Upload
doanquynh
View
216
Download
0
Embed Size (px)
Citation preview
ŞEBİNKARAHİSAR-ALU CRA ÇEVRESİNDE VOLKANİK ŞEKİLLER
Y. Doç. Dr. Gürcan GÜRGEN*
Türkiye doğal çevre koşullan bakımından büyük bir çeşitlilik göstermektedir, iklim koşullanndan, bitki örtüsüne, toprak varlığından, yer şekillerine kadar geniş bir yelpaze oluşturan bu zenginlik arasında petrografik özellikler ve buna bağlı şekillenmeler ayn bir öneme sahiptir.
Türkiye’nin jeolojik gelişimi incelendiğinde, Prekambrien’den, Kuatemer’e kadar geniş bir zaman dilimine yayılan şekillenmesi sırasında hemen her türden kayaçlar oluşmuştur. Bu kayaçlar arasında volkanitler önemli bir yere sahip olup, ülke yüzölçümünün yaklaşık 1/6'ini kaplamaktadır.
Anadolu’nun çeşitli yerlerindeki volkanik kayaçlar incelendiğinde, bunlann Paleozoik öncesinden, tarih çağlarına kadar ulaşan volkanik aktivitelerle oluşmuş derinlik ve yüzey volkanizması ürünleri olduklan anlaşılmaktadır.
Türkiye’de genç volkanik relief çoğunlukla Tersiyer ve Kua- temer’deki genç tektonik olaylarla bağlantılı olarak meydana gelmiştir. Bu gneç volkanik alanlann ve oluşturduklan şekillerin dağılışı incelendiğinde; Doğu Anadolu Bölgesi’nde Ağn, Nemrut, Süphan dağlan, Güneydoğu Anadolu Bölgesinde Karacadağ, Akdeniz Bölgesi doğusunda Hassa, İç Anadolu Bölgesi’nde Kayseri (Er- ciyes), Konya, Karapınar ve Afyonkarahisar çevresi, Ege Bölgesi’nde Manisa-Kula civannda yaygın olduklan bilinmektedir.
Genç volkanik kayaçlann ve bunların oluşturduğu şekillerin güzel örneklerinin görüldüğü bir alan da, Doğu Karadeniz Bölümü
* D.Ü. Eğitim Fakültesi Coğrafya Eğitimi Bölümü Diyarbakır
150 Şebinkarahisar-Alucra Çevresinde Volkanik Şekiller
güneyinde, Şebinkarahisar-Alucra arasındadır. K.A.F. zonu yakınında bulunan saha, bu aktif tektonik kuşakta etkili olan genç kırılmalar sonrasında yüzeye çıkan lavların oluşturduğu çeşitli volkanik şekilleri içermektedir.
Karadeniz Bölgesi’nin, Doğu Karadeniz Bölümü’nde kalan araştırma alanı, Karagöl Dağı (3107) ve Karadağ (3331) gibi yükseltileri 3000 m.’nin üzerine çıkan Giresun Dağlan’nın güney kısmında yeralmaktadır (Şekil 1). Bu dağ sırasının güneyinde kalan Şebinkarahisar ve Alucra, idari açıdan her ne kadar Giresun’a bağlı birer ilçe olmakla birlikte, özellikle ekonomik etkinlikler, ulaşımının çok daha kolay olduğu, Sivas ile sürdürülmektedir.
Yörede, Yeşilırmak’ın en önemli kollanndan biri olan Kelkit Çayı, Giresun Dağlan’nın güneyinde, Kuzey Anadolu Fay zonuna yerleşmiş halde, kuzeybatı yönünde akışını sürdürür. Kelkit Çayı ise, kendisine bağlanan pek çok kol ile birlikte, araştırma alanında güçlü bir drenaj ağı oluşturmaktadır. Yukarı kısımlannda oldukça dik yamaçlı bir kertik vadi içinde akmakta olan Avutmuş Çayı, Şebinkarahisar doğusundan güneye yöneldikten sonra, belirgin bir tabanlı vadi oluşturur (Foto 1). Aynı şekilde, Alucra çevresindeki bazı yerel kompartımanlarda da alüvyal düzlükler yeralmaktadır.
Foto. 1: Avutmuş Çayı, Ş. Karahisar batısında genişçe bir tabanlı vadi içinde akmaktadır. Bu alanda, Miosen çökelleri içinde yükselen neck ve volkan konisi gibi şekler görül
mektedir.
