12
1 Sayı 23 Haziran, 2019 Başlarken... Dünyadan ve Türkiye'den güncel hukuki gelişme ve haberlere yer verdiğimiz Hukuk Bültenimizin Hazi- ran sayısını sizlerle pay- laşmaktan mutluluk duyu- yoruz. Bültenimizde yer alan içe- rik yalnızca bilgi verme amaçlı olup, konulara ilişkin detaylı bilgiler için bizimle irtibata geçmeniz- den memnuniyet duyaca- ğız. Temmuz sayımızda buluş- mak dileğiyle... Editörler: İpek Öztaş Ayşecan Mantarcı Kozmetik Ürünlerle İlgili Mevzuatta Yer Alan Düzenlemeler Ve Tüketiciler Açısından Mesa- feli Satışlarda Kozmetik Ürünlerin İadesi Kozmetik ürünleri hususunda yasal mevzuatımız- da; 5324 sayılı Kozmetik Kanunu ile 23.05.2005 tarih, 25823 sayılı Resmi Gazetede yayımlanarak yürürlüğe giren Kozmetik Yönetmeliği ve 20.09.2015 tarih, 29481 sayılı Resmi Gazetede yayımlanan Kozmetik Ürün veya Hammaddeleri- nin Etkinlik veya Güvenlilik Çalışmaları ile Kli- nik Araştırmaları Hakkında Yönetmelik ve bu yönetmeliklere göre hazırlanan kılavuzlarla birta- kım düzenlemeler getirilmiştir. (Sayfa 2) Kişisel Verilerin Korunması Kanunu Kapsa- mında Veri Sorumlularının Veri Siciline (VERBİS) Kayıt Zorunluluğu Halleri 6698 Kişisel Verilerin Korunması Kanununun 3. Maddesinde veri sorumlusu kişisel verilerin işle- me amaçlarını ve vasıtalarını belirleyen veri kayıt sisteminin kurulmasından ve yönetilmesinden sorumlu olan gerçek veya tüzel kişi olarak tanım- lanmıştır. Kişisel Verilerin Korunması Kanunu uyarınca getirilen yükümlülüklerden biri de Veri Sorumlusuolup da Kişisel Verilerin Korunması Kurulu tarafından Sicile kayıt olma istisnaların- dan yararlanmayacak olan Veri Sorumluları tara- fından Sicile kayıt olunmasıdır. (Sayfa 4) Anonim Şirketlerde Kuruluştan Doğan Huku- ki Sorumluluk Anonim şirketler, gününüz ekonomik dünyasının sürdürülmesi için temel yapı taşı olması ve küçük sermayelerin bir araya getirilerek ana sermaye birikiminin sağlanması açısından çok büyük öneme sahiptir. Bu itibarla özellikleri, sevk ve idaresi, tasfiyesi gibi şirketin işleyişine ilişkin tüm konularda Türk Ticaret Kanunu ve sair mev- zuat ile birtakım emredici düzenlemelere bağlan- mıştır. (Sayfa 9) Yoksulluk Nafakasının Süreli Hale Gelmesinin Değerlendirilmesi Boşanmanın mali sonuçlarından biri olan yoksul- luk nafakası, evliliğin sonra ermesi neticesinde kendi geçimini sağlayamayan tarafa diğer şartlar da meydana geldiği takdirde yardımcı bir araç görevini üstlenmektedir. Yoksulluk nafakasının evliliğin sona ermesi nedeniyle zor duruma düşe- cek olan kişinin hayatını devam ettirebilmesini kolaylaştıracak bir unsur olduğu ifade edilmiştir. (Sayfa 7) Kişisel Verileri Koruma Kurulu Tarafından Veri Güvenliğini Sağlamaya Yönelik Gerekli Teknik Ve İdari Tedbirleri Almayan Şirkete Ceza! Pek çok otel ve markayı barındıran Amerikada yerleşik Marriott grubu tarafından grup şirketle- rinde yaşanan veri sızıntısı ile yaklaşık olarak 327 milyon kişiye ait; ad/soyad, iletişim ve e-posta adresleri, telefon numarası, pasaport numarası, doğum tarihi, cinsiyet, geliş/gidiş tarihleri, rezer- vasyon tarihleri ve özel üyelik hesabı bilgilerininçalınması üzerine Kişisel Verileri Koruma Kurulu tarafından toplam 1.450.000 TL idari para cezası uygulanmasına karar verilmiştir. (Sayfa 11) Güncel Haberler Yeni Askerlik Sistemi Mecliste Onaylandı! (Sayfa 6) Evlilik Süresi Kadar Nafaka (Sayfa 6) 6698 Sayılı Kişisel Verilerin Korunması Kanunu Kapsamında Verilerin Yurtdışına Aktarımına İlişkin Olarak Yeterli Korumanın Bulunduğu Ülkelerin Tayi- ninde Kullanılacak Form Oluşturuldu (Sayfa 6)

Sayı 23 - Home Page | ÖZGÜN LAW FIRM...6698 Kişisel Verilerin Korunması Kanu-nu’nun “Tanımlar” başlıklı 3. Maddesinde veri sorumlusu kişisel verilerin işleme amaçlarını

  • Upload
    others

  • View
    5

  • Download
    0

Embed Size (px)

Citation preview

Page 1: Sayı 23 - Home Page | ÖZGÜN LAW FIRM...6698 Kişisel Verilerin Korunması Kanu-nu’nun “Tanımlar” başlıklı 3. Maddesinde veri sorumlusu kişisel verilerin işleme amaçlarını

1

Sayı 23

Haziran, 2019

Başlarken...

Dünyadan ve Türkiye'den

güncel hukuki gelişme ve

haberlere yer verdiğimiz

Hukuk Bültenimizin Hazi-

ran sayısını sizlerle pay-

laşmaktan mutluluk duyu-

yoruz.

Bültenimizde yer alan içe-

rik yalnızca bilgi verme

amaçlı olup, konulara

ilişkin detaylı bilgiler için

bizimle irtibata geçmeniz-

den memnuniyet duyaca-

ğız.

Temmuz sayımızda buluş-

mak dileğiyle...

Editörler:

İpek Öztaş

Ayşecan Mantarcı

Kozmetik Ürünlerle İlgili Mevzuatta Yer Alan Düzenlemeler Ve Tüketiciler Açısından Mesa-feli Satışlarda Kozmetik Ürünlerin İadesi Kozmetik ürünleri hususunda yasal mevzuatımız-da; 5324 sayılı Kozmetik Kanunu ile 23.05.2005 tarih, 25823 sayılı Resmi Gazetede yayımlanarak yürürlüğe giren Kozmetik Yönetmeliği ve 20.09.2015 tarih, 29481 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanan Kozmetik Ürün veya Hammaddeleri-nin Etkinlik veya Güvenlilik Çalışmaları ile Kli-nik Araştırmaları Hakkında Yönetmelik ve bu yönetmeliklere göre hazırlanan kılavuzlarla birta-kım düzenlemeler getirilmiştir. (Sayfa 2)

Kişisel Verilerin Korunması Kanunu Kapsa-mında Veri Sorumlularının Veri Siciline (VERBİS) Kayıt Zorunluluğu Halleri 6698 Kişisel Verilerin Korunması Kanunu’nun 3. Maddesinde veri sorumlusu kişisel verilerin işle-me amaçlarını ve vasıtalarını belirleyen veri kayıt sisteminin kurulmasından ve yönetilmesinden sorumlu olan gerçek veya tüzel kişi olarak tanım-lanmıştır. Kişisel Verilerin Korunması Kanunu uyarınca getirilen yükümlülüklerden biri de “Veri Sorumlusu” olup da Kişisel Verilerin Korunması Kurulu tarafından Sicil’e kayıt olma istisnaların-dan yararlanmayacak olan Veri Sorumluları tara-fından Sicil’e kayıt olunmasıdır. (Sayfa 4)

Anonim Şirketlerde Kuruluştan Doğan Huku-ki Sorumluluk Anonim şirketler, gününüz ekonomik dünyasının sürdürülmesi için temel yapı taşı olması ve küçük sermayelerin bir araya getirilerek ana sermaye birikiminin sağlanması açısından çok büyük öneme sahiptir. Bu itibarla özellikleri, sevk ve idaresi, tasfiyesi gibi şirketin işleyişine ilişkin tüm konularda Türk Ticaret Kanunu ve sair mev-zuat ile birtakım emredici düzenlemelere bağlan-mıştır. (Sayfa 9)

