108
T.C. İstanbul Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü Müzik Anasanat Dalı Üflemeli ve Vurmalı Çalgılar Sanat Dalı Trombon Programı Yüksek Lisans Tezi Bakır Üflemeli Çalgıların Yapısı ve Orkestradaki Kullanım Tekniklerinin İncelenmesi Aslı Erşen Yurtcan 2501020561 Tez Danışmanı Yaşar Acar İstanbul 2005

r Üflemeli Çalgıların Yapısı ve Orkestradaki m Tekniklerinin ...nek.istanbul.edu.tr:4444/ekos/TEZ/40803.pdfSi bemol bas tuba..... 82 x KISALTMALAR Alm. Almanca ff fortissimo

  • Upload
    others

  • View
    2

  • Download
    0

Embed Size (px)

Citation preview

Page 1: r Üflemeli Çalgıların Yapısı ve Orkestradaki m Tekniklerinin ...nek.istanbul.edu.tr:4444/ekos/TEZ/40803.pdfSi bemol bas tuba..... 82 x KISALTMALAR Alm. Almanca ff fortissimo

T.C.

İstanbul Üniversitesi

Sosyal Bilimler Enstitüsü

Müzik Anasanat Dalı

Üflemeli ve Vurmalı Çalgılar Sanat Dalı

Trombon Programı

Yüksek Lisans Tezi

Bakır Üflemeli Çalgıların Yapısı ve Orkestradaki

Kullanım Tekniklerinin İncelenmesi

Aslı Erşen Yurtcan

2501020561

Tez Danışmanı Yaşar Acar

İstanbul 2005

Page 2: r Üflemeli Çalgıların Yapısı ve Orkestradaki m Tekniklerinin ...nek.istanbul.edu.tr:4444/ekos/TEZ/40803.pdfSi bemol bas tuba..... 82 x KISALTMALAR Alm. Almanca ff fortissimo

iii

ÖZ

Bu araştırma projesinin konusu; bakır üflemeli çalgıların tarihçesi, yapısı ve

gelişiminin incelenmesi ve senfonik orkestra repertuarından verilmiş örneklerden

oluşmaktadır. Birinci bölümde bakır üflemeli çalgıların tarihçesi, doğuşundan

günümüze kadar anlatılmış, senfonik orkestralarda kullanılan bakır üflemeli

çalgıların tarihçesi kapsamlı olarak incelenmiştir. İkinci bölümde bakır üflemeli

çalgıların yapısı korno, trompet, trombon ve tuba aileleri ana başlıkları altında

inceleme konusu yapılmıştır. Üçüncü bölümde bakır üflemeli çalgıların farklı

dönemlerdeki senfonik orkestra repertuarından örnekler verilmiş, çalgıların

kullanımında ve çalış tekniklerinde zaman içinde görülen değişlikler incelenmiştir.

Bu araştırma projesinde örnekleme, karşılaştırma ve yorumlama gibi bilimsel

yöntemler kullanılmıştır.

ABSTRACT

The subject of this research project consists of the history, structure and

examining of the historical development of brass instruments along with examples

from symphonic repertoire excerpts.

In the first chapter, the history of the brass wind instruments from their birth

until today was presented; also the history of the brass wind instruments that are used

in symphony orchestras was examined in detail.

In the second chapter, the structure of these instruments was examined

under the titles: Horn, Trumpet, Trombone and Tuba families.

In the third chapter, excerpts were shown from the symphonic repertoire of

brass wind instruments; also the changes in the usage of these instruments in

different periods, along with the changes in the playing techniques seen in the

timeline were examined.

This project approaches the subjects by making use of the scientific

techniques such as illustrations, comparisons, and interpretation.

Page 3: r Üflemeli Çalgıların Yapısı ve Orkestradaki m Tekniklerinin ...nek.istanbul.edu.tr:4444/ekos/TEZ/40803.pdfSi bemol bas tuba..... 82 x KISALTMALAR Alm. Almanca ff fortissimo

iv

ÖNSÖZ

İstanbul Üniversitesi Devlet Konservatuarında eğitimime başladığım yıldan

beri çaldığım enstrüman olan trombon ve diğer bakır üflemeli çalgılar ile ilgili

eserlerin çoğunun yabancı dillerde olduğunu gördüm. Tezimde yaptığım kapsamlı

araştırmalar sonucunda tüm bakır çalgıların yapısal özellikleri, tarihçeleri ve orkestra

repertuarları hakkında önemli ve geniş bilgiler edindim. Bu tezi yazmaktaki amacım,

bakır üflemeli çalgıların yapıları ve orkestradaki konumları ile ilgili bir çalışma ile

tüm bakır üflemeli çalgı icracılarına, öğrencilerine ve bu konunun meraklılarına

faydalı olabilecek kendi dilimizde bir kaynak oluşturabilmekti. Araştırmalarımın

konuyla ilgili herkese ışık tutmasını dilerim. Trombon çalışmalarımda hep yanımda

olan ve birikimini benden esirgemeyen değerli hocam Aycan Teztel’e ve

danışmanım sayın Yaşar Acar’a teşekkürlerimi sunarım.

İstanbul 2005

Page 4: r Üflemeli Çalgıların Yapısı ve Orkestradaki m Tekniklerinin ...nek.istanbul.edu.tr:4444/ekos/TEZ/40803.pdfSi bemol bas tuba..... 82 x KISALTMALAR Alm. Almanca ff fortissimo

v

İÇİNDEKİLER

ÖZ / ABSTRACT ....................................................................................................... iii

ÖNSÖZ ....................................................................................................................... iv

İÇİNDEKİLER ............................................................................................................ v

RESİM LİSTESİ .......................................................................................................viii

KISALTMALAR ......................................................................................................... x

GİRİŞ ........................................................................................................................... 1

I) BAKIR ÜFLEMELİ ÇALGILARIN TARİHÇESİ ............................................... 2

1.1. Bakır Üflemeli Çalgıların Doğuşu ve Tarihsel Gelişmelerine

Genel Bakış ................................................................................................... 2

1.1.1. Bakır Üflemeli Çalgıların Doğuşu .................................................... 2

1.1.2. Tarihsel Dönemlerde Bakır Üflemeli Çalgılarda

Görülen Gelişmeler ........................................................................... 3

1.1.2.1. Rönesans Öncesi ve Rönesans ............................................. 3

1.1.2.2. XVII. Yüzyıl ........................................................................ 9

1.1.2.3. XVIII. Yüzyıl ..................................................................... 11

1.1.2.4. XIX. Yüzyıl........................................................................ 12

1.1.2.5. XX. Yüzyıl ......................................................................... 13

1.2. Senfonik Orkestralarda Kullanılan Bakır Üflemeli Çalgı

Türlerinin Tarihsel Olarak İncelenmesi ...................................................... 14

1.2.1. Korno’nun Tarihçesi ....................................................................... 14

1.2.2. Trompet’in Tarihçesi....................................................................... 19

1.2.3. Trombon’un Tarihçesi..................................................................... 21

1.2.4. Tuba’nın Tarihçesi .......................................................................... 24

2. SENFONİK ORKESTRALARDA YER ALAN BAKIR ÜFLEMELİ

ÇALGILARIN TARİHSEL OLARAK YAPISININ VE

TÜRLERİNİN İNCELENMESİ .......................................................................... 30

Page 5: r Üflemeli Çalgıların Yapısı ve Orkestradaki m Tekniklerinin ...nek.istanbul.edu.tr:4444/ekos/TEZ/40803.pdfSi bemol bas tuba..... 82 x KISALTMALAR Alm. Almanca ff fortissimo

vi

2.1. Bakır Üflemeli Çalgıların Genel Yapısı...................................................... 30

2.1.1. Korno .............................................................................................. 30

2.1.2. Trompet ........................................................................................... 31

2.1.3. Trombon ......................................................................................... 31

2.1.4. Tuba ................................................................................................ 32

2.2. Bakır Üflemeli Çalgılarda Ağızlık.............................................................. 33

2.2.1. Ağızlığın Anatomisi ........................................................................ 34

2.3. Senfonik Orkestralarda Yer Alan Bakır Üflemeli Çalgılar......................... 37

2.3.1. Korno Ailesi .................................................................................... 37

2.3.1.1. Yapısı ................................................................................. 37

2.3.2. Korno Türleri .................................................................................. 44

2.3.2.1. Doğal Korno....................................................................... 44

2.3.2.2. Pistonlu Korno ................................................................... 45

2.4. Trompet Ailesi ............................................................................................ 47

2.4.1. Yapısı .............................................................................................. 47

2.4.2. Trompet Türleri............................................................................... 52

2.4.2.1. Doğal trompet .................................................................... 52

2.4.2.2. Barok trompet ................................................................... 53

2.4.2.3. Pistonlu Trompet ............................................................... 54

2.4.2.4. Modern Pistonlu Trompet .................................................. 57

2.4.2.5. Flügelhorn .......................................................................... 57

2.4.2.6. Kornet ................................................................................ 59

2.5. Trombon Ailesi ........................................................................................... 63

2.5.1. Yapısı .............................................................................................. 63

2.5.2. Türleri.............................................................................................. 67

2.5.2.1. Alto Trombon..................................................................... 66

2.5.2.2. Tenor Trombon .................................................................. 68

2.5.2.3. Bas Trombon ..................................................................... 70

2.5.2.4. Kontrabas Trombon ........................................................... 72

2.5.2.5. Pistonlu Trombon............................................................... 72

2.6. Tuba Ailesi .................................................................................................. 74

Page 6: r Üflemeli Çalgıların Yapısı ve Orkestradaki m Tekniklerinin ...nek.istanbul.edu.tr:4444/ekos/TEZ/40803.pdfSi bemol bas tuba..... 82 x KISALTMALAR Alm. Almanca ff fortissimo

vii

2.6.1. Yapısı .............................................................................................. 73

2.6.2. Türleri.............................................................................................. 77

2.6.2.1. Wagner tubası .................................................................... 77

2.6.2.2. Tenor Tubalar..................................................................... 78

2.6.2.3. Suzafon (Sousaphone)........................................................ 81

2.6.2.4. Bas Tubalar ........................................................................ 82

3. BAKIR ÜFLEMELİ ÇALGILARIN ORKESTRADAKİ

KULLANIM TEKNİKLERİ................................................................................ 83

3.1. Bakır Üflemeli Çalgıların Senfonik Orkestraya Girişi ve

Kullanımı ................................................................................................... 83

3.2. Bakır Üflemeli Çalgıların Senfonik Orkestrada Kullanımına

Örnekler ...................................................................................................... 87

3.2.1. Kornonun Senfonik Orkestrada Kullanımından

Örnekler .......................................................................................... 87

3.2.2. Trompetin Senfonik Orkestrada Kullanımından

Örnekler .......................................................................................... 89

3.2.3. Trombonun Senfonik Orkestrada Kullanımından

Örnekler .......................................................................................... 92

3.2.4. Tubanın Senfonik Orkestrada Kullanımından Örnekler ................. 96

SONUÇ ...................................................................................................................... 98

KAYNAKÇA............................................................................................................. 99

Page 7: r Üflemeli Çalgıların Yapısı ve Orkestradaki m Tekniklerinin ...nek.istanbul.edu.tr:4444/ekos/TEZ/40803.pdfSi bemol bas tuba..... 82 x KISALTMALAR Alm. Almanca ff fortissimo

viii

RESİM LİSTESİ Resim 1. Tutankamon’un mezarından çıkan trompetler .......................................... 3 Resim 2. Av Kornosu ............................................................................................... 4 Resim 3. Prince Pless Horn ...................................................................................... 4 Resim 4. Posta Kornosu ........................................................................................... 5 Resim 5. Boru (Bugle).............................................................................................. 5 Resim 6. Salphinx..................................................................................................... 6 Resim 7. Lituus ve antik trompetler ......................................................................... 6 Resim 8. Cornu......................................................................................................... 6 Resim 9. Rams Horn veya Shofar ............................................................................ 7 Resim 10. Zink ........................................................................................................... 8 Resim 11. Sackbut...................................................................................................... 9 Resim 12. Barok dönem trompetleri ....................................................................... 10 Resim 13. Halbmond (yarım-ay).............................................................................. 10 Resim 14. 1814’te Amerika kuzey-güney savaşında kullanılan Boru ..................... 11 Resim 15. Cornopean ............................................................................................... 13 Resim 16. Geriye dönük kalaklı, omuz üstü tasarımı Si bemol tenor

saks kornosu ............................................................................................ 17 Resim 17. Mi bemol Soprano Saks Kornosu ........................................................... 18 Resim 18. Tuşlu Trompet......................................................................................... 20 Resim 19. Sackbut.................................................................................................... 21 Resim 20. Soprano trombon.................................................................................... 23 Resim 21. Serpent..................................................................................................... 24 Resim 22. Kontrbas Anakonda ................................................................................ 26 Resim 23. Ofiklayde................................................................................................. 26 Resim 24. Suzafon.................................................................................................... 28 Resim 25. Korno....................................................................................................... 30 Resim 26. Trompet ................................................................................................... 31 Resim 27. Trombon. ................................................................................................. 31 Resim 28. Tuba......................................................................................................... 32 Resim 29. Ağızlıklar................................................................................................. 33 Resim 30. Ağızlığın anatomisi ................................................................................. 34 Resim 31. Çeşitli boyutlarda trombon ağızlıkları .................................................... 35 Resim 32. Trompet ağızlığı ...................................................................................... 35

Page 8: r Üflemeli Çalgıların Yapısı ve Orkestradaki m Tekniklerinin ...nek.istanbul.edu.tr:4444/ekos/TEZ/40803.pdfSi bemol bas tuba..... 82 x KISALTMALAR Alm. Almanca ff fortissimo

ix

Resim 33. Korno Surdini.......................................................................................... 44 Resim 34. Fa Korno.................................................................................................. 45 Resim 35. Si Bemol Korno....................................................................................... 45 Resim 36. Dört pistonlu Si Bemol – Fa Korno ........................................................ 46 Resim 37. Si bemol Trompet.................................................................................... 47 Resim 38. Piccolo trompet, Re trompet, Do trompet, Si bemol

trompet, Mi bemol bas trompet, Si bemol bas trompet, Si bemol kornet ve Si bemol Flügelhorn..................................................... 47

Resim 39. Trompette surdin ..................................................................................... 51 Resim 40. Doğal trompet.......................................................................................... 52 Resim 41. Doğal trompet.......................................................................................... 53 Resim 42. Do Trompet ............................................................................................. 55 Resim 43. Re Trompet............................................................................................. 55 Resim 44. Si Bemol Flügelhorn ............................................................................... 57 Resim 45. 1650’lerde kullanılan Av Borusu ............................................................ 58 Resim 46. Mi bemol Soprano Flügelhorn ................................................................ 59 Resim 47. Modern Kornet ........................................................................................ 60 Resim 48. Cornopean ya da Pistonlu Kornet ........................................................... 60 Resim 49. Trombon’da surdin.................................................................................. 66 Resim 50. Alto trombon ........................................................................................... 67 Resim 51. Tenor trombon......................................................................................... 68 Resim 52. Si bemol – Fa Ventilli Trombon ............................................................. 69 Resim 53. Bas trombon ............................................................................................ 70 Resim 54. Kontrabas trombon.................................................................................. 72 Resim 55. Pistonlu trombon ..................................................................................... 72 Resim 56. Wagner tubası.......................................................................................... 77 Resim 57. Si Bemol 4 Valfli Euphonium................................................................. 79 Resim 58. Bariton Korno......................................................................................... 79 Resim 59. Çift kalaklı Euphonium........................................................................... 80 Resim 60. JW Pepper’in Orijinal Suzafonu 1893 .................................................... 81 Resim 61. Modern Suzafon ...................................................................................... 81 Resim 62. Si bemol bas tuba .................................................................................... 82

Page 9: r Üflemeli Çalgıların Yapısı ve Orkestradaki m Tekniklerinin ...nek.istanbul.edu.tr:4444/ekos/TEZ/40803.pdfSi bemol bas tuba..... 82 x KISALTMALAR Alm. Almanca ff fortissimo

x

KISALTMALAR Alm. Almanca

ff fortissimo

fp fortepiano

Fran. Fransızca

İng. İngilizce

İsp. İspanyolca

İtal. İtalyanca

pp pianissimo

sfz sforzando

v.b. ve başka

Page 10: r Üflemeli Çalgıların Yapısı ve Orkestradaki m Tekniklerinin ...nek.istanbul.edu.tr:4444/ekos/TEZ/40803.pdfSi bemol bas tuba..... 82 x KISALTMALAR Alm. Almanca ff fortissimo

1

GİRİŞ

Bakır üflemeli çalgılar milattan önceye dayanan bir geçmişe sahip

olmalarına rağmen, gelişimlerini tamamlayıp bugünkü hallerini almaları XIX.yy.ın

ortalarına kadar sürmüştür. Bakır çalgıların ataları, hayvan boynuzlarından yapılmış

av borularıdır. Madenlerin bulunuşu ve kullanılmaya başlanması ile ilk madeni

borular üretilmiştir. Bu borular zamanla farklı formlarda gelişimlerine devam

etmişlerdir. Korno, trompet, trombon ve tuba günümüzdeki hallerine gelene dek pek

çok evrim geçirmişler ve farklı isimlerle anılmışlardır, hepsinin kendi içinde türleri

vardır. Savaşlardan dini müziğe, bandolardan senfonik orkestraya tarihte çeşitli

alanlarda ve farklı müzik türlerinde kullanılan bu çalgıların senfonik orkestraya tam

anlamıyla kabul edilmeleri XIX.yy.ın başlarında piston mekanizmasının bakır

çalgılarda uygulanmaya başlanması ile olmuştur. Her dönem değişen müzikal

anlayışlara ve beklentilere göre çalgıların orkestrada kullanımında değişiklikler

görülmüş ve bu da yapılarında ve boyutlarında birtakım farklılıkların ve ilavelerin

oluşmasına neden olmuştur. Bu çalışmada bakır üflemeli çalgıların tarihçesi, gelişimi

ve yapısal özellikleri karşılaştırmalar ve örneklemeler yapmak suretiyle ele alınmış

ve senfonik orkestra repertuarından alıntılarla bu anlatılanların daha sağlıklı bir

şekilde anlaşılabilmesi amaçlanmıştır.

Page 11: r Üflemeli Çalgıların Yapısı ve Orkestradaki m Tekniklerinin ...nek.istanbul.edu.tr:4444/ekos/TEZ/40803.pdfSi bemol bas tuba..... 82 x KISALTMALAR Alm. Almanca ff fortissimo

2

I) BAKIR ÜFLEMELİ ÇALGILARIN TARİHÇESİ

1.1. Bakır Üflemeli Çalgıların Doğuşu ve Tarihsel

Gelişmelerine Genel Bakış

1.1.1. Bakır Üflemeli Çalgıların Doğuşu

Bakır üflemeli çalgıların kökeni tarih öncesi devirlere kadar uzanır. Tarih

öncesi çağlarda sesin, bir boru aracılığıyla büyütülüp uzaklara iletilmesi, bu

çalgıların doğuş nedenidir. Borularla bağırıp şarkı söyleyerek kötü ruhlar korkutulup,

işaretler verilmiştir. İlk insanlar, değişik şekilli borulardan (boynuz, deniz kabuğu

veya tahtadan boru) farklı sesler çıktığını görmüşlerdir. Bu borular üflemeli

çalgıların ataları oldular. Avustralya yerlilerinin ‘didgeridoo’ dedikleri uzun tahta

borular ve deniz hayvanı kabukları, ilk olarak Avrupa’da işaret vermek için

kullanılan ‘Alp kornoları’, günümüzde de bu çalgılardan yaşamlarını sürdürenlerdir.

Uygarlığın gelişimi ve çeşitli madenlerin bulunuşu, bakır ve pirinç alaşımlı

üflemeli çalgıların doğuşuna ve gelişmesine yol açmıştır. Madenlerin üflemeli çalgı

yapımında kullanılmaya başlanması ve metal boruların bükülebilir hale gelmesiyle

günümüzde görülen üflemeli çalgı şekilleri ortaya çıktı.

Savaş çağrısı, av, dans ve eğlence amacıyla genellikle güçlü ve yüksek sese

sahip çalgılar tercih edilmiştir. Minyatürlerde çoğu kez hayvan boynuzundan

yapılmış küçük çalgılara rastlanmıştır. Savaşlarda düşman, büyük hayvan

boynuzlarından yapılmış çalgıların sesleriyle korkutulmuştur.

Eski Mısır’da, askerlerin tempolu bir şekilde yürürken çaldıkları düşünülen,

tahta, bronz ve gümüşten yapılmış kısa ve düz üflemeli çalgılar bulunmuş ve

günümüze ulaşabilmiş en eski madeni çalgılar, eski Mısır Firavunu Tutankamon’un

mezarında bulunan trompete benzer bir şekle sahip iki çalgıdır.

Page 12: r Üflemeli Çalgıların Yapısı ve Orkestradaki m Tekniklerinin ...nek.istanbul.edu.tr:4444/ekos/TEZ/40803.pdfSi bemol bas tuba..... 82 x KISALTMALAR Alm. Almanca ff fortissimo

3

Resim 1. Tutankamon’un mezarından çıkan trompetler1

Mısır’da M.Ö. 1400’lerde bir firavunun başka bir ülkenin kralına

armağanları arasında altın ve değerli taşlarla süslü kornoya benzer çalgılara, M.Ö.

1000 yıllarına ait bronz trompetlere de Danimarka’da rastlanmıştır. Bu çalgılar

XX.yy.da bulunmuştur.

1.1.2. Tarihsel Dönemlerde Bakır Üflemeli Çalgılarda

Görülen Gelişmeler

1.1.2.1. Rönesans Öncesi ve Rönesans

Bakır üflemeli çalgıların en temel hali olan boru, tarihte ilk olarak görülen

bakır çalgıdır. Boru dışarıya doğru açılan konik bir yapıya sahiptir. Boru, ‘Bugle’

teriminin orijinali Fransızca ‘buculus’ ten gelir. Kelime anlamı genç boğadır. İlk

borular hayvan boynuzlarından yapılmıştır. Geleneksel adı av kornosudur.

1 http://www.brasshistory.com

Page 13: r Üflemeli Çalgıların Yapısı ve Orkestradaki m Tekniklerinin ...nek.istanbul.edu.tr:4444/ekos/TEZ/40803.pdfSi bemol bas tuba..... 82 x KISALTMALAR Alm. Almanca ff fortissimo

4

Resim 2. Av Kornosu1

Hayvan av sırasında öldürüldüğünde av kornoları ile bu ölüm kutlanarak

hayvan sesleri taklit edilmiştir. Av kornosuna bir örnek aşağıda örnekleri görülen

‘Prince Pless Horn’ dur.

Resim 3. Prince Pless Horn2

Posta kornoları, av kornolarından daha uzun çalgılardır. Atlı postacıların

haberleşmesi amacıyla kullanılmıştır. Bu çalgılar eski dönemde pek çok resimde

tasvir edilmiştir.

1 http://www.brasshistory.com 2 http://www.brasshistory.com

Page 14: r Üflemeli Çalgıların Yapısı ve Orkestradaki m Tekniklerinin ...nek.istanbul.edu.tr:4444/ekos/TEZ/40803.pdfSi bemol bas tuba..... 82 x KISALTMALAR Alm. Almanca ff fortissimo

5

Resim 4. Posta Kornosu1

Günümüzde boru kelimesi kulis ve piston mekanizması olmayan çalgılar

için hala kullanılmaktadır.

