16
7/23/2019 Sert Ünsüz - 4 http://slidepdf.com/reader/full/sert-uensuez-4 1/16  S  e  r  t Ünsüz  gerekirse yumuşamasını bilir Ekim 2015 Sayı 4 Ederi: Beş para Okunacak nesne. Yazarını buldukça çıkar.

Sert Ünsüz - 4

Embed Size (px)

Citation preview

Page 1: Sert Ünsüz - 4

7/23/2019 Sert Ünsüz - 4

http://slidepdf.com/reader/full/sert-uensuez-4 1/16

 S e r t

Ünsüz  gerekirse yumuşamasını bilir

Ekim 2015 Sayı 4

Ederi: Beş para

Okunacak nesne.

Yazarını buldukça

çıkar.

Page 2: Sert Ünsüz - 4

7/23/2019 Sert Ünsüz - 4

http://slidepdf.com/reader/full/sert-uensuez-4 2/16

MeSu Su Değirmeni

İçimizde uslanmaz bir gezgin, bir kaçak, bir yolgezer, hep git -me düşleri kuran bir Odysseus yatıyor.

Hangimiz biliyor bunu?

Bilip de ne yapıyor?

İş-güç, ev-bark, çoluk-çocuk, içimizdeki ürkek, korkak, he-

sap-kitap bilen, bir yanımız da, bizi bir yerlere bağlayıp, git -

mekten alıkoyuyor, bırakmıyor. Sahip olmak dürtüsü, elimiz-

dekileri yitirmek korkusu…

Yaşam tekdüze. Bazen –çoğu zaman– aynı günün tekrar tek-

rar yaşadığımızı düşünüyoruz. Aynı kahvaltı masasına otu-

rup, her zaman giydiğimiz renkteki gömleğe, sıkılığına alıştı-ğımız kravatı takıp, bağcıklarımızı ondan da sıkıca bağlayıp,

işe gidiyoruz.

Çalıştığımız yerde bir şey değişmiyor çoğunlukla. Aynı oda-

larda, bildik insanlar, alışılagelmiş işleri yapıyor sabahtanakşama. İşten dönerken geçilen yollar, sokaklar, otobüsler deöyle, bildik, tanıdık. İçimizde hep, zamanla bir şeylerin artıkdeğişmesi gerektiği beklentisi yığıldıkça yığılır. Hiç bir şey

değişmiyormuş gibi gelir hep. Hani güneş de doğup, batma-

sa...

Farklı olan, değişik olan, günü değiştirecek olan, yaşadığımızbu bildik, dar, sıkıcı ortamda değil, uzak-yakın, başka bir yer-de. Bunu biliyoruz. Bizi değiştirecek, şaşırtacak, etkileyecekher şey, bizi olduğumuz gibi kalmaya zorlayan mekânlarımız-

dan ötelerde.

Gerçek, dolu dolu bir yaşamın olduğunu düşünüyoruz ve is-

2

GİTME

Page 3: Sert Ünsüz - 4

7/23/2019 Sert Ünsüz - 4

http://slidepdf.com/reader/full/sert-uensuez-4 3/16

teyip, özlüyoruz. Bizden uzakta, başka yerlerde olduğu gerçe-

ği çıkıyor sonra önümüze.

Sonbaharlarda, mart ayı ortalarında içimize, çöreklenen,nereden geldiği belirsiz can sıkıntıları, sağa sola çatmalar,bulaşmalar, sebepsiz melankoli, hüzün, dizlerin sızlaması,vuran ayakkabılar, ipil ipil zonklayan nasırlar gibi hep içimiz-

deki o zincirlenmiş göçebenin marifetleri.

Gerek bisikletle, gerek yürüyerek, birkaç günlüğüne, bir yer-lere gitmek istediğimde, en çok karar vermekte zorlandığımşey, yanıma ne alıp-almayacağım oluyor. Sabah çıkıp, akşameve döndüğümüz bir yaşam boyu, bu soruların hiçbirini sor

-

muyoruz kendimize. Dört tane ton balığı konservesi alsamyeter mi, altısı yük olur da elimin ayağımın dermanını bitirirmi? Bir pantolon almak gerekir, ikincisi yük olur, yazsa birtişört, kışsa kalınca bir kazak, ikincisine gerek yok, boşa yük.

