19

ROMANYA'DA OSMANLI ARAŞ - docs.neu.edu.trdocs.neu.edu.tr/library/nadir_eserler_el_yazmalari/Dergiler/1_Belletenler/1334.pdf · Osmanlı-Romen ilişkilerine gelince 1715-1717 yılları

  • Upload
    others

  • View
    10

  • Download
    0

Embed Size (px)

Citation preview

Page 1: ROMANYA'DA OSMANLI ARAŞ - docs.neu.edu.trdocs.neu.edu.tr/library/nadir_eserler_el_yazmalari/Dergiler/1_Belletenler/1334.pdf · Osmanlı-Romen ilişkilerine gelince 1715-1717 yılları
Page 2: ROMANYA'DA OSMANLI ARAŞ - docs.neu.edu.trdocs.neu.edu.tr/library/nadir_eserler_el_yazmalari/Dergiler/1_Belletenler/1334.pdf · Osmanlı-Romen ilişkilerine gelince 1715-1717 yılları

ROMANYA'DA OSMANLI ARAŞTIRMALARI

MIHAI MAXIM- LIVIU MAXIM

Romenler Osmanlı araştırmalarında dünya çapında tanınan iki büyük isim olan, Dimitrie Cantemir (Kantemiroğlu) ve Nicolae Iorga'yı yetiştirdiler.

Ama Romenler, Türklerin tarihî, askerî ve idarî yapısıyla ilgilenmeye çok daha erken başlamışlardır. XV. yy. Romen kronikleri Türklerin takdim edilmesine büyük yer ayırmışlardır1. Hattâ XVII. yy. vakanüvis Grigore Ureche (1590-1647), Letopisetul Tarii Moldovei (Moldova Ülkesi Kroniği) başlıklı eserinde Türk İmparatorluğu Bu Devletin başlangıcı ve yayılışı, yüksek şöhrete ulaşması ve Yeniçeri ve sipahiler adlı iki özel bölüm Türklere hasretmiştir2.

Aynı zamanda, daha doğrusu 1675 yılında, meşhur Orhon yazıtları İsveçli Strahlemberg'den önce ilk defa olarak Romen (Boğdanlı) kültür adamı ve diplomatı Nicolae Milescu - Spatarul (Spatharius) tarafından tasvir edilmiştir. Rus Çarı'nın elçisi olarak Çin İmparatorluğu'na yolculuğu esnasında Milescu, Yenisey nehri kıyısında bu yazıtları görmüş, Avrupa'ya Çin uygarlığını takdim eden ilk eserlerden biri olan Çin seyahâtnâme'sinde3 şöyle yazmıştır: "Yenisey nehrinin büyük eşiğine ulaşmadan önce, bu nehrin kıyısında bir kaya bulunmaktadır. Bu kayada bir çeşit bilinmeyen yazı taş yüzüne kazılmıştır; haçlar da kazılmıştır (gerçekten ise + şeklinde olan z harfidir4 - L.M., M.M.); ayrıca insan figürleri de kazılmıştır (...). Söylendiğine göre, bu nevi oyma taşları boş yerlere rastlanmaktadır, ama bunların üstünde neyin yazıldığını ve kimin tarafından yazıldığını hiç kimse bilmez".

Boğdan Voyvodası Konstantin Kantemir oğlu olan ve İstanbul'da 15 yaşından 37 yaşına dek - bazı aralıklar da olsun - yaşayan Dimitriye Kantemir (1673 - 1723) hem Osmanlı hem Batı kültüründen faydalanıp eserlerinde de Batı ile Doğu kültürleri arasında bir köprü olan sentez yaratmıştır5.

1 Mihai Berza, "Turcs, Empire ottoman et relations roumano-turques dans l'historiographie moldave des

XVe - XVIIe siècles", Revue des Études Sud - Est Européennes, Bucharest, X, 1972, pp. 595-627. 2 Romen Kaynak ve Eserlerinde Türk Tarihi. I. Kronikler, Hazırlayan : Mehmet Ali Ekrem, TTK

Basımevi, Ankara, 1993, s. 11-14. 3 Nicolae Spataru - Milescu, Jurnal de calatorie în China (Çin seyahâtnâmesi), Bucureşti, 1974, p.58. 4 Bk. Muharrem Ergin, Orhun Abideleri, İstanbul, 1970, s. 155. 5 Akdes Nimet Kurat, Prut Seferi ve Barışı 1123 (1711), I. Cilt, TTK Basımevi, Ankara, 1951, s. 329 v.s.;

Mihail Guboğlu, "Dimitrie Cantemir şi istoria Imperiului otoman" (D. Kantemir ve Osmanlı Tarihi) Studii şi articole de istorie, Bucureşti, II. 1957 ve a.g. "Dimitrie Cantemir - orientaliste","Studia et Acta Orientalia, Bucarest, III, 1961; H. İnalcık, "Western and Eastern Cultures in D. Cantemir's Work"s, in: D. Cantemir - Historian of South East European and Oriental Civilisations. Extracts from "The History of the Ottoman Empire", edited by Alexandru Duau and Paul Cernovodeanu, A.İ.E.S.E.E., Bucharest, 1973.

Page 3: ROMANYA'DA OSMANLI ARAŞ - docs.neu.edu.trdocs.neu.edu.tr/library/nadir_eserler_el_yazmalari/Dergiler/1_Belletenler/1334.pdf · Osmanlı-Romen ilişkilerine gelince 1715-1717 yılları

2 MIHAI MAXIM-LIVIU MAXIM

Kantemiroğlu'nun ismi klâsik Türk musıkîsi tarihine girmiştir. İstanbul'da onun tambur virtüözlüğü, üstadlığı ve hatta müzik hocalığı meşhurdu. Bunun dışında kendisi hem besteci, hem kuramcı hem de melodi derlemecisi olarak tanınmıştır.

1705 yılında Kantemiroğlu, III. Ahmed'e ithaf edilen Ta'rif-u al musıkî ala vech-i mahsus adlı müzik risalesini yazmıştır. Risalenin el yazması İstanbul Üniversitesi Türkiyat Enstitüsü Kütüphanesi'nde Y-2768 no'lu demirbaş kaydıyla hâlâ bulunmaktadır. Hüseyin Saadettin (Arel) tarafından bulunmuş ve ilk defa "Şehbâl" dergisinin 1912 tarihli 52 sayısında yayımlanmaya başlanmıştır; modern baskısı 1973 yılında Romen müzikoloğu ve Türkoloğu Eugenia Popescu-Judet tarafından yapılmıştır6.

Cem Behar'ın yazdığı gibi, "Arap harflerinden esinlenen, kendi icadı bir nota sistemiyle yazmış 350 kadar eseri içermektedir. Bu metin Türk musıkîsi tarihi ve kuramı açısından son derece önemlidir"7. Kantemiroğlu Edvarı diye anılan bu kitabın diğer kısmı Türk musıkîsinin perde makam ve usûlleri hakkında bir takım teknik bilgileri ihtiva etmektedir.

Kantemiroğlu, devrinin en önemli bestecilerdendir. İsmail Baha Sürelsan'a göre, "Klâsik üslûbdaki bu nefis eserlerinde gösterdiği başarı O'na, büyük bestekârlarımız arasında önemli bir mevki kazandırmıştır".

Araştırmalarımıza göre, Kantemiroğlu'nun bestelerinden zamanımıza ancak otuz üç parça eser kalmış olmakla birlikte, ilerideki araştırmalarda bu miktarın daha da artması mümkündür. (...) Bunlardan ikisi "söz eseri" olup geri kalanı, yirmi biri Peşrev ve onu da saz semâisi olmak üzere toplam otuzbir saz eseridir. (...) Kantemiroğlu'nun bu eserlerinden "Sultânî Irâk Peşrevi"'nin, aynı zamanda Mevlevilerce de benimsemiş olduğu, vaktiyle Mevlevihânelerde çalınan ve Türk dinî musıkî repertuarının çok muhteşem âbidelerini teşkil eden "Mevlevî Ayînleri"'den birisi olan Abdurrahman Şeydâ Dede Efendi (1732? - 1800)'ye âit "Irâk" makamındaki "Ayîn"'de yer almış bulunmasından anlaşılmaktadır"8.

Kantemiroğlu'nun besteleri, özellikle peşrevleri Türk klasik musıkîsi orkestraları tarafından hâlâ seslendirilmektedir. Bu besteler prensin bıraktığı kültür mirasının en sağlam ve uzun yaşantılı kısmıdır.

Böylece, Kantemir musıkî incelemelerinde de parlak başarılarla bulunmuştur.

İstanbul'da bulunduğu zaman, 1710 yılından önce, Kantemiroğlu, Lâtince, Historia incrementorum atque decrementorum Aulae Othomanicae (Osmanlı İmparatorluğu'nun Yükselişi ve Çöküşü Tarihi) adlı Osmanlı Tarihi'ni yazmaya başlamıştır. Bu eseri 1711 yılından sonra Rusya'da yazmaya devam etmiştir. Ama burada iyi kütüphanelerin olmamasından şikâyet etmektedir. Artık zengin İstanbul kütüphanelerini özlemeye başlamıştır. Dolayısıyla kitabın dipnotları istediği gibi zengin ve tam olamamıştır. Son araştırmalara göre bu eser 1717 yılı sonbaharına kadar tamamlanmıştır. Ölümünden sonra ilk modern Rus şairi sayılan oğlu Antioh Kantemir (öl. 1744), Paris ve Londra büyükelçilikleri zamanında Lâtinceden İngilizceye tercümesinin neşredilmesini

6 Dimitrie Cantemir, Cartea ştiinaei muzicii, hazırlayan: Eugenia Popescu-Judet, Bucureşti, 1973. 7 Cem Behar, Klasik Türk Musıkîsi Üzerinde Denemeler, İstanbul, 1987, s.23. 8 İsmail Baha Sürelsan, "Kantemiroğlu ve Türk musıkîsi", in: Dimitrie Cantemir (1673 - 1723), UNESCO

Türkiye Milli Komisyon, Ankara, 1975, s. 102, 105.

Page 4: ROMANYA'DA OSMANLI ARAŞ - docs.neu.edu.trdocs.neu.edu.tr/library/nadir_eserler_el_yazmalari/Dergiler/1_Belletenler/1334.pdf · Osmanlı-Romen ilişkilerine gelince 1715-1717 yılları

ROMANYA'DA OSMANLI ARAŞTIRMALARI 3

sağlamıştır (1734)9. Bundan sonra bu eserin ikinci İngilizce baskısı (Londra, 1756), Fransızca (Paris, 1743)10 ve Almanca baskısı da (Hamburg, 1745)11 yayımlanmıştır. Aynı Antioh Kantemir, hocası Fransız rahibi O. De Guasco ile birlikte, Dell' Accrescimento e Decadenza dell'Impero Othomano o sia Epitome della Istoria Turca başlıklı İtalyanca çevirisini de yaparak İtalyanca baskısını hazırlamıştır. Ne yazık ki sonunda bu baskı gerçekleşememiştir.

1876 yılında Romence çevirisi12, 1991 ve 1998 yıllarında ise Türkçe tercümesi13 yayımlanmıştır. Bu kitap, Hammer'in Osmanlı Tarihi'ne kadar, Osmanlı tarihi ve medeniyeti üzerinde Avrupa'da en çok okunan kitap olmuştur. Belki Kantemir'i kıskandığı için Hammer, 1824 yılında, Kantemir'e karşı meşhur Sur l'histoire Ottomane du prince Cantemir adlı makalesini "Journal Asiatique" dergisinde (III-e série, tome IV) neşretmiştir.