Resim 5: Boru (Bugle)2

İlk çağlarda trompet biçimindeki çalgıların dışarıya doğru açılmayan bir

çanı ve çalgıdan ayrı bir ağızlığının olmadığı görülür. Bu trompetler genellikle doğal

ses özellikleri dışında kaba sesler çıkarılması sağlanarak kötü ruhları korkutmak için

kullanılmıştır.

İlkel çağlarda trompet, dini törenlerde ve büyü ayinlerinde kullanılmıştır.

Erkeksi ve baskın bir karakteri temsil eden bir ses yapısına sahiptir. Gün doğumu,

gün batımı ve cenazelerde çalınması gelenek haline gelmiştir.

1 http://www.brasshistory.com 2 http://home.earthlink.net/~tenorhorn/cornethistory.html

Page 15: r Üflemeli Çalgıların Yapısı ve Orkestradaki m Tekniklerinin ...nek.istanbul.edu.tr:4444/ekos/TEZ/40803.pdfSi bemol bas tuba..... 82 x KISALTMALAR Alm. Almanca ff fortissimo

6

Bakır üflemeli çalgıların ilk örnekleri olan düz trompetler tahtadan,

bronzdan veya gümüştendir. Aşağıda da görülen Yunanistan’da bulunmuş olan

‘Salphinx’ ve Roma tubası ‘Lituus’ ve ‘Buccina’ gibi.

Resim 6. Salphinx1 Resim 7. Lituus ve antik trompetler2

Diğer bir ilk dönem bakır üflemeli çalgı olan korno, bronzdan ve hayvan

boynuzundan yapılmıştır. İskandinavya ‘Lur’u ve aşağıda da görülen Roma

‘Cornu’su bu döneme ait korno türlerindendir.

Resim 8. Cornu3

1 http://www.brasshistory.com 2 http://www.brasshistory.com 3 http://www.brasshistory.com

Page 16: r Üflemeli Çalgıların Yapısı ve Orkestradaki m Tekniklerinin ...nek.istanbul.edu.tr:4444/ekos/TEZ/40803.pdfSi bemol bas tuba..... 82 x KISALTMALAR Alm. Almanca ff fortissimo

7

Yahudi törenlerinde halen kullanılan en eski üflemeli çalgılardan biri de

‘Schofar’ dır. Aşağıda da görülen The Rams Horn (Schofar), Yahudilerin yeni yıl

kutlamalarında günümüzde de kullanılmakta olan bir çalgıdır. Schofar, kurban

edilmiş bir keçi veya koyunun boynuzundan yapılır. İlkel çağlarda yaşamış Kral

David zamanında bir ezginin sürekli aynı tempoda çalınmasını sağlamıştır.

Resim 9. Rams Horn veya Shofar1

M.Ö. 396’da eski Yunanistan’da olimpiyat oyunlarında trompet çalma

yarışmaları düzenlenmiştir. Bu dönemde kullanılan Yunan trompetleri, ‘Salphinx’

dir. Salphinx, 157 cm. uzunluğundadır ve 13 tane silindirik parçadan oluşur, her bir

parçası fildişinden yapılmıştır. Çan kısmı ve ağızlığı bronzdur.

Roma döneminde askerler, trompetin yanı sıra tubaya benzer bir çalgı da

kullanmıştır. Tubalar konik yapıda, 117 cm. uzunluğundadır ve kıvrımlı bir yapıları

yoktur. Roma döneminde kullanılan bir diğer çalgı da ‘Buccina’ dır, ‘J’ şeklindedir

ve görüntüsü hayvan boynuzunu andırır. ‘Cornu’ ‘G’ şeklindedir, günümüz

kornosuna benzer bir şekli vardır ve çalınırken çan kısmı omuzun üstünden

dolaşmaktadır.

X. yy.da görülen ve küçük korno olarak da adlandırılan Zink (cornett) hem

tahta hem de bakır üflemeli melez bir çalgıdır.

1 http://www.brasshistory.com

Page 17: r Üflemeli Çalgıların Yapısı ve Orkestradaki m Tekniklerinin ...nek.istanbul.edu.tr:4444/ekos/TEZ/40803.pdfSi bemol bas tuba..... 82 x KISALTMALAR Alm. Almanca ff fortissimo

8

Resim 10. Zink1

Parmak deliklerinin bulunması onu tahta üflemeli ailesine, huni biçimli

ağızlığı ise bakır üflemeli ailesine yakınlaştırır. Döneme özgü çalgıları çalan erken

dönem müzik meraklılarının dışında günümüzde artık kullanılmayan bir çalgı olan

Zink, X.yy.da çok itibar edilmiş bir çalgıdır. Parmak pozisyonları itibariyle idare

edilmesi güç, ama insan sesine yakınlığı nedeniyle tercih edilen bir çalgı olmuştur.

Düz biçimlerinin de mevcut olmasına rağmen Zink, görünüşte hafif kıvrımlıdır.

Genellikle deri kıvrımlı tahtadan yapılmıştır. Bu çalgı, boynuz ya da tahtadan

yapılmış, dudak titreşimli üflemeli bir çalgı olup ağızlık ile veya ağızlık olmadan

çalınır. Ağızlığın mevcut olmadığı durumlarda ağızlık, çalgının içine oyulmuştur.

XVIII.yy.ın sonlarına doğru Zink yerini Barok trombon ve obualara bırakarak

tamamen gözden kaybolmuştur. Zink’in bas modelinin, tuba ailesinin ataları olan

serpent’in atası olduğu, serpent’in ise tubayı ortaya çıkaran ofiklayde’ye dönüştüğü

bilinmektedir.

Rönesans’ta bakır üflemeli çalgılar büyük gelişme göstermiştir. 1400-1413

yılları arasında ‘S’ şekilli bilinen en eski trompet geliştirilmiştir. Bu dönemde en çok

kullanılan bakır üflemeli çalgı trompettir, neredeyse her eserde trompet yer almıştır.

1450’lerde kulisli trompetten trombonun atası olan bir çalgı ortaya çıkmıştır ve bu

yeni çalgının adı ‘Sackbut’ dur. Çalgının kulisinin hareket ettirilmesiyle farklı sesler

elde edilir.

1 http://www.brasshistory.com

Page 18: r Üflemeli Çalgıların Yapısı ve Orkestradaki m Tekniklerinin ...nek.istanbul.edu.tr:4444/ekos/TEZ/40803.pdfSi bemol bas tuba..... 82 x KISALTMALAR Alm. Almanca ff fortissimo

9

Resim 11. Sackbut1

1500’lerde trompet gruplarından elde edilen seslerdeki armonik çeşitlilik

çok azdır, bu yüzden icracılar, çalgılarından ya sürekli ince ya da sürekli kalın sesler

elde etmeye ve bu konuda ustalaşmaya yönelmişlerdir.

Korno bu dönemde müzikal gelişimini tam olarak tamamlayamamış fakat

doğal korno olarak sıklıkla kullanılmıştır.

1597’de İtalyan besteci Giovanni Gabrieli bakır üflemeli çalgılar için

bilinen en eski parçayı yazmıştır, ‘Sonata piano forte’.

1.1.2.2. XVII. Yüzyıl

Bu yüzyılda bakır üflemeli çalgılar için çok önemli gelişmeler görülmüştür.

1600’lerde Nürnberg’li çalgı yapımcıları doğal trompetten tiz seslerde daha iyi bir

sonuç alabilmek için çalgının bazı fonksiyonlarını geliştirerek daha çok üst

oktavlarda çalınmasını kolaylaştıran ‘clarin üfleme tekniği’ni ortaya çıkarmışlar ve

bu çalış tarzı Barok dönemin sonuna dek kadar devam etmiştir. Bu dönemde

G.Torelli, D. Gabrielli ve G. Perti trompete bu stilde solo konçertolar yazmışlardır.

1 http://www.brasshistory.com

Page 19: r Üflemeli Çalgıların Yapısı ve Orkestradaki m Tekniklerinin ...nek.istanbul.edu.tr:4444/ekos/TEZ/40803.pdfSi bemol bas tuba..... 82 x KISALTMALAR Alm. Almanca ff fortissimo

10

Resim 12. Barok dönem trompetleri1

Trombon, ‘Sackbut’ adıyla pek çok alanda kullanılmıştır Oda müziği

topluluklarında ve saray bandolarında sıkça yer almıştır. Trombonun en çok

kullanıldığı alan, insan sesini desteklemek etmek için kullanıldığı kilise müziğidir.

Askeri alanda boru ve trompetler haberleşmek ve sinyal vermek için

kullanılmıştır. Askeriyede kullanılan ilk borular deri bir askılık ve geniş bir yarım

daire şeklindedir. Bakırdan yapılmış ve çalgıyı taşımaya yarayan ‘T’ şeklinde bir

kayışa sahiptir.

Resim 13. Halbmond (yarım-ay)2

1 http://www.brasshistory.com 2 http://www.brasshistory.com

Page 20: r Üflemeli Çalgıların Yapısı ve Orkestradaki m Tekniklerinin ...nek.istanbul.edu.tr:4444/ekos/TEZ/40803.pdfSi bemol bas tuba..... 82 x KISALTMALAR Alm. Almanca ff fortissimo

11

Savaş alanlarında askerlere cesaret vermek için trompet gruplarının çaldığı

tarihsel kayıtlarda mevcuttur. Boru ve trompetler askeri alanda her zaman

kullanılmıştır, fakat en zirvede oldukları dönem Birinci Dünya Savaşı’ dır.

Resim 14. 1814’te Amerika kuzey-güney savaşında kullanılan Boru1

Bu yüzyılda korno, tam anlamıyla müzikal bir çalgı olarak kullanılmasa da

örneğin operalardaki av sahnelerinde av kornoları kullanılmıştır. Bu dönemde

trompet de korno gibi sadece sahip olduğu armonik dizisinin seslerini

çıkarabilmektedir.

1.1.2.3. XVIII. Yüzyıl

Bu dönemde korno çok büyük bir gelişme göstermiştir. 1700-1710 yılları

arasında Viyana’lı çalgı yapımcısı Michael Leichnambschneider, kornoya farklı

tonlarda çalabilmesi için ilk defa piston mekanizmasını ilave eden kişidir. Besteci

Reinhard Keiser ise senfonik orkestrada 1705 yılında ‘Octavia’ operasında kornoyu

ilk kez kullanan kişi olmuştur. Georg Frederic Handel 1717’de yazdığı ‘Water

Music’ de iki kornoya yer vermiştir. Joseph Haydn 1762’de ilk korno konçertosunu

yazan bestecidir.

Besteciler bu dönemde trombon için de solo eserler yazmışlardır.

C.Wagenseil, J. Albrechtberger, J. Haydn ve L.Mozart bu dönemde alto trombon için

eserler bestelemiştir. 1 http://www.brasshistory.com

Page 21: r Üflemeli Çalgıların Yapısı ve Orkestradaki m Tekniklerinin ...nek.istanbul.edu.tr:4444/ekos/TEZ/40803.pdfSi bemol bas tuba..... 82 x KISALTMALAR Alm. Almanca ff fortissimo

12

XVIII. yy.da Barok Trompet için yazılmış eserler J.S.Bach ile doruğa

ulaşmıştır. 1760’lara doğru ise clarin üfleme tekniğiyle trompet çalışı eskisi kadar

tercih edilmemiştir.

1.1.2.4. XIX. Yüzyıl

Bu dönemde bakır üflemeli çalgıların gelişimde bir devrim sayılabilecek

olan piston mekanizması kullanılmaya başlanmıştır. Sistemin esası, çalgının içinde

hava dolaşımını sağlayan borunun uzunluğunu değiştirerek, istenen sesi elde

edebilme esasına dayanır. Bu sistem tüm bakır üflemeli çalgılar için geçerlidir.

Pistonların 1815-1817 yılları arasında Heinrich Stözel tarafından bulunduğu

zannedilmektedir. Bu yüzyılda bakır üflemeli çalgılar için bu döneme kadar olmuş

gelişmeler ışığında, edebiyatlarındaki en güzel eserler yazılmıştır.

‘Ophicleide’ Parisli çalgı yapımcısı Halary tarafından 1817’de yapılmıştır.

Bir diğer önemli adım trompet ve borunun kromatik çalgılar haline gelmesidir.

H.Berlioz 1826’da bir uvertürü olan ‘Les frans-juges’ de pistonlu trompeti

1835’de Halevy ‘La juive’ adlı eserinde pistonlu kornoyu kullanmıştır. Kornet,

1828’de Jean Louis Antonie tarafından geliştirilmiştir. Kromatikleşmesinin verdiği

kıvraklıkla ve ajilitesiyle popüler bir çalgı olmuştur. 1828’de pistonlu trombon

geliştirilerek küçük orkestralarda ve gruplarda kullanılmaya başlamıştır. Bu

dönemde bas trombonun ses hacmini arttırmak amacıyla kalak genişletilmiş, bu

teknik daha sonra tenor trombona da uygulanmıştır.

1835’de ilk tuba, beş pistonlu bir fa tubadır ve Berlin’li çalgı yapımcıları

Wilhelm Wieprecht ve Johann Gottfried tarafından geliştirilmiştir. Tenor tuba

1838’de Moritz tarafından, Euphonium 1843’de Sommer ve Weimer tarafından

geliştirilmiştir.

1840’larda tuşlu borular oldukça popülerdir ve bu sırada A.B.D.’de pistonlu

bakır çalgılar üretilmeye başlanmıştır. 1843’e gelindiğinde Adolph Sax Paris’de

Wieprecht-Moritz tarzı Tubalar üretmektedir. Fakat tuba üzerindeki çalışmaları,

onun adını taşıyan üflemeli çalgıların yanında oldukça kısıtlı kalmıştır. Görünüşteki

hedefi, bütün türleri içeren çok geniş bir üflemeli çalgı yelpazesine sahip entegre bir

Page 22: r Üflemeli Çalgıların Yapısı ve Orkestradaki m Tekniklerinin ...nek.istanbul.edu.tr:4444/ekos/TEZ/40803.pdfSi bemol bas tuba..... 82 x KISALTMALAR Alm. Almanca ff fortissimo

13

aile oluşturmaktır. Bunu başarmak için tüm çalgıları için temel aldığı tek tip bir

tasarım seçmiştir. Bu temel tasarım kornetin ataları olan pistonlu borazan ya da diğer

adıyla ‘cornopean’ın hava kanalı profilidir.

Resim 15. Cornopean1

1890’ların sonuna doğru senfonik orkestrada kullanılan modern trompet si

bemol tonundaki son halini almıştır.

Yapılarındaki gelişmeler ve teknik becerilerinin artması, birçok bestecinin

bakır üflemeli çalgıları eserlerinde daha fazla kullanmalarına yol açmıştır. L.v.

Beethoven trombonu senfonik orkestrada ilk kez kullanan bestecidir. Beşinci ve

dokuzuncu senfonilerinde trombonlara yer vermiştir.

1864 yılında J.B.Arban bakır üflemeli çalgı icracıları için teknik çalışmaları

içeren ‘Complete Conservatory Method’ kitabını çıkarmıştır. Aslında trompet ve

kornet öğrencileri için yazılmış olan bu metot, bütün bakır üflemeli çalgı

icracılarının yaralanabileceği şekilde uyarlanarak tekrar basılıp günümüzde de halen

en çok kullanılan çalışma kitabı haline gelmiştir.

1.1.2.5. XX. Yüzyıl

Bakır üflemeli çalgılar bu yüzyılda da gelişim göstermeye devam etmiş,

Belçika firması Mahillon, si bemol piccolo trompeti 1905’de geliştirmiştir. Bu çalgı,

özellikle Bach’ın ikinci Brandenburg Konçertosu ve clarin tarzı trompet çalışı

1 http://home.earthlink.net/~tenorhorn/flugelhistory.html

Page 23: r Üflemeli Çalgıların Yapısı ve Orkestradaki m Tekniklerinin ...nek.istanbul.edu.tr:4444/ekos/TEZ/40803.pdfSi bemol bas tuba..... 82 x KISALTMALAR Alm. Almanca ff fortissimo

14

içindir. 1950’lerde Amerika’lı bas tromboncular, ventilli bas trombonda daha kalın

ve bas sesler elde edebilmek için ikinci bir ventil ilave etmişlerdir. Bu dönemde R.

Strauss ‘2. Korno Konçertosu’ nu, de R.V.Williams ‘Bas tuba Konçertoso’nu, E.

Bozza trombon için oldukça modern bir eser olan “Ballade”yi, E. Ewazen “bas

trombon ve tuba konçertosu”nu ve H. Tomasi “Trombon Konçertosu”nu yazan

bestecilerdir.

1.2. Senfonik Orkestralarda Kullanılan Bakır Üflemeli Çalgı

Türlerinin Tarihsel Olarak İncelenmesi

Günümüz senfoni orkestralarında bakır üflemeli çalgı topluluğu dört korno,

iki trompet, üç trombon ve bir tubadan oluşmaktadır. Bakır üflemeli çalgılar ailesine

dahil diğer çalgılar (kornet, flügelhorn, euphonium, Wagner Tubası vb.) belli

eserlerde nadiren kullanılmıştır. Bazı besteciler bu çalgıları eserlerinde kullanmış

olsalar da, senfonik orkestranın daimi elemanı olamamışlardır. Bu yüzden senfonik

orkestralarda kullanılan bakır üflemeli çalgıları korno, trompet, trombon ve tuba

ailesi olarak sınıflandırmak daha uygundur.

1.2.1. Korno’nun Tarihçesi

Korno, avcılara yol göstermek, işaret vermek, neşeli ezgiler çalmak için

kullanılan uzun bir av borusundan ortaya çıkmıştır. Eski çağlarda kornolar, zamanla

içi boşalan hayvan boynuzlarından yapılmıştır. Boğanın boynuzu av sırasında

haberleşme amaçlı kullanılmıştır. Aynı şekilde bu boynuz ava çağrı işlevi de

görmüştür. Boğanın boynuzu, iyi iletilebilen düşük frekanslı bir ses tipine sahiptir.

Yazılı tarihin başlangıcından itibaren kornoya benzer şekilde çalgıların özellikle

Sami ve Arap toplulukları tarafından çeşitli dini olaylarda kullanıldığı görülmüştür.

Ortaçağda korno, sinyaller göndermek ve toplulukları bir araya getirmek

işlevi görmüş, daha sonra Avrupa’da av partilerinde kendine yer bulmuştur. Bu ilk

kornolar, eski şekillerini kaybederek çembersel bir biçim almış ve böylece boruları

daha da uzamıştır. Bunların sonucunda oluşan çembersel biçim kornonun

Page 24: r Üflemeli Çalgıların Yapısı ve Orkestradaki m Tekniklerinin ...nek.istanbul.edu.tr:4444/ekos/TEZ/40803.pdfSi bemol bas tuba..... 82 x KISALTMALAR Alm. Almanca ff fortissimo

15

günümüzdeki modern halini almasını sağlamıştır. İnsanoğlu bakır, çinko, demir,

kalay, altın ve gümüş gibi yumuşak metallerle çalışmayı ve onlardan alaşım yapmayı

öğrenince kornolar önce bu metallerle dekore edilip süslenmiş, daha sonra da

tamamen o metallerden üretilir hale gelmiştir. Zamanla esas olarak avlanmayla

bağdaştırılsa da metal korno hem avda hem de savaşta kullanılmıştır. Mahareti,

küçük, kolay taşınabilir boyutu ve sesinin savaşın gürültü ve karmaşasını

bastırabilmesi nedeniyle ilk borular aslında askeri çalgılardır.

Kornonun senfonik bir orkestrada en erken kullanılmaya başladığı dönem

1700’lü yılların başında Almanya ve İngiltere’de olmuştur. Bu yüzden adına neden

Fransız kornosu dendiği bir gizemdir. İlk korno partisyonları av borularının çıkardığı

sesleri tasvir etmek için kullanılmıştır. Doğal korno, kalak içine yerleştirilen elin usta

bir hareketiyle tam bir kromatik gamı çalabilmektedir.

Korno, av gezilerinden çıkıp orkestrada ilk kez kullanılmaya başlandığında

keman ve obua gruplarına pek uymayacağı görüşüyle, kaba bir çalgı sayılmıştır.

Ancak J.S. Bach’ın 1721’de “Brandenburg Konçertosu”na iki korno eklemesiyle bu

çalgı orkestrada kendini kabul ettirmiştir. Bundan hemen sonra Mozart, korno için üç

konçerto yazmıştır.

‘XIX..yy.ın sonlarına kadar orkestrada kullanılan doğal korno, dudak

basıncını değiştirmek suretiyle armonik seri seslerini verebiliyordu. XIX. yy

ortalarına kadar korno partilerini do tonunda yazmak gerekliydi, fakat besteci, fa

veya sol korno diye belirtirse kornoya takılan ek boru ile istenen sesler elde

edilebiliyordu. Bu durumda orkestra şefinin partiyi transpose ederek takip etmesi

gerekiyordu.’1

Haydn ve Mozart döneminde, orkestrada iki korno kullanma eğilimi vardır.

Fakat biri si bemol, diğeri sol korno dur. Aynı bölüm içinde kornolarda değişiklik

yapmak da gerekibilir. Örneğin, Mozart’ın ‘Don Giovanni’ operasında 35 defa korno

değişimi söz konusudur. Kornoda piston sistemi 1818’de uygulanmaya başlanmıştır.

Piston ilaveli korno ile transposeye hiç gerek kalmadan tüm korno partileri fa korno

ile seslendirilebilir.

1 Emel Çelebioğlu, Tarihsel Açıdan Evrensel Müziğe Giriş, İstanbul, Üçdal Neşriyat,1986, s.291.

Page 25: r Üflemeli Çalgıların Yapısı ve Orkestradaki m Tekniklerinin ...nek.istanbul.edu.tr:4444/ekos/TEZ/40803.pdfSi bemol bas tuba..... 82 x KISALTMALAR Alm. Almanca ff fortissimo

16

İlk tuşlu borazanların icadından sonra 1800’lü yıllarda İrlanda’da Joseph

Halliday, tuşlu borazana askeri kumandanı Kent Dükü’nün şerefine ‘Kent Kornosu’

ya da ‘Kral Kent’ adını vermiştir. Küçük oluşu ve kullanım kolaylığı yüzünden bu

çalgı askeri bandolarda çok popüler hale gelmiştir.

1840’ların başında Adolphe Sax pistonlu boru ya da daha bilinen adı Sax

kornolarını üretmiştir. Bu çalgılar mı bemol soprano ve mi bemol bas arasında çeşitli

türlere sahiptir. Bu çalgılar geleneksel İngiliz bandolarının vazgeçilmez üyeleridir.

En tiz tonlar için mi bemol soprano ve si bemol saks kornoları geliştirilmiştir.

Adolphe Sax ilk kornolarını 1844’te Paris’te tanıtmıştır. İçlerinde tabii ki ilk tenor

korno da mevcuttur, fakat bu aşamada ilk hali tuşlu bir boru halindedir; sadece bas

çalgıların valfleri vardır. 1850 yılında çoktan çeşitli valfli çalgıları satmaya

başlamıştır. Bunların içinde dairesel soprano kornetten bakır çalgılara, hem omuz

üstü pozisyonda ve daha popüler olan kalağın yukarda olduğu biçimdeki baslara

kadar bir çok çalgı mevcuttur. Bu çalgılardan tenor, bariton ve bas korno gibi bazı

modelleri günümüze kadar iç tasarımlarında çok az değişime uğrayarak gelmişlerdir.

Genel anlamda, Sax kornoları kornet ailesine ait bir çanaklı ağızlık

kullanan, ses aralığı mı bemol soprano’dan Si bemol bas’a kadar uzanan konik

borulu çalgılardır. Konik boru, tüm uzunluğu boyunca çapı değişim gösteren bir boru

çeşididir.

