169

Pierre Bourdieu - Karşı Ateşler.pdf

Embed Size (px)

Citation preview

8/11/2019 Pierre Bourdieu - Karşı Ateşler.pdf

http://slidepdf.com/reader/full/pierre-bourdieu-karsi-ateslerpdf 1/168

8/11/2019 Pierre Bourdieu - Karşı Ateşler.pdf

http://slidepdf.com/reader/full/pierre-bourdieu-karsi-ateslerpdf 2/168

KA RŞI ATEŞLER

Pierre Bourdieu 1930'da Der.gvin'de (Fransa) doğdu. Günü-

müz sosyoljisinin temel kuramcılarından biri olan Bourdieu,orta öğrenimini Paris'in ünlü L ouis Le Grand lisesinde tamam -ladıktan sonra Ecole N ormale Supérieure 'de felsefe eğitimi gör-

dü. Askerliğini yapm ak üzere gittiği Cezayir'de Fransız sömü r-geciliğini yakından tanıma fırsatı bulan düşünür, bu deneyimi-nin de etkisiyle felsefi yaklaşımım sosyolojik ve antropolojikaçılımlarla pekiştirdi. 1959 ve 1962 yıllarında Sorbonne'da fel-sefe dersleri verdikten sonra, École des Hautes Études en Scien-

ces Sociales'in müdürlüğüne getirildi; ayrıca Avrupa Sosyolojisi'nin de yöneticiliğinde bulundu. 1982'de, Collège de France'ta, sosyoloji kürsüsüne seçilen Bourdieu, aynı dönemde  Ac-tes de la Recherche en Sciences Sociales  dergisinin yaym yönet-menliğini üstlendi. Eğitimden başlayarak çeşitli kültürel alan-lardaki üretim, yeniden üretim, ayrışım mekanizmalarını ince-

leyen ve pek çok önemli çalışması bulunan Pierre Bourdieu, 23Ocak 2002 tarihinde Paris'te öldü.

Başlıca eserleri: La Distinction  (1979), Le Sens pratique  (1980),Questions de sociologie  (1980; Toplumbilim Sorunları,  Kesit, 1997),Homo Acedemieus  (1984), Choses dites  (1987), Raisons Pratiques (1994; Pratik Nedenler, Kesit, 1995), Sur la télévison  (1996; Televiz-yon Üzerine,  YKY, 1997), Les régies de l'art  (1998; Sanatın Kuralla-rı, YKY, 1999).

Halime Yücel 1971 yılında İstanbul'da doğdu. 1990 yılında Ga-latasaray Lisesi'ni bitirdi. Aynı yıl girdiği Marmara Üniversitesiİktisadi İdari Bilimler Fakültesi Kamu Yönetimi Bölümü'nde

1994 yılında lisans öğrenimini, 1997 yılında İstanbu l Üniversite-si Siyaset Bilimi bilim dalında yü ksek lisans öğrenimini, 2001 yı-lındaysa İstanbul Üniversitesi Tanıtım ve Halkla İlişkiler bilimdalında doktorasını tamamladı. Galatasaray Üniversitesi İleti-

şim Fakültesi'nde Öğretim Üyesi olarak görev yapmaktadır.

Çevirileri: Armand Mattelart'dan İletişimin Diinyasallaşması, İletişim Yayınları, 2001 ve Bilgi Toplumumın Tarihi,  İletişim Ya-

yınları, 2004.

8/11/2019 Pierre Bourdieu - Karşı Ateşler.pdf

http://slidepdf.com/reader/full/pierre-bourdieu-karsi-ateslerpdf 3/168

Pierre Bourdieu'nun YKY’deki öteki kitapları

Televizyon Üzerine (1997) Sanatın Kuralları (1999)

8/11/2019 Pierre Bourdieu - Karşı Ateşler.pdf

http://slidepdf.com/reader/full/pierre-bourdieu-karsi-ateslerpdf 4/168

PIERRE BOURDIEU

KARŞI ATEŞLER

ÇEVİREN:

HALİME YÜCEL

OGOİ S T A N B U L

8/11/2019 Pierre Bourdieu - Karşı Ateşler.pdf

http://slidepdf.com/reader/full/pierre-bourdieu-karsi-ateslerpdf 5/168

Yapı Kredi Yayınları 2292Cogito 14 4

Karşı Ateşler / Pierre Bourdieu(1. ve 2. kitaptan seçme yazılar)

Özgün Adı: ContrefeuxÇeviren: Halime Yücel

Kitap Editörü: Korkut ErdurDüzelti: İncilay Yılmazyurt

Kapak Tasarımı: Nahide Dikel Elif Rifat

Baskı: Şefik MatbaasıMarmara Sanayi Sitesi M Blok No: 291 İkitelli/İstanbul

Çeviriye temel alman baskı: Editions Raison d'Agir, 1998, pour Contrefeux,Editions Raison d'Agir, 2001, pour Contrefeux 2

1. Baskı: Istanbul, Ocak 2006ISBN 9750810457

© Yapı Krédi Kültür Sanat Yayıncılık Ticaret ve Sanayi A.Ş., 2002© Editions Raison d'Agir, 1998, pour Contrefeux

© Editions Raison d'Agir, 2001, pour Contrefeux 2Bütün yayın haklan saklıdır.

Kaynak gösterilerek tanıtım için yapılacak kısa alıntılar dışındayayıncının yazılı izni olmaksızın hiçbir yolla çoğalhlamaz.

Yapı Kredi Kültür Sanat Yayıncılık Ticaret ve Sanayi A.Ş.Yapı Kredi Kültür Merkezi

İstiklal Caddesi No. 285 Beyoğlu 34433 İstanbulTelefon: (0 212) 252 47 00 (pbx) Faks: (0 212) 293 07 23

http://www.yapikrediyayinlari.com eposta: [email protected] 

İntemet satış adresi: http://yky.estore.com.tr  www.teleweb.com.tr

8/11/2019 Pierre Bourdieu - Karşı Ateşler.pdf

http://slidepdf.com/reader/full/pierre-bourdieu-karsi-ateslerpdf 6/168

8/11/2019 Pierre Bourdieu - Karşı Ateşler.pdf

http://slidepdf.com/reader/full/pierre-bourdieu-karsi-ateslerpdf 7/168

8/11/2019 Pierre Bourdieu - Karşı Ateşler.pdf

http://slidepdf.com/reader/full/pierre-bourdieu-karsi-ateslerpdf 8/168

b i r i n c i  k i t a p

8/11/2019 Pierre Bourdieu - Karşı Ateşler.pdf

http://slidepdf.com/reader/full/pierre-bourdieu-karsi-ateslerpdf 9/168

8/11/2019 Pierre Bourdieu - Karşı Ateşler.pdf

http://slidepdf.com/reader/full/pierre-bourdieu-karsi-ateslerpdf 10/168

Okura

Büyük bölümü yayımlanmamış bu metinleri basım içinderlemeye karar verebildiysem, bunun nedeni, etkilerini sür-dürmek istedikleri karşı ateşleri önlerinde alev alırken bulantehlikelerin, ne tek noktaya yönelik ne de rastlantısal olması vebu sözlerin, koşulların farklılığına bağlı uyuşmazlıklarla, yöntemli bir şekilde denetlenen yazılardan daha çok karşı karşıya

kalsalar da, neoliberal felakete direnmeye çabalayan herkesegerekli silahları yine de sağlayabilecek olmalarıdır.*

Kehanetsel müdahalelere fazla eğilimim yok; durum ya dadayanışmalar tarafından sürüklenerek, yetkimin sınırlarınınötesine gidebileceğim fırsatlardan da her zaman sakındım. Do-layısıyla her seferinde, kimi zaman bir ödev duygusuna yakın

bir tür meşru öfke tarafından zorlandığım yolunda, belki de ya-nıltıcı bir duyguya kapılmasaydım, insanların karşısında görüşbildirmeye kalkışmazdım.

Herhangi özel bir konuda başkalarıyla ne zaman görüşsemayak uydurmayı denediğim toplu düşünsel ülküyü gerçekleş-tirmek her zaman kolay değil. Eğer daha etkili olmak için kimizaman kişi ve özel isimleri hedef aldıysam, bunu bir seferber-

lik, hatta medyatik evrende belli dönemlerde beliriveren, şuamaçtan da konudan da yoksun tartışmalardan birini başlat-mak için değilse bile, en azından egemen söylemin simgeselgücünün özünü oluşturan o görüşbirliği görüntüsünü bozmakumuduyla yaptım her zaman.* Durumların farklılığına bağlı anlatım ve biçem kopmalarını çoğaltma tehlikesini

göze alarak tarihsel bağlamı daha algılanabilir kılmak için buraya alınan bildiri-

leri kronolojik bir sırayla sundum. Okurun, önerilen savı sürdürmesine olanaktanımak için yer yer, olabildiğince kısa kaynakça açıklamaları ekledim.

8/11/2019 Pierre Bourdieu - Karşı Ateşler.pdf

http://slidepdf.com/reader/full/pierre-bourdieu-karsi-ateslerpdf 11/168

8/11/2019 Pierre Bourdieu - Karşı Ateşler.pdf

http://slidepdf.com/reader/full/pierre-bourdieu-karsi-ateslerpdf 12/168

Devletin Sol ve Sağ Eli* 

SORU Yönettiğiniz derginin son sayılarından birinin odak ko-nusu acıMedyanın söz hakkı vermediği insanlarla yapılmış birçok söyleşi var: yoksul banliyölerin gençleri, küçük çiftçiler, toplum çalı-şanları. Örneğin bir lise müdürü, kişisel acısını dile getiriyor güçlük-le: bilgi aktarmakla uğraşacağı yerde, istemeden, bir tür karakolda po-

lis olmuş. Böyle bireysel ve öyküsel tanıklıkların ortak bir sıkıntıyı anlamayı sağlayacağını düşünüyor musunuz?PIERRE BOURDIEU Toplumsal acı üzerine yürüttüğümüz

ankette, bu lise müdürü gibi, toplumsal evrenin kişisel dramlarbiçiminde yaşanan çelişkilerinden geçmiş birçok kişiyle karşıla-şıyoruz. Fransa'nın kuzeyindeki küçük bir şehrin "zor bir ban-liyösünde", tüm eylemlerin düzenlenmesini sağlamakla yü-

kümlü şu proje şefini de sayabilirim örneğin. "Toplum çalışan-ları" diye adlandırılan herkesin, sosyal yardım görevlilerinin,eğitimcilerin, üst düzey memurların ve giderek profesörlerle il-kokul öğretmenlerinin günümüzde saptadıkları çelişkilerin enuç sınırıyla karşı karşıya kalıyor bu kişi. Bu insanlar benimdevletin sol eli diye adlandırdığım, devlet içinde geçmişin top-lumsal savaşımlarının bir kalıntısı olarak harcamacısavurgan

vekilharç denen bakanlık görevlilerinin tamamını oluşturuyor-lar. Devletin sağ eliyle, maliye bakanlığıyla, kamu bankalarıylaya da özel bankaların ve bakanlık kurullarının ulusal yönetimbilimleri okulu mezunlarıyla karşıtlık içerisinde hepsi. Tanıklıkettiğimiz (ve edeceğimiz) birçok toplumsal hareket, devletinküçük soylular sınıfının, devletin yüksek soylular sınıfına baş-

kaldırısını dile getirir.* R. P. Droit ve T. Ferenczi'yle söyleşi, 14 Ocak 1992'de Le Monde'da yayımlanmış.

8/11/2019 Pierre Bourdieu - Karşı Ateşler.pdf

http://slidepdf.com/reader/full/pierre-bourdieu-karsi-ateslerpdf 13/168

S Bu öfkeyi, umutsuzluk biçimlerini ve bu başkaldırıları nasıl açıklıyorsunuz?

P.B. Devletin sol elinin, sağ elin artık sol elin ne yaptığımbilmediği ya da daha kötüsü, gerçekten bilmek istemediği kanı-sında olduğunu düşünüyorum. Her ne olursa olsun, bunun be-delini ödemek istemiyor. Tüm bu insanların umutsuzluğununen büyük nedenlerinden biri, devletin, kendisinden beklenenve yükümlülüğünü taşıdığı devlet konutu, devlet radyo ve te-levizyonu, devlet okulu, devlet hastaneleri gibi toplum yaşamı-

nın belli alanlarından çekilmiş olmasına ya da çekilmekte olma-sına bağlıdır. En azından kimileri için, hiç olmazsa ayrıcalıksız,herkese açık ve herkese sunulmuş bir hizmet olarak kamu hiz-metinin güvencesi olması beklenebilecek sosyalist bir devletsöz konusu olduğundan, şaşırtıcı ya da utanç verici bir tutum-dur bu... Bir politik kriz, bir parlamentarizm karşıtlığı diye be-timlenen şey, kamu yararından sorumlu devlet konusunda bir

umutsuzluktur gerçekte.Sosyalistlerin iddia ettikleri kadar sosyalist olmamaları

kimseyi rahatsız etmezdi: zaman acımasız, manevra alam dageniş değil. Ama insanı şaşırtabilecek olan, öncelikle iş alanın-da her türlü önlem ve politikayla (yalnızca medyanın adını ve-receğim) ıvelfare state'in kazanımlarmı ortadan kaldırmayıamaçlayarak, ve belki, özellikle de kamu söyleminde özel sek-

törü göklere çıkarıp (sanki şirket ruhunun şirketten başka alanıyokmuş gibi) özel girişimin çıkarlarını destekleyerek, kamuhizmetinin bu kadar düşmesine katkıda bulunabilmiş olmaları.Tüm bunların şaşırtıcı bir yönü var, özellikle de "toplumsal"denen görevleri yerine getirmek ve görevlerini gerçekten yap-mak için gereken araçları onlara vermeyen pazar mantığının enkatlanılmaz yetersizliklerini gidermek üzere ön cepheye gön-

derilenler için. Sürekli aldatılmış ya da yadsınmtş olduklarıduygusuna nasıl kapılmasınlar ki?

Ödenen maaşın, işe ve bu işte çalışanlara verilen değerinaçık göstergesi olmasına karşın, başkaldırılarının maaş sorunlarımıı çok ötesine yayıldığım uzun zaman önce anlamamız gere-kirdi. Bir görevi küçümseme, ona uygun görülen az çok gülünçbir ücretle kendini gösterir önce.

1 2 Karşı Aceşler

8/11/2019 Pierre Bourdieu - Karşı Ateşler.pdf

http://slidepdf.com/reader/full/pierre-bourdieu-karsi-ateslerpdf 14/168

Devletin Sol ve Sağ Eli 13

S Yöneticilerin manevra alanının o kadar dar olduğuna inanı-yor musunuz?

P.B. Kuşkusuz inandırılmak istenenden çok daha sınırlı.VeNyine de yöneticilerin büyük serbestliğe sahip oldukları biralan kalıyor: Simgeselin alanı. Tutumun örnek niteliği, tümdevlet personeline benimsetilmeliydi, özellikle de en yoksunkalınan çıkarlar için özveri geleneğine sığınırlarken. Oysa yal-nızca yolsuzluk (kimi yüksek devlet memurlarının primleriylekimi zaman yarı resmi olarak) ya da kamu hizmetine ihaneti

değil (sözcük kuşkusuz çok güçlü: devlet hizmetinden ayrılıpözel sektörde bol paralı bir işe girmeyi kastediyorum), özelamaçlarla mallardan, kazançlardan ve kamu hizmetinden sağ-lanan tüm kazancı: eşe dosta destek vermeyi, adam kayırmayı(yöneticilerimizin çok fazla "kişisel dostu" var), yandaş topla-mayı gördüğümüzde nasıl kuşku duymayız?

Simgesel kazançlardan söz etmiyorum üstelik! Televizyonsivil erdemin yıpranmasına rüşvet kadar katkıda bulunmuşturkuşkusuz. Memur ya da militan yaratan ortak çıkara kendiniadama işinin anlaşılmaz değerleriyle tümden çelişkili olarak,politik ve düşünsel sahnenin önüne "beni gördün mü?"leri, herşeyden çok kendini göstermeye ve saydırmaya meraklı olanlarıçağırmış ya da itmiştir. "Haber gösterişi"nin öylesine ortak bir

uygulama durumuna gelmesini açıklayan, aynı bencil kendinigösterme (sıklıkla rakiplerin zararma) kaygısıdır. Öyle görünü-yor ki birçok bakan için, bir önlem ancak bildirildikten ve ka-muya açıklanıp, gerçekleşmiş sayıldıktan sonra geçerli olur. Kı-sacası öğretilen erdemlerle gerçek uygulamalar arasındaki farkıgörünür kıldığı için ortaya çıkmasıyla rezalet yaratan büyükyozlaşma, sıradan küçük "zayıflıkların", lüksün sergilenmesi-

nin, maddi ya da simgesel ayrıcalıkların acele kabulünün sını-rından başka şey değildir.

S. Ortaya koyduğunuz durum karşısında yurttaşların tepkisi nedir size göre?

P.B. Kısa süre önce, bir Alman yazarın Eski Mısır üzerinebir makalesini okuyordum. Devlete ve kamu malına karşı birgüven krizinin yaşandığı dönemde iki şeyin nasıl geliştiğini

8/11/2019 Pierre Bourdieu - Karşı Ateşler.pdf

http://slidepdf.com/reader/full/pierre-bourdieu-karsi-ateslerpdf 15/168

1 4 Karşı Ateşler

gösteriyor: yönetenlerin tarafında yolsuzluk, devlet işine say-gının yıkılışıyla bağlantılıyken, yönetilenlerin tarafında kişi-sel dindarlık, geçici olanakların getirdiği umutsuzluğa bağla-

nıyor. Aynı biçimde, bugün, kendini (temelde, kendisindenzorunlu maddi katkılar dışında hiçbir şey, hele kendini ada-ma ve coşku gibi şeyleri hiç beklemeyen) devletin dışına atıl-mış hisseden yurttaşın, devlet çıkarlarına en uygun biçimdekullandığı yabancı bir güç olarak değerlendirerek reddettiğiduygusuna kapılıyoruz.

S Yöneticilerin simgesel alandaki büyük özgürlüğünden söz ediyordunuz. Bu yalnızca örnek gösterilen tutumlarla ilgili değil. Ay-nı zamanda sözler , harekete geçirici ülküler de söz konusu. Bu nokta-da, güncel zayıflık nereden geliyor?

P.B. Aydınların sessizliğinden çok söz edildi. Beni hayretedüşürense politikacıların sessizliği. Harekete geçirici ülküler-den korkunç derecede yoksunlar. Kuşkusuz bunun nedeni, po-

litikanın profesyonelleşmesi ve partilerde kariyer yapmak iste-yenlerden beklenen koşulların parlak kişilikleri giderek dahaçok dışlaması. Elbette bunun bir nedeni de, politik etkinliğin ta-nımının, okullarda (siyasal bilimler okullarında) ciddi görün-mek ya da yalnızca vasat ya da eski kafalı görünmeyi önlemekiçin özyönetimden çok, yönetimden söz etmenin uygun oldu-ğunu, her durumda da ekonomik akılcılık taslamak (bir başkadeyişle bu akılcı dilde konuşmak) gerektiğini öğrenmiş görevli-lerin gelişiyle değişmesidir.

KuzeyGüney ilişkilerine de zarar veren (ve verecek olan)IMFdünyagörüşünün dar ve ileriyi göremeyen ekonomi anla-yışında sıkışıp kalmış bu yarı becerikliler, ekonomik açıdanmeşrulaşmış Realpolitik'in tek kesin sonucu olan maddi ve ah-laksal sefaletin kısa ve özellikle de uzun vadede gerçek bedelle-rini: Suç işlemeyi, suç oranım, alkolizmi, trafik kazalarını vb.üstlenmeyi unuturlar elbette. Burada yine mali dengeler soru-nuna saplanmış sağ el, "bütçe ekonomilerinin" çoğunlukla çokpahalıya mal olan toplumsal sonuçlarıyla karşı karşıya kalansol elin ne yaptığım bilmez.

8/11/2019 Pierre Bourdieu - Karşı Ateşler.pdf

http://slidepdf.com/reader/full/pierre-bourdieu-karsi-ateslerpdf 16/168

Devletin Sol ve Sağ Eli 1 5

S Devletin edimlerinin ve katkılarının dayandığı değerler artık inandırıcı değil mi?

P.B. Onları ilk hiçe sayanlar çoğunlukla onların bekçisiolanlardır. Rennes Kongresi ve af yasası sosyalistlerin gözdendüşmesi için on yıllık antisosyalist kampanyanın yaptığındandaha fazlasını yapmıştır. Ve (sözcüğün her anlamıyla) "dön-müş" bir militan da, on düşmandan daha fazla zarar verir. Amaon yıllık sosyalist iktidar, devlete olan inancın yıkılması ve 70'liyıllarda liberalizm adına girişilen korumacı devletin ortadan

kaldırılması girişimlerinin sonunu getirmiştir. Konut politikası-nı düşünüyorum özellikle. Açıklanan amaç, küçük burjuvaziyiortak konutlardan (ve böylece "kolektivizmden") çekip almakve bireysel evinin özel mülkiyetine ya da apartman dairesinebağlamaktı. Bu politika ancak tek bir yönden çok iyi başarıldı.Vardığı nokta az önce kimi ekonomilerin toplumsal bedelleri

üzerine söylediklerimi açıklıyor. Uzamsal ayrımın, dolayısıyla"banliyölerin" sorunları diye adlandırılan sorunların en büyüknedeni çünkü.

S. Bir ülkü tanımlamak istiyorsak, bu, devletin, kamu meselesi-nin anlamına dönüş olacaktır. Herkesin görüşüne katılmıyorsunuz.

P.B. Herkesin görüşü, kimin görüşüdür? "Az devleti" öven

ve kamuyu, kamunun kamu için yararını biraz çabuk gömen,gazetelerde yazan insanlar, aydınlar... Burada tümüyle tartışıla-bilir tezlerin hepsini birden tartışma dışına atan paylaşılan inançetkisinin tipik bir örneğini görüyoruz. Devletin geri çekilmesi,daha geniş olarak da ekonominin değerlerine boyun eğmesi içinuygun bir iklim yaratan "yeni aydınların" ortak çalışmasmı ince-lemek gerekirdi. Welfare state'in düşünsel temellerini, özellikle de(iş kazasında, hastalıkta ya da sefalette) ortak sorumluluk kavra-mım, toplumsal (ve sosyolojik) düşüncenin şu temel kazanımınıyıkmaya yönelerek kendi kendini gerçekleştiren şu kehanet tü-rünü, "bireyciliğin dönüşü" diye adlandırılan şeyi düşünüyo-rum. Bireye dönüş, aynı zamanda onun mutsuzluğunun tek so-rumlusu olan "kurbanı" "kınamaya" ve ona selfhelp'i  öğütleme-

ye de izin veriyor, ve tüm bunlar durmaksızın yinelenen şirketinvergilerini azaltma gereksinimi maskesiyle yapılıyor.

8/11/2019 Pierre Bourdieu - Karşı Ateşler.pdf

http://slidepdf.com/reader/full/pierre-bourdieu-karsi-ateslerpdf 17/168

1 6 Karşı Aceşler

68 krizinin, bütün küçük kültürel sermaye taşıyıcılarını sar-sıntıya uğratan simgesel devrimin belirlediği geçmişe yönelikpanik tepkisi (Sovyet tipi rejimlerin beklenmedik çöküşünün

de yardımıyla), sonunda "Siyasal Bilimler düşüncesinin", "Maodüşüncesinin" yerini aldığı kültürel düzenleme için uygun ko-şulları yaratmıştır. Bugün, aydınlar dünyası, "yeni aydınlar",dolayısıyla aydın ve onun politik rolü için yeni bir tanım, felse-fe ve felsefeci için yeni bir tanım önermeyi ve benimsetmeyiamaçlayan bir savaş alamdır; söz konusu felsefeci, teknik dona-nımdan yoksun bir politika felsefesinin, bir seçim gecesi siya-

setçiliğinin ve yöntemden yoksun tecimsel kamuoyu araştırma-larının özensiz yorumuna indirgenen bir sosyolojinin anlaşıl-maz tartışmalarına girişecektir artık. Platon'un tüm bu insanlariçin kullandığı muhteşem bir sözcük vardı, doxasophus:  Bu"kendinibilginsanangörüşteknisyeni" (sözcüğün üçlü anla-mını çeviriyorum), politik sorunları iş adamlarıyla, politikacı-larla ve politika gazetecileriyle (bir başka deyişle tam olarakkendileri için kamuoyu araştırmaları yaptırabilenlerle...) aymterimlerle ortaya koyar.

S Az önce Plüton'un adını andınız. Sosyoloğun tutumu, düşü-nü riinkine yaklaşıyor mu?

P.B. Sosyolog da düşünür gibi, başkalarınınki kadar kendi

gerçeklerini, özellikle soru biçiminde ortaya çıkan gerçeklerisorgularken doxa$ophus'a ters düşer. Doxasophus'u derinden sar-san budur, çünkü o, Aristoteles'in verdiği anlamıyla ortak alan-ların  (uslamlama yapmaya yarayan, ancak üzerlerinde bir us-lamlama yürütülemeyen kavramlar ve tezler) bilmçsizce be-nimsenmesindeki derin politik itaati reddetme olgusunda poli-tik bir önyargı görür.

S Sosyologu bir anlamda, gerçek sorunları bilen tek kişi olarak kraldiişüniir yerine koyma eğiliminde değil misiniz?

P.B. Savunduğum, her şeyden önce, doxasophus'lann üret-tiği aydın görüşüne karşı, öncelikle eleştirel olan eleştirel aydı-nın olanaklılığı ve gerekliliğidir. Gerçek bir eleştirel karşı güçolmadan gerçek bir demokrasi olamaz. Aydın bunlardan biri ve

8/11/2019 Pierre Bourdieu - Karşı Ateşler.pdf

http://slidepdf.com/reader/full/pierre-bourdieu-karsi-ateslerpdf 18/168

Devletin Sol ve Sa|> Eli 17

en yücesidir. Bu nedenle ölü ya da diri Marx, Nietzsche, Sart-re, Foucault ve hepsi birden "68 düşüncesi" etiketi altında sınıf-

landırılan birkaç isim daha eleştirel aydının yapı bozma çalış-ması1, kamu işinin yıkılması kadar tehlikelidir ve aynı toplu ye-niden canlandırma girişimi içinde yer alır.

Elbette aydınların, her zaman, kendilerine düşen çok bü-yük tarihsel sorumluluğun üstesinden gelebilecek yetenekte ol-masını ve her zaman eylemlerine yalnızca ahlaksal yetkelerinideğil, düşünsel yetkilerini katmalarını isterdim tek bir örnek

vermek gerekirse bir Pierre VidalNaquet'nin tüm tarihsel yön-tem ustalığını, tarihin kötüye kullanımlarının eleştirisini yap-maya adaması biçiminde diyelim. Kari Kraus'dan alıntı yapa-rak "iki kötülük arasında en azını seçmeyi reddediyorum", de-nir buna.2 "Sorumsuz" aydınlara karşı hoşgörüm yok, yıllık ya-zı kotalarını, iki yönetim kurulu, üç basın kokteyli ve birkaç te-levizyon programı arasında yazıp dolduran, şu sorumlu, herkonuda kalem oynatan, çok biçimli "aydınları" daha da az se-viyorum.

S. Öyleyse, aydınlar için özellikle, Avrupa'nın kurulmasında nasıl bir görev arzuluyorsunuz?

P.B. Yazarların, sanatçıların, düşünürlerin ve bilginlerin,

kamusal yaşamın yetkili oldukları her alanında kendilerinidoğrudan dinletebilmelerini arzuluyorum. Uslamlama ve çü-rütmenin mantığı olan düşünsel yaşamın mantığının, kamusalyaşama yayılmasıyla herkesin çok şey kazanacağına inanıyo-rum. Bugün düşünsel yaşama yayılmış olan çoğunlukla ihbarınve kara çalmanın, "slogancılığın" ve karşıtın düşüncesinin çar-pıtılmasının mantığı diyebüeceğimiz politikanın mantığıdır.

"Kurucuların" kamu hizmeti, kimi zaman da halkın esenliği gi-bi yükümlülüklerini yerine getirmeleri iyi olurdu.

Avrupa çapma geçmek, yalnızca bir üst evrenselleşme de-recesine yükselmek, düşünsel konularda bile gerçekleşmektenuzak evrensel devlet yolunda bir aşama kaydetmektir. Avrupamerkezcilik, eski imparatorluk uluslarının yaralı ulusçulukları-nın yerine geçse de çok fazla şey kazanılmazdı. XIX. yüzyılınbüyük ütopyalarının tüm bozulmalarını ele verdikleri zaman-

8/11/2019 Pierre Bourdieu - Karşı Ateşler.pdf

http://slidepdf.com/reader/full/pierre-bourdieu-karsi-ateslerpdf 19/168

1 8 Karşı Ateşler

da, acil olarak bilinçleri yanıltmadan, istençleri harekete geçire-bilecek gerçekçi bir ülküler evreninin yeniden kurulması içinortak çalışma koşullarının yaratılması gerekir.

Paris, Aralık 1991

Notlar1 "La souffrance".  Actes de ta recherche en sciences sociales, 90, Aralık 1991,104 s,, P.

Bourdieu ve diğerleri, La Misère du monde, Paris, Seuil Yayınlan, 1993.2 P. VidalNaquet, Les Juifs, la mémoire et le présent, Paris, La Découverte, cilt 1,1981,cilt 0,1991 .

8/11/2019 Pierre Bourdieu - Karşı Ateşler.pdf

http://slidepdf.com/reader/full/pierre-bourdieu-karsi-ateslerpdf 20/168

Erkin Akılla Donanan ya da Akla Dayanan Kötüye Kullanımları* 

[...] İslami ülkelerin derinliklerinden, benim evrenselin em-peryalizmi olarak adlandırdığım sözde batı evrenselciliği konu-sunda çok derin bir soru geliyor.1 Fransa, aynı ülkede bana gö-re Herder adıyla doğrudan bağlantüı milliyetçi bir popülizme

yol açan bu emperyalizmin tam anlamıyla somut bir örneği ol-du. Eğer gerçek evrenselciliğin, kendini benimsetmek için ev-rensele başvuran (insan haklan vb.) bir milliyetçilikten başkaşey olmadığı doğruysa, kendisine karşı tüm köktenci tepkiyigericilikle suçlaması daha zordur. IMF ve Dünya Bankası'nınpolitikasını hazırlayan matematiksel modellerin, Amerikan hu-kukunun geleneklerini tüm dünyaya benimseten büyük çoku-luslu tüzel şirketler olan Laıo Firm'lerm, akılcı eylem kuramları-nın vb. bilimci akılcılığı, bu akılcılık sanki kimi insanlar aklıntekelini ellerinde tutuyorlarrruş ve genel olarak söylendiği gibidünya jandarması, bir başka deyişle silah gücünü evrensel ada-letin hizmetine verebilen, meşru şiddet tekelini elinde tutanlarolarak kendilerini atayabiliyorlarmış gibi davranmaya yönelten

bir Batı kibrinin hem dışavurumu, hem güvencesidir. Neredey-se her zaman umutsuzluğun usdışılığı yoluyla kök salan terö-rist şiddet, akla başvuran erklerin eylemsiz şiddetine gönderirbizi. Zorlayıcı ekonomik önlem sıklıkla hukuksal bahanelerebürünür. Emperyalizm, uluslararası mercilerin meşruluğuylaörtülür. Kendini çifte standartlarını maskelemeye veren ussal-laştırmaların ikiyüzlülüğüyle de Arap, Güney Amerika, Afrika

* 15 Ekim 1995'te Frankfurt Kitap Fuan'nda Uluslararası Yazarlar Parlamentosun-ca düzenlenen halka açık tartışmada sunulan bildiri.

8/11/2019 Pierre Bourdieu - Karşı Ateşler.pdf

http://slidepdf.com/reader/full/pierre-bourdieu-karsi-ateslerpdf 21/168

2 0 Karşı Ateşler

halklarında, erkin akılla donanan ya da akla dayanan kötüyekullanımlarından ayrılamayacak akla (ekonomik, bilimsel yada bir başka akıl) karşı çok derin bir başkaldırıya yol açmaya

ya da bunu haklı göstermeye yönelir. Bu "usdışılıklar" bir bakı-ma, bizim yerlere ve zamanlara göre emperyalist, istilacı, fethe-den ya da vasat, dar, savunmacı, gerileyen, baskıcı akılcılığımı-zın ürünüdür. Akılla hareket ediyoruz diye kötüye kullandıkla-rı güçlerini maskeleyenlere ya da keyfi bir imparatorluk kur-mak ya da bunu haklı göstermek için akim silahlarına davra-nanlara karşı savaşmak da yine aklı savunmaktır.

Frankfurt, Ekim 1995

Not1 P. Bourdieu, "Deux impérialismes de l'universel", C. Fauré ve T. Bishop içinde

(yayıncılar), L'Amérique des Français, Paris, François Bourin, 1992, s. 149155.

8/11/2019 Pierre Bourdieu - Karşı Ateşler.pdf

http://slidepdf.com/reader/full/pierre-bourdieu-karsi-ateslerpdf 22/168

Bir Uygarlığın Yıkılışına Karşı* 

Kamu hizmetinin, cumhuriyetçi hak eşitliğinin, eğitim, sağ-lık, kültür, araştırma, sanat ve her şeyden önemlisi, çalışma hak-kının varlığıyla birleşen bir uygarlığın yıkılışına karşı üç haftadanbu yana savaşan herkese desteğimizi bildirmek için buradayım.

Bu derin hareketi, bir başka deyişle burada dile getirilen vebizim de duyumsadığımız umutsuzluğu da um utlan da anladığı-

mızı söylemek için; bunu anlamayanlan, örneğin 10 Aralık tarihli Journal du dimanche?ta., büyük bir şaşkınlıkla Juppé'nin, somut birörneği olduğunu düşündüğü bunu açıkça ifade ediyor "akıladünya anlayışı"yla "insanlann derin arzulan" arasındaki uçuru-mu büyük bir şaşkınlıkla keşfeden şu düşünür gibilerini anlama-dığımızı (ya da çok iyi anladığımızı) söylemek için buradayım.

Aydınlanmış "seçkin"in uzun vadeli bakış açısıyla, halkın

ya da temsilcilerinin dar görüşlü itkileri arasındaki bu karşıtlık,tüm zamanların ve tüm ülkelerin gerici düşüncesinin belirginniteliğidir; ancak bugün, meşruluğuna olan inananı, öğretimve bilimin, özellikle ekonominin yetkesinden alan devlet yüce-liğiyle yeni bir biçim almaktadır: Tanrısal adaletin bu yeni yö-neticileri için, yalnızca mantık ve çağallık değil, hareket ve de-

ğişim de yöneticilerin, bakanların, patronların ya da "uzmanla-rın" yanındadır; akılsızlık ya da eskillik, eylemsizlik ve tutucu-luk, halkın, sendikaların, eleştirici aydınların yanındadır.

 Juppé'nin, "Fransa'nın güvenilir bir ülke ve mutlu bir ülkeolmasını istiyorum," diye haykırdığında dile getirdiği şey buteknokratik kesinliktir. Şöyle çevrilebilir: "İnsanlann güvenilirolmasını istiyorum, bir başka deyişle seçkinlerin, École National

d'Administration mezunlarının, halkın mutluluğunun nerede* Lyon Gan'nda Aralık 1995 grevleri sırasında sunulan bildiri.

8/11/2019 Pierre Bourdieu - Karşı Ateşler.pdf

http://slidepdf.com/reader/full/pierre-bourdieu-karsi-ateslerpdf 23/168

2 2 Karşı Ateşler

olduğunu bilenlerin, halka rağmen, bir başka deyişle onun is-tencine rağmen onun mutluluğunu gerçekleştirecek güçte olma-larını istiyorum; gerçekte halk, düşünürün söz ettiği isteklerle

körleşmiş olduğundan mutluluğunun ne olacağını bilemez özellikle Mösyö Juppé gibi onun mutluluğunu kendisinden da-ha iyi tanıyan insanlarca yönetilme mutluluğunu." İşte böyledüşünür teknokratlar ve demokrasiden anladıkları da budur.Halk adına ülkeyi yönettiklerini öne sürerken, bu halkın onlarakarşı çıkmak için sokaklara düşmesini nankörlüğün doruğu!neden anlamadıkları da böylelikle anlaşılıyor.

Devletin zayıflamasını salık veren bu devlet yüceliği ve pa-zarla yurttaşın tedmsel ikamesi olan tüketicinin paylaşımsız ege-menliği devlete aman vermez; kamu malını özel bir mal, kamuişini ve cumhuriyeti, kendi işi yapar. Bugün söz konusu olan, tek-nokrasiye karşı demokrasinin yeniden elde edilmesidir: yeni Leviathan'ın, "finans pazarlarının" hükümlerini tartışmasız benim-seten ve anlaşmayı değil, "açıklamayı" isteyen Dünya Bankası ya

da IMF türü "uzmanların" despotluğundan kurtulmak gerekir; li-beralizm kuramcılarının öğrettikleri yeni tarihsel kaçınılmazlıkinanandan vazgeçmek gerekir, zorunlulukların özellikle ekono-mik olanlarını (uzmanların işi olabilir bu) saptayabilecek bir top-lu çalışma politikasının yeni biçimlerini bulmak gerekir, ama on-larla savaşmak ve gerektiğinde onları etkisiz hale getirmek için.

Bugünün krizi Fransa için, ve de kuşkusuz Avrupa'da vedünyanın başka yerlerinde yeni alternatifi, "ya liberalizm ya bar-barlık"! her gün artan bir sayıyla (her gün çoğalarak) reddeden-ler için tarihsel bir fırsattır. Demiryolu görevlileri, posta memur-ları, öğretmenler, kamu görevlileri, öğrenciler ve daha birçokları,harekete etkin ya da edilgin olarak bağlı olanlar gösterileriyle,bildirileriyle, uyandırdıkları ve medya örtüsünün boşuna perde-lemeye çalıştığı sayısız düşünceyle, yeterli oldukları kadar da ye-tersiz teknokratlara bırakılamayacak kadar önemli, tümüyle te-mel sorunları ortaya koydular: birinci dereceden ilgilileri, demekki her birimizi kamu hizmetlerinin, sağlığın, eğitimin, taşımacılı-ğın vb. geleceğinin aydınlatın ve mantıklı bir tanımına, özellikleAvrupa'nın başka ülkelerinde aynı tehditlerle karşı karşıya ka-lanlarla bağlantılı olarak yeniden nasıl kavuşturmalı? Yükseköğ-

8/11/2019 Pierre Bourdieu - Karşı Ateşler.pdf

http://slidepdf.com/reader/full/pierre-bourdieu-karsi-ateslerpdf 24/168

retim düzeyinde Grandes tcoles 'ler ve fakülteler arasında karşıt-lıkla simgeleştirilen iki vitesli bir eğitimin giderek yerleşmesini

reddederek Cumhuriyet okulunu yeniden nasıl keşfetmeli? Aynısoru sağlık ve taşımacılık alanında da sorulabilir. Kamu hizmet-lerinin tüm personelini etkileyen, kültürel yayım şirketlerinde deuyguladıkları sansür etkisiyle özellikle ölümcül olan radyo, tele-vizyon ya da gazetecilikte ve hatta eğitimde bile bağımlılık veboyun eğme biçimlerini getiren geçiciliğe karşı nasıl savaşmak?

Kamu hizmetlerinin yeniden keşfedilmesi işinde aydınlara,

yazarlara, sanatçılara, bilginlere vb. düşen belirleyici bir görevvar. Önce, yayım yollan üzerindeki teknik gelenekçiliğin tekelinikırmaya katkıda bulunabilirler. Ama aynı zamanda örgütlü ve sü-rekli olarak, yalnızca kriz toplu durumunda rastlantısal karşılaş-malarla da kalmayarak, toplumun geleceğine etkili bir biçimdeyön verebilecek güçte olanlann, özellikle demeklerle sendikalann

saflannda görev alabilirler ve medyatikpolitik gelenekçiliğin or-taya konmasını, yasakladığı büyük sorular üzerine sert inceleme-ler, yaratıcı öneriler hazırlamaya çalışabilirler: özellikle de evren-sel alanın birleşmesi ve yeni evrensel iş bölümünün ekonomik vetoplumsal sonuçlan sorununu ya da adına birçok politik girişi-min harcandığı finans pazarlanndaki sözde tunç yasaları, bilişimsel sermayenin en belirleyici üretim güçlerinden biri durumuna

geldiği ekonomilerde eğitim ve kültür işlevleri sorununu vb. dü-şünüyorum.

Bu izlence soyut ve salt kuramsal görünebilir. Ama geçmiş-te uğruna birçok toplumsal hareketin feda edildiği ve teknok-ratların ekmeğine bir kez daha yağ süren bir popülizme düş-meden otoriter teknokratçılığı reddedebilir.

Her ne olursa olsun, belki beceriksizce dile getirmek istedi-ğim, kızdırabileceklerimden ya da canını sıkabileceklerimden deözür dilerim, bugün toplumu değiştirmek için savaşanlarla ger-çek bir dayanışma içine girmektir: gerçekte ulusal ve uluslararasıteknokrasiyle ancak ayrıcalıklı alanında, bilimin, özellikle ekono-mi biliminin alanında karşı karşıya gelerek, yararlandığı soyut vesakat bilginin karşısına insanların ve karşılaştıkları gerçeklerin

daha saygıdeğer bilgisini çıkararak etkili bir biçimde savaşılabilir.Paris, Aralık 1995

B ir Uygarlığın Yık ılışına Karşı 2 3

8/11/2019 Pierre Bourdieu - Karşı Ateşler.pdf

http://slidepdf.com/reader/full/pierre-bourdieu-karsi-ateslerpdf 25/168

"Evrenselleşme" Söyleni ve  Avrupa Sosyal Devleti* 

Her yerde, gün boyunca egemen söylem gücünü buradanalmaktadır neoliberal bakış açısının karşısına çıkarılabilecekhiçbir şey olmadığını, onun kendisini seçeneksiz, apaçık sun-duğunun söylendiğini duyuyoruz. Eğer bu tür bir sıradanlığıvarsa, bunun nedeni, gazetecilerin ya da sade yuttaşlann edil-

gin olarak, özellikle de belli bir sayıda aydımn etkin olarak ka-tıldıkları, simgesel bir yineleyip belletme çalışmasıdır. Bu ara-lıksız, tuzağa düşürücü, içe işleme yoluyla gerçek bir inanç ya-ratan aşılamaya karşı araştırmacılara düşen bir görev var gibigeliyor bana. Öncelikle bu söylemin üretimini ve dolaşımmı in-celeyebilirler. İngiltere'de, Amerika Birleşik Devletleri'nde,Fransa'da bu dünya görüşünün üretilme, yayılma ve belletilme

yöntemlerini çok açık bir biçimde dile getiren çalışmalar gide-rek çoğalıyor. Yer aldıkları ve kendini yavaş yavaş meşru kabulettiren dergiler ve metinler, bu çalışmaları kaleme alanların ni-telikleri bu yazarların söz konusu yazıları üretmek için bir ara-ya geldikleri kolokyumlar üzerinde yapılan bir dizi inceleme,İngiltere ve Fransa'da, neoliberal bir görüşü çok doğalmış gibibenimsetmek üzere aydınları, gazetecileri, iş adamlarını bir

araya getiren sürekli bir çalışmanın nasıl gerçekleştirildiğinigöstermişti, gerçekte bu görüş tüm zamanlarda ve tüm ülkeler-de varolan muhafazakâr düşüncenin en klasik varsayımlarınıekonomik akılcılıkla giydirmektedir. Aklıma CLA'in finanse et-tiği, büyük Fransız aydınlarının yönetiminde ve 2025 yıl bo

* Yunan İşçiler Genel Konfederasyonu'nda (GSEE) Atina'da 1996 Ekimi'nde sunu-lan bildiri.

8/11/2019 Pierre Bourdieu - Karşı Ateşler.pdf

http://slidepdf.com/reader/full/pierre-bourdieu-karsi-ateslerpdf 26/168

“Evrenselleşme" Söyleni ve Avrupa Sosyal Devle ti 2 5

yunca bir şeyin yanlış olduğunun anlaşılması zaman alıyoryorulmak bilmeden, başlangıçta akıntının tersine kürek çeke-rek, yavaş yavaş gün gibi ortaya çıkan görüşler üreten Prenves dergisinin işlevi üzerine yapılmış bir çalışma geliyor1. Aym şeyİngiltere'de de gerçekleşti ve Thatchercılık Bayan Thatcher'dandoğmadı. Çok uzun bir süredir, çoğunluğu büyük gazetelerdesütun sahibi aydın topluluklar tarafından hazırlandı.2 Araştır-macıların ilk olası katkısı, bu incelemelerin herkesçe erişilebile-cek biçimlerde yayılmasını sağlamak olabilirdi.

Çok uzun zaman önce başlayan bu aşılama çalışması bu-gün de sürüyor. Ve bir tansık gibi, düzenli olarak birkaç günlükzaman aralıklarıyla tüm Fransız gazetelerinde, her gazeteningazeteler evrenindeki konumuna bağlı değişik biçimlerle, Ame-rika Birleşik Devletleri ve İngiltere'nin tansıkh ekonomik duru-mu üzerine saptamaların yayımlandığı gözlemlenebilir. Gaze-telerin ve televizyonların adamakıllı katkıda bulundukları bü-

yük ölçüde bilinçsizce, çünkü bu sözleri yineleyenler bunu iyiniyetle yapıyorlar bu simgesel damla damla birikim çok derinetkiler doğuruyor. İşte böylece, neoliberalizm, sonunda kendi-ni kaçınılmazlık görünümü altında sunuyor.

Çok doğalmış gibi benimsetilen bir önvarsayımlar bütünübu: en üst düzey gelişimin, dolayısıyla üretkenliğin ve rekabetgücünün insan eylemlerinin son ve tek amacı olduğu; ya da

ekonomik güçlere karşı koyamayacağı kabul edilir. Veya eko-nominin tüm önvarsayımlarını oluşturan önvarsayımdır buekonomik olanla, istenmeyen bir şey gibi bir köşeye atılıp sos-yologlara bırakılan toplumsal olan arasında kökten bir kopuşyaratılır. Başka bir önemli varsayım, bir gazeteyi açtığımızda,radyo dinlediğimizde soğurduğumuz, bizi saran, temelde ört

mecelerden oluşan sözcük dağarcığıdır. Ne yazık ki Yunanis-tan'dan örnek veremiyorum, ama bulmakta güçlük çekmeyece-ğinizi düşünüyorum. Örneğin Fransa'da artık patronluk den-miyor, "ulusun canlı güçleri" deniyor, işten çıkarmadan değil,bir sportif örnekseme kullanılarak "yağdan arınma"dan sözediliyor (güçlü bir beden ince olmalıdır). Bir şirketin 2000 kişiyiişten çıkartacağmı bildirmek için "Alcatel'in gözüpek toplum-

sal planı" ndan söz edilecektir. Ayrıca esneklik, her şeye kolayca

8/11/2019 Pierre Bourdieu - Karşı Ateşler.pdf

http://slidepdf.com/reader/full/pierre-bourdieu-karsi-ateslerpdf 27/168

2 6 Karşı Ateşler

uyabilme yeteneği, kuralsızlaştırma gibi sözcüklerin yananlamları ve birleşimleriyle insanları neoliberal iletinin, özgürleşme-nin evrenselci bir iletisi olduğuna inandırmaya yönelen tüm bir

oyun da söz konusudur.Bana öyle geliyor ki bu doxa'ya karşı, onu incelemeye tabi

tutarak ve onu üretip aşılayan mekanizmayı anlamayı deneye-rek kendini savunmak gerek. Ancak bu, çok önemli olsa da yet-mez, karşısına belli sayıda deneysel saptama da konabilir. Fran-sa vakasında, devlet belli sayıda toplumsal eylem alanını terketmeye başladı. Sonucunda her türden olağandışı acılardı, üste-

lik yalnızca büyük sefaletin vurduğu insanları etkilemekle dekalmıyordu. Böylece, büyük kentlerin banliyölerinde gözlemle-nen sorunların kaynağında neoliberal konut politikasının ol-duğu gösterilebilir. 1970'li yıllarda uygulamaya konan bu ko-nut politikası ("kişiye" yardım) bir yandan önemli bölümükolektif topluluklarda kalan göçmenlerden oluşan altproletarya, öte yandan kendilerine büyük bir güçlük doğuran krediler-

le satın aldıkları bireysel konutlara çıkan sabit gelirli çalışanlarve küçük burjuvazi arasında toplumsal bir ayrımcılığa yol açtı.Bu toplumsal kopuş bir politik önlem tarafından ortaya kondu.

Amerika Birleşik Devletleri'nde, devletin ikiye bölündüğügörülmektedir, bir yanda toplumsal güvence sağlayan, ama gü-vence verebilecek kadar sigortalanmış ve güvence altına alın-mış ayrıcalıklılara güvence veren bir devlet, öte yanda da halkiçin baskıcı bir polis devleti vardır. Amerika Birleşik Devletleri'nin en varlıklı, aynı zamanda da en tutucu eyaletlerindenolan, dünyanın en saygın üniversiteleriyle donanmış Kaliforni-ya'da bir ara kimi Fransız sosyologlarınca tüm özgürleşmele-rin cenneti olarak görülürdü 1994'ten bu yana hapishanelerinbütçesi, tüm üniversitelerin toplam bütçesinden fazladır. Şikago gettosunun karaderilileri, devleti ancak polis, yargıç, hapisane gardiyanı ve  petrole officer,  gibi, hapis cezasına çarptırılmakistemiyorlarsa sürekli karşılarına çıkmak zorunda oldukları ce-zaları uygulamakla görevli insanlar aracılığıyla tanırlar. Bura-da, bir anlamda egemenlerin düşünün gerçekleşmesi, Loîc Waquant'ın gösterdiği gibi, giderek güvenliği sağlama işlevine in-dirgenen bir devlet söz konusudur.

8/11/2019 Pierre Bourdieu - Karşı Ateşler.pdf

http://slidepdf.com/reader/full/pierre-bourdieu-karsi-ateslerpdf 28/168

"Evrenselleşme” Söylcni ve Avrupa Sosyal Devleti 2 7

Amerika Birleşik Devletleri'nde gördüğümüz ve Avru-pa'da da belirmeye başlayan, bir ilerlemenin tersine gelişme süre-

cidir. Fransa ve İngiltere gibi, devletin en erken kurulduğu toplumlarda devletin doğuşu üzerine çalışıldığında, öncelikle fi-ziksel ekonomik gücün bir yönetim altında toplandığı gözlem-lenir ikisi atbaşı gittiğinden savaşlar yapabilm ek için, polislikyapabilmek için vb. para gerekir, para almak için de polis güç-leri gerekir. Sonra kültür sermayesinin bir yönetim altında top-lanması, ardından yetkenin bir yönetim altında toplanması ge-

lir. Bu devlet ilerlediği ölçüde özerklik elde eder, egemen top-lumsal ve ekonomik güçlerden bir ölçüde bağımsızlaşır. Devletbürokrasisi, egemenlerin istençlerini çarpıtacak ve onları yo-rumlayacak, kimi zaman politikalar esinleyecek duruma gel-meye başlar.

Devletin gerilemesi süreci, neoliberal politika ve inanışa

karşı direnişin, devlet geleneklerinin en güçlü olduğu ülkelerdedaha güçlü olduğunu gösterir. Bu da devletin iki biçimde va-rolmasıyla açıklanır: nesnel gerçeklikte yönetmelikler, bürolar,bakanlıklar vb. kurumlar bütünü biçiminde, aynı zamanda dakafalarda. Örneğin Fransız bürokrasisinin konut finansmanı re-formu sırasında, sosyal bakanlıklar, mali bakanlıklara karşı sos-yal konut politikasını savunmak için savaştılar. Bu devlet me-

murlarının bakanlıklarını, konumlarını savunmakta çıkarlarıvardı, ama aynı zamanda buna inanıyorlardı, inançlarını savu-nuyorlardı. Tüm ülkelerde devlet bir bakıma toplumsal kaza-nımlar gerçekliğindeki izdir. Örneğin çalışma bakanlığı, kimikoşullarda bir baskı aracı olabilse de gerçekliğe dönüşmüş top-lumsal bir kazanmadır. Ve devlet, göreceli hak ("bu benim hak-

kım", "bu bana yapılamaz"), "toplumsal kazanmalara" bağlılıkbiçiminde, çalışanların kafasında varolur. Örneğin Fransa veİngiltere arasındaki en büyük farklılıklardan biri, ThatcheıTaştırılmış İngilizlerin direnebilecekleri kadar direnmediklerini,bunun nedeninin de büyük ölçüde iş sözleşmesinin Fransa'da-ki gibi devlet güvencesi altında bir anlaşma değil, bir common laıv sözleşmesi olduğunu keşfetmeleridir. Bugün de çelişkili bir

biçimde, Kıta Avrupası'nda İngiltere modeli yücel tilirken, aynıanda İngiliz emekçiler Kıta üzerinden bakıyorlar ve kendi işçi

8/11/2019 Pierre Bourdieu - Karşı Ateşler.pdf

http://slidepdf.com/reader/full/pierre-bourdieu-karsi-ateslerpdf 29/168

2 8 Karşı Ateşler

geleneklerinin onlara sunmadığı şeyleri, bir başka deyişle işhukuku düşüncesini keşfediyorlar.

