13
Sayı 1 28 Mart 2016 KİTAP GÜNCESİ IX. Geleneksel Kitap Günleri Arkadaşlar,

Sayı 28 Mart 2016 KİTAP GÜNCESİ - TED İSTANBUL KOLEJİ · PDF fileçalıştılar. Aylarca, bu dört gün içerisinde tanışıp dinleyeceğimiz şair ve yazarları okulumuza getirmek

  • Upload
    hadang

  • View
    229

  • Download
    2

Embed Size (px)

Citation preview

Page 1: Sayı 28 Mart 2016 KİTAP GÜNCESİ - TED İSTANBUL KOLEJİ · PDF fileçalıştılar. Aylarca, bu dört gün içerisinde tanışıp dinleyeceğimiz şair ve yazarları okulumuza getirmek

Sayı 1 28 Mart 2016

KİTAP GÜNCESİ

IX.

Geleneksel Kitap Günleri

Arkadaşlar,

Page 2: Sayı 28 Mart 2016 KİTAP GÜNCESİ - TED İSTANBUL KOLEJİ · PDF fileçalıştılar. Aylarca, bu dört gün içerisinde tanışıp dinleyeceğimiz şair ve yazarları okulumuza getirmek

Sayı 1 28 Mart 2016

Sonunda aylardır hazırlandığımız kitap günleri geldi. Türk Dili ve Edebiyatı Bölümün’deki sevgili öğretmenlerimiz bizden de önce uzun bir süre bu günler için çalıştılar. Aylarca, bu dört gün içerisinde tanışıp dinleyeceğimiz şair ve yazarları okulumuza getirmek için uğraştılar. Görevli öğrenciler panolar ve videolar hazırladı. Bülten ekibi olarak bizler de size bu dört gün boyunca her günü özetleyen bir gazete çıkaracağız. Belki siz şuana kadar kitap okumayı sevmiyorum diyenlerden olabilirsiniz, ama konuk ettiğimiz yazarları içtenlikle dinlerseniz edebiyatın ve kitapların gerçek değerlerini anlayacağınıza inanıyorum. Satırlarda geçen her bir kelime bizi değiştirecek güce sahip olduğundan kitaplara özen gösterilmelidir. Kitaplar gerçekliği ve doğruluğu sembolize eder. Kitap okurken tüm odağın o kitaptadır, dünyanın geri kalanı kaybolur ve kendini başka bir dünyada bulursun. Adeta kitaptaki detayların içinde kendini kaybedersin. İnsanlar okurken kendi akıllarından, hayatlarından ve problemlerinden kaçabilmenin ve başkalarınınkine dahil olmanın getirdiği mutluluğu hissederler; çünkü kitaplar bilmediğimiz kişileri, gitmediğimiz yerleri ve sadece hayal edebileceğimiz dünyaları bize anlatır bazen de sadece kendimizi keşfetmemizi sağlar. Umarım bu dört gün boyunca düzenlenen çeşitli atölyeler, söyleşiler, paneller ile okuma dünyanıza yeni rotalar çizmenizde aracı oluruz. Basın ekibimizin heyecan duyarak sizler için dört gün boyunca çıkartacağı bültenlerin de keyifle okunması dileğiyle... Ela Ann Dai, Bülten Ekibi adına.

Page 3: Sayı 28 Mart 2016 KİTAP GÜNCESİ - TED İSTANBUL KOLEJİ · PDF fileçalıştılar. Aylarca, bu dört gün içerisinde tanışıp dinleyeceğimiz şair ve yazarları okulumuza getirmek