Ağızlıklar çeşitli tasarımlarda üretilmektedir. Ballad kornosu, Fransız

kornosu ve Flügelhorn “huni” şekilli bir ağızlık kullanırlar.

Kalakları geriye doğru dönük, omuz üstü tasarımdaki bakır çalgılar bugünkü

anlayışa pek uymamaktadır, fakat bu tasarımın basit ve pratik bir amacı vardır.

Bando, ordunun önünde marş çalarak yürüdüğü zaman askerlerin müziği rahat

duyabilmeleri, dolayısıyla da düzgün adım atabilmeleri için Sax, çalgıları direkt

olarak arka tarafa, askerlere doğru seslenecek şekilde tasarlamıştır. Aynı zamanda

icracıya çok büyük bir avantaj olarak da bu sayede çalgının omuz üzerinde ağırlığını

tam olarak dengeleyebilmesi sağlanmıştır.

Page 26: r Üflemeli Çalgıların Yapısı ve Orkestradaki m Tekniklerinin ...nek.istanbul.edu.tr:4444/ekos/TEZ/40803.pdfSi bemol bas tuba..... 82 x KISALTMALAR Alm. Almanca ff fortissimo

17

Resim 16. Geriye dönük kalaklı, omuz üstü tasarımı Si bemol tenor sax kornosu1

Kornoyu dengelemenin bir başka yöntemi de, tabii ki kalağı dikey

pozisyonda tasarlamak olmuştur. Konser salonunda böyle bir biçimin başka bir

avantajı daha vardır: ses seyirciye doğru direkt olarak gitmediği için daha homojen

bir tını elde edilmektedir.

Modern Tenor Korno yaygın olarak iki şekilde karşımıza çıkmaktadır: kalak

borusu başlangıcının valflerin üstünde dönerek geldiği şekil ki bu genelde daha ucuz

olan modellerle ilişkilendirilen bir şekildir ve bir diğeri de borunun bir kere

döndürülmesiyle, valflerin kalak borusunun üstünde bırakıldığı şekildir. Bu da doğal

olarak daha pahalı çalgılarda görülmektedir.

Modern tenor korno bu genel şekli daha küçük boyutta korur. Giriş borusu

doğruca valf takımının içinden geçip karşı tarafından çıkar, fakat bu sefer bir 25 cm

aşağı düştükten sonra yukarı doğru bir kez daha kıvrılarak yaklaşık 13 cm çapında

bir kavisi izler. Tekrar yukarı doğru sonlanmadan önce yaklaşık 38 cm aşağı düşer.

Yukarı doğru yaklaşık 17 cm’lik bir kavisten sonra yukarıda kalakta sonlanır.

Bu tasarım, kornonun performans karakteristiklerini ve entonasyonunu

korurken yüksekliğini büyük ölçüde azaltmıştır. Avantajları ise çalgının daha küçük

olmasından dolayı taşınabilme kolaylığı ve hasara daha az maruz kalma riski

olmasıdır.

Modern Sax kornosunun kalağı da uzun dar bir koniye benzeyen

orijinalinden farklıdır. Modern kalak daha geniştir, kalak borusu ise sona doğru daha

dardır.

1 http://home.earthlink.net/~tenorhorn/baritonehistory.html

Page 27: r Üflemeli Çalgıların Yapısı ve Orkestradaki m Tekniklerinin ...nek.istanbul.edu.tr:4444/ekos/TEZ/40803.pdfSi bemol bas tuba..... 82 x KISALTMALAR Alm. Almanca ff fortissimo

18

Resim 17. Mi bemol Soprano Saks Kornosu1

Bu çalgıların sarmal, dikey ve omuz üstü olarak çeşitli türleri

bulunmaktadır. Si bemol olandan alto olarak da söz edilir. Yine de saks kornolarına

dair kesin çok az bilgi vardır.

Orkestral müzikte kornonun özellikleri ve önemi XVIII.yy Mozart

operalarında ve XIX.yy. senfoni orkestralarında tam olarak anlaşılmış ve korno

senfonik orkestradaki gerçek yerini bulmuştur.

Piston mekanizmasının kornoda kullanılmaya başlanması ile korno, istenen

ses aralığında rahatlıkla çalınmaya başlamış ve böylece senfonik orkestrada daha

fazla kullanılmıştır. Günümüzdeki modern halini yani çift korno dediğimiz si

bemol/fa korno haline gelmesiyle de gelişimini tamamlamıştır.

Kornonun senfonik orkestraya kattığı değer, farklı işlevleriyle açıktır. Oda

müziğinde bazen bir tahta üflemeli çalgı görevi görmüş, bazen de bakır üflemeliler

arasında çok önemli görevler yüklenmiştir. Beethoven dönemine kadar çok önemli

sololarda kullanılmamış olsa da, Haydn’ın korno, keman ve viyolonsel için triosu,

Mozart’ın kornolu beşlisi, Beethoven’in korno için sonatı, Spohr’ın yaylılar, klarnet

ve iki korno için sekizlisi, Schumann’ın korno için Allegro ve Adagio’su, Brahms’ın

korno, keman ve piyano için triosu, R.Strauss’un korno konçertosu, korno

edebiyatının başlıca eserlerindendir.

1 http://home.earthlink.net/~tenorhorn/baritonehistory.html

Page 28: r Üflemeli Çalgıların Yapısı ve Orkestradaki m Tekniklerinin ...nek.istanbul.edu.tr:4444/ekos/TEZ/40803.pdfSi bemol bas tuba..... 82 x KISALTMALAR Alm. Almanca ff fortissimo

19

1.2.2. Trompet’in Tarihçesi

“Trompetin kullanımı insanlık tarihinin ilk dönemlerine kadar uzanır.

M.Ö.1352’de ölmüş olan eski Mısır firavunu Tutankamon’un mezarında gümüşten

yapılmış bir trompet bulunmuştur. M.Ö.1000 yıllarına ait bronz trompetlere de

Danimarka’da rastlanmıştır.”1

M.Ö. 400’de eski Yunanlılar trompet yarışmaları düzenlemişlerdir. Roma

dönemi heykellerinde trompet çalanların figürlerine rastlanır.

Avda ve askeri alanda kullanılan borular zaman içinde gelişme göstermiştir.

Borular ve ilk doğal trompetler büyük benzerlik gösterir. Borular gibi doğal

trompette çok az sayıda ses çıkarabilme özelliğine sahiptir. Bu yüzden ilk trompetler,

piston mekanizması ilave edilene dek orkestra eserlerinden çok, savaşlarda ve

bandolarda kullanılmıştır.

Senfonik orkestraya girişi ise XVII.yy.ın başlarında gerçekleşmiştir.

Monteverdi’nin ‘Orpheus’ operasında beş trompet için yazılmış bir bölüm

vardır.(1607) Bu yüzyılın sonlarına doğru iyice tanınan trompeti Alman bestecilerde

orkestra eserlerinde kullanmaya başlamışlardır. J.S. Bach ve F.Haendel trompet için

süslü notaların bulunduğu dönemin karakteristiğini yansıtan parçalar yazmışlardır.

İngiltere’nin büyük bestecilerinden Henry Purcell, yapıtlarında trompete oldukça yer

vermiştir.

İlk tuşlu trompet, 40 cm. uzunluğundadır. Bu çalgının daha iyi

anlaşılabilmesi için saksofon ve doğal trompetin melezi bir çalgı düşünmek gerekir.

Dokuz veya beş tuşu vardır, bu tuşlar hareket ettirilerek çeşitli kombinasyonlar

yaratılır. J.Haydn ve J.N.Hummel, tuşlu trompete konçertolar yazdılar. Tuşlu

trompeti ilk olarak 1801’de Viyana’da Anton Weidinger isimli bir saray trompetçisi

kullanmıştır.

1 Çelebioğlu, Tarihsel Açıdan Evrensel Müziğe Giriş, s.289.

Page 29: r Üflemeli Çalgıların Yapısı ve Orkestradaki m Tekniklerinin ...nek.istanbul.edu.tr:4444/ekos/TEZ/40803.pdfSi bemol bas tuba..... 82 x KISALTMALAR Alm. Almanca ff fortissimo

20

Resim 18. Tuşlu Trompet1

“Haydn ve Mozart trompeti daha az melodik, ama daha fazla armonik bir

çalgı olarak değerlendirmişlerdir. Beethoven ile trompetin müzikteki rolü gelişme

göstermiştir. Ancak bu dönemde hala doğal trompetin kullanımı trompetçiler için

zorluk yaratıyordu. Blühmel ve Stölzel’in valf sistemini bulmasından sonra A.Sax,

Perinet ve Dr J.P.Oates tarafından geliştirilen sistem ile trompet günümüzdeki halini

almıştır. Pistonlu trompetin orkestradaki ilk kullanımı 1835’de Halevy’in ‘La Jueve’

dedir.”2

Trompetin orkestradaki öneminin tam olarak anlaşılması R.Wagner ile oldu

denebilir. Wagner, yapıtlarında genellikle üç trompet kullanmış, hatta ‘Tannhauser’

adlı eserinde oniki trompete yer vermiştir. Bu dönemden sonra besteciler, eserlerinde

diledikleri miktarda trompet kullanmışlardır. Ancak genel sayı üçtür. G. Mahler,

A.Bruckner ve R.Strauss gibi besteciler de bu çalgıya eserlerinde çok önemli sololar

yazmışlardır.

1 http://www.brasshistory.com 2 Samuel Adler, The Study Of Orchestration, Third Edition, W.W.Norton & Company, Inc.,

New York 1982, sf 316.

Page 30: r Üflemeli Çalgıların Yapısı ve Orkestradaki m Tekniklerinin ...nek.istanbul.edu.tr:4444/ekos/TEZ/40803.pdfSi bemol bas tuba..... 82 x KISALTMALAR Alm. Almanca ff fortissimo

21

1.2.3. Trombon’un Tarihçesi

Trombonun Roma döneminden beri hatta daha da öncesinde kullanıldığı

bilinmektedir. Bu konuda kesin bilgi, XIV.yy.ın başlarında Avrupa’nın birçok

ülkesinde Sackbut adıyla tören bandolarında kullanılmış olduğudur.

Resim 19. Sackbut1

“Trombonun orijinali 15.yy’da ortaya çıkmış olan Sackbut (itçek) dur.

Pirinçten yapılmış olan sackbut, günümüz modern trombonundan farklıdır. Kromatik

olarak çalınabilen ilk bakır üflemeli çalgıdır. Kalak kısmı daha küçüktür. İnsan

sesine çok benzeyen bir tonu olduğundan pek çok besteciye göre kutsal bir çalgı

olarak değerlendirilmiştir. XVII. yy.a kadar kullanılan sackbut, zaman içinde boru

ölçüsünün büyümesi ve kalak şeklinin değişmesiyle trombona dönüşmüştür.”2

Sackbut, (Fransızca: saqueboute; çek-it anlamında) ve günümüzdeki hali

trombon birbirine çok benzemekle beraber, sackbutun daha dar bir hava kanalı, daha

sığ bir ağızlığı ve daha yayvan bir kalağı bulunmaktadır. İmalat teknikleri de bu iki

çalgıyı farklılaştırmıştır fakat çalma ve ses üretme metodu açısından farksızdırlar.

1 http://www.brasshistory.com 2 http://home.earthlink.net/~tenorhorn/tbonehistory.html

Page 31: r Üflemeli Çalgıların Yapısı ve Orkestradaki m Tekniklerinin ...nek.istanbul.edu.tr:4444/ekos/TEZ/40803.pdfSi bemol bas tuba..... 82 x KISALTMALAR Alm. Almanca ff fortissimo

22

Akordu değiştirmenin yöntemi silindir şeklindeki borunun boyunu bir sürgü

mekanizması sayesinde kısaltıp uzatmaktır.

İngiltere’de ‘sackbut’ veya benzeri isimlerle anılan en ilkel trombonun en

iyi ihtimalle 1450’ler civarında Belçika’da ortaya çıktığı sanılmaktadır. Bu çalgıların

kalakları, çapı 13 cm.den biraz daha geniş olan kenarlıksız bir huniyle

sonlanmaktadır. Modern trombon gibi bu çalgılar da tenordur, XVII.yy.a

gelindiğinde ise alto, bas ve kontrbas türleri ortaya çıkmıştır. Bu çalgılar genellikle

akordu bir ton ya da daha fazla pesleştirmek veya bazı durumlarda ses perdesini bir

sonraki ses aralığına indirmek amacıyla çeşitli formlarda kıvrımlı borularla birlikte

kullanılmıştır. Sackbutlar, kilise müziğine eşlik etmeleriyle ve bandolarda

kullanılmalarıyla bilinir.

Sackbut, XIV.yy sonlarının Avrupa’sında oldukça yaygındır ve 1495’de

İngiltere’de VII. Henry’nin çalgı topluluğu içinde dört tane sackbut bulunmaktadır.

1661’de Matthew Locke, sackbutun müzikal kullanımlarından birini kanıtlarcasına

‘Music for his Majesty’s Sackbuts and Cornetts’i besteler. Sackbut orkestrada

kornetlerle birlikte güzel bir ahenk yaratmıştır. Gregoryan şarkılara ve daha sonraları

ilahilere mükemmel bir eşlik olarak düşünüldüğü için kilise müziğinde de

kullanılmıştır. Erken XVII.yy.da sackbut virtüöz performansı için uygun görülen bir

çalgıdır.

Sackbutların ne zaman trombona dönüştüğünü kestirmek zordur, çünkü bu

geçiş kademeli olarak olmuştur ve yapısal farklılıklardan çok terminolojiye

dayanıyor gibi görünmektedir.

Sackbut çalanlara ise en son 1784’de Handel’in anma töreninde ihtiyaç

duyulmuştur.

Trombon en erken XVI.yy.ın sonunda Venedik’te G.Gabrieli dini

eserlerinde trombona yer vermiştir. Monteverdi ise 1607’de Mantua’da sahnelenen

‘Orpheus’ operasında beş trombon kullanmıştır.

Günümüzde kullanılmayan ama XVII.yy. da görülen bir trombon türü

soprano trombondur. Soprano trombonun ses aralığı trompet ile büyük benzerlik

gösterir. Kulisinin küçük ölçülerinden ve borusunun dar olmasından dolayı sesi çok

temiz ve oturaklı değildir. Bu yüzden soprano trombonun yanında ‘sing’ adında

Page 32: r Üflemeli Çalgıların Yapısı ve Orkestradaki m Tekniklerinin ...nek.istanbul.edu.tr:4444/ekos/TEZ/40803.pdfSi bemol bas tuba..... 82 x KISALTMALAR Alm. Almanca ff fortissimo

23

üflemeli bir çalgı kullanılmıştır. Senfonik orkestrada Soprano trombon için yazılmış

partilerin en önemli örneklerinden biri Mozart’ın ‘Do minör missa’ sındadır.

Resim 20. Soprano trombon1

XVII.yy boyunca olağan bir trombon grubu alto, tenor ve bas trombon

olarak şekillenmiştir. J.S.Bach ve F.Haendel, trombonu kısıtlı kullanmışlardır.

Mozart, ‘Sihirli Flüt’ ve ‘Don Giovanni’de, Beethoven beşinci, altıncı ve dokuzuncu

senfonilerinin bazı bölümlerinde, Schubert son senfonilerinde trombonu kullanmıştır.

Weber ise operalarında tatlı bir armoni arayışıyla trombonların etkisini kanıtlamıştır.

Daha evvel kilise müziğinde, dans müziklerinde kullanılan, 1600’lü yıllarda Gabrieli

ve ardından Mozart ve Gluck tarafından orkestrada kullanılan trombon, senfonik

müziğe ilk olarak Beethoven’ın beşinci senfonisiyle giriş yapmıştır. H. Berlioz ve

R.Wagner, öteki bestecilerden daha fazla kullanarak trombonun müzik dünyasında

belirgin bir yer edinmesini sağlamışlardır. Hatta Berlioz, ‘Traite d’ Instrumentatıon’

(Çalgılama Kuramı, 1843) adlı eserinde trombonu, üflemeli çalgıların lideri olarak

görmüş ve trombona ‘epik’ adını vermiştir. Böylece çalgı, XIX.yy.ın ortalarından

sonra orkestradaki gerçek yerini almıştır. Berlioz ve Wagner, eselerinde diğer

bestecilerden daha fazla kullanarak trombonun müzik dünyasında daha geniş bir yer

kazanmasını sağlamışlardır.

1 Play With Emotion, Weril Corperation, P.O. Box 392-Lake Geneva, W.I.5347.

Page 33: r Üflemeli Çalgıların Yapısı ve Orkestradaki m Tekniklerinin ...nek.istanbul.edu.tr:4444/ekos/TEZ/40803.pdfSi bemol bas tuba..... 82 x KISALTMALAR Alm. Almanca ff fortissimo

24

1.2.4. Tuba’nın Tarihçesi

Tuba’nın ilk ataları tahta ve deriden yapılmış bir Ortaçağ çalgısıyla başlar.

Defalarca tasarımı değişmiş, önce tuşlar eklenmiş, iki bölmeden oluşan dikleştirilmiş

tahta ve metal gövde haline gelmiş ve daha da fazla tuş eklenmiş, dik duran, zarif,

delikli ve pistonlu bir kanal haline gelmiş, yılana benzer dairesel bir tasarıma

kavuşmuş, sonunda dört pistonlu, si bemol tonundaki halinde karar kılınmıştır. Tuba

yaratılışının çok öncesinde bile ihtiyaç duyulan bir çalgıdır. Çalgı yapımcıları,

bestecilerin, bando ve orkestra şeflerinin, en bas sesleri rahatça elde edebilecek bir

üflemeli çalgı isteklerini özellikle orkestraların büyümeye başladığı bir dönemde

dikkate almışlardır.

Tuba’nın tarihçesi içinde tubanın atalarını incelemeden gelişimini anlamak

mümkün olmaz. Aşağıda da görülen Serpent, Tuba’nın atasıdır.

Resim 21. Serpent1

Edme Guillaume tarafından Fransa’da 1590 dolaylarında icat edilmiştir. Bu

çalgıyı oluşturan hakim materyal deri kaplı tahtadır. Ağızlık farklı olarak tahtadan,

kemikten, fildişinden, öküz boynuzundan, seramikten ve pirinç, bronz, kurşun-kalay

alaşımı gibi çeşitli alaşımlardan yapılabilir. Bir yılan gibi bükümlü olan orijinal

1 http://home.earthlink.net/~tenorhorn/tubahistory.html

Page 34: r Üflemeli Çalgıların Yapısı ve Orkestradaki m Tekniklerinin ...nek.istanbul.edu.tr:4444/ekos/TEZ/40803.pdfSi bemol bas tuba..... 82 x KISALTMALAR Alm. Almanca ff fortissimo

25

serpent, altı delik vasıtasıyla çalınır. Daha sonraları bu çalgıya, daha rahat

çalınabilsin diye tuşlar eklenmiştir.

İstenen bas notalarına ulaşabilmek için serpentin 2.5 metre uzunluğunda

olması gerekmiş fakat bu durumda gövde ve parmak deliği yerleşimi açısından

çalgıyı kullanmak imkansız hale gelmiştir. Bu güçlükleri aşabilmek için Guillame,

fagot tasarımcılarının yolunu açarak, aşırı derecede uzun olan boruyu kendi içine

kıvırmıştır. Guillame, boruyu onu hem kısaltacak hem de kıvrımların bitişikliği

sayesinde icracının her iki elinin de ulaşabileceği iki sıra delik bulunduracak biçimde

yılanımsı bir şekle sokmuştur. Tahtadan yapılan ve sızıntıyı önlemek amacıyla

deriyle kaplanan serpent, süratle kilise müziğinin bas tonlarının değişmez elemanı

haline gelmiştir.

Serpent çok geçmeden İngiltere’de dini rolünün yanı sıra, askeri nefesli

bandolarının bas üyesi olarak da kabul görmüştür. Birkaç defa tekrar tasarlanmasına

ve modern kullanıma adapte edilmesine ve yerini ofiklaydenin almasına rağmen,

orijinal çalgı varlığını sürdürmeye devam etmiştir ve günümüzde hala kullanılmakta,

bu çalgıya ilgi duyan çeşitli gruplar ve koleksiyoncular tarafından canlı

tutulmaktadır.

Beethoven, Mendelssohn, Berlioz, Meyerbeer ve Wagner gibi besteciler

serpente hiç de yabancı değillerdi. Bugün bile ton skalalarını değiştirmek için ilginç

sesler arayan besteciler bu dörtyüz yıllık çalgı için solo partiler yazmaktadırlar.

Bu çalgının en büyük çeşidi olan kontrbas Anaconda, 1840’larda ortaya

çıkmıştır ve günümüzde Edinburg Üniversitesinin Müzik Enstrümanları

Koleksiyonunun bir parçasıdır.

Page 35: r Üflemeli Çalgıların Yapısı ve Orkestradaki m Tekniklerinin ...nek.istanbul.edu.tr:4444/ekos/TEZ/40803.pdfSi bemol bas tuba..... 82 x KISALTMALAR Alm. Almanca ff fortissimo

26

Kontrbas anakondayı Boston Senfoni Orkestrasının bas tromboncusu Douglas

Yeo çalarken görülmektedir.

Resim 22. Kontrbas Anakonda 1

Serpent’den sonra tubanın ataları içinde ‘Ofiklayde’yi de tanımak gerekir.

Resim 23. Ofiklayde2

1 http://home.earthlink.net/~tenorhorn/tubahistory.html 2 http://home.earthlink.net/~tenorhorn/tubahistory.html

Page 36: r Üflemeli Çalgıların Yapısı ve Orkestradaki m Tekniklerinin ...nek.istanbul.edu.tr:4444/ekos/TEZ/40803.pdfSi bemol bas tuba..... 82 x KISALTMALAR Alm. Almanca ff fortissimo

27

Bu üflemeli çalgının bir diğer ismi ‘Keyed-Bugle’dır. Yukarıya doğru konik

olarak açılan ve güçlü bir tona sahip bir çalgıdır.

“Yapısı fagotunkine benziyordu ve bunu da Mendelssohn ‘Bir Yaz Gecesi

Rüyası’nın uvertüründe denemişti.”1

1819’da Dublin, İrlanda’da borazan üreticisi Joseph Halliday modern

kornetin atası olan tuşlu borazanı (keyed-bugle), 1821’de de ofiklaydeyi yaratmıştır.

İsim ‘Ophis’ (yunanca yılan anlamında) ve ‘kleis’ (tıpa veya kapak anlamında)

kelimelerinden türetilmiştir.(Yunanca tuşlu yılan anlamındadır) 1850’lerde tubanın

yerini almasına kadar kısa bir kullanım süresine sahiptir.

En eski ofiklaydeler, metal çalgılar olup konik-huni biçimli bir hava kanalı

ile dokuz adet pistonlu parmak deliğine sahiptirler. Pirinçten yapılması, saksofon gibi

tuş ve pistonlarının olması ve dikey durması gibi özelliklerinden dolayı ofiklaydenin,

atası olan çalgıyla arasında hiçbir benzerlik olmamasına rağmen, burada asıl önemli

olan iç tasarımıdır. Çalgı, üstü kapatıldığında veya açıldığında tonunu değiştiren

deliklere sahip konik hava kanalından oluşmuş bir bakır üflemelidir.

Ofiklaydenin üç çeşidi vardır, alto, bas ve büyük bas.

Ofiklaydenin görüntüsü saksofonu anımsatsa da bunun bir nedeni vardır.

