Raptiye #12

No : 12 KASIM - 2015Fenerbahçe Leo Kulübü“Ar�ık duramayız.

Mutlaka ileri gideceğiz;çünkü mecbur�z.

İçinde bulunduğ�muzmedeniyet ailesinde layık

olduğ�muz yeri bulacak ve onu kor�yacak ve

y�kselteceğiz. Refah, mutluluk ve insanlık

bundadır.”

Sen sonsuzadek bizimlesin.

Biz seni hiç kaybet�edik.Tek bir g�n bile...

K. Atat�rk

193

81

NICE YILLARA

.

RAPTIYE.

FENERBAHCE LEO KULUBU

. . ..

yil..

Fenerbahçe Leo KulübüKASIM - 2015

2

36

1018

SAYFA

3 BAŞKANDAN DUYURULAR

6 SERBEST BÖLGE

10RÖPORTAJ

18NELER YAPTIK?

16 KÜLTÜR & SANAT

19 NELER YAPACAĞIZ?

Çocuk Istısmarı. .

410 Kasım

Ibrahim Çağlayan ÜVEZ.

ATATÜRK KÖSESI.

.

ADNAN AYVAZ, EMIR GÖZÜMÖZLEM ÖZKAN

ECE PiRPiR, ŞEVVAL YÜRÜTENÇAĞLA PEKÇEÇINAR

NO:1 2

.

IÇINDEKILER. . .

3

Ebru GözümFenerbahçe Leo Kulübü

2015-2016 Dönem Başkanı


Sevgili Raptiye Okurları,

Fenerbahçe Leo Kulübü olarak her ay özenle hazırladığımız bültenimizin 1. yıl dönümünü kutlarken, geçen dönem bu bülteni yeniden hayata döndüren ve her geçen ay çıtasını daha da yükselten çok değerli Raptiye ekibine çok teşekkür ediyorum.

"Her ay bir konsept" �krimizle başladığımız dönemimizde bugüne kadar çeşitli konulara dikkat çekmeye çalıştık ve bu amaçla Ekim ayında 4 Ekim Dünya Hayvanları Koruma Günü vesilesiyle konseptimizi Hayvan Hakları olarak belirledik. Böylece H.İ.S Projemizi yeniden harekete geçirdik ve barınaklarda yaşayan hayvan dostlarımız için farkındalık yaratmak istedik. Hem sosyal medya paylaşımlarımızla hem de barınak ziyaretlerimizle her zaman devam edecek olan H.İ.S'e bu dönemin ilk adımını atmış olduk. 11 Ekim’de Beykoz Hayvan Barınağı’na yaptığımız ziyaret ile ilgili tüm hazırlıkları üstlenen kulübümüzün Organizasyon Komite’sine, destek olan tüm kulüp arkadaşlarıma, diğer Leo dostlarıma ve Lion büyüklerimize çok teşekkür ederim.

Ülkemizin içinde bulunduğu bu zor günlerde unutmamamız gereken şeylerden biri ise çocuklar... Kasım ayının 20'sinde Dünya Çocuk Hakları Günü'nü kutlayacağız. Bu anlamlı günden yola çıkarak, Kasım ayında, değişmeyen sorun olan Çocuk Hakları'na dikkat çekmek istiyoruz. Bu konuda çalışmalarımızı sürdürürken sizlerin de her zaman desteğinizi hissedeceğimizden eminim.

Sözlerime son verirken 10 Kasım 1938'de sonsuzluğa uğurladığımız Büyük Önder Mustafa Kemal Atatürk'ü saygıyla anıyor, ilke ve inkılaplarının aydınlattığı Cumhuriyet yolundan çıkmadığımız güzel yarınlar diliyorum.

En derin Leo sevgi ve saygılarımla,

4

Hazırlayan : Irmak PEKÇEÇINAR


Bir lider düşünün, bir ülkenin tüm kaderini değiştiren... Bir lider düşünün, tüm dünyaya umut ışığı tutan... O; sadece Türk milletinin değil özgürlüğü uğruna savaşan her milletin önderiydi. Bağımsızlık onun ilkesiydi ve bu doğrultuda şunları söylemişti: “Bir gün cihan harbinden sonra Ortadoğu’da kurulan suni devletlerin halkları da ayaklanacaktır. O gün geldiğinde yeni kurduğumuz cumhuriyetimizin yöneticileri bu halkların değil, emperyalist devletlerin yanında yer alırsa aynı akıbete kendileri uğrayacaktır ve Kurtuluş Savaş’ında yedi düvele haddini bildiren Türk halkı onlarında hakkından gelecektir.’’. İşte bu kadar önemliydi bağımsızlık onun için…

İleri görüşlülüğü, barışçıllığı, zekâsıyla hep farklı olmuştu ama onu diğer devlet adamlarından ayıran çok önemli bir şey daha vardı. O; kişisel kazanç ve ün peşinde koşan basit bir diktatör değildi; aksine, gelecek kuşaklar için sağlam temeller atmaya çalışan bir kahramandı. Üstün iradesi, tükenmez cesareti ve benzersiz sezişleri ile hasımlarını dize getirdi. Fazilet ve ciddiyeti ile üç yılda memleketine sadece askeri değil, aynı zamanda tam ve doyurucu bir siyasi zafer kazandırdı.

Sadece bunlarla da kalmadı ve nice inkılaplar yaparak Türk milletine çağ atlattırdı. Bu durumu kendisi şu sözlerle açıklamıştır: “Yaptığımız ve yapmakta olduğumuz inkılapların amacı Türkiye Cumhuriyeti halkını tamamen çağımıza uygun bütün mana ve biçimiyle uygar bir toplum haline getirmektir.’’ Onun sayesinde yeni ve modern Türkiye’nin temelleri atılmış oldu. Eski, yıpranmış bir toplumdan yepyeni ve güçlü bir millet yarattı. Bunu yaparken de eşsiz kişiliği ile herkesi kendine inandırmayı başardı.