Sayı 1 28 Mart 2016

Maviyle Buluşmak

Kendi hapishanesinde yaşayan öyle çok insan var ki dünyada… Arkadaşların, dostların, sokakta gördüğün insanlar, hatta belki de kendi ailen. Hepsi gökyüzünü göremeden yaşayıp gidiyorlar. Şimdi, içinden, ‘’Hepimiz görüyoruz gökyüzünü, üstelik özgürken nasıl tutsak olunurmuş!’’ diyorsun değil mi? Hayır, yanılıyorsun, sen hiç görmedin gökyüzünü, maviyi, uçan kuşları, ilkbaharda yeni açan çiçeklerin güzelliğini… Hiç tatmadın hayallerindeki özgürlüğü. Fikirlerin nerede? Hiçbir zaman bir fikrin olmadı ki senin. Birilerinin elinde iplerin var, o birileri senden kurnaz olanlar, seni ele geçirmişler. Kandırıldın. Oysa böyle olmak zorunda mıydı? Sayfaları çevirerek bulamaz mıydın maviyi? Hayallerini kendinle birlikte tutsak ettin zindanlara. Üzülme, yalnız sen değilsin, senin gibi birçok insan var. Hiçbiri bilmiyor hayallerinin gerçekleşebileceğini. Oysa okuyan insan, özgürdür. Hayalleri onun için gerçektir. Zorlanmaz gökyüzünü görmek için çünkü gökyüzü onun içindedir. Maviyle buluşmuştur, bütünleşmiştir, benimsemiştir. Okuduğu her cümle, her sayfa, her fikir ona yeni hayaller, yeni maviler katmıştır. Okuyan insan kukla değildir, kitabı adeta bir bıçak gibi kullanarak elindeki ipleri kesip atmıştır. Hadi, durma artık! Al eline o güzel kitapları, kendi dünyanı kur, istediğin gibi özgürce yaşa. Oliver Twist gibi bir çocuk ol önce, sokaklara düş. Sonra git Tolstoy’un cümlelerine karış, Pal Sokağı Çocukları’yla misket oyna, Victor Hugo’nun sefillerini gör. Gabriel Garcia Marquez anlatsın sana o ‘’Kırmızı Pazartesi’’ gününde neler yaşandığını. Sen kendi hücrende yaşayıp giderken Jane Eyre büyüdü, genç bir öğretmen oldu, hayatının aşkıyla tanıştı. Martı Jonathan uçtu, o kadar yükseklere uçtu ki ona inanmayanlar bile şaşkınlıklarını saklayamadılar. Ülkemizde neler oldu peki? Yaşar Kemal anlattı, doğuyu, insanları, baharı, barışı anlattı. Ahmet Altan ‘’Ölmek kolaydır sevmekten.’’ dedi. Sabahattin Ali ‘’Kürk Mantolu Madonna’’ ile tanıştırdı bizi. Sen uyurken biz bunları okuduk. Hadi uyan. Oku, sonra da ellerine bak, çünkü ellerinde ipler olmayacak! (Kitap Günleri kapsamında düzenlenen ‘deneme’ yarışmasında 1. olan 9-C sınıfından Sarya Erbil’in yazısı)

Açılış Töreni Ortaokulda 4.sü düzenlenen Kitap Günleri, 7. sınıf öğrencilerimizden Burak Erpolat'ın sunumuyla başladı. Bir önceki kitap günlerinde düzenlenen etkinliklerin bulunduğu fotoğraflar ve kitapların bizim elimize gelene kadarki serüveninin anlatıldığı videolarla devam eden açılış programı, öğrencilerimizin okuduğu kitaplardan “Masal Masal İçinde” ve “Son Kara Kedi”nin karakterlerinin canlandırmalarıyla sona erdi. Ayrıca, kütüphane öğretmenimiz Neslihan Kılıç'ın dönem içerisinde ortaokul

Page 4: Sayı 28 Mart 2016 KİTAP GÜNCESİ - TED İSTANBUL KOLEJİ · PDF fileçalıştılar. Aylarca, bu dört gün içerisinde tanışıp dinleyeceğimiz şair ve yazarları okulumuza getirmek

