekler, daya-nışma içerisinde olacaklar. 120 yeniüyemize eğitim verdik. Yeni taleplervar. 40-45 kadın üyemize de ayrıca eği-tim vereceğiz. Lokal sadece bizim üye-lerimize değil, tüm emekçilere,sendikalara, demokratik kitle örgütle-rine açık. Lokalin açılışı gayet olumlu

oldu. Lokalin kütüphanesi var. Lokalegelenler burada Petrol-İş kitaplarını,dergilerini, yayınlarını okuyabilecek.Burayı bir işçi evi, kültür evi olarak de-ğerlendirmek istiyoruz.” Bursa Şube-miz Başkan Yardımcısı M. SedatÖzturhan, Feurecia Polifleks Otomotiv

San. ve Tic. A.Ş.' Baştemsilcimiz vePetrol-İş İşçileri Yardımlaşma ve Daya-nışma Derneği Başkanı Erhan Yakışanile Faurecia Polifleks Otomotiv San. veTic. A.Ş. Temsilcimiz Ersin Birgün delokalin açılışından çok memnun olduk-larını belirttiler.

İŞYERİ GEZİLDİ, TİS GÖRÜŞMESİ FABRİKADA YAPILDI

Faurecia Polifleks işyerine ziyaret

Genel Mali Sekreterimiz İbrahim Doğangül, Bursa Şube Başkanımız Nuri Han, Toplu Sözleşme Uzma-nımız Serpil Aksakal ile birlikte 4 Nisan Çarşamba günü Faurecia işyerini ziyaret etti. Aynı zamandaFaurecia işyeri çalışanı da olan sendikamız şube yöneticisi, işyeri baştemsilcisi, temsilci ve üyelerle

birlikte fabrikayı gezen heyet, bazı değerlendirmelerde bulundu. Faurecia Polifleks işyerini kapsayan toplu söz-leşme görüşmesi de fabrikada gerçekleştirildi.

Page 18: Petrol-Is

petrol-iş16

Toplu İş İlişkileri Yasa Tasarısı beklentileri karşılamaktan uzak

İSTANBUL’DA TOPLANAN PETROL-İŞ BAŞKANLAR KURULU:

BAŞKANLAR KURULU

Petrol-İş Sendikası 27. Dönem 1.Olağan Başkanlar Kurulu, 13-14 Şubat 2012 tarihinde İstan-

bul’da, sendika genel merkezindetoplanarak dünya ve Türkiye'de yaşa-nan güncel gelişmeleri ve örgütsel ça-lışmaları değerlendirdi. 13 Şubat'ta,Genel Başknımız Mustafa Öztaşkın'ınaçış konuşmasıyla başlayan BaşkanlarKurulu'nda Türk-İş Genel Kurulu,Sendikal Güç Birliği Platformu, yenidönemde işçi sınıfına yönelik saldırılar

ve bu saldırılara karşı nasıl bir müca-dele yürütüleceği görüşüldü. BaşkanlarKurulu, toplantıda yapılan değerlendir-meleri ve bu doğrultuda almış olduğukararları da bir Sonuç Bildirgesiyle ka-muoyu ile paylaştı. Başkanlar Kuru-lu'nun yayımladığı sonuç bildirgesişöyle:

“2008 Krizi'nin etkileri tüm dünyada,daha fazla işsizlik ve yoksulluğa yolaçarak sürmektedir. Küresel kapitaliz-

min artık emekçi halklara vaat edecekhiçbir şeyi kalmamış, meşruiyetini bü-tünüyle yitirmiştir. Neo-liberal politi-kaların yarattığı yıkım, sermaye yanlısıhükümetlerin uygulamaya koyduğukemer sıkma programları ile giderekderinleşmektedir. Ücretler düşürül-mekte, emekli maaşları kısılmakta,kamu istihdamı daraltılmakta, özelleş-tirme uygulamalarına hız verilmekte,sosyal güvenlik sistemleri tasfiye edil-mekte, esnekleşme saldırısı yaygınlaş-

“Sendikal barajları kaldırmayan ve grev yasaklarını muhafaza eden, hak ve özgürlükleri ge-nişletmeyen Toplu İş İlişkileri Yasa Taslağı, bu haliyle yetersizdir ve sendikaların beklentilerinikarşılamaktan uzaktır. Petrol-İş Sendikası, taslakta gerekli değişikliklerin yapılmasını ve budeğişikliklerde ILO'nun 87, 98 ve 158 sayılı sözleşmeleri, ülkemizdeki sendikal mücadele bi-rikimi ve ülkemizin gerçeklerinin dikkate alınması gerektiğini savunmaktadır.”

Page 19: Petrol-Is

petrol-iş 17

tırılmakta ve tüketim vergileri artırıl-maktadır. Saldırı paketlerinin ve neo-liberal politikaların bu yıkıcısonuçlarına karşı, işçi sınıfının öncü-lüğünde Avrupa ve ABD'de tepkilerbüyümekte ve sosyal adalet taleple-riyle süreklileşen eylemler düzenlen-mektedir.

Yunanistan işçi sınıfı ile dayanışma günü

Başta komşumuz Yunanistan'daolmak üzere Avrupa ülkelerinde genelgrev ve kitlesel eylemler düzenleye-rek mücadeleyi yükselten işçi kardeş-lerimiz ve sendikalarla dayanışmaiçinde olduğumuzu duyuruyoruz. Ser-mayenin küresel saldırılarına karşıuluslararası sendikal mücadele ve da-yanışmanın arttırılması için Petrol-İş,bugüne kadar olduğu gibi elindengelen tüm çabayı gösterecektir. Budoğrultuda sendikamız, üyesi olduğuve içerisinde 14 ülkeden 24 sendika-nın yer aldığı, bölgede 1 milyon 200bin işçiyi temsil eden Güneydoğu Av-rupa Enerji Sendikaları Bölge Ağı'nda(RETUNSEE) 7 Mart 2012 tarihini,Yunanistan işçi sınıfı ile dayanışmagünü ilan edilmesini sağlamıştır.

Bir diğer komşumuz Suriye ise em-peryalist güçlerin girişimleri ile mez-hepsel ve etnik temelde gerilimlerkaşınarak iç savaşa sürüklenmektedir.Dünya enerji kaynaklarının büyük

kısmına sahip olan bölgede, Suriye veİran'a yönelik emperyalist tehditlerle,yeni bir savaş ve işgal dönemi açıl-maktadır. “Arap Baharı”, bölgedekara kışa dönmektedir. AKP hükü-meti, ülkemizi bu ateş çemberine so-kacak ve komşularımızın içişlerinemüdahale anlamına gelecek her türlüpolitikadan uzak durmalıdır. Bölge ül-kelerinin kendilerine tehdit olarak al-gıladıkları füze kalkanına ev sahipliğiyapmaktan vazgeçilmelidir. Dış poli-tikamız, bölge halklarının özgür ira-desini esas almalı, halkların barış veeşitlik içinde yaşayacağı bir geleceğihedeflemelidir.

Sendikalara yönelikoperasyonları kınıyoruz

Bölgesel barışın tehdit altında olduğugünlerde, ne yazık ki, ülkemizde deçatışmalar artmakta, toplumsal barışıntesis edilmesinin şartları giderek za-yıflamaktadır. Çatışmalarda sivillerhedef haline getirilmekte, halkımızyeni acılara sürüklenmektedir. Sonolarak, Şırnak Uludere'de askeri uçak-ların sınırdan geçmeye çalışan köylü-leri bombalaması sonucu 34vatandaşımız katledilmiştir. 34 vatan-daşımızı kaybettiğimiz bu facia tümboyutlarıyla aydınlatılmalı ve bu ola-yın sorumluları tespit edilerek ceza-landırılmalıdır.

Ülkemizde artık siyasi boyut kazan-

dığı herkes tarafından kabul edilen so-ruşturmalarla, anti-demokratik ve bas-kıcı bir atmosfer yaratılmaktadır.Ergenekon, OdaTv, KCK, Hopa vb.soruşturma ve davalarda çok sayıdasiyasetçi, aydın, gazeteci ve öğrencitutuklanmış, demokrasinin güvencesibasın özgürlüğü ortadan kaldırılmıştır.Yargıyı siyasallaştıran, toplumun ada-let duygusunu ortadan kaldıran vetoplumsal muhalefeti sindirmeyiamaçlayan soruşturmalara derhal sonverilmelidir. Petrol-İş Sendikası ola-rak, KCK soruşturması çerçevesindeKESK, SES ve Tüm Bel Sen gibi sen-dikalara da yönelen bu operasyonlarıve gözaltıları kınıyoruz. Bu gelişme-lerin yaşandığı ülkemizde, toplumsalbarışa, ülkenin demokratikleşmesineve özgürlüklüklerin genişletilmesinekatkıda bulunacağı iddia edilen YeniAnayasa hazırlık süreci de sakatlan-maktadır. Petrol-İş, anayasa konu-sunda taahhütlerini yerine getirmemişiktidarlar karşısında uzun yıllardır de-mokratik, özgürlükçü, eşitlikçi ve sos-yal bir Anayasa talep etmekte veAnayasa hazırlık sürecinin bu amacauygun şekilde örülmesi gerektiğinidüşünmektedir.

Yeni tasarıyla sendikalhaklarda ilerleme yok

12 Eylül Darbesi'nin ürünü sendikalmevzuatın değiştirilmesi ile ilgiliToplu İş İlişkileri Yasa taslağı Mec-

Page 20: Petrol-Is

petrol-iş18

lis'e intikal etmiştir. Bu yasa taslağı ilebirlikte, sendikalara yetki için ÇalışmaBakanlığı'nın yayınladığı istatistiklerinesas alınmasına ilişkin uygulamaya iş-lerlik kazandırılacaktır. Sendikaların gi-derek kan kaybettiği bir dönemde,gündeme gelen bu düzenlemeler örgüt-lenme önündeki engelleri gidermeye-cek aksine birçok sendikanınyetkilerinin düşmesine neden olacaktır.Sendikal barajları kaldırmayan ve grevyasaklarını muhafaza eden, hak ve öz-gürlükleri genişletmeyen yasa taslağı,bu haliyle yetersizdir ve sendikalarınbeklentilerini karşılamaktan uzaktır.Petrol-İş Sendikası, taslakta gerekli de-ğişikliklerin yapılmasını ve bu değişik-liklerde ILO'nun 87, 98 ve 158 sayılısözleşmeleri, ülkemizdeki sendikal mü-cadele birikimi ve ülkemizin gerçekle-rinin dikkate alınması gerektiğinisavunmaktadır. Diğer işkollarıyla bir-likte işkolumuzdaki petrol üretimi, tas-fiyesi, dağıtımı ile nafta veya tabiigazdan başlayan petrokimya işlerindemuhafaza edilen grev yasakları bütü-nüyle kaldırılmalıdır.

Yeni saldırılara karşı ortak mücadele edelim

Daha önce tüm emek güçlerinin tepkigösterdiği bazı yasal düzenlemeler hü-kümet programına ısrarla konmuş, böl-gesel asgari ücret, kıdem tazminatıdüzenlemesi, esnekleşme ve “kiralıkişçi” uygulaması yeniden gündeme ge-

tirilmiştir. Hükümet, böylelikle aslenişçi sınıfına bir saldırı stratejisi olanUlusal İstihdam Stratejisi'ni hayata ge-çirmeye çalışmaktadır. Bu düzenleme-lerle, Toplu İş İlişkileri YasaTasarısı'nın aynı dönemde gündeme ge-tirilmesi ise sendikalara yönelen birşantajdır ve sendikalar pazarlığa davetedilmektedir. Sendikalar ve konfederas-yonlar hükümetle her türlü pazarlıkçıtutumdan uzak durmalı, saldırılara karşıortak ve kararlı bir tavır geliştirilmelive yerelliklerden başlayarak birleşikmücadelenin koşulları yaratılmalıdır.Daha mücadeleci, kararlı, inançlı veişçi sınıfımızın özlediği bir Türk-İş'inve emeğin çıkarlarını yükselten sendi-kal yapıların yaratılmasının yolu da bu-radan geçmektedir.

Sendikamızın bu tespit ve ihtiyaçlardanhareketle içerisinde yer aldığı SendikalGüçbirliği Birliği Platformu (SGBP),önümüzdeki dönemde çalışmalarınadaha sistemli ve daha etkili bir şekildedevam edecektir. Platform ülke sorun-larına ilişkin sorumlu tavrını sürdüre-cek, Türk-İş içerisinde ayrıştırıcı değilbirleştirici bir misyon üstlenecek, songenel kurulda olduğu gibi Türk-İş'inemek düşmanı düzenlemelere karşıpasif ve uzlaşmacı tutumunu ise karşı-sına alacaktır. Bölgelerde ise platformbileşeni sendikaların şubelerinin yerel-liklerde ortak etkinlikler örgütlemesigözetilecektir. Bunun yanında Petrol-İş,yerelliklerde ortak sendikal mücadeleyi

yükseltmeyi hedefleyen çeşitli platformve birlikteliklere destek verecektir.

SGBP'nin ortak çalışmaları doğrultu-sunda, uluslararası sendikal çalışma-larda koordinasyon sağlanması, 8 MartDünya Kadınlar Günü'ne ilişkin bir haf-taya yayılan ortak eylem ve etkinliklerdüzenlemesi kararlaştırılmıştır. İşçilerinmücadele günü 1 Mayıs'a yönelik ola-rak ise ortak tavır geliştirilecek ve“Emek Haftası” adı altında bir diziortak etkinlik düzenlenecektir.

Örgütlenme en öncelikli faaliyetimiz...

Sendikamızın yeni dönem faaliyetle-rinde önceliği örgütlenme çalışmalarıolacaktır. Petrol-İş Sendikası gerek sen-dikal alanda gerekse toplumsal açıdanüzerine düşen sorumlulukları yerine ge-tirmek için örgütlülüğünü güçlendir-mesi gerektiğinin bilincindedir.Sendikamız geçtiğimiz dönemde ol-duğu gibi, örgütlenme için her türlümaddi ve manevi fedakarlıkta bulun-maktan kaçınmayacaktır.

Petrol-İş Sendikası, 17-18 Eylül 2011tarihinde gerçekleştirdiği 26. Genel Ku-rulu'nda aldığı kararlardan aldığı güç veyetkiyle sendikamızın 60 yılı aşan ta-rihsel misyonunu ve mücadele gelenek-lerine uygun bir şekilde sendikalpolitika ve stratejiler izlemeye devamedecektir. Kamuoyuna saygıyla duyu-rulur.”

Page 21: Petrol-Is

petrol-iş 19

TOPLU İŞ SÖZLEŞMELERİ

Tekno Kauçuk ve Neşe Plastik'te TİS imzalandı

ç İ üiz kzr u an r eş imİ Gie ğao a ı laby ŞsT au neiebym

N r n kzr u an r eş imŞ obü Peztzo a ı laby ŞsT au neiebym

eğu eb kzr u an r eş imİ c Ş G l bSü a ı laby

u dneo l i l dldı ül

s ğebr z i ç İ üiz kzr u an r eş impS üı e a ı laby

u dneo l i l dldı ül

N r n kzr u an r eş imBbai U l a ı laby

u dneo l i l dldı ül

s ğebr z i K İ üiz kzr u an r eş imNla2ab siet a ı laby

ŞsT ğe ieo teimu e mı e2miym

Gebze Şubemiz kapsamındaki Tekno KauçukSanayi A.Ş.'de toplu iş sözleşmesi 5.3.2012tarihinde imzalandı. 1.1.2012-31.12.2013 yü-

rürlük tarihli sözleşme ile 199 üyemizin ortalama1.241.TL olan aylık ücretlerine 1. 6 ay 110.-TL, zamyapılması kararlaştırıldı. 2. 6 ay için enflasyon +1puan fazlası oranında, 3. ve 4. 6 aylarda da enflasyon+ 2 puan fazlası oranında ücret zammı yapılması dakarar altına alındı. İmzalanan sözleşme ile 1.yıl 90.-TL tutarında Gıda Çeki uygulaması ilk kez sözleş-meye girmiş, ihbar önelleri ve Yıllık Ücretli İzinsürelerinde artış sağlanmıştır. İzin ve Bayram ödenti-leri 1.yıl için %11 oranında artırılmış olup, sözleşme-deki tüm parasal hakların 2. yıl yıllık enflasyonoranında artırılması kararlaştırılmıştır.

Neşe Plastik sözleşmesiİstanbul 2 Nolu şubemize bağlı Neşe Plastik Tic. veSan. Ltd. Şti. işyerinin toplu iş sözleşmesi 11 Nisan2012 tarihinde Genel Merkezimizde yapılan toplan-tıda imzalanmıştır. 156 üyemizin çalıştığı işyerindeücretler birinci yıl için yüzde 15, ikinci yıl için enflas-yon oranında arttırıldı. Sözleşmenin yürürlük süresi01.01.2012- 31.12.2013 tarihleri arasında olacak.

Diğer işyerlerimiz ile ilgili toplu iş sözleşme süreçleride şöyle:

Page 22: Petrol-Is

petrol-iş20

Tasarı, örgütlenmenin önündeki engelleri kaldırmıyor

SENDİKAL GÜÇBİRLİĞİ PLATFORMU:

TOPLU İŞ İLİŞKİLERİ KANUN TASARISI

“12 Eylül darbesinin bir ürünü olan2821 ve 2822 sayılı Yasalar, ya-sakçı bir zihniyetin ürünü olarak

sendikal hakların, toplu pazarlık hakla-rının, grev haklarının kullanımını engel-lemiş ve 12 Eylül’den bu yana geçensüre 31 yılı aşmasına rağmen bugünekadar değiştirilememiştir.

2012 yılı itibariyle SGK verilerine göreişçi sayısı yaklaşık 11 milyon kişidir.Sendikalarda örgütlü işçi sayısı yaklaşık885.000 kişidir. Toplu sözleşme kapsa-mındaki işçi sayısı da 580.000 kişidir.

Görüldüğü üzere Türkiye’de sendika-laşma oranı % 5’lere kadar düşmüştür.Kamuda örgütlü işçi sayısının belediye-ler de dahil olmak üzere yaklaşık360.000 civarında olduğu göz önüne alı-nırsa özel sektörde örgütlenme oranı %2 oranına kadar gerilemiş durumdadır.

Bütün işçilerin ve emekçilerin en temelhakkı olan örgütlenme ve toplu pazarlıkhaklarını doğrudan ilgilendiren söz ko-nusu Kanun Tasarısı, 12 Eylül darbesi-nin bir ürünü olan ve sendikalörgütlenme ile toplu pazarlık hakkı ko-

nusunda özgürlükçü ortamı kısıtlayanbir anlayışı yansıtan 2821 ve 2822 sayılıYasaları çağdaşlaştırma, özgür ve demo-kratik bir örgütlenme ve toplu pazarlıkhakkı kurma hedefinin oldukça uzağın-dadır.

Toplu İş İlişkileri Yasa Tasarısı, uygula-maya dönük bazı maddelerde olumludüzenlemeler getiriyor olmakla birlikte,tasarının tümüne egemen olan ruh ve fel-sefesiyle, özgürleşme umutlarını yokeden bir mahiyettedir.

Tasarı, örgütlenmenin önündeki engel-leri kaldırmadığı gibi, toplu pazarlıkhakkını kısıtlamakta, sendikaları en azmevcut yasalarda olduğu kadar baskı al-tına almayı, özgürlüklerini kısıtlamayı,tüm faaliyetlerini işveren ve siyasi oto-ritenin baskı, kontrol ve güdümünde tut-mayı hedeflemektedir. Söz konusu YasaTasarısı yeni yasaklar yanında, sendika-

Sendikal Güç Birliği Platformu Meclis Genel Kurulu'ndagörüşülmeyi bekleyen Toplu İş İlişkileri Kanun Tasarı-sı'nın özgür ve demokratik bir örgütlenme, toplu pazarlıkkurma hedefinin oldukça uzağında olduğunu bildirerektaleplerini açıkladı. Açıklama şöyle:

Tasarı, rafinajda grev yasağını kaldırmıyor.

Page 23: Petrol-Is

petrol-iş 21

lar üzerinde siyasi iktidarlara yeni tahak-küm ve vesayet imkânı da getirmektedir.

Aynı şekilde, söz konusu Yasa Tasarısıözgürlükçü olma hedeflerinin çok geri-sinde, ILO’nun “Örgütlenme ve TopluPazarlık Hakkı İlkelerinin Uygulanma-sına dair 98 sayılı Sözleşmesi”ne, “Ör-gütlenme Özgürlüğü ve ÖrgütlenmeHakkının Korunmasına dair 87 sayılıSözleşmesi”ne, “135 Sayılı İşletmelerdeİşçi Temsilcilerinin Korunması ve On-lara Sağlanacak Kolaylıklara İlişkinSözleşme” ile “Kamu Hizmetinde Ör-gütlenme Hakkının Korunması ve İstih-dam Koşullarının BelirlenmesiYöntemlerine İlişkin 151 sayılı Sözleş-mesi”ne, Avrupa İnsan Hakları Sözleş-mesi’ne ve Avrupa Sosyal Şartı’naaykırıdır. Türkiye’de sendikal hareketinörgütlenmesinin önündeki engelleri dekaldırmadığı görülmektedir. Bu Tasarıbu haliyle yasalaştığı takdirde, siyasiotorite işçilerin sendikalara serbestçeüye olma özgürlüğünü sıkı bir denetimaltına almakta; sendikaların serbestçekurulma ve birliklerini oluşturma, sendi-

kaların faaliyetlerini özgürce belirleme,sendikaların toplu iş sözleşmesi faaliyet-lerini serbest iradeleri ile yönetme, topluiş sözleşmesi hakkının ayrılmaz parçasıolan grev hakkını kullanma, işçilerin vesendikalarının sınıfsal hak ve çıkarlarını

kollama, hak, yetki ve özgürlüklerini el-lerinden almaktadır. Sendikal örgütlen-meyi kolaylaştıran, önünü açan ve teşvikeden hiçbir açılım yoktur. Barajlar yinetüm katılığı ile sözleşme haklarını engel-leyen yapısıyla muhafaza edilmiştir.”

SGBP'NİN TALEPLERİ NELER?

Özgür ve demokratik bir sendika vetoplu pazarlık yasası ile aşağıdaki ta-leplerimiz karşılanmalıdır:

Özellikle sendika kurma ve sendikayaüye olma hakkı ülkemizin taraf olduğuuluslararası sözleşmelere uygun olarakherkese tanınan bir hak olmalıdır.

Sendikaların farklı işkollarında da ör-gütlenebilmelerine olanak sağlanmalı,sendikalar arasında gönüllü birleşme-lere olanak sağlayıcı düzenlemeler ya-pılmalıdır.

ILO’nun mesleklerin ayrımını ve bağ-lantılarını gösteren ana standardına

göre sektörel tanımlamalar yapılmalı,siyasi iktidarca yandaş sendikaları ko-ruyucu düzenlemeler yerine objektifkriterlerle, önceden tanımlanmış esas-

lara göre işyerlerinin hangi işkollarınagireceğinin belirlendiği bir sistem ku-rulmalı, idari vesayet kaldırılmalı, ba-ğımsız bir kurul kurulmalıdır.

Petro-kimya ilk taslakta grev yasağı kapsamından çıkarılmıştı,Alt Komisyon’da tekrar grev yasağı kapsamına alındı.

Page 24: Petrol-Is

petrol-iş22

Yardımcı hizmetlerde çalışan taşeron-ların, çırak, stajyer, çağrı üzerine çalı-şanların, evden çalışanların asıl iştekisendikaya üye olmasının önü açılmalı-dır. Taşeron sorunu kalıcı ve işçileri ko-ruyucu bir biçimde çözümekavuşturmalıdır.

Sendikalara her türlü dış müdahale bi-çimleri ortadan kaldırılmalı, faaliyetalanlarına yönelik yasak ve kısıtlamalarsona erdirilmelidir.

E-devlet kapısı gibi, kimlerin sistemehangi ölçüde müdahil olabileceğininanlaşılamayacağı; doğru ve güncel bil-gilerin işlenip işlenmediğinin asla kont-rol edilemeyeceği; iktidar partisininsiyasi denetimi altındaki bir Bakanlıkbürokrasisinin yönetiminde, her anyandaş kayırmacılığına dönüşebilecekbir sistemin adaletine güven duyulma-maktadır. Yetkili sendikanın belirlen-mesi artık bağımsız ve özerk birkuruluş denetiminde olmalıdır.

ILO’nun 87, 98 ve 135 Sayılı Sözleş-meleri’ne uygun ve işçileri koruyucusendikal güvenceler getirilmeli, sendi-kal örgütlenme nedeniyle iş akitlerininfeshinde tazmin mekanizması yerinemutlak işe iade sistemi kurulmalıdır.

Sendikalara ve sendika yöneticilerineyönelik, siyaset yasakları kaldırılmalı-dır.

Birliğimiz, esas olarak, ister işkolu.ister işyeri, isterse işletme düzeyindetoplu iş sözleşmesi yapabilmek için; iş-kolu düzeyinde ister asgari üye oranıgibi olsun. ister yüzdeli olarak tanımla-nan her türlü baraj uygulanmasına kar-şıdır. İşkolu barajları kaldırılmalıdır.

Platformumuz toplu iş sözleşmesi içingerekli olan yetki sürecinin, siyasetçi-bürokrat denetiminden çıkarılmasını,TİS yetkisi için gerekli olan veri top-lama, işleme ve belge verme yetkisininbağımsız ve özerk bir kuruma verilme-sini talep etmektedir. REFERANDUMmüessesesi yeniden yasal hale getiril-

meli, yetki sorunu işçinin özgür irade-sinin yansıyacağı sandıkla belirlenme-lidir.

“Yüksek Hakem Kurulu” ve “ResmiArabulucu” sistemi kaldırılmalıdır.