İnsanın bu kafayla, çok da zorlamadan, şuraya varması hiç-

ten değil; gerçekten, yaşam da böyle galiba. Kendini ne kadargereksiz “maldan-vardan” arındırırsan, o kadar rahat yürü-

yebiliyorsun.

Haklısınız, bu felsei bir kavram. Buraya girmeyelim şimdilik.Daha az karışık şeylere dönelim.

Yanıma almam gereken yiyecek seçimi, aynı zamanda benimoburluğuma ve aç gözlülüğüme de uzanan bir çizgi. Bunu şöy-

le fark ettim, ekmeği ve şekeri yemekten tamamen vaz geçti-ğimde. Yola çıkmadan, yarım ekmek almak-bir ekmek almakuçlarında gezinirken, şimdi sırt çantamda, o kadar fazladanboşluk var. Ve kesinlikle boşluk daha kolay taşınabiliyor.

Bazı konularda daha bu kararlılığa ulaşamadım; kitap gibi,hala bir yerine üç-dört kitap alma güdüsüyle savaşıyorum.Belki de bu, kitabın da bir yerden sonra çokluğunun zararla-

3

Page 4: Sert Ünsüz - 4

7/23/2019 Sert Ünsüz - 4

http://slidepdf.com/reader/full/sert-uensuez-4 4/16

Page 5: Sert Ünsüz - 4

7/23/2019 Sert Ünsüz - 4

http://slidepdf.com/reader/full/sert-uensuez-4 5/16

Adsız Sansız İsimsiz

– Ey yolcu! Nereden gelirsin, nereye gidersin?– Babamdan annemden gelirim, çocuklarıma giderim.

– Evrene dağılmaya.

– Toplum bir labirenttir. Bu labirentte doğar insan kişisi.Çıkışı arar kimisi. Kimisi çıkış yok der. Ama herkes ölümekarşı mücadele eder. Bu bölüm tüm varlıkların ortak nok-

tasıdır. Taşların, bitkilerin, hayvanların, insanların… Hepsivar olmayı sürdürmeye çabalar. İnsanın ayırtılarından biribelirsizliğidir. İnsanın (ölmemesi için) olması gerekir. Ol-mamış insan bir çeşit hayvandır. Bilmez. Etkileri yaşar sa-

dece. Düşünmez. Duygulanır. İnsanın ayırtısı düşünmektir.İnsan düşünmeden yaşadığı olumlu duyguları düşünerek

de yaşayabilir. Düşünmek, potansiyel olarak bütün insanlar-

da vardır. Olumlu duygular biriktirerek gidilir düşünmeye.İnsan olmak demek olumsuz duygularla mücadele etmekdemektir. İnsanın ölümle mücadelesi ancak böyle başlar. Bumücadele, toplum denilen labirentte verilir. Çıkışı arar insan.Aramayana köle diyoruz, labirentte olduğunu bilmez. Köle,

köle olduğunu bilmez. Bilen, köle olmaz.– Ezelden beridir bu dünyadayım, sanki içimde sonsuzlukvar. Buna inanıyorum. Şu gölgesinde kendimden geçtiğimağaç, şu bacaklarıma sürtünen kedi, kapının önünde otur-muş sigara tüttüren, akşamı kabul eden ihtiyar, ezelden berivarmış gibi. İçinde sonsuzluk olan yabancı gelmiyor bana. Şu

söküp attığım yabani ot, domates idesi büyüyebilsin diye.Şu her sabah zeytinliğe gelip aiyetle zeytin yiyen domuzlar,

5

KIRMIZI BAŞLIKLI YOLCU

Page 6: Sert Ünsüz - 4

7/23/2019 Sert Ünsüz - 4

http://slidepdf.com/reader/full/sert-uensuez-4 6/16

pazarda koluma çarpıp bana engel gibi bakan teyze…

Başka bir an, şu an, her şey bana yabancı geliyor. Yazmak içinkullandığım kurşunkalem, su içtiğim bardak, yemek koydu-

ğum tabak… Siz söyleyin insan kişisi hele şu oy nasıl da yap-

macık! Acilen gerçekliğe ihtiyacım var.

