12
Katliamlar, suikastlar, darbeler Kontrgerilla daðýtýlsýn sayfa 6, 7 ve 11’de Filler, iþçiler ve Yeni Sol sayfa 8’de Yemen: Savaþýn yeni cephesi sayfa 5’te HRANT’IN KATÝLÝ ERGENEKON ÇETESÝ Hrant Dink'in ölümünün üzerinden üç yýl geçti. 19 Ocak 2007'de Agos gazetesi önünde katledilen Hrant Dink, bir Ermeni olduðu için, haklarýný arayan, eþitlik ve özgürlüðü savunan bir Ermeni olduðu için öldürüldü. Hrant'ýn katilleri birkaç gün içinde yakalandý, fakat cinayetin sorumlularý sadece tetiði çekenler deðil. Hrant'ý bir mekanizma, adýna bugünlerde Ergenekon denilen ve yargýdan bürokrasiye, asker- den polis, medya ve siyasetçiye kadar uzanan bir derin devlet örgütlenmesi öldürdü. Bu yüz- den, "Hrant'ýn katili Ergenekon çetesi!" sloganý çok önemli bir gerçeðe iþaret ediyor. Ogün Samast gibi tetikçilerin yargýlan- masý ve ceza almalarý, ýrkçý, mil- liyetçi bir iklimi oluþturan, yaygýnlaþtýran tüm güçlerin ve cinayeti planlayan, destek olan tüm uzantýlarýnýn yargýlanmasý ve cezalandýrýlmasýyla tamam- lanmadan büyük bir anlam taþý- mayacaktýr. 19 Ocak Salý günü Ýstanbul'da Agos'un önünde, Hrant Dink'in vurulduðu yerde saat 13.00-16.00 arasýnda anma etkinliði gerçek- leþecek. Oradayýz! Biz hâlâ Hrant’ýz, hâlâ Ermeniyiz! sayfa 8 ve 11’de Ankara’da kontrgerilla merkezinin basýlmasý Türkiye tar- ihinde bir dönüm noktasýdýr. On yýllardýr sayýsýz suikasti ve provokasyonu gerçekleþtiren, bir çok katliama ve darbelere imza atan, Kürtlere karþý özel bir savaþ yürüten kontgerilla örgütü bir an önce daðýtýlmalýdýr. Tüm darbe belgelerinde olduðu gibi Bülent Arýnç’a yönelik suikast hazýrlýðýný da yalanlayan Genelkurmay Baþkaný Ýlker Baþbuð ve TSK yönetimi bir an önce görevden alýnmalýdýr. Toplumun çoðunluðunun isteði ve beklentisi bu yöndedir. Kontrgerilla merkezinde bulu- nan tüm bilgi ve belgeler halka açýklanmalýdýr. Her biri delil olarak kabul edilmeli ve bir soruþturma nedeni olarak görülmelidir. Seferberlik Tetkik Kurulu adlý yapýlanmanýn Türkiye’de daha 11 merkezi vardýr, hepsinin ve Genelkurmay’ýn arþivleri incelen- melidir. Darbe suçuna karþý cezasýzlýk durumu ortadan kaldýrýlmalýdýr. Kontrgerilla örgütlenmesinin tüm üye ve uzantýlarý kamuoyuna açýklanmalýdýr. Doðan Tarkan Devrimci Sosyalist Ýþçi Partisi DSÝP Genel Baþkaný sosyalist isci DEVRÝMCÝ, ANTÝKAPÝTALÝST HAFTALIK GAZETE www.sosyalistisci.org SAYI: 385 8 Ocak 2010 2 TL DSÝP ne diyor?

sayfa 6, 7 ve 11’de sayfa 8’de sosyalist isci · 2007'de Agos gazetesi önünde katledilen Hrant Dink, bir Ermeni olduðu için, haklarýný arayan, eþitlik ve özgürlüðü

  • Upload
    others

  • View
    10

  • Download
    0

Embed Size (px)

Citation preview

Page 1: sayfa 6, 7 ve 11’de sayfa 8’de sosyalist isci · 2007'de Agos gazetesi önünde katledilen Hrant Dink, bir Ermeni olduðu için, haklarýný arayan, eþitlik ve özgürlüðü

Katliamlar, suikastlar, darbeler

KKoonnttrrggeerriillllaaddaaððýýttýýllssýýnn

ssaayyffaa 66,, 77 vvee 1111’’ddee

Filler, iþçiler veYeni Sol

ssaayyffaa 88’’ddee

YYeemmeenn::Savaþýnyeni cephesi

ssaayyffaa 55’’ttee

HRANT’INKATÝLÝERGENEKONÇETESÝ

Hrant Dink'in ölümününüzerinden üç yýl geçti. 19 Ocak2007'de Agos gazetesi önündekatledilen Hrant Dink, birErmeni olduðu için, haklarýnýarayan, eþitlik ve özgürlüðüsavunan bir Ermeni olduðu içinöldürüldü.

Hrant'ýn katilleri birkaç güniçinde yakalandý, fakat cinayetinsorumlularý sadece tetiði çekenlerdeðil.

Hrant'ý bir mekanizma, adýnabugünlerde Ergenekon denilenve yargýdan bürokrasiye, asker-den polis, medya ve siyasetçiyekadar uzanan bir derin devletörgütlenmesi öldürdü. Bu yüz-den, "Hrant'ýn katili Ergenekonçetesi!" sloganý çok önemli bir

gerçeðe iþaret ediyor. OgünSamast gibi tetikçilerin yargýlan-masý ve ceza almalarý, ýrkçý, mil-liyetçi bir iklimi oluþturan,yaygýnlaþtýran tüm güçlerin vecinayeti planlayan, destek olantüm uzantýlarýnýn yargýlanmasýve cezalandýrýlmasýyla tamam-lanmadan büyük bir anlam taþý-mayacaktýr.

19 Ocak Salý günü Ýstanbul'daAgos'un önünde, Hrant Dink'invurulduðu yerde saat 13.00-16.00arasýnda anma etkinliði gerçek-leþecek. Oradayýz! Biz hâlâHrant’ýz, hâlâ Ermeniyiz!

ssaayyffaa 88 vvee 1111’’ddee

Ankara’da kontrgerilla

merkezinin basýlmasý Türkiye tar-

ihinde bir dönüm noktasýdýr.

On yýllardýr sayýsýz suikasti ve

provokasyonu gerçekleþtiren, bir

çok katliama ve darbelere imza

atan, Kürtlere karþý özel bir savaþ

yürüten kontgerilla örgütü bir an

önce daðýtýlmalýdýr.

Tüm darbe belgelerinde olduðu

gibi Bülent Arýnç’a yönelik

suikast hazýrlýðýný da yalanlayan

Genelkurmay Baþkaný Ýlker

Baþbuð ve TSK yönetimi bir an

önce görevden alýnmalýdýr.

Toplumun çoðunluðunun isteði

ve beklentisi bu yöndedir.

Kontrgerilla merkezinde bulu-

nan tüm bilgi ve belgeler halka

açýklanmalýdýr.

Her biri delil olarak kabul

edilmeli ve bir soruþturma nedeni

olarak görülmelidir.

Seferberlik Tetkik Kurulu adlý

yapýlanmanýn Türkiye’de daha 11

merkezi vardýr, hepsinin ve

Genelkurmay’ýn arþivleri incelen-

melidir.

Darbe suçuna karþý cezasýzlýk

durumu ortadan kaldýrýlmalýdýr.

Kontrgerilla örgütlenmesinin

tüm üye ve uzantýlarý kamuoyuna

açýklanmalýdýr.

Doðan Tarkan

Devrimci Sosyalist Ýþçi Partisi

DSÝP Genel Baþkaný

sosyalist isci DEVRÝMCÝ, ANTÝKAPÝTALÝST HAFTALIK GAZETE

www.sosyalistisci.org

SSAAYYII:: 338855 88 OOccaakk 22001100 22 TTLL

DDSSÝÝPP nneeddiiyyoorr??

Page 2: sayfa 6, 7 ve 11’de sayfa 8’de sosyalist isci · 2007'de Agos gazetesi önünde katledilen Hrant Dink, bir Ermeni olduðu için, haklarýný arayan, eþitlik ve özgürlüðü

2 sosyalist iþçi sayý: 385

TEKEL iþçilerinin 4/C'yekarþý olan mücadelesidevam ediyor.

TEKEL iþçilerinin mücadelesisonucu hükümet geri adýmatmýþ, Çalýþma ve SosyalGüvenlik Bakaný Ömer Dinçer4/C statüsünde bir diziiyileþtirme yaptýklarýný açýk-lamýþtý. Buna göre çalýþma süresi10 aydan 11 aya çýkarýlýpücretlere yüzde 14,3 ile yüzde17,4 arasýnda artýþ yapýlmýþtý.Ancak bu düzenlemenin açýkçaiþçilere 4/C'yi dayatmak. Yenidüzenleme TEKEL iþçilerinin hakkayýplarýný deðiþtirmiyor.Hükümet, bu düzenlemeninardýndan iþçilerden mücadeleyeson verip evlerine dönmeleriniistedi. Ancak TEKEL iþçileri4/C'ye razý olmamakta kararlý.Bakanýn açýklamasýndan sonraiþçilere seslenen Tek Gýda Ýþgenel baþkaný Mustafa Türkel4/C'de yapýlan deðiþikliklerideðerlendirmiþ, "Galiba birileribizim derdimizi anlamamýþ.Sayýn Bakan bizim günlerdirsöylediðimizi anlamamýþ. Alýnanbu kararlar 4/C'li çalýþanarkadaþlarýmýza hayýrlý olsun,bizi ilgilendirmiyor" demiþti.

TEKEL direniþinin nasýl devamedeceðine iþçiler karar verecek.TEKEL iþçileri 6 Ocak 2009Çarþamba günü tüm Türkiye'deiþ yerlerinde kurulan sandýklardaeyleme devam edilip edilmemesikonusunda oy kullanacak. TekGýda Ýþ' den yapýlan açýklamada;"Eylemlerin devam etmesi ya dason bulmasý kararý iþçilerin özgüriradesiyle alýnacaktýr. Ýþ yerlerinekurulacak sandýklarda yapýlacakoylama, basýna ve kamuoyunaaçýk olarak gerçekleþtirilecektir.Türk-Ýþ Genel Merkezi önündeeylemde bulunan iþçiler için desandýklar kurulacaktýr" denildi.Sendika yöneticileri bu oylamay-la iþçilerin sendikaya duyduklarýgüvenin ortaya çýkacaðýný belir-tirken oylamadan sonratoplanacak olan TÜRK-ÝÞbaþkanlar kurulunun iþçilerinverdiði karar yönünde bir iradegöstereceðini söyledi. TÜRK-ÝÞbaþkanlar kurulu 30 Aralýk 2009tarihinde yaptýðý toplantýda; 9 ve

16 Ocak'ta iþ býrakmaya ve diðeremek örgütlerinin de katýldýðý birdizi miting yapmaya karar ver-miþti. Ancak bu karar genel grevbekleyen iþçileri tatminetmemiþti. TÜRK-ÝÞ yönetiminive TÜRK-ÝÞ genel baþkanýKumlu'yu protesto etmiþ, "Bizisataný, biz de satarýz" sloganlarýatmýþlardý.

TEKEL direniþini tüm emekörgütleri destekliyor ve direniþinbirleþik bir mücadele halinegelmesi konusunda destek vere-ceklerini belirtiyorlar. 25Aralýk'ta yapýlan iþ býrakmaeylemine de katýlarak destekveren DÝSK genel grev dâhil hertürlü desteðe hazýr olduðunudaha önce belirtmiþti. DÝSKbaþkaný Süleyman Çelebi"Emekçilere yapýlan saldýrýlar,tek tek sendikal örgütlere deðil,bütün iþçi sýnýfýna topyekûnolarak yapýlmaktadýr. Buradanülkemizin bütün demokrasi güç-

lerini, emekçilerini, emek dost-larýný, aydýnlarýný, gençlerini,kadýnlarýný, iþçilerini ve iþsizleri-ni, halka hayatý dar eden siyasiiktidara karþý tek vücut, tekyürek, tek yumruk olmayaçaðýrýyoruz." Demiþti. KESK iseyayýnladýðý yeni yýl mesajýnda ise"Siyasi iktidar 25 Kasým grevininöcünü grevci demiryolu emekçi-lerinden, itfaiye emekçilerindenve Tekel iþçilerinden almak iste-mektedir.

2010'da emekçilerin, ezilenlerin,dýþlananlarýn talepleri karþýsýndasiyasi iktidarýn sergilediði vur-dumduymazlýða karþý uyarýmýzýgeliþtirmek, fiili ve meþrumücadele çizgimizi derin-leþtirmek zorundayýz. Çünküözlediðimiz bir ülkeyi ancakörgütlü mücadelemiz ile kura-bilir, çocuklarýmýza insancayaþayacaklarý onurlu bir geleceksunabiliriz."denildi.

OOnnuurr DDeevvrriimm ÜÜççbbaaþþ

ÝÝttffaaiiyyee iiþþççiilleerriiyyeennii yyýýllaa iiþþssiizzggiirrddii

Ýstanbul BüyükþehirBelediyesine baðlý BÝMTAÞþirketinin Ýtfaiye ihalesinikaybetmesiyle baþlayanÝtfaiye iþçilerinin direniþidevam ediyor.

4 Ocak 2010 günü itfaiyeiþçileri Ýstiklal Caddesindeyaptýklarý yürüyüþte taþeron-laþtýrmaya karþý çýktýlar.Ýstanbul Belediye BaþkanýKadir Topbaþ'a seslenenTürk-Ýþ Ýstanbul BölgeTemsilcisi FarukBüyükkucak "Sayýn Topbaþneden sesin çýkmýyor?Çünkü suçlusun, çünkü hak-sýzsýn" dedi.

Ýtfaiye iþçilerinindireniþinin sebebi iþlerini vehaklarýný korumak.Belediyeye ait BÝMTAÞ þir-ketinde çalýþan iþçiler 750 liramaaþla iþe baþladýlar. Dahasonra sendikaya üye olaniþçiler þimdi 1350 lira alýyor-lar. 2005'den beri her yýlbelediye Ýtfaiye ihale açýyorfakat ihalesi her seferindeBÝMTAÞ kazanýyordu. Bu yýlihaleyi kazan Lapis Makroþirketi iþçilere BÝMTAÞ'danistifa etmeleri ve sözleþmeimzalamalarý çaðrýsýndabulundu. Ancak yenisözleþme zarar gören itfaiyearaçlarýnýn masrafýný iþçilerinödemesi gibi bazý hak kayý-plarý içeriyordu.BÝMTAÞ'dan istifa etmeyireddeden iþçiler ikna odalarý-na alýnarak teker teker iknaedilmeye çalýþýldý. Bu dayat-malar direnen iþçiler 14Aralýk'tan beri direniyorlar.Ýtfaiyecilik gibi tehlikeli birmeslekte tecrübesiz iþçiçalýþtýrmak çok ciddi can vemal kayýplarýna yol açabilir.Bu yüzden iþçiler; "Biz yal-nýzca kendimiz için deðil,daha az maaþla bu iþiyapacak arkadaþlarýn yaþam-larý ve ailelerimiz için demücadele ediyoruz" diyorlar.