152 Şebinkarahisar-Alucra Çevresinde Volkanik Şekiller
Avutmuş Çayı, çoğunlukla kil, jips gibi aşınmaya karşı dayanıksız kayaçlar üzerinde akmasının da sağladığı avantaj nedeniyle, kollarıyla birlikte, çevresini derin bir şekilde aşındırmış ve yaklaşık 1000 m. kadar gömülmüştür (Şekil 2).
Şebinkarahisar-Alucra çevresinin jeolojik yapısı, Kuzey Anadolu Dağlan’nın oluşumuna bağlı olarak, Kretase’den itibaren şekillenmeye başlamıştır. Çoğunlukla volkanik arakatkı alan fliş fasi- esini oluşturan Üst Kretase formasyonları; kil, mam, kumtaşı gibi unsurların yanında; tüf, tüfıt, aglomera, bazalt ve andezit gibi volkanik elemanları da bünyesinde barındıran, dağlık bir kütle halinde Şebinkarahisar’ın kuzey, Alucra’nın güney kesimlerinde geniş yer tutar (Şekil 3).
Kuzey Anadolu Dağlan’nın pek çok kesiminde yüzeylenmiş durumda bulunan granitler ise, genellikle Tersiyer yaşlı intrüzyon- lar olarak kabul edilmektedir. Bu kayaçlar, araştırma alanının kuzeyinde, Şebinkarahisar-Giresun karayolu civarında yer almaktadır.
Kuzey Anadolu’da Kretase’de etkili olan orojenez hareketleri Eosen'de de devam etmiştir. Bu dönemde oluşan kayaçlar (fliş) Kretase ilişlerine oranla daha dar bir alana yayılmakla birlikte, özellikle Altınçevre kuzeyinde geniş yer tutmaktadır. Bu oluşum sırasında volkanik aktivitenin de sürmesi nedeniyle tıpkı Kretase yaşlı İlişlerde olduğu gibi, Eosen ilişleri de volkanik arakatkılıdır.
Şebinkarahisar-Alucra çevresinin jeolojik formasyonları içinde en geniş alanı kaplayan, bu fliş formasyonlarının oluşumundan sonra, Anadolu’nun orta ve doğu kesiminde geniş bir alana yayılan göl ortamına bağlı çökelmeler meydana gelmiş ve araştırma alanında daha çok Miosen yaşlı olarak nitelenen bu kil, kum, jips formasyonları çok kalın bir depo oluşturmuştur. Bu alanda etkili olan drenaj şebekesine bağlı olarak, Avutmuş Çayı ve kollan tarafından hızla yanlarak, aşmdınlan bu çevre, büyük bir boşalım havzası karakterine bürünmüştür. Günümüzde büyük bir kısmında, heyelan ve toprak akmalannın etkili olduğu bu depo, genelde yatay, havza ke- narlannda ise monoklinal yapılıdır.
Araştırma alanındaki çökel kayaçlar içinde, bahsedilen Miosen formasyonlan en genç kayaçlardır. Alucra doğusunda karasal Plio- sen çökelleri bulunmakla birlikte, inceleme alanı içinde bir yayılımı yoktur.
R - A L U C R A ÇEVRESİNİN TOPOGRAFYA H A R İ T A S I
A l t ın c e v r e*Af i5cr a
^ l u c r aH ı d r e l l e z i n
B u z l u k T.
D1789
ŞEBİNKARAHİSAR - ALUCRA ÇEVRESİNİN JEOLOJİ HARj f ,
S E B I N K A R A H İS /
V V V V V
¡ZI — / / / J
i _
' V • v
■7=
A l ü v y o n K u a t e r n e r
A A B a z a l tP l i o - K u a t e r n e r ?
G r a n i t Te r s i y e 1
— K ¡ l - J i ps F l is V . y
J M i o s e n ■ / / A K r e t a s e Ï__ ; v •A n d e z i t - A g l o m e r a E o s e n
F a y
IAH IS A R -ALU C R A ÇEVRESİNİN JEOLOJİ HARİTASI
F l i s V B a z a l t +
E o s e n V V P l i o - K u a t e r n e r ? +■ +
F l i sK r e t a s e v •
A n d e z i t - A g l o m e r a E o s e n
Şebinkarahisar-Alucra Çevresinde Volkanik Şekiller 153
Şebinkarahisar-Alucra çevresinin litolojik özellikler incelendiğinde sakin bir dönem olarak kabul edilen Miosen dışında hemen her dönemde volkanik aktiviteye maruz kaldığı görülmektedir. Kre- tase ve Eosen yaşlı flişler arasında, volkanik arakatkılar yaygın durumda olmakla birlikte, yöredeki dağılışlarıyla dikkati çeken asıl volkanik kayaçlan, genç volkanizma ürünü volkanitler oluşturur. Çoğunlukla bazaltlardan oluşan bu kayaçlar, oluşturduğu ilginç şekillerle de dikkati çekmektedir.