- - -

– Ey yolcu! Nereden gelip nereye gidersin?

– Ne geçmişten gelirim, ne de geleceğe giderim. An yolcusu-

yum, andan gelir ana giderim.

– Bırakıyorum boşluğa kendimi. Ülüyorum, uçuşuyorum birgüzel kız çocuğunun havalandırdığı sabun köpükçüğü geçi-yor önümden, merhaba diyorum sevinçle. Caz müziği duyu-

yorum bir yerlerden gelen. Şimdide insan daha haif olabili-yor. Saçmalık. Ne güzel. Şimdi bir kedi oluyorum uyuklayan,bir çöp tenekesinin altında. Bir çınar, dere kıyısında. Kuşlar

uçuyor, hayallerimde arkalarına takılıyorum. Bir deli sigaraiçiyor, şaşırıyorum. Bir banka oturuyorum, bir meydanda.Herkese, her şeye bakıyorum. Yanıma ihtiyar bir adam otu-

ruyor. Selamlaşıp susuyoruz. Sessizliği bilip ne öğüt verir-sin ey yaşlı kişi diyorum. Adam gülümseyip “her şey geçer”diyor susuyor. Uçuşup gidiyorum, ağzımda bal gibi tatlı bir

öğüt, her şey geçer.– Çok sıkıcı şeyler yazıyorum, yolculuk hakkında… Elatunyaz diyor, ne yazarsan yaz, gene de yaz. Yuvadan itiyor beniuçuşuyorum. Aklıma güzel bir ikir geldi sanıp yazıyorum.Okuyorum kof diye bir ses. Vazgeçmenin kolaycılığı çekiyorkucağına, yemiyorum bu defa. Kişioğlu kolaya yönelerek ze-

hirler kendini. Süreç uzun, işleyiş yavaş olduğundan zehir-

lenme çok sonra fark ediliyor. Buna “iş işten geçti evresi” de-

6

Page 7: Sert Ünsüz - 4

7/23/2019 Sert Ünsüz - 4

http://slidepdf.com/reader/full/sert-uensuez-4 7/16

niyor. Hemen ardından derinden bir ahhh! Ama yalancıktanbir “keşke…” yerine illa bir şey diyeceksen “zararın neresin-

den dönülürse kârdır” de. Dolmaları yeme (Hocaya selam).

– İşte böyle. Bazen bir süre akıyorum sözcüklerle, bir deredeküçük bir kurbağa gibi, kuyruğunu arayan.

Tak, duruyorum. Bitiyor yakıtı hayal motorunun. Ben kur-bağa değilim Adsız’ım. Bu evrenin bir tanesiyim. İşte böyleböyle saçmanın ufak tefek yollarında kaybolurken düşüyorelimden kalem.

- - -– Kafamda anlar-arası yolculuk yapan bir tur şirketi kurmak.

– Güneşten geldim. Güneşten gelen adam benim adım, arka-

daşlarım bana kısaca Güneş der. Bir meteora binip geldim.Bir süredir insanlar arasında dolaşıyorum sessizce. Bir tu-

halar; bir geçmişi anlatıp duruyor kimisi, kimisi düşleyip

duruyor bir geleceği. Boşuna gelmediğime seviyorum, kol-

ları sıvayıp işe koyuluyorum. Onları andan ana taşıyacağım.Kalkıyooor!

– Ben (yani biz) sonsuz küçük bir spermdim. Bilmeden ko-

şuyordum, koş dediler diye sadece. Nereye gittiğimi bilme-

den… Sonradan öğrendim, bir yarıştaymışız, kazanmışım.

