37
1 © T.C. Adalet Bakanlığı, 2015. Bu gayri resmi çeviri, Adalet Bakanlığı Uluslararası Hukuk ve Dış İlişkiler Genel Müdürlüğü İnsan Hakları Daire Başkanlığı tarafından yapılmış olup, Mahkeme'yi bağlamamaktadır. © Republic of Turkey, 2015. Unofficial translation made by the Human Rights Department of the Ministry of Justice Directorate General for International Law and Foreign Relations This translation does not bind the Court. © République de Turquie, 2015. Cette traduction non officielle a été faite par la Direction des Droits de l’Homme de l’Unité des Relations extérieures et juridiques du Ministère de la Justice. Elle ne lie pas la Cour. Tematik Bilgi Notu Çalışma Hayatına İlişkin Haklar Ocak 2016 İşbu Tematik Bilgi Notu, Mahkeme açısından bağlayıcı değildir ve tüm ayrıntıları içermemektedir. Çalışma Hayatına İlişkin Haklar Ayrıca bk. “Kölelik, Kulluk ve Zorla Çalıştırma” ve “Sendika Hakları” başlıklı tematik bilgi notları. İşe Erişim Kosiek / Almanya 28 Ağustos 1986 Başvuran, öğretim görevlisi olarak atanmamasının tek nedeninin siyasi faaliyetleri olduğunu ileri sürmüştür. Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi, Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi’nin 10. maddesinin (ifade özgürlüğü) ihlal edilmediğine karar vermiştir. Mahkeme, başvuranın memuriyete girişini engelleyen sorumlu Arazi Bakanlığının, başvuranın düşünce ve faaliyetlerini, sadece deneme sürecinde kendisini kanıtlayıp kanıtlamadığını ve söz konusu görev için gerekli kişisel niteliklerden birine sahip olup olmadığını tespit edebilmek amacıyla dikkate aldığı kanaatine varmıştır. Ayrıca bk. 28 Ağustos 1986 tarihli Glasenapp / Almanya kararı. Leander / İsveç 23 Mart 1987 Bu dava, bir marangozun işe alınıp alınmamasına karar verilirken gizli bir polis dosyasının kullanılmasına ilişkindir. Başvuran, Karlskrona’da yasak bir askeri güvenlik bölgesinin yakınında bulunan Donanma Müzesinde geçici olarak çalışmaktaydı. Donanma komutanı,

Press Unit Unité de la Presse · 2016-05-03 · eriim hakkından etkin bir ekilde faydalanamadığına ve bu nedenle, Sözleme’nin 6/1 maddesinin (adil yargılanma hakkı) ihlal

  • Upload
    others

  • View
    1

  • Download
    0

Embed Size (px)

Citation preview

Page 1: Press Unit Unité de la Presse · 2016-05-03 · eriim hakkından etkin bir ekilde faydalanamadığına ve bu nedenle, Sözleme’nin 6/1 maddesinin (adil yargılanma hakkı) ihlal

1

Press Unit Unité de la Presse

© T.C. Adalet Bakanlığı, 2015. Bu gayri resmi çeviri, Adalet Bakanlığı Uluslararası Hukuk ve

Dış İlişkiler Genel Müdürlüğü İnsan Hakları Daire Başkanlığı tarafından yapılmış olup,

Mahkeme'yi bağlamamaktadır.

© Republic of Turkey, 2015. Unofficial translation made by the Human Rights Department of

the Ministry of Justice Directorate General for International Law and Foreign Relations This

translation does not bind the Court.

© République de Turquie, 2015. Cette traduction non officielle a été faite par la Direction des

Droits de l’Homme de l’Unité des Relations extérieures et juridiques du Ministère de la Justice.

Elle ne lie pas la Cour. Tematik Bilgi Notu – Çalışma Hayatına İlişkin Haklar

Ocak 2016

İşbu Tematik Bilgi Notu, Mahkeme açısından bağlayıcı değildir ve tüm ayrıntıları içermemektedir.

Çalışma Hayatına İlişkin Haklar

Ayrıca bk. “Kölelik, Kulluk ve Zorla Çalıştırma” ve “Sendika Hakları” başlıklı tematik bilgi notları.

İşe Erişim

Kosiek / Almanya

28 Ağustos 1986

Başvuran, öğretim görevlisi olarak atanmamasının tek nedeninin siyasi faaliyetleri olduğunu

ileri sürmüştür.

Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi, Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi’nin 10. maddesinin

(ifade özgürlüğü) ihlal edilmediğine karar vermiştir. Mahkeme, başvuranın memuriyete

girişini engelleyen sorumlu Arazi Bakanlığının, başvuranın düşünce ve faaliyetlerini, sadece

deneme sürecinde kendisini kanıtlayıp kanıtlamadığını ve söz konusu görev için gerekli kişisel

niteliklerden birine sahip olup olmadığını tespit edebilmek amacıyla dikkate aldığı kanaatine

varmıştır.

Ayrıca bk. 28 Ağustos 1986 tarihli Glasenapp / Almanya kararı.

Leander / İsveç

23 Mart 1987

Bu dava, bir marangozun işe alınıp alınmamasına karar verilirken gizli bir polis dosyasının

kullanılmasına ilişkindir. Başvuran, Karlskrona’da yasak bir askeri güvenlik bölgesinin

yakınında bulunan Donanma Müzesinde geçici olarak çalışmaktaydı. Donanma komutanı,

Page 2: Press Unit Unité de la Presse · 2016-05-03 · eriim hakkından etkin bir ekilde faydalanamadığına ve bu nedenle, Sözleme’nin 6/1 maddesinin (adil yargılanma hakkı) ihlal

Tematik Bilgi Notu – Çalışma Hayatına İlişkin Haklar Basın Birimi

2

başvuran hakkında yürütülen bir personel soruşturması sonrasında, kendisini işe almamaya

karar vermiştir. Başvuranın, geçmişte Komünist Parti ve sendika üyesi olduğu tespit edilmiştir.

Mahkeme, Sözleşme’nin 8. maddesinin (özel hayata ve aile hayatına saygı hakkı) ihlal

edilmediğine karar vermiştir. İsveç personel soruşturması kapsamında sağlanan güvencelerin,

8. maddenin şartlarına uygun olduğu sonucuna varılmıştır. İsveç Hükümetinin, bu davada,

ulusal güvenlikle ilgili menfaatlerin başvuranın kişisel menfaatlerinden daha ağır bastığı

kanaatine varmakta hakkı olduğu belirtilmiştir.

Halford / Birleşik Krallık

25 Haziran 1997

Birleşik Krallık'taki en yüksek rütbeli bayan polis memuru olan başvuran, yedi yılı aşkın bir

süredir Emniyet Müdür Yardımcısı rütbesine terfi ettirilmediği için kendisine karşı ayrımcılık

yapıldığı gerekçesiyle dava açmıştır. Dava sürecinde telefon görüşmelerinin dinlenerek

aleyhine kullanılmak üzere bilgi elde edilmeye çalışıldığını ileri sürmüştür.

Mahkeme, başvuranın ofisinden yaptığı telefon görüşmelerinin dinlenmesi bakımından

Sözleşme’nin 8. maddesinin (özel hayata ve aile hayatına saygı hakkı) ihlal edildiğine karar

vermiştir. Bununla birlikte, Mahkeme, başvuranın evinden yaptığı telefon görüşmeleri

açısından 8. madde anlamında herhangi bir ihlalin bulunmadığı sonucuna varmıştır. Zira

Mahkeme, bahsi geçen görüşmelerle ilgili herhangi bir müdahalenin söz konusu olup

olmadığını tespit edememiştir.

Thlimmenos / Yunanistan

6 Nisan 2000 (Büyük Daire)

Yunanistan yeminli muhasebeciler birliğinin yönetim kurulu, başvuranı, gerekli yeterlilik

sınavını geçtiği halde, genel seferberlik sırasında askeri üniforma giymeyi reddettiği

gerekçesiyle (kendisi Yehova Şahidi idi) emre itaatsizlikten mahkûm olması nedeniyle yeminli

muhasebeci olarak atamamıştır.

Mahkeme, Sözleşme’nin 9. maddesi (düşünce, vicdan ve din özgürlüğü) ile bağlantılı olarak

14. maddesinin (ayrımcılık yasağı) ihlal edildiğine karar vermiştir. Mahkemeye göre,

Devletlerin, bazı suçluları yeminli muhasebecilik görevine atamamakta meşru bir menfaatleri

Page 3: Press Unit Unité de la Presse · 2016-05-03 · eriim hakkından etkin bir ekilde faydalanamadığına ve bu nedenle, Sözleme’nin 6/1 maddesinin (adil yargılanma hakkı) ihlal

Tematik Bilgi Notu – Çalışma Hayatına İlişkin Haklar Basın Birimi

3

bulunmaktadır. Ancak, ağır suçlardan dolayı verilen diğer mahkûmiyet kararlarının aksine, bir

kişinin dini veya felsefi nedenlerle askeri üniforma giymeyi reddettiği gerekçesiyle hakkında

verilen mahkûmiyet kararı, söz konusu suçlunun mesleğini icra etmesine engel olabilecek

herhangi bir haysiyetsizlik ya da ahlaksızlığın söz konusu olduğu anlamına gelmemektedir. Bu

nedenle, başvuranın, mesleğe uygun olmadığı gerekçesiyle ilgili göreve atanamaması yerinde

bir karar değildir. Başvuran, askeri üniforma giymeyi reddetmiş olması nedeniyle cezaevinde

kalmıştır. Kendisine başka bir ceza vermek orantısızlık teşkil edecektir. Başvuranın yeminli

muhasebeci olarak atanmaması, meşru bir amaca hizmet etmemektedir. Başvuranın ağır bir

suçtan mahkûm olmuş kişilerden farklı bir muameleye tabi tutulmamasının nesnel ve makul bir

gerekçesi bulunmamaktadır. Sözleşme’nin 9. maddesiyle bağlantılı olarak 14. maddesi

uyarınca, Devletin, ağır bir suçtan mahkûm edilmiş kişilerin yeminli muhasebecilik mesleğine

atanmamasına yönelik düzenlemeye uygun istisnalar getirmesi gerekirdi.

Alexandridis / Yunanistan

21 Şubat 2008

Başvuran, Atina Asliye Hukuk Mahkemesine avukat olarak alınmış ve çalışmaya başlamadan

önce avukatlık yapmanın ön koşulu olan görev yeminini etmiştir. Başvuran, resmi bildirimde

bulunabilmek için yemin ederken Ortodoks Hristiyanı olmadığını ifade etmek zorunda kalmış

olmaktan ve dini bir yemin için tek bir standart yöntemin uygulanmasından şikâyetçi olmuştur.

Mahkeme, Sözleşme’nin 9. maddesinin (düşünce, vicdan ve din özgürlüğü) ihlal edildiğine

karar vermiştir. Mahkeme, söz konusu zorunluluğun, başvuranın dini inançlarını açıklamama

özgürlüğüne yönelik bir müdahale anlamına geldiği sonucuna varmıştır.

Lombardi Vallauri / İtalya

20 Ekim 2009

Bu dava, bir mezhep üniversitesinde görev yapan başvuranın, üniversitenin görüşleriyle

bağdaşmadığı iddia edilen görüşlere sahip olduğu gerekçesiyle sözleşmesinin

yenilenmemesine ilişkindir. Başvuran, özellikle, hiçbir gerekçe sunulmadan ve gerçek anlamda

karşılıklı herhangi bir tartışma yapılmadan alınan bu kararın ifade özgürlüğü hakkının ihlaline

neden olduğunu ileri sürmüştür. Başvuran, ayrıca, Fakülte Kurulu kararının gerekçelere

dayandırılmaması konusunda yerel mahkemelerce herhangi bir kararın verilmemesi, bu

nedenle, söz konusu karara itiraz etme ve karşılıklı bir tartışma başlatma imkânının azalması ve

Page 4: Press Unit Unité de la Presse · 2016-05-03 · eriim hakkından etkin bir ekilde faydalanamadığına ve bu nedenle, Sözleme’nin 6/1 maddesinin (adil yargılanma hakkı) ihlal

Tematik Bilgi Notu – Çalışma Hayatına İlişkin Haklar Basın Birimi

4

aynı zamanda, Fakülte Kurulunun, karşılıklı bir tartışma yapılmaksızın alınan Cemaat kararını

dikkate alarak bir sonuca varmış olması hususunda şikâyette bulunmuştur.

Mahkeme, Sözleşme’nin 10. maddesinin (ifade özgürlüğü) ihlal edildiğine karar vermiştir.

Mahkeme, Üniversitenin Katolik öğreti temelinde eğitim verilmesinden sağlayacağı

menfaatlerin, Sözleşme’nin 10. maddesi ile başvurana sağlanan usuli güvencelerin özüne zarar

verecek kadar ağır basamayacağı kanaatine varmıştır. Bu nedenle, davanın kendine özgü

koşullarında, başvuranın ifade özgürlüğüne yönelik müdahalenin “demokratik bir toplumda

gerekli” olmadığına karar verilmiştir. Mahkeme, aynı gerekçelerle, başvuranın mahkemeye

erişim hakkından etkin bir şekilde faydalanamadığına ve bu nedenle, Sözleşme’nin 6/1

maddesinin (adil yargılanma hakkı) ihlal edildiğine hükmetmiştir.

Naidin / Romanya

21 Ekim 2014

Bu dava, bir zamanlar Romanya siyasi polis teşkilatında muhbir olarak görev yapan bir kişinin,

kamu hizmetlerinden men edilmesine ilişkindir. Başvuran, kamuda, özellikle de vali

yardımcıları ihtiyat teşkilatı bünyesinde çalışmaya devam etmesi yönündeki başvurusunun,

komünist rejimde siyasi polisle işbirliği yaptığı gerekçesiyle reddedilmesinden şikâyetçi

olmuştur. Başvuran, bu durumun özel hayatına müdahale teşkil ettiğini ileri sürmüş ve kamu

sektöründe istihdam edilmesi konusunda haksız bir ayrımcılığın mağduru olduğunu iddia

etmiştir.

Mahkeme, Sözleşme’nin 14. maddesiyle (ayrımcılık yasağı) birlikte ele alındığında 8.

maddesinin (özel ve aile hayatına saygı hakkı) ihlal edilmediğine karar vermiştir. Kamu

görevlilerinin demokratik rejime bağlı olmaları gerektiği yönündeki beklentinin, siyasi polisle

önceden işbirliği yapanların kamu hizmetlerinden men edilmesi açısından haklı bir gerekçe

teşkil ettiği kanaatine varan Romanya Anayasa Mahkemesinin bu kararını dikkate alan

Mahkeme, özellikle, kural olarak, Devletlerin kamu hizmetlerindeki istihdam koşullarını

düzenleme konusunda meşru bir menfaatlerinin bulunduğunu yinelemiştir. Mahkeme, aynı

zamanda, demokratik bir Devletin, kamu görevlilerinden, Devletin temelini oluşturan anayasal

ilkelere bağlı olmalarını istemesinde meşru bir menfaati bulunduğunu gözlemlemiştir.

