35

Salihli Ticaret ve Sanayi Odası Vizyon Dergisi Nisan, Mayıs, Haziran 2012

Embed Size (px)

DESCRIPTION

Salihli Ticaret ve Sanayi Odası Vizyon Dergisi Nisan, Mayıs, Haziran 2012

Citation preview

Page 1: Salihli Ticaret ve Sanayi Odası Vizyon Dergisi Nisan, Mayıs, Haziran 2012
Page 2: Salihli Ticaret ve Sanayi Odası Vizyon Dergisi Nisan, Mayıs, Haziran 2012

2

içindekiler

410121314182022242526283032343637383940

Avrupa’nın Alabalığı Demirköprü’den

Salihli ekibi Moskova Fuarı’nda

Ankara temasları verimli geçti

Anayasa için geniş katılımlı platform

Karoser imalatı Salihli ile özdeşleşti

Vali Daşöz: Sart Müzesi için hedefimiz 2013

Ailelere danışman desteği

Yatırım teşviklerinde yeni sayfa

Salihlililer’e Yaşam Koçu Tavsiyesi: Carpe Diem

Salihlili ve İzmirli kadınların tiyatro kardeşliği

Salihli’de Alışveriş Günleri coşkusu

Yükseliş Isuzu Manisa’nın otobüslerini yeniliyor

İstiridye Mantarı üretimi yaygınlaşıyor

Toprak sanayinde Salihli ülke genelinde söz sahibi

İnanç turizminde Salihli merkez konumunda

Yeni üyeler (Ocak-Mart 2012)

Şirketlerden

Kısa kısa

Zeytin karasuyu incire ‘ilaç’

Summary of this issue (April 2012)

Salihli VİZYONNİSAN - MAYIS - HAZİRAN 2012

Page 3: Salihli Ticaret ve Sanayi Odası Vizyon Dergisi Nisan, Mayıs, Haziran 2012

3

Başyazı

Salihli Ticaret ve Sanayi Odasıadına sahibiYönetim Kurulu Başkanı AHMET ÖZBAŞ

Sorumlu MüdürYönetim Kurulu Başkan YardımcısıRECEP GÜR

Genel KoordinatörTanıtım ve Basın MüşaviriŞİRİN YÖRÜK

Yayın KuruluİLHAN KÖREZLİNURİ SAPMAZSAİM TÜRETKENHALUK KANILMURAT ERİMABDULLAH ÖZGÜVENOSMAN VURALLEVENT KILINÇASLAN

Ön Hazırlık ve Baskı

5501 Sokak No: 6 K: 1 Tuna Mah. Çamdibi / İZMİRTel : (0.232) 435 69 69 Pbx Faks : (0.232) 462 31 62E-mail : [email protected]

Grafik ÇalışmasıPınar Uçkun Salha

Yönetim YeriSalihli Ticaret ve Sanayi OdasıEski Cami Mahallesi Kemerli Sokak No:2 Salihli- MANİSATel (Fax): 0236 7131590 - 0236 7145342e-mail: [email protected] adresi: www.salihlitso.org.tr

Yayın TürüSüreli yaygın yayındır

Basım Tarihi27 Nisan 2012Dergimiz üç ayda bir yayımlanır.

Dergide yayınlanan yazılar aksi belirtilmedikçeSalihli Ticaret ve Sanayi Odası’nın resmi görüşünü yansıtmaz. Kaynak belirtilerek dergiden alıntı yapılabilir.

Katkıda bulunanlarSalihli Sektör GazetesiMustafa Uçar

M A T B A A S I

Başyazı

Yatırım teşviklerinde yeni bir sayfa açıldı. Altı bölgeli yeni sistemde Manisa’ya 3. bölgede yer verildi. İlimiz ve Salihli için avantajlı bazı düzenlemelerin olduğunu görüyoruz.

Yeni sistem bölgemiz yatırımcılarına; KDV istisnası, gümrük vergisi muafiyeti, vergi indirimi, asgari ücret üzerinden hesaplanan sigorta primi işveren hissesi

desteği, faiz desteği, yatırım yeri tahsisi, gelir vergisi stopaj desteği ve KDV iadesi desteği gibi önemli destekler sağlamaktadır.

Yine yeni sistem kapsamında faiz desteği tutarları da artırılıyor. Buna göre 3. bölgede yer alan ilimizde, yatırım yapacak yatırımcılarımızın kullandıkları TL cinsi kredilerin yıllık faiz oranının 3 ila 7 puanı, döviz cinsi kredilerin ise 1 ila 2 puanı, 500 bin ile 900 bin lira arasında değişen tutarlara kadar destekleneceği anlaşılıyor.

Rahmetli Başkanımız Talat Zurnacı’nın her fırsatta dile getirdiği “ithalata bağımlı olduğumuz ara mallarının ve hammaddelerinin Türkiye’de üretiminin sağlanması ve ithalatının önüne geçilmesi gerektiği” konusunun, yeni teşvik paketinde yer alması sevindiricidir. İhraç edilecek ürünlerin hammadde ve ara mallarının neredeyse tamamının yurt dışından temin edilmesi, Türkiye’de sadece montajının yapılması, yani emeğin kullanılması uygulaması şeklindeki yanlıştan bu düzenleme ile dönüldüğü görülmektedir. Yine bu düzenleme ile ihracatta emek-yoğun teknolojiden bilgi-yoğun teknolojiye doğru geçişin sağlanması amaçlanıyor.

Böylece ihraç etmek üzere yapılan ithalatın önüne geçilmesiyle, ithalatla ihracat rakamları arasındaki uçurum giderilmiş, Türk ekonomisinin temel sorunu olan cari açık konusuna da neşter vurulmuş olacaktır. Yeni teşvik sisteminde turizm konusu özel olarak teşvik edilecek sektörler arasında yer alıyor. Bu da Salihlimiz açısından sevindirici bir düzenlemedir. Bakanlar Kurulu Kararı ile 13 Mart 2008 tarihinde Termal Turizm Merkezi kapsamına alınan ve 12 Mayıs 2011 tarihinde 1/25000’lik Çevre Düzeni Planı Kültür ve Turizm Bakanlığı tarafından onaylanan Kurşunlu’nun, teşvikli yeni yatırımlarla termal turizm destinasyonu haline gelmesinin önü açılmış oluyor. Teşvik sistemindeki avantajları dikkate alan turizm yatırımcılarının Kurşunlu’ya yatırım için gelmesi konusunda umutlarımız artmıştır.

Birinci bölgedeki İzmir’e 90 km mesafedeki 3. bölgede yer alan Salihli’nin, liman ve havalimanına yakınlık gibi avantajlarla yatırım için çok cazip bir merkez haline geldiğini düşünüyoruz. Hesabını iyi yapan yatırımcının pek çok yönden avantajları bulunan bölgemizi fark etmemesi imkansız.

İstihdama katkı sağlayan esnaf, tüccar ve sanayiciler olarak, bütün çabamız ülkemizin ekonomisinin her gün bir öncekinden daha iyi olmasıdır. Yatırımlar hiç bitmesin. Çünkü yeni yatırımlar, yeni umutlar demektir.

Sağlıkla kalın.

Salihli Ticaret ve Sanayi Odası Yönetim Kurulu Başkanı Ahmet Özbaş

Yeni teşvik sistemi, yeni umutlarYıl: 7 • Sayı: 27 • NİSAN - MAYIS - HAZİRAN 2012

Salihli VİZYONNİSAN - MAYIS - HAZİRAN 2012

Kapak Fotoğrafı: Şirin Yörük

Page 4: Salihli Ticaret ve Sanayi Odası Vizyon Dergisi Nisan, Mayıs, Haziran 2012

4

kapak konusu

Üç tarafı denizlerle çevrili ülkemizde balık deyince genelde deniz balıkları olan hamsi, çipura, lüfer, levrek aklımıza gelir. Tatlı su balıkları olan alabalık ise sofralarımıza pek konuk olmayan bir türdür. Genelde kılçıklı bir balık olarak bilindiği için tercih edilmez. Alabalık bazı restoranlarda “canlı balık” tabelalarıyla karşımıza çıkar. Tatlı su balığı olduğu için, havuzlarda canlı olarak bekletilir.

Alabalık kültür yöntemiyle havuzlarda da yetiştiriliyor. İlde su kaynakları sınırlı olduğu halde, bu alandaki üretim azımsanmayacak noktaya geldi. Salihli’ye 20 km uzaklıktaki Demirköprü Baraj Gölü’nde, havuzlarda yetiştirilen alabalıklar, başta Hollanda, Almanya ve İtalya olmak üzere Avrupa ülkelerine ihraç ediliyor.

Demirköprü Baraj Gölü’nde önemli bir ekonomik değere ulaşan üç büyük Alabalık üretim tesisi yer alıyor. Şen Kibar yıllık 500 ton, Azer Balıkçılık yıllık 400 ton ve Babek Tarım ve Su Ürünleri de yıllık 300 ton Alabalık üretimi yapıyor. Azer Su Ürünleri Alabalıkla birlikte ayrıca yıllık 100 ton Aynalı Sazan üretimi gerçekleştiriyor. Azer, Türkiye’de sazan yetiştiriciliğinde birinci sırada yer alıyor. 2008 yılında bölgede havuz kuran Babek Su Ürünleri de yıllık 5 ton Aynalı Sazan üretim ruhsatına sahip bulunuyor.

Teknoloji yakından takip ediliyorAlabalıklar off shore sistemiyle kurulan balık havuzlarında

büyütülüp istenen büyüklüğe getiriliyor. Bir balık 10 gram olarak kafese konulduğunda 4 ay sonra 300 gram büyüklüğe erişebiliyor. 16’lık kafesler 23 ton balık kapasitesine sahip bulunuyor. Demirköprü Baraj Gölü’nde 1 kg yeme karşılık 1 kg balık elde edilebiliyor. Yani

bire bir verim alınıyor. Gediz Nehri’nin beslediği gölde suyun derinliği yer yer 40 m’ye kadar ulaşabiliyor. Havuzların derinliği ise 8 metreye kadar iniyor.

Beş yıldır gölde Alabalık yetiştiriciliği yapan Babek Su Ürünleri’nin yetkilisi Özgür Yardımcı, ürettikleri Alabalığın ağırlıklı olarak Avrupa ülkelerine ihraç edildiğini, iç piyasada İzmir Hali’ne satış yaptıklarını, bunun yanı sıra Bursa, Aydın ve Balıkesir’e de balık gönderdiklerini belirtiyor.

Üreticinin satış fiyatı 5 TLBeş yıldır Alabalık üretimi işiyle meşgul olan Babek Su Ürünleri

Yönetim Kurulu Başkanı Mehmet Yücel Çelik, kapasitelerini 300 tona çıkarmak için yatırımlara devam ettiklerini belirtti. Babek olarak 300 ton Alabalık ve 5 ton da Aynalı Sazan üretim ruhsatına sahip bulunduklarını ifade eden Çelik, fiyatlar konusunda ise şu bilgileri verdi:

“Bu sene önceki yıllara göre üretici açısından fiyatlar daha uygun seviyeye geldi. Üreticiden çıkışı 4.5 ile 5 TL arasında değişiyor. Çok maliyetli bir iş olan kültür balıkçılığında üreticinin zarar etmemesi için fiyat en az bu seviyelerde tutunmalıdır.”

Yüzde 75’i ihraç ediliyorAzer Su Ürünleri Yetkilisi Su Ürünleri Yüksek Mühendisi Dr.

Ahmet Abdullahoğlu, Demirköprü Baraj Gölü’nde kültür yöntemiyle

üretilen alabalıkların yüzde 25’inin iç piyasada başta İzmir, İstanbul, Ankara, Manisa ve Kütahya’da tüketildiğini belirtti. Yüzde 75’i ihraç edilen balıkların başta Hollanda, Almanya ve İtalya’ya olmak üzere Avrupa’ya ihraç edildiğini anlatan Abdullahoğlu, yüzlerce mağazası bulunan Metro zincir marketleriyle başka ülkelere de ulaşıldığını kaydetti. Abdullahoğlu, ihracatın ise İzmir ve Aydın illerinde işleme tesisleri olan Agromey Gıda ile FST Gıda gibi büyük firmalar tarafından yapıldığını ifade etti.

Su Ürünleri Yüksek Mühendisi Kadir Özdemir’in “Manisa’da Su Ürünleri Üretimi” başlıklı Manisa Tarım ve Gıda Dergisi’nde yayınlanan yazısında da anlattığı üzere, ilde su kaynaklarının sınırlı olmasına karşın su ürünleri üretimi azımsanmayacak noktaya ulaştı. 2003 yılından beri uygulanmakta olan hayvancılığın geliştirilmesine dair desteklemelerden su ürünleri üreticilerinin de faydalanması ile hem Manisa’da hem de Türkiye’de su ürünleri çiftliklerinin, yeni teknoloji ve yeni sistemlere daha hızlı ulaşmasına neden oldu.

Türkiye Avrupa’nın Alabalık tedarik merkeziSu ürünleri sektörünün kapasite artışları ve yeni teknolojileri hızlı

yakalaması, Türkiye’yi alabalık üretiminde Avrupa’nın en büyük üreticisi durumuna getirdi. Öyle ki, Türkiye aynı zamanda Avrupa ülkelerinin en büyük alabalık tedarik merkezi oldu. Ülkemizdeki üretilen alabalıkların yüzde 50’den fazlası, taze, temizlenmiş, donuk, fleto ve dumanlanmış olarak işlenerek yurt dışına ihraç edilerek, ülkemize döviz kazandırıyor.

Türkiye’de 2009 yılında iç sularda balık çiftliklerinde 75 bin 767 ton alabalık, 591 ton aynalı sazan olmak üzere 76 bin 248 ton tatlı su balığı, denizlerde ise 5 bin 229 ton somon, 28 bin 362 ton çipura, 46 bin 554 ton deniz levreği, 89 ton midye ve 2 bin 247 ton (mercan, sivriburun karagöz, patlakgöz mercan, granyoz vb) diğer türler olmak üzere 82 bin 481 ton deniz balığı üretildi. 2009 yılında iç sularda ve denizlerde kültür yoluyla toplam 158 bin 729 su ürünlerinin kültür yoluyla üretimi gerçekleştirildi. (TÜİK).

2009 yılında Manisa’da balık çiftlerinde 914 ton alabalık üretildi. Aynı yıl Manisa’da balık çiftliklerinde üretilen alabalık miktarı, Türkiye’deki alabalık üretiminin yüzde 1.2’ sini oluşturdu. 2009 yılında Manisa’daki balık çiftliklerinde üretilen aynalı sazan miktarı 98

tondur. Aynı yıl içinde Türkiye’de balık çiftliklerinde üretilen aynalı sazan miktarının yüzde 16.58’i Manisa ilindeki balık çiftliklerinden karşılandı.

Manisa’da kültür balıkçılığı Demirköprü Barajı’nda 7, Soma-Sevişler barajında 2 adet olmak

üzere 9 adet balık çiftliği baraj göllerinde, yüzer kafeslerde su ürünleri üretimi yapıyor. İlde karada küçük su kaynaklarında üretim yapan küçük kapasiteli su ürünleri tesisleri de bulunuyor. Manisa da faaliyet gösteren 17 su ürünleri işletmesinin kapasitesi yılda 1681 ton Alabalık ve 170 ton Aynalı Sazan olmak üzere toplam 1851 ton balık üretim kapasitesine sahip bulunuyor.

Barajlarda balık kooperatifleriSoma-Sevişler Barajı’nda avcılık yapan bir adet SS. Sevişler,

Naldöken ve Çevresi Su Ürünleri Kooperatifi bulunuyor. Kooperatife ait 8-10 balıkçı ticari anlamda su ürünleri avcılığı yapıyor. Baraj Gölü’nde sazan balığı, kolyoz balığı ve bıyıklı balık bulunmakta olup, yıl boyu avlanan balık miktarı yaklaşık 3-5 tondur. Baraj gölünde alabalık ve sazan balığı üretmek üzere 2 adet balık çiftliği bulunuyor.

Afşar Barajı Alaşehir - Gireli Su Ürünleri Kooperatifi ile Sarıgöl-Afşar Su Ürünleri Kooperatifi üyelerinin ortak su ürünleri avcılığı yaptıkları sulama amaçlı bir baraj gölüdür. Baraj gölü üç adet dere ile beslenmektedir. Göl alanında 2 adet su ürünleri kooperatifinin 5-10 üyesi, su ürünleri avcılığı ile geçimlerine katkı sağlıyor. Gölde sazan, havuz balığı ve bıyıklı balığın yanında kerevit de bulunuyor.

Gölmarmara Gölü, normal su kotunda 44 km2, maksimum su kotunda yüzey alanı ile Manisa’nın en büyük 2. gölüdür. Maksimum su seviyesinde su yüzey alanı 60 km2’ye kadar çıkıyor. Gölmarmara Gölü’nde su ürünleri avcılığı ile geçinen 2 adet su ürünleri kooperatifi bulunuyor. Kooperatiflerin 200 civarında resmi üyesi olmasına karşın, 60 üyesi aktif olarak balıkçılık yapıyor. Gölmarmara Gölü’nde sazan balığı, yayın balığı, havuz balığı, sudak balığı ve kerevit bulunuyor. Yıllık ortalama 100 ton balık avlanıyor.

Demirköprü Barajı 54 km2 yüzey alanı, son altı yılda maksimum su kotunda 40-48 metre derinliği ile Gediz Nehri ve Borlu Çayı’nda beslenen balık avcılığı ve kültür balıkçılığı açısından en verimli baraj gölüdür. Barajda 85 üyeli su ürünleri avcılığı ile geçinen ve disipline

olmuş bir su ürünleri kooperatifi faaliyet gösteriyor. Demirköprü Barajı’nda sudak balığı, sazan balığı, yayın balığı, havuz balığı, kolyoz balığı ve az miktarda kerevit bulunuyor. Bu gölde yılda 50-90 ton arası sudak balığı, 10-40 ton arası sazan balığı avlanıyor.

Sudak balığı bölgede bulunan doğal balık türleri arasında tek ihracat ürünüdür.

Demirköprü Barajı’nda su ürünleri projesi Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanlığı tarafından onaylanmış alabalık ve sazan üretimi yapmak üzere ruhsatlandırılmış 8 adet balık çiftliği bulunuyor. Bunlardan 4 tanesi aktif konumunu sürdürüyor. Barajda, üretim yapmak üzere 2 firma daha bakanlık tarafından ön izin almış bulunuyor. Mevcut kafes işletmeleri tam kapasite ile çalıştığında, boş olan su ürünleri kafes işletme sahaları da değerlendirildiğinde Demirköprü Barajı’ndan yıllık 2500-3000 tona yakın alabalık üretmenin mümkün olacağı hesaplanıyor.

Yazın su sıcaklığının artması tehlikeliSu Ürünleri Yüksek Mühendisi Kadir Özdemir,

Manisa’da kurulacak bir su ürünleri işleme tesisinin yararına dikkat çekerek, şu değerlendirmeyi yapıyor:

“İlimizde kafes işletmelerimizin en büyük problemi, haziran ayında su sıcaklığının 25 ºC’ye ulaşması nedeniyle balık çiftliklerinin alabalık hasatlarını tamamlamak zorunda kalmalarıdır. Üretimin tavan yaptığı mart, nisan, mayıs aylarında piyasadaki alabalık arzı da maksimum düzeye ulaşmakta, alabalıktaki arz fazlası nedeniyle alabalık fiyatları da yılın en düşük seviyesine düşmektedir. Manisa’da kurulacak bir su ürünleri işleme tesisi, Mart ayından Haziran ayına kadar alabalık (donuk, temiz donuk, füme, fleto) işleyerek, takip eden aylarda ise bir sonraki yılın mart ayına kadar (balık av yasağına kadar) sudak balığını işleyerek, yılın en az 10 ayında su ürünleri işleme tesisini çalıştıracak hammaddeyi bulabilecektir. Ayrıca pazarı bulunması

durumunda kısa zaman Kasım, Aralık aylarında kerevit de işlenerek, ihraç edilebilecektir. İç sularda oluşacak hammadde sıkıntısı durumlarında deniz balığı avcılık ürünlerini de (İzmir Balık Hali’nden) temin edilerek işleme imkanı olacaktır.”

İç suların en lezzetli balığıAlabalıklar sıcaklığı 10 - 15 derece arası soğuk, berrak ve bol

oksijenli sularda yaşayan, çok hareketli, yüzgeçleri dikensiz, pulları çok küçük, genellikle iç sularda yaşayan çoğunun kamuflaj amaçlı olduğu düşünülen beneklere sahip iç sular için en lezzetli, etçil hayvanlardır. Sinek, böcek ve bunların sudaki larvaları, küçük su böcekleri, kabuklular, balık yavruları vb canlılar ile beslenirler. Yumurtadan yeni çıkmış yavru balıklar, çoğunlukla sudaki sinek larvalarıyla beslenir, büyüdükçe küçük balıklar, tatlı su karidesi, sinekler ve uçan böceklerle beslenir. Tüm diğer balıklar gibi boylarının 1/3 ü oranındaki diğer balıklar da alabalığa yem olabilirler. 2-3 yaşlarında ilkbahar ve sonbahar aylarında çiftleşir. Dişi alabalık yumurtalarını çakıl ve kum kaplı dipte, kuyruğuyla karıştırıp açtığı çukura yayar. Hemen yakınındaki erkek de cinsine göre, 45 günle 3 ay arasında açılacak olan yumurtayı döller. Tek bir dişi bir mevsimde 5 bin - 6 bin kadar yumurta üretebilir. Yumurtalardan çıkan alabalık yavrularının yüzde 90'ı ilk üç ay içinde, daha büyük balıklara yem olurlar. Akarsuların gün geçtikçe kirlenmesi, yapılanma ve barajlar bu doğa mucizesi balıkların sayılarının gün geçtikçe azalmalarına neden oluyor.

Gökkuşağı Alabalığı en bilinen türüDiğer türlere oranla mikroplara ve çevreye daha dayanıklı

olduğundan dünyadaki en yaygın kültür türüdür. Doğal alabalıkların bulunduğu sularda rekabete girdiği alalara daima hakim olur. Yurdumuzda en tanınmış ve en çok avlanan türlerden biridir. Adını, bedenini yanlarından boylu boyunca uzanan kırmızı, pembe kuşaktan

alır. Üreme dönemi ereklerde bu kuşak daha göz alıcı olur. Alabalık türleri içinde sıcağa en dayanıklı türdür. Su ısısı 15 derecenin altında bulunan tüm akarsu ve göllerde üreyebilir. Hızlı gelişir. 1 yılda 250 gr. ağırlığa ulaşır. Oltayla 25 - 30 cm.den 45-50 cm. büyüklüğüne kadar olanlar yakalanabilir.

Levreğe göre fiyatı yarı yarıya Kriz nedeniyle geçen yıl kültür balıkçılığında yatırımların durma

noktasına geldiği levrek ve çipuranın aksine alabalık yatırım ve üretiminde önemli artışlar dikkat çekiyor. Kılıç Holding ve Keban Alabalık A.Ş. gibi sektörde birçok firma kapasite artırımı için yatırım yapıyor. Sektördeki yeni yatırımlarla birlikte üretimin bu yıl 70 binden 150 bin tonlara ulaşması tahmin ediliyor.

Alabalık üretiminde yatırımların artmasında, fiyatın levrek ve çipuraya oranla yüzde 50 daha ucuz olması, ruhsat işlemlerinin kolaylığı, yüzey kiralarının uygunluğu, Güneydoğu ve Doğu bölgelerinde uygulanan teşvikler ile Avrupa’dan gelen talep etkili oluyor. Önümüzdeki yıllarda artan baraj sayısıyla birlikte, alabalık üretiminin daha da artması bekleniyor.

İşleme kapasiteleri artıyorEge Su Ürünleri ve Hayvansal Mamuller İhracatçıları Birliği

Yönetim Kurulu Başkanı Sinan Kızıltan, alabalık üretimi yapan firmaların birçoğunun kapasitesini artırmaya başladığını söyledi. Alabalık üretiminde yaşanan artışın nedenlerini değerlendiren Kızıltan, “Son dönemde levrek ve çipurada fiyat artışı yaşandı. Fiyat farkı yüzde 50’ye ulaşınca alabalığa talep arttı. Ayrıca yurtdışından da talepler var. Bunun yanında iç sularda ruhsat almak daha kolay. Ayrıca alabalığın yetiştirme süresi de levrek ve çipuraya göre çok kısa” dedi. Kızıltan, alabalık üretimindeki kapasite artırımıyla birlikte paketleme tesisi yatırımlarının da hızlandığını anlatarak, 20-30 tonluk tesislerin

500-1000 tonluk tesisler kurmaya başladığını sözlerine ekledi. Off shore havuzların özellikleriAlabalıkların içinde üretildiği ağ kafes sistemi, genel anlamda ağ

haznesini su yüzeyinde veya içinde taşıma görevi yapan ahşap, metal veya plastik gibi sentetik malzemelerden oluşuyor. Bağlantı elemanları olarak polimer halat, beton blok, pvc düzenleme balonu ile çeşitli yüzdürücü elemanlardan yararlanılıyor.

Değişik boyutlarda hazırlanan ağ havuzlar, yüzdürücüler yardımıyla deniz, göl ve akarsuların belirli yerlerine yerleştiriliyor. Ağ havuzlar çoğunlukla yüzde 100 naylon (sentetik) iplerle hazırlanıyor ve yüzdürücü materyal olarak ağaç, plastik, pvc, çelik malzemelerden yararlanılıyor. Seçilecek kafes şekli de balık türüne göre değişiklik gösteriyor.

Salihli VİZYONNİSAN - MAYIS - HAZİRAN 2012

Salihli’ye 20 km uzaklıktaki Demirköprü Baraj Gölü’nde yıllık 1000 - 1200 ton

civarında kültür Alabalık ve Aynalı Sazan yetiştiriciliği yapılıyor. İşlemeye uygun bir balık

türü olan Alabalığı en çok Avrupalılar tercih ediyor.

Su ürünleri sektörünün, hayvancılığın geliştirilmesine dair desteklerden

yararlandırılması ve yeni teknolojileri yakalaması ile Türkiye, alabalık üretiminde Avrupa’nın en büyük üreticisi ve en önemli

tedarik merkezi durumuna geldi.

Avrupa’nınAlabalığı

Demirköprü’den

Page 5: Salihli Ticaret ve Sanayi Odası Vizyon Dergisi Nisan, Mayıs, Haziran 2012

5

Şirin Yörük

Üç tarafı denizlerle çevrili ülkemizde balık deyince genelde deniz balıkları olan hamsi, çipura, lüfer, levrek aklımıza gelir. Tatlı su balıkları olan alabalık ise sofralarımıza pek konuk olmayan bir türdür. Genelde kılçıklı bir balık olarak bilindiği için tercih edilmez. Alabalık bazı restoranlarda “canlı balık” tabelalarıyla karşımıza çıkar. Tatlı su balığı olduğu için, havuzlarda canlı olarak bekletilir.

Alabalık kültür yöntemiyle havuzlarda da yetiştiriliyor. İlde su kaynakları sınırlı olduğu halde, bu alandaki üretim azımsanmayacak noktaya geldi. Salihli’ye 20 km uzaklıktaki Demirköprü Baraj Gölü’nde, havuzlarda yetiştirilen alabalıklar, başta Hollanda, Almanya ve İtalya olmak üzere Avrupa ülkelerine ihraç ediliyor.

Demirköprü Baraj Gölü’nde önemli bir ekonomik değere ulaşan üç büyük Alabalık üretim tesisi yer alıyor. Şen Kibar yıllık 500 ton, Azer Balıkçılık yıllık 400 ton ve Babek Tarım ve Su Ürünleri de yıllık 300 ton Alabalık üretimi yapıyor. Azer Su Ürünleri Alabalıkla birlikte ayrıca yıllık 100 ton Aynalı Sazan üretimi gerçekleştiriyor. Azer, Türkiye’de sazan yetiştiriciliğinde birinci sırada yer alıyor. 2008 yılında bölgede havuz kuran Babek Su Ürünleri de yıllık 5 ton Aynalı Sazan üretim ruhsatına sahip bulunuyor.

Teknoloji yakından takip ediliyorAlabalıklar off shore sistemiyle kurulan balık havuzlarında

büyütülüp istenen büyüklüğe getiriliyor. Bir balık 10 gram olarak kafese konulduğunda 4 ay sonra 300 gram büyüklüğe erişebiliyor. 16’lık kafesler 23 ton balık kapasitesine sahip bulunuyor. Demirköprü Baraj Gölü’nde 1 kg yeme karşılık 1 kg balık elde edilebiliyor. Yani

bire bir verim alınıyor. Gediz Nehri’nin beslediği gölde suyun derinliği yer yer 40 m’ye kadar ulaşabiliyor. Havuzların derinliği ise 8 metreye kadar iniyor.

Beş yıldır gölde Alabalık yetiştiriciliği yapan Babek Su Ürünleri’nin yetkilisi Özgür Yardımcı, ürettikleri Alabalığın ağırlıklı olarak Avrupa ülkelerine ihraç edildiğini, iç piyasada İzmir Hali’ne satış yaptıklarını, bunun yanı sıra Bursa, Aydın ve Balıkesir’e de balık gönderdiklerini belirtiyor.

Üreticinin satış fiyatı 5 TLBeş yıldır Alabalık üretimi işiyle meşgul olan Babek Su Ürünleri

Yönetim Kurulu Başkanı Mehmet Yücel Çelik, kapasitelerini 300 tona çıkarmak için yatırımlara devam ettiklerini belirtti. Babek olarak 300 ton Alabalık ve 5 ton da Aynalı Sazan üretim ruhsatına sahip bulunduklarını ifade eden Çelik, fiyatlar konusunda ise şu bilgileri verdi:

“Bu sene önceki yıllara göre üretici açısından fiyatlar daha uygun seviyeye geldi. Üreticiden çıkışı 4.5 ile 5 TL arasında değişiyor. Çok maliyetli bir iş olan kültür balıkçılığında üreticinin zarar etmemesi için fiyat en az bu seviyelerde tutunmalıdır.”

Yüzde 75’i ihraç ediliyorAzer Su Ürünleri Yetkilisi Su Ürünleri Yüksek Mühendisi Dr.

Ahmet Abdullahoğlu, Demirköprü Baraj Gölü’nde kültür yöntemiyle

üretilen alabalıkların yüzde 25’inin iç piyasada başta İzmir, İstanbul, Ankara, Manisa ve Kütahya’da tüketildiğini belirtti. Yüzde 75’i ihraç edilen balıkların başta Hollanda, Almanya ve İtalya’ya olmak üzere Avrupa’ya ihraç edildiğini anlatan Abdullahoğlu, yüzlerce mağazası bulunan Metro zincir marketleriyle başka ülkelere de ulaşıldığını kaydetti. Abdullahoğlu, ihracatın ise İzmir ve Aydın illerinde işleme tesisleri olan Agromey Gıda ile FST Gıda gibi büyük firmalar tarafından yapıldığını ifade etti.

Su Ürünleri Yüksek Mühendisi Kadir Özdemir’in “Manisa’da Su Ürünleri Üretimi” başlıklı Manisa Tarım ve Gıda Dergisi’nde yayınlanan yazısında da anlattığı üzere, ilde su kaynaklarının sınırlı olmasına karşın su ürünleri üretimi azımsanmayacak noktaya ulaştı. 2003 yılından beri uygulanmakta olan hayvancılığın geliştirilmesine dair desteklemelerden su ürünleri üreticilerinin de faydalanması ile hem Manisa’da hem de Türkiye’de su ürünleri çiftliklerinin, yeni teknoloji ve yeni sistemlere daha hızlı ulaşmasına neden oldu.

Türkiye Avrupa’nın Alabalık tedarik merkeziSu ürünleri sektörünün kapasite artışları ve yeni teknolojileri hızlı

yakalaması, Türkiye’yi alabalık üretiminde Avrupa’nın en büyük üreticisi durumuna getirdi. Öyle ki, Türkiye aynı zamanda Avrupa ülkelerinin en büyük alabalık tedarik merkezi oldu. Ülkemizdeki üretilen alabalıkların yüzde 50’den fazlası, taze, temizlenmiş, donuk, fleto ve dumanlanmış olarak işlenerek yurt dışına ihraç edilerek, ülkemize döviz kazandırıyor.

Türkiye’de 2009 yılında iç sularda balık çiftliklerinde 75 bin 767 ton alabalık, 591 ton aynalı sazan olmak üzere 76 bin 248 ton tatlı su balığı, denizlerde ise 5 bin 229 ton somon, 28 bin 362 ton çipura, 46 bin 554 ton deniz levreği, 89 ton midye ve 2 bin 247 ton (mercan, sivriburun karagöz, patlakgöz mercan, granyoz vb) diğer türler olmak üzere 82 bin 481 ton deniz balığı üretildi. 2009 yılında iç sularda ve denizlerde kültür yoluyla toplam 158 bin 729 su ürünlerinin kültür yoluyla üretimi gerçekleştirildi. (TÜİK).

2009 yılında Manisa’da balık çiftlerinde 914 ton alabalık üretildi. Aynı yıl Manisa’da balık çiftliklerinde üretilen alabalık miktarı, Türkiye’deki alabalık üretiminin yüzde 1.2’ sini oluşturdu. 2009 yılında Manisa’daki balık çiftliklerinde üretilen aynalı sazan miktarı 98

tondur. Aynı yıl içinde Türkiye’de balık çiftliklerinde üretilen aynalı sazan miktarının yüzde 16.58’i Manisa ilindeki balık çiftliklerinden karşılandı.

Manisa’da kültür balıkçılığı Demirköprü Barajı’nda 7, Soma-Sevişler barajında 2 adet olmak

üzere 9 adet balık çiftliği baraj göllerinde, yüzer kafeslerde su ürünleri üretimi yapıyor. İlde karada küçük su kaynaklarında üretim yapan küçük kapasiteli su ürünleri tesisleri de bulunuyor. Manisa da faaliyet gösteren 17 su ürünleri işletmesinin kapasitesi yılda 1681 ton Alabalık ve 170 ton Aynalı Sazan olmak üzere toplam 1851 ton balık üretim kapasitesine sahip bulunuyor.

Barajlarda balık kooperatifleriSoma-Sevişler Barajı’nda avcılık yapan bir adet SS. Sevişler,

Naldöken ve Çevresi Su Ürünleri Kooperatifi bulunuyor. Kooperatife ait 8-10 balıkçı ticari anlamda su ürünleri avcılığı yapıyor. Baraj Gölü’nde sazan balığı, kolyoz balığı ve bıyıklı balık bulunmakta olup, yıl boyu avlanan balık miktarı yaklaşık 3-5 tondur. Baraj gölünde alabalık ve sazan balığı üretmek üzere 2 adet balık çiftliği bulunuyor.

Afşar Barajı Alaşehir - Gireli Su Ürünleri Kooperatifi ile Sarıgöl-Afşar Su Ürünleri Kooperatifi üyelerinin ortak su ürünleri avcılığı yaptıkları sulama amaçlı bir baraj gölüdür. Baraj gölü üç adet dere ile beslenmektedir. Göl alanında 2 adet su ürünleri kooperatifinin 5-10 üyesi, su ürünleri avcılığı ile geçimlerine katkı sağlıyor. Gölde sazan, havuz balığı ve bıyıklı balığın yanında kerevit de bulunuyor.

Gölmarmara Gölü, normal su kotunda 44 km2, maksimum su kotunda yüzey alanı ile Manisa’nın en büyük 2. gölüdür. Maksimum su seviyesinde su yüzey alanı 60 km2’ye kadar çıkıyor. Gölmarmara Gölü’nde su ürünleri avcılığı ile geçinen 2 adet su ürünleri kooperatifi bulunuyor. Kooperatiflerin 200 civarında resmi üyesi olmasına karşın, 60 üyesi aktif olarak balıkçılık yapıyor. Gölmarmara Gölü’nde sazan balığı, yayın balığı, havuz balığı, sudak balığı ve kerevit bulunuyor. Yıllık ortalama 100 ton balık avlanıyor.

Demirköprü Barajı 54 km2 yüzey alanı, son altı yılda maksimum su kotunda 40-48 metre derinliği ile Gediz Nehri ve Borlu Çayı’nda beslenen balık avcılığı ve kültür balıkçılığı açısından en verimli baraj gölüdür. Barajda 85 üyeli su ürünleri avcılığı ile geçinen ve disipline

olmuş bir su ürünleri kooperatifi faaliyet gösteriyor. Demirköprü Barajı’nda sudak balığı, sazan balığı, yayın balığı, havuz balığı, kolyoz balığı ve az miktarda kerevit bulunuyor. Bu gölde yılda 50-90 ton arası sudak balığı, 10-40 ton arası sazan balığı avlanıyor.

Sudak balığı bölgede bulunan doğal balık türleri arasında tek ihracat ürünüdür.