Saksofon, ofiklayde ve tahta nefesli tasarımını bir araya getirme girişimlerinden

sadece biridir. Mendelssohn, Guiseppe Verdi, Schumann, Wagner ve Berlioz gibi

büyük besteciler XIX.yy.da bu çalgıya eserlerinde yer vermişlerdir. XIX.yy

ortalarına kadar tuba onun yerini alana dek çalmıştır. Ofiklayde 1928’de ortadan

kalkmıştır ama günümüzde birebir kopyaları mevcuttur. Günümüzde bu partileri

artık tuba çalmaktadır. Çalgının senfonik orkestra içinde son sahne alışı 1874’te

Verdi’nin ‘Requiem’inde olmuştur.

Ofiklaydenin en büyük türü, XIX.yy. bakır üflemelilerin taklitlerini yapan

Robb Stewart adlı bir uzmanın ürettiği kontrbas ‘Monster Ofiklayde’ dir.

1 Çelebioğlu, a.g.e.., s.293.

Page 37: r Üflemeli Çalgıların Yapısı ve Orkestradaki m Tekniklerinin ...nek.istanbul.edu.tr:4444/ekos/TEZ/40803.pdfSi bemol bas tuba..... 82 x KISALTMALAR Alm. Almanca ff fortissimo

28

Tubanın atalarından biri olan ve 1845 dolaylarında Rusya’da üretildiği

düşünülen ‘Helikon’, omuzda taşınan bir marş kornosu olarak tasarlanmıştır. Bu bas

sesli çalgı, ‘Suzafon’ (Sousaphone) un öncülü olmuştur. 1850’de Viyana’dan Ignaz

Stowasser, süvari ve piyade bandoları için bu çalgıdan çok sayıda üretmiştir.

Resim 24. Suzafon1

Tuşlu borazanın icadından beş yıl sonra, çığır açan başka bir icad ortaya

çıkmıştır. Blühmel ve Stözel isimli iki mucid, kornoya pistonlar ekleyerek 1818’de

bu çalgının patentini almışlardır. Birkaç sene sonra Prusya’da Wilhelm Wieprecht

adlı başka bir mucit, bugünün bilinen piston tasarımına benzeyen ‘Berlin

Pistonları’nı icad etmiştir. Wieprecht daha sonra, icad edilişinden çok önceleri bile

güçlü bas sesine ihtiyaç duyulan bir çalgı yaratmıştır: Tuba.

“Berlioz 1843’te yazdığı Orkestralama kitabında tubanın ilk tanımı

yapmıştır. Berlioz, fa perdeli bas tubanın Prusya Kralının bandolar genel müfettişi

olan M. Wibrecht tarafından mekanizmasının geliştirildiğini, Kuzey Almanya’da sık

kullanıldığını belirtmektedir. Paris’te de A.Sax’ın mi bemol bas tubalar imal ettiğini

yazar. Besteci Fantastik Senfonisinde tuba kullanılmasını dipnotta vurgulamıştır.

1 http://home.earthlink.net/~tenorhorn/tubahistory.html

Page 38: r Üflemeli Çalgıların Yapısı ve Orkestradaki m Tekniklerinin ...nek.istanbul.edu.tr:4444/ekos/TEZ/40803.pdfSi bemol bas tuba..... 82 x KISALTMALAR Alm. Almanca ff fortissimo

29

Berlioz’dan sonra tuba 1858’de Otto Bach’ın bir uvertüründe ve Wallace’nin ‘Aşkın

Zaferi’ adlı eserinde kullanılmıştır. Ancak bu çalgıya orkestradaki kalıcı yerini

sağlayan Wagner’dir.”1

Tuba bugün bildiğimiz haliyle 1875 yılında R.Wagner’in tubayı anlaması ve

ona eserlerinde yer vermesiyle senfonik orkestraya katılmıştır. Wagner’in tubası

kornoya benzer bir yapıdadır. Sesi kornonun alt oktavlardaki seslerini andırır.

Trompet ve trombona bas desteği sağlamıştır. Wagner ‘Der Ring des Nibelungen’

adlı eserinde tüm tuba ailesine yer vermiştir.

Wagner’ in çağdaşı Bruckner ve R. Strauss, Wagner tubasını geliştirdiler.

Böylece bas tuba senfonik orkestranın standart elemanı olmuştur.

1 Kent Kennan-Donald Grantham, The Technique of Orchestration, Sixth Edition, Usa, 2002,

sf.130.

Page 39: r Üflemeli Çalgıların Yapısı ve Orkestradaki m Tekniklerinin ...nek.istanbul.edu.tr:4444/ekos/TEZ/40803.pdfSi bemol bas tuba..... 82 x KISALTMALAR Alm. Almanca ff fortissimo

30

2. SENFONİK ORKESTRALARDA YER ALAN BAKIR

ÜFLEMELİ ÇALGILARIN TARİHSEL OLARAK

YAPISININ VE TÜRLERİNİN İNCELENMESİ

2.1. Bakır Üflemeli Çalgıların Genel Yapısı

2.1.1. Korno

Resim 25. Korno1

Korno, ağızlık, dışarıya doğru açılan bir kalak, kendi içinde kıvrılmış bir

boru sistemi, bu boru sisteminde değişik kombinasyonlarla kullanıldığında istenilen

sesi elde etmeye yarayan dört tane pistondan oluşur. Tuşların her birine basıldığında

yarım ses tizleşme veya pesleşme olur. İcracı kornoyu sol eliyle tutarken sağ elini

kalağın içine sokar. Huni biçimli ve bakırdan bir ağızlığa sahiptir. Tüm bakır

1 Play With Emotion, b.a.

Page 40: r Üflemeli Çalgıların Yapısı ve Orkestradaki m Tekniklerinin ...nek.istanbul.edu.tr:4444/ekos/TEZ/40803.pdfSi bemol bas tuba..... 82 x KISALTMALAR Alm. Almanca ff fortissimo

31

çalgılarda piston sistemi çalgının gövdesindeki hava boşluklarını arttırarak doğal

armonik seslerin haricindeki seslerin oluşmasını sağlar.

2.1.2. Trompet

Resim 26. Trompet1

Trompet, dışarıya doğru genişleyen bir kalak, kendiliğinden kıvrımlı uzun

bir boru şeklinde olan gövde, üç tane piston ve ağızlıktan oluşur. Piston sistemi

korno ile benzeşir. Derin ve yayvan ağızlığı parlak bir ses çıkmasını sağlar.

2.1.3. Trombon

Resim 27 Trombon.2

1 Play With Emotion, b.a. 2 A.e.

Page 41: r Üflemeli Çalgıların Yapısı ve Orkestradaki m Tekniklerinin ...nek.istanbul.edu.tr:4444/ekos/TEZ/40803.pdfSi bemol bas tuba..... 82 x KISALTMALAR Alm. Almanca ff fortissimo

32

Trombon, dışarı doğru geniş bir kalak, silindir şeklindeki uzun borudan

oluşan gövde, armonik seriyi yarım ton aralıklarla veren ve yedi pozisyonu olan kulis

ve ağızlıktan oluşur. Trombon ağızlığı korno ve trompetten daha geniş ve büyüktür.

2.1.4. Tuba

Resim 28. Tuba1

Tuba, çok geniş bir kalak, konik bir boru olan gövde, dört tane piston ve

ağızlıktan oluşur. Piston sistemi korno ve trompete benzer.

Bakır üflemeli çalgılardan çıkan ses, çalgının boru uzunluğuna ve şekline

bağlıdır. Ağızlığın şekli ve yapısı da çıkacak sesi çok etkiler. Bütün bakır

üflemelilerde ses çıkış noktası dışarı doğru açılır. Bu da sesin daha fazla yayılmasına

yardımcı olur. Bakır çalgıların kalakları sarı renkli nikel veya gümüş kaplama veya

altın kaplama olabilir. Sarı vernikli bakır alaşımı en çok tercih edilen kalak

1 Play With Emotion, b.a.

Page 42: r Üflemeli Çalgıların Yapısı ve Orkestradaki m Tekniklerinin ...nek.istanbul.edu.tr:4444/ekos/TEZ/40803.pdfSi bemol bas tuba..... 82 x KISALTMALAR Alm. Almanca ff fortissimo

33

hammaddesidir. Altın kaplama ve gümüş-nikel alaşımlı kalaklar, çalgılarda farklı bir

ton karakteri oluşturur ve icracının müzikal beklentilerine göre tercih edilebilir.

Bakır üflemeli çalgılarda akort yapılabilmesi için bir veya daha fazla

hareketli bir pompa vardır. Bu pompaların hafifçe ileri veya geri hareketleri

çalgıların akort edilebilmesini sağlar.

2.2. Bakır Üflemeli Çalgılarda Ağızlık

Ağızlık, İng. ‘mouth piece’, Fran. ‘embouchure’, Alm. ‘mundstück’ olarak

yazılır. Bakır üflemeli çalgılarda ağızlık, çalgının icracının dudaklarına yerleştirilen

parçasıdır. Ağızlık çalgı ile icracı arasındaki köprüdür, çalgının başlangıç noktasıdır.

Resim 29. (Soldan Sağa) Tuba, Trombon, Trompet ve Korno Ağızlıkları çalgıların

boyutlarıyla uyumlu olarak en büyük ağızlık Tuba’nındır. Bunu sırayla Trombon, Trompet ve Korno

takip eder. Çalgıların ağızlık çapları ve boyutları icracının müzikal tercihine göre çeşitli

büyüklüklerde kullanılabilir.1

Bilinen en eski ağızlık, boynuzun dar kısmındaki düzgün yuvarlak açıklıktır.

Boynuzlar daha gösterişli bir şekilde işlenmeye başladıkça bunları tahta, kemik,

fildişi ve daha sonraları bakır, kalay-kurşun alaşımı, gümüş, altın, pirinç ve tunçtan

yapılan ağızlıklar izlemiştir.

1 http://www.mouthpieceexpress.com

Page 43: r Üflemeli Çalgıların Yapısı ve Orkestradaki m Tekniklerinin ...nek.istanbul.edu.tr:4444/ekos/TEZ/40803.pdfSi bemol bas tuba..... 82 x KISALTMALAR Alm. Almanca ff fortissimo

34

2.2.1. Ağızlığın Anatomisi

Resim 30.Ağızlığın anatomisi1

Bir ağızlık çeper (rim), çanak (cup), boğaz (throat), gövde (shank) ve hava

kanalı (backbore) bölümlerinden oluşur.

Çeper: Bir çeperi oluşturan üç ana bileşen bulunur. Bunlar çeper yüzeyi, dış

çap ve iç kenardır. Çeper yüzeyi ağızlığın ana temas yeridir. Bu uyum icracının

kendine has ağız ve dudak yapısıyla belirlenir. İç kenar çeperin en kritik bölgesidir.

Ne dudakta iz bırakacak kadar keskin, ne de hiç iz bırakmayacak kadar yuvarlak

olmalıdır. İdeal iç kenar, ağızlığın dudaklara baskı yapmaması ile belirlenir.

Çanak: Derinliği ve şekliyle icracının ses kalitesi seçimini yansıtır. Derin

bir çanak daha koyu bir ton sunarken, sığ bir çanak daha parlak bir ton sağlar.

Boğaz: Hava akımının çanaktan çalgıya geçişinde köprü görevi görür. Eğer

giriş çok keskinse daha fazla direnç yaratır, daha açıksa direnç daha az oluşur.

1 http://www.mouthpieceexpress.com

Page 44: r Üflemeli Çalgıların Yapısı ve Orkestradaki m Tekniklerinin ...nek.istanbul.edu.tr:4444/ekos/TEZ/40803.pdfSi bemol bas tuba..... 82 x KISALTMALAR Alm. Almanca ff fortissimo

35

Gövde: Çalgıyla ağızlığın birleştiği noktadır. Çalgıya tam olarak oturması

entonasyon problemlerinin olmaması ve icracının çalgıdan istediği ses kalitesini elde

edebilmesi için çok önemlidir.

Hava Kanalı: Tasarımının darlığına veya genişliğine göre sesi yayar. Hava

Kanalı, ağızlığın ses rengini, küçük ses farklılıklarını ve tınısını etkiler.

Ağızlık, dudaklara yatay bir pozisyonda yerleştirilmelidir. Alt çeneyi biraz

öne iterek alt ve üst dişlerin aynı hizaya getirilmesini takiben, ağızlık dişlere doksan

derece açıyla yatay bir pozisyonda yerleştirilmelidir. Bu şekilde alınan pozisyonda

ağızlığın kenarı dudakları kesmez. Fazla kavisli bir çepere sahip ağızlığın kullanımı

pek önerilmez. Çünkü çok kavisli bir çeper dudaklara fazla yaslanacak ve bu da

icracının kondisyonunu azaltacaktır.

Normal bir dudak pozisyonuna ve yeterli bir dudak kondisyonuna sahip bir

icracı orta genişlikte bir çepere sahip ağızlığı tercih etmelidir. Böylece daha fazla bir

esneklik ve dayanıklılık sağlanır. Çok geniş bir çeper dudak kaslarını sıkıştırarak

dudak pozisyonunun esnekliğini kısıtlar. Ekstra genişlikteki çeperler, icracının üst

sesleri çıkarabilmek için dudak kaslarını kullanmasından çok, dudaklara baskı

uygulanmasını teşvik etmektedir.

Fazla dar bir çeper, bir trompet ve trombon icracısına daha çok esneklik

sağlarken, dudaklara çok fazla gömülme eğilimindedir. Bu da dudaklardaki kan

dolaşımını kısıtlayarak kondisyon ve dayanıklılığı büyük ölçüde azaltır.

Resim 31. Çeşitli ebatlarda Trombon Ağızlıkları1 Resim 32. Trompet Ağızlığı2

1 http://www.mouthpieceexpress.com 2 http://www.mouthpieceexpress.com

Page 45: r Üflemeli Çalgıların Yapısı ve Orkestradaki m Tekniklerinin ...nek.istanbul.edu.tr:4444/ekos/TEZ/40803.pdfSi bemol bas tuba..... 82 x KISALTMALAR Alm. Almanca ff fortissimo

36

Orta darlıktaki bir çeper, korno icracıları tarafından tercih edilmelidir, çünkü

çalgıları çok geniş bir ses aralığına sahiptir. Bu tip bir çeper, korno icracısının

dudaklarını rahatça hareket ettirmesini sağlar.

Genellikle çanağın, geniş çaplı veya derin olması çalgının entonasyonunu

pesleştirirken, çanağın ufak çaplı veya sığ olması tizleştirir. Bundan dolayı, ağızlığı

seçerken çanağın, çalgının entonasyonuna uygun eşleştirilmesi çok önemlidir. Büyük

çanaklar sesi arttırırlar ve daha koyu ve dolgun bir ton sağlarlar.

Page 46: r Üflemeli Çalgıların Yapısı ve Orkestradaki m Tekniklerinin ...nek.istanbul.edu.tr:4444/ekos/TEZ/40803.pdfSi bemol bas tuba..... 82 x KISALTMALAR Alm. Almanca ff fortissimo

37

2.3. Senfonik Orkestralarda Yer Alan Bakır Üflemeli

Çalgılar

2.3.1. Korno Ailesi

2.3.1.1. Yapısı

Bakır üflemeli çalgılar grubunun alto ailesini oluşturan korno, kromatik

yapıya sahip bir çalgıdır. İng. Horn, Fr. Cor, Alm. Horn olarak yazılır. Korno

kelimesi İngilizcede hem boynuz hem korno anlamındadır. Çıkış noktasına yani

hayvan boynuzuna gönderme yapılmaktadır.

Korno formu, huni biçimli bir ağızlığa, dairesel bir yapıya, üç veya dört

pistona ve bakırdan konik bir hava kanalına sahiptir. Pistonları sol el parmaklarıyla

yönetme gerekliliği ve icracının çalgıyı tutuş şekli açısından diğer bakır üflemeli

çalgılardan farklıdır. Sağ el, çalgıda kimi zaman surdin* vazifesi görerek farklı bir

ses kalitesi meydana getirmeye yarar. Günümüz orkestralarında kullanılan

kornolarda dört piston vardır. Birincisi sesi yarım ton, ikincisi bir ton, üçüncüsü ise

sesi bir buçuk ton pesleştirir. Tutuşu, sol elin işaret, orta ve yüzük parmağı piston

perdeleri üzerinde, serçe parmağı destek çengelinde, başparmak da dördüncü pistonu

idare edecek biçimdedir. Dördüncü piston çalgının si bemol kornodan fa kornoya

dönüşmesini sağlar. Sağ el, kalağın içinden başparmak, işaret parmağı ve orta

parmağın üst kısımları ile çalgıyı dengede tutacak bir biçimde bulunur.

Fa kornonun boyu 63 cm., eni 38, 5 cm. dir. Günümüzde kullanılan çift

kornonun ise boyu 61 cm., eni 36, 5 cm. dir. Borunun boyu tamamı açılmış halde

2,8-3, 6 metre arasında değişir.

Modern korno, temel olarak fa perdeli pistonlu kornodur.

* Surdin: Çalgının sesini yumuşatmak, kısmak ve değişik ses renkleri elde etmek için kullanılır.

Müzikal notasyonda, ing. “mute”, alm. “dampfer”, fran. “sourdine” ve ital. “con sordino” ifadeleri kullanılır. Tüm surdinler, bakır çalgıların kalak kısmına yerleştirilir ve mantar şeritlerle kalakta durması sağlanır. Surdinler, bakır çalgının sesini daha keskin ve tiz bir hale getirir.

Page 47: r Üflemeli Çalgıların Yapısı ve Orkestradaki m Tekniklerinin ...nek.istanbul.edu.tr:4444/ekos/TEZ/40803.pdfSi bemol bas tuba..... 82 x KISALTMALAR Alm. Almanca ff fortissimo

38

Aşağıda Fa Korno’nun ses aralığı gözükmektedir.

“Fa kornonun ses aralığı”1

Double Horn yani çift korno dediğimiz çalgı, si bemol pistonlu kornoya bir

boru daha ilave edilerek yapılmıştır ve günümüz orkestralarında bu korno kullanılır.

Ana boru takımı yaklaşık 3, 5 metre uzunluğundadır, ilave edilen kısım 2, 7 metre

kadardır ve pistonla kontrol edilir. Çift korno, daha tiz pasajlar yazmak isteyen

besteciler için etkili bir çözümdür.

“Kornonun kullanılan ses aralığı”2

Yazılan seslerden daha üst ve alt seslerde çalınabilir fakat bu icracının çalgı hakimiyetine bağlıdır.

“Modern kornonun çok geniş bir ses yelpazesi vardır fakat üst ve alt

oktavdaki bazı notaları çalmak zordur. Örneğin pedal notaların kontrolü zordur ve

çalınması için dudak pozisyonun çok gevşek bırakılması gerekir. Pedal notalar uzun

seslerde ve yavaş pasajlarda çok etkilidir. Hızlı pasajlarda bu seslerden

kaçılmalıdır. İnce sesleri uzun süre çalmak yorucudur ve partisyona periyodik

aralıklarla konulmalıdır.”3

1 Kurt Stone, Music Notation In The Twentieth Century, New York, 1980, s.221. 2 A.e., s.222. 3 Adler, a.g.e., sf 132.

Page 48: r Üflemeli Çalgıların Yapısı ve Orkestradaki m Tekniklerinin ...nek.istanbul.edu.tr:4444/ekos/TEZ/40803.pdfSi bemol bas tuba..... 82 x KISALTMALAR Alm. Almanca ff fortissimo

39

“Dört pistonlu kornoda parmak numaraları

İnce do’dan sonraki sesler aynı parmak pozisyonlarında devam eder.”1

Korno, özel olarak başka bir anahtar belirtilmemişse genellikle sol ve fa

anahtarını kullanır. Bach, korno için İtalyanca bir terim olan ‘corno da caccia’ yı

kullanmıştır.

Günümüz korno icracıları dört pistonlu fa kornoya geçmişlerdir ve bunu

bestecilerin farklı anahtarlar kullanarak yapılan nota yazımını bırakmasından çok

önce yapmışlardır. Herkesin rahat ettiği fa korno yazımının neden daha önceden

kullanılmadığı merak konusudur. Korno genellikle ana ezgiyi çalar ama ikincil

derecede ezgilerde de etkilidir.

Çok geniş aralıklı sıçramaların ve hızlı pasajların iyi çalınabilmesi, korno

icrasının dudak hakimiyetine bağlıdır. Korno yapısı itibariyle çok çevik, teknik

açıdan çok atak bir üflemeli çalgı değildir. Solo eserlerde de çok hızlı çalınması

gereken pasajlar sınırlıdır.

Çok kalın notalarda kornonun sesi pek duyulmaz fakat varlığı hissedilir.

Korno, hafif dinamiklerde sıcak bir sese sahip bir çalgıdır. Sesi yükseldikçe

parlaklaşır. Diğer bakır üflemeliler kadar dil tekniğinde çeşitliliğe sahip değildir, ama

profesyonel bir korno icracısı tek dilin yanı sıra çift dil hareketlerini de rahatça

kullanır.

Korno mükemmel bir solo çalgıdır. Trompetten daha yumuşak bir ses rengi

olmasına rağmen korno, nerdeyse bütün çalgı kombinasyonlarında daha fazla

duyulur. Korno, sesindeki parlaklıkla ve yumuşak ton kalitesiyle özellikle orta

partilerde, grup olarak, herhangi bir solo çalgıya çok güzel eşlik eder.

Korno, devamlı olarak kendi doğasına göre en üst oktavlardaki partisyonları

çalar. Bu da korno icracısı için doğru ve isabetli çalabilme açısından özellikle hafif

çalınması gereken partilerde bir problem yaratır. Kornonun tarihsel olarak

1 Stone, a.g.e., s.224.

Page 49: r Üflemeli Çalgıların Yapısı ve Orkestradaki m Tekniklerinin ...nek.istanbul.edu.tr:4444/ekos/TEZ/40803.pdfSi bemol bas tuba..... 82 x KISALTMALAR Alm. Almanca ff fortissimo

40

gelenekselleşmiş partisyon uygulamaları sayesinde korno icracıları, genellikle sürekli

olarak üst veya alt oktavlarda çalan icracılardır. Bu ayrım başka hiçbir çalgıda

yoktur.

Orkestrada kornonun kullanılmaya başlanmasından beri birinci korno (cor

alto) daha üst partileri, ikinci korno (corbasso) daha alt partileri çalar. Aşağıda

görüldüğü gibi XVIII..yy sonlarına doğru iki kornonun bu şekilde dizilimi kesinlik

kazanmıştır.

“Birinci korno ve ikinci kornonun ses aralığı farkları”1

Bugün senfonik orkestralarda birinci ve üçüncü kornocular üst oktavdaki

partileri, ikinci ve dördüncü kornocular da alt oktavdaki partileri çalarlar. Birinci ve

ikinci korno partileri bir çift olarak görülür, üçüncü ve dördüncü kornoda diğer çifti

oluşturur. Tiz partiler içeren soloların yüzde yetmişi birinci kornoya aittir, geriye

kalan tiz partiler üçüncü kornoya bırakılır. İkinci korno ise daha az sayıda tiz partileri

ve teknik soloları, dördüncü korno da en pes partilerdeki soloları çalar. Her bir

partinin üstüne ‘a2’ yazılırsa, bunun anlamı iki icracının da aynı notayı çalmasının

istendiğidir, dört satır yerine iki satır yazmak yeterli olur.

Bazı pasajlar standart dört kornodan daha fazlası için yazılmıştır. Örneğin

Stravinsky ‘Bahar Ayini’ adlı eserinde sekiz kornoya yer vermiştir. Aynı şekilde

Wagner’de ‘Ring’ adlı eserinde sekiz korno kullanmıştır. Sonradan bu sekiz

kornodan dördünün yerini Wagner Tubası almıştır.