Sayı 1 28 Mart 2016

öğrencilerimizle yaptığı kısa röportajlar, izleyicileri kahkahalara boğdu. Neslihan Kılıç'ın destekleriyle başlayan Eşekli Kütüphane etkinliği ortaokul öğrencilerimiz tarafından büyük bir heyecanla karşılandı. Daha sonra öğrencilerimizden Selin Güzeldemirci’nin konuşması öğrencilere kitap, okumak ve edebiyat ile ilgili yeni bakış açıları ve fikirler kazandırdı. Sonrasında, kütüphanemizin bir sürprizi olarak kütüphanede en çok faaliyet gösteren öğrencilerin, kurulmuş olan stantlardan istedikleri bir kitabı alarak ödüllendirilecekleri belirtildi. Bu haber kitap kurtlarını çok sevindirdi. Bir grup kardeşimiz ise okudukları kitapların karakterlerine bürünerek kahramanlar geçidi yaptılar.Kitap karakterlerimiz canlandırmalarını anaokulu öğrencilerine de sunduktan sonra Ortaokul Açılış Töreni sona erdi. Ceren İNCE Bugün 52. Kütüphane Haftası ile birleşen 9. Kitap Günleri etkinliğimizin açılış günüydü. Açılış konuşmamızı yapmak üzere Ali Kırca bizlerleydi. Etkinliğimizin açılışı okulumuz 12. sınıf öğrencilerinden Buse Kıvrak'ın konuşmasıyla başladı. Buse Kıvrak konuşmasında son sınıf olmasının getirdiği yoğunluğa rağmen kitap günlerine katıldığını ve mezun olduktan sonra da katılmaya devam edeceğini söyledi. Kitap Günlerinin bize kattıklarından, bu genç yaşımızda bu kadar değerli yazarlar ve şairlerle bir araya geldiğimiz için ne kadar şanslı olduğumuzdan söz etti. Ayrıca "Edebiyat yaşamın ta kendisi, insanlığa açılan kapı.." sözleriyle de edebiyatın önemini vurgulayarak konuşmasını sonlandırdı. 8 yıldır yaptığımız gibi bu seneki Kitap Günlerimizde de çok sayıda edebiyatçımızın katılımıyla söyleşiler, öykü-şiir atölyeleri gibi etkinliklere yer vereceğiz. Bu sayede tıpkı Buse'nin söylediği gibi bizler bu genç yaşımızda önemli yazarlar ve şairlerle bir araya gelme fırsatı bulacağız. Açılış törenimizde ayrıca arkadaşlarımızın hazırladığı kitap okumanın insana kazandırdıklarını gözler önüne seren bir video izledik. Bu videonun ardından edebiyatçılarla kitabın insanların yaşamındaki yeri ve önemi hakkında yapılan röportajlara yer verildi. Bu keyifli videoların devamında geçmişteki Kitap Günleri’mizde neler yaptığımızı, kimleri ağırladığımızı bizlere hatırlatan görüntüler gösterildi. Bu görüntüler sayesinde Kitap Günleri’mizin ne kadar keyifli ve yararlı geçtiğini bir kez daha anımsamış olduk. Ortaokul öğrencilerimizin kütüphanede çalışırken çekilen videolarıyla da kitap sevgisinin okulumuzda her yaşta olduğunu gördük. Kitap okumayı savaş esnasında cephelere kitap götürecek kadar seven ve önemseyen bir liderin çocukları olarak bizler 9. Kitap Günleri’mizi gerçekleştirmekten gurur duyuyor ve Kitap Günleri’mizin önümüzdeki seneler boyunca devam etmesini diliyoruz. Sevin Yaren AYTEPE Cansu KAZAN

“Kitapsız Mısınız?”

Konuklarımız: Baki Ayhan T. Mehmet Erte, Savaş Kılıç, Gülce Başer, Enver Ercan. Neslihan Hanım yazarları genel olarak tanıttıktan sonra onları sahneye davet etti. Panel, Baki Ayhan T.’nin moderatörlüğünde başladı. Şair, gelen konuklara “Kitapsız mısınız?” sorusunu yöneltti. Cevaplamak için ilk sözü alan yazar Gülce Başer, kitap okumaya nasıl başladığını ve kitap okumanın ona nasıl özgürlükler kattığını anlattı. Daha sonra Enver Ercan kitapsızlık kavramını mecazi yönden ele aldı, kitabın din ve siyasetten arınmış bir ürün olması gerektiğini ifade etti ve şiire başlama sürecini anlattı. Mehmet Erte de soruyu hem mecazi hem de gerçek anlamıyla ele aldı. Kitaplarında ele aldığı sorunların ise genellikle ergenlik çağıyla ilgili olduğunu söyledi. Bu konu üzerinde tartışıldıktan sonra diğer soruya geçildi. Bir sonraki soru ise “Ne okuyorsunuz?” idi. Soruyu cevaplayacak konuğumuz Savaş Kılıç

Page 5: Sayı 28 Mart 2016 KİTAP GÜNCESİ - TED İSTANBUL KOLEJİ · PDF fileçalıştılar. Aylarca, bu dört gün içerisinde tanışıp dinleyeceğimiz şair ve yazarları okulumuza getirmek

Sayı 1 28 Mart 2016

soruyu öğrencilere yönelterek “Siz ne okuyorsunuz?” dedi. Öğrenciler ile arasında geçen kısa sohbet sonrasında, soruyu mecazi yönden inceleyen Savaş Kılıç kendi okuma hayatından ve ne kadar kitap okuduğundan bahsetti. Yöneltilen soru sonrasında yazarlar teker teker cevap verdi. Savaş Kılıç, bu konular haricinde kitabın zorla okutulamayacağını ve kitabın özümsenmesi gerektiğini söyledi. Gülce Başer de öğrencilik hayatında kendisine ödev olarak verilen kitapları okumaktan kaçındığını dile getirdi. Ama herkesi yoldan çıkaracak ya da kandıracak bir kitabın mutlaka bulunduğunu, onunla doğru zamanda karşılaşmanın önemini vurguladı.“Ne okuyorsunuz?” sorusuna da dolu dolu alınan cevaplar sonrasında ele alınan konu kütüphanelerin önemiydi. Baki Ayhan T. kütüphanelerin dünya genelinde kapatılmaya başlandığını ve yerini sanal kütüphanelere bıraktığını belirtti. Ardından Savaş Kılıç ve Enver Ercan mesleklerine sıfırdan başladıklarını söylediler. Bunun üzerine Enver Ercan evdeki kütüphanesinden ve kütüphanelerin yetersizliğinden bahsetti. Savaş Kılıç ise kütüphanede çalıştığı zamanlarla ilgili anılarını aktardı. Bu verimli ve keyifli panelin ardından değerli konuklarımız öğrencilerimizin getirdiği kitapları imzaladılar. Bize zaman ayırdıkları için konuklarımıza çok teşekkür ederiz.