Sendika özgürlüğü, sendikaların, faali-yetleri için gerekli olan uygulamalarıserbestçe yapabilmeleri demektir. Sen-dika özgürlüğü, sendikaların amaçla-rını, idari ve siyasi makamların denetimve vesayeti olmadan özgür iradeleri ilebelirleme ve gerçekleştirme hakkınasahip bulunmaları demektir. İşçi sendi-kaları yetkisini kaybetme tehdidi olma-dan, toplu iş sözleşmesi sürecinibaşından sonuna, dilediği zamanla-mayla, amacını en uygun tarzda ger-çekleştirebilecek şekilde serbestçeyürütme hakkına sahip olmalı ve tasarıbu çerçevede düzenlenmelidir.

Platformumuz Tasarı’nın grev hakları-nın özünü yok eden, yasakçı, engelle-yici bir anlayışla yeniden kurgulanmışolan hükümlerine şiddetle karşıdır. Hakgrevi, dayanışma grevi, siyasi grev vegenel grev gibi grev hakları ile iş ya-vaşlatma, işyeri işgali, uyarı grevi, ve-rimi düşürme gibi eylem ve grevtürlerinin de hak olarak tanınması ge-rekmektedir. Sendika özgürlüğününözünü ortadan kaldıran; idari makam-lara, hiçbir somut ve objektif kritere da-yanmadan grevleri yasaklama, ertelemeyetkisi veren; sonra da zorla uzlaşmayasürükleyen bir yasa, bizim istediğimiz

çağdaş, demokratik ve özgürlükçü biryasa değildir ve asla olmayacaktır.

ILO özellikle grev yasağı konusundaana kıstaslar olarak işler bazında devletotoritesini kullanan devlet memurlarıve -kelimenin tam anlamıyla- hizmetinkesintiye uğraması halinde yaşamı, ki-şisel güvenliği ve toplumun tamamınınveya bir kısmının sağlığını tehlikeyedüşürebilecek temel hizmetlerde grevinyasaklanabileceğini belirtmektedir. Buhizmetler ve işlerin dışındaki hiçbirgrev yasaklaması kabul edilemez.

“Genel sağlığı ve ulusal güvenliği bo-zucu nitelikte” gibi muğlak, son derecegeniş çerçevede yorumlanabilecek veobjektif kriterler yerine, idari makam-ların keyfine ve inisiyatifine kalmış ge-rekçelerle grevlerin yasaklanmasına;başlamış ya da başlamamış bir grevinertelenebilmesine imkan tanıyan dü-zenlemeler kaldırılmalı ve ILO norm-larına uygun düzenlemeleryapılmalıdır.

Cezalar hafifletilmeli, cezalarda sendi-kaların kurumsal sorumlulukları kaldı-rılmalı, radyo ve televizyonkurulmasına olanak sağlanmalı, Top-lantı ve Gösteri Yürüyüşleri Kanunu”özgürlükçü bir biçimde yeniden düzen-lenmelidir.

NOT: TASARI İLE İLGİLİ AYRINTILI DEĞERLENDİRMEYE  WEB  SİTEMİZDENULAŞABİLİRSİNİZ. www.petrol-is.org.tr

Tasarıya göre petrol üretiminde de grev yasağı devam ediyor.

Page 25: Petrol-Is

petrol-iş 23

ÖRGÜTLENME

Antep'te yapılan toplantıda,Sendikal Güç Birliği Platfor-munun çalışmaları ve sendi-kal hareketin sorunlarınadair değerlendirmelerde bu-lunan Öztaşkın, genel mer-kezler düzeyinde çok iyi birbirliktelik oluşturduklarınıancak yerellerde, şubeler veişyerleri düzeyinde de bu bir-likteliğin örülmesi ve güçlen-mesi gerektiğini bildirdi.

Sendikamız Genel Başkanı Mus-tafa Öztaşkın ve Genel Örgüt-lenme ve Eğitim Sekreterimiz

Nimetullah Sözen, Petrol-İş GaziantepTemsilciğini ziyaret ve bölgedeki sen-dikacılarla biraraya gelmek için 11 Ni-san'da Gaziantep’e gittiler. Petrol-İş’insürmekte olan örgütlenme çalışmalarınıyerinde görmek ve değerlendirmeküzere Gaziantep’e giden Öztaşkın veSözen, Petrol-İş temsilciliğinde Türk-İş, DİSK ve KESK’e bağlı sendikalarınşube başkanlarıyla da bir araya geldi-ler.

11 Nisan'da, Belediye-İş, Tez-Koop-İş,Teksif, TÜMTİS, Eğitim Sen, TümBel-Sen şube başkanları ve DİSKBölge Temsilcisinin, Petrol-İş Adıya-man Şube Başkanı Zeynal Eroğlu veGaziantep İl Temsilcisi Halil Gümüş-tekin'in de katıldığı toplantıda Öztaş-kın, Sendikal Güç Birliği Platformunun(SGBP) çalışmaları ve sendikal hareke-tin sorunlarına dair değerlendirmelerdebulundu. Öztaşkın, genel merkezler dü-zeyinde çok iyi bir birliktelik oluştur-duklarını ancak yerellerde şubeler ve

işyerleri düzeyinde de bu birlikteliğinörülmesi ve güçlenmesi ihtiyacına dik-kat çekti.

Sendikal hareketinyenilenmeye ihtiyacı varSendikalı-sendikasız ayrımı yapılma-dan işçilerin ortak hareket etmeye, bir-lik ve dayanışmaya geçmişten dahafazla ihtiyacı olduğunu söyleyen Öztaş-kın, “Sendikaların küçüldüğünü, etki-sizleştiğini, toplumsal desteğiniyitirdiğini ve itibarsızlaştığını” belirte-rek, örgütlenme ve mücadelede yeniyöntemlere ve araçlar geliştirmeye ih-tiyaç olduğunu söyledi. Aksi durumdaişçiler, emekçiler açısından kötü gidi-şata dur demenin imkansız olacağınıbelirten Öztraşkın, Antep’te on binlerceişçinin kölelik koşullarında çalıştığınave örgütsüz olduğuna da dikkat çekti.ÖJztaşkın, “OSB’deki on binlerce işçi-nin örgütlenmesi buradaki her sendika-nın sorunu olmalıdır” dedi.

Sendika yasalarında yapılmak istenendeğişliklerin sendikal örgütlenmeninönündeki engelleri ortadan kaldırmadı-ğını işaret eden Öztaşkın, yapılacak de-ğişliklerin, sendikal demokrasiyigüçlendiren, her türlü baraj ve yetki en-

gelini ortadan kaldıran, grev yasakla-rına son veren, özgürlükçü değişikliklerolması gerektiğini ifade etti. “İşçiler öz-gürce, hiçbir engelle karşılaşmadan,sendikasını kendisi seçebilmeli, uyuş-mazlık durumunda ise yetkili sendika-nın kimin olacağını doğrudan işçininoyuna başvurularak yapılmalıdır”diyen Öztaşkın, bütün bunlar için vebütün bu yasalara rağmen işçi hareke-tini ve sendikal mücadeleyi güçlendir-mek için; kastlaşmış ve işçidenuzaklaşmış olan bürokrat yapının aşıl-masına ve ortak mücadeleye ihtiyaç ol-duğunu belirtti.

1 Mayıs her yerde kutlanmalıYaklaşan 1 Mayısa dair de değerlendir-melerde bulunan Öztaşkın, 1 Mayısınyerellerde kutlanması gerektiğinin al-tını çizerek, 1 Mayısın bir gün anılan,kutlanan gün olmaktan çıkarılıp, emekhaftası şeklinde emekçilerle birlikte,her yerde kutlanması gerektiğini söy-ledi. Toplantıya katılan Antepli sendi-kacılar da yerelde sendikal hareketinsorunlarıyla ilgili bilgi vererek, Petrol-İş'in Antep’teki varlığının ve örgüt-lenme çalışmasının yeni bir heyecanyarattığını ve sınıf hareketine ivme ka-zandıracağını belirttiler.

“Yerelde, işyerleri düzeyinde de birliktelik örülmeli, güçlendirilmeli”

ÖZTAŞKIN VE SÖZEN GAZİANTEP'DEYDİ...

Page 26: Petrol-Is

petrol-iş24

2012 Bahar Dönemi eğitimleri ol-dukça yoğun geçiyor. Bir yandan şu-belerimizin daveti üzerinegerçekleşen Yeni Üye eğitimleri,diğer yandan Temsilci/Yönetici eği-timleri ve devam eden Aktif ÜyeEğitimleri ile birlikte yine yoğun birdöneme başlamış bulunuyoruz.

Şubelerimizde yürütülen yeni üyeeğitimlerinin haberlerini şube sayfa-

larında bulabilirsiniz. Aktif Üye Eği-timlerinin ilk aşaması ise, 5 Mart2012 Pazartesi tarihinde 35 yaş altıgenç üyelerimizin katılımıyla Yalo-va'da başladı.

Temsilci/Yönetici Eğitimlerinin budönemki ilk eğitimi ise 2 Mart 2012tarihindeki derslerle birlikte sonbuldu. Bu eğitimlere sendikamızınbütün uzmanlık birimleri katıldı.

2012 Bahar Dönemi eği-timleri yoğun geçiyor. Biryandan şubelerimizin da-veti üzerine gerçekleşenYeni Üye eğitimleri, diğeryandan Temsilci/Yöneticieğitimleri ve başlamışolan Aktif Üye Eğitimleriile birlikte yine yoğun birdöneme başlamış bulunu-yoruz.

Eğitimde yoğun bir dönem...

EĞİTİM

AKTİF ÜYE, YENİ ÜYE, TEMSİLCİ-YÖNETİCİ EĞİTİMLERİ VERİLİYOR

Page 27: Petrol-Is

petrol-iş 25

Daha önce bu türden eğitimlere hiçkatılmamış olan ve temsilci veya yö-netici olarak seçilmiş arkadaşlarımı-zın davet edildiği seminerlerimizde,denetim, disiplin ve yönetim kade-meleri ile temsilcilik görevinde bulu-nan arkadaşlarımız genel merkezegelerek bundan sonraki sendikal mü-cadelelerinde karşılaşabilecekleri so-runları çözme yöntemleriniöğrenmektedirler. Bu seminerlerde,temsilci ve yönetici arkadaşlarımızıngörevlerini yaparken ilk elden ihtiyaçduyacakları temel bilgileri vermeyiamaçlıyoruz. Temsilci Yönetici eği-timi modelimiz, sendikamızın kalıcı

ve geleneksel eğitimleri arasına katıl-dığını söyleyebiliriz.

Merkez Yönetim Kurulumuz ile tem-silci yönetici arkadaşlarımız bu kezeğitimin sonu günü olan Cuma sabah

buluştular ve sendikanın sorunlarınıbirlikte ele alma fırsatı buldular.

Bu seminerimizde yeni tanışma tek-nikleri uygulandı; eğitim müfreda-tında değişiklikler yapıldı ve yenidönemin ihtiyacı olan daha yoğunmücadele günlerine hazırlıklar ta-mamlandı.

Teorik eğitimin pratik gündemlerleyoğrulduğu 2012 yılının ilk Tem-silci/Yönetici seminerine çeşitli şu-belerden toplam 28 üyemiz katıldı.

Ayrıca, arkadaşlarımız, 29 Şubat’taAvrupa çapında bütün ülkelerde aynıgün ve aynı saatte yapılan, Türkiyeayağı Taksim'de Almanya Konsolos-luğuna yürüyüşü şeklinde gerçekle-şen uyarı eylemine de katıldılar.

Katılımcılara günlük 7 saati bulanderslerde gösterdikleri azim ve karar-lılık için verilen Sertifikalar, son günMerkez Yönetim Kurulumuz tarafın-dan dağıtıldı.

Page 28: Petrol-Is

petrol-iş26

Page 29: Petrol-Is

petrol-iş 27

Page 30: Petrol-Is

petrol-iş28

EĞİTİM

Page 31: Petrol-Is

petrol-iş 29

Page 32: Petrol-Is

Enerji ve Tabii Kaynaklar BakanıTaner Yıldız tarafından, 5 Mart2012 tarihinde gerçekleştirilen Ba-

kanlar Kurulu'na 2840 Sayılı “Bor Tuzları,Trona ve Asfaltit Madenleri ile NükleerEnerji Hammaddelerinin İşletilmesini, Lin-yit ve Demir Sahalarının Bazılarının İade-sini Düzenleyen Kanunda DeğişiklikYapılmasına Dair Kanun Tasarısı” taslağısunuldu.

2840 Sayılı Kanunun “Devlet Eliyle İşleti-lecek Madenler” başlıklı 2. maddesinde yer

Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığı, bor madenle-rinin özel sektöre devrine izin veren bir Kanun Tas-lağını, Bakanlar Kuruluna sundu. Taslağa göre, bormadeninin üretimi ve zenginleştirilmesi, ürününmülkiyeti devlette kalmak üzere ihale yoluylaüçüncü şahıslara gördürülebilecek. Hükümetin,Türkiye'nin en büyük maden zenginliğini yerli veyabancı sermayenin kullanımına vermeye çalışması,seçim döneminde ara verilen özelleştirme politika-larına tam gaz devam edileceğini gösteriyor.

Sıra ulusal zenginliğimiz bor kaynaklarında mı?

BOR'DA ÖZELLEŞTİRMENİNÖNÜNÜ AÇACAK HER TÜRLÜUYGULAMA ÜLKE VE KAMU YARARINA AYKIRIDIR

petrol-iş30

KAPAK

Page 33: Petrol-Is

alan “Bor tuzları, uranyum ve toryummadenlerinin aranması ve işletilmesiDevlet eliyle yapılır. Bu madenleriçin 6309 sayılı Maden Kanunu gere-ğince gerçek ve özel hukuk tüzelkişi-lerine verilmiş olan ruhsatlar iptaledilmiştir” hükmüne bir fıkra eklene-rek bu yetki özel sektöre devredilmekisteniyor. İlgili fıkra ile bor ma-deninin üretimi ve zenginleş-tirilmesi faaliyeti, ürününmülkiyeti Devlette kalmaküzere ihale yoluyla üçüncüşahıslara gördürülebilecek.Bor tuzları, uranyum ve toryummadenlerinin aranmasının, üretimininve pazarlamasının özel sektöre dev-rine olanak sağlayan bu değişiklikle,bor madenlerinin özel sektör tarafın-dan işletilebilmesinin önü açılmaktave bu stratejik madenimizin özelleş-tirilmesinin ilk adımı atılmakta.

Bor stratejik bir madenBilindiği gibi, bor madenleri 2172 Sa-yılı Kanunla Devlet eliyle işletilecekmadenler kapsamına alınmış olup2840 Sayılı Kanun ve 3213 SayılıMaden Kanunu'na ek ve değişiklikgetiren 5177 Sayılı Kanunun 49.maddesine istinaden Eti Maden İşlet-meleri Genel Müdürlüğü tarafındanişletilmekte, üretilmekte ve pazarlan-makta. Cam, seramik, nükleer, uzayve havacılık, elektrik- elektronik, bil-gisayar, inşaat-çimento, metalurji,enerji, ulaşım, tekstil, ilaç ve kozme-tik, kimya, tarım, kağıt, kauçuk baştaolmak üzere birçok farklı sanayi ko-lunda 500'e yakın kullanım alanı olanbor ürünleri, hem ekonomik hem destratejik açıdan son derece önemli biryere sahip.

Türkiye bu stratejik madende, gerekrezerv ve üretim kapasitesi gerek dün-yada pazar payı açısından söz sahibiülkelerin başında yer alıyor. Ülkemizdünya bor rezervinin yaklaşık %72'sine sahip bulunmakta, %41'lik

payla üretimde birinci konumda yeralmakta ve dünya bor pazarındakipayı ise %42-49 seviyesine ulaş-makta.

Eti Maden en fazlakar eden 6. şirketBor madenlerini işleten Eti Maden İş-

letmeleri Genel Müdürlü-ğü'nün, kârlılığı her geçengün artmakta. 2011 yı-lında 487 milyon dolarkâr eden Eti Maden, İSO

En Büyük 500 ŞirketAraştırması'na göre ülke-

mizde en fazla kâr eden 6. şirket du-rumunda. Daha önce de bormadenleri ile ilgili özelleştirme giri-şimlerinde bulunulmuş, ancak bu teh-likeli politikadan vazgeçilmişti. 2001yılında Eti Holding A.Ş özelleştirmekapsam ve programına alınarak özel-leştirilmek istemişti.

Bu konuda Sendikamızca açılan davasonuçlanmadan, Özelleştirme İdaresiBaşkanlığı tarafından bu karar gerialınmıştı. Sonraki yıllarda ise hizmetalımı yöntemiyle ihalelere çıkılaraközel sektöre, proje yaptırma, üretimtesisi kurdurma, tesis kiralama ve borürünleri üretilmesi olanağı tanındı.2840 Sayılı Kanunun delinmesi anla-mına gelen bu uygulamalar ile devleteait Eti Maden İşletmeleri Genel Mü-dürlüğü'nün imkan ve kaynakları özelsektöre kullandırıldı. Kurumun zayıf-latılmasına ve işlevsizleştirilmesineneden olacak uygulamalara hız ve-rildi.

Bu hukuksuz işlemlere dayanak ola-rak ise 2840 Sayılı Kanun'da EtiMaden İşletmeleri Genel Müdürlü-ğü'ne bor cevherlerinin yalnızca üre-tim ve zenginleştirilmesi aşamalarıylailgili işletme hakkı tanındığı, bunakarşılık cevherin zenginleştirilmesiaşamasından sonraki rafinasyon vepazarlama işlemlerinin özel sektör ta-

rafından da yapılabileceği gibi özel-leştirme süreçlerini meşrulaştıracakgörüşler öne sürüldü.

AKP Hükümeti borda özelleştirme-nin önünü açmak istiyor

AKP hükümeti şimdi ise bor maden-lerinin özel sektöre devredilmesiönündeki mevzuat engellerini ortadankaldırabilmek için harekete geçti. Hü-kümet, “Bor, uranyum ve toryum ma-denlerinin üretim ve zenginleştirmeaşamasında günün teknolojisineuygun üretim yöntemlerinin hızlı veetkin uygulanabilmesini sağlamak veüretim maliyetlerini düşürebilmek”gerekçesiyle ilgili kanunda bir deği-şiklik yapmayı gündemine aldı. Herfırsatta, bor madenlerinin Türkiye içinstratejik değer olduğunu yineleyen,

Türkiye ekonomik değeri ve ka-litesi yüksek bor mineralleri re-zervlerine sahip olmasıaçısından dünyada tekel konu-munda. Bor ürünlerinin kulla-nım alanı son derece yaygın,yarattığı katma değer ve kâroranı çok yüksek düzeyde. Bubakımdan stratejik nitelikteolan bu sektörün özelleştirilme-sinin önünü açacak her türlüuygulama, ülke ve kamu yara-rına aykırıdır. Bu sektörde ör-gütlü üç sendika Petrol-İş, T.Maden-İş ve Enerji-Sen biraraya gelip borların özelleştiril-mesine karşı ortak mücadeleedecektir.

31

Page 34: Petrol-Is

petrol-iş32

bu madenleri özelleştirmek isteme-diklerini belirten hükümet yetkili-leri, aslında özelleştirmenin biradımı olan uygulamayı “hizmetalımı” kılıfına sokarak, stratejikdeğerimiz bor madenlerinin özel-leştirilmesine karşı oluşacak ka-muoyu tepkisini azaltmayıhedefliyor.

Ülkemizi 2023'e kadar dünyanınen büyük 10 ekonomisi içerisinesokacağını iddia eden hükümetin,Türkiye'nin en büyük maden zen-ginliğini yerli ve yabancı sermaye-nin kullanımına vermeyeçalışması, seçim döneminde araverilen özelleştirme politikalarınatam gaz devam edileceğini göste-riyor. Türkiye ekonomik değeri vekalitesi yüksek bor mineralleri re-zervlerine sahip olması açısındandünyada tekel konumundadır. Borürünlerinin kullanım alanı son de-rece yaygın, yarattığı katma değerve kâr oranı çok yüksek düzeyde-dir. Bu bakımdan stratejik nitelikteolan bu sektörün özelleştirilmesi-nin önünü açacak her türlü uygu-lama, ülke ve kamu yararına aykırınitelikte olacaktır.

Yasa değişikliği derhal geri çekilmelidir Eti Maden İşletmeleri Genel Mü-dürlüğü'nün yapısını daha da güç-lendirerek bor ürünlerinden eldeedilecek katma değeri artıracak hertürlü yatırım, üretim, istihdam veyönetim politikası kamu eliyle sür-dürülmelidir. 2840 sayılı Kanundayapılması planlanan değişiklik der-hal geri çekilmelidir. Kamuoyunuda stratejik değerimiz bor'un hertürlü özelleştirme girişimine karşıduyarlılığa çağırıyoruz. Petrol-İşSendikası ise boru özelleştirme po-litikalarına karşı daha önce olduğugibi bundan sonra da kararlı bir şe-kilde mücadele edecektir.

SENDİKAMIZ GENEL BAŞKANI MUSTAFA ÖZTAŞKIN:

Uluslararası şirketlerin gözü bor madeninde...

Borların özelleştirilmesine karşıBandırma şubemizin 12 Mart'taBandırma Cumhuriyet Meyda-

nı'nda düzenlediği protesto eylemine ka-tılan Genel Başkanımız MustafaÖztaşkın, “Bundan 11 yıl önce yine bumeydanda miting yaparak bor madenle-rinin özelleştirilmesine karşı mücadelebaşlatmış ve “Borlar özelleştirilemez”diye haykırmıştık. O haykırışımız, bütünTürkiye kamuoyunda, toplumda yankıbulmuş, sizlerin mücadelesiyle borlarözelleştirme kapsamından çıkartılmıştı.

Borların özelleştirilmesine karşı yineaynı meydanda meşaleyi yaktık” dedi.

Cumhuriyet Meydanındaki protesto ey-lemine Bandırma Şubemizin örgütlü ol-duğu Eti Maden İşletmeleri BandırmaBor ve Asit Fabrikaları Müdürlüğü'ndeçalışan Petrol-İş üyesi işçiler, BandırmaBelediye Başkanı Sedat Pekel, BandırmaŞube Başkanımız İsmail Kayan, şube yö-neticilerimiz, Genel -İş Sendikası ŞubeBaşkanı Recep Kum, Belediye BaşkanYardımcıları Ozan Onur, Dursun Mirza,

Page 35: Petrol-Is

Hazırlanan taslak aldatmacalarla dolu

petrol-iş 33

CHP İl Genel Meclisi Üyeleri, MHPİlçe Başkanı K.Kerim Erkul ve yöne-tim kurulu üyeleri, Eğitim - Sen veBandırmalı vatandaşlar katıldı.

Çocuk mu kandırıyorsunuz?Öztaşkın yaptığı konuşmada şunlarısöyledi: “Uluslararası şirketlerin gözüşu anda bor madeninde. Bu şirketlerboru elimizden almaya çalışıyorlar.Ancak biz bu oyunu bozacağız. Şimdiyeni yöntemlerle önümüze çıkıyorlar.Mülkiyeti devlette kalmak üzere borunüretim ve işletmesi, zenginleştirilmesi,rafineri işlemleri üçüncü şahıslara ve-rilebilirmiş. Bir de bu HükümetinEnerji Bakanı Taner Yıldız” Biz borla-rın özelleştirilmesine karşıyız. Yaptığı-mız değişiklik özelleştirme değildir”

diyor. Siz çocuk mu kandırıyorsunuz?Biz özelleştirmenin ne anlama geldi-ğini bilmiyor muyuz? Siz Telekom'umülkiyeti devlette kalmak koşuluylaözelleştirmediniz mi? Borların üreti-minin ve işletmesinin üçüncü şahıslaraverilmesi bir özelleştirmedir. Hükümetyetkilileri ekonomik nedenlerle borla-rın üretim ve işletmesinin üçüncü şa-hıslara verileceğini söylüyor. Kimikandırıyorsunuz, her şey ortada. Bor-ların üretimini de işletmesini deüçürncü şahıslara veremeyeceksiniz.Bu işletmeye biz taşeron sokturmaya-cağız. Bu fabrikaları kapısından taşe-ron giremeyecek.”

Bandırma halkı da destek vermeliGetirilmek istenen yeni yasa değişik-

liği ile sadece borların özelleştirilme-sinin önünün açılmadığını, taşeronlaş-manın da önünün açıldığını ifade edenÖztaşkın, “Elimizden işimizi, aşımızıalmak istiyorlar.

Karşımda bir döviz görüyorum;“Dedem çalıştı, babam çalıştı, ben deçalışmak istiyorum “ diye. Bizim ço-cuklarımız da bu fabrikalarda çalışa-cak. Türkiye Maden-İş, Enerji-Sen vePetrol-İş olarak üç sendika bir arayagelip borların özelleştirilmesine karşıortak mücadele yapacağız. Biz bu me-şaleyi Bandırma'dan yaktık. Ve bu me-şale Türkiye'nin her yerindeyanacaktır. Bu mücadeleyi sizler bura-dan başlattınız. Meşaleyi yaktınız. Siz-leri kutluyorum” dedi.

