12
KbiPrhi3 PECIIYEJlliKACbi OIII MAMJJEKETTHK YHMBEPCJiiTETII ApamaH HHCTHTYTYHYH )I{YPHAJibi Sosyal Bilimler Enstitüsü DERGiSi @ EIIIIIKEK 1 2009

Sosyal Bilimler Enstitüsü İLMİ DERGiSiisamveri.org/pdfdrg/D02918/2009_7-8/2009_7_8_SULUNM.pdf · bizzat kendisini ilgilendirebileceği gibi o ilim dalının alt konuları ile

  • Upload
    others

  • View
    3

  • Download
    0

Embed Size (px)

Citation preview

Page 1: Sosyal Bilimler Enstitüsü İLMİ DERGiSiisamveri.org/pdfdrg/D02918/2009_7-8/2009_7_8_SULUNM.pdf · bizzat kendisini ilgilendirebileceği gibi o ilim dalının alt konuları ile

KbiPrhi3 PECIIYEJlliKACbi OIII MAMJJEKETTHK YHMBEPCJiiTETII

ApamaH ryMaHHTap,rı;hiK

HHCTHTYTYHYH HJIHMHİİ )I{YPHAJibi

Araşan Sosyal Bilimler Enstitüsü

İLMİ DERGiSi

@

EIIIIIKEK 1 BİŞKEK- 2009

Page 2: Sosyal Bilimler Enstitüsü İLMİ DERGiSiisamveri.org/pdfdrg/D02918/2009_7-8/2009_7_8_SULUNM.pdf · bizzat kendisini ilgilendirebileceği gibi o ilim dalının alt konuları ile

Özet

Kur'an Pasajlari Arasanda Hiyerarşi Meselesi ve

Kur'an'In Rehberliği Doç. Dr. Murat Sülün *

"Bir ayet ya da surenin fazlleti hakkında hadis varid olması ona diğerlerin­den ayrı bir önem, öncelik, üstünlük kazandırır mı?" Bir başka deyişle; "tamamı yüce Allah'ın sözü olan Kur'an'ın bir kısmı diğer kısmından daha farklı, daha üstün, daha önemli olabilir mi?" sorularına cevap aranan bu makalede, ayetler arası hiyerarşi meselesine Kur'an'ın rehberliği bağlamında bir bakış atfedildik­ten sonra, Kur'an'ın rehberliğinden nasıl yararlanılacağı istifade edilebileceği gösterilmeye çalışılacak.

Anahtar Kelimeler: Kur'an, Ayet, Hadis, Fazilet, Rehberlik, Hiyerarşi.

Abstract

The Case OfHierarchy Between The Parts Of The Koran And The Guidance Of The Noble Koran

Does the existence of some hadiths ( saying of the holy prophet) make some verses more virtuous and important than others? In other words, is there any pos­sibility for some verses/part of the holy Koran to be called more virtuous than others? All these questions will fınd the answers in this article inaccordance with the guidance of the Koran.

Key Words: Koran, Verse, Saying ofthe Holy Prophet, Virtuous, Guidan-ce, Hierarcy.

AnnoTan:mı

:Uepapxnqecımii rrpnnıı:ım 3naMennii n Kopan ıcaK IIyTeBOJliiTe.Jih

Han.ırqmı: xa.ı:ı;rrca noBeCTByromero o Ba)l(HOCTII II 3naqeniiii o.ı:ı;noro II3 aiiaToB (3naMen:ıuı:) IIJIII cypı:,ı, .ı:ı;aeT JIII 3TO ı:ı:peBocxo.ı:ı;cTBO na.ı:ı: ocTaJI&HbiMII? Ecnii Boi­pa)l(aTOc}I .ı:ı;pyrnMII cnoBaMII TO na cne.ı:ı:yromiiii Bonpoc «Kopan caM no ce6e B ıı:enoM ~n~miiiic}I cnoBoM Annaxa, MO)l(eT JIII o.ı:ı;na qacn, Kopana 6&IT& 6onee Ba)l(neÜ II 3naqiiMeH, ne)Kemı: ,ı:ı:pynıe?» Mb! IIOTib!TaJIIICb OTBeTIITh B 3TOH CTaT&e, ı:ı:ocne Toro KaK c noMoırı:Iıro Kopana pacKpiımn ı:ı:pnnıı:nı:ı: IIepapxnii cpe.ı:ı;H 3naMe­rmii, n ı:ı:ocTapaJIIIciı pacKpiıiTiı, KaK TIOJIIı30BaTJıC}I B .ı:ı;aHHOM Bonpoce pyKoBo.ı:ı;­CTBOM Kopana.

KJ!ıo"Ienı,ıe CJIOBa: Kopan, 3naMeH:ıuı:, Xa.ı:ı;IIc, BnarocnaBen:ıuı:, ITyTeBO)liiTeJib, Hepapxrur:

1. Marmara Üniversitesi ilahiyat Fakültesi Tefsir Anabilim Dalı Öğretim Üyesi.

271

Page 3: Sosyal Bilimler Enstitüsü İLMİ DERGiSiisamveri.org/pdfdrg/D02918/2009_7-8/2009_7_8_SULUNM.pdf · bizzat kendisini ilgilendirebileceği gibi o ilim dalının alt konuları ile

I. Birtakım Ayet Ve Surelerio Daha Fazla Öne Çıkması

(i) Fazileti hakkında hadis varid olan pasajlar şunlardır.

Ayete'l-kürsi1•

Amene 'r-Rasülü2, Huva'llahüllezr, ayete'l-kürsi + Fatiha + ve ileyke 'l-masfre

dekAmene 'r-rasülü4 gibi ayet grupları;

FatihaS, Bakara6, Hild7, Kehf8, TaHa9, Hacc10

, Secde11 , YaSin12, Duhan13,

Feth1\ Vakı'a15 • Tebareke!Mülk16, Zelzele17, Tekasür18

, Kafıriln19, Nasrl0, İhlas21 ,

Mu'avvizeteyn (Felılk ve Nas)22 sureleri;