Devlet birkaç anlama çekilebilir bir gerçekliktir. Egemenle-

rin hizmetinde bir araç olduğunu söylemekle yetinemeyiz.Kuşkusuz, devlet tümüyle yansız, egemenlerden tümüyle ba-ğımsız değildir, daha eski, daha güçlü, yapılarına daha önemlikazanımlar kaydettiği ölçüde vb. daha büyük bir özerkliği var-dır. Uzlaşmazlıkların (örneğin mali bakanlıklar ve toplumsalsorunları çözmekle yükümlü vekilharç bakanlıklar arasındaki)alanıdır. Devletin, ilerlemesinin tersine gelişmesine, bir başka

deyişle baskı yapmakla yükümlü bir ceza devletine doğru ge-rileyip toplumsal yükümlülüklerini, eğitim, sağlık, yardım vb.gibi hizmetleri yavaş yavaş feda etmesine karşı koymak için,toplumsal hareket, uzun süreli işsizlere yardım sağlamakla yü-kümlü, toplumsal uyumun bozulmasından, işsizlikten vb. kay-gı duyan ve ancak "küreselleşme"nin zorunluluklarını veFransa'nın dünyadaki yerini tanımak isteyen para babalarına

karşı çıkan toplumsal dosya sorumlularından destek görebilir."Küreselieşme"den söz ettim: sözcüğün en güçlü anlamıy-

la bir söylemdir bu, güçlü bir söylem, "yönlendiricigörüş",toplumsal gücü olan, inanılan bir düşüncedir. Welfare State'inkazanmalarına karşı savaşın birinci silahıdır: Avrupalı emekçi-ler dünyanın geri kalan daha güç durumdaki diğer işçileriylerekabet etmelidir, deniyor. Böylece Avrupalı işçilere asgari ücre-

tin olmadığı, Avrupa maaşlarının 1/4'üyle 1/15'i arasında de-ğişen maaşlar için, günde 12 saat çalıştıkları, sendikaların olma-dığı, çocukların çalıştığı vb. ülkeler model olarak veriliyor. Böy-le bir model adına da liberalizmin bir başka anahtar sözcüğüesneklik, bir başka deyişle gece işi, hafta sonları çalışma, dü-zensiz çalışma saatleri, ezelden beri patronların düşlerinde ka-yıtlı öylesine çok şey benimsetiliyor. Genel olarak neolibera

lizm çok şık ve çağcıl bir görünüşle, en eski patronluğun en es-ki düşüncelerini geri getiriyor. (Amerika Birleşik Devletleri'ndedergüer, dolar üzerinden maaşlarına göre ve işten atma gözüpekliğini gösterdikleri insan sayısına göre sınıflandırılan bu şokpatronlarının ödül kazananlar dizelgesini hazırlıyorlar. Düzen-lemeleri devrim gibi göstermek, Almanya'da otuzlu yıllarda,

8/11/2019 Pierre Bourdieu - Karşı Ateşler.pdf

http://slidepdf.com/reader/full/pierre-bourdieu-karsi-ateslerpdf 30/168

“Evrenselleşme" Söyleni vc Avrupa Sosyal Devleci 2 9

Thatcher, Reagan ve diğerlerinin döneminde gerçekleşen muha- fazakâr devrimlere  özgü bir niteliktir. Muhafazakâr devrim bu-

gün, daha önce görülmemiş bir biçim alıyor: başka zamanlar-da olduğu gibi, eski tarım söylenlerinin eskil izlekleri, toprakve kanın yüceltilmesi yoluyla ülküselleştirilmiş bir geçmişebaşvurmak söz konusu değil. Bu yeni türden muhafazakârdevrim, yeniden canlandırmayı doğrulamak için ilerlemeye,mantığa (bu durumda ekonominin mantığına), bilime başvu-rur. Kendi mantığına, pazar yasası denen yasaya, dolayısıyla engüçlü yasaya terk edilen ekonomik dünyanın gerçek düzenlili-ğini tüm uygulamaların kuralları, dolayısıyla ülküsel kurallarbiçiminde oluşturur. Finans pazarlan denen şeyin egemenliği-ni, bir başka deyişle en yüksek kazançtan başka yasası olmayanköktenci bir tür kapitalizme dönüşü, gemsiz ve açık, ama akılcılaştırümış iş yönetimi gibi çağcıl egemenlik biçimlerinin ve

pazar araştırması, pazarlama, tecimse! reklamcılık gibi yönlen-dirme tekniklerinin işin içine sokulmasıyla, ekonomik etkinli-ğin sınırlarına itilmiş kapitalizmi onaylıyor ve övüyor.

Bu muhafazakâr devrim aldatabiliyorsa, otuzlu yıllarınmuhafazakâr devrimcilerinin eski Kara Orman pastoraliyle gö-rünürde ilgisi kalmadığındandır; çağcıllığın tüm göstergeleriy-

le süslenir. Hem Şikago'dan gelmiyor mudur? Galileo doğaldünyanın matematik dilinde yazıldığım söylüyordu. Bugündenklemlere yerleştirilen şeyin ekonomik ve toplumsal dünyaolduğuna inandırmaya çalışıyorlar bizi. Neoliberalizm, mate-matikle (ve medya gücüyle) silahlanarak, 30 yıldan bu yana"ideolojilerin sonu" ya da daha yakın zamanlarda "tarihin so-nu" adı altında bildirilen muhafazakâr toplumsal doğrulama-

nın en üstün gücüne dönüşmüştür.İşlevi bir yeniden canlandırmayı, vahşi ama akılcılaştırıl

mış ve utanmaz bir kapitalizme dönüşü benimsetmek olan"küreselleşme" söylemine karşı savaşım vermek için olgularadönmek gerek. Eğer istatistiklere bakılırsa, Avrupa işçilerininkarşı karşıya kaldıkları rekabetin özellikle Avrupa sınırları için-

de kaldığı gözlemlenir. Yararlandığım kaynaklara göre, Avrupaulusları, ekonomik alışverişlerinin % 70'ini başka Avrupa ulus-larıyla yapıyorlar. Avrupa dışı tehdidi de vurgulayarak, gerçek

8/11/2019 Pierre Bourdieu - Karşı Ateşler.pdf

http://slidepdf.com/reader/full/pierre-bourdieu-karsi-ateslerpdf 31/168

3 0 Karşı Aceşler

tehlikenin Avrupa ülkeleri arasındaki rekabet tarafından, kimikez de social dumping  diye adlandırılan olgu tarafından oluştu-rulduğu gizleniyor; toplumsal korunmanın zayıf, ücretin dü-şük olduğu Avrupa ülkeleri rekabetteki avantajlarından yararsağlayabilirler, ama direnebilmek için toplumsal kazammlarmıterk etmeye zorlanan başka ülkeleri aşağı çekerek yaparlar bu-nu. Bu durum, ilerlemiş ülkelerin işçilerinin bu döngüden kur-tulmak, kazammlarmı korumak ve bunların tüm Avrupa işçile-ri arasında genelleşmesini sağlamak için en çok gelişmiş ülkele-

rin işçileriyle birleşmesinde yarar olduğunu gösteriyor. (Ulusalgeleneklerdeki farklılıklardan, özellikle sendikanın devlete gö-re ağırlığının ve toplumsal korunmanın biçimlerinden dolayı,kolay bir iş değil bu.)

Ama burada bitmiyor. Neoliberal politikanın herkesinsaptayabileceği bütün o etkileri de var. İngiltere'de yapılan bel-li sayıda araştırma da Thatchercı politikanın öncelikle el emeği

işçilerinde, ama aynı zamanda da küçük burjuvazide korkunçbir güvensizlik, bir sıkıntı yarattığını gösteriyor. Geçici ve azücretli işlerin (işsizlik oranını yapay olarak düşüren) çoğalma-sına tanık olunan Amerika Birleşik Devletleri'nde, tam olarakaynı şey gözlemleniyor. Ansızın işten çıkarılma tehdidi altında-ki Amerikalı orta sınıf, korkunç bir güvensizliği yaşıyor (bu gü-vensizlik bir işte önemli olanın, yalnızca çalışma ve sağladığı

maaş değil, verdiği güvenlik de olduğunu keşfetmeyi sağlıyor).Tüm ülkelerde geçici konumlu işçilerin oranı, kadrolu çalışanIarmkine göre artıyor. Geçicilik ve esneyebilirlik, zayıf maaşlarıödünleyebilecek sürekli iş, sağlık ve emeklilik güvencesi gibi(çoğunlukla "tuzu kurular'Tn ayrıcalıkları diye betimlenen za-yıf avantajların) yitimine neden oluyor. Özelleştirme de ortakkazanımlarm yitimini getiriyor. Örneğin Fransa'nın duru-munda, yeni işe alman işçilerin 3/4'ü geçici sıfatlıdır ve bu3/4'ün yalnızca 1/4'ü sürekli işçi olacaktır. Elbette bu yeni işealmanlar gençlerdir daha çok. Bu güvensizliğin temelde gençle-ri etkilemesinin nedeni budur. Fransa'da bunu La Misère du monde  adlı kitabımızda da saptamıştık, özellikle de gençlerinsıkıntısının suç işleme ve pahalıya malolan başka olaylar gibi

sonuçlarla doruğa ulaştığı İngiltere'de durum böyledir.

8/11/2019 Pierre Bourdieu - Karşı Ateşler.pdf

http://slidepdf.com/reader/full/pierre-bourdieu-karsi-ateslerpdf 32/168

"Evren selleşm e” Söyleni ve Avrupa Sosyal Devleci 3 1

İşte bugün, bütün o etkilere de insanlığın en ender kültürelkazanımlarının ekonomik, toplumsal temellerinin yıkımı ekle-niyor. Yazarların, sanatçıların ve bilginlerin savaşımları ve öz-

verileri yoluyla durmadan büyüyen kültürel üretim evrenleri-nin pazar karşısında özerkliği gittikçe daha fazla tehdit edili-yor. "Tecimin" ve "tecimsel"in egemenliği her gün, en çıkarcıuşaklara ve yayıncılara y a da paslaşmalarla dalavere ortakları-na teslim edilmiş, hemen kazanç baskılarına giderek dahadoğrudan bağlanan yayıncılığın bir yönetim altında toplanma-sıyla yazına, yazınsal ve sanatsal eleştiriye, özellikle de sinema-

ya aşılanır (eğer öncü yapımcılara, yapım yolları belki de özel-likle dağıtım yollan sunulması için hiçbir şey yapılmazsa on yıliçinde bir Avrupa araştırmacı sinemasından ne kalacağını sora-biliriz kendimize); şirketlerin ya da devletin bürokrasilerinin çı-karlarına doğrudan bağlı komutlara hizmet etmekle ya da erk-lerin (çıkarcılann yerine geçen) veya paranın sansürü nedeniyleölüme hükümlü sosyal bilimlerden söz etmiyoruz bile.

Eğer küreselleşme her şeyden önce aklayıcı bir söylensede çok gerçek olduğu bir durum vardır, bu da finans pazarla-rının durumudur. Belli bir sayıda hukuksal denetimin azaltıl-masının ve iletişim bedellerinin indirilmesini sağlayan çağ-daş iletişim araçlarının iyileştirilmesinin yararına birleşmiş,dolayısıyla türdeş olmayan bir finans pazarına doğru yöneli

niyor. Bu finans pazarı kimi ekonomilerin, bir başka deyişleen varsıl ekonomilerin, özellikle de parası uluslararası biri-kim parası olarak kullanılan, bunun için de finans pazarların-da önemli bir özgürlük payı olan ülkenin egemenliği altında-dır. Finans pazarı, içinde egemenlerin, bu özel durumdaAmerika Birleşik Devletleri'nin büyük ölçüde oyunun kural-larını belirleyebilecekleri konumda oldukları bir alandır. Fi-

nans pazarlarının egemen konumu elinde tutan belli bir sayı-daki ulusun çevresinde bu birleşmesi, ulusal finans pazarları-nın özerkliğinde bir azalmaya neden olur. Bize zorunluluğaboyun eğmek gerektiğini söyleyen Fransız maliyeciler ve ma-liye müfettişleri bu zorunlulukla suç ortaklığı yaptıklarını veonların aracılığıyla erkten el çekenin ulusal Fransız devletiolduğunu söylemeyi unutuyorlar.

8/11/2019 Pierre Bourdieu - Karşı Ateşler.pdf

http://slidepdf.com/reader/full/pierre-bourdieu-karsi-ateslerpdf 33/168

3 2 Karşı Ateşler

Kısacası küreselleşme bir türdeşleşme değildir, tersine azsayıda egemen devletin erkinin ulusal finans alanlarının bütü-nüne yayılmasıdır. Bunun sonucu Avrupalı işçilerin, örneğinanaparanın ve endüstrilerin el emeğinin ucuz olduğu ülkelereaktarılmasıyla sonuçlarına katlandıkları uluslararası iş bölümü-nün bir ölçüde yeniden belirlenmesidir. Bu uluslararası ser-maye pazarı, ulusal sermaye pazarlarının özerkliğini azaltma-ya, özellikle de ulusal devletlerce gittikçe daha az sayıda ülke-nin elinde toplanan bir güçle belirlenen döviz kurlarının, faiz

oranlarının yönetilmesini yasaklamaya yönelir. Ulusal erklerbir devalüasyonu oluşturabilecek kadar büyük fonları olan öz-nelerden gelecek saldırı riskine boyun eğmiştir, sol hükümetlerde özellikle tehdit altındadırlar kuşkusuz, çünkü finans pazar-larının kuşkusunu uyandırırlar (IMF ülkülerine pek az uyan birpolitika izleyen bir sağ hükümet, bir sol hükümete göre dahaaz tehlikededir, sol hükümet IMF ülkülerine uygun bir politika

izlese bile). Yapısal bir baskı uygulayan evrensel alanın yapısı-dır bu, düzeneklere bir yazgı görünüşü verir. Belirli bir devletinpolitikası büyük ölçüde parasal sermayesinin dağıtımının yapı-sındaki (bu da evrensel ekonomik alanı tanımlar) tutumuylabelirlenmiştir.

Bu düzeneklerin varlığında ne yapılabilir? Öncelikle eko-nomik kuramın benimsediği gözle görülmeyen sınırlar üzerin-

de akıl yürütmek gerekirdi. Ekonomik kuram, bir politikanınharcamalarının değerlendirilmesinde toplumsal harcamalar di-ye adlandırılanı dikkate almaz. Örneğin Giscard d'Estaing'in1970'te kararlaştırdığı, konut polikası, uzun vadeli toplumsalharcamaların bile böyle uzun vadeli görünmeyeceğini gösteri-yor, çünkü yirmi yıl sonra sosyologlann dışında kim anımsarbu önlemi? Kim 1990'da Lyon'un bir banliyösündeki bir ayak-

lanmayı, 1970'in bir politik kararına bağlayacaktır? Suçlar ceza-sız, çünkü unutuldular. Tüm eleştirel toplumsal güçlerin eko-nomik kararların, toplumsal harcamaların, ekonomik hesaplar-dan soyutlanması üzerinde durması gerekirdi. Uzun vadede buiş bıraktırmaların, çekilen acıların, hastalıkların, intiharların, al-kolizmin, uyuşturucu tüketiminin, aile içi şiddetin vb. bu kadarşeyin parasal, ama aynı zamanda da acı türünden bedeli ne ola-

8/11/2019 Pierre Bourdieu - Karşı Ateşler.pdf

http://slidepdf.com/reader/full/pierre-bourdieu-karsi-ateslerpdf 34/168

"Ev renselleşm e" Söyleni ve Avrupa Sosyal D evle ti 3 3

cak? Çok utanmazca görünse bile, inanıyorum ki egemen eko-nomiye kendi silahlarını doğrultmak ve iyi anlaşılmış çıkarmantığında tamı tamına ekonomik olan politikanın, zorunlu

olarak ekonomik olmadığını anımsatmak kişilerin ve mallarıngüvensiz durumda olması, dolayısıyla güvenlik teşkilatı olarakvb. Açıkçası her şeyi, üretimi olduğu kadar adaleti ve sağlığıda, harcamaları olduğu kadar kazançları da bireycileştiren veörtük biçimde finansal verimlilikle özdeşleştirerek dar ve soyutbir tanım verilen etkinliğin, kuşkusuz, ölçüldüğü amaçlara gö-re değiştiğini, bugün olduğu gibi hissedarlar ya da yatırımcılar

için finansal verimlilik ya da müşterilerle kullanıcıların hoşnut-luğu ya da daha geniş olarak üreticilerin, tüketicilerin, böylecegitgide en büyük çoğunluğun hoşnutluğu ve onayı olduğunuunutan ekonomik görüşü kökten bir biçimde gözden geçirmekgerekir. Bu dar ve kısa görüşlü ekonominin karşısına bireyselve ortak, özdeksel ve simgesel (örneğin ilaç tüketimi: Fransa sa-kinleştirici tüketiminde rekor sahibi), etkinlikle birleşen (gü-venlik gibi), aynı zamanda da eylemsizliği ve geçiciliği gözönünde bulunduran bir mutluluk ekonomisini  koymak gerekir.Şiddetten korunma yasasıyla  kusur gizlenmez: her şiddet bedeliödenir ve örneğin finans pazarlarının işe son verme, geçicilikbiçiminde uyguladıkları yapısal şiddetin, kısa ya da uzun va-dede intiharlar, suç işleme, cinayet, uyuşturucu, alkolizm, bü-

yük küçük günlük şiddet biçiminde karşılığı vardır.Şimdiki durumda aydınların, sendikaların, derneklerineleştirel mücadeleleri öncelikle devletin zayıflığını hedef alma-lıdır. Ulusal devletler, finansal güçlerce dışarıdan kemiriliyor,içeriden finansal güçlerle suç ortaklığı yapanlar, bir başka de-yişle maliyeciler, yüksek maliye memurları vb. tarafından ke-miriliyor. Egemenlik altında olanların, devleti, özellikle devle-

tin toplumsal yüzünü savunmakta çıkarları olduğunu düşünü-yorum. Devletin bu savunulması bir ulusçuluktan esinlenmez.Ulusal devlete karşı savaşılabiliyorsa da yerine getirdiği ve ulu-sal politik bir devletin en az onun kadar iyi yerine getirebilece-ği "evrensel" işlevleri savunmak gerekir. Eğer faiz oranlarıylabaşka ülkelerin mali politikalarını yönetenin Bundesbank ol-ması istenmiyorsa, ulusal, uluslararası ekonomik güçlerden gö-

8/11/2019 Pierre Bourdieu - Karşı Ateşler.pdf

http://slidepdf.com/reader/full/pierre-bourdieu-karsi-ateslerpdf 35/168

3 4 Karşı Ateşler

rece özerk ve Avrupa kumrularının toplumsal boyutunu gelişti-rebilecek olan bir uluslariistü devlet için savaşmak gerekmezmi? Örneğin çalışma saatinin indirilmesini sağlamayı amaçla-yan önlemler ancak bir Avrupa makamınca alındıklarında veAvrupa uluslarının tümüne uygulanabildiklerinde tüm anlam-larını kazanırlar.

Tarihsel olarak devlet bir akılcılaştırma gücüdür, ama ege-men güçlerin hizmetindedir. Böyle olmasını önlemek için Brük-sel'in teknokratlarına başkaldırmak yetmez. En azmdan Avru-

pa bölgesel ölçeğinde krizin yararına Avrupa ülkelerinin az çokhepsini tehdit eden milliyetçi gerilemeye seçenek sunabilecekyeni bir enternasyonalizm yaratmak gerekir. Finans pazarları-nın güçlerini denetleyebilecek Avrupa ölçeğinde toplumsal ka-zanımlar konusunda gerilemeye bir yasak, Almanların muhte-şem bir sözcüğü var bir Regrezionsverbot  getirebilecek kurum-lar kurmak söz konusu olacaktır. Bunun için sendika makamla-

rının bu uluslarüstü düzeyde hareket etmeleri kesinlikle vazge-çilmezdir, çünkü savaştıkları güçler buradadır. Dolayısıyla ger-çekten neoliberalizme karşı çıkabilecek gerçek bir eleştirel en-ternasyonalizmin temellerini yaratmaya çalışmak gerekir.

Son nokta. Neden aydınlar tüm bu konularda anlaşılmazdavranırlar? Tüm görevden çekilme ya da daha kötüsü işbirliğibiçimlerini bir bir saymaya kalkışmayacağım bu çok uzun ve

çok gaddarca olıu. Yalnızca modern ya da postmodern denen,bırakınızyapsınlar' la yetinmedikleri zamanlarda skolastik oyun-larıyla meşgul olan ya da akılcı diyaloğun, sözlü savunmasınakendilerini hapseden veya daha kötüsü, postmodern denen de-ğişik bir biçim öneren, gerçekte büyük anlatılara hüküm giydiril-mesiyle ya da bilimden nihilistçe vazgeçilmeyle ideolojilerin so-nu ideolojisinin "şık köktenci" düşünürlerinin tartışmalarına de-

ğineceğim.Gerçekte neoliberal ideolojinin gücü, bir tür toplumsal

neodarwinciliğe dayanmasındadır: Harward'da söylendiği gi-bi utku kazananlar "en iyiler ve en parlak olanlardır" (Nobelekonomi ödülü sahibi Becker, Darwinciliğin, ekonomik etkenle-re yüklenen akılcı hesap yeteneğinin temeli olduğu düşüncesi-ni geliştirmiştir). Egemenlerin enternasyonalinin evrensel dü-

8/11/2019 Pierre Bourdieu - Karşı Ateşler.pdf

http://slidepdf.com/reader/full/pierre-bourdieu-karsi-ateslerpdf 36/168

''Evrenselleşm e" Söyleni ve Avrupa Sosyal Dev leri 3 5

şünün ardında, en yeteneklilerin yönettikleri ve iş sahibi olduk-larına ilişkin bir yeti felsefesi vardır, bu da işsiz olanların yete-nekli olmadıkları anlamına gelir. Winne/lar ve loser 'lar vardır,

soylular sınıfı vardır, benim devlet soylular sınıfı dediğim, birbaşka deyişle sözcüğün Ortaçağ'a ilişkin anlamıyla tüm özel-liklerine sahip ve yetkelerini eğitimlerine, yani Tanrı'mn bir lüt-fü gibi düşünülen, ama gerçekte, akıl eşitsizlikleri toplumsaleşitsizlikler olduğundan, toplum tarafından dağıtıldığını bildi-ğimiz akla borçlu olan insanlardır. Yetenek ideolojisi, birazefendilerin ve kölelerinkine benzeyen bir karşıtlığı haklı göster-

mek için çok elverişlidir: bir yanda çok ender bulunan ve yük-sek ödeme yapılan yetenekleri ve etkinlikleri olan, işverenleriniseçebilecek durumdaki (ötekiler, en iyi durumda, işverenlerinceseçilirken) uluslararası iş pazarında çok yüksek gelirleri eldeedecek güçte, çok meşgul (dünyayı dolaşan, bir uçaktan öteki-ne atlayan, dört yaşam yaşasalar da düşlerinden bile harcayamayacakları kadar düşsel gelirleri olan bu çılgın kadrolumemur çiftleri üzerine çok güzel bir makale okudum), bütünhaklara sahip kadın erkek yurttaşlar, sonra da öte yanda geçiciişlere ya da işsizliğe adanan bir insan kitlesi.

Max Weber egemenlerin hep "ayrıcalıklarının Tanrının biradaleti" olduğuna ya da daha iyisi bir toplumsal doğrulaması-na, bir başka deyişle ayrıcalıklı olmalannın kuramsal aklanma-

sına gerek duyduklarını söylerdi. Yetenek, bugün egemenlercebu onların çıkarıdır olduğu gibi, başkaları tarafından da be-nimsenen toplumsal aklamanın merkezindedir.3 Çalışmadandışlananların sefaletinde, uzun süreli işsizlerin sefaletinde, geç-mişe göre fazladan bir şey vardır. Her zaman biraz vaaz vericiolan anglosaksoıı ideolojisi, ahlaksız yoksullar ve deserving po o/lar hak eden yoksullar, merhamete yaraşan yoksulları

ayırt ediyordu. Bu etik aklamaya bir düşünsel aklama eklenir.Yoksullar yalnızca ahlaksız, alkolik, bayağılaşmış olmakla kal-mazlar, budala, aptaldırlar da. Yalnızca toplumsal yazgıları de-ğil, insanların bu yazgıyla kazandıkları imajları da yaratan okulnedeniyle sefalet de toplumsal acıya katılır (bu da kuşkusuzegemenlik altındakilerin edilgenliğini, onları harekete geçirme-nin güçlüğünü vb. açıklamaya yardımcı olur). Platon'un bizim

8/11/2019 Pierre Bourdieu - Karşı Ateşler.pdf

http://slidepdf.com/reader/full/pierre-bourdieu-karsi-ateslerpdf 37/168

3 6 Karşı Ateşler

teknokratlarımızın yeteneğinin, düşünürlerin, gardiyanların,sonra da halkın sahip olduğuna benzeyen bir toplumsal dünyagörüşü vardı. Bu felsefe içkin durumda okul sistemine kayıtlı-dır. Çok güçlüdür, çok derin olarak içselleştirilmiştir. Bağlanımcı aydından "sorumsuz" aydına nasıl geçildi? Bir ölçüde, ay-dınlar kültürel sermayeyi ellerinde tuttuklarından ve egemen-ler arasında egemen olunanlardan da olsalar, egemenlerin birbölümünü oluşturduklarından. Bu, iki yanlılıklarının, savaşım-larda azalan bağlanımlarının temellerinden biridir. Bu yeti ide-olojisine bulanık bir biçimde ortak olurlar. Başkaldırdıkları za-man da bu, 33'te Almanya'da olduğu gibi, yetileri, diplomalarıgöz önüne alındığında kendilerine verilmesi gerekenin hepsinialamadıklarını üeri sürmelerindendir.

Atina, Ekim 1996

Notlar1 P. Grémion, Preuves, une revue européenne à Paris, Paris, Julliard, 1989 ve Intelligen-

ce de l'anticonnnunisnie, le congrès pour la liberté de la culture à Paris, Paris, Fayard,1995.

2 K. Dixon, "Les Evangélistes du Marché", Liber, 32, Eylül 1997, s. 56; C. Pasche veS. Peters, "Les premiers pas de la Société du MondePélerin ou les dessous chicsdu néolibéralisme" Les Annuells (L'avènement des sciences sociales comme dis-ciplines académiques) 8,1 997, s., 191216.

3 Bkz. P. Bourdieu, "Le rascisme de l'intelligence", Questions de Sociologie  içinde,Paris, Minuit Yayınları, 1980, s. 264268.

8/11/2019 Pierre Bourdieu - Karşı Ateşler.pdf

http://slidepdf.com/reader/full/pierre-bourdieu-karsi-ateslerpdf 38/168

Tietmeyer Düşüncesi* 

Burada "ek bir ruh" getirmek için bulunmak istemezdim.Kültürün yeniden ele alması istenen toplumsal bütünleşme, birpolitikanın, bir ekonomi politikasının doğrudan sonucudur.Sosyologlardan da sıklıkla ekonomistlerin yol açtığı zararıonarmaları bekleniyor. Öyleyse, hastanede geçici tedavilerdenen şeyi önermek yerine, doktorun hastalığa katkısı üzerinesoru sormak isterim. Gerçekte üzüldüğümüz toplumsal hasta-

lıklar, büyük ölçüde, iyileştirilecekleri varsayılanlara uygula-nan çoğunlukla hoyrat tıp tarafından üretilmiş olabilir.

Bu nedenle, beni Atina'dan Zürih'e getiren uçakta "deutchemark'ın büyük papazı" diye tanıtüan Alman Bankası başkanıylayapılan bir konuşmayı okuyunca, burada tam anlamıyla yazın-sal metin yorumlaması gelenekleriyle tanınmış bir merkezde ol-duğumdan, 17 Ekim 1996 tarihli Le Monde'da bulacağınız bir

metnin bir tür yorumsal çözümlemesine girişmeyi isterim.İşte "deutche mark'ın büyük papazının" söylediği: "Bugün

söz konusu olan, sürekli bir gelişme için elverişli koşulları oluş-turmak ve yatırımcılarda güven yaratmaktır. Öyleyse kamubütçelerini denetlemek gerekir." Bir başka deyişle sonrakitümcelerde daha da açık olacak kendi kültürel yatırımlarınıkendileri üstlenmeyi yeğleyen yatırımcılara güven vermek için,sosyal devleti ve daha başka şeylerle birlikte masraflı toplum-sal ve kültürel politikaları olabildiğince çabuk gömmek. Hepsi-nin romantik müziği, dışavurumcu resmi sevdiğine eminim veAlman Bankası başkanı üzerine hiçbir şey bilmesem de boş za* "Kültürel sorun olarak toplumsal bütünleşme" üzerine FransızAlman kültürel

görüşmeleri sırasında Fribourg Üniversitesi'nde (Almanya), Ekim 19%'da sunu-lan bildiri.

8/11/2019 Pierre Bourdieu - Karşı Ateşler.pdf

http://slidepdf.com/reader/full/pierre-bourdieu-karsi-ateslerpdf 39/168

3 8 Karşı Ateşler

inanlarında bizim ulusal bankamızın başkanı M. Trichet gibi şi-ir okuduğuna ve mesenlik yaptığına inanıyorum. Devam edi-yorum: "Öyleyse kamu bütçesini denetlemek, vergi ve dolaylı

vergi düzeyini uzun vadede katlanılabilir düzeye getirmek içinindirmek gerekir." Dinleyin: Yatırımcıların vergi ve dolaylı ver-gi düzeyini, yine aynı yatırımcılar tarafından katlanılabilir kılıncaya dek düşürmek, böylece gözlerinin korkmasını önlemekve yatırımlarını dışarıya taşımalarını teşvik etmek. Okumamısürdürüyorum: "Sosyal güvenlik sistemini yeniden yapılandır-mak." Bu zvelfare state'i ve toplumsal koruma politikalarmıgömmek demek, çünkü bunlar yatırımcıların güvenini yıkmakiçin, meşru sakınımlarıru uyandırmak için yaratılmıştır, gerçek-te ekonomik kazanmalarının toplumsal kazanmalardan sözediliyor, öyleyse ekonomik kazanmalardan da söz edilebilir,anaparalarının demek istiyorum, işçilerin toplumsal kazanma-larıyla uyumlu olmadığından ve bu ekonomik kazanmaların nepahasına olursa olsun, 1995 Aralığı'nda sık sık tuzu kum lar, ay-rıcalıklılar   diye adlandırılan gelecek Avrupa yurttaşlarının ço-ğunluğunun zayıf ekonomik ve toplumsal kazammlarmı yıkı-ma uğratsa da kuşkusuz korunması gerektiğinden emindirler.

M. Hans Tietmeyer yatırımcıların toplumsal kazanmaları-nın, ekonomik kazanmalarının demek istiyorum, toplumsal ko-ruma sisteminin sürmesi durumunda varolamayacağına inan-

mıştır. Demek ki "acilen" yeniden yapılandırılması gereken busistemdir, çünkü yatırımcıların ekonomik kazanmaları bekleye-mez. Hiçbir şeyi abartmadığımı size kanıtlamak için de M.Hans Tıetmeyer'i, Alman idealist felsefesinin büyük soy kütü-ğüne kendini yazdıran yüksek makam düşünürünü okumayısürdürüyorum: "Öyleyse kamu bütçesini denetlemek, vergi vedolaylı vergi düzeyini uzun vadede katlanılabilir düzeye getir-

mek için indirmek gerekir. Toplumsal koruma sistemini yeni-den yapılandırmak, emek pazarındaki katılıkları yıkmak gere-kir, öyle ki "ancak biz emek pazarında bir esneklik çabası gös-terirsek" eğer "biz gösterirsek" çok güzel "gelişmenin yenibir evresi yeniliğe erişecektir." Tamam. Büyük sözcükler yu-murtlandı ve M. Hans Tietmeyer büyük Alman idealizmi gele-neğinde, bize bugün finans pazarlarında geçerliliği olan örtme

8/11/2019 Pierre Bourdieu - Karşı Ateşler.pdf

http://slidepdf.com/reader/full/pierre-bourdieu-karsi-ateslerpdf 40/168

ceci retoriğin parlak bir örneğini verir: örtmece, yatırımcılardasürekli olarak güven uyandırmak için bunun tüm ekonomiksistemin a'sı ve b'si, temeli ve sonul amacı, geleceğin Avru-

pa'sının telos'u  olduğunu anlayacaktık vazgeçilmezdir. Öteyandan gelişmenin parlak ve yararlı gibi gösterilen bu yeni ev-resinde, eğer işçilerin vazgeçilmez çabaları elde edilmek isteni-yorsa, onları da göz önünde bulundurmak, onlarda güvensizlikya da umutsuzluk uyandırmamak gerekir. Çünkü örtmecedebelirgin bir biçimde ustalığa yükselen M. Hans Tietmeyer: "an-cak biz  emek pazarında bir esneklik çabası gösterirsek gelişme-

nin yeni bir evresi yeniliğe erişecektir," dese bile, her şeye kar-şın bu çabanın beklendiği kişiler işçilerdir. Bu göz kamaştırıcıretorik çalışması şöyle çevrilebilir: Cesaret işçiler! Hep birliktesizden istenen esneklik çabasını gösterelim.

Gazetesini okuyan ve kusursuz reklamverenler olan yatı-rımcıların cesaretini kırmaktan kendisi de çekinen Le Monde ga-zetesi, euro'nun dış paritesi, dolar ve yen bağıntısı üzerine so-

ğukkanlı bir soru sormak yerine, M. Hans TietmeyeTe yatırım-cının dilinin anahtar sözcüklerine: emek pazarındaki katılık  veemek pazarındaki esneklik sözcüklerine verdiği anlamı sorabilirdi.İşçiler eğer Le Monde gibi ciddiyeti tartışılmaz bir gazeteyi okusalardı, anlaşılması gerekeni hemen anlayacaklardı: gece çalış-ması, haftasonları çalışma, düzensiz saatler, artan baskı, stresvb. Görülüyor ki "emekpazarında" belli bir sayıda sözcüğeiliştirilmeye elverişli bir tür Homeros'a yaraşır sıfat gibi işler veM. Hans Tietmeyeiün dilini ölçmek için, örneğin finans pazar-larının esnekliğinden ya da katılığından söz etmek denenebilir-di. M. Hans Tietmeyeıün basmakalıp söyleminde bu kullanı-mın yabancılığı, akimda "finans pazarlarının katılıklarını yık-manın" ya da "finans pazarlarında bir esneklik çabası göster-menin" onun kafasında sorun olmayacağını varsaymaya izinveriyor. M. Hans Tietmeyeı'in "biz", "eğer biz çaba gösterirsek"inin inandırabileceğine karşıt olarak, bu esneklik çabasınınişçilerden, yalnızca işçilerden istendiğine ve şantaja yakın teh-didin tümcenin içinde olduğunu düşünmeye izin veren budur:"ancak biz emek pazarında bir esneklik çabası gösterirsek geliş-menin yeni bir evresi yeniliğe erişecektir." Açıkçası: "Hep yatı-

Tietmeyer Düşüncesi 3 9

8/11/2019 Pierre Bourdieu - Karşı Ateşler.pdf

http://slidepdf.com/reader/full/pierre-bourdieu-karsi-ateslerpdf 41/168

rımcıların güveninin yok olmasını önlemek için, bunun yarınbize getireceği gelişme adına, bugün siz  toplumsal kazanımlarınızı bırakın." İlgili işçilerin çok iyi bildikleri, De Gaulle'cülü

ğün eskiden kendilerine sunduğu katılım politikasını özetle-mek için: "Bana saatini ver, sana saati söyleyeyim," dedikleribir mantık.

Son bir kez, bu yoruma göre M. Hans Tietmeyeı'in sözleri-ni okuyorum: "Bugün söz konusu olan sürekli bir gelişme içinelverişli koşulları oluşturmak ve yatırımcılarda güven yarat-maktır, öyleyse..." Bu "öyleyse"yi dikkate alın "...kamu büt-

çelerini denetlemek, vergi ve dolaylı vergi düzeyini uzun vade-de katlanılabilir düzeye getirmek için indirmek, toplumsal ko-ruma sistemini yeniden yapılandırmak, emek pazarındaki katı-lıkları yıkmak gerekir, öyle ki ancak biz emek pazarında bir es-neklik çabası gösterirsek gelişmenin yeni bir evresi yeniliğe eri-şecektir." Eğer böyle sıradışı olan bir metin, böyle sıradışı birbiçimde sıradışı olan bir metin, görülmeden geçilmek ve gün-lük gazetelerdeki yazıların bir günlük yazgısını tanımakla karşıkarşıya bırakılmışsa, bunun nedeni, metnin bizim gibi gazeteokuyucularının büyük çoğunluğunun beklenti ufkuna göre ku-sursuzca düzenlenmiş olmasıdır. Bu da böyle yaygın bir "bek-lenti ufkunun" nasıl üretildiği ve yayıldığı sorusunu ortaya ko-yar (çünkü benim mesleğim kapsamında olmayan ileti algıla-

ma kuramlarına eklenmesi gerekenin en azı, bu "ufkun" nere-den çıktığını sorgulamaktır). Bu ufuk, bir toplumsal çalışmanınya da daha iyisi politik çalışmanın ürünüdür. Eğer M. Hans Tietmeye/in sözcükleri böylesine kolay sindirilebiliyorsa, heryerde geçerli olduklarındandır. Her yerdeler, tüm ağızlarda ge-çer akçe gibi dolaşırlar, tam olarak bir paradan istikrarlı ve hiçkuşku yok ki deutsche mark kadar istikrarlı ve güveni, inancı,

inanı hak eden bir para için olduğu gibi, duraksamadan benim-senirler: "sürekli büyüme", "yatırımcıların güveni", "kamubütçeleri", "toplumsal koruma sistemi", "katılık", "emek paza-rı", "esneklik", bunlara "küreselleşmeyi" (yine beni Atina'danZürih'e getiren uçakta okuduğum bir başka gazeteden aşçılarında Fransız mutfağını savunmak için "küreselleşmeden" söz et-tiklerini öğrendim, bu da çok geniş bir yayılmanın göstergesi),

4 O Karşı Ateşler

8/11/2019 Pierre Bourdieu - Karşı Ateşler.pdf

http://slidepdf.com/reader/full/pierre-bourdieu-karsi-ateslerpdf 42/168

Tietmeyer Düşüncesi 4 1

"esnekliği", "pazar fiyatlarının düşürülmesini" hangilerininolduğu aydınlatılmadan, "rekabeti", "üretkenliği" vb. ekle-mek gerekirdi.

Ekonomik işleyiş söylemi, bir ekonomi yorumunun kötüuyarlanıp damgalanan sözcüklerinin genelleşmiş dolaşımınakatılabilmek için yeterli üstünkörü bilgisi olan bir yığm insa-nın, politikacıların, gazetecilerin, sade vatandaşların katkısıylaişin ilerlemesine çalışanların alanının dışında dolaşabilir ancak.Medyatik yinelemenin oluşturduğu etkinin bir belirtisi, gazete-cinin sorularının bir bakıma M. Tietmeyer'in beklentilerini kar-

şılamaya yönelmesidir: vereceği yanıtları önceden o denli sin-dirmiştir. Bu edilgen suç ortaklıkları yoluyla neoliberal denen,oysa tutucu, bireysel üreticilerin yarışan isteklerinden başkadenetimi olmayan üretici güçlerin önceliği üzerine kurulu ta-rihsel kaçınılmazlık, başka bir çağın inancına dayanan bu gö-rüş, yavaş yavaş aşılanmıştır. Benim kuşağımdan da bu kadarçok insanın kolayca Marksist yazgıcılıktan neoliberal yazgıcılı-

ğa geçmiş olması rastlantı değildir belki de: iki durumda daekonomizm, politikayı değersiz kılıp en yüksek derecede geliş-me, rekabetçilik, üretkenlik gibi bir dizi tartışılmaz amaç aşıla-yarak sorumluluktan arındırır ve salıverir. Alman Bankası'nmbaşkanını bir düşünce ustası gibi görmek, böyle bir felsefeyi be-nimsemektir. Şaşırtabilecek olan, yazgıcı iletinin serbestleşme,kuralsızlaştırma vb. düşüncesi çevresinde, tüm bir dizi sözcükdağarcığına ilişkin oyunlarla, bir yeniden canlandırmayı biitüntutucu devrimlerin mantığına uygun olarak bir devrim gibigöstermeyi amaçlayan bir dizi örtmeceyle ya da sözcüklerle, ikiyanlı sözcük oyunlarıyla örneğin "yeniden yapılandırma" sö-zü kendine özgürleşme iletisi görüntüsü vermesidir.

M. Hans Tietmeyer'in söyleminin anahtar sözcüğü  pazarla-

rın güven m e geri dönelim. Önüne tüm erklerin yerleştirildiği ta-rihsel seçimi gün ışığına çıkarma değeri taşıyor: pazarların gü-veni ile halkın güveni arasında seçim yapmak gerekir. Politika-cılara karşı takınılan tutum üzerine geçenlerde yapılan bir ka-muoyu araştırmasına göre, araştırmaya katılan kişilerden üçteikisi onları, dinlememekle ve Fransızların ne düşündüklerinidikkate almakta yetersiz olmakla eleştiriyor, bu özellikle FN

8/11/2019 Pierre Bourdieu - Karşı Ateşler.pdf

http://slidepdf.com/reader/full/pierre-bourdieu-karsi-ateslerpdf 43/168

4 2 Karşı Ateşler

(Milliyetçi Cephe) öte yandan bir an bile FN ve IMF arasındabağ kurmayı düşünmeden FN'nin önüne geçilemez yükselişineüzülünür partizanlarında yaygın bir suçlama. (Politikacılarkonusunda bu umutsuzluk özellikle 1834 yaş arası gençlerde,işçilerde ve memurlarda, ayrıca Komünist Parti ve MilliyetçiCephe sempatizanlarında belirgin. Tüm politik partilerin parti-zanlarında göreceli olarak yüksek olan bu güvensizlik oranı, PS(Sosyalist Parti) sempatizanlarında %  64'e ulaşıyor, bu daFN'nin yükselişiyle bağıntısız değil.) Yurttaşların güvensizli-

ğiyle ilişkili olarak, bedeli ne olursa olsun kurtarılmak istenenfinans pazarları güvene getirilirse, hastalığın kökünün neredeolduğu belki daha iyi görülür. Ekonomi, birkaç ayrıklık dışındaekonomik olanla, ekonomizmi belirleyen toplumsal olan ara-sındaki haklı gösterilemez kopuş üzerine kurulan soyut bir bi-limdir. Bu kopuş, "düzen ve ekonomik sürekliliğin" korunma-sından başka amaç tanımayan tüm politikaların, M. Hans Tîet

meyeı'in sofu papazı olduğu bu yeni Mutlağın, birilerinin sür-dürdüğü ve hepimizin bedelini ödediği başarısızlığının temelindedir.

Fribourg, Ekim 1996

8/11/2019 Pierre Bourdieu - Karşı Ateşler.pdf

http://slidepdf.com/reader/full/pierre-bourdieu-karsi-ateslerpdf 44/168

 Araştırmacılar, Ekonomi Bilimi ve Toplumsal H areket

1995 Aralığı'nın toplumsal hareketi, yaygınlığı, özellikle deamaçlarıyla benzersiz bir hareket oldu. Ve eğer Fransız halkı-nın, aynı zamanda uluslararası topluluğun, nüfusun büyük birkesimi için son derece önemli sayıldıysa, bunun nedeni top-lumsal savaşımlara bütünüyle yeni amaçlar benimsetmesin

dendir. Bu hareket, bulanık olarak, taslak üzerinde, günümüz-de politik makamlarda ve söylem üretimi makamlarında ikti-darda olan tutucu devrimcilerin ve egemen politikanın aşıladı-ğıyla çatışan gerçek bir toplum tasarısı getirdi.

Halk Meclisi gibi bir girişime araştırmacıların ne getirebilece-ğini kendime sorarken, bu tutucu devrimin tümüyle kültürel veideolojik boyutunu bulgulayarak, bu girişimin gerekliliğine inan-dım. Eğer Aralık hareketi kamuoyunca çok geniş bir biçimdeonaylandıysa, bunun nedeni özel bir toplumsal katogerinin değilbu özel katogeri özellikle etkilendiğinden vurucu güç olsa bile—tüm toplumun, hatta bir toplumlar bütününün toplumsal kazanımlannın bir savunması gibi belirmesidir: Bu kazanımlar kamu-sal eğitimle, kamu taşımacılığıyla, kamusal olan her şeyle ve bu

arada devletle, bize inandırılmak istenenin tersine kaçınılmazolarak gerilemeyen ya da eskil olmayan bu kurumla ilgilidir.Bu hareketin Fransa'da ortaya çıkması rastlantı değildir.

Tarihsel nedenleri vardır. Ancak gözlemcileri etkilemesi gere-ken şey, bu hareketin bir anafor gibi, Fransa'da beklenmedik,

Toplumsal Hareket Halk Meclisi'nin açılış töreni oturumunda sunulan bildiri,Paris, 2324 Kasım 1996.

8/11/2019 Pierre Bourdieu - Karşı Ateşler.pdf

http://slidepdf.com/reader/full/pierre-bourdieu-karsi-ateslerpdf 45/168

4 4 Karşı Aceşlcr

değişik biçimlerde yürütülmesi yol işçilerinin hareketi, kim bubiçimde olmasını beklerdi? ve Avrupa'da da böyle olmasıdır:şu anda İspanya'da, birkaç yıl önce de Yunanistan'da, Fransızhareketinden esinlenen ve onunla kaynaşmayı açıkça isteyenAlmanya'da; Kore'de simgesel ve uygulayımsal nedenlerdendolayı daha da önemlidir bu. Bana öyle geliyor ki bu anafor tü-ründe savaşım kuramsal, özellikle de uygulayımsal birliğinarayışındadır. Fransız hareketine, neoliberalizme ve yeni tutu-cu devrime karşı simgesel boyutu son derece önemli olan ev-

rensel savaşımın öncüsü gözüyle bakıldı. Oysa tüm ilerici hare-ketlerin zayıflıklarının, bu boyutun önemini küçümsemelerin-den ve her zaman onunla savaşacak silahlar üretmemelerindenkaynaklandığını düşünüyorum. Toplumsal hareketler, iletişimdanışmanları, televizyon danışmanları vb. kullanan düşmanla-rına göre birçok simgesel devrim de geridirler.

Birçok kuramın kuramsal ve uygulayımsal yanlışı başta

Marksist kuram olmak üzere kuramın etkinliğini göz önünealmayı unutmak olmuştur. Bu yanlışı artık yapmamalıyız. İşi-miz kuramlarla silahlanan düşmanlarla ve bana öyle geliyorki, burada söz konusu olan, onlara düşünsel ve kültürel silah-lar doğrultmak. İşbölümünden ötürü,, kimileri bu savaşı yürüt-mek açısından ötekilerden daha iyi silahlanmış, çünkü meslek-leri bu. Onların belli bir bölümü de çalışmaya koyulmaya ha-

zır. Ne getirebilirler? Öncelikle belirli bir yetke. Aralık'ta hü-kümeti destekleyen insanlar nasıl adlandırıldı? Uzmanlar di-ye, oysa hepsi bir ekonomist olmanın başlangıç dönemlerininilk adımlarının çeyreğinde bile değildiler. Bu yetke etkisininkarşısına, başka bir yetke etkisi koymak gerekir.

Ama bununla da kalmıyor. Toplumsal hareket üzerine veişçilerin bilincinin temeline dek uygulanan bilimsel yetke gücüçok büyüktür. Bir yılgınlık biçimi doğurur. Gücünün nedenle-rinden biri de hepsi kendi aralarında anlaşmış görünen insanla-rın elinde bulunmasıdır uzlaşma genellikle doğruluğun gös-tergesidir. Bir başka nedeni de bugün düşüncenin, özellikle ma-tematiğin kullandığı, görünüşte en güçlü araçlara dayanması-dır. Belki bugün, egemen ideoloji adı verilenin işlevi, matemati-

ğin belli bir kullanımına dayanır (bu aşırıdır elbette, ama bu-

8/11/2019 Pierre Bourdieu - Karşı Ateşler.pdf

http://slidepdf.com/reader/full/pierre-bourdieu-karsi-ateslerpdf 46/168

Araştırmacılar, Ekonomi Bilimi vc Toplumsal Hareket 4 5

gün akılcılaşhrma çalışmasının çoğunlukla haklı gösterilemezşeyleri haklı göstermek için nedenler bulma olgusu, ekonomimatematiğini çok güçlü bir araç olarak görme olgusuna dikkat

çekmenin bir yoludur). Açıkça tutucu bir düşünceyi katıksızmantıkla giydiren bu ideolojiye nedenler, savlar, çürütmeler, ta-nıtlamalarla karşılık vermek, dolayısıyla bilimsel çalışma yap-mak önemlidir.

Neoliberal düşüncenin güçlerinden biri, kendini bir tür"varlığın büyük zinciri" olarak tanıtmasıdır. Bir uçta tanrının ol-duğu, sonra da bir zincir halkaları dizisiyle daha alçakgönüllü

gerçeklere gidilen eski dinbilimsel eğretilemedeki gibi. Neoliberal belirsizlikte Tanrı'nın yerinde, en yüksekte bir matematik-çi, aşağıda da ekonomi konusunda pek bir şey bilmeyen, ancakaz bir teknik sözcük dağarcığı cilasıyla biraz bildiğine inandırabilen bir esprit  ideoloğu vardır. Bu çok güçlü zincirin bir yetkeetkisi vardır. M. Trichet'nin ya da Bundesbank'm başkanı M. Tietmeyer'in veya şu ya da bu deneme yazarının sözüne yetke ve-

ren kuramın, özellikle toplumsal gücünün bir bölümünün sonu-cu olan militanların bile kuşkuları vardır. Tanıtlamaların bir zin-cirlemesi değildir bu, matematikçiden bankacıya, bankacıdangazetecidüşünüre ve deneme yazarından gazeteciye giden biryetke zinciridir. Bu aynı zamanda, paranın, her tür ekonomik vetoplumsal avantajın, uluslararası çağrıların, saygınlığın dolaştığıbir kanaldır. Biz sosyologlar, haber vermeden bu ağların sökü

müne girişebilir ve görüşlerin dolaşımının nasıl bir erk dolaşı-mıyla desteklendiğini gösterebiliriz. Örnekler vermek gerekirdi,ama ünlü "uzmanların dilekçesi"ni imzalayanlar listesini dik-katlice okumak yeterli. Asıl ilginç olan, olağan durumda yalnızçalışan insanlar arasındaki on ların sık sık televizyonlardaki iki-ye iki sözde tartışmalara çıktığını görsek bile, vakıflar, birlikler,dergiler arasındaki gizli saklı ilişkilerin gün ışığına çıkmasıdır.

Bu insanlar toplu olarak, bir uzlaşma yolunda ekonomikeğilimleri yazgıya dönüştürmeye dayanan bir yazgıcı söylemkullanırlar. Oysa toplumsal yasalar, ekonomik yasalar vb. ancakizin verildiği ölçüde uygulamr. Eğer muhafazakârlar da bırakınızyapsınlar'ın tarafındaysa, genellikle bu yan tutan yasalarmuhafaza ettiği ve muhafaza etmek için bırakmızyapsınlar'a

8/11/2019 Pierre Bourdieu - Karşı Ateşler.pdf

http://slidepdf.com/reader/full/pierre-bourdieu-karsi-ateslerpdf 47/168

4 6 Karşı Ateşler

gereksinim duydukları içindir. Özellikle, bize sürekli olarak sö-zü edilen finans pazarlarının yasaları, yerine getirilmek için bırakmızyapsınlar'a gereksinim duyan muhafaza yasalarıdır.

Geliştirmek, kamtlamak, özellikle de çeşitlendirmek gere-kirdi. Söylediğimin biraz basitleştirici yanı için özür dilerim.Toplumsal hareketle ilgili olan, varolmakla yetinebilir; böyleceyeterince sıkıntı yaratır ve ondan aklamalarını göstermesi deartık beklenmeyecektir. Oysa toplumsal harekette toplanan ay-dınlara hemen: "Peki ne öneriyorsunuz?" diye sorulur. İzlence-

nin tuzağına düşmek zorunda değiliz. Bunun için yeterinceparti ve araç var. Bizim yapabileceğimiz, bir karşıizlence değil,araştırmacıları, militanları, militanların temsilcilerini vb. birleş-tirerek disiplinlerarası ve uluslararası bir ortak araştırma aygıtıyaratmaktır, araştırmacılar iyi belirlenmiş bir göreve getirilme-lidir: hareketin içindeki insanlarla birleşerek, çalışma ve düşün-ce topluluklarına etkin biçimde katılabilirler, çünkü meslekleri

budur.Bu da belli bir sayıda işlevi birden hesaptan çıkarır: araştır-

macılar yol arkadaşlan değildirler, bir başka deyişle, dilekçeleriimzalayan, kullanıldıktan sonra kurtulunan rehineler ve kefil-ler, bir işe yaramayan ünlü adamlar ve kanıtlar da değildirler;ayrıca düşünsel yaşamda uygulayamadıkları düşünsel görü-nüşlü güçleri, toplumsal hareketlere uygulamaya gelen Jdanov

cu yoz bürokratlar değildirler; ders vermeye gelen uzmanlar dadeğildirler antiuzman uzmanlar bile değildirler; toplumsalhareket ve geleceği üzerme tüm soruları yanıtlayacak peygam-berler de değildirler. Bunun gibi makamların işlevlerini tanım-lamaya yardım edebilecek insanlardır. Ya da buradaki kişilerinsözcü olarak değil de o basmakalıp söylemi, temel düşünceleri,örgütün alışkanlıklarını vestiyerde bırakarak, görüşlerle, kanıt-larla, tartışma ve araştırma alanına gelen yurttaşlar olarak tanı-tıldıklarını anımsatabilecek insanlardır. Her zaman kolay değil-dir bu. Örgütün geri gelme tehlikesiyle karşı karşıya bulunanalışkanlıkları arasında, komisyonlar kurulması, çoğunlukla ön-ceden hazırlanan bireşim önergeleri vb. vardır. Sosyoloji, toplu-lukların nasıl işlediğini ve toplulukları bozmak için onları işle-

ten yasalardan nasıl yararlanılacağım öğretir.