Kendime geldiğimde bir kadının karnındaydım. Güzel gün-

lerdi, inkar edemem. Gün geçtikçe büyüyordum. Bir sonraoraya sığmaz oldum. Beni oradan çıkardılar. O ne oksijendibe, sürekli ağlayarak alışabildim.

Sonra yaşlandım.

Hayatın bir sırrı yoktur.Olsa da bilinemez.Bilinse de anlatılamaz.

7

Page 8: Sert Ünsüz - 4

7/23/2019 Sert Ünsüz - 4

http://slidepdf.com/reader/full/sert-uensuez-4 8/16

Hep hayatın bir sırrı olduğunu düşündüm.Şimdi sonsuzluğa açılan kapıya inanıyorum.Bu kapının şimdide olduğuna inanıyorum.Ve kapı sürekli açık duruyor, girmeye cesaretin varsa…

Geriye dönüş yok.

Son Yolculuk

Doğduğum şehirde öldüm. Beni bir güzel yıkayıp beyaz bez-lere sardılar. Son yolculuğum için hazırlıklar tamamlandı.

Beni tabut denilen araca bindirdiler. Ellerin üzerinde hare-ket eden bu araç beni mezarlık denilen bir çeşit yolcu istas-

yonuna getirdi. Toprağın altında hazırlanan bir odaya ko-

nuldum. Odamın üstü kapatıldı. Dur bakalım ne olacak diyebeklerken bir ses duydum. Bir kapı açıldı, yanıma iki kişigeldi. Beni kaldırdılar. İyi ki öldün Adsız deyip, yeni dünyayagötürdüler.

Son saçmalık:

Hayat ölüme doğru bir yolculuk değildir.Hayal ölüme karşı bir yolculuktur.İyi yolculuklar!

8

ŞiirElif Yolculuğa çıkıyorum, geleceğimi bavuluma koyup. Sığmıyor.Kalanını diğer çantalara… Kararsızım. Geçmiş geçmişte mikaldı? Yoksa gelecekte bir bütün mü? Valizler giderek ço-

ğalıyor. Bıktım, olmuyor. Önemli anılarımı, hayallerimi alı-yorum. İlk aşk, yılbaşları, belki birkaç doğum günü ve daha

birçok şey. Dışarı çıkıyorum. Ellerim boş. Yalnızca bugünüalıyorum.

Page 9: Sert Ünsüz - 4

7/23/2019 Sert Ünsüz - 4

http://slidepdf.com/reader/full/sert-uensuez-4 9/16

Eflatun Solmaz Atom Çekirdeği

Yok, olmaz, istemiyorum şu uğursuz şeyi yanımda. Gereğin-

den fazla tek çöpü alamayız. Ben taşırım onu. Seni kim taşı-yacak? Geziye çıkmıyoruz. Göçüyoruz. Kaçıyoruz. Kaçarkencana beden bile çok gelir. O zaman ne olur? Can uçar gider.

 Nereye gder?  Yeri neresiyse oraya gider. Koşa koşa gider.Cennete m? Ya! Kimlerininki oraya, kimilerininki başka yere.

 Ben br yere gtmek stemyorum, burada kalmak styorum. 

Ben zil takıp oynayacağım, iyi ki gidiyoruz. Şu duvarlarıntaşlarına terim bulaştı, şu eşik tanır ayaklarımı, her eşyayagöçüp gidenlerin anıları yuvalanmış. Of konuşturma beniişte, ağlamaktan bitkin düştüm zaten, gözlerim yoruldu.

 Ama ben de ağlıyorum ya! Şuncacık bebeğ ble çok görüyor - sun. Başlatma bebeğinden! Ver bakayım şunu…

 Drenmed zavallı. Dkş yerlernden çelmsz br nleyş, kopu-verd kafası. Hç üzülmemş bak, yne gülümsüyor. Tek gözyaşı

da dökmemş. Acımadı, hç acımadı. Başsız beden, sobanın ya-

nında yanmayı bekleyen odunların arasına düştü. Başı stedm,eller duraksamadan verd. Hemen yastığın altına gzledm.