Bakara +Al-i 'İmran (zehraveyn)23, Seb-'i TıvaF4, MufassaF5, Ha-Mimfer26,

ı. Müslim, Salatü'l-müsafirin, 258; Tirmizi, Fezailü'l-Kur'an, 2. 2. Müslim, Salatü'l-mosafırln, 254; Nesa!, İftitilh, 25. 3. Tirmizi, Fezailü'l-Kur'an, 22 ("gün ortasında ölecek olursa da şehid olarak ölür" kısmı sadece Tirmizi'de var); Dariml, Fezailü'l-Kur'an, 22. 4. Dariınl, Fezailü'l-Kur'an, 14. 5. Tirmizi, Fezailü'l-Kur'an, 1. Aynca Muvatta', Nidil, 27; Nesa!, İftitii.h, 26; İbn Hanbel, II, 257, 412, IV, 177; Dii.riml, Fezailü'l-Kur'an, 12. 6. Tirmizi, Fezailü'l-Kur'an, 2. 7. Darimi Fezailü'l-Kur'an, 17. 8. Müslim, Müsii.fırln, 257; Ebu Davud, Melii.him, 14; İbn Hanbel, V, 196, VI, 449-50; Darimi Fezailü'l-Kur'an, 18. 9. Dariml, Fezailü'l-Kur'an, 20. 10. Ebu Davud, Sücildü'l-Kur'an 1; Tirmizi, Cum'a 54; İbn Hanbel, IV, 151-155. Ayrıca bkz. Muvatta', Kur' an, 12; ı ı. Tirmizi, Fezailo'l-Kur'an, 9. 12. Tirmizi, Fezailü'l-Kur'an, 7. Dii.rimi, Fezailü'l-Kur'an, 21 'de hadisin son kısmı:" .. okursa, Kur'an'ı on kez oku­muş gibi olur" şeklinde geçiyor. Hadisin değerlendirmesi için bkz. İbn Kesir, Tefsir, III, 563. 13. Tirmizi, Fezailo'l-Kur'an, 8 [Ancak bu hadisin ravilerinden Amr b. Ebi Has'am Buhar! tarafından münkerü'l-hadis kabul edilmiştir; Tirmizi de hadisi garib addetmiştir (İbn Kesir, Tefsir, IV, 137)], Tirmizi, Fezailü'l-Kur'an, ı 1. 14. Buhar!, Tefsir 48/1; Fezailol-Kur'an 12; Müslim, Cihad 97. · Bu sure, İslam tarihinde gerçek-ten önemli bir yere sahiptir; özellikle feth ideolojisinin hakim olduğu dönemlerde ya­pılan biniiiara yazıldığı görülen bu sure, dilli yapılara da -yazı yazılacak mahallin elverdiği ölçülerde- farklı ayetlere kadar yazılmıştır ı5. İbn Mes'ild ölüm döşeğinde iken, ziyaretine gelerek bir ihtiyacı olup olmadığını; -örneği: vefat edecek olursa- kız­

Iarına aylık bağlatabileceğini söyleyen Hz. Osman'a bu Kur'an aşığının (İbn Mes'ud'un) şöyle cevap verdiği rivayet edilir: "Kızlarımın fakir kalacağını nereden biliyorsun?! Ben Hz. Peygamber'in 'Her kim Viikı'a silresini okursa, ebe­diyyen fakr o ziirfıret yüzü görmez' dediğini bizzat duyduğum için, kendilerine her gece Vakı'a suresini okurnalarını emretmişimdir (İbn Keslr, Tefsir, IV, 28ı). ı6. Tirmizi, Fezailü'l-Kur'an, 9; İbn Mace, Edeb, 2786. Secde ve Mülk surelerinin Kur'an'daki bütün sürelerden yetmiş sevap daha faziletli olduğu hk. bkz. Tirmizi, Feiliilü'l-Kur'an, ı ı.

ı7. Tirmizi, Fezailü'l-Kur'an, ı o. Burada, Kur'an'ın yarısına denktir denirken, yine aynı yerdeki bir başka hadiste (aynca İbn Hanbel, III, ı47) Kur'an'ın W ine denk görülüyor. ı8. el-Münziri, et-Terğib ve't-terhib, II, 379 (Hakim'den naklediyor). ı9. Tirmizi, Feiliilü'l-Kur'an. 20. Tirmizi, Fezailü'I-Kur'an, !O. 21. Buhari, Fezailü'l-Kur'an, ı2; Müsliın, Salatü'l-müsii.firin, 261; Tirmizi, Fezailü'l-Kur'an, ı ı. 22. Müslim, Salatü'l-müsii.fırin, 264, 275; Tirmizi, Fezailü'l-Kur'an, 12; Nesai, İftitilb, 46; İbn Hanbel, IV, 151, 158. 23. Münziri, et-Terğib ve't-terhib, ll, 370 (Müslim'den naklediyor). 24. Bakara, Al-i 'İmrii.n, Nisil, Maide, En'aın, A'rii.fve Yünus süreleri. "Bu yedisini öğrenmiş olanlar derin alim (hibr) sayılır" şeklinde bir rivayet varsa da İbn Kesir bunun garib olduğu kanaatindedir (Tefslr, I, 35). 25. 49/Hucuriit'tan Mushafın sonuna kadarki süreler 'mufassal' olarak adlandınlmakla olup kendi aralarında

Hucurat'tan 85/Bürfıc'a kadar 'tıviil-i mufassal', Bürfıc'tan 97/Beyyine'ye kadar 'evsat-ı mufassal', buradan sona ka­dar da' kısar-ı mufassal'- adıyla gruplandırılırlar.

Dariml, Fezailü'l-Kur'an, 12. 26. Havamirn!Al-i Hii.Mlm: 40/Gafir ila 46/Abkii.f; Darimi, Fezailü'l-Kur'an, 22; İbn Kesir, Tefsir, IV, 69 (Ebu 'Ubeyd el-Kasim b. Sellam'ın Kitilb Feiliilü'I-Kur'an'ından naklen).

272

Page 4: Sosyal Bilimler Enstitüsü İLMİ DERGiSiisamveri.org/pdfdrg/D02918/2009_7-8/2009_7_8_SULUNM.pdf · bizzat kendisini ilgilendirebileceği gibi o ilim dalının alt konuları ile

Sebbeha 1 Yüsebbihu'lart, Tıval + Miln + Mesanı + Mufassaıı, YaSin + Ta.Ha3

gibi sure grupları.

Kur'an'ın geneli4 hakkında da özendirici ifadeler mevcutsa da Kur'an lafzı cins isim olduğu için, bir suresine de bütününe de Kur'an denebilir. Bu ba.kıından, ilgili ifadeleri, Kur'an-ı Kerim'in belli kısımları ya da o ana kadar indirilmiş kısmı olarak düşünmek daha doğru olur.

Yalnız bu alanda oldukça fazla sayıda uydurma rivayet bulunduğu da bir gerçektir [Örneği: En'am5 ve Beyyine6

••• Darimi dışındaki kaynaklarda geç­meyenler de ihtiyatla karşılanmalıdır]. Nitekim Zemahşeri ve Beyzavl'nin tefsirlerinde bütün surelerin sonunda o surenin faziletiyle ilgili olarak müjde dozu oldukça yüksek ifadelere rastlanır7• Bu vb. ifadelerin uyduruluş sebebi olarak "milletin Ebu Hanife'nin.fıkhı ve İbn İshak'ın meğcizfsi gibi Kur'an dışı şeylerle uğraşmaları karşısında onları tekrar Kur'an'a yöneltme arzusu"8 ağır

basmaktadır.