PETROL-İŞ BANDIRMA ŞUBE BAŞKANI İSMAİL KAYAN:

Sendikamızın Bandırma Şube Baş-kanı İsmail Kayan da Bandırma'da12 Mart'ta yapılan protesto eyle-minde bor'un özelleştirilmesine iliş-kin hazırlanan taslağın aldatmacatuzaklarla dolu olduğunu belirterekhedefin başka olduğunu söyledi.Kayan şöyle konuştu:

“Dünya piyasasında önemli bir yeri

olan bor madenlerini devlet adına iş-leten Eti Maden İşletmeleri GenelMüdürlüğü, küresel politikaların kur-banı mı oluyor? Dünya devlerinin ül-kemizde gözünü diktiği bormadenlerinin satışı için yol mu açılı-yor? Buradan Bandırma halkına ses-leniyorum. Liman özelleşti, Tekelözelleşti, şimdi sıra Eti Maden demi? Bu kurumlar özelleştirilmeden

önce Bandırma esnafına gelen har-cama mı daha fazla, şimdiki harcamamı fazla, bunu bir düşünün? Tekel veLiman özelleştirildikten sonra eş veçocuklarıyla birlikte Bandırma’da1500 - 2000 vatandaşımız Ban-dırma’yı terk etmiştir. Dolayısıylabizlere destek vermenizi, omuz ver-menizi istiyoruz.” İvedilikle teklifingeri çekilmesi ve 2840 sayılı Ka-

Page 36: Petrol-Is

petrol-iş34

nunda yer alan hükmün aynı şekliyleuygulanmasına devam edilmesi ge-rektiğini belirten Kayan şöyle devametti:

“Aksi takdirde geleceğimiz için, ço-cuklarımız için, vatanımız ve halkı-mız için tüm varlığımızla eylem veprotestolarımızı en etkin biçimdekullanmaktan çekinmeyeceğimizibildiririz. Bakanlar Kuruluna sunu-lan taslağa göre bor madenlerininözel sektör tarafından işletilmesininönü açılıyor. 10 Haziran 1983 tarihve 2840 sayılı Kanun gereğince bortuzları, uranyum ve toryum maden-lerinin aranması ve işletilmesi devleteliyle yapılmaktadır. Ve bu yetkidevlet adına Eti Maden İşletmeleritarafından kullanılmaktadır. 2840 sa-yılı Kanunun 2. Maddesine “Bu Ma-denlerin üretimi vezenginleştirilmesi, teknik, ticari veekonomik sebeplerle, ürünün mülki-yeti teşebbüste kalmak üzere ihaleyoluyla üçüncü şahıslara gördürebi-lirler. Ancak üçüncü şahıslara gördü-rülecek işlerin ihale süresinin üçyıldan fazla olması durumunda ko-nuya ilişkin talepler Yüksek Plan-lama Kurulu tarafından kararabağlanır” şeklindeki ifadeyle bu yet-kinin özel sektöre devredilmesiamaçlanıyor.

Yapılması öngörülen tek maddelikkanun değişikliği ile daha önce pekçok Kamu İktisadi Teşebbüsününözelleştirilmesine benzer şekilde,mülkiyeti devlette kalmak üzere(!)aldatmacasıyla arama, üretim ve pa-zarlamanın özel sektöre devri isteni-yor. Değişikliğin gerekçesi şuifadelerle Bakanlar Kuruluna su-nuldu:

“Mevcut kanun değişikliği ile uygu-lamadaki bir takım farklılıkları gider-mek, bor, uranyum ve toryummadenlerinin üretim ve zenginleş-

tirme aşamasında günün teknoloji-sine uygun üretim yöntemlerininhızlı ve etkin olarak uygulanabilme-sini sağlamak, üretim maliyetlerinidüşürebilmek için bir kısım işlerinhizmet alımı yoluyla gerçekleştirile-bilmesine olanak tanınmaktadır. Ay-rıca yine gerekçeler arasındasözkonusu madenlerden beklenengelirin sağlanamadığı belirtilmekte-dir. Oysa ki Eti Maden İşletmeleri,son yıllarda yaptığı teknolojik yatı-rımlar ile mevcut kapasitesini üç ka-tına kadar çıkarmış olduğu gibi yeniuç ürün buluşları ile ekonomiyekatma değerler sunmaktadır.”

Parçalanarak satılmak isteniyor

Eti Maden İşletmelerinin daha ön-ceki yıllarda özelleştirme kapsamınaalınmasıyla blok satışının düşünül-düğünü ancak kamuoyu tepkisi nede-niyle bu uygulamadan vazgeçildiğinişimdi ise parçalanarak satılmasınaçalışıldığını belirten Kayan sözlerinişöyle sürdürdü:

“2000 yılında 135 Milyon Dolar olankarlılık oranı 2011 yılında 487 Mil-yon Dolara çıkmıştır. Yapılan yatı-rımları her zaman takdir etmişizdir.Fakat 3. şahıslara devir edilebilir ko-nusu nereden çıktı? Eti Maden İşlet-meleri’nin bürokratik ve kamusalyönetim yanlışlıkları ile dünya bor

piyasasında rekabet etmesinin önü tı-kanmıştır. Hal böyle olunca sözko-nusu uluslararası dev şirketler, çeşitlioyunlarla pastadan pay almaya çalış-maktadırlar.

Mevcut Hükümet de bu oyunlara aletolmakta, ilgili kanunda değişiklikleryaparak, kamuoyunun tepkisini çek-meden milli servetin yabancı şirket-lere devrinin önünü açmakistemektedir. Sendikamız Petrol-İşve tüm üyelerimiz bu uygulamayakökten karşıdır. Sadece işçi olarakdeğil, sade bir vatandaş olarak bilebu uygulamanın karşısında durmakhepimizin asli borcudur.”

Protesto eylemi sırasında sık sık,“Borlar vatandır, vatan satılamaz”,“İş ekmek yoksa barış da yok”, “Güngelecek, devran dönecek, AKP halkahesap verecek”, “Borlar halkındır,halkın kalacak”, “Biz çocuklarımızaonurlu bir gelecek bırakacağız. Yasiz?”, “Ölmek var, dönmek yok”, “Madenini kaptırma, bor vatandır sat-tırma.”

Page 37: Petrol-Is

petrol-iş 35

BOR'DA ÖZELLEŞTİRMEYE KARŞI KİTLESEL BASIN AÇIKLAMASI

Bor işçisi "Özelleştirmeye Hayır!" dedi

Bor işçilerinin 27 Mart'ta

Eti Maden'e bağlı Ban-

dırma Bor ve Asit Fabrika-

ları İşletmesi'nden kent

merkezine yürüyüşünün ar-

dından, Cumhuriyet Meyda-

nı'nda Bor'da özelleştirme

girişimine karşı bir miting

düzenlendi.

Eti Maden İşletmeleri'nde özelleştir-menin önünü açacak yasal düzenle-meye karşı 27 Mart Salı günü, EtiMaden'e bağlı Bandırma Bor ve AsitFabrikaları İşletmesi'nde çalışan Pet-rol-İş üyesi işçiler çalıştıkları fabri-kadan Bandırma Cumhuriyet

Meydanı'na bir yürüyüş düzenlediler.Meydanda Bandırma halkı ile bulu-şan Petrol-İş üyesi işçiler, bor ma-denlerinin ve bor kimyasallarınınüretiminin özelleştirmesine yol aça-cak düzenlemeye karşı bir miting dü-zenlediler.

Fabrikadan kente kitlesel yürüyüşEtiMaden'e bağlı Bandırma Bor ve AsitFabrikaları İşletmesi içerisinden saat17.00'de başlayan yürüyüş, işletmeiçinde yer alan üretim tesislerin do-laşılması ve bu tesislerde çalışan iş-çilerin katılımı ile sürdü. İşletmenin

Page 38: Petrol-Is

petrol-iş36

ana kapısında diğer arkadaşlarıyla bulu-şan işçiler, Bandırma kent merkezinedoğru kitlesel bir yürüyüşe geçtiler.

Petrol-İş Sendikası Genel Başkanı Mus-tafa Öztaşkın, Genel Mali Sekreter İb-rahim Doğangül, Petrol-İş BandırmaŞube Başkanı İsmail Kayan, şube yöne-ticileri ve şube eski başkanları HüseyinGökyiğit ve Recep Gökdeniz'in katıldığıfabrikadan kent merkezine 4 km'lik yü-rüyüşe, Bandırma halkının yoğun birdestek verdiği görüldü. İşçileri alkışlarlakarşılayan Bandırmalılar, yol boyuncaözelleştirme karşıtı sloganlara eşlik et-tiler.

Yürüyüş sırasında işçiler, “Bor maden-leri halkındır, halkın kalacak”, “Bor va-tandır, vatan satılmaz”, “Direnen işçi

asla yenilmez”, “Gün gelecek, devrandönecek, AKP halka hesap verecek”,“İşçi yoksa esnaf da yok” ve “İş ekmekyoksa barış da yok” sloganları attılar.

Cumhuriyet Meydanı'nda miting

Yürüyüşün ardından Bandırma Cumhu-riyet Meydanı'na gelen Petrol-İş üyesiBor ve Asit Fabrikaları işçileri, buradaeşleri, çocukları ve Bandırma halkı ilecoşkulu bir buluşma gerçekleştirdi.Meydanda düzenlenen mitingin ilk ko-nuşmasını Petrol-İş Bandırma ŞubeBaşkanı İsmail Kayan yaptı.

Sözlerine mitinge destek veren sendika-lar, sivil toplum kuruluşlarına teşekkürederek başlayan Kayan, borda özelleş-tirmeye karşı kararlı bir mücadele ver-diklerini, bu tehlikeli girişime karşıgerçekleri halka anlatmayı sürdürecek-lerini vurgulayarak, “Bu meydanlardaanlattık, çeşitli makamlara anlattık. Bugerçeği sadece biz değil, konunun uz-manları, maden mühendisleri de dile ge-

Page 39: Petrol-Is

petrol-iş 37

tiriyor. Bu işletmeler, bu madenler3. şahıslara devredilemez. EtiMaden İşletmesi bor madenlerinigayet güzel işletiyor, yatırım yapa-rak, kârlılık oranını arttırıyor”dedi.

Kayan konuşmasını“Mücadele-mizi sürdüreceğiz. Bu mücadeleburada kalmayacak, Ankara'yakadar gideceğiz. 'Bor madenleriözelleşemez' diyeceğiz, 'Bor ma-denleri halkındır' diyeceğiz.Ölmek var, dönmek yok” diyerek bi-tirdi.

Kayan'dan sonra Petrol-İş SendikasıGenel Başkanı Mustafa Öztaşkın birkonuşma yaptı. Konuşmasında, 500'eyakın sanayi alanında kullanılan borla-rın Türkiye'nin en önemli ve en stratejikmadenleri olduğunu belirten Öztaşkın,bu nedenle ülkemizde bor madenlerininüretimi, zenginleştirilmesi vb. işlerindevlet eliyle yapılması için bir kanundüzenlendiğini ve bu kanuna göre bormadenlerini Eti Maden'in işlettiğinisöyledi.

Türkiye'nin dünya bor rezervinin %72'sine sahip olduğunu ve işlenmiş borpazarının yaklaşık yarısını elinde tuttu-ğunu vurgulayan Öztaşkın, “Türkiyeuluslararası alanda bir güç olmak isti-yorsa, borları kendi elinde tutmak zo-

rundadır. Borlar, devlet tarafından işle-tilmek durumundadır. Ancak borlar üze-rinde yıllardır çeşitli oyunlaroynanmaktadır. Uluslararası şirketlerinborda gözleri var, bordan yararlanma-mızı, yüksek katmadeğer elde etmemiziistemiyorlar” dedi.

Özelleştirme girişimi maskeleniyorHükümetin 2001 yılındaki özelleştirmegirişiminden sonra oluşan tepkiler ne-deniyle, borda özelleştirme uygulama-sını “işletme hakkı devri”, “hizmetalımı” gibi farklı biçimlerde gündemegetirmeye çalıştığını söyleyen Öztaşkın,özelleştirmeye karşı mücadelen edenPetrol-İş Sendikası'nı konuyu bilmedentepki verdiği için hükümet partisi mil-letvekillerinin eleştirdiğine dikkat çekti.Ancak işletme hakkı devrinin özelleş-tirme biçimi olduğunun Özelleştirmeİdaresi Başkanlığı'nın internet sayfa-sında açıkça görülebileceğini belirtenÖztaşkın, halkı asıl yanıltmaya çalışa-nın, doğruyu söylemeyenin bu girişimeimza atanlar ve destekleyenler oldu-ğunu söyledi.

“Hükümetin özelleştirmeye getirdiğigerekçeler geçersiz”

“Hizmet alımı” kılıfı altında yapılanözelleştirme girişiminin hükümetiniddia ettiği gibi ekonomik ve ticari hiç-bir gerekçesinin olamayacağını belirtenÖztaşkın, Eti Maden'in kârlılığını, ihra-catını, kapasitesini hızlı bir şekilde ar-tırdığını vurguladı:

“Ülke ekonomisine büyük katkısı olan,katmadeğeri yüksek bor kimyasalları-nın ihracatı ile ülkemize döviz girdisisağlayan, her yıl hazineye yüz milyon-

Page 40: Petrol-Is

petrol-iş38

larca TL'lik kaynak aktaran ve üstelikyatırımlarını hız kesmeden sürdüren EtiMaden'in faaliyetlerinde özel sektörün,yabancı sermayenin koltuk değnekli-ğine ihtiyacı yoktur.”

Eti Maden'in son bir yılda dünyadakipazar payını % 42'den % 50'lere çıkar-dığını söyleyen Öztaşkın, kuruluşun ül-kemizin ihracatçı şirketleri arasındakârlılıkta ikinci sırada yer aldığını, Tür-kiye'nin ise en kârlı 6. şirketi konu-munda olduğunu belirtti.

Öztaşkın hükümetin herkesi kandırabi-leceğini ama işine, ekmeğine, işletme-sine, boruna sahip çıkan Eti Madenişçisini, Petrol-İş Sendikası'nı ve Ban-dırma halkını kandıramayacaklarınısöyledi.

“Millet iradesi burada!”

“Millet iradesi” söylemini dilinden dü-

şürmeyen hükümet yetkililerinin, konubor madenleri ve işletmeleri olunca mil-let iradesini hiçe saydığını belirten Öz-taşkın, “Bor konusunda millet iradesibugün bu meydandadır. Gelsinler bizesorsunlar, kamuoyuna sorsunlar” dedi.

Eti Maden yöneticilerine de mesajveren Öztaşkın, "Eti Maden'in büyüktekellerin taşeronu olmasına izin verme-

yin, bora sahip çıkın" dedi. Hükümetyasayı geri çekmediği takdirde, Eti Ma-den'de çalışan tüm işçiler ve örgütlüdiğer sendikalarla hareket edeceklerinisöyleyen Öztaşkın, borda özelleştirmegirişimine karşı onurlu bir gelecek içinsadece Bandırma'yı değil tüm Türki-ye'yi ayağa kaldıracaklarını belirterekkonuşmasını sonlandırdı.

Türkiye Maden-İş Sendikası Genel

Başkanı Nurettin Akçul, bor ma-

denlerini “Türkiye’nin gözbe-

beği, milli servet” olarak nitelendirerek,

“Bor madenlerinin özelleştirilmesine izin

vermeyiz” dedi. Bor rezervi açısından

Türkiye’nin dünyada birinci olduğunun

ve 2001’de AKP’nin bor madenlerinin

özelleştirilmesine şiddetle karşı çıktığını

hatırlatan Akçul, “Bugün ne değişti ki,

bor madenlerinin özelleştirilmesine ciddi

bir kapı aralayan yasa değişikliği yapıl-

mak istenmektedir” dedi. Değişiklikle

yerli yabancı şirketlere devredilebilecek

olan Eti Maden bünyesindeki bor ürün-

leri işletmelerinin, Türkiye için vazgeçil-

mez kaynaklar olduğunun altını çizen

Akçul; “Bor madenlerimizin özel sektöre

uzun vadeli taahhütlerle verilmesi, dünya

lideri olabileceğimiz bir sektörde uzun

yıllar süren çabalar sonucunda elde et-

tiğimiz etkinliği olumsuz yönde etkileye-

cektir” değerlendirmesini yaptı.

Tüm olumsuz koşullara rağmen bor işlet-

melerinin halen kârlılıklarını koruduğu

ve ülkeye son derece önemli döviz girdi-

leri sağladığının altı çizen Akçul, dünya

bor rezervlerinin yüzde 73’ünü elinde

bulunduran Eti Maden’e bağlı bor işlet-

melerinin dünya bor talebinin yaklaşık

yüzde 40’ını karşıladığını ifade etti.

Akçul, “Eti Maden’in bor satışları yıllık

2 milyon ton civarında gerçekleşmekte ve

ülke ekonomisine yıllık yaklaşık 850 mil-

yon dolarlık bir girdi elde edilmektedir”

dedi.

T. MADEN-İŞ SENDİKASI GENEL BAŞKANI NURETTİN AKÇUL:

“Bor madenlerinin özelleştirilmesine izin vermeyiz”

Page 41: Petrol-Is

petrol-iş 39

Genel Başkanımız Mustafa Öz-taşkın, Bandırma Şube Başka-nımız İsmail Kayan ve şube

yöneticileri, 4 Nisan 2012 tarihinde An-kara'da TMMOB Maden MühendisleriOdası ziyaret etti. Ziyarette, bor made-ninin özel sektöre işlettirilmesinin önünüaçan yasa değişikliği çalışmasıyla ilgiligörüş alışverişinde bulunuldu ve yapıl-ması gerekenler değerlendirildi. Toplan-tıda Maden Mühendisleri Odası adınaYönetim Kurulu Başkanı Mehmet Torunve Genel Sekreter Cemalettin Sağtekinhazır bulundular.

Hayet Ankara'da Türk Enerji-Sen'i de zi-yaret ederek yöneticilerle bir görüşmeyaptı. T. Enerji-Sen Genel Başkanı CelalKarapınar ve Yönetim Kurulu üyeleri ilegörüşen Petrol-İş heyeti, 2840 sayılı ka-

nunda değişiklik yapan tasarı ile ilgiliolarak bilgi alış verişinde bulundular.Petrol-İş ve T. Enerji-Sen yetkilileri,Bor İşletmelerinin özelleştirilmesininönünü açacak her türlü girişimin ön-lenmesi için her türlü mücadelenin bir-likte yapılması gerektiğini belirttiler.

T ürk Enerji-Sen Genel Baş-

kanı Celal Karapınar bor'un

özelleştirilmek istenmesiyle il-

gili olarak, “Taslakla yapılmak iste-

nen tek maddelik değişiklikle daha

önce Türk Telekom ve TEDAŞ Elek-

trik Dağıtım şirketleri özelleştirilme-

sine benzer şekilde, mülkiyeti devlette

kalmak üzere arama, üretim ve pa-

zarlamanın özel sektöre devri isten-

mektedir” dedi.

Bor madenlerinin ve bu madenleri iş-

leten Eti Holding'in 2001 yılında da

blok olarak özelleştirilmek istendiğini

kaydeden Karapınar kamuoyu baskısı

nedeniyle bundan vazgeçilmek zo-

runda kalındığını söyledi.

TÜRK ENERJİ-SEN GENEL BAŞKANI CELAL KARAPINAR:

“Hükümet Bor'u Türk Telekom, TEDAŞ gibi özelleştirmek istiyor”

Bor'un özelleştirilmesine karşı ortak mücadele verilecek

Öztaşkın, Maden Mühendisleri Odası ve T. Enerji-Sen'i ziyaret etti

Page 42: Petrol-Is

petrol-iş40

TÜRK-İŞ: BOR'UN ÖZELLEŞTİRİLMESİ EN DEĞERLİ MİLLİ SERVETİMİZİN HEBA EDİLMESİDİR

Türk-İş Yönetim Kurulu, Bor Madenle-

rinin özelleştirilmesi girişimleriyle ilgili

bir açıklama yaptı.

Yönetim Kurulu açıklamasında şunlara

yer verildi:

“Bor madenleri, ülkemizin gözbebeği ve

dünyada en fazla rezerve sahip olduğu-

muz, bütün maden tekellerinin dikkatini

üzerine çeken, paha biçilmez milli ser-

vetimizdir. Bu gerçekten hareketle dev-

letçe işletilecek madenleri düzenleyen

2840 sayılı yasanın 2.maddesinde  “Bor

tuzları, uranyum ve toryum madenleri-

nin aranması ve işletilmesi devlet eliyle

yapılır.” hükmü yer almış, Türkiye'de

bor madenlerinin kamulaştırılması ile

başlayan bor üretim ve pazarlama faa-

liyetleri, ülkemizi dünya bor pazarında

güçlü bir kaynak ve rakip haline getir-

miştir.

Son on yıl içerisindeki tüm olumsuz ko-

şullara rağmen bor işletmeleri halen

karlılıklarını korumakta ve ülkemize son

derece önemli döviz girdileri sağlamak-

tadır. Dünya bor rezervlerinin yüzde

73'ünü elinde bulunduran Eti Maden'e

bağlı bor işletmelerinin hemen hepsi

karlı kuruluşlardır. Dünya bor talebinin

yaklaşık % 40'ını Eti Maden, % 27'sini

RT Borax, % 33'ünü de diğer üreticiler

karşılamaktadır. Eti Maden'in bor sa-

tışları yıllık 2 milyon ton civarında ger-

çekleşmekte ve ülke ekonomisine yıllık

yaklaşık 850 milyon dolarlık bir girdi

elde edilmektedir.

Tüm bunlara rağmen, Hükümet, 2840

sayılı yasanın 2. maddesinde  değişiklik

yapmak üzere  bir yasa tasarısı hazırla-

yarak TBMM’ye sevketmiştir. Bu tasarı

ile  mülkiyeti ruhsat sahibinde kalmak

üzere Eti Maden bünyesindeki bor ürün-

leri üretim ve zenginleştirilmesinin 3 ila

49 yıllık süre ile üçüncü şahıslara  dev-

redilmesinin yolu açılmıştır. Konu ile

ilgili olarak TÜRK-İŞ Yönetim Kurulu

Üyeleri ile Türkiye Maden-İş Yönetim

Kurulu üyeleri, Eti Maden Genel Mü-

dürü, Enerji Bakan Yardımcısı ve Enerji

Bakanlığı Müsteşar Yardımcısı ile gö-

rüşmeler yapmış, yetkililer, söz konusu

yasa tasarısının bir özelleştirme mahi-

yetini taşımadığını, yapılmak istenenin

kurumun ihtiyaçlarını karşılamaya ve

üretimi artırmaya yönelik olduğunu be-

lirtmiştir. Ancak Türk-İş ve  Türkiye

Maden –İş Yöneticileri  söz konusu yasa

tasarısının ucu açık bir düzenleme oldu-

ğunu ve sonuçta yapılmak istenen işle-

min  işletme hakkı devri ve kiralama

yöntemleriyle örtüşen bir özelleştirme

sonucunu doğuracağını belirterek,  “

bor madenlerinin devlet eliyle işletil-

mesi Anayasa ve 2840 sayılı yasa gere-

ğidir.

Bu nedenle bu düzenleme hem Ana-

yasa’ya hem de 2840 sayılı yasaya ay-

kırıdır, daha önemlisi, Türkiye’nin

gözbebeği madenlerin süreç içinde ya-

bancı tekellerin eline geçmesine yol

açacak bir düzenlemedir. Mutlaka geri

çekilmelidir” şeklindeki görüşlerini dile

getirmişlerdir.

Öngörülen kanun değişikliğinin yasa-

laşması halinde yerli yabancı şirketlere

devredilebilecek olan Eti Maden bünye-

sindeki bor ürünleri işletmeleri, maden-

cilik konusundaki tüm uzmanların da

kabul ettiği gibi, Türkiye için vazgeçil-

mez kaynaklardır. Bor madenlerimizin

özel sektöre uzun vadeli taahhütlerle ve-

rilmesi, dünya lideri olabileceğimiz bir

sektörde uzun yıllar süren çabalar so-

nucunda elde ettiğimiz etkinliği olumsuz

yönde etkileyecektir.

Kanun değişiklikleri yapılacaksa, bor-

ların satışı için değil Eti Maden'in tek-

nolojik olarak önünün açılması, gerekli

personel alımı, yatırımların yapılması

ve uç ürün üretiminin artırılması için

yapılmalıdır. Ham bor ihracatı yerine

rafine bor ve özel bor ürünlerine yatı-

rım yapılarak bor minerallerine dayalı

tesislerin ülkemizde kurulması sağlan-

malıdır. Bor ürünlerinin hammadde

olarak kullanıldığı sanayi alanlarının

gelişmesine yönelik yatırımlar teşvik

edilmelidir. Türkiye'nin hedefi nihai

ürün pazarları olmalıdır.

Bor madenlerimizin kamu eliyle işletil-

mesi sürdürülmelidir. TÜRK-İŞ Hükü-

meti,  ilgili kanun değişikliğinden

vazgeçilmeye ya da maddeyi endişeleri

giderecek şekilde yeniden düzenlemeye

çağırmaktadır.”

Page 43: Petrol-Is

petrol-iş 41

BOR’UN ÖZELLEŞTİRİLMESİNE KARŞI EYLEM VE ETKİNLİKLER

Petrol-İş Sendikası Bandırma şubesi, boru özelleş-tirme politikalarına karşı 26 Mart 2012 tarihinde,saat 11.00' de Bandırma Eski Belediye binası

önünde stand açtı. Bandırma halkını bilinçlendirmek veimza toplamak amacı ile kurulan stand 30 Mart tarihinekadar sürdü. Stand açıldığı gün 1000'in üzerinde imza top-landı, Bandırma halkı standa yoğun ilgi gösterdi.

26/03/2012 - 30/03/2012 Tarihleri arasında Eski BelediyeBinası İnönü Caddesi önünde BOR MADENLERİNİN 3.ŞAHISLARA VERİLMEMESİ ile ilgili Petrol-İş Sendi-kası Bandırma Şubemizin başlatmış olduğu İMZASTANDI' nda toplanan 5.000 imza T.B.M.M BaşkanlığınaŞube Başkanımız İsmail Kayan Yönetim Kurulu, Temsilcive üyelerimiz tarafından gönderilmiştir.

Bandırma Meydanı'nda stand açıldı,imza kampanyası düzenlendi

Eti Maden Bandırma İşletmeMüdürlüğünde çalışansendikamız üyesi işçilerin

pasif eylemlilik sürecinde 12Mart'ta başlattıkları "Sakal bı-rakma eylemi" 24 Mart tarihi ileson buldu. Petrol-İş Sendikası,boru özelleştirme politikalarınakarşı daha önce olduğu gibi bun-dan sonra da kararlı bir şekildemücadeleye devam edecek.

