Upload
rock-magazin
View
250
Download
0
Embed Size (px)
DESCRIPTION
Türkiye'nin Online Rock Müzik Dergisi
Citation preview
1
Haberler
2
Haberler
Müzik Dolu Bir Yıl...
Tam 1 yıl oldu ilk sayımızdan bu güne. Online Rock Müzik Dergi-miz Rock Magazin’de bir çok önemli ismi ağırladık ve sizlerle buluşturduk. Keyif dolu geçen anlarımızı sizlerle paylaştık. Bizlerle olan tüm Sanatçı dostlarımıza ve sizlere teşekkürler. Nice uzun yıllar birlikte güzel konu ve konuklarla buluşabilmek dileğiyle...
İlk günkü heyecanımızla sevgiler...
Fatih ÇınayRock Magazin Dergisi Genel Yayın Yönetmeni
3
Genel Yayın Yönetmeni:Fatih ÇınaySerhan Avcu
Fotoğraf -Görsel Yönetmen:Serap Yavuz
Editörler:Fatih KolburanÇiğdem ŞimşirliAlper Tüydeş
İletiş[email protected]@gmail.com
32
40
68aydilge
aylinaslım
maskott
rol
tnk
24
06
48
7858
gripin
aslı gökyokuşmert alkaya
5
HaberlerAylin Aslım
7
Haberler
TNKTNK’nin çıkış noktası: Annemin, bizim müziğimizi beğenmeyip teneke tıngırtısına benzetmesiyle oldu.
Haberler
8
Müziğin sizdeki ifadesini tek bir kelime ile
anlatmanızı istesek,
neler söylersiniz?
Caner: Klişe olacak ama yaşam diyeceğim ben.
Basri: Ben de hayat diyecektim demeyeyim
o zaman :))
Caner: Sen hayat de o zaman:))
Onur: En iyi dostum ve en kötü düşmanım…
Müziğe ilk başladığınız dönemlerde pek çok
konser verdiniz; o süreçte yaşadığınız özel
bir anı var mı hatırınızda kalan?
Onur: İlk defa seyircinin bizim şarkıları hep bir
ağızdan söylemeleri benim için özel anlardan biri...
Basri: Jak takmayı unutan vardı :)))
Caner: Aslında çok vardır ama aklıma gelmiyor.
Olmamış bir şeyi olmuş gibi söylesek olur mu?
Sahneye çamaşır makinesi atma falan gibi bir
olay anlatılabilir aslında, böyle bir şey atalım mı
ortaya, hem daha ilginç olur :))
Onur: Bir konserimizde sahneye tilki çıktı falan
:))))
Caner: Bu soruya tekrar dönelim mi? :))
Peki gruptaki yerlerinizi değiştirecek olsak
kim nerde olmak isterdi?
Caner: Ben gitar çalmak isterdim tek, hani lead
gitar çalabilirdim.
Onur: Ben piyano çalmak isterdim.
Basri: O zaman davul olması gerekiyor bir
şekilde grupta, bende davul çalayım:)))
Onur: Vokalist olabilirsin:)))
“Yine Yazı Bekleriz” aslında bizim diğer şarkılarımız (Bu şarkıyı söyleyin, Söyle Ruhum) gibi içsel bir olayı anlatıyor. Orada bir özne karmaşası var aslında. “O, Ben, Sen” üç kişi varmış gibi...
Haberler
9
Kendi şarkılarınız arasında sahnede söylemekten ve çalmaktan daha fazla keyif aldığınız özel bir
şarkı var mı?
Caner: “Bu şarkıyı söyleyin” diyorum ben.
Basri: “Ağla kalpsiz” bir de çalması zevkli olduğu için “Dans et” diyebilirim.
“Aşk Tesadüfler Sever” filmi ile birlikte “Yine Yazı Bekleriz” şarkısı herkesin dilinde. Şarkının filmde
anlattığı bir hikye vardı, peki sizdeki hikayesi nedir?
Caner: Yine yazı bekleriz aslında bizim diğer şarkılarımız (Bu şarkıyı söyleyin, Söyle Ruhum) gibi
içsel bir olayı anlatıyor. Orada bir özne karmaşası var aslında. “O, Ben, Sen” üç kişi varmış gibi...
Aslında “Yine Yazı Bekleriz” dediği kendine hitap eden parça, birine yazılmış bir parça değil. Yani
o psikolojik sıkıntıyı bir gün geçirebileceğine dair umut çabası olan bir adamın, kendine seslenişi
aslında. Ama o birçok parçada olduğu gibi bu parçada çift manalı karşı cinse yazılmış gibi
algılanabilir... Benim çıkış noktam şarkı sözlerini yazarken kendi içine dönük bir parçaydı...
Haberler
10
Filmdeki gibi sizin hayatınızda da bir hikaye var mı? Eskiden beri arkadaşsınız, biraz daha detaylı anlatır mısınız? Nasıl oluştu TNK?
Caner: Lise 2’de dershanede Basri’yle aynı zamanda okulda ilk davulcumuz Ali ile
ve onun tatilden arkadaşı olan Hasan’la çekirdek kadroyu kurduk böyle başlayan
bir hikaye. Çekirdek kadroda Basri’yle ben varız en son yaklaşık 10 seneyi geçen
bir süre TNK’nin hikayesi aslında...
Basri: Şu anda çekirdek kadro bu zaten de, ilk kurulduğu zamanki kadroydu o...
Caner: Hep müzik üreten bir gruptu teneke. Ama kitleye ulaşma çabası
içerisinde profesyonellik çabası olmayan bir gruptu. O yüzden biz çok zaman
kaybetmiş gibi görünsek de aslında tam hazır olduğumuz zaman, 2006-2007
gibi zamanlarda bu seçimi yaptık, biz profesyonel olabiliriz grupça diye...
“Sing Your Song”ta bir başarı var. Ardından “Fanta Festivali”… Sizin çıkışınızın bu festivalle olduğunu söyleyebilir miyiz?
Caner: Lise sondayken ben “Sing Your Song” yarışmasının reklamını gördüm
televizyonda. Abuk sabuk o parçayı nasıl yaptığımızı da bilmiyorum. Zamanı
geldi diye o parçayı yaptık gönderdik, finale kaldı. Genç yetenek ödülü aldık,
yarışma sürecinde olmadık. Sms ile yapılan elemeye, her hafta üç grubun
çıktığı on sekiz haftalık yarışma süresine katılmadık, artı bir on dokuzuncu grup
olarak sadece final haftası geldik. Zaten şöyle de bir durum vardı, ilk kez ÖSS’ye
gireceğimiz sene bize bir seçim şansı sunmuştu Murat Tümer. Yarışmanın ana
sponsorlarındandı, aynı zamanda Mavi Sakal’ın davulcusu. İşte bize seçme şansı
sunmuştu ve biz finale katılalım, Blendax güzeli gibi olsun bizim olayımız dedik:)))
2004 senesinde de Fanta’nın Türkiye birinciliği var.
12
Haberler
Peki siz Türk Rock Müzik grupları arasında en çok kimleri beğeniyorsunuz?
Basri: Mor ve Ötesi, Athena ve Kurban var.
Caner: Aynı zamanda dostane durumlar yaşadığımız gruplar
bunlar...
Hayatınızda en uzun süre dinlediğiniz şarkı ya da şarkılar?
Caner: Hala Metallıca dinleyebiliyorum.
Basri: Evet bende Fuel diyecektim, yani Metallica’dan:)
Caner: Öyle bakınca temel çıkış noktamız, lise ikiden
bahsediyorum yani James Hetfield’ın baya böyle video kasette
pause yapıp elini nasıl bastığını falan taklit ediyordum...
Basri: Tabi her stüdyoda gitar biraz daha aşağı inmiş olarak
geliyordu:)))
Caner: Evet… :)) Belki de müzik olarak değil de başka bir
psikolojide Metallica’yı hala çok severek dinleyebiliyorum...
Dinleyenlerinizden de sorular aldık, grubun isminin anlamı pek çok kişi tarafından soruldu. Nasıl çıktı TNK?
Caner: Anlamı yok TNK’nin çıkış noktası annemin bizim
müziğimizi beğenmeyip teneke tıngırtısına benzetmesi oldu :))
O da yine aynı şey oluyor, lise iki zamanında Metallica dinleyip
özenip de yaptığımız müziklerle alakalı...
13
Haberler
14
Haberler
Şarkılarınızın içerisinde sizin için daha özel bir şarkıyı sahnede söylerken neler hissediyorsunuz?