Yoksulluk Nafakasının Süreli Hale Gelmesinin Değerlendirilmesi Boşanmanın mali sonuçlarından biri olan yoksul-luk nafakası, evliliğin sonra ermesi neticesinde kendi geçimini sağlayamayan tarafa diğer şartlar da meydana geldiği takdirde yardımcı bir araç görevini üstlenmektedir. Yoksulluk nafakasının evliliğin sona ermesi nedeniyle zor duruma düşe-cek olan kişinin hayatını devam ettirebilmesini kolaylaştıracak bir unsur olduğu ifade edilmiştir. (Sayfa 7)

Kişisel Verileri Koruma Kurulu Tarafından Veri Güvenliğini Sağlamaya Yönelik Gerekli Teknik Ve İdari Tedbirleri Almayan Şirkete Ceza! Pek çok otel ve markayı barındıran Amerika’da yerleşik Marriott grubu tarafından grup şirketle-rinde yaşanan veri sızıntısı ile yaklaşık olarak 327 milyon kişiye ait; “ad/soyad, iletişim ve e-posta adresleri, telefon numarası, pasaport numarası, doğum tarihi, cinsiyet, geliş/gidiş tarihleri, rezer-vasyon tarihleri ve özel üyelik hesabı bilgilerinin” çalınması üzerine Kişisel Verileri Koruma Kurulu tarafından toplam 1.450.000 TL idari para cezası uygulanmasına karar verilmiştir. (Sayfa 11)

Güncel Haberler

Yeni Askerlik Sistemi Mecliste Onaylandı! (Sayfa 6)

Evlilik Süresi Kadar Nafaka (Sayfa 6)

6698 Sayılı Kişisel Verilerin Korunması Kanunu

Kapsamında Verilerin Yurtdışına Aktarımına İlişkin

Olarak Yeterli Korumanın Bulunduğu Ülkelerin Tayi-

ninde Kullanılacak Form Oluşturuldu (Sayfa 6)

Page 2: Sayı 23 - Home Page | ÖZGÜN LAW FIRM...6698 Kişisel Verilerin Korunması Kanu-nu’nun “Tanımlar” başlıklı 3. Maddesinde veri sorumlusu kişisel verilerin işleme amaçlarını

2

Kozmetik ürünleri hususunda yasal mev-zuatımızda; 5324 sayılı Kozmetik Kanunu ile 23.05.2005 tarih, 25823 sayılı Resmi Gazetede yayımlanarak yürürlüğe giren Kozmetik Yönetmeliği ve 20.09.2015 tarih, 29481 sayılı Resmi Gazetede yayımlanan Kozmetik Ürün veya Hammaddelerinin Etkinlik veya Güvenlilik Çalışmaları ile Klinik Araştırmaları Hakkında Yönetmelik ve bu yönetmeliklere göre hazırlanan kılavuzlarla bir takım düzenlemeler getiril-miştir. Kozmetik Kanunu, toplum güvenliği gereği kozmetik ürünlerin piyasaya arz edilme-sinden önce, bildirimde bulunulması, gözetim ve denetiminin yapılması ve bu ürünlerin üretim yerlerinin denetimi husu-sundaki esasları belirlemek amacıyla yü-rürlüğe girmiştir. Kanun gereği kozmetik bir ürünün piyasa-ya ilk defa arzından önce üretici firma tarafından Sağlık Bakanlığı’na bildirimde bulunulması zorunludur. Üreticiden kasıt ise üreten, imal eden, ıslah eden veya ürüne adını, ticarî marka-sını veya ayırt edici işaretini koymak sure-tiyle kendini üretici olarak tanıtan gerçek veya tüzel kişi; üreticinin Türkiye dışında olması halinde, üretici tarafından yetkilen-dirilen temsilci veya ithalatçı; ayrıca, ürü-nün tedarik zincirinde yer alan veya faali-yetleri ürünün güvenliğine ilişkin özellikle-rini etkileyen gerçek veya tüzel kişidir. Böylece üretici kapsamı genişletilerek bildirim zorunluluğu bulunanlar belirtil-

miştir. Yapılması zorunlu tutulan bildirim-lerin neleri kapsadığı ise yönetmeliklerle belirlenmiştir. Kozmetik Yönetmeliği’nin 14.maddesinde piyasaya ilk kez arz edilecek ürün için üretici, ürünün piyasaya arzından önce ve piyasaya kozmetik ürün arz etmek ama-cıyla kurulan ya da faaliyet sahasını gelişti-ren imalat ve ithalat müesseseleri yeni faaliyete başlamadan önce bunu bildir-mek zorundadırlar. Yönetmelik ile de bil-dirim zorunluluğu sadece üreticiye değil, imalat ve ithalat yapanlara da getirilmiştir. Yine Yönetmelikte yer verilen üretici tanı-mı Kanunda belirlenen tanımlamayla aynı-dır. Yönetmeliğin 14.maddesine göre Yö-netmelik ekinde yer verilen formun doldu-rularak Türkiye İlaç ve Tıbbi Cihaz Kuru-mu’na teslim edilmesiyle bildirim yapılmış sayılır. Bununla birlikte bildirimden sonra üründe veya üreticide bir değişiklik meydana gel-mesi halinde bu değişikliklerin kanunen bildirilmesi zorunludur. Bildirimde eksik bilgi ve belge bulunması durumunda bildi-rim yapılmamış sayılmaktadır. Bildirimde bulunma zorunluluğuna uyul-maması ve bildirimde bulunmadan koz-metik ürün üretilmesi, ambalajlanması, ithalat müessesesi açılması veya işletilme-si ya da ilk bildirimi yaptıktan sonra mey-dana gelen değişikliklerin bildirilmeden işletmenin faaliyet sahasının genişletilme-si, müesseselerin yeterli teknik eleman ve

hizmetin gereği nitelikli personel istih-dam etmeden işletilmesi, kozmetik ürü-nün ürün güvenlik bilgilerinin Sağlık Bakanlığı Zehir Araştırma Merkezine bildirilmeden piyasaya arz edilmesi, ürünün normal ve üreticinin belirlediği kullanım şartları altında kullanılması durumunda insan sağlığına aykırı olması, muhteviyatında hiç bulunmaması gere-ken veya yönetmelikle belirlenen limitle-ri aşan maddeleri içeren kozmetik ürün-lerin piyasaya arz edilmesi, ambalaj ve etiket bilgilerinin yönetmelikte belirle-nen esaslara uygun olmaması ve üretim yerlerinin Sağlık Bakanlığı tarafından belirlenen esaslara uygun olmaması durumlarında Sağlık Bakanlığı tarafından idari para cezası yaptırımları uygulan-maktadır. İdari para cezası yanında, Sağlık Bakanlı-ğı yönetmelik ve diğer yasal düzenleme-lere aykırılıklar halinde, uyarı, piyasadan toplatma ve imha ile üretim yerlerinin ıslahı ve gerekirse kapatılmasıyla ilgili tüm tedbir ve önlemleri almaya yetkili-dir. Türk Ceza Kanunu hükümleri ise saklıdır. Kozmetik ürünlerin hijyenik olmaları ve toplum sağlığı gereği bir kere kullanıldık-tan sonra başka bir kişi tarafından kulla-nılmaları mümkün olmamaktadır. Dola-yısıyla cayma hakkının kozmetik ürünler bakımından hangi şartlarda elverişli olduğu bir takım düzenlemeler gerektir-miştir. »

KOZMETİK ÜRÜNLERLE İLGİLİ MEVZUATTA YER ALAN DÜZENLEMELER VE TÜKETİCİLER AÇISINDAN MESAFELİ SATIŞLARDA KOZMETİK ÜRÜNLERİN

İADESİ

SAYFA 2 HUKUK BÜLTENİ SAYI 23

Page 3: Sayı 23 - Home Page | ÖZGÜN LAW FIRM...6698 Kişisel Verilerin Korunması Kanu-nu’nun “Tanımlar” başlıklı 3. Maddesinde veri sorumlusu kişisel verilerin işleme amaçlarını