Sinan HAKALMAZ

Ersin BEYHAN Emir Can ÇAVUŞ

Page 6: Sayı 28 Mart 2016 KİTAP GÜNCESİ - TED İSTANBUL KOLEJİ · PDF fileçalıştılar. Aylarca, bu dört gün içerisinde tanışıp dinleyeceğimiz şair ve yazarları okulumuza getirmek

Sayı 1 28 Mart 2016

Okulumuz Haberciliğin Duayeni Ali Kırca’yı Ağırladı

Bugün 9. Kitap Günleri kapsamında açılış konuğumuz televizyoncu, haber spikeri, gazeteci Ali Kırca'yı ağırladık. 26 Aralık 1948 yılında Konya'da dünyaya gelen Sayın Kırca hepimizin bildiği üzere spikerlik yapmaktadır fakat bizler bugün onu spiker kimliğiyle değil de Öteki Bahçe, Futbol Hayattır ve Sedir Ağacının Kokusu gibi eserleriyle ünlenmiş bir yazar olarak konuk ettik. Öncelikle kendisinin hayatını anlatan kısa bir video izledik. Henüz 17 yaşında medyaya ilgi duymaya başlayan Kırca konuşmasının başında seçkin bir okulda, seçkin öğrencilerle birlikte olduğunu bu sebeple onur duyduğunu belirtti. Kendisi içten konuşması ve sempatik tavırlarıyla çok keyifli bir söyleşi gerçekleştirdi. Sayın Kırca konuşmasında Türkiye'nin en önemli şairlerinden biri olan Bekir Sıtkı Erdoğan ile yaşadığı bir anıya yer verdi. Şair Bekir Sıtkı Erdoğan'ı tanımasının kendisine çok şey kazandırdığını belirtti. Ali Kırca, Orhan Pamuk'un sözleriyle iki tür roman yazarı olduğunu belirtti. İlk tür romancıların tıpkı bir mimar gibi romanı önceden planlayanlar, ikinci tür romancıların ise duygularla, temalarla hiç planlamadan yazan romancılar olduğunu dile getirdi. Kendisini ise ikinci tür romancı sınıfına soktuğunu yani bir "saf romancı" olduğunu söyledi. İlk cümlelerimizde söylediğimiz gibi sıcak ve içten davranan Kırca, biyografi sunumundaki hataları tatlı bir üslupla dile getirdi hatta sunumda yer alan türküyü mırıldanarak hepimizi güldürdü. Kariyer basamaklarını teker teker çıkarken Nasreddin Hoca'dan öğrendiği üzere "ya tutarsa" düşüncesiyle hareket ettiğini ve umudunu asla kaybetmediğini belirterek bizlere de ümidimizi asla kaybetmememiz gerektiğini, kendimize güvenerek ilerlememiz gerektiğini öğütledi. Çocukluk anılarından tutun da hayatının zorlu zamanlarını bile bizimle paylaşan Kırca çok keyifli bir söyleşiye imza attı. Bu yararlı ve eğlenceli söyleşisi için kendisine teşekkür ediyoruz. Açılışı bu denli güzel olan Kitap Günleri’mizin devamının da bu şekilde geçmesi dileğiyle..

Page 7: Sayı 28 Mart 2016 KİTAP GÜNCESİ - TED İSTANBUL KOLEJİ · PDF fileçalıştılar. Aylarca, bu dört gün içerisinde tanışıp dinleyeceğimiz şair ve yazarları okulumuza getirmek

Sayı 1 28 Mart 2016

Ali Kırca İle Röportaj 1- Deniz Harp Okulu’ndan mezun oldunuz. Bir süre İstanbul Üniversitesi Tıp Fakültesi ve

Hukuk Fakültesi’nde okudunuz. Peki, en sonunda neden tamamen farklı bir alana

yöneldiniz?

Televizyon tamamen ekonomik nedenlerle başladığım bir meslek oldu. İşsizdim ve iş arıyordum.