Caner: “Sıra Bizde” özel bir parça benim için çünkü çok farklı bir anlamı var “Sıra Bizde”nin.
Aslında doğayı bizim katledişimizle alakalı bir hikayeyi anlatıyor. Bir ağaca yazılmış bir parça, böyle
tamamen şey gibi; şaşı bak şaşır gibi. Aa aslında bunu anlatıyormuş gibi bir durum var. Çok fazla
insan işte “Bir kız arkadaşın öldü de ona mı yazdın?” gibi bir şey düşünüyor, aslında sıra bizde de
kasıt bir şekilde ekolojik sistemi bozuyoruz sıra bize de gelecek gibi mana taşıyor. O yüzden sıra
bizde kimsenin bilmediği ama benim söylerken aslında farklı bir beyinle söylediğim bir parça o
yüzden “Sıra Bizde”yi özel sayabilirim.
15
Haberler
Müziğe ilk başladığınız dönemlerde kurduğunuz hayallerin neresindesiniz? Bundan sonraki hayalleriniz neler?
Caner: Doğru yolda olduğumuzu düşünüyorum
sadece, doğru yoldayız ama bir şekilde burada
bakış açımız popülist bir bakış açısı değil. Popül-
ist düşünmeden popüler olabilmek fena bir durum
değil ama bunun dezavantajlarını da yaşamayacak,
daha derli toplu hareket edecek, öyle bir strate-
jiyi yürütebilecek bir grup olmak daha ileri bir plan
olabilir...
İlk Soruya tekrar dönelim mi? :))
Caner: Bir konserde sahnede Onur’un arkasında
pota vardı Onur smaç basmış olsaydı ilginç bir
anı olacaktı ama onu yapmadı. Bundan sonra onu
yapmış gibi söylersek daha ilgi çeker Onur :))))
Çok teşekkürler, çok keyifliydi :))
Bizde teşekkür ederiz, tüm okuyuculara selamlar,
sevgiler :)
16
Haberler
Samuray GökçeKolpa Grubu’ndan
Müzik, hayallerimi gerçekleştirmek için bana ayrılan oyun alanında oynamaktan
bıkmadığım tek oyuncağım!
Hayatımı, hayallerimi müzikle şekillendiriyorum,
17
Haberler
Müziğin sendeki ifadesini farklı bir kelime ya da cümle ile anlatmanı istesek
ne söylerdin?
Müzik,hayallerimi gerçekleştirmek için bana ayrılan oyun alanındaki oynamaktan bıkmadığım
tek oyuncağım!Hayatımı, hayallerimi müzikle şekillendiriyorum, insanların zamanında “hadi
ordan” dediği şeyleri tek tek müzik sayesinde gerçekleştirebiliyorum.Belli bir noktaya gelip
durduğumda,yürümemi ve basamakları çıkmamı sağlayan şey yine müzik oluyor, çünkü müzik
yapmak bıkmadığım ve severek yaptığım tek şey.
Sahnede başına gelmesinden en çok korktuğun şey nedir?
Bilgisayardan sisteme gönderdiğim şarkı altyapılarının karışması.Bir defa balans’ta çalarken
olmuştu,çalmak üzere olduğumuz şarkı yerine başka bir şarkının altyapısı çalmaya başladı.Berbat
bir andı,biz çalarken alttan da garip garip sesler geliyor.Kapatana kadar soğuk soğuk terlemiştim.
İçerisinde seninde yer alacağın, dünyaca ünlü müzisyenlerden oluşan bir grup kurduğunu
düşün, kimlere yer verirdin?
Ana vokalde Jamiroquai’dan Jay Kay, geri vokallerde Lisa Shaw, bas gitarda Stuart Zender, key-
boardda ve dj masasında Prodigy’den Liam Howlett.Eğer grupta Liam varsa gitariste pek ihtiyaç
kalmazdı heralde.Bu insanların, müziğimi geliştirmek ve müziğe bakış açımı sürekli değiştirmek
gibi hayatımda büyük yeri var. Sadece rock müziğe kısılıp kalmamayı bu kişilere borçluyum.
İlk aldığım albüm rock ruhunu ve agresifliğini ilk defa hissettiğim Metallica’nın “Kill‘em all” albümüdür...
HaberlerOzzy ile Türkçe Rock
İlk ve son aldığın albümler?
İlk aldığım albüm rock ruhunu ve agresifliğini ilk defa hissettiğim Metallica’nın Kill ‘em all
albümüdür,bu albümü dinledikten sonra Metallica hastası olmuştum!Son aldığım albüm ise funk
müziğin Metallica’sı olarak düşündüğüm Jamiroquai’ın Rock Dust Light Star’ı.
Sahnede gruptaki yerini değiştirsek, hangi enstrümanda olmak isterdin?
Tabiiki bas gitar. Bu enstrumana resmen aşığım.Funk ve elektronik müziğin hayatıma girmesi-
yle birlikte şarkılardaki bas yürüyüşlerini çalabilmek için kolları sıvayıp sıkı bir şekilde bas gitar
çalıştığım dönem bile olmuştu.Sevdiğim şarkıları bas gitarist olarak sahnede çalsam zevkten
çıldırırdım heralde!
Müzik dışında nelerden keyif alırsın?
Gece arkadaşlarla eğlenmek, film-dizi izlemek gibi herkesin yaptığı şeyler, ama sahne dışında
yine müzikle uğraştığım için bunlara pek vakit kalmıyor. Sahnemin olmadığı tüm zamanı bir
prodüksyon şirketinde aranje yaparak ve müzik prodüksyonu / müzik öğrenerek geçiriyorum,şu
sıralar en fazla keyif aldığım şey olarak şarkıların doğumundan, piyasaya sürülene kadar geçen
süreci etüd ederek öğrenmek olduğunu söyleyebilirim.
19
HaberlerOzzy ile Türkçe Rock
20
Haberler
Öncelikle sizi kısaca tanıyabilir miyiz?
1967 yılında Samsun’da doğdum. Evliyim ve Derin adında bir oğlum var. Ortaokul dönemimde
Ordu Belediyesi Karadeniz Tiyatrosu’nda ilk sahne deneyimini yaşadım. Üniversite yıllarımda da
amatör tiyatro çalışmalarım devam etti. 1990 yılında Ortaoyuncular’la profesyonelliğe adım
attım. 1990-1996 yılları arasında ‘Güle Güle Godot’, ‘Seyircili Seyir Defteri’, ‘Köhne Bizans
Operası’, ‘Üç Kurşunluk Opera’ adlı oyunlarda oynadım. İlk kez 1998-1999 sezonunda ‘Biz Evrimi
Çok Sevmiştik’ adlı oyunla katıldığım e.s.e.k tiyatro topluluğunun ‘Üçüncü Türden Yakın İlişkiler’
oyununda da rol aldım. 1999-2000 sezonunda ise Beşiktaş Belediye Tiyatrosu bünyesinde
‘Yaygara’ adlı oyunda oynadım. Daha sonra Ortaoyuncular’la ‘Uzun Donlu Kişot’ isimli oyunla
tekrar biraraya geldim. e.s.e.k tiyatro topluluğuyla ‘3. Tür’, ‘27 Numara’, ‘Tanrım Beni Baştan Yarat’,
‘Kaygan Zemin’ ve şu an oynadığımız ‘3. Tür Başlangıç’ oyunu ile tiyatro çalışmalarım devam etti.
‘Yılan Hikayesi’, ‘Aşkım Aşkım’ ile başlayarak, ‘Alacakaranlık’, ‘Baba’, ‘Efsane’, ‘Açık Mutfak’ gibi
birçok televizyon dizisinde yer aldım. TOÇEV’le 10 sene önce tanıştım ve gönüllü olarak çocuk
tiyatrolarında çalışmaya başladım. Şu anda TOÇEV’de profesyonel olarak çalışmaya devam et-
mekteyim.
Hakan BilginRöportaj: Alper Tüydeş
21
Haberler
Oyunculuk hayatınız tiyatro ile başlamış. Tiyatroya nasıl karar verdiniz?
Karar vererek değil sahnede kalarak orta okuldan beri,oyuncu kaldım…
Kendinizi nasıl bu kadar geliştirdiniz? Bugün bu noktaya geleceğiniz hiç aklınıza geliyor muydu?