Page 5: Press Unit Unité de la Presse · 2016-05-03 · eriim hakkından etkin bir ekilde faydalanamadığına ve bu nedenle, Sözleme’nin 6/1 maddesinin (adil yargılanma hakkı) ihlal

Tematik Bilgi Notu – Çalışma Hayatına İlişkin Haklar Basın Birimi

5

Sözleşme’nin 6. Maddesinin (Adil Yargılanma Hakkı) Memurlarla İlgili

Davalara Uygulanması

Memurların işe alınması, kariyerleri ve işten çıkarılması konularıyla ilgili uyuşmazlıklar,

Sözleşme’nin 6. maddesinin (adil yargılanma hakkı) medeni hak ve yükümlülüklerin

belirlenmesine ilişkin bölümü kapsamına girer mi?

Davalı Devletin, Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi önünde, başvuranın memur statüsüne

dayanarak, Sözleşme’nin 6. maddesinde öngörülen korumadan kendisini faydalandırmaması

için iki şartın yerine getirilmesi gerekmektedir. Öncelikle, söz konusu Devletin iç hukukunda,

ilgili görevde ya da personel kategorisinde bulunanların mahkemeye erişim haklarının

bulunmadığı açık bir şekilde belirtilmiş olmalıdır. İkinci olarak, bu durum, söz konusu Devletin

menfaatleri açısından haklı ve nesnel gerekçelere dayandırılmalıdır (bk. Vilho Eskelinen ve

Diğerleri / Finlandiya, 19 Nisan 2007 tarihli karar (Büyük Daire), par. 43-62).

19 Nisan 2007 tarihli Vilho Eskelinen ve Diğerleri / Finlandiya kararından önceki Mahkeme

içtihadı için bk. 17 Mart 1997 tarihli Neigel / Fransa kararı; 2 Eylül 1997 tarihli De Santa /

İtalya kararı; 19 Şubat 1998 tarihli Huber / Fransa kararı; 8 Aralık 1999 tarihli Pellegrin /

Fransa kararı (Büyük Daire).

Tasarruf Tedbirleri ve Kamu Çalışanlarının Ücret, Ek Ödeme, İkramiye ve

Emekli Maaşlarının Düşürülmesi

Koufaki ve ADEDY / Yunanistan

7 Mayıs 2013 (kabul edilebilirlik hakkında karar)

Yunan Hükümeti, 2010 yılında, kamu harcamalarını azaltmak ve ülkedeki ekonomik ve mali

krizi aşmak amacıyla, kamu çalışanlarının ücret, ek ödeme, ikramiye ve emekli maaşlarının

düşürülmesini de içeren bir dizi tasarruf tedbiri almıştır. Başvuranlar, Temmuz 2010’da konuyu

Yüksek İdare Mahkemesine taşımışlardır. Birinci başvuran, maaş bordrosunun iptali talebiyle,

ikinci başvuran olan Kamu Hizmeti Sendikaları Konfederasyonu ise söz konusu tedbirlerin

üyelerinin mali durumu üzerindeki olumsuz etkileri nedeniyle adli inceleme talebiyle

başvuruda bulunmuştur. Yüksek İdare Mahkemesi, 20 Şubat 2012 tarihinde başvuruları

reddetmiştir.

Page 6: Press Unit Unité de la Presse · 2016-05-03 · eriim hakkından etkin bir ekilde faydalanamadığına ve bu nedenle, Sözleme’nin 6/1 maddesinin (adil yargılanma hakkı) ihlal

Tematik Bilgi Notu – Çalışma Hayatına İlişkin Haklar Basın Birimi

6

Mahkeme, başvuruların kabul edilemez (açıkça dayanaktan yoksun) olduğuna karar vermiştir.

Mahkeme, birinci başvuranın maaşının 2,435.83 avrodan 1,885.79 avroya düşürülmesinin,

Sözleşme’ye Ek 1 No.lu Protokol’ün 1. maddesi (mülkiyetin korunması) ile bağdaşmayacak

derecede geçim zorluklarıyla karşı karşıya kalma riskini ortaya çıkarmadığı kanaatine

varmıştır. Mahkeme, içinde bulunulan ekonomik zorluklar da dikkate alındığında, şikâyet

konusu müdahalenin başvuran açısından aşırı bir yük getirdiğinin söylenemeyeceğini

belirtmiştir. İkinci başvuran yönünden ise, 13 ve 14. aylara ait emekli maaşlarının kaldırılması,

bir defaya mahsus verilen ikramiye ile dengelenmiştir. Mahkeme, bu alternatif çözümlerin,

tartışma konusu düzenlemeyi tek başına haksız hale getirmediğini belirtmiştir. Yasama organı

takdir yetkisinin sınırlarını aşmadığı sürece, sorunun çözümü için en uygun yolları seçip

seçmediği veya yetkilerini farklı şekilde kullanmasının mümkün olup olmadığı hakkında

yorum yapmanın Mahkemenin görevi olmadığı sonucuna varılmıştır.

Da Conceicao Mateus / Portekiz ve Santos Januario / Portekiz

8 Ekim 2013 (kabul edilebilirlik hakkında karar)

Bu davalar, Portekiz Hükümetinin harcamalarında kesintiye gidilmesi sonucunda,

başvuranların, 2012 yılında düşürülen emekli maaşlarına ilişkindir. Başvuranlar, emekli

maaşlarının düşürülmesinin mali durumları ve yaşam koşulları üzerindeki etkileriyle ilgili

olarak şikâyette bulunmuşlardır.

Mahkeme, başvuranların emekli maaşlarındaki kesintilerin, Sözleşme’ye Ek 1 No.lu

Protokol’ün 1. maddesine (mülkiyetin korunması) uygun olup olmadığını incelemiş ve

başvuruların kabul edilemez (açıkça dayanaktan yoksun) olduğuna karar vermiştir. Özellikle,

emekli maaşlarındaki kesintilerin, başvuranların mülkiyet hakkına yönelik orantılı bir kısıtlama

teşkil ettiği kanaatine varılmıştır. Söz konusu tarihte Portekiz’de mevcut olan olağanüstü mali

sorunlar dikkate alındığında ve emekli maaşlarındaki kesintilerin düşük miktarda ve geçici

olduğu göz önünde bulundurulduğunda, Portekiz Hükümetinin kamunun menfaatleri ile

başvuranların emekli maaşı alma haklarının korunması arasında adil bir denge kurduğu

sonucuna varılmıştır.

da Silva Carvalho Rico / Portekiz

1 Eylül 2015 (kabul edilebilirlik hakkında karar)

Bu dava, Portekiz’de tasarruf tedbirlerinin alınmasının, özellikle de olağanüstü dayanışma

kesintisinin (“CES”) uygulanmasının ardından emekli maaşlarının düşürülmesine ilişkindir.

Page 7: Press Unit Unité de la Presse · 2016-05-03 · eriim hakkından etkin bir ekilde faydalanamadığına ve bu nedenle, Sözleme’nin 6/1 maddesinin (adil yargılanma hakkı) ihlal

Tematik Bilgi Notu – Çalışma Hayatına İlişkin Haklar Basın Birimi

7

Kamu sektörü emeklilik sistemi kapsamında yer alan bir emekli olan başvuran, özellikle, söz

konusu dayanışma kesintisinin 2013 yılında aldığı maaşa da uygulanmış olması sebebiyle

geçici bir tedbir olmaktan çıktığını iddia ederek, söz konusu tedbirlerin mülkiyetin korunması

hakkına aykırılık teşkil ettiğini ileri sürmüştür.

Mahkeme, başvurunun açıkça dayanaktan yoksun olması nedeniyle kabul edilemez olduğuna

karar vermiştir. Mahkeme, özellikle, mali kriz esnasında Portekiz’de söz konusu olan genel

kamu menfaatini ve başvuranın emekli maaşına uygulanan tedbirlerin sınırlı ve geçici nitelikte

oluşunu dikkate almıştır. Mahkeme, bu nedenle, emekli maaşında kesinti yapılmasına ilişkin

tedbirin, ülkede orta vadede ekonominin düzeltilmesini sağlamak bakımından, başvuranın

mülkiyetinin korunması hakkıyla orantılı bir tedbir olduğu kanaatine varmıştır.

Maaşa El Koyma

Paulet / Birleşik Krallık

13 Mayıs 2014

Bu dava, başvuranın sahte pasaportla işe girmesi nedeniyle hakkında mahkûmiyet kararı

verilmesinin ardından maaşlarına el konulmasına ilişkindir. Başvuran, kendi davası ile

uyuşturucu kaçakçığı veya organize suç gibi daha ağır suçların konu olduğu davalar arasında

herhangi bir fark gözetilmeksizin verilen el koyma kararının orantısızlık teşkil ettiğini, zira söz

konusu kararın, fiilen gerçekleştirdiği dört yıllık çalışması neticesinde elde ettiği tüm kazanca

da el konulması anlamına geldiğini ileri sürmüştür.

Mahkeme, Birleşik Krallık mahkemelerinin başvuranın davasını çok dar bir kapsamda

inceledikleri kanaatine vararak, Sözleşme’ye Ek 1 No.lu Protokol’ün 1. maddesinin

(mülkiyetin korunması) ihlal edildiğine karar vermiştir. Mahkeme, özellikle de, yerel

mahkemelerin, başvuran hakkında verilen el koyma kararının kamu yararına olduğu sonucuna

varırken, söz konusu tespit ile başvuranın mal ve mülk dokunulmazlığına saygı gösterilmesi

hakkı arasında denge kuramadıklarını belirtmiştir.

İşten Çıkarma

Page 8: Press Unit Unité de la Presse · 2016-05-03 · eriim hakkından etkin bir ekilde faydalanamadığına ve bu nedenle, Sözleme’nin 6/1 maddesinin (adil yargılanma hakkı) ihlal

Tematik Bilgi Notu – Çalışma Hayatına İlişkin Haklar Basın Birimi

8

İşten çıkarma ve düşünce, vicdan ve din özgürlüğü

Larissis ve Diğerleri / Yunanistan

24 Şubat 1998

Hava kuvvetlerinde subay olarak görev yapan ve Pentekostal Kilisesi üyesi olan üç başvuran,

kendi astları olan üç havacı da dahil olmak üzere, bazı kişilere kendi inançlarını benimsetmeye

çalışmış ve Yunan mahkemeleri tarafından başkalarını kendi dinine çevirmeye teşebbüs

suçundan mahkûm edilmiştir.

Mahkeme, başvuranların hava kuvvetleri personelini kendi dinlerine çevirme çabalarına karşı

alınan önlemler bakımından Sözleşme’nin 9. maddesinin (düşünce, vicdan ve din özgürlüğü)

ihlal edilmediğine karar vermiş, zira Devletin, ast konumundaki havacıları üst konumundaki

personelin haksız baskılarından koruması gerektiğini belirtmiştir. Mahkeme, ayrıca,

başvuranlardan ikisi hakkında sivilleri kendi dinlerine çevirme çabalarına karşı alınan önlemler

bakımından Sözleşme’nin 9. maddesinin ihlal edildiğini, zira sivillerin, havacılar gibi baskı

ve kısıtlamalara tabi olmadıklarını ifade etmiştir.

Dahlab / İsviçre

15 Şubat 2001 (kabul edilebilirlik hakkında karar)

Dinini değiştirerek İslam’a geçen bir ilkokul öğretmeni olan başvuran, okul yetkililerinin, 1997

yılında Federal Mahkeme tarafından da onaylanan, derste başörtüsü takılmasını yasaklama

kararından şikâyetçi olmuştur. Başvuran, daha önce birkaç yıl okulda belirgin bir rahatsızlığa

neden olmadan başörtüsü takmıştır. Başvuran, özellikle, öğretmenlik yaparken başörtüsü

takmasını yasaklayan tedbirin, Sözleşme’nin 9. maddesi ile güvence altına alınan dinini

açıklama özgürlüğünün ihlaline neden olduğunu ileri sürmüştür.

Mahkeme, başvurunun kabul edilemez (açıkça dayanaktan yoksun) olduğuna karar vermiştir.

Mahkeme, başvuranın, Devletin bir temsilcisi sıfatıyla sorumlu olduğu çocukların yaşlarının

dört ila sekiz arasında olmasından, yani çocukların daha büyük öğrencilere kıyasla daha kolay

etkilendikleri bir yaşta olmalarından ötürü, uygulanan tedbirde herhangi bir mantıksızlık

bulunmadığı kanaatine varmıştır.

Obst / Almanya ve Schüth / Almanya

23 Eylül 2010

Page 9: Press Unit Unité de la Presse · 2016-05-03 · eriim hakkından etkin bir ekilde faydalanamadığına ve bu nedenle, Sözleme’nin 6/1 maddesinin (adil yargılanma hakkı) ihlal

Tematik Bilgi Notu – Çalışma Hayatına İlişkin Haklar Basın Birimi

9

Bu iki dava, başvuranların evlilik dışı bir ilişkiye girmeleri nedeniyle kilisedeki işlerinden

çıkarılmalarına ilişkindir. İlk davada, başvuran, Mormon inancıyla yetişmiş ve 1980 yılında

Mormon geleneklerine uygun olarak evlenmiştir. Başvuran, Mormon kilisesinde farklı

görevlerde bulunmuş ve ardından 1986 yılında Avrupa halkla ilişkiler müdürü olarak

atanmıştır. Aralık 1993’te, başka bir kadınla ilişkisi olduğu sırrını papaza anlatmıştır. Papaz,

kendisine, durumu daha üst konumdaki yetkiliye anlatması tavsiyesinde bulunmuş ve başvuran

da bu tavsiyeye uymuştur. Yetkili kişi, başvuranı, birkaç gün sonra, zina gerekçesiyle haber

vermeksizin işten çıkarmıştır. İkinci davada, başvuran, 1980’lerin ortalarından eşinden

ayrıldığı 1994 yılına kadar bir Katolik kilisesinde orgcu ve koro yönetmeni olarak çalışmış

olup, 1995’ten bu yana, yeni partneriyle birlikte yaşamaktadır. Temmuz 1997’de, çocuklarının

anaokulundaki insanlara babasının başka bir çocuğunun daha olacağını söylemesinin ardından,

başpapaz konuyu başvuranla görüşmüştür. Birkaç gün sonra, kilise, Nisan 1998 itibariyle zina

gerekçesiyle işinden çıkarıldığını başvurana tebliğ etmiştir. Başvuranlar, Sözleşme’nin 8.

maddesine (özel hayata ve aile hayatına saygı hakkı) dayanarak, işten çıkarılmalarına ilişkin

kararların yerel mahkemelerce iptal edilmemesinden şikâyetçi olmuşlardır.