Miosen’den itibaren iyice belirginleşen bir tektonik kuşak halini alan, Kuzey Anadolu Fay zonu ve yakın çevresi, Pliosen’den itibaren önemli tektonik hareketlere, bunun sonucunda da çeşitli kırılmalara sahne olmuştur. Bu hareketler sonrasında ise, Şebinkarahisar-Alucra çevresinde görüldüğü gibi, yüzeye yakın durumda bulunan mağma ceplerinin, bu kırık hatlarını kullanarak yükselmesi sonucunda yüzeye ulaşan lavlar, çok çeşitli volkanik şekiller oluşturmuştur (Şekil 4).
Şebinkarahisar-Alucra çevresindeki en yaygın volkanik birimi, bazaltların hakim olduğu örtüler oluşturur. Akarsularla yer yer derince yarılarak, içinde dik yamaçlı vadilerin açıldığı bu örtüler, özellikle Alucra batısı ve Altınçevre civarında yaygındır. Altınçev- re civarı, aynı zamanda çok dar bir alanda pek çok volkanik şekli barındırmasıyla zengin bir görünüm sergiler (Foto 2).
Pliosen’de başlayıp, Pleistosen'de de devam eden süreçte meydana gelen volkanik aktivitelerin ürünü olan bu bazaltik örtüler üzerinde lavların oluşturduğu kornişler ve mesa düzlükleri belirgin profilleri ile dikkat çeker. Bu örtülerin çevresinde ise bazıları çok belirgin olan lav akıntıları gözlenmektedir. Bu lav akıntıları, özellikle Alucra batısında izlenebilmektedir (Foto 3).
Altınçevre civarında dikkati çeken bir diğer volkanik birim de bazalt sütunlarıdır. Bazaltlardaki soğuma çatlaklarına bağlı şekillenmeler sonucunda ortaya çıkan basamaklı yapı, belirtilen alanda Şebinkarahisar-Alucra karayolunun iki yanında izlenebilmektedir.
İnceleme alanındaki volkanik örtü belirtildiği üzere büyük oranda bazaltlardan oluşmakla birlikte, bazı yerlerde farklı oluşumlar da sözkonusudur. Eosen volkanizmasının ürünü olarak belirlenen volkanitler, andezit ve aglomera gibi kayaçlardan oluşmuştur. Bu kayaçlar Avutmuş Çayı doğusunda, Buzluk Tepe (1984) civarında, üzerinde belirgin lav kornişlerinin de bulunduğu bir andezi- tik örtü oluşturur.
Şebinkarahisar-Alucra Çevresinde Volkanik Şekiller
Şeki
l 5
= Tür
kiye
'de
Gene
Vo
lkan
ik
Alan
lar.
ŞEBİNKARAHİSAR- ALUCRA ARASINDA VOLKANİK ŞEKİLLER
M e s a D ü z l ü k l e r iV ^'T \ V J
V : - vL a v A k ı n t ı l a r ı
/ $ >V o l k a n K o n i l e r i
X* "N' ı N
[ ' k :\ __N e c k ' l e r
0 1
î f 7 7 ' f " 'L a v K o r n i ş l e r i ı f t B a z a l t S ü t u n l a r ı D o m / D y k e ' l a r
4 5 Km
v B a z a l t i k Ö r t ü l e r 0 '
M e s a D ü z l ü k l e r iV ^> \ ̂ J
v N l ,^ ~_TvL a v A k ı n t ı l a r ı ££> V o l k a n K o n i l e r i
AA
- \ A '--A n d e z i t i k Ö r t ü l e r
L a v K o r n i ş l e r i B a z a l t S ü t u n l a r ı\ / V
D o m
Şebinkarahisar-AIucra Çevresinde Volkanik Şekiller T 55
Foto. 2: Altınçevre beldesi civan volkanik şekiller bakımından çok zengindir. Fotoğrafın ön planında bir dyke, geri planda ise bazalt sütunları ve bir mesa düzlüğü yer almaktadır.