5

Üzülerek hatırlatmak isterim ki gerçek sanatçılar bugün hak ettikleri koşullarda yaşamıyorlar ve çalışma yerleri birer birer kapatılıyor. Atatürk Kültür Merkezi'nde, Süreyya Operası'nda, Fulya Sanat'ta Harbiye Muhsin Ertuğrul'da, Kadıköy Haldun Taner sahnesinde ve birçok farklı sanat merkezinde dolu dolu etkinliklerin gerçekleştirildiği günlere hasretiz. Ben, aktif olarak AKM'nin yıkımı, Devlet Opera ve Balesi'nin kapatılmasına karşı yapılan çalışmalara katılıyorum. Geçmişte on dört sene baleye emek vermiş ve devlet sanatçısı olmaya hak kazan-mış olan ben, biraz kırgın, biraz da pişmanım. İyi yaşam koşullarına sahip olmak pahasına profesyonel balerin olma yolumu terk ettim ve akademik hayata döndüm. Bale tutkum, en ufak hatırlatıcı uyaranla karşılaştığımda içimde sızlayan bir yaraya dönüştü. Ve biliyorum ki ülkemizde sanata, spora ve bilime verilen değerin asgari olması sebebiyle onlarca hatta yüzlerce kişi sanatından vazgeçmeye mecbur kalıyor.

Ülkemizin gelişmişlik endeksinin son sıralarda yer alması yalnızca ekonomik değişkenlerden değil; Atatürk'ün arzuladığı tüm bu dallardaki elim eksiklikler-

millet ki fennin gerektirdiği şeyleri yapmaz; itiraf etmeli ki o milletin ilerleme

yazık ki, medeniyet alanında yüksek insanlık sıfatıyla yer almaktan ilelebet mahrum kalacaklardır". Eşsiz bir lider olan Atamızı saygıyla anarken; onun bizden neler yapmamızı istediğini, bizimle olsaydı neler konuşmamızı arzu edeceğini tahmin edebiliyorum ve bunları az çok demeden çevremizdeki çocuk ve gençlerle paylaşmamız gerektiğini belirtmek istiyorum. Bir çocuğu tiyatro, sinema, opera, müzik ile buluşturmak çok büyük bir değişime yol açabilir. Tüm

-na dönüştürmeyen insanlar yapacaktır. Her mesleği icra edebiliriz. Hepimiz işimizde çok başarılı olabiliriz; dahası, Cumhurbaşkanı bile çıkabiliriz. Ama sanatçı olmak bambaşka bir yetenek ve çalışmadır.

En derin Leo sevgi ve saygılarımla.


Bu kadar kısa zamanda böyle büyük bir gelişme kimse tarafından beklenmiyordu. Dolayısıyla bunun gerçekleşmesini sağlayan Mustafa Kemal’e herkes bir kez daha hayran kaldı. Bir sürü yerde övüldü, örnek gösterildi. Onunla tanışan, konuşan devlet adamları ona gıptayla bakarak onun ne kadar büyük bir lider olduğunu vurgulamıştır. Yurt dışında çeşitli mecra ve makamlarda Mustafa Kemal’den nasıl bahsedildiğine göz atacak olursak:

İşte ‘’Bizim Önderimiz’’ demekten gurur duyduğum Atam böyle yüce ve insanı kendine hayran bırakan bir insandı. O, yirminci asrın en büyük gerçeğini yaratan kişiydi. Tarihte teşkilatçı bir dâhi, bir milletin harikalar yaratan yöneticisi ve kurtarıcısı olarak hatırlanmaya her zaman devam edecektir. Unutmamak gerekir ki Mustafa Kemal bir temeldir, bir yöndür. Onun hakkını teslim etmek için tek yolumuz, onun bize emanet ettiği Türkiye Cumhuriyeti'ne sahip çıkmak olacaktır. Bize bahşettiği değerlerin kıymetini bilmemiz ve unutmamamız esastır. O, ölümüyle tarihin çok önemli bir devrini kapatmış oldu ve dünya; barış, ilerleme, gelişim ve yeniliğin kahramanı büyük insan Atatürk’ün ölümüyle öksüz kaldı…

Bu Kasım, Atatürk’ün aramızdan ayrılışının 77. yıl dönümü... Her birimiz onu saygı, sevgi ve özlemle anıyoruz. Ama en önemlisi de onun değerlerinin ışığında gururla yürüyen bireyler olarak aslında onu yaşatmaya devam ediyoruz. Dileğim bu yürüyüşün gün geçtikçe milyonları peşine katarak coşkuyla büyümeye devam etmesidir. Eminim ki bizler Atatürklü yarınlar için yılmadan çalışmaya devam edeceğiz.

Gladys Baker / Gazeteci: “İnsanı teslim alıcı fevkalade önderlik kuvveti vardı: O, tetiktir, hazır cevaptır, dikkat çekecek kadar zekidir.”

Prof. Herbert Melzig / Tarihçi: “O, kendi milleti ve beşeriyet âlemi için beslediği muhabbetle, bir dâhinin neler yarattığına dair, cihana fevkalade heyecanlı bir sahne seyrettirmektedir.”

Le Jour – Echo de Paris gazetesi: “Dünyanın, çağdaş, en büyük kişilerinden biri.”

Times Gazetesi / İngiltere: “O Türkiye’nin önceki kuşaklarından hiçbirine nasip olmayan özgürlük ve güven dolu

bir hayat sağladı. Başarıları Türkiye’nin bir Avrupa devleti olmasını sağladı, yakın doğunun tarihini değiştirdi.”