Demirköprü Barajı’nda su ürünleri projesi Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanlığı tarafından onaylanmış alabalık ve sazan üretimi yapmak üzere ruhsatlandırılmış 8 adet balık çiftliği bulunuyor. Bunlardan 4 tanesi aktif konumunu sürdürüyor. Barajda, üretim yapmak üzere 2 firma daha bakanlık tarafından ön izin almış bulunuyor. Mevcut kafes işletmeleri tam kapasite ile çalıştığında, boş olan su ürünleri kafes işletme sahaları da değerlendirildiğinde Demirköprü Barajı’ndan yıllık 2500-3000 tona yakın alabalık üretmenin mümkün olacağı hesaplanıyor.

Yazın su sıcaklığının artması tehlikeliSu Ürünleri Yüksek Mühendisi Kadir Özdemir,

Manisa’da kurulacak bir su ürünleri işleme tesisinin yararına dikkat çekerek, şu değerlendirmeyi yapıyor:

“İlimizde kafes işletmelerimizin en büyük problemi, haziran ayında su sıcaklığının 25 ºC’ye ulaşması nedeniyle balık çiftliklerinin alabalık hasatlarını tamamlamak zorunda kalmalarıdır. Üretimin tavan yaptığı mart, nisan, mayıs aylarında piyasadaki alabalık arzı da maksimum düzeye ulaşmakta, alabalıktaki arz fazlası nedeniyle alabalık fiyatları da yılın en düşük seviyesine düşmektedir. Manisa’da kurulacak bir su ürünleri işleme tesisi, Mart ayından Haziran ayına kadar alabalık (donuk, temiz donuk, füme, fleto) işleyerek, takip eden aylarda ise bir sonraki yılın mart ayına kadar (balık av yasağına kadar) sudak balığını işleyerek, yılın en az 10 ayında su ürünleri işleme tesisini çalıştıracak hammaddeyi bulabilecektir. Ayrıca pazarı bulunması

durumunda kısa zaman Kasım, Aralık aylarında kerevit de işlenerek, ihraç edilebilecektir. İç sularda oluşacak hammadde sıkıntısı durumlarında deniz balığı avcılık ürünlerini de (İzmir Balık Hali’nden) temin edilerek işleme imkanı olacaktır.”

İç suların en lezzetli balığıAlabalıklar sıcaklığı 10 - 15 derece arası soğuk, berrak ve bol

oksijenli sularda yaşayan, çok hareketli, yüzgeçleri dikensiz, pulları çok küçük, genellikle iç sularda yaşayan çoğunun kamuflaj amaçlı olduğu düşünülen beneklere sahip iç sular için en lezzetli, etçil hayvanlardır. Sinek, böcek ve bunların sudaki larvaları, küçük su böcekleri, kabuklular, balık yavruları vb canlılar ile beslenirler. Yumurtadan yeni çıkmış yavru balıklar, çoğunlukla sudaki sinek larvalarıyla beslenir, büyüdükçe küçük balıklar, tatlı su karidesi, sinekler ve uçan böceklerle beslenir. Tüm diğer balıklar gibi boylarının 1/3 ü oranındaki diğer balıklar da alabalığa yem olabilirler. 2-3 yaşlarında ilkbahar ve sonbahar aylarında çiftleşir. Dişi alabalık yumurtalarını çakıl ve kum kaplı dipte, kuyruğuyla karıştırıp açtığı çukura yayar. Hemen yakınındaki erkek de cinsine göre, 45 günle 3 ay arasında açılacak olan yumurtayı döller. Tek bir dişi bir mevsimde 5 bin - 6 bin kadar yumurta üretebilir. Yumurtalardan çıkan alabalık yavrularının yüzde 90'ı ilk üç ay içinde, daha büyük balıklara yem olurlar. Akarsuların gün geçtikçe kirlenmesi, yapılanma ve barajlar bu doğa mucizesi balıkların sayılarının gün geçtikçe azalmalarına neden oluyor.

Gökkuşağı Alabalığı en bilinen türüDiğer türlere oranla mikroplara ve çevreye daha dayanıklı

olduğundan dünyadaki en yaygın kültür türüdür. Doğal alabalıkların bulunduğu sularda rekabete girdiği alalara daima hakim olur. Yurdumuzda en tanınmış ve en çok avlanan türlerden biridir. Adını, bedenini yanlarından boylu boyunca uzanan kırmızı, pembe kuşaktan

alır. Üreme dönemi ereklerde bu kuşak daha göz alıcı olur. Alabalık türleri içinde sıcağa en dayanıklı türdür. Su ısısı 15 derecenin altında bulunan tüm akarsu ve göllerde üreyebilir. Hızlı gelişir. 1 yılda 250 gr. ağırlığa ulaşır. Oltayla 25 - 30 cm.den 45-50 cm. büyüklüğüne kadar olanlar yakalanabilir.

Levreğe göre fiyatı yarı yarıya Kriz nedeniyle geçen yıl kültür balıkçılığında yatırımların durma

noktasına geldiği levrek ve çipuranın aksine alabalık yatırım ve üretiminde önemli artışlar dikkat çekiyor. Kılıç Holding ve Keban Alabalık A.Ş. gibi sektörde birçok firma kapasite artırımı için yatırım yapıyor. Sektördeki yeni yatırımlarla birlikte üretimin bu yıl 70 binden 150 bin tonlara ulaşması tahmin ediliyor.

Alabalık üretiminde yatırımların artmasında, fiyatın levrek ve çipuraya oranla yüzde 50 daha ucuz olması, ruhsat işlemlerinin kolaylığı, yüzey kiralarının uygunluğu, Güneydoğu ve Doğu bölgelerinde uygulanan teşvikler ile Avrupa’dan gelen talep etkili oluyor. Önümüzdeki yıllarda artan baraj sayısıyla birlikte, alabalık üretiminin daha da artması bekleniyor.

İşleme kapasiteleri artıyorEge Su Ürünleri ve Hayvansal Mamuller İhracatçıları Birliği

Yönetim Kurulu Başkanı Sinan Kızıltan, alabalık üretimi yapan firmaların birçoğunun kapasitesini artırmaya başladığını söyledi. Alabalık üretiminde yaşanan artışın nedenlerini değerlendiren Kızıltan, “Son dönemde levrek ve çipurada fiyat artışı yaşandı. Fiyat farkı yüzde 50’ye ulaşınca alabalığa talep arttı. Ayrıca yurtdışından da talepler var. Bunun yanında iç sularda ruhsat almak daha kolay. Ayrıca alabalığın yetiştirme süresi de levrek ve çipuraya göre çok kısa” dedi. Kızıltan, alabalık üretimindeki kapasite artırımıyla birlikte paketleme tesisi yatırımlarının da hızlandığını anlatarak, 20-30 tonluk tesislerin

500-1000 tonluk tesisler kurmaya başladığını sözlerine ekledi. Off shore havuzların özellikleriAlabalıkların içinde üretildiği ağ kafes sistemi, genel anlamda ağ

haznesini su yüzeyinde veya içinde taşıma görevi yapan ahşap, metal veya plastik gibi sentetik malzemelerden oluşuyor. Bağlantı elemanları olarak polimer halat, beton blok, pvc düzenleme balonu ile çeşitli yüzdürücü elemanlardan yararlanılıyor.

Değişik boyutlarda hazırlanan ağ havuzlar, yüzdürücüler yardımıyla deniz, göl ve akarsuların belirli yerlerine yerleştiriliyor. Ağ havuzlar çoğunlukla yüzde 100 naylon (sentetik) iplerle hazırlanıyor ve yüzdürücü materyal olarak ağaç, plastik, pvc, çelik malzemelerden yararlanılıyor. Seçilecek kafes şekli de balık türüne göre değişiklik gösteriyor.

Salihli VİZYONNİSAN - MAYIS - HAZİRAN 2012

Page 6: Salihli Ticaret ve Sanayi Odası Vizyon Dergisi Nisan, Mayıs, Haziran 2012

6

Üç tarafı denizlerle çevrili ülkemizde balık deyince genelde deniz balıkları olan hamsi, çipura, lüfer, levrek aklımıza gelir. Tatlı su balıkları olan alabalık ise sofralarımıza pek konuk olmayan bir türdür. Genelde kılçıklı bir balık olarak bilindiği için tercih edilmez. Alabalık bazı restoranlarda “canlı balık” tabelalarıyla karşımıza çıkar. Tatlı su balığı olduğu için, havuzlarda canlı olarak bekletilir.

Alabalık kültür yöntemiyle havuzlarda da yetiştiriliyor. İlde su kaynakları sınırlı olduğu halde, bu alandaki üretim azımsanmayacak noktaya geldi. Salihli’ye 20 km uzaklıktaki Demirköprü Baraj Gölü’nde, havuzlarda yetiştirilen alabalıklar, başta Hollanda, Almanya ve İtalya olmak üzere Avrupa ülkelerine ihraç ediliyor.

Demirköprü Baraj Gölü’nde önemli bir ekonomik değere ulaşan üç büyük Alabalık üretim tesisi yer alıyor. Şen Kibar yıllık 500 ton, Azer Balıkçılık yıllık 400 ton ve Babek Tarım ve Su Ürünleri de yıllık 300 ton Alabalık üretimi yapıyor. Azer Su Ürünleri Alabalıkla birlikte ayrıca yıllık 100 ton Aynalı Sazan üretimi gerçekleştiriyor. Azer, Türkiye’de sazan yetiştiriciliğinde birinci sırada yer alıyor. 2008 yılında bölgede havuz kuran Babek Su Ürünleri de yıllık 5 ton Aynalı Sazan üretim ruhsatına sahip bulunuyor.

Teknoloji yakından takip ediliyorAlabalıklar off shore sistemiyle kurulan balık havuzlarında

büyütülüp istenen büyüklüğe getiriliyor. Bir balık 10 gram olarak kafese konulduğunda 4 ay sonra 300 gram büyüklüğe erişebiliyor. 16’lık kafesler 23 ton balık kapasitesine sahip bulunuyor. Demirköprü Baraj Gölü’nde 1 kg yeme karşılık 1 kg balık elde edilebiliyor. Yani

bire bir verim alınıyor. Gediz Nehri’nin beslediği gölde suyun derinliği yer yer 40 m’ye kadar ulaşabiliyor. Havuzların derinliği ise 8 metreye kadar iniyor.

Beş yıldır gölde Alabalık yetiştiriciliği yapan Babek Su Ürünleri’nin yetkilisi Özgür Yardımcı, ürettikleri Alabalığın ağırlıklı olarak Avrupa ülkelerine ihraç edildiğini, iç piyasada İzmir Hali’ne satış yaptıklarını, bunun yanı sıra Bursa, Aydın ve Balıkesir’e de balık gönderdiklerini belirtiyor.

Üreticinin satış fiyatı 5 TLBeş yıldır Alabalık üretimi işiyle meşgul olan Babek Su Ürünleri

Yönetim Kurulu Başkanı Mehmet Yücel Çelik, kapasitelerini 300 tona çıkarmak için yatırımlara devam ettiklerini belirtti. Babek olarak 300 ton Alabalık ve 5 ton da Aynalı Sazan üretim ruhsatına sahip bulunduklarını ifade eden Çelik, fiyatlar konusunda ise şu bilgileri verdi:

“Bu sene önceki yıllara göre üretici açısından fiyatlar daha uygun seviyeye geldi. Üreticiden çıkışı 4.5 ile 5 TL arasında değişiyor. Çok maliyetli bir iş olan kültür balıkçılığında üreticinin zarar etmemesi için fiyat en az bu seviyelerde tutunmalıdır.”

Yüzde 75’i ihraç ediliyorAzer Su Ürünleri Yetkilisi Su Ürünleri Yüksek Mühendisi Dr.

Ahmet Abdullahoğlu, Demirköprü Baraj Gölü’nde kültür yöntemiyle

üretilen alabalıkların yüzde 25’inin iç piyasada başta İzmir, İstanbul, Ankara, Manisa ve Kütahya’da tüketildiğini belirtti. Yüzde 75’i ihraç edilen balıkların başta Hollanda, Almanya ve İtalya’ya olmak üzere Avrupa’ya ihraç edildiğini anlatan Abdullahoğlu, yüzlerce mağazası bulunan Metro zincir marketleriyle başka ülkelere de ulaşıldığını kaydetti. Abdullahoğlu, ihracatın ise İzmir ve Aydın illerinde işleme tesisleri olan Agromey Gıda ile FST Gıda gibi büyük firmalar tarafından yapıldığını ifade etti.

Su Ürünleri Yüksek Mühendisi Kadir Özdemir’in “Manisa’da Su Ürünleri Üretimi” başlıklı Manisa Tarım ve Gıda Dergisi’nde yayınlanan yazısında da anlattığı üzere, ilde su kaynaklarının sınırlı olmasına karşın su ürünleri üretimi azımsanmayacak noktaya ulaştı. 2003 yılından beri uygulanmakta olan hayvancılığın geliştirilmesine dair desteklemelerden su ürünleri üreticilerinin de faydalanması ile hem Manisa’da hem de Türkiye’de su ürünleri çiftliklerinin, yeni teknoloji ve yeni sistemlere daha hızlı ulaşmasına neden oldu.

Türkiye Avrupa’nın Alabalık tedarik merkeziSu ürünleri sektörünün kapasite artışları ve yeni teknolojileri hızlı

yakalaması, Türkiye’yi alabalık üretiminde Avrupa’nın en büyük üreticisi durumuna getirdi. Öyle ki, Türkiye aynı zamanda Avrupa ülkelerinin en büyük alabalık tedarik merkezi oldu. Ülkemizdeki üretilen alabalıkların yüzde 50’den fazlası, taze, temizlenmiş, donuk, fleto ve dumanlanmış olarak işlenerek yurt dışına ihraç edilerek, ülkemize döviz kazandırıyor.

Türkiye’de 2009 yılında iç sularda balık çiftliklerinde 75 bin 767 ton alabalık, 591 ton aynalı sazan olmak üzere 76 bin 248 ton tatlı su balığı, denizlerde ise 5 bin 229 ton somon, 28 bin 362 ton çipura, 46 bin 554 ton deniz levreği, 89 ton midye ve 2 bin 247 ton (mercan, sivriburun karagöz, patlakgöz mercan, granyoz vb) diğer türler olmak üzere 82 bin 481 ton deniz balığı üretildi. 2009 yılında iç sularda ve denizlerde kültür yoluyla toplam 158 bin 729 su ürünlerinin kültür yoluyla üretimi gerçekleştirildi. (TÜİK).

2009 yılında Manisa’da balık çiftlerinde 914 ton alabalık üretildi. Aynı yıl Manisa’da balık çiftliklerinde üretilen alabalık miktarı, Türkiye’deki alabalık üretiminin yüzde 1.2’ sini oluşturdu. 2009 yılında Manisa’daki balık çiftliklerinde üretilen aynalı sazan miktarı 98

tondur. Aynı yıl içinde Türkiye’de balık çiftliklerinde üretilen aynalı sazan miktarının yüzde 16.58’i Manisa ilindeki balık çiftliklerinden karşılandı.

Manisa’da kültür balıkçılığı Demirköprü Barajı’nda 7, Soma-Sevişler barajında 2 adet olmak

üzere 9 adet balık çiftliği baraj göllerinde, yüzer kafeslerde su ürünleri üretimi yapıyor. İlde karada küçük su kaynaklarında üretim yapan küçük kapasiteli su ürünleri tesisleri de bulunuyor. Manisa da faaliyet gösteren 17 su ürünleri işletmesinin kapasitesi yılda 1681 ton Alabalık ve 170 ton Aynalı Sazan olmak üzere toplam 1851 ton balık üretim kapasitesine sahip bulunuyor.

Barajlarda balık kooperatifleriSoma-Sevişler Barajı’nda avcılık yapan bir adet SS. Sevişler,

Naldöken ve Çevresi Su Ürünleri Kooperatifi bulunuyor. Kooperatife ait 8-10 balıkçı ticari anlamda su ürünleri avcılığı yapıyor. Baraj Gölü’nde sazan balığı, kolyoz balığı ve bıyıklı balık bulunmakta olup, yıl boyu avlanan balık miktarı yaklaşık 3-5 tondur. Baraj gölünde alabalık ve sazan balığı üretmek üzere 2 adet balık çiftliği bulunuyor.

Afşar Barajı Alaşehir - Gireli Su Ürünleri Kooperatifi ile Sarıgöl-Afşar Su Ürünleri Kooperatifi üyelerinin ortak su ürünleri avcılığı yaptıkları sulama amaçlı bir baraj gölüdür. Baraj gölü üç adet dere ile beslenmektedir. Göl alanında 2 adet su ürünleri kooperatifinin 5-10 üyesi, su ürünleri avcılığı ile geçimlerine katkı sağlıyor. Gölde sazan, havuz balığı ve bıyıklı balığın yanında kerevit de bulunuyor.

Gölmarmara Gölü, normal su kotunda 44 km2, maksimum su kotunda yüzey alanı ile Manisa’nın en büyük 2. gölüdür. Maksimum su seviyesinde su yüzey alanı 60 km2’ye kadar çıkıyor. Gölmarmara Gölü’nde su ürünleri avcılığı ile geçinen 2 adet su ürünleri kooperatifi bulunuyor. Kooperatiflerin 200 civarında resmi üyesi olmasına karşın, 60 üyesi aktif olarak balıkçılık yapıyor. Gölmarmara Gölü’nde sazan balığı, yayın balığı, havuz balığı, sudak balığı ve kerevit bulunuyor. Yıllık ortalama 100 ton balık avlanıyor.

Demirköprü Barajı 54 km2 yüzey alanı, son altı yılda maksimum su kotunda 40-48 metre derinliği ile Gediz Nehri ve Borlu Çayı’nda beslenen balık avcılığı ve kültür balıkçılığı açısından en verimli baraj gölüdür. Barajda 85 üyeli su ürünleri avcılığı ile geçinen ve disipline

olmuş bir su ürünleri kooperatifi faaliyet gösteriyor. Demirköprü Barajı’nda sudak balığı, sazan balığı, yayın balığı, havuz balığı, kolyoz balığı ve az miktarda kerevit bulunuyor. Bu gölde yılda 50-90 ton arası sudak balığı, 10-40 ton arası sazan balığı avlanıyor.

Sudak balığı bölgede bulunan doğal balık türleri arasında tek ihracat ürünüdür.

Demirköprü Barajı’nda su ürünleri projesi Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanlığı tarafından onaylanmış alabalık ve sazan üretimi yapmak üzere ruhsatlandırılmış 8 adet balık çiftliği bulunuyor. Bunlardan 4 tanesi aktif konumunu sürdürüyor. Barajda, üretim yapmak üzere 2 firma daha bakanlık tarafından ön izin almış bulunuyor. Mevcut kafes işletmeleri tam kapasite ile çalıştığında, boş olan su ürünleri kafes işletme sahaları da değerlendirildiğinde Demirköprü Barajı’ndan yıllık 2500-3000 tona yakın alabalık üretmenin mümkün olacağı hesaplanıyor.

Yazın su sıcaklığının artması tehlikeliSu Ürünleri Yüksek Mühendisi Kadir Özdemir,

Manisa’da kurulacak bir su ürünleri işleme tesisinin yararına dikkat çekerek, şu değerlendirmeyi yapıyor:

“İlimizde kafes işletmelerimizin en büyük problemi, haziran ayında su sıcaklığının 25 ºC’ye ulaşması nedeniyle balık çiftliklerinin alabalık hasatlarını tamamlamak zorunda kalmalarıdır. Üretimin tavan yaptığı mart, nisan, mayıs aylarında piyasadaki alabalık arzı da maksimum düzeye ulaşmakta, alabalıktaki arz fazlası nedeniyle alabalık fiyatları da yılın en düşük seviyesine düşmektedir. Manisa’da kurulacak bir su ürünleri işleme tesisi, Mart ayından Haziran ayına kadar alabalık (donuk, temiz donuk, füme, fleto) işleyerek, takip eden aylarda ise bir sonraki yılın mart ayına kadar (balık av yasağına kadar) sudak balığını işleyerek, yılın en az 10 ayında su ürünleri işleme tesisini çalıştıracak hammaddeyi bulabilecektir. Ayrıca pazarı bulunması

durumunda kısa zaman Kasım, Aralık aylarında kerevit de işlenerek, ihraç edilebilecektir. İç sularda oluşacak hammadde sıkıntısı durumlarında deniz balığı avcılık ürünlerini de (İzmir Balık Hali’nden) temin edilerek işleme imkanı olacaktır.”

İç suların en lezzetli balığıAlabalıklar sıcaklığı 10 - 15 derece arası soğuk, berrak ve bol

oksijenli sularda yaşayan, çok hareketli, yüzgeçleri dikensiz, pulları çok küçük, genellikle iç sularda yaşayan çoğunun kamuflaj amaçlı olduğu düşünülen beneklere sahip iç sular için en lezzetli, etçil hayvanlardır. Sinek, böcek ve bunların sudaki larvaları, küçük su böcekleri, kabuklular, balık yavruları vb canlılar ile beslenirler. Yumurtadan yeni çıkmış yavru balıklar, çoğunlukla sudaki sinek larvalarıyla beslenir, büyüdükçe küçük balıklar, tatlı su karidesi, sinekler ve uçan böceklerle beslenir. Tüm diğer balıklar gibi boylarının 1/3 ü oranındaki diğer balıklar da alabalığa yem olabilirler. 2-3 yaşlarında ilkbahar ve sonbahar aylarında çiftleşir. Dişi alabalık yumurtalarını çakıl ve kum kaplı dipte, kuyruğuyla karıştırıp açtığı çukura yayar. Hemen yakınındaki erkek de cinsine göre, 45 günle 3 ay arasında açılacak olan yumurtayı döller. Tek bir dişi bir mevsimde 5 bin - 6 bin kadar yumurta üretebilir. Yumurtalardan çıkan alabalık yavrularının yüzde 90'ı ilk üç ay içinde, daha büyük balıklara yem olurlar. Akarsuların gün geçtikçe kirlenmesi, yapılanma ve barajlar bu doğa mucizesi balıkların sayılarının gün geçtikçe azalmalarına neden oluyor.

Gökkuşağı Alabalığı en bilinen türüDiğer türlere oranla mikroplara ve çevreye daha dayanıklı

olduğundan dünyadaki en yaygın kültür türüdür. Doğal alabalıkların bulunduğu sularda rekabete girdiği alalara daima hakim olur. Yurdumuzda en tanınmış ve en çok avlanan türlerden biridir. Adını, bedenini yanlarından boylu boyunca uzanan kırmızı, pembe kuşaktan

alır. Üreme dönemi ereklerde bu kuşak daha göz alıcı olur. Alabalık türleri içinde sıcağa en dayanıklı türdür. Su ısısı 15 derecenin altında bulunan tüm akarsu ve göllerde üreyebilir. Hızlı gelişir. 1 yılda 250 gr. ağırlığa ulaşır. Oltayla 25 - 30 cm.den 45-50 cm. büyüklüğüne kadar olanlar yakalanabilir.

Levreğe göre fiyatı yarı yarıya Kriz nedeniyle geçen yıl kültür balıkçılığında yatırımların durma

noktasına geldiği levrek ve çipuranın aksine alabalık yatırım ve üretiminde önemli artışlar dikkat çekiyor. Kılıç Holding ve Keban Alabalık A.Ş. gibi sektörde birçok firma kapasite artırımı için yatırım yapıyor. Sektördeki yeni yatırımlarla birlikte üretimin bu yıl 70 binden 150 bin tonlara ulaşması tahmin ediliyor.

Alabalık üretiminde yatırımların artmasında, fiyatın levrek ve çipuraya oranla yüzde 50 daha ucuz olması, ruhsat işlemlerinin kolaylığı, yüzey kiralarının uygunluğu, Güneydoğu ve Doğu bölgelerinde uygulanan teşvikler ile Avrupa’dan gelen talep etkili oluyor. Önümüzdeki yıllarda artan baraj sayısıyla birlikte, alabalık üretiminin daha da artması bekleniyor.

İşleme kapasiteleri artıyorEge Su Ürünleri ve Hayvansal Mamuller İhracatçıları Birliği

Yönetim Kurulu Başkanı Sinan Kızıltan, alabalık üretimi yapan firmaların birçoğunun kapasitesini artırmaya başladığını söyledi. Alabalık üretiminde yaşanan artışın nedenlerini değerlendiren Kızıltan, “Son dönemde levrek ve çipurada fiyat artışı yaşandı. Fiyat farkı yüzde 50’ye ulaşınca alabalığa talep arttı. Ayrıca yurtdışından da talepler var. Bunun yanında iç sularda ruhsat almak daha kolay. Ayrıca alabalığın yetiştirme süresi de levrek ve çipuraya göre çok kısa” dedi. Kızıltan, alabalık üretimindeki kapasite artırımıyla birlikte paketleme tesisi yatırımlarının da hızlandığını anlatarak, 20-30 tonluk tesislerin

500-1000 tonluk tesisler kurmaya başladığını sözlerine ekledi. Off shore havuzların özellikleriAlabalıkların içinde üretildiği ağ kafes sistemi, genel anlamda ağ

haznesini su yüzeyinde veya içinde taşıma görevi yapan ahşap, metal veya plastik gibi sentetik malzemelerden oluşuyor. Bağlantı elemanları olarak polimer halat, beton blok, pvc düzenleme balonu ile çeşitli yüzdürücü elemanlardan yararlanılıyor.

Değişik boyutlarda hazırlanan ağ havuzlar, yüzdürücüler yardımıyla deniz, göl ve akarsuların belirli yerlerine yerleştiriliyor. Ağ havuzlar çoğunlukla yüzde 100 naylon (sentetik) iplerle hazırlanıyor ve yüzdürücü materyal olarak ağaç, plastik, pvc, çelik malzemelerden yararlanılıyor. Seçilecek kafes şekli de balık türüne göre değişiklik gösteriyor.

Salihli VİZYONNİSAN - MAYIS - HAZİRAN 2012

Aynalı Sazan 7-10 kg'a kadar ulaşabiliyor.

Page 7: Salihli Ticaret ve Sanayi Odası Vizyon Dergisi Nisan, Mayıs, Haziran 2012

7

Üç tarafı denizlerle çevrili ülkemizde balık deyince genelde deniz balıkları olan hamsi, çipura, lüfer, levrek aklımıza gelir. Tatlı su balıkları olan alabalık ise sofralarımıza pek konuk olmayan bir türdür. Genelde kılçıklı bir balık olarak bilindiği için tercih edilmez. Alabalık bazı restoranlarda “canlı balık” tabelalarıyla karşımıza çıkar. Tatlı su balığı olduğu için, havuzlarda canlı olarak bekletilir.

Alabalık kültür yöntemiyle havuzlarda da yetiştiriliyor. İlde su kaynakları sınırlı olduğu halde, bu alandaki üretim azımsanmayacak noktaya geldi. Salihli’ye 20 km uzaklıktaki Demirköprü Baraj Gölü’nde, havuzlarda yetiştirilen alabalıklar, başta Hollanda, Almanya ve İtalya olmak üzere Avrupa ülkelerine ihraç ediliyor.

Demirköprü Baraj Gölü’nde önemli bir ekonomik değere ulaşan üç büyük Alabalık üretim tesisi yer alıyor. Şen Kibar yıllık 500 ton, Azer Balıkçılık yıllık 400 ton ve Babek Tarım ve Su Ürünleri de yıllık 300 ton Alabalık üretimi yapıyor. Azer Su Ürünleri Alabalıkla birlikte ayrıca yıllık 100 ton Aynalı Sazan üretimi gerçekleştiriyor. Azer, Türkiye’de sazan yetiştiriciliğinde birinci sırada yer alıyor. 2008 yılında bölgede havuz kuran Babek Su Ürünleri de yıllık 5 ton Aynalı Sazan üretim ruhsatına sahip bulunuyor.

Teknoloji yakından takip ediliyorAlabalıklar off shore sistemiyle kurulan balık havuzlarında

büyütülüp istenen büyüklüğe getiriliyor. Bir balık 10 gram olarak kafese konulduğunda 4 ay sonra 300 gram büyüklüğe erişebiliyor. 16’lık kafesler 23 ton balık kapasitesine sahip bulunuyor. Demirköprü Baraj Gölü’nde 1 kg yeme karşılık 1 kg balık elde edilebiliyor. Yani

bire bir verim alınıyor. Gediz Nehri’nin beslediği gölde suyun derinliği yer yer 40 m’ye kadar ulaşabiliyor. Havuzların derinliği ise 8 metreye kadar iniyor.

Beş yıldır gölde Alabalık yetiştiriciliği yapan Babek Su Ürünleri’nin yetkilisi Özgür Yardımcı, ürettikleri Alabalığın ağırlıklı olarak Avrupa ülkelerine ihraç edildiğini, iç piyasada İzmir Hali’ne satış yaptıklarını, bunun yanı sıra Bursa, Aydın ve Balıkesir’e de balık gönderdiklerini belirtiyor.

Üreticinin satış fiyatı 5 TLBeş yıldır Alabalık üretimi işiyle meşgul olan Babek Su Ürünleri

Yönetim Kurulu Başkanı Mehmet Yücel Çelik, kapasitelerini 300 tona çıkarmak için yatırımlara devam ettiklerini belirtti. Babek olarak 300 ton Alabalık ve 5 ton da Aynalı Sazan üretim ruhsatına sahip bulunduklarını ifade eden Çelik, fiyatlar konusunda ise şu bilgileri verdi:

“Bu sene önceki yıllara göre üretici açısından fiyatlar daha uygun seviyeye geldi. Üreticiden çıkışı 4.5 ile 5 TL arasında değişiyor. Çok maliyetli bir iş olan kültür balıkçılığında üreticinin zarar etmemesi için fiyat en az bu seviyelerde tutunmalıdır.”

Yüzde 75’i ihraç ediliyorAzer Su Ürünleri Yetkilisi Su Ürünleri Yüksek Mühendisi Dr.

Ahmet Abdullahoğlu, Demirköprü Baraj Gölü’nde kültür yöntemiyle

üretilen alabalıkların yüzde 25’inin iç piyasada başta İzmir, İstanbul, Ankara, Manisa ve Kütahya’da tüketildiğini belirtti. Yüzde 75’i ihraç edilen balıkların başta Hollanda, Almanya ve İtalya’ya olmak üzere Avrupa’ya ihraç edildiğini anlatan Abdullahoğlu, yüzlerce mağazası bulunan Metro zincir marketleriyle başka ülkelere de ulaşıldığını kaydetti. Abdullahoğlu, ihracatın ise İzmir ve Aydın illerinde işleme tesisleri olan Agromey Gıda ile FST Gıda gibi büyük firmalar tarafından yapıldığını ifade etti.

Su Ürünleri Yüksek Mühendisi Kadir Özdemir’in “Manisa’da Su Ürünleri Üretimi” başlıklı Manisa Tarım ve Gıda Dergisi’nde yayınlanan yazısında da anlattığı üzere, ilde su kaynaklarının sınırlı olmasına karşın su ürünleri üretimi azımsanmayacak noktaya ulaştı. 2003 yılından beri uygulanmakta olan hayvancılığın geliştirilmesine dair desteklemelerden su ürünleri üreticilerinin de faydalanması ile hem Manisa’da hem de Türkiye’de su ürünleri çiftliklerinin, yeni teknoloji ve yeni sistemlere daha hızlı ulaşmasına neden oldu.

Türkiye Avrupa’nın Alabalık tedarik merkeziSu ürünleri sektörünün kapasite artışları ve yeni teknolojileri hızlı

yakalaması, Türkiye’yi alabalık üretiminde Avrupa’nın en büyük üreticisi durumuna getirdi. Öyle ki, Türkiye aynı zamanda Avrupa ülkelerinin en büyük alabalık tedarik merkezi oldu. Ülkemizdeki üretilen alabalıkların yüzde 50’den fazlası, taze, temizlenmiş, donuk, fleto ve dumanlanmış olarak işlenerek yurt dışına ihraç edilerek, ülkemize döviz kazandırıyor.

Türkiye’de 2009 yılında iç sularda balık çiftliklerinde 75 bin 767 ton alabalık, 591 ton aynalı sazan olmak üzere 76 bin 248 ton tatlı su balığı, denizlerde ise 5 bin 229 ton somon, 28 bin 362 ton çipura, 46 bin 554 ton deniz levreği, 89 ton midye ve 2 bin 247 ton (mercan, sivriburun karagöz, patlakgöz mercan, granyoz vb) diğer türler olmak üzere 82 bin 481 ton deniz balığı üretildi. 2009 yılında iç sularda ve denizlerde kültür yoluyla toplam 158 bin 729 su ürünlerinin kültür yoluyla üretimi gerçekleştirildi. (TÜİK).

2009 yılında Manisa’da balık çiftlerinde 914 ton alabalık üretildi. Aynı yıl Manisa’da balık çiftliklerinde üretilen alabalık miktarı, Türkiye’deki alabalık üretiminin yüzde 1.2’ sini oluşturdu. 2009 yılında Manisa’daki balık çiftliklerinde üretilen aynalı sazan miktarı 98

tondur. Aynı yıl içinde Türkiye’de balık çiftliklerinde üretilen aynalı sazan miktarının yüzde 16.58’i Manisa ilindeki balık çiftliklerinden karşılandı.

Manisa’da kültür balıkçılığı Demirköprü Barajı’nda 7, Soma-Sevişler barajında 2 adet olmak

üzere 9 adet balık çiftliği baraj göllerinde, yüzer kafeslerde su ürünleri üretimi yapıyor. İlde karada küçük su kaynaklarında üretim yapan küçük kapasiteli su ürünleri tesisleri de bulunuyor. Manisa da faaliyet gösteren 17 su ürünleri işletmesinin kapasitesi yılda 1681 ton Alabalık ve 170 ton Aynalı Sazan olmak üzere toplam 1851 ton balık üretim kapasitesine sahip bulunuyor.

Barajlarda balık kooperatifleriSoma-Sevişler Barajı’nda avcılık yapan bir adet SS. Sevişler,

Naldöken ve Çevresi Su Ürünleri Kooperatifi bulunuyor. Kooperatife ait 8-10 balıkçı ticari anlamda su ürünleri avcılığı yapıyor. Baraj Gölü’nde sazan balığı, kolyoz balığı ve bıyıklı balık bulunmakta olup, yıl boyu avlanan balık miktarı yaklaşık 3-5 tondur. Baraj gölünde alabalık ve sazan balığı üretmek üzere 2 adet balık çiftliği bulunuyor.

Afşar Barajı Alaşehir - Gireli Su Ürünleri Kooperatifi ile Sarıgöl-Afşar Su Ürünleri Kooperatifi üyelerinin ortak su ürünleri avcılığı yaptıkları sulama amaçlı bir baraj gölüdür. Baraj gölü üç adet dere ile beslenmektedir. Göl alanında 2 adet su ürünleri kooperatifinin 5-10 üyesi, su ürünleri avcılığı ile geçimlerine katkı sağlıyor. Gölde sazan, havuz balığı ve bıyıklı balığın yanında kerevit de bulunuyor.

Gölmarmara Gölü, normal su kotunda 44 km2, maksimum su kotunda yüzey alanı ile Manisa’nın en büyük 2. gölüdür. Maksimum su seviyesinde su yüzey alanı 60 km2’ye kadar çıkıyor. Gölmarmara Gölü’nde su ürünleri avcılığı ile geçinen 2 adet su ürünleri kooperatifi bulunuyor. Kooperatiflerin 200 civarında resmi üyesi olmasına karşın, 60 üyesi aktif olarak balıkçılık yapıyor. Gölmarmara Gölü’nde sazan balığı, yayın balığı, havuz balığı, sudak balığı ve kerevit bulunuyor. Yıllık ortalama 100 ton balık avlanıyor.

Demirköprü Barajı 54 km2 yüzey alanı, son altı yılda maksimum su kotunda 40-48 metre derinliği ile Gediz Nehri ve Borlu Çayı’nda beslenen balık avcılığı ve kültür balıkçılığı açısından en verimli baraj gölüdür. Barajda 85 üyeli su ürünleri avcılığı ile geçinen ve disipline

olmuş bir su ürünleri kooperatifi faaliyet gösteriyor. Demirköprü Barajı’nda sudak balığı, sazan balığı, yayın balığı, havuz balığı, kolyoz balığı ve az miktarda kerevit bulunuyor. Bu gölde yılda 50-90 ton arası sudak balığı, 10-40 ton arası sazan balığı avlanıyor.

Sudak balığı bölgede bulunan doğal balık türleri arasında tek ihracat ürünüdür.

Demirköprü Barajı’nda su ürünleri projesi Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanlığı tarafından onaylanmış alabalık ve sazan üretimi yapmak üzere ruhsatlandırılmış 8 adet balık çiftliği bulunuyor. Bunlardan 4 tanesi aktif konumunu sürdürüyor. Barajda, üretim yapmak üzere 2 firma daha bakanlık tarafından ön izin almış bulunuyor. Mevcut kafes işletmeleri tam kapasite ile çalıştığında, boş olan su ürünleri kafes işletme sahaları da değerlendirildiğinde Demirköprü Barajı’ndan yıllık 2500-3000 tona yakın alabalık üretmenin mümkün olacağı hesaplanıyor.