Söz konusu davalarda, Mahkeme, ilk kez, kilise çalışanlarının özel hayat kapsamına giren

davranışları nedeniyle işten çıkarılmaları konusunu ele almıştır. Mahkeme, ilk davada,

Sözleşme’nin 8. maddesinin (özel hayata ve aile hayatına saygı hakkı) ihlal edilmediğine

karar vermiştir. Devletin söz konusu davada daha geniş takdir yetkisine sahip olduğu ve

özellikle de iş mahkemelerinin farklı kişisel çıkarlar arasında denge kurmaları gerektiği dikkate

alındığında, Sözleşme’nin 8. maddesinin başvurana daha fazla koruma sağlanmasını

gerektirmediği kanaatine varılmıştır. İkinci davada ise, Mahkeme, Sözleşme’nin 8.

maddesinin (özel hayata ve aile hayatına saygı hakkı) ihlal edildiğine hükmetmiştir. Söz

konusu davada, iş mahkemelerinin, İş İstinaf Mahkemesi tarafından kilisenin menfaatlerinin

başvuranın menfaatlerinden daha ağır bastığı yönünde varılan tespitin gerekçeleriyle ilgili

yeterli açıklamada bulunmadıkları ve başvuranın hakları ile kilise işvereninin hakları arasında

Sözleşme’ye uygun bir şekilde denge kurmadıkları belirtilmiştir. Sonuç olarak, Devletin

başvurana yeterli koruma sağlamadığı kanaatine varılmıştır.

Siebenhaar / Almanya

3 Şubat 2011

Katolik olan başvuran, bir Protestan Kilisesi tarafından, önce yardımcı çocuk bakıcısı olarak işe

alınmış, sonrasında ise kreşin yönetiminde kendisine görev verilmiştir. Başvuran, Mahkeme

Page 10: Press Unit Unité de la Presse · 2016-05-03 · eriim hakkından etkin bir ekilde faydalanamadığına ve bu nedenle, Sözleme’nin 6/1 maddesinin (adil yargılanma hakkı) ihlal

Tematik Bilgi Notu – Çalışma Hayatına İlişkin Haklar Basın Birimi

10

önünde, Alman iş mahkemeleri tarafından da onanan bir kararla, 1999 yılı itibariyle işten

çıkarılmasından şikâyetçi olmuştur. İşten çıkarma işlemi, başka bir dini topluluğun (Evrensel

Kilise/İnsanlığın Kardeşliği) üyesi olarak faaliyet göstermeye ve topluluğun öğretileri hakkında

temel dersler vermeye başlamasından sonra gerçekleşmiştir.

Mahkeme, Sözleşme’nin 9. maddesinin (düşünce, vicdan ve din özgürlüğü) ihlal

edilmediğine karar vermiştir. İş mahkemelerinin söz konusu menfaatlerle ilgili olarak

kapsamlı bir değerlendirme yaptıkları belirtilmiştir. İş mahkemelerinin, kilisenin

güvenilirliğini korumak amacıyla başvuranın işten çıkarılmasının gerekli olduğu ve başvuranın

iş sözleşmesini imzaladığı andan itibaren Evrensel Kilise adına gerçekleştireceği faaliyetlerin

Protestan Kilisesindeki işiyle bağdaşmayacağının farkında olması gerektiği yönündeki

tespitlerinin makul olduğu sonucuna varılmıştır.

Eweida ve Diğerleri / Birleşik Krallık

15 Ocak 2013

Dört başvuran da dindar Hristiyan’dır. İngiliz Havayollarında çalışan başvuran Eweida ile

geriatri hemşiresi olan başvuran Chaplin, işverenlerinin, iş yerinde boyunlarına görünür şekilde

haç takmalarına kısıtlama getirmelerinden şikâyet etmişlerdir. Doğum, ölüm ve evlilik tescil

memuru olan başvuran Ladele ve gizli cinsel terapi ve ilişki rehberlik hizmetleri merkezinde

rehberlik yapan başvuran McFarlane, eşcinselliğe göz yummak anlamına gelen bazı görevleri

yerine getirmeyi reddettikleri gerekçesiyle işlerine son verilmesinden şikâyetçi olmuşlardır.

Mahkeme, başvuran Eweida yönünden Sözleşme’nin 9. maddesinin (din özgürlüğü) ihlal

edildiğine; başvuranlardan Chaplin ve McFarlane yönünden, Sözleşme’nin 9. maddesinin tek

başına veya 14. madde (ayrımcılık yasağı) ile bağlantılı olarak ihlal edilmediğine; başvuran

Ladele yönünden ise Sözleşme’nin 14. maddesinin 9. madde ile bağlantılı olarak ihlal

edilmediğine karar vermiştir.

Mahkeme, Birleşik Krallık hukukunda, iş yerinde dini kıyafet giyilmesinin ve sembol

kullanılmasının düzenlenmesi konusunda açık bir koruma eksikliğinin bulunmasının, tek

başına, kişinin dinini açıklama hakkının ihlal edildiği şeklinde yorumlanamayacağına

hükmetmiştir. Zira bu konuların, ulusal mahkemelerce, başvuranlar tarafından dile getirilen

ayrımcılık iddiaları bağlamında ele alınabileceği ve alındığı kanısına varılmıştır. Başvuran

Eweida’nın davasında, Mahkeme, bir tarafta başvuranın dini inancını açıklama isteğinin

bulunduğunu, diğer tarafta ise işverenin belirli bir kurumsal imajı koruma isteğinin

Page 11: Press Unit Unité de la Presse · 2016-05-03 · eriim hakkından etkin bir ekilde faydalanamadığına ve bu nedenle, Sözleme’nin 6/1 maddesinin (adil yargılanma hakkı) ihlal

Tematik Bilgi Notu – Çalışma Hayatına İlişkin Haklar Basın Birimi

11

bulunduğunu tespit etmiştir. Bu amaç, kuşkusuz meşru olmakla birlikte, söz konusu amaca

ulusal mahkemelerce çok fazla ağırlık verildiği sonucuna varılmıştır.

Başvuran Chaplin’in davasında ise, Mahkeme tarafından belirtildiği üzere, çalışırken haçını

görünür bir şekilde takarak Hristiyanlık inancını göstermesine izin verilmesinin başvuran için

önemi daha fazladır. Bununla birlikte, başvurandan haçını çıkarmasının istenmesinin gerekçesi,

yani bir hastane koğuşunda sağlık ve güvenliğin korunması amacı, başvuran Eweida’nın

durumuna kıyasla doğal olarak daha fazla önem arz etmektedir ve hastane yöneticileri de

kliniğin güvenliğini göz önünde bulundurarak karar vermek durumundadırlar.

Başvuranlardan Ladele ve McFarlane’nin davalarında ise, yerel mahkemelerin, işverenlerin

disiplin cezası verilmesi yönündeki kararlarını onamakla adil bir denge kurdukları söylenemez.

Davaların her birinde, işveren, hizmet kullanıcılarıyla ilgili olarak ayrımcılık karşıtı bir politika

izlemiştir. Mahkeme, cinsel yönelim nedeniyle ayrımcılığa uğramama hakkının da

Sözleşme’de koruma altına alındığına dikkat çekmiştir.

Fernandez Martinez / İspanya

12 Haziran 2014 (Büyük Daire)

Bu dava, evli ve beş çocuk babası olan ve Katolik din kültürü ve ahlak bilgisi öğretmeni olarak

görev yapan bir papazın, dini nedenlerle evlenmeme kuralından muaf tutulması yönündeki

talebinin kabul edilmesinin ardından ve Katolik öğretisine aykırı bir harekete bağlılığını açıkça

gösterdiği bir olay üzerine sözleşmesinin yenilenmemesine ilişkindir. Başvuran, özellikle,

kişisel ve ailevi durumu nedeniyle sözleşmesinin yenilenmemesinin, özel ve aile hayatına saygı

hakkının ihlaline neden olduğunu ileri sürmüştür.

Mahkeme, Devlete tanınan takdir yetkisi dikkate alındığında, başvuranın özel hayatına saygı

hakkına yönelik müdahalenin orantısız olmadığı kanaatine vararak, Sözleşme’nin 8.

maddesinin (özel ve aile hayatına saygı hakkı) ihlal edilmediğine karar vermiştir. Mahkeme,

Kilisenin, özellikle din kültürü eğitimi veren öğretmenlerden kurallara sadık kalmalarını

beklemenin mantık dışı bir durum olmadığını, zira söz konusu kişilerin, kilisenin temsilcileri

sayılabileceğini belirtmiştir. Mahkeme, bu davada, İspanya mahkemelerinin, konuyla ilgili tüm

unsurları yeterince dikkate aldıkları ve Katolik Kilisesinin özerkliğinden kaynaklanan saygı

sınırları içerisinde, çatışan menfaatlerle ilgili olarak ayrıntılı ve kapsamlı bir değerlendirme

yaptıkları kanaatine varmıştır. Mahkeme, yerel mahkemelerce gerçekleştirilen inceleme

ışığında, Kilisenin özerkliği ilkesinin ileri sürülmesinde herhangi bir uygunsuzluğun

Page 12: Press Unit Unité de la Presse · 2016-05-03 · eriim hakkından etkin bir ekilde faydalanamadığına ve bu nedenle, Sözleme’nin 6/1 maddesinin (adil yargılanma hakkı) ihlal

Tematik Bilgi Notu – Çalışma Hayatına İlişkin Haklar Basın Birimi

12

bulunmadığı ve Piskoposun kararının yeterli gerekçelere dayandırılmadığının ya da keyfi

olarak alındığının veya Sözleşme ile tanınan ve güvence altına alınan Katolik Kilisesinin

özerkliğiyle bağdaşmayacak bir amaç doğrultusunda bu şekilde bir karar verildiğinin

söylenemeyeceği sonucuna varmıştır.

Ebrahimian / Fransa

26 Kasım 20151

Bu dava, hastanede çalışan bir sosyal hizmet görevlisinin başörtüsünü çıkarmayı reddettiği

gerekçesiyle sözleşmesinin yenilenmemesine ilişkindir. Başvuran, sözleşmesinin

yenilenmemesinin, dinini ve inancını açıklama özgürlüğü hakkının ihlaline neden olduğunu

ileri sürmüştür.

Mahkeme, Sözleşme’nin 8. maddesinin (özel hayata ve aile hayatına saygı hakkı) ihlal

edilmediğine karar vermiştir. Mahkeme, Fransız makamlarının, başvuranın dini inançları ile

bu inançları göstermeme yükümlülüğü arasındaki dengeyi sağlamanın mümkün olmadığını

tespit etmekle ve Devletin tarafsızlığı koşuluna öncelik verilmesine karar vermekle takdir

yetkilerini aşmadıkları kanaatine varmıştır. Mahkeme, özellikle, başörtüsü takmanın

yetkililerce, kamu görevlilerinin görevlerinin icrası sırasında tarafsız olmaları koşuluna aykırı

olacak şekilde, dini inancın açıkça gösterilmesi şeklinde değerlendirildiğine dikkat çekmiştir.

Başvuranın, Fransız Anayasası’nın 1. maddesinde öngörülen laiklik ilkesine ve bu ilkeden

kaynaklanan tarafsızlık koşuluna uygun hareket etmesi gerektiği belirtilmiştir. Ulusal

mahkemeler, Devletin laik niteliğinin sürdürülmesinin ve dolayısıyla hastanede bulunan

hastaların kendi vicdan özgürlükleri konusunda etki altında kalma veya taraf tutma riskinden

korunmalarının gerekli olduğunu belirtmişlerdir. Başkalarının hak ve özgürlüklerinin

korunması, yani herkesin dinine saygı gösterilmesi gerekliliği, söz konusu kararın dayanağını

oluşturmuştur.

Daha önce KGB ajanı olarak çalışanların işten çıkarılması

1 İşbu karar, Sözleşme’nin 44. maddesinin 2. fıkrasında (nihai kararlar) öngörülen koşullar çerçevesinde

kesinleşecektir.

Page 13: Press Unit Unité de la Presse · 2016-05-03 · eriim hakkından etkin bir ekilde faydalanamadığına ve bu nedenle, Sözleme’nin 6/1 maddesinin (adil yargılanma hakkı) ihlal

Tematik Bilgi Notu – Çalışma Hayatına İlişkin Haklar Basın Birimi

13

Sidabras ve Dziautas / Litvanya

27 Temmuz 2004

Vergi müfettişi olarak görev yapan başvuranlar, daha önce KGB ajanı olarak çalışmış olmaları

nedeniyle görevlerinden alınmışlardır. Başvuranlar, özellikle, haklarında uygulanan ve eski

KGB görevlisi olmaları nedeniyle 1999 ila 2009 yılları arasında özel sektörde iş

bulamamalarına neden olan yasağın, Sözleşme’nin 8 (özel hayata saygı hakkı) ve 14.

(ayrımcılık yasağı) maddelerine aykırılık teşkil ettiğini ileri sürmüşlerdir.

Mahkeme, çeşitli özel sektör alanlarında iş arayan başvuranlara uygulanan yasağın, ulaşılmak

istenen amaçların meşruluğuna rağmen orantısız bir tedbir olduğu sonucuna varmıştır. Bu

nedenle, Sözleşme’nin 14. maddesi (ayrımcılık yasağı) ile bağlantılı olarak 8. maddesinin

(özel hayata saygı hakkı) ihlal edildiğine karar vermiştir.

Aynı konuyla ilgili olarak, ayrıca bk. 7 Nisan 2005 tarihli Rainys ve Gasoaravicius / Litvanya

kararı.

Sidabras ve Diğerleri / Litvanya

23 Haziran 2015

Daha önceden vergi müfettişi, savcı ve özel bir telekomünikasyon şirketinde avukat olarak

görev yapan üç başvuran, eski KGB görevlilerinin özel sektörün çeşitli alanlarında

çalışmalarına yasak getiren Litvanya mevzuatının (“KGB Yasası”), Avrupa İnsan Hakları

Mahkemesinin 2004 ve 2005 yıllarında verdiği kararlara (yukarıya bakınız) rağmen

yürürlükten kaldırılmaması hususunda şikâyette bulunmuştur.

Mahkeme, ilk iki başvuranın özel sektörde iş bulamamaları bakımından Sözleşme’nin 8.

maddesiyle (özel hayata ve aile hayatına saygı hakkı) bağlantılı olarak 14. maddesinin

(ayrımcılık yasağı) ihlal edilmediğine; üçüncü başvuranın özel sektörde iş bulaması

bakımından ise Sözleşme’nin 8. maddesiyle bağlantılı olarak 14. maddesinin ihlal

edildiğine karar vermiştir. Mahkeme, özellikle, birinci ve ikinci başvuranın, davalarında

verilen kararın ardından (yukarıya bakınız) ayrımcılığa maruz bırakıldıklarını ikna edici bir

şekilde kanıtlayamadıklarını tespit etmiştir. Birinci başvuran, ilgili mevzuat kapsamında

getirilen kısıtlamalara dayalı olarak kim tarafından ve hangi tarihte iş başvurusunun kabul

edilmediği konusunda belirli bir bilgi sunmamıştır. Mahkeme, birinci başvuranın gereken

nitelikleri taşımaması sebebiyle işsiz kaldığı sonucuna varan ulusal mahkemelerin bu tespitine

Page 14: Press Unit Unité de la Presse · 2016-05-03 · eriim hakkından etkin bir ekilde faydalanamadığına ve bu nedenle, Sözleme’nin 6/1 maddesinin (adil yargılanma hakkı) ihlal

Tematik Bilgi Notu – Çalışma Hayatına İlişkin Haklar Basın Birimi

14

karşı çıkmayı gerektirecek herhangi bir sebebin bulunmadığı kanaatine varmıştır. Mahkeme,

ikinci başvuranın ise 2006 tarihi itibariyle stajyer avukat olduğunu bizzat kendisinin kabul

ettiğine ve özel sektörde başka iş alanlarında hiç iş başvurusu yapmadığına dikkat çekmiştir.