Ben Gurion / İsrail Başbakanı: “Mustafa Kemal Atatürk, kuşkusuz 20. yüzyılda dünya savaşından önce yetişen en büyük devlet adamlarından biri, hiçbir millete nasip olmayan cesur ve büyük bir inkılapçı olmuştur.”

.

.

.

.

.

6


Hazırlayan: Helin BAŞAR

Çocuk istismarı, yetişkinler tarafından çocuklara uygulanan �ziksel yada psikolojik davranışlardır. Dünya Sağlık Örgütü çocuk istismarını şöyle tanımlar: "Çocuğun sağlığını, �ziksel ve psikososyal gelişimini olumsuz etkileyen, bir yetişkin, toplum ya da devlet tarafından bilerek ya da bilmeyerek uygulanan tüm davranışlar çocuğa kötü muameledir.” Ülkeler bu istismarın engellenmesi için yasalar çıkarmış olsalar da çocuk istismarı çeşitli şekillerde günden güne devam etmekte ve ne yazık ki artmaktadır.

çocuk İSTİSMARINI DURDURUN!

.

Merhaba ben Helin Başar , bu ay konseptimiz doğrultusunda sizlere çocuk istismarları ile ilgili biryazı hazırladım. Umarım yazdığım bu yazı şu anda bulunduğumuz durumun önemini anlatabildiğimbir yazı olmuştur.

Çocuk istismarının nedenleri arasında sosyo-ekonomik durumun düşük olması, mutsuz evlilikler, aile içi şiddet, üvey anne-baba ve aile içinde şiddetin kabul gören bir değer olması yer alıyor.Daha vahim olan ise bazı aileler bu şiddeti çocuğa yapılan bir eğitim şekli olarak nitelendirmekte. Anne-babalarda alkol bağımlılığı ile psikolojik sorunların var olması gibi durumlar yine istismarı artıran sebepler arasındadır.

7


Dünya’da çocuklar çeşitli şekillerde istismar edilmektedirler. Eğer bu çeşitleri gruplandıracak olursak 4 farklı grup elde edebiliriz.

1) Çocuk ihmali

Çocuğun eğitim, beslenme, giyinme, barınma, sağlık ve sevgi gibi temel ihtiyaçlarının çocuğa bakması gereken kişiler tarafından karşılanmaması sonucu, çocuğun iyi gelişiminin engellen mesi olarak tanımlanır. İhmal, anlaşılması ve teşhisi zor olan bir kavramdır. Sorun istismarın aktif, ihmalin ise pasif olmasıdır.

2) Fiziksel istismar

Çocuğun sağlığına zarar verecek biçimde anne-babası ya da ona bakmakla yükümlü olan başka bir kişi tarafından �ziksel olarak zarar görmesidir. Türkiye’de 7-14 yaş arasındaki çocukların yaklaşık %40’nın “yanlış” bir şey yaptıkları zaman anne ve babalarından şiddet gördükleri belirlenmiştir. Türkiye’de 8 ilde yapılan araştırmaya göre çocuklara %33 tokat atma, %25 kulak-saç çekme ve %14 sopa ile dövme oranında şiddet uygulandığı saptanmıştır. Böyle �ziksel şiddete uğrayan çocuklarımızın gelecekte istismarcı olma olasılığı ise yüksektir.

3) Duygusel istismar

UNICEF bu istismar şeklini çocuğun nitelik, kapasite ve arzularının sürekli kötülenmesi, çocuğun sürekli olarak insanüstü güçlerle sosyal açıdan ağır zararlar verme ya da terk etme ile tehdit edilmesi, çocuğun yaşına ve gücüne uygun olmayan taleplerde bulunulması olarak tanımlamıştır. Çocuklara en çok uygulanan istismar türü duygusal olandır. Çocuklarda çok derin yaralar bırakır. Büyüdüklerinde hayat-larında hâlâ etkisini hissedebilecekleri türden bir istismardır. Bu istismara uğrayan çocuklar pasif kişilikli, antisosyal, kendine güveni olmayan bireyler haline gelirler.

4) Cinsel istismar

Gelişimi tam olarak gerçekleşmemiş bir çocuğun erişkin tarafından cinsel doyum için kullanılmasıdır. Çocuğa yönelik cinsel istismarın çocuğun üzerinde en fazla etki bırakanı, istismarın aile bireyleri veya akrabaları tarafından çocuğun tanıdığı bir yerde gerçekleştirilmesiyle ortaya çıkan ensest durumlardır. Ensest, anne-baba otoritesine sahip bir erişkin ile bir çocuk veya ergen arasındaki her çeşit cinsel ilişki demektir. Mor Çatı Derneği’ne başvuran 538 kişinin %35’inin cinsel şiddete uğradığını, cinsel şiddete uğrayanların % 26’sının ise ensest mağduru olduğu bildirilmiştir.

8


Son yıllarda çocuk istismarları ve ihmalleri giderek artmaktadır. Yapılan araştırmalara göre, ABD’de günde üç çocuk, İngiltere’de ise haftada dört çocuk bu istismar ve ihmaller sebebi ile ölmekte; 4 yaş altında her bin çocuktan biri �ziksel istismara uğramaktadır. Çocuk istismarı oranı dünyada %1 ila %10 arasında değişirken ülkemizde bu rakam üzücüdür ki %10 ile %53 arasındadır. Duygusal istis-marın %78, �ziksel istismarın %24, cinsel istismarın ise %9 oranında olduğu belirlenmiştir. Bu istis-marlara uğrayan çocukların %70’i 2 ila 10 yaş arasındadır.