8/11/2019 Pierre Bourdieu - Karşı Ateşler.pdf

http://slidepdf.com/reader/full/pierre-bourdieu-karsi-ateslerpdf 48/168

Araştırmacılar ve militanlar arasında yeni iletişim biçimleribulmak gerekir, aralarında yeni bir işbölümü olabilir bu. Araş-tırmacıların, belki herkesten daha iyi yerine getirebilecekleri

görevlerden biri, medyanın yineleyerek yayınlam asına karşı sa-vaştır. Hepimiz gün boyunca iyi kurulmuş tümceler dinliyoruz."Küresel köy", "küreselleşme" vb.'den konuşulduğunu duy-madan radyoyu açamıyoruz artık. Bir şeye benzem iyor gibi gö-rünen, ama tüm bir felsefeyi, tüm bir dünya görüşünü aktaran,yazgıcılığı, boyun eğmeyi getiren sözcükler bunlar. Sözcüklerieleştirerek, yetke etkisi açısından kesinlikle çok önemli bir işlev

gören televizyonun nüfuzuna karşı savaşmak için, meslektenolmayanların özel direniş silahlarıyla donanmalarına yardımederek, bu yineleyerek yayınlamaya karşı koyabiliriz. Bugün,televizyonla birlikte ve televizyona karşı özel savaşım izlence-leri olmadan toplumsal savaşlar yürütülemez. Politik savaşçı-nın el kitabı olması gereken, Patrick Cham pagne'ın Faire l'opini on  adlı kitabına gönderme yapıyorum.1 Bu savaşımda, medya

tik aydınlara karşı savaş çok önemlidir. Kendi hesabıma, bu in-sanlar uyumamı önlemiyorlar, yazdığım zaman da onları hiçdüşünmüyorum, ama politik bakış açısından son derece önem-liler ve araştırmacıların bir kesiminin zamanlarının ve enerjüerinin bir bölümünü, onların eylemine militan biçimde karşıkoymaya ayırmayı kabul etmeleri, istenen bir şeydir.

Bir başka amaç, yeni simgesel eylem biçimleri bulmaktır.

Bu noktada, birkaç tarihsel ayrıklık dışında toplumsal hareket-lerin geciktiğini düşünüyorum. Patrick Champagne, kitabındakimi büyük seferberliklerin, çok küçük ama gazetecüerin ilgisi-ni çekecek biçimde hazırlanmış gösterilere göre nasıl gazeteler-de ve televizyonda daha az yer alabileceğini gösteriyor. Kuşku-suz gazetecilere karşı savaşmak söz konusu değil, onlar da ge-çicilik baskılarına ve bunun tüm kültürel üretim mesleklerindeyol açtığı sansür sonuçlarına boyun eğmiş dürümdalar. Amaburada yapacağımız da buna dahil olmak üzere, söyleyebile-ceklerimizin ya da yapabileceklerimizin süzgeçten geçirileceği-ni, bir başka deyişle gazetecilerin bu konuda söyleyecekleriyleçoğunlukla hiçe indirgeneceğini bilmek çok önemlidir. İşte on-ların raporlarında yayımlayamayacakları bir saptama...

Araştırmacılar, Ekonomi Bilim i ve Toplumsal Hareket 4 7

8/11/2019 Pierre Bourdieu - Karşı Ateşler.pdf

http://slidepdf.com/reader/full/pierre-bourdieu-karsi-ateslerpdf 49/168

4 8 Karşı Ateşler

Bitirirken, sorunlardan birinin, düşünen olmak olduğunusöyleyeceğim büyük bir sözcük bu, ama nedensiz kullanılma-dı. Amacımız yalnızca sorular bulmak değil, sorulan bulmanınbir biçimini bulmak, yeni bir karşı çıkış ve karşı çıkışın örgüt-lenmesi çalışması, militan çalışması yapmak. Bu, biz araştırma-cıların düşleyebileceğimiz, araştırmalarımızın bir bölümünün,günümüzde sık sık olduğu gibi, gazeteciler ve düşman yorumcularca vb. yolu kesildiği ya da bozulduğu için yitip gitmeleri-nin yerine, toplumsal harekete yararlı olmalarıdır. "Raison

d'Agir" gibi topluluklar çerçevesinde, militanlara araştırmanınen ileri kazanımlarmı iletmeyi sağlayacak yeni anlatım biçimle-ri bulmayı diliyoruz. Ancak bu, araştırmacılar açısından bir dilve ruh durumu değişikliğini de öngörür.

Toplumsal harekete geri dönersek, biraz önce söylediğim gi-bi, neoliberalizmin emperyalizmine karşı savaşımın anafor biçi-minde ayrıca Belçika'da öğrencilerin ve hocaların grevlerini,

İtalya'daki grevleri vb. anabilirdim genellikle birbirleriyle ilişki-si olmayan (gericiliğin kimi biçimleri gibi her zaman sevimli ol-mayan biçimler de alabilen) savaşımlara işimiz düşüyor. Öyleyseen azından uluslararası bilgiyi birleştirmek ve ağızdan ağıza do-laştırmak gerekir. Sovyet emperyalizmince ele geçirilen ve saptı-rılan enternasyonalizmi yeniden keşfetmeliyiz. Bir başka deyişle,kavganın olması gereken yerin düzeyine yerleşebilecek kuram-

sal düşünce biçimlerini ve eylem biçimlerini keşfetmeliyiz. Eğeregemen ekonomik güçlerin çoğunluğunun evrensel, uluslarölesidüzeyde etkili oldukları doğruysa, boş bir yerin, uluslarötesi sa-vaşların yerinin olduğu da doğrudur. Bu yer, düşünülmediğin-den, kuramsal olarak boştur, yeni muhafazakâr devrimi, en azın-dan Avrupa ölçeğinde, engelleyebilecek güçlerin gerçek bir ulus-lararası örgütü olmadığı için de uygulayımsal olarak boştur.

Paris, Kasım 1996

Not1 P. Champagne, Fa ire 1'opmion, Paris, Minuit Yayınları, 1993.

8/11/2019 Pierre Bourdieu - Karşı Ateşler.pdf

http://slidepdf.com/reader/full/pierre-bourdieu-karsi-ateslerpdf 50/168

Yeni Bir Enternasyonalizm İçin* 

Bugün Avrupa halkları tarihlerinin bir dönüm noktasında-lar, çünkü işçilerin onuru için yapılan birçok yüzyılın toplum-sal savaşlarının, düşünsel ve politik savaşlarının kazanmalarıtehdit altında. Orada burada, burada, sonra da orada, Avrupabütününde, hatta dışarıda Kore'ye kadar, gözlemlenen hare-ketler, görünüşe göre gerçek bir eşgüdümden yoksun olan, Al-manya'da, Fransa'da, Yunanistan'da, İtalya'da vb. birbirini iz-leyen bu hareketler, alanlara ve ülkelere göre değişik biçimleralan, bununla birlikte hep aynı niyetten esinlenen bir politika-ya karşı başkaldırılardır da. Bu politika, ne denirse densin, uy-garlığın en yüksek kazanımlarından olan toplumsal kazanma-ları yıkmaktır; bunlar evrenselleştirmenin, tüm evrene yayma-nın, "küreselleşmeyi" ve ekonomik ve toplumsal açıdan geri

kalmış ülkelerin rekabetini bahane etmek yerine, onları tartış-ma konusu yapmak için küreselleştirmenin söz konusu olduğukazanmalardır. Hiçbir şey, kimilerinin bir tutuculuk, eskillik bi-çimi gibi göstermek istedikleri bu kazanmaların savunulmasın-dan daha doğal ve meşru değildir. İnsanlığın kültürel kaza-nmalarının, Kant ya da Hegel'in, Mozart'ın ya da Beethoven'insavunulmasını tutucu diye mi kınayacağız? Söz ettiğim top-

lumsal kazanımlar, erkeklerin ve kadınların uğrunda savaşıpacı çektiği çalışma hakkı, toplumsal güvenlik de onlar kadaraynı önem ve değere sahiptir, öte yandan yalnızca müzelerde,kütüphanelerde ve akademilerde varlıklarını sürdürmekle kal-mazlar, insanların yaşamında canlı ve etkilidirler, her gün va-roluşlarını yönetirler. İşte bunun için, en hoyrat ekonomik güç

* Üçüncü Hesse DGB Forumu'nda sunulan bildiri, Frankfurt, 7 Haziran 1997.

8/11/2019 Pierre Bourdieu - Karşı Ateşler.pdf

http://slidepdf.com/reader/full/pierre-bourdieu-karsi-ateslerpdf 51/168

5 0 Karşı Ateşler

lerin bağlaşığı olanların, kimi zaman "ayrıcalık" diye tanımla-nan kazanmalarım savunarak, tüm erkeklerin ve kadınların,Avrupa'nın ve başka yerlerin kazanmalarım savunanları kına-yanların karşısında, bir tür rezalet duygusuna kapılmama en-gel olamıyorum.

Birkaç ay önce M. Hans Tîetmeyer'e karşı ortaya attığımsorgulama çoğunlukla yanlış anlaşıldı. Çünkü M. Hans Tietmeyer'in aracılık ettiği neoliberal düşüncenin mantığına göre so-rulmuş bir soru olduğundan, kötü sorulmuş bir soruya bir ya-

nıt gibi anlaşıldı. Bu görüşe göre, euro'nun ortaya çıkışının sim-gelediği parasal birleşme, Avrupa'nın politik birleşmesinin zo-runlu önkoşulu, kaçınılmaz ve yeterli koşuludur. Bir başka de-yişle, Avrupa'nın politik birleşmesinin, zorunlu ve kaçınılmazolarak ekonomik birleşmeden doğduğu düşünülüyor. Bu daparasal birleşmeye ve M. Hans Tietmeyer gibi savunucularınakarşı çıkmanın, politik birleşmeye karşı olmak, kısacası "Avru-

pa'ya karşı" olmak gibi göründüğü anlamına gelir.Oysa hiç ilgisi yok. Söz konusu olan, devletin, (günümüz-de varolan Ulus devletler ya da yaratılacak Avrupa devleti),özellikle toplumsal hakların korunmasında kendi haline bırakı-lan ekonominin dizginsiz düzeneklerine tek karşı koyabilecekolan sosyal devletin işlevi. M. Hans Tietmeyeıünki gibi finanspazarlarına aracı hizmeti veren bir Avrupa'ya karşı çıkılırken,

uyumlu bir politikayla bu pazarların gem vurulmayan şiddeti-ne karşı engel oluşturacak bir Avrupa istenebilir. Ancak hiçbirşey, hazırladıkları bankacılar Avrupa'sından böyle bir şey um-ma izni vermez bize. Parasal birleşmeden toplumsal birleşmeyisağlaması beklenemez. Tam tersine: gerçekte ortaklarının zara-rına euro  alanında rekabet güçlerini korumak isteyecek devlet-ler, toplumsal harcamaları azaltıp maaş harcamalarım indir-

mekten başka yol bulamayacaklardır; toplumsal dumping  ve ma-aş dumping'i,  iş pazarının "esneyebilirliği", faiz oranlarıyla oy-nama olanaklarından yoksun devletlere bırakılan tek çare ola-caktır. Bu düzeneklerin etkisine, her zaman "kemer sıkmayı"öğütleyiveren Bundesbank ve yöneticileri gibi "para yetkeleri-nin" baskısı da eklenecektir kuşkusuz. Yalmzca bir Avrupa sos-yal devleti, para ekonomisinin bütünlüğü bozucu eylemine karşı

8/11/2019 Pierre Bourdieu - Karşı Ateşler.pdf

http://slidepdf.com/reader/full/pierre-bourdieu-karsi-ateslerpdf 52/168

Yeni Bir Enternasyonalizm İçin 51

koyabilecektir. Ama M. Hans Tietmeyer ve neoliberaller, eko-nominin serbest işleyişine basit engeller gibi gördükleri ulusaldevletleri de, haydi haydi bir bankaya indirgemek istedikleri

bir uluslarüstü devleti de istemiyorlar. Ulus devletlerden de (yada topluluğun devletlerinin bakanlar kurulundan) erklerini el-lerinden alarak kurtulmak istiyorlarsa, bunun nedeni, onlaraartan bir yetkeyle toplumsal politika konusunda baskılar geti-ren bir uluslarüstü devlet yaratmak için değildir kuşkusuz,çünkü devletlerin özellikle toplumsal politikalardan bedeli neolursa olsun kurtulmalarını isterler.

Böylece, Avrupa'nın politik birleşmesme karşı olmadan, tekbir para üzerine kurulmuş bir Avrupa'nın birleşmesine karşı çıkılabilir; tam tersine, Avrupa Bankası'nı denetleyebilecek, dahaaçıkçası pazarların uyumlu işleyişi karşısındaki çok sayıda en-geli olduğu gibi (sosyal) devletin tüm izlerini de silmeyi isteyenneoliberal felsefeye göre, tümüyle katıksız boyuta indirgenmişbirliğin toplumsal sonuçlarını önceden kestirerek denetleyebilenbir Avrupa devleti yaratılmasına çağrı yapılabilir.

Uluslararası rekabetin (özellikle Avrupa içi) tek bir ülkede, sizin "gerileme yasağı" dediğiniz şeyin ortaya konulmasına en-gel oluşturduğu kesindir. Çalışma süresinin indirilmesi ve eko-nomik atılım konularında çok iyi görülmektedir bu (çalışma sü-resinin indirilmesinin, kısmi verimliliğin olası artışı nedeniyle

ve işsizlik, için harcanan çok büyük tutarların geri alınmasınaolanak tanıyacağından, kendi kendini finanse edeceği olgusunakarşın). Bunu çok iyi anlamış olan John Majör, utanmazca şöyleder: "Sizin toplumsal vergileriniz olacak, bizim de işimiz." Ki-mi şirketleri toplumsal hakların yıkımının göreceli olarak daha"ileri" olduğu Fransa'ya taşımaya başlayan Alman patronları-nın da çok iyi anladığı gibi. Oysa rekabetin özde Avrupa içi ol-

duğu ve Alman işçilerden işlerini alanların Fransız işçileri ol-dukları, bunun tersinin de olduğu doğruysa, Avrupa ülkeleri-nin dış alışverişlerinin dörtte üçüne yakını Avrupa alanının sınırları içinde gerçekleştiği için durum budur ücretleri azaltmadan çalış-ma süresinin azaltılmasının sonuçlarının, ancak böyle bir önle-min Avrupa ölçeğinde kararlaştırılıp uygulamaya konması ko-şuluyla çok yumuşatılabileceği görülür.

8/11/2019 Pierre Bourdieu - Karşı Ateşler.pdf

http://slidepdf.com/reader/full/pierre-bourdieu-karsi-ateslerpdf 53/168

5 2 Karşı Ateşler

Yeni teknolojilere talebin ya da yatırımın artırılması politi-kalarında da durum aynıdır. Yarıbecerililerin dönüp dolaşıpyineledikleri gibi, olanaksız ya da yıkıcı olan, böylesine uzunzaman tek bir ülkede yürütülmüş bu teknolojiler, kıta ölçeğin-de akla yatkın olacaktır. Aynı zamanda da daha genel olarak in-san davranışlarının, özellikle de etkinlik ve dinlenmenin özdeksel ve simgesel tüm kazançlannı, tüm bedellerini göz önün-de tutabilecek gerçek bir mutluluk ekonomisinin ilkeleriyleyönlendirilmiş her eylem için geçerlidir. Kısacası, toplumsal ka

zanımların yıkıcısı olan para Avrupa'sının, her ülkenin, her ül-kenin çalışanlarının, özellikle toplumsal dumping'in  karşısına,başka ülkelerin çalışanlarına yönelttikleri tehditleri etkisiz kıla-bilecek birleşme üzerine kurulmuş toplumcu bir Avrupa'yı çı-karmak zorunludur.

Böyle bir bakış açısında, basit bir soyut izlenceden çıkmakiçin, yeni bir enternasyonalizm bulmak söz konusu olacaktır,

bu iş de en çok sendika örgütlerine düşer. Ancak enternasyona-lizm, tarihsel biçimiyle Sovyet emperyalizmine bağımlılığıyladeğerden düşürülmesinin yanında, sendikal yapıların ulusaloluşu (devlete bağlı ve büyük bir bölümü devlet tarafından ku-rulmuş) ve farklı tarihsel geleneklerle ayrılmış olmasıyla da bü-yük engellerle karşılaşır: örneğin, Almanya'da toplumsal ilgili-lerin büyük bir özerkliği vardır, oysa Fransa'da güçlü bir devlet

karşısında zayıf bir sendika geleneği vardır; yine toplumsal ko-ruma biçimleri çok büyük farklılık gösterir, vergiyle nişanlandı-ğı İngiltere'den Almanya'ya ve ödentilerle desteklendiği Fran-sa'ya kadar. Avrupa ölçeğinde aşağı yukarı hiçbir şey yoktur.£«ro'nun gardiyanlarının uğraşmadıkları "Sosyal Avrupa" de-nilen olgu, birkaç büyük ilkeye indirgeniyor; uygulanması üyeülkelerin insafına bırakılan asgari hakların bir platformunu ta-

nımlayan "temel toplumsal haklarm ortak yasası"yla örneğin.Maastrich Sözleşmesi'ne eklenen toplumsal protokol, çalışmakoşulları, bilgi, çalışanlara danışılması, erkekler ve kadınlararasında fırsat eşitliği alanlarının çoğunluğunda yönergeler be-nimsemeyi öngörür. Avrupalı "toplumsal ilgililerin" bir kez Ba-kanlar Kurulu'nca kabul edildikten sonra yasa gücü kazananortak anlaşmaları tartışma yetkisi olduğu da öngörülmüştür.

8/11/2019 Pierre Bourdieu - Karşı Ateşler.pdf

http://slidepdf.com/reader/full/pierre-bourdieu-karsi-ateslerpdf 54/168

Yeni Bir Enternasyonalizm İçin 5 3

Tüm bunlar iyi güzel, ama böyle anlaşmaları Avrupalı pat-ronlara kabul ettirebilecek toplumsal güç nerede? Avrupa Sen-dikalar Konfederasyonu gibi uluslararası makamlar, örgütlen-

miş bir patronluk karşısında zayıflar (örneğin CGT gibi belli birsayıda sendikayı dışarıda tutuyorlar) ve çelişkili olarak top-lumsal haklar söz konusu olsa bile çoğunlukla, neredeyse herzaman, girişimi ortak kurumlara (ve teknokratlara) bırakıyor-lar. Kimi çokuluslu şirketlerdeki anlaşmazlıklarda, şirket komi-teleri güçlü bir başvuru yeri olabilir, ama basit damşma yapılarıolarak, karşılarında bir ülkeyi ötekine karşıtlaştıran ya da öte-

kinden ayıran çıkar farklılıklarım bulurlar. Savaşımların Avru-pa eşgüdümü çok gecikmiştir. Sendika örgütleri büyük fırsatla-rın geçip gitmesine izin verdiler, örneğin Almanya'da 35 saatiçin yapılan, Avrupa düzeyinde sürdürülmeyen grev ya daFransa'da ve daha birçok Avrupa ülkesinde, 95 sonu ve 96 ba-şında kemer sıkma ve kamu hizmetlerinin yıkılması politikala-rına karşı yapılan büyük hareketler gibi. Aydınlar öze llikle Al-manya'da egemen söylemin aracılığını yapmadıklarında, ses-siz kaldılar.

Sendikal, düşünsel ve popüler düzeyde yeni bir enternas-yonalizmin temellerini nasıl yaratmalı? Dar görüşlü, yalnızkendi eğilimlerine yer veren iki olası eylem biçimi seçilebilir.Bu durumda harekete geçmemenin, bir bakıma deneme yazar-

larının ve gazetecilerin sürekli "propagand a", algılanmayan veolduğu gibi algılanmayan propaganda eyleminin yol açtığı yıl-gınlığın sonucu olduğu ölçüde, aydınların özel katkısını gerek-tiren halkların seferberliği var önce. Böyle bir seferberliğintoplumsal temelleri var: eğitim düzeyinin yükseltilmesiyle,okula ilişkin niteliklerin değerinin azalması, bunun sonucuolarak da yapısal olarak değerinin düşmesi, ayrıca öğrenciler

ve el işçileri arasındaki kopuşla (yaşlılar ve gençler arasında,kadrolular ve geçiciler ya da proleterleştirilmişler arasındakikopuş sürüp gider, ama gerçek bağlar, örneğin, krizden etkile-nen eğitimli işçi topluluklarıyla yaratılır) okul sistemindeki ba-ğıntıların değişiminin etkilerini anacağım yalnızca. Ama ayrıcave özellikle, Almanya'da çok güçlü olan çok geniş orta sınıfsöylenine karşı, anapara gelirlerinin toplam varlığı % 60 artar-

8/11/2019 Pierre Bourdieu - Karşı Ateşler.pdf

http://slidepdf.com/reader/full/pierre-bourdieu-karsi-ateslerpdf 55/168

5 4 Karşı Aceşler

ken, ücretli çalışmanın gelirinin sabit kalmasıyla, toplumsaleşitsizliklerin büyümesiyle birlikte, toplumsal yapının dönü-şümü de var. Bu uluslararası seferberlik eylemi, düşüncelerle

savaşta önemli bir yer edinildiğini, (özellikle Fransa'da top-lumsal hareketlerin yakasını bırakmayan ve toplumsal müca-dele içindeki düşünsel mücadelelerde tam yerlerini hazırlama-yı yasaklayan "işçi yanlısı" gelenekten koparak) özellikle deegemen makamların ve onların uşak düşünürlerinin durma-dan üretip yaydıkları yanlış istatistiklerle, İngiltere'de ya daABD'de vb. tam istihdama ilişkin söylenlerinin eleştirisineönemli bir yer verildiğini varsayar.

Bir uluslarötesi devleti gerçekleştirebilecek bir enternasyo-nalizmin yararına ikinci bir müdahale biçimi, şimdiki durumdave geleceğin toptan bakış açısından yoksun olan ortak genel çı-karı yönetemeyen ulusal devletler üzerinde ve ulusal devletler-le eylemdir. Ulusal devletler üzerinde, bir yandan ulusal dev-

letle birleşmiş tarihsel kazanmaları savumnak ve güçlendirmek;öte yandan bu devletleri ulusal devletlerin en ileri toplumsalkazanımlarını (daha fazla kreş, okul, hastane ve daha az ordu,polis ve hapisane) toplayarak bir Avrupa toplumsal devletininyaratılmasına çalışmaya, birleşen bir pazarın ortaya konulması-na ve serbest rekabetin ücretliler için getireceği olası toplumsalsonuçlara engel olmak için toplumsal önlemlerin hazırlanma-

sıyla, boyun eğdirmeye zorlamak için ulusal devletlere etkimekgerek. (Ön plana ekonomik ve toplumsal politikaların düzen-lenmesini koyup euro'ya girişini yeni bir anlaşmaya erteleyenİsveç örneğinden esinlenilebilir burada.) Toplumsal bağ, para-ların değişim değeri eşitliği kadar önemlidir ve toplumsaluyum gerçek bir parasal birliğin başarısının koşuludur.

Eğer toplumsal uyum ve onun neden olup gerektirdiği da-

yanışma, kesin bir öncelik durumuna gelirse, şimdiye kadarekonomik göstergelere özgü olan (Maastrich Anlaşması'nınünlü % 3'ü gibi) aynı kesinlik kaygısıyla belli bir sayıda amacıbirden görüşmeye getirmek gerekir: asgari ücretlerin  belirlen-mesi (bölgesel ayrılıkları göz önüne almak için bölgelere görefarklılaştırılmış); böylece dolaylı olarak işin aşırı vergilendiril-mesine neden olan finansal etkinliklerin kamu harcamalarına

8/11/2019 Pierre Bourdieu - Karşı Ateşler.pdf

http://slidepdf.com/reader/full/pierre-bourdieu-karsi-ateslerpdf 56/168

Yeni Bir Enternasyonalizm İçin 5 5

katkısını azaltan, yolsuzluğa ve vergi kaçakçılığına karşı ve doğru-dan rakip etkinlikler arasında toplumsal dumping'e  karşı ön-lemlerin hazırlanması; geçiş sıfatıyla bölgeler arasındaki farklı-

lığı kabul edecek, ama varolduğu noktalarda birleşip varolma-dığı yerde gelişerek toplumsal politikaları bütünleştirmeyiamaçlayacak bir ortak toplumsal hakkm   kaleme alınması: örne-ğin maaşlı işi de, başka bir gelir kaynağı da olmayan kişileriçin asgari bir gelirin düzenlenmesi, iş üzerindeki vergilerinazaltılması, eğitim gibi toplumsal hakların gelişmesi, bir iş vekonut hakkının hazırlanıp Avrupa toplumsal yasalarını yay-

mayı ve genelleştirmeyi amaçlayan toplumsal alanda bir dışpolitikanın oluşturulması; genel çıkara uygun bir ortak yatırım 

 politikasın ın   tasarlanması ve ortaya konulması: işlerin azaltıl-masının iyi yönetim ve verimlilik güvencesi olduğu inancı gibitümüyle kurgusal ve/veya kısa vadeli kazanç düşünceleriyleyönlendirilen ya da genel çıkara tümüyle karşıt önvarsayımlarüzerine kurulu finansal etkinliklerin özerkleşmesinin sonucuolan yatırım stratejilerinin tersine, yenilenemeyen kaynaklarınve çevrenin korunmasını güvenceye almayı, Avrupa ötesi taşı-macılık ve enerji ağlarının gelişmesini, sosyal konutun yaygın-laşmasını ve kentsel yenileşmeyi (özellikle ekolojik kent taşı-macılığıyla) sağlık ve çevre korunması alanında araştırmageliştirme yatırımını, daha riskli görünen ve finans dünyasındatanınmayan biçimler alan (küçük şirketler, bağımsız iş) yeni et-kinliklerin finansmanını amaçlayan stratejilere ayrıcalık ver-mek söz konusu olacaktır.1

Tutarsız önlemlerin basit bir listesi gibi görünebilecek olanbu şey, gerçekte neoliberalizmin yazgıcılığından kopma, poli-tikleşerek "yazgıcılıktan kurtarma" ve neoliberalizmin doğal-laştırılmış ekonomisi yerine, insan istenci ve girişimciliği üzeri-

ne kurulu, üretkenliğin ve verimliliğin sıkı sıkıya iktisadi olantapmanın tanımadığı kendini gerçekleştirme kazançlı ve acıbedelli hesaplarında yerini hazırlayan bir mutluluk ekonomisikoyma isteğinden esinlenir.

Avrupa'nın geleceği Almanya'daki ilerici güçlerin ağırlığı-na (sendikalar, SPD, Yeşiller), Bundesbank'ın ve Alman hükü-metinin "güçlü" euro  politikasına karşı çıkma gücüne ve isten

8/11/2019 Pierre Bourdieu - Karşı Ateşler.pdf

http://slidepdf.com/reader/full/pierre-bourdieu-karsi-ateslerpdf 57/168

5 6 Karşı Ateşler

dne çok bağlıdır. Daha bugünden birçok ülkede, özellikle Fran-sa'da dile getirilen bir Avrupa politikasının yeniden yönlendi-rilmesi için hareketi canlandırma ve devralma yeteneiderine de

çok bağlı olacaktır. Kısacası yazgımızın finans pazarları ya da"küreselleşme" mekanizmaları gibi yüce, bağımsız ve kayıtsızgüçlerin ellerinde olduğuna sizi inandırmak isteyen tüm kötü-lük peygamberlerine karşı, sizi inandırmak umuduyla, gelece-ğin, aynı zamanda bizim ve tüm Avrupalılann geleceği olan si-zin geleceğinizin siz Almanlara ve sendikacılara çok bağlı oldu-ğunu belirtiyorum.

Frankfurt , Haziran 1997

Not1 Bu önerilerden bir bölümünü Yves Salesse'den ödünç alıyorum. Propositions pour  

une autre Europe, Construire Babel, Félin Yaymlari 1997.

8/11/2019 Pierre Bourdieu - Karşı Ateşler.pdf

http://slidepdf.com/reader/full/pierre-bourdieu-karsi-ateslerpdf 58/168

Televizyon, Gazetecilik ve Politika* 

Televizyon Üzerine'nin,  en gözde Fransız gazetecilerdeuyandırdığı tepkilerin aşın şiddeti nasıl açıklanmalı? Açığavurdukları haklı öfke, kuşkusuz bir ölçüde sözün, biçemin, de-vinimlerin, mimiklerin, gülümsemelerin yazılı olmayan eşliği-ni, bir başka deyişle iyi niyetli bir izleyici için, anlaşılmak veinandırmak kaygısıyla yüreklendirilen bir söylemle, tüm önce-den yalanlamalarıma karşm, aralarından çoğunun orada gör-

mek istedikleri yergi yazıları arasındaki tüm farkı birden göste-ren her şeyi kaçınılmaz olarak yok eden kopya etkisine yüklene-bilir. Ancak daha çok, yeniyi "açıklamalar" diye adlandırılanlaözdeşleştirmeye eğilim ya da toplumsal dünyanın en doğrudangörünen yüzünü, yani bireyleri, işlerini, özellikle de kötü işleri-ni ayrıcalıklı kılma eğilimi gibi, sıklıkla ortadan kaldırmanın,

davanın bakış açısıyla, eylemleri ve düşünceleri yönlendiren,ve bilgisi, hoşnutsuz kınamadan çok, anlayışlı bağışlayıcılığıdestekleyen (bir konuyu ancak görüntüler, hem de heyecanuyandırıcı görüntüler varsa ele alan, böylece bir sansür biçimi-ne götürebilecek olan görünenin önceliği) görünmez yapılarınve düzeneklerinin (burada gazetecilik alanmdakiler) zararına,gazetecilik düşüncesinin en kendine özgü niteliklerinin bazıla-

rıyla açıklanır. Ya da buraya erişmek için kullanılan yöntemdençok, (varsayılan) "sonuçlarla" ilgilenmeye eğilim. On yıllıkaraştırmamın sonucu La Noblesse d'État  adlı kitabım çıktığında,Grandes Écoles' 1er üzerine, eski öğrencilerin dostluk birliği başkanınm "lehte", benim ise "aleyhte" konuşacağım bir televiz

* Bu metin Televizyon Üzerine"nin İngilizce basımında Sonsöz olarak yayımlanmış-tır. (P. Bourdieu, Sur la télévision, Paris, LierRaison d'Agir, 1996)

8/11/2019 Pierre Bourdieu - Karşı Ateşler.pdf

http://slidepdf.com/reader/full/pierre-bourdieu-karsi-ateslerpdf 59/168

5 8 Karşı Ateşler

yon tartışma programına katılmamı öneren ve reddedebilmemianlamayan şu gazeteciyle ilgili böyle bir anım var. Yine kitabımTelevizyon Üzerine'ye çatan "büyük kalemler" burada kullanı-

lan yöntemi, yalnızca ve basitçe ayraç içine koydular (özelliklede alan olarak gazetecilik evreninin incelenmesini), böyleceonu, hem de bilmeden birkaç kalem kavgası gürültüsünün ara-sına serpiştirilmiş sıradan tavır almalar dizisine indirgediler.

Buna karşılık, yeni yanlış anlamalar tehlikesini göze alarak,gazetecilik alanının ilkesini, gazetecilik alanının yapısında veyarattığı gazetecilerin özel çıkarlarında bulan politik alanın tü-

müyle özel bir görünüşünü nasıl üretip aşıladığını göstermeyeçalışarak yeniden açıklamak istediğim bu yöntemdir.

Gazetecilik, özellikle de televizyon dünyası gibi sıkıcı olmakorkusunun ve ne pahasma olursa olsun eğlendirme kaygısı-nın egemen olduğu bir evrende, politika en çok televizyon izle-nen saatlerin olabildiğince dışına çıkarılan, pek coşku verici ol-mayan hatta bunaltıcı, değerlendirilmesi ve işlenmesi zor, nepahasına olursa olsun ilginç kılınması gereken bir konu gibigörünmeye yargılıdır. Heryerde, Amerika Birleşik Devletleri'ndeki kadar Avrupa'da da, gözlemlenen gitgide daha çokbaşyazar ve araştırmacımuhabirini eğlence programı sunucu-suna; haber, inceleme, söyleşi ve ciddi tartışma programlarınınya da röportajlarının katıksız eğlence programları, özellikle de

talk shoıo'ların parayla tutulmuş, birbirinin yerini alabilen ko-nuklarının (bağışlanmaz bir suç, örnek olarak yalnızca bir kaçı-nın adını andım) anlamsız gevezelikleri uğruna harcama eğili-mi işte bundan dolayıdır. Bu kurmaca alışverişlerde söylenenive söylenemeyecek olanı gerçekten anlamak için, Amerika Bir-leşik Devletleri'nde  panelist  olarak adlandırılanların seçilmekoşullarını ayrıntılı incelemek gerekecekti: her zaman yararla-

nılabilir olmak, bir başka deyişle her zaman gelip katılmayahazır olmak, ama aynı zamanda her şeyden konuşmayı (bu,İtalya'da tnttologo  tanımının kendisidir) ve gazetecilerin sor-dukları tüm sorulara, en tuhaf ve en kaba olanlarına bile yanıtvermeyi kabul ederek oyun oynamak; her şeye, bir başka de-yişle tüm ödünlere (konu üzerine, öteki katılımcılar üzerinevb.) hazır olmak, tüm uzlaşmalara ve gizli anlaşmalara uygun

8/11/2019 Pierre Bourdieu - Karşı Ateşler.pdf

http://slidepdf.com/reader/full/pierre-bourdieu-karsi-ateslerpdf 60/168

olmak, böylece de kendine "medyatik" ünün doğrudan ve do-laylı tüm yararlanın sağlamak, basın organlarında saygınlık,kazanç getiren konferanslar vermeye çağrılar vb., özellikle

Amerika Birleşik Devletlerind e ve giderek Avrupa'da kimi ya-pımcıların yönettiği ön görüşmelerde  panelistleri  seçmek, açıkve parlak sözcüklerle, karmaşık bilgilerin yer kaplamasını ön-leyerek basit tutum takınmalar hazırlamakla uğraşmak (özde-yişe göre: "The less you knoxv, the better of fyou are").

Ama bu demagojik yalınlaştırma politikasını haklı göster-mek için, halkın beklentilerini ileri süren gazeteciler (demokra-

tik bilgilenme ya da eğlendirerek öğretme isteğinin tam tersine)halka kendi eğilimlerini, kendi görüşlerini yansıtmaktan başkabirşey yapmazlar; özellikle sıkma, rating'i  düşürme korkusudolayısıyla, onları tartışma üzerine savaşa, diyalektik üzerinepolemiğe öncelik vermeye, savları arasındaki karşıtlaşmaların,bir başka deyişle tartışmanın konusu olan bütçe açığı, vergile-rin indirilmesi ya da dış borç yerine, kişiler (özellikle politikacı-

lar) arasındaki çatışmaları öncelikli kılmak için her şeyi kullan-maya götürdüğünde. Yetkilerinin özünün bir gözlem ve bir so-ruşturmanın nesnelliğinden çok, bağlantıların ve gizini açmala-rın içli dışlılığı (hatta söylentiler ve dedikodular) üzerine kuru-lan bir politika dünyasının bilgisine dayandığı için, söz konusuolanlardan çok, oyunla ve oyuncularla, tartışmanın özündençok, katıksız taktik sorularla, politik alanın mantığındaki söy-lemlerin içeriğinden (Fransa'da son seçimler sırasında olduğugibi, tartışmaya katıksız saptırmalar uydurmaya ya da aşılama-ya kadar gitmediklerinde, sorun, sol ve sağ arasındaki tartışma,iki kişiyle mi muhalefet lideri Jospin ile sağcı başbakan Juppéarasında ya da dört kişiyle mi bir yanda Jospin ve komünistittifakı Hue, öte yanda Juppé ve merkezdeki ittifakı Léotard

arasında yürütülmesini bilmekmiş gibi, yansızlık görünüşü al-tında, sol partiler arasında olası ayrılıkları göstererek tutucupartileri desteklemeye özgü bir politik aşılama olan bir müda-hale olması) çok, politik etkisiyle (koalisyonların, bağlaşımlarınya da kişiler arasında anlaşmazlıkların) ilgilenerek, her şeyi,uzmanı oldukları bir alana indirgeme eğilimlidirler gerçekte.Bütün haklara sahip üyeler olmamakla birlikte çok etkili öz-

Televizyon, Ga zetecilik ve Po litika 5 9

8/11/2019 Pierre Bourdieu - Karşı Ateşler.pdf

http://slidepdf.com/reader/full/pierre-bourdieu-karsi-ateslerpdf 61/168

6 0 Karşı Ateşler

neler oldukları ve politikacılara vazgeçilmez simgesel hizmet-ler önerecek güçte oldukları (zaten bunları kendilerine de sağ-layamazlar, yalnızca bugün toplu olarak tam anlamıyla paslaş-

tıkları yazın alanının dışında) politika evrenindeki anlaşılmazkonumlanndan ötürü, Thersites'çi bakış açısına ve politika ala-nındaki tutumlarda birleşen çıkarlarda (bir parti ya da bir"akım" içindeki rekabetler gibi) onları en yarar gözetmeyen ta-vır almaların ve en içten inançların nedenlerini aramaya götü-ren bir kendiliğinden kuşku felsefesi biçimine eğilimlidirler.

Tüm bunlar onları, gerek politik yorumlarının gerekçele-

rinde, gerek görüşmelerinin sorularında olsun, birbirlerinedüşüren rekabete bağlı çıkarlarca yönlendirilen, inançsız hırslıdalaverelere bırakılan bir tür arena olarak politika dünyasınınedepsiz görüşünü  üretmeye ve önermeye götürür. (Bu arada po-litikacıların politikacıları ve ünlerini yaratmaya giderek dahaçok katkıda bulunan ve gerçek "boynuzlular" olan büyük tele-vizyon yayınları ya da ötekiler gibi gazetecilik alanının ve onunen kendine özgü kurumlarınm gereksinimlerine göre kendiniuydurarak politik açıdan başarılı olmak için gittikçe daha çokgerekli olan, zorunlu olarak ahlak dışı olmasada, bilinçli olarakdüzenlenen bu politik pazarlama türünde yardım etmekle gö-revli aracılar, danışmanlar ve öğüt verenlerin etkisiyle yürek-lendiklerini de belirtelim.) Politika mikrokozmosuna, burada

gelişen olaylara ve ona yüklenebilir sonuçlara olan bu özel ilgi,halkın bakış açısıyla ya da en azından politik tavır alışlarınkendi varoluşları ve toplumsal dünyada ortaya çıkarabileceğigerçek sonuçlardan en kaygılı kesimlerle bir kopuş üretmeyeyönelir. Özellikle televizyon yıldızlarında ekonomik ve toplum-sal ayrıcalıkla birleşen toplumsal uzaklıkla büyük ölçüde pekiş-tirilip artan bir kopuş. Gerçekte, altmışlı yıllardan başlayarak

Amerika Birleşik Devletleri'nde ve Avrupa ülkelerinin çoğundamedyatik yıldızların son derece yüksek ücretlerine Avrupa'da100.000 dolar ve daha fazla, Amerika'da1 milyonlarca dolar dü-zeyinde talk shoıo'larla, konferans turneleriyle, gazetelere dü-zenli katkılarla, özellikle meslek topluluklarının toplantıları fır-satıyla "düzenlemelerle" birleşen, sıklıkla pek aşırı olan ücret-leri eklerler. Böylece gazetecilik alanında erkin ve ayrıcalıkların

8/11/2019 Pierre Bourdieu - Karşı Ateşler.pdf

http://slidepdf.com/reader/full/pierre-bourdieu-karsi-ateslerpdf 62/168

Televizyon, Gazetecilik ve Politika 6 1

bölüşümünün yapısının dağılması, simgesel kapitallerini (kon-feranslar ve "düzenlemeler"pazarında saygınlıklarını korumakiçin zorunlu) sürekli yayında olma politikasıyla sürdürmek ve

artırmak zorunda olan kapitalist küçük girişimcilerin yanında,geçicileştirme yoluyla bir otosansür biçimine mahkûm edilengeniş bir altproletarya geliştikçe durmadan artar.2

Bu sonuçlara, daha önce andığım scoop saplan tısıyla yeni veulaşımı en güç habere tartışmasız öncelik vermek eğilimi ya daen özgün ve en tuhaf, yani çok sık olarak en utanmaz yorumiçin rekabeti destekleyen olur olmaz şeyler vaat etme ya da işle-

rin akışı konusunda bellek yitimine uğramış kehanet oyunu, birbaşka deyişle, hem pahalı olmayan (spor bahislerine yakın),hem gazete makalelerinin neredeyse tam kopukluğunun ve bir-birini izleyen konformizmin hızlı dolaşımının getirdiği unutuştarafmdan korunduğu için, tümden cezasız kalacağına eminolunan rekabetin kestirimler ve tanılar gibi sonuçları eklenir.

Tüm bu düzenekler genel bir politikadan uzaklaştırma yada daha doğrusu politikadan düş kırıklığına uğratma sonucu-nu üretmekte elbirliği eder. Eğlence arayışı, bunu açıkça istemegereksinimi olmadan, politik yaşamm önemli ancak sıkıcı görü-nen bir soruyu ortaya çıkardığı her seferinde dikkati bir göste-riye (ya da bir skandala) çevirmeye ya da daha incelikli bir bi-çimde "aktüalite" olarak adlandırılana, O. J. Simpson davası

örneğinde olduğu gibi çeşitli olaylarla shoıv  arasında yarı yol-da, başı sonu olmayan, kronolojik olarak aynı zamana denkdüşmenin rastlantılarıyla yan yana gelen, tüm öncüllerinden venedenlerinden ayrılarak, yalnızca anlık, güncel olarak, görüne-ne indirgeyerek gülünçlüğe indirgenene eğilir (Türkiye'deki birdeprem ve bütçe kısıtlamaları tasarısının sunumu, bir spor ut-kusu ve heyecanlı bir dava).

Ayrımına varılmaz değişiklikler için, bir başka deyişle Av-rupa'nın sapması tarzında, gözden kaçan ve algılanamaz kalan,etkilerini ancak zamanla tam olarak açığa vuran tüm süreçleriçin ilgi yokluğu, gazetecileri dünyanın bir anlık ve kopuk birtasarımını üretmeye iten günü gününe düşünce mantığının veönemliyle yenmin (scoop  ve açığa vurmaların) ayırt edilmesiniaşılayan yapısal bellek yitimi'nin etkilerini artırır. Zaman, özellik-

8/11/2019 Pierre Bourdieu - Karşı Ateşler.pdf

http://slidepdf.com/reader/full/pierre-bourdieu-karsi-ateslerpdf 63/168

6 2 Karşı Ateşler

le de ilgi ve ön bilgi yokluğu (belgeleme çalışmaları sıklıkla ay-nı konuya ayrılmış makalelerin okunmasıyla sınırlı olduğun-dan), sık sık olayları, içinde bulundukları ilişkiler dizgesine (ör-neğin vergiler konusunda politikaya bağlı olan emek pazarınabağlı aile yapısı durumu vb.) yerleştiremezler (örneğin birokuldaki şiddet eylemi) ve böylece görünür saçmalıklarındankoparmaya yardım edemezler. Elbette karşılık olarak gazeteci-ler bu konuda "haber etkisiyle" hemen görünür olmayan so-nuçlu eylemlerin zararına, kısa vadeli girişimlerini vurgulama-

ya yönlendirdikleri politikacılar ve özellikle hükümet sorumlu-larının eğilimiyle yüreklendirilirler.Bu tarihsizleştirilmiş ve tarihsizleştirici, indirgenmiş ve in-

dirgemeci bakış açısı dizisel gerçekleşmesini, televizyon aktüalitelerinin sonunda hepsi birbirine benzeyen, birbirini izleyengörünüşteki anlamsız sorunların, yoksul halkların kesintisizgeçidi, açıklamasız beliren, çözümsüz kaybolacak, bugün Zaire,

dün Biafra, yarın da Kongo olan ve böylece tüm politik zorun-luluktan arıtılmış, ancak en fazla belli belirsiz bir insani ilgiuyandırabilen art arda gelen olayların verdiği dünya imgesindebulur. Tarihsel bir bakış açısı olmadan birbirini izleyen bu bağmtısız trajediler, gazetecilik açısından alışılmış dememek içingeleneksel, özellikle de şaşırtıcı ve örtmesi pahalı olmayan,kurbanlarının trenlerin raydan çıkmaları ve daha başka kaza-

lardan daha fazla dayanışma ya da politik başkaldırı uyandıramayacağı, yine çok "gündem"de olan doğal felaketlerden, ka-sırgalardan, orman yangınlarından, su baskınlardan tam olarakayrılmaz.

Böylece rekabetin baskıları, televizyonları şiddet, suç, etniksavaşlar ve ırkçı kinle dolu bir dünya imgesi üretmeye ve herşeyden önce, kendini geri çekmesi ve koruması gereken, hiçbir

şey anlaşılmayan ve bu konuda hiçbir şey yapılamayacak olanbirbirini izleyen anlamsız yıkımlar, anlaşılmaz ve kaygı verici,tehdit edici çevrenin günlük seyrini önermeye yöneltmek içinmesleki göreneklerle birleşirler. Böylece, nasıl suç ve şiddetdurmadan artarak güvenlikçi görüşün kaygı ve korkularını kış-kırtıyorsa, yavaş yavaş, başkaldırı ve kızgınlıktan çok, geri çe-kilmeye ve boyun eğmeye yönelten, harekete geçirmekten ve

8/11/2019 Pierre Bourdieu - Karşı Ateşler.pdf

http://slidepdf.com/reader/full/pierre-bourdieu-karsi-ateslerpdf 64/168

politikleştirmekten uzak, ancak yabana düşmanlığı kaygılarınıartırmaya katkıda bulunabilen tarihin kötümser bir felsefesi deoluşur. Dünyanın ölümlülerin çoğuna tutunma noktası sunma-

dığı duygusu, yüksek düzey bir sporda sporcular ve izleyicilerarasındaki ayrıma neden olan türde politik oyun, özellikle enaz politikayla ilgilenenlerde, kuşkusuz yerleşik düzenin korun-masına uygun yazgıcı bir bağlantısızlığa yönelten bir profesyo-neller işi olduğu düşüncesiyle birleşir.

Amaçları (en geniş izleyici kitlesinin arayışı, dolayısıyla"en iyi satma" olanağı veren "en küçüğün" arayışı olan) ve

düşünce biçimleriyle çalışma koşullarmda reklamcılara gitgideyaklaşan televizyon yapımcılarının mesleki utanmazlığın sını-rını ya da panzehirini "postmodem" denen belli bir "kültüreleleştiri"yle izleyicilerin (özellikle zapping'le   açıklanan) etkinutanmazlığında bulabileceğini, varsaymak için, halkın "dire-niş" kapasitelerine (yadsınamaz ama sınırlı kapasiteler) olaninanca gerçekte sıkı sıkıya bağlı olmak gerekir: kimi "postmodern" yorumlarla televizyon yapımcılarının ve reklamcılarınyönlendirici utanmazlığının getirdiği "ironik ve üstmetinsel"iletilerin üçüncü ya da dördüncü derece eleştirel "okuma"smındüşünsel vaat yarışına girme elverişliliğini evrensel saymak,skolastik yanılsamanın, popülistliğin en sapkın biçimlerindenbirine düşmektir gerçekte.

Paris, Haziran 1997

Televizyon, G azetecilik ve Policika 6 3

Notlar1 Bkz. James Fallows, Breaking the News. How Media Undermine American Democ-

racy, New York, Vintage Books, 1997.2 Bkz. Patrick Champagne, "Le journalisme entre précarité et concurrence", Liber, 

29, Aralik 1996, s. 67.

8/11/2019 Pierre Bourdieu - Karşı Ateşler.pdf

http://slidepdf.com/reader/full/pierre-bourdieu-karsi-ateslerpdf 65/168

Televizyon Uzerine'ye Dönüş* 

SORU Televizyon Üzerine'ite basının görünmez yapısı üzeri-ne profesyonellerin bilincini uyandırmak gerektiğini söylüyorsunuz. Profesyonellerin ve halkın aşırı medyalaşmış bir dünyada medya me-kanizmalarının karşısında hâlâ bu körlükte yaşadıklarına mı inanı-yorsunuz? Yoksa aralarında bir suçortaklığı mı var?

PIERRE BOURDIEU Profesyonellerin kör olduğunu düşün-

müyorum. Sanıyorum bir çifte bilinç durumunda yaşıyorlar: biryanda, kimi zaman kinizmle, kimi zaman da bilinçsizce istedikle-ri gibi kullandıkları (aralarından en  güçliilerinden  söz ediyorum)medya aygıtının kendilerine sunduğu olanaklardan en fazla yara-rı sağlamaya yönelmelerine yol açan pratik bir görüş; bir de, yap-tıklarının gerçeğini herkesin önünde yadsımaya, gizlemeye, hattagizlenmeye götüren kuramsal, ahlakçı ve kendüeri için hoşgörüy-

le dolu bir bakış açısı. İki kanıt: "Büyük kalemlerin" birbirleriyleyarışırcasına, daha önce bilinmeyen yeni hiçbir şey getirmediğini(eğitim konulu kitaplarım üzerine olduğu gibi daha önce gözlem-leyebildiğim tipik Freudcu bir mantıkla) söyleyerek hep birlikteve şiddetle kınadıkları kitabıma yönelik tepkiler; ve gazetecilerinLady Diana'nın ölümündeki rolü konusunda, bu olmayanolayınkimi zaman oluşturduğu gazetecilik madenini, utanma duygusu

sınırlarının ötesinde kullanarak ürettikleri abartılı ve ikiyüzlü yo-rumlar. Bu çifte bilinç güçlülerde çok alışılmış: Eski Roma kâhin-lerinin gülmeden bakışabildikleri söylenirdi özel alışverişlerdeolsun, hatta soruşturmayı yürüten sosyologun isteğine göre bu-nun örneklerini kitabımda veriyorum, özellikle "aileler" konu

* Televizyon Üzerine'nin  (Çev.: Turhan İlgaz, YKY, 1997) Brezilya dilinde yayımlan-masıyla P. R. Pires'le O G/o!w'da (Rio de Janeiro) yayınlanan söyleşi.

8/11/2019 Pierre Bourdieu - Karşı Ateşler.pdf

http://slidepdf.com/reader/full/pierre-bourdieu-karsi-ateslerpdf 66/168

Televizyon Üzerine'ye Dönüş 6 5

sunda kamu açıklamalarında olsun, uygulamalarının nesnel be-timlemesini hem rezilce ortadan kaldırabilmelerine ya da zehirliyergi diye ilan edebilmelerine, hem de açıkça eşanlamlısmı dile

getirebilmelerine neden oluyor. Böylece Thomas Ferenczi 78 Eylül'de, Le Monde'da Lady Diana olayını Le Monde'un ele alışı ko-nusunda okuyuculann eleştirilerine yanıt olarak gerçekten, "Le 

 Monde’un değiştiğini" ve kibarca "toplum olayları" diye adlan-dırdığı meselelere giderek daha fazla yer verdiğini yazar üç ayönce dile getirilmesine katlanamadığı gerçekler. Televizyon tarafın-dan aşılanan manevi çöküş, gün gibi ortada olduğu anda, moder

niteye uyum sağlamak ve "merak artırmak" gibi uygun düşenahlakçı bir tonla özümseniyor. [1998 Ocağı için ekleme: editoryalseçimlerde tecimsel kaygılarm durmadan büyüyen ağırlığının bi-lincinde olan okuyucularmı kandırmak için özellikle görevlendi-rilen "medyatör" de böylece, yargıç ve taraf olunabileceğine inan-dırmak için, her hafta aynı gereksiz yinelemeli savlan bıkmadanyineleyip durarak, tüm güzel söz söyleme sanatını sergiler. Par-laklığım yitirmiş bir yazar tarafından, bitme aşamasındaki bir şar-kıcıyla yapılan söyleşi konusunda Le Monde'u "bir demagoji biçi-mine" sapmaktan dolayı kınayanların karşısına, 1819 Ocak 1998Le  MoHcfc'unda gazetenin "açılma isteğini" koyar yalnızca: "Bukişiler ve başkalan der, geniş bir pay alırlar, çünkü bizi çevreleyendünya üzerine gerekli bir aydınlatma getirirler ve çünkü aynı ne-

denden dolayı okuyucularımızın büyük bir bölümünün ilgisiniçekerler"; sonraki hafta, bir aydıngazetecinin Cezayir'deki du-rum üzerine kibar röportajım aydın geleneğinin tüm eleştirel ül-külerine ihanetle suçlayanlara, 2526 Ocak 1998 Le Monde’unda gazetecinin aydınları yeğlemesi gerekmediği yanıtını verir. Gaze-tenin çizgisinin savunucusunun haftalar boyunca kuşkusuz aşırısakinimi nedeniyle böyle ürettiği seçilen metinler, bu gazetenin

en büyük sakmımsızlığıdır: gazeteciliğin en derin bilinçaltı bura-da, okurların meydan okumalarıyla bir tür uzun haftalık incele-me seansında yavaş yavaş ortaya çıkar.] Öyleyse, egemen profes-yonellerde, aynı çıkarlarla ve her türden suçortaklığıyla birbirinebağlı büyük gazetecilerin Nomenklatıtra’sında bir çift bilinç sözkonusudur1. Tabandaki gazetecilerde, röportaj taşeronlarında, sa-tır başma para alan basit gazetecilerde, geçiciliğe yazgılı gazeteci-

8/11/2019 Pierre Bourdieu - Karşı Ateşler.pdf

http://slidepdf.com/reader/full/pierre-bourdieu-karsi-ateslerpdf 67/168

6 6 Karşı Ateşler

likte, gerçek olarak gazeteciliğe ilişkin işler yapan tüm tanınma-mışlarda, hiç kuşku yok ki bilinçlilik daha çoktur, çoğunlukla daçok doğrudan olarak dile gelir. Televizyon evreni üzerine belli birbilgiye, başka şeylerin yanında onların tanıklıkları yardımıylaulaşılabilir.2

S "Gazetecilik alanı" diye adlandırılanın oluşumuna inceliyor-sunuz, ama bakış açınız "sosyolojik alan"ınki. Bu iki alan arasında  bir uyuşmazlık olduğuna inanıyor musunuz? Sosyoloji "gerçekleri", 

medya da "yalanlan" mı gösteriyor?P.B. Gazetecilik bakış açısını kolayca manici olan bu en be-lirleyici özelliklerinden biridir çok ayırt edici dikotomiye getiri-yorsunuz. Gazetecilerin gerçeklik, sosyologların da yalan ürettik-leri de oluyor elbette, bir alanda tanım gereği her şey vardır! An-cak kuşkusuz farklı oranlarda ve farklı olasılıklarla... Kuşkusuzsosyologun birinci işi bu soru sorma biçimini gözalıcı biçimde

yaymaktır. Bu kısa kitabımda, birçok kez ele aldığım gibi, sosyo-logların bilinçli ve eleştirel gazetecilere (böylesi çok var, ama illede televizyonların, radyoların, gazetelerin yönetim bölümlerindeolması gerekmez), özellikle de, çoğunlukla düşman olarak gör-dükleri araştırmacılarla birleşerek onları etkileyen ekonomik vetoplumsal güçlerin önüne geçmek için biraz verimlilikle çalışmaolanağı verecek olan bilme, anlama ve gerektiğinde eylem araçla-

rı, sağlayabileceklerini söylüyorum. Şimdilik (özellikle uluslara-rası Liber   dergisi yoluyla) gazetecilerle araştırmacılar arasındaböyle uluslararası bağlantüar yaratmaya, gazeteciliği etkileyen,gazeteciliğin de tüm kültürel üretimi, oradan da tüm toplumu et-kilemesine neden olan baskı güçlerine karşı direniş  geliştirmekiçin çabalıyorum.