Ancak, Mahkeme, üçüncü başvuran yönünden, KGB Yasası’na, yani başvuranın eski işine

tekrar alınmasının, KGB Yasası yürürlükteyken mümkün olamayacağı hususuna ulusal

mahkemelerce açıkça atıfta bulunulmasının, başvuranın telekomünikasyon şirketindeki işine

geri alınma talebinin reddedilmesinin dayanağını teşkil eden belirleyici bir etken olmadığının

Litvanya Hükümeti tarafından kanıtlandığı konusunda ikna olmamıştır.

Büyükelçilik çalışanlarının işten çıkarılması

Cudak / Litvanya

23 Mart 2010 (Büyük Daire)

Litvanya vatandaşı olan başvuran, Polonya’nın Vilnüs Büyükelçiliğinde sekreter ve santral

görevlisi olarak çalışmıştır. Başvuran, 1999 yılında, Litvanya Eşit Fırsatlar Kamu Denetçisine

başvurarak, erkek bir iş arkadaşının cinsel tacizine uğradığından şikâyetçi olmuştur.

Şikâyetinin teyit edilmiş olmasına rağmen, işe izinsiz gelmediği gerekçesiyle Büyükelçilikteki

işinden çıkarılmıştır. Litvanya mahkemeleri, başvuran tarafından açılan haksız işten çıkarma

davasında, başvuranın işverenlerinin, Devletin yargı dokunulmazlığı kuralına tabi oldukları

tespitinde bulunarak görevsizlik kararı vermiştir. Litvanya Yüksek Mahkemesi, başvuranın

Büyükelçilikte çalıştığı süreçte kamu hizmeti yerine getirdiği ve iş unvanından da anlaşıldığı

üzere, görevlerinin Polonya’nın egemenlik haklarını kullanmasını kolaylaştırdığı ve dolayısıyla

Devletin dokunulmazlığı kuralının uygulanmasını haklı kıldığı sonucuna varmıştır.

Mahkeme, Sözleşme’nin 6. maddesinin (mahkemeye erişim hakkı) somut davada uygulanıp

uygulanamayacağı hususuyla ilgili olarak yaptığı değerlendirme neticesinde, başvuranın

memuriyetinin, olayın unsurları bakımından, 6. maddede öngörülen korumanın dışında

tutulmasını gerektirmediği kanaatine varmıştır. Mahkeme, bu tür bir dışta tutma durumunun

söz konusu olmaması ve başvuranın Litvanya Yüksek Mahkemesi önündeki davasının, haksız

işten çıkarma nedeniyle açılan bir tazminat davası olması nedeniyle, Sözleşme’nin 6/1 maddesi

anlamında medeni bir hakla ilgili olduğu sonucuna varmıştır.

Page 15: Press Unit Unité de la Presse · 2016-05-03 · eriim hakkından etkin bir ekilde faydalanamadığına ve bu nedenle, Sözleme’nin 6/1 maddesinin (adil yargılanma hakkı) ihlal

Tematik Bilgi Notu – Çalışma Hayatına İlişkin Haklar Basın Birimi

15

Mahkeme, davanın esasına ilişkin yaptığı değerlendirme neticesinde, Sözleşme’nin 6/1

maddesinin (adil yargılanma hakkı) ihlal edildiğine karar vermiştir. Mahkeme, Litvanya

mahkemelerinin, Devletin dokunulmazlığı kuralını uygulayarak ve başvuranın davasında

görevsizlik kararı vererek, başvuranın mahkemeye erişim hakkının özüne halel getirdikleri

kanaatine varmıştır.

Sabeh El Leil / Fransa

29 Haziran 2011 (Büyük Daire)

Bu dava, Kuveyt’in Paris Büyükelçiliğinin eski bir çalışanının, 2000 yılında görevden alınması

nedeniyle işvereni hakkında dava açmak üzere faydalanmak istediği mahkemeye erişim

hakkından yoksun bırakıldığına dair şikâyetine ilişkindir. Başvuran, Fransız mahkemelerinin

işveren hakkında yargı dokunulmazlığı bulunduğu yönünde bir karara varmaları sonucunda,

Sözleşme’nin 6/1 (adil yargılanma hakkı) maddesine aykırı olarak, mahkemeye erişim

hakkından yoksun bırakılmasından şikâyetçi olmuştur.

Mahkeme, Sözleşme’nin 6. maddesinin (mahkemeye erişim hakkı) somut davada uygulanıp

uygulanamayacağı hususuyla ilgili olarak yaptığı değerlendirme neticesinde, başvuranın

Büyükelçilikteki görevlerinin, mahkemeye erişim hakkına getirilen, Devletin menfaatine olan

nesnel gerekçelere dayalı kısıtlamaları haklı kılamayacağı kanaatine varmıştır. Ayrıca,

başvuranın Fransız mahkemeleri önündeki davası, geçerli ve önemli bir neden olmaksızın işten

çıkarıldığı gerekçesiyle açılmış bir tazminat davasıdır. Mahkeme, bu nedenle, ihtilaf konusu

hususun, medeni haklarla ilgili olduğu ve Sözleşme’nin 6/1 maddesinin somut davada

uygulanabileceği sonucuna varmıştır.

Mahkeme, davanın esasına ilişkin yaptığı değerlendirme neticesinde, Sözleşme’nin 6/1

maddesinin (adil yargılanma hakkı) ihlal edildiğine karar vermiştir. Mahkeme, Fransız

mahkemelerinin, makul bir orantılılık ilişkisi kuramadıkları ve bu nedenle başvuranın

mahkemeye erişim hakkının özüne halel getirildiği kanaatine varmıştır.

Wallishauser / Avusturya

17 Temmuz 2012

ABD’nin Viyana Büyükelçiliğinde fotoğrafçı olarak çalışan başvuran, Viyana İş ve Sosyal

Mahkemesinde Birleşik Devletler aleyhine açtığı ve yasadışı olarak işten çıkarılmasının

ardından Eylül 1996 tarihinden itibaren kendisine yapılması gereken maaş ödemelerini talep

Page 16: Press Unit Unité de la Presse · 2016-05-03 · eriim hakkından etkin bir ekilde faydalanamadığına ve bu nedenle, Sözleme’nin 6/1 maddesinin (adil yargılanma hakkı) ihlal

Tematik Bilgi Notu – Çalışma Hayatına İlişkin Haklar Basın Birimi

16

ettiği davayla ilgili olarak şikâyette bulunmuştur. Başvuran, özellikle, Birleşik Devletler

yetkililerinin, dokunulmazlıklarına dayanarak, davanın duruşmalarına katılmalarına ilişkin

mahkeme celplerini tebellüğ etmemelerinden ve Avusturya mercilerinin de bu durumu,

devletlerin egemenlik haklarına saygı gösterilmesini gerektiren uluslararası teamül hukukunun

zorunlu kılmasını gerekçe göstererek kabullenmelerinden dolayı mahkemeye erişim hakkının

engellenmiş olmasından şikâyet etmiştir.

Mahkeme, Sözleşme’nin 6/1 maddesinin (mahkemeye erişim hakkı) ihlal edildiğine karar

vermiştir. Mahkemeye göre, Avusturya mahkemeleri, ABD’nin başvuranın davasındaki

mahkeme celplerini kabul etmemesini bir egemenlik hakkı olarak değerlendirerek ve

sonrasında da başvuranın davasına devam etmeyerek, makul bir orantılılık ilişkisi

kuramamışlardır. Mahkeme, Avusturya mahkemelerinin, bu şekilde davranarak, başvuranın

mahkemeye erişim hakkının özüne halel getirdikleri kanaatine varmıştır.

Siyasi bir partiye üyelik gerekçesiyle işten çıkarma

Redfearn / Birleşik Krallık

6 Aralık 2012

Bu dava, söz konusu tarihte üyeliği sadece beyaz vatandaşlara açık olan İngiliz Ulusal Partisi

(“BNP”) adlı aşırı sol siyasi parti üyesi olan ve engellilerin (çoğunlukla Asyalı) şoförlüğünü

yapan bir kişinin işinden çıkarılmasına dair şikâyetine ilişkindir. Başvuran, işten

çıkarılmasının, ifade, toplantı ve dernek kurma özgürlüğüne yönelik orantısız bir müdahale

teşkil ettiğini ileri sürmüştür.

Mahkeme, Sözleşme’nin 11. maddesinin (dernek kurma özgürlüğü) ihlal edildiğine karar

vermiştir. Başvuranın sadece siyasi bir partiye üye olduğu gerekçesiyle işinden çıkarılmasına

imkân veren hukuk sisteminin, suistimal riskinin ortaya çıkmasına neden olduğu ve dolayısıyla

söz konusu sistemde eksiklikler bulunduğu kanaatine varmıştır.

Cinsel yönelim nedeniyle işten çıkarma

Lustig-Prean ve Beckett / Birleşik Krallık ve Smith ve Grady / Birleşik Krallık

27 Eylül 1999

Page 17: Press Unit Unité de la Presse · 2016-05-03 · eriim hakkından etkin bir ekilde faydalanamadığına ve bu nedenle, Sözleme’nin 6/1 maddesinin (adil yargılanma hakkı) ihlal

Tematik Bilgi Notu – Çalışma Hayatına İlişkin Haklar Basın Birimi

17

Perkins ve R. / Birleşik Krallık ve Beck, Copp ve Bazeley / Birleşik Krallık

22 Ekim 2002

Bu dört dava, Milli Savunma Bakanlığı politikası gereğince, sadece cinsel yönelimleri

nedeniyle Birleşik Krallık silahlı kuvvetlerinden ihraç edilen kişilerle ilgilidir. Başvuranlar,

özellikle, cinsel hayatlarına ilişkin soruşturmaların ve söz konusu tarihte silahlı kuvvetlerde

eşcinsellerin bulunmasını mutlak suretle yasaklayan düzenleme nedeniyle ordudan ihraç

edilmelerinin, Sözleşme’nin 8 (özel hayata saygı hakkı) ve 14. (ayrımcılık yasağı) maddeleri

kapsamındaki haklarının ihlaline neden olduğunu ileri sürmüşlerdir.

Mahkeme, söz konusu dört davada, Sözleşme’nin 8. maddesinin (özel hayata saygı hakkı)

ihlal edildiğine karar vermiştir. Mahkeme, başvuranlar hakkında uygulanan tedbirlerin,

özellikle özel hayatlarına yönelik ağır bir müdahale teşkil ettiği ve “inandırıcı ve geçerli

nedenlerle” haklı kılınmadığı kanaatine varmıştır.

Mahkeme, Smith ve Grady / Birleşik Krallık ve Beck, Copp ve Bazeley / Birleşik Krallık

davalarında ise, başvuranların özel hayata saygı haklarının ihlaliyle ilgili olarak

başvurabilecekleri etkin bir iç hukuk yolunun bulunmaması nedeniyle, Sözleşme’nin 13.

maddesinin (etkili başvuru hakkı) ihlal edildiğine karar vermiştir.

Cinsiyet nedeniyle işten çıkarma

Emel Boyraz / Türkiye

2 Aralık 2014

Bu dava, başvuranın, kamu sektöründeki işine, yani Devlet tarafından işletilen bir elektrik

şirketindeki görevine cinsiyeti nedeniyle son verilmesine ilişkindir. Başvuran, Mart 2004’te,

erkek olmadığı ve askerliğini tamamlamadığı gerekçesiyle işinden çıkarılmadan önce

neredeyse üç yıl boyunca güvenlik görevlisi olarak çalışmıştır. Başvuran, iç hukuktaki

yargılamalarda hakkında verilen kararların, cinsiyet temelinde ayrımcılık teşkil ettiğini ileri

sürmüştür. Ayrıca, işten çıkarılmasına ilişkin idari işlemlerin aşırı uzun sürdüğü ve adil

olmadığı hususunda şikâyette bulunmuştur.

Mahkeme, Sözleşme’nin 8. maddesiyle (özel ve aile hayatına saygı hakkı) bağlantılı olarak

14. maddesinin (ayrımcılık yasağı) ihlal edildiğine karar vermiştir. Mahkemeye göre,

güvenlik görevlilerinin gece vardiyasında ve kırsal bölgelerde çalışmak ve belirli koşullarda

Page 18: Press Unit Unité de la Presse · 2016-05-03 · eriim hakkından etkin bir ekilde faydalanamadığına ve bu nedenle, Sözleme’nin 6/1 maddesinin (adil yargılanma hakkı) ihlal

Tematik Bilgi Notu – Çalışma Hayatına İlişkin Haklar Basın Birimi

18

ateşli silah ve fiziksel güç kullanımına başvurmak zorunda oldukları gerçeği, kadın ve erkeler

arasındaki herhangi bir muamele farklılığını tek başına haklı kılamaz. Ayrıca, başvuranın işten

çıkarılmasının nedeni, bu tür risk veya sorumlulukları üstlenemeyecek olmasından ziyade,

Türkiye’deki idari mahkemelerin verdikleri kararlardır. Zira başvuranın, görevlerini yerine

getiremediğini kanıtlayacak herhangi bir delil mevcut değildir. Mahkeme, ayrıca, idari

mahkemelerin Devlet tarafından işletilen bir şirkette sadece erkek personelin güvenlik görevlisi

olarak çalıştırılması koşulunu haklı gerekçelere dayandırmadıkları kanaatine varmıştır. Bu

davada, Mahkeme, Sözleşme’nin 6/1 (makul bir süre içerisinde adil yargılanma hakkı)

maddesinin de ihlal edildiğine hükmetmiştir.

Sağlık gerekçesiyle işten çıkarma

I.B. / Yunanistan (no. 552/10)

3 Ekim 2013

Bu dava, HIV-pozitif bir çalışanın, şirketteki diğer çalışanların baskısı üzerine işten

çıkarılmasına ilişkindir. Yargıtay, başvuranın HIV-pozitif olması nedeniyle işten

çıkarılmasında kanuna aykırı bir durum olmadığı sonucuna varmıştır. Başvuran, özel hayata

saygı hakkının ihlal edildiğini ve ayrıca işten çıkarılmasının ayrımcılık teşkil ettiğini ileri

sürmüştür.