Birçok işe başvurdum. Deniz Harp Okulu’nu bırakmıştım ama hukuk ve tıpa devam ediyordum. Hem

tesadüfler hem de ekonomik koşulların zorlamasıyla girdiğim bu meslek sonunda benim “Evet,

yapmam gereken iş budur dediğim bir meslek oldu”. Diğer mesleklerden farklı olarak insanlarla daha

iyi iletişim kurabileceğim, bir şeyleri anlatma imkânı bulabileceğim bir meslek olarak gördüm ve bu

alanda başarılı olmaya çalıştım. Zorunlu kaldığım alanda kendimi bulmaya çalıştım.

2- Eğer sadece birini seçme şansınız olsaydı yazar mı yoksa spiker mi olurdunuz?

Ben hiçbir zaman spikerliği bir meslek olarak tanımlamadım ama demek istediğinizi anlıyorum:

televizyonda sunuculuk, televizyon yorumcusu ve yazarlık. Bir taraftan ekrana yazılan yazı, buza

yazılan yazı, bir taraftan da kitaba yazılan yazı, kalıcı olan yazı var. İkisi arasında tercih yapmak

gerçekten çok zor çünkü hayatının 40 yılı televizyonda geçmiş biri olarak “Hayır, televizyon değil.”

dersem kendimi inkâr etmiş olurum. O işi severek yaptım; ama yazarlığın tadının, bana getirdiklerinin

farklı olduğunu düşünüyorum. Ben yeni yazmaya başlamadım, televizyonda çalışırken de yazıyordum.

Gazetelerde deneme yazıları yazıyordum. 12 tane romanım çıktı. Ancak hem kitap hem de roman

kalıcı. Yazarlık, kendinizi daha iyi ifade edebileceğiniz ve sadece size ait bir alan. Dolayısıyla terazinin

dengelerinde yazarlık biraz daha ağır basar.

3- 2002 yılında “Habersiz Türküler” adlı bir albüm çıkardınız. “Yüreğimdeki Barış Şarkıları”

adlı albümde de “Güle Güle Oğlum” adlı parçayı seslendirdiniz. Barış Manço’ya olan bu

hayranlığınız nereden geliyor?

Barış Manço’yla 20 yıla yakın bir dostluğumuz vardı. Eşi benden rica etmişti. Barış Manço, yaşarken

kendisine olmadık çileler çektirilen ve değeri daha sonradan biline sanatçılardan birisidir. Barış Manço,

yaptığı sanatla ilgili çok haksızlıklara uğradı. Haksızlığa uğradığında ben ekranın kapılarını ona her

zaman açtım. Başı sıkıştığında her şeyi konuştuk. Kişiliğinden öte, çok önemli bir müzik adamı

olduğuna inandım. Onun el üstünde tutulması gerektiğine inandığım için bunları yaptım. Ben de o

sırada başka bir albüm çalışmalarıyla ilgileniyordum. O albümde bana ait bir şeyler olmasını istedim.

Babama dair bir yazıyı içine koydum. Şarkıyla yazı arasında gelip giden bir parça oldu.

4- Çocukken okuduğunuz yazarlar kimlerdi?

Benim ilk okuduğum roman Cervantes’ten “Don Kişot”tu. Daha sonra Ömer Seyfettin ve Sait Faik’in

kitaplarını da okudum. Orhan Veli’nin ve Nazım Hikmet’in şiirleri beni çok etkilemişti. Bütün bunların

üstünde, hayata bakış açımda etkili olan bir numaralı yazar Orhan Kemal’di.

5- Yazar olmak isteyen kişilere önerileriniz nelerdir?

“Hem okudum hem de yazdım, yalan dünya senden bezdim” i bilir misiniz? Okumak, yazar olmanın

birinci şartıdır. Önce okumak sonra yazmak gerekir. Yazarlık yetenek isteyen bir meslektir; öğretilerek,

öğrenilerek yapılacak bir meslek değildir. Aslında birçok meslek yetenek ister. İçindeki yazarlık

yeteneğini keşfeden kişinin kendi öz eğitimini alması gerekir. Kişi hangi alanda yazacaksa o alanda

okumalıdır, hayatı dikkatli bir şekilde gözlemlemelidir. Başarısızlıklardan yılmamalıdır, yılmadan

yazmaya devam etmelidir.

Ecenur BİLGİLİ Lal MATRAŞ

Page 8: Sayı 28 Mart 2016 KİTAP GÜNCESİ - TED İSTANBUL KOLEJİ · PDF fileçalıştılar. Aylarca, bu dört gün içerisinde tanışıp dinleyeceğimiz şair ve yazarları okulumuza getirmek

Sayı 1 28 Mart 2016

“Geleceğin şairleri TED'den çıkacak...”