S Televizyon simgesel bir baskı gücü olarak tanıtılıyor. Televiz-yonun ve medyanın demokratik olanağı nedir?

P.B. Medya sorumlularının sahip oldukları ve bu medyalarkonusunda yansıttıkları imgeyle, eylemlerinin ve etkilerinin ger-çeği arasındaki uyumsuzluk çok büyük. Medya, bütün içinde, iz-leyicilerin kuşkusuz birindi olarak en depolitize kesimlerini, er-

keklerden çok kadınları, daha bilgililerden çok daha az bügilileri,

8/11/2019 Pierre Bourdieu - Karşı Ateşler.pdf

http://slidepdf.com/reader/full/pierre-bourdieu-karsi-ateslerpdf 68/168

Televizyon Üzerine'ye Dönüş 6 7

varlıklılardan çok yoksullan etkileyen bir depolitizasyon etke-nidir. Bu çok kızdırabilir, ama politik bir soruya eklemlenmiş biryamt ya da çekimser kalma olasılığının istatistiksel incelemesiyle

çok iyi biliniyor (özellikle politika konusunda bu olgunun sonuçlannı son kitabım Méditations pascaliennes'de uzun uzun geliştiri-yorum). Televizyon (gazetelerden çok daha fazla), gittikçe dahafazla, dünyanın depolitize, mikroptan anndınlmış, renksiz bir gö-rünüşünü öneriyor, gazetecileri de giderek kendi demagojisine veterimsel baskılarına boyun eğme eğilimine çekiyor. Lady Dianaolayı, kitabımda söylediklerimin kusursuz bir canlandırmasıdır,bir tür aşın uçlara geçiştir. Her şey birden vardır: şaşırtmaca ya-pan değişken; uzaktan etki, yani belirsiz ve evrensel, özellikle detümüyle apolitik insani davaları sorumluluk almadan savunması.Gençliğin Paris'teki papalık kutlamasının hemen ardmdan ve Ra-hibe Teresa'nın ölümünden hemen önce gelen bu olay nedeniyleson sürgülerin de attığım duyumsuyoruz. (Bildiğim kadanyla,

kürtaj ve kadınların özgürlüğü konusunda ilerici biri olmayanRahibe Teresa, insanlığın busofu savunucularının açmasına katkı-da bulundukları ve kaçınılmaz olarak gördükleri yaralara pansu-man yapmalarından hiçbir başka engel görmeyen ruhsuz banka-cılar tarafından yönetilen bu dünyaya tam olarak uygun düşer.)işte böylece, kazadan on beş gün sonra Le Monde bu kaza konusun-da soruşturmayı baş sayfadan verebildi, öte yandan televizyon

haberlerinde Cezayir'deki kıyımlar ve İsrailFilistin raporlarınıngelişimi, haber bülteninin sonunda birkaç dakikaya indiriliverdi.Ayraç içinde, demin diyordunuz ki: gazetecilere yalan, sosyolog-lara gerçek; size Cezayir'i yeterince iyi tanıyan bir sosyolog ola-rak, Cezayir1deki kıyımların gerçek sorumluları üzerine son dere-ce açık, sert ve yürekli bir dosya hazırlayan Fransız gazetesi La Croix’ya hayranlığımı dile getirebilirim. Kendime sorduğum soru

şimdiye kadar yanıtı olumsuz başka gazetelerin, özellikle debüyük bir ciddilik savındaki öteki gazetelerin bu incelemeleri ye-niden ele alıp almayacakları...

S. 60'h yıllarda Umberto Eco tarafından önerilen ünlü dikoto miyi yineleyerek “düzeni benimseyenler"e karşı bir “kıyamet” oldu-

 ğunuz söylenebilir mi?

8/11/2019 Pierre Bourdieu - Karşı Ateşler.pdf

http://slidepdf.com/reader/full/pierre-bourdieu-karsi-ateslerpdf 69/168

6 8 Karşı Ateşler

P.B. Bu söylenebilir. Gerçekten de çok "düzene bağlı" var.Egemen yeni düzenin gücü de aydınların giderek daha büyükbir kesimini "düzene katma"nm özel yollarını bulmayı bilme-sinden (kimi durumlarda satın almak ve başka durumlardaayartmak denebilir) gelir, tüm dünyada da böyledir. Bu "düze-ne bağlılar", çoğunlukla eski modele göre eleştirenler (ya dayalnızca solcular) olarak yaşamayı sürdürüyorlar. Bu da yerle-şik düzene katılma yararına olan eylemlerine çok büyük birsembolik etki sağlamaya katkıda bulunuyor.

S. Lady Di olayında medyanın işlevi konusunda görüşünüz ne-dir? Medyaların işleyişi üzerine varsayımınızı doğruluyor mu?

P.B. Benim bildirdiğimin, en kötüde neredeyse umulmayantam bir canlandırılması bu. Monako ve İngiltere'nin ve başkayerlerin prenslik ve krallık aileleri, soap opera ve telenovela  konu-larının tükenmez dağarcık türleri gibi saklanacak. Öyle ya da

böyle, Lady Diana'nm ölümünün yol açtığı büyük happening, İn-giltere'de ya da başka ülkelerdeki küçük burjuvaziyi coşturangösteriler dizisi içindeki yerini alacak, Evita  ya da  Jesi t s Christ Superstar  tarzındaki büyük müzikal komediler gibi, ağlatan tele-vizyon dizileri, duygusal filmler, yüksek tirajlı romanlar, kolaypop müzik, ailevi diye nitelenen eğlenceler gibi, konformist vekinik, kiliselerin gözü yaşlı ahlakçılığıyla burjuva eğlencelerinin

estetik tutuculuğunu bir araya getiren televizyon ve radyolarıngün boyu akıttıkları tüm o kültürel endüstri ürünleri gibi.

S. Medyatikleşmiş dünyada aydınların olası işlevi nedir?P.B. Kimi zaman esenlik dönemlerinde kendilerine mal et-

me eğiliminde oldukları büyük olumlu rolü, esinlenmiş peygam-ber rolünü oynayabilecekleri kesin değil. Kendi varlıklarının ve

özgürlüklerinin temellerini yıkma tehdidinde bulunan güçlerle,yani pazarın güçleriyle suçortaklığına ve işbirliğine girmektensakınmayı bilseler, yine fena olmazdı. Kitabım Les Règles de l'art' da gösterdiğim gibi, hukukçuların, sanatçıların, yazarların poli-tik, dinsel, ekonomik güçler karşısında özerkliklerini kazanmalan ve kendi öz kurallarını, kendilerine özgü değerlerini, özelliklegerçeğin değerlerini kendi evrenlerine, mikrokozmoslarma, kimi

8/11/2019 Pierre Bourdieu - Karşı Ateşler.pdf

http://slidepdf.com/reader/full/pierre-bourdieu-karsi-ateslerpdf 70/168

Televizyon Üzerine'ye Dönüş 6 9

zaman da gerçek bir başarıyla toplumsal dünyaya (Dreyfus da-vası sırasında Zola'yla ve Cezayir savaşı sırasında 121'lerle vb.)benimsetebilmeleri için birçok yüzyıl gerekmiştir. Özgürlüğün

kazanmaları her yerde tehdit altındadır, yalmzca albaylar, dikta-törler ve mafyalarca da değil; daha aldatıcı, ama şunları ya dabunları ayartmaya özgü şekillerin biçimini alan, yeniden canla-nan güçler, pazann güçleri tarafından tehdit edilirler: kimileriiçin matematik biçimcilikle donanmış "küreselleşmiş" ekonomi-nin gelişmini bir yazgı olarak betimleyen ekonomistin şekli ola-caktır bu; başkaları için hem şık hem kolay bir yaşam biçiminin

(tarihte ilk kez züppeliğin ayartmaları kitle tüketiminin kendineözgü  jean, teeshirt  ve Cocacola  gibi modalarına ve ürünlerinebağlıdır), ileticisi uluslararası rock, pop ya da rap starının şekli-dir; daha başkalan için postmodern diye adlandırılan ve kültür-lerin melezleşmesinin, yalandan devrimci ululama aracılığıylaayartmaya özgü bir "kampüs köktenciliği" vb. "Düzene bağlı"aydınların dilinde olan ünlü "küreselleşme"nin bir gerçeklik ol-duğu bir alan varsa eğer, bu kitle kültürü üretiminin, televizyo-nun (özellikle Latin Amerika'nın kendine bir uzmanlık alanı sağ-ladığı ve Lady Di türü bir dünya görüşü yayan telenovela'ları dü-şünüyorum), sinema ve kitle basını, hatta daha kaygı verici olan"tarihin sonu", "postmodernizm" ya da... "küreselleşme" gibievrensel dolaşımdaki izlekler ya da sözcüklerle günlük gazeteler

ve haftalık yayınlar için "toplumsal düşünce"nin alanıdır, sanat-çılar, yazarlar ve araştırmacılar (özellikle sosyologlar) bu en kötü-nün "küreselleşmesi"nin kültür ve demokrasi için en zararlı etkile-rini yenecek güçtedirler ve yenmelidirler.

Paris, Eylül 1997

Notlar1 Bu suç ortaklıkları üzerine, bakınız S. Halimi, Les Nouveaux chiens de garde, Paris,

LiberRaisons d'agir, 1997.2 Örneğin A. Accardo, G. Abou, G. Balbastre, D. Marine tarafından sunulmuş ku-

sursuz incelemeler,  Journaliste au quotidien. Outils pour une socioanalyse des prati-ques journalistiques'de bulunabilir, Bordeaux, Le Mascaret, 1995.

8/11/2019 Pierre Bourdieu - Karşı Ateşler.pdf

http://slidepdf.com/reader/full/pierre-bourdieu-karsi-ateslerpdf 71/168

Geçicilik Bugün Her Yerde* 

Burada iki günden beri yapılan ortak düşünme çalışmasıtümüyle özgün, çünkü karşılaşma ve yüzleşme fırsatı olmayaninsanları, yönetsel ve politik sorumluları, sendikacıları, ekono-mi ve sosyoloji araştırmacılarım, çoğunlukla geçici çalışanlarıve işsizleri bir araya getirdi. Tartışılan konulardan birkaçınıammsatmak istiyorum. İlki, bilgiççe toplantüardan örtük bir bi-

çimde dışlananı: Tüm bu tartışmalardan sonuç olarak ne çıkı-yor ya da daha kabaca, tüm bu düşünsel tartışmalar ne işe yarı-yor? Bu sorudan en çok kaygılananlar, çelişkili bir biçimdearaştırmacılar ya da bu soruyu en çok (özellikle şimdi buradaolan ekonomistleri, dolayısıyla toplumsal gerçeklikten ya dayalnızca gerçeklikten kaygılananların çok az olduğu bir meslekiçin pek temsil edici olmayanları düşünüyorum) doğrudan

kendilerine soranlar araştırmanlar (bu da çok iyi kuşkusuz). Buhem kaba hem de saf soru, araştırmacılara sorumluluklarınıanımsatıyor; sorumlulukları çok büyük olabilir; en azından ses-sizlikleriyle ya da etkin suç ortaklıklarıyla ekonomik düzeninkorunmasına katkıda bulunduklarında.

Geçiciliğin bugün her yerde olduğu açıkça ortaya çıktı.Özel sektörde, ama aynı zamanda geçici ve vekillik görevleri-

ni artıran kamu sektöründe, endüstriyel şirketlerde, ama aynızamanda kültürel üretim ve yayım kuramlarında, eğitimde,gazetecilikte, medyada vb., işsizlerin uç durumunda özelliklebelirginleşen aynı etkileri doğuruyor aşağı yukarı: Varoluşun,başka şeylerle birlikte, cismani erk yapılarından da yoksun

* Geçiciliğe karşı Avrupa görüşmeleri sırasında sunulan bildiri, Grenoble, 1213Aralık 1997.

8/11/2019 Pierre Bourdieu - Karşı Ateşler.pdf

http://slidepdf.com/reader/full/pierre-bourdieu-karsi-ateslerpdf 72/168

Ge çicilik Bug ün H er Yerde 7 1

kalarak bozulması, birbirinin ardı sıra gelen, dünyayla, za-manla, uzamla tüm bağıntıların bozulması. Geçicilik, onunlakarşı karşıya kalan kadım ya da erkeği derinden etkiler; tüm

geleceği belirsiz kılarak bütün akılcı kestirimleri ve özelliklede en katlanılmaz olan şimdiye başkaldırmak için gerekengeleceğe duyulan şu asgari inancı ve umudu yasaklar.

Doğrudan etkiledikleri üzerindeki bu geçicilik etkilerine,bir de görünüşte dokunmadığı tüm ötekiler üzerindeki etki-leri eklenir. Hiçbir zaman unutulmasına izin vermez: her za-man, tüm beyinlerde varolur (kuşkusuz liberal ekonomistle

rinkinin dışındaki tüm beyinlerde, belki onların kuramsal ha-sırcılarından birinin saptadığı gibi bağımlılık ilişkisinin   onlarıgüvensizlikten kurtaran köklü konumunun temsil ettiği bukorumacılık türünden yararlandıkları için...). Bilinçlerin vebilinçaltlarının yakasını bırakmaz. Aşırı boyutlarda diplomalıolmasından dolayı, yalnızca en alttaki yetenek ve teknik do-nanım düzeyinde bulunabilen önemli bir sayıda yedekteolanların varlığı, her çalışana yeri doldurulamayacak hiçbirşeyi olmadığını ve işinin bir anlamda ayrıcalık, kırılgan vetehdit altında bir ayrıcalık olduğu duygusunu vermeye katkı-da bulunur. (Bu zaten ilk yanlışlıkta işverenlerinin, ilk grevdede gazetecilerin ve her türden eleştirici açıklamalar yapanla-rın ona anımsattığıdır.) Nesnel güvensizlik bugün, yüksek

derecede gelişmiş bir ekonominin merkezinde, çalışanlarınbütününü, üstelik doğrudan dokunmadıklarını da etkileyen,genelleşmiş bir öznel güvensizlik oluşturuyor. Bu her çağdaaynı "ortak mantık" türü (çok sevmesem de dediğimin anla-şılması için bu deyimi kullanıyorum), işsizliğin ve kalitesizişlerin oranının yüksekliğinden acı çeken işsizliğin hiç yaka-sını bırakmadığı az gelişmiş ülkelerde gözlemlenebilen (60'lı

yıllarda Cezayir'de yaptığım gibi) yılgınlığın ve geri çekilme-nin temelindedir.İşsizler ve geçici çalışanlar, ekonomik hesaptan ya da tü-

müyle başka bir sıralamaya göre, politik örgütlenmeden baş-lamak üzere, tüm akılcı denen tutumların koşulu olan gelece-ği tasarlama güçleri incitildiğinden, harekete geçirilebilir de-ğildirler. Çelişkili olarak, en eski ve en güncel kitabım olan

8/11/2019 Pierre Bourdieu - Karşı Ateşler.pdf

http://slidepdf.com/reader/full/pierre-bourdieu-karsi-ateslerpdf 73/168

7 2 Karşı Ateşler

Travail et travailleurs en Alge'rie'de'1 gösterdiğim gibi, bir dev-rimci tasarı oluşturmak için, bir başka deyişle şimdiki zamanıtasarlanan bir geleceğe başvurarak değiştirmenin eni konudüşünülmüş tutkusu için, gelecek üzerinde asgari bir kaza-nım gerekir. Emekçinin, sömürülen ve yasalarca korunmayanemekçiden farklı olarak, beklenen geleceğe uyum lu olarak bu-günü değiştirme tutkusunu tasarlamak için sunulan bu asgarigüvencesi ve güvenliği vardır. Ancak şunu da belirtelim ki hâ-lâ savunacak bir şeyi, yitirecek bir şeyi, yıpratıcı ve düşük üc-retli bile olsa, bir işi olan biridir aynı zamanda ve çok sakınımlı, hatta tutucu olarak betimlenen birçok davranışının te-melinde daha aşağı düşme, yeniden altproletaryaya inmekaygısı vardır.

işsizlik, bugün birçok Avrupa ülkesinde olduğu gibi, çokyüksek oranlara ulaştığında ve geçicilik nüfusun büyük bir bö-lümünü, işçileri, tecim ve endüstri görevlilerini, aynı zamanda

gazetecileri, öğretim elemanlarını, öğrencileri etkilediğinde, işender, bedeli ne olursa olsun istenen, çalışanları işverenlerinmerhametine bırakan bir şey durumuna gelir, işverenler de hergün görülebildiği gibi, kendilerine böylece verilen güçten ya-rarlanıp kötüye kullanırlar. İş için rekabet, iş içinde rekabetlekatmerlenir, bu da yine iş için rekabetin bir biçimidir, bundankimi zaman, ne pahasına olursa olsun, şantaja ve işten çıkarıl-

maya karşın, sakınmak gerekir. Zaman zaman şirketlerin de iti-raf ettiği gibi vahşi olan bu rekabet, herkesin herkese karşı, tümdayanışma ve insanlık değerlerinin yıkıcısı olan gerçek bir sa-vaşının, kimi zaman düpedüz bir şiddetin temelindedir. Günü-müzün erkek ve kadınlarının ayırıcı özelliği olduğunu düşün-dükleri utanmazlıktan yakınanlar, yakınmalarını bunu kolay-laştıran ya da gerektiren ve ödüllendiren ekonomik ve toplum-

sal koşullara aktarmayı unutmamalıydılar.Böylece, geçicilik doğrudan etkilediklerine (ve harekete ge-

çemeyecek duruma getirdiklerine) ve ünlü "esnekliğin" gelişiekonomik olduğu kadar politik nedenlerden de esinlendiğianlaşılacaktır gibi  geçicileştirm e  stratejilerinin kullandığı veuyandırdığı kaygıyla, dolaylı olarak tüm ötekilere etkir. Geçici-liğin ünlü "küreselleşmeyle" özdeşleştirilen bir ekonomik yazgı-

8/11/2019 Pierre Bourdieu - Karşı Ateşler.pdf

http://slidepdf.com/reader/full/pierre-bourdieu-karsi-ateslerpdf 74/168

Ge çicilik Bugün Her Yerde 7 3

nın değil de, bir politik istencin ürünü olduğundan kuşkulan-maya başlıyoruz. "Esnek" şirket, bir bakıma güçlendirmeye bi-le bile katkıda bulunduğu bir güvensizlik durumunu kullanır:

harcamaları azaltmaya, ancak aynı zamanda çalışanı işini kay-betme tehlikesine atarak bu azaltmayı da olası kılmaya çalışır.Özdeksel ve kültürel, kamu ve özel tüm üretim evreni, böyleceörneğin işletmenin bulunduğu başka ülkelerde yerleşmesiyle   genişbir geçicileştirme sürecine götürülür: buraya kadar bir ulusdevlete ya da bir yere bağlı olan (otomobil için Detroit ve Turin) şirket, bir kıta ya da gezegen ölçeğinde üretim bölümlerini,

teknolojik bilgileri, iletişim ağlarım, çok uzak yerler arasındadağıtılmış eğitim yerlerini birleştirerek eklemlenen "ağ şir-k e t le gittikçe ayrışmaya yönelir.

Anaparanın hareketliliğini ve emeğin, bedelinin daha az,ücretlerin daha düşük olduğu ülkelere doğru yer değiştirmesi-ni kolaylaştırarak ya da düzenleyerek, çalışanlar arasındaki re-kabetin genişlemesini dünya ölçeğinde kamçılar. Az ya da çok

sıkılıkla ulusal toprağa bağlı olan ve dış pazarlan fethetmeyegiden ulusal (hatta ulusallaştırılmış) şirket, yerini çalışanlarınıyalnızca yurttaşlarıyla ya da demagogların inandırmak istedik-leri gibi ulusal toprakta yerleşen, gerçekte kuşkusuz geçiciliğinilk kurbanları olan yabancılarla değil, dünyanın öbür ucununsefalet maaşlarını kabul etmek zorunda kalmış çalışanlarıyla re-kabete sokan çokuluslu şirkete bırakmıştır.

Geçicilik, çalışanları boyun eğmeye, sömürülmeyi kabul-lenmeye zorlama amaçlı, genelleştirilmiş ve sürekli bir duru-mun kurumsallaştırılması üzerine kurulu yeni bir tür egemenlik biçimine   kayıtlıdır. Etkileri açısından köklerin vahşi kapitaliz-mine çok benzese de geçmişte örneği görülmemiş olan bu ege-menlik biçimi kavramını belirtmek için, burada biri hem çokyerinde, hem de çok anlamlı olan esneksömiirü  kavramını öner-di. Bu sözcük en önemli toplumsal kazanmalara, en iyi örgütlüsendikal direnişe sahip ülkelerin çalışanları arasında ulusal birtoprağa ve bir tarihe bağlı bir o kadar özellik ve toplumsal açı-dan daha geri olmayan ülkelerin çalışanları arasında, özellikleüretim alanının çıkar yoluyla yönlendirilmesiyle, rekabeti yer-leştirip direnişleri kırarak ve görünüşte doğal olan, kendini ak-

8/11/2019 Pierre Bourdieu - Karşı Ateşler.pdf

http://slidepdf.com/reader/full/pierre-bourdieu-karsi-ateslerpdf 75/168

7 4 Karşı Ateşler

lama yolu da bu görünüş olan mekanizmalarla akılcı güvensiz-lik yönetimini çok çağrıştırır. Geçiciliğin ürettiği bu söz dinlerdüzenlemeler, sayıları azalan çalışanlar, ama gittikçe daha çok

çalışanlarla, sayıları giderek artan çalışmayanlar arasındaki bö-lünmeye dayalı, giderek daha "başarılı" olan bir sömürününönkoşuludur. Bana öyle geliyor ki bir tür toplumsal doğanın es-nek olmayan yasalarınca düzenlenen bir ekonomik rejim gibitanıtılan, gerçekte ancak tümüyle politik erklerin etkin ya daedilgin suçortaklığıyla kurulabilen bir politik rejimdir  öyleyse.

Bu politik rejime karşı, politik savaş olasıdır. Amaç olaraköncelikle, iyiliksever ya da iyiliksevermilitan eylem gibi, sö-mürü kurbanlarına tüm şimdiki ve olası geçicileri, geçiciliğinyıkıcı etkilerine karşı ortak çalışmaya (onlara yaşamak "tut-mak" ve tutunmak, özsaygılarını korumak, yapılarının bozul-masına, öz imgelerinin alçaltılmasına, yabancılaşmaya diren-mek için yardım ederek), özellikle de uluslararası ölçekte,  bir

başka deyişle geçiciliğin politik sonuçlarının uygulandığı dü-zeyde, bu politikaya karşı savaşmak ve farklı ülkelerin çalı-şanları arasında kurmayı amaçladığı rekabeti yok etmek içinharekete geçmeye yüreklendirmeyi belirleyebilir. Ancak çalı-şanları, iş ya da iş için daha iyi ücret üzerine kurulmuş, izinverdiği çalışma ve sömürüye (ya da esneksömürüye) hapsedeneski savaşların mantığından kurtarmak da denenebilir. Bu,

çalışmanın yeniden bölüştürülmesi (Avrupa ölçeğinde hafta-lık çalışma süresinin oldukça azaltılmasıyla) üretim zamanıve yeniden üretim zamanı, dinlenme ve boş zaman arasındabölüşümün yeniden tanımlanmasından ayrılamayacak bir ye-niden bölüşümdür.

Özneleri tümüyle ekonomik sorunları çözmekle meşgul,sözcüğün en dar anlamıyla saymanlara indirgeyen, sıkı sıkıya

hesapçı ve bireyci bir görüşün terk edilmesiyle başlaması gere-ken bir devrim. Ekonomik sistemin işlemesi için, çalışanlarınkendi üretim ve yeniden üretim şartlarını sağlamaları bir yana,aynı zamanda, işletmeye, işe, işin gerekliliğine vb. olan inançla-rından başlamak üzere ekonomik sistemin kendisinin işleyişşartlarını da sağlamaları gereklidir. Geleneksel ilkelere uygunekonomistlerin, bildikleri ekonominin işleyişinin gizli ekono-

8/11/2019 Pierre Bourdieu - Karşı Ateşler.pdf

http://slidepdf.com/reader/full/pierre-bourdieu-karsi-ateslerpdf 76/168

Geçicilik Bugün Her Yerde 7 5

mik ve toplumsal üretiminin ve yeniden üretiminin sorumlulu-ğunu örtük olarak bireylere ya da çelişkili olarak, bir yandanda yıkılmasını öğütledikleri devlete bırakarak, öncelikle soyut

ve bozulmuş hesaplarından dışladıkları bir o kadar şey.

Greııoble, Aralık 1997

Not

1 P. Bourdieu, Travail et travailleurs eu Algérie,  ParisLa Haye, Mouton, 1963 (A.Dabrel, J.P. Rivet, C. Seibel'le birlikte);  Algérie 60. Structures économiques et struc-tures temporelles, Paris, Minuit Yayinlari, 1977.

8/11/2019 Pierre Bourdieu - Karşı Ateşler.pdf

http://slidepdf.com/reader/full/pierre-bourdieu-karsi-ateslerpdf 77/168

İşsizlerin Hareketi , Toplumsal Bir Tansık* 

İşsizlerin bu hareketi benzersiz, sıradışı bir olaydır. Yazılıve sözlü basın boyunca bize söylenip durulanın tersine, buFransız ayrıcalığı gurur duyabileceğimiz bir şeydir. Sonuçtatüm bilimsel çalışmalar, işsizliğin etkilediklerini yıktığını, sa-vunmalarını ve bozguncu eğilimlerini yok ettiğini gösterdiler.Eğer böyle bir yazgı bozulabiliyorsa, hareketi yüreklendiren,

destekleyen ve düzenleyen bireylerin ve derneklerin yorulmakbilmez çalışması nedeniyledir. Sol politika sorumlularının vesendikacıların da onsuz bir toplumsal harekete benzeyen hiçbirşeyin olmayacağı çok iyi bilinen militan çalışmanın erdemlerinitanıyacak yerde, hile yapmalarını (doğmakta olan sendikalarakarşı eskilerin o patroncu söylemini yeniden bularak) olağandı-şı bulmaktan alamıyorum kendimi. Kendi açımdan, toplumsal

hareket için halk meclislerinde toplanan sendikalarda ve der-neklerde, erdemlerini ve iyiliklerinin hepsini hemen keşfedemeyeceğimiz bir toplumsal tansık  oluşturmayı olanaklı kılanherkese hayranlığımı ve gönül borcumu girişimleri bana ço-ğunlukla umutsuz göründüğü ölçüde eksiksiz dile getirmeyecan atıyorum.

Bu hareketin ilk kazanımı kendisidir, varlığının kendisidir:işsizleri ve onlarla birlikte, sayıları her gün artan tüm geçici ça-lışanları görünmezlikten, yalnızlıktan, kısaca varolmamaktançekip çıkarıyor, işsizler, onlar gibi işi olmamanın çoğunluklaunutuluşa ve utanca sürüklediği erkekleri ve kadınları yenidengün ışığına çıkararak, varlığa ve belli bir gurura kavuşturuyor.

* 17 Ocak 1998'de École Normale Supérieure'ün işsizlerce işgali sırasında yapılan

konuşma.

8/11/2019 Pierre Bourdieu - Karşı Ateşler.pdf

http://slidepdf.com/reader/full/pierre-bourdieu-karsi-ateslerpdf 78/168

İşsizlerin H areketi, Toplumsal B ir Tansık 7 7

Ancak özellikle ekonomik ve toplumsal düzenin temellerindenbirinin kitle işsizliği ve hâlâ bir işi olan herkese yönelttiği tehditolduğunu anımsatıyorlar. Bencil bir hareketin içinde kapalı kal-

maktan uzak, diyorlar ki işsizden işsize fark olsa bile, yoksulyardımından başka hiçbir geliri olmayanlar arasındaki, hakkınson demlerinde ya da dayanışmanın özel ödeneğindeki işsizlerarasındaki farklar, işsizleri tüm geçici çalışanlardan ayıran fark-lardan kökten farklı değildir. İşsizlerin, kendilerini çalışanlar-dan, özellikle de çalışanların arasında kendilerini unutulmuşhissedebilecek geçici çalışanlardan ayıran "ulamsal" (eğer öyle

denilebilirse!) talepler üzerinde durarak, unutma ve unutturmatehlikesine girilen temel gerçekliktir bu.

Üstelik işsizlik ve işsiz, işin ve çalışanın yakasını bırakmaz.Geçiciler, vekiller, yedekler, arada sırada çalışanlar belirli sürelibir sözleşmeye bağlı olanlar, endüstri, tecim, eğitim, tiyatro yada sinemada vekaleten görev yapanlar, bu sınırsız farklılıklaronları işsizlerden ve birbirlerinden ayırsa da işsizlik korkusuy-

la, çoğunlukla da işsizliğin üzerlerinde uygulanmasını sağladı-ğı şantaj tehdidi altında yaşarlar. Geçicilik, işten çıkarma şantajıüzerine kurulmuş tüm yeni egemenlik ve sömürü stratejileriniolası kılar. Bu şantaj bugün özel şirketlerde, hatta kamu şirket-lerinde uygulanır ve çalışma evreninin tümüne, özellikle dekültürel üretim şirketlerine seferberliği ve hak istemeyi yasak-layan ezici bir sansür dayatır. Çalışma koşullarının genelleşenbozulması, işsizliği olası kılmış ya da işsizlik tarafından kolay-laştırılmıştır, çünkü bu kadar Fransızın işsizlerinki gibi bir ha-reketin savaşımında dayanışma içinde olduklarını kendilerinesöylediklerini ve duyumsadıklarını belli belirsiz bilirler. İşte bunedenle, sözcüklerle oynamadan, varlıkları harekete geçmeme-nin temel etkeni olanların seferberliğinin, seferberlik için, poli-

tik yazgıcılıktan kopuş için en olağanüstü yüreklendirme oldu-ğu söylenebilir kuşkusuz.Fransız işçilerin hareketi, tüm Avrupa'nın işsizlerine ve ge-

çici çalışanlarına da bir çağrı oluşturuyor: bozguncu yeni birhareket belirdi ve bu hareket, her ulusal hareketin kendine maledebileceği bir savaş aracı durumuna gelebilir. İşsizler tüm çalı-şanlara, bir bakıma bağlı olduklarını; varlıklarının ağırlığını on-

8/11/2019 Pierre Bourdieu - Karşı Ateşler.pdf

http://slidepdf.com/reader/full/pierre-bourdieu-karsi-ateslerpdf 79/168

lara ve çalışma koşullarına öylesine duyuran işsizlerin, bir poli-tikanın ürünü olduklarını; her ülkede çalışanları ve çalışma-yanları ayıran sınırlan, öte yandan da aynı ülkenin çalışanları

ve çalışmayanlarıyla başka ülkelerin çalışanlarını ve çalışma-yanlarını ayıran sınırları aşabilen bir seferberliğin, işsizlerin, azya da çok geçici bir işi olmanın kuşkulu "ayrıcalığına sahipolanlan sessizliğe ve olacağa boyun eğmeye mahkûm ettirebi-lecek bir politikaya karşı koyulabileceğini anımsatıyorlar.

Paris, Ocak 1998

7 8 Karşı Ateşler

8/11/2019 Pierre Bourdieu - Karşı Ateşler.pdf

http://slidepdf.com/reader/full/pierre-bourdieu-karsi-ateslerpdf 80/168

Olumsuz Aydın* 

Orada günler boyunca, yıllarca Cezayirli mültecileri kabuletmek, onları dinlemek, curriculum vitae'larım   yazmalarına vebakanlıklara başvurmalarına yardımcı olmak, yargı yerlerindeonlara eşlik etmek, idari makamlara mektuplar yazmak, ilgiliyetkelere heyetle gitmek, vizeleri, izin kâğıtlarını, oturma izin-lerini istemekte direnmek için orada olan, 1993'ten, ilk cinayet-lerden başlayarak, yalnızca olabildiğince yardım ve koruma

sağlamak için değil, aynı zamanda bilgilenmek ve bilgilendir-mek, karmaşık bir gerçekliği anlamak ve anlatmak için hareke-te geçenler ve yorulmak bilmeden halk konuşmalarıyla, basınkonferanslarıyla, gazetelerde yazılarla, Cezayir krizini tek bo-yutlu görüşlerden kurtarmak için savaşanlar, kimilerince bilebile sürdürülen belirsizliklerden koparak, dünyanın karmaşık-lığına saygıyı anımsatmak amacıyla kayıtsızlığa ya da yabancı

düşmanlığına karşı savaşmak için birleşen tüm bu ülkelerdentüm bu aydınlar, tüm çabalarının bir çırpıda bozulabileceğini,yıkılabileceğini bulguladılar.

Cezayir yetkeleri ya da ordusu tarafından programlanan,belirlenen, gözlenen, muhafız takımıyla yapılan bir yolculuğunsonunda iki makale yazüdı. Bunlar ne kadar yavanlıkla, yanlış-larla dolu olsalar ve tümüyle basitleştirici bir sonuca yönelseler

de yapay merhameti, insancıl öfkelenmeyle cilalanmış ırkçı nef-reti doyurmak için çok elverişliydiler ve en büyük Fransız gün-lük gazetesinde yayınlanacaklardı. Gerici liberalden "kökün-den sökücüler"in  passionaria’sına**   , oradan çıkarcı çevreciye

* Ocak 1998'de yazılan bu metin yayınlanmadan kaldı.'• Politik bir davayı kimi zaman şiddetle ve heyecan uyandırıcı bir biçimde savu-

nan militanlar. (Ç.N.)

8/11/2019 Pierre Bourdieu - Karşı Ateşler.pdf

http://slidepdf.com/reader/full/pierre-bourdieu-karsi-ateslerpdf 81/168

8 0 Karşı Ateşler

kadar tüm medyatik aydın sınıfının ve politikacıların koda-manlarını toplayan birlikçi bir miting. Yansız bir görünüş altın-da, tümüyle tek yanlı bir televizyon yayını. Ve oyun oynandı.

Sayaç yeniden sıfıra geldi. Olumsuz aydın görevini yerine ge-tirdi: kim gırtlak kesicilerle, saldırganlarla ve katillerle dayanış-ma içinde olduğunun söylenmesini ister ki özellikle başka birtarihsel gerekçe olmadan "İslam delileri" diye tanımlanan, tümdoğu fanatizmlerinin yoğunlaştırılmış, ırkçı küçümsemeye etikve laik meşruluğun tartışılmaz kanıtlamasını vermek için elve-rişli, İslamcılığm karalanmış adı altında sarmalanmış insanlar

söz konusu olduğunda?Sorunu böyle abartılı sözcüklerle ortaya koymak için bü-

yük bir aydın olmaya gerek yok. Oysa bu sığ simgesel güvenlikharekâtının sorumlusunun, aydını tanımlayan her şeyin, erklerkarşısında özgürlüğün, kabullenilmiş görüşlerin eleştirisinin,basitleştirici seçenekleri yıkmanın, sorunların karmaşıklığınıngeri verilmesinin bu saltık antitezinin, gazeteciler tarafındantam uygulamalı aydın olarak kutsanmasını sağlayan budur.

Yine de bu güçlere yüz kez çarphkları için tüm bunları bil-melerine karşın, hepsi kendi sınıfında ve kendi araçlarıyla ey-lemlere girişmeye başlayacak her türden insan tanıyorum. Ey-lemleri başarılı olursa oportünistler ve son anda kanısını değiş-tirenler tarafından ilgililere sunulan dikkatsiz, hafif ya da kötü

yürekli raporlar tarafından yok edilme veya geri alınma tehdidialtındadır. Medyatik gevezeliğin kesintisiz dalgasıyla örtülme-ye yazgılı açıklamalar, çürütmeler, yalanlamalar yazmakta dire-ten bu insanlar, işsizler hareketinin gösterdiği gibi karanlık veöylesine umutsuz bir çalışmanın sonucunda, politikanın bir türsanat için sanatı gibi, zamanla Sisifos'un kayasını biraz ve geridönüşsüz ilerletebileceklerine inanmışlardır.

Çünkü bu arada kendilerini iktidara getirmeye katkıda bu-lunan toplumsal hareketleri etkisizleştiren politik "sorumlu-lar", bmlerce "evraksızı" beklenti içinde bırakmayı ya da onlarıkaçtıkları ülkeye, belki Cezayir'e doğru sakmımsızca kovmayısürdürüyorlar.

Paris, Ocak 1998

8/11/2019 Pierre Bourdieu - Karşı Ateşler.pdf

http://slidepdf.com/reader/full/pierre-bourdieu-karsi-ateslerpdf 82/168

NeoLiberalizm, (Gerçekleşmekte Olan) Sınırsız Bir Sömürü Ütopyası

Ekonomik dünya, egemen söylemin istediği gibi, öngörüle-bilir sonuçların mantığını dizginsizce gözler önüne seren vetüm kusurları otomatik olarak verdiği yaptırımlarla olsun, da-ha istisnai olarak silahlı gücü IMF, OECD ve onların benimset-tiği şiddetli politikalar, el emeğine ödenen bedelin düşmesi, ka-

mu harcamalarının azaltılması ve işin esnekliği aracılığıyla ol-sun, gemlemekte hızlı davrandıkları saf ve kusursuz bir düzenmidir gerçekten? Ve böylece  politik izlenceye   dönüşen neoliberalizm gerçekten de bir ütopyanın uygulamaya konmasıysa,gerek duyduğu ekonomik kuram yardımıyla gerçeğin bilimselbetimlemesi gibi düşünmeye varan bir ütopya mıdır?

Bu koruyucu kuram, kaynağından başlayarak şaşırtıcı bir

soyutlama üzerine kurulmuş saf matematiksel bir kurgudur(gerçeğin bilinçli seçiciliğinin anlayışı olarak nesnenin oluştu-rulması amacıyla, her bilimsel tasarının oluşturucusu olan ka-çınılmaz soyutlama hakkını savunan ekonomistlerin inanmakistedikleri gibi indirgenemeyen): bireysel akılcılıkla özdeşleşti-rilen akılcılığın, katı olduğu kadar dar bir anlayışı adına, akılcıdüzenlemelerin ekonomik ve toplumsal koşullarını (özelliklede neoliberal düşüncenin temeli olan ekonomik olgulara uy-gulanan sayman düzenlemesini) ve uygulanmalarının koşuluolan ya da daha açıkça bu düzenlemelerin ve bu yapıların üre-timinin koşulu olan ekonomik ve toplumsal yapıların koşulla-rını göz önüne almamaya dayanır. Böylece yapılmayan şeyinölçüsünü vermek için, ürün ve hizmetlerin üretiminde olduğukadar, üreticilerin üretiminde de belirleyici bir işlev gören bir

8/11/2019 Pierre Bourdieu - Karşı Ateşler.pdf

http://slidepdf.com/reader/full/pierre-bourdieu-karsi-ateslerpdf 83/168

8 2 Karşı Ateşler

zamanda, hiçbir zaman olduğu gibi  ele alınmayan eğitim siste-mini düşünmek yeter. "Katıksız kuram"ın VValrasçı söylenindeyazılı bu başlangıçtan gelen yanlıştan, ekonomi disiplininintüm eksikleri, tüm kusurları ve rekabet üzerine kurulmuş, et-kinlik getiren, tümüyle ekonomik mantıkla hakkaniyet kuralı-na bağlı toplumsal mantık arasında, yalnızca kendi varlığıylavarolmasını sağladığı keyfi karşıtlığa sarılan uğursuz diretmeçıkar.

Bundan başka, bu toplumsallıktan ve tarihsellikten başlan-

gıçta arındırılmış "kuram "ın bugün hiç olmadığı kadar kendinigerçek kılacak, deneysel olarak doğrulayabilecek yöntemlerivardır. Sonuçta, neoliberal söylem ötekiler gibi bir söylem de-ğildir. Erving Goffman'a göre, düşkünler yurdundaki psikiyat-rik söylem türünde "güçlü" bir söylemdir, bir güç ilişkileridünyasının şimdiki gibi olmasına, ekonomik ilişkilere egemenolanların ekonomik seçimlerini yönlendirerek ve tam anlamıyla

kendi simgesel gücünü bu güç ilişkilerine ekleyerek katkıdabulunur, bu nedenle bu dünyanın tüm güçleri onunla olduğun-dan, savaşmak için fazla güçlü ve zordur.1 Politik eylem prog-ramına dönüşen bu bilimsel bilgi programı adına, "kuramın"gerçekleşme ve işleyiş koşullarını yaratmayı amaçlayan (görü-nüşte tümüyle olumsuz olduğundan yadsınan) çok büyük bir

 politik çalışma  tamamlanır; ortak kazananların yöntemli yıkılma 

 programı  (neoklasik ekonomi şirketleri, sendikalar ya da ailelersöz konusu olsa da bireylerden başkasını tanımak istemez).

Hareket, katıksız ve kusursuz bir pazarın neoliberal ütop-yasına doğru finansal kuralsızlaştırma politikasıyla olası kılı-nan ve katıksız pazar mantığına engel oluşturabilecek tüm ortak yapıları sorgulamayı  amaçlayan bütün politik önlemlerin (en ye-nisi yabancı şirketleri ve yatırımları ulusal devletlere karşı ko-ruma amacı güden AMI, çok taraflı yatırım anlaşmasıdır) dö-nüştürücü ve belirtmek gerekir ki yıkıcı  eylemiyle tamamlanır:Hareket alanı durmadan azalan ulus;  örneğin, bireysel yetileregöre değişen ücretlerin ve kariyerlerin bireyselleşlirilmesiyle,bunun sonucu olarak da çalışanların yalnızlaşmasıyla çalışma toplulukları;  çalışanların haklarını savunma toplulukları, sendika-

lar, dernekler, topluluklar; hatta pazann yaş sınıflarına göre ku-

8/11/2019 Pierre Bourdieu - Karşı Ateşler.pdf

http://slidepdf.com/reader/full/pierre-bourdieu-karsi-ateslerpdf 84/168

N eoLiberalizm, Sınırsız B ir Sömürü Ütopyası 8 3

ruluşuyla tüketim alanında denetiminin bir bölümünü yitirenaile.  Toplumsal gücünü çıkarlarını dile getirenlerden, hisse se-nedi sahiplerinden, finans işlemcilerinden, endüstricilerden, tu-

tucu ya da bırakınızyapsınlar'ın güven verici görevden çekil-melerini benimseyen sosyal demokrat politikacılardan, kendidüşkünlüklerini öven bir politikayı aşılamaya sarıldığı orandaşirket kadrolarından farklı olarak sonuçlarını ödeme tehlikesiy-le belki de hiç karşı karşıya olmayan yüksek maliye memurla-rından alan neoliberal program, ekonomi ve toplumsal gerçek-likler arasında toptan kopuşu kolaylaştırmaya, böylece de ger-

çekte kuramsal betimlemeye uygun, kendini ekonomik etkenle-rin yol açtığı bir baskılar zinciri gibi sunan bir ekonomik sistemoluşturmaya yönelir.

Bilişim tekniklerinin ilerlemesine bağlı finans pazarlarınınküreselleşmesi, benzeri görülmemiş bir anapara hareketliliğisağlar ve anında çıkarlarına, bir başka deyişle yatırımlarının kı-

sa vadeli getirisine pek düşkün yatırımcılara (ya da hisse sene-di sahiplerine) her an en büyük şirketlerin getirisiyle karşılaş-tırma yapma ve bunun sonucu olarak başarısızlıklara yaptırımuygulama olanağı verir. Böyle bir tehdit altındaki şirketler depazarların gereksinimlerine kendilerini giderek daha çabukayarlamalıdırlar; bu, söylendiği gibi "pazarların güvenini", buarada da kısa vadeli bir verimlilik elde etme kaygısıyla istemle-

rini m a m g e f   lara mali yönergelerle g ittikçe daha iyi aşılayabilen, onlar için kurallar belirleyebilen ve iş verme konusundapolitikalarını yönlendirebilen hisse senedi sahiplerinin desteği-ni yitirme tehdidi altında yapılır. Esnekliğin saltık egemenliği,böylece belirli süreli sözleşmelerle işe almalarla ya da geçici gö-rev vekillikleriyle, "toplumsal planlarla" ve şirketin içinde çokişlevliliğe zorlanan özerk şubeler arasındaki, takımlar arasında-

ki, son olarak da maaş ilişkisinin bireıjselleşmesiyle bireyler ara-sındaki rekabetin kurulmasıyla düzenlenir. Maaş ilişkisinin bi-reyselleşmesi: bireysel amaçların belirlenmesi; bireysel değer-lendirme görüşmelerinin düzenlenmesi; maaşların bireyselle-şen artışı ya da bireysel yetenek ve değerler doğrultusundaprimler verilmesi; bireyselleşen kariyerler, güçlü hiyerarşik ba-ğımlılık altındaki basit ücretlilerden oluşan kimi kadroların ba

8/11/2019 Pierre Bourdieu - Karşı Ateşler.pdf

http://slidepdf.com/reader/full/pierre-bourdieu-karsi-ateslerpdf 85/168

8 4 Karşı Ateşler

ğıınsızmış gibi, aynı zamanda satışlarından, ürünlerinden, şu-belerinden, dükkânlarından vb. sorumlu tutuldukları, "özsömürüyü" sağlamaya yönelik "sorumluluk verme" stratejileri;kadroların işlerinin çok ötesinde "katılımcı yönetim" teknikleri-ne uygun olarak, ücretlilerin "katılımını" yaygınlaştıran "öz-denetim" gereksinimi; yalnızca sorumluluk görevlerinde ve ge-ciktirilemez işlerde söz konusu olmakla kalmayan işle aşırı ku-şatarak, dayanak noktalarını ve toplu dayanışmaları zayıflat-makta ve ortadan kaldırmakta yarışan bir o kadar akılcı ege-

menlik altına alma tekniği.2İşe ve işletmeye katılma yollarını acı ve streste3 bulan Darvvinci bir dünyanın uygulama kurumu, güvensizlik ve hiyerar-şinin tüm düzeylerinde, en yükseklerinde bile, özellikle kadro-larda sürekli işsizlik ve  geçicilik tehdidiyle uysallaştırılmış işgiicii yedeği  ordusunun varlığının ürettiği  geçicileştirilmiş yapılarda suçortaklığı bulmasaydı, böylesine bütüncül olarak başaramaz-

dı kuşkusuz. Bireylerin özgürlüğünün korunması altına yerleş-tirilmiş tüm bu ekonomik düzenin sonul ilkesi, gerçekte iştençıkarma tehdidinin esinlediği işsizliğin, geçiciliğin ve korkunun yapısal şiddetidir: bireyci mikro ekonomik modelin "uyumlu" iş-leyişinin koşulunun ve çalışmaya bireysel "güdüleme" ilkesi-nin kaynağı, bir kitle olayında, yedek işsiz ordusunun varlığın-da bulunuyor son incelemede. Öte yandan, işsizlik yalıttığına,

yalnızlaştırdığına, harekete geçmekten alıkoyduğuna, dayanış-madan kopardığına göre, yalnızca tek bir ordu yoktur.

Bu yapısal şiddet, iş sözleşmesi denen (sözleşmeler kura-mıyla ustaca akılcılaştırılmış ve gerçeklikten uzaklaştırılan) şeyüzerinde ağırlığını duyumsatıyor. Şirket söylemi, hiçbir zamantüm cismani güvenceleri ortadan kaldırarak sürekli katılımınelde edildiği bir çağda olduğu kadar güvenden, ortaklaşa çalış-madan, bağlılıktan ve şirket kültüründen söz etmemişti (işe alı-nanların dörtte üçü belirli süreli; geçici işlerin oranı durmadanartıyor, bireysel işten çıkarma hiçbir sınırlamaya bağlı değil).Öte yandan, bu katılım ancak kuşkulu ve anlamı belirsiz olabi-lir, çünkü geçicilik, işten çıkarılma korkusu, doıonsizing,  işsizlikgibi, bunalım, yılgınlık ya da konformizmi (işletme literatürü-

nün saptadığı ve eleştirdiği bir o kadar kusur) doğurabilir.

8/11/2019 Pierre Bourdieu - Karşı Ateşler.pdf

http://slidepdf.com/reader/full/pierre-bourdieu-karsi-ateslerpdf 86/168

NeoLibcralizm, Sınırsız B ir Sömürü Ütopyası 8 5

Durgunluğun, içkin süreklilik ilkesinin olmadığı bu dünyada,egemenlik altındakiler kartezyen bir evrendeki yaratıkların ko-

numundadırlar: Varlıklarının "sürekli yaratımından" sorumlubir gücün keyfi kararına bağlıdırlar fabrikanın kapanması,yatırım yapmama ve şirketin ülke değiştirmesi tehdidinin ger-çekliğine tanıklık ettiği ve anımsattığı gibi.

Böylece tüm çalışanları etkileyen, gelecek ve kendisi üzeri-ne derin güvensizlik ve belirsizlik duygusu, özel niteliğini ye-dekler ordusuna atılmışlar ve işlerini okullarına bağlı olarak

güvenceye alınmışlar arasındaki bölünmeye borçludur. Bu bö-lünmelerin temelinde yer alan okul açısından güvenceye alın-mış yeti, aynı zamanda, "teknikleştirilmiş" şirkette kadrolar yada "teknisyenler' ve basit işçiler ya da Vİ'ler (vasıfsız işçi), yaniendüstriyel düzenin yeni paryaları arasındaki bölünmelerin detemelindedir. Elektroniğin, bilgisayarın ve nitelik gereksinim-lerinin genelleşmesi, tüm ücretlileri yeni acemilik dönemlerine

zorlar ve şirkette okul sınavlarının benzerlerini sürdürtür, gü-vensizlik duygusunu başka bir duyguyla, hiyerarşiyle, bilereksürdürülen erdemsizlikle  artırmaya yönelir. Mesleksel düzen vegitgide tüm toplumsal düzen, bir "yetiler" ya da daha kötüsü"akıllar" düzeni üzerine kurulmuş gibi görünür. Belki çalışmailişkilerinin teknik yönlendirilmesinden ve kesintisiz bir dik-katin, sürekli yeniden buluşun konusu olan boyun eğmeyi veitaati sağlamak amacıyla özellikle düzenlenen stratejilerdençok, işçiliğin ve yeni komut tekniklerinin yönetiminin yeni bi-çimleri için sürekli buluşunun gerektirdiği, personele, zamana,araştırmaya ve çalışmaya yapılan çok büyük yatırımdan çok,özel şirkette ve gittikçe artan biçimde kamu işlevinde de düze-ni ve disiplini kuran, okula bağlı olarak güvenceye alınmış ye-

tilerin hiyerarşisine olan inançtır: kendilerini okulların yükseksoyluluğuyla bağlantılı düşünmek zorunda olan, buyruk işle-rine, memurların ve teknisyenlerin küçük okul soyluluğunayazgılı, uygulama işlerinde yerleştirilmiş ve her zaman yararlı-lıklarım göstermek  zorunda olduklarından hep askıya alınan,geçiciliğe ve hep belirsizlik içinde güvensizliğe yazgılı, işsizli-ğin erdemsizliğine sürgün edilme cezasıyla tehdit edilen çalı-

şanlar, birey olarak kendilerinin ve topluluklarının düş kırıklı-

8/11/2019 Pierre Bourdieu - Karşı Ateşler.pdf

http://slidepdf.com/reader/full/pierre-bourdieu-karsi-ateslerpdf 87/168

8 6 Karşı Ateşler

ğına uğratan bir imgesini tasarlayabilirler ancak; eskiden birgurur nesnesi olan tüm teknik ve politik mirasına dayanan vegeleneklerde köklenen işçi topluluğu, eğer hâlâ böyle varolu-

yorsa, yılgınlığa, değerini yitirmeye ve politik düş kırıklığınayazgılıdır, bu da militancılık krizinde ya da daha kötüsü faşisteğilimli aşırılık tezlerine umutsuz bağlanmada dile gelir.