Mahkeme, başvuranın sağlık durumu nedeniyle ayrımcılığa maruz kaldığı ve bu durumun

Sözleşme’nin 14. maddesi (ayrımcılık yasağı) ile birlikte 8. maddesinin (özel hayata saygı

hakkı) ihlaline yol açtığı kanaatine varmıştır. Mahkeme, özellikle, yerel mahkemelerin,

başvuranın işten çıkarılmasına ilişkin şikâyetinin reddedilmesi yönündeki kararlarını açıkça

doğru olmayan bilgilere, yani hastalığının bulaşıcı olduğu bilgisine dayandırdıklarını ifade

etmiştir. Mahkeme tarafından belirtildiği üzere, işverenin menfaatlerinin başvuranın

menfaatlerinden nasıl daha ağır bastığı konusunda yerel mahkemelerce yeterince açıklamada

bulunulmamış ve bu nedenle, tarafların hakları arasında doğru bir denge kurulamamıştır.

Kıdem tazminatına vergi uygulanması

N.K.M. / Macaristan (no. 66529/11)

14 Mayıs 2013

Bu dava, özellikle, bir memurun, işten çıkarılmasından 10 hafta önce yürürlüğe giren bir

düzenleme uyarınca, kıdem tazminatına %98 oranında vergi uygulanmasının, herhangi bir

Page 19: Press Unit Unité de la Presse · 2016-05-03 · eriim hakkından etkin bir ekilde faydalanamadığına ve bu nedenle, Sözleme’nin 6/1 maddesinin (adil yargılanma hakkı) ihlal

Tematik Bilgi Notu – Çalışma Hayatına İlişkin Haklar Basın Birimi

19

hukuk yolu olmaksızın, mülkiyetinden haksız bir şekilde yoksun bırakılmasına neden olduğuna

dair şikâyetine ilişkindir.

Mahkeme, Sözleşme’ye Ek 1 No.lu Protokol’ün 1. maddesinin (mülkiyetin korunması) ihlal

edildiğine karar vermiştir. Mahkeme, Macar yetkililerin vergilendirme konularında geniş

takdir yetkisine sahip olmakla birlikte, uyguladıkları yöntemlerin ulaşılmak istenen amaçla,

yani devlet hazinesini yüksek kıdem tazminatı ödemelerine karşı koruma amacıyla orantılı

olmadığı kanaatine varmıştır. Başvurana yeni kıdem tazminatı düzenlemesine uyum

sağlayabilmesi için geçici bir süre tanınmadığı da belirtilmiştir. Ayrıca, Macar yetkililerin,

başvuranı, iş piyasasıyla yeniden bütünleşme yönündeki özel sosyal menfaate hizmet eden

kazanılmış bir haktan yoksun bırakarak, aşırı bir bireysel yük altında bıraktıkları sonucuna

varılmıştır.

Kamulaştırma ve İnsanların “Geçim Kaynaklarından” Yoksun Bırakılması

Lallement / Fransa

11 Nisan 2002

Çiftçilikle uğraşan başvuran, daha çok mandıra olarak işletilen aile çiftliğini babasından

devralmıştır. Başvuranın kendisi, bakmakla yükümlü olduğu annesi, çiftlikte aile yardımcısı

olarak çalışan (kayıtlı olarak) erkek kardeşi ve onun iki çocuğu, çiftlikten kazandıkları gelirle

geçimlerini sağlamaktaydılar. Ardenler bölgesi kamulaştırma yargıcı, 1993 yılında, başvuranın

çiftlik arsasının yaklaşık %30’luk bir kısmının kamu yararına kamulaştırıldığını ilan etmiştir.

Kamulaştırılan söz konusu arsa, süt üretimine tahsis edilen alanın yaklaşık %60’ını teşkil

etmekteydi. Başvuran, Sözleşme’ye Ek 1 No.lu Protokol’ün 1. maddesine (mülkiyetin

korunması) dayanarak, kamulaştırma nedeniyle geçim kaynağından yoksun bırakıldığı ve

kendisine ödenen tazminatın, söz konusu kaybı karşılamadığı hususunda şikâyette

bulunmuştur.

Mahkeme, Sözleşme’ye Ek 1 No.lu Protokol’ün 1. maddesinin (mülkiyetin korunması) ihlal

edildiğine karar vermiştir. Mahkeme, şikâyet konusu kamulaştırma işleminin, başvuranı,

maddi açıdan arsasının geri kalan kısmını ekip biçmeye devam edemeyecek duruma getirdiğini

ve bu nedenle geçim kaynağını kaybetmesine neden olduğunu belirtmiştir. Ödenen tazminatın

Page 20: Press Unit Unité de la Presse · 2016-05-03 · eriim hakkından etkin bir ekilde faydalanamadığına ve bu nedenle, Sözleme’nin 6/1 maddesinin (adil yargılanma hakkı) ihlal

Tematik Bilgi Notu – Çalışma Hayatına İlişkin Haklar Basın Birimi

20

söz konusu kaybı karşılamadığını kaydeden Mahkeme, bu miktarın, kamulaştırılan mülkün

değeriyle makul bir ilişkisi bulunmadığı kanaatine varmıştır.

Ayrıca, adil tazminle ilgili olarak verilen 12 Haziran 2003 tarihli karara bakınız.

Çalışma Hayatında İfade Özgürlüğü

Sözleşme’nin 10. maddesinde (ifade özgürlüğü) öngörülen korumanın kapsamı, genel olarak iş

yeri, özel olarak ise kamu çalışanlarını da içermektedir (26 Eylül 1995 tarihli Vogt / Almanya

kararı; 2 Eylül 1998 tarihli Ahmed ve Diğerleri / Birleşik Krallık kararı; 28 Ekim 1999 tarihli

Wiiie / Lihtenştayn kararı (Büyük Daire); 29 Şubat 2000 tarihli Fuentes Bobo / İspanya

kararı). Aynı zamanda, devlet memurlarının, işverenlerine karşı bağlılık, ihtiyat ve gizlilik

yükümlülüğü bulunmaktadır (14 Mart 2002 tarihli De Diego Nafría / İspanya kararı).

Guja / Moldova

12 Şubat 2008 (Büyük Daire)

Söz konusu tarihte Moldova Başsavcılığı Basın Bürosunun başkanı olan başvuran, üst düzey

bir siyasetçinin derdest davalara müdahale ettiğini gösteren iki belgeyi ifşa etmesi nedeniyle

Başsavcılıktaki görevinden alınmış olması konusunda şikâyette bulunmuştur.

Mahkeme, Sözleşme’nin 10. maddesinin (ifade özgürlüğü) ihlal edildiğine karar vermiştir.

Mahkeme, ifade özgürlüğü hakkının kamuyu ilgilendiren meseleler bağlamındaki önemini,

devlet memurlarının ve diğer çalışanların işyerlerindeki yasadışı davranışları veya haksızlıkları

bildirmelerinin gerekli oluşunu, çalışanların işverenlere karşı görev ve sorumluluklarını ve

işverenlerin personeli üzerindeki yönetim hakkını göz önünde bulundurarak, somut davadaki

diğer farklı menfaatleri de değerlendirdikten sonra, başvuranın ifade özgürlüğü hakkına,

özellikle de bilgi yayma hakkına yönelik müdahalenin, “demokratik bir toplumda gerekli”

olmadığı sonucuna varmıştır (ilgili kararın 97. paragrafı).

Heinisch / Almanya

21 Temmuz 2011

Bu dava, bir geriatri hemşiresinin, bakım hizmetinde eksiklikler bulunduğu iddiasıyla işvereni

hakkında suç duyurusunda bulunması neticesinde işten çıkarılmasına ilişkindir. Başvuran, işten

Page 21: Press Unit Unité de la Presse · 2016-05-03 · eriim hakkından etkin bir ekilde faydalanamadığına ve bu nedenle, Sözleme’nin 6/1 maddesinin (adil yargılanma hakkı) ihlal

Tematik Bilgi Notu – Çalışma Hayatına İlişkin Haklar Basın Birimi

21

çıkarılmasının ve eski görevine geri dönmesi yönündeki talebinin mahkemelerce

reddedilmesinin Sözleşme’nin 10. maddesinin ihlaline neden olduğunu ileri sürmüştür.

Mahkeme, başvuranın önceden haber verilmeksizin işten çıkarılmasının orantısız bir müdahale

teşkil ettiği ve yerel mahkemelerin, başvuranın itibarını koruma gereksinimi ile başvuranın

ifade özgürlüğünü koruma gereksinimi arasında adil bir denge kuramadıkları kanaatine

vararak, Sözleşme’nin 10. maddesinin (ifade özgürlüğü) ihlal edildiğine karar vermiştir.

Palomo Sánchez ve Diğerleri / İspanya

12 Eylül 2011 (Büyük Daire)

Başvuranlar, incitici ve küçük düşürücü bir yayın (kapağında şirketin çalışanlarını insan

kaynakları müdürüne cinsel iltifatlarda bulunurken gösteren bir karikatür bulunan) üzerine

işten çıkarılmalarının ifade özgürlüğü haklarının ihlaline yol açtığını, işten çıkarılmalarının asıl

sebebinin sendikal faaliyetleri olduğunu ve dolayısıyla toplantı ve dernek kurma haklarının

ihlal edildiğini ileri sürmüşlerdir.

Mahkeme, Sözleşme’nin 10. maddesinin (ifade özgürlüğü) ihlal edilmediğine karar

vermiştir. Mahkeme, başvuranların işten çıkarılmalarının, Devlet tarafından, söz konusu işten

çıkarma kararının iptal edilmesi veya daha hafif bir tedbir uygulanması suretiyle tazmin

edilmesini gerektirecek derece açıkça orantısız bir müdahale veya aşırı ağır bir yaptırım teşkil

etmediği kanaatine varmıştır.

Vellutini ve Michel / Fransa

6 Ekim 2011

Bu davalar, Belediye Zabıta Memurları Sendikasının Başkanı ve Genel Sekreterinin, sendika

yetkilileri sıfatıyla yaptıkları açıklamalar nedeniyle, bir belediye başkanına alenen hakaret

ettikleri gerekçesiyle mahkûm edilmelerine ilişkindir.

Mahkeme, başvuranların, sendika temsilcileri sıfatıyla, ifade özgürlüklerine yönelik olarak

yapılan müdahalenin demokratik bir toplumda gerekli olmadığı kanaatine vararak,

Sözleşme’nin 10. maddesinin (ifade özgürlüğü) ihlal edildiğine karar vermiştir. Mahkeme,

özellikle, dava konusu yorumların somut bir dayanaktan yoksun olmadığını belirtmiştir.

Ayrıca, kullanılan ifadelerin açıkça kişisel bir düşmanlığı yansıtmadığı, aksine, kamuyu

ilgilendiren tartışmalar bağlamında, sendika temsilcilerine tanınan kabul edilebilir eleştiri

hakkı kapsamında olduğunu ifade etmiştir.

Page 22: Press Unit Unité de la Presse · 2016-05-03 · eriim hakkından etkin bir ekilde faydalanamadığına ve bu nedenle, Sözleme’nin 6/1 maddesinin (adil yargılanma hakkı) ihlal

Tematik Bilgi Notu – Çalışma Hayatına İlişkin Haklar Basın Birimi

22

Szima / Macaristan

9 Ekim 2012

Bu dava, bir polis sendikasının başkanına, kolluk kuvvetlerini olumsuz etkileyecek iddialar

nedeniyle para ve rütbe indirme cezasının verilmesine ilişkindir.

Mahkeme, Sözleşme’nin 10. maddesinin (ifade özgürlüğü) ihlal edilmediğine karar

vermiştir. Başvuranın, mevkisi gereği önemli bir etkiye sahip olduğu ve bu nedenle ifade

özgürlüğü hakkını, statüsü ve kolluk kuvvetlerindeki disiplin şartı dikkate alınarak, bu hakkın

beraberinde getirdiği görev ve sorumlulukları doğrultusunda kullanması gerektiği tespitinde

bulunulmuştur. Başvurana uygulanan nispeten hafif tedbirin, yani para ve rütbe indirme

cezasının, içinde bulunulan koşullarda orantısız bir tedbir olarak değerlendirilemeyeceği

sonucuna varılmıştır.

Bucur ve Toma / Romanya

10 Ocak 2013

Romanya istihbarat teşkilatında çalışan birinci başvuran, “çok gizli” bilgileri ifşa ettiği

gerekçesiyle mahkûm edilmiştir. Başvuran, bir basın konferansında, bazı gazeteci ve

siyasetçilerin telefon görüşme kayıtlarını içeren kasetleri dinletmiş ve bununla birlikte görüşme

dökümünde not ettiği suçlayıcı unsurları açıklamıştır.

Mahkeme, birinci başvuran yönünden, Sözleşme’nin 10. maddesinin (ifade özgürlüğü) ihlal

edildiğine karar vermiştir. Mahkeme, birinci başvuranın ifade özgürlüğüne, özellikle de bilgi

yayma özgürlüğüne yönelik müdahalenin demokratik bir tolumda gerekli olmadığı kanaatine

varmıştır.

Gouarré Patte / Andora

12 Ocak 20162

Bu dava, doktor olarak görev yapan başvuranın mesleğinden ömür boyu men edilmesini

gerektiren ek cezanın yeniden gözden geçirilmesinin mümkün olmamasına ilişkindir.

Başvuran, doktorluk mesleğini icra ederken üç kez cinsel suç işlediği gerekçesiyle, bir yılı ceza

evinde infaz edilmek, geri kalan kısmı içinse şartlı tahliye imkânından faydalanmak üzere, beş

yıl hapis cezasına mahkûm edilmiştir. Başvuran, söz konusu tarihte yürürlükte olan Ceza

2 İşbu karar, Sözleşme’nin 44. maddesinin 2. fıkrasında öngörülen koşullar çerçevesinde kesinleşecektir.

Page 23: Press Unit Unité de la Presse · 2016-05-03 · eriim hakkından etkin bir ekilde faydalanamadığına ve bu nedenle, Sözleme’nin 6/1 maddesinin (adil yargılanma hakkı) ihlal

Tematik Bilgi Notu – Çalışma Hayatına İlişkin Haklar Basın Birimi

23

Kanunu’nun uygulanmasıyla, ek bir cezaya daha mahkûm edilmiş ve mesleğinden ömür boyu

men edilmiştir. Başvuran, özellikle, Andora mahkemelerinin, yeni Ceza Kanunu’nun 7.

maddesinde açıkça kabul edildiği şekilde, sanığın daha lehine olan ceza kanununun geriye

dönük uygulanması ilkesini uygulamamış olmaları hususunda şikâyette bulunmuştur.

Mahkeme, Sözleşme’nin 7. maddesinin (kanunsuz ceza olmaz) ihlal edildiğine karar

vermiştir. Mahkeme, özellikle, Andora mahkemelerinin, mevzuatta geriye dönük olarak

uygulanabilecek şekilde daha hafif bir ceza öngörülmesine rağmen, en sert cezayı uygulamaya

devam ettiklerini tespit etmiştir. Yürürlükte olan ceza mevzuatında öngörülen koşulları aşan bir

cezanın uygulanmaya devam edilmesi, hukukun üstünlüğü ilkesinin ve başvuranın kanunda

öngörülen ceza ile cezalandırılma hakkının Andora mahkemeleri tarafından ihlal edilmesine

neden olmuştur. Ayrıca, Mahkeme, Sözleşme’nin 7. maddesiyle ilgili tespitleri ışığında ve

başvuranın yeni Ceza Kanunu’nun daha lehteki hükümlerinin uygulanması hususunu dile

getirmek üzere başvurabileceği etkin bir hukuk yolunun mevcut olduğunun kanıtlanmadığını

dikkate alarak, Sözleşme’nin 7. maddesiyle bağlantılı olarak 13. maddesinin (etkili başvuru

hakkı) de ihlal edildiğine karar vermiştir.