Yazın su sıcaklığının artması tehlikeliSu Ürünleri Yüksek Mühendisi Kadir Özdemir,

Manisa’da kurulacak bir su ürünleri işleme tesisinin yararına dikkat çekerek, şu değerlendirmeyi yapıyor:

“İlimizde kafes işletmelerimizin en büyük problemi, haziran ayında su sıcaklığının 25 ºC’ye ulaşması nedeniyle balık çiftliklerinin alabalık hasatlarını tamamlamak zorunda kalmalarıdır. Üretimin tavan yaptığı mart, nisan, mayıs aylarında piyasadaki alabalık arzı da maksimum düzeye ulaşmakta, alabalıktaki arz fazlası nedeniyle alabalık fiyatları da yılın en düşük seviyesine düşmektedir. Manisa’da kurulacak bir su ürünleri işleme tesisi, Mart ayından Haziran ayına kadar alabalık (donuk, temiz donuk, füme, fleto) işleyerek, takip eden aylarda ise bir sonraki yılın mart ayına kadar (balık av yasağına kadar) sudak balığını işleyerek, yılın en az 10 ayında su ürünleri işleme tesisini çalıştıracak hammaddeyi bulabilecektir. Ayrıca pazarı bulunması

durumunda kısa zaman Kasım, Aralık aylarında kerevit de işlenerek, ihraç edilebilecektir. İç sularda oluşacak hammadde sıkıntısı durumlarında deniz balığı avcılık ürünlerini de (İzmir Balık Hali’nden) temin edilerek işleme imkanı olacaktır.”

İç suların en lezzetli balığıAlabalıklar sıcaklığı 10 - 15 derece arası soğuk, berrak ve bol

oksijenli sularda yaşayan, çok hareketli, yüzgeçleri dikensiz, pulları çok küçük, genellikle iç sularda yaşayan çoğunun kamuflaj amaçlı olduğu düşünülen beneklere sahip iç sular için en lezzetli, etçil hayvanlardır. Sinek, böcek ve bunların sudaki larvaları, küçük su böcekleri, kabuklular, balık yavruları vb canlılar ile beslenirler. Yumurtadan yeni çıkmış yavru balıklar, çoğunlukla sudaki sinek larvalarıyla beslenir, büyüdükçe küçük balıklar, tatlı su karidesi, sinekler ve uçan böceklerle beslenir. Tüm diğer balıklar gibi boylarının 1/3 ü oranındaki diğer balıklar da alabalığa yem olabilirler. 2-3 yaşlarında ilkbahar ve sonbahar aylarında çiftleşir. Dişi alabalık yumurtalarını çakıl ve kum kaplı dipte, kuyruğuyla karıştırıp açtığı çukura yayar. Hemen yakınındaki erkek de cinsine göre, 45 günle 3 ay arasında açılacak olan yumurtayı döller. Tek bir dişi bir mevsimde 5 bin - 6 bin kadar yumurta üretebilir. Yumurtalardan çıkan alabalık yavrularının yüzde 90'ı ilk üç ay içinde, daha büyük balıklara yem olurlar. Akarsuların gün geçtikçe kirlenmesi, yapılanma ve barajlar bu doğa mucizesi balıkların sayılarının gün geçtikçe azalmalarına neden oluyor.

Gökkuşağı Alabalığı en bilinen türüDiğer türlere oranla mikroplara ve çevreye daha dayanıklı

olduğundan dünyadaki en yaygın kültür türüdür. Doğal alabalıkların bulunduğu sularda rekabete girdiği alalara daima hakim olur. Yurdumuzda en tanınmış ve en çok avlanan türlerden biridir. Adını, bedenini yanlarından boylu boyunca uzanan kırmızı, pembe kuşaktan

alır. Üreme dönemi ereklerde bu kuşak daha göz alıcı olur. Alabalık türleri içinde sıcağa en dayanıklı türdür. Su ısısı 15 derecenin altında bulunan tüm akarsu ve göllerde üreyebilir. Hızlı gelişir. 1 yılda 250 gr. ağırlığa ulaşır. Oltayla 25 - 30 cm.den 45-50 cm. büyüklüğüne kadar olanlar yakalanabilir.

Levreğe göre fiyatı yarı yarıya Kriz nedeniyle geçen yıl kültür balıkçılığında yatırımların durma

noktasına geldiği levrek ve çipuranın aksine alabalık yatırım ve üretiminde önemli artışlar dikkat çekiyor. Kılıç Holding ve Keban Alabalık A.Ş. gibi sektörde birçok firma kapasite artırımı için yatırım yapıyor. Sektördeki yeni yatırımlarla birlikte üretimin bu yıl 70 binden 150 bin tonlara ulaşması tahmin ediliyor.

Alabalık üretiminde yatırımların artmasında, fiyatın levrek ve çipuraya oranla yüzde 50 daha ucuz olması, ruhsat işlemlerinin kolaylığı, yüzey kiralarının uygunluğu, Güneydoğu ve Doğu bölgelerinde uygulanan teşvikler ile Avrupa’dan gelen talep etkili oluyor. Önümüzdeki yıllarda artan baraj sayısıyla birlikte, alabalık üretiminin daha da artması bekleniyor.

İşleme kapasiteleri artıyorEge Su Ürünleri ve Hayvansal Mamuller İhracatçıları Birliği

Yönetim Kurulu Başkanı Sinan Kızıltan, alabalık üretimi yapan firmaların birçoğunun kapasitesini artırmaya başladığını söyledi. Alabalık üretiminde yaşanan artışın nedenlerini değerlendiren Kızıltan, “Son dönemde levrek ve çipurada fiyat artışı yaşandı. Fiyat farkı yüzde 50’ye ulaşınca alabalığa talep arttı. Ayrıca yurtdışından da talepler var. Bunun yanında iç sularda ruhsat almak daha kolay. Ayrıca alabalığın yetiştirme süresi de levrek ve çipuraya göre çok kısa” dedi. Kızıltan, alabalık üretimindeki kapasite artırımıyla birlikte paketleme tesisi yatırımlarının da hızlandığını anlatarak, 20-30 tonluk tesislerin

500-1000 tonluk tesisler kurmaya başladığını sözlerine ekledi. Off shore havuzların özellikleriAlabalıkların içinde üretildiği ağ kafes sistemi, genel anlamda ağ

haznesini su yüzeyinde veya içinde taşıma görevi yapan ahşap, metal veya plastik gibi sentetik malzemelerden oluşuyor. Bağlantı elemanları olarak polimer halat, beton blok, pvc düzenleme balonu ile çeşitli yüzdürücü elemanlardan yararlanılıyor.

Değişik boyutlarda hazırlanan ağ havuzlar, yüzdürücüler yardımıyla deniz, göl ve akarsuların belirli yerlerine yerleştiriliyor. Ağ havuzlar çoğunlukla yüzde 100 naylon (sentetik) iplerle hazırlanıyor ve yüzdürücü materyal olarak ağaç, plastik, pvc, çelik malzemelerden yararlanılıyor. Seçilecek kafes şekli de balık türüne göre değişiklik gösteriyor.

Salihli VİZYONNİSAN - MAYIS - HAZİRAN 2012

Babek Su Ürünleri Yönetim Kurulu Başkanı Yücel Çelik, üretim aşamalarını anlattı.

Page 8: Salihli Ticaret ve Sanayi Odası Vizyon Dergisi Nisan, Mayıs, Haziran 2012

8

Üç tarafı denizlerle çevrili ülkemizde balık deyince genelde deniz balıkları olan hamsi, çipura, lüfer, levrek aklımıza gelir. Tatlı su balıkları olan alabalık ise sofralarımıza pek konuk olmayan bir türdür. Genelde kılçıklı bir balık olarak bilindiği için tercih edilmez. Alabalık bazı restoranlarda “canlı balık” tabelalarıyla karşımıza çıkar. Tatlı su balığı olduğu için, havuzlarda canlı olarak bekletilir.

Alabalık kültür yöntemiyle havuzlarda da yetiştiriliyor. İlde su kaynakları sınırlı olduğu halde, bu alandaki üretim azımsanmayacak noktaya geldi. Salihli’ye 20 km uzaklıktaki Demirköprü Baraj Gölü’nde, havuzlarda yetiştirilen alabalıklar, başta Hollanda, Almanya ve İtalya olmak üzere Avrupa ülkelerine ihraç ediliyor.

Demirköprü Baraj Gölü’nde önemli bir ekonomik değere ulaşan üç büyük Alabalık üretim tesisi yer alıyor. Şen Kibar yıllık 500 ton, Azer Balıkçılık yıllık 400 ton ve Babek Tarım ve Su Ürünleri de yıllık 300 ton Alabalık üretimi yapıyor. Azer Su Ürünleri Alabalıkla birlikte ayrıca yıllık 100 ton Aynalı Sazan üretimi gerçekleştiriyor. Azer, Türkiye’de sazan yetiştiriciliğinde birinci sırada yer alıyor. 2008 yılında bölgede havuz kuran Babek Su Ürünleri de yıllık 5 ton Aynalı Sazan üretim ruhsatına sahip bulunuyor.

Teknoloji yakından takip ediliyorAlabalıklar off shore sistemiyle kurulan balık havuzlarında

büyütülüp istenen büyüklüğe getiriliyor. Bir balık 10 gram olarak kafese konulduğunda 4 ay sonra 300 gram büyüklüğe erişebiliyor. 16’lık kafesler 23 ton balık kapasitesine sahip bulunuyor. Demirköprü Baraj Gölü’nde 1 kg yeme karşılık 1 kg balık elde edilebiliyor. Yani

bire bir verim alınıyor. Gediz Nehri’nin beslediği gölde suyun derinliği yer yer 40 m’ye kadar ulaşabiliyor. Havuzların derinliği ise 8 metreye kadar iniyor.

Beş yıldır gölde Alabalık yetiştiriciliği yapan Babek Su Ürünleri’nin yetkilisi Özgür Yardımcı, ürettikleri Alabalığın ağırlıklı olarak Avrupa ülkelerine ihraç edildiğini, iç piyasada İzmir Hali’ne satış yaptıklarını, bunun yanı sıra Bursa, Aydın ve Balıkesir’e de balık gönderdiklerini belirtiyor.

Üreticinin satış fiyatı 5 TLBeş yıldır Alabalık üretimi işiyle meşgul olan Babek Su Ürünleri

Yönetim Kurulu Başkanı Mehmet Yücel Çelik, kapasitelerini 300 tona çıkarmak için yatırımlara devam ettiklerini belirtti. Babek olarak 300 ton Alabalık ve 5 ton da Aynalı Sazan üretim ruhsatına sahip bulunduklarını ifade eden Çelik, fiyatlar konusunda ise şu bilgileri verdi:

“Bu sene önceki yıllara göre üretici açısından fiyatlar daha uygun seviyeye geldi. Üreticiden çıkışı 4.5 ile 5 TL arasında değişiyor. Çok maliyetli bir iş olan kültür balıkçılığında üreticinin zarar etmemesi için fiyat en az bu seviyelerde tutunmalıdır.”

Yüzde 75’i ihraç ediliyorAzer Su Ürünleri Yetkilisi Su Ürünleri Yüksek Mühendisi Dr.

Ahmet Abdullahoğlu, Demirköprü Baraj Gölü’nde kültür yöntemiyle

üretilen alabalıkların yüzde 25’inin iç piyasada başta İzmir, İstanbul, Ankara, Manisa ve Kütahya’da tüketildiğini belirtti. Yüzde 75’i ihraç edilen balıkların başta Hollanda, Almanya ve İtalya’ya olmak üzere Avrupa’ya ihraç edildiğini anlatan Abdullahoğlu, yüzlerce mağazası bulunan Metro zincir marketleriyle başka ülkelere de ulaşıldığını kaydetti. Abdullahoğlu, ihracatın ise İzmir ve Aydın illerinde işleme tesisleri olan Agromey Gıda ile FST Gıda gibi büyük firmalar tarafından yapıldığını ifade etti.

Su Ürünleri Yüksek Mühendisi Kadir Özdemir’in “Manisa’da Su Ürünleri Üretimi” başlıklı Manisa Tarım ve Gıda Dergisi’nde yayınlanan yazısında da anlattığı üzere, ilde su kaynaklarının sınırlı olmasına karşın su ürünleri üretimi azımsanmayacak noktaya ulaştı. 2003 yılından beri uygulanmakta olan hayvancılığın geliştirilmesine dair desteklemelerden su ürünleri üreticilerinin de faydalanması ile hem Manisa’da hem de Türkiye’de su ürünleri çiftliklerinin, yeni teknoloji ve yeni sistemlere daha hızlı ulaşmasına neden oldu.

Türkiye Avrupa’nın Alabalık tedarik merkeziSu ürünleri sektörünün kapasite artışları ve yeni teknolojileri hızlı

yakalaması, Türkiye’yi alabalık üretiminde Avrupa’nın en büyük üreticisi durumuna getirdi. Öyle ki, Türkiye aynı zamanda Avrupa ülkelerinin en büyük alabalık tedarik merkezi oldu. Ülkemizdeki üretilen alabalıkların yüzde 50’den fazlası, taze, temizlenmiş, donuk, fleto ve dumanlanmış olarak işlenerek yurt dışına ihraç edilerek, ülkemize döviz kazandırıyor.

Türkiye’de 2009 yılında iç sularda balık çiftliklerinde 75 bin 767 ton alabalık, 591 ton aynalı sazan olmak üzere 76 bin 248 ton tatlı su balığı, denizlerde ise 5 bin 229 ton somon, 28 bin 362 ton çipura, 46 bin 554 ton deniz levreği, 89 ton midye ve 2 bin 247 ton (mercan, sivriburun karagöz, patlakgöz mercan, granyoz vb) diğer türler olmak üzere 82 bin 481 ton deniz balığı üretildi. 2009 yılında iç sularda ve denizlerde kültür yoluyla toplam 158 bin 729 su ürünlerinin kültür yoluyla üretimi gerçekleştirildi. (TÜİK).

2009 yılında Manisa’da balık çiftlerinde 914 ton alabalık üretildi. Aynı yıl Manisa’da balık çiftliklerinde üretilen alabalık miktarı, Türkiye’deki alabalık üretiminin yüzde 1.2’ sini oluşturdu. 2009 yılında Manisa’daki balık çiftliklerinde üretilen aynalı sazan miktarı 98

tondur. Aynı yıl içinde Türkiye’de balık çiftliklerinde üretilen aynalı sazan miktarının yüzde 16.58’i Manisa ilindeki balık çiftliklerinden karşılandı.

Manisa’da kültür balıkçılığı Demirköprü Barajı’nda 7, Soma-Sevişler barajında 2 adet olmak

üzere 9 adet balık çiftliği baraj göllerinde, yüzer kafeslerde su ürünleri üretimi yapıyor. İlde karada küçük su kaynaklarında üretim yapan küçük kapasiteli su ürünleri tesisleri de bulunuyor. Manisa da faaliyet gösteren 17 su ürünleri işletmesinin kapasitesi yılda 1681 ton Alabalık ve 170 ton Aynalı Sazan olmak üzere toplam 1851 ton balık üretim kapasitesine sahip bulunuyor.

Barajlarda balık kooperatifleriSoma-Sevişler Barajı’nda avcılık yapan bir adet SS. Sevişler,

Naldöken ve Çevresi Su Ürünleri Kooperatifi bulunuyor. Kooperatife ait 8-10 balıkçı ticari anlamda su ürünleri avcılığı yapıyor. Baraj Gölü’nde sazan balığı, kolyoz balığı ve bıyıklı balık bulunmakta olup, yıl boyu avlanan balık miktarı yaklaşık 3-5 tondur. Baraj gölünde alabalık ve sazan balığı üretmek üzere 2 adet balık çiftliği bulunuyor.

Afşar Barajı Alaşehir - Gireli Su Ürünleri Kooperatifi ile Sarıgöl-Afşar Su Ürünleri Kooperatifi üyelerinin ortak su ürünleri avcılığı yaptıkları sulama amaçlı bir baraj gölüdür. Baraj gölü üç adet dere ile beslenmektedir. Göl alanında 2 adet su ürünleri kooperatifinin 5-10 üyesi, su ürünleri avcılığı ile geçimlerine katkı sağlıyor. Gölde sazan, havuz balığı ve bıyıklı balığın yanında kerevit de bulunuyor.

Gölmarmara Gölü, normal su kotunda 44 km2, maksimum su kotunda yüzey alanı ile Manisa’nın en büyük 2. gölüdür. Maksimum su seviyesinde su yüzey alanı 60 km2’ye kadar çıkıyor. Gölmarmara Gölü’nde su ürünleri avcılığı ile geçinen 2 adet su ürünleri kooperatifi bulunuyor. Kooperatiflerin 200 civarında resmi üyesi olmasına karşın, 60 üyesi aktif olarak balıkçılık yapıyor. Gölmarmara Gölü’nde sazan balığı, yayın balığı, havuz balığı, sudak balığı ve kerevit bulunuyor. Yıllık ortalama 100 ton balık avlanıyor.

Demirköprü Barajı 54 km2 yüzey alanı, son altı yılda maksimum su kotunda 40-48 metre derinliği ile Gediz Nehri ve Borlu Çayı’nda beslenen balık avcılığı ve kültür balıkçılığı açısından en verimli baraj gölüdür. Barajda 85 üyeli su ürünleri avcılığı ile geçinen ve disipline

olmuş bir su ürünleri kooperatifi faaliyet gösteriyor. Demirköprü Barajı’nda sudak balığı, sazan balığı, yayın balığı, havuz balığı, kolyoz balığı ve az miktarda kerevit bulunuyor. Bu gölde yılda 50-90 ton arası sudak balığı, 10-40 ton arası sazan balığı avlanıyor.

Sudak balığı bölgede bulunan doğal balık türleri arasında tek ihracat ürünüdür.

Demirköprü Barajı’nda su ürünleri projesi Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanlığı tarafından onaylanmış alabalık ve sazan üretimi yapmak üzere ruhsatlandırılmış 8 adet balık çiftliği bulunuyor. Bunlardan 4 tanesi aktif konumunu sürdürüyor. Barajda, üretim yapmak üzere 2 firma daha bakanlık tarafından ön izin almış bulunuyor. Mevcut kafes işletmeleri tam kapasite ile çalıştığında, boş olan su ürünleri kafes işletme sahaları da değerlendirildiğinde Demirköprü Barajı’ndan yıllık 2500-3000 tona yakın alabalık üretmenin mümkün olacağı hesaplanıyor.

Yazın su sıcaklığının artması tehlikeliSu Ürünleri Yüksek Mühendisi Kadir Özdemir,

Manisa’da kurulacak bir su ürünleri işleme tesisinin yararına dikkat çekerek, şu değerlendirmeyi yapıyor:

“İlimizde kafes işletmelerimizin en büyük problemi, haziran ayında su sıcaklığının 25 ºC’ye ulaşması nedeniyle balık çiftliklerinin alabalık hasatlarını tamamlamak zorunda kalmalarıdır. Üretimin tavan yaptığı mart, nisan, mayıs aylarında piyasadaki alabalık arzı da maksimum düzeye ulaşmakta, alabalıktaki arz fazlası nedeniyle alabalık fiyatları da yılın en düşük seviyesine düşmektedir. Manisa’da kurulacak bir su ürünleri işleme tesisi, Mart ayından Haziran ayına kadar alabalık (donuk, temiz donuk, füme, fleto) işleyerek, takip eden aylarda ise bir sonraki yılın mart ayına kadar (balık av yasağına kadar) sudak balığını işleyerek, yılın en az 10 ayında su ürünleri işleme tesisini çalıştıracak hammaddeyi bulabilecektir. Ayrıca pazarı bulunması

durumunda kısa zaman Kasım, Aralık aylarında kerevit de işlenerek, ihraç edilebilecektir. İç sularda oluşacak hammadde sıkıntısı durumlarında deniz balığı avcılık ürünlerini de (İzmir Balık Hali’nden) temin edilerek işleme imkanı olacaktır.”

İç suların en lezzetli balığıAlabalıklar sıcaklığı 10 - 15 derece arası soğuk, berrak ve bol

oksijenli sularda yaşayan, çok hareketli, yüzgeçleri dikensiz, pulları çok küçük, genellikle iç sularda yaşayan çoğunun kamuflaj amaçlı olduğu düşünülen beneklere sahip iç sular için en lezzetli, etçil hayvanlardır. Sinek, böcek ve bunların sudaki larvaları, küçük su böcekleri, kabuklular, balık yavruları vb canlılar ile beslenirler. Yumurtadan yeni çıkmış yavru balıklar, çoğunlukla sudaki sinek larvalarıyla beslenir, büyüdükçe küçük balıklar, tatlı su karidesi, sinekler ve uçan böceklerle beslenir. Tüm diğer balıklar gibi boylarının 1/3 ü oranındaki diğer balıklar da alabalığa yem olabilirler. 2-3 yaşlarında ilkbahar ve sonbahar aylarında çiftleşir. Dişi alabalık yumurtalarını çakıl ve kum kaplı dipte, kuyruğuyla karıştırıp açtığı çukura yayar. Hemen yakınındaki erkek de cinsine göre, 45 günle 3 ay arasında açılacak olan yumurtayı döller. Tek bir dişi bir mevsimde 5 bin - 6 bin kadar yumurta üretebilir. Yumurtalardan çıkan alabalık yavrularının yüzde 90'ı ilk üç ay içinde, daha büyük balıklara yem olurlar. Akarsuların gün geçtikçe kirlenmesi, yapılanma ve barajlar bu doğa mucizesi balıkların sayılarının gün geçtikçe azalmalarına neden oluyor.

Gökkuşağı Alabalığı en bilinen türüDiğer türlere oranla mikroplara ve çevreye daha dayanıklı

olduğundan dünyadaki en yaygın kültür türüdür. Doğal alabalıkların bulunduğu sularda rekabete girdiği alalara daima hakim olur. Yurdumuzda en tanınmış ve en çok avlanan türlerden biridir. Adını, bedenini yanlarından boylu boyunca uzanan kırmızı, pembe kuşaktan

alır. Üreme dönemi ereklerde bu kuşak daha göz alıcı olur. Alabalık türleri içinde sıcağa en dayanıklı türdür. Su ısısı 15 derecenin altında bulunan tüm akarsu ve göllerde üreyebilir. Hızlı gelişir. 1 yılda 250 gr. ağırlığa ulaşır. Oltayla 25 - 30 cm.den 45-50 cm. büyüklüğüne kadar olanlar yakalanabilir.

Levreğe göre fiyatı yarı yarıya Kriz nedeniyle geçen yıl kültür balıkçılığında yatırımların durma

noktasına geldiği levrek ve çipuranın aksine alabalık yatırım ve üretiminde önemli artışlar dikkat çekiyor. Kılıç Holding ve Keban Alabalık A.Ş. gibi sektörde birçok firma kapasite artırımı için yatırım yapıyor. Sektördeki yeni yatırımlarla birlikte üretimin bu yıl 70 binden 150 bin tonlara ulaşması tahmin ediliyor.

Alabalık üretiminde yatırımların artmasında, fiyatın levrek ve çipuraya oranla yüzde 50 daha ucuz olması, ruhsat işlemlerinin kolaylığı, yüzey kiralarının uygunluğu, Güneydoğu ve Doğu bölgelerinde uygulanan teşvikler ile Avrupa’dan gelen talep etkili oluyor. Önümüzdeki yıllarda artan baraj sayısıyla birlikte, alabalık üretiminin daha da artması bekleniyor.

İşleme kapasiteleri artıyorEge Su Ürünleri ve Hayvansal Mamuller İhracatçıları Birliği

Yönetim Kurulu Başkanı Sinan Kızıltan, alabalık üretimi yapan firmaların birçoğunun kapasitesini artırmaya başladığını söyledi. Alabalık üretiminde yaşanan artışın nedenlerini değerlendiren Kızıltan, “Son dönemde levrek ve çipurada fiyat artışı yaşandı. Fiyat farkı yüzde 50’ye ulaşınca alabalığa talep arttı. Ayrıca yurtdışından da talepler var. Bunun yanında iç sularda ruhsat almak daha kolay. Ayrıca alabalığın yetiştirme süresi de levrek ve çipuraya göre çok kısa” dedi. Kızıltan, alabalık üretimindeki kapasite artırımıyla birlikte paketleme tesisi yatırımlarının da hızlandığını anlatarak, 20-30 tonluk tesislerin

500-1000 tonluk tesisler kurmaya başladığını sözlerine ekledi. Off shore havuzların özellikleriAlabalıkların içinde üretildiği ağ kafes sistemi, genel anlamda ağ

haznesini su yüzeyinde veya içinde taşıma görevi yapan ahşap, metal veya plastik gibi sentetik malzemelerden oluşuyor. Bağlantı elemanları olarak polimer halat, beton blok, pvc düzenleme balonu ile çeşitli yüzdürücü elemanlardan yararlanılıyor.

Değişik boyutlarda hazırlanan ağ havuzlar, yüzdürücüler yardımıyla deniz, göl ve akarsuların belirli yerlerine yerleştiriliyor. Ağ havuzlar çoğunlukla yüzde 100 naylon (sentetik) iplerle hazırlanıyor ve yüzdürücü materyal olarak ağaç, plastik, pvc, çelik malzemelerden yararlanılıyor. Seçilecek kafes şekli de balık türüne göre değişiklik gösteriyor.

Salihli VİZYONNİSAN - MAYIS - HAZİRAN 2012

Alabalığın ızgarası da, kızartması da çok lezzetli oluyor.

Sind

el K

öyü

yakı

nlar

ında

ki h

avuz

lard

a Al

abal

ık y

etiş

tirili

yor.

Page 9: Salihli Ticaret ve Sanayi Odası Vizyon Dergisi Nisan, Mayıs, Haziran 2012

Üç tarafı denizlerle çevrili ülkemizde balık deyince genelde deniz balıkları olan hamsi, çipura, lüfer, levrek aklımıza gelir. Tatlı su balıkları olan alabalık ise sofralarımıza pek konuk olmayan bir türdür. Genelde kılçıklı bir balık olarak bilindiği için tercih edilmez. Alabalık bazı restoranlarda “canlı balık” tabelalarıyla karşımıza çıkar. Tatlı su balığı olduğu için, havuzlarda canlı olarak bekletilir.

Alabalık kültür yöntemiyle havuzlarda da yetiştiriliyor. İlde su kaynakları sınırlı olduğu halde, bu alandaki üretim azımsanmayacak noktaya geldi. Salihli’ye 20 km uzaklıktaki Demirköprü Baraj Gölü’nde, havuzlarda yetiştirilen alabalıklar, başta Hollanda, Almanya ve İtalya olmak üzere Avrupa ülkelerine ihraç ediliyor.

Demirköprü Baraj Gölü’nde önemli bir ekonomik değere ulaşan üç büyük Alabalık üretim tesisi yer alıyor. Şen Kibar yıllık 500 ton, Azer Balıkçılık yıllık 400 ton ve Babek Tarım ve Su Ürünleri de yıllık 300 ton Alabalık üretimi yapıyor. Azer Su Ürünleri Alabalıkla birlikte ayrıca yıllık 100 ton Aynalı Sazan üretimi gerçekleştiriyor. Azer, Türkiye’de sazan yetiştiriciliğinde birinci sırada yer alıyor. 2008 yılında bölgede havuz kuran Babek Su Ürünleri de yıllık 5 ton Aynalı Sazan üretim ruhsatına sahip bulunuyor.

Teknoloji yakından takip ediliyorAlabalıklar off shore sistemiyle kurulan balık havuzlarında

büyütülüp istenen büyüklüğe getiriliyor. Bir balık 10 gram olarak kafese konulduğunda 4 ay sonra 300 gram büyüklüğe erişebiliyor. 16’lık kafesler 23 ton balık kapasitesine sahip bulunuyor. Demirköprü Baraj Gölü’nde 1 kg yeme karşılık 1 kg balık elde edilebiliyor. Yani

bire bir verim alınıyor. Gediz Nehri’nin beslediği gölde suyun derinliği yer yer 40 m’ye kadar ulaşabiliyor. Havuzların derinliği ise 8 metreye kadar iniyor.

Beş yıldır gölde Alabalık yetiştiriciliği yapan Babek Su Ürünleri’nin yetkilisi Özgür Yardımcı, ürettikleri Alabalığın ağırlıklı olarak Avrupa ülkelerine ihraç edildiğini, iç piyasada İzmir Hali’ne satış yaptıklarını, bunun yanı sıra Bursa, Aydın ve Balıkesir’e de balık gönderdiklerini belirtiyor.

Üreticinin satış fiyatı 5 TLBeş yıldır Alabalık üretimi işiyle meşgul olan Babek Su Ürünleri

Yönetim Kurulu Başkanı Mehmet Yücel Çelik, kapasitelerini 300 tona çıkarmak için yatırımlara devam ettiklerini belirtti. Babek olarak 300 ton Alabalık ve 5 ton da Aynalı Sazan üretim ruhsatına sahip bulunduklarını ifade eden Çelik, fiyatlar konusunda ise şu bilgileri verdi:

“Bu sene önceki yıllara göre üretici açısından fiyatlar daha uygun seviyeye geldi. Üreticiden çıkışı 4.5 ile 5 TL arasında değişiyor. Çok maliyetli bir iş olan kültür balıkçılığında üreticinin zarar etmemesi için fiyat en az bu seviyelerde tutunmalıdır.”

Yüzde 75’i ihraç ediliyorAzer Su Ürünleri Yetkilisi Su Ürünleri Yüksek Mühendisi Dr.

Ahmet Abdullahoğlu, Demirköprü Baraj Gölü’nde kültür yöntemiyle

üretilen alabalıkların yüzde 25’inin iç piyasada başta İzmir, İstanbul, Ankara, Manisa ve Kütahya’da tüketildiğini belirtti. Yüzde 75’i ihraç edilen balıkların başta Hollanda, Almanya ve İtalya’ya olmak üzere Avrupa’ya ihraç edildiğini anlatan Abdullahoğlu, yüzlerce mağazası bulunan Metro zincir marketleriyle başka ülkelere de ulaşıldığını kaydetti. Abdullahoğlu, ihracatın ise İzmir ve Aydın illerinde işleme tesisleri olan Agromey Gıda ile FST Gıda gibi büyük firmalar tarafından yapıldığını ifade etti.

Su Ürünleri Yüksek Mühendisi Kadir Özdemir’in “Manisa’da Su Ürünleri Üretimi” başlıklı Manisa Tarım ve Gıda Dergisi’nde yayınlanan yazısında da anlattığı üzere, ilde su kaynaklarının sınırlı olmasına karşın su ürünleri üretimi azımsanmayacak noktaya ulaştı. 2003 yılından beri uygulanmakta olan hayvancılığın geliştirilmesine dair desteklemelerden su ürünleri üreticilerinin de faydalanması ile hem Manisa’da hem de Türkiye’de su ürünleri çiftliklerinin, yeni teknoloji ve yeni sistemlere daha hızlı ulaşmasına neden oldu.

Türkiye Avrupa’nın Alabalık tedarik merkeziSu ürünleri sektörünün kapasite artışları ve yeni teknolojileri hızlı

yakalaması, Türkiye’yi alabalık üretiminde Avrupa’nın en büyük üreticisi durumuna getirdi. Öyle ki, Türkiye aynı zamanda Avrupa ülkelerinin en büyük alabalık tedarik merkezi oldu. Ülkemizdeki üretilen alabalıkların yüzde 50’den fazlası, taze, temizlenmiş, donuk, fleto ve dumanlanmış olarak işlenerek yurt dışına ihraç edilerek, ülkemize döviz kazandırıyor.

Türkiye’de 2009 yılında iç sularda balık çiftliklerinde 75 bin 767 ton alabalık, 591 ton aynalı sazan olmak üzere 76 bin 248 ton tatlı su balığı, denizlerde ise 5 bin 229 ton somon, 28 bin 362 ton çipura, 46 bin 554 ton deniz levreği, 89 ton midye ve 2 bin 247 ton (mercan, sivriburun karagöz, patlakgöz mercan, granyoz vb) diğer türler olmak üzere 82 bin 481 ton deniz balığı üretildi. 2009 yılında iç sularda ve denizlerde kültür yoluyla toplam 158 bin 729 su ürünlerinin kültür yoluyla üretimi gerçekleştirildi. (TÜİK).

2009 yılında Manisa’da balık çiftlerinde 914 ton alabalık üretildi. Aynı yıl Manisa’da balık çiftliklerinde üretilen alabalık miktarı, Türkiye’deki alabalık üretiminin yüzde 1.2’ sini oluşturdu. 2009 yılında Manisa’daki balık çiftliklerinde üretilen aynalı sazan miktarı 98

tondur. Aynı yıl içinde Türkiye’de balık çiftliklerinde üretilen aynalı sazan miktarının yüzde 16.58’i Manisa ilindeki balık çiftliklerinden karşılandı.

Manisa’da kültür balıkçılığı Demirköprü Barajı’nda 7, Soma-Sevişler barajında 2 adet olmak

üzere 9 adet balık çiftliği baraj göllerinde, yüzer kafeslerde su ürünleri üretimi yapıyor. İlde karada küçük su kaynaklarında üretim yapan küçük kapasiteli su ürünleri tesisleri de bulunuyor. Manisa da faaliyet gösteren 17 su ürünleri işletmesinin kapasitesi yılda 1681 ton Alabalık ve 170 ton Aynalı Sazan olmak üzere toplam 1851 ton balık üretim kapasitesine sahip bulunuyor.

Barajlarda balık kooperatifleriSoma-Sevişler Barajı’nda avcılık yapan bir adet SS. Sevişler,

Naldöken ve Çevresi Su Ürünleri Kooperatifi bulunuyor. Kooperatife ait 8-10 balıkçı ticari anlamda su ürünleri avcılığı yapıyor. Baraj Gölü’nde sazan balığı, kolyoz balığı ve bıyıklı balık bulunmakta olup, yıl boyu avlanan balık miktarı yaklaşık 3-5 tondur. Baraj gölünde alabalık ve sazan balığı üretmek üzere 2 adet balık çiftliği bulunuyor.

Afşar Barajı Alaşehir - Gireli Su Ürünleri Kooperatifi ile Sarıgöl-Afşar Su Ürünleri Kooperatifi üyelerinin ortak su ürünleri avcılığı yaptıkları sulama amaçlı bir baraj gölüdür. Baraj gölü üç adet dere ile beslenmektedir. Göl alanında 2 adet su ürünleri kooperatifinin 5-10 üyesi, su ürünleri avcılığı ile geçimlerine katkı sağlıyor. Gölde sazan, havuz balığı ve bıyıklı balığın yanında kerevit de bulunuyor.

Gölmarmara Gölü, normal su kotunda 44 km2, maksimum su kotunda yüzey alanı ile Manisa’nın en büyük 2. gölüdür. Maksimum su seviyesinde su yüzey alanı 60 km2’ye kadar çıkıyor. Gölmarmara Gölü’nde su ürünleri avcılığı ile geçinen 2 adet su ürünleri kooperatifi bulunuyor. Kooperatiflerin 200 civarında resmi üyesi olmasına karşın, 60 üyesi aktif olarak balıkçılık yapıyor. Gölmarmara Gölü’nde sazan balığı, yayın balığı, havuz balığı, sudak balığı ve kerevit bulunuyor. Yıllık ortalama 100 ton balık avlanıyor.

Demirköprü Barajı 54 km2 yüzey alanı, son altı yılda maksimum su kotunda 40-48 metre derinliği ile Gediz Nehri ve Borlu Çayı’nda beslenen balık avcılığı ve kültür balıkçılığı açısından en verimli baraj gölüdür. Barajda 85 üyeli su ürünleri avcılığı ile geçinen ve disipline

olmuş bir su ürünleri kooperatifi faaliyet gösteriyor. Demirköprü Barajı’nda sudak balığı, sazan balığı, yayın balığı, havuz balığı, kolyoz balığı ve az miktarda kerevit bulunuyor. Bu gölde yılda 50-90 ton arası sudak balığı, 10-40 ton arası sazan balığı avlanıyor.

Sudak balığı bölgede bulunan doğal balık türleri arasında tek ihracat ürünüdür.

Demirköprü Barajı’nda su ürünleri projesi Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanlığı tarafından onaylanmış alabalık ve sazan üretimi yapmak üzere ruhsatlandırılmış 8 adet balık çiftliği bulunuyor. Bunlardan 4 tanesi aktif konumunu sürdürüyor. Barajda, üretim yapmak üzere 2 firma daha bakanlık tarafından ön izin almış bulunuyor. Mevcut kafes işletmeleri tam kapasite ile çalıştığında, boş olan su ürünleri kafes işletme sahaları da değerlendirildiğinde Demirköprü Barajı’ndan yıllık 2500-3000 tona yakın alabalık üretmenin mümkün olacağı hesaplanıyor.