Hammer'e göre, Kantemir'in şöhreti temelsizmiş; Prens ne Türk grameri, ne Arapça esasları ne de Osmanlı müesseselerini bilmiştir. Gerçekten, yayınlanan baskılara bakarsak buralarda Osmanlıca ve Arapça terimleri oldukça sık sık yanlış bir şekilde verilmektedir. İstanbul'da uzun yıllarca yaşayan bir kimse tarafından yapılan bunca hatalar bizi şaşırtıyorlar. Ancak, son araştırmalardan anlaşıldığına göre, bu yanlışlıklar Kantemir'e ait değil, ilk editörü olan Nicholas Tindal'a aittir. Prof. Virgil Cândea tarafından 1984 yılında Harvard Üniversitesi'nin Houghton Kitaplığı'nda keşfedilen Lâtince orijinal el yazması14 şunu açıkça göstermektedir. Tindal'in hem bu eseri kısıtladığı hem de bol bol transkripsiyon hataları yaptığı ortaya çıkmaktadır15. Orijinal Lâtince el yazmasına dayanan Profesörler Virgil Cândea ve Dan Sluşanschi tarafından Romence bir édition critique hâlâ hazırlanmaktadır. O baskı çıkıncaya dek, Virgil Cândea bugünlerde Bükreş'te adı geçen el yazmasının fotokopisi neşredilmiştir 15bis.

Kantemir, olayların ötesinde, sosyal, ekonomik ve kültürel bir değerlendirmeye gitmiştir. Yerli Türk kaynakları kullanmıştır. Prof. Bedrettin Tuncel'in yazdığı gibi "Cantemir canlı, renkli fıkralarla, bazen bizden derlediği atasözleriyle, hoş, eğlenceli

9 Demetrius Cantemir, The History of the Growth and Decay of the Othoman Empire, translated into English, from the Author's own Manuscript, by N. Tindal, London, vol. I-II 1734-1735; ikinci baskı: Londra, 1756. Cf. Dan Râpa CANTEMIRIANA. Breviar bibliologic,Galati,1998, p.8 H. Trevor - Roper'in araştırmalarına göre, Weekly Register on Universal Journal (1735) ve London Evening Post (1735) Kantemir'in eserinin basılmasının "15 Mart 1735"'te başlandığını kaydetmişlerdir. Buna rağmen eserin başlık sayfasında "1734" yılı yazılmıştır.

10 Demetrius Cantimir, Histoire de l'Empire Othoman oû se voyent les causes de son aggrandissement et de sa décadence. Avec des Notes trés instructives, traduite en Français par M. de Joncquières, tome I - IV, Paris, 1743.

11 Demetrie Kantemir, Geschichte des Osmanischen Reichs..., Hamburg, 1745. 12 Dimitrie Cantemir,Istoria Imperiului Otoman. Creşterea şi scaderea lui. Trad. Rom. De Dr. Ios.

Hodosiu, Partea I-II (2vol.), Bucureşti, 1876. 13 Dimitri Kantemir, Osmanlı İmparatorluğu'nun Yükseliş ve Çöküş Tarihi (Romenceden) Çeviren:

Özdemir Çobanoğlu, 2 cilt, İstanbul (Cumhuriyet Kitapları), 1998 (ilk, 1979 baskısı için bkz. Yayıncının Notu). 14 Demetrii princips Cantemirii, Incrementorum et decrementorum aulae othomanicae sive aliothomanice

historiae a prima libri tres, 1080 sayfa, D. Kantemir'in el yazısıdır. Buna eklenen Cantemir, Antioh, La vie du Prince Demetrius Cantemir, 36 sayfa, A. Kantemir'in el yazısıdır.

15 Virgil Cândea, Life story of a Manuscript: Dimitrie Cantemir's History of the Ottoman Empire, "Revue des Études Sud-Est Européennes", 23 (1985), pp. 297 - 312.

15bis Dimitrie Cantemir, Creşterile şi descreşterile Imperiului textul original latin în forma fanala revizuita de autor (Osmanlı İmparatorluğu'nun Yükselişleri ve Düşüşleri. Müellif tarafından düzeltilen son şeklinde olan Lâtince asıl metni), hazırlayan: Romen Akademisi üyesi Virgil Cândea, Bucureşti, 1999.

Page 5: ROMANYA'DA OSMANLI ARAŞ - docs.neu.edu.trdocs.neu.edu.tr/library/nadir_eserler_el_yazmalari/Dergiler/1_Belletenler/1334.pdf · Osmanlı-Romen ilişkilerine gelince 1715-1717 yılları

4 MIHAI MAXIM-LIVIU MAXIM

hikâyelerle, kişisel gözlem, izlenim ve görüşleriyle dolu bir tarih içinde, sonradan Montesquieu, Gibbs gibi yazar ve tarihçilerin ve daha bir çoklarının yararlandıkları, kendi malı olan bir tarih felsefesini bu kitabında gerçekleştirmek istemiştir. Canlı bir organizma olarak, imparatorlukların doğması, büyümesi, sonunda çökmesi temel görüşü o tarihin ana teması olarak ayaktadır"16.

Bu kitabın en kıymetli kısmı dipnotlarıdır. Zira burada Kantemir'in yıllarca yaşadığı ve gördüğü Osmanlı gerçeklikleri ve uygarlığı üzerine yaptığı düşüncelerini açıklamıştır. Doğu medeniyetine büyük ve tarafsız anlayışla yaklaşmaktadır. Olayların nedenleri ve aralarındaki ilişkileri göstermeye çalışmaktadır. Aynı anlayışlı yaklaşım ve hoşgörü 1722 yılında St. Petersburg'ta Rusça yayımlanan Kniga sistima ili sostoyanie Myhammedanskiya religii (İslâm dinin düzeni ve durumu) adlı kitabına da rastlanmaktadır17. Ama bu kitabı okurken onun Rus Ortodoks Patrikliği'nin Sinodu (Yüksek Kurulu)'nun sansürüne tabi olduğunu unutmamalıyız.

Bununla birlikte hem burada hem de Osmanlı Tarihi'nde, Kantemiroğlu Türklerin gösterdikleri hoşgörü ve misafirperverlik, İslâmı zorla kabul ettirmenin yasaklanması, Hıristiyan keşişlerine nispeten dervişlerin üstünlüğü, Türk-İslâm hüsnühatı, şiir ve süslenme sanatlarının yüksek seviyesinin, Kur'ân-ı Kerim'in eşsiz dil güzelliği gibi şeyler övmektedir. Sonuç olarak Doğu ile Batı kültürleri arasında eşitlik işaretini koymaktadır. Ondan önce ve ondan bir yüzyıllık süre sonra Türk-İslâm dini ve uygarlığına öyle tarafsız anlayışla ve hatta sempatiyle Avrupa'da hiç kimse yaklaşmamıştır.

1719 yılında Kantemiroğlu De statu politico Aulae Othomanicae (Osmanlı İmparatorluğu'nun siyasî durumu) adlı eseri üzerinde çalışıyordu. Osmanlı müesseseleri ve Osmanlı idare sistemine tamamiyle hasredilen bu eser, Osmanlı Tarihi ve Kniga sistima... Muhammedanskiya religii' yle berâber, Osmanlı uygarlığı hakkında bir üçlük oluşturacaktı (bu üçlüğe Kantemiroğlu'nun Türk klâsik musıkîsi risalesini de ilâve etmeliyiz). Ne yazık ki De statu politico'nun el yazması 1722 yılı Kafkas seferi esnasında Hazar Denizi'ne kaybolunmuştur. Ayrıca o zaman Rus toplumunun kültürü Kantemiroğlu'nun eserleri için hazır bir durumda (yeterli seviyede) olmadığından Kantemir'in katkılarını anlamayarak yeterince takdir etmemişlerdir.

Osmanlı-Romen ilişkilerine gelince 1715-1717 yılları süresi içerisinde yazdığı Descriptio Moldaviae (Boğdan'ın tasviri) adlı kitabı esaslıdır.

Tarihçi olarak Kantemir artık Ortaçağ tarihçiliğinden (vak'anüvislikten) katiyen ayrılıp modern bilim adamı olarak yazmaktadır. Bilginlik, eleştiricilik, tarafsızlık eserlerine aittir. Örneğin kendi, Romen, halkını takdim ederken kusurlarını göstermekten çekinmiyor. "Gerçeğe saygım vatanseverliğimden büyüktür" diye birkaç defa açıklamıştır.

Yukarıda zikrettiğimiz eserlerinde ve diğer birçok kitaplarında Kantemiroğlu yalnız musıkîşinas ve tarihçi değil, ayrıca felsefeci, coğrafyacı, dilbilimci, halkbilimci

16 Prof. Bedrettin Tuncel, "Dimitrie Cantemir ve Türkler", in :Dimitrie Cantemir (1673-1723), UNESCO Türkiye Millî Komisyonu, Ankara, 1975, s.40.

17 Romence çevirisi şudur: Sistemul sau întocmirea religiei muhammedane, editie critice de Virgil Cândea, Bucureşti, 1977; yine V. Cândea tarafından D. Cantemir, Opere complete (Kantemir'in eserleri) çerçevesinde VIII. cilt olarak 1987'de Bükreş'te neşredilmiştir.

Page 6: ROMANYA'DA OSMANLI ARAŞ - docs.neu.edu.trdocs.neu.edu.tr/library/nadir_eserler_el_yazmalari/Dergiler/1_Belletenler/1334.pdf · Osmanlı-Romen ilişkilerine gelince 1715-1717 yılları

ROMANYA'DA OSMANLI ARAŞTIRMALARI 5

(etnografyacı ve folklorcü), yazar da kendisini göstererek XVIII. yüzyıl Avrupası'nda «ansiklopedici» kültür adamlarına öncel bir şahsiyettir.

Prens Kantemir'in şöhreti o kadar büyüledi ki Berlin Kraliyet Akademisi üyesi olarak seçilmiştir. Ayrıca onun ismi, Paris'te Panthéon yakınlarında, Sainte-Geneviève kütüphanesinin taş yüzüne Leibniz ve Newton gibi büyük insanların adları arasında kazınmıştır. Ne yazık ki, Prof. Bedrettin Tuncel'in yazdığı gibi, "Dimitrie Cantemir gibi evrensel ün kazanmış büyük bir insanın, üstelik bizi de çok sevmiş bir insanın türlü yönleri üzerinde, Türk musıkîsiyle ilgili yönü bir yana, öteden beri bizde gerektiği gibi üzerinde durulmuş olduğu, bilimsel sayılabilecek inceleme ve araştırmalar yapıldığı söylenemez"18.

Dimitrie Cantemir'in Osmanlı Tarihi'den iki yüzyıl sonra diğer büyük Osmanlı Tarihi bir Romen tarafından neşredilmiştir. Bu da Nicolae Iorga'nın eseri Geschichte des Osmanischen Reiches (Gotha, 1908-1913, 5 cilt)'tir19.

Yorga'nın şahsiyeti Rönesans'ın büyük hümanistleri bize hatırlatıyor. Bir süre Bükreş'te yaşayan ve Yorga'nın faaliyetini yakından izleyebilen Amerikan gazeteci R. G. Waldeck, büyük tarihçinin faşist Garda de Fier (Demir Muhafızları) tarafından 27 Kasım 1940'ta öldürülmesinden kısa bir zaman sonra şöyle yazıyordu:

"Nicolae Iorga was the Rumanian version of the «Goethean man», the last great humanist"20.

Büyük dünya tarihçileri üzerinde bir kitap yazan G. P. Gooch ise: "In Romania the murder of Iorga by the Iron Guard deprived the Balkans of their most learned and productive scholar" diye yazmıştır21.

