Upload
lamnguyet
View
232
Download
7
Embed Size (px)
Citation preview
T.C. Sağlık Bakanlığı Dr.Lütfi Kırdar Kartal Eğitim ve Araştırma Hastanesi I.Anesteziyoloji ve Reanimasyon Kliniği Klinik Şefi Uz.Dr.Serhan Çolakoğlu
REJYONEL İNTRAVENÖZ ANESTEZİDE LİDOKAİN,
LİDOKAİN -TENOKSİKAM VE
LİDOKAİN -LORNOKSİKAMIN ETKİNLİKLERİNİN
KARŞILAŞTIRILMASI
(Uzmanlık Tezi)
Dr.Gökhan Nalbant
İstanbul - 2009
ÖNSÖZ
Uzmanlık eğitimim süresince, bilgi ve deneyimlerinden faydalandığım II.Anesteziyoloji ve Reanimasyon Şefi Uzm .Dr. SERHAN ÇOLAKOĞLU’na ve I. Anesteziyoloji ve Reanimasyon Şefi Yrd. Uzm . Dr Tamer KUZUCUOĞLU’ na ,
Tez çalışmalarımdaki ilgi ve desteğinden dolayı Uzm . Dr. Yaman Özyurt ‘a
Uzmanlık eğitimim sırasında bilgi ve deneyimlerinden faydalandığım, I. ve II. Anesteziyoloji ve Reanimasyon Klinikleri şef yardımcıları, başasistanları ve uzmanlarına,
Birlikte çalışmaktan büyük keyif aldığım tüm asistan arkadaşlarıma, Beni her zaman destekleyen ve doğduğum günden beri hep yanımda olan aileme,
Sabrı ve gülümsemesiyle hep yanımda olan eşim Betül’e Sonsuz teşekkürlerimle …
Dr.Gökhan NALBANT İstanbul-2009
İÇİNDEKİLER
GİRİŞ………………………………………………………….1 GENEL BİLGİLER…………………………………………..2 MATERYAL ve METOD………………………………….....25 BULGULAR………………………………………………….30 TARTIŞMA…………………………………………………..49 SONUÇ………………………………………………………..55 ÖZET………………………………………………………….56 KAYNAKLAR………………………………………………..57
GİRİŞ VE AMAÇ
Çeşitli cerrahi girişimler esnasında uygulanan rejyonel anestezi yöntemleri her geçen gün
daha güncel hale gelmektedir. Rejyonel anestezi peroperatif ve özellikle postoperatif dönemde
analjezi sağlaması, peroperatif morbiditeyi ve postoperatif hastanede kalış süresini azaltması
ve maliyeti düşürmesi açısından da uygun vakalarda genel anesteziye göre tercih sebebi
olmaktadır (1).
Rejyonel anestezi yöntemlerinden biri olan, “Rejyonel İntravenöz Anestezi” (RİVA), ilk
olarak 1908 yılında Karl Agust Bier tarafından tanımlanmış, 1931’de Morrison, 1963’de
Holmes tarafından modifiye edilerek güncellik kazandırılmıştır. Özellikle üst ekstremitede
olmak üzere ekstremite cerrahisinde gerek güvenilirliği, gerekse tekniğin kolaylığı nedeniyle
yaygın olarak kullanılmaktadır (1-4).
Ancak RİVA’ da kullanılan lokal anestezik hacminin yüksek olması, turnike açıldıktan
sonra analjezinin kısa sürmesi gibi dezavantajları nedeniyle; bu tekniği geliştirmek amacıyla
son yıllarda lokal anesteziklere adjuvan ilaçlar ilave edilmektedir. Bu amaçla morfin,
meperidin, fentanil, ketamin, antihistaminikler, kas gevşeticiler, nonsteroid antienflamatuar
ajanlar, deksametazon ve klonidin ilavesi ile yapılan çalışmalar mevcuttur (5-16).
Çalışmamızda üst exremite cerrahisinde %2’lik lidokaine tenoksikam ve lornoksikam
ekleyerek rejyonel intravenöz anestezinin; anestezi-analjezi kalitesi, hemodinamik etkileri,
duyusal bloğun süresi, motor bloğun varlığı , postoperatif analjezi kalitesi ve süresi ile
gelişebilecek yan etkiler açısından karşılaştırılması amaçlandı .
1
GENEL BİLGİLER
Yaklaşık 150 yılı aşkın bir geçmişe sahip olan anesteziyoloji bilimi özellikle son yıllarda
büyük bir aşama göstermiştir. Bu tarihçe içinde genel ve rejyonel anestezi gelişmelerini
sürdürmüş, genel anestezi tekniklerindeki hızlı ilerlemenin olduğu dönemlerde genel anestezi
tercihi ağırlık kazanmıştır. Daha sonraki yıllarda genel anestezinin yan etki ve
komplikasyonları daha geniş olarak araştırılıp , rejyonel anestezi teknikleri 1970’li yıllarla
birlikte tekrar güncelleşmiş ve anesteziyoloji içinde hak ettiği yeri almıştır. Rejyonel anestezi
ve genel anestezinin birbirinin alternatifi değil, bütünün ayrılmaz parçaları olduğu sonucuna
varılmıştır (4) .
Rejyonel anestezi vücudun anatomik bir bölgesinin sinir dokusunda iletimi bloke
edebilecek özellikte bir ilaç ile sinir iletisinin ve ağrı duyusunun ortadan kaldırılması olarak
tarif edilebilir (1).
REJYONEL ANESTEZİNİN SINIFLAMASI
Rejyonel Anestezi aşağıdaki gibi sınıflandırılabilir:
a-Topikal anestezi: Etki etmesi beklenen ajanın cilt veya müköz membran yüzeyine
uygulanmasıdır.
b-İnfiltrasyon bloğu: Anestezik ajanın kesi yapılacak doku içine enjekte edilerek
uygulanmasıdır.
c-Alan bloğu: Cerrahın opere edeceği sahanın çevresindeki doku içine lokal anesteziklerin
enjekte edilmesi tekniğidir.
d-İletim (Conduction) Anestezisi: Sıklıkla rejyonel anestezi şeklinde kullanılır. Anestezik
solüsyonun sinir boyunca veya belli sinirlerce innerve edilen vücut bölgesi içine motor ve
duysal innervasyonu kesecek tarz ve miktarda uygulanmasıdır.
Bunlar içinde:
1- Sinir Blokları (minör, majör sinir blokları ve pleksus blokları)
2- Santralnöroaksiyel Blokları (spinal anestezi, epidural anestezi,kombine spinal ve
epidural anestezi, kaudal anestezi)
3- İntravasküler lokal anesteziklerle rejyonel blok (1,4).
2
REJYONEL İNTRAVENÖZ ANESTEZİ (RİVA)
İskemik turnike uygulanmış bir ekstremitenin venöz sistemi içine anestezik madde
verilerek sinir iletisi ve ağrı duyusunun ortadan kaldırılmasına RİVA (Rejyonel İntravenöz
Anestezi) denir. Kullanılan ajan dokuda kalıcı hasar oluşturmadan, geçici fonksiyonel
bozulma yapmalıdır. Yöntem; basit ve hızlı etkilidir. Teknik başarısızlık oranı düşüktür ve
yüksek güvenilirlik derecesine sahiptir (1).
RİVA’ nın üst ve alt ekstremitelerin cerrahisinde kısa süreli ameliyat için uygun bir teknik
olduğu bilinmektedir (17).
Tarihçesi
İlk kez 1908 yılında Berlin Üniversitesi'nde cerrahi Profesörü olan Karl Agust Bier
tarafından tanımlanmıstır. Fakat tekniğin uygulamasının zor olması nedeniyle çok ilgi
görmemiştir. Bier tekniğinde üst ekstremitenin proksimalinden ve cerrahi bölgenin distalinden
lastik bir turnike sarılmış ve sonrasında iki turnike arasındaki bölgeden infiltrasyon anestezisi
ile superfisiyal bir ven açığa çıkartılarak ve buraya yönü perifere doğru olacak sekilde kanül
yerleştirilmiştir (2). Daha sonra %0,25 veya %0,5’lik prokainden üst ekstremite için 100 ml,
alt ekstremite için 150 ml enjekte edilmiş ve bazı olgularda turnikenin açılması sonrasında
toksik sonuçlar izlenmiştir. Bu raporunda Bier, iki turnike arasındaki bölgede cerrahiyi hemen
başlatacak kadar hızla gelişen ve turnikenin distalindeki bölgede ise 15 dk. sonra oluşan
anestezik etki tanımlanmıştır. Aynı yıl Ransohoff bu metodu intraarteriyel ajan kullanılarak
uygulanmıştır (18).
Perkutan brakial pleksus bloğunun 1911 yılında gelişmesi ve Bier’in tekniğinden daha
kolay ve emniyetli olması bu tekniğe gölge düşürmüştür (2).
Morrison 1931 yılında, Bier bloğunu modifiye ederek tekrar gündeme getirmiştir. Bu
metodda tek bir turnike ve vene takılmış bir perkutan kanüle ihtiyaç duyulmuş; RİVA’nın
etkisinin lokal anesteziklerin majör sinir gövdeleri ve sinir flamentlerinin uç kısımlarına direkt
etkisi ile oluştuğunu bildirmiştir (2).
Leriche 1935 yılında, intravenöz lokal anestezikleri çeşitli vasküler bozuklukların
tedavisinde, ilerleyen arteritlerde, Reynaud Sendromuna bağlı ağrıların giderilmesinde
kullanmıştır (1).
3
Bu teknik 1963 yılında Holmes’in %0,5 lidokain kullanımına kadar sessiz kalmıştır.
Holmes yayınladığı çeşitli makalelerle bu tekniği tekrar güncel hale getirmiştir. Holmes
modifikasyonunda kan basıncı degisiklikleri, kolun kaldırılarak veya “Esmarch” bandajla
kanının dikkatlice nasıl boşaltılacağı ve pnömotik turnikenin kullanımı hakkında bilgi
vermiştir. Ayrıca subkutan bant tarzında lokal anestezik enjeksiyonu ile veya çiftli pnömotik
turnike ağrısının önlenileceğini yayınlamıştır (2).
Kullanım Alanları ve Endikasyonları
RİVA üst ekstremitede dirsek altı ve el bileği, alt ekstremitede diz altı bölgede 60 dakikayı
geçmeyecek uygulamalar için uygundur (19). Özellikle turnike uygulanması gereken üst
ekstremitedeki el ve ön kol cerrahisinde tercih edilmektedir. El ve önkolda % 95’ den fazla
olguda yeterli bir analjezi ve kas gevşemesi oluşturmaktadır. Özellikle dirseğin distalindeki
açık ve kapalı işlemler için uygundur (20). Tendon operasyonları, el apseleri, yabancı
cisimler, cilt yaralanmaları, Colles kırığı, ayak amputasyonu gibi vakalarda kullanılabilir.
Yaşlı hastalar, uyumlu çocuklar, ASA değerlendirmesi I-III olan hastalarda güvenle
kullanılabilir (1).
Kontrendikasyonları
ASA değerlendirmesi IV olan hastalar, şuuru kapalı veya kooperasyon kurulamayan
hastalar, malnütrisyonlu ve debil hastalar, karaciğer yetmezliği olan hastalar, periferik
vasküler hastalığı (Reynaud sendromu, skleroderma ) orak hücreli anemi gibi iskemi ile
tetiklenebilecek hastalıklar, nöromüsküler hastalıklar (Miyastenia Gravis), dekompanse kalp
yetmezliği olanlar ile lokal anesteziklere duyarlılığı olan hastalarda RİVA uygulanmamalıdır
(1, 19).
4
Teknik
Tüm diğer rejyonel anestezi metodlarında olduğu gibi, hastanın açlık süresini tamamlamış
olması gerekir. Premedikasyon uygulamasında kullanılacak ilaç, hastanın anksiyetesini
gidermek için sedasyon amacıyla kullanılabilir (1, 4).
Operasyon uygulanacak ekstremitede venöz kanülasyon gerçekleştirilir. Bunun için
seçilecek ven distalde ve operasyon bölgesine yakın olmalıdır. Bulunamadığı taktirde ön
kolda, hatta antekubital fossadaki venler de kullanılabilir, ancak bu durumda anestezinin yer
yer tutmadığı görülebilmektedir (4). Venöz kanülasyon, gerçekleştirilip, tespiti yapılır. Diğer
bir ekstremiteden de başka bir venöz kanülasyon, intravenöz ilaç uygulamaları için hazır
bulundurulur. Turnike humerus veya femur üzerine yerleştirilir (21).
Ekstremitenin kanının boşaltılması ile daha etkin blok sağlanabileceğinden; turnikenin
şişirilmesinden önce geleneksel olarak bir “Esmarch” bandaj, ekstremitenin distalinden
proksimaline doğru sıkıca sarılır. “Esmarch” bandajın sarılmasının ağrılı olabileceği
durumlarda ise basitçe ekstremite yukarı kaldırılır ve bu dönemde 20-30 sn. brakiyal veya
femoral arterin üzerine bası yapılabilir. Bu şekilde venöz sistemden kan direne olurken
arteriyel dolum da kısmen önlenmiş olur. Yerleştirilmiş olan turnike sistolik arter basıncının
üzerinde bir basınca (oklüzyon basıncı) kadar şişirilir (1, 22). Bu basınç değeri geleneksel
olarak sistolik arter basıncının 100 mmHg üzeri veya üst ekstremitede en az 250 mmHg ve alt
ekstremitede 300 mmHg veya sistolik arter basıncının iki katı olacak şekilde seçilmektedir (4,
21).
Turnike şişirildikten sonra “Esmarch” bandaj çıkarılıp, turnike şişirilmiş halde iken hazır
bulunan venöz kanül vasıtasıyla lokal anestezik ajan üst ekstremitede 40 - 50 ml. ve alt
ekstremitede 80-100 ml. hacimde, yavaş olarak, boşaltılmış venöz sistem içine enjekte edilir.
Analjezi lokal anesteziğin etki süresiyle bağlantılı olarak genelde 10 dakika içinde oluşur.
Cerrahi analjezi ve anestezi sağlandıktan sonra operasyon gerçekleştirilir. Cerrahinin bitimini
takiben turnikenin açılıp dolaşımın tekrar sağlanması aşamasına gelinir (1).
Turnike, tekniğine uygun metotla, lokal anesteziğin ani dolaşıma karışıp toksik etki
oluşturmamasına dikkat edilerek indirilir. Bier orijinal makalesinde lokal anesteziğin toksik
sistemik düzeylere ulaşmasını engellemek amacıyla aralıklı turnike indirilmesini
önermektedir (23). Turnikenin daha planlı “siklik” aralıklı teknikle aşağıdaki gibi indirilmesi
de önerilmektedir (24, 25):
5
1. Turnike basıncının sıfıra kadar indirilmesi ve tekrar hızlı şişirilmesi.
2. İlk 1 dk. sonra, ikinci kez 10 saniyelik bir süre için, basınç sıfır olacak şekilde indirilmesi
ve tekrar şişirilmesi.
3.Ayrıca 2 dk.sonra, 30 saniyelik süre için turnike basıncı sıfır olacak şekilde kafın
indirilmesi ve tekrar şişirilmesi.
4. Ve 3 dk.sonra, turnike basıncı sıfır olacak şekilde turnikenin indirilmesi.
Turnikenin indirilmesini takiben normal duyular hızla geri döner. Lokal anesteziğin
sistemik dolaşıma karışmasına bağlı olarak gelişebilecek yan etkilerinin gözlenmesinin
ardından işlem tamamlanmış olur (4).
Arteryel Turnike
1873’te Esmarch, “Esmarch” bandajını ve 1904’ te Cushing pnömotik turnikeyi
kullanmıslardır. RİVA için olduğu kadar cerrahide kansız ameliyat sahası sağlamak amacıyla
da turnike kullanılır. Bu şekilde kan kaybı önlenmiş ayrıca anatomik yapıların daha rahat
görülmesi sağlanmış olur (4).
“Esmarch” kullanılan ilk turnikedir. Lastik bant şeklindeki turnike ekstremite üzerine bir
çok kereler dolandırılarak distalden proksimale doğru sarılır. Esmarch turnikenin birincil
dezavantajı oluşturulan yüksek basınçlardır. 1000 mmHg üzerine çıkabilen yüksek basınçlar
gözlenmiştir (4). Ayrıca, cilt üzerinde bandajın döndürülerek sarılması sırasında cilt travmaya
maruz kalabilir. Genelde “Esmarch” bandajın bu dezavantajları göz önüne alınarak, tek başına
turnike amaçlı kullanılması terk edilmiş olup sadece ekstremiteyi boşaltmak amacıyla
kullanıma devam edilmektedir (4, 26).
Pnömotik turnike ile ekstremiteye uygulanan basınç manometre vasıtasıyla görülebilmekte
ve çok yüksek basınçlara çıkılması bu şekilde önlenebilmektedir (4). Çift kaflı pnömotik
turnike kullanımı, turnike ağrısı açısından EMLA krem veya turnike altına halka şeklinde
uygulanan subkutan sinir bloğundan daha etkilidir (24).
6
Turnike Basıncı
Turnike kullanılmasındaki amaç, kansız bir cerrahi saha sağlamak veya lokal anesteziğin
sistemik dolaşıma katılımını engellemek olduğundan kaf basıncının arteryel ve venöz kan
kaçağını önleyecek kadar yüksek olması gerekir. Uygulanacak basınç, arteryel kan geçisini
önleyecek ve hemostasisi bozmayacak en düşük değerde olmalıdır. Bu basınç değerine
oklüzyon basıncı denilmektedir. Oklüzyon basıncının ölçümünde kan akımının durması,
arteriyel nabzın palpe edilememesi, pulse oksimetre veya Doppler kullanımı ile teyit edilebilir
(24-26). Hemostasisi sağlayacak minimum turnike basıncı çeşitli faktörlere dayanır:
1- Ekstremite boyutu: Uyluk üzerinde koldakinden daha yüksek basınçlara ihtiyaç duyulur.
Çünkü, alttan geçen arterleri komprese edecek cilt dokusu daha fazladır (1, 4).
2- Kaf tipi ve kaf genişliği: Kafın genişliği arttıkça kanın akımını engellemek için gerekli
olan kaf basıncı azalır. Geniş kaf ile doku kompresyonunun iletilmesi daha iyi sağlanır.
Özellikle alt ekstremite için 7 cm’lik kaflar tercih edilmelidir (4, 27).
3- Periferik vasküler durum: Yüksek kaf basınçları özellikle hipertansif ve elastikiyeti
bozulmuş kalsifiye damarları olan hastalarda gerekli olabilir (26).
4- İntraoperatif sistolik kan basınç aralığı: Labil kan basıncına sahip hastalarda sistolik kan
basıncının yükseldiği dönemler için daha yüksek kaf basınçları gerekebilir. Kol için bazal
sistolik basıncının üzerine ilave 50-75 mmHg, bacakta 75-100 mmHg’lık turnike basıncının
arttırılması yeterli olabilmektedir (26- 28).
Turnike Zamanı
Bir ekstremiteye RİVA uygulanabilmesi için gerekli olan iskemik turnikenin minimum
ve maksimum kullanım sürelerinden söz edilir.
Minimum süre: RİVA’da turnike kullanımında 15-25 dakikalık minimum süre
önerilmektedir (24). Burada amaç sistemik toksisiteyi engellemektir. İskemik kolda %0.5’lik
lidokainden 2.5-3 mg/kg kullanımını takiben 5.dakikada turnike açıldıktan sonra 4-6 μgr/ml
venöz lidokain düzeyleri elde edilmiştir (25). Halbuki, 3 mg/kg dozda lidokain uygulamasını
takiben 45 dk. sonra turnike açıldığında "peak" plazma lidokain düzeyleri 1.5 μg/ml
düzeylerinde bulunmuştur (1).
7
Maksimum süre: Turnike iskemisi ve sinir kompresyonu açısından henüz anlaşmaya
varılmış kesin değer yoktur. Literatürde uygulanan maksimum güvenli turnike süresi 1-3 saat
arasında olmakla beraber, genelde üst ekstremitede 1.5-2 saat arasında uygulanır (17, 29).
İskemik bölgede histolojik değişiklikler 1 saatin üzerinde turnike uygulanması sonrasında
oluşmakta ancak kas dejenerasyonu ve hücre nekrozu 2-3 saatten sonra başlamaktadır (18).