(ii) Öte yandan, Kur'an'ın bazı bölümlerinin ilm! ve edebi eserlerde, mübarek gün ve gecelerde, sanat eserlerinde özellikle din! mimaride diğerlerine nazaran daha fazla öne çıktığı görülmektedir.

(a) Tefsir, Fıkıh, Kelfun, Hadis ... gibi ilimiere ait literatürde bazı ayetleri e daha sık karşılaşılmakta, bazı ayetler daha öne çıkarılmaktadır. Bu ayetler o ilim dalının bizzat kendisini ilgilendirebileceği gibi o ilim dalının alt konuları ile ilgili de olabilir.

Sözgelimi Kelamcıların sık sık kullandıkları meş1et9, ru'yetullah10, halku efali'l­'ibad11, iman-amel ilişkisi12 ••• çerçevesindeki ayetler. Tasavvuf literatüründe sık sık

ı. 59/Haşr, 61/Saff, 62/Curn'a, 64ffeğabOn. Dfuimi, Fezail, 22. 2. Abdullah'ın kaydettiğine göre: İlk yedi uzun süre Tevrat'a; miin kapsamındaki (aşağı yukan yilZer ayeti bu­lunan) sureler İncil'e; Mesani kapsamındaki sureler de Zebur'a denk olup mufassal sureler Kur'an'ın fazladan sahip olduğu değerlerdir (Diiriml, Fe:i:ailü'l-Kur'an, 17. İbn Kesir bu hadisin garib olduğu kanaatinde Tefsiru'l­Kur'iini'l-azTm, I, 34). 3. Dfuimi, Fezailü'I-Kur'an, 20. 4. "Allah keliimının diğer sözlere olan üstünlüğü Allah'ın malılükata karşı üstünlüğü mesiibesindedir." (Buhar! "Fezailü'I-Kur'an" 17) "Sizin en hayırlınız Kur'an'ı öğrenenler ve öğretenlerdir." (Buhm, "Fezailo'I-Kur'iin" 21; Tirmizi, "Seviibü'l-Kur'iin" 15). 5. Bu sürenin kalabalık bir melek top! u! uğu tarafından uğurlanarak tek celsede niizil olduğuna ilişkin rivayetler varsa da bunlar sahih kabul edilmemiştir (Emin Işık, "En'iim süresi" XI, 170). 6. Fazileti hakkındaki hadisler uydurma kabul edilmiştir (Emin fşık, "beyyine", VI, 98-99). 7. Keşşafta her sürenin bitiminde o sürenin okunınası sayesinde kazanılacak sevap ve mükiifatları konu alan ibare! ere yer verilmekte, Bey:i:avi vb. kitaplar da -i'tikadi konular dışında- büyük oranda bu tefsiri esas aldıkları için bunlan hiç ayıklamadan vermektedirler. Bu tür hadislerin kritiği için bkz. Sancaklı, Saffet, "Sürelerin faziletiyle ilgili bazı tefsirlerde yer alan apokrifhadislerin kritiği", İslami Araştırmalar Dergisi, Ank. 2001, XIV/!. 8. Zerkeşi, el-Burhan fi 'ulümi'l-Kur'an, nşr. Muhammed Ebu'I-Fazi İbrahim, Beyrut, 198?, I, 432; es-Suyıitr, el-İtkan fi 'ulümi'I-Kur'iin, nşr. Mustafa Dibü'l-Boğa, Beyrut 1987, I 129-1130. 9. (i) Bakara 2/7; Tevbe 9/51; Satrat 37/96; ayrıca Zümer 39/62; Kamer 54/49; ayrıca er-Ra' d 13/8; Hadid 57/22; M iii de 5/78-79; İnsan 76/30; (ii) Kehf 1 8/29; İnsan 76/3; Müddessir 74/38. 10. A'raf7/143-6/103, Kıyiime 75/23. I I. Siiffiit 37/96- En'iim 6/102. 12. (i) Bakara 2/81; N isa 4/93; Miiide 5/44-46; Meryem 19171-72; 103/Asr süresi;­(ii) C inn 72/13; Hadid 57119

273

Page 5: Sosyal Bilimler Enstitüsü İLMİ DERGiSiisamveri.org/pdfdrg/D02918/2009_7-8/2009_7_8_SULUNM.pdf · bizzat kendisini ilgilendirebileceği gibi o ilim dalının alt konuları ile

karşılaşılan vahdet-i vucud1, zilcf, tevhid3, vesile/rabıta4, mi'rac5 ••• çerçevesindeki

ayetler. Hadis literatüründe sık sık rastlanan

LG~llf ~ı.:.:, (Necm 53/3-4);

ı~u .UC fSlii ı.:.:, ; _,ili JY., yi ~~~ ı.:. .J (Haşr 59/7);

~~! ~ ~:, ~Wı ,!§jl,:; ~~:, s.ıt;bıı ~ ~:, (A'raf7/157);

~! Jjj ı.:. ~Uıj ~ j:ııı ~1 ili):, (Nahl16/44) gibi ayetler ...

(b) En 'am, YaSin, Tebdrake gibi bazı pasajların müstakil olarak yazılması da bir­takım ayet ve surelerin İslam kültüründe ve Müslümanın zihni hayatında müstesna _bir yer işgal ettiğine dair bir başka göstergedir [Topkapı Sarayı kütüphanesinde bu tür­

den çok sayıda çalışma mevcuttur6]. Bu müstakil yazılışta, birtakım ayet ve surelerin

faziletine dair müjdeler şüphesiz etkili olmuştur.

(c) Edebiyatımızda ve sanat eserlerinde -özellikle dini mimaıide- öne çıkan ayet ve s fireler Türk toplınnwıını Kın· 'an kültürü (Ayışığı, İstanbul Şubat 2005) ve Sanat eserme vıoıtlan Kın- 'an mührü (Kaynak Yy., İstanbul2006) adlı iki çalışmada tespit ve tahlil edilmiştir.

Kur'an'ın bir bölümünün, diğerlerinden daha fazla önem verilir hale hale gelmesirıin iki temel sebebi vardır: Belli ayetlerin dini literatürde daha sık görülmesinde, bu ayetlerin ila.Jii kelam olarak bağlayıcı olması, savunulan tezi daha veciz ve kapsarnlı yansıtması etkili olur­ken, belli pasajların başta mübarek gün ve geceler olmak üzere çeşitli vesllelerle teberri.iken okunmasında da, söz konusu ayet ve sureleri okurnayı özendiren hadisler etkili olmuştur.

Ancak Zerkeşi'nin de dikkat çektiği üzere7, burada şöyle bir sorun vardır: Tamamı Allah'ın sözü olan Kur'an'ın bir kısmı diğer kısmından daha farklı, daha üstün, daha önemli olabilir mi?