İş Sağlığı

Eternit / Fransa

27 Mart 2012 (kabul edilebilirlik hakkında karar)

Dava, bir şirket ile bir Sağlık Sigortası Kurumu arasında, şirketin eski bir çalışanının

yakalandığı bir hastalığın meslek hastalığı olup olmadığına dair bir ihtilaf hakkındaki davanın

adil olup olmadığına ilişkindir. Davada, özellikle, Sağlık Sigortası Kurumunun, işverene, eski

çalışanının tıbbi kayıtlarına erişim izni vermemesine odaklanılmıştır. Başvuran şirket, eski

çalışanının meslek hastalığının teşhisinde dayanılan tıbbi delillere erişim sağlayamamasından

ve dolayısıyla hastalığın meslek kaynaklı olduğu yönündeki karara etkin bir şekilde itiraz etme

imkânı bulamamasından şikâyetçi olmuştur.

Mahkeme, başvurunun kabul edilemez (açıkça dayanaktan yoksun) olduğuna karar vermiştir.

Mahkeme, özellikle, dava sürecinde, Sağlık Sigortası Kurumuna başvuran şirket aleyhine

büyük bir avantaj sağlanmadığını, zira başvuran şirketin talep ettiği tıbbi kayıtlara Sağlık

Page 24: Press Unit Unité de la Presse · 2016-05-03 · eriim hakkından etkin bir ekilde faydalanamadığına ve bu nedenle, Sözleme’nin 6/1 maddesinin (adil yargılanma hakkı) ihlal

Tematik Bilgi Notu – Çalışma Hayatına İlişkin Haklar Basın Birimi

24

Sigortası Kurumunun idari hizmetler biriminin de erişimi olmadığını tespit etmiştir. Mahkeme,

dolayısıyla, bu davada silahların eşitliği ilkesine saygı gösterildiğine hükmetmiştir.

Howald Moor ve Diğerleri / İsviçre

11 Mart 2014

Bu dava, 1960 ila 1970 yılları arasında çalıştığı süreçte asbeste maruz kalması nedeniyle, Mayıs

2004’te malign plevral mezotelyoma (son derece agresif kötü huylu bir tümör) teşhisi konulan

ve 2005 yılında hayatını kaybeden bir işçiyle ilgilidir. Söz konusu işçinin eşi ve iki kızı olan

başvuranlar, özellikle, mahkemeye erişim haklarının ihlal edildiğini, zira İsviçre

mahkemelerinin, merhumun işvereni ve ulusal makamlar aleyhine açtıkları tazminat davalarını,

zaman aşımı gerekçesiyle reddettiklerini ileri sürmüşlerdir.

Mahkeme, somut davadaki olağanüstü koşulları dikkate alarak, zaman aşımı kuralının

uygulanmasının, başvuranların mahkemeye erişim haklarının, Sözleşme’nin 6/1 maddesinin

(adil yargılanma hakkı) ihlaline yol açacak ölçüde kısıtlanmasına neden olduğuna karar

vermiştir. Mahkeme, yasal zaman aşımı kuralının meşru bir amaca yani hukuk güvenliğinin

sağlanması amacına hizmet ettiği kanısında olmakla birlikte, bu kuralın, tetikleyici olayların

üzerinden uzun yıllar geçtikten sonra dahi teşhis edilemeyen hastalıklardan muzdarip olan

kişiler için sistematik bir şekilde uygulanmasının, söz konusu kişilerin, haklarını mahkemeler

önünde ileri sürme imkânından yoksun kalmalarına neden olduğu kanaatine varmıştır.

Mahkeme, bu nedenle, bir kimsenin belirli bir hastalığı olduğunu bilemeyeceğinin bilimsel

olarak kanıtlandığı hallerde, bu hususun, zaman aşımı süresinin hesaplanmasında dikkate

alınması gerektiği sonucuna varmıştır.

Dolopoulos / Yunanistan

17 Kasım 2015 (kabul edilebilirlik hakkında karar)

Bu dava, bir banka şubesinin müdürünün psikiyatrik bir hastalığa yakalanmasına ve ağır

depresyon yaşamasına sebep olan koşullara ilişkindir. Başvuran, söz konusu hastalıklarının,

kısmen, yöneticilerinin uyguladığı taciz taktikleri sonucunda ortaya çıktığını iddia etmiştir.

Başvuran, Devletin, kendisi gibi çalışanları, çalışma hayatına ilişkin hastalıklara karşı koruma

görevini yerine getirmediğini ileri sürmüştür. Başvuran, özellikle, hastalığının İş Teftiş

Kuruluna bildirilmediğini ve psikiyatrik hastalıkların meslek hastalıkları kapsamında yer

almadığı gerekçesiyle şikâyetinin Temyiz Mahkemesinde görevli Cumhuriyet savcısı

tarafından reddedildiğini belirtmiştir.

Page 25: Press Unit Unité de la Presse · 2016-05-03 · eriim hakkından etkin bir ekilde faydalanamadığına ve bu nedenle, Sözleme’nin 6/1 maddesinin (adil yargılanma hakkı) ihlal

Tematik Bilgi Notu – Çalışma Hayatına İlişkin Haklar Basın Birimi

25

Mahkeme, başvurunun açıkça dayanaktan olması nedeniyle kabul edilemez olduğuna karar

vermiştir. Mahkeme, özellikle, psikiyatrik hastalıkların meslek hastalıkları kapsamında yer

almamasına rağmen, başvuranın işyerinde ruh sağlığının kötüye gittiği konusunda şikâyette

bulunmak üzere başvurabileceği ve uygun görüldüğü takdirde manevi tazminat alabileceği

yolların mevcut olduğunu belirtmiştir. Mahkeme, başvuranın söz konusu yollara

başvurduğuna, zira temyiz sürecinin halen devam ettiğine dikkat çekmiştir. Mahkeme, bu

nedenle, Yunanistan makamlarının, başvuranın fiziksel ve ruhsal sağlığını veya özel hayatına

saygı hakkını koruyamadıklarının söylenemeyeceği sonucuna varmıştır.

Emekli Maaşları

C. / Fransa (no. 10443/83)

15 Temmuz 1998 (Avrupa İnsan Hakları Komisyonu3 kararı)

Vergi müfettişi olan başvuran, rüşvet aldığı gerekçesiyle üç yıl hapis cezasına mahkûm

edilmesinin ardından emekli maaşının askıya alınmasından şikâyetçi olmuştur.

Mahkeme, başvurunun kabul edilemez (açıkça dayanaktan yoksun) olduğuna karar vermiştir.

Mahkeme, başvuranın emekli maaşının askıya alınmasının, Sözleşme’ye Ek 1 No.lu

Protokol’ün 1. maddesi (mülkiyetin korunması) kapsamında herhangi bir mülkiyet hakkına

müdahale teşkil etmediği, zira başvuranın, çalıştığı süre boyunca yürürlükte olan yasal

hükümler uyarınca, emekli maaşı hakkının askıya alınmasına yol açabilecek bir suçtan

mahkûm olduğunu tespit etmiştir.

Azinas / Kıbrıs

28 Nisan 2004 (Büyük Daire)

Başvuran, Kıbrıs Cumhuriyetinin 1960 yılında kurulduğu andan, görevden alındığı güne kadar,

Lefkoşa Kamu Hizmeti Dairesinin başkanı olarak görev yapmıştır. Kamu Hizmeti Komisyonu,

Temmuz 1982’de, başvuran hakkında disiplin soruşturması başlatmış ve başvuranın, Nisan

1981’de, Lefkoşa Bölge Mahkemesi tarafından, hırsızlıktan, emniyeti suistimal etmekten ve

3 Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi ve Avrupa Konseyi Bakanlar Komitesiyle birlikte, Temmuz 1954 ila Ekim 1999

tarihleri arasında Strazburg’da görev yapan Avrupa İnsan Hakları Komisyonu, Sözleşmeci Devletlerin Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi kapsamındaki yükümlülüklerini yerine getirip getirmediklerini denetlemiştir. 1 Kasım 1998 tarihinde Mahkemenin daimi olarak göreve başlamasıyla birlikte Komisyonun işlevi sona ermiştir.

Page 26: Press Unit Unité de la Presse · 2016-05-03 · eriim hakkından etkin bir ekilde faydalanamadığına ve bu nedenle, Sözleme’nin 6/1 maddesinin (adil yargılanma hakkı) ihlal

Tematik Bilgi Notu – Çalışma Hayatına İlişkin Haklar Basın Birimi

26

görevi kötüye kullanmaktan suçlu bulunduğu gerekçesiyle, geriye dönük olarak yürütülen

soruşturma neticesinde görevden alınmasına karar vermiştir. Başvuran, 18 ay hapis cezasına

mahkûm edilmiştir. Başvuranın, hakkında verilen mahkûmiyet ve ceza hükmüne karşı itirazı,

Ekim 1981’de, Yüksek Mahkeme tarafından reddedilmiştir. Kamu Hizmeti Komisyonu,

başvuranın, Daireyi yönetirken, Dairenin kaynaklarını kendi şahsi mülküymüş gibi kullandığı

kanaatine varmıştır. Disiplin cezası olarak uygulanan görevden alma işlemiyle birlikte,

başvuran, emeklilik gelirlerini ve hatta emekli maaşı hakkını kaybetmiştir. İtiraz

başvurusundan da bir sonuç alamamıştır. Başvuran, Mahkeme önünde, özellikle, görevden

alınması ve sonrasında emeklilik haklarını kaybetmesi hususunda şikâyette bulunmuştur. Bu

anlamda, Sözleşme’ye Ek 1 No.lu Protokol’ün 1. maddesine (mülkiyetin korunması)

dayanmıştır.

Kıbrıs Hükümetinin, ilgili “etkin” iç hukuk yolunun tüketilmediği yönündeki itirazının haklı

nedenlere dayandığı kanaatine varan Mahkeme, başvurunun kabul edilemez olduğuna

hükmetmiştir. Mahkemeye göre, başvuran, Sözleşme’ye Ek 1 No.lu Protokol’ün 1. maddesini,

istinaf mahkemesi olarak görev yapan Yüksek Mahkeme önünde ileri sürmemiştir. Bu nedenle,

Yüksek Mahkeme, başvuranın görevden alınmasının mülkiyet hakkı kapsamında yer alan

emeklilik maaşı hakkının ihlaline neden olup olmadığı konusunda herhangi bir karar

vermemiştir. Dolayısıyla, başvuran, Kıbrıs mahkemelerine, Sözleşme ile ilgili olarak iddia

edilen ihlali inceleme, önleme veya düzeltme fırsatı vermemiştir. Avrupa İnsan Hakları

Sözleşmesi’ni onaylayan Devletlere, Sözleşme’nin 35. maddesi (kabul edilebilirlik kriteri)

uyarınca, kural olarak, bu fırsatın verilmesi gerekmektedir.

Stummer / Avusturya

7 Temmuz 2011 (Büyük Daire)

Yaklaşık 28 yılını hapishanede geçiren başvuran, özellikle, hapishanede icra ettiği iş itibariyle

yaşlılık aylığı sistemine kabul edilmemesinin ayrımcılık teşkil ettiğini ve emeklilik

gelirlerinden yoksun kalmasına neden olduğunu ileri sürmüştür.

Mahkeme, Sözleşme’ye Ek 1 No.lu Protokol’ün 1. maddesi (mülkiyetin korunması) ile

bağlantılı olarak Sözleşme’nin 14. maddesinin (ayrımcılık yasağı) ihlal edilmediğine karar

vermiştir. Mahkeme, Avusturya’nın, başvuranın davası kapsamında ileri sürülen hususu

incelemeye devam etmesi gerektiğini belirtmiş, ancak bununla birlikte, Avusturya’nın, şimdiye

Page 27: Press Unit Unité de la Presse · 2016-05-03 · eriim hakkından etkin bir ekilde faydalanamadığına ve bu nedenle, Sözleme’nin 6/1 maddesinin (adil yargılanma hakkı) ihlal

Tematik Bilgi Notu – Çalışma Hayatına İlişkin Haklar Basın Birimi

27

kadar çalışan hükümlüleri yaşlılık aylığı sistemine kabul etmemekle, bu konuda kendisine

tanınan takdir yetkisini aşmadığı kanaatine varmıştır.

E.B. (no. 2) / Macaristan (no. 34929/11)

15 Ocak 2013 (kabul edilebilirlik hakkında karar)

Bu dava, 2010 yılında, Macaristan emeklilik sisteminde, çıkarılan yeni kanunlar yoluyla

yapılan değişikliklere ilişkindir. Başvuran, Sözleşme’ye Ek 1 No.lu Protokol’ün 1. maddesine

(mülkiyetin korunması) dayanarak, yeni mevzuatın, bireysel emeklilik katkı paylarına,

Devletin bütçesi lehine el konulması anlamına geldiğini ileri sürmüştür. Başvuran, özellikle,

yeni mevzuat uyarınca Devlette tam emeklilik hakkı kazansa dahi, bu hakkın, katkı payları ve

yatırım stratejisiyle doğrudan ilişkili olan bireysel emeklilik planına kıyasla yetersiz kaldığını

ileri sürmüştür. Başvuran, ayrıca, yurt dışında çalışma niyeti olduğundan, Devlette emeklilik

hakkını kazanabilmesi için gerekli hizmet süresini doldurabileceğinin kesin olmadığını

belirtmiştir.

Mahkeme, başvurunun kabul edilemez (açıkça dayanaktan yoksun) olduğuna karar vermiştir.

Mahkeme, başvuranın gelecekte emeklilik maaşı alacağına dair meşru beklentisi de dahil

olmak üzere, mülkiyet haklarına yönelik herhangi bir müdahalede bulunulmadığı, zira

kendisinin, iş hayatı boyunca, ister bireysel emeklilik fonuna isterse Devlet fonuna ödediği

katkı payları sayesinde, gelecekte emekli maaşı almaya hak kazandığı kanaatine varmıştır.

Cichopek ve Diğer 1627 Başvuru / Polonya

14 Mayıs 2013 (kabul edilebilirlik hakkında karar)

Polonya Devlet Güvenlik Servisinin eski üyelerinin, komünist rejimin hüküm sürdüğü 1944 ile

1990 yılları arasında birikmiş emeklilik haklarında, 2009 yılında çıkarılan bir kanunun

hükümleri uyarınca kesinti yapılmıştır. Başvuranlar, etkileri bakımından cezalandırıcı nitelik

taşıdığını ve geçmişteki çalışma süreçleri açısından topluca bir cezalandırma biçimi olduğunu

değerlendirdikleri bir yasa ile kişisel koşullarının ani, geç kalınmış ve büyük bir değişikliğe

uğraması sonucunda aşırı bir külfet altında bırakıldıklarını ileri sürmüşlerdir.