Turnike kullanımında en güvenli zaman uygulamanın en kısa tutulduğu zamandır.
Turnike uygulamasının kontraendike olduğu durumlar (1, 26):
• Periferik vasküler hastalıklar (Reynoud hastalığı)
• Ciddi yaralanmış / travmatize ekstremite
• Periferik nöropati veya santral sinir sistemi bozukluğu
• İlgili ekstremitede ciddi enfeksiyon
• İlgili ekstremitede derin ven trombozu
• İlgili ekstremitede enfeksiyon, artroz/ aktif artrit bulunması
• İlgili ekstremitede cilt problemleri
• A-V fistül
• Yeterli ekipmanın bulunmaması
• Orak hücreli anemi
Turnike kullanımıyla oluşabilen problemler ve komplikasyonlar:
Volüm yüklenmesi: Ekstremitedeki kanın boşaltılması sırasında periferik sirkülasyondan
santral dolaşıma kanın ototransfüzyonu ile gerçekleşir (26). Bradford 1969 yılında yaptığı
çalışmasında tek bir bacağın kanının boşaltılmasını takiben turnike uygulandığında; santral
venöz basınç’ta (SVP) 9,7 cm H2O’ luk, artış görülürken, 2 bacağa turnike uygulandığında
SVP ‘deki ortalama artış 14,5 H2O ’ya ulaşmakta olduğu, yine aynı çalışmada her iki bacakta
kanın boşaltılmasını takiben santral sirkülasyonda 700-800 ml. artış olduğunu saptamışlardır
(30).
Pulmoner emboli: Özellikle immobilize hastalarda gelişebilir. Postoperatif dönemde yeni
oluşan kalp blokları ve kardiyovasküler kollaps ile pulmoner emboli tanısı akla gelir.
Transözofajiyel ekokardiografi ile tanı konulabilir (31).
8
Cilt travması: Turnikenin düzgün yerleştirilmemesine veya turnike altındaki desteğin
yeterli olmamasına bağlı ciltte basınç travması ile abrasyon, ekimoz ve ödem gelişebilir (26).
Turnike başarısızlığı: Yetersiz turnike basıncı, kalsifiye sıkıştırılamayan arterler; kanın
yetersiz boşaltılması ve turnikenin sızdırması nedeniyle turnike yeterli hemostaz yapamaz
(26).
Metabolik ve Kan gazı değişiklikleri: İskemik turnike altındaki bölgede hipoksi,
hiperkapni, asidoz, hiperkalemi ve laktikasidemi izlenmektedir. Bu değişiklikler hafiftir ve
tolere edilebilir (26, 32)
Turnike ağrısı: Turnike kullanılmasının sık karşılaşılan bir komplikasyonudur ve nedeni
halen anlaşılamamıştır. Şiddetli, künt, sızı tarzında, turnike bölgesinde veya kafın hemen
distalinde, ekstremitede yeterli anestezi düzeyine rağmen gelişebilen ağrıdır. Birçok teoriler
mevcut olmasına rağmen etiyolojisi ve ağrı duyusunun nöronal iletimi belirsizdir. Turnike
ağrısının; turnike genişliği, şişme basıncı ve turnikenin sağ veya sol ekstremitede olması veya
turnike süresinin ağrının yoğunluğu ile bağlantısı gösterilememiştir. Turnikenin
indirilmesinden sonra ekstremitenin reperfüzyonu ile bağlantılı olarak farklı bir ağrı da
görülür. Bu duyu hastalar tarafından yoğun, vibratuar karakterde, karıncalanma şeklinde tarif
edilmekte ve kimi zaman turnike indirilmeden hemen önceki ağrıdan daha yoğun
olabilmektedir (33, 34). Crews, ağrının oluşmasında sinir gövdesine olan doğrudan iskemik
etkiyi veya anaerobik metabolizmanın lokal ürünlerine bağlı major arterlerin duysal
innervasyonunu etkilemesini suçlamıştır (35).
Turnike hipertansiyonu: Genelde olguların % 11-66’sında görülür. Turnike ağrısı ile
analog olarak asağı yukarı 30-60 dk.da görülür. Etiyolojisi bilinmemektedir. Genel anestezi
altında daha sık görülür (24, 26).
Kas hasarlanması: Kas iskemik hasara sinirden daha yatkındır. Turnike süresi arttıkça
sellüler hipoksi, asidoz ve ekstremitede soğuma oluşur. Kastaki histopatolojik hadise 30-60
dakikalık turnike sürelerinde açıkça izlenir. Selluler nekroz ve endotelial kapiller kaçıs 2-3
saatlik iskemi sonrasında olusur. Bu değişiklikler turnikenin indirilmesinden sonraki 24 saatte
gelişir ve "peak" yapar (24).
Doku hasarı: Turnike uygulanan ekstremitede ödem, kompartman sendromu, post-turnike
sendromu görülebilir. Turnike süresi ve basıncından bağımsız olarak turnike indirilmesini
takiben ortaya çıkar. Ekstremitede ödem en sık görülen hasarlanmadır. Bu etkinin yarısı
boşaltılmış kanın geri dönmesine, kalan yarısı ise postiskemik reaktif hiperemiye sekonderdir.
Kompartman sendromu nadirdir (24).
9
Postturnike sendromu: Turnike açılmasını takiben, şişmiş, katı, soluk ekstremitede aynı
zamanda güçsüzlük olması ancak paralizi görülmemesi ile karakterizedir. Turnike sonrasında
oluşan ödemin etiyolojide rolü esastır. 1-6 haftada normale döner (26).
Hematom, kanama: Turnike indirilmesine bağlı hemodinamik değişiklikler akut kan
kaybını potansiyalize eder (26).
Nörolojik hasar: Paresteziden tam paraliziye kadar geniş bir spektrumda görülebilir. Üst
ekstremitede radial sinir en çok hasar gören sinirdir. Anatomik pozisyonun kemiğe yakın
oluşu, aradaki yastık dokunun zayıf olmasına bağlı olarak sıklıkla etkilenir. Turnike süresinin
3 saatten az olduğu durumlarda iskemiden ziyade sinir kompresyonu suçlanmaktadır.
Kompresyona bağlı hasarlarda, kaf basıncının 500 mmHg altında olduğu ve sinir iletiminin 30
dk. süre ile kesildiği durumlarda sinir hasarı histolojik olarak gösterilebilir (26, 27).
R İVA uygulamasında lokal anesteziklerin toksisitesi: Kullanılan ilaç ve doza bağlı
olmak üzere sistemik yan etkiler esas olarak nörolojiktir ve % 2,1 ile % 67,3 insidansa
sahiptir. Kardiyovasküler etkiler (hipotansiyon, bradikardi ) nadirdir. Prilokain kullanımı ile
methemoglobinemi görülebilir (26).
Rİ VA’ da Sinir Bloğunun Mekanizması
Bier’in 1908 yılında yayınladığı orijinal makalesinde; RİVA’nın (Bier Block) etki
mekanizmasının esası, ilk olarak enjeksiyon bölgesine yakın olan bölgedeki sinir uçlarında
doğrudan blok oluşması, daha sonra; ana sinir gövdelerinde derin blok oluşması seklinde
tanımlanmıştır (23).
Son 30 yılda yapılan çalışmalar Bier’in teorilerini ispatlamak için yapılmıştır ve
araştırıcıları gerekli teknik yönlere dayanan diğer blok komponentleri üzerinde fikir
yürütmeye yönlendirmiştir. Bu amaçla radiografik, radioizotop ve nörofizyolojik olmak üzere
3 grupta çalışmalar yapılmıştır (18).
RİVA sırasında olusan cerrahi anestezi multipl ve tamamlayıcı mekanizmalar ile
oluşmaktadır (18):
- Periferik küçük sinirlerin ve sinir uçlarının blokajı (ilk etki)
- Proksimal bölgede sinir gövdelerinin blokajı (esas anestezik komponent)
- İskemi (sinir iletimini ve motor son plak fonksiyonunu bloke eder)
- Sinir gövdeleri üzerine kompresyon (yavaş komponent)
10
Enjekte edilen lokal anesteziğin dağılımı ve RİVA’nın sinir blokajı ile olan ilişkisini
anlamak için ekstremitelerde venöz anatomi ve bu venlerin derin venler ile bağlantısına ve
sinir gövdeleri içindeki venlerle olan bağlantısına da değinmek gerekir (18).
Her ne kadar, geniş süperfisiyal venlerin valvleri bulunsa da, bu venler rölatif olarak
yavaş periferal lokal anestezik enjeksiyonu ile retrograd olarak doldurulabilir. El
dorsumundaki bir venden 20 ml/dakika’lık enjeksiyon yapılırken geniş antekubital venlerdeki
intraluminal basınç 90 mmHg seviyelerine kadar yükselir. Küçük venlerde valv yoktur ve
sinir gövdelerinin venülleri ile bağlantılı olarak geniş bir ağ oluştururlar ve gövdenin
periferinden çok merkezine ulaşırlar (18).
Ekstremitedeki sinir gövdesi pek çok sinir fasikülünün epinöryum olarak adlandırılan
bağ dokusu tarafından bir araya getirilmesi ile oluşur. Sinirleri besleyen kan damarları
epinörium içindedir. Endonöryum bir zarf gibi her sinir lifini ve intranöral uzanan vasa
nervorum denen kapiller pleksusu sarar. Kapillerler doğrudan küçük venlere direne olur.
Fasikülün ortasındaki sinir lifleri lipoproteinden zengin epinöriumdan uzaktır ve damarlar ve
sinir aksonu arasındaki diffüzyon bariyer tarafından engellenemezler. Bu nedenle lokal
anesteziğin sinir merkezinden perifere doğru diffüzyonu genelde RİVA’ daki anestezinin
santrapedal ilerlemesine işaret eder
(18).
Vasküler olarak zengin bazı bölgelerin çevresinde, bir aradaki sinir gövdelerinden çıkan
sinir lifleri tarafından innerve edilmeyen bazı bölgeler vardır. İnterkostabrakiyal sinir gibi bu
sinirler damar ağına yakın değildir ve bu nedenle spesifik olarak bloke edilmedikçe RİVA ile
hızlı bir şekilde bloke olmaz. Ciltteki sinir uçlarına lokal anestezik valvsiz venler yoluyla
ulaşmaktadır (18).
Radyografik çalışmalar RİVA’nın 2 türlü etkisi olduğunu düşündürtmektedir. Fleming ve
arkadaşları çalışmalarında analjezinin dağılımının beraberinde kullanılan kontrast maddenin
dağılımını takip ettiğini göstermişler ve RİVA’ daki ilk analjeziden küçük sinir ve sinir
uçlarını sorumlu tutmuşlardır (36). Ancak Sorbie ve Chacha (37) ile Raj ve arkadaşlarının
(38) yaptığı çalışmalar, lokal anesteziğin majör sinir gövdeleri üzerindeki etkisinin
muhtemelen sinir merkezi çevresindeki küçük venüller yoluyla olduğunu göstermiştir.
Radyoizotop çalışmalarla da sinir gövdesinde kaslara ve cilde göre çok daha yoğun
radyoaktivite saptanmıştır. Aynı durum yapılan nörofizyolojik çalışmalarla da desteklenmiş
ve lokal anesteziğin etkisinin proksimalde (dirsek hizasında) başlayıp santrafugal olarak
yayıldığını desteklemiştir (18).
11
Aynı zamanda yapılan diğer çalışmalarda kolda uygulanan 20 dakikalık turnike zamanı
sonrasında ciltte "pinprick" ile komple analjezi ve anestezi oluştuğu da gösterilmiştir. Bu
nedenle RİVA’nın iskemik komponenti sinir blokajında majör determinant olarak kabul edilir.
İskemi ve beraberindeki asfiksi RİVA tekniğinde gerekli sonuçlardır. Turnikeye bağlı
metabolik degişikliklerle birlikte sinir üzerine olan direkt kompresyon, RİVA’nın sinir
blokajındaki major komponentleri olmasa da, muhtemelen turnike ağrısının majör
komponentidir (18).
İlk olarak lokal anesteziğin (LA) esas dağılım alanında anestezi oluşurken, bunu LA’nın
majör sinir gövdelerine diffüzyonu ile tüm innervasyon alanında oluşan anestezi izler. İskemi
ve sinir kompresyonu sinir iletiminin ve motor fonksiyonun kaybını belli bir dereceye kadar
güçlendirir (18).
12
RİVA’da Kullanılan İlaçlar
A) Lokal Anestezikler
Lokal anestezikler; aminoester (Kokain, prokain, klorprokain, tetrakain, benzokain)
aminoamid (Lidokain,mepivakain,prilokain,bupivakain,etidokain,dibukain,levobupivakain) ,
alkol (Etil alkol, Aromatik alkoller) veya kompleks sentetik bileşikler yapısında olup sinir
iletimini geri dönüşümlü olarak durdururlar. Lokal anesteziklerin blok yapan diğer ajanlardan
farkı; sinir lifi veya hücresinde hiç bir hasar oluşturmadan, periferik sinirde uyarılma – iletim
mekanizmasını geri dönüşümlü baskılamaktadır (39). Lokal anestezik ilaçlar sistemik olarak
verilince SSS’de uyarı iletimini ve kalbin özel iletim sistemini etkileyebilirler. Lokal
anestezik ilacın etki başlangıcı ve etki süresi temel olarak ilacın fizyokokimyasal özellikleri
ve vazodilatatör aktivitesi tarafından belirlenir. Lipid eriyebilirliği anestetik potansiyelin
temel belirleyicisi olup, lipid/su partisyon kat katsayısı (pKa) ile yansıtılır. Proteine bağlanma
ilacın etki süresini uzatır (40). Aşağıdaki tablo 1'de sık kullanılan lokal anesteziklerin
farmokimyasal özellikleri ve kullanım alanları gösterlimiştir.
Tablo 1:Lokal Anestezik Ajanların Farmakokimyasal Özellikleri (40)
Ester Grubu Başlangıç Potens Süre(saat) Klinik kullanımTetrakain Yavaş 16 2,4 spinal,infiltrasyonProkain Hızlı 1 1/2,1 spinal, iniltrasyon, periferik blokAmid grubuLidokain Hızlı 1 1,3 epidural,spinal,infltrasyon,periferik blokPrilokain Hızlı 1 1,5-3 epidural, infiltrasyon, periferik blokBupivakain Yavaş 4 4,12 epidural,spinal,infltrasyon,periferik blokRopivakain Yavaş 4 2,4 epidural,spinal,infltrasyon,periferik blok
Levobupivakain Yavaş 4 4,12 epidural,spinal,infltrasyon,periferik blok
Lokal anestezik ilaçların çoğu hidroklorür tuzu halinde olup, membran stabilizasyonu
sağlayarak, istirahat potansiyeli devam ederken uyarılara karşı cevabı baskılayarak etki
gösterirler. Lokal anestezik ilaç doku içine enjekte edildiği zaman dokuda ya serbest baz
(noniyonize) yada pozitif yüklü katyon (iyonize) olarak bulunur. Lokal anestezik ilaçlar
noniyonize şekilleriyle dokulara diffüze olup, sinir kılıfını ve membranı geçtikleri daha
sonrada iyonize şekilleri ile membrana bağlanarak iletimi bloke ettikleri kabul edilir. Bu
nedenle lokal anestezik ajanın etki gücünü artırmak için her iki şekilde de olması gerekir.
Ester ve Amid grubu lokal anestezik ilaçların tablo 2'de metabolizma, sistemik toksisite,
alerjik reaksiyonlar, stabilite, etki başlangıç ve pKa değerleri arasındaki farklar gösterilmiştir.
13
Tablo 2: Ester ve Amid Grubu Lokal Anestezikler Arasındaki Farklar (40).ESTER GRUBU AMİD GRUBU
METABOLİZMAPlazma kolinesterazıtarafından, hızlıdır.
Karaciğerde, yavaştır.
SİSTEMİK TOKSİK ETKİ Daha azdır Daha fazladır.ALLERJİK REAKSİYON Daha fazladır. Nadirdir.
STABİLİTE Stabil değildirler. Işık,ısı vb.etkilenirler.
Çok stabil ajanlardır.
ETKİ BAŞLANGICI Yavaştır. Hızlıdır.
pKa pH’dan (7,4) yüksektir pH’dan (7,4) düşüktür.
Lokal anestezik ilaçlar karaciğer ve plazmada suda eriyebilir metabolitlere
dönüştürüldükten sonra idrarla atılırlar. Lokal anestezik bazlar (=noniyonize) suda erimezler;
Bu nedenle idrarla hiç veya total dozun % 5'den azı atılır. İdrarın asitleştirilmesi ile tersiyer
bazın suda eriyebilen quarterner baza dönüşmesini sağlayarak böbrekten geri emilimini
azaltarak idrarla atılımı artırırlar.
Amid grubu lokal anestezik ajanlar karaciğer mikrozomal enzimleri tarafindan hidrolize
edilir. Amid grubu lokal anestezik ajanların metabolizması; Prilokain metabolizması o-
toluidine oluşumuna neden olması, bununda Hb'ni ferrik şekle (Hb+3) okside ederek
methemoglobinemi oluşturması ve karaciğer hastalarında amid grubu lokal anestezik ajanların
metabolizmasının azalması ve kan seviyelerinin göreceli olarak yükselmesi nedeniyle
önemlidir.
Ester grubu lokal anestezik ajanlar; plazma kolinesterazı tarafından hidrolize edilerek suda
eriyebilir amino alkollere veya karboksilik asite dönüştürülür. Bu metabolitler farmakolojik
olarak inaktiftir. Atipik plazma kolinesterazı olan homozigot hastalarda ester grubu lokal
anestezik ajanlar çok yavaş metabolize olurlar. Kan seviyesi kolaylıkla yükselen bu hastalarda
sistemik toksik reaksiyon ihtimali yüksektir (40).
14
İdeal Bir Lokal Anestezik Nasıl Olmalıdır ?
Şu ana kadar ideal bir lokal anestezik bulunamamıştır, ancak ideal bir lokal anestezik
bazı özellikler taşımalıdır: Düşük konsantrasyonda etkin olabilmesi, dokulara penetrasyonun
iyi olması, doku için irritan olmaması, etkisinin geçici olması, allerjik reaksiyonlara neden
olmaması, sistemik toksisitesinin düşük olması veya etkin dozu ile toksik doz aralığının
(terapötik indeks) geniş olması, etki başlama süresinin kısa ve etki süresinin uzun olması,
pahalı olmaması ve kolay sterilize edilebilmesi bu özelliklerinden bazılarıdır.
Diğer İlaçlar:
Kullanılan lokal anestezik dozu azaltılarak olası komplikasyonları azaltmak,yöntemin
etkinliğini artırmak ve postoperatif analjezi süresini uzatmak amacıyla farklı ilaç
kombinasyonları denenmiştir.
Opioidler bu konuda en sık kullanılan ilaçlar olup; primer afferent sinir sonlanmalarında
opioid reseptörlerinin varlığı bilinmektedir . Opioidler bu reseptörlerle etkileşerek periferik
analjezik etki gösterirler (41). Bazı opioidlerin bu reseptörlerle etkileşmelerinin yanında, lokal
anesteziklere benzer bir şekilde sinir iletimini bloke edebileceği gösterilmiştir (42). Morfin,
fentanil, meperidin, sufentanil gibi opioidlerin çeşitli lokal anesteziklere ilavesiyle anestezi
kalitesinin arttığı ve lokal anestezik aktivitenin güçlendiği gösterilmiştir (43,44). Son yıllarda
yapıca kodeine benzeyen tramadol de RİVA’da kullanılmaya başlanmıştır (45).
Başta tenoksikam ve ketorolak olmak üzere nonsteroid antiinflamatuar ilaçlar postoperatif
ağrıyı azaltmak amacıyla intraartiküler olarak, yara yerine lokal infiltrasyon ve RİVA’da
kullanılmıştır (45,46,47). Lidokaine ketorolak ekleyerek intraoperatif turnike ağrısı
toleransının daha iyi olduğu (48), tenoksikam eklenmesi ile de analjezik gereksinim süresinin
daha uzun olduğu gösterilmiştir.