3

SAYFA 3 HUKUK BÜLTENİ SAYI 23

Mesafeli sözleşmeler, Tüketicinin Korunması Hakkına Kanun’un 48.maddesinde düzenlenmiştir. Mad-dede yer verilen tanımlamaya göre, mesafeli sözleşmeler, satıcı veya sağ-layıcı ile tüketicinin eş zamanlı fiziksel varlığı olmaksızın, mal veya hizmetle-rin uzaktan pazarlanmasına yönelik olarak oluşturulmuş bir sistem çerçe-vesinde, taraflar arasında sözleşme-nin kurulduğu ana kadar ve kuruldu-ğu an da dâhil olmak üzere uzaktan iletişim araçlarının kullanılması sure-tiyle kurulan sözleşmelerdir. Cayma hakkı kanun kapsamında tüketiciye sağlanan bir hak olsa da bu hakkın kullanımına dair usul ve esasların yönetmelikle düzenleneceği belirlen-miştir. Mesafeli Sözleşmeler Yönetmeli-ği’nde de kanundaki düzenlemeye paralel olarak cayma hakkının her-hangi bir gerekçe göstermeden ve cezai şart ödemeden on dört gün içinde kullanılabileceği yer almakta-dır. Yönetmeliğe göre cayma hakkı-nın, süre dolmadan yazılı olarak veya kalıcı veri sağlayıcısı ile satıcı veya sağlayıcıya yöneltilmesi yeterlidir. Ancak Yönetmeliğin Cayma Hakkının İstisnaları başlıklı 15.maddesinde taraflarca aksi kararlaştırılmadıkça, maddede yer verilen sözleşmelerde cayma hakkının kullanılamayacağı açık bir şekilde düzenlenmiştir. Mesafeli sözleşmeler yönetmeliği gereği, iadesi sağlık ve hijyen açısın-dan uygun olmayan ürünlerin teslimi-ne ilişkin sözleşmelerde cayma hakkı-nın kullanılmayacağı kanunen belir-lenmiştir. Yönetmeliğin 15/1-ç mad-desinde taraflarca aksi kararlaştırıl-madıkça; tesliminden sonra ambalaj, bant, mühür, paket gibi koruyucu unsurları açılmış olan mallardan; iadesi sağlık ve hijyen açısından uy-gun olmayanların teslimine ilişkin sözleşmeler denilerek bu tür mal ve ürünlerin iadesinin mümkün olmadığı belirlenmiştir. Kanunda yer verilen bu istisnadan yola çıkarak paketi, amba-lajı, koruyucu bant, mühür gibi koru-yucu unsurlar barındıran kozmetik ürünlerin de açılmış olmaları duru-munda tüketicilerin cayma haklarını kullanamayacakları söylenebilir. Mevzuattaki bu düzenlemeden yola çıkarak kozmetik ürünlerin ancak, paketlerinin, ambalajlarının açılma-

dan olduğu gibi iadelerinin mümkün olduğu kabul edilebilir. Belirtmekte fayda var ki, satıcı veya sağlayıcılar tarafından tesliminden sonra amba-laj, bant, mühür, paket gibi koruyucu unsurları açılmış olan mallardan; iadesi sağlık ve hijyen açısından uy-gun olmayan kozmetik ürünlerin ia-delerinin mümkün olmadığı, bu ürün-lerin satışlarında cayma hakkının ancak ve ancak ambalaj ve paketlerin açılmadan kullanabilecekleri hususla-rında tüketicilerin bilgilendirilmeleri doğabilecek uyuşmazlıkları engelleye-bilecektir.

Detaylı Bilgi İçin; Avukat

Esra Melis İstikbal [email protected]

SATICI VEYA SAĞLAYICI-

LAR TARAFINDAN TESLİ-

MİNDEN SONRA AMBA-

LAJ, BANT, MÜHÜR, PA-

KET GİBİ KORUYUCU

UNSURLARI AÇILMIŞ

OLAN MALLARDAN; İA-

DESİ SAĞLIK

VE HİJYEN AÇISINDAN

UYGUN OLMAYAN KOZ-

METİK ÜRÜNLERİN İA-

DELERİNİN MÜMKÜN

DEĞİLDİR

Page 4: Sayı 23 - Home Page | ÖZGÜN LAW FIRM...6698 Kişisel Verilerin Korunması Kanu-nu’nun “Tanımlar” başlıklı 3. Maddesinde veri sorumlusu kişisel verilerin işleme amaçlarını

4

6698 Kişisel Verilerin Korunması Kanu-nu’nun “Tanımlar” başlıklı 3. Maddesinde veri sorumlusu kişisel verilerin işleme amaçlarını ve vasıtalarını belirleyen veri kayıt sisteminin kurulmasından ve yönetil-mesinden sorumlu olan gerçek veya tüzel kişi olarak tanımlanmıştır. Kişisel Verilerin Korunması Kanunu uyarın-ca getirilen yükümlülüklerden biri de “Veri Sorumlusu” olup da Kişisel Verilerin Ko-runması Kurulu (“Kurul”) tarafından Sicil’e kayıt olma istisnalarından yararlanmaya-cak olan Veri Sorumluları tarafından Sicil’e kayıt olunmasıdır. İlgili kanunun “Veri Sorumluları Sicili” başlıklı 16/2 Maddesinde ise aynen; (2) Kişisel verileri işleyen gerçek ve tüzel kişiler, veri işlemeye başlamadan önce Veri Sorumluları Siciline kaydolmak zorun-dadır. Ancak, işlenen kişisel verinin niteli-ği, sayısı, veri işlemenin kanundan kaynak-lanması veya üçüncü kişilere aktarılma durumu gibi Kurulca belirlenecek objektif kriterler göz önüne alınmak suretiyle, Kurul tarafından, Veri Sorumluları Siciline kayıt zorunluluğuna istisna getirilebilir denilmektedir. Bu kapsamda, kural olarak, faaliyeti sebe-biyle kişisel verileri işleyen gerçek ve tüzel kişilerin Veri Sorumluları Siciline(VERBİS) kayıt olma zorunlulukları bulunmaktadır. Veri sorumluları tarafından veri işleme faaliyetine başlanmadan evvel kayıt işle-minin tamamlanmış olması gerekmekte-dir.

İlgili kanunda sicile kayıt zorunluluğuna istisna getirilmiş olup; işbu istisnalar kap-samında olmayan tüm gerçek ve tüzel kişilerin sicile kayıt olması gerekmektedir. Veri Siciline Kayıt Yükümlülüğüne Getiri-len İstisnalar Bu kapsamda, Kişisel Verilerin Korunması Kanunu’nun 28/2 maddesinde sayılan hallerde, Veri Sorumluları Siciline kayıt yükümlülüğünü düzenleyen 16. madde hükümleri uygulanmayacaktır. Veri Sorumluları Sicili Hakkında Yönetme-liğinin “İstisna Kriterleri” başlıklı 16’ncı maddesi uyarınca belirtilen kriterler uya-rınca istisna getirilebileceği hüküm altına alınmıştır. Şöyle ki; a) Kişisel verinin niteliği.

b) Kişisel verinin sayısı.

c) Kişisel verinin işlenme amacı.

ç) Kişisel verinin işlendiği faaliyet alanı.

d) Kişisel verinin üçüncü kişilere aktarılma durumu.

e) Kişisel veri işleme faaliyetinin kanunlar-dan kaynaklanması.

f) Kişisel verilerin muhafaza edilmesi süre-si.

g) Veri konusu kişi grubu veya veri katego-rileri.

Yukarıda yer verilen maddelerden görül-

düğü üzere, söz konusu istisnanın uygu-lanmasında; işlenen kişisel verinin niteli-ği, sayısı, veri işlemenin Kanundan kay-naklanması veya üçüncü kişilere aktarıl-ma durumu gibi Kurulca belirlenecek objektif kriterler göz önüne alınmakta-dır. Ayrıca, 02.04.2018 tarihli ve 2018/32 sayılı Kurul Kararı ile istisna tutulan veri sorumlularına ilave olarak; - Yıllık çalışan sayısı 50’den az ve - Yıllık mali bilanço toplamı 25 milyon TL’den az olan gerçek veya tüzel kişi veri sorumlularından ana faaliyet konusu özel nitelikli kişisel veri işleme olmayan-ların; Veri Sorumluları Siciline kayıt yü-kümlülüğünden istisna tutulmasına ka-rar verilmiştir. Buna göre, Kanun hükümleri veya Kurul kararlarıyla istisna tutulanlar hariç ol-mak üzere tüm tüzel kişi veri sorumlula-rının Sicile kayıt olması gerekmektedir. Veri Siciline Kayıt Halinde Belirlenecek İrtibat Kişisi Tüzel kişilerde veri sorumlusu, görevlen-dirilen bir avukat, yönetici, çalışan olma-yıp; tüzel kişiliğin kendisidir. Veri sorumlusu tarafından sicil kaydı yapılırken irtibat kişisi atanmakta ve kişisel veri sahiplerinin veri sorumlusuna yönelteceği taleplerin cevaplandırılması konusunda iletişimi sağlanmaktadır. »

KİŞİSEL VERİLERİN KORUNMASI KANUNU KAPSAMINDA VERİ SORUMLULARININ VERİ SİCİLİNE (VERBİS) KAYIT ZORUNLULUĞU HALLERİ

SAYFA 4 HUKUK BÜLTENİ SAYI 23

Page 5: Sayı 23 - Home Page | ÖZGÜN LAW FIRM...6698 Kişisel Verilerin Korunması Kanu-nu’nun “Tanımlar” başlıklı 3. Maddesinde veri sorumlusu kişisel verilerin işleme amaçlarını

5

Veri Sorumluları Sicili Hakkında Yönetme-lik uyarınca aşağıda yer verilen iki ayrı gruba irtibat kişisi atama yükümlülüğü bulunmaktadır;

- Türkiye’de Yerleşik Olan Tüzel Kişiler

- Türkiye’de Yerleşik Olmayan Tüzel Kişi Veri Sorumlusunun Temsilcisi

Yukarıda belirtildiği üzere, veri sorumluları siciline kayıt yükümlülüğü bulunan şirket-lerde belirlenecek irtibat kişisi, Türkiye’de yerleşik ve Türkiye Cumhuriyeti vatandaşı bir gerçek kişi olmalıdır.