Mahkeme, başvuruların kabul edilemez (açıkça dayanaktan yoksun) olduğuna karar vermiştir.

Mahkeme, genel olarak, emeklilik kesinti planının, başvuranlar açısından aşırı bir yük

getirmediği, başvuranların geçim kaynaklarını kaybetmedikleri veya ödeneklerden tamamen

Page 28: Press Unit Unité de la Presse · 2016-05-03 · eriim hakkından etkin bir ekilde faydalanamadığına ve bu nedenle, Sözleme’nin 6/1 maddesinin (adil yargılanma hakkı) ihlal

Tematik Bilgi Notu – Çalışma Hayatına İlişkin Haklar Basın Birimi

28

yoksun bırakılmadıkları ve söz konusu planın, diğer emeklilik planlarından halen daha avantajlı

olduğu kanaatine varmıştır. Mahkeme, ayrıca, başvuranların Sözleşme’de güvence altına alınan

insan haklarını ihlal etmek maksadıyla kurulmuş gizli polis teşkilatındaki hizmetlerinin,

emeklilik kesintilerinden etkilenecek kişi kategorisinin tanımlanması ve haklı nedenlere

dayandırılması bakımından uygun bir koşul olarak değerlendirilmesi gerektiğini belirtmiştir.

Mahkemeye göre, Polonya makamları, söz konusu tedbirlerin kişisel kapsamını, ulaşılmak

istenen meşru amacın (yani emeklilik sisteminin daha adil olmasını sağlamak maksadıyla eski

komünist siyasi polis teşkilatı üyelerinin emeklilikle ilgili olarak faydalandıkları ayrıcalıkları

kaldırma amacının) yerine getirilmesi için gerekli olanla sınırlı tutmuşlardır.

Markovics ve Diğerleri / Macaristan

24 Haziran 2014 (kabul edilebilirlik hakkında karar)

Bu başvurular, Macaristan’da, emekli asker maaşlarının yeniden yapılandırılmasına ilişkindir.

Söz konusu başvurular kapsamında, emekli askerlere, başta, gelir vergisine tabi olmayan

emekli maaşı yerine, genel kişisel gelir vergisi oranı üzerinden vergiye tabi olan aynı miktarda

ödenek verilmesi sisteminin getirilmesi (Kasım 2011’de yapılan bir düzenleme ile) olmak

üzere, esasen aynı sorunlar ileri sürülmüştür. Başvuranlar, bu değişikliğin, mülkiyet haklarına

yönelik haksız ve ayrımcılık teşkil eden bir müdahale anlamına geldiğini ve bu anlamda,

herhangi bir ulusal makam önünde etkin bir itiraz yolunun bulunmadığını ileri sürmüşlerdir.

Mahkeme, başvuruların kabul edilemez (açıkça dayanaktan yoksun) olduğuna karar vermiştir.

Mahkeme, özellikle, başvuranların ödeneklerindeki kesintilerin makul ve orantılı olduğu

kanaatine varmıştır. Mahkemeye göre, başvuranlar, önceki emekli maaşlarının değeriyle makul

bir ilişkisi bulunan hizmet ödeneklerini almaya devam etmişlerdir. Aslında, başvuranlar, ne tek

geçim kaynaklarını kaybetmişler ne de geçimlerini sağlayamama riskiyle karşı karşıya

bırakılmışlardır. Mahkeme, ayrıca, herhangi bir muamele farklılığının söz konusu olduğu

varsayılsa dahi, ulaşılmak istenen amaç (yani emeklilik sisteminin mantığa uygun hale

getirilmesi) ile kullanılan yöntemler (yani ödeneklerde orantılı bir kesinti yapılması) arasında

makul bir orantılılık ilişkisinin kurulduğu kanaatine varmıştır.

“Genel Kabul Görmüş” Bir İş Sahibi Olma Şartına Bağlanan Ödeneklerden

Faydalanma

Page 29: Press Unit Unité de la Presse · 2016-05-03 · eriim hakkından etkin bir ekilde faydalanamadığına ve bu nedenle, Sözleme’nin 6/1 maddesinin (adil yargılanma hakkı) ihlal

Tematik Bilgi Notu – Çalışma Hayatına İlişkin Haklar Basın Birimi

29

Schuitemaker / Hollanda

4 Mayıs 2010 (kabul edilebilirlik hakkında karar)

Mesleği filozofluk olan başvuran, 1983 yılından bu yana işsiz olup, işsizlik ödeneği

almaktaydı. 2004 yılında yapılan bir mevzuat değişikliğinin ardından, genel sosyal

yardımlardan faydalanıp faydalanamayacağının, “genel kabul görmüş” bir iş sahibi olmasına

ve bu tür bir işe girme isteğine bağlı olduğu, aksi takdirde yardım ödemelerinde kesintiye

gidileceği kendisine bildirilmiştir. Başvuran, Mahkeme önünde, yeni mevzuat uyarınca,

kendisine uygun olsun olmasın herhangi bir iş bulması ve söz konusu işi kabul etmesi

gerektiğini ve bu durumun Sözleşme’nin 4. maddesinin (kölelik ve zorla çalıştırma yasağı)

ihlali anlamına geldiğini ileri sürmüştür.

Mahkeme, başvurunun kabul edilemez (açıkça dayanaktan yoksun) olduğuna karar vermiştir.

Devlet, bir sosyal güvenlik sistemi kurduğunda, bu sistemden yararlanmak isteyenlerde

aranacak şartları belirleme hakkının tamamen Devlete ait olduğu belirtilmiştir. Özellikle, bir

kişinin, genel kabul görmüş bir iş bulma ve bu tür bir işi kabul etme anlamında bariz çaba

göstermesini gerektiren bir şartın makul olmadığının söylenemeyeceği ve bu durumun,

Sözleşme’nin 4. maddesi kapsamında, bir kişiyi zorla ya da zorunlu çalıştırma ile eş

tutulamayacağı kanaatine varılmıştır.

İş ve Aile Yaşamının Uyumlaştırılması

Garcia Mateos / İspanya

19 Şubat 2013

Bu dava, söz konusu tarihte 6 yaşından küçük olan oğluna baktığı gerekçesiyle çalışma

süresinin azaltılmasını talep eden bir süpermarket çalışanı ile ilgilidir. Başvuran, makul bir süre

içinde adil yargılanma hakkının ihlal edildiğini ve kendisine cinsiyet temelinde ayrımcılık

yapıldığını ileri sürmüştür. Ayrıca, söz konusu temel hak ihlalinin tazmin edilmemesinden ve

İspanya Anayasa Mahkemesi nezdinde etkin bir hukuk yolundan faydalanamamasından

şikâyetçi olmuştur.

Mahkeme, Sözleşme’nin 14. maddesi (ayrımcılık yasağı) ile birlikte 6/1 maddesinin (makul

bir süre içinde adil yargılanma hakkı) ihlal edildiğine karar vermiştir. Mahkeme, İspanya

Page 30: Press Unit Unité de la Presse · 2016-05-03 · eriim hakkından etkin bir ekilde faydalanamadığına ve bu nedenle, Sözleme’nin 6/1 maddesinin (adil yargılanma hakkı) ihlal

Tematik Bilgi Notu – Çalışma Hayatına İlişkin Haklar Basın Birimi

30

Anayasa Mahkemesinin başvuran lehine verdiği kararda da ortaya konulduğu üzere, cinsiyet

temelinde ayrımcılık yapmama ilkesiyle ilgili ihlalin, söz konusu kararın infaz edilmemiş ve

başvurana tazminat verilmemiş olması nedeniyle, hiçbir zaman giderilmediği kanaatine

varmıştır.

İş Yerinde Özel Hayata Saygı

Copland / Birleşik Krallık

3 Nisan 2007

Başvuran, Devlete bağlı yasal bir kuruluş olan Carmarthenshire Kolejinde görev yapmıştır.

Başvuran, 1995 yılında, müdürün kişisel asistanı olmuş ve yeni atanan müdür yardımcısıyla

yakın bir çalışma içerisinde olması gerekmiştir. Başvuran, müdür yardımcısının isteğiyle

telefon görüşmeleri, e-posta yazışmaları ve internet kullanımının takip edilmesinden şikâyetçi

olmuştur.

Mahkeme, Sözleşme’nin 8. maddesinin (özel hayata ve haberleşmeye saygı hakkı) ihlal

edildiğine karar vermiştir. Mahkeme, başvurana ait kişisel bilgilerin, telefon, e-posta ve

internet kullanımı yoluyla toplanması ve saklanmasının, özel hayata ve haberleşmeye saygı

hakkına yönelik bir müdahale teşkil ettiği ve iç hukukta bu tür bir izlemeyle ilgili herhangi bir

yasal düzenleme bulunmaması nedeniyle, söz konusu müdahalenin “kanuna uygun” olmadığı

sonucuna varmıştır. Mahkeme, belirli durumlarda, işverenin, çalışanının telefon ve internet

kullanımını takip ve kontrol etmesinin meşru bir amacı bulunduğunu kabul etmekle birlikte,

somut davada, müdahalenin “demokratik bir toplumda gerekli” olup olmadığını tespit etmeye

gerek duymamıştır.

Benediktsdottir / İzlanda

16 Haziran 2009 (kabul edilebilirlik hakkında karar)

Başvuran, özel e-posta yazışmalarının kanuna aykırı bir şekilde medyada yayınlanmasına karşı

yeterli güvence sağlayamayan İzlanda Hükümetinin, Sözleşme’nin 8. maddesi (özel hayata ve

yazışmaya saygı hakkı) kapsamında güvence altına alınan haklarını koruyamamasından

şikâyetçi olmuştur. Başvuran, söz konusu e-postaların, iflas eden eski işvereninin eskiden sahip

olduğu ve yönettiği bir sunucudan, kendisinin bilgisi dışında ve izni olmaksızın, kimliği belirsiz

üçüncü bir şahıs tarafından ele geçirildiğini ileri sürmüştür. Söz konusu yazışmalar, başvuran

Page 31: Press Unit Unité de la Presse · 2016-05-03 · eriim hakkından etkin bir ekilde faydalanamadığına ve bu nedenle, Sözleme’nin 6/1 maddesinin (adil yargılanma hakkı) ihlal

Tematik Bilgi Notu – Çalışma Hayatına İlişkin Haklar Basın Birimi

31

ile çok uluslu bir şirketin genel müdürünün eski iş arkadaşı arasındaki e-posta yazışmalarından

doğrudan yapılan alıntıları veya farklı sözcüklerle yapılan aktarımları içermektedir. Bahsi

geçen yazışmalarda, genel müdürün eski iş arkadaşının, elinde bulunan ve suçlayıcı nitelikte

olduğunu iddia ettiği belgelerin polise teslim edilmesi konusunda kendisine yardımcı

olabilecek ve söz konusu çok uluslu şirketin yöneticileri hakkında gelecekte açılacak bir davada

kendisini temsil edecek uygun bir avukat bulmak istediğinden bahsedilmektedir. Söz konusu

tarihte, İzlanda’da, önde gelen kişilerin, ülkede şimdiye kadar yürütülen en geniş çaplı ceza

soruşturmaları üzerinde nüfuzlarını kullandıkları yönündeki iddialarla ilgili olarak

kamuoyunda devam eden bir tartışma vardır.

Mahkeme, başvurunun kabul edilemez (açıkça dayanaktan yoksun) olduğuna karar vermiştir.

Mahkeme, İzlanda makamlarının, takdir yetkilerini aştıklarını ve gazetenin Sözleşme’nin 10.

maddesi kapsamında öngörülen ifade özgürlüğü hakkı ile başvuranın Sözleşme’nin 8. maddesi

kapsamında güvence altına alınan özel hayatına ve yazışmasına saygı hakkı arasında adil bir

denge kuramadıklarını gösteren herhangi bir delilin bulunmadığı kanaatine varmıştır.

Köpke / Almanya

5 Ekim 2010 (kabul edilebilirlik hakkında karar)

Bir süpermarkette kasiyer olarak çalışan başvuran, işveren tarafından özel bir dedektiflik

ajansının yardımıyla gizlice kameraya alınmasının ardından, hırsızlık yaptığı gerekçesiyle,

önceden haber verilmeden işten çıkarılmıştır. Başvuran, işten çıkarılmasıyla ilgili olarak iş

mahkemelerinde açtığı davadan sonuç alamamıştır. Anayasa Mahkemesine yaptığı başvuru da

reddedilmiştir.

Mahkeme, başvuranın Sözleşme’nin 8. maddesi (özel hayata saygı hakkı) kapsamında dile

getirdiği şikâyetinin kabul edilemez (açıkça dayanaktan yoksun) olduğuna karar vermiştir.

Mahkeme, uygulanan tedbirinin süresinin sınırlı (iki hafta) olduğu ve yalnızca kasanın

etrafındaki kamuya açık alanı kapsadığını belirtmiştir. Mahkemeye göre, elde edilen görsel

veriler, dedektiflik ajansında çalışan çok az sayıda kişi ve işverenin personeli tarafından işleme

alınmıştır. Söz konusu veriler, sadece başvuranın işine son verilmesi ile bağlantılı olarak ve iş

mahkemeleri önündeki yargılamalar sırasında kullanılmıştır. Dolayısıyla, Mahkeme,

başvuranın özel hayatına yönelik müdahalenin, kamerayla izleme işlemiyle ulaşılmak istenen

amaçların yerine getirilmesi için gerekli olanla sınırlı kaldığı kanaatine varmıştır.

Page 32: Press Unit Unité de la Presse · 2016-05-03 · eriim hakkından etkin bir ekilde faydalanamadığına ve bu nedenle, Sözleme’nin 6/1 maddesinin (adil yargılanma hakkı) ihlal

Tematik Bilgi Notu – Çalışma Hayatına İlişkin Haklar Basın Birimi

32

Özpınar / Türkiye

19 Ekim 2010

Bu dava, bir hâkimin, şahsi hayatıyla ilgili nedenlerden (bir avukatla ilişkisi olduğu, uygunsuz

kıyafetler giydiği ve abartılı makyaj yaptığı yönündeki iddialar) dolayı, Hâkimler ve Savcılar

Yüksek Kurulu tarafından meslekten ihraç edilmesine ilişkindir. Başvuran, Hâkimler ve

Savcılar Yüksek Kurulu tarafından meslekten ihraç edilmesinin, özel hayatını ilgilendiren

nedenlere dayandırıldığını ve bu anlamda başvurabileceği etkin bir hukuk yolunun

bulunmadığını ileri sürmüştür.

Mahkeme, başvuranın özel hayatına yönelik müdahalenin, ulaşılmak istenen amaçla orantılı

olmadığı kanaatine vararak, Sözleşme’nin 8. maddesinin (özel hayata saygı hakkı) ihlal

edildiğine karar vermiştir. Mahkeme, ayrıca, başvuranın Sözleşme’nin 8. maddesi kapsamında

dile getirdiği şikâyetinin incelenmesini sağlamak üzere, Sözleşme’nin 13. maddesinde

belirtilen asgari şartları karşılayabilecek bir hukuk yoluna erişim sağlayamaması nedeniyle,

Sözleşme’nin 8. maddesiyle bağlantılı olarak 13. maddesinin (etkili başvuru hakkı) de ihlal

edildiğine hükmetmiştir.