Çocukların bu istismarlara sessiz kalmalarının nedenleri arasında kendilerine inanılmayacağını düşünmeleri, başlarının belaya gireceğinden ve istismarcının tehdidinden korkmaları vardır. Bu istismarları önlemek için yapılan çok sayıda faaliyet vardır. Bunlardan bazıları ICC Uluslararası Çocuk Merkezinin cinsel istismar ve sömürüye karşı yaptığı ‘5te1 projesi’; UNICEF’in Güney Doğu Avrupa'da Çocukların Şiddete Karşı Korunması Projesi ve yine ICC’nin cinsel amaçlı çocuk ticaretine farkındalık yaratmak için hazırladığı ‘İki Küçük Kız’ videosu vardır.

Çocuk istismarını önleme yöntemi başlıca üç başlık altında toplanabilir:

1. yöntem: Topluma yönelik geniş çaplı eğitim sağlamaktır. Bu tür aktiviteler gelecekte çocuklarına istismar ve ihmalde bulunacak aileleri değiştirmeye yöneliktir. Bu seviyede; halk eğitim aktiviteleri, toplumda aile eğitim sını�arı ve aile destek programları yer alır. İlk seviyedeki bu çalışmalar, daha sorun var olmadan engelleme amaçlı olduğundan etkisi belirsizdir.

2. yöntem: Daha önceden çocuklarına karşı istismar ve ihmalde bulunmuş ailelere, genç ailelere, çocuklarının ilgi gereksinimi olan ailelere, çocuk sahibi olan bireylere (annesiz veya babasız) ve düşük gelirli ailelere yöneliktir. İkinci yöntem, aile ve çocuk eğitiminin yüksek riskteki ailelere verilmesini öngörür ve çocuklarının özürlü veya üvey evlat olmalarını göz ardı eder.

9


3. yöntem: Resmi olarak tespit edilmiş ve devamlı bir şekilde çocuklarına karşı şiddet ve ihmal uygulayan ailelere yöneliktir. Bu ailelerin daha önceden yasalar ve mahkemeler doğrultusunda engellenmeleri öngörülmüştür.

Bu istismarların yanında günümüzde oldukça yaygın olan iki konu daha vardır: Çocuk işçiler ve çocuk gelinler. İnsanlar yasal olmamasına rağmen daha az ücret ödemek amacıyla çocukları ağır ve zor şartlarda işçi gibi çalıştırmaktadırlar. 2006 yıllında çocuk işçi sayısı yıllık 74 bin iken 2012’de yapılan araştırmalarda çocuk işçi sayısının 893 bine ulaştığı tespit edilmiştir. Günümüzde bu konu hakkında pek çok para cezası uygulaması ve yasa olsa da işverenler hâlâ çocuk işçi çalıştırmaya devam etmektedirler. Diğer bir konu ise hepimizi en derin şekilde üzen ve hâlâ, yapılan kampanyalara rağmen artışta olan çocuk gelinlerdir. Daha 18 yaşına gelmemiş kendini bile yeni yeni tanıdığı dönemlerde ‘Bak yavrum bu senin kocandır’ lafını duyan küçük kızlarımız.Çoğu kendinden çok daha büyük kişilerle para ya da altın karşılığı evlendirilirler… Çoğunun çocukken bir bebeği olur ve ne yazıktır ki bu Türkiye’de çok sık karşılaştığımız bir durumdur. Ülkemizde 2012 yılında yapılan toplam resmi evlenmeler içinde 16-17 yaşında evlenen kız çocuklarının oranı yüzde 6,7 olup, sayıları 40 bin 428’dir. Bu konu hakkında uzun zamandır çeşitli çalışmalar yapılıyor. Uçan Süpürge’nin “Çocuk Gelinler Projesi” projesi ise devam eden projeler arasında yer alıyor.

Araştırmalar gösteriyor ki modernleşen dünyada çocuk istismarı konusunda ilerlemek yerine maalesef geriliyoruz. Dilerim en kısa zamanda çocuklarımızı üzerlerindeki bu korkunç riskten el birliği ile kurtarabiliriz.

10


Sevgili Çağlayan, seni bu ay Raptiye’de görmek bizleri oldukça mutlu etti. Seni tanımayan kimse var mı emin değiliz ancak yine de öncelikle seni okurlarımıza tanıtmak istiyoruz… Biraz kendinden bahsederek seni tanımayanların neler kaybettiğini ortaya çıkarmak ister misin? :)

Varmış abi ya beni tanımayan. :) Öncelikle nazik tekli�niz ve röportajınız için, Fenerbahçe Leo Kulübü’ne teşekkür ederim. Ben İsmail Çağlayan Üvez, birçok kişi ilk adımı bilmez. Yaklaşık 10 yıldır camianın içindeyim fakat resmi olarak 6 yıldır Leo’yum. İlk zamanlar ailemin yönlendirmesine rağmen Leo, katılmayı çok düşünmediğim bir oluşumdu. Ama içine girince çok sevdiğim bir kurum, hatta bir aile oldu bana. Ankara Esat Leo Kulübü’nün Geçmiş Dönem Başkanıyım. Hem kulübümde, hem 118-U Leo Yönetim Çevresi'nde, hem de 118 Leo Çoğul Yönetim Çevresi'nde birçok görev aldım, hâlâ da almaktayım. Bu dönem tek görevim Preforum Başkanlığı değil, aynı zamanda Leo Çoğul Yönetim Çevresi'nde saymanlık görevini yürütüyorum. Leo Çoğul Yönetim Çevresi'nde ve kendi Yönetim Çevremde tecrübeli bir Leo'yum diyebilirim sanırım. Leo dışındaki hayatımda medya patronu olmaya çalışıyorum. Çok eğlenceliyimdir. Bir Lion büyüğümün dediği gibi; “Tanıyan tanır, tanımayan randevu alır!” :)