Sendikamız üyesi Bor işçilerinin sakal bırakma eylemi

Page 44: Petrol-Is

petrol-iş42

EYLEME BİNLERCE TARAFTAR DESTEK VERDİ

BOR İŞÇİSİ SAHAYA İNDİ

Bor işçisi sahaya indi. Bandır-

ma'da 15 Mart'ta oynanmakta

olan Bandırma Banvitspor- Gala-

tasaray karşılaşması için tribündeki yerini

alan yüzlerce bor çalışanı, karşılaşmanın

başlaması ile birlikte içlerine giydikleri

eylem önlüklerini çıkartarak, bor maden-

lerinin özelleştirilmesini protesto ettiler.

Beko Basketbol Ligi'nin erteleme maçı

Banvit- Galatasaray karşılaşmasının baş-

lama anında gerçekleşen eyleme salonu

dolduran binlerce taraftar da destek verdi.

CHP Balıkesir Milletvekili

Namık Havutça, Ayşe Nedret

Akova ve Haluk Ahmet Gümüş

ile birlikte Sendikamız Bandırma Şube

Başkanı ve sendikalı yöneticiler 23

Mart'ta TBMM'de bir basın toplantısı

düzenledi.

Havutça, kanun taslağı ile bor maden-

lerinin özel sektör tarafından işletilme-

sinin önü açılmak istendiğini belirterek,

"2840 sayılı kanununun 2. Maddesine

bir fıkra eklenerek yapılacak değişiklik

ile bu yetki özel sektöre devir edilmek

isteniyor. Yapılması öngörülen tek mad-

delik kanun değişikliği ile mülkiyeti dev-

lette kalmak üzere arama, üretim ve

pazarlamanın özel sektöre devri isten-

mektedir. CHP olarak, biz, Türkiye'nin

böyle stratejik öneme sahip borun özel-

leştirilmesine gidecek bu kanun taslağı-

nın derhal geri çekilmesini istiyoruz.

Borların devlet eliyle, kamu çalışanla-

rıyla, devletin asıl kadrolarıyla iş gü-

vencesiyle çalışanlarla çalıştırılmasını

talep ediyoruz" diye konuştu.

Diğer milletvekilleri ve Şube Başkanı-

mız İsmail Kayan da bor ile ilgili bilgi

vererek özelleştirmeye karşı mücadeleyi

yükselteceklerini söylediler.

CHP BALIKESİR MİLLETVEKİLLERİ TBMM'DE BASIN TOPLANTISI DÜZENLEDİ:

Bor madenini özelleştirmenin önü açılıyor

Hükümetin bor madenini özelleştirme girişimi Halk TV'de...

Halk TV'de, 22 Mart'ta Lale Özan Arslan'ın sunduğu Hafta İçi programına konuk olan CHP Balıkesir MilletvekiliNamık Havutça ile sendikamız Bandırma Şube Başkanı İsmail Kayan, siyasi iktidarın boru özelleştirme girişim-lerine karşı tepkilerini dile getirerek nasıl bir mücadele verilmesi gerektiğini anlattılar.

Page 45: Petrol-Is

petrol-iş 43

AKP 2001 YILINDA BOR’LARIN ÖZELLEŞTİRİLMESİNE KARŞIYDI...

Bugün ne değişti de özelleştirmeye ciddi kapı aralayan yasa değişikliği yapılmak isteniyor?

“Ülkemizin gözbebeği paha biçilemez

bu milli servetimizin özelleştirme giri-

şimlerine karşı sendika olarak daha ön-

ceki girişimlere karşı verdiğimiz gibi,

meşru, demokratik, kitlesel mücadele-

mizi sonuna kadar kararlılıkla veririz.

Bundan hiç kimsenin şüphesi olmasın.

Biliyoruz ki, milletimiz de, ülkemizin

bugünü ve geleceğinde büyük öneme

sahip olan bu vazgeçilmez milli serveti-

mizin korunması konusunda çok hassas-

tır. Bu konudaki hassasiyetini 2001

yılındaki özelleştirme girişimlerine karşı

verilen mücadelede ortaya koymuştur.

İnanıyoruz ki, bu duyarlılık bugünkü gi-

rişimlere karşı da ortaya konulacaktır.

Dünya bor rezervlerinin yüzde 73'ünü

elinde bulunduran Eti Maden'e bağlı bor

işletmelerinin hemen hepsi karlı kuruluş-

lardır. Dünya bor talebinin yaklaşık %

40'ını Eti Maden, % 27'sini RT Borax, %

33'ünü de diğer üreticiler karşılamakta-

dır. Eti Maden'in bor satışları yıllık 2

milyon ton civarında gerçekleşmekte ve

ülke ekonomisine yıllık yaklaşık 850

milyon dolarlık bir girdi elde edilmekte-

dir. Türkiye'de bor madenlerinin kamu-

laştırılması ile başlayan bor üretim ve

pazarlama faaliyetleri sonucunda, Tür-

kiye önemli ve güçlü bir kaynak ve rakip

olarak dünya bor pazarında yerini almış-

tır. Bor madenlerinin kamulaştırılması ve

devlet sermayesi ile güçlenen ve büyü-

yen Eti Maden faaliyetleri Türkiye'ye

bor konusunda oldukça önemli bir üre-

tim ve pazarlama tecrübesi kazandırmış-

tır. Bordaki en önemli sorunlardan biri

pazarlama stratejisi ve fiyatlandırma po-

litikalarıdır. Çünkü bor ve bor türevleri

birbirini ikame edebilen malzemelerdir.

Bu nedenle kullanım yerine ve ülkesine

göre fiyatlandırılır. Türkiye'nin dünya

bor pazarını çok yakından takip etmesi

ve bu ürünleri mümkün olduğu kadar tek

elden pazarlaması gerekmektedir. Birçok

ülkede depolama tesislerine sahip olan

adeta tekel durumundaki şirketlerin pa-

zarlama teşkilatları bütün dünyaya yayıl-

mış durumdadır. Dünya bor pazarındaki

payı artırabilmek ve fiyat trendini yük-

seltebilmek için planlı ve istikrarlı bir pa-

zarlama ve fiyatlandırma stratejileri

izlenmelidir. Özellikle Eti Maden'in son

yıllarda gerçekleştirdiği faaliyetler, uy-

guladığı politikalar sonucu pazarlama ve

fiyatlandırmada önemli aşamalar kayde-

dilmiştir.

Bor cevherinin özel sektöre

açılması hatadır

Uluslararası bor pazarlarındaki giderek

lehimize değişen bu gelişmelere rağmen

Kanun değişikliği yapılarak bor cevher-

lerinin özel şirketlere devredilme yolu-

nun açılması, ülkemiz madenciliği adına

büyük bir hata olacaktır.

Öngörülen kanun değişikliğiyle yerli ya-

bancı şirketlere devredilebilecek olan Eti

Maden bünyesindeki bor ürünleri işlet-

meleri, madencilik konusundaki tüm uz-

manların da kabul ettiği gibi, Türkiye

için vazgeçilmez kaynaklardır. Bor ma-

denlerimizin özel sektöre uzun vadeli ta-

ahhütlerle verilmesi, dünya lideri

olabileceğimiz bir sektörde uzun yıllar

süren çabalar sonucunda elde ettiğimiz

etkinliği olumsuz yönde etkileyecektir.

Bor madenleri kamu eliyle işletilmeli

Dünya bor piyasası yaklaşık 2 milyar

dolar iken, bor minerallerini hammadde

olarak kullanan uç ürünlerde toplam

dünya pazarı 100 milyar doların üzerin-

dedir. Türkiye'nin yapması gereken bor

madenleri üzerindeki kamu tekeliyle uğ-

raşmak değil, uç ürün pazarında %1 bile

olmayan ülke payını süratle arttırmaya

çalışmaktır. Kanun değişiklikleri yapı-

lacaksa, borların satışı için değil Eti Ma-

den'in teknolojik olarak önünü açılması,

gerekli personel alımı, yatırımların ya-

pılması ve uç ürün üretiminin artırılması

için yapılmalıdır. Ham bor ihracatı ye-

rine rafine bor ve özel bor ürünlerine ya-

tırım yapılarak bor minerallerine dayalı

tesislerin ülkemizde kurulması sağlan-

malıdır. Bor ürünlerinin hammadde ola-

rak kullanıldığı sanayi alanlarının

gelişmesine yönelik yatırımlar teşvik

edilmelidir. Türkiye'nin hedefi nihai ürün

pazarları olmalıdır. Bor madenlerimizin

kamu eliyle işletilmesi sürdürülmelidir.

Türkiye Maden İşçileri Sendikasıkamuoyuna yaptığı açıklamada,“2001 yılında bor madenlerininözelleştirilmesine karşı sendikaolarak, sektördeki diğer demo-kratik kitle örgütleri, bölge halk-ları ve siyasi parti teşkilatları iledayanışma içinde verdiğimiz mü-cadelede o dönem muhalefet par-tisi konumundaki AK Partimilletvekili ve teşkilatlarından dayoğun, aktif destek gördük. VeAK Parti sözkonusu dönemde bormadenlerinin özelleştirilmesineşiddetle karşı çıktı” denildi. Açık-lama şöyle:

Page 46: Petrol-Is

petrol-iş44

BOR'DA ÖZELLEŞTİRMEYE KARŞI SENDİKA VE ODALARDAN ORTAK AÇIKLAMA:

Bor madenleri özelleştirilemez, tasarı derhal geri çekilmeli

Ülkemizin stratejik zengin-liği bor madenlerini yerlive yabancı sermayeye

açacak tehlikeli girişime karşı, bormadenlerini işleten kamu kurulu-şumuz Eti Maden İşletmeleriGenel Müdürlüğü'nde örgütlü işçive memur sendikaları ileTMMOB'ye bağlı mühendis oda-ları 20 Nisan Cuma günü saat10.30'da Ankara'da TMMOBGenel Merkezi'nde ortak bir basıntoplantısı düzenlediler. Bor maden-lerinin ve bor ürünleri üretimininözel sektöre devredilmesine yolaçacak düzenlemeye karşı ortaktavır geliştirme kararı veren sen-dika ve oda başkanlarının yaptığıortak açıklama şöyle: “Enerji veTabii Kaynaklar Bakanlığınca ha-zırlanan ve Bakanlar Kurulu tara-

fından imzalanarak 5 Mart 2012 ta-rihinde Başbakanlığa iletilen "BorTuzları, Trona ve Asfaltit Maden-leri ile Nükleer Enerji Hammadde-lerinin İşletilmesini, Linyit veDemir Sahalarının Bazılarının İa-desini Düzenleyen Kanunda Deği-şiklik Yapılmasına Dair KanunTasarısı" Başbakan'ın imzasıyla,20 Mart 2012 tarihindeB.02.0.KKG.0.10/101- 487/1319sayılı yazıyla Türkiye Büyük Mil-let Meclisi Başkanlığı'na gönderil-miştir.

Mevcut Kanunun 2. maddesine ek-lenen fıkrada "Bu madenlerin üre-tilmesi ve zenginleştirilmesi,teknik, ticari ve ekonomik sebep-lerle ürünün mülkiyeti ruhsat sahi-binde kalmak üzere 4734 sayılı

Bor madenlerinin ve bor ürün-leri üretiminin özel sektöre dev-redilmesine yol açacakdüzenlemeye karşı ortak tavır ge-liştirme kararı veren sendikamızile birlikte Maden-İş Sendikası,Enerji, Sanayi ve Maden KamuEmekçileri Sendikası, TürkEnerji-Sen, TMMOB JeolojiMühendisleri Odası, TMMOBKimya Mühendisleri Odası,TMMOB Maden MühendisleriOdası, TMMOB Metalurji Mü-hendisleri Odası başkanlarınınkatılımıyla Ankara'da ortakbasın açıklaması yapıldı.

Page 47: Petrol-Is

petrol-iş 45

Kamu İhale Kanunu hükümleri çer-

çevesinde ihale edilmek suretiyle

üçüncü şahıslara gördürülebilirler.

Ancak üçüncü şahıslara gördürüle-

cek işlerin ihale süresinin üç yıldan

fazla olması durumunda konuya iliş-

kin talepler Yüksek Planlama Ku-

rulu tarafından karara bağlanır."

denilmektedir.

Değişiklik, özelleştirme demektir

İstenen yasa değişikliğiyle bor üreti-

min özel sektörce yapılmasının

önünde hiçbir engel kalmayacaktır.

Özel sektörün üreteceği bor ürünle-

rin devletçe alımı garantilenmekte-

dir. Bu tasarı kabul edildiğinde,

yıllardır yapılamayan "borların özel-

leştirilmesi" başarılacaktır. Gerek-

çesi ne olursa olsun bu değişiklik,

2840 sayılı Kanunla Devlet eliyle iş-

letilmesi gereken bor madeninin

özelleştirilmesi demektir.

Bor, stratejik bir madendir. Bor mi-

nerallerinin; son derece özel kimya-

sal yapıları nedeniyle, hammadde,

rafine ürün ve nihai ürün şeklinde,

büyük çoğunluğunda alternatifsiz

olmak üzere, 250'yi aşkın kullanım

alanı mevcuttur. Bor mineralleri,

ilave edildikleri malzemelerin katma

değerlerini olağanüstü yükseltmekte,

bu nedenle sanayinin tuzu olarak ad-

landırılmaktadır. Halen yürürlükte

olan haliyle bor madenlerinin arama

ve işletme çalışmaları Eti Maden İş-

letmeleri Genel Müdürlüğü tarafın-

dan yürütülmektedir.

2840 sayılı yasa doğrultusunda Bor

madenlerinin Devletçe işletilmeye

başlanması ile birlikte bor madenle-

rinin işletilmesi ve değerlendirilmesi

amacıyla çok önemli adımlar atıl-

mıştır. Eti Maden İşletmeleri Genel

Müdürlüğü tarafından yapılan arama

ve rezerv tespit çalışmaları ile Tür-

kiye'nin dünya toplam bor rezervle-

rinin % 72'sine sahip olduğu belir-

lenmiştir. 2012 yılında bor

kimyasalları ve eşdeğeri ürün kurulu

kapasitesi, 1.705.000 ton / yıl mikta-

rına erişmiştir.

Eti Maden dünya bor

pazarı lideridir

Bor rezervlerini 1978 yılından bu

yana kamu adına işletmekte olan Eti

Maden; bugüne kadar gerçekleştir-

miş olduğu yatırımlar ile Türkiye'nin

bor teknolojisi konusundaki en de-

neyimli kadrosunu bünyesinde bu-

lundurmaktadır, bor tesislerinin

kurulması için gerekli mühendislik

deneyimi ve tesislerin işletilmesi

için gerekli üretim deneyimi açısın-

dan en iyi kadroya sahiptir, dünya-

daki en büyük bor üreticisi ve en

güvenilir bor ürünleri sağlayıcısıdır,

bugün itibarıyla % 40 pazar payıyla

Dünya bor pazarı lideridir.

Eti Maden'in bu konuma gelmesi sa-

dece 30 yıl gibi bir sürede gerçekleş-

miştir. Bu süre içinde herhangi bir

kurum ya da kuruluşun işletme, mü-

hendislik, pazarlama, finans deste-

ğine ihtiyaç duyulmamış ve tüm

gelişme kurumun kendi olanakları

ile sağlanmıştır. Rezervlerin işletil-

mesinden maksimum fayda sağlan-

maktadır ve dünya pazarının en

büyük payı Eti Maden'e aittir.

Bütün bunlara rağmen yapılmak is-

tenen; uzun vadeli hizmet alımları

adı altında ve aslında Eti Maden'den

daha birikimli ve ekonomik olanak-

lara sahip olmayan kuruluşlar aracı-

lığı ile özelleştirmenin

gerçekleştirilmeye çalışılmasıdır. En

büyük doğal zenginliğimiz olan

borun gözlerden uzak tutularak bir

yasa değişikliği ile sessizce yeniden

gündeme getirilmesi, ülkemizde kü-

reselleşme ve liberalleşme rüzgarları

altında özelleştirilmemiş tek alan

olan Bor madenlerimizin ulusötesi

tekellere devredilmesi sonucunu do-

ğuracaktır.

Bor üretimi ve zenginleştirme hiz-

metlerinden başlanılarak, yarın bir

bütün olarak Bor madenlerimizin ve

endüstrimizin ulusötesi tekellere

devredilmesine dün olduğu gibi

bugün de izin vermeyeceğimizi be-

lirtiyoruz. Yapılması gereken, Eti

Maden'in teknolojik olarak önünün

açılması, gerekli personel alımı, ya-

tırımların yapılması ve uç ürün üre-

timinin artırılması için çalışmaların

hızlandırılması olmalıdır.

Tasarı derhal geri çekilmelidir

Rafine bor ve özel bor ürünlerine ya-

tırım yapılarak bor minerallerine da-

yalı tesislerin ülkemizde kurulması

sağlanmalıdır. Bor ürünlerinin ham-

madde olarak kullanıldığı sanayi

alanlarının gelişmesine yönelik yatı-

rımlar teşvik edilmelidir. Türkiye'nin

hedefi nihai ürün pazarları olmalıdır.

Rezervleri ve kaynak türleri açısın-

dan en zengin ülke olan ve rafine bor

ürünleri için teknoloji geliştirip

önemli yatırımlar yapan bir ülke ola-

rak ülkemizin çıkarının borlarımızı

tekellere devretmekte değil; arama-

sından, işletmesine ve uç ürüne dön-

üştürülmüş ürünün pazarlanmasına

kadar her aşamasının kamu eliyle

yürütüldüğü geliştirilmiş bir bor en-

düstrisinin bu ülke ve insanının ya-

rarına oluğunu ifade ediyor, "Bor

tuzları, uranyum ve toryum maden-

lerinin aranması ve işletilmesi Dev-

let eliyle yapılır" yasa hükmünün

değiştirilmeyerek korunması ve bu

tasarının derhal geri çekilmesi ge-

rektiğini belirtiyoruz.

Page 48: Petrol-Is

petrol-iş46

İSTANBUL ŞUBELER PLATFORMU

Açılış konuşmasını Petrol-İş GenelBaşkanı Mustafa Öztaşkın'ın yaptığıpanelde, konfederasyon ve genel mer-kezlere, saldırılar karşısında birleşikmücadeleyi ve Taksim 1 Mayısı’nı ör-gütlemek için çağrıda bulunuldu.

Türk-İş İstanbul Şubeler Platformu ta-rafından düzenlenen panelde konuşanDoç. Aziz Çelik, hükümet programındayer alan Ulusal İstihdam Stratejisinekarşı sendikaların strateji belirmesi ge-rektiğini söyledi. Emek Demokrasi veÖzgürlük Bloğu İstanbul BağımsızMilletvekili Levent Tüzel ise, "Ayağakalkmamız isyan etmemiz lazım" dedi.

Panele konuşmacı olarak Kocaeli Üni-versitesi Öğretim Üyesi Doç. AzizÇelik, İş Hukuku Uzmanı Av. MuratÖzveri, İstanbul Bağımsız MilletvekiliLevent Tüzel ve CHP Ankara Milletve-kili İzzet Çetin katıldı. Panele, sendikagenel başkanları, sendikalı işçiler iledirenişteki Hey Tekstil ve KampanaDeri işçileri de izleyici olarak katıldı.

Platform bileşeni sendikalara üye200’ü aşkın işçinin katılımıyla gerçek-leştirilen panele Deri-İş, Petrol-İş İs-tanbul 1 Nolu Şube, Hava-İş,

TÜMTİS, Tez-Koop-İş 1 ve 5 No’luşubeleri, Harb-İş İstanbul Anadolu Ya-kası Şubesi, Selüloz-İş İstanbul Şubesi,Haber-İş İstanbul 1 No’lu Şubesi'ndeörgütlü işçiler katıldı.

ULUSAL DEĞİL UCUZİSTİHDAM STRATEJİSİ Doç. Aziz Çelik, hükümetin adını Ulu-

TÜRK- İŞ İstanbul ŞubelerPlatformunun Petrol-İşGenel Merkezi'nde düzenle-diği "Ulusal İstihdam Stra-tejisi Aldatmacası, KıdemTazminatı ve Toplu İş İlişki-leri Yasası" konulu paneldeyüzlerce işçi bir araya geldi.

'Ulusal değil, ucuz istihdam projesi'

EMEĞİN GÜNDEMİNİ OLUŞTURAN KONULAR TARTIŞILDI

Page 49: Petrol-Is

sal İstihdam Stratejisi verdiği belgeyeilişkin bilgiler verdi. Strateji'nin ortave uzun vadeli olarak planlandığınıkaydeden Çelik, bu stratejinin aslında"Ulusal değil, Ucuz İstihdam Strate-jisi" olduğunu ifade etti. Esneklik vegüvencesizlik getirecek bu belgenin"İşsizliği çözmek" iddiasıyla getiril-diğini ifade eden Çelik, "İş istiyorsa-nız esnek ve güvencesiz olacak"değerlendirmesi yaptı. Stratejinin,aynı zamanda bir "TİSK belgesi" ola-rak kabul edilebileceğini ifade edenÇelik, "Çünkü içinde TİSK (Türkiyeİşveren Sendikaları Konfederas-yonu)'in çalışmalarında yer alan for-mülasyonlar var" diye konuştu.

'TEMEL HEDEF İŞGÜCÜ PİYA-SALARININ ESNEKLEŞTİRİL-MESİ'

Çelik, Ulusal İstihdam Stratejisi bel-gesinin, "Türkiye'de istihdamın katıolduğu ve esnekleştirilmesi" gerek-tiği fikri üzerine kurulduğunu belir-tirken, Başbakanlık'a bağlı YatırımAjansı'nın internet sitesinde ise,"Türkiye'de yatırım yapmak için 10neden" başlığı altında "Nitelikli verekabetçi işgücü piyasası", "Azalanreel birim ücretle birlikte artan çalı-şan verimliliği" ve "Avrupa'daki enuzun çalışma süreleri ve çalışan ba-şına ortalama hastalık izninde endüşük oran (haftada 53,2 çalışmasaati ve çalışan başına yıllık ortalama

4,6 gün hastalık izni)" şeklinde ifa-deler yer aldığını dile getirdi. Devle-tin iki kurumu tarafından hazırlananbelgelerde farklı ifadeler yer aldığınıifade eden Çelik, bu strateji belge-siyle "Esnek İstihdam Projesi yaratıl-mak isteniyor. Temel hedef 2023yılına kadar işgücü piyasalarını es-nekleştirilmesi. 10 yıllık dönemi kap-sıyor. Hükümet irade koyuyor. Çünkü61. Hükümet programında bu stratejiyer alıyor" dedi.

'SENDİKALARIN BİR STRATEJİSİ VAR MI?'

"Ulusal İstihdam Stratejisi'nde nelervar" diye soran Aziz Çelik, şunlarıifade etti: "Geçici işçiliğin yaygınlaş-tırılması, taşeron ve alt işveren önün-deki sınırlamalarını kaldırılması,kiralık işçilik yani Özel İstihdam Bü-roları kurulması, Kıdem Tazminatıiçin Fon kurulması ve asgari ücretteyaş ayrımının yükseltilmesi." Hükü-metin bir stratejisi olduğunu söyleyenÇelik, sendikalara ise şu çağrıda bu-lundu: "Kendi stratejimiz var mı? Ge-miler limanda güvendedir. Amagemiler limanda kalmak için değilfırtınalı denizlere açılmak için yapıl-mıştır."

TÜZEL: AYAĞA KALKMALI-YIZ, İSYAN ETMELİYİZ

İstanbul Bağımsız Milletvekili Le-

vent Tüzel ise, Meclis'te bu yasa ta-sarılarını tartışacaklarını ancakönemli olan şeyin bu kapsamlı saldı-rılar karşısında farkında olunup olun-madığını belirtti.

Emek hareketinin tarihi deneyimleriolduğunu belirten Tüzel, "Hızlı birçalışmaya girilmesi gerekiyor. Yani'kıdem tazminatına dokunulması grevsebebidir' demek yetmiyor" dedi. Hü-kümetin, yasa tasarılarını "sömürece-ğiz, soyacağız" şeklinde yapmadığınadikkat çeken Tüzel, "Görünene değilarka plana bakmak lazım. AKP keli-meler üzerinde oynuyor. Akıl hoca-ları sınır ötesinde. Örneğin asıl olankurallı çalışma. Buna esneklik diyor.Muğlak kavramlar kullanıyor. Eko-nomide büyümeden söz ederler amaişsizlik niye düşmüyor? Yanıt vere-miyorlar" dedi.