Foto. 3: Alucra batısında bazallik örtülerin çevresinde yer alan lav akıntılarından biri. Akıntının çevresinde lav kornişleri belirgin basamaklar oluşturmaktadır.
156 Şebinkarahisar-Alucra Çevresinde Volkanik Şekiller
Şebinkarahisar-Alucra çevresindeki en karekteristik volkanik şekilleri araştırma alanının çeşitli yerlerine dağılmış olan volkan konisi, dom, neck, dyke gibi birimler oluşturmaktadır. Yörede topografyaya yansıyan en belirgin volkan konilerini, Şebinkarahisar güneybatısında; Dikmen Tepe (1778), Alişar Deresi yakınlarında; Seydibekir Tepe (1914) ve Merek Tepe (1651) oluşturmaktadır. Nispi yükseltileri 150-200 m. civarında olan bu konilerin tamamı volkanik örtülerin üzerinde yer alırlar. Bu konilerden, Seydibekir Tepe, çevresini adeta kuşatarak akmakta olan Alişar Deresi’nin açtığı vadi nedeniyle daha belirgin bir hal almış ve nispi yükseltisi de, bu vadiyle birlikte değerlendirildiğinde 350 m ye yükselmiştir. Bu koniler günümüzde parçalanma sürecinde olmakla birlikte, hâlâ muntazam şekilleriyle dikkati çekerler.
Volkan konilerinin aşınmasıyla ortaya çıkan şekillerden olan neck’ler de araştırma alanında bulunan volkanik birimlerdendir. Karakteristik şekilleriyle dikkati çeken neck’lerin tamamı, Avutmuş Çayı çevresindeki Miosen çökellerini delip geçer halde topografyaya yansımaktadır. Bunlardan en büyüğü üzerinde Şebinkarahisar kalesinin de bulunduğu Kale Tepe (1568)dir. Yaklaşık 370 m. Nispi yükseltiye sahip olan bu neck’in çapı 1 km.’yi bulmaktadır (Foto 4).
Araştırma alanında bulunan diğer neck’lerle karşılaştığında, bu şekil oldukça geniş bir alana yayılmaktadır. Bunun nedeni neck’in etrafında bulunan bazaltik akıntı ve aglomeralardır. Baca dolgusuna yamanan bu malzeme nedeniyle Kale Tepe neck geniş bir kaideye sahip olmuştur.
Avutmuş Çayı boyunda, yer alan diğer neck’lerin çaplan ve yükseltileri daha az olmakla birlikte, dik kenarlan ve kule şeklindeki görünüleriyle daha dikkat çekicidir (Foto 5).
Araştırma alanındaki önemli volkanik birimlerden birisi de Şebinkarahisar-Alucra karayolu yanında, Altmçevre güneyinde yer alan “dom”dur. Hıdrellezin Tepe domu (1805), yaklaşık 1,5 km. çap ve 350 m. nispi yükseltiye sahiptir. Üzerinde belirgin bir drenaj ağının da bulunmaması nedeniyle oldukça iyi korunan dom, araştırma alanındaki en karakteristik şekillerden birini oluşturur (Foto 6).
Hıdrellezin Tepe domu, esas olarak volkanik örtünün üzerinde yer almakla birlikte kuzey kısmında Kretase ilişleri, batısında ise Miosen çökelleriyle çevrelenmektedir. Domu oluşturan volkanik
Şebinkarahisar-Alucra Çevresinde Volkanik Şekiller 157
Foto. 5: Araştırma alanında bulunan neck'terden bazıları, killiM iosen formasyonları üzerinde bir kule gibi yükselen şekiller oluşturmaktadır.
158 Şebinkarahisar-Alucra Çevresinde Volkanik Şekiller
Foto. 6: Hıdrellezin Tepe domu, araştırma altınındaki en karekteristik volkanik şekillerden birini oluşturmaktadır.
Foto. 7: Miosen formasyonlarını delip geçerek yüzeye ulaşan lavların oluşturuduğu dyke ’ların kenar kısımlarında 1 m. ’ye ulaşan kalınlıklarda pişme zonları bulunmaktadır.