II. Ayetler Arası Hiyerarşi Bağlammda Tartışmalar

İlahi kitab[lar]ın muhkem ve müteşabih iki tür ayet içerdiği8 ve bir ayetin [il­gili ayetin bağlarnma göre: 'bir dinin'] diğerinden 'daha hayırlı'9 olduğu biliniyor. Ahsene'l-hadis10

; ahsene'l-kasas (Yusuf 12/3) ifadel~ri Kur'an-ı Kerim'in qiğer ilahi kitaplardan 'daha güzel' olduğunu belirttiği gibi, ~i ;_;_,;l~j§ J)Jı ;,;_,; 2~···j 0.1~1 ifadesiıı de vahyin bir kısmının diğer kısmından 'daha güzel' olduğunu gösteriyor12•

1. MuhTt ism-i şerifmin geçtiği ayetlerin yanı sıra, FS LO ı)li F .:;.A.; (Hadld 57/4; aynca Mücadele 58/7). 2. Bakara 2/152 ve Ra'd 13/28. 3. Muhammed47/19 4. Milide 5/35; Tevbe 9/119. 5. c).ii :,i ~~.i .;..ıi (.ıı.Si ~ t1 ~ (Necm 53/8-9). 6. Örneği: En'!!m (mebzül miktarda), Tebiireke (aynı), Amme (I, 358-59), YaSin (I, 352), Kehf(I, 265, 356-57), Feth (1, 352), Ahkaf(I, 336) süreleri aynyazım olarak bulunduğu gibi, YaSin+Feth ... (I, 392), YaSin+ Viikı'a + Tebiireke +Amme+ Duhii'dan aşağısının (I, 403) tek fonna halinde yazıldığı da olmuştur (Karatay, Fehmi Edhem. Topkapı sarayı müzesi kütüphanesi Arapça yazmalar kataloğu, İst Topkapı Sarayı Müzesi 1 962). 7. es-Süyilti, el-İtkan, I, 440. 8. AI-i 'imriin 3/7. 9. Bakara 2/106. 1 O. Zümer 39/23. ll. Zümer 39/18. 12. İbn Teymiyye, et-Tefsiru'l-Kebir, VII/117 vd.

274

Page 6: Sosyal Bilimler Enstitüsü İLMİ DERGiSiisamveri.org/pdfdrg/D02918/2009_7-8/2009_7_8_SULUNM.pdf · bizzat kendisini ilgilendirebileceği gibi o ilim dalının alt konuları ile

Kur'an'ın bu tanıklığına, ne dediği son derece açık sahih hadisiere ve Seletin ittif'akına1 rağmen, "Kur' an-ı Kerim'de bir pasajdan daha üstün bir başka pasaj bulu­nabilir mi?" hususu tartışma konusu olmuş; Eş' ari, Bfikı.llaru ve İbn Hibban'ın böyle bir şey olamayacağına yönelik görüşlerine karşılık, İshak b. Raheveyhl, Ebu Bekr b. el-'Arabi, Gazzall ve Kurtub! buna müspet bakmıştrr.

Bu bakımdan, "Bazı Kur'an pasajlarının bazılarından üstün kılınması, İslam kül­türünde kabul görmeyen bir anlayış olmasına ve bu konuda bütün fırka ve eğilim­ler ittifak etmesine rağmen, Gazzali söz konusu icmaa zıt düşen farklı bir düşüneeye sahiptir"3 şeklindeki iddianın dayanağı merak konusu olmaktadır.

Eş'ari gibi önde gelen bazı alimler (a) istisnasiZ bütün ayetlerin Allah'ın sözü ol­duğu realitesinden hareketle4 ve (b) fe:tailü '!-Kur 'an mantalitesinin "aşağı seviyedeki ayetlerin eksikliği" anlamına geleceği düşüncesiyle, böyle bir hiyerarşi olamayacağı fıkrini benimsemişlerdir.

Başka araştırmacı alimler ise, Allah'ın, Allah'ı konu alan kelamının başka bir var!Jğı konu alan kel~m!ndan üstün olduğu düşüncesindedirler. Bunlara göre, ). ji :l:;._j .ılı! ifadesi5, Y3.:; ~ l,Ş"ii ı~~ ifadesinden6 daha üstündür. Çünkü bunda hem Allah kelamı olan zikrin fazll~ti hem de zikredilen şeyin(: yani Allah'ın zat ismi, O'nun tevhid edilmesi, icabi ve selb1 sıfatlarının) fazileti gündeme gelmektedir. Tebbet'te ise, sadece zikrden, yani bu ifadenin bir Allah kelamı olmasından ileri gelen bir fazilet söz konusudur7.

Gazzall, "Kur'an'ın bazı ayetlerinin diğer bazısından üstün olduğunu söylüyor­sunuz, ama Kur'an'ın -bir bütün olarak Allah'ın sözü olması hasebiyle- birbirinden farklı pasajlar içerdiği nasıl söylenebilir?" sorusuna şu cevabı verir:

"Madem ki hasiret nfuunuz, size, ayete 'l-kürsf ile müd{ıyene ayeti; İhlas suresi ile de Tebbet arasındaki farkı gösteremiyor ... madem ki taklitçilik bu farkı anlamanızı wrlaştırıyor, o zaman hiç olmazsa, Kitabın bizzat kendisine indiği ve -peygamberlik müessesesinin sahibi olarak: 'YaSin Kur'an'ın kalbidir'; 'Fati~a,_~ur'~t];pasajlarının ~n üstünüdür'; 'Ayete'l-kürsi, Kur'an ayetlerinin sultfuııdır'; '.b.l .uıı :,.ı, Ji, Kur'an'ın 1çte birine denktir' diyen- zatı (s.a.s.) taklid edin."8

İzz b. Abdüsselam da aynı görüştedir9•

İbn Teymiyye, et-Tefsiru'l-Kebir, VWI 19. Zerkeşi, el-Burhilıı, V438.

, N. Hiiınid Ebu Zeyd, İlahi hitabın tabiatı, çev. M. E. Maşalı, Ank. 2001. s. 342 vd. Zerkeşi, el-Burhiin, I, 440. "De ki: O (sizleri davet ettiğim Tann), yegane ilahtır, tek'1ir; kendisinin mutlak yetkinliğine karşın her şeyin ken­

.isine bağımlı olduğu yegane ilahtır; çocuğu olmadığı gibi anne-babası da yoktur; hiçbir şey hiçbir zaman O'na denk ,lmamıştır."

. "(Pan! pan! parlayan gOzel yüZüyle böbOrlenen) Ebu Leheb'in her iki kolu kuruduğu (yani, sağ ve sol kolları ıesiibesindeki oğullan helilk olduğu) gibi, kendisi de yok olup gitti işte!.. Fayda vemıedi kendisine, malı ve kazandık­mi Pm! pan! yanan bir ateşi boylayacak şimdi, hem kendisi hem de o narin boynundaki sert urgania (kendi ateşine) dun taşıyan hanımefendisi (!)"

es-Soyfıti, el-İtkan, II, 113 L Ceviihiru'l-Kur'an'dan, es-Soyfıtı, el-İtkan,II, 1132. Zerkeşi, el-Burhan, I, 439; es-Soyfıtı, el-İtkan,II, 1 ı 3 ı .