Bu günleri düşünerek(ki geldiğim yer neresi ise, bence önemli bir yer değil)oyunculuk yapmadım,
sadece torunlarıma anlatacak birkaç anım olsun diye yola çıkmıştım…geliştirmek adına da sa-
dece hayattan kopmadan ,yaşamam ve samimi olmayı başarmaya çalışmam la alakalı olabilir…
Tiyatro, dizi ve sinema ile iç içesiniz. En çok hangisinde kendinizi buluyorsunuz?
Tabiki tiyatro
Bir tiyatro oyuncusu çok rahat dizi ve filmlerde yer alabiliyor? Peki sizce bir dizi oy-uncusu da zorlanmadan tiyatroda oynayabilir mi?
Doğru bir usta ile tabiki ama zeki ve disiplinli olmalı
Peki oyunculukta belirli kurallarınız var mıdır? Yani aldığınız rollerde seçici misinizdir?
Rollerde seçici olmak gibi bir lükse henüz sahip değilim ayrıca rol ne oynadığın değil nasıl
oynadığın önemlidir diye düşünüyorum
Dizi yada filmlerde neşeli birini mi yoksa sert mizahlı birini mi oynamak sizi daha mutlu eder?
Açık mutfak da sanırım
Oyunculuk yıllarınızda başınıza gelen ve sizi çok etkileyen herhangi bir anınızı bizimle paylaşır mısınız?
Burda tiyaro yapıyor olmak zaten sanırım güzel bir anı ,yaşamım da…
22
Haberler
JackpotZeynep Bastık (Vocal) - Çağlar Okumuş (Gitar)Hayri
Anadere (Bas Gitar) ve Kerem Sarıkaya (Davul) ’dan
oluşan Jackpot kısa sürede çok beğenildi. Grupla kısaca
Jackpot’u konuştuk.
23
Haberler
Nasıl Oluştu Jackpot?Bizimle birlikte sahne alan solist arkadaşımız ile yollarımızı ayrıldı ve şu anda birlikteolduğumuz Zeynep gruba dahil oldu. İlk programımızı tam kadro olarak bir haftalık çalışma sonrasında gerçekleştirdik. Sonrasında dolu dolu bir 7 ay geçirdik.
Sahnede özellikle söylemekten keyif aldığınız şarkılar var mı? Ya da grup olarak çal-maktan keyif aldığınız parçalar hangileri?Repertuarımızı oluştururken buna çok dikkat ediyoruz. Çalmaktan keyif aldığımız parçalara yer verdiğimizde bizi dinleyenlerin de eğlendiklerini görüyoruz. Solist olarak şarkılarını söylemekten büyük keyif aldığım bir R&B sanatçısı olan Jessie J hayranıyım ben. Bir şarkısı da şu anda repertuarımızda var. Derlediğimiz parçaların geneline baktığımızda farklı kesimlere hitap eden şarkıların olduğunu görüyoruz.
Türk Rock grupları arasında sevdiğiniz, takdir ettiğiniz isimlerden akla ilk gelenler hangileri?Athena. Gerek solist gerekse diğer ekipmanlar olarak çok iyiler. Canlı dinlemek ile albümünü dinlemek arasında fark olmayan tek grup diyebiliriz.
Peki sahnede yaşadığınız ilginç olarak nitelendirdiğiniz anılar var mı?Aklımıza gelen öyle ilginç olaylar yok fakat son birkaç programda elektrik kesintisi gibi aksilikler yaşıyoruz. İzmir’ de sahne aldığımız bir mekanda son 2-3 programda sıkça elektrik kesintisi yaşadık ve bu kesintiler sırasında da durmadan çalmaya de-vam ettik. Bizimle birlikte seyirciler de eğlenmeye, şarkı söylemeye devam ettiler. Elektrikler geldiğinde de hiç kesmeden yine kaldığımız yerden devam ediyoruz. Yani bir şekilde program kesintiye uğramıyor.
Haberler
25
26
Haberler
27
Haberler
28
Haberler
Haberler
Haberler
AydilgeTakıntılı olmak, bana biraz deliliği ve tutkuyu hatırlatıyor. Ben tutkuya aşık biri olduğum
için, tabii ki pozitif yönden alıyorum takıntıyı ve kontrolsüzlüğü kutsuyorum...
Haberler
Takıntının hikayesi çok merak ediliyor. Hem şarkıyla ilgili hemde takıntılı aşklarla ilgili neler
söyleyebilirsin. Senin açından mesela yazmaya daha fazla teşfik edici yönleri oluyor mu?
İstediklerini yapmadıkları için yapamadıklarını ister görünen çok fazla insan var etrafımda.
Kontrollü, dengeli olmakla övünen ama aslında çılgınlık yapacak cesareti olmadığı için kontrollü
olmaktan başka çaresi olmayan bir sürü insan... Takıntılı olmak, bana biraz deliliği ve tutkuyu
hatırlatıyor. Ben tutkuya aşık biri olduğum için, tabii ki pozitif yönden alıyorum takıntıyı ve
kontrolsüzlüğü kutsuyorum.Şimdi yeni single’ım Akıllı Bir Deli çıkıyor. O da bir nevi deliliğe övgü...
Aydilge aynı zamanda bir yazar. Peki bir kitap yazmakla şarkı sözü yazmak arasındaki farklılakla
ilgili neler söyleyebilirsin? Bir şeyleri daha kısa anlatmı yoksa daha uzun anlatmak mı kolay?
Roman yazmak tabi ki şarkı sözü yazmaktan çok daha zor. İnanılmaz bir emek ve konsantrasyon
gerektiriyor. Şarkı sözleri çok daha anlık, duygu boşalımlarından ibaret... Ama romanda işin içine
matematik, kurgu, sabır ve daha pek çok detay giriyor.
Kalbinin en kırık olduğu anda yazdığın şarkı?
Bazıları kendilerini tehlikelerden korumak için ruhsal bir derin dondurucuya girerler ve kolay kolay
da oradan çıkmazlar. Hisleri körelir, her şeyi kabullenirler. Rock müzikte ise yürekler sıcaktır, derin
yaralar açılabilir ama buna rağmen insanlar girmezler o derin dondurucuya ve savaşırlar. Ben de
derin dondurucuya girmeyenlerdenim. O yüzden kalbimin kırıklıklarını örtmeye çalışmaktansa
kabul edip,kırıklıklarımı bile sevmeye çalışıyorum. Kalbimin en kırık olduğu an diye ayırdığım bir
şarkım yok. Çünkü en mutlu görünenin içinde bile bir burukluk var aslında.
Özel bir yerde tuttuğun bir şarkını sahnede söylerken neler hissediyorsun?
Yeterince beslenemeyip fazla enerji harcayan insanlar nasıl kilo kaybederlerse, ben de sarf ettiğim
yaşam enerjisini geri alamazsam, hayat beni yeterince besleyemez ve ölürüm. İşte sahne benim
nefes alma alanım..Tüm şarkılarımı söylerken yaşadığımı hissediyorum.
35
Haberler
36
Haberler
Aydilge’yi müzikal kimliğinin oluşmasında en fazla kimler etkiledi? Fantastik bir soru ile
bağlayacak olursak bu soruyu, mesela kimlerle aynı sahnede olmanın hayalini kurarsın?
Beatles, Suede, Nirvana, Radiohead, Cranberries gibi gruplar çok etkiledi tabi. Onun dışında
geçtiğimiz sene ve bu sene Scorpions ve Roxette gibi iki efsanenin önünde sahne alma
şerefine eriştiğim için artık bana bu durum pek fantastik gelmiyor:) Hiçbir şey imkansız değil...
Ölüm dışında tabi...
İlk ve son aldığın albümler hangileri?
İlki Beatles Greatest Hits, son aldığım albüm değil ama dijital olarak aldığım şarkı maNga’nın
Fly to Stay Alive şarkısı... Gerçekten bayıldım bu şarkıya. Klibine de...
Tüylerim diken diken oldu. Helal olsun arkadaşlarıma.
Şarkılarında genelde aşk teması ağırlıklı olduğuna göre,
aşkı birkaç kelime ile tanımlamanı istesek neler söylerdin?
Kilit şarkımda dediğim gibi, “aşk öyle sıcaktır ki ağzımın kilidi eriyor ben seni
görünce” ya da “sanki hiç kaybolmayan bir takıntı gibi..” ya da şimdi yeni şarkım
Akıllı Bir Deli’de duyacağınız şekliyle “Aşk benim ördüğüm,deli bir kördüğüm,
baldan zehir gibi canıma sürdüğüm”
Müzik dışında nelerden keyif alırsın? Zamanın nasıl geçer?