O zaman sadece başını götüreceğm yanımda. Götür Allah’ın

cezası götür. Seni burada bırakayım da o ifritlerin çocuğuol. Eller utangaç, br anda nasıl bu kadar acımasız olduklarına şaşırmışlar, ayarı tutturamamışlar, göze görünmemek çn sak -lanacak yer arıyorlar.

 İfrit ne?  Omuzları üstünde başkasının kafasını taşıyanlar

işte. O yüzden acımaları yok.  Ben sennle gelmek styorum. Başkasının çocuğu olmak stemyorum.  Aferin. Ben kuzumukimselere vermem. Karnımda taşımışım, sırtımda da taşı-rım. Ben karnında mı taşıdın? Taşıdım tabi. Orada da kıçının

9

GÖÇ

Page 10: Sert Ünsüz - 4

7/23/2019 Sert Ünsüz - 4

http://slidepdf.com/reader/full/sert-uensuez-4 10/16

üstünde iki dakika duramazdın. Zamanın yaklaştığında buvelet yürüyerek dışarı çıkacak diyordum. Şu kadarcıktın,kolların bacakların durmak bilmezdi. Kurbağa gibi çırpınırdururdun. Hatırlamıyorum.  E çok küçüktün nasıl hatırlaya-

sın. Anlattıkça sorasım gelyordu, kızar dye azar azar soruyordum.Uyumuşum.

 Almını okşayarak, alnımdak saçları yana doğru tarayarakuyandırdı ben el, sabah. Sabah ama geceden kalma. Dışarı-dan asab, hırıltılı, tanıdık br mnbüs motorunun ses gelyor,

 yaklaşıyor ve duruyor. O kadar stekszm k uyanmaya, eller,motor sesn, karanlıkta seslenen gölgey uykuma katmak st-

 yorum. Yorgan üstümden kalkıyor. Pjamamın paçaları ayakbleklerme sarılıyor, ayağımla brlkte çorabın çne sokuluyor. Kalk hadi. Oturduğum yerden, üstüme kazak geçrlyor.  Gitayakkabılarını giy. Uykunun nceck zarı, bunca genşleynce

 patlıyor. 

 Kapının önüne çıkıyorum. 

Şubat ayı çarpıyor yüzüme,artık rüyadan eser yok. Çok geçmeden çenem takırdamayabaşlıyor. Üst dişlerle alt dişler birbirlerine çarpıp sekiyorlar.

 Kapatamıyorum bir türlü ağzımı. Geçsene minibüse! Ne diyedışarıda bekliyorsun? Öne değil, arkaya! Arkaysa en arka, enköşe. Büzülüp oturuyorum, üzerme yapışan soğuğu bedenmovuşturarak kovalamaya çalışyorum.

 Dışarıdak koşturmaca btyor, k kızarmış göz gryor çer. Arka kapı kapanıyor. Ön kapı açılıyor, kapanıyor. Motor, hastabr cğerden gelyormuş gb sesler çıkararak çalışıyor. Sağıredc br feryat koparacakmış gb kısılıyor gözler. Yuvalarındakor kor yanıyorlar. Evn olduğu tarafa kucaklar gb bakıyor -lar. O an aklıma gelyor, eve son kez bakmak. Mnbüsün ötek

köşesne kıçımın üzernde brkaç zıplayışta ulaşıyorum. Ev, brel sallama fırsatı ble bulamadan sağımdan geçp gdyor. Arka 

camdan bakıyorum, üzülmüyor, gözyaşı dökmüyor. Ev, unuttu-

10

Page 11: Sert Ünsüz - 4

7/23/2019 Sert Ünsüz - 4

http://slidepdf.com/reader/full/sert-uensuez-4 11/16

 ğumu hatırlatıveryor. Durursa koşa koşa gder gelrm, sadecebr baş.