RİVA’da kas gevşetici ajan eklenmesiyle; yeterli kas gevşemesi sağlandığı, istenmeyen
sistemik bulgu, postoperatif ağrı ve kas spazmı riskinin azaldığı bildirilmiştir (45,49). Bir
antihistaminik olan difenhidramin de periferik analjezik etkisinin tespit edilmesiyle RİVA’da
kullanılmıştır (50). Lokal anestezik ajanların; karbondioksit ile doyurularak ajan
konsantrasyonu ve ısısını değiştirerek alkalinizasyonu denenmiştir (51). Potasyum ve dekstran
eklenmesiyle blok etkisi hızlandırılmaya ve analjezi kalitesi artırılmaya çalışılmıştır (52,53).
15
Çalışmamızda Kullanılan Lokal Anestezik İlaç
LİDOKAİN
Şekil 1. Lidokainin moleküler yapısı
Moleküler yapısı şekil 1'de gösterilen lidokainin kimyasal ismi N – dietilaminoasetil – 2,6
- ksilidin hidroklorürdür. Lidokain lokal anestezik ve antiaritmiktir. Etkisi 30-90 sn içinde
başlar. Yarılanma ömrü alfa fazı 8 dakika, beta fazı 1.5-2 saattir. Lidokain, hücre
membranındaki hızlı sodyum kanallarını bloke ederek nöronal depolarizasyonu değiştirir.
Depolarize olmayan membran aksiyon potansiyelini iletemez ve bu durum lidokainin lokal
anestezik etkinliğinin temelini oluşturur (54).
Farmakodinamik Özellikleri: Lidokain intravenöz uygulandığında medulla spinalin
dorsal boynuz nöronlarında analjezik etkiye sahiptir. Lidokain topikal uygulandığında
mukozadan hızlı absorbe olmakta ve bu uygulama lokal olarak taktil uyarıları
baskılamaktadır(54,55).
Farmakokinetik Özellikleri:
Emilim : Enjeksiyon yeri, dozu, enjeksiyon oranı, epinefrin eklenmiş olması ilacın
sistemik dolaşıma emilimini etkiler.
Dağılım : Lidokain vücut dokularına yüksek oranda dağılır. İ.V. yükleme dozunu takiben,
böbrekler, akciğerler, karaciğer, kalp gibi perfüzyonu yüksek olan dokularda erken ve hızlı bir
plazma konsantrasyonuna ulaşır. Bu dağılımın ardından iskelet kasları ve adipoz dokuda
redistribüsyona uğrar. Konjestif kalp yetmezliği ve karaciğer hastalığı olanlarda ilacın dağılım
hacmi azalır. Lidokain kan - beyin bariyerini aşar, plasentaya ve süte de geçer. Lidokainin
plazma proteinlerine bağlanması değişkendir ve doza bağımlıdır. Kan konsantrasyonu 1-4
mcg/ml olduğunda % 60-80’i plazma proteinlerine bağlanır. Lidokain kısmen α 1-asit
glikoproteine ( α1-AGP) bağlanır .
Eliminasyon : Lidokainin 7-30 dakikalık bir başlangıç yarılanma ömrü ve 1,5 – 2 saatlik
bir terminal yarılanma ömrü vardır. Sağlıklı bireylerde ilacın aktif metabolitleri olan
monoetilglisinksilidid (MEGX) ve glisinksilidid (GX) eliminasyon yarılanma ömürleri
16
sırayla 2 ve 10 saattir. Miyokardiyal enfarktüsü olan hastalarda (kalp yetmezliğiyle beraber
veya değil) lidokain ve monoetilglisinksilididin yarılanma ömrü uzarken, kalp yetmezliği olan
hastalarda glisinksilididin yarılanma ömrü uzamaktadır. Konjestif kalp yetmezliği veya
karaciğer hastalığı olan kişilerde 24 saatten daha uzun süren intravenöz infüzyonları takiben
lidokainin yarılanma ömrü uzayabilir. Lidokainin parenteral dozunun yaklaşık % 90’ı
karaciğerde hızla metabolize olur. Dozun % 10’undan azı idrarla değişmeden atılır. Konjestif
kalp yetmezliği olan hastalarda ilacın değişmeden atılan miktarı artar. Karaciğer ve hepatik
dokulardaki perfüzyonun azalması nedeniyle karaciğer hastalığı olanlarda ilacın
metabolizması azalabilirken, böbrek yetmezliği olan hastalarda lidokain ve MEGX
metabolitinin dağılımı ve eliminasyonu normal kalabilmektedir. Renal yetmezliği olan
hastalarda birkaç günlük intravenöz lidokain uygulamasını takiben ilacın glisinksilidid (GX)
metaboliti birikebilir.
Endikasyonları:
-İnfiltrasyon anestezisinde
-Boğaz,larinks,farinks vb. cerrahisinde topikal analjezi için
-Santral nöroaksiyal anestezide
-Periferik sinir bloklarında
-Korneal analjezi için
-Üretral analjezi için
Kontrendikasyonları: İkinci ve üçüncü derece kalp bloğu, ağır sinoatriyal blok, ilacın
kendisine bağlı aşırı duyarlılık reaksiyonu ve klas-1 antiaritmik ilaçların kullanımı, lidokain
için kontrendikasyon oluşturmaktadır. Lidokain kullanımına ilişkin sistemik yan etkiler
kardiyovasküler ve santral sinir sistemi üzerinde ortaya çıkmaktadır (55).
17
NONSTEROİD ANTİENFLAMATUARLAR VE COX2İNHİBİTÖRLERİ
Basamak ilkesine göre analjezikler gruplar halinde en düşük etkiliden en yüksek etkiliye
göre sıralanmışlardır. Üç ana grupta toplanırlar. Bunlar non opioidler (nonsteroid
antiinflamatuar ilaçlar, antipiretikler), zayıf opioidler, (kodein, tramodol), kuvvetli
opioidler(morfin).
Non-opioidler, teorik olarak opioidlerden daha düşük güce sahip olmalarına karşın, ağrının
nedenine (somatik- visseral ağrıda) yönelik seçilip uygulandıklarında, ağrının oluş
mekanizmasını engelleyerek etki edebildikleri için pek çok ağrı sendromunda opioidlerden
daha iyi sonuç verebilirler veya opioidlerin etkinliklerini artırabilirler.
Nonsteroid Antienflamatuar İlaçlar (NSAİİ): Hepsinin analjezik özelliği bulunduğu
halde pek azının parenteral formu mevcut olduğundan nadiren ciddi akut ağrıların tedavisinde
kullanılmaktadır. NSAİ’ler, kemik ve yumuşak doku enflamasyonunun olduğu olgularda
başarı ile uygulanmaktadır. Postporetaif ağrının major komponenti olan visseral ağrının
giderilmesinde opioid ile kombinasyonları daha verimlidir. Tüm NSAİ'ler siklooksijenaz
yolunu inhibe ederek prostoglandin sentezini engellemektedir.
Non-steroid analjezikler, kimyasal yapıları, farmakolojik ve terapotik etkileri farklı,
heterojen bir gruptan oluşur. Ağrının kaynaklandığı periferik bölgelere etki ile analjezi
oluşturduklarından bu gruptaki ilaçlara periferik etkili analjezikler veya prototip aspirin
olduğundan aspirine benzer ilaçlar adı da verilir. Değişik derecelerde analjezik, antipiretik ve
antiinflamatuar etkilere sahip bu ajanlar opiodlerden farklı olarak bağımlılık ve tolerans
yapmazlar. Bu gruptaki ilaçlar ya tek başlarına veya diğer analjezik adjuvanlarla beraber veya
opioidler ile kombine edilerek kullanılırlar.
Nonsteroid analjezikler, analjezik ve antiinflamatuar etkilerini, siklooksijenaz enzim
inhibisyonu sonucu prostaglandin sentezini inhibe ederek oluştururlar.
Siklooksijenazların iki değişik gen kodu 1991’de keşfedildikten sonra bunların tüm
özellikleri ortaya çıkarılmıştır. (COX-1 ve COX-2). Her iki enzim için seçici inhibitörler
geliştirilmiştir. Bu enzimler, hücre membranından geçişi sağlayan hidrofobik oluk veya kanal
oluştururlar. Araşidonik asit veya bir inhibitör bu oluğa bağlanır. İlginç olarak COX-2 proteini
COX-1’den biraz daha geniş kanal oluşturur ve buraya COX-2’nin seçici inhibitörü bağlanır.
18
Antipiretik analjeziklerin antinosiseptif inflamasyon bölgesinde ve santral sinir sisteminde
prostaglandin yapımını inhibe etmelerinden kaynaklanır. Yıllarca antipiretik analjeziklerin
esas etki mekanizmasının inflamasyon bölgesinde prostaglandin inhibisyonu yapmasından
kaynaklandığına inanılmaktaydı. Prostaglandinler primer afferent C liflerini sensitize ve
“sessiz nosiseptörleri” aktive ederek primer hiperaljeziyi oluşturur. Bu olayda
prostaglandinlerin moleküler hedefi olarak tetrodotoksin dirençli Na+ kanalları
gösterilmektedir. Son zamanlarda, sekonder hiperaljezi ve allodiniye bağlı olarak gelişen
periferik inflamasyona yanıt olarak omurilik arka kökte prostaglandinlerin oluştuğu
bildirilmektedir. Moleküler mekanizma açık değildir; omurilikte glisinerjik inhibisyon ile
prostaglandinlerin etkileşimi olabilir.
ÇALIŞMAMIZDA KULLANILAN NSAİ İLAÇLAR
LORNOKSİKAM (KLORTENOKSİKAM)
Lornoksikamın farmokolojik açılımı: 6-kloro-4-hidroksi-2-metil-N-piridil-2H-tiyeno(2,3e)-
1,2- tiazine-3-karbaksamid-1,1-dioksiddir. Analjezik, antienflamatuar ve antipiretik özellikleri
olan, oksikam sınıfının ,yeni nonsteroidal antienflamatuar ilacı lornoksikam’ın, oral ve
parenteral formülleri mevcuttur. Bilinen oksikamlardan farkı, eliminasyon yarı ömrünün
nispeten kısa olmasıdır (3 - 5 saat). Bu, ilacın tolerasyonu açısından avantaj yaratabilecek bir
özelliktir (56).
Fizikokimyasal özellikleri: Lornoksikam; sarı renkli kristalize bir maddedir, pKa sı 4.7
olan oktanol/fosfat çözeltisi içinde (pH:7.4) dağılım katsayısı 1.8 olarak saptanır.
Lornoksikam; fizyolojik pH’ta yüksek oranda iyonize olması ve düşük lipofilik özellikte
olması sebebiyle yağ dokusunda yüksek dağılım hacmi gösterir.
Lornoksikamın etki şekli: Siklooksijenaz-1 ve siklooksijenaz-2 izoenzimlerinin dengeli
biçimde geçici olarak baskılanması yoluyla inflamasyon mediatörleri olan prostaglandinlerin
sentezinin inhibisyonuna dayanır (57). Birinci derece klinik deneylerinden elde edilen veriler
lornoksikamın; jinekolojik veya ortopedik bir cerrahi müdahalenin ardından meydana gelen
postoperatif ağrının tedavisinde, opioid analjeziklerden morfin, petidin (meperidin) ve
tramadol kadar etkili olduğunu ve ağız cerrahisinin ardından ağrıların tedavisinde diğer NSAİ
'ler kadar etkili olduğunu ortaya koymaktadır. Lornoksikam ayrıca, osteoartrit, romatoid artrit,
ankilozan spondilit, akut siyatik ve bel ağrısı semptomlarının ortadan kaldırılmasında, diğer
19
NSAİ’ler kadar etkilidir. Lornoksikamın gözlenen en sık yan etki gastrointestinal
rahatsızlıklardır (58). Bugüne kadar elde edilen sınırlı klinik tecrübeler, diğer birçok
NSAİ'lerde olduğu gibi lornoksikamın, orta ve şiddetli ağrı tedavisi için opioid analjeziklere,
daha iyi tolere edilen bir alternatif olabileceğini ortaya koymaktadır.
Farmakodinamik Özellikleri : Diğer nonsteroid antienflamatuar ajanlarda olduğu gibi
lornoksikam siklooksijenaz inhibisyonu aracılığıyla prostaglandin (PG) sentezini baskılar.
Fakat 5-lipoksijenazı baskılamaz. Lornoksikamın, in vitro olarak, sıçan polimorfonükleer
lökositlerde, PGD2 formasyonunu inhibe etme açısından tenoksikamdan 100 kat daha
kuvvetli (moler bazda) olduğu ve invivo olarak farelerde, araşidonik asitle indometasin veya
piroksikamdan daha etkin olduğu bildirilmiştir. Lornoksikam hem hayvan hem de insan
modellerinde analjezik ve antienflamatuar etkinlik göstermiştir. İnsan diş çekimi modelinde
dozla ilişkili analjezi göstermiş ve fareler üzerinde asetilkolinle indüklenen ağrı testinde
tenoksikamdan, yaklaşık 10 kat daha fazla analjezik aktivite göstermiştir. Ayrıca, poliartirite
bağlı ayak şişkinliğini önlemede tenoksikamdan 10 kat daha etkilidir (59). Sağlıklı gönüllüler
üzerinde yapılan karşılaştırılmalı araştırmalarda, lornoksikam (16 mg/gün), naproksen(1000
mg/gün)’e göre, daha az gastroduodenal hasar yaptığı endoskopik açıdan doğrulanmıştır.
Lornoksikam (8 mg/gün), indometasin (100 mg/gün) ‘e göre daha az fekal kan kaybına yol
açma eğilimi göstermiştir. Lornoksikam; 2 hafta süreyle günde iki kez 4 mg dozunda
verildiğinde, serum pepsinojen 1 seviyelerini (gastrik mukozal durum indeksi) artırmamıştır
(56). Sağlıklı gönüllüler ve renal bozukluğu olan hastalar üzerinde yapılan araştırmalarda,
lornoksikam verildikten sonra herhangi bir nefrotoksisite kanıtına rastlanmamıştır (60).
Farmakokinetik Özellikleri: Lornoksikam oral yoldan alındıktan sonra tamamen emilir
(ortalama 0.33-0.75 saat içinde). Lornoksikam 4 mg dozunda alındığında, 2.5 saat içerisinde
270 μg/L pik plazma konsantrasyonuna ulaşır. Günde iki kez 2 ila 6 mg doz aralığında doza
bağımlı olarak etki gösterir. Lornoksikamın emilimi gıda varlığında gecikir ve %20 oranında
azalır. Sağlıklı gönüllülerde, ilaç eliminasyonun gecikmesi ile ilişkili plazma
konsantrasyonlarının oldukça yüksek seviyede seyretmesi, lornoksikam metabolizmasının
bazı bireylerde bozulabileceğini ortaya koymaktadır. Lornoksikam düşük dağılım hacmi ile
(0,2 L/kg), plazma proteinlerine (büyük oranda albumine-HSA) yüksek konsantrasyonlarda
bağlanır (%99). Sinoyal sıvı da dahil perivasküler interstisyel alanlara kolayca yayılır.
20
Lornoksikamın kısa yarılanma ömrüne bağlı olarak tekrarlanan dozlarında farmakokinetik
özelliklerinde belirgin bir değişiklik bildirilmemiştir. Lornoksikam karaciğerde, etkin
olmayan 5’-hidroksi-lornoksikam metabolitine dönüşür. Renal (%42) ve fekal (%51) yolla
elimine olur. Bireyler arasında önemli ölçüde çeşitlilik gösteren, nispeten kısa bir terminal
plazma eliminasyonu yarı ömrü (sağlıklı genç gönüllülerde ortalama 3 - 5 saat) vardır .
Lornoksikamın farmakokinetikleri ileri yaş veya renal bozukluk nedeni ile önemli ölçüde
değişmeyecekmiş gibi görünmektedir. Ancak hepatik fonksiyon bozukluğu olan hastalarda
etkin olmayan metabolit birikmesi meydana gelmiştir. İlacın enterohepatik eliminasyonunun
artması, ciddi renal fonksiyon bozukluğu olan hastalarda renal eliminasyonun azalmasını
telafi edebilir.
Terapötik Potansiyel
Akut ağrı: Az sayıda plasebo kontrollü öncül araştırmalar ve diğer karşılaştırmalı klinik
araştırmalar, lornoksikamın ağız cerrahisi veya başka bir cerrahi müdahalenin ardından etkili
analjezi sağladığını göstermiştir. İntravenöz yoldan verilen lornoksikamın (8 mg), petidin (50
mg) kadar etkili olduğu ve jinekolojik veya ortopedik cerrahinin ardından intravenöz analjezi
sağlama konusunda en az tramadol 50 mg kadar etkili olduğu bildirilmiştir . Lornoksikam
ortopedik operasyonlarda hasta kontrollü analjezi için de morfin ile karşılaştırılabilen bir
ilaçtır.
Kronik Ağrı: Kısa süreli (3 aya kadar), randomize, çift-kör araştırmalarda, lornoksikamın
etkinliğinin günde iki kez 4 mg’dan günde iki kez 8 mg kadar değişen dozda oral yoldan
verilmesiyle, osteoartritte; diklofenakla, romatoid artiritte; diklofenak, naproksen veya
piroksikamla, ankilozan spondilitte; indometasinle ve bel ağrısında; diklofenak veya
naproksenle benzer olduğu tespit edilmiştir .
Tolerabilite ve İlaç Etkileşimleri: Lornoksikamın tolerabilite profili NSAİ karakterindedir
ve gastroinstestinal rahatsızlıklar (ağrı, dispepsi, mide bulantısı, kusma) en yaygın görülen
istenmeyen olaylardır. Bu etkiler NSAİ’lerin COX enzimini inhibe etmesi sonucunda hem
proinflamatuar hem de gastroprotektif yararı olan prostoglandinleri inhibe etmesi sonucunda
ortaya çıkmaktadır. Güvenlik çalışmalarında yapılan ölçümlerde 160 mg’a kadar
lornoksikamın tek dozunun ciddi toksisite yaratmadığı saptanmıştır.
Beklendiği gibi parenteral yoldan alınan lornoksikam postoperatif ağrısı olan hastalarda,
parenteral opioid analjeziklerden daha iyi tolere edilme eğilimi göstermiştir . Lornoksikamın
farmakokinetikleri birlikte alınan antasitler veya ranitidin tarafından belirgin olarak
değiştirilmez. Lornoksikam; simetidin, warfarin, sülfonilüre, lityum, furosemid ve
21
metotreksatla farmakokinetik ve/veya farmakodinamik etkileşimi diğer NSAİ’lerle aynıdır.
Lornoksikam, hepatik ilaç metabolize edici enzimleri etkilemeyerek, sağlıklı gönüllülerde
yapılan çalışmalarda, fenazon(antipirin) klirensini değiştirmemiştir. Nifedipin,
dietilstilbestarol, klotrimatazol, mikanozol, fenprokurmon ve akenokumarol lornoksikamın
karaciğerde 5-Hidroksilasyonunu inhibe ederek metabolitlerinin oluşmasını önlerler .Renal
fonksiyon bozukluğu olan hastalarda ve warfarin, oral sülfonilüre, loop veya tiyazid diüretiği
veya digoksin kullanan hastalarda dikkatle kullanılmalıdır. Antikoagülanlar veya trombosit
agregasyonunu inhibe edici ilaçlar ile beraber kullanımda kanama süresinin uzamasına neden
olabilmektedir.
Kontrendikasyonları :Lornoksikam veya preparatın diğer bileşenlerinden birine karşı
alerjisi olanlarda, salisilat veya diğer NSAİ ‘lere karşı aşırı duyarlılığı olanlarda, aktif veya
yerleşik mide veya duedenum ülseri olanlarda, böbrek fonksiyonu orta veya ağır düzeyde
kısıtlı olanlarda, ağır karaciğer yetersizliği olan hastalarda ve ağır kalp yetmezliğine sahip
hastalarda kontrendikedir. Koagülasyon parametrelerinde bozukluğu olanlarda dikkatli
kullanılmalıdır.
Doz ve Kullanım Şekli: Klinik deneylerde kullanılan en yaygın lornoksikam dozları, bel
ağrısı ve ankilozan spondilit tedavisi için, günde iki veya üç kez 4 mg veya günde iki kez 8
mg’dır (oral ). Postoperatif ağrı yönetimi için 4 mg , 8 mg veya 16mg tek ve tekrar dozlarıdır.