İrtibat kişisinin, veri sorumlusunun çalışa-nı olması zorunlu olmamakla birlikte veri sorumlusuna ait veri girişlerinin eksiksiz ve doğru yapılabilmesi için veri sorumlu-suna ait veri işleme bilgilerine yeterince sahip olan bir kişinin olması önem teşkil etmektedir.

Ayrıca, veri sorumlusu tarafından gerekli görüldüğü halde irtibat kişisi değişikliği yapılabilecek olup; sistem üzerinden de irtibat kişisi değiştirilebilmektedir. Bunun-la birlikte, veri sorumlusu, irtibat kişisi tarafından girilen tüm bilgileri dilediği zaman kontrol edebilmektedir.

Bu kapsamda, Veri Sorumluları Siciline kayıt yükümlülüğü bulunan ve Kanunda ve Yönetmelikte belirtilen istisna kapsamında olmayan tüm veri sorumlularının “kişisel veri işleme envanteri” ve “kişisel veri sak-lama ve imha politikası” doğrultusunda VERBİS sistemine kayıt yaptırması gerek-mektedir.

Yönetmelik, Türkiye’de yerleşik veri so-rumlularına, kişisel veriler ile ilgili konular-da verisi işlenen kişiler ile veri sorumluları arasındaki iletişimi sağlamak üzere irtibat kişisi atama yükümlülüğü yüklemektedir.

İrtibat kişisi, verisi işlenen kişilerden gelen şikayet ve talepleri veri sorumlusuna ilete-cek, veri sorumlusu da bu şikayet ve ta-lepleri değerlendirdikten sonra cevabını irtibat kişisi aracılığı ile ilgili kişilere vere-cektir.

Bu itibarla, VERBİS kaydının yaptırılmasına bağlı olarak; Türkiye’de yerleşik ve Türkiye Cumhuriyeti vatandaşı bir gerçek kişi irti-bat kişisi olarak atanacaktır.

Veri Sorumluları Sicili’ne kayıt yükümlülü-ğe aykırılığın yaptırımı olarak ise; KVKK’nın kabahatlar başlıklı 18. maddesine uyarın-ca VERBİS’e kayıt ve bildirim yükümlülü-ğüne aykırı davrananlar hakkında Kurul tarafından 20.000 Türk lirasından 1.000.000 Türk lirasına kadar idari para cezasına hükmedilebilir.

Detay Bilgi İçin; Avukat

İpek Öztaş [email protected]

Kaynakça:

1. Sorularla Veri Sorumluları Sicil Bilgi Sistemi (VERBİS)- KVKK Veri Yönetimi Dairesi Başkanlığı

2. Ayözger Çiğdem, Kişisel Verilerin Korun-ması,Beta Yayıncılık, İstanbul 2016

SAYFA 5 HUKUK BÜLTENİ

SAYI 23

Page 6: Sayı 23 - Home Page | ÖZGÜN LAW FIRM...6698 Kişisel Verilerin Korunması Kanu-nu’nun “Tanımlar” başlıklı 3. Maddesinde veri sorumlusu kişisel verilerin işleme amaçlarını

6

Askerlik süresini 6 aya indiren ve bedelli askerliği kalıcı hale geti-ren askerlik sistemini yeniden düzenleyen kanun teklifi TBMM Genel Kurulunda kabul edilerek yasalaştı. Yeni Askerlik yasası Resmi Gazete’de 26 Haziran 2019’da yayınlanarak yürürlüğe girdi. Yeni yasal düzenleme ile birlikte zorunlu askerlik süresi altı aya indirilerek yaklaşık 130 bin askere erken tezkere yolu açılmış oldu. Ayrıca, 460 bin bakaya ve yoklama kaçağına da bir defaya mahsus kurasız bedelli askerlikten yararlanma hakkını getirdi. 1927'da düzenlenen ve günümüze dek uygulanmakta olan asker-lik modeli değişerek; -Lise öğrencilerinin 22 yaşına, -Fakülte ve Yüksekokul Öğrencilerinin 28 yaşına kadar askerlikten muaf olabileceği hüküm altına alınmıştır. Üniversite mezunları için kısa dönem askerlik kaldırıldı. Bedelli ise “kalıcı” hale geldi. Lise mezunlarının askerlikleri 3 yıl, mesleki ve teknik lise mezunla-rınınki 6 yıl, fakülte ve yüksekokul mezunları ile buralardan ilişiği kesilenlerin ise 2 yıl ertelenecek. Dört yıldan daha uzun üniversite eğitimi alanlara 2 yıl, yüksek lisansı tamamlayanlar ile yurtdışında-ki kurumlardan mezun olanlara bir yıl ek erteleme hakkı tanına-cak. Bunlar için de üst sınır 32 yaş olacak. 6 ay zorunlu askerlik yapan erbaş ve erler, isterlerse terhislerin-den sonra 6 ay daha harçlıkla hizmete devam edebilecekler. 6 aydan sonra devam edenlere net asgari ücret (bugün için 2 bin 20 lira) ödenecek. Zorunlu askerlik yapanlara, hizmet süreleri ve

sonrasında mali, sosyal haklar sağlanacak. Kışladaki Mehmet-çik'in ailesi muhtaç durumday-sa asgari ücretin yarısı kadar yardım yapılacak. Yeni düzenleme ile birlikte; bir aylık temel eğitimle bedelli askerlik için peşin ödenecek miktar ise 31 bin lira olarak belirlendi.31 bin lira olan be-del miktarı her yıl memur aylık katsayısı değişikliğine göre artacak. Yurtdışında yaşayan ve dövizle askerlik yapma hakkı olanlar da 31 bin lira karşılığı Euro yatırarak askerliğini yap-mış sayılacak. Celp dönemlerinde Bedelli askerlikten yararlanacak yükümlü sayısı Milli Savunma Bakanlığı'nca belirlenecek. Cumhurbaşkanı askerlik süresini bir katına kadar attırmaya veya yarısına kadar azaltmaya karar verebilecek. Ancak bu süre 6 ay-dan az olamayacak. Yasa çıktığında silah altında olanlar bedelli başvurusu yapamayacak. Ayrıca, bedelliye başvurup vazgeçenlere de yeni hak tanınmayacak. Kaynak: 26 Haziran 2019 Tarihli ve 30813 Sayılı Resmi Gazete

SAYFA 6 HUKUK BÜLTENİ SAYI 23

Bilindiği üzere, 6698 sayılı Kişisel Verilerin Korunması Kanununun (Kanun) 9 uncu maddesinde; kişisel verilerin, ilgili kişinin açık rızası olmaksızın yurt dışına aktarılamayacağı, kişisel verinin aktarılacağı

yabancı ülkede yeterli korumanın bulunması veya yeterli korumanın bulunmaması durumunda Türkiye’deki ve ilgili yabancı ülkedeki veri sorumlularının yeterli bir korumayı yazılı olarak taahhüt etmeleri ve Kişisel Verileri Koruma Kurulunun (Kurul) izninin bulunması kaydıyla ilgili kişinin açık rızası aranmaksızın söz konusu verilerin yurt dışına aktarılabileceği düzenlenmiştir. Ayrıca maddede yeterli korumanın bulunduğu ülkelerin Kurulca belirlenerek ilan edileceği ve söz konusu ülkelerin ilanında değerlendirilecek hususlar hüküm altına alınmıştır. Bu kapsamda Kanunun 9 uncu maddesi uyarınca yeterli korumanın bulunduğu ülkelerin Kurulca belirlenmesinde kullanılmak üzere Kurulun 02/05/2019 tarih ve sayılı 2019/125 sayılı Kararında kabul edilen ilgili kriterlere aşağıda belirtilen bağlantı üzerinden erişim sağlanabilir; https://www.kvkk.gov.tr/SharedFolderServer/CMSFiles/a68d64da-0985-4bf4-ac79-60dae065d355.docx Kaynak: www.kvkk.gov.tr