Hayatımda müzik dışında diye bir kavram yok. Ben müziğin içinde nefes
alıyorum. Dışarı çıktığımda ölürüm. Yaptığım herşeyin içinde, okuduğum
kitaplarda, uyuduğum uykuda, aşık olduğum gözlerde, yazdığım öykülerde
hep müzik var...
37
Haberler
38
Haberler
39
Haberler
Haberler
Bazı şeyleri tek bir cümle ya da tek bir kelime ile ifade etmek
çok zor ama. Hayatımda olmazsa olmaz diyebileceğim çok
az şeyden biridir müzik.
Haberler
Müziğin hayatındaki yerini tek bir cümle ile ifade etmeni istesek bu cümle ne olurdu?
Bazı şeyleri tek bir cümle ya da tek bir kelime ile ifade etmek çok zor ama. Hayatımda
olmazsa olmaz diyebileceğim çok az şeyden biridir müzik.
İlk albümün çıktığı güne dönersek. O dönemde kurduğun hayallerinin neresindesin.
Hımmm. Hatırlamaya çalışıyorum o zamanlar ne hayaller kuruyorum diye. Aslında çok ta
hayal kurmuyordum. İlk albümle ilgili hayaller kuruyordum ki onlarda albümden 6-7 yıl
sonra gerçekleşti. O albümün duyulması epey bir vakit aldı :)
Sahnede söylemekten en çok keyif aldığın şarkılar hangileri?
Albüm albüm gidelim mesela; ilk albümden Dört Gün Gört Gece’yi söylemek keyifli.
Dalgalar ve Zor Günler yine söylemeyi sevdiğim şarkılar. “Gülyabani” albümünden
Gülyabani’yi seviyorum çünkü sahnede bir başka oluyor. “Canını Seven Kaçsın”
albümünden de, Hoşuna Gitmedi Mi?, İçtim İçtim ve Güzel Günler’i söylemek keyifli...
42
Haberler
Peki şarkı yazarken en fazla yaşıdıkların mı etkili oluyor? Yoksa gözlemlerin ve yeteneklerin mi daha ön planda?
Hepsi için en başta yetenek gerekiyor. Yetenek olmadan yaşadıklarını da yazamazsın. Yarı yarıya diyebilirim, bazıları kendi hayatım üzerine uydurduğum şeyler. Yani bir kısmı gerçek, bir kısmı değil.
Genelde kötü zamanlarda mı yazıyorsun?
Evet ama, bir kaç tane iyimser şarkım da var tamamen melankonik değil yani. Etrafımdaki insanların hayatları ile ilgili de şarkılar yazıyorum.
Peki kalbinin en kırık olduğu anda yazdığın şarkı hangisi?
Ooo çok var :) çok var yani... Zaten dinleyince anlaşılıyor diye düşünüyorum.
43
Haberler
Özel bir yere sahip şarkılarını sahnede söy-lerken neler hissediyorsun?
Ruh haline göre değişiyor. Yani o şarkı her za-man aynı etkiyi yaratmıyor. O gün hayatınızda başka bir şey olmuş olabiliyor ve o şarkıda ona dair bir şey hatırlıyor ve hissedebiliyorsunuz. O zaman etkileyebiliyor. Mesela Güldünya’da bu uzun süre oldu. Zaman zaman söylerken kendimi kötü hissettim. Şarkıyı yaptıktan sonra 1 - 1,5 yıl hep o kızın yaşadıkları, yüzü ve gazete haberleri gözümün önüne geldi. Gerçekten öyle birinin yaşadığını ve öldüğünü düşündükçe kendimi kötü hissettim.
Rock Magazin okuyucuları da size sorularını iletti. O sorular arasından seçtiklerimi sormak istiyorum. Canan Bostancı’dan gelen bir soru var. Cem Adrian ve müziği hakkında neler düşünüyor?
Çok ilginç bir ses. Şarkı yazarı olarak her al-bümde kendini sürekli geliştiriyor. En önem-lisi de yaptıklarını çok severek yapıyor. Müziğe iş gibi bakmıyor ve tamamen duyguları üzeri-ne yoğunlaşıyor. Sezgileri güçlü ve hassas biri. Bunu şarkılarına da yansıtabiliyor. İşin ti-cari kısmından çok duygu bölümünü işlediğini düşünüyorum. O da hoşuma gidiyor.
Rock Müzik yapan çok fazla bayan sanatçı yok. Bunu neye bağlıyorsunuz?
Aslında Müzisyen anlamında baktığımızda eskiye göre daha çok bayan müzisyen var. Geçmiş jenerasyonun üzerine albüm yapan çok olmadı ama yeni jenerasyonun artık daha fazla var olacağını düşünüyorum. Gördüğüm pek çok şarkı yazan ve enstrüman çalan genç arkadaşlar var. Bizim dönemimizde böyle bir tablo yoktu. Bizden sonrakiler daha
fazla ilgilenecektir. Niye Rock müzik yapan bayan bu kadar az, pop müzik yapan daha çok diye sorgulayacak olursak, Pop Müzik ticari kimliğini gizlemeyen bir müzik türü ve kadında erkeğe göre daha ticari bir figür. Erkek sanatçıların şansı biraz daha fazla, çünkü bayanlar bir sanatçıya fan olmaya daha müsait bir yapıya sahipler. Kadınların niye daha çok Pop Müzikte olduğunu bilemiyorum. Belki de nedeni Rock Müziğe göre daha kolay olması ve daha çok kişi tarafından dinlenmesi. Rock Müzikte bir yerlerle gelmek daha zor. Daha fazla fedakarlık yapmak gerektiren bir tür. O yüzden belki de uğraşmak daha zor geliyordur. Pop şarkıcısı olmak her açıdan daha kolay.
Pop Müzik, ticari kimliğini gizlemeyen bir müzik türü ve kadında erkeğe göre daha ticari bir figür.
44
Haberler
45
Haberler
Gökçe Çimen: Hande Yener’e siz şarkısını vererek şaşırttınız. Aylin Aslım şarkılarını önümüzdeki günlerde başka albümlerde görebi-lecek miyiz?
Sadece söz verdim beste değil. Hande Yener Elekronik Müziğe ciddi anlamda bir şeyler katmış yetenekli bir isim. Hande bu müziğe hem çok zaman, hem de emek verdi. Çok seviyor ve röportajlarında çoğu zaman bana teşekkür ediyor. Türkiye’de bu müziğin gelişimi ile ilgili konuşurken benden her zaman bahsedi-yor. Hande anlaşması hiç zor bir insan değil. Görüntüsü hep me-safeli gibi dursada çok sempatik ve sıcak biri. Benden şarkı istedi, farklı şeyler yapmaya çalışıyordu bende kabul ettim. Hande’nin en sevdiğim özelliği sürekli sınırlarını zorlayıp her albümde farklı şeyler deniyor olması. Pek çok sanatçı gibi tamam bu tuttu abi bir on sene böyle devam edelim mantığını taşımıyor. O cesareti ve enerjisi de benim hoşuma gidiyor.
Yakın zamandaki projeler neler?
Yeni şarkılar yazılmaya başlandı. Önümüzde bahar şenlikleri var. 29 Nisan’da Adana’da bir konserimiz olacak. 22 Nisan’da İstanbul Hayal’deyiz. 8 Mayıs’ta Gaziantep var. Şuan aklıma gelenler bun-lar.
Çok teşekkürler bu keyifli sohbet için.
Aaa bu kadar mıydı? :)) Ben çok teşekkür ederim herkese sevgiler.
Hande Yener pek çok sanatçı gibi bu tuttu abi biz bunu on sene yapalım diyen biri değil...
46
Haberler
47
Haberler
48
Haberler
Röportaj : Fatih Çınay & Kulis Fotoğrafları: Serap Yavuz
Rock 48
Haberler
2004’te ilk albümleri “Hikayeler Anlatıldı” ile müthiş bir çıkış yakalayan Gripin’le öncesi,
albümleri, felsefesi ve gelecek projeleri hakkında keyifli bir sohbet gerçekleştirdik. Hiç bir yerde karşılaşmadığınız yönleriyle
karşınızda Gripin...