Yazın su sıcaklığının artması tehlikeliSu Ürünleri Yüksek Mühendisi Kadir Özdemir,

Manisa’da kurulacak bir su ürünleri işleme tesisinin yararına dikkat çekerek, şu değerlendirmeyi yapıyor:

“İlimizde kafes işletmelerimizin en büyük problemi, haziran ayında su sıcaklığının 25 ºC’ye ulaşması nedeniyle balık çiftliklerinin alabalık hasatlarını tamamlamak zorunda kalmalarıdır. Üretimin tavan yaptığı mart, nisan, mayıs aylarında piyasadaki alabalık arzı da maksimum düzeye ulaşmakta, alabalıktaki arz fazlası nedeniyle alabalık fiyatları da yılın en düşük seviyesine düşmektedir. Manisa’da kurulacak bir su ürünleri işleme tesisi, Mart ayından Haziran ayına kadar alabalık (donuk, temiz donuk, füme, fleto) işleyerek, takip eden aylarda ise bir sonraki yılın mart ayına kadar (balık av yasağına kadar) sudak balığını işleyerek, yılın en az 10 ayında su ürünleri işleme tesisini çalıştıracak hammaddeyi bulabilecektir. Ayrıca pazarı bulunması

durumunda kısa zaman Kasım, Aralık aylarında kerevit de işlenerek, ihraç edilebilecektir. İç sularda oluşacak hammadde sıkıntısı durumlarında deniz balığı avcılık ürünlerini de (İzmir Balık Hali’nden) temin edilerek işleme imkanı olacaktır.”

İç suların en lezzetli balığıAlabalıklar sıcaklığı 10 - 15 derece arası soğuk, berrak ve bol

oksijenli sularda yaşayan, çok hareketli, yüzgeçleri dikensiz, pulları çok küçük, genellikle iç sularda yaşayan çoğunun kamuflaj amaçlı olduğu düşünülen beneklere sahip iç sular için en lezzetli, etçil hayvanlardır. Sinek, böcek ve bunların sudaki larvaları, küçük su böcekleri, kabuklular, balık yavruları vb canlılar ile beslenirler. Yumurtadan yeni çıkmış yavru balıklar, çoğunlukla sudaki sinek larvalarıyla beslenir, büyüdükçe küçük balıklar, tatlı su karidesi, sinekler ve uçan böceklerle beslenir. Tüm diğer balıklar gibi boylarının 1/3 ü oranındaki diğer balıklar da alabalığa yem olabilirler. 2-3 yaşlarında ilkbahar ve sonbahar aylarında çiftleşir. Dişi alabalık yumurtalarını çakıl ve kum kaplı dipte, kuyruğuyla karıştırıp açtığı çukura yayar. Hemen yakınındaki erkek de cinsine göre, 45 günle 3 ay arasında açılacak olan yumurtayı döller. Tek bir dişi bir mevsimde 5 bin - 6 bin kadar yumurta üretebilir. Yumurtalardan çıkan alabalık yavrularının yüzde 90'ı ilk üç ay içinde, daha büyük balıklara yem olurlar. Akarsuların gün geçtikçe kirlenmesi, yapılanma ve barajlar bu doğa mucizesi balıkların sayılarının gün geçtikçe azalmalarına neden oluyor.

Gökkuşağı Alabalığı en bilinen türüDiğer türlere oranla mikroplara ve çevreye daha dayanıklı

olduğundan dünyadaki en yaygın kültür türüdür. Doğal alabalıkların bulunduğu sularda rekabete girdiği alalara daima hakim olur. Yurdumuzda en tanınmış ve en çok avlanan türlerden biridir. Adını, bedenini yanlarından boylu boyunca uzanan kırmızı, pembe kuşaktan

alır. Üreme dönemi ereklerde bu kuşak daha göz alıcı olur. Alabalık türleri içinde sıcağa en dayanıklı türdür. Su ısısı 15 derecenin altında bulunan tüm akarsu ve göllerde üreyebilir. Hızlı gelişir. 1 yılda 250 gr. ağırlığa ulaşır. Oltayla 25 - 30 cm.den 45-50 cm. büyüklüğüne kadar olanlar yakalanabilir.

Levreğe göre fiyatı yarı yarıya Kriz nedeniyle geçen yıl kültür balıkçılığında yatırımların durma

noktasına geldiği levrek ve çipuranın aksine alabalık yatırım ve üretiminde önemli artışlar dikkat çekiyor. Kılıç Holding ve Keban Alabalık A.Ş. gibi sektörde birçok firma kapasite artırımı için yatırım yapıyor. Sektördeki yeni yatırımlarla birlikte üretimin bu yıl 70 binden 150 bin tonlara ulaşması tahmin ediliyor.

Alabalık üretiminde yatırımların artmasında, fiyatın levrek ve çipuraya oranla yüzde 50 daha ucuz olması, ruhsat işlemlerinin kolaylığı, yüzey kiralarının uygunluğu, Güneydoğu ve Doğu bölgelerinde uygulanan teşvikler ile Avrupa’dan gelen talep etkili oluyor. Önümüzdeki yıllarda artan baraj sayısıyla birlikte, alabalık üretiminin daha da artması bekleniyor.

İşleme kapasiteleri artıyorEge Su Ürünleri ve Hayvansal Mamuller İhracatçıları Birliği

Yönetim Kurulu Başkanı Sinan Kızıltan, alabalık üretimi yapan firmaların birçoğunun kapasitesini artırmaya başladığını söyledi. Alabalık üretiminde yaşanan artışın nedenlerini değerlendiren Kızıltan, “Son dönemde levrek ve çipurada fiyat artışı yaşandı. Fiyat farkı yüzde 50’ye ulaşınca alabalığa talep arttı. Ayrıca yurtdışından da talepler var. Bunun yanında iç sularda ruhsat almak daha kolay. Ayrıca alabalığın yetiştirme süresi de levrek ve çipuraya göre çok kısa” dedi. Kızıltan, alabalık üretimindeki kapasite artırımıyla birlikte paketleme tesisi yatırımlarının da hızlandığını anlatarak, 20-30 tonluk tesislerin

500-1000 tonluk tesisler kurmaya başladığını sözlerine ekledi. Off shore havuzların özellikleriAlabalıkların içinde üretildiği ağ kafes sistemi, genel anlamda ağ

haznesini su yüzeyinde veya içinde taşıma görevi yapan ahşap, metal veya plastik gibi sentetik malzemelerden oluşuyor. Bağlantı elemanları olarak polimer halat, beton blok, pvc düzenleme balonu ile çeşitli yüzdürücü elemanlardan yararlanılıyor.

Değişik boyutlarda hazırlanan ağ havuzlar, yüzdürücüler yardımıyla deniz, göl ve akarsuların belirli yerlerine yerleştiriliyor. Ağ havuzlar çoğunlukla yüzde 100 naylon (sentetik) iplerle hazırlanıyor ve yüzdürücü materyal olarak ağaç, plastik, pvc, çelik malzemelerden yararlanılıyor. Seçilecek kafes şekli de balık türüne göre değişiklik gösteriyor.

Salihli VİZYONNİSAN - MAYIS - HAZİRAN 2012

9

Page 10: Salihli Ticaret ve Sanayi Odası Vizyon Dergisi Nisan, Mayıs, Haziran 2012

10

fuarlar

Yurt içinde düzenlenen gıda, inşaat, ambalaj gibi sektörel farları yakından takip eden Salihli Ticaret ve Sanayi Odası, son zamanlarda yurt dışı fuarlara katılım konusunda atağa kalktı. Geçtiğimiz yılın sonunda Almanya’nın Hannover şehrindeki Agritechnica 2011 Uluslararası Tarım Makineleri ve Teknolojileri Fuarı ile yurt dışı fuar startını yapan Salihli TSO üyeleri, Ocak ayındaki Berlin Yeşil Hafta Gıda Endüstrisi, Tarım ve Bahçecilik Fuarı’ndan sonra ufkunu Rusya’ya kadar genişletti.

Salihli TSO’ya kayıtlı üyelerden oluşan 20 kişilik heyet, Moskova’da düzenlenen Uluslararası Gıda Endüstrisi Fuarı’na KOSGEB’in desteğiyle Rusya’ya gitti. Salihli TSO Yönetim Kurulu Başkanı Ahmet Özbaş, Yönetim Kurulu Üyeleri Murat Erim ve Saim Türetken’in de aralarında bulunduğu 20 kişilik heyet, 4 gün kaldığı Moskova’da Türk-Rus İşadamları Birliği’ni ve Türk-Rus Kültür Merkezi’ni ziyaret etti.

Moskova’daki Uluslararası Gıda Endüstrisi Fuarı’na 20 kişilik bir heyet ile katılan Salihli TSO üyeleri, fuarda teknolojik yenilik ve gelişmeleri yerinde görme fırsatı elde etti. Moskova’da bulunan Rus Türk İşadamları Birliği’ni ziyarette, Salihli TSO Yönetim Kurulu Başkanı Ahmet Özbaş, yaptığı konuşmada, Moskova’daki Türk işadamlarının, Türkiye’deki işadamları ile birlik beraberlik içinde hareket ederek güçlü lobi oluşturması ve ticaret köprüsü kurmasını istedi. Özbaş, turizm ve gıda sektörlerinde Moskova’daki Türk işadamları ile kurulacak ticari birliktelik için Salihli Ticaret ve Sanayi Odası’nın aracılık yapabileceğini bildirdi.

Rus Türk İşadamları Birliği (RTİB) Başkanı Ali Galip Savaşır da, birlik olarak yaptıkları çalışmaları ve Moskova’daki Türk işadamlarının ekonomik yapısı ile sağladıkları istihdam ve ekonomik katkı hakkında heyete bilgiler verdi. RTİB üyeleri arasında Türkiye’nin değişik bölgelerinden girişimcilerin bulunduğunu ifade eden Savaşır, Türkiye’deki işadamları ile ilişkilerin geliştirilmesini istediklerini, Salihli Ticaret ve Sanayi Odası’nın ziyaretinden dolayı memnuniyet duyduklarını sözlerine ekledi.

Salihli Ticaret ve Sanayi Odası tarafından düzenlenen yurt dışı iş gezisine katılan firmaların ulaşım, konaklama, rehberlik, fuar giriş ücretleri gibi masraflarının bir kısmı KOSGEB tarafından karşılanıyor. Salihli ekibinin tur organizasyonunu ESA Turizm gerçekleştirdi.

Salihli VİZYONNİSAN - MAYIS - HAZİRAN 2012

Salihli ekibiMoskova Fuarı’nda

Mesir Fuarı’nda,Salihli TSO Standı

Manisa’da Mesir Festivali kapsamında bu yıl 19.’su gerçekleştirilen Mesir Fuarı’nda Salihli Ticaret ve Sanayi Odası da üyelerinin ürünlerini, açtığı stantta sergiledi. Manisa Belediyesi Fuar Merkezi’nde gerçekleştirilen Manisa 19. Mesir Sanayi ve Ticaret Fuarı’nda katılımcı olarak yer alan 117 firma, kurum ve kuruluş arasında Salihli TSO da önceki yıllardaki geleneği devam ettirerek yer aldı. Fuarın açılışında Manisa Valisi Halil İbrahim Daşöz ve Belediye Başkanı Cengiz Ergün stantları tek tek gezdi.

Mobilyadan beyaz eşyaya, gıdadan otomotive kadar geniş bir ürün yelpazesini barındıran fuarda, Salihli TSO’nun standında şu firmalar yer aldı: STS Gıda, Sardes Gıda, Lider Evcil Hayvan, Peetfood, Ünalan, Karakoç Gıda, Yıldırım Antilop, B. K. S., Zertum Gıda, Okyap Yapı Elemanları.

Oda üyelerini fuarlara götürerek bilgi ve görgülerini artırma konusuna büyük önem verdiklerini belirten Salihli TSO Yönetim Kurulu Başkanı Ahmet Özbaş, diğer taraftan uygun olan fuarlarda Salihli’yi ve üyelerin ürünlerini tanıtmak için stant açmanın da büyük yarar getirdiğine inandıklarını ifade etti.

İnşaatçılar, İstanbul’da3 fuara katıldı

Salihli Ticaret ve Sanayi Odası’nın İnşaatçılar Grubu’nu oluşturan 46 kişilik grup, İstanbul’da düzenlenen 24. Uluslararası Seramik Banyo Mutfak Fuarı, Dekoreks İstanbul 2. Dekorasyon Mobilya Aydınlatma Fuarı ve Kitchen World 2012 8. Uluslararası Mutfak Banyo Mobilya ve Ankastre Cihazları Fuarı olmak üzere 3 fuarı ziyaret etti.

Unıcera ve Kitchen World 2012 Fuarları, 308 firma ve firma temsilcisinin katılımı ile 86 bin metrekare alanda TÜYAP Fuar ve Kongre Merkezi’nde düzenlendi. Fuarlara 65 binin üzerinde ziyaretçi katılımı sağlandı.

TÜYAP Tüm Fuarcılık Yapım A.Ş. tarafından 14-18 Mart tarihlerinde düzenlenen UNICERA 24. Uluslararası Seramik Banyo Mutfak Fuarı ve 8. Uluslararası Mutfak Banyo Mobilyaları ve Ankastre Cihazlar Fuarlarına Amerika, Avustralya, İtalya, Fransa, Bulgaristan, Almanya, Polonya, Belçika, Japonya, İspanya, İngiltere, İsviçre, Çin, Tayvan, Fransız Guyanası ve Türkiye olmak üzere 16 ülkeden 308 firma ve firma temsilcisi katıldı.

Page 11: Salihli Ticaret ve Sanayi Odası Vizyon Dergisi Nisan, Mayıs, Haziran 2012

12

başkent’te

Salihli Ticaret ve Sanayi Odası Yönetimi, Ankara’da Termal Organize Sanayi Bölgesi ve Salihli İnşaatçılar Çarşısı’nın yapımı konusunda üst düzey temaslarda bulundu. Manisa Milletvekili Muzaffer Yurttaş’ın da eşlik ettiği heyette, TSO Yönetim Kurulu Başkanı Ahmet Özbaş, Yönetim Kurulu Başkan Yardımcısı İlhan Körezli, Yönetim Kurulu Üyeleri Osman Vural ve Nuri Sapmaz, Meclis üyeleri ve Salihli İnşaatçılar Çarşısı Toplu İşyeri Şapı Kooperatifi Yönetim Kurulu üyeleri yer aldı.

Salihli TSO heyeti, Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakan Yardımcısı Kutbettin Arzu ile görüşerek, Salihli’nin ülke tarım ve hayvancılığında önemli bir rol üstlendiği anlatıldı. Salihli Organize Sanayi Bölgesi’ndeki gelişmeleri dile getiren Salihli TSO Başkanı Ahmet Özbaş, gıda sanayine yönelik işletmelerin yatırım konusunda avantajlı konumu sebebiyle Salihli’yi tercih ettiğini anlattı. Jeotermal kaynak bakımından son derece zengin olan Salihli’nin, bu temiz ve ucuz enerjiden seracılıkta da yararlandığını ve ilçede Türkiye’nin önde gelen seralarından ikisinin ihracata yönelik üretim yaptığını anlatan Özbaş, Salihli TSO olarak bunu geliştirmek istediklerini anlattı ve projeyle ilgili şu bilgileri verdi:

“Jeotermal potansiyelini en iyi şekilde kullanmak ve bunu istihdam artırmaya yönelik olarak değerlendirmek için Oda olarak üzerinde çalıştığımız bir Termal Organize Sera Bölgesi projemiz bulunuyor. Oda bünyesinde kurduğumuz Salihli Jeotermal A.Ş.,

MTA’dan iki yerde arama ruhsatı aldı. Uygun sıcaklıkta kaynak bulunması halinde bunları en iyi şekilde değerlendirmek istiyoruz. Seracılıkta bunu değerlendirmeyi düşünüyoruz. Bu yüzden Manisa’da bir ilke imza atarak, Termal Organize Sera Bölgesi oluşturmayı planlıyoruz. Bakanlık olarak sizden bu konuda destek bekliyoruz.”

Hazırlanan bilgi dosyasını Bakan Yardımcısı Kutbettin Arzu’ya ileten Ahmet Özbaş, bu projenin ilçeyi ve bölgeyi ekonomik anlamda harekete geçireceğine inandıklarını ifade etti.

TOKİ’den talepSınırlı Sorumlu Salihli İnşaatçılar Çarşısı Toplu İşyeri Yapı

Kooperatifi Yönetim Kurulu Üyeleri ile birlikte TOKİ’ye bir ziyaret gerçekleştirildi. Burada Başkan Yardımcısı Ayşe Çalkan ile görüşen heyet, geçtiğimiz yıl kurulan Salihli İnşaatçılar Çarşısı Kooperatifi hakkında bilgi verdi ve çarşının Toplu Konut İdaresi (TOKİ) tarafından inşa edilmesi talebini dile getirdi.

Salihli heyeti, Ankara’da ayrıca AK Parti Genel Başkan Yardımcısı Hüseyin Tanrıverdi’yi ziyaret ederek, hatıra plaketi sundu.

Salihli VİZYONNİSAN - MAYIS - HAZİRAN 2012

Salihli Ticaret ve Sanayi Odası Yönetim Kurulu, Gıda Tarım ve Hayvancılık Bakan Yardımcısı Kutbettin Arzu ile görüşerek, Salihli’de Termal Organize Sera Bölgesi kurulması konusunda taleplerini iletti. Toplu Konut İdaresi (TOKİ) Başkan Yardımcısı Ayşe Çalkan ile görüşen heyet, İnşaatçılar Çarşısı’nın TOKİ tarafından yapılmasını istedi.

Ankara temasları verimli geçti

Page 12: Salihli Ticaret ve Sanayi Odası Vizyon Dergisi Nisan, Mayıs, Haziran 2012

13

tobb

İzmir ve Ankara’da Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği tarafından düzenlenen Anayasa toplantılarında Salihli TSO da temsil edildi. İzmir’de Kültürpark’taki toplantıya Meclis Başkan Yardımcısı Cemil Aktaş, Meclis Üyeleri Faruk Severoğlu ve Osman Uyar katılırken, Ankara’daki kadınlar toplantısında ise TOBB Manisa Kadın Girişimciler Kurulu üyesi Ayfer Alpaslan Salihli’yi temsil etti.

Anayasa Platformu adı altında bir araya gelen, TOBB’la beraber

çok sayıda meslek örgütü ve sivil toplum kuruluşunun TEPAV sekreteryasında düzenlediği geniş katılımlı “Anayasa Vatandaş Toplantıları”nın beşincisini İzmir’de gerçekleştirildi.

Kültürpark Fuar Alanı’nda yapılan toplantıya, TOBB Başkanı M. Rifat Hisarcıklıoğlu, TBMM Başkanı Cemil Çiçek, TBMM Anayasa Uzlaşma Komisyonu’nun AKP, CHP, MHP ve BDP’li üyeleri, Anayasa Platformu Üyeleri, yerel ve ulusal STK temsilcileri ile vatandaşlar katıldı. İzmir’deki toplantıda Salihli Ticaret ve Sanayi Odası’nı Meclis Başkan Yardımcısı Cemil Aktaş ile Meclis Üyeleri Faruk Severoğlu ve Osman Uyar temsil etti.

Hisarcıklıoğlu, Anayasa çalışmaları için bir araya gelen kuruluşların hepsinin çıkarının, dünyaya bakışının, dünya görüşünün farklı olduğunu ancak yeni bir anayasa yapabilmek için bir araya geldiklerini belirtti.

Bugüne kadar anayasa çalışmalarını hep uzmanların yazdığını halkın onayladığını hatırlatan Hisarcıklıoğlu, “Bu sefer millet söylesin uzmanlar yazsın. 74 milyonun anayasası olacaksa vatandaş ne düşünüyor bunu bilmemiz lazım” ifadesini kullandı.

Yeni Anayasa’ya kadın katkısı8 Mart Dünya Kadınlar Günü dolayısıyla sadece kadınların

katılımıyla Ankara’da bir toplantı düzenlendi. “Anayasa Vatandaş Toplantısı”nda konuşan TOBB Başkanı Rifat Hisarcıklıoğlu, “Eli hamurlu kadınlarımız anayasaya karışacak ki, anayasa bereketli olsun. Anayasa’ya kadın eli değecek, bu işe bereket gelecek” diye konuştu.

TOBB ETÜ’de yapılan toplantıya, TOBB Başkanı M. Rifat Hisarcıklıoğlu, TBMM Başkanı Cemil Çiçek, TBMM Anayasa Uzlaşma Komisyonu’nun AKP, CHP, MHP ve BDP’li üyeleri, Anayasa Platformu Üyeleri, yerel ve ulusal STK temsilcileri ile rassal olarak belirlenen 7 bölgeden kadınlar katıldı.

Toplantının açılışında konuşan TOBB Başkanı M. Rifat Hisarcıklıoğlu, 8 Mart Dünya Kadınlar Günü’nü kutlarken, “Bugün burada Ankara’dan ve 81 ilden gelen kadınlarımız var. Ailelerimizin direği, ülkemizin geleceği olan kadınlarımız var. Hepinizin Kadınlar Günü’nü kutluyorum. Biz bugün sadece Dünya Kadınlar Gününüzü kutlamak için bir araya gelmedik. Sizlere konuşma yapmak için gelmedik. Tam tersine Türkiye’nin kadınlarını dinlemek için geldik” diye konuştu. TOBB’un geniş katılımlı Ankara’daki toplantısına TOBB Manisa Kadın Girişimciler Kurulu Başkanı Yasemen Karanfilci ile birlikte Salihli Ticaret ve Sanayi Odası’nı temsilen Ayfer Alpaslan katıldı.

Salihli VİZYONNİSAN - MAYIS - HAZİRAN 2012

Anayasa için geniş katılımlı platform

Osman Uyar, Faruk Severoğlu ve Cemil Aktaş toplantıda Salihli TSO'yu temsil etti.

Page 13: Salihli Ticaret ve Sanayi Odası Vizyon Dergisi Nisan, Mayıs, Haziran 2012

14

sektör

Kamyon ve kamyonetlerin üst yapı elemanı olarak tanımlanan karoser imalatı, Türkiye’de belli merkezlerde kümelenmiş durumda. Karayolu taşımacılığının oldukça revaçta olduğu ve sürekli yeni yolların yapıldığı ülkemizde, taşımacılığa yönelik yenilikler de birbirini kovalıyor. Bu konuda hizmet veren sektörlerden biri de karoser (karoseri) imalatı sektörü. Karoser, otomobillerde mekanizmayı oluşturan motor, makine, tekerlek ve şasi gibi bölümlerin dışında kalan, görünen dış bölüm olarak tanımlanıyor. Fransızca kökenli “carrosserie” sözcüğünden dilimize geçmiş olan kelime, “karasör, karosör” gibi yanlış kullanımlara da neden oluyor.

Ahşap ve metal kullanılarak yapılan orijinalin dışındaki eklemeler, ustalık isteyen bir konu olduğu için, bu konu zanaatkarlık gibi becerileri de gerektirdiği için, belli başlı bölgelerde kümelenmeler şeklinde bu meslek icra ediliyor. Ankara- Beypazarı, Nevşehir, Konya gibi bu işte isim yapmış merkezler arasında son yıllarda Salihli de adını duyurmaya başladı.

Salihli’de halen ağırlıklı olarak Sanayi Sitesi’nde hizmet veren 40 civarında karoser ve dingil imalatı yapan işyeri bulunuyor. Ustalık isteyen bir iş olan karoser ve dingil imalatı, sadece Salihli’de 250’yi aşkın kişiye istihdam sağlıyor. Ayrıca karoser ve dingil sanayi, elektrikçi, kaportacı, boyacı, döşemeci, lastikçi ve servis gibi pek çok yan kolları da harekete geçiriyor. Bu haliyle istihdam sayısı yaklaşık

1000 kişiye ulaşıyor.Karoser sektöründe son yıllarda hitap edilen sektörlerin

fazlalaşması ve farklılaşması nedeniyle kasa çeşitlerinde de artış dikkat çekiyor. Sac kasa, kapalı sac kasa, açık sac kasa, alüminyum kapalı kasa, kayar perdeli brandalı kasa, damper kasa, atık madde açık kasa, polyester kasa gibi pek çok çeşitli kasa yaptırmak mümkün oluyor. Salihli’deki karoserciler Türkiye’nin her yerine kasa yapıyor. Ağırlığı İzmir olmak üzere, İstanbul’a, Antalya’ya, Muğla’ya, Aydın’a, Afyon’a kasa imalatı yapılıyor.

Salihli’nin köklü kasa üreticilerinden biri olan Nevşehirli Karoser ve Dingil Sanayi’nin yetkilisi Arif Tavlayan, Kirazı, Odun Köftesi ve toprak sanayi ile adından söz ettiren Salihli’nin tanındığı sektörlerden birinin de karoser ve dingil sanayi olduğunu belirtiyor. Salihli’nin temsil ettikleri sektörün farkında olmadığından yakınan Tavlayan, ayda 10-12 arasında kasa imal etiklerini, ekonominin hareketli olmasına paralel olarak yıllık kasa üretimlerinin 100’ü bulduğunu ifade ediyor. Salihli’de 40’a yakın kasa imalatçısı olduğuna işaret eden Tavlayan, Nevşehirli olarak yaptıkları imalatları şöyle anlatıyor:

“Türkiye’de kamyon ve kamyonet kasası denince akla Nevşehir ve Ankara –Beypazarı gelir. Babam Mehmet Tavlayan 1964’ten beri kasa imalatı yapıyor. Benim de baba mesleğim. 1981’de Salihli’ye geldik. Sanayi Sitesi’nde 30 kadar kasacı var. Bir kısmı da Yavuz Sanayi’de. Birkaç tanesi de yol kenarında. Sebze-meyve nakliyesi artık kapalı kasalı kamyonlarla yapılma mecburiyetinde olduğu için bu işi yapanlar bize geliyor. İzmir Hali’nde 115 dükkan var. Bunların yüzde 80’i bizim müşterimizdir.”

Türkiye’nin dört bir yanına kamyon kasası imal ettiklerini belirten Tavlayan, hammaddeyi sac olarak aldıklarını, kendileri kesip bükerek işleyebildiklerini ifade ediyor. Keresteyi de Salihli’den temin ettiklerini belirten Tavlayan, “Salihli esas olarak ahşap kasa imalatında gelişmiş durumda. Bunun yanı sıra kayar perdeli kasa, kapalı sac kasa, açık sac kasa, alüminyum kapalı kasa ve polyester kasa yapılıyor.” diyerek, üretimini yaptıkları kasa çeşitlerini özetliyor.

Yeni imalatın yanı sıra, tamirat ve bakım da yapılan karoser imalatçılarında yıllara göre moda olan kasa çeşitleri de oluyor. Boyanın rengi veya kasanın şekli de giysilerde olduğu gibi trend olabiliyor. Mesela ahşap kasada son 2 yıldır çıtalı kasalar tercih ediliyor.

Karosercilerin en büyük sorunlarından biri ise yetiştirecek elemanı bulma konusunda yaşadıkları sıkıntı. Sekiz yıllık kesintisiz eğitimden sonra şimdi eğitim sisteminin kesintili olarak 12 yıllık zorunlu eğitime çıkmış olması, karoser sanayi yetkililerini kara kara düşündürüyor.

Dingil sanayi de güçlüKaroser sektörünün vazgeçilmez elemanlarından biri de dingil

sanayi. Yani kamyon daha fazla yük alabilsin diye yapılan gövde ve tekerlek eklemeleri. Bu konuda Salihli’nin ilave dingil sağlayıcılarının başında Yükselen geliyor. Yükselen Karoser, Damper, Treyler Sanayi firması da Salihli Sanayi Sitesi’nde hizmet veriyor. 1986 yılında Kovancı Yüksel olarak mütevazi bir atölyede hizmete başlayan firma, 2004 yılından itibaren ürün yelpazesini genişletti ve karoser, damper, treyler, römork, açık sac kasa, kapalı kasa ve kayar perde sistemlerinin imalatını da yapmaya başladı.

Kendilerini esas olarak dingil imalatçısı olarak gördüklerini belirten Yükselen Karoser, Damper, Treyler Sanayi’nin Yönetim Kurulu Başkanı Yüksel Sağlam, Türkiye’de bu işi yapan 9 kişiden biri olduklarını belirtiyor. 2011 yılında 150 kamyona kasa 280 de dingil yaptıklarını belirten Sağlam, yoğunluğun bu yıl da devam edeceği öngörüsünde bulundu.

Sektörde karşılaştıkları sorunları ise Sağlam şöyle ifade etti:“Maliyetler her gün artıyor. Lastiğe son 6 ayda yüzde 40 oranında

zam geldi. Bizim fiyatlarımız ise hiç değişmedi. Bir diğer sıkıntımız ise

ithal mallarda yaşanıyor. Bazı ürünlerin temininde zorlukla karşılaşıyoruz.”

Yüksel Sağlam, kaliteli üretim konusuna sonuna kadar sadık kaldıklarını ve başarılarında asıl unsurun bu konu olduğunu belirterek, şunları söyledi:

“Toplam 22 adet belgemiz var. ISO 9001 Kalite Belgesi, TSE Seri Tadilat Uygunluk Belgesi ile Renault, Man, Mercedes, İveco Euro Cargo, Isuzu gibi markaların tüm belgelerine sahibiz. Sektördeki en çok belgeye sahip olduğumuzu söyleyebilirim.

İmal ettiğimiz ürünlerin gerek dizaynı, gerekse de üretim aşaması büyük önem taşıdığı için müşterinin kendisini ve ihtiyaçlarını anlayabileceği ve bu ihtiyaçlara en uygun cevap verebileceği standartlara ve karayolları kanunlarına uygun üretim yapıyoruz.”

•TAHSİN GÖREN•ANFER GÖKYÜZ•TUNCAY ERDEM•HÜSEYİN AYSU•ZEKİ EDİS•MEHMET TAVLAYAN•HASAN FEHMİ DENİZ•GÖKSEL TUFAN UYGUR•SÜLEYMAN ÇINAR•MACİT BOLSOY•BEKİR SUĞRAK•ALEV KESİCİ•ARİF TAVLAYAN•CEMİL KARAKAŞ•MESUT GÖKTUNA•DİNDAR ATAN•GÜNAY BAYŞU•MEHMET SOYDAM•RAMAZAN YARIM

•AYDIN AĞIRBAŞ•ERCAN YORULMAZ•KAMİL SAĞLIK•OKTAY ADAR•ÖZGÜR PAKDEMİR•MEHMET ERCAN ÖZBAŞ•ERCAN KARAKAŞ•AHMET KAYA•GÖKHAN ATAŞ•MURAT PEHLİVAN•ALİ UĞURLU•ALİ OSMAN GÜNAYDIN•İSMAİL CÖMERT•YUNUS PARLAK•MURAT YILDIZ•MUZAFFER YILMAZ•KEZİBAN DEVİRGEN•GÜL YILDIRIM YORULMAZ•KADİR KILINÇ

Salihli VİZYONNİSAN - MAYIS - HAZİRAN 2012

Karoser imalatı Salihli ile özdeşleşti Kamyon ve kamyonetlerin taşıma yapılan

kasalarının çeşitliliği dikkatinizi cekmiştir. Eskiden tek tip ahşap kasa şeklindeki taşıma bölümleri, son yıllarda çeşit bakımından sınır tanımıyor. Karoser olarak tanımlanan kasaların Ege Bölgesi’ndeki imal merkezlerinin başında Salihli geliyor. İlçede 40 civarında karoser ve dingil imalatçısı bulunuyor.

Page 14: Salihli Ticaret ve Sanayi Odası Vizyon Dergisi Nisan, Mayıs, Haziran 2012

15

Kamyon ve kamyonetlerin üst yapı elemanı olarak tanımlanan karoser imalatı, Türkiye’de belli merkezlerde kümelenmiş durumda. Karayolu taşımacılığının oldukça revaçta olduğu ve sürekli yeni yolların yapıldığı ülkemizde, taşımacılığa yönelik yenilikler de birbirini kovalıyor. Bu konuda hizmet veren sektörlerden biri de karoser (karoseri) imalatı sektörü. Karoser, otomobillerde mekanizmayı oluşturan motor, makine, tekerlek ve şasi gibi bölümlerin dışında kalan, görünen dış bölüm olarak tanımlanıyor. Fransızca kökenli “carrosserie” sözcüğünden dilimize geçmiş olan kelime, “karasör, karosör” gibi yanlış kullanımlara da neden oluyor.

Ahşap ve metal kullanılarak yapılan orijinalin dışındaki eklemeler, ustalık isteyen bir konu olduğu için, bu konu zanaatkarlık gibi becerileri de gerektirdiği için, belli başlı bölgelerde kümelenmeler şeklinde bu meslek icra ediliyor. Ankara- Beypazarı, Nevşehir, Konya gibi bu işte isim yapmış merkezler arasında son yıllarda Salihli de adını duyurmaya başladı.

Salihli’de halen ağırlıklı olarak Sanayi Sitesi’nde hizmet veren 40 civarında karoser ve dingil imalatı yapan işyeri bulunuyor. Ustalık isteyen bir iş olan karoser ve dingil imalatı, sadece Salihli’de 250’yi aşkın kişiye istihdam sağlıyor. Ayrıca karoser ve dingil sanayi, elektrikçi, kaportacı, boyacı, döşemeci, lastikçi ve servis gibi pek çok yan kolları da harekete geçiriyor. Bu haliyle istihdam sayısı yaklaşık

1000 kişiye ulaşıyor.Karoser sektöründe son yıllarda hitap edilen sektörlerin

fazlalaşması ve farklılaşması nedeniyle kasa çeşitlerinde de artış dikkat çekiyor. Sac kasa, kapalı sac kasa, açık sac kasa, alüminyum kapalı kasa, kayar perdeli brandalı kasa, damper kasa, atık madde açık kasa, polyester kasa gibi pek çok çeşitli kasa yaptırmak mümkün oluyor. Salihli’deki karoserciler Türkiye’nin her yerine kasa yapıyor. Ağırlığı İzmir olmak üzere, İstanbul’a, Antalya’ya, Muğla’ya, Aydın’a, Afyon’a kasa imalatı yapılıyor.

Salihli’nin köklü kasa üreticilerinden biri olan Nevşehirli Karoser ve Dingil Sanayi’nin yetkilisi Arif Tavlayan, Kirazı, Odun Köftesi ve toprak sanayi ile adından söz ettiren Salihli’nin tanındığı sektörlerden birinin de karoser ve dingil sanayi olduğunu belirtiyor. Salihli’nin temsil ettikleri sektörün farkında olmadığından yakınan Tavlayan, ayda 10-12 arasında kasa imal etiklerini, ekonominin hareketli olmasına paralel olarak yıllık kasa üretimlerinin 100’ü bulduğunu ifade ediyor. Salihli’de 40’a yakın kasa imalatçısı olduğuna işaret eden Tavlayan, Nevşehirli olarak yaptıkları imalatları şöyle anlatıyor:

“Türkiye’de kamyon ve kamyonet kasası denince akla Nevşehir ve Ankara –Beypazarı gelir. Babam Mehmet Tavlayan 1964’ten beri kasa imalatı yapıyor. Benim de baba mesleğim. 1981’de Salihli’ye geldik. Sanayi Sitesi’nde 30 kadar kasacı var. Bir kısmı da Yavuz Sanayi’de. Birkaç tanesi de yol kenarında. Sebze-meyve nakliyesi artık kapalı kasalı kamyonlarla yapılma mecburiyetinde olduğu için bu işi yapanlar bize geliyor. İzmir Hali’nde 115 dükkan var. Bunların yüzde 80’i bizim müşterimizdir.”

Türkiye’nin dört bir yanına kamyon kasası imal ettiklerini belirten Tavlayan, hammaddeyi sac olarak aldıklarını, kendileri kesip bükerek işleyebildiklerini ifade ediyor. Keresteyi de Salihli’den temin ettiklerini belirten Tavlayan, “Salihli esas olarak ahşap kasa imalatında gelişmiş durumda. Bunun yanı sıra kayar perdeli kasa, kapalı sac kasa, açık sac kasa, alüminyum kapalı kasa ve polyester kasa yapılıyor.” diyerek, üretimini yaptıkları kasa çeşitlerini özetliyor.

Yeni imalatın yanı sıra, tamirat ve bakım da yapılan karoser imalatçılarında yıllara göre moda olan kasa çeşitleri de oluyor. Boyanın rengi veya kasanın şekli de giysilerde olduğu gibi trend olabiliyor. Mesela ahşap kasada son 2 yıldır çıtalı kasalar tercih ediliyor.

Karosercilerin en büyük sorunlarından biri ise yetiştirecek elemanı bulma konusunda yaşadıkları sıkıntı. Sekiz yıllık kesintisiz eğitimden sonra şimdi eğitim sisteminin kesintili olarak 12 yıllık zorunlu eğitime çıkmış olması, karoser sanayi yetkililerini kara kara düşündürüyor.

Dingil sanayi de güçlüKaroser sektörünün vazgeçilmez elemanlarından biri de dingil

sanayi. Yani kamyon daha fazla yük alabilsin diye yapılan gövde ve tekerlek eklemeleri. Bu konuda Salihli’nin ilave dingil sağlayıcılarının başında Yükselen geliyor. Yükselen Karoser, Damper, Treyler Sanayi firması da Salihli Sanayi Sitesi’nde hizmet veriyor. 1986 yılında Kovancı Yüksel olarak mütevazi bir atölyede hizmete başlayan firma, 2004 yılından itibaren ürün yelpazesini genişletti ve karoser, damper, treyler, römork, açık sac kasa, kapalı kasa ve kayar perde sistemlerinin imalatını da yapmaya başladı.