Türk-ÝÝþ Baþkanlar Kurulu genel grev yapmaya yanaþmadý

Tekel iþçileri 4/C’yedirenmekte kararlý

TEKEL iþçilerinin kazan-masýnýn tek yolu birleþikmücadeledir. TEKEL iþçilerininfabrikalarý kapatýldýðý için þu anüretimden gelen bir güçleribulunmuyor. 31 Aralýk itibarýyla4/C'ye geçmek için baþvur-mamýþ iþçiler artýk iþsizstatüsünde. Ancak bu mücade-lenin mutlaka yenileceðianlamýna gelmiyor. TEKEL iþçi-

leri dayanýþma greviyle kazan-abilir.

25 Kasým'da tüm Türkiye'dekamu emekçileri fiili olarak birgenel grev yaptý. Bu grevinardýndan 16 demiryolu emekçisiiþten el çektirildi Demiryoluemekçileri 16 arkadaþlarý için birgünlük dayanýþma grevi yap-týlar ve kazandýlar. Arkadaþlarýiþe iade edildi. Bunu dayanýþma

grevinin daha geniþ ölçeklisiTEKEL iþçileri için yapýlabilir veyapýlmalýdýr. TEKEL iþçilerikendi mücadelelerini baþarýyaulaþtýracak olan tek þeyin genelgrev olduðunun farkýndalar veýsrarla bunu talep ediyorlar.Zamana yayýlmýþ bir günlük iþbýrakmalar sadece sürecin uza-masýna ve direniþin zayýflamasý-na yol açar.

Sendika bürokrasisinin genelgrevden kaçmasýný ve direniþinizayýflatmasýný engellemenin tekyolu iþçilerin aþaðýdan

baskýsýdýr. Ýþçiler genel grev vebununla birlikte büyük birAnkara mitingi için sendikalarý-na ve TÜRK-ÝÞ'e baský yap-malýdýr.

Birden fazla ilde yapýlanküçük mitinglerin ya da AKPbinalarýna yürümenin mücade-leyi kazandýrmasýna imkân yok-tur.

TÜRK-ÝÞ zaten mücadeleyedestek vermeye hazýr olan diðersendikalarý da yanýna alarakgenel greve gitmelidir.

Tek yol birleþik mücadele

ÝÝþþççiilleerr AAKKPP bbiinnaassýý öönnüünnddee

Page 3: sayfa 6, 7 ve 11’de sayfa 8’de sosyalist isci · 2007'de Agos gazetesi önünde katledilen Hrant Dink, bir Ermeni olduðu için, haklarýný arayan, eþitlik ve özgürlüðü

sayý: 385 sosyalist iþçi 3

Güvercin kim,þahin kim?

Uzun zamandýr zamanzaman dile getirilen birsöylem son zamanlarda sýkçakullanýlmaya baþlandý: BazýKürt siyasetçiler þahin,bazýlarýysa güvercin.Güvercinler iyi, þahinler kötü.Çözüm için Kürtler de þahin-lerden kurtulmaya çalýþ-malýlar.

Öncelikle, özgürlükmücadelesinde Kürtlerin neyapmalarý gerektiðini söyle-mek istediði kadar"demokrat" olsun, istediðikadar "sosyalist" olsun hiçbirTürk'e düþmez. Gerçek birsosyalistin (ki bu durumdagerçek bir demokratýn da)yapabileceði þey ve yapmasýda gereken þey kararlarý neolursa olsun Kürt halkýnýnyanýnda olmak, güvercin yada þahin Kürtlerin önderlerinimuhatap almak.

Kaldý ki, Kürt siyasetçileringüvercin ve þahin olmaküzere ikiye ayrýlabilecekleribir durum da yok ortada.Kim güvercin, kim þahin?

Ahmet Türk güvercin deEmine Ayna þahin mi?Neden? Bu insanlarýn Kürthalký için siyasi talepleri farklýmý? Ya da Kürt halkýnýn tale-plerinin karþýlanmasý için ver-ilen mücadelenin þekline dairaralarýnda bir ihtilaf mý var?Emine Ayna gibi "þahinler"PKK'nin yýllardýr verdiðimücadelenin haklý birmücadele olduðunu,Abdullah Öcalan'ýn Kürthalkýnýn gerçek önderiolduðunu, açýlýmýn saðlýklýbir þekilde ilerlemesi içinAbdullah Öcalan'ýn vePKK'nin muhatap alýnmasýgerektiðini vs. söylerlerkenAhmet Türk gibi "güvercin-ler" baþka bir þey mi söylüy-orlar?

Kürt siyasetçileri güvercin-ler ve þahinler diye iki ayrýgrupmuþ gibi deðerlendirmekyanlýþ olduðu kadar zararlýda bir tutumdur; "Kürtlerinbüyük çoðunluðu PKK'yidesteklemiyor. Kürt sorunuyok, PKK sorunu var." diyen-lerle ayný tarafta durmaktýr;barýþ isteyenlerin deðil, savaþisteyenlerin ekmeðine yaðsürmektir.

11 Aralýk'ta DTP'nin kapatýl-masý, Aysel Tuðluk'un veAhmet Türk'ün milletvekillik-lerinin düþürülmesi ve 37 Kürtsiyasetçiye 5'er yýllýk siyasetyasaðý getirilmesi.

"Aydýn"larýn, partisi kapa-týlan milletvekillerinin sine-imillet kararýna karþý çýkýp"meclise dönün" diyerek Kürtsiyasi hareketine akýl vermeyeçalýþmasý.

Milletvekillerinin BDP'yekatýlarak meclise dönmeyekarar vermeleri, ama bazý Türkaydýnlarýn çaðrýsýyla deðilKürt halkýnýn önderi AbdullahÖcalan'ýn çaðrýsýyla döndük-lerini belirtmeleri.

Baðýmsýz milletvekili UfukUras'ýn, BDP'nin mecliste grupkurabilmesi için BDP'ye katýl-masý.

24 Aralýk'ta KCK operasy-onuyla belediye baþkanlarýdahil onlarca Kürt siyasetçinintutuklanmasý, yüzlercesiningözaltýna alýnmasý. Tutuklanansiyasetçilerin sýraya dizilmiþelleri kelepçeli fotoðraflarýnýnpolis tarafýndan basýna ve-rilmesi.

Kürtlerin maruz kaldýðý busaldýrýlarýnýn AKP veCumhurbaþkaný tarafýndan"hukukun uygulanmasý" þek-linde yorumlanmasý.

KCK operasyonlarý veTSK'nýn sürdürdüðü operasy-onlar derhal durdurulmalýdýr.

Gözaltýna alýnmýþ ya datutuklanmýþ tüm Kürtsiyasetçiler serbest býrakýl-malýdýr.

Gerekli yasal deðiþiklikleryapýlmalý ve siyaset yasaðýalmýþ olan tüm Kürtlerinyasaklarýnýn kalkmasý saðlan-malýdýr.

Ve esas önemlisi Kürthalkýnýn önderinin AbdullahÖcalan olduðu gerçeði kavran-malýdýr. Gerçi TSK da AKP dedahil bunu kavrayamayankalmamýþtýr artýk muhtemelen.Ama kavramak yetmez, bunagöre hareket etmek gerekir.Abdullah Öcalan'la masayaoturmalý, Kürtlerin gerçekönderi muhatap alýnarak barýþmüzakereleri baþlatýlmalýdýr.

"Eþit koþullarda masaya otur-mak gerekir" dedik, bunun içintabii ki Abdullah Öcalan'ýnözgürlüðünün yolu açýlmalýdýr.Bu adýmýn kýsa süre içerisindeatýlacaðýný beklemek, evet,hayalcilik olur. Ama AKP,Abdullah Öcalan tarafýndanhazýrlanmýþ olan yol haritasýnýaçýklayarak ve o yol haritasýnýmuhatap aldýðýný göstererekbaþlayabilir iþe.

Açýlýmda gelinen sonnokta gösterdi kiAKP'nin hedefindeki

çözüm Kürtlerin kimliklerinintanýnmasý, bazý haklarýnýn ver-ilmesi ama bu sýrada esas olarakPKK'nin tasfiye edilmesi.

Taraf yazarlarý gibi sürecidestekleyen bazý "demokratlar"da PKK'nin Reþadiye saldýrýsýnýkýnayarak ve PKK'nin Kürtleriçin de zararlý olduðunu iddiaederek ayný mantýkla hareketediyorlar ve Kürtlerin PKK'ylearalarýna çizgi koyarak hareketetmeleri gerektiðini söylüyorlar.Hedefledikleri "çözüm belli:Kürtler tanýnsýn, bazý etnik hak-larýna kavuþsunlar, bu sýrada daPKK tasfiye edilsin.

Bir kere; PKK'nin aylardýrsürdürdüðü ateþkese raðmenTSK operasyonlara devamederken, 80'den fazla gerilla busüreçte öldürülmüþken,Ceylanlar ordu tarafýndan parçaparça edilirken, annesininkucaðýndaki bebekler (MehmetUytun) polis tarafýndan gaz bom-balarýyla öldürülürken,Diyarbakýr'da sokak ortasýndapolis Kürt gençlerine ateþaçarken ve Aydýn Erdem'iöldürürken, yani savaþ devlettarafýndan aralýksýzsürdürülürken, PKK'nin ateþkesibozup yedi askeri öldürmesinikýnamak, bunu "þiddete karþýolmak" sýfatý arkasýna sýðýnarakyapmak ya budalaca bir davranýþya da açýkça kötü niyetli birdavranýþ.

Tokat'ta askerlerin öldürülmesiya da Küçükçekmece'de Serap'ýnmolotof kokteyliyle öldürülmesielbette ki çok vahim ve üzücüolaylar. Ancak bu ölümlerinsorumlusunun devlet olduðunugörmek bu kadar zor mu?Dönüp TSK'yý durdurmaya çalýþ-mak, ýrkçýlarý, faþistleri sustur-maya çalýþmak ve AKP'ye "adýmatsana" demek gerekirken,Kürtlere akýl vermeye kalkmaksadece saflýkla açýklanamaz.

Diðer yandan, Kürtlere akýl ver-meye çalýþmanýn yanlýþ bir tutumolmasýnýn yanýnda son derece deanlamsýz bir tavýr olduðunu bazýinsanlarýn göremiyor olmasý daþaþýlacak þey! Kürt halký buncayýllýk mücadelesinde dýþarýdanverilen böylesi akýllara bir kere

bile kulak asmamýþ, herhareketinde Abdullah Öcalan'ýve PKK'yi önderlik olarakgördüðünü ispatlamýþ ve bazýTürk aydýnlar bin kere ayný þeyitekrarlasa da onlarý dinlemeyipAbdullah Öcalan ne derse onuyapacaklarýný göstermiþ bir halk.Hangi akla hizmet Kürtlere"þöyle deðil, böyle yapýn" deniy-or ki?

AAççýýllýýmm dduurrmmuuþþ ddeeððiill!!Sürecin aðýr aksak ilerleyeceði,

bunun sebebinin de AKP'ninsürece yaklaþým biçimininsakatlýðý ve süreci engelleyengüçlerin (CHP, MHP, TSK, yargý)etkisi olduðu daha önce SosyalistÝþçi'de defalarca yazýldý. Bu yüz-

den tekrar etmeye gerek yok.Ama daha önce de belirtilen"açýlýmýn bitemeyeceði" gerçeðinitekrar etmekte fayda var.

Öncelikle þunu görmek gerekiy-or ki açýlým AKP'nin, devletin veTürkiye egemen sýnýfýnýn kendikendine aldýðý ve uygulamayasoktuðu bir karar deðil. Açýlým,Kürt halkýnýn yýllardýr sürenmücadelesinin dayatmasý sonucubaþlayan bir süreç. Ve Kürthalkýnýn bu mücadelesi dur-madýkça da durmasý mümkünolmayan bir süreç.

AKP istediði kadar küçük çaplýbir çözümün peþinde olsun,ýrkçýlar ve faþistler istediklerikadar süreci baltalamaya çalýþsýn,kemalist rejim istediði kadar

direnmeye çalýþsýn, Kürtlerözgürlüklerine kavuþana kadarmücadele edecekler.

Bu sýrada Türk solcularýnýnyapmasý gerekenlerin de altýnýtekrar çizmek gerekiyor. Bizedüþen Kürtlere abilik yapmayakalkmak, onlara yol göstermeyeçalýþmak deðil; Kürtler nasýlmücadele ederlerse etsinler yan-larýnda olduðumuzu göstermekve diðer yandan da savaþýn esassorumlusunun baþta TSK olmaküzere devlet olduðunu teþhiretmek, CHP gibi ýrkçýlarý veMHP gibi faþistleri susturmayaçalýþmak ve AKP'nin doðruadýmlarý atmasý için gereklibaskýyý oluþturmak.

BBuurraakk DDeemmiirr

Tasfiye deðil çözüm!

Açýlýmda son durum Hükümetin atmasý gereken adýmlarSürecin olabildiðince kýsa sürede ve yaþanabilecek en az acýylaatlatýlmasý ve barýþýn saðlanmasý için hükümetin atmasý gerekenöncelikli adýmlar çok açýk.

Page 4: sayfa 6, 7 ve 11’de sayfa 8’de sosyalist isci · 2007'de Agos gazetesi önünde katledilen Hrant Dink, bir Ermeni olduðu için, haklarýný arayan, eþitlik ve özgürlüðü

4 sosyalist iþçi sayý: 385

Yeni Sol ve devletHem bizler (doðal olarak) hem de AKP hükümeti

(pek de doðal olmayarak) epey zamandýr devletleitiþiyoruz.

AKP'ye kýyasla bizim bir avantajýmýz var. Engels'inAilenin, Özel Mülkiyetin ve Devletin Kökeni veLenin'in Devlet ve Devrim kitaplarýný okuduðumuziçin, itiþtiðimiz þeyin ne olduðunu biliyoruz.

Devlet ve Devrim'in ilk bölümünün üç arabaþlýðýya Lenin meseleyi özetler.

Önce "Uzlaþmaz sýnýf çeliþkilerinin ürünü olarakdevlet" baþlýðýyla, devletin toplum-üstü, baðýmsýz,tarafsýz bir aygýt olmadýðýný anlatýr. Engels'den þualýntýyý yapar:

"Devlet topluma dýþardan dayatýlmýþ bir güçdeðildir... toplumun, geliþmesinin belirli bir aþa-masýndaki bir ürünüdür; bu toplumun,önleyemediði uzlaþmaz karþýtlýklar biçimindebölündüðünden, kendi kendisiyle çözülmez birçeliþki içine girdiðinin itirafýdýr. Ama, karþýtlýklarýn,yani karþýt ekonomik çýkarlara sahip sýnýflarýn,kendilerini ve toplumu, kýsýr bir savaþým içinde eri-tip bitirmemeleri için, çatýþmayý hafifletmesi,"düzen" sýnýrlarý içinde tutmasý gereken vegörünüþte toplumun üstünde yer alan bir güç ihtiy-acý kendini kabul ettirir; iþte toplumdan doðan, amaonun üstünde yer alan ve ona gitgide yabancýlaþanbu güç, devlettir".

Ve þöyle ekler Lenin:"Devlet, sýnýf karþýtlýklarýnýn uzlaþmazlýðýnýn bir

ürünü ve tezahürüdür. Sýnýflar arasýndaki karþýtlýk-lar nesnel olarak uzlaþtýrýlamadýðý ölçüde, her yerdeve her zaman devlet ortaya çýkar. Tersindensöylersek, devletin varlýðý, sýnýf karþýtlýklarýnýnuzlaþmaz olduðunun bir kanýtýdýr."

Ýkinci alt baþlýkla Lenin devletin en kýsa ve özlü (vekaçýnýlmaz olarak kaba) tanýmýný verir: "Özel silahlýadam müfrezeleri, hapishaneler vb".