Röportaj : Fatih Çınay & Kulis Fotoğrafları: Serap Yavuz
50
2000 yılında Gayrettepe’deki stüdyoda grup ismi ararken pencereden bakıp Gripin fabrikasını gördüklerinde karar vermişler grubun isminin Gripin olmasına. Ağrı kesici, acı dindirici özellik-lerinin olmadığını samimi bir şekilde dile getiriyor grup. “Daha çok acıları körüklüyoruz” diyorlar... Aslında bir nevi çivi çiviyi söker mantığına sahipler...
Birol: Gripin üyelerinin ortak noktası, Gripin Müziğininde ortak noktası. Müm-kün mertebe insanların hayatlarına girip, kimliklerini göz etmeksizin yaşadıkları standart duygulara ortak olmak amacamız. Her hayatı bir film kabul ederek o filme uygun soundtrack parçalar yapmaya ve bu parçaları insanlara ulaştırmaya çalışıyoruz...
Birol: Evet. Sert bir duruşumuz yok. Çünkü her duruşun doğru yönleri olduğu kadar yanlış yönleri de vardır. Bir taraf veya hırs varsa bir yerlerde hata yapılıyor demektir. Belli evrensel doğrular vardır ve Gripin’de bu doğruların arkasındadır. Mesela kadına şiddetin karşısındadır Gripin. Aklın ve mantığın doğru olduğu her yerde Gripin vardır.
Murat: Tarz olarak bakılırsa eğer yani Rock mı? Pop mu? O konuda da tarafsız olmayı tercih ediyoruz. Dışarıda dinleyenler ne isterse söyleyebilirler.
Gripin’in müzikal duruşu nedir? Hangi felsefe üzerine konumlandırıyorsunuz Gripin’i?
Tarz olarakta pek ayırmıyorsunuz diyebilir miyiz?
Haberler
Birol: Aslında iş yaptıkça, çalıştıkça kitle genişliyor. Dolayısıyla dinleyici artıyor. Bu bizde de böyle oldu. Evet ilk albüm de iyi bir çıkış yakalamış olduk. Bunu da belki de bu güne kadar yapmış olduğumuz müzikal birikime bağlayabiliriz. Ama çalıştıkça doğal olarak kitlede artıyor.
Murat: 2004’e kadar biz bar programı yaptık. Dört sene boyunca. Onun çok etkisi vardır. Bizim çaldığımız yere genelde İstanbul’un bütün üniversitelerinden öğrenciler gelirdi. Sonuçta insanlar beğendikçe bir şekilde kulaktan kulağa Gripin ismi yayılmış oldu. İstanbul dışına çıktıkça da diğer şehirlerde tanınmaya başladık. Bizim albümümüz çıkmadan da pek çok gazete ve dergide haberlerimiz yer almıştı.
Pek çok grubun birkaç albümde yakaladığı başarıyı siz neredeyse ilk albümünüzde elde ettiniz. Bunu neye bağlıyorsunuz?
52
Haberler
Genelde aşk ve ayrılık temalı şarkılar yapıyorsunuz. Bu kadar çok ünlü olduktan sonra bu duyguları hala dolu dolu yaşayabilme şansınız oluyor mu?Birol: Oluyor :) Sonuçta insanın o ünlü diye nitelendirmesi bizim çok sevdiğimiz ve içinde olmak istediğimiz bir kavram değil. Sevilmek güzel bir şey ama onun dışında bizim hayatlarımızı değiştirecek şeyler bizi etkilemiyor. Etkilemesine de izin vermemeye çalışıyoruz. Biz çok sevdiğimiz ve aşık olduğumuz bir işi yapıyoruz. Bu yüzden şanslıyız ve bu şansın da farkındayız. Ama bunun sonsuza kadar sürmeyeceğinin de farkındayız. O yüzden de insanlarla aramızda duvarlar kurmayaya çaba gösteriyoruz.
Haberler
Futbolla oldukça ilgili Gripin üyeleri. Arda Beşiktaş’lı. Grubun diğer üyeleri ise Galatasaray’lı. Hatta Murat Galatasaray kulüp üyesi. Birol maçları hiç kaçırmadığını söylüyor.Üstelik Grup şu sıralar Galatasaray’a hazırladıkları bir marş üzerine çalışmakta...
Bu albüme başka klipler gelecek mi?
Murat: Biz de gelirken yolda onu tartışıyorduk :)
Arda: Özellikle son 3-5 gündür onu konuşuyoruz. hangi şarkıya çeksek diye.
Şekillenen şarkılar var mı peki?
Birol: Ya “Beş” ya da “Gidenin dostu olmaz” şimdilik öne çıkanlar belki ikisi de olabilir :)
Siz en çok hangi şarkınızı söylemekten, çalmaktan keyif alıyorsunuz?
Birol: Karışmasın kimseler.
Arda: Sen Gidiyorsun.
İlker: Hayat Mars Etti
Murat: Katılıyorum :)
Müzik dışında neler yapmaktan keyif alırsınız?
Birol: Keyif almadığımız işlerimiz vardı onları bıraktık bir kere :) Onun dışında da iyi kötü futbolla ilgiliyiz. Kitap okumayı severim, tenis oynarım. Murat Mimar olduğu için onunla ilgili çok acayip çalışmalar yapar :)
Arda: Playstation.
İlker: Ben bu aralar Asya mutfağından yemekler yapmaya merak saldım.
Murat: Bunu bizde ilk defa duyuyoruz.
Birol: Bunu duymak değil tatmak gerek :)))
Tüm grup Galatasaraylıydı değil mi?
Birol: Arda Beşiktaş’lı onun dışında hepimiz Galatasaraylıyız.
Bir dönem konserlerinize çıkmadan önce “Kartal gol gol gol” tezahüratları yaptığınızı duyduk. Bu doğru mu?
Birol: Tabi tabi bir dönem her konsere öyle çıkıyorduk.
Murat: Onun nedeni aslında motivasyon ruhu için o tezahüratın verdiği enerji diyebilirim.
Birol: Çok fanatik Galatasaraylıyız. Ben maçlara düzenli giderim. Murat kulüp üyesidir. Hatta bir marş yapıyoruz şimdi Galatasaray’a. Yine de kulüp ayrımı yapmayalım Beşiktaşlıları da, Fenerlileri de seviyoruz.
En büyük hayaliniz nedir?
Murat: Gelecek yıl yine burada olabilmek.
Birol: Hayat boyu müzik yapabilmek...
55
Haberler
56
Haberler
57
Haberler
58
Haberler
Evde iyi bir müzik sistemi vardı. Beatles , Queen, Animals, Rolling Stones plaklarıyla doluydu ev. 70li yılların gruplarıyla büyüdüm. Lise yıllarında davul çalmaya başlamam biraz tesadüf eseri oldu.
59
Haberler
60
Haberler
Müziğe başlangıç zamanlarından ve müzikal kariyerinden bahsedermisin?
Dinleyici olarak babamdan dolayı çok küçük yaşlarda başladım. Kendisinin müziğe büyük bir tutku-
su vardı ama herhangi bir enstruman çalmıyordu. Evde iyi bir müzik sistemi vardı. Beatles , Queen,
Animals, Rolling Stones plaklarıyla doluydu ev. 70li yılların gruplarıyla büyüdüm. Lise yıllarında davul
çalmaya başlamam biraz tesadüf eseri oldu. Öncesinde özel bir ilgim olmamasına rağmen abimin
heves edip dersler alması ve nihayet eve Yıldırım marka davul setinin gelmesiyle beraber bu buyuk
ve eglenceli görünen oyuncağa ilgi duymaya başladım. Her fırsatta başına oturup abimin gösterdiği
ritmlerle ve sonrasında da sevdiğim şarkıların davullarının aynısını çalmaya çalışarak kendimi
geliştirmeye başladım. İlk sahne tecrubemi Bilsak Rock Cafe’de lise arkadaslarımla 3 parca çala
rak yaşamıştım. 1991 yılıydı sanırım. Van Halen parcaları çalmıştık. Profesyonel müzik kariyerım
Badluck grubuna dahil olmamla başladı. Bon Jovi’nin ön grubu olmuştu o yıllarda. Epey populer
bir gruptu. Lisedeydim ve grup uyelerinin benden yaşça büyük olması açısından çok şanslıydım.