Orkestrada birinci ve üçüncü korno icrasının notasyonu genellikle tek

numaralı sayılarla, ikinci ve dördüncü korno icracısının notasyonu ise çift sayılarla

belirtilir. Üst partileri çalan korno icracılarından çok kalın sesler içeren bir solo

istenebilir veya tam tersi bir durumda söz konusu olabilir. Kalın sesli notaları çalan

korno icracıları daha pedal notaları çalabilmek için büyük ağızlık kullanırlar ve bunu

1 Stone, a.g.e., s.226.

Page 50: r Üflemeli Çalgıların Yapısı ve Orkestradaki m Tekniklerinin ...nek.istanbul.edu.tr:4444/ekos/TEZ/40803.pdfSi bemol bas tuba..... 82 x KISALTMALAR Alm. Almanca ff fortissimo

41

dudak pozisyonlarını gevşeterek yaparlar. Genelde korno notasyonu fa korno için

yazılmıştır, fa kornoda olmayan pedal seslerin si bemol korno ile çalınması

mümkünse de bunlar nadiren kullanılır. Kalın seslerde kornonun ses kalitesinde

entonasyon bozuklukları görülebilir. İnce notaları çalmak için dudaklar daha gergin

ve kapalı, kalın notalarda ise daha gevşek bir dudak pozisyonu olmalıdır. İnce

seslerle pes sesler arasındaki geçişlerde dudak pozisyonu değiştirilmemelidir.

Korno icracılarının farklı yeteneklerine ve çalma becerilerine göre bir görev

dağılımı yapmaları gerekir. İcracı, fa anahtarındaki üst partilere pek alışık olmadığı

için sol notasından daha ince notalar sol anahtarına göre yazılmalıdır.

Bütün son dönem partisyonlarında ve eski partisyonların yeni basımında

genellikle sol anahtarı, ender olarak da fa anahtarı kullanılır. Alt seslerdeki korno

partileri XIX.yy. partisyonlarında genellikle fa anahtarıyla yazılmıştır.

Kornonun senfonik orkestraya katkısı çeşitli şekillerdedir. Orta partilerde

kornonun tonu geri plan için idealdir. Esas yapıyı bozmadan ve tonundaki sıcaklığı

kaybetmeden, solo çalgıya eşlik yaparak da orkestraya çok güzel dahil olabilir.

Oda orkestralarında genellikle bir korno bulunur. Küçük orkestralarda bir

veya iki korno olabilir. Günümüzde senfonik bir orkestrada dört korno standart olsa

da yazılmış müziğe uygun olarak üç korno da kullanılabilir. Pek çok senfoni

orkestrasında beşinci korno için de yer vardır. Beşinci korno, birinci kornoya yardım

içindir ve onun yanında oturur. Daha fazla ses istendiğinde katılır ya da birinci

kornonun çalması gereken bir solodan önce, solodan önceki bölümleri onun yerine

çalar.

“Korno icracısı, çalmadan önce her bir notayı beyninde duyması gerektiği

için, yazılan sololarda mümkün olduğunca sıçramalardan uzak durulmalıdır. Yeterli

dinlenme araları verilmelidir. Çünkü korno, şüphesiz orkestra çalgıları arasında

çalınması en zor olanıdır.”1

1 Stone, a.g.e., sf.289.

Page 51: r Üflemeli Çalgıların Yapısı ve Orkestradaki m Tekniklerinin ...nek.istanbul.edu.tr:4444/ekos/TEZ/40803.pdfSi bemol bas tuba..... 82 x KISALTMALAR Alm. Almanca ff fortissimo

42

Glisando*, kornoya pek sık yazılmaz fakat yazıldığında da tiz seslerde tercih

edilir. Glisando kullanımının iki örneği vardır. Birincisi, çok hızlı olması gerektiği

için arpej olarak yazılsa da glisando olarak çalınır. İkincisi, özellikle çok kalın

seslerde olduğu için icrası neredeyse imkansızdır. Günümüzde ‘gliss’ sözcüğüne

ilaveten iki nota arasına koyulan bir çizgi yeterli olacaktır. Aşağıda buna uygun bir

örnek görülmektedir.

“Stravinsky’nin “Bahar Ayini” eserinden Fa korno için yazılmış bir ölçü”1

Aşağıda görülen Benjamin Britten’in ‘Elegy’ adlı eserinde son iki ölçüde

yarım ton glisandolar, elin normal pozisyondayken çanın içinde hareket ettirilmesiyle

olur. El önce tamamen surdin etkisi yaratma amacıyla hafifçe çanı kapatırken, elin

hemen tekrar eski pozisyona dönmesiyle bu tür glisandolar oluşur. Bu hareketle ses,

yarım ton tizleşir veya pesleşir.

2

Cuivre, daha fazla nefes ve daha keskin dil vuruşları gerektiren bir etki

yapar. Kornoda çok kullanılan bir tekniktir.

Kornoda tril* iki çeşittir. Dudak ve piston trili. En karakteristik korno trili

dudak trilidir. Piston trili istenmedikçe yapılmaz. Genel olarak tam ölçü boyunca

yazılır ve en mümkün olan dudak trili de budur. Her zaman piston trilinden daha iyi

sonuç verir.

* Glisando: İcracının ilk notadan son notaya kadar sesi kaydırmasıdır. 1 Adler, a.g.e., s.146. 2 A.e., s.148. * Tril: Bir sesin, bir alt veya bir üst ses ile çok hızlı bir şekilde işlenmesidir.

Page 52: r Üflemeli Çalgıların Yapısı ve Orkestradaki m Tekniklerinin ...nek.istanbul.edu.tr:4444/ekos/TEZ/40803.pdfSi bemol bas tuba..... 82 x KISALTMALAR Alm. Almanca ff fortissimo

43

Stopped horn, jödorg korno, Gestopft Transposing mute, surdinli kornonun

diğer dillerdeki tanımlarıdır.

Stopped horn denilen surdin etkisini yaratmak için icracı, sağ elini mümkün

olduğunca çanın içine, kornonun boğaz kısmına doğru sokar. Sağ elin çanın içine

yerleşmesiyle elde edilen stopped horn, sesi yarım ses tizleştirir. Bestecinin surdin

olarak icracıdan el çanın içinde mi yoksa metal veya tahta bir surdin mi istediğini

belirtmesi gerekir. Eğer metal veya tahta bir surdin kullanılıyorsa icracının surdini

takıp çıkartabilmesi için bir veya iki ölçülük bir zaman mutlaka bırakılmalıdır.

Surdinli korno tonu çok keskin ve köşelidir, özellikle fp notalarda etkilidir. Rimsky-

Korsakov, ‘Capriccio Espagnol’ eserinde, fa kornoya surdinli çalınması gereken bir

solo yazmıştır.

“Rimsky-Korsakov’un ‘Capriccio Espagnol’ eserinden surdinli korno solosu”1

Çıkan ses dikkat çekecek şekilde genizden ve rezonanslıdır. Stopped horn

tek bir nota veya bütün bir pasaj için kullanılabilir. Bu tarz çalışda icracı, gördüğü

notayı piyanoya göre yarım ton alttan okur. Fa korno görünen notasyon, mi kornoya

dönüşür. Stopped horn aynı zamanda sf> p icrasında da etkilidir. İcracı partisyonda

stopped horn işaretini gördüğü anda surdin olarak elini kullanmalı ve partisyonda

‘open’ terimini görmeden elini kornonun içinden çıkarmamalıdır.

1 Adler, a.g.e., s.150.

Page 53: r Üflemeli Çalgıların Yapısı ve Orkestradaki m Tekniklerinin ...nek.istanbul.edu.tr:4444/ekos/TEZ/40803.pdfSi bemol bas tuba..... 82 x KISALTMALAR Alm. Almanca ff fortissimo

44

Resim 33. Korno Surdini1

2.3.2. Korno Türleri

İki tür korno vardır:

2.3.2.1. Doğal Korno

İng. Corno naturale. Fr. core simple. Alm. wald horn, doğal kornonun diğer

dillerdeki yazılışlarıdır.

Doğal korno pirinç borudan yapılmıştır. Çapı 0, 6 cm olan baş kısmındaki

açıklığa ağızlık yerleştirilir. Bu açıklık çan kısmının boyun bölgesinde 7, 5 cm’e

kadar çıkar. Sesin çıktığı yerdeki çanın çapı ise 28 cm’e kadar genişler. Doğal

kornonun tüm boru uzunluğu 2,4 metredir. Av kornolarından sonra piston

mekanizması kullanılmaya başlamadan önce orkestrada korno ilk olarak doğal

haliyle kullanılmıştır. Üzerinde hiç delik yoktur, ağızlığa gönderilen hava şiddeti

azaltılıp çoğaltılarak az sayıda ses elde edilebilmektedir. Tüm tonalitelerde

kullanılabilmesi için çalgıya borunun uzunluğunu değiştiren bilezikler takılarak ses

frekansları değiştirilir. Klasik dönem ve erken romantik dönemde orkestralarda doğal

trompetten daha çok kullanılmıştır. Bunun muhtemel sebebi de üst oktavlarda

yazılmış olsa da kornonun trompetten daha az kulak tırmalayan bir ses kalitesine

sahip olmasıdır. Bazı Avrupa ülkelerinde eserlerin dönemlerini daha iyi

1 Play With Emotion, b.a.

Page 54: r Üflemeli Çalgıların Yapısı ve Orkestradaki m Tekniklerinin ...nek.istanbul.edu.tr:4444/ekos/TEZ/40803.pdfSi bemol bas tuba..... 82 x KISALTMALAR Alm. Almanca ff fortissimo

45

yansıtabilmesi için halen doğal korno kullanılmaktadır.(Viyana ve Berlin filarmoni

orkestraları gibi)

2.3.2.2. Pistonlu Korno

İt. corno ventile, Alm. Ventilhorn pistonlu kornonun diğer dillerdeki

yazılışlarıdır.

Resim 34. Fa Korno1 Resim 35. Si Bemol Korno2

Pistonlu kornoda üç tane piston vardır. Bu üç piston, sol elin işaret, orta ve

yüzük parmağıyla idare edilir. Bu pistonlar, iki ana boru grubuyla tamamen kromatik

modern bir korno yaratır. Kornonun ses yelpazesi dört oktavdır. Üç pistona ilave

olarak dördüncü bir piston da vardır, başparmakla idare edilir ve kornonun fa

kornoya dönüşmesini sağlar.

1 A.e. 2 A.e.

Page 55: r Üflemeli Çalgıların Yapısı ve Orkestradaki m Tekniklerinin ...nek.istanbul.edu.tr:4444/ekos/TEZ/40803.pdfSi bemol bas tuba..... 82 x KISALTMALAR Alm. Almanca ff fortissimo

46

Resim 36. Dört pistonlu Si Bemol – Fa Korno1

Transpose problemlerinin tam olarak anlaşılması ve çözülmesi icracının bu

pistonları doğru ve tam olarak kullanmasını sağlar. Üç pistonlu kornonun parmak

pozisyonlarıyla dört piston kullanılmaya başlandığındaki icracının parmak

pozisyonları farklıdır. Fakat günümüzde hep dört pistonlu fa korno kullanılmaktadır.

Kornoda dördüncü piston genellikle daha alt oktavlardaki sesleri elde edebilmek için

kullanılır.

Beethoven’a kadar olan dönemde genellikle doğal korno kullanılmış, daha

sonra Brahms ve Wagner gibi besteciler tiz partiler için genelde doğal korno

kullanmış olsalar da eserlerinde pistonlu kornoya daha çok yer vermişlerdir. Doğal

kornonun elli yıl gibi bir dönem tek başına kullanılmasının ardından pistonlu

kornonun ortaya çıkmasına rağmen besteci ve icracılar doğal kornoyu kullanmaya

devam etmişler, çünkü bu yeni çalgının mekanizmasına güvenememişlerdir. Fakat

XX.yy. başlarında pistonlu korno Wagner’in kromatik ve karmaşık müziğine uygun

olarak senfoni orkestralarının standart bir çalgısı olmuştur, buna rağmen Brahms ve

Bruckner gibi besteciler en güzel korno sololarını doğal korno için yazmaya devam

etmişlerdir.

1 A.e.

Page 56: r Üflemeli Çalgıların Yapısı ve Orkestradaki m Tekniklerinin ...nek.istanbul.edu.tr:4444/ekos/TEZ/40803.pdfSi bemol bas tuba..... 82 x KISALTMALAR Alm. Almanca ff fortissimo

47

2.4. Trompet Ailesi

2.4.1. Yapısı

Resim 37. Si bemol Trompet1

Bakır üflemeli çalgılar ailesinin soprano üyesidir ve içlerinde teknik açıdan

en çevik olanıdır. Trompet, ağızlık ve kendi üzerine kıvrılmış silindir biçiminde

bakırdan yapılmış bir borudan ve üç tane pistondan oluşur. Ağızlıktan başlayan bu

boru tüm uzunluğun üçte ikisi kadardır. Ağızlığı koniktir. Üçte birlik oran ise çana

doğru konik olarak genişler. Sarı bakır veya gümüş renginde kaplama maddesi

kullanılır. Boru uzunluğu açıldığında 1, 4 metredir. İng. trumpet (tpt), Fr. trompette

(tromp), Alm. trompete (tr), İtal. tromba ve İsp. Trompeta, trompetin diğer dillerdeki

yazılışlarıdır.

Trompet ailesi:

Resim 38. (soldan sağa) piccolo trompet, Do trompet, Si bemol tropet, Si bemol bas trompet, Si bemol

kornet ve Si bemol Flügelhorn2

1 A.e. 2 Kenan, Grantham: The Technique Of Orchestration, p.246.

Page 57: r Üflemeli Çalgıların Yapısı ve Orkestradaki m Tekniklerinin ...nek.istanbul.edu.tr:4444/ekos/TEZ/40803.pdfSi bemol bas tuba..... 82 x KISALTMALAR Alm. Almanca ff fortissimo

48

Birçok trompet icracısı bütün bu sözü edilen trompetleri rahatça çalabilir,

fakat burada bireysel yetenek öne çıkar. Piccolo trompet ve Flugelhorn, icracının alt

oktavlardaki notaları çalabilmesi için dördüncü bir pistona sahiptir. Profesyonel

nitelikteki üç pistonlu trompette pedal seslerin çalımı mümkündür.

Aşağıda trompet ailesinin yazılan ve yazıldığında duyulan ses aralıkları ve

transpozisyonları görülmektedir:

1

Yazıldığından daha tiz ses veren trompetler

Fa trompet yazıldığından 4’lü tam daha tiz

Mi trompet yazıldığından 3’lü Majör daha tiz

Mi bemol trompet yazıldığından 3’lü minör daha tiz

Re trompet yazıldığından 2’li Majör daha tiz

Do trompet yazıldığı gibi tınlar.

1 Adler, a.g.e., s.152.

Page 58: r Üflemeli Çalgıların Yapısı ve Orkestradaki m Tekniklerinin ...nek.istanbul.edu.tr:4444/ekos/TEZ/40803.pdfSi bemol bas tuba..... 82 x KISALTMALAR Alm. Almanca ff fortissimo

49

Yazıldığından daha pes ses veren trompetler

Si trompet yazıldığından 2’li minör daha pes

Si bemol trompet yazıldığından 2’li Majör daha pes

La trompet yazıldığından 3’lü minör daha pes

Trompette pistonlarına göre çıkan sesler ve doğuşkanları aşağıdaki gibidir:

1

Trompet, yapısı itibariyle teknik pasajları kornodan ve trombondan daha

rahat ve kolaylıkla çalar. Çok hızlı olmadığı sürece arpejler, sıçramalar yapabilir ama

bu tür pasajlar çok sık olmamalıdır. Trompetin fanfarlarda* kullanımı çok yaygındır.

Tekrarlanan notalar, çift dil hareketleri çalgının karakterine çok uygundur. Trompette

yüksek sesli bir pasaj çalmak, özellikle üst oktavlarda, çok yumuşak bir pasajı

çalmaktan daha kolaydır. İnce partilerde piyano çalabilmek, icracının dudak kontrolü

açısından zordur. Orta partiler ise tüm icracılar için uygundur, tüm dinamikler

kolayca çalınabilir. Trompet, bir orkestranın veya bandonun başında solo bir çalgı

olabilecek kadar parlak bir sese sahiptir ama aynı zamanda çok yumuşak ve dramatik

bir yapısı da vardır. Aşağıda trompet ailesinin genel olarak kullanıldığı ses aralığı

görülmektedir.

Trompet ailesinin ses aralığı2

1 Adler, a.g.e., s.153. * Fanfar: Çoğunlukla bakır üflemeliler (genellikle trompet) tarafından çalınan, coşkulu açılış müziği. 2 Adler, a.g.e., s.154.

Page 59: r Üflemeli Çalgıların Yapısı ve Orkestradaki m Tekniklerinin ...nek.istanbul.edu.tr:4444/ekos/TEZ/40803.pdfSi bemol bas tuba..... 82 x KISALTMALAR Alm. Almanca ff fortissimo

50

Eğer bir senfonik orkestrada dört trompet partisi varsa, birinci partiyi

1.trompet, ikinci partiyi 1. kornet, üçüncü partiyi 2. kornet, dördüncü partiyi de

2.trompet çalar.

“Trompet icracıları, uzun süren bir eğitim neticesinde parlak bir ses kalitesi

elde etmeyi öğrendiler ve böylece trompet, bakır üflemeliler içinde en parlak sesli ve

en dinamik çalgı oldu. Bu dinamizm icranın her anında kendini belli eder. Gelişmiş

bir teknik, sığ bir ağızlıkla, hafif ve hızlı pistonlarla ve kısa borularla daha da

olanaklı kılınır.”1

Trompette tril, genellikle pistonların kullanımı ile gerçekleşir. Daha tiz

partilerde triller dudak hareketleriyle çalınabilir. Tek piston değişimi gerektiren

triller daha kolay çalınırken iki piston değişimi gerektiren triller daha farklı bir çalış

tekniği gerektirir ve bazen bu triller üçüncü bir pistonun da kullanımını da

gerektirebilir. Trompette glisando özellikle ince partilerde etkili olur.

Partisyonda trompetin muted yani surdinli olarak çalınması istendiğinde

genelde ‘con sordino’, bu etkiyi kaldırmak veya eski haline getirmek için ise ‘senza

sordino’ yazılır. XIX.yy. sonlarında Alman besteciler bunların yerine genellikle aç

ve dur sözcüklerini kullanmışlardır. Aç, surdini kaldırmak içindir. Son dönem

partisyonda senza sordino yerine İngilizce ‘open’ sözcüğü görülür.

Kornodaki surdinden farklı olarak trompette surdin, transpozisyonu

etkilemez. Fakat kornoda olduğu gibi sesi yumuşatır ve ses rengini değiştirir.

Trompette sesi elle durdurmak olanaksızdır. Fakat yine de bestecilerin

çeşitli surdin isteklerine göre el kullanılabilir.

1 Adler, a.g.e., s.281.

Page 60: r Üflemeli Çalgıların Yapısı ve Orkestradaki m Tekniklerinin ...nek.istanbul.edu.tr:4444/ekos/TEZ/40803.pdfSi bemol bas tuba..... 82 x KISALTMALAR Alm. Almanca ff fortissimo

51

Resim 39. Trompette surdin1

Gershwin ‘Rhapsody in Blue’ eserinde aşağıda görülen, harmon surdinle

çalınması gereken iki solo pasaj yazmıştır.

2

XX.yy. bestecileri diğer bakır üflemelileri gölgede bırakan güçlü ve parlak

sesi yüzünden trompetin modern ve küçük olan si bemol ve do perdeli pistonlu

modelini tercih etmişlerdir.

1 http://www.brassmute.com 2 Adler, a.g.e., s.282.

Page 61: r Üflemeli Çalgıların Yapısı ve Orkestradaki m Tekniklerinin ...nek.istanbul.edu.tr:4444/ekos/TEZ/40803.pdfSi bemol bas tuba..... 82 x KISALTMALAR Alm. Almanca ff fortissimo

52

2.4.2. Trompet Türleri

2.4.2.1. Doğal trompet

Resim 40. Doğal trompet1

Tüpleri bulunmayan bu trompet, çalgının gelişimini tamamlamamış ilk

halidir. Perdeyi değiştirmek için boruda tüpler yoktur. Borunun uzunluğuna tekabül

eden perdede sesler üretilebilir. XVII.yy. başlarında İtalya’da Monteverdi ve

çağdaşlarının yapıtlarında kullanılan trompetlerin çoğunluğu re perdelidir. Fakat bu

tür trompetler günümüzde kullanılmaz.

XVI. ve XVII.yy.larda kullanılan, eklenen tüpler sayesinde perdeleri

değiştirilebilen daha gelişkin bir doğal trompet türü de vardır. Bu çalgıyla armonik

seslerin tamamı elde edilemeyeceği için eserdeki seslerin tümünü çıkartabilmek

amacıyla, trompet icracıları yanlarında değişik perdelerde trompetler bulundurmak

ve çalgı değiştirmek zorunda kalmışlardır. Bach döneminde, icracının yanında

değişik perdelerden trompetler bulundurması sayesinde eserler çalınabilmiştir.

Mozart döneminde ise daha değişik yapılarda tüplerin kullanıldığı ve do, re, mi

bemol perdeli trompetlerin icra edildiği bilinmektedir.

1 http://www.brasshistory.com

Page 62: r Üflemeli Çalgıların Yapısı ve Orkestradaki m Tekniklerinin ...nek.istanbul.edu.tr:4444/ekos/TEZ/40803.pdfSi bemol bas tuba..... 82 x KISALTMALAR Alm. Almanca ff fortissimo

53

2.4.2.2. Barok trompet

Resim 41. Doğal trompet1

Barok dönemde yaşamış olan J.S.Bach ve çağdaşlarının bazı eserlerindeki

trompet pasajlarını anlayabilmek için bu dönemde varlığını sürdürmüş olan Clarin

tarzı üfleme tekniğini bilmek gerekir. Clarin tarzı trompet çalarken en ince notaların

temiz çalımı esastır. Barok dönem bestecileri orkestraya genellikle üç trompet için

nota yazmışlardır. Birinci ve ikinci trompet partileri clarin üfleme tekniğinde çalan

trompet icracıları için yazılmıştır, süslü ve kontrapuntal partilerdir. Koro ve orkestra

için yazılmış neşeli barok eserleri, J.S.Bach’ın ‘Eine feste burg’ ve Haendel’in

‘Messiah’ gibi eserleri hep üç trompet için yazılmıştır.

Trompet bu dönemde aryalarda sıklıkla önde duyulan bir çalgıdır.

Haendel’in ‘Messiah’ından ‘Trumpets shall sound’ ünlü bir örnektir. Bach’ın 51 nolu

kantatı soprano trompet ve yaylılar için yazılmıştır. Bu dönemde trompetin boru

uzunluğu 2 metredir, bu da şu anki modern trompetin iki katı uzunluğundadır.

Armonik dizilimi de modern trompetten bir oktav yukarıdadır. Ama modern

trompetle barok trompetin arasında çok fark vardır. Modern trompetin sesi çok daha

parlak ve iddialıdır. 1 http://www.brasshistory.com

Page 63: r Üflemeli Çalgıların Yapısı ve Orkestradaki m Tekniklerinin ...nek.istanbul.edu.tr:4444/ekos/TEZ/40803.pdfSi bemol bas tuba..... 82 x KISALTMALAR Alm. Almanca ff fortissimo

54

XVIII.yy. da yazılmış üst oktavlardaki trompet partilerini yorumlayabilmek

için modern trompette re ve mi bemol trompet sıklıkla kullanılır. Son zamanlarda

geliştirilmiş olan si bemol piccolo trompet, standart si bemol trompetten bir oktav

daha tizdir ve o dönemde yazılmış üst partileri çalmak için sıklıkla kullanılır.