Böylece zorunluluğu egemenlerin kendilerine de benimse-tilen neoliberal ütopyanın bir tür cehennem çarkını nasıl ger-çekleştirdiği görülüyor kimi zaman George Soros ve şu ya dabu emeklilik fonu başkanınca uyguladıkları gücün yıkıcı etkile-

rinin kaygısıyla engellenen, Bül Gates'in cömertlikleri gibi, sil-mek istedikleri mantıktan esinlenen ödünleyici eylemlere yö-neltilen egemenler. Bu bakımdan birçok ortak noktası olan eskizamanların marksizmi gibi bu ütopya, şaşırtıcı bir inancı, Free trade failh'ı  ortaya çıkarır. Bu inanç yalnızca özdeksel açıdanmaliyeciler, büyük şirketlerin patronları vb. gibi bunu yaşayan-larda uyanmakla kalmaz, bundan varoluşlarının haklı gösteril-mesini sağlayanlarda, örneğin ekonomik etkinlik adına pazar-ların gücünü kutsallaştıranlarda, akılcılık modeline göre ku-rumsallaştırılmış bireysel kazanan en üst düzeye çıkarılması-nın tümüyle bireysel araştırmasında, anapara sahiplerini sıka-bilecek yönetsel ya da politik engellerin kaldırılmasına gereksi-nim duyan, merkez bankalarının bağımsız olmasını isteyenekonominin efendileri için, başta iş pazarı olmak üzere tüm pa-zarlardaki düzenlemelerin ortadan kalkmasıyla, bütçe açıkları-nın ve enflasyonun yasaklanmasıyla, kamu hizmetlerinin ge-nelleşen özelleştirilmesiyle, kamusal ve toplumsal harcamala-rın azaltılmasıyla ulusal devletin ekonomik özgürlüğün gerek-lerine boyun eğmesini öğütleyen yüksek devlet memurları vepolitikacılarda da uyanır.

Ekonomistlerin gerçek inananların ekonomik ve toplumsalçıkarlarını zorunlu olarak paylaşmasalar da matematiksel man-tık görüntüsü altında sundukları ütopyanın ekonomik ve top-lumsal sonuçları konusundaki ruh durumları ne olursa olsun,neoliberal ütopyanın üretilmesine ve yeniden üretilmesine be-lirleyici katkılarını yapmak için ekonomi bilimi alamnda yete-rince özel çıkarları vardır. Tüm varlıkları ve özellikle de tümüy-

8/11/2019 Pierre Bourdieu - Karşı Ateşler.pdf

http://slidepdf.com/reader/full/pierre-bourdieu-karsi-ateslerpdf 88/168

NeoLiberalizm, Sınırsız Bir Sömürü Ücopyası 8 7

le soyut, kitaplardan edinilen ve kuramcı tüm düşünsel yetişimleriyle gerçek ekonomik ve toplumsal dünyadan ayrılarak,başkalarının başka zamanlarda felsefe alanında yaptıkları gibi,

mantığın olgularıyla, olguların mantığını karıştırmaya özellikleeğilimlidirler. Uygulayımsal olarak hiçbir zaman deneysel doğ-rulama açısından sınama fırsatı bulamadıkları modellere güve-nerek, içinde matematik oyunların saflığını ve billur saydamlı-ğını bulamadıkları, çoğunlukla gerçek gerekliliğini ve derinkarmaşıklığını anlayamadıkları öteki tarihsel bilimlere yüksek-ten bakmaya yönelerek, müthiş bir ekonomik ve toplumsal de-

ğişime katılıp işbirliği yapıyorlar. Kimi sonuçları onları korkut-sa da (sosyalist partiyle bedeli bölüşebilirler ve erk makamla-rındaki temsilcilerine aklı başında öğütler verebilirler) bu deği-şim onları bütünüyle hoşnut etmez de değildir; çünkü, özellikle"spekülatif balonlar" diye adlandırdıklarına isnat edilebilen,yaşamlarını adadıkları aşırıaklı başında (kimi delilik türlerin-de olduğu gibi) ütopyaya gerçeklik kazandırmaya yönelir.

Yine de büyük neoliberal ütopyanın ortaya konuluşununhemen görülen sonuçlarıyla dünya oradadır: yalnızca ekonomikaçıdan en ileri toplumların gittikçe büyüyen bölümünün sefaletive acısı, gelirler arasındaki farkın olağandışı artışı, tecimsel dü-şüncelerin giderek işe karışması nedeniyle kültürel üretimin, si-nemanın, yayının vb., dolayısıyla kültürel ürünlerin özerk ev-

renlerinin ilerleyen yitiminin değil, aynı zamanda ve özelliklecehennem çarkının etkilerine karşı koyabilecek, başta kamu  dü-şüncesiyle birleşen tüm evrensel değerleri elinde tutan devletolmak üzere tüm ortak makamların yıkılışı, her yerde de ekono-minin ve devletin yüksek çevrelerinde ya da işletmelerde yük-sek matematiğe, esnekliğe uygun yetişmiş loinner   tapmayla bir-likte bu toplumsal darvvincilik türünün aşılanması, herkese kar-

şı savaşı ve tüm uygulamaların kurallarıyla kinizm"i  oluşturur.Tüm değerlerin altüst olması üzerine kurulu yeni ahlak düzeni,konumsal öz saygılarım Daewoo ya da Toyota gibi çokulusluşirketlerin patronlarına daha çok dalkavukluk etmek için ya dabir Bili Gates önünde zekâ gülümsemelerini ve zekâ göstergele-rini yarıştırmak için alçaltan devletin tüm bu yüksek temsilcile-rinin medyanın suç ortaklığıyla yayılan gösterisinde kesinlenir.

8/11/2019 Pierre Bourdieu - Karşı Ateşler.pdf

http://slidepdf.com/reader/full/pierre-bourdieu-karsi-ateslerpdf 89/168

8 8 Karşı Ateşler

Böyle bir politikekonomik rejimin doğurduğu olağandışıacı kitlesinin bir gün uçuruma koşuşu durdurabilecek bir hare-ketin temelinde olması beklenebilir mi? Gerçekte, burada ola-

ğanüstü bir çelişkinin karşısındayız: yeni düzenin, yalnız amaözgür bireyin düzeninin gerçekleşmesi yolunda karşılaşılan en-geller, bugün katılıklara ve eskilliklere yüklenebilmesine vetüm doğrudan, bilinçli müdahaleler en azından dolaylı yoldanda olsa devletten geldiklerinde, kendi çıkarlarına göre davra-nan ve ekonomik öznelerin çıkarlarını iyi bilmeyen devlet gö-revlilerinden esinlendiği bahanesiyle saygınlıklarını yitirmele-rine, dolayısıyla katıksız ve anonim bir mekanizmanın, (aynızamanda çıkarların uygulanma yeri olduğu da unutulan) paza-rın yararına silinmesinin istenmesine karşın, toplumsal düze-nin kaosta çökmemesini sağlayan gerçekte dağılma sürecindekieski düzenin kuramlarıyla öznelerinin sürekliliği ya da varol-mayı sürdürmesi ve geçicileştirilmiş nüfusun artan hacminekarşın, tüm kategorilerden toplumsal görevlilerin çalışması, ay-rıca tüm toplumsal, ailesel ve öteki dayanışmacılardır. Libera-lizme geçiş, cinsel yönden kendini tutma sapkınlığı gibi uzunvadeli, en korkunç sonuçlarını böylece gözden saklayan, farkı-na varılmaz, dolayısıyla görülmez biçimde tamamlanır. Bu so-nuçlar, daha eski düzenin barındırdığı kaynaklardan, önerdiğiyardım ve dayanışmanın uygulamalı ya da hukuksal modelle-

rinden, desteklediği yapılardan (hemşirelerde sosyal yardım-larda vb.), kısacası şimdiki toplumsal düzenin bütün bir bölü-münü doğal düzenlemeye düşmekten koruyan toplumsal ser-maye birikiminden (yenilenmediği ve yeniden üretilmediğitakdirde eriyip gitmeye yazgılı, ancak hemen yarın da tüken-meyecek olan sermaye) alan eski düzeni savunanlarca şimdi-den uyandırdığı direnişlerle gizlenir çelişkin olarak.

Ancak, tutucu güçler diye değerlendirmenin fazla kolay ol-duğu bu "koruma" güçleri, bir başka bağıntıda yıkıcı güçlerdurumuna gelebilecek olan yeni düzenin kurulmasına direniş güçleridir özellikle neoliberal "düşünürlerin" geçmişin vebugünün toplumsal hareketlerinin tarihsel kazanmalarıyla bir-leşen sözcüklerin, geleneklerin, betimlemelerin mirasını değer-den düşürmek ve saygınlığını yitirtmek için durmak bilmeyen

8/11/2019 Pierre Bourdieu - Karşı Ateşler.pdf

http://slidepdf.com/reader/full/pierre-bourdieu-karsi-ateslerpdf 90/168

Neo Liberalizm , Sınırsız B ir Sömürü Ütopyası 8 9

çalışmasına karşı tam anlamıyla simgesel bir savaş sürdürebil-mesi koşuluyla, ayrıca uygun düşen kurumlan, iş hakkım, sos-yal yardımı, sosyal güvenliği vb., onları aşılmış bir geçmişin es

killiğine yollama ya da daha kötüsü gerçeğe olan benzerliğinekarşı, onları yararsız veya kabul edilmez ayrıcalıklar olarakoluşturma isteğine karşı savunmayı bilmemiz koşuluyla. Bu sa-vaş kolay değildir ve çoğunlukla altüst edilmiş cephelerde sür-dürülecektir. Tutucu devrimciler korumaya ya da canlandırmaya yönelen altüst etmenin  çelişkili isteğinden esinlenerek, devrimcidiye betimledikleri tutucu eylemlerin neden olduğu savunma

tepkilerini, gerici direnişlere dönüştürmek ve kazanılmış hakla-rın korunmasında, bir başka deyişle gerileyen önlemlerin bo-zulmasıyla ya da yıkılmasıyla tehdit edilen bir geçmişte kökleriolan en belirgin örnekleri sendikacıların ya da daha kökten bi-çimde eskilerin, toplulukların koruyucularının işten atılması-dır hak talepleri ya da başkaldırı "ayrıcalıklarını" eskil ve ge-rici savunma diye eleştirmek için elverişli bir durumda bulunu-

yorlar.Birkaç akla yatkın umut dahi korunabiliyorsa, nedeni şim-

di bile devlet kurumlarında, ayrıca görevlilerin düzenlemele-rinde (özellikle devletin küçük soyluluğu gibi bu kurumlaraen çok bağlı olanlarda) çok geçmeden eleştirilecekleri gibi,yalnızca yitmiş bir düzenin ve bununla ilgili "ayrıcalıkların"savunması görüntüsü altında, gerçekte sınamaya direnmek

için yeni bir toplumsal düzen bulmaya ve kurmaya çalışangüçlerin olmasıdır. Bu toplumsal düzenin tek yasası bencil çı-karın ve bireysel kazanç tutkusunun aranması olmayacaktırve ortaklaşa hazırlanıp onanmış amaçların akılcı izlenmesine yöne-len topluluklara yer verecektir. Bu topluluklar, dernekler, sen-dikalar, partiler arasında devlete, ulusal devlete ya da dahaiyisi uluslarüstü, bir başka deyişle Avrupa devletine (evrenselbir devlete doğru aşama), yani finans pazarlarında gerçekle-şen kazançları etkili bir biçimde denetleyip vergilendirebilecek; ayrıca ve özellikle bu sonuncuların iş pazarında uygula-dıkları yıkıcı eylemi sendikaların yardımıyla örgütleyeceği,kendisinden istensin ya da istenmesin, birkaç matematik işlemyanlışı bedeline bile olsa, yeni inanışın insanın tamamlanması

8/11/2019 Pierre Bourdieu - Karşı Ateşler.pdf

http://slidepdf.com/reader/full/pierre-bourdieu-karsi-ateslerpdf 91/168

mn en yüce biçimi gibi sunduğu sayman görüşünden (bir baş-ka zamanda "tüccar" denirdi) asla çıkılmayacağı kamu çıka-rı' nın hazırlanması ve savunulmasını düzenleyerek karşı ko-

yabilecek bir devlete nasıl özel bir yer verilmez?

Paris, Ocak 1998

9 0 Karşı Ateşler

Notlar

1 E. Goffman,  Asiles. Éludes sur la condition sociales des malades mentaux,  Paris, Mi-nuit Yayınlan, 1968.

2 Tüm bunlar üzerine "Çalışmada yeni egemenlik biçimleri"ne ayrılmış (1 ve 2) Actes de la recherche en sciences sociales’in  iki sayısına başvurulabilir, 114, Eylül1996 ve 115, Aralık 1996 ve özellikle Gabrielle Balazs ve Michel Pialoux'nun "Cri-se du travail et crise du politique" adlı giriş yazısına başvurulabilir, 114, s. 34.

3 C. Dejours, Souffrance en France. La banalisation de F injustice sociale, Paris, Seuil Ya-yınlan, 1997.

8/11/2019 Pierre Bourdieu - Karşı Ateşler.pdf

http://slidepdf.com/reader/full/pierre-bourdieu-karsi-ateslerpdf 92/168

İKİNCİ KİTAP

8/11/2019 Pierre Bourdieu - Karşı Ateşler.pdf

http://slidepdf.com/reader/full/pierre-bourdieu-karsi-ateslerpdf 93/168

8/11/2019 Pierre Bourdieu - Karşı Ateşler.pdf

http://slidepdf.com/reader/full/pierre-bourdieu-karsi-ateslerpdf 94/168

Önsöz

Burada, oluşum sürecindeki Avrupa toplumsal hareketinekatkıda bulunmak amacıyla, çoğu yayınlanmamış (en azındanFransızca olarak yayınlanmamış) birkaç halk konuşmasını kro-nolojik sırada bir araya topladım. Yinelemeleri önlemek için,özel bir zamanın ya da yerin beklentilerine bağlı durum ve ko-

şulları belirten izleri korumayı da deneyerek kimi zaman kısalt-tım bunları. Kuşkusuz bana, özellikle de dünyanın durumunabağlı nedenlerden ötürü, yaşamlarını toplumsal dünyanın ince-lemesine adama şansı olanların bu dünyanın geleceğinin konuolduğu savaşımların uzağında, yansız ve kayıtsız kalamaya-cakları düşüncesine vardım. Bu savaşımların önemli bir bölü-mü, içinde egemenlerin kendiliğinden ya da aylık verilen

Brüksel'de Komisyon'un, Konsey'in, Parlamento'nun koridor-larında sık sık görünen profesyonel lobicilerin binlercesinin onlarcası gibi binlerce suçortaklığına bel bağlayabildikleri ku-ramsal savaşımlardır. Neoliberal İncil, ekonomik gelenekçiliköylesine evrensel olarak aşılanmış ve öylesine oybirliğiyle ka-bul edilmiştir ki tartışma ve karşı çıkış etkilerinin dışında görü-nür. Gerçek üretim, dağıtım ve müdahale şirketlerinde yoğun-laşmış ve örgütlenmiş düşünsel çalışmanın engin gücününuzun süren ve direşken çalışmasının ürünüdür1: örneğin, yal-nız Amerikan Ticaret Odaları Birliği AMCHAM yalnızca 98yılında, on kitap ve altmıştan fazla rapor yayınlamış, AvrupaKomisyonu ve Parlamentosu'yla birlikte yaklaşık 350 toplantı-ya katılmıştır.2 Bu tür örgütlerin, halkla ilişkiler ajanslarının,

endüstri ya da bağımsız şirket lobilerinin vb. listesi de birçok

8/11/2019 Pierre Bourdieu - Karşı Ateşler.pdf

http://slidepdf.com/reader/full/pierre-bourdieu-karsi-ateslerpdf 95/168

9 4 Karşı Ateşler

sayfayı doldurmuş olacaktı. Kültürel sermayenin yoğunlaşmasıve harekete geçirilmesi üzerine kurulu bu erklere karşı, yalnız-ca benzer, ama bambaşka amaçlara yönelmiş bir seferberliğe

dayalı bir karşı çıkma gücü etkili olabilir.Bugün, XIX. yüzyılda bilimsel alanda kendini gösteren ve

dünyayı ekonominin kör güçlerine bırakmayı reddederek,kuşkusuz ülküselleştirilmiş bir bilimsel dünyanın değerlerinitoplumsal dünyanın bütününe yaymayı isteyen geleneği yeni-den canlandırmak gerekir.3 Burada yaptığım gibi, özerklikleri-ni korumak ve mesleklerine bağlı değerleri aşılamak için araş-tırmacıları harekete geçmeye çağırırken, onlardan, fildişi kule-lerine kapanmanın erdemli kolaylıklarını seçerek akademikalanın dışında bir müdahalede haksız olarak bilimsel nesnel-likle özdeşleştirilmiş ünlü "değerlere ilişkin yansızlıkta" tehli-keli bir kusur görenleri kızdırma, üstelik de kendisine karşı sa-vunmayı istediğim akademik erdem adına yanlış anlaşılma,

hatta sınanmadan kınanma tehlikesiyle karşı karşıya bulundu-ğumun bilincindeyim. Ama ne pahasına olursa olsun, biliminkazanımlarını acıklı bir biçimde eksik oldukları yere, kamutartışmasına sokmak gazeteleri, radyoları ve televizyonlarısürekli işgal eden geveze ve yetersiz denemecilere sakınımageçiş vermeyi anımsatmak gerektiğine inandım; bir bakımayanlış anlaşılan homo academicus'a gazetecilik ve politik evre-

nin halka özgü tartışmalarına karışmayı yasaklayan bir bilim-sel erdemle, bir bakıma uzmanların daha kolay, aynı ölçüdedaha iyi ödenen düşünce ve yazma alışkanlıklarının etkisiyle,tümüyle akademik çıkarlar bakımından, çalışmalarının ürünü-nü yalnızca benzerlerince okunan bilimsel yayınlar için sakla-mak bakımından, bilgi kentinin duvarları arasında kapalı ka-lan eleştirel enerji serbest bırakılacaktır böylece. Baş başayken,

gazetecilerin ya da merkez bankalarının başkanlarının kuram-larını kullanma biçimlerini küçümsediklerini dile getiren bir-çok ekonomist, eğer ekonomi biliminin, bilimsel olarak doğrulanamaz ve politik olarak kabul edilemez politikaların doğru-lanmasına getirdikleri katkının, sessizliklerinin, yok sayılmak-tan çok uzak bir ölçüde sorumlu olduğu anımsatılınca, kuşku-suz güceneceklerdir.

8/11/2019 Pierre Bourdieu - Karşı Ateşler.pdf

http://slidepdf.com/reader/full/pierre-bourdieu-karsi-ateslerpdf 96/168

Önsöz 9 5

Bilgileri bilgi kentinden dışarı çıkarmak ya da daha zoru,araştırmacıları politik evrene sokmak ama hangi eylem, hangipolitika için? Aydınların katılımının, partilerce az ya da çok ah-

laksızca kullanılan yalın simgesel güvence olan, toplu bildiriimzalayıcı ya da dayanışmacı aydının veya bilgilerini paylaştı-rarak ya da ısmarlama, ölçü üzerinden bir bilgi sağlayan eğitimbilimci ya da uzman aydının katılımının sınanmış modelle-rinin şu ya da bu türüne geri dönmek mi? Ya da araştırmacılarve toplumsal hareketler arasında bir "birleşme" düşüncesineödün vermeden ayrılmanın reddi ve kurumsallaşma karşıtı boş

düşüncelerine ödün vermeden araçsalcılığın reddi üzerine ku-rulabilecek yem bir ilişki bulgulamak mı? Ve araştırmacılarlamilitanlan yeni seferberlik ve eylem biçimlerine götüren ortakbir eleştiri ve öneri çalışmasında toplayabilecek yeni bir örgüt-lenme biçimi tasarlamak mı?

Ama bu politik eyleme hangi biçimi vermeli? Ulusal, Avru-pa ölçeğinde ya da evrensel, hangi ölçekte yürütmeli? Gelenek-

sel savaşım ve hak davası hedefleri, güçlülerin görünmez yöne-timinin uygulandığı yerlerden uzaklaşmak için iyi yapılmış tu-zaklar durumuna gelmediler mi? Devletler çelişkili bir biçimde,ekonomik yoksun bırakmalara götüren ekonomik önlemlerin(denetimsizleştirme) kaynağında olmuşlardır ve "küreselleş-me" politikasını eleştirenler kadar, partizanlarının da söylediği-nin tersine, onları yoksun bırakan politikaya güvencelerini ve-rerek rol oynamayı sürdürürler. Yurttaşların, hatta yöneticilerinyoksun kaldıklarını görmelerini, gerçek bir politikanın alanları-nı ve konularını bulgulamalarını engelleyerek bir siper   işlevigörürler. Dikkatleri figüranların, başkasının suçunu üzerinealan kişilerin, vekillerin ulusal politik günlük gazetelerin ilksayfasında ve seçim çekişmelerinde çatışan bu özel isimler ye-

rine geçtikleri4 güçleri gizleyen siperlik ya da daha doğrusumaske  işlevleri hak taleplerini, hoşnutsuzlukları ve karşı çıkışla-rı gerçek hedeflerinden saptırır.

Politika yurttaşlardan uzaklaşmayı sürdürdü. Ancak, et-kili bir politik eylemin amaçlarının kimilerinin, Avrupalı işlet-melerin ve örgütlerin dünyanın yön lendirilmesinde belirleyicibir gücü elde tuttuğu ölçüde Avrupa düzeyinde konumlandı-

8/11/2019 Pierre Bourdieu - Karşı Ateşler.pdf

http://slidepdf.com/reader/full/pierre-bourdieu-karsi-ateslerpdf 97/168

9 6 Karşı Ateşler

ğını düşünmekte haklıyız. Kendimize amaç olarak da Avru-pa'yı politikaya ya da politikayı Avrupa'ya geri vermeyi, bu-nu da donandığı son derece antidemokratik kurumların de-

mokratik dönüşümü için savaşarak yapmayı belirleyebiliriz:Tüm demokratik denetimlerden kurtarılmış bir Merkez Ban-kası, gizliden gizliye çalışan ve uluslararası lobilerin baskısıaltında her şeyi kesip atan seçilmemiş bir memurlar komitesi,tüm demokratik ve bürokratik denetimlerin dışında, çok bü-yük güçleri elinde toplayan, yanlış bir yürütme karşısında neAvrupa Bakanlar Konseyi'ne karşı, ne yanlış bir yasama karşı-sında Parlamento'ya karşı, yani kendisi de baskı grupları kar-şısında neredeyse tümüyle eli kolu bağlı ve Avrupa nüfusu-nun tümünün oy hakkı olduğu bir seçimin ona verebileceğimeşruluktan yoksun makama karşı sorumlu olmayan bir Ko-misyon. Dünyayı giderek tek yönetim altında toplanan birekonomik gücün uygulanmasının önündeki tüm engellerden

kurtarmayı amaçlayan uluslararası örgütlerin komutlarına gi-derek daha çok boyun eğen bu kurumlanır gerçek bir dönüşü-mü ancak, geçmişin tüm kültürel ve toplumsal kazananlarıylavarsıl ve tüm evrene duraksamasız açık, yürekli ve bilinçli birtoplumsal yenilenme tasarısıyla güçlü bir politik Avrupa'nın,hem açık hem uyumlu bir görünümünü hazırlayabilecek veaşılayabilecek geniş bir Avrupa toplumsal hareketiyle gerçek-

leşebilir.Bana, yapılması gereken en acil iş özdeksel, ekonomik,

özellikle de örgütsel  araçlar bulmak, tüm yetkin araştırmacıla-rı, bugün yalnızca marjinal yayınlarda, gizli raporlarda ya dabelli bir topluluk üyelerinden başkasının anlayamayacağı der-gilerde özel ve yalıtılmış gücül düşünceler durumunda varo-lan bir incelemeler ve ilerleme önerileri bütününü ortaklaşa

tartışmak ve hazırlamak için, çabalarını militan sorumlularlabirleştirmeye isteklendirmek gibi geliyor. Sonuçta, ne kadartitiz ve eksiksiz olursa olsun hiçbir belgeci derlemenin, parti-ler, dernekler ya da sendikalar içinde hiçbir tartışmanın, hiç-bir kuramcı sentezinin bütün Avrupa ülkelerinin eyleme dö-nük tüm araştırmacılarıyla tüm deneyim ve düşünce militan-ları arasındaki bir karşılaşmanın yerini tutamayacağı açıktır.

8/11/2019 Pierre Bourdieu - Karşı Ateşler.pdf

http://slidepdf.com/reader/full/pierre-bourdieu-karsi-ateslerpdf 98/168

Önsöz 9 7

Yalnızca, araştırmacı ya da militan olsun, ortak girişime geti-recek bir şeyleri olan tüm insanların ülküsel kurulu, bir kez

için, beş paralık olan toplum tasarısı kavramının ciddi ve çokbüyük ortak yapısını kurabilir.

Paris, Kasım 2000

Notlar1 Thatchercılığm doğuşu için bakınız Keith Dixon, Les Évangélistes du marché, Paris,Raison d'Agir Yayınlan, 1998.

2 Bu konuda bakınız Belén Balanya, Ann Doherty, Olivier Hoedeman, AdamMa'anit, Erik Wesselins, Europe inc. Liasons dangereuses entre institutions et milieux  d'affaires européens, Susan George'un önsözü, Marsilya Agone Yayınları, 2000.

3 Özellikle Ritt Tawney, Emile Durkheim ve Charles S. Peirce kadar farklı düşü-nürlerde (Bkz. Thomas L. Haskell "Professionalism Versus Capitalism: R. H.Tawney, E. Durkheim and C. S. Peirce on the Disinterestedness of Professional

Communities", in Thomas L. Haskell (derleyen), The Authority of Experts: Studies in History and Theory, Bloogmington, Indiana University Press, 1984).

4 Bu Fransız hükümetinin her tür parlamenter denetimin dışında, kendileri deDünya Ticaret Örgütü'nün yönergelerinin biraz kılık değiştirmiş ikinci dilden çe-virisi olan Avrupa yönergelerinin buyrukla uygulanması hakkını kendine verme-si sırasında yaptığıdır (Bkz. Aline Pailler, "La maladie des ordonnances", Le Mon-de, 4 Kasım 2000).

8/11/2019 Pierre Bourdieu - Karşı Ateşler.pdf

http://slidepdf.com/reader/full/pierre-bourdieu-karsi-ateslerpdf 99/168

Bir Avrupa Toplumsal Hareketi İçin* 

Avrupa'dan söz edildiği zaman sözcüğün yalın anlamıylaanlaşmak hiç de kolay değil. Tüm kamusal konuları en kendi-ne özgü mantığa, "ya hep ya hiç" mantığına göre süzen, denet-leyen, ele geçirip yorumlayan gazetecilik alanı, bu mantıktakapalı kalanlara kendini benimseten şu aptalca seçimi aşılama-ya çabalıyor: Avrupa'dan "yana olmak", bir başka deyişle ileri-

ci, çağdaş, liberal olmak ya da Avrupa'dan yana olmamak, do-layısıyla kendini eskilliğe, geçmişçiliğe, Poujadcılığa, Lepenciliğe, hatta Yahudi düşmanlığına mahkûm etmek... Sanki oldu-

 ğu gibi, yani bir bankaya ve tek bir paraya indirgenmiş/sınırsızrekabet imparatorluğuna boyun eğmiş bir Avrupa'ya koşulsuzkatılmaktan başka meşru seçim yokmuş gibi... Ancak "toplum-cu" Avrupa'dan söz edilmeye başlandı diye, bu üstünkörü se-

çenekten gerçekten kurtulduğumuza inanmak bir hata olacak-tır. Şimdiye dek "toplumcu Avrupa" üzerine söylemler yurt-taşların günlük yaşamlarım düzenleyen iş, sağlık, konut,emeklilik gibi alanlardaki somut kurallarda anlamsız bir anla-tımdan öteye gitmedi. Oysa rekabet konusunda yönergelermal ve hizmet sunumunu her gün altüst ediyor, ulusal kamuhizmetlerini de hızla bozuyor Avrupa Merkez Bankası'nmtüm demokratik tartışmalann dışmda izleyebileceği politika-dan söz etmek bile gereksiz. Bir "toplumcu" anlaşma hazırla-nabilir, ancak bununla aynı zam anda da m aaşta kısıtlama, top-lumsal hakların azaltılması, başkaldırı eylemlerine baskı vb.birleştirilebilir.  Avrupa'nın kurtuluşu şu an için bir toplumsal yı-kımdır.  Fransız sosyalistler gibi böyle retorik aldatmacalara

8/11/2019 Pierre Bourdieu - Karşı Ateşler.pdf

http://slidepdf.com/reader/full/pierre-bourdieu-karsi-ateslerpdf 100/168

Bir Avrupa Toplumsal Hareketi İçin 9 9

başvuranların tek yaptıkları, kendini satmak için yalnızca sos-yalizmin medyatik olarak yeniden üretilen simgesel, çıkarcı

kullanımına güvenen bu yeni budanmış Thatchercılığın, İngi-liz usulü "toplumsal liberalizm"in politik anlaşılmazlık strate- jilerini bir üst derece anlaşılm azlığa götürmek.1 Günümüzde,Avrupa'da iktidardaki sosyal demokratlar parasal tutarlılık vebütçesel zorunluluk adına son iki yüzyılın en hayranlık uyan-dıran kazanmaları evrenselcilik ve eşitlikçiliğin (eşitlik ve ada-let arasında ikiyüzlü anlam incelikleri yaparak), enternasyona-

lizmin ortadan kaldırılmasına ve sosyalizm ülküsünün ya dadüşüncesinin özünü, yani genel çizgileriyle, ekonomik güçle-rin oyununun tehdit ettiği dayanışmaları,  ortak ve örgütlü bireylemle koruma ya da yeniden kurma hırsını yıkmaya işteböylece katkıda bulunabiliyorlar.

Birçok Avrupa ülkesinin yönetimine neredeyse eşzamanlıgelmelerinin Sosyal Demokratlara gerçek bir toplumsal politika-yı ortaklaşa tasarlayıp yürütmek için tam bir şans tanıdığı sıra-da, kendilerine sunulan tümüyle politik eylem olanaklarım ver-gi alanında olduğu kadar, iş bulma, ekonomik alışveriş, çalışmahakkı, eğitim ve konut hakkı konularında da kullanma düşün-cesinin onların akıllarına bile gelmemesi ne kadar acıklı bir an-lama sahip değil mi? Örneğin Avrupa bölgesinin üzerinde, özel-

likle asgari ücret (akılcı bir biçimde ayarlanmış), çalışma zamanıya da gençlerin mesleki eğitimi konusunda, Welfare'in  toplum-sal kazanmalarının şimdiden iyice ilerlemiş yıkılma sürecine en-gel olacak olanakları kendilerine tanımamayı bile denememelerişaşırtıcı ve açıklayıcı değil mi? Anaparanın (özellikle çok kısavadeli spekülatif devinimlere yönelik) uluslararası vergilendiril-mesini (daha önce seçim izlencelerinde yazılı olduğu gibi) ya da

ekonomiler arasındaki ilişkilerin dengesini güvenceye alabile-cek bir parasal düzenin yeniden kurulması gibi önlemlerle finans pazarlarını denetlemek yerine, işleyişlerini kolaylaştırmakiçin birleşmeleri sarsıcı değil mi? Ve (üstü kapalı olarak Avru-pa'yla özdeşleştirilen) "euro'nun bekçileri"ne verilen toplumsalpolitikaları sıkı bir denetim altında bulundurma gücünün (yal-nızca parasal ve tecimsel nitelikli bir birleşmenin sapkın bir re-kabete girmeye mahkûm ettiği ulusal ya da bölgesel yönetimle-

8/11/2019 Pierre Bourdieu - Karşı Ateşler.pdf

http://slidepdf.com/reader/full/pierre-bourdieu-karsi-ateslerpdf 101/168

1 0 0 Karşı Ateşler

rinin en azından bir bölümünün zamanla yerini alacak uluslarötesi kurumlann yaratılmasına neden olacaktır), özellikle eğitim,

sağlık ve toplumsal güvenlik alanlarında gönüllü olarak uyum-lu bir Avrupa "program yapma yasaları" bütünü kurmaya da-yanan büyük bir ekonomik ve toplumsal kamu gelişme izlence-sini yasaklamış olması akıl almaz değil mi?

Avrupa içi alışverişlerin, Avrupa'nın farklı ülkelerininalışverişleri içindeki baskın payı bilindiğine göre, bu ülkelerinhükümetleri Avrupa içi rekabetin etkilerini sınırlamak ve Avru-

palI olmayan ulusların rekabetine, özellikle de sözde koruya-cakları saf ve tam rekabet koşullarına genellikle pek uymayanAmerikan buyruklarına toplu bir direnişle karşılık vermeyiamaçlayan ortak bir politika ortaya koyabilirlerdi. Oysa onlar"küreselleşme" hayaletine başvurdular, bunu da 70'li yıllarınortasından bu yana, işverenlerin söylemlerinde olduğu gibi uy-gulamalarında da hep başarıya ulaştırmaya çalıştıkları toplum-

sal alanda gerilemeci bir izlenceyi kabul ettirmek için yaptılar:Devletin müdahalesinin azaltılması, işçilerin serbest dolaşımıve değişik durumlara uyabilmeleri konumlarının azaltılmasıve geçiciliği, sendikal hakların yeniden gözden geçirilmesi veişten çıkarma koşullarının yumuşatılmasıyla, vergi yardımıpolitikasıyla, özel yatırıma kamu yardımı, işverenlerin vergiyükünün azaltılması vb. Kısacası bu hükümetler savunduklarıpolitikaları gerçekleştirmeleri için tüm koşullar bir araya gel-mişken, neredeyse hiçbir şey yapmayarak, gerçekten isteme-dikleri anlaşılan bu politikaya ihanet ediyorlar.

Toplumsal tarih, kendisini benimsetebilecek toplumsal ha-reketten yoksun bir toplumsal politikanın olmadığım ve pazarekonomisini "uygarlaştırıp" etkisine cömertçe katkıda buluna-

nın, bugün inandırılmaya çalışıldığı gibi pazar değil, toplumsalhareket olduğunu öğretir. Dolayısıyla toplumcu bir Avrupa'yıbir polis ve cezaevi (şimdiden çok ilerlemiş) Avrupa'sıyla ve as-keri bir Avrupa'yla (Kosova'ya müdahalenin olası bir sonucuolarak), bunun yanı sıra, bir bankalar ve para Avrupa'sıyla ger-çekten karşıtlaştırmak isteyenler için sorun, bu amaca ulaşabi-lecek güçlerin nasıl harekete geçirileceğini ve bu harekete geçir-

me çalışmasının hangi makamlardan isteneceğini bilmektir.

8/11/2019 Pierre Bourdieu - Karşı Ateşler.pdf

http://slidepdf.com/reader/full/pierre-bourdieu-karsi-ateslerpdf 102/168

Bir Avrupa Toplumsal Hareketi İçin 1 0 1

Akla Avrupa Sendikalar Konfederasyonu geliyor kuşku-suz. Ancak Corinne Gobin gibi, bu makamın öncelikle JacquesDelors'a özgü "diyalog" kurallarına uygun, oldukça ılımlı bir

lobicilik etkinliği gösterdiğini, tek düşüncesi Avrupa işlerininyönetilmesine usulünce ve ağırbaşlılıkla katılmak olan bir "yar-dıma" gibi davrandığını gösteren uzmanların sözlerine kimsekarşı çıkamaz. Ayrıca konfederasyonun işverenlerin (onlar Av-rupa Sanayiciler ve İşverenler Konfederasyonu Birliği UNICE olarak örgütlenmiş ve Brüksel'e isteklerini benimsettirebilen güçlü bir baskı grubuyla donanmışlardır) isteklerine etkili

bir biçimde karşı koyup, toplumsal savaşın grevler, gösterilergibi sıradan silahlarıyla Avrupa çapında gerçek toplumsal uz-laşmalarım kabul ettirmenin yollarım aramadığı yadsınamaz.

Avrupa Sendikalar Konfederasyonu'nun en azından kısavadede, gözüpek militan bir sendikacılığı benimsemesi beklene-meyeceğine göre, öncelikle ve geçici olarak ulusal sendikalarayönelmek zorunludur. Bununla birlikte, Avrupa düzeyinde tek-nokrat diplomatik eğilimden ve ulusal düzeyde onları ulusal sı-nırların içine kapamaya çalışacak göreneklerden, düşünce bi-çimlerinden kurtulmak için, ulusal sendikaların gerçekleştirme-leri gereken gerçek değişimin  önündeki çok büyük engelleri degöz ardı etmemek gerekir. Özellikle neoliberal politikanın veekonominin kendi mantığına bırakılmış güçlerinin etkisi altında

olduğu bir zamanda örneğin birçok büyük şirketin özelleştiril-mesiyle, daha çok hizmet alanında, birbirinden ayrı, dolayısıylageçici, yarı zamanlı, vekâleten, kimi zaman da evden yürütülen"küçük işler"le militan bir sendikacılığın temelleri bile tehditaltındadır. Bunu kamtlayan yalnızca sendikaahğm gerilemesideğil, daha çok gençlerin, özellikle çok kaygı uyandıran ve kim-senin ya da neredeyse kimsenin bu cephede harekete geçir-

meyi düşünmediği göçmen gençlerin zayıf katılımıdır.Öyleyse toplumcu bir Avrupa'nın devindirici gücü olabile-

cek Avrupa sendikacılığı yaratılmalıdır, bu da ancak bir dizi azya da çok köktenci kopuş pahasına gerçekleşebilir: hepsi dev-letlerin sınırları içinde kapalı kalan, varoluşları için gerekli kay-nakların büyük bir bölümünü risklerinin, isteklerinin ve eylem-lerinin alanlarını belirleyip sınırlayan devletlerden bekleyen

8/11/2019 Pierre Bourdieu - Karşı Ateşler.pdf

http://slidepdf.com/reader/full/pierre-bourdieu-karsi-ateslerpdf 103/168

1 0 2 Karşı Ateşler

sendikal geleneklerin ulusal niteliklerinden, hatta milliyetçilik-lerinden kopuş; eleştirel düşünce ve eylemi gözden düşürmeyeçalışan ve egemenlik altındakilere boyun eğmeyi benimsetme

amacı güden bir politikanın sorumluluğunu paylaşmaya sendi-kaları yöneltecek kadar toplumsal uzlaşmaya değer veren biruyuşmacı düşünceden kopuş; yalnızca "küreselleşmenin" kaçı-nılmaz gereklilikleri ve finans pazarları imparatorluğu (arkala-rında politik yöneticilerin seçme özgürlüklerini saklamayı sev-dikleri) üzerine medyatik ve politik söylemi yüreklendirmeklekalmayıp, tutucu hükümetlerin politikalarının temel noktaları-

nı izleyen ya da sürdüren, bunu da tek olası politika gibi göste-ren, işverenlerin isteklerinin karşılanması için gerekli kuralsızlaşma önlemlerine gerçek bir toplumcu politikanın çok değerlikazanımları görüntüsünü vermeye çalışan sosyal demokrat hü-kümetlerin tutumunu da yönlendiren ekonomik yazgıcılıktankopuş; büyük iş anlaşmalarının esnek olmayan gereklerini es-neklik görünüşü altında tanıtmayı beceren bir neoliberalizmden kopuş (örneğin çalışma zamanının azaltılması anlaşmasıve otuz beş saat yasasını değiştirmekten çok, onaylama eğili-mindeki bir devletin kararsızlığı ve eylemsizliğinin genelleşme-si, böylece bu anlaşma ve yasanın giderek dengesizleşen güçilişkisinin tüm nesnel belirsizliğinden yararlanması gibi).

Bu yenilenen sendikacılık derin bir enternasyonalist ruhun

coşkusuyla, ulusal hukuk ve yönetim geleneklerine bağlı en-gelleri, ulusun içindeki meslek dallarını ve sınıflarını cinsiyet,yaş ve etnik köken sınıflarını ayıran toplumsal duvarları aşabi-lecek devindirici güçleri doğururdu. Gençler, özellikle medya-nın en geniş kitleye seslenme rekabetinin ve yabancı düşmanıoylar için politik rekabetin diyalektiğinin yarattığı ve sürdür-düğü toplumsal korkunun hezeyanlarının saplantısı göçmen

gençler, ilerici parti ve sendikaların kaygıları arasında tüm Av-rupa'da egemen "güvensizlik" söyleminin ve bu söylemin des-teklediği politikanın kendilerine verdiği yerle ters orantılı biryer tutuyorlar.

Tüm ülkelerden göçmenlerin Türk, Kabilli ve Surinamlıların enternasyonalinin onların göçünden çeşitli biçimlerdesorumlu olan egemen ekonomik güçlere karşı bir eylemde de-

8/11/2019 Pierre Bourdieu - Karşı Ateşler.pdf

http://slidepdf.com/reader/full/pierre-bourdieu-karsi-ateslerpdf 104/168

B ir Avrupa Toplumsal Hareketi İçin 1 0 3

ğişik Avrupa ülkelerinin yerlisi işçilerle birleşmelerini nasılbeklemeyiz? Gerçekte "göçmen" diye adlandırılmakta direti-len "güvenlikçi" bir politikanın nesneleri olan, bütünleşmeadı altında kendilerine salık verilen sessizce boyun eğişten,büyük küçük suçlar işlemekten ya da köylü ayaklanmalarınınçağdaş biçimi banliyö ayaklanmalarından başka çıkış yolu ol-mayan bu gençler devrimci ve yapıcı bir toplumsal hareketinetkin görevlilerine dönüşebilselerdi, Avrupa toplumları bun-dan çok kazançlı çıkardı. Göçmenlerin yeniden toplumsal ha-

rekete katılması, uluslarüstü bir politikaya doğru ilk adım ol-malıydı. Ancak artık direnişin tüm etkili stratejilerinin koşuludurumuna gelen enternasyonalist nitelikleri her yurttaşta ge-liştirebilmek için, örneğin bir Avrupa Sendikal Okulu'nun ku-rulması gibi kuşkusuz dağınık ve uyumsuz olan bir önlemlerbütünü de düşünülebilir: her sendikal örgütte başka uluslarınörgütleriyle görüşmek, uluslararası bilgiyi alıp yaymak ama-

cıyla özel düzenlenmiş makamların güçlendirilmesi; maaşlar,çalışma koşulları ve iş konusunda eşgüdüm kurallarının gide-rek yerleştirilmesi (ücretlerin düşürülmesi ya da İngiltere'ninkimi şirketlerinde olduğu gibi grev hakkından vazgeçilmesikonusundaki anlaşmalarını kabul etme eğilimiyle savaşmakiçin); taşımacılık alanında daha şimdiden varolan örnekleri(trenyolu, karayolu) göz önüne alınarak oluşturulacak bir en-

düstri sendikaları kurumu; çokuluslu şirketlerde merkezi yö-netimin bölücü baskılarına direnebilecek uluslararası şirketkomiteleri: istihdam politikalarının ve partilerle sendikalarınkazanmayı umdukları, stratejilerinin nesnesi olan göçmenle-rin yararına, onların ilerici örgütlerde bile milliyetçi, hatta ırk-çı düşünceye doğru gerilemeyi kışkırtan anlaşm azlık etkenlerigibi kullanılmalarına son verecek politikaların desteklenmesi;ağırlıkları ülkelere göre çok değişen kamu ve özel sektörünsendikaları arasında etkin işbirliği bağlarının kurulması ve eş-güdümü gibi yeni hareket biçimlerinin tanınması ve kurum-sallaştırılması; "toplumsal"m dar, kendi içine kapalı çalışmaevrenine indirgenen tanımından kopuş için, sağlık, konut, ta-şımacılık, eğitim, cinsler arasında ilişki ve boş zaman alanla-

rındaki istekleri bağıntılandırılmak için, toplu koruma meka-

8/11/2019 Pierre Bourdieu - Karşı Ateşler.pdf

http://slidepdf.com/reader/full/pierre-bourdieu-karsi-ateslerpdf 105/168

1 0 4 Karşı Ateşler

nizmalarından geleneksel olarak yoksun sektörlerde (hizmet,geçici iş) istihdam ve yeniden sendikalaşma çabalarına giriş-mek için "kafaların değişimi" (sendikalar ve ötekiler).

Ancak birleşmiş Avrupa sendika konfederasyonunun kurulması kadar açıkça ütopik bir amaçtan kısıntı yapılamaz: böyle bir ta-sarı Avrupa toplumsal hareketini "yapmak" için gerekli olacakkolektif kurumların sayısız dönüşümünün ve binlerce bireyseleğilimin ortaklaşa araştırılmasını esinlemek ve yönlendirmekiçin vazgeçilmezdir. Gerçekte böyle bir hareketin oluşturulmasıiçin hiçbir şey sendikacılığın, toplumsal hareketlerin ve bualanlardaki ulusal farklılıkların reddedilmesi kadar önceliklideğildir; güvensizliğin aşıladığı yeni düşünce ve davranış bi-çimlerinin yaratılmasından daha acil bir iş yoktur. Çalışma ev-reninin en gözde düzeylerine dek ulaşan güvensizlikten ve iş-sizlik kaygısından doğan yeni bir toplumsal disiplinin oluştu-rulmasının kaynağı olan yaygın güvensizlik, yeni dayanışma

biçimlerinin temeli olabilir. Özellikle, şirketlerin hissedarlarınayeterli kazanç sağlama kaygısıyla benimsetilen, hissedarlarında bundan oldukça kârlı çıktığı yoğun işten çıkarmalar biçimi-ni aldığında utanç verici olarak görülen krizler nedeniyle. Gü-nümüzde de yeni sendikacılık neredeyse memurlar ve işçilerdeolduğu kadar, kültürel sermayeye dayanan öğretim gibi mes-leklerde, sağlık mesleklerinde ve iletişim mesleklerinde (gaze-

tecilik gibi) yaygınlaşan geçicilik politikalarının kurbanları ara-sındaki dayanışmalara dayanmayı bilmelidir. Ancak önceliklesosyal demokrat hükümetlerin eylemleriyle işbirliği yapan ge-nellikle çok incelikli tüm stratejilerin eleştirel çözümlemeleriniolabildiğince yaymalıdır. Bu çözümlemeyi iletmek, sürdürmek,özellikle de durumlarının bilincine varmaları gerekenlere aşıla-mak güçtür, çünkü toplumsal hiyerarşinin tüm düzeylerinde

yeni egemenlik biçiminin anlaşılmaz stratejilerini sıkça uygula-yanlar, benzer stratejilerin kurbanlarıdır: ikincil önem taşıyanve güvensizliğe yazgılı öğrencilerden sorumlu geçici öğretmen,sosyal güvenlikten yoksun ve durumları gereği çok yakın ol-dukları topluluklara eşlik ve yardım etmekle görevli toplumgörevlileri gibi ortak yanılsamalara girip sürüklenmeye itilenherkes.

8/11/2019 Pierre Bourdieu - Karşı Ateşler.pdf

http://slidepdf.com/reader/full/pierre-bourdieu-karsi-ateslerpdf 106/168

Bir Avrupa Toplumsal Hareketi İçin 1 0 5

Yalnızca gerçek toplumcu bir Avrupa umudunu önermekgibi akılcı bir ütopya sendikalara bugün yoksun oldukları genişmilitan tabanı sağlayabilecek, bu taban da sendikalan sendikal

hizmet ve yararlar pazarında daha iyi bir konumlanma rekabe-tinin sonucu kısa dönemli ortak çıkarlardan kurtulmaya yürek-lendirecek ya da zorlayacaktır. Yalnızca bir toplumsal hareketinevrensel istenççiliği işsizler hareketini de içine alarak gelenek-sel örgütlerin sınırlarını aşabilecek, ekonomik ve finansal erkle-ri artık uluslararası olan kendi uygulama alanlarında yenecekve engelleyecek güçte olacaktır. Avrupa işsizlerinin yürüyüşü-

nün yalnızca en belirgin örneği olduğu son uluslararası hare-ketler toplumsal hareketin içinde ve ötesinde enternasyonaliz-min yaşamsal gerekliliğinin ya da daha açık olarak düşünce veeylem biçimlerinin enternasyonalleşmesinin ortaklaşa keşfininilk ve geçici göstergeleridir kuşkusuz.

Paris, Haziran 1999

Not1 Keith Dixon, Un digne héritier, Paris, Raisons d'Agir Yayınlan, 2000.

8/11/2019 Pierre Bourdieu - Karşı Ateşler.pdf

http://slidepdf.com/reader/full/pierre-bourdieu-karsi-ateslerpdf 107/168

 Amerikan Modelinin Aşılanması ve Sonuçları* 

Avrupa'nın bütün büyük ülkelerinde sürdürülen ve büyükuluslararası makamların, Dünya Bankası'nm, OMC'nin veIMF'nin dünyada her yerde aşıladıkları ekonomi politikaları,ekonomi biliminin yetkesine başvururlar. Oysa bugün bu poli-tikalar Amerika Birleşik Devletleri'nce somutlaştırılan özel birtarihsel geleneğe kayıtlı bir etikpolitik önvarsayımlar bütünü

üzerine kurulmuşlardır. (Sunuşumun bu noktasında burada,bu ülkede yanlış anlamaları olabildiğince uzakta tutmak için,ilk iş olarak söyleşimin hiçbir antiAmerikancılık türündenesinlenmediğini söylemeliyim: bundan bir halka veya temsilci-lerinden şuna ya da buna ilkesel ve önyargısal düşmanlığı anlı-yorum. Amerika Birleşik Devletleri'nin politik eleştirisi gerçek-te bir egemenlik eleştirisine karşı ve bunu sürdürüp gitmeyi ya

da aşılamayı amaçlayan bir politikaya yöneliktir ve Amerikalı-ları olduğu kadar Amerikalı olmayanları da harekete geçirebi-lir, geçirmelidir de gerçekten de " globalization"  politikasınakarşı savaş, çoğunlukla Amerikalı kadın ve erkeklerce başlatıl-mıştır.)

En katıksız, bir başka deyişle en biçimlenmiş durumunda-ki, hiçbir zaman inanılmak ve inandırılmak istediği kadar yan-

sız olmayan ekonomi kuramıyla, onun adıyla uygulamaya ko-nulan ya da onun aracılığıyla meşrulaştırılan politikalar arasın-da kendine özgü bir toplumsal tarihin sonucu özel bir ekonomidünyasına dalmanın mirası olan tüm önvarsayımlarm içine iş-lemiş etkenler ve kurumlar aracılık eder. Neoliberal söylemin

* Raison d'AgirLoccumer Kreis kolokyumunda sunulan bildiri, Loccum (Alman-

ya), 1617 Ekim 1999.

8/11/2019 Pierre Bourdieu - Karşı Ateşler.pdf

http://slidepdf.com/reader/full/pierre-bourdieu-karsi-ateslerpdf 108/168

Am erikan M odelinin Aşılanması ve Sonuçları 1 0 7

model olarak oluşturduğu ekonomi, sözde evrensel nitelikleri-nin belli bir bölümünü özel bir topluma, bir başka deyişle birinançlar sisteminde yerleşmiş ve dünyanın bir ahlak anlayışınabatmış (embedded) olmasına, kısacası olduğu gibi toplumsal ya-pılara ve özel bir toplumsal düzenin bilişsel yapılarına bağlı birekonomi mantığına borçludur.

Bundan ilk olarak, her yerde uygulanan ekonomi politikasımodelinin, Amerikan ekonomisinin özel durumunu evrenselleştirdiği, böylece onun varolduğu gibi varolmasını akladığın-

dan, çok büyük bir rekabet edebilirlik, uygulayımsal ve simge-sel bir üstünlük doğar; ikinci olarak bu model, bunun en yetkinörnek ve model biçimi olan Amerika Birleşik Devletleri'ni eleş-tirmeden, bu arada da özellikle Almanya'da "antiAmerikancılığa" bağlı gibi algılanan her şeyi etkileyen kınamayla karşıkarşıya kalmadan eleştirilemez. Bu model kabullenilmesi gere-ken ön gerçeklere dayanır (kuramlar üzerine kurulmuş ve ger-

çekte doğruluğu onaylanan öneriler gibi sunulan). İlk ön ger-çek: Ekonomi, hükümetlerin engellememesi gereken doğal veevrensel yasalarla yönetilen ayrı bir alandır; ikinci ön gerçek:Demokratik toplumlarda pazar, üretimi ve alışverişleri etkili veadaletli bir biçimde düzenlemenin en uygun aracı olacaktır;üçüncü ön gerçek: "globalization"  özellikle hem pahalıya malolan, hem de işlevsel olmadığı düşünülen iş ve sosyal güvenlik

konusundaki toplumsal haklar alanında devlet harcamalarınınazaltılmasını gerektirecektir.