Halihazırda tartışmaları devam eden nafaka süresiyle ilgili olarak İstinaf Mahkemesi tarafından emsal bir karar verilerek süresiz nafakanın kaldırılması için ilk adım atılmış oldu. İstinaf incelemesi yapılan davada; Kocanın evden paraları ve ziynet eşyaları alıp, hamile sevgilisiyle birlikte kayıplara karışması üzerine 2 yıllık eşi boşanma davası açıyor. Yargılama sonucunda Yerel mahkeme davacı kadına 350 TL nafaka ödemesine hükmederek, 40 bin lira tazminat ve ziynet eşyaları için de 31 bin TL ödeme yapmasına hükmediyor. Yerel Mahkeme kararına karşı yapılan istinaf başvurusu neticesinde İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 11. Hukuk Dairesi tarafından maddi ve manevi tazminat ve ziynet eşyalarına ilişkin yerel mahkeme kararının doğru olduğuna karar verirken, yoksulluk nafakasına ilişkin olarak tarihi nitelikte bir karara imza attı. İstinaf incelemesi neticesinde Mahkeme tarafların fiili evlilik süresinin 2 yıl olması ve genç olmaları nedeniyle nafakaya süre koyarak davacı kadının yalnızca evlilik süresi olan 2 yıl boyunca nafaka almasına ilişkin karar tesis etmiştir. Yargıtay tarafından söz konusu kararın onanması halinde emsal teşkil edecek bu karar ile süresiz nafakanın neden olduğu orantısızlık sorunu çözümlenmiş olacaktır. Ayrıca, nafaka süresine ilişkin olarak, Aile Çalışma ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı ve Adalet Bakanlığı’nın düzenlediği nafaka çalıştayından çıkan sonuç belli oldu. Çalıştayda, kısa süreli evliliklerde en az iki yıl, uzun süreli evliliklerde ise, nafakanın evlilik süresine göre belirlenmesi sonucunun benimsendiği belirtilmiş olup; nafaka konusunun en yakın süreçte çözümlenmesi beklenmektedir. Kaynak: İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 11. Hukuk Dairesi ilamı

Yeni Askerlik Sistemi Mecliste Onaylandı!

6698 Sayılı Kişisel Verilerin Korunması Kanunu Kapsamında Verilerin Yurtdışına Aktarımına İlişkin Olarak Yeterli Koruma-nın Bulunduğu Ülkelerin Tayininde Kulla-

nılacak Form Oluşturuldu

Evlilik Süresi Kadar Nafaka

Page 7: Sayı 23 - Home Page | ÖZGÜN LAW FIRM...6698 Kişisel Verilerin Korunması Kanu-nu’nun “Tanımlar” başlıklı 3. Maddesinde veri sorumlusu kişisel verilerin işleme amaçlarını

7

Boşanmanın mali sonuçlarından biri olan yoksulluk nafakası, evliliğin sonra ermesi neticesinde kendi geçimini sağlayamayan tarafa diğer şartlar da meydana geldiği takdirde yardımcı bir araç görevini üstlen-mektedir. Yoksulluk nafakasının evliliğin sona ermesi nedeniyle zor duruma düşe-cek olan kişinin hayatını devam ettirebil-mesini kolaylaştıracak bir unsur olduğu ifade edilmiştir. Türk Medeni Kanununun 175. Maddesin-de yer alan ‘‘süresiz olarak nafaka isteye-bilir” ifadesi sebebiyle ömür boyu ödenen yoksulluk nafakasına ilişkin hüküm, dokt-rinde sıkça eleştirilmektedir. Çünkü özel-likle kısa süreli evlilik yapan kişiler, bu hüküm sebebiyle ömür boyu nafaka öde-mek zorunda kalabilmektedir. Doktrinde yer alan eleştirilerin yanında toplum tabanından gelen talepler de gü-nümüzde büyük rol oynamaktadır. Süresiz yoksulluk nafakası hükmü nedeniyle ömür boyu nafaka yükümlülüğü altında kalan kişiler, sosyal medya üzerinden seslerini duyurmaya çalışmışlardır. Ayrıca süresiz nafakanın süreli hale getirilmesine ilişkin Change.org sitesinde imza kampanyası başlatılmıştır. 10.000 imza hedefiyle yola çıkılan kampanyada 2018 Ağustos ayı itibarıyla 8.765 imza toplanmıştır. Tüm bu eleştiri ve talepler neticesinde, yoksulluk nafakası hükmünün değiştiril-mesi gündeme gelmiştir. Yakın bir tarihte basında yayınlanan bir çok haberde Ada-let Bakanlığı’nın yoksulluk nafakasına ilişkin çalışmalar yaptığı gündeme gelmiş-

tir. Bakanlığın bu çalışması süresiz nafaka-yı 1 ile 5 yıl arasında sınırlayarak süreli hale getirilebileceği şeklindedir. 2018 yılı Haziran ayında da dönemin Ada-let Bakanı Abdülhamit Gül, ‘‘Kadının ko-runması esas ama iki yıl evli kalmışlar sonra medeni şekilde ayrılmışlar. İki sene evlendiler diye birbirlerine ölene kadar hukuken bunları bağlamak doğru değil ama esasen kadını korumak kırmızı çizgi-miz.’’ İfadelerine bulunmuştur. Mevcut düzenleme olan 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu’nun 175. Maddesinde yer alan yoksulluk nafakası, 743 sayılı Türk Kanunu Medenisi’nin 144. Maddesinde düzenlenmiş idi. Söz konusu maddenin ilk hali ‘‘Kabahatsiz olan karı yahut koca, boşanma neticesi olarak büyük bir yoksul-luğa düşerse, diğeri boşanmaya sebebiyet vermemiş olsa dahi kudreti ile münasip bir surette bir sene müddetle nafaka itası-na mahkum edilebilir.’’ Şeklindedir. Ancak daha sonra 04.05.1988 tarihli 3444 sayılı Kanun ile birlikte 144. Maddede bir takım değişikliklere gidilmiştir. 3444 sayılı Kanun ile birlikle 144. Maddede bir takım değişikliklere gidilmiştir. 3444 sayılı Ka-nun’un 6. Maddesi ile birlikte 743 sayılı Kanunda yer alan 144. Madde, ‘‘ Boşanma yüzünden yoksulluğa düşecek eş, kusuru daha ağır olmamak şartıyla geçimi için diğer eşten mali gücü oranında süresiz olarak nafaka isteyebilir. Ancak erkeğin kadından yoksulluk nafaka-sı isteyebilmesi için kadının hali refahta

bulunması gerekir. Nafaka yükümlüsünün kusuru aranmaz.’’ halini almıştır. 3444 sayılı Kanun öncesinde “Kabahatsiz olan karı yahut koca” ifadesiyle yalnızca kusursuz olan eşe yoksulluk nafakasını talep etme hakkı tanınmışken değişiklik sonrasında kusuru daha az olan eşe de bu hak tanınmış bulunmaktaydı. Böylece kusuru olan eş de, karşı tarafın kusurun-dan fazla olmamak kaydıyla yoksulluk nafakası talep edebilecekti. Ancak boşanma esnasında taraflardan birinin kusursuz olduğu hal oldukça nadir-dir. Kusuru daha az olan eşe de böyle bir imkân tanınmaması halinde yoksulluk nafakasının alanı çok dar olacaktır. Kanaa-timizce bu sebeple kanun koyucu değişik-liğe gitmiştir. Süreli nafakanın eleştirilmesinin nedenle-rinden biri ise devletin mali imkânlarının yeterince gelişmemiş olması, sosyal yar-dım kurumlarının yoksulluğa düşen vatan-daşlar için yetersiz kalmasıdır. Çalışan kadınların çalışan erkeklere oranla daha az olduğu gerçeği sebebiyle de kadın lehine pozitif ayrımcılık anlamı taşı-yan bir düzenlemeyen başvurulmuş, erke-ğin kadından yoksulluk nafakası talebinde bulunabilmesi için kadının “hali refahta olması” şartı getirilmiştir. Kanun hükmü irdelendiğinde “hali refah” ibaresinden ne anlaşılması gerektiği ise açıklanmamıştır. Yoksulluk nafakasına hükmedildikten sonra, nafaka alacaklısına Emekli Sandığı »

YOKSULLUK NAFAKASININ SÜRELİ HALE GELMESİNİN DEĞERLENDİRİLMESİ

SAYFA 7 HUKUK BÜLTENİ SAYI 23

Page 8: Sayı 23 - Home Page | ÖZGÜN LAW FIRM...6698 Kişisel Verilerin Korunması Kanu-nu’nun “Tanımlar” başlıklı 3. Maddesinde veri sorumlusu kişisel verilerin işleme amaçlarını