275

Page 7: Sosyal Bilimler Enstitüsü İLMİ DERGiSiisamveri.org/pdfdrg/D02918/2009_7-8/2009_7_8_SULUNM.pdf · bizzat kendisini ilgilendirebileceği gibi o ilim dalının alt konuları ile

Görüldüğü gibi ilk grubun iki temel gerekçesi vardır: (a) Kur'an'ın tüm pasajları 'Allah Kelamı'dır; (b) Bir pasajın diğerlerinden daha üstrın olduğunu kabul etmek, üstün olmayan pasajların eksik. olduğu anlamına gelir.

İlk grup Allah'ın keHimının tek bir mahiyet olduğu ve bu kelamda "üstün':- "az üstün" gibi bir aynm olamayacağı iddiasından; ikinci grup ise, mezkfır hadislerden ve pasajlar arasındaki farklardan hareket etmektedir1•

Peki, acaba Allah keZdmı denen olgu kendi içinde bir farklılık ve hiyerarşiye (tefazul) sahip midir?

Öncelikle bu olgunun çerçevesini çizelim: Allah ketdmı denince ne anlaşılıyor?

(a) Allah'ın temel sıfatlarından biri olankelam sıfatı; (b) Kur' an, Tevrat, İncil vb. semavi kitaplar.

Kur'an'ın Allah kelfunı olmasının ne arılama geldiği İslam düşünce tarihinin en önemli problemlerinden biridir2

: Kimi, Allah'ın kelam sıfatının ezell olmasından hare­ketle Allah'ın kelamı olan Kur'an'ın da ezell olduğunu söylerken, kimi, Allah'ın böy­le bir sıfatı olmadığı gerekçesinden hareketle Kur'an'ın da ezell olmadığı kanaatine varmıştır. Sonra gelen alimlerden bazıları ise, Kur'an'ın nefs! ve lil.fzT olmak üzere iki yönü olup birincisinin ezell olduğunu, ikincisinin ise ezell olmadığını söylemişlerdir. Buna göre, Kur'an'ın biri ezell diğeri hadis iki yönü vardır. Ancak, Kur'an'ın lil.fzT yönü şu okuyup ezberlediğimiz Arapça lafızlardan ibaret ise de nefs! yönünün ne ol­duğu belirgin değildir:

Nefs! yönÜn, "lil.fızların içindeki manalar olduğu" şeklinde yaygın bir kanaat var­sa da gerçeği yansıtmamaktadır; çünkü mana ile lafız sonuç olarak aynı şeydir; lil.fız mananın kalıbı olup bu ikisi biribirinden ayn düşünülemez. Kur'an'ın nefs! yönü de­nildiğinde, Kur'an'ın kelam sıfatından kaynaklanmış Ôlıniısını anlamak gerekir. Yani Kur'an, Tevrat, Zebur vb. semav! kitaplar birer bütün olarak Allah'ın bu sıfatından kaynaklanmış hadis metinlerdir. Tıpkı eze11 'var etme (tekvm)' sıfatından kaynaklanan bizlerin hadis olmamız gibi...

Bu kitaplann lil.fzT yönünü oluşturan Arapça ve İbramce ifadeler, esasen Allah'ın telaffuzu olmayıp: bir yandan peygambere aittir, bir yandan da, eze11 kelam sıfatma dayanmaktadır. İlahl kelam, İbrani bir zata yöneldiğinde ortaya İbranice bir kitap çı­karken, Arapça konuşan bir zata yöneldiğinde Arapça bir eser Imsiile gelmektedir.

Kur'an'ın bazı pasajlarının bazılarından üstün olup olmadığı problemini bu te­mel ilke çerçevesinde düşünecek olursak, Kur'an'ın ezeliliği ile ilgili son görüşün isabetli olduğu anlaşılır. Kelam sıfatında bir hiyerarşi söz konusu olamayacağına göre, bazı pasajların bazılanndan üstün ve önemli oluşu realitesi, Kur'an'ın hadis yönü ile ilgilidir.

Kur'an ayetleri arasında hiyerarşi bulunduğunu kabul edenlere göre, bir ayetin diğerinden üstün tutulması sonuçta şu üç mdnadan birine gelir:

1. es-SüyütT, el-İlkan, II, 1 132. 2. Koçyiğit, s. 184-230.

276

Page 8: Sosyal Bilimler Enstitüsü İLMİ DERGiSiisamveri.org/pdfdrg/D02918/2009_7-8/2009_7_8_SULUNM.pdf · bizzat kendisini ilgilendirebileceği gibi o ilim dalının alt konuları ile

(a) O ayet! e am el etmek diğeriyle amel etmekten daha ev la olabilir. (b) Bir ayette Cenab-ı Hakk'ın isim ve özenikierinden bahsedilmesine karşılık, ötekinde daha baş­ka konulara yer veriliyorsa, ilki ikinciden muhteva açısından daha üstündür. (c) Kişi bir ayet veya sureyi belli bir amaç doğrultusunda okuduğu zaman, -ahirette alacağı karşılık bir yana- Ailah'a daha sıkı bağlanma, haşyet, ürperti, tefekkür vb. karşılıkları hemen aldığı için, o ayet ve sure diğerlerinden daha hayırlıdır1 • Üstünlük lafzın kendi­sinde değil, içerdiği ilginç manalardadır. (d) Ancak, bir ayetin diğerinden daha bellğ olduğu şeklindeki bir yaklaşım doğru değildir; çünkü her ayet kendi bağlamında eşsiz bir belağate sahiptir3.

III. Kur'an'ın Rehberliği Bağlamında Ayetler Arası Hiyerarşi

3.1. Genel Olarak

Kur'an ayetleri mekki ve medeni diye iki kısma ayrılır ve hicretten önce nazil olanlara mekkl, daha sonranazil olanlara ise medeni denir. Dlnln temeli mekld ayet­lerle atılmış; gövdesi ise medeni ayetlerle oluşturulmuştur. Mekki ayetler, ağırlıklı olarak iman! ve ahlaki hususları, medelli ayetler ise daha ziyade siyasi-hukuki ilişkileri düzenler. Mekki pasajlar ferdi-ahlakl-enfusl konulara toplumsal konulardan daha fazla ağırlık verir. İslam'ın miras, sadakaizekat farizası, filiz yasağı gibi iktisadi normları mekk1 pasajlarda temeiiendirildiği gibi, Medme' de inecek hukuki-siyas1-ikiisad1 emir­yasak ve tavsiyelerin temeli de mekki pasajlarda atılmıştır. Mekki ayetlerin, gerek iman ve ferdi ahlaka gerekse toplumsal ahlak ve yapıya ilişkin hususları -çekirdek halinde de olsa- barındırdığı söylenebilir. Mekki dönemin salt bir inanç sahası olarak tavsif edilmesi, bu yüzden gerçeği yansıtmaz.