Yorga, tarihle ilgili 1003 kitap, 12.755 makale ve 4.963 eleştirici tanıtımı neş-retmiştir...22 Onun meşhur hocası A. D. Xenopol ile birlikte, biz de o kadar çok eserleri tek bir beynin nasıl yaratabildiğini ve tek bir elin nasıl yazabildiğini kendi kendimize hayretle sorarız.

Yorga, Romanya tarihinin tüm önemli konu ve sorunlarıyla uğraşması yanında, Haç Seferleri, Bizans, Osmanlı İmparatorluğu, Balkan devletleri, Fransa, İtalya, İngiltere, Polonya, İskandinav devletleri, Amerika gibi birçok devletlerin tarihi üzerinde de yazmıştır. Romen kilisesi, ordusu, sanatı, edebiyatı ve ticareti hakkında birer büyük sentez yayımlamıştır. Ayrıca, şâir, nâsir, tiyatro yazarı ve eleştirici olarak kendisini başarıyla göstermiştir.

Parlak gazetecilik de yapmıştır. Nihâyet, siyâset adamı olarak Birleşik Romanya'nın ilk Parlamentonun başkanı, bundan sonra Millî Eğitim bakanı, hattâ başbakan olmuştur. Böylece, Yorga'nın çalışma günü sanki 24 saat değil, 48 saatten ibâretti.

18 Prof. Bedrettin Tuncel, a.g.e., s. 14. Türkçe bkz. : Türkiye Diyânet Vakfı İSLÂM ANSİKLOPEDİSİ'nde, Mihai Maxim'in "Kantemiroğlu (Dimitrie Cantemir) 1673-1723" maddesi (teferruatlı bibliyografya ile birlikte)

19 Türkçeye tek cildi çevrilmiştir: N. Yorga, Osmanlı Tarihi, 1774-1912, çeviren: B. Sıtkı Baykal, Ankara, 1948.

20 R.G.Waldeck, Athéné Palace, Bucharest - Constable - London, 1943, p.77-78. 21 G.P.Gooch, History and Historians in the Nineteenth Century, London, Longman, 1961, p. XXVI. 22 Enciclopedia istoriografiei româneşti (Romen Prensliklerinin Tarihçiliğin Ansiklopedisi), Bucureşti,

1978, p. 183 (bu maddeyi yazan: Ştefan Ştefanescu).

Page 7: ROMANYA'DA OSMANLI ARAŞ - docs.neu.edu.trdocs.neu.edu.tr/library/nadir_eserler_el_yazmalari/Dergiler/1_Belletenler/1334.pdf · Osmanlı-Romen ilişkilerine gelince 1715-1717 yılları

6 MIHAI MAXIM-LIVIU MAXIM

Tahsilini, Yaş, Leipzig ve Paris Üniversitelerinde dünya tarihi sahasında görmüştür. Klâsik ve modern Batı dillerini mükemmel öğrenmiştir. Öyle ki, konuşurken, Yorga İspanyolcadan Katalancaya ve Lâtinceden Reto-Romancaya kolaylıkla geçebilirdi.

Böyle sağlam tarih ve filoloji eğitimiyle, şaşılacak çalışkanlık ve hafızasıyla, ayrıca fevkalâde büyük görev şuuruyla, Yorga Osmanlı tarihiyle de uğraşmıştır. Ne Osmanlıca ne modern Türkçe bilmesine rağmen, XX.yy. başlarına dek batı dillerinde neşredilmiş olan tüm Osmanlı kaynaklarını incelemiştir. Bunun dışında, Yorga'nın olağanüstü sezgisi vardı. Örneğin Mühimme defterleri'nden yaklaşık 200 hükm'ü gördüğüne rağmen bu muhteşem fonun Osmanlı tarihi ve Osmanlı-Romen ilişkileri için fevkalâde büyük önemi üzerine dünya tarihçiliğinde ilk defa olarak 1900 yılında dikkati çekmiştir23.

Ayrıca yaklaşık 50 cilt kapsayan neşrettiği kendi koleksiyonlarında Osmanlı tarihini ilgilendiren birçok Avrupa kaynaklarına rastlanmaktadır.

Yorga için Osmanlı tarihi dünya tarihinin parlak bölümlerinden biridir. Bu tarih o kadar mühim ki biz ona anekdotik bir şekilde yaklaşmamalıyız. Bu tarih yersel, bölgesel bir tarih olarak değil, ama geniş dünya tarihi çerçevesinde incelenmesi gerekmektedir.

Genellikle Yorga'nın Osmanlı tarihinin rehabilitasyonu'nu yaptığını söyleyebiliriz.

Ona göre, Türkler Anadolu'ya geldikleri zaman arkalarında uzun tarihleri ve zengin kültür gelenekleri vardı. Osmanlılar hem Orta Asya Türkleri hem de Selçuk Türklerinin mirasçıydılar. Bazı Bizans ve Balkan Avrupa müesseselerini de yaratıcılık yaklaşımıyla ve kendi ihtiyaçlarına göre kabul etmişlerdir. Böylece, ilk defa olarak, Yorga Osmanlı sentezi üzerine dikkati çekmiştir. Ne yazık ki bu kavram hattâ bugün az kullanılmaktadır.

Yine Yorga'ya göre Osmanlı büyük fetihlerinin sırlarından biri toprak ve ser-bestiyetlerini kaybeden Balkan köylüleri arasında yapılan çok verimli bir sosyal "propaganda" idi. Bu "propaganda programı" (veya, Prof. Halil İnalcık'ın sözlerine göre, "istimâlet politikası"24) çerçevesinde bu köylülere sosyal bağımsızlık ve güvence vaad edilirdi. Böylece Osmanlı orduları bu köylüler tarafından direnişe hemen hemen rastlamadılar.

Ayrıca büyük tarihçinin ifadesine göre, muazzam bir imparatorluk kılıçla kurulabilir, ama kılıçla muhafaza edilemez. Ona göre Osmanlılar mükemmel bir idare sistemini kurdular. XVII. yüzyıla kadar Avrupalılar da bu sisteme hayran kaldılar. Bu muazzam devlet teşkilâtı temelinde adalet bulurdu. Bu hoş görü sâyesinde Güney Doğu Avrupa Halkları kendi kimliklerini koruyabildiler. Ayrıca Osmanlı Devleti bu bölgede birleştirici bir faktör olmuştur, ayrıca Macaristan ve Polonya, sonra Avusturya ve Rusya'nın yayılmacılık politikasına bir karşı-güç olmuştur.

Yine Yorga'ya göre, Romalıların ve Bizanslıların oldukları gibi Osmanlılar da "dromokrat" ve "thalassokrat" idiler, yani büyük yol (dromos) ve deniz (thalassa)'ların

23 N. Iorga, Documente şi cercetari asupra istoriei financiare şi economice a Principatelor Române (Romen Prensliklerinin malî-iktisadî tarihi üzerinde belge ve araştırmalar), Bucureşti, 1900, p. 174; Mihai Maxim, "Documente noi despre razboiul moldo-otoman din 1574" (Osmanlı-Boğdan 1574 yılı savaşı hakkında yeni belgeler), in: Din lupta poporului român pentru independen (coordonator: Ioan Scurtu), Bucureşti, 1977, p.65-71.

24 Halil Inalcık, "Osmanlı İdaresinde Balkanlar Üzerinde Yeni Araştırmalar", in: Tarihte Güney-Doğu Avrupa: Balkanolojinin Dünü, Bugünü ve Sorunları/South East Europe in History: The Past, The Present and The Problems of Balkanology (Uluslararası Sempozyum, 13-14.XI.1996), Ankara, 1999.

Page 8: ROMANYA'DA OSMANLI ARAŞ - docs.neu.edu.trdocs.neu.edu.tr/library/nadir_eserler_el_yazmalari/Dergiler/1_Belletenler/1334.pdf · Osmanlı-Romen ilişkilerine gelince 1715-1717 yılları

ROMANYA'DA OSMANLI ARAŞTIRMALARI 7

önemini gâyet iyi anlayarak sistematik bir şekilde bunların kendi kontrolü altında alınmış politikasını izlediler.

Tüm bu geniş ufuk sayesinde, artık Fatih Sultan Mehmed şahsiyeti geleneksel Batı imajından uzak çok farklı bir şekilde göstermiştir. Yani Fatih, vahşi, cahil ve fanatik bir sultan yerinde Yorga tarafından okumuş, hoşgörülü ve âdil bir padişah olarak tarif edilmiştir.

Ona göre, II. Mehmed Osmanlı İmparatorluğu'nun "hakikî kurucusu" idi. Yine Yorga'ya göre, Fatih, Doğu Roma İmparatorluğu'nu yıkmamış; aksine onu restore etmiştir. Roma mirası Osmanlı devrinde de devam etmiştir diye meşhur Bybance après Byzance kavramı (1935) çerçevesinde yer almaktadır.

Netice olarak, birçok mütehassısların fikirlerine göre, Yorga'nın Osmanlı Tarihi, Halil İnalcık'ın The Ottoman Empire. The Classical Age 1300-1600 kitabı'nın neşredilinceye kadar (1973), bu alanda en iyi sentez olarak kalmıştır.

Şunu da unutmayalım ki 1913 ile 1940 tarihleri arasında yani Osmanlı Tarihi'nden ta ölümüne kadar Yorga Osmanlı tarihini ve hattâ Türkiye Cumhuriyeti ve Atatürk İnkılâpları Tarihini ilgilendiren birçok eser daha yazmıştır25.

Ayrıca Güney Doğu Avrupa (l'Europe Sud-Orientale/l'Europe de sud-Est) kavramı Yorga tarafından -ilk defa olarak- kullanılmıştır. Bu orijinal ortak uygarlığı incelemek için - yine ilk defa olarak- 1913 yılında Yorga tarafından bir Güney Doğu Avrupa Araştırmaları Enstitüsü (l'Institut pour l'étude de l'Europe Sud-Orientale) ve dergisi düzenlenmiştir.

Yorga'nın yazdığı stil belki bugünkü okuyuculara biraz zor geliyor. Onun bileşik cümleleri aşırı uzun ve yoğundur. Teklif ettiği Osmanlı tarihinin periyodizasyonu da tartışılabilir. Bizzat Osmanlı Tarihi'ne bir Genel Bibliyoğrafyasını ilâve etmediğinden, Osmanlı eyaletlerine ve insanlarına fazla önem vermediğinden dolayı üzüntüsünü ifade etmiştir. Bunun için Osmanlı Tarihi'nin yeni baskısını yapmak niyetindeydi.

Ama Yorga'nın şahsiyeti ve eserleri o kadar büyük ve yoğun ki bunların incelenmesi için bile bir insan hayatı yetmez. Bunun için birkaç değerlendirme yaptıktan ve en önemli bibliyografik eserler26 verdikten sonra burada durmamız lâzım.

25 Örneğin, N.Iorga, Histoire des États balkaniques, Bucarest, 1914 (yeni baskı: Paris, 1925). Le Caractère Commun des Institutions du Sud-Est de l'Europe, Paris, 1929; Histoire de la vie byzantine Empire et civilisation, 3 vols, Bucarest, 1934; Byzance après Byzance, Bucarest, 1935 (yeni baskı: Bükreş, 1971). etc. 1919 ile 1938 yıllarında kendi gazetesi olan "Neamul Românesc" (Romen Milleti)'nde neşrettiği makalelerden oluşturulan Atatürk Üzerinde N. Yorga adlı bir kitap neşredilebilmektedir.