Oral veya intravenöz yoldan kullanılır (61).
22
TENOKSİKAM
Uzun yarı ömürlü nonsteroid antiinflamatuar ilaçtır. Antiinflamatuar, analjezik, antipiretik
ve antiromatizmal etkilidir. Günde tek doz kullanılır. Prostaglandin sentezini inhibe eder.
Fagosit ve histamin salınımı dahil çeşitli lökosit fonksiyonlarını önler. İnflamasyon
bölgesindeki çeşitli oksijen radikallerini ortadan kaldırır. Etkisini kısa sürede gösterir.
Gastrotoksik etkisi düşüktür.
Parenteral veya oral uygulamalardan sonraki farmakokinetiği benzerdir. Biyoyararlığı
%100, yaklaşık %99 kan proteinlerine bağlanma oranı vardır. Düşük sistemik klirens ve
eliminasyon yarılanma süresine (70 saat) sahiptir. Uzun süreli kullanımlarda vücutta birikim
yapmaz. İlaç etkileşimi çok düşüktür.Yaşlılarda böbrek veya karaciğer yetmezliği olanlarda
doz ayarlaması gerekmez (62).
Endikasyonları:
- Romatoid artrit
- Osteoartrit
- Artroz
- Ankilozan spondilit
- Tendinit, bursit, omuz artriti, kalça periartriti, burkulma ve incinmeler gibi eklem dışı
hastalıklar
- Epikondilit, siyatalji, lumbago, akut gut ve travmatik olgular gibi iskelet ve kas sisteminin
ağrılı, enflamatuar ve dejeneratif hastalıklar
- Postoperatif Ağrı (62,63,64).
Kontrendikasyonlar:
Tenoksikama aşırı duyarlı hastalar ile mide, duodenum ülseri, gastrointestinal kanama ve
kronik gastrit öyküsü veren olgularda kullanılmamalıdır. İleri derecede böbrek ve karaciğer
yetmezliği olan hastalarda kullanılmamalıdır.
Yan Etkileri:
Tenoksikam ile yapılan bir yıl gibi uzun süreli klinik çalışmalarda önerilen günlük dozu
alan hastaların ilacı iyi tolere ettiği saptanmıştır (65).
Gastrointestinal sistem: (%11.4) Mide yanması, mide ağrısı, bulantı, ishal ve kabızlık.
Santral sinir sistemi: (%2.6) Baş ağrısı, baş dönmesi .
23
Deri ve yumuşak doku: (% 2.5) Döküntü, kaşıntı, eritem ve ürtiker, fotodermatoz. Stevens-
Johnson sendromu, Lyell sendromu gibi deri lezyonları çok enderdir.
Üriner sistem: (%1-2), BUN ve serum kreatinin yükselmesi.
Karağer ve safra yolları: (%1-2) SGOT, SGPT, GGT ve bilirubin yükselmesi.
Hematopoetik sistem: Hemoglobin azalması ve granülositopeni.
Tedavi süresince psikiyatrik (%1.7) ve metabolik (%1) yan etkiler de izlenebilir.
İlaç Etkileşmeleri:
Tenoksikam terapötik dozlarda antasitler, simetidin, oral antidiabetikler ve oral
antikoagülanlar ile farmakokinetik bir etkileşme yapmaz. Probenesid, tenoksikamın
eliminasyon hızını artırır. Kardiyotonik ve antihipertansif ilaçlarla bir etkileşme söz konusu
olmamakla beraber, potasyum tutucu. diüretiklerle birlikte kullanılmamalıdır(65).
Çalışmamızda, 20 mg’lık parenteral formu kullanılmıştır.
24
MATERYAL VE METOD
Bu çalışma; 2008 mart - 2008 temmuz Dr. Lütfi Kırdar Kartal Egitim ve Araştırma
Hastanesi Ameliyathanesinde Ortopedi, ve Plastik Cerrahi Kliniklerince elektif olarak
ameliyatı planlanan, ASA I , yaşları 15-65 arasındaki toplam 45 hastada uygulandı.
Aşağıda belirtilmiş durumu olan hastalar çalışmaya dahil edilmedi:
1. 15 yaş altı ve 65 yaş üstü olanlar,
2. Periferik damar hastalığı olanlar,
3. Kontrol altında olmayan hipertansiyonu olanlar,
4. Orak hücreli anemisi olanlar,
5. Kardiovasküler ve nörolojik hastalığı olanlar,
6. Daha önce geçirilmiş tromboemboli hikayesi olanlar,
7. Gebeler,
8. Antikoagülan tedavi alanlar,
9. Kullanılacak ilaçlara karşı alerjisi olanlar,
10. Ameliyat edilecek ekstremitede lokal enfeksiyonu olanlar,
11. Ameliyat süresi 120 dakika üzerinde olanlar.
Bu çalışmaya dahil edilecek hastalar ameliyat öncesinde uygulanacak işlem hakkında
bilgilendirildi ve yazılı onamları alındı. Tüm hastalara ameliyat edilmeyen koldan 20 G branül
ile i.v. damar yolu açıldıktan sonra operasyon odasına alındı. EKG(AMS CAMS II
ANESTHESIA MONITOR), noninvaziv kan basıncı(AMS CAMS II ANESTHESIA
MONITOR) ve puls oksimetre(AMS CAMS II ANESTHESİA MONITOR ile
monitörizasyonları yapıldı. Opere edilecek üst ekstremitede 22 G branül ile el sırtından venöz
damar yolu açılarak tespit edildi.
Çalışmaya alınan 45 hasta rasgele olarak 3 eşit gruba ayrıldı.
Grup I’deki hastalara %2 lidokain HCL 3 mg / kg olacak şekilde hazırlandı.(%2 ‘lik
100 mg lidokain / 5 ml içeren ampul Aritmal %2 – Biosel ) %0.9 NaCl ile 40 ml’ye
tamamlandı.
Grup II’deki hastalara %2 lidokain 3 mg / kg’a ek olarak Tenoksikam 20 mg ( 20 mg
tenoksikam içeren liyofilize enjektabl 20 mg, 1 flakon + 1 eritici ampul Oksamen- Mustafa
Nevzat) eklendi ve %0.9 NaCl ile 40 ml’ye tamamlandı.
25
Grup III’deki hastalara %2 lidokain 3 mg / kg ’a ek olarak Lornoksikam 8 mg( 8 mg
lornoksikam içeren enjektabl 1 flakon + 2 mL’lik çözücü ampul Xefo – Abdi İbrahim )
eklendi ve %0.9 NaCl ile 40 ml’ye tamamlandı.
Operasyonun gerçekleştirileceği ekstremite 3 dakika boyunca baş seviyesinden yukarıda
tutulduktan sonra distalden başlanarak proksimale dogru ''Esmarch'' bandaj sarıldı. Pnömatik
turnike üst kol bölgesinden altına pamuk sarıldıktan sonra yerleştirildi. Proksimal turnike
sistolik arter basıncının değerinin 100 mmHg üzeri veya 150 mmHg olacak şekilde şişirildi.
''Esmarch'' bandajının çözülmesinden sonra radial nabız ve tırnak altı kapiller dolumlarının
olmadığı görüldü. Ardından hazırlanan solüsyon 90 saniyeden uzun sürede uygulandı. İlaç
uygulamasının bitiminde süre başlatıldı. Oluşan analjezi ve anestezi, sensorial ve motor blok
kontrol edildi. Sensorial blok gelişmesi ön kolda ve eldeki median, radial ve ulnar sinirlerin
innerve ettiği bölgelere 6 ayrı noktadan 15-20 saniyelik aralıklarla iğne batırılarak (pinprick
testi) değerlendirildi.
Cerrahi analjezinin ortaya çıkış süresi; turnike altında iken enjeksiyonun
sonlanmasından itibaren her 3 majör sinir dağılım bölgesinde iğne batma duyusunun
algılanmasının kaybolmasına kadar geçen süre olarak belirlendi ve bulunan değerler
kaydedildi.
Motor blok için ise komple motor blok mevcudiyeti var veya yok olarak kaydedildi.
Turnike süresi olarak turnikenin şişirilmesinden ameliyatın sonunda turnikenin
gevşetilmesine kadar olan süre dakika olarak belirlendi.
Operasyon süresi olarak ameliyatın baslangıç zamanı ve sonlanma zamanı kaydedildi.
Aradaki geçen süre dakika olarak belirlendi.
Çalışma boyunca turnike öncesi, ilaç uygulama sonrası, operasyon başlangıcı, ve
operasyonun 5., 10., 15., 20., 30., 45. ve 60. dakikalarında, turnike açıldıktan sonra 5., 15, 30,
45., 60., dakikalarda hemodinamik ölçümlerle eş zamanlı olarak, Görsel Analog Skala
(Visual Analogue Scale – VAS), Sözel Ağrı Skalası (Verbal Pain Scale - VPS) değerlendirildi.
Görsel Analog Skala (VAS): Bu yöntemde 10 cm’lik çizgi skala üzerinde 0 = hiç ağrı
olmaması, 10 = dayanılmaz şiddette ağrı olacak şekilde görsel olarak değerlendirildi.
Sözel Ağrı Skalası (VPS): Sözel olarak çeşitli sıfatlara rakamsal değerler verilerek 4
puanlık skala ile (1 = ağrı yok; 2 = hafif ağrı; 3 = orta şiddette ağrı; 4 = şiddetli ağrı)
değerlendirildi.
26
Turnike açılması: Enjeksiyondan sonraki 40 dakika içerisinde operasyon sonlanmış
olsada bu süreden önce turnike indirilmedi. Operasyon sonunda turnike, dönüşümlü indirme
ve şişirme periodları ile aralıklı olarak indirildi. Operasyon tamamlanmadan cerrah tarafından
kanama kontrolü istendiğinde 5 sn. süren bir turnike indirilmesi ile kanama kontrolü
yaptırıldı. Daha uzun süreli kanama kontrolü gereken hasta popülasyonu çalışma dışı
bırakıldı. Turnike ilk olarak indirildikten sonra 10 sn. beklendi ve sonra tekrar şişirildi ve 1
dakikalık sabit bir süre beklendikten sonra yeniden indirildi. Aynı süreler kullanılarak bu
işlem 3 kez tekrarlandıktan sonra turnike tekrar şişirilmemek üzere indirildi. Turnike
indirilmesinden sonraki veri toplama işlemine bu andan sonra başlandı.
Turnike indirilmesini takiben, sensoryal blok geri dönüşü iğne batmasının algılanmasının
başladığı süre olarak değerlendirildi. Postoperatif ağrı baslangıcı cerrahi bölgesinde yanma
hissinin tanımlanması olarak kabul edildi. Hastalar turnike açılmasını takiben 60 dakika
postoperatif derlenme odasında gözlendi. Turnikenin açılmasından sonraki 5., 15., 30., 45.,
60. dakikalarda ve bunun dışında hasta ne zaman ağrıdan sikayet ederse VAS, VPS ve kalp
hızı, kan basıncı ve SpO2 açısından değerlendirildi. VAS>4 değerine ulaşınca veya VPS "orta"
olunca analjezik uygulandı ve ilk analjezik verilme zamanı kaydedildi. İlk analjezik verilme
zamanı postoperatif analjezinin bittiğinin göstergesi kabul edildi ve hastaların çalışma
kriterleri açısından takibine son verildi.
Hastalar tüm operasyon süresince ve postoperatif 60 dakika boyunca istenmeyen yan
etkilerin belirtileri açısından izlendi. Veriler kaydedildi.
İstatistiksel Değerlendirme:
Bu çalışmada istatistiksel analizler NCSS 2007 paket programı ile yapıldı.Verilerin
değerlendirilmesinde tanımlayıcı istatistiksel metotların (ortalama,standart sapma) yanı sıra
grupların tekrarlayan ölçümlerinde eşlendirilmiş tek yönlü varyans analizi, alt grup
karşılaştırmalarında Newman Keuls çoklu karşılaştırma testi, gruplar arası karşılaştırmalarda
tek yönlü varyans analizi testi alt grup karşılaştırmalarında Tukey çoklu karşılaştırma testi,
nitel verilerin karşılaştırmalarında ki-kare testi kullanıldı. Sonuçlar, anlamlılık p<0,05
düzeyinde değerlendirildi. Tablo 3, Tablo 4, Tablo 5 protokol numaraları, ad-soyad (baş
harfleriyle), yaş, cinsiyet, boy, ağırlık, tanı ve ASA özelliklerini içeren hastaların dökümünü
göstermektedir.
27
Tablo 3 . Grup I'deki Hastaların Dökümü
No Protokol İsim Yaş Cinsiyet Boy(cm) Ağırlık Tanı ASA1 27745977480 N.S 60 K 165 75 Dupuytren Kontraktürü I2 53635567516 E.A 44 K 157 77 Dupuytren Kontraktürü I3 43429065700 Z.D 56 E 175 82 Dupuytren Kontraktürü I4 18467721512 C.M 58 E 170 70 Tendon Kesisi I5 49621248590 Ş.B 30 K 155 65 Tendon Kesisi I6 26150029982 S.A 50 K 152 74 Karpal Tünel Sendromu I7 17797397572 B.D 25 E 183 80 Tendon Kesisi I8 64360369344 M.A 24 E 171 74 Tendon Kesisi I9 18929024724 T.A 36 E 179 73 Tendon Kesisi I10 57394598460 C.K 58 E 185 84 Dupuytren Kontraktürü I11 35695714932 A.K 30 E 177 65 Tendon Kesisi I12 18638167088 H.I 27 K 155 74 Kitle Eksizyonu I13 28847384756 H.Ç 48 E 165 77 Tendon Kesisi I14 15683047532 N.Ç 22 K 155 52 Elde Kontraktür I15 41092166830 İ.G 19 E 175 70 Tendon Kesisi I Tablo 4 . Grup II'deki Hastaların Dökümü
No Protokol İsim Yaş Cinsiyet Boy Ağırlık Tanı ASA1 23584519232 M.G 36 E 177 84 Tendon Kesisi I2 27064785346 A.A 38 E 165 60 Tendon Kesisi I3 54370069600 K.K 30 K 156 78 Karpal Tünel Sendromu I4 25544009166 H.E 56 K 164 74 Karpal Tünel Sendromu I5 27473265354 B.O 23 K 168 53 Kitle Eksizyonu I6 25534736140 İ.F 26 K 174 65 Tetik Parmak I7 18311047836 M.M 33 E 172 74 Tendon Kesisi I8 45925006034 İ.V 40 K 170 82 Tendon Kesisi I9 54355093576 A.G 31 K 165 67 Kitle Eksizyonu I10 15986932542 S.Y 22 K 155 49 Tendon Kesisi I11 50296202436 İ.G 31 E 175 83 Tendon Kesisi I12 42256493960 N.Y 56 E 176 68 Kitle Eksizyonu I13 20015708586 H.G 38 K 167 72 Tetik Parmak I14 40936608062 O.T 55 K 174 82 Kitle Eksizyonu I15 49816676580 Ş.D 38 E 177 86 Tendon Kesisi I
Tablo 5 . Grup III'deki Hastaların Dökümü
No Protokol İsim Yaş Cinsiyet Boy Ağırlık Tanı ASA1 19114273200 N.K 26 E 173 70 Tetik Parmak I2 49816676580 Ş.D 38 K 165 55 Tendon Kesisi I3 53941680220 K.T 52 E 177 76 Kitle Eksizyonu I4 23096067142 N.A 36 E 170 75 Tendon Kesisi I5 15836250178 A.C 53 E 177 83 Tendon Kesisi I6 21884573794 M.G 48 E 155 65 Dupuytren Kontraktürü I7 49102168966 G.G 33 K 156 65 Karpal Tünel Sendromu I8 36349675654 S.D 50 K 164 67 Karpal Tünel Sendromu I9 16298793432 Z.C 43 E 155 74 Karpal Tünel Sendromu I10 52162065816 V.K 51 E 176 84 Dupuytren Kontraktürü I11 34891384246 S.K 52 K 165 76 Dupuytren Kontraktürü I12 30043705068 O.S 37 E 176 74 Tendon Kesisi I13 40969225120 S.Y 63 K 156 64 Karpal Tünel Sendromu I14 10300631194 T.E 39 E 165 59 Tendon Kesisi I15 21295975538 K.A 45 E 179 76 Dupuytren Kontraktürü
29
BULGULAR
DEMOGRAFİK ÖZELLİKLER
RİVA uygulanan 45 hastaya ait demografik özellikler tablo 6 'da gösterilmiş olup,gruplar
arasında demografik özellikler açısından istatiksel bir fark bulunamamıştır.
Grup I, Grup II ve Grup III 'ün tablo 6'da gösterildiği gibi yaş, boy , kilo ortalamaları
arasında fark bulunamamıştır(p>0,05). Her üç grup arasında cinsiyet dağılımları arasında
istatiksel olarak anlamlı fark bulunamamaıştır( p>0,05).
Tablo 6. Grup I, II ve III hastaların Demografik Özellikleri (Ort. ± SS)
Lidokain Grub I
Lidokain+Tenoksikam
Grub II
Lidokain+Lornoksikam
Grub III F pYaş 37,6±12,98 37,8±13,36 33,8±10,5 0,50 0,610
CinsiyetErkek 9 (%60) 6 (%40) 10 (%66,7)Kadın 6 (%40) 9 (%60) 5 (%33,3) χ²:2,34 0,310
Boy 166,67±10,21 161,87±6,83 164,8±9,5 1,73 0,162Kilo 75,87±5,69 71,27±10,52 77,73±11,42 1,82 0,174
GRUPLARIN MOTOR BLOK, SENSORİYAL BLOK, TURNİKE SÜRESİ VE OPERASYON SÜRESİ
Gruplar arasında motor blok, sensoriyal blok, turnike süresi ve operasyon süresi açısından
yapılan istatiksel karşılaştırmalar Tablo 6, Tablo 7, Şekil 2, Şekil 3, Şekil 4 'te gösterilmiştir
Grup I, Grup II ve Grup III arasında motor blok varlığı açısından istatiksel farklılık
gözlenmiştir(p=0,0001).Grup I'in motor blok başlama süresi Lidokain+Tenoksikam,
Lidokain+Lornoksikam gruplarından istatistiksel olarak anlamlı derecede yüksek bulunmuş
(p=0,0001), Lidokain+Tenoksikam ve Lidokain+Lornoksikam gruplarının motor blok
başlama süreleri arasında istatiksel farklılık gözlenmemiştir (p=0,653)(Tablo 6, Tablo 7. Şekil
2 ).
Grup I, Grup II ve Grup III arasında sensoriyal blok ortalamaları arasında istatistiksel
farklılık gözlenmiştir (p=0,0001). Grup I'in sensoriyal blok süresi , Grup II ve Grup III 'ten
istatiksel olarak anlamlı derecede düşük bulunmuş (p=0,0001), Grup II'nin sensoriyal blok
süresi Grup III'ten istatistiksel olarak anlamlı derecede düşük bulunmuştur (p=0,003)(Tablo 6,
Tablo 7, Şekil 3).
30
Grup I, Grup II ve Grup III arasında turnike süresi ortalamaları arasında istatistiksel
farklılık gözlenmemiştir (p=0,161)(Tablo 6,Tablo 7, Şekil 4).
Grup I, Grup II ve Grup III arasında operasyon süresi ortalamaları arasında istatistiksel
farklılık gözlenmemiştir (p=0,147)(Tablo 6, Tablo 7,Şekil 4).