Kur'an ayetlerini pirarnide benzetecek olursak, pirarnİdin temelini teşkil eden en geniş kısmını ahlaki emir-yasak ve tavsiyelerle itikadi ilkeler (bilimsel/fenni ayetler de genelde Allah'ın varlığı, birliği ve insanlara akıttığı rumetler kapsamında geçmekte­dir); pirarnİdin daralmaya başladığı orta kısımlarını ibadetle ve günlük muamelelerle ilgili ayetler, artık iyice daralmış en üst kısmım ise ceza hukuku ile ilgili birkaç ayet oluşturmaktadır. Ancak vahiyler herhangi bir sımrla birbirinden ayrı vaziyette değil, aksine, iç içe geçmiş durumdadır; herhangi bir hüküm verilirken hatta tarihi bir olay anlatılırken, ahlaki endişeler hemen devreye sokulur. Ferdi esas alan, ona sorumluluk ve hesap endişesi aşılayarak ahlaki ve itikadi açıdan arı-duru bir yapı kazandırmaya çalışan ayetlerin çoğunlukta olması tesadüf değildir.

Kur'an-ı Kerim şu an elimizde bir bütün halinde bulunduğu için, Kur'an vahyinin peyderpey/tedrici olarakindirilmiş olduğuna (tenclmü'l-Kur'an) pek dikkat ediimme­rnekte ve farklı bir bağlamda yaşayan mürninler kendilerini bütün ayetlerin muhatabı gibi algılamaktadır. Oysa Kur'an homojen bir ahval ve şerait içinde indirilmiş de­ğildir: Kur'an'ın indiği 23 yıllık süreç,müminlerin güvenliği-anarşiyi, savaşı-barışı, sevinci-hUznü, zaferi-hezlmeti, bolluğu-kıtlığı... yaşadıkları bir zaman dilimidir. Kur'an, müminlerin güçsüz olduğu şartlara yönelik çözümlerin yam sıra, güçlü ol-

1. Geniş bilgi için bkz. Zerkeşi, I, 44 ı; es-Soyut!, II, 1 ı 33. 2. Zerkeşl, el-Burhan, I, 438. 3. Zerkeşi, el-Burhan, I, 440.

277

Page 9: Sosyal Bilimler Enstitüsü İLMİ DERGiSiisamveri.org/pdfdrg/D02918/2009_7-8/2009_7_8_SULUNM.pdf · bizzat kendisini ilgilendirebileceği gibi o ilim dalının alt konuları ile

duldan dönemin daha karmaşık ilişkilerini düzenleyen hükümler de getirmiştir; ancak bunlar azdır. Aynı konu çerçevesirıdeki bütün ayetler bir araya getirildiğinde, farklı hükümlerle karşılaşılabilmesirıirı sebebi de budur; bu farklılıklarla karşılaşıldığında, nesh mekanizmasının çalıştırılması yerirıe, bunlara evrensel/ilahl 'emr'in uygulama alanını genişleten birer açılun olarak bakılmalıdır.

Ahlaki, itikadi, hukuki, fenrı11bilimsel yüzlerce ayet arasında en büyük önemin alıkarn ayetlerine verildiği (hatta Kur'an'ın çoğu müntesipleri tarafından salt Fıkıh1 ki­tabı olarak algılandığı) gözden kaçmamaktadır. İki üç ayetlik miras meselesi içirı müs­takil bir Feriiiz ilmi irışii edilmesine karşın, bilimsel konulara dair yüzlerce ayet ihmal edilıniş; bu ayetlerin işaret ve davet ettiği bu bilimleri geliştirme payesi zamanla gay­rımüslimlere kaptırılınıştır. Son 3-4 asırdır, Arz'ın bilinmeyen yerleri (buzullar, deniz­ler, okyanuslar, adalar, hatta dünyanın kürevi olduğu), zamanında, gözüpek, maceracı gayrımiislim bilimadamları tarafından keşfedildiği gibi, günümüzde, sözgelimi uzayın bilinmezleri discove1y, explorer, patlifinder, hatta challenger adını verdikleri araçlarla yine onlar tarafından keşfedilınektedir. İlme bu kadar önem veren bir kitabın mümin­lerinin, bugün Genetik, Mikrofızik, Biyokimya ve Beyin Araştırmaları gibi alanlarda esarnesi bile okunmamaktadır.

"Bir ayetle amel etmek diğeriyle amel etmekten daha evliidır."2 şeklindeki gö­rüşle, ayetler arasında hlyerarşi gözetildiğirıe değinmiştim. Bu bakundan: asağıdaki hususların iyi tahlil edilmesi ı:ı:erekmektedir:

-Başta alıkarn ayetleri olınak üzere- ayetlerin ne kadar mahalli ne kadar evrensel olduğu belirlenmeli; yani ayetirı, ilahi-evrensel emr alanına3 mı yoksa beşen-mahalli şeriat alanına mı ait olduğu tespit edilmelidir.

-"İlgili hususun enıredilınekte mi yoksa tavsiye mi edilmekte" olduğu hususu iyi belirlenmelidir. Aksi takdirde, Allah'ın yapılmasını sadece tavsiye ettiği şeyler farizaya, kaçınılmasını tavsiye ettiği şeyler de barama dönüşmüş olacaktır.

-Sadece Fıkh'ın benimsediği ayetlerle dini-seküler bütün beşeri hukuk sistemle­rinde aksisadil bulan ayetler arasında;

ı. 'Fıkh'ı, hukuk anlamında da alsak, fılrn-ı ekber/akaid anlamında da alsak, farketmez. 2. Zerkeşi, el-Burhan, I, 438. 3. Sonra seni de, yine o 'emr'e (yani, evrensel din temeline) dayalı geniş bir şeriat (caddesin)in üzerine yerleştirdik Öyle ise, şu bir şey bilmeyenierin arzu ve isteklerini değil, onu izle. ( Casiye 45/18). 4. Mustafa Şekip Belgesay'ın Kur'an ve Hukuk adlı eseri, Kur'an'ın Türkiye ve Avrupa'daki mer'i/ınodem hukuka etkilerini: çeşitli ilkelerin ve kanun maddelerinin Kur'an'daki temellerini göstermeb.-tedir. Çeşitli ülkelerde, çeşit! i zamanlardaki huk-uk sistemlerinin şekli farklılığına (yani çevre şartlarının farklılığından doğan çeşitliliğe) rağmen, iidil ülkelerin hukuku arasında temelde birleşme durumu vardır, diyebiliriz. Bu temel, bilerek veya bilmeyerek dayanılan tevhid temelidir. Dolayısı ile Kur'an'ın genel ilkelerine uyularak her devrio sosyal şartlarına göre takip edilecek hukuk politikası, laik huk-uk yardımıyla fert ve cemiyet ii.hengini kurabil ir. Tevhid prensibinin bir tabii huk-uk olması ve tabiat kanunu olarak geçerli bulunması, tevhidin (ona ay kın hareket edildiği zaman ortaya çıkan zararlarla ispatlanan) determine karakterini gösterir (Amiran K. Bilgiseven, Din sosyolojisi, İstanbul 1985, s. 330). Aşa_ğıdıjk.i evrensel ifadeler Kur'an hukukunun prensiplerini de vermekiedir: ~-.;;.ıLı ı_,;:,ı (Maide,5/l) ~.:ı·~\.'-! u.ii JS (Müddessir 74/38) c;)..l.:,jJ i.:,jı:,"jj Yj (Eq'am 6/164) ~til~ ;ıf. Y) tl! if:. ~ı .:;.i (Bakara 2/173) ~ci.:,~ ;.>y,ı.:,·(şına. 42/38) . .f'il.). ;..>.:,.,~:,(AI-i imran 31159)