Ve üçüncüsü, "Ezilen sýnýfýn sömürülmesinin biraleti olarak devlet" alt baþlýðýyla, yine Engels'denalýntýlayarak devletin ne iþe yaradýðýný, ne yaptýðýnýanlatýr:

"Devlet, sýnýf karþýtlýklarýný frenleme gereksinimin-den doðduðuna, ama ayný zamanda, bu sýnýflarýnçatýþmasýnýn ortasýnda doðduðuna göre, kural olaraken güçlü sýnýfýn, ekonomik bakýmdan egemen olanve bunun sayesinde siyasal bakýmdan da egemensýnýf durumuna gelen ve böylece ezilen sýnýfý boyun-duruk altýnda tutmak ve sömürmek için yeni araçlarkazanan sýnýfýn devletidir... modern temsilî devlet,ücretli emeðin sermaye tarafýndan sömürülmesininaletidir."

Yukarýda yazýlanlarý Marksizmin temel taþlarýolarak gören bizler, bu yazýlanlarýn hepsini "taþkafalý Leninizm" olarak gören pek çok kiþiyle,umuyoruz ki, Yeni Sol'da bir araya geleceðiz.

Niye?Onlar devleti islah etmenin, emekten ve ezilenler-

den yana bir aygýt haline getirmenin mümkünolduðuna inanýyor; biz ezilen sýnýfýnsömürülmesinin aleti olduðuna ve baþka bir þey ola-mayacaðýna inanýyoruz. Bir kenarda durup hepbunu anlatmamýz, devleti islah etmeye çalýþanlardanuzak durmamýz gerekmez mi? Sosyalizmden vaz mýgeçiyoruz?

Hayýr. Uzak durup çamur atanlar iki þeyi gözdenkaçýrýyor.

Birincisi, darbe yapmayan, cinayet iþlemeyen,savaþmayan bir devlet mümkündür ve iþimize gelir.Sýnýf niteliði deðiþmiþ olmaz, ama yine de iþimizegelir.

Ýkincisi, darbe yapmayan, cinayet iþlemeyen, savaþ-mayan bir devlet için yapýlan mücadele geniþ halkkitlelerini ilgilendirmektedir, politize etmektedir,bizzat devleti sorgulamalarýna yol açmakta vedevleti zayýflatmaktadýr.

Bu mücadelede kim "Varým" diyorsa, onunlaberaberiz.

"Sosyalizm" adýna bu mücadelenin dýþýnda kalanlarise bizi ilgilendirmez.

RRoonnii MMaarrgguulliieess

GÖRÜÞ

2009 yýlýnda 387 kiþi düþünce veifade özgürlüðü kapsamýndamahkum edildi, 66 kitap toplatýldý,31 gazete ve derginin yayýný durdu-ruldu, 4662 internet sitesine eriþimyasaðý getirildi. Ayrýca, binlercegazeteci hakkýnda soruþturma açýldýve bunlardan 36'sý tutuklu yargýlan-maya devam ediyor.

Tercüman yazarý ServetKabaklý'nýn, Baskýn Oran ve ÝbrahimKaboðlu'na yönelik 'Kaniþ', 'Uyanýkgeçinen þapþallar', 'Salak' ve 'Tescillihain' gibi hakaretler içeren yazýsý ileile Bolu Express yazarý Iþýn Erþen'in"Türk, iþte karþýnda düþmanýn"baþlýklý yazýsýnda, her þehit için beþDTP'li öldürülmesi gerektiðini savu-nan yazýsý, Yargýtay tarafýndandüþünce özgürlüðü olarak deðer-

lendirildi. TRT 6'e teröre bulaþmamýþ"iyi" Kürt personel bulma krizi veÞubat ayýndaki DTP grup toplan-týsýnda, anadil yasaðýnýn bir insanhaklarý ihlali olduðunu anlatanAhmet Türk Kürtçe konuþtuðu içinMeclis TV'nin canlý yayýnýnýnkesilmesi de hükümetin demokrasidersinden sýnýfta kaldýðýnýn göster-gesi oldu.

ÝHD "Mevcut hukuk mevzuatý birbütün olarak düþünce ve ifadeözgürlüðünü kýsýtlayýcý bir niteliðesahiptir. Sadece Türk CezaKanunu'nda (TCK) düþünce ve ifadeözgürlüðünü kýsýtlayan, birbiri yer-ine kullanýlabilecek en az 15 (on beþ)madde bulunmaktadýr" tespitiniyaptý.

Ýnsan Haklarý Derneði 2009 raporunu yayýmladý

Hükümet sýnýfta kaldý2009 yýlý, Türkiye için demokratikleþme yolunda Ergenekon davasýile darbe giriþimlerinin yargýlanmasý, demokratik açýlým süreci ileKürt sorununda çözüme yaklaþýlmasý gibi tarihi adýmlarýn atýldýðý;ancak hak ihlallerinin de yüksek oranlarda yaþanmaya devam ettiðibir yýl olarak kayýtlara geçti. Ýnsan Haklarý Derneði'nin 2009 YýlýÝnsan Haklarý Deðerlendirmesi raporu bilançoyu açýkça ortayakoyuyor. Ziþan Tokaç derledi.

2009, küresel ekonomik krizin etk-isinin Türkiye'de en fazlahissedildiði yýl olarak tarih say-falarýna geçti. "Teðet geçecek"denen kriz, ülkede iþsizlik rakam-larýnýn zirve yapmasýna sebep oldu.Toplu taþýma araçlarýna getirilenzamlarla krizin faturasý halkýn sýrtý-na yüklenmek istendi

Görüþmeleri 29 Aralýk günü bitenAsgari Ücret BelirlemeKomisyonu'nun 2010 için belirlediðiücret artýþý ise; 31 lira. 546 liradan577 liraya çýkan asgari ücret, açlýksýnýrý olarak belirlenen 749 liranýnve yoksulluk sýnýrý olan 2.588TL'nin çok altýnda.

Diðer yandan özelleþtirme sürecinihýzla tamamlamak isteyen

hükümete karþý direniþler baþladý.Halkýn da desteðiyleözelleþtirmelere karþý duran þekeriþçileri, birçok þehirde fabrikalarýnýsatýn almak için incelemeye gelenyetkilileri fabrikalara almadý.Taþeron firmaya geçmeye direnenitfaiye iþçileri ikna odalarýna alýn-malarýna ve iþsiz kalacaklarý tehti-dine raðmen direnmeye devamediyor. Tekel'in özelleþtirilmesinekarþý Ankara'ya yürüyen ve gün-lerdir Türk-iþ önünde mücadelesinisürdürüyor. Çalýþma Bakaný ÖmerDinçer'in iþçilere teklifi ise eve dön-meleri yönünde; çünkü bakanýnuyarýsýna göre "Bu þartlarda çalýþa-cak çok insan var".

2009 Kasým ayý sonu raporlarýnagöre 117,061 kiþi cezaevlerindetutulmaktadýr. Tutuklu yargýlamaoraný ilk kez bu kadar yükseksayýlara ulaþmýþtýr. Bunlardan 45'itedavi edilmeleri için tahliyelerigereken aðýr hastalardýr. 45 kiþidensadece kanser hastasý Güler Zere,uzun bir mücadele süreci sonucu,hastalýðýn son aþamasýna geldiðisebebiyle tahliye edilmiþtir.

TÝHV'e iþkence ve kötü muamelegördüðü gerekçesi ile 436 kiþibaþvuru yaptý. Gözaltýnda ve ceza-evlerindeki þüpheli ölümlerin sayýsý39u buldu. "Ýþkenceye sýfýr tolerans"söylemindeki hükümetin, attýðý enolumlu adým ise, gözaltýndaiþkenceden öldürülen Engin Çeberdavasý sonucunda 8 infaz korumamemurunun ''devlet memurluðun-dan çýkarýlmasý'', 4 yönetici ile 41infaz koruma memuru hakkýnda ise''kýnama cezasý'' verilmesi oldu.

Gösterilerde aþýrý güç kullanýmý

sonucu, 5 gösterici öldürülmüþ,269'u yaralanmýþ, 1414 kiþi gözaltý-na alýnmýþ, bunlardan 369'u tutuk-landý. Güvenlik güçlerinin açtýðýateþ sonucu yaþamýný yitiren kiþisayýsý 46'dýr. 2009 yýlýnda polis gazbombasý kullanýmýnda rekor birdüzeye ulaþtý ve hatta polisin elin-deki gaz bombasý stoðu tükenmeyebaþladý. Evlerin içlerine, marketlere,hatta hastanelerin acil servislerinebile gaz bombasý atýlmýþ; Cizre'de 18aylýk bir bebek kafasýna isabet edengaz bombasý yüzünden öldü,Diyarbakýr'da hamile bir kadýnzehirlendi.

Tekel,, Ýtfaiye ve Demiryolu iþçileriyaptýklarý eylemlerde polisin oran-týsýz güç kullanýmý ve gaz bombalarýile karþýlandýlar. 1 Mayýs'ý tatilederek demokrasi hanesine artý birpuan iþleyen hükümetin polisi iseayný 1 Mayýs'ta elindekileri tükete-cek kadar çok gaz bombasý kul-landý.

Gözaltýlar, iþkenceler ve polis terörü :

Düþünce ve basýn özgürlüðü

Sosyal ve ekonomik haklar

EEnnggiinn ÇÇeebbeerr iiþþkkeenncceeyyllee ööllddüürrüüllddüü

AAhhmmeett TTüürrkk’’üünn KKüürrttççee kkoonnuuþþmmaassýý ssaannssüürree uuððrraaddýý..

Page 5: sayfa 6, 7 ve 11’de sayfa 8’de sosyalist isci · 2007'de Agos gazetesi önünde katledilen Hrant Dink, bir Ermeni olduðu için, haklarýný arayan, eþitlik ve özgürlüðü

sayý: 385 sosyalist iþçi 5

ABD'nin Irak, Afganistanve Pakistan'daki savaþlarýdevam ederken Obama

yönetimi yeni yýlda bir cephedaha açmak için kollarý sývamýþgözüküyor. Bahane yine ayný:teröre karþý savaþ. Bu kez savaþýnadresi, Arap yarýmadasýnýngüneyindeki Yemen.

Yemen derin bir ekonomik kriziçerisinde ve petrol kaynaklarýgiderek tükeniyor. Ülkeningüneyinde ayrýlýkçý hareketlerzemin kazanýyor. Kuzeybatýdaki,el-Huti olarak isimlendirilen Þiigerillalar ise sýk sýk Yemenordusu ve zaman zaman SuudiArabistan'la çatýþmalara giriyor.Yemen ve Suudi Arabistandevletleri el-Huti örgütüne karþýoperasyonlarýný hýzlandýrýrkenörgütün Iraklý Þii direniþçiMukteda El-Sadr ve Ýran tarafýn-dan desteklendiðini iddia ediyor-lar. Bu yüzden Yemen ordusuylael-Huti örgütü arasýndaki savaþ,Suudi Arabistan'la Ýran arasýnda-ki bir soðuk savaþýn yansýmasýolarak görülüyor. Ancak Ýran'ýnHuti gerillalarýný fiilen destek-lediðine dair herhangi bir somutkanýt yok.

Yemen, Suudi Arabistan veABD El-Huti örgütüne karþý bir-leþmiþ durumda. Yemenhükümeti, krizle birlikte kay-bolan otoritesini tekrar elde ede-bilmek için örgüte karþý zaferkazanmak istiyor. SuudiArabistan ise Ýran üzerindekibaskýlarý arttýrmak için örgütünÝran tarafýndan desteklendiðiiddiasýný ortaya atýyor. Ancak buiki devlet dýþ destek olmadanörgütü bitirmekte yetersiz kalýy-orlar. ABD ise burada devreyegiriyor: Müttefikleri olan Yemenve Suudi Arabistan'ýn otoriteleri-ni arttýrmalarý ve Ýran'a yeni birgözdaðý verilmesi ABD'nin iþinegeliyor. Ayrýca Afganistan vePakistan'da hýzla yenilgiyesürüklenirken, daha kolay lokmaolarak görülen Yemen'de yeni bir

savaþýn baþlatýlmasý da ABD'yebölgedeki hegemonyasýnýyeniden kurma yolunda bir þansveriyor. Ancak bunlar, ABD'ninkendi halkýný yeni bir savaþaikna etmesi için yeterli deðil. Buyüzden yine El-Kaide kartýoynanýyor.

Yemen'de yýllardýr süren içsavaþ þimdiye dek ABD medyasýtarafýndan dikkate deðergörülmemiþken, 2009'un sonlarý-na doðru Yemen ismi El-Kaide'nin yeni üssü olarak ABDkamuoyunda sýkça konuþulurhale geldi. Ve El-Kaide'ninNoel'de ABD'nin Detroit þehrineyönelik bir terör saldýrýsý gerçek-leþtirmeye çalýþtýðý iddiasý, sönm-

eye yüz tutmuþ olan El-Kaidekorkusunu yeniden körükledi.Böylece ABD Yemen'e saldýrmakiçin bir bahane yaratmýþ oldu.

New York Times gazetesinin birCIA yetkilisinin açýklamalarýnadayandýrdýðý habere göre iseABD zaten bir yýldýr ülkedekifaaliyetlerini arttýrmýþ ve adetagizli bir savaþý baþlatmýþvaziyetteydi. "Teröre karþýsavaþ" konusunda eðitilmiþaskerler Yemen'e gönderilirkenYemen ordusu da gerillalarakarþý savaþmak üzere eðitiliyor-du. Yaz aylarýnýn sonundaABD'nin bölge komutaný GeneralDavid Petraeus ve Obama'nýnteröre karþý savaþtan sorumlu

danýþmaný John O. BrennanYemen'e gizli bir ziyaret gerçek-leþtirmiþlerdi. Þimdi bu iþ içinhükümet tarafýndan 18 aylýðýna70 milyon dolarlýk bir bütçeayrýlmýþ durumda ve operasyon-larýn hýzlanacaðýndan bahsediliy-or.

Özetle ABD; Irak, Afganistan vePakistan savaþlarýnda baþara-madýðýný þimdi Yemen'de dene-meye hazýrlanýyor. OrtaDoðu'daki aðýrlýðýný arttýra-bilmek ve askeri gücünü ispatedebilmek amacýyla Yemensavaþýn içine sürüklenerekAfganistan'ýn kaderine ortakedilmeye çalýþýlýyor.

MMuuhhiipp TTeezzccaann

Yeni yýlda savaþa yeni bir cepheYEMEN

Ýran'da yýlýn son günlerindemuhalefet yine sokaða çýktý.Hamaney - Ahmedinejad yöne-timi protesto gösterilerine yineateþ açma emri verdi. Ülkedemuhalefete yönelik baský vetutuklamalar devam ediyor,ancak Ýran'da iþlerin eskisi gibiyürümediði açýk.

Geçen yýl Temmuz ayýndaÝran'da muhalefet sokaðadökülmüþ, 1979 Devrimindenbu yana en büyük kitle eylem-leri gerçekleþmiþti.Ahmedinejad yönetiminin ken-dini genel seçimlerin yüzde 63oyla tek galibi ilan etmesi kitle-sel protestolarýn önünü açmýþtý.Musavi liderliðindeki muhale-fete gösterileri baþlatsa dahareket onlarý aþmýþ, adil vedemokratik bir seçim talebiyerini 'diktatörlüðe ölüm' slo-ganýna býrakmýþtý. O gündenberi Ýran kaynýyor.

Hamaney - Ahmedinejadyönetimi gösterilere karþý baþýn-

dan itibaren devlet terörü uygu-ladý. Ancak bu politikanýndireniþi bastýramadýðý, aksineyaygýnlaþtýrdýðý yýlýn son gün-lerinde patlak veren protestodalgasýyla görüldü.