Bu modelin varlığını ekonomik kuramın saf ilkelerindençok, özel bir toplumsal geleneğin, hemen anmak istediğimAmerika Birleşik Devletleri'nin özel toplumsal geleneğinin ta-rihsel niteliklerine borçlu olduğunu görmek için egemen görü-şün uyguladığı simgesel aşılama etkisinden kurtulmak yeter.İlk olarak, zaten en aza indirgenen ultraliberal tutucu devrimce sistemli olarak zayıflatılan bir devletin güçsüzlüğü  (Reagan'ınbaşlattığı ve Clinton'un, özellikle de bekâr anneler gibi enyoksun durumda olanlara yardımın kaldırılmasını tanımlamakiçin karşıtlama yoluyla olağanüstü örtmece "zuelfare refor mu"nun, süresini uzattığı), bunun sonucu olarak da ekonomik

ve bilimsel açıdan çok ileri, toplumsal ve politik açıdan çok geri

8/11/2019 Pierre Bourdieu - Karşı Ateşler.pdf

http://slidepdf.com/reader/full/pierre-bourdieu-karsi-ateslerpdf 109/168

1 0 8 Karşı Ateşler

bu çelişkili toplumun farklı nitelikleri. Başka göstergeler arasın-da, aynı yöne giden bir olgular bütününü anacağım:  fiziksel şid-detin tekeli,  bireysel silahlanmanın çok yaygın olması nedeniyle

güvence altına alınamamıştır (silah sahibi olma hakkını savu-nanların lobisinin, National Rifle Association'un N R A varlığıgibi, ateşli silah sahiplerinin sayısının 70 milyon, kurşunlaölümlerin yılda ortalama 30.000 olması da ileri ülkelerde ben-zeri olmayan özel şiddetin kurumsallaştırılmış hoşgörüsününgöstergeleridir); devlet sahip olduğu işletmeleri satarak, sağlık,konut, güvenlik, eğitim ve kültür kitap, film, televizyon ve

radyo gibi kamu mallarını tecimsel mallara, kullanıcılarını da müş-teriye dönüştürerek  "kamu hizmetlerini" özel sektöre vererek,eşitsizliği (ölçüsüz bir biçimde büyümeye yönelen) geriletmegücünden vazgeçerek, toplumsal işlevleri alt yetke düzeylerine(bölge, kent vb.) aktararak tüm ekonomik işlerden çekilir. Tümbunlar eski liberal gelenek self help  (Tanrının kendi kendisineyardım edenlere yardım edeceği kalvinist inancın mirası) ve bi-reysel sorumluluğun tutucu yüceltilmesi adına yapılır birey-sel sorumluluğun tutucu yüceltilmesi, örneğin işsizlik ve eko-nomik başarısızlığını toplumsal düzene değil, bireylerin kendi-lerine yüklemeye yönelen ve anlaşılmaz employability  kavra-mıyla, Franz Schultheis'in saptadığı gibi, her bireysel öznedenbir tür kendi kendisinin girişimcisi olarak, kendini insan ser-

mayesi olarak pazara sürmesi istenir. Bunun sonucu, pazarıngeri çevirdiklerinin sefaletini bir tür suçlulukla artırmaktır;"Amerikan demokrasisi" nesnesi olduğu yüceltmeye inanmayayöneltenin tersine, seçimde oy vermeyenlerin çok yüksek oram,partilerin finansmanı, medyaya ve paraya bağımlılık, lobbying'e verilen ölçüsüz görev vb. ciddi işlev bozukluklarıyla doludur.

İkinci olarak, Amerikan toplumu, Max Weber'in Benjamin

Franklin'de örneksel bir somutlaşmasını bulduğu "kapitalizmruhu"nun gelişmesini ve genelleşmesini ve "ödev"e (Berııf, cal-ling)  dönüşmüş anapara artışının yüceltilmesini en uç sınırınaitmiştir kuşkusuz. Sayman mantığı tüm yaşamın ve ayrıcalıksıztüm uygulama alanlarının içine işlemiştir, kurumlarda (örneğin"academic market place"  adı verilende) ve günlük alışverişlerdekayıtlıdır.

8/11/2019 Pierre Bourdieu - Karşı Ateşler.pdf

http://slidepdf.com/reader/full/pierre-bourdieu-karsi-ateslerpdf 110/168

Amerikan Modelinin Aşılanması ve Sonuçları 1 0 9

Üçüncüsü, tüm neoliberal ekonomik düşüncenin temeli,birey ve "bireycilik" tapmcı, Dorothy Ross'a göre Amerikan

sosyal bilimlerinin üzerine kurulduğu görüşün sütunlarındanbiridir.1 Ekonomi bilimi, birbirinden ayrı öznelerin kasten vebilinçli ortaya konulan bireysel ve bencil amaçlarına ulaşmayaçalışan, kasten ve bilinçli hesaplanmış eylemlerini tanımak iste-meyen ve tanıyamayan bir eylem felsefesine dayanır. Temsil,parti, sendika ya da demekler gibi ortak makamların ve ortakbilinci ve istenci hazırlayıp aşılamakla ve dayanışmanın güç-

lenmesini kolaylaştırmasına katkıda bulunmakla yükümlü ma-kam olan devletin düzenlediği toplu eylemlere gelince, ekono-mi bilimi bunun pek az farkına varmakla kalmaz ( free rider   so-runuyla) aynı zamanda basit yalıtılmış bireysel eylemlerin bir ara-ya gelmesine  indirgeme eğilimindedir (bunlarda uzlaşmazlıkla-rın çözümlenme ve hazırlanma biçimlerini, yeni toplumsal ör-gütlenme biçimleri bulma ilkelerini görmeyi bilme eksikliğin-

den). Bunu yaparak da, gerçekte, oy gibi, seçim hücresinin yalıtılmışlığmda ve gizliliğinde tamamlanmış, bir süpermarkettetek başına alışveriş ediminin tam koşutu olan bir bireysel edim-ler toplamına indirgenmiş politikayı dışlar. Ekonominin ve eko-nomiyle politika arasındaki bağıntının içkin felsefesi, pazarınakışkan ve etkileyen mekanizmalarınca düzenlenen ekonomikalanla, geleneğin, erkin ve tutkuların öngörülemez keyfiliğininyakasının bırakılmadığı toplumsal alan arasında aşılmaz bir sı-nır oluşturmaya yönelten bir politik görüştür.

Dördüncü olarak, Dorothy Ross'a göre Amerikan kutsal kita-bının bu ilgili öteki kurucu savı, Amerikan toplum düzeninin di-namizminin ve esnekliğinin yüceltilmesi (Avrupa toplumlarıııamal edilen katılık ve risk korkusunun antitezi) etkinliği ve üret-

kenliği  güçlü bir esnekliğe  bağlamaya (güçlü bir toplumsal koru-maya bağlı zorlamalara karşıt olarak), hatta toplumsal güvensizliği, daha etkili ve üretken ekonomik özneler üretebilecek olumlu bir  ortak düzenleme ilkesi yapmaya götürür.2 Güvensizliğin kurumsal-laştırılması (özellikle yeni iş sözleşmesi türleriyle) üzerine ve şir-ketle işin özel gerekliliklerine (çalışma süreleri ve saatleri, elverişliyönler, yükseltilme umutlan, değerlendirilme biçimleri, ücret tür-

leri, emeklilik vb.) uymak için gittikçe özelleşme gösteren iş üze

8/11/2019 Pierre Bourdieu - Karşı Ateşler.pdf

http://slidepdf.com/reader/full/pierre-bourdieu-karsi-ateslerpdf 111/168

1 0 8 Karşı Ateşler

bu çelişkili toplumun farklı nitelikleri. Başka göstergeler arasın-da, aynı yöne giden bir olgular bütününü anacağım: fiz iksel şid -detin tekeli, bireysel silahlanmanın çok yaygın olması nedeniyle

güvence altına alınamamıştır (silah sahibi olma hakkını savu-nanların lobisinin, National Rifle Association'un N R A varlığıgibi, ateşli silah sahiplerinin sayısının 70 milyon, kurşunlaölümlerin yılda ortalama 30.000 olması da ileri ülkelerde ben-zeri olmayan özel şiddetin kurumsallaştırılmış hoşgörüsününgöstergeleridir); devlet sahip olduğu işletmeleri satarak.sağlık,konut, güvenlik, eğitim ve kültür kitap, film, televizyon veradyo gibi kamu mallarını tecimsel mallara, kullanıcılarını da müş-teriye dönüştürerek  "kamu hizmetlerini" özel sektöre vererek,eşitsizliği (ölçüsüz bir biçimde büyümeye yönelen) geriletmegücünden vazgeçerek, toplumsal işlevleri alt yetke düzeylerine(bölge, kent vb.) aktararak tüm ekonomik işlerden çekilir. Tümbunlar eski liberal gelenek self help  (Tanrının kendi kendisineyardım edenlere yardım edeceği kalvinist inancın mirası) ve bi-reysel sorumluluğun tutucu yüceltilmesi adma yapılır birey-sel sorumluluğun tutucu yüceltilmesi, örneğin işsizlik ve eko-nomik başarısızlığını toplumsal düzene değil, bireylerin kendi-lerine yüklemeye yönelen ve anlaşılmaz employability   kavra-mıyla, Franz Schultheis'in saptadığı gibi, her bireysel öznedenbir tür kendi kendisinin girişimcisi olarak, kendini insan ser-

mayesi olarak pazara sürmesi istenir. Bunun sonucu, pazarıngeri çevirdiklerinin sefaletini bir tür suçlulukla artırmaktır;"Amerikan demokrasisi" nesnesi olduğu yüceltmeye inanmayayöneltenin tersine, seçimde oy vermeyenlerin çok yüksek oranı,partilerin finansmanı, medyaya ve paraya bağımlılık, lobbying'e  verilen ölçüsüz görev vb. ciddi işlev bozukluklarıyla doludur.

ikinci olarak, Amerikan toplumu, Max Weber"in Benjamin

Franklin'de örneksel bir somutlaşmasını bulduğu "kapitalizmruhu"nun gelişmesini ve genelleşmesini ve "ödev"e (Beruf, cal-ling)  dönüşmüş anapara artışının yüceltilmesini en uç sınırınaitmiştir kuşkusuz. Sayman mantığı tüm yaşamın ve ayrıcalıksıztüm uygulama alanlarının içine işlemiştir, kurumlarda (örneğin"academic market place"  adı verilende) ve günlük alışverişlerdekayıtlıdır.

8/11/2019 Pierre Bourdieu - Karşı Ateşler.pdf

http://slidepdf.com/reader/full/pierre-bourdieu-karsi-ateslerpdf 112/168

Bağlanıma Bir Bilgi İçin* 

Çok zamanım olmadığı için ve söylevimin olabildiğince et-kili olmasını istediğimden, doğrudan sizin önünüzde ortayakoymak istediğim soruya geleceğim: Aydınlar, daha açıkçasısosyal bilimler uzmanları, politik evrene girebilirler mi, girme-liler mi ve bunu hangi koşulla etkili bir biçimde yapabilirler?Toplumsal harekette, ulusal ve uluslararası ölçekte, bir başka

deyişle bugün bireylerin ve toplumların yazgısının söz konusuolduğu düzeyde hangi görevi üstlenebilirler? Yeni bir politikayapma biçiminin bulunmasına nasıl katkıda bulunabilirler?

İlk nokta: tüm yanlış anlaşılmaları önlemek için, politikaevrenine giren bir araştırmacının, bir sanatçınm ya da yazarınbir o kadar da bir politikacı durumuna gelmediğini açıkça orta-ya koymalıyız; Dreyfus davası nedeniyle Zola'nın yarattığı mo-

dele göre bir aydın olur ya da Amerika Birleşik Devletleri'ndedenildiği gibi "public intellectual", bir başka deyişle, özel yetene-ği ile yetkisini ve gerçeklik ya da kendi çıkarını gözetmeme gibimesleğinin uygulanmasma yönelik değerleri politik mücadele-sinin içine yerleştiren bir kişi veya politika alanına giren, amaaraştırmacı gereksinimlerini ve yeteneklerini terk etmeden gi-ren bir kişidir. (Bu arada şunu da belirtelim, Anglosakson gele-neğinde sık yapılan scholarship  ve commitment  karşıtlığı, temel-den yoksundur kuşkusuz: sanatçıların, yazarlarm ya da bilgin-lerin Ein stein , Russell ya da Sakh arov kamu alanına girmele-ri ilkelerini, temellerini, nesnelliğe, doğruluğa, çıkar gözetme-meye adanan commited  bir toplulukta bulur. Zaten scholaf   lar* "A scholarship with commitment.  Pour un savoir engage",   "Scholarship and com-

mitment" üzerine MLAModem Language Association of America Sözleşmesi,Şikago, Aralık 1999.

8/11/2019 Pierre Bourdieu - Karşı Ateşler.pdf

http://slidepdf.com/reader/full/pierre-bourdieu-karsi-ateslerpdf 113/168

1 1 2 Karşı Ateşler

toplumsal yetkelerini, teknik yetileri kadar, bu yazılı olmayanahlak kurallarına karşı duydukları varsayılan saygıya da borç-ludur.)

Böylece işin içine girerek, kendi evreninde commitment'da"değersel yansızlık"da kusur bulanları ve politika evrenindeonu tekelleri açısından tehdit olarak görenleri kısacası, dahagenel olarak, girişiminin rahatsız ettiği herkesi düş kırıklığınauğratmakla ya da daha iyisi sarsmakla karşı karşıyadır. Teksözcükle, orada burada, biraz her yerde bu dünyanın güçlülerinde bankacılar, patronlar ve yüksek memurlar gazeteciler-de, politikacılarda ("sol"dakiler de dahil olmak üzere) bugünneredeyse hepsinde, kültürel sermayeyi elinde tutanlarda ve el-bette aydınların kendilerinde, uyuyan tüm antiaydıncılık bi-çimlerini uyandırma tehlikesiyle karşı karşıyadır.

Ancak, ilkesi neredeyse hep hınç olan aydın karşıtlığını kı-namak, aydını her tür eleştiriden bir o kadar muaf tutmak de-mek değildir: aydının kendisinin boyun eğebileceği ve eğmesigereken eleştiri ya da bir başka deyişle eleştirel düşünsellik, ay-dınların tüm politik eylemlerinde mutlak önkoşuldur. Aydındünyası, aydın yetkesi adına yapılan tüm gücün ya da yetkeninkötüye kullanımlarının eleştirisine veya eğer yeğlenirse, aydınyetkesinin bir politik silah olarak kullanımının eleştirisine sü-rekli olarak teslim olmalıdır; en bozuk ve bizi burada özellikle

ilgilendiren biçimi, konusuz ve sonuçsuz bir devrimcilik eğili-mi olan scholastic bias' m eleştirisine de boyun eğmelidirler: dü-şünüyorum ki gerçekte, benim kuşağımdan birçok aydını körükörüne Parti'nin yönergelerine güvenmeye yönelten, gerçek dı-şı olduğu kadar yürekli olan atılım, bugün çok sıklıkla campııs radicalism 'i, bir başka deyişle Marx'in acımasız formülüne göremantığın olgularıyla olgunun mantıklarını (mantığın nesnele-

riyle nesnelerin mantığı) karıştırma eğilimini ya da güncel ger-çeklerine daha yakından bakarsak sözcük ya da metinlerindüzlemindeki devrimleri, nesnelerin düzlemindeki devrimlerdiye görmek.

Bu görünüşteki olumsuz önkoşullar bir kez açıkça ortayakonulunca, aydınların (bundan hep politik bir eyleme girişensanatçıları, yazarları ve bilim adamlarını anlıyorum) özellikle

8/11/2019 Pierre Bourdieu - Karşı Ateşler.pdf

http://slidepdf.com/reader/full/pierre-bourdieu-karsi-ateslerpdf 114/168

Bağlanıma Bir Bilgi İçin 1 1 3

bugün egemenliğin aldığı tümüyle yeni biçimler göz önünealındığında, toplumsal savaşım için vazgeçilmez olduklarını

kesinleyebileceğime inanıyorum. Birçok tarihsel çalışma, think tank1lerin bugün dünyayı yöneten neoliberal ideolojinin aşılan-masında ve üretilmesinde yerine getirdikleri görevi gösterdi;"özgül aydınları" (Foucault'nun verdiği anlamla), eylemininnesnelerini ve düşüncesinin amaçlarını kendi kendine tanımla-yabilecek, kısacası özerk gerçek bir aydın topluluğunda  toplaya-rak, bu tutucu think tank1lerin  üretimlerinin, maaşları önemli ki-

şilerce ödenen uzman topluluklarının karşısına eleştirel ağlarınüretimlerini koymalıyız. Bu aydın topluluğu öncelikle, günü-müzde çoğunlukla bilimin yetkesiyle donanan simgesel ege-menliğe karşı savunma araçlarını üretmeye ve yaymaya çalışa-rak, olumsuz eleştirel işlevleri yerine getirebilir ve getirmelidir;oluşan topluluğun yetenek ve yetkesiyle güçlenerek, egemensöylemi, özellikle sözcük dağarcığından ("küreselleşme", "es-nekleşme" vb.), daha çok da eğretileme kullanımlarından ötürüsuçlayan mantıklı bir eleştiriye tabi tutabilir; egemen söyleminüreticileri (gazetecilerden, özellikle de ekonomi gazetecilerin-den başlamak üzere) ve ürünleri üzerinde ağırlığı olan belirle-yicileri gün ışığına çıkararak birincisini derinleştiren sosyolojikbir eleştiriye de tabi tutabilir; en sonunda uzmanların, özellikle

ekonomi uzmanlarının sözde bilimsel yetkesine tam olarak bi-limsel savlı bir eleştiriyle karşı koyabilir.Ancak, ortak bir politika yaratılması çalışmasına katkıda

bulunarak olumlu bir işlev yerine getirebilir. Avrupa ve GüneyAmerika uluslarının çoğunda Sovyet tipi rejimlerin çöküşü vekomünist partilerin zayıflaması eleştirel düşünceyi kurtardı.Ama neoliberal görüş, böylece boş bırakılan tüm yeri doldur-

du ve eleştiri kim olursa olsun, ne olursa olsunla gerçektenkaygılanmadan, kendi kendine, kendi kendiyle büyülendiğiakademik "küçük dünya"sına sığındı. Öyleyse, tüm politik dü-şünce yeniden oluşturulmalıdır. Daha önceleri inanılabileceğigibi de yalnızca bir kişinin kendine özgü düşüncesinin kaynak-larına bırakılmış düşünce ustasının işi ya da sözsüz olduğuvarsayılan insanların adına söz sözleyen bir topluluğun ya dabir kurumun yetkili kıldığı bir sözcünün işi olamaz.

8/11/2019 Pierre Bourdieu - Karşı Ateşler.pdf

http://slidepdf.com/reader/full/pierre-bourdieu-karsi-ateslerpdf 115/168

1 1 4 Karşı Ateşler

İşte burada, aydın topluluğu gerçekçi ütopyaların ortaküretiminin toplumsal koşullarını yaratmaya katkıda buluna-rak yeri doldurulmaz görevini yerine getirebilir. Yeni politik

eylem biçimleri, yeni seferberlik ve harekete geçmiş insanlarıbirlikte çalıştırma biçimleri, tasanlar hazırlama ve onları or-taklaşa gerçekleştirme biçimleri için ortak arayışı düzenleye-bilir ya da zenginleştirerek işleyebilir. Çalışan topluluklarındinamiğine, dile getirme, bu arada da ne olduklarını ve neolabileceklerini ya da ne olmaları gerektiğini bulgulama çaba-larında yardım ederek, toplumsal evreni büyük olan toplum-sal dünya üzerine engin toplumsal bilginin yeniden birleştiril-mesine ve birikimine katkıda bulunma işlevini görebilir. Böylece neoliberal politikanın kurbanlarına görünüşte köktenfarklı olan, toplumsal olaylarda ve deneyimlerde aynı neden-den kaynaklanıp çeşitli biçimlerde yansıyan etkileri, özellikleonları yaşayanlar için, aynı ulusun ya da farklı ulusların, de-

ğişik toplumsal evrenlerde, tıpta, eğitimde, toplumsal hizmet-lerde, adalette vb. birleşmiş olanlar için, bulgulamaya yardımedebilir.

İş hem son derece acil, hem de son derece zordur. Gerçektesavaşmanın söz konusu olduğu toplumsal evrenin direnilmesigereken görünüşleri 30'lu yılların Almanya'sında nazi öncesihareketler için söylendiği gibi, gerçek bir tutucu devrimin  sonu-

cudur. Reagan'ın ya da Thatcher'ın veya onlardan sonra Blair'in, Schröder'in ya da Jospin'in politik izlencelerinin kaynak-landığı think tank'ler, Welfare State  geleneğinden kopacak du-rumda olabilmek için, gerçek bir simgesel karşıdevrim yap-mak ve bir çelişkin göriiş  üretmek zorunda kalmışlardır: tutucukendini ilerici gibi sunar; geçmişin kimi zaman en eskil olduğukonularda (özellikle ekonomik ilişkiler konusunda) yeniden

canlandırılması, gerilemeleri, geri vermeleri, reformlar ya dadevrimler gibi tanıtmak. Bu, Welfare State’i dağıtmayı amaçla-yan, bir başka deyişle iş, sağlık, toplumsal koruma ya da öğre-tim yasaları konusunda tüm demokratik kazanımları yıkmayıamaçlayan önlemlerde iyi görülür. Böyle bir politikayla savaş-mak, geçmişin en ilerici kazanımları savunulduğundan, kendi-ni eski gibi görünme tehlikesiyle karşı karşıya bırakmaktır. En

8/11/2019 Pierre Bourdieu - Karşı Ateşler.pdf

http://slidepdf.com/reader/full/pierre-bourdieu-karsi-ateslerpdf 116/168

Bağlanıma Bir Bilgi İçin 1 1 5

acımasız eleştiriye maruz bırakmak gereken kamu hizmeti yada ulusal devlet gibi, kimsenin olduğu gibi bırakmayı düşün-

mediği olguları ya da sendikalar, hatta devlet okulu gibi olgu-ları savunmakla birlikte, değiştirmeyi istemeye itilindiği ölçüdeçelişkin bir durum. İşte böylece, tutucu bir işlev yerine getirdi-ğini anımsamadan edemediğim bir devlet okulunu savundu-ğumda, bugün yadsımayla kuşkulu görüldüğüm ya da çelişkiliolmakla suçlandığım oluyor.

Bana öyle geliyor ki scholar'larm,  yeni görüşe ve ağızların-

dan "globalization"  ya da "global competitiveness"  gibi sözcüklereksik olmayan herkesin tümüyle biçimsel bir evrendeşçiliğinekarşı verilen savaşta belirleyici bir işlevi var. Bu yapmacık evrenselcilik gerçekte, egemenlerin çıkarlarına yarıyor: bir dünyadevletinin ve sermayelerin dolaşımı üzerinden alınan bir ver-giyle finanse edilen bir dünya bankasının yokluğunda, yükse-len ülkeler denen ülkelerin, Güney Kore ya da Malezya'nın, ço-

kuluslu şirketlerin etkisine karşı koyabilecekleri tek güç olanulusal devletin gücünü, milliyetçiliğe karşı politik açıdan doğ-ru olmayan gerileme olmakla eleştirir; şu ya da bu güney dev-letinin "kimliğini" kesinleme ya da canlandırma çabalarını, ör-neğin kara çalan İslamcılık yaftası altında kötü göstermeyi vedamgalamayı sağlar. Cinsiyetler arasındaki ilişkilerde de ortalı-

ğı kasıp kavuran, yurttaşlarını uluslararası ekonomik güçlerkarşısında yalnız ve silahsız bırakan bu sözde kalmış evrenselciliğe karşı committed scholars, çevre sorunları, atmosfer kirliliği,ozon tabakası, yenilenemeyen kaynaklar ya da atom bulutlarıgibi kaçınılmaz olarak "küresel" olan, çünkü uluslar ya da "sı-nıflar" arasındaki sınırları tanımayan, gerçekten uluslararasısorunların gücüyle karşısına çıkabilecek yeni bir enternasyona-

lizmle karşı koyabilirler; ayrıca yükselen ülkelerin borç sorun-ları ya da kültürel üretim ve yayımda paranın etkisi (yapımın,sinematografik yayının, yayıncılığın vb. tekelleşmesiyle) gibitümüyle ekonomik ve kültürel sorunlar, yürekten evrenselciolan, bir başka deyişle ulusların arasındaki sınırlardan, özellik-le de Kuzey ve Güney uluslarının arasındaki sınırlardan öteye,evrensele erişimin koşullarını evrenselleştirmeye gerçekten çok

önem veren aydınları toplayabilir.

8/11/2019 Pierre Bourdieu - Karşı Ateşler.pdf

http://slidepdf.com/reader/full/pierre-bourdieu-karsi-ateslerpdf 117/168

1 1 6 Karşı Ateşler

Bunun için, zaten meslekleri dolayısıyla ulusal sınırları aş-maya daha eğilimli ve daha elverişli olan yazarlar, sanatçılar,özellikle de araştırmacılar, ulusal geleneklere göre az ya da çok,

beyinlerinde derinden kayıtlı scholarship  ve commitment  arasın-daki kutsal sınırı  aşmalılar, bunu da akademik mikrokozmostankorkusuzca çıkmak, skolastik dünyanın hem samimi hem desonul, her zaman da biraz gerçekdışı "politik" uzlaşmazlıkla-rıyla yetinmek yerine, dış dünyayla etkileşime girmek (demekki öncelikle sendikalarla, birliklerle ve savaşımdaki tüm toplu-luklarla) ve olası olmayan ama kaçınılmaz bir bağdaşım bul-mak için yapmalılar; bağlanıma bilgi, scholarship zoith conımit menl, bir başka deyişle bilimsel alanda geçerli, kurallara olabil-diğince uyan bir müdahale politikası için yapmalılar. Bu da ey-lem evreninde kural olan aciliyet ve karmaşa karışımından do-layı, uluslararası bir araştırmacı, sanatçı ve bilgin topluluğununortak çalışmasını parlak bir biçimde düzenleyebilecek bir ör-

gütte gerçekten ve tam olarak olasıdır. Bu ortak girişimde, ege-men güçlerin durmadan bilimin, özellikle ekonomi bilimininyetkesine başvurdukları bir zamanda birincil görev kuşkusuzbilim adamlarına düşer. Ancak yazarların, belki de daha çok sa-natçıların (onların arasında da çok özel olarak, yeteneklerinieleştirel savaşlara sokmuş, bağlanıma Amerikalı arkadaşlarım-dan yalnızca ikisini anarsam, Hans Haacke ve Nancy Frazer)

önemli yerleri vardır "Gerçek düşüncede esas güç yoktur", di-yordu Spinoza, onu haksız bulabilecek olan da sosyolog değil-dir. Ama yazarların ve sanatçıların yeni politik işbölümü ya dadaha doğrusu, bulunması gereken yeni politika yapma biçi-minde tümüyle yeri doldurulamaz bir işlev görmelerini de sa-lık verebilir: sanat, düşünceler, eleştirel incelemeler araalığıylasimgesel güç  vermek; örneğin neoliberal düşüncelerin esinledi-

ği politik önlemlerin daha görünmeyen, ama bilimsel olaraköngörülebilen sonuçlarına görünür  ve duyarlı bir biçim vermek.

Bitirmek için, geçen ay Seattle'da olanı anımsatmak iste-rim. İnanıyorum ki başarılmış politik gösterilere, hatta yeni birAgit Prop biçimi çabuk müdahale araçlarına dönüşecek araştır-manın kazanımlarının içinde, bir uluslararası politik eyleminaraçlarının ve amaçlarının neler olabileceğinin ilkelerini belirle-

8/11/2019 Pierre Bourdieu - Karşı Ateşler.pdf

http://slidepdf.com/reader/full/pierre-bourdieu-karsi-ateslerpdf 118/168

Bağlanıma Bir B i lgi İçin 1 1 7

meyi denemek için, bu olay, aşırı değer biçmeden, incelenmesigereken bir ilk olay, bir örnek olarak değerlendirilebilir; enter-

nasyonalizme tam bir bağlılık (commitment)  ve profesyonelliğe(scholarship)  eksiksiz bir katılmayla tanımlanan yeni bir siviltoplum örgütünün politik savaşım stratejilerinin en genel an-lamda neler olabileceği görülebilir.

ParisŞikago, Aralık 1999

8/11/2019 Pierre Bourdieu - Karşı Ateşler.pdf

http://slidepdf.com/reader/full/pierre-bourdieu-karsi-ateslerpdf 119/168

Güçlülerm Görünmez Eli* 

Bir bankalar ve bankacılar Avrupamız var, bir şirketler vepatronlar Avrupamız, bir polis örgütü ve polisler Avrupamızvar, yakında bir ordular ve askerler Avrupamız olacak, ama birAvrupa Sendikalar Konfederasyonu olmasına karşın, bir sendi-kalar ve dernekler Avrupa'sının gerçekten varolduğu söylene-mez; yine Avrupa üzerine kolokyumların ve akademik boyuttaAvrupa sorunlarının tartışıldığı akademik kurumların sayıla-mayacak kadar çok olmasına karşın sanatçılar, yazarlar ve bil-ginler Avrupası kuşkusuz geçmiş çağlarda varolduğundan çokdaha az var. Çelişki şudur, bu güç ve güçlüler çevresinde olu-şan ve çok az Avrupalı olan bu Avrupa, gerici bir milliyetçiliğin(ne yazık ki onun varlığı tartışılmaz) eskil direnişleriyle karıştı-

rılmak, böylece de onu çağdaş ya da ilerici göstermeye katkıdabulunmak tehlikesiyle karşı karşıya kalmadan eleştirilemiyor.Avrupa geleneğinde en çok Avrupalı olanı, yani Avrupa

oluşumu çalışmasını etkili,  bir başka deyişle kendim dinletipgerçek etkiler yaratmak için düşünsel ve politik açıdan yete-rince güçlü bir karşı çıkışa bağımlı kılabilecek bir eleştirel top-lumsal hareketi, bir toplumsal eleştiri hareketini yaratmak ge-

rek. Bu eleştirel karşı çıkış, Avrupa tasarısını bozmayı, etkisiz-leştirmeyi amaçlamaz, ama tersine onu köktenleştirmek  ve böy-lece onu yurttaşlara, özellikle aralarında çoğunlukla depolitizedenilen, oysa yalnızca kötü politikacıların yaptığı kötü politakalarla politikadan bıkanların en gençlerine daha yakın  kılmayı* İsviçre Sendikalar Birliği'nce düzenlenen "Bir Toplumsal Avrupa İçin" adlı kon-

ferans, Rote Fabrik 18 Mayıs 2000; Humboldt Üniversitesi öğrencilerine sesleniş,

Berlin, 10 Haziran 2000.

8/11/2019 Pierre Bourdieu - Karşı Ateşler.pdf

http://slidepdf.com/reader/full/pierre-bourdieu-karsi-ateslerpdf 120/168

Güçlülerin Görütımez fili 1 1 9

amaçlar. Politikayı yeniden anlamlandırmak, bunun için deson yıllarda çok büyük değişimler geçiren ekonomik ve top-

lumsal dünyaya bir anlam verebilecek gelecek tasarıları öner-mek gerekir.30'lu yıllarda, Bearle and Means'in oxvner'larm ve hisse se-

nedi sahiplerinin zararına, manager'larm yükselişini betimledik-lerini anımsarız. Bugün oıuner'larm  geri dönüşüne tanık oluyo-ruz, ama bu yalnızca  görünüşte : Galbraith'ın "teknik yapı" ça-ğındaki güçleri yok. Gerçekte ekonominin efendileri, kazanç

oranlarının tiranlığma bağlı manager'lar, bir başka deyişle orta-ya koydukları "hisse değerini" üç ayda bir yapılan sınavlarıdoğrultusunda teşekkür edilebilir ya da yol verilebilir (çoğun-lukla akıl almaz tazminatlarla) şu genel müdürler ya da getir-dikleri işlerin yüzdelik oranına göre kısa vadeli ödeme yapılanve stockoption   değerlerinin bağlı olduğu borsada günü gününekurları izleyen şu kadrolar değildir artık. Ama owner'lax,  bir

başka deyişle "hisse senedi sahiplerinin demokrasisi" söyleninin isteyeceği gibi, küçük kişisel hisse senedi hamilleri de de-ğildir.

Gerçekte finansal anaparanın, kazanılması umulan şey yada silah olduğu finansal anapara alanında (uzmanlaşmış kurul-lar, incelemeciler ve para yetkelerinin büyük bir simgesel etkin-likle harekete geçirebileceği kültürel sermayenin kimi özel bi-çimleri gibi), bugün egemen olanlar, büyük kuruluşların(emeklilik ödeneği fonları, büyük sigorta şirketleri, özellikle deAmerika Birleşik Devletleri'nde toplu yatırım fonları, money market fıınds ya da mutııal funds) işletmecileridir. Bundan dolayı,şirketler üzerinde olduğu gibi devletler üzerinde de çok büyükbir baskı gücünü ellerinde bulundururlar. Sonuçta onlara be-

nimsetilen, Frédéric London'un asgari ücrete ironik bir gönder-me yaparak sermayenin asgari güvencelenmiş hisse senedi  diyeadlandırdığını elde etme zorunluluğunu aşılayacak güçtedir-ler1: işletmelerin yönetim kurullarında yeraldıklarmdan (corpo rate governance),  egemen oldukları düzenin mantığınca, şirket-lerin ancak işten çıkarma pahasına ulaşabilecekleri gittikçe da-ha yüksek kazanç arayışım (yatırılan anaparanın %12, %15 ve

%18'ine kadar) benimsetmek zorundadırlar. Yöneticiler üzerine

8/11/2019 Pierre Bourdieu - Karşı Ateşler.pdf

http://slidepdf.com/reader/full/pierre-bourdieu-karsi-ateslerpdf 121/168

1 2 0 Karşı Ateşler

kurulan, onların da tehlikeyi ücretli çalışanlarına yüklemeyeyöneltildikleri öze llikle işten çıkarmalar yoluyla tüm düzeninuygulayımsal amacı çevresel, özellikle de insansal sonuçlan

önemsemeden olarak oluşturulmuş kısa vadeli kazanç zorla-masını böylece aktarırlar. Kısacası bu oyunun egemenleri, ege-men oldukları oyunun egemenliği altında olduklarından, bualan yasalarını devletlere ve şirketlere zorla benimseten öznesizbir cehennem makinesi gibi işler.

Şirketlerde tüm seçimleri, özellikle esneklik ve hareketli-lik (kısa vadeli ya da geçici temelli sözleşmeler üzerine işe al-

ma), ücret ilişkisinin bireyselleşmesi, özellikle de el işçiliği ko-nusunda uzun vadeli planlama eksikliği zorlamasına boyuneğen işe alma politikasmı yöneten, kısa vadeli kazanç arayışıdıraynı zamanda. Sürüp giden "fazlalığını alma" tehdidiyle, üc-retlilerin tüm yaşamı güvensizlik ve belirsizlik işareti altınayerleştirilmiştir. Bununla birlikte, önceki düzen iş güvenliği vetalebi besleyerek büyümeyi ve kazancı destekleyen göreceliyüksek bir ücret düzeyini sağlarken, yeni üretim biçimi, hissesenedi sahibi yalnızca sayısal gelirinden ve gerçek geliri sayısalgelirinin olabildiğince yakınında tutması gereken fiyatların de-ğişmezliğinden kaygılandığından maaşların baskılanması ve iş-ten çıkarmalarla ücretli kitlenin azaltılması kazancı en üst dü-zeye çıkarır. Böylece politik rejimden ayrılmaz bir ekonomik re-

 jim,  güvensizliğin kurumsallaşması  üzerine bir egemenlik biçimi,geçicilik yoluyla egemenlik içeren bir üretim biçimi kuruldu:Düzensizleştirilmiş bir finans pazarı, düzensizleştirilmiş bir işpazarını, dolayısıyla çalışanlara boyun eğmeyi zorla benimse-ten geçici bir işi kolaylaştırıyor.

Şirketlerde çalışanları risk, stres, gerilim durumuna sok-mak için, başka araçlarla birlikte güvensizlik silahım kullanan

akıla bir yönetimle işimiz var. Servislerin ve binanın geçicili-ğinden farklı olarak, geleceğin işletmelerinin kurumsallaştırıl-mış geçiciliği, iş örgütlenmesinin ve yaşam biçiminin temelioluyor. Gilles Balbastre'ın gösterdiği gibi, ücretli çalışanlarınınürünleri satmak için evlere telefon etmesi gereken "teledüzenleyiciler" olan telesatış ya da telepazarlama şirketlerinin kimi-leri, üretkenlik, denetim ve gözetim açısından, iş saatleri ve ka-

8/11/2019 Pierre Bourdieu - Karşı Ateşler.pdf

http://slidepdf.com/reader/full/pierre-bourdieu-karsi-ateslerpdf 122/168

riyer yokluğu  açısından, gerçek bir hizmetlerin taylorizmi olan birrejim ortaya koydular. Taylorizmin Vİ'lerine karşıt olarak, üc-

retliler çoğunlukla çok niteliklidir. Ancak "yeni ekonomi"ninVİ prototipi süpermarket kasiyeridir kuşkusuz, ritmi dakikay-la, kronometreyle ölçülür, denetlenir ve zaman kullanımı müş-terilerin kalabalığına göre değişir, fiyatların kaydının bilgisayarlaştırılması, gerçek bir yürüyen bantta çalışmaya dönüşür;bir fabrika işçisinin yaşamına da yaşam tarzına da sahip değil-dir, ama yeni yapıda buna denk bir konumu vardır.

Tüketimci bir dünya görüşü kurmaya katkıda bulunan veücretlilere hiçbir güvence sunmayan bu şirketlerle, neoklasikkuramdan ayrılmayan toplumsal felsefeye yakınlaşan bir eko-nomik gerçeklik bildirilir; neoklasik bir anlıkçı, bireyci, aşırıöznelci felsefenin kendini gerçek kılma yolunu neoliberal poli-tikada bulması gibi, kendi doğrulanmasının koşullarını yarat-mıştır. Bu sürekli kararsızlık içindeki sistem,  yapısal açıdan tehli-

keyle karşı karşıyadır (yalnızca spekülatif balonlara bağlı krizin,üzerinde sürekli Demokles'in kılıcı gibi asılı durmasından dadeğil). İlk bakışta görülüyor ki Ulrich Beck ve Anthony Giddens risk toplumunun yükselişini yüceltirken ve tüm ücretli ça-lışanların dinamik küçük girişimcilere dönüşümü söylemininbedelini kendi üzerlerine alırken, yalnızca egemenlik altındaki-lere ekonominin zorlamalarıyla benimsetilen ve egemenlerinkendilerini dışında tutmaya özen gösterdikleri kuralları, onla-rın tutumlarının ilkeleri olarak oluşturmaktan başka bir şeyyapmıyorlar.2

Ancak bu yeni üretim biçiminin en önemli sonucu, ikili bir  ekonominin  kurulmasıdır (çelişkin olarak bu ekonominin 60'lıyıllarda Cezayiı'de gözlemlediğim, bir yanda kariyersiz, gele-

ceksiz, ne bireysel ne de ortak bir tasarısı olan, bu nedenle dedevrimci hırslardan daha çok bin yılcı düşlere mahkûm biraltproletaryadan oluşan uçsuz bucaksız endüstriyel birikimordusu, öte yanda sürekli bir maaşa ve kalıcı (sürekli) çalışanolma ayrıcalığına sahip küçük azınlığının olduğu ikili ekono-miyle birçok ortak noktası vardır). Konumların ve gelirlerin iki-liği durmadan artar: Az ödenen, üretkenliği zayıf, vasıflı olma-

yan ya da az vasıflı (işyerinde hızlandırılmış bir eğitim üzerine

Güçlülerin Görünmez Eli 1 2 1

8/11/2019 Pierre Bourdieu - Karşı Ateşler.pdf

http://slidepdf.com/reader/full/pierre-bourdieu-karsi-ateslerpdf 123/168

1 2 2 Karşı Aceşler

kurulmuş) ve kariyer sağlamayan alt hizmet işleri, kısacaAndré Gorz'un dediği gibi bir "hizmetliler toplumu"nun geridönüşümsüz işleri çoğalıyor. Bir Amerikan anketinden alıntı

yapan Jean Gadrey'e göre, en çok gelişecek 30 işten 17'si hiçbirniteliğe gerek duymamakta, 8'i de en üst düzeyde niteliğe ge-rek duymaktadır.3 Toplumsal uzamın öteki ucunda egemen olan laregemenlik altındakiler, bir başka deyişle kadrolar, yeni bir ya-bancılaşma biçimiyle tanışırlar. Örgütlenmiş öz sömürü biçim-lerine (Amerika Birleşik Devletleri'nde yıllık ortalama çalışmasüresi, boş zamanın sona ermesiyle ilişkili olarak ilerler: Çok

para kazanırlar ama harcayacak zamanları yoktur) götüren, ya-pının bir başka durumunda anlamı belirsiz, küçük burjuvazi-nin konumuna denk bir konumları vardır. Aşırı çalıştırılırlar,stresli, işten çıkarma tehdidi altındadırlar, yine de şirkete zincirlenmişlerdir.

"Yeni ekonomi"nin peygamberleri ne derlerse desinler, buikililik hiçbir zaman bilişimin toplumsal kullanımlarında  olduğukadar iyi görülemez. "Yeni ekonomi"nin ve Silicon Valley'ingörüşünün sözcüleri, bugün gözlemlenebilen ekonomik ve top-lumsal değişimleri, teknolojinin alnına yazılı bir sonuç gibi gör-me eğilimindedirler, oysa bunların işi olan ekonomik ve top-lumsal koşullandırmanın toplumsal kullanımlarının sonucu-dur. Gerçekte, benzeri görülmemiş yenilik yanılsamasına karşıt

olarak, toplumsal düzene kayıtlı yapısal baskılar finansal ol-dukları kadar teknik de olan  yeni araçların tam bir egemenliğininkoşulu olan kültür ve okul sermayesinin aktarım mantığı gibi—bugün üzerinde etkili olmayı, yepyeniyi ve duyulmamışı bi-çimlendirmeyi sürdürürler.

Bilişim kullanımının ve kullanıcılarının istatistiksel incele-mesi, "karşılıklı etkileyenler" ve "karşılıklı etkilenenler" arasın-

daki kopuşun çok güçlü olduğunu ve özünün kültürel serma-yenin, dolayısıyla en sonunda okul sisteminin ve sermayeninailesel aktarımlarının eşitsiz bölüşümü olduğunu gösteriyor.4Bilişimin değişebilir nitelikli kullanıcısı 35 yaşın altmda, yük-seköğrenimini tamamlamış, yüksek bir geliri olan, kentli ve İn-gilizce konuşan bir erkektir. Kendi programlarını yazabilen virtüozlarla, bilişimin yürüyen bantta çalışanları örneğin 24 saatte

8/11/2019 Pierre Bourdieu - Karşı Ateşler.pdf

http://slidepdf.com/reader/full/pierre-bourdieu-karsi-ateslerpdf 124/168

Güçlülerin Görünmez Eli 1 2 3

24 saat erişim sağlayıcıların hot line'ını elde tutmak için üçsekiz yapan telefon teknisyenlerinin ya da yıllık tarifeleri besle-

yen net sörfçüleri veya kopyalama yapıştırma yapan, her türtemsilden yoksun (personel temsilcisi) turnover 'a yazgılı güncellemeciler arasında hemen hemen hiçbir ortak nokta yoktur.Yine ekonomik ve mali kullanımlar düzeninde, Internet'e bağlıolanlar ve evden alışveriş yapmalarını, banka işlemlerini ger-çekleştirmelerini sağlayan terminallere ve yazılımlara sahipolanlar, bu ağın dışında olanlarla karşıtlaşırlar. İnternet'in Ku-

zey ile Güney arasındaki ilişkileri değiştirmesi gerektiği söylenide olgularca sertçe yalanlanır: 1997 'de dünya nüfusunun envarlıklılarımn % 20'si İnternet kullanıcılarının %93.3'ünü, enyoksul % 20'si de % 0.2'sini oluşturuyordu. Bireyler düzeyindeolduğu gibi, uluslar düzeyinde de özdeksel değildir, bankalarve şirketlerden başka eğitim sistemleri ve laboratuvarlar gibiçok gevşek yapılara dayamr.

En varlıklı toplumların büyük bir bölümü için, bu ikililikbüyük ölçüde işbölümünü adamakıllı belirlemeyi sürdürmeklekalmayıp, çok güçlü bir toplumsal doğrulama  aracı oluşturankültürel sermayenin eşitsiz dağılımına dayamr. Yönetici sınıfolağandışı büyüklenmesini,   kuşkusuz okul kaynaklı, ama aynızamanda yalmzca okula bağlı olmayan çok güçlü bir kültürelsermayeyle donanmasına, olduğu gibi varolmasının kusursuz-ca haklı gösterildiğini duyumsamasına borçludur (yeni burjuvafatih modeli Bill Gates olabilirdi). Diploma yalnızca bir okulsoyluluğu unvanı değildir; bir doğal zekânın,  Tanrı vergisiningüvencesi gibi algılanır. İşte böylece, "yeni ekonomi"nin dün-yaların en iyisi (Huxley7nin verdiği anlamda) gibi görünmekiçin, tüm özelliklere sahiptir: Küreseldir ona egemen olanlar

da uluslararasıdır, çok dil bilir, çok kültürlüdür ("yerellerin","ulusalların" ya da "taşralıların" tersine); "özdeksel değildir", öz-deksel olmayan nesneleri, bilgiyi, kültür ürünlerini üretir vedolaşıma sokar. Böylece, akıllı insanlara özgü bir akıl ekonomisi gibi gözükebilir (bu da gazetecilerin ve güne uygun kadrolarınsempatisini uyandırır). Toplumun adaleti burada bir akıl ırkçılı-

 ğı biçimini alır. Artık yoksullar XIX. yüzyıldaki gibi öngörüsüz,

savruk, ölçüsüz olduklarından değil (deserving poor 'un tersine)

8/11/2019 Pierre Bourdieu - Karşı Ateşler.pdf

http://slidepdf.com/reader/full/pierre-bourdieu-karsi-ateslerpdf 125/168

1 2 4 Karşı Ateşler

budala, kafaca yetersiz, akılsız oldukları için yoksuldurlar. Kı-sacası, okul açısından "yalnızca hak ettiklerine sahiptirler".Gary Becker gibi kimi ekonomistler, ekonomik kuramın ilke

olarak öne sürdüğü akılcılığı, en iyilerinin doğal ayıklanması-nın ürünü, "the best and the brightest"ın  egemenliğinin, önlen-mesi olanaksız doğrulanması durumuna getiren bir neodarvvinciliğinin içinde bulabilirler. Ekonomi matematikten (öteyandan matematik de toplumsal ayıklanmanın en önemli araç-larından biri durumuna gelmiştir) yerleşik düzenin en tartışıl-maz bilgi felsefesine dayanan doğrulanmasını istediğinde de hal-

ka tamamlanır. Böylesine güçlü bir egemenlik biçiminin, akılcı-lık kadar (eğitim sistemince devralınan) evrensel bir egemenlikve meşrulaşhrma ilkesi dileyebilen kurbanlan, kendi imgele-rinde çok derinden zarar görmüşlerdir. Neoliberal politikalarlaakla ve çağdaşlığa erişimde dışlandıklarını duyumsayarak, mil-liyetin ve milliyetçiliğin sığınağına gönderilenlerle kimi faşisteğilimli başkaldırı biçimleri arasındaki, çoğunlukla görünmezve anlaşılmaz ilişki de bu dolambaçlı yolla kurulur.

(Gerçekte neoliberal görüşle etkili bir biçimde savaşmakzorsa, bunun nedeni kendini, tutucuyken ilerici gibi tanıtmasıve tüm eleştirileri, özellikle de geçmişin toplumsal kazananları-nın yıkımına çatanları tutuculuğun, hatta eskilliğin yanına gön-derebil mesidir. İşte böylece sosyal demokrasi isteyen hükümet-

ler, onlara sosyalist progamlarını yadsıdıkları için sitem edenle-rin eleştirilerini aynı kefeye koyabilirler kızılesmer tuhaf birkarmayla birlikte.)

Neoliberalizm sosyal devleti, devletin sol elini (bununkültürel ve ekonomik açıdan yoksun durumda ve egemenlik al-tında olanların, kadınların, damgalanmış budunların çıkarları-nın güvencesi olduğunu göstermek kolaydır) yıkmayı amaçlar.

Buna en iyi örnek olabilecek durum, neoliberal politikanın,hastaların ve hastalıklarının sayısının artmasına katkıda bulunarak (sefalet yapısal nedenler ve hastalık arasındaki karşı-lıklı bağıntı yoluyla: Alkolizm, uyuşturucu, suçluluk, iş kazala-rı vb.) ve tıbbi kaynakları, tedavi araçlarını azaltarak (yaşamaumudu yıldan yüa azalan Rusya ve İngiltere örneğidir bu)iki uçtan saldırdığı sağlığın durumudur.

8/11/2019 Pierre Bourdieu - Karşı Ateşler.pdf

http://slidepdf.com/reader/full/pierre-bourdieu-karsi-ateslerpdf 126/168

Gü çlülerin Görünmez Eli 1 2 5

Avrupa'nın Fransa gibi kimi ülkelerinde, neoliberalizme toplu uyuma eşlik eden  çok işlevli bir yeni toplumsal çalışma tü-rünün doğuşuna tanık olunuyor: Bir yandan, başka zamanların

ulusal atölyeleri biçiminde, çoğunlukla yürekli ve cömert olandeğerden düşürülmüş okul unvanlarının sahiplerini, benzeşikbir konumu olan insanlarla çevreleyerek meşgul etmek, öteyandan okulun bir yana bırakılmışlarını onlara bir çalışma kur-gusu önererek ve onlardan maaşsız ücretliler, girişimsiz giri-şimciler, vasıf ya da diploma edinme umudu olmayan uzatmalıöğrenciler yaratarak uyutmakaralarına almak. Tüm bu toplubir tür özaldatmacayı (özellikle çalışma ve çalışmama, öğre-nim ve iş vb. arasındaki sınırın karışmasıyla) ve simgenin "ta-sarı" düşüncesi olduğu bir benzeşim evrenine inancı yüreklen-diren çevreleme biçimleri, merhametçi bir toplumsal felsefeyeve kavrayışlı olmak isteyen, eyleme geçirmek istediği ("eylemsosyolojisi") "öznelerin" bakış açısını almayı dileyerek, toplum-

sal çalışmanın aldatılmış ve aldatmacı görüşünü (yapıları vesonuçlarım saptadığı için bu bakış açısına göre gerekirci ve kö-tümser görünmeye yazgılı kesin bir sosyolojinin tersine) yeni-den göz önüne almaya yönelen bir soft sosyolojiye dayanır.

Simgesel gücün böylesine önemli bir yer tuttuğu, böylekarmaşık ve kurnaz bir egemenlik biçimi karşısında yeni sava-şım biçimleri bulmak gerekir. Bu çarkta "görüşlerin" özel yerin-

den dolayı, araştırmacıların yapılacak önemli bir görevi vardır.Bunun için, politik eyleme yeni amaçlar eg em en inanışları yık-ma ve yeni yöntemler bilimsel egemenlik üzerine kurulmuşteknik silahlar ve araştırmanın kazanmalarına duyarlı bir biçimvererek ortak inanışları sarsmaya yönelik simgesel silahlar be-lirlemeye katkıda bulunmaları gerekir.

Yaratmanın söz konusu olduğu Avrupa toplumsal hareke-

tinin amacı bir ütopyadır, bir başka deyişle, içinde bugün çokçeşitli ve dağınık olan toplumsal eleştirel güçlerin, bir eleştirelgüç olabilmek için yeterince bütünleşmiş ve örgütlenmiş olaca-ğı bir Avrupa; bu hareketin kendisinin de böyle bir toplanma-nın önündeki engellerin dilsel, ekonomik, teknik büyüklüğüölçüsünde ütopik bir yanı vardır. Bizim önerdiğimiz amaçlarınhepsini ya da bir bölümünü öneren hareketlerin çokluğu ve çe-

8/11/2019 Pierre Bourdieu - Karşı Ateşler.pdf

http://slidepdf.com/reader/full/pierre-bourdieu-karsi-ateslerpdf 127/168

1 2 6 Karşı Ateşler

şitliliği, gerçekte bu alanda bağlanıma bireylerin ve örgütlen-miş rekabetin sonuçlarının üstesinden gelmeye yardım etmeyeçabalayarak, ne ekleyerek ne de tekelleştirerek birleştirmeyi ve

bütünleştirmeyi amaçlayan bir ortak girişimin ilk ve temel doğ-rulanmasıdır. Sonuçta, her şeyden önce araştırmacılar ve öznelerce (birincilerin ikincilerce ya da tersi her tür araçsallaştırılmasmı önleyerek) birlikte hazırlanmış ve ulusal geleneklerleher ulusun içindeki mesleki ve toplumsal kategoriler arasında-ki (çalışanlar, özellikle de işsizler) cinsiyetler, kuşaklar ve etnikkökenler (göçmenler ve yurttaşlar) bölünmeleri aşarak, top-

lumsal hareketi birleştirebilecek uyumlu bir seçenek önerileri bü-tünü  önermek söz konusudur. Yalnızca iktidardaki sosyal de-mokrasinin, depolitize edid politik eyleminin eksiklerini aşmaistencinden doğan tüm toplumsal hareketlerin hem kuramsal,hem uygulamalı eleştirisi etkinliklerini düzenlemek için gerekliçok büyük bir ortak çalışma bedeline, birçok düzeyde (ulusla-rarası, ulusal ve yerel), yavaş yavaş varlıklara ve akıllara yenibir politika yapma biçimi kaydedecek araştırma, tartışma ve se-ferberlik yapıları bulunabilir.