Onların bilgi, birikim ve tecrübelerinden çok şey öğrendim. Daha sonraki yıllarda Işığın Yansıması
ile çalıştım. Değerli şairlerin şiirlerini yorumlayan bir gruptu. 1997 yilında çıkan “birdenbire” al-
bümünün ilk çaldıgım albüm olması nedeniyle bendeki yeri ayrıdır. Ardından bir Fransa tecrübesi
yaşadım. Fransa ve Türk konsoloslukları desteğinde kültürler arası etkileşim ve paylaşım amaçlı
gerçekleştirilen bir organizsyondu. Alis isimli grup bu iki ülkeden müzisyenlerle kuruluydu. Fransa’da
çok disiplinli bir prova dönemi geçirdik ve ardından 3 konser verdik. Bu konser kayıtlarından oluşan
bir de canlı album yayınlandı. Devamında uzun zaman Mister No ile çaldım. 2001de Feridun’la
(Düzağaç) çalışmaya başladım ve 10 sene gibi uzun bir süre tüm albüm ve konserlerinde yer aldım.
61
Haberler
62
Haberler
63
Haberler
2005’te Aylin’le (Aslım) başladım ve halen
de çalışıyoruz beraber. Cem’in (Köksal) ilk al-
büm demolarını beraber yapmıştık ama benim
yoğunluğumdan dolayı bir türlü beraber çalışma
fırsatı elde edememiştik. Son albüm Vigilante’de
bu şansı yakaladık ve albümü beraber kaydettik.
Albüm ve konserlerde bize Mats Leven’da katıldı.
Güzel bir tecrübe oldu Mats ile çalışmak aynı
sahneye çıkmak.Saykodelik rock tarzında müzik
yapan Nemrud ile de çalıyorum. Emprovizasy-
onlara dayalı bölümlerin olması benim için yeni
ve geliştirici bir süreç oluyor. Farklı tarzda müzik
yapan grup ve projelerin bir parçasi olmayı se-
viyorum. Tüm bunların yanında üzerinde uzun
zamandır çalıştığımız ve tüm klişelerden uzak
bir şekilde istediğimiz müziği yaptığımız bir pro-
jem var. İsmi YAYA. Progresif Rock tarzında
42 dakikalik birbirine bağlı 12 parçadan oluşan
ve bütün bir hikayesi olan konsept bir albüm.
Yakında dinleyiciyle buluşacak. Sabırsızlıkla ve
heyecanla bekliyoruz.
Sahnede kullandıgın ekipman ve sponsorluklarınızdan da bahseder misin?
2006 yılından beri Sonor Davulları’nın resmi
endorseriyim. Maple Light Designer modeli, şu
an SQ2 medium olarak değişti ismi. 8”-10”-12”
tom 14”-16” floor tom 22x18 Kick 14x5 ve 14x6
Designer ve Delite trampetleri kuruyorum sah-
neye. Ama zaman içerisinde bu set-up çaldığım
müziklere göre değişim gösteriyor. 2003 yılından
bu yana Anatolian Zilleri kullanıyorum. Sevgili
Temel Tamdeğer’in yaptığı son derece müzikal
ve kaliteli ziller. Diamond, Ultimate ve Emotion
serileri ağırlıklı bir set-up’ım var. 2009’dan beri
de Remo Derileri’nin endorseriyim. Kickte PS3
clear, tomlarda Emperor Coated, trampette
farklı deriler kullanabiliyorum CS coated, Em-
peror X, Ambassador X ...
Konserde başına gelmesinden en çok korktuğun şey nedir?
Konserde herşeyin yolunda gitmesi için kendi
adıma yapabileceğim herşeyi yaparım. Gece
uykuma, yediğim içtiğim şeylere dikkat ederim.
Konser öncesi iyi ısınmaya çalışırım. Bundan
sonra doğabilecek aksilikler teknik şeyler oluyor
genelde. Konser esnasında da bunları seyirciye
mümkün oldugunca hissettirmeden çözmeye
çalışıyorum.
64
Haberler
İçerisinde seninde yer alacağın ve Dünya-ca ünlü müzisyenlerden oluşan bir grup kurmanı istesek kimlere yer verirdin. Bu grupla nerelerde konser vermek isterdin?
Basta geçtiğimiz aylarda kaybettiğimiz Mick Karn
ile çalışmak çok isterdim. Onun enstrumanından
çikarttığı tınılar ve müziğe yaklaşımı benzersiz.
Aynı grupta Steve Howe ya da Steve Stevens
da olabilir. Klavyede Rick Wakeman ya da Richard
Barbieri ile birlikte deneysel, enteresan bir müzik
yapmak isterdim. Grupta eğer bir vokal de olacak
ise bu kişi Freddie Mercury olurdu. Kadın voka-
llerden de tercihim Fleetwood Mac’ten hayranı
olduğum, özel ses Stevie Nicks. Nerelerde kon-
ser vermek isterdim? Bu isimlerle çalıştıktan
sonra her yer olur, hiç farketmez :)
İlk ve son aldığın albümler?
AC/DC’nin Who Made Who ve Ozzy Osbourne’un
Tribute to Rhandy Rhodes albümlerini almıştım
ilk. En son Kate Bush’un Aerials ve Porcupine
Tree’nin The Incident albümünü aldım.
Mert Alkaya en çok kimleri dinler? Günlük yaşantısında neler yapar?
Çok fazla grup var. Yeni gruplar keşfetmeyi de
seviyorum. Genelde melankoli ağırlıklı müzikler
seviyorum. En son The Foals’u çok sevdim.
Günlük yaşantımda, günün büyük bir bölümünde
davul çalışırım. Onun dışında köpeğimle vakit
geçirmeyi severim. Kendisi 10 yaşinda, oldukça
hiperaktif ve obur bir Boxer. En büyük keyif-
lerimden biri de dostlarımla beraber bahçede
mangal ve yanında sınırsız muhabbet. Sahnede
oldugumuz için bazı insanlar çok renkli, dinamik
ve her daim eğlenceli hayatlarımız oldugunu
düşünüyorlar ama benim seçimim biraz daha
sakin ve huzurlu olandan yana.
Sahnede yerini değiştirmek istesek nerede olmak isterdin?
Davul hep en arkada yer alıyor ve ayağa kalkıp
dolaşamıyorsun sahnede. O yüzden değişiklik
yapıp solist olabilirdim.
Okuyucularımızla paylaşabileceğin unutamadığın enteresan bir konseranısı var mı?
İlk aklıma gelen Aylin (Aslım) ile Urfa Harran
Üniversitesi’nde “4 gün 4 gece”yi çalarken Aylin
“4 gün 4 gece yağdı yağmur” dediği anda bardak-
tan boşanırcasına yağmur yağmaya başlaması
ve öğrencilerin o yağmura rağmen alanı terket-
memeleri. Yağmur dinmek bilmeyince güvenlik
sebebiyle konseri bitirmek zorunda kalmıştık.
65
Haberler
66
Haberler
67
Haberler
68
Haberler
69
Haberler
MaskottKargo döneminden sonra yepyeni bir sayfa açan Koray Candemir ve Serkan Çeliköz’le Maskott ‘u konuştuk...
70
Haberler
Kargo ve Solo albümlerle pek çok kişi tarafından biliniyor olsanız da, Maskott henüz yeni bir oluşum. Peki Maskott’un hikayesi nedir?
Serkan: Kargo’dan ayrıldıktan sonra biraz kafamızı dinlemek için eski menacerimizin yanına
Seattle’a gittik. Orda önce tatille başlayıp sonra orda kalıp şarkılar yapma fikriyle ortaya çıkan
bir oluşum oldu. Her zaman söylüyoruz Maskott’un oluşumu şarkılar sayesinde oldu. En sonunda
da Maskott ismi çıktı ortaya. Kolay bir süreç değildi açıkçası. Bir ay boyunca birbirimize aklımıza
gelen isimleri saydık. En sonunda Maskott çıktı ortaya. İsim ve anlam olarak pozitif çağrışımları
Maskott isminin ortaya çıkışında etkili oldu.
Kolay bir süreç değildi açıkçası. Bir ay boyunca birbirimize aklımıza gelen isimleri saydık. En sonunda Maskott çıktı ortaya.
71
Haberler
72
Haberler
73
Haberler
Maskott’u henüz dinlememiş olanlara bir kaç kelime ile grubu, felsefesini, şarkılarını özetlemenizi istesek neler söylerdiniz.
Koray: Öncelikle şunu söyleyeyim çok ince eleyip sık dokuduk. Hayatımızdaki en üstüne düştüğümüz çalışma oldu. Amerika’da çok iyi bir stüdyada çok iyi müzisyenlerle çalıştık. Yani tamamen Amerika prodüksi-yonu bir albüm oldu ama sözler Türkçe :) Bizim en çok içimize sinen al-bümlerden biri oldu kariyerimizde. Şöyle söyleyeyim dinleyenlerde zaten bunu söylüyor birkaç kez dinledikten sonra içine gireceklerdir albümün.