Kendilerini esas olarak dingil imalatçısı olarak gördüklerini belirten Yükselen Karoser, Damper, Treyler Sanayi’nin Yönetim Kurulu Başkanı Yüksel Sağlam, Türkiye’de bu işi yapan 9 kişiden biri olduklarını belirtiyor. 2011 yılında 150 kamyona kasa 280 de dingil yaptıklarını belirten Sağlam, yoğunluğun bu yıl da devam edeceği öngörüsünde bulundu.

Sektörde karşılaştıkları sorunları ise Sağlam şöyle ifade etti:“Maliyetler her gün artıyor. Lastiğe son 6 ayda yüzde 40 oranında

zam geldi. Bizim fiyatlarımız ise hiç değişmedi. Bir diğer sıkıntımız ise

ithal mallarda yaşanıyor. Bazı ürünlerin temininde zorlukla karşılaşıyoruz.”

Yüksel Sağlam, kaliteli üretim konusuna sonuna kadar sadık kaldıklarını ve başarılarında asıl unsurun bu konu olduğunu belirterek, şunları söyledi:

“Toplam 22 adet belgemiz var. ISO 9001 Kalite Belgesi, TSE Seri Tadilat Uygunluk Belgesi ile Renault, Man, Mercedes, İveco Euro Cargo, Isuzu gibi markaların tüm belgelerine sahibiz. Sektördeki en çok belgeye sahip olduğumuzu söyleyebilirim.

İmal ettiğimiz ürünlerin gerek dizaynı, gerekse de üretim aşaması büyük önem taşıdığı için müşterinin kendisini ve ihtiyaçlarını anlayabileceği ve bu ihtiyaçlara en uygun cevap verebileceği standartlara ve karayolları kanunlarına uygun üretim yapıyoruz.”

•TAHSİN GÖREN•ANFER GÖKYÜZ•TUNCAY ERDEM•HÜSEYİN AYSU•ZEKİ EDİS•MEHMET TAVLAYAN•HASAN FEHMİ DENİZ•GÖKSEL TUFAN UYGUR•SÜLEYMAN ÇINAR•MACİT BOLSOY•BEKİR SUĞRAK•ALEV KESİCİ•ARİF TAVLAYAN•CEMİL KARAKAŞ•MESUT GÖKTUNA•DİNDAR ATAN•GÜNAY BAYŞU•MEHMET SOYDAM•RAMAZAN YARIM

•AYDIN AĞIRBAŞ•ERCAN YORULMAZ•KAMİL SAĞLIK•OKTAY ADAR•ÖZGÜR PAKDEMİR•MEHMET ERCAN ÖZBAŞ•ERCAN KARAKAŞ•AHMET KAYA•GÖKHAN ATAŞ•MURAT PEHLİVAN•ALİ UĞURLU•ALİ OSMAN GÜNAYDIN•İSMAİL CÖMERT•YUNUS PARLAK•MURAT YILDIZ•MUZAFFER YILMAZ•KEZİBAN DEVİRGEN•GÜL YILDIRIM YORULMAZ•KADİR KILINÇ

Salihli VİZYONNİSAN - MAYIS - HAZİRAN 2012

Soldan sağa: Arif Tavlayan, Selçuk Malkoç ve Bahriye Pınar.

Page 15: Salihli Ticaret ve Sanayi Odası Vizyon Dergisi Nisan, Mayıs, Haziran 2012

16

Kamyon ve kamyonetlerin üst yapı elemanı olarak tanımlanan karoser imalatı, Türkiye’de belli merkezlerde kümelenmiş durumda. Karayolu taşımacılığının oldukça revaçta olduğu ve sürekli yeni yolların yapıldığı ülkemizde, taşımacılığa yönelik yenilikler de birbirini kovalıyor. Bu konuda hizmet veren sektörlerden biri de karoser (karoseri) imalatı sektörü. Karoser, otomobillerde mekanizmayı oluşturan motor, makine, tekerlek ve şasi gibi bölümlerin dışında kalan, görünen dış bölüm olarak tanımlanıyor. Fransızca kökenli “carrosserie” sözcüğünden dilimize geçmiş olan kelime, “karasör, karosör” gibi yanlış kullanımlara da neden oluyor.

Ahşap ve metal kullanılarak yapılan orijinalin dışındaki eklemeler, ustalık isteyen bir konu olduğu için, bu konu zanaatkarlık gibi becerileri de gerektirdiği için, belli başlı bölgelerde kümelenmeler şeklinde bu meslek icra ediliyor. Ankara- Beypazarı, Nevşehir, Konya gibi bu işte isim yapmış merkezler arasında son yıllarda Salihli de adını duyurmaya başladı.

Salihli’de halen ağırlıklı olarak Sanayi Sitesi’nde hizmet veren 40 civarında karoser ve dingil imalatı yapan işyeri bulunuyor. Ustalık isteyen bir iş olan karoser ve dingil imalatı, sadece Salihli’de 250’yi aşkın kişiye istihdam sağlıyor. Ayrıca karoser ve dingil sanayi, elektrikçi, kaportacı, boyacı, döşemeci, lastikçi ve servis gibi pek çok yan kolları da harekete geçiriyor. Bu haliyle istihdam sayısı yaklaşık

1000 kişiye ulaşıyor.Karoser sektöründe son yıllarda hitap edilen sektörlerin

fazlalaşması ve farklılaşması nedeniyle kasa çeşitlerinde de artış dikkat çekiyor. Sac kasa, kapalı sac kasa, açık sac kasa, alüminyum kapalı kasa, kayar perdeli brandalı kasa, damper kasa, atık madde açık kasa, polyester kasa gibi pek çok çeşitli kasa yaptırmak mümkün oluyor. Salihli’deki karoserciler Türkiye’nin her yerine kasa yapıyor. Ağırlığı İzmir olmak üzere, İstanbul’a, Antalya’ya, Muğla’ya, Aydın’a, Afyon’a kasa imalatı yapılıyor.

Salihli’nin köklü kasa üreticilerinden biri olan Nevşehirli Karoser ve Dingil Sanayi’nin yetkilisi Arif Tavlayan, Kirazı, Odun Köftesi ve toprak sanayi ile adından söz ettiren Salihli’nin tanındığı sektörlerden birinin de karoser ve dingil sanayi olduğunu belirtiyor. Salihli’nin temsil ettikleri sektörün farkında olmadığından yakınan Tavlayan, ayda 10-12 arasında kasa imal etiklerini, ekonominin hareketli olmasına paralel olarak yıllık kasa üretimlerinin 100’ü bulduğunu ifade ediyor. Salihli’de 40’a yakın kasa imalatçısı olduğuna işaret eden Tavlayan, Nevşehirli olarak yaptıkları imalatları şöyle anlatıyor:

“Türkiye’de kamyon ve kamyonet kasası denince akla Nevşehir ve Ankara –Beypazarı gelir. Babam Mehmet Tavlayan 1964’ten beri kasa imalatı yapıyor. Benim de baba mesleğim. 1981’de Salihli’ye geldik. Sanayi Sitesi’nde 30 kadar kasacı var. Bir kısmı da Yavuz Sanayi’de. Birkaç tanesi de yol kenarında. Sebze-meyve nakliyesi artık kapalı kasalı kamyonlarla yapılma mecburiyetinde olduğu için bu işi yapanlar bize geliyor. İzmir Hali’nde 115 dükkan var. Bunların yüzde 80’i bizim müşterimizdir.”

Türkiye’nin dört bir yanına kamyon kasası imal ettiklerini belirten Tavlayan, hammaddeyi sac olarak aldıklarını, kendileri kesip bükerek işleyebildiklerini ifade ediyor. Keresteyi de Salihli’den temin ettiklerini belirten Tavlayan, “Salihli esas olarak ahşap kasa imalatında gelişmiş durumda. Bunun yanı sıra kayar perdeli kasa, kapalı sac kasa, açık sac kasa, alüminyum kapalı kasa ve polyester kasa yapılıyor.” diyerek, üretimini yaptıkları kasa çeşitlerini özetliyor.

Yeni imalatın yanı sıra, tamirat ve bakım da yapılan karoser imalatçılarında yıllara göre moda olan kasa çeşitleri de oluyor. Boyanın rengi veya kasanın şekli de giysilerde olduğu gibi trend olabiliyor. Mesela ahşap kasada son 2 yıldır çıtalı kasalar tercih ediliyor.

Karosercilerin en büyük sorunlarından biri ise yetiştirecek elemanı bulma konusunda yaşadıkları sıkıntı. Sekiz yıllık kesintisiz eğitimden sonra şimdi eğitim sisteminin kesintili olarak 12 yıllık zorunlu eğitime çıkmış olması, karoser sanayi yetkililerini kara kara düşündürüyor.

Dingil sanayi de güçlüKaroser sektörünün vazgeçilmez elemanlarından biri de dingil

sanayi. Yani kamyon daha fazla yük alabilsin diye yapılan gövde ve tekerlek eklemeleri. Bu konuda Salihli’nin ilave dingil sağlayıcılarının başında Yükselen geliyor. Yükselen Karoser, Damper, Treyler Sanayi firması da Salihli Sanayi Sitesi’nde hizmet veriyor. 1986 yılında Kovancı Yüksel olarak mütevazi bir atölyede hizmete başlayan firma, 2004 yılından itibaren ürün yelpazesini genişletti ve karoser, damper, treyler, römork, açık sac kasa, kapalı kasa ve kayar perde sistemlerinin imalatını da yapmaya başladı.

Kendilerini esas olarak dingil imalatçısı olarak gördüklerini belirten Yükselen Karoser, Damper, Treyler Sanayi’nin Yönetim Kurulu Başkanı Yüksel Sağlam, Türkiye’de bu işi yapan 9 kişiden biri olduklarını belirtiyor. 2011 yılında 150 kamyona kasa 280 de dingil yaptıklarını belirten Sağlam, yoğunluğun bu yıl da devam edeceği öngörüsünde bulundu.

Sektörde karşılaştıkları sorunları ise Sağlam şöyle ifade etti:“Maliyetler her gün artıyor. Lastiğe son 6 ayda yüzde 40 oranında

zam geldi. Bizim fiyatlarımız ise hiç değişmedi. Bir diğer sıkıntımız ise

ithal mallarda yaşanıyor. Bazı ürünlerin temininde zorlukla karşılaşıyoruz.”

Yüksel Sağlam, kaliteli üretim konusuna sonuna kadar sadık kaldıklarını ve başarılarında asıl unsurun bu konu olduğunu belirterek, şunları söyledi:

“Toplam 22 adet belgemiz var. ISO 9001 Kalite Belgesi, TSE Seri Tadilat Uygunluk Belgesi ile Renault, Man, Mercedes, İveco Euro Cargo, Isuzu gibi markaların tüm belgelerine sahibiz. Sektördeki en çok belgeye sahip olduğumuzu söyleyebilirim.

İmal ettiğimiz ürünlerin gerek dizaynı, gerekse de üretim aşaması büyük önem taşıdığı için müşterinin kendisini ve ihtiyaçlarını anlayabileceği ve bu ihtiyaçlara en uygun cevap verebileceği standartlara ve karayolları kanunlarına uygun üretim yapıyoruz.”

•TAHSİN GÖREN•ANFER GÖKYÜZ•TUNCAY ERDEM•HÜSEYİN AYSU•ZEKİ EDİS•MEHMET TAVLAYAN•HASAN FEHMİ DENİZ•GÖKSEL TUFAN UYGUR•SÜLEYMAN ÇINAR•MACİT BOLSOY•BEKİR SUĞRAK•ALEV KESİCİ•ARİF TAVLAYAN•CEMİL KARAKAŞ•MESUT GÖKTUNA•DİNDAR ATAN•GÜNAY BAYŞU•MEHMET SOYDAM•RAMAZAN YARIM

•AYDIN AĞIRBAŞ•ERCAN YORULMAZ•KAMİL SAĞLIK•OKTAY ADAR•ÖZGÜR PAKDEMİR•MEHMET ERCAN ÖZBAŞ•ERCAN KARAKAŞ•AHMET KAYA•GÖKHAN ATAŞ•MURAT PEHLİVAN•ALİ UĞURLU•ALİ OSMAN GÜNAYDIN•İSMAİL CÖMERT•YUNUS PARLAK•MURAT YILDIZ•MUZAFFER YILMAZ•KEZİBAN DEVİRGEN•GÜL YILDIRIM YORULMAZ•KADİR KILINÇ

Salihli VİZYONNİSAN - MAYIS - HAZİRAN 2012

•AKYÜZLER KARASÖR MALZEMESİ VE EKİPMANLARI İMALAT SANAYİ VE TİCARET LİMİTED ŞİRKETİ SALİHLİ ŞUBESİ•KOCAER MAKİNE RÖMORK SANAYİİ VE TİCARET LİMİTED ŞİRKETİ•NURDAN PEHLİVAN AYKAR METAL•TAHSİN GÜREN GÖREN KAROSERLERİ•YORULMAZLAR KAROSER, RÖMORK, DEMİR VE AHŞAP SANAYİ VE TİCARET LİMİTED ŞİRKETİ•YÜKSEL SAĞLAM YÜKSELEN DİNGİL SANAYİİKİLER KARASÖR - DEMİR - METAL - NAKLİYE LİMİTED ŞİRKETİ•ARİF TAVLAYAN-NEVŞEHİRLİ KAROSER VE DİNGİL SANAYİ

Karoser ve dingil imalatı yapan firma ve şahıslar

Page 16: Salihli Ticaret ve Sanayi Odası Vizyon Dergisi Nisan, Mayıs, Haziran 2012

18

söyleşi

Geçtiğimiz yıl Eylül ayında Manisa Valiliği görevine başlayan Halil İbrahim Daşöz, tarımı ve sanayisiyle göz dolduran ve ismi bu sektörlerle özdeşleşen şehrin potansiyelini araştırmakla işe başladı. Şehzadeler kenti Manisa’nın turizm açısından son derece zengin bir potansiyele sahip olduğunu fark eden Daşöz, ilçelere ve köylere yaptığı incelemelerde bu konuya ağırlıklı verilmesi ve uygun tanıtımın yapılması halinde Manisa’nın kısa sürede turizm alanında ön plana çıkacağı görüşüne sahip oldu.

Manisa’nın en gelişmiş ve göz dolduran ilçelerinden biri olan Salihli’nin turizmde lokomotif olabileceğini ve özellikle termal turizm konusunda destinasyon haline gelebileceğini ileri süren Vali Halil İbrahim Daşöz ile gerçekleştirdiğimiz röportajı sunuyoruz:

- Manisa Valiliği görevine başlayalı 7 ayı geride bıraktınız. Bu sürede çeşitli incelemelerde bulundunuz. Salihli ile ilgili tespitleriniz nelerdir?

Salihli’de turizm açısından çok önemli bir potansiyel bulunuyor. Doğal, kültürel, tarihi değerleri var. Dünya’da ilk madeni parayı basan Lidya İmparatorluğu Salihli sınırları dahilinde. Önemi henüz tam anlaşılmamış Türkiye’nin piramitleri olan Bintepeler büyük bir değer.

Bunların yanı sıra termal zenginlik çok büyük avantaj. Tekelioğlu gibi köylerin eko turizm açısından taşıdığı potansiyel dikkat çekiyor.

Salihli’nin önemli bir flora yapısı var. Agro (tarımsal) turizmi de saymak gerekir. Bunların hepsini entegre edip sunmak turizmin gelişmesi açısından çok önemli. Bunların yanı sıra Bozdağlar’a yakınlığı da avantajlarından bir diğeri.

Salihli’nin önemli yolların üstünde olması, Ankara-İzmir karayolu ve demiryolu ile Bergama-Antalya güzergahının kesişme noktasında yer alması bulunmaz bir nimet.

Salihli, etrafında bulunan diğer turistik değerlerle rahatça entegre edilebilecek bir konumda. Alaşehir’deki Philadelphia antik kenti; el sanatları, jeopark özelliği ve tarihi evleriyle ön plana çıkan Kula’ya yakınlığı çok önemli artı puanlardır. El yapımı çömlekleriyle dikkat çeken Gökeyüp’e ve 26 bin yıllık fosil ayak izlerinin bulunduğu Sindel’e yakınlık, Yunus Emre ve Tapduk Emre’nin türbelerinin bulunduğu Yunus Emre Köyü’ne yakınlık da diğer artı avantajları. Allahdiyen Kirazı ile ünlü Allahdiyen Köyü, kaplıcaları ile bilinen Çamur Hamamı gibi artı değerleri var.

- Salihli’de sizin de saydığınız gibi turizm açısından pek çok artı

var. Bunların hangisine ağırlık vermek gerekir?Bunların hepsi bir turizm paketi olarak sunulabilirse, Salihli’nin

turizmine büyük bir ivme kazandırır. Salihli termal turizmde Afyon gibi bir destinasyon olabilir. Termal merkez konumuna gelmesi çok zor değil. Üstelik burada sağlık altyapısı çok güçlü. İzmir’e yakınlık da ulaşım açısından büyük avantaj.

- Manisa Valiliği olarak turizm konusunda çalışmalarınız var. Neler yaptığınızı anlatır mısınız?

Valiliğimiz tarafından “Manisa’nın Turizm Seferberliği ve Markalaşma Projesi” başlatıldı.

Doğal, tarihi, kültürel ve beşeri zenginlikleriyle büyük bir turizm potansiyeline sahip olan ilimiz, bunu hak ettiği şekilde kullanamıyor. Kültür ve Turizm Bakanlığı tarafından 15 Marka kentten birisi olarak ilan edilen Manisa’nın bu potansiyelinin açığa çıkarılabilmesi için şehirde yaşayan herkesin el birliği ile bir seferberlik içine girmesi gerekir.

Böylesine, tarihi, doğal, kültürel ve beşeri zenginlikleri olan Manisa maalesef 'Turizm ili' olarak algılanmamaktadır. İlimizdeki hakim sektörler tarım ve sanayidir. Oysa Manisa'yı tarım ve sanayisinin yanı sıra bir turizm ili yapmak da bizim elimizde. İnanıyorum ki bilinçli, kararlı, koordineli ve hedefe yönelik çalışmalarımızla Manisa, yakın gelecekte turizmde gerçek bir marka il haline gelecektir.

- Salihli özelinde de turizm konusunda kaymakamlığın başkanlığında çalışmalar yapılıyor. Bunlar sizin yönlendirmenizle mi oluyor?

Evet, belirlediğimiz destinasyonlardan biri de Salihli. Bu yüzden Kaymakamlık başta olmak üzere, ilçedeki bütün sivil ve resmi temsilcilerin yer aldığı geniş katılımlı bir oluşum planlandı. Konunun toplumun bütün kesimlerine yaygınlaştırılması, başarıyı artıracaktır. Turizm kültürü oluşturmayı çok önemsiyoruz.

Salihli’nin Spil, Yunt Dağı, Akhisar, Selçuk, Şirince, Didim gibi önemli turizm destinasyonlarına yakınlığı da büyük avantaj. Bunların hepsi artı hanesinde yer alıyor. Ama bir seferberlik ihtiyacı var. Gerçek bir turizm markası haline getirmek gerekir Salihli’yi. Sadece bir-iki günlük değil, uzun kalışların da burada sağlanabilmesi gerekir. El sanatlarını da geliştirmek ve hediyelik sektörünü canlandırmak gerekir. Ayrıca tanıtım konusunda web sayfalarının oluşturulması da gözden kaçırılmamalıdır.

- Zafer Kalkınma Ajansı’nın turizme yönelik destekleri var mı? Bu konuda neler yapılıyor?

Biliyorsunuz Manisa, Kütahya, Uşak ve Afyon’un dahil olduğu Zafer Kalkınma Ajansı yatırım destekleri veriyor. Tanıtım konusu Zafer Kalkınma Ajansı’nın hedefleri arasında da var. Bölgesel kalkınma için tanıtım şart. Bu yüzden tanıtım konusunda projeler hazırlanmasını istiyoruz. Tekliflerin hazırlanarak, bunların Kalkınma Ajansı tarafından desteklenmesi çok önemli. Eko turizm konusunda da projeler hazırlanabilir. Bu konuda İzmir Kalkınma Ajansı ile de ortak hareket etmek gerekir.

- İzmir’in çok önemsediği EXPO konusunda sizin Manisa olarak bir çalışmanız var mı?

EXPO konusunda İzmir ile birlikte ortak hareket ediyoruz. 2020 EXPO’su konusunda biliyorsunuz ki İzmir Türkiye’nin adayı. Manisa olarak her türlü desteği vermeye hazırız.

İllerin, ilçelerin proje üretme kapasitelerini geliştirmeleri gerekir. Bunun için piyasada özel firmalara ihtiyaç var. Bu konuda eğitim desteği sağlayabiliriz.

Fakat ne yazık ki bu konuda çok fazla talep gelmiyor. Bir rehavet söz konusu. Kişilerin ve kurumların pek bir beklentisi yok gibi bir

durum var. Oysa ki bu konuda fonlar ve çeşitli destekler de geçerli.

- Salihli’nin tanıtımı konusunda kısa vadede başka neler yapılabilir sizce?

Yol boyu konaklama tesisleri birer turizm elçisi gibi, turizm enformasyon büroları gibi hareket etmelidir. Yol kenarlarına ilçeyi tanıtıcı bilboardlar hazırlanmalı, haritalar düzenlenmeli. Bunun için Salihli’de marka takımı oluşturuldu. Kaymakam’ın başkanlığında toplantılar yapmaya başladılar.

Bintepeler’den turizm ve tanıtımda yeterince yararlanılamıyor. Bu konuda canlı bir ekip oluşturulmalıdır.

- Manisa Valiliği’nin okullara yönelik başlattığı 251 bin Dev Öğrenci Projesi çok ses getirdi. Bu konudaki çalışmalar ne aşamada?

Bu projede çocukları kullanmak gerekir. Çocuklar Salihli’de Planeteryum istiyor. Bu konuda çalışmalara başladılar. Salihli’ye çocukların Planeteryum kazandırması, turizm yönünden de çok önemli. Bu çocuklar farklı ilçeleri ziyaret edecek. İç turizm oluşturacaklar. Bu büyük bir farkındalık yaratacak. Manisa’nın her bir ilçesine bir eser kazandırılacak.

- Efendim, sizden önce gelen iki valinin de üzerinde çalıştığı, fakat bir türlü neticeye ulaşmayan Sart Müzesi konusu var. Yeri belirlendi, fakat bir türlü binası hazırlanamadı. Bunun için çalışmalar ne aşamada?

Sardes müzesi konusunda start verildi. Hedefimiz 2013 yılı sonuna kadar bitirmek. Öncelikle tabii ki bina kısmını bitirmek hedef. Bunun yanı sıra hediyelik konusuna yoğunlaşmayı amaçlıyoruz. Çünkü Salihli’de hediyelik eşya satan yerler yok. Hatta Manisa mesir macunu satan yer hiç yok. Bence mesir satan yerler de olmalı Salihli’de. Birbirimize enerji katmalıyız. Yani ilçeler arasında bağ olmalı. Bazen nedense kopuyoruz. Sen-ben ayrımını bir kenara bırakmalı, “biz” demeliyiz.

Salihli VİZYONNİSAN - MAYIS - HAZİRAN 2012

Vali Daşöz:Sart Müzesi içinhedefimiz 2013

Manisa Valisi Halil İbrahim Daşöz, Salihli’nin turizm çekme

potansiyelinin çok yüksek olduğunu, Manisa’nın ilçeleri arasında turizm destinasyonu

oluşturma çabası içinde olduklarını belirtti. Daşöz,

yapımı yılan hikayesine dönen Sart Müzesi konusunda da

hedef belirledi: “En geç 2013 yılı sonunda hazır olur.”

Page 17: Salihli Ticaret ve Sanayi Odası Vizyon Dergisi Nisan, Mayıs, Haziran 2012

19

Geçtiğimiz yıl Eylül ayında Manisa Valiliği görevine başlayan Halil İbrahim Daşöz, tarımı ve sanayisiyle göz dolduran ve ismi bu sektörlerle özdeşleşen şehrin potansiyelini araştırmakla işe başladı. Şehzadeler kenti Manisa’nın turizm açısından son derece zengin bir potansiyele sahip olduğunu fark eden Daşöz, ilçelere ve köylere yaptığı incelemelerde bu konuya ağırlıklı verilmesi ve uygun tanıtımın yapılması halinde Manisa’nın kısa sürede turizm alanında ön plana çıkacağı görüşüne sahip oldu.

Manisa’nın en gelişmiş ve göz dolduran ilçelerinden biri olan Salihli’nin turizmde lokomotif olabileceğini ve özellikle termal turizm konusunda destinasyon haline gelebileceğini ileri süren Vali Halil İbrahim Daşöz ile gerçekleştirdiğimiz röportajı sunuyoruz:

- Manisa Valiliği görevine başlayalı 7 ayı geride bıraktınız. Bu sürede çeşitli incelemelerde bulundunuz. Salihli ile ilgili tespitleriniz nelerdir?

Salihli’de turizm açısından çok önemli bir potansiyel bulunuyor. Doğal, kültürel, tarihi değerleri var. Dünya’da ilk madeni parayı basan Lidya İmparatorluğu Salihli sınırları dahilinde. Önemi henüz tam anlaşılmamış Türkiye’nin piramitleri olan Bintepeler büyük bir değer.

Bunların yanı sıra termal zenginlik çok büyük avantaj. Tekelioğlu gibi köylerin eko turizm açısından taşıdığı potansiyel dikkat çekiyor.

Salihli’nin önemli bir flora yapısı var. Agro (tarımsal) turizmi de saymak gerekir. Bunların hepsini entegre edip sunmak turizmin gelişmesi açısından çok önemli. Bunların yanı sıra Bozdağlar’a yakınlığı da avantajlarından bir diğeri.

Salihli’nin önemli yolların üstünde olması, Ankara-İzmir karayolu ve demiryolu ile Bergama-Antalya güzergahının kesişme noktasında yer alması bulunmaz bir nimet.

Salihli, etrafında bulunan diğer turistik değerlerle rahatça entegre edilebilecek bir konumda. Alaşehir’deki Philadelphia antik kenti; el sanatları, jeopark özelliği ve tarihi evleriyle ön plana çıkan Kula’ya yakınlığı çok önemli artı puanlardır. El yapımı çömlekleriyle dikkat çeken Gökeyüp’e ve 26 bin yıllık fosil ayak izlerinin bulunduğu Sindel’e yakınlık, Yunus Emre ve Tapduk Emre’nin türbelerinin bulunduğu Yunus Emre Köyü’ne yakınlık da diğer artı avantajları. Allahdiyen Kirazı ile ünlü Allahdiyen Köyü, kaplıcaları ile bilinen Çamur Hamamı gibi artı değerleri var.

- Salihli’de sizin de saydığınız gibi turizm açısından pek çok artı

var. Bunların hangisine ağırlık vermek gerekir?Bunların hepsi bir turizm paketi olarak sunulabilirse, Salihli’nin

turizmine büyük bir ivme kazandırır. Salihli termal turizmde Afyon gibi bir destinasyon olabilir. Termal merkez konumuna gelmesi çok zor değil. Üstelik burada sağlık altyapısı çok güçlü. İzmir’e yakınlık da ulaşım açısından büyük avantaj.

- Manisa Valiliği olarak turizm konusunda çalışmalarınız var. Neler yaptığınızı anlatır mısınız?

Valiliğimiz tarafından “Manisa’nın Turizm Seferberliği ve Markalaşma Projesi” başlatıldı.

Doğal, tarihi, kültürel ve beşeri zenginlikleriyle büyük bir turizm potansiyeline sahip olan ilimiz, bunu hak ettiği şekilde kullanamıyor. Kültür ve Turizm Bakanlığı tarafından 15 Marka kentten birisi olarak ilan edilen Manisa’nın bu potansiyelinin açığa çıkarılabilmesi için şehirde yaşayan herkesin el birliği ile bir seferberlik içine girmesi gerekir.

Böylesine, tarihi, doğal, kültürel ve beşeri zenginlikleri olan Manisa maalesef 'Turizm ili' olarak algılanmamaktadır. İlimizdeki hakim sektörler tarım ve sanayidir. Oysa Manisa'yı tarım ve sanayisinin yanı sıra bir turizm ili yapmak da bizim elimizde. İnanıyorum ki bilinçli, kararlı, koordineli ve hedefe yönelik çalışmalarımızla Manisa, yakın gelecekte turizmde gerçek bir marka il haline gelecektir.

- Salihli özelinde de turizm konusunda kaymakamlığın başkanlığında çalışmalar yapılıyor. Bunlar sizin yönlendirmenizle mi oluyor?

Evet, belirlediğimiz destinasyonlardan biri de Salihli. Bu yüzden Kaymakamlık başta olmak üzere, ilçedeki bütün sivil ve resmi temsilcilerin yer aldığı geniş katılımlı bir oluşum planlandı. Konunun toplumun bütün kesimlerine yaygınlaştırılması, başarıyı artıracaktır. Turizm kültürü oluşturmayı çok önemsiyoruz.

Salihli’nin Spil, Yunt Dağı, Akhisar, Selçuk, Şirince, Didim gibi önemli turizm destinasyonlarına yakınlığı da büyük avantaj. Bunların hepsi artı hanesinde yer alıyor. Ama bir seferberlik ihtiyacı var. Gerçek bir turizm markası haline getirmek gerekir Salihli’yi. Sadece bir-iki günlük değil, uzun kalışların da burada sağlanabilmesi gerekir. El sanatlarını da geliştirmek ve hediyelik sektörünü canlandırmak gerekir. Ayrıca tanıtım konusunda web sayfalarının oluşturulması da gözden kaçırılmamalıdır.

- Zafer Kalkınma Ajansı’nın turizme yönelik destekleri var mı? Bu konuda neler yapılıyor?

Biliyorsunuz Manisa, Kütahya, Uşak ve Afyon’un dahil olduğu Zafer Kalkınma Ajansı yatırım destekleri veriyor. Tanıtım konusu Zafer Kalkınma Ajansı’nın hedefleri arasında da var. Bölgesel kalkınma için tanıtım şart. Bu yüzden tanıtım konusunda projeler hazırlanmasını istiyoruz. Tekliflerin hazırlanarak, bunların Kalkınma Ajansı tarafından desteklenmesi çok önemli. Eko turizm konusunda da projeler hazırlanabilir. Bu konuda İzmir Kalkınma Ajansı ile de ortak hareket etmek gerekir.

- İzmir’in çok önemsediği EXPO konusunda sizin Manisa olarak bir çalışmanız var mı?

EXPO konusunda İzmir ile birlikte ortak hareket ediyoruz. 2020 EXPO’su konusunda biliyorsunuz ki İzmir Türkiye’nin adayı. Manisa olarak her türlü desteği vermeye hazırız.

İllerin, ilçelerin proje üretme kapasitelerini geliştirmeleri gerekir. Bunun için piyasada özel firmalara ihtiyaç var. Bu konuda eğitim desteği sağlayabiliriz.

Fakat ne yazık ki bu konuda çok fazla talep gelmiyor. Bir rehavet söz konusu. Kişilerin ve kurumların pek bir beklentisi yok gibi bir

durum var. Oysa ki bu konuda fonlar ve çeşitli destekler de geçerli.

- Salihli’nin tanıtımı konusunda kısa vadede başka neler yapılabilir sizce?

Yol boyu konaklama tesisleri birer turizm elçisi gibi, turizm enformasyon büroları gibi hareket etmelidir. Yol kenarlarına ilçeyi tanıtıcı bilboardlar hazırlanmalı, haritalar düzenlenmeli. Bunun için Salihli’de marka takımı oluşturuldu. Kaymakam’ın başkanlığında toplantılar yapmaya başladılar.

Bintepeler’den turizm ve tanıtımda yeterince yararlanılamıyor. Bu konuda canlı bir ekip oluşturulmalıdır.

- Manisa Valiliği’nin okullara yönelik başlattığı 251 bin Dev Öğrenci Projesi çok ses getirdi. Bu konudaki çalışmalar ne aşamada?

Bu projede çocukları kullanmak gerekir. Çocuklar Salihli’de Planeteryum istiyor. Bu konuda çalışmalara başladılar. Salihli’ye çocukların Planeteryum kazandırması, turizm yönünden de çok önemli. Bu çocuklar farklı ilçeleri ziyaret edecek. İç turizm oluşturacaklar. Bu büyük bir farkındalık yaratacak. Manisa’nın her bir ilçesine bir eser kazandırılacak.

- Efendim, sizden önce gelen iki valinin de üzerinde çalıştığı, fakat bir türlü neticeye ulaşmayan Sart Müzesi konusu var. Yeri belirlendi, fakat bir türlü binası hazırlanamadı. Bunun için çalışmalar ne aşamada?

Sardes müzesi konusunda start verildi. Hedefimiz 2013 yılı sonuna kadar bitirmek. Öncelikle tabii ki bina kısmını bitirmek hedef. Bunun yanı sıra hediyelik konusuna yoğunlaşmayı amaçlıyoruz. Çünkü Salihli’de hediyelik eşya satan yerler yok. Hatta Manisa mesir macunu satan yer hiç yok. Bence mesir satan yerler de olmalı Salihli’de. Birbirimize enerji katmalıyız. Yani ilçeler arasında bağ olmalı. Bazen nedense kopuyoruz. Sen-ben ayrımını bir kenara bırakmalı, “biz” demeliyiz.

Salihli VİZYONNİSAN - MAYIS - HAZİRAN 2012

Şirin Yörük

Mesir şenliğinde sanatçı Hülya Koçyiğit Hafsa Sultan'ı canlandırdı.

Page 18: Salihli Ticaret ve Sanayi Odası Vizyon Dergisi Nisan, Mayıs, Haziran 2012

20

sağlık

Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığı bünyesinde kurulan özel Aile Danışma Merkezleri henüz yeni yeni yaygınlaşmaya başlayan bir organizasyon. En çok Aile Danışma Merkezleri İzmir, İstanbul ve Antalya illerinde bulunuyor. Manisa’da ise ilk merkez Salihli’de açıldı.

Alaşehir’de doğan, 16 yaşında Salihli’ye yerleşen Burcu Ovacık Erdem, Hacettepe Üniversitesi’nin Psikoloji Bölümü’nden mezun olduktan sonra Ankara’da bir yıl boyunca işitme ve konuşma engellilere yönelik özel bir eğitim merkezinde görev yaptı. 2004 yılından itibaren İzmir’de Bozyaka Hastanesi’nde 7 yıl çalıştı. Özel Salihli Aile Danışma Merkezi’ni açmak için içinde bulunduğumuz 2012 yılının başlarında Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığı’na başvuru yaptı. Nisan ayında, merkez Salihli Devlet Hastanesi’nin yakınında Şüheda Caddesi üzerinde hizmete girdi.

Aile içinde yaşanan krizleri çözmeye yönelik danışmanlık hizmeti verdiklerini belirten Erdem, İzmir’den gelen Psikolog Aylin Durmuş ile birlikte çocuk ve ergen odaklı aile danışmanlığı verdiklerini belirtti. Boşanmaya karar vermiş çiftleri yeniden barıştırmaya yönelik çabaları olmadığını, sadece boşanma sürecini sağlıklı atlatmaya yönelik danışmanlık yaptıklarını vurgulayan Burcu Ovacık Erdem, “Eşler boşanmaya karar vermişse onları birleştirmeye çalışmıyoruz, kararsızlarsa ilişkiyi toparlamaya çalışıyoruz. Boşanma durumunda çocukların en az zarar göreceği tutum ve davranışları eşlere aktarıyoruz.” şeklinde yöntemlerini özetledi.

Psikodrama eğitimi ile grup terapisi yapmayı düşündüklerini, benzer sorunları olan kişileri bir araya getirerek sorunları çözme yöntemini Salihli’de benimsetmeye çalışacaklarını ifade eden Erdem, sınav dönemi stresini yenme konusunda grup terapisinin büyük yararları olduğunu dile getirdi.

Çocuklara zeka ve k i ş i s e l

gelişmeye yönelik testler de uyguladıklarını, sertifikalı testlerle hizmet verdiklerini kaydeden Erdem, Manisa Valiliği’nin belirlediği danışmanlık ücretini uyguladıklarını kaydetti. Danışmanlık hizmetinin ücretsiz hale getirilmesi konusunda çalışmalar yapıldığını ve birkaç yıla kadar bunun da devlet tarafından karşılanan bir hizmet olmasını beklediklerini ifade eden Erdem, ayda bir ücretsiz seminerler düzenleyeceklerini, belediye, anaokulları, dershaneler gibi kurumlara yönelik toplumsal hizmet vermenin de amaçları arasında olduğunu sözlerine ekledi.