Zürih, M ayıs 2000Berlin, Haziran 2000

Notlar1 Frédéric Lordon, Fonds de pension, piège à cons? Mirage de la démocratie actionnari-

ale, Paris, Raisons d'agir Yayınlan, 2000.2 Tehlikenin ve toplumsal güvensizliğinin yücellilmesinin "Fransız" yorumu Fran-

çois Ewald ve Denis Kessler1in kaleminden “Les noces du risque et de la politiquc"de bulunabilir, Le Débat, 109, MartNisan 2000, s. 5572.

3 Jean Gadrey, Nouvelle économie, nouveau mythe?, Paris, Flammarion, 2000, s. 90.4 Burada özellikle Michel Gollac'ın çalışm alanna, daha çok da Actes de la recherche 

en sciences sociales'a dayanıyorum (L'informatique au travail), 134, Eylül 2000.

8/11/2019 Pierre Bourdieu - Karşı Ateşler.pdf

http://slidepdf.com/reader/full/pierre-bourdieu-karsi-ateslerpdf 128/168

Depolitizasyon Politikasına Karşı

Hem betimleyici hem kuralcı "küreselleşme" adı altında ta-nımlananlar, gerçekte bir ekonomik yazgıcılığın değil, ama bi-linçli ve kasten, çoğunlukla da sonuçlanırın bilincinde olmayanbir politikanın sonucudur. Tümüyle çelişkin olarak bir depoliti zasyon politikası  söz konusu olduğuna göre, özgürlüğün sözcükdağarcığından, utanmadan liberalizm, özgürleştirme, kuralsız-

laştırmayı alan bu politika, ekonomik gerekirciliklere, onlarıher tür denetimden özgürleştirerek   yazgıcı bir güç vermeyi vehükümetlerle yurttaşların "özgürleşmiş" ekonomik güçlereböylece boyun eğmesini sağlamayı amaçlar. OMC ya da Avru-pa Komisyonu gibi büyük uluslararası örgütlerdeki toplantılar-da ya da çokuluslu işletmelerin tüm "ağlarında" hazırlanıp,ekonomik açıdan ilerlemiş bir ülkeler topluluğuna, onları ya-

vaş yavaş ekonomik güçlerini denetleme gücünden yoksunkalmaya yönelterek en farklı, özellikle de hukuksal yollardanbenim setilen bu politikadır.

Bu depolitizasyon politikasına karşı politikayı, bir başka de-yişle politik düşünceyi ve eylemi yeniden canlandırmak ve bu ey-leme, artık ulusal devletin sınırlarının ötesinde konumlanandoğru uygulama yerini, artık ulusal devletlerin politik ve sen-dikal savaşımlarına indirgenemeyecek özel yollarını bulmaksöz konusudur. Gizlememek gerekir ki iş son derece güçtür, bu-nun da birçok nedeni vardır: Öncelikle savaşılacak politik ma-kamlar son derece uzaklaşmış olduklarından üstelik yalnızcacoğrafi açıdan da değil geleneksel savaşımların çatıştığı kurumlara hiçbir yönden, yöntemleri bakımından da etkenleri ba-

kımından da benzemedikleri için. Sonra, bugün ekonomik ve

8/11/2019 Pierre Bourdieu - Karşı Ateşler.pdf

http://slidepdf.com/reader/full/pierre-bourdieu-karsi-ateslerpdf 129/168

1 2 8 Karşı Ateşler

toplumsal dünyada egemen olan etkenlerin ve mekanizmalarıngüçleri ekonomik, politik, askeri, kültürel, bilimsel, teknolojiktüm sermaye türlerinin olağanüstü biçimde tek elde toplanma-

sına dayandığı için, bu benzeri görülmemiş bir egemenliğin te-melidir, kendileri de çoğunlukla haberleri olmadan büyükuluslararası iletişim ajanslarınca ve onları karşı karşıya getirenrekabet mantığınca yönlendirilen medyanın etkisi yoluyla uy-gulanır.

Ne var ki etkili bir politik eylemin amaçlarından kimileri,Avrupa düzeyinde konumlanır en azından işletmelerin ve

Avrupa örgütlerinin evrensel ölçekte, egemen güçlerin belirle-yici bir öğesini oluşturdukları ölçüde. Bugün bölünmüş olanfarklı hareketleri ulusal ölçekte olduğu gibi, uluslararası ölçek-te de toplayabilecek bir birleşmiş Avrupa toplumsal hareketininoluşumunun, egemen güçlere etkili biçimde direnmeyi isteyenherkes için, akılcı bir amaç olarak benimsenmesi sonucu çık-maktadır bundan.1

 Açık Bir Eşgüdüm

Toplumsal hareketler, kaynaklan, amaçları ve taşanları açı-sından ne kadar farklı olurlarsa olsunlar, onlara bir aile havası

veren bir ortak nitelikler  bütününe sahiptirler. İlk olarak, bu ha-reketler özellikle büyük çoğunlukla politik seferberliğin gele-neksel biçimlerini, daha çok da sovyet türü partilerin geleneği-ni sürdürenlerin reddinden doğduklarından, azınlıklar tarafın-dan tekelleştirmenin tüm türlerini dışlamaya ve tüm ilgililerindoğrudan katılımını kolaylaştırmaya eğilimlidirler. (Bu bir ba-kıma yeni tür liderlerin ortaya çıkmasının yardımıyla olmuştur.

Bu liderler geleneksel sorumlularınkinden çok daha üstün birpolitik kültürle donanmışlardır, yeni bir toplumsal beklentilertürünü anlayabilir ve dile getirebilirler.) Bu bakımdan salt er-kinlikçi geleneğe yakın olarak, çarkın hafifliğiyle belirlenen vegörevlilere etkin özne işlevlerine yeniden sahip çıkma olanağıtanıyan özyönetimci düşüncenin örgütlenmesi biçimlerinebağlıdırlar özellikle, politik müdahalenin tekelini almalarına

8/11/2019 Pierre Bourdieu - Karşı Ateşler.pdf

http://slidepdf.com/reader/full/pierre-bourdieu-karsi-ateslerpdf 130/168

Dépoli t izasyon Politikas ına Karşı 1 2 9

karşı çıktıkları partilere karşı. İkinci ortak nitelik, amaçlarındave araçlarında, güçlü simgesel içerikli özgün eylem biçimlerini

bulmaları ya da yeniden bulmalarıdır. Doğrudan ve pratik çö-zümler getirmeye çabaladıkları toplumsal yaşam, konut, iş,sağlık, evraksızlar vb. için kesin, somut ve önemli amaçlara yö-nelirler; önerileri gibi redlerinin de ilgili soruna doğrudan bağ-lı, militanlarla sorumluların güçlü bir kişisel bağlanımlarını is-teyen örnek eylemlerde somutlaşmasına dikkat ederler. Bu mi-litanlar ve sorumlular genellikle olay yaratma sanatında, med

yatik evrenin işleyişini iyi bilmeleri nedeniyle medyatik, dola-yısıyla da politik bakışı odaklamaya özgü bir konuyu drama-tikleştirme sanatında usta olarak görülürler. Bu hareketlerinmedyaya dayanan küçük bir azınlık tarafından kafadan uydu-rulmuş, yaratılmış basit yapay olgular olduğunu göstermez bu.Gerçekte medyanın gerçekçi kullanımı, "geleneksel" hareketle-rin partiler, sendikalar dışında çoktan beri sürdürülen mili-

tan çalışmayla birleştirilmiştir, kimi zaman da bu hareketlerinkendisi de marjinal ve azınlıkta kalan bir kesiminin işbirliği vedesteğiyle farklı durumlarda daha görünür olma fırsatını bul-muştur, bu da en azından zamanmı geçirmeden toplumsal ta-banı genişletmiştir. Bu hareketlerin yeni olduğu için en gözeçarpan olgusu, bir bakıma yalnızca örnek oluşlarının erdemiy-le, bir bakıma sınırların ötesinde konut için savaşımların duru-mu gibi eşzamanlı buluşlar olduklarından, hemen uluslararasıbir biçim almalarıdır. (Ne var ki yeni savaşım biçimlerinin ken-dine özgü nitelikleri, onlar için medya tarafından kimi zamanistemeyerek yapılmış reklamdan beslenmelerine dayalıdır; gös-tericilerin sayısı da artık bir gösterinin ya da eylemin uyandır-dığı medyatik ve politik yankıdan ne olursa olsun, kimi za-

man gazetedeki bir metin de olabilir daha az önem taşır. An-cak medyatik görünürlük tanım gereği kısmi, sık sık taraflı,özellikle de geçicidir. Sözcülerle görüşmeler olur, birkaç doku-naklı röportaj yapılır, ama medyatik anlayışın ve aktarımın sı-nırlarından ötürü, hareketlerin istekleri ender olarak kamu tar-tışmalarında ciddiye alınır. Bu nedenle zaman içinde  ve medya-tik fırsatlardan bağımsız olarak bir militan çalışma ve bir ku-

ramsal hazırlık yapma çabası yürütmek kaçınılmazdır.) Üçüncü

8/11/2019 Pierre Bourdieu - Karşı Ateşler.pdf

http://slidepdf.com/reader/full/pierre-bourdieu-karsi-ateslerpdf 131/168

Karşı Ateşler

ayırt edici nitelik, büyük kurumsal yatırımcıların ve çokulusluşirketlerin isteklerini aşılamayı amaçlayan neoliberal politika-ları reddetmeleridir. Dördüncü nitelik, farklı derecelerde ulus-

lararası ve enternasyonalist olmalarıdır. (Bu, özellikle işsizlerinhareketinde ya da Köylü Konfederasyonu'yla hem küçük Fran-sız köylülerini koruma duygusu ve istenci, hem de Latin Ame-rika'nın topraksız köylülerini vb. koruma duygusu ve istencitaşıyan José Bové'nin canlandırdığı hareket örneğinde görülür.Tüm bu hareketler hem özerklikçi hem enternasyonalisttir; adagibi yalıtılmış Avrupa'yı değil, Avrupa yoluyla kuşkusuz ötekiülkelerle, örneğin birçok insanın kıtalarötesi dayanışma bekle-diği Kore'yle bağlantılı gerçekleşmesi gereken belli bir tür eko-nominin sosyal yönetimini savunurlar.) Son ayırt edici ve ortaközellik, savaşımlarının çoğunun örtük ilkesi olan dayanışmayıyüceltmeleri ve onu eylemleriyle olduğu gibi (tüm "yoksunla-rın" sorumluluğunu yüklenmekle), donandıkları örgütlenmebiçimiyle de ortaya koymaya çabalamalarıdır.

Politik savaşımların amaçlarında ve yöntemlerinde böylebir yakınlığın saptanması militanların, daha çok aynı yöne yö-nelmelerden ve yinelemelerden etkilenen en gençlerinin sıklık-la istedikleri tüm dağınık hareketlerinin birleşmesini (kuşkusuzne olası ne deistenir olan) değilse bile, en azından tüm kendine mal etme isteklerinden ayrı talep ve eylemlerinin eşgüdümünün   ar-

dından koşmayı aşılar: Bu eşgüdüm bireyleri ve toplulukları,hiç kimsenin ötekileri egemenliği altına alamayacağı ve zorlayamayacağı, deneyimlerin, bakış açılarının ve izlencelerin çeşit-liliğine bağlı kaynakların korunacağı koşullarda birleştirebile-cek bir ağ   biçimini almalıdır. Temel işlevi toplumsal hareketleriparçalanmış, dağılmış eylemlerden ve yerel, kısmi, tek amacayönelik eylemlerin özelliklerinden koparmak, onlara özellikle

yoğun seferberlik anlarıyla gizli ya da yavaşlatılmış anlar ara-sında kesiklikleri ya da art arda gelmeleri aşmak olacaktır yi-ne de bürokratik bir yönetim altında toplanmaya da kendinikaptırmadan olacaktır bu.

Bugün çok sayıda bağlantı, çok sayıda girişim var, ancakbunlar her ülkenin içinde son derece dağınık, ülkeler arasındaise haydi haydi dağınık kalıyorlar. Örneğin, her ülkede, Avru-

8/11/2019 Pierre Bourdieu - Karşı Ateşler.pdf

http://slidepdf.com/reader/full/pierre-bourdieu-karsi-ateslerpdf 132/168

Depolitizasyon Politikasına Karşı 1 3 1

pa'nm ve dünyanın geleceğiyle ilgili incelemelerle, salık verme-lerle, önerilerle dolu Internet sitelerinin dışında çok sayıda eleşti-

rel günlük ya da haftalık gazete ya da dergi var, ama tüm bu ça-lışma dağınık kalıyor, kimse de tüm bunları okumuyor; bu çalış-maları üretenler çoğunlukla birbirleriyle rekabet içinde, birbirle-rini eleştiriyorlar, oysa katkıları tamamlayıcı ve birbirine eklene-bilir. Egemenler yolculuk ederler, paraları vardır, birçok dil bilir-ler, kültürün ve yaşam biçimlerinin benzerliğiyle yakınlaşmışlar-dır. Karşıda dağınık dilsel ya da toplumsal engellerle ayrılmış in-

sanlar var. Tüm bu insanları bir araya getirmek, hem çok gereklihem de çok zor. Çok engel var. Gerçekte, sendikalardan başla-mak üzere birçok ilerici güç, birçok direniş yapısı ulusal devletebağlı. Kurumsal yapılar gibi düşünsel yapılar da. İnsanlar ulusaldüzeyde savaşmaya alışık. Sorun yeni uluslarötesi seferberlikyapılarının, ulusal olan geleneksel yapıları ardından sürükleme-yi başanp başaramayacağı. Kesin olan, toplumsal hareketin çokgeniş, büyük ölçüde de düşünsel bir çalışma pahasına devletedayanması gerektiği, ama devleti değiştirerek dayanması gerek-tiği, sendikalara dayanması gerektiği ama sendikaları değiştire-rek sendikalara dayanması gerektiğidir. Araştırmacıların işlevle-rinden biri (ülküsel olarak), farklı topluluklara uyuşmazlıklarınıaşmaya yardım ederek, toplumsal hareketin örgütlenmesinde

danışman işlevi görmektir.Bu kıvrak ve sürekli eşgüdüm kendine farklı amaçlar belir-lemelidir: Bir yandan ilgili durum ve koşullara bağlı görüşmeler-le, kısa vadeli ve belirli bir amaca yönelik eylemler bütünü dü-zenlemek, öte yandan genel çıkar sorunlarını tartışmaya açmakve ilgili toplulukların tümünün temsilcileriyle, dönemsel toplan-tılarda daha uzun vadeli araştırma programlarının hazırlanması

için çalışmak. Sonuçta, tüm toplulukların kaygılarının kesişiminde hepsinin katılabileceği, kendi yetilerini ve yöntemlerini orta-ya koyarak işbirliği yapabilecekleri genel amaçlar bulup hazırla-mak söz konusu olacaktır. Ortak önvarsayımlan benimseyen birbireyler ve topluluklar bütününün demokratik karşıtlaşmasının,yavaş yavaş sendikaların da partilerin de toptan bir çözüm geti-remedikleri temel sorulara, uyumlu ve sağduyulu bir yanıtlarbütünü ortaya çıkarabileceğini ummak yasak değildir.

8/11/2019 Pierre Bourdieu - Karşı Ateşler.pdf

http://slidepdf.com/reader/full/pierre-bourdieu-karsi-ateslerpdf 133/168

Karşı Ateşler

Yenilenmiş Bir Sendikacılık

Bir Avrupa toplumsal hareketi, Avrupa ölçeğinde güçlen-mesinin ve birleşmesinin önündeki dış ve iç engelleri aşabilecekyenilenmiş bir sendikacılığın katılımı olmadan tasarlanamaz.Sendikacılığın utkusunun dolaylı ve ilgisiz bir sonucu için yıkı-mını düzenlemek yalnızca görünüşte çelişkilidir: Sendikal sava-şımları canlandırmış olan birçok hak davası, artık ödevlerin vehakların (örneğin toplumsal korumayla ilgili olanlar) temelinde

olduğundan, sendikalar arasındaki savaşımların kazamlacak yada yitirilecek kurumlan durumuna gelmiştir. Çoğunlukla devlettarafından paraca desteklenen, devlete karşı korunan makamla-ra dönüşen sendika bürokrasileri, varsıllığın yeniden bölüşümiine katılırlar, kopmaları ve karşıtlaşmaları önleyerek, toplum-sal uzlaşmayı güvenceye alırlar. Sendika sorumluları da vekillikettikleri kişilerin kaygılanndan uzaklaşmış yöneticilere dönüş-

tüklerinde, aygıtlar arasında ya da aygıtlar içindeki rekabetinmantığınca, savunacakları varsayılanların çıkarlarından çok,kendi çıkarlarmı savunmaya yönelebilirler. Bu da bir ölçüde,sendikalıların çalışanlarını uzaklaştırmaya ve sendikalılarınkendilerini, örgüte etkin katılımdan ayırmaya katkıda bulunur.

Ancak bu iç nedenler, sendikalıların her zaman daha az sa-yıda ve daha az etkin olmalarının nedenlerini açıklamaya yet-

mez. Neoliberal politika da sendikaların zayıflamasına katkıdabulunur. Esneklik, daha çok da artan bir sayıdaki ücretlinin ge-çiciliği, bunun sonucu olarak da çalışma koşullarının ve kural-larının değişimi tüm birlikçi eylemleri, basit bilgi çalışmasınıbile zorlaştırmaya katkıda bulunur, öte yandan toplumsal yar-dımın kalıntıları ücretlilerin bir bölümünü korumayı sürdürür.Bir de harcamaların dolaşımını ve kayıtsız şartsız vekâlet mo-delinin sorgulanmasını, aynı zamanda da parçalanmış, geçicileştirilmiş çalışanları harekete geçirmek için vazgeçilmez yenitekniklerin bulunmasını doğal olarak içerecek sendikal eyleminyenilenmesinin hem ne kadar zorunlu, hem de ne kadar zor ol-duğunu gösterir.

Yaratmanın söz konusu olduğu tümüyle yeni bir tür ör-

gütlenme, sendikacı hareketlerin ya da başka toplumsal hare-

8/11/2019 Pierre Bourdieu - Karşı Ateşler.pdf

http://slidepdf.com/reader/full/pierre-bourdieu-karsi-ateslerpdf 134/168

Depolitizasyon Policikasına Karşı   133

ketlerin hiçbirinin yakasım bırakmayan tekelleşmenin riskle-rinden de (ya da daha açıkçası kendine mal etme eğilimlerine

ve girişimlerine) bu tehlikelerin yarı nevrotik korkusunun sık-lıkla yarattığı hareketsizlikten de kaçarak, amaçlara ve ulusla-ra göre parçalanmayı, yine aynı biçimde hareketlere ve sendi-kalara bölünmeyi aşacak güçte olmalıdır. Sendikaların ve hare-ketlerin,  Avrupa toplumsal hareketinin halk meclisi  gibi görüşüpkonuşma ve tartışma makamlarında karşılaşmalarıyla dina-mikleştirilen kalıcı ve etkili bir uluslararası ağın varlığı, ulusla-

rarası bir hak davası eyleminin gelişmesine olanak vermelidir.Bu eylemin kimi sendikaların temsil edildiği resmi organlarla(Avrupa Sendikalar Konfederasyonu gibi) artık bir ilişkisi ol-mayacak ve durmadan özel, bundan dolayı da sınırlı olan du-rumlarla korkusuzca karşılaşan tüm hareketlerin eylemleriylebütünleşecektir.

 Araştırmacıları ve Militanları Birleştirmek

Toplumsal hareketlerin bölünmelerini aşmak, böylece bi-linçli ve yöntemli olarak tasarlanmış egemen güçlere karşıkullanılabilir güçleri toplamak için gerekli çalışma, aynı za-

manda araştırmacılarla militanları ayıran, aynı biçimde üzücübir başka bölünmeye karşı da uygulanmalıdır. Ekonomik güç-lerin, benzeri görülmemiş bilimsel, teknik ve kültürel kaynak-ları hizmetlerine koşacak güçte oldukları bir ekonomik ve po-litik güç ilişkileri durumunda, araştırmacıların çalışması, bü-yük çokuluslu işletmelerce ve OMC gibi, neoliberal, genelleş-miş denetimsizleştirme ütopyasına yavaş yavaş gerçeklik ka-

zandırabilecek evrensel savlı düzenlemeleri üretip aşılayanuluslararası örgütlerce hazırlanıp ortaya koyulan stratejileribulgulayıp yıkmak için vazgeçilmezdir. Böyle bir yakınlaşma-nın önündeki toplumsal engeller, farklı hareketler arasında yada hareketler ve sendikalar arasında yükselen engellerden da-ha küçük değildirler: Oluşumları ve toplumsal yörüngeleriaçısından farklı olup, militan bir çalışmaya giren araştırmacı-

lar ve bir araştırma girişimine kendini adayan militanlar bir-

8/11/2019 Pierre Bourdieu - Karşı Ateşler.pdf

http://slidepdf.com/reader/full/pierre-bourdieu-karsi-ateslerpdf 135/168

likte, birbirlerine karşı sahip olabilecekleri tüm olumsuz ön-yargıları aşarak, farklı yasalara ve mantıklara bağlı evrenlereaidiyetle birleşen alışkanlıklardan ve önvarsayımlardan kur-

tularak birlikte çalışmayı öğrenmelidirler, bu, iletişim biçimle-rinin ve yeni bir tür tartışmanın oluşturulmasının yardımıylaolur. Deneyimlerle yetilerin eleştirel karşılaşmasının içinde vekarşılaşmasının aracılığıyla, politik güçlerini hem sistemlihem de ortak özlem ve inançlarda kök salmalarına borçlu ola-cakları bir yanıtlar bütününün ortaklaşa bulgulanabilmesi içingerekli olan koşullardan biridir bu.

Yalnızca farklı ülkelerin farklı örgütlerinde tüm güçlerle, bil-gi araçlarıyla ve halk meclisi gibi özel bilgi ve tartışma yerlerindeortaklaşa hazırlanan eleştiri araçlarıyla güçlenmiş bir AvrupaToplumsal Hareketi, uluslararası büyük işletmelerin ve onlarıniletişim ajanslarında, çalışma bürolarında ve lobbying öğütlerindetoplanmış damşman, uzman ve hukukçu ordularının hem ekono-mik hem düşünsel güçlerine direnebilecek güçte olacaktır. Ayrıca

kısa vadeli en yüksek kazanç arayışıyla yönlendirilen makamlar-ca utanmazca aşılanan amaçların yerine, yalnızca ekonomik çıkarlann kaba ve kah gücünün önüne geçmek için gerekli politik,hukuksal ve finansal araçlarla donanmış bir Avrupa toplumsaldevletinin ekonomik ve politik açıdan demokratik amaçlarım ko-yabilecek durumdadır.  Avrupa toplumsal hareketinin halk meclisi için çağn (www.samizdat.net/mse  İnternet sitesine bakınız) bubakış açısında yer alır. Avrupa toplumsal hareketinin tümünütemsil etmeyi hiç amaçlamaz, görevden çekilmiş sovyetçüerce se-vilen en güzel "demokratik merkeziyetçilik" geleneklerine göretekelleştirmeyi daha da az amaçlar, ama bugün, "küreselleşme"politikasının hizmetinde seferberliğe geçen ekonomik ve kültürelgüçler çapında toplumsal direniş güçlerinin toplanması için dur-madan çalışarak uygulamada var etmeye katkıda bulunmak ister.

Paris, Temmuz 2000

1 3 4 Karşı Ateşler

8/11/2019 Pierre Bourdieu - Karşı Ateşler.pdf

http://slidepdf.com/reader/full/pierre-bourdieu-karsi-ateslerpdf 136/168

Dépoli t izasyon Po litikasına Karşı 1 3 5

 Anlamı Belirsiz Avrupa: Avrupa Düzeyinde Bir Eylemin Seçimine Döniiş2

Avrupa'nın anlamı temelde anlaşılmazdır, dinamik bir bakışaçısında düşünüldüğünde, dağılma eğiliminde olan bir anlaşıl-mazlıktır bu: Bir yanda, egemen ve bu sıfatla dünya ölçeğindepolitik bir rol oynayabilecek ekonomik ve politik güçler karşısın-da özerk bir Avrupa var; öte yanda, bir tür gümrük birliğiyleAmerika Birleşik Devletleri'ne bağlı, bundan dolayı da Kana

da'nın yazgısını andıran bir yazgıya, bir başka deyişle egemengücün karşısında ekonomik ve kültürel bağımsızlığını giderekyitirmeye mahkûm bir Avrupa vardır. Asıl Avrupalı Avrupa,yaptığının ve dönüşmekte olduğu şeyin tam tersini bekleyenle-rin katılımını belirmesini kolaylaştırdığı AvroAmerikalı Avru-pa'yı gizleyerek bir aldatmaca gibi işler gerçekte.

Tümüyle kuşkulu kopuş dışında her şey, Avrupa'yı Atlan-tik ötesi güçlere (Transatlantic Business Dialogue'la, Avrupalıve Amerikalı en büyük 150 işletmeyi toplayan, evrensel tecimeve yatırımlara engelleri kaldırmaya çalışan örgütle simgeleşenve somutlaşan güçler) boyun eğmeye doğru yönlendiren eği-limlerin utku kazanması gerektiğini düşünmeye izin veriyor:sonuçta Amerika Birleşik Devletleri, tüm sermaye türlerini en

yüksek derecede tek yönetim altında toplamasından dolayı,ekonominin evrensel alanına egemen olacak güçtedir. Bu daözellikle serbest "dolaşıma" engelleri sınırlamayı amaçlayanhizmetler ticareti üzerine genel anlaşma (AGCS), çok sık deği-şen düzenlemelerin bütünü gibi hukuksalpolitik mekanizma-lar ve çok büyük bir gizlilikte üretilen, bilinçli olarak karanlık,hukuksal savunma sistemlerini bozan bilgisayar virüsleriyle

benzer "gecikme etkili" önlemler yayımlatarak, egemen ekono-mik güçlerin hizmeti için (demek ki kantçı evrensel devlet dü-şüncesinin tam tersi) bir tür  görünmez evrensel hükiimet'm   yük-selişini hazırlayan metinler yardımıyla olur.

"Küreselleşme" politikasının, devletlerin zayıflamasınıkolaylaştırmaya yöneldiği yaygın düşüncenin tersine, devlet-

ler gerçekte onları zayıflatan politikanın hizmetinde belirleyicibir rol oynamayı sürdürürler. Devletleri finans pazarlarının

8/11/2019 Pierre Bourdieu - Karşı Ateşler.pdf

http://slidepdf.com/reader/full/pierre-bourdieu-karsi-ateslerpdf 137/168

1 3 6 Karşı Aceşler

yararına yoksun bırakmayı amaçlayan politikaların, devletler-ce, üstelik de sosyalist devletlerce ilan edildiği dikkate değer-dir. Bu da devletlerin, özellikle de sosyal demokratlarca yöne-

tilenlerin neoliberalizmin utkusuna yalnızca sosyal devletinyıkılması için çalışarak değil (bir başka deyişle özellikle çalı-şanların ve kadınların hakları), ayrıca yerine geçtikleri güçlerigizleyerek de katkıda bulunduklarım gösterir. Ancak bir aldat-maca işlevleri de vardır: Yurttaşların dikkatini düşsel hedeflereçekerler (en yetkin örneği Fransa'da farklı eğilimlerdeki cum-hurbaşkanı ve başbakanın yönetimi çevresinde dönen bütü-nüyle ulusal tartışmalar). Bu düşsel hedeflerin varlığı, Avrupakamusal alanının olmaması, politik, sendikal ve medyatik ya-pıların sıkı sıkıya ulusal niteliği gibi tüm bir etkenler bütünüaracılığıyla korunur (satış kaygısının gazeteleri nasıl her za-man daha çok aile, kilise, okul, sendika ya da kurumsal yapı-larda derinden kök salmış ulusal politikaya hapsetmeye ço-

ğunlukla da politikacı olanına katkıda bulunduğunu göster-mek gerekirdi).Tüm bunlar, politikanın ulusaldan (ya da yerelden) ulusla

rarasma, dolaysız somuttan uzak soyuta, görünürden görün-meze geçerek yurttaşlardan uzaklaşmasına neden olur. Ayrıcadilinden demokrasiyi ve "yurttaş denetimi"ni düşürmeyenlerce başvurulan bireysel ya da Sartre gibi konuşursak, dizisel ey-

lemlerin, egemen ekonomik güçlerle hizmetlerine koştuklarılobilerin karşısında öneminin pek az ve etkisinin pek az olma-sına yol açar. Bundan en önemli ve en zor sorunlardan birinin,politik eylemi hangi düzeye taşımanın uygun olduğunu bil-mek olduğu sonucu çıkar: Yerel düzeye mi, ulusal düzeye miya da Avrupa düzeyine veya evrensel düzeye mi? Gerçekte bi-limsel zorunluluklar, nedenler zincirinde en genel nedene ka-

dar, bir başka deyişle bugün genellikle evrensel olan, ilgili ola-yın temel etkenlerin konumlandığı yere, dolayısıyla onu ger-çekten değiştirmeye yazgılı eylemin gerçek uygulama yerinekadar çıkmayı aşılamakta politik zorlamalarla uyuşurlar. Böylece, örneğin göç söz konusu olduğunda, ulusal düzeyde an-cak, ulusal devlet politikası gibi etkenlerin kavranabileceğinekuşku yoktur. Bu etkenler yalmz egemenlerin çıkarlarına bağlı

8/11/2019 Pierre Bourdieu - Karşı Ateşler.pdf

http://slidepdf.com/reader/full/pierre-bourdieu-karsi-ateslerpdf 138/168

Depolimasyon Politikasına Karşı 1 3 7

olarak dalgalanmakla kalmaz, bir de özün gözden kaçmasına,bir başka deyişle neoliberal politikanın sonuçlarının ya da da-

ha açıkça yapısal uyum sağlama politikalarının, özellikle deözelleştirme politikalarının sonuçlarının gözden kaçmasınaizin verirler: Bu politikaların sonucu, birçok ülkede ekonomi-nin çökmesi, bu nedenle de çok büyük bir zorunlu göç hareke-tini, kendisi de geçicileşmiş olan ulusal işçilik ve ücretle ilgilihak taleplerine tüm ağırlığıyla etkiyen (yasadışı evraksızlar gi-bi) bir evrensel yedek ordusunun  oluşumunu kamçılayan yoğun

işten çıkarmalardır. Bu, egemen makamların yapmacıksız(özellikle OMC metinlerinde) geçmişe bir göç özlemini, birbaşka deyişle atılabilir, geçici, bekâr, ailesiz ve sosyal güvenliksiz (evraksızlar gibi), egemen ekonominin aşın yorgun kadro-larına gereksinim duydukları ucuz hizmeti sunmaya (büyükbölümü kadın çalışanların hizmeti) yazgılı çalışanlardan yara-tılmış geçmişe özlemlerini dile getirirlerken olur. Ancak kadın-

lar ve kurbanı oldukları eşitsizlikler konusunda benzer tanıtla-malar yapılabilirdi, örneğin hem işleri için (özellikle sağlık, eği-tim, kültürde temsil edilirler), hem de cinsiyetler arasında işbö-lümünün şimdiki durumunda, özellikle gerek duydukları hiz-metler için (kreşler, hastaneler, toplumsal hizmetler vb.) devle-tin sol eliyle çıkar ortaklıkları olduğu ölçüde sosyal devletin yı-kılmasının ilk kurbanları oldukları gösterilebilirdi (bu aradaşunu da belirtelim ki Loïc Wacquant'in gözlemlediği gibi,Amerika Birleşik Devletleri'ndeki siyahlar gibi, egemenlik al-tındaki kavimler için de aynı şeyler söylenebilir. Amerika Birle-şik Devletleri'nde Civil Rights'tan  sonra, gelişmesi temeldedevlet memuriyetlerine dayanan siyah burjuvazi, yeniden üre-tilmesinin özü olan kamu işlerinin azaltılmasından doğrudan

zarar görür). Politik eyleme gelince, tuzağa düşmesini ve etkisiolmayan eylemlerle oyalanmasını engellemek istiyorsa, en ger-çek etki yerine, gerçek nedenlere uzanmalıdır. Seattle eylemlerigibi en yüksek düzeye, bir başka deyişle görünmez evrenselhükümet makamlarına karşı yönelen bu eylemler, düzenlen-mesi en zor, aynı zamanda da en gelip geçici olanlardır, çünküağlara ve örgütlere dayansalar da daha çok bireysel güçlerin

bir araya gelmesi olgusudur.

8/11/2019 Pierre Bourdieu - Karşı Ateşler.pdf

http://slidepdf.com/reader/full/pierre-bourdieu-karsi-ateslerpdf 139/168

Bu nedenle, bana öyle geliyor ki, etkili olmak isteyen ey-lemler ilk olarak, Avrupa düzeyinde yerleşebilirler ve yerleşmelidirler. İkincisi, bu eylemler simgesel olarak etkili, ama geçi-

ci ve süreksiz happeninglerle  sınırlı kalmaktan kaçınmak için,zaten yoğunlaşmış toplumsal güçler yoğunlaşması üzerine, bir baş-ka deyişle Avrupa'nın bütününde varolan toplumsal hareketle-rin bir araya gelmesi üzerine kurulmalıdır. Toplulukların eşgü-dümü yardımıyla yürütülen bu ortak eylemler, gerçek bir sos-yal Avrupa için politik ve toplumsal amaçları biçimlendirmeyiamaçlayan kuramsal bir çalışmaya dayanarak (komisyonun ye-rinin, genel oyla seçilmiş bir parlamento önünde sorumlu ger-çek bir yürütme gücü tarafından doldurulması gibi), inandırıcıbir karşıgüç, bir başka deyişle yalnızca varlığıyla, şimdi varol-mayan bir Avrupa politik alam yaratabilecek bir Avrupa top-lumsal hareketi ("birleşmiş" ya da "eşgüdümleştirilmiş"; bun-dan dolayı tek olan) oluşturmaya çalışmalıdırlar.

1 3 8 Karşı Ateşler

Notlar1 Daha sonra toplumsal hareketi Avrupa ölçeğinde konumlandırmak seçimine geri

döneceğim.2 Bu parça 2000 Kasımı'nda Viyana'da sunulmuş bir bildirinin anahatlannı yeni-

den ele alıyor.

8/11/2019 Pierre Bourdieu - Karşı Ateşler.pdf

http://slidepdf.com/reader/full/pierre-bourdieu-karsi-ateslerpdf 140/168

Kum Taneleri* 

Eğer kültürün bugün tehlikede olduğunu, izleyiciölçer, pa-zarlama araştırmaları, reklamverenlerin beklentileri, satış ra-kamları, bestseller   listeleri gibi birçok yüzü olan paranın ve te-cimin, tecimen mantığının imparatorluğu tarafından tehditedildiğini söylersem, abarttığım söylenecek.

Eğer kültürel yapıtları mısıra, muza ya da turunçgillere uy-

gulanan yasalarca yargılanabilir niteliksiz ürünlerin yazgısınaindirgeyen uluslararası anlaşmaları imzalayan politikaların, yi-ne bunu bilmeden kültürün ve akılların alçalmasına katkıdabulunduklarını söylersem, abarttığım söylenecek.

Eğer tecimsel dolaşım yasasına, bestseller'larm,  medyatikyıldızlar avının, kısa vadeli ve ne pahasına olursa olsun elde

edilen başarıların üretimi ve yüceltilmesi yasasına, ama aynızamanda toplumsal ayrıcalıkların ve gönül almanın dolaşımsalalışverişlerin yasasına içtenlikle boyun eğen yaymaların, filmyapımcılarının, eleştirmenlerin, radyo ve televizyon kanalları-nın sorumlularının, eğer tüm bunların pazarın budala güçleriy-le işbirliği yaptıklarını ve onların utkularına katıldıklarını söy-lersem, abarttığım söylenecek.

Yine de...Eğer şimdi bu cehennem aygıtını durdurma olasılıklarının

kültürün, sanatın ve yazının nesneleri üzerinde biraz gücüolan, her biri kendi alanında ve kendi biçeminde ve ne kadarufak olursa olsun kendi ölçüsünde, başkaldırmayan suçortaklıklarının sivrilikleri iyi yumuşatılmış oyununda, kendi kum ta-nelerini atabilen erkekler ve kadınlara dayandığını hatırlatır,

* T a ra m a , 2647, 4 Ekim 2000, s. 159.

8/11/2019 Pierre Bourdieu - Karşı Ateşler.pdf

http://slidepdf.com/reader/full/pierre-bourdieu-karsi-ateslerpdf 141/168

1 4 0 Karşı Ateşler

sonunda da Tdlerama'da çalışma şansı olan erkekler ve kadınla-rın (ille de en yüksek ve en görünür konumlarda olmaları ge-rekmez), inançla ve gelenekle, bunu yapmak için en iyi biçimde

konumlanmışlardan olduklarını eklersem, belki, bir defalık,umutsuzca iyimser olduğum söylenecek.

Yine de...

Paris, Eylül 2000

8/11/2019 Pierre Bourdieu - Karşı Ateşler.pdf

http://slidepdf.com/reader/full/pierre-bourdieu-karsi-ateslerpdf 142/168

Kültür Tehlikede* 

Sosyal bilimler uzmanlarının şimdiki ve gelecekteki kötü-lükleri göstermek için yalvaçça haber verme eğilimine ve ken-dini beğenm işliğine sık sık dikkat çektim. Ancak kendimi, çalış-mamın mantığıyla, bana gitgide bir sansür biçimi gibi görün-müş olan bir nesnellik düşüncesi adına, kendime belirlediğimsınırlan aşmaya yöneltilmiş buldum. İşte böylece bugün, kültü-rü çökerten ve yalnızca büyük çoğunluk tarafından değil, sıksık yazarlar, sanatçılar, birincil derecede ilgili olmaları gerekenbilginler tarafından da bilinmeyen tehditler karşısında, küresel-leşmenin uzantıları denenlerin, kültür konusunda yol açabile-ceği sonuçlar üzerine, bana en ileri araştırmanın bakış açısı gibigörüneni olabildiğince geniş biçimde tanıtmak istiyorum.

Tehdit Edilen Özerklik

Belli bir sayıdaki batılı devlette, sonucunda yazmsal alan,bilimsel alan ya da sanatsal alan diye adlandırdığım şu mikrokozmosların oluştuğu uzun özerkleşme sürecini betimleyip in-

celedim (özellikle Les Règles de l'art başlığını taşıyan kitabımda):Bu evrenlerin kendilerine özgü yasalara uyduklarını (bu özerk-lik sözcüğünün etimolojik anlamıdır) ve onları çevreleyen top-lumsal dünyadan, özellikle ekonomik düzlemde farklı oldukla-rını, örneğin yazınsal ve sanatsal dünyanın en azından enözerk alanında, çok büyük ölçüde paranın ve çıkann yasasın

* Edebiyat Üzerine Uluslararası Forum'da sunulan bildiri, Seul, The Daesan Foun-dation, 2629 Eylül 2000.

8/11/2019 Pierre Bourdieu - Karşı Ateşler.pdf

http://slidepdf.com/reader/full/pierre-bourdieu-karsi-ateslerpdf 143/168

1 4 2 Karşı Aceşler

dan kurtulmuş olduğunu göstermiştim. Bu sürecin doğrusal veHegelci biçimde yönlendirilen bir gelişme biçimiyle bir ilgisiolmadığını ve özerkliğe doğru ilerlemenin, sanat dünyalarının

elinden geçmişin kazammlarını alabilen diktatörlük rejimleri-nin her kuruluşunda gördüğümüz gibi, birdenbire kesilebilece-ği olgusu üzerinde durmuştum. Ama bugün gelişmiş dünyanınbütününde, sanatsal üretim evrenlerinin başına gelen, yepyenive gerçekten benzeri görülmemiş bir şeydir: sonuçta ekonomi-nin zorunlulukları karşısında zor kazanılan üretim ve kültüreldolaşım bağımsızlığı kendi özünde, tecimsel mantığın kültürel

malların tüm üretim ve dolaşım alanlarına girişiyle kendinitehdit edilmiş bulur.

Yeni neoliberal incilin peygamberleri başka konularda ol-duğu gibi, kültür konusunda da pazar mantığının ancak yarargetirebileceğini belirtirler. Kültür mallarının kendine özgülüğüniteliğini, ister örtük, ister açık biçimde olsun, her tür korumayıreddettikleri kitap alanında olduğu gibi tanımayarak, örneğin

teknolojik yeniliklerin ve onları kullanan ekonomik yenilikle-rin, sunulan kültürel malların niceliğini ve niteliğini, dolayısıy-la tüketicilerin tatminini yalnızca artırdığını belirtirler, kuşku-suz teknolojik ve ekonomik olarak bütünleşmiş yeni iletişimgruplarının tüm dolaşıma soktukları gibi, yani toptan ve ayrımgözetmeksizin belirsizce, haber adı altında toplanan televizyoniletileri kadar, kitaplar, filmler ya da oyunların da sıradan bir

mal sayılması, dolayısıyla herhangi bir ürün gibi ve kazanç ya-sasına bağlı olarak ele alınması koşuluyla. Böylece sayısallaş-mış izleksel televizyon kanallarının çoğalmasına bağlı bolluk,bir "explosion of media choice" doğurmalıydı, öyle ki tüm istekler,tüm beğeniler tatmin edilmeliydi; rekabet, başka alanlarda ol-duğu gibi gibi, bu alanda da tek mantığıyla ve özellikle tekno-lojik ilerlemeyle birleşerek yaratımı kolaylaştırmalıdır; kazançyasası bu konularda da büyük çoğunluğun seçtiği ürünlerionayladığına göre, demokratik olacaktır. Savlarımın her birinikesinlikle yeterince yenilenmiş onlarca göndermeyle, alıntıyladonatabilirdim. Neredeyse tüm söylediklerimi özetleyen ve JeanMarie Messiehden alıntıladığım tek bir örnek: "AmerikaBirleşik Devletleri'nde telekomların tümüyle serbestleştirilmesi

8/11/2019 Pierre Bourdieu - Karşı Ateşler.pdf

http://slidepdf.com/reader/full/pierre-bourdieu-karsi-ateslerpdf 144/168

K iiJtür Tehlikede 1 4 3

ve iletişim teknolojileri yardımıyla binlerce iş yaratıldı. Fransada bundan esinlenebilirdi! Söz konusu olan, ekonomimizin re-kabet edebilirliği ve çocuklarımızın işleri. Donukluğumuzdankurtulmalı, rekabetin ve yaratıcılığın keselerinin ağzını genişaçmalıyız."

Bu savların değeri nedir? Ürünlerin olağanüstü farklılaş-ması ve çeşitlenmesi söylencesine karşı, ulusal ölçekte olduğukadar uluslararası ölçekte de arzın tekbiçimleşmesi gösterilebi-lir: Rekabet, çeşitlendirmenin uzağında, üreticileri en büyük iz-

leyici kitlesinin ardından koşmaya, az farklılaşmış ve az farklılaştıncı olduklarından her durakta duran , tüm ortamların ve tüm ülkelerin izleyicileri için geçerli  ürünleri, Hollywood filmlerini, te lenovelas'\an,  televizyon dizilerini, soap opera'ları, polisiye dizi-leri, tecimsel müzikleri, bulvar ya da Broadway tiyatrolarını,doğrudan dünya pazarı için üretilen, tüm izleyicilerin haftalıkyayını bestselleflan  aramaya yönlendirdiğinden benzeşikleşti

rir. Ayrıca rekabet, üretim, özellikle de dağıtım çarkının kartel-leşmesiyle durmadan geriler: Birçok iletişim ağı, çoğunluklaaynı saatte, en az harcamayla en fazla kazanç arayışından do-ğan aynı türdeki ürünlerin dağıtımını yapmaya gittikçe dahaçok yönelirler. İletişim gruplarının olağanüstü kartelleşmesinin,en son birleşmenin, Viacom'la CBS'nin, yani içeriklerin üretimi-ne yönelen bir grupla dağıtıma yönelen bir grubun birleşmesi-nin gösterdiği gibi, para tarafından gerçek bir sansür aşılayarakdağıtımın üretimi yönettiği gibi dikey bir birleşmeye   yol açar.1 Üre-timin, kullanımın ve dağıtımın bir elde toplanması, film yapımşirketlerini kayıran egemen konumunun kötüye kullanımlarınıdoğurur: Gaumont, Pathé ve UGC kendilerine ya da program-lama topluluklarına Paris pazarında varolan film gösteriminin

%80'inin tekel hakkını sağlar; tümüyle dağıtımcıların zorlama-larına boyun eğen, çoğunlukla kapanmaya hükümlü küçük ba-ğımsız salonlarla haince bir rekabet yapan multiplex   sinemala-rın hızla çoğalmasını da amm samak gerekir.

Ancak temel olan, tecimsel kaygıların, kısa vadeli en fazlakazanç arayışının ve bundan ileri gelen "estetiğin" gittikçe dahaçok ve gittikçe daha geniş olarak kültürel ürünlerin bütününe

aşılanmasıdır. Böyle bir politikanın sonuçları, tamı tamına yine

8/11/2019 Pierre Bourdieu - Karşı Ateşler.pdf

http://slidepdf.com/reader/full/pierre-bourdieu-karsi-ateslerpdf 145/168

1 4 4 Karşı Ateşler

çok güçlü bir kartelleşme gözlemlenen yayıncılık alanında daaynıdır: En azından Amerika Birleşik Devletleri'nde iki bağım-sız yayıncı W. W. Norton ve Houghton Mifflin, zaten aynı tecim

sel baskılar altındaki birkaç üniversite yayını ve birkaç savaşım-cı küçük yayma bir yana, kitap tecimi sekiz dev medyatik bü-yük birliğin ellerindedir. Yayıncıların büyük çoğunluğu başkaetkiler arasmda, yazarlar arasındaki medya yıldızlaruun akınıve parayla sansür yoluyla tecimsel başarıya doğru kuşku duy-madan yönelmelidirler. Hele de büyük mültimedya gruplarıylabirleşerek çok yüksek kazanç oranları açığa çıkarmaları gerekti-

ğinde. (Burada La Tribüne  gezetesine göre "yatırım sermayesiüzerinden %  10 verim sağlayabilmek [...] için, 350 kazanç mer-kezine iki yıl süre veren" M. Thomas MiddlehofPu, Bertelsman'ın genel müdürünü anabilirdim.) Kazanç mantığının, özel-likle kısa vadeli kazanç mantığının, ödenmeyecek yatırımları ta-sarlayan ve kuşkulu, çoğunlukla da doğuştan yetim yinelemele-re yazgılı kültürün kesin yadsıması olduğunu nasıl görmeyiz?

Tehlikede olan şey, yalnız tecimsel amaçlara doğru yönlen-dirilmeyen ve özellikle büyük dağıtım yolları üzerinde ellerin-de tuttukları güç yoluyla medyatik kitle üretimini egemenliğialtma alanların yargılarına boyun eğmeyen bir kültürel üreti-min sürekliliğidir. Oysa bu konularda yürütmek gereken sava-şımın güçlüklerinden biri, endüstriyel kültürün kitle üretimle-

rinin, bir bakıma geniş izleyici kesimince ezici çoğunlukla,özellikle de dünyanin tüm ülkelerinin gençlerince hem dahaerişilebilir (bu ürünlerin tüketimi daha az kültürel sermayevarsayar), hem de bir tür çelişkin snobizmin  nesnesi olduklarıiçin, onaylandığı ölçüde antidemokratik görünüşleri olabilme-sidir: Gerçekte, tarihte ilk kez popüler bir kültürün (ekonomikve politik olarak egemen bir toplumun kültürü) en cheap ürün-

leri şık diye benimsetilir; baggy pant'ler, yarı beline kadar düşükpantolonlar giyen yeniyetmeler, ultra şık ve ultra modern oldu-ğunu düşündükleri giyim modasının, kimi dövme beğenilerigibi Amerika Birleşik Devletleri hapishanelerinde doğduğunubilmiyorlar kuşkusuz! Bu da demektir ki, onun için  jean'in, Cocacola'nm ve McDonalds'ın "uygarlığı"nın yalnızca ekonomikgücü değil, kurbanlarının kendilerinin katkıda bulundukları

8/11/2019 Pierre Bourdieu - Karşı Ateşler.pdf

http://slidepdf.com/reader/full/pierre-bourdieu-karsi-ateslerpdf 146/168

Kültür T ehlikede 1 4 5

bir akıl çelme aracılığıyla uygulanan simgesel gücü de vardır.Kültürel üretim ve dağıtım şirketleri, özellikle de sinema şirket-

leri, çocukları ve yeniyetmeleri, özellikle kendine özgü muaflıksavunma sistemlerinden en yoksun olanları, tecimsel politika-larının en ayrıcalıklı hedefleri yaparak, suç ortağı reklamın vemedyanın desteğiyle kendini hem baskı altında, hem çocuklaş-tırılmış bulan günümüz toplumlarının tümü üzerinde benzerigörülmemiş olağanüstü bir etki sağlar.

Gombrich'in dediği gibi, "sanatın çevresel koşulları" bo-

zulduğu zaman, sanat çok geçmeden ölür. Kültür tehdit altın-dadır, çünkü içinde gelişebileceği ekonomik ve toplumsal ko-şullar, özerkliğin koşulu olan birikmiş sermayeye şimdiden bü-yük ölçüde sahip ileri ülkelerde, başka ülkelerde de haydi hay-di, kazanç mantığı tarafından derinden etkilenmiştir. İçlerindekültürün doğduğu göreceli biçimde özerk mikrokozmoslar,eğitim sistemiyle bağıntılı olarak üreticilerin ve tüketicilerinüretimini sağlamalıdır. Ressamlar bir Picasso'yu olanaklı kılabi-len toplumsal koşulları elde etmek için yaklaşık beş yüzyıl har-camışlardır; yapıtlarının sözleşmelerin okunmasından bilini-yor resimli yüzeye ve kullanılan boyaların fiyatlanna göre de-ğeri belirlenen basit bir ürün olarak değerlendirilmesinin sonbulması için komandit ortaklarına karşı savaşmak zorunda kal-

mışlardır; imza hakkını elde etmek, bir başka deyişle yaratıcıolarak değerlendirme hakkını elde etmek için savaşmak zorun-da kalmışlardır. Kullandıkları renkleri, onlan kullanma biçimi-ni, hatta en sonunda, özellikle soyut sanatla birlikte, komanditortağının gücünün özellikle ağır bastığı konuyu seçme hakkıiçin bile savaşmak zorunda kalmışlardır. Ötekiler, yazarlar yada müzisyenler, çok yakın bir tarihten bu yana telif hakları diye

adlandırılan şey uğruna savaş vermek zorunda kalmışlardır;ender bulunurluk, tek olmak, nitelik için savaşmak zorundakalmışlardır ve sanatçılar, "yaratıcılar" olarak benimsenmeleriyalnızca eleştirmenlerin, yaşamöyküsü yazarlarının sanat tarihiprofesörlerinin vb. işbirliğinden ileri gelmiştir. Aynı biçimde,sinematografik araştırma yapıtlarının ve onları takdir etmek

için bir izleyici kitlesinin ortaya çıkması için sağlanması gere-ken koşullar saymakla bitmez: Yalnızca birkaçını söylemek ge-

8/11/2019 Pierre Bourdieu - Karşı Ateşler.pdf

http://slidepdf.com/reader/full/pierre-bourdieu-karsi-ateslerpdf 147/168

rekirse, uzmanlaşmış dergiler ve onları yaşatmak için eleştiri-ler, sanat filmleri gösteren ve öğrencilerin sık sık gittiği küçüksalonlar ve sinematekler, çıkar gütmeyen sinemaseverlerce can-

landırılan sinekulüpler, çabuk başarı kazanmayan filmler yap-mak için her şeyi gözden çıkarmaya hazır sinema sanatçıları,bilgili eleştirmenler, onlara para desteği sağlamak için yeterincebilgili ve kültürlü yapımcılar, kısacası içinde öncü sinemanınkendini kabul ettirdiği, değer taşıdığı ve bugün tecimsel sine-ma akını tarafından, özellikle de büyük dağıtımcıların, kendile-ri de dağıtımcı değilse yapımcılarla birlikte hesaba katılması

gereken egemenliğince tehdit edilen tüm bu toplumsal mikrokozmos. Oysa bugün yapıtın bir ürüne ve mala indirgenmesiy-le tehdit edilen budur. Sinemacıların final cut için ve yapımcınınyapıt üzerinde son hakkı elinde tutmaya göz dikmelerine karşıverdiği şimdiki savaşımları, Quattrocento'nun ressamının sava-şımlarına eşdeğerdir.

Uzun bir ortaya çıbna,  gelişme sürecinin sonucu olan buözerk evrenler, bugün bir ilerlemenin tersine gelişim  sürecine gir-miştir: Yapıttan ürüne doğru, yaratıcıdan mühendis ya da teknis-yene doğru ünlü dikkat çekici olaylar veya ünlü yüdızlar ve yük-sek tirajlı, geniş okuyucu kitlesini çekmeye yönelik, özel, dahaçok yüzeysel bilimsel araştırmaları takdir etmek için kötü hazır-lanmış dergilerce ünlendirilen yıldızlar gibi, kendilerinin bulma-dığı teknik kaynaklan ortaya koyan bir geriye dönüşün, bir geri-lemenin yeridir. Özellikle de bu son derece pahalı araçları, tü-müyle tecimsel amaçların hizmetine vermeli, bir başka deyişleonları yarı edepsiz bir biçimde, olabildiğince büyük izleyici sayı-şım en ilkel itkilerini doyurmak öteki teknisyenlerin, pazarlamauzmanlarının öngörmeye çalıştıklan baştan çıkarmak amacıyladüzenlemelidirler. Tüm dünyalarda (bunun örnekleri sinemada

olduğu gibi romanda ve hatta şiirde Jacques Roubaud'nun"müsli şiir" diye adlandırdığıyla da bulunabilir), bir yandan te-cimsel üretimlerin en geleneksel güçlerin kullanmasını becerereköncü araştırmaları yansılamaya kadar gidebilen ve anlam belir-sizliğinden dolayı modernist savlı eleştirmenleri ve tüketicileribir öteki düşünce etkisi yardımıyla aldatabilen benzer kültürelüretimlerin nasıl belirdiği görülür.