Tablo 6 . Newman Kuels Karşılaştırma Testine göre Grup I, Grup II ve Grup III hastaların
motor blok, sensoriyal blok, turnike süresi ve operasyon süresi (Ort. dakika ± SS)
Newman Kuels Karşılaştırma Testi
Lidokain GrupI
Lidokain+Tenoksikam
GrupII
Lidokain+Lornoksikam
GrupIII F pMotor Blok Başlama Süresi 5,73±1,09 2,6±1,59 3±0,93 28,39 0,0001Sensoriyal Blok Süresi 45,13±5,3 71±4,46 78,2±7,02 139,86 0,0001Turnike Süresi 40±0 42±5,61 40±0 1,91 0,161Operasyon Süresi 25,8±3,53 25,67±9,16 27,87±6,07 1,62 0,147
Tablo 7.Tukey Çoklu Karşılaştırma Testi'ne göre Grup I, Grup II ve Grup III hastaların motor
blok, sensoriyal blok, turnike süresi ve operasyon süresi
Tukey Çoklu Karşılaştırma Testi MBBS SBL Grup I / L+T Grup II 0,0001 0,0001L Grup I / Grup III 0,0001 0,0001L+T Grup II / L+L Grup III 0,653 0,003
Şekil 2.Gruplardaki hastaların motor blok sürelerinin ortalama değerleri
31
Şekil 3. Gruplardaki hastaların sensoriyal blok sürelerinin ortalama değerleri
Şekil 4. Gruplardaki hastaların turnike süreleri ve operasyon sürelerinin ortalama değerleri
32
KALP ATIM HIZI (KAH)
Lidokain (Grup I), Lidokain+Tenoksikam (Grup II), Lidokain+Lornoksikam (Grup III)
gruplarının Turnike Öncesi, İlaç Uygulama Sonrası, Operasyon Başlangıç, Op. 5.Dakika, Op
10. Dakika, Op 15. Dakika, Op 20. Dakika, KAH ortalamaları arasında istatistiksel farklılık
gözlenmemiştir (p>0,05)(Tablo 8, Tablo 9, Şekil 5).
Lidokain, Lidokain+Tenoksikam, Lidokain+Lornoksikam gruplarının TA 30.Dakika, TA
45.Dakika, TA 60. Dakika KAH ortalamaları arasında istatistiksel farklılık gözlenmiştir
(p<0,05).
Lidokain Grubunun 30.Dk KAH ortalamaları Lidokain+Tenoksikam ve
Lidokain+Lornoksikam gruplarının KAH ortalamalarından istatistiksel olarak anlamlı
derecede yüksek bulunmuş.(p=0,008, p=0,009), diğer gruplar arasında istatistiksel farklılık
gözlenmemiştir (p>0,05).
Lidokain Grubunun 45.Dk KAH ortalamaları Lidokain+Lornoksikam gruplarının KAH
ortalamalarından istatistiksel olarak anlamlı derecede yüksek bulunmuş (p=0,001), diğer
gruplar arasında istatistiksel farklılık gözlenmemiştir (p>0,05).
Lidokain+Lornoksikam Grubunun 60.Dk KAH ortalamaları Lidokain+Tenoksikam ve
Lidokain gruplarının KAH ortalamalarından istatistiksel olarak anlamlı derecede düşük
bulunmuş (p=0,0001, p=0,001), diğer gruplar arasında istatistiksel farklılık gözlenmemiştir
(p>0,05).
Her grup kendi içinde değerlendirildiğinde Lidokain grubunun Turnike Öncesi, İlaç
Uygulama Sonrası, Operasyon Başlangıç, Op. 5.Dakika, Op 10. Dakika, Op 15. Dakika, Op
20. Dakika, Op 30. Dakika, Turnike Açma 5. Dakika , TA 15.Dakika, TA 30.Dakika, TA
45.Dakika, TA 60. Dakika KAH ortalamaları arasında istatistiksel olarak anlamlı değişim
gözlenmiştir (p=0,0001). Lidokain+Tenoksikam grubunun Turnike Öncesi, İlaç Uygulama
Sonrası, Operasyon Başlangıç, Op. 5.Dakika, Op 10. Dakika, Op 15. Dakika, Op 20. Dakika,
Op 30. Dakika, Turnike Açma 5. Dakika , TA 15.Dakika, TA 30.Dakika, TA 45.Dakika, TA
60. Dakika KAH ortalamaları arasında istatistiksel olarak anlamlı değişim gözlenmiştir
(p=0,0001). Lidokain+Lornoksikam grubunun Turnike Öncesi, İlaç Uygulama Sonrası,
Operasyon Başlangıç, Op. 5.Dakika, Op 10. Dakika, Op 15. Dakika, Op 20. Dakika, Op 30.
Dakika, Turnike Açma 5. Dakika , TA 15.Dakika, TA 30.Dakika, TA 45.Dakika, TA 60.
Dakika KAH ortalamaları arasında istatistiksel olarak anlamlı değişim gözlenmiştir
(p=0,0001).
33
Tablo 8.Newman Kuels Çoklu Karşılaştırma Testi'ne göre Grupların KAH ( Ort. atım/dakika
± SS. )
Newman Kuels Çoklu Karşılaştırma TestiKalp Atım Hızı(KAH)
Lidokain Grup I
Lidokain+Tenoksikam
Grup II
Lidokain+Lornoksikam
Grup III F pTurnike Öncesi 80,73±5,06 80,8±9,19 76,13±4,69 2,44 0,101İlaç Uygulama Sonrası 79,4±3,76 79,67±6,22 75,53±4,39 2,34 0,095Operasyon Başlangıç 78,2±4,97 76,67±6,88 75,13±3,89 1,21 0,308Op. 5.Dakika 75,67±3,99 73,13±6,09 74,07±3,11 1,18 0,318Op 10. Dakika 74,2±3,53 71,87±6,09 72,73±3,39 1,03 0,368Op 15. Dakika 72,67±3,33 69,73±6,8 73,07±5,02 1,81 0,177Op 20. Dakika 73,87±3,93 70,27±4,82 72,73±5,23 2,31 0,112Op 30. Dakika 77,6±4,78 71,15±4,3 75,44±3,09 5,78 0,009Turnike Açma 5. Dakika 76,87±4,07 72,47±5,25 74,07±4,1 3,67 0,034Tur. 15.Dakika 79,2±4,51 74,47±6,33 75,87±4,45 3,31 0,046Tur. 30.Dakika 83,53±5,68 75,87±8,45 75,93±5,46 6,55 0,003Tur 45.Dakika 86±5,92 82,93±6,46 78,27±4,01 7,35 0,002Tur. 60. Dakika 90±4,77 88,13±5,36 81,67±3,66 13,28 0,0001F 15,14 28,8 6,80p 0,0001 0,0001 0,0001
Tablo 9.Tukey Çoklu Karşılaştırma Testi'ne göre Grupların Kalp Atım Hızı değerleri
Tukey Çoklu Karşılaştırma Testi Op 30dk TA 5Dk TA 15Dk TA 30Dk TA 45Dk TA 60DkL Grup I /L+T Grup II 0,015 0,028 0,042 0,008 0,297 0,519L Grup I /L+L Grup II 0,609 0,216 0,194 0,009 0,001 0,0001L+T Grup II / L+L Grup III 0,054 0,598 0,741 0,999 0,067 0,001
KAH Ortalama Değerleri
40
50
60
70
80
90
100
110
Tur.Ön. İU
S
Op.Baş
.
Op. 5.D
k
Op 10.
Dk
Op 15.
Dk
Op 20.
Dk
Op 30.
Dk
TA 5.Dk
TA 15.D
k
TA 30.D
k
TA 45.D
k
TA 60. D
k
Atım
/Dak
ika
L Gr.L+T GrL+L Gr
Şekil 5.Grupların Ortalama Kalp Atım Hızı değerleri 34
GRUPLARIN SİSTOLİK ARTER BASINÇ(SAB) DEĞERLERİ
Lidokain (Grup I), Lidokain+Tenoksikam (Grup II), Lidokain+Lornoksikam (Grup III)
gruplarının Turnike Öncesi, İlaç Uygulama Sonrası, Operasyon Başlangıç, Op. 5.Dakika, Op
10. Dakika, Op 15. Dakika, Op 20. Dakika, TA 30.Dakika, SAB ortalamaları arasında
istatistiksel farklılık gözlenmemiştir (p>0,05).Lidokain, Lidokain+Tenoksikam,
Lidokain+Lornoksikam gruplarının TA 45.Dakika, TA 60. Dakika SAB ortalamaları arasında
istatistiksel farklılık gözlenmiştir (p<0,05)(Tablo 10, Tablo 11, Şekil 6).
Lidokain+Lornoksikam Grubunun 45. ve 60.Dk SAB ortalamaları Lidokain+Tenoksikam
ve Lidokain gruplarının SAB ortalamalarından istatistiksel olarak anlamlı derecede düşük
bulunmuş (p=0,017, p=0,007, p=0,0001), diğer gruplar arasında istatistiksel farklılık
gözlenmemiştir (p>0,05).
Her gup kendi içinde değerlendirildiğinde Lidokain grubunun Turnike Öncesi, İlaç
Uygulama Sonrası, Operasyon Başlangıç, Op. 5.Dakika, Op 10. Dakika, Op 15. Dakika, Op
20. Dakika, Op 30. Dakika, Turnike Açma 5. Dakika , TA 15.Dakika, TA 30.Dakika, TA
45.Dakika, TA 60. Dakika SAB ortalamaları arasında istatistiksel olarak anlamlı değişim
gözlenmiştir (p=0,0001)(Tablo 11). Lidokain+Tenoksikam grubunun Turnike Öncesi, İlaç
Uygulama Sonrası, Operasyon Başlangıç, Op. 5.Dakika, Op 10. Dakika, Op 15. Dakika, Op
20. Dakika, Op 30. Dakika, Turnike Açma 5. Dakika , TA 15.Dakika, TA 30.Dakika, TA
45.Dakika, TA 60. Dakika SAB ortalamaları arasında istatistiksel olarak anlamlı değişim
gözlenmiştir (p=0,0001)(Tablo 11). Lidokain+Lornoksikam grubunun Turnike Öncesi, İlaç
Uygulama Sonrası, Operasyon Başlangıç, Op. 5.Dakika, Op 10. Dakika, Op 15. Dakika, Op
20. Dakika, Op 30. Dakika, Turnike Açma 5. Dakika , TA 15.Dakika, TA 30.Dakika, TA
45.Dakika, TA 60. Dakika SAB ortalamaları arasında istatistiksel olarak anlamlı değişim
gözlenmiştir (p=0,0001)(Tablo 11).
35
Tablo 10. Grupların Newman Kuels Çoklu Karşılaştırma Testi'ne göre
SAB (Ort. mmHg ± SS)
Newman Kuels Çoklu Karşılaştırma TestiSistolik Arter Basıncı(SAB)
Lidokain Grup I
Lidokain+Tenoksikam
Grup II
Lidokain+Lornoksikam
Grup III F pTurnike Öncesi 116,13±7,07 118,13±5,16 115,27±5,64 0,89 0,416İlaç Uygulama Sonrası 115,73±4,65 116,33±6,91 116,27±4,68 0,05 0,948Operasyon Başlangıç 113,53±8,59 115,93±5,91 116,73±5,64 0,89 0,419Op. 5.Dakika 114,4±4,14 114,07±8,4 115±4,81 0,09 0,913Op 10. Dakika 112,73±6,18 116,27±4,56 116,6±6,27 2,10 0,135Op 15. Dakika 110,47±6,5 112,93±8,47 115,8±5,27 2,26 0,117Op 20. Dakika 114,13±4,72 116,6±7,22 114,93±5,57 0,68 0,514Op 30. Dakika 121,6±4,34 114,31±5,09 114,67±5,45 4,01 0,031Turnike Açma 5. Dakika 116,13±7,45 115,73±6,54 115,87±3,16 0,02 0,983TA 15.Dakika 121,4±5,54 116,93±4,53 119,13±5,68 2,69 0,08TA 30.Dakika 122,2±6,06 121,73±4,42 123,47±6,74 0,36 0,702TA 45.Dakika 125,8±3,91 126,27±3,79 121,8±3,73 6,23 0,004TA 60. Dakika 127,4±4,01 129,33±3,64 120,67±4,94 17,33 0,0001F 6,57 12,38 3,02p 0,0001 0,0001 0,001
Tablo 11.Grupların Tukey Çoklu Karşılaştırma Testi'ne göre farklılık gösteren Sistolik Arter
Basıncı(SAB) değerleri
Tukey Çoklu Karşılaştırma Testi TA 45Dk TA 60DkLidokain Grup I /L+T Grup II 0,94 0,43Lidokain Grup I /L+L Grup II 0,017 0,0001LT Grup II / L+L Grup III 0,007 0,0001
36
SAB Ortalama Değerleri
100
105
110
115
120
125
130
135
Tur.Ön. İUS Op.Baş. Op.5.Dk
Op 10.Dk
Op 15.Dk
Op 20.Dk
Op 30.Dk
TA 5.Dk TA15.Dk
TA30.Dk
TA45.Dk
TA 60.Dk
mm
/Hg
L Gr.L+T GrL+L Gr
Şekil 6 .Gruplardaki hastaların Ortalama Sistolik Arter Basınçlarının değerleri
GRUPLARIN DİASTOLİK ARTER BASINÇ DEĞERLERİ
Lidokain, Lidokain+Tenoksikam, Lidokain+Lornoksikam gruplarının Turnike Öncesi, İlaç
Uygulama Sonrası, Operasyon Başlangıç, Op. 5.Dakika, Op 10. Dakika, Op 15. Dakika, Op
20. Dakika, TA 30.Dakika, TA 45.Dakika, SAB ortalamaları arasında istatistiksel farklılık
gözlenmemiştir (p>0,05).(Tablo 12, Tablo 13, Şekil 7)
Lidokain, Lidokain+Tenoksikam, Lidokain+Lornoksikam gruplarının Op 15. Dakika, TA
60. Dakika DAB ortalamaları arasında istatistiksel farklılık gözlenmiştir (p<0,05).
Lidokain+Lornoksikam Grubunun 45. ve 60.Dk SAB ortalamaları Lidokain+Tenoksikam
ve Lidokain gruplarının DAB ortalamalarından istatistiksel olarak anlamlı derecede düşük
bulunmuş (p=0,017, p=0,007, p=0,0001), diğer gruplar arasında istatistiksel farklılık
gözlenmemiştir (p>0,05).
Her grup kendi içinde karşılaştırıldığında Lidokain grubunun Turnike Öncesi, İlaç
Uygulama Sonrası, Operasyon Başlangıç, Op. 5.Dakika, Op 10. Dakika, Op 15. Dakika, Op
20. Dakika, Op 30. Dakika, Turnike Açma 5. Dakika , TA 15.Dakika, TA 30.Dakika, TA
45.Dakika, TA 60. Dakika DAB ortalamaları arasında istatistiksel olarak anlamlı değişim
gözlenmemiştir (p=0,112)(Tablo 13). Lidokain+Tenoksikam grubunun Turnike Öncesi,
37
İlaç Uygulama Sonrası, Operasyon Başlangıç, Op. 5.Dakika, Op 10. Dakika, Op 15. Dakika,
Op 20. Dakika, Op 30. Dakika, Turnike Açma 5. Dakika , TA 15.Dakika, TA 30.Dakika, TA
45.Dakika, TA 60. Dakika DAB ortalamaları arasında istatistiksel olarak anlamlı değişim
gözlenmiştir (p=0,0001)(Tablo 13). Lidokain+Lornoksikam grubunun Turnike Öncesi, İlaç
Uygulama Sonrası, Operasyon Başlangıç, Op. 5.Dakika, Op 10. Dakika, Op 15. Dakika, Op
20. Dakika, Op 30. Dakika, Turnike Açma 5. Dakika , TA 15.Dakika, TA 30.Dakika, TA
45.Dakika, TA 60. Dakika DAB ortalamaları arasında istatistiksel olarak anlamlı değişim
gözlenmiştir (p=0,0001)(Tablo 13).
Tablo 12. Grupların Newman Kuels Çoklu Karşılaştırma Testine göre DAB (Ort. mmHg ±
SS)
Newman Kuels Çoklu Karşılaştırma TestiDiastolik Arter Basıncı(DAB)
Lidokain Grup I
Lidokain+Tenoksikam
Grup II
Lidokain+Lornoksikam
Grup III F pTurnike Öncesi 70,87±4,03 74,33±10,67 68,13±5,22 2,76 0,075İlaç Uygulama Sonrası 68,73±6,77 69,67±9,69 72,07±6,27 0,74 0,482Operasyon Başlangıç 67,4±8,45 71±8,28 73,33±6,38 2,23 0,121Op. 5.Dakika 68,67±5,42 67,4±8,46 69,87±5,14 0,54 0,588Op 10. Dakika 65±7,19 68,53±10,37 70,33±6,83 1,61 0,212Op 15. Dakika 66,2±8,97 64,87±7,66 70,4±3,6 2,46 0,097Op 20. Dakika 68,33±6,14 63,47±7,4 68,13±5,07 2,89 0,067Op 30. Dakika 72±7,58 64,08±7,71 69,11±6,6 2,55 0,099Turnike Açma 5. Dakika 71,33±4,3 67,13±9,18 70,73±6,4 1,62 0,211TA 15.Dakika 74,33±4,95 69±6 74,93±5,84 5,08 0,011TA 30.Dakika 74,73±5,82 73,27±5,33 75,07±6,42 0,40 0,674TA 45.Dakika 75,27±6,25 74,2±5,25 75,27±5,23 0,18 0,835TA 60. Dakika 76,47±5,51 76±4,05 71,47±4,42 5,17 0,01F 1,64 5,88 3,62p 0,112 0,0001 0,0001
Tablo 13. Grupların Tukey Çoklu Karşılaştırma Testi'ne göre farklılık gösteren Diastolik Arter
Basıncı(DAB) değerleri
Tukey Çoklu Karşılaştırma Testi TA 15Dk TA 60DkLidokain Grup I /L+T Grup II 0,033 0,96Lidokain Grup I /L+L Grup II 0,954 0,016LT Grup II / L+L Grup III 0,016 0,031
38
DAB Ortalama Değerleri
40
50
60
70
80
90
100
Tur.Ön. İUS Op.Baş. Op. 5.Dk Op 10.Dk
Op 15.Dk
Op 20.Dk
Op 30.Dk
TA 5.Dk TA15.Dk
TA30.Dk
TA45.Dk
TA 60.Dk
mm
/Hg
L Gr.L+T GrL+L Gr
Şekil 7.Gruplardaki hastaların Ortalama Diastolik Arter Basıncı (DAB) değerleri
GRUPLARIN ORTALAMA ARTER BASINÇ DEĞERLERİ (OAB)
Lidokain, Lidokain+Tenoksikam, Lidokain+Lornoksikam gruplarının Turnike Öncesi, İlaç
Uygulama Sonrası, Operasyon Başlangıç, Op. 5.Dakika, Op 10. Dakika, Op 15. Dakika, Op
20. Dakika, , TA 45.Dakika, OAB ortalamaları arasında istatistiksel farklılık gözlenmemiştir
(p>0,05)(Tablo 14, Tablo 15, Şekil 8)
Lidokain, Lidokain+Tenoksikam, Lidokain+Lornoksikam gruplarının Op 30. Dakika, TA
15.Dakika TA 60. Dakika OAB ortalamaları arasında istatistiksel farklılık gözlenmiştir
(p<0,05). Lidokain Grubunun Op 30.Dk OAB ortalamaları Lidokain+Tenoksikam ve
Lidokain+Lornoksikam grubunun OAB ortalamalarından istatistiksel olarak anlamlı derecede
yüksek bulunmuş (p=0,015, p=0,049), diğer gruplar arasında istatistiksel farklılık
gözlenmemiştir (p>0,05). Lidokain+Tenoksikam Grubunun TA 15.Dk OAB ortalamaları
Lidokain ve Lidokain+Lornoksikam gruplarının OAB ortalamalarından istatistiksel olarak
anlamlı derecede düşük bulunmuş (p=0,002, p=0,001), diğer gruplar arasında istatistiksel
farklılık gözlenmemiştir (p>0,05). Lidokain Grubunun TA 60.Dk OAB ortalamaları
Lidokain+Lornoksikam grubunun OAB ortalamalarından istatistiksel olarak anlamlı derecede
yüksek bulunmuş (p=0,031), diğer gruplar arasında istatistiksel farklılık gözlenmemiştir
(p>0,05).