Aile Danışma Merkezleri’nde şunlar amaçlanıyor; -Aile hayatının geliştirilmesi ve güçlendirilmesi yoluyla ailenin

refahı, mutluluğu ve bütünlüğünün sağlanması, -Uyumlu aile ilişkilerine katkıda bulunulması, -Aileyi bir arada tutan bağların kuvvetlendirilmesi, -Aile üyelerinin kişiliklerinin sağlıklı biçimde gelişmesi, -Birey olma potansiyellerinin güçlendirilmesi, -Toplumsal yaşama uyumlarının sağlanması, -Sağlıklı çocuk yetiştirme bilgi ve becerilerinin geliştirilmesi,-Aile sisteminde özgürlük, sorumluluk,-Toplumsal değerler arasında bir denge sağlanması.Söz konusu merkezlerde bu amaçlara uygun olarak; evliliğe

hazırlık, eşler arası uyumsuzluk, tek ebeveynlik, ebeveyn-çocuk ilişkisinden doğan sorunlar, aile içi rol ve sorumlulukların dağılımı, yaşlı ve engelli üyelerin bakımı, boşanma öncesi ve sonrası yaşanan sorunların giderilmesi vb. konularda ailenin kendi kendine yeterli hale gelmesi yönünde mesleki ç a l ı ş m a l a r geliştirilerek sürdürülüyor.

Salihli VİZYONNİSAN - MAYIS - HAZİRAN 2012

Aile içinde sorunların giderek arttığı günümüzde, toplumun en küçük parçasını oluşturan aileyi bir arada tutmak amacıyla alınan önlemlerden biri de “Aile Danışma Merkezleri”. Yeni yaygınlaşmaya başlayan bu birimlerden Manisa genelindeki ilki Salihli’de hizmet vermeye başladı. Aile Danışmanı Psikolog Burcu Ovacık Erdem, Özel Salihli Aile Danışma Merkezi’nde, aile içindeki sorunları çözmek için hizmet vermeye başladı.

Manisa’nın ilk özel Aile Danışma MerkeziSalihli’de açıldı

Ailelere‘danışman’ desteği

Page 19: Salihli Ticaret ve Sanayi Odası Vizyon Dergisi Nisan, Mayıs, Haziran 2012

22

Hükümet’in uygulamaya koyduğu yeni yatırım teşvik sisteminde Türkiye 6 bölgeye ayrıldı. Genel, bölgesel, stratejik ve büyük yatırımlar olarak 4 ayaklı hazırlanan sistemle yatırımcılara KDV istisnası, gümrük vergisi muafiyeti, vergi indirimi, faiz desteği, yatırım yeri tahsisi gibi destekler verilecek. Cari açığa çözüm olacak stratejik yatırımlara önemli destekler öngörüldü. Bunlardan KDV iadesi desteği ise ilk kez uygulanıyor. Bölgesel bazlı sistemden il bazlı bölgesel teşvik sistemine geçilirken; savunma, havacılık, uzay ve eğitim yatırımları bölge ayrımı olmadan 5’nci bölge desteklerinden yararlanacak.

Yeni teşvik sistemiyle, cari açığın azaltılması amacıyla, ithalat bağımlılığı yüksek olan ara malı ve ürünlerin, ülkemizde yatırım ve üretiminin artırılması hedefleniyor. Uygulamayla, en az gelişmiş bölgelere sağlanan yatırım desteklerinin artırılması, bölgesel

gelişmişlik farklılıklarının giderilmesi, destek unsurlarının etkinliğinin artırılması, kümelenme faaliyetlerinin özellikle desteklenmesi, teknolojik dönüşümü sağlayacak yüksek ve orta yüksek teknoloji içeren yatırımların desteklenmesi amaçlanıyor.

Sistem, genel teşvik uygulamaları, bölgesel teşvik uygulamaları, büyük ölçekli yatırımların teşviki, stratejik yatırımların teşviki olmak üzere 4 ana bileşenden oluşuyor. Yeni teşvik sistemi, KDV istisnası, Gümrük Vergisi muafiyeti, vergi indirimi, sigorta primi işveren hissesi desteği (asgari ücret üzerinden), faiz desteği, yatırım yeri tahsisi, gelir vergisi stopajı desteği, KDV iadesi desteği sağlayacak.

Teşvik uygulamasında en kapsamlı destek ise stratejik yatırımlara öngörüldü. Sanayinin yapısal dönüşümüne katkı sağlayacak stratejik yatırımlar özellikle desteklenecek. Böylece ithal etmek zorunda kaldığımız malların ülkemizde üretimi teşvik edilecek. Yatırım yapılacak yere, yatırımcı karar verecek. Bu çerçevede hangi ilde yapılırsa yapılsın, stratejik yatırımlar aynı desteklerle ve aynı koşullar altında desteklenecek.

Stratejik yatırımlara şu destekler verilecek: yatırım malı ithal makine ve teçhizat için Gümrük Vergisi muafiyeti; makine ve teçhizat için KDV istisnası; yatırımı tamamlanmasını müteakiben 7 yıl sigorta primi işveren hissesi desteği; yatırım tutarının yüzde 50’sine tekabül eden miktarda vergi indirimi imkanı; kullanılacak yatırım kredileri için 50 milyon liraya ulaşan faiz desteği; yatırım yeri tahsisi.

OSB’lerde yatırıma teşvikYatırım, organize sanayi bölgesinde yapılıyorsa, aynı sektörde

faaliyet gösteren 5 yatırımcı bir araya gelip yatırım yapıyorsa ve Ar-Ge projeleri neticesinde geliştirilen ürünün üretimine yönelik bir yatırım yapılıyorsa o zaman yatırımcı bir alt bölgede uygulanan oran ve sürelerden yararlanacak.

Yeni Teşvik Sistemi ile bazı yatırım konularına, 5. bölgede olmasalar dahi bu bölgeye sağlanan desteklerden yararlanma olanağı sunuldu. Bu yatırım konuları, şöyle belirlendi:

''Otomotiv, uzay veya savunma sanayine yönelik test merkezleri, rüzgar tüneli, tasarım gibi yatırımlar, belirli büyüklükte ve özellikte belirli ilaç ve savunma sanayi yatırımları, özel sektör tarafından gerçekleştirilecek ilk, orta ve lise eğitim yatırımları, denizyolu ve demiryolu ile yük ve yolcu taşımacılığına yönelik yatırımlar, madencilik yatırımları, Bakanlar Kurulu Kararı ile belirlenen Kültür ve Turizm Koruma ve Gelişim Bölgelerinde yapılacak turizm yatırımları.''

Manisa 3. bölgedeZafer Kalkınma Ajansı’nın kapsadığı TR33 Bölgesi illeri eski

teşvik siteminde 3. bölgede yer alıyordu. Yeni teşvik sisteminde ise Kütahya ve Afyonkarahisar 4. Bölgede, Uşak ve Manisa 3. bölgede uygulanacak teşviklerden faydalanacak. Zafer Kalkınma Ajansı Yatırım Destek Ofisleri illerdeki TSO’lar, OSB’ler ile koordinasyon halinde bölgede uygulanacak yatırımlarda Devlet yardımları hakkında bilgilendirme ve farkındalık yaratma toplantıları yapacak.

Salihli VİZYONNİSAN - MAYIS - HAZİRAN 2012

Yatırım teşvik uygulama sistemi değiştirildi. Türkiye 6 bölgeye ayrıldı. Sanayinin yapısal dönüşümüne katkı sağlayacak stratejik yatırımların desteklendiği pakette, ara malı ithalatı azaltılarak cari açığın kapatılması hedefleniyor.

4 bölgeli önceki teşvik sisteminde 3. bölgede olan Manisa, 6 bölgeli yeni teşvik sisteminde de 3. bölgede yer aldı.

Yatırım teşviklerinde yeni sayfa

Page 20: Salihli Ticaret ve Sanayi Odası Vizyon Dergisi Nisan, Mayıs, Haziran 2012

23

Hükümet’in uygulamaya koyduğu yeni yatırım teşvik sisteminde Türkiye 6 bölgeye ayrıldı. Genel, bölgesel, stratejik ve büyük yatırımlar olarak 4 ayaklı hazırlanan sistemle yatırımcılara KDV istisnası, gümrük vergisi muafiyeti, vergi indirimi, faiz desteği, yatırım yeri tahsisi gibi destekler verilecek. Cari açığa çözüm olacak stratejik yatırımlara önemli destekler öngörüldü. Bunlardan KDV iadesi desteği ise ilk kez uygulanıyor. Bölgesel bazlı sistemden il bazlı bölgesel teşvik sistemine geçilirken; savunma, havacılık, uzay ve eğitim yatırımları bölge ayrımı olmadan 5’nci bölge desteklerinden yararlanacak.

Yeni teşvik sistemiyle, cari açığın azaltılması amacıyla, ithalat bağımlılığı yüksek olan ara malı ve ürünlerin, ülkemizde yatırım ve üretiminin artırılması hedefleniyor. Uygulamayla, en az gelişmiş bölgelere sağlanan yatırım desteklerinin artırılması, bölgesel

gelişmişlik farklılıklarının giderilmesi, destek unsurlarının etkinliğinin artırılması, kümelenme faaliyetlerinin özellikle desteklenmesi, teknolojik dönüşümü sağlayacak yüksek ve orta yüksek teknoloji içeren yatırımların desteklenmesi amaçlanıyor.

Sistem, genel teşvik uygulamaları, bölgesel teşvik uygulamaları, büyük ölçekli yatırımların teşviki, stratejik yatırımların teşviki olmak üzere 4 ana bileşenden oluşuyor. Yeni teşvik sistemi, KDV istisnası, Gümrük Vergisi muafiyeti, vergi indirimi, sigorta primi işveren hissesi desteği (asgari ücret üzerinden), faiz desteği, yatırım yeri tahsisi, gelir vergisi stopajı desteği, KDV iadesi desteği sağlayacak.

Teşvik uygulamasında en kapsamlı destek ise stratejik yatırımlara öngörüldü. Sanayinin yapısal dönüşümüne katkı sağlayacak stratejik yatırımlar özellikle desteklenecek. Böylece ithal etmek zorunda kaldığımız malların ülkemizde üretimi teşvik edilecek. Yatırım yapılacak yere, yatırımcı karar verecek. Bu çerçevede hangi ilde yapılırsa yapılsın, stratejik yatırımlar aynı desteklerle ve aynı koşullar altında desteklenecek.

Stratejik yatırımlara şu destekler verilecek: yatırım malı ithal makine ve teçhizat için Gümrük Vergisi muafiyeti; makine ve teçhizat için KDV istisnası; yatırımı tamamlanmasını müteakiben 7 yıl sigorta primi işveren hissesi desteği; yatırım tutarının yüzde 50’sine tekabül eden miktarda vergi indirimi imkanı; kullanılacak yatırım kredileri için 50 milyon liraya ulaşan faiz desteği; yatırım yeri tahsisi.

OSB’lerde yatırıma teşvikYatırım, organize sanayi bölgesinde yapılıyorsa, aynı sektörde

faaliyet gösteren 5 yatırımcı bir araya gelip yatırım yapıyorsa ve Ar-Ge projeleri neticesinde geliştirilen ürünün üretimine yönelik bir yatırım yapılıyorsa o zaman yatırımcı bir alt bölgede uygulanan oran ve sürelerden yararlanacak.

Yeni Teşvik Sistemi ile bazı yatırım konularına, 5. bölgede olmasalar dahi bu bölgeye sağlanan desteklerden yararlanma olanağı sunuldu. Bu yatırım konuları, şöyle belirlendi:

''Otomotiv, uzay veya savunma sanayine yönelik test merkezleri, rüzgar tüneli, tasarım gibi yatırımlar, belirli büyüklükte ve özellikte belirli ilaç ve savunma sanayi yatırımları, özel sektör tarafından gerçekleştirilecek ilk, orta ve lise eğitim yatırımları, denizyolu ve demiryolu ile yük ve yolcu taşımacılığına yönelik yatırımlar, madencilik yatırımları, Bakanlar Kurulu Kararı ile belirlenen Kültür ve Turizm Koruma ve Gelişim Bölgelerinde yapılacak turizm yatırımları.''

Manisa 3. bölgedeZafer Kalkınma Ajansı’nın kapsadığı TR33 Bölgesi illeri eski

teşvik siteminde 3. bölgede yer alıyordu. Yeni teşvik sisteminde ise Kütahya ve Afyonkarahisar 4. Bölgede, Uşak ve Manisa 3. bölgede uygulanacak teşviklerden faydalanacak. Zafer Kalkınma Ajansı Yatırım Destek Ofisleri illerdeki TSO’lar, OSB’ler ile koordinasyon halinde bölgede uygulanacak yatırımlarda Devlet yardımları hakkında bilgilendirme ve farkındalık yaratma toplantıları yapacak.

Salihli VİZYONNİSAN - MAYIS - HAZİRAN 2012

Manisa Milletvekili Erkan Akçay’ın, Salihli Organize Sanayi Bölgesi’nin sorunlarına ve jeotermal enerji projesine ilişkin Bilim, Sanayi ve Teknoloji Bakanı’na yönelttiği yazılı soru önergesine Bakan’dan yanıt geldi. Buna göre ufukta Salihli için doğalgaz müjdesi görünmüyor.

Salihli Organize Sanayi Bölgesinin sorunlarıyla ilgili olarak Bilim, Sanayi ve Teknoloji Bakanı Nihat Ergün’e soru önergesi veren MHP Manisa Milletvekili Erkan Akçay, “Salihli Organize Sanayi Bölgesi’nde doğalgaz sistemi bulunmamaktadır. Bölgeye doğalgazın getirilmesi maliyetleri düşürecektir. Salihli OSB’ye doğalgaz temini için 2002 yılında BOTAŞ Genel Müdürlüğü’ne müracaat yapılmıştır. Turgutlu’ya kadar gelen doğalgazın Salihli’ye bağlantısını sağlayıp doğalgazı Salihlili sanayicinin hizmetine sunmayı düşünüyor musunuz? Salihli OSB’nin demiryoluyla bağlantısı yoktur. Salihli Organize Sanayi Bölgesi’ne demiryolu bağlantısı sağlamayı düşünüyor musunuz? İzmir-Ankara Karayolunun OSB kavşak bağlantısında sorunlar yaşanmaktadır. İzmir-Ankara Karayolu’nun OSB geçişinde OSB kavşak bağlantısında düzenleme yapmayı düşünüyor musunuz? Salihli OSB’nin II. Etap bölümünün kamulaştırma çalışmaları ne aşamadadır? Kamulaştırma çalışmalarını hızlandırmayı düşünüyor musunuz? Kamulaştırma çalışmaları ne zaman bitirilecektir? diye sordu.

MHP Manisa Milletvekili Erkan Akçay’ın soru önergesini cevaplandıran Bilim, Sanayi ve Teknoloji Bakanı Nihat Ergün, “ Salihli OSB’nin BOTAŞ Doğalgaz Grup Başkanlığı’na doğalgaz temini için yapmış olduğu 6/8/2001 tarihli müracaatın, söz konusu yatırım Turgutlu’dan Salihli OSB’ye kadar 60 km’lik bir hat döşenmesini gerektirdiğinden ve yakından geçen ana bir hat bulunmadığından BOTAŞ tarafından uygun görülmemiştir.

Salihli OSB’den alınan bilgiye göre; Salihli OSB’ye demiryolu bağlantısının sağlanması için 18/12/2003 tarihinde Devlet Demiryolları Genel Müdürlüğü’ne müracaat edilmiş ve güzergah tespiti yapılmıştır. Devlet Demiryolları İşletmesi Genel Müdürlüğü’nün 5/6/2006 tarihli cevabi yazısında, talep edilen hattın inşasıyla ilgili olarak, “Söz konusu iltisak hattının yapılabilmesi için plan ve projeler ile iltisak hattı güzergahında 3. şahıslara ait araziler var ise geçiş müsaadesinin alınması, alt yapı tanzimi ve sanat yapılarının OSB’nce yapılması halinde, hattın üst yapısı mülkiyeti kuruluşumuzda kalması kaydıyla tarafımızca yapılabilecektir.” denilmiştir. Ancak bahsedilen işlerin Salihli OSB tarafından yapılası mümkün olmadığından proje çalışmalarına başlanılamamıştır.” dedi.

Doğalgaz da müjde yok

Page 21: Salihli Ticaret ve Sanayi Odası Vizyon Dergisi Nisan, Mayıs, Haziran 2012

24

kadın

Celal Bayar Üniversitesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Meltem Onay, Salihli Eğitim, Kültür ve Dayanışma Derneği’nin ev sahipliğinde “Ben Bir Somon Balığıyım” konulu bir seminer verdi. Onay, Bayraklı Belediyesi’nin Hizmet Merkezi’ndeki Konferans Salonu’nda gerçekleştirilen seminere, tatlı sularda doğup okyanusu kat eden, sonra da doğduğu ırmağa akıntıya karşı yüzerek geri dönen somon balığının zorlu mücadelesini anlatan bir video sunumuyla başladı. Yaşam Koçu Prof. Onay, “Hayatta herkes pek çok engelle karşılaşıyor. Bunların üstesinden gelmek için mücadeleci olun. Öncelikle kendinizi keşfedin ve hayattan ne beklediğinizi, hedefinizi çok iyi belirleyin. Hedefe kilitlenince, başarılmayacak şey yoktur” görüşünü destekleyen tavsiyelerde bulundu. Prof. Meltem Onay, sık sık kendi hayatından alıntılarla süslediği konuşmasında, Latin edebiyatının ünlü ozanı Horatius’un bir dizesinde geçen ve anı yakalamayı ve bundan zevk almayı anlatan “Carpe Diem” söyleminin benimsenmesini tavsiye etti. Prof. Onay, mutlu olmanın formülünü de bu felsefeye bağlayarak, şunları öğütledi:

“Hepimizin hayatı somon balığı gibi. Bazılarımız engellerle karşılaşıyor. Bunun içir güçlü bir mücadele gerekiyor. İstediğiniz şeylerin tam olarak altını doldurun ve hedefinizi belirleyin. Her şey beyinde başlıyor. Kendinizi keşfedin. Bir şey yapın, ama en iyisini yapın. Hayat bir tercih. Geçmişi arkada bırakın. Geleceğinizi şekillendirmek sizin elinizde.”

Kişinin empati yapmasının da başkalarını ve olayları anlamada en önemli yöntem olduğunu anlatan Meltem Onay, kendini karşındakinin

yerine koyma olarak özetlenen “empati” yaparken de beş farklı açıdan olaya yaklaşmak gerektiğini, “ben, sen, biz, kamera ve evren” olmak üzere beş farklı açıdan konuyu ele almak gerektiğinin altını çizdi.

Semineri ilgiyle izleyenler arasında İzmir Vali Yardımcısı Ardahan Totuk, Bayraklı Belediyesi Koordinatörü Hatice Tatlı ile İzmir’deki Salihlililer yer aldı. Semineri izlemeye gelen Salihli Ticaret ve Sanayi Odası Kadınlar Birliği Başkanı Dilek Gür ve birlik üyeleri, Meltem Onay’a teşekkürlerini sunarak Salihli’ye davet etti.

Salihli VİZYONNİSAN - MAYIS - HAZİRAN 2012

Salihli Eğitim, Kültür ve Dayanışma Derneği, Kişisel Gelişim Uzmanı Prof. Meltem Onay’ın sunduğu “Ben Bir Somon Balığıyım” konulu semineri ilgi ile izledi. Onay, kendi hayatından kesitlerle süslediği sunumda, anı yaşamayı ve hiçbir şeyi yarına bırakmamayı öğütleyen “Carpe Diem” felsefesini benimseme önerisinde bulundu.

Salihlililere yaşam koçu tavsiyesi:“Carpe Diem”*

*Anı yaşa, yaşadığın andan zevk al, hiç bir şeyi erteleme.

Salihli TSO Kadınlar Birliği üyeleri, Meltem Onay'a tebriklerle birlikte çiçek sundu.

Page 22: Salihli Ticaret ve Sanayi Odası Vizyon Dergisi Nisan, Mayıs, Haziran 2012

25 Salihli VİZYONNİSAN - MAYIS - HAZİRAN 2012

İzmir’deki Ege Bölgesi Sanayi Odası (EBSO) Vakfı Bayanlar Birliği, Salihli’de kendi oynadıkları “Dullar” adlı tiyatro gösterisini sahneledi. Salihli Ticaret ve Sanayi Odası Kadınlar Birliği’nin davetiyle Salihli’de sahnelenen oyunun geliri ile okulların eksikleri tamamlanacak.

Salihlili ve İzmirli kadınlar, eğitime katkı için güçlerini birleştirdi. Kendi oynadıkları “Dullar” adlı tiyatro oyunuyla Salihli’ye turneye giden Ege Bölgesi Sanayi Odası Vakfı Bayanlar Birliği, Salihli Ticaret ve Sanayi Odası (TSO) Kadınlar Birliği’nin ev sahipliğinde oyunlarını sergiledi. Salihlililer, Belediye Konferans Salonu’ndaki gösteriye büyük ilgi gösterdi.

Salihli TSO Kadınlar Birliği Başkanı Dilek Gür, yaptığı açış konuşmasında 8 Mart’ta kutlanan Dünya Kadınlar Günü çerçevesinde yaptıkları organizasyon hakkında bilgi verdi.

EBSO Vakfı Bayanlar Birliği Başkanı Hülya Kuloğlu da, eğitime ışık tutabilmek amacıyla yaptıkları çalışmalardan biri olan tiyatro gösterisini Salihlililer’e sunmaktan dolayı mutlu olduklarını ifade etti. Alman yazar Fitzgerald Kusz’un 2004 yılında kaleme aldığı, Sibel Arslan Yeşilay’ın Türkçeleştirdiği 5 kişilik Dullar oyununda Hülya Kuloğlu, İhsan Özduran, Öznur Küçükbayraktar, Handan Atılgan ve İpek Özçelik rol aldı. Kerim Dündar’ın yönettiği oyunda, gencinden yaşlısına kocasını yitiren kadınların yeni bir hayat kurma mücadelesindeki tutumları hüzünlü ve komik bir biçimde sunuldu.

Salihli TSO Meclis Başkanı Özcan Ünlü, Yönetim Kurulu Başkanı Ahmet Özbaş ve Yönetim Kurulu üyelerinin de eşleriyle birlikte izlediği gösteriye EBSO Vakfı Yönetim Kurulu Üyesi Nejat Özduran ve İzmir Atatürk Organize Sanayi Bölgesi Yönetim Kurulu Üyesi Haydar Atılgan da katıldı.

Salihli TSO Kadınlar Birliği, gösteriden elde edilen gelir, eksikleri tamamlamak üzere ilçedeki okullara kanalize edildi.

Salihlili ve İzmirli kadınlarıntiyatro kardeşliği

Page 23: Salihli Ticaret ve Sanayi Odası Vizyon Dergisi Nisan, Mayıs, Haziran 2012

26

Salihli Ticaret ve Sanayi Odası’nın fikir babalığını yaptığı, Salihli Belediyesi ve ilçedeki esnaf ve sanatkar odalarının desteği ile organize edilen 1. Salihli Alışveriş Günleri coşkulu bir törenle start aldı. Salihli Kaymakamı Ertan Peynircioğlu, Belediye Başkanı Mustafa Uğur Okay, Ticaret ve Sanayi Odası Yönetim Kurulu ve Meclis üyeleri, Ticaret Borsası ve siyasi parti temsilcileri, ilçedeki esnaf ve sanatkar odaları temsilcileri ve vatandaşların katıldığı açılış töreni, Turgutlu Has Mehter Takımı’nın katılımıyla oldukça coşkulu gerçekleşti.

Açılışta konuşan Salihli TSO Başkanı Ahmet Özbaş, piyasayı canlandırmak amacıyla bu yıl ilki düzenlenen Alışveriş Günleri hakkında şu bilgileri verdi:

“Şehrimizde esnaf gerçekten zor durumda. Yüksek kiralar, dışarıdan gelen büyük firmalar, İzmir’in yakın olması esnafımızı zor durumda bırakıyor. Salihli halkı olarak mümkün mertebe çarşı esnafından alışveriş yaparak esnafı desteklememiz gerekir. Esnafımızın ekonomik açıdan güçlü olması Salihli halkı olarak bizlere mutlaka olumlu yansıyacaktır.

Salihli esnafının da mutlaka kendini yenilemesi, yeniliklere ayak uydurması, ekonomik koşullara uygun işyerleri açması gerekir.”

Salihli Belediye Başkanı Mustafa Uğur Okay, ilçede son dönemde mevsimsel ve ekonomik nedenlerle yavaşlayan alışverişi hızlandırmak amacıyla indirimli Alışveriş Günleri’ne destek verdiklerini söyledi. Okay, tüketicilerin ucuz, kaliteli ve bol çeşitle buluşmasını arzuladıklarını ifade etti.

Salihli Kaymakamı Ertan Peynircioğlu da, Alışveriş Günleri’ni düzenleyenlere teşekkür ederek, organizasyonun hayırlı olması temennisinde bulundu. Demokrasi Meydanı’nda düzenlenen açılış töreninden sonra, Turgutlu Mehteranı önderliğinde kortej yürüyüşü gerçekleştirildi.

Etkinlik kapsamında, Sevgi Yolu olarak bilinen Mithatpaşa Caddesi, Turan Caddesi, Kurudere Caddesi ve İrfan Sokak’ı da kapsayan bölgede balonlar dağıtıldı. Sokaklarda pamuk helva, macun ve simit satıcıları nostalji yaşattı. Sirk gösterileri, mini konserler, palyaço gösterileri yapıldı. Oyun parkurları kuruldu, sürpriz hediyeler dağıtıldı. Etkinlik süresince, ulaşımı kolaylaştırmak ve teşvik etmek amacıyla saat 20.00 ile 23.00 arasında şehir içi hatlarındaki minibüsler ücretsiz taşıma yaptı.

Salihli Alışveriş Günleri’ne başta Salihli Esnaf Kefalet Kooperatifi olmak üzere şu odalar destek verdi: Kunduracılar ve Saraçlar Odası, Marangozlar Odası, Bakkallar ve Bayiler Odası, Kahveciler Odası, Terziler ve Tuhafiyeciler Odası, Manavlar Odası, Lokantacılar ve Gazinocular Odası, Berberler Odası, Şoförler ve Otomobilciler Odası.

Salihli VİZYONNİSAN - MAYIS - HAZİRAN 2012

Salihli’de esnafın işlerini artırmak ve piyasayı canlandırmak amacıyla düzenlenen Alışveriş Günleri, caddelerde şenlik havası estirdi. Açılışa katılan Turgutlu Has Mehter Takımı, Salihlililer’i coşturdu.

Salihli’de Alışveriş Günleri coşkusu

Page 24: Salihli Ticaret ve Sanayi Odası Vizyon Dergisi Nisan, Mayıs, Haziran 2012

28

Alaattin ve İbrahim Yüksel kardeşler tarafından 1982 yılında kurulan Yükseliş Ticaret, bugün İzmir ve Salihli’de olmak üzere iki ayrı firma olarak varlığını sürdürüyor. Jawa motosiklet ve Skoda kamyonetle 30 yıl önce “bayilik verilecek” ilanıyla sektöre giriş yapan Yükseller, bugün bütün Ege Bölgesi’nde ve hatta Türkiye’de sahip oldukları yüksek pazar paylarıyla kendilerinden söz ettiriyor.

Özellikle ticari kamyonet segmentinde büyük bir başarı yakalayan Salihli’deki Yükseliş firması geçtiğimiz yıl Manisa’da pikapta yüzde 41.7’lik bir pazar payı elde etti. Isuzu’nun Türkiye genelindeki 37 bayisi içinde satış rakamları açısından ilk 15’in içinde yer aldıklarını anlatan Yükseliş Satış Müdürü Ali Yüksel, bu yıl otobüs segmentinde çok hızlı büyüme yakaladıklarını kaydederek şu bilgileri verdi:

“Bu yıl bizim otobüs yılımız. Manisa’da şehir içi ulaşımda kullanılan 303 halk otobüsü tabir edilen midibüslerin yenilenmesi ihalesine katıldık ve kazandık. Manisa’ya şehir içi ulaşımı sağlayan kooperatife 168 Isuzu otobüs satacağız. Manisalılar bundan böyle konforlu otobüslerle seyahat edecek. Üstelik otobüsleri çalıştıran

kooperatif de hem yakıttan, hem lastikten hem de personelden tasarruf edecek. Otobüslerimiz özürlü rampaları ve son teknoloji ile üretilmiş olup. Kentsel dönüşüm projesinin bir parçası olan bu ihalede çok güçlü rakiplerle mücadele ederek kazandık.”

30 yıllık bir tecrübeyle hizmet verdiklerini anlatan Yükseliş’in Yönetim Kurulu Başkanı İbrahim Yüksel, müşterilerine, çalışanlarına,firmalara ve devlete karşı daima dürüst olduklarını, çalışma hayatında bunun mükafatını daima gördüklerini anlattı. Servisçilikte çok iddialı olduklarını, müşteri memnuniyetinde Türkiye

birinciliği dereceleri elde ettiklerini kaydeden Yüksel, şunları anlattı:“Türkiye’de 132 noktada Isuzu yetkili servis varken, biz ilk 15 –

20. sıralarda yer alıyoruz. Aksesuarda Türkiye genelinde birinci durumdayız. Manisa’da satılan bütün pikaplarda yüzde 48 oranı ile pazar birincisiyiz. Müşterinin adresine gidip aktif servis hizmeti veriyoruz. Müşteriyle satıştan sonra da dostluğumuz devam ediyor. Araç sattığımız kişileri bir müşteri olarak değil, bir dost olarak kabul ediyoruz. Bünyemizde 25 deneyimli personelle hizmet veriyoruz.Bu güne kadar sigortasız eleman çalıştırmadık, Devlete vergimizi eksiksiz ödedik. Bundan sonra da bu prensiblerimizden ödün vermeyeceğiz.”

Otomotiv sektöründe 2012 yılının ilk 3 ayında binek araçlarda yüzde 30, ticari araçta ise yüzde 40 oranında düşüş yaşandığına işaret eden İbrahim Yüksel, yılın ikinci yarısında satışların artmasını, özellikle son çeyrekte toparlanma olmasını beklediklerini kaydetti.

Motosiklette Çin sendromu aşılıyorÇin malı motosikletlerin son yıllarda bilinen markaların satışlarını

sekteye uğrattığını, fakat özellikle geçtiğimiz yıl kalitesiz motosikletlerden kaçış yaşandığını belirten Yüksel, “Honda motosiklet satışlarımız 2011’de bir önceki yıla göre yüzde 200 arttı. Bu yıl da bir önceki yılı ikiye katlayacağımızı hedefliyoruz” dedi.

Yükseliş’in Salihli’deki yükselişiAlaattin ve İbrahim Yüksel tarafından 1982 yılında kurulan

Yükseliş Ticaret, bir süre sonra Yükseliş Limited Şirketi’ne dönüştü. Çekoslovakya’dan ithal ettiği Jawa motosiklet ve Skoda kamyonetlerinin satışıyla işe başlayan Yükseliş, 1984 yılında Anadolu Grubu’na bağlı Isuzu’nun Salihli bayiliğini aldı. Yüksel kardeşler 1986’da Skoda’nın binek otomobillerini satmaya başladı.1987’de Pireli lastiklerinin yetkili bayii oldu. 1989’da o zaman ülkede en çok satılan Lada’nın bölge bayiliğini yaptı. Aynı yıl Honda ve Rus izh motosikletlerinin bayiliğini ürün gamına eklediler. 1990’da Kibar Holding’e bağlı Hyundai’nin Salihli ve İzmir bayiliğini alan Yüksel kardeşler, 1995 yılında işyerlerini ayırdı. Alaattin Yüksel İzmir’de, İbrahim Yüksel Salihli’de olmak üzere işlerini yeniden düzenledi.

İbrahim Yüksel 2000 yılında Isuzu’nun Ege Bölgesi’ndeki ilk plazasını hizmete açtı. 2003 yılında, Honda Plaza’yı hizmete açtı.

Halen Isuzu araçlarının ve Honda motosikletlerinin yetkili satış, servis, yedek parça bayiliklerini ve 2.el ticaretini sürdüren Yükseliş Isuzu, bunun yanı sıra Safkar klima bölge bayiliğini, 2007’den itibaren yetkili Egzoz emisyon ölçüm hizmetlerini bünyesine katarak bölgede tanınan ve güvenilen bir marka haline geldi.

Salihli VİZYONNİSAN - MAYIS - HAZİRAN 2012

Manisa’da halk otobüsü ihalesini kazanan Salihli’deki Yükseliş Isuzu, 168 otobüs satışı yapacak. 2012 yılının kendileri için otobüs yılı olduğunu belirten firmanın Satış Müdürü Ali Yüksel, 303 eski minibüs yerine, bundan böyle şehirde toplu taşımanın Isuzu otobüslerle sağlanacağını kaydetti.

Yükseliş Isuzu, Manisa’nın otobüslerini yeniliyor

Alaattin ve İbrahim Yüksel kardeşler, Yükseliş Ticaret'i 1982'de kurdu.

Page 25: Salihli Ticaret ve Sanayi Odası Vizyon Dergisi Nisan, Mayıs, Haziran 2012

29

otomotiv

Alaattin ve İbrahim Yüksel kardeşler tarafından 1982 yılında kurulan Yükseliş Ticaret, bugün İzmir ve Salihli’de olmak üzere iki ayrı firma olarak varlığını sürdürüyor. Jawa motosiklet ve Skoda kamyonetle 30 yıl önce “bayilik verilecek” ilanıyla sektöre giriş yapan Yükseller, bugün bütün Ege Bölgesi’nde ve hatta Türkiye’de sahip oldukları yüksek pazar paylarıyla kendilerinden söz ettiriyor.

Özellikle ticari kamyonet segmentinde büyük bir başarı yakalayan Salihli’deki Yükseliş firması geçtiğimiz yıl Manisa’da pikapta yüzde 41.7’lik bir pazar payı elde etti. Isuzu’nun Türkiye genelindeki 37 bayisi içinde satış rakamları açısından ilk 15’in içinde yer aldıklarını anlatan Yükseliş Satış Müdürü Ali Yüksel, bu yıl otobüs segmentinde çok hızlı büyüme yakaladıklarını kaydederek şu bilgileri verdi:

“Bu yıl bizim otobüs yılımız. Manisa’da şehir içi ulaşımda kullanılan 303 halk otobüsü tabir edilen midibüslerin yenilenmesi ihalesine katıldık ve kazandık. Manisa’ya şehir içi ulaşımı sağlayan kooperatife 168 Isuzu otobüs satacağız. Manisalılar bundan böyle konforlu otobüslerle seyahat edecek. Üstelik otobüsleri çalıştıran

kooperatif de hem yakıttan, hem lastikten hem de personelden tasarruf edecek. Otobüslerimiz özürlü rampaları ve son teknoloji ile üretilmiş olup. Kentsel dönüşüm projesinin bir parçası olan bu ihalede çok güçlü rakiplerle mücadele ederek kazandık.”

30 yıllık bir tecrübeyle hizmet verdiklerini anlatan Yükseliş’in Yönetim Kurulu Başkanı İbrahim Yüksel, müşterilerine, çalışanlarına,firmalara ve devlete karşı daima dürüst olduklarını, çalışma hayatında bunun mükafatını daima gördüklerini anlattı. Servisçilikte çok iddialı olduklarını, müşteri memnuniyetinde Türkiye

birinciliği dereceleri elde ettiklerini kaydeden Yüksel, şunları anlattı:“Türkiye’de 132 noktada Isuzu yetkili servis varken, biz ilk 15 –

20. sıralarda yer alıyoruz. Aksesuarda Türkiye genelinde birinci durumdayız. Manisa’da satılan bütün pikaplarda yüzde 48 oranı ile pazar birincisiyiz. Müşterinin adresine gidip aktif servis hizmeti veriyoruz. Müşteriyle satıştan sonra da dostluğumuz devam ediyor. Araç sattığımız kişileri bir müşteri olarak değil, bir dost olarak kabul ediyoruz. Bünyemizde 25 deneyimli personelle hizmet veriyoruz.Bu güne kadar sigortasız eleman çalıştırmadık, Devlete vergimizi eksiksiz ödedik. Bundan sonra da bu prensiblerimizden ödün vermeyeceğiz.”

Otomotiv sektöründe 2012 yılının ilk 3 ayında binek araçlarda yüzde 30, ticari araçta ise yüzde 40 oranında düşüş yaşandığına işaret eden İbrahim Yüksel, yılın ikinci yarısında satışların artmasını, özellikle son çeyrekte toparlanma olmasını beklediklerini kaydetti.

Motosiklette Çin sendromu aşılıyorÇin malı motosikletlerin son yıllarda bilinen markaların satışlarını

sekteye uğrattığını, fakat özellikle geçtiğimiz yıl kalitesiz motosikletlerden kaçış yaşandığını belirten Yüksel, “Honda motosiklet satışlarımız 2011’de bir önceki yıla göre yüzde 200 arttı. Bu yıl da bir önceki yılı ikiye katlayacağımızı hedefliyoruz” dedi.