8

SAYFA 8 HUKUK BÜLTENİ SAYI 23

veya diğer Sosyal Güvenlik Kuruluşla-rından aylık bağlandığı, herhangi bir nedenle yoksulluğun ortadan kalktığı belirlenirse yoksulluk nafakasının arttırılması istemi reddedilecek bu hallerde aksine anlaşma yok ise nafa-ka borçlusu dava yolu ile yoksulluk nafakası kaldırılmasını isteyebilecek-tir. Yargıtay, yoksulluk nafakası almakta iken kendisini yoksulluktan kurtara-cak düzeyde gelir getiren bir işe gir-dikten sonra kendi isteği ile işten çıkması durumunda artık yoksulluk nafakası isteyemeyeceğini belirtmek-tedir. En azından kendi isteği dışında işten çıkarılan eş, boşanmanın kesin-leşmesinden itibaren bir yıl içinde olmak şartı ile yoksulluk nafakası isteyebilmektedir. Oysa yoksulluk nafakası almakta iken, kendisini yoksulluktan kurtaracak düzeyde gelir getiren bir işe giren, kendi isteği dışında işten çıkarılması üzerine yeniden yoksul duruma dü-şen kimse, yürürlükteki kanuni dü-zenleme çerçevesinde ve boşanma kararının kesinleştiği tarihten itibaren bir yıl geçmemiş olmak koşulu ile eski eşinden yeniden yoksulluk nafakası isteyebilmelidir. Aksi düşüncenin kabulü, yoksulluktan kurtulmak için çalışmayı tercih eden fakat daha sonra herhangi bir sebeple işten ayrılan eşi cezalandırmak, çalış-mayan ve çalışmaya dahi teşebbüs

etmeyen eşi ise müfakatlandırmak olur. Kanaatimizce yoksulluk nafakası; boşanma kararının kesinleşmesinden itibaren tarafların sosyal ve ekonomik durumlarına göre hakimin takdirine bağlı olarak ve tarafların evli olarak kaldıkları süre dikkate alınarak üç yıldan beş yıla kadar bir süre ile sınır-landırılması uygun olacaktır. Bu doğrultuda yasal düzenleme yapıl-malıdır. Aksi takdirde, evlilik sonra ermesine rağmen yoksulluk nafakası dolayısıyla oluşan sun’i bir bağ de-vam etmekte, yeniden evlenerek yeni bir hayat kuran eş, eski eşine yoksul-luk nafakası ödemeye devam etmesi hoş olmayan bir görüntünün ortaya çıkmasına neden olmaktadır. Boşan-mış olduğu eş, hiçbir zaman bir sosyal güvenlik kurumu olarak görülmemeli-dir. Yoksulluk nafakasının süresiz olarak uygulanması günümüz yaşam şartları-nın değişiminden ve toplumun talep-lerinden Adalet Bakanlığı da etkilen-miş ve süreli hale gelmesi gündeme gelmiştir. Çalışmalar hala sürmekte olup, evlilik süresi kadar nafakaya hükmedilmesi gerektiğine ilişkin İs-tanbul Bölge Adliye Mahkemesi 11. Hukuk Dairesi kararını bültenimizin bu sayısında bulabilirsiniz.

Detaylı Bilgi İçin; Stajyer Avukat

Eda Budak [email protected]

Kaynakça: 1. TOSUN, Yalçın, "Türk ve İsviçre Huku-kunda Yoksulluk Nafakasının ve Doğurdu-ğu Hukuki Sorunların Değerlendirilmesi", Bahçeşehir Üniversite-si Hukuk Fakültesi Dergisi, C.10, S. 129-130, 2015, s. 54. 2. YILDIRIM, Abdülkerim, "Yoksulluk Nafa-kası ve Süre Sorunu", Legal Hukuk Dergisi, C. 157, s. 83; ARBEK, s. 145 3.http://www.hurriyet.com.tr/nafaka-magdurlari-sosyal-medya-uzerinden-yardi-40824510, E. t. :29.07.2018. 4.https://www.change.org/p/s%C3%BCresiz-nafaka-zulm%C3%BCne-son-verin-30-yildir-uygulamadaolan- bu-%C3%A7a%C4%9Fdi%C5%9Fi-yasayi-l%C3%BCtfen-g%C3%BCncelleyin-s%C3%BCresizyoksulluk- nafakasi-zulm%C3%BCne-son-verin, E.t. :13.08.2018. 5. SERİN, Selçuk Üniversitesi Özel Hukuk Ana Bilim Dalı yüksek lisans te-zi,boşanmanın mali sonuçları,s.93 6. RUMİ,Ahmet CEMAL,Nafaka hukuku, s.82

Page 9: Sayı 23 - Home Page | ÖZGÜN LAW FIRM...6698 Kişisel Verilerin Korunması Kanu-nu’nun “Tanımlar” başlıklı 3. Maddesinde veri sorumlusu kişisel verilerin işleme amaçlarını

9

Anonim şirketler, gününüz ekonomik dün-yasının sürdürülmesi için temel yapı taşı olması ve küçük sermayelerin bir araya getirilerek ana sermaye birikiminin sağlan-ması açısından çok büyük öneme sahiptir.

Bu itibarla özellikleri, sevk ve idaresi, tasfi-yesi gibi şirketin işleyişine ilişkin tüm ko-nularda Türk Ticaret Kanunu ve sair mev-zuat ile birtakım emredici düzenlemelere bağlanmıştır.

Kuruluş aşamasında da şirket kurucuları-nın kast veya ihmal ile kanun hükümlerine riayet etmemesi, kanunun dolanılması yoluyla şirketin kötü amaçlara hizmet etmesi gibi riskler mevcuttur.

Bu durum şirket alacaklıları ve şirketteki sermaye sahipleri yönünde büyük tehlike arz etmektedir. Bu risk ve tehlikelerin önlenmesi adına kanun koyucular tüm anonim şirket düzenlemelerinde, kuruluş işlemlerinin, kurucuların ve devamında şirketin işleyişinin denetlenmesi ihtiyacını hissetmişlerdir.

Anonim şirketin hukuki yapısı ve özelliği gereği şirkette çok sayıda pay sahibi bu-lunmakta ve bu nedenle büyük bir serma-ye toplanmaktadır. Bu çok sayıdaki pay sahibinin, şirketin kuruluşuna ait işlem ve formaliteleri birlikte yürütmesi ve tamam-laması zordur. Bu nedenle kanun koyucu kuruluş işlemlerinin yapılmasını kurucular adı verilen bir kısım pay sahiplerine görev olarak yüklemiştir.

Kurucuların, aynı zamanda şirkette pay sahibi olan kimseler olmaları dolayısıyla kuruluştaki görevlerini icra ederlerken ayrıca dikkatli olmaları gerekmektedir. Kuruluştaki görevler yerine getirilirken kanun ve esas sözleşmeye aykırı davranıl-ması durumunda, başta kurucuların ve kanunda belirtilen eylemleri gerçekleşti-ren diğer kimselerin hukuki ve cezai so-rumlulukları doğmaktadır. Bu haller ve yaptırımları 6102 sayılı Türk Ticaret Kanu-nu’nda düzenlenmiştir.

Kuruluştan doğan sorumluluğu düzenle-yen hükümlerde konunun ele alınış şekli, 6762 sayılı Eski Türk Ticaret Kanunu’na kıyasen pek çok yenilik içermesine karşın yorumlanmaya da oldukça muhtaçtır. Anonim şirketin kuruluş şekilleri dahi tarih boyunca sürekli değişmiş olduğundan bu durum kuruluştan doğan sorumluluğun da eski kanuna göre farklılaşmasına sebep olmuştur.

6102 sayılı TTK ile birlikte anonim şirketle-rin kuruluşunda ani kuruluş yöntemi te-mel yöntem olarak belirlenmiştir. Ani kuruluş, basit (nakdi) kuruluş ve nitelikli kuruluş olmak üzere ikiye ayrılmaktadır.

Ortaklar tarafından taahhüt edilen serma-yenin tamamının nakit olması durumunda basit kuruluş; şirket esas sözleşmesi ile ayni sermaye getirilmesi, şirket hesabına bazı malların alınması, şirketin kuruluşu esnasında bir işletmenin devralınması veya kuruculara veya üçüncü kişilere özel

menfaatler tanınması halinde ise nitelikli kuruluş söz konusudur. Nitelikli kuruluşta devralınan veya sermaye olarak konulan ayınlar için mahkeme tarafından bilirkişi atanması gibi şartlar getirilmiştir. Kuşku-suz bu şekil şartları, küçük tasarruf sahip-lerini ve üçüncü kişileri koruma amacıyla öngörülmüştür.