39
Her grup kendi içinde değerlendirildiğinde Lidokain grubunun Turnike Öncesi, İlaç
Uygulama Sonrası, Operasyon Başlangıç, Op. 5.Dakika, Op 10. Dakika, Op 15. Dakika, Op
20. Dakika, Op 30. Dakika, Turnike Açma 5. Dakika , TA 15.Dakika, TA 30.Dakika, TA
45.Dakika, TA 60. Dakika OAB ortalamaları arasında istatistiksel olarak anlamlı değişim
gözlenmiştir (p=0,0001)(Tablo 15). Lidokain+Tenoksikam grubunun Turnike Öncesi, İlaç
Uygulama Sonrası, Operasyon Başlangıç, Op. 5.Dakika, Op 10. Dakika, Op 15. Dakika, Op
20. Dakika, Op 30. Dakika, Turnike Açma 5. Dakika , TA 15.Dakika, TA 30.Dakika, TA
45.Dakika, TA 60. Dakika OAB ortalamaları arasında istatistiksel olarak anlamlı değişim
gözlenmiştir (p=0,0001)(Tablo 15). Lidokain+Lornoksikam grubunun Turnike Öncesi,
İlaç Uygulama Sonrası, Operasyon Başlangıç, Op. 5.Dakika, Op 10. Dakika, Op 15. Dakika,
Op 20. Dakika, Op 30. Dakika, Turnike Açma 5. Dakika , TA 15.Dakika, TA 30.Dakika, TA
45.Dakika, TA 60. Dakika OAB ortalamaları arasında istatistiksel olarak anlamlı değişim
gözlenmiştir (p=0,0001)(Tablo 15).
Tablo 14. Grupların Newman Kuels Çoklu Karşılaştırma Testine göre OAB (Ort. mmHg ±
SS)
Newman Kuels Çoklu Karşılaştırma TestiOrtalama Arter Basıncı(OAB)
Lidokain Grup I
Lidokain+Tenoksikam
Grup II
Lidokain+Lornoksikam
Grup III F pTurnike Öncesi 77,67±5,63 80,47±8,33 76,67±5,7 1,3 0,281İlaç Uygulama Sonrası 77,33±5,3 80,13±8,95 80,87±6,3 1,06 0,356Operasyon Başlangıç 77,4±7,95 78,27±8,51 80,67±7 0,70 0,503Op. 5.Dakika 76,4±5,82 74,4±9,57 78±6,89 0,85 0,436Op 10. Dakika 76,6±8,36 73,27±8,23 78,4±7,32 1,60 0,215Op 15. Dakika 74,13±8,43 73±8,52 76,53±6,27 0,80 0,456Op 20. Dakika 77,07±5,44 73±7,89 74,4±5,24 1,61 0,212Op 30. Dakika 82±4,47 71,62±7,25 72,89±6,17 4,78 0,018Turnike Açma 5. Dakika 79,2±3,53 74,6±8,29 77,87±5,72 2,21 0,122TA 15.Dakika 82,33±3,79 75,6±5,74 82,47±5,28 9,23 0,0001TA 30.Dakika 84,27±5,89 79,73±6,02 82,67±7,72 1,83 0,174TA 45.Dakika 86±5,17 84,27±5,47 83,27±5,09 1,04 0,362TA 60. Dakika 88,27±5,75 86,73±5,65 83,2±4,26 3,65 0,034F 5,43 9,05 4,14p 0,0001 0,0001 0,0001
40
Tablo 15.Tukey Çoklu Karşılaştırma Testi'ne göre farklılık gösteren Ortalama Arter Basıncı
Değerleri
Tukey Çoklu Karşılaştırma Testi Op 30Dk TA 15Dk TA 60DkLidokain Grup I /L+T Grup II 0,015 0,002 0,707Lidokain Grup I /L+L Grup II 0,049 0,997 0,031LT Grup II / L+L Grup III 0,894 0,001 0,170
OAB Ortalama Değerleri
40
50
60
70
80
90
100
Tur.Ön. İUS Op.Baş. Op.5.Dk
Op 10.Dk
Op 15.Dk
Op 20.Dk
Op 30.Dk
TA 5.Dk TA15.Dk
TA30.Dk
TA45.Dk
TA 60.Dk
mm
/Hg
L Gr.L+T GrL+L Gr
Şekil 8. Gruplardaki hastaların Ortalama Ortalama Arter Basıncı Değerleri
PERİFERİK OKSİJEN SATURASYONU(SpO2)
Lidokain, Lidokain+Tenoksikam, Lidokain+Lornoksikam gruplarının Turnike Öncesi, İlaç
Uygulama Sonrası, Operasyon Başlangıç, Op. 5.Dakika, Op 10. Dakika, Op 15. Dakika, Op
20. Dakika, Op 30. Dakika, Turnike Açma 5. Dakika , TA 15.Dakika, TA 30.Dakika, TA
45.Dakika, TA 60. Dakika SPO2 ortalamaları arasında istatistiksel farklılık gözlenmemiştir
(p>0,05)(Tablo 16, Şekil 9).
Lidokain grubunun Turnike Öncesi, İlaç Uygulama Sonrası, Operasyon Başlangıç, Op.
5.Dakika, Op 10. Dakika, Op 15. Dakika, Op 20. Dakika, Op 30. Dakika, Turnike Açma 5.
Dakika , TA 15.Dakika, TA 30.Dakika, TA 45.Dakika, TA 60. Dakika SPO2 ortalamaları
arasında istatistiksel olarak anlamlı değişim gözlenmemiştir (p=0,797).
41
Lidokain+Tenoksikam grubunun Turnike Öncesi, İlaç Uygulama Sonrası, Operasyon
Başlangıç, Op. 5.Dakika, Op 10. Dakika, Op 15. Dakika, Op 20. Dakika, Op 30. Dakika,
Turnike Açma 5. Dakika , TA 15.Dakika, TA 30.Dakika, TA 45.Dakika, TA 60. Dakika SPO2
ortalamaları arasında istatistiksel olarak anlamlı değişim gözlenmemiştir (p=0,197).
Lidokain+Lornoksikam grubunun Turnike Öncesi, İlaç Uygulama Sonrası, Operasyon
Başlangıç, Op. 5.Dakika, Op 10. Dakika, Op 15. Dakika, Op 20. Dakika, Op 30. Dakika,
Turnike Açma 5. Dakika , TA 15.Dakika, TA 30.Dakika, TA 45.Dakika, TA 60. Dakika SPO2
ortalamaları arasında istatistiksel olarak anlamlı değişim gözlenmemiştir (p=0,180).
Tablo 16. Grupların Newman Kuels Çoklu Karşılaştırma Testi'ne göre
SPO2 (Ort. % ± SS)
Newman Kuels Çoklu Karşılaştırma TestiPeriferik Oksijen Saturasyonu(SPO2)
Lidokain Grup I
Lidokain+Tenoksikam
Grup II
Lidokain+Lornoksikam
Grup III F pTurnike Öncesi 98,67±0,82 98,53±1,06 98,13±0,83 1,40 0,259İlaç Uygulama Sonrası 98,8±0,78 98,27±0,96 98,53±0,64 1,66 0,203Operasyon Başlangıç 98,67±0,9 98,33±0,98 98,87±0,52 1,61 0,212Op. 5.Dakika 98,73±0,88 98,13±0,99 98,33±0,72 1,84 0,172Op 10. Dakika 98,73±0,96 98,6±0,91 98,73±0,88 0,11 0,9Op 15. Dakika 98,6±0,99 98,27±0,96 98,47±0,64 0,55 0,581Op 20. Dakika 98,8±0,68 98,4±1,06 98,4±0,74 1,14 0,331Op 30. Dakika 98,6±1,52 98,46±0,88 98,11±0,93 0,46 0,635Turnike Açma 5. Dakika 98,67±0,62 98,14±1,03 98,6±0,74 1,79 0,179TA 15.Dakika 98,73±0,7 98,43±0,94 98,4±0,63 0,87 0,427TA 30.Dakika 98,8±0,86 98,43±1,16 98,6±0,51 0,65 0,525TA 45.Dakika 98,73±0,8 98,29±1,14 98,33±0,9 0,99 0,382TA 60. Dakika 98,53±0,64 98,43±1,09 98,6±0,51 0,18 0,837F 0,64 1,35 1,39p 0,797 0,197 0,180
42
Şekil 9.Grupların Ortalama Periferik Oksijen Saturasyonu(SPO2) Değerleri
GRUPLARIN VAS DEĞERLERİ
Lidokain, Lidokain+Tenoksikam, Lidokain+Lornoksikam gruplarının İlaç Uygulama
Sonrası, TA 15.Dakika, TA 30.Dakika, TA 45.Dakika, TA 60. Dakika VAS ortalamaları
arasında istatistiksel farklılık gözlenmiştir (p<0,05). Lidokain Grubunun İlaç Uygulama
Sonrası, TA 15.Dakika, TA 30.Dakika, TA 45.Dakika, TA 60. Dakika VAS ortalamaları
Lidokain+Tenoksikam ve Lidokain+Lornoksikam gruplarının VAS ortalamalarından
istatistiksel olarak anlamlı derecede yüksek bulunmuş (p=0,0001), diğer gruplar arasında
istatistiksel farklılık gözlenmemiştir (p>0,05)(Tablo 17,Tablo 18, Şekil 10).
Lidokain, Lidokain+Tenoksikam, Lidokain+Lornoksikam gruplarının İlaç Uygulama
Sonrası, TA 15.Dakika, TA 30.Dakika, TA 45.Dakika, TA 60. Dakika VAS ortalamaları
arasında istatistiksel farklılık gözlenmiştir (p<0,05). Lidokain Grubunun İlaç Uygulama
sonrası, TA 15.Dakika, TA 30.Dakika, TA 45.Dakika, TA 60. Dakika VAS ortalamaları
Lidokain+Tenoksikam ve Lidokain+Lornoksikam gruplarının VAS ortalamalarından
istatistiksel olarak anlamlı derecede yüksek bulunmuş (p=0,0001), diğer gruplar arasında
istatistiksel farklılık gözlenmemiştir (p>0,05).Operasyon başlangıcı 5.,15.,20.,30. dakika,TA
5.dakika ortalamalarından istatistiksel olarak anlamlı derecede düşük bulunmuştur(p=0,025
p=0,003).
43
Lidokain+Tenoksikam grubunun Turnike Öncesi, İlaç Uygulama Sonrası, Operasyon
Başlangıç, Op. 5.Dakika, Op 10. Dakika, Op 15. Dakika, Op 20. Dakika, Op 30. Dakika,
Turnike Açma 5. Dakika , TA 15.Dakika, TA 30.Dakika, TA 45.Dakika, TA 60. Dakika VAS
ortalamaları arasında istatistiksel olarak anlamlı değişim gözlenmiştir (p=0,0001).
Tablo 17. Grupların Newman Kuels Çoklu Karşılaştırma Testi'ne göre
VAS (Ort ± SS)
Newman Kuels Çoklu Karşılaştırma TestiVAS
Lidokain Grup I
Lidokain+Tenoksikam
Grup II
Lidokain+Lornoksikam
Grup III F pTurnike Öncesi 2,13±0,83 2,07±0,59 1,73±0,59 1,48 0,240İlaç Uygulama Sonrası 1±0 0±0 0,07±0,26 211 0,0001Operasyon Başlangıç 0±0 0±0 0±0 . .Op. 5.Dakika 0±0 0±0 0±0 . .Op 10. Dakika 0±0 0±0 0±0 . .Op 15. Dakika 0±0 0±0 0±0 . .Op 20. Dakika 0±0 0±0 0±0 . .Op 30. Dakika 0±0 0±0 0±0 . .Turnike Açma 5. Dakika 0±0 0±0 0±0 . .TA 15.Dakika 0,93±0,7 0±0 0±0 26,39 0,0001TA 30.Dakika 2,33±0,82 0,27±0,46 0,07±0,26 75,16 0,0001TA 45.Dakika 3±0,38 0,73±0,59 0,73±0,59 90,92 0,0001TA 60. Dakika 3,07±0,26 1,33±0,49 1,2±0,41 102,48 0,0001F 75,18 72,62 42,59p 0,0001 0,0001 0,0001
Tablo 18.Tukey Çoklu Karşılaştırma Testi'ne göre farklılık gösteren VAS Değerleri
Tukey Çoklu Karşılaştırma Testi İUS TA 15Dk TA 30Dk TA 45Dk TA 60DkLidokain Grup I/L+T Grup II 0,0001 0,0001 0,0001 0,0001 0,0001Lidokain Grup I /L+L Grup II 0,0001 0,0001 0,0001 0,0001 0,0001LT Grup II / L+L Grup III 0,445 0,999 0,595 0,999 0,633
44
0
0,5
1
1,5
2
2,5
3
3,5
Tur.Ön. İUS Op.Baş. Op. 5.Dk Op 10. Dk Op 15. Dk Op 20. Dk Op 30. Dk TA 5.Dk TA 15.Dk TA 30.Dk TA 45.Dk TA 60. Dk
VAS Ortalama DeğerleriL Gr.L+T GrL+L Gr
Şekil 10.Gruplardaki hastaların Ortalama VAS Değerleri
GRUPLARIN VPS DEĞERLERİ
Lidokain, Lidokain+Tenoksikam, Lidokain+Lornoksikam gruplarının Turnike Öncesi,
Operasyon Başlangıç, Op. 5.Dakika, Op 10. Dakika, Op 15. Dakika, Op 20. Dakika, Op 30.
Dakika, Turnike Açma 5. Dakika , TA 60. Dakika VPS ortalamaları arasında istatistiksel
farklılık gözlenmemiştir (p>0,05)(Tablo 19, Tablo 20, Şekil 11, Şekil 12).
Lidokain, Lidokain+Tenoksikam, Lidokain+Lornoksikam gruplarının İlaç Uygulama
Sonrası, TA 15.Dakika, TA 30.Dakika, TA 45.Dakika, TA 60. Dakika VPS ortalamaları
arasında istatistiksel farklılık gözlenmiştir (p<0,05). Lidokain Grubunun İlaç Uygulama
Sonrası, TA 15.Dakika, TA 30.Dakika, TA 45.Dakika VPS ortalamaları Lidokain+Tenoksikam
ve Lidokain+Lornoksikam gruplarının VPS ortalamalarından istatistiksel olarak anlamlı
derecede yüksek bulunmuş (p=0,0001, p=0,042, p=0,015), diğer gruplar arasında istatistiksel
farklılık gözlenmemiştir (p>0,05).
Lidokain grubunun Turnike Öncesi, İlaç Uygulama Sonrası, Operasyon Başlangıç, Op.
5.Dakika, Op 10. Dakika, Op 15. Dakika, Op 20. Dakika, Op 30. Dakika, Turnike Açma 5.
Dakika , TA 15.Dakika, TA 30.Dakika, TA 45.Dakika, TA 60. Dakika VPS ortalamaları
arasında istatistiksel olarak anlamlı değişim gözlenmiştir (p=0,0001)
45
Lidokain+Tenoksikam grubunun Turnike Öncesi, İlaç Uygulama Sonrası, Operasyon
Başlangıç, Op. 5.Dakika, Op 10. Dakika, Op 15. Dakika, Op 20. Dakika, Op 30. Dakika,
Turnike Açma 5. Dakika , TA 15.Dakika, TA 30.Dakika, TA 45.Dakika, TA 60. Dakika VPS
ortalamaları arasında istatistiksel olarak anlamlı değişim gözlenmiştir (p=0,0001).
Lidokain+Lornoksikam grubunun Turnike Öncesi, İlaç Uygulama Sonrası, Operasyon
Başlangıç, Op. 5.Dakika, Op 10. Dakika, Op 15. Dakika, Op 20. Dakika, Op 30. Dakika,
Turnike Açma 5. Dakika , TA 15.Dakika, TA 30.Dakika, TA 45.Dakika, TA 60. Dakika VPS
ortalamaları arasında istatistiksel olarak anlamlı değişim gözlenmiştir (p=0,0001).
Tablo 19. Grupların Newman Kuels Çoklu Karşılaştırma Testi'ne göre VPS (Ort. ± SS)
Newman Kuels Çoklu Karşılaştırma TestiVPS
Lidokain Grup I
Lidokain+Tenoksikam
Grup II
Lidokain+Lornoksikam
Grup III F pTurnike Öncesi 1,93±0,26 1,8±0,41 1,8±0,41 0,65 0,527İlaç Uygulama Sonrası 1,93±0,26 1±0 1,07±0,26 91,5 0,0001Operasyon Başlangıç 0,93±0,26 1±0 1±0 0,999 0,376Op. 5.Dakika 0,93±0,26 1±0 1±0 0,999 0,376Op 10. Dakika 0,93±0,26 1±0 1±0 0,999 0,376Op 15. Dakika 0,93±0,26 1±0 1±0 0,999 0,376Op 20. Dakika 0,93±0,26 1±0 1±0 0,999 0,376Op 30. Dakika 1±0 1±0 1±0 . .Turnike Açma 5. Dakika 1±0 1±0 1±0 . .TA 15.Dakika 1,73±0,46 1±0 1±0 38,5 0,0001TA 30.Dakika 1,93±0,26 1,33±0,49 1,07±0,26 23,87 0,0001TA 45.Dakika 2,13±0,35 1,73±0,46 1,67±0,49 5,02 0,011TA 60. Dakika 2,13±0,35 2±0 2±0 2,15 0,129F 55,09 38,88 42,35p 0,0001 0,0001 0,0001
Tablo 20.Tukey Çoklu Karşılaştırma Testi'ne göre farklılık gösteren VPS Değerleri
Tukey Çoklu Karşılaştırma Testi İUS TA 15Dk TA 30Dk TA 45DkLidokain Grup I /L+T Grup II 0,0001 0,0001 0,0001 0,042Lidokain Grup I /L+L Grup II 0,0001 0,0001 0,0001 0,015LT Grup II / L+L Grup III 0,664 0,999 0,107 0,908
46
0
0,5
1
1,5
2
2,5
Tur.Ön. İUS Op.Baş. Op. 5.Dk Op 10.Dk
Op 15.Dk
Op 20.Dk
Op 30.Dk
TA 5.Dk TA 15.Dk TA 30.Dk TA 45.Dk TA 60.Dk
VPS Ortalama DeğerleriL Gr.L+T GrL+L Gr
Şekil 11.Gruplardaki hastaların Ortalama VPS Değerleri
VPS Ortalama Değerleri
0
0,5
1
1,5
2
2,5
Tur.Ön. İUS Op.Baş. Op. 5.Dk Op 10.Dk
Op 15.Dk
Op 20.Dk
Op 30.Dk
TA 5.Dk TA15.Dk
TA30.Dk
TA45.Dk
TA 60.Dk
L Gr.
L+T Gr
L+L Gr
Şekil 12.Gruplardaki hastaların Ortalama VPS Değerleri
47
İLK ANALJEZİK İHTİYAÇ SÜRESİ
Her üç grubun operasyon bitiminden ve turnike açılmasından itibaren illk analjezik
ihtiyaç zamanları aşağıdaki tablo 21'de karşılaştırılmştır.
Tablo 21. Grupların İlk Analjezik İhtiyaç Süreleri Ort. saat ± SS)
Lidokain Grup I
Lidokain+Tenoksikam Grup II
Lidokain+Lornoksikam Grup III
p
İlk analjezik ihtiyaç süresi / saat
2.51 ± 1,09 5,00 ± 1.73 4,71 ± 1,91 0,001*
p<0.01 ileri düzeyde anlamlı*
Grup I' deki olguların ilk analjezik ihtiyaç duyma süreleri Grup II ve Grup III 'e göre
istatiksel olarak ileri düzeyde anlamlı düşüktür (p<0.01). Yani sadece lidokain kullanılan
hasta grubunda, lidokaine lornoksikam eklenmiş ve lidokaine tenoksikam eklenmiş hasta
grubundan daha erken dönemde ek analjeziklere ihtiyaç duyulmuştur. Bu sonuçlar, RİVA'da
lokal anesteziklere NSAİİ eklemenin analjezi kalitesini artırdığını göstermiştir.
KOMPLİKASYONLAR
Yaptığımız çalışmada her üç grupta da anlamlı ve kayda değer komplikasyona
rastlanılmadı.
48
TARTIŞMA RİVA, ameliyat sonrası komplikasyonlarının az olması, derlenmenin hızlı olması,
maliyetinin düşük olması, kolay uygulanabilmesi nedeniyle, bir saat ya da daha kısa süren el,
el bileği ve ön kol operasyonlarında tercih edilen bir yöntemdir (21).
Turnikenin yanlışlıkla açılması, intraoperatif dönemde olan sızıntılar, operasyonun erken
bitmesine bağlı turnikenin erken açılması halinde lokal anesteziklere ait yan etkiler
görülebilmektedir (6).