Aþure Günü’nde bir çok ildeprotesto eylemleri gerçek-leþirken, bunlarýn en büyüðüTahran'da oldu ve Ýran polisieylemcilerin üzerine ateþ açtý.Ýktidar Aþura Günü’nde gösteriyapmanýn "kutsal deðerleresaygýsýzlýk olduðunu" söyledi.

Aralarýnda muhalefet lideriMusavi'nin yeðeninin de bulun-duðu sekiz kiþi öldürüldü,yüzlercesi yaralandý. Buna rað-men eylemler devam etti. Baskýpolitikalarý geniþ kitlelergözünde sistemin zayýflýðýnýgösterdi.

Ýran yönetimi olan bitenleri"emperyalizmin komplosu"olarak açýklarken,gözaltý dalgasýsürüyor. Ajanlýkla suçlananyabancýlar tutuklanýyor.

Ýran’da isyan devam ediyor

8888 pprrooffeessöörrüünn iimmzzaassýýnnýý ttaaþþýýyyaann vvee üüllkkeenniinn ddiinnii lliiddeerrii AAyyeettuullllaahh AAlliiHHaammaanneeyy''ee hhiittaabbeenn kkaalleemmee aallýýnnaann mmeekkttuuppttaabbaasskkýý ppoolliittiikkaallaarrýýnnaa iittiirraazzeeddiillddii:: ""GGeecceeyyaarrýýllaarrýý ssaavvuunnmmaassýýzz ööððrreennccii yyaattaakkhhaanneelleerriinnee vvee ggüünnddüüzzlleerriieeððiittiimm vvee ööððrreenniimm mmeekkaannýý oollaann üünniivveerrssiittee kkaammppüüsslleerriinnee yyaappýýllaannssaallddýýrrýýllaarr,, ggüüççllüüllüükk ddeeððiillddiirr.. ÖÖððrreenncciilleerriinn ddöövvüüllmmeessii vvee ggöözzaallttýýnnaa aallýýnn-mmaallaarrýý ggüüççllüüllüükk ddeeððiillddiirr""..

70 bin insanýnkatiliFujimori'ye 25 yýl hapis

Eski Peru Devlet Baþkaný

Alberto Fujimori'nin insan

haklarýný ihlal etmekten aldýðý

25 yýl hapis cezasý kesinleþti.

Yüksek Mahkeme, eski

devlet baþkanýnýn 1990-

2000’deki yönetimi sýrasýnda

insan haklarýný ihlal ettiðine

ve 25 yýl hapis cezasýna oy bir-

liðiyle karar verdi.

1990-2000 yýllarý arasýnda

iktidarda bulunan Japon asýllý

Fujimori, hükümetinin bir yol-

suzluk skandalý sonucu

düþmesinin ardýndan

Japonya’ya kaçmýþ, 2005’de

Þili’ye dönmüþtü. Þili ise

2007’de Fujimori’yi yargýlan-

mak üzere Peru’ya iade

etmiþti.

1990-1995 arasýnda yaklaþýk

300.000 yoksul ve yerli

kadýnýn zorunlu kýsýrlaþtýrýl-

masýna yol açmýþ bir etnik

temizlik programýný uyguladý.

Ýnsan haklarý örgütlerine

göre, Fujimori iktidarýnda

rejim karþýtý örgütlerin men-

suplarýyla mücadele sýrasýnda

70 bin kiþi öldü veya kay-

boldu.

2000'de Fujimori Peru'dan

Japonya'ya kitle harketlerinin

zorlamasý ile kaçarken,

Türkiye'de IMF politikalarýn-

dan kaynaklý büyük bir kriz

yaþanýyordu. Kamu

Emekçileri Sendikalarý

Konfederasyonu (KESK)

yürüyüþlerinde dönemin

ANAP-DSP-MHP yönetimine

karþý "hepinizin sonu

Fujimori" sloganý atýlmýþtý. 71

yaþýndaki katil nihayet 25 yýl

hapis cezasýna çarptýrýldý,

darýsý diðer katillerin ve dik-

tatörlerin baþýna.

Page 6: sayfa 6, 7 ve 11’de sayfa 8’de sosyalist isci · 2007'de Agos gazetesi önünde katledilen Hrant Dink, bir Ermeni olduðu için, haklarýný arayan, eþitlik ve özgürlüðü

6 sosyalist iþçi sayý: 385

Seferberlik Tetkik KuruluBaþkanlýðý, 27 Eylül 1952'dekuruldu. Çok geçmeden ÖzelHarp Dairesi (ÖHD) adýný aldý."Seferberlik Tetkik KuruluBaþkanlýðý" ise çatý isim olarakkullanýlmaya devam edildi. ÖzelHarp Dairesi'nin ilk icraatýKýbrýs'ýn bölünmesini saðlayanTürk Milli Mukavemet Birliði'nikurmak ve orada özel savaþabaþlamak oldu.

Özel Harp Dairesi, NATOülkelerinde kurulan Gladyo adlýörgütlenmelerin Türkiye'dekiuzantýsýdýr. 2. Dünya Savaþý'ndansonra benzeri örgütlenmeler tümNATO üyesi ülkelerde kuruldu;amaç bir komünist iþgal sýrasýndadireniþi örgütleyecek, hiçbir yasaya da sivil otoriteye baðlýolmayan gölge bir ordu oluþtur-maktý. Bu ordu baþtan aþaðýyasadýþý bir örgütlenme yürüte-cek, gayrinizami harp denilenözel savaþ taktiklerini uygulaya-caktý.

1991'de SSCB tarihe karýþtý,ancak Türk kontrgerillasý daðýtýl-madý. Askeri vesayet rejiminisürdürmek, sivil ve demokratikgeliþmeleri engellemek ve özgür-lük isteyen Kürt halkýný yýldýr-mak için bu cinayet örgütü kul-lanýldý. 1990'lar boyunca Doðu'dacinayetler iþlenirken Batý'da tümdemokratik haklar askýyaalýnýrken kontrgerilla mensuplarýdaha da pervasýzlaþtý. Siyasimüdahaleler dýþýnda erointicareti, çek-senet tahsilatý,

iþadamlarýna þantaj ve tehdit,akaryakýt ve insan kaçakçýlýðýgibi "adi" iþlerle de onlar uðraþtý.

1970'ler boyunca toplumungündeminde olan, döneminbaþbakaný Bülent Ecevit tarafýn-dan soruþturulan kontrgerillaylaikinci büyük yüzleþme 1996'daSusurluk'ta gerçekleþen bir trafikkazasýndan sonra yaþandý. Araçtabulunan MHP'li kontrgerillaüyesi Abdullah Çatlý, EmniyetMüdürü ve Demirel-Çiller'in par-tisinden Urfa Milletvekili olankorucubaþý Sedat Bucak'ýn iliþki-leri bir bir ortaya saçýldý. Ancakkendini kitlesel eylemlerle ifadeedilen temiz toplum isteði 28Þubat darbesi ile rafa kaldýrýldý.

Ergenekon soruþturmasý kon-trgerillayla üçüncü büyükyüzleþmeyi getirdi. 2006'daCumhuriyet Gazetesi'nin bom-balanmasý ve Danýþtay baskýnýnadönük soruþturma üç yýl sonrailk kez bir kontrgerillamerkezinin sivil yargý tarafýndanaranmasýna uzanacaktý.

Askerler tarafýndan yönetilenama mensuplarý arasýnda iþadamlarý, gazeteciler,akademisyenler gibi toplumunbir kesiminden "sivil"lerin bulun-duðu kontrgerilla Türkiye'dekikemalist rejimin bekçisidir. Rejimsarsýlýrken kontrgerilla ilk kezbütün boyutlarýyla mercek altýn-da. Bunu Ergenekon soruþtur-masýna borçluyuz.

VVoollkkaann AAkkyyýýllddýýrrýýmm

27 Mayýs 1960, 12 Mart 1971,12 Eylül 1980, 28 Þubat 1997 - 4darbe, sayýsýz muhtýra vesýkýyönetim gibi anti-demokratik geliþmelerinarkasýnda kontrgerillanýnolduðu 1960'lardan bu yanabiliniyor. Katliamlarý, pro-vokasyonlarý ve suikastleri herseferinde darbeler izledi. ÖzelHarp Dairesi tarafýndanyaratýlan kaos ortamý ileyaratýlmak istenen; seçilmiþhükümet ve parlamentonun iþeyaramadýðý, sivil otoriteninülkeyi bunalýma sürüklediði,demokratik haklarýn siyasetçi-

lerin yanlýþ politikalarýna yolaçtýðý gibi askerlerin yönetimeel koymasýna meþruiyetkazandýracak fikirlere toplum-sal destekti.

Seferberlik Tetkik Kurullarý iledarbeler arasýndaki iliþki dikkatçekici. Seferberlik TetkikKurulu'na baðlý bölge baþkan-lýklarýnýn sayýsý her darbedenönce artýrýlmýþ, darbe gerçek-leþtirildikten sonra iseazaltýlmýþtýr.

1954 yýlýnda 14 SeferberlikTetkik Kurulu bölge baþkanlýðýmevcutken, 1960 darbesi öncesidönemde bu sayý 35'e çýktý.

12 Mart 1971 darbesininardýndan sayýsý düþürülenbölge temsilciliklerinin sayýsý,12 Eylül 1980 darbesi öncesindeyeniden artýrýlarak 27'yeçýkarýldý.

1988'de Turgut Özalsuikastýnýn ardýndan Özel HarpDairesi bürolarýnýn sayýsý 13'eindirildi.

2007 yýlýnda ise TSK yenidenSeferberlik Tetkik Kurulu BölgeTemsilcilikleri'nin sayýsýný artýr-ma karar aldý. Bugün sayýsý 12olan bölge baþkanlýklarýnýn2010'da iki katýna çýkarýlmasýplanlanýyor.

Kontrgerilla daðýtýlsýn!

Darbelere zemin hazýrladýlarKirli savaþta 40 bin Kürdü öldürdüler Kürtlere karþý savaþta kontrgerilla özel bir rol oynadý. Bölge uzun yýllar sýkýyönetim ve Olaðanüstü Hal uygulamalarýy-

la yönetildi.Geçen hafta varlýðý TSK tarafýndan yalanlanan, ancak bir çok

tanýklýk, bilgi ve belgeyle gerçek olduðu bilinen kontrgerilla uzan-týsý JÝTEM adlý örgüt yüzlerce yargýsýz infaz ve kaybetme gerçek-leþtirdi.

Tüm Kürtlere dönük terör olarak özetlenecek kirli savaþ poli-tikalarý sonucu 3 binden fazla köy boþaltýldý. Ormanlar ateþe veril-di. 40 binden fazla Kürt bu savaþta yaþamýný yitirdi. Ölenlerindörtte birinin JÝTEM tarafýndan hedef alýndýðý tahmin ediliyor.JÝTEM'in bir uzantýsý olan Türk Hizbullah'ý (hizbulkontra) PKK'yekarþý ayrýca kullanýldý.

DDaarrbbeelleerree KKaarrþþýý 7700 MMiillyyoonn AAddýýmm KKooaalliissyyoonnuu aakkttiivviissttlleerrii,, kkoonnttggeerriillllaa mmeerrkkeezziinniinn yyaakkýýnnýýnnddaa eeyylleemm yyaappttýý..

Page 7: sayfa 6, 7 ve 11’de sayfa 8’de sosyalist isci · 2007'de Agos gazetesi önünde katledilen Hrant Dink, bir Ermeni olduðu için, haklarýný arayan, eþitlik ve özgürlüðü

sayý: 385 sosyalist iþçi 7

6-77 Eylül 1955: Ýstanbul

Ýstanbul'da azýnlýklara dönük"sivil" provokasyon, terör vekatliam. 15 Rum öldürüldü. 300kiþi yaralandý. 400 azýnlýk üyesikadýna tecavüz edildi. Ýstanbul-lu Rumlara, Ermenilere,Yahudilere ait 4.214 ev, 1.004iþyeri, 73 kilise, bir sinagog, ikimanastýr, 26 okul ile aralarýndafabrika, otel, bar gibi yerlerinbulunduðu 5.317 mekânsaldýrýya uðradý. Olayýnertesinde ýrkçý saldýrýya maruzkalan Rumlar kitlesel olarakTürkiye'den ayrýldý. Mallarý vemülkleri ise gasp edildi. Irkçýkalkýþmanýn baþtan sona kontrg-erilla tarafýndan hazýrlandýðý yýl-lar sonra itiraf edildi: "6-7 Eylülde bir Özel Harp iþidir.Muhteþem bir örgütlenmeydi.Amacýna da ulaþtý."

(MGK eski genel sekreteri veolaylar sýrasýnda SeferberlikTetkik Kurulu'nda görevli olanAlbay Sabri Yirmibeþoðlu)

30 Mart 1972: Tokat Kýzýldere

12 Mart cuntasýnýn DenizGezmiþ, Hüseyin Ýnan ve YusufAslan'ýn idam etme giriþiminiengellemek için NATOgörevlilerini kaçýran THKP-Cüyeleri Tokat'ýn Kýzýldereköyünde Özel Harpçiler tarafýn-dan katledildi. Mahir Çayan verehinelerin de aralarýnda olduðu13 kiþi bulunduklarý ev aðýrsilahlarla taranarak öldürüldü.

1 Mayýs 1977: Ýstanbul Taksim

Taksim Meydaný'nda 1 MayýsÝþçi Bayramý'ný kutlamak içintoplanan on binlerce insanýnüzerine The Marmara Oteli'ninüst katlarýndan ateþ açýldý. 28kiþi ezilerek ya da boðularak, 5kiþi vurularak, 1 kiþi de panzeraltýnda kalarak yaþamýnýyitirirken 136 kiþi de yaralandý.Sorumlular hakkýnda herhangibir ipucuna rastlanmadý.

16 Mart 1978: Ýstanbul Beyazýt

Ýstanbul Üniversitesi EczacýlýkFakültesi önünde 7 öðrencininölümü, 41 öðrencinin deyaralanmasýyla sonuçlananbombalý ve silahlý saldýrýyý,aralarýnda bir Özel Harpçi'ninde olduðu Ülkü Ocaklarýüyeleri düzenledi. Faþist partiMHP, Özel Harp Dairesi'nin ikikurucusundan biri olan AlbayAlparslan Türkeþ tarafýndankurulmuþtu ve Türkeþ 70'li yýl-lar gibi uzun bir dönem MHP'yebaþkanlýk yapmýþtý.

8 Ekim 1978:AnkaraBahçelievler

Abdullah Çatlý ve Haluk Kýrcýliderliðindeki 7 Ülkü Ocaklarýüyesi, Ankara Bahçelievler'dekiMHP Genel Merkezi'ninyakýnýndaki bir öðrenci evinibastý. Evde bulunan Türkiye ÝþçiPartisi üyesi 7 gençten biriboðularak, dördü kafa hizasýn-dan kurþuna dizilereköldürüldü. 2 öðrencinin cesetleriise Eskiþehir Yolu'nda bulundu.Katliam emrinin AlpaslanTürkeþ ve dönemin ÜlküOcaklarý Baþkaný MuhsinYazýcýoðlu'nun emriyle gerçek-leþtiði söylendi. Katliamý plan-layanlar, liderlik ve bizzat kendielleriyle cinayet iþleyenAbdullah Çatlý ve Haluk Kýrcýkontrgerilla üyesiydi.