 Bağırmak çn önüme dönüyorum. Bağırayım, en güçlü sesmlebağırayım k dursun. Ger dönüp bebeğm, sadece başını olsun

alableym. Vtes değştren ele, dreksyon tutan ele, gaza basan

ayağa bakıyorum, hçbr duracak gb değller. Dkz aynasın-

dak gözlerle karşılaşıyorum, bana bakışları blndk gelyor. Bebeğme baktığım gb bakıyor bana. Cesaretm kırılıyor, sesmçıkmıyor, dönme htmal gderek azalıyor.

Ön koltukta başımı koyabileceğim iki diz var. Kalkıp br öne

 geçyorum. Yüzüm yerde, gözlerm brbrleryle kavgadaymış gb güreşen ellermde. Çenem ttreyp duruyor. Eller başımıokşuyor, sonra htyacım kadar sıkıca bedenm sarıyor, başımıdzlere bırakıyor. Dev kanatlar altındayım.

Yenisini yaparız, tamam mı?

11

Fıçımın KenarıAy’a gözlerini dikmişzıplamaya dermansıznice kalpazan

Dünyayı kurtaracakmışkendi damını aktaramayaninsanlık için savaşmışiçki/kumar masasındankarısını dövmeye kalkan

aydınlık gelecek düşlercehaleti ter gibi

süzülürken alnındanbir tekmeyle çocuğunakan sıçırtan kahraman

Beğendiğim, sonrasındabeğenmenin bir adım öte-

sine geçtiğim, kitaplarlaaramda bir tür aşk başlar.Bittiğinde başka kitaplarınböylesine tat veremeye-

ceğinden korkarım. O neden-le yeni başladığım kitapların

ilk sayfaları, gönülsüzce ev-

lendiğim biriyle aynı yatağagirmek kadar acı verir. Kim-

ilerini yol yakınken terk

ederim. Kimileri ise sever,bağlanır ve aynı döngüyütekrar yaşarım.

Page 12: Sert Ünsüz - 4

7/23/2019 Sert Ünsüz - 4

http://slidepdf.com/reader/full/sert-uensuez-4 12/16

Yalın Uyaklı Kafa Sesi

“Deli miyim sence?”“Yanlışınız var.”

“Hayır. Ne deliyim ne de yanlışım var.”“Siz... başka dünyalara mı yolculuk ediyorsunuz yani?”“Evet. Başka dünyalara yolculuk ediyorum.”

John Fowles, Büyücü

Başından beri hepimiz aynı yoldayız. Hem de en başından

beri. Büyük patlamadan bile önce belki. Hem çok uzun hempek kısa bir yolculuk. Ne başını biliriz ne sonunu. Ne gidişivardır ne gelişi. Ama bildiğimizi zannederiz bir başı ve sonuolduğunu. Belki hep vardık hep olacaktık ve belki hiç yoktukhiç olmadık. En iyi ihtimalle hem vardık hem yoktuk. İkisi-nin ortasına bir kavram kondurmalı. Tabi içini de doldur-

malı. O göt de bende yok.Madem ki bir yolculuktan bahsediyoruz bu yolculuğun gü-

zel bir hikâyesi olmalı o zaman. Olmalı mı? Olsun tabi. Baş-

ka başka hikâyeler uydurulsun. En güzeli en iyi uyduranınolsun. Tadına doyulmasın. Sadece uyduranın değil görenin,duyanın, anlatanın da yolculuğu tatlansın. Garantisini ver-

miyoruz lakin tadının nasıl olacağına dair. Öyle zehir gibi acıbir tadı olur ki her tadışında içini dışına çıkarabilir yolcu-

nun. Derdi hikâye olan tadını pek önemsemez. Kustuğu zeh-

ri derdine deva diye geri yutar. Tabi uyduranına bağlı olarakşeker tadında bir hikâyeye de denk gelebiliriz. Sana görehangisi daha cazip bilemem. Bakarsın biri öyle bir hikâye

uydurur ki yolcuğun başıyla sonu yer değiştirir. Yeni doğanölür, ölenler dirilir. İkna edebildikten sonra her şey müm-

kündür. Zaten bu yolcuğun en hoş tarafı bütün ihtimalleri

12

Page 13: Sert Ünsüz - 4

7/23/2019 Sert Ünsüz - 4

http://slidepdf.com/reader/full/sert-uensuez-4 13/16

içinde barındırıyor olması değil mi? Yoksa yolcuğun ne tadıolurdu? Yoklukla varlık nasıl ayrılırdı birbirinden. Yazılsababa bir hikâye ve ölüm bile ayıramasa bizi bizden.