Kütüphane kapılarından ilk girdiğimizde karşımıza Baki Ayhan’ın kitapları çıktı. Etkileyici şair, “Hayat ve Hayal Müzesi” eserinde 2001-2014 yılları arasında yazdığı şiirlerini toplamış. Sonra kendisiyle karşılaştık. Yerlerimize oturmamızla ilginç bir edebiyat dersine başlamamız bir oldu; meğer aynı zamanda öğretmenmiş kendisi. Tevfik Fikret’ten Cemal Süreyya’ya, Orhan Veli’den Yahya Kemal’e bize tarihten şiirler okudu. Okumakla kalmadı, aynı zamanda ilginç yorumlar da kattı hepsine. Bir şiirinden birçok farklı anlamlara ulaşabileceğimizin üzerinde durdu. İstanbul şiiri dendiğinde akla ilk başta Orhan Veli’nin “İstanbul’u Dinliyorum” gelir. “İstanbul ‘u dinliyorum gözlerim kapalı; / Bir kuş çırpınıyor eteklerinde; / Alnın sıcak mı, değil mi, bilmiyorum...”. Bu dizeler hepimize İstanbul sevgisini anlatıyormuş gibi gelir. Fakat Orhan Veli’ye sormuşlar, “Efsanevi şiirinizde ne anlatmak istediniz gerçekten?". İşte o an Orhan Veli herkesi şaşırtan gerçeği söylemiş: “İstanbul’da, Sarıyer’de oturuyordum evimde. Aklıma Ankara’daki sevgilim geldi. Cebimdeki üç lirayla ya pul alacaktım ona yazdığım mektup için, ya da dolmuşa verecektim arkadaşlarımla Taksim’de buluşmak için.” Sarıyer’den Taksim’e yürümüş o gün. Üç lirasını biricik aşkına feda etmiş. İstanbul sokaklarında yürürken de içine dolan duyguları yansıtmış bu şiirinde. Baki Ayhan bu şaşırtan hikayeden sonra bize şu dersi verdi. “Şairin yazdığı, okurun anladığı ve metnin anlattığı” arasında devasa bir fark varmış meğer. Dağlarca’dan bir örnek verdi daha sonra, şair yorumuyla okur yorumu arasındaki fark için. Dağlarca’nın yeğenine, okuldan şairin şiirini yorumlaması ödevi verilmiş, çocuk heyecanla hemen dayısına koşmuş. Şair üç sayfalık bir yazı yazdırmış yeğenine. “Kesin yüz alacağım dayıcığım, teşekkürler.” diyerek ayrılmış yanından. Dağlarca yeğeniyle bir daha karşılaşınca sinirli görmüş onu; meğer öğretmeni çocuğa şiiri yanlış yorumladığı için sıfır vermiş. Şimdi bir örnek de size, “Asker, asker su getir asker. / Ben asker değilim, nişanlıyım.”. Normal bir okur bu kısa dizede toplumsal ilişkilerin militarizmden önce gelmesi gerektiğini anlar. Fakat Cemal Süreyya burada “nişanlı” kelimesini bir askeri rütbe olarak kullanmış ve tam aksine militarizmi yüceltecek bir şiir yazmış. Baştaki öğretici konuşmalarından sonra bize beş kelime verdi. Yirminci yüzyılın başlarında şairler bu yöntemle şiirler yazıyorlarmış. Bir şapkanın içerisinden beş kelime seçiyorsunuz ve bu beş kelimeyi kullanmadan şiirinizi bitiremiyorsunuz. Yasak. Kelimeler “Sonsuz, gök, çığlık, duymak, zaman”. Ne kadar yaratıcı olunur ki bu kelimelerle? Olunuyormuş demek ki. Birkaçını okudu yazılanların. Benim yazdığımı beğenmiş olmalı ki şunları söyledi: “ Bu yazdığını ben okuldan ayrılırken bana ilet. Yeni baskıda kullanacağım.”. Etkinlik kitaplarını imzalamasıyla sona erdi.