Lokal anesteziğin ekstremiteye iskemik kaf kullanarak i.v. uygulanması; basit hızlı ve
etkili bir uygulamadır ve düşük teknik başarısızlık insidansına ve yüksek derecede
güvenilirliğe sahiptir (3). Bier’in tekniği ilk kez tanıtması, Holmes’in metodu modifiye
etmesinden bugüne kadar tekniği geliştirmede sadece iki önemli değişiklik yapılmıştır:
1) Hoyle (1934) tarafından çift kaflı turnikenin kullanılması (66).
2) Uzamış ekstremite cerrahisinde sürekli RİVA kullanımının Brown tarafından 1966’da
tariflenmesi (67). Bundan sonra yapılan çalışmalar güvenliği arttırmak ve daha uzun süreli
postoperatif analjezi sağlamaya yöneliktir (68).
RİVA ile ilgili mevcut az sayıdaki tartışmalardan biri, tekniği uygularken kullanılacak en
uygun ilaç seçimini içermektedir. Bu bağlamda, lidokain en çok kullanılan lokal anesteziktir.
Bir çok Avrupa ülkesinde ise, prilokain en az toksik olan ajan olması nedeniyle uzun süredir
kullanılmaktadır (68).
Sistemik toksisteyi azaltmak amacıyla lokal anestezik miktarı ve konsantrasyonu
azaltılmaya ve lokal anestezi oluşturabilecek en düşük doz lokal anestezik bulunmaya
çalışılmaktadır. Düşük konsantrasyon ve dozda yeterli anestezi oluşmasını desteklemek
amacıyla, lokal anesteziklere farklı adjuvan ilaçlar ilave edilmektedir. Son yıllarda, RİVA’da
duyusal ve motor bloğun oluşumunu hızlandırmak ve anestezi kalitesini arttırmak amacıyla
klonidin, morfin, meperidin, fentail, sufentanil, tramadol, kas gevsetici, NSAİ' ler,
deksametazon, magnezyum eklenmesine ve farklı lokal anestezik kullanılmasına yönelik
çalışmalar yapılmaktadır (41,42,43,44,45).
Meperidinin lokal anestezik etkisi mevcuttur ve RİVA’da adjuvan olarak kullanılabilir.
Meperidin 40 ml % 0.25 ve lidokain % 0.5 kombinasyonu ile yapılan Acalovschi ve
arkadaşlarının çalışmasında, lokal anestezik etkisinin başlama hızı artmış, iyi motor blok
sağlanmış ve bloktan derlenme yavaşlamıştır. Bununla beraber, baş dönmesi, sersemlik,
49
bulantı, kolda geçici kabarma, kaşıntı ve enjeksiyon yerinde ağrı gibi etkilerin de olduğu
bildirilmiştir (5).
Halen tartışmalı olmakla beraber, morfinin periferik analjezik etkisinin olduğu da
bilinmektedir. Gupta ve arkadaşlarının bir çalıışmasında RİVA’da prilokaine düşük doz
morfin (1 mg) eklendiğinde ağrı skorları ve postoperatif analjezik ihtiyacı bakımından gruplar
arasında bir fark saptanmamıştır (69). Erciyes ve arkadaşları buna karşın 6 mg morfin ilave
edildiğinde morfin eklenen grupta tek başına prilokain grubuna göre analjezi başlama
süresinin daha kısa, anesteziden derlenme ve analjezi süresinin daha uzun olduğunu
bildirmişlerdir (70).
Şakirgil ve arkadaşları morfine (0.1 mg/kg) ropivakain ekleyerek yaptıkları çalışmada
morfin uygulanan grupta cerrahi analjezi başlama süresi ve ilk analjezik ihtiyacına kadar
geçen süreyi uzun bulmuşlardır (71).
Hoffmann ve arkadaşlarının yaptıkları çalışmada, prilokaine sufentanil eklenen grupta
sensorial blok başlangıç zamanı prilokain grubuna göre daha kısa bulunmuştur (72).
Fahim ve arkadaşlarının yaptıkları çalışmada, lidokaine sufentanil eklenen grupta sensorial
ve motor blok baslangıç zamanı lidokain grubuna göre daha kısa bulunmuş, ancak turnike
açılmasını takiben baş dönmesi görülmüştür (73).
Acalovschi ve arkadaşları (74) ile Fahim ve arkadaşları lidokaine 100 mg tramadol ilave
etmişken (73) , Tan ve arkadaşları (75), Özcan ve arkadaşları (76) 50 mg tramadol ilave
etmeyi uygun görmüşler ve sensorial blok baslangıç süresinin kısaldığını tespit etmişlerdir.
Ketorolak, tenoksikam gibi nonsteroidal antienflamatuar ajanlar da lidokain veya prilokain
ile postoperatif analjeziyi geliştirmek veya turnike ağrısına toleransı arttırmak amacıyla
kullanılmıştır (77, 78).
RİVA’da deksametazonun lokal anesteziklere eklenmesinin sensorial ve motor bloğu
uzatabileceğini gösteren çalışmalar da mevcuttur (15).
H1-reseptör blokerleri difenhidramin de lidokain veya prilokainle kombine edilerek
RİVA’da kullanılmış ve lokal anestezik ajanın etkisini potansiyalize ettiği bulunmuştur.(8,79)
Anesteziklerin kas gevşeticilerle kombinasyonu ile elde edilen sonuçlar tek başına lokal
anesteziklerin kullanılmasından daha anlamlı bulunmamıştır. Motor paralizinin uzun sürmesi,
postoperatif dönemde istenmeyen yan etkilerinin görülmesi ve derlenmenin uzun sürmesi, bu
grup ilaçların kullanımını kısıtlamaktadır (6.9).
RİVA’da lidokaine eklenen atrakuryum veya alfentanil ile sensorial blok başlama zamanı
kısayken, motor blok baslangıç zamanı intra ve postoperatif ağrı skorları, postoperatif
50
analjezi zamanı tüm gruplarda aynı çıkmıştır (6,9).
Adjuvan ajan kullanımında analjezik özellik taşıyan ilaçların seçilmesi ve bu konuda
çalışmaların devam etmesi bizi RİVA'da analjezik özelliği olan lornoksikam ve tenoksikam
seçmeye yöneltti.
Gentili ve arkadaşları RİVA'da klonidinin turnike ağrısını azaltmadaki etkisini ilk
bildirenler olmuştur(80).
Reuben ve arkadaşları kompleks rejyonel ağrı sendromunun önlenmesinde RİVA'nın
klonidinle birlikte uygulanmasının güvenirliğini ve etkinliğini değerlendirmişler. Klonidinin
kayda değer yan etkileri olmaksızın uygulanabilirliğinin kullanışlı bir tedavi metodu olduğunu
bulmuşlardır. (81)
Gorgias ve arkadaşları yaptıkları çalışmada lidokaine klonidin eklenmesinin turnike
ağrısının başlangıcını geciktirdiği ve turnike ağrısını kesmek için analjezik kullanımını
azalttığını bulmuşlardır (82).
Lurie ve arkadaşları RİVA'da lidokaine eklenen 1μg/kg klonidinin turnike ağrısının
başlangıç zamanı geciktirdiğini bulmuşlardır (83).
Lidokain RİVA’da en sık kullanılan lokal anesteziklerden biridir ve en çok % 0.5-1’lik
konsantrasyonları tercih edilmektedir. Biz de çalışmamızda % 0.5 lidokain kullandık ve
lidokain ile lidokaine ilave ettiğimiz 20 mg tenoksikam ve 8 mg lornoksikan intraoperatif ve
turnike sonrası, anestezi ve analjezi üzerine olan etkilerini değerlendirdi.
Bir oksikam türevi olan tenoksikam postoperatif ağrı tedavisinde de kullanılan nonsteroid
antienflamatuar ilaçlardandır. Nonsteroid antienflamatuar ajanlar siklooksijenaz enzimi
üzerine etki ederek, araşidonik asitten prostaglandin oluşumunu inhibe eder (84). Lökosit
fonksiyonlarını inhibe etme yeteneği ve oksijen radikallerinin temizlenmesini hızlandırması
tenoksikamın antienflamatuar aktivitesine katkıda bulunur (85).
Doku hasarı sonucunda sinir uçlarından kimyasal maddeler ve enzimlerin salınımı ile
enflamasyon ve hiperaljezi ortaya çıkar (86). Primer afferent nöronun, nöral uyarının
iletilmesi ve travma yerinde enflamasyon mediatörlerinin periferik salınımı olmak üzere iki
ayrı rolü bulunmaktadır (87). Enflamasyon sonucunda salınan bradikinin, seratonin, P
maddesi ve histamin nosiseptörleri aktive eder (86).
Bradikinin fosfolipaz A aktivasyonu ile prostaglandin sentez ve salınımını uyarırken,
prostaglandinler bradikinin etkisini potansiyelize eder ve kimyasal mediyatörlere
nosiseptörlerin duyarlaşmasına neden olarak hiperaljeziyi kolaylaştırırlar (87).
51
Primer hiperaljezi nosiseptörlerin duyarlı hale gelmesi olarak açıklanabilirken, sekonder
hiperaljezi periferik ve santral sinir sitemindeki değişiklikler sonucu oluşur (84). Cerrahi
travma ile primer veya sekonder hiperaljezi arasındaki ilişkinin kırılmasının postoperatif
ağrıyı azaltacağı belirtilmiştir (88). Bu nedenle tenoksikam ve lornoksikam gibi NSAİ' ler
enflamatuar mediatörlerin sentezini inhibe ederek periferik nosiseptörlerin aktivasyonunu
azaltabilmesi beklenebilir. Ayrıca izole bir bölgeye verilen aynı doz analjezik ajanın sistemik
uygulamaya göre daha kuvvetli bir analjezik etki sağlayacağı da düşünülebilir (89).
Jones ve Pugh (90) prilokaine 20 mg tenoksikam ilavesi ile yaptıkları RİVA çalışmasında
1. gruba yalnız prilokain ile RİVA, 2. gruba prilokain + 20 mg tenoksikam ile RİVA, 3. gruba
da prilokain ile RİVA yapıp 20 mg tenoksikamı diğer koldan intravenöz uygulamıştır. Bu
çalışmada aynı dozda tenoksikamın RİVA’da kullanımının intravenöz kullanımından daha
fazla analjezi sağlandığı sonucuna varmışlardır.
Kanbak ve arkadaşları (89) RİVA’da lidokaine 40 mg ketorolak ve 20 mg tenoksikam
ekleyerek yaptıkları çalışmada tenoksikam grubunda cerrahi bitimine kadar hiç turnike ağrısı
gözlemezlerken, ketorolak grubunda ise 30. dk.’dan sonra ağrı gözlemişlerdir. Turnike
ağrısının tenoksikam grubunda ketorolak grubuna göre anlamlı derecede düşük olmasını
tenoksikamın iskemiye bağlı olarak ortaya çıkan oksijen radikallerini hızla
temizleyebilmesine bağlamışlar. Postoperatif erken dönemde de VAS’ın ketorolak grubunda
tenoksikam grubuna göre daha düşük olduğunu gözlemişler, fakat geç dönemde iki grup
arasında fark bulamamışlardır.
Zekiye ve arkadaşları (91) RİVA' da lidokaine 20 mg tenoksikam ve 8 mg deksametazon
ekleyerek yaptıkları çalışmada ise duyu bloğu başlaması daha erken oluşmuştur.
Deksametazon ilavesi daha fazla motor blok da sağlamıştır. Ayrıca gerek tenoksikam gerekse
deksametazon yan etki insidansında artma olmaksızın iyi bir peroperatif anestezi ve analjezi
oluşturmuş ve postoperatif analjezi kalitesini de arttırarak daha rahat bir postoperatif dönem
sağlayarak postoperatif analjezik kullanımını da azaltmıştır.
Şen ve arkadaşları (92) RİVA'da lidokain ve lidokain+lornoksikam 8 mg ile yaptıkları
çalışmada lornoksikam eklenen grupta duyusal blok başlama zamanında kısalma, turnike
ağrısında azalma, anestezi kalitesinde artma, hem ameliyat sırasında hemde ameliyat sonrası
dönemde anlajezi süresi ve ilk analjezik ihtiyaç zamanında uzama tespit etmişler.
52
Bizim yaptığımız çalışmada %2 lidokaine eklenen 20 mg tenoksikam ve 8 mg
lornoksikamın sensoryal blok başlama ve geri dönüş, motor blok varlığı, ilk analjezik
gereksinim zamanı,peroperatif ve postoperatif VAS ve VPS değerleri,kalp atım
hızı,SAB,DAB,OAB,oksijen saturasyonları karşılaştırılmıştır.
Çalışmamıza alınan hastalarda demografik verilerin, kontrol hemodinamik verilerin,
turnike ve operasyon sürelerinin ortalamalarının karşılaştırılmasında fark bulunmaması
grupların eşit seçildiğini düşündürdü.
Hemodinamik parametreler; KAH, SAB, DAB, OAB değerleri grupların kendi içlerinde
zamana göre değişiklik göstermiş olup istatiksel olarak anlamlı bulunmuş olup; bunu da
analjezik etkinin zayıflamaya başlaması ve bununda hemodinamik yanıtta kalp hızında ve
sistolik,diastolik ve ortlama arter basıncındaki değişmelere sebep olabileciği kanısına varıldı.
Fakat gruplar arasında inraoperatif ve postoperatif fark görülmedi.
Sensorial blok açısından guplar değerlendirildiğinde her üç grupta da yeterli bulundu.Ama
gruplar kendi aralarında değerlendirildiğinde Lidokain, Lidokain+Tenoksikam,
Lidokain+Lornoksikam gruplarının sensoriyal blok ortalamaları arasında istatistiksel farklılık
gözlenmiştir (p=0,0001). Lidokain grubunun sensoriyal blok süresi Lidokain+Tenoksikam,
Lidokain+Lornoksikam gruplarından istatistiksel olarak anlamlı derecede düşük bulunmuş
(p=0,0001), Lidokain+Tenoksikam grubunun sensoriyal blok süresi Lidokain+Lornoksikam
grubundan istatistiksel olarak anlamlı derecede düşük bulunmuştur (p=0,003).
Motor blok açısından değerlendimizde Lidokain, Lidokain+Tenoksikam,
Lidokain+Lornoksikam gruplarının motor blok başlama ortalamaları arasında istatistiksel
farklılık gözlenmiştir (p=0,0001). Lidokain grubunun motor blok başlama süresi
Lidokain+Tenoksikam, Lidokain+Lornoksikam gruplarından istatistksel olarak anlamlı
derecede yüksek bulunmuş (p=0,0001), Lidokain+Tenoksikam ve Lidokain+Lornoksikam
gruplarının motor blok başlama süreleri arasında istatistiksel farklılık gözlenmemiştir
(p=0,653).
RİVA’nın önemli dezavantajlarından biri turnike açılmasını takiben analjezinin çabuk
ortadan kalkması ve postoperatif analjezik kullanımına ihtiyaç göstermesidir. Postoperatif
analjeziyi arttırmak için, pek çok çalışma yapılmıştır.
Turan ve arkadaşlarının (93) RİVA’da prilokain ve neostigmin kullanarak yaptıkları
çalışmada, neostigmin eklenen grupta ilk analjezik ihtiyaç zamanının uzadığı bulunmuştur.
Yine Turan ve arkadaşlarının (94) başka bir çalışmasında, lidokaine magnezyum eklenen
53
grupta postoperatif analjezik gereksinim zamanı daha uzun bulunmuştur.
Öztürk ve arkadaşlarının (95) çalışmasında, postoperatif ağrı başlama zamanı lidokaine
tenoksikam eklenen grupta diğerlerinden daha uzun bulunmuştur. Tuncer ve arkadaşlarının
(96) RİVA çalışmasında prilokaine meperidin eklenmesinin postoperatif ağrı şiddetini azalttığı
bulunmuştur.
Bizim yaptığımız çalışmada ise Grup L+T (Grup II) ve Grup L+L (Grup III)' nin Grup L
(Grup I)' ye göre ilk analjezik ihtiyacını geciktirdiği istatiksel olarak anlamlı olup Grup L+T
ile Grup L+L arasında fark bulunamamıştır.
Çalışmamızda peroperatif ve postoperaif ağrı değerlendirilmesinde VAS ve VPS skalaları
kullanıldı. Lidokain, Lidokain+Tenoksikam, Lidokain+Lornoksikam gruplarının İlaç
Uygulama Sonrası, Turnike açma (TA) 15.Dakika, TA 30.Dakika, TA 45.Dakika, TA 60.
Dakika VAS ortalamaları arasında istatistiksel farklılık gözlenmiştir (p<0,05). Bu sonuçlar
bize lidokaine eklediğimiz lornoksikam ve tenoksikam gibi NSAİ' lerin, hastaların VAS
değerlerinde sadece lidokain kullanılan gruba göre daha geç artış görülmüştür. Buda bize
NSAİ' lerin RİVA' da lokal anesteziklere eklenmesiyle, postoperatif dönemde analjezi
kalitesini artırdığını göstermiştir. Lidokain Grubunun İlaç Uygulama Sonrası, TA 15.Dakika,
TA 30.Dakika, TA 45.Dakika, TA 60. Dakika VAS ortalamaları Lidokain+Tenoksikam ve
Lidokain+Lornoksikam gruplarının VAS ortalamalarından istatistiksel olarak anlamlı
derecede yüksek bulunmuş (p=0,0001), diğer gruplar arasında istatistiksel farklılık
gözlenmemiştir (p>0,05).VPS değerlerindede, VAS değerlerine benzer sonular elde
edilmiştir. Lidokaine eklenen tenoksikam ve lornoksikam kendi aralarında karşılaştırıldığında
peroperatif, postoperatif ve ilk analjezik ihtiyaçları açısından anlamlı bir fark bulunumamıştır.
54
SONUÇ
RİVA, yıllar önce olduğu gibi, günümüzde de, ekstremite cerrahisinde, tercih edilen ve
kolay uygulanabilen bir yöntemdir. Dezavantajlarından bazıları, kullanılan turnikeye, bir
kısmı da lokal anestezik ajanlara aittir. Turnike açılmasını takiben, analjezik ve anestezik
etkilerin hızla ortadan kalkması, adjuvan ajanların kullanımını gündeme getirmiştir.
Hem cerrahi anestezinin oluşmasını hızlandırmayı, hemde postoperatif analjeziji artırmak
amacıyla çalışmamaızda 15 hastaya sadece %2 lidokain 3 mg/kg, 15 hastaya %2 lidokain 3
mg/kg + tenoksikam 20 mg ve 15 hastaya %2 lidokain 3 mg/kg + lornoksikam 8 mg ile RİVA
uyguladık.
Hastalaramızda sensoryal blok süresi NSAİİ eklenen gruplarda daha uzun sürdüğü tespit
edildi. Fakat her iki farklı NSAİİ arasında bir fark bulunamadı.
Hastalarımızda değerlendirilen ağrı skalası, VAS ve VPS; Turnike sonrası, ilaç
uygulama,operasyon devamı ve turnike açılması sonrası sadece lidokain uygulanan hastalarda
daha erken yükselme görülürken nsaid ilaç eklediğimiz 2 grupta daha geç yükselme
görülmüştür. NSAİİ eklenmiş 2 grubun kendi arasında anlamlı bir fark görülmemiştir.
Postoperatif ilk analjezik gereksinim süresi NSAİİ eklenen grupta daha uzun bulundu.Yine
iki NSAİİ arasında bir fark gözlenmedi.
Hemodinamik parametreler açısından sadece lidokain uygulanan hastalarda analjezi
kalitesinin NSAİİ eklenmiş gruba göre daha zayıf olmasından dolayı daha erken değişiklikler
meydana gelmiştir. Buna karşın periferik O2 saturasyonunda herhangi bir değişiklik
gözlenmedi.
Sonuç olarak RİVA' da lokal anesteziklere NSAİİ eklenmesi, hastalarda anestezi ve analjezi
kalitesi açısından avantaj yaratmıştır. Bizde RİVA uygulanacak hastalara, lokal anesteziklere
daha iyi anestezi ve analjezi sağlaması için NSAİİ eklenmesini öneriyoruz.