26 M. M. Alexandrescu - Dersca, Nicolae Iorga - a Romanian Historian of the Ottoman Empire, Bucharest, 1972; Virgil Cândea, "Nicolas Iorga, historien de l'Europe du Sud-Est", in: Nicolas Iorga, L'homme et l'oeuvre. À l'occasion du centième anniversaire de sa naissance, recueil édité par D. M. Pippidi, Bucarest, 1972, pp.186-249 (bibliyoğrafya için bk. S. 211-249); Mihai Maxim, "Nicolae Iorga, as a Synthesizer of Southeast European History", İ. Ü. Edeb. Fak. Güney Doğu Avrupa Araştırmaları Dergisinde basılmaktadır. Türkçe bkz. Nazmiye Toğan, "Beş ciltlik Osmanlı Tarihi yazan profesör Nikolaye Yorga", Türk Kültürü, IV. yıl, sayı: 41/Mart 1966, Ankara, s. 493-496. Ayrıca bkz. Tayyib Gökbilgin,"La conception historique de Nicolae Iorga sur l'Empire Ottoman", Asociation Internationale d'Études Sud-Est Européennes. Bulletin, IXe année ,nos 1-2/1971,Bucarest, pp. 29-33; Mihail Guboglu, "Nicolae Iorga - istoric al İmperiului otoman şi al relatiilor româno-turce", Analele Universitatii Bucureşti Seria İstorie, anul XXII, 2/1973, Bucureşti, p. 25-48

Page 9: ROMANYA'DA OSMANLI ARAŞ - docs.neu.edu.trdocs.neu.edu.tr/library/nadir_eserler_el_yazmalari/Dergiler/1_Belletenler/1334.pdf · Osmanlı-Romen ilişkilerine gelince 1715-1717 yılları

8 MIHAI MAXIM-LIVIU MAXIM

Kantemir ve Yorga'nın Romanya'daki Osmanlı araştırmalarının tarihinde ilk nesil oluşturduklarını söyleyebiliriz. Bu nesil Ansiklopedik dehaların nesliydi. Osmanlı araştırmalarının sahasında dünyaca şöhret kazanmalarına rağmen olağanüstü yaratıcılık kuvvetleriyle diğer bilim ve kültür alanlarında da hattâ siyaset sahnesinde de kendilerini gösterdiler.

İkinci nesil yalnız Osmanlı araştırmalarıyla uğraşan bilim adamlarından yani profesyonel Osmanlı araştırmacılarından oluşacaktır. Bu nesile Batı'da tahsil görmüş olan Aurel Decei (1905-1976), Nicoara Beldiceanu (1920-1994) ve Maria Matilda Alexandru-Dersca Bulgaru (doğum tarihi: 1924) ayrıca Türk kökenli Mihail Guboğlu (1911-1989) (Gagavuz) ve Mustafa Mehmet (doğum tarihi: 1924) veya Ermeni ama Türkiye'de doğan ve tahsil gören Hagip Djolonian Siruni (1890-1973) dahildir. Aynı nesile Batı'da tahsil görmemiş olan ama (Nicoara Beldiceanu ile beraber) İstanbul Üniversitesi Edebiyat Fakültesi'nde Ekim 1946 - Ekim 1948 tarihleri arasında şark dilleri derslerine katılan Ion Matei'yi de (1921-1998) katmamız lâzımdır. Artık bu alanda eğitim ve araştırma müesseseleri olan Yaş'ta meşhur Alman türkoloğu Franz Babinger tarafından Institutul de Turcologie (Türkoloji Enstitüsü) (1940-1945) ve Bükreş'te değerli Balkanoloğu Victor Papacostea tarafından Institutul de Studii şi Cercetari Balcanice (de Balcanologie) (Balkan Araştırmaları/Balkanoloji Enstitüsü) (1943-1948) kurulmuştur.

Kronolojik açıdan bu ikinci etap, genellikle, iki dünya savaşı arası devrinden 1970'lere kadar sürmektedir.

Bu profesyonel araştırmalara geçmeden önce, I. Dünya Savaşı arifesinde Romenler tarafından Osmanlı araştırmalara getirilen bazı önemli, kayda değer katkılar da zikretmek isteriz.

Osmanlı gramerine gelince şimdi unutulmuş olan ama neşredildiği zaman (1905 yılında) değerli ve orijinal olan Gramatica limbei otomane (Osmanlıcanın Dilbilgisi)27 İstanbul'da Osmanlı uyruklu Romen Adam V. Cotula tarafından bastırılan bu ilk Romence yazılan Osmanlıca grameri Romanlar ve özellikle Osmanlı uyruklu olan Güney Tuna'daki Romenler (Aromenler) için hazırlanmış olmakla beraber oldukça sistematik ve orijinaldir. Avrupa'da meşhur Jean Deny'nin Grammaire de la langue turque. Dialecte Osmanlis (Paris, 1921, xxx + 1216p.) adlı eserinden önce çıkan Osmanlıca gramerleri arasında kayda değer bir katkıdır28.

Yine filoloji sahasında büyük romantik tarihçi ve dilbilimci Bogdan Petriceicu Haşdeu (1838 - 1907) 1886 yılında VII. Uluslararası Müsteşrikler Kongresi'nde Türkçenin Romenceye etkisi üzerine adlı makalesiyle dünya bilim adamlarının dikkatini çekmiştir 29. Aynı konuyla ilgili araştırmalarını başlayan Lazar Şaineanu 30 incelemelerini Romen uygarlığına da genişletip sonunda Romence (1900 yılında)31 ve Fransızca (1902

27 Adam V. Cotula, Gramatica limbei otomane (Osmanlıcanın dilbilgisi), Constantinopol, 1905, 238p. 28 Bk Mihai Maxim, "La première grammaire ottomane en roumain", in İstanbul et les langues orientales,

édité par Frédéric Hitzel, Edition du İ.F.É.A., İstanbul, 1997, pp. 403-410. 29 B.P.Haşdeu Sur les éléments turcs dans la langue roumaine. Notice lue au VIIe Congrès des

Orientalistes à Vienne, le 2 octobre 1886, Bucarest, 1886, 21p. 30 Lazar Şaineanu, Elemente turceşti în limba româna, Bucureşti, 1885, 146 p. 31 Lazar Şaineanu, Influenaa orientala asupra limbei şi culturei române, vol. I. Introducere - Limba-

Cultura-Rezultate-Bibliografie (Romen Dili ve Kültürü Üzerinde Doğu Etkisi. I. Cilt. Giriş-Dil-Kültür-Neticeler-

Page 10: ROMANYA'DA OSMANLI ARAŞ - docs.neu.edu.trdocs.neu.edu.tr/library/nadir_eserler_el_yazmalari/Dergiler/1_Belletenler/1334.pdf · Osmanlı-Romen ilişkilerine gelince 1715-1717 yılları

ROMANYA'DA OSMANLI ARAŞTIRMALARI 9

yılında) 32 Romen Dili ve Kültürü Üzerindeki Doğu Etkisi adlı mühim kitabı bastırmıştır. Bu kitabın bu veya şu varsayım üzerinde hâlâ tartışılabilir, ama Romanya'daki Osmanlı mirasıyla ilgili o kadar geniş kapsamlı bir araştırma ondan sonra daha yapılmamıştır.

Tarih alanında ise Osmanlı tarihini ilgilendiren ve XVI. yüzyıla ait yeni önemli Venedik kaynağı (Donato da Lezze) Ioan Ursu (1875 -1925) tarafından 1909-1910 yıllarında neşredilmiştir 33. Aynı tarihçi Batı kaynakları ışığı altında Kanunî dönemiyle ilgili La politique orientale de François Ier (1513-1547) adlı faydalı kitabı (1908 yılında Paris'te) bastırmıştır.

Şimdi profesyonel Osmanlı araştırmacılarına dönelim. Bunların hepsi Türkçe bilip doğrudan doğruya Osmanlı kaynaklarıyla Osmanlı arşiv belgeleriyle ilgili çalışabilirlerdi. Bunlardan Türk arşivlerine ilk olarak giren ve 1945 yılında Osmanlı-Romen ilişkileriyle ilgili ve 1479-1480 yıllarında ait çok önemli bir ahidnâme neşreden Aurel Decei34 idi. Bunun sâyesinde ilk defa olarak elimizde Boğdan Voyvodası meşhur Ştefan cel Mare'ye Fatih tarafından verilen ahidnâmenin sureti bulunmaktadır35. Ayrıca Romen tarihçiliğinde ilk defa olarak Türkçe, Arapça ve Farsça (Lâtince ve İtalyanca yanında) bilen Decei bu çok önemli belgeyi İslâm hukuku açısından ve birçok Osmanlı ve Avrupa kaynaklarına dayanarak teferruatla değerlendirmiştir. Böylece bu büyük bilgin Osmanlı-Romen ilişkileri araştırmalarına metodoloji açısından takip edilecek örnek yolu göstermiştir. Zaten Decei'nin tüm eserlerine aynı özellik aittir. Bir örnek daha verelim: 1974 yıllında Romence (sonraki Fransızca tercümesi de var) neşrettiği "Bazı yeni Türk Belgelerine göre (1533-1534 yıllarında) Kanunî Sultan Süleyman hizmetinde bulunan Aloisio Gritti" adlı makalesi (son katılanlardan biri)'dir36 .

Bilindiği gibi Decei, Türkiye'de çalıştığı süresinde, burada bazı değerli yazılar37 neşrederken (Türk) İslâm Ansiklopedisinde de Romanya tarihiyle ilgili birkaç madde de38 yazmıştır.

Bibliyoğrafya), 4+CCCXXXVI p. ; vol.II/1, Vocabularul-Vorbe istorice-Împrumuturi literare-Indice general (II/1. Cilt. Sözlük-Tarih deyimleri-Edebiyat tesiri-Genel fihrist), VIII+280p., Bucureşti, 1900.

32 İdem, "L'influence orientale sur la langue et la civilisation roumaines". I. La langue. Les éléments orientaux en roumain, tirage à part de la Romania, tomes XXX - XXXI, Paris, 1902, 78 p. ; II "La Civilisation. Le régime de la société en Roumanie pendant le règne des Phanariotes (1711 - 1821), tirage à part de la" Revue Internationale de Sociologie, 1902, Paris ,32 p.

33 Ioan Ursu Uno sconosciuto storico veneziano del secolo XVI. (Donato da Lezze), Venezia, 1909, 22p.; Donato da Lezze, Historia Turchesca (1300-1514), publicata, adnotata, împreuna cu o introducere de dr. I.Ursu, Ediaiunea Academieie Române, Bucureşti, 1909, 304 p.

34 Aurel Decei hak. bkz., örneğin: Vasile Netea, "Aurel Decei (1905-1976", Revue Roumaine d'Histoire , t. XV, no: 4/1976, Bucarest, pp. 781-785; Virgil Ciocârlan, "Aurel Decei (1905-1976)", Studia et Acta Orientalia, IX, 1977, Bucarest, pp. 170-171; D.Mioc, Aurel Decei. Enciclopedia istoriografiei româneşti (Romen Tarihçiliğinin Ansiklopedisi), Bucureşti, 1978, p. 121-122; Mihai Maxim, "L'Héritage scientifique d'un grand orientaliste roumain (Aurel Decei)", Revue Roumaine d'Histoire, XIXe année, no: 1/1980, pp.61-71 etc.

35 A.Decei, "Tratatul de pace - Sulhname - încheiat între sultanul Mehmed II şi Ştefan cel Mare în 1479" (1479 yılında II. Sultan Mehmed ile Ştefan cel Mare arasında aktedilen Sulhname), Revista istorica româna, vol. XV (1945), fasc.IV, Bucureşti, p.465-494. Bu belge (suret şeklinde de olsun) Süleymaniye Kütüphanesi Arşivi'ndeki Esad Efendi fonunda bulunmuştur.

36 A. Decei, "Aloisio Gritti în slujba sultanului Süleyman Kanunî dupa unele documente turceşti inedite (1533-1534)", Studii şi materiale de istorie medie, vol. VII, 1974, Bucureşti, p.101-106.