1 4 6 Karşı Ateşler

8/11/2019 Pierre Bourdieu - Karşı Ateşler.pdf

http://slidepdf.com/reader/full/pierre-bourdieu-karsi-ateslerpdf 148/168

Külcür Tehlikede 1 4 7

Seçimin, tecimin yasalanna boyun eğme olarak anlaşılan"küreselleşme", dolayısıyla her yerde ve her zaman kültürden

anlaşılanın tersi olan "tecimsel"in egemenliğiyle, ulusal kültür-lerin savunulmasının ya da kültürel milliyetçiliğin böyle özelbir biçiminin arasında olmadığı görülüyor. Tecimsel "küresel-leşmenin" kitsch  ürünü, yaratıcılarının Amerikalı olabildiği gibiİtalyan, Hintli ya da İngiliz de olabildiği geniş izleyici kitîeli veözel efektli ya da "world fiction" ürünleri, her bakımdan ulusla-rarası yazınsal, sanatsal ve sinematografik ürünlerle, merkezi uzun

zaman Paris'te bulunmuş olsa da her yerde olduğu ve hiçbiryerde olmadığı çemberle karşıtlaşır. Pascale Casanova'nın La République mondiale des lettres'de gösterdiği gibi, "yaratıcılarınulusallaşmaktan çıkmış enternasyonali" İrlanda'nın, AmerikaBirleşik Devletleri'nin, Çekoslovakya'nın ya da Polonya'nın arıürünleri olan, ama Paris'te olgunlaşan Joyce'lar, FaulknePlar,

Beckett'ler ya da Gombrowicz'ler ya da Hollywood'un esteti-ğinden uzak kalan Kaurismaki'ler, Manuel de Oliveira'lar, SatyajitRay'ler, Kieslowsky'ler, Kiarostami'ler ve tüm ülkelerdenpek çok çağdaş sinema sanatçısı, uluslararası bir sanat enter-nasyonalizmi geleneği olmadan, daha açıkçası varolmayı sür-dürmesi için zorunlu ve tecimsel akının dokunmadığı birkaçyerde uzun zamandan bu yana oluşmuş, varolmayı başarmış,

bilgili yapımcılar, eleştirmenler ve bilgili alıcılar mikrokozmosuolmadan asla varolamazlar ve varlıklarını sürdüremezlerdi.2

Yeni Bir Enternasyonalizm İçin

Bu özel, tam anlamıyla kültür enternasyonalizmi geleneği,görünüşlere karşın "globalization"  denenle kökten karşıtlaşır.Bir parola gibi işleyen bu sözcük, gerçekte ekonomik ve politikaçıdan egemen güçlerin, özellikle Amerika Birleşik Devletle-ri'nin özel çıkarlarını ve kendine özgü geleneğini evrenselleştir-meyi ve dünyanın tümüne bu güçlere en elverişli ekonomik vekültürel modeli, evrensel bir onama ya da en azından bir olaca-

ğa boyun eğme sağlayacak biçimde, bunu hem bir kural, hembir olması gereken hem de bir almyazısı, bir evrensel yazgı gibi

8/11/2019 Pierre Bourdieu - Karşı Ateşler.pdf

http://slidepdf.com/reader/full/pierre-bourdieu-karsi-ateslerpdf 149/168

sunarak yaymayı amaçlayan aklayıcı bir maskedir. Bir başkadeyişle, bunları tüm evrene benimseterek, kültür konusunda,tecimsel mantığın içinde tam gelişmesine eriştiği bir kültürel

geleneğin özelliklerini evrenselleştirmek. (Oysa, ama tanıtla-ması uzun olacaktır bir ilerici modernlik görünüşüne bürün-mesine karşın, tecimsel mantığın gücü, kazanç kaynaklarmadönüşmüş çıkar ve hemen istenilenin mantığına kendini bıra-kan bir toplumsal düzenin özelliği, bırakınızyapsmlaPın kök-tenci bir biçiminin sonucundan başka bir şey değildir. Ancakçok yavaş ve çok büyük özveriler pahasına kurulmuş kültürelüretim alanları, ekonominin güçlerine bağlı teknolojinin güçlerikarşısında son derece zayıftır; gerçekte onlardan her birininiçinde bugün medyatik entelektüellerin ve başka bestseller  üre-ticileri gibi talebin gereksinimlerine bağlı olmakla, ekonomikya da simgesel çıkarlar sağlamakla yetinebilecekler, her zaman,tanım gereği gibi, talebin herhangi bir türüne en küçük birödün vermeden, bir başka deyişle varolmayan bir pazar için ça-lışanlardan daha kalabalık ve cismani olarak daha etkilidirler.)

Bu kültürel enternasyonalizm geleneğine bağlı kalanlar,tüm ülkelerden sanatçılar, yazarlar, araştırmacılar, aynı zaman-da da yayıncılar, galeri yöneticileri, eleştirmenler bugün kendi-lerine özgü mantıkla üretimi ve kültürel dağıtımı dolaysız ya-rar yasasına boyun eğdirmeye yönelen ekonomik güçlerin, ege-

men ekonomik ve kültürel güçlerin, "globalization" örtüsü altın-da, evrensel olarak aşılamayı amaçladıkları liberalleşme denenpolitikalarmda hatırı sayılır bir destek buldukları bir zamandaharekete geçmeliler. Burada istemeyerek, olağan olarak bir ya-zarlar topluluğunda yeri olmayan bayağı gerçekleri anımsatmalıyım... Üstelik, neoliberal önlemlerin kültürü ezme tehdi-dinin ne kadar büyük olduğunu kuşkusuz abartıyor gibi gö-

ründüğümü kara haberci bilerek. Çeşitli devletlerin DünyaTicaret Örgütü'ne (OMC) katılarak onadığı ve uygulamayakonması bugün için tartışma aşamasında olan Hizmetler GenelTicaret Sözleşmesi'ni (AGCS) düşünüyorum. Gerçekte birçokincelemecinin özellikle Lori Wallach, Agnès Bertrand ve Raoul

 Jennar gösterdikleri gibi, 136 üye devlete tüm hizmetlerin ser-best alışverişe açılmasını benimsetmek, böylece eğitim ve kül-

1 4 8 Karşı Ateşler

8/11/2019 Pierre Bourdieu - Karşı Ateşler.pdf

http://slidepdf.com/reader/full/pierre-bourdieu-karsi-ateslerpdf 150/168

Külcür Tehlikede 1 4 9

türün oluşturduğu, bu temel haklara da yanıt verenler de dahilolmak üzere, tüm hizmet etkinliklerinin mala ve kazanç kayna-

ğına dönüşmesini olanaklı kılmak söz konusudur. Görülüyorki, herkese ücretsiz eğitim ve geniş anlamıyla kültür erişimi ka-dar belirleyici olan kamu hizmeti ve toplumsal kazanımlar kav-ramından kurtulunacaktı (ölçütün sonuçta, yürürlükteki sınıf-landırmasını yeniden tartışma konusu yapmanın yararına, gör-selişitsel kütüphaneler, arşivler ve müzeler, botanik bahçeleri,zoolojik bahçeler hizmetlerine ve tüm eğlence, sanat, tiyatro,

radyo ve televizyon, spor vb. hizmetlerine de uygulandığı, ka-bul edilir). Ulusal ve özel kültürel nitelikleri korumayı ve bun-dan dolayı uluslarötesi kültür endüstrileri için engeller oluştur-mayı amaçlayan ulusal politikaları "tecimp engel" olarak de-ğerlendiren böyle bir izlencenin tek sonucunun ülkelerin çoğu-na ve özellikle ekonomik ve kültürel kaynaklarla en az donan-mış olanlara, başka alanlarda olduğu gibi kültü# konusunda daulusal ve yerel özelliklerle uyumlulaştırılmış ve farklılıklarasaygılı bir gelişme için tüm umudu yasaklamak olduğu nasılgörülmez. Bu, özellikle onlara tüm ulusal önlemlere, iç yönet-meliklere, kurumlara ya da kuruluşlara, izinlere, devletçe yapı-lan para yardımlarına vb., uluslaraötesi ekonomik güçlerin ge-reksinimlerine bir evrensel kural görüntüsü vermeye çalışan bir

örgütün kararlarına boyun eğmeyi buyurarak yapılır.Bu politikanın olağandışı sapkınlığı, birbirine eklenen ikiuygulamadan ileri gelir: Öncelikle onu üretenlerin çevresindetoplandıkları sır tarafından eleştiriye ve karşı çıkışa karşı ko-runmuştur; sonra, ortaya konulması anında maruz kalacaklarcagörülmeyen ve ancak az ya da çok bir gecikmeyle tüm kurban-ların birden kınamasını engelleyerek belirecek, kimi zaman is-

tenen sonuçlan doğurabilir (bu, örneğin, sağlık alanında harca-maların en aza indirgenmesi konusundaki tüm politikalarındurumudur).

Paranın harekete geçirebileceği düşünürleri ve hizmet araş-tırmacılarını, gazetecileri ve halkla ilişkiler uzmanlarını bir ara-ya getiren thiıık tank'ler gibi entelektüel kaynakları ekonomik

çıkarların hizmetine vermeyi bilen böyle bir politika, bunungösterilen kurbanları olan tüm sanatçıların, yazarların ve özerk

8/11/2019 Pierre Bourdieu - Karşı Ateşler.pdf

http://slidepdf.com/reader/full/pierre-bourdieu-karsi-ateslerpdf 151/168

1 5 0 Karşı Ateşler

bir araştırmaya en bağlı bilginlerin ortak reddini uyandırmasıgerekirdi. Ama varlıklarının bile bağlı olduğu dünyanın yıkımı-na katkıda bulunan mekanizmaların ve eylemlerin bilincine ve

tanınmasına erişme yollarına her zaman sahip olmamalarındanbaşka, içsel ve son derece aklanmış bağları nedeniyle de özel-likle politikaya karşı özerklikliği savunmak için politika alanı-na girmeye pek az hazırlıklıdırlar. En iyi örneği sonsuza dekZola'nın Dreyfus'tan yana eylemi olan, evrensel davaları içinharekete geçmeye hazır, temel amaçları kendilerine özgü çıkar-larının savunması olan, onlara bir tür bencil korporatizmle

damgalanmış gibi gelen eylemlere girişmeye daha az hazırdır-lar. Kendi varlıklarına en doğrudan bağlı olan çıkarları savu-nurken, bunlar yoluyla çok dolaysız tehdit edilen en evrenseldeğerlerin savunmasına katkıda bulunduklarını unutmaktır bu(Fransız sinemacılarının AMI'ye karşı Yatırımlar Üzerine Çoktaraflı Anlaşm a yürüttükleri türde eylemlerle).

Bu türden eylemler ender ve zordur: Özel bir toplumsalkategorilerin kamyoncuların, hemşirelerin, banka memurları-nın ya da sinemacıların korporatif çıkarlarını aşan davalar içinpolitik seferberlikler, her zaman için çok çaba, kimi zaman daçok kahramanlık gerektirmiştir. Bir politik seferberliğin "hedef-leri" bugün son derece soyuttur ve yurttaşların, kültürlü olan-larının bile, günlük deneyiminden çok uzaklaşmıştır: Büyükçokuluslu firmalar ve onların uluslararası yönetim kurulları,büyük uluslararası örgütler, karmaşık ve çoğunlukla söylenişiçok güç baş harflerinden oluşan kısaltma ve harflerle belirtilenbirçok bölümlemeli OMC, IMF ve Dünya Bankası ve tüm birbi-rine uyan gerçeklikler, geniş halk tarafından pek tanınmayan,seçilmemiş teknokrat komisyonları ve kurulları, erki ulusal hü-kümetlere uygulanan gerçek bir görünmez evrensel hükümet,

her ne olursa olsun büyük çoğunlukça görülmeyen ve tanınma-yan bir hükümet. Tüm ekonomik ve kültürel kurumlar üzerinebirbirine bağlı fiş dolaplarıyla donanmış bu Big Brother  türü, et-kin, başarılı, ne yiyip ne yiyemeyeceğimize, ne okuyup okuya-mayacağımıza, televizyonda ya da sinemada ne görüp göreme-yeceğimize vb. karar vererek ordadır, oysa en aydın düşünür-lerden birçoğu, şimdi bile bugün olup bitenlerin XVIII. yüzyıl

8/11/2019 Pierre Bourdieu - Karşı Ateşler.pdf

http://slidepdf.com/reader/full/pierre-bourdieu-karsi-ateslerpdf 152/168

K ültür Tehlikede 1 5 1

filozoflarmınki gibi evrensel devlet tasarıları üzerine skolastikspekülasyonlan eklediğine inanıyor.

Dünyanın yeni efendileri, büyük iletişim grupları üzerin-de, bir başka deyişle tüm kültür mallarının üretim ve dağıtımaraçları üzerinde bulundurdukları neredeyse mutlak olan güçletoplumların çoğunda farklı, hatta karşıt kalan ekonomik, kültü-rel, simgesel tüm erkleri tek elde toplamaya yönelecek, böyleceçıkarlarına uygun düşen bir dünya görüşünü çok iyi aşılayacakgüçtedirler. Doğrusunu söylemek gerekirse, doğrudan üretici-

ler olmamalarına ve yöneticilerin kamu bildirilerinin bu konu-da anlatımlarının en özgünlerinden ve en zekicelerinden olma-masına karşın büyük iletişim grupları, belirleyici bir ölçüdeneoliberalizmin retoriğinin  ayrıntılarıyla incelenmesi gerektiği-ne inanan, yayılan ve içe işleyen görüşünün yarı evrensel dola-şımına katkıda bulunurlar: Kuralcı saptamalar ("ekonomi ev-renselleşiyor, ekonomimizi evrenselleştirmemiz gerek"; "olay-lar çok çabuk değişiyor, değişmek gerek" gibi), yanlış olduğukadar da tartışmaya yer vermeyen vahşi "çıkarımlar" (eğer ka-pitalizm her yerde üstün geliyorsa, bunun nedeni insanın do-ğasının derinliğinde kayıtlı olmasıdır"), değiştirilemez tezler("varsıllık yaratılırken iş yaratılır", "fazla vergi, vergiyi öldü-rür", en bilgililer için Laffer'in ünlü eğrisini önerebilecek for-

mül, bir başka ekonomist Roger Guesnerie bu eğrinin tanıtlanamaz olduğunu tanıtlamıştı, ama kim biliyor?) tartışılabilirgörünenin, onları tartışma olgusu olduğu öylesine tartışılmazgerçeklikler ("korumacı devlet ve iş güvenliği geçmişte kaldı";ve "hâlâ bir kamu hizmeti ilkesi nasıl savunulabilir?"), çoğun-lukla teratolojik mantığa aykırılıklar ("daha çok pazar, dahaçok eşitlik demektir" ya da "eşitlikçilik binlerce insanı sefalete

mahkûm eder" türünden), teknokratik yeni sözcük uydurma-lar (işten çıkarmak demek için "şirketleri yeniden yapılandır-mak") gibi mantıksal canavarlar ve uzun bir otomatik kullanı-mın yıpratması tarafından bayağılaştırılmış ve cilalanmış, sihir-li formüller gibi, büyüleyici değerleri nedeniyle bıkmadan yi-nelenen birçok basmakalıp, anlamsal olarak hemen hemen be-lirsiz kavramlar ve deyimler ("denetimsizleştirme", "gönüllüişsizlik", "alışverişlerin özgürlüğü", "sermayelerin serbest do-

8/11/2019 Pierre Bourdieu - Karşı Ateşler.pdf

http://slidepdf.com/reader/full/pierre-bourdieu-karsi-ateslerpdf 153/168

1 5 2 Karşı Ateşler

laşımı", "rekabetçilik", "yaratıcılık", "teknolojik devrim", "eko-nomik gelişme", "enflasyonu yenmek", "devlet borcunu azalt-mak", "çalışma bedellerini indirmek", "toplumsal harcamaları

azaltmak"). Bir sürekli kuşatma  etkisiyle aşılanan bu görüş, so-nunda kendini kuşkusuz olanın dingin gücüyle sunar. Onuyenmeye girişenler, kültürel üretim alanlarının içinde bile, neen geniş okuyucu kitlesinin doğrudan hoşnutluğuna en doğru-dan yönelmiş üretimlerinin ve üreticilerinin yapısal olarak da-yanışmacı (ayrıklık dışlamayan) bir gazeteciliğe, ne de kaygıla-rı her şeyden önce cismani başarı olduğundan, varlıklarını pa-

zarın beklentilerine boyun eğmelerine borçlu, kimi uç, aynı za-manda da özellikle açıklayıcı durumlarda, tecimsel alanda onakarşı oluşan öncünün öykünmesini ya da benzeşimini satabilen"medyatik aydmlar"a daha fazla güvenemez. Üstelik yavaş ya-vaş üretim, özellikle de dağıtım araçlarından yoksun kalan enözerk kültürel üreticilerin durumu hiçbir zaman bu kadar teh-dit altında ve zayıf, ama asla bu kadar ender, gerekli ve değerli

olmamıştı kuşkusuz.Tuhaf bir biçimde, en "arı", en temelsiz, en "biçimsel" üre-

ticiler bugün, çoğunlukla bilmeden, insanlığın en yüksek de-ğerlerinin savunulması için savaşın öncülüğüne böylece yer al-mış bulurlar kendilerini. Kendi özgünlüklerini savunurken, enevrensel değerleri savunurlar.

Seul, Eylül 2000

Notlar1 Ya da bu metni basım için okuduğum sırada, medya devlerinin. Tune Warner m

ve İntemet'e ilk erişim sağlayıcısı America Online'm (AOL) en az onun kadar ürkünç olan birleşmesi.

2 Burada Pascal Casanova'nm incelemelerine dayanıyorum, La République mondiale des lettres, Paris, Seuil Yayınları, 1999.

8/11/2019 Pierre Bourdieu - Karşı Ateşler.pdf

http://slidepdf.com/reader/full/pierre-bourdieu-karsi-ateslerpdf 154/168

Daha İyi Egemen Olmak İçin Birleşmek* 

Ekonomik alan, tarihsel olarak, çıkar ortağı olduğu ulusaldevlet çerçevesinde kurulmuştur. Devlet, gerçekte (karşılığın-da, devletin ortaya çıkmasına katkıda bulunan) ekonomik ala-nın birleşmesine birçok biçimde katkıda bulunur. Polanyi'ninThe Greal Transformation'da gösterdiği gibi, ulusal pazarlarınalışverişlerin derece derece gelişmesinin mekanik ürünü değil,dış ve iç tecimi artırmayı (özellikle toprağın, paranın ve eme-ğin tecimselleşmesini kolaylaştırarak) amaçlayan, bilinçli ola-rak ekonomik ulusalcı bir devlet politikasının sonucudur. Amabirleşme ve bütünleşme, inanılabileceği gibi bir benzeşikleşmesürecine yol açmanın uzağında, tekelleşmeyle ve bu aradaböyle bütünleşmiş halkın bir bölümünün yoksunluğuna vara-

bilecek bir erkin tek yönetim altında toplanmasıyla birlikte gö-rünür. Üstelik devletle ve denetlediği toprakla bütünleşmek,egemenliğin koşuludur sonuçta (tüm sömürgeleştirme durum-larında açıkça görüldüğü gibi). Gerçekte, Cezayiı'de gözlemle-yebildiğim gibi, ekonomik alanın birleşmesi, özellikle paranıntekleşmesiyle ve ardı sıra gelen parasal değiş tokuşların yaygınlaştırılmasıyla, tüm toplumsal özneleri kültürel ve ekono-

mik açıdan eşit olarak hazırlanıp donanmadıkları bir ekono-mik oyuna atmaya yönelir; bu arada onları üretim güçlerininve verimli üretim biçimlerinin rekabeti tarafından nesnel bi-çimde aşılanan kurala, kendi yağıyla kavrulmaktan alıkonulanküçük kırsal üreticilerde görüldüğü gibi, boyun eğdirmeye yö-nelir. Kısacası, farklılığı sermayeyle yalnızca ilişki kurmak ol-gusuyla birleşme egemenlere yarar sağlar.  (Daha yeni bir örnek

* Keisen Üniversitesi'nde verilen konferans, Tokyo, 3 Ekim 2000.

8/11/2019 Pierre Bourdieu - Karşı Ateşler.pdf

http://slidepdf.com/reader/full/pierre-bourdieu-karsi-ateslerpdf 155/168

1 5 4 Karşı Ateşler

vermek gerekirse, Roosevelt'in 30'lu yıllarda maaşların ve eşitgelişmemiş bölgelerin aynı ulusal bütüne katılmalarından do-ğan çalışma koşullarının bozulmasını önlemek için çalışma ko-

nusunda asga ri ücret, çalışma süresinin sınırlanması vb or-tak toplumsal kuralları yerleştirmek zorunda kaldığı gibi.)

Ama öte yandan, birleşme (ve tek yönetim altında toplan-ma) süreci, ulusal sınırlarda kapalı kalıyordu: Malların ve kişi-lerin serbest dolaşımı önündeki tüm engellerle, özellikle hu-kuksal engellerle (gümrük hakları, kambiyo denetlenmesi vb.);ayrıca malların üretiminin, daha çok da dolaşımının coğrafi

alanlara sıkı sıkıya bağlı kalması olgusuyla da sınırlıydı (özel-likle taşıma bedelleri nedeniyle). Ekonomik alanların gelişmesi-nin önündeki işte bu teknik ve hukuksal engeller, farklı etken-lerin etkisi altında bugün zayıflamaya ya da yitmeye doğru gi-der: Bir yandan hava taşımacılığı ya da İnternet tarzı yeni ileti-şim araçlarının gelişmesi gibi tümüyle teknik etkenler; öte yan-dan serbestleşme ve kuralsızlaşma gibi, daha politikaya özgü

ya da hukuksalpolitikaya özgü etkenler. Böylece, özellikle eko-nomik alanda (bilişimsel iletişim araçlarının farklı ulusal pazar-ları ayıran cismani farkları  sildirmeye yöneldikleri) bir evrensel ekonomik alanın oluşması kolaylaştırılmış olur.

"Globalization"urı Çift Anlamı

Burada "globalization"  (ya da Fransızcası mondialisation) söz-cüğüne geri dönmek gerek: Bu sözcüğün, kesin bir anlamda, ev-rensel ekonomik alanın birleşmesini ya da bu alanın dünya ölçe-ğine yayılmasını belirtebileceği görüldü. Ancak, kaleme aldığımkavramın betimleyici anlamından kaçamaklı, kuralcı ya da dahaiyisi edimsel bir anlama geçilerek bambaşka bir anlama gelmesi

sağlanır: Öyleyse " globalization"  ekonomik alanı, bu birleşmeyekarşı tüm sınırları, bu yayılmaya karşı çoğu ulusdevlete bağlıolan tüm engelleri yıkmaya yönelik tüm bir hukuksalpolitikönlemler bütünüyle birleştirmeyi amaçlayan bir ekonomi politika-sı  belirler. Bu, kavramın anlaşılmazlığıyla oynayarak simgeselgücünün bir bölümünü veren gerçek ekonomik propagandadan

8/11/2019 Pierre Bourdieu - Karşı Ateşler.pdf

http://slidepdf.com/reader/full/pierre-bourdieu-karsi-ateslerpdf 156/168

Daha iyi Egemen Olmak İçin Birleşmek 1 5 5

ayrılamaz olan neoliberal politikayı çok açık olarak tanımlar.Ekonomik "globalization"  tekniği ya da ekonominin meka-

nik etkisi değil, bir görevliler ve kurumlar bütünü tarafındanortaya konulan bir politikanın ürünü ve özel amaçlarla bunlarda tecimin serbestleşmesi (trade liberalization),  bir başka deyişleşirketleri ve yatırımlarını durduran tüm ulusal düzenlemelerinelenmesidir bile bile yaratılmış kuralların uygulanmasının so-nucudur. Bir başka deyişle, "evrensel pazar" bir politik yaratım (ulusal pazarın daha önce olduğu gibi), az çok bilinçli tasarlan-

mış bir politikanın ürünüdür. Bu politikanın sonucu da (belkide aynı zamanda amaç  olarak, en azından neoliberalizmin enuyanık ve en utanmaz savunucularında) ulusal pazarların do-ğuşuna götüren şeyin ölçeğinde olduğu gibi, o zamana dek enverimli ve en etkili üretim güçlerinin ve üretim biçimlerinin re-kabetine ulusal sınırların içinde kapalı kalan etkenlerle ve şir-ketlerle sert bir biçimde karşılaşarak egemenlik koşullarını ya-

ratmaktır. Böylece, beliren ekonomilerde korumaların kalkma-sı, ister istemez ulusal şirketleri yıkıma götürür ve Güney Kore,Tayland, Endonezya ya da Brezilya gibi ülkeler için yabancı ya-tırıma tüm engellerin kaldırılması, çokuluslu işletmelerce ço-ğunlukla gülünç fiyatlara satın alman yerel şirketlerin çökmesi-ne yol açar. Bu ülkeler için kamu pazarları, yerel şirketlere ku-

zeyin büyük işletmeleriyle rekabet etmek için olanak tanıyantek yöntemler olarak kalırlar. Bir "küresel eylem alanı" yaratıl-ması için zorunlu gibi tanıtılmalarına karşın, rekabet ve kamupazan üzerine OMC yönergeleri gerçekte, büyük çokuluslu iş-letmelerle ulusal küçük üreticiler arasında "eşit silahlı" bir re-kabet kurarak, bu sonuncuların toptan yitimine yol açmasıylasonuçlanacaktır. Biliniyor ki genel olarak, gerçek eşitsizlikte bi-

çimsel eşitlik egemenlerin yararınadır."Globalization"  sözcüğü, uzun süre Amerikalı sosyal bilimci

lerce farklı toplundan ekonomik açıdan daha ileri topluma, birbaşka deyişle tüm insanlık tarihinin anlatımıyla ve amacıyla ku-rulmuş (bu, örneğin, LéviStrauss tarafından Race et Histoire'daeleştirilen modele göre, kişi başına düşen enerji tüketimi gibi, butoplumun kendine özgü, ama görünüşte yansız ve tartışılmaz

özelliklerinden birinin gelişme derecesinin ölçütü olarak alındığı

8/11/2019 Pierre Bourdieu - Karşı Ateşler.pdf

http://slidepdf.com/reader/full/pierre-bourdieu-karsi-ateslerpdf 157/168

1 5 6 Karşı Ateşler

durumdur), Amerikan toplumuna uzaklıklarına göre sınıflandır-malarına olanak veren aptalca etnikmerkezri gelişmeci bir modelaşılamanın örtmececi bir yolu olarak uzun süre kullanılan "mo-

dernleşme" sözcüğünün yerini alan hem betimleyici hem de kuralcı bir sözde kavramdır. Bu sözcük (ve dile getirdiği model) bir toplumiçin kendi özelliğinin, bunu örtük olarak bir evrensel model gibioluşturarak evrenselleştirmeye dayanan evrenselin emperyalizmi-nin  en yetkin biçiminin somut örneği olduğu görülüyor (Fransıztoplumunun insan haklarının ve Fransız Devrimi'nin mirasınındüzmece somutlaşmasının, özellikle Marksist gelenekle, tüm ola-

sı devrimlerin modeli olarak ortaya konulması gibi).Böylece, hem evrensel özgürleşmenin kaçınılmaz yazgısı ve

politik tasarısı, doğal gelişimin sonu, demokrasi ve pazar arasındailke olarak öne sürülen bir bağ adına, sözcük yoluyla, tüm ülke-lerin halklarına bir politik özgürleşme sözü veren, yurttaşlıkla il-gili ve etik ülkü olarak kurulmuş olan, ekonominin ve finansınalanının birleşmesi sürecidir. Bir başka deyişle, özel bir toplumsal

geleneğin, Amerikan toplumunun geleneğinin, tarihsel özellikle-rinde kökleşmiş bir ekonomi modeli üzerine buraya kadar bölmelenmiş ve artık örgütlenmiş ulusal ekonomiler evreninin bü-tünleşmesidir. Bu ütopik kapitalizmin en eksiksiz biçimi, kuşkusuz"hisse senedi sahiplerinin demokrasisi", bir başka deyişle hissesenetleriyle ödüllendirilen, anapara ve emeğin kusursuzca başa-rılmış bir birleşmesini gerçekleştirerek, toplu olarak "kendi işlet-

melerinin sahibi" olacak bir ücretliler evreni: ve "modernleşme"kuramlarının baskın çıkan etnik merkezciliği, Amerika BirleşikDevletleri'nde "gerçekleşmiş sosyalizmin" yeni vatanım görenyeni ekonomi dininin en esinlenmiş peygamberleriyle ulu yük-sekliklere ulaşır (bu arada görülüyor ki bugün Şikago tarafındabaskın gelen bir tür bilimci delilik, başka zamanlarda ve başkayerlerde bilinen sonuçlarıyla gelişmiş olan "bilimsel sosyaliz-min" en yüceltilen sayıklamalarında ondan aşağı kalmaz).

İlk olarak, evrensel biçimde tüm akılcı ekonomik uygula-maların kuralı gibi önerilenin ve aşılananın, gerçekte özel birtarihte ve toplumsal yapıda, Amerika Birleşik Devletleri'nin ta-rihinde ve toplumsal yapısında yetişen bir ekonominin kendineözgü niteliklerinin evrenselleşmesi1; bu arada da Amerika Bir-

8/11/2019 Pierre Bourdieu - Karşı Ateşler.pdf

http://slidepdf.com/reader/full/pierre-bourdieu-karsi-ateslerpdf 158/168

Daha İyi Egemen Olmak İçin Birleşmek 1 5 7

leşik Devletleri'nin tanım gereği, temelde özellikle devletin za-yıflamasıyla belirlenen kendi ekonomik ve toplumsal modelle-

rinin ülküselleşmesinin ürünü olan bir politik ve ekonomik ül-künün gerçekleşmiş biçimi olduğunu tanıtlamak için buradadurmak gerekir. Ama aynı zamanda, ikinci bir aşamada Ameri-ka Birleşik Devletleri'nin, evrensel ekonomik alanda rekabetçiavantajların ayrıcalıklı bir bütününü, tek yönetim altında topla-dıkları için borçlu oldukları egemen bir konum doldurduğunuda tanıtlamak gerekir: Finansal avantajlar ona dünyanın tü-

münde (yani Japonya gibi büyük tasarruflu ülkeler gibi, ancakaynı zamanda yoksul ülkelerin ya da evrensel trafik ağlarınınoligarşilerinin bütününde) çok büyük bütçe açıklarını finanseeden ve para oranını ödünlemek için gerekli anaparayı kendineçekme, çok düşük ve Amerikan ekonomik kararlarına nesnelolarak bağımlı kılınan, Amerikan gelişimine yalnızca emeklerive ürünleri döviz cinsinden pek yüksek olmaması nedeniyle

özellikle hammaddelerde değil, aynı zamanda karşı karşıyakaldıkları ve bankalarla Amerikan Borsası'nın yararlandığı ta-sarruf nisapları dolayısıyla da katkıda bulunan, ona öteki ülke-lerin, özellikle en yoksullarının üzerindeki etkilerinden kaygı-lanmadan kendi seçimleri olan para politikalarını seferber etmeolanağını sağlayan yatırımları ve tasarruf oranlarını denkleştir-me olanağı veren doların ayrıcalıklı konumu; anapara ve yatı-rım malları sektörünün gücü ve rekabet edebilirliğiyle, özellik-le de endüstriyel mikroelektronik ya da bankaların, yeniliğinözel finansmanında bankanın göreviyle ekonomik avantajlar ; çı-karlarına uygun ekonomik ve tecimsel kuralları benimsetmeyeolanak tanıyan diplomatik güçleriyle  politik ve askeri avantajlar; bilimsel araştırmanın (Nobel Ödülü sayısıyla ölçülebilen) kamu

ve özel sisteminin ayrıcalıklı niteliğiyle, lawyer'ların ve büyüklaw firm'lerin gücü, en sonunda da telekomünikasyonlara vetüm tecimsel kültür üretimine egemen olan İngilizcenin kulla-nış evrenselliğiyle kültürel ve dilsel avantajlar ; bir modernlik im-gesiyle birleşmiş, başta sinematografik olmak üzere özellikleevrenin betilerinin üretimi ve yayımı yoluyla hemen hemen, enazından yeniyetmelerce, neredeyse evrensel olarak tanınan bir

yaşam biçiminin benimsetilmesiyle simgesel avantajlar.  (Bu ara-

8/11/2019 Pierre Bourdieu - Karşı Ateşler.pdf

http://slidepdf.com/reader/full/pierre-bourdieu-karsi-ateslerpdf 159/168

1 5 8 Karşı Ateşler

da görülüyor ki Amerikan ekonomisinin üstünlüğü zatenonun adına aşılanmaya çabalanan tam rekabet modelinden git-tikçe uzaklaşan yapısal sonuçlara dayanıyor, bir ekonomi politika-

sının kendine özgü etkinliğine değil  işin yoğunlaşması ve çalış-ma süresinin uzatılması uygulaması en az vasıflı olanlar için endüşük ücretle birleşse, ayrıca belirleyici özelliği teknikbilimsellik olan yeni bir ekonominin görevi önemsiz olmasa bile.)

Evrensel ekonomik alanm merkezine yerleşen güç ilişkileri-nin en tartışmasız belirtüerinden biri, örneğin egemenleri, özellik-le de Amerika Birleşik Devletleri'ni gelişmekte olan ülkelere (ör-

neğin endüstrileri için ciddi sıkıntılara yol açan bir ürünün dışalı-mına yönelik sınırlamaları ya da dış yatırımlarını denetlemeleriengellenen ülkeler) yasakladıkları korumacılığa, devlet desteğinebaşvurdurtabilen bakışımsızlık ve çifte standart  (iki ağırlık, iki öl-çü) mantığıdır kuşkusuz. Güney ülkelerinin toplumsal haklarınınüzerine titrendiğinin de (ya da örneğin çocukların çalışmasınınyasaklanmasının) Amerika Birleşik Devletleri gibi denetimsizleş

tirme, esnekleştirme, maaşların ve sendikal hakların sınırlanmasıgirişimlerine atılan bir ülkenin işi olduğu bilindiğinde, her koru-man nedenden muaf olduğuna inanmak için çok fazla iyi niyetgerekir. "Globalization" politikası da bu bakışımsızlığın en iyi açık-lamasıdır kuşkusuz, çünkü dünyanın tümüne, ama karşılıklılıkolmadan tek yönde (bir başka deyişle bir soyutlanma politikasıve yerel özelliklerini, özerkliğini korumak isteğiyle birlikte) ege-

menlere en uygun modelin yayılmasını amaçlar.Serbest alışverişin, anaparanın serbest dolaşımının, dışsatıma

yönlendirilmiş gelişmenin saltık egemenliğinin aşılanmasıylaekonomik alanın birleşmesi, başka zamanlardaki ulusal ekono-mik alanın bütünleşmesiyle aym anlaşılmazlığı sunar: Sınırsız birevrenselciliğin haklı gösterilmesini McDonald's'ın, jean'm  ve Cocacola'run uygarlığın "elteap" yaşam biçimlerinde, evrensel yayıl-

masında ya da çoğunlukla bir olumlu "globalization" belirtisi sayı-lan "hukuksal türdeşleşmede" bulan bir evrensel birleşmedlik tü-rünün tüm görünüşlerini veren bu "toplum tasarısı", devletinüzerinde yer alırken, egemenlere, bir başka deyişle büyük devlet-lere, daha çok da onlann politik ve askeri açıdan en güçlüsüAmerika Birleşik Devletleri'ne ve ekonomik etkinliklerin yürütül-

8/11/2019 Pierre Bourdieu - Karşı Ateşler.pdf

http://slidepdf.com/reader/full/pierre-bourdieu-karsi-ateslerpdf 160/168

mesi için elverişli koşullan sağlamak amacıyla denetledikleri bü-yük uluslararası kuramlara, Dünya Bankası, Uluslararası Para

Fonu, Dünya Ticaret Örgütü'ne güvenebilen büyük ya tınm alarayarar. Eşitsizlikteki bütünleşmeye bağlı egemenlik etkisi,  Kanada'nınyazgısında iyi görülür (eğer Amerika Birleşik Devletleri'yle birtür gümrük birliğine yönelecek olursa Avrupa'mn yazgısı da buolabilir): Savunmasız bırakılan geleneksel korumacılıklarda, özel-likle kültür alanında bir düşüşten dolayı, bu ülke Amerikan gü-cüne gerçek bir ekonomik ve kültürel katılmayla karşı karşıya

kalmaktadır.Eski ulusal devletler gibi egemen ekonomik güçler, (ulusla-

rarası) hukuku ve lobilerin eylemlerine teslim olmuş büyükuluslararası örgütleri kendi hizmetlerine koşturacak güçtedirgerçekte. Bunlar, işletmelerin ve ulusların ekonomik çıkarlannıhukuksal aklamalarla süslemeye çalışırlar (örneğin endüstriyelyatırımalara en yüksek derecede koruma ve hak güvencesini ve-rerek); ve düşünsel enerjilerinin çok önemli bir bölümünü, örne-ğin tüketicilerin korunmasını güvenceye alan yasalar ve yönet-melikler gibi iç hukuku bozmaya adarlar. Uluslararası makam-lar, ulusal devletlere verilen tüm işlevleri çoğu kez yerine getir-meden (toplumsal korumayı ilgilendirenler gibi), gittikçe ikincilişlerin yönetimine indirgenerek gerçek karar yerlerini gizlemeye

yarayan politik yanılsamalar siperi oluşturan ulusal hükümetlerigörünmez biçimde yönetirler. Ulusal devletlere vergilendirme(muafiyetler düzenleyerek) ya da rekabetçi kolaylıklar (karşılık-sız altyapılar sunarak) alanında rekabet oyunu oynamayı benim-seten ekonomik rekabetin hemen hemen mekanik eylemini, sim-gesel düzlemde güçlendirmeyi sağlarlar.

Evrensel Ekonomik Alanın Durumu

Evrensel alan, her biri bir türdeş ürün kategorisinin üretimive tecimselleştirilmesi için rekabet eden bir işletmeler bütünüolarak yayılmış bir "industry"ye   karşılık gelen bir evrensel alt

alanlar bütünü olarak ortaya çıkar. Bu altalanların her birinin,hemen hemen her zaman oligopolistik olan yapısı, evrensel dü-

Daha İyi Egemen Olm ak İçin Birleşme k 1 5 9

8/11/2019 Pierre Bourdieu - Karşı Ateşler.pdf

http://slidepdf.com/reader/full/pierre-bourdieu-karsi-ateslerpdf 161/168

1 6 0 Karşı Ateşler

zeyde üretken bir rekabetçi konumu elde edebilen ve koruyabi-len farklı şirketler arasında bir şirketin her ülkede konumu, diğerülkelerdeki konumuna bağlı olduğundan anaparanın (değişik

türlerde) bölüşiimünün yapısına denk düşer. Evrensel alan iyicekutuplaşmıştır. Egemen ulusal ekonomiler, yalnızca yapıdakiağırlıklarından (girişe bir engel gibi işler) dolayı, işletmelerin ak-tiflerini tek yönetim altında toplamaya ve ürettikleri kazançlarıkendilerine mal etmeye, ayrıca alanın işleyişindeki içkin eğilim-leri yönlendirmeye yönelirler. Ulusal ve uluslararası alanda herşirketin konumu, gerçekte yalnızca kendi elverişli yönlerine de-

ğil, aynı zamanda ulusal bağından doğan, ekonomik, politik,kültürel ve dilsel elverişliliklerine de bağlıdır, çünkü bu tür "ulu-sal anapara", farklı şirketlerin yapısal rekabet edebilirliği üzerin-de, olumlu da olsa olumsuz da olsa, çoğaltan bir etki uygular.

Bu farklı alanlar bugün yapısal olarak evrensel finans alanı-na bağlıdır. Bu alan (Fransa'da 198586'nın finansal kuralsızlaş-tırma yasası gibi önlemlerle), yaklaşık iki yüzyıl kadar eski olan,

30'lu yıllardaki büyük banka iflasları dizisinden sonra özelliklegüçlendirilen tüm düzenlemelerden birdenbire kurtarılmıştır.Böylece pek tamamlanmamış bir özerkliğe ve bir birleşmeye eri-şerek, anaparanın değerlendirilmesinin yerlerinden biri olmuş-tur. Büyük yatırımcıların ellerinde topladıkları para (emeklilikfonları, sigorta şirketleri, yatırım fonlan), spekülasyona gidereköncelik veren, finansal işlemleri yalnızca finansal amaçla üretimyatırımının zararına, yalnızca bankalarca denetlenen özerk birgüç durumuna gelir. Uluslararası spekülasyon ekonomisi, böy-lece merkez bankaları gibi, finansal işlemleri düzenleyen ulusalkurumlann denetiminden kurtulur ve uzun vadeli faiz oranlarıartık ulusal makamlarca değil, finans pazarlarının eğilimini yö-neten uluslararası işlemcilerce belirlenmeye yönelir.

Finansal anaparanın, toplu tasarrufu çeken ve yönetenemeklilik ve yardım sandığı fonlarında yoğunlaşması, bu tasar-rufun devletlerötesi işletmecilerine, hisse senedi sahiplerinin çı-karları adına, işletmelere yavaş yavaş stratejilerini yönlendirme-ye başlayan finansal verimliliklerin gereklerini aşılama olanağıverir. Bu, özellikle çeşitlenme olanaklarını sınırlayarak ve onlaradownsizing,  harcamaların ve efektiflerin azaltılması ya da birleş-

8/11/2019 Pierre Bourdieu - Karşı Ateşler.pdf

http://slidepdf.com/reader/full/pierre-bourdieu-karsi-ateslerpdf 162/168

mekazammlar kararlarını benimseterek, bunların tüm risklerinide kimi zaman düşüncede kazançlarla, en yüksek konumdakiler

için en azından hisselerin karşılıklarıyla birleşmiş ücretlilerinüzerine bırakarak gerçekleşir. En iyi finansal verimi elde edebil-mek amacıyla anaparaları bağlamak, belki, özellikle serbestleştir-mek, onlarla yatırım yapmak ya da yatırımları kaldırmak konu-sunda artan özgürlük, anaparalann hareketliliğini ya da endüst-riyel veya bankacı işletmenin başka ülkelerde yerleşmeleriningenelleşmesini kolaylaştırır. Yabancı ülkelere doğrudan yatırım, 

anapara konusunda, ama aynı zamanda da el emeğinin bedelikonusunda uluslar ya da bölgeler arasındaki farklılıkları kullan-ma, ayrıca en elverişli pazara yakınlığı araştırma olanağı sağlar.Doğmakta olan ulusların, özerk yurtlukları merkez erke bağlıeyaletlere dönüştürmeleri gibi, "ağ şirketler" hem uluslararasıbir pazarda VVilliamson'un dediği gibi, işlemleri içselleştirmek,bir başka deyişle sindirilmiş, böylece de bir "ana evin şubeleri"konumuna indirgenmiş şirketleri içinde toplayarak üretim bi-rimlerinin içinde onları örgütlemenin bir yolunu bulurlar; öteyandan, ötekiler taşeronlukta, göreceli olarak, bağımsızlıkta ba-ğımlılık ilişkilerini kurmanın bir başka biçimini ararlar.

Böylece evrensel ekonomik alanla tüm bölgesel ya da ulusalgüçleri zayıflatmaya yönelir ve donandığı evrendeşçilik tüm öte-

ki gelişme modellerini, özellikle hemen milliyetçi diye hükümgiydirilen ulusal olanları gözden düşürerek, yurttaşları ekonomi-nin ve finansın uluslarötesi güçleri karşısında güçsüz bırakır."Yapısal ayarlanma" politikaları denen politikalar, egemenlik al-tındaki ekonomilerin bağımlılığında bütünleşmesini sağlamayıamaçlar; bu sosyal devletle, uluslarötesi işletmelere ve finansalpazarlara, aile pazarının tüm korumalarının kaldırılması ve ya-

bancı yatırımlara uygulanan denetimlerin gevşetilmesi gibi (re-kabetle karşı karşıya kalmanın işletmeleri daha üretken kılacağıDarvvinci varsayım adına), denetimsizleştirme ve özelleştirmeyleyakınlaşan bir önlemler bütünüyle, serbest denen pazarın kazan-ana karşı koyabilecek tek makamla birleşen "yapay" ve "keyfi"denen ekonominin politik düzenleme düzeneklerinin tüm işlevi-ni indirgeyerek gerçekleşir. Bunu yaparak, tek yönetim altındatoplanmış anaparaya neredeyse tam bir özgürlük sağlamaya ve

Daha İyi Egemen Olm ak İçin Birleşmek 16 1

8/11/2019 Pierre Bourdieu - Karşı Ateşler.pdf

http://slidepdf.com/reader/full/pierre-bourdieu-karsi-ateslerpdf 163/168

1 6 2 Karşı Ateşler

bu politikaları az çok doğrudan esinleyen çokuluslu büyük işlet-melere gelişip yayılma olanağım tümüyle vermeye yönelirler.(Karşılığında "ortaya çıkmakta olan ulus" denen ulusların, bir

başka deyişle ulusal üretimleri koruyarak, kendisi de örneğin birtarım reformu ya da oranı matrahın çokluğu ile yükselen vergigibi devlet kararlarıyla kolaylaştırılan alım gücünün artışıyla,köylülerle işçilerin tüketime olan erişimine bağlı gerçek talebinbelirmesini teşvik ederek ekonomik bir altyapı kurmak ve birulusal pazar yaratmak amacıyla ulusal devlete dayanmak için et-kili bir rekabet gösterebilen ulusların girişimlerini suya düşür-

meye katkıda bulunurlar.)Bu politikaların ancak örtülü bir anlatımı olduğu ve gittikçe

en yoksun bırakılmış uluslan neredeyse yalnızca doğal kaynakla-rın yaygın ya da yoğun kullanımına dayanan bir ekonomiye in-dirgemeye yönelen bu güç ilişkileri, farklı devletlere anapara da-ğılımının yapısında tuttukları konuma göre verilen tedavilerdekibakışımsızlıkta da kendini gösterir: Hiç kuşkusuz en belirgin ör-

nek, IMF'nin Amerika Birleşik Devletleri'ne yönelttiği sürüp gi-den bütçe açığım azaltma isteklerinin uzun süre sonuçsuz kalma-sına karşılık, aynı makamın zaten büyük tehlikede olan birçokAfrika ekonomisine işsizliği ve sefaleti artırmaktan başka bir şeyyapmayan bir bütçe açığı azaltmasını zorla benimsetmesidir. Öteyandan da biliniyor ki tüm dünyaya sınırların açılmasını ve dev-letin yıkümasını öğütleyen aynı devletlerin toplumsal hukukaevrensel saygıya kimi haklı çağrıların dışında ya da örneğin dış-satıma istemli kısıtlama anlaşmalarıyla kotalar, istemli kısıtlama-larla kalite ya da güvenlik kurallarının benimsetilmesi ve paranınzorunlu yeniden değerlendirilmesiyle, dışsatımlara saptanan sı-nırlamalar yoluyla korumacılığın az ya da çok kurnaz biçimleriniuygulayabilirler veya yabancı şubelerde üretim kotaları saptan-masıyla pazarların bölüşümünü sağlamayı amaçlayan devletle-rin girişimleri üzerine kurulmuş "karışık oligopoller" denen olguaracılığıyla devlet yardımı biçimlerini feda edebilirler.

Bu birleşme, bir zamanlar Avrupa'da ulus devlet ölçeğindegerçekleşenden farklı olarak, devletsiz Keynes'in tüm devlet-ler arasında eşit alışveriş güvencesini verebilecek yansız bir bi-rikim parası üreten bir merkez bankası yaratıldığını görme di-

8/11/2019 Pierre Bourdieu - Karşı Ateşler.pdf

http://slidepdf.com/reader/full/pierre-bourdieu-karsi-ateslerpdf 164/168

Daha İyi Egemen O lmak İçin Birleşmek   163

leğine karşı ve yalnızca, Avrupa devletinin kökeninin hukuk-çularından farklı olarak, çıkarlarına uygun politikaya evrensel-

lik görüntüsü vermeye gerçekten gereksinimi olmayan ege-menlerin çıkarlarının hizmetinde gerçekleşir. Bunların, egemenoldukları büyük uluslararası makamların (IMF, OMC) sözdeyansız müdahaleleri yoluyla ya da esinleyebilecek ve aşılayabi-lecek güçte oldukları, AMI (Çok Taraflı Yatırım Anlaşması) ta-sarısında en eksiksiz anlatımını bulan, ekonominin ve politika-nın görünümleri örtüsü altında, bu güç ilişkilerini evrensel gö-

rünüşlü oyunun kurallarına dönüştürme yollan vardır: Bu tümdevlet baskılanndan kurtulmuş ve yalnızca yatırımcılann key-fine bırakılan dünya ütopyası türü, tüm uluslardan yöneticile-rin, endüstriyel ve finansal çokuluslu şirketlerin kadrolarınıntutucu enternasyonalinin yavaş yavaş, iç ve dış düzenin korun-ması işlevlerine indirgenen emperyalist devletin politik, diplo-

matik ve askeri gücüne dayanarak aşılamayı amaçladığı, ger-çekten "küreselleşmiş" dünya düşüncesi olmaya olanak verir.2Dolayısıyla mevzuatların "uyumlulaştınlması"yla sağlanan bubirleşmenin tek mantığı tarafından, evrensel bir devletçe gerçekbir evrenselleşmeye götürüleceğini ummak boşunadır. Ancakkuşkusuz, yalnızca kendi kısa vadeli ekonomik çıkarlarınaözen gösteren küçük bir oligarşinin politikasının sonuçlarının,

kendileri de küresel olan, egemen ekonomik güçleri denetle-mekle ve gerçekten evrensel olan amaçlara bağlı kılmakla gö-revli uluslarüstü makamların kurulmasını yavaş yavaş benim-setebilecek politik güçlerin giderek su yüzüne çıkışım kolaylaş-tırabileceğini beklemek mantıksız değildir.

Tokyo, Ekim 2000

Notlar1 Bkz. "Amerikan modelinin aşılanması ve sonuçlan".2 Bkz. François Chesnais, La Mondialisation du Capital, Paris, Syros, 1994 ve M. Frei

tag ve E. Pineault (yönetimi altında), Le Monde enchatnt, Montreal, Nota Bene Ya-yınlan, 1999.

8/11/2019 Pierre Bourdieu - Karşı Ateşler.pdf

http://slidepdf.com/reader/full/pierre-bourdieu-karsi-ateslerpdf 165/168

8/11/2019 Pierre Bourdieu - Karşı Ateşler.pdf

http://slidepdf.com/reader/full/pierre-bourdieu-karsi-ateslerpdf 166/168

Kaynakça

ACCARDO (Alain) ve G. ABOU, G. BALASTRE, D. MARINE,  Journalistes au quotidien. Outils pour une socioatialyse des pratiques journalistiques, Bordeaux, Le Mascaret, 1995.

 Actes de la recherche en sciences sociales,  "L'économie de la maison", 8182,Mart 1990.

"La souffrance", 90, Aralık 1991."Esprit d'Etat", 9697, Mart 1993.

"Les nouvelles formes de domination dans le travail", 114 ve 115, Eylülve Aralık 1996."Histoire de l'Etat", 116117, Mart 1997."Les ruses de la raison impérialiste", 121122, Mart 1998.BLOCH (Emst), L'Esprit de l’utopie, Paris, Gallimard, 1977.BOSCHETTI (Anna), Sartre et les Temps modernes: une entreprise intellectuel-

le, Paris, Minuit Yayınları, 1985.BOURD1EU (Pierre), Travail et travailleurs en Algérie, ParisLa Haye, Mouton,

1963 (A. Darbel, J. P. Rivet, C. Seibel'le birlikte).Algérie 60, structures économiques et structures temporelles, Paris, Minuit Ya-yınlan, 1977.

La Noblesse d'Etat, Paris, Minuit Yayınları, 1989."Le racisme de l'intelligence", Questions de sociologie içinde, Paris, Minuit

Yayınlan, 1980."Deux impérialismes de l'universel" içinde C. Fauré ve T. Bishop (yayma),

L'Amérique des Français, Paris, François Bourin Yayınlan, 1992, s.149155.

CHAMPAGNE (Patrick), Faire l'opinion, Paris, Minuit Yayınları, 1990."Le journalisme entre précarité et concurrence", Liber, 29, Aralık 1996.CHARLE (Christophe), Naissance des intellectuels,  Paris, Minuit Yayınlan,

1990.DIXON (Keith), "Les évangélistes du Marché", Liber, 32, Eylül 1997, s. 56.DEJOURS (Christophe), Souffrance en France. La banalisation de l'injustice so-

ciale, Paris, Seuil Yayınlan, 1997.DEZALAY (Yves), D. SUGARMAN ile birlikte, Professional Compétition  Po-

wer. Lawyers, Accountants and the Social Construction ofMarkets, LondraNew York, Routledge, 1995, s. XlXIII.

8/11/2019 Pierre Bourdieu - Karşı Ateşler.pdf

http://slidepdf.com/reader/full/pierre-bourdieu-karsi-ateslerpdf 167/168

8/11/2019 Pierre Bourdieu - Karşı Ateşler.pdf

http://slidepdf.com/reader/full/pierre-bourdieu-karsi-ateslerpdf 168/168