Leo ile nasıl tanıştın ve üye olmaya hangi aşamada karar verdin?Çok olmasa da Lions ile büyüdüm ben de. Aslında hiç Leo olmak istemiyordum. Toplantılar, geceler bana çok sıkıcı geliyordu, ben de pek ciddiye almıyordum o yüzden. Bir gün kuruculuğunu kaçırdığım Esat Leo Kulübü ile ortak bir toplantı denk geldi. Ben de bir girdim ve hâlâ çıkamadım girdiğim yerden. :)

Leo hayatın boyunca aldığın görevler nelerdir?Sırasıyla; “118-U Leo Yönetim Çevresi Toplu Çalışmalar ve Protokol Konferans Sorumlusu”, “26. Ulusal Leo Preforumu Başkanı”, “MD 118 Basın, Medya ve İletişim Koordinatörü”, “MD 118 Kurumsal Kimlik ve İletişim Sorumlusu”, “MD 118 Saymanı”.

Röportaj

Raptiye’nin Kasım sayısının konuğu Preforum Efsane’nin “Efsane” Başkanı Çağlayan Üvez!

ISMAIL ÇAGLAYAN ÜVEZ. .

11


Bu sohbetimizde ağırlığımız tahmin edebileceğin üzere Preforum Başkanlığın üzerine olacak… Şu anda aktif Leo hayatının belki de en yoğun dönemini yaşıyorsun ve preforum hazırlıkları uzunca bir süredir seni meşgul ediyor. Biraz preforum maceranı anlatır mısın?Aslında 118-U Leo Yönetim Çevresi Başkan Yardımcılığı adaylığında seçilemememden sonra bu görev ortaya çıktı. Yönetim Çevremin tecrübeli bilinen bir üyesi olmam, almış olduğum bir çok görev, forum ve preforumlardaki birlikteliklerimiz benim bu göreve gelmemle alakalı önemli etkenlerden bazıları oldu. Daha önce yapmış olduğum her işin -çok şükür- başarılı geçmesi ve bir önceki organizasyonda yaşadığımız “tökezleme” beni de bu görevi almam konusunda kamçıladı sanırım. Nihan ve Emre Başkanlarımıza da bu görevde beni istedikleri için teşekkür ederim.Maceranın başlangıcı o kadar hızlı bir şekilde ilerleyince hazırlık süreci, �lm çekimi, organizasyon açıklanması göz açıp kapayıncaya kadar geçti. Asıl hızlı ve yoğun olan süreç bundan sonrası oldu. Sanırım 20 bin km. civarı uçtum, hatırlayamadığım deniz mili yol aldım, uzunca kilometreler araba sürdüm. Buna rağmen yorgunluk diye bir şey varsa sanırım ben bunu hissetmedim çünkü bütün ziyaretlerimde o kadar güzel karşılandım, o kadar güzel toplantılara denk geldim ki enerjim sürekli arttı. Bizi Kapadokya’da güzel sürprizlerin beklediğini biliyoruz ama biraz özel ipuçları istiyoruz…Gala ve Gala sonrası partimiz için ekibimdeki arkadaşlarım gerçekten çok çalıştı(!), para harcadı. :) Tıklım tıklım salonlar ve partiler göreceksiniz!

Preforum Efsane’ye kaç kişilik bir katılım öngörerek bu göreve başladın ve şu anda o öngöründe haklı olduğunu söyleyebilir misin?Aslında “Butik bir forum yapmalıyız.” derdim her zaman. Ama tanıtım sürecimiz, bu organizasyondaki herkese kendimizi kanıtlama arzumuz ve en önemlisi açıkladığımız andan itibaren herkesin yoğun ilgisi ile gelen olumlu geri dönüşler son zamanların en kalabalık organizasyonunu gerçekleştirme konusunda beni-bizi kamçıladı. Bir hedef veya sayı koymadım hiçbir zaman ama gönlümdeki hedef 500’ü geçmekti. Bu sayıya da geldik çok şükür. :) Ben Preforum Efsane’yi kürsüden açıkladığım gün, “Bu organizasyon sizler olmadan hiç bir anlam ifade etmez, lütfen bu organizasyonlara sahip çıkalım ve hep beraber olalım.” şeklindeki isteğimi dile getirdim. Yaptığım çağrıya aldığım cevap da haklı olduğumun göstergesi oldu sanırım.

Preforum Efsane’de seninle birlikte çalışan o şanslı ekibi bizlere tanıtmak ister misin? • Başkan Yardımcım – Sıtkı Seha Gürel (Çocukluk arkadaşım) / Köroğlu Leo Klb. • Koordinatörüm – Canberk Sayın (Kardeşim) / Ortadoğu Leo Klb. • Sekreterim – Özden Ünsal / Emek Leo Klb. • Saymanım – Tolga Kuşçuoğlu (Her şeyimiz, Yönetim Çevremizin Geleceği) / Esat Leo Klb. Ve Takım Liderlerim: • Animasyon – Barış Ekici & Sinan Aydın (Can Sibopları) / Esat Leo Klb. • Gala ve Toplantılar – Aysu Özge Ak (İyi ki var!) / Esat Leo Klb. • Gezi – Anıl Tuğcu (Zor Zamanların Adamı) / Or-An Leo Klb. • Ulaşım – Gökhan Akınç (Disiplin Uzmanı) / Köroğlu Leo Klb. • LID – Asburçe Kayrın (Emanetçim) / Emek Leo Klb. • Teknik – Çağrı Demirhan (Yönetmenim) / Köroğlu Leo Klb. • Sosyal Hizmet Sorumlularım – Umut Can Ercan / Esat Leo Klb. & Bülent Gümüş / Köroğlu Leo Klb.