26 Aralýk 1978:Maraþ

19 Aralýk günü ülkücü ÖkkeþÞendiller Maraþ'ta bir sinemayabomba attý, bu saldýrýnýn solcu-lar ve Alevilerce yapýldýðý yineülkücüler tarafýndan yayýldý.Ertesi gün Alevilerin kahve-hanesi tarandý. 21 Aralýk'ta ikisolcu öðretmen öldürüldü, erte-si günkü cenaze törenini basanMHP ve Ülkü Ocaklarý üyeleri,Alevilere ve solculara saldýrdý. 3kiþi daha öldürüldü. 22 Aralýkgünü MHP'liler þehirde 'alevilerve solcular silahlanýyor' söylen-tisini yaydý, çatýþmalar büyüdü.24 Aralýk günü hükümet, olay-lar karþýsýnda yetersiz kaldýðý vehedef olduðu gerekçesiylepolisin Maraþ'taki faaliyetlerini

askýya alýrken, Alevilere dönüksaldýrýlar arttý.

26 Aralýk 1978 saat 07.00 denitibaren Ýstanbul, Ankara,Kahramanmaraþ, Adana, Elazýð,Bingöl, Erzurum, Erzincan,Gaziantep, Kars, Malatya, Sivasve Þanlýurfa olmak üzere,toplam 13 ilde sýkýyönetim ilanedildi. Daha sonra bu illerinsayýsý artýrýldý.

Saldýrýlar sonucunda resmiverilere göre 105 kiþi öldü, 176kiþi yaralandý, 210 ev, 70 iþyeritahrip edildi. Resmi olmayanaçýklamalara göre ise ölü sayýsý500'e yakýndý.

Maraþ Katliamý, kontrgeril-lanýn Alevi-Sünni çatýþmasýplanlarýnýn en somut vekorkunç uygulamasýydý.

Temmuz 1980: Çorum

Alevi nüfusun yoðun olarakyaþadýðý Çorum'da türlü pro-vokasyonlar ve çatýþmalarlaSünni-Alevi çatýþmasý çýkarýl-mak istendi. Ýki ay boyuncasüren çatýþmalarda toplam 57Alevi ve solcu öldürüldü.Yüzlercesi yaralandý. MHP'lileryine baþroldeydi.

2 Temmuz 1993: Sivas

Sivas'a geleneksel Pir SultanAbdal Kültür derneði þenlikler-ine katýlmak için gelen sanatçýve yazarlarýn kaldýðý MadýmakOteli'nin etrafý "sivil"ler tarafýn-dan kuþatýldý. Birkaç gün önceþehre "þeytan" Aziz Nesin vekomünistlerin geleceði BBPüyeleri tarafýndan yayýldý. 2Temmuz günü Aziz Nesin ve

arkadaþlarýnýn kaldýðý otel ateþeverildi. 33'ü hedef seçilenler,toplam 37 kiþi yaþamýný yitirdi.Polis ve asker ise yetersiz kaldý!Bu katliam ile Aleviler veSünniler arasýndaki gerilim hadsafhaya çýktý; laik-þeriatçý sunnibölünmesi kendini bu katliamlatemellendirdi.

5 Temmuz 1993:ErzincanBaþbaðlar

Sivas Katliamý'ndan 3 günsonra Erzincan'ýn Kemaliye ilçe-sine baðlý Baþbaðlar Köyü'nde33 kiþi öldürüldü. Köy ateþe ver-ildi. Olayýn PKK tarafýndangerçekleþtirildiði ve bir Sünniköyü olan Baþbaðlar üzerindenSivas'ýn hesabýnýn sorulduðuiddia edilse de katliamý PKKüstlenmedi ve arkasýnda JÝTEMörgütlenmesinin olduðu kanýsýgüç kazandý.

12 Mart 1995: Ýstanbul Gazi

Ýstanbul'da Alevilerin yoðunolarak yaþadýðý GaziMahallesi'nde 12 Mart 1995akþamý bir taksi ile gelen saldýr-ganlar 3 iþyeri ve bir kahveyeateþ açtý. 1 kiþi öldü, 25 kiþiyaralandý. Saldýrýnýn ertesindemahalle halký polis karakolunadoðru yürüdü. Kalabalýðýn üzer-ine ateþ açýldý, bir kiþi dahaöldürüldü. Ertesi gün bir çoksemtten katýlýmla binlerce kiþiyine Gazi Mahallesi'nde top-landý. Karakola doðru yürüyüþegeçen kitleye polis, çevik kuvvetve özel harekatçýlar tarafýndanateþ açýldý. 15 protestocu dahaöldürüldü. Gazi Mahallesi'ndesokaða çýkma yasaðý ilanedilirken 14 Mart günü bu kezÜmraniye'de katliamý protestoedenlerin üzerine ateþ açýldý.Burada 5 kiþi öldürüldü.Saldýrýyý gerçekleþtiren özeltimci polisler iki yýl sonragerçekleþecek Susurluk kazasýy-la birlikte kontrgerilla üyesiolarak deþifre olacaklardý.

18 Nisan 2007:Malatya

Malatya'da Zirve Kitabevibürosu 5 kiþi tarafýndan basýldý.Biri Alman üç Hýristiyan misy-oner boðazlarý kesilereköldürüldü. Katliamý gerçek-leþtiren grubun baþýndaki kiþiErgenekon'la baðlantýlý bir"sivil"di, Malatya Üniversitesipersoneli, emniyet ve jandarmamensuplarýnýn katillerle yaptýk-larý telefon görüþmeleri sap-tandý. Katliamýn Kafes EylemPlaný doðrultusunda gerçek-leþtiði ortaya çýktý. Hepsininortak noktasý Veli Küçük'lebaðlantýlý olmalarýydý.

Kontrgerillademek, suikastdemektir

Kontrgerillanýn tarihi siyasisuikastlarýn da tarihidir.

12 Eylül darbesinden öncearalarýnda kontrgerillayý soruþ-turan savcý Doðan Öz ve DÝSKBaþkaný Kemal Türkler'in debulunduðu toplumca tanýnmýþ 9isim kontrgerilla tarafýndangerçekleþtirilen suikastlar sonu-cu yaþamýný yitirdi.

1988 yýlýnda partisinin kon-gresinde kürsüye çýkanBaþbakan Turgut Özal birülkücü olan Kartal Demiraðtarafýndan öldürülmek istendi.70'ler boyunca döneminpopüler sol ismi Bülent Ecevitbirden fazla kez öldürülmekistenmiþti.

Ýkinci büyük suikast dalgasý1990'da geldi. Muammer Aksoy,Çetin Emeç, Turan Dursun,Bahriye Üçok gibi akademisyenve gazeteciler öldürülürkenadres olarak Ýslamcý terörizmgösterildi. Oysa Üçok'a busaldýrý TSK tarafýndan öncedenbildirilmiþ, bomba karþýsýnda neyapacaðý bile anlatýlmýþtý.

Sivas ve Baþbaðlarkatliamlarýnýn gerçekleþtiði yýlolan 1993'te ise tanýnmýþgazeteci Uður Mumcu evininönünde bir bombalý saldýrýsonucu öldü. Cenazesinde yüzbinlerce insan devleti ve kontrg-erillayý sorumlu tutarken açýlansoruþturma ile yine "dinciterörizm" hedef gösterilse debir kontrgerilla üyesi olanSemih Tufan Günaltay veadamlarýnýn bu suikasti gerçek-leþtirdiði anlaþýldý. AncakMumcu soruþturmasý gibi diðersuikastlerin arkasýndaki güçlerbir türlü aydýnlatýlamadý.

Ayný yýl iki önemli asker, EþrefBitlis ve Bahtiyar Aydýn kuþkuluþekilde yaþamýný yitirdi.

1999'da Cumhuriyet Gazetesiyazarý Ahmet Taner Kýþlalý,2001'de Diyarbakýr EmniyetMüdürü Gaffar Okan, 2002'deözel harpçilerle baðlantýlýakademisyen NecipHablemitoðlu öldürüldü.2006'da Ergenekon üyesi AslanAlpaslan'ýn Danýþtay binasýndagerçekleþtirdiði saldýrýda yargýçMustafa Yücel Özbilgin yaþamýnýyitirdi.

Son önemli suikastin kurbanýise Ermeni gazeteci Hrant Dinkoldu. Kontrgerillanýn tetikçileritarafýndan gazetesi AGOS'unönünde arkadan üç kurþunlavurulan Dink, Veli Küçük vearkadaþlarý tarafýndan doðrudanhedef gösterilmiþti. Ancak öldüremrini verenler hiç de bek-lemedikleri bir sonuçlakarþýlaþtý. Hrant'ýn cenazesininardýndan 200 binden fazla insan"Hepimiz Ermeniyiz" sloganýylayürüdü.

Baþbakan Tayyip Erdoðan'ayönelik 7 suikast giriþiminengellendiði açýklanýrkensuikastçilerin listesindeki sonhedef Baþbakan YardýmcýsýBülent Arýnç oldu.

Saydýklarýmýz dýþýnda da birçok suikast gerçekleþti, hiçbiriaydýnlatýlamadý...

Katliam onlarýn iþidir

MMaarraaþþ kkaattlliiaammýýnnddaann bbiirr kkaarree..

Page 8: sayfa 6, 7 ve 11’de sayfa 8’de sosyalist isci · 2007'de Agos gazetesi önünde katledilen Hrant Dink, bir Ermeni olduðu için, haklarýný arayan, eþitlik ve özgürlüðü

8 sosyalist iþçi sayý: 385

ssoossyyaalliisstt iissccii TSK'ya haksýzlýkolmaz!

Cumhurbaþkaný Abdullah Gül, arka arkaya iki

kez, darbe giriþimleriyle ilgili soru soran gazete-

cilere, TSK'nýn bu türden giriþimlerde bulu-

nacaðýný iddia etmek "TSK'ya saygýsýzlýk olur"

yanýtýný verdi.

Hasan Cemal ve Cengiz Çandar'ýn sorusuna

"TSK'ya haksýz ve lüzumsuz yaklaþýmlar beni

rahatsýz ediyor" yanýtýný veren Gül'ün açýkla-

malarý ise bizi rahatsýz etti.

Son birkaç ay içinde yaþanan geliþmelere

Cumhurbaþkanýnýn kayýtsýzlýðý çok ilginç. Kafes

darbe planý, Genelkurmay Baþkaný'nýn

Trabzon'da göz daðý vererek yaptýðý basýn açýk-

lamasý, Bülent Arýnç'ýn askerlerce evinin önünde

izlenmesi, Kozmik Odayý soruþturan hakimin

askerlerce gizlice takip edilmesi gibi bir dizi

geliþmenin deðil de ordunun darbe planlayýp

planlamadýðý sorusunun Gül'ü rahatsýz etmesi

12 Eylül darbesinden sonra Kenan Evren'in dik-

tatörlüðünü hýzla benimseyen devlet kurum-

larýnýn tutumunu andýrýyor.

Söz konusu TSK olduðunda ve darbe giriþim-

leri hakkýnda söylentiler çýktýðýnda, TSK'nýn

rahatsýz olup olmamasýnýn hiçbir önemi yok.

Sanki, siyasal alana hiç müdahale etmeyen,

1960, 1971, 1980 tarihlerinde darbeler gerçek-

leþtirmemiþ, 28 Þubat'ta muhtýra vermemiþ, 27

Nisan'da internet darbesi gerçekleþtirmemiþ bir

TSK'dan söz ediyoruz.

Sanki, memur olduðunu farkýnda olan, elinde

lav silahýyla basýn brifingleri düzenlemeyen,

toplumu biçimlendirme planlarý yapmayan,

lahikalar, andýçlar hazýrlamayan, JÝTEM diye bir

yasadýþý örgüt kurup "Böyle bir örgüt bizde

yoktur" demeyen, kimin cumhurbaþkaný kimin

baþbakan olacaðýna karýþmayan, vakti geldiðini

düþünde baþbakan asmayan "normal" bir

TSK'dan söz ediyoruz.

Sözünü ettiðimiz 2004 yýlýnda dört ayrý darbe

planlayan, bu darbe planlarýna sevimli isimler

takan bir güç.

Sözünü ettiðimiz Kafes planýyla çocuklarý

öldürmeyi planlayan belgeleri karargahýnda

planlanmasýna müsaade eden bir güç.

Bu yüzden ister cumhurbaþkaný isterse

baþbakan isterse de Genelkurmay Baþkaný

rahatsýz olsun, bu toplum, artýk, darbe giriþim-

lerine karþý sürekli uyanýk olacaktýr. Özgür-

lüðünün devlet memurlarýnýn apoletlerle

belirlediði askeri müdahalelerle kýsýtlanmasýna

izin vermeyecektir.

Sahiden Abdullah Gül ayný partiden arkadaþý

olan Bülent Arýnç'ýn evini gözetleyen askerler-

den deðil de bu askerlerin derin örgütlen-

mesinin sorulmasýndan rahatsýz oluyorsa, nasýl

cumhurbaþkaný olduðunu unutmuþ olabilir mi?

Gül'ün tutumu, darbe karþýtý, Ergenekon'un

daðýtýlmasý için sürdürülen mücadelenin neden

ertelenemez ve toplumun tüm ezilenlerinin

omuzlarýnda yükselmesi gerektiðini de kanýtlýy-

or.

Bu yüzden 19 Ocak'ta Hrant Dink'in ölüm

yýldönümünde yapýlacak eylem de 23 Ocak'ta

Darbelere Karþý 70 Milyon Adým Koalisyonu

tarafýndan düzenlenecek "Darbelere karþý sivil

savunma eylemi" de çok önemli.

Darbeye, Ergenekonçetesine karþýysan,

Kürt sorunundademokratik bir çözümistiyorsan,

Cinsiyetçiliðe vehomofobiye karþýysan

Küresel krize karþýmücadele etmek isti-yorsan

Küresel ýsýnmaya,nükleer santrallarakarþýysan w

ww

.dsi

p.or

g.tr

"Yeni Sol, çerçeve metninde yer alantakdimiyle bana, ne "yeni", ne de sosyaldemokrat anlamda bile, "sol" gibigeldi".

Mustafa Sönmez önce Cumhuriyetgazetesinde, sonra da bianet'te yer alan"Yeni sol'un nesi yeni, nesi sol?" baþlýklýyazýsýnda böyle demiþ. Ve devam etmiþ:

"Yeni Sol'un çerçeve metninde hiçolmayan sözcükler: Sosyalizm, iþçisýnýfý, sýnýf mücadelesi, devrim, emekiktidarý, kamulaþtýrma… Bu siyasioluþuma öncülük edenlerin sosyalist birparti kurma niyetinde olmadýðý açýk...Merkez solda, mesela CHP sözlüðündeyer alan þu tür kavramlara da yer ver-medikleri görülüyor: Devletçilik,halkçýlýk, kamu müdahalesi, KÝT, plan-lama, özelleþtirme karþýtlýðý... Hattadevletçi sözcüðü 2 yerde, negatif, iticianlamda kullanýlmýþ. Demek ki, YeniSol, CHP türü bir merkez sol parti deolmak istemiyor".

"Sýnýf" kelimesi az kullanýlmýþ, "planla-ma" hiç kullanýlmamýþ. "Yurttaþ" çokkullanýlmýþ. Demek ki, "emek-sermayekarþýtlýðý yerine sivil toplum-devletkarþýtlýðý" önemsenmiþ. Filan, fýstýk.

Sönmez haklý. Amaç, sosyalist birparti kurmak deðil. Sosyal demokrat birparti kurmak da deðil. "CHP türü" birparti kurmak hiç deðil.

Dolayýsýyla, ne kurmayýamaçladýðýmýzý anlayamamýþ. Anlatanolmamýþ herhalde, sormayý da gereklibulmamýþ.