Çığırtkan

Page 9: Sayı 28 Mart 2016 KİTAP GÜNCESİ - TED İSTANBUL KOLEJİ · PDF fileçalıştılar. Aylarca, bu dört gün içerisinde tanışıp dinleyeceğimiz şair ve yazarları okulumuza getirmek

Sayı 1 28 Mart 2016

Ağladı çığırtkan, Çatlayan o ince, Narin kalbinin, Sonsuz acısından. Yetmedi, Öfkelendi göklere, Sanki her tanrı Ondan haberdarmış gibi. Sonra bekledi sebepsiz. Bir haykırış, Bir duyum, Bir cevap. Gerçekten veda etmediğine, İçten içe küsmediğine hayatın kendisine. Çığlık attı, Haykırdı, o sonsuz mavi boşluğa. “Var mı beni duyan?” dedi. İçi kan ağlayarak. Sonra farkına vardı işte. Hükmünün olmadığı şu göklere. Bulut dolu göklere, yıldız dolu evrene, Neden bağırırdı ki bir çığırtkan? İrkildi bir anlığına, Lüzumsuz öfke, Sebepsiz haykırış. Bekledi sadece, Zamanın, onu bu dünyadan almasını.

Dora BAYRAKTAR

Page 10: Sayı 28 Mart 2016 KİTAP GÜNCESİ - TED İSTANBUL KOLEJİ · PDF fileçalıştılar. Aylarca, bu dört gün içerisinde tanışıp dinleyeceğimiz şair ve yazarları okulumuza getirmek

Sayı 1 28 Mart 2016

Medya Uzmanı Dr. Asya ÇAĞLAR ile Keyifli Bir Söyleşi Gerçekleştirdik

Bugün 7. Sınıflarla atölye çalışması yapmak için Asya Çağlar’ı okulumuzda misafir ettik. Asya Çağlar ile yapılan Medya Okur-Yazarlığı Atölyesi’nde öncelikle medya okuryazarlığının kazandırdığı değerlerden bahsedildi. Medya okuryazarlığının gerekliliği üzerinde duruldu. “Pekin Ördeğinin Tam 15 Yıl 5 Ay Süren Yolculuğu” adlı kitabın bir gazete haberinden yola çıkılarak yazıldığını anlatan Çağlar, doğru haberin önemine değindi. Teknolojinin ve sosyal medyanın günümüz toplumunda meydana getirdiği sorunlar üzerinde durdu ve bu sorunlara çözümler üretilmeye çalışıldı. Andy Warhol’un seneler evvel bugünü öngörerek sarf etmiş olduğu “Herkes bir gün 15 dakikalığına meşhur olacak” sözünden alıntı yaparak bu konuyu sosyal medyayla bağdaştırdı. “Söylenenleri değil gördüklerimizi uyguluyoruz!” diyerek bizi kitap okumaktan alıkoyan çeldiriciler üzerinde durdu. Kendi tanık olduğu olaylardan örnekler verdi. Öğrenciler de verilen örneklerden yola çıkarak kendi deneyimlerinden bahsettiler. Kısa sürede etkinlik, rahat bir sohbet ortamına döndü. Yazarın sıcakkanlılığı sayesinde herkes hızlıca kaynaştı ve çok keyifli bir etkinlik sürdürüldü. Medya okur-yazarlığında kazandırılmak istenen değerler üzerine uzun bir sohbet ortamı oluşturuldu. Pek çok farklı konu konuşulmasına rağmen hepsinin buluştuğu nokta, gün geçtikçe hayatımızın merkezine oturan sosyal medyanın bizi yaşamdan alıkoyduğuydu. Etkinlik yapılan yaş grubu dolayısıyla yazar, üstünde durulan bütün konuları karikatürlerle renklendirdi. Değinilen sorunların, insanlar, özellikle çocuklar üzerinde oluşturduğu dikkat dağınıklığı, denge bozukluğu ve pasif-agresif davranışların nasıl çözümlenebileceği üzerine derin bir beyin fırtınası yapıldı. Öğrencilerin bulduğu çözümlerin hepsi birbirinden yaratıcı olmakla beraber, aynı zamanda yapıcıydı. Çağlar’ın şiddet içeren oyunların çocuklar üzerindeki etkileriyle ilgili verdiği örnekler ve deneyimleri, bütün öğrencileri hayretler içinde bıraktı. Teknolojinin bu denli büyük sorunlar ortaya çıkarabileceğini tahmin etmedikleri öğrencilerin gözlerinden okunuyordu. “Çocuklar sözlerinizi değil, ayak izlerinizi takip eder. Bıraktığınız izlere dikkat edin.” diyerek yetişkinlere seslenirken aynı zamanda bizlere şu soruyu yöneltti: “Medya üzerinden bize gelen saldırılarla yaşamaya devam edecek, medyanın kuklası olmayı sürdürecek miyiz? Yoksa artık hayatımızın iplerini kendi ellerimize mi alacağız?”. “Başkalarının sizin duygularınızı yönetmelerinize asla izin vermeyin.” diyerek etkinliği sonlandırdı.