Şebinkarahisar-Alucra Çevresinde Volkanik Şekiller 159
Foto. 8: Hıdrellezin Tepe donumdan, batıya doğru uzanan dyke, belirgin bir duvar halinde 3 km. kadar izlenebilmektedir.
aktivitenin etkisiyle Kretase tabakaları deforme olmuşlar ve orijinal duruşları bozulmuştur. Batı kısmında yer alan Miosen çökelleri ise, domun çevresindeki diğer formasyonlara oranla daha fazla aşınmıştır. Bu nedenle, domun batı yönündeki nispi yükseltisi diğer yönlere göre 50-100 m. daha fazladır.
Şebinkarahisar-Alucra çevresinde kaydadeğer görünümleriyle dikkat çeken volkanik şekillerden, bir diğerini de “dyke”lar oluşturur. Kuzey Anadolu Fay zonu yakınındaki yörede tektonik aktivitenin, günümüzde olduğu gibi, Pliosen ve Pleistosen’de de etkili olduğu bilinmektedir. Yörede bu hareketlere bağlı olarak meydana gelen pekçok kırık hattını kullanarak yüzeye doğru enjekte olan lavların meydana getirdiği çok sayıda dyke bulunmaktadır. Enfazla dağılımı, yine Altınçevre civarında olan dyke'lar farklı görünümlere sahiptir. Örneğin; fliş formasyonları ya da volkanik örtüleri kesen dyke’lar hemen hemen aynı dirençte olduklarından, topografyaya yansımaz, ancak yapısal farklılıkları ve renkleriyle belirlenir, miosen çökellerini kesen dyke’lar ise topoğrafyaya yansıyan, yer yer 8-10 m. yükseklikte ve 2-4 m. genişlikte yüksek bir kale duvarı gibi görünürler. Miosen çökerlerini kesen bu filon’ların kenar kı
160 Şebinkarahisar-Alucra Çevresinde Volkanik Şekiller
sımlarında 0.5-1 m. kalınlığındaki pişme zonları da büyük oranda korunmuş durumdadır (Foto 7). Ayrıca tek bir hat boyunca uzanan dyke’ lar yanında, birbirini kesen, ya da radyal şekiller oluşturan dyke sistemleri de bulunmaktadır. Yörede özellikle Miosen çökel- leri, kütle hareketlerinin çok fazla olması sebebiyle tarımsal etkinlikleri, hatta yerleşmeleri kısıtlamakta, bazen de engel olmaktadır. Bu tip alanlarda bulunan dyke’lar bir duvar şeklinde uzanarak heyelanları büyük oranda engellemektedir. Bu nedenle dyke’lann çevresindeki tarım alanları, kütle hareketlerinin olumsuz etekilerin- den korunabilmektedir.
Türkiye’deki genç volkanik alanlar (Şekil 5) ve buraların özellikleri incelendiğinde, büyük bir kısmının genç tektonik hareketlerle ilişkili olduğu ortaya çıkmaktadır. Bu durum, Trakya güneyinde, Kula çevresinde, Uşak, Simav, Afyonkarahisar, Kayseri, Erzincan, Hatay, Siirt ve Diyarbakır civarında açıkça saptanmıştır (Ardos 1992).
Miosen sonundan itibaren aktif durumda bulunan K.A.F zonu da Türkiye’nin en hareketli tektonik kuşaklarından biridir. 1000 km.’yi aşan bir uzunluğa sahip olan bu kuşakta devam etmekte olan hareketlerin sebep olduğu kırılmalar, topoğrafyaya da yansıyan şekillenmeler oluşturmuş, bazı alanlarda da mağma ceplerine kadar ulaşarak, extriisif volkanizma için ortam sağlamıştır.
Volkanizmada hakim kaya türü bazaltlar olmakla birlikte, yöredeki volkanik şekiller incelendiğinde, mesa düzlükleri gibi yayvan şekillerin yanında, volkan konisi, dam gibi tepelerin bulunması, volkanik aktivite ile yüzeye ulaşan lavların sadece bazik lavlar olmadığım, bazı noktalarda orta ya da asit karekterli ya da farklı sıcaklıklarda lav çıkışlarının da bulunduğunu göstermektedir.
Bu tip bir volkanizmanın ürünü olan Şebinkarahisar-Alucra çevresi volkanik alanı K.A.F. zonu ve yakınında, Pliosen ve Pleistosen’de etkili olan süreçte meydana gelmiş, çok sayıda ve değişik volkanik şekilleri içermektedir.
Yararlanılan Kaynaklar
Akkan, E. (1964). Erzincan Ovası ve Çevresinin Jeomorfolojisi. A.Ü.D.T.C.Fak. Yay. No: 153. ANKARA.