Hadi ben bir tane uydurayım.

O kadar çok küçülmüş ki varlıkla yokluk arasında kalmış.Bilememiş ne yapsın. Zaten bilinemezmiş. O da salmış ken-

dini sonsuzlara. Etrafında oluşturduklarını gördükçe kendide şaşırmış. Ne olduklarını bilmeden izlemeye koyulmuşsonu nereye varacak diye. Birbirinden parlak ışıklar, patla-

malar, alevler. İçindeki büyük enerji saçılmış ortaya. Olayla-

rın akışına müdahale etmek istediği an ise etkisizliğinin far-kına varmış. Sanki o hiç yokmuş. Kızmış hatta biraz. Buncaşeyin sebebi benim ama istediğim gibi olmuyor diye. Sonrasakinleşmiş yavaş yavaş. Hiç olmaktansa olanla yetinmekyeter demiş. Düşünmeye başlamış, “kendimi sonsuzlara sal-dım ama bu sonsuzluk ne” diye. “Genişledikçe genişliyorum.Vazgeçsem geçemiyorum. Demek ki bilmediğin her yere sa

-

lınmamak lazım” demiş. Ve hiç.

Öyle garip garip bakmayın hiç. Uydurdum işte. Diyorsan kidaha iyisi olabilir o zaman sen de uydur. Eminim çok dahaiyisini yapabilirsin. Ben ne kadar bu yolun yolcusuysam sende bir o kadar yolcusun. Öyle hazır güzel hikâyelere yancıolmakla yetinme.

Bizimkisi yolculuk içinde yolculuk sanırım. Sürekli farklıyönlere sapar dururuz. Zaten yolda olduğumuzu unutup yolararız kendimize. Başı sonuna yakın yollar. Bitsin ki oyala-

nacak başka yollara sapalım. Yoksa canımız sıkılır hemen.

Hele bir de iyi bir hikâyesi yoksa insanın. Başlar kusur bul-

maya. Kendi işinden başka herkesin işine karışmaya.

13

Page 14: Sert Ünsüz - 4

7/23/2019 Sert Ünsüz - 4

http://slidepdf.com/reader/full/sert-uensuez-4 14/16

Eren Yazar BirFikrimGeldi

Yazıya Cemal Süreya’nın “sana yolculuk yapmak istiyorum.Kes yüreğine giden bir bilet, cam kenarı değil; can kenarı ol-

sun” dizeleriyle mi başlasam, yoksa Nazım Usta’nın yapmakzorunda olduğu yolculuklar yüzünden Piyare’sinden ayrıkalmasından mı bahsetsem karar veremiyorum. Yolculuk-

ların ne kadarı mutluluğa, aydınlığa, huzura çıkıyor kestir-mek güç. Peki çıkılan yolda yanımızdakine/yanımızdakilerene kadar güveniyoruz, onu da bilmiyoruz. Bir de olayın şu

yönü var; hepsi zaten hayatımıza birer birer girip çıkmıyormu? Her şey bu kadar basitken neyi nasıl zorlaştırmayı ba-