Page 11: Sayı 28 Mart 2016 KİTAP GÜNCESİ - TED İSTANBUL KOLEJİ · PDF fileçalıştılar. Aylarca, bu dört gün içerisinde tanışıp dinleyeceğimiz şair ve yazarları okulumuza getirmek

Sayı 1 28 Mart 2016

Eşekli Kütüphane Okulumuzda bu sene ilk defa “Eşekli Kütüphane” etkinliği düzenledik.

Kütüphaneci Mustafa Güzelgöz’ün anısına başlattığımız ve bir gelenek haline

getirerek yürütmeyi planladığımız bu etkinlikteki temel amacımız kitabın önemi

hakkında farkındalık yaratmak ve kitap okuma alışkanlığını öğrenciler arasında

yaymaktı. Lisede ve ortaokulda her farklı sınıf düzeyinden seçilmiş olan farklı

öğrencilerle sınıfları gezdik; yanımızda götürdüğümüz kitapları bu sınıflara

tanıttık ve kitapları ödünç vererek kitap okumalarına katkıda bulunduk.

Başlangıçta bu durumu yadırgayanların farklı! tepkileriyle karşılaşmış olsak da

öğretmenlerimizin yardımlarıyla amacımıza ulaştık ve hem çok eğitici hem de

çok keyifli bir etkinlik gerçekleştirdik. Ulaştığımız kişiler için de etkinliği

gerçekleştiren bizler için de çok yararlı oldu. Umarız bu geleneği sürdürmeyi

başarırız ve kitaplarımızla birçok insana ulaşmaya, birçok hayata dokunmaya

devam ederiz.

Ecem Buse GÖKTAŞ

Page 12: Sayı 28 Mart 2016 KİTAP GÜNCESİ - TED İSTANBUL KOLEJİ · PDF fileçalıştılar. Aylarca, bu dört gün içerisinde tanışıp dinleyeceğimiz şair ve yazarları okulumuza getirmek

Sayı 1 28 Mart 2016

Küçük Prens ve Prenseslerimiz

Dokuzuncu Kitap Haftası’nın ilk gününde arkadaşlarım Benan Çetin ve Kardelen Acar ile anaokulu ve ilkokulu öğrencilerine kitap okuma etkinliğinde görev aldık. Öncelikle ilkokul öğrencileri ile başladığımız okuma etkinliklerinde altı tane sınıf gezerek küçük kardeşlerimizi kitaplarla buluşturduk. “Annemin Çantası” adlı kitabı okuduğum sınıflarda öğrencilerin ilgisi gözlerinden belli oluyordu. Kadının çantasını açarken karakterlerin yaşadığı heyecana sınıflardaki çocuklar da eşlik etti. Kitap okumayı çok seven öğrencilerle birlikte olduğumuz için meraklı sorularıyla bizi şaşırttılar, gelecekte hepsinin birer kitap kurdu olacağı belliydi. Arkadaşlarım Kardelen ve Benan, kanat ve taç takarak öğrencilere görsel şölen yaşattılar. Ayrıca birkaç arkadaşımızın da karakterleri canlandırmasıyla hayranlıkla bakan gözlerle karşılaştık. Kitap Günleri’nden ve etkinliklerinden bahsettiğimiz ilkokul öğrencilerimiz, büyüdüklerinde yer almak istediklerini bize belirttiler ve bu bizi oldukça mutlu etti. Anaokulunda da pek fark yoktu. Altı tane sınıfa girdiğimiz anaokulundaki minikler herkesten çok ilgi gösterdi. Çikolata dağıtmamızla birlikte kitap okumaya daha da teşvik olan miniklerle, teneffüslerde oyun oynadık. Oyunlarla ve gösterilerle şenlendirdiğimiz okuma etkinliklerimizde ortaokullu arkadaşlarımız çeşitli kostümler giyerek kitap karakterlerini canlandırdılar ve anaokulundaki kardeşlerimiz bundan çok keyif aldı. Bunun yanı sıra küçükler seçtiğimiz kitapları okumakla kalmayıp onlara kitaplar hakkında sorduğumuz çeşitli soruları cevapladılar. Bunun yanında onlarla kitaplardaki resimlerle yorumlama etkinliği yaptık. Tatlı bir yorgunluğa neden olsa da hepimiz için gerçekten oldukça güzel bir deneyimdi. Bize bu şansı sunan öğretmenlerime ve yardımcı olan arkadaşlarımıza çok teşekkür ederiz.

Dila Karcılıoğlu

Page 13: Sayı 28 Mart 2016 KİTAP GÜNCESİ - TED İSTANBUL KOLEJİ · PDF fileçalıştılar. Aylarca, bu dört gün içerisinde tanışıp dinleyeceğimiz şair ve yazarları okulumuza getirmek

Sayı 1 28 Mart 2016