Tabii ki son olarak arka planda bu organizasyona emek veren tayfam! (Gizli Kahramanlarımız)

“Bu organizasyon sizler olmadan hiçbir anlam ifade etmez, lütfen bu organizasyonlara sahip çıkalım ve hep beraber olalım.”

12


Peki, preforum ve forumlardan devam edelim… Leo hayatında katılım gösterdiğin ilk preforum/forum organizasyonu hangisiydi?Forum Rengarenk. Bir süre “Rengarenk” şarkısını dinleyememiştim gerçi.. :)

En güzelini de öğrenelim mi o halde?..En keyi�i organizasyonum PreforuMitoloji (Kıbrıs). Ama “iyi ki geldim!” dediğim ise Forum Erzurum. En sevdiğim şehir olarak da Trabzon ve otel Novotel.

13-14-15 Kasım’da seni en çok zorlayabilecek durumların neler olabileceğini düşünüyorsun?Fazlaca memnuniyetsiz birilerinin olmasından endişeleniyorum sadece.He bayrak konusuna gireceksen eğer, bu sefer çaldırmam oğlum! :) Film içinde de var akıllı olun! Şaka bir yana mahcup olmak istemiyorum ve sağlık konusunda sıkıntı olmasın. Geri kalan her şey çözülür.

Biraz preforum ve forumlardan sıyrılalım ve Preforum Başkanlığı’ndan sonra Leo’da almak istediğin bir görev olup olmadığını soralım sana…Bir defa çok istediğim bir görev olmuştu ama o da olamadı. Zaten Leo hayatımın son 1 senesine girmek üzereyim. Bundan sonra sadece bir Leo’yum. Takdir edip bana bir şeyler sormak isteyenler olursa, onlara elimden geldiğince yardım ederim artık. Bir de “Delegasyon sen çok yaşa, canım feda olsun sana!” :)

Kendini kaç yıl daha Leo olarak görüyorsun?Leo’luğun yaşı olmaz hocam, içinden gelecek bir kere.

Yurtiçi organizasyonlarının yanında uluslararası organizasyonlara da katılım gösteren, bunun yanında gerek 118-U Leo Yönetim Çevresi gerek 118 Leo Çoğul Yönetim Çevresi bazında pek çok görevi başarı ile yerine getiren bir Leo olarak, Türk Leo Hareketi ile ilgili düşüncelerini öğrenebilir miyiz?Camiamız bana çok şey kattı. Dolayısıyla öncelikle arkadaşlarımın da kendilerine çok şey katabilecekleri bu ortamı iyi sahip-lenmeleri gerekiyor. Hatırlar mısın bilemiyorum ama Polonezköy’deki kampta sana enerjimden şüphe duymaya başladığımı ve acaba bundan sonraki Çağlayan’lar, Emir’ler, Emre Aksoy’lar kimler olacak fazlasıyla merak ettiğimi söylemiştim. Ben eski gücümüze tekrardan kavuşacağımıza inanıyorum. Amaaaaa önemli olan bir şey var ki; biliyorsun bizler birbirimizi iyi tanıyoruz, neler hissettiğimizi, görev alınınca neler olması gerektiğini çok iyi biliyoruz. Bizden sonrakiler de bunu bilir ve öğrenirler umarım.

Leo olmanın, kişinin iş ve özel hayatında ilave fayda sağladığı kuşkusuz. Sen de Leo görevlerinin yanı sıra uzun yıllardır çalışma hayatında farklı roller üstleniyorsun. Bu bağlamda Raptiye okurlarına, Leo olmanın iş hayatına kattığı artılardan bahsetmeni istiyoruz…Ben hep kendi iş yerlerinde çalışmış bir gençlik geçirdim ve bazen birçok şeyi çok umursamadım. Başka bir şirkette, özellikle pazarlama ağırlıklı bir görev alma konusunda çok kararsız ve isteksizdim ama Leo’da almış olduğum görevler bana o kadar artı motivasyon ve farklılık kattı ki, iletişim kurma konusunda çok istekli değilken bile oldukça iyi iletişim kurabiliyor oldum. Yönetimsel beceriler kazandığımız için pozisyonları, daha da önemlisi insanları yönetmeyi öğrendim. Ve bence en önemlisi “farkındalık sahibi” bir vatandaş nasıl olunuyor onu öğrendim. İyi ki LEO olmuşum! :)

Şimdi ise sıralı “en” sorularımız geliyor;Leo’da yaşadığın en eğlenceli an neydi?Preforum Didim’de Emre Ürkmez kardeşim ile birlikte diğer yönetim çevrelerini de organize ederek, galanın tam ortasında tam bayrak açışımız. :)

- En üzüntülü?Lösev’e yapmış olduğumuz ziyaret sırasında hissettiklerim...

- En heyecanlı?Preforum Efsane’yi açıklayacağım Forum Beyaz organizasyonu için Bodrum’da otele ayak bastığımız andı sanırım. Hatırlar-san bana su içirmiştin! :)

- En gururlu?Yapmış olduğumuz “Mavi Kapak” etkinliğinden ve “Gerçekleşen Dilekler” projemizden sonra yüzlerdeki mutluluk dolu bakışları gördüğüm an.


13

Leo hayatın boyunca yapmadığın ya da yapamadığın ve bu yüzden pişmanlık duyduğun bir şey var mı?Çok az kişiye nasip olacak görevler ve projelerde yer aldım. Çok fazla özel insan tanıdım. Pişmanlığım yok ama İstanbul’da Leo olmak isterdim gerçekten. Unutmadan, daha önce yapsaydım dediğim bir şey var aslında; Delegasyon ekibine keşke daha önce katılsaydım.