TTK m.337‟de kuruculara ilişkin getirilen tanıma göre “Kurucular, pay taahhüt edip esas sözleşmeyi imzalayan gerçek ve tüzel kişilerdir”. Türk Ticaret Kanunu’nun 337/2. maddesine göre, esas sözleşmeyi imzalayan kişinin temsilci sıfatıyla hareket etmiş olması durumunda, hesabına hare-ket edilen kişi, sorumluluk bakımından kurucu sayılır.

Bu kimseler, şirket esas sözleşmesinin düzenlenmesine açıkça iştirak etmeseler de kanun koyucu, diğer hissedarları gizli ortaklara karşı korumak gayesiyle, hesabı-na hareket edilen bu kişileri, kurucu ola-rak kabul etmiş ve bu kişilere, kuruluşa ilişkin sorumluluk yüklemiştir.

Bu itibarla genel olarak kuruluştan dolayı sorumlular, anonim şirket kurucuları, yönetim kurulu üyeleri ve denetçilerdir. Bu kişiler hakkında ancak, kuruluşun tesci-linden itibaren 4 yılın geçmesi ile ibra kararı verilebilir. Bu kural kaynağını İsviçre Ticaret Kanunu’ndan alınmakla birlikte Türk Ticaret Kanunu sistemine uygun olarak farklılaştırılmıştır. »

ANONİM ŞİRKETLERDE KURULUŞTAN DOĞAN HUKUKİ SORUMLULUK

SAYFA 9 HUKUK BÜLTENİ

SAYI 23

Page 10: Sayı 23 - Home Page | ÖZGÜN LAW FIRM...6698 Kişisel Verilerin Korunması Kanu-nu’nun “Tanımlar” başlıklı 3. Maddesinde veri sorumlusu kişisel verilerin işleme amaçlarını

10

Bir anonim şirkette genel olarak hukuki sorumluluktan bahsedilmek istendiğinde 553 ve devamında yer alan hükümlerinin uygulama alanı bulduğu görülmektedir. Türk Ticaret Kanunu’nun 553. maddesin-de, genel sorumluluk halleri ve sorumlu kimseler üzerinde durulmuştur.

Bu düzenleme “Kurucular, yönetim kurulu üyeleri, yöneticiler ve tasfiye memurları, kanundan ve esas sözleşmeden doğan yükümlülüklerini kusurlarıyla ihlal ettikleri takdirde, hem şirkete hem pay sahiplerine hem de şirket alacaklılarına karşı verdikle-ri zarardan sorumludurlar.” şeklinde kale-me alınmış, şirketin zararı doğrudan zarar, pay sahipleri bakımından ise dolayısıyla zarar kabul edilmiştir.

TTK m. 553/2’ye göre ise, “Kanundan veya esas sözleşmeden doğan bir görevi veya yetkiyi, kanuna dayanarak, başkasına devreden organlar veya kişiler, bu görev ve yetkileri devralan kişilerin seçiminde makul derecede özen göstermediklerinin ispat edilmesi hâli hariç, bu kişilerin fiil ve kararlarından sorumlu olmazlar.” denile-rek bu organlar veya kişilerin kanundan ya da esas sözleşmeden doğan görev ya da yetkilerini kanuna dayanarak başkasına devretmeleri halinde kural olarak bu gö-rev ve yetkileri devralan kişilerin eylem ve kararlarından sorumlu olmayacakları dü-zenlenmiştir.

Bu madde ile düzenlenen sorumluluk, genel sorumluluk hali olmakla birlikte Türk Ticaret Kanunu’nun 549. maddesi ve devamında da bu süjelerin kuruluştan doğan özel sorumluluk halleri düzenlen-miştir. Bunlar; belgelerin doğru olmaması, esas sermaye hakkında yanlış beyanda bulunulması ve ayınlara değer biçilmesin-de hile yapılmasıdır.

Sayılan bu özel sorumluluk hallerinde TTK, zarara uğrayanların zararlarını talep ede-bilmelerine olanak sağlamıştır. Bir başka deyişle bu düzenlemelere dayanılarak sorumlulardan tazminat istenebilecektir. Ancak tazminat talep edilmesi durumunda zarar görenlerin taleplerini, zararı ve so-rumluyu öğrenmelerinden itibaren iki yıl içerisinde ileri sürmeleri gerekmektedir. Kanun koyucu zarar görenlerin tazminat isteminde bulunabilmesinin yanı sıra, yukarıdaki eylemlerde bulunanların cezai sorumluluğunu da düzenlemiştir.

Anonim şirketler hukukunda ibra, anonim şirket genel kurulunun, anılan kişilerin, ilgili faaliyet dönemindeki işlemlerinin hukuka ve şirket menfaatlerine uygun

olduğunu kabul etmesi ve buna ilişkin dava haklarından vazgeçmesi şeklinde özetlenebilir. İbra edilen kişiler ibra edil-dikleri konuyla ilgili sorumlu tutulamazlar. Ne var ki kuruluştan doğan sorumlulukta kanun koyucu ibra mekanizmasını sınırla-mıştır. Kurucuların, yönetim kurulu üyele-rinin ve denetçilerin şirketin kuruluşundan doğan sorumlulukları, şirketin tescilinden itibaren dört yıl geçmedikçe ibra yoluyla kaldırılamamaktadır.

Detaylı Bilgi İçin; Stajyer Avukat

Melike Kaya [email protected]

Kaynakça:

1. Gözde SERT ŞAHİNKUŞU, 6102 Sayılı Türk Ticaret Kanununa Göre Anonim Şir-ketlerde Kuruluştan Doğan Sorumluluk, Bahçeşehir Üniversitesi Yüksek Lisans Tezi, İstanbul 2013.

2. Duygu TURGUT, Kuruluştan Doğan So-rumluluk, tokkder.org/tokkder-dergi/3985, Tokkder 2018.

3. Abdullah YOLCU, Anonim Şirketlerde Kuruluştan Doğan Hukuki Sorumluluk,

Dicle Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitü-sü Özel Hukuk Anabilim Dalı Yüksek Lisans Tezi, Diyarbakır 2018.

4. Pelin ÖZÇELİK, Anonim Şirketlerde Kuruluştan Doğan Hukuki Sorumluluk, Çağ Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitü-sü Özel Hukuk Anabilim Dalı Yüksek Lisans Tezi, Mersin 2018.

SAYFA 10 HUKUK BÜLTENİ SAYI 23

Page 11: Sayı 23 - Home Page | ÖZGÜN LAW FIRM...6698 Kişisel Verilerin Korunması Kanu-nu’nun “Tanımlar” başlıklı 3. Maddesinde veri sorumlusu kişisel verilerin işleme amaçlarını

11

30 Kasım 2018 tarihinde bünyesinde pek çok otel ve markayı barındıran Amerika’da yerleşik Marriott grubu tarafından grup şirketleri bazında en büyük veri ihlallerin-den birisi açıklanmıştır.

2014 yılından bu yana devam eden veri sızıntısı ile yaklaşık olarak 327 milyon kişiye ait “ad/soyad, iletişim ve e-posta adresleri, telefon numarası, pasaport numarası, doğum tarihi, cinsiyet, ge-liş/gidiş tarihleri, rezervasyon tarihleri ve özel üyelik hesabı bilgilerinin” çalındığı açıklanmıştır. Kişisel Verileri Koruma Kuru-lu tarafından yayınlanan ve Marriott Inter-national Inc’in (Marriott) 04.12.2018 ve 28.03.2019 tarihlerinde Kurula intikal eden yazısında özetle;

- 2016 yılı Eylül ayında Marriott’un önce-den halka açık ve ayrı bir konaklama şirke-ti olan Starwood Hotels & Resorts Worldwide Inc'i (Starwood) devralma işlemi gerçekleştirdiği,

- Starwood otel markaları arasında St. Regis, Sheraton Hotel & Resorts, Westin Hotels & Resorts, Element Hotels, Aloft Hotels, The Luxury Collection, Tribute Portfolio, Le Méridien Hotels & Resorts, Four Points by Sheraton and Design Ho-tels’in bulunduğu,

- Starwood misafir veritabanının tutuldu-ğu ağa Temmuz 2014'ten beri yetkisiz erişim olduğu,

- Starwood misafir veritabanına yetkisiz erişimin 08.09.2018'de tespit edildiği,

- Starwood müşteri rezervasyon veri taba-nının Marriott otelleri için değil sadece Starwood otellerindeki rezervasyonlar için kullanıldığı,

- Marriott’un yaklaşık 383 milyon müşteri kaydı arasında ülke/bölge adresi Türkiye olan yaklaşık 1.24 milyon müşteri kaydının bulunduğu,

Saldırganın web sunucusuna bir komut istemi yüklediği ve Starwood ağına girdiği-nin Marriot tarafından tespit edildiği,

- Web sunucusuna erişimin sağlanmasının ardından, saldırgan tarafından web sunu-cusuna uzaktan erişim sağlayan bir truva atı (RAT) yüklendiği,

- İhlal hakkında otel müşterilerini aydınlat-mak için, özel bir web sitesinin (info.starwoodhotels.com) kurulduğu belirtilmiştir.