“XVIII.yy da müzik alanındaki gelişmeler ve değişik yaklaşımlar clarin

çalımında zorluklar yarattı ve bunun sonucunda clarin üfleme tekniği ortadan kalktı.

Klasik dönem eserlerinde trompet kullanımı Barok döneme göre çok daha sınırlıdır.

XIX.yy. sonlarına kadar trompet, Barok dönemdeki önemine ve önderliğine yeni bir

şey katamamıştır.”1

2.4.2.3. Pistonlu Trompet

Piston ilaveli fa trompetler Beethoven döneminde yaygın olarak

kullanılmıştır. Piston ya da valf denilen kapakçıklar sayesinde ses verme uzunluğu

arttırılan ve böylece değişik perdelerde armonik diziler üretebilen bu trompet,

sonraları geliştirilmiştir. Trompette üç tane piston vardır.

Birden fazla piston aynı anda harekete geçirilebilir ve böylece perdeyi dört,

beş veya altı yarım ses tizleştirebilir veya pesleştirebilir. Yani altı tane doğal

trompete bir pistonlu trompet eşit denebilir. Bu dönem fa trompet dışında diğer

trompetler için de partiler yazılmıştır, ama tahminen bu bölümler transpose edilmiş

ve pistonlu fa trompetle çalınmıştır. Si bemol ve do trompetler, pistonlu fa trompeti

takip ettiler ve bugünkü standart hallerine ulaştılar.

Si bemol, do, re ve mi bemol trompetler

Si bemol trompet, bandonun standart trompetidir, orkestralarda sıkça

kullanılsa da artık eskisi kadar popüler değildir. Giderek yerini daha parlak bir sese

sahip olan do trompete bırakmaya başlamıştır. Bestecinin isteği dışında si bemol ve

do trompet arasında bir seçim yapmak ise icracıya kalmıştır.

1 Kennan-Grantham, a.g.e., s.186.

Page 64: r Üflemeli Çalgıların Yapısı ve Orkestradaki m Tekniklerinin ...nek.istanbul.edu.tr:4444/ekos/TEZ/40803.pdfSi bemol bas tuba..... 82 x KISALTMALAR Alm. Almanca ff fortissimo

55

Resim 42: Do Trompet1

Si bemol trompet dolgun bir sese sahiptir. Senfoni orkestralarında olduğu

kadar caz gruplarında, bando ve dans orkestralarında da yaygın olarak kullanılır. Si

bemol trompet, bir dönem bir sürgü ilavesi ile la trompete çevrilmiş fakat bu

sürgünün güvenilmez oluşu yüzünden bundan vazgeçilmiştir.

Re ve mi bemol trompetler, genelde bestecinin isteğiyle çalınır. Si bemol ve

do trompetten daha yumuşak bir sese sahiptirler. Sesleri üst oktavlarda biraz daha

köşelidir.

Resim 43. Re Trompet2

La ve si bemol piccolo trompetler

Ayarlanabilir kurşun borusu olan çalgılardır. Uzatıldığında fa notasına göre,

kısaltıldığında si bemol notasına göre akort edilir. Re trompete göre daha etkileyici

bir sese sahiptir. Ilımlı ve yumuşak bir tarzda çalındığında sesi flüte benzemeye

başlar.

1 Play With Emotion, b.a. 2 A.e.

Page 65: r Üflemeli Çalgıların Yapısı ve Orkestradaki m Tekniklerinin ...nek.istanbul.edu.tr:4444/ekos/TEZ/40803.pdfSi bemol bas tuba..... 82 x KISALTMALAR Alm. Almanca ff fortissimo

56

Mi bemol ve Si naturel trompetler

Belli eserlerde, nadiren kullanılan trompetlerdir. Mi bemol bas trompet, si

bemol trompetten daha az hareketlidir. Stravinsky bu çalgıyı ‘Bahar Ayini’ adlı

eserinde kullanmıştır.

Stravinsky “Bahar Ayini” eserinden oktavlarda ünison trompet grubu için yazılmış bir alıntı1

Si bemol bas trompet

Normal si bemol trompetten bir oktav aşağıdadır. Dolgun bir sese sahiptir.

Bas trompet, istendiğinde trombon veya euphonium icracısı tarafından çalınabilir.

Trombon ağızlığı ile çalınır. Aşağıda bas trompetlerin ses aralığı görülmektedir.

1 Stone, a.g.e., s.246. 2 A.e., s.247.

Do Bas Trompet

Si Bemol Bas Trompet

Mi bemol Bas Trompet

Re Bas Trompet2

Page 66: r Üflemeli Çalgıların Yapısı ve Orkestradaki m Tekniklerinin ...nek.istanbul.edu.tr:4444/ekos/TEZ/40803.pdfSi bemol bas tuba..... 82 x KISALTMALAR Alm. Almanca ff fortissimo

57

2.4.2.4. Modern Pistonlu Trompet

Modern pistonlu trompet, çok daha esnektir ve tonu daha hafiftir. Pistonlar

sayesinde varolan tüm doğuşkanları ve pedal sesleri çıkarabilir. Pistona basılmadığı

zaman si bemol trompettir, pistona basılmasıyla la trompete dönüşür. Eski doğal

trompetlerin yarısı uzunluğundadır.

Günümüzde standart orkestra elemanı olarak do trompetin yerini si bemol

pistonlu trompet almıştır. Daha üst oktavlarda notalara talebin artması, daha parlak

sesli ve çevik bir çalgı istenmesi yüzünden küçük si bemol ve pistonlu do trompet,

orkestraların standart ve aranan elemanı olmuştur.

Partisyonda hangi trompetin istediği önemli değildir çünkü trompet icracısı

belli bir eserde kendi kullanımına en uygun olanı seçecektir.

2.4.2.5. Flügelhorn

Konik bir bakır üflemeli çalgıdır. Koyu ve yumuşak bir tonu vardır. Sesi

trompetten çok kornoya benzer. Son zamanlarda caz müzisyenleri tarafından tekrar

keşfedildi. Besteciler, üst oktavlardaki pasajlarda trompete rakip olarak flügelhornu

görürler. Bazı flügelhorn modelleri dört pistonludur. Bu ilave dördüncü piston,

flügelhornun gücünü arttırmış, geleneksel tonunu değiştirmiştir.

Resim 44. Si Bemol Flügelhorn1

1 Play With Emotion, b.a.

Page 67: r Üflemeli Çalgıların Yapısı ve Orkestradaki m Tekniklerinin ...nek.istanbul.edu.tr:4444/ekos/TEZ/40803.pdfSi bemol bas tuba..... 82 x KISALTMALAR Alm. Almanca ff fortissimo

58

Kornet gibi flügelhorn da bir tür borazan olarak ortaya çıkmıştır.

Flügelhorn’da korno benzeri niteliklere rastlanır; derin, huni biçimli bir ağızlık,

konik bir hava kanalı ve kornetten daha geniş bir kalak. Fakat kornet ve trompette

olduğu gibi, si bemol flügelhorn da korno ailesindeki benzerlerinin yarı

uzunluğundadır, bu onun ilk iki buçuk oktavda kornet ve trompetle aynı bölümleri

paylaşmasına sebep olmuştur.

Erken XVIII. yy. Flügelhorn’u yarı – dairesel yapıya sahip bir av borusudur.

Taşıyıcısına da “ Flügelmeister” olarak hitap edilmiştir. Flügelmeister’in rolü, avın

evrelerinin idareciliğidir.

Resim 45. 1650’lerde kullanılan Av Borusu1

“ Flügel” ismi kanat /yan anlamına gelir ve büyük bir ihtimalle asıl olarak

avlanma sırasında avın etrafını çevirip kanattan yapılan bir manevrayla kıstırmaya

gönderme yapıyordu.

Flügel ailesi bir mi bemol soprano, si bemol alto, si bemol tenor ve mi

bemol bastan oluşur. Flügelhorn’lar do, fa, sol ve la olmak üzere diğer tonlarda da

üretilmiştir. Mi bemol tonundakinin boyu 37 cm.dir.

1 http://home.earthlink.net/~tenorhorn/flugelhistory.html

Page 68: r Üflemeli Çalgıların Yapısı ve Orkestradaki m Tekniklerinin ...nek.istanbul.edu.tr:4444/ekos/TEZ/40803.pdfSi bemol bas tuba..... 82 x KISALTMALAR Alm. Almanca ff fortissimo

59

Resim 46. Mi bemol Soprano Flügelhorn1

Pistonlu borazan da sıklıkla hem kornetin hem de Flügelhorn’un atası olarak

düşünülmüştür ve bu düşünce de hatalıdır çünkü Flügelhorn, Halliday tarafından

1800’lerde icat edilen pistonlu borazana öncülük etmektedir.

Geçmişte Flügelhorn’lar farklı materyallerden yapılmıştır. Bunların arasında

tahta, kil ve seramik de bulunmaktadır. Ayrıca tamamen pirinç, bronz, gümüş ve

nikelden yapıldıkları olmuştur. Modern Flügelhorn genellikle pirinç ve bazen

elektroliz usulüyle gümüş, nikel, altın ya da bakır kaplama yapılır. Günümüzde

askeri bandolarda ve üflemeli çalgı topluluklarında kullanılmaktadır.

2.4.2.6. Kornet

Kornet bakır üflemeli çalgılar ailesinin bir üyesidir. Trompetle aynı

özelliklere sahiptir, bu yüzden trompetin küçüğü kabul edilir. 38 cm. boyunda, si

bemol tonunda, alaşımlı ağızlıkla çalınan ses rengi yumuşak ve parlak bir çalgıdır.

1 http://home.earthlink.net/~tenorhorn/flugelhistory.html

Page 69: r Üflemeli Çalgıların Yapısı ve Orkestradaki m Tekniklerinin ...nek.istanbul.edu.tr:4444/ekos/TEZ/40803.pdfSi bemol bas tuba..... 82 x KISALTMALAR Alm. Almanca ff fortissimo

60

Resim 47. Modern Kornet1

Kornet, genel yapısı ve ağızlık yapısı itibariyle trompete benzer. Yapısı si

bemol trompetinkine çok yakındır. Boru yapısı üçte ikisi konik ve üçte biri silindirik

olduğundan ses tonu, trompetinkinden daha yumuşaktır. Korno ve trompetin melezi

gibidir.

1828’de Fransa’da Halary (Jean-Hilarie Aste) adlı bir mucit yuvarlak posta

kornosuna pistonlar eklemiş ve tasarımına ‘cornet ordinaire’ yani sıradan kornet

adını vermiştir. Birkaç yıl sonra da, kalağı öne bakan ve daha yassılaştırılmış

oranlara sahip olan pistonlu kornet, bir başka deyişle ‘cornopean’ olarak adlandırdığı

bir çalgı geliştirmiştir.

Resim 48. Cornopean ya da Pistonlu Kornet2

1 Play With Emotion, b.a. 2 http://home.earthlink.net/~tenorhorn/cornethistory.html

Page 70: r Üflemeli Çalgıların Yapısı ve Orkestradaki m Tekniklerinin ...nek.istanbul.edu.tr:4444/ekos/TEZ/40803.pdfSi bemol bas tuba..... 82 x KISALTMALAR Alm. Almanca ff fortissimo

61

Cornopean ilk bakışta modern korneti andırır. Aralarındaki esas fark

pistonların, ana boru ile kalak arasında değil, iyice sol tarafta olmasıdır. Ayrıca

pistonlara üstten bakıldığında ortadaki pistonun, çalanın üç orta parmağına denk

gelecek şekilde hizanın dışında olduğu görülebilir. Bu, cornopean’ın yayvan parmak

hareketiyle çalınmasından kaynaklanmaktadır, çünkü çalanın, pistonlara ulaşabilmek

için parmaklarını boru takımı üzerinde adeta yayması gerekmektedir.

Bugün bildiğimiz şekliyle ana boru ile kalak kanalı arasındaki piston

kasasına ve kalak kanalının başındaki kıvrıma sahip olan modern kornet, Antoine

Courtois tarafından 1955’de üretilmiş ve İngiliz modeli adını almıştır.

“Kornet, parlak ve görkemli sesler için trompetle birlikte kullanılır. Opera

eserlerindeki soprano ve mezzosoprano sesleri için bu çalgının ses rengi ve genişliği

çok elverişlidir. Solo bir üflemeli çalgı olarak da başarıyla kullanılabilir.”1

Avrupa’da tiyatro orkestralarında çok kullanılmıştır. Askeri törenler için

yazılmış eserleri çalmak için de ideal bir çalgıdır ve XIX. ve XX.yy.ın büyük bir

bölümünde halk şarkılarında yer almıştır.

Stravinsky’nin Petruşka eserinden si bemol kornet solosu (Bu pasaj genelde trompet tarafından

çalınır).2

Trompete piston mekanizmasının ilave edilmesi, modern korneti yaratmak

için gerekli olan teknolojiyi gözler önüne sermiştir. Modern trompete silindir hava

kanallı çalgı, kornete ise konik hava kanallı çalgı denmesine rağmen, gerçekte ikisi

de konik hava kanallı çalgılardır. Silindir hava kanalı tabiri, bir çalgının boyunun

1 http://home.earthlink.net/~tenorhorn/cornethistory.html 2 Adler, a.g.e., s.288.

Page 71: r Üflemeli Çalgıların Yapısı ve Orkestradaki m Tekniklerinin ...nek.istanbul.edu.tr:4444/ekos/TEZ/40803.pdfSi bemol bas tuba..... 82 x KISALTMALAR Alm. Almanca ff fortissimo

62

ancak bir kısmı için geçerli olabilir, o silindir kanalın dışında kalan kısımlarda ise

tüm bakır üflemeliler konik hava kanallarına sahiptirler.

Trompetin ağızlık sapı, ana borunun 5-10 cm.si ve kalak bölümünün tamamı

koniktir. Bu açıdan, kornetle trompet arasında çok az fark bulunmaktadır. Trompet

genel olarak kornetten daha az silindir kanala sahiptir. Bu iki çalgıyı birbirinden

ayıran farklılık, aslında konik kanalın eğimidir. Kornetin, daha koyu, daha yumuşak,

daha sıcak seslere imkan tanıyan dik bir eğimi vardır ve ses aralıkları, kolay çalma

esnekliğini yaratacak şekilde daha bitişiktir.

Si bemol ve Mi bemol kornetler

Yapısı ve tonları itibariyle trompet ve flügelhorn arasındadırlar. Üçte birlik

kısımları silindirik, üçte ikilik kısımları koniktir. Modern kornetler trompet gibi

silindirik ve konik yapıdadır, fakat boru uzunluğu daha kısadır ve çan kısmı biraz

daha tüp gibidir.

Küçük mi bemol kornet çoğu zaman askeri bandolarda kullanılır, bunun

dışında pek kullanılmaz.

Kornet, günümüzde senfoni orkestralarında nadiren kullanılır. Kornetler de

trompetler gibi si bemol çalgılardır, bu yüzden nadiren do kornete rastlanır.

Trompette mümkün olan her şey kornet için de mümkündür. Her iki çalgıda aynı

doğuşkanlara sahiptir.

XIX.yy. da kullanılmaya başlandığından bu yana kornetler pistonludur. Bu

da pistonlu trompet çıkmadan önce bestecileri kornet için eserler bestelemeye

yöneltmiştir. Berlioz’dan beri birçok besteci korneti senfonik orkestrada kullanmış

olsa da, bu çalgı orkestranın daimi elemanı olamamıştır. Onun yerini pistonlu

trompet doldurmuştur.

Page 72: r Üflemeli Çalgıların Yapısı ve Orkestradaki m Tekniklerinin ...nek.istanbul.edu.tr:4444/ekos/TEZ/40803.pdfSi bemol bas tuba..... 82 x KISALTMALAR Alm. Almanca ff fortissimo

63

2.5. Trombon Ailesi

2.5.1. Yapısı

Trombon, bakır üflemeli çalgılar ailesinin tenor sesli üyesidir. Latin

dillerinde trombon olarak geçer, Alm. Posaune Fr. Trombone a Coulisse dir. Doğal

kulisini doğuşkanlarını çalabilmek için hareket ettirir. Bu kulis hareketiyle

trombonda yedi tane pozisyon elde edilir. Her bir pozisyon arası yarım tondur. Bu da

doğal tonların birbirini izlemesini sağlar. Trombonun uzunluğunun üçte ikilik kısmı

silindirik, üçte birlik kısmı koniktir. Bu konik kısım açılan bir çanla son bulur ve

burası sesin çıktığı yerdir. Trombon üç ayrı parçadan oluşur. Ağızlık, kulis ve sesin

çıktığı yer olan kalak. Trombonun açık yerine doğru genişleyen kısmı kalak, sesin

çıktığı yer ise çandır. Kulisin hareket ettirilmesi sağ el ile olur.

1

Kulis mekanizması, kromatik serinin temiz çalınabilmesini ve en küçük

komaların bile duyulmasını sağlar. Kulisin bu tür kolaylıklarına rağmen zor yanları

da vardır. Örneğin bağlı notaları temiz çalmak, oktavlarda ve geniş aralıklarda

oldukça zordur. Bunun gibi hızlı ve teknik pasajları da çalmak pek kolay değildir,

çünkü kulisin hareketi, yaylı ve diğer üflemeli çalgılara göre trombonun hareketini

kısıtlar. İnce seslerin çalımında alternatif pozisyonlar üretilebilir ama kalın seslerde

fazla alternatif yoktur.

1 Stone, a.g.e., s.252.

Page 73: r Üflemeli Çalgıların Yapısı ve Orkestradaki m Tekniklerinin ...nek.istanbul.edu.tr:4444/ekos/TEZ/40803.pdfSi bemol bas tuba..... 82 x KISALTMALAR Alm. Almanca ff fortissimo

64

Ventil sistemiyle trombona bir boru takımı ilave edilmiştir. Bu boru

takımına geçebilmek için ventile basılır. Böylece ilave yardımcı pozisyonlar oluşur.

Örneğin yedinci pozisyondaki sesler ikinci pozisyona, altıncı pozisyondaki sesler

birinci pozisyondan alınabilir. Bu da hızlı pasajlarda icracıya çok büyük bir çalım

kolaylığı sağlar. Aşağıda görülen örnek pasajda üstte yazan numaralar, ventil

olmadan çalınması gereken pozisyonları, alttaki numaralar ise ventil kullanılarak

değişen pozisyonları gösterir.

1

Trombon hızlı dil hareketleri için uygun bir çalgıdır ama yine de trompet

kadar çevik değildir. Bunun bir sebebi de trombonun ağızlığının daha büyük

olmasındandır. Buna ilaveten çalgının da daha büyük olması artikülasyonu

zorlaştırır, bu da kalın seslerde ağır ve hantal bir görüntü yaratır. Kulisin hız sınırları

içerisinde gayet esnek ve amaca uygun bir çalgıdır.

“Trombonun forte sesleri trompet kadar iyidir fakat daha güçlü ve

dolgundur. Kornoları iyi dengelerler, trompetlerle mükemmel bir uyumları vardır ve

diğer tahta üflemelilerle de çok uyumludurlar.”2

1 Stone, a.g.e., s.254. 2 Victor Sumerkin, Enstrumanlar Serisinde Trombon, Moskova, 1975, sf. 62.

Page 74: r Üflemeli Çalgıların Yapısı ve Orkestradaki m Tekniklerinin ...nek.istanbul.edu.tr:4444/ekos/TEZ/40803.pdfSi bemol bas tuba..... 82 x KISALTMALAR Alm. Almanca ff fortissimo

65

Aşağıda sırasıyla tenor, bas, alto ve kontrbas trombonun ses aralıkları

görülmektedir.

1

En bilinen yönüyle trombon, yüksek sesli ve gösterişli etkisi olan bir

çalgıdır. Bazen çok önemli bir solo çalabilir, bazen arka planda kalarak görevini

yapar.

Trompetin bas ses olarak devamıdır. Boru uzunluğu ve genişliği trompetin

iki katıdır, bu da seslerin daha kalın çıkmasını sağlar. Trombonun uzunluğu 1- 1,8

metredir, boru uzunluğu açılmış haldeyken 2, 7 metredir.

Trombonun sesinin parlak ve kuvvetli olması ona erkeksi ve görkemli bir

kişilik kazandırır. Genelde eserlerin yüksek sesli doruk noktalarında kullanılır fakat

koral eserlerde de tercih edilir.

Trombon’da surdin kullanımı, oldukça istenen bir etkidir. Surdinler

genellikle bakırdandır. Kornodaki gibi sesi tizleştirmez, fakat sesin şiddetini azaltır.

Ses genizden gelir gibi rezonanslıdır.

1 Stone, a.g.e., s.258.

Page 75: r Üflemeli Çalgıların Yapısı ve Orkestradaki m Tekniklerinin ...nek.istanbul.edu.tr:4444/ekos/TEZ/40803.pdfSi bemol bas tuba..... 82 x KISALTMALAR Alm. Almanca ff fortissimo

66

Resim 49. Trombon’da surdin1

Trombon için kulisin pozisyonları arasındaki uzaklık çalınacak eserin zorluk

derecesini belirler. Trombon çalarken bir diğer problem kulisi hareket ettirirken

legato* yani bağlı notaların etkisini tam olarak verebilmektir. Eğer çalgının içine

hava gönderimi aralıksız sürerse, istenen ve olması gereken glisando gerçekleşir.

Aynı pozisyondaki iki nota için glisando veya legato gerekmez, dudak yoluyla

havayı kesmeden rahatça legato etkisi verilir. Glisando olarak icra edilebilecek en

büyük aralık birinci pozisyondan yedinci pozisyonadır.

Aşağıdaki glisando çalımına dair örneklerde alttaki Romen rakamları

pozisyonları göstermektedir.

Trombon’da glissando (Romen rakamları pozisyonları gösterir)2

1 http://www.brassmute.com * Legato: İki notanın birbirine bağlı çalınmasıdır. 2 Sumerkin, a.g.e., s.26.

Page 76: r Üflemeli Çalgıların Yapısı ve Orkestradaki m Tekniklerinin ...nek.istanbul.edu.tr:4444/ekos/TEZ/40803.pdfSi bemol bas tuba..... 82 x KISALTMALAR Alm. Almanca ff fortissimo

67

Trombonun notasyonu alto ve tenor do anahtarı ve fa anahtarı ile yazılır.

Senfonik orkestralarda üç trombon bulunur: Alto, tenor ve bas trombon.

2.5.2. Türleri

Trombonun beş farklı türü vardır.

2.5.2.1. Alto Trombon.

Resim 50. Alto trombon1

Alto trombon, mi bemol sesi ve doğuşkanları üzerine kurulmuştur. Bu

açıdan ses dizilimi ve pozisyonlarıyla tenor ve bas trombondan farklıdır.

2

Diğer trombon türlerinden daha dar bir ağızlığa sahiptir. Alto trombonda

ince seslerin çalışında daha iyi bir netice elde edilir. Sesi parlaktır fakat tenor

trombon kadar yırtıcı değildir. Tenor ve bas trombonun güçlü sesine sahip olmasa da

halen kendine özgü yerini korumaktadır. Özel ilavelere ihtiyacı yoktur.