2012’NİN EN KAPSAMLI SALDIRISIDIR

"Ulusal İstihdam Stratejisi, tıpkı 12Eylül gibi, 2012'nin en kapsamlı sal-dırısıdır. Saldırı çok yönlü ve büyük"diyen Tüzel, "Muhalefete rağmen,bize rağmen bu yasalar geçecek.Sizin gücünüzdür bu saldırıyı püskür-tecek olan. Sendikaların birliğe ihti-yacı var. Sendikalar, Meclis GenelKurulu'na gelmeden mücadele etme-lidir. Ayağa kalkmamız, isyan etme-miz lazım" çağrısında bulundu.

petrol-iş 47

Page 50: Petrol-Is

petrol-iş48

İstanbul Esenyurt’ta 11 Mart tari-hinde bir AVM inşaatının şantiye-sinde barındırıldıkları çadırlarda

çıkan yangın sonrası, 11 işçinin korkunçbir iş cinayetine kurban edilmiş olmasısonrası iş kazaları, işçi sağlığı ve iş gü-venliği konuları yeniden gündemegeldi. Bu cinayetin ardından,kapkara birsağanak halinde iş cinayetleri yağdı ül-kenin üzerine adeta: Eskişehir’in Miha-liççık İlçesi’ne bağlı KoyunağılıKöyü'ndeki kömür madeninde 2 ma-denci, Ardından, Erzurum’un Aşkale İl-çesi’nde bulunan Karasu BarajGölü’nde göl ortasında bulunan enerjinakil hattını onarmak için deniz bisik-leti ile yola çıkan 5 TEDAŞ işçisi denizbisikletinin alabora olması nedeniylebuzla kaplı göle düştüler, saatlerce buz-lara tutunmaya çalıştılar ama olmadı.İşçiler donarak hayatlarını kaybettiler.İki gün sonra, bu defa, Tuzla Tersanelerbölgesinde bir patlamanın ardından 2 iş-çinin ölüm haberi geldi ve 1985’den buyana Tuzla’da iş cinayetlerine kurbanedilenlerin sayısı 148’e ulaştı.Neo-liberal kapitalizm çağında, tümhak/hukuk/demokrasi söylemlerine kar-şın, kapitalist sömürünün en ilkel vevahşi koşullarının tasvir edildiği 18.yüzyıl İngiltere’sinden fotoğraf kareleriservis ediliyordu sanki Türkiye’de…

Hem de daha bu yılın 24 Şubat’ındaAdana Kozan’da baraj inşaatı sırasındabaraj kapağının patlaması sonucu ölen10 işçiden bazılarının cesedi henüz bu-lunamamışken… Hem de daha 3 Şubat2011’de Ankara Ostim Organize SanayiBölgesi’nde 20 işçi, 11 Şubat 2011’deKahramanmaraş’ın Afşin ilçesindekömür sahasında toprak kayması so-nucu 10 işçi, 31 Ocak 2008’de İstanbulDavutpaşa’da kaçak bir işyerinde mey-dana gelen patlama sonucu 23 işçi iş ci-

nayetlerine kurban edilmişken…Ve yıl-lardır Tuzla tersanelerinde, madenlerdeüst üste yaşanan ve sonu gelmeyen işçiölümleri devam ederken…

Dünyanın 17. büyük ekonomisi ol-makla övünen Türkiye, son yıllarda bü-yüme oranlarında yakaladığı rakamlarlagöğüsleri kabartırken, ekonomik bü-yüme madalyonunun diğer yüzündehunharca işlenen iş cinayetleri vicdan-ları sızlatıyor, akıllara durgunluk veri-yor. 2011 yılı verilerine göre, işkazalarında “Avrupa birincisi” ve“dünya üçüncüsü” olmak gibi eşine azrastlanır bir başarıya sahip şanlı yurdu-muzun(!) bu başarıya ulaşmasındakiönemli etkenlere göz atmak, iş cinayet-lerini sorgulamak kelimenin tam anla-mıyla “yaşamsal” önem taşıyor.

KAPİTALİZM TANRILARININKURBANLARI: İŞÇİLER

İş kazası teriminin evrensel tanımı, üre-tim süreciyle ilgili kavramları içeriyor.İşçi, sermaye sahibi, üretim araçları vemeta gibi bu sürece dahil edilen her birkavramdan en az birinin kazadan etki-lenmiş olması “iş kazasının” temel taş-larını oluşturuyor. Uluslararası ÇalışmaÖrgütü (ILO) iş kazalarını “yaralanma-lara, ölümlere, üretim kayıplarına ve za-rarlarına yol açan planlanmayanolaylar” olarak tanımlıyor.

Ülkemizde ise iş kazası tanımı 5510 sa-yılı Sosyal Sigortalar ve Genel SağlıkSigortası Kanunu 13. Maddesinde yapı-lıyor. ILO’nun tanımı üretim sürecineilişkin tüm unsurlara eşit mesafede du-rurken, Türkiye’de iş kazasını düzenle-yen yasal mevzuatın, “işçiyi merkezinealmayan” ve her satırında “sigortalıolma” koşulunu vurgulayan boyutlarıönem taşıyor. Zira bu düzenlemeler,

“sermayedar, üretim araçları ya da üre-tilen meta” kavramlarını öne çıkararakişçi hayatını ikinci plana atıyor ve “me-talaştırıyor”. Ayrıca, 2011 yılı itibarıyla,% 43,6 oranında sigortasız çalışan nü-fusa sahip bir coğrafyada, yasal mev-zuat, sigortalı çalışanlara göre çok dahabüyük bir kaza riskine sahip olan mil-yonlarca emekçi için iş kazası “yok sa-yılıyor”.

ILO’nun yayınladığı istatistiklere göre,dünyada her yıl 2,02 milyon kişi meslekhastalıkları, 321 bin kişi ise iş kazalarıyüzünden hayatını kaybediyor. Birbaşka deyişle dakikada 4 işçi iş kazalarıveya meslek hastalıkları sonucu yaşa-mını yitiriyor. Bunun yanı sıra, her yıl317 milyon işçi, yani günde ortalama850.000 işçi, dört ya da daha fazla günişe gelememelerine neden olacak kadarciddi yaralanmalara yol açan iş kazala-rına maruz kalıyor. Patronların burnu-nun dahi kanamadığı üretimsüreçlerinde, milyonlarca işçiyi haya-tından eden iş kazalarında dünyada başıçeken ilk iki ülke Hindistan ve Rusya.Bu ülkelerin hemen ardından Türkiyegeliyor.

Karl Marx, kapitalizmin işçi sağlığı ko-nusundaki tutumunu, “Ölü emek (ser-maye), canlı emeğin (üretici güç, işçisınıfı) kanıyla beslenir” tümcesiyle ta-nımlar. Hayatta kalabilmek için emeğinisatmak zorunda olduğundan ücret ve

KADER ve TEVEKKÜLKISKACINDA

İŞ CİNAYETLERİYavuz PAK

Siyaset Bilimci

BİR GÖRÜŞ

Page 51: Petrol-Is

petrol-iş 49

çalışma koşulları açısından seçici olmak-tan ziyade sermayenin önerdiğini kabule,koşullara ikna olmaya zorlanan işçilerin,sağlık ve güvenlik hakkı ile kapitalist üre-tim tarzı arasındaki çelişki de işte tam bu-rada başlar.

Kapitalist üretim sürecinde, çalışma süre-sinin uzatılması ile mutlak sömürü arttı-rılırken; çalışmanın yoğunlaştırılması vesermayenin organik bileşiminin büyümesiile, yani teknolojinin gelişmesi ile, eme-ğin verimliliği yani sömürü oranı arttırı-labilir. Kapitalizm, doğası gereği, artıdeğer miktarını maksimize etmeyi, işçilikmaliyetlerini en aza indirgemeyi, işin yo-ğunluğunu arttırarak emeğin verimlilikoranını yükseltmeyi hedefler. İşçilerinsağlık ve güvenlik hakkı ile kapitalist üre-tim tarzı arasındaki çelişki de yoluna bu-radan devam eder.

Günümüzde, Neo-liberal ekonomi poli-tikalarının dayattığı istihdam biçimleri,esnek çalışma, taşeronlaştırma, sendika-sızlaştırma, çalışma saatlerinin uzaması,iş güvencesinin yok edilmesi, sosyal gü-venliğin gaspı, kayıt dışı istihdam ve üc-retlerin düşürülmesi gibi sonuçlar, tümdünyada çalışan sağlığı ve iş güvenliğininköküne kibrit suyu dökülmesi anlamınageliyor.

Nitekim, yukarıda söylediklerimizin eniyi özetini, Enerji ve Tabii Kaynaklar Ba-kanı Taner Yıldız 19 Aralık 2010′da ka-tıldığı Tes-İş 9. Olağan Genel Kurulu’ndayaptığı konuşmasında yapıyordu: “Bizlergelişmekte olan Türkiye olarak mutlakayeri gelecek 16-18 saat çalışabileceğiz.Değişimi iyi idare edebilmek adına bunumutlaka yapmak lazım. Ben biliyorum kibenim işçim işini bitirmeden çıktığı di-rekten inmez. O direkte sorunu 8 saatteçözerse 8 saat, 18 saatte çözerse 18 saatçalışır. O yüzden biz uzlaşı içerisindebütün emeklerimizi beraber ortaya koya-rak Türkiye’yi geliştireceğiz”. Bakanınaçıklamasında ifadesini bulan neo-libe-ral istihdam politikalarının bu çarpıcıörneği, her şeyi açıklamaya yetiyor. Birdirekte 18 saat boyunca bir insanı çalış-maya mahkum etmek, iş cinayetlerinezemin hazırlamanın ötesinde, cinayetetam teşebbüs demek değil midir?

Üzerinde ısrarla durulması gerekenönemli bir noktayı burada belirtmekte

yarar var: 2011 yılındaki Dünya İş Sağlığıve Güvenliği Kongresi açılış konuşma-sında, Çalışma Bakanı “Yapılan araştır-malara göre iş kazalarının yüzde 98'inin,meslek hastalıklarının da %100'nün önle-nebilir olduğunu, gerekli önlemler alın-madığı için her yıl iş kazaları ve meslekhastalıkları sebebiyle birçok ülke nüfu-suna denk insan topluluğunun hayatınıkaybettiğini” bildirmiştir. Yani, iş cinayet-lerinin neredeyse tümü alınacak önlem-lerle önlenebilecek niteliktedir.

AVRUPA ŞAMPİYONU TÜRKİYE

1945 yılında çıkarılan İş Kazaları, MeslekHastalıkları ve Analık Sigortaları Kanu-nu'ndan bu yana, ülkemizde iş kazası vemeslek hastalığı sonucunda ölen ve sakatkalan işçilerin kaydı tutuluyor. 1946'dan2010 yılına kadar "iş kazaları" sonucuölen işçilerin sayısı tam 59.300’e ulaşmışdurumda. Son 10 yılda toplam 10.723işçi, her yıl ortalama 1.072 işçi ölmüş. İşçisayısı arttıkça, fabrika sayısı arttıkça ölüişçiler ordusu büyüdüğü gözlemlenirken,son yıllarda işçi sağlığı ve güvenliği mev-zuatı ve koruyucu teknik olanaklar geliş-miş olmasına rağmen, işçi ölümlerininarttığı görülüyor.

İş kazaları ve meslek hastalıkları alanında“Avrupa şampiyonu” ve “dünya üçün-cüsü” ünvanlarına sahip olan Türkiye’ninsicilinin aslında açıklanandan çok dahakötü olduğu söylenebilir. Zira, sendikalıçalışan işçi sayısının düşüklüğü, kayıt dışıçalışma oranının yüksekliği, sermayeyanlısı yasalar ve patronların türlü tehdit-leri nedeniyle, yaşanan binlerce ölümcüliş kazası ve meslek hastalığı, çalışma ya-şamında kayda dahi geçirilmemektedir.Öte yandan, uluslararası bilimsel araştır-malara göre, bir ülkede “meslek hastalık-larının görülme sıklığı” ortalama olarak,çalışan nüfusun binde 4’ü ila binde 12’siarasında değişmektedir. SGK’nın sonaçıklamasında ülkemizde çalışan nüfusun24 milyon ve bu veri ışığında, Türkiyeiçin tahmini meslek hastası sayısının 96bin ila 288 bin arasında değişmekte ol-duğu hesaplanmaktadır.

Ancak, kayıt dışı çalışma oranının budenli yüksek oluşu nedeniyle bu durumtespit edilememekte ve belki de bu sa-yede, yurdumuz iş kazaları alanındadünya şampiyonluğunu kaçırmaktadır(!)

TEVEKKÜL ve KADER İKLİMİ

İş kazalarında lider ülke olma durumu,çok geniş kapsamlı bir olgu. Ancak, iş ci-nayetlerinin artarak devam ettiği bu coğ-rafyanın ideolojik/kültürel iklimin” buliderlikte en önemli paya sahip olduğunusöylemek sanırım yanlış olmaz. YasinDurak, Emeğin Tevekkülü adlı kitabında,“Türkiye’de 1980 sonrası gerçekleşen bi-rikim rejiminde, ücretlilik ilişkisinin yeniortaya çıkan biçimleri, sömürünün “meş-ruiyetini” ve “sürdürülebilirliğini” sağla-yan mekanizmaların ağırlık merkezininhukuki/siyasal üstyapıdan “ideolojik/kül-türel” üstyapıya doğru kaydığı söylenebi-lir” derken bu noktaya parmak basıyor.

Ülkenin yakın tarihine göz attığımızda, işkazaları konusunda, güçlenen hegemon-yanın dayattığı “kaderci” ve “tevekkülcü”anlayışın genel kabule sunulduğunu göre-biliriz. İş kazalarını önlemek için bilimselaraştırmalar yapmak ya da koruyucu tek-nolojik önlemler geliştirmek gibi akılcıçözümler yerine “kaderci anlayışın” ve“tevekkül” kültürünün hakim kılınması,ulaşılan rekor rakamların izahında enönemli paya sahip. Bu olguları, küresel-leşme sürecinin neo-liberal politikaları-nın dayattığı yeni istihdam ya da“istihdamsızlık” uygulamaları ile birleş-tirdiğinizde tabloyu daha net görebiliriz.

2010 yılında, 30 maden işçisinin yaşamınıyitirdiği Zonguldak Karadon’daki iş cina-yetinin ardından bölgeyi ziyaret edenBaşbakan, ölümleri madencilik mesleği-nin fıtratına ve kadere bağlamış ve inanıl-ması zor bir üslupla şunları söylemişti:"Kader konusu malum çevrelerde hemenistismar konusu yapılmaya başlandı. Benkaza ve kadere inanmayı anlatmadım. Bukonuda sizin meşrebinizi de cibilliyetinizide biliyorum. Benim anlattığım şey şu bumesleğin fıtratında bu var. Grizu patla-ması dünyanın her yerinde oluyor. Tuttur-dular taşeron, taşeron, taşeron...”

Aynı kaza ile ilgili Başbakan’ın açıklama-sına eşlik eden dönemin Çalışma BakanıDinçer’in söyledikleri ise daha da kor-kunçtu: “Güzel öldüler. Yani o konuda,ben acı çekmediklerini ve fizik olarak dagüzel öldüklerini buradan rahatlıklasöyleyebilirim. Sekiz tane işçimizde hafifyanıklar vardı.… Nitekim ilk çıkardığı-

Page 52: Petrol-Is

petrol-iş50

mız yirmi kişinin kimlik tespitinde desorun çıkmadı biliyorsunuz. Diğerle-riyle alakalı olarak, kimlik tespitindeDNA testlerine başvurmak zorundakaldık. Bu açıdan öyle bir şey yoktuyani, şanslıydık.  Bütün işçilerimizi ai-lelerine teslim ettik. Hepsi defnedildi,hepsi huzur içindeler.” Aynı zih-niyet, Esenyurt’ta 11 işçinin çadırdayanarak ölmesinden sonra döneminÇalışma Bakanı Çelik’in sözleriylehortluyordu: “Çelik, işçilerin ölümüiçin ”Kader mi? Bence kader. Ama kazamı kaza değil. Önlemler alınsaydı böylebir şey olmayacaktı" …

İş kazalarında ‘tevekkül” ya da “kader-cilik”, işçinin canına kasteden terörünkod adıdır. 60 yıla yakın bir zaman dili-minde 60 bin ölü !!! Bu bir terördür !!!Her terör eylemi gibi, on binlerce işçinin"kaza" sonucu ölümü teknik olmaktançok, “siyasi ve ekonomik” bir sorundurve yıllardır çalışma koşulları ciddi birbiçimde denetlenmediği için, işçiler ör-gütsüzleştirilip sendikalar saf dışı bıra-kıldığı için on binlerce işçi yaşamınıyitirmiştir.

Öte yandan, bugünlerde yasalaştırıl-maya çalışılan iş yasaları esnekleşme,kuralsız ve güvencesiz çalışma düzeniöngörüyor. Yani, iş cinayetlerine yenidavetiyeler çıkarılıyor. Oysa, daha fazlakaynak, daha fazla denetim, daha fazlaözen ve daha az kar hırsı ile bu terör ön-lenebilir. “Çalışmak Sağlığa Zararlı-dır” adlı kitabında Fransız sosyologAnnie Thebaud Mony, “Ne zaman ki işkazalarını toplumsal planda kamu dü-zenine saldırı suçu kapsamında ele ala-cağız, işte o zaman iş kazalarınınönemini de daha iyi kavramış olaca-ğız” diyor. Gelin görün ki, bu ülkedehala bir “”işçi sağlığı ve iş güvenliğiyasası” bile yok!

Unutulmaması gereken önemli bir noktavar: çalışma yasalarında “iş kazası” ola-rak nitelense de bu ölümlü kazalar ger-çekte birer “iş cinayetidir”.

Zira, "kaza" bütün önlemlerin alındığı,işçilerin güvenceli-sigortalı-kurallı ça-lıştırıldığı, ancak buna rağmen yaşana-bilecek “istisnai” durumlar içinkullanılabilir. Oysa iş kazası adı verilenişçi ölümleri istisna değil “kural” halinegelmiş durumdadır...

SONUÇ YERİNE…

En yetkili ağızların, iş cinayetlerini“kader” olarak nitelendirdiği bir ül-kede, muhafazakar bir zihniyet hakimkılınıyor, tevekkül ve kadercilik hayatageçirilen en vahşi neo-liberalizm ku-rallarına ve istihdam politikalarına sosolarak kullanıyorsa, o ülkenin Av-rupa’dan sonra dünya şampiyonlu-ğuna doğru hızla yol alması kaçınılmazgibi görünüyor.

Annie Thebaud Mony, “İşçinin işi, herzaman sakat bırakır. Madenciler ciğe-rini tükürür. Çelik fabrikalarında çalı-şan delikanlıların parmakları kesiktir.Doğramacıların da parmaklarındanbir kaçı yoktur. Mesleğin tüm haritasıbedenlerinde çizilidir. Bu aynı za-manda, toplumun işçilere bakışıyla il-gilidir” diyor. Türkiye’de ne yazık ki,ülkenin yöneticilerinden başlayarak biz-zat iş cinayetlerinin mağdurları olan iş-çileri de kapsayan kaderci anlayışhükmünü sürüyor. Bedenlerine çizilenharitada, işçiler, tevekkülcü/kaderci bü-yüklerinden öğrendiklerini görüyorlar:İş güvenliğinden, sendikal/sosyal hak-lardan, iş sağlığından mahrum bırakıl-mışlıkları yerine kaderin kendilerinesunduğu çaresizlik ve boyun eğiş! Belkide sürecin en hazin boyutu işte budur:Neo-liberalizmin Türkiye ölçeğinde sar-malandığı kaderci/tevekkülcü muhafa-zakar zihniyetin tam da hedefinibularak, işçilerin zihinlerini işgal et-mesi. İdeolojik/kültürel hegemonyanınzaferi…

Zonguldak Kozlu’da, grizu patlamasısonucu 263 madencinin öldüğü, Türkiyetarihindeki en büyük iş kazasında patla-masında ölen babası Hasan Canbaş'ınkontenjanından aynı ocakta işe giren 36yaşındaki Bayram Ali Canbaş, 2012 yı-lında, kazanın 20. yıldönümünde şunlarısöylüyordu: "Babama mezar olan bu

ocağı görmek için 2000 yılında buradaişe girdim. Ondan sonra çalışmayadevam ettim. Baba mesleği sonuçta.Babamın öldüğü ocaktan ekmeğimikazanıyorum. Ama onun yaşadığı ka-deri ben de her an yaşayabilirim. Bunubiliyorum, ancak ekmek parası için ça-lışıyorum". Bayram Ali Canbaş’ınkurduğu tevekkül yüklü cümlelerinkaynağına inmek için, 20 yıl öncesine,aynı iş cinayetinin hemen sonrasında,T.B.M.M.’de yaşananlara bir göz at-malı belki de…4 Mart 1992 tarihliT.B.M.M. tutanakları, Kozlu faciasınınardından Meclis’te geçen şu diyalog-ları belgeler:

BAŞKAN — Muhterem arkadaşlar,Zonguldak-Kozlu maden ocaklarındameydana gelen grizu patlaması facia-sında hayatlarını kaybeden vatandaşla-rımızın aziz hatıraları için, YüceHeyetinizi 1 dakikalık saygı duruşunadavet ediyorum...

(RP sıralarından "Fatiha okuyalım" ses-leri)

SALİH KAPUSUZ (RP-Kayseri Millet-vekili) — Elfatiha !!!

(Saygı duruşunda bulunuldu)

BAŞKAN — Teşekkür ediyorum. Allahrahmet eylesin.”Evet... Eğer bu iklim değişmeyecekse,tevekküle sarılıp kadere boyun eğile-cekse, daha yüzlerce iş cinayeti sonrasıbinlerce, onbinlerce işçinin ruhuna sa-dece Fatiha okumakla yetinecekler de-mektir… Ve de fütursuzca ekleyecekler:Allah Rahmet Eylesin !!!

Kaynakça: 1-Durak, Yasin. Emeğin Tevekkülü,İletişim Yayınları, 2011, İstanbul

2- Mony, Annie Thebaud. ÇalışmakSağlığa Zararlıdır, Ayrıntı Yayın-ları, 2012, İstanbul

3- Çelik, Aziz. İş Kazası Değil, İş Ci-nayeti, 60 bin ölü işçi.http://t24.com.tr/yazi/is-kazasi-degi l - i s -c inayet i -60-bin-olu-isci/4809

4-Dr. Altundaş, Elif. Kapitalist Üre-tim Tarzı ve İş Kazaları, MeslekiSağlık ve Güvenlik Dergisi, 2011,sayı:40 s: 11-25

5-19. Dünya İş Sağlığı ve GüvenliğiKongresi Açılış Konuşmaları, 11-15Eylül 2011, İstanbul

Page 53: Petrol-Is

petrol-iş 51

Sendikal Güç Birliği Platformu sendi-kaları genel başkanları direnişlere des-tek vermek ve 1 Mayıs öncesi,

saldırılara karşı nasıl tutum alınacağı konu-sunda görüş alışverişinde bulunmak üzere 14Mart'ta İzmir’e çıkarma yaptılar. Genel baş-kanların Çiğli’de düzenlediği basın toplantı-sına çok sayıda şube başkanı, yöneticisi veişçiler katıldı. Sendikal Güç Birliği Platformuiçinde yer alan sendikamız Petrol-İş, Bele-diye-İş, Tek Gıda-İş, Kristal-İş, Deri-İş, Hava-İş ve TÜMTİS Genel Başkanları, direnişleredestek vermek ve 1 Mayıs öncesi, saldırılarakarşı nasıl tutum alınacağı konusunda görüşalışverişinde bulunmak üzere İzmir’e gitti.Genel başkanların Çiğli’de bulunan Deri-İşSendikası’nda düzenlediği basın toplantısınaçok sayıda şube başkanı ve yöneticisi katıldı.

Tek Gıda-İş Genel Başkan Danışmanı GürselKöse ve Deri-İş İzmir Şube Başkanı MakumAlagöz’ün direnişlere dair bilgi vermelerininardından genel başkanlar söz aldı. Hava-İşGenel Başkanı Atilay Ayçin, SGBP’nin iddia-larına uygun somut adımlar atması gerektiğinidile getirdi. İktidarın, sendikasız bir Türkiyemodeli hayali olduğunu belirten Ayçin, “Hü-kümet tarafından birçok saldırı var ve bu ya-dırganacak bir şey değil. Ama sorun bizde.SGBP’nin iddialarına uygun somut, pratikadım atması lazım” diye konuştu.

Yeni tasarı hayal kırıklığı yarattıKonuşmasında, Sendikalar Yasası ve Ulusalİstihdam Stratejisine değinen sendikamızGenel Başkanı Mustafa Öztaşkın, sendikalaryasasına ilişkin ‘hayal kırıklığı’ değerlendir-mesinde bulundu. Yeni esnek çalışma mode-

line de değinen Öztaşkın, “Sendikaların bir-leşik bir mücadelesine ihtiyaç var. SGBP deböyle bir ihtiyacı karşılayacak bir taktik izle-yecek” dedi.

Belediye-İş Genel Başkanı Nihat Yurdakulise, şu anki yasaların 12 Eylül’ün bile geri-sinde olduğunu belirterek, “Bu iktidar, güçlüsendika istemiyor, örgütlü toplum istemiyor.Çünkü sendikaların güçlü olduğu ülkede geliradaletli olur, bunu istemiyor” dedi. Yurdakul,direnişleri diğer yerlerdeki emekçilere anlat-maları gerektiğini sözlerine ekledi. TÜMTİSGenel Başkanı Kenan Öztürk de, “Yoğun sal-dırılar var ama buna karşı toplumun her kesi-minde, her yerde de direniş var, bir yılgınlıkyok. Bu yüzden bizim toplumun her kesi-miyle birleşmemiz gerekir” dedi. Deri İşGenel Başkanı Musa Servi, bugün kapitaliz-min göbeğinde de direnişler olduğunu belir-terek, “Saldırıları tersine çevirmenin yolubirlikteliği arttırmak” derken, Kristal-İş GenelBaşkanı Bilal Çetintaş da, birlikte zorluklarıaşacaklarını vurguladı.

Direnen işçilere destekSGBP bileşenleri basın toplantısının ardındanBillur Tuz ve Savranoğlu işçilerini ziyaret etti.Ziyarete genel başkanların yanı sıra ambar iş-çileri, Petkim işçileri, Alliance One Tütün İş-

letmesi işçileri de katıldı. İlk olarak yürüyüşleBillur Tuz önüne gelen sendikacı ve işçileridirenişteki Billur Tuz işçileri karanfillerle kar-şıladı. Burada konuşma yapan Hava-İş GenelBaşkanı Atilay Ayçin, Türkiye’nin ihtiyaçduyduğu sendikal bir örgütlenme için yolaçıktıklarını ifade etti. Billur Tuz patronunaseslenen Ayçin, işçilerin anayasal hakkınasaygılı olma çağrısı yaptı. Savranoğlu işçile-rini de ziyaret eden platform üyeleri işçiler ta-rafından alkış ve sloganlarla karşılandı. TekGıda-İş Genel Başkanı Mustafa Türkel, “Tür-kiye sendikal hareketi ve işçi sınıfı hareketisizi izliyor. UPS işçileri TİS imzaladı. SıraSavranoğlu ve Billur Tuz’da” dedi. İktidarın,TÜSİAD’la kavga edermiş gibi yaptığınıifade eden Türkel, “Ama işçiler ölüyor, sen-dikalaştığı için işten atılıyor. Bu ülke adı ko-nulmamış bir faşizmle yönetiliyor. Açıkcezaevi haline getirildi. Tam da bu dönemdeişçiler yeniden ayağa kalkmalı” dedi.