55
ÖZET
Ekstremite operasyonlarında basit ve güvenilir bir yöntem olması nedeniyle yaygın şekilde
yıllardır kullanılan rejyonel intavenöz anestezide (RİVA), operasyona erken başlamayı,
peroperatif analjeziyi arttırmayı ve aynı zamanda postoperatif analjezi süresini uzatmayı
amaçladık. Çalışmamızda peroperatif ve postoperatif dönemde kalp atım hızı, ortalama arter
basıncı, oksijen saturasyonu, solunum sayısı, VAS, VPS, motor varlığını ve sensorial blok
süresini ilk analjezik gereksinim zamanlarını karşılaştırdık.
Çalışmamıza dahil edilen ASA I-II grubu 15-65 yaşları arasında 45 hastaya üst ekstremite
operasyonları sırasında RİVA uygulandı. Grup I’deki hastalara %2 lidokain HCL 3 mg / kg
,Grup II’deki hastalara %2 lidokain 3 mg / kg’a ek olarak tenoksikam 20 mg, Grup III’teki
hastalara %2 lidokain 3 mg / kg ’a ek olarak Lornoksikam 8 mg uygulandı.
Grupların peroperatif ve postoperatif değerlendirilmesi sonucunda kalp atım hızları, oksijen
saturasyonları arasında anlamlı fark yoktu. Sistolik arter basıncı, diastolik arter basıncı,
ortalama arter basıncı, ortalama değerleri karşılaştırıldığında; Grup I’in turnike açıldıktan
sonraki 15., 30., 45., 60. dakika ortalama değerleri Grup II ve Grup III’ e göre istatistiksel
olarak anlamlı derecede yüksek bulunmuştur. Buda Grup I' de daha erken ağrı hissedilmeye
başlanmısının hemodinamiğe, tedavi edilmeyi gerektirmeyecek düzeyde etki ettiğini
düşündürdü.
Grup II ve Grup III' te sensorial blok süresi, ilk analjezik ihtiyaç süreleri Grup I' e göre
daha uzun bulunmuştur. Yine aynı şekilde Grup II ve Grup III' te VAS, VPS değerlerinde
Grup I ' e göre daha geç artma tespit edilmiştir.
Sonuç olarak RİVA' da lokal anestezik solüsyonuna tenoksikam 20 mg ve lornoksikam 8
mg ilave edilmesi peroperatif anestezi analjezi kalitesini artırmıştır.
56
KAYNAKLAR
1. Collins VJ. Principles of Anesthesiology: General and Regional Anesthesia. Pennsylvania:
Lea & Febiger; 1993: 1199-281.
2. Sean JE, Vonda B, Cephas PS. Intravenous regional anesthesia: a reviev Seminars in
Anesthesia, Perioperative Medicine and Pain 1998; 1: 2-9.
3. Süer AH, Dağlı G, Coşar A. Morfin eklenmesi, RİVA’ da lokal anestezik gereksinimini
azaltır mı? Ağrı dergisi 1997; 9(3): 38-42.
4. Erdine S. Rejyonel Anestezi. İstanbul: Nobel tıp kitabevleri 2005, 1-44;104-108.
5. Acalovschi I, Cristea T. Intravenous regional anesthesia with meperidine. Anesth & Analg
1995; 81: 539-43.
6. Güldoğuş, F, Orbay O, Karakaya D. Regional intravenöz anestezide lidokain,
lidokain+fentanil ve lidokain+atrakuryum kombinasyonları değerlendirilmesi. Türk Anest. ve
Reani. Cem. Mecmuası 2001; 29: 129- 34.
7. Elhakim M, Sadek RA. Addition of atracurium to lidocaine for intravenous anesthesia.
Acta Anesthesiol Scand 1994; 38: 542-544.
8. Ateş Y, Çetin S, Özgünay S. H1-receptor blockers promote faster onset of sensory
blockade but is not free of postoperative side effects in intravenous regional anesthesia. IMRA
1999;11(3): 146 (posters).
9. Talo R, kunt N, Kafali H: The comparison of lidocain and lidocain + rocuronium
combination on intravenous regional anesthesia. IMRA 1999;11 (3):144.
10. Thapar P, Skerman H. Evaluation of 0.2 % lidocain with fentanyl and d-tubocurarine
for intravenous regional anesthesia. Anesth & Analg 1997; 84:342- 5.
11. Lurie SD, Klatt ML. Dose response study of intravenous regional anesthesia with
demerol. Anesth & Analg 1998; 86: 286-92
12. Amiot JF, Bouju PH, Palacci JH, et al. Intravenous regional anesthesia with ketamine.
Anesthesia 1985; 40: 899-901.
13. Jones NC, Pugh SC. The additation of tenoxicam to prilocaine for intravenous regional
anesthesia. Anesthesia, 1996; 51:446-448
14. Steinberg RB, Reuben SS, Gardner G. The dose response relationship of keterolac as a
companent of intravenous regional anesthesia with lidocaine. Anesth Analg 1998; 86:791-793.
15. Bigat Z, Boztuğ N. Riva’da lidokain ve lidokain’e eklenen tenoksikam ve
deksametazonun karşılaştırılması. Türk Anest Rean Der Dergisi 2004; 32: 200- 206.
57
16. Reuben SS, Steinberg RB, Klatt JL; Klatt ML. Intravenous regional anesthesia using
lidocaine and clonidine. Anesthesiology 1999; 91: 654-658.
17. Holmes CM. Intravenous regional anesthesia: a useful method of producing analgesia of
the limbs. Lancet 1963, 1: 245-7
18. Rosenberg PH. Intravenous regional anesthesia: nerve block by multiple mechanisms
(1992 ASRA Lecture). Regional Anesthesia 1993; 18: 1-5.
19. Casey WF. Intravenous regional anesthesia: Bier’s block. Issue 1 1992; 2:1-3.
20. Nimmo WS, Rowbotham DJ, Smith G. Anasthesia. 2nd Ed. Massachusetts: Blackwell
Scientific Publictions; 1994, 1445-56.
21. Brown EM, Mcgriff Jt, mallinowski RW. Intravenous regional anesthesia (Bier’s block):
review of 20 years experience. Can J Anesthesia 1989; 36(3): 307-10.
22. Risdall JW, Young PC, et al. A comparison of intercuff and single cuff techniques of
intravenous regional anesthesia using 0.5 % prilokaine mixed with technetium 99m-labelled
BRIDA. Anesthesia 1997; 52: 842-8.
23. Bier A. Über einen neuen Weg: Localananästhessie an den Gliedmaassen zu erzeguen.
Arc Klin Chir 1908; 52: 842-8.
24. Cynthia LH, Brian WC, et al. A North American survey of intravenous regional
anasthesia. Anesth & Analg 1997; 85: 858-63.
25. Sukhani R, Garcia CJ. Lidocain disposition following intravenous regional anesthesia
with different deflation techniques. Anesth & Analg 1989; 68: 633-7.
26. Duffy PJ. The Arterial Tourniquet. The global textbook of anesthesiology Ontario: The
Ottawa Hospital; 2000, 1-19.
27. Estebe JB, Le Naoures A, Chemaly L. Tourniquet pain in a volunteer study: effect of
changes in cuff with and pressure. Anesthesia 2000; 55(1): 21-6.
28. Pauers RS, Caocci MA. Low pressure pneumatic tourniquets: effectiveness at minimum
recommended inflation pressure. J Foot Ankle Surgery 1994; 336: 605-9.
29. Tetzlaff JE; Yoon HJ, Walsh M. Regional Anaesthetic technique and the incidence of
tourniquet pain. Can J Anaesthesia 1993; 40(7): 591-5.
30. Bradford EM. Haemodynamic changes associated with the application of lower limb
tourniquets. Anesthesia 1969; 24(2): 190-7.
31. McGarth BJ, Hsia J, Epstein B. Massive pulmonary embolism following tourniquet
deflation. Anesthesiology 1991; 74 (3): 618-20.
58
32. Wilgis EFS. Observations on the effect of tourniquet ischemia. J Bone Joint Surgery
1971; 53(a): 1343-6.
33. James JJ, Graf H. Tourniquet pain: The response to the maintenence of tourniquet
inflation on the upper extremity of volunters. Regional Anesthesia 1991; 16: 314-7.
34. Douglas TH, Michael A. Upper extremity tourniquet tolerance. The Journal of Hand
Surgery 1993;18(2): 206-9.
35. Crews JC, Hilgenhurst G, Leavitt B, et al. Tourniquet pain: the response to the
maintenence of tourniquet inflation on the upper extremity of volunters. Regional Anesthesia
1991; 16: 314-317.
36. Fleming SA, Veiga-Pires JA, McCutcheon RM. A demonstration of the site of action of
intravenous lignocaine. Can Anaesth Soc J 1966; 13: 21-7.
37. Sorbie C, Chacha P. Regional anaesthesia by the intravenous route. Br Med J 1965; 1:
957-60.
38. Raj PP, Garcia CE, Burleson JW. A demonstration of the site of action intravenous
regional anaesthesia. Anesth & Analg 1972; 51: 776-86.
39. Akçasu A. Lokal anesteziklerin etki mekanizmaları. Türk Anesteziyoloji ve Reanimasyon
Cemiyeti Mecmuası 1976; 4 (2): 44-51
40. Çukurova Üniversitesi web sitesi, Anesteziyoloji ve Reanimasyon ders notları.
http://lokman.cu.edu.tr/anestezi/my%20webs/rejlokal.htm,15/08/2005
41. Young WS 3rd, Wamsley JK, Zarbin MA, Kuhar MJ. Opioid receptors undergo axonal
flow. Science. 1980 Oct 3;210(4465):76-8.
42. Dodson BA, Miller KW. Evidence for a dual mechanism in the anesthetic action of an
opioid peptide. Anesthesiology. 1985 May; 62(5) : 615-20.
43. Gissen AJ, Gugino LD, Datta S, Miller J, Covino BG. Effects of fentanyl and sufentanil
on peripheral mammalian nerves. Anesth Analg. 1987 Dec ; 66(12) : 1272-6.
44. Oldroyd GJ, Tham EJ, Power I. An investigation of the local anaesthetic effects of
pethidine in volunteers. Anaesthesia. 1994 Jun;49(6):503-6.
45. Choyce A, Peng P. A systematic review of adjuncts for intravenous regional anesthesia
for surgical procedures. Can J Anaesth. 2002 Jan;49(1):32-45. Review.
46. Colbert ST, Curran E, O'Hanlon DM, Moran R, McCarroll M. Intraarticular tenoxicam
improves postoperative analgesia in knee arthroscopy. Can J Anaesth. 1999 Jul;46(7):653-7.
59
47. Cook TM, Tuckey JP, Nolan JP. Analgesia after day-case knee arthroscopy: double-blind
study of intra-articular tenoxicam, intraarticular bupivacaine and placebo. Br J Anaesth. 1997
Feb;78(2):163-8.
48. Reuben SS, Steinberg RB, Kreitzer JM, Duprat KM. Intravenous regional anesthesia
using lidocaine and ketorolac. Anesth Analg. 1995 Jul;81(1):110-3.
49. Subhedar DV, Gevirtz CM, Malik V, Pimental M. Intravenous Regional Anesthesia:
Prospective evaluation of %0.25 lidocaine with fentanyl and rocuronium. Anesthesiology
85:A15, 1996 52
50. Reisli R, Çelik J at all. The effects of adding diphenhydramine to lidokaine in intravenous
regional anesthesia. ESRA kitapçığı, 2001
51. Heavner JE, Leinonen L, Haasio J, Kytta J, Rosenberg PH. Interaction of lidocaine and
hypothermia in Bier blocks in volunteers. Anesth Analg. 1989 Jul;69(1):53-9.
52. Kircha S, Barsa J, Fink BR. Potentiation of nerve block in vivo by physiological
adjuvants in the solution. Br J Anaesth. 1983 Jun;55(6):549-53.49
53. McKeown DW, Scott DB. Influence of the addition of potassium to 0.5% prilocaine
solution during I.V. regional anaesthesia. Br J Anaesth. 1984 Oct;56(10):1167-70.
54. Kayaalp O, Tıbbi Farmakoloji 10. Baskı Hacettepe Taş Kitapçılık Ankara 2002;801-804.
55. Kayaalp O, Tıbbi Farmakoloji 10. Baskı Hacettepe Taş Kitapçılık Ankara 2002;511-512.
56. Cooper S., Hersh E.,Smith B. Lornoxicam:Analgesic efficacy and safety of a new oxicam
derivate, Advances in therapy, 1996 ; 13: 67-77
57. Futaki N,Takashi S,Kitagava T. Anti inflamatory ,analgesic, antipiretic and
cyclooksigenase inhibitory effect of a NSAID agent ,lornoxicam. Jpn pharmacol Ther 1997
;25: 55-71
58. L.Aabaken, Osnes M.Gastrointestinal tolerability of lornoxicam compared to that of
naproxen in healty male voluenteers,Blackwell scienceLtd ,1996. 151-156
59. Balfour J.A, Fitton A,Brarradell LB, Lornoxicam, areview of its pharmacology and
theropatic potential in the manegament of painful and inflamatory conditions, Drugs 1996
60. Radhover S,Rabasseda X.,lornoxicam-a new potent NSAID with an improved tolerability
profile ,2000 :55-76
61. Staunstrup H, Ovensen J, Larsen UT, Efficacy and tolerability of lornoxicam in
postoperative pain, J.Clin pharmacol, August 1999 :834-41
60
62. Jones R.D.M, Miles W, Prannerd R, Lang C, Chılvers M, Lo S.K. Tenoksikam IV in
Major Gynaecological Surgery, Pharmacokınetic Pain Relief and Haematological Effects.
Anaesth Intensive Care 2000; 28:491-50
63. Langdon et al; A multicentre study of tenoxicam for the treatment of Osteoarthritis and
Rheumatoid Arthritis in General Practise. The Journal of International Med Research 1990;
18(6):489-96
64. O’Hanlon DM, Thambipillai T, Colbert ST, Keane PW, Given HF. Timing of preemptive
tenoksikam is important for postoperative analgesia.Can J Anaesth 2001; 48(2):162-6
65. Todd PA, Clissold SP. Tenoxicam: An update of its pharmacology and therapeutic
efficacy in rheumatic diseases. Drugs 1991; 41:625-646.
66. Hoyle JR, Fischer GF. Tourniquet for intravenous regional analgesia. Anaesthesia 1964;
45: 319-21.
67. Brown EM, Weissman F. Prolonged IVRA: a case report. Anaesth. & Analg. 1966; 45:
319-21.
68. De Andres J. Intravenous regional anaesthesia (IVRA). Choice of local anesthetic. In:
Zundert AV, ed. Highlights in Regional Anaesthesia and Pain Therapy: VIII Annual ESRA
Congress, 1999 , İstanbul. 1998. İstanbul: ESRA and Hadjigeoriou; 1999, 220-6.
69. Gupta A, Bjornsson A, Sjoberg F, Bengtsson M. Lack of peripheral analgesic effect of
low-dose morphine during intravenous regional anaestesia. Reg Anest 1993; 18: 250-3.
70. Erciyes N., Akturk G., Solak M., Dohman D.: Morphine/prilocaine combination for
intravenous regional anesthesia. Acta Anaesthesiol Scand 1995; 39: 845- 846.
71. Sakirgil E, Günes Y, Özbek H, Özcengiz D. Minör el cerrahisinde rejyonal intravenöz
anestezide ropivakain, ropivakain-tramadol ve ropivakain-morfinin karşılaştırılması. Ağrı
2005; 17(2): 52-58.
72. Hoffmann V, Vercauteren M, Van Steenberge A, Adriaensen H. Intravenous regional
anesthesia. Evaluation of 4 different additives to prilocaine. Acta Anaesthesiol Belg.
1997;48(2):71-6.
73. Fahim MR, Eldeen HMB, Saad W. The Addition of Sufentanil, Tramadol or
Dexmedetomidine to Lidocaine or Intraveneous Regional Anaesthesia, Eg J Anaesth 2005;
21: 283-288.
74. Acalovschi I, Cristea T, Margarit S. Tramadol added at lidocaine for Intreaveneous
regional anaesthesia. Anesth & Analg 2000; 90: 523-9.
61
75. Tan SM, Pay LL, Chan ST. Intravenous regional anesthesi using lidocaine and tramadol.
Ann Acad Med Singapore 2001; 30(5): 516-9.
76. Özcan S, Üstün H, Baran FN. Lidocaine and tramadol hydrocloride in intravenous
regional anaesthesia. IMRA 1999; 11(3): 145-8.
77. Jones NC, Pugh SC. The addition of tenoxicam to prilocaine for intravenous regional
anaesthesia. Anaesthesia 1996; 51: 446-8.
78. Öztürk ZC, Babacan A. İntravenöz rejyonel anestezide farklı ilaç kombinasyonlarının
karşılaştırılması. Ağrı 2005; 17(2): 233-240.
79. Öztürk ZC, Babacan A. İntravenöz rejyonel anestezide farklı ilaç kombinasyonlarının
karşılaştırılması. Ağrı 2005; 17(2): 233-240.
80. Gentili M, Bernard JM, Bonnet F. Adding clonidine to lidocaine for intravenous regional
anesthesia prevents tourniquet pain. Anesth & Analg 1999; 88: 1327-30.
81. Reuben SS, Steinberg RB, Klatt JL; Klatt ML. Intravenous regional anesthesia using
lidocaine and clonidine. Anesthesiology 1999; 91: 654-658.
82. Gorgias NK, Maidatsi PG, Kyriakidis AM. Clonidine versus ketamine to prevent
tourniquet pain during intravenous regional anesthesia with lidocaine. Reg Anesth Pain Med
2001; 26: 512-7.
83. Lurie SD, Reuben SS, Gibson CS. Effect of clonidine on upper extremity tourniquet pain
in healthy volunteers. Reg Anest Pain Med 2000; 25: 502-5..
84. Dahl JB, Kehlet H. Nonsteroidal antiinflammatory drugs: rationale for use in severe
postoperative pain. BMJ 1991; 66:703-712.
85. Todd PA, Clissold SP. Tenoxicam: An update of its pharmacology and therapeutic
efficacy in rheumatic diseases. Drugs 1991; 41:625-646.
86. Cousins MJ. Acute pain and the injury response: immediate and prolonged effects. Reg
Anesth 1989; 14:162-179
87. Grass JA, Sakima NT, Valley M, et al. Assesment of ketorolac as adjuvant to fentanyl
patient-controlled epidural analgesia after radical retropubic-prostotectomy. Anesthesiology
1993; 78:642-648.
88. Raja SN, Meyer RA, Campbell JN. Perpheral mechanisms of somatic pain.
Anesthesiology 1988; 68:571-590.
89. Kanbak O, Sucu Y, Göğüş N, Gümüş H, Akansel S. RİVA’da ketorolak ve tenoksikam
kullanımı. Anestezi Dergisi 1996; 4(1):38-41.
62
90. Jones NC, Pugh SC. The addition of tenoxicam to prilocaine for intravenous regional
anaesthesia. Anaesthesia, 1996; 51:446-448.
91. Zekiye B, Neval B, Nihan Ç, Necmiye H, Ertuğrul E.RİVA’da Lidokain ve Lidokain’e
Eklenen Tenoksikam ve Deksametazonun Karşılaştırılması. Türk Anest. Rean. Der. Dergisi
2004; 32: 200-206
92. Şen S,Uğur B,Aydın ON,Oğurlu M,Gezer E,Savk O.The analgesic effect of lornoxicam
when added to lidocaine for intravenous regional anaesthesia.Br J Anaest.2006 ;97 (3):408-
13.
93. Turan A, Karamanlıoğlu B, Memiş D, Kaya G, Pamukçu Z. Intravenous regional
anesthesia using prilocaine and neostigmine. Anesth Analg 2002; 95(5): 1419- 22.
94. Turan A, Memiş D, Karamanlıoğlu B, Güler T, Pamukçu Z. Intravenous regional
anesthesia using lidocaine and magnesium. Anesth Analg 2005; 100(4): 1189-92.
95. Öztürk ZC, Babacan A. İntravenöz rejyonel anestezide farklı ilaç kombinasyonlarının
karşılaştırılması. Ağrı 2005; 17(2): 233-240.
96. Tuncer S, Barıskaner H, Pirbudak L, Otelcioglu S. Rejyonel intrevenöz anestezide
prilokain ve prilokain meperidin kombinasyonunun karşılaştırılması. Ağrı 2000; 12(3): 26-29
63