278

Page 10: Sosyal Bilimler Enstitüsü İLMİ DERGiSiisamveri.org/pdfdrg/D02918/2009_7-8/2009_7_8_SULUNM.pdf · bizzat kendisini ilgilendirebileceği gibi o ilim dalının alt konuları ile

-Ümmet-i Muhammede emredilen bir şeyle herhangi bir tarihl olay anlatı­lırken geçiveren tavsiye/emir-yasak türü önermeler arasında; muhkem bir ifade ile muğlak ifadeler arasında1 ; bir şeyin bizzat emredilmesiyle, Hz. Peygamber'e haviUe edilmesil arasında;

-Bir tavsiyenin, emir ve yasağın 1-2 kez geçmesiyle defalarca vurgulanması ara­sında3; bir hususun açıkça: ~_;;i diye vurgulanarak emredilip yasaklanması4 ile emir ve nehy kalıpları kullanılarak emredilip yasaklanması arasında fark gözetilmiş olabilir mi5 sorusu üzerinde kafa yorulmalıdır.

3.2. Fezailü'I-Kur'an Hadisleri Bağlamında

Peki, Kur' an okumaya yönelik özendirici ifadelerde geçen Kıo· 'dn nedir? 0/annak nedir?

Kın-'an; dinintemel metni olduğu gibi, toplumsal mekanizmanın işleyiş esaslarını da belirleyen dünyevi bir rehber olarak gönderilmiştir. "Sizin en hayırlımz Kur'an'ı öğrenip öğretenlerdir" huyuran Hz. Peygamber, kalabalık bir grubu sefere gönderirken, içlerinden en genç alanını, Bakara suresini bildiği için başlarına komutan tayirı etmiş­tir6. Çünkü "Müslüman bir topluluğa önderlik edecek kişi Kur'fuı'ı en iyi okuyan"dır. Ama burada öyle bir bağlam sözkonusudw-ki Kın-'an, aynı zamanda mevcut siyasi yapının yürürlükteki yasalarıdır. Bu durumda, bunları en iyi bilen birinirı topluma ön­derlik etmesi kadar doğal bir şey olabilir mi?

Bu teşvik ifadeleri varid olduğu sırada, elde -bir bütün olarak- Kur'an-ı Kerim yoktu; her sure ayrı bir kitaptı. Aslıab-ı Kiramın elinde ilgi düzeylerine ve Peygamber' e yakınlıklarına göre irili-ufaklı sureler ve ayet grupları mevcuttu. Her sw-e ilahi mesajı genel çerçevesi itibariyle yansıtmakta ise de belli sureler bu açıdan daha yoğunluklu ve kapsamlıdır. Ve farklı ebatlarda oldukları için, vali:in müsaadesine ve kişinin dik­kat ve alakasına göre, Kur'an'ın özeti olarak HiiMfnıler veya YiiSfn gösterilebileceği gibi, ayete 'l-kürsf ve İhlas da gösterilebilir. Dolayısıyla, Allah'ın hüviyeti/mahiyeti ve insanoğlunun dünyada bulunuş sebebi gibi konularda bilgi edinmek isteyenler bunu

y.,:.;.Jlı,; ..ııı J) ;_,~~.~~ı) ~j~ w,ü (Nisii 4/59) 4)>1.)! S>L1..AYıı_,,~.ı d ;.s:;~ ..ııı 01 (Nisa 4/58) ~~\; ~ fSiı:.;,ıı_,iS6 ~ (Nisii 4/.29) ;j~j ı .:.ili ~j (!3akara 2/283) ~ ;j~ ı_~i:, ~ J1:. :_;), ı~i:, (Taliik 65/2) ~-~.ı~~ ~ı.:,!'ı)_,s (Maide 5/8) ul).illı:, t'k.;ı Jc ı):,i.i1 ~:, c;:.iliı:, Y.iı Jc ı):,i.i1:, (Maide 5/2) ı:± ~it.:, .ı.::,..~ (Şura 42/40) ~j Y! ~ .S:ı ~ ~ (Bakara 2/286) 0FJı ...! ';ıjı ~ ~akara 2/256) U,:,.:.~ ~ı~! _)ii M ı_,i)i ~j (N isa 4/94). 1. Bazı ayetleririmiina ve deliileti açık; bazı ayetlerinki ise muğlii1:tır. Manası açık olanlar 'zahir', 'nass', 'müfesser' ve 'muhkem'; manası muğliik olanlar ise 'hafi', 'müşkil', 'mücmel', 'müteşiibih' ve 'mübeyyen'dir. 2. "Yapın" demekle, "söyle de yapsıiılar" demek farklı bir önem ve değer ifade eder mi? 3. Kur'an'da vurgulanış sırasına göre: en geniş alanı ahliik ve inançla ilgili ayetler, sonra ibadetle ilgili ayetler, sonra günlük mufımelelerle ilgili ayetler, son olarak da ceza hu1:uku ile ilgili birkaç ayet bulunması tesadüfi değildir. 4 ö a·· !·.iı· fo:Jı· .~ı · · + ·jı ::. .ı1ı· -~yı- ~Lı "G ..ııı 'ı (Nail 16/90) J..:.,jjt.ı •• ··i 'ıi CA' ar . rne.,ı. ~ _, . _, c;ıc. u+'l.ı ..r. <J. ..,_, y : _, . , ->'. u, 1 ve . . , <,FJ ->' '-"' r 7 /29) ifadeleri. 5. Örneği: Jjıı i).)i ~j: "Zinaya yaklaşmayın!" (İsrii 17/32) ve ~_,.)i ı~_:, ~Jı...:.o;i ~ı~ ~:,.:.iı J: "Mümin erkeklere söyle de gözlerini haramdan çevirsinler ve namuslannı korusunlar." (N ür 24/30) 6. İbn Kesir, Tefsir, I, 35 (Tirnıizi'den naklediyor; Tirmizi bunun sahih olduğu kanaatinde)