Yükseliş’in Salihli’deki yükselişiAlaattin ve İbrahim Yüksel tarafından 1982 yılında kurulan

Yükseliş Ticaret, bir süre sonra Yükseliş Limited Şirketi’ne dönüştü. Çekoslovakya’dan ithal ettiği Jawa motosiklet ve Skoda kamyonetlerinin satışıyla işe başlayan Yükseliş, 1984 yılında Anadolu Grubu’na bağlı Isuzu’nun Salihli bayiliğini aldı. Yüksel kardeşler 1986’da Skoda’nın binek otomobillerini satmaya başladı.1987’de Pireli lastiklerinin yetkili bayii oldu. 1989’da o zaman ülkede en çok satılan Lada’nın bölge bayiliğini yaptı. Aynı yıl Honda ve Rus izh motosikletlerinin bayiliğini ürün gamına eklediler. 1990’da Kibar Holding’e bağlı Hyundai’nin Salihli ve İzmir bayiliğini alan Yüksel kardeşler, 1995 yılında işyerlerini ayırdı. Alaattin Yüksel İzmir’de, İbrahim Yüksel Salihli’de olmak üzere işlerini yeniden düzenledi.

İbrahim Yüksel 2000 yılında Isuzu’nun Ege Bölgesi’ndeki ilk plazasını hizmete açtı. 2003 yılında, Honda Plaza’yı hizmete açtı.

Halen Isuzu araçlarının ve Honda motosikletlerinin yetkili satış, servis, yedek parça bayiliklerini ve 2.el ticaretini sürdüren Yükseliş Isuzu, bunun yanı sıra Safkar klima bölge bayiliğini, 2007’den itibaren yetkili Egzoz emisyon ölçüm hizmetlerini bünyesine katarak bölgede tanınan ve güvenilen bir marka haline geldi.

Salihli VİZYONNİSAN - MAYIS - HAZİRAN 2012

Alkent’i sonsuzluğa uğurladıkSalihli’nin hayırsever işadamı Niyazi Alkent, 89 yaşında vefat etti.

1948 yılında girdiği çalışma hayatında başarılı olan Alkent, iş disiplini ile herkese örnek oldu. Küçük bir bakkal dükkanıyla iş hayatına adım atan Alkent, yıllarca Salihli’de vergi rekortmenliğini kimseye kaptırmadı. Eşi ve kendi adına kurduğu Niyazi-Sevinç Alkent Eğitim ve Sağlık Vakfı vasıtasıyla öğrencilere burs veren ve eğitime her türlü desteği sağlayan Niyazi Alkent’in naşı Asri Merazlığa defnedildi.

Hayırsever işadamının ismi, kurduğu vakıfta yaşayacak.

Page 26: Salihli Ticaret ve Sanayi Odası Vizyon Dergisi Nisan, Mayıs, Haziran 2012

30

Kula’nın Gökçeören beldesinde İlbey Teknik İnşaat tarafından başlatılan İstiridye Mantarı üretimi denemelerinde başarı sağlandı. İstiridye mantarı üretiminde günde 100 kg’a kadar ulaşıldı. Pazarlamasında sorun yaşanmayan İstiridye Mantarı üretimi Kula’dan sonra Salihli’ye kadar ulaştı.

Elverişli iklimi ve bereketli topraklarıyla Türkiye’nin dört bir yanından yatırımcı çeken Salihli’ye, şimdi de mantar üretimi yapmak üzere Bilecik’ten yatırımcı geldi. İnşaat sektöründe yatırımları bulunan İlbey Teknik İnşaat şirketinin ortakları Faruk Öksüz, Hüseyin Akbaş ve Adem Öksüz, 2011 yılında bir araya gelerek inşaat sektöründe ve tarım alanında faaliyet göstermek üzere şirket kurdu.

Asıl işi inşaat olmasına rağmen, mantar üretimi konusunda da oldukça iddialı olan İlbey Teknik İnşaat şirketinin mantar üretimine ilgisi sektörde küçük ölçekli odalar ile üretim yapmaya çalışan üreticilere mühendislik hizmeti ve teknik malzeme desteği ile başlıyor. Mantar üreticilerine teknik destek verdiği sıralarda bu konuya aşina olan şirket yetkilileri teknik donanımı iyi odalar yapılır ve kontrol sistemleri kurulursa insanlara iş imkanı ve yeni kazançlar sağlanacağı düşüncesiyle pazarlama sorunu yaşanmayan bu alanda yatırım yapmaya karar verdi.

Pazarlarda ve manavlarda satılan klasik kültür mantarından farklı bir tür olan ve tıbbi mantarlar sınıfında sayılan İstiridye mantarının ilaç sanayinde de hammadde olarak kullanılması nedeniyle büyük rağbet gördüğünü anlatan Öksüz, bu alandaki çalışmalarını şöyle anlattı:

“Gökçeören’de günlük 100 kg üretim kapasitesi olan tesisimizi geçtiğimiz yılın Kasım ayında faaliyete geçirdik. Buna iki oda daha ilave etmek üzere çalışma yapıyoruz. Kula’ya bağlı ve Salihli’ye 25 km uzaklıkta bulunan bu beldede mantarcılığı yaygınlaştırmak istiyoruz. Kavak mantarı olarak da bilinen İstiridye Mantarı çok rağbet gören bir ürün. Organik olduğu için fiyatı da klasik mantara göre daha yüksek. Üstelik pazar sıkıntısı yok. Kula’da iki yerde oda modernizasyonu yaparak üretimine başladık. Birinde günde 50-60 kg, diğerinde de 80-100 kg üretim yapılıyor. Önü çok açık. Türkiye genelinde 2 bin 500 kg civarında bir üretim var. Gökçeören’in İstiridye Mantarı ile kalkınacağına inanıyoruz.”

Tesisi kurup, hammaddeyi sağladıklarını, ürünü alma garantisi verdiklerini, üreticiden

sadece emeğini ortaya koymasını istediklerini anlatan Öksüz, bu anlayış çerçevesinde Salihli’de ve Kula’da da mantar üretimine başladıklarını kaydetti. Kültür mantarında ürünün albenisini artırmak amacıyla, sağlığa zararlı olan beyazlatıcılar kullanıldığını, İstiridye Mantarı’nda bunun mümkün olmadığını, tamamen organik olduğunu anlatan Öksüz, sıcaklığı kontrol edilebilen, izolasyonlu ve nem kontrollü ortamlarda, saman, kepek ve talaş karışımıyla kavak ağacı gövdesine benzer, naylon poşetlerden tüpler meydana getirdiklerini, mantarların bu tüplerin kenarlarında ürediğini anlattı.

İstiridye mantarı, pek çok avantajının yanı sıra, klasik kültür mantarından daha pahalı olduğu için, üreticisine daha fazla kazanç sağlıyor. Kültür mantarı pazar ve manavlarda kilogramı 5 TL’ye satılırken, İstiridye Mantarı 8 -10 TL civarında etiket taşıyor.

İstiridye (kayın, yaprak) Mantarıİstiridye şeklinde olması nedeniyle “istiridye mantarı” ismi

verilen bu mantar türü, dünyanın pek çok yerinde yaprağını döken ağaçlar üzerinde kat kat salkımlar şeklinde büyür. Sıklıkla talaş ya da saman ortamında oldukça kolay büyüyebilen popüler mantarlardan biridir. Hoş bir koku ve damak tadına sahiptir.

Mantarlar ekolojik isteklerine uygun olarak kapalı, ısı ve nem durumu ayarlanabilen havalanması kolay olabilecek yerlerde

yetiştirilir. Mantarın istediği koşullar sağlandığında evin kullanılmayan bodrum, kiler gibi bölümlerinde, mağara, tünel, galeri gibi yerlerde, atıl durumdaki ahır, samanlık, seraların ve soğuk hava depolarının boş devrelerinde rahatlıkla yetiştirilebilir.

Mantarı ticari olarak yetiştirme işi, onları bütün yıl boyunca üretmek ve yetiştirilecek olan mantarın türüne ve isteğine göre uygun şartları suni olarak hazırlamaktadır. Ticari mantar yetiştiriciliği, binasından, kullanılan alet ve malzemelerine, kompost hazırlığından pastörizasyonuna, hasat ve bakımına kadar farklı özellikleri kapsıyor.

Son yıllarda çok popüler olan kayın mantarı türleri tamamen organik ortamlarda hiçbir kimyasal madde ve gübre kullanmadan yetiştirilmesi, diğer mantar ve besin maddelerine göre değerini bir kat daha artırıyor.

Kültürü yapılan diğer mantarlara göre

çevre koşulları bakımından daha az seçici olan ve ülkemiz koşullarına daha uygun olan kayın türü mantarlar hastalık ve zararlılara karşı dayanımı, besin değerinin diğer kültür mantarlarından daha yüksek olması, üretiminde kompost fermantasyonu ve örtü toprağı kullanılmaması üretimini kolaylaştırıyor.

Atıkları bile kullanılıyorKayın mantarı üreticiliğinin en önemli özelliklerinden

birisi de üretim sonunda işletmeden atık kompost çıkmamasıdır. Üretimden çıkan kayın mantarı “kompost”u, yüksek besin değerli, tamamen organik hayvan yemi veya çiçekçilikte gübre olarak kullanılıyor.

Kayın Mantarı’nın avantajları· Hastalık ve zararlılara karşı dayanıklıdır bu nedenle

bakım masrafları düşüktür.· Yetişme ortamı ( kompost) hazırlığında

fermantasyona gerek olmadığı için kolay ve hızlı hazırlanması ayrıca selüloz ve lignini parçalayabildiklerinden orman ve tarımsal yan ürünlerin değerlendirilmesinde kullanılır.

· Düşük ve yüksek sıcaklıklara kolaylıkla adapte olabilmesi üretim maliyetlerini düşürmekte ve üretim riskini azaltmaktadır.

· İçerdiği besin miktar yüksektir.· Atık kompostu hayvan yemi veya çiçek gübresi olarak

kullanılmaktadır.· Ticari üretimi, çok yeni olmasına rağmen, ticari değeri yüksek

olan ve hızla üretimi artan kayın mantarı, bu üretim avantajlarının yanında lezzeti ve doğal aromatik kokusuyla da dikkat çekmektedir.

Yararları saymakla bitmiyor-100 gram istiridye mantarı 45,65 kaloriye sahip ve bünyesinde

8,9 mg kalsiyum, 1,9 mg demir, 17 mg fosfor, 0,15 mg vitamin B1, 0,75 mg vitamin B12 ve 12,40 mg vitamin C ihtiva ediyor.

-Et ve baklagillere eşdeğer protein içeriğine sahip bulunuyor.-İnsan vücudu için gerekli olan kalsiyum, fosfor ve demir gibi tüm

mineral tuzlar, sığır ve tavuk etinde bulunanların iki katı düzeyindedir.-Tüm mantar türleri içerisinde en yüksek B1 ve B2 miktarına

sahiptir.-Sebzelere nazaran 5-10 kat daha fazla" niasin" içerir.-Karaciğer hariç tüm et ve sebzelerden daha fazla "folik asit"

ihtiva eder.-Şeker ve tansiyon sorunu olanlara tavsiye ediliyor.-Düşük nişasta, yağ ve kalori içerdiği için obezite, şeker ve

hipertansiyon hastalarıyla, çok az sodyum içermesinden dolayı nefrit ve kalp rahatsızlığı olanlar için uygundur.

-Tokyo ve Michigan üniversiteleri bilim adamlarının yaptığı araştırma sonuçlarına göre düzenli olarak tüketildiklerinde hastalıklara karşı vücut direncini artırarak bağışıklık sistemini güçlendiriyor.

-Yenilenebilir mantar türleri içerisinde sadece istiridye mantarı, kandaki kolestrol seviyesini düşüren " Lovastatin" adlı etken maddeyi barındırır.

- Kan dolaşımını düzenler ve damar tıkanıklıklarını önler.- Tansiyona iyi geldiği doktorlar tarafından belirtiliyor.- Aneminin düşmanıdır.- İstiridye mantarının kolestrolü düşürücü özelliği tüm tıp

dünyasında kabul görmektedir. Yağ oranı yok denecek kadar az olan bu tür mantarlar en sağlıklı diyet listelerinin başını çekmektedir.

- İstiridye mantarının bağırsakların daha düzenli çalışmasına büyük katkısı vardır.

- İçerisinde bulunan "Lentinian" adı verilen maddenin tümörleri

azalttığı belirtilmektedir.- Damar sertliği, beyin kanamaları ve enfeksiyonlara karşı

koruyucudur.- Düzenli tüketimi ile çocukların gelişiminde büyük katkıları

vardır.-Yüksek miktarda C ve D vitaminleri içermektedir.-Yorgunluğu giderir, düşünme ve öğrenme yeteneğini geliştirir ve

bedenin gelişmesinde yardımcı olur.

Salihli VİZYONNİSAN - MAYIS - HAZİRAN 2012

Hem ekonomik değer, hem şifa kaynağı

İstiridye Mantarı üretimi yaygınlaşıyor

Page 27: Salihli Ticaret ve Sanayi Odası Vizyon Dergisi Nisan, Mayıs, Haziran 2012

31

girişim

Kula’nın Gökçeören beldesinde İlbey Teknik İnşaat tarafından başlatılan İstiridye Mantarı üretimi denemelerinde başarı sağlandı. İstiridye mantarı üretiminde günde 100 kg’a kadar ulaşıldı. Pazarlamasında sorun yaşanmayan İstiridye Mantarı üretimi Kula’dan sonra Salihli’ye kadar ulaştı.

Elverişli iklimi ve bereketli topraklarıyla Türkiye’nin dört bir yanından yatırımcı çeken Salihli’ye, şimdi de mantar üretimi yapmak üzere Bilecik’ten yatırımcı geldi. İnşaat sektöründe yatırımları bulunan İlbey Teknik İnşaat şirketinin ortakları Faruk Öksüz, Hüseyin Akbaş ve Adem Öksüz, 2011 yılında bir araya gelerek inşaat sektöründe ve tarım alanında faaliyet göstermek üzere şirket kurdu.

Asıl işi inşaat olmasına rağmen, mantar üretimi konusunda da oldukça iddialı olan İlbey Teknik İnşaat şirketinin mantar üretimine ilgisi sektörde küçük ölçekli odalar ile üretim yapmaya çalışan üreticilere mühendislik hizmeti ve teknik malzeme desteği ile başlıyor. Mantar üreticilerine teknik destek verdiği sıralarda bu konuya aşina olan şirket yetkilileri teknik donanımı iyi odalar yapılır ve kontrol sistemleri kurulursa insanlara iş imkanı ve yeni kazançlar sağlanacağı düşüncesiyle pazarlama sorunu yaşanmayan bu alanda yatırım yapmaya karar verdi.

Pazarlarda ve manavlarda satılan klasik kültür mantarından farklı bir tür olan ve tıbbi mantarlar sınıfında sayılan İstiridye mantarının ilaç sanayinde de hammadde olarak kullanılması nedeniyle büyük rağbet gördüğünü anlatan Öksüz, bu alandaki çalışmalarını şöyle anlattı:

“Gökçeören’de günlük 100 kg üretim kapasitesi olan tesisimizi geçtiğimiz yılın Kasım ayında faaliyete geçirdik. Buna iki oda daha ilave etmek üzere çalışma yapıyoruz. Kula’ya bağlı ve Salihli’ye 25 km uzaklıkta bulunan bu beldede mantarcılığı yaygınlaştırmak istiyoruz. Kavak mantarı olarak da bilinen İstiridye Mantarı çok rağbet gören bir ürün. Organik olduğu için fiyatı da klasik mantara göre daha yüksek. Üstelik pazar sıkıntısı yok. Kula’da iki yerde oda modernizasyonu yaparak üretimine başladık. Birinde günde 50-60 kg, diğerinde de 80-100 kg üretim yapılıyor. Önü çok açık. Türkiye genelinde 2 bin 500 kg civarında bir üretim var. Gökçeören’in İstiridye Mantarı ile kalkınacağına inanıyoruz.”

Tesisi kurup, hammaddeyi sağladıklarını, ürünü alma garantisi verdiklerini, üreticiden

sadece emeğini ortaya koymasını istediklerini anlatan Öksüz, bu anlayış çerçevesinde Salihli’de ve Kula’da da mantar üretimine başladıklarını kaydetti. Kültür mantarında ürünün albenisini artırmak amacıyla, sağlığa zararlı olan beyazlatıcılar kullanıldığını, İstiridye Mantarı’nda bunun mümkün olmadığını, tamamen organik olduğunu anlatan Öksüz, sıcaklığı kontrol edilebilen, izolasyonlu ve nem kontrollü ortamlarda, saman, kepek ve talaş karışımıyla kavak ağacı gövdesine benzer, naylon poşetlerden tüpler meydana getirdiklerini, mantarların bu tüplerin kenarlarında ürediğini anlattı.

İstiridye mantarı, pek çok avantajının yanı sıra, klasik kültür mantarından daha pahalı olduğu için, üreticisine daha fazla kazanç sağlıyor. Kültür mantarı pazar ve manavlarda kilogramı 5 TL’ye satılırken, İstiridye Mantarı 8 -10 TL civarında etiket taşıyor.

İstiridye (kayın, yaprak) Mantarıİstiridye şeklinde olması nedeniyle “istiridye mantarı” ismi

verilen bu mantar türü, dünyanın pek çok yerinde yaprağını döken ağaçlar üzerinde kat kat salkımlar şeklinde büyür. Sıklıkla talaş ya da saman ortamında oldukça kolay büyüyebilen popüler mantarlardan biridir. Hoş bir koku ve damak tadına sahiptir.

Mantarlar ekolojik isteklerine uygun olarak kapalı, ısı ve nem durumu ayarlanabilen havalanması kolay olabilecek yerlerde

yetiştirilir. Mantarın istediği koşullar sağlandığında evin kullanılmayan bodrum, kiler gibi bölümlerinde, mağara, tünel, galeri gibi yerlerde, atıl durumdaki ahır, samanlık, seraların ve soğuk hava depolarının boş devrelerinde rahatlıkla yetiştirilebilir.

Mantarı ticari olarak yetiştirme işi, onları bütün yıl boyunca üretmek ve yetiştirilecek olan mantarın türüne ve isteğine göre uygun şartları suni olarak hazırlamaktadır. Ticari mantar yetiştiriciliği, binasından, kullanılan alet ve malzemelerine, kompost hazırlığından pastörizasyonuna, hasat ve bakımına kadar farklı özellikleri kapsıyor.

Son yıllarda çok popüler olan kayın mantarı türleri tamamen organik ortamlarda hiçbir kimyasal madde ve gübre kullanmadan yetiştirilmesi, diğer mantar ve besin maddelerine göre değerini bir kat daha artırıyor.

Kültürü yapılan diğer mantarlara göre

çevre koşulları bakımından daha az seçici olan ve ülkemiz koşullarına daha uygun olan kayın türü mantarlar hastalık ve zararlılara karşı dayanımı, besin değerinin diğer kültür mantarlarından daha yüksek olması, üretiminde kompost fermantasyonu ve örtü toprağı kullanılmaması üretimini kolaylaştırıyor.

Atıkları bile kullanılıyorKayın mantarı üreticiliğinin en önemli özelliklerinden

birisi de üretim sonunda işletmeden atık kompost çıkmamasıdır. Üretimden çıkan kayın mantarı “kompost”u, yüksek besin değerli, tamamen organik hayvan yemi veya çiçekçilikte gübre olarak kullanılıyor.

Kayın Mantarı’nın avantajları· Hastalık ve zararlılara karşı dayanıklıdır bu nedenle

bakım masrafları düşüktür.· Yetişme ortamı ( kompost) hazırlığında

fermantasyona gerek olmadığı için kolay ve hızlı hazırlanması ayrıca selüloz ve lignini parçalayabildiklerinden orman ve tarımsal yan ürünlerin değerlendirilmesinde kullanılır.

· Düşük ve yüksek sıcaklıklara kolaylıkla adapte olabilmesi üretim maliyetlerini düşürmekte ve üretim riskini azaltmaktadır.

· İçerdiği besin miktar yüksektir.· Atık kompostu hayvan yemi veya çiçek gübresi olarak

kullanılmaktadır.· Ticari üretimi, çok yeni olmasına rağmen, ticari değeri yüksek

olan ve hızla üretimi artan kayın mantarı, bu üretim avantajlarının yanında lezzeti ve doğal aromatik kokusuyla da dikkat çekmektedir.

Yararları saymakla bitmiyor-100 gram istiridye mantarı 45,65 kaloriye sahip ve bünyesinde

8,9 mg kalsiyum, 1,9 mg demir, 17 mg fosfor, 0,15 mg vitamin B1, 0,75 mg vitamin B12 ve 12,40 mg vitamin C ihtiva ediyor.

-Et ve baklagillere eşdeğer protein içeriğine sahip bulunuyor.-İnsan vücudu için gerekli olan kalsiyum, fosfor ve demir gibi tüm

mineral tuzlar, sığır ve tavuk etinde bulunanların iki katı düzeyindedir.-Tüm mantar türleri içerisinde en yüksek B1 ve B2 miktarına

sahiptir.-Sebzelere nazaran 5-10 kat daha fazla" niasin" içerir.-Karaciğer hariç tüm et ve sebzelerden daha fazla "folik asit"

ihtiva eder.-Şeker ve tansiyon sorunu olanlara tavsiye ediliyor.-Düşük nişasta, yağ ve kalori içerdiği için obezite, şeker ve

hipertansiyon hastalarıyla, çok az sodyum içermesinden dolayı nefrit ve kalp rahatsızlığı olanlar için uygundur.

-Tokyo ve Michigan üniversiteleri bilim adamlarının yaptığı araştırma sonuçlarına göre düzenli olarak tüketildiklerinde hastalıklara karşı vücut direncini artırarak bağışıklık sistemini güçlendiriyor.

-Yenilenebilir mantar türleri içerisinde sadece istiridye mantarı, kandaki kolestrol seviyesini düşüren " Lovastatin" adlı etken maddeyi barındırır.

- Kan dolaşımını düzenler ve damar tıkanıklıklarını önler.- Tansiyona iyi geldiği doktorlar tarafından belirtiliyor.- Aneminin düşmanıdır.- İstiridye mantarının kolestrolü düşürücü özelliği tüm tıp

dünyasında kabul görmektedir. Yağ oranı yok denecek kadar az olan bu tür mantarlar en sağlıklı diyet listelerinin başını çekmektedir.

- İstiridye mantarının bağırsakların daha düzenli çalışmasına büyük katkısı vardır.

- İçerisinde bulunan "Lentinian" adı verilen maddenin tümörleri

azalttığı belirtilmektedir.- Damar sertliği, beyin kanamaları ve enfeksiyonlara karşı

koruyucudur.- Düzenli tüketimi ile çocukların gelişiminde büyük katkıları

vardır.-Yüksek miktarda C ve D vitaminleri içermektedir.-Yorgunluğu giderir, düşünme ve öğrenme yeteneğini geliştirir ve

bedenin gelişmesinde yardımcı olur.

Salihli VİZYONNİSAN - MAYIS - HAZİRAN 2012

İki öğretmen arkadaşın girişimci ruh ile 2004 senesinde başlayan macerası giderek büyüdü ve en sonunda 2011 yılında aralarına Adem Öksüz’ün de katılımıyla İlbey Teknik İnşaat Tarım San.Tic. Ltd. Şti. hayat buldu. Firmanın ortaklarından olan Faruk Öksüz Bilecik doğumlu olup, Ankara’da öğrenimini tamamladıktan sonra yine bir süre Ankara’da öğretmenlik yaptı. 2001 yılında memleketi Bilecik’e öğretmenlik yapmak üzere döndü. Firmanın diğer bir ortağı olan Hüseyin Akbaş da Salihli doğumlu olup Uşak’ta eğitimini tamamladıktan sonra önce Şanlıurfa, daha sonra da 2002 yılında Bilecik iline gelerek edebiyat öğretmenliği yaptı. 2011 yılında Adem Öksüz’ün de dahil olmasıyla İlbey Teknik İnşaat firmasının kuruluş serüveni tamamlandı.

Firma şu ana kadar Bilecik’te 7 proje halinde toplam 110 daire ve 2 işyerinin; Salihli’de ise 2 bloktan ve 35 daireden oluşan bir projesinin teslimini yaptı. Firmanın bu gün itibariyle Bilecik’te inşaatı devam eden 3 projede toplam 174 daire, 11 adet işyeri inşaatı devam ediyor. Eskişehir’de ise 8 daireden oluşan projesini tamamlamak üzere olan firma 16 dairelik bir projesinin temelini atarken, 5 daire ve bir iş yerinden oluşan bir projenin de hafriyat çalışmasını sürdürüyor. Bursa’nın Yenişehir ilçesinde ise 6 blok toplam 108 adet daireden oluşan projesinde ise imalat hızla devam ediyor.

Salihli’de ise İlbey Teknik İnşaat teslim ettiği 35 daireden sonra yatırımlarına devam etme kararı aldı. Kurtuluş mahallesinde, Cennet villaları mevkiinde 60 daireden oluşan otoparklı, spor salonlu, çocuk oyun bahçeli, merkezi sistem kaloriferli, ısı ve ses yalıtımlı, asansörlü, merkezi sistem uydu antenli site inşaatına başlanıyor.

Bu yatırımlarının yanı sıra, firma tarım ile ilgili yatırımlarına da Gökçeören Beldesi’nde ve Kula ilçesinde devam ediyor.

Salihli-Bilecik ortaklığı

Besin değeri yüksek olan istiridye mantarından lezzetli yemekler yapılıyor.

Page 28: Salihli Ticaret ve Sanayi Odası Vizyon Dergisi Nisan, Mayıs, Haziran 2012

32

Salihli denince her ne kadar ilk planda tarımsal ürünleri ilk akla geliyorsa da, ilçenin güçlü olduğu sektörlerden biri hiç kuşkusuz ki tuğla ve kiremit fabrikalarını kapsayan toprak sanayidir. Her ne kadar sayıları 10 yıl öncesine kadar yarı yarıya azalmış olsa da Salihli’de hala faaliyetini sürdüren 16 kiremit ve tuğla fabrikası, bu alanda ilçeyi hala bir merkez olarak kabul ettiriyor.

Salihli’de 9’u tuğla, 7’si hem kiremit hem de tuğla olmak üzere toplam 16 fabrika faaliyet gösteriyor. Ülke kiremit üretiminin yüzde 8’i, tuğla üretiminin yüzde 6’sı Salihli’den karşılanıyor. İnşaat tuğlası ve kiremit üretimi bölgenin en önemli sanayi ve ekonomik faaliyetini oluşturuyor.

Toprak sanayi sektörü, istihdam ettiği 2 bin kişilik personelle ilçe ekonomisine önemli bir katkı sağlıyor. Bu kişilerin aile nüfusları ve makine sanayi, nakliyat, akaryakıt ve yedek parça gibi yan sanayi kollarıyla bağlantıları ile birlikte ele alındığında ise yaklaşık 15 bin kişiye geçim imkanı sunduğu ortaya çıkıyor.

İlçede, 1977 yılında kurulan Salihli Kiremit ve Tuğla Fabrikaları Mensupları Dayanışma ve Yardımlaşma Derneği ile kuruluşu 1985 yılı olan S.S. Toprak Sanayi Mensupları Maden Tedarik, Temin ve Dağıtım Tüketim Kooperatifi faaliyet gösteriyor. Derneğin Başkanlığı’nı Uğur Kiremit’ten Süleyman Oral, Kooperatif’in Başkanlığı’nı da yine aynı kuruluştan Akif Coşkun yürütüyor.

Yönetimde iki kadınÜyelerinin büyük çoğunluğunu ikinci neslin oluşturduğu genç ve

dinamik sanayiciler arasında, bu sektörde rastlanması kolay olmayan iki kadın temsilci bulunuyor. Alpaslan kardeşler Ayfer ve Selvet, babaları Fettah Alpaslan’dan bayrağı devralarak, Efes Blok ve Servet Blok’u temsilen, erkek egemen bir sektörde mücadele ediyor.

Hammadde temininde sıkıntı Salihli’de toprak sanayinin en büyük sorunlarından biri

hammadde temiminde yaşanıyor. Kiremit-tuğlanın hammaddesi olan toprak kili 2005 yılından itibaren 1-b grubu maden sayılıyor ve ruhsat izin işlemleri Maden İşleri Genel Müdürlüğü’nde yapılıyor.Maden ruhsat ve izin işletme işlemleri hem 9-12 ay gibi bir zamanda sonuçlanıyor, hem de çok büyük maliyetlere ulaşıyor. Salihlili toprak sanayicileri sektörün bir numaralı hammaddesi olan “kil”in Maden Kanunu’ndan çıkartılmasını ve tekrar taş ocakları nizamnamesine uygun bir yasayla temin edilmesini istiyor. Sanayiciler ayrıca başlıca girdiler olan kömür ve elektriğe sık sık zam yapılmasının da sorun yarattığını belirtiyor.

Salihli VİZYONNİSAN - MAYIS - HAZİRAN 2012

Toprak sanayinde Salihliülke genelinde söz sahibi

2011 yılında inşaat sektörü 1 milyon 910 bin kişi ile tarihi zirvesine ulaştı. Toplam istihdam içindeki payı yüzde 7.7’ye kadar çıktı.2012 yılında sektörün istihdamı yüksek kalmaya devam edecektir. Bu yılın ilk 6 ayında faiz oranlarının yüksek olacağını, ikinci yarıda ise sınırlı bir düşüşün yaşanacağını bekliyoruz.

2012’de ekonomideki yavaşlamaya rağmen, cari açığın yüksek kalmaya ve finansmanının risk oluşturmaya devam edeceğini düşünüyoruz. İnşaat sektörü, cari açığı büyütmeden, büyümesi en fazla olan sektördür. Çünkü girdileri ithalata dayalı bir sektör değildir.

Türkiye genelinde 2011 yılında ekonomide soğutma çabalarına konut kredileri genişlemesinin kontrollü hedefine ve konut kredileri faizlerindeki yükselişe rağmen, yeni konut projelerinin devam ettiği ve satışların sürdüğünü gözlemekteyiz.

2010 yılında 61 milyar TL civarında olan konut kredileri 2011 sonu itibariyle 75 milyar TL olarak gerçekleşti. 2012 yılında konut yapımının ve fiyatlarının düz bir çizgi izleyeceğini tahmin ediyoruz. Fazla arz olmaz ve fiyatlar da aynı kalır diye düşünüyoruz.

Bizim 2012 yılından beklentimiz, konut kredisi faizlerinin gelir vergisi matrahından düşülmesi, dar gelirli ve hiç evi olmayanlara konut kredisi faizlerinde sübvansiyon uygulanmasını arzuluyoruz. Yeşil binaların yapımının teşvik edilmesini bekliyoruz.

Salihli Belediyesi’nden ve İmar Komisyonu’ndan beklentimiz de yeni imar alanlarının açılmasını ve mevcut eski binaların yıkılıp yeniden yapılmasını ve düzenlenmesini talep ediyoruz. Çünkü Salihli

İnşaat sektörü umutlunüfus anlamında kan kaybediyor ve sürekli göç veriyor. Bu da sektörü olumsuz yönde etkiliyor.

2011 yılında inşaat maliyetlerinde yüzde 14.7 oranında bir artış yaşandı, ama bu konut satış fiyatlarına fazla yansımadı.

2011 yılında kesilen ruhsatlar toplamı 121 bin metrekare civarındadır. Bunun 103 bin 756 metrekaresi mesken, 10 bin metrekaresi işyeri, kalanı da diğer kategorilerde oldu. 2009 yılı ile 2011 yılını karşılaştırırsak (2010 yılında yapı denetim büroları açıldığı ve ruhsatlarda patlama olduğu için baz almıyoruz) 2009 yılında 112 ruhsat kesilmişti. Toplamda 118 bin 564 metrekare inşaat alanına denk geliyordu. Bu da bize sektörün Türkiye genelinde olduğu gibi Salihli’de de durağan bir seyir izlediğini gösteriyor.

6. Meslek Komitesi İnşaatçılar Grubu Üyesi Günay Topkaya

Page 29: Salihli Ticaret ve Sanayi Odası Vizyon Dergisi Nisan, Mayıs, Haziran 2012

34

tarih

İzmir, Bergama, Efes, Akhisar, Salihli, Alaşehir ve Denizli, Hristiyanların kutsal kitabı İncil’de adı geçen 7 kilisenin bulunduğu yerlerdir. Salihli bu 7 kentin tam ortasında yer almaktadır. En uzak mesafe 160 km tutar. Sabah Salihli’den hareketle bir gün İzmir ve Efes, ikinci gün Akhisar ve Bergama, üçüncü gün Alaşehir ve Denizli’ye gidip akşam dönülebilir. Yani Salihli 7 kilisenin tam ortasında yer almaktadır.

Turizm, dinlenmek, eğlenmek, görmek ve tanımak gibi amaçlarla yapılan geziler ve bir ülkeye veya bir bölgeye gezmen (turist) çekmek için alınan ekonomik, kültürel, teknik önlemlerin, yapılan çalışmaların tümüdür. Turistik gezi, insanların sadece bir yerden bir yere gitmesi değil kültürel, ekonomik ve toplumsal olarak da iletişim içinde olmalarıdır. Turizm sayesinde insanlar hem diğer ülkelerin, hem kendi

ülkelerinde yaşadıkları bölgenin dışındaki güzelliklerin, hem de geçmişte yaşamış olan insanların bırakmış oldukları kültürel mirasın farkına vararak, gelecek kuşaklara daha yaşanılabilir bir dünya bırakmanın gerekliliğine inanarak hayata farklı açılardan bakabilirler.

Turizm ziyaret edilen ülke ve bölgenin ekonomisine büyük bir maddi katkı sağlar. Bu güne kadar ülkemize en çok gelir getiren bölge Akdeniz ve Batı Anadolu olmuştur. Ancak insanlar yeni, keşfedilmemiş bölgeleri merak ederler; Salihli ve çevresi işte bu yeni bölgedir.

Günümüze kadar gözlerden uzak olması bir açıdan avantajımız olmuştur. Önümüzdeki yıllar Salihli ve çevresinde turizm trafiğinin geliştiğini hep birlikte gözleyeceğiz. Bunun için tanıtım çalışmaları hızla devam ediyor ancak yöre insanlarının, otel, lokanta, taksici gibi esnafın da hazırlıklı olması en azından yabancı dil bilen personel bulundurmaları, en çok aranılan özellik temizliğe önem vermeleri gerekmektedir.

Salihli ve çevresinde yerli ve yabancı gezginlere yönelik tarih, inanç, termal, kültür ve doğa turizmini ön plana çıkartacak zengin bir yapı vardır. Bu yazımızda “İnanç Turizmi” açısından önemli varlıklarımızı ele alacağız.

Hıristiyanlar Açısından BölgemizHıristiyan dinine bağlı gezginler, Anadolu’ya “İncil’de adı geçen

7 Kilise”yi görmek için geliyorlar. Burada aranan şey Kilise binası değildir; Aziz Yuanna Anadolu’da seyahat ederken karşılaştığı 7 ayrı cemaate sürgün yaşadığı Patmos adasından 7 ayrı mektup gönderir; bu mektuplarda cemaatlere Hıristiyanlık hakkında öğütler verir. İşte bu 7 cemaatin bulunduğu yerler gezilir. Elbette cemaatin olduğu yerde dua edecekleri mabetler de yapılmıştır. Örneğin bugün Sardes kalıntıları içinde ibadet yeri olarak kullanılmış dört kilise veya şapel vardır, acaba hangisi Sardes Kilise binasıdır?

Kısaca aranan Kilise binası değil, cemaatlerin yaşadığı yerlerdir. Bu yerler İzmir, Bergama, Efes, Akhisar, Salihli, Alaşehir ve Denizli’dir. Salihli bu 7 kentin tam ortasında yer almaktadır. En uzak mesafe 160 km tutar; Sabah Salihli’den hareketle bir gün İzmir ve Efes, ikinci gün Akhisar ve Bergama, üçüncü gün Alaşehir ve Denizli’ye gidip akşam dönülebilir. Yani Salihli 7 kilisenin tam ortasında yer almaktadır.

Salihli, İzmir üzerinden Efes’e 170 km, Akhisar üzerinden Bergama’ya 150 km, Alaşehir üzerinden Denizli’ye150 km mesafededir.

Yahudiler Açısından Bölgemiz1962 yılı kazı çalışmaları sırasında, Gymnasium bileşik yapısı

güney bölümünde ortaya çıkarılan Yahudi Havrası bu cemaat açısından çok önemlidir. 120x18 m boyutlarındaki bu yapının batı bölümünde bulunan bir kitabede burasının Roma İmparatoru Lucius Verus (İS 166) döneminde yapılmaya başlandığını, Gymnasium içinde bulunan başka bir kitabede İmparator Septemius Severus (İS 211) döneminde tamamlandığını yazmaktadır.

Arkeolojik çalışmalar ve araştırmalar binanın İS 3. yüzyılda sinagog olarak kullanıldığını göstermektedir. Yine araştırmalar sonucu buranın 617 yılındaki Safavi ordularının saldırısı sonucu yakılıp yıkıldığı ve cemaatin Sardes’i zaman içersinde terk ettiği anlaşılmaktadır. Sardes’ten ayrılan Yahudi cemaati insanoğlunun eski çağlardan beri yaptığı gibi batı yönüne gitmiş ve Avrupa kıtasının o dönemdeki son ucu sayabileceğimiz İspanya’ya yerleşmişlerdir.