Gerçi anlatýlsa anlar mýydý, emindeðilim. Deðilim, çünkü Sönmez'ingenel siyasi duruþu anlamaya elverecekgibi deðil.

Sönmez'e göre, Temmuz 2008'deTurnusol adlý internet sitesinde yayýn-lanan ayrýntýlý yazýsýnda ifade ettiðigibi:

"Türkiye, bir yarýlma, bir kutuplaþmayaþýyor ve bu filler savaþý, çimenleri

ezerek yapýlýyor. Çimenler, eðerezilmekten yýldýlarsa, býktýlarsa üsttetepiþen filleri de doðru tanýyýp, doðruyerlerde saf tutup, olmadýk deðirmen-lere su taþýmamalýdýrlar".

"Filer savaþý" ifadesini Sönmez miOðuzhan Müftüoðlu'ndan duydu,Müftüoðlu mu Sönmez'den, bilmem.Ama sonuç ayný:

"Bu tepedeki filler savaþýnda, tarafolmaya zorlanan çimenlere gelince... Bu

bloklaþmanýn hiçbirinin tarafý olmamasýgereken, gerçekte kurbaný olankitlelerin, kendi baðýmsýz bloklarý ilesiyaset üretmeleri ve özgürleþtirici yolalmalarý ne yazýk ki, bir temennidenöteye gidemiyor. Toplumsal muhalefetisürükleme pozisyonundakisendikalarýn, konfederasyonlarýn vediðer kitle örgütlerinin, bu filler blok-laþmasýnýn dýþýnda bir blok olma hede-fleri, politikalarý ne yazýk ki oluþmuy-or".

Kim bu filler? Bir yanda "sivil veaskeri bürokrasinin ya da Ordu veyargýnýn yer aldýðý blok ve bunu temsiletalip olan CHP", öbür yandamerkezinde "cemaat ve tarikat iliþkileri"olan Ýslamcý AKP bloku.

Sönmez, Müftüoðlu (ve ErtuðrulKürkçü - yazýnýn bianet'te yayýnlanmasý

tesadüf deðil) bu filler bloklaþmasýndanayný sonucu çýkarýyor: Fillerin ne yap-týðý bizi ilgilendirmez, biz bu konudatarafsýzýz, mühim olan üçüncü bloku,sosyalist bloku, iþçi sýnýfý blokunuyaratmaktýr.

Çok güzel. Ne iyi olurdu! Ne var ki,Sönmez'in de dediði gibi, bu "birtemenniden öteye gidemiyor", "ne yazýkki oluþmuyor".

Niye oluþmuyor peki? Ve niye oluþ-madýðýný Sönmez niye düþünmüyor?Ben ona anlatayým.

Birincisi, AKP "cemaat ve tarikatleri"deðil, deðiþim isteyen %47'yi de temsilediyor. Bu %47'ye iþçi sýnýfýnýn daönemli bir kesimi dahil.

Ýkincisi, Sönmez'in "sivil ve askeribürokrasi ya da Ordu ve yargý" deyipgeçtiði þey, bu halkýn 85 yýldýrümüðüne çökmüþ olan, elleri kanlý birbaský ve zulüm aygýtý. Bu halk, iþçisýnýfý da dahil, bu aygýttan bezmiþ vekurtulmak istiyor.

Yani Sönmez, Müftüoðlu veKürkçü'nin iki fili, halkýn gözünde filfilan deðil. Biri kendisini ezen aygýt,diðeri kendi oy verdiði ve zulümaygýtýyla itiþen hükümet.

Bu ikisinin arasýnda tarafsýz kalanlarýhalkýn ciddiye bile almamasý; bunlarýnüçüncü blok filan yaratamamalarý, "neyazýk ki oluþmuyor" diye hayýflanýpdurmalarý çok doðal.

Garantisi yok, ama Yeni Sol parti,"sivil ve askeri bürokrasi ya da Ordu veyargýya" karþý mücadele etmek isteyenherkesi, sosyalistleri de, sosyaldemokratlarý da, kendini tanýmla-mayanlarý da bir araya getirmeyibaþarýrsa, Sönmez'in hiç anlamadýðý birþeyi baþarmýþ olacak. Geniþ kitlelerindikkate aldýðý bir sol yaratmýþ olacak.

RRoonnii MMaarrgguulliieess

Filler, iþçiler ve Yeni Sol

“Tarafsýz kalanlarý halkýn ciddiye bile almamasý; bunlarýn üçüncü blok filanyaratamamalarý, "neyazýk ki oluþmuyor" diyehayýflanýp durmalarý çokdoðal.”

DSiP’e üye ol!devrimci sosyalizme güç ver

baþka bir dünya mümkün

Page 9: sayfa 6, 7 ve 11’de sayfa 8’de sosyalist isci · 2007'de Agos gazetesi önünde katledilen Hrant Dink, bir Ermeni olduðu için, haklarýný arayan, eþitlik ve özgürlüðü

sayý: 385 sosyalist iþçi 9

Makyavelizm ismi Ýtalyansiyaset bilimci NiccoloMachiavelli'nin (Türkçe'deMakyavel veya Makyavelli olarakgeçiyor) fikirlerine yaslanmak-tadýr. Machiavelli'nin temel eseriÝtalya'nýn ulusal birliðini saðla-masý için neler yapýlmasý gerek-tiðini anlattýðý bir politik mani-festo olan Prens'tir.

Machiavelli, Prens'te bir ülkeningüç sahibi olabilmesi için mutlakgüce sahip bir hükümdarýn var-lýðýný savunur. Kitabýnda da birliðisaðlayabilecek olan hükümdaraöðütler verir. Machiavelli'ninbütün düþüncesi toplumunyukarýdan aþaðý biçimlendirilme-sine dayanmaktadýr. ÝtalyanMarksist Antonio Gramsci,Machiavelli için "Erken gelmiþ birJakoben" demektedir.

Machiavelli'nin düþüncesi ken-disinden sonraki pek çokdüþünce akýmýný da etkilemiþtir.Makyavelizm sýklýkla "amacagiden her yol mübahtýr" önermesiile ifade edilir. Makyavelizmin budüþünceyi savunduðu kuþkusuz-dur ancak Makyavelizm bundanibaret deðildir, politikanýn önemlikavramlarýndan birisi olan rýzaüretimi -veya daha sonraMarksist terminolojideki adýylahegemonya- Prens'te ele alýnankonulardan birisidir. Prens,sürekli zulüm ile ayakta kalamaz,halka zulüm ve iyi davranmaarasýnda bir denge kurmalýdýr.Baský ve rýzanýn temel mekaniz-masý ile gücünü sürekli sürdür-mek zorunda olan devlettir.

Bazý egemen tezler, 1917 EkimDevrimi'ni makyavelist birhareket, Lenin ve Troçki'yi,toplumu tepeden deðiþtirenMakyavelistler olarak suçlamak-tadýrlar. Oysa bu tez bütünüylesaçmadýr. Machiavelli insandoðasýnýn ancak bir hükümdarýnyönetimi altýnda doðru bir yaþa-ma yöneleceðini söyleyen birfelsefe ortaya koyarken, Lenin veTroçki iþçi sýnýfýnýn kendi eyleminive kendi iktidarýný savunuyordu,yani sýradan insanlarýn eyleminintüm insanlýðý kurtaracaðýný…

Machiavelli'yi hem içeren hemde aþan bir bakýþ ise Gramscitarafýndan geliþtirilmiþtir.Machiavelli'nin rýza ve zor arasýn-daki kurduðu iliþkiyi diyalektikbir temele oturtan Gramsci hemburjuva toplumunun bu temeldeçözümlemesini yapmýþ hem de butoplumun deðiþimi için temel biraraç olan devrimci partiyi ModernPrens olarak adlandýrmýþtýr.Ancak Gramsci'nin Modern Prensibir elit yönetici deðildir.Gramcsi'ye göre: "Modern Prens,gerçek bir kiþi, somut bir bireyolamaz… Parti içinde evrenselliðeve bütünleþmeye yönelikkamusal irade tohumlarýnýn birik-tiði ilk hücredir."

Marksizm ve onun birikiminisavunan devrimci parti harekethâlindeki kitleler ile ezilenlerintarihsel bloðunu kurabilecek olanaygýttýr. Marksizmi, makyavelizmile eþitleyenlerinse çoðu tepedenbir iradeyi savunurlar, yanimakyavelizme yakýndýrlar.Makyavelizmin tek gerçek karþýtýaþaðýdan sosyalizmdir.

Can Irmak Özinanýr

PPOOLLÝÝTTÝÝKKAANNIINN AABBEECCEESSÝÝ......

MKitlesel bir sol partinin

kuruluþ çalýþmalarý hýzkazandý. Farklý gelenek-

lerden gelenlerin "Nasýl birparti?" sorusuna verdikleriyanýtlar da farklýlýklar taþýyor.Çeþitli toplantýlarda kullanýlan"aktivist" kavramýna atfedilendeðer de bu farklýlýklarýn birifadesi oluyor.

PPoolliittiikk kkaammppaannyyaallaarrAktivizm antikapitalist

hareketin yaygýnlaþmasýyla veetkili politik kampanyalarlakapitalizme meydan okuyan onbinlerce insanýn doðrudaneyleme geçmesini ifade etmekiçin kullanýlmaya baþladý.

Þirketlere, küresel kapitalizminen büyük kurumlarýna,bankalara, DTÖ, DünyaBankasý, IMF ve NATO gibi entehlikeli örgütlere karþý1990'larýn ikinci yarýsýndanitibaren baþlayan, Seattle'da1999 yýlýnýn Kasým ayýnda DTÖtoplantýsýna karþý on binlerceinsaný harekete geçiren, tümkýtalarda arka arkaya eylemlerlekapitalizme aralýksýz biçimdemeydan okuyan, G8 zirvelerinikapitalistlere zehir eden birhareketin etrafýnda toparladýðý,harekete geçirdiði insanlardansöz ediyoruz aktivist derken.

Bu hareket, 11 Eylülsaldýrýlarýndan sonra savaþkarþýtý bir harekete dönüþtü vetarihin tanýk olduðu en büyüksavaþ karþýtý gösterilerinörgütlenmesinde aktivistlerinrolü tartýþmasýz belirleyici oldu.

YYeennii bbiirr kkuuþþaakkAktivist nitelemesinden rahat-

sýzlýk duymak için hiçbir nedenyok. Rahatsýzlýk duyanlar kitle-sel sol parti giriþimini aktivist-lerin aktivist olmayanlara kapat-týðý bir giriþim olarak lanseetmeyi tercih ediyor. Bu insan-larýn aklýna aktivist dendiðinde"profesyonel devrimci"dendiðinde üþüþen bütünyaratýklar üþüþüyor.

Aktivist, profesyonel devrimcidemek deðildir. Aktivistingününün kaç saatini politikfaaliyete ayýrdýðýnýn ölçütü yok-tur. Bu zaman ölçütü deðildir,yeni dönemde kullanýlanaktivizm nitelemesinin nedeni.

Aktivistten, Sivil ToplumKuruluþ'larýn kampanyalarýnýdüzenleyen profesyonel kampa-nya yöneticilerini ve bu yöneti-cilerin etrafýnda bir projeetrafýnda bir araya gelen genç-leri de anlamamak gerekiyor.

Aktivist, politik sorunlarakarþý net politik fikirleri olan vedeðiþimin hemen, þimdi gerçek-leþmesini talep eden, budeðiþim mücadelesininörgütlenmesine de elindengeldiðince katýlan, örgütlü ya daörgütsüz birey demektir.

Kitlesel bir sol partininörgütlenmesinde aktivistlereyönelik adým atmadan, aktivist-lerin bu partinin örgütleyicileri

olmasý amaçlanmadan, hiçbirbaþarý þansý yoktur. Aktivizmvurgusu, partinin sadeceaktvistlere açýk olmasý ve "pasi-fistlere" kapalý olmasý anlamýnagelmediði gibi, tam tersine, par-tinin seçmen tabaný olmasýdüþünülen kesimlere de ulaþ-masýnýn yolu elden geldiðincekitlesel sol partinin harekete,aktivistlere dayanmasý, çokçeþitli politik deneylerden gelenaktivistlerin birleþik politikmücadele alaný olmasýnabaðlýdýr.

Aktivist bazen tam birgününü, bazen haftada birgününü bir kampanyanýnörgütlenmesine veren insandýr.Bazen bir toplantýda fikrini açýk-layarak hareketin fikri zengin-liðini artýran, bazen sadece imzastandýnda duran ya da bu stan-da gelip imza veren, ama mutla-ka hareketin zirve noktalarýnda,yürüyüþlerde yer alan,bireylerdir. Bu bireylerin enerjisiolmadan, sadece kurulu örgüt-lerin yan yana gelmesiyle, kitle-sel bir parti kurulacaðýný düþü-nenler, bu kitleselliði sadece seç-men tabanýnýn geniþlemesiaçýsýndan düþünsüler bile,aktivistleri önemsizleþtiren birpartinin seçim alanýnda herhangi bir baþarý elde etmesimümkün deðildir.

NNeerreeddee bbuu aakkttiivviissttlleerr??Bir de aktivistleri merak eden-

ler var, bir avuç olduðunudüþünenler, küçümseyenler.Türkiye'de toplumsal muhale-fetin kýsa tarihine bakmasýnýbilenler açýsýndan zaman zamanbir aktivizm patlamasýnýnyaþandýðý çok açýktýr.

Örneðin, sadece savaþ karþýtýhareketin, 2001 yýlýndan bugünekadar, kampanya toplantýlarýnakatýlan aktivist sayýsý 29 bindenfazladýr.

2002 yýlýndan beri savaþ karþýtýmitinglere yaklaþýk 345 bin kiþi

katýldý. Bu mitinglerde, antikapitalist savaþ karþýtý kortejdeyürüyen aktivist sayýsý, yaklaþýk37 bin kiþiydi.

Barýþarock adý verilen ve altýyýl arka arkaya düzenlenenetkinliklere, yaklaþýk 187 binkiþi katýldý. Yüzlerce aktivist,her yýl bu festivalin örgütlenme-sine gecesini gündüzünü verdi.

Baþka bir sayýyý da iklimdeðiþimine karþý mücadeledenverebiliriz: Sadece KüreselEylem Grubu tarafýndan düzen-lenen kampanyalarýn mitingler-ine bugüne kadar 25 bin kiþikatýldý. KEG'in sadece kampa-nya toplantýlarýna 6500 kiþikatýldý.

Baskýn Oran ve Ufuk Uras'ýnseçim kampanyalarý da zamanzaman aktivizmin nasýl bir pat-lama yapabildiðini kanýtlýyor.Her iki kampanyanýn yürüyüþ-lerine de binlerce aktivistkatýldý. Özellikle bu iki seçimkampanyasý da kitlesel sol par-tiyi sadece seçmen zeminli birparti olarak algýlamaya çalýþan-larýn göremediði bir gerçeðiýsrarla kanýtlýyor. Hareketegeçen ve çeþitli düzeylerde kam-panyaa katký yapan aktivistler,adaylarýn tanýnmasýnda,görünür olmasýnda belirleyicibir rol oynadýlar.

PPoolliittiikkaannýýnn iiççeerriiððiiAktivist nitelemesinden ödü

patlayanlar, gerçekte aktivist-lerin politik keskinliðindençekiniyor. 2000'li yýllardasavaþlara, iklim deðiþimine,ýrkçýlýða ve milliyetçiliðe karþýharekete geçenler, Hrant Dinkiçin yapýlan yürüyüþlerekatýlanlar, darbelere karþýsokaklara çýkanlar, kemalizmekarþý da seslerini yükselttiler.