1 Play With Emotion, b.a. 2 Sumerkin, a.g.e., s.30.

Page 77: r Üflemeli Çalgıların Yapısı ve Orkestradaki m Tekniklerinin ...nek.istanbul.edu.tr:4444/ekos/TEZ/40803.pdfSi bemol bas tuba..... 82 x KISALTMALAR Alm. Almanca ff fortissimo

68

Notasyonunda da diğer trombon türlerine göre bir farklılık vardır. Kalın sesler ya da

pedal tonlar bu trombonla çalınamaz. Diğer trombonlar gibi yedi pozisyonu vardır.

Çalgının daha küçük olması kulis pozisyonlarını, ses kalitesini ve entonasyonu

etkiler, bu yüzden alto trombon icracısı diğer trombonlarla birlikte çalarken etkili bir

teknik geliştirmelidir.

XVIII.yy.da, solo bir üflemeli çalgı olarak da kullanılmıştır. XIX.yy.

boyunca yaygın olarak Alman ve İtalyan bestecileri tarafından kullanılsa da, yüzyılın

sonlarına doğru alto trombon, önemini yitirmeye başlamıştır.Bunun en önemli sebebi

XIX.yy.ın ilk yarısında ortaya çıkan pistonlu trompettir. Günümüzde senfonik

orkestrada birinci trombon icracıları çok üst oktavlarda pasajlar içeren partileri

yorumlamak için bu çalgıyı, orijinalinde belirtildiği gibi tekrar kullanmaya

başladılar. Alto trombona ilginin artmasının nedeni, özellikle bu çalgı için yazılmış

olan eski eserlere rağbetin artmasıdır. XIX.yy.da yazılmış eserlerin daha yüksek bir

performansla çalınabilmesi için alto trombon tercih edilmektedir.

2.5.2.2. Tenor Trombon

Resim 51. Tenor trombon1

Senfonik orkestralarda en çok kullanılan trombondur. Trombon ailesinin

temelidir. Profesyonel olmayan durumlarda diğer tüm trombonların yerini tutar.

Kalak ve kulisinin çapı alto trombondan daha büyüktür, kendi içinde farklı boyutlara

sahiptir. Ağızlığı da alto trombon ağızlığından daha büyüktür, bu da sesin daha

dolgun çıkmasını sağlar. Bas trombondan daha kısa borulu tenor trombonun hayli

parlak bir ton kalitesi vardır.

1 Play With Emotion, b.a.

Page 78: r Üflemeli Çalgıların Yapısı ve Orkestradaki m Tekniklerinin ...nek.istanbul.edu.tr:4444/ekos/TEZ/40803.pdfSi bemol bas tuba..... 82 x KISALTMALAR Alm. Almanca ff fortissimo

69

1

Geniş borulu bir tenor trombon, çıkacak sesin tonundaki dolgunluk ve

yumuşaklık için çok önemlidir. Notasyonu, fa anahtarında veya do anahtarında

yazılır. Tenor do anahtarı ek çizgileri önlemek için kullanılır. Tenor trombonda

birinci pozisyondaki si bemol ve doğuşkanları, yedinci pozisyondaki natürel mi sesi

ve doğuşkanlarına kadar kromatik olarak iner. Yedinci pozisyonda kulis neredeyse

tamamen dışarıdadır.

Pedal sesler tenor trombonda pek kullanılmaz ama solo eserlerde bu seslere

yer verilmiştir. Pedal seslerde en sık kullanılanlar, ilk üç pozisyonun en kalın

notalarıdır. Diğer pozisyonlardaki pedal seslerin kontrolü daha zordur.

Tenor trombonun ses dizilimini sol başparmakla kontrol edilen bir ventil

oldukça etkiler. Bu ventile basıldığında birinci pozisyonda fa sesinin tüm

doğuşkanlarına ulaşılabilir ve bu yedinci pozisyona kadar kromatik olarak devam

eder.

Resim 52. Si bemol – Fa Ventilli Trombon2

1 Sumerkin, a.g.e., s.35. 2 Play With Emotion, b.a.

Page 79: r Üflemeli Çalgıların Yapısı ve Orkestradaki m Tekniklerinin ...nek.istanbul.edu.tr:4444/ekos/TEZ/40803.pdfSi bemol bas tuba..... 82 x KISALTMALAR Alm. Almanca ff fortissimo

70

Ventilin kullanımı ventile basılmasıyla oluşan ayrı bir boru takımının

devreye girmesiyle gerçekleşir. Böylece çalış tekniğinde pek çok kolaylık elde edilir

ve pedal seslerin daha temiz çalınması sağlanır. Ama bu pedal sesler yine de bas

trombonunkiler kadar dolgun değildir. İlave ventil sistemi, çalarken kolaylık

sağlayan pek çok alternatif pozisyon da yaratır. Ventile basıldığında kullanılan ikinci

boru takımı, icracının daha fazla hava göndermesini gerektirir. Ventile basılarak elde

edilen seslerin entonasyonu daha farklı olabilir, icracı buna dikkat etmelidir. Ventil

kullanıldığında pozisyonlar normal alınan yerlerinden biraz daha aşağıda alınmalıdır.

2.5.2.3. Bas Trombon

Resim 53. Bas trombon1

Senfoni orkestralarındaki üçüncü trombondur. Tenor trombondan daha ağır

ve kasvetli bir tona sahiptir. Kalak ve boru çapı tenor trombondan daha büyüktür.

Çok hava gerektirdiğinden notasyonda icracıya rahat nefes almasını sağlayacak

boşluklar bırakılmalıdır.

2

1 Play With Emotion, b.a. 2 Sumerkin, a.g.e., s.40.

Page 80: r Üflemeli Çalgıların Yapısı ve Orkestradaki m Tekniklerinin ...nek.istanbul.edu.tr:4444/ekos/TEZ/40803.pdfSi bemol bas tuba..... 82 x KISALTMALAR Alm. Almanca ff fortissimo

71

Bas trombon yapısı itibariyle daha fazla nefes gerektirdiği ve pozisyonları

daha rahat kullanmak için, ventile yardımcı ilave bir ikinci ventil sistemi eklenmiştir.

Bu yardımcı ventil, pedal seslerin daha rahat çalımını sağlar. Natürel si sesi gibi

ulaşılması zor sesler için bas trombon icracısı, sol başparmakla idare edilen bu ikinci

ventilden yararlanır. Bu ventil aynı zamanda pedal notalarda alternatif pozisyonlar

yaratır. Bu farklılık her bakımdan trombonun boyutlarının daha büyük olmasından

kaynaklanır.

Bas trombonla çalınabilen pedal sesleri1

Hatta bu pedal seslere yardımcı olmak amacıyla üçüncü bir ventilin ilave

edildiği de olur. Bas trombon icracısı, tenor trombon icracısına göre ventil

kullanırken her sesi, kulisi idare ederken çok az miktarda pes düşünmelidir. Bas

trombon çok güçlü bir sese sahiptir ama bu çalgıya çok hızlı pasajlar yazmamak daha

iyi netice verir. Çünkü notaları çalarken ventil sistemini iyi bir şekilde kullanmak çok

beceri ister.

Bas trombon hakkında H.Berlioz şöyle demiştir, “Benim bulunduğum

şehirler arasında Berlin, büyük bas trombonu bulacağım tek şehirdir. Paris’te bile

trombon yok, çünkü bu enstrümanı çalmak insanın göğsünü çok yoruyor. Berlin

Opera Orkestrasında bu trombonlardan iki tane var ki diğer trombonların sesini

neredeyse tamamen kapatmaktadır.”2

1 Sumerkin, a.g.e., s.42. 2 A.e., s.50.

Page 81: r Üflemeli Çalgıların Yapısı ve Orkestradaki m Tekniklerinin ...nek.istanbul.edu.tr:4444/ekos/TEZ/40803.pdfSi bemol bas tuba..... 82 x KISALTMALAR Alm. Almanca ff fortissimo

72

2.5.2.4. Kontrabas Trombon

Resim 54. Kontrabas trombon1

Bas trombondan bir oktav daha kalın sesleri çıkarabilmektedir. Bas

trombondan daha büyüktür ve daha fazla fizik gücü ister. Çok pes yazılmış

rejistirlerde nadiren kullanılmıştır. Wagner, Strauss ve Schoenberg, kontrabas

trombona görev vermiş birkaç besteci arasındadırlar. Verdi, özellikle ‘Falstaff’’da bu

çalgıya özel bir yer vermiştir. İcracıya çok külfet getirdiğinden, özellikle bu trombon

için notasyon yazılması önerilir. Günümüz özgün kontrbas trombon yazılımlarında

bu çalgı yerine artık tuba görülüyor olsa da, tuba, kontrbas trombon için yazılan

eserlerde onun yerini tutamaz. Dikkatli ve çalış zorluklarının farkında olunduğu bir

notasyonla etkin, baskın ve kolay unutulmayan bir ses elde edilir.

2.5.2.5. Pistonlu Trombon

Resim 55. Pistonlu trombon2

1 http://home.earthlink.net/~tenorhorn/tbonehistory.html 2 Play With Emotion, b.a.

Page 82: r Üflemeli Çalgıların Yapısı ve Orkestradaki m Tekniklerinin ...nek.istanbul.edu.tr:4444/ekos/TEZ/40803.pdfSi bemol bas tuba..... 82 x KISALTMALAR Alm. Almanca ff fortissimo

73

İlk olarak XIX. yy başlarında Avusturya, İtalya ve Fransa’da görülmüştür.

Yürürken çalmaya elverişli olduğundan bandolarda ve nefesli orkestralarında

kullanılmıştır. Yapısı trompete benzer, büyük bir trompet gibidir.

Pistonlu trombonda nota değişiminde kulisin yerine piston kullanılır. Üç

piston ilave edilmiş ve kulis mekanizması kaldırılmıştır. Entonasyon bozuklukları ile

sesi trombondan çok, parlak sesli bir ‘euphonium’ gibi duyulur. Kulis

mekanizmasının ortadan kalkması, trombonda karakteristik olan glisandoyu imkansız

hale getirmiştir. Hem kulisli hem de pistonlu bir trombon yapılmıştır ama yaygın

olarak kullanılmamıştır. Entonasyon problemleri yüzünden çok az besteci senfonik

orkestrada bu çalgıyı kullanmıştır. Teknik pasajları kulisli trombona göre daha

kolaylıkla çalmasına rağmen ses kalitesinin bozukluğu, yetersizliği ve bas seslerde

beklenen dolgun tınıyı verememesiyle zamanla unutulmuştur.

Page 83: r Üflemeli Çalgıların Yapısı ve Orkestradaki m Tekniklerinin ...nek.istanbul.edu.tr:4444/ekos/TEZ/40803.pdfSi bemol bas tuba..... 82 x KISALTMALAR Alm. Almanca ff fortissimo

74

2.6. Tuba Ailesi

2.6.1. Yapısı

Tuba, Bakır üflemeli çalgılar ailesinin en bas sesli üyesidir. Korno ailesinin

bir uzantısıdır. Geniş, konik bir boru ve huni biçiminde bir ağızlıktan oluşur. Çok

geniş bir çanı ve konik bir yapısı vardır. Piston sistemi korno ve trompetinkine

benzer. Dört pistonludur. Bazı tubalarda beşinci hatta altınca piston da bulunur. Çok

derin, geniş bir ağızlıkla çalınır. Bu da pedal notalarda dolgun ve görkemli bir ses

çıkmasını sağlar.

Modern tuba, genelde fa anahtarında notalandırılır. Tuba icracısı, notasyona

göre hangi tuba uygunsa orkestrada onu kullanır. Aşağıda modern tubanın ses aralığı

gözükmektedir.

Modern Tubanın ses aralığı1

Bütün bakır üflemelilerin en büyüğü olan tuba, bir hayli nefes gerektiren

oldukça yorucu bir çalgıdır. Bu nedenle notasyonunda icracıyı çok fazla yormamak

için gerekli özen gösterilmelidir. Pasajlarda dinlendirici aralar olması tavsiye edilir.

Boyutları yüzünden çalgının sesi kalın seslerde ağır ve tembel duyulur.

Fakat orta partilerde canlı ve hareketli bir yapıya sahiptir. Pedal sesler ağır

tempolarda yazılırlarsa kontrolü kolaylaşır ve ff dan pp ya istenen dinamikte istenen

sesi verebilir. Tubanın ton yapısı kornoya benzer. Bunun sebebi konik yapısı ve derin

ağızlığıdır. Ses kalitesi, üst partilerde bozulabilir. İstisnai durumlarda solo çalar

1 Stone, a.g.e., s.272.

Page 84: r Üflemeli Çalgıların Yapısı ve Orkestradaki m Tekniklerinin ...nek.istanbul.edu.tr:4444/ekos/TEZ/40803.pdfSi bemol bas tuba..... 82 x KISALTMALAR Alm. Almanca ff fortissimo

75

Si bemol, fa ve do Tubalar en çok kullanılanlardır. Hangisinin seçileceği

çalınacak esere, partisyona, parmak problemlerine ve tuba icracısının kararına

bağlıdır. Do Tubanın transpose ihtiyacı yoktur.Diğer Tubalar transpose edilerek

çalınır. İnce notalara nadiren çıkar, bu partiler genellikle trombon ve kornoya verilir.

Günümüzde kullanılan senfonik tubaların çoğu beş pistonludur. Aşağıda beş

pistonlu bas do tubanın hangi seslerde hangi pistonları kullandığı kromatik olarak

gösterilmiştir.

Beş pistonlu bas do tubanın parmak numaraları1

Öğrenci modellerinde ve bazı eski model tubalarda sadece 3 piston

bulunabilir. 4. piston’un bu eksikliği 1-3, 2-3, veya 1-2-3 piston kombinasyonlarının

kullanılmasının gerektiği yerlerde entonasyon sorunlarına yol açabilir. (burda örnek

olarak “1-3” kullanılmasıyla, 1. ve 3. pistonun aynı anda basıldığı pozisyonlardan

bahsedilmektedir)

Üçüncü trombonla çok uyumlu bir bas ses sağlar. Aynı zamanda trompet ve

korno ile de güzel bir uyumu vardır. Günümüz senfoni orkestrasında bir tubaya yer

1 Adler, a.g.e., s.291.

Page 85: r Üflemeli Çalgıların Yapısı ve Orkestradaki m Tekniklerinin ...nek.istanbul.edu.tr:4444/ekos/TEZ/40803.pdfSi bemol bas tuba..... 82 x KISALTMALAR Alm. Almanca ff fortissimo

76

vardır. Tuba tını olarak kontrabaslarla, fagotlarla ve bas tahta nefeslilerle de iyi

kaynaşır. Trombonlar ile birlikte bir oktav alttan kullanımı oldukça sık görülen bir

durumdur.

Orkestralarda sadece bir tuba kullanılırken (en azından bir tane devamlı tuba

icracısı olur), nefesli orkestralarında çeşitli boyutlarda birden fazla tuba

kullanılabilir.

Stravinsky ve Schöenberg gibi bazı bestecilerin iki tuba kullandığı

görülmüştür. Eğer iki tuba var ise birinci tuba daha üst partileri, ikinci tuba alt

partileri çalar. Aşağıda orkestrada iki tubanın kullanımına örnek bir pasaj

görülmektedir.

Orkestrada iki tubanın kullanılmasına bir örnek

R. Strauss’un, “Böyle Buyurdu Zerdüşt” (Also sprach Zarathustra) senfonik şiirinden bir alıntı.1

Pedal fa notasının altındaki pedal seslerin zayıf ve kalitesiz çıkma eğilimi

vardır, bu seslerden mümkün olduğunca kaçılmalıdır. Boyutlarına göre

kıyaslandığında tuba, teknik pasajlar çalarken kendinden beklenmeyecek kadar

çevik bir çalgıdır.

Orta partilerde tuba, yumuşak bir tona sahiptir ancak tiz notalara doğru bu

yumuşaklık kaybolur. En pedal seslerde, tuba çevikliğinin ve hızının bir kısmını

kaybedebilir. Bu partilerde tubadan akıcılık ummak doğru olmaz. Fakat yine de

orkestradaki bas sesleri en temiz ve dinamiklerde en çok çeşitliliğe sahip bakır

üflemelidir. Trombon icracıları, tubanın inebildiği bu pedal sesleri çalabilseler de

çaldıklarından tatmin olmayacaklardır.

Besteci, yazdığı eserde hangi tubanın kullanılmasını istediğini belirtmek

zorunda değildir, burada seçim icracıya kalır.

1 Adler, a.g.e., s.295.

Page 86: r Üflemeli Çalgıların Yapısı ve Orkestradaki m Tekniklerinin ...nek.istanbul.edu.tr:4444/ekos/TEZ/40803.pdfSi bemol bas tuba..... 82 x KISALTMALAR Alm. Almanca ff fortissimo

77

Bir tuba icracısı birden fazla çalgıya sahip olabilir, örneğin senfonik

orkestralar için büyük bas do tuba, solo pasajlar için veya oda müziği için biraz daha

ufak olan Fa tuba ve nefesli toplulukları için de bir si bemol bas ya da Suzafon

kullanabilir.

Tubada hangi ses aralığında nasıl bir etki elde edildiğini gösterir.1

Tubada surdin kullanımı enderdir ve tek tip surdin kullanımı vardır. Surdini

yerleştirmek ve çandan geri çıkarmak garip bir görüntü ortaya çıkardığı için besteci,

icracıya bunu gürültüsüz bir şekilde yapacak yeterli zamanı tanımalıdır.

2.6.2. Türleri

2.6.2.1. Wagner tubası

Resim 56. Wagner tubası2

1 Adler, a.g.e., s.297. 2 http://home.earthlink.net/~tenorhorn/tubahistory.html

Page 87: r Üflemeli Çalgıların Yapısı ve Orkestradaki m Tekniklerinin ...nek.istanbul.edu.tr:4444/ekos/TEZ/40803.pdfSi bemol bas tuba..... 82 x KISALTMALAR Alm. Almanca ff fortissimo

78

Bildiğimiz tubadan çok kornoya benzer. Wagner Tubası iki çeşittir. Daha

küçük olan korno ve alto korno ile aynı ses aralığına sahip, dört pistonlu fa ve si

bemol Wagner tubası ve daha büyük olan si bemol bas Wagner tubası. İkisinin de en

iyi şekilde, Saks kornosuyla Fransız kornosu arasında bir hava kanalı profiline sahip

olduğu söylenebilir.

Aşağıda fa ve si bemol Wagner tubalarının ses aralıkları görülmektedir.

1

Wagner Tubası neredeyse hiç yayvanlığı olmayan bir kalağa sahiptir, ve

bütün kanal, pistonlar dahil olmak üzere koniktir. Bütün bunlar da çalgının veriminin

sekteye uğramasında büyük rol oynayarak, yaygın bir kullanıma sahip olmasını

engeller.

Bu çalgı ilk olarak Wagner’in ‘Ring’ adlı eserinde kullanılmıştır. Bruckner

ve R.Strauss’da bu çalgıya eserlerinde yer vermiştir. Wagner tubası si ve fa perdeli

olmak üzere iki boyutta üretilir. Daha ufak boyutlarda olan fa Wagner tubası, küçük

nefesli topluluklarının değişmez üyesi olarak Avrupa’da hala oldukça popülerdir.

Wagner Tubasını beşinci kornonun yerini tuttuğu görülmüştür.

2.6.2.2. Tenor Tubalar

Tenor tubalar, ‘Euphonium’ yani diğer adıyla ‘Bariton Horn’ ve ‘Alto

Horn’dan oluşur. İçlerinde en bas ses özelliğine sahip olan euphoniumdur. Genellikle

fa anahtarında notalandırılır. Eğer Bariton Horn olarak geçiyorsa sol anahtarına

yazılır.

1 Adler, a.g.e., s.300.

Page 88: r Üflemeli Çalgıların Yapısı ve Orkestradaki m Tekniklerinin ...nek.istanbul.edu.tr:4444/ekos/TEZ/40803.pdfSi bemol bas tuba..... 82 x KISALTMALAR Alm. Almanca ff fortissimo

79

Resim 57. Si Bemol 4 Valfli Euphonium1 Resim 58. Bariton Horn2

Amerika’da euphoniuma bariton horn da denir. Bas trombondaki ses

dizilimine sahiptir. Fakat minyatür bir tuba gibi imal edilmiştir. Konik bir yapısı ve

sonu açılan bir çanı vardır. Dört pistonludur. Çok tatlı ve düz bir sese sahiptir.

Bazıları euphonium’u Si bemol tenor tuba olarak adlandırırken, diğerleri de

tenor ya da bariton Flügelhorn olarak düşünür.

1820’de euphoniumun tenor bas korno olarak doğumu ile bakır çalgılara ilk

valf eklenmesinin tarihsel çakışması nedeniyle, kalın sesli konik borulu çalgılarla

euphonium arasında bir bağlantı oluşturulmuş, böylelikle euphonium, tuşlu yerine

valfli ofiklayde kategorisine girerek, Serpent’in XIX. yy. daki vücut bulmuş hali

olmuştur.

Bu çalgının Yunanca kökenli ismi için iki anlam çıkartılabilir: “tatlı sesli”

ya da “büyük sesli”. Yunan dilini iyi kullanan biri tarafından iki anlamın da aynı anda

kullanılması oldukça mümkündür.

1 Play With Emotion, b.a. 2 A.e.

Page 89: r Üflemeli Çalgıların Yapısı ve Orkestradaki m Tekniklerinin ...nek.istanbul.edu.tr:4444/ekos/TEZ/40803.pdfSi bemol bas tuba..... 82 x KISALTMALAR Alm. Almanca ff fortissimo

80

Euphonium’un pistonlu, dönerek işleyen ve ikisi birden olmak üzere 5 valfi

bulunmaktadır. Valfler bir hizada, üç ve iki, ya da üç ve bir olmak üzere bir açıyla

gruplanır ve çalgının üzerinde çeşitli yerlerde bulunurlar.

Euphonium, kalağı yukarı, öne ve yana bakan, döndürülebilir şekilde olan,

sax kornosu gibi az açılan kalaklarla, ya da Suzafon gibi kalağı çok açılan şekilde

üretilmişlerdir.

Çift kalaklı euphoniumların kalaklarının ikisi de sabit ve döndürebilir, ya da

biri sabit ve biri döndürülebilir şekilde üretilmiştir, genelde küçük olan kalak öne

bakmaktadır.

Resim 59. Çift kalaklı Euphonium1

Ufak olan kalak, pistonlu trombonun sesini üstlenmek, duble etmek için

yaratılmıştır. Fakat trombon silindirik borulu bir çalgı olduğu için bu iddia bir yanlış

anlamaya dayanmaktadır. Euphoium’un taklit edebileceği en yakın bakır çalgı sesi,

baritone/tenor sax kornosu olacaktır.

Tubadan daha hareketli ve esnektir, daha az hava gerektirir. Modern

orkestralarda önemini kanıtlamıştır. Euphonium ve tuba birlikteliği birçok bakır

üflemeli gruplarında görülür. Geleneksel olarak bu iki çalgı, bas satırında birlikte

kullanılır. Tuba ve euphonium, aynı notayı iki farklı oktavda çalabilir. Diğer

zamanlarda euphonium, gruba tenor bir ses olarak katılır. Günümüzde Wagner 1 http://home.earthlink.net/~tenorhorn/euphhistory.html

Page 90: r Üflemeli Çalgıların Yapısı ve Orkestradaki m Tekniklerinin ...nek.istanbul.edu.tr:4444/ekos/TEZ/40803.pdfSi bemol bas tuba..... 82 x KISALTMALAR Alm. Almanca ff fortissimo

81

Tubasının yerini almıştır ve tubanın çaldığı partileri çalar. Fa anahtarında

notalandırılır ve transpose edilmez. Eğer tenor tuba için yazılmış bir partiyi çalıyorsa

bunu transpose etmesi gerekecektir. Çok fazla kullanılmasa da senfonik orkestra

içinde euphonim için yazılmış çok güzel sololar vardır. R.Strauss’un ‘Don Kişot’

eserinden aşağıdaki solo buna güzel bir örnektir.