Söz konusu bildirim Kurul tarafından ince-lenmiş olup; inceleme neticesinde Kişisel Verileri Koruma Kurulunun 16.05.2019 tarih ve 2019/143 sayılı Kararı ile;

Starwood otel markaları arasında Türki-ye’de faaliyet gösteren, St. Regis, Shera-ton Hotel & Resorts, Westin Hotels & Resorts, Element Hotels, Aloft Hotels, The Luxury Collection, Tribute Portfolio, Le Méridien Hotels & Resorts, Four Points by Sheraton and Design Hotels’in bulunduğu,

İhlalden etkilenen veri tabanının tutuldu-ğu Starwood Hotels ağına 2014'ten beri yetkisiz erişim olduğu, 2016 yılı Eylül ayın-da Marriott’un önceden halka açık ve ayrı bir konaklama şirketi olan Starwood’u devralma işlemi gerçekleştirdikten sonra da ihlalin 19.11.2018 tarihine kadar yakla-şık 4 yıl sürmesinin çok ciddi bir güvenlik açığı olduğu ve Şirket tarafından gerekli denetimlerin ve kontrollerin yapılmadığı-nın göstergesi olduğu,

İhlalden etkilenen veriler arasında müşte-rilere ait ad, soyad, posta adresi, telefon numarası, doğum tarihi, cinsiyet, pasaport numarası, Starwood Preferred Guest (“SPG”) hesap bilgileri, otel ödül bilgileri, otele giriş ve çıkış bilgileri, ödeme kartı numaraları ve ödeme kartı son kullanma tarihleri, rezervasyon tarihi ve iletişim tercihlerini içeren bilgilerin olduğu,

Sistemde şifrelenmiş ödeme kartı bilgileri-nin yanında çok sayıda şifrelenmemiş ödeme kartı numaralarının da bulunması-nın sistemin tasarım aşamasından itibaren doğru bir şekilde planlanmadığı ve gerekli kontrollerin yapılmadığının göstergesi olduğu, bu durumun ilgili kişiler açısından olumsuz etki oluşturabilecek bir güvenlik açığı olduğu,

İhlalden etkilenen müşterilere ait bilgiler arasında ülke/bölge adresi Türkiye olan yaklaşık 1.24 milyon müşteri kaydının bulunduğu, ancak aynı müşteri için birden fazla kayıt bulunduğu için ihlalden etkile-nen Türk müşterilerin sayısının tam olarak tespit edilemediği,

Saldırganın web sunucusuna bir komut istemi yükleyerek Starwood ağına girdiği-nin tespit edildiği ve web sunucusuna erişimin sağlanmasının ardından, saldır-gan tarafından web sunucusuna uzaktan erişim sağlayan bir truva atı (RAT) yüklen-diği, saldırganın daha sonra kimlik bilgile-rini toplayan ilave araçlar yüklediği ve sonrasında Starwood ağındaki diğer cihaz-lara erişim sağlayabilmek için kimlik bilgi-lerini ve iç ağ bağlanabilirliğini kullandığı-nın tespit edilememesinin alınan teknik ve idari tedbirlerin yetersizliğinin göstergesi olduğu,

2014 yılından itibaren mevcut olan yetki-siz erişim ve komut isteminin kurulumunu gösteren web olay günlüklerinin (log ka-yıtları) olmasına rağmen, olayın tespit edilememesinin Şirket tarafından alınması gereken teknik ve idari tedbirlerin alınma-dığının somut bir göstergesi olduğu

hususları dikkate alınarak

- 6698 sayılı Kişisel Verilerin Korunması Kanununun (Kanun) 12 nci maddesinin (1) numaralı fıkrası çerçevesinde veri güvenli-ğini sağlamaya yönelik gerekli teknik ve idari ve tedbirleri almayan Şirket hakkında Kanunun 18 nci maddesinin (1) numaralı fıkrasının (b) bendi uyarınca 1.100.000 TL,

- Şirket tarafından 08.09.2018 tarihinde tespit edilen ihlale ilişkin Kuruma 03.12.2018 tarihinde bildirim yapılması-nın, ihlalden etkilenen kişilere ise 30.11.2018 tarihinden sonra bildirimde bulunulmaya başlanmasının, Kanunun 12 nci maddesinin (5) numaralı fıkrasında yer verilen “en kısa sürede” bildirimde bulun-ma yükümlülüğüne aykırılık teşkil etmesi nedeniyle, Kanunun 18 nci maddesinin (1) numaralı fıkrasının (b) bendi uyarınca Şirket hakkında 350.000 TL olmak üzere toplam 1.450.000 TL idari para cezası uygulanmasına karar verilerek rekora imza atılmıştır.

Kaynak: www.kvkk.gov.tr

KİŞİSEL VERİLERİ KORUMA KURULU TARAFINDAN VERİ GÜVENLİĞİNİ SAĞLAMAYA YÖNELİK GEREKLİ TEKNİK VE İDARİ TEDBİRLERİ ALMAYAN

ŞİRKETE CEZA!

SAYFA 11 HUKUK BÜLTENİ

SAYI 23

Page 12: Sayı 23 - Home Page | ÖZGÜN LAW FIRM...6698 Kişisel Verilerin Korunması Kanu-nu’nun “Tanımlar” başlıklı 3. Maddesinde veri sorumlusu kişisel verilerin işleme amaçlarını

12

Avukat Dr. Özgün Öztunç tarafından 2001 yılında kurulan ve 2015 yılında Legal500 listesinde yer alan Özgün Hukuk Büro-su’nun, 10 avukat, 3 stajyer avukat, 1 yeminli mütercim tercü-man, 1 muhasebe, 1 yönetici asistanı ve 5 destek personel olmak üzere yirminin üzerinde personeli bulunmaktadır.

Alanında uzman avukatlardan oluşan ekibi ile faaliyet gösteren Özgün Hukuk Bürosu, ulusal ve çok uluslu şirketlere hizmet ver-mektedir. Bu kapsamda, müvekkillerin ihtiyaçlarına olabilecek en kısa zamanda cevap verebilecek organizasyon yapısı kurulmuş olup, temel prensip müvekkillerin kıdemli avukat kadrosuyla her zaman iletişim kurabilmesi ve her konuda bilgi sahibi olmasının sağlanmasıdır.

Bankacılık ve finans, eğitim, sağlık, otomotiv, kimya ve savunma, teknoloji, enerji, maden, inşaat ve gayrimenkul sektörleri başta gelmek üzere değişik iş ve ticaret sektörlerinde faaliyet gösteren kurumsal müvekkillere ve sivil toplum kuruluşlarına hizmet veren Özgün Hukuk, tüm müvekkilleri ile bir iş ortağı titizliği ile çalışma-yı prensip edinmiştir.

Özgün Hukuk Bürosu, Türkiye’nin önde gelen finans kurum ve kuruluşlarına, şirketlere ve şahıslara Türkiye’de ve yurtdışında alacak tahsilatı konusunda hukuki hizmet sağlamaktadır. Bu kap-samda yurtdışına kaçırılan malvarlıklarının mal varlığı araştırması yapılarak tespit edilmesi ve alacağın bu yolla tahsil edilmesi hu-susunda hukuki hizmet verilmektedir.

Özgün Hukuk Bürosu alacak tahsilatı konusunda dünya çapında bir organizasyon olan “European Collectors Association (ECA)” üyesi olup, gerek Türkiye’de gerekse yurtdışında alacak tahsilatı konusunda müvekkillerine hukuki hizmet sunmaktadır. Ayrıca, İngiltere, Belçika, Fransa, İspanya ve İtalya’dan avukatlar tarafın-dan Kasım, 1988’de kurulan ve Avrupa’nın ilk birleşik uluslararası hukuk uygulaması olan PLG International Lawyers’ın tek Türk üye hukuk bürosudur.

Sülün Sok. No:8 34330 1.Levent Beşiktaş / TURKEY Phone : +90 212 356 3210(pbx) / +90 212 325 2307(pbx) Fax : +90 212 356 3213 E-mail : [email protected] İnternet sitesi: www.ozgunlaw.com

Bizi Takip Edin!

© 2017 - 2019 Özgün Law Firm