37 A. Decei, "Un "Fetihnâme-i Kara Boğdan"(1538) de Nasuh Matrakçı", in: Fuad Köprülü (Mélanges Fuad Köprülü), İstanbul, 1953, s. 113-124.

Page 11: ROMANYA'DA OSMANLI ARAŞ - docs.neu.edu.trdocs.neu.edu.tr/library/nadir_eserler_el_yazmalari/Dergiler/1_Belletenler/1334.pdf · Osmanlı-Romen ilişkilerine gelince 1715-1717 yılları

10 MIHAI MAXIM-LIVIU MAXIM

Nihâyet, 1978 yılında Osmanlı Tarihi'nin ilk cildi artık ölümünden sonra neş-redilmiştir39. Ne yazık ki, birçok kaynaklara dayanan ve Osmanlı müesseselerine ve hayatına büyük önem veren bu objektif sentez bitirilememiştir.

Bükreş Üniversitesi'nin mezunu (1943) olan Nicoara Beldiceanu parlak ilmî kariyerini Romanya'da başlatmıştır. 1942 yılında (hattâ Decei'nin yukarıda zikrettiğimiz 'ahidnâme'yi keşfetmeden önce) Boğdan ile Osmanlı Devleti arasında (ahidnâme şeklinde) yazılı antlaşma mevcut oldukları ve bir gün Osmanlı arşivlerinin bu belgeleri çıkaracaklarına kuvvetle inanıyordu40. 1945 ile 1947 yılları arasında Bükreş'teki Balkan Araştırmaları Enstitüsü'nde asistan olarak çalıştıktan sonra (daha önce gösterdiğimiz gibi) bu enstitü tarafından burslu olarak İstanbul'a gönderilmiştir41. Romanya'ya komünist rejimi Sovyetler tarafından getirildiği için artık Beldiceanu memleketine dönmemeye karar vermiştir. Batı'da çalışmakla beraber, onun meşhur araştırmaları hem Fransa'ya (bkz. bu kitapta G. Veinstein, Fransa'da Osmanlı Araştırmaları) hem Romanya'ya aittir42. Beldiceanu ilk doktorasını München Üniversitesi'nde 1955 yılında Franz Babinger nezdinde vermiştir43.

Yine Babinger'in nezdinde, Maria Matilda Alexandrescu-Dersca 1937-1938 yıl-larında Paris'teki École des langues orientales vivantes'in kurslarından döndükten sonra Yaş Üniversitesi'nde yeni açılmış olan Türkoloji Enstitüsü çerçevesinde La campagne de Timur en Anatolie (1402) adlı kitabı neşretmiştir (Bucureşti, 1943, VIII+180 p.). Yorga'nın eski öğrencisi olan M. M. Alexandrescu-Dersca [M. M. Alex. Dersca Bulgaru 44], kendi araştırmalarında büyük hocasının istediği geniş dünya tarihi ufkunu güzel bir şekilde göstermiştir. Ne yazık ki Babinger'in türkoloji danışmanlığından pek çok faydalanamamıştır. Zaten Babinger de bizzat Osmanlı Arşivlerine girmedi ve bu açıdan onun meşhur Fatih Mehmet monoğrafisi zayıf kalmıştır45. M. M. Alexandrescu - Dersca Bulgaru da pratik olarak Osmanlı Arşivlerinde çalışmadı, herhalde kendisi şahsen pek az

38 İdem, "Eflâk", İA, 4. cilt, İstanbul, 1945, s. 178-189; "Fenerliler", İA, 4. cilt, s.547-550; "Erdel, Erdil

veya Erdelistan" (M. Tayyib Gökbilgin'le birlikte), a.g.e., s.293-306; idem, "Boğdan", İA, 2. cilt, İstanbul, 1949, s. 697-705.

39 A. Decei, Istoria İmperiului otoman pâna la 1656 (1656 Yılına Kadar Osmanlı Tarihi), Bucureşti, 1978, 412p.

40 Nicoara Beldiceanu, "Problema tratatelor Moldovei cu Poarta otomana în lumina cronicei lui Peçevî" (Peçevî'nin kroniği ışığı altında Boğdan'a Osmanlı Devleti tarafından verilen ahidnamelerin meselesi), Balcania, vol.1, Bucureşti, 1942, p. 393-408.

41 Bkz. Cornelia Pacostea - Danielopolu, "Nicoara Beldiceanu ses études à İstanbul. La corespondance adresée au Prof. Victor Pacostea (14 oct. 1946 - 28 sept. 1948)", Romano-Turcica, no.1/2000, İstanbul (sous presse).

42 Bk. Dan Berindei, "Nicoara Beldiceanu", in: Enciclopedia istoriografiei româneşti, p. 53. Ölmeden önce doğdumuz toprak bizi çağrıyor diye eski bir deyim var. İşte yakında başına gelecek olan ecel önseziyle Profesör Beldiceanu 1991 yılı yazısında anavatan Romanya'yı ziyaret etmiştir. Bk. Dorin Matei, "Profesorul Nicoara Beldiceanu la Laboratorul de Studii Otomane", Caietele de Studii Otomane, nr: 2/1993 (coordinatori: Mihai Maxim şi Bogdan Murgescu), Bucureşti, 1993, p. 215-216.

43 Nicoara Beldiceanu'nun bu 1953-1955 München yılları ve Babinger'le ilişkileri hakkında bak. Dan Prodan, "Nicoara Beldiceanu par rapport à Franz Babinger", Romano-Turcica, nr: 1/2000, İstanbul (basılmaktadır).

44 Bkz. Florin Constantiniu, "M.M. Alexandrescu Dersca-Bulgaru" in: Enciclopedia istoriografiei româneşti, p. 32-33.

45 Bkz. Halil İnalcık, İstoria imperiului otoman. Perioada clasica 1300-1600, Bucureşti 1996, (Introducere) Mihai Maxim: "Decanul" osmanisticii mondiale: Profesorul Halil İnalcık, p. 13.

Page 12: ROMANYA'DA OSMANLI ARAŞ - docs.neu.edu.trdocs.neu.edu.tr/library/nadir_eserler_el_yazmalari/Dergiler/1_Belletenler/1334.pdf · Osmanlı-Romen ilişkilerine gelince 1715-1717 yılları

ROMANYA'DA OSMANLI ARAŞTIRMALARI 11

yeni Osmanlı arşiv belgelerini getirmiştir. Dolayısıyla özellikle İstanbul iaşesi46 hakkında verdiği geniş bilgiler ya Avrupa kaynaklarına ya da Romen Akademisi kütüphanesinde bulunan 3-5 numaralı Mühimme Defterlerinden alınan ve XVI. yüzyılın Osmanlı - Romen ilişkilerine ait Fransızca çevirilerine47 dayanmaktadır.

Meşhur Alman türkoloğu Franz Babinger'in 1935 - 1943 yılları Romanya'daki faaliyeti hakkında son zamanlara kadar hemen hemen yazılmamıştır. Mesele ki uzun zaman Babinger'in Nazilerin gizli ajanı olduğu şüphesi hem Romanya'da hem de Almanya'da vardı. Ayrıca Babinger (Romanya'da Mihail Guboğlu, Almanya'da Hans Joachim Kissling gibi) asistanlar ve öğrencilerine (Nicoara Beldiceanu hariç) sert davranırdı, kolay kızardı. Bunun için onun hakkında yazmak hem tehlikeli hem nahoştu. Dolayısıyla büyük Türkoloğun ölümünden48 sadece 30 sene sonra onun Romanya'daki faaliyeti hakkında Bükreş Üniversitesi Osmanlı Araştırmaları Merkezi'nde Prof. Mihai Maxim nezdinde çalışan Dan Prodan tarafından Yaş ve Bükreş Üniversiteleri ve Romen Akademisi Kütüphanesi'nin Arşivleri yeni belgelerine dayanan bir doktora tezi hazırlanmıştır49 . Bu arada Cristina Feneşan da "Franz Babinger: Ein deutscher Beitrag zur rumänischen Osmanistik" adlı makaleyi neşretmiştir50.

Güney - Doğu Avrupa Araştırmaları Enstitüsü müdürü olan N. Iorga 1934'te Babinger'i Romanya'ya davet etti51. Bir taraftan, Iorga memleketinde Osmanlı araş-tırmalarını geliştirmek istiyordu; diğer taraftan ise Babinger, Almanya'da Hitler'in 1933 Ocağı'nda iktidara gelmesinden sonra, faşist rejiminden kurtulmak istiyordu. O zaman Romanya ile Türkiye arasındaki ilişkiler hem ikili plânda hem Balkan Paktı çerçevesinde fevkalâde sıcak ve sıkı idi. Tarihçiler Iorga ve Gheorghe Bratianu ve felsefeci Petre Andrei gibi büyük bilim adamların geniş siyasi tesirleri vardı. Türkiye'nin Bükreş diplomatik temsilcisi ise parlak kültür adamı Hamdullah Suphi Tanrıöver idi. Bu uygun

46 M. M. Alexandrescu - Dersca (Bulgaru), "Contribution à l'étude de l'approvisionnement en blé de Constantinople au XVIIIe siècle", Studia et Acta Orientalia, 1 (1957, Bucarest), pp. 13 -37; eadem, "Quelques données sur le ravitaillement de Constantinople au XVIe siècle", Association İnternationale d'Études du Sud-Est Européen. III. Sofia", 1969, Ed. De l'Académie Bulgare des Sciences.

47 Bkz. Yukarıdaki not 23. 48 Bunun münasebetiyle bkz. H. J. Kissling, "Franz Babinger (1891-1967)", Südost Forschungen, XXVI.

Band, München, 1967, s. 375-379; M. Guboğlu, "Franz Babinger", Studia et Acta Orientalia, VII, 1968 (Bükreş, 1968), s. 233-235.

49 Dan Prodan, Studiile de turcologie în România în perioada interbelica. Cu referire speciala la activitatea lui Franz Babinger (1935-1943). Teza de doctorat. Conducator ştiinaific: Prof. Univ. Dr. Mihai Maxim, Universitatea din Bucureşti, 1998, 471 p. (İki dünya savaşı arası devrinde Romanya'da Türkoloji araştırmaları. Franz Babinger'in (1935-1943 yılları) faaliyetine özel bir bakışla. Doktora tezi. Danışman Prof. Dr. Mihai Maxim, Bükreş Üniversitesi, 1998,471 s.). Bazı kısaltmalarla 1999 Haziran ayında savunan bu tezin İngilizcesi İstanbul'da "İSİS" basımevinde çıkacaktır.

Bu arada Dan Prodan'ın bu konuyla ilgili yaptığı incelemelerin bazı sonuçları artık neşredilmiştir. Bkz. Dan Prodan, "Din traditiile orientalisticii româneşti. Franz Babinger şi İnstitutul de Turcologie de la İaşi (1940-1945)" (Romen Şark etüdlerinin tarihinden. Franz Babinger ve 1940-1945 yılları Yaş Türkoloji Enstitüsü), Caietele Laboratorului de Studii Otomane, II/1993 (coordonatori: Mihai Maxim, Bogdan Murgescu), s. 164-201; idem, "Franz Babinger - turcolog celebru şi agent secret?" (Franz Babinger - tanınmış Türkoloğ ya gizli ajan?), Magazin İstoric, XXVIII, 4(325)/aprilie 1994, Bucureşti, s. 49-51; idem, "Studiile lui Franz Babinger referitoare la istoria românilor şi a relatiilor româno - otomane în evul mediu (secolele XIV - XVII)" (XIV.-XVII. Yüzyıllarda Romenlerin ve Romen - Osmanlı ilişkileriyle ilgili Franz Babinger'in araştırmaları), Hierasus, X, 1996, Botoşani, s. 199-170.