Ardos, M. (1979). Türkiye Jeomorfolojisinde Neotektonik. tÜ . Yay. No:2621 İSTANBUL.
Ardos, M. (1987). Volkan Coğrafyası. l.Ü. Yay. No:3478. İSTANBUL.
Ardos, M. (1992). Türkiye Kautemer Jeomorfolojisi. İ.Ü. Yay. No:3737 İSTANBUL.
Şebinkarahisar-Alucra Çevresinde Volkanik Şekiller 161
Atalay, İ. (1982). Türkiye Jeomorfolojisine Giriş. Ege Ü. Yay. No:9. İZMİR.
Bilgin, T. (1959). Ceyhan Doğusunda Volkanik Şekiller ve Hassa Leçesi. Î.Ü. Coğ. Enst. Yay. No:58. İSTANBUL.
Blumenthal, M. (1958). Ağrı Volkanı ve Sedimanter Çevresinin Dağlan. l.Ü. Fen Fak. Mec. Seri: B, Cilt:XXIII, Sayı:3-4. İSTANBUL.
Durukal, S., vd. (1984). Şebinkarahisar, Alucra (Giresun) ve Suşehri (Sivas) Dolayının Jeomorfolojisi. M.T.A.R. No:7664. ANKARA.
Erguvanlı, K. (1951) Zara-Şebinkarahisar-Mesudiye Arasındaki Bölgenin Jeolojisi Hakkında Rapor M.T.A.R. No: 1926. ANKARA.
E rinç, S. (1970). Kula-Adala Arasında Genç Volkanik Relief. l.Ü. Coğ. Enst. Derg. Sayı: 17. İSTANBUL.
E rinç, S. (1971). Jeomorfoloji D. l.Ü. Yay. No: 1628. İSTANBUL.
Erol, o. (1955). Köroğlu-Işık Dağlan Volkanik Kütlesinde İki Krater Hakkında. IX. Çoğ. Mes. Haft. Tebliğler ve Konferanslar. Türk Coğ. Kur. Yay. No:2. İSTANBUL.
Ezgü, N. (1953). Giresun İli Şebinkarahisar-Alucra Linyitlerinin Tetkikine Ait Rapor M.T.A.R. No:2090 ANKARA.
İzbırak R. (1979). Jeomorfoloji Analitik ve Umumi. A.Ü.D.T.C. Fak. Yay. No:127. ANKARA.
Keller, J. (1974). Quaternary M aar Volcanism Near Karapınar İn Central Anatolia. Rep. From Bull. Vol. Tome XXXVIII-2 NAPOLl-lTALYA.
Lahn, E. (1945) Anadolu’da Neojen ve Dördüncü Zaman Volkanizması. Türk Coğ. Derg. Yıl:3, Sayı: 7-8. ISTANBUL.
Leed. L.D, Sheldon, J. (1965). Physical Geology. Prentice-Hall. International INC. LONDON.
N ebert, K. (1957). 1/100.000 Ölçekli Şebinkarahisar 45-2,45-3 ve 45-4 Paftalan Jeolojik Lövesi. M.T.A.R. No:2508. ANKARA.
Ritmann, A. (1963). Volcanoes and Their Activity. Univ. Of Oxford. ENGLAND.
Strahler, A.N. (1969). Introduction to Physical Gegraphy. NEW YORK.
Sungur, K. (1970). Konya-Ereğli Havzasında Volkanik Faaliyetler ve Volkanik Şekiller. l.Ü. Coğ. Enst. Derg. Cilt:9, Sayı: 17, İSTANBUL.
Sür, Ö. (1972). Türkiye’nin, Özellikle Iç Anadolu’nun Genç Volkanik Alanlannın Jeomorfolojisi. A.Ü.D.T.C.Fak. Yay. No:223. ANKARA.
S ür. Ö. (1976). Yanardağlar, oluşum lan ve Faaliyetleri. A.Ü.D.T.C.Fak. Yay. No:262. ANKARA.
Sür. Ö. (1989). Volkanoloji, A.Ü.D.T.C.Fak. Yay. No:363. ANKARA.
Yalçınlar, İ. (1959). Türkiye’de Yeni Volkanik Arazinin Bazı Morfolojik Hususiyetleri. Türk Coğ. Derg. Sayı: 18-19, İSTANBUL.
Yalçınlar, İ. (1969). Strüktüral Jeomorfoloji II. l.Ü. Yay. No:878. İSTANBUL.