Sendikal Güç Birliği Platformu İzmir'de...BASIN TOPLANTISI DÜZENLENDİ, DİRENİŞTEKİ İŞÇİLER ZİYARET EDİLDİ

SGBP sendikaları Genel Başkan-ları direnişlere destek vermek ve1 Mayıs öncesi, saldırılara karşınasıl tutum alınacağı konusundagörüş alışverişinde bulunmaküzere İzmir’deydiler...

SGBP

Page 54: Petrol-Is

Sendikal Güç Birliği Platformu, Hükümetin yenibir ideolojik proje olarak kamuoyu gündeminesoktuğu 4+4+4 tasarısını büyük bir kaygı ve tep-

kiyle karşılıladığını bildirdi.

“Bilginin, bilgiye dayalı teknolojinin ve bilgi üretimininen değerli ürün haline geldiği günümüz dünyasında, ço-cuklarımızı, gençlerimizi örgün eğitim dışına itmeyehazırlanan bir tasarıyla TBMM’ye gitmek, AKP’nin sonpervasızlığıdır” denilen açıklamada şu noktalara dikkatçekildi:

“Ülkenin eğitim sisteminin “kaptı kaçtı” mantığıyla,böylesine bilimsellikten uzak ve böylesine hoyratça ta-rumar edilmesi, tasarının hazırlayıcılarının niyetini birkat daha sorgulanır hale getirmektedir.

Hükümetin ülkeye zorla dayatmak istediği bu tasarı;-Türkiye için bilimsellikten ve akılcı düşünceden uzak-laştırılmış yeni bir toplum mühendisliği projesidir.

-Eğitim sistemini dinci bir model içinde yeniden şekil-lendirmeyi hedeflemektedir.

-Türkiye’nin toplumsal yarası kadın erkek eşitsizliği,kızlarımızın eğitim alamaması sorununu vahim bir şe-kilde derinleştirecektir.

-Aslında kız çocuklarının örgün ve okul içi eğitimdenuzaklaştırılması hedefinin de üstünü örtmektedir.AKP Hükümetine demokratik parlamenter bir ülkede,seçim sistemiyle iktidara geldiğini bir kez daha hatır-latmak istiyoruz.

petrol-iş52

4+4+4 EĞİTİM SİSTEMİNE SGBP'DEN BÜYÜK TEPKİ:

“Dayatmacı, bilimsellikten uzak, ideolojik bir tasarım”

Sendikal Güç Birliği Platformu'nun 27 Mart'ta, Dönem Sözcücü Mustafa Türkel imza-sıyla yayımladığı bildiride, “Platform olarak 4+4+4 projesini her şeyden önce dayatmacı,bilimsellikten uzak, çağdışı, gerici, siyasi ve ideolojik bir tasarım olarak görüyoruz.”de-nildi.

YENİ EĞİTİM SİSTEMİ

Page 55: Petrol-Is

         

petrol-iş 53

Demokrasinin, seçimlerden ne denli yüksek oy oranıylaçıkmış olursa olsun, iktidara muhalif siyasi ve sivil top-lum görüşlerini yok sayma hakkı ve yetkisi vermediğinide hatırlatıyoruz.

AKP’nin özgür düşünen, özgürce karar veren ve öz-gürce iradesini kullanan bir topluma ihtiyacı olmadığıaçıktır. Ama aslolan AKP, değil, bu ülkenin geleceğidir.Ve bu ülkenin de bilme inanan, düşünen ve ona göre ha-reket eden, sorgulayan, iyiyi ve doğruyu arayan bir top-luma ihtiyacı vardır.

Platform olarak 4+4+4 projesini her şeyden önce dayat-

macı, bilimsellikten uzak, çağdışı, gerici, siyasi ve ideo-lojik bir tasarım olarak görüyoruz.

Tasarıya tepki veren her kesimle birlikte olduğumuzuilan ediyoruz.

Hükümeti de, “güç bende” takıntısını bırakıp, tasarıyıgeri çekmeye çağırıyoruz.”

SENDİKALAR VE STK'LARDAN AÇIKLAMA:

Ellerinizi çocuklarımızın üzerinden çekin!

Aralarında sendikamızın da yer aldığı An-kara ve İstanbul baroları, Atatürkçü Dü-şünce Derneği, Eğitim-İş Sendikası, Ziraat

Mühendisleri Odası'nın da bulunduğu 27 kuruluş, 27Mart tarihinde Meclis Genel Kurulu'nda görüşmele-rine başlanan ve eğitim sisteminde değişiklik öngö-ren 4+4+4 için ortak bir açıklama yaptı ve gazetelereilan verdi.

Eğitimin ulusal bir konu olduğuna, siyasi ve ideolo-jik kavgalara, hırslara ve iktidar oyunlarına feda edi-lemeyeceğine dikkat çekilen açıklamada, "Siyasiiktidarın ansızın gündeme getirdiği, alelacele kanun-laştırmak için dayattığı 4+4+4 sistemi, eğitimi ulusalve bilimsel bir konu olmaktan çıkarmakta, siyasi birprojeye dönüştürmektedir. Oysa çocuklarımız, siyasiprojelere kurban edilemeyecek kadar değerlidir. Eği-tim yapboz tahtası, çocuklarımız kobay değildir. Ge-leceğimizle oynamayın! Ellerinizi çocuklarımızınüzerinden çekin" denildi.

İktidar olmak, keyfi biçimdeher istediğini yapabilmek değildirAçıklamada, 12 milyon öğrenciyi ve ailelerini, öğ-

retmenleri, Türkiye'nin geleceğini ilgilendiren bir"dönüşümün", uzmanların görüşü alınmadan, bilimçevrelerinde tartışılmadan, geçici oy çoğunluğunadayanılarak, parmak hesabıyla yapılamayacağı be-lirtildi. "Hiçbir siyasi iktidar böylesine önemli birkonuda, bilimsel verileri ve uzman görüşlerini biryana bırakarak, salt kendi siyasi tercihine göre ha-reket edemez.

İktidar olmak, keyfi biçimde her istediğini yapabil-mek değildir" denilen açıklamada, bir 'oldu-bittiyle',eğitim-öğretim birliği paramparça edilerek eğitimdekesintili bir model benimsenmesinin, ilkokulun 4yıla indirilmesinin, ortaokulun fiili meslek okulunadönüştürülmesinin bilimsel hiçbir dayanağı bulun-madığı ifade edildi.

Çocukların, 9-10 yaşında meslek seçmeye zorlandı-ğına, siyasi bir şekillendirmenin tezgahına sokuldu-ğuna işaret edilen açıklama, şu değerlendirme yeraldı:

"Özellikle kız çocuklarının okumalarını engelleye-cek, çocuk gelinler, çocuk işçiler ve mutsuz nesilleryaratacak böyle bir sistemin uygulanmasının telafisiyoktur. Eğitim sistemi üzerinden Türkiye Cumhuri-yetinin temel yapı taşlarıyla oynamak, ülkemizin veçocuklarımızın geleceğiyle oynamaktır. Herkeskendi kendine sormak zorundadır: Bu acele ve ısrarneden? Çocuklarımız siyasi bir projenin denekleriyapılamaz. Siyasi iktidarı, bu dayatmadan vazgeç-meye davet ediyoruz."

Aralarında Petrol-İş'in de yer aldığı, 27sendika, oda, vakıf ve sivil toplum kuru-luşu  4+4+4'le eğitim sisteminde değişik-lik öngören düzenlemeye, “Elleriniziçocuklarımızın üzerinden çekin!” değer-lendirmesiyle tepki gösterdi.

Page 56: Petrol-Is

petrol-iş54

Kocaeli Şubemize bağlı Gübretaş işyerindeçalışan 18 üyemiz 8 Mart 2012 tarihi itiba-riyle sendikalı oldular. Sendikalı olan Güb-

retaş çalışanları bu nedenle Kocaeli Şubemizeteşekkür ziyaretinde bulundular.

Şube Başkanımız Salih Akduman ziyaretten duyduğumemnuniyeti dile getirerek şunları söyledi; “Sendika-ların önündeki engellerden bir tanesi müteahhitleşmeve taşeronlaşmadır. Bu sorunu her yerde dile getiri-yoruz. Yeni Anayasa çalışmalarında örgütlenmeninönündeki bütün engellerin kalkmasını arzu ediyoruz.Bu konudaki taleplerimizi her platformda dile getir-mekteyiz. Temennim yasal olarak örgütlenmeninönündeki engellerin kalkmasıdır. Sivil toplum örgüt-lerinin daha dinamik, daha örgütlü, topluma yön verenhatta siyasete yön veren bir duruma gelmesini diliyo-rum. Gübretaş’ta müteahhit olarak çalışan arkadaşla-rımızın kadroya geçmelerinden dolayı büyük

mutluluk duyuyoruz. Yönetim kurulu ve Gübretaştemsilcileri adına teşekkür ederim. Bundan sonramevcut haklarınızın iyileştirilmesi için elimizdengelen her çalışmayı yapma gayretinde olacağız” dedi.

Grup adına Semih Kılıç tarafından Şube BaşkanımızSalih Akduman’a plaket ve çiçek takdim edildi.Semih Kılıç kadroya geçmelerinde büyük emeği olanşube başkanı ve yönetimine teşekkürlerini iletti.

GÜBRETAŞ’TA KADRO SEVİNCİ

SASA ve ARTENIUS işyerlerinde emeklilere plaket töreni

Adana şubemiz kapsa-mında bulunan SASA veARTENIUS işyerlerinde

2011 - 2012 yılları içerisindeemekliye ayrılan üyelerimiz, dü-zenlenen törenle, Genel YönetimSekreterimiz Ahmet Kabaca'nın dakatılımıyla plaketlerini aldı.

ŞUBE HABERLERİ

Page 57: Petrol-Is

petrol-iş 55

Toplantıda, sendikal hareketingündemini oluşturan Toplu İşİlişkileri Yasa Tasarısı, Ulusalİstihdam Stratejisi, Kıdem Taz-minatı ve 1 Mayıs 2012'ye katı-lım görüşüldü.

İstanbul 1 Nolu şubemizde ör-gütlü Bayer İlaç Fabrikası işçileri31 Mart Cumartesi günü sendika-

mız genel merkezi konferans salo-nunda toplantı yaptılar. ŞubeBaşkanımız Reşat Tüysüz, Şube Baş-kan Yardımcısı Nihat Can ve sendi-kamız Avukatı Yalçın Aksakal'ın dakatıldığı toplantıda işyerinde yaşanansorunlar ve 1 Mayıs'a katılım konu-şulup değerlendirildi. Toplantıda,sendikal hareketin gündemini oluştu-

ran Toplu İş İlişkileri Yasa Tasarısı,Ulusal İstihdam Stratejisi, KıdemTazminatı ve 1 Mayıs 2012'ye katılımgörüşüldü.

Petrol-İş üyesi Bayer İlaç işçileri işçikonfederasyonlarının, işçi sınıfınayönelik saldırılara karşı birlikte ha-reket ederek, emekçilerin haklarınıngasp edilmesine karşı bütünlükiçinde mücadele etmeleri gerektiği

çağrısında bulundular. İstanbul 1Nolu Şube Başkanımız Reşat Tüysüzde toplantıda yaptığı konuşmada, iş-yerlerinden 1 Mayıs'a mutlaka yoğunkatılımın sağlanması gerektiğini be-lirterek “Bu konuda üyelerimizdenduyarlılık bekliyorum” dedi.

Sendikal Güç Birliği Platformu'nunoluşum sürecini ve hedeflerini de an-latan Tüysüz, son dönemlerde işyer-lerinde, sendikal harekette ortayaçıkan direnişlerin, eylemlerin mut-laka desteklenmesi ve emekçiler ara-sındaki dayanışmanın tekrarkurulması gerektiğini bildirdi. Sendi-kal Güç Birliği Platformu'nun işçihaklarının gasp edilmesine göz yum-mayacağını ve mücadele edeceğini,bu anlamda Türk-İş ve diğer konfe-derasyonlara da mücadele çağrısıyaptığını söyledi. Tüysüz, emektenyana her platformun yanında olacak-larını ve platformların işçi sınıfı mü-cadelesinden yana politikalarınıdestekleyeceklerini söyledi.

Bayer İlaç işçileri işyeri sorunlarını ve1Mayıs'a katılımı değerlendirdi

ŞUBE HABERLERİ

Page 58: Petrol-Is

petrol-iş56

HABERLER

Page 59: Petrol-Is

petrol-iş 57

HABERLER

Öztaşkın, 6 gün açlık grevi yapan Ercan İpekçi'nin yanındaydı...

Anadolu Ajansı'nda çalışan TGSüyelerine ve sendikaya yönelikbaskıların sona erdirilmesi ama-

cıyla 9 Mart'ta A.A.Genel Müdürlüğüönünde açlık grevine başlayan Türkiye Ga-zeteciler Sendikası Başkanı Ercan İpekçi'yi11 Mart'ta, Genel Başkanımız Mustafa Öz-taşkın, Ankara Şube Başkanımız ŞuayipGül ve Şube Başkan Yardımcısı Sabri Polatziyaret ederek, İpekçi'nin mücadelesinedestek verdiler. İpekçi ziyaret sırasındayaptığı konuşmada, "Burada gerçekten,mezalim var. Baskı var. Buradaki baskılaradikkati çekmek için başka çarem kalmadı.Bir selam veriyorum Başbakana... Yaptığıaçıklamada AA’daki bu baskıların sebebiniikrar etti” dedi. Başbakanın, TGS’nin ulu-sal ve uluslararası alanda sürdürdüğü basınözgürlüğü kampanyasından rahatsız ol-duğnu belirten İpekçi, "Başbakan, buradabizden, AA çalışanlarından intikam almayaçalışıyor. Ama biz bu mücadelemizdenvazgeçmeyeceğiz" dedi.

İpekçi’yi açlık grevine götürennedenler ve TGS’nin talepleri

1) Anadolu Ajansı’nda Türkiye GazetecilerSendikası Üyelerine yapılan istifa baskıları

sona ermelidir. Baskıyla Sendi-kadan istifa eden Üyelerimizingeri dönüşleri engellenmemeli-dir.

2) Anadolu Ajansı’nda çalışanÜyelerimize yönelik sürgün,görev değişikliği, işten atma teh-didi, rıza dışı tayinler, uygunsuzsavunma talepleri gibi her türlübaskı ve mobbing uygulamasınason verilmelidir.

3) Anadolu Ajansı’nda “stajyer”, “kaşeli”,“hizmet alımı”, “yurt muhabiri” adları al-tında yıllardır sigortasız olarak çalıştırılanpersonelin kadroları verilmeli, sigortalarıyaptırılmalıdır.

4) Anadolu Ajansı’na yeni alınan persone-lin Sendikaya kendi özgür iradeleriyle üyeolma ya da dayanışma aidatı ödeme talep-leri engellenmemelidir.

5) Anadolu Ajansı’nda işlerin kısmen ya datamamen taşeron şirketlere yaptırılması uy-gulamasından vazgeçilmelidir.

6) Anadolu Ajansı işyerlerinde Türkiye Ga-

zeteciler Sendikası yöneticileri ve temsil-cilerinin duyuru dağıtma, üyelerle görüşmegibi yasal sendikal faaliyetleri engellenme-melidir.

7) Anadolu Ajansı’ndan haksız yere tazmi-natsız olarak işten atılan Üyelerimizle an-laşma yoluna gidilmeli, ya hak ettiklerikıdem tazminatları ödenmeli ya da işe geridönüşleri kabul edilmelidir.

8) Türkiye Gazeteciler Sendikası’nın kendiiç sorunlarıyla ilgili olarak başlatılmış olandemokratik sürecin Anatüzük hükümlerinegöre işleyişine herkes saygı göstermelidir.

Ankara şubemizden İpekçi'ye destek

Anadolu Ajansı`ndaki sendikal baskılarıprotesto etmek amacıyla 9 Mart tari-hinde açlık grevi başlatan Türkiye Ga-

zeteciler Sendikası (TGS) Başkanı Ercanİpekçi, sendikalar, meslek kuruluşları, demokra-tik kitle örgütleri, Petrol-İş Sendikası AnkaraŞubesi Yöneticileri, temsilcileri ve üyelerininde katıldığı kitlesel basın açıklamasıyla açlıkgrevini 6. gününde, 14 Mart 2012 tarihinde Çar-şamba günü sona erdirdi.

Page 60: Petrol-Is

petrol-iş58

Petrol-İş ile Kocaeli Üniversitesi İktisadi ve İdari BilimlerFakültesi Çalışma Ekonomisi ve Endüstri İlişkileri Bö-lümü öğrencilerini kapsayan stajyer öğrenci istihdamı iş-

birliği protokolü 6 Mart 2012 tarihinde Rektörlük Makamındaimzalandı. Protokole Petrol-İş Sendikası adına Genel Başkanı-mız Mustafa Öztaşkın, Genel Sekreterimiz Ali Ufuk Yaşar ileKocaeli Şube Başkanımız Salih Akduman, Üniversite adına iseKocaeli Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Sezer Ş. Komsuoğlu, İk-tisadi ve İdari Bilimler Fakültesi Dekanı Prof. Dr. AbdurrahmanFettahoğlu ile Çalışma Ekonomisi ve Endüstri İlişkileri BölümBaşkanı Prof. Dr. Ahmet Selamoğlu imza attılar.

Sendikamız Genel Başkanı Mustafa Öztaşkın, porotokol imza-lanırken yaptığı konuşmada Kocaeli Üniversitesi'nin Türkiye'ninen iyi üniversiteleri arasında yer aldığını belirterek, "Önemli birprotokole imza atıyoruz. Böyle önemli bir bölümün öğrencileri-nin almış oldukları teorik eğitimi, pratikte güçlendirmelerini sağ-

layacağımız için son derece mutluyuz" dedi. Çalışma Ekonomisive Endüstri İlişkileri Bölüm Başkanı Prof. Dr. Ahmet Selamoğluise, iş birliğinin uzun soluklu olması temennisinde bulundu vebu fırsatı yakaladıkları için mutlu olduğunu ifade etti.

Kocaeli Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Sezer Ş. Komsuoğlu iseyaptığı konuşmada, "Üniversite-Sanayi işbirliklerinin yanınaÜniversite-Sendika işbirliğini de ekledik ve eğitimle yapılan herişbirliği ülkeye önemli katkılar sağlayacaktır" dedi.

Petrol-İş ile Kocaeli Üniversitesi İktisadi ve İdari Bi-limler Fakültesi Çalışma Ekonomisi ve Endüstriİlişkileri Bölümü öğrencilerini kapsayan stajyer öğ-renci istihdamı işbirliği protokolü 6 Mart 2012 tari-hinde Rektörlük Makamında imzalandı.

Öğrenciler stajlarını sendikamızda yapacakPetrol-İş - Kocaeli Üniversitesi işbirliği

Türk-İş 'in 8-9 Mart 2012 tarihlerinde Adana'da düzenlemiş olduğu İşçi Sağlığı ve İş Güvenliği Eğitim Seminerine AdanaŞubemize bağlı iş yerlerinden temsilci ve yöneticiler katıldılar. Seminer sonunda katılımcılara sertifika töreni düzenlendi.

Adana'da İşçi Sağlığı ve İş Güvenliği Eğitim Semineri

ÜNİVERSİTE İŞBİRLİĞİ

Page 61: Petrol-Is

petrol-iş 59

TPAO Genel Müdürlüğü ve Sendikamızarasında 05.04.2012 tarihinde, 14.30'da,işletmelerdeki mevcut sorunlarımızı gö-rüşmek üzere Petrol-İş Sendikası AnkaraŞubesinin toplantı salonunda görüşme ya-pılmış olup, toplantıya TPAO GenelMüdür Yardımcısı Sayın Mehmet Sait Ki-razlıoğlu, İnsan Kaynakları Daire BaşkanıSayın Yahya Pektaş ve personeli katıldı.Toplantıda Ankara Şube Yöneticilerimiz,İşyeri Sendika Temsilcileriyle birlikteaşağıdaki konular müzakere edilmiştir:1- Sendikamız üyesi çalışanlar arasındaki

mevcut ücret dengesizliği,

2-“İş Değerlendirmesi” çalışması so-nunda işletmelerde ortaya çıkan sorun-larla ilgili TPAO Genel Müdürlüğü’yleortak çalışma yapılması gerekliliği,

3- Başta Saha ve Kuleler olmak üzereasli işlerin giderek artan oranda taşeroneliyle yaptırılması, (TPİC ve Hazar faali-yetleri)

4- Genel Müdürlük Arama Daire Başkan-lığına bağlı Kuyu Jeoloji Müdürlüğüne aitMud Loging ünitelerinde çalışan sendikaüyelerine işletmede emsal diğer çalışan-larla eşit uygulama yapılması,

5- Personel azlığı nedeniyle iş sağlığı veiş güvenliği bakımından tehlike doğura-cak şekilde tek kişi ya da yetersiz sayıdaişçinin çalıştırılması,

6- İşe alımlarda önceliğin 5 ay 29 gün sü-reli çalışan işçilere verilmesi,

7- Harcırah Yönetmeliğinin güncellen-mesi, otel rayiç bedellerinin yükseltilmesive seyahat emri birliğinin sağlanması,

8- Akçakoca ve Silivri Depolamalarıylailgili sorunların konuşulması,

9- Geçmişte yed’i emrine verilmiş olanverimliliği yüksek üretim sahalarının ye-niden kurum içi kadrolarla işletilmesi,

10- Bölgeler arası uygulama birliğininsağlanması,

Genel Sekreterimiz Ali Ufuk Yaşar'ın annesi Zeliha Yaşar 28 Mart Çarşamba günü, İstanbul - ÜmraniyeErdem Hastanesi'nde kalp ameliyatı oldu. Zeliha Yaşar'a acil şifalar diliyor ve en kısa sürede sağlığınakavuşmasını temenni ediyoruz. Genel Sekreterimiz Ali Ufuk Yaşar, ailesi ve yakınlarına da geçmiş olsun

dileklerimizi iletiyoruz.

Genel Sekreterimiz A. Ufuk Yaşar'ın annesi kalp ameliyatı oldu

ANKARA ŞUBEMİZDE TPAO YÖNETİCİLERİYLE TOPLANTI

İşyeri sorunları müzakere edildi

Genel Yönetim Sekreterimiz Kabaca ameliyat oldu

Genel Yönetim Sekreterimiz Ahmet Kabaca 14 Mart, Çarşamba günü Kocaeli'nde bir hastanedebel fıtığı ameliyatı olmuştur. Petrol-İş Sendikası olarak Kabaca'ya, ailesine, yakınlarına geçmişolsun diyor, sağlıklı, mutlu bir yaşam diliyoruz.

HABERLER

Page 62: Petrol-Is

petrol-iş60

Petrol-İş Sendikası Vanlı depremzedelere yardım elini uzattı

Petrol-İş Sendikası Adı-yaman Şubesi Van'dayaşanan felaketin açtığı

yaralarının sarılmasına yar-dımcı olmak amacıyla, dep-remde zarar gören ailelereyardım elini uzattı.

Petrol-İş Sendikası AdıyamanŞube Başkanı Zeynal Eroğlu veüyelerimiz yardımları deprem-zede ailelere ulaştırdı. ZeynalEroğlu, Van'dan Adıyaman'agelen aileleri ziyaret ederek on-lara ellerinden geldiğince yar-dımda bulunduklarını ifade etti.Eroğlu, "Yaklaşık 75 deprem-zede aileye Petrol-İş Sendikasıolarak, merkez ve şube çalışan-ları olara katkı sağladık. Arka-daşlarımıza, hem acılarınıhafifletme hem de bu süreçtekendilerinin yanında olduğu-muzu bildirme amacı ileVan'dan ilimize misafir olarak

gelen ailelerimizle beraberiz.Sıkıntıları bizim sorunlarımızolarak biliyoruz. Elimizdengelen her şeyi yapacağımızasöz veriyoruz. Bizler deprem-zede aileleri ilimizde görmek-ten çok mutluluk duyuyoruz.Depremin olduğu gün Van'agitmiştim” dedi.

Eroğlu şöyle devam etti “Yak-laşık 5 gün deprem bölgesindekaldım. Bu insanlar bizim in-sanlarımız. Depremzede aile-lere Adıyaman'ın sıcağını vehuzurunun yansıtmamız gere-kir. Bizler de kendimizce dep-remzedelere nasıl bir katkısunmak istedik dedi. Yapılanyardımlardan dolayı düşüncele-rini dile getiren depremzede ai-leler ise Adıyaman halkınınkendilerine gösterdiği ilgi vealakaya teşekkür etti.

Adana'nın Kozan ilçesi Ergen UşağıMevkii'nde baraj kapağının patla-ması sonucu 11 çalışanın hayatını

kaybetmesiyle yaşanan elim kaza sonunda so-rumluları ve ihmali olanları protesto etmekamacıyla Adana'daki Türk-İş'e bağlı sendika-larla birlikte basın açıklaması yapıldı.