Amerika’da kurdunuz grubu, orda da pek çok şehirde konserler verdiniz. Şimdiye dek aldığınız tepkiler nasıldı, bundan sonra Amerika için planlarınız neler?
Serkan: Amerika’da küçük bir turne yaptık. Total’de 8 - 9 kez çalmışızdır. Tabi Seattle başkaydı, 2,5 senedir ordayız, orda çevremizde geniş Amerika’lı dinleyenlerimizde vardı. Diğer şehirde ise daha çok Türk dinley-enler vardı konserlerimizde.
İngilizce bir albüm olacak mı?
Serkan: İngilizce bir şeyler olmak zorunda. Önce şarkılarla başlayıp gidişata göre bir yol çizeceğiz mutlaka.
Peki siz yaptığınız şarkılar arasında en çok hangilerini çalmaktan keyif alıyorsunuz?
Serkan:Maskott albümündeki her şarkıyı çalmak çok keyif veriyor. Ama konserlerde hepsini çalamıyoruz tabi :) Genelde sanatçılar konserlerde pek çalmadıklarnı şarkılarını daha çok severler bizimde Koray’la ortak çok sevdiğimiz “Mum gibi” var bu albümde.
74
Haberler
Öncekilerle birlikte peki?
Koray: Ama yani eskilerden çoook var yaa.Serkan: Zaman zaman bazı şarkılar tabi öne çıkıyor.Koray: Yanlızlık Mevsimi albümünden baya bir şarkı var. Sen Bir Meleksin albümünde “Seni Ben Sevdim” var.Serkan: Boğaziçi hiç eskitmedi kendini.
Peki şarkı yazarken bire bir etkilendikleriniz mi yoksa yetenekleriniz mi daha fazla etkili oluyor?
Koray: Bunun total bir karışımı desek :) Etkilendiklerimizi yeteneklerimiz doğrultusunda aktarıyoruz sonuçta.
Kargo’dan ayrılma sebebiniz çok merak ediliyor? Son olarak bu konuda kısaca yorumlarınızı alabilir miyiz?
Koray: Kargo’da kısır bir döngüye girmiştik. Bir türlü kendimizi besleyemiyorduk, açamıyorduk tüm grup olarak problemlerimiz vardı. Müzikal anlamda yeni şeyler üretmek için Kargo ile yollarımız ayrıldık. Onun dışında bire bir derdimiz tasamız söz konusu olamaz neredeyse 11 yıl birlikte çalıştık.
Çok teşekkürler bu güzel albüm ve güzel sohbet için.
Biz teşekkür ederiz. Tüm dinleyenlerimize sevgiler :)
75
Haberler
76
Haberler
77
Haberler
78
Haberler
79
Haberler
Tam 11 yıl geçti Asli Gökyokuş’un ilk albümü Neresindeyim’den bu güne. Dillerimize takılan onlarca şarkı sundu bize bu süreçte. Türk rock Müziğinin en önemli isimlerinden biri o...
80
Haberler
Merhaba. Ben teşekkür ederim. Müziğin hayatımdaki yerini bir kelime ile ifade etmeye çalışırsam “Su” gibi derdim. Nasıl ki insan su içmezse hayatta kalamaz müzikte benim hayatımda aslında öyle. Çok iddialı olacak belki ama, ben şarkı söylemezsem hayatımdaki mevcudiyetimin çok ciddi bir sebebi eksik olur.
Merhaba Aslı. Öncelikle röportaj için teşekkürler. Hemen ilk soru ile başlamak istiyorum. Müzik, hayatının elbette ki çok büyük bir bölümünü kapsıyor. Peki, müziğin hayatındaki yerini bir kelime ile ifade etmeni istesek, hangi kelimeyi kullanmayı tercih ederdin?
Röportaj: Fatih ÇınayFotoğraflar: Serap yavuz
81
Haberler
İlk albümden bu yana epey bir zaman geçti. Peki o günden bu güne hayatında ve müziğinde neler değişti?
İlk albümü yayınladığımda 22 yaşındaydım. 11 yıl geçti o günden bu güne. Onun önceside var tabi. Bir kere ister istemez bu süreç içerisinde nasıl ben olgunlaşıyorsam yaptığım müzikte aynı oranda olgunlaştı. Gerçi benim ilk albümümde yaşıma göre olgun bir al-bümdü. Hatta pek çok kişi hala benim ilk albümümü daha faz-la sever. Ama bugün konserlerimde söylemeyi seçtiğim şarkılar genellikle bugün neredeysem o şarkılardır. Bugün olsa tekrar yapmayacağım şarkıları repertuarıma da almıyorum. Nasıl ki dinleyiciler bazı şeylere daha objektif bakıp albümdeki bazı şarkıları sevip bazı şarkıları sevmiyorlarsa, ister istemez bende bir süre sonra kendi şarkılarım içerisinde öyle bir elemeye doğru gidiyo-rum. Benim daha sevdiklerim ve bugün olsa yine bu sözleri yazabi-lirim dediklerim ya da o zaman gençmişim bunları söylemişim ama şimdi bu lafları söylemem deyip söylememeyi seçtiklerim şeklinde değişebiliyor. Söz anlamında böyle. Onun dışında müzikal olarak ta tabi ki geliştiğimi düşünüyorum. Yalnızca besteci olarak değil, yaptığım müzik, yazdığım sözler ve tabi ki solist olarak ta daha fazla geliştiğimi söyleyebilirim. Bugün kendimi dinlediğimde daha iyi bir şarkıcı duyabiliyorum ilk albüme göre. O albümde de iyi bir ses var ama bugünle kıyasladığımda daha toy bir ses. Hayatımda nelerin değiştiğine gelirsek. Aslında hayatımda daha çok şeyin değiştiğini söyleyebilirim. Bir defa 22 yaş oldukça genç bir yaş ne kadar ayaklarım yere basıyor deseniz de aslında basmıyordur ve bunun çokta farkına varmıyorsunuzdur. Ben her zaman yaşımdan daha olgun olduğuma inanmışımdır ya da o zamanlar kendimi kandırıyormuşum. Bazı insanlar gençlik dönemlerinde ağabeyleri ve ablalarıyla
82
Haberler
daha fazla zaman geçirirler ki benimde öyle oldu. Haliyle gittiğiniz yerler ve yaptığınız sohbetler de yaşınızdan büyük olmaya başladıkça haliyle sizde erken olgunlaşıyorsunuz. O yüzden ben 20 yaşımdayken de daha büyük insanlarla arkadaşlık etmeyi seven biriydim.
O dönem için 22 yaşında albüm yayınlamak erken bir zaman olarak kabul edilebilir mi?
Aslında dünya müziğine baktığımızda çok daha küçük yaşlarda yetenek-li kişiler keşfediliyor ve 17 – 18 yaşında ilk albümlerini yayımlıyorlar. Ben mesela 22 yaşımda ilk albümümü yayımladığımda o dönem rock müzik alanında ilk albümünü yayımlamış rockçılar arasında en genç kişi bendim. Ama şimdi öyle değil çok daha genç arkadaşlar albümlerini çıkartabiliyorlar. Albüm çıkartmak belki insanlar için çok basit gelen bir şey ama bir albüm için materyeller sağlayabilmek için bile bazı şeyleri hissetmeniz ve çok iyi gözlemlemeniz gerekir. Yani oturup kalemi elinize aldığınızda iki çift laf ede-bilmelisiniz ve o ettiğiniz laflar insanlar için anlamlı cümleler olabilsin. Özel-likle Türkiye’de rock müzik dinleyicisi söze önem verir. Belki yine kendimle çelişeceğim ama ben 22 yaşımda ilk albümümü çıkarttığımda 4 sene önce yazdığım sözler vardı o albümde. Yani 18 yaşımda da bir şeyler söylebilmişim. Belki de söylenebiliyor diğer bir taraftan baktığımızda. Ama ne olursa olsun bazı aşamaların tamamlanması gerekiyor bir müzisyen için. Zamanla yazım tekniğiniz bile gelişiyor. İlk müzik üretmeye başladığınız zaman ister iste-mez o güne kadar dinlemiş olduğunuz müziklerin etkisi altında bir şeyler üretiyorsunuz. Sonrasında ise etkilenmiş olduğunuz kişilerin müziklerinden biraz daha sıyrılarak kendi müziğinizi ortaya çıkartabiliyorsunuz.