50 "Revue des Études Sud - Est Européennes", XXXIIe année, 3-4/1994, Bucarest, pp. 313-322. 51 Dan Prodan, "Din Traditiile orientalisticii româneşti. Franz Babinger...", p. 166.

Page 13: ROMANYA'DA OSMANLI ARAŞ - docs.neu.edu.trdocs.neu.edu.tr/library/nadir_eserler_el_yazmalari/Dergiler/1_Belletenler/1334.pdf · Osmanlı-Romen ilişkilerine gelince 1715-1717 yılları

12 MIHAI MAXIM-LIVIU MAXIM

şartlar içinde İstanbul'a bir Romen Tarih Araştırmaları Merkezi'nin ve Romanya'da bir Türkoloji Enstitüsü'nün kurulması teklif edildi. Sonunda özellikle mali sıkıntı nedeniyle İstanbul'da Tarih Araştırmaları Merkezi kurulamadı, ama Yaş'ta Türkoloji Enstitüsü (Institutul de Turcologie) meydana gelmiştir.

Bu enstitünün ilmî strüktürü ve programı Franz Babinger tarafından teklif edilmiştir. 1935 - 1936 yıllarında Bükreş Üniversitesi'nde çalıştıktan sonra 1937 yılında Gheorghe Bratianu'nun daveti üzerine Yaş Üniversitesi'ne geçmiştir. Kendisi oradayken 30 Nisan 1939'da Türkiye büyükelçisi H. S. Tanrıöver Türk sanatı üzerinde Yaş Üniversitesi'nde çok başarılı bir konferans vermiştir52. Bu konferansa Romanya'nın Milli Eğitim Bakanı Petre Andrei, Yaş Üniversitesi Rektörü, ayrıca Profesörler Babinger ve Bratianu katıldılar. Bu vesile ile (daha önce başbakan Armand Calinescu tarafından da onaylanan) Türkoloji Enstitüsü'nün kurulması kabul edilmiştir. Netice olarak bu konferanstan 3 gün sonra, yani 3 Mayıs 1939'da Babinger adı geçen Enstitü'nün programını Millî Eğitim Bakanlığı'na öne sürülmüştür. Böylece 1 Nisan'da başlanan yeni üniversite mali yılında, yani 1 Nisan 1940'ta Türkoloji Enstitüsü resmen kurulmuştur53. Onun fahrî genel müdürü Nicolae Iorga şeklen tayin edilmiştir. Gerçekten ise Bükreş'te bulunan ve gayet meşgul olan büyük tarihçi Enstitü işleriyle hiç uğraşmadı. Zaten 6 ay sonra faşistler tarafından hunharca öldürülmüştür. Araştırma müdürü ve gerçek idarecisi Prof. Franz Babinger tayin edilmiştir. İlmî sekreter olarak asistan Mihail Guboğlu (H. S. Tanrıöver'in bizzat girişimi üzerine) atanmıştır. Türkoloji Enstitüsü Edebiyat ve Felsefe Fakültesi'ne bağlanmıştır. Burada hem dersler hem araştırmalar yapılırdı. Dersler Osmanlı tarihi Osmanlı-Romen ilişkileri üzerine, ayrıca Osmanlıca üzerindeydi. Kurslar F. Babinger tarafından, seminerler (uygulama çalışmaları) ise M. Guboğlu tarafından yapılırdı. Ama Osmanlı Paleoğrafyası'yla uğraşmadılar.

Bu Enstitü pratik olarak 1 Nisan 1940 ile Haziran 1943 arasında çalışmıştır. Sonra Babinger Almanya'ya gidip hiçbir zaman Romanya'ya dönmemiştir. İki sene sonra (Haziran 1945'ten itibaren) Guboğlu da Bükreş Balkan Araştırmalar Enstitüsü'ne transfer edilmiştir. Romen parasıyla, Babinger tarafından kurulan Enstitü'nün güzel kütüphanesi de aynı kuruma verilmiştir.

Romen Millî Eğitim Bakanlığı tarafından ödenen Türkoloji Enstitüsü'nün faaliyeti pek yoğun değildi. Dersler oldukça azdı. Babinger'in Yaş Üniversitesi'nde haftada (örneğin 1941 - 1942 akademik yılında) 4 ders saati vardı54.

Bunları da sık sık ya Bükreş'e ya Almanya'ya ya da İstanbul'a gittiği için yerine getirmezdi. Bunun için 1935 ile 1943 yılları süresinde öğrenciler yetiştirmedi, ondan istenilen Osmanistler ekolu kurmadı. Tarih araştırmaları sahasında da (Iorga'nın istediği gibi) Türk arşivlerine girmeyip Romen tarihine ait yeni belgeler getirmedi. Bu 8 yıl içinde Osmanlı - Romen ilişkileriyle ilgili neşriyatı (ondan beklenebilecek) pek önemli değil55.

52 A.g.e., s. 178-179. 53 A.g.e., s.181. 54 A.g.e., s.186. 55 Romanya'da bulunduğu zaman Franz Babinger, Romanya tarihi daha doğrusu Osmanlı - Romen

ilişkilerini ilgilendiren şu başlıca makaleleri yazmıştır: "Originea şi sfârşitul lui Vasile Lupu" (Vasile Lupu menşei ve sonu), Analele Academiei Române. Memoriile Secaiunii İstorice, s.III, t.XVIII, nr:2/1936; "Cel dintâi bir al Moldovei catre sultan" (Boğdan'ın Sultan'a verdiği ilk haracı), în: Fraailor Alexandru şi Ion İI Lapedatu la împlinirea vârstei de 60 de ani, Bucureşti, 1936, p. 29-37; "Die Osmanischen Quellen des Dimitrie Cantemir", în: Omagiu profesorului İoan Lupaş, Cluj, 1940, Bucureşti, 1943, p. 34-46 (Romencesi "Arhiva

Page 14: ROMANYA'DA OSMANLI ARAŞ - docs.neu.edu.trdocs.neu.edu.tr/library/nadir_eserler_el_yazmalari/Dergiler/1_Belletenler/1334.pdf · Osmanlı-Romen ilişkilerine gelince 1715-1717 yılları

ROMANYA'DA OSMANLI ARAŞTIRMALARI 13

İstanbul'a burslu olarak genç Romenler göndermedi. Enstitü'nün bir dergisi kurulamadı. Bunun için sonuç olarak diyebiliriz ki Babinger Romanya'da bulunduğu zaman Romenlerin ondan bekledikleri neticeleri vermedi. Diğer sözlerle Romanya'daki görevi Babinger'in faaliyetlerinde ikinci plândaydı.

Bununla beraber Enstitü çerçevesinde güzel türkoloji kütüphanesini kurabilmiştir. Bu kütüphaneden gelen kitaplar sonra çok faydalı ve kıymetli olacaktır. Ayrıca Enstitünün yayınları çerçevesinde bir dizi kurmuştur. Bu diziye daha önce zikrettiğimiz Alexandrescu - Dersca'nın La Campagne de Timur en Anbatolie (1402) adlı doktora tezinin basılmasıyla başlanmıştır. "Türkoloji Enstitüsü Yayınları" (Publicaaiile Institutului de Turcologie) ikinci sayısı ise Babinger'in meşhur kitabıdır: Die Vita (Menâqibnâme) des Schejch Bedr ed-dîn Mahmûd, gen. İbn Qâdî Samauna, von Chalil bin İsmâ'îl bin Schejch Bedr ed-dîn Mâhmûd.

I.Teil: Urtext nach der einzig Handscrift im Revolutions - Museum zu Istanbul (Sammlung Muallim Cevdet Nr.228), Alleinvertrieb Ausserhalb Rumäniens und der Türkei; Otto Harrassowitz, Leipzig, 1943.

Ne yazıkki onun keşfettiği bu önemli el yazmasının uluslararası bir dile çevirisi sonra neşredilemedi.

Babinger'in Romanya'daki faaliyetini değerlendirirken şunu da unutmamalıyız: Bu 8 yılın yarısı harp yıllarıydı... Belki normal şartlar olsaydı onun faaliyeti de daha yoğun ve verimli olurdu.

1890 yılında Türkiye'de doğan H. Dj. Siruri orta ve yüksek tahsilini İstanbul'da gördü. 1922 yılında Yorga'nın teşviki üzerine 1922 yılında Romanya'da yerleşti. Ulusal arşivlerde çalıştı, ayrıca bunlara bağlı Arşivistik Yüksek Okulu'nda ve Balkan Araştırmaları Enstitüsü'nde Türkçe ve Ermeniceyi okuttu. Adı geçen okul için ve genç Romen Türkoloğlara çok faydalı olan Culegere de facsimile pentru Şcoala de Arhivistica (Seria turca, fasc. I, 1-28, Bucureşti, 1943) neşretmiştir.

Osmanlı - Romen ilişkileriyle ilgili Bâb-ı ‘Ali'nin protokolünde Romen Prenslerinin yerini gösteren ve XVIII. yüzyıla ait kıymetli Türk el yazmasını56 yayınladı.

Meşhur Mustafa Paşa Bayraktar'ın dostu olan Ermeni zengin Bükreşli tüccar Manuk Bey Mirzayan'ın arşivini inceleyip onun ışığı altında Baïrakdar Moustafa Pacha et Manouk Bey, "Prince de Moldavie" adlı katkısını da neşretmiştir.H.Dj Siruni Romanya'da bulunan Türk parasıyla da uğraşmıştır. Ama 1944 yılında yayınladığı araştırma57 bugünkü nümizmatik standartlarına artık uygun değildir. Bükreş Merkez Askeri

Româneasca"'da, VII, Bükreş, 1941'de neşredilmiştir); "Histria (İstros) au XVI-e siècle", Revue Historique du Sud - Est Européen, XVIII-e année, no:1, 1941, Bucarest, pp.137-139; "Histria (İstros) au XVII-e siècle", R.H.S.E.E., XIXe année, no:2, 1942, Bucarest, pp. 449-450.

56 H. Dj. Siruri, Domnii români la Poarta Otomanaâ dupa un manuscris turcesc conainând note şi însemnari despre ceremoniile şi receptiile din palatul împaratesc din Stanbul între anii 1698 ‘ 1782 (İstanbul Saray-ı hümâyun'daki tören ve kabulleriyle ilgili not ve kayıtları kapsayan Türk el yazmasına göre Bâb-ı ‘Ali'de Roman Prensleri), Bucureşti, 1940, 12p.

57 H. Dj. Siruri, Monetele turceşti în aarile române (Romen Prensliklerinde Türk parası), Bucureşti, 1944, 71 p.

Page 15: ROMANYA'DA OSMANLI ARAŞ - docs.neu.edu.trdocs.neu.edu.tr/library/nadir_eserler_el_yazmalari/Dergiler/1_Belletenler/1334.pdf · Osmanlı-Romen ilişkilerine gelince 1715-1717 yılları

14 MIHAI MAXIM-LIVIU MAXIM

Müzesi'nde bulunan Türk silahlârını da incelemiştir58. Böylece arşivistikte, para ve askerî tarihinde de ileri gelmiştir. Nihâyet, İstanbul Ermenileri hayatı hakkında da yazmıştır59.

İşte bu kıymetli bilim adamı işgalci Sovyetliler tarafından uzun yıllar için Sibirya sürgününe gönderilmiştir.

Mihail Guboğlu şahsiyeti ve eserleri Türkiye'de gâyet iyi tanınmıştır. Bunun için burada kısa olarak konuşacağız.