279

Page 11: Sosyal Bilimler Enstitüsü İLMİ DERGiSiisamveri.org/pdfdrg/D02918/2009_7-8/2009_7_8_SULUNM.pdf · bizzat kendisini ilgilendirebileceği gibi o ilim dalının alt konuları ile

en veciz şekilde veren bu vb. surelere başvurmaya çağnlınış olmaktadır. Sözgelimi YaSin'in okunması, diğer konulan bir yana ölüm soruasım etkili ve veciz bir şekilde anlattığı için salık verilmiş olmaktadır. Bunun, bir başka -ve açık- örneği: "Kıyamet

gününü bizzat gözleriyle görmek isteyen biri varsa Tekvf1~ İnfitiir ve İnşikiik surelerini okusun."1 ifadesidir. Öte yandan, Hz. Peygamber'in namazlarda sürekli birtakım ayet ve sureleri okuduğu bilinmektedir2 ki bunlann öğle ve ikindi dışında sürekli sesli ola­rak okunduğuna dikkat edilirse, herkese öğretilmeye çalışıldığı anlaşılır. Peki niçin özellikle bunlar? El-cevap: Kur'an mesajını öz olarak yansıtabildikleri için ...

İnsanlar bu mesajı Kur'an'ın tamamını okuyarak da alabilirlerse de herkesin ilgi alanı, meşgalesi, kültür düzeyi hayat standardı aynı olmadığı ve herkes öğrenci olma­dığı için, az ve özle yetinmek durumundadır. İşte hadis-i şerifterin belli sureler üze­rinde yoğunlaşmasının sebebi budur. Söz konusu ayet ve surelerin -sözgelimi Türkler tarafından- hiç anlaşılınadan tekrar edilip durması; hatta bunun, diğer ayet ve sureleri terketme raddesine varması ayrı bir konudur. Burada bir suç varsa, Gazzall' de3 değil,

bu hadis-i şerifterin yanlış anlaşılınasında aranmalıdır.

Söz konusu anlayışta, yanlış s evap mantalitesinin büyük payı vardır. Anlamak seva­b ı hiç de azaltınadığı halde, işin kolayına kaçılınaktadır. Araştırma ve inceleme ruhunun herkeste bulunması elbette beklenemez; ancak nişan, nikiih, düğün, sürınet, okula baş­lama, mezuniyet (icazet) vb. münasebetlerle Kur'an okunduğu ya da okutulduğu zaman hangi maksat ve saikle hareket edilmektedir? Kur'an'ın feyiz ve bereketinden istifade etmek. .. Yani 'ben bunu o kuyup-okutup hayatıma yön vereyim' şeklinde bir düşünce ya ikinci plandadır ya da genellikle hiç yoktur. Oysa Kur'an'ın bilinçli bir şekilde okunınası gerekir; zira Kur'an okuma emir ve tavsiyelerinin asıl. hedefi, Yüce Allah'ın insanla­ra gösterdiği yolun öğrenilip anlaşılmasıdır. Kur'an'ın temelde insanların dünya-ahiret mutluluğunu sağlamak üzere bir rehber ve şiia olarak indirilıniş olduğu biliniyor. Yani, Kur'an okumakta esas olan, aniayıp uygulamaktır. Bunun sevabı, yani sonuç ve fayda­lan direkt olarak görülecektir [Kur'an'ın Araplara ve Türklere nasıl bir atılım ve ruh kazandırdığı malı1mdur]. Halbuki, Kur'an'ı genelde salt sevap kazanmak ya da feyiz ve bereketinden istifade etmek için okuyan İslam toplumlarında Kur'an'dan elde edilecek karşılık (sevap) "kendiliğinden, olağanüstü, müthiş ve dolaylı bir karşılık" zarınedilınek­tedir. Yani dünyada değil, ahirette elde edilecek birtakım yararlar ...

Bu temayülün altında "kolay yoldan kazanma hırsı" yatınaktadır. İhlas suresi Kur'an'ın 1/3'i olarak tanıtıldığı için, üç İhlas okuyan4 bütün Kur'an'ı hatınetmiş sa­yılıyor. Oysa, İhlas'ın Kur'an'ın 1/3 'ine denk oluşu, Kur'an'ın 1/3 'iriin itikadi konular olması, İhlas'ın da bunlan veciz ve kapsarnlı bir şekilde ifade etmesidir; yani, kişi, üç kez değil, üç milyon kez de İhlas okusa, Kur'an'ın yine 1/3 'ini okumuş olacaktır.

1. Tinnizi vd.' nden naklen Monziri, et-Terğib ve't-terhib, II, 378. 2. Geniş bilgi için bkz. Aydemir, "Muhtelif namazlarda Hz. Peygamber (s.a.s.) hangi süreleri o kurdu?" XVI/ı88-189, 12-15 (II) XVI/190, 8-10 (ID) XVI/191, 9-11 (IV) XVI/192, 9-10. 3. "Gazzali'nin Kur'an'ın kısımlarına deliilet maksadıyla cevher inci ve yakut kelimelerini kullanması, ... şüphesiz yazılı metni (mushafı) anlamak bir yana okumaya dahi çalışmaksızın bizatihi değerli bir eşya olarak algılamanın baş­langıç nol.:tası olmuştur. İşte bu şekilde Kur' an, aşamalı bir süreçte değerli bir' eşya'ya dönOşmOş; bu eşyaya dönüşme olgusu, killtOrel yapıda da vuku bulmuş ve en nihayet Kur' an, kadınlar için bir ziynet, çocuklar için birnazarlık, altın ve gümüş eşyalarının yanında duvarlara asılan bir sos haline gelmiştir" (Ebu Zeyd, s. 353). 4. Kur'an'ın özeti olarak en üston pasaj kabul edilen Fatiha da üç İhlas'a ilave edilir.

280

Page 12: Sosyal Bilimler Enstitüsü İLMİ DERGiSiisamveri.org/pdfdrg/D02918/2009_7-8/2009_7_8_SULUNM.pdf · bizzat kendisini ilgilendirebileceği gibi o ilim dalının alt konuları ile

Sonuç Olarak; Kur'an'ın rehberliğinden gerektiği gibi yararlanmak isteniyorsa,

(i) Kur'an'ın herhangi bir konuda ne dediği, o konudaki bütün ayetler dikkate alınarak tespit edilmeli;

(ii) Kur'an vahiylerinin birbirinden farklı iki devrede indirilıniş olduğurıa dikkat edilmeli

(iii) Kur'an'ın bir ahiret rehberi olmaktan çok dünya hayatında rehberlik ettiği unutulmamalı;

(iv) Yüce Allah'ın, kainat kitabı aracılığıyla konuşmayı sürdürdüğü göz ardı edil­memeli, akıl ve bilime burun kıvrılınamalıdır.

281