Anılan Yahudi cemaati 1492 yılına kadar İspanya’da yaşamış, bu yıllarda Hıristiyanların Müslüman ve Yahudiler’e yaptıkları baskı sonucu İspanya’dan 500 bin Yahudi, Osmanlı’ya sığınmışlardır. Birkaç yüz kişi ise o yıllarda keşfedilen Amerika kıtasına gitmiştir. İşte İspanya’dan Osmanlı’ya dönen bu Yahudi grubu kendilerini “Seferad Yahudileri” olarak tanımlar. İspanya çıkışlı olduklarını söylerler ama İspanya’ya nereden gittiklerini bilmezler.

Sardes’in Lidya dilindeki adı Swamaarda (Sfarda)’dır, bu ad hem kenti hem de bugünkü Gediz Nehri’ni işaret eder. İÖ 7. yüzyılda Paros’lu ozan Archilacus bir şiirinde kentin güzelliğini överek adını Sardes olarak kullanır ve bu isim günümüze kadar gelir. Hititler Sardes’e Sardana, Mısırlılar Shardana derlerdi. Yahudiler de Arami ve Semetik dilinde Sardes’e Sepherath yani Seferad adını vermişlerdir.

Eski Ahitte, Obadya 20 ayetinde “Ve bu ordudaki İsrailoğulları sürgünleri Zarephath’a kadar Fenike’yi mülk edinecekler ve Sepherad’da olan Yerusalim’in sürgünleri Negeb kentlerini mülk edinecekler” diye

açıkça Sardes’ten söz eder. Yahudi tarihçi Iosephus bu konuda daha çok ipucu verir ve bölgeye Seleukos Kralı III. Antiokhos döneminde (İÖ 212-205) Babil’den 2 bin hane yaklaşık 10 bin kişinin getirildiğini yazar.

Konu halen tartışma halindedir ama kurulacak bir kurul ile bilimsel incelemeler yapıldığında bizim savlarımıza gelecekleri kaçınılmazdır. Ve Sardes özellikle Seferad Yahudileri için her zaman ziyaret edecekleri bir “Hac Yeri” olacaktır.

İnanç Turizminin MerkeziYukarıda sadece “İnanç Turizmi”nden söz ettik. Salihli ve

civarında paranın icadı ile bir domino etkisi yaratarak insanlık tarihine birçok icadı kazandıran “Bilge Ulus” Lidyalılar’ın başkenti Sardes’in kalıntılarının bulunduğu ören yeri, “Anadolu Piramitleri” adını verdiğimiz Bintepeler’deki Lidya soylularına ait Tümülüs mezarları, 26 bin yıllık “İnsanların fosil ayak izleri”, Osmanlı döneminden kalma “Kız Köprüsü” gibi tarih turizmini, Kurşunlu ve Çamur Kaplıcaları’nı içinde barındıran doğal güzellikler içindeki termalleri, göçmen kuşların göç yolu üzerindeki “Marmara Gölü”nü, endemik bitkilerle kaplı antik çağın “Kutsal Tmolos” günümüzün Bozdağları gibi doğal güzelliklerini anlatmadık.

Yakın çevremizdeki Gölcük yaylası ve gölü, Alaşehir ve Akhisar’daki Kilise kalıntılarını, 18. yüzyıldan kalma Kula evleri ve “Kuladokya” adını verdiğimiz Peri Bacalarını, “Katekukumene” adı verilen Anadolu’nun en genç yanardağ krater ve lav denizlerini, ölümsüz ozan Yunus Emre ve hocası Tabduk Erme’nin türbelerinin bulunduğu Emre köyü ve buradaki kökboyalar ile işlenmiş Carullah Bin Süleyman Camiini ve Gökeyüp beldesindeki çömlekçiliği, Tekelioğlu köyündeki organik tarımı da tanıtırsak turizm açısından ne derece zengin olduğumuz ortaya çıkar.

Tüm bu verilerin ışığında Salihli, herkese, her keseye uygun, yıldızlı, yıldızsız kaplıca ve otelleri ile hijyene önem veren lokanta, pastane ve kafeteryaları ile Anadolu insanına has konukseverliği ve güler yüzlü insanları ile “Turizm Merkezi” olmaya hazırdır.

Tarihi, doğal, kültürel zenginliklerimizi yakından görmek için gezginleri, yatırım yapmak için işadamlarını Salihli’ye bekliyoruz.

Salihli VİZYONNİSAN - MAYIS - HAZİRAN 2012

İnanç turizminde Salihli merkez konumunda

Page 30: Salihli Ticaret ve Sanayi Odası Vizyon Dergisi Nisan, Mayıs, Haziran 2012

35

Mustafa Uçar / SATURDERSalihli Turizm Derneği Başkanı

İzmir, Bergama, Efes, Akhisar, Salihli, Alaşehir ve Denizli, Hristiyanların kutsal kitabı İncil’de adı geçen 7 kilisenin bulunduğu yerlerdir. Salihli bu 7 kentin tam ortasında yer almaktadır. En uzak mesafe 160 km tutar. Sabah Salihli’den hareketle bir gün İzmir ve Efes, ikinci gün Akhisar ve Bergama, üçüncü gün Alaşehir ve Denizli’ye gidip akşam dönülebilir. Yani Salihli 7 kilisenin tam ortasında yer almaktadır.

Turizm, dinlenmek, eğlenmek, görmek ve tanımak gibi amaçlarla yapılan geziler ve bir ülkeye veya bir bölgeye gezmen (turist) çekmek için alınan ekonomik, kültürel, teknik önlemlerin, yapılan çalışmaların tümüdür. Turistik gezi, insanların sadece bir yerden bir yere gitmesi değil kültürel, ekonomik ve toplumsal olarak da iletişim içinde olmalarıdır. Turizm sayesinde insanlar hem diğer ülkelerin, hem kendi

ülkelerinde yaşadıkları bölgenin dışındaki güzelliklerin, hem de geçmişte yaşamış olan insanların bırakmış oldukları kültürel mirasın farkına vararak, gelecek kuşaklara daha yaşanılabilir bir dünya bırakmanın gerekliliğine inanarak hayata farklı açılardan bakabilirler.

Turizm ziyaret edilen ülke ve bölgenin ekonomisine büyük bir maddi katkı sağlar. Bu güne kadar ülkemize en çok gelir getiren bölge Akdeniz ve Batı Anadolu olmuştur. Ancak insanlar yeni, keşfedilmemiş bölgeleri merak ederler; Salihli ve çevresi işte bu yeni bölgedir.

Günümüze kadar gözlerden uzak olması bir açıdan avantajımız olmuştur. Önümüzdeki yıllar Salihli ve çevresinde turizm trafiğinin geliştiğini hep birlikte gözleyeceğiz. Bunun için tanıtım çalışmaları hızla devam ediyor ancak yöre insanlarının, otel, lokanta, taksici gibi esnafın da hazırlıklı olması en azından yabancı dil bilen personel bulundurmaları, en çok aranılan özellik temizliğe önem vermeleri gerekmektedir.

Salihli ve çevresinde yerli ve yabancı gezginlere yönelik tarih, inanç, termal, kültür ve doğa turizmini ön plana çıkartacak zengin bir yapı vardır. Bu yazımızda “İnanç Turizmi” açısından önemli varlıklarımızı ele alacağız.

Hıristiyanlar Açısından BölgemizHıristiyan dinine bağlı gezginler, Anadolu’ya “İncil’de adı geçen

7 Kilise”yi görmek için geliyorlar. Burada aranan şey Kilise binası değildir; Aziz Yuanna Anadolu’da seyahat ederken karşılaştığı 7 ayrı cemaate sürgün yaşadığı Patmos adasından 7 ayrı mektup gönderir; bu mektuplarda cemaatlere Hıristiyanlık hakkında öğütler verir. İşte bu 7 cemaatin bulunduğu yerler gezilir. Elbette cemaatin olduğu yerde dua edecekleri mabetler de yapılmıştır. Örneğin bugün Sardes kalıntıları içinde ibadet yeri olarak kullanılmış dört kilise veya şapel vardır, acaba hangisi Sardes Kilise binasıdır?

Kısaca aranan Kilise binası değil, cemaatlerin yaşadığı yerlerdir. Bu yerler İzmir, Bergama, Efes, Akhisar, Salihli, Alaşehir ve Denizli’dir. Salihli bu 7 kentin tam ortasında yer almaktadır. En uzak mesafe 160 km tutar; Sabah Salihli’den hareketle bir gün İzmir ve Efes, ikinci gün Akhisar ve Bergama, üçüncü gün Alaşehir ve Denizli’ye gidip akşam dönülebilir. Yani Salihli 7 kilisenin tam ortasında yer almaktadır.

Salihli, İzmir üzerinden Efes’e 170 km, Akhisar üzerinden Bergama’ya 150 km, Alaşehir üzerinden Denizli’ye150 km mesafededir.

Yahudiler Açısından Bölgemiz1962 yılı kazı çalışmaları sırasında, Gymnasium bileşik yapısı

güney bölümünde ortaya çıkarılan Yahudi Havrası bu cemaat açısından çok önemlidir. 120x18 m boyutlarındaki bu yapının batı bölümünde bulunan bir kitabede burasının Roma İmparatoru Lucius Verus (İS 166) döneminde yapılmaya başlandığını, Gymnasium içinde bulunan başka bir kitabede İmparator Septemius Severus (İS 211) döneminde tamamlandığını yazmaktadır.

Arkeolojik çalışmalar ve araştırmalar binanın İS 3. yüzyılda sinagog olarak kullanıldığını göstermektedir. Yine araştırmalar sonucu buranın 617 yılındaki Safavi ordularının saldırısı sonucu yakılıp yıkıldığı ve cemaatin Sardes’i zaman içersinde terk ettiği anlaşılmaktadır. Sardes’ten ayrılan Yahudi cemaati insanoğlunun eski çağlardan beri yaptığı gibi batı yönüne gitmiş ve Avrupa kıtasının o dönemdeki son ucu sayabileceğimiz İspanya’ya yerleşmişlerdir.

Anılan Yahudi cemaati 1492 yılına kadar İspanya’da yaşamış, bu yıllarda Hıristiyanların Müslüman ve Yahudiler’e yaptıkları baskı sonucu İspanya’dan 500 bin Yahudi, Osmanlı’ya sığınmışlardır. Birkaç yüz kişi ise o yıllarda keşfedilen Amerika kıtasına gitmiştir. İşte İspanya’dan Osmanlı’ya dönen bu Yahudi grubu kendilerini “Seferad Yahudileri” olarak tanımlar. İspanya çıkışlı olduklarını söylerler ama İspanya’ya nereden gittiklerini bilmezler.

Sardes’in Lidya dilindeki adı Swamaarda (Sfarda)’dır, bu ad hem kenti hem de bugünkü Gediz Nehri’ni işaret eder. İÖ 7. yüzyılda Paros’lu ozan Archilacus bir şiirinde kentin güzelliğini överek adını Sardes olarak kullanır ve bu isim günümüze kadar gelir. Hititler Sardes’e Sardana, Mısırlılar Shardana derlerdi. Yahudiler de Arami ve Semetik dilinde Sardes’e Sepherath yani Seferad adını vermişlerdir.

Eski Ahitte, Obadya 20 ayetinde “Ve bu ordudaki İsrailoğulları sürgünleri Zarephath’a kadar Fenike’yi mülk edinecekler ve Sepherad’da olan Yerusalim’in sürgünleri Negeb kentlerini mülk edinecekler” diye

açıkça Sardes’ten söz eder. Yahudi tarihçi Iosephus bu konuda daha çok ipucu verir ve bölgeye Seleukos Kralı III. Antiokhos döneminde (İÖ 212-205) Babil’den 2 bin hane yaklaşık 10 bin kişinin getirildiğini yazar.

Konu halen tartışma halindedir ama kurulacak bir kurul ile bilimsel incelemeler yapıldığında bizim savlarımıza gelecekleri kaçınılmazdır. Ve Sardes özellikle Seferad Yahudileri için her zaman ziyaret edecekleri bir “Hac Yeri” olacaktır.

İnanç Turizminin MerkeziYukarıda sadece “İnanç Turizmi”nden söz ettik. Salihli ve

civarında paranın icadı ile bir domino etkisi yaratarak insanlık tarihine birçok icadı kazandıran “Bilge Ulus” Lidyalılar’ın başkenti Sardes’in kalıntılarının bulunduğu ören yeri, “Anadolu Piramitleri” adını verdiğimiz Bintepeler’deki Lidya soylularına ait Tümülüs mezarları, 26 bin yıllık “İnsanların fosil ayak izleri”, Osmanlı döneminden kalma “Kız Köprüsü” gibi tarih turizmini, Kurşunlu ve Çamur Kaplıcaları’nı içinde barındıran doğal güzellikler içindeki termalleri, göçmen kuşların göç yolu üzerindeki “Marmara Gölü”nü, endemik bitkilerle kaplı antik çağın “Kutsal Tmolos” günümüzün Bozdağları gibi doğal güzelliklerini anlatmadık.

Yakın çevremizdeki Gölcük yaylası ve gölü, Alaşehir ve Akhisar’daki Kilise kalıntılarını, 18. yüzyıldan kalma Kula evleri ve “Kuladokya” adını verdiğimiz Peri Bacalarını, “Katekukumene” adı verilen Anadolu’nun en genç yanardağ krater ve lav denizlerini, ölümsüz ozan Yunus Emre ve hocası Tabduk Erme’nin türbelerinin bulunduğu Emre köyü ve buradaki kökboyalar ile işlenmiş Carullah Bin Süleyman Camiini ve Gökeyüp beldesindeki çömlekçiliği, Tekelioğlu köyündeki organik tarımı da tanıtırsak turizm açısından ne derece zengin olduğumuz ortaya çıkar.

Tüm bu verilerin ışığında Salihli, herkese, her keseye uygun, yıldızlı, yıldızsız kaplıca ve otelleri ile hijyene önem veren lokanta, pastane ve kafeteryaları ile Anadolu insanına has konukseverliği ve güler yüzlü insanları ile “Turizm Merkezi” olmaya hazırdır.

Tarihi, doğal, kültürel zenginliklerimizi yakından görmek için gezginleri, yatırım yapmak için işadamlarını Salihli’ye bekliyoruz.

Salihli VİZYONNİSAN - MAYIS - HAZİRAN 2012

Page 31: Salihli Ticaret ve Sanayi Odası Vizyon Dergisi Nisan, Mayıs, Haziran 2012

36Salihli VİZYONNİSAN - MAYIS - HAZİRAN 2012

0236-712 52 420236-714 64 550236-713 00 350312-827 06 220236-712 05 32

23671303480236-714 30 862367151617

0236-715 37 360236-715 16 17

0236-714 87 720236-714 77 990236-714 23 203425130350

0236-713 39 000236-714 60 960236-715 06 910236-713 14 000236-713 38 85

0236-714 54 690236-713 31 452367153134

0543-618 88 9323681653560236-714 45 470236-714 53 100216-386 13 940236-712 33 27

2367134434236712111523671624220236-712 09 562367141893

0232-349 11 15

2368472122

1 Sevcan Bülbül Marka Vizyon Medya2 Cemal Kaygısız Meydan Büfe3 Abdullah Emir Emiroğlu Ticaret4 Ankara Ofis Yem Gıda ve Mak. San. A.Ş. Salihli Şb.5 Mısra Teknoloji İletişim Ltd. Şti.6 Mek Petrol ve Petrol Ürünleri Ltd. Şti.7 Dizayn Çevre Hafriyat Ltd. Şti.8 Erdoğan Ayman Hakan Otel9 Serhat Demir Narlıbahçe Kır Düğün Tesisleri10 Gamze Yüksel Yükseller Market11 Yavuz Tarım Hayvancılık Gıda Ltd. Şti.12 Yeni Mağazacılık A.Ş. Fevzipaşa Salihli Şb.13 Gamze Yüksel Salihli Şb.14 Ekrem Delibay- Delibay İnşaat15 İbrahim Ovalı Öz Ovalı İnş.16 Mehmet Karagül Peynirci Karamehmet17 Mutlu Ergen Eylül Emlak Ofisi18 Ahmet Akköstepen Oyar Otel19 DNZ Deniz Dış Tic. Ltd. Şti. Salihli Şb.20 Yetiş Uçar Uçar İnş.21 Şeref Topkaya22 Bilal Çizmeci Çizmeci Tic.23 Cevdet Deniz24 Salihli Özel Ağız ve Diş Sağlığı Mrk. Ltd. Şti.25 R.S. Çelik Yapı Sistemleri İnş. San. Tic. Ltd. Şti.26 CP Standart Gıda San. Tic. A.Ş. Kula Şb.27 Halil Karcı Karcıoğlu İnş.28 Nilgün Karakol Deri İş29 Hidayet Deniz30 Salih Bilbay Bilbay İnş. Ve Tekstil31 Naki Yılmaz32 Tevfik Ersöz- Ersöz Plastik33 Satı Öksüz- Çeçen Mermer34 Gökhan Göker35 Fikret Çift- Çift Elektrik36 Yasin Ağcı Sistem İnşaat37 Efal Gıda Tarım Turizm Yatçılık İnş. San. Tic. Ltd. Şti. Kula Şb.38 Ali Türkoğlu- Türkoğlu Tavukçuluk39 Alanar Meyve ve Gıda Ür. Paz. San. Ve Tic. A.Ş. Salihli Adala Şb.40 Şendil Otomotiv Ticaret ve San. Ltd. Şti. Salihli Şb.41 Ahmet Salurlu- Dostel Tarım Makinaları42 Erdal Karacadağ- Onur Petrol43 Ali Şenkal Taşımacılık Gıda Tur. İnş. San. Tic. Ltd. Şti.44 SD Bağımsız Denetim Danışmanlık Mali Müşavirlik A.Ş.45 SBD Bağımsız Denetim Danışmanlık Mali Müşavirlik A.Ş.46 Fatih Mücahit Aydos- Aydos İnş.47 Abdullah Doğan- Salihli Şb. Başkent Geri Dönüşüm48 S.S. Çaypınar Köyü Tarımsal Kalkınma Koop.49 Mustafa Evcin Can Yapı50 Serdar Kaydur- Kula Şb. Hayırlı 1 Petrol

2367142200

2367131334

0236-715 14 71

0236-788 20 41

0236-714 30 800236-714 68 92

2367144948236715530023671553002367155145

23671233442367134574

51 S.S. Sart Beldesi Tarımsal Kalkınma Koop.52 Omar Madencilik Mermer Nakliyat San. Tic. Ltd. Şti.53 Murat Savuran- Çağrı Pano54 Babek Tarım ve San. Ürünleri Pazarlama ve Tic. San. Ltd. Şti.55 Gürbüz Yılmaz Son Çare56 İbrahim Sevinç – Ege Yapı57 Ali Akçay Salihli Akon İnş.58 Palanduz Medikal Ürünl., Kozmetik, Gıda, Turizm, San. Ve Tic. Ltd. Şti.59 Nazıroğlu Traktör, Otomotiv, Tarım, Hayv., San. Ve Tic. Ltd. Şti Salihli Şb.60 Kemal Bayram61 Abdulmenaf Aksoy62 Seyfi Şener63 Musamettin Bayşeker- Abbasoğlu İnş.64 Abdullah Şentürk65 Hasan Özcan- Özcan İnş.66 Seyit Aliş Güngör- Güngör Aile Kasabı67 Hakan Azak68 Erdal Akçay- Akçay Pazarlama69 Erdal Akçay Salişhli Şb.70 Musa Coşkun- Coşkun Emlak71 Okan Erçakır72 Hasan Hüseyin Erçakır73 Mesut Akçal Sigortacılık ve Aracılık Hizm. Salihli Şb.74 Nazif Dalgıç75 Erol Öztürk- Atabey İnşaat76 Hasan Okçu- Okçu Güneş Enerjisi Sistemleri77 Süleyman Poyraz- Poyraz Et Market78 S.S. 18 No’lu Salihli Üzüm Tarım Satış Koop. Salihli Şubesi

Salihli TSO’ya kayıt yaptıran üyeler (Ocak- Mart 2012)

Page 32: Salihli Ticaret ve Sanayi Odası Vizyon Dergisi Nisan, Mayıs, Haziran 2012

37

şirketlerden

Salihli VİZYONNİSAN - MAYIS - HAZİRAN 2012

Salihli Lisesi’nin “Avrupa Birliği Hayat Boyu Öğrenme Programı Comenius Projesi” kapsamında Türkiye'den 17, Almanya'dan 7, İtalya'dan 8, Polonya'dan 8 ve Romanya'dan da 9 olmak üzere toplam 48 öğrenci ve öğretmenleri Salihli'de buluştu. “Spotlights For Tolerance” adlı tiyatro oyunu kapsamında İngilizce tiyatro ve drama çalışmaları yapan grup, Salihli’de bulundukları bir hafta boyunca Lidya Sardes Hotel’de konakladı. Gençler, tanışma gecesinde hem kendi ülkelerini ve kültürlerini tanıttılar, hem de doyasıya eğlendiler. Türk ekibi; Kafkas, Trakya ve Ege Bölgesi halk danslarından örnekler sergilerken, İtalya grubu Pavarotti ile başlayıp Albano - Romina Power’a kadar pek çok sanatçısını ve müziklerini bir sunumla tanıttı.

Ege İnci markasıyla hijyenik et ve süt ürünleri sunan Yörük Mahallesi Avar Caddesi üzerindeki market, kaliteden taviz vermeden satış yapıyor. ISO 22000 sertifikası alarak, hijyenik ve kaliteli ürün sunumu konusunda tescilli bir marka haline gelen Ege İnci’nin yetkilisi Oğuz Arıkan, hizmetlerini şöyle anlattı:

“Kırmızı et ürünlerimiz, yöremizde yetiştirdiğimiz yerli besi ırklarından özenle seçerek kestiğimiz dana ve kuzulardan oluşuyor. Ürünlerimiz gıda güvenliği sistemi doğrultusunda hijyenik olarak Salihli Belediyesi mezbahasında kesilerek, işyerimizde özenle hazırlanıyor. Etlerimiz düzenli olarak mikrobiyolojik ve hormonal analizlerden geçiriliyor. Hedefimiz her zaman en taze ürünleri en uygun fiyata sunabilmektedir. Özellikle kendi hazırladığımız sucuklarda en lezzetli damak tadını müşterilerimize sunuyoruz.”

ISO 22000 kalite standart belgesini alarak, kaliteli ve hijyenik ürünlerini tescil ettirdiklerini belirten Oğuz Arıkan, müşteri memnuniyeti ilkesine büyük önem verdiklerini sözlerine ekledi.

Beş ülkeden 48 genç Lidya Sardes’te buluştu

Ege İnci’densertifikalı et ve süt

Salihli Organize Sanayi Bölgesi’nde faaliyet gösteren Okyap A.Ş., hafif yalıtımlı duvar bloğunun yanı sıra, yeni ürünü olan yalıtımlı sıva üretimini de başarıyla sürdürüyor. Okkagroup’a bağlı şirketin “No 1” markasıyla ürettiği yalıtım sıvaları, binalarda pratik çözümler sunuyor.

Ürünlerini tanıtmak üzere yapı fuarlarına katılmayı bir gelenek haline getiren grup, 2003 yılından beri ürettiği ‘bimsblok’ların yanı sıra sıvalarıyla da yoğun talep görüyor. Şirketin Satış ve Ar-Ge Direktörü İhsan Koçak, klasik ve hantal yalıtım uygulamalarını geride bırakan No1 yalıtım sıvalarının, tek kat uygulamayla çok amaçlı çözümler sağladığını belirtti. Koçak, iç ve dış cephe olmak üzere ikiye ayrılan yalıtım sıvalarının binaların iç ve dış cephelerine uygulanması halinde güçlü ısı, ses, su ve yangın yalıtımı sağladığını kaydederek şu bilgileri verdi:

“Sıvalar hafifliğiyle yapıların yükünü azaltıp direncini koruyor. Güçlü yapışma ve mukavemet özelliğine sahip yalıtım sıvaları, kolay ve hızlı kullanımlarıyla işçilik ve zaman tasarrufu sağlıyor. Tek kat kullanım ile binalarınız için gerekli yalıtımı sağlayan sıvalar, ısı yalıtımıyla ısınma giderlerinde tasarruf edilmesini sağlıyor. İçerdiği açık hücreli doğal yapısıyla binalara nefes aldırıyor

Okyap’tan bina yalıtımı içinözel ürünler

Page 33: Salihli Ticaret ve Sanayi Odası Vizyon Dergisi Nisan, Mayıs, Haziran 2012

Salihlili gencin büyük başarısı

kısa

kısa Salihli Ticaret ve Sanayi Odası’nın KOSGEB ile birlikte

düzenlediği girişimcilik eğitimini tamamlayan 28 katılımcıya sertifikaları verildi. Sertifika törenine KOSGEB Başkanı Mustafa Kaplan ve Manisa KOSGEB Hizmet Merkezi Müdürü Recep Özçevik katıldı.

Salihli TSO’da 2. kez gerçekleştirilen eğitim sonucunda yapılan sertifika dağıtım törenine Salihli Kaymakamı Ertan Peynircioğlu ile birlikte Salihli TSO Yönetim Kurulu Başkanı Ahmet ÖZBAŞ, Başkan Yardımcıları Recep Gür ve İlhan Körezli, Yönetim Kurulu Üyeleri Osman Vural ve Nuri Sapmaz katıldı.

Global İnovasyon Kurumu (GIST)adlı uluslararası kuruluşun dünya düzeyinde yapmış olduğu proje yarışmasında, Türkiye adına yarışan Sinecan Bilgiç ödül almaya hak kazandı. Bilkent Üniversitesi Endüstri Mühendisliği 4. sınıfta öğrenim gören Salihlili Sinecan Bilgiç’in yenilikçi “Açık Sera” tarım projesi, bilim ve teknolojiye yönelik olan Global İnovasyon Kurumu (GIST Global Innovation Through Science and Technology) tarafından düzenlenen Uluslararası Teknoloji fikir yarışmasına kabul edilmişti. İstanbul’da yapılan final yarışmasında Bilgiç, 3. grupta yer alarak ödül aldı. Bilgiç, tüm dünyadan gelen 25 finalist arasında, ödül alan 11 kişi arasında yer aldı.

Salihli’nin ismini başarılı bir şekilde temsil eden Sinecan Bilgiç’i, Salihli Ticaret ve Sanayi Odası Yönetimi de ödüllendirdi. Bilgiç’e, plaketin yanı sıra çeyrek altın takdim edildi.

Sertifika törenine KOSGEB Başkanı katıldı

Kosova Cumhuriyeti Ankara Büyükelçiliği Müsteşarı Güner Ureya, Salihli Ticaret ve Sanayi Odası’nı ziyaret etti.

Kosova Kültür ve Yardımlaşma Derneği Salihli Şube Başkanı Abdülhadi Hür ve dernek yöneticilerinin de hazır bulunduğu ziyarette Salihli TSO Meclis Başkanı Özcan Ünlü ve Salihli TSO Yönetim Kurulu Başkanı Ahmet Özbaş, Ureya’ya plaket takdim etti. Güner Ureya, Salihli’de bulunan Kosova göçmenleri ile kardeşlik bağlarının çok kuvvetli olduğunu, bu yakın ilişkinin artarak devam etmesini dilediğini söyledi.

Kosova Büyükelçiliği Müsteşarı’ndan ziyaret

Çanakkale sergisi Kudret Demir’de açıldıSalihli Ticaret ve Sanayi Odası’nın girişimiyle Kudret Demir İlköğretim Okulu’nda

açılan Çanakkale sergisi büyük ilgi gördü. Çanakkale Şehitleri Tanıtma ve Araştırma Derneği’nin 84 fotoğraftan ve savaşta kullanılmış objelerden oluşan sergisi, iki hafta boyunca açık kaldı. Öğrencilerin büyük ilgi gösterdiği sergide en büyük ilgiyi Çanakkale Savaşı ile ilgili canlandırmalar çekti. Bir metrekarelik alanda 1000 merminin bulunduğu camekanlı bölümün önünde hayretlerini gizleyemeyen sergi izleyicileri, duygulu anlar yaşadı.

Bu yıl kahramanlık destanlarının yazıldığı Çanakkale Zaferi’nin 97. yıldönümü kutlandı.

38Salihli VİZYONNİSAN - MAYIS - HAZİRAN 2012

Page 34: Salihli Ticaret ve Sanayi Odası Vizyon Dergisi Nisan, Mayıs, Haziran 2012

39

zeytincilik

Salihli’nin Bintepeler mevkiinde organik zeytin ve zeytinyağı üretimi yapan Reşat Akkan, binde 8 asit oranına sahip zeytinyağı üreterek, uluslararası arenada önemli bir başarıya imza attı.

Organik zeytin ve zeytinyağı üretimi yapan Alyattes Zeytinyağları 0.08 asit oranına sahip zeytinyağı üreterek dünya çapında bir başarıya imza attı. Salihli’nin kral mezarlarının bulunduğu Bintepeler mevkiinde üretilen zeytinyağı, bugüne kadar Türkiye’de ölçülen en düşük asitli zeytinyağı olarak rekor kırdı.

Amerika’da zeytinyağı konusunda kendini ispatlamış ve sadece bu konuda analizler yapan Agbiolab Labarotuvarı, Alyattes Çiftliği’nde üretilen zeytinyağını analiz etti. Salihli’de faaliyet gösteren ve organik üretim yapan Alyattes Çiftliği'nde üretilen zeytinyağı, 0.08 asit oranıyla kalitesini ortaya koydu.

21 Şubat 2012 tarihinde yapılan testler sonucundaki analiz raporu sayesinde Alyattes Organik Tarım’ın gönderdiği numune zeytinyağının doğallığı ve kalitesi tescil edilmiş oldu. Daha önceki yıllarda 0.10 ve 0.11 asit oranına sahip zeytinyağları üretmiş olan Alyattes Çiftliği, kendisine ait olan rekoru geliştirmiş oldu.

Alyattes Organik Tarım Çiftliği'nde sadece kendi zeytin ağaçlarından organik zeytinyağı ürettiklerini belirten Alyattes Organik Tarım Çiftliği’nin kurucusu M. Reşat Akkan, elde ettikleri sonucun gurur verici olduğunu kaydetti. Akkan, “Yüzde 0.08 asit oranı ile sızma zeytinyağı elde etmemiz 12 yıllık titiz bir sürecin sonucudur. Bu seneye kadar genellikle 0,17-0,22 arasında minimum asit seviyesine ulaşıyorduk. Zeytinyağımızın kalitesini belirleyen bu düşük yağ asidi oranıyla Türkiye’de bir rekora imza atmış bulunuyoruz. Dünya çapında da bu sonucun altında bir değere rastlamadık” diye konuştu.

335 dekarlık bir alana sahip olan Alyattes Organik Çiftliği’nde yaşları 6 ile 12 arasında değişen toplam 10 bin 650 zeytin ağacı bulunuyor. Zeytin hasadının elle yapıldığı ve yere düşmüş tanelerin kesinlikle üretime alınmadığını belirten Akkan, “Organik sofralık zeytinde pazar lideri konumundayız ve bu konumu şu anda olduğu gibi zeytinyağı rekorlarıyla da perçinlemek istiyoruz.” dedi.

Salihli VİZYONNİSAN - MAYIS - HAZİRAN 2012

Üyemizden uluslararası başarı

Zeytinyağında en düşük asitrekoru Salihli’de

Doğaya zarar verdiği için kara listeye alınan ve bertaraf edilmesi konusunda araştırmalar yapılan zeytin karasuyu konusunda umut verici bir sonuç elde edildi. Zeytin karasuyu tortusunun belirli miktarda kullanılması halinde incir üretiminde kalite ve verimi artırdığı saptandı.

Aydın’daki Erbeyli Araştırma Enstitüsü’nde görevli Ziraat Yüksek Mühendisi Berrin Şahin, zeytin karasuyu tortusunun organik incir yetiştiriciliğine etkilerini araştırdı. 6 yıl süren araştırmanın sonucunda Egeli incir ve zeytin üreticilerini sevindirecek sonuçlar elde edildi. Berrin Şahin, incir üreticileri, ihracatçılar, zeytinyağı fabrikası sahipleri ile çevre kirliliğinin azaltılması açısından tüm kesimlere yararlı olacak sonuçlar elde ettiklerini söyledi.

Araştırmada zeytin karasuyu tortusunun incir ağaçlarına farklı miktarlarda ve farklı zaman aralıklarında uygulandığını belirten Şahin, şu bilgileri verdi:

“Üretici bahçesinde 15 yaşlarındaki 80 sarılop incir ağacıyla deneme yapıldı. Karasu tortusu 25, 50,75 ve 100 kg olarak ağaçların bir kısmına her yıl, bir kısmına da iki yılda bir olacak şekilde verildi. Çalışmalar sonunda sürgün uzunluğunun arttığı, sağlam incir oranının yükseldiği ve güneş yanıklı incir oranın da azaldığı görüldü.”

Şahin, zeytin üretiminde, zeytinyağı fabrikalarından çıkan karasu atığının tüm dünyada olduğu gibi Türkiye’de de çevre kirliğine yol açtığını belirterek, “Aydın yöresinde zeytin ve incir ekonomik anlamda önemli tarımsal ürünlerden ikisidir. Karasuyun organik gübre olarak incir ağaçlarına verilmesi çevre kirliğini de azaltacaktır” dedi.

Zeytin karasuyu incire ‘ilaç’

Reşa

t Akk

an, A

lyat

tes m

arka

sıyl

a ze

ytin

yağı

üre

tiyor

.

Page 35: Salihli Ticaret ve Sanayi Odası Vizyon Dergisi Nisan, Mayıs, Haziran 2012

40

Salihli Vision

Summary of this issue (April 2012)

A new page has been opened on investment incentives. Manisa has been given third place in a new 6-region-system.We see that there are some advantageous arrangements for Manisa and

Salihli.The new system provides important supports; such as VAT

exemption, customs duty exemption, tax reduction, employer contribution support for premiums calculated from subsistence wage, interest support, grants of investment lands, income tax stoppage support, VAT return to our region’s investors.

Interest support amounts also increases in this new system. According to this, credits’, used by our investors who will make investments, annual rates appear 3-7 % in and 1-2 % in foreign currency, and credits are expected to amount to 500.000 - 900.000

Our deceased President Talat ZURNACI said in every chance “Intermediate Goods and staples that we are dependent on must be produced in Turkey and import must be restrained.” And it is pleasing to see that this saying is in the new package. Almost all Intermediate Goods and staples of products to be exported are obtained from abroad, products are only assembled in Turkey so it is seen that it is being turned from the wrong, which is using labor practice with this arrangement. With this arrangement it is also aimed at providing for passing from labor-intensive technology to information-intensive technology in export.

Thus, by restraining import for export, the contrast between import and export figures will be shortened, and it will be dealt with current deficit which is Turkish Economy’s main problem.

In the new incentive system, tourism is one of the sectors that will be particularly boosted. This is a pleasing arrangement for our Salihli. Kurşunlu was covered as Thermal Tourism Center with the decision of the Council of Ministers on 13 March 2008, and its 1/25000-Landscape Design was certified by Culture and Tourism Ministry on 12 May 2011. There will be no hindrance for Kurşunlu to become thermal tourism destination with new investments boosted. We hope that tourism investors who take notice of advantages in the incentive system will come to Kurşunlu to invest. And these hopes have increased.

Salihli is in the third region and 90 km. to İzmir which is in the 1st region. So we think that Salihli has become an appealing center for investment with the advantages such as closeness to an airport and a seaport. It is impossible for an investor who calculates everything well, not to notice our region which has a variety of advantages.

As craftsmen, tradesmen and industrialists who contribute employment, all our efforts are to make our economy everyday better than the day before. No end to investments. Because, new investments mean new hopes.

Take Care of yourself.

Ahmet ÖzbaşChairmanSalihli Chamber of Commerce and Industry

A new incentive system and newhopes

Governor of Manisa Province Halil İbrahim Daşöz said that Salihli had very high potential for tourism attraction and they were trying to make it a tourism destination among towns of Manisa. Daşöz set the target for Sart Museum, whose construction was left hanging in the air. It would be ready at the end of 2013.

Governor Daşöz: Our target 2013 for Sart Museum

Trout is produced about 1.200 tons annually in Demirköprü Dam Lake, Which is betweenAdala, Salihli and Köprübaşı. Mostly Europeans prefer trout, which is suitable for processing.

Europe’s trout from Demirköprü

Diversity of bodyworks of trucks and pickups, used for transporting, has attracted your attention. Before, there was one type of wooden transporting section like a box, but in recent years it has no limits in terms of its diversity. Salihli is one of the first centers whereBodyworks’, called as Karoser, are manufactured in Aegean region. There are about forty 40 bodywork and axle manufacturers in the town.

Bodywork manufacturing identifies with Salihli

Oyster Fungus Producing trial, started by İlbey Teknik İnşaat in Gökçeören, Kula, has been succeded. Daily Oyster Fungus Producing has amounted to 100 kg. There’s no shortage of marketing. Oyster Fungus producing has reached Salihli after Kula.

Oyster Fungus producing spreads

Salihli VİZYONNİSAN - MAYIS - HAZİRAN 2012