83
Haberler
84
Haberler
Aşk neredeyse her sanatçının ilham kaynağı. Aslı Gökyokuş’ta aşk, özlem ve ayrılık adına şarkılar üreten biri olarak aşkı nasıl tanımlar?
Aşk bence insanların hayatındaki en vazgeçilmez duygu. Düşünseniz ya sizi birileri doğuruyor ve siz kendi-nizi bildiğinizden itibaren o insanlarla yaşamaya başlıyorsunuz, sizin aileniz en yakınlarınız sizi en çok koruyan en çok kollayan insanlar ve bir gün
geliyor, siz birilerine öyle duygular his-sediyorsunuz ki aileniz hep daha geride kalıyor. Aşk öyle bir duygu ki insanların hayatlarındaki en büyük besin kaynağı bence. İnsanlar aşktan besleniyorlar ve ilginç bir şekilde mazoşistçe olsa da besleniyorlar. Sonuçta aşkın acısını bile seven çok fazla insan var. Benim de zaman zaman bu şekilde hissettiğim anlar oldu. O dönemlerin şarkı üretme noktasında da çok etkili olduğunu söy-leyebilirim. Çünkü ben insanların mut-
85
Haberler
luyken yazabileceğine inananlardan biri değilim ya da ben mutluyken yazma hevesi olan bir in-san değilim. Yani mutluyken zaten yazma isteği içerisinde olmuyorsun. Genelde başka şeyler yapmak istiyorsun. Tatile gitmek, eğlenmek, iyi vakit geçirmek gibi. Çünkü seni yazmaya teşfik edecek şey mutluluk değil. Birkaç röportajda bana “Niye Mutsuzsun?” diye sordular mesela. Dedim hayır hiç mutsuz değilim ama mutsuz-ken yazmayı seviyorum ya da insanların mut-suzluk kaynaklarını dile getirmeyi seviyorum.
Peki şarkılarında var mı? birebir o anı ve yaşananları anlatmış oldukların?
Var, pek çok şarkımda hem de.
Böyle derin hikayeler barındıran şarkılarını sahnede söylerken neler hissediyorsun?
O şarkı eğer yeni yazılmış bir şarkıysa ve o his-settiklerim güncelse ya da en azından çok yakın bir süre önce onları hissettiysem o şarkıyı söylerken de yazarken hissettiklerimi hissedi-yorum. Bazen bir şarkıyı yazıyorsunuz ve o hissetiğiniz duygunun üzerinden o kadar çok vakit geçmiş oluyor ki artık o sizin için sadece hoş bir anı olarak kalıyor. Şarkıyı çok seviyorsanız tabi ki o yine size içten bir şekilde söyletiyor kendini. Ya da o sizin geçtiğiniz duygular sizi dinleyenler-den birinin o anda yaşadığı duygular olabiliyor.
86
Haberler
En çok hangi şarkılarını söylemekten keyif alırsın?
Bir şarkı söyleyemem. Bir kere “Yardımcı Olmuyor”u söylemeyi seviyorum. Söyle-meyi sevmemin dışında “Yardımcı Olmuyor” yaptığım şarkılar içerinde en çok sevdiğim şarkılarımdan bir tanesi”… İlk albümden “Ner-esindeyim”, aynı zamanda albüme adını veren şarkı. Neresindeyim öyle bir şarkı ki aslında 13 sene önce yazdığım bir şarkı olmasına rağmen, o dönemde yazdığım şeyleri şimdilerde de his-settirebilen bir şarkı. Zaman zaman hayatın nere-sinde olduğumu düşünebiliyorum. Olay-lara karşı bazen çok tepkili bazen çok tepkisiz olduğumu düşünebiliyorum. Kendimle o savaşı yaşayabiliyorum. O yüzden “Neresindeyim” benim her seferinde fazlasıyla hissederek söylediğim bir şarkı. Onun dışında “Tüm Şehir Ağladı”… Çünkü o da benim için özel bir şarkı. Ablama yazmış olduğum bir şarkıdır. Bu şarkı ailece bi-zim için özel bir şarkı haline geldi. An-nem de, babam da bu şarkıyı dinlediklerinde ağlarlar. Ablam da duygulanır, bende. O yüzden onunda özel bir yeri var.
87
Haberler
Müzik dışında nelerden keyif alırsın?
Son 2 senedir yelkene merak salmış durumdayım. Sadece ben değil eşimle birlikte. İkimiz için de boş olan zamanlarda denizde olmak bana en büyük huzur veren şey. Mümkün olduğu kadar seyahat etmeye çalışıyorum. Keşfi alem şarkısında anlattığım gibi yeni yerleri keşfetmek bana en çok keyif veren şeylerden biri. O şarkıyıda bunları düşünerek yazmıştım. Bir gün balkon da oturuyordum giden uçakları gördükçe hep gökyüzündeki insanların hikayelerini düşünürüm. Benim gözüm bir yerdeyken de hep uzaklardadır. Yani hep yeni yerlere gitmeyi, keşfetmeyi, oranın insanlarıyla tanışmayı, on-larla sohbet etmeyi seviyorum.
Gelecekte kendinizi nerede görüyorsun? En büyük hayalin nedir?
Ben aslında uzun süredir iddialı cümleler kurmuyorum. Bu röportajı 10 yıl önce yapmış olsaydık, en büyük ha-yalim şu, bunları yapmayı çok istiyorum, birkaç yıl sonra şunları yapmış olmalıyım gibi cümleler kurabilirdim. Elbete bundan 20 yıl sonra hayatımın nerede olmasıyla ilgili düşünüğüm şeyler var, ama bunları çok dile getirmekten hoşlanmıyorum. Çünkü hayat ba-zen o kadar çok beklentiniz dışındaki şeyleri size getirebiliyor ki bütün planlarınız, bütün duygularınız, bütün hayalleriniz alt üst olabiliyor. Bundan sonrası için sevdiklerimle mutlu olmayı dileyebilirim.
88
Haberler
89
Haberler
Evet ilginç ve değişik bir klip oldu. Fransa’nın Normandiya bölgesinde çektik. Umarım dinleyenlerde beğenirler. Bunu bir süredir söylüyorum, aslında akustik bir albüm yapma düşüncem var. Tamamen akustik enstrümanların yer aldığı daha sade bir albüm. Hatta şimdi klibini çektiğimiz “Hayatın Anlamı” şarkısında onun ön bir örneği var diyebilirim. Bizler bir şekilde özellikle Türkiye’de düzenlemelerle bazen şarkıların ruhlarını öldürebiliyoruz. Bazen bir şarkı sadece bir akustik gitarla en sade haliyle söylenirken daha etkili olabiliyor. Bir şarkıcı da bu şekilde sesini en verimli şekilde tüm nüanslarıyla dinleyenlerine duyurabilme şansı yakalayabiliyor. Altyapıyı çok doldurduğunuz zaman bazı şeyler bazen çok karışabiliyor. Tabi bu proje benim bundan sonraki yaptığım ilk proje mi olacak, yoksa bir sonraki proje mi olacak henüz bu konuda karar verebilmiş değilim. Çünkü bir taraftan da bu albümdeki “Sözler Tükendiğinde” yada “Dans Etmeye İhtiyacım Var” ve “Keşfi Alem” gibi daha hareketli şarkılarda yapmayı seviyorum. Özellikle son albümlerde biraz daha dur-gun şarkılara yer verdiğim için bundan sonraki ilk projem o kadar durgun olmayabilir. Dinleyenlerimle beraber bende eğlenebilirim.
Çok teşekkürler... :)
Ben Teşekkür ederim. Herkese sevgiler. :)
Peki müzikal anlamda yeni projeler var mı? Yeni bir klip geldi “Hayatın Anlamı” isimli şarkıya.
90
Haberler
91
Haberler
92
Haberler
Fotoğraflar: Serap YavuzRock Magazin ile sahnede bir sene...
93
Haberler
94
Haberler
95
Haberler
96
Haberler
97
Haberler
98
Haberler
99
Haberler
100
Haberler
101
Haberler
102
Haberler
103
Haberler
104
Haberler
105
Haberler
106
Haberler
107
Haberler
108
Haberler
109
Haberler
110
Haberler
111
Haberler
112
Haberler
113
Haberler
114
Haberler
115
Haberler
116
Haberler
117
Haberler
118
Haberler