R.Strauss’un ‘Don Quixote’ adlı eserinden ünlü euphonium solosu1

2.6.2.3. Suzafon (Sousaphone)

C.G.Conn tarafından 1898 yılında üretildiği ileri sürülen suzafon, aslında ilk

defa J.W.Pepper tarafından, Philedelphia’daki bir sanayi fuarında sergilendiği 1893

yılında imal edilmiştir. Suzafon, aslında sadece yönelimli bir kalak eklenmiş bir

helikondur. Helikon ve Suzafon yürüyerek çalınan bandolarda kullanılırlar.

Resim 60. JW Pepper’in Orijinal Suzafonu 18932 Resim 61. Modern Suzafon3

1 Adler, a.g.e., s.312. 2 http://home.earthlink.net/~tenorhorn/tubahistory.html 3 Play With Emotion, b.a.

Page 91: r Üflemeli Çalgıların Yapısı ve Orkestradaki m Tekniklerinin ...nek.istanbul.edu.tr:4444/ekos/TEZ/40803.pdfSi bemol bas tuba..... 82 x KISALTMALAR Alm. Almanca ff fortissimo

82

2.6.2.4. Bas Tubalar

Resim 62. Si bemol bas tuba1

Bas tubaların, si bemol, do, mi bemol ve fa olmak üzere türleri

vardır.Günümüz senfonik orkestralarında kullanılan tubalar bunlardır. Bas tuba

olarak kullanılan si bemol kontrbas tuba ve do kontrbas tuba da vardır. Genellikle Fa

ve Do bas Tubalar senfonik orkestralarda kullanılmak üzere seçilirler; Mi bemol ve

Si bemol bas tubalar ise daha yaygın olarak nefesli topluluklarında görülürler.

Si bemol ve Do bas tubanın ses aralığı2

1 http://home.earthlink.net/~tenorhorn/tubahistory.html 2 Adler, a.g.e., s.312.

Page 92: r Üflemeli Çalgıların Yapısı ve Orkestradaki m Tekniklerinin ...nek.istanbul.edu.tr:4444/ekos/TEZ/40803.pdfSi bemol bas tuba..... 82 x KISALTMALAR Alm. Almanca ff fortissimo

83

3. BAKIR ÜFLEMELİ ÇALGILARIN ORKESTRADAKİ

KULLANIM TEKNİKLERİ

3.1. Bakır Üflemeli Çalgıların Senfonik Orkestraya Girişi ve

Kullanımı

Klasik dönemden önce bakır üflemelilerin ne sayıda ve ne sıklıkla

kullanıldığı tam olarak bilinmemektedir. Rönesans’da bakır üflemelilerin kullanımı,

konserin verileceği salona veya kiliselerin büyüklüğüne göre de değişmiştir. Örneğin,

Giovanni Gabrieli (1557-1612), ‘In ecelesiis inden Interlude’ adlı eserini, Venedik’te

muhtemelen üç trompet ve üç trombonla çalınmak üzere bestelemiştir ve bu grup,

benzer gruplarla her bir grup farklı balkonlarda çalacak şekilde güçlendirilmiştir.

Barok dönemde en çok kullanılan bakır çalgı grubu trompetlerdir. Bu dönemde clarin

üfleme tekniği oldukça popülerdir ve trompete her alanda pek çok eserde görev

verilmiştir. Kornolar doğal korno olarak orkestralarda kendilerine yer buldular. Fakat

trompette olduğu gibi kornolara da oldukça tiz partiler yazılmıştır. Sınırlı kullanım

alanlarına rağmen eserlerde trompetlerle beraber orkestraya dahil oldular.

Trombonların görevi henüz diğer bakır çalgıları takviye etmekti. Haendel’in ‘Water

Music’ ve bunun yanında operamsı birkaç eser dışında bütün bakır üflemeliler bir

arada görülmez.

Klasik dönemin yükselişinde trombonlar, pek çok senfonik eserde halen yer

almamışlar fakat opera ve kilise orkestralarında sıklıkla kullanılmışlardır. Beethoven,

beşinci senfonisinde son bölüme üç trombon için bir pasaj yazarak trombonların

senfonik orkestraya girişini sağlamıştır.

Klasik dönemin sonlarında senfonik orkestrada bakır üflemeliler grubu, iki

trompet, üç korno ve üç trombon olarak son halini almıştır. Kısa bir süre sonra bu

gruba tuba da katılmış, üç kornonun sayısı dörde çıkarılmıştır. Böylece bakır

üflemeli grubu, dört korno, üç trompet, üç trombon ve tuba olarak bugünkü halini

almıştır.

Trompetlerin kornolardan daha tiz partiler çalmasına rağmen neden

kornoların arkasında oturdukları hala tartışma konusudur. Bunun tek sebebi tarihsel

Page 93: r Üflemeli Çalgıların Yapısı ve Orkestradaki m Tekniklerinin ...nek.istanbul.edu.tr:4444/ekos/TEZ/40803.pdfSi bemol bas tuba..... 82 x KISALTMALAR Alm. Almanca ff fortissimo

84

olarak açıklanabilir. Bu da kornoların orkestrada trompetlerden önce kullanılmaya

başlanması ve trompetlerle timpaninin genellikle aynı partileri çalmaları yüzünden

yan yana oturmalarıdır.

Romantik dönemde bakır üflemeli çalgılarda piston mekanizmasının

kullanılmaya başlanması sonucu, besteciler bakır çalgılara eserlerinde daha fazla yer

vermeye başlamışlardır. Berlioz, Mahler ve Stravinsky gibi besteciler orkestranın

sınırlarını genişletmişlerdir. Orkestraların büyümesi sonucu bakır üflemeli çalgı

grubunun da sayısı arttırılmış, çalgıların tüm boyutları ve özellikle kalak çapları

büyümüş ve bunun sonucunda çıkan ses de daha yüksek ve görkemli olmaya

başlamıştır. Bakır üflemeli çalgıların en fazla kullanıldığı dönem bu dönemdir.

XX. yy.da senfonik orkestradaki bakır üflemeli çalgıların yapısına yeni

ilaveler olmamış fakat çalgılardan daha farklı ses renkleri ve çalış teknikleri

istenmeye başlanmıştır. Çalgıların geleneksel kullanımları dışında farklı tınılar

aranmaya başlanmıştır.

Örneğin, bakır üflemeli çalgı icracısından aşağıda da görüldüğü gibi

çalgıdan eser boyunca hava üflemesi, ıslık çalması, dudakları kapalı olarak ‘mmm’

sesi çıkarması, çalgının içine şarkı söylemesi veya ağızlığı çevirip ters ucundan

üflemesi istenebilir.

1

1 Stone, a.g.e., s.221.

Page 94: r Üflemeli Çalgıların Yapısı ve Orkestradaki m Tekniklerinin ...nek.istanbul.edu.tr:4444/ekos/TEZ/40803.pdfSi bemol bas tuba..... 82 x KISALTMALAR Alm. Almanca ff fortissimo

85

Bir başka örnekte icracının avuçiçi ile ağızlığın üstüne vurarak ‘pop’ sesi

çıkarmasıdır.

Ağızlığa elle vurarak çalınması istenen notalar.1

Bir başka istenen teknikte, icracıdan çalarken diğer bir ses içinde ‘huu’ diye

mırıldanmasıdır. Oldukça kısa zamanlı bir tekniktir. İcracı vokal ses rengi ile

çalgının ses rengini olabildiğince eşleştirmeye çalışır.

Trompet için2

Böylece bilinen akorlar çalınabilir. Bu konuda Tubalar, büyük ağızlık

yapılarıyla en şanslılardır.

Tuba icracısının hem çalıp hem söylemesi için yazılmış notasyon.

(küçük notalar mırıldanarak, büyük notalar çalınarak)3

1 Adler, a.g.e., s.246. 2 A.e., s.247. 3 A.e., s.248.

Page 95: r Üflemeli Çalgıların Yapısı ve Orkestradaki m Tekniklerinin ...nek.istanbul.edu.tr:4444/ekos/TEZ/40803.pdfSi bemol bas tuba..... 82 x KISALTMALAR Alm. Almanca ff fortissimo

86

Bakır üflemeli çalgılar içinde trombon, mikrotonların icrasına en ideal uyum

sağlayandır. Trombon kulisinin icracının isteğine ve becerisine göre elle

ayarlanabiliyor olması bu çalgıyı istenilen her türlü mikrotonal değişimi elde etmeye

elverişli kılar.

Korno da mikrotonları çalabilir. Ufak bir dudak hareketiyle ve çan içindeki

elin pozisyonunun değişimi ile korno icracısı, çalgının armonik dizilimindeki

herhangi bir tondan çalabilir. Fakat bunun bir bedeli vardır. Elin çanın içine

yerleşmiş olması sesi pesleştirir ve aynı zamanda tonun rengi de değişir. Tonalitenin

ses renginden daha önemli olduğu pasajlarda bu metot işe yarar. Eğer ses rengi

önemliyse, tonun değişimi de sınırlıdır.

Trompet ve tuba icracıları, trombon ve korno icracılarına göre mikrotonları

daha sınırlı kullanırlar. Kulisli bir çalgı olan trombon küçük hareketlerle tonda bir

değişim sağlayabilir. Bakır üflemeli çalgı icracıları dudak pozisyonlarını hafifçe

oynatarak sesi bir tam ses veya yarım ses kaydırabilirler.

Aşağıda görülen örnekte Stuart Dempster için yazdığı ‘One man’ parçasında

Ben Johnston, trombonun mikroton üretme kapasitesinden yaralanmıştır.

Romen rakamları trombondaki pozisyonları gösterir. Noktalar da seslerdeki mikrotonal değişimi

belirtir.1

1 Sumerkin, a.g.e., s.78.

Page 96: r Üflemeli Çalgıların Yapısı ve Orkestradaki m Tekniklerinin ...nek.istanbul.edu.tr:4444/ekos/TEZ/40803.pdfSi bemol bas tuba..... 82 x KISALTMALAR Alm. Almanca ff fortissimo

87

3.2. Bakır Üflemeli Çalgıların Senfonik Orkestrada

Kullanımına Örnekler

3.2.1. Kornonun Senfonik Orkestrada Kullanımından

Örnekler

1. Tchaikovsky beşinci senfonisinin ikinci bölümünde kornoya oldukça

bilinen ve melodik bir solo yazmıştır.

İkinci bölüm 8-12. ölçüler1

2. R.Strauss’un ‘Till Eulenspiegel’ den alınan bu pasaj üçüncü kornonun

solosu ile başlar ve bütün bölüm boyunca devam eder. Alıntı pasajdaki üst

oktavlardaki notalar, bağlar ve oktavların eşleşmesi nedeniyle kolay çalınırlar.

Besteci, korno solosunun bütün orkestranın üstünde duyulmasını istemiş ve finalini

oktavda yazarak duyulur kılmıştır.

2

3

1 Adler, a.g.e., s.148. 2 A.e., s.149. 3 A.e., s.150.

Page 97: r Üflemeli Çalgıların Yapısı ve Orkestradaki m Tekniklerinin ...nek.istanbul.edu.tr:4444/ekos/TEZ/40803.pdfSi bemol bas tuba..... 82 x KISALTMALAR Alm. Almanca ff fortissimo

88

3.Shostakovich beşinci senfonisinin son bölümünde aşağıdaki korno solosunu

yazmıştır. Bu korno solosu uzun zamandır, solo yazımındaki en etkileyici ve önemli

sololardan biri olarak kabul edilmektedir.

1

4.John Adams ‘Hızlı makinede kısa bir tur’ adlı eserinde dört kornoya

çanlar yukarda aşağıdaki pasajı yazmıştır.

Bells in the Air: (Çanlar Yukarı)2

1 A.e., s.151. 2 A.e., s.152.

Page 98: r Üflemeli Çalgıların Yapısı ve Orkestradaki m Tekniklerinin ...nek.istanbul.edu.tr:4444/ekos/TEZ/40803.pdfSi bemol bas tuba..... 82 x KISALTMALAR Alm. Almanca ff fortissimo

89

5.Joan Tower’ın korno için yazdığı ‘Sequoia’, korno için oldukça üst

oktavlardadır ve çok heyecan verici bir pasajdır.

1

3.2.2. Trompetin Senfonik Orkestrada Kullanımından

Örnekler

1.J.S. Bach’ın Brandenburg Konçertosundaki meşhur trompet solosu, fa

trompet için yazılmıştır. Fakat bu pasaj genelde piccolo trompet ile çalınır. Yine de

çok üst oktavlardaki partisyonu sebebiyle piccolo trompetle bile çalınması halen

zorluğunu korumaktadır.

2

1 A.e., s.153. 2 A.e., s.154.

Page 99: r Üflemeli Çalgıların Yapısı ve Orkestradaki m Tekniklerinin ...nek.istanbul.edu.tr:4444/ekos/TEZ/40803.pdfSi bemol bas tuba..... 82 x KISALTMALAR Alm. Almanca ff fortissimo

90

2. Mahler’in beşinci senfonisinde oldukça dramatik bir başlangıç vardır.

Eser trompet solo ile başlar. Orkestranın geri kalanı onikinci ölçüde esere katılır. Si

bemol trompet için yazılmıştır.

1

3.Tchaikovsky, İtalyan Kapriçyosunda trompetlere eserin başlangıcında çok

güzel bir solo yazmıştır.

2

1 A.e., s.155. 2 A.e., s.156.

Page 100: r Üflemeli Çalgıların Yapısı ve Orkestradaki m Tekniklerinin ...nek.istanbul.edu.tr:4444/ekos/TEZ/40803.pdfSi bemol bas tuba..... 82 x KISALTMALAR Alm. Almanca ff fortissimo

91

4. G. Mahler birinci senfonisinin dördüncü bölümünde trompetlere oldukça

gösterişli ve surdinli çalınan pasajlar yazmıştır. Trompetin forte ve ince seslerde nasıl

etkili olabileceğini gösteren güzel bir örnektir. Altta görülen surdinli solo, trompetin

surdinle kullanımının ne kadar etkili olabileceğini gösterir.

1

5.Whittenberg’in do trompet için solo yazdığı ‘Polyphony’ den bir alıntı.

Eserde trompet için geniş sıçramalar ve uç noktalardaki dinamikler had safhadadır.

Bu kompozisyon çağdaş trompet yazımı için ideal bir örnektir.

2

1 A.e., s.157. 2 A.e., s.158.

Page 101: r Üflemeli Çalgıların Yapısı ve Orkestradaki m Tekniklerinin ...nek.istanbul.edu.tr:4444/ekos/TEZ/40803.pdfSi bemol bas tuba..... 82 x KISALTMALAR Alm. Almanca ff fortissimo

92

3.2.3. Trombonun Senfonik Orkestrada Kullanımından

Örnekler

1.Mozart’ın ‘Requiem’ adlı eserindeki ‘Tuba Mirum’ solosu trombon

icracısının legato stilini ve müziği yorumlayışını çok gösteren bir solodur. Orkestra

repertuarındaki en güzel trombon sololarından biridir.

1

1 A.e., s.159.

Page 102: r Üflemeli Çalgıların Yapısı ve Orkestradaki m Tekniklerinin ...nek.istanbul.edu.tr:4444/ekos/TEZ/40803.pdfSi bemol bas tuba..... 82 x KISALTMALAR Alm. Almanca ff fortissimo

93

2. Gustav Mahler üçüncü senfonisinde tenor trombona oldukça görkemli ve trajik

sololar yazmıştır. Mahler bu eserinde trombonun orta ve alt ses aralığını kullanmıştır.

İhtişam ve büyüklük isteyen soloların yanı sıra oldukça melodik, hafif ve hatta

vibratolu çalınabilecek sololar içeren bir senfonidir.

1

1 http://www.orchestralexperts.com

Page 103: r Üflemeli Çalgıların Yapısı ve Orkestradaki m Tekniklerinin ...nek.istanbul.edu.tr:4444/ekos/TEZ/40803.pdfSi bemol bas tuba..... 82 x KISALTMALAR Alm. Almanca ff fortissimo

94

3.Stravinsky’nin ‘Firebird’ (Ateş kuşu) adlı eseri de trombonun glisandoyu

ne kadar etkili kullanabileceğini gösterir. Alto anahtarla yazılmış olsa da iki tenor ve

bir bas trombon ile çalınır. Çalgının fonksiyonlarını anlayabilmek için glisandonun

hangi pozisyonda başlayıp bittiğini anlamak gerekir. İkinci trombondaki fa trili

altıncı pozisyonda yapılacaktır. Stravinsky, çalgının icra zorluklarını daha da üst

seviyelere çıkarmıştır.

1

4. R. Schumann’ın Ren senfonisinin (3. senfoni) dördüncü bölümü, çok

önemli bir trombon korali içerir. Kornolar ve fagotlarla birlikte olsa da temel ve

belirgin olarak trombonlar duyulur. Alto, tenor ve bas trombon için yazılmıştır. Fakat

uzun yıllar iki tenor ve bir bas trombon kullanılmıştır. Son zamanlarda birinci

trombon için özgün notasyondaki gibi alto trombon tercih edilmektedir.

2

1 Adler, a.g.e., s.160. 2 A.e., s.161.

Page 104: r Üflemeli Çalgıların Yapısı ve Orkestradaki m Tekniklerinin ...nek.istanbul.edu.tr:4444/ekos/TEZ/40803.pdfSi bemol bas tuba..... 82 x KISALTMALAR Alm. Almanca ff fortissimo

95

5. M. Ravel, “Bolero” eserindeki trombon solosu, her icracı için çalışılması gereken

ve çok bilinen zor bir solodur. Eserde bu solo tüm çalgılara gelmektedir. Trombon

solosu oldukça ince seslerde ve tüm orkestranın üstünde duyulan ve forte bir solo

olduğu için her trombon icracısının iyi bilmesi gereken bir solodur.

1

1 http://www.orchestralexperts.com

Page 105: r Üflemeli Çalgıların Yapısı ve Orkestradaki m Tekniklerinin ...nek.istanbul.edu.tr:4444/ekos/TEZ/40803.pdfSi bemol bas tuba..... 82 x KISALTMALAR Alm. Almanca ff fortissimo

96

3.2.4. Tubanın Senfonik Orkestrada Kullanımından

Örnekler

1.Mussorgsky-Ravel’in ‘Pictures at an Exhibition’ adlı eserindeki solo, en

ünlü tuba sololarından biridir. Bu pasaj, çalgının üst ve orta oktavlarda sesinin ne

kadar etkili olduğunu gösterir. Genellikle fa tuba yerine euphonium ile çalınır.

1

2.Wagner, ‘Die Meistersinger’ adlı eserinde tubanın tril yapabilme

özelliğinden yararlanmıştır. Dokuz ölçü süren solo, önemli bir kontrpuan yazımı taşır

ve tuba trili ile sonuçlanır. Tuba için tril nadiren istenmiştir. Fakat görev verildiğinde

tubanın trili çok etkileyici ve işlevseldir. Tril piston hareketleriyle yapılır.

2

3.Stravinsky’nin ‘Petruşka’ adlı eserinden üst oktavlardaki tuba solosu, ayı

dansı imajını uyandırmak ister ve böyle büyük bir çalgıyla çalındığı için de çok

etkilidir.

3

1 Adler, a.g.e., s.162. 2 A.e., s.163. 3 A.e., s.164.

Page 106: r Üflemeli Çalgıların Yapısı ve Orkestradaki m Tekniklerinin ...nek.istanbul.edu.tr:4444/ekos/TEZ/40803.pdfSi bemol bas tuba..... 82 x KISALTMALAR Alm. Almanca ff fortissimo

97

4.Prokofiev’in beşinci senfonisindeki hızlı tuba pasajları, tubanın şaşırtıcı

hareketliliğini, boyutlarını düşündürerek gösteren bir örnektir.

1

5. XX..yy. bestecileri bakır üflemelileri geleneksel kullanım tarzlarının

dışında daha yenilikçi ve farklı bir anlayışla kullanmışlardır. Schönberg’in iki

euphonium için yazdığı aşağıdaki pasaj buna bir örnektir.

2

1 A.e., s.165. 2 A.e., s.166.

Page 107: r Üflemeli Çalgıların Yapısı ve Orkestradaki m Tekniklerinin ...nek.istanbul.edu.tr:4444/ekos/TEZ/40803.pdfSi bemol bas tuba..... 82 x KISALTMALAR Alm. Almanca ff fortissimo

98

SONUÇ

Bu araştırma projesinde bakır üflemeli çalgılar, tarihte ilk olarak ne zaman

kullanılmaya başlandığından itibaren yapısal özellikleriyle genel olarak bir araştırma

konusu yapılmıştır. Çalgılar, orkestrada kullanım alanlarıyla ve yapısal özellikleriyle

karşılaştırmalı olarak incelenmiş, senfonik orkestra repertuarından verilen önemli

eser örnekleriyle de bu inceleme derinleştirilmiştir. Herhangi bir bakır üflemeli çalgı

icracısının bilgisinin sadece kendi çalgısı ile sınırlı kalmaması gerektiğini, yan yana

ve birlikte çaldığı diğer icracıların yaşadığı zorlukları, sahip oldukları avantaj ve

dezavantajları ve bu çalgıların yapısal ve çalış özelliklerini bilmesi gerektiğini

düşünüyorum. Bunun hem kişisel olarak, hem de tüm orkestra icracıları açısından

çok faydalı olacağı kanısındayım.

Page 108: r Üflemeli Çalgıların Yapısı ve Orkestradaki m Tekniklerinin ...nek.istanbul.edu.tr:4444/ekos/TEZ/40803.pdfSi bemol bas tuba..... 82 x KISALTMALAR Alm. Almanca ff fortissimo

99

KAYNAKÇA * Stone Kurt: “Music Notation In The Twentieth Century” (A Practical

Guidebook), W.W. Norton&Company,Inc.,New York,1980, s.220-289. * Çelebioğlu Emel: “Tarihsel Açıdan Evrensel Müziğe Giriş” İstanbul, Üçdal

Neşriyat,1986, s.289-293. * Kent Kennan-Donald Grantham: “The Technique Of Orchestration”, Sixth

Edition, Usa, 2002, s.125-310. * Adler Samuel: “The Study Of Orchestration”, Third Edition, W.W.Norton &

Company, Inc., New York 1982, s.132-316. * “Müzik Ansiklopedisi”, Başkent Yayınevi,Ankara,1985. * Sumerkin Victor: “Enstrumanlar Serisinde Trombon”, Moskova, 1975 * Yener Faruk: “Müzik Ansiklopedisi”, Türkiye Turing Ve Otomobil Kurumu,

Şişli M. 364 İstanbul 1983. * “Play With Emotion”, Weril Corperation, P.O. Box 392-Lake Geneva,

W.I.5347. Elektronik Adresler: * http://home.earthlink.net/~tenorhorn/cornethistory.html * http://home.earthlink.net/~tenorhorn/flugelhistory.html * http://home.earthlink.net/~tenorhorn/euphhistory.html * http://home.earthlink.net/~tenorhorn/baritonehistory.html * http://home.earthlink.net/~tenorhorn/tbonehistory.html * http://home.earthlink.net/~tenorhorn/tubahistory.html * http://www.mouthpieceexpress.com * http://www.orchestralexperts.com