Yukarıda görüldüğü gibi M. Guboğlu kariyerine Yaş Üniversitesi'nde (1940-1945) Babinger'in asistanı olarak başlamıştır. Sonra Bükreş geçip Balkan Araştırmaları Enstitüsü'nde Türkçe okutmanı (1945-1948) ve Güney - Doğu Avrupa Araştırmaları Enstitüsü'nde araştırmacı (1963-1968), paralel olarak Devlet Arşivlerinde başarşivist ve danışman olarak (1955-1970) çalışmıştır. Nihâyet, 1970 yılından itibaren Bükreş Üniversitesi Tarih Fakültesi'nde doçent olarak Osmanlıca ve Osmanlı tarihi dersleri vermeye başlamıştır. Aynı durumdayken emekli olmuştur.

Mustafa Mehmet'le birlikte M. Guboğlu Türkiye arşivlerinde sistematik bir şekilde incelemeler yapmaya başlamışlardır. Romanya ile Türkiye Devlet Arşivleri Genel Müdürlükleri arasında imzalanan anlaşmaya göre her sene - 1965 - 1966 yılından60 itibaren (yani Çavuşesku'nun iktidara gelmesinden sonra!) - yıllar boyunca M. Guboğlu ve Mustafa Mehmet, sonra Tahsin Gemil ve Valeriu Veliman tarafından oluşturulan birer heyet Romen Devlet Arşivleri tarafından Türkiye'ye, devlet parasıyla gönderildi. Böylece, netice olarak tüm Doğu Avrupa ülkelerinden Romanya'nın Türkiye ile en iyi ilişkileri olduğundan dolayı arşivler sahasında aynı derecede ilişkiler olduğu için artık Bükreş Devlet Arşivlerinde bol bol Türk belgeleri ve yazmaları mikrofilmleri toplanmıştır. Bu açıdan da Romanya, Doğu Avrupa'da ilk sıraya geliyor. Bu mikrofilmler uzun nesiller için yeterlidir.

M. Guboğlu, bu sistematik arşiv araştırmaları yanında da diğer önemli hizmetler de getirmiştir. Osmanlı Paleoğrafya ve Diplomatiği sahasında dünyaca meşhur Paleografia şi diplomatica turco-osmana. Studiu şi album (Bucereşti, 1958, 351 p.) adlı katkıyı yayınlamıştır. Ayrıca çok faydalı olan Tabele istorice. Datele Heginei şi datele turceşti, (volI, Bucureşti, 1960, 726 p, vol.II, 1965, 691 p.) ve Mustafa Mehmet'le birlikte Cronici turceşti privind tarile române (Romen Prensleriyle İlgili Türk Kronikleri) adlı mühim koleksiyona başlamışlar61.

Guboğlu'nun neşrettiği ve Kanunî Sultan Süleyman'a ait 1538 yılı Bender taş yazıtı62 Osmanlı emperiyal (padişahlık) ideolojisi ve Osmanlı dünya hakimiyeti mefkûresi için fevkalade mühimdir.

58 H. Dj. Siruri, "Armes turques du XVe au XIXe s. du Musée Militaire Central de Bucares"t, Studia et Acta Orientalia, XI (1968, pp. 277 - 288).

59 H. Dj. Siruri, Armenii din İstanbul (1453 - 1700), I, Beyrouth, 1965, 662 p. 60 Mihail Guboglu, "Despre materialele arhivistice otomane din Turcia şi importanaa lor pentru istoria

tarilor române" (Türkiye'deki Osmanlı arşiv malzemesi ve Romen Prenslikleri tarihi için önemi hakkında), Revista Arhivelor, IX (1966, 2, p.174-194).

61 I.cilt 1966 ortaklaşa neşredilmiştir; II.cilt 1974 M. Guboğlu tarafından, III.cilt ise M. Mehmet tarafından yayımlanmıştır.

62 M. Guboglu, "L'inscriotion turque de Bendes relative à l'expédition de Soliman le Magnifique en Moldavie (1538/945 H.)", Studia et Acta Orientaliaé, I, 1958, p.175 -187.

Page 16: ROMANYA'DA OSMANLI ARAŞ - docs.neu.edu.trdocs.neu.edu.tr/library/nadir_eserler_el_yazmalari/Dergiler/1_Belletenler/1334.pdf · Osmanlı-Romen ilişkilerine gelince 1715-1717 yılları

ROMANYA'DA OSMANLI ARAŞTIRMALARI 15

Tarihçi olarak M. Guboğlu pek parlak değildi deskriptif idi, (analiz ya sentez pek yapamazdı), ama Türk kaynaklarını mükemmel biliyordu63.

Mustafa Mehmet 1924 yılında doğdu, Medgidia (Mecidiye)'de Müslim Semineri'ni Bükreş Üniversitesi'nde ise felsefe yüksek öğrenimi bitirmiştir."N. Iorga" Tarih Araştırmaları ve Güney Doğu Avrupa Araştırmaları Enstitülerine araştırmacı olarak çalışmıştır.

Yukarıda gördüğümüz gibi M. Guboğlu ile beraber Türkiye arşivlerinde sistematik bir şekilde çalışmıştır. Netice olarak hem daha önce zikrettiğimiz Romen Prenslikleriyle ilgili Türk Kronikleri koleksiyonun hazırlanması ve neşredilmesine katılmıştır, hem de kendinin kurduğu çok kıymetli Documente turceşti privind İstoria României (Romanya tarihine ait Türk belgeleri) adlı diziyi sayımlamağa başlamıştır (10 cilt hazırlamış, ama - malî sıkıntılar nedeniyle - şimdiye kadar yalnız 3 cilt neşredilebilmiştir64). Ayrıca Istoria turcilor (Türklerin Tarihi) adlı sentezi de yayımlamıştır (Bükreş, 1976).

Aynı nesle ait olan İon Matei diğer katkılar yanında çok kıymetli, ilerici olan Quelques problèmes concernant le régime de la domination ottomane dans les pays roumains ("Revue des Études Sud - Est Européennes", x, 1972, 1, p. 65-81 ve XI, 1973, 1, p. 81 - 95) araştırmasıyla Osmanlı - Romen ilişkilerinin hukukî açıdan ve Romen Prensliklerinin Özerkliğinin incelemesine büyük katkıda bulunmuştur.

Aynı II. döneme ait Osmanlı araştırmaları sahasında getirilen katkısını belirtelim: Carol Göllner, Turcica. Die europäischen Türkendrucke des XVI. Jahrhunderts, I, Bucureşti - Berlin, 1961, 462 p.; II, Bucureşti, Baden - Baden, 1968, 807p.

Böylece 1965 - 1970 yıllarından sonra Romen Osmanlı araştırmaları tarihinde artık yeni bir döneme başlamıştır. Türk arşivleri bize açıldı, Bükreş Üniversitesi'nde Osmanlıca ve Osmanlı tarihi öğrenmeye başlamıştır. "Çalışma aletleri" denilen kataloglar, belge ve kronikler koleksiyonları meydana gelmiştir.

Artık Romenler doğrudan doğruya Türkiye'de öğrenmeye başlamışlardır. Mihai Maxim, Tahsin Gemil, Anca Ghia, Valeriu Veliman, Christina Feneşan bunların arasındadır.

Mihai Maxim Prof. Halil İnalcık yanında doktorasını yaptı ve uzun yıllar meşhur Türk hocasının öğrencisi kalmıştır. Böylece "İnalcık yavruları" meydana gelmiştir. İnalcık kökenli Yeni Romen Türkoloji (Osmanlı Araştırmaları) ekolü kurulmuştur.

Bu açıdan 1985 yılında Mihai Maxim idaresi altında Bükreş Üniversitesi'nde kurulmuş olan Osmanlı Araştırmaları Merkezi bu III. dönem için karar verici olmuştur65. Onun tarihi hâlâ yazılmaktadır.

63 Örneğin, bkz. M. Guboğlu, Le tribut des Pricipatés Roumaines payé à la Porte ottomane jusqu'a XVIe siècle selon les sources turques, Revue des Études Islamiques, Paris, 1969, p. 49 - 80.

64 Mustafa Mehmet, Documente turceşti privind İstoria României, Bucureşti, vol. I, 1976; vol. II, 1983; vol. III, 1986.

65 Bk. Mihai Maxim, "Bükreş Üniversitesi Osmanlı Etüdleri Merkezinde Romen - Osmanlı Iktisadî İlişkileri Üzerinde Yapılan Araştırmalar", in: V. Milletlerarası Türkiye Sosyal ve İktisat Tarihi Kongresi. Tebliğler. Marmara Üniversitesi Türkiyat ve Uygulama Merkezi, İstanbul, 21 - 29 Ağustos 1989, TTK Basımevi, Ankara, 1990, s. 435 - 441; idem, "Osmanlı - Romen ilişkilerine Ait Kaynaklar ve Metodoloji Üzerine Bazı Düşünceler", in: Tarihte Güney-Doğu Avrupa : Balkanolojinin Dünü, Bugünü ve Sorunları / South East Europe in History : the Past, the Present and the Problems of Balkanology, Ankara, 1999,p. 79 - 86.

Page 17: ROMANYA'DA OSMANLI ARAŞ - docs.neu.edu.trdocs.neu.edu.tr/library/nadir_eserler_el_yazmalari/Dergiler/1_Belletenler/1334.pdf · Osmanlı-Romen ilişkilerine gelince 1715-1717 yılları

16 MIHAI MAXIM-LIVIU MAXIM

Bükreş Üniversitesi Osmanlı Araştırmaları Merkezi (Centrul de Studii Otomane) 1985 yılı Haziran ayında kurulmuştur. Bu merkezin amacı, genç öğretmen, bilimsel araştırmacı, müzeci ve arşivcilerin, Osmanlıca ve özellikle Romen - Türk ilişkileri üzerindeki çalışmalarını mukayeseli araştırmalar ve yekdiğeriyle irtibatlı bilimler açısından teşvik etmek, onlara yön vermek, onları örgütlendirmek ve birer uzman olarak yetiştirmektir.

Romanya ile Türkiye arasındaki örnek, yoğun ve çok yönlü işbirliği ilişkilerinin bir ifadesi olarak kurulan merkezimizin çalışmalarına Tarih ve Filoloji (Edebiyat) Fakülteleri öğrencileri, ülkemizin çeşitli vilayetlerinde çalışan genç mezunlar, onların yanında bizde ve dışarıda artık tanınmış türkologlar da katılmaktadır. Gençler için Osmanlıca ve yeni Türkçe, Osmanlı Paleoğrafyası, Diplomatik, Epigrafi, Nümizmatik ve Hetrolojis ders ve seminerleri tecrübeli Osmanistler tarafından yapılmaktadır. Ayrıca, Osmanlı-Romen ilişkileri tarihi sahasında merkezin üyeleri (öğrenciler dahil, veya diğer mütehassıslar tarafından yapılan araştırmaların neticelerini takdim etmek amacı, ilmî bildiriler toplantıları ayda bir düzenlemektedir. Sunulan tebliğler prensip olarak hepsileri neşredilmektedir. Şimdiye kadar Caietele Laboratorului de Studii Otomane (Osmanlı Araştırmaları Laboratuarı Defterleri) adlı dergimizin iki sayısında öyle tebliğler yayımlanmıştır (Bucureşti, no:1/1990; no:2/1993). Böylece, netice olarak, 15 yıllık tecrübemizin gösterdiği gibi bilimsel araştırmalara ilk adımlar atan gençlerle birlikte tecrübeli ve tanınmış Osmanistler tüm bu çalışma ve toplantılardan faydalanmaktadırlar. Zaten, Çavuşesku diktatörlüğü sert şartları içinde merkezimizin (ilk ismi: laboratuar'dı) gayrıresmî hedefi şuydu: Hem tecrübeli Osmanistlerin, hem de genç araştırmacıların ve hattâ üniversite öğrencilerinin imkân ve çabalarını birleştirmek ve böylece ilmî açıdan hayatta kalabilmektedir. (O zaman dışarıya hemen hemen çıkamıyorduk, dışarıdan kitaplar, özellikle Batı'dan, alamıyorduk).