Adana şubemizden protesto eylemine destek

Kozan’da 11 işçi yaşamını yitirmişti:

ŞUBE HABERLERİ

Page 63: Petrol-Is

petrol-iş 61

Sendikamız Genel Başkanı Mustafa Öz-taşkın, Genel Sekreter Ali Ufuk Yaşar,Genel Mali Sekreter İbrahim Doğangül,Kocaeli Şube Başkan ve yöneticileri, İs-tanbul 1 Nolu Şube Başkan ve yönetici-leri, Deva Holdingi işçileri direnişlerinin70. gününde, 17 Nisan'da Hey Tekstil iş-çilerini ziyaret ederek, mücadelelerinedestek verdiler. Ücret ve tazminat ala-cakları için direnişte olan Hey Tekstil iş-çileri direnişin 70. gününde de ilk günkügibi heyecanlı, coşkulu ve azimli idiler.Bir o kadar da öfkeli...

Öztaşkın, Li Fung önünde, 9 Şubat'tan buyana direnişte olan işçilere yaptığı konuş-mada; “Ne yazik ki bu ülkenin emekçi-leri, üretenler her şeyi yaratanlar, budünyayı yaratanlar köle gibi çalıştıklarızaman kimse bir şey söylemiyor ama nezaman ki ayağa kalkıp ‘Ben insan gibiçalışmak, muamele görmek istiyorum,yaşam standartlarımın iyileşmesini isti-yorum’ dediği zaman kapının önüne ko-yuluyorlar. Bu insanların günahıemeğinin hakkını istemek. Bu suç mu?Bu dünyadaki bütün insanların sahip ol-dukları bir haktır” dedi.

Polisin Hey Tekstil işçilerine yaptığı mü-dahaleye tepki gösteren Öztaşkın, yasa-ların herkese eşit işlemesi durumuna birsözleri olmadığını ancak işverenin hu-

kuksuzluk yaparak ücret ve tazminatla-rını vermeden işçileri işten attığını belirttive “Eğer işverenden hukuk hesap sorma-yacaksa biz soracağız” diye konuştu.“Sizler en onurlu işi yapıyorsunuz, dire-nerek mücadele ederek haklarınızı arı-yorsunuz, işçi sınıfı tarihi yazılırkendirenenler yazılacaktır, sizler de HeyTekstil işçileri olarak direniyorsunuz,tarih yazıyorsunuz” diyen Öztaşkın, işçi-lerin çocuklarına onurlu bir gelecek bı-rakmak istediklerini söyledi.

Türkiye’nin uluslararası sermaye tarafın-dan ucuz iş gücü sahası olarak görüldü-ğüne değinen Öztaşkın “Türkiye’deişçiler köle gibi çalıştırılırken hiç kimsebir şey demiyor, ancak hakkını arayan in-sanca çalışma koşulları talep eden işçilerbugün size uygulandığı gibi polis şidde-

tine maruz kalıyor.” dedi.

Öztaşkın, Petrol-İş olarak direnişin başa-rıya ulaşması için ellerinden gelen tümdesteği vereceklerini söyledi.

Petrol-İş daha önce de Hey Tekstil işçi-lerine mali destek yapmıştı.. Hey Tekstilişçileri adına söz alan Melek Sönmez,Petrol-İş Sendikası'nın bugüne kadar HeyTekstil direnişine verdiği destekten do-layı Öztaşkın’a teşekkürlerini iletti.

Petrol-İş yöneticileri Hey Tekstil direnşçi işçilerini ziyaret etti

Türk-İş'e bağlı Tezkop-İş SendikasınınMersin'in Tarsus ilçesinde bulunan KİPAişyerinde, işverenin örgütlenmeye karşı

tavrını protesto etmek amacıyla yapılan eylem vebasın açıklamasına 22 Şubat tarihinde Petrol-İşSendikası Adana Şubemiz de olarak katılarakdestek verdi.

Adana Şubemizden KİPA işçilerinin eylemine destek

DAYANIŞMA

Page 64: Petrol-Is

‘Vicdanlarımıza sırtımızıdöndükçe, ondan bakışları-mızı kaçırdıkça ve sustukçakirlenen hayatlarımızdan ge-riye kalan döküntülerin hika-yesi bu.’

Son romanım Özgürlük Kam-pı’nın arka kapağında yer alanyukarıdaki sözlerle yazıya başla-mamın nedeni, belki de içindengeçtiğimiz dönemin en önemlieksikliklerinden birisini tanımla-masından kaynaklanıyor.

Eğer vicdanınızla ilişkinizi as-kıya aldıysanız her şeyi yapabi-lecek kadar pervasızlaşır, sizdenher isteneni ikiletmeden yerinegetirirsiniz. Toplumu yaşanangelişmeler konusunda bilgilen-dirmekle yükümlü olanların,kendilerine inanıp güvenenlerekurdukları en büyük tuzak gerçe-ğin çarpıtılmasıdır. Ülkeyi farklızeminlerde ikiye bölen, düşmankamplara ayıran kan davasınadönüşmüş sorunlarımızın perdearkasına baktığımızda, karşımızaçıkan nedenlerin en önemlilerin-den birisidir gerçeğin çarpıtıl-ması.

Bilgiler, haberler, görüntüler ara-cılığıyla yaratılıp kurgulanankirli bir oyundan söz ediyorum.

Bu oyunu kavramak, anlayıpçözmek için yakından gözlemekgerekiyordu.

Ben 20 yıl boyunca gözledim. 3.romanım Özgürlük Kampı gün-

lere, aylara yayılarak birikengözlemlerin sonucunda doğdu.Bilgi kirliliği özellikle 2000’liyılların başından itibaren yaşadı-ğımız her olayda, az ya da çokkendini sürekli hissettirdi. Ülkedüşman kamplara bölünürken,edindiğimiz çarpıtılmış bilgiler-den yola çıkarak ötekileştirdikle-rimize karşı tavırlar ortayakoyarken, yeri geldiğinde olayla-rın önünü arkasını sorgulamamızgerekmez miydi? Bu sorgula-mayı ne ölçüde başardık? Biz-lere gerçek diye sunulanlarıniçin aklın, mantığın süzgecin-den geçirmeye pek yanaşmadık?Yaşadıklarımız, yeterli sorgula-mayı yapmadığımızı kanıtlayansayısız örneklerle, yanılgılarladolu. Türkiye son 10 yıldır ina-nılmaz bir hızla yapısal dönü-şümler yaşarken ısrarla,parlatılarak kullanılan ‘İleri de-mokrasi’ kavramını da aynı çer-çevede değerlendirmeliyiz.Basılmamış kitapların suç un-suru sayıldığı, 100’e yakın gaze-tecinin cezaevinde tutulduğu,sendikal hakların çürütüldüğübir ülkede demokrasinin ilerledi-ğini söyleyebilmek için aklın sı-nırlarını fazlasıyla zorlamakgerekiyordu. İşte bu işlevi yerinegetiren temel nokta, bilgi kirli-liği ile yakından bağlantılı. Öz-gürlük Kampı’nda anlatımıbaştan sona kuşatan asıl yakla-şım da, gerçeğin çarpıtılması ol-gusu üzerine kuruldu.

2000’li yıllarla beraber hayatı-mıza damgasını vuran bir diğeruygulamayı da hemen belirt-mekte fayda var: İzleme, göz-leme ve dinleme. İleridemokrasinin bu en yaygın işle-yişi yalnızca özel hayatları göz-ler önüne sermekle kalmadı,siyaseti bile yeniden biçimlen-dirdi. İnsanların yüreklerinekorku salarak düşüncelerini açık

biçimde ifade etmelerini engelle-mek anlamında sanırım daha et-kili bir yöntem bulunamazdı.

Peki toplumu derinden sarsan,herkesin gizliden gizliye konu-şup tartıştığı böyle bir gelişmeedebiyatımızın ilgi alanınaneden girmedi?

George Orwell ‘1984’ adlı roma-nını yazdığında yıl 1949’du. Or-well neredeyse dünyaya vedaniteliği taşıyan kitabı çıktıktansonra 1950’de Londra’da veremtedavisi gördüğü bir hastanedeöldü. ‘1984’de, baskıcı devletyönetimi altında belleksiz vemuhalefetsiz kalmış bir toplum-daki bireylerin, televizyon ek-ranlarından nasıl izlendikleri,nasıl gözlenerek denetlendiklerianlatılmaktadır.

Tabi yazarların, hayal dünyaları-nın zenginliğini yapıtlarına neölçüde yansıttıklarını tam olarakkestirmemiz olanaksız. Belki on-ların yaşadıkları dönemlerin top-lumsal koşullarından yansıyanetkileri de göz önünde bulundu-rarak düşünmemiz gerekebilir buyaratım sürecini. Sonuçta hiçkimse Orwell’ın 2000’li yıllarınkoşullarını öngörerek böyle birroman yazdığını söyleyemez.Ama dikkatlice bakıldığında ara-

daki benzerlikler yadsınabilirmi? Özgürlük Kampı benzerçağrışımlar eşliğinde okunabile-cek bir kitap. Romanda edebiya-tımızın belki de hiç dokunmadığıbir alana girerek yaşananları, çe-kilen acıları bu cepheden tanım-lamaya çalıştım. Arka kapaktayer alan yazıyı tüm anlatımıözetleyen bir yaklaşım biçimiolarak değerlendirebiliriz:‘Gözlenen, gözleyen, gözletti-ren, sunulanı izleyen, izledikle-rinden yola çıkarak olumluolumsuz kanaatler belirten, yo-rumlayan, yazan, çizen, suçla-yan, yargılayan, hiç fark etmez,toplu halde bir kirlenmeyle, kı-yımla karşı karşıyayız. Ama bugözlenen, kayıt altına alınan kur-banların çıplaklıklarından yansı-yan kirlenme duyguları, boyuneğermiş gibi görünen sessizlikle-rinin aksine, dizginlenmesi ola-naksız bir güce sahip.

O gücün yakıcı, ağır kokusu,alaca rengi, tedavisi bilinmeyenölümcül bir hastalık gibi cam-gözlerden caddelere, sokaklarave evlere yağ kıvamında akarakayrım gözetmeksizin herkese bu-laşıp kalıyor. Özgürlük Kampıperdeleri hiç açılmamış bir pen-cerenin önüne davet ediyor okur-larını. Peki, gerçeği en çıplakhaliyle görmeye hazır mısınız?’

Sondaki sorunun içeriğini birazderinleştirerek yazıyı noktalaya-cağım.

Özgürlük Kampı, bilgi kirliliğiyaratarak gerçekleri çarpıtanlaraçısından bir suçüstü halidir. Ha-yatımızı baskı altına alarak top-lumu soluksuz bırakanların ipliğipazara çıkarılmıştır bu romanda.Tarihe, edebiyatımıza küçük,sessiz bir not düşmek istedim.

Bilmem başarabildim mi?

GAZETECİ GÖZÜYLE

ÖZGÜRLÜK KAMPI

Ferhan Şaylıman

Yazar - Gazeteci

Haber Programcısı

petrol-iş62

Page 65: Petrol-Is

petrol-iş 63

ZİYARET

Page 66: Petrol-Is

petrol-iş64

İzmir Şube’den Billur Tuz Direnişine destek

İzmir Şubemiz işten çıkarıldıkları için Çiğli Or-ganize Sanayi Bölgesi’nde direnişlerini sürdü-ren Billur Tuz işçilerine destek olmak

amacıyla günü direniş yerini ziyaret etti. İzmirŞube Başkan Yardımcımız (Mali) Orhan Zengin’inde hazır bulunduğu destek ziyaretine DYO BoyaA.Ş.Çiğli işyeri üyelerimizin de katılımı çok yo-ğundu.

Genel Başkanımız Mustafa Öztaşkın, İstanbul1 Nolu Şube Başkanı Reşat Tüysüz, ŞubeBaşkan Yardımcıları Nihat Can ve Hüseyin

Özkan, 29 Mart, Perşembe günü İstanbul 1 Nolu şu-bemizin örgütlü olduğu, Büyükçekmece'de faaliyetgösteren Ender Kauçuk Plastik San. Ltd. işyerini zi-yaret ettiler. İşyeri ziyaretinde üyelerimiz ile sohbeteden yöneticilerimiz daha sonra Ender Kauçuk PlastikSanayi sahibi Mişel Kohen ve Genel Müdür MehmetCoşkunpınar ile biraraya gelerek görüştüler.

1950 yılında kurulan Ender Plastik uzun seneler çeşitliPVC boru, profil ve hortum üretimi gerçekleştirdi. Ül-kemizde ve dünyada değişen strateji ve prensipler doğ-rultusunda kendine ana hedef olarak PVC hortumüretimi alanını seçen firma böylece uzun yılların dene-

yim ve becerisini PVC hortum üretimine yoğunlaştırdı.Firma, tarım, sulama ve sanayi alanlarında her türlükullanım ve ihtiyaçlar için yurtiçi ve yurtdışında Enderve Bahçe tescilli markaları ile hizmet veriyor.

Ender Plastik işyerine ziyaret

Sendikamızın Kocaeli Şubesi, kültürel etkinlikler kapsa-mında çocuklar için bir yarışma düzenledi. Kocaeli şubeüyelerimizin çocuklarının katıldığı Resim yarışmasının

konusu; Doğa ve Çocuk resimleriydi.

Katılım grupları; okul öncesi eğitim grubu, ilköğretim 1. - 2.3. sınıflar ve ilköğretim 4. - 5. sınıflar olarak belirlendi.

Grup birinci, ikinci ve üçüncülerine maddi ödüller, katılımcıkardeşlerimize de mansiyonlar ve katılım belgesi verildi. Ödültöreni 23 Nisan haftasında gerçekleşti. Tüm katılımcı çocuklarave ödül kazananlara teşekkür ederiz.

Haydi Çocuklar Resim Yarışmasına...

HABERLER

Page 67: Petrol-Is

petrol-iş 65

İzmir Şubemizin 2009 yılıEylül ayında örgütlenmeyebaşladığı, Kemalpaşa'da ku-

rulu Erze Ambalaj ve Plastik Sa-nayi ve Ticaret A.Ş. işyerinde, ikibuçuk yıllık yoğun bir hukuk mü-cadelesinden sonra 01 Aralık 2011tarihinde TİS görüşmelerine baş-lanmış ve 31 Ocak 2012 tarihindede TİS imzalanmıştı.

25 Mart 2012 tarihinde KemalpaşaBelediye Düğün Salonu'nda ErzeAmbalaj ve Plastik Sanayi ve Tica-ret A.Ş'de çalışan üyelerimizle ta-nışma ve bilgilendirme toplantısıyapıldı. Toplantıya Şube Başkanı-mız A.Gani Gündoğdu, Şube Baş-kan Yardımcısı Osman Taş, ŞubeBaşkan Yardımcısı (Mali) OrhanZengin, Göktepe Plastik Sanayi veTicaret A.Ş. İşyeri Baş TemsilcisiHüseyin Kanığ, Manisa DYO Mat-

baa Mürekkepleri Sanayi ve Tica-ret A.Ş. işyeri Baş TemsilcisiCemil Akşit, Tetra Pak PaketlemeSanayi ve Ticaret Ltd. Şti. işyeriBaş Temsilcisi Türker Gündoğdukatılarak katkı sundular.

Erze Ambalaj ve Plastik'de çi-çekli karşılamaİzmir Şube Başkanımız A.GaniGündoğdu ve Şube BaşkanYrd.(Mali) Orhan Zengin İzmirŞubemiz kapsamında 10 Eylül2009 yılından bu yana örgütlenme

süreci yaşanan ve 31 Ocak 2012tarihinde TİS imzalanan Erze Am-balaj ve Plastik San. Ve Tic. A.Ş.İşyerini ziyaret ettiler. Şube Baş-kanımız A.Gani Gündoğdu veŞube Başkan Yrd.(Mali) OrhanZengin'i temsilci ve üyeler çiçek-lerle karşıladılar.

İşveren ve üyelerle yemek yiyereksohbet eden yöneticilerimiz ikibuçuk yıllık bir mücadelenin yor-gunluğunu atarak mutlu bir şekildeiş yerinden ayrıldılar.

Erze Ambalaj'da tanışma ve bigilendirme toplantısı...

TPAO'da çalışan üyelerimizebilgilendirme toplantısı

Ankara şubemiz tarafından 16 Şubat 2012tarihinde, Perşembe günü 12.45 / 13.30 sa-atleri arasında, Ankara Şubemize bağlı

TPAO Genel Müdürlüğü işyerimizde çalışmaktaolan üyelerimize işyeri sorunları ile ilgili bilgilen-dirme toplantısı yapıldı.

Genel Yönetim Sekreterimiz Ahmet Kabaca,Gebze Şube Başkanımız Süleyman Akyüz,Şube Başkan yardımcımız Eyüp Akdemir ve

sendikamız toplu sözleşme uzmanlarından Merih Top-rak, Serpil Aksakal ve Nilgün Toz’dan oluşan bir heyet,6 Mart 2012 Salı günü Gebze Şubemize bağlı Meca-plast işyerini ziyaret etti. Mecaplast işyerini kapsayantoplu sözleşme görüşmesi de fabrikada gerçekleştirildi.

Mecaplast işyerini ziyaret

Page 68: Petrol-Is

petrol-iş66

Aliağa Şube'den Savranoğlu Deri işçilerine destek

Petrol-İş Aliağa Şubesi üyelerimizin katılımıyla metro is-tasyonu önünde diğer sendikalarla buluşarak MenemenBelediyesi’nin önüne kadar yürüdü. Daha sonra belediye

önünde oturma eylemi gerçekleştirildi. Savranoğlu’nun ruhsat-sız şekilde Menemen Ovası’nı zehirlemesine ve Menemenli iş-çilerin temel haklarını gasp etmesine göz yuman MenemenBelediye Başkanı Tahir Şahin sloganlarla protesto edildi.

Menemen Belediyesi önünde kitle adına Tek Gıda - İş GenelBaşkan Danışmanı Gürsel Köse kısa bir konuşma yaptıktansonra sözü Deri - İş İzmir Şube Başkanı Makum Alagöz’e verdi.Alagöz, Menemen Belediye Başkanı’nın halkı ve çevreyi zehir-leyen bir fabrikanın ruhsatsız çalışmasına göz yumduğunu, dahaöncesinde verdikleri sözleri tutmadıklarını belirtti ve bu eyleminbir uyarı olduğunu belirterek sözlerini sonlandırdı. Alagöz’ünardından İzmir Sendikalar Birliği ve SGBP adına TÜMTİS İzmirŞube Başkanı Şükrü Günseli konuştu. KESK adına da konuş-malar yapıldı ve sınıf dayanışmasının önemi üzerinde duruldu.Son olarak Deri - İş Genel Eğitim ve Teşkilatlandırma SekreteriHasan Uluşan konuşma yaptı ve “Haklı mücadelemizi kazananakadar direnişimizi sürdüreceğiz” dedi.

Konuşmaların ardından oturma eylemi devam etti ve oturma ey-lemi esnasında Deri - İş İzmir Şube Sekreteri Erdoğan Güneybasın açıklamasını okudu. Açıklamada Savranoğlu Deri’dekisendikalaşma mücadelesi anlatıldı, belediyenin işverenin yasa-dışı uygulamalarına göz yumması eleştirildi ve mücadelenin so-nuna kadar devam edeceği belirtildi. Oturma eyleminin ardındanhalaylarla eyleme son verildi.

TREXTA TR Deri işçilerine dayanışma ziyareti

Merkez yöneticilerimizden Genel SekreterimizAli Ufuk Yaşar, Genel Örgütlenme ve Eği-tim Sekreterimiz Nimetullah Sözen ve Genel

Yönetim Sekreterimiz Ahmet Kabaca 20 Şubat tari-hinde İstanbul 1 Nolu Şubemizin Çerkezköy- Kapaklıbölgesinde bulunan örgütlenme bürosu ve dayanışmalokalini ziyaret ettiler. Heyet, İstanbul 1 Nolu Şube Baş-kan Yardımcısı (Mali) Hasan Hüseyin Özkan ile birliktegeçtiğimiz 16 Şubat tarihinde direnişe başlayanTREXTA TR Deri Mamülleri San ve Tic A. Ş. işyerindeörgütlenme nedeniyle işten atılan işçilere dayanışma vedestek ziyaretinde bulundu. Deri cep telefonu kılıfı üre-tilmekte olan bu firmada 600 kişinin çalışıyor.

DAYANIŞMA

Page 69: Petrol-Is

petrol-iş 67

SGBP

Page 70: Petrol-Is

petrol-iş68

ŞUBE HABERLERİ

Page 71: Petrol-Is

petrol-iş 69

Botaş'ta emekli ve yeni üyelerimize tören

Ankara Şubemize bağlı işyerlerimizden BOTAŞ Genel Müdürlüğü ve BOTAŞ Doğalgaz İşletmeleri

Bölge Müdürlüğünden emekli olan üyelerimizle, 2011–2012 yılı itibariyle yeni işe başlayan üye-

lerimize İşyeri Yöneticilerimizin ve Şube Yönetim Kurulu üyelerimizin katılımıyla tören düzen-

lendi. Törende emeklilere birer plaket verildi.

10 Mart 2012 tarihinde, 8 Mart kutlamalarıile birlikte Mersin Şubemiz tarafından yapı-lan bir diğer etkinlik ise şubeye bağlı işyer-lerinden emekli olan üyelere plaketlervermek, oldu. Açılış konuşmasını Şube Baş-kanımız Yunus Murat Marangoz'un yaptığıtörende üyelerimizden oluşan müzik grubu-

nun seslendirdiği şarkılar, katılan davetlileri-mize keyifli dakikalar yaşattı.

Mersin’de emekli üyelerimize plaket

ŞUBE HABERLERİ

Page 72: Petrol-Is

petrol-iş70

Avrupa Sendikalar KonfederasyonuETUC üyesi 36 ülkeden 84 sen-dika 29 Şubat Çarşamba günü

Brüksel'de yapılacak bütçe görüşmeleri ön-cesinde Avrupa genelinde “Kemer SıkmaPolitikaları Değil, İş ve Sosyal Adalet İsti-yoruz” sloğanıyla Avrupa genelinde eylem-ler yaptı. Avrupa genelinde gerçekleştirileneylemlere Türkiyeli emekçiler de destekverdi. Sendikal Güç Birliği Platformu bile-şeni sendikalar ile Devrimci İşçi Sendika-ları Konfederasyonu DİSK üyesi sendikalar'29 Şubat Avrupa Eylem Günü' etkinliklerikapsamında Avrupalı işçilere destek ama-cıyla Taksim Gezi Parkında toplandı. GeziParkı'ndan Gümüşsuyu'nda bulunan Al-manya'nın İstanbul Başkonsolosluğu'na

doğru kortej oluşturan ve yürüyüşe geçenkitle sık sık “İşçiyiz, haklıyız, kazanaca-ğız”, “Kurtuluş yok tek başına, ya hep be-raber, ya hiç birimiz,” “YaşasınEnternasyonal Dayanışma” “Direne direnekazanacağız” şeklinde sloganlar attılar. Av-rupa Eylem Günü yürüyüşüne Petrol-İşgenel merkez yöneticileri, Petrol-İş çalışan-ları, İstanbul 1 Nolu şubemiz yönetici, tem-silci ve işyerlerinden üyelerimiz ile genelmerkezimizde verilmekte olan eğitim proğ-ramına katılan yönetici-temsilcilerimiz dekatılarak destek verdi.

Alman Başkonsolosluğu önünde toplanankitleye hitaben DİSK Genel Başkan Yar-dımcısı Ali Rıza Küçükosmanoğlu ve Sen-

dikal Güç Birliği Platformu adına DönemSözcücü Mustafa Türkel birer konuşmayaptılar.

Avrupalı işçiler sessiz değilAvrupa liderler zirvesinin Brüksel'de topla-nacağını söyleyen Küçükosmanoğlu, "Butoplantılarda krizi bahane göstererek ücret-leri düşürmek ve sosyal harcamaları kıs-mak için planlar yapılacak. Avrupa'yıyönetenler Avrupa ülkelerini işçiler için bircehenneme çevirirken Avrupalı işçiler buduruma sessiz kalmıyor" dedi.

“DİSK olarak Avrupalı kardeşlerimizin ta-leplerini destekliyoruz” diyen Küçükosma-noğlu, "Krizin faturasını işçilere ödetmek

ULUSLARASI DAYANIŞMA

Avrupa Sendikalar Konfederasyonu ETUC üyesi, 36 ülke-den 84 sendikanın, “İş ve Sosyal Adalet İstiyoruz” sloga-nıyla Avrupa genelinde gerçekleştirdiği eylemlere Türkiyeliemekçiler de destek verdi.