Ayný anda hem darbelere karþýçýkmak hem de kemalist olmakmümkün deðildir. "Bütünkemalistler darbeci midir?"sorusu sorulabilir ama þu yanýt

kaçamak sayýlmaz: "Bütünkemalistler darbeci midir bilin-mez ama bütün darbelerikemalistler yapmýþtýr!"

Kitlesel bir sol partiye kemal-istler üye olabilir mi? Olabilirelbette ama mesele kemalistlerinüye olup olamayacaðý deðildir,mesele kitlesel ve yeni bir solparti, kemalist politikalarý savu-nacak mý savunmayacak mý?

Ufuk Uras seçim kampanyasý,kemalist politikalar izlemedeneþitlik, özgürlük ve adalet talep-lerini, radikal demokrasi talep-lerini savunarak binlerceinsanýn hem politik aktivizmtemelinde hem de seçim kampa-nyasýnýn en genel ihtiyaçlarýnýkarþýlamak üzere bir arayagelebileceðini kanýtladý.

Sol bir partiyi yeni yapacaktemel öðe, politikalarýndakiyenilik ve bu yeni politikalarýnasýl savunduðu ve anlattýðýdýr.

Türkiye'de ve dünyada son onyýlda bir patlama yaþayan, kapi-talizme meydan okuyan, onmilyonlarca insaný hareketegeçiren aktivizm, sadece dansederek yürüyüþ yapanlarýneylemini deðil, tüm ezme ezilmeiliþkilerinde ikirciksiz birbiçimde ezilenin yanýnda yeralan genç, kadýn, iþçi ve yoksulyepyeni bir kuþaðýn devrimciruh halini ifade etmektedir.Küresel düþünüp yerel örgütle-nen, sermayenin küreselleþme-sine karþý enternasyonalistdayanýþmayý önemseyen birhareketin ruh halidir bu.

Bu ruh hali ile bütünleþmeyenhiçbir siyasal hareketin sýçramayapmasý mümkün deðildir. Bubütünleþme için ise aktivistlerinkendilerini gönül rahatlýðýylaifade edebileceði kanallarýn açýl-masý, bu kanallarýn sürekliolarak, evet, eski bir terimlekonuþmak gerekirse, "inþaedilmesi" gerekir.

ÞÞeennooll KKaarraakkaaþþ

Aktivistlerin partisi derkenne anlatmak istiyoruz? MAKYAVELÝZM

Page 10: sayfa 6, 7 ve 11’de sayfa 8’de sosyalist isci · 2007'de Agos gazetesi önünde katledilen Hrant Dink, bir Ermeni olduðu için, haklarýný arayan, eþitlik ve özgürlüðü

10 sosyalist iþçi sayý: 385

SÝNEMA

Marks ve enternasyonalizm

Marksizm, iþçi sýnýfýnýn dünya çapýnda devrimci eyleminin teori-

sidir. Bu yüzden, marksizm, devrimcidir, enternasyonalisttir ve

iþçi sýnýfýnýn sýnýf çýkarlarýndan baþka bir þey ifade etmez.

Lenin, "Marks'ýn tarihsel materyalizmi, bilimsel düþünüþte

eriþilmiþ büyük bir baþarýydý. Tarih ve siyaset düþüncesinde daha

önce hüküm süren kaos ve keyfilik yerini, üretici güçlerin

geliþmesinin sonucu olarak bir toplumsal hayat sisteminden bir

baþka ve daha yüksek sistemin nasýl doðduðunu gösteren çarpýcý

bir bütünlük ve uyumluluða sahip bilimsel bir teoriye býrakmýþtý"

dediðinde, içten içe marksizmin enternasyonalist karakterini de

vurguluyordu.

Tarihsel materyalizm, dünya ölçekli bir sistem olan kapitalist sis-

temin aþýlmasý ve komünist, sýnýfsýz bir toplumun kurulabilmesi

için, "daha yüksek bir sistemin" ancak dünya çapýnda iþçi sýnýfýnýn

kolektif eyleminin ürünü olabileceðini anlatýr özetle.

Marks'ýn daha 1840'lý yýllarýn baþýndaki sol demokrat yazýlarýnda

bile iþçi hareketini en azýndan Avrupa çapýnda birleþik mücadele

etmek zorunda olan bir sýnýf olarak kavradýðýný gösteriyor: "Hiçbir

þeye sahip olmayan bir zümrenin orta sýnýflarýn refahýndan pay

istediði gerçeði Manchester, Paris ve Lyons'da yaþayan herkes için

aþikardýr." Mancherster Chartist hareketin merkezi, Paris ve Lyons

ise iþçi isyanlarýnýn merkeziydi ve Marks'ýn daha ilk yazýlarýnda

komünizm fikri Avrupa çapýnda kitlesel iþçi eylemlerinin bir-

liðiyle birlikte geliþiyordu.

Milliyetçilik, yurtseverlik, Marks ve Engels açýsýndan iþçi

sýnýfýnýn düþmaný fikirlerdi. 1845 yýlýnda Engels'in Marks ve

kendisi adýna kaleme aldýðý "Londra'da Uluslar Þenliði" baþlýklý

makalede yapýlan "Bütün ülkelerin proleterlerinin çýkarlarý ayný

ve düþmanlarý ortaktýr... bir bütün olarak proleterlerin geliþmesi

ve bütün eylemleri özünde insancýl ve anti milliyetçidir" vurgusu,

marksizmin daha doðuþ günlerinde milliyetçilikten tiksindiðini

gösterir.

Marks ve Engels, günün modasý öyle diye deðil, enternasyonal-

izm devrimci fikirlerinin elementer özelliði olduðu için ilk parti

örgütlenmesini Ýngiltere, Almanya ve Fransa'daki iþçi liderleriyle

görüþerek, birlikte örgütlenmeye çalýþarak Avrupa çapýnda etkili

bir siyasi gelenek yaratma yoluna gittiler. Marks, "milliyetin sýnýr-

larýný parçalamak" için enternasyonalist bir örgütlenmenin zorun-

lu olduðunu daha 1846 yýlýnýn baþlarýnda söylüyordu.

1848-1850 yýllarýnda Fransa'da sýnýf savaþlarýný incelediði

broþüründe, Marks, "Yeni Fransýz devrimi, derhal ulusal alandan

ayrýlmak ve 19. yüzyýlýn toplumsal devriminin üstün gelebileceði

tek alaný, Avrupa alanýný ele geçirmek zorunda olacaktýr" diyordu.

Marksizme kendi milliyetçiliklerini bulaþtýrmak isteyenlere inat,

bugün, 21. yüzyýlda Marks'ýn bu cümlesine yapýlacak tek ek,

devrim hangi ülkede gerçekleþirse gerçekleþsin, toplumsal

devrimin üstün olabileceði tek alan olan, dünya ölçeðini, özellikle

üretici güçleri en geliþkin, iþçi sýnýfý en örgütlü olan ülkelerin

tümünü ele geçirmek zorunda kalacaðý vurgusu olmalýdýr.

Þenol Karakaþ

James Cameron pahalý yapým-larýn yönetmeni olarak biliniyorve son filmi Avatar gösterimegirmeden önce filmin maliyeti,çekimi için gerekli olan teknolo-jinin geliþmesi için yýllarca bek-lendiði, özel teknikler geliþtir-ildiði, filmin toplam 400 milyondolara mal olduðu yazýldý.

Avatar'da bu her biri birtanýtým kampanyasý gibi çalýþanbaþlýklarýn hiçbir önemi yok.Avatar'da önemli olan içerik.

Terra'yý Kurtarmak isimli ani-masyonu izleyenler Avatar'ýnkonusunun bu filme ne kadarbenzediðini vurguluyor. AmaAvatar daha sert bir film, içer-iðindeki sertlik beklenmedikdüzeyde olan ve etkisini degörsel ve teknolojik gücündençok bu içeriðine borçlu olan birfilm. Büyük bir hikayeyi pahalýbir yapým maliyetiyle anlatan herfilm, küresel düzeyde geneltartýþmalarý yapmak zorundadýr.Sadece bebeklere masallar gibialgýlanan Star Wars serisi alttanalta demokrasi ve diktatörlüktartýþmasýný da yapar. Bu tartýþ-manýn altýndan kalkamasa daGeorge Lucas'ýn Star Wars serisiiyilik ve kötülüðün mücade-lesinde demokrasi ya dademokrasinin kendi içindekötülük gibi tartýþmalarý yüzey-sel de olsa yaparken, Avatar iseçok daha güncel politik bir tartýþ-mayý yapmakla kalmýyor, butartýþmada çok net bir tutumalýyor.

Bu tartýþmalar, bugün dedünyanýn en temel iki sorununuoluþturuyor: 1. Küresel iklimdeðiþimi, 2. Savaþ, iþgal veýrkçýlýk.

Avatar her iki baþlýkta daezilenlerin safýnda. Her iki konu-da da sorumlunun, "teröre karþýönleyici savaþ" doktrinini savu-

nanlar olduðunu, neredeysedidaktik bir sertlikle vurguluyor.Pandora adlý bir gezegendedoðayla uhrevi deðil organik biruyum içinde yaþayan Na'viler,dünyada tüm yeþili kurutan birþirketin ve þirketin güvenlik biri-mi gibi çalýþan ordunun tehdidialtýndadýr. Na'vilerin yaþadýðýalan, insanlara enerji üretecek birmadenin tam üstündedir.

Ýnsanlar filmde tam bir iþgalcigüç olarak gösteriliyor. Ýþgalci-lerin bir sorunu var: Pandora'nýnatmosferi insanlar için uygundeðil, bu yüzden mavi renkli veüç metrelik Na'vilere benzeyenAvatarlar geliþtirilerek insanlarPandora'da dolaþabiliyor.

Pandora'nýn tanýtýldýðý bölüm-ler, tüm doðanýn bir bütünolduðunu ve ekolojik uyumunöneminin anlatýldýðý sahneler,iþgalin hem Na'vileri hem degezegendeki tüm ekolojik

dengeyi imha ediþi ama aynýzamanda iþgale karþý direniþinönemi ve filmin sonunda "beyazadamýn" öteki olmayý bilinçli birbiçimde tercih etmesi çok önem-li. Avatar'ýn savaþ sahneleri özel-likle Vietnam savaþýný anýmsatansekanslarla dolu. Ama Avatar birçok savaþ karþýtý filmin yapa-mayacaðý kadar açýk bir biçimdeVietnam'ýn ve Vietnamlýnýngözüyle bakýyor savaþa, iþgale vedireniþe.

Bu yüzden kliþeleriyle, yenilik-lerle dolu olmayan senaryosuylaAvatar dev bütçeli hiçbir filminyapamayacaðý kadar açýk birbiçimde neo-con ABD'siyle ide-olojik bir hesaplaþmanýn filmiolduðu için çok yenilikçi.

3D teknolojisi deðil sadece filmiçarpýcý kýlan, G. Bush poli-tikalarýný neredeyse bir Iraklýnýngözüyle yerden yere vurmasý.

RRýýffaatt SSoollmmaazz

Avatar:"Hepimiz Pandoralýyýz!"

Þair Ýsmet Özel Irkçýlýða veMilliyetçiliðe Dur De Giriþimitarafýndan ayýn ýrkçýsý ödülünelayýk görüldü. Sivas katliamýnýnardýndan kaleme aldýðý yazýda 37kiþinin yakýlarak öldürülmesinisavunan Özel’.

Geçen hafta Habertürk'teBalçiçek Pamir'in konuðu olanÝsmet Özel, þiirden çok günceltartýþmalar üzerine konuþtu.

Irkçý olmadýðýný ileri süren Özel'Burada sadece Müslümanýn sözügeçer, Müslümandan baþkasýnasöz hakký tanýmýyoruz' dedi.

Irkçý þaire göre 'Müslümandeðilseniz Türk olamýyorsunuz.Türk demek Müslüman demektir.Her Müslüman Türk deðildir amaher Türk Müslümandýr.'

Özel, Kafes Eylem Planý'ndaimha edilmeleri öngörülen azýnlýk-lara karþý nefret söylemindebulundu: "Türk olmayana gavurdenir. Gavurda akýl olsaMüslüman olurdu." Özel'e göreTürk olmanýn basit bir yolu var,namaz kýlmak yeterli."

Sivas Katliam'ýný savunmuþtu2 Temmuz 1993 günü geleneksel

Pir Sultan Abdal þenliklerine katýl-mak için Sivas'ta bulunan aydýn,

yazar ve sanatçýlarýn kaldýðýMadýmak Oteli bir kalabalýktarafýndan önce kuþatýlmýþ, ardýn-dan ateþe verilmiþti.

Çýkan yangýn sonucu 37 kiþininyaþamýný yitirmesiyle sonuçlananSivas katliamý ile Aleviler veSünniler arasýndaki zayýf iliþkikoptu. Laik-þeriatçý olaraktoplumu bölen fikirler güçkazandý.

Katliamda kontgerilla par-maðýnýn bulunduðu daha ilk gün-den düþünülse de laik-þeriatçýsaflaþmasýný büyütmek isteyenlerkatliamý sýradan sünnileringerçekleþtirdiði tezini ileri sürdü.Bu teze en büyük destek, yaþayanen büyük Müslüman þair olaraknitelenen Ýsmet Özel'den geldi.

Kendini solcu ve komünistolarak tanýmlayan, ancak 12 Mart1971 darbesi öncesi Müslümanolduðunu açýklayan Özel'in SivasKatliamý'ndan 6 gün sonra MilliGazete'de yayýmlanan köþe yazýsý'Sivas göklerinde Sýrp tayyareleriuçacak mý?' baþlýðýný taþýyordu.Özel, katliamdan sað kurtulanAziz Nesin'i suçluyordu:

"Aklýma takýlan soru þu: AzizNesin gibilerinin kendilerini

güvenlikte hissetmeleri için Sýrp(veya Grek, Ermeni, Rus veyaAmerikan) uçaklarýný Sivassemalarýnda görmeleri migerekiyor?

Müslümanlarýn icabýna bakmagayretkeþliði her türlü dolambaçlýyolu deneyebileceklerinidüþündürdüðü gibi Aziz Nesin'inSivas olaylarý sonrasýnda aðzýn-dan dökülen laflar "davetiye"niyetinin ne kadar ciddi olduðunuda gösteriyor."

Ýsmet Özel katliamýnýsavunurken, yazýsýný yenikatliamlara davetiye çýkararakbitirmiþti:

"Millet olarak Ýslamî bir karar-lýlýk gösterememenin cezasýnýçekiyoruz. Baþýmýzda dolananbelayý defetmenin yolu Sivas(veya Kayseri) semalarýna Sýrpuçaklarýný davet etmektengeçmez."

Irkçý Ýsmet Özel 16 yýl sonrayeniden sahnede. Tam daTürkiye'de Kürtlerin, Alevilerin,Hýristiyanlarýn üzerindeki baskýnýnsona ermesi gündemdeyken,sünni çoðunluðu kýþkýrtmak istiy-or.

SSeelliimm IIþþýýkk

Ayýn ýrkçýsý Ödülü Ýsmet Özel’e verildi

Page 11: sayfa 6, 7 ve 11’de sayfa 8’de sosyalist isci · 2007'de Agos gazetesi önünde katledilen Hrant Dink, bir Ermeni olduðu için, haklarýný arayan, eþitlik ve özgürlüðü

Aþaðýdan sosyalizm-Kapitalist toplumda tümzenginliklerin yaratýcýsýiþçi sýnýfýdýr. Yeni birtoplum, iþçi sýnýfýnýn üre-tim araçlarýna kolektifolarak el koyup üretimive daðýtýmý kontroletmesiyle mümkündür.