Metodoloji açısından amacımız Osmanlı - Romen ilişkilerinin araştırılmasını "braudeleştirmek", yani interdisciplinaire (disiplinlerarası) açıdan araştırmaktır66. Dolayısıyla bu münasebetleri siyasî, hukukî, askerî, iktisadî (malî, ticarî, parasal), demografik, sanatsal, zihnî vs. açılardan incelenmeye başlanmıştır. Bu yeni metodoloji merkezimizin sloganı olmuştur.

Örnek olarak, Prof. Maxim'in Osmanistik danışmanlığıyla Osmanlı-Romen ilişkileri Viorel Panaite ve Calin Felezeu tarafından hukukî67, Adrian Tertecel ve Mircea Soreanu siyasî ve askerî67bis, Nicolae Eugen nümizmatik68, Bogdan Murgescu ve Anca Popescu

66 Mihai Maxim, "Pentru o abordare interdisciplinara şi comparatista a relaaiilor româno - otomane" (Romen-Osmanlı ilişkileri disiplinlerarası ve karıştırmalı yönden incelemeleri gerekir), Caietele Laboratorului de Studii Otomane, no:1/1990, Universitatea Bucureşti, p. 9-30; idem, "XVI. yy. Osmanlı-Romen İlişkileriyle İlgili Yeni Kaynaklar ve Metodoloji Hakkında Bazı Düşünceler", in: Tarihte Güney-Doğu Avrupa. Balkanoloji Dün, Bugün, Yarın..., Ankara, 1999 (bkz. yukarıdaki not...).

67 Viorel Panaite, Pace, razboi şi comera în Islam. aarile române şi dreptul otoman al poparelor (secolele XV-XVII) (İslam'da barış, savaş ve Ticaret. XV.-XVII. yüzyıllarda Romen Prenslikleri ve Osmanlı uluslararası hukuku), Bucureşti, 1997; Calin Felezeu, Statutul Principatului Transilvaniei faaa de Poarta otomana (1541 - 1699) (Bâb-ı Ali'ye karşı Erdel Prensliği'nin Statüsü...), Cluj - Napoca, 1996.

67bis Adrian Tertecel, Marea Neagra în relaaiile ruso - otomane (sf. sec. XVII - începutul sec- XVIII) (XVII. yy. sonları - XVIII. yy. başlarına Osmanlı - Rus ilişkilerinde Karadeniz), Universitatea Bucureşti, Teza de doctorat, 1999 (daha neşredilmemiştir); Mircea Soreanu, Marii viziri Köprülü şi aarile Române (Köprülüler ve Romen Prenslikleri), Universitatea Bucureşti, Teza de doctorat, 1998 (daha neşredilmemiştir).

68 Nicolae Eugen, Moneda otomana în aarile Române 1451 - 1512 (...Romen Prensliklerinde Osmanlı parası), Universitatea Bucureşti, 1997 (daha neşredilmemiştir).

Page 18: ROMANYA'DA OSMANLI ARAŞ - docs.neu.edu.trdocs.neu.edu.tr/library/nadir_eserler_el_yazmalari/Dergiler/1_Belletenler/1334.pdf · Osmanlı-Romen ilişkilerine gelince 1715-1717 yılları

ROMANYA'DA OSMANLI ARAŞTIRMALARI 17

ticarî ve malî - parasal69, Mehmet Naci Önal (T.C. vatandaşı)70 ve Cornelia Calin71 folklor açısından vs. birer doktora tezi hazırlanmıştır.

Osmanlı döneminde jus monetae (le droit régalien) yani sikke basımı haklarını mukayese edersek Romen voyvodaların bu hakkı resmen (de jure) en az XVIII. yüzyıl başlarına kadar kaybetmediklerini kesinlikle ispat edebiliriz72.

Aynı zamanda bu da önemli: Tarihçiler nümizmatik kaynaklara hitap etmekle beraber nümizmatlar da tarihi kaynaklardan (arşiv belgelerinden) gereken çapta yararlanmalıdır. Meselâ, bu metodoloji tetkik ederek nümizmatik kataloglarında dirhem diye bilinen paraların tarih belgelerindeki padişahî ile aynen olduklarını tespit edebilmiştik73. Merkezimizin 1988 Ağustosu toplantısında koleksiyonlara göre değil, definelere göre darphanelerin (yani serilerin) tespit ve kontrol edilmesiyle teferruatla tasvir edilen sikkelerin neşredilmesinin örnek metodolojisinin bütün Güney - Doğu Avrupa ülkelerinde şimdiye kadar henüz tatbik edilmediğini ve bu sahada disiplinerarası araştırma yapılması gerektiğini göstermiştir74.

Terminolojiye gelince yeni belgeleri ışığı altında bunun da yenileştirmesi lâzımdır. Örneğin, Osmanlı - Romen ticarî ilişkileriyle ilgili "Osmanlı ticarî tekeli" (monopolul comercial otoman) yerinde özel (imtiyazlı) ticarî ilişkiler (relatii comerciale preferentiale) teriminin kullanılması tarihî gerçeğe (özellikle XVI - XVII. yy.'da) daha uygun olacaktır75.

Kaynaklara gelince Osmanlı etüdleri yeni Romen ekolü tarafından güzel başarılar kayıdedilmiştir. Tüm Doğu Avrupa ülkelerinden, Romanya, Türkiye'deki Osmanlı Arşivlerini sistematik incelemeleri açısından ilk sıraya gelmektedir76.

69 Bogdan Murgescu, Circulatia monetara în tarile Române în secolul al XVI-lea (XVI. yüzyılda Romen Prensliklerinde para hareketi), Bucureşti, 1996; Anca Popescu, Funcaia comerciala a Dunarii în secolul al XVI-lea (XVI. yüzyılda Tuna'nın ticarî fonksiyonu), Univ. Bucureşti, Teza de doctorat, 1999 (daha neşredilmemiştir).

70 Mehmet Naci Önal, Din folclorul turcilor dobrogeni. Traditii privind naşterea, casatoria, moartea. Prefata de Prof. Dr. Mihai Maxim, postfata de Nevzat Yusuf Sarıgöl (Dobruca Türkleri folklöründe doğum, evlenme ve ölüm gelenekleri. Önsöz: Prof. Dr. Mihai Maxim, Sonsöz: Nevzat Yusuf Sarıgöl), Bucureşti, 1997 (biraz önce T.C. Millî Eğitim Bakanlığı Yayınları çerçevesinde Türkçesi de yayımlanmıştır).

1878 -1914 yıllarında Dobruca'nın Romanya Prensliği (1881'den sonra) krallığına entegrasyonu hakkında Romen Arşivleri belgeleri dayanarak Stelian Dumitrescu tarafından bir doktora tezi hazırlanıp 1999 yıllında savunulmuştur (İstanbul'da basılmaktadır).

71 Cornelia Calin, Românii şi otomanii în folclorul românesc. Prefata: Mihai Maxim, Postfata: Dan Boldea (Romen Folklöründe Romenler ve Osmanlılar), Bucureşti, 1998.

72 Mihai Maxim, "On the Right to Strike Currency of the Reining Princes of Moldavia and Wallachia During the Period of Ottoman Suzerainty", Osmanlı Araştırmaları (The Journal of Ottoman Studies), XVIII, 1998, p. 69 - 80.

73 Mihai Maxim, O lupta monetara în secolul al XVI-lea: padişahi contra aspru (XVI. yüzyılda bir para savaşı: akçeye karşı padişahî), "Cercetari Numismatice" (Nümizmatik Araştırmaları), V, Bucureşti, 1983.

74 Nicolae Eugen, Problemes actuels de la numismatique ottomane en Roumanie, "Caietele Laboratorului de Studii Otomane", 2/1993, p. 49-54.

75 Bogdan Murgescu, "Avatarurile unui concept: monopolul comercial otoman asupra tarilor Române", Revista de Istorie, t.1, no: 9 - 10/1990, p. 819-845.

76 Mihai Maxim, Culegere de texte otomane (Osmanlı metinleri), Bucureşti, 1974; Tahsin Gemil, relatiile tarilor Române cu Poarta otomana în documente turceşti 1601 - 1712 (1601 - 1712 yıllarına ait Türk belgelerinde Romen Prenslikleri ile Bâb-ı Ali ilişkileri), Bucureşti, 1984; Valeriu Veliman, Relatiile româno-otomane 1711 - 1821. Documente turceşti (1711 - 1821 yılları Romen - Osmanlı ilişkileriyle ilgili Türk Belgeleri), Bucureşti, 1984.

Page 19: ROMANYA'DA OSMANLI ARAŞ - docs.neu.edu.trdocs.neu.edu.tr/library/nadir_eserler_el_yazmalari/Dergiler/1_Belletenler/1334.pdf · Osmanlı-Romen ilişkilerine gelince 1715-1717 yılları

18 MIHAI MAXIM-LIVIU MAXIM

Yeni dokümanter temele dayanarak ve Doğu Avrupa'da Braudel'in eserlerini en çok neşreden Romanya'daki yeni metodoloji ve ufuklar sâyesinde ilk sentezler artık meydana gelmiştir77.

Ayrıca, yüksek öğretim sahasında Osmanlıca, Osmanlı Paleoğrafyası ve Diplomatiği ve Osmanlı Tarihi derslerine gelince Bükreş Üniversitesi'nde Prof. Maxim tarafından verdiği dersler dışında Köstence (Constanta) Üniversitesi'nde de Prof. T. Gemil tarafından dersler verilmeye başlamıştır.

Nihâyet, 1984 yılında Prof. Mihai Maxim tarafından Tarih Fakülteleri için hazırlanan ilk Osmanlıca Pratik Dersleri yayımlanmıştır78.

Böylece, bu (kısa da olsun) bilânçoya dayanarak büyük ölçüde Türkiye'ye ve özellikle Büyük Hocamız Profesör Halil İnalcık'a borçlu olan yeni Romen Osmanistik ekolünün geleceğine güvenle bakabiliriz. Bu bakımdan şu da anlamlı: Artık İran, Irak, hattâ İtalya gibi ülkelerden bazı gençler Osmanlı araştırmaları alanında (Prof. Maxim'in yanında) doktora yapmak üzere Merkezimize gelmeye başlamışlardır.

77 Mihai Maxim, Tarile Române şi Înalta Poarta. Cadrul juridic al relatiilor româno - otomane în evul mediu. Cu o Prefata de Prof. Halil İnalcık. (Romen Prenslikleri ile Bâb-ı Ali. Ortaçağ Romen - Osmanlı hukukî ilişkileri esasları. Prof. Halil İnalcık'ın Önsözüyle), Bucureşti, 1993; idem, L'Empire ottoman au Nord du Danube et l'autonomie des Principautés Roumaines au XVIe siècle. Études et documents, İstanbul, 1999; T. Gemil, Românii şi otomanii în secolele XIV - XVI (XIV. - XVI. yüzyıllarda Romenler ve Osmanlılar), Bucureşti, 1991; idem, aarile Române în contextul politic international (1622-1672), Bucureşti, 1979; Cristina Feneşan, Constituirea Principatului autonom al Transilvaniei (Özerk Erdel Prensliği'nin oluşturulması), Bucureşti, 1997.

78 Mihai Maxim, Limba turco - osmana. Curs practic (Osmanlıca pratik dersleri), Bucureşti, 1984; yeni baskı: Bükreş, 1994.