Leo’daki Çağlayan ile özel hayattaki Çağlayan farklı mıdır?Farklı değil miyim? :) Beni ilk defa tanıyanlar çok ukala bulur genelde ama tanıdıktan sonra da severler. Özel hayattaki Çağlayan için söyleyebileceklerim, “Ona çok yakın olanlar ondan faydalanabilir sadece. Tıpkı senin gibi kardeşim!”

Leo hayatında örnek aldığın bir kişi var mı?Emre Aksoy’un yeri çok ayrıdır bende. Duruşu, konuşması, yönetişi çok özel. Kesinlikle herkes örnek almalı onu.Gökhan Sezer Türktan; hayatında kaliteli bir insan var mı diye soracak olursanız ve eğer kendisini tanıyorsanız, bu kişi size kaliteli birinin var olduğunun kanıtıdır. Leo’da az bulunabilecek türden bir kişiliğe sahiptir kendisi.Ve tabii ki Zümrüt Pakoy; eminim sinirlendiği çok şeyler olmuştur ama görevini onun kadar iyi yapan az bulunur.

118-Y Leo Yönetim Çevresi senin için ne ifade ediyor?Çok fazla yakın arkadaşım ve dostum olduğunu hatırlatıyor. Bana İstanbul’a taşınmak için neden oluyor! LYÇ bazında bakarsak eğer; çok düzenli ve iyi ilişkilerin olduğu, insanların birbirine öyle ya da böyle saygı duyması gerektiğini öğreten LYÇ.

Fenerbahçe Leo Kulübü hakkında da samimi olarak neler düşündüğünü merak ediyoruz?Ben iyi bir Leo Kulübü’nün iyi arkadaşlıklarla oluşabileceğini savunan biriyim. Sizin kulübünüz birbirini çok iyi sindirmiş kişilerden ve arkadaşlıklardan oluşuyor. Ben yakından birçok şeyi görüyorum ama benim kadar bilmeyenler için şunu söyleyebilirim; Fenerbahçe Leo Kulübü 118-Y Leo Yönetim Çevresindeki en ciddi 3 kulüpten biridir. Nerede, ne zaman olursa olsun çok iyi sosyal hizmet etkinlikleri gerçekleştirmenin yanı sıra, önemli “liderler” yetiştirmiş bir kurumdur. Sırf adından dolayı sizin kulübe gelmek isteyenler var! :)

“Ona çok yakın olanlar ondan faydalanabilir

sadece.”

14


Hazırlayan : Emir GÖZÜM

Ve son olarak da klasik sorularımıza geçiyoruz; önümüzdeki beş yıl içinde hayatında neler olabileceğini düşünüyorsun?Yarın ne olacağı belli olmaz ama iki gayem var; ilki yeni kurmuş olduğum şirketin oturmuş bir düzeni, parlak bir geleceği olsun. İkincisi de “Beni sadece yakından tanıyanlar bilir!” diyeyim mi kardeşim? :)

Çantanda ya da üzerinde her daim bulundurduğun üç şey?Laptop, ajanda ve telefon.

Onsuz dışarı çıkmayacağın bir şey?Ajandam.

En son okuduğun kitap?Benim Adım Engin Alan / Bölünmeye Çeyrek Kala

Şu an yaptığın mesleği yapmıyor olsan, ne yapmak isterdin?Kesinlikle mimar olmak isterdim. Denedim hatta, ama olmadı. :)

Son olarak, henüz daha yolun başında olan üyelere yönelik tavsiye niteliğinde söylemek istediklerini öğrenmek isteriz...Hangi yaşta girerse girsin, Leo olmak -buna değer verirse eğer- kişinin yakalayabileceği en önemli nimetlerden biri. Forum ve Preforum’lara mutlaka gitsinler, büyükleri tarafından verilen görevlere mutlaka karşılık versinler. Ben bir örnek vermek istiyorum; Leo’dan önce kalabalık ortamlarda sunum yapmak neymiş her türlü yaparım diyen biriydim. İçine girince bir baktım öyle değil. İlk defa 70 kişi karşısında sunum yaptığımda sanki 300 Spartalı �lmindeki askerler üzerime geliyormuş gibi olmuştu! Ben kendimi geliştirdim ve şimdi o 300 – 500’ü geçtim, binlerce kişiye karşı konuşabiliyorum. Bu kendinize yaptığınız bir yatırımdır lütfen unutmayın.

Saygılar... :)

1. YASINDA

-

..

16


SERGİ \\ KATI OLAN HER ŞEY

SERGİ \\ DEMOKRATİK LÜKS

KONSER \\ ENRICO MACIAS

Bugünlerde, genç mimarlara kendini gösterme fırsatı veren �e Museum of Modern Art (MoMA) ve MoMA PS1 işbirliğinde gerçekleşen YAP İstanbul Modern çok konuşuluyor. Genç mimarlar, kültürel hayatı canlandırmaya yönelik en iyi açık hava tasarımlarını yarıştırıyor. Şimdiden şehrin en önemli etkinlik merkezlerinden birine dönüşen projeyi görmenizi tavsiye ederiz. YER : İstanbul ModernTARİH : 4 Ağustos – 15 Kasım 2015

“Güzellikle bayağılığı ve ikisinin arasındaki ilişkiyi araştırıyorum.”2007 yılında kaybettiğimiz değerli sanatçımız Hüseyin Bahri Alptekin, milenyum öncesi ve sonrası sergisiyle karşımızda. Alptekin; fotoğra�ar, heykeller, neon metinler, kolaj ve videolardan oluşan sergisinde kapitalist dünyanın “ıvır zıvırını” “plastik sanat” diyerek betimliyor.