Reform deðil, devrim-Ýçinde yaþadýðýmýz sis-tem reformlarla köklü birþekilde deðiþtirilemez,düzeltilemez.-Bu düzenin kurumlarýiþçi sýnýfý tarafýndan elegeçirilip kullanýlamaz.Kapitalist devletin tümkurumlarý iþçi sýnýfýnakarþý sermaye sahipleri-ni, egemen sýnýfý koru-mak için oluþturulmuþ-tur.-Ýþçi sýnýfýna, iþçi konsey-lerinin ve iþçi milislerininüzerinde yükselen tama-men farklý bir devletgereklidir.-Bu sistemi sadece iþçisýnýfýnýn yýðýnsal eylemidevirebilir.-Sosyalizm için mücadeledünya çapýnda birmücadelenin parçasýdýr.Sosyalistler baþkaülkelerin iþçileri ile daimadayanýþma içindedir.-Sosyalistler kadýnlarýntam bir sosyal, ekonomikve politik eþitliðinisavunur.-Sosyalistler insanlarýncinsel tercihlerindendolayý aþaðýlanmalarýnave baský altýna alýn-malarýna karþý çýkarlar.

Enternasyonalizm-Sosyalistler, bir ülkeniniþçilerinin diðer ülkeleriniþçileri ile karþý karþýyagelmesine neden olanher þeye karþý çýkarlar.-Sosyalistler ýrkçýlýða veemperyalizme karþýdýrlar.Bütün halklarýn kendikaderlerini tayin hakkýnýsavunurlar.-Sosyalistler bütün haklýulusal kurtuluþ hareket-lerini desteklerler.-Rusya deneyi göster-miþtir ki, sosyalizm tekbir ülkede izole olarakyaþayamaz. Rusya, Çin,Doðu Avrupa ve Kübasosyalist deðil, devletkapitalistidir.

Devrimci parti-Sosyalizmin gerçekleþe-bilmesi için, iþçi sýnýfýnýnen militan, en mücadele-ci kesimi devrimci sosyal-ist bir partide örgütlen-melidir. Böylesi bir partiiþçi sýnýfýnýn yýðýnsalörgütleri ve hareketi için-deki çalýþma ile inþaedilebilir.-Sosyalistler pratik içindediðer iþçilere reformizminiþçi sýnýfýnýn çýkarlarýnaaykýrý olduðunu kanýtla-malýdýr. Bu fikirlerekatýlan herkesi devrimcibir sosyalist iþçi par-tisinin inþasý çalýþmasýnaomuz vermeye çaðýrý-yoruz.

SSoossyyaalliisstt ÝÝþþççii nnee ssaavvuunnuuyyoorr??

ii nn tt ee rr nn ee ttozurdiliyoruz.combarisarock.orgkureselbarisveadalet.orgkureseleylem.orgdurde.orghranticinadaleticin.com70milyonadim.org

sayý: 385 sosyalist iþçi 11

Darbelere Karþý 70 Milyon AdýmKoalisyonu, 23 Ocak'ta ÝstanbulTaksim'de büyük bir yürüþehazýrlanýyor.

Son dönemde arka arkayayaþanan geliþmeler 70 MilyonAdým aktivistlerini hareketegeçirdi. Bülent Arýnç'a suikastihtimali, DTP'nin kapatýlmasý,BDP'li belediye baþkanlarýnýn veKürt siyasilerinin tutuklanmasý,Kozmik odada arama süreciniyöneten hakimin baþka askerlercetakip edilmesi, ortalýkta kaos vekargaþa var havasýnýn hakimkýlýnmaya çalýþýlmasý gibigeliþmeler, darbe karþýtlarýnýn

yeniden etkin bir biçimde sokaðaçýkmasý için gecikilemeyeceðinigösteriyor.

70 Milyon Adým kampanyasýnýnaktivistleri, Ýlker Baþbuð'ungörevden alýnmasý için arkaarkaya eylemler yapmýþlar, enson Özden Örnek savcýlýða ifadevermeye gittiðinde Adliyeönünde eylem yapmýþlardý.

4 Ocak'ta darbe karþýtlarý busefer de Seferberlik tetkik Kuruluönünde takip edilen, yýldýrýlmakistenen hakimin arkasýndaolduðunu göstermek içinAnkara'da bir basýn açýklamasýdüzenledi.

Ýki ay önce ortaya çýkan KafesPlaný, darbecilerin ne kadarkokrunç planlar yaptýðýný, üstelikbu planlarý bu yýl Mayýs ayýndageliþtirdiklerini kanýtladý. Kafesplanýna göre, "operasyon" birkaçbaþlýkta devam edecek. KoçMüzesi bombalanarak çocuklaröldürülecek, Patrikhaneye saldýrýdüzenlenecek. Provokasyonyaratmak, infial yaratmak isteyencuntacýlarýn planlarý açýða çýksada eylemleri her fýrsatta devamediyor.

Ýlker Baþbuð geçtiðimiz ayTrabzon'da bir gemi üzerindentüm demokrtasi güçlerine, özgür-lük isteyenlere meydan okudu.

23 Ocak'ta tüm darbe palnlarýnýbildiðimizi, darbelere izin ver-meyeceðimizi, Ýlker Baþbuð'underhal görevden alýnmasý gerek-tiðini, Kozmik Oda'da ele geçir-ilen bilgilerin hýzla halka açýklan-masý gerektiðini, darbelere, dabreplanlamasýna bulaþmýþ tüm askerve subaylarýn, komutanlarýn der-hal cezaevine konmasý gerektiði-ni, Kürtlere yönelik saldýrgantutumun derhal sona erdirilmesigerektiðini savunmak içinyürüyeceðiz.

23 Ocak'ta Taksim TünelMeydaný'nda buluþuyoruz’

Darbeye Karþý 70 Milyon AdýmKoalisyonu girilemeyen kozmikodaya 50 metre mesafeden Arýnçsüikastýyla ilgili inceleme yapanHakim Kadir Kayan'a destek verdi.

70 Milyon Adým Koalisyonuadýna açýklamayý okuyan DamlaÇimen Hakim Kayan’a dönükölüm tehditlerine dikkat çekti.

Açýklamada ilke kez kontrgeri-lanýn üzerine giden savcýnýnöldürülmesine dikkat çekilerekþöyle dendi:

“1978'de devlet içinde ayrý biryapýlanma olduðunu ve ucununÖzel Harp Dairesine dayandýðýnýortaya koyan Doðan Özöldürülmüþtü. Bugün ise Kozmikodaya ilk giren hakim olan Kayangünlerdir takip ediliyor, tehditediliyor. Yeni cinayetlerin iþlenme-sine olanak vermemek için, Arýnçsuikastýný planlayanlarý veamaçlarýný teþhir etmek için,Ergenekon örgütünü tamamentemizleyebilmek için Kayan gibihakimlere sahip çýkmalýyýz.”

Hrant Dink'in ölümününüzerinden üç yýl geçti. 19 Ocak2007'de Agos gazetesi önündekatledilen Hrant Dink, bir Ermeniolduðu için, haklarýný arayan,eþitlik ve özgürlüðü savunan birErmeni olduðu için öldürüldü.

Hrant'ýn katilleri birkaç güniçinde yakalandý fakat sadecetetiði çekenler deðil cinayetinsorumlularý.

Hrant'ý bir mekanizma, adýnabugünlerde Ergenekon denilen veyargýdan bürokrasiye, askerdenpolis, medya ve siyasetçiye kadaruzanan bir derin devlet örgütlen-mesi öldürdü. Bu yüzden,"Hrant'ýn katili Ergenekon çetesi!"sloganý çok önemli bir gerçeðeiþaret ediyor. Ogün Samast gibitetikçilerin yargýlanmasý ve cezaalmalarý, ýrkçý, milliyetçi bir iklimioluþturan, yaygýnlaþtýran tümgüçlerin ve cinayeti planlayan,

destek olan tüm uzantýlarýnýnyargýlanmasý ev cezalkandýrýl-masýyla tamamlanmadan büyükbir anlam taþýmayacaktýr.

Bu yüzden Hrant'ýn Dostlarýadýyla üç yýldýr Hrant anmalarýnýve eyulemlerini düzenleyenaktivistlerin bu yýlki çaðrýsýnýhayata geçirmek için tümgücümüzle çalýþmalýyýz.

19 Ocak Salý günü Ýstanbul'daAgos'un önünde, Hrant Dink'invurulduðu yerde saat 13.00-16.00arasýnda anma etkinliði gerçek-leþecek.

Sosyalistler, "Hepimiz Hrant'ýz,hepimiz Ermeniyiz!" sloganýyla,Agos'un önünde, Hrant'ýn dost-larýnýn arasýnda yerlerini alacak-lar.

Hrant Dink'i aramýzdan alanmekanizmanýn tümü daðýtýlanakadar mücadelemizi sürdüre-ceðiz.

19 Ocak'ta Hrant için eyleme

DDaarrbbeelleerree kkaarrþþýý ssiivviill ssaavvuunnmmaa iiççiinn2233 OOccaakk''ttaa eeyylleemmee

70 Milyon Adým Koalisyonu kontrgerillanýn 50 metre ötesinde eylem yaptý

Sessiz olun hakim çalýþýyor!

Page 12: sayfa 6, 7 ve 11’de sayfa 8’de sosyalist isci · 2007'de Agos gazetesi önünde katledilen Hrant Dink, bir Ermeni olduðu için, haklarýný arayan, eþitlik ve özgürlüðü

ssoossyyaalliisstt iissccii Z Yayýncýlýk ve Tanýtým Hizmetleri Ltd. Þti.

Sahibi: Ayþe Demirbilek Sorumlu YazýiþleriMüdürü: Volkan Tamusta Adres: Caferaða

Mahallesi, Nail Bey Sokak, No: 9/15, Kadýköy/Ýstan-bul Baský: Yön Matbaacýlýk, Davutpaþa Cad. Güven

Sanayi Sitesi, B Blok, Kat 1, No: 366 Topkapý,Ýstanbul-0212 544 66 34 Yerel süreli yayýn,

iki haftada bir yayýnlanýr. wwwwww..ssoossyyaalliissttiissccii..oorrgg

Asgari Ücret Tespit Komisyonu'nun 29Aralýk 2009 Salý günü yaptýðý 3. Toplantýsonucu, 2010 yýlýnda uygulanacak asgariücret miktarý belirlendi.

Çalýþma Genel Müdürü Ali KemalSayýn'ýn yaptýðý açýklamaya göre asgariücret yýlýn ilk altý ayýnda %5.2 artarak577.01 lira, ikinci 6 ayýnda ise 4.3 artaraknet 599.58 lira olacak. Böylelikle 2009'da546 lira olan ücretlere 31 lira zamyapýlmýþ olacak.

Komisyon açýlýþýnda, görüþlerini basýnönünde açýklamalarýna imkan ver-ilmediði gerekçesiyle toplantýlara katýl-mama kararý alan Türk-Ýþ Sendikasýadýna açýklama yapan Türk-Ýþ GenelEðitim Sekreteri ve Asgari Ücret Tespit

Komisyonu Ýþçi Kesimi Baþkaný NihatYurdakul, "Asgari ücreti belirleme çalýþ-malarýna baþladýðýmýz bugün -anlamlýbir tesadüf olarak- tüm dünyada veülkemizde "Ýnsan Haklarý Günü" olarakanýlmaktadýr.

Ýnsan Haklarý Evrensel Bildirgesi'nde'Çalýþan her kimsenin kendisine ve aile-sine insanlýk onuruna uygun bir yaþayýþsaðlayan ve gerekirse her türlü sosyalkoruma araçlarýyla da tamamlanan adilve elveriþli bir ücret hakký vardýr' ifadesiyer almaktadýr" diye baþladýðý konuþ-masýnda asgari ücretin iþverenler ilehükümet arasýnda pazarlýk konusuedildiðini belirtmiþti.

IMF ve Dünya Bankasý gibi kurumlarýn

ülkemizde de etkisini sürdüren poli-tikalarýnýn asgari ücrete bakýþ açýsýndahiçbir insani unsure bulunmadýðýný vur-gulayan Yudakul, ücretlerin belir-lenirken geçim koþullarý, aile unsuru,refah payý dikkate alýnmayarak yetersizolduðunu ve her ay eksik ödendiðinisöylemiþti.

Komisyonun 2010 yýlý için belirlediðimiktar olan 599 TL, Türk-Ýþ'in 27Aralýk'ta açýkladýðý rapordaki açlýk veyoksulluk sýnýrlarýnýn çok altýnda.

Raporda, Aralýk ayýnda 4 kiþilik aileninaçlýk sýnýrý 795 TL, yoksulluk sýnýrý ise2.588 TL olarak belirtiliyor.

Asgari ücretli bu sene de aç kaldý

Çalýþanlar kaybettibankalar kazandý

MMeemmuurraa 11 lliirraa zzaamm2009'da gýda fiyatlarýndaki yüzde

2.22'lik artýþ ekonomi bürokrat-larýnýn beklemediði bir enflasyonartýþýna neden oldu. Memur,sözleþmeli ve memuremeklilerinin maaþlarýna enflasy-on artýþý baz alýnarak 0.222 oranýn-da zam yapýldý. Bu 1 liraya tek-abül ediyor. Ocak ayýnda bütçedeöngörülen yüzde 2,5'luk artýþ bilekamu emekçilerinin hayatlarýndahiçbir þeyi deðiþtirmeyecek.

EEmmeekklliiyyee zzaamm ffooss ççýýkkttýýHükümetin emekliye 'müjde'

olarak sunduðu zam da fos çýktý.7. 3 milyon emeklinin maaþýna enaz 63 lira iyileþtirme yapýldý. Buartýþ fakirliðe mahkum edilenemeklileri sadece bir anlýðýna fer-ahlatabilir, ancak iyileþtirme ile endüþük emekli maaþý 683 lirayaçýkarak yine açlýk sýnýrýnýn altýndakaldý. Yýlbaþýnda akaryakýtayapýlan zam tüketim maddelerininzamlanmasýna yol açacak.

ÖÖzzeell sseekkttöörrddee zzaamm yyookkMilyonlarca çalýþanýn sendikasýz

olarak istihdam edildiði özel sek-törde patronlar maaþ artýþý yapma-makta direniyor. Emsal olaraksözleþmeli çalýþanlarýn ücretlerinigösteriyor.

Hiçbir haklarý olmayan vetaþeron þirketlerin insafýna terkedilen sözleþmelilerin ücretleri heray deðiþiyor! Örneðin sosyalhizmetlerde çalýþan sözleþmelilerinmaaþlarý geçen ay 100 lira eksiködendi, gerekçe olaraksa þirketdeðiþikliði gösterildi.Sözleþmelilerin maaþlarý ortalama1000 lira seviyesinde.

BBaannkkaallaarr kkâârrllaarrýýnnýý aarrttýýrrddýýÝþçiler, memurlar, sözleþmeliler,

emekliler ve asgari ücretlilerkaybederken kazananlar da var.Tüm çalýþanlarýn krediler yüzün-den borçlu olduðu bankalar geçen11 aylýk kârý yüzde 44 artýþla 18.8milyar lira oldu. Bankalara enbüyük girdi 384.88 milyar lira ilekredilerden geldi.

Çalýþanlar için yeni yýl hayal kýrýklýðýylabaþladý. Asgari ücrete, Memur ve emeklimaaþlarýna komik zamlar yapýlýrken, bankalargeçen yýl karlarýný yüzde 44 artýrdý. Sözleþmeliçalýþanlarýn ise hiçbir haklarý yok.