Gillberg / İsveç

3 Nisan 2012 (Büyük Daire)

Söz konusu dava, temel olarak, bir profesörün, Gothenburg Üniversitesinin çocuklardaki

hiperaktivite ve dikkat eksikliği bozuklukları hakkındaki araştırmalarına, iki araştırmacının

belirtilen şartlarda erişimine izin veren iki idari mahkeme kararına uymamak suretiyle, bir

devlet görevlisi olarak görevini kötüye kullanması nedeniyle cezai hüküm giymesine ilişkindir.

Mahkeme, Sözleşme’nin 8 (özel hayata saygı hakkı) ve 10. (ifade özgürlüğü) maddelerinin bu

davaya uygulanamayacağına karar vermiştir. Mahkeme, özellikle, profesörün cezai hüküm

giymesi hakkındaki şikâyetini 8. maddeye dayandıramayacağı ve 10. madde kapsamında,

"olumsuz" ifade özgürlüğü hakkını, yani bilgi vermeme hakkını ileri süremeyeceği sonucuna

varmıştır.

D.M.T. ve D.K.I. / Bulgaristan (no. 29476/06)

24 Temmuz 2012

Page 33: Press Unit Unité de la Presse · 2016-05-03 · eriim hakkından etkin bir ekilde faydalanamadığına ve bu nedenle, Sözleme’nin 6/1 maddesinin (adil yargılanma hakkı) ihlal

Tematik Bilgi Notu – Çalışma Hayatına İlişkin Haklar Basın Birimi

33

Bu dava, bir devlet memurunun, hakkındaki ceza davası devam ederken, 6 yıldan uzun bir süre

boyunca görevinden uzaklaştırılması ve öğretmenlik ve araştırma alanı dışında, kamuda ve özel

sektörde herhangi bir kazanç getirici işle uğraşmasının yasaklanmasına ilişkindir. Başvuran,

özellikle, Sözleşme’nin 8. maddesine (özel hayata ve aile hayatına saygı hakkı) dayanarak,

görevinden uzaklaştırılması neticesinde, maaşını almasının ve başka bir işe girmesinin

imkânsız hale gelmesinden şikâyetçi olmuştur.

Mahkeme, Sözleşme’nin 8. maddesinin (özel hayata saygı hakkı) ihlal edildiğine karar

vermiştir. Mahkeme, özellikle, şikâyet konusu yasağın gereklilik arz etmediği veya ceza davası

açmak suretiyle ulaşılmak istenen meşru amaçla orantılı olmadığı ve söz konusu davanın doğal

ve kaçınılmaz bir sonucu olarak değerlendirilemeyeceği kanaatine varmıştır.

Mahkeme, ayrıca, somut davada, Sözleşme’nin 6/3 maddesinin (a) ve (b) (adil yargılanma

hakkı – kendisi hakkındaki suçlamayı derhal öğrenme hakkı; savunmasını hazırlamak için

gerekli zaman ve kolaylıkların sağlanması hakkı) bentleriyle bağlantılı olarak 6/1

maddesinin, Sözleşme’nin 6/1 maddesinin (makul bir süre içinde adil yargılanma hakkı) ve

Sözleşme’nin 6/1 ve 8. maddeleriyle bağlantılı olarak 13. maddesinin (etkili başvuru hakkı)

ihlal edildiğine hükmetmiştir.

Michaud / Fransa

6 Aralık 2012

Bu dava, Fransız avukatlara yüklenen, müvekkillerinin olası kara para aklama faaliyetleriyle

ilgili “şüpheli durumları” bildirme yükümlülüğüne ilişkindir. Başvuran, diğer hususların yanı

sıra, Avrupa direktiflerinin iç hukuka aktarılmasından doğan söz konusu yükümlülüğün,

avukat-müvekkil ilişkilerinin gizliliğini koruma altına alan Sözleşme’nin 8. maddesine (özel

hayata saygı hakkı) aykırı olduğunu ileri sürmüştür.

Mahkeme, Sözleşme’nin 8. maddesinin (özel hayata saygı hakkı) ihlal edilmediğine karar

vermiştir. Mahkeme, avukat-müvekkil ilişkilerinin ve avukatın müvekkili ile olan mesleki

ilişkisinden kaynaklanan bilgi ve belgelerin gizliliğinin altını çizmiştir. Ancak, şüpheli

durumları bildirme yükümlülüğünün kamu düzenini koruma ve suç işlenmesini önleme

şeklinde meşru bir amaca hizmet ettiği, zira bu kapsamda, kara para aklanmasının ve ilgili

suçların önlenmesi amacı taşındığı ve bu amacı gerçekleştirmek için söz konusu yükümlülüğün

Page 34: Press Unit Unité de la Presse · 2016-05-03 · eriim hakkından etkin bir ekilde faydalanamadığına ve bu nedenle, Sözleme’nin 6/1 maddesinin (adil yargılanma hakkı) ihlal

Tematik Bilgi Notu – Çalışma Hayatına İlişkin Haklar Basın Birimi

34

gerekli olduğu kanaatine varmıştır. Mahkeme, ayrıca, Fransa’da uygulandığı haliyle, şüpheli

durumları bildirme yükümlülüğünün, avukat-müvekkil gizliliğine yönelik orantısız bir

müdahale teşkil etmediği, zira avukatların, müvekkillerini savunurken söz konusu şarta tabi

olmadıkları ve mevzuatta mesleki gizliliği koruma altına alacak bir filtrelemenin mevcut

olduğu ve bu doğrultuda, avukatların doğrudan yetkililere bildirimde bulunmaktan ziyade,

bildirimlerini Baro başkanına yaptıkları sonucuna varmıştır.

Radu / Moldova Cumhuriyeti

15 Nisan 2014

Bu dava, başvuranın, kendisiyle ilgili tıbbi bilgilerin bir Devlet hastanesi tarafından işverenine

açıklandığına dair şikâyetine ilişkindir. Polis Akademisinde eğitmen olarak görev yapan

başvuran, Ağustos 2003’te, ikizlere hamileyken, düşük yapma riski nedeniyle iki hafta boyunca

hastanede kalmıştır. Hasta olduğuna dair raporunu iş yerine göndermiştir. Ancak, Polis

Akademisi, başvuranın hastalık izniyle ilgili olarak hastaneden daha ayrıntılı bilgi talep etmiş

ve hastane, yanıt olarak, başvuranın gebeliği, sağlık durumu ve kendisine sağlanan tedaviyle

ilgili daha ayrıntılı bilgi vermiştir. Söz konusu bilgiler, başvuranın iş yerinde hızla yayılmış ve

başvuran, kısa süre sonra, stres nedeniyle düşük yapmıştır. Başvuran, özel hayatına saygı

hakkının ihlal edildiği gerekçesiyle hastane ve Polis Akademisi aleyhine açtığı ve tazminat

talep ettiği davadan sonuç alamamıştır.

Mahkeme, Sözleşme’nin 8. maddesinin (özel hayata saygı hakkı) ihlal edildiğine karar

vermiştir. Şikâyet konusu müdahalenin, Sözleşme’nin 8. maddesi anlamında “kanuna uygun”

olmadığı sonucuna varmıştır.

Sõro / Estonya

3 Eylül 2015

Bu davada, başvuran, Sovyet döneminde Sovyet Sosyalist Cumhuriyetler Birliği Devlet

Güvenlik Komitesinde (KGB) şoför olarak görev yaptığına dair bilgilerin, Estonya Resmi

Gazetesinde 2004 yılında yayınlanmış olmasından şikâyet etmiştir.

Mahkeme, Sözleşme’nin 8. maddesinin (özel hayata saygı hakkı) ihlal edildiğine karar

vermiştir. Mahkeme, başvuranın davasında, şikâyet konusu tedbirin, ulaşılmak istenen

amaçlarla orantılı olmadığı kanaatine varmıştır. Mahkeme, özellikle, ilgili ulusal mevzuat

Page 35: Press Unit Unité de la Presse · 2016-05-03 · eriim hakkından etkin bir ekilde faydalanamadığına ve bu nedenle, Sözleme’nin 6/1 maddesinin (adil yargılanma hakkı) ihlal

Tematik Bilgi Notu – Çalışma Hayatına İlişkin Haklar Basın Birimi

35

uyarınca, başvuranın davasında olduğu gibi, şoförler de dahil, eski güvenlik servislerinde

çalışan herkes hakkındaki bilgilerin, yerine getirdikleri özel görevlere bakılmaksızın

yayınlandığına dikkat çekmiştir.

Bărbulescu / Romanya

12 Ocak 20164

Bu dava, özel bir şirkette çalışan başvuranın, şirketin internetini mesai saatleri içerisinde iç

yönetmeliklere aykırı şekilde kişisel amaçları doğrultusunda kullandığı gerekçesiyle işvereni

tarafından işinden çıkarılmasına ilişkindir. Başvuran, özellikle, işvereninin sözleşmesini

feshetme kararının, özel hayatının gizliliği ihlal edilmek suretiyle alınmasından şikâyetçi

olmuştur.

Mahkeme, başvuranın Sözleşme’nin 8. maddesi kapsamında öngörülen özel hayatına ve

yazışmasına saygı hakkı ile işvereninin menfaatleri arasında yerel mahkemelerce adil bir denge

kurulduğu kanaatine vararak, Sözleşme’nin 8. maddesinin (özel hayata ve aile hayatına,

konuta ve yazışmaya saygı hakkı) ihlal edilmediğine karar vermiştir. Mahkeme, özellikle,

başvuranın özel hayatına ve yazışmasına müdahale edildiğini, ancak, başvuranın

görüşmelerinin işvereni tarafından takip edilmesinin, disiplin soruşturması bağlamında orantılı

bir tedbir olduğunu belirtmiştir.

İş Yerinde Güvenlik

Vilnes ve Diğerleri / Norveç

5 Aralık 2013

Bu dava, dalgıçların, petrol aramacılığının öncü dönemi olarak bilinen 1965 ve 1990 yılları

arasında, Kuzey Denizinde petrol şirketleri adına gerçekleştirdikleri dalış faaliyetleri

sonucunda sakatlandıklarına dair şikâyetlerine ilişkindir. Başvuranların tamamı, Norveç

Hükümetinin, derin deniz dalgıçlarının Kuzey Denizindeki faaliyetleri esnasında,

başvuranların üçü yönünden ise test dalış tesislerindeki faaliyetleri sırasında sağlık ve

yaşamlarını korumak adına uygun tedbirleri almamasından şikâyetçi olmuştur. Başvuranların

4 İşbu karar, Sözleşme’nin 44. maddesinin 2. fıkrasında öngörülen koşullar çerçevesinde kesinleşecektir.

Page 36: Press Unit Unité de la Presse · 2016-05-03 · eriim hakkından etkin bir ekilde faydalanamadığına ve bu nedenle, Sözleme’nin 6/1 maddesinin (adil yargılanma hakkı) ihlal

Tematik Bilgi Notu – Çalışma Hayatına İlişkin Haklar Basın Birimi

36

tamamı, ayrıca, Devletin gerek derin deniz dalışları gerekse test dalışlarındaki riskler

konusunda kendilerine yeterince bilgi vermediğini ileri sürmüştür.

Mahkeme, Norveç makamlarının, başvuranlara, hızlı dekompresyon tablolarının kullanımına

bağlı olarak ortaya çıkabilecek ve sağlık ve yaşamlarını tehdit edebilecek riskleri

değerlendirebilmeleri için gerekli bilgileri vermemiş olmaları nedeniyle, Sözleşme’nin 8.

maddesinin (özel hayata saygı hakkı) ihlal edildiğine karar vermiştir. Mahkeme, ayrıca,

yetkililerin, başvuranların sağlık ve yaşamlarının tehlikeye girmesini önleyemediklerine dair

diğer şikâyetlerle ilgili olarak Sözleşme’nin 8 veya 2. maddesinin (yaşam hakkı) ihlal

edilmediğine karar vermiştir. Mahkeme, ayrıca, Sözleşme’nin 3. maddesi (insanlık dışı veya

aşağılayıcı muamele) anlamında da herhangi bir ihlalin söz konusu olmadığına

hükmetmiştir.

Bu dava, özellikle de yetkililere, çalışanların, sağlık ve yaşamlarını tehdit edebilecek mesleki

riskleri değerlendirebilmeleri için gerekli bilgileri almalarını sağlama yükümlülüğü yüklenmiş

olması nedeniyle, Sözleşme’nin 2 ve 8. maddeleri uyarınca bilgiye erişim hakkına ilişkin

Mahkeme içtihadını tamamlamaktadır.

Brincat ve Diğerleri / Malta

24 Temmuz 2014

Bu dava, 1950’lerden 2000’li yılların başlarına kadar yıllarca asbeste maruz kalmış olan ve

buna bağlı sıkıntılar yaşayan tersane onarım işçileri ile alakalıdır. Başvuranlar, özellikle,

merhum yakınlarının asbeste maruz kalmaları ve Malta Hükümetinin onları asbestin ölümcül

sonuçlarından koruyamaması hususunda şikâyette bulunmuştur.

Mahkeme, yakınları vefat etmiş olan başvuranlar yönünden, Sözleşme’nin 2. maddesinin

(yaşam hakkı), diğer başvuranlar yönünden ise Sözleşme’nin 8. maddesinin (özel hayata ve

aile hayatına saygı hakkı) ihlal edildiğine karar vermiştir. Mahkeme, özellikle, asbestin neden

olduğu tehdidin ciddiyeti göz önüne alındığında ve söz konusu risklerin nasıl yönetileceğinin

belirlenmesi konusunda Devletlere tanınan takdir yetkisine rağmen, Malta Hükümetinin,

başvuranların yeterince korunmalarını ve sağlık ve yaşamlarıyla ilgili riskler konusunda

bilgilendirilmelerini sağlayacak düzenlemeler yapılması veya uygulanabilir farklı tedbirler

alınması anlamında, Sözleşme kapsamında öngörülen pozitif yükümlülüklerini yerine

getiremediği tespitinde bulunmuştur. Mahkeme, Malta Hükümetinin, en azından 1970’lerin

Page 37: Press Unit Unité de la Presse · 2016-05-03 · eriim hakkından etkin bir ekilde faydalanamadığına ve bu nedenle, Sözleme’nin 6/1 maddesinin (adil yargılanma hakkı) ihlal

Tematik Bilgi Notu – Çalışma Hayatına İlişkin Haklar Basın Birimi

37

başlarından itibaren, tersane onarım işçilerinin asbest maruziyetinden kaynaklanan sonuçlarla

karşı karşıya kalabileceklerini bildiği veya bilmesi gerektiği, ancak 2003 yılına kadar, söz

konusu riski ortadan kaldırmak adına herhangi olumlu bir adım atmadığı sonucuna varmıştır.