şarıyoruz? Biz neden kim için ne için yasıyoruz? Bu soru-

ların hepsi yanlış sanırım… Doğru soru ‘ne yapmalı’, evetevet doğru soru bu, ne yapmalı? Hayatımıza giren insanlaragüvenebilmek için ne yapmalıyız tekrar nefes almak için ne

yapmalıyız. Öldürmemek için ne yapmalıyız? Ne yapmalıyızki verdiğimiz mücadelenin haklı olduğunu görsünler. Bu ya-

zıyı ayağa kaldırmak için ne yapmalıyım? Akdeniz’e uzanırmı yazdıklarım, bilmiyorum. Yaşayarak göreceğiz. Hayatımfreni boşalmış, kontrolden çıkmış araba gibi oldu bu aralardireksiyonu ne reye kırarsam oraya gidecek. Durmak için

ya bir yere çarpmam gerekiyor ya da el freni, hangisi dahamantıklı karar vermek için de pek zamanım yok. Ya akışınabırakacağım ya da müdahale edeceğim, hangisi doğru secimbilmiyorum ama bunu da zaman gösterecek. Şimdi mutluolma zamanıdır, kendi hayatımızı kendimizin kurma zama-

nıdır, sıkılmadınız mı aynı cümleleri duymaktan? Farklı gö-

rünen insanların aslında aynı şeyi anlattıklarını ne zamangöreceğiz? Mutlu olmak için rotayı ne tarafa çevireceksiniz/çevireceğiz hangi yolda ilerleyeceğiz?

14

Page 15: Sert Ünsüz - 4

7/23/2019 Sert Ünsüz - 4

http://slidepdf.com/reader/full/sert-uensuez-4 15/16

“Yolcu, yolunun sonunda, kendisini mutluğun beklediğinibilse de hüzün doğaldır, değil mi?”  

Mikhail Bulgakov, Usta ile Margarita

“Herman Hesse’nin ‘Doğuya Yolculuk’ adlı kitabında Leo’nuno müthiş bilgeliğinin ne olduğunu asla öğrenmeyiz. Bu-

nun sebebi, Hesse’nin bize, kendisinin de bilmediği bir şeyisöyleyememiş olmasıdır. O da benim gibiydi. Sadece, dünyaüstünde gizli bir bilgiye ve kendisininkini aşan bir bilgeliğe

sahip olan, Leo gibi birinin varolmasına duyduğu özlemdibu. Aslında gizli bilgi diye bir şey tabii ki yoktur. Hiçkimse,

bir halk kütüphanesinin rafında bulamayacağınız herhangibirşeyi bilmez. Fakat ben bunu o zaman bilmiyordum.”  

Daniel Quin, İsmail 

“Bir okur zaten var olan bir yolda ilerleyen bir yolcudur. Vebu yol sonsuzdur.”  Carlos Maria Dominguez, Kağıt Ev

“Son yolculuklarda yollar kapanmaz...”  Y. Hakan Erdem, Unomastica Alla Turca

“Yolculuk: Birbirine koşut çizgilerin gözerimizde kesiştiğikara benek.”Ali Teoman, Kırık Kalpler Terzihanesi

“Dünya orkestrasının şei nerede o halde? Yine mi kaçtı?Takip edin onu, buraya getirin. Hemen karşıma gelsin. Eğer

onu bulamazsanız, bana bir kaptan, bir dümenci, bir barbar,

 yolculuğun değerinden anlayan bir adam getirin.”  

Giovanni Papini - Düşsel Konçerto

15

TIRNAK İÇİ “YOLCULUK”

Page 16: Sert Ünsüz - 4

7/23/2019 Sert Ünsüz - 4

http://slidepdf.com/reader/full/sert-uensuez-4 16/16

Sokaklarda yürürdükBozuk kaldırımlardaEyleşip seke sekeDonuna dek budananAğaçların altındanGeçerdik güle güle

Sonra şehrin sahibi

Tutardı kolumuzdanBi’ silkeler bırakır“Az öte de demlenin“

Yine bozuldu tadıDünyadan uzaktayım

Mars’a boş verin de sizDerdi ne çekirgenin

On iki olimposluBir Dionysos kalsınDiğerleriniz ininDolsun bitmeden kadehEy oyuncular gelin

F. A.

Ağdan geçerek dergiye ulaşabilirsiniz“okunacaknesne” diye kime sorsanız gösterirler.