Türkiye'den Avrupalı emekçilere destek

Page 73: Petrol-Is

petrol-iş 71

isteyen zihniyeti lanetliyoruz. AvrupaSendikal Eylem Günü kapsamında hemAvrupa sendikalarının taleplerini destek-liyor hem de ülkemizde işçilere yöneliksaldırılara karşı çıkıyoruz" şeklinde ko-nuştu. Küçükosmanoğlu şunları söyledi:

“Avrupa liderler zirvesi Brüksel'de top-lanacak. Krizi bahane göstererek ücret-leri düşürmek ve sosyal harcamalarıkısıtlamak için planlar yapılacak. Avru-pa'yı yönetenler Avrupa ülkelerini işçileriçin bir cehenneme çevirirken Avrupalıişçiler bu duruma sessiz kalmıyor.Bugün bütün Avrupa'da emekçiler“Kemer sıkma politikalarına karşı iş veistihdam”talebiyle sokaklardalar, mey-danlardalar. Bizler de Avrupalı kardeşle-rimizin taleplerini destekliyoruz. Krizinfaturasını işçilere ödetmek isteyen zihniyetilanetliyoruz. Avrupalı sınıf kardeşlerimizintaleplerini desteklerken ülkemizde işçilereyönelik saldırılara da karşı çıkıyoruz.”ETUC'un güvencli istihdam imkanı yarat-mayan uluslar arası antlaşmalara karşı çık-tığını, Avrupalı işçilerin sosyal güvenliksisteminin tasfiye edilmesine itiraz ettiğinibelirten Küçükosmanoğlu, “AB yöneticieliti, ücerteleri azaltmak ve sosyal güvenliğiortadan kaldırmak istiyor. İş piyasasını es-nekleştirmek, kamu hizmetlerini özelleştir-mek, emekli aylıklarını azaltmak istiyorlar.Avrupalı emekçiler ise kemer sıkma politi-kaları yerine iş ve sosyal adalet talep ediyor.Avrupa dayanışma ve toplumsal adalet üze-rine kurulmalıdır.” Küçükosmanoğlu AKP

Hükümetinin de Avrupa'daki benzerleri gibiuluslar arası finans kuruluşlarının talimatla-rıyla krizin faturasını emekçilere ödetmekistediğini, AKP''nin işçi sınıfı ve emekçilerekarşı tarihin en büyük saldırılarından birininhazırlığı içinde olduğunu söyleyerek şöyledevam etti:

“İşçi sendikalarının itirazlarına rağmen Hü-kümet işçi simsarlığı anlamına gelen Özelİstihdam Büroları yasasını gündeme getir-meye hazırlanıyor. AKP işçi sınıfının uzunyıllar süren mücadelesi sonucunda oluşankıdem tazminatına göz dikmiştir. Önce fonadevretmeyi, ardından tamamen ortadan kal-dırmayı hedeflemektedir. Asgari ücret açlıksınırının altında. İş cinayetlerine dönüşen işkazalarının ardı arkası kesilmiyor.”Tümdünyanın ihtiyaç duyduğu politikanın sos-

yal adelet olduğunu söyleyen Küçükosma-noğlu,”Avrupa Eylem Gününde İstan-bul'dan sesleniyoruz. Herkese insanonuruna yakışır yaşama ve çalışma hakkı is-tiyoruz. ILO sözleşmelerine uygun bir sen-dika yasası istiyoruz” dedi.

Artık bıçak kemiğe dayandıMustafa Türkel de yaptığı konuşmada işçisınıfına yönelik saldırıların hem Avrupa'dahem de Türkiye'de yapıldığına dikkat çeke-rek, “ Yıllarca sosyal devlet olmakla övünenAvrupa devletleri şimdi krizin faturasınıemekçilere kesmek istiyor. IMF ve DünyaBankası'nın dayatmalarını ibretle izliyoruz.Avrupa'da yaşam çekilmez hale geldi. Av-rupalı emekçi kardeşlerimizin kemer sıkmapolitikaları yerine iş ve sosyal adalet talep-lerini destekliyoruz” dedi. Türkel şöyle ko-

nuştu:“Aynı tür saldırılar bizim ülkemizde degündemde. Artık bizim kaybedecek birşe-yimiz kalmadı. Hükümet aklını başına al-malı. Çekilen bunca zulüm artık yeter.Artık bıçak kemiğe dayandı. HükümetMeclis'e sevkettiği antidemokratik Sendi-kalar Yasa Tasarısını geri çekip ILO stan-dartlarına uygun yeni bir tasarıhazırlamalı. Örgütlenmenin önündeki en-geller ve barajlar kaldırılmalı. Siyasi ikti-darın Ulusal İstihdam Stratejisi ilegetirmeye çalıştığı özel istihdam bürola-rına, kıdem tazminatının fona devredilme-sine, esnek istihdam modellerine karşıtüm emek güçlerini buradan mücadele et-meye çağırıyoruz.”

Page 74: Petrol-Is

petrol-iş72

Sendikamız Petrol-İş'inde üyesi olduğu Gü-neydoğu Avrupa

Enerji Sendikaları Bölge AğıRETUNSEE 11 Şubat 2012günü Yunanistan'ın Kavalakentinde yapılan 4. GenelKurulunda oybirliğiyle aldığıkararla, 7 Mart 2012'yi Yuna-nistan İşçileriyle Dayanışmave Ortak Eylem Günü olarakbelirledi. RETUNSEE 13 ül-

keden 23 enerji sendikasınınyaklaşık 200 bin üyesini ça-tısı altında topluyor. Bölgeağı şu ülkeleri kapsıyor: Ar-navutluk, Bosna-Hersek,Bulgaristan, Hırvatistan,Kıbrıs, Makedonya, Yunanis-tan, Moldova, Karadağ, Sır-bistan, Romanya, Slovenya,Türkiye.

RETUNSEE 7 Mart Çar-

şamba günü tüm işçileri iş-gücü maliyetini düşürmekiçin Yunan işçilerini sefaletesürükleyen piyasa ekonomi-sini protesto eylemine davetetti. Bu bağlamda Petrol-İş'inörgütlü olduğu işyerlerindede 7 Mart Çarşamba günü sa-bahleyin işe giriş saatlerindeişyerleri önünde toplanacakPetrol-İş üyesi işçilere hita-ben hazırlanan bildirilerokundu Yunanistan'dakiemekçi kardeşlerimizle daya-nışma dile getirilerek Yunanişçilerinin onurlu mücadele-sine destek verilecek.

7 Mart’ta işyerlerinde oku-nanPetrol-İş bildirisi şöyle:

“IMF, AB ve Avrupa MerkezBankası'ndan oluşan troykakrizden çıkış reçetesi olarakYunanistan hükümetinin ala-cağı kredi paketleri karşılı-ğında bir kemer sıkmaprogramı dayattı. Bu prog-ramla fatura krizden hiçbirşekilde sorumlu olmayan Yu-nanistan işçi sınıfının veemekçi halkının omuzlarınayıkılıyor.

Son iki yılda ücretler ve

emekli maaşları yüzde 10 ilayüzde 50 arasında düşürüldü.Buna karşılık, işsizlik yüzde18,5'e, yoksulluk oranı yüzde26'ya fırladı.

Toplu sözleşme sistemi, iş-kolu sözleşmeleri baştaolmak üzere, kaldırılıyor. As-gari ücret yürürlükten kaldı-rılıyor. Buna karşılık bireyseliş sözleşmeleri dayatılıyor.Bireysel ve toplu işten çıkar-malar kolaylaştırılıyor. Esnekve güvencesiz çalışma teşvikediliyor.

Kamu sektörü özelleştirme-lerle daraltılıyor, dağıtılıyor.

Yunanistan işçi sınıfı sendi-kalarının saflarında emekçihalkın öbür kesimleriyle bir-likte bu kemer sıkma politi-kalarına karşı genelgrevlerle, yığın eylemleriyleve her türlü meşru yöntemledireniyor. Bu sistemli saldı-rıya geçit vermeyeceğizdiyor.Yunanistan'daki enerji işçi-leri mücadelelerini bütündünyaya şöyle açıklıyorlar:“Önceki kuşaklar bizlere mü-cadeleyle elde edilmiş kaza-

Yunan emekçilerine Petrol-İş üyelerinden destek

Sendikamız Petrol-İş'in de üyesi olduğu Güneydoğu Avrupa Enerji Sendikaları Bölge AğıRETUNSEE'nin günü Yunanistan'ın Kavala kentinde yapılan 4. Genel Kurulunda oybirliğiyle al-dığı Yunanistan İşçileriyle Dayanışma Kararı'na 7 Mart'ta sendikamızın örgütlü olduğıu tüm iş-yerlerimizde destek verdik.

ULUSLARASI DAYANIŞMA

Page 75: Petrol-Is

petrol-iş 73

nımlar bıraktı. O kazanımlarısavunmalıyız, bunu emeklile-rimize borçluyuz. Mücadele-mizle bu kazanımlarıgenişlettik. Bunları savunma-lıyız, bunu kendimize borçlu-yuz. Bu drahomayı (çeyizi)gelecek kuşaklara teslim etme-liyiz. Bunu genç işçi arkadaş-larımıza, çocuklarımızaborçluyuz.”

Petrol-İş Sendikası olarak biz-ler Yunanistan'daki işçi kardeş-lerimizle dayanışmamızı dilegetiriyor, onları bu meşru veonurlu mücadelede destekledi-ğimizi belirtiyoruz. Onların

mücadelesi bizim mücadele-mizdir.”

Polimer işçilerinden destek

7 Mart, sabah saatlerinde Poli-mer Kauçuk işyerinde genelmerkez yöneticilerimiz AliUfuk Yaşar, Genel Örgütlenmeve Eğitim Sekreterimiz Nime-tullah Sözen, İstanbul 1 NoluŞube yöneticilerimiz ve bu iş-yerinde çalışan İstanbul 1Nolu Şube Denetim Kuruluüyesi Osman Sayım'ın, baş-temsilci, temsilci ve Petrol-İşüyesi Polimer işçilerinin katı-lımıyla Yunan işçileriyle daya-

nışma eylemi yapıldı.

Ankara Şubemiz’den eyleme destek

Yunanistan İşçileriyle Daya-nışma ve Ortak Eylem GünüBildirisi 7 Mart - Çarşambagünü Ankara Şubemize bağlıtüm işyerlerinde üyelerimizehitaben okunarak, Yunanis-

tan'daki emekçi kardeşlerimi-zin onurlu mücadelesi dile ge-tirildi.

Petrol-İş üyesi Rafineriişçilerinden destek

Kocaeli şubemizde örgütlüİzmit Tüpraş Rafinerisi işçileride sabahleyin işe giriş saatindeRafineri önünde toplanarak,Yunan emekçilere yönelik sal-dırı ve baskıları protesto etti-ler. Kocaeli Şube BaşkanımızSalih Akduman dayanışma ey-leminde yaptığı konuşmadaşunları söyledi: “Sermayeninve kapitalizmin küresel saldı-rıları karşısında emeğin ve tümçalışanların artık tüm dünyadaortak bir küresel mücadelebaşlatması gerektiğine inanı-yoruz. Petrol-İş Sendikası ola-rak hem ülkemizde hem dedünyadaki emeğe karşı saldırı-larda daha da duyarlı hareketederek mücadele alanlarındasesimizi yükselteceğiz. Sendi-kal duruşumuz bu saldırılarıbertaraf ederek dünyada açlığı,yoksulluğu, savaşı, zulmü in-sanlık gündeminden çıkarta-rak, barışı, demokrasiyi veörgütlü toplum olmayı sağla-yacaktır.”

7 Mart, sabah saatlerinde Polimer Kauçuk işyerinde genel merkez yöneticilerimiz Ali Ufuk Yaşar, Genel Örgütlenme ve Eğitim Sekre-terimiz Nimetullah Sözen, İstanbul 1 Nolu Şube yöneticilerimiz ve bu işyerinde çalışan Petrol-İş üyesi Polimer işçilerinin katılımıylaYunan işçileriyle dayanışma eylemi yapıldı.

Page 76: Petrol-Is

petrol-iş74

ULUSLARASI İLİŞKİLER

Page 77: Petrol-Is

petrol-iş 75

Retunsee Bölge Ağı’ndan Federasyona...

ULUSLARARASI İLİŞKİLER

BELGRAD’DA YAPILAN TOPLANTIDA ÇEŞİTLİ KARARLAR ALINDI

Retunsee Prezidyumu 16 Mart2012 tarihinde Sırbistan'ınBelgrad kentinde toplandı. Top-

lantıya Retunsee Başkanı Petre Tancau,Başkan yardımcıları Franc Dolar veGoran Takiç, Genel Sekreter Nikos Or-fanos, Mali Sekreter Mustafa Öztaşkınkatıldı. Yine Sırbistan sendikalarındanBranko Tomic, Zoran Jovanovic, Slo-venya'dan Mitja Fabian ve Yunanis-tan'dan Vasilis Berkovic toplantınındiğer katılımcılarıydı.

Prezidyum toplantısında 4. Genel Ku-rul'da alınan kararlar değerlendirildi. Ge-

lecekteki faaliyetlere yönelik çeşitli ka-rarlar alındı.

Genel Kurulda alınan 7 Mart Yunanistanişçileri ile dayanışma ve eylem gününeyönelik Retunsee üye sendikalarınınkendi ülkelerinde yaptıkları eylemlerinönemi vurgulandı.

Toplantıda AB politikalarının işçi hakla-rına saldırı üzerine kurulduğu belirtile-rek, Güneydoğu Avrupa bölgesiişçilerinin gerçek temsilcisinin Retunseeolduğu ve Güneydoğu Avrupa EnerjiTopluluğu'nun muhatabının Retunsee ol-ması gerektiği belirtildi. AB'nin bu sal-dırılarına ve Retunsee'nin Avrupa EnerjiTopluluğu tarafından tanınması konu-sunda Brüksel'de eylem yapılması görü-şüldü.

Bölgede ÇUŞ'lara karşı ortak politikageliştirilmesi gerekliliğinin altı çizildi.Üye sendikaların sorunları konusunda 7Mart eyleminde olduğu gibi ortak hare-ket edilmesi gerektiği vurgulandı.

Toplantıda üye sendikalar arasında birfederasyon kurulması seçeneği görü-şüldü.

Retunsee'nin Avrupa Enerji ve Kimya İş-çileri Federasyonu EMCEF, AvrupaMetal İşçileri Federasyonu EMF ve Av-rupa Tekstil ve Deri İşçileri Federasyonu

ETUC:TCL'nin 16 Mayıs 2012'de oluş-turacakları Avrupa Sanayisi İşçileri Fe-derasyonu tarafından tanınmasınayönelik ortak bir önerge hazırlanmasıkararlaştırıldı.

Yine bu çerçevede Uluslararası KimyaEnerji ve Maden İşçileri FederasyonuICEM, Uluslararası Metal İşçileri Fede-rasyonu IMF ve Uluslararası Tekstil veDeri İşçileri Federasyonu ITGLWF'in 20Haziran 2012'de kuracakları küresel sa-nayi federasyonu Industri ALL'un Re-tunsee'yi tanıması için de ortak birönerge hazırlanmasına karar verildi.

Toplantıda Avrupa Sendikalar Konfede-rasyonu ETUC, Avrupa Kamu HizmetiSendikaları Federasyonu EPSU ve Av-rupa Maden, Kimya ve Enerji İşçileriFederasyonu EMCEF'in Avrupa EnerjiTopluluğu tarafından sosyal taraf olaraktanındığı vurgulandı. Bu sendikal mer-kezlerle iletişime geçilerek Retunsee'ninde Avrupa Enerji Topluluğu tarafındansosyal taraf olarak kabul edilmesi içinçalışılması kararlaştırıldı.

Retunsee üye sendikaları arasında eğitimve işbirliğinin güçlendirilmesi çerçeve-sinde web sitesinin daha aktif bir halegetirilmesi, ortak eğitim ve çalışma top-lantılarının düzenlenmesi ve heyet alış-verişi yapılması kararlaştırılan diğerkonular arasındaydı.

Toplantıda AB politikalarının işçi haklarına saldırı üzerine kurulduğu belirtilerek, GüneydoğuAvrupa bölgesi işçilerinin gerçek temsilcisinin Retunsee olduğu ve Güneydoğu Avrupa EnerjiTopluluğu'nun muhatabının Retunsee olması gerektiği belirtildi. Toplantıda üye sendikalar ara-sında bir federasyon kurulması seçeneği görüşüldü.

Page 78: Petrol-Is

petrol-iş76

Ünlü sanatçı ve senarist Meral Okay'ı unutmayacağız...

Ünlü sanatçı ve senarist MeralOkay 9 Nisan sabahı evinde ha-yatını kaybetti. Akciğer kanseriolan Okay, bir süredir kemote-rapi tedavisi görüyordu. Okay,Sendikalı Ol kampanya filmi-mizde de oynayarak tüm çalışan-ları sendikalı olmaya çağırmıştı.

Bir Bulut Olsam, Yeditepe İs-tanbul, İkinci Bahar gibi TVdizilerinin yanı sıra Seni Se-

viyorum Rosa, Beynelmilel gibi si-nema filmlerinde oynayan; AsmalıKonak, Muhteşem Yüzyıl gibi dizi-lerin senaryosuna da imza atanMeral Okay 9 Nisan sabahı hayatınıkaybetti. Okay'ın aktör eşi YamanOkay da 1993 yılında henüz 41 ya-şındayken pankreas kanserine yenil-mişti. Meral Okay, sendikamızın sonyıllarda Türkiye’nin birçok sanayibölgesinde yaygınlaştırdığı, “Doğu-dan Ol, Batıdan Ol, Anadolu’dan Ol,Trakya’dan Ol! Nereden Olursan Ol,Sendikalı Ol! Umutlu Ol, GüvendeOl” sloganlarıyla özetlenen “Sendi-kalı Ol” kampanya filminde de oy-namış, tüm çalışanları sanatçı HalilErgün ile birlikte bir sendikada ör-gütlenmeye, sendikalı olmaya çağır-mıştı.

Meral Okay, 20 Eylül 1959 tarihindeAnkara'da doğdu. Beş yıl devlet me-murluğu yapan Okay, bu süreçteToprak Mahsülleri Ofisi'nin DünyaBankası projelerinde ve TBMM'ninAtatürk'ün 100'üncü yaşı kutlama-ları çerçevesinde kurulan bir komis-yonunda yer aldı. 12 Eylüldöneminde Türkiye İşçi Partisi üyesive işyeri temsilcisiydi. 1984 yılındasinema ve tiyatro oyuncusu YamanOkay'la evlendi. Eşi 10 yıl sonra,henüz 41 yaşındayken kanserdenyaşamını yitirdi.

Okay, İstanbul'a taşınarak Günaydıngazetesinde çalışmaya başladı. Der-gicilik, yayıncılık, yapımcılık, SezenAksu ile sahne çalışmaları yaptı,şarkı sözleri yazdı. İkinci Bahar di-zisiyle ünlendi. Bir filmde yapımcı-lık denemesinde bulundu. 2011yılında "Muhteşem Yüzyıl" dizisi-nin senaristliğini yaptı.

Okay, 2002'de 24. Siyad Türk Sine-ması Ödülleri - 2002, En İyi Yar-dımcı Kadın Oyuncu (Hiçbiryerde)ve 2007'de Beynelmilel filmiyle 14.Adana Altın Koza Film Şenliği -2007, En İyi Yardımcı KadınOyuncu ödülünü almıştı.

Meral Okay, 10 Nisan'da Bebek Hü-mayun-u Abad Camisi'nde öğlevakti kılınan cenaze namazının ar-dından omuzlara alınarak, alkışlareşliğinde kaldırıldı.

Okay'ın cenazesi, Zincirlikuyu Me-zarlığı'nda, 1993 yılında vefat edeneşi Yaman Okay'ın yanında toprağaverildi.

Bebek Camii'ndeki törene, MeralOkay'ın ailesi ve yakınlarının yanısıra sanat ve siyaset dünyasından birçok tanınmış isim katıldı. CHP İs-tanbul Milletvekili Süleyman Çe-lebi, CHP İzmir Milletvekili MusaÇam, BDP İstanbul MilletvekiliSırrı Süreyya Önder, sendikamızGenel Başkanı Mustafa Öztaşkın,Genel Mali Sekreteri İbrahim Do-ğangül, Şişli Belediye Başkanı Mus-tafa Sarıgül ve Beşiktaş BelediyeBaşkanı İsmail Ünal da törene katı-lanlar arasındaydı.

Petrol-İş Sendikası olarak MeralOkay'a rahmet, ailesi, yakınları vedostlarına başsağlığı diliyoruz.Emekçiler Meral Okay'ı unutmaya-caktır.

Petrol-İş'in “Sendikalı Ol” filminde de oynamıştı

Page 79: Petrol-Is

petrol-iş 77

Petrol - İş Sendikası Bandırma

Şube Başkanlığının düzenlemiş

olduğu dayanışma gecesiEkol

Düğün Salonunda yapıldı. Geceye Pet-

rol - İş Sendikası Genel Örgütlenme ve

Eğitim Sekreteri Nimetullah

Sözen, Eti Maden Bandırma İşletme

Müdürü Recep Şekerci, Belediye Baş-

kan Yardımcısı Dursun Mirza, AK

Parti İlçe Başkanı Eşref Kasapoğlu,

MHP Bandırma İlçe Başkanı Karani

Erkul, CHP İl Genel Meclis Üyesi

İsmet Koçyiğit, işçi sendikalarının baş-

kan ve yöneticilerinin yanı sıra 600

Petrol- İş üyesi katıldı.

“1950'den Bugüne Bir Mücadele Öy-

küsü - Petrol-İş ” ile “Sendika Gelece-

ğindir” adlı kısa film gösterimi

konuklarımız tarafından çok beğeni ile

karşılandı. Film gösteriminin ar-

dından gecede sendikalı işçiler ta-

rafından oluşturulan halk oyunları

ekibi gösteri yaptı.

Sendikadan anlamlı plaket

Petrol-İş yöneticilerinin, çalıştığı işye-

rinde 2011 yılında geçirdiği kalp krizi

sonrasında vefat eden Cihat Bozkurt

ile aynı işyerinde iş kazası sonrasında

vefat eden Yalçın Şenyiğit’in ailesine

teşekkür plaketi vermesi gecede duy-

gusal anların yaşanmasına neden oldu.

Cihat Bozkurt ve Yalçın Şenyiğit’in eş-

leri plaket töreninde gözyaşlarına

hakim olamadı. Gecede ayrıca emekli

olan 46 sendika üyesine de plaket ve-

rildi. İşçiler plaketlerini protokol üye-

lerinin elinden aldı.

Toplu sözleşmeye 7 ek

madde koydurduk

Eti Maden Bandırma İşletme Müdür-

lüğüyle 1 Ocak 2011 - 31 Aralık 2012

tarihlerini kapsayan toplu sözleşmeyi

ilk defa işçilerin lehine olan 7 ek mad-

deyi koyarak imzaladıklarını söyleyen

Petrol-İş Bandırma Şube Başkanı İs-

mail Kayan, sendika olarak toplu söz-

leşme sürecini kazançlı olarak

tamamladıklarını söyledi. Kayan, bu

başarının elde edilmesinde Petrol-İş

üyesi Eti Maden işçilerinin birlik ve

beraberliğinin etkisinin büyük oldu-

ğuna dikkat çekti.

Bandırma Şube Dayanışma gecesi coşkulu geçti

“1950'den Bugüne Bir Mücadele Öyküsü - Petrol-İş ” ile“Sendika Geleceğindir” adlı kısa film gösterimi geceyekatılan konuklar tarafından beğeniyle karşılandı. Gecedesendikamız üyesi işçiler tarafından oluşturulan halkoyunları ekibi gösteri yaptı.

ŞUBE ETKİNLİKLERİ

Page 80: Petrol-Is

petrol-iş78

ŞUBE ETKİNLİKLERİMİZ

Page 81: Petrol-Is

79

KÜLTÜR/SANAT

Page 82: Petrol-Is

petrol-iş80

GÖZÜ VE GÖNLÜ ALINTERİNDE BİR YAZAR; CELAL İLHAN:

“Dili Yüreğinde” adlı yeni öykü kitabı yayımlandı...

Petrol-İş İşyeri Baştemsilciliği düzeyinde sendikacılık da yapan,daha çok işçi öyküleri yazarı diye tanıdığımız (iki kez AbdullahBaştürk İşçi Edebiyat Ödülü alan) Celal İlhan; Ateşle Dans2005, Dokunan 2007 ve Grevden Dönenin! 2009 adlı öykü ki-taplarından sonra yeni bir öykü kitabıyla karşımızda. “Dili Yü-reğinde”...

Celal İlhan, kitabına koyduğu adla da oku-runa, yönünü ne yana çevirdiği konusundaipucu vermek istiyor belli ki. Dil Derneği

üyesi İlhan, arı-duru, anlaşır dille yazma yanlısı,sevdalısı bir yazar. Üç kitabında da önceliği emeğe,yaratıcılığa, alınterine verdiği açık. Buna koşut ola-rak, öykülerinde; Türkçe'ye (diline), onun gelişme-sine, serpilmesine, saygınlık kazanmasına yüksekbir özenle yaklaştığını görüyor ve izliyoruz. Heryeni çıkan kitabında, bir öncekine göre dilde nasılincelikler ve gelişmeler sağladığını dikkatli okuraçık olarak görecektir. İçinden çıktığı Anadolu in-sanını yazın dünyasına abartısız taşımayı başaranbir yazar Celal İlhan.

İlhan'ın “Dili Yüreğinde” adlı kitabından yaptığı-

mız kısa iki alıntı yukarıdaki değerlendirmeninhaklılığını göstermeye yeter diye düşünüyoruz.

“Türküler… ağuyu bal eden türküler...ilaçların enhası ve en hayırlısı türküler. Can alan, can veren,yerine göre sığınabileceği yoksul bir kulübe, yerinegöre saltanat sürebileceği, balkıyan saraylara ben-zeyen türküler. Başına gelen büyük acılara, yıkım-lara türkülerle; Pir Sultan’la, Derviş Yunus’la, Âşıkİzzet’le, Veysel’le, Mahsuni Şerif’le ve daha yüz-lerce ozanın yüreğinden süzülmüş deyişlerle karşıkoyardı. Evvel Allah, türkülerin kendisini umarsızbıraktığını hiç anımsamıyordu. Ve hiçbir seslenişiyanıtsız kalmamıştı çok şükür.” (Türküler adlı öy-küden)

Celal İlhan: 1943'te Yozgat'ta doğdu. İlk ve ortaöğrenimini

orada, yükseköğrenimini Ankara'da tamamladı. Çeşitli sanayikuruluşlarında yirmi yıl, Makine bakım teknikeri olarakçalıştı. İşyeri baştemsilciliği düzeyinde sendikacılık yaptı.Öykü dosyası, “Ateşle Dans”la 2002'de, SES 5. Kültür SanatYarışması'nda özendirme ödülü, “Altmış Beş Metrede” adlıöyküsüyle 2003'te Abdullah Baştürk İşçi Öyküleri Yarış-ması'nda birincilik ödülü,”Grevden Dönenin!” adlı anıkitabıyla 2009'de Abdullah Baştürk İşçi Edebiyatı Yarış-ması'nda birincilik ödülü aldı.

Dili Yüreğinde/Öykü/Celal İlhan/ Kanguru Yayınları

KÜLTÜR/SANAT

Page 83: Petrol-Is
Page 84: Petrol-Is