YER : Rampa İstanbulTARİH : 2 Eylül – 14 Kasım 2015

"Zingarella", "La Guitare", "Aie Aie Aie", "Solenzara" ve "Le Femme De Mon Ami" gibi onlarca ölümsüz eseriyle tüm dünyayı etkisi altına alan, verdiği konserlerle dinleyicilerinin yüreklerinde unutulmaz izler bırakan ve yayımladığı kayıtlarla milyonlarca satış rakamına ulaşan Enrico Macias, bu ay Zorlu Performans Sanatları Merkezi Turkcell Sahnesi'nde.

YER : Zorlu Performans Sanatları MerkeziTARİH : 18 Kasım 2015, 21:00

17


"Ödünç Yaşamlar", Ali Poyrazoğlu’nun aynı adlı kitabından sahneye uyarladığı ve toplumsal ironi öykülerini anlattığı kara mizah türünde bir oyun. Çalışma yöntemlerini, yasakları, alışkanlıkları hınzır bir üslupla "ti"ye alan tek kişilik stand-up Ödünç Yaşamlar'ı sakın kaçırmayın. Oyun 21 Kasım’dan itibaren İstanbul’da çeşitli sahnel-erde izlenebilecek.

TARİH : 21 Kasım - 13 Aralık 2015

TİYATRO \\ ÖDÜNÇ YAŞAMLAR

Fragmanından da anlaşılacağı üzere ilginç bir hikayeye sahip olan Ali Baba ve Yedi Cüceler �lmi Cem Yılmaz’ın senarist, oyuncu ve yönetmen olarak yer aldığı dördüncü �lm. Ayrıca bu �lmde; Cem Yılmaz’ı yine bir iyi bir de kötü karakteri canlandırırken izleyebileceğiz. Üstelik aksiyon ile komediyi izleyicilerle buluşturmaya hazırlanan ve çekimleri Bulgaristan’da yapılan Ali Baba ve 7 Cüceler �lmini 20 Kasım’da Beykoz Leo Kulübü’nün Geleneksel Sinema Aktivi-tesinde hep birlikte izleyebileceğiz.

Katniss Everdeen, kasabasının yıkıldığını öğrenip evine geri döndüğünde 'açlık oyunlarını' kazananların kaldıkları yer hariç kasabanın otorite tarafından yerle bir edildiğini görür. Katniss, buradan kedi Buttercup'ı da alıp yöre halkının yeraltında gizlenerek yaşadığı ve hükümet tarafından kullanılan nükleer silahların yıkıcı etkilerinden korunmaya çalışan 13. Bölge'ye gider. Katniss'in devrim kampanyalarını güçlendirme-sinin önündeki tek engel hükümet tarafından hile amaçlı tutulan Peeta'dır. Despot yönetim Capitol ve savaş yorgunu Panem arasında geçen sivil savaşı ele alan ve vizyon tarihi 20 Kasım olan �lm, serinin dördüncü ve son �lmi.

SİNEMA \\ ALİ BABA VE YEDİ CÜCELER

SİNEMA \\ AÇLIK OYUNLARI: ALAYCI KUŞ, Bölüm 2

Hazırlayan : Ece PİRPİR, Şevval YÜRÜTEN, Özlem ÖZKAN

18


Geçen Dönem Genel Yönetmeni

Neşe Başak Güner'in Ödül

Töreni’ne katılım

Üye Adayı Semineri

Başkanlar Ev Sohbet

Organizasyon Komitesi Toplantısı

Beykoz Hayvan Barınağı Ziyareti

11 EKİM

14 EKİM 17 EKİM

11 EKİM

Fenerbahçe Lions Kulübü

Ekim Ayı Toplantısı

İstanbul Güneş Leo Kulübü Gelir

Getirici Aktivitesi Halloween

Parti’ye katılım

Anadaolu Boğaziçi Leo Kulübü Gelir Getirici Aktivitesi

Sınırsızsınız'a katılım

3 EKİMYönetim Kurulu

Toplantısı

10 EKİM

Ev Sohbet

23 EKİM

Cumhuriyet Bayramı

Çelenk Koyma Töreni

28 EKiM

20 EKİM

30 EKİM 31 EKİM

EKiM

Sahilyolu Leo Kulübü Gelir

Getirici Aktivitesi Kot-Şarap’a

katılım

2 EKİM

Cumhuriyet Bayramı Resmi

Geçit veFener Alayı

29 EKİM

Fenerbahçe Leo Kulübü Ekim Ayı Toplantısı

18 EKİM

118-Y LYÇ Konsey Toplantısı ve ev sahipliği

12 EKİM

9

7KASIM

PreforumEfsane

MD 118 Anıtkabir Ziyareti

Fenerbahçe LionsKasım Ayı Toplantısı

KASIM

118-Y LYÇKonsey Toplantısı

13-14-15

KASIM

18 KASIM

17 K

ASIM

2. Genel Yönetmen DanışmanToplantısı

20 K

ASIMBeykoz Leo Kulübü’nün

Gelir Getirici SinemaAktivitesi

Zeugma Leo Kulübü’nünGelir Getirici Rock’n Leo Aktivitesi

Fenerbahçe Leo KulübüKasım Ayı Toplantısı ve

Üye Giriş Töreni

21 2. Başkanlar veKabine Toplantısı KASIM


22 KASIM

26 26 KASIM

19

.

Türkiye’de çocukların %30’u yoksulluk sınırı altında yasıyor.

Türkiye’de yaklasık 1 milyon,dünya genelinde ise 168 milyon çocuk isçi oldugu tahmin ediliyor.-

.

.

“ÇOCUKLUK HAKTIR.”

#kasimdafenerbahce

TÜRKIYE’NIN ÇOCUK NÜFUS SAYISI 2015 YILI ITIBARIYLA YAKLASIK 23 MILYON.

.. .

.